Upload
nevra-tutuncu
View
250
Download
6
Embed Size (px)
Citation preview
Bankacılıkta Fiyatlama
Nevra Tütüncü & Ebru Güven1
Özet
Çalışmamızı oluşturan “bankacılıkta fiyatlama” konusunu incelerken,
pazarlama disiplinin barındırdığı maliyet, rekabet, strateji nosyonları yanında;
bankacılık sektörünün işleyiş mekanizması, yasal düzenlemeleri ve bilanço yapısına
dönük ayrıştırıcı unsurlara da yer verilerek, konuya özgü hususlar vurgulanmaya çalışılmış
ve başvuru kaynakları olarak; yayımlanmış tezler, makaleler, sektörü düzenleyici
kurumların yayımladığı veriler ve internet araştırmasından yararlanılmıştır. Amacımız;
finansal sistemin önemli yapı taşlarından biri olan bankaların, günümüz rekabet
koşullarında önemi daha da artan “fiyatlama süreçleri”ne; teorik tanımlama ve tespitler
yanında, mevcut uygulamalar neticesinde gelişen olumsuzlukları da vurgulayan bir
değerlendirmede bulunmaktır.
Bu bağlamda; bankaların “kaynak maliyeti”ni oluşturan unsurlara (yasal
düzenlemeler, sabit giderler, fon maliyeti vb) değinilirken, faaliyete bağlı diğer maliyetler
(karşılıklar yönetmeliği, kredinin batma riski vb) hariç tutulmuş veya ilgili bölümlerde,
bütünlüğü sağlamak bakımından, sadece zikredilerek geçilmiştir.
1 M.Ü Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, Bankacılık Tezsiz Yüksek Lisan Öğrencisi, 2014 Güz
1
Buna göre çalışmamız; “Bankacılık Ürünleri”, “Fiyatlamayı Etkileyen Faktörler”,
Fiyatlama Stratejileri”, “Şubeler Cari Sistemi” ve “Sonuç” olmak üzere toplam 5 bölümden
oluşmaktadır.
Birinci bölümde; bankacılık türleri ve çalışmamıza konu olan ticari bankaların
ayırtedici özellikleri ele alınarak, bu bankalarda bulunan bankacılık ürünlerine yer
verilmiştir.
İkinci bölümde ele alınan “fiyatlamayı etkileyen faktörler”, hem pazarlama
disiplinin genel yaklaşımında yer alan müşteriye özgü dinamikler ve rekabet
şartları bağlamında, hem de bankacılığa özgü kaynak maliyeti , krediye özgü
şartlar vb açılardan değerlendirilmiştir.
Üçüncü bölüm; genel bir pazarlama bakış açısıyla, bankanın bulunduğu sektör
içindeki konumu, hedefleri, risk iştahı … gibi kriterlerle benimsediği fiyatlama stratejilerini
irdelemektedir.
Dördüncü bölüm; yine sektöre özgü bir işleyiş şekli olan şubeler cari sisteminin,
genel müdürlük ve şubeler arasındaki maliyet-kar kelemleri üzerinden izahına yöneliktir.
Beşinci ve son bölüm ise; günümüz rekabet koşulları altındaki fiyatlama
yöntemlerinin ne kadar sağlıklı işlediği ve gelecekte ne tür olumsuzluklarla karşı karşıya
kalmamıza yol açabileceğine dair tartışmalara ayrılmıştır.
2
Anahtar Kelimeler: Bankacılık, fiyatlama, kaynak maliyeti, şubeler cari sistemi
Pricing in Banking
Abstract
In examining the issue of "pricing in banking", along with the cost of hosting the
marketing discipline, competition and strategy notions; giving place to the functioning of
the banking sector, related legal regulations and oriented parser component to the
balance sheet structure were outlined, as sources, studied and referenced published
3
theses, articles, data, internet sector and research published by the regulatory authorities
were benefited from. Our goal; as the bank is one of the important building blocks of the
financial system, examining the "pricing processes" with further increasing importance in
today's competitive conditions; besides the theoretical explanations and conclusions,
also growing negativity in the present application as a result.
As per this goal; the components of the banks' ‘resource costs’’ (regulations, fixed
costs, funding costs, etc.) were examined excluding the other costs related to activities
(provisions regulation, risk on the credit etc.); they were introduced only through citing in
order to provide integrity of the subject.
Accordingly, our study consists of five parts: "Banking Products", "Factors Affecting
Pricing", "Pricing Strategies", "Branches’ Current System" and "Conclusion".
At first part; types of banking and, as commercial banks being our subject, their
distinctive features were examined with analysis of their banking products.
Secondly; “factors affecting pricing” were detailed in two angles: customer-specific
dynamics and competitive conditions as in marketing discipline's general approach; and
cost of funds, loan-specific conditions as in specific to banking.
Third part; with an overall marketing perspective, pricing strategies were examined
through subjects such as the position of the bank in the sector in which it is located, its
objectives, its risk appetite etc.
4
Forth part is again on branches’ current system, as a sector-specific operation,
which was explained over the cost-profit issues between headquarters and branch
offices.
Fifth and the last section was given to the discussions, on how successful the
pricing methods under current competitive conditions and along with these method
possible negativities to be faced with in the future.
5
Key Words: Banking, pricing, resource cost, branches’ current system
Giriş
Temel işlevleri; “atıl fonlarını borç vermek isteyenlerle, finansal kaynak arayanlar
arasında köprü oluşturmak; likidite ve para yaratmak, bir ödeme sistemi geliştirmek ve
yatırımcıların portföy tercihlerine seçenekler sunmak” olan Finansal Sistem, günümüzde,
çok geniş kitleleri sadece ekonomik değil, sosyal boyutuyla da etkileyen bir konuma
sahiptir. 2 Çünkü bu alandaki bir tıkanma; reel sektör başta olmak üzere, ekonominin
genelinde sorun doğmasına yol açabilmektedir. 3
Finansal sistemin temel aktörlerinden biri olan bankalar da benzer şekilde; hem
yaşadığı krizlerde ekonominin genelini etkileyen sonuçlara yol açmakta hem de yüksek
enflasyon, piyasa belirsizlikleri gibi olumsuz makro ekonomik şartlardan, doğrudan ve
şiddetli şekilde etkilenmektedir.4
2 Gözde ÇERÇİ, Y.Lisans Tezi, “Bankalarda Karlılık Analizi: Türk Bankacılık Sektörü”, Çukurova Üniversitesi, 20113 Türkiye’deki Bankacılık Krizlerinin sebepleri ve etkilerine yönelik daha detaylı bir çalışma için bkz: Konya Ticaret Odası,
Etüd Araştırma Servisi, Bilge Afşar tarafından hazırlanan “Türk Bankacılık Sektöründe Ekonomik Krizler” başlıklı
Araştırma Raporu, 16.03.20074 Ceren Aybike URLU, Y.Lisans Tezi, “Bankacılıkta Maliyetler ve Fiyatlandırma”, Kocaeli Üniversitesi, 2007
6
Bu bağlamda; şeffaflık, regülasyon, denetim gibi hususlarda, sadece faaliyet
gösteren kuruluşlar değil; sektörün bütünü yanında ülke ve hatta dünya ekonomisini
etkileyebilecek bir konuma sahip olan bankaların, sağlıklı işlemesinde önem taşıyan bir
diğer önemli husus da fiyatlama olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira; kar marjlarının tüm
sektörlerde git gide daraldığı, hele hele bankacılık gibi yaşlı (doygun) -yani büyümek için
rakibin müşterisini kazanmak gereken ve hemen hemen keşfedilmemiş ürünü
bulunmayan- piyasalarda ayakta kalabilmek; maliyet ve riskleri etkin yönetebilmek,
müşteri memnuniyetini korumak kadar, doğru fiyatlama yapabilmekle de yakından
ilgilidir.
Çalışmamız; bankacılığın risk yönetimi (kredi,piyasa,operasyonel), maliyet
yönetimi gibi süreçlerinden ayrı olarak; “performans etkinliğinde fiyatlamanın yeri”ni
vurgulamayı amaçlamakta ve bu değerlendirmeyi ticari bankalar, bir başka deyişle
mevduat bankaları üzerinden analiz etmektedir; zira diğer banka türlerinin (katılım ve
yatırım bankaları) bilançoları ve fiyatlamaya baz teşkil eden kaynak yapıları kadar,
sundukları bankacılık ürünlerinde de ayrışmalar bulunmaktadır.
Bu sebeple çalışmamızın “Bankacılık Ürünleri” başlıklı Birinci Bölümü’nde;
öncelikle bankamız finans piyasalarında faaliyet gösteren banka türleri ve sektör içindeki
payları ele alınarak, çalışmamıza baz teşkil eden ticari bankaların (mevduat bankaları)
sahip olduğu ağırlık ortaya konmuş, ardından bu kategoride sıklıkla karşılaşılan
bankacılık ürünleri özetlenmiştir.
Mevcut rekabet şartları altında, günümüzde; bankalar için verimliliğin tek ölçütü
faiz değildir. Uygun bir fiyatlama ve zengin bir ürün ve hizmet yelpazesi ile, müşteri
memnuniyetini en üst seviyede sağlayarak mevcut müşterileri korumak ve yenilerini
kazanma zorunluluğu, sektörün göz ardı edilemez bir gerçekliğidir.5 Bu nedenle
5 Ceren Aybike URLU, Y.Lisans Tezi, “Bankacılıkta Maliyetler ve Fiyatlandırma”, Kocaeli Üniversitesi, 2007
7
“Fiyatlamayı Etkileyen Faktörler” başlıklı İkinci Bölümümüz hazırlanırken; fonlama maliyeti
(faiz gideri) ve Düzenleyici Kurumlar’ın kaynak yapısıyla ilgili yasal düzenlemelerinin
getirdiği dolaylı maliyetler yanında; her işletmenin karşı karşıya olduğu sabit giderler ve
fiyatlamaya konu kredi işlemine özgü dinamiklerle, müşteri profili ve rekabet şartlarına
bağlı kriterler de değerlendirmeye dahil edilmiştir. Ötneğin müşterilerin bankaya
sağlayacağı yan gelirler (vadesiz mevduat vb) kaynak maliyetini azaltırken, hızla gelişen
teknolojik şartlara adapte olamamak da müşteri memnuniyeti üzerinde ciddi bir
gerilemeye yol açabilir.
“Fiyatlama Stratejileri” başlıklı Üçüncü Bölüm; genel bir pazarlama yaklaşımı ile
fiyatlamayı stratejik yönüyle ele almakta olup; maliyetlere ilişkin hesaplar ışığında (ve
bazen bu hesaplara rağmen); nihai fiyatın oluşmasında bankanın konumu, ileriye dönük
hedefleri, müşteriden/işlemden beklentileri vb hususlarda daha makro bir yaklaşımla
nasıl hareket edilebileceği özetlenmektedir.
Dördüncü Bölüm; karlılık ve maliyet konularının, bankacılık sektörüne özgü bir
modellemeyle “şubeler cari sistemi” üzerinden işleyişine dayanarak; şubeler cari faizinin
kurgu ve örneklemesini ele almaktadır. Çünkü bu bölüme kadar, genel müdürlük
düzeyinde şekillenen fiyatlama süreçlerinin, bankaların kar merkezleri olan şubelerle
entegrasyonunu sağlaması bakımından, bu yapının kurgu ve işleyişini anlamanın,
konunun ayrılmaz bir parçası olduğu düşünülmektedir.
Beşinci ve son bölümümüz ise, tüm anlatılanlar ışığında; günümüz rekabet
koşullarının fiyatlamaya etkileri ve bunun ileride yaratabileceği olumsuzluklar açısından
olası sonuçları ışığında genel bir değerlendirme niteliğindedir.
8
BİRİNCİ BÖLÜM
BANKACILIK TÜR ve ÜRÜNLERİ
1. Bankacılık Türleri:
Bankalar faaliyetlerine göre ; merkez bankaları, ticari bankalar, yatırım-
kalkınma bankaları ve katılım bankaları olmak üzere 4 ana gruba ayrılırlar. Çalışmamız,
ticari bankaların faaliyet yapısı doğrultusunda fiyatlama analizini amaçlamakla beraber;
genel fonksiyonları ve var oluş amaçları itibariyle, diğer banka türlerine de aşağıda kısaca
değinilmiş ve Ülkemiz finans piyasalarındaki payları; aktif toplamı, personel-şube sayısı,
kredi büyüklüğü gibi erişilebilir kriterler üzerinden mukayese edilmeye çalışılmıştır.
- Merkez Bankaları: Ülkenin milli parasını basma yetkisine sahip tek
yasal kurum olan merkez bankaları, para ve kredi işlemlerini reel kesimin
ihtiyaçları ve devletin ekonomi politikalarına uygun şekilde yürütmek,
bankaların nakit rezervlerini korumak, bankalararası takas işlemlerini
düzenlemek, uluslar arası döviz transferlerinin hesabını tutmak ve ülkenin
rezervlerini (döviz-altın) muhafaza etmek gibi önemli görevlere sahiptir.
Özellikle para arzının ayarlanabilmesi, kredi arz ve talebinin dengelenmesi
gibi hususlarda, ülke ekonomisi için çok kritik görevlere haizdirler.
- Ticari Bankalar: Mevduat toplama ve çek hizmeti sunmaları sayesinde
kaydi para yaratmak gibi çok önemli bir özelliğe sahip olan ticari bankalar;
mevduat toplama ve kredi vermek gibi geleneksel bankacılık faaliyetlerini
yerine getiren kurumlardır. Fon talep eden ve arz edenler arasındaki
9
transfer imkanını sağlamakla; ülke ekonomisinin ayakta kalma ve
büyümesi için gerekli olan hayati bir işlevi yerine getirmiş olurlar.
- Katılım Bankaları : Ticari bankalar gibi tasarruf sahiplerinden
topladıkları fonlarla, reel ekonomiyi finansa eden katılım bankaları, faize
duyarlı kesime hitap ederek faizsiz finansman prensipleri dahilinde faaliyet
göstermektedir. Ayırt edici özellikleri, sundukları bu faizsiz fon sağlama ve
fon sunma imkanıdır.
- Yatırım-Kalkınma Bankaları: Yatırım bankaları şirket birleşmeleri
ve devirlerine aracılık, portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı, finansal
kiralama, nakdi ve gayri nakdi kredi verme gibi faaliyetlere sahiptir. Daha
çok; tahvil ihracı veya yurtdışından sağladıkları fonlarla, şirketlerin uzun
vadeli yatırımlarını finanse ederler ve şube ağları ticari bankalar kadar
yaygın değildir.
Kalkınma bankaları ise; şirketlerin proje ve kalkınma programlarına (yatırım
projeleri, halka açılmalar, yabancı sermayenin ülke yatırımlarına kanalize
olması, sermaye piyasasının gelişimine zemin hazırlamak gibi) destek
olurlar.6
Ülkemizdeki yasal düzenlemeler açısından bakılacak olursa; yürürlükte bulunan
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu (2005) yukarıda bahsedilen ilk 2 finans kuruluşunu (ticari
bankalar ve katılım bankası) kapsamakta olup, diğerleri kendilerine özgü düzenlemelerle
oluşturulmuştur. 7
6 Emel Gündoğdu, Y.Lisans Tezi, “Bankacılıkta Kaynak Maliyeti ve Ticari Kredi Fiyatlandırma Üzerine Etkileri”, Beykent
Üniversitesi, 20097 Örneğin; Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. kuruluşu hk Kanun için bkz: http://www.kalkinma.com.tr/kurulus-
kanunu.aspx EXIMBANK Kuruluşu Hk Kanun için bkz: https://www.eximbank.gov.tr/dosyalar/genel/anasozlesme.pdf
10
Çalışmamız “bankacılıkta fiyatlama” konusunu, birbiriyle büyük ölçüde
benzemelerine rağmen; faize olan hassasiyetin gerektirdiği fonlama farkı ve leasing gibi
işlemlerde katılım bankalarının sahip olduğu serbesti itibariyle; ikisini birbirinden
ayrıştırarak, ticari bankalar üzerinden odaklanmak suretiyle irdelemektedir.
Yukarıda bahsedilen bankaların, Ülkemiz özelindeki büyüklüklerini karşılaştırmak
suretiyle, aşağıdaki bölümde değinilen analiz sonuçları, çalışmamıza baz teşkil eden ticari
bankaların, sektör genelindeki ağırlığını da ortaya koymaktadır.
Buna göre öncelikle, (merkez bankasını bir yana bırakarak) faaliyet bazında
- Ticari
- Katılım ve
- Kalkınma & Yatırım Bankası olmak üzere
3 ana sınıfa ayırdığımız banka türlerini, Ülkemizde faaliyet gösteren bankalar
açısından sermaye sahiplikleri, personel&şube sayıları ve
performans göstergeleri üzerinden analiz etmeye çalışalım.
BDDK verilerine göre Eylül 2014 itibariyle Türk Bankacılık sektöründe; 33 adet
ticari (mevduat), 4 adet katılım, 13 adet kalkınma ve yatırım bankası olmak üzere toplam
50 banka faaliyet göstermektedir.
11
Şekil 1: Türkiye’de Faaliyet Gösteren Bankalar 8
Bir başka deyişle, Sektör’de faaliyet gösteren banka toplamının yarısından fazlası
(%67) çalışmamız konusu olan ticari (mevduat) bankalardan oluşmaktadır.
Her bir kategori içindeki kamu-özel-yabancı sermayenin payları grafik
üzerinde görülmekte olup; ticari grubun ağırlıklı payına da (%55) yabancı sermayeli
bankaların oluşturduğu görülmektedir. Öte yandan, kuruluş çalışmaları devam eden kamu
bankalarının katılım bankacılığında yer alma süreçleri göz ardı edilirse, halihazırda katılım
bankalarının yabancı sermaye ağırlıklı bir profil sergilediği anlaşılmaktadır.
Ancak; ticari (mevduat) bankası kategorisindeki yabancı sermayeli banka adedine,
Türkiye’de açtıkları şubelerle faaliyet gösteren ve çok sınırlı bir işlem hacmi bulunduran
bankaların da – 6 adet- dahil olduğunu düşünürsek; yabancı-özel sermaye adedini daha
dengeli olduğu, kamu kesimininse (Birleşik Fon Bankası’nı hariç tutarsak) 3 banka ile
faaliyetlerini sürdürdüğünü görmekteyiz.
Bu sebeple, bu tabloya, kuruluş adedleri yanında, personel-şube sayısı, kredi
hacmi, aktif büyüklüğü gibi kriterleri de eklemek yerinde olacaktır.
8 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf
12
Aşağıdaki grafik; yukarıda bahsedilen 50 bankanın Eylül 2014 itibariyle şube ve
personel sayılarının toplamını göstermektedir.
Şekil 2: Türkiye’de Faaliyet Gösteren Bankaların Şube ve
Personel Sayısı 9 10
Buna göre; sınırlı sayıdaki kamu bankasının; geniş şube ağı ve personel sayısı ile
sektörde ağırlıklı paya sahip yabancı sermayeli bankalardan fazla bir paya sahipken, özel
sermayeli yerli bankaların her iki kriterde de gözle görülür bir üstünlüğe sahip olduğu
anlaşılmaktadır.
9 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf10 Daha detaylı bilgi için bkz: http://www.tbb.org.tr/tr/banka-ve-sektor-bilgileri/istatistiki-raporlar/eylul--2014---banka,-
sube-ve-personel-bilgileri-/1373
13
Bu tespitlere; performans göstergeleri açısından bakmak ve aktif toplamı, krediler,
karlılık gibi veriler üzerinden analiz yapmak için önce sektörün bilanço kalemleri ve aktif
toplamlarının GSMH ile kıyaslamalı gelişimine bakalım:
a. Aktif Toplamı – GSMH Gelişimi:
Sektörün aktif toplamı Eylül 2014 itibariyle, 1.930 milyar TL olup, Ülkenin
GSMH toplamının bir miktar üstünde bir hacme sahiptir.
*Nakit, Merkez Bankası, Para Piyasası ve bankalardan alacaklar kalemlerinin toplamıdır.
Tablo 1: Türk Bankacılık Sektörünün Aktif Büyüklüğü, Eylül 2014
11
11 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf
14
Şekil 3: Türk Bankacılık Sektörünün Aktif Büyüklüğü/GSMH,
Eylül 2014 12
Buna, bilanço dışı kalemleri de eklediğimizde; 2.145 Milyar TL’lik
toplamıyla, GSMH’nın üstünde bir hacme sahip olduğumuz görülmektedir. Yine de
bu oran; 65 trilyon USD civarındaki dünya GSYİH toplamına karşın; (2011 yılı BIS
verilerine göre) 707 trilyon dolarlık türev işlem (organize+tezgahüstü) piyasasıyla
mukayese edildiğinde (yaklaşık 11 kat), çok daha düşük (ve Ülkemiz açısından risk
yaratmaktan uzak) seviyelerdedir.
Tablo 2: Türk Bankacılık Sektörünün Bilanço dışı Büyüklüğü,
Eylül 2014 13
12 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf13 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf
15
Makro düzeyde, bu tür bir tablo sergileyen Türk bankacılık sektörünün işlem
hacmi ve karlılık performansına; yukarıda belirttiğimiz banka türleri bazında
bakmak gerekirse;
b. Aktif Kompozisyonu :
Ülkemizde bankacılık sektörünün aktif toplamı 1.930 Milyar TL olup,
bunun % 90’ı (1.745 Milyar TL) ticari bankalar (kamu+özel+yabancı) nezdinde
gerçekleşmektedir.
Şekil 4: Türk Bankacılık Sektörünün Aktif Kompozisyonu,
Eylül 2014 14
c. Kredi Kompozisyonu :
Ülkemizde bankacılık sektörünün kredi büyüklüğü 1.187 Milyar TL olup,
14 BDDK, İnteraktif Aylık Bülten, http://ebulten.bddk.org.tr/ABMVC/# (veriler üzerinden çalışılarak grafik hazırlanmıştır)
Veriler=> Katılım: 103 Milyar TL, Mevduat: 1.745 Milyar TL, Kalkınma-Yatırım: 82 Milyar TL, Sektör: 1.930 Milyar TL’dir.
16
bunun % 90’ı (1.069 Milyar TL) ticari bankalar (kamu+özel+yabancı) nezdinde
gerçekleşmektedir.
Şekil 5: Türk Bankacılık Sektörünün Kredi Kompozisyonu,
Eylül 2014 15
Sermaye Yeterliliği açısından bakıldığında, kalkınma ve yatırım bankalarının
pozitif ayrışan ortalamanın çok üstündeki oran hariç tutulursa, katılım ve
mevduat bankalarının rasyolarında paralelelik olduğu gözlemlenmektedir.
15 BDDK, İnteraktif Aylık Bülten, http://ebulten.bddk.org.tr/ABMVC/# (veriler üzerinden çalışılarak grafik hazırlanmıştır)
Veriler=> Katılım: 62 Milyar TL, Mevduat: 1.069 Milyar TL, Kalkınma-Yatırım: 56 Milyar TL, Sektör: 1.187 Milyar TL’dir.
17
Şekil 6: Türk Bankacılık Sektöründe Sermaye Yeterlilik
Rasyoları,
Eylül 2014 16
d. Karlılık Performansı:
Bankacılık sektörünün Eylül 2014 itibariyle toplam net karı 19 milyar TL’dir.
Şekil 7: Türk Bankacılık Sektörünün Kar Toplamı, Eylül 2014 17
16 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf
18
Bunun %90’a yakın kısmı önceki verilerle (aktif toplamı, kredi büyüklüğü)
uyumlu olarak, ticari (mevduat) bankalar nezdinde realize olmuştur.
Şekil 8: Türk Bankacılık Sektörünün Kredi Kompozisyonu,
Eylül 2014 18
Olağan diyebileceğimiz yukarıdaki sonuçtan biraz farklı olarak, aşağıdaki
grafikte bir önceki yılın aynı dönemiyle mukayeseli şekilde görüldüğü üzere; şube
ve personel sayısı itibariyle kamu kesimi ile yakın düzeylerde olmasına rağmen,
yabancı sermayeli banka genelindeki karlılık, kamu bankaları toplamının oldukça
gerisinde (yaklaşık 1/3’ü düzeyinde) kalmaktadır. Yerli özel bankalarla
karşılaştırıldığında ise, yaklaşık yarısı oranında şube ve personel sayısına sahip
olunmasına karşın, yabancı sermayeli bankaların karlılık toplamı, özel bankaların
¼’i seviyelerinde kalmaktadır.17 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf18 BDDK, İnteraktif Aylık Bülten, http://ebulten.bddk.org.tr/ABMVC/# (veriler üzerinden çalışılarak grafik hazırlanmıştır)
Veriler=> Katılım: 0,5 Milyar TL, Mevduat: 17 Milyar TL, Kalkınma-Yatırım: 1,3 Milyar TL, Sektör: 19 Milyar TL’dir.
19
Şekil 9: Türk Bankacılık Sektörünün Net Kar Dağılımı, Eylül
2014 19
e. Sonuç:
Sonuç olarak çalışmamıza esas teşkil eden ticari bankalar (veya diğer
tanımıyla mevduat bankaları), Ülkemizdeki bankacılık sektörü aktif toplamı, kredi
hacmi ve karlılık düzeyinin %90’ını teşkil etmesi itibariyle, sektörün çok büyük bir
kısmında geçerliliği olan dinamikleri, çalışmamızdaki tespit ve değerlendirmelerle,
okuyucunun bilgisine sunmaktadır.
2. Bankacılık Ürünleri:
Bu konu da yine ticari bankalar açısından genel bir yaklaşım ve ana hizmet
kategorileri düşünülerek ele alınmıştır. Buna göre; aşağıda yer alan şema ile
görselleştirilen modellememizde, ürünler, genel olarak 3 kategoriye ayrılmıştır.
Bunlar:
19 BDDK, Temel Göstergeler Raporu, Eylül 2014,
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Raporlar/TBSGG/13576tbs_temel_gostergeleri_eylul_2014.pdf
20
- Bankacılığın geleneksek ve en temel işlevi olan fon talep edenlerle fon
fazlası olanlar arasındaki bağlantıyı sağlamaya yönelik NAKİT FON
TRANSFERİ,
- Bankanın müşterisi lehine güven ve itibarını koyarak, yükümlülüğün yerine
getirilmemesi halinde nakit riske (tazmine) dönüşen GARANTİLER ve
- Ödeme amaçlı para transferi, cari hesap, yatırım işlemlerine aracılık gibi
hiçbir yükümlülük ve risk altına girmeksizin, sağlanan HİZMETLER’dir.
Bu bağlamda; kategoriler arasında (2 veya daha fazla kategorinin özelliğini
bir arada taşıyan) geçişken ürünler (doğrudan borçlandırma sistemi, kredi kartı,
kredili mevduat hesapları vb) olduğu gibi; kategorisine has, geleneksel
enstrümanlar da (kredi, akreditif, teminat mektupları, cari hesaplar, EFT-havale
gibi ödeme sistemleri) bulunmaktadır. Bu 3 kategorinin dışına genişletilen VDMK
(Varlığa Dayalı Menkul Kıymet) alanları ise, bankaların faaliyetleri sonucu elde
ettikleri çeşitli varlıklara (mortgage kredisi alacağı/ipoteği, ihracat alacakları vb)
dayanarak türev piyasalarda ikincil işlemler yapabilme imkanları sayesinde bilanço
dışı yükümlülüklerinin gelişme potansiyeline dikkat çekmek üzere belirtilmiştir.
21
Şekil 10: Bankacılık Ürünleri Üzerine Modelleme, Nevra TÜTÜNCÜ
VDMK: Varlığa Dayalı Menkul Kıymet
İKİNCİ BÖLÜM
FİYATLAMAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Kapitalist sistemlerde piyasa mekanizmasının temelini oluşturan fiyatlandırma,
aşağıdaki unsurlara bağlı olarak şekillenir:
a. Piyasa Modeli ve Rakip Firmaların Davranışları: Fiyatlama davranışının en
önemli unsuru piyasa modelidir. (monopol, oligopol, tam rekabetçi, eksik
rekabetçi vb)
b. Tüketicilerin Talep ve Davranışları: Üretimin nihai amacı tüketim olduğundan,
talebi belirlemede tüketicilerin gelir ve tercihleri etkili olmaktadır.
c. Maliyet Yapısı: Endüstride yüksek maliyetli firmalar, aynı mal ya da hizmeti
daha düsük maliyetle üreten firmalar karsısında rekabet avantajını
yitirmektedir. Bu anlamda fiyatlandırma davranısında maliyet unsurları
firmanın veri fiyatlarda basarısını sürdürmesi ve piyasa kosullarındaki degisime
ayak uydurabilmesi açısından önem kazanmaktadır.
22
Maliyetler; firmanın üretim miktarından bağımsız şekilde meydana gelen
personel maaşları, amortisman giderleri, tamir-bakım giderleri gibi kalemlere
konu sabit maliyetler ile, üretime başlanan andan itibaren katlanılan
üretim faktörlerine dönük hammadde, emek maliyeti, yakıt vb kalemlere sahip
değişken maliyetlerden oluşur.
Sabit ve değişken maliyetlerin bir araya gelmesiyle toplam maliyete, bu değerin
üretim miktarına bölünmesi ile de birim başı maliyet veya ortalama maliyete
ulaşılır.
d. Ortalama Maliyet Fiyatlandırması: Neoklasik modeldeki kar maksimizasyonu
amacına göre hareket ederek fiyat belirlemenin handikap ve yetersizlikleri20
firmaları ortalama maliyet düzeyini dikkate alarak fiyat düzeyini belirlemeye
sevketmektedir. Bu yaklaşıma göre fiyat; ortalama değişken maliyet ve sabit
masraflar toplamına belirli bir kar düzeyinin eklenmesi ile bulunur. (Bu
modelde, ortalama değişken maliyetin firma tarafından net şekilde bilindiği
varsayılmaktadır.)
Ancak gerçek hayatta; firmaların rakiplerinin tepkisini dikkate almadan
fiyatlama yapmadığı görülmektedir. 21
Bankacılıkta Fiyatlandırma :
Bankalar; riske, vadeye ve likiditeye aracılık eden kurumlar olarak,
kullandıkları girdilerle finansal üretim yaparlar. Bir başka deyişle; toplanan fon
20 Neoklasik iktisatta kar maksimizasyonu amacıyla; piyasa modeli, tüketicilerin talebi ve maliyet yapısının bir bileşeni
olarak fiyatlamaya karar verilir. Oysa ki; gerçek hayatta kar maksimizasyonu yanında, piyasada varlık sürdürebilme ve
Pazar paylarını koruma hedefi de mevcuttur. Buna ilave olarak, gelecekte tüketici talebi ve ekonominin genelinde
meydana gelebilecek değişiklikler de bu modelde yer almamaktadır.21 Tunay İyigün, “Bankacılıkta Fiyatlandırma” Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, 2006
23
ve emekten oluşan girdi ler, kredi ve finansal hizmetler olarak finansal
ürüne dönüşür. 22
Bankaların ürettiği bu finansal hizmetin ölçülmesi ve hesaplanması oldukça
sorunludur, ayrıca çok sayıda girdi çıktıyla (fon toplama ve sağlama sırasında
kullanılan çeşitli sayı ve farklılıktaki enstrüman, yasal düzenleme vb)
çalışmaları bu hesaplamayı zorlaştırmaktadır. 23
Buna karşın; bir önceki başlık altında açıklanan teorik perspektifteki hususlar,
bankacılık fiyatlamasında da genel bir geçerlilik taşımakta olup; çalışmamız
özelinde “bankacılıkta fiyatlamayı belirleyen hususlar”; maliyetler (kaynak
maliyeti ve diğer maliyetler), krediye özgü şartlar, müşteriye özgü dinamikler ve
rekabet koşulları olmak üzere 4 grup halinde incelenmiştir.
1. Maliyetler:
Bankacılık sektörü için temel bir kavram olan “kaynak maliyeti” ve yine bir
kısmı sektöre özgü, diğeri genel geçer maliyet kalemlerinden oluşan “diğer
maliyetler” başlıkları altında incelenecek bu bölüm; nakit toplam 2 tür maliyet
türü altında incelenmiştir.
a. Kaynak Maliyeti: Çalışmamızda kaynak maliyeti; banka
bilançosunun kaynak yapısını oluşturan kalemlerin fon maliyetini,
mevduatın krediye dönüşme oranını bir başka deyişle (kullanılabilir
kaynak miktarını) etkileyen yasal düzenlemeler ve bankacılık
faaliyetinin doğası gereği, mudilerin taleplerini karşılamak üzere hazır
bulundurulması gereken günlük kasa ihtiyacı başlıkları altında
incelenmiştir.
22 Tunay İyigün, a.g.e.23 Ceren Aybike Urlu, “bankacılıkta Maliyetler ve Fiyatlandırma” Y.Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, 2007
24
i. Fon Maliyeti: Ticari bankalarda bilançonun kaynak yapısı;
özkaynağın ana kalemi olan sermaye ile yabancı kaynağın temel
bileşenleri olan mevduat ve mevduat dışı kaynaklar baz alınarak
incelenmiştir.
Şekil 11: Ticari Bankaların Kaynak Yapısı
1. Mevduat: Bireyler, aileler, işletmeler ve hükümetler
tasarruflarını finansal sistemin önemli bir parçası olan
bankalar nezdinde hem muhafaza etmekte hem de faiz
geliri elde etmektedir. Bankalar tarafından tasarruf
sahiplerinden toplanan bu paraya, mevduat denir.
Yatırım bankaları dışındaki bankaların en büyük para
kaynaklarını oluşturur ve kendi içinde vadeli ve vadesiz
olmak üzere 2’ye ayrılırlar.
a. Vadesiz Mevduat: En temel özellikleri, mudi
(hesap sahibi) tarafından istendiği zaman geri
alınabilmesidir. Bu grupta ayrıca; dış ticaret
işlemlerine konu ödeme emirleri, çek bedelleriyle
ilgili bloke hesaplar, otomatik ödeme, maaş
25
ödemeleri gibi işlemlerin yarattığı hesap tortusu da
dahildir.
Vadesiz mevduat türünde genellikle bankalar faiz
bedeli ödemek yerine müşterilerine mevduat
üzerinden bedelsiz hizmet sağlar. Vadesiz
mevduatın her an çekilebilecek olması bankanın
kullanım alanını sınırladığından, bu tür mevduata
ya hiç faiz verilmez ya da vadeli mevduata verilen
faize göre oldukça düşüktür.
b. Vadeli Mevduat: Toplam mevduat içinde en
büyük paya sahip olan mevduat türü ulusal para
mevduatıdır. Bu mevduatın maliyetinde ve
büyüklüğündeki değişiklik, bankanın toplam
kaynak maliyetini de etkiler.
TL mevduatın maliyeti, vade bitiminde ödenen faiz
oranıdır.24 ( Yasal düzenlemelere konu karşılık
oranları, TMSF primi, KKDF primi gibi diğer maliyet
kalemleri, ilerleyen bölümlerde anlatılmıştır. )
2. Mevduat Dışı Kaynaklar:
Bunlar bankanın borçlanma yoluyla sağladığı yabancı
kaynaklar olup; yurtiçi ve yurdışındaki çeşitli piyasalar
üzerinden gerçekleşebilir.
24 Yasalar sadece mevduata verilebilecek en yüksek faiz oranını saptadıklarından, bankalar her mevduata faiz vermek
zorunda degildirler. Mevduata verilen faiz tasarruf etmenin bir bedeli olmakla beraber, faiz oranının yüksekligini
mevduatın vadesi belirlemektedir.
26
a. Bankalararası Piyasa:
Merkez Bankası aracılığı ile fon fazlası ve fon açığı
olan bankaların karsılaştığı bu piyasa, bankalar
tarafından kısa vadeli fon gereksinimleri
durumunda daha çok kullanılmaktadır.
Faiz oranı, Merkez Bankası Komisyonu ile Banka
ve Sigorta Muamele Vergisi bu kaynağın maliyet
unsurlarını oluşturmaktadır. 25
b. Reeskont Kredileri:
Merkez Bankasına verilen senet bedeli ve Merkez
Bankası’nın reeskont kredilerine uyguladığı faiz
oranı bu kaynağın ana maliyet unsurlarını
oluşturmaktadır. Merkez Bankası uygulamış
olduğu reeskont oranlarını yükselterek ve
düşürerek bankaların ve dolaylı olarak da
piyasanın genelinin likidite pozisyonunu
etkilemektedir.26
c. Repo: Repo işleminde borç para alınarak
karşılığında menkul kıymet satılmakta, işlemin
vadesi dolduğunda üzerinde anlaşmaya varılan faiz
ve anapara ödenerek, menkul kıymet geri
alınmaktadır. Bir günlük, haftalık ve aylık vadelerle
yapılabilir.
25 Tuvshinjargal GANBAT, a.g.e.26 Tuvshinjargal GANBAT, a.g.e.
27
Repo işlemi nakit fazlası olan tarafın (gerçek veya
tüzel kişi) finansal kuruma başvurmasıyla başlar.
Taraflar vade ve faiz üzerinden anlaşmaya
vardıktan sonra, yatırımcı finansal kurumdan repo
yapıldığına dair makbuz alır. Bir başka deyişle,
repo yaptıran yatırımcı, geri satma taahhüdü ile
işleme konu olan menkul kıymetleri bir süreliğine
satın almış durumdadır. Repo işlemini yapan
finansal kurum ise, -tam tersi- elinde buluna
menkul kıymetleri belli bir süre için başkasına
satarak fon elde eder.27
d. Yurtdışı Krediler:
Basta sendikasyon kredisi olmak üzere bir çok
yabancı bankalardan kaynak sağlama olanağı
vardır. Sendikasyon kredileri genellikle, bir
bankanın kendi kaynaklarıyla fonlayamayacağı
büyüklükteki kredi taleplerinin karşılanması ve
katılımcı bankalar arasında riskin paylaşılması
amacıyla sağlanmaktadır. Faiz oranı, bankanın ve
ülkenin kredi değerliliği, kur riski, gider ve
komisyonlar bu kaynağın ana maliyet unsurlarıdır.
e. Menkul Kıymet İhracı:
Menkul kıymet ihracı daha çok yatırım ve kalkınma
bankalarının başvurdugu bir kaynaktır. Yatırım ve
27 Nalan Ece, Doktora Tezi, Bankacılık Sektöründe Kaynak Maliyeti ve Kredi Fiyatlandırmasına Etkileri, Kadir Has
Üniversitesi, 2007
28
kalkınma bankalarının açtıkları kredileri mevduat ve
özkaynakları ile karşılamaları mümkün değildir.
Özellikle sermaye piyasasının gelişmiş olduğu
ülkelerde yatırım ve kalkınma bankalarının uzun vadeli
kredilerini tahvil ihracı yoluyla karşıladıkları
görülmektedir.
Banka tarafından ihraç edilen tahvilin gerçek maliyeti;
tahvilin satısından
elde edilen net nakit girişlerinin bugünkü değerleri
toplamını, tahvilin faizleriyle birlikte vadesinde
ödenecek anaparanın bugünkü değerine eşit kılan faiz
oranıdır. 28
Birkaç türde gerçekleşebilir.
Tahvil İhracı ile Sağlanan Kaynaklar: Bir
menkul kıymet olan tahvil; genel anlamda alacak
haklarını temsil etmek üzere kamu ve özel sektör
kuruluşlarınca ihraç edilen kıymetli kağıtlardır. Sabit
getirilidirler. Devlet tahvillerinde risk yokken; özel
sektör tahvillerinde kredi riski mevcuttur. TCK 420. Ve
izleyen maddelerinde hükme bağlanmıştır. Bir
sermaye piyasası aracı olmakla birlikte, repo
piyasasında kısa vadeli olarak alınıp satılarak bir para
piyasası aracı olarak da kullanılabilmektedirler.
28 Tuvshinjargal GANBAT, a.g.e.
29
Finansman Bonoları: Bonolar; kısa vadeli fon
sağlamak amacıyla genellikle iyi tanınan ve
kredibilitesi yüksek ticari ve finansal kuruluşlar
tarafından çıkarılan emre veya hamile yazılı kıymetli
evraklardır. Firmaların kısa vadeli (1 yıldan az, uluslar
arası piyasa ortalaması 90 gün) fon ihtiyacını
karşılamak üzere ihraç edilen para piyasası araçlarıdır.
A,B,C,E ve F tipi olmak üzere farklı türleri bulunur.
Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler: (VDMK) :
Ülkemizde 1992 yılındaki düzenlemeyle uygulamaya
geçen VDMK, esasen bir sermaye piyasası aracıdır;
ancak ülkemizdeki uygulamada kısa vadelerle bir para
piyasası aracı gibi kullanılmaktadır. Dayanak varlık,
bilanço aktiflerinde (varlık kalemlerinde) yer
aldığından bu şekilde isimlendirilir. Bir nevi bilançonun
likit hale getirilmesi olarak düşünülebilir. Bankalar
açısından olası dayanak varlıklar; tüketici kredileri,
konut kredileri, finansal kiralama sözleşmelerinden
doğan alacaklar, ihracat işlemlerinden doğan
alacaklar vb olabilir. 29 Yeri gelmişken 2007 yılında
ABD’de başlayan ve 2008 yılı itibariyle tüm Dünya’yı
etkileyen bir boyuta ulaşan mortgage krizi, ABD’li
bankaların bilançolarındaki mortgage kredisi
alacaklarını benzer şekilde likit hale getirmesinden
29 Nalan ECE, a.g.e.
30
kaynaklandığı ve denetimlerinin büyük önem taşıdığını
vurgulamak yerinde olacaktır.
3. Özkaynaklara. Sermaye:
Bankaların müşterilerine sunmuş oldukları kredilerin bir
bölümü özkaynaklardan karşılanır. Özsermaye maliyeti,
bankaların kredileri özsermayelerinden karşıladıkları
zaman ortaya çıkar.
Bir yandan da sermayenin başka alternatif kullanım
alanları da vardır. Örneğin kısa vadede kredi kararının
verilmesi karşılığında özsermaye artışına gidilmesi banka
için ek fonlama maliyetlerine sebep olmaktadır.
Özsermaye maliyetlerinin hesaplanmasında çeşitli
yöntemler bulunmaktadır. En yaygın olarak kabul edilen
görüş, yatırımların çekici görünmesi için paydaşın elde
ettiği vergiden sonraki gelir, en azından sabit faizli
(menkul kıymet) menkul kıymetlerin getirisine eşit
olmalıdır. 30
ii. Yasal Düzenlemeler:
Banka bilançolarına dönük yasal düzenlemeler hem aktif hem
de pasif kalemlere dönük olarak mevcuttur.
Ancak kaynak maliyeti denilince; bankaların pasif (kaynak)
kalemlerine dönük düzenlemeleri ele almak gerekeceği tabidir.
30 Nalan ECE, a.g.e.
31
Buna rağmen, konu başlığının bütünlüğünü korumak için; varlık
hesapları (aktifler) ve hatta bilanço dışı yükümlülüklerle ilgili
yasal düzenlemelere de kısaca değinilecektir.
Şekil 12: Ticari Bankalarda Yasal Karşılıklar
- Pasif Kalemlere (Kaynaklara) Ait Düzenlemeler:
Bankaların kaynak kompozisyonunda en ağırlıklı kalemi oluşturan
mevduatlar (TL ve YP) üzerinde, başta mevduat sahiplerinin (mudiler)
haklarını korumak ve bunun yanında, Merkez Bankası’nın para
politikalarının etkin bir aracı da olarak işlem görev karşılık oranları ve
sigorta primi bulunmaktadır. (Yine yasal düzenlemeler gereği bankalara
maliyet unsuru oluşturan ve fakat kaynak yapısı dışında sebeplerle tahsil
edilen BDDK Giderlerine katılma payı ve diğer vergisel yükümlülükler, daha
sonraki bölümlerde ele alınacaktır.)
1. Disponibilite: Merkez Bankası tarafından zorunlu
hale getirilmiş olan bu oran; bankaların toplamış oldukları
mevduatın talep anında veya vadelerinde mudiye
32
ödenebilmelerini sağlamak içindir. Bu amaçla bankalar
TCMB nezdindeki serbest hesaplarında nakit ve
portföylerinde her an nakde dönüşebilir kamu menkul
kıymetleri bulundurmak zorundadır.
Merkez Bankası, bankaların bu yükümlülüğü
çerçevesinde, DİBS (Devlet İç Borçlanma Senetleri)ne
plasman yaparlar. Net disponibilite yükümlülüğü
hesaplanırken, DİBS’lerden elde edilen faiz gelirleri de
göz önünde bulundurulur.
Konuyla ilgili düzenlemeler; 29 Mart 2002 Tarih ve
24710 Sayılı Resmi gazete’de yayımlanmış olup, TL ve YP
için halihazırda disponibilite oranları sıfır’dır.
Umumi disponibilite hesaplamaları, iki haftada bir Cuma
günleri (bugünün resmi tatile denk gelmesi halinde bir
önceki iş günü) hesaplanır. 31
2. Zorunlu (Munzam) Karşılıklar: Munzam
karşılıklar; mevduatın güvencesi olduğu kadar, Merkez
Bankası’nın bankaların kredi hacimlerini değiştirmede
yararlandığı etkili araçlardan biridir.32
Disponibilite oranlarından başka; TL mevduat ve döviz
tevdiat hesaplarının belli bir oranı, TCMB nezdinde
serbest tevdiat ve mevduat olarak yatırılmak zorundadır.
31 Nalan Ece, a.g.e.32 Nalan Ece, a.g.e.
33
Zorunlu karşılık oranlarının yüksek ve getirisiz ya da
düşük getirili olması, bankaların ellerindeki kullanılabilir
fonları azaltması ve plase edilebilir fon maliyetini
arttırması bakımından önemli ölçüde eleştirilmektedir.33
Güncel Oranlar: TL% 11,5 YP:%1334
3. TMSF Primi: 5411 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 15.
maddesinin (6) numaralı fıkrasının (a) bendi ile geçici 1
inci maddesinin (c) fıkrasına göre, Türkiye'de faaliyet
gösteren ve mevduat kabulüne yetkili bulunan
bankaların, yurt içi subelerinde gerçek kisiler tarafından
açılmıs olan TL cinsinden tasarruf mevduatı ile tasarruf
mevduatı niteligini haiz altın depo ve döviz tevdiat
hesapları mevduat sigortasına tabidir.
Tasarruf mevduatı sigorta primleri; bankaların
düzenledikleri üç aylık hesap özetleri esas alınarak her
üç ayda bir ayrı ayrı hesaplanır. 35
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun Kaynakları ile
Kaynakların Kullanımına Dair Yönetmeliğe göre; oran,
sermaye yeterlilik oranı 8 ve üzerinde olan bankalar için
onbinde 25, diğerleri için onbinde 26 olarak
belirlenmiştir.36
33 Tuvshinjargal GANBAT, a.g.e.34 www.tcmb.gov.tr35 Tuvshinjargal GANBAT, a.g.e.36 Nalan ECE, a.g.e.
34
- Aktif Kalemler ve Bilançodışı Varlıklara Ait
Düzenlemeler:
Bankaların aktif (varlık) kalemleri ve bilanço dışı yükümlülüklerinde yer alan
nakit ve gayri nakit kredilere ilişkin yasal düzenlemeler; 2006 yılında
yayımlanan ve daha sonra 2008-2009-2010-2011 yıllarında revize edilen
Karşılıklar Yönetmeliği çerçevesinde uygulanmaktadır. Ancak bu
düzenleme; doğrudan fiyatlama değil, daha çok Banka Karlılığıyla ilgili bir
konu olduğundan çalışmamızın kapsamı dışında bırakılmıştır.37
iii. Günlük Kasa İhtiyacı:
Bankaların günlük nakit ihtiyacını karşılamak için tutulan
kaynaklar (ihtiyari kasa) kullanılabilir kaynak miktarını düşürmek
suretiyle maliyetlerin artmasına yol açmaktadır. 38
b. Diğer Maliyetler:
Bu bölümde doğrudan fon kaynaklarına dayanmayan ve fakat; gelir,
katılım payları (aidat), bankacılığa özgü risk maliyetleri ve her işletme
için söz konusu olan sabit giderler ayrı başlıklar halinde ele alınmıştır.
i. Mevzuata Bağlı Maliyetler:
1. Vergi Mevzuatına Bağlı Maliyetler: Vergi
Mevzuatı’na göre; Türkiye’de kurulu bankalar ile merkezi
yutdışında olan bankaların Türkiye’deki şubelerinin tabi
olduğu bir takım vergisel yükümlülükler vardır. Bunlar;
Kurumlar Vergisi (3 ayda bir Geçici Vergi şeklinde),
37 https://www.tbb.org.tr/Dosyalar/.../ Karsiliklar _ Yonetmeligi _011106.doc ; https://www.tbb.org.tr/.../Karsiliklar_Yonetmeligi_Degisiklik_230109.do... 38 Emel GÜNDOĞDU, Bankacılıkta Kaynak Maliyeti… , Y.Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi, 2009
35
(bankanın her türlü tahvil ve hazine bonosu, ters repo,
mevduat faizi, özel sektör tahvili üzerinden elde edilen)
gelire ait stopaj, BSMV, Damga Vergisi, KDV, KKDF
kesintileri, Sivil Savunma Fonu kesintileri vb.’dir. 39
Başlıcaları aşağıda açıklanmıştır:
KKDF Kesintisi: Bakanlar Kurulu’nun 88/12944
sayılı kararı ile yatırım ve ihtisas kredilerinin
desteklenmesi amacıyla TCMB nezdinde kurulan Kaynak
Kullanımı Destekleme Fonu, yıllar itibariyle yapılan
değişiklikler sonrasında, günümüzde daha çok kısa vadeli
sermaye hareketlerinin kontrolünde bir araç haline
dönüşmüştür.
Halihazırda; tüketici kredilerinde %15; kabul kredili,
vadeli akreditif ve mal mukabili ithalat işlemlerinden %3
olarak uygulanmaktadır.
BSMV: Gider Vergileri Kanunu’nun (No:6802)
28.Maddesi’nde düzenlenmiştir. Oranı %15’tir.
BDDK Gider Payı: 4389 Sayılı Bankalar Kanunu
uyarınca 31 Ağustos 2000 tarihinde faaliyete geçen
BDDK, bütçe gelirlerini bankaların bir önceki yıl sonu
bilanço toplamları üzerinden % 0.03 oranındaki
39 Ceren Aybike Urlu, Y.Lisans Tezi, Bankacılıkta Maliyetler ve Fiyatlandırma, Kocaeli Üniversitesi, 2007
36
ödemelerle sağlamaktadır. Bu gider ma bankalar
açısından bir maliyet kalemidir. 40
2. Bankacılık ve Sermaye Piyasası Mevzuatına
Bağlı Maliyetler: Önceki bölümlerde açıklanan ve bu
başlık altında düşünülebilecek ;yasal karşılıklar-
disponibilite ve munzam-, TMSF, KKDF, BSMV, BDDK
Katılma Payı’na İLAVETEN;
Bu grupta değerlendirilebilecek bir başka unsur, risk
maliyetleridir. Bu risklerin başlıcaları; kredi riski (karşı
taraf riski, işlemin sonuçlandırılamama riski, ülke riski
dahil), piyasa riski (faiz, kur riski dahil), likidite riski (hem
ödeyememe hem de fonlayamama yönüyle) ve olay riski
(operasyonel risk, mevzuata aykırı hareket etme
riski)dir.41
ii. Sabit Maliyetler:
Kaynak maliyetinin hesaplanmasında, faaliyet giderleri olarak
da adlandırılan dolaylı maliyetlerin etkisinin dikkate alınması
gerekmektedir. Bankaların, mevduat toplama ve kredi verme
fonksiyonlarını yerine getirebilmek üzere katlandığı personel,
haberleşme, sigorta, kırtasiye, kira, bakım ve onarım, reklam,
ilan gibi operasyonel ağırlıklı giderler, isletme giderleri ya da faiz
dışı giderler olarak adlandırılır. Banka bu tür giderlerini bankanın
yaptığından, bu giderlerin de bankanın kaynak maliyetinin
40 Nalan ECE, a.g.e41 Ceren Aybike Urlu, a.g.e.
37
hesaplanmasında dikkate alınması gerekmektedir. 42 Giderlerin
tahmin edilmesi için geçmiş yıllar verilerinden de yararlanılabilir.
43
Tüm bu anlatılanlar ışığında Kaynak Maliyetinin
Hesaplanması’nı Özetlersek:
Banka pasif yapısının unsurları olan her bir kaynak için tespit edilen maliyet
oranları ile bu kaynakların toplam kaynaklar içindeki paylarının çarpılması sonucu
ağırlıklı maliyet oranları bulunur. Bu orana dolaylı giderlerin eklenmesi ile bankanın
kaynak maliyetine ulaşılır.
4. Krediye Özgü Şartlar:
Kredi veren ve talep eden arasında kredinin vadesi, teminatlandırılması ve
ödeme şartları bakımından birbirine zıt şartlar söz konusudur.
Vade Bakımdan ; kredi veren mümkün olduğunca vadeyi kısa tutarak
riskini44 minimize etmeye çalışırken, kredi talep edense, ödeme rahatlığı
açısından zamana yaymayı veya darboğazdan kurtulduğu ya da daha ucuz bir
başka finansman sağladığı zaman borcunu erken kapatabilmeyi tercih
edecektir.45
Teminat Bakımından; kredi kuruluşları mümkün olduğunca güçlü
teminatlarla (maddi veya kredibilitesi yüksek kefil gibi) kendilerini güvenceye
almak isterken, kredi alanlarsa hem başka finansörler nezdinde örnek teşkil
42 Tuvshinjargal GANBAT, a.g.e.43 Ceren Aybike Urlu, a.g.e.44 Risklerden kasıt; hem kredi alanın zaman içinde ödeme güçlüğüne düşmesi, kredibilitesinin bozulması gibi iç hem de
genel ekonomik koşulların kötüleşmesi gibi dış şartlardır.45 Ceren Aybike Urlu, a.g.e.
38
etmemesi hem de varlıklarını korumak için mümkün olduğunca bundan
kaçınmayı isteyecektir.
Geri Ödeme Şartları Bakımından; kreditörler mümkün olduğunca
belirlenmiş taksitlerle ödeme yapılmasını ve erken kapama vb durumlarla gelir
kaybına uğramamayı isteseler de; daha esnek ödeme koşulları, kredi alan
açısından faiz yükünün azalması itibariyle daha avantajlıdır.
Sonuç olarak; vade uzadıkça, teminat yapısı zayıfladıkça, geri ödeme
şartları ara ödeme vb esnekliklerden uzak oldukça, kredi fiyatlaması
yükselecektir.
5. Müşteriye Özgü Dinamikler:
Kredi, güvene dayalı bir işlem olup; kreditörler ancak belli itibara sahip olanlara
kredi verirler. Bu amaçla müşterileri risk gruplarına göre ayırarak,
teminatlandırma, fiyatlama vb kriterlerde farklılaşmaya giderek; krediye özgü
risklerin azaltılmasına çalışılır.
Bu bağlamda; kredinin yukarıda bahsedilen kriterleri kadar, müşterinin kendisi
ve müşteriyle kreditör kuruluş arasındaki ilişkinin mahiyeti de fiyatlama
açısından belirleyici bir başka husus olarak karşımıza çıkar.
Müşteri açısından fiyatlamayı etkileyecek başlıca kriterler şunlardır:
- Müşteri’nin kredibilitesi: Mali veri ve piyasa istihbaratıyla elde
edilen veriler ışığında müşterinin; talep ettiği krediyi ödeme kapasitesi,
ödeme yönündeki iradesi, moralitesi, başka kaynaklardan borç bulabilme
39
kapasitesi… vb kriterler fon talep eden firmanın pazarlık gücünü
arttıracaktır.
- Banka ve Müşteri Arasındaki İlişki: Diğer Pazar koşulları
sabitken ufak bir faiz farkı için uzun süreli iş bağlantılarına son
verilmeyeceği gibi yeni müşteri kazanımlarında daha esnek
davranılabilecektir.
- Müşterinin Getirileri: Kredi talep eden müşterinin mevduat
bakımından bankaya kazandırdığı gelir, kredi maliyetini değiştirecek;
müşterinin bankada mevduat bulundurması, bankanın kredinin
fonlanmasında kullandığı maliyeti düşürecektir. Benzer şekilde faiz
hassasiyeti olan müşterilerin vadesiz mevduatla bankaya sağladığı getiri,
bu müşterilere yönelik fiyatlamalarda göz önünde bulundurulması gereken
bir husustur.46
6. Rekabet Koşulları:
Bankacılık sektöründe rekabet, doğrudan doğruya fiyatları etkileyen en önemli
unsurlardan biridir56. Rekabette fiyat çok önemli bir etken olmakla birlikte
rekabet gücünü belirleyen tek etken değildir. Rakip kuruluşların sunduğu en düşük
fiyat maliyet yapısının incelenerek, kurumun gerçek rekabet yeteneğinin
belirlenmesi kadar müşterinin fiyat duyarlılığının saptanması da önem
taşımaktadır. 47
Müşteri açısından maliyetin hala çok önemli olmasına karşın yine de fiyat da
tek Başına rekabette belirleyici bir faktör değildir. Şube ağı, Hizmet kalitesi, hizmet
46 Ceren Aybike Urla, a.g.e.47 Fiyatın belirlenmesine iliskin incelemeler, özel müsterilerin fiyat dısı degiskenlere karsı daha duyarlı oldukları,
KOBİ’lerin ise en çok fiyata önem verdiklerini göstermistir.
40
çeşitliliği, yapısı, müşterinin gereksinimlerini karşılayan hizmetlerin sunulması,
teknoloji (internet bankacılığı, ATM sayısı vb) reklam vb. bütün bunlar rekabet
gücünü etkilemektedir. Ancak tüm bunların, getirdiği avantajlar yanında, bankalar
açısından birer maliyet kaynağı olduğu da unutulmamalıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
FİYATLAMA STRATEJİLERİ
Bu konuda; “maliyet temelli” ve “maliyete dayalı olmayan” fiyatlama
yöntemleri olmak üzere iki temel yaklaşım söz konusudur. Detayları, ayrı başlıklar
halinde aşağıda verilmiştir.
1. Maliyet Temelli Fiyatlama Yöntemleri:
Bu gruptaki yöntemler; birbirinden ufak bir detayla ayrılan ve yakınlık
taşıyan iki türden oluşur:
o Maliyete Kar Payı Eklenmesi:
En sık rastlanılan fiyatlandırma yaklasımı, tüm maliyetleri kapsayıp
belli bir kar marjı saglayan yüzde ilavesiyle yapılan fiyatlandırmadır.
Bu marj, bankanın kullandırdıgı fonlardan elde etmeyi planladıgı
minimum kar payı ya da risk primi olarak hesaplanmaktadır
o Marjinal Fiyatlandırma:
Marjinal fiyatlandırma davranısı, mamul maliyetinin degisken
maliyetlerden olustugunu kabul eden bir fiyatlama yöntemidir. Sabit
veya dönem maliyetleri üretim kapasitesinin maliyeti olarak
düsünülmektedir. Bir önceki yöntemden farklı olarak; sabit
41
maliyetler ayrı bir havuzda toplanır ve üretim birimlerine dagıtılmaz
Vadesiz mevduatın kayıtlara geçirildigi departmanın genel
maliyetleri, sözü edilen özel havuza örnek olusturur. Belirli bir
hizmetten çok tüm bankayı tutundurmaya yönelik gayretle kurumsal
rakamlar ve bankanın genel yönetim maliyetleri, genel havuza
atılacak maliyet örnekleridir.
2. Maliyete Dayalı Olmayan Yöntemler: Bankalar nı
fiyatland rmada, maliyetler d nda göz önünde bulundurdu u farklı ışı ğ ı kriterler söz konusudur. Pazar konumundan rekabet durumuna pek
çok de i kenlik ta yan bu dinamikler do rultusunda geli tirilenğ ş şı ğ ş
yöntemler a a da özetlenmektedir.ş ğı
o Başabaş Noktası Yöntemi:
Toplam gelirler ile, sabit ve değişken maliyetlerden oluşan toplam
giderlerin çakıştığı nokta, başa baş noktası için gerekli olan işlem
miktarını verir. Bu yöntemle belirlenecek fiyatlar, piyasa fiyatları ile
bağlantılı değildir.
o Kullanım Değeri Yöntemi:
Kullanım degeri yönteminde, ürün ve hizmetlerin tüketicilerde
yarattıgı kullanım degeri esas alınır. Bu yöntemde asıl planlanmaya
çalısılan, ürünün adedi (islem miktarı) ve kalitesidir. Özellikle ürün
paketi mantıgı ile çalısan bankalar için uygun bir yöntemdir. Gerek
ticari müsteriler gerekse bireysel müsterilerde, farklı ürünlerden
olusan bir paket seklinde hizmet verildiginde, farklı bir fiyatlama
politikası uygulanabilir.
İngiliz bankaları ile ilgili yapılan bir arastırmanın sonuçlarına göre,
ürün paketi türünde verilen hizmetler, tüketiciyi daha fazla tatmin
42
etmekte ve bankanın içinde bir sinerji yarattıgı için verimliligi
artırmaktadır. Verimliligin artması da, dogal olarak maliyetleri
düsürerek rakipler karsısında bankayı avantajlı konuma getirecektir.
o Pazar Fiyatına Uyma Yöntemi:
Bu yöntemde banka, kendi kategorisindeki bankaların uyguladıkları
fiyatları baz alır. Küçük bankalar da, ''Liderini takip et'' ilkesi ile
fiyatlama yaparlar. Bu fiyatlama yönteminin uygulanması, ya
bankaların bu kararlarını uygulamaları sonucunda karlı
olmalarından, ya da rekabet nedeniyle onları izlemeye mecbur
kalmalarından kaynaklanabilmektedir.
Maliyetlerin çok güç belirlenebildigi bankacılık sisteminde, en çok
kullanılan yöntemlerden biridir. Piyasada ani fiyat degisikliklerinin
olması nedeni ile oldukça riskli bir yöntemdir.
o Özel İlişki Fiyatlaması:
Bu yöntemde müsterinin bankaya olan verimliligi dikkate alınarak
fiyatlama yapılır. Müsterinin banka ile olan tüm islemleri bir bütün
olarak degerlendirilir. Bazı fiyatlama yöntemlerine hassas müsteriler
için (örnek: komisyon ödemek istemeyen müsteriler) bazı ürün ve
hizmetlerde, normalin altında fiyatlama yapılabilir veya hiç masraf
veya komisyon alınmayabilir.
Ancak bu durum diger ürün ve hizmetlerden saglanan getiri ile bir
arada degerlendirilerek, o müsterinin verimli olup olmadıgına karar
verilebilir.
o Pazara Girme Fiyatlaması:
43
Piyasanın fiyatlara duyarlı olması ve bankanın o piyasaya yeni
girmesi durumunda bilinçli olarak rakiplerinden daha düsük
fiyatlama yapılabilir. Bu durumda bazı bankalar fiyat savasından
yenik çıkarak, piyasadan çekilmek zorunda kalabilir ancak aynı
sekilde, pazara girmek adına asırı taviz veren bankalar, bir müddet
sonra, asırı zarar nedeni ile, o piyasadan çekilmek zorunda kalabilir.
Bu politikayı izleyen bankalar basabas noktasını belki
yakalayamazlar ama, müsterileri kazanarak, baska bankacılık
islemlerinden elde edecekleri kazançlarla, zararlarını kompanse
edebilirler.
o Pazarın Kaymağını Alma Fiyatlaması:
Bu yöntemde, sunulan ürünün çok farklı ve kaliteli oldugu imajı
verilerek, mümkün oldugu kadar yüksek fiyat uygulanmaktadır.
Özellikle henüz rakiplerin bulunmadıgı ürün ve hizmet gruplarında
öncü olmanın avantajını kullanan bankalar, bu fiyat üstünlüklerini
devam ettirebilmek için, rakiplerine göre, gözle görülür bir kalite
farklılıgı sergilemelidirler.
Ülkemizde de görüldügü gibi, elektronik bankacılıkta, aslında büyük
degisiklikler yapılmadan, farklı ürünler piyasaya çıkarıp pazarın
kaymagını alma yöntemi kullanılmıstır. Bunlar arasında ATM
bankacılıgı, internet bankacılıgı, firmalara pazarlanan ürün
paketinde bilgisayar ile birlikte sunulan cari, stok, maliyet gibi
muhasebe programlarının da yer aldıgı paketler bunlar arasında
gösterilebilir.
o Prestij Fiyatlandırması:
44
Fiyatlandırmanın bir diğer pragmatik yöntemi, “ne istersen
tutturulur” anlayısıyla müsterilerin ödeyebilecekleri en yüksek fiyatı
istemektir. Bir mamulün fiyatının yüksekliginin kalitesinin de yüksek
oldugu seklinde bir kanı uyandırdıgına dair müsterilerin ciddi
algılamaları vardır. Bu nedenle benzer mamuller karsılastırıldıgında
ucuz olanı kalitesiz sayılır. Müsterilerin bu kalite anlayısı göz önüne
alınarak yapılan fiyatlandırmaya prestij fiyatlandırması denilir 48
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ŞUBELER CARİ SİSTEMİ
Önceki bölümlerde anlatılan maliyet unsurları ve bunlar üzerinden hesaplanan
ortalama kaynak maliyeti ve karlılığın, şubeler ve genel müdürlük arasındaki işleyişini
tanımlayan şubeler cari sistemi; fiyatlama konusunu tamamlayan önemli bir alt başlık
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çalışmamızın bu bölümünde şubeler cari uygulamasının tanımı ve işleyişine
değinilecektir.
1. Şubeler Cari Uygulaması:
Banka işletmeciliğinin en önemli özelliklerinden birisi, faaliyetlerin yurt
çapında yayılmış pek çok şube ile gerçekleştirilmesidir. Şubelerin birbirleri ile
ilişkide bulunmaları, birbirlerinden para alıp vermeleri, birbirleri adına tahsilat
ve ödemelerde bulunmaları şubeler cari sistemi üzerinden
gerçekleşmektedir.
48 Tunay İYİGÜN, a.g.e.
45
Banka şubeleri kuruldukları yerlere ve bu yerlerin ekonomik ortamına göre üç
ayrı özellik göstermektedirler.
Bunlar;
1.Mevduat şubesi özelliği,
2.Plasman şubesi özelliği,
3.Hem mevduat, hem plasman şubesi özelliği
Temel anlamda şubeler cari hesabı, mevduat şubelerinden toplanan kaynağın
kredi veren şube özelliği taşıyan şubeye genel müdürlük hazine birimlerince
aktarılmasıdır. Bu kaynağın aktarımında mevduat şubesine şubeler cari faizi
adı altında gelir kaydedilmekte, kredi veren şubelere ise şubeler cari faizi adı
altında gider kaydedilmektedir.
Şubeler arası fon transferlerinde, ödünç alan şubelerin, ödünç veren şubelere
bu hizmet karşılığında bir karşılık ödemektedir. Şubeler arasındaki fon
transferlerinde ödenen bu karşılıklara “iç faiz” veya “ŞCF” denilmektedir.
İstismar faizi de denen bu oran, bankaların genel müdürlüklerince
belirlenmektedir. Ülkemizde bu oran genellikle ortalama para maliyeti ile
kredilere uygulanan faiz oranı arasında bir değerdir.
46
Şekil 13: Şubeler Cari Sistemi’nin Şematik Anlatımı
Örneğin ; yukarıdaki şemada sembolleştirilen durumda; şubeler cari faizinin
(ŞCF) %10 olarak belirlendiği bir bankada; mevduat şubesi, bu oranın altında
gerçekleştirdiği mevduat kabulünden aradaki %2’lik oranda; plasman şubesi
ise üzerinde sattığı kredi fiyatlaması arasındaki %2’lik oranda kar elde
edecektir.
2. Şubeler Cari Sisteminin Muhasebeleştirilmesi. 49
Bankacılık sektöründe şubeler cari hesabı esas olarak, şubelerin
birbirleri adına yaptıkları işlemler nedeniyle, şube bilançosunu
dengeye getirmek için kullandıkları hesaptır. Tek düzen hesap planında
işlemin TL ve YP olmasına bağlı olarak 290/291 hesabı kullanılmaktadır.
Şubeler cari hesabı, çift karakterli çalışabilen aracı bir hesap olup hem borç
hem de alacak bakiyesi verirler. Buna karşın banka genelindeki konsolide
bilançoda tüm borç ve alacak bakiyeleri eşitleneceğinde, bilançoda ter alan
bir kalem değildir.
49 Serdar Özer, Bankacılıkta Şubeler Cari Sistemi ve Uygulanması, Y.Lisan Tezi, Başkent Üniversitesi, 2013
47
Şekil 14: ŞC Sisteminin Rutin Bankacılık İşlemlerinde
Kullanılması
Buna ilaveten ŞC Hesabı, fon fazlası ya da fon ihtiyacı olan şubelerin transfer
işlemlerinde de yoğun olarak kullanılırlar. ŞCH aracılığıyla şubeden şubeye
banka genel müdürlüğü hazine birimi tarafından belirlenmiş olan faiz oranları
çerçevesinde; aktarım yapılmaktadır.
Şekil 15: ŞC Sisteminin Fon Transferinde Kullanılması
MÜŞTERİ VERİMLİLİĞİNİN HESAPLANMASI
ÖRNEK OLAYLAR
48
Aşağıdaki bölümde ürün bazında farklılaştırılmış birkaç fiyatlama örneğine yer
verilmiştir.
Örnek 1: Teminat Mektubu Komisyonu & Vadesiz Mevduat
Bir firmanın bankadan 1.000 TL tutarından bir teminat mektubu talep ettigini
varsayalım. Bankanın ;
- yıllık TM komisyon oranı %5 (3 aylık tahsil)
- ticari kredi faiz oranı %22 yıllık
- getirisiz aktiflerin toplam aktiflere oranı %17 oldugu varsayılmaktadır.
Teminat mektubu komisyonu alınmaması için, bankada ne kadar bir vadesiz
ticari mevduat ortalaması bulundurulması gerekir?
Örnek 2: Teminat Mektubu Komisyonu & Vadeli Mevduat
Aynı firmanın aynı şartlarda istediği teminat mektubunda %18 faiz üzerinden 1
yıl vadeli ne kadar mevduat bulundurması gerekir ?
- yıllık TM komisyon oranı %5 (3 aylık tahsil)
- ticari kredi faiz oranı %22 yıllık
- getirisiz aktiflerin toplam aktiflere oranı %17
49
Örnek 3: Mevduat Müşterisi Verimi
Firmanın ilk üç aylık vadesiz mevduat ortalaması 10.000 TL ve vadesiz mevduata
uygulanan faiz oranı %3’tür. Banka, %6 zorunlu karsılık ayrıldıktan Sonra 100
TL’lik mevduatın %94’ünü plase edebilmektedir.
Bankanın,
- subesinin topladıgı mevduata uyguladıgı Subeler Cari Faizi %17,5’dir.
Bu firmadan saglanan kazancı hesaplayınız:
Toplam Kazanç: 336,08 + 19,41 = 355,49 YTL bulunacaktır.50
50 Tuvshinjargal GANBAT, a.g.e
50
BEŞİNCİ BÖLÜM
SONUÇ
Sonuçtan Önce;
Çalışmamızın genel değerlendirmesinden önce; Bankacılık Sektörü’nün önemli ve
bilinen iki isminden yaptığımız aşağıdaki alıntılara ve bu alıntılardaki ortak hususlara
dikkat çekmek isteriz.
• Piraye Antika (HSBC Eski Genel Müdürü)
Finans Gündem Röportajı, 2010
“ Antika’ya göre bankacılık sektöründe artık organik büyüme ile başarılı olmak zor, onun
yerine satın almalarla yola devam etmek gerek. … Büyük bankaların giderek zararına
piyasa yarışına girmek yerine mevcut piyasa paylarıyla banka satın alma yoluna
gideceklerini düşünüyor.
“BU FİYATLAMALAR SERMAYEYİ YARALAR”
İrrasyonel fiyatlamayı bankacılık sektöründeki en büyük risk olarak gören Antika,
fiyatlama politikasının böyle devam etmesi halinde bankacılıkta sermaye birikiminin orta
vadede yara alacağını söylüyor.
***** ***** *****
• Ergun ÖZEN (Garanti Bankası Genel Müdürü)
Finans.Haberler.Com Röportajı, 2012
51
“ Ergun Özen, artan fiyat rekabeti ortamında bankacılıkta hata payının
azaldığına ve sorunlu banka kredilerinde bir artış olduğuna işaret ederek …sorunlu
kredilerdeki artışın negatif bir sonucu olarak 2012'de banka karlarında da bir düşüş
olacağı öngörüsünde bulundu.
… büyümek için sektördeki rekabetin de adil olması gerekiyor. Ancak sektörde hata
Marjları iyice daralmış durumda. Ciddi fiyatlama hataları yapılıyor. Bu durum sektörde
konsolidasyonları da hızlandırabilir. 5 sene sonra olacağını düşündüğümüz
konsolidasyonlar 3 sene sonra gerçekleşebilir"
Sonuç;
Sektörün iki önemli isminin de belirttiği ortak husus; fiyatlamanın sadece
bankaların tekil performanslarının ölçümlenmesi bakımından değil ve fakat aynı
zamanda, sektörün geleceği, kurumların gelişen rekabet şartları altında ayakta
kalabilmesi, dolayısıyla bankaların finansal sistem içindeki rollerini ne denli sağlıklı
yürütüp yürütemediklerine dair önemine de dikkat çekmektedir.
Teorik zeminde genel çerçevesini çizmeye çalıştığımız fiyatlama olgusu; günümüz
rekabet şartlarında sadece maliyetlerin etkin yönetilmesi değil, aynı zamanda büyük bir
global köy’e dönen uluslar arası mali sistemin getirdiği ekonomik konjonktür, yerel
dinamikler vb ile de son derece ilişkili bir süreçtir.
Ülkemizdeki fotoğrafa baktığımızda; yatırım-kalkınma ve katılım bankalarının sahip
olduğu düşük pay ve ikincil piyasaların sığ işlem hacmi gibi gelişmesi gereken yanlar bir
yana, nispeten daha etkin bir işleyişe sahip bulunan ticari bankalar (ya da mevduat
bankaları) kamu, özel yerel ve yabancı sermayeli kuruluşların faaliyet gösterdiği bir
52
konumdadır. Öyle ki; Eylül 2014 itibariyle sektörün aktif toplamı, karşılık, kredi
büyüklüğünün %90’ı ticari bankalar nezdinde gerçekleşmiştir.
Ticari bankaların ana kaynak kalemini oluşturan mevduatlar; sahip olduğu
fonlama maliyeti (faiz) yanında, yasal düzenlemeler gereği farklı adlar altında
(disponibilite, munzam, TMSF primi) ayrılan karşılıklar sebebiyle bankanın kullanılabilir
fon miktarının düşürmekte, (ancak bu karşılıkların ekonomi yönetiminin para politikası ve
makro hedeflerinin bir enstrümanı olduğu veya olası bankacılık krizleri karşısında
mudilerin haklarını korumayı hedeflediği unutulmamalıdır) öte yandan yurtdışı borçlanma
vb yabancı kaynaklar da muhtelif piyasa, kur, faiz riski gibi ilave maliyetler
taşıyabilmektedir.
Öte yandan sermaye yeterlilik rasyoları açısından, BASEL kriterlerinin de üstünde
bir performansla tüm sektör genelinde yakalanan yüksek ortalama (%15-%16) Sektörün
krizlere dayanıklılığı açısından önemli bir göstergedir.
Günümüzde geldiği şartlar itibariyle yaşlı (doygun, yani keşfedilmemiş enstrümanı
hemen hemen kalmayan ve yeni müşteri kazanımının rakip bankanın müşterisini
kazanmaya bağlı olduğu) bir sektörde gittikçe zorlaşan rekabet şartları; bazen irrasyonel
fiyatlamalar ve yanlış kredilendirmeler neticesinde sektörün sermaye yeterliliği ve kar
biriktirme kapasitesinin büyük yaralar almasına yol açmaktadır.
Bu sebeple; bankaların performansında, fiyatlama kadar, süreç ve insan kaynağı
yönetimi, şeffaflık, doğru risk ölçüm ve yönetimi … gibi pek çok unsurun da önemli
olduğuna inanmaktayız.
53
Kaynakça
- Tezler:
Ceren Aybike URLU, Bankacılıkta Maliyetler ve Fiyatlandırma, Kocaeli
Üniversitesi, Y.Lisans Tezi, 2007
54
Nalan ECE, Bankacılıkta Kaynak maliyeti ve Fiyatlamasına Etkileri, Doktora
Tezi, Kadir Has Üniversitesi, 2007
Tuvshinjargal GANBAT,Ticari Bankacılıkta Kaynak Maliyetlerinin
Belirlenmesi, Y.Lisan Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2007
Emel GÜNDOĞKU, Bankacılıkta Kaynak maliyeti, Y.Lisan Tezi, Beykent
Üniversitesi, 2009
Tunay İYİGÜN, Bankacılıkta Fiyatlandırma, Doktora Tezi, Gazi Üniversites,
2006
Serdar Özer, Bankacılıkta Şubeler Cari Sistemi ve Uygulanması, Y.Lisans
Tezi, Başkent Üniversitesi, 2013
- Web Sitesi:
www.tcbm.gov.tr
www. tbb . org.tr /Dosyalar/.../ Karsiliklar _ Yonetmeligi _011106. do c www.tbb.org.tr/.../Karsiliklar_Yonetmeligi_Degisiklik_230109.do...
http://www. finansgundem .com/finans-kulis/ bankacilikta - surpriz - satin -
almalar-olabilir-223020. htm #ixzz3GihyR7ul
http://haberler.com/garanti-genel-muduru-ozen-bankacilikta-hata-payi-
3567658-haberi/cok-yorumlanan-haberler/
- Diğer:
Elitaş, C., Leyli, B., ve Özkol, E.S.2009. ŞCH ve Kullanılan Yöntemler
Arasında Karşılaştırmalı Bir Uygulama.Mali Çözümler Dergisi
55