538
1

Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Ali Rıza değer e kitap

Citation preview

Page 1: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

1

Page 2: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

2

AFEDERSĠNĠZ!

BĠ’ġEY

SORABĠLĠR MĠYĠM?

Page 3: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

3

DAHA

MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN,

BĠR ġEYLER . . .

YAPMAK ĠSTERMĠSĠNĠZ ?

Page 4: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

4

BU KĠTAP‟TA

BĠRLĠKTE OLDUĞUMUZA

GÖRE

. . .

SĠZĠ KUTLUYOR

VE

HOġ GELDĠNĠZ

DEMEK ĠSTĠYORUM !..

Page 5: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

5

@ - kitap

Ö z e l B a s k ı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30. 04. 2010

Her hakkı saklıdır.

Yazarın izni olmaksızın, herhangi bir Ģekilde...

Kısmen de olsa, kopyalama ve çoğaltma yapılamaz.

Page 6: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

6

2007

2008

2009

2010

ALĠ RIZA DEĞER

Tel: 0216. 363 66 60 - 0212. 260 59 92 Gsm: 0532. 345 71 46

Bağdat Caddesi Yazarlar Sok. No:3/1 Suadiye - ĠSTANBUL

[email protected] [email protected]

***************************************************

Page 7: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

7

VĠZYON

TASARIMCILARI

21.YÜZYIL‟IN

YÜKSELEN TRENDLERĠ

VE

SOSYAL

SORUMLULUK

P R O J E L E R Ġ . . .

Page 8: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

8

YAġAM TASARIMCILARI . . .

VĠZYONERLER . . .

VĠZYON STRATEJĠSTLERĠ . . .

YAġAM MĠMARLARI . . .

VĠZYON TASARIMCILARI . . .

Page 9: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

9

Değerli Dostlarım...

Sevgili Vizyon Tasarımcıları...

Merhaba,

Hiç aklımda yokken ortaya çıkan bu kitabın yazımı yaklaĢık

3 yıl‟dan fazla sürdü... Ama, toplamda 35 yıllık bir deneyim.

Hem çalıĢıp, hem okuyordum...

Pardon!.. Eğitmenlik ve DanıĢmanlık yapıyordum.

Hem de... hafta içi her gün + Cumartesi‟ler de dahil;

Öğle‟ne kadar Asya Kıtası‟nda...

Öğle‟den sonra da Avrupa Kıtası‟nda...

Ġki ġirket‟ler Grubu ve bir Vakıf‟ta...

Bana, bu konuda müthiĢ start veren... sevgili Oğlum‟a ve

Kızım‟a... ve de biricik EĢim‟e sonsuz teĢekkürler ediyorum.

Umarım beğenirsiniz...

Page 10: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

10

Özellikle!.. 45 + Genç Dostlarım...

Hayatınız boyunca;

Genellikle, Siz‟e hep yapmamanız gerekenler söylendi...

Ġstatistiklere göre bir çocuk, ergenlik çağına gelinceye kadar

ortalama 150.000 kez, ebeveyn veya büyüklerinden; yapma,

etme, elleme, dokunma v.s. gibi sözler duyuyor‟muĢ . . .

Ancak; buna rağmen bugüne kadar yaptıklarınızla birlikte,

bugün‟den sonra da hem kendiniz hem de çevreniz için, bir

Ģeyler yapmanız gerektiğine inanıyorsanız, ne mutlu! Size...

Ve bunda, bu kitabın bir katkısı olursa, ne mutlu! Bana...

Bu kitabı yazarken pek çok; Gazete, Dergi, Kitap, Bilimsel

AraĢtırma, Ġnternet, Web Siteleri ve bu iĢin Usta‟larından

yararlandım...

Hepsine TeĢekkürler!..

Sevgiyle kalın...

Page 11: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

11

***************************************************

From: Hülya Çınar [mailto:[email protected]]

Sent: Thursday, April 22, 2010 1:53 PM

To: Ali Riza Deger

Cc: Ġshak Alaton

Subject: FW: Sayın Ġshak Alaton'un Dikkatlerine... KiĢiye Özel.

Muhterem Ali Rıza Beyefendi,

Sosyal Sorumluluk mevzuu konuĢuldugunda,

ilk akla gelen isimlerden biri oldugunuzu biliyorum.

Sizi, bu özelliginiz için candan kutlamak istiyorum.

“Afedersiniz Bi‟Ģey Sorabilir miyim?” isimli kitabınız için

çok teĢekkür ederim.

Faydalanacagımdan eminim.

BaĢarılarınızın devamı dileklerim ve sevgilerimle.

Ishak ALATON

***************************************************

Page 12: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

12

Ġstanbul - 2009

Sayın Ali Rıza DEĞER,

Bu çalıĢmanızı benimle paylaĢtığınız için teĢekkürler.

Ġnsan‟ların... yaĢamları‟nın, ömürlerini aĢması için, üç yol

vardır... derler;

1)Ġnsan yetiĢtirmek,

2)Ağaç dikmek,

3)Kitap yazmak (Eser bırakmak) . . .

Bu nedenle, bu giriĢiminiz ile... fikir ve düĢüncelerinizi

toplumla paylaĢma çabalarınızdan dolayı, sizi kutluyorum.

Kitabınızda ARGE DanıĢmanlık‟ın Logosu‟nun temelini de

oluĢturan farklı düĢünme (out of the box thinking) ile ilgili

çizim‟de, özellikle dikkatimi çekti.

Bu vesile ile ARGE logosunun açıklamasını da, ek‟te sizinle

paylaĢmak istedim.

ÇalıĢmalarınız‟da baĢarı dileklerimle...

Dr. Yılmaz ARGÜDEN

Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi.

BM Küresel Ġlkeler SözleĢmesi - Türkiye Ulusal Temsilcisi.

Kanada - Türkiye ĠĢ Konseyi BaĢkanı . . .

Page 13: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

13

Sayın Ali Rıza DEĞER,

Yayınınız‟ı bizlerle paylaĢtığınız için çok teĢekkür ederiz.

Dernek internet sitesini, üyelerimizin girebileceği Ģifreli

alanlar ile hazırlayarak kısa süre içerisinde revize edeceğiz.

Gönderdiğiniz Ģekilde, burada yer verebilmek ve

üyelerimizin bilgilerine sunabilmeyi arzu ederiz.

Bu konuda onayınızı rica edebilir miyiz? Saygılarımızla.

Güray KARACAR

Genel Koordinatör

TKYD - TÜRKĠYE KURUMSAL YÖNETĠM DERNEĞĠ

*************************************************

Sayın Ali Rıza DEĞER,

Ne kadar güzel bir çalıĢma yapmıĢsınız. Sizi kutluyorum,

ellerinize sağlık. Sizin gibi üretken ve mesleği / iĢhayatını

bilen uzmanların sektörümüze ve çalıĢma hayatımıza çok

önemli katkıları her zaman olacaktır. Kitabınızı, camiamız

ile izninizle paylaĢmak ve de internet sitemizde “Yayınlar”

bölümünde yer vermek isteriz.

ĠletiĢim sektörüne katkınız için teĢekkürlerimizi sunarız.

Fügen TOKSÜ

Yönetim Kurulu BaĢkanı

TÜHĠD - TÜRKĠYE HALKLA ĠLĠġKĠLER DERNEĞĠ

************************************************

Page 14: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

14

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 15: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

15

B A ġ L I K L A R . . .

YAPACAK ÇOK ĠġĠMĠZ VAR ............................................18

20. 07. 2007.............................................................................. 28

YAġAM KALĠTESĠ VE YAġAM ÇĠZGĠSĠ ....................... 36

HAYATIMIZIN MĠSYONU .................................................. 52

DUR VE DÜġÜN .................................................................. 55

ZAMAN ................................................................................... 62

KARAR VERMEK ................................................................ 66

GELĠġĠM ................................................................................. 74

AMAÇ VE HEDEFLERE ULAġMAK ............................... 84

Page 16: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

16

MĠSYON ... VĠZYON ........................................................... 104

BĠ DAKKA ........................................................................... 118

HAREKETE GEÇĠġ... ETKĠ... TEPKĠ... DAVRANIġ ........ 122

DURUM ANALĠZĠ VE KUVVETLER DENGESĠ .......... 132

20. 08. 2008 ........................................................................... 142

VE ... KRĠZ DÖNEMĠ ............................................................168

ĠLETĠġĠM .............................................................................. 177

ÜLKEMĠZ VE GERÇEKLER ............................................ 195

YAġAM FELSEFEMĠZ ....................................................... 226

HADĠ BAKALIM .................................................................. 242

YAġAM TASARIMINDA GÜNEġĠN GÜLERYÜZÜ...... 252

SOSYAL SORUMLULUK VE PROJE AġAMALARI ...... 254

KENDĠMĠZĠ TANIMAK ..................................................... 258

ÖNÜNÜZÜ GÖRMEK... ĠLERĠYE BAKMAK ................... 274

HAYIR DEMESĠNĠ BĠLMEK .............................................. 277

SORUNLARIN ANALĠZĠ ................................................... 279

SOMUT HEDEFLER ........................................................... 282

EKĠP OLUġTURMAK ......................................................... 286

Page 17: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

17

DĠNLEMEK VE GÖZLEMLEMEK ................................... 293

ÇATIġMA ... KAVGA .......................................................... 296

OLUMSUZLUKLAR ............................................................ 301

UZMANLAR ......................................................................... 308

BÜTÇE PLANLAMA .......................................................... 311

SPONSORLUK ĠLĠġKĠLERĠ ............................................... 315

PROJELERDE LOJĠSTĠK YÖNETĠM ............................... 318

PROJENĠN ADI... LOGOSU... SLOGANI ........................... 319

ĠZLEME VE DEĞERLENDĠRME ..................................... 332

TANITIM VE HALKLA ĠLĠġKĠLER................................. 335

POLĠTĠKA VE DĠPLOMASĠ .............................................. 339

PROJE BĠTĠNCE .................................................................. 342

PROJE... PROJE... PROJE .................................................... 349

YENĠ PROJELER ... KSSP .................................................. 364

AFEDERSĠNĠZ BU DÜNYA KĠMĠN ................................ 415

20. 09. 2009 ........................................................................... 470

GÜZEL DOSTLUKLAR ...................................................... 500

MUTLULUK DÜKKANI .................................................... 519

Page 18: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

18

YAPACAK ÇOK ĠġĠMĠZ VAR !

“Türkiye... Enteresan bir ülke...”

Bu tabiri her halde binlerce kez duymuĢsunuzdur.

Aslında Ģu anda dünya üzerindeki 200 den fazla bağımsız

Ülke‟nin; insanları da, kendi ülkeleri için genellikle aynı tabiri

kullanıyordur...

Ki, doğrudur.

Ama “Bizim Ülkemiz” baĢka...

Tarihiyle, coğrafyasıyla, siyasetiyle, ekonomisiyle ve insanıyla!

Page 19: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

19

Çok fazla geçmiĢe gitmeden, 3 kıtada hüküm süren Osmanlı

Ġmparatorluğu‟ndan sonra, 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde...

Doğumunun 100. yılı nedeniyle ve o zamanki BM‟e üye 152

ülkenin oybirliği ile...

*)Sömürgecilik ve emperyalizme karĢı savaĢan ilk lider...

*)Olağanüstü reformlar gerçekleĢtirmiĢ bir devrimci...

*)Uluslararası anlayıĢ, iĢbirliği ve barıĢ yolunda çaba göstermiĢ

üstün bir kiĢi...

*)Ġnsan haklarına saygılı, dünya barıĢının öncüsü...

*)Bütün hayatı boyunca insanlar arasında “renk, din ve ırk”

ayırımı gözetmeyen, eĢsiz devlet adamı... Ve...

*)Türkiye Cumhuriyeti‟nin kurucusu... olarak nitelendirilen...

Mustafa Kemal Atatürk‟ümüzün önderliğinde gerçekleĢen,

“KurtuluĢ SavaĢımız‟dan... Bugün‟e” Cumhuriyet tarihimiz‟deki

yaĢananları 3 aĢağı 5 yukarı hepimiz biliyoruz ve kendimize

göre yorumluyoruz. Ama konumuz bunları tartıĢmak değil!..

Ancak, o günlerin Ģartlarına göre ülkemiz ve insanlarımız için

yapılan her güzel Ģeye de saygı duyuyor ve “Aziz ġehitlerimiz”

baĢta olmak üzere gerçekleĢmesinde emeği geçen herkeze

sonsuz teĢekkürler ediyor ve de... Onları saygıyla anıyoruz.

Unutkan bir toplum olduğumuzdan veya iĢimize öyle

geldiğinden, yakın tarihimizdeki bazı olayları ve rakkamları

hatırlayarak, bu günlere gelmek istiyorum...

Page 20: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

20

1957... 6 - 7 Eylül Olayları

1960... 1971... 1980... Ġhtilalleri...

1968... 1978... Öğrenci Hareketleri...

1939... 1967... 1999........ Depremleri...

BOP... Ortadoğu... ABD.......... Problemleri...

1985... PKK... Kuzey Irak... Terör ve Uluslararası Aktörleri...

1970. 1977. 1980. 1988. 1995. 2001. 2009. Ekonomik Krizleri...

Ve... 21.Yüzyıl Türkiye‟sinden bazı rakkamlar;

Nüfus... 75.000.000

Okuma / Yazma bilmeyenlerin oranı... % 10

(Kadınlarda, bunun 2 - 3 katı fazla olduğunu hepimiz biliyoruz.)

Ġlk Ögretim Okulu... 35.000 Öğrenci sayısı... 11.000.000

Lise ve Meslek Lisesi... 10.000 Öğrenci sayısı... 4.000.000

Yüksek Okul ve Üniversite... 100 Öğrenci sayısı... 2.500.000

ĠĢçi - Memur ve ÇalıĢan sayısı... 15.000.000

Sosyal Güvenlik Kurumlarından, Emekli sayısı... 8.000.000

Engelli VatandaĢlarımız 7.500.000 (% 40 ı akraba evliliğinden)

Sosyal güvece kapsamında olmayan vatandaĢ sayısı... 3.000.000

Page 21: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

21

Okula gidemeyen çocuk sayısı... 1.000.000

ĠĢsiz sayısı... 3.000.000 (Gerçek‟te, daha fazla)

Seçmen sayısı... 48.000.000 (18 yaĢ üstü)

Bu listeyi, Öğretmenler ve Öğretim Üyeleri... Türk Silahlı

Kuvvetleri... Güvenlik Güçleri... Hastane ve Hasta sayıları...

YetiĢtirme Yurtları ve Huzurevleri... ile daha da geniĢletmek

mümkün.

Bu sayılarla ifade ettiğimiz insanlarımızın sorunlarına çözüm

bulmak için, ayakta durmaya çalıĢan “Devletimiz”in bazı genel

rakkamlarına gelince...

Yıllık Ġhracat 120.Milyar USD (YaklaĢık)

Yıllık Ġthalat 160.Milyar USD (YaklaĢık)

Cari Açık 40.Milyar USD (YaklaĢık)

KiĢi BaĢı Gayrisafi Milli Gelir 2.500.- USD

(Siyasilerimiz, 11.000.- USD. oldu falan diyorlar, ama!..)

KiĢi BaĢı Gayrisafi Milli Borç 3.000.- / 5.000.- USD

Asgari ücret... 650.-YTL(Brüt) ... 450.-YTL(Net)

Açlık sınırı... 250.- YTL/Ay

(Ülkemizdeki her 200 kiĢiden 1‟i aç...)

Yoksulluk sınırı... 700.- YTL/Ay

(Ülkemizdeki her 4 kiĢiden 1‟ri yoksul)

Page 22: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

22

Ġç ve DıĢ Borçlar Toplamı... 400.Milyar USD

KayıtdıĢı ekonomi oranı... % 50 (Acaba ?)

2009 Bütçesi... 300.Milyar YTL (200.Milyar USD)

Burada 3 rakkamın dıĢında kalan ve çeĢitli kurumlara göre

değiĢkenlik gösteren, tartıĢmaya açık rakkamları bir kenara

koyarak, Ģu noktalara dikkatinizi çekmek istiyorum.

1) Ġç ve DıĢ Borçlarımız...

2) 2009 Bütçesi... (Her yıl en az % 10 açık‟la devam.) (Bu kitabı Temmuz 2007 de yazmaya baĢladım. Normal

olarak burada 2008 Bütçesi olmalıydı... Ama Ocak 2009 dayız

ve Ben... krize rağmen, yazmaya devam ediyorum.)

3) Açlık ve Yoksulluk Sınırında YaĢayan VatandaĢlarımız...

Neticede; 2009 yılında Türkiye olarak, hiç bir harcama

yapmasak... yemesek... içmesek... hasta olmasak... hatta nefes

bile almasak...ve bütün gelirimizi versek... cari açık‟la, iç ve dıĢ

borçlarımızın ancak % 50 sini karĢılayabiliyoruz ve bu Ģekilde

yaĢamaya devam edersek borçlarımız 2 yılda bitiyor.

Ġki yıl nedir ki? Göz açıp kapayıncaya kadar geçer...

Nasıl formül ama...

Hem, 01.01.2009 dan itibaren YTL deki “Y” de kalkıyor ve

yeniden TL ye geçiyoruz. “000 000” nereye gitti... bilen var mı?

Sosyal yaĢantımız açısından, durum gayet açık ve net...

Açlık ve yoksulluk sınırında yaĢayan vatandaĢlarımızın

sayısının daha fazla olduğunu bilsekte, açıklanan istatistik

Page 23: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

23

rakkamlarını doğru kabul edersek, her 4 vatandaĢımızdan 1‟rinin

yoksul olduğunda mutabıkız.

Olay‟a birde, baĢka açıdan bakalım. Son dönemlerde bazı Yerel

Yönetimler‟in, çeĢitli Dernek ve Vakıflar‟la birlikte, yoksul

vatandaĢlara yaptığı yardımlar devamlı gündemde... Yakacak,

yiyecek, giyecek, eĢya, sağlık yardımları v.s... Bunların hepsi de

makbuz karĢılığında kayıtlı ve kuyutlu... mesele yok!.. Ve Türk

halkı duyarlıdır, yapılan iyilikleri kolay kolay unutmaz.

Yerel Yönetimlerimiz‟in, siyasetten arındırılmıĢ hamiyet

duygularına ve 4 - 5 yıldan bu yana “Ġstanbul Serbest

Muhasebeciler Mali MüĢavirler Odası” araĢtırmalarında

açıklanan Ģekliyle, 8 Milyar YTL yi bulan yardımlarına ve

imkansızlıklar nedeniyle “balık tutmasını öğretemediğimiz”

ihtiyaç sahibi vatandaĢlarımıza sahip çıkmalarına, saygı

duyuyoruz.

Konuya stratejik olarak baktığımızda... 48 Milyon seçmenden

% 20 sinin sandığa gitmediğini var sayarsak, kalan 40 Milyon

seçmenin 1/4 ü, bu yoksullar grubuna giriyor. Bu da 10 Milyon

kemikleĢmiĢ “Oy” demek oluyor...

Tablo ortada...

*Aile planlamasını gözardı ederek, nüfusumuzu aynı hızla

arttırmaya...

*Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi gerektiği gibi

değerlendirmeyip, yabancılara altın tepsilerle sunmaya...

*Köy Enstitülerini kapatıp, eğitim‟de çözüm üretmeyip...

kültür, sanat ve sporda birbirimizi yemeğe... devam ettiğimiz

sürece de, pek birĢey değiĢmeyecek gibi gözüküyor!..

Page 24: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

24

Bu yüzden; Devletimiz‟le birlikte daha mutlu bir gelecek için,

sosyal yaĢama ilgi duyan ve birĢeyler yapabileceğine inanan

duyarlı insanlarımıza, bu kitapla bir çağrıda bulunmak istiyor...

Ve... Hadi bakalım kolay gelsin!.. diyorum.

Evet... değerli dostlarım,

Birkaç sayfa sonra takdim edeceğim, özgeçmiĢim‟de de

göreceğiniz gibi, 1979 yılından bu yana devamlı olarak sivil

toplum örgütleri‟nin ve hizmetleri‟nin içinde yer aldım ve de

Ģimdiye kadar, ama 10 kiĢilik... ama 10.000 kiĢilik... sayısız

sosyal toplum hizmetinin her kademesinde... sade üyelikten,

genel baĢkanlığa kadar, çok çeĢitli görevler yaptım.

Bu güzel hizmetlerden tanesinde; arsa‟sını yerel yönetimden

bağıĢ olarak aldığımız ve komple inĢaatını gerçekleĢtirerek,

T.C.Milli Eğitim Bakanlığımıza devrettiğimiz, bir ilköğretim

okulunun açılıĢında, o hizmetle ilgili dersane ve okul

donanımları konusunda, bize uluslararası destek veren bir AB

Sivil Toplum Örgütü BaĢkanı‟nın, okulun yapılıĢ öyküsünün

tercümesini dinlerken‟ki... ĢaĢkınlığı dikkatimi çekmiĢti.

(Nedeni ise, gayet açıktı. GeliĢmiĢ ülkeler‟de ve kendi ülkesi

olan Almanya‟da bu tür hizmetler, ya devlet tarafından ya da

ilgili vakıf veya özel sektör kuruluĢları tarafından yapılıyordu.)

Daha sonra kendisi ile sohpet ederken, bizim yaptığımız ve

yapmayı planladığımız hizmetlerden bazılarını aktarıp,

destekleri için teĢekkür ettikten sonra, kendilerinin ne gibi

hizmetler yaptığını sorduğumda...

“Yalnız Ölümlere... Çareler Arıyoruz!..” dedi.

Page 25: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

25

Tam olarak anlamadığımı ifade ederek, konuyu biraz açmasını

rica ettim... O‟da;

“Bildiğiniz gibi Avrupa‟da evlilik oranları çok düĢük. Gençler

18 yaĢından itibaren istedikleri takdirde; anne, baba ve

kardeĢlerinden ayrılabiliyorlar. Genellikle de evlenmeyip

birlikte yaĢıyorlar.

Bu birlikte yaĢamalardan dünyaya gelen bebeklerde, aynen anne

babaları gibi 18 yaĢından sonra evden ayrılıyor ve kendi

baĢlarının çarelerine bakıyorlar.

Devletleri ve gelecekleri açısından herhangi bir endiĢe

duymadıkları için de hayat böyle sürüp gidiyor.

Aile kavramının yok olmasına neden olan bu... evden ayrılıp...

birlikte yaĢama statüsü... hatırlayacağınız üzere, 1960 lar da

hippi hareketleriyle baĢlamıĢ ve dinsel açıdan boĢanmanın

bayağı zor olduğu Avrupa Ülkelerinde, anne babalar bir kenara

bırakılarak, gençler tarafından çok sıcak karĢılanmıĢtı...

Ancak, bugün ilk evden ayrılanlar artık 70 yaĢlarını aĢtılar.

Çoğu beraber yaĢadığı kiĢiden zaten ayrılmıĢ ve de tek baĢına

yaĢıyor. Öldüklerinden... yalnız oldukları için, ancak koku

yayılmaya baĢladığı zaman haberdar olunabiliyor ve sessizce

defnediliyorlar.

Bizlerde onların listelerini çıkartıp, ziyaretlerine gidip, sağlık

kontrollarını yaptırarak, gezintilere çıkararak, destek olmaya

çalıĢıyoruz...

Yaptığımız, sadece manevi bir hizmet!..

Ama bu, O insanlar için çok değerli...”dedi.

Page 26: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

26

Çok ĢaĢırmamıĢtım. GeliĢmiĢ ülkelerde diğer sivil toplum

kuruluĢlarının bu tür çalıĢmalar yaptığını yakından biliyordum.

Ülkemize turistik gezilere gelen belirli bir yaĢın üstündeki

kafilelere dikkat ederseniz, bunu Siz‟ler de görebilirsiniz.

Evet ! . .

Sivil Toplum ÇalıĢmaları ve Sosyal Sorumluluk Projeleri...

ÜLKEMĠZ ĠÇĠN . . .

ĠNSANIMIZ ĠÇĠN . . .

ĠNSANLIK ĠÇĠN . . .

YAġAM KALĠTESĠ ĠÇĠN . . .

Page 27: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

27

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 28: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

28

20. 07. 2007 !

Oğlum, Can... Bu gün... ”Baba! Bir kitap, yazsan ne güzel

olur...” dedi. Ve... Ben‟de “Hadi yaa! BoĢ versene... Nerden

çıkardın” dedim. Hayatımda çok çeĢitli olaylar nedeniyle

yazılar, makaleler, eğitim skeçleri ve bir drama yazmıĢtım,

ama kitap yazmayı pek düĢünmemiĢtim.

Sonra da...

“Hem ben yazmaya baĢlarsam, olsa olsa... Ana yemek olarak...

Ortaya karıĢık sıcak... bir Ģeyler olur.” dediğimde . . .

O‟da “Olsun!.. O zaman, bizler de istediğimiz‟den, istediğimiz

kadar alırız.” deyince, kendimde... kitap konusunda ilk olarak,

motivasyon ıĢıklarının parladığını hissettim.

Page 29: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

29

Gözüm, bir an! Takvim‟e iliĢti... Gün ve tarih ilginçti!

Son yıllarda, genellikle Ülkemiz‟de ve Dünya‟da büyük bir

kesim‟in, haldır haldır . . .

*Mutluluk ve Mutlu Olmanın Yolları,

*Hayat‟ta BaĢarı ve Bunun 10 Altın Kuralı,

*Zenginliğe Giden Yollar,

*Etkili Ġnsanların 7 AlıĢkanlığı,

*Liderlik ve Ekip ÇalıĢması,

*Karizma ve Karizmatik KiĢilik,

*Kuantum DüĢünce, Aklın Gücü ve Zeka Türleri

*Ġnsanları Motive ve Mutlu Etme Sanatı,

*KiĢisel GeliĢim ve Ġnsan ĠliĢkilerinde Ustalık,

*ĠletiĢim, Hitabet ve Beden Dili Kullanımı,

*NLP Uzmanlığı ve YaĢam Koçluğu,

*Mentör‟lük, Eğitim ve Yönetim DanıĢmanlığı,

*Toplam Kalite Yönetimi ve Ġnovasyon Uzmanlığı,

*Sınırsız Güç... Misyonumuz ve Vizyonumuz . . . v.s.

gibi konular‟la ilgilendiğini, izlediğimden . . .

Ve... tüm bu konularda...

Page 30: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

30

“Zafere UlaĢmak Ġçin... Yarın Çok Geç Olabilir!”

“Kararınızı, Hemen ve ġimdi Vermelisiniz” dendiğinden .....

Acaba! Benim için “Gün”... “Bugün”müydü ? (20. 07. 2007)

diye düĢündüm! .............................. (2007/2007) (1/1) (1.GÜN)

Çünkü, “S ı r” (The Secret - Rhonda Byrne) böyle diyordu...

Ġstemek... Ġnanmak... ve BaĢlamak...

“DüĢün ve Zengin Ol” da, (Napoleon Hill) bunlara,

“13 BaĢlık Detay” daha ilave ediyordu...

Ve... Stefano D‟Anna‟nın “Tanrılar Okulu” gibi...

Çoğu, türkçe‟ye çeviri olan birçok benzer, yayınlar‟da da hep

aynı tür konular iĢleniyor ve olağanüstü rağbet görüyordu...

Pazar Büyüktü...

Ve de... Ġnsanlar bu konularla yakından ilgileniyorlardı...

(Kimler? Derseniz. Genellikle, tuzları kuru ve ayağı ile yorganı

arasında, fazla mesafe bulunmayanlar, diyebiliriz...)

N E D E N ? . . .

K E N D Ġ S Ġ N E V E Ç E V R E S Ġ N E . . .

D A H A M U T L U B Ġ R G E L E C E K Ġ Ç Ġ N ! . .

Page 31: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

31

ġu anda, bu konular‟la ilgilenen, uzman olan veya olmayan

insanlara “Mutlu Olmak” nedir? diye sorsanız, Size sayısız tarif

verebilirler. “Mutlu olmak... sevmektir... sevilmektir... birlikte

olmaktır... maddi manevi hayattan zevk almaktır... baĢarmaktır...

amaca ulaĢmaktır... gol atmaktır...” gibi tanımlar baĢta olmak

üzere... hepsi de doğrudur. (En azından, kendilerine göre...)

Ama, hemen hemen hiç bir tarif‟in, “Ömürboyu” garantisi

kesinlikle yoktur.

Ancak, ben; Siz‟e, bundan sonraki yaĢamınızda, ömürboyu

garantili, mutlu olmanız için, bir formül verebilirim....

Hemde, daha kitabın baĢında...

***************************************************

NÜFUS KAYDINIZI, MUT‟A NAKLETTĠRĠN . . .

VEEE . . . AĠLE‟CE “ÖMÜR BOYU MUTLU” OLUN!..

***************************************************

Bu formül, danıĢmanlığını yaptığım bir Ģirket‟in “Eğitim

Seminerleri” için Anadolu‟daki Bölge ve SatıĢ Müdürlüklerini

ziyaretlerim sırasında, Konya‟dan Mersin‟e giderken, sabaha

karĢı Mut‟tan geçerken aklıma gelmiĢ ve çok hoĢuma gitmiĢti.

Bunu mutlaka bir yerler‟de kullanmalıyım diye çeĢitli planlar

yaparken, acaba daha önce her hangi bir Ģekilde kullanıldıysa,

“Hiç de hoĢ olmaz!” diye düĢündüm . . .

Ancak, Mut Belediyesi‟nin internet sitesi‟nde de “Mut‟lu

olmanız için, Mut‟ta doğmanız gerekmez!” sloganı‟nı görünce

içim rahatladı. (Mut; Ġçel - Mersin‟e bağlı, 40.000 nüfuslu, çok

hoĢ ve görülmeye değer bir Ġlçe‟miz...)

Page 32: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

32

Ayrıca, geçtiğimiz Haziran ayında katıldığım, bir Uluslararası

KuruluĢun, Antalya‟da ki eğitim ve liderlik seminerleri‟nde;

program akıĢı içinde, tam yeri geldiğinde, kendisi‟ninde haberi

olmadan, eğitimi yöneten değerli dostum Prof.Dr.Turgay

Biçer‟den izin alarak, salon‟a bu formülü sorup, cevap

alamayınca da, yaptığım açıklama‟nın coĢkuyla alkıĢlanması

ve aynı seminer‟de bulunan, eski Ġ.Ü. ĠĢletme Fakültesi

Dekanı, yine çok değerli dostum Prof.Dr. Hayri Ülgen‟in

“Bunu mutlaka, bizde kullanalım!” demesi, beni son derece

“mutlu” etti...

Birkaç gün sonra, Cumhuriyet Gazetesi - Hafta Sonu

ilavesinde, “KiĢisel GeliĢim Uzmanı” Sayın Mümin Sekman

ile yapılan “Çekim Yasası, Bu Ülke‟de Çekmez...” baĢlıklı

“Röportaj”da; yukarıda bahsettiğim yayınlarla ilgili aynı

konulardan bahsediliyor ve çok doğru bir tespitle; “Gerçek

KiĢisel GeliĢimciler”, “KiĢisel GeliĢimciyim Diye Geçinenler”

ve “KiĢisel GeliĢim Üzerinden Geçinenler”, üzerinde

duruluyordu.

Bu statülere, Sayın Sekman‟ın ve sizlerin müsadesiyle, bir ilave

daha yapmak gerektiğine inanıyorum. “Kendini KiĢisel GeliĢim

Uzmanı Zannedenler”...

Yani, yurt içinde veya hele hele yurtdıĢında herhangi bir

Ģekilde katıldıkları seminerler‟den sonra, anında bu iĢin uzmanı

sıfatıyla ve tamamen iyi, ama fazla iyi niyetle... “Bu iĢlerden

haksız çıkar sağlamak isteyenlere... çanak anten reklam olsun”

diye... tam bir koç edasıyla, saf saf, sağda solda fikir beyan

edenler...

Yine aynı tarihlerde Pazar ilavesinde... Volkan Aran‟ın, Prof.

Dr. Melek Göregenli ve Prof. Dr. Barry Beyerstein ile yaptığı

Page 33: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

33

“Pozitif Enerji ve Dünyanın Adaleti” baĢlıklı “SöyleĢi”yi

okuyunca, bu düĢüncelerim daha da kuvvetlendi.

Röportaj‟da Ģöyle deniyordu...

***************************************************

Mutlu ve savaĢsız bir dünya hayali gözden uzaklaĢtıkça kiĢisel

geliĢim öğretileri mutluluk için yeni bir yol müjdeliyor...

“BaĢınıza ne gelirse gelsin, içsel yolculuğunuzla mutluluğu

yakalayabilir, pozitif enerjiyle evrenin ruhunu istekleriniz

doğrultusunda yönlendirebilirsiniz.”

Hele bir de, atıl beyninizi gerçek kapasitesiyle bu yolda

kullanırsanız, baĢarılı olmak ya da zenginliğe ulaĢmak hiç de zor

değil!

Amerika‟da 1970 ler de hızlanan pozitif enerji akımı, ülkemizde

de önce çeviri eserler, ardından fazlaca alıntı ve intihal (çalıntı)

kokan kitaplar ve de bilimselmiĢ gibi sunulan mistik terapilerle

dolu, yeni bir ekonomi yarattı.

Bugün çok satan kitaplar listesinde her zaman 3 - 4 kitapla yer

alan bireysel geliĢim külliyatı ve büyük Ģehirlerde gitgide

yaygınlaĢan çeĢitli mutluluk ve rahatlama terapileri, binlerce

insan için, dar zamanda kolay bir “aydınlanma ve çıkıĢ” yolu

olarak görülüyor.

Peki... tüm bu, pozitif enerji ve beyin gücü ile mutluluğun,

zenginlik öykülerinde... gerçekten payı var mı?

Yoksa bunların tamamı, çağdaĢ insanın kendisiyle ilgili

memnuniyetsizliklerinden kaynaklanan, inançların bir sömürüsü

mü? Ģeklindeki sorumuzu...

Page 34: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

34

“ġüphesiz pek çok kiĢisel geliĢim kitabı, bir çok laf kalabalığı

içinde, kiĢinin zamanını nasıl organize edeceği, dikkatini ve

motivasyonunu nasıl geliĢtireceği ve kiĢiler arası iliĢkileri nasıl

güçlendireceği gibi yararlı bilgiler ve akl‟ı selim tavsiyeler de

içeriyor.” diye yanıtlayan Prof. Beyerstein...

“Ama bu kitapların çoğundaki problem, iddiaların fazla abartılı

oluĢu ve bunları desteklemek için, gizemli Ģeyleri ve bilimi

andıran sahteliği kutsaması...”

diye de görüĢlerini dile getiriyor.

ġimdilik bu plan, pozitif enerjiyle kiĢisel geliĢim meraklıları için

iĢliyor ve sonuçta bu pozitif enerjiden en çok istifade edenler de

yurtiçinde ve yurt dıĢında katıldıkları eğitim programlarıyla,

terapi tekniklerini uygulamaya baĢlayan eğitmenler ve çoğu

intihale dayalı, on‟larca yayını birkaç yıla sığdırabilen yazarlar

gibi görünüyor.

Pozitif enerji... böylelikle olumsuz geliĢmelerin, savaĢların ve

yoksulluğun silinemediği dünyamızı sarıyor... ve geride sıkıntı

ve ızdırap çeken mağdurların Ģikayetini dinleyecek pek kimse

bırakmıyor...

***************************************************

Bir çok konuda olduğu gibi,

bu konuda da maalesef “Gerçek” buydu!

Bu noktalarda da, hümanist bir yaklaĢımla...

Bazı problemlere ve sıkıntılara, çözüm önerileri gerekiyordu...

VE . . . (*)

VĠZYON TASARIMCILARI !.. BU NOKTA‟DA DOĞDU.

Page 35: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

35

Mutlu olma hali… “mut” kökünden türemiĢtir…

Mut; “özlemlerin... eksiksiz ve sürekli olarak yerine

gelmesinden duyulan kıvanç” anlamına gelmekte… (TDK)

(*)Yaratıcılık... Vizyon... Tasarım...

Yaratıcılık... klasik tanımıyla... birbiriyle ilgisi ve iliĢkisi...

olmayan Ģeyler arasında bir bağ kurarak... yeni tasarımlar

ortaya çıkarmak... Ve de onları hayata geçirmektir.

“Hayatımızın kullanma kılavuzu”na katkıda bulunabilmek

için de, “Son kullanma tarihi”mize kadar... topluma yararlı

olabilecek güzel projeler tasarlamamız... Ve de onları belirli

stratejik planlamalar‟la, hayata geçirmemiz gerektiğine...

inanmaktayım.

“Vizyon Tasarımcıları” tabiri ile de...

Sosyal Sorumluluk Projelerindeki, Proje Liderleri‟ni...

Ve Proje Koordinatörleri‟ni... kastetmek istiyorum...

Lütfen, derin ve engin bilgilere sahip bazı kiĢiler, yoğun

çabalar sarfederek, baĢkaca bir anlam çıkartmaya zahmet

etmesinler...

Page 36: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

36

YAġAM KALĠTESĠ VE YAġAM ÇĠZGĠSĠ !

“YaĢam Kalitesi” muhakkak ki, çok göreceli bir kavram...

Toplumlara, inançlara, ırklara ve devletlere göre değiĢkenlikler

gösterebiliyor...

Ancak ne olursa olsun, hem bireysel hem de toplumsal olarak

yaĢam kalitemizi artırmanın temelinde yatan ögeler, “daha iyiye

ulaĢmak için... düĢünmek, arzu etmek, planlamak ve yapmak”

Ģeklinde sıralanabilir. Bu nedenle, kiĢisel ve toplumsal yaĢam

kalitemiz için ilk yapmamız gerekenler, tüm bu tür düĢüncelerin

önünü açmak, beğendiklerimizi desteklemek... ve beğenmesek

dahi... ayakları yere basan projeler‟e... rekabet kuralları içinde

saygı duymak ve de elimizden geldiğince köstek olmamaktır...

Ama köstek olmakta, bazılarımızın üstüne yoktur ya... Neyse!..

Bu kitap‟la amacım, daha önce de bahsettiğim gibi, kiĢisel ve

kurumsal geliĢim konuları‟nı derinlemesine incelemek ve de

yaĢam koçluğu v.s. filan... yapmak değil.

Zaten, elinizi sallasanız! . . . . . . .

ĠĢini doğru yapanları, bir kenara koyarak belirtmek gerekirse;

ortalık... koç‟tan, danıĢman‟dan ve de uzman‟dan geçilmiyor...

Hele hele artık, istenilen her türlü; bilgiye... araĢtırmalara...

raporlara... istatistiklere... “kitaplar veya ansiklopediler” yerine

“Google‟lopedi”den ulaĢmanın mümkün olduğu günümüzde!..

Page 37: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

37

Özellikle... YaĢam, Kurum, Lider, Yönetici, AB destekli Kobi,

Marka, Kariyer, Eğitim, Ekip, ĠletiĢim, Network, Siyasetçi,

Oyuncu, Ġmaj, Sanatçı, AlıĢveriĢ, ĠliĢki...(?) ve son olarak‟ta

Doğum Koçu / Koçluğu... gibi konularda, o kadar çok birbirine

benzer... yazı, makale, baĢarı öyküleri ile eleĢtri v.s. var ki...

Bir de bunlar, yabancı örnekler‟den yararlanıp (Tabii yabancı

kaynaklar söz konusu olunca, Ülkemiz‟de akan sular duruyor.)

genellikle kriz dönemlerinde özellikle Ģirketlere yönelik, laf

ola... beri gele... “Platform, Birlik, Akademi, Enstitü...” ek‟li

web siteleri ve “Tatlı Su Sertifikalı... Eğitim Programları” ile

karĢımıza çıkmıyorlar mı!..

Bu arada çeĢitli Üniversitelerimiz, TOBB, Ticaret ve Sanayi

Odaları ve DTM nin katkılarıyla yapılan ve de belirli sponsorlar

tarafından desteklenen, daha ciddi organizasyonlar da, var tabii.

(Onlar, bu konu ve açılımların dıĢında… )

Neyse… kısaca, amacım; ülkemiz‟de toplumsal geliĢim ve

yaĢam kalitemizi yükseltmek için, bireysel olarak yaptıklarımız

ve yapabileceklerimiz ile birlikte, tüm bu konular da...

*)Sizler‟le, kiĢisel ve kurumsal geliĢim konuları‟ndaki, çeĢitli

öneri, görüĢ ve deneyimleri paylaĢmak...

*)Belirli bir yaĢ‟tan sonra daha sağlıklı bir yaĢam ve hayattan

kopmamak için, “Gönüllü Sosyal Sorumluluk” projelerine

dikkat çekmek... Ve sizlere, “direkt veya endirekt katılımcı

hizmet alternatifleri” sunmak...

*)Eğitim, sağlık ve sosyal sorumluluk... özellikle de, “Gönüllü

Sosyal Sorumluluk”... (Ġnsanların, çeĢitli nedenlerle biraraya

Page 38: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

38

gelip... örgütlenerek, gerekli kurum ve kuruluĢlardan da destek

alarak, belirli bir plan dahilinde “Ġçinde yaĢadıkları toplumun

yaĢam kalitesini yükseltmek için”... aileleriyle, arkadaĢlarıyla ve

halkla birlikte... her türlü sosyal geliĢmeye, destekte bulunmak

sorumluluğudur.) konularındaki; önemli gözlem, araĢtırma,

çalıĢma ve uluslararası uygulamaları, sizlere aktarmak...

*)Hayatımız ve sosyal yaĢantımızdaki hedeflerimizle ilgili,

ortak akıl ve ortak heyecanla yola çıkarak... hem kiĢisel hem de

ekip olarak, karar alma aĢamasına gelmek...

*)Özellikle 2000 li yıllarda çok moda olmaya baĢlayan ve

trend‟leri yükselen... “KiĢisel GeliĢim”, “Misyon”, “Vizyon”,

“Stratejik Planlama”, “Ġnovasyon”, “Lojistik”, “Swot Analizi”,

“6 Sigma” ve “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri”... v.s.

gibi kavramları... “ulusal ve uluslararası projeler”le ilgili olarak,

olması gerektiği Ģekilde, sizlerle paylaĢmak...

*)Ve de, harekete geçme noktasından itibaren; Etki, Tepki ve

DavranıĢ tarzlarımızla... “Durum Analizleri” yaparak, ĠletiĢim

Sanatı‟nın detaylarından ve inceliklerinden de yararlanıp,

toplumumuz‟un daha mutlu bir geleceğe sahip olabilmesi için

üretilecek... hem gönüllü, hem de kurumsal sosyal sorumluluk

projelerine, katlıda bulunmaktır!..

Evet . . .

Hem kendimiz, hem de toplumumuz için, yaĢama kalite katmak;

düĢünceyle baĢlar, hayallerle geliĢir...(ama, çok fazla uçmadan),

tasarımlarla Ģekillenir, planlamalarla devam eder ve nokta nokta

hedefler‟le netleĢir.

Tabii bu tabloda... bizim duracağımız yer ile ekibimize liderlik

yapacağımız yerler... en önemli faktörleri oluĢturacaktır.

Page 39: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

39

Daha sonra da, kiĢilere ve geliĢmelere göre olması gereken

mesafelerimizi, en az yanılgı payı ile belirleme özelliğimizi ön

plana çıkarıp, değerlerimizin ve gücümüzün de farkına vararak

yol almamız... “hem kiĢisel, hem de toplumsal problemlere”

çözüm üretme aĢamasında, en büyük yardımcımız olacaktır.

YaĢam çizgisini biliyor musunuz? Bilmiyor‟sanız önemli

değil... AĢağıdaki gibi düz bir çizgiyi, herhangi bir kağıda

çiziniz.

Çizgiyi, istediğiniz uzunlukta çizebilirsiniz. Ancak, fazla‟da

abartmaya gerek yok, tabii.

BaĢlangıç noktasına “Doğum”, son noktasına da ”Ölüm” diye

yazınız. Hayatınızın gerçeğini simgeleyen bu çizginin...

istediğiniz bir yerine‟de “Bugün”ü iĢaretleyiniz.

***************************************************

Doğum................................Bugün......................................Ölüm

!.....Öz GeçmiĢ.....Misyon........!........!......!Vizyon!......!......!.....!

***************************************************

Genellikle katıldığım eğitim çalıĢmalarında “Bugün” noktasını;

gençlerin sol‟a yakın, yaĢlıların sağ‟a doğru (ama sona yakın

değil, ortanın biraz sağına) ve kendini orta yaĢlı hissedenlerin de

orta‟lar da bir yerlere koyduğuna, çok Ģahit oldum.

Neticede “Bugün ile Ölüm” arasındaki mesafeyi ölçmek ve de

süre olarak ay... yıl... cinsinden belirlemek, (pek / hiç) mümkün

değil. Ama; eğer isterseniz, daha yararlı ve etkili bir yaĢam tarzı

için “DüĢünmek... Planlamak ve de geleceğimizi... elimizden

Page 40: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

40

geldiğince... hem kendimiz, hem çevremiz, hem de toplumumuz

için... Tasarlamak” mümkün!

Tabii, yaĢama sekte vuracak, beklenmeyen kazalar hariç . . .

Sizlerle paylaĢmak istediğim‟de... Astroloji‟yi tenzih ederek

söylemek gerekirse... falcılık filan yapmadan, adım adım, aĢama

aĢama, burada gördüğünüz “Vizyon” bölümü!..

Bu bölümde muhakkak ki... yaĢınıza göre... okulunuzu bitirmek,

iĢ sahibi olmak, evlenmek, sağlıklı bir Ģekilde çocuklarınızı

yetiĢtirmek, kariyer yapmak, karizma sahibi olmak... v.s. gibi

öncelikli tercihleriniz olmasından mada; yemek... içmek...

gezmek . . . . . . . v.s. gibi kiĢisel beklentilerinizin de olması...

son derece doğaldır.

Özel tercihleriniz için, her Ģeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.

Bu gün‟e kadar edindiğimiz deneyimler‟le birlikte ve gerekirse

çevremizden alacağımız destek‟le de, tüm makul dileklerinize...

zamanı geldiğinde ulaĢacağınıza... tüm kalbimle inanıyorum.

Zaten, geçmiĢinizi değerlendirerek, bugününüzü özümseyerek,

yarınlarınızı planlarsanız, baĢarısız olma Ģansınız da, pek yok.

Ama, bizim için önemli olan; bugün‟den sonraki yaĢamımızda...

kendimizle birlikte, çevrenizdeki insanlar ve toplum için de bir

Ģeyler düĢünmemiz...

Aklımız... sağlığımız... gücümüz... ve imkanlarımız... yerinde

iken, bundan sonraki hayatımızda, onlar için de bir Ģeyler

yapmamız ve yaĢama kalite katmamızdır.

YaĢamımız, sağlığımız, sevdiklerimiz ve elde ettiğimiz statüler,

muhakkak ki en değerli varlıklarımız... Ancak, çoğu zaman

Page 41: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

41

bunların farkında olamıyoruz ve kaybedince değerlerini daha iyi

anlıyoruz.

Bu nedenle; eğer orta yaĢlarda olduğunuzu hissediyor, iyi ve

belirli bir olgunluğa ulaĢtığınızı düĢünüyorsanız, hayat tarzınız

nedeniyle maddi ve manevi açıdan istisnai durumlar olsa bile...

“ĠĢ ve sosyal hayatınızla ilgili taĢıdığınız sorumluluklar,

kariyerinizin sizden devamlı olarak enerji ve zaman talep

etmesi, ailenizi ve hayat standartlarınızı koruma çabalarınız,

çocuklarınızın sürekli geliĢiyor ve değiĢiyor olması, hayatınızın

ortasında son derece yüksek bir hız ve tempoyla ilerlerken,

birden “Bugün”e nokta koyup, bugüne kadar ki ve bundan

sonra ki yaĢamınızı gözden geçirme süreci, pek kolay değil...”

Bunu biliyorum!...

Ama, Siz de Ģunu çok iyi bilin ki, bu süreç bundan sonraki

hayatınızda iĢiniz, aileniz ve sosyal yaĢantınız açısından, sizin

için çok önemli!.. Bunun içinde, “Kendinize ve Çevrenize

Zaman Ayırın!” diyorum.

Bunu yapamayan bazı üst düzey yönetici‟ler için...

Bazı “Yönetim DanıĢmanları”, ne kadar acı da olsa “orta yaĢta

kalp krizi geçirmenin, bir lütuf olduğu”nu söylüyor.

Çünkü bu tür kalp krizlerinde; bu insanlar, her taraflarına ince

hortumlar ve kablolar bağlı olarak yatakta yatarken bir takım

muhasebelere giriyorlar ve...

*YaĢamımdaki en önemli insanlara, yani hayatımdan,

sağlığımdan, gerçekten endiĢe duyanlara... aileme, dostlarıma

ve çevreme yeterince vakit ayırabiliyormuyum?

Page 42: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

42

*YaĢamak istediğim hayat bu mu?

*Tüm bunlara değer mi?

*Bundan sonra neleri yapmalı, neleri yapmamalıyım?

gibi sorulara, cevap arıyorlar...

Bunun sonucunda da, iyileĢtikten sonra aldıkları doğru

kararlarla, daha önce seçtikleri hayat tarzının kurbanı olmamayı

baĢarabiliyorlar...

Ġnsanların istek ve arzuları konusunda... doyum noktalarına

gelmelerini beklemek... dünyanın sonu olurdu... her halde...

ĠĢ hayatı dıĢındaysanız veya iĢ hayatınınızla birlikte kiĢisel

geliĢiminize, sosyal aktivitelere ve çevrenize zaman

ayırabiliyorsanız....zaten mesele yok!..

Dün... Bugün... Yarın...

Ve Gün... BUGÜN!

Aman dikkat...

“Dün ile Bugün arasında kavga çıkarırsak,

Yarın‟ları kaybedebiliriz.”

Kitabın sonu‟nu ve öz‟ünü merak ediyorsanız . . .

******************************************

Lütfen 43. 44. 45. sayfaları okumadan 52. sayfaya geçiniz !..

***************************************************

Page 43: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

43

Her yaĢamın sonu, ”Ölüm” olduğuna göre... güzel bir

Vizyon‟un sonu da, güzel bir “Ölüm”dür... Sakın! ġaĢırmayın.

Siz, elinizden geleni yapın. Mutlaka, ölüm‟ünüz istediğiniz gibi,

çok güzel olacaktır... Cenaze Töreni‟nize, yüzlerce kiĢinin;

bayraklarla, alkıĢlarla ve gözyaĢlarıyla katıldığını düĢünün...

Ve... her yıl buna benzer kalabalığın, kabrinizin baĢında

toplandığını ve de Siz‟i çok güzel sözler‟le andıklarını...

Umarım, bunun herkez için çok da kolay birĢey olduğunu

zannetmiyorsunuzdur... Tabii, Tanrı‟nın da buna mutlaka izin

vermesi... ġart!

ġu sıralarda; hastanelerde, dializ makineleri‟nde, organ ve kan

nakillerinde, kadın sığınma evlerinde, ceza ve tutukevlerinde,

mülteci kamplarında, icra dairelerinde, mahkemelerde, çeĢitli

dertlerine çare arayan... aile, iĢ ve sosyal yaĢantılarında,

problemlerine destek ve çözüm bulmaya çalıĢan insanlar‟la

birlikte... özellikle; Doğu ve Güneydoğu‟dan asker yolu

gözleyen... eĢ‟leri, çocukları, anne ve babaları bir düĢünün!...

Dünya‟da; çeĢitli hastalıklarla, kazalarla, tabii afetlerle, anlamsız

savaĢlarla, sömürüyle, terörle, töre cinayetleriyle, yoksulluk ve

çaresizlik içinde hayatlarını kaybeden... veya ensest iliĢkilere

maruz kalıp ses çıkartamayan, ayrıca aile içi Ģiddetle sapıkca ve

kalleĢce öldürülen milyonlarca “Ġnsan”ı her zaman hatırlamamız

gerektiğini düĢünüyorum...

Onlar‟da , dünya‟ya gelmek için zorla dilekçe vermemiĢlerdi.

Böyle bir imkanları olsaydı, herhalde; Ġngiltere Kraliçesi‟nin,

Ġspanya Kralı‟nın veya çok ünlü ailelerin mensubu olarak

dünya‟ya gelmek isterlerdi... Ama, o kralların, kraliçelerin ve o

ünlü ailelerin‟de kendilerine göre, kimbilir ne büyük problemleri

Page 44: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

44

vardır? diye, düĢünmemek‟de olmaz...

Ayrıca; Ģu anda türlü fiziksel ve zihinsel engellerine rağmen

yaĢam mücadelesi veren... Çoçuk Esirgeme Kurumlarında,

DüĢkünler Yurtları‟nda hayatlarına devam eden çocuklarımız

ve yaĢlılarımız‟la... çeĢitli nedenlerle hayata küsen, toplum

tarafından çeĢitli önyargılarla dıĢlanan... Ve de hayatlarına son

veren Ġnsan‟ları da... Hiç unutmamak gerek! Dünyaya gelen

her canlı ne kadar masumsa, onlarda doğduklarında öyleydi...

Muhakkak ki...Yargıya müdahale gibi bir tutum, düĢünülemez

ve kabul edilemez ama...

Deniz Feneri‟nin... Puslu ıĢıkları arasında...

Son yıllar da “Ünlü Türk Destanı” olarak tarihteki yerini alacağı

tahmin edilen... ucu bucağı belirsiz... makul bir süre‟de “Yargı,

Yargıya Bırakılamaz” denilerek... yaklaĢık bir buçuk yıl‟da

yazılabilen... 3.500 - 5.000 sayfalık... Susurluk‟ta ki bir kaza ile

ortaya çıkmaya baĢlayan ve de “Ergenekon” kapsamında dalga

dalga devam eden... iddianameler, öncesinde ve sonrasında ki...

Uzun soruĢturmalar sırasında, ciddi ve çeĢitli sıkıntılara maruz

kalan... Gazetecilerimizi, Yazarlarımızı, Bilim Ġnsanlarımızı,

Hukukçularımızı, Öğretim Üyelerimizi, Kamu Görevlilerimizi,

ve Dernek BaĢkanlarımızı (Özel bir simge... Sosyal Sorumluluk

simgesi... ÇağdaĢ YaĢamı Destekleme Derneği BaĢkanı Sayın

Prof. Dr. Sayın Türkan Saylan baĢta olmak üzere...) ve de

soruĢturma sırasında hayatını kaybeden Sayın Kuddisi Okkır...

gibi vatandaĢlarımızı...

Ayrıca, aynen çeĢitli faili meçhul cinayetler‟le kaybettiğimiz...

Abdi Ġpekçi, Mustafa Aksoy, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Uğur

Page 45: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

45

Mumcu, Ahmet Taner KıĢlalı, Necip Hablemitoğlu, Gaffar

Okkan gibi aydınlarımızı ve tüm Ģehitlerimizi de, her zaman

saygıyla ve sevgiyle hatırlamamız gerekiyor diye, düĢünmeden

edemiyorum!..

Son zamanlarda, ülkemizin çeĢitli yerlerinde... özellikle doğu ve

güneydoğu‟da yaĢayan insanlarımızın çektikleri sıkıntılarla ilgili

öyle güzel eserler ortaya konmaya baĢladı ki...

Onları da elinizden geldiğince, izlemenizi tavsiye ediyorum...

ÇağdaĢ YaĢamı Destekleme Derneği Genel BaĢkanı, Saygıdeğer

Prof. Dr. Türkan Saylan‟ı 19.05.2009 da kaybettik... Kendisini

bir kez daha... saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyorum!..

Ve... M.Ö. 9.Yüzyılda Xsantius„un ünlü yazıt‟ındaki, son

sözlerini Siz‟lerle... bir kez daha paylaĢmak istiyorum...

“Hatırlarmısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken,

çevrendeki herkez, sevinçle gülümsüyordu... Öyle bir

“Ömür” geçir‟ki, herkez ağlasın, sen öldüğünde... Ve sen,

mutluluk‟la gülümse!..”

“Unutma ki…

Tüm pisliğine ve kalleĢliğine rağmen, yaĢamak güzeldir”. . .

Page 46: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

46

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 47: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

47

***************************************************

Bu arada, kitap yazımı‟mın sonlarına doğru (Temmuz 2009)

inceleme fırsatı bulabildiğim...

Ve de web sitelerinde belirtilen açıklamalar‟la...

Özellikle gençler‟e ve geleceğe yönelik, teknoloji ve kariyer

planlamaları nedeniyle, BahçeĢehir ve Yeditepe Üniversiteleri

tarafından da desteklenen...

Öncelikle gelecekteki iĢ yaĢamı ve sosyal hayat ile, sosyal ve

pozitif bilimlerdeki bütün disiplinlerin ve teknolojinin, insanlığı

ne kadar etkileyeceği ve de nasıl yön vereceği ile ilgili olarak,

görüĢleri paylaĢmak, yöntemlerin geliĢtirilmesini sağlamak ve

geleceğe yönelik çalıĢmaların kamuoyu tarafından anlaĢılmasını

ortaya koymak, amacı ile kurulan…

Geleceği inceleyen veya planlayan kurumlar ve kiĢiler ile

“Türkiye” içinde ve dıĢında, yabancı ülkeler ve uluslararası

kurumlar arasında iĢbirliğine yönelik çabalarda bulunmak,

hedefini taĢıyan…

Ve de aynı zamanda uluslararası bir kuruluĢ olan World Future

Society “Dünya Fütüristler Birliği” ile iĢbirliği içinde olan…

“Tüm Fütüristler Derneği” ni de kutluyor ve çalıĢmalarında

baĢarılar diliyorum!..

Fütüristler... en basit Ģekliyle, “gelecek senaryoları üzerine

düĢünen ve geleceğe dair öngörüler‟de bulunan kiĢiler” olarak

nitelendiriliyor…

ĠĢ ve sosyal yaĢam için “olumlu gelecek tasarımı”na, “fütürizm”

ve bu tür bakıĢ açısını benimseyenlere de “fütürist” deniyor.

Page 48: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

48

(Future… Ġngilizce‟de “gelecek” anlamında…)

Fütürist olmak için, özel eğitim almak gerekmiyor…

Gelecek için bol bol hayaller kurmak, senaryolar yaratmak ve o

senaryoları gerçekleĢtirme çabasında olmak, Ve de kendine

“Fütürist” demek yetiyor!..

Onlar, aramızdalar ! . . Bioteknolojiden… yönetim bilimine,

sağlıktan… organik tarıma, gıdadan… giyilebilir teknolojiye,

her Ģey için geleceği planlamaya çalıĢıyorlar.

1975‟de… gelecekteki dünya, teknolojik geliĢmeler ve yaĢamla

ilgili olarak “Venüs Projesi”ni ortaya koyan (2008 de 2009 da…

Zeitgeist I. - II. “Zamanın Ruhu” belgeselleriyle halen tartıĢılan)

ve 2001 yılında ABD deki Uluslararası Lions Konvasiyonu‟nda,

85 yaĢında iken tanıma fırsatı bulduğum, ünlü fütürist‟lerden

Jacque Fresco‟nun da aralarında bulunduğu, dünya‟nın bir çok

ülkesinden, yaklaĢık 20 - 25.000 kiĢiler!..

E - Posta‟lar, dergiler ve kitaplar, araĢtırmalar ve bültenler ile

bildikleri her Ģeyi paylaĢıyorlar. ÇeĢitli toplantılar, seminerler,

fütürist zirveler (21.11.2008) ve konferanlar, düzenliyorlar…

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Ayrıca, uzun yıllardan bu yana… eski Devlet Bakanlarımızdan

Sayın Tınaz Titiz‟in önderliğinde geliĢim konusunda çok güzel

çalıĢmalar sürdüren “Beyaz Nokta GeliĢim Vakfı” da yine aynı

tarihlerde (21.11.2008) “1. GeliĢim Kongresi”ni düzenledi.

Böyle güzel ve yararlı çalıĢmalar, çakıĢmasa… çok daha yararlı

olur diye düĢünüyorum. Ama, neyse…

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Page 49: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

49

Onlara tekrar kolay gelsin diyerek… Bu kitabı okuyan insanlar

nedeniyle… üye sayılarının daha da artacağından dolayı, çok

mutlu olacaklarına inanıyorum…

Ancak “Daha Mutlu Bir Gelecek Ġçin”, yeni yeni kurulacak…

daha değiĢik tarzlar‟daki; Dernek, Birlik, Platform v.s. sayısının

artmasından dolayı da, endiĢe etmemelerini diliyorum…

***************************************************

“Daha Mutlu Bir Gelecek Ġçin, Sevgiyle Hizmet Ediyoruz.”

2001 - 2002 Uluslararası Lions Kulüpleri Genel Yönetmeni

iken kullandığımız, o r j i n a l “Dönem Sloganımız” dır!..

***************************************************

Evet… Değerli Dostlarım,

“Gelecek‟te, bir gün gelecek!..” özdeyiĢiyle, çeĢitli yerlerde;

genellikle yakın zamanlar da ve özellikle “Gelecek”le ilgili…

Geleceği, hayal etmek…

Geleceği, düĢünmek…

Geleceği, hissetmek…

Geleceği, tasarlamak…

Geleceği, planlamak…

Geleceği, yönlendirmek…

Page 50: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

50

Geleceği, yeniden yaratmak…

Geleceği, yaĢamak ve yaĢatmak…

v.s. gibi bir çok yazı, makale ve kitap okumuĢsunuzdur.

Bazı abartılı ve uçuk tercümeler bir tarafa, mantık çerçevesinde

yazılanlar, aslında içerik açısından çok farklı değiller…

Neden olsunlar ki!..

“Aklın yolu bir”… öyle değil mi?

Önemli olan… tüm bu konularda ahkam kesmek yerine…

Toplumun; bilgisine, deneyimlerine, liderliğine ihtiyaç duyduğu,

belirli bir alt yapıya ve çevreye sahip “Ġnsan”ları ikna etmek ve

de onları harekete geçirmektir… diye düĢünüyorum.

Bu nedenle, “YaĢam Kalitesi ve Vizyon Stratejileri” eğitim

seminerleri ve konferans notlarımdan derlediğim, bu kitapta

da çok çok farklı Ģeylerin ve tezlerin karĢınıza çıkacağını

pek zannetmeyin…

Ama… Ģunu garanti edebilirim ki,

Aklınıza takılabilecek her Ģeyin cevabını ve çözüm yollarını

bulacak… Ve de hem kendi yaĢamınıza, hem de toplumsal

yaĢama… daha güzel bir anlam, katabileceksiniz…

Page 51: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

51

. . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

(Okudunuz!.. değil mi?... Peki ya... Noktaları?)

Page 52: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

52

HAYATIMIZIN MĠSYONU !

YaĢamımızın her aĢamasında ve bundan sonraki bölümlerinde,

hem kendimiz hem de toplumuz için daha yararlı iĢlevler

üstlenmek ve birĢeyler yapmak adına “Vizyon”umuzu

belirlerken, çıkıĢ noktamız muhakkak‟ki “Misyon”umuz

olacaktır.

Onun içinde, bugün‟e bakmak ve doğum‟umuz ile bugün

arasındaki öz geçmiĢimizi, elde ettiğimiz maddi ve manevi

değerlerimizi, dikkate almak zorundayız.

Sonra da hedeflerimizi, yani vizyon‟umuzu veya vizyon‟larımızı

belirleme aĢamalarına geçmemiz gerekiyor.

Page 53: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

53

Bu bölümde, Ali Rıza DEĞER olarak;

biraz detaylı özgeçmiĢ‟imi Siz‟lere aktarmak istiyorum.

1955 Ġstanbul Doğumlu, Evli ve 1 Çocuk Babasıyım.

Öğrenim‟imi KabataĢ Erkek Lisesinden sonra Ġ.T.Ġ.A. ġiĢli

Yüksek Okulu... Siyasal Bilgiler Fakültesi ve T.C. Marmara

Üniversitesi... Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi... Maliye

Bölümlerinde sürdürdüm.

ÇalıĢma hayatıma, 1973 yılında Reklamcılık ve Halkla ĠliĢkiler

sektörlerinde baĢlayıp, 1977 yılından itibaren kendi Ģirketim‟de;

30 yıl süreyle ükemizin, sektörlerinde önde gelen “Marka”ları

için gerçekleĢtirdiğim çok çeĢitli hizmetler‟le devam ettim.

(Ajans ArdaĢ Reklamcılık ve Organizasyon Limited ġirketi)

Halen; iki Ģirketler grubunda... Eğitmenlik, DanıĢmanlık ve

Genel Koordinatör‟lük hizmetleri‟yle birlikte, 2006 yılından bu

yana... Kadıköy Belediyesi (Kasdav - KasdaĢ) 19 Mayıs Kültür

Merkezi‟nde... M.E.B. Sertifika Destekli... “YaĢam Kalitesi ve

Vizyon Stratejileri” Eğitmenliği, görevlerini sürdürmekteyim.

Üyesi olduğum Dernek ve Vakıflar;

*Marmara Yelken Kulübü (Yönetim ve Denetleme Kurulu)

*Sporturist Su Sporları (Yönetim Kurulu)

*Caddebostan Balıkadamlar Kulübü

*Feneryolu Tenis Kulübü (BaĢhakem ve Turnuva Direktörü)

*Veteran Tenisciler Birliği

*TED Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü

*Trafik Mağdurları YardımlaĢma ve DayanıĢma Derneği

*Erenköy Lions Kulübü (BaĢkan)

*Ethemefendi Lions Kulübü (Onursal Üye)

Page 54: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

54

*Sahrayıcedid Lions Kulübü (Onursal Üye)

*Türk Lions Beceri Kazandırma Vakfı (BaĢkan Yardımcısı)

*Lions Ġstanbul Anadolu Yakası Sosyal Hizmet Vakfı (BaĢkan)

*Uluslararası Lions 118.Y Federasyonu (Genel Yönetmen)

*Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği MD.118 Konfederasyonu

Sivil Toplum KuruluĢları ve çeĢitli kurumsal geliĢmeler ile

ilgili aldığım, uzmanlık eğitimleri... Ve yaptığım çalıĢmalar;

*ISO 9001-2000 Toplam Kalite Yönetimi...

*Liderlik, Motivasyon ve Lojistik Ekip ÇalıĢması...

*Ġnovasyon, Misyon ve Vizyon Eğitimi...

*Kobi‟ler ve KurumlaĢma... (KurumsallaĢma... Değil)

*Kurumsal Yönetim, Ġç Denetim ve Performans...

*6 Sigma, Yalın 6 Sigma, Kaizen...

*Ar - Ge, Zaman, Risk, Kaos ve Kriz Yönetimi...

*Network Marketing, Permission Marketing ve Womm...

*YaĢam Kalitesi ve Özel ĠletiĢim Stratejileri...

*Kosgeb KiĢisel ve Kurumsal GeliĢim ÇalıĢmaları...

*Kobinet Takım ÇalıĢması ve Mentor Eğitimi...

*A. B. Sivil Toplum GeliĢtirme ÇalıĢmaları ve Eğitimleri...

*Lions Akademisi BaĢkanlığı... (LefkoĢa... Girne... Magusa)

*Eğitmenlerin Eğitimi ve “Genel Yönetmenlik”...

(Düsseldorf... Chicago... Indianapolis... Newyork...)

Ayrıca; yaptığım çalıĢmalardan dolayı, yurt içinde ve yurt

dıĢında aldığım, ulusal ve uluslararası ödüller de, yaĢantımın en

güzel anılarıdır... Hepsi için teĢekkürler...

VE . . . BUGÜN.

“Bugün, bundan sonraki yaĢantımızın ilk günüdür.”

Ve de... Önemli olan BUNDAN SONRASI . . .

Page 55: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

55

DUR VE DÜġÜN !

Evet... hem kiĢisel hem de toplumsal olarak daha mutlu bir

gelecek için, üstlendiğimiz misyonla... vizyonumuza doğru...

harekete geçmemiz gerekiyor...

Ancak... mutluluk, armut‟a benzemez!.. PiĢmez!.. Beklemekle

de, ağzımıza düĢmez!.. Mutluluk bir zihinsel doyumdur. KiĢiden

kiĢiye göre de değiĢir...

DıĢardan baktığımızda... aynı çapta görülen... pozitif yaĢam

değiĢiklikleri ve geliĢmeleri... bazı insanları çok fazla mutlu

ederken, bazılarını çok da fazla etkilemiyor, değil mi?

Ancak ne olursa olsun, herkezin kendine göre mutlu olma hakkı,

mutlaka vardır ve mutluluk her zaman peĢinde koĢulmaya değer.

Siz, sosyal açıdan da... mutlu olmayı bilenlerdensiniz!..

Yoksa, bu kitabı okuyor olmazdınız...

Mutluluğun, bir gün gelip kendilerini bulacağını bekleyenler ve

bunu arzu edenler, beklemeye devam edebilirler.

Bundan sonraki yaĢamınıza biraz farklılık katmak, sıradıĢı ve

baĢarılı olmak için, David Gerrold‟un “DüĢ + Zaman = Gerçek”

konferansında belirttiği ipuçlarını da, göz önüne alarak ...

Page 56: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

56

***************************************************

*Bir vizyonunuz olsun. Hedeflerinizi gerçekleĢtirdiğiniz de nasıl

bir sonuca ulaĢacaksınız? Gerçek, net ve açık bir Vizyon‟a

ihtiyacınız var.

*Hedefleriniz ya makuldür, ya da saçmadır. Kimilerine göre

sizin hedefleriniz saçma olabilir. Ama baĢkalarına göre saçma

da olsa, sizin için mantıklı açıklamaları olmalıdır. Bir hedefiniz

varsa, aynı zamanda risk alıyorsunuz demektir.

*Riskleri almaya hazırlıklı olun. BaĢarıya ulaĢmak için

baĢarısızlık riskini de göze alın.

*Niyetlerinizi açıklayın, çevrenizdekilere net bir Ģekilde anlatın

ve kendinize bir destek grubu oluĢturun.

*Eğer niyetlerinizi etrafınıza söylerseniz, evren size desteklerini

verir... Buna inanın!.. Ġnsanlara anlatın, araĢtırma yapın.

Göreceksiniz, siz araĢtırma yapıp insanlarla konuĢmaya

baĢladıkca, onlarda size destek vermeye baĢlayacaklardır.

*Bir noktadan diğerine gitmek için, iyi bir planınız olsun.

*Birçok insan, yapmak istediği değil, yapmak zorunda olduğu

Ģeyleri yapar. Hayatta ne yapmak isterseniz, heyecan verici

olduğuna emin olun.

*Çoğumuz, ekipleri yönetiyoruz. Onlara çoğunlukla yalnızca iĢ

veriyoruz. Oysa onlara hedef‟te vermeliyiz. Herkez ne

yapabileceğini bilmeli ve yapabilmeli. Bu onları mutlu etmeli.

*Sonuçlar da size, baĢarıyı ve mutluluğu getirmeli...

***************************************************

Page 57: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

57

Vizyonumuza, yani hedef ve amaçlarımıza, ulaĢmanın...

Hepimizi çok mutlu edeceği gerçeğinden hareketle;

Sizlere, Benjamin Franklin‟in bir tezini hatırlatmak istiyorum.

“Hayatta, mutlu olmanın 2 yolu vardır.”

1)Beklentilerinizi azaltmak...

2)Ġmkanlarınızı çoğaltmak...

Kaderimize razı olup, beklentilerimizi azaltarak mutlu

olabiliyorsak, pek bir Ģeyler yapmamıza gerek yok.

Çünkü; “Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, her yol... Siz‟i

oraya götürür”...

Ġmkanları çoğaltmak ise; düĢünmek, inanmak, planlamak ve

istediğimiz sonuçlara baĢarıyla ulaĢmaktır, maddi ve manevi

kazançlarımızı arttırmaktır.

Bir gece oğlum‟la sohpet ederken, gelecekle ilgili biraz sıkıntılı

olduğunu farkettim. Ay baĢında yeni bir Ģirkette, güzel bir iĢe

baĢlayacaktı. Bilgisayar konularında çok iddialı olduğu için,

aynı uyum sorunlarını... özellikle iĢ ve sosyal çevresinde daha

önce‟de yaĢamıĢtı.

O zamanlar‟da kendisine, aceleci ve ön yargılı olmamasını, net

olarak insanları tanıyabilmesi için mutlaka 4 mevsimin geçmesi

gerektiğini, hem onlara hem de kendisine zaman tanımasını,

hedeflerini bunlara göre planlamasını ve hayatını da bu Ģartlarda

yönlendirmesini... söylemiĢ ve de isterse bunu rahatlıkla

baĢarabileceğini belirtmiĢtim.

Page 58: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

58

Ġnsanların, hayatta en kolay verdikleri Ģey nedir?

NASĠHAT!..

Daha sonra, kendi yaĢantımı düĢündüm...

Sevgili eĢim Mine (Ressam ve Resim Eğitmeni) ve sevgili

oğlum Can (BiliĢim Güvenlik Uzmanı) ile birlikte, 30 yıl önce

çeĢitli sıkıntı ve borçlarla baĢlayan ve daha sonra maddi olarak

çok çok rahat olmasa da, hemen hemen herhangi bir eksiğin de

olmadığı güzel bir yaĢam...

Ülkemizin, konularında ki en büyük Ģirketleri ile devam eden

baĢarılı bir iĢ hayatı. Sosyal, ulusal ve uluslararası Sivil Toplum

KuruluĢlarında en üst düzey görevler. Ġl - il birkaç kez tüm

Türkiye, Avrupa ve Amerika seyahatleri. . .

Siz‟de, Eh! fena değil diyorsunuz değil mi?

Ama benim hayallerimi bilmiyorsunuz ki!

Hayallerim ve hedeflerim neler mi?

Bugün‟le..... Ölüm Noktam... arasında 4 ana Hedef‟im var.

1) 730Ġ Bmw ve 4x4 Jeep,

2) Özel havuzlu ve tenis kort‟lu triplex Villa,

3) 17 metrelik 4 kamaralı Trandil,

4) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . (Yok... Artık!.. demeyin.)

Page 59: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

59

Eğer bu kitap, yabancı bir yazar‟dan tercüme olsaydı, yukarıdaki

satırların aynen yer alacağına, ilk 3 madde için, bahse girerim.

Ve, Yazar ... büyük bir ihtimalle kitabın sonlarına doğru,

tahminen 35. baskıdan sonra, yenilenmiĢ ve güncellenmiĢ yeni

baskılarda, bu hedeflerine ulaĢtığını da açıklayacaktı...

% 1 - 2 ihtimalle‟de olsa, belki‟de olabilir, bilemiyorum.

Ama, Ben‟de bu düĢünceler‟le yola koyuldum.

Çünkü; genellikle bu tür kitaplarda, hep böyle oluyor...

Önceki denemelerim de olmadı, ama...

Ben, bu ilk kitabımdan çok umut‟luyum.

“Ġnsanlar hayal ettikleri müddetce yaĢar.” derler...

“Hayal etmek güzeldir”...

Ama; somut hedeflerinizi ve yol haritanızı, belirlerseniz.

Eğer, hedeflerinizle ilgili her aĢamada, doğru düĢüncelerle;

Biliyorum, Ġnanıyorum ve Yapacağım! derseniz yaparsınız!..

Yok!.. Yapamam diyorsanız... Haklısınızdır!..

Hedeflerimizi belirlemek ve projeler üretmek konusuna

gelince... “Ģimdi yapmamız gereken”... önümüze çıkacak, 2

yol‟dan biri‟ni tercih etmektir!..

Page 60: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

60

1)Ya... Hiç bir Ģey yapmadan...

Sadece istemek... veya yatıp / kalkıp “Dua Etmek”...

2)Ya da... “Yapılması Gerekenleri Yapmak”...

Yani... bugün ki maddi ve manevi değerlerimizi gözönüne

alarak, vizyon‟larımızı belirlemek ve harekete geçmek için, bir

veya birkaç projeden oluĢan yol haritamızı çıkartmak... ve de

beraberce bu yolda yürüyeceğiniz insanları, bu ideallere ikna

ederek... olayın bütününe bakmalarını sağlayarak... bu projedeki

anlam ve önemlerini vurgulayarak... onları da inandırmak,

heyecanlandırmak ve iĢin içine katmak... Daha sonra da

istediğimiz destekleri alarak, hedeflerimize ulaĢmak...

Tabii... her projede olduğu gibi güzel bir sonuç ve baĢarı için,

ekibiniz‟in de mutlaka projeye inanması, en önemli unsurlardan

biri... aynen aĢağıdaki... ünlü hikaye de olduğu gibi...

***************************************************

MimarbaĢı, tebdili kıyafet... yapı alanını dolaĢıyormuĢ...

TaĢ ustalarının, yapı için taĢ hazırladıkları alana gelmiĢ...

ÇalıĢmakta olan bir ustaya ne yaptığını sormuĢ...

Usta kafasını kaldırıp, tanımadığı adama bakmıĢ...

“Görmüyor musun?” dercesine, bir yüz ifadesi ile...

“TaĢ yontuyoruz iĢte...” demiĢ.

Hal ve tavırlarından, yaptığı Ģeye en ufak bir ilgi duymadığı

besbelliymiĢ...

Page 61: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

61

MimarbaĢı, ayrılıp devam etmiĢ dolaĢmaya... Az ileride yine taĢ

yontmakla meĢgul baĢka bir ustanın yanında durmuĢ...

Ustanın gayretli ve özenli çalıĢması, hemen fark ediliyormuĢ...

Ona da aynı Ģekilde, ne iĢ yaptığını sormuĢ...

Usta, doğrulup adama dönmüĢ...

“Bir... Katedral... inĢa ediyoruz” demiĢ. Heyecanla ve Gururla...

***************************************************

Dünya bir tiyatro sahnesi ve “Ben, ancak verilen rolü, elimden

geldiğince iyi oynayabilirim” demeyip‟te... 2. maddeyi tercih

ettiyseniz?

Ki... bu kitabı okuduğunuza göre...

ĠĢte size fırsat!

Ve... Fırsatlar, bekletilmekten asla hoĢlanmazlar.

Fırsatları değerlendirebilmek için, önce zaman‟ı değerlendirmek

gerekiyor. “Vakit, Nakit‟tir.” Atasözü‟müz de anlatıldığı gibi...

Ve... Fırsatlar kaçarken, yaklaĢırken göründüklerinden çok

daha büyük çap‟ta olurlar . . .

Page 62: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

62

ZAMAN !

Zaman... geri döndürülmesi, yerine konması, satın alınması,

biriktirilmesi ve yenilenmesi mümkün olmayan bir kaynaktır!..

Zaman, diğer etkenlerden bağımsız olan bir değiĢkendir. Biz ne

yaparsak yapalım “O” kendi hızında akar. Ama bazı hallerde

çok zor... bazı hallerde de çok çabuk akar...

Zamanızı iyi kullanarak ve değerlendirerek, yaĢantınıza daha da

anlam katabilirsiniz...

Ġnsanlar… zamanlarının genellikle % 60‟ına hükmedebiliyorlar.

KiĢinin kontrolü dıĢındaki olaylar ise toplam zamanın % 40‟ını

alıyor (Uyku dahil)…

Zaman yönetimi açısından… kontrolünüz altındaki % 60‟lık

zaman dilimini elimizden geldiğince planlamakta yarar var…

Page 63: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

63

Planlamayı mümkünse… Günlük, Haftalık, Aylık ve Yıllık…

olarak, ama mutlaka… yazılı olarak yapın.

Böylece, kafanızdaki zamanlama planı unutulmaz, aklınızın

yoğunluğu azalır, konsantrasyonunuz artar…

Tamamlanmayan iĢleriniz için de önemli bir faaliyet arĢiviniz

oluĢur. Bunu bir “Yıllık Ajanda”da deneyebilirsiniz…

ĠĢlerinizi önem derecesine göre sıralayın. Bunu yaparken ABC

Planı‟na baĢvurabilirsiniz...

Zamanınızın büyük bölümünü dolduracak kadar önemli olanlar

A Grubu... Daha az önemli ama yapmanız gerekenler B Grubu...

Yapmasanız da bir Ģey değiĢtirmeyecek olanlar da C Grubu…

A‟lar üzerinde yoğunlaĢın, B‟leri mümkün olduğunca yapmaya

çalıĢın ve de C‟leri ise baĢınızdan atmanın yollarını arayın…

Hayatınızı iyi yönetebilmek için, atacağınız her adımın

zamanlama‟sıyla birlikte, bu zamanlama‟lara göstereceğiniz

sadakat, sizin en büyük yardımcınız olacaktır.

Zamanınızı ve enerjinizi nasıl kullandığınızı, her zaman gözden

geçirmenin faydaları da, saymakla bitmez.

Zaman‟ın algılanması, duruma göre değiĢgenlik göstermekle

birlikte, bir ömür boyu “dolu dolu yaĢayarak” hayat kattığımız

yıllar, bir yana... Atletizm YarıĢmaları‟ndaki bir “Salise”nin

değeri... zamanın önemini anlatan en güzel örnektir, diye

düĢünüyorum...

Zaman, herkeze demokratik olarak dağıtılmıĢtır. Herkezin bir

günün de 24 saati vardır... (O gün, yaĢanacak‟sa tabii...)

Page 64: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

64

Ama gerektiğinde…

Sıkıntı duyduğunuz durumlar da…

ÇalıĢmalarınıza, ara vermeyi de unutmayın!

Bu konuda, aĢağıdaki hikaye ve alıntı, size yardımcı olacaktır.

***************************************************

Baltayı Bileylemek . . .

Bir ormanda, iki kiĢi ağaç kesiyormuĢ…

Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye

baĢlıyormuĢ, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuĢ.

Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit

ayırıyormuĢ. AkĢamları da arkadaĢından bir kaç saat sonra ağaç

kesmeyi bırakıyormuĢ.

Ġkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya

baĢladığında eve dönüyormuĢ. Bir hafta boyunca bu tempoda

çalıĢtıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya baĢlamıĢlar.

Sonuç: Ġkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiĢ.

Birinci adam öfkelenmiĢ…

“Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıĢtım. Senden daha erken iĢe

baĢladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen, daha fazla ağaç

kestin. Bu iĢin sırrı ne?”

Page 65: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

65

Ġkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiĢ…

“Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalıĢırken ben arada bir

dinlenip baltamı bileyliyordum.”

Keskin baltayla ve daha az çabayla, daha çok ağaç kesilebilir…

***************************************************

ĠĢte böyle…

“Kendimizi geliĢtirmek… baltamızı bileylemekle eĢdeğerdir.

Kendimize zaman ayırıp, yaĢamımızı objektif bir bakıĢla gözden

geçirmektir. Zayıf olduğumuz alanlarımızı geliĢtirmek için, çaba

göstermektir. Ve bunlar… aklımızın, ruhumuzun, karakterimizin

güçlenmesi için, olmazsa olmaz bir koĢuldur…”

***************************************************

Delfi‟deki ünlü tapınakta, Sokrates‟in Ģu sözü yer alır…

“Ġnsan! Kendini Tanı!..”

Kendini tanımak, Ģu anda olduğumuz nokta ile olmak

istediğimiz nokta arasındaki yoldur.

Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile baĢkalarının

bizi nasıl gördüğü arasında, açı olmaması anlamına gelir.

Bireysel ve sosyal yaĢamımızda baĢarılı, mutlu ve doyumlu

olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için, kendimize zaman

ayırmalıyız...

***************************************************

Page 66: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

66

KARAR VERMEK !

Ġnsanlar, karar vermeden yaĢayamazlar. Ancak, ne yapmaya

karar verirlerse versinler, öncelikle kendileri ile bir mücadeleye

girerler.

Eğer karar verdikleri konuda, kendilerine güvenmiyorlarsa…

bu yüzden yapacaklarına baĢlamadan… ya vazgeçerler… ya da

ertelerler…

Kendi kararlarımıza güvendiğimiz sürece, hedeflerimize

yaklaĢabilir ve kararsızlık kapılarını kapatarak, istediğimiz

sonuçlara ulaĢabiliriz.

Page 67: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

67

Güzel bir Ģeyler yapmak için, kiĢi olarak yaĢamımızı, toplum

olarakta geleceğimizi ilgilendiren, Vizyon‟unuz ile ilgili tüm

konularda, karar vermeden önce, kendinize Ģu 3 basit soruyu

sormanızda yarar var.

1)Ben Kimim? Biz Kimiz?

2)Kimler Ġçin? Ne Ġstiyorum? Ne Ġstiyoruz? Neden Ġstiyoruz?

3)Elimdeki veya Elimizdeki “Koz”lar neler? . . .

Oyuna girmeye Değer‟mi ? Değmez‟mi?

KiĢisel baz‟da ve Ekip olarak, “Soyut ve Somut Çıkarlar”ınızı

da, gözününe alarak...

Kendinize, Ekibinize ve ġansınıza...(?) güvenmiyorsanız,

“O” oyuna girmeyin...

Rekabet üstünlüğünüz yoksa, rekabet edemezsiniz!..

Ya, Rekabet Üstünlüğü Kazanın. Ya‟da “O” Oyundan Çıkın!

Ancak, baĢka bir oyuna tekrar girmezseniz, baĢarılı olma

Ģansınızın hiç olmayacağını da unutmayın ve girdiğiniz her

oyunu kurallarına göre oynayınız.

Tabii kuralları... kimin koyduğu da çok önemli!

Eğer kuralları, Siz koyabiliyorsanız “MuhteĢemsiniz!”

Ayrıca oyuna girdikten sonra baĢarısızlıklar yaĢarsanızda hiç

korkmayın. Kendinizi yıpratmayın.

Henry Ford‟un söylediği gibi... “BaĢarısızlık, yeniden ve daha

Page 68: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

68

zekice baĢlayabilme fırsatından baĢka bir Ģey değildir...”

Tabii araĢtırma ve arge çalıĢmaları yaparken detaylara da

mutlaka çok dikkat etmek gerekiyor... Ülkemizin önde gelen iĢ

ve ekonomi gazetesi Dünya‟da aynı gün (18.Ekim.2008) yer

alan 2 haberi sizlerle paylaĢmak istiyorum.

***************************************************

Birinci haber... Tekstil sektöründe söz sahibi Denizli‟de

faaliyet gösteren (X) ġirketi Yönetim Kurulu BaĢkanı, kriz

dönemi olmasına rağmen tekstil sektörünün önünün açık

olduğunu belirterek 8.Milyon Euro‟luk bir “Lojistik Üs” kurma

kararı aldıklarını açıklıyor...

Ġkinci haber... Yine aynı Ģehirde ünlü bir “Tekstil Sanayici”si

kriz dönemi ve döviz borçları yüzünden intihar ediyor.

(Her zaman dikkat, burası Türkiye)

***************************************************

Yukarıdaki 3 soruyu “Her ġık” için tekrarlayabilirsiniz.

Netice‟de, Tamam!..

Ben / Biz, Oyun‟a Giriyorum / Giriyoruz... demeniz.

Ve karar verdiğiniz, ġık‟lar önemli!..

Tabii, herĢeyin bir bedeli olduğu gibi; bununda, yani

Vizyon‟larınıza ulaĢmanında bir bedeli var.

Bu bedel; olumlu bir düĢünceyle harekete geçmektir, kafa

yormaktır, bir Ģeyler yapmaktır, hem alın teri... hem de akıl teri

Page 69: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

69

dökmektir, sevdiklerinize daha az zaman ayırmaktır.

Tüm Dünya‟da olduğu gibi çevrenizdeki “Ġnsanlar”da, daima

kazananları sever ve onların tarafında olmak ister ve de buna

çaba gösterirler.

Hiç kimsenin; kaybeden birisi için...

Kaybedecek çok fazla zamanı yoktur!

(Dost... Acı Söyler!..)

DüĢ‟te... Gör!... demiĢler... Neden acaba ?

Siz!.. Sizinle çalıĢmanın, size katlanmanın, sizinle yaĢamanın,

ne demek olduğunu bilemezsiniz...

Siz!.. Aileniz dıĢında, sizinle birlikte olup ve size katlanmak

zorunda olan insanların; amaçlarının neler olabileceğini, sizin

için neler düĢündüklerini, hiç düĢündünüz mü?

Belki... ne için, size katlandıklarını tahmin edebilirsiniz.

Ancak; ne düĢündükleri konusunda, vizyonunuz için mutlaka

empati yapmanızda, yani kendinizi onların yerine koymanızda

fayda var.

Empati ile onların ruh halini doğru bir biçimde yorumlayıp,

duygularını, ihtiyaçlarını ve kaygılarını anlayabilirsiniz.

Sizin veya birlikte hareket etmeyi planladığınız grubun, karar

verme sürecinde; eğitimleriniz‟in, yetiĢme biçimleriniz‟in, ekip

çalıĢmasına yatkınlıklarınızın, iletiĢim becerilerinizin, bugün ki

dönem değerleriniz‟in ve kiĢisel beklentilerinizin etkileri, çok

önemli olmakla birlikte... hiç bir zaman unutmamak gerekir‟ki;

Page 70: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

70

bireylerden... gruplara, kurumlardan... toplumlara, ülkelerden...

uluslararası iliĢkilere, en büyük birliktelikler... maddi veya

manevi “Ortak Çıkarlar” üzerine kurulmuĢ ve devam etmiĢtir.

Hiç merak etmeyin, bundan sonrada aynen devam edecektir.

Kısaca; artık “Paradil” , “Anadil” den ön planda‟dır.

“Ortak Çıkarlar ve para” konusunda, özellikle dünyaya yön

veren ve hiç kriz sıkıntısı yaĢamayan; ilaç ve savaĢ sanayii ile

enerji ve biliĢim sektörlerindeki, çok uluslu Ģirketlere bakmanın

yeterli olacağını zannediyorum...

“Karar verme” aĢamasının sonunda... Sizi, hedefinize götürecek

doğru eylemler için... Ģu anda nerede olduğunuzu bilmeniz ve

aklınızda... gitmek istediğiniz yerin, çok açık bir fotoğrafı‟nın

olması, gerekmektedir.

Bu fotoğrafın netleĢmesinde ve projelerin baĢarıya ulaĢmasında

en önemli faktör olan, “Ġnsan Profili”ni göz önüne alarak...

kimlerle karĢılaĢabileceğinizi, kimlerle beraber olabileceğinizi

bire bir düĢünmekte ve gruplamakta fayda olacaktır.

Yani pozitif açıdan; destek olabilecekler, önünüzü açabilecekler,

ilham verebilecekler, sizinle aynı hayali paylaĢabilecekler...

Veya negatif açıdan; estek / köstek olabilecekler, engel çıkarıp

moral bozabilecekler, sorun çıkarabilecekler v.s...

Bu nedenle... hem sizin, hem de tüm ekip üyelerinizin... proje

aĢamalarında (Ġnsanlar pozisyonlara göre, önce veya sonrasında

davranıĢ değiĢiklikleri gösterebiliyorlar.), genellikle...Ġ.K. kiĢilik

envanterleri‟nde ve kiĢilik testleri‟nde kullanılan kriterlere göre

değerlendirilmesi, çok önemli bir rol oynayacaktır.

Ġnsanı, “Ġnsan” yapan özellikleri hiç topluca düĢündünüz mü?

Page 71: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

71

Fiziksel detaylar dıĢında...

ĠĢte bu özellikler ve kriterler;

*)Ġlgili Konulardaki Eğitimi, Bilgisi ve Deneyimi

*)Hayat Tecrübesi ve Olgunluğu

*)Otoriter, Cesur ve Gözüpekliği

*)Öğrenme Arzusu, Heyecanı ve Ataklığı

*)Dürüst ve Açık Sözlülüğü

*)Karizmatik, Güçlü, Kararlı ve Kontrollu Olması

*)AnlayıĢlı, Sıcak ve Candan Davranması

*)Duyarlı, Dikkatli ve Disiplinli Olması

*)Ġyi Niyetli ve UzlaĢmacı Tutumu

*)Hayat Dolu, Yardımsever ve Sosyal ĠliĢkilere Önem Vermesi

*)Analitik (Matematiksel) DüĢünebilmesi

*)Eksiklerini Giderebilme Çabası, AraĢtırmacı ve Gözlemciliği

*)Detaycı, Zor Beğenen ve Kendinden Emin Olması

*) Etkileyici, Cömert ve Kendine Güvenen Tarzı

*)Ölçülü ve Kontrollu Risk Alması

*)Merak ve Maceraperestliği

*)Ġkna Edici ve Motivasyona Açık Olması

Page 72: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

72

*)Hızlı Karar Alması ve Ġnsiyatif Kullanması

*)Ketumluğu ve Soğukkanlılığı

*)Problemlere Çözüm Üretmesi

*)Umut Tazelemesi

*)Önerilen Çözümlere Saygı Göstermesi ve Rekabetçiliği

*)Prensip Sahibi Olması, Dakikliği, Ciddiyeti ve GiriĢkenliği

*)Özgün, Yenilikçi ve Bağımsız Hareket Etme Kabiliyeti

*)Ekip ÇalıĢmasına Yatkınlığı

*)Katılımcı Olması ve Görev Alma Arzusu

*)Ġyimser, PaylaĢımcı ve BarıĢsever Olması

*)Akıllı, DüĢünceli ve Mantıklı Davranması

*)Toleranslı, Sakin ve Duygusal YaklaĢımları

*)Huzurlu, Ölçülü, Mütevazi, Sabırlı, Saygılı YaĢamı

Gibi... olumlu yönlerin, ağır bastığı özellikler ile . . .

*)Tedirgin ve Mesafeli DuruĢu

*)Devamlı BaĢkasına Ġhtiyaç Duyması

*)TartıĢmacı ve Israrcı Olması

*)Basit Problemleri Çözmek Yerine, Abartmaları

*)Demogoji ve Fazla EleĢtri Yapması

Page 73: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

73

*)Sürekli Mazeret Üretmesi

*)Hırslı, Katı, Kırıcı, Agresif ve Bencil yaklaĢımları

*)Çok KonuĢması ve Ukalalığı

Gibi... olumsuz özelliklerden oluĢur.

Ama önemli olan...

KiĢilerin; olaylara ve hayata . . .

bakıĢ açısı (Paradigma) ile yaklaĢım tarzları (Konsept) dır.

Bu kriteler; yönetim kadrosu tarafından, tüm ekip için realist bir

Ģekilde, kiĢisel ve duygusal yakınlıklar bir kenara bırakılarak,

önyargılı ve peĢin hükümlü olmadan ve de ilerideki zamanlarda

iyi niyetli yapıcı yaklaĢımlarla... geliĢmelere ve Ģartlara göre

meydana gelecek değiĢkenlikleri de, göz önüne alarak,

değerlendirildiğin de... radikal kararlar almak, çok daha kolay

olacak ve organizasyon Ģeması, daha da doğru oluĢacaktır...

Bir anda...

“Ne oluyoruz yahu ?

CumhurbaĢkanı‟mı seçiyoruz ?”

Dediğinizi... duyar gibi oluyorum!..

Hayatı, bir Santranç oyununa benzetmek de mümkün...

Ve... Zaman, en önemli rakiplerden biri!..

Onun için diğer hamlelere geçelim...

Page 74: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

74

GELĠġĠM !

Dünya da hiç; geliĢime karĢı çıkan bir kimseyi, gördünüz mü?

“Herkez, Dünya‟yı değiĢtirmeyi düĢünür. Ancak, çok azı

dıĢında, hiç kimse kendisini değiĢtirmeyi ve geliĢtirmeyi

düĢünmez... ya da düĢünmek istemez... veya iĢlerine gelmez.”

Tabii bu, yeni bir konu değil.

ĠĢte, size Westminister Manastırı‟ndan bir mezar yazısı…

***************************************************

Sen değiĢirsen... Dünya‟da değiĢir...

“Genç ve hür iken, düĢlerim sonsuzken, dünyayı değiĢtirmek

isterdim. YaĢlanıp akıllanınca, dünya‟nın değiĢtirilemeyeceğini

anladım.

Page 75: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

75

Ben de düĢlerimi biraz kısıtlayarak, sadece memleketimi

değiĢtirmeye karar verdim. Ama o da değiĢeceğe benzemiyordu.

Ġyice yaĢlandığımda, artık son bir gayretle, sadece ailemi,

kendime en yakın olanları değiĢtirmeyi denedim. Ama maalesef

bunu da kabul ettiremedim.

ġimdi ölüm döĢeğinde yatarken birden fark ettim ki; önce yalnız

kendimi değiĢtirseydim, onlara örnek olarak ailemi de

değiĢtirebilirdim.

Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri

götürebilirdim.

Kim bilir, belki dünyayı bile değiĢtirebilirdim.

Dünyayı değiĢtirmek istiyorsan bunu yapabileceğine dair

inancını değiĢtirerek iĢe baĢla…

Bunu yapamıyorsan, kendini değiĢtirmeyi dene...

Hiçbirimiz herkesin hayatını değiĢtiremeyiz, ama en azından bir

kiĢinin, yalnızca bir kiĢinin, biz var olduğumuz için… daha iyi

halde yaĢamasını sağlayabiliriz.

Her insan, baĢkalarının hayatında fark yapmak için, gerekli olan

iç kaynaklara sahip olduğuna inanır…

Haydi… Siz de, bir kiĢinin hayatına dokunun!..

***************************************************

Page 76: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

76

Bir insanın kendini değiĢtirebilmesi için… inanç ve beyin

sistemlerinde farklı düĢüncelerin oluĢması gerekir. Bu da bir

süreç‟e bağlıdır.

Bugünden yarına hemen değiĢmek mümkün değil. (“DeğiĢtim”

diyenlerden de, korkun zaten...) Önceliklerin değiĢimi için, önce

istek ve çaba, sonra da sabırlı olmak… Ģart!

Aslında, akıl sağlığımız yerinde olduğu sürece, yaĢamın her

anında yeni birĢeyler öğreniyoruz ve geliĢmeye devam ediyoruz.

Eğer, hayat‟tan birĢeyler bekliyorsanız ve güzel Ģeyler

yapacağınıza inanıyorsanız, yakın dostlarınız ve çevreniz ile

birlikte, iyi bir iletiĢim‟le... değerlerinize sahip çıkmalısınız.

Değerlerimiz (Ülkemiz, ailemiz, arkadaĢlarımız, varlıklarımız,

sağlığımız, çevremiz, doğa ve doğal kaynaklarımız v.s.) . . .

maddi ve manevi davranıĢlarımıza, etik açıdan yön veren

ilkelerimizdir.

ĠĢte bu değerlerimiz; söz, tutum ve davranıĢlarımıza, bazı

olumlu veya olumsuz kısıtlamalar koyar.

Doğru Ģeyi yapmanın, yanlıĢ yeri ve zamanı yoktur!.. derler.

Doğru‟dur. Bu nedenle güzel, sağlıklı ve verimli bir geliĢim

için; yaĢantınıza ve zaman ayırdığınız iĢlerin merkezine, Ģu

“Evrensel Ġlkeleri” mutlaka yerleĢtirmemiz gerek.

Dürüstlük... AnlayıĢ... HoĢgörü... Sevgi... Saygı...

DeğiĢim ve Yönetim Kalitesi... KiĢisel ve Toplumsal GeliĢim.

Page 77: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

77

Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu'nun belirttiği gibi…

***************************************************

Biyolojik olarak anne ve babadan doğan her canlı “insan”dır.

Ancak “insan doğmak” ile “insan olmak” farklı Ģeylerdir.

Ġnsan'nın toplumsal bir varlık olduğunu ilk ortaya koyan ünlü

Alman düĢünür… Karl Marx'tır.

Birey olarak her insan... bütün insanlığın bir parçasıdır. Zeka,

sağlık ve yaratıcı yeteneklerimiz yönünden farklı olduğumuz

halde, insan olarak hepimiz biriz ve benzeriz.

Birbirimize bilgiçlik yada yargıçlık taslayacak bir üstünlüğümüz

yoktur... Ġnsan; yaĢayan, düĢünen, değiĢen... özgür ve evrensel

bir varlıktır.

Evrensel insan ise... (mümkün olduğunca) olumsuzluklardan

arınmıĢ, kendini geliĢtirmiĢ, yetkinleĢtirmiĢ gerçek insandır...

Aynı zamanda, varlığını ve yaĢamını tüm insanlarla

birleĢtirebilen ve insanlığın ortak yararları için çalıĢabilen,

Ġnsan‟dır!..

Ġnsan olmak... uzun ve zor bir süreçtir... kendini bilmektir...

sevebilmektir... karĢılık beklemeden verebilmektir... kin ve

nefreti yenebilmektir... hoĢgörebilmektir... ve insanlığa layık

olabilmektir...

***************************************************

Page 78: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

78

Konfiçyüs‟un görüĢlerinden de esinlenerek; yönetenlerle,

yönetilenlerin değer yargıları ve davranıĢ biçimleri arasında, bir

etkileĢim ve uyum vardır. Yöneticiler dürüst ise, yönetilenler

çıkar iliĢkilerine yönelemez. Aynı Ģekilde yönetilenler dürüstse,

yöneticilerde dürüst olmak zorundadır... diyebiliriz.

Bu yüzden, toplumsal geliĢim için... “Bal tutan parmak yalar”,

“Devletin malı deniz... yemeyen domuz”, ”Bana dokunmayan

yılan bin yaĢasın”, ”Sürüden ayrılanı kurt kapar” v.s. gibi

özdeyiĢleri... artık bir kenara bırakılmamız gerekiyor.

Bu noktada, gazeteci Sayın Öztin Akgüç‟ün ifadesiyle...

***************************************************

“Cesareti olmayan... dıĢa dönük, özeleĢtiri yapamayan... günü

kurtarmaya çalıĢan... yalakalıkla bir yerlere ulaĢmak isteyen...

haksızlıklara tepki vermeyen... eleĢtirmekten kaçınan... fincancı

katırlarını ürkütmeyelim, el öpmekle dil aĢınmaz anlayıĢında

olan... çabasız... toplumu harekete geçirmeye ve normal

vatandaĢın haklarını korumaya çabalayanlar‟a kızan... karnından

konuĢan... düĢüncelerini açıklamaktan cezalandırılma kaygısı ile

korkan bir toplum... ancak layık olduğu Ģekilde yönetilir.”

***************************************************

diyerek...

“Halkımızın değer yargılarını ve davranıĢ biçimlerini

değiĢtirmeden, hiçbir sorunu çözemeyiz.” görüĢüne de, hak

vermemek mümkün değil.

KiĢisel GeliĢim; Birey‟in toplam kalite felsefesini, isteyerek

kendi yaĢantısına uygulamaya karar vermesi, bu yolda küçük

Page 79: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

79

adımlarla da olsa, günden güne ilerlemeler kaydetmesi ve

önüne çıkan engellerden dersler çıkararak, belirlediği

vizyon‟larına ulaĢabilmesidir.

GeliĢim, baĢkaları tarafından keĢfedilmeyi beklemek yerine,

kiĢinin kendisini ve güçlü yönlerini keĢfetmesiyle baĢlar. Ġkinci

aĢama; düĢünmek, hayal kurmak ve örnekleri gözlemlemektir.

Daha sonra hedef belirlemek ve plan yapmak gelir. Gerekli

destekler sağlandıktan sonrada harekete geçmek ve her aĢamayı

kontrol ederek yola devam etmektir.

Kendinizi keĢfetmek için internetten “KiĢisel GeliĢim

Testleri”ni tık‟layarak iĢe baĢlayabilirsiniz. Yeter ki isteyin ve

mutlaka bir yerlerden iĢe baĢlayın... Tabii, durumunuz elveriĢli

ise ücretli, değilse ücretsiz... online olarak... “Gerçek KiĢisel

GeliĢim Uzmanları‟ndan” da, destek alabilirsiniz...

Bu konuda T.C.Boğaziçi Üniversitesi‟nden sonra, T.C.Maltepe

Üniversitesi‟de son 2 yıldan bu yana “Koç‟luk Serifikasyon

Programı” uygulamaya baĢladı. Darısı diğer Üniversitelerimize.

Bu destek konusunu biraz açmak gerekirse;

Doğduğumuz günden beri hayatımız boyunca hep destek

alıyoruz. Aile büyüklerimizden, annemizden, babamızdan,

kardeĢlerimizden, öğretmenlerimizden, amirlerimizden v.s.

Ama doğru, ama yalnıĢ... Sonuçta kararları “Biz” veriyoruz.

Yani “Siz” veriyorsunuz! Bunları değerlendiren veya

değerlendirmeyen ve de sonuçlarına katlanan da Siz‟siniz.

Yani, Siz bilirsiniz!

Neden, KiĢisel GeliĢim;

Page 80: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

80

Dünyadaki ülkeleri üç grupta toplamaktayız...

GeliĢmiĢ... GeliĢmekte Olan... Az GeliĢmiĢ Ülkeler...

Ancak dikkat ederseniz, sömürgeler dıĢında hiçbir ülke, hangi

grupta olursa olsun yerinde saymıyor. Hepsi kendi çaplarında

değiĢim ve geliĢim içinde... Böyle de olmak zorundalar.

Ġnsanlar içinde aynı gruplamayı yapabiliriz.

Bu yüzden... yaĢımız, kaç olursa olsun;

*Özgüvenimizi geliĢtirmek için,

*Hayır! Dememiz gereken yerde, rahatça hayır diyebilmek için,

*Hayata daha güçlü bakabilmek için,

*Hayatın zorluklarını daha kolay aĢmak için,

*Kendimizi daha rahat ifade edebilmek için,

*Farkında olmadığımız yönlerimiz için,

*Ġç dünyamız hakkında farkındalık kazanmak için,

*Daha rahat ve bilinçli bir iletiĢim için,

*Engellilerin yaĢam sıkıntılarını izlerken; onlar adına çözümler

bulmak yolunda... aklımız, vücudumuz ve kendimizle barıĢık

olmak için...

KiĢisel GeliĢimin, kiĢiliğimize olan katkıları tartıĢılamaz!..

***************************************************

Ve… Sayın Uluç Gürkan‟dan, Darwin‟in çok güzel bir uyarısı!..

Page 81: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

81

“Bilim ve sanat, bir kuĢ‟un iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı

kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar…

Uçamayanlar ise tavuk olur…

Tavuk toplum… önüne atılan bir avuç yemi gagalarken,

altından yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz!..”

***************************************************

Bireysel kaliteyi ifade eden,”KiĢisel GeliĢim”olmadan da,

“Toplumsal GeliĢim” olmaz, olamaz!...

Bunun için 1950 ler‟den bu yana, Ülkemize bakarsanız, ne

demek istediğimi anlarsınız...

GeliĢim‟in temeli; Eğitim, Kültür ve Sanat destekli “Bilgi”dir.

Bilgi; ilgi‟yle beslenen potansiyel bir birikimdir. Belirgin bir yol

haritası ile kesin bir hedefe yönlendirilirse “Güç” haline gelir...

Bilgi, sizi hedeflerinize giden yola hazırlar...

Tabii, hangi yoldan gideceğinizi biliyorsanız!..

Yani... Bilgi kadar;

Bilgi‟yi hayata geçirmenin... öneminden bahsediyorum!..

Öncelikle yapamayacağınız veya yapılamayacak Ģeyleri ortaya

atmadan, sevgili Uğur Mumcu‟nun “Bilgi sahibi olmadan, Fikir

sahibi olanlar” özdeyiĢiyle iyi bir gözlem yaparak, hedeflerinize

yönelik çalıĢmalarınıza, dikkatle baĢlayın.

Ben, yalnızca fikir veririm diyerek, taĢın altına elini sokmaktan

Page 82: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

82

imtina eden, “Bulunmaz Hint KumaĢları”ndan da uzak durun.

(Bu tipler genellikle “Arama Konferansları”nda ortaya çıkarlar.)

Sadece... size özgü zannettiğiniz fikirlerinizin, daha önce

baĢkaları tarafından, hiç düĢülmediğini de zannetmeyin.

Sayın Vehbi Koç‟un deyimleriyle “Tecrübeyi ucuza satın alın.”

ve dikkatli olun. Olmayacak hayallerin peĢinde fazla zaman

kaybetmeyin... “Uçuk hayallerle dolu bir vizyon, illizyon olur.”

“Ġnsanlar;

Kıyafetleriyle KarĢılanır,

Bilgileriyle Ağırlanır,

Ve ... KonuĢmalarıyla Uğurlanırlar...”

Yani... “kiĢisel markanız”a ve bırakacağınız imaj‟a, dikkat edin.

GörüĢmeleriniz de her zaman çok konuĢan Siz olmayın. Bırakın

karĢınızdakiler konuĢsun... Ġnsanlar ahkam kesmeye ve yorum

yapmaya bayılır, hem de bilgileri olsun olmasın, farketmez...

Genel konularda bir Ģey sorun... Mutlaka, bilmiĢ bir eda ile

“Bence...” veya “Bana göre...” diye baĢlayan cevaplar alırsınız.

Kimimiz beyniyle, kimimiz ağzıyla, kimimiz bildikleriyle,

kimimiz duygularıyla, kimimiz yaparak, kimimiz yıkarak,

kimimiz efendice, kimimiz kabaca, kimimiz bilinçli, kimimiz

bilinçsiz, kimimiz dolu, kimimiz boĢ, kimimiz dünü, kimimiz

yarını, kimimiz yüreğiyle, kimimiz bileğiyle, kimimiz medyada,

kimimiz meydanlarda...

“Çene Suyu‟na Çorba” konuĢur... konuĢur... konuĢuruz...

Page 83: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

83

KonuĢmak deyince, aklıma GSM operatörleri geliyor...

(Gına getiren reklamları için, bir Ģey söylemek istemiyorum.)

Bir çok zaman ülkemizin en gözde ve en çok para kazanan

Ģirketleri...

Ancak, iĢin güzel tarafı teknoloji ve telekomünikasyonla ilgili

Projeler‟e “ġak” diye destek vermeleri...

Aralarında öyle bir rekabet ve ceplerinde öyle çok para (Çok

konuĢanların paraları...) var ki!

Tutsun tutmasın fark etmiyor, küt diye hemen üstüne atlıyorlar.

(“ġubuo...?”,“Çok Aran!.. Kontür Kazan!..?”, Jettvel... v.s...)

Ancak; çeĢitli sivil toplum kuruluĢları ve vakıflarla birlikte,

kurumsal sosyal sorumluluk projelerine... önem vermelerini

de takdirle karĢılıyor ve teĢekkür ediyorum...

Genellikle... Kurumlar‟da geliĢimin en temel fonksiyonu da

“KurumlaĢma” dır. (KurumsallaĢma... değil! derken... Kurum

zaten çoğul bir ifade... KurumsallaĢma olunca... çoğul x çoğul

oluyor diye... belirtmekte yarar var.)

KurumlaĢma; örgütsel bir yapı içinde o kurumun hedefleriyle

ilgili (kiĢilerden bağımsız olarak) gereken kuralları, standartları,

yöntemleri belirledikten sonra... bu özel kuralları, sektörün ve

toplumun genel kuralları ile desteklemek... ve de belirlenen tüm

kurallara sadık kalarak harekete geçmektir!..

Tabi ki... planlanan kontroller, denetimler, geri dönüĢümler ve

desteklemeler ile, gereken değiĢiklikler zamanında yapılmak...

kaydıyla!..

Page 84: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

84

AMAÇ VE HEDEFLER‟E ULAġMAK !

Öncelikle, yapacağımız araĢtırmalar ve çeĢitli analizler‟le

ihtiyaçlarımızı tespit ederek, yakın veya uzak çevremiz‟deki

geliĢmeleri takip ettikten sonra, sorunları ve nedenleri‟ni

detaylarıyla inceleyerek, yapmak istediklerimizle ilgili

düĢüncelerimizi netleĢtirmemiz gerekmekte...

Hedeflerimizle ilgili daha sonra yapılması gerekenler ise;

GiriĢimci bir ruh‟la, baĢta hedeflerimize inanarak, ölçütlerini

çok‟da geniĢ tutmadan... ciddi anlamda; insanlarla bilerek,

isteyerek ve coĢkuyla konuĢmak... fikir alıĢveriĢleri‟nde

bulunmak... ve de konuĢurken gözlerinin içine bakmak... güler

yüzlü olmak... onları dinlemek ve asla dinliyormuĢ gibi

yapmamak... olmak üzere, gerekli proje ekibini oluĢturmaktır.

Hedef ve hedeflerimizi belirledikten sonra da . . .

YaĢam kalitesini arttırmanın en etkili yöntemlerinden birisinin,

yönetim kalitesini arttırmak olduğu düĢüncesiyle...

Page 85: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

85

*)Yapılacak ĠĢlerin ve Hamlelerin Tarifleri...

*)Çekirdek Kadro OluĢumu ve Görev tanımları...

*)HiyerarĢik bir Organizasyon ġeması...

(Ekip içi ve ekip dıĢı olarak, tüm örgütlenme detaylarıyla

ve “adama göre iĢ” değil, “iĢe göre adam” prensipleriyle.)

*)Ar - Ge... Planlama ve Bütçe ÇalıĢmaları...

(Donanımların ve Dökümanların kontrolu.)

*)Periyodik Olağan Değerlendirme Toplantıları...

(Mutlaka belirlenen saatler arasında ve gündemli.)

*)Özel ve Olağanüstü Toplantılar...

(Özel konular için tek gündem maddeli ve yuvarlak masada...)

*)Ġnovasyon ÇalıĢmaları... Politikaları... Toplantıları...

Ġnovasyon, yaratıcılık + yenilik + değiĢim + yeniden yapılanma,

sürecidir. Latince “Ġnnovatus”tan türetilmiĢ bir terimdir.

Kurumlara ve topluma fayda sağlayacak; yenilik, değiĢiklik ve

iyileĢtirme faaliyetlerinin geliĢtirilmesini ve bu konularda yeni

yöntemlerin uygulanmasını ifade eder.

Page 86: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

86

Yani kısaca, inovasyon; çevremiz‟deki, bir amaç için birlikte

olduğumuz insanlara... “Yeter artık, çok oluyorsunuz, yeni yeni

icatlar çıkartmayın.” dedirtilerek... “Eski köy‟e, yeni adet‟ler

getirmek” tir.

“Beyin Jimnastiği” olarakta niteleyebileceğimiz, inovasyon; her

konuda fikirler‟le baĢlar, araĢtırma ve bilgiyle geliĢir. Planlama,

strateji seçimi, organizasyon ve çözümlerin ortaya konmasıyla

devam eder. Savunulan tüm düĢünceler baĢlıklarıyla yazılır ve

oylanır. Karar verilenler uygulamaya konur.

Neticede hedeflerle ilgili olarak, istenen sonuçlar alınmaya

baĢlandıkça da, izlemeye ve değerlendirmeye geçilir. Sonra

tekrar yeni fikirlerle baĢ‟a dönülür.

Çok sayıda iyi fikirleriniz olabilir, ama önemli olan bunlardan

hangisinin gelecekte baĢarılı olacağını bilmektir. Ġnovasyon

toplantılarını, baĢarılı fikirlerin yukarıda kaldığı, bir süzgeç‟e

veya bir filtre‟ye benzetebiliriz.

Titr ve ünvanların dıĢarıda bırakıldığı inovasyon çalıĢmalarında;

olaylara farklı bakmak... düĢünceleri net olarak tanımlamak...

tezlerinizi araĢtırma ve istatistiklerle desteklemek... doğru ve

açık sorular sormak... karĢı sorulara hazırlıklı olmak... gerekirse

risk almak... iliĢkiler... ve iĢbirliği... en önemli faktörlerin

baĢında gelir.

Ġnovasyon toplantılarında; katılan tüm üyelerin... hem bireysel

hem de takım çalıĢmaları sırasında, stratejik hedeflere katkılarını

daha da arttırmak amacıyla... kısıtlamalar, engellemeler olmadan

düĢünmek ve yaratıcılığın özgür bırakılması... ön plandadır!..

Ġnovasyon tek aĢamalı bir faaliyet değildir. Aksine tüm

Page 87: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

87

organizasyonu, fırsatları yakalayacak ve hedeflere ulaĢacak

Ģekilde, iç ve dıĢ faktörlerle etkileyen ve de karmaĢık

süreçlerden oluĢan bir faaliyet türüdür. Dolayısıyla her aĢamada

inovasyon yönetimi de dikkatle izlenmelidir.

*)Kararlılık... Ġkna Kabiliyeti...

Karar vermek; çeĢitli alternatifler arasından bir veya birkaç

tanesini seçmektir. Ve “Her seçim, diğerlerinden vazgeçmektir.”

Bu yüzden enine boyuna düĢünerek, hareket etmek gerekir.

Ġnsanlar ve gruplar, ancak ikna oldukları ve de benimsedikleri

yönde hareketlerini değiĢtirirler ve geliĢtirirler. Ġnsanları ikna

edebilmek ise, daha sonra da inceleyeceğimiz Ģekilde... etkin bir

iletiĢimle gerçekleĢtirilebilir. Bu nedenle; baĢkalarına istenileni

yaptırtma sanatı olan “Yönetim”in, en güçlü aracı iletiĢim‟dir.

Ġkna kabiliyeti; konu ve amaçlarımızla ilgili, dikkatli bir Ģekilde

hazırlanmayı ve karĢılıklı görüĢmelerle, insanların nasıl karar

verdiklerini anlamayı gerektiren, biraz karmaĢık bir süreç…

Ġkna yeteneğimizi geliĢtirmek ise; ortak zeminler de güvenilir

iliĢkiler inĢa ederek ve savunduğumuz konunun faydalarını

karĢı taraflar açısından da destekleyici örneklerle ve mantıkla

değerlendirerek, ve de onların duygularını anlayarak, mümkün

olabilir….

Yani . . . ġöyle;

***************************************************

Bir uçakta Pilot, aniden Hostesleri çağırmıĢ ve demiĢ ki;

Page 88: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

88

“Uçak düĢmek üzere, tüm yolculara atlamalarını söyleyin. ġu

anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyoruz. Yardım

çağırdım, ama gecikme olabilir. Yolcular can yeleklerini takıp

atlarlarsa, kurtulma Ģansları var. Yoksa herkez ölecek!”

Tabii, panik yaratmadan böyle bir Ģeyi insanlara bir anda

yaptırmak, çok zor…

Hostesler, düĢünmüĢler taĢınmıĢlar…

Bu durumun; yolculara grup grup, uygun bir dille anlatılması

halinde, baĢarılı olacaklarına karar vermiĢler ve ilk olarak

Amerikalı kafilenin yanına gitmiĢler.

“Sayın yolcularımız, üzerinde bulunduğumuz deniz, Japonların

araĢtırma laboratuarlarının açıkları… Eğer can yeleklerinizle

aĢağıya atlayıp, oraya ulaĢırsanız, Japon teknolojilerinin sırları,

sizin olabilir.”

Bütün Amerikalı‟lar, koĢarak çıkıĢa gitmiĢ ve atlamıĢ.

Hostesler sonra Ġngilizler‟e yönelmiĢ.

“Sayın yolcularımız, Ģu anda dünyanın en verimli ve geniĢ

sömürge toprakları, açıklarında uçmaktayız. Eğer hemen aĢağıya

atlayarak, oralara ulaĢıp, el koyarsanız, bu topraklar sonsuza

kadar sizin olacak…

Bütün Ġngilizler‟de büyük bir hevesle atlamıĢ.

Sıra… Fransızlar‟a gelmiĢ.

Page 89: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

89

“Bayanlar Baylar, afedersiniz rahatsız ediyoruz. Rica etsek, can

yeleklerinizi takıp, lütfen aĢağıya atlarmısınız. ġimdi‟den

teĢekkür ederiz.”

Fransızlar, “biz teĢekkür ederiz” diyerek, sırayla atlamıĢlar.

Daha sonra, Almanlar‟a dönüp, “Atlayın çabuk aĢağıya!” diye

bağırmıĢlar.

Alman kafile “heil” diyerek, sırayla atlamıĢ.

Ve sıra gelmiĢ Türkler‟e…

Hostesler, yan yan bakıp gülümseyerek…

“Siz var ya, Siz!.. Hayatta bu uçaktan atlayamazsınız!!!”

(Ters motivasyon… Bazı hırslı kiĢiler de iĢe yarayabilir…)

***************************************************

ġaka bir yana… “ĠletiĢim” düĢünce ve mantık‟lar arası… “Ġkna”

ise… ego‟lar arası, iliĢkidir…

Ne kadar güzel konuĢursanız konuĢun, diksiyonunuz ne kadar

iyi olursa olsun, eğer karĢınızdakilerin egoları ile uyumlu

değilse… insanlar söylediklerinizi pek kabul etmek istemezler.

Hele hele… her hangi bir çıkarları da olmayacaksa!..

Bu gibi durumlarda… daha önce de belirttiğimiz gibi ısrarcı

Page 90: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

90

olmayın, yemin billah etmeyin, üzülmeyin, küsmeyin ve

kesinlikle kimseye taviz vermeyin… Ġstemezlerse istemesinler!..

Ġkna kabiliyetimizi geliĢtirmek… tecrübeyle doğru orantılıdır…

Bunun içinde, ilgili konuların en ince teknik deyaylarını dahi

iyice öğrendikten sonra, çevremiz de (Aile, akraba, iĢ, okul,

arkadaĢ, komĢu, eĢ, dost, çevre, v.s.) o konuyu paylaĢmak ve

etkilemek istediğimiz insanların listeleriyle iĢe baĢlamalı ve

onları 3 gruba ayırmalıyız.

1)Sizi pek tanımayan ve inanma yüzdeleri çok düĢük olanlar…

2)Sizi tanıyanlar ve inanma yüzdeleri % 50 - 50 olanlar…

3)Sizi çok iyi tanıyanlar ve inanma yüzdeleri yüksek olanlar…

Ġkna teknikleri çalıĢmalarınıza 1. Grup‟taki kiĢilerle baĢlayın ve

hepsinde de konuya değiĢik açılardan yaklaĢın. Evet deme…

yüzdeleri çok düĢük olduğu için, zaten size “hayır” diyecekler

ve de ikna olmayacaklardır.

Ama neticede onlar, hayır dedikçe… hem sizin moraliniz çok

fazla bozulmayacak, hem de belirleyeceğiniz ikna teknikleri ve

yaklaĢımları yönünden… Siz de tecrübe kazanmıĢ ve de ileri de

isterseniz… onları da ikna etme Ģansına sahip olabileceksiniz.

Daha sonra da 2. Grup‟la devam edebilirsiniz…

Eğer ilk baĢta heyecanla, çok inandığınız ve güvendiğiniz 3.

Grup‟tan iĢe baĢlarsanız… onlar “hayır” dedikleri zaman, o

Page 91: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

91

konudaki tecrübesizliğinizden dolayı moraliniz çok kötü bozulur

ve belki de olaya devam edemezsiniz.

Ama konuyla ve ikna yöntemleriyle ilgili tecrübe kazandıkça…

1. Grup‟takileri bile, çok rahat ikna edeceğinizden eminim!..

Aslında aldığınız her “Hayır” cevabı, “Size bu konuda Evet!..

diyebilmem için, Bana baĢka bir sebep söyleyin.” anlamında‟dır.

Netice de, bize ve ekibimize katkı sağlayacak ve de ortaya

koyacağımız projelere inanan, güvenen, dostlar‟la yola devam!..

*)Konsantrasyon... Ortak Heyecan... (Sinerji)

Kendimizi konuya odakladıktan sonra... çoğu zaman, ne

söylediğinizden mada... nasıl söylediğiniz, çok daha önemlidir.

Ortak heyecan ve aynı amaçta birliktelik, ekibin en büyük

gücüdür. Konsantrasyon bozuklukları yaĢamamak kaydıyla...

*)Motivasyon... (Duyguların tatmini.)

Motivasyon, bir iĢi yapmak için içimizde duyduğumuz en güçlü

istektir... Ve de o iĢi yapmak için bizi harekete geçiren, zihinsel

ve duygusal olaylarımızın bir bütünüdür.

Motive etmek‟de... bir iĢi yaptırmak için, o iĢi yapacak insanlar

da, aynı güçlü isteği uyandırmaktır.

“Dünya üzerindeki en güçlü silah, ateĢlenmiĢ insan ruhudur.”

Mahatma Gandhi‟nin sözleriyle... “BirĢeyin yapılmasını

gerçekten çok istiyorsanız, yalnızca akla ve mantığa hitabetmek

Page 92: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

92

yetmez, kalpleri‟de harekete geçirmelisiniz!..”

Psikolojik olarak, insanları harekete geçirmek ve birĢeyler

yapabileceklerine olan inanç ve güdü‟lerini, en yüksek noktaya

çıkartmak için ortaya konan; istek, heyecan, azim, Ģevk ve

davranıĢların bütününe motivasyon denmekte... ve latince

“movere” yani “hareket ettirme, hareketlendirme” kelimesinden

gelmektedir.

Motivasyon; olaya inanmak ve inandırmakla baĢlar, güven

tazelemek ve yetenekleri ortaya çıkarmakla devam eder...

Sonuç‟ta elde edilen baĢarıların takdir edilmesi ve çeĢitli

ödüllerdirmeler, motivasyonun en güçlü silahlarıdır.

*)Performans ve Değerlendirme...

Performans; hangi konuda olursa olsun, en basit tanımıyla...

verimliliğin ölçülmesidir. BaĢka bir tabirle... Performans, kendi

içinde ölçüm seviyeleri olan bir baĢarı tanımlamasıdır.

Değerlendirme ise; ölçme sonuçlarını, belirli bir ölçüt sistemine

dayanarak... ölçülen nitelikler hakkında, bir değer yargısına

varma süreci olarak tanımlanabilir.

Burada önemli olan;

Neyi? Nerede? Niçin? Nasıl? ve Ne Zaman? ölçeçeğimizdir.

Genel performansda iki önemli detay daha mevcuttur.

1)Bireysel Performans...

2)Kurumsal Performans...

Page 93: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

93

Performansları ölçüp, elde edilen verileri bir araç olarak kabul

edip değerlendirerek, amaçlanan hedeflere göre yönetime yön

vermeyi planlayan, “Performans Yönetimi” çalıĢmalarında baz

alınan performans, Bireysel Performans‟tır. Çünkü tüm ekip ve

kurumların baĢarısı, üyelerinin ve çalıĢanlarının baĢarıları ile

doğru orantılıdır ve de ölçülemeyen performans yönetilemez.

Performans değerlendirme sistemleri, bireysel performansı

ölçmeye yönelik olarak uygulanır. Amaç, kurumsal performans

içinde bireysel performansı ölçmektir. Bu nedenle, bireysel

performansın ölçümü ile ilgili olarak belirlenecek kriterler,

bireyin kiĢisel performansı ile ilgili olduğu kadar, ekibe ve

kuruma olan katkısınıda içermelidir.

Performans değerlendirme formatlarında, kriterler; güvenilirlik,

uygulanabilirlik ve değerlendirme sonuçlarının etkin kullanımı,

en önemli faktörlerdir.

Eğer isterseniz “Karar Vermek” bölümümüz‟de ki, “KiĢilik

Özellikleri”nden ekibiniz ve projenizle ilgili olanları… gerekli

ilave kriterlerle listeler haline getirip… 1 (en düĢük) ve 10 (en

yüksek) arası değerlendirme yaparak… performans ölçümlemesi

yapabilirsiniz…

*)Organizasyon ve Kalite Yönetimi...

Organizasyon‟lar; iki veya daha fazla kiĢinin, ortak bir gaye

için çalıĢmaları halinde, kendileri ve diğer objelerle aralarındaki

iliĢkilerde... en yüksek verimi elde etmek için yaratılan, ahenkli

ve düzenli sistemlerdir.

Kalite; hatasız, eksiksiz ve tam... olarak açıklanmakla birlikte,

genellikle bir ürün veya hizmetin, belirlenen veya doğabilecek

Page 94: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

94

ihtiyaçları karĢılama kabiliyetine dayanan özelliklerin toplamı...

olarak da ifade edilebilir.

“Kalite” denilince… nedense önce ticari anlamda Ģirketlerde

uygulanması gereken ürün ve hizmetlerle ilgili bir kavram akla

geliyor…

Halbuki kalite anlayıĢı, hayatın her evresinde geçerli olabilecek,

uygulanabilecek bir kavram. Bu kavramın odağında da, her

konuda olduğu gibi “Ġnsan” faktörü yer almakta…

KiĢisel... duygu ve düĢüncelerimiz, iletiĢim kurma ve davranıĢ

Ģekillerimiz, sorumluluk duygularımız, inançlarımız ve değer

yargılarımız v.s. gibi özelliklerimiz, bizim kiĢisel kalitemizi

yansıtmakta ve yaĢam kalitemizi etkilemektedir.

Ġnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biride,

her zaman daha iyiyi arama içgüdüsü‟dür.

Kalite de... estetik, standartların üstünde, daha iyi, daha güzel,

daha faydalı gibi tanımlamalar da geçerlidir. Bu nedenle, kalite

dinamik bir kavramdır ve karĢılanan her beklenti… “kalite”

kavramını bir ileri aĢamaya ve arayıĢa taĢır.

Bu nedenle... Kalite hedefleri “Akılcı” (Smart) olmalıdır!

S pecified; Belirli...

M easurable; Ölçülebilir...

A chievable; UlaĢılabilir...

R eal; Gerçekçi...

T iming; Zamana bağlı...

Page 95: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

95

Yönetim; Ġnsanların iĢbirliği‟ni sağlama, örgütleme, onları bir

amaca doğru yürütme ve sonuca varma... çabalarının toplamıdır.

*)Hedeflerin belirlenmesi...

*)Planlama çalıĢmaları...

*)Görev tanımlarının yapılması...

*)Organizasyon Ģemasının oluĢturulması...

*)ĠĢ bölümü... Sorumluluk bilinci ve yetkilerin delege edilmesi...

*)Mevcut güçlerin; etkili ve sistemli bir Ģekilde kullanılması...

*)Komitelerin tespiti ve gereken desteklerin temin edilmesi...

*)ĠletiĢim, bilgi akıĢı, raporlama...

*)Denetim ve değerlendirme mekanizmaları... v.s.

Yönetim‟in, en önemli unsurlarını oluĢturur!..

Her yönetimde, Yönetenler ve Yönetilenler vardır.

Ġnsanların toplu olarak yaĢadıkları ve çalıĢtıkları, her zaman ve

her yerde yönetim süreci de vardır. KiĢinin yaĢam amaçlarının

baĢında mutluluk ve refah gelir.

Ġnsanların mutluluk ve refahı, sınırsız olan ihtiyaç ve arzularının

tatmin derecesi ile doğru orantılıdır. Bu nedenle yönetenler,

toplumsal değerlere önem vermek zorundadır.

Ġyi bir yönetimle, ekip halinde çalıĢmanın yararları ise;

Page 96: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

96

*)ĠĢ bölümü ve uzmanlaĢma sağlar. Daha az emek kullanımı ile

verim... maksimum düzeye ulaĢır...

*)Karar almada etkinlik artar...

*)KiĢileri motive eder, güdülendirir. Ġnsanların birlikte

çalıĢmaları, yardımlaĢmaları... onların; biyolojik, psikolojik ve

ekonomik eksikliklerini tamamlar ve manevi tatminler sağlar...

*)Üyelerin, bilgi ve görüĢ alanları geniĢler...

*)Uygulamada karĢılaĢılan sorunlar azalır. (Özellikle yönetim

kadrosu tarafından, çağdaĢ yöneticilik anlayıĢında son dönemler

de en ön plana çıkan “Yetkilendirme ve Delegasyon”a dikkat

etmek, Ģartıyla...)

*)ÇeĢitli karĢıt görüĢlerin bağdaĢması kolaylaĢır...

*)Bireylerin ayrı ayrı verimlerinin toplamından, daha fazla

verim sağlanır...

Ģeklinde sıralanabilir!..

Tabii bunlarla birlikte, hedefe ulaĢmak için; anlaĢma ve

birleĢme sağlamak amacıyla karĢılıklı ödün vermemeye,

tartıĢma halinde kararları geciktirmemeye, aĢırı tutucu

baskılardan kaçınarak ekibi bölmemeye, çıkar manevralarına

karĢı yönetim boĢlukları oluĢturmamaya da, dikkat etmek

gerektiğini unutmamak kaydıyla...

Kalite Yönetimi; Bir organizasyonun yönetilmesi ve kontrolu

için, planlanarak koordine edilmiĢ faaliyetlerin tamamına verilen

ad‟dır.

Page 97: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

97

Neticede, Yönetim bir ekip iĢi‟dir. Bu ekibin en önemli iĢi‟de;

“Ortak Vizyon”un yol haritasındaki... problemlere, sorunlara ve

olumsuzluklara... çözüm üretmektir.

Yani... hizmet ve üretim sektörlerinde “Sigma” (Latince‟den

alınan ve istatistiklerde... en yüksek ortalamalara olan uzaklığı

tanımlamak için kullanılan bir simge‟dir) ve “Yalın 6 Sigma”

olarak da tabir edilen... zaman kaybı ve israfın önlenmesi ile

olumsuzlukların net bir Ģekilde tespiti (Tanımlama... Ölçme...

Analiz... Sürekli GeliĢim / Kaizen... Kontrol... Devamlılık) ve de

proje liderlerinin desteği ile hızlı ve emin adımlarla iyileĢtirme

aĢamalarını organize ederek, en az kaynak kullanımıyla . . .

toplam ihtiyaçların karĢılanmasına odaklanarak, en iyi sonuca

gitmektir.

Günümüz de… “Süreç ĠyileĢtirme” ve “Süreçler‟le Yönetim”

kavramları, “Proje Yönetimi” ve “Toplam Kalite Yönetimi” gibi

uluslararası standartlar‟a sahip olan büyük organizasyonlar‟da…

“Uzman”… siyah ve yeĢil kuĢak ekiplerinin desteği ve de yeni

yazılım programlarıyla önemli yerler edinmekte ve de etki

alanları giderek artmaktadır…

***************************************************

6 Sigma‟da yer alan… Kaizen ile ilgili, özel bir açıklama...

Japonya‟da “değiĢim” aynı zamanda, çoĢku veren bir yaĢam

tarzıdır. DeğiĢimler, ani veya kademeli olarak gerçekleĢir.

Kaizen felsefesi, Japon yaĢam tarzının… aile yaĢantısında olsun,

iĢyerlerinde ve sosyal iliĢkilerde olsun… sürekli iyileĢtirilmesi

gerektiğini söyler.

Page 98: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

98

Masaaki Imai… 1930 yılında Japonya‟da doğdu. 1986 yılında

yayınladığı…

“Japonya‟nın Rekabetteki BaĢarısının Sırrı… Kaizen”

adlı eseri ile yönetim bilimine… farklı bir boyut kazandırdı…

Japon asıllı bu yönetim düĢünürü kitabının hemen baĢında tüm

alçak gönüllüğüyle Ģu satırları yazmaktadır…

“Bu kitapta açıklanan bütün fikirlerin bana ait olmadığını itiraf

etmeliyim. Ben sadece, Japonya‟da yıllar içinde geliĢtirilmiĢ ve

kullanılmıĢ yönetim felsefelerini ve araçlarını bir araya getirdim.

Katkım olduysa, o da tüm bunları… tek ve anlaĢılabilir bir

baĢlıkta... Kaizen… adı altında düzenlemiĢ olmamdır.”

Kaizen, Japonca “Sürekli GeliĢme ve ĠyileĢtirme” anlamına

gelmektedir.

Imai, organizasyonel baĢarı için kaizen felsefesinin ev, özel ve

sosyal yaĢamın tüm alanlarında uygulanmasını savunmaktadır.

Masaaki Imai, Tokyo Üniversitesi‟nden mezun oldu.

1957 - 1961 yılları arasında ABD‟de Washington DC‟de

kurulmuĢ olan Japon Verimlilik Merkezi‟nde çalıĢtı ve 1961

yılında Japonya‟ya geri döndü.

Japon Bilimadamları ve Mühendisler Birliği ile müĢterek

çalıĢmalar ve projeler yürüttü. Halen Japonya‟da 1962 yılında

kurulmuĢ bulunan Cambridge Corporation adlı uluslararası

yönetim danıĢmanlığı Ģirketinin yönetim kurulu baĢkanıdır ve

1996 da 2. kitabı Gambe Kaizen‟i yazmıĢtır…

Page 99: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

99

(Gambe… yer anlamına gelmekte… Temizlik, Düzenleme,

Sınıflandırma, Standartlar ve Disiplin ilkeleriyle uygulanan,

sosyal yaĢam ve üretim mekan‟larının, sürekli iyileĢtirilmesi.)

Maasaki Imai, organizasyonlar da “Sürekli GeliĢme (Kaizen)”

için baĢlıca Ģu stratejileri önermektedir:

*)Üst yönetim… amaçları doğrultusunda… Sürekli GeliĢim

modelini anlamalı… kavramalı… prosedürleri oluĢturmalı…

ve desteklemelidir.

*)Orta düzey yöneticiler… üst yönetim tarafından belirlenen

Kaizen amaçlarını gerçekleĢtirmeyi hedeflemeli… takım

arkadaĢlarının, organizasyon içerisinde oluĢacak problemleri

çözme konusunda, bilgi ve becerilerini artırmayı amaçlamalıdır.

*)Bölüm BaĢkanları… tüm ekip üyeleri ile aralarındaki iletiĢimi

geliĢtirmeli ve organizasyon içinde yüksek moral kazanılmasını

sağlamaya çalıĢmalı ve de onlara rehberlik etmelidir.

*)Ekip üyeleri ve çalıĢanlarda… organizasyon süresince çıkacak

problemlerin, daha iyi ve daha çabuk çözülmesi için, çaba

göstermeli… eğitim programlarına aktif olarak katılarak, bilgi

ve becerilerini geliĢtirmelidir…

***************************************************

Ayrıca; diğer stratejik yönetimlerle birlikte, zorunlu hallerde üç

yönetim tarzı daha vardır...

Page 100: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

100

Risk yönetimi; “Risk” sözü, genellikle olumsuzluğu çağrıĢtırır.

Ancak; risk, her zaman olumsuzluk anlamına gelmez. Projelerin

geliĢimine olumlu yönde katkıda bulunan risk‟lerde vardır.

Bu durumda, konumuzla ilgili olarak “risk”i; projelerin geliĢimi

için yapılan çalıĢmalarda, gerçekleĢmesi olasılıklar dahilinde

olan, olumlu veya olumsuz olaylar (Tehditler ve Fırsatlar) dır...

diye tanımlayabiliriz.

Faaliyetlerin daha etkin, sorunsuz ve olumlu yönetilebilmesi

amacıyla...

*)Grup hedefleri doğrultusunda risk faktörlerinin belirlenmesi,

*)Hedeflere ulaĢmayı etkileyen risk unsurlarının, olasılık ve

etkilerine göre tanımlanması,

*)Ölçü ve Kontrol mekanizmalarının oluĢturulması, görev ve

sorumluluklarının belirlenmesi,

*)Risk unsurları‟nın ölçülmesi, raporlanması ve karar

noktalarına ulaĢtırılması,

*)Karar noktalarının, kuruma entegre olarak görevlerini

yapması,

*)Öngörülemeyen riskler içinde, projede; sadece bu gibi

durumlarda kullanılmak üzere, bir “Acil Durum Bütçesi” nin

ayırılması...

Risk Yönetimi‟nin esaslarını oluĢturur!..

Hedeflerimize ulaĢma yolunda risk yönetimi esasları doğru bir

Ģekilde oluĢturulamazsa... önce “Kaos Dönemleri”... sonra da

“Kriz Dönemleri” gündeme gelebilir.

Page 101: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

101

Bu noktada, geliĢim ve yaĢam mühendisliğinin duayeni Sayın

Ergun Zoga'yı sevgiyle anarak... organizasyonlarda; kaotik,

yani... karmaĢa ve kargaĢa'ya neden olan… olumsuz, düzensiz,

belirsiz ve karıĢık durumlarda, “Kaos Yönetimi”nin önemini bir

kez daha vurgulamak istiyorum.

Kaos Yönetimi için, güzel bir örnek olarak... Ġstanbul Bilgi

Üniversitesi'nden öğretim üyesi Sayın Kubilay Tuncer'in

deyimiyle...denizde fırtınaya yakalanan bir kaptanın kontrol

edemediği güçlere karĢı, (Rüzgar... Dalga... v.s.) gemiyi, rotayı

ve dümeni kontrol etme süreci... gösterilebilir…

Kaos'un, genellikle beklenmeyen durumlarda çıktığı belirtilir

ama, bazı tedbirler "Risk Yönetimi" ile alınabilir. Sonrasında da

“Kriz Yönetimi” vardır.

Sayın Prof. Dr. Acar BaltaĢ‟ın da belirttiği gibi… Kriz, alıĢılmıĢ

çözümlerin geçerliliği‟ni yitirmiĢ olduğu durumlara verilen özel

bir isimdir. Her kriz… ani ve belirleyici değiĢimler içeren

dengesiz bir durumu ifade eder….

Evet... Kriz dönemleri özel dönemlerdir. Her kriz dönemi kendi

Ģart ve kurallarına göre özellikler taĢır ve de eldeki değerlere

göre alternatif planlar gündeme gelir.

Durum normale dönene kadar da olağanüstü tedbirler alınabilir,

görev ve yetki değiĢiklikleri yapılabilir.

Kriz Yönetimleri‟nin en önemli iĢlevi, krize sebep olan ögeleri

düzeltmek ve normale çevirmek, yeniden oluĢmamaları için

gerekli önlemleri almak, yedeklemeleri yapmak ve yönetimi bir

an önce devretmek ve de “krizlerden medet uman fırsatçılara,

fırsat vermemektir.”

Page 102: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

102

*)Ġç Tetkikler ve Denetim Organizasyonu...

(Hedeflere yönelik... raporlama çalıĢmaları)

Aslında, bu bölümde gördüğümüz, hedeflerimize ulaĢmak için

yapmamız gerekenler hamlelerin... özellikle hizmet ve ürün

odaklı, ticari ve sınai sektörler ile Kobi‟ler de, her zaman

gündemde olan uygulamalar olduğunu... hepimiz biliyoruz.

Ve hepsi de, uzmanlık gerektiren alanlar... bunu da biliyoruz!

Ancak bunlar... aynı zamanda gönüllü olarak... kiĢisel ve

toplumsal geliĢim‟le ilgili her türlü ekip çalıĢmalarında da...

doğru bildiklerimiz‟le... yeterince... yani abartmadan...

uygulama Ģansı bulabildiğimiz konular...

Dolayısıyla çalıĢmalarımızın her aĢamasında, bu alanlardan

yararlanırken, ekibimizin ve hedef kitlemizin... karekteristik

özellikleri ile projemizin detaylarını da, daima göz önünde

bulundurmak... gerekli ve faydalı olacaktır.

Aynı zamanda bildiğiniz gibi... özellikle kurumsal sosyal

sorumluluk projelerine eğilen tüm büyük Ģirketler, bu tür

yönetim uygulamalarını zaten kendi kurumsal bünyelerinde

sürekli yapıyorlar...

Onlar‟la veya Avrupa Birliği Hibe Programları ile birlikte

gerçekleĢtirilecek güzel projelerde, mutlaka yararları olabilir...

diye düĢünüyorum.

Yalnız bu arada, bunları uygulayan büyük büyük Ģirketlerde ve

kurumlarda, herĢeyin 4 x 4 lük olduğunu da zannetmeyin...

Page 103: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

103

Neticede... çözüm odaklı müĢteri memnuniyeti için yapılan bu

çalıĢmaların... Size, yani tüketiciye yansıması önemli!..

Yani, her yıl...

*ĠSO Kalite Belgeleri, Performans Değerlendirmeleri,

*6 Sigma‟ları, 8 Omega‟ları, CRM‟leri,

*ARD‟si, B2B‟si, B2C‟si, CMMI‟si, SCOR‟u ile birlikte...

*Renk Renk... KuĢak KuĢak, Ģirket içi ve dıĢı eğitimleri... v.s.

için... kucak dolusu para harcayan ġirket‟lerin çoğu...

Ürünleri veya hizmetleri açısından... özellikle rekabet ve

durgunluk dönemlerinde, maalesef hala tüketici Ģikayetleriyle

boğuĢuyorlar...

Ayrıca krizlerden de, ne hikmetse en çabuk onlar etkileniyor. (?)

***************************************************

Ve sonuçta... YaĢamda ki en önemli faktör, ortaya çıkıyor...

O da “Ġnsan ve Toplum” faktörü!..

***************************************************

Page 104: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

104

MĠSYON... VĠZYON... TASARIM...

Ġnternet‟le iliĢkileriniz nasıl bilmiyorum ama, mutlaka bir çok iĢ

ve sosyal amaçlı web sitelerini inceleme fırsatı bulmuĢunuzdur.

Ġster kiĢisel ister kurumsal, ister sosyal, ister ticari, ister küçük

ister büyük çaplı, tüm web sitelerinin olmazsa olmaz bölümü

Misyonumuz ve Vizyonumuz‟dur.

Ve... Genellikle de, tamamına yakınında dikkatimizi çeken, Ģu

çok anlamlı ifadeleri... mutlaka görmüĢsünüzdür!

Amacımız;

Page 105: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

105

Topluma, etik değerlere, insan haklarına saygılı...

ÇağdaĢ, kaliteli ve sağlıklı hizmetler üreterek...

Entegre bilgi teknolojileriyle...

ÇalıĢanlarımızın veya üyelerimizin...

MüĢterilerimizin ve toplumun...

Memnuniyetini ve de mutluluğunu...

Daima ön planda tutarak...

Haksız kazanç veya çıkar gözetmeden...

Sektör lideri veya en güçlü STK olmaya aday...

Bir kurum olarak...

Ġnsanlığa ve çevreye duyarlı...

Toplum değerlerine, katmadeğer katan...

Pozitif değerler ve teknoloji üreten...

Ülkemizin...

Ekonomik ve sosyal kalkınmasında söz sahibi olmak... v.s.

Hakikaten güzel sözler değil mi ?

Neyse, konumuza geri dönersek...

Misyon...

Daha öncede değindiğimiz gibi, bugün ki değerlerimiz, varoluĢ

nedenimiz, neler yaptığımız, neden yaptığımız ve üstlendiğimiz

görevler ile varmak istediğimiz hedeflerimize ve amaçlarımıza

ulaĢmak için yapmamız gerekenler... Ģeklinde ifade edilebilir.

Page 106: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

106

Değerlerinizi keĢfedin ve kullanmayı öğrenin. Duyularınızdan

baĢlayarak, sahip olduğunuz herĢey sizin değerlerinizdir...

Ve... KiĢisel GeliĢim Uzmanı Sayın Cengiz Eren‟in deyimiyle;

“Değer‟lerinin farkına varmayanlar... Eyer‟lerinin farkına hiç bir

zaman varamazlar.”

YaĢantımızın bundan sonraki bölümünde, eğer daha önceden bu

konuda bir çalıĢma yapmadıysak, kiĢisel veya kurumsal olarak

bize yön verecek olan misyonumuzu belirlemekte fayda var…

Özellikle projelerimizle ilgili misyonumuz açısından, dikkat

etmemiz gereken noktalar ise; kararlaĢtırdığımız misyon…

*ÇalıĢmalarımızı ve faaliyet alanlarımızı açıkça belirtiyor mu?

*Kendileriyle aynı hedeflere doğru omuz omuza yürüyeceğimiz,

ekipteki tüm çalıĢanlar misyona katkılarını görebiliyorlar mı?

*Misyon yönetimdeki değiĢikliklere rağmen ayakta kalabilir mi?

*Proje ve planların varoluĢ nedeni açık mı?

*UlaĢmak istediğimiz hedefleri net olarak açıklıyor mu?

*Normal vatandaĢlarımıza, mantıklı gelebiliyor mu?

*Kim olduğumuzu… neyi, kim ve ne için yaptığımızı, ve de

bunun neden önemli olduğunu… cevaplıyor mu?

*Kaynaklarımızı niye böyle bir çaba için harcadığımız belli mi?

*Ve varsa diğer önemli özelliklerimizi, ortaya koyuyor mu?

Page 107: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

107

Vizyon...

YaĢamak ve yaĢatmak istediğimiz geleceğe ait, bize ıĢık tutan

ve destekleyen değerlerle aydınlanan, soyut bir projeksiyondur...

Ufuk‟dur. . . Hedef‟dir. . . UlaĢılmak istenen ideal durum‟dur.

“Vizyon tasarımları ve çalıĢmaları” ise... misyon‟umuz ile

vizyon‟umuz arasındaki yol haritasının, stratejik incelikleridir!..

Bu yol haritasının incelikleri...

AraĢtırma... Strateji... Planlama... Bütçe... Uygulama...

Değerlendirme... Vizyon‟da “ASPBUD” ÇalıĢmaları (ARD)

olarakta nitelendirilebilir!..

Burada dikkat edilmesi gereken noktalardan biride...

Birbirine çok karıĢtırılan Planlama iĢin 5 N‟sinden dördünü

(Ne, Nerede, Ne zaman, Neden) yanıtlarken, Strateji iĢin zor

yanına bakar ve Nasıl‟ı sorar… Ve de ortaya koyar…

Vizyon, baĢarı ve strateji konusunda…

Sayın Dr. Yılmaz Argüden‟in çok güzel bir yorumu var…

***************************************************“

”BaĢarı sürekli olarak değer yaratabilmektir…

Değer yaratmada sürekliliği sağlayabilmek ise… hem doğru iĢin

yapılması (Strateji)… hem iĢin doğru yapılması (Toplam kalite

yönetimi)… hem de sürekliliği sağlayacak sağlam bir yapılanma

(KurumlaĢma)… ile mümkündür…”

***************************************************

Page 108: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

108

BaĢarı… tek faktör‟lü bir sonuç değildir. Daha öncede

belirttiğimiz gibi, kiĢisel özelliklerden baĢlayarak… konu ile

ilgili her aĢama (Ġmaj, bilgi, istek, kabiliyet, maddi kaynaklar,

manevi destekler, tecrübe, v.s. v.s.) baĢarı için, olması gereken,

ama… tek baĢına yeterli olmayan aktör‟lerdir.

BaĢarı… kısa sürelide olsa mutlaka insanı mutlu eder. Ancak

sürdürülebilir anlamda baĢarı, her zaman mutluluk ile iç içe

değildir. Devamlı olarak baĢarılı olmak için çalıĢmak ve

baĢarının peĢinde koĢmak‟ta insanı yorar…

Özellikle de, bu kitaptaki konularımızla ilgili… bireysel veya

kurumsal olarak söylemek gerekirse… önemli olan, sosyal

anlamda mutluluğu ve baĢarıyı dengelemek, ve de bu dengeyi

sürdürebilmektir…

Daha da önemlisi… baĢkalarının baĢarılarından da, mutlu

olmaktır!..

Strateji, kelime anlamı itibarıyla latince yol, çizgi kavramından

ve yönetimin baĢı anlamına gelen “strategos” den gelmektedir.

Sonuç alıcı hareketlerin… planlaması ve yönetimi… olarak

tanımlanabilir.

Ġyi bir strateji için ise…

Geriye doğru düĢünerek, ileriye doğru bakmak gerekir…

Stratejik Planlama süreci... bir kiĢinin, bir ekibin veya bir

kuruluĢun; varlık amacını (misyon) ve hedeflerini (vizyon)

belirlenmesi ile baĢlayan... hem iç dinamikleri hem de dıĢ

faktörleri doğru analiz ederek, kendini ve hayat Ģartlarını doğru

Page 109: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

109

algılaması ile devam eden... güzel bir farkındalık ve “yeniden

tasarım” çalıĢmaları... Ģeklinde tanımlanabilir.

Aynen... bir tekne ile deniz yolculuğuna çıkacağımız zaman,

fırtınalardan daha az etkilenmek ve belirlenen zamanda hedefe

varmak için...

a)Yola çıkmadan önce nereden nereye gideceğinizi belirlemeyi,

b)Teknenin bu seyahat için uygunluğundan emin olmayı,

c)Uygun değilse güçlendirmeyi, olmazsa değiĢtirmeyi,

d)Bir ana rota ile birkaç da alternatif rota çizmeyi,

e)Yeterince malzeme ve yiyecek almayı,

f)Takımın yapacağı iĢleri iyi öğrenmiĢ olduğundan ve birlikte

uyum içinde çalıĢacaklarından emin olmayı,

g)Acil durum ve krizlere hazırlıklı olmayı, hava ve deniz

durumunu mutlaka sürekli takip edip, tahminleri almayı

düĢünüp, planlamamız gerektiği... gibi!..

Stratejik planlama sürecinde benimsenebilecek… aĢağıdan

yukarıya, yukarıdan aĢağıya ve karma olmak üzere üç model

vardır. Model seçimi hedeflerin yapısına ve ihtiyaçlarına göre

saptanabilir ve ileride gerekirse model değiĢiklikleri de olabilir.

Stratejik planlama, projede görev alan her kademedeki üyelerin

katılımını ve yöneticilerin tam desteğini içeren… sonuç almaya

Page 110: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

110

yönelik çabaların bütününü teĢkil eder.

Bir stratejik planlama… aĢağıda yer alan beĢ temel soruya verilen

yanıtların yer aldığı bir rehber niteliği taĢır…

*ġu anda neredeyiz?

*Nerede olmayı istiyoruz?

*GeliĢmemizi nasıl ölçebiliriz?

*Olmak istediğimiz yere nasıl ulaĢabiliriz?

*GeliĢmemize yönelik yol haritamızı nasıl saptayabiliriz?

*Ve nasıl denetleyebiliriz?

Bu sorulara verilecek yanıtlar... “Stratejik Planlama”nın net bir

Ģekilde içeriğini oluĢturur.

Genellikle stratejilerdeki en önemli yanılgı… amaç ve vizyonu

net olarak belirlemeden strateji oluĢturma çabasıyla ortaya çıkar.

KiĢisel vizyonuz için tek baĢınıza karar vermeniz ve isterseniz

bir Vizyoner olarak, çevrenizden amatör veya profesyonel

destek almanız... son derece normaldir...

Ancak; grupsal ve kurumsal vizyonlar‟da... katılan tüm

bireylerin düĢünceleri ve katkıları gözardı edilmemelidir!..

Ġki veya üç kiĢinin kafa kafaya verip, bir grup veya kurum için

Page 111: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

111

oluĢturduklarını zannettikleri vizyon veya vizyonlar‟a ulaĢmak...

DüĢ Mühendisliğinden öteye geçemez!

Vizyon; tüm grubun ortak bakıĢ açısını yansıtmalıdır.

AraĢtırmalara dayalı, coĢku verici, zorlayıcı ve gerçekçi

olmalıdır. “Yani... Çünkü...Yoksa... Anahtar Kavramları” açıkca

tanımlanmalıdır.

Ve mutlaka... Alternatif bir “B” Planı‟da düĢünülmelidir.

***************************************************

Bu noktada... “Vizyon Tasarımcıları”nın, vizyonu ise...

Ġnsanların... yaĢ‟ları, eğitim‟leri, statü‟leri ne olursa olsun,

öğrenerek, araĢtırarak, tartıĢarak, özellikle aktif bir Ģekilde

bilim ve teknoloji‟den de yararlanarak, kendi kendilerinin,

“Eğitmeni ve DanıĢmanı” olmalarına yardımcı olmak ve de

etkin bir Ģekilde, yaĢam kalitesini yükseltmektir!..

***************************************************

KiĢisel ve kurumsal vizyon konusunda, her zaman hatırımızda

bulunması gereken, bazı “ÖzdeyiĢler” ise...

*“Hayatımız düĢüncelerimizle Ģekillenir. Hayatımızın gidiĢini

değiĢtirmek istiyorsak, önce düĢüncelerimizi değiĢtirmeliyiz.”

*“KiĢisel atılımlar, inanç ve düĢüncedeki değiĢimle baĢlar.”

*“Bulmak isterseniz... Yeni bir yol mutlaka vardır.”

*“DüĢüncelerimiz... hareketlerimizi...

Hareketlerimiz... alıĢkanlıklarımızı...

AlıĢkanlıklarımız... huylarımızı...

Huylarımız da... karekterlerimizi, meydana getirir...

Page 112: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

112

Ve karekterlerimiz de... geleceğimize... yön verir.”

*“Kendimizi, düĢüncelerimizle harekete geçirebilirsek,

vizyonumuza doğru yol alabiliriz.”

*“Hazırlıklı olarak fırsatlarla karĢılaĢmak, Ģans dediğimiz

sıçrama tahtasıdır.”

*“Vizyon‟lar, kiĢisel hırs ve ego‟lara göre belirlenemez.”

*“Grup ve kurum vizyon‟larına, tek baĢınıza ulaĢamazsınız.”

*“Hayatta en zor Ģeylerden biri, amaçsız insanlarla yaĢamak

zorunda kalmaktır.”

*“Hiçbirimiz, hepimiz kadar akıllı değiliz.”

*“BaĢarı, kiĢinin baĢlangıç noktası ile ulaĢtığı yer, arasındaki

olumlu farktır.”

*“Çözümde görev almayanlar, problemin birer parçası olurlar.”

*“Vizyon‟da liderlik... değiĢim için, ikna etmekle baĢlar.”

Ģeklinde sıralanabilir.

Ve Siz... buna dilediğiniz gibi, ilavelerde bulunabilirsiniz!..

Bazı insanlar hayatta hiç baĢarısız olmazlar, çünkü hiç

birĢey yapmaz... hiç birĢey denemez... hiç riske girmezler...

Yalnız “Risk” bir denge kavramıdır ve herkezin çapına göre

değiĢir...

Page 113: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

113

Benim için risk olan Ģey, sizin için çok sıradan bir Ģey olabilir...

Herkezin sorunları veya problemleri, kendisine göre mutlaka

çok önemlidir...

Ama daha da önemli olan o sorun ve problemlere karĢı

girdiğimiz ruh hali ve sergilediğimiz davranıĢlardır...

Neticede...

Vizyon‟unuz... Vizyon‟a bakıĢ açınız ile doğru orantılıdır!..

Bu bakıĢ açısında, dikkat edilmesi gereken noktalar ise…

*Vizyon, ekibin ideal geleceğinin net bir resmini yansıtıyor mu?

*Vizyon ifadesi… ilham verici ve çaba gerektirici mi?

*Vizyon… hatırlanabilecek kadar kısa mı?

*Misyon‟un yerine getirilmesi ve tamamlanması… vizyon‟un

oluĢumunu gerçekçi bir hale getirecek mi?

Tasarım...

Misyon ve vizyon kapsamında, hayallerden gerçeğe yönelen

düĢüncelerle soyut veya somut bir sonuca ulaĢma çabasıdır!..

Her tasarım kendi içinde bir yapıya, ve de... bu yapı arkasında,

bir planlamaya sahiptir.

Page 114: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

114

Doğal hayatın dıĢında, tüm yaĢamımızın temelinde tasarımlar

vardır.

Tasarlama... ulaĢılmak istenen sonuçlar için, oluĢturulacak

yapının organizasyonu ile ilgili, her türlü faaliyeti de içine

almaktadır.

Neticede… bireysel veya kurumsal olarak vizyonlarla ilgili

yapılan bu organizasyonlarda, bizlere önderlik edenler de

“Vizyon Tasarımcıları” dır.

Bazı insanlar…

“Ġnsanlar plan yaparmıĢ, Tanrı‟da gülermiĢ.” der‟ler…

Bu sözü söyleyenlere ve bu konuda kendilerini haklı görerek,

otobüslere el sallayanlara, zaten söylenecek pek bir Ģey yok...

Onlar için, sadece… baĢkalarının yaptıklarını acımasızca

eleĢtirmek, yerden yere vurmak, küçümsemek ve moral bozmak

önemlidir.

Konu önemli değildir, ortada güzel geliĢmeler vardır... baĢarı

vardır... emek vardır... bunun bir Ģekilde ortadan kaldırılması

gereklidir...

Tabii, onlar için… inĢaat filan yaparken de… zemin etüdüne,

plana, projeye ihtiyaç yok… Felaketler, hep “Takdiri Ġlahi”…

Aslında ben, belirli kesimler de yer alan bu tür insanlarla

karĢılaĢınca soruyorum...

Page 115: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

115

“Beyfendi veya Hanımefendi hangi takımı tutuyorlar acaba?”

diye… Hemen atlıyorlar tabii.. “FB… GS… BJK... TS…”

Hangisini tuttukları önemli değil... Herhangi birini coĢkuyla

belirttiklerinde de...

“Peki… bu takımlar ne için uğraĢıyorlar?

Yöneticiler, Teknik Adamlar, Futbolcular v.s... yağmurda,

karda, çamurda... bu kadar emek, para, pul harcıyorlar?

Taraftarlar tribünlerde... Siz evde, iĢte, sağda solda v.s de niye

bir yerlerinizi yırtıyorsunuz... Heyecanla maçları seyredip, ünlü

ve ulema yorumcuları takip edip, boĢa vakit harcıyorsunuz…

Bu kadar tesisler, transferler, kamp, antenman, maç, taktik v.s.

neden? Hem de “gavur icadı” uluslararası kurallar'la...

Tanrı nasıl olsa kimin Ģampiyon olacağını biliyor...

Ki… mutlaka biliyor!..

ġampiyon‟ları bir Ģekilde… dünya'nın her yerinde ve her

kupa'da ayrı ayrı vahii veya hidayet yoluyla insanlara bildirir…

Olay biter!..

Hatta bu tebliğ için, belki sizi bile görevlendirebilir…

Sizin, böyle bir görev ihtimalini reddetme lüks'ünüz yok…

Zinhar!... Bundan böyle, takım felan tutmayın. Tanrı‟ya karĢı

gelmek mi istiyorsunuz? Hem diğer takımlar O‟nun değil mi?”

diye… ciddi ciddi konuĢunca... cevap... “Kem... Küm...”

Page 116: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

116

(Profesyonel futbol‟dan kesinlikle hoĢlanmıyorum ve halkı

uyutma sanatı olarak nitelendiriyorum ama, onlar baĢka bir

Ģey„den anlamıyorlar...)

Aslında mutlaka… tüm canlılar dünyaya kaderleri ile

birlikte geliyor…

Bu; insanlar için de, hayvanlar için de, bitkiler için de

geçerli...

Anlatmaya çalıĢtığımız... Ġnsanların kaderlerinde etkili

olabilecek iç ve dıĢ faktörleri, daha iyi hale getirebilmek için,

çaba göstermekten vazgeçmemek!..

Yani, Sayın Dr. Ender Saraç‟ın deyimiyle...

“Bir elma tohumunu veya çekirdeğini düĢünün. O elma ağacı

cinsi‟nin nesiller boyunca yaĢadığı tecrübeler, o küçücük

çekirdeğin içine kodlanmıĢtır.

Elma çekirdeği “tüm” olabilme bilgisine sahiptir. Ancak o

çekirdeğin hangi düzeyde bir etkiye maruz kalacağı çok

önemlidir. Örneğin hiç ekilmeyebilir ve sadece çekirdek

olarak kalır.

Veya yanlıĢ mevsimde ekildiğinden fidanlaĢamaz, kurur ya da

donar... Veya doğru mevsimde ekilir ama yeterli su verilmediği

veya yanlıĢ toprağa ekildiğin için güdük kalır.

Veya doğru zamanda doğru yere ekilir, yeterli su verilir ama

vitamin verilmediği, aĢılanmadığı, böcek ilacı verilmediği için

Page 117: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

117

elma verir, ama meyveleri çok lezzetli olmaz.

Veya her türlü emek verilir, en doğru zamanlar da en doğru

bakımı yapılır ve de Ģahane elmalar verir…

Yani… aynı çekirdeğe farklı düzeyde yaklaĢımlar‟la, farklı

sonuçlar elde edilebilir!..” diye düĢünüyorum...

Kristof Kolomb (Christopher Columbus), Ġspanyol gemicilerle

bir gün aynı masada yemek yerken… gemiciler Kolomb‟la

Amerika‟yı keĢfetmek çok büyük bir Ģey mi, biz de keĢfederdik

diye dalga geçiyorlarmıĢ…

(Aslında… Amerikayı keĢfettiğini bilmiyordu ya… hikaye bu!..)

Kolomb sataĢmalara daha fazla dayanamamıĢ ve masanın

üzerine bir yumurta koyarak… “Hey gemiciler!.. bu yumurtayı

masanın üzerinde dik bir Ģekilde koyabilecek, biri var mı aranız

da” demiĢ.

Gemiciler gülerek bundan kolay ne var deyip… baĢlamıĢlar

uğraĢmaya… ama hiçbiri yumurtayı masanın üzerinde dik bir

Ģekilde tutturamamıĢ…

Kolomb en sonunda yumurtayı almıĢ ve altını hafifçe çatlatarak

masanın üzerine koymuĢ…

Gemiciler, bunu bizde yapardık diye, alaya devam etmiĢler...

Kolomb ise “Yapabilirdiniz… ama, düĢünemediniz” demiĢ!..

Page 118: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

118

BĠ DAKKA !

Kitabın buraya kadar olan satırlarını yazdıktan yaklaĢık 1,5 yıl

sonra, yani 16.Ocak 2009 da... değerli gazeteci ve pazarlama

stratejileri danıĢmanı... Sayın Güventürk Görgülü‟nün, Dünya

Gazetesinde yayınladığı haftalık köĢe yazısını okuyunca...

Daha uzun süre gündemdeki yerini koruyacak olan; geliĢim,

misyon ve vizyon konularıyla ilgili, bu kitap üzerine 2 - 3 yıldır

yapmıĢ olduğum araĢtırma ve çalıĢmaların yorgunluğu bir anda

üstümden kalktı.

Biraz ekonomi ağırlıklı olsa da düĢüncelerini sizlerle burada

paylaĢmak istiyorum.

***************************************************

Vizyonunuz gerçekten vizyon mu?

Yoksa sizin için Dilbert‟mi yazdı.

Son birkaç yıldır hem özel sektörde, hem de kamu da nereye

baksanız, ne okusanız, nereye gitseniz, karĢınıza çıkan bir kaç

kavram var.

Misyon, vizyon, strateji, stratejik yönetim, kalite, performans,

inovasyon, süreç vb...

Page 119: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

119

Bugün hangi Ģirketin web sitesine girerseniz girin, baĢ köĢede

bir vizyon / misyon tanımı bulursunuz.

Hatta cüssesi biraz büyük olanlar, bunları çerçeveletip merkez

ofislerine ve Ģubelerine asmayı pek seviyorlar.

Aslında ayrı ayrı cümleler olması gerekirken, birbiri ardına

bağlanmıĢ, bir türlü bitmeyen ve bitmeyecekmiĢ gibi duran

cümlelerden oluĢan vizyon ifadeleri, genellikle Ģöyle bir akıĢ

gösteriyor.

“Vizyonumuz, Ģunu Ģunu Ģunu yaparak, bunu bunu kullanarak

ama Ģunlarıda göz önüne alarak, böyle böyle bir Ģey olmaktır.”

Bu ifadeler o kadar basmakalıp hale geldi ki, internette bunlarla

dalga geçen ve Scott Adams‟ın ünlü çizgi karekteri Dilbert‟ten

esinlenen “mission statement generafor” ve “vision statement

generator” siteleri bulunuyor.

Peki vizyon ve misyon durumları böyleyken, strateji ve stratejik

yönetim gibi kavramların ne anlamı olabilir? Performans

ölçümü veya kalite nasıl bir değer ifade edbilir?

Prof. Dr.CoĢkun Can Aktan, stratejik yönetimi “vizyon, misyon,

strateji ve aksiyon unsurlarını içeren bir yönetim tekniği” olarak

tanımlıyor. Bu kavramlar içinde belki de en önemlisi “Vizyon”.

Çünkü vizyon, bize gelecekteki resmimizi gösteriyor. Daha

doğrusu, gelecek resmi içindeki yerimizi. Bu ikisi arasında ciddi

bir fark var ve vizyon belirleme konusundaki baĢarısızlık,

genellikle aradaki bu farkı kavrayamamaktan ortaya çıkıyor.

ġirketler vizyonlarını belirlerken, bu iĢi dilek ve temenni

bazında gerçekleĢtiriyorlar.

Page 120: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

120

Yani bundan “10 yıl sonra Ģöyle bir Ģirket olsak ne güzel olur”

dediğinizde bu vizyon belirleme anlamına gelmiyor, iĢiniz daha

çok dilek ve temenni boyutunda kalıyor.

Vizyonunuzu doğru belirlemek için iki alanda yetkinliğiniz

olması gerekiyor. Birincisi kendinizi, kurumunuzu ve

olanaklarınızı tanımak, ikincisi ise sektörünüzü, pazarınızı, hatta

ekonomiyi iyi bilip, gelecek projeksiyon‟unuzu yapabilmek.

Ġkinci‟den baĢlarsak; bu, genel olarak dıĢ dünyayı anlayabilmek,

kavrayabilmek anlamına geliyor.

Yani, nasıl bir dünya da yaĢıyorsunuz, bu dünya da nasıl bir

ekonomik sistem var, bu ekonomik sistem içinde siz hangi

sektördesiniz, hangi pazarın neresine hitap ediyorsunuz?

Bölge ve ülke dinamikleri neler?

Biraz ağır oldu, ama baĢlangıç için bu sorulara yanıt

veremiyorsanız, sizin kendinize doğru bir vizyon belirlemenize

pek ihtimal yok...

Bu sorulara, Ģu andaki verilerle yanıt verebiliyorsanız, artık

gelecek için projeksiyon yapmaya baĢlayabilirsiniz demektir.

Geleceği belirleyen dinamikler nelerdir? Bundan 10 yıl, 20 yıl

sonra ekonomik sistemde neler değiĢecek?

Faaliyet gösterdiğiniz sektör nasıl bir Ģekil alacak? Sizin içinde

bulunduğunuz pazar var olmaya devam edecek mi? Nasıl

değiĢecek? Ne büyüklükte bir Pazar olacak?

ĠĢte bu ve buna benzer bir çok soruyu yanıtlamaya baĢladığınız

da “gelecek resmi” dediğimiz Ģey netleĢmeye baĢlar.

Page 121: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

121

Dijital fotoğraf icat edilmeden önce, siyah beyaz fotoğraf

banyosu yapma Ģansını kullananlar bilirler...

Agrandizör‟ün altında pozladığınız fotoğraf kartını, banyo

havuzuna attığınızda çekilen fotoğraf yavaĢ yavaĢ kartın

üzerinde belirmeye baĢlardı. ĠĢte aynen onun gibi geleceğin bir

fotoğrafını yaratmanız gerekir.

Tabii, bu sabır ve çalıĢma isteyen bir süreçtir. Çoğu zaman

yapıldığı gibi kendi kafanızda yarattığınız, kendi geleceğinizin

resmi, bir vizyon değildir.

Siz, kendi kafanızdaki o resimde çok net ve belirgin olsanız bile,

resmin geri kalanı simsiyah veya bulanıksa, kendinizi gelecek

resmi içinde... doğru dürüst bir yere oturtamazsınız.

Vizyon belirliyebilmek için gereken birinci yetkinlik ise, bir

yönüyle daha kolay, bir yönüyle de daha zor.

Orada esas olan kendinizi ve yapabilirlik‟lerinizi tanımanız. ġu

andaki durumunuzun, gelecekte nereye evrilebileceğine karar

verebilmek için, kendinizi objektif olarak değerlendirebilmeniz

gerekiyor. ĠĢin en zor yanı da bu zaten.

Çoğu kiĢi ve çoğu kuruluĢ, içinde bulunduğu pazarın fotoğrafını

doğru çekemediği gibi, kendini de objektif olarak değerlendirme

yeteneğinden yoksun durumda.

Sonuç olarak, Dilbert‟in misyon ve vizyon ifadeleriyle ne doğru

düzgün bir stratejik yönetim mümkün olabilir, ne de performans

ölçmenin, kaliteyi arttırmanın bir anlamı.

***************************************************

Page 122: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

122

HAREKETE GEÇĠġ... ETKĠ... TEPKĠ... DAVRANIġ !

Ġnsanlar, tüm yaĢantıları boyunca “hemen hemen her konuda”

genellikle 3 nedenle, bir Ģeyler yapmak için harekete geçerler.

1)Arzu ettikleri için. (Ġstemek, baĢarmak, kazanmak, ilerlemek)

2)Mecbur kaldıkları için.

3)Merak ettikleri için...

Belki çok özel nedenler‟le de olabilir ama, nedeni ne olursa

olsun, harekete geçmeden önce çıkaracağımız yol haritası hazır

ise kontrol bizde demektir.

Harekete geçtikten sonra da konuyla ilgili, hem kendi hem de

çevremizdeki insanların davranıĢları ile etki ve tepki dengelerini

izleyerek, konsantrasyonumuzu bozmadan, yaĢam yolculuğunda

fark yaratmaya baĢlayabiliriz.

Page 123: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

123

DavranıĢ; Ġnsanların, belirli etki ve uyarıcılara karĢı gösterdiği

olumlu veya olumsuz tepkidir.

Ġnsan davranıĢlarının temel akıĢı ise;

*Bakmak...

*Görmek...

*Anlamak...

*Davranmak... Ģeklindedir.

Önce, olaylara “Bakmak” gerekiyor. Bakmayı çok kolay bir Ģey

zannetmeyin. Ġnsanların çoğu yanlıĢ yere bakıyor. Ya bakmayı

bilmiyorlar, ya da iĢlerine öyle geldiği için...

Sonra, baktığını görmek ve gördüğünü anlamak gerekiyor.

Görmek ve anlamak, isteğe ve bilince bağlı...

Doğru davranmak için ise; sorumluluk sahibi olmaya, kendimize

güven duymaya ve cesaret‟e, ihtiyacımız olduğu muhakkak...

Ġnsanların tepkilerini anlamaya çalıĢmak; onları izlemek ve

neden böyle davrandıkları konusunda, bir sonuca varmaktır.

Bu izlenceler ve çıkarılan sonuçlar; bizi, etkin bir motivasyon

için en önemli sırlara ulaĢtıracaktır. Bu sırlarda, ekip üyelerinin,

böyle bir iĢ‟ten sağlayacakları, maddi ... manevi fayda ve

çıkarlarının belirlenmesinde, en önemli faktörleri oluĢturacaktır.

Unutulmaması gerekenler;

*Ġnsanlar aynı torna‟dan çıkmamıĢlardır. Her insanın kendine

özgü bir dünyası vardır.

Page 124: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

124

*Tüm insanların, kendilerini diğerlerinden ayıran; kimlikleri,

kiĢilikleri ve değerleri mevcuttur.

Bunları doğru algılamak, beklentileri saptamak ve ekip‟te özgün

yeteneklere göre planlamalar yapmak, “Vizyon ÇalıĢmaları”nın

en temel ilkeleridir.

Ġnsanların en çok sevdikleri Ģey nedir? KENDĠLERĠ . . .

Ve... Ġlgi Görmek... Beğenilmek... Ve de... Takdir Edilmek...

“Herkezin Dünyası, Kendi Etrafında Döner!.. Kopernik”

Ġnsan iliĢkilerinde;

En önemli 5 kelime... “Ben sizi gerçekten kutlamak istiyorum.”

En önemli 4 kelime... “Peki sizin fikriniz nedir?”

En önemli 3 kelime... “Lütfen rica etsem.”

En önemli 2 kelime... “TeĢekkür ederim.”

En güzel Tek kelime...”BĠZ.”

Ve... En kötü kelime‟nin “BEN.”

Olduğunu... asla unutmamak gerekir...

Ayrıca; Ģu da aklınızın bir kenarında bulunsun!

Belirli bir zaman sonra karĢılaĢtığınız arkadaĢlarınızla ileride

ortak birĢeyler paylaĢabileceğinizi düĢünüyorsanız, Onlara... o

anda, öyle olsalar bile;

Page 125: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

125

*)Yorgun görünüyorsun...

*)Ġyi görünmüyorsun...

*)Ne bu halin, darmadağan olmuĢsun, topla kendini...

*)Kesin hatalısın... Çok yanlıĢ yapıyosun...

*)Çok kilo almıĢsın, çirkinleĢmiĢsin, sana hiç yakıĢmıyor... v.s.

demeyin!..

Mümkün olduğu kadar ve abartmadan, “Onlara” sizi hoĢ bir

Ģekilde hatırlatacak, bir kaç güzel söz söyleyin...

(Güzel sözler, kolay kolay unutulmaz.)

Ama yok!.. Ben doğrucu davutum, Benim içim dıĢım bir, Ben

adamın yüzüne Ģak diye söylerim... diyorsanız;

Siz... Ya hiç KobaĢ‟larda (Küçük ve Orta Boy Aile ġirketleri)

çalıĢmadınız, ya da hiç aĢık olmadınız!

Ülkemizde, % 50 si kuruldukları yıl içinde kapanan, bazı...

KobaĢ‟ların, 2 maddelik anayasa‟ları vardır.

Madde.1) Büyük bir çoğunluğu‟nun... limon satarak veya çanta

tipi tezgah açarak, bu günlere geldiği ve Ben... Been... Beeen...

diyerek söze baĢlayıp... gürleyerek ve kükreyerek... küçük

dağları yaratan... Patronlar, her zaman haklıdır!..

Madde.2) Her zaman haklı olmaktan bıkmayan, patronlar‟ın

haksız olduğu çok özel durumlarda da, yine 1.Madde uygulanır.

Ġleride... KeĢke! dememeniz için, aklınızda bulunsun.

Belki lazım olur!..

Page 126: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

126

“Biz”... diyebilmenin en önemli Ģartlarından biri de... kendimiz

ve beraber olduğunuz insanları çok iyi irdeleyerek; olaylara

bakıĢ açılarımız, duyarlılığımız ve kapasitelerimiz... hakkında

bilgi sahibi olmaktır...

Bu nedenle; ilgi... bilgi... merak... istek... sorumluluk alma... v.s.

gibi konular da... dünya‟da genel anlamda ve hemen hemen her

toplumda...

*)“Bilgisiz... Bilinçsiz...”

*)“Bilgisiz... Bilinçli...”

*)“Bilgili... Bilinçsiz...”

*)“Bilgili... Bilinçli...”

Kategorilerinde, “3 Tür Ġnsan” olduğunu unutmamak gerek...

1) Bekleyenler. . .

2) Ġzleyenler. . .

3) Liderler. . .

BaĢka bir değiĢle, yaĢamı bir yolculuğa benzetirsek...

“Kaptanlar”... “Yolcular”... ve onlara “El Sallayanlar”!..

Sizden ricam, Ģimdi lütfen “Lider” olmak mı, yoksa “Ġzleyen”

olmak mı, istediğinize karar verin...

“Bekleyen” veya “El Sallayan” olmak için...

kendinizi yormanıza gerek yok!..

“Lütfen rahatsız olmayın.”

Page 127: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

127

“Ġzleyen” veya “Yolcu” olmak da ise, çekinilecek bir durum söz

konusu değil. Çünkü birçok “Lider ve Kaptan”, çalıĢmalarına

“Ġzleyen veya Yolcu” olarak baĢlamıĢlardır.

Aslında her insan... önce kendi hayatının lideri‟dir. Bir baĢka

deyiĢle... Liderler‟de insan‟dır... Onlarında, kendilerine göre bir

yaĢam düzenleri vardır. Ama... özellikle gönüllü kuruluĢlar‟da...

ve sosyal sorumluluk projelerinde...

Lider‟lik... geleceği görmek demektir.

Lider; sevgili dostum “Liderlik Sanatı” yazarı sayın Kazım

Kocadağ‟ın tabiri ile “Liderlik görevini üstlenerek, mevcut,

değiĢen ve geliĢen tüm Ģartlarda, bir grup insanı, belirlenen bir

hedefe doğru, bilgi, deneyim ve becerisiyle, birlikte ve uyum

içinde harekete geçirerek, amaçların baĢarıyla gerçekleĢmesini

sağlayan kiĢiye verilen sıfattır.”

“Lider olunmaz, Lider doğulur.” sözü pek gerçeği yansıtmıyor.

Liderlik, öğrenilebilinen ve geliĢtirilebilen bir olgu‟dur.

Liderler, vizyoner olmak ve hedef olarak belirledikleri vizyonu,

beraber oldukları insanlara benimsetmek durumundadırlar.

Yönetici ile Lider arasındaki farklar ise;

Ġyi bir “Yönetici” verilen iĢleri doğru yapar...

“Lider” ise doğru olan iĢleri yapar!..

Ġyi bir “Yönetici” vizyonu takip eder...

“Lider” ise vizyonu yaratır!..

Lider... ekibini, zor bir durumdayken o durumdan çıkarabilir,

Yönetici ise, yetkileri dahilinde ve belirlenen bir disiplin içinde,

hedefleri takip ederek, vizyonun gerçekleĢmesine yardımcı olur.

Page 128: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

128

Otokratik Liderlik (Otoriter, Emredici, Katı) ile Demokratik

Liderlik (PaylaĢımcı, Katılımcı, TeĢvik Edici) arasındaki tercih

ise; getirilerine katlanmak kaydıyla, tamamen Siz‟e bağlıdır.

Ama; ortama... yerine... projelere... ekiplere ve kurumlara göre...

otokratik ve demokratik niteliklerle birlikte, tamamlayıcı ve

bütünleyici özelliklere de sahip olarak, “PaylaĢımcı Lider”

olmak, günümüz de daha da ön plana çıkmaktadır.

Bir Lider olarak, her hangi bir problemle karĢılaĢtığınızda ise

yapılması gerekenlerin;

*)Problemi tanımlamak,

*)Bulguları belirlemek,

*)Sebepleri araĢtırmak,

*)Çözüm alternatiflerini ortaya koymak,

*)Çözüm planlarını yapmak,

*)Planı yürülüğe koymak,

*)Sonuçları tekrar değerlendirmek...

Ģeklinde sıralandığını zaten biliyorsunuz!..

ġimdi sıra, Liderlik ve KiĢilik deneyine geldi... Ne dersiniz?

Bir boĢ kağıdın üzerine kacaman (1) rakkamı yazın.

Bu kiĢiliğinizin sembolüdür.

(1)in yanına bir (0) koyalım.Bu yeteneğinizi sembolize eder.

Page 129: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

129

Yetenekli bir kiĢilik (1)i (10) yapar.

(10)un yanına bir (0) daha koyalım. Bu tecrübedir.

(10) iken (100) olursunuz.

(0) ları eklemeye devam edelim. BaĢarı... Disiplin... Sevgi...

Eklenen her yeni (0), KiĢiliği 10 kat zenginleĢtirir.

ġimdi baĢtaki (1)i silin bakalım, geriye ne kalacak?

0000000...

ĠĢte... KiĢiliğinizin, Liderlikteki önemi!

Liderler;

aynı zamanda ve mutlaka, oldukları gibi görünmelidirler.

Hz.Mevlana‟nın dediği gibi...

“Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün”

Eğri ağacın, doğru gölgesi olmaz...

Özellikle gönüllü kurumlar da, Lider önemli bir katalizördür…

Ġnsanların bir heyecan duymasını sağlayarak, doğru yoldan

gidildiği zaman pozitif geribildirim vererek, düzeltmek için

tehdit ve korkuyu araç olarak kullanarak değil, ikna ederek,

anlatarak, yönlendirerek liderlik yapılmalı diye düĢünüyorum.

Bir “Lider”in büyüklüğü, inançlarının derinliği, ideallerinin

yüksekliği, vizyonunun geniĢliği ve sevgisinin menzili ile

ölçülür. Ancak, bir iĢi... kendisinden baĢka hiç kimsenin

yapamayacağını düĢünenler, büyük bir yanılgıya düĢerler.

Page 130: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

130

Lider, vazgeçilmez olduğunu düĢünmemelidir. Charles De

Gaulle‟ün dediği gibi “Mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla

doludur.”

Mevcut bir kuruma seçimle Lider olan kiĢilerin, en çok

yaptıkları hatalardan biri de, kendilerinden önceki liderleri ve

o kurumu kuran kurucuları ihmal etmeleri ve de onların

yaptıklarını yok saymalarıdır.

Halbuki onlarda aynı heyecanla yola çıkmıĢlar ve ellerinden

geldiğince o kurum için çalıĢmıĢlardı.

Bu yüzden o kurumun geçmiĢinde yapılanları ve onları bir

köĢede unutmamaları gerekir diye düĢünüyorum.

En azından eski “BaĢkanlar”dan oluĢturulacak bir “DanıĢma

Kurulu”, hem yapılacak yeni iĢlerde bizlere tecrübeleriyle yol

gösterir, hem de atıl olmanın verdiği sıkıntıyla yapacakları,

eleĢtrilerden ve dedikodulardan sakınmamızı sağlar.

Sürekli kurumlarda, iyi bir liderin unutmaması gereken diğer bir

önemli konu da; görev süresi bitince, kendisininde onların

arasına katılacağını, hatırında tutmasıdır...

Lider; zamanı geldiğinde görevi, insanları bıktırmadan sevgiyle

devredebilecek, olgunlukta olmalıdır.

Sevgili ağabeyim, Kasdav Vakfı BaĢkan Yardımcısı Ġnal

Aydınoğlu‟nun deyimiyle de, “20 - 30 yıldır Burada / ġurada

BaĢkanlık yapıyorum” diye övünenler (yani, egoları boylarından

büyük olanlar... oturdukları koltukların dünyanın merkezinde

olduğunu ve aĢiret reisi babalarından hak olarak miras kaldığını

zannedenler...) hiç kusura bakmasınlar... Kendilerinden baĢka...

bulunmaz ve özel “Hint KumaĢları” da mutlaka var...

Page 131: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

131

Yeter ki çeĢitli entrikalarla, yollarını tıkamasınlar!..

Tabii, her Ģeyin olduğu gibi... Liderliğinde bir bedeli var.

Liderliğinizi tamamladığınızda, baĢarılarınızla ve sevgiyle

anılmakla birlikte; tenkitlere, yorgunluğa ve yanlızlığa karĢı

hazırlıklı olmalısınız.

Bir benzetme yapmak gerekirse, liderlik merdiveni‟nin üst

basamaklarına çıkarken, size destek veren, elinizden tutan

yüzlere dikkat edin ve onları unutmayın. En üst basamaktayken,

onlara arkanızı dönmeyin. Çünkü, basamaklardan inerken de

genellikle aynı yüzlerle karĢılaĢacaksınız.

Bu konuda, konuları‟nın liderleri olarak, gündem‟de ve Ģöhretin

üst basamaklarındayken çevresine pek bakmayan ve de zamanı

gelip miyadları dolunca‟da... eğer “Ġmaj, Marka, Tanıtım veya

Halkla ĠliĢkiler DanıĢmanı” olarak, bir yerlere gelemedilerse...

insanların ilgisizliğinden Ģikayet eden; sinema, sanat ve medya

dünyasının ünlülerini‟de, hatırınızdan hiç ama hiç çıkartmayın...

Ancak, özellikle içlerindeki, bir çok saygın ve hakikaten Ģanssız

olanlar için de, elinizden geleni mutlaka yapın!..

Bu noktaya kadar mutabıksak ilk soruyu kendimize sorabiliriz...

“BEN K Ġ M Ġ M VE NE YAPMAK ĠSTĠYORUM ?”

**************************************************

Page 132: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

132

DURUM ANALĠZĠ VE KUVVETLER DENGESĠ !

Bireysel ve toplumsal geliĢmeler ile ilgili, sağlıklı çalıĢmalar

yapabilmek için... Amerikalı ünlü psikoloji ve felsefe bilimcisi

Abraham Maslow‟un 1943 yılında ortaya attığı... “Ġhtiyaçlar

HiyerarĢisi Teorisi"ne bakmamız, yararlı olacaktır.

Maslow (1908-1970) genellikle 5 veya daha fazla katlı pramit

Ģeklinde gösterilen bu teorisinde... insanları, sosyal ihtiyaçlarına

göre Ģu Ģekilde gruplandırmıĢtır. (AĢağıdan yukarıya doğru.)

1) Fizyolojik Ġhtiyaçlar,

Nefes almak, yemek, içmek, barınmak, hayatını devam ettirme...

2) Güvenlik... Ġhtiyaçları,

Aile, iĢ, güç, hastalık ve yaĢlılık gibi hallerde, can ve mal

güvenliği...

3) Ait Olma... Ġhtiyaçları,

Sevmek, sevilmek, anlamak, anlaĢılmak, yardımseverlik, sosyal

çevre ve bir gruba ait olmak...

Page 133: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

133

4) Sosyal Değerler... Ġhtiyaçları,

Özgüven, saygı, sosyal statü, baĢarılı olmak, ön plana çıkmak ve

takdir edilmek, beğenilmek... (Kadınlar ve erkekler açısından

zamparalık da, genellikle “ben neymiĢim be!... denilen bu

dönemlere rastlar... Konumuz o değil muhakkak... ama yine de

aklınızda bulunsun... ARD)

5) GeliĢim... Ġhtiyaçları,

Yeteneklerini ortaya koymak, kendini geliĢtirmek, ideallerini

gerçekleĢtirmek, topluma katkıda bulunmak, baĢarmak ve mutlu

olmak...

Bu teoriye göre, her bir madde de belirtilen ihtiyaçların... ortaya

çıkma Ģartı, bir önceki madde de belirtilenlerin gerçekleĢmesine

bağlıdır...

Kim olduğunuzu net olarak bilemem ama, hayattan neler

isteyebileceğinizi aĢağı yukarı tahmin edebiliyorum...

Ġyi bir yaĢam ve daha mutlu bir gelecek için; kariyer, para,

sağlık, iĢ - aile ve sosyal hayatta baĢarı, güzel bir Ģekilde

aranmak, beğenilmek, takdir edilmek ve sevilmek...

Bunların hepsini isteyebileceğiniz gibi bazılarına sahipseniz,

birini veya birkaçını isteyebilirsiniz. Ancak hangisini isterseniz

isteyin, o konuda “mutlaka” önce Siz‟in yatırım yapmak

zorunda olduğunuzu hiç bir zaman aklınızdan çıkarmamalısınız.

Örneğin; para kazanmak için, uzmanlık alanınız içine giren

konularda daha çok çalıĢabilir veya ek iĢ yapabilir, hatta Ģans

oyunlarını deneyebilirsiniz.

Page 134: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

134

Sağlık için, sigara ve içki‟yi azaltıp spora baĢlayabilirsiniz.

BaĢarı için, daha çok kitap okuyup, araĢtırma yapabilir ve

projeler ortaya koyabilirsiniz.

Güzel bir Ģekilde aranmak, beğenilmek ve takdir edilmek için

ise, aile içinde ve sosyal çevrenizde, önce... Siz bunları

yapabilmelisiniz...

Sevilmek için de önce sevmek gerektiğini zaten biliyorsunuz.

Ancak burada ölçüyü kaçırmamak ve mavi boncukları çok

dikkatli dağıtmak gerektiğini, hatırlatmama gerek yok sanırım.

Çok değerli dostumuz Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Müdürü

Sayın Serpil Güleçyüz‟ün, hiç unutmadığım çok güzel bir

sözünüde sizlerle burada paylaĢmak istiyorum.

“3 KuruĢluk Ġnsanlara, 5 KuruĢluk Değer Verirseniz,

Aradaki Farkı... Siz Ödersiniz.”

Konu hangisi veya hangileri olursa olsun ilk yapılması gereken;

Durum Analizi yapmak ve Kuvvetler Dengesi‟ni iyi kurmaktır.

Değerlendirme ölçütleri ise, O konu ile ilgili; Güçlü ve Zayıf

Yönlerimiz ile Avantajlarımız ve Dezavantajlarımızdır.

Swot Analizi...

“Strenghts... Weaknesses... Opportunities... Threats...”

Kuvvetler Dengesi...

Page 135: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

135

***************************************************

SWOT / KUVVETLER DENGESĠ AÇILIMI

Güçlü - Kuvvetli Yönlerimiz ...................... Zayıf Yönlerimiz

Avantajlar - Fırsatlar .................... Dezavantajlar - Tehditler

***************************************************

Sorunları tanımlama ve çözümlerin oluĢturulması aĢamalarında,

swot analizi yaparken kendimize sormamız gereken sorular ise...

Güçlü ve Kuvvetli Yönlerimiz‟in saptanmasında... *Ġyi ve üstün noktalarımız neler?

*Neleri daha iyi yapabiliriz?

*BaĢkaları, güçlü yanlarımız olarak... nelerimizi görmekteler?

Zayıf Yönlerimiz‟in saptanmasında... *YalnıĢlarımız neler? Nerelerde eksikliklerimiz var?

*Neleri iyileĢtirmek gerekiyor?

*BaĢkaları, hangi konular da... bizden daha iyiler ?

Avantajlar ve Fırsatların saptanmasında... *Çevrede ne gibi ilginç geliĢmeler yaĢanıyor, neler olup bitiyor?

*Önümüzde duran fırsatlar neler?

*Fırsatları yaratacak kaynaklar nelerdir ve zamanlamaları?

Dezavantajlar ve Tehditlerin saptanmasında... *Önümüzde, ne gibi engeller ve yasal düzenlemeler var?

*DeğiĢen teknoloji, her hangi bir Ģekilde bizi tehdit ediyor mu?

*Finans sorunlarımız var mı? Yoksa hangi durumlarda çıkabilir?

v.s. v.s... Ģeklinde, konulara göre sıralanabilir!..

Page 136: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

136

Bu açılımdaki, zayıf veya kuvvetli değerlerimizi, avantajlarımızı

veya bizi tehdit eden negatif durumlarımızı, çeĢitli mazeretlerle

geri plana atmadan, açık seçik net ve gerçekçi bir Ģekilde ortaya

koymamız gerekiyor...

Daha sonra, güçlü yönlerimizi fırsatlardan yararlanacak Ģekilde

kullanabilir, zayıf yönlerimizin ve tehditlerin de farkına vararak,

onları güçlü yönlere dönüĢtürecek stratejiler geliĢtirebiliriz.

Size insanlar hayatta en kolay ne üretirler diye sorsam!

Her halde cevabınız hazırdır... MAZERET! . .

Birçoğumuz, hayatta bugün hak etmediğimiz bir yerde

olduğumuzu... ve buna da bazı kiĢilerin hatalarının, sebep

olduğunu kabul ederiz... ve onlara kızarız...

Kızmakta haklı da olabilirsiniz. Ancak kızarken de Aristo‟nun

ünlü sözlerini lütfen unutmayın!

“Herkez... herkeze... her Ģekilde kızabilir... Bu çok kolaydır.

Ama önemli olan... Doğru Ġnsana, Doğru Nedenle,

Doğru Zamanda, Doğru Ölçüde ve Doğru ġekilde kızmak...

ĠĢte bu, hiçte kolay değildir.”

Onun için kolay yoldan sağa sola kızıp mazeret üretmeyi

bırakıp, karĢılaĢtığımız sorunlarla ilgili olarak, kendi birikim ve

tecrübelerimizden de yararlanarak, çözüm üretme yollarını

aramalıyız.

Hata yapmaktan korkmamalıyız, ama aynı hataları da

tekrarlamamalıyız. Hata yapmaktan ve cezalandırılmaktan

korkulan ortamlar da, “giriĢimcilik ve yaratıcılık ruhu” da pek

barınamaz...

Page 137: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

137

Aklımızdan çıkarmamamız gereken düstur ise... her zaman;

Herkez hata yapabilir... Hata yapmak normaldir....

Hatayı kabul etmek‟te... bir özellik‟tir...

(Hayatımızda, beklediğimiz geliĢmeler... istediğimiz gibi

olmadığı zaman, bunun nedeni; genellikle geçmiĢte yapmamız

gerekenleri zamanında yapmamaktan ve almamız gereken

kararları zamanında alamamaktan kaynaklanır. Bu dönemler

“Hayatımızın Kırılma Noktaları” olarak nitelendirilebilinir...

Aynı fırsatları bir kez daha yakalama Ģansımız olmayabilir ama

karalar bağlamak ve hayata küsmek‟te çözüm getirmez...

Neticede hataları tespit etmek ve nedenlerini net olarak ortaya

koyabilmek, en önemli özelliktir. Çoğu insan... kolay kolay

hatasını kabul etmez, kabul etse bile... bunu açıklayamaz,

kendince bir sürü mazeretler üretip... hatayı baĢkalarında arar...

Gerekirse kendinizden veya ilgili kiĢilerden özür dilemekten

çekinmeyin. Ve de bu erdeminizi, çevrenize de gösterin...)

Hatayı telafi edebilmek ise, güzelliktir...” Ģeklinde olmalıdır.

Bir yerde... yediğimiz kazıklarla doğru orantıda olmakla birlikte,

Oscar Wilde‟nin dediği gibi...

“Tecrübe; herkezin hatalarına verdiği isimdir”.

“Zayıf Yönlerimiz” azalmaya baĢladıkça, “Güçlü Yönlerimiz”

aynı kalsa bile (Ki, böyle olması daha iyi bir tercihtir. Sadece

güçlü yönlerimizi arttırmaya çalıĢırsak, zayıf yönlerimiz‟de bir

Ģekilde kendiliğinden çoğalacaktır...) “Kuvvetler Dengesi”

bizim lehimize olacak... ve “Ġbre” isteğimiz yönde... net

açılımlar‟la... ilerlemeye baĢlayacaktır!..

Page 138: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

138

Bu nokta‟da; kararsızlıktan kurtularak stratejilerimizi belirlemek

ve kendimize uygun Ģartları oluĢturarak harekete geçmek, bizi

baĢarıya ulaĢtıracaktır.

BaĢarı, “önceden belirlenen hedeflere, aĢama aĢama ulaĢılması”

Ģeklinde tanımlanabilir. BaĢarı da bir süreçtir...

Büyük önderler, mucitler, sanatçılar ve bilim insanları,

hedeflerinden vazgeçmedikleri için baĢarılı olmuĢlardır.

Hepsinin ortak özelliği ise; kendilerine olan güvenleri, olumsuz

koĢullara olan dirençleri, vizyon sahibi olmaları ve hedeflerine

olan inançları‟dır.

(Edison‟nun ampulü icat edene kadar, 3.000 den fazla deney

yaptığı, bilinen bir gerçek...)

Bu özellikler içinde “ġans” da olması lazım... diyorsanız, Ģu

hikaye de... yine aklınızın bir kenarında bulunsun!..

***************************************************

Bir iĢ adamı‟nın iĢleri bozulmuĢtu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir

zamanlar çok baĢarılı bir insan olmasına rağmen, Ģimdi büyük

olan sadece borçlarıydı...

Bir taraftan kredi verenler onu sıkıĢtırırken, diğer taraftan da bir

sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıĢtı ve hiçbir çıkıĢ

yolu bulamıyordu...

Nefes almak için dıĢarı çıktı ve parka gitti. Bir banka oturdu,

baĢını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını

düĢünmeye baĢladı...

Page 139: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

139

Tam bu sırada birden… önünde, yaĢlı ve babacan tavırlı bir

adam durdu. Ve…

“Çok üzgün görünüyorsunuz. Sizi rahatsız eden birĢeyler olduğu

belli. Benimle paylaĢmak istermisiniz?” diye sordu.

ĠĢadamının hikayesini ve yakınmalarını dinledikten sonra da…

“Sana yardım edebilirim” dedi. Çek defterini çıkardı.

ĠĢadamı‟nın adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki verirken de

Ģöyle dedi. “Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada

buluĢtuğumuzda, bana olan borcunu ödersin. Hadi al” dedi.

Ve yaĢlı adam, geldiği gibi hızla kayboldu.

ĠĢadamı elindeki çeke baktı. Çek‟te 500.000.- Dolar yazıyordu

ve imza ise John Rockefeller‟e aitti, yani o gün için dünyanın en

zengin adamına.

“Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim” diye düĢündü. John

Rockefeller‟e ait bu çekle her Ģeyi o an için çözebilirdi.

Ama, çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına

kaldırdı. Onun kasasında olduğunu ve dilediği zaman paraya

çevirebileceğini bilmenin güveniyle ve de yepyeni bir

motivasyonla, iĢine tekrar dört elle sarıldı.

Büyük küçük demeden tüm iĢleri değerlendirmeye baĢladı…

Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. Ġyi yapılan iĢler, yeni

iĢleri doğurdu. Birkaç ay sonra da tekrar iĢlerini yoluna

koyabilmiĢti…

Page 140: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

140

Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para

kazanmaya bile baĢlamıĢtı. Tüm bir yıl boyunca çalıĢtı durdu.

Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamıĢ çek ile parka gitti ve

kararlaĢtırdıkları saatin gelmesini beklemeye baĢladı.

Vakit geldiğinde, yaĢlı adamın hızla kendisine doğru gelmekte

olduğunu gördü.

Tam ona çekini geri verip, baĢarı öyküsünü paylaĢacakken, bir

hemĢire ve hasta bakıcı koĢarak geldi ve adamı yakaladı.

HemĢire “Onu bulduğumuza çok sevindim, umarım sizi rahatsız

etmemiĢtir” dedi. “Çünkü bu bey ara ara hastaneden kaçıp, bu

parka geliyor. Herkeze kendisinin John Rockfeller olduğunu

söylüyor” diye ekledi. HemĢire ve hasta bakıcı, adamın koluna

girip onunla birlikte uzaklaĢtı.

ĠĢadamı ĢaĢkın bir Ģekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuĢtu.

Tüm bir yıl boyunca, kasasında yarım milyon dolar olduğuna

inanarak iĢler almıĢ, yapmıĢ ve satmıĢtı. Birden, hayatının

akıĢını değiĢtiren Ģeyin para olmadığını fark etti. Hayatını

değiĢtiren, yeniden kendisine duyduğu güven ve inançla yaptığı

yeni planlamalardı.

***************************************************

Tabii hayal bile olsa, bu hikayedeki güvenceye sahip olmak her

zaman mümkün değil, ama baĢarının sırrı; kasamızda duran

değil, kendi kalbimiz‟de ve kafamız‟da… olanlar‟dır.

BaĢka yerlerde aramaya gerek yok!..

Page 141: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

141

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 142: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

142

20. 08. 2008 !

Oğlum!.. Baba, kitap nasıl gidiyor? Baskı ne oldu? diye sordu.

Tarihe dikkat ! (2008 / 2008) (1/1)

(Ama 1.GÜN geçen yıl‟dı. 2007 / 2007)

Kendisi, tarihlerin pek farkında değildi ama, ben dondum

kaldım. Herkeze “Vizyon Stratejileri ve Sosyal Sorumluluk

Projeleri” konularında ahkam keserken, neredeyse 6 - 7 ay‟dan

bu yana, “Afedersiniz...” ile ilgili birkaç düzeltme ve not dıĢında

bir Ģey yazmamıĢ ve araĢtırmalarımın haricinde bilgisayarın

baĢına, pek oturamamıĢtım...

Page 143: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

143

Eylül 2007 de evimizi değiĢtirmiĢ ve Suadiye‟ye taĢınmıĢtık. O

harra gürranın içinde bir de, sabahtan öğlene kadar bir Dernek‟te

daha danıĢmanlığa baĢlamıĢtım, öğleden sonra da 2005 dan beri

çalıĢtığım Ģirketler‟deki iĢim devam ediyordu... Cumartesi‟leri

de Kasdav‟da “YaĢam Kalitesi ve Vizyon Stratejileri” aynen...

Nasıl mazeterler ama...

Neyse... Dilerseniz buraya kadar yaptığımız çalıĢmalarımıza

devam ederken... Ülkemizin bazı gerçeklerini‟de gözönüne

çıkartıp, hep birlikte masaya yatıralım... Buyrun!..

Hayatım boyunca, trafik ile “Yaya veya Yolcu” olmak dıĢında,

hiç bir iliĢkim olmamıĢtı. Kitap yazımına ara verdiğimi

belirttiğim süre içinde, bu iliĢkilerime birde “Sivil Toplum

KuruluĢu” açısı... ilave oldu.

Ġyi ki de olmuĢ... Ġnsan her yaĢında yeni Ģeyler öğrenebiliyor ve

öğrendiklerine deneyimlerini katarak, yepyeni ve yararlı projeler

üretebiliyor.

DanıĢmanlığını yaptığım ve Onursal Üyesi olmaktan büyük

mutluluk duyduğum, Dernek;

“TRAFĠK MAĞDURLARI YARDIMLAġMA VE

DAYANIġMA DERNEĞĠ”.

Trafik kazaları, için tam anlamı ile insanların en zor

ürettikleri Ģey olan . . .

ÇÖZÜM !.. üretmek üzere kurulan bir Dernek...

Page 144: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

144

Dernek, bir gazete haberi üzerine tesadüfen tanıdığım trafik

mağduru Dernek Yöneticileri; BaĢkan Sayın Ahmet Yarar

(Ġngiltere‟de, Ġngiliz Hükümeti adına tercümanlık yaparken,

geçirdiği trafik kazası sonrasında iĢitme kaybı ve konuĢma

zorluğu ile yaĢamına devam ediyor) , Derneğin Fahri BaĢkanı

Sn. Mehmet Dost (Ġngiltere‟de çalıĢırken tatil için geldiği

EskiĢehir‟de, kaldırımda karısı ile birlikte yürürken, minibüs

çarpması sonucu eĢini kaybediyor.) ve diğer kurucu Yönetim

Kurulu Üyeleri ile Benim DanıĢmanlığımda...

Ekim 2007 de kuruldu...

Beni en çok etkileyen amaçlarının baĢında da; Türkiyenin birçok

yerinde hergün meydana gelen binlerce trafik kazalarında,

yaralanan, sakatlanan ve hayatını kaybeden insanlara ve onların

yakınlarına hiç bir karĢılık beklemeden yardımcı olmak ve

% 100 ücretsiz danıĢmanlık hizmeti vermek... geliyordu.

Sadece 2007 yılı istatistiklerine göre, 750.000 Kaza‟da 150.000

Yaralanma ve Sakatlanma ile 5.000 Ölüm...

Tabii bu “Ölüm” sayısı, “Kaza Tespit Tutanakları”nda belirtilen,

kaza anındaki sayı...

Önce yaralanıp sonra ölenler, malesef kayıtlarda hala daha...

yaralı olarak gözüküyor.

2008 yılı baĢında Trafik konusuna dikkat çekmek için Sayın

CumhurbaĢkanımızın himayelerinde oluĢturulan ve Dernek

olarak bizimde yer aldığımız “Trafikte Hayat Kurtarma...

Platformu”nun adına dikkat ederseniz ne demek istediğimi

çok daha iyi anlarsınız...

Page 145: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

145

www.trafiktedikkat10binhayat.com

Page 146: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

146

Yukarıdaki amblemler arasında logo‟larını gördüğünüz

otomotiv Ģirketleri, trafik konusunda elle tutulur “Sosyal

Sorumluluk Projeleri” olup, bunu hayata geçiren ve devam

ettirenler… 2. Sıradaki sağ boĢluğa da “ISUZU” logosu gelecek.

(Neden mi ? Az Sonra.)

Page 147: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

147

Trafik sektöründe yer alıpta, bu sektörden kazanç sağlayan,

diğer Otomotiv, Akaryakıt, Lastik, Akü, Otomotiv Yan Sanayi

ve Sigorta ġirketleri‟ni bir düĢünün…

Kendi çaplarında bir Ģeyler yapanların dıĢında…ister istemez,

insanın aklına... Toplumsal sosyal sorumluluk projelerinde,

Neredeler ? diye sormak geliyor ya, Neyse…

T R A F Ġ K T E D Ġ K K A T 10 B Ġ N H A Y A T ! . .

Trafik kazaları ve sonrasında çok büyük rant‟lar olduğunu

olayın içine girdikten sonra öğrendim.

Ayrıca bu rant sadece karayolları‟nda değil, tüm deniz ve hava

kazalarında da geçerli. Kasım 2007 deki Isparta uçak kazasından

sonra rahmetli olan bir Profesör‟ümüz için ABD den Türkiyeye

üĢüĢen ve % 33 le çalıĢtıklarını resmen açıklayan Hasar / Kaza

Tespit ve Tedbir Büroları; “Kariyer”in de çok önemli olduğu

Aktüerya (Risk, Hasar, Sigorta Matematiği) Hesabında, Sayın

Profesör Doktor için 2.000.000.- , hatta 3.000.000.- USD

tazminat‟tan bahsediyorlardı...

Ülkemizde bu tür çalıĢmalar için bir kurumlaĢma olmadığından,

iĢini doğru yapan KiĢi ve KuruluĢları tenzih ederek; Sigorta ve

Sosyal Güvenlik Kapsamındaki Kaza‟larda... Tedavi Giderleri,

Destekten Yoksunluk, Yaralanma, Daimi Sakatlalık (%) ve

Ölüm Tazminatları gibi konularda, nereye / ne Ģekilde

baĢvuracağını bilmeyen “Kazazedeler”in, bu tür iĢlerle iĢtigal

eden kiĢilerin insafına terk edilerek, yaĢadıkları büyük

sıkıntılara da, çok yakından Ģahit oldum.

Sürücü (8 / 8) kusurlu olsa dahi, yolcu konumundaki 1 kiĢi için

ölüm tazminatı 2008 yılı için 80.000.- / 90.000.- USD civarında

olduğu göz önüne alındığında ortada dönen rakkamları Siz

Page 148: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

148

düĢünün. Bazen aynı aileden 2 - 3 kiĢi vefat ettiğinde ise geride

kalan veya kalanlar, tazminat olarak ciddi bir servet sahibi

olabiliyorlar... (Güvence Fonu Genel Müdürü‟nün açıklamasına

göre, 2009 da... ölüm halindeki rakkam 1 kiĢi için 150.000.- TL

idi. Tabii, yaĢanan acıları telafi eder mi ? Bilinmez...)

(Dernek olarak, gerekli yasa değiĢiklikleri ve kanun tasarıları

için T.B.M.M./STK Ortak ÇalıĢma Gruplarına ve BaĢbakanlığa,

Meclis BaĢkanlığı‟na, ilgili Bakanlık‟lara ve Alt Komisyonlara

ve de 550 Milletvekili‟mize Dosyalarımızı takdim ettik.)

Bu arada; inĢallah baĢımıza hiçbir zaman gelmez ama, trafik

kazaları açısından... 2918 sayılı Trafik Kanunu‟nu en azından

internetten okumakta çok büyük yarar olduğunu belirtmeden

geçemeyeceğim.

Bununla ilgili olarak Derneğin internet sitesinde aĢağıdaki

duyuruyu hazırladık...

***************************************************

SAYIN VATANDAġLARIMIZ

2918 SAYILI TRAFĠK KANUNUNU

MUTLAKA OKUYUNUZ!..

KAZASIZ GÜNLER DĠLEĞĠYLE . . .

Herhangi bir Trafik Kazası sonrasında, bir Hastaneye (Özel

veya Devlet) gittiğinizde veya getirildiğinizde, Size veya

Yakınlarınıza (2918 nolu yasayı bilmediğiniz zannedilerek),

Page 149: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

149

“Yapılacak Müdahele ve Tedavi Ücretlerini Ödeyeceğinize

dair, ġu Belgeyi Ġmzalayınız.” teklifi ile karĢılaĢabilirsiniz.

Ancak; Sizde, bu form‟un altına, “Bu Belgeyi

Ġmzalamazsam, Bana Müdahele Edemeyeceğinizi ve

Tedavimin Yapılamayacağını” yazın ve imzalayın! dediğiniz

anda…

HASTANENĠN BÜTÜN ĠMKANLARI SĠZĠN ĠÇĠN

SEFERBER OLACAKTIR.(*)

Trafik kazası sonucu yaralanan ve hastaneye kaldırılarak

tedavi altına alınan Kazazedelerin, 2918 sayılı kanuna göre

tedavisi için, hiçbir ücret ödememesi gerekiyor.

(Madde: 98 ve Madde: 108)

Yönetmeliğe göre, Hastane Acil Servisi, kendisine gelen

Kazazede‟nin maddi durumuna, sosyal güvencesi olup

olmadığına ve hastanın özelliklerine bakmadan, gereken

tedaviyi ve müdahaleyi herhangi bir ücret talep etmeden,

yapmak zorunda.

Bu tedavi sonucu oluĢan masraflar ise; “T.C.Sağlık

Bakanlığı Karayolları Döner Sermaye ĠĢletmesi” tarafından

karĢılanmaktadır. (Madde: 08 Sağlık Bakanlığı)

HASTANELERĠN BU MADDELERDEN BĠHABERMĠġ

GĠBĠ, VATANDAġ‟TAN PARA TALEP ETME

HAKLARI YOKTUR.

***************************************************

Page 150: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

150

Ayrıca; daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumları, Sigorta

ġirketleri, Motorlu TaĢıtlar Bürosu (Yabancı plakalı araçlar için)

ve Trafik Garanti Fonu Güvence Hesabı... nezdinde yapılması

gerekenler hakkında da... bilgi sahibi olmakta yarar var.

***************************************************

Bu arada... baĢka herhangi bir sağlık probleminiz için (Acil

servislerde sunulan sağlık hizmetleri; Yoğun bakım hizmetleri...

Yanık tedavisi hizmetleri... Kanser tedavisi... Radyoterapi...

Kemoterapi... Radyo izotop tedavisi... Yeni doğan sağlık

hizmetleri... Organ doku ve hücre nakilleri... Doğumsal

anormallikler için yapılan cerrahi iĢlemler... Diyaliz tedavileri...

Kardiyovasküler cerrahi iĢlemleri... v.s.) 01. Ekim. 2008

tarihinden itibaren yine “Özel” veya “Devlet” Hastaneleri‟nin

acil servislerine baĢvurduğunuzda, Sizden ödeme talep etmeleri

söz konusu değil!..

Bir Ģekilde ödeme yapmıĢ olsanız bile, paranız T.C.Sağlık

Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Ġl Müdürlüğü

tarafından geri ödeniyor. (Ödemeler... “Yerel Yönetimler”

tarafından, ilgili kurumlara yapılacakmıĢ... Yerel seçimler

öncesi politik bir strateji olabilir ama, önemli olan ihtiyaç

sahibi vatandaĢımızın yararı...)

***************************************************

Bu duyuruların açıklanmasından 1 - 2 yıl sonra dahi... bir çok

mail gruplarında ve forumlarda yayınlanıyor olmasına... ve de

vatandaĢlarımızı bilgilendirmek için, vermek istediğimiz

mesajlara... televizyon dizilerinde (Melekler Korusun - Show

Tv... v.s.) yer verildiğine, Ģahit olunca... ne kadar doğru

çalıĢmalar yaptığımıza... bir kez daha inandım.

Page 151: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

151

Derken; 2007 yılı sonlarına doğru Basın‟da bir açıklama

dikkat çekmiĢti...

“Trafik Güvence Fonu Hesabında 110 Trilyon Birikti . . .

Ancak! Alan Yok.”

Açıklama “Türkiye Sigorta Reasürans ġirketleri Birliği” Genel

Sekreteri tarafından yapılıyordu ve bu fon 1991 yılından itibaren

rahmetli CumhurbaĢkanımız Sn. Turgut Özal‟ın, BaĢbakanlığı

zamanında çıkarılan “Zorunlu Trafik Poliçeleri”nden kesilen

% 1 - 2 lik paylardan oluĢuyordu.

Bu fon‟dan yararlanmak için, trafik kazasının; faili meçhul

olması, trafik poliçesinin olmaması, poliçe yapan sigorta

Ģirketinin kapanmıĢ olması v.s. gibi... Ģartlar gerekiyor.

Aslında; Devletimiz (T.C. BaĢbakanlık Sosyal DayanıĢma ve

YardımlaĢma Vakıfları baĢta olmak üzere...) bir çok konuda

olduğu gibi, Yerel Yönetimlerle birlikte rehabilitasyon ve sosyal

yardımlar gibi konularda da, üzerine düĢeni yapıyor ve yapmaya

çalıĢıyor... Dernek‟te köprü vazifesi görüyor.

CNN Türk de, Cumartesi günleri (2009‟da) yayınlanan “BakıĢ”

programında ki “Güvence Fonu” bölümleri, Güvence Hesabı

Müdürlüğü vasıtasıyla, halkımızın bu konuda bilinçlendirilmesi

açısından, bunun en güzel örneklerinden biri...

Teknik detaylara daha fazla girmeyeceğim, ama; bu konuda

Ülkemizde o kadar çok desteğe muhtaç insan varki... Hele hele

Trakya ve Anadolu‟nun ücra noktalarında...

(YaĢamayan... bilmiyor!)

Dernek ve Gönüllü Üyeleri... trafik kazalarından sonra, tedavi

giderleri ve destekten yoksunluk tazminatları gibi konularada,

Page 152: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

152

100 - 150 trilyonluk pastadan haksız pay kapmak isteyenlere

karĢı... hiç bir karĢılık beklemeden insanlara yardımcı olmakla

birlikte, trafik kazalarının olmaması için de projeler üretiyor ve

eğitim çalıĢmaları yapıyor...

Benim‟de yer aldığım bu projelerin baĢında da sanal adıyla

“Türkiye Kaza Noktaları ġampiyonası”... resmi adıyla ise...

“Yola Dikkat YaĢasın Hayat” isimli Ulusal bir Proje geliyor.

Dernekte yaptığımız ekip toplantılarından birinde, istatistikleri

incelerken ölümlü kazaların daha çok Ģehirler arasındaki

yollarda meydana geldiği (% 65) gerçeğinden hareketle,

T.C.Karayolları Genel Müdürlüğü‟nün internet sitesinde yeralan

“Kaza Kara Noktaları” haritasına yoğunlaĢtık.

Karayollarımızın önemli kavĢaklarında yer alan bu 150 Nokta

(29.Temmuz.2008 de Ankara‟da T.C.Karayolları Genel

Müdürlüğünde ve daha sonra Çankaya‟da CumhurbaĢkanlığı

Page 153: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

153

KöĢkünde yaptığımız brifingler‟de, Karayolları Trafik ġube

Müdürlüğünce açıklanan nokta sayısı) belliydi. Harita, Resmi

Devlet Kurumunun internet sitesinde yeralıyordu. Ġnsanlar her

gün bu noktalarda yaralanıyor, sakatlanıyor ve ölüyordu, ama bu

konuda pek birĢey yapılmıyordu... (Uzun vadeli, ihalelere dayalı

iyileĢtirme çalıĢmaları hariç.) Tabii bu noktalar iyileĢtirilene

kadar daha kaç can alır tahmin etmek imkansız değil... YaklaĢık;

(Yıl x 5.000 Ölüm) + (Yıl x 150.000 Yaralı) . . . Ne olacak ki?

Ayrıca, 01.12.2008 tarihli Milliyet Gazetesi‟n de

(www.milliyet.com.tr) “Bayramda Trafik Kazalarına Dikkat”

baĢlığı ile uzun Kurban Bayramı tatili öncesi, TġOF Türkiye

ġoförler ve Otomobilciler Federasyonu BaĢkanı Sayın Fevzi

Apaydın‟ın açıklamalarına dayanılarak verilen haberde...

güzergahları da belirtilerek, bu tür “Kaza Kara Noktaları”ndan,

Ülkemizde 500 tane olduğu ve bunlardan 150 ila 300‟ünün acil

olarak çözüm beklediği, özellikle vurgulanıyordu.

BirĢeyler yapmalıydık...

Sürücüleri bu noktalardan haberdar etmeliydik ve insanları

uyarmalıydık...

Çünkü; kimse seyahate çıkmadan önce internetten bu haritayı

inceleyip bilgi alamıyordu. Bırakın Km ve KavĢak bilgilerini,

güzergahlar bile haritada belirtilmemiĢti. Belki de buna teknik

olarak imkan yoktu ya... Neyse!

Ve... Proje, tüm Ekibin katılımıyla oluĢmaya baĢladı...

Ġlk aĢamada, bu noktalara özel “Yapıt” Ģeklinde “Kuleler”

yaptırılacak ve Sürücüler, bu noktalara yaklaĢırken... özel

tabelalar‟la uyarılacaktı!..

Page 154: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

154

(Dikkat !.. Kaza Bölgesi... 1 Km.)

(Dikkat !.. Kaza Noktası... 500 Mt.) gibi...

Daha sonrada, her nedense uluönder Atatürk‟ümüzün

önderliğinde Cumhuriyetimizin kuruluĢundan bu yana 10 yılda

ülkemizi demir ağlarla ördüğümüz Demiryollarımız dururken,

yavaĢ yavaĢ karayollarımızın ve “Kaza Noktaları”nın iyileĢtirme

çalıĢmaları için ilgili Kurumlara gerekli baskılar için kamuoyu

oluĢturulacaktı.

Proje Dosyamızı tüm detaylarıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik

Kanununu ve Yönetmeliklerini inceleyerek ve de Avrupa Birliği

Sivil toplum KuruluĢları Kriterlerine... göre hazırladık.

Fahri danıĢmanlığını yaptığım, Avrupa Birliği kriterlerine

göre faliyetlerini sürdüren “STGM Sivil Toplum GeliĢtirme

Merkezi”nce de belirtilen bu kriterler;

Dernekle ilgili; isim, adres, telefon ve fax numaraları, web

sitesi, e - mail adresi, vergi dairesi ve vergi numarası, BaĢkan,

Yönetim Kurulu ve Proje Koordinatörü iletiĢim bilgileri ile . . .

*)Projenizin veya Kampanyanızın Adı ?

*)Projenizin veya Kampanyanızın Amacı ?

*)Projenizin veya Kampanyanızın Hedef Kitlesi ?

*)Projenizin veya Kampanyanızın BaĢlangıç Tarihi ?

*)Projenizin veya Kampanyanızın BitiĢ Tarihi ?

*)Projenizin veya Kampanyanızın Sloganları ?

*)Bu Sloganları Nasıl Ürettiniz?

Page 155: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

155

*)Projeniz veya Kampanyanız kapsamında hangi iletiĢim

araclarını, nasıl kullandınz? (Logo, afiĢ, broĢür ve el ilanı,

pankart / banner, çıkartma, fotoğraf, illustrasyon, bülten - dergi,

promosyon ürünleri, web sitesi, görsel / iĢitsel ürünler?)

*)Projeniz veya Kampanyanız için hangi medya araçlarını nasıl

kullandınız? Hangi medya kuruluĢları ile nasıl iletiĢim

kurdunuz?

*)Projenizin veya Kampanyanızın tasarım aĢamasından

uygulama sonrasına kadar, gönüllü, profesyonel görev

dağılımını nasıl yaptınız?

*)Projenizin veya Kampanyanızın bütçesini nasıl hazırladınız?

Öz kaynaklarınızı nasıl değerlendirdiniz?

*)Projeniz veya Kampanyanız için sponsorluk ya da kurumsal

sosyal sorumluluk iliĢkilerini nasıl kurdunuz?

*)Projenizin veya Kampanyanızın SözleĢme örneği?

*)Projenizin veya Kampanyanızın izleme ve arĢivlemesini nasıl

yaptınız?

*)Projenizin veya Kampanyanızın tasarlama, hazırlama,

yürütme ve izleme süreçlerinde ne tür sorunlarla karĢılaĢtınız,

sorunları nasıl çözdünüz?

*)Projenizin veya Kampanyanızın sonuçlarının

sürdürülebilirliğini sağlamak için herhangi bir çalıĢma yaptınız

mı?

*)Projenizin veya Kampanyanızın baĢarısını nasıl ölçtünüz ve

nasıl değerlendirdiniz?

Page 156: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

156

*)Bugün, aynı projeyi veya kampanyayı yeniden yapsanız neyi

farklı yapardınız?

*)Proje veya Kampanya sürecinden nasıl dersler çıkardınız?

*)Projenizin veya Kampanyanızın bir sorunu çözdüğünü ya da

bir yenilik getirdiğini düĢünüyor musunuz?

*)Projenizin veya Kampanyanızın geniĢleme potansiyeli var mı?

*)Projeniz veya Kampanyanız sürdürülebilir mi?

Ģeklinde idi ve hepsi de olumlu cevaplarıyla hazırdı...

Proje‟yi, CumhurbaĢkanlığı‟na takdim ettik. Çok beğenildi ve

medya Projeye geniĢ yer verdi.

Derneğe teĢekkür ve kutlama yazıları gönderildi.

Proje, kara mizah adıyla “Kaza Noktaları ġampiyonası” olarak;

Hürriyet, Milliyet, Posta, Cnn Türk, Haber Türk, Otomobil

Dünyası, Demir Bükey Ġleri SürüĢ Teknikleri.com da yer aldı.

***************************************************

“Hürriyet Gazetesi - Oto YaĢam” Editörü…

Sayın Emre Özpeynirci'nin haberi... 27. 02. 2008

Türkiye… “Ölümlü Kazalarda Dünya ġampiyonluğu”na

doğru koĢuyor!..

Page 157: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

157

Ve... “Türkiye Kaza Noktaları ġampiyonası” düzenleniyor.

Trafik Mağdurları YardımlaĢma ve DayanıĢma Derneği…

Proje Koordinatörü Ali Rıza Değer, CumhurbaĢkanımız Gül'ün

himayesindeki trafik güvenliği konusunda hazırladıkları projeyi

geçtiğimiz hafta bizlerle paylaĢtı…

Değer, Emniyet Genel Müdürlüğü‟nün 2007 yılı raporuna göre

Türkiye‟de meydana gelen trafik kazaları‟nın… % 12 si‟nin

yerleĢim yerleri dıĢındaki yollarda meydana geldiğini söylüyor.

Buralarda meydana gelen kazalarda ölenlerin sayısı ise toplam

ölen sayısının % 65‟i ni oluĢturuyormuĢ. Ġnanılır gibi değil!..

Yaralananların oranı ise toplamın % 35‟iymiĢ…

Ali Rıza Değer, bu konuda Ģunları söylüyor…

“YerleĢim yerleri dıĢında meydana gelen bu kazalar, genellikle

Karayolları ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından devamlı

olarak açıklanan Kaza… Kara… Kör Noktalar‟da

olmaktadır…

Böyle önemli „Kaza Noktaları‟nın… varlıklarını bilmelerine

rağmen, benzer kazaların… yaralanmaların ve ölümlerin, aynı

yerlerde sürekli tekrarlanması… bizleri, mağduriyetleri önlemek

için bir Ģeyler yapma noktasına getirmiĢtir…

Biz, özellikle bu noktaları… Sürücülerimiz‟e… O bölgelere

yaklaĢtıkca mutlaka hatırlatacak olan „Kara Mizah‟ projemizle

aĢmak istiyoruz.”

Page 158: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

158

Değer‟in, bahsettiği… kara mizah projenin adı…

“Türkiye Kaza Noktaları ġampiyonası.”

Projenin Mayıs ayında baĢlayıp, sonuçlarına göre 2010 yılına

kadar sürmesi amaçlanıyor.

Projenin amacı Ģöyle; “Emniyet ve Karayolları tarafından

belirlenen kaza noktalarına, bu bölgede hayatını kaybedenler

için bir çeĢit… Anma Yapıtları… yaptırılacak ve bu kaza

noktalarına yaklaĢırken de, sürücüleri uyarmak için uygun

görülecek yerlere… 1 veya 2 kilometre öncesinden panolar

yerleĢtirilecek.”

Değer, proje çalıĢmaları hakkında ise Ģunları söylüyor…

“Biz Karayolları ve Emniyet'ten aldığımız istatistik bilgilere ve

kaza sayılarına göre, bu noktalar arasında „Kara Mizah‟ yaparak

„Türkiye ġampiyonası‟ düzenleyeceğiz.

(Tabi ki sanal anlamda…)

Daha sonra Trafik Haftası ve Seyahat Sezonu öncesi Kaza

Noktaları ġampiyonu‟nu kamuoyuna açıklayacağız.

Kaza Noktaları‟na astığımız panoların içine de, esprili bir

Ģekilde… (ġampiyon olmamız engellenemez…. 2007 Türkiye

3‟üncüsü 3.750 Kaza… BĠLECĠK) Ģeklinde yazılar yazacağız.

Anma Yapıtları‟na ise, (Bu noktada… meydana gelen kazalarda,

hayatını kaybeden vatandaĢlarımızı rahmetle anıyoruz…) diye

yazmayı düĢünüyoruz.”

Page 159: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

159

Ali Rıza Değer'in bahsettiği proje, gerçekten dikkat çekici…

Türkiye'de ilk defa… kimsenin birinci olmak istemeyeceği bir

kampanya düzenleniyor…

Umarım, bu proje sonrasında, o kaza noktalarının yer aldığı

bölgeleri yönetenler, Ģampiyon olmamak için mücadele verirler

ve kazaların sayısı düĢer.

***************************************************

Bir kaç uzun ve olumlu görüĢmeden sonra, toplumsal “Sosyal

Sorumluluk Projeleri” çerçevesinde ANADOLU - ISUZU

sponsorumuz olmayı, büyük bir coĢkuyla... kabul etti.

Projenin 3 yılda tamamlanması planlandı. 1 noktanın yaklaĢık

maliyeti 10.000.- USD idi ve diğer masraflarla birlikte yaklaĢık

bütçe 1.500.000.- USD nı buluyordu.

Ve bu rakkam... hiç bir karĢılık beklemeden “Anadolu Isuzu

Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.ġ.” tarafından ödenecekti.

(Pardon... karĢılığında sadece, daha önce gördüğünüz,

CumhurbaĢkanlığımız‟ın “Trafikte Dikkat 10 Bin Hayat”

Platformu‟na, ISUZU logo‟su konulacaktı.)

Sonuç;

Proje‟ye emek veren Ekip için, çok güzel bir baĢarıydı.

Page 160: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

160

Peki !.. Sonra ne mi oldu?

Trafik iĢaretleri ile hiç bağlantısı olmamasına rağmen, kazaları

önlemek için Ģehirlerarası yollara konulan “Trafik Canavarı

Olmayın” panolarının, Siyaset Meydanı programında tartıĢıldığı

Ģekliyle ve Sn. Cengiz Eren‟in internet sitesinde belirtildiği gibi

kazaların artmasına sebep olduğu varsayımından hareketle...

kararsızlık hala devam ediyor, diye düĢünüyoruz.

Ve Projenin, kamu yararına olduğu kendileri tarafından da

kabul edildiği halde “Sürücüler Olumsuz Etkilenebilir” diye,

Temmuz 2008 den beri hala T.C. Karayolları Genel

Müdürlüğü‟n den izin bekliyoruz. ĠnĢallah bu kitap bitene kadar

Page 161: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

161

gereken izin verilir diye düĢünüyorum. Neticede insan hayatı

söz konusu...

Tabii bu arada da hiç birĢey yapmadan beklemiyoruz. Konuyu

T.B.M.M.‟ne ve Üniversiteler‟e taĢıyoruz. Bütün yaklaĢımlar

olumlu... Mutlaka güzel bir netice alacağız.

Burada; Ġnsanlar‟ın hiç istemedikleri Ģeyin “Rahatlarını

Bozmak” ve en zor ürettikleri Ģeyin de, “Çözüm” olduğunu

bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Ama, her vizyona ulaĢımda olduğu gibi biraz sabır gerekiyor...

Biz elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.

Derken... tarih 19. Ekim.2008

SÖZCÜ Gazetesinde bir haber baĢlığı...

“S I R A N I Z I B E K L E Y Ġ N”

Haber‟de...

Muğla Emniyet Müdürlüğü / Trafik ġubesi... T.C.

Karayolları Genel Müdürlüğü‟ne 3 aydır...

Tam... Yaz Ayları ve Bayram Sezonu... trafik kazaları her

geçen gün artıyor, “Ne olur, Ģu yollarımızın çizgilerini

çizin...” diye adeta yalvarıyor ve her seferinde baĢlık‟taki

cevabı alıyorlardı...

Page 162: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

162

Söz konusu bölge, kaza kara noktaları açısından 1. Sırada olan

Sakarya - EskiĢehir karayolundan sonra, en çok Kaza

Noktası‟nın yer aldığı 2. Bölge. ĠnĢallah sıra bir an önce gelir.

Bu arada, Karayolları Genel Müdürlüğü‟nden sevinçli

haberlerde gelmiyor değil. Bu kaza noktaları içinde, en çok

ölümlü kaza olayının yaĢandığı “Türkiye Kaza Noktaları

ġampiyonu” Ġzmir Ambarlar KavĢağı (150 Kaza x Yıl) için

1 yıldır devam eden “ĠyileĢtirme ve Köprülü KavĢak Ġhalesi”nin

hazırlık çalıĢmaları tamamlanıyormuĢ ve inĢallah 2 - 3 yıl içinde

hizmete girecekmiĢ.

2001 krizinden sonra gelen en büyük krizi yaĢamaktayız.

Hem Türkiyede... Hem Dünyada...

USD yine 1.750.- YTL (Eski 1.750.000.-TL) leri... gördü.

(Ekim 2008) Bu tür Ġhaleler için, kriz‟in erteleme etkisi ne

olur... “Allah bilir.” ĠnĢallah 4 - 5 yıl içinde “Ġzmir Ambarlar

KavĢağı” biterde, sıra 2. KavĢağa gelir...

Derneğimizin basında ve televizyonda sık sık yer alması yoğun

bir ilgiye sebep olmuĢtu.

Her geçen gün müracat eden mağdur sayısı artıyordu ve bizimde

gönüllü, duyarlı ve bilgili dostlara ihtiyacımız vardı.

Çünkü, bu kitabı elinize aldığınız her hangi bir saat içinde,

Ülkemizde maalesef en az 1 ölüm, 20 yaralanma olayının

meydana geldiği yaklaĢık 100 trafik kazası yaĢanıyor...

Bunun içinde Nisan 2008 de... Ġnternet‟ten... biraz da espriyle

karıĢık... aĢağıdaki çağrıyı yaptık . . .

Page 163: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

163

*************************

Ç A Ğ R I

ÜLKEMĠZĠN;

BĠLGĠLĠ, NĠTELĠKLĠ, TECRÜBELĠ,

GÜZEL ĠNSANLARI . . .

SON KULLANMA TARĠHLERĠNĠZĠN

SONBAHAR ÇEYREĞĠNDE,

ÜNLÜ SAHĠLLERDE VE CADDELERDE,

SAĞLIKLI YAġAM ĠÇĠN;

MARKA MARKA EġOFMANLARLA VEYA

“SÜET BOT… ÜTÜLÜ KOT… DERĠ MONT”

TĠPLEMELERĠYLE,

MĠYADINIZI DOLDURMAYA ÇABA SARFEDERKEN,

G E L Ġ N !

VĠCDANEN DAHA MUTLU VE

HUZURLU BĠR YAġAM ĠÇĠN,

KAZA MAĞDURU ĠNSANLARA

“GÖNÜLLÜ” KATKILARDA BULUNUN…

YAPACAK ÇOK ĠġĠMĠZ VAR ! . .

*************************

Page 164: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

164

Çok güzel tepkiler aldık... Hukuk, Sigorta, Eğitim ve Sağlık

sektörlerinden özellikle emekli dostlarımızın katılımlarıyla,

karĢılıksız danıĢmanlık hizmetlerimize, T.C. Milli Eğitim

Bakanlığı ve Ġl + Ġlçe Milli Eğitim Müdürlüklerimizin

katkılarıyla... Trafikte Eğitim ve Bilinçlendirme

ÇalıĢmalarımıza, ve de her yıl Kasım ayı‟nın 3. Pazarı olarak

BirleĢmiĢ Milletlerde kabul edilen “Dünya Trafik Mağdurlarını

Anma Günü” etkinliklerimize hız verdik.

Bu konularda çok duyarlı olan, baĢta yirmi ikinci dönem

Milletvekili ve Ġstanbul Aydın Üniversitesi Kürsü BaĢkanı Sayın

Doç.Dr. Zeynep Karahan Uslu ve Gazi Üniversitesi Rektör

Yardımcısı Sayın Prof.Dr. Süleyman Pampal olmak üzere,

herkeze sonsuz teĢekkürler ediyoruz.

Neden böyle bir çağrı yaptınız derseniz?

“5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü” nedeniyle, Türkiye Eğitim

Gönüllüleri Vakfı tarafından yaptırılan bir araĢtırmanın,

basındaki yansımasını, Sizlerle aktarmak istiyorum.

***************************************************

“Gençlerimizin, Ancak % 5 i Gönüllü”

Bireyin, baĢka bireyler için herhangi bir ücret almadan; bilgi,

emek ve zaman sarf etmesi, olarak tanımlanan gönüllülük, son

dönemlerde önem kazanan kavramlardan biri...

Gönüllü faaliyetler, toplumda var olan eĢitsizliklerin

giderilmesinde önemli rol oynuyor. GeliĢmiĢ ülkelerde

toplumsal dayanıĢmanın önemli bir parçası olarak iĢlev görüyor.

Page 165: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

165

Ayrıca gönüllü faaliyetlere katılımın, bireyin kiĢisel geliĢimi

üzerindeki etkisi de çok sayıda araĢtırmayla kanıtlanmıĢ

durumda.

Yapılan araĢtırmalara göre gönüllülük faaliyetlerinde bulunan

kiĢiler, daha hoĢgörülü, demokratik değerlere daha saygılı, daha

fazla kendine güvenen ve toplumsal faaliyetlerde daha aktif

vatandaĢ oluyorlar. Yeni insanlarla tanıĢıyorlar ve kendilerine

ihtiyaç duyulduğunu hissediyorlar ve de kendilerini daha olumlu

cümlelerle değerlendiriyorlar.

Bu açıdan baĢta BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Örgütü (UNDP)

olmak üzere gönüllülüğün yaygınlaĢtırılması, baĢlı baĢına bir

amaç olarak benimsenmiĢ durumda.

ĠĢte bu nedenle “Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı” tarafından

gönüllülükle ilgili bir kamuoyu araĢtırması yapıldı ve bu

araĢtırma, “Gençler”in gönüllü faaliyetlere katılmadıklarını

gösterdi. Türkiye‟deki kentsel bölgelerde yaĢayan 20 - 35 yaĢ

arası gençler arasında son 1 yıl içerisinde, herhangi bir gönüllü

faaliyete katılanların oranı % 5 olarak belirlendi.

20 - 35 yaĢ diliminde kentsel bölgelerde yaĢayan ve gönüllü

çalıĢmalara katılan Genç‟lerin dünyadaki oranları ise; ABD‟de

%70, Hollanda‟da %50, Hindistan‟da %35 ve Bosna‟da %20.

Türkiye bu açıdan 50 ülke arasında, sonunculukta yer alıyor.

Son 1 yıl içerisinde herhangi bir gönüllü faaliyete katılmadığını

söyleyen gençlerin öne sürdükleri en önemli nedenler ise...

*Maddi imkansızlıklar... ve *Zaman yokluğu...

DüĢük eğitimli, düĢük gelirli gençler ve ev kadınları, daha çok

maddi imkan eksikliğini öne sürerken, yüksek eğitimli ve

Page 166: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

166

yüksek gelirli gençler ise zaman yokluğu nedeniyle gönüllü

çalıĢmalara katılamadıklarını söylüyorlar.

Öte yandan araĢtırma sonuçlarına göre gönüllü faaliyetlerde

bulunan gençlerin büyük çoğunluğu, bu çalıĢmalara haftada 4

saatten daha az zaman ayırıyorlar...

Gençlerimizin, gönüllü faaliyetlerde bulunmamalarının en

önemli sebeplerinden biride, yakınlarında bu tür faaliyetler

gösteren kurumların varlığından haberdar olmamaları.

Bu açıdan Sivil Toplum KuruluĢlarına, Üniversitelere, Yerel

Yönetimlere ve Ulusal Medya KuruluĢlarına büyük rol düĢtüğü,

açık olarak görülüyor.

Gönüllü faaliyetlere katılan veya katılmayan gençlerin tamamı,

ülkemizde gönüllü çalıĢmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğu

kanısında ve yeterince gönüllünün olmadığı konusunda da görüĢ

birliği içinde...

Ancak, hangi konularda ihtiyaç duyulduğu konusunda da,

farklılıklar gözleniyor.

***************************************************

Böylece; gönüllü hizmetlerde... “Orta YaĢ” ın önemi bir kez

daha ortaya çıkıyor.

Bize verilen en güzel hediye olan yaĢamımızın; kavgalarla,

kan davalarıyla ve sonu belirsiz hırslarla, heba edilmemesi

gerektiğini, orta yaĢlarda... çok daha iyi anlayabiliyoruz.

Bakın bu konu da Sayın Ġnal Aydınoğlu, Gazete Kadıköy‟deki

yazısında ne kadar güzel ve içten bir tespitte bulunuyor…

(Bizim çağrımızdan… yaklaĢık 1 yıl sonra… 26.03.2009)

Page 167: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

167

***************************************************

Hangi Hedef ?

Çevremde yüzlerce, binlerce insan görüyorum. Bu dünyaya

yalnızca bir iĢ güç sahibi olup hayatlarını kazanmaya, çoluk

çocuk sahibi olup onları büyütmeye, sonra da emekli olup

dünyadan el etek çekmeye gelmiĢ gibi bir halleri var.

Emekli aylıklarını alıp kimseye borçlanmadan ay sonunu

getirmeye çalıĢıyorlar.

Çocuklarının ve torunlarının yaĢamıyla ilgileniyor, onları sevip,

onlarla zaman geçiriyorlar.

En büyük eğlenceleri ve ilgi alanları televizyon. Günlük bir

gazete alıyor, detaylı bir biçimde okuyor ve bilmecelerini

çözüyorlar… biraz da yürüyüĢ yapıyorlar…

Tüm sosyal iliĢkileri ise konu komĢu, küçük bir ahbap ve akraba

grubu ile sınırlı. Daha ilerisi için bir arzu ve arayıĢları da yok.

Kitaplarla bağları zayıf. Elimdekini bitirip yenilerine

baĢlamalıyım diye bir heyecan duymuyorlar.

Merak salıp derinliğine inerek okudukları bir konuları yok.

Yeni yayınları izlemiyorlar. Kütüphanelere gitmiyorlar.

Okudukları kitapları, fikirlerini, görüĢlerini ve düĢüncelerini

paylaĢacakları, sosyal bir gruba katılmıyorlar…

***************************************************

Page 168: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

168

VE... KRĠZ DÖNEMĠ !

Bankacılık sektörüyle baĢlayan 2008... 2009... Küresel Kriz.

1977... 1995... 2001... Ekonomik krizler sürdükçe, dünyada

sosyal desteğe ihtiyacı olan, toplumsal kesimler de çoğalıyor.

Aslında, bazen deyerek (teğet), bazen de delerek geçen... kriz

dönemleri çok sıkıntılı olmakla birlikte... olağanüstü çözümlerin

de üretildiği dönemler olabiliyor.

(Uzak Doğu‟da, kriz kelimesi iki fırça darbesi ile yazılıyor.

Birinci hamle tehlikeyi temsil ederken… ikinci hamle fırsatları

temsil ediyor.)

Kriz dönemi deyince, Türkiye‟nin hali malum!

Piyasa‟lar allak bullak... (Bu sefer dünya ekonomisi‟de aynı)

Her sektörde iĢten çıkarmalar. Ġnsanlar periĢan ve iĢsiz.

Özellikle‟de, Hizmet Sektörü . . .

Bu yüzden, kriz dönemleri deyince benim aklıma birden

“Network” gelir... Yani “Network Marketing”

Page 169: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

169

Kriz dönemlerinde, genellikle iĢsizlikle karĢı karĢıya kalan...

“Beyaz Yakalı Personel”in ve “Genç Emekliler”in en çok rağbet

ettiği sektör...

Neden ? Tabi ki... Çaresizlikten.

ABD de zincir mektuplar'la baĢlayarak, ürün ve hizmetlerin

devreye girmesiyle yasallaĢma yoluna giren… Network‟ün,

ülkemiz‟e 1980 ler‟de Çelik Tencerelerle, Ansiklopedilerle ve

Robot Elekrik Süpürgeleri ile geldiğini, her halde hatırlarsınız.

Daha sonra Uluslararası Markalar‟la (Oriflame, Herbalife, L&R

Amway, Forever Liwing, Energetix, Magnocenter, Tupperware,

Avon, Dione, Agel, Tiens, Nikken v.s.) devam eden Network

Marketing, Türk Ticaret Kanunu‟na göre “Doğrudan SatıĢ”ın

geliĢtirilmiĢ bir türü olarak adlandırılıyor ve Tüketiciyi Koruma

Kanunu‟na göre de “Bir ürün veya hizmetin, direkt satıĢ

mekanı olarak kabul edilmeyen yerlerde, tanıtımı yapılarak

pazarlandığı, bir satıĢ yöntemidir.” diye tarif ediliyor.

Network, Üyelerinin iki farklı faaliyetleri sonucunda, kazanç

elde edebildikleri, bir doğrudan satıĢ türüdür. Bunlardan

birincisi, kiĢisel olarak yaptıkları satıĢlardan doğan kazanç,

diğeri de uygulanan plana göre, ekiplerine kayıt ettikleri

kiĢilerin ve sonra da bu kiĢilerin kayıt ettiklerinin satıĢlarından

doğan kazanç, yani teĢvik primi gibi birĢey...

Online AlıĢveriĢ Siteleri‟de dahil, Ģu anda bilinen 100 den fazla

yerli ve yabancı Ģirket tarafından, ülkemiz‟de biraz farklı

yöntemlerle de uygulanan MLM (Multi Level Marketing -

Katlı Sistem Pazarlama), kamuoyu‟nda... Pramit Pazarlama,

Balık Ağı Sistemi, Katman Ticaret ve Alta Adam Yazma... gibi,

biraz amiyane tabirlerle de anılıyor.

Page 170: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

170

Ve konuya, Ġnsanların bundan sonraki yaĢamlarında ki,

tercihleri sorularak giriliyor...

*Ekomomik Özgürlük... Ek gelir... “0” yatırım riski...

*Sosyal Çevrenizi GeniĢletmek ve Yeni Ġnsanlar‟la TanıĢmak...

*Kendi ĠĢinize Sahip Olmak ve Esnek ÇalıĢma Saatleri...

*Ġnsanlara Yardımcı olmak... Onları mutlu etmek...

*Kendine Daha Fazla Zaman Ayırmak ...

*KiĢisel GeliĢim... Liderlik ve Ekip ÇalıĢması...

*Yüksek Hayat Standartları...

*Güzel bir Tatil... Son model bir Araba... Nefis bir Villa...

*Dünya seyahatleri...

*Sağlıklı bir YaĢam ve Bio Dizel bir Çevre...

*Rahat bir Emeklilik ve Miras Bırakma... v.s.

Sonra da, aĢağıdaki gibi...

MenĢeyi tartıĢmalı, çok ünlü sözlerle ( ! ) “Gaz Veriliyor”.

Hayatınızda hergün aynı Ģeyleri yapmaya devam ederseniz,

Hayatınızı değiĢtiremezsiniz!..

Siz, kendi kaderinizi çizecek güce sahip değilseniz, Birileri

Sizin için bir kader çizer...Ve Siz, buna itiraz edemezsiniz!..

Page 171: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

171

Ġnternet'te, network'le ilgili olumlu (!) veya olumsuz o kadar çok

yazı ve açıklama var ki, hepsi de kendi açılarından haklı (?)…

Network Marketing ve Liderlik konusunda Amerika‟da eğitim

çalıĢmalarına katılmıĢ ve konuyla 25 yıldır eğitim açısından

yakından ilgilenen bir kiĢi olarak... bu söylenenler, aslında

tamamen hayal değil, ama malesef toplum olarak çok heyecanlı

ve aceleci bir yapıya sahip olduğumuz da, bir gerçek!..

Hemen, köĢeyi dönmemiz gerekiyor.

(Sabırsızlık konusu için trafiğe bir bakın!.. Herkezin iĢi acele,

kimsenin kimseyi beklemeye tahammülü yok... Saygısızlık için

ise, birĢey söylemiyorum. Öfke kontrolu ise; sıfır...)

Türkiye 70 Milyon‟u aĢan nüfusuyla, Network Marketing için

hakikaten cazip bir Pazar ve direkt olarak “Sadık MüĢteri

Memnuniyeti”ne dayandığı içinde, özellikle yabancı ġirketler

tarafından çok sıcak bakılıyor.

Ancak; Ülkemizde, bu konuda da ticari prosedür tam olarak

oluĢmadığından, her ġirket kendi özel Ģartları doğrultusunda

Network‟u istediği gibi uygulayabiliyor.

(Distribütör Kaydı, Kayıt Ücreti, BaĢlangıç Sepeti, Ay‟da Belirli

Miktarda Ürün Alma, Kota Tuturma ve Distribütör Kaydetme

Zorunluluğu… gibi)

Sistem; Distribütör kaydı açısından 1/1 temas ile baĢlıyor ve

daha önce Distribütör olarak Sponsorluk hakkı elde eden bir

KiĢi, bir Dostunu üründen ve sistemden bahsederek veya

bahsetmeyerek bir toplantıya davet ediyor, sonra yine toplantılar

ve seminerler neticesinde, Aday'in görüĢü olumlu ise Distribütör

Page 172: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

172

kaydı gerçekleĢiyor ve daha sonraki aĢamalarda "Distribütörler

Toplantıları" , “Avrupa Rallileri” , ”Dünya Seyahatleri” v.s. ile

devam ediyor.

Ancak, bu katılımlar ve gelir elde etmek, ticari anlamda sürekli

aktif olmak ve devamlı olarak belirli baremlerdeki kredi

puanlarını tutturmak kaydıyla…

ĠĢte! Sorun Burada BaĢlıyor!..

Çünkü her ay, yeni “Ürün Kullanıcıları”na (Genellikle ürünler

uzun süreli kullanımlı olduğu için, bir kez alan, hemen bir daha

almıyor.) ve yeni “Distribütörler”e ihtiyaç var.

Bunun içinde Aile, ĠĢ, Dost, ArkadaĢ ve Sosyal Çevreler‟e

baĢvuruluyor. Bu baĢvurularda da ilk tepki genellikle hep

olumsuz oluyor. Herkezin iĢi gücü, aile veya sağlık problemleri

gündeme geliyor.

Dolayısı ile sizde daha geniĢ kitlelere ulaĢmaya çalıĢıyorsunuz.

Ancak; o zaman da karĢımıza çıkan tabloda, birçok dostunuzun,

ya kendisinin ya da herhangi bir yakınının, aynı veya baĢka bir

ġirket‟in benzer ürünleriyle, sistemin içinde olduğunu

görüyorsunuz.

Yani, etrafınızda Distribütör kaydedecek kimse kalmamıĢ...

Ya birileri, sizden önce davranmıĢ. Veya sizin daha önce temas

kurduğunuz birisi‟ni, baĢka bir tanıdık... kendisine üye yapmıĢ.

Page 173: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

173

(Üye kaydetme, ürün problemleri, kota ve kredi puanları

yüzünden yaĢanan bencilliklerin, çok yakın dostlukları ve

arkadaĢlıkları paramparça ettiğine, birçok kez Ģahit oldum.)

O zamanlar da “Network Ulemaları”nın önerdiği gibi…

Kontakt Listeleri, Telefon Fihristleri, Gazete ve El Ġlanları,

Konu - KomĢu Toplantıları de pek para etmiyor ve eğer

Sponsorunuz‟da Size beklediğiniz ilgiyi göstermeyip, Sizi

ürünlerle baĢbaĢa bırakmıĢsa, o moral bozuklukları ile “Olay”

bitiyor.

Aslında Network Marketing konusunda da, iĢin tamamına

“Vizyon” açısından bakmak gerekiyor diye düĢünüyorum.

Network, ticari anlamda ve kuralları tam olarak uygulandığında,

genel olarak ciddi bir iĢ...

Ancak, her sistem; kendisinin ve ürünlerinin kusursuz olduğunu

savunuyor ve diğerlerine pek sıcak bakılmasından hoĢlanmıyor.

Öte yandan, eğer “ġirket… Ürünler… ve Marketing Plan…”

üçgeninde teknik hatalar yapılırsa, “Sistem‟ler” inanılmaz bir

hızla üye ve ciro kaybedebiliyorlar…

Çünkü network sistemleri iskambil kâğıtlarından yapılmıĢ

kulelere veya domino taĢlarına benzeyebiliyor…

Örneğin, ürünler hakkında çıkacak olumsuz bir haber…

Yöneticilerin veya sponsorların bazı basit hataları, ciddi

sıkıntıların yaĢanmasına neden olabiliyor…

Üstelik bazı durumlarda bunların gerçek olması dahi gerekmez...

Page 174: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

174

Yani, söz konusu haber bir söylenti de olabilir… Yöneticiler de

yanlıĢ anlaĢılmıĢ olabilir…

Neticede… Ticaret rekabettir!..

Bir akĢam oğlum telefon etti. “Baba bir arkadaĢım aradı. Yeni

bir network iĢine girmiĢ. Seni de bir yerden duymuĢ. AraĢtırınca

ve babam olduğunu öğrenince, seninle görüĢmek istiyor.” dedi.

Ben de peki dedim ve yapması gerekenler hakkında bayağı

detaylı görüĢtük. Network konusunda çok inançlıydı, kendine

güveniyordu ve sabretme gücü vardı. ġimdi çok baĢarılı bir grup

lideri. Ve de... inanıyorum ki!.. Aldığı network eğitimleri ve

edindiği tecrübelerle (network‟le ilgilenenler hatırlarlar), hani Ģu

yurtdıĢından özel olarak getirtilip, 1 - 2 saatlik konuĢmaları için

binlerce USD verilen Network Koçları‟ndan biri olacak ve

Dünya‟yı dolaĢacak...

“Network Marketing” ufku açık bir pazarlama yöntemi...

Ancak, kurallarına uymak kaydıyla!..

ABD ve Avrupa firmalarından sonra Çin ve Japon firmalarının

da, ülkemizde fink atması... Ülker Grubu‟nun dahi 2009 yılında

yeni bir Ģirket ile doğrudan satıĢta yer alması, Banka‟ların bile

“Kredi Kartları Pazarlaması” nda, “ArkadaĢı‟nı da Getir”...

bilmem kaç (?) “Para / Puan Götür”... Ģeklinde kampanyalar

düzenlemesi, Bireysel Emeklilik Sigorta ġirketleri‟nin... bazı

poliçe pazarlamaları... bunun en güzel örnekleri değil mi?

Page 175: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

175

Bir çok “Online AlıĢveriĢ Sitesi”de; kozmetik‟te, ev tekstili‟nde,

iç çamaĢırı ve çorap sektörü‟nde aynı tür kampanyaları...

Yani... Network Marketing‟i tercih ediyor.

Network‟ün en büyük desteği, moral motivasyon ve heyecandır.

ĠletiĢim becerilerinize, ürünlere, Ģirkete ve marketing planlara

güvenmiyorsanız, “Hayır”lar‟a ve “Ġtici Tepkilere” hazır

değilseniz, maddi ve manevi açıdan önünüzü göremiyorsanız ve

beklemeye tahammülünüz yoksa, bu oyuna girmeyin!..

Ġnsanların en zor verdikleri Ģey nedir ? Tabi ki... PARA ! . .

PARA... tamam‟da!.. “Nerwork‟ün bu kitapta ne iĢi var ?”

dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Birincisi... Network Marketing ile ilgilenen veya ilgilenmek

isteyenlere yardımcı olmak...

Ġkincisi... Güzel bir proje...

2007 yılında “Altın Örümcek GiriĢimcilik Ödülü” alan bir

proje... “Süper Teklif”

Daha önce web sitesine üye olmuĢ bir arkadaĢınız tarafından, e-

mail adresinize yapılan davet‟le, sisteme üye oluyorsunuz...

Kayıt için herhangi bir ücret ve ürün alıĢveriĢi filanda... söz

konusu değil, belirli bir zamanda yeni üye kaydetmek diye de

bir zorunluluk yok, ama kaydederseniz puan alıyorsunuz...

Page 176: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

176

Yapılması gereken, belirttiğiniz profil bilgileriniz ve

tercihlerinize göre, e-mail adresinize gelen reklam maillerini

tık‟lamak. O da isterseniz... Ġstemezseniz, gene sorun yok!

Proje, zaten gece gündüz her yerde karĢımıza çıkan ve “Ġstesek

te - Ġstemesek te” aslanlar gibi... seyretmek zorunda kaldığımız

reklamlardan; belirli bir örgütsel yapı içinde orjinal hedef

kitleler oluĢturmak ve bunu reklamverenlere pazarlayarak

üyelere, eğer gene arzu ederlerse... bu tık‟lamaları karĢılığında,

Permission Marketing (Ġzinli Pazarlama) yöntemiyle... puan ve

tabii her network‟te olduğu gibi “Almadan vermek, Allah‟a

Mahsus” ilkesiyle... ileriye dönük... para kazandırmak.

Kısa vade de, tek baĢına gelir kaynağı olması, çok zor olmakla

birlikte... Süper Teklif; yurtdıĢındaki benzelerinden biraz farklı

olarak, 2006 da bir ĠnĢaat Mühendisi olan Sayın Serdar ÖzyaĢar

tarafından kurulup... 2008 yılından itibaren de Hitay Yatırım

Holding bünyesine katılarak... Türkiye‟deki 2 Milyar USD lık

reklam pastası‟nda, yaklaĢık % 5 paya sahip, internet reklam

pazarının içinde, güzel bir yer edinmek amacıyla yola çıkmıĢ...

En büyük sıkıntı da, puan ve para hırsıyla... sanal üyeler‟in

sistem‟e dahil edilerek, konunun sulandırılması ve de sahte

tık'lamalarla reklamveren‟leri yanıltarak, proje‟nin gözden

düĢürülmesi olur… diye düĢünüyorum… ĠnĢallah olmaz!..

Burada reklam yapmıyorum, sakın yanlıĢ anlaĢılmasın!..

ĠletiĢim taktikleri... deniyorum.

Page 177: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

177

ĠLETĠġĠM !

ĠletiĢim… bilgi alıĢveriĢidir. Direkt (karĢı karĢıya, 1/1, veya

seminer, konferans v.s.) ve endirekt (görsel ve yazılı medya,

internet, dijital iletiĢim araçları v.s.) haberleĢme fonksiyonları

ile onların türevlerinden oluĢur, Ve de tümünü kapsar!..

ĠletiĢim‟de… mesaj verilir ve mesaj alınır.

ĠletiĢim… bir eylemdir.

ĠletiĢim‟de amaç… anlamak, anlatmak ve anlaĢmaktır.

KiĢiler “istediklerini söyledikleri zaman” sorumluluklarının

sona erdiğini sanırlar. Oysa önemli olan, sizin söylemeyi

amaçladığınız Ģeyin nasıl algılandığı, diğer insanların size nasıl

tepki verdiğidir…

Amaç, karĢıdaki kiĢinin istenilen tepkiyi vermesini sağlamaktır.

Eğer tepki, beklediğimizden farklı ise, sorumluluk… size aittir.

Söylediklerimize doğru cevap almak istiyorsak…

ne söyleyeceğimizi, nasıl söyleyeceğimizi ve karĢımızdakilerin

algılama Ģekillerini bilmek zorundayız!..

Page 178: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

178

Etkin bir “ĠletiĢim”; doğru kiĢiler tarafından, doğru zamanlarda,

doğru bilgilerin, doğru ifadelerle ve doğru araçlarla, doğru hedef

kitlelere, aktarılmasıdır.

Bu nedenle, hazırlıklı bir alt yapıyla birlikte (“BoĢ teneke, çok

ses çıkarır” özdeyiĢini de unutmadan.) bir mesajın hedef kitleyi

harekete geçirebilmesi için;

*Konu‟nun basite indirgenmesi ve rahat algılanabilmesi...

*Duygulara hitabedebilmesi...

*Heyecan ve süpriz içermesi...

*Söylemlerle, eylemlerin tutarlı olması... büyük önem taĢır.

Hayatınızda ki tüm hedeflerinize ulaĢmak için, bazen baĢarıyı

tek baĢınıza yakalasanız bile, her zaman baĢarılarınızı; takdir

edecek, destekleyecek ve daha güzel projelere imza atmanızı

sağlayacak, bir gruba ve yakın çevreye ihtiyacınız olacaktır.

O yüzden, ileride desteğine ihtiyaç duyabileceğiniz kimseleri

kırmayın ve kimseyle küsmeyin. Sadece akıl vermek ve yol

göstermek amacıylada olsa, insanların üstüne fazla gitmeyin.

Ġleride “eĢĢekten düĢmüĢ karpuza” dönmek istemiyorsanız,

kozlarınıza güvenerek fazla ısrarcı olmayın ve çok mecbur

kalmadıkça... köprüleri yakmayın.

Kimin nerede ne zaman karĢınıza çıkacağını pek bilemezsiniz.

Ama mavi boncuk dağıtırkende, aradaki farkı ödememek için

Page 179: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

179

dikkatli davranın. Ve asla... kimseyi, baĢkalarının yanında

eleĢtirmeyin.

Ġnsanların hayatta hiç sevmedikleri Ģey nedir diye sorsam...?

Cevabın “ELEġTRĠ” olduğunu muhahhak biliyorsunuz.

Hedeflerinize ulaĢmak için bazı kiĢileri eleĢtirmek ve uyarmak

zorunda kalırsanız, mutlaka ama mutlaka “yalnız”ken eleĢtirin

ve “Sandviç EleĢtri” yapın. EleĢtriye açık olduklarını

söyleyenlerin yalanlarına, hiç ama hiç... kanmayın!..

Zaten, kendimizi geliĢtirmeye zaman ayırdığımız sürece,

baĢkalarını olur olmaz eleĢtirmeye, pek vakit bulamayız...

“Sandviç EleĢtiri” deyince... yani Ģöyle;

Gücendirip, kızdırmadan... Ġnsanları, eleĢtirmenin yolları...

*)Konuya... dürüstçe, överek ve takdir ederek baĢlayın.

*)EleĢtriye girmeden önce, kendi yanlıĢlarınızdan bahsedin.

*)Ġnsanlara, yanlıĢlarını dolaylı yollardan anlatın.

*)Alternatif, birkaç öneri getirin.

*)EleĢtirdiğiniz konuda, O‟na olan güveninizi tazeleyin.

Ġnsanlara, kendinizi sevdirmek istiyorsanız...

Page 180: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

180

*)Gülümseyin.

*Onlara, isimleriyle hitap edin.

*)Ġnsanlarla ilgilenin ve onları dinleyin.

*)Onlara, ilgilerini çekecek konulardan bahsedin.

*)Sizin için önemli olduklarını hissettirin.

*)Onları, kendileri hakkında konuĢmaya yönlendirin.

*)TartıĢmaya girmeyin.

*)GörüĢlerine saygı duyun.

*)Olaylara, bir de onların açısından bakın.

*)Özel günlerinde, onları daima hatırlayın ve arayın.

Kitabın baĢlarında ve Vizyon Stratejileri bölümünde,

hedeflerimize ulaĢmak için, önce inanmak, sonra kendimize

güvenmek ve bizi bu hedefe götürecek “Ekibimiz ile Yol

Haritamızı Çizmek” gibi konuları birlikte paylaĢmıĢtık.

ĠĢte bu yol haritamızın en önemli odak noktarını, özellikle

empatiye‟de önem vererek, “ĠletiĢim”in oluĢturduğunu bir kez

daha hatırlatmak istiyorum.

Ve bir çok olumsuz geliĢmede genellikle sebep olarak, iletiĢim

eksikliği, iletiĢim kopukluğu, iletiĢim bozukluğu... gibi nedenler

gösterilir.

Page 181: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

181

Ancak; kesinlikle bilinmesi gereken, iletiĢim eksikliği, iletiĢim

kopukluğu veya iletiĢim bozukluğu diye birĢey yoktur...

ĠletiĢimi Bozanlar vardır !..

Ve... Mutlaka tedavi edilmeleri gerekir, bunun içinde iletiĢim

hataları teĢhis edildikten sonra problem, olaya bakıĢ açılarından

kaynaklanıyorsa, ikna teknikleri kullanılarak sorun bir an önce

giderilmelidir.

Ġkna teknikleri olarak konuya, kesinlikle ısrarcı olmadan ve

uygun zamanı kollayarak, mümkünse 1/1 yalnızken “Ben de

öyle düĢünüyordum, ancak; ...” “Ben de öyle zannediyordum,

ancak; ...” “Ben de öyle biliyordum, ancak; ...” taktikleri‟nden

biriyle... Ve de somut örneklerle girilmelidir.

ĠletiĢim kurabilmek için, önce ortak bir kanal‟a ihtiyacımız

olduğunu kesinlikle unutmamalıyız. Kurduğumuz iletiĢimin

etkin olabilmesi için ise, frekansların da uyumlu olması gerekir.

Radyo vericileri örneğinde olduğu gibi... Biz, 102.3 Mhz

frekansından yayın yaparken, frekansları 99.7 Mhz‟e ayarlı

Alıcı‟lar, doğal olarak net bir yayın akıĢı algılayamayacaklardır.

Neticede, muhakkak duymuĢĢunuz‟dur ama, bir kez daha

hatırlamakta yarar var...

*) Göstedim… Gördü… Anlamına gelmez !..

*) Söyledim… Duydu… Anlamına gelmez !..

*) Duydu… Doğru Anladı… Anlamına gelmez !..

Page 182: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

182

*) Anladı… Hak Verdi… Anlamına gelmez !..

*) Hak Verdi… Ġnandı… Anlamına gelmez !..

*) Ġnandı… Uygulayacak… Anlamına gelmez !..

*) Uyguladı… Sürdürecek… Anlamına gelmez !..

ĠletiĢim‟i bozanlar ve hedefsiz sorular, konularında çok hoĢuma

giden ve proje ekibi eğitim çalıĢmalarımızda, iletiĢim ve kiĢisel

geliĢim üstadı Sayın Doğan Cüceloğlu‟ndan örnek olarak

aldığım ve de kullandığım, 2 fıkrayı sizlere aktarmak istiyorum.

***************************************************

Adam, Doktor‟a gitmiĢ, “Doktor Bey, Doktor Bey, kalbim çok

hızlı atıyor.” demiĢ. Doktor‟da hastayı muayene etmiĢ,

“HerĢey normal ama, „atmaması‟ lazım” demiĢ.

Bunun üzerine adam koĢa koĢa Eczane‟ye gidip,”Sizde... At

Maması var mı?” diye sormuĢ. Eczacı; “At Maması bizde

olmaz, onu karĢı ki Veteriner‟e soracaksınız” demiĢ.

Adam daha sonra Veteriner‟e gidip, 3 kutu at maması alıp, 3 ay

düzenli kullanmıĢ. Sonuç... Süper!..

Biraz zaman geçince Ģikayeti yeniden baĢlamıĢ ve hemen

Veteriner‟e gidip, at aması istemiĢ.

Veteriner; “maalesef at mamamız kalmadı, bu aralarda pek

gelmiyor.” demiĢ.

Page 183: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

183

Bunun üzerine adam panik halinde doktora koĢup,

“Doktor Bey, Doktor Bey, at maması bitmiĢ.” diye yakınmıĢ.

Doktor cevap vermiĢ:”bitmemesi lazım.” . . .

“Bit Memesi” (!)

Aslında... Yöntemdir... önemli olan!..

2 arkadaĢ hararetle tartıĢıyorlarmıĢ.TartıĢtıkları konu da “Sigara

içerken Ġncil‟in okunup, okunmayacağı” imiĢ.

Sonuç alamayınca... hikaye bu ya... Papa‟ya sormaya karar

vermiĢler.

Papa‟nın huzurunda sırayla sorularını sormuĢlar. Biri olumsuz

yanıt alırken diğeri izin almayı baĢarmıĢ.

Ġzin alamayanın sorduğu soru...

“Papa Hazretleri, Ġncil‟i okurken canım sigara içmek istiyor.

Ġçebilirmiyim?”

Papa: “Oğlum, Ġncil okunurken Tanrı‟yla ilgilenmen lazım. O

sırada dikkatinin dağılmaması gerek. O yüzden, Ġncil okunurken

sigara içilmez.”

Ġzin alanın sorduğu soru...

“Papa Hazretleri, sigara içerken, canım Ġncil okumak istiyor.

Okuyabilirmiyim?”

Papa: “Oğlum, her nerede ve ne koĢulda olursan ol, Ġncil‟i

okuma isteği duyarsan, okuyabilirsin.”

***************************************************

Page 184: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

184

Kıssadan Hisse...

1)Esas olan, aldığın cevap değil, sorduğun sorudur.

2)Beceri, almak istediğin yanıtı alabileceğin soruyu

sorabilmektir... Ama kesinlikle, yargıç veya savcı edası ile değil.

3)Güzel ve akılcı sorular, iletiĢimde kaliteyi arttırır.

Bu arada, Magazin Gazetecileri‟nin, yeni beraberliklerini

öğrendikleri medyatik çiftlere... “Bebek çalıĢmaları nasıl

gidiyor?” diye soru sormalarına, ne dersiniz? bilemiyorum.

Sayın Sedef KabaĢ‟ın deyimiyle...

***************************************************

Soru sormak bir sanattır…

Doğru yanıtlara giden yol, doğru soru sormanın inceliklerini

bilmekten geçer. Kime… neyi, ne zaman, nerede, niçin ve nasıl

sorduğumuz, yanıtların kalitesini belirleyecektir…

Sormayan geliĢemez, gerçekleri öğrenemez, ezber bozamaz,

fark yaratamaz, daha iyiye ulaĢamaz…

Felsefenin, bilimin, teknolojinin; icatların ve keĢiflerin; tüm

medeniyetlerin, nihayetinde araĢtırmacılığın ve gazeteciliğin

temelinde soru sormak vardır…

***************************************************

KarĢınızdaki kiĢi hakkındaki düĢüncelerinizi netleĢtirmek için,

son olarak… “Size sormamızı istediğiniz, Ah keĢke sorsalardı…

diyeceğiniz bir soru kaldı mı?” taktiğini deneyebilirsiniz.

Page 185: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

185

***************************************************

Gazetecilik ve soru sormak deyince, bilinen bir hikayedir...

Yeni Papa, Amerika‟ya ilk resmi ziyaretini yapıyor.

Uçak alana iniyor, aprona yanaĢıyor, kapı açılıyor ve Papa bir

hayli heyecanlı merdivenlerden inerken aĢağıya bakıyor...

Normal karĢılama protokolu ile birlikte, bir yığın gazeteci de

kendisini bekliyor.

KarĢılama esnasında, bir gazeteci kalabalıktan sıyrılıyor ve

Papa‟ya yaklaĢarak soruyor...

“Sayın Papa Hazretleri, Newyork‟taki... özel genelev‟leri

kapatacakmısınız?”

Papa ĢaĢırıyor... afallıyor... ne diyeceğini bilemiyor...

Kısık bir sesle ve “Newyork‟ta genelev var mı?” diye soruyor.

Gazeteci teĢekkür ediyor ve geri çekiliyor...

Papa kendisine sorulan diğer sorularıda cevaplamaya çalıĢıyor

ve resmi temaslarına baĢlıyor.

Ertesi günki, Newyork Times‟ın sürmanĢeti...

Yeni Papa... Amerika BirleĢik Devletleri‟ne yaptığı ilk resmi

ziyaretinde, uçak‟tan iner inmez sordu...

“NEWYORK‟TA ÖZEL GENELEV VAR MI?”

***************************************************

Page 186: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

186

ĠletiĢimde, en önemli faktörlerden biride...

“Beden Dili”ni, giyim kuĢamla birlikte, doğru kullanmaktır...

Tarihin en eski iletiĢim aracı... Beden Dili !

Beden dili, duygu ve düĢüncelerinizin yansımasıdır. Daima

duygu ve düĢüncelerimizi, karĢımızdakilere... bir Ģekilde iletiriz.

Her insan “Jest” denen el kol hareketleri ve “Mimik” denilen

yüz hareketleri yapar ve de bedeni‟ne, türlü biçimler verir.

Beden DuruĢu, Jestler, Mimikler, BaĢın Kullanımı, Sıcak

Göz Teması, Ġçtenlik, Gülümseme, El SıkıĢma (Açık avuç,

Kapalı avuç değil... Dik ve samimi), Ellerin Kullanımı (Ġki

yana açmak, göğüste kilitlemek, cebe sokmak, iĢaret parmağı

açık...yumruk yapmak v.s... ) Oturma Biçimi, Ayakların

Kullanımı, Giyim, KuĢam, Bakım, Makyaj, Aksesuar‟lar

ve KiĢisel Alanlar... (Ġnsanların; sevdikleri kiĢiler için “Özel

Alanları” 0 - 40 cm, tanıdıkları kiĢiler için “Yakın KiĢisel

Alanları” 40 - 60 cm, ilgilendikleri kiĢiler için “Uzak KiĢisel

Alanları” 60 - 120 cm, yeni tanıĢtıkları kiĢiler için “Sosyal

KiĢisel Alanları” 120 - 300 cm, civarındadır.) Beden Dili‟nin,

en önemli unsurlarının baĢında gelir...

***************************************************

Beden Dili‟nin önemi konusunda... THY ve Coca Cola‟nın

eski baĢkan‟larından Sayın Cem Kozlu‟nun... 7. kitabı

“Lider‟in Takım Çantası” ile ilgili olarak, “Dünya - Kitap”

ilavesinde yaptığı söyleĢi de anlattığı, bir “Hata” hikayesini...

Sizlerle paylaĢmak istiyorum...

Page 187: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

187

Bir yurt dıĢı atamada bana önerilen isimler yerine, ağırlığımı

koyarak kendi tercih ettiğim, bir müdürü tayin ettim.

Oysa... O müdür çok baĢarısız oldu ve görevden geri alındı.

ġaĢırdım, üzüldüm ve ekibime... ben bu hatayı nasıl yaptım...

diye sordum.

Basit... dediler...

Seçtiğiniz arkadaĢ, haftalık Ġcra Komitesi toplantılarında daima

sizin tam karĢınıza oturuyor, sizi pür dikkat dinliyor, her zaman

dediklerinizi not alıyor ve sık sık sizin söylediklerinizi bilerek

veya bilmeyerek, onaylarcasına kafa sallıyordu...

Beden dili, bilinçaltı‟nızı etkiledi!..

Bu olay Sayın Kozlu‟ya toplantıların fiziksel ortamlarının‟da ne

kadar önemli olduğunu göstermiĢ ve O‟da... hiyerarĢik düzenli

toplantıların dıĢında, “inovasyon toplantıları” gibi protokol

kurallarının uygulanmadığı “yuvarlak masa toplantıları”nı tercih

etmiĢ...

***************************************************

Tabii, iletiĢimin en gözde ögesi olan “Hitabet Sanatı”nda da

beden dili ile birlikte, özellikle topluluk önündeki konuĢmalar

da “Sunum Teknikleri” çok önemli bir yer tutar...

Hitaplarda, insanları heyecanlandırmak ve motive etmek için,

güzel sunum tekniklerinden yararlanmak faydalı olacaktır.

ĠĢte bunlardan bazıları!..

Page 188: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

188

Ġyi bir konuĢma ve güzel bir sunum için önce Ģunları

saptamakta yarar var.

*)Anlatacağınız konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmak ve iyi

hazırlanmak,

*)KonuĢma ve sunum sonunda ne beklediğinizi ve hedeflerinizi

saptamak,

*)Toplantı salonu hazırlıklarını... kürsü, oturma ve ses düzenini,

görsel malzemeleri v.s. yi kontrol etmek,

*)KonuĢma sürenizi net saptamak, giriĢ, geliĢme ve kapanıĢ

bölümlerinizle ilgili gerekli planlamayı belirgin bir düzen

içinde yapmak, gerekiyorsa Soru / Cevap bölümü için zaman

ayırmak,

KonuĢma ve sunum sırasında ise;

*)Ġmza çizelgeleri, cep telefonları ve kapı giriĢ / çıkıĢları için

gerekli uyarıları yapmayı unutmayın.

*)Kendinizi kısaca tanıtın.

*)Ġzleyicilerin ilgisi için ilk 5 dakika çok önemlidir. Bunun için,

giriĢ bölümüne, konunuzla ilgili; Bir soru, bir alıntı, kısa bir

hikaye, bir yorum, kendinizle ilgili bir espri v.s. ile baĢlayıp,

ilgiye odaklanmalısınız. Konuyu ve Sunum Planı‟nızı

açıklamalı ve varsa “Soru / Cevap” bölümünüzü,

belirtmelisiniz.

*)GeliĢme bölümünde ise ilginin tavan yapması için 15

dakikanız var.

Page 189: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

189

*)Konunuza açıklık kazandırın. Ne / Neden / Niçin ile...

Hedeflerinize yoğunlaĢın.

*)KonuĢmanız esnasında sabit bir yere takılı kalmayın. Tek

düze bir hitaptan kaçının.

*)Ġzleyicilerinizle göz teması kurun. Gülümseyin. Ellerinizi

kullanmıyorsanız veya fazla geliyorsa... kürsüyü tutun.

*)Önyargılı tiplere dikkat edin, sözünüzü kesmelerine izin

vermeyin. Onları yok farzedin. Aman, konsantrasyon‟unuzu

bozmayın.

*)Yüz ifadenizle, konuĢmanızı destekleyin ve heyecanınızı ve

coĢkunuzu belli edin.

*)Ses tonunuzu çeĢitlendirin. “Eee” ,”Iıı” gibi sesler yerine,

nefes durakları‟nı kullanmaya çalıĢın.

*)Meslek dili ve argo kullanmayın. Sunumu monoton ve sıkıcı

bir hale getirmeyin.

*)Bire bir (1/1) iletiĢimde ve beden dili‟nde olduğu gibi...

“Ne Söylediğinizden Çok... Nasıl Söylediğiniz Önemlidir.”

özdeyiĢ‟ini, sunumlarda da asla... unutmayın.

*)Ġlk 20 dakika‟dan sonra, izleyicilerin dikkatini toparlamak çok

güçleĢir. Bir soru sorun... kısa bir hikaye anlatın... veya araya bir

mizah katın. Çünkü mizah, insanların daha kolay hatırlamalarını

ve izleyicilerin uyumamasını sağlar.

*)Yeterli sayıda “Görsel Slaytlar”la konunun önemini

vurgulayın. Konunun tanımlamasını yapın ve ana bölümlere

geçin. Ana konuları slaytlara yansıtın. Örneklemeler yapın.

Araya; anı, alıntı, espri v.s. serpiĢtirin. Daha da ilgi çekmek

Page 190: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

190

için, hemen cevap alabileceğiniz ve sadece el kaldırılarak

cevaplanabilecek özel sorularda sorabilirsiniz...

(Aranızda, kimler ........ biliyor? Kimlerin ......... deneyimi var?)

*)KapanıĢ bölümünde; konuĢma sürenize göre, erken

ayrılacakları dikkate alın. Atladığınız konulara geri dönmeyin.

Sözü uzatmayın. Söylediklerinizi destekleyin ve bitirin.

Akılda kalacak, ölçülü, güven dolu ve güçlü bir mesajla final

yapın. (Sunumunuz bu mesaj‟la yaĢayacaktır.)

*)Soru / Cevap bölümünde, gerekirse soruları siz baĢlatın. Soru

soran kiĢiyi, ona bakarak dinleyin. Gerekmedikçe soruyu

tekrarlamayın.

*)Cevabınızı tüm dinleyicilere yönelerek verin.

*)Kısa, öz ve konudan sapmadan cevaplamaya çalıĢın.

*)Cevaplarınızda özgün sunum tarzınızı değiĢtirmeyin.

*)Ve asla... tartıĢmaya girmeyin.

AĢağıdaki ünlü anekdotta aklınızda bulunsun...

***************************************************

Einstein “Ġzafiyet” (Görecelik… oluĢan Ģartlara göre, zaman‟ın

akıĢını farklı algılamak ve yaĢamak…) konferaslarına, hep özel

Ģoförü ile giderdi.

Yine yeni bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün…

ġoför‟ü, Einstein‟a dönerek…

Page 191: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

191

“Efendim, uzun zamandır siz konuĢmanızı yaparken, ben de

arka sıralar da oturup sizi dinliyorum ve artık neredeyse…

söyleyeceğiniz her Ģeyi kelimesi kelimesine biliyorum” dedi.

Einstein da gülümseyerek, ona bir öneride bulundu;

“Peki, Ģimdi gideceğimiz yerde, beni hiç tanımıyorlar” dedi…

Ve… devam etti.

“O halde bugün palto ve Ģapkalarımızı değiĢtirelim, benim

yerime sen yap konuĢmayı, ben de arka sırada seni dinlerim.”

ġoför, gerçekten çok baĢarılı bir konuĢma yaptı ve sorulan tüm

soruları doğru yanıtladı.

Tam yerine oturacağı sırada bir kiĢi, o güne kadar konferanslar

da hiç sorulmamıĢ, bir soru sordu.

ġoför, hiç duraksamadan soruyu soran kiĢiye döndü ve…

“Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip” dedi.

Sonra da Einstein‟ı iĢaret ederek… Ģöyle devam etti;

“ġimdi size arka sırada oturan, Ģoförümü çağıracağım ve

sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile yanıtlayacak!..”

***************************************************

*)Katkıda bulunanlara ve izleyicilere teĢekkür edin ve sunumu

kapatın!..

Page 192: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

192

Güzel bir sunum ve konuĢmadan sonra vaktiniz varsa salonu

terketmeyin...

Topluluk içinde soru sorma cesareti bulamayanlar hemen

etrafınızda yer alacak ve Size...

“Afedersiniz... BiĢey Sorabilirmiyim?” diyeceklerdir.

1/1, iletiĢimin en önemli tarzlarından biridir, bunu

değerlendirmeyi ihmal etmeyin ve soruları içtenlikle cevaplayın.

Kartvizit alıĢveriĢinizi de unutmayın. Siz, sizi dinlemeye

gelenler için çok önemlisiniz. Aldığınız kartvizitlerde ileride

sizin için çok önemli olabilir...

ĠletiĢimde empati‟nin önemini ise zaten biliyorsunuz...

Kurumsal ĠletiĢim...

Buraya kadar genellikle bireysel iletiĢimle ilgili konular ve

yaklaĢımlar üzerinde durduk...

Bireylerin bir araya gelmesiyle oluĢan... ister sosyal... ister

ticari... isterse sınai... tüm Kurum‟ ların da, özellikle “Marka”

ları için... geliĢim ve tanıtım açısından, iletiĢime ihtiyaçları

oldukları... yadsınamaz.

Kurumsal iletiĢim çalıĢmalarının ana baĢlıkları ise Ģöyle

sıralanabilir...

*Kurum...

*Ürün veya hizmet, markaları...

Page 193: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

193

*Amblemler...

*Görsel kurum objeleri ve standart antet kullanımları...

*Kurum içi çalıĢma planları ve iletiĢim...

*ĠK , empati, müzakere teknikleri ve çatıĢma yönetimi...

*Ekip yönetimi...

*Tedarik zinciri yönetimi...

*Zaman ve ürün yönetimi...

*Stok maliyet ve finans yönetimi...

*Marka yönetimi...

*Medya yönetimi...

*SatıĢ ve risk yönetimi...

*Lojistik yönetimi...

*Pazarlama ve kalite yönetimi...

*MüĢteri iliĢkileri yönetimi (Hedef kitle)...

*MüĢteri davranıĢları yönetimi (Satınalma istatistikleri)...

*ĠletiĢim platformu (Gelecek için değerlendirme)...

*Alternatif iletiĢim kanalları...

Aslında çok geniĢ ve çok özel bir konu olan “Kurumsal ĠletiĢim”

e, ilerideki sayfalarda... projelerimizle ilgili olarak, Tanıtım ve

Halkla ĠliĢkiler bölümünde de, değineceğiz.

Page 194: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

194

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 195: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

195

ÜLKEMĠZ VE GERÇEKLER !

Evet, ĠletiĢim; aynı zamanda, tüm Toplumumuz‟un,

Cumhuriyetimiz‟in ve Demokrasimiz‟in de en önemli

unsurlarından biri...

Hepimiz bu Ülke‟de yaĢıyoruz ve mutlaka... ülkemiz için bir

Ģeyler yapmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda her türlü

çabayı göstermeye çalıĢıyoruz ve geleceğimizin güvencesi

olarak‟ta, Atatürk‟ün... Türkiye Cumhuriyeti‟ni emanet ettiği...

“Gençlerimiz”e güveniyoruz, değil mi!..

Peki... bu konuda neler yapıyoruz ?

ÇağdaĢ, Laik, Atatürk Ġlkelerine Sahip Çıkan, Eğitimli,

Kültürlü Gençler yetiĢtirmek için ! . .

Page 196: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

196

Maddi durumları itibariyle anne ve babalarını...”yol, su , elektrik

ve bankamatik” olarak gören gençlerimizi... Ģimdilik bir kenara

koyarak...

2000 li yıllardan bu yana medyatik olarak yapılmaya çalıĢılan;

fazla düĢünmeyen, sormayan, sorgulamayan, araĢtırmayan...

Magazinel dolduruĢlarla ve kolay para kazanıp, çabuk meĢhur

olma sevdasıyla, “Düzeyli iliĢkiler” ve “Seviyeli beraberlikler”

yaĢamak isteyen...

Verilen‟le mutlu olan...

Top‟la, Pop‟la ve Futbol‟la yatıp kalkan...

Geyik muhabbetleri ile “Bloklar ve Kanatlar” arası sıkıĢtırılan...

Yabancı menĢeyli abuk sabuk yarıĢmalar, reklam arası... mafya

ve aĢiret dizileriyle bunaltılan ve de geliĢmiĢ apdominalleri ile

TV‟lerimizin rating kaynağı olan...

Gençlerimiz için, mutlaka bir Ģeyler yapmamız gerektiğine

inandığınızı biliyorum!..

2001-2002 yıllarında baĢkanlığını yaptığım Liay Sosyal Hizmet

Vakfı‟nda söyle bir karar aldık.(Aslında daha önce, Türk Eğitim

Vakfı‟nın önderliğini yaptığı ve birçok kurumda da uygulanan

Ģartlı bağıĢ sistemi...)

Kısaca... 3.000 kiĢilik üye grubumuz içinde; üzüntülü, acılı,

sevinçli ve mutlu günlerimizde, hiç kimse, hiç kimseye, çiçek,

Page 197: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

197

çelenk, hediye ve plaket vermeyecek, bunun yerine belirli bir

ücret karĢılığı Vakıf Kartları kullanılacaktı.

Elde edilen gelirin, geliri ile de belirli kurallar çerçevesinde

ihtiyaç sahibi Üniversite Öğrencileri‟ne Burslar verilecekti.

Karar tüm yönetim kurulunda benimsendi ve genel kurulda

kabul edildi. Gerekli tüzük değiĢiklikleri yapıldı, ilgili komiteler

oluĢturuldu ve uygulama baĢladı.

Ġlk yıl burs havuzumuzda 40.000.- USD para toplanmıĢtı. Daha

sonraki dönemlerde gelen BaĢkanlarımız ve ilgili sosyal Komite

Üyelerimiz konuya o kadar güzel sahip çıktılar ve desteklediler

ki, sadece burs vermekle kalmayıp bu öğrencilerimizin her türlü

ihtiyaçlayıyla ilgilendiler ve mezuniyetlerine kadar onları yalnız

bırakmadılar, Ayrıca iĢ bulmalarınada yardımcı oldular.

Uzun yıllardan bu yana,Vakfın gerçekleĢtirdiği sayısız güzel

hizmetlerin ve bursların yanında, Liay Bursları da özel olarak

yerini aldı. 20 Öğrenci ile baĢlamıĢtık, bu yılki hedef 100

Ögrenci.

Bu konuda destek veren ve emeği geçen herkeze sonsuz

teĢekkürler ediyorum...

ġimdi de Sizlerle, bu bursiyerlerimiz içinden mezun olan bir

kardeĢimizin vakıf üyelerimize gönderdiği mektubu, ismini

açıklamadan, Ülkemizin gerçeklerinden bir kesit olarak, aynen

paylaĢmak istiyorum.

Page 198: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

198

***************************************************

Kasım. 2005

Merhaba,

OnbeĢ yaĢında küçük bir kızın hayatıyla baĢlar benim öyküm.

Otursan suç, kalksan suç, bir ev... ġiddet gırla... Zalim bir

babanın eline bakan 7 çocuk!

Yoksulluktan, korkudan,dayaktan, sesi soluğu kesilmiĢ bir anne!

Gel zaman, git zaman, 50 yaĢlarında bir adam gelir köye...

EĢi yeni ölmüĢtür ve evlenmek istemektedir. 4 çocuğu vardır

eski eĢinden, birde Ģehirde evi. Küçük kız kendisine sorulmasa

da, hiç tereddütsüz “tamam evleneceğim” der. ġehre gidecektir

çünkü, dayaktan kurtulacaktır. Hem “Ģart” koĢmuĢtur adama,

kardeĢlerini okula gönderecektir.

Evlenirler. Adam sözünü tutar. Aile Ģehre taĢınır. Küçük kızın

kardeĢleri okula gönderilir. 2 yıl içinde küçük kızın, bir kızı

ardından bir de oğlu olur.

Kızıyla birlikte o da Türkçe‟yi öğrenir, okuma yazma kursuna

gider, okumayı öğrenir. Sırayı Ġlkokul diploması alır. Sonra evin

en güzel köĢesine asılır.

Ama zordur, kendisinden 35 - 40 yaĢ büyük bir adamla evli

olmak, küçücük bedenine rağmen 6 kardeĢinin ve 2 çocuğunun

yükünü omuzlarında taĢımak...

Page 199: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

199

Birde baĢ belası bir kıskançlığı vardır adamın. Küçük eĢinin,

onu bırakıp baĢka biriyle beraber olacağı korkusu! Oysa

farketmemiĢtir adam, küçük kızın derdi baĢkadır. O ta baĢından,

en baĢından, feda etmiĢtir hayatını.

Önce artık annesi dayak yemesin, kardeĢleri okusun diye, sonra

da varı yoğu ne varsa 2 çocuğu için. Artık onun hayatı yoktur.

Ailesini var etme çabası vardır.

Küçük kızın evliliği 10 yılı geride bırakmıĢtır. O artık genç bir

kadın olmuĢtur. Adamsa yaĢlanmaya baĢlamıĢtır. Adam içinde

kolay değildir hayat, zaten hiçbir zamanda kolay olmamıĢtır.

Babası, daha o doğmadan KurtuluĢ SavaĢında, Ģehit düĢmüĢtür.

Annesini ise 10 yaĢına gelmeden kaybetmiĢtir. Demirci çıraklığı

yaparak, küçük atölyelerde yatıp kalkarak, bugüne gelmiĢtir.

Hem Ģimdi, tam da huzur bulacakken, neden sanki herkezin

bakıĢları biricik, küçücük karısındadır. Onu çevrenin kıskanç,

kem gözlü bakıĢlarından koruyacaktır. Ailesine, ne pahasına

olursa olsun, zarar getirmeyecektir. Ama aynı evde 24 saat...

Çocuklar da büyümüĢtür... Okul giderleri... Ev masrafları...

Ve tek bir emekli maaĢı! Kıt kanaat bir yaĢam.

Yıllar geçer. YaĢlı adamın ve genç kadının biricik kızları,

üniversite imtihanlarını kazanır...

Marmara Üniversitesi - Hukuk Fakültesi... Ġstanbul‟da bir

Üniversite.

Page 200: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

200

Ġstanbul‟a, o koskoca insanları yutan Ģehre, nasıl emanet edilir

de, gönderilir ki kızları?

Ama kızları diretir ve anne fabrikada bir iĢ bulur, çalıĢmaya

baĢlar. Baba istesede istemese de, korksada korkmasa da kızı

okuyacaktır. Kendisi gibi cahil kalmayacaktır. Harç ve yurt

parası tamamlanır. Kız, erkek kardeĢiyle birlikte okula kayıt için

Ġstanbul‟a yollanır.

ĠĢte benim Ġstanbul maceram da burada baĢlar...

Tüm bunları anlattım, çünkü insan yaĢadıklarıyla Ģekilleniyor,

kiĢilik kazanıyor. Çünkü insan geçmiĢiyle var, sahip çıktığı

geçmiĢi kadar tam, ya da kabullenemediği, inkar ettiği geçmiĢi

kadar eksik!..

Ben Ġstanbul‟da yalnızdım. Tabii ki okuldan, yurttan

arkadaĢlarım oldu ama, insan hangi arkadaĢını ailesinin yerine

koyabilirki? Öylesine güçsüz, öylesine çaresiz hissediyor ki

insan, kendini bu kalabalık yalnızlıkta!..

Bir gün kafamı toplama yürüyüĢlerimden birinde, Göztepe

Özgürlük Parkındaki bir etkinliğe rast geldim.

Liay Sosyal Hizmet Vakfı Etkinlikleri. Standları dolaĢtım.

Bir bayan, üniversite öğrencisi olduğumu öğrenince, beni

Liay‟dan Figen Hanıma yönlendirdi. Burslar Komitesi

BaĢkanıymıĢ. Figen Hanımla görüĢmeye gittim. Yapılan

mülakat neticesinde beni bursiyer olarak kabul ettiler. Öyle

anaç, öyle anlayıĢlı ve asil bir edayla yaklaĢtı ki Figen Hanım

Page 201: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

201

bana, benim için o an bunun değerini anlatamam. Ġçimdeki

küçük, kırılgan, umutsuz bir halde yere düĢmüĢ çocuğa el verip,

onu kaldıran bir anne gibiydi... O !..

Tüm samimiyetimle ifade edebilirim ki; bana sahip çıkan,

yardıma ihtiyacım olduğunda hiç çıkarsız yardım eli uzatacak

insanların var olduğunu bilmek, öylesine değerli bir duygu ki!

Kendisine güveni geliyor insanın. Eğer sığınacak bir limanınız

varsa, okyanusa açılmaktan hiç korkmuyorsunuz.

Ama geri dönebileceğiniz, döndüğünüzde aldığınız yaraları

onarabileceğiniz, o liman yoksa, korkularınız sizin uzak

denizlere açılmanızı engelliyor. Çünkü daha çok yara almaktan

korkuyorsunuz. Dolayısıyla aynı denizin sığ sularında dolanıp

duruyorsunuz.

Liay bana çok Ģey kattı, hayata umutla bakmama aracı oldu.

NeĢet Hanımın bana hediye aldığı montla ısındım. Yalnız

bedenim değil, kıĢın ayazda beni sarıp sarmalayacak kalplerin

olduğunu görünce, kalbimde ısındı. DiĢim çürümeye yüz

tuttuğunda ve yirmilik diĢlerin sancısıyla sancılandığımda DiĢ

Hekimi Sayın Necla Hanım ve eĢi Mustafa Bey derdime deva

oldular.

Aylık veya yıllık toplantılarına bizleri davet ederek ikram

edilenlerle, ev yemeği özlemimizi giderdik. Her ay aldığımız

karĢılıksız burslar, hangi cebimde kaç lira unutmuĢumdur diye

aranırken, kimi zaman yemek, kimi zaman kitap, kimi zaman da

üstümüze üst / baĢ, yada ayakkabı oldu.

Page 202: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

202

Ġnanın; sizin bağıĢlarınızla, bizlere verilen burslar, doğru yerlere

gidiyor. Gelecek nesillere umut oluyor. Belki sizler bizleri

tanımıyorsunuz ama, minnetlerimiz ve vefa duygularımızla,

bizler... sizleri hiç unutmuyoruz. Ve kimbilir, belki bizlerde

baĢkalarına umut olacağız.

Liay Vakfına, tüm öğrenci arkadaĢlarım adına gönülden

teĢekkür ederim.

Bize gönülden bağıĢladığınız her 1 Lira, Size milyonlar‟ca Lira

olarak geri dönsün!

Saygılarımla...

(Genç Bir Avukat.)

***************************************************

Bu sadece bir örnek, birçok Dernek‟te ve Vakıf‟ta da

çocuklarımız, gençlerimiz ve yaĢlılarımız için çok güzel

hizmetler üretiliyor. Hem de hiç bir karĢılık beklemeden.

Ayrıca, kiĢisel olarakta “Hayırsever VatandaĢlarımız”ın yaptığı

çok güzel Ģeyler ve eserler var.

Yeter ki!.. Ġnsanlar bir Ģeyler yapmak istesin...

Önemli olan, araĢtırmak, karar vermek, insanları ikna etmek,

organizasyonu oluĢturmak, kaynakları temin etmek, uygulamak,

devamlılığı sağlayıp değerlendirmek ve takip etmek.

Page 203: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

203

Politika biraz farklı bir konu ama, aslında onunla da

ilgilenmek ve “Üç Maymun”u oynamamak gerekiyor.

Hatırlarsanız... Sosyal Güvenlik Yasası yürülüğe girmeden önce,

neredeyse doğmamıĢ çocuklarını, eĢin dostun yanında sigortalı

gösterip, erken emekli olmaları için saatlerce sırada bekleyen

milyonlarca VatandaĢımızı!..

Ama, seçim bölgeleriyle ve seçmen listeleriyle sürekli oynanan,

mükerrer kayıtlara dikkat edilmeyen, ölmüĢ kiĢilerin bile

listelerde gösterildiği seçmen kütükleri için... sadece konuĢuyor,

rahatımızı bozupta muhtarlıklardaki seçmen listelerini kontrol

etmeye bile üĢeniyoruz.

“Rab bana... Hep bana...” konusunda, acayip bir milletiz...

Vesselam!

Ancak; bazı STK lar ilgileniyor diye ortalığı boĢ bırakmaya da

gelmiyor. Hele hele oy toplamak için, seçim öncesi promosyon

olarak, ayakkabıların sağ tek‟lerinin dağıtılması gibi kara mizah

olaylar yaĢadığımız bu devirde...

Özellikle, bir çok dönem için “Cuk” diye oturan “Bal tutan

parmak yalar” ve “Devletin malı deniz, yemeyen domuz”

atasözlerini hiç sevmiyoruz değil mi?

Çünkü... Cumhuriyetimizi ve Demokrasiyi çok seviyoruz!..

(Değerli gazeteci Sayın Hasan Pulur‟un deyimiyle...

Tabii... seçimleri, bizim parti kazanırsa...)

Page 204: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

204

Ancak bu iki kavramında çoğu zaman birbirine karıĢtırıldığını

görüyoruz.

Sevgili hocam Prof.Dr. ToktamıĢ AteĢ‟in tabiri ile Cumhuriyet;

halk idaresidir. Demokrasi ise; özgür iradesiyle ve eĢit Ģartlarda

halkın yönetime katılmasıdır.

Demokrasinin en önemli Ģartlarına gelince;

1) ÇağdaĢ Eğitim ve Kültür...

2) Ġnançlara ve Hukuka Saygı...

3) Ġyi bir Gelir Düzeyi...

4) Doğru bir ĠletiĢim...

5) STK‟ların Yönetime Katılması...

Onun için mutlaka, amaçları Size uygun bir Sivil Toplum

KuruluĢuna veya gönüllü çalıĢmalar yapan Sosyal DayanıĢma

Merkezlerine üye olun ve hedefleriniz için zaman ayırın.

Komitelerinde ve Yönetimlerinde görev almayı ihmal etmeyin.

Aksi takdirde birileri sizin için o görevleri yapar ve siz buna

katlanmak zorunda kalırsınız.

Özellikle çekingen ve sıkılgan bir yapıya sahipseniz,

sevgisizlikten, ilgisizlikten, yalnızlıktan, duyarsızlıktan ve

keĢfedilememekten yakınıyorsanız, bu tür sosyal iliĢkilerde

unutmamanız gereken de, yine sevgili Ġnal Aydınoğlu‟nun

belirttiği gibi...

Page 205: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

205

***************************************************

Vermediğiniz hiç bir Ģeyi, alamazsınız. Bir topluluğa sessiz

sedasız girip bir kenara iliĢirseniz, hiç kimse sizin farkınıza

varmaz...

Sıcak bir gülümsemeyle girip, herkezin duyabileceği bir ses

tonuyla topluluğu selamlarsanız... herkezin coĢku ve neĢe içinde

ellerini sıkarsanız... aynı coĢku, neĢe, içtenlik ve gülümseme

size geri döner. Bu karĢılıklı yansıma tüm topluluğa yayılır...

Hiç kimse sizinle ilgilenmiyorsa, sormak gerekir...

Siz baĢka insanlar‟la ilgileniyor‟musunuz?

GeçmiĢ yıllar içinde gittiğiniz yerleri, sizin için sımsıcak

yapacak, sizi yalnız bırakmayacak arkadaĢlıklar, tanıdık yüzler

biriktirdiniz mi?

Bundan önce katıldığınız toplantılarda yalnızlığını paylaĢtığınız,

gülümseyiĢinizle ısıttığınız, sohbetinizle bir Ģeyler kattığınız

insanlar var mı?

Çevrenizdeki insanları her fırsatta takdir ettiniz mi?

Takdirlerinizle onları Ģevke getirip daha baĢarılı ve daha güzel

iĢler yapmalarına neden olabildiniz mi?

Ġnsanları büyük, küçük, zengin, fakir, ünlü, ünsüz, güçlü, güçsüz

diye ayırmadan teker teker önem verebildiniz mi? Onları adam

yerine koyup karĢılıklı saygı içeren iliĢkiler kurabildiniz mi?

Page 206: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

206

Birlikte çalıĢtığınız insanların ilerliyebilmesi için destek oldunuz

mu? Yollarını, ufuklarını açtınız mı?

Eğer eksiklik ve yokluk duygusu içinde olursanız, yaĢamınız

eksiklik ve yokluk içinde geçer. Ġnsanların sizden esirgediğini

düĢündüğünüz herĢey, en bol ve geniĢ biçimde, sizde de var...

Siz bunları baĢkalarına vermediğiniz veya veremediğiniz sürece,

baĢkalarından Ģikayet hakkınız söz konusu olamaz...

Siz... hırslarınızı ve kıskançlıklarınızı bir tarafa bırakıp...

içinizdeki bolluğu fark edip... cömertce ve akıllıca

çevrenizdeki insanlara aktarırsanız... etrafınız bollukla dolar!

Siz gülümserseniz, çevrenizde size gülümser. Siz takdir

ederseniz, insanlarda sizi takdir eder...

Siz ilgi gösterir, sever, sayar, önem verirseniz... ilgi, sevgi,

saygı görür ve önemsenirsiniz...

***************************************************

Bu konularda bir probleminiz yoksa ne mutlu size...

O zaman, Sivil Toplum KuruluĢları ile çeĢitli Platformlar‟da,

sosyal sorumluluk projelerine katılabilir, özel sorumluluklar

dahi alabilirsiniz...

Tabii bu noktada, gereksiz zaman kaybını önlemek için, kiĢisel

tatmin‟ler ile ilgili “Havanda Su Dövme Projeleri”ne çok dikkat

etmek gerek...

Page 207: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

207

Örneğin, Siz!

Bir “Sosyal Sorumluluk Projesi” üretebilirsiniz...

Neden Olmasın!..

Sakın! Ben kimim ki? Benden geçti artık... diye düĢünmeyin.

Sayın Prof. Dr. Üstün Dökmen‟in deyimiyle...

“YaĢama iliĢmeyin... YerleĢin!...”

Bir mıh bir nal‟ı... Bir nal bir at‟ı... Bir at bir komutan‟ı...

Bir komutan bir ordu‟yu... Bir ordu bir ülke‟yi... Kurtarır...

özdeyiĢinden hareketle... Siz! Önemlisiniz...

Siz... Vizyon Tasarımcısı‟sınız!

***************************************************

Benzetmek gibi olmasın... ama, iĢte size güzel bir alıntı...

Günlerden bir gün…

Köylerden birinde,adamın birinin eĢeği, kuyunun birine düĢmüĢ.

Niye düĢer, nasıl düĢer sormayın! EĢek bu… DüĢmüĢ iĢte…

Hayvan saatlerce acı içinde kıvranmıĢ, bağırmıĢ kendi dilinde…

Sesini duyan sahibi gelip bakmıĢ ki… vaziyet kötü!..

Zavallı eĢeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik

yaralanmıĢta… KarĢılaĢtığı bu durumda, kendini eĢeği kadar

zavallı hisseden adamcağız, köylüleri yardıma çağırmıĢ.

Page 208: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

208

Ne yapsak? Ne etsek? Nasıl çıkarsak? soruları… havada kalmıĢ.

Sonunda karar verilmiĢ… kurtarmak için çalıĢmaya değmez.

Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle

etraftan kuyunun içine toprak atmaya baĢlamıĢlarlar…

Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek

yere dökmüĢ. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an

biraz daha yükselmiĢ ve sonunda yukarıya kadar çıkmıĢ…

Ve kurtulmuĢ… Köylüler‟de ağzı açık bakakalmıĢlar….

Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır… Hatta çoğu zaman…

Tozla,toprakla,çamurla örtmeye çalıĢanlar çok olur, üstümüzü…

Bunlarla baĢetmenin tek yolu… yakınıp sızlanmak değil…

Dökünüp silkinmek ve kurtulmak… aydınlığa adım atmaktır.

Kör kuyuda olsak bile…

***************************************************

“Ilık suya kaplumbağa çorbası çok güzel oluyor” demiyorsanız

ve herhangi bir kuruluĢ‟a veya kuruluĢlar‟a üye iseniz, zaten

mesele yok.

HerĢey, kendinize duyacağınız güvene, düĢüncelerinize ve bir

kıvılcıma bakar.

Sonrasını zaten sizler‟le bu kitapta paylaĢıyoruz...

Hatta proje üretmek için bağlı olduğunuz belediyelerin meclis

toplantılarına katılabilirsiniz. Meclis toplantılarının tüm yöre

Page 209: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

209

halkına açık olduğunu biliyorsunuz. Bu Ģekilde kentinizde ve

çevrenizde alınan kararlardan haberdar olabilir, bir Ģekilde Kent

Konseyleri‟ne ve Kentsel DönüĢüm Projeleri‟ne katılabilirsiniz.

Projenizi... yakınlarınızla, arkadaĢlarınızla, Dernek Yönetimleri

ve üyeler‟le paylaĢıp... yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası

projelerde, gerekiyorsa konuyu ilgili... diğer Sivil Toplum

KuruluĢları‟na, Vakıflar‟a, Yerel Yönetimler‟e, Üniversiteler‟e,

Meslek Odalarına ve de Resmi Makamlar‟a taĢıyabilirsiniz...

Biliyorsunuz, ülkemizin geleceği ile ilgili olarak, proje üretmek

açısından, en büyük sıkıntıyı Siyasi Partiler çekiyor.

Özellikle, “Sosyal Sorumluluk Projeleri”ne önem veren bir çok

Banka ve ġirketler‟le de temas kurabilirsiniz.

Genellikle büyük Ģirketler, topluma yönelik sosyal sorumluluk

projelerinin yanında, kurumları içinde kendi çalıĢanlarının

performans kriterlerine “Sosyal Sorumluluk Projeleri

Üretmeleri, Katkıları ve Katılımları” konusunu da ilave

etmeye baĢladılar.

Tasarrufa dayalı... Kağıt Toplama, Pil Toplama, Kağıtların

Arkalarını Kullanma, Çöp ve Atıkları AyrıĢtırma ve

Değerlendirme gibi...

Projelerinize sahip çıkarak, bu “ġirketlerin ve Kurumların”,

sosyal sorumluluk ve tanıtım bütçelerinden yararlanabilirsiniz.

“Türkiye‟nin Tanıtımı Bütçesi”de dahil, herkez proje bekliyor.

Page 210: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

210

Yalnız, bu arada; değerli gazeteci Sayın Selahattin Duman‟ın

Vatan Gazetesindeki “Çeyiz Sandığı‟ndan... Çıkma! Sosyal

Projeler” baĢlıklı yazısında belirttiği gibi...

***************************************************

“Amerikada, Maliyenin bunalttığı ĠĢadamları, kazançlarından

dev boyutlar‟da haraç ödememek için, vergiden yan çizmenin

binbir yolunu deniyorlar...

Akıllarına gelen çarelerden biride Sosyal Sorumluluk Projeleri

üretmek...

Bir proje icad ediyorsun...

Maliyeye vergi olarak vereceğin paranın güzel bir kısmını ona

harcıyorsun... O harcama, Ģirketine fiyaka olarak dönüyor...

Nam‟ın artıyor... ġan‟ın dokuz dağda, on dört iklimde yürüyor...

Bu projelerin icatcıları da aynen!..

Bunların birinci iĢi, kimseye yararı olmayan, ancak yararsızlığı

da tartıĢılamayan projeler üretmek... Ve de Onları zorla ahaliye

kakalamak... Ombudsmanlık Müessesesi... Okuyucu Meclisi...

Özgürlük Treni... AIDS Ġçin Soyunalım.” . . .

***************************************************

ġeklinde ki “Çakma Projeleri” kastetmediğimi de, özellikle

ifade etmek istiyorum...

Page 211: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

211

Ayrıca; “AB Hibe Programları”ndan da yararlanabilirsiniz...

Bu konuda “Sivil Toplum GeliĢtirme Merkezi (STGM) - Yerel

Destek Merkezleri, tüm Ģehirlerimiz‟deki STK lar için, özellikli

konularına göre (Çocuk, Gençlik, Engelliler, Kültür ve Sanat,

Toplumsal Cinsiyet ve Kadın, Ġnsan Hakları, Ekoloji v.s. ... ) ;

“Gönüllülerle ĠĢbirliği”,“Proje Döngüsü Yönetimi” ve “ĠletiĢim“

eğitimleri düzenleyerek... çok güzel projeler üretme fırsatlarına

katkı sağlıyor...

Eğitimler süresince (2 - 3 gün) tüm yol, yemek ve konaklama

ücretleri de STGM tarafından karĢılanan bu seminerler için,

emeği geçen herkeze teĢekkür ediyor ve baĢarıyla sonuçlananları

da takdirle karĢılıyoruz...

2010 yılından sonra da aynen devam edeceğine inanmakla

birlikte “Ġstanbul 2010 Avrupa Kültür BaĢkenti” Projeleri‟de

katılım, inceleme ve örnekleme açısından iyi bir fırsat olabilir...

diye düĢünüyorum.

2010 yılında Avrupa‟nın 3 kültür baĢkenti olacak. Ġstanbul‟un

yanı sıra Almanya‟nın Essen ve Macaristan‟nın Pecs kentleri de,

Avrupa‟nın kültür baĢkentleri olarak, sahne alacak...

Ġstanbul 2010 Avrupa Kültür BaĢkenti Ajansı Yürütme Kurulu

BaĢkanı Sayın Nuri Çolakoğlu, Görsel Sanat Yönetmeni Sayın

Beral Madra, Kent Kültürü DanıĢmanı Sayın Fikret Toksöz‟ün

açıklamalarına göre; “2010 projelerinin çoğu, çocuk ve gençlere

yönelik eğitim projeleri... Binalar‟a yatırımdan çok, genç

Page 212: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

212

nesillere yatırım hedefleniyor. 2010 nun esas amacı, geleceğin

kuĢaklarına sanatı ve kültürü sevdirmek.”

ĠĢte bu projelerden bazıları...

*)ÇağdaĢ sanatı, Ġstanbul‟un 40 ilçesindeki gençlerle

buluĢturmayı amaçlayan “TaĢınabilir Sanat” Projesi. Bu projede

çağdaĢ sanatların ustaları ve genç temsilcileriyle, sohbet imkanı

sağlanacak...

*)Özellikle sanat‟a ilgi duyan ve sanat eğitimi gören gençler‟in,

önemli sanatçılarla atölye çalıĢmaları yapabileceği “Sanat

Üretim Merkezleri” Projesi...

*)Kenar semtlerdeki çocukların ve gençlerin evrensel müzikle

tanıĢmaları için, tam techizatlı olarak “100 Okul‟da 100 Müzik

Odası” Kampanyası... v.s.

2009 da yaĢanan bazı sorun ve istifalardan sonra göreve gelen

yeni Yürütme Kurulu BaĢkanı Sayın ġekip Avdagiç ise, proje

sayısında müthiĢ bir patlama olduğunu ve ekonomik kriz

dolayısıyla, proje sayısını dondurduklarını açıklıyordu... (!)

800 Milyon TL bütçeli, AKM nin yenilenmesi de dahil, Topkapı

Sarayı, Ayasofya v.s. için iyi planlanmıĢ tüm projelerin, bizlere

ve Türkiye‟ye yakıĢır biçimde gerçekleĢmesini diliyorum.

Bunlarla birlikte, ülkemizde çok güzel Projeler‟de üretiliyor.

Cumhuriyet Gazetesi‟nin 23.Kasım.2008 de verdiği

“Sürdürülebilir YaĢam” ilavesini okuyunca, vizyon tasarımları

Page 213: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

213

ve sosyal sorumluluk projeleri konusunda verdiğimiz emeklerin

boĢa gitmediğini görmek, beni çok mutlu etti.

Aslında Türkiye, tarihi mirasıyla, coğrafyasıyla, insanlarıyla,

dilleriyle, dinleriyle, ırklarıyla, kolay kolay baĢka ülkelere

kısmet olmayan değerlere sahip. Bunu bütün dünya, özellikle de

geliĢmiĢ ülkeler çok iyi biliyor. Onun içinde, Türkiye üstüne

oynanan oyunlar bir türlü bitmiyor. Ve tabi ki bitmeyecek...

Ellerinden gelse, nefes bile aldırmayacaklar.

Bir de bunun üstüne yapılan siyasi manevralarla, talan ve

tahribat düzeni sistematik olarak sürüyor. Bu mantık

değiĢmedikçe veya bu mantığı değiĢtirecek toplumsal baskı

oluĢmadıkça, sürmeye de devam edecek. Bu konuda bireysel,

kurumsal ve toplumsal olarak, duyarlı olan herkeze ve her

kesime, özel görevler düĢüyor.

Özellikle de; cari açık, plansız sanayileĢme, imar rantına dayalı

ekonomik büyüme ve kentsel dönüĢüm adına yapılanlar ve de

doğa‟nın bilinçsizce yok edilmesi karĢısında...

Bu arada, birincil amaçları “SatıĢları Arttırmak, Para Kazanmak,

Güçlerini ve Yatırımlarını Büyültmek(Anadil/Paradil meselesi)”

olsa da, bazı Özel Sektör KuruluĢları‟nın; diğer konular‟la

birlikte, biraz reklam amaçlı‟da olsa, artık sosyal sorumluluk

projeleri kapsamında güzel hizmetler ürettiğini ve desteklediğini

görüyoruz.

Özel Sektör Gönüllüleri Derneği tarafından verilen...

Page 214: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

214

“Gönülden Ödüller 2008” de yeralan;

*)Citibank‟ın, “Citi Gönüllü Programı”

*)Olmuksa‟nın, “Kadını YaĢatalım”

*)Total‟in, “Eğitime Destek Projesi ve Etkinlik Günleri”

*)Boyner‟ini “Haydi Gel... Sende Uğur Böceği Ol”

*)HSBC‟nin, “4 S... Sahne Sanatlarından Sosyal Sorumluluğa”

Projeleri ile . . . Diğer yandan;

*)Türkcell ve ÇağdaĢ YaĢamı Destekleme Derneği‟nin,

“Kardelen... Eğitime Destek ... Haydi Çoçuklar Okula”

*)Novartis ve Türk Kadınlar Birliği‟nin,

“Annem‟le Biz... Meme Kanserini Yeneriz”

*)Kurtsan ve Kagider‟in,

“Doğu ve Güneydoğu‟da Kadın GiriĢimciler”

*)Procter & Gamble ve Toplum Gönüllüleri‟nin

“Küçük Adımlar... Büyük Yarınlar”

*)Migros ve P&G nin,

“Zihinsel Engelli Çoçuklarımız ve Özel Olimpiyatlar”

*)Eti ve Çekül‟ün,

“Gençlerarası DeğiĢim ve Kültür Elçileri”

Page 215: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

215

*)Teknosa ve Ġstanbul Üniversitesi‟nin,

“Zamana Direnen Tarihi Eserler”

*)Coca Cola ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı‟nın,

“Bafa‟ya Su... Ege‟ye Bereket”

*)Osram‟ın, “Parlak Fikirler Aydınlık Sınıflardan Çıkar...

Aydınlanma Hareketi”

*)Maksimum Sokaktayız ve Samandra Belediyesi‟nin,

“Engelsiz YaĢam ve Medikal Destek”

*)Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu‟nun,

“5.000...Çocuğumuz ÜĢümesin”

*)Bedensel Engelliler DayanıĢma Derneği‟nin,

“Tekerlekli Sandalye ve Medikal Destekler”

*)EczacıbaĢı - Ġpek Kağıt ve Açev‟in,

“Solo - Ġlkögretim Okulları / KiĢisel Hijyen Eğitimi”

*)Ġsöm‟üm “Ġstanbul Belediyesi Özürlüler Merkezi”

*)EczacıbaĢı ve Avon‟un,

“Sağlığa Yolculuk - Pembe Ajanda”

*)Ana Çocuk Sağlığı Kurumu ve Koç Holding‟in,

“Aile Planlaması”

*)Efes Pilsen ve Boğaziçi Üniversitesi‟nin

“Doğu ve Güneydoğu‟da Gelecek Turizmde”

Page 216: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

216

*)Milliyet ve ÇağdaĢ YaĢamı Destekleme Derneği‟nin,

“Okumayan Kızımız Kalmasın”

*)Kale Seramik Eğitim Vakfı‟nın, “Ġlk ĠĢim Okullarda DeğiĢim”

*)Ġstanbul Bilgi Üniversitesi‟nin,

“DıĢlanmıĢlar Semtleri‟nde... Aydınlığı Arayanlar”

*)Tema Vakfı‟nın, “Türkiye Çöl Olmasın.” ve

“2 / B Arazileri Satılmasın” Ġmza Kampanyaları…

*)Kadıköy Belediyesi‟nin,

“AB Destekli Elektrikli Elektronik Ekipman Atıkları”

*)Kasdav Sağlık ve Sosyal DayanıĢma Vakfı‟nın,

“Kasdav Gönüllüleri... ve... Gönüllü Hizmetler”

*)ÇYDD ve Metro Group‟un “ÇağdaĢ Kızlar / Ġmkansız Periler”

*)“Çocuk Ġhmal ve Ġstismarını Önleme Platformu”

*)Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi‟nin,

“Kalıcı Eser Yöneticileri Ġçin GeliĢtirme Programı”

*)T.ĠĢ Bankası ve Tema Vakfı‟nın, “81 Ġl‟de... 81 Orman”

*)Türkcell ve Milli Eğitim Bakanlığı‟nın, Türkiye‟nin her

yerinden... baĢarılı ve imkanları kısıtlı 10.000 öğrenciyi, çeĢitli

etkinliklerle buluĢturan... “Gönül Köprüsü”

*)Doğu ve güneydoğu‟da... Opet‟in, “Örnek Köy... YeĢil Yol”

Page 217: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

217

*)Tesyev Vakfı ve Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği‟nin

“AB Hibe Fonu destekli, Rehabilitasyon Merkezi”

*)T. Ġnsan Kaynakları Vakfı‟nın, “Bireysel GeliĢim Projesi”

*)Tüsev Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı‟nın, Avrupa Komisyonu

Türkiye Delegasyonu ve STGM ile iĢbirliği içinde yürüttüğü

“Örgütlenme Özgürlüğü‟nün Ġzlenmesi için, Metodoloji

(Monitoring) GeliĢtirilmesi... 2009”

*)Dost YaĢam Vakfı‟nın, “Down Sendromu Eğitim Projeleri”

*)Starbucks Coffee ve Tohum Otizm Vakfı‟nın, “Otizm‟de

Farkındalık Yaratabilmek”

*)Samsun Valiliği - Ġl Özel Ġdaresi - Proje Önderleri ve Türkiye

Sakatlar Derneği Samsun ġubesi ile 19 Mayıs Üniversitesi, Gazi

ve Tekkeköy Belediyeleri‟nin... Fiziksel engelli gençlerimize iĢ

imkanı yaratmak amacıyla... 1.000 m2 lik “Ekolojik Oyuncak

Atölyesi”

Projeleri gibi . . . Bir çok proje, hayata geçirilmiĢ durumda.

Bunlarla birlikte; Türkiyenin her tarafında faaliyet gösteren,

T.C. Sosyal YardımlaĢma ve DayanıĢma Genel Müdürlükleri ile

T.C. Sosyal YardımlaĢma ve DayanıĢma Vakfı ġubeleri . . .

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumları, Ceza ve

Tutukevleri ile Darülaceze ve Huzurevleri gibi kurumlar, sadece

ilginizi ve desteğinizi bekleyen projeleriyle... Bizleri bekliyor...

Bu projelerin, her aĢamada tartıĢılabilecek ve daha verimli hale

Page 218: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

218

getirilebilecek tüm detaylarına, ilgili “Ġnternet Siteleri”nden

ulaĢabilirsiniz.

Yeter ki toplumsal geliĢimde, ortak hedefler de buluĢulabilsin!

Ayrıca; çeĢitli Okullar‟ımız, Üniversiteler‟imiz, Sivil Toplum

KuruluĢları‟mız, Vakıflar‟ımız, Ġl ve Ġlçe Belediyeleri‟miz,

Kaymakamlıklarımız ve Valiliklerimiz de, tek tek veya

müĢterek, çeĢitli hastalıklarla mücadele ve bilinçlendirme, kan,

kornea ve organ bağıĢları... gibi, rehabilitasyon ve toplumsal

kazanımlara yönelik, harika sosyal projeler üretiyor.

Aslında tüm bu projelerin ve proje üreticilerinin‟de,

organizasyona ve kontrole ihtiyaçları var.

Ne O!.. Herkez, kendi kafasına göre proje yapıyor!...

Hemen “Siyasilerimiz” tarafından, aynen RTÜK gibi bir de

“SSPÜK” kurulmalı ve bir an önce hemen denetimlere acilen

baĢlamalı... (Olmaz... Olmaz... Demeyin!) ġAKA!.. ġAKA!..

Tabi bu arada, bu tür gönüllü sosyal hizmetleri tüm dünya‟ya

öğreten ve örgütlü bir toplum olarak, neler yapabileceğinin bir

çok örneğini veren, uluslararası sivil toplum kuruluĢlarının da,

hakkını teslim etmeden olmaz.

(Unicef, Lions, Rotary, Soroptomistler... v.s.)

Hepsine teĢekkürler . . .

ÖZELLĠKLE DE... ENGELLĠ DOSTLARIMIZ ĠÇĠN...

Page 219: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

219

Bedensel ve Zihinsel Engelliler...

Biraz ilgilenilse... Biraz imkan verilse...

Neler yapabileceklerini hayal etmek, çok zor değil!

Çünkü onlar, Engel‟li . . . Kusur‟lu veya Özür‟lü değil !..

Aslında “Allah Korusun” ama... bir yerde, gecici veya daimi

olarak potansiyel “engelli veya engelli yakını” adayları

olduğumuzu hepimiz biliyoruz. O nedenle, baĢımıza gelmemesi

dileğiyle... biraz empati yaparak, engelli kardeĢlerimize ve

engelli ailelerin hassasiyetlerine karĢı duyarlı olmakta yarar var.

Bu nokta da...

Onlar için düzenlenmekte olan “Özel Olimpiyatlar” konusu ile

ilgili güzel bir haberi sizlerle paylaĢmak istiyorum...

***************************************************

Özel Olimpiyatlar... Cumhuriyet 08.04.2009 Metin Tükenmez

Kars‟ta 02 - 03 Nisan tarihlerinde bir konferans düzenlendi...

Futbol gündeminin yoğunluğu nedeniyle, bu konferanstan ne

kadar insanın haberi oldu bilemiyorum ama, Kars ve SarıkamıĢ

ta yapılan konferans, çok özeldi... özel sporcuların hayata nasıl

tutunduklarını... tatlı rekabetin onları nasıl mutlu ettiğini... 2 gün

boyunca, bu iĢlere gönül vermiĢ insanlar anlattılar.

Türkiye Özel Sporcular Eğitim ve Rehabilitasyon Derneği ile

Page 220: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

220

Kafkas Üniversitesi‟nin birlikte düzenlediği... “1. Özel

Olimpiyatlar Konferansı” üniversiteli gençlerin oldukça ilgisini

çekti. Derneğin onursal baĢkanı Dilek Sabancı, baĢkanı ise

Necmettin Aydın. Yönetim kurulu üyesi Mehmet Civelek ile

ulusal direktör Melih Gürel, Kars ve SarıkamıĢ‟taki konferansı 2

gün boyunca izlediler... katkıda bulundular... özel sporcuların

yaĢamla ve kendileriyle nasıl barıĢık olduklarını bizlere ve

konferansa katılanlara anlattılar.

Özel sporculara (Otistik ve Spastik Engelli) gönül vermiĢ olan

Prof. Dr. Seyhan Hasırcı ve Trakya Üniversitesi‟nden Nilüfer

Tokgöz‟de, konuĢmalarıyla konferansa önemli bir katkı

sağladılar.

Nasıl ki, en uzun yolculuklar küçük bir adımla baĢlarsa, Özel

Olimpiyatlar‟ın baĢlangıcı da, böyle küçük bir fark ediĢ‟le...

Ģekilleniyor.

ABD nin eski baĢkanlarından Kennedy‟nin kardeĢi Kennedy

Shriver, zihinsel engelli kardeĢinin havuzda oynarken... çok

hareketli ve mutlu olduğunu görüyor. Bunun üzerine, 1963

yılında zihinsel engelli çocuklar için bir yaz kampı organize

ediliyor. ĠĢte bu yaz kampı Özel Olimpiyatlar için bir milat

oluyor ve ilk kez 1968 yılında ġikago‟da olimpiyat oyunları

yapılıyor...

Özel olimpiyat oyunları bugün 160 ülkede, 1,5 milyon zihinsel

engelli sporcusu, 250 bin antrenörü ve hakemi, 3 milyondan

fazla aile ferdi, 1 milyon gönüllü çalıĢanı, milyonlarca izleyicisi

Page 221: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

221

ve 5 milyon finansal destekcisi ile dünyanın en büyük amatör

spor organizasyonudur.

Yani, hiç bir karĢılık beklemeden sevgiye dayalı en büyük

olimpiyat...

Olimpiyat denilince ilk akla gelen rekabet olur. Ama benim

anladığım kadarıyla, özel sporcular için asıl hedef yarıĢ değil...

eğlence...hoĢca vakit geçirmek... kendinin ve yeteneklerinin

farkında olmak... oynarken geliĢmek... birlikte koĢarken,

gerekirse... madalya almaktan vazgeçip, düĢen arkadaĢını

kaldırmak gibi... son derece insani değerleri ortaya çıkarmak.

Özel olimpiyatlar, Türkiye‟de 1983 yılında Prof. Dr. Hıfzı

Özcan tarafından Türkiye Spastik Çocuklar Derneği‟nde, bu

derneğin bir etkinliği olarak baĢladı. Bugün, Türkiye Özürlüler

Spor Federasyonu ve Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu var.

Bütün bu kurum ve derneklerin çabası, daha fazla engelli çocuğa

ulaĢabilmek ve onları yaĢama kazandırabilmek. Kars‟ta

düzenlenen 1. Özel Olimpiyatlar Konferansı‟nın amacıda budur.

***************************************************

Ben de, bu olimpiyatların “Ülke Seçmeleri” aĢamasında...

Sevgili dostlarım Ziya Ġmer, Mehmet Özveren, Mecit Çetinkaya

ve Ali Üredi‟nin önderliğinde, Milli Eğitim Bakanlığı... Özel

Öğrenciler Müdürlüğü ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü

nün katkılarıyla, Erenköy Lions Kulübü ve Leo / Lions Yönetim

Page 222: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

222

Çevreleri tarafından, 10 yıl süre ile düzenlenen... ulusal ve

uluslararası standartlar‟daki “Megelday Atletizm YarıĢmaları”

ile “Leolimpik ġölenleri”nde, emeği geçen herkeze bir kez daha

teĢekkürlerimi sunuyorum...

Tabii... Bir de... Bu iĢin...

Sonuçlanan tüm güzel projeler açısından...

“Ulusal ve Uluslararası Ödüller” yönü de var...

***************************************************

ĠĢte güzel haberler...

*)Uluslararası Halkla ĠliĢkiler Derneği‟nin (International Public

Relations Association… IPRA) her yıl düzenlediği… “Golden

World Awards” ta, Yapı Kredi Emeklilik‟in sosyal sorumluluk

projeleri iki ödül birden kazandı!..

Yapı Kredi Emeklilik‟in sürdürdüğü…

“Ertuğrul Firkateyni… Japonya‟da bir Türk Gemisi” ve

“YaĢlılık AraĢtırmaları Merkezi (65 +)” isimli…

Sosyal sorumluluk projeleri, IPRA Golden World Awards

2008‟e 52 ülkeden yapılan, 404 baĢvuru arasından, 117 finalist

arasına girdi ve 28 ödül kategorisi birincilikleri‟nden 2‟si Yapı

Kredi Emeklilik‟in oldu…

Page 223: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

223

*)Ülker… Active Academy‟nin 2003 yılından bu yana

Uluslararası Finans Zirvesi kapsamında düzenlediği Active

Academy Ödülleri‟nin 2008 yılı Kurumsal Sosyal Sorumluluk(!)

kategorisinde, “Herkez için Futbol” projesiyle ödüle layık

görüldü...

*)Active Academy 2008 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri

ödüllerinden birini de, Vodafone‟nin… Milli Eğitim Bakanlığı

ve Türk Eğitim Vakfı iĢbirliği ile gerçekleĢtirdiği “Öğretmen‟e

Destek” kampanyası aldı…

(Yalnız bu arada Active Academy… , isminden de anlaĢılacağı

gibi… uluslararası değil, % 100 yerli bir teĢekküldür… ve de…

Olsun!.. “Ödül… Ödül‟dür”…)

Bir baĢka haber…

Kritik bir çok uluslararası konuda bürokrasisi hantal, müdahalesi

yetersiz bulunan BirleĢmiĢ Milletler‟i (BM), 2000 li yıllarda

etkin bir kurum haline dönüĢtürmeyi amaçlayan reformlardan

biride “Bin Yıl Kalkınma Hedefleri”.

2015 yılında dünya genelinde, fakirliği yarı yarıya azaltmayı

planlayan, ekonomik geliĢme merkezli projeyle BM, terör ve

etnik savaĢlar gibi yeni yüzyıl‟ın zorlu mücadelelerini de

kazanmayı hedefliyor.

Ancak BM , kilit anahtarın iĢ dünyasının elinde olduğu

gerçeğini de gözardı etmiyor ve bu doğrultuda kalkınma

hedeflerine en çok katkıda bulunan 10 projeyi ödüllendiriyor.

Page 224: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

224

“Uluslararası Özel Sektör Ödülleri”nin amacı BM in hedeflerini

baĢarmada, iĢ dünyasının örnek teĢkil etmesi için kamuoyuna

duyurulması… ilk öğretimin geliĢtirilmesi… cinsel eĢitliğin

sağlanması… açlığın azaltılması… aile planlaması… çocuk

ölümlerine çareler, çevre dostu ekonomik geliĢmeler… gibi 8

ana alanda, özel sektörü “Model Rol” oluĢturmaya teĢvik etmek.

2008 de tüm dünyada ödüle layık görülen 10 kuruluĢ arasında

Türkiye‟den “Ġpek Kağıt” da yeralıyor.

Ġlköğretim çağındaki 3 Milyon‟u aĢkın öğrenciyi, kiĢisel hijyen

konusunda bilinçlendiren “Solo Ġlköğretim Okulları… KiĢisel

Hijyen Eğitimi” projesi, en baĢarılı projeler arasına girmeyi

baĢardı.

Tüm Türkiye‟de… Milli Eğitim Bakanlığı iĢbirliği ile kiĢisel

hijyen ve tuvalet temizliği konusunda 3.850 okuldaki öğrencileri

bilinçlendiren proje, 33 ülkeden toplam 73 projenin arasından

sıyrıldı…

Ve bir haber daha…

Ülkemizin en sevilen sivil toplum kuruluĢları içinde, önemli bir

yeri olan... Magazin Gazetecileri Derneği‟nin (MGD), Türk

toplumundaki yaĢam kalitesini daha üst seviyeye taĢıyan,

dayanıĢma olgusunu tüm toplum katmanlarına yayan “MGD

Sosyal Sorumluluk Kampanyaları BaĢarı Ödülleri” 21.03.2009

Cumartesi gecesi yapılan törenle sahiplerini buldu...

Magazin Gazetecileri Derneği, uzun bir araĢtırma ve inceleme

Page 225: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

225

döneminden sonra, baĢarılı sosyal sorumluluk kampanyalarını

saptadı... ĠĢte Ödül Alan Projeler...

“Kanserle Mücadele Kampanyası”

Arena… Star Haber… Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü…

Ağaoğlu ġirketler Grubu…

“Aile Ġçi ġiddete Son - Güldünya” Hürriyet Gazetesi ve Star Tv… (Nedense yayından kaldırıldı?)

“Kardelenler” ÇYDD ve Turkcell…

“YaĢasın Okulumuz” TOÇEV ve Milliyet Gazetesi…

“Engelleri Kaldıralım” Show TV ve TESYEV...

“Eğitime Destek Kampanyası” TEGV… Genç BakıĢ… Kanal D… Milliyet Gazetesi…

“Otistik Çocuklar Eğitim Okulu” Tohum Otizm Vakfı… ġiĢli Belediyesi…

***************************************************

Ayrıca, bu projelerle birlikte... magazine konu olan pek çok ünlü

kiĢi ve sanatçı‟nın da çevrelerine ve toplum yararına çok güzel

sosyal sorumluluk projelerine imza attığını biliyoruz ve de

kendilerine, bir kez daha teĢekkürler ediyoruz...

Page 226: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

226

YAġAM FELSEFENĠZ !

Üretken olmak...

Hayal gücünüzü, yaĢama odaklamak...

Bilgi ve deneyiminizi, heyecanla yoğurmak...

Büyük - küçük tüm problemlere, orjinal çözümler sunmak...

Her projeyi, baĢ yapıta dönüĢtürmek...

Geleceği Ģekillendirmek ve yaĢamınıza anlam katmak...

ġeklinde ise...

Y A ġ A M P R O J E S Ġ Z O L M A Z !..

Page 227: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

227

Neden olmaz?

GeliĢim için!... Gelecek için!... Sağlık için!...

Milliyet Gazetesinden bir haber... (07.12. 2008) Anka Ajansı.

***************************************************

“IBM, Unutma Sorununu Ortadan Kaldıracak.”

IBM, yürüttüğü inovatif çalıĢmalarla, önümüzdeki 5 yıl

içerisinde “unutmak” sorununu ortadan kaldırmaya hazırlanıyor.

IBM den yapılan açıklamaya göre, teknolojinin ilerlemesiyle

küçülen mikrofonlar ve video kameralar sayesinde; yapılan tüm

görüĢmeler, katılınan etkinlikler, kısaca hayatın her saniyesi

kolaylıkla kaydedilebilecek.

Bilgileri doğru bir Ģekilde sınıflandırabilen akıllı cihazlar,

gündelik hayattaki tüm bilgileri ve ayrıntıları depolayacak,

analiz edecek, uygun zanmanda ve uygun yerde hatırlatacak.

Böylece yaĢlıların, doktorlarıyla yaptıkları görüĢmeleri

hatırlaması sağlanacak.

Açıklamaya göre, “GPRS teknolojisiyle donatılan akıllı

telefonlar... kiĢilere, belirli bir eczanenin yanından geçerken,

reçetelerindeki ilaçlarını veya marketteki ürünlerden birini

almaları gerektiğini hatırlatacak. Hafızalarını zinde tutmak

isteyen yaĢlılar, isimlerini ya da olayları hatırlamak için bellek

araĢtırmaları yapabilecek.”

Page 228: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

228

Açıklamada, IBM Ar - Ge Ekibinin, bu tür teknolojilerin

kullanıldığı giriĢimlerden ilki olan HERMES programı için,

Avrupa Birliğindeki çözüm ortaklarıyla iĢ birliği yaptığı

belirtildi...

Bilgisayar teknolojilerinde dünyada çok önemli bir geçmiĢe ve

geleceğe sahip olan IBM gibi bir Ģirket, neden böyle bir yatırıma

ihtiyaç duyuyor? diye düĢünürsek...

Sorunun cevabı net olarak ortada!..

Pazarlama stratejilerini ve hedef kitlelerini geniĢletmek...

Ve de orta yaĢın üstündeki insanlar için, çağımızın en büyük

problemlerinden biri olan... Unutkanlık!... “Alzheimer”.

Aslında unutkanlık bir çok insanın problemi. Uluslararası Hafıza

DanıĢmanı... Bob Gray‟in de belirttiği gibi, iĢ ve sosyal hayatta

baĢarının en önemli faktörlerinden biri de, hafıza‟dır.

Hafızasıyla, Guiness Rekorlar Kitabı‟na giren Gray, hafıza ile

fark yaratabileceğini savunuyor, “Hafızanız Gücünüzdür” diyor

ve güçlü hafıza için önemli olan 5 kuralı Ģöyle sıralıyor...

*)Hafıza konusunda herĢey, iliĢkilendirmeye dayanır.

*)Zaten bildiğiniz bir Ģey‟le iliĢkilendirdiğiniz sürece, herĢeyi

hatırlayabilirsiniz.

*)Herhangi bir Ģeyi, bildiğiniz bir Ģey‟le... çılgın, komik ve

saçma bir Ģekilde iliĢkilendirdiğiniz zaman, daha iyi

Page 229: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

229

hatırlarsınız.

*)Hatırlamak için beĢ duyunuzu kullanın.

*)Hatırlamak istediğiniz Ģeyleri, belirli zaman aralıklarında

gözden geçirin.

***************************************************

Aynı tarihler de, Sabah Gazetesi ilavesinde Ġ.Ü. Tıp Fakültesi

Nöroloji Uzmanı ve Alzheimer Derneği BaĢkanı Sayın Prof.Dr.

Murat Emre ile Memorial Hastanesi Nöroloji Bölümü Uzmanı

Sayın Dr. Abdullah ÖzkardeĢ‟in, konu ile ilgili açıklamaları...

***************************************************

“Sürekli eğitim almak beynin dostu...”

“Uzmanlar, yaĢlandıkça hafızada görülen azalmanın, beyin

hücreleri arasındaki iliĢkilerin değiĢmesine bağlı olduğunu

söylüyor. AraĢtırmalar beynin aktif tutulmasının, onun

canlılığını arttırdığını ve sinir hücrelerinin birbirleriyle olan

iliĢkilerini koruduğunu gösteriyor.

Bu arada eğitim seviyelerimizin düĢük olmasının, hayat boyunca

daha yüksek bir “Alzheimer” hastalığı riski anlamına geldiğide

biliniyor. Uzmanlar bunun nedeni‟ni de, hafızanın uzun süreli

tembelliğine ve amaçsızlığa bağlıyor. Diğer bir ifadeyle sürekli

eğitim, araĢtırma ve meĢguliyet, beyin hücrelerini ve onların

birbirleriyle olan iliĢkilerini daha da güçlendirdiği için,

Alzheimer hastalığına karĢı koruyucu bir etki sağlıyor.”

Page 230: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

230

“Kendimizi... Aktif Halde Tutmanın Yolları...”

*)Çevrenize karĢı meraklı ve duyarlı olun.

*)Okuyun, yazın, bulmaca çözün.

*)Spor yapın, bahçeyle ve doğayla ilgilenin.

*)Sanat etkinlikleri ve konferanslara katılın.

*)Hafıza egzersizlerini deneyin.

*)Çevrenizde bulunan, eğitimle ve geliĢimle ilgili merkezlerin

çalıĢmalarına katılın. Ġnsan içine karıĢın. Onlarla ilgilenin.

*)Mutlaka yeni bir Ģeyler öğrenin.

*)Sosyal hayatınızı canlı tutun...

“Sürekli olarak sosyal faaliyetlere katılanlar da, beyin

canlılığının devam ettiği biliniyor. Son bir çalıĢmada da fiziksel,

mental ve sosyal aktiviteleri birleĢtiren faaliyetlerin, bunamayı

engelleyebildiği gözlenmekte... Etkin sosyal faaliyetler, yakın

kiĢisel iliĢkiler ve duygusal tatmin, Alzheimer‟e karĢı koruyucu

bir etki gösteriyor.”

***************************************************

Bu arada, “Duygusal Tatmin” ve “Duygusal Zeka” konularında

en önemli etken olan, kiĢisel ve ekip olarak... motivasyonumuz

için, kalbimiz‟in ve beynimiz‟in önemi bir kez daha ön plana

çıkıyor.

Page 231: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

231

Ait olmak‟tan mutluluk ve heyecan duyulan bir grupla yapılacak

planlı çalıĢmalar‟la... baĢarılmayacak “Proje” yok gibidir.

Ayrıca, uzun yıllar 9. CumhurbaĢkanımız Sayın Süleyman

Demirel‟in de özel hekimliğini yapan Sayın Prof.Dr. Osman

Müftüoğlu‟da, Hürriyet gazetesi‟nde ki “YaĢasın Hayat”

sayfasında “ĠĢte size 2009 ve önümüzdeki yıllar için, altın

değerinde 10 sağlık kuralı” baĢlıklı yazısında...

***************************************************

2. ve 9. Madde‟lerde...

2) SosyalleĢmeyi ihmal etmeyin... Hangi yaĢta olursanız olun,

sosyalleĢin... Semtinizin, Ģehrinizin, ülkenizin sorunlarına ilgi

gösterin...

9)Beyninizi destekleyin... Beyniniz de, kaslarınız da, aynı temel

kural ile yönetiliyor...

Kullan veya Kaybet!

Her ikisini de sürekli olarak ama akıllıca kullanmanız gerekiyor.

Bunun için beyninize sık sık egzersizler yaptırmanız, onunla

“Farkındalık ve DeğiĢim yolculuklarına çıkmanızda” fayda var.

Bu yolculuklar... zihninizi besleyip güçlendirecek ve

Page 232: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

232

fazlalıklardan arındıracaktır. Okuyun, araĢtırın, düĢünce

egzersizleri yapın...

***************************************************

diye de, özellikle belirtiyor...

Hayatta en güzel Ģeyler‟den biri de, “GeçmiĢteki

Olumsuzluklara” bir set çekip... yaĢama tekrar “Merhaba”

diyebilmektir.

Bunun çok kolay bir Ģey olmadığını da hepimiz biliyoruz. Bu

yüzden Sayın Doktor Ender Saraç‟ın “Ruhsal GeliĢim ve Kader”

isimli kitabında belirttiği gibi hareket etmekte yarar olduğunu

düĢünüyorum.

********************************************************

A f f e d i n . . .

Ruhumuzda ve sinir sistemimizde en çok yük oluĢturan

ağırlıklar geçmiĢte yaĢadığımız kırgınlıklar ve uğradığımız

haksızlıklardır.

Bu olayların hafıza kaydı adeta ciddi bir blokaj olarak, sinir

sistemimizde durur ve ciddi bir yük oluĢturur.

Hatta daha da ötesi ilerde oluĢabilecek pek çok hastalığın

temeline de katkıda bulunur.

Page 233: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

233

Hep yaĢadıklarımızdan dolayı baĢkalarını suçlar veya kinleniriz.

Oysa önceki bölümlerde de anlatmaya çalıĢtığım gibi aslında bu

olaylar bizim kader yazılımımız‟da var olan ve evrimleĢmemiz

için gerekli olan deneyimlerle ilgilidir.

Bizim, o deneyimi yaĢamamız önceden programlanmıĢtır.

Öğrenmemiz gereken bir süreçtir bu. Bize o olayı Ali veya AyĢe

yaĢatmasa, herhangi biri mutlaka yaĢatacaktı.

Yorumda yapılacak en büyük hata; olayı kiĢisel olarak ele

almaktır. Yani olayın neden o zaman da ve niçin yaĢandığına

yoğunlaĢmak yerine, olayı kiĢiselleĢtirmek ve o kiĢiye takık

kalarak, öğrenme ve sıçrama yapabilme Ģansını kaçırmaktır.

Aslında belki de, yaĢamda en fazla teĢekkür borçlu olduğumuz

kiĢiler, ellerinde olmadan bize o en ağır dersleri ve de en sert

deneyimleri yaĢatanlardır.

Onlar bizim için kötü olmak pahasına, farkında olmadan negatif

bir senaryonun icrası için aracılık ederler… O deneyimin

yaĢanması için gerekli enerji akıĢına iletkenlik görevini görürler

ve böylece o deneyim yaĢanır.

Olaylar‟ın; “Yaradan” tarafından, bizim tekamülümüz için o

Ģekilde programlandığını düĢünürsek, sinir sistemimizde ve

ruhsal dünyamızda ağırlıklar oluĢturarak, bize gereksiz hamallık

yaptıran yüklerden ve atılım yapmamıza engel olan blokajlardan

kurtulabiliriz.

Affetme iĢlemini gerçekleĢtirmek…

Page 234: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

234

*)Önce sessiz bir yerde rahat bir Ģekilde oturun; gözlerinizi

kapayın ve birkaç kez burundan derin bir nefes alıp yavaĢça

ağızdan verin. Tüm kaslarınızın gevĢediğini hissedin.

*)ġimdi, size en çok acı çektirdiğini düĢündüğünüz kiĢiyi, olayı,

mekanı hatırlamaya çalıĢın. Bu kiĢinin size yaĢattığı incinmeyi,

çektirdiği acıyı düĢünün.

*)Sonra bu kiĢinin görüntüsünü ve sizi etkileyen özelliklerini

gözünüzün önünde Ģekillendirin ve yaĢadığınız olaylarla ilgili

hafıza arĢiv kayıtlarını sinir sisteminizden çıkarın ve de yine

gözünüzün önüne… hayali olarak, bir karıĢ önünüze bir bir

yerleĢtirin.

Sinir sisteminizden boĢalttığınız anılarınızın, gözünüzün

önündeki hayali yerde, tamamen toplandığını hissedin…

*)Sonra gittikçe artan bir hızla bu anıların, ufuk çizgisine doğru

gittiğini ve ufuk çizgisinde tamamen tuz - buz, paramparça

olduğunu gözlemleyin.

*)Bu boĢaltma iĢlemini yaptıktan sonra, size en çok acı

çektirdiğini düĢündüğünüz kimseyi yine gözünüzün önüne

getirin ve ona, uzun aradan sonra ilk kez sevgiyle bakmaya

çalıĢın.

O aslında sizin için kozmik açıdan kötü olma pahasına

evrimleĢmeniz için gereken bir deneyimin yaĢanmasına aracılık

ediyordu.

Eğer o olmasaydı, kader programınızda kodlanmıĢ olan bu

deneyimi, yani aynı veya benzer bir enerji akıĢını, size bir

Page 235: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

235

baĢkası yaĢatacaktı.

Yani olay kiĢisel değil. O kiĢi sadece yaĢanması gereken

deneyimin icrası için dönüĢtürücü güç görevini görüyordu.

ġimdi içinizden sakince o kiĢiye yaĢamınızın o döneminde, size

yaĢattıkları olumsuz deneyimler için ve yaĢamınızın bir

döneminde var olduğu için teĢekkür edin ve onu affettiğinizi,

tamamen bağıĢladığınızı, evrene mesaj olarak verin.

Ġçinizden o kiĢi için yine Ģöyle seslenebilirsiniz;

“Biliyorum, benim bu deneyimi yaĢamam gerekiyordu, bu

sayede daha da olgunlaĢtım…

Benim için kötü olma pahasına, o zamanlar bilinç düzeyim bu

kadar geliĢmemiĢken ve farkındalığım daha az iken ruhsal

geliĢimim için bana yaĢattıklarına teĢekkür ederim…

Eğer sen olmasan bir baĢkası bunu bana yaĢatacaktı. Bu sen

olduğun için sana teĢekkür ediyorum…

Benim olgunlaĢmama ve bilgeleĢmeme yardımcı olduğun için

seni seviyorum. ġu andan itibaren seninle tüm bağlarımı

kesiyorum, seni içtenlikle affettim…

Artık sinir sistemim seninle ilgili olumsuz deneyimlerin yükünü,

ağırlığını taĢımıyor. Sana evrende iyilikler dilerim. ġu andan

itibaren artık sana takık olarak kalmayacağım…

Sinir sistemimdeki en büyük tıkanıklığı çözdüm ve hafifledim.

Yarın, yeni ve güzel atılımlarım için çok güzel bir gün olacak.”

Page 236: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

236

ĠĢte, artık çok daha hafifsiniz…

BilgeleĢme yolunda en önemli ve zor sınavlardan biri

affetmektir. Burada ego devreye girer ve sürekli olarak o kiĢi

için olumsuz enerji göndermek ister. Bu duygu çok doğaldır,

ama burada aslında kim kaybediyor biliyor musunuz? Siz!..

Çünkü intikam, kin, nefret, öfke gibi olumsuz duygular onu

taĢıyan kiĢiler için büyük bir ruhsal hamallık oluĢturur. Dahası

yaptıkları blokajlarla sizin atılım yapmanıza mani olurlar.

Evrende, Yüce Yaradan… hiçbir enerjinin yok olmasına izin

vermez, yani kozmik sistem her Ģeyi kaydeder…

Siz, Yaradan değilsiniz… bırakın, haksızlığa uğradığınızı

düĢündüğünüz noktaya takılı kalmayın, olayı Yaradan‟a havale

edin. Asla… ama asla, hiç kimse için beddua etmeyin.

Aslında… her Ģey gerektiği için oluyordur belki de!.. Sizi

üzenlere karĢı… asla aptalca bir pasiflik içinde olun demiyorum,

hatta aktif bir Ģekilde savunmanızı bile mutlaka yapın.

Sadece, dıĢa karĢı düzeyli bir Ģekilde bu mücadelenizi yaparken

aslında içinizden tersine tatlı bir sakinlik ve bilgelik halinde

olup, tüm bu yaĢananların olması gerektiği için yaĢandığını, o

kiĢinin de bu durum için aracılık yaptığını düĢünün.

DıĢtan düzeyli mücadelenizi sürdürüp, içten de sakinliğinizi,

bilgeliğinizi ve farkındalığınızı sürdürmeye çalıĢın.

***************************************************

Page 237: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

237

Evet! GeçmiĢte yaĢadığımız olumsuzlukların ve tersliklerin,

yaĢantımızdaki etkilerini bir anda silip atmak, her zaman kolay

olmuyor.

Ama, daha öncede bahsettiğimiz gibi “zaman” en önemli faktör.

Ve... Kendi zamanımız‟ın yönetimi‟de, bizim elimizde...

“Hiç kimse, yaĢama sevincini kaybetmiĢ...

Bir insan kadar...

Çabuk ihtiyarlayamaz...”

Page 238: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

238

V E . . . “YAġAM KALĠTESĠ” ĠNġASI ! . .

*VĠZYON*

************ PROJE*

*LĠDERLĠK *******************

***************** GRUP & EKĠP AĠDĠYETĠ*

*SORUMLULUK DUYGUSU ************************

*********************** TOPLUMSAL DUYARLILIK*

*ARKADAġLAR & SOSYAL ÇEVREMĠZ **************

************* EKONOMĠK HAYAT STANDARTLARI*

*AĠLEMĠZ & YAKIN AKRABALARIMIZ **************

*AKIL … RUH … VE FĠZĠKSEL … SAĞLIĞIMIZ*

***************************************************

Page 239: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

239

ZAMAN

ZAMAN . . .

AYAKLARIMIZA

BATAN DĠKENLER . . .

YA EKTĠKLERĠMĠZDĠR . . .

YA DA SÖKMEDĠKLERĠMĠZ !

(Alıntı)

Page 240: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

240

Bu Çin Atasözünü... mutlaka hatırlarsınız.

BĠR YIL SONRASINI DÜġÜNÜYORSAN,

BĠR TOHUM EK ...

ON YIL SONRASINI DÜġÜNÜYORSAN,

BĠR AĞAÇ DĠK ...

YÜZ YIL SONRASINI DÜġÜNÜYORSAN,

TOPLUMU EĞĠT ...

Sevgili Mustafa Balbay... Ergenekon‟da tutuklu iken

Cumhuriyet‟te çıkan yazısında... (22.Nisan.2009)

Bu güzel sözlere ... bir ilave daha yapmıĢtı . . .

BĠN YIL SONRASINI DÜġÜNÜYORSAN,

SANATÇI YETĠġTĠR . . .

Page 241: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

241

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 242: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

242

HADĠ BAKALIM !

Bu nedenlerle; Ģimdi gelin... Proje AĢamaları‟na geçmeden

önce... görüĢ alanlarınız, bakıĢ açılarınız ve detaylarla ilgili,

birlikte bir kaç çalıĢma yapalım...

***************************************************

AĢağıdaki, Kare‟nin içinde...

Ġç içe geçmiĢ veya geçmemiĢ toplam kaç “Üçgen” var?

Page 243: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

243

(20 adet üçgen‟i, bulduysanız bravo... Fazlası var, eksiği yok!)

***************************************************

AĢağıda gördüğünüz 9 nokta, bir düzlem üzerinde yer

almakta...

Bir noktadan baĢlayıp, kaleminizi kaldırmadan, 4 doğru

çizgi ile tüm noktalardan geçmeyi . . . denermisiniz?

(Ama! Lütfen, sayfayı çevirmeyin.)

Page 244: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

244

Genel‟de… bu soruya yanıt bulmaya çalıĢanlar, noktaların

belirlediği düzlem içersinde yanıtı ararlar…

Ancak bu 9 noktayı 4 çizgi ile birleĢtirebilmek için, bu

düzlemin dıĢında düĢünmek gerekir…

Sol üstteki 2 noktayı bir çizgi ile birleĢtirdiğimizde 9

noktanın belirlediği düzlemin dıĢına çıkmadan, yani farklı

düĢünmeden, bu problemi çözmek imkansızdır…

(AR-GE DanıĢmanlık A.ġ. Logo ÇalıĢması.)

Cevabı gördünüz, herhangi bir noktadan baĢlayıp, sınırları

zorlayarak, çözüm üretmek mümkün . . .

Page 245: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

245

DüĢüncelerinize gem vurmayın, gerekirse duvarları yıkın,

geniĢ açıdan ve daima mantıkla düĢünün.

“Olmaz” demeyin. “Olmaz olmaz... Ġmkansız biraz zaman

alır” özdeyiĢini de... aklınızdan çıkartmayın.

ĠĢte size bir “Akıl ve Zeka” Fıkrası...

***************************************************

GeçmiĢ zamanlardan birinde; Gözleri görmeyen, yoksul bir

adam, kırlarda baĢıboĢ dolaĢırken, bastonuna değen sihirli

lambayı alıp, içinden Cin‟i çıkarmayı baĢarmıĢ.

Bu iĢlerden hayli bıktığı belli olan Cin, adama Ģöyle bir

baktıktan sonra;

“Senin hayli isteğin vardır... ġimdi sen gözlerin açılsın istersin...

zenginlik istersin... evlenmek istersin... ama uğraĢamam!..

Sadece bir dileğini yerine getireceğim. Ona göre iyi düĢün ve ne

isteyeceksen iste!..” demiĢ.

Adam biraz düĢündükten sonra, tek dileğini söylemiĢ.

“Çocuğumun...

Saatlerce... altın‟larımı saymasını... görmek... istiyorum.”

***************************************************

Page 246: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

246

ġimdi, gerçek bir beyin testine ne dersiniz?

Rahatça oturun ve sakinleĢin... Lütfen, teknik destek almayın!..

***************************************************

*Önce aĢağıda C yi bulun.

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOCOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

Page 247: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

247

*Eğer C yi bulduysanız, Ģimdi de 6 yı bulun.

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999996999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

999999999999999999999999999999999999999999999999999

Page 248: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

248

*Son olarak N yi bulun. Biraz daha zor gibi...

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMNMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

3 Testide geçtiyseniz, beyniniz muhteĢem çalıĢıyor demektir.

***************************************************

O zaman! Hadi bakalım, Projeler‟e . . .

Page 249: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

249

Ama, önce Ģu iki soruyu da cevaplarsanız, sevinirim...

Soru… 1 Bir kadın tanıyorsunuz ve hamile…

Sekiz çocuk sahibi… üçü sağır, ikisi kör, biri geri zekalı…

Ve de kadın frengili…

Bu kadına kürtaj önerir‟miydiniz?

Bu sorunun cevabına vermeden önce 2. Soru…

Soru… 2

Yeni bir lider seçme zamanı ve öyle bir an geliyor ki lideri sizin

oy‟unuz tayin edecek. Üç aday var ve adaylarla ilgili gerçekler

de Ģunlar:

Kimi tercih edersiniz?

Aday A… Düzenbaz politikacılarla iĢbirliği yapar, falcılara

danıĢır. Ġki metresi vardır. Sigaralarını uç uca ekler ve günde 8

ila 10 martini içer

Aday B… Ġki defa iĢten kovulmuĢ, öğlene kadar uyur. Okulda

iken afyon içicisiymiĢ ve her akĢam 1 litreden fazla viski içer.

Aday C… Gözde bir savaĢ kahramanı. Vejeteryan, sigara

içmez, nadiren bir bira içer… Ve karısını asla aldatmamıĢtır.

Bu adaylardan hangisini tercih ederdiniz? (Arkaya bakmayın.)

Page 250: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

250

Aday A ..............................Franklin Roosewelt

Aday B ..............................Winston Churchill

Aday C ..............................Adolf Hitler

Bu arada, ilk sorudaki kadına kürtaj yaptıysanız…

Beethoven‟i öldürdünüz!..

BirĢey‟ler için hüküm vermeden önce, çok iyi düĢünün…

Yeni birĢey‟ler denemekten de, asla çekinmeyin...

Page 251: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

251

GENELLĠKLE...

TÜRKĠYE‟DE

HĠÇ BĠR BAġARI CEZASIZ KALMAZ!..

DENSE‟DE...

UMUDA YOLCULUK ĠÇĠN...

MÜSLÜMAN MAHALLESĠNDE...

VARMISINIZ!.. SALYANGOZ SATMAYA?

Page 252: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

252

YAġAM TASARIMINDA GÜNEġ‟ĠN GÜLERYÜZÜ. . .

***************************************************

ĠSTEK * DÜġÜNCE *

*********

HAYAL * MANTIK * AR - GE * ANALĠZ *

*****************

TANIMLAR * TASARIMLAR * HEDEFLER *

**********************

EKĠP * ORGANĠZASYON * BÜTÇE * STRATEJĠ *

**********************

ÇALIġMA PROGRAMI * VE UYGULAMALAR *

*****************

ĠZLEME * DEĞERLENDĠRME *

*********

RAPORLAMA* GELĠġĠM *

Page 253: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

253

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 254: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

254

SOSYAL

SORUMLULUK

VE

PROJE

AġAMALARI !

Bu bölüme… Toplum Gönüllüleri Vakfı BaĢkanı…

Sayın Ġbrahim Betil‟in, bir açıklamasıyla baĢlamak istiyorum!..

***************************************************

“Ülkemiz‟de her Ģeyi devletten beklemek gibi olumsuz bir

alıĢkanlık var. Toplum ve aile kültürümüzün içindeki bu egemen

yapıyı değiĢtirebildiğimiz, toplumun ve kiĢilerin enerjilerini

harekete geçirebildiğimiz ölçüde geliĢebilir, uygarlık yolunda

önemli adımlar atabiliriz…

Page 255: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

255

1994 yılından baĢlayarak Sivil toplum ve eğitim alanında çeĢitli

giriĢimlerde bulundum. ġeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık

ve gönüllülerle paylaĢım, ülkemizde yükselen ve daha da

geliĢeceğine inandığım sivil anlayıĢın temelinde yer alabilmesi

için çaba göstermekteyim…

Toplum Gönüllüleri Vakfı… okul açan bir eğitim hareketi değil.

17 - 25 yaĢ arası üniversite öğrencilerinin, sosyal sorumluluk

bilincini geliĢtirmeyi amaçlıyor… Toplum, gençlere önyargıyla

biraz da korkarak, çekinerek yaklaĢıyor.

Gençlerin… sadece diğer kuĢaklar için değil… Akranları‟yla

birlikte bir Ģeyler yapmaları gerekiyor…

Amacımız, gençlerin hem toplumsal duyarlılıklarını hayata

geçirebilmelerine yardımcı olabilmek… hem de bu projeleri

yaparken… değiĢik inanç, köken ve düĢüncelerden gelen

gençlerin, bir masa etrafında tartıĢmaları yerine… projeyi

birlikte yürütmelerini, birbirlerinden bir Ģeyler öğrenmelerini

sağlamak…”

Buradaki ince detay, konuĢmak yerine, bir Ģeyler yapmak!..

***************************************************

Gördüğünüz gibi gençlerimizinde sosyal sorumluluk projelerine

eğilmeleri için, çeĢitli STK lar vasıtasıyla özellikle üniversiteler

de çok güzel çalıĢmalar yapılmakta...

Bizler de... sizler‟le birlikte daha mutlu bir gelecek için...

Bu güzel yolda ki çalıĢmalarımıza, içtenlikle devam etmekteyiz.

Page 256: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

256

Evet! Sosyal Sorumluluk... Gönüllü Sosyal Sorumluluk...

Bireylerin, kurumların, yerel veya genel yönetimlerin, içinde

yaĢadıkları toplumun yaĢam kalitesini yükseltmek için...

Kendileri, aileleri, çevreleri ve toplumla birlikte, sosyal ve

kültürel geliĢmelere, destek verme sorumluluğu‟dur... demiĢtik!

Bireysel ya da kurumsal anlamda toplumsal bir konuya veya

sorunlara odaklanmayan, belirli ve yönetilebilir bir süreçleri

olmayan, tüm katkıda bulunanları ve yönetimleri tarafından

benimsenmemiĢ, katılımcı olunmayan, ölçülemeyen, topluma

faydalı kalıcı değerler üretmeyen ve de sürdürülemeyen

uygulamalar, “sosyal sorumluluk projeleri kapsamı” dıĢında

bırakıldıktan sonra...

Daha önce de belirttiğimiz gibi;

*)Tüm projeler hayal etmekle ve pozitif düĢüncelerle baĢlar...

*)Toplumsal faydalara yönelik, amaçlarınız doğrultusunda

belirleyeceğiniz, hedeflerle Ģekillenir...

*)Strateji saptama, görev bölümü, bütçe ve planlama ile

uygulamaya konur...

*)Projenin süreç yönetimine, ölçümleme ve raporlama ile devam

edilir...

*)Projenin, sürdürülebilinir olması ve model rol teĢkil etmesi ise

diğer önemli faktörlerdir!..

Bu neden‟le...

Page 257: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

257

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 258: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

258

KENDĠMĠZĠ TANIMAK . . .

*)Kendinizi tanıyın ve tanımlayın!

Kendinizi; tanımak, yenilemek ve geliĢtirmek, gözlem‟le baĢlar.

Kendinizi gözlemlemek için... kendinize, bir baĢkasının gözüyle

bakmanız, bir anlamda kendimize ayna tutmamız gerekir. Ciddi

bir gözlemle, sonuçta bir kez daha... kendimizin farkına varırız.

Yani... isteklerimizin, yaptıklarımızın, yapamadıklarımızın,

engellerimizin, inançlarımızın, azmimizin, avantajlarımızın,

maddi ve manevi değerlerimizin farkına varırız.

Kendinizi tanıyormusunuz? Yüzünüzdeki maskeyi veya

maskeleri bir tarafa bırakın, aynaya bakın. Bir daha bakın!...

Ġnsanları seviyormusunuz?

Hakikaten seviyorsanız ve karĢılığında fazla bir Ģey

beklemiyorsanız, kendinize “Bravo” deyin ve özeleĢtirinizi

yapın.

Gücünüz ve kapasiteniz ne kadar? Düzelebilir zayıflıklarınızı

belirleyin. Olumlu ve olumsuz yanlarınızı gözden geçirin.

Ve... daima, hayattaki açılımları “2 Açı‟dan” değerlendirin...

Page 259: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

259

***************************************************

ĠKĠ ġEY... (Alıntı)

Ġki Ģey... çözümsüz görünen problemleri çözer...

*)BakıĢ açısını değiĢtirmek.

*)Kendini, karĢındakinin yerine koyabilmek.

Ġki Ģey... sizi, bir çok insandan ayırır...

*)Sorunun değil, çözümün parçası olmak.

*)Her Ģey‟e farklı, özgün ve orjinal bakmak.

Ġki Ģey... baĢarının sırrıdır...

*)Ustalardan, ustalığı öğrenmek.

*)Kendini güncellemek.

Ġki Ģey... ulaĢmaya değerdir...

*)Sevgi.

*)Bilgi.

Ġki Ģey... insanı nitelikli yapar...

*)Ġradeye hakim olmak.

*)Uyumlu olmak.

Ġki Ģey... çözüme yardımcı olur...

*)Biraz tebessüm.

*)Gerektiğinde susmak.

Page 260: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

260

Ġki Ģey... baĢarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır...

*)Art niyetli olmamak.

*)Ruhsal temizlik.

Ġki Ģey... yanlıĢ yapmayı engeller...

*)KiĢi ve olayları, akıl ve kalp süzgeçin‟den geçirmek.

*)Adil davranmak.

Ġki Ģey... insana değer katar...

*)Ġyi bir iletiĢim.

*)Nitelikli bir çevre.

Ġki Ģey... geri alınmaz...

*)Geçen zaman.

*)Söylenen söz.

Ġki Ģey... geliĢmeyi engeller...

*)AĢırıya kaçmak... Abartmak.

*)Felaket tellallığı yapmak.

Ġki Ģey... kiĢiyi gözden düĢürür...

*)Demagoji.

*)Kibir.

Ġki Ģey... insanı geri bırakır...

Page 261: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

261

*)Kararsızlık.

*)Cesaretsizlik.

Ġki Ģey... kalitesiz insan özelliğidir...

*)ġikayet.

*)Dedikodu.

Ve...

Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü yapar...

Kazandıklarımız değil, biriktirdiklerimiz bizi zengin yapar...

Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar...

BaĢkalarına verdiğimiz öğütler değil, uyguladıklarımız bizi

Ġnsan yapar...

***************************************************

Pozitif sinerjinin artması için, grubunuzu oluĢturacak

bireylerinde... birbirlerini daha iyi tanımaları gerektiğini

unutmayın.

Bu konularda... içtenlikle kendi kendinize yetebileceğinizi...

düĢünmüyorsanız...

*Daha uyumlu ve ahenkli iliĢkiler kurmak,

*Doğru ve gerçekçi hedefler belirlemek,

*Duygusal zeka becerilerinizi geliĢtirmek,

*Bulunduğunuz yerde fark yaratmak,

Page 262: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

262

*Dil‟i doğru ve etkili kullanmak,

*ÇatıĢmalarla ve zorluklarla daha kolay baĢetmek,

*Sizi sınırlayan korkularınızdan kurtulmak,

*Sınırsız düĢünmek ve yaĢamak,

*Hayatın iĢaretlerini okumak,

*Kendinizi özgürleĢtirmek,

*BaĢarıyı ve mutluluğu içselleĢtirmek için,

Çevreniz‟den...

Koç‟luk (Koçluk sistemi‟nde... sadece akıl verilmez, yargılama

yapılmaz, nedenlere ve geçmiĢe odaklanılmaz, sadece sorunlara

takılınmaz, olaylara olumsuz açıdan bakılmaz. Sistem... sizi

sınırlamaz, geçmiĢinizi deĢmez, sizi cezalandırmaz. Peki “Koç”

ne yapar? GerçekleĢebilecek hayalleriniz için...? Sizi dinler,

ayna tutar, kendinizi baĢka açıdan görmenizi sağlar, destekler,

olumlu motivasyon verir, eĢik‟leri birer birer atlamanızı sağlar,

istemediğiniz Ģeylere “hayır” demenizi kolaylaĢtırır, sizi

geleceğinize odaklar, kendi aklınıza güvenmenizi sağlar, size

sürekli eylem yaptırır, sizi olmak istediğiniz doğrultuda tutar ve

hedefe kilitler. Ve tüm bunları... sadece soru sorarak yapar...

BaĢka da bir Ģey yapmaz diyorlar... Ne güzel değil mi? . . .

Neyse, “Doğru Koç‟lar” bir yana... aslında siz, daha önce de

bahsettiğimiz gibi... hedeflerinizle ilgili, hem kiĢisel hem de

ekip olarak... “Belli bir zaman sonra hangi durumda ve hangi

noktada, hangi hedeflere ulaĢmak istiyoruz? Oraya nasıl

ulaĢırız? Bulunduğumuz noktadan, bulunmak istediğimiz

noktaya gitmek için yapmamız gereken neler? Atmamız gereken

Page 263: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

263

ilk adım ne? Sonraki planlamalarımız? v.s.” gibi soruları kendi

kendinize sormaya baĢladığınızda, kendi kendinizin ve ekibinizi

koç‟u olma yolunda ilk adımları atmaya baĢladınız demektir.),

Kuantum (En küçük enerji birimi. DüĢünce enerjisi çok yoğun

ve frekansları ölçülebilen bir enerjidir.) DüĢünce Tekniği

(Bundan önceki yaĢamlar da dahil “Ben”lik ile ilgili değiĢken

ve bilinç altındaki olumsuz düĢüncelerden arınma metodları...

“Hayat bir dengedir ve herĢeyin bir sebebi vardır. Biraz sabır.

Siz dünyaya gülümserseniz, dünyada size gülümser.” Felsefesi!)

ve Neuro Linguistic Programming (Sinir Dili Programlaması)

v.s. gibi konularda... destek alabilirsiniz.

(“Destek” derken . . . daha önce de belirttiğim gibi, mutlaka

paralı eğitimleri kasdetmiyorum, yanlıĢ anlaĢılmasın!..

Ücretsiz... Online... alternatif‟li güzel destekler de mevcut.)

Bildiğiniz gibi, insanlar anne karnındaki yaĢamları dahil hiçbir

Ģeyi unutmazlar. Bu nedenle, bugüne kadar yaĢadığımız pozitif

ve negatif olaylar bilinçaltımızda depolanır ve bilinçaltımız,

bizim bundan sonraki hayatımızda, yaĢam biçimimizi belirler.

Negatif olayların, yaĢamımızdaki olumsuz etkisini yok etmek

de, onları unutmaya çalıĢmakla değil, çözüm bulmak ve onu

uygulamakla mümkündür.

Neuro ile; görme, iĢitme, hissetme, koklama ve tatma

duyularımız ile bu duyularımızı yöneten beyin ve sinir

sistemimiz... (Algılama)

Linguistic ile; yaĢam deneyimlerimizin... dil vasıtasıyla

Page 264: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

264

kodlanması ve dil‟in deneyim edinme ve değiĢim

süreçlerimizdeki etkisi... (Tepki)

Programming ile de; arzu edilen değiĢiklikleri gerçekleĢtirmek

üzere... duygu, düĢünce ve davranıĢlarımızla ilgili bilinçli veya

bilinç dıĢı akıl yardımıyla yapılan yeni düzenlemeler... (Hedef)

Vurgulanmakta!..

Neuro Linguistic Programming‟de araĢtırmalar, özellikle kendi

alanlarında baĢarılı olan insanların stratejileri üzerine yoğunlaĢır

ve “Modelleme” yoluyla... sorun çözme ve hedef belirleme

süreçlerinde kullanılır.

Ancak, bu arada... popüler psikolojide öne çıkan NLP ve Diğer

GeliĢim Teknikleri konusunda... Toplum olarak hemen hemen

her Ģeyi, gereğinden fazla abartma kabiliyetimiz olduğu için...

Sabah Gazetesi‟nden Sayın Esin Gedik‟in, uyarılarına da

dikkatinizi çekmek istiyorum...

***************************************************

NLP Meydan Muhabereleri...

Bireysel geliĢim pazarının gözdesi NLP‟ye olan ilgi bir süre

daha sürecek. Ancak taraftarlar ve muhaliflerin ortak tezi, iki

haftada yetiĢen uzmanların yarattığı sakıncanın büyüklüğü…

NLP son yılların yükselen trendi. NLP ile yabancı dil öğrenin,

NLP ile zayıflayın, NLP ile baĢarıyı yakalayın, NLP‟nin iĢ

Page 265: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

265

dünyasına katkıları v.s... Liste uzayıp gidiyor…

Her derde deva olduğu iddia edilen NLP, sihirli bir değnek mi,

baĢarı iksiri mi, iddia edildiği kadar etkili mi yoksa ismi bizde

saklı bankanın artık Ģüphelendiği gibi Ģarlatanlık mı?

Aslında NLP‟‟nin ne olup ne olmadığı konusunda kafa

karıĢıklığı sürüyor…

Bazı psikiyatrist ve psikologlar NLP‟yi bir terapi tekniği olarak

kabul ederken, bazıları tamamen bilim dıĢı buluyor. Tıp kökenli

olmayan “NLP Uzmanları” ise bu iĢi bir modelleme olarak

nitelendiriyor. Kısaca, NLP konusunda farklı yaklaĢımlar,

değerlendirmeler söz konusu…

Her ne kadar Batı‟‟nın gündeminden düĢmüĢ olsa bile NLP,

Türkiye‟de hala canlılığını koruyor. Bu canlılık talebin yüksek

olmasından çok, NLP konusu ile ilgili tüm tarafların uzlaĢmaz

bir çatıĢma yaĢıyor olması…

Öyle ki bu çatıĢma, “NLP gerçekten de iĢe yarıyor mu?”

sorusunun ötesine geçmiĢ, Ģarlatanlık mı? değil mi? noktasına

ulaĢmıĢ durumda…

Bu tartıĢma oldukça geniĢ bir alana yayılıyor…

NLP uzmanları, psikiyatristler, psikologlar, terapistler, yönetim

danıĢmanları, ĠK uzmanları, bireysel geliĢim uzmanları ve hatta

kariyer danıĢmanları...

Söz konusu bankanın yaĢadığı tecrübeden ve ortalıktaki

belirsizliklerin yarattığı tartıĢmalardan yola çıkarak, NLP

Page 266: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

266

Taraftarları ve Anti NLP Lobisi‟ne danıĢtık…

Oldukça tartıĢmalı olan bu konunun tozu dumanı arasında,

“NLP gerçekten nedir?” sorusuna yanıt aradık….

Bizim vardığımız sonuç Ģu…

Talep devam ettiği sürece NLP‟ye olan ilgi de sürecek…

Bu iĢi akademik platforma taĢıma çalıĢmaları, belki de “iki

haftada yetiĢen NLP Uzmanları‟‟nı ortadan kaldıracak…

Yani en azından yeni bir trend çıkıp ortalığı yeniden kasıp

kavurana dek!..

Hal böyle olunca, NLP‟ye biraz daha yakından bakmak…

Güçlü ve zayıf yönleri… riskleri konusunda… donanım sahibi

olmak gerekiyor…

***************************************************

Tabii… Burada önemli olan siz‟siniz… ve sizin kararınız…

Onun için Sayın Prof. Dr.Nevzat Tarhan‟ın tanımladığı gibi…

aklımızı kullanmamız ve beynimizi iyi programlamamız…

gerekiyor.

***************************************************

Beyninizi Ġyi Programlayın…

Ġnsan beyni biyolojik bir bilgisayardır. Zeka ve hafızası güçlü

insanlarla, sıradan insanlar arasında… zihinsel bilgisayarlar

açısından çok az fark vardır. Ancak baĢarılı insanlar beyin

Page 267: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

267

bilgisayarlarını kullanmayı iyi bilmektedirler.

YaĢadığımız olaylar, heyecanlarımız beynimize protein olarak

Ģifrelenir. 2 - 3 gün sonra aynı olayları heyecanları ile birlikte

hatırladığımızda, beynimiz o bilgileri kayıtlı odacık‟tan, yani

disket‟ten okur ve biz anlatmaya baĢlarız. Bütün bu bilgiler

kimyasal ve elektriksel olarak kodlanmaktadır.

ĠĢte beynini iyi kullanan insanlar, beyinlerindeki kimyasallara

saygılı davranan insanlardır.

ġu unutulmamalıdır! Beyinde bilgi akıĢı kimyasal ve elektriksel

ileti ile olmaktadır. Beyindeki hard diskin manyetik parçacıkları

da, kimyasal maddelerdir.

ĠĢte… Bu kimyasalları iyi kullanım için bazı altın kurallar…

1) Kötü belleğin birinci sorumlusu dikkatsizliktir. DüĢünceyi

yoğunlaĢtırabilen insanlar bilgileri zihinlerine kazırlar. Dikkat

edilmeden yazılmıĢ bilgiler kuma yazılmıĢ gibidir hemen silinir.

2) Kötü belleğin ikinci sorumlusu özgüven azlığıdır. Ġnsan

beyninde biyolojik bir saat vardır. Eğer o saate bilerek ve

inanarak sabah 07.00 de kalkacağınızı söylerseniz… öyle

programlanmıĢ olursunuz. Sabah 07.00 de kalmanız kesinleĢir.

Kolumuzdaki saate güvendiğiniz kadar hafızamıza güvenirsek,

o bizi yanıltmaz.

3) Kötü hafızanın üçüncü sorumlusu önem vermemektir.

Unutulan bilgiler genellikle o kiĢi tarafından önemsenmeyen

bilgiler olacaktır.Unuttum demek mazeret olamaz, o konuya

Page 268: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

268

önem vermediğimiz anlamına gelir.

4) Kötü hafızanın bir sorumlusu da akılda tutma tekniğini

bilmemektir. Örnek vermek gerekirse… araba, kuĢ, mavi, lale

kelimelerini akılda tutmak istiyorsunuz. Doğrudan ezberlerseniz

unutulacaktır. “Mavi arabanın üzerindeki, kuĢun ağzında, lale

var.” olarak… tasavvur ederseniz unutmayacaksınız.

5) Kötü belleğin önemli bir sebebi de bilgilerin kullanılmaması

dır. Ġnsan beyni “Ya kullan… Ya kaybet” kuralı ile çalıĢır.

Bilgiler… tekrar edilirse pekiĢecektir. Yazılı bilgilere ulaĢmak,

kolaylaĢacaktır…

***************************************************

Öte yandan...

Bireysel, kurumsal ve toplumsal geliĢim açısından, özellikle

“sosyal sorumluluk projeleri” üretiminde…

Uluslararası geliĢim standartları çerçevesinde, yerli (Kasdav,

Maltepe Üniversitesi v.s.) veya yabancı (Common Purpose v.s.)

Liderlik ve Vizyon Stratejileri programlarına da katılabilirsiniz.

Bu programların içeriğinde yer alan...

*Kendimizi, değerlerimizi, kaynaklarımızı ve güçlerimizi

tanımlamak...

*Uzmanlık ve ilgi alanlarımızı belirleyerek, değiĢim yaratmaya

hazırlanmak...

Page 269: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

269

*Eksiklerimizi, kırılma ve kilit noktalarımızı saptamak...

*Hayaller, düĢünceler, analizler, hedefler ve vizyonlar...

*Vizyonlar‟la ilgili ASPBUD… AraĢtırma, Strateji, Planlama,

Bütçe, Uygulama ve Değerlendirme… çalıĢmaları...

(Yani… Yol haritaları‟nda, rota araĢtırmaları…)

*Oylamalar, kararlar ve süreçlerin belirlenmesi...

*Ekip oluĢumları, eğitim seminerleri ve deneyim paylaĢımları...

*Görev tanımları, ortama uyum ve iletiĢim...

*Grup içinde kilit pozisyonlar, liderlik ve farklı roller...

*Vaka / Atölye çalıĢmaları ve grup etkinlik günleri (Ġlgili

kurumlara ziyaretler ile uzman liderlerle 1/1 sohbetler v.s.)…

*Değerlendirme ve inovasyon toplantıları...

*Toplu etkinlikler, konferanslar, proje sunumları...

*Umuda Yolculuk...

gibi çalıĢmaların, Sizler'de ve grup arkadaĢlarınız da, özellikle

kentsel toplum bilinci oluĢturma çerçevesinde, yepyeni ufuklar

açacağına içtenlikle inanıyorum...

Ünlü Ģair Behçet Necatigil‟in, Ģu ünlü dizelerini de, kendiniz

için daima hatırlamanızı rica ediyorum…

Page 270: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

270

***************************************************

DüĢünün!..

Kim üzebilir sizi… Sizden baĢka?

Kim doldurabilir içinizdeki boĢluğu… Siz istemezseniz?

Kim mutlu edebilir ki size… Siz hazır değilseniz?

Kim yıkar… yıpratır size… Siz izin vermezseniz?

Kim sever size… Siz kendinizi sevmezseniz?

Her Ģey… Sizde baĢlar… Sizde biter...

Yeter ki… yürekli olun…

Tükenmeyin…

Tüketmeyin…

Tükettirmeyin…

Ġçinizdeki yaĢama sevgisini...

Hep hatırlayın!

Çaresizseniz… Çare… SĠZ‟SĠNĠZ...."

***************************************************

Page 271: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

271

Evet… bazen sıkıldığınız ve sıkıĢtığınız an‟lar olabilir…

Bu durumlarda genellikle içimize kapanır ve küskün bir hal

alırız. BaĢkalarını suçlayıp kendimizi rahatlatmaya çalıĢırız.

ġanssızlıkların hep bizi bulduğunu düĢünür ve Ģikayet ederiz.

Böyle zamanlar da hemen olmasa bile, kendimizi toparladığımız

günlerde… bizden daha kötü durumlarda olanları gözlemleyerek

daha iyi durumda olanların neler yaptığına bakmak, hatalarımızı

tespit etmek, nedenlerini araĢtırmak, problemlerimizi net olarak

ortaya koymak, çözüm yollarını aramak… gerektiğine inanan

bir kiĢi olarak diyorum ki…

“Kendimizi iyi tanımak ve güçlü yönlerimizi görmek ve de

çevremizdeki tüm insanlara da bunu hissettirebilmek”…

Motivasyonunuz açısından, muhakkak ki büyük önem taĢır.

Bunun için de, tekrar hatırlamak gerekirse...

*)GeçmiĢinizi gözünüzde canlandırın ...

GeçmiĢi gözünüzde canlandırdığınızda, daha önce nerede

olduğunuzu ve ne kadar yol kat ettiğinizi görürsünüz. Planlı

hedeflerinize ne kadar ulaĢtığınızı, nerelerde doğru… nerelerde

hata… yaptığınızı anlarsınız!

*)Geleceğinizi hayal edin...

Olmak istediğiniz yerleri ve kademeleri belirlemeye çalıĢın.

Mümkünse, kağıt üzerinde resim veya fotoğrafları kesip - biçip

Page 272: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

272

yapıĢtırarak görselleyin ve ara ara da olsa görebileceğiniz bir

yerlere asınız. Böylece, hayallerinizi somutlaĢtırabilirsiniz…

*)Hedeflerinizi düĢünün...

Earl Wilson‟un güzel bir sözü var. Diyor ki…

“BaĢarı mı? BaĢarı tamamen Ģansa bağlıdır…

Ġnanmazsanız, baĢarısız insanlara sorun!”

DüĢünceler… eylemlerin temelidir. Kendi özgün düĢüncelerini

üretemeyen insanlar, ancak baĢkalarının tasarladığı gelecek için

çalıĢmak durumunda kalabilirler.

DüĢünmenin önündeki en büyük engel ise… içimizde ve

çevremizde üretilen, fikir ve tasarımlara önem vermemektir…

Hedefler‟le yaĢayın, onlar size baĢarıyı ve yanında meyvesi olan

mutluluğu getireceklerdir…

*)Sahip Olduğunuz ġeylerin Değerini Bilin...

Etrafınıza bakın ve sahip olduğunuz Ģeylerin değerlerinin

farkına varın. ArkadaĢlarınız, aileniz, kariyeriniz, eviniz, sosyal

çevreniz, ya da baĢka herhangi bir Ģey….

Bunlar mutluluk kaynağınızın temel taĢlarıdır.

*)Listelerinizi yapın...

Sosyal hayatınızla ilgili Ģimdiye kadar yapabildiklerinizin ve

bundan sonrası için düĢündüklerinizin, bir listesini yapın.

Aklınıza gelen her düĢünceyi yazın. Daha sonra bunlar

Page 273: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

273

arasından, sizin için önemli olanları seçin ve nedenlerine de

kendinizi ikna edin. Çözümler‟le ilgili alternatif önerilerinizi de

listeye dahil edin…

*)Kendinizi Yönlendirin...

Hedef ya da hayaliniz ile ilgili Ģeyleri öğrenmeye çalıĢın…

okuyun… konuĢun…dinleyin… deneyin… gerekiyorsa ekip

ve atölye çalıĢmalarına katılın.

*)Kendinize bir model oluĢturabilirsiniz...

*)Harekete geçmeden önce DüĢünün...

Planlamalarınızı yapın… (Aynen... tatil planı yapar gibi detaylı.)

Stratejilerinizi saptayın… (Alternatifleriyle birlikte…)

Hedeflerinize kimler'le ulaĢacağınızı ve sonuçlarını hayal edin…

*)Kendinize güvenin ve ilk adımı atın...

Ġnanın… donanımlarınızı gözden geçirin ve ilk adımı atın…

Ve de aĢama aĢama diğer hamlelere geçin!..

*)Kendinizi ve ekibinizi ödüllendirin...

Hem ana hedefiniz, hem de ara hedefleriniz de…

Hem kendiniz, hem de ekip üyeleriniz için ödüller belirleyin!..

Hedefinize ulaĢtığınızda bunu kutlayın…

*)Diğer hedeflerinize geçmeden önce…

Küçük de olsa, ara vermesini bilin ! . .

Page 274: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

274

ÖNÜNÜZÜ GÖRMEK VE ĠLERĠYE BAKMAK . . .

(Benzetmek gibi olmasın ama… güzel bir hikaye)

***************************************************

Boz ayılar… balık avlamak için nehire girer ve balıkların geçiĢ

yolunda dururlar.

Yanlarından geçen balıkları da, son derece az efor harcayarak

yakalarlar. Oldukça kolay ve akılcı görünüyor, değil mi?

Page 275: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

275

Ama, avantajlarının yanında zorlukları da vardır.

Nehir derindir ve yanyana dizildiğinde tüm ayıları alacak kadar

geniĢ değildir. Bu nedenle tüm ayılara yer kalmaz…

Ya yeterince büyük ve güçlü bir ayı olup nehrin orta kısımına,

yani derin bölgelerine gitmeniz gerekir, ya da kenardakilerle

yetinmeniz…

Derin‟e giderseniz daha büyük ve bol balık , ama daha Ģiddetli

akıntı ile karĢılaĢırsınız. Buna dayanacak cüsse de olmanız

lazım.

Kenarlar da iseniz daha zayıf akıntı ve daha az balık sizin için

uygun olmalı. Kısaca cüsse‟nize göre bir yer bulursunuz bu

düzende…

ĠĢin iyi tarafı, balık bol iken tüm ayıların doymasına yetecek

beslenme Ģartları vardır. Nadiren Ģiddetli kavgalar vuku bulur.

Peki ya nehrin suyu azalınca?

Az su… az balık, az balık da… aç ayı, demektir…

Bu durumda güçlü ve büyük ayılar hemen baĢka bölgelere doğru

hareketlenir. Çünkü onların ihtiyacı da çoktur…

Yeterince akıllı davranmayan daha küçük ayılar da, kendilerini

kaptırıp onların peĢlerinden giderler…

Çünkü onlar yöntem sorgulamaz, sadece en büyüklerin

yaptıklarını, aynen yaparlar…

Page 276: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

276

Oysa ki… uzun bir yolculuk. zor Ģartlar demektir.

Ve… Küçük ayılar, büyük ayılar kadar dirençli değildir.

Akıllı davranan küçük ayılar ise oldukları yerde dururlar…

Ama Ģartlar değiĢmiĢtir. Eskiden giremedikleri nehrin orta

kısımlarına girebilirler…

Çünkü su azalmıĢ ve akıntı zayıflamıĢtır.

Büyük ayılar için az ve küçük olan balıklar ise, onların kenarda

iken yediklerinden bile fazladır…

Nehrin suları tekrar yükseldiğinde, artık iyice semirmiĢ… eski

küçük ayılar… “yeni büyük” ayılar olmuĢtur…

Zorlu yolcuğa çıkan büyük ayıların bir kısmı ve küçük ayılar‟ın

çoğu…telef olmuĢ, diğerleri ise… gittikleri gibi gelmiĢlerdir.

Yani daha büyümemiĢlerdir. Yani… aradaki fark kapanmıĢtır…

Siz de… lütfen “akıllı” davranan küçük ayılardan olun…

***************************************************

Bulunduğunuz çevreye bakın, alternatifleri değerlendirin…

Açgözlü, saldırgan ve agrasif olmayın…

Hayallere kapılmayın… Önünüzü ve ileriyi iyi görün!..

Sadece... bakmakla da yetinmeyin.

Page 277: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

277

H A Y I R !.. DEMESĠNĠ BĠLMEK . . .

Her insanın; saygı duyulmaya, sınırlarını korumaya, fikirlerini

belirtmeye ve “hayır” demeye hakkı vardır.

“Hayır” diyebilmek bir onur iĢidir. Herkesin cesaret edemediği,

söyleyemediği bir kelimeyi, söyleme eylemidir…

“Hayır” demek zorunda kaldığınızda... sınırlarınızı korumaya ve

karĢınızdakilerin vereceği tepkilere de… hazırlıklı olun.

KarĢınızdakiler düĢmanca davranıĢlar gösterebilir, sizi

utangaçlıkla… onları yanlıĢ yönlendirdiğinizle… ilgili olarak

suçlayabilirler.

Ancak onların davranıĢıları ya da tepkilerinden siz sorumlu

değilsiniz. Eğer değer verdiğiniz kiĢilerse, onlara belki baĢka bir

Ģekilde yardımcı olabilirsiniz.

Kendi kararlarınızda her türlü hakka sahipsiniz. Karar

veremiyorsanız, aceleyle emin olmadığınız bir Ģeye kalkıĢmayın

ve zaman isteyin…

Sıkıntı yaĢamak yerine, hayır demesini öğrenmek... stresleri bir

hayli azaltıp, engeller.

Page 278: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

278

“Çok üzgünüm ama”... demeden “Hayır” demeyi öğrenin…

“Çok üzgünüm ama”... tarzı ifadeler, sizin yere sağlam

basmanızı engeller ve diğer insanları, sizin üzerinize gelmeleri

ve ısrarcı olmaları yönünde harekete geçirir.

Etrafınızda, hakikaten “Hayır” demesini bilen birileri varsa,

onları daha yakından tanımak için gayret edin. Çünkü onlar çok

zor hallerin arkasında durmasını bilen, cesaretli insanlardır…

Siz de, kendinizdeki geliĢmeleri test etmek için, tabi ki

güvendiğiniz konularda... çevrenizdeki, kıymetinizi anlamak ve

size verilen değerleri ölçmek için, ara ara da olsa bazı Ģeylere

“hayır” deyin... Geri dönüĢleri ve geliĢmeleri takip edin.

Bazen “hayır” diyebilmek, “hayırlar”a vesile olabilir!..

Eğer... insanlarla iyi geçinmek, alttan almak, onların mutlu

olacaklarını zannetmek ve Ģirin gözükmek adına, iliĢkileriniz

baĢladığı andan itibaren, “hayır” demeniz gereken yerler de net

bir Ģekilde, gerekirse sebeplerini açıklayarak ve onları kırmadan

“hayır” diyemezseniz... daha sonradan da hiç diyemezsiniz!..

Bu durum tüm aile, iĢ, arkadaĢ ve sosyal çevre iliĢkileriniz için

de geçerlidir...

“Hayır” demediğiniz sürece... üzerinize vazife olmayan her türlü

iĢe katlanmak zorunda kalırsınız!..

Daha sonra... o iĢleri yapmak ağır gelipte... bardak taĢmaya

baĢladığı zaman... “hayır” derseniz “kötü kiĢi” olursunuz!..

Page 279: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

279

SORUNLARIN ANALĠZĠ . . .

*)Sorun veya sorunlarınızın analizini yapın!

Sizi rahatsız eden Ģey nedir? Neyi değiĢtirmek istiyorsunuz?

Bir çok insanın yaĢam öyküsünde... içinde bulundukları durum

(sağlık, kariyer, ekonomik durum, sosyal çevre v.s.), zaman

içerisinde değiĢiklik gösterir.

Bu değiĢimin belirtileri‟de adım adım yaĢanır. YaĢam

koĢullarımızdaki olumlu veya olumsuz bu değiĢimlere,

zamanında gereken tepkiyi verebilmek, kuĢkusuz çok önemli

faktörlerden biridir.

Bu değiĢiklikler olumlu yönde geliĢtikçe, vereceğimiz

tepkilerinde olumlu yönde olacağından, yaĢam kalitemizi de

arttırıcı nitelikte olacaktır.

Page 280: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

280

Ancak, yaĢam kalitesi yavaĢ yavaĢ ve istikrarlı bir Ģekilde

kötüye giden bir çok kiĢi, kendisini bir anda çaresizlik içerisinde

bulabilir.

Bu sıkıntıları yaĢamamamız için, tehlikenin farkına

vardığımızda yapmamız gereken, Ģartlarımızı tekrar gözden

geçirip, yeni hedefler belirlemektir.

Ġyi tanımlanmıĢ ve amaçlarımız doğrultusunda odaklandığımız

hedefler, bizi motive eder.

Geçtiğimiz son 3 - 5 seneyi gözünüzün önüne getirin...

Üç - beĢ sene... ne kadar da çabuk geçiyor, öyle değil mi?

Bu gün bulunduğumuz yer, geçtiğimiz yıllar içinde verdiğimiz

kararlarla, odaklandığımız veya odaklanmadığımız hedeflerin

bir sonucudur.

KarĢımıza olağanüstü bir engel çıkmazsa, günümüzden 3 - 5 yıl

sonrasına da ulaĢacağız.

Ama nelere ve nereye ulaĢacağız? Asıl önemli olan soru da, bu!

Nereye gideceğimizi bilmeden yola çıkmanın, rüzgarda

savrulmaktan öteye, bir faydası yoktur. Bu nedenle, ne

istediğimize karar vermemiz ve...

Albert Einstein‟ın ünlü sözünü unutmamız gerekiyor!..

“Sorunların; ortaya çıktığı koĢullarda, doğru bir Ģekilde

çözülmesi, hiç bir zaman mümkün değildir.”

Page 281: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

281

Ön yargılarınızı ve sabit fikirlerinizi bir tarafa bırakın.

Sorun veya sorunların tanımını yapın...

Sorunlar... problemleri, problemler... çözümleri, çözümler...

geliĢmeleri, geliĢmeler de... değiĢimleri, ortaya çıkartır!..

Yani, çözüm yollarını araĢtırın. Konuyu sağlam bir zemine

oturtun ve problemlere yapıcı yönden yaklaĢın.

Çevrenize de, bu Ģekilde anlatın. Olumsuz fikirlere karĢı, somut

örneklerinizi ve proje detaylarınızı titizlikle hazırlayın.

Sizinle hem fikir olan dostlarınızla, yola çıkmaya hazırlanın.

Nazi Almanyası‟ndaki... Papaz Martin Niemöller‟in günlüğünde

ki, ünlü notu‟nu da aklınızın bir kenarında bulundurun...

***************************************************

“Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım... Çünkü

ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi

çıkarmadım... Çünkü ben sendikacı değildim. Sonra da

Yahudileri topladılar, yine sesimi çıkarmadım... Çünkü ben

Yahudi de değildim. Sonra beni almaya geldiler. Ama...

maalesef o zamanda etrafta, benim için sesini çıkaracak hiç

kimse kalmamıĢtı.”

***************************************************

Page 282: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

282

SOMUT HEDEFLER . . .

*)Somut hedefler belirleyin!

Ucu bucağı belli olan ve denetiminiz altında geliĢtirebileceğiniz,

“Hedeflerinizi” iyi tanımlayın, aĢamalarını ve ölçümleme

kriterlerini (Kalibrasyon) belirleyin ve takım oyunu oynayın.

Sadece kendi aklınıza gelen fikirlere odaklanıp...

ĠĢte Hedef!... ĠĢte Proje!... ĠĢte Hedef Kitle!..

Herkez Desteklesin...

Maddi Manevi Katkıda Bulunsun!..

BaĢka Büyük Yok!..

Türkiye... Seninle Gurur Duyuyor!..

komplekslerinden, aman uzak durun.

BaĢkalarının dolduruĢlarına da gelmeyin ve “Kurt‟la... Tilki”

hikayesini daima hatırlayın...

Page 283: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

283

***************************************************

Tilki, güzel bir havada, ormanda gezmektedir…

Bir ağacın dalında asılı, bir but görür. Karnı açtır ama Ģüpheyi

elden bırakmaz ve etrafı kontrol etmeye baĢlar ve de görür ki…

Bu bir tuzak…

But iple bir kapan‟a ve ses bombası‟na bağlıdır.

Biraz uzağa gider ve baĢını kollarının arasına koyarak, yatar.

Az sonra, bir kurt yaklaĢır.

But‟u görür ve de uyuklayan tilki‟yi tabii…

Tilki‟ye sorar, “Ne yapıyorsun dostum.”

Tilki cevap verir, “Hiiç… yatıyorum.”

Kurt…“Burada bir but var.”

Tilki… “Evet var.”

Kurt… “Neden yemedin.”

Tilki… “Bugün orucum.”

Kurt kendinden emin… “Peki, ben yiyeyim o zaman.”

Tilki… “Buyur afiyet olsun.”

Kurt buta uzanır uzanmaz, bir patlama, bir gürültü…

Ortalık toz duman ve kurt kapanda hareketsiz periĢan bir halde

Page 284: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

284

yatarken, tilki sakince gelir ve but‟u çalıların arkasına götürüp,

yemeye baĢlar.

Bunu gören kurt, can havliyle bağırır…

“Ulan Ģerefsiz! Hani oruç‟tun!”

Tilki… piĢkin piĢkin…

“Ama dostum, biraz once top patladı, duymadın mı?”

***************************************************

Uzmanlık alanınızla ilgili konular da... çevrenizde bu konularla

ilgili ihtiyaçlar ve beklentiler ile yapılması gerekenleri de tespit

ettikten sonra...

Bunun için hedeflerinizle ve projenizle ilgilenebilecek

arkadaĢlarınız ve dostlarınızla çeĢitli toplantılar yapabilir, sosyal

sorumluluk projeleri çerçevesinde, konuyla alakalı ġirketler‟le,

Dernekler‟le Vakıflar‟la ve Resmi Makamlar‟la görüĢebilir,

hatta internet gruplarınız arasında anketler düzenleyip, olayı

daha geniĢ kitlelere açabilirsiniz.

Proje hazırlarken üzerinde durulması gereken konulardan

biride...

Bu projeler‟in... “Ġmkanı olanlar‟la, ihtiyacı olanlar... arasında

köprüler kurarak”, ülkemizde veya dünyada herhangi bir sorun

veya felaket meydana geldikten sonra, maddi ve manevi

kayıpların karĢılanması yönünde olabileceği gibi, aslında önemli

olan “O” sorun ve felaketlerin bir daha yaĢanmaması için,

Page 285: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

285

özellikle ülkemizde eğitimin ilk aĢaması olarak ihtiyaç duyulan

“Okuma / Yazma Kursları” baĢta olmak üzere...

(2001 yılında Sayın CumhurbaĢkanımız Ahmet Necdet

Sezer‟in eĢi Sayın Semra Sezer‟in önderliğinde baĢlatılan

“Okuma Yazma Seferberliği” öncesi, bu proje çalıĢmaları

için Çankaya KöĢküne davet edilen bir Uluslararası Sivil

Toplum Örgütü - Genel Yönetmeni olmak, yaĢantımdaki en

önemli güzelliklerden birini teĢkil etmektedir.)

her konuda...

“Eğitime... Sağlığa... Amansız Hastalıklara... Çocuklara...

YetiĢtirme Yurtlarına... Engellilere... Aile içi ġiddete...

Gençlere... Bağımlılığa... Kadın Haklarına... 3 - 5 Çocuğa Hayır

diyerek Aile Planlamasına... Kimsesiz YaĢlılara... Kazalara...

Doğal Afetlere... Kan ve Organ Nakillerine... Ġnsan Haklarına...

Yargısız Ġnfazlara... Din - Dil - Irk Ayırımlarına... Faili

Meçhullere... Sosyal ve Siyasi Haklara... Özgürlüklere...

Tarihe... Kültüre... Sanata... Spora... Çevreye ve Doğaya... v.s.”

yönelik... yaĢam kalitemizi arttıracak nitelikte olmasıdır!..

“Projelerin, büyüğü küçüğü olmaz.” ilkesinden hareketle...

önemli olan, topluma ne kadar fayda sağlayacağı... ve de

ne kadar ses getireceğidir!..

Page 286: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

286

EKĠP OLUġTURMAK . . .

*)Aynı sorunları yaĢayan ve ihtiyacınız olan insanlarla

temas kurup, ekibinizi oluĢturabilirsiniz!..

Belirli bir hedefi olan ve buna ulaĢmak için biraraya gelen

insanlar, hedeflerine daha kolay ve daha çabuk ulaĢırlar...

Onları iyi tanıyın. (Ġsimleri, iĢleri, uzmanlık alanları, aileleri,

hobileri, fobileri, sosyal geçmiĢleri v.s... Herkezin adı ve kiĢisel

bilgileri özeldir. KarĢısındaki insan tarafından iyi bir Ģekilde

kullanıldığında, kiĢi kendisine değer verildiğini ve saygı

duyulduğunu hisseder. BaĢarılı bir iletiĢim köprüsü için, güzel

bir baĢlangıç yolu açılır.)

Her konudan biraz anlayanlar yerine... konularında uzman

olanları tercih etmeye çalıĢın...

Onlar‟la anlayacakları dilde konuĢun. Onlarla birlikte hareket

edin, projenizi beraber hazırlayın. Statü‟leri, had‟leri, sınırları,

ünvanları ve hiyerarĢik düzeni, çok dikkatli oluĢturun...

Page 287: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

287

Takım veya ekip içinde, wan men show‟culara, ego‟tomi

uzmanlarına, papazlara, imamlara, hahamlara ve ulemalara veya

benzeri nitelikte hareket edenlere... tolerans göstermeyin,

çalıĢma sisteminize adapte olan ve projenizden heyecan duyan

gençlere fırsat verin, onların arkasında durun, ezilmelerine ve

harcanmalarına asla seyirci kalmayın.

Ġnsiyatif; doğrunun... söylenmeden yapılması ile elde edilen

yetkidir. Ve “Ġnsiyatif verilmez, alınır!..” özdeyiĢiyle, insiyatif

ve sorumluluk alanlara destek olun.

Yemek, içmek ve hoĢca vakit geçirmek... derdinde olanları bir

kenara ayırıp, hakikaten toplum için faydalı birĢeyler üretmek

isteyenlerle ekibinizi hazırlayın ve onlara en üst düzey

organınızla yani beyninizle yön vermeye çalıĢın. ġak ġak‟çılara

dikkat edin. DolduruĢa gelmeyin. DolmuĢa binmeyin. Herkez

tarafından çok sevildiğinizi, mükemmel ve çok baĢarılı

olduğunuzu, hatta hidayete erdiğinizi filan da zannetmeyin.

GruplaĢmaya, kliklere, ispiyona ve dedikodulara izin vermeyin.

“Ya Ben, Ya O”, formatlarına dikkat edin. Ekip içinde gönül

iliĢkilerine girmeyin. Girenlere de müsade etmeyin. ÇalıĢma

prensipleriniz ile ilgili duygusal davranmayın. Ne kadar iyi

niyetli olurlarsa olsunlar; servet, Ģehvet ve Ģöhret düĢkünleri ile

dünya‟nın iki bacaklarının arasında döndüğünü zannedenlerden

uzak durun!... (Çünkü; dönmez, dönemez. SıkıĢır kalır!..)

Özellikle‟de; cahil cesareti gösteren, herĢeyi biliyor ve yapıyor

havasında olan, kendini ve yaptıklarını sürekli öven, genellikle

toplantılar da pat diye söze girip... daima yüksek sesle ve derin

Page 288: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

288

derin konuĢtuğunu zanneden, kendi çapına bakmadan... insanları

olur olmaz yargılayabilen, her iĢte ön plana çıkmaktan ve haddi

olmayan görevlere talip olmaktan... en küçük bir rahatsızlık dahi

duymayan, aksine bunu bir hak olarak gören, uyanık “Kifayetsiz

Muhterisler”e de... aman dikkat edin!..

Unutmayın! Albert Einstein‟a göre; “A” baĢarıyı gösterirse,

baĢarının formülü Ģöyledir............................ A = X + Y + Z

(“X” ĠĢi, “Y” Ġnsanları, “Z” Ağzını kapalı tutmayı... gösterir!..)

ĠletiĢim ve mesaj zincirinizi (Telefon + E-mail + SMS) . . .

“Üçgen / Çam Ağacı” Ģeklinde yapabilirsiniz.

Page 289: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

289

Her ekip üyelerden oluĢur...

Ve... Her ekipte 2 tip üye vardır!..

1) O Ekibe, Ġhtiyaç Duyan Üyeler...

2) O Ekibin, Ġhtiyaç Duyduğu Üyeler...

Kadıköy Belediyesi, Kasdav Vakfı / KiĢisel GeliĢim

Merkezindeki konferanslarımdan birindeki, soru/cevap

bölümünde; bir STK nın yönetim kurulu üyesi bir arkadaĢımız

Dernek‟lerinin son 3 - 5 yıl içinde ciddi üye kaybettiğini,

mevcut üyelerini koruyamadıklarını ve yeni alınan üyelerinde

Derneklerinde çok fazla barınamadıklarından, sıkıntı

yaĢadıklarını belirttikten sonra, neler yapılabileceğini, sordu?

Ġnsanları, hayata bağlayan en önemli faktörlerde biri,

“Heyecan”, yani Motivasyon‟dur. Bu; iĢ içinde... aĢk içinde...

sosyal yaĢantı içinde... son derece geçerlidir.

Ekipler için de, en büyük güç “Ortak Heyecan”dır. Ortak

heyecan yaratmanın en büyük ilacı da ekip üyelerine proje

ürettirmek, güzel bir dayanıĢmayla onları hayata geçirmek ve

hep birlikte mutluluğu yaĢamak ve de daha sonra yepyeni

projelere baĢlamaktır.

STK lar da, yeni üye kazanmakla birlikte, mevcut üyeyi

korumakta en önemli konulardan bir tanesi. (“Giden gider, kalan

sağlar bizimdir” felsefesi... maalesef her zaman iĢe yaramıyor.)

Bu yüzden...

Page 290: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

290

ÜYELERĠNĠZE VE EKĠBĠNĠZE DEĞER VERĠN!

ĠNSANLAR...

DEĞER VERDĠKLERĠ ġEYLERĠ...

KAYBETMEK ĠSTEMEZLER!..

Herhangi bir toplantıya katılmasını istediğiniz, bir üyenize “ġu

gün, Ģu saatte, Ģuradaki, Ģu toplantıya git ve rapor getir.” demek

yerine...

*ġu konuda desteğinize ihtiyacımız var...

*Bu Siz‟in uzmanlık alanınız ve çok iyi bildiğiniz bir konu...

*Herhangi bir arkadaĢımızdan ziyade, Sizin bu toplantıda Bizi...

Derneğimizi... temsil etmeniz, çok da Ģık olur...

*Daha sonraki toplantımızda, orada konuĢulanları kendi

görüĢlerinizle de harmanlayarak bizlere aktarmanızı rica etsek,

Siz‟i çok zor durumda mı bırakmıĢ oluruz?

derseniz...

Ġki eli kanda olsa gider ve toplantıda büyük bir heyecanla

raporunu açıklar.

Özellikle gönüllü hizmetlerde çok hassas davranmakta yarar var.

Page 291: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

291

Mutlu ve önemli günlerinde, sıkıntılarında ve hastalıklarında

onları arayın, yakınlarının cenazelerine katılın... Ġnsanlara, Sizin

için önemli olduklarını hissettirin... gerisi kolay!..

Ekip kurma ve yönetim konusunu biraz daha açmak gerekirse…

Bu konuda… hem özel sektörde, hem kamu sektöründe, hem de

sivil toplum kuruluĢlarında çok güzel hizmetler üreten,

ülkemizin en önemli isimlerinden birisi olan Sayın Dr. Yılmaz

Argüden'in “paylaĢmayı bilmek” adına, çok güzel bir

açıklamasını Siz‟lere aktarmak istiyorum…

***************************************************.

Örneğin, Kalite Derneği (KalDer) tarafından baĢlatılan Ulusal

Kalite Hareketi‟nde ve hedefin belirlenmesinde, tabii ki katkım

oldu.

Ancak, ondan sonra stratejinin ve planın oluĢmasında o kadar

fazla kiĢinin, o kadar fazla katkısı var ki, bu hareket benim bir

ürünüm, projem olmaktan çıktı, toplumun bir ürünü oldu.

Bu sonucun ortaya çıkabilmesi için çok yoğun bir paylaĢma

süreci yaĢandı. Biz bu fikri ortaya koyduğumuzda, ilk önce

kimlerden maddi, manevi destek alabileceğimizi düĢündük.

Destek alabileceğimiz herkese bir sunuĢ yaptık. Bu süreçte pek

çok geribildirim aldık. Sonra, “Bu konuyu kimler en iyi

geliĢtirebilir?” sorusunu sorduk. KarĢılığı son derece yalındı.

“Toplam Kalite Yönetimi‟ni, en iyi uygulayanlar geliĢtirir”.

Page 292: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

292

Dolayısıyla, KalDer Yönetim Kurulu‟nda Toplam Kalite

Yönetimi‟ni uygulamıĢ kiĢilerin olması konusunda görüĢ

birliğine vardık.

Ardından Ġcra Kurulu‟nu oluĢturduk. Ġcra Kurulu‟nda Toplam

Kaliteyi uygulayan kurumlarda profesyonel yönetici olarak

görev yapmıĢ ya da yapmakta olan kiĢileri bir araya getirdik.

Bütün çalıĢmaların ortamını hazırladık…

Böylelikle, her pozisyon için arkadaĢlarınızı, tanıdıklarınızı,

hemĢerilerinizi değil, o konu için en uygun insanları

seçtiğinizde, kaynakları planlı bir Ģekilde harekete geçirip,

insanlarla paylaĢtığınızda, giriĢilen hareket, hedef yönünde çok

daha ileri noktalara gelebiliyor…

***************************************************

Tüm ekip‟ler de, aynı güzellikleri paylaĢmayı diliyorum...

Page 293: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

293

DĠNLEMEK . . . GÖZLEMLEMEK . . .

*)Herkezi dinleyin!.. Ġyi bir gözlemci olun!

Hedef kitlenizi tanıyımaya çalıĢın. Onların yakınına gidin,

iç‟lerine girin.

Özellikle‟de; Sosyal Sorumluluk Projelerinizin,“Sosyal Sorun‟lu

Projeler” halini almaması için... sadece sorunu yaĢayanları

dinlemekle yetinmeyin. Sorunu yaratan tarafları da dinlemeniz

gerektiğini unutmayın!..

Söz gümüĢse, sükut altındır prensibiyle...

Ġyi bir dinleyici olmanın temel kuralları;

Page 294: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

294

*Mümkünse ağzınızı açmadan, baĢka Ģeylerle ilgilenmeden

gözlerinizle dinleyin. Vücudunuzla dinleyin.

*Satır aralarını okuyun. KonuĢmayı kesmeyin.

*Konuya yoğunlaĢın. KarĢınızdaki kiĢinin neyi nasıl anlattığına

değil, gerçekten neyi anlatmak istediğine odaklanın.

*Sinirlenseniz dahi belli etmemeye çalıĢın. Kendinizi o an için

karĢınızdakinin yerine koyun ve empati yapın.

*Hafızanıza güvenmeyin ve not alın...

Ģeklinde sıralanabilir.

Var‟sa ki... Mutlaka olacaktır!.. Cevaplarınızı daha sonra da

belirtebilirsiniz.

Ancak sakın, söze; Asla! Hayır! Katılmıyorum! diye sert ve

olumsuz bir tavırla baĢlamayın...

(ĠletiĢim bölümündeki, ikna tekniklerini deneyebilirsiniz.)

Ġyi bir gözlemci, deyince de... bunu yaĢanmıĢ bir olayla

aktarmak istiyorum.

***************************************************

Olay, Amerika da meĢhur bir avukatın kaybettiği, dava‟da

geçiyor ve ünlü bir iĢ adamı, karısını öldürmekle suçlanıyordu.

Ama karısının cesedi ortada yoktu.

Page 295: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

295

ĠĢ adamı sanık sandalyesinde oturuyor ve Avukat‟ı, Jüri‟yi ikna

etmeye çalıĢıyordu...

“Sayın Jüri Üyeleri, Müvekkilim‟in suçsuz olduğuna yürekten

inanıyorum. Buna az sonra Sizler de inanacaksınız. Neden mi?

Bakın, Ģimdi 10‟a kadar sayacağım ve Müvekkilimin öldürdüğü

iddia edilen karısı, bu kapıdan içeri girecek...

1 ..... 2 ..... 3 ..... 4 ..... 5 ..... 6 ..... 7 ........ 8 ........ 9 ............. 10.”

Bütün Jüri Üyeleri kapıya döndü... Kimse içeriye girmedi.

Avukat bir savunma dahisiydi ve öldürücü hamlesini yaptı.

“Bakın, Sizlerde kadının öldürüldüğüne inanmıyorsunuz.

Çünkü, hepiniz kadın içeriye girecek diye kapıya baktınız. ĠĢte

kararınızı buna göre vermenizi talep ediyorum.”

Ancak, Jüri ünlü iĢadamını suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu

Ģekilde sonuçlandı.

Mahkeme çıkıĢında Avukat, Jüri BaĢkanına yaklaĢtı...

“10‟a kadar saydığımda Sizde diğer üyeler gibi kapıya

baktığınız halde, neden böyle bir karara imza attınız?”

“Doğru” dedi Jüri BaĢkanı. “Ben de kapıya baktım, ama o an

Müvekkiliniz kapıya bakmıyordu.”

***************************************************

En iyi gözlemci, herkez bir noktaya bakarken “O”... o noktaya

yönelen bakıĢları da izleyen kiĢidir!..

Page 296: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

296

ÇATIġMA . . . KAVGA . . .

*)ÇatıĢma derken...

Kesinlikle “Ģiddet”i kastedmediğimi, biliyorsunuz!..

Ancak, genellikle proje yararına olmakla birlikte bazen kiĢisel,

bazen de kurumsal, maddi veya manevi çıkarlar için... kiĢiler

veya gruplar arasında, önce küçük tartıĢmalarla baĢlayan ve

daha sonra çatıĢmalar‟a sebep olan kiĢi, konu ve davranıĢlara,

çok dikkat etmekte yarar var…

En azından, gereksiz bölünmeler ile vasıflı üye kaybetmemek ve

de projeleri geciktirmemek için!..

O yüzden çatıĢma konumlarında taraflar için her zaman

Page 297: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

297

kazanmak veya kaybetmek... en iyi veya en kötü sonucu

göstermez. En iyi sonuç, uzlaĢma ve iĢbirliğidir…

En kötü sonuç ise… kiĢisel hırs ve ego‟lar uğruna… ipleri

kopartmaktır...

Bu nedenle özellikle proje lideri olarak “ÇatıĢma Yönetimi”

konusunda da hassas davranmakta yarar var...

Doğru bir Ģekilde “ÇatıĢma Yönetimi” için... önceden olayları

hissetmek ve izlemek (Hiç bir çatıĢma pat diye çıkmaz. Ancak

dikkat!.. Beklenenden hızlı geliĢebilir.)… sorunun kaynağına

inmek… tarafları ve çatıĢma konusunu net olarak belirlemek…

özellikle dedikodu menĢeyli iletiĢimi bozanları uyarmak… varsa

yanlıĢ anlamaları düzeltmek… olumlu ve sakin bir Ģekilde

önyargısız düĢünmek… artı‟ları ve eksi‟leri ortaya koyarak

taraflar‟la görüĢmek…

“Olay” yönetim, ekip ve proje aĢamalarındaki aksamalardan

kaynaklanıyorsa gerekli müdahaleleri yapmak... ve de onları

uzlaĢmak üzere bir araya getirebilecek önlemleri almak... en

önemli nokta'lardır.

UzlaĢma ve iĢbirliği aĢamasında, ortak kararlar için... “Problem

Çözme Teknikleri”nden (Proje... Proje... Proje... Bölümü) de

yararlanabiliriz…

*)Kimseyle kavga etmeyin!

KAVGALARI...

EDENLER DEĞĠL... ĠSTEYENLER KAZANIR !.. (ARD)

Page 298: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

298

Genellikle, televizyon kanallarındaki kavgalar için, izleyiciler

medyayı... medya da izleyicileri suçlar. Sonuçta rating kazanır.

Rating denilen izlenme oranı da, reklam demektir...

Reklam‟da, medya dünyasının “Ortak Para Birimi” dir!..

Hayatın her zaman kavgasız gürültüsüz, toz pempe olmadığını

da hepimiz biliyoruz.

Ne kadar güzel Ģeyler yaparsak yapalım, baĢarılı olmaya

çalıĢırsak çalıĢalım, birçok engelle, iyi veya kötü niyetli tepkiyle

karĢılaĢacağımız muhakkaktır. Bu da bizi öfkelendirir...

Herkes öfkelenebilir. Öfkelenmek doğal bir durumdur ve hemen

kötü olarak nitelemek ve tepki göstermek yanlıĢ olur.

Varsayımları ve varsa dedikoduları bir tarafa bırakıp, olayın

detaylarını araĢtırıp, gerçekler‟le ilgili planlı bir inceleme

yaptığımızda, öfkemiz belli bir durum hakkında bize bilgi

verebilir ve daha güçlü olmamıza da yardımcı olabilir.

Bu Ģekilde kontrolümüzden çıkabilecek bir durumu daha iĢin

baĢında engelleyebiliriz.

Çoğunlukla öfkeyi takip eden davranıĢlar, insanların baĢını da

derde sokar…

Esas sorun öfkelenmemiz değil, öfkemizi nasıl davranıĢlarınıza

yansıttığımızdır. Öfkemiz sonucu ortaya çıkan tüm kontrolsuz

tepkiler, aynı Ģekilde negatif sonuçlar doğurur.

Duygularınızı kontrol etmemiz her zaman mümkün olmasa bile,

Page 299: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

299

davranıĢlarımız üzerindeki kontrolümüz mümkün ve özellikle

öfkeli olduğumuz zamanlarda, davranıĢlarınızı kontrol

edebilmek… baĢarılması gereken bir hedef!..

O yüzden soğukkanlılığı hiç bir zaman elden bırakmamalıyız ve

hemen tepki göstermek yerine, olaylara sükunetle yaklaĢmalıyız.

Bu gibi durumlarla karĢılaĢtığımız da...

M.Keith‟in çağrısını hatırlamakta yarar var diye düĢünüyorum.

***************************************************

Sen... yine de, doğrusunu yap!..

Ġnsanlar çoğu kez makul değildir, mantıksız ve bencildirler...

Yine de onları sevin.

Ġyilik yaparsanız, insanlar sizi bencillikle, gizli amaçlara sahip

olmakla suçlayabilir...

Yine de iyilik yapın.

BaĢarılıysanız, sahte arkadaĢlar ve gerçek düĢmanlar

edinebilirsiniz...

Yine de baĢarılı olun.

Bugün yaptığınız iyilik, yarın unutulacaktır...

Yine de her zaman iyilik yapın.

Dürüstlük ve açık sözlülük sizi kırılgan yapabilir...

Yine de dürüst ve açık sözlü olun.

Page 300: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

300

En büyük düĢünenler, en küçük düĢünenler tarafından alaĢağı

edilebilirler...

Yine de büyük düĢünün.

Ġnsanlar... güçsüz insanları tercih eder, ama yalnız güçlüleri

izlerler...

Yine de gerektiğinde bir kaç güçsüz adına savaĢın.

ĠnĢa etmeye yıllarınızı verdiğiniz Ģey, bir gecede yıkılabilir...

Yine de inĢa edin.

Yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım ettiğinizde,onların

saldırısına maruz kalabilirsiniz...

Yine de yardım edin.

Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için elinizden geleni

yaptığınızda, tekmeyi yiyebilirsiniz...

Yine de daha mutlu bir dünya için, elinizden geleni yapın.

***************************************************

Neticede...

Sizlerin kavgalarından beklentisi olanlara...

Fırsat vermeyin ve onlara “gün” doğurmayın!..

Page 301: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

301

OLUMSUZLUKLAR . . .

*)Problemlere ve Olumsuzluklara karĢı dirençli olun!

Hayat‟ta, hayal ettiğimiz “değiĢiklikleri” yapmamıza engel olan,

olumsuz bakıĢ açıları içinde, genellikle 3 önemli faktör vardır…

*Korku… bilinenin bilinmeyen‟e olan üstünlüğü…

DeğiĢim açısından… korktuğumuz Ģeylerin, mümkün olduğu

kadar üstüne gitmekte fayda var. BaĢarısızlıktan korkmanın bir

sebebi de… baĢarısız olmak istemediğimiz için, denemeye dahi

kalkıĢmamaktır…

Oysa en büyük baĢarısızlık… denemeyi baĢaramamaktır.

Page 302: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

302

*Unutmak… kitaplardan veya seminerlerden öğrenip, heyecan

duyduğumuz konuları… günlük hayatın karmaĢası içinde,

unutma eğiliminde olmaktır. Öğrendiğimiz en değerli Ģeyleri

yazarak… sürekli görebileceğimiz yerlere asmak… bir çözüm

olabilir.

*Ġnanç eksikliği… kendimize güvenememektir.

Oysa baĢarıya giden yol… baĢarısızlıklardan ve risk almaktan

geçer.

Korkularınızı yenip, gereken detayları daima hatırlayarak,

kendinize güven tazeleyip, harekete geçtiğinizde de… her

zaman, her Ģey istediğiniz gibi geliĢmeyebilir.

Hayata küsmeyin ve ona bir ĢanĢ verin. PeĢin hükümlü olmayın.

Olaylara geniĢ açılardan bakmaya çalıĢın ve sorunlara yönelin.

Problemler ve olumsuzluklar nelerdir ?

*Ġstenmeyen durumlardır…

*Çözüm bekleyen sorunlardır…

*Huzursuzluk yaratan meselerdir…

*Yeni bir değiĢime gösterilen tepkilerdir…

*Ġstenilen Ģeylerin gerçekleĢmemesi durumudur…

*Verimliliğin düĢmesine neden olan etkenlerdir…

Page 303: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

303

*BelirlenmiĢ Ģartların oluĢumunu engelleyen Ģeylerdir…

*Problem ve olumsuzluklar engel değil, hedefe ulaĢamamaktır...

*Problemler… Yöneticilerin varlık sebebidir!..

Projede bir problemin varlığı, problemin fark edilmesiyle baĢlar.

Asıl problem ise problemin yol açtığı rahatsızlıktan onu

yaratanların değil… baĢkaları‟nın etkilenmesidir…

Ġnsanlar baĢkalarının yarattığı problemlere duyarlı iken, kendi

yarattıkları problemlere karĢı duyarsızdırlar…

Bazı yöneticiler karĢılaĢtıkları problemleri çözmek yerine onu

gizlemeye çalıĢırlar…

Problemin tespit edildiği her yerde, bir geliĢme fırsatı vardır…

Bu sebeple problemleri gizlemek yerine çözmek için harekete

geçmek gereklidir…

Hedefleriniz ile ilgili olarak, herĢeyi her zaman kontrol etmenin

% 100 mümkün olamayacağı gerçeğinden hareketle . . .

Bazı Ģeyleri oluruna bırakarak içtenlikle ve artniyetsiz olarak

yolunuza devam ederken de, ünlü Çin düĢünürü “Lao Tzu”nun

Ģu öyküsü, aklınızın bir kenarında bulunsun...

***************************************************

Köyün birinde… bir yaĢlı adam varmıĢ.

Page 304: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

304

Çok fakirmiĢ… Ama… Kral bile onu kıskanırmıĢ...

Öyle dillere destan bir beyaz atı varmıĢ ki, Kral bu at için

ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiĢ, ama adam

satmaya yanaĢmamıĢ.

“Bu at, bir at değil benim için, bir dost!.. Ġnsan dostunu

satar mı?” dermiĢ hep.

Bir sabah kalkmıĢlar ki, at yok.

Köylüler, ihtiyarın baĢına toplanmıĢ:

“Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları,

çalacakları, belliydi. Kral‟a satsaydın, ömrünün sonuna

kadar beyler gibi yaĢardın. ġimdi ne paran var, ne de

atın.” demiĢler...

Ġhtiyar; “Karar vermek için acele etmeyin” demiĢ.

“Sadece at kayıp, deyin… Çünkü gerçek bu. Ondan ötesi

sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması,

bir talihsizlik mi? Yoksa bir Ģans mı? Bunu henüz

bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir baĢlangıç.

Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.”

Köylüler, ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüĢler…

Aradan 15 gün geçmeden; at, bir gece ansızın dönmüĢ.

Herkez çok ĢaĢırmıĢ…

Page 305: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

305

Meğer çalınmamıĢ, dağlara gitmiĢ kendi kendine.

Dönerken de, vadideki 12 vahĢi atı peĢine takıp getirmiĢ.

Bunu gören köylüler toplanıp ihtiyardan özür dilemiĢler.

“Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil

adeta bir devlet kuĢu oldu senin için, Ģimdi bir at sürün

var.”

“Karar vermek için gene acele ediyorsunuz” demiĢ, yaĢlı

ihtiyar. “Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen

gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz

bilmiyoruz. Bu daha baĢlangıç. Birinci cümlenin birinci

kelimesini, okur okumaz… kitap hakkında, nasıl fikir

yürütebilirsiniz?”

Köylüler, bu defa açıkça ihtiyarla dalga geçmemiĢler

ama, içlerinden “Bu herif sahiden bunadı” diye

geçirmiĢler...

Bir hafta geçmeden, vahĢi atları terbiye etmeye çalıĢan

ihtiyarın tek oğlu, attan düĢmüĢ ve ayağını kırmıĢ.

Evin geçimini temin eden oğul, Ģimdi uzun zaman

yatakta kalacakmıĢ…

Köylüler gene gelmiĢler ihtiyara.

“Bir kez daha haklı çıktın” demiĢler...

“Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre

kullanamayacak. Oysa sana bakacak baĢkası da yok.

Page 306: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

306

ġimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın”

demiĢler…

Ġhtiyar, “Siz erken karar verme hastalığına

tutulmuĢsunuz” diye cevap vermiĢ.

“O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. Gerçek

bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar

doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve

ondan sonra neler olacağı, size asla bildirilmez.”

Birkaç hafta sonra, düĢmanlar kat kat büyük bir ordu

ile saldırmıĢ. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün

gençleri askere çağırmıĢ. Köye gelen görevliler, ihtiyarın

kırık bacaklı oğlu dıĢında bütün gençleri askere almıĢlar.

Köyü matem sarmıĢ. Çünkü savaĢın kazanılmasına

imkân yokmuĢ, giden gençlerin, ya öleceğini ya da esir

düĢeceğini herkes biliyormuĢ.

Köylüler, yine ihtiyara gelmiĢler...

“Gene haklı olduğun kanıtlandı” demiĢler. “Oğlunun

bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler,

belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının

kırılması, talihsizlik değil, ĢansmıĢ meğer...”

“Siz erken karar vermeye devam edin” demiĢ, ihtiyar…

“Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek

gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde...

Page 307: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

307

Ama bunların hangisinin talih, hangisinin Ģanssızlık

olduğunu sadece Allah biliyor.”

Lao Tzu, öyküsünü Ģu nasihatle tamamlamıĢ:

*)Çok acele karar vermeyin.

*)Hayatın küçük bir dilimine bakıp, tamamı hakkında

karar vermekten kaçının.

*)Karar; aklın durması halidir.

*)Karar verdiniz mi, akıl düĢünmeyi… dolayısı ile

geliĢmeyi durdurur.

*)Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar.

*)Çünkü geliĢme halinde olmak tehlikelidir ve insanı

huzursuz yapar.

*)Oysa yollar, genellikle asla sona ermez.

*)Bir yol biterken, yenisi baĢlar.

*)Bir kapı kapanırken, baĢkası açılır.

*)Bir hedefe ulaĢırsınız ve daha yüksek bir hedefin

hemen oracıkta olduğunu görebilirsiniz…

***************************************************

Page 308: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

308

UZMANLAR . . .

*)Uzmanlara danıĢın!

Özellikle bizim coğrafyamızda lider‟ler son derece yalnızdırlar.

Çünkü herkez, onların herĢeyin doğrusunu bilmesini, en doğru

olanı yapmasını ve herĢeyle tek baĢına, baĢa çıkmasını bekler.

Oysa... liderler‟de insandır ve taĢıdıkları sorumluluğun ağırlığı

nedeniyle bir çok konuda uzman desteğine ihtiyaç duyabilirler.

Page 309: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

309

Size bir örnek!

Diyelimki; çok arzu ettiğiniz bir yere, gitmek istiyoruz. Ama

nasıl gideceğinizi bilmiyorsunuz. Elinizde sadece adres var.

Karar verdiniz, yola çıktınız ve gitmek isteğiniz yere ulaĢmak

için tüm yolları denediniz. Sonuçta 2 Ģık var. Ya istediğiniz yere

ulaĢırsınız, ya da ulaĢamazsınız.

UlaĢamazsanız, zaten yapacak birĢey yok. Sonuçlarına

katlanarak; ya yeniden denersiniz, ya da vazgeçersiniz.

Diğer olasılıkla istediğiniz yere ulaĢtığınızı düĢünelim. Ancak

ulaĢtığınızda çok yorulmuĢ ve tüm kaynaklarınızı tüketmiĢ

olabilirsiniz. Oysa, yola çıkmadan önce, bilen birine yolu

sorabilir ve gitmek istediğiniz yere, en kısa zamanda, en rahat

Ģekilde ve en ekonomik yoldan varabilirdiniz.

DanıĢmanlık, iĢte böyle bir Ģey...

Uzmanlık alanı ile ilgili kendisine sorulan yolu, en doğru Ģekilde

tarif edebilmek danıĢmanın asli iĢi. Gelecekte olmak istediğiniz

yere, nasıl ulaĢacağınızı gösteren yol haritanızın çizilmesi ve o

yol haritasına göre ilerlerken, uzun ve gereksiz yollara

sapılmasının engellenmesi, önemli bir Ģekilde maddi ve manevi

kayıpları önler.

Yol ve yol haritası konusunda biraz gülümsemekte yarar var...

***************************************************

1950‟li yıllarda Amerikalı mühendisler, Türkiye‟ye gelmiĢ.

Page 310: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

310

Bir kısım, yol ve imar çalıĢmalarına rehberlik ediyorlarmıĢ.

O zamanlarda, dağlık arazilerde yol güzergâhını belirleyecek,

alet yok… edevat yok… eleman yok…

Bayındırlık mühendisleri yüklü bir eĢeği yokuĢa sürüyorlar,

arkasından iĢçiler ip çekerek ve belirli aralıklarla eĢeğin ayak

izlerine kazık çakıp, istikamet belirliyorlarmıĢ.

Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamıĢ ve

sormuĢ;

“Ne yapıyorlar böyle?”

“Rampa‟da yolun güzergâhını belirliyorlar.”

“Anlayamadım?”

“Yüklü bir EĢek, %10 eğimin üstüne çıkamaz, biz de eĢeğin

izinde kazık çakıp, rampa da yol güzergâhı belirliyoruz.”

deyince… Amerikalı katılarak gülmeye baĢlamıĢ.

YatıĢınca da, sormuĢ;

“Peki, eĢek bulamayınca ne yapıyorsunuz?”

Bizimkiler, cevap vermiĢ:

“Amerika‟dan mühendis getirtiyoruz.”

***************************************************

Page 311: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

311

BÜTÇE PLANLAMA . . .

*)Paraya göre proje yapmayın!

Özellikle ülkemizde... “kamu sektörü” ve “özel sektör”den

sonra, “üçüncü sektör” olarak anılan “sivil toplum” yani...

STK‟lar ve Vakıf‟lar... son on yıl içinde hızlı bir değiĢim ve

geliĢim sürecine girdi. Sivil toplum kuruluĢları ülkenin

demokratikleĢme ve kalkınmasında önemli aktörler olarak

ortaya çıkmakta, her geçen gün… gerek nitelik, gerekse sayıca

artmaktadır.

Bu geliĢim ve büyüme süreci… beraberinde, özellikle mali

kaynaklar ve destekleyici ortam konularında, daha fazla destek

ihtiyacını gerektirmektedir...

Page 312: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

312

2008 yılı itibariyle ülkemizde, Dernekler il Müdürlüklerine

kayıtlı 75.000 den fazla Dernek ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne

kayıtlı 5.000 ne yakın Vakıf var.

Bunların çoğu sosyal amaçlı dernek ve vakıf. Yardım Toplama

Kanunu‟n da belirtilen kriterlere göre ayni ve nakdi gelir elde

edip, proje faaliyetlerini sürdürebiliyorlar. Tabii bunların içinde

de “Kamu Yararına” Dernek ve Vakıf olanlar, diğerlerine göre

daha ĢanĢlı.

Kamu yararına olabilmek içinde, yapılan ve yapılacak olan

faaliyetlere göre, ĠçiĢleri Bakanlığı‟nın önerisi ve Bakanlar

Kurulu kararı gerekiyor.

Bu tür avantajlarınız söz konusu değilse; özkaynaklarınızı ölçün,

biçin ve net bir Ģekilde ortaya koyun. Bütçe kontrolünüzü tam

yapın... Nakit AkıĢ Tablosunu oluĢturun...

Nakit akıĢı... “Değirmenin Suyu” dur...

Projelerinize göre ek kaynak oluĢturabilmek için Bankalardan

ve Sigorta ġirketlerinden yararlanabilirsiniz. (Tüm grubunuzun,

Kredi Kartı + Otomatik Ödeme + Poliçe harcamaları‟nı, belirli

bir % karĢılığında tek noktaya yönlendirmek v.s. gibi...)

Vaad‟lere çok güvenmeyin. YokmuĢ farzedin. “Alacak‟la Borç

Ödenmez” düsturunu unutmayın.

Birde, “Hele bir baĢlayalım, sonrası Allah Kerim” diyerek,

rakkamları belli olmayan projelere, aman dikkat. Sakın

çapınızdan fazla açılmayın.

Page 313: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

313

Sıkça yapılan hatalardan biri önce para bulup, o paraya

göre proje hazırlamaktır. Eğer baĢtan böyle bir kaynağı

bulup, parayı temin edebiliyorsanız?

Bravo, Helal Olsun. Size!

Ayrıca; bunaltıcı baskılarla çevrenizi zorunlu davetiye ve bilet

satıĢına zorlayarak yapılan, konser, yemek v.s.gibi aktivitelerin,

proje üretmek değil, sadece organizasyon yapmak olduğunu,

asla aklınızdan çıkarmayın.

Toplum için yapılacak “Kurumsal Projeler”de AB Hibe

Programlarını takip edin ve kriterlere odaklanın. Sivil Toplum

GeliĢtirme Merkezleri Web Sitesi‟den yararlanın. Hibe alan

projeleri inceleyin ve kriz dönemlerine dikkat edin...

Bu konular da, Ġnternet‟i sonuna kadar kullanın. Özellikle

Google da “Sosyal Sorumluluk Projeleri” veya “Kurumsal

Sosyal Sorumluluk” gibi aramalar yaptığınızda, size rehperlik

yapabilecek ve görüĢ alıĢveriĢinde bulunabileceğiniz, birçok

örnekle karĢılaĢacaksınız.

Ġnterneti sonuna kadar kullanmak deyince aklıma geldi. Her

konuda olduğu gibi bilgisayarda da, hiç bir zaman dikkati elden

bırakmamak gerekiyor.

***************************************************

2004 yılında yaĢanmıĢ ve kayıtlara geçmiĢ bir olay . . .

Adamın biri seyahate çıkar ve geldiği Ģehirde otele yerleĢir.

Odasına girdiğinde masada internet bağlantılı bir bilgisayar

Page 314: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

314

görür ve karısına e - mail atmaya karar verir. Oturur hazırlar ve

yollar. Fakat yazdığı mesajı, farkında olmadan yanlıĢ bir adrese

gönderir...

Tam bu sırada baĢka bir yerde, baĢka bir kadın, kocasının

cenaze töreninden eve yeni dönmüĢtür. Ve... Bilgisayarında

mail‟i görür. ArkadaĢlarından geldiğini düĢündüğü e - mail‟i

okuyunca... olduğu yere yığılıp kalır.

O sırada odaya giren kardeĢi, masanın üstüne yığılan ablasını ve

ekrandaki mesajı görür...

Kime: Sevgili Karıma...

Konu: Yeni Geldim....

Mesaj: Bu kadar çabuk! benden haber aldığın için,

ĢaĢıracağından eminim. Buraya, çok rahat bir yolculuktan sonra

yeni ulaĢtım ve yerleĢtim.

Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e - mail

gönderebiliyoruz.

Sanki herĢey yarın seninde buraya geleceğini düĢünerek

hazırlanmıĢ. Seninle buluĢmayı dört gözle bekliyorum.

Umarım, benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin...

***************************************************

ġaka gibi değil mi? Neyse konumuza devam...

Para konusu ciddi bir konudur. Bu nedenle her proje bittiğinde

mutlaka hesaplarını kapatın, kayıtlara geçirin ve bilançolarını

çıkartın. Ve de bir suretlerini kendiniz için mutlaka saklayın!..

Page 315: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

315

SPONSORLUK ĠLĠġKĠLERĠ . . .

*)Sponsorluk iliĢkilerine özen gösterin!

Sponsorluk; çeĢitli kurum ve kuruluĢların, genellikle tanıtım ve

reklam amacıyla, daha geniĢ kitlelere ulaĢmak için.. etkinliklere,

organizasyonlara veya sosyal sorumluluk projelerine, ayni ve

nakdi kaynak aktarma yoluyla, destek vermesidir.

Page 316: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

316

O neden‟le, prosedürü dikkatli oluĢturun. AĢamaları, yetkileri

ve yetkilileri doğru saptayın. Sponsorunuz veya sponsorlarınızla

(Ana Sponsor, Medya Sponsoru, ĠletiĢim Sponsoru, UlaĢım

Sponsoru v.s.) mutlaka sözleĢme yapın. KarĢılıklı raporlamayı

da gözardı etmeyin.

Yapılacak sözleĢmede, özel maddelerin dıĢında, olması gereken

“mutlak madde”lere dikkat etmek de gerekiyor...

Madde 1) Taraflar ve Adresler...

Madde 2) Proje ve Ġlgili Kurumlar...

Madde 3)Tanımlamalar ve Detaylar...

Madde 4) SözleĢmenin Süresi ve Sürekliliği...

Madde 5) Proje Yetkilileri ile Yönetim ve Denetleme...

Madde 6) Projenin Organizasyonu...

Madde 7) Projenin Diğer AĢamaları...

Madde 8) Tarafların Görevleri ve Sorumlulukları...

Madde 9) Maddi Konular (Bütçe ve Bütçe Yönetmeliği)...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

(Ve... Projenin devamı söz konusu olursa, rüçhan hakkı...)

Page 317: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

317

Sponsorluk ve sosyal sorumluluk projeleri yaklaĢımında…

Geleneksel yaklaĢım…

Birçok kurum geleneksel yöntemlerle sosyal sorumluğunu

yerine getiriyor. En çok izlenen yol ise toplumsal sorunların

çözümüne… bağıĢ yoluyla katkıda bulunmak Ģeklinde!..

Stratejik herhangi bir yaklaĢımın izlenmediği geleneksel

yöntemlerde, kurumların bir kısmı bu iĢ bir “Hayır ĠĢi” dir…

diyerek iletiĢimini yapmıyor…

Bir kısmı ise bu çabalarının kamuoyu tarafından bilinmesini

istiyor ve halkla iliĢkiler departmanlarının bu noktada devreye

girmesini istiyor…

Yeni yaklaĢım da ise…

Kurum hedeflerinin ön plana çıkartıldığı… yeni yaklaĢımda,

kurumun… vizyon, misyon, değer ve hedefleri göz önünde

bulundurularak oluĢturulan, sosyal sorumluluk stratejisinin…

baĢta yönetim ve idari kurulları olmak üzere… çalıĢanlar,

tedarikçiler, müĢteriler ve toplum tarafından, benimsenmesi

hedefleniyor…

Bu durumda kurumdaki tüm departmanların, belirlenen strateji

doğrultusunda hareket etmesi ve çalıĢma sürecinin… oluĢturulan

sosyal sorumluluk stratejisini destekler biçimde gerçekleĢmesi,

bekleniyor.

Page 318: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

318

PROJELERDE LOJĠSTĠK YÖNETĠM . . .

*)Projelerde, Lojistik Yönetim‟e de mutlaka önem verin!

Lojistik, Latince‟de akıl / mantık ve istatistik kelimelerinden

gelir. Yani... mantıklı istatistik... “Hesap / Kitap Meselesi”.

Aslen 2. Dünya SavaĢı‟ndan sonra kullanılmaya baĢlayan

stratejik bir askeri terim olmakla birlikte, Ülkemiz‟de son

dönemlerde % 100 doğru olmasa da, ağırlıklı olarak; ekonomide

tedarik, üretim ve tüketici zincirleri arasındaki “Nakliyecilik,

Depoculuk ve Dağıtım Organizasyonları (Kargo)” Ģeklinde

kullanılmaktadır.

Biz burada...proje kaynakları, aĢamaları ve ögeleri ile projeden

yararlanacak hedef kitlelerin arasındaki iliĢkilerden... lojistiğin

yönetiminden bahsediyoruz...

Yani, hedef kitle odaklı hizmetlerin, planlanan zamanlarda,

olması istenen yerlerde temin edilmesinden ve sunulmasından...

gereken Ģeylerin, gereken zamanlarda, gereken yerlerde, gereken

kiĢi... kurum... ve kuruluĢlar‟a... ulaĢtırılmasından!..

Projelerde lojistik... hedeflerimizle ilgili çalıĢma ve hizmetlere

yönelik... planlama, organizasyon, destek ve stratejik yönetim...

faaliyetlerinin bir bütünüdür.

Page 319: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

319

PROJE‟NĠN; ADI . . . LOGO‟SU VE SLOGANI . . .

*)Projenizin; Adı, Logo‟su, Sloganı, Amacı, Hedef Kitlesi,

BaĢlangıç ve BitiĢ Tarihleri tam olarak kesinleĢtikten sonra,

gerekiyorsa 5 yıllık Bütçesi ile Organizasyon ve ÇalıĢma

Planları‟nın... net ve ölçülebilir olmasına dikkat edin!

Elde etmeyi umduğunuz pozitif geliĢmeleri somut veriler‟le

gösterin ve detayları‟da göz ardı etmeyin...

“Mükemmellik detaylarda gizlidir.” sözündeki gerçek payı ile

birlikte... “Detaylara saplanıp, ana amacınızdan uzaklaĢmayın.”

sözündeki, doğruluk payından bahsetmek istiyorum.

Page 320: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

320

“DanıĢman‟lığını ve Genel Koordinatör‟lüğünü” yaptığım,

kurumsal iletiĢim ve kurumsal sosyal sorumluluk projeleri,

konusunda çok ciddi çalıĢmalar yapan...

Ġlaç ve kozmetik hammaddeleri konularında, ülkemizin en eski

ve önde gelen yabancı ortaklı Ģirketlerinden biri, kozmetik

konusunda “Cilt Bakım Losyonları” üretimine girmiĢti. Üretim,

Ģirketin ana konusu değildi ve her yeni giriĢimde olduğu gibi,

Yöneticiler ve Yönetim Kurulu Üyeleri arasında çeliĢkiler ve

çekiĢmeler vardı...

Bu Ģirket, yani... Yılbak Ticaret A.ġ. ;

1936 yılında Yılbak Ticaret Limited ġirketi olarak kurulmuĢ,

1947 yılında Bakanlar Kurulu‟nun 30.06.1947 tarih ve 3 / 6103

sayılı kararı ile Anonim ġirket olarak tescil edilmiĢti.

KuruluĢ yıllarını takiben, ilaç ve yağlı tohum ticareti ile meĢgul

olan Yılbak… Wander Ciba ilaç fabrikası mamullerinin

Türkiye‟de üretilmesi ve satılması amacıyla, yeni fabrika ve

Ģirket kurulması aĢamasında, bu kuruluĢa % 13 oranında iĢtirak

etmiĢti.

Wander‟in, Sandoz‟a devrolduğu 1971 yılından itibarende,

çeĢitli yurtdıĢı firmaların temsilciliklerini yaparak, ticari

faaliyetlerini sürdürmekte.

Ağırlıklı olarak, aralarında ortaklarının da bulunduğu Ġsviçre‟li

üretici firmalarla çalıĢan Yılbak… aynı zamanda Ġsviçre Ticaret

Odası Derneği üyesi olup, kimyasal ilaç, kozmetik, gıda ve boya

Page 321: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

321

hammaddeleri, blister ambalajları, veteriner aĢıları, tohum

kaplama malzemeleri, cam buzlama ve kalite kontrol cihazları

ile ilgili temsilcilikleriyle, endüstriyel konularda sanayi

sektörümüze destek olmakta…

Her zaman için konularında, en önde olmayı ilke edinen Yılbak,

ürünleri... çözümleri... satıĢ sonrası hizmetleri ile... çalıĢanları,

ortakları ve müĢterileri için, artı değerler üreten bir Ģirket

vizyonuyla, Avrupa Birliği standartlarında çalıĢmalarına devam

etmekte.

Bu konumdaki bir Ģirkete, üretim konusunda devam kararı

aldırabilmek için, kozmetik ekibimizdeki arkadaĢlarımızla

yaptığımız toplantılar neticesinde, aĢağıda takdim ettiğimiz

“5 Yıllık Stratejik Plan”ı ortaya koyduk.

Ve Plan… Genel kurulda oybirliği ile kabul edildi.

***************************************************

2006 &&& 2007 &&& 2008 &&& 2009 &&& 2010

Amacımız;

Yılbak Ticaret A.ġ. olarak, 1936 yılından bu yana tam 70

yıl‟dır; Türk Ġlaç, Kimya, Ambalaj ve Gıda sanayii‟ne,

Dünya‟nın önde gelen markaları ile hizmet vermeye devam

Page 322: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

322

ederken, kendi bünyemiz içinde üretime dayalı bir ‟‟Marka‟‟

oluĢturmak ve sürekli olarak büyüyen kozmetik pazarında

yerimizi almak.

Hedefler ve Hedef Kitle;

Çok fazla bir yatırım gerektirmeyen (leasing sistemi ile) ve 2 - 3

yıl içinde kendi kendini finanse edebilecek olan Cilt Bakım

Losyonu pazarına, sempatik bir ürün ile katılıp, daha sonra yine

kendi finansmanı ile Ürün Gamı‟mızı ve Pazar Payı‟mızı

geniĢletmek. Bunun için‟de, genç Türkiye nüfusunda, özellikle

kiĢisel bakımına özen gösteren ve cilt güzelliğine önem veren

20 - 40 yaĢ grubunda 20 Milyon civarındaki genç‟e hitap etmek.

Yurtiçi -YurtdıĢı Fuarlar ve Ġhracat imkanlarıyla‟da tüm

Dünya‟ya açılmak.

ġirket, Kadro, Üretim;

Yılbak Ticaret A.ġ. bünyesinde‟ki, “Genel, Ġdari ve Teknik

Personelimizin” katkıları ile 1 Üretim ve Ar-Ge Yöneticisi, 1

SatıĢ ve Dağıtım Yöneticisi ve de 2 Yardımcı Personel‟le

oluĢturulacak Kadro; Yılbak deposunun altında bulunan 150 m2

alan‟daki üretim ve dolum tesislerimizde, 1 ay‟da üretebilecek

5.000 adet, 200 ml lik ürünler için, gerekli hammadde, stok ve

dağıtım hizmetlerini karĢılayacak nitelikte bulunmaktadır.

Ürün ve Ürün Yelpazesi;

Ülkemizde büyük bir rekabetin yaĢandığı kozmetik pazarında,

sürekli bir yer edinebilmek için, kalitemizden ödün vermememiz

Page 323: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

323

ve fiyat olarakta, piyasa Ģartlarına uygun sekilde, makul bir

düzeyde olmamız gerekmektedir. (Hem ürün, hem ambalaj

açısından) Bu da, birbirine karıĢmayan renklerden oluĢan 2

faz‟lı meyva esanslı (Aromaterapi özellikleri nedeniyle; Çilek,

Kavun, ġeftali), bitkisel bazlı hem jel hem krem yapısı, gliserin

ve propilen glikol gibi nemlendiriciler, vitaminler ve aktif

maddeler (Panthenol, Allantion,Aminoasit komplexleri) içeren

ve cilt pH‟ı ile aynı değerde olan pH 5,5 gibi özellikleriyle,

üretimine baĢladığımız ürünlerimiz için, çok zor

gözükmemektedir.

Ürün gamı‟nın geniĢletilmesi ise, yeni yatırım gerektirmeyecek

Ģekilde, dönüĢümlü üretim programlarıyla planlanacaktır. (DuĢ

Jeli, ġampuan, Nar Öz‟lu ve Aloe Vera‟lı GüneĢ Ürünleri, Özel

Oyuncak Ambalajlı Çocuk Ürünleri v.s.)

Pazar AraĢtırmaları ;

Ülkemizdeki yıllık kozmetik pazarı 8 ile 10 Milyar YTL

arasında değiĢmektedir. Bunun içindeki losyon pazarıda 1,5 ile 2

Milyar YTL arasındadır.

Ve… Bu “Losyon” pazarında‟da 150 - 200 yerli ve yabancı

“Marka” yer almaktadır.

Tüm bu markalar; 25.000 Eczane, 20.000 Market ve 5.000

Kozmetik Mağaza‟dan oluĢan, SatıĢ Noktaları‟nda tüketici ile

buluĢmaktadır.

Bu rakkamlara, % 40‟ında kozmetik ürün satılan 50.000 Küçük

Market, dahil değildir.

Page 324: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

324

SWOT ANALĠZĠ

Bu pazarda istediğimiz gibi yerimizi alabilmemiz için Swot

Analizi yaptığımız‟da;

Strenghts (Güçlü Yönlerimiz)

ĠĢ planımız ve üretim gücümüz ile satıĢ,

pazarlama, ithalat ve ihracat deneyimlerimiz.

Ürünlerimizin,

tanıtımlarda ilgiyle karĢılanması, sempatik görünümü.

Her cilde uygun dermotolojik özellikler.

Uygun fiyat ve ödeme Ģartlarımız.

Son kullanım tarihlerimizin uzun olması.

Weaknesses (Zayıf Yönlerimiz)

Pazarda “Ġthal ve Yerli“ çok sayıda Marka‟nın bulunması.

Birçok Marka‟nın, maaĢ + primli;

SatıĢ Temsilcisi, Ürün Hostesi ve Cilt BakımUzmanı olması.

DüĢük fiyatla, Konsinye ve 4 - 6 Ay Vade ile yapılan SatıĢlar.

Ünlü rakiplerimize karĢı;

Reklam, Promosyon, Stok ve Dağıtım Bütçelerimizin darlığı.

Tek ürün ile piyasaya girmek.

Page 325: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

325

Kaygan sözleĢme zeminleri.

Opportunities (Fırsatlarımız ve Avantajlarımız)

Ürünlerimiz,

Pazarlama çalıĢmalarımızın geldiği nokta,

Web Sitemiz,

E-mail Grubumuz,

Patentimiz,

Üretim Ġzinlerimiz,

Üretim Tesislerimiz,

Online SatıĢ GiriĢimlerimiz,

Ekip ÇalıĢmalarımız,

Standardizasyon Eğitimleri ve KurumlaĢma,

Yetkili Satıcılar, sistemimizin oluĢmaya baĢlaması,

Yilbak Ticaret A.ġ.nin Gücü ve Desteği.

Threats (Tehditler - Dezavantajlarımız)

Benzer isimler altında taklit ürünlerin pazara çıkması.

Serbest ve Spot SatıĢlar.

Elzem ihtiyaç maddeleri arasında yer almamamız.

Ülkemizde yaĢanabilecek ekonomik krizler. (Özellikle

2008‟de)... ön plana çıkmaktadır.

Marka ve Pazar Payı;

Birim maliyetimizi 2.50 / 3.- YTL ve SatıĢ fiyatımızı 3.75 YTL

+ KDV olarak saptadığımız BABĠOL Komple Cilt Bakım

Losyonlarımız için 2007 yılında hedeflediğimiz ciromuz ;

Page 326: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

326

3.75 x 40 / 45.000 Adet için 150 / 160.000.- YTL + KDV

civarında olacaktır.

Markamızın değerini ve kalitemizi koruyarak yer aldığımız

Kozmetik Pazarında, yurtiçi ve yurtdıĢı talep artıĢlarının

getireceği finansal destekle de büyümeyi hedeflemekteyiz.

(Bugün ki kapasitemiz ve tesislerimizle üretimi‟mizi 2 katına

çıkartmamız mümkündür.)

Pazarlama Stratejimiz;

Türkiye Ģartlarını göz önüne aldığımızda, çok büyük; Reklam ,

Promosyon ve Stok yatırımlarına girmeden, Dağıtım

Kanallarını kullanarak, “Permission Marketing” sistemi ile

çalısmalarımızı yönlendirmekteyiz.

Bu sistemle, 1/1 iliĢkilerle karĢılıklı güvene dayanan ve uzun

vadeli bir pazarlama stratejimizin oluĢması; pazar payımızın‟da,

sürekli artan bir satıĢ grafiğine, sahip olmasını sağlayacaktır.

Bu bağlamda 2007 ġubat , Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran

Ay‟larında, toplam 30.000 Km. yol katedilerek, tüm Türkiye

genelinde ‟‟Zone Marketing‟‟ uygulaması baĢlatılmıĢtır.

ġu anda; Ülkemizdeki, Ġlaç ve Kozmetik Dağıtım Pazarı‟nın

% 45‟ine sahip olan ”Hedef Alliance Holding A.ġ.” ile

sözleĢmeli olarak çalısmaktayız. Holding bünyesindeki; Hedef

Ecza Deposu A.ġ. ve Esko Kozmetik A.ġ. nin, Edirne‟den…

Van‟a kadar, 35 Ġl ve Ġlçe‟deki Bölge Müdürlüklerini tek tek

ziyaret edip, Babiol‟un tanıtımını ve “SatıĢ Ekipleri”nin

eğitimlerini gerçekleĢtirerek, 80 Vilayet‟te Eczaneler ve

Page 327: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

327

Marketler vasıtasıyla, 20.000 Nokta‟da, tüketiciye ulaĢmıĢ

durumdayız.

Ayrıca diğer dağıtım kanalları olarak Ġstanbul Ecza Kooperatifi,

Ġzmir, Bursa ve Mersin Ecza Kooperatifleri, Online AlıĢveriĢ

Merkezleri ve Kozmetik Dağıtım Depoları ile anlaĢmalarımız

da, sağlanmıĢ durumdadır.

Yeni Yatırımlar;

Ülkemizde her zaman çok yüksek satıĢ potansiyeline sahip “Saç

Çıkartıcı, Tüy Dökücü, Zayıflatıcı, GençleĢtirici ve Cinselliğe

Yönelik, ithal veya yerli ürünler‟le ilgili” yeni yatırımların, artan

gelirle sağlanması ve istihdam yaratmak için, ek finansal destek

gerektirmemesi, konusundaki hassasiyetimiz aynen devam

etmektedir.

Standartlar;

KurumlaĢma çalıĢmalarımız içerisinde yer alan ve özellikle AB

içinde gerekli olan; ISO 9001 ve ISO 14001 Kalite Belgeleri ile

“Toplam Kalite Yönetimi” çalıĢmalarımız, hazırlanan takvime

göre 2007 yılı itibariyle baĢlatılmıĢtır.

Rekabet, Reklam, Fiyat;

Rekabet pazarında, fiyatlarımızı korumak açısından, çok fazla

reklam harcaması yapamadığımız için, markamızla özdeĢleĢmiĢ

bir sloganın, devamlı olarak her yerde ve her firsatta

kullanılmasının yararlarına inanmaktayız.

Page 328: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

328

Cildiniz ve Siz,

YaĢamboyu Birliktesiniz!..

BABĠOL‟LE NĠCE SENELERE…

Alternatif “B” Planımız ;

1)Üretimle birlikte, Pazarlama Stratejileri‟ne yaptığımız

yatırımla, kaliteli “Ġthal Ürünleri”n, SatıĢ ve Dağıtımı‟na

yönelebiliriz.

2)Türkiye Ģartları ve Ģirket prensiplerimiz doğrultusunda,

yatırım ve üretim maliyetlerimizi çıkartıp, kar‟a geçtikten sonra,

Babiol‟den vazgeçmemiz gündeme gelirse, Markamızı en iyi

Ģartlarda baĢka bir firmaya devretmek gibi bir durumu da,

değerlendirebiliriz.

3)Tüm geliĢmeler istediğimiz ve planladığımız gibi olmadığı

takdirde ise, izlenecek yollar arasında …

a)Serbest - Spot Piyasa ve Ġhracat konusunda, tüm giriĢimleri

yapmak,

b)Ġstemeyerek de olsa, Fason üretim‟e geçmek,

c)Üretim tesisimizi, komple veya tek tek elden çıkarmak…gibi

alternatifler de bulunmaktadır…

Page 329: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

329

( 5 YILLIK BÜTÇE / YTL VE STRATEJĠK PLAN )

***************************************************

GĠDERLER;

Yatırım. Üretim. ĠĢletme. Personel. Pazarlama. G.Giderler.

( 2006 ) ( 2007 ) ( 2008 ) ( 2009 ) ( 2010 )

150.000.- 150.000.- 150.000.- 175.000.- 200.000.-

***************************************************

***************************************************

GELĠRLER ; Yurtiçi + YurtdıĢı SatıĢlar Cirosu.

( 2006 ) ( 2007 ) ( 2008 ) ( 2009 ) ( 2010 )

(-) 200.000.- 300.000.- 350.000.- 450.000.-

***************************************************

***************************************************

KAR ... ZARAR;

( 2006 ) ( 2007 ) ( 2008 ) ( 2009 ) ( 2010 )

(-)150.000 (-)100.000 (+)50.000 (+)225.000 (+)475.000

***************************************************

Page 330: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

330

Dip Notlar:

1)Yıllık enflasyon oranı %10 civarında düĢünülmüĢtür.

2)2006 ve 2007 yılı rakkamları, reel rakkamlardır.

3)2006, 2007 ve 2008 yılı Giderlerinin ayni seviyede olmasının

sebebi; Ambalaj maliyetimizdeki düĢüĢ ve Leasing ödemelerinin

8.ay‟da sona ermesidir.

4)2007 yılı itibariyle aylık ortalama satıĢ adetlerimiz 2.900 -

3.000 civarındadır.

5)Bu durumda; birim maliyetimiz 3.65 YTL+ KDV olmakta ve

satıĢ fiyatımız olan 3.75 YTL+ KDV ile birbirini

dengelemektedir.

6)2007 yılının 2. yarısından itibaren, aylık SatıĢ‟lar da ortalama

4.000 adet hedeflenmekte ve bunun, RPT‟si (Ürün‟ün raf‟tan

müĢteriye intikali) içinde, “Sample ve Karton Stand“ çalısmaları

yapılmaktadır.

7)2008 yılı ortalama SatıĢlarımız 5.000 Adet (Normal Üretim

Kapasitemiz) x Ay... hedefi ile Ürünlerimize katmayı

planladığımız “Aloe Vera Jel“ ve diğer katkılarla üretim

giderlerimizi 12.500 / 5.000 : 2.50 YTL + KDV, Zam‟lı SatıĢ

Fiyatımızı ise 5.- YTL + KDV olarak düĢünmekteyiz.

8)Aloe Vera Jel ve GüneĢ Sonrası katkıları, özellikle kozmetik

dağıtım kanallarının Ġzmir, Antalya, Muğla ve Aydın Bölge

Müdürlükleri tarafından istenmektedir.

Page 331: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

331

9)5 Yıllık Bütçe ve Stratejik Plan‟da, ortalama 5.000 Adet/Ay

olarak düĢünülmesine rağmen, Üretim ve SatıĢlardaki artıĢların

2008, 2009 ve 2010 yılında da, ilave bir extra yatırımlar

gerektirmeden süreceğine olan inancımızla, “Ürün Yelpazemiz“i

geniĢletmek yönündeki Swot Raporlarımızı (Tüy dökücü, saç

çıkartıcı, kırıĢıklık giderici, zayıflatıcı, güç arttırıcı... ürünler)

Nisan / 2008 de yapılacak olan 2007 Genel Kurulumuz‟da

Sizlere takdim etmek arzusundayız.

Saygılarımızla.

Pazar AraĢtırma ve GeliĢtirme

Kurumsal ĠletiĢim Grubu . . .

***************************************************

Gördüğünüz gibi 2006 da 150.000.- YTL civarında yatırımla

baĢlayıp, 5 yıllık plan sonunda yaklaĢık 500.000.- YTL artı

değer elde etme planlarımız doğrultusunda yolumuza devam

ederken, 2008 - 2009 krizinde...

Ama doğru, ama yanlıĢ bir kararla, önümüze çıkan bir fırsatı

değerlendirip alternatif “B” planımızın 2. Maddesini uygulama

kararı aldık. Çünkü mazeretlerimiz vardı ve üretmek, ticarete

göre zor bir iĢti...

Neticede, iĢe baĢlarken ortaya konulması gereken ve konulan,

stratejik plan dahilinde hareket edilmiĢti. Önemli olan da buydu.

Belki biraz uzun ve teknik bir örnekleme oldu ama, tüm

projeleriniz‟de hedeflerinizi ve elde etmeyi umduğunuz pozitif

geliĢmeleri, somut veriler‟le ortaya koymanın yararlarını,

göstermek açısından faydalı olabileceğini umuyorum...

Page 332: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

332

ĠZLEME VE DEĞERLENDĠRME . . .

*)Proje izleme ve değerlendirme kriterlerini oluĢturun!

Projenin devamlı olarak izlenmesi için bir plan hazırlayın ve

bunu raporlamaya dayandırın. Özellikle uzun süreli projeler

için, bu raporlar size her aĢamada ıĢık tutacaktır.

Ġzleme... en az değiĢik iki kanaldan yapılmalı ve değerlendirme

kriterlerinde, baĢarı ölçütleriyle birlikte, ulaĢılan ve faydalanan

kiĢi sayısı, mutlaka olmalıdır...

Özellikle de... kaynakları ve kaynakların kullanımını izleyin!..

Rezevr kaynaklarında, değerlendirme planlamalarını hazırlayın.

Page 333: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

333

Projeleri... izlerken ve değerlendirirken, yapılması gereken en

önemli nokta da, varsa aksamaları teĢhis etmek, hataları tespit

etmek ve tedavi yoluna gitmektir.

Her proje, her zaman % 100 baĢarılı olacak diye bir garantimiz

yok, mutlaka arada ders alacağımız sorunlu projeler de olacak.

Önemli olan!.. Hem maddi hem de manevi kaynaklarımızı boĢa

harcamamak ve hatalardan geri dönebilmek ve de gerekiyorsa

hiç ısrarcı olmadan o projeyi ertelemek veya vazgeçebilmektir.

Tabii baĢlamıĢ ve bayağı yol alınmıĢ bir projeden öyle birden

pat diye vazgeçmek, hiç kolay değil. Bu nedenle projelerdeki

ön hazırlık (Analiz, planlama, ekip, strateji, hedefler, sponsor

destekleri, bütçe, v.s.) dediğimiz ve daha önceki bölümlerde

incelediğimiz konularla birlikte, “izleme ve değerlendirme”

aĢamasının önemi de, bir kez daha ortaya çıkıyor.

BaĢlamıĢ veya baĢlatmıĢ olduğumuz herhangi bir çok kapsamlı

proje ile ilgili Ģüpheler oluĢmaya baĢladığında, eğer projeden

vazgeçme aĢaması gündeme geliyorsa, yönetim ekibi olarak

hemen karar vermeden önce, özellikle... size duyulan güven,

verilen baĢarı notu, boĢa harcanan kaynaklar ve emek ile, olası

rakiplerinize vereceğiniz koz‟lar konusunda büyük sıkıntılar

yaĢamamanız için... tarafsız ve bağımsız uzman kurumlardan

yazılı rapor Ģeklinde görüĢ almakta, yararlı olacaktır.

Neticede, baĢarılı olamayacağı konusunda ciddi Ģüphe ve

kanıtlar beliren... projeler hakkında, zararın en düĢük seviyede

nasıl sonlandırılabileceğine dair çeĢitli planların yapılması ve

Page 334: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

334

bunun tüm yetkili organ ve üyelerin katılımıyla netleĢtirilmesi,

üstünüzdeki ve çevrenizdeki olumsuz havanın daha çabuk

dağılmasına yardımcı olacaktır.

Ama ne olursa olsun, herhangi bir projenizle ilgili, böyle bir

olay yaĢamıĢ olsanız dahi... yine pes etmek gibi bir lüksünüz

yok!..

Bu nokta da, iyi bir lider olarak... proje, konu ve olaylarla ilgili;

*Hataları tespit etmek için... çeĢitli ve taraflı suçlamalar yerine,

olumlu ve de yapıcı eleĢtiriler ile cevaplar aramak...

*Güven tazelemek için... öncelikle kendi hatalarınızı ve

bunlardan çıkarttığınız dersleri ekibinizle paylaĢmak ve de

bunları çözüm alternatifleri ile birlikte, ortak bir eğitim ve

araĢtırma platformuna dönüĢtürmek...

*Ve de... yeni projelere... yelken açmak...

Gibi... yine “Size”, çok önemli görevler düĢüyor!..

Özetle; Sayın Dr. Yılmaz Argüden‟in sözleri ile...

Hatadan dönebilmek, bazen çok önemli yeni bir proje kararı

olabilir. Aynı zamanda her hata altın değerinde bir öğrenme

fırsatıdır...

Kurum kültürü‟nün bu fırsatları değerlendirecek Ģekilde

yapılandırılması ise... ceza odaklı bir yaklaĢım yerine,

öğrenme odaklı bir yaklaĢımın benimsenmesiyle

sağlanabilir...

Page 335: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

335

TANITIM VE HALKLA ĠLĠġKĠLER . . .

*)Her projenin bir... tanıtım, halkla iliĢkiler ve kurumsal

iletiĢim stratejisi... olması gerektiğini... asla unutmayın!

Proje aktivitelerinizi insanlara nasıl duyuracaksınız?

Önce eğer imkanınız varsa, projeleriniz için mutlaka Medya‟dan

bir veya birkaç tanıdık bulmaya ve onlardan destek almaya özen

gösterin.

Ancak; Medya‟dan, sizin duyduğunuz heyecanı göstermesini de,

hiçbir zaman beklemeyin.

Sosyal sorumluluk projelerinde, “Tanıtım” dan amaç;

kamuoyuna ve hedef kitleye, yapılacak hizmetler hakkındaki

yeterli ve doğru bilgiyi, kitle iletiĢim araçlarından faydalanarak

ulaĢtırmak ve olumlu bir Ģekilde tanıtıp, benimsetmektir.

Halkla iliĢkiler‟in bize uygun tanımlarından biri ise; tanıtım

faaliyetlerinden de yararlanarak, doğru mesajı, doğru noktalara,

doğru Ģekilde, doğru araçlarla göndermek ve projelerimizi

destekleyen bir kamuoyu oluĢturmaktır.

Kurumsal iletiĢim ve kamuoyu oluĢturmanın... açılımı ise;

Önce konunun uzmanı olan kiĢilerin önderliğinde ciddi bir

hazırlık ve doğru bir iletiĢim planlaması yaparak...

Page 336: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

336

Daha sonra da tüm gönüllü üyelerin katkı ve katılımlarıyla...

Yüz yüze iletiĢimden baĢlayıp, seminer, panel, konferans,

tanıtım toplantıları v.s. ile birlikte, yerel ve ulusal medya gibi

yazılı, sözlü, görüntülü iletiĢim araçlarından da faydalanarak...

GerçekleĢtirilmek istenen projenin her aĢamasında; insanları

uyarmak, bilgilendirmek, eğitmek, ikna etmek, ilgi çekmek veya

varolan ilgiyi arttırmak ve de onlarda ortak bir kanıyla istek ya

da tepki uyandırmak!..

Ģeklinde yapılabilir...

Demokratik bir katılımla, görev tanımları net olarak belirtilerek

hazırlanacak, bir iletiĢim stratejisi‟nde de; bizlerin kim olduğu,

neden var olduğumuz, ne istediğimiz, ilkelerimiz, amaclarımız,

varsa daha önce yaptıklarımız, yapacaklarımız, projenin

yararları ve detayları ile kamuoyundan beklentilerimiz gibi

önemli noktalar, mutlaka yer almalıdır.

Bu bilgiler ıĢığında hazırlacak; logo‟lu, slogan‟lı, haber özetli ve

mesaj içerikli, tek sayfalık ve çoğaltılmıĢ “Basın Bültenleri” de,

tanıtım dosyamız veya CD miz ile birlikte, Medya ile kurulacak

her iliĢkide, çok önemli bir etki yaratacaktır.

Tanıtım ve halkla iliĢkiler konusundaki en önemli nokta, Sizin

anlatmak istediklerinizle, hedef kitlenizin algılamaları ve

konuyu benimseyip sahip çıkmaları, arasındaki dengedir!..

Bu dengenin sağlanması ve korunmasın da, sponsorlarınızın

desteği en büyük yardımcınız olacaktır.

Page 337: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

337

“Medya‟dan bir tanıdık”... konusunda ilginç bir örneğe daha, bu

satırları yazarken rastladım.

Hatırlıyacaksınız, Sosyal Sorumluluk Projeleri bölümünde,

ġirketlerin ve Sivil Toplum KuruluĢları‟nın birlikte yapmakta

oldukları proje örnekleri içinde...

ÇYDD ve Metro Group‟un, “ÇağdaĢ Kızlar / Ġmkansız Periler”

Projesi de vardı.

Bu proje ile ilgili, Sayın Vahap Munyar‟ın 28.12.2008 tarihli

Hürriyet Gazetesi‟nde ki köĢesinden...

***************************************************

“Ġmkansız Periler‟i yaptı, ya tutmazsa korkusuyla ağladı.”

Önceki Cumartesi saat 09.00 ... Elazığ‟daki Akgün Oteli‟nin

lobisi... “Elazığ BuluĢuyor”a katılanlarla birlikte organize sanayi

bölgesine gitmeye hazırlanırken telefonum çaldı. Arayan Metro

Group - Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek Tekeoğlu‟ydu.

BaĢladı ağlamaya... Metro Group çalıĢanları olarak 10 ilimizi

dolaĢıp, 45 baĢarılı kız çocuğunun hayat hikayesini içeren

“Ġmkansız Periler” adlı bir kitap hazırladık. Doğan Kitap‟tan

çıktı... Geliriyle ÇağdaĢ YaĢamı Destekleme Derneği üzerinden,

kız çocuklarının eğitimlerine destek vermeyi sürdüreceğiz.

Ancak gazeteler tek satır yer vermemiĢ. Kız çocuklarının

okumasına destekten baĢka amacımız yok. Nasıl olur da kimse

Page 338: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

338

yayınlamaz!..

Ben de... Gündem çok yoğun, bir iki gün bekleyin, moralinizi

bozmayın, sabredin, birçok yerde yayınlanır... dedim.

Dediğim çıktı. Pazar‟dan baĢlayarak gazetelerin çeĢitli

bölümlerinde ve yazarların köĢelerinde “Ġmkansız Periler”den

söz edildi. Televizyon ekranlarına yansıdı. Ġmkansız Periler de

Metro Group çalıĢanlarının emeği ve imzası var.

Hepsi, kitabın yılbaĢı hediyeleri arasına girmesini ve daha fazla

kız çocuğunun eğitimine katkı sağlamasını bekliyor...

***************************************************

Kurumsal iletiĢim planlarında, dikkat edilmesi gereken önemli

konular ise…

*Hedefi vurmak için, önce hedefi görmek gerektiğini

unutmamak…

*Mesajınızı ve hedef kitlenizi netleĢtirmeden, iletiĢim planları

yapmamak…

*ĠletiĢimi... sadece reklam, medya ve halkla iliĢkilerden

ibaret zannetmemek…

*Kendi tercihlerinizle, hedef kitlelerinizin tercihlerini

karıĢtırmamak…

*Bütün yayınlarda haber olma, sevdasına olmamak...

Ģeklinde sıralanabilir!..

Page 339: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

339

POLĠTĠKA VE DĠPLOMASĠ . . .

*)Tüm iliĢkilerinizde “Politika (Siyaset)” ve “Diplomasi” yi

gözardı etmeyin!

Türk Dil Kurumu, politika ve siyaset‟i; bir hedefe varmak için,

iĢleri (genellikle, devlet iĢlerini) düzenleme ve yürütme sanatı…

diye tarif ediyor ve bunun içinde karĢınızdaki‟lerin, duygularını

okĢamak, zayıf noktalarından ve aralarındaki uyuĢmazlıklardan

yararlanmak gibi yolları öneriyor. (Valla, Ben söylemiyorum…)

Diplomasi, için ise; Uluslararası iliĢkileri düzenleyen anlaĢmalar

bütünü… Yabancı bir ülkede veya uluslararası bir toplantı da

ülkesini temsil etme iĢi ve sanatı… Güç bir görüĢme sırasında

gösterilen, ustalık ve beceriklilik… deniyor.

Page 340: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

340

Ġyi bir politika ve diplomasi stratejisi, her zaman güçünüze güç

katar. Bunu da Ģu örnekle hatırlayın...

***************************************************

Adamın biri safariye çıkarken yanına köpeğini de almıĢ.

Güzel köpek bir gün, daha önce hiç alıĢık olmadığı orman‟daki

tabiat ortamında dolaĢıp, kelebekleri kovalar ve renkli çiçekleri

koklarken, kaybolduğunu fark etmiĢ!

Ne yapacağını düĢünürken bir de bakmıĢ ki, karĢıdan bir leopar

geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor…

“ġimdi baĢım dertte” diye düĢünmüĢ, Köpek.

Etrafına bakmıĢ, yerde kemik parçalarını görmüĢ.

Hemen arkasını leoparın geldiği yöne çevirerek kemikleri

kemirmeye baĢlamıĢ ve bu arada da arkadaki hareketi

kestirmeye çalıĢıyormuĢ.

Leopar tam saldıracakken, köpek kendi kendine konuĢmuĢ;

“Ne kadar lezzetli bir leopar‟mıĢ. Acaba etrafta bundan bir tane

daha var mı?”

Bunu duyan leopar bir anda donmuĢ kalmıĢ ve en yakındaki

ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmıĢ.

“Tam zamanında kurtardım, yoksa bu köpeğe yem olacaktım”

diye düĢünmüĢ leopar.

Page 341: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

341

Bütün bunlar olup biterken bir baĢka ağacın üstündeki bir

maymun olanları izliyormuĢ.

Bildiklerini kullanarak… bundan sonra leopar‟la dost olup, ona

yem olma tehlikesinden kurtulabileceğini düĢünmüĢ.

Leoparın yanına giderek, neler olduğunu anlatmıĢ.

Leopar, köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiĢ ve maymun‟a:

“Atla sırtıma, gidip Ģunu yakalayalım” demiĢ.

Ancak, köpek; leoparın sırtında bir maymunla birlikte, süratle

kendisine yaklaĢtığını fark etmiĢ.

Neler olabileceği konusunda tahmin yürütmeye çalıĢıp “ġimdi

ne yapacağım” diye düĢünürken, kaçmaya teĢebbüs etmemiĢ.

Bunun yerine, arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri

kemirmeye devam etmiĢ.

Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine bağırmıĢ;

“Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat once, bir leopar

daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!”

Diplomasi böyle bir Ģey iĢte…

*Hızlı düĢün… *Sakin ol… *Güçlü görün…

***************************************************

Page 342: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

342

PROJE BĠTĠNCE . . .

*)Proje bittiğinde ne olacak? Sonraki aĢamalar neler?

Proje sonuçlandığında mutlaka ortaya mutlu bir baĢarı öyküsü

çıkacak ve güzel dostluklar paylaĢılacaktır. Ġlk adımı atmadan

önce bunun cevabını bulun. Bir sonraki adımınızı planlayın ve

yeni projelere yelken açın... ve de ileriyi görerek uzun vadeli

düĢünün.

YaĢadığınız deneyimleri, uyarıları ve ileri görüĢlerinizi; daha

güzel hizmetlerde Amerika‟yı yeniden keĢfetmemek için,

cesurca aynı amaçlara yönelik diğer STK lar‟la paylaĢın...

Page 343: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

343

“Amerika”, “Deneyim” ve “Uyarı” deyince... güzel bir hikaye...

***************************************************

Kızıldereli‟ler ve Ay Üssü…

1960 lar da Amerika'nın güneyine araĢtırma yapmak üzere üs

kuran Nasa‟yı, birgün küçük bir kızılderili çoçuk farkeder ve

koĢa koĢa epeyce uzakta bulunan kamplarına gidip Büyük

babası‟na haber verir.

“Büyükbaba, beyaz adamlar gelmiĢ, aĢağıdaki vadide gördüm…

Çok kalabalıklar ve bir Ģeyler yapıyorlar.”

YaĢlı kızılderili homurdanmaya baĢlar, belli ki epeyce

sinirlenmiĢtir. “Onlarla konuĢtun mu?” diye sorar.

“Hayır, beni görmediler. Ben büyük tepenin üzerinden onları

izledim.”

“O zaman yarın yanlarına git ve orada ne aradıklarını sor.”

Küçük kızılderili ertesi sabah yola koyulur. Üsse varır ve beyaz

adamlardan birinin yanına gidip;

“Burada ne yapıyorsunuz?” diye sorar

Beyaz adamlardan birkaçı küçük kızılderilinin basını okĢarlarlar,

ona gülümserler ve;

Page 344: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

344

“Hani geceleri gökyüzünde parlayan birĢey var ya, biz buradan

onu seyrediyoruz.”

“Ay‟ı mı? Peki ama, neden?”

Adamlar küçük çocuğun sorusunu yine gülümseyerek

yanıtlarlar.

“Ġleride... çok yıllar sonra, buradan oraya insanları götürebilmek

ve orada yeni bir hayat kurabilmek için... Anladın mı?”

Küçük kızılderili ĢaĢkınlığını gizlemeye çalıĢarak “anladım” der

ve koĢa koĢa uzaklaĢır.

Öyle hızlı koĢmuĢtur ki, kampa geldiğinde konuĢamaz haldedir.

Hemen büyükbabasının yanına gider ve kendisine söylenenleri

bir bir anlatır. YaĢlı kızılderili torununun anlattıklarını

dinledikten sonra iyice sinirlenir, bağırıp çağırmaya baĢlar.

Ertesi sabah yine torununu yanına çağırır ve kendi lisanınca

yazdığı not‟u kapatıp, torununa uzatarak der ki;

“Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki; Bunu

Büyükbabam gönderdi... Oraya, yani Ay‟a gittiğinizde bunu

oradakilere verecekmiĢsiniz.”

Küçük kızılderili kendisine söyleneni aynen yapar. Üs deki

beyaz adamlardan birine notu verir, Büyükbabasının

Page 345: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

345

söylediklerini de iletir ve yine koĢaradım uzaklaĢır.

Üs çalıĢanları, ellerindeki üstü kapalı nota bakıp bakıp, uzun

süre gülerler.

Ancak aradan bir kaç gün geçtikten sonra, yaĢlı kızılderilinin

o notla, söz de Ay‟da yaĢayanlara nasıl bir mesaj iletmek

istediğini merak etmeye baĢlarlar…

Bu merak günden güne öylesine büyür ki, bir tercüman

çağırmaya karar verirler.

Tercüman geldiğinde herkes bir araya toplanır ve merakla

beklemeye baĢlarlar. Bu arada gülüĢmeler, hala ara ara devam

etmektedir.

Tercüman deri parçasını eline alır, okur ve ağlamaya baĢlar.

Herkes ĢaĢkındır, gülüĢmeler yerini iyiden iyiye meraka

bırakmıĢtır.

Tercüman yaĢlı gözlerini kalabalığa çevirir ve der ki;

“Not aynen Ģöyle” …

“Bu adamlara dikkat edin...

Eliniz‟den topraklarınızı almaya geliyorlar!..”

***************************************************

Page 346: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

346

Aslında, adamların günahını da almamak lazım...

Onlar! Gittikleri yerlere sadece “Demokrasi” götürürler.

Hele hele… Kendi çıkarları söz konusu olunca…

Dünyada en büyük kavgaların nedeni olarak...

En önemli kaynakların merkezini oluĢturan...

“4 x 4 sektörler” için, birbirini yiyen…

GeliĢmiĢ ülkelerin kontrolündeki…

“Az GeliĢmiĢ Ülkeleri”… bir düĢünün!..

Hangi Sektörler mi? ...

1) Enerji, Petrol, Doğalgaz...

2)Silah ve Savunma Sanayi...

3)Ġlaç, Gıda ve Sağlık Sektörü...

4)BiliĢim ve Teknoloji…

Ġster sosyal ister ticari açıdan, insanlığın mutluluğu ve refahı ile

ilgili, geleceğe dair yapılan her projeye saygı duymak gerekiyor,

diye düĢünüyorum.

Ancak, altında baĢka hesapların olup olmadığına da, mutlaka

bakmak ve varsa alet olmamak gerek…

Page 347: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

347

Herkez, ama bireysel ama kurumsal…hayat gailesi ile kendine

göre bir mücadele içinde!..

Hayat devam ettiği sürece de, bu mücadele devam edecek…

Ġsterseniz Ģimdi evinizden veya iĢ yerinizden çıkın…

çevrenizde bir tur atın… sokağınıza, caddelerinize, parklara, bir

bakın… mutlaka çeĢit çeĢit insanlar göreceksiniz… kimi genç…

kimi yaĢlı, kimi mutlu… kimi mutsuz, kimi pejmurde… kimi

Ģık, kimi yaya… kimi arabalı, kimi hasta… kimi sağlıklı, kimi

sinirli… kimi sakin, kimi sevgilisiyle, kimi dostlarıyla, kimi

ailesiyle… kimi yalnız, kimi dertli, kimi tasalı, kimi ekmek

derdinde… v.s. ve dünya hepsi için, kendi etraflarında dönüyor.

Neticede hepimiz insanız!.. bu dünyaya belirlenen bir tarihte

elimizde olmadan geldik ve yine belirlenen bir tarihte…

isteyerek veya istemeyerek de olsa, bu dünyadan gideceğiz.

Bu geliĢ ve gidiĢ tarihleri arasına “Hayat” deniyor... değil mi?

Ve hayatımızı… belirli amaçlarımıza ulaĢtıktan sonra, daha

güzel, anlamlı ve dolu dolu yaĢamak için, “Bu dünya bize

babalarımızdan miras kalmadı… Biz onu çocuklarımızdan borç

aldık.” özdeyiĢine inanarak, güzel Ģeyler yapmaya değmez mi?

ġimdi, isterseniz; kitabın baĢ tarafındaki “YaĢam Çizgisi”

bölümünde bulunan... 43. 44. 45. sayfalara dönebilirsiniz...

Ayrıca, 51. sayfada sorduğum ve noktalar‟la ifade etmek

istediğim... bu kitapla ilgili değerli düĢüncelerinizi... benimle

paylaĢırsanız, çok mutlu olacağımı da bilmenizi istiyorum...

Page 348: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

348

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 349: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

349

PROJE. . . PROJE. . . PROJE. . .

Bireysel veya kurumsal olarak, her proje; bir hayale... bir

tasarıma... bir amaca... ulaĢmayı hedefleyen, kendine özgü ve

orjinal bir organizasyon olmakla birlikte, baĢlangıç ve bitiĢ

takvimleri belli olan, süreli bir giriĢim‟dir.

Her biten proje... sona eren projenin daha da geliĢtirilmesine

veya yeni bir projelerin ortaya çıkmasına… neden olur.

Projelerin çok olması sizi ürkütmesin. Bırakın herkez, ama

büyük, ama küçük projeler yapsın. Yeter ki bu projeler

gerçekleĢtirilsin ve mutlu sona ulaĢılsın ve de devam etsin.

Projeler biterse, bir anlamda hayat‟ta biter...

Dikkat ederseniz, çarĢılarda, pazarlarda ve alıĢveriĢ

merkezlerinde aynı veya değiĢik konularda birçok dükkan yan

yanadır...

Ve... “Parayı, çarĢı ve rekabet... kazanır.”

Kaynaklarınız azalmaz, korkmayın. Hele hele... Ġnsan Kaynağı!

Page 350: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

350

Yok! Yok! merak etmeyin, özel olarak “Ġnsan Kaynakları”

konusuna girmeyeceğim.

Aslında fena olmazdı ama...

Ülkemizde… 500 büyük firmanın “Üst Düzey Yöneticileri”

arasında, 25 - 30 yıllık bir alt yapıya sahip gibi görünen “Ġnsan

Kaynakları”ndan gelen, kaç kiĢi var diye bir bakarsanız... Ne

demek istediğimi anlarsınız...

Adaylar‟la mülakat bölümlerinde “Sinir ve Sabır Testleri”nde

açık pozisyonlar‟daki, talip olunan görev‟le de ilgili olsa...

GerçekleĢtirmek istediğiniz... bir projeniz var mı ?

sorusu, bana yetiyor...

Zaten konumuz, insan ve insanlar için güzel Ģeyleri paylaĢmak.

PaylaĢmak ve baĢarmak, birbiriyle adeta yarıĢ ederler...

PaylaĢarak kazanmak, takım ruhu ve bilinci için en güzel ilaçtır.

Acıları ve tatlıları, çirkinlikleri ve güzellikleri, mutsuzlukları ve

mutlulukları paylaĢabilmek gibi...

Eğer, sadece güzel olan Ģeyler paylaĢılıyorsa, karĢınızdakilerin

dostluğundan Ģüphe edin...

Sizin, duruma ve topluma göre yanlıĢ taraflarınızı söyleyemiyor

ise, dostunuz... dostunuz da değildir, zaten!..

Ve . . .

Page 351: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

351

Ne zaman, hayatınızda 24 saat kısa gelmeye baĢlar ve bazı

Ģeyleri külfet olarak algılamaya baĢlarsanız, o zaman “Kavanoz

ve 1 Fincan Kahve” örneğini hatırlayınız...

***************************************************

Bir profesör, üniversite‟de bir felsefe dersinde, masanın

üzerinde duran; büyük bir kavanoz, birkaç küçük top, 1 kutu

çakıl taĢı, 1 bardak kum ve 2 fincan kahve ile derse baĢlar...

YaĢamın planlanması ile ilgili bölüme geldiğinde, hiçbir Ģey

söylemeden kavanozu önüne alır ve içine topları atar ve de

öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar.

Öğrenciler hep bir ağızdan kavanozun dolduğunu ifade ederler.

Profesör, daha sonra çakıl taĢlarını kavanoza dökerek iyice

çalkalar. Çakıl taĢları topların arasından kayarak boĢluklara

yerleĢir. Sonra öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını

sorar. Onlarda “Evet. Doldu” derler.

Profesör, bu sefer 1 bardak kumu alır ve yavaĢca kavanoza

döker. Tabii kumlarda çakıl taĢlarının aralarındaki boĢlukları

doldurur. Kavanozun dolup dolmadığı sorusuna da öğrenciler

koro halinde “Eveet” derler.

Son olarak Profesör, 1 fincan kahveyi de alır ve kavanoza

boĢaltır. Kahve tozlarıda kumların arasında kalan boĢluklara

yayılır. Öğrenciler gülerler...

Page 352: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

352

Profesör‟de öğrencileri destekleyerek “Evet” der. “Ben bu

kavanozun, sizlerin hayatı gibi olduğunu göstermeye çalıĢtım.”

“ġöyle ki; toplar hayatınızdaki en önemli Ģeyleri simgeler...

(Kendiniz, Eğitiminiz, Aileniz, ĠĢiniz, Sağlığınız, Ġnançlarınız,

Ġdealleriniz, Dostlarınız, v.s.)

Diğer Ģeyleri kaybetseniz bile bu önemli Ģeyler kalır ve

hayatınızın devamında size destek olur.

Çakıl taĢları ise 2. derece de önemli olanlardır...

(Eviniz, Arabanız, Sosyal YaĢantınız, Hobileriniz, v.s.)

Kum taneleri ise hayatımızdaki küçük Ģeylerdir. ġayet kavanoza

önce kum tanelerini ve çakıl taĢlarını doldurmaya çalıĢırsanız,

toplara yeterli yer kalmaz. Aynı Ģey hayatımız içinde geçerlidir.

Zamanınızı ve enerjinizi küçük Ģeylere harcarsanız, önemli

Ģeyler için vakit kalmayacaktır. Sonra da önemsiz iĢlerle meĢgul

olduğunuz için, hayatınızda büyük bir anlamsızlık oluĢacaktır.”

diye devam ederken, bir öğrenci parmak kaldırır... ve sorar.

“Peki hocam, kahve neyi temsil ediyor?”

Profesör gülerek, “Bu soruyu sorduğuna sevindim. Her ne kadar

sıkıĢık durumda olursanız olun, kendinize... sevdiklerinizle ve

dostlarınızla 1 fincan kahve içecek kadar zaman ayırmayı da

kesinlikle ihmal etmeyin!...” der.

***************************************************

Page 353: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

353

Dünya‟da herĢeye rağmen en değerli varlığın “Ġnsan” olduğuna,

hiç Ģüphe yok. Tabii insanlarında hayatlarında değer verdiği

Ģeyler var. Bunun güzel bir örneğini, bildiğinizi tahmin ettiğim

güzel bir alıntı olarak, sizlerle tekrar paylaĢmak istiyorum.

***************************************************

Hayat‟ta ki en değerli Ģeyler...

Bir grup öğrenciden Dünya‟nın en değerli “Yedi Harikası”nın

neler olduğunu düĢündüklerine dair, bir liste yapmaları istenir.

Aralarında bazı anlaĢmazlıklar çıkmasına rağmen aĢağıdakiler

en fazla oyu alır;

1) Mısır'ın Büyük Piramitleri

2) Tac Mahal (Taj Mahal)

3) Büyük Kanyon (Grand Canyon)

4) Panama Kanalı

5) Empire State Binası

6) St. Peter Bazilikasi (St. Peter's Basilica)

7) Çin Seddi (China's Great Wall) ve …

Ögretmen kağıtları toplarken, sessizce duran bir kız öğrencisinin

henüz kağıdını vermemiĢ olduğunu farkeder.

Sonra öğrencisine kendi hazırladığı liste ile ilgili bir problem

olup olmadığını sorar. Kız öğrenci ise “Evet, biraz. O kadar çok

Ģey var ki, bir türlü karar veremiyorum” der.

Page 354: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

354

Öğretmen de öğrencisine “Peki, söyle bakalım! Senin listende

neler var, belki biz sana yardımcı olabiliriz” der.

Kız öğrenci önce duraksar ve sonra okumaya baslar…

Ben‟ce Dünya‟nın …Yedi Harikası;

1) Görmek

2) Duymak

3) Dokunmak

4) Tatmak

5) Hissetmek

6) Gülmek

7) Sağlıklı olmak ve Sevmek . . .

Salonda sinek uçsa, sesi duyulacak Ģekilde bir sessizlik olur.

Basit, sıradan ve normal olarak düĢündüğümüz ve de gözden

kaçırdığımız Ģeyler, gerçekte ne kadar da mükemmeldirler…

***************************************************

Evet... insanlar için zaman durmayacak ve projeler bitmeyecek.

Biri bitecek, diğeri baĢlayacak. Ve tabi ki sıra bize de gelecek...

Page 355: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

355

ĠĢte o zaman… kendimizi ve değerlerimizi gözden

geçirdikten sonra… “Proje OluĢumu ve Yönetimi” için...

ĠĢ‟e… içeriklerini, düĢüncelerinizdeki detaylara göre rahatlıkla

hazırlayabileceğiniz anketler‟le baĢlayabilirsiniz...

Hatta form‟ları gruplar halinde de yapabilirsiniz...

*Çevrenizdeki Sorun veya Problemlerle Ġlgili… Anket Formu.

*Katılımcı Profili… Anket Formu.

*Tespit Edilen Problemle Ġlgili… Anket Formu.

*Proje‟nin Ġhtiyaç Analizi… Anket Formu.

*Proje‟ye Katkı GörüĢ ve Öneriler… Anket Formu.

Ġnternet‟ten de rahatlıkla yapabileceğiniz… bu anketlerin ve de

analizlerin sonuçları… Sizi büyük ölçüde, çözülmesi gereken

problemler ve ortaya konulacak projeler konusunda, detaylı bir

Ģekilde aydınlatacaktır.

Proje Yönetimi‟nde Problem Çözme Teknikleri...

Daha öncede belirttiğimiz gibi sorunları veya problemleri tespit

edip, tanımladıktan sonra… bunlara sebep olan, etkileyen ve

tetikleyen faktörleri… ortaya koymaya çalıĢabilirsiniz.

Daha sonra da, çözüm yolları ve proje üretimi için, aĢağıdaki

alternetiflerden veya diğer tekniklerden yararlanabilirsiniz…

Page 356: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

356

*Zihin Haritası…

Sorunlar, aslında çözülmek için ortaya çıkar...

Çözüm beklenmiyorsa... Sorun, sorun değildir!..

Zihin Haritası... KiĢisel değerleri, özellikleri ve avantajları,

düĢünceleri, sorunları / problemleri, önerileri, olumlu ve

olumsuz faktörleri, yapılması gereken çalıĢmaları ve de diğer

ögeleri belirlemek için kullanılan bir çizelgedir.

Konuları ve organizasyonları... oluĢturmak, görselleĢtirmek,

tasarlamak ve sınıflandırmak ile birlikte... problem çözümünde

ve karar almada, genellikle yardımcı olarak kullanılır.

Bir diyagram veya Ģema Ģeklinde biçimsel kısıtlaması olmayan

bir ağ‟a... bir haritaya... benzer. Ögeler, kavramların önemine

göre ve sezgisel olarak... gruplar altında, alanlar içinde ve dallar

Ģeklinde, düzenlenebilir.

Zihin haritaları oluĢturulurken, ana fikrin veya hedef‟in merkeze

yerleĢtirilmesi gerekir. Daha sonra bu anafikir ve öge‟lerin bağlı

olduğu alt betimlemeler, merkez çevresine belli bir hiyerarĢik

düzen içerisinde yerleĢtirilir. Birbiriyle ilgili ögeler, bağlantılar

aracılığı ile birleĢtirilir.

Benzer ögeler ayrıca gruplanabilir. Simgeler ve resimler

aracılığı ile Zihin Haritaları zenginleĢtirilebilir ve kimi ögelere

numaralar verilerek öncelik de kazandırılabilir...

“Zihin Haritaları”nı çizmek için, kağıt kalem yeterli olabileceği

gibi... bilgisayar programlarından yararlanmak da mümkündür.

Page 357: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

357

*Beyin Fırtınası…

Ekip üyelerinin, eleĢtirilme korkusu olmadan, düĢüncelerini

rahatlıkla ifade edebildikleri, grup tartıĢma tekniğidir…

Yaratıcı fikirleri ortaya çıkartmak, amaçlarımızı belirlemek ve

görüĢ birliğine vararak… problem çözme yollarından biri olan,

Beyin Fıtınası, değiĢik fikirlerin ve önerilerin ortaya konmasını

destekler…

DüĢüncelerin niteliğinden ziyade, sayıca çokluğu önemlidir.

Beyin Fırtınası… grubun, bir bütün olarak bilgilerini ve

deneyimlerini, ortaya koymasına yardımcı olur. Yaratıcılığı

destekler. Herkez‟in katılımını sağlar…

Vizyon Tasarımcıları ve Proje Liderleri‟nin belirlediği süre

zarfında, herkez… kesintisiz ve eleĢtrisiz olarak konu ile ilgili

“ellerinde yazılı olarakta bulunan” düĢüncelerini ortaya attıktan

sonra benzer fikirler gruplar halinde onaylanarak listelenir ve

“açıklama / tartıĢma” bölümüne geçilir…

Belirli bir görüĢ ve çözüm önerilerine göre, tam bir uzlaĢma

sağlanamadığı takdirde oylamalara geçilebilir, eğer zaman varsa

belirlenen ve en çok oy alan bir kaç öneri ile ilgili, bir toplantı

daha yapılabilir…

*Altı ġapka‟lı DüĢünme Tekniği… (Edward De Bono)

DüĢünce ve önerilerin belirli bir düzen içinde sunulması ve

sistematikleĢtirilmesi için kullanılan bir yöntemdir…

Page 358: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

358

“ġapkalar”, düĢüncelerin ayrıĢtırılması için kullanılan bir

semboldür. Konuya bu Ģapkalar giyilerek yaklaĢılır ve daha

sonra uzlaĢma veya oylama yoluyla çözüme gidilir…

*Beyaz ġapka … (Tarafsız ġapka): Beyaz tarafsız ve objektiftir.

Konu ile ilgili net bilgiler, sayılar, araĢtırmalar ve kanıtlanmıĢ

veriler ortaya konur.

*Kırmızı ġapka … (Duygusal ġapka): Kırmızı duygu, tutku,

sevgi ve öfkeyi çağrıĢtırır. Konuyla ilgili olarak, kiĢilere

hislerini söyleme Ģansını verir.

*Sarı ġapka … (Ġyimser ġapka): Sarı güneĢ gibi aydınlık ve

olumludur. Konunun avantajları ortaya konulur ve getirileri göz

önüne alınır.

*Siyah ġapka … (Kötümser ġapka): Burada siyah, güzel bir

renk olmasına rağmen… karamsarlık ve olumsuzluğu ifade eder.

Konu ile ilgili riskler, ileride doğabilecek tehlikeli problemler ve

eleĢtriler ortaya konur.

*YeĢil ġapka … (Yenilikci ġapka): YeĢil verimli geliĢmeleri ve

yaratıcılığı simgeler. Bu Ģapka ile, alternatifler araĢtırılır,

yaratıcılık ön planda tutulur, orjinal ve üretken fikirler öne

çıkartılır.

*Mavi ġapka … (Soğukkanlı ġapka): Mavi soğukkanlılığı

temsil eder ve herĢeyin üzerindeki gökyüzünün rengidir.

DüĢünce süresinin düzenlenmesi ve kontrolu ile uğraĢılır.

DüĢünceler sistematize edilir, durum analizleri yapılır ve çözüm

önerileri özetlenir…

Page 359: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

359

*Pukö Döngüsü…

Planla… Uygula… Kontrol Et… Önlem Al…

Pukö… adım adım plan yaparak sonuca ulaĢmak için kullanılan

bir yaklaĢımdır.

Safhaları ise bir döngü Ģeklinde…

*Amaç ve hedeflerle ilgili detaylı planlar…

*Ekibi bilgilendirme ve uygulamaya geçmek…

*Proje aĢamalarını kontrol ederek, sapmaları tespit etmek…

*Gerekli önlemleri alarak, eğitim ve yönlendirmeleri yaparak,

kalıcı bir izleme ve raporlama sistemi kurmak‟tan… oluĢur!..

*Balık Kılçığı Diyagramı (Sebep - Sonuç ġeması)…

****** ****** ****** ****** *****

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> Hedef

****** ****** ****** ********

Belirli bir sorunu çözmek için, nedenlerini belirlemek ve ortaya

çıkarmak için kullanılır. Gurubun problemin içeriğine

odaklanmasını sağlar. Detaylı bir sebep - sonuç diyagramı balık

kılçığı Ģeklinde oluĢturulur.

Page 360: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

360

Sayfanın ortasına soldan sağa, sağ baĢta hedef (Sonuç) yeralacak

Ģekilde, ana kılçık çizilir. Sonuca etki eden ve edecek olan

faktörler (Sebepler - Sorumlular)… araĢtırmalar, beyin fırtınası

veya baĢka bir sistemle tespit edilerek bu ana kılçığın üstüne ve

altına etki ve önem derecelerine göre, sırayla yerleĢtirilir.

Gerekirse bu faktörlere bağlı alt baĢlıklarda belirlenir ve üst

baĢlıklarıyla ana kılçığa bağlanır. BaĢlıkların konu ile uyumlu

ve mantıklı olması önemlidir.

Sebeplerin belirli bir kategori içinde diyagrama yerleĢtirilmesi

ve sıralanması, sorunların net bir Ģekilde görülmesine yardımcı

olur.

Daha sonra yapılacak iyileĢtirme ve çözüm hamleleriyle hedefe

ulaĢmak mümkün olacaktır…

*Proje Yönetimi ve Çözüm Basamakları… (Herbert Simon)

*Problemlerin Tanımlanması…

*Problemlerle Ġlgili Verlerin Toplanması…

*Problemlere Uygun Çözüm Yollarının Sıralanması…

*Olası Çözümlerin Problemlere Uygulanması…

*Problemler Ġçin En Uygun Çözümlerin Seçimi…

*Problem ve Çözüm Sürecinin Ġzlenmesi…

Page 361: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

361

*Gerekli Değerlendirme ve Raporlamaların Yapılması…

*Pareto Analizi…

Aynı konu ile ilgili çok sayıda sorunla karĢılaĢtığımızda, çözüm

önceliklerine göre sıralama yapmak için, verilere ve performans

ölçümlerine göre, az sayıdaki önemli sorunu, çok sayıdaki…

önemsiz sorundan ayırma tekniğidir.

Frekans

Ortak

Performans

Ölçümleri

*

*

*

*

*

*

*

* * * * * * * * Sorunlar

Page 362: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

362

*Ağaç Diyagramı… (Sorunlardan… Çözümlere doğru)

SORUN

NEDEN NEDEN NEDEN

ÇÖZÜM ÇÖZÜM ÇÖZÜM

ÖNERĠLERĠ ÖNERĠLERĠ ÖNERĠLERĠ

YAPILACAK YAPILACAK YAPILACAK

ÇALIġMALAR ÇALIġMALAR ÇALIġMALAR

(NE + NEREDE + NEZAMAN + NĠÇĠN + NASIL)

KAYNAKLAR

VE

DESTEKLER

K Ġ M VEYA

……………… KĠMLER YAPACAK ………………

Page 363: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

363

Yalnız... problemlere odaklanırken, basit önerileri ve güzel

çözümleri de, aman... gözden kaçırmayın!..

Japon yönetim sistemindeki, en hatırda kalan çalıĢmalardan bir

tanesi de... en büyük kozmetik firmalarından birinde yaĢanan

“boĢ sabun kutusu” problemi‟dir.

MüĢterilerden birisi... firmaya, aldığı sabun kutusunun “boĢ”

olduğuna dair Ģikayet‟te bulunmuĢtur.

Bunun üzerine yetkililer hemen, üretilip paketlenen sabun

kutularını, sevkiyat birimine gönderen hattı izole edip, dolum

bantından “bir veya birkaç sabun kutusu”nun, içi boĢ bir Ģekilde

geçtiği tespit ederler!..

Yöneticiler derhal... Mühendisler‟ine, problemi çözmeleri için

talimat verir...

Mühendisler, geniĢ bir ar-ge bütçesi ile, yüksek çözünürlükte bir

X - IĢını cihazı tasarlamak için ciddi bir uğraĢ verirler. Neticede

cihazı üretirler ve bu sayede hattan geçen bütün sabun kutularını

izleyerek, boĢ olup olmadıklarından emin hale gelirler...

(Bu 1. yol)

Bir baĢka ülkede (ki, hangi ülke olduğunu bilmiyorum.) küçük

bir kozmetik Ģirketinde ise, aynı problem yaĢandığında...

ġirket‟teki sevkiyat amirleri, X - IĢını v.s. gibi karmaĢık Ģeylerle

uğraĢmadan, farklı bir çözüm yolu bulurlar...

Endüstriyel bir vantilatör alarak, sevk hattına doğru yöneltirler...

Vantilatörü açtıkları anda, dolu olan kutular hattan geçerken, içi

boĢ olanlar, hattın dıĢına doğru savrulur. (Bu da 2. Yol)

Page 364: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

364

YENĠ PROJELER . . . K S S P . . .

Bu aĢamada... her proje‟den sonra, kazandığınız

tecrübelerle... araĢtırmalarınızdan ve daha büyük yeni yeni

projeler üretmekten asla vazgeçmeyin!.. demek istiyorum.

Ancak, proje üretme konusunda... sıkıntı yaĢadığınız

zamanlar da olacaktır.

Bu noktadaki ıĢık kaynağınız; yapılmakta olan diğer

projeleri izlemek, değerlendirmek, desteklemek ve hatta

ihtiyaç olursa, o projelerde görev almaktır.

Özellikle de... sosyal sorumluluğun, BirleĢmiĢ Milletler

nezdinde bir sonraki aĢaması olan, KSSP “Kurumsal Sosyal

Sorumluluk Projeleri”nden bahsediyorum...

Page 365: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

365

Tabii, bu noktada da... Ģu ana kadar açmaya çalıĢtığımız, Sosyal

Sorumluluk Projeleri veya Gönüllü Sosyal Sorumluluk Projeleri

konusu‟na... bir de Kurum‟lar açısından bakmak gerekiyor...

Kurumsal Sosyal Sorumluluk... Kurumsal VatandaĢlık...

Karar vermek aĢamasında... “Ortak çıkarlar...” ile “Anadil ve

Paradil...” konuları, geçerliliği‟ni korumakla birlikte...

Kurumsal sosyal sorumluluk; bir Ģirketin, bir fabrikanın veya

bir marka‟nın, kendi isteğiyle... ortakları‟nın, çalıĢanları‟nın,

tedarik zincirleri‟nin müĢterileri‟nin ve onların aileleriyle

birlikte... faaliyet gösterdiği bölgeler‟deki halkın... yaĢam

kalitesini iyileĢtirmek için... Sendikalar, Sivil Toplum Örgütleri

v.s. ile beraber... sosyal ve çevresel sorunlara eğilmesi, etik ve

sorumlu davranıĢlar sergilemesi... ve de beraber yaĢadığımız

toplumun geliĢmesine katkıda bulunmak için, sürdürülebilir bir

Ģekilde... kararlar alması ve uygulamasıdır!..

Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ve kurumsal vatandaĢlık

konuları, aslında bu kitaptaki diğer konularımızdan biraz uzak

gibi... ama, sosyal sorumluluk projeleriyle... o kadar çok, iç içe

kullanılıyor ve birbirine karıĢtırılıyor ki...

Ve tabii... bilen, bilmeyen, herkez uzman!..

Üniversiteleri ve bilimsel çalıĢmaları bir kenara koyarsak... tek

kaynak‟ta, yabancı danıĢmanlık firmaları ve onların o r c i n a l

(orjinal) uzantıları...

Page 366: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

366

Bu nedenle, kısaca bazı ayrıntılara girmekte yarar var... diye

düĢünüyorum...

Hele hele!..

T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı‟nın…

“AB GiriĢimcilik ve Yenilik Programı (EIP) kapsamında çıkılan

ve 17. Temmuz. 2009 son baĢvuru tarihli… Ulusal Kurumsal

Sosyal Sorumluluk Platformları‟nın (CSR) Desteklenmesi…

çağrısı… Büyüme ve Ġstihdam Stratejisi ve de Sürdürülebilir

Kalkınmanın Desteklenmesi… kapsamında, özellikle KOBĠ'ler

baĢta olmak üzere, Avrupa ĠĢletmeleri arasında kurumsal sosyal

sorumluluk anlayıĢının arttırılmasını hedeflemektedir. Bu

amaçla Avrupa Komisyonu, ulusal seviyede CSR'ın

promosyonu amacıyla… oluĢturulacak iĢbirliği platformlarına

ortak finansman sağlayacaktır.”

açıklaması ile...

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği BaĢkanı Sayın Serdar

Diler‟in... 23. Haziran. 2009 da “Kurumsal sosyal sorumluluk

projeleri yürüten kurumların, edindikleri tecrübeleri, diğer

kurumlarla paylaĢmak ve gelecek planlarını anlatmak” üzere

23. Ekim. 2009‟a kadar 3 aĢama da Ġstanbul Kadir Has

Üniversitesi ile birlikte gerçekleĢtirecekleri “Kurumsal Sosyal

Sorumluluk‟ta Okula DönüĢ ... Pazaryeri” projesi için... AB den

146.000 Euro‟luk fon aldıklarını...

açıklamasından sonra!..

Page 367: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

367

Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri (KSSP) konusunda 2000

li yıllar‟dan itibaret Türkiye olarak ülkemizde, “Avrupa Birliği”

standartlarında çok ciddi çalıĢmalar yapılmakta...

Örneğin, 2002 yılında bu konuda, sevgili dostum Mehmet

Tunga‟nın önderliğinde, Ġngiltere merkezli Little Woods

Uluslararası AlıĢveriĢ Merkezleri Zinciri için, ülkemizde

uygulamaya konan, kurumsal sosyal sorumluluk projesi...

“Tedarik Zincirleri ve Franchising Mağazaları‟nda; kesinlikle

çocuk iĢçi‟lerin çalıĢtırılmaması, iĢyerleri‟nin uluslararası

standartlara uygunluğu, çalıĢma Ģartları, tüm çalıĢanların ve

ailelerinin eğitim, sağlık ve de yaĢam kalitesi... öiçümleri”,

bunun en güzel ilk örneklerinden bir tanesiydi ve halen devam

ediyor...

KSSP ler‟deki güzel geliĢmelerin... en önemli nedenlerinden biri

de “Kurumsal Ġlkeler SözleĢmesi”dir.

***************************************************

BM Küresel Ġlkeler SözleĢmesi…

(BM K.Ġ.S. Türkiye Sorumlusu… Hansın Doğan)

1999 yılında Dünya Ekonomik Forumu‟nda BM Genel Sekreteri

Kofi Annan‟ın giriĢimiyle baĢlatılan Küresel Ġlkeler SözleĢmesi;

Ġnsan haklarının korunması… geliĢtirilmesi… desteklenmesi ve

ihlallerine karĢı durulması… özellikle, iĢ dünyasında evrensel

değerlerin uygulanması… çevre bilincinin ve sorumluluğunun

geliĢtirilmesine yönelik giriĢimlerle… çevresel güçlük‟lerin

Page 368: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

368

üstesinden gelinmesi ve de yolsuzluğun her türlü biçimi ile

mücadele edilmesi… ilkeleri üzerine kurulmuĢtur!..

ĠĢ dünyasına ve sosyal yaĢama… insan odaklı ilkeler öneren

yenilikçi bir “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” yaklaĢımı olan

“Küresel Ġlkeler SözleĢmesi”… 100‟ü aĢkın ülkeden 4.500 ün

üzerinde katılımcısıyla… dünyanın en büyük gönüllü “kurumsal

vatandaĢlık” giriĢimi olma özelliğine sahip…

Yasal bir yaptırımı olmayan, gönüllü bir uygulama olan

“SözleĢme” ye, Türkiye‟den Ģimdiye kadar 100 ün üzerinde

kurum ve kuruluĢ imza attı. ġimdi sıra imza atılan ilkeleri yerine

getirmek için kolları sıvamakta…

“Gönüllülük” esasına dayalı bir giriĢim olmakla birlikte,

SözleĢme‟ye imza atan kurumların iki yılda bir rapor hazırlayıp,

belirlenen kriterler kapsamında neler yaptığını, nasıl bir ilerleme

sağladığını, neleri… neden dolayı yapamadığını anlatması

gerekiyor…

Gerekli kriterleri yerine getiremeyen kurumlar ise “SözleĢme”

den çıkarılma tehtidiyle karĢı karĢıya kalabiliyorlar…

Küresel Ġlkeler SözleĢmesi‟nin Faydaları…

*SözleĢme‟yi imzalayan kuruluĢlar, BM logosunu taĢıyorlar ve

daha seçkin bir statüye sahip olabiliyorlar.

*Kalifiye çalıĢanları etkileme, elinde tutma ve kuruma çekme

konusunda, diğer kurumlara göre daha avantajlı oluyorlar.

*Maliyet tasarrufu ile hissedarlar nezdinde güven kazanıyorlar.

Page 369: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

369

*Marka bilinirliği ile tüm paydaĢlar nezdinde daha fazla itibar

elde edebiliyorlar.

Dünya ekonomisinin yaklaĢık yüzde 90‟ının Özel Sektör

tarafından yönetildiği günümüzde, özel sektörün sürdürülebilir

kalkınma yolunda atacağı adımların öneminden yola çıkılarak

hazırlanan bir sistem olan Global Compact (Küresel Ġlkeler

SözleĢmesi), iĢ dünyasının sivil toplum kuruluĢları ve yerel

otoritelerle iĢbirliğine giderek, yerel kalkınmayı tetikleyecek

projeleri hayata geçirmesini amaçlar…

Küresel Ġlkeler SözleĢmesi on maddeden oluĢmaktadır. Bu on

ilke insan hakları, çalıĢma koĢulları, çevre ve yolsuzlukla

mücadele konu baĢlıkları altındadır…

Yolsuzlukla mücadeleye dair olan son madde, 2004 yılında

eklenmiĢtir. Esasen bu eklenti bize, ileride baĢka konu

baĢlıklarını da, Küresel Ġlkeler SözleĢmesi‟nin içinde

görebileceğimizi göstermektedir…

Küresel Ġlkeler SözleĢmesinin içeriği ve maddeleri Ģunlar…

Ġnsan Hakları…

Ġlke 1: ĠĢ dünyası… ilan edilmiĢ insan haklarını desteklemeli ve

bu haklara saygı duymalıdır.

*ĠĢverenler, çalıĢanları sürekli dinlemeli ve onlara uygun

çalıĢma ortamını sağlayarak haklarını korumalıdır. Empati,

sağduyu gibi çok bilinen kelimeler burada devreye girebilir ve

iĢverenler kendi çıkarlarını nasıl koruyorlarsa çalıĢanların

haklarını da o derece koruyabilmelidirler…

Page 370: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

370

Ġlke 2: ĠĢ dünyası, insan hakları ihlallerinin suç ortağı

olmamalıdır.

*ĠĢverenler, insan hakları ihlallerinden faydalanmamalıdırlar.

Aksine bu ihlalleri oluĢmadan önleyebilecek tedbirlerin

alınmasına öncülük edebilmelidirler…

ÇalıĢma KoĢulları…

ÇalıĢma koĢulları içerisindeki maddeler, “ÇalıĢmaya ĠliĢkin

Temel Haklar ve Ġlkeler” ILO (Uluslararası ÇalıĢma Örgütü)

Bildirgesi‟nden alınmıĢtır…

Ġlke 3: ĠĢ dünyası çalıĢanların sendikalaĢma ve toplu müzakere

özgürlüğünü desteklemelidir.

*ÇalıĢanların kendi insiyatifleri içinde, herhangi bir sendikaya

üye olabilecekleri gibi isterlerse sendikalara üye de olmaya da

bilirler. Burada önemli olan kararın çalıĢan tarafından verilmesi

ve iĢverenin bu karara saygı duymasıdır…

Ġlke 4: Her türlü zorla ve zorunlu çalıĢtırmaya son verilmelidir.

*ÇalıĢanlar emeklerini kendi isteği ile yapmalıdırlar. Kanunlara

uygun Ģekilde çalıĢmalı ve istifa edebilmelidirler. ĠĢyerlerinde

zorlamalara ve Ģiddete maruz kalmamalıdırlar. Ücretleri nakdi

olarak ödenmelidir…

Ġlke 5: Her türlü çocuk iĢçiliğe son verilmelidir.

Page 371: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

371

*ILO sözleĢmesi çocukların 15 yaĢından önce iĢe alınmamasını

belirtmiĢtir. Çocukların cinsel istismarı çocuk kaçakçılığı, borç

köleliği, zorla çalıĢtırma ve köleliğe son verilmelidir…

Özellikle geliĢmekte olan ülkelerde çocuk iĢçiliğin ucuz olması,

çocuk istismarını beraberinde getirmiĢtir.

Hiçbir sosyal hakkı bulunmayan çocukların erken yaĢta kalıcı

hastalıklara maruz kaldıkları da bilinen bir gerçektir…

Ġlke 6: ĠĢe alma ve çalıĢma süreçlerinde ayrımcılığa son

verilmelidir.

*ĠĢe alınan kiĢiler sadece yetkinliklerine göre iĢe alınmalıdır.

Cinsiyet, ırk ve din gibi nedenlerle iĢe alımların önüne

geçilmelidir…

Türkiye‟de bu değiĢik Ģekillerde karĢımıza çıkmaktadır. Bir

örneği de hemĢehrilik‟tir. Aslında bu iĢverenlerin zararınadır ve

iĢini en iyi yapanı iĢe almak, karlılığı artıracağı gibi verimliliği

de artıracaktır…

Çevre…

Ġlke 7: ĠĢ dünyası “çevre” sorunlarına karĢı ihtiyati yaklaĢımları

desteklemelidir.

*Çevre konusu yoğun bir bilgi gerektirir. Yasal mevzuatın

takibinin yanı sıra kıyaslama yoluyla farklı firmaların yaptıkları

gözlenebilir ve uygulanabilir…

Page 372: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

372

Dünyadaki tüm çevre dostu yaklaĢımlar takip edilmeli,

desteklenmeli ve uygulama yolunda adımlar atılmalıdır…

ĠĢverenler ISO 14001 çevre standardını iĢyerlerinde uyguluma

yolunda adımlar atabilirler…

Ġlke 8: ĠĢ dünyası çevreye yönelik sorumluluğu arttıracak her

türlü faaliyete ve oluĢuma destek vermelidir.

*KuruluĢlar, çevre dostu tüm faaliyetleri imkânlarıyla orantılı

olarak desteklemelidir…

Tüm ülke kuruluĢları bu faaliyet alanına çekilmelidir.

Üniversiteler, okullar, dernekler ve özel kuruluĢlar, çevre

bilincine sahip olmalı ve çeĢitli etkinliklere katılabilmelidirler…

Ġlke 9: Çevre dostu teknolojiler ile… bunların geliĢtirilmesi ve

yaygınlaĢtırılması özendirilmelidir.

*Çevre dostu teknolojiler, hava ve suyun yanı sıra doğal

kaynaklarında makul fiyatlarla teminine yardımcı olmaktadır.

Bu teknolojilerde sürekli geliĢim esastır…

Yolsuzlukla Mücadele…

Ġlke 10: ĠĢ dünyası… rüĢvet ve haraç dahil her türlü yolsuzlukla

mücadele etmelidir.

*Hukukun üstünlüğü, doğruluk, hesap verebilirlik ve Ģeffaflık

esastır…

Kurumsal Sosyal Sorumluluk... kavram olarak hem iç, hem de

Page 373: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

373

dıĢ çevrelerdeki, tüm aktörlere karĢı olan... sorumluluğu ifade

eder. Bu sorumluluk alanları...

*ÇalıĢanlara karĢı sorumluluk…

*MüĢterilere (tüketicilere) yönelik sorumluluk…

*Hissedarlara yönelik sorumluluk…

*Doğaya ve çevreye karĢı sorumluluk…

*Devlete karĢı sorumluluk…

*Tedarikçilere karĢı sorumluluk…

*SatıĢ Kanallarına karĢı sorumluluk…

*Rakiplere yönelik sorumluluk…

*Topluma karĢı sorumluluk…

v.s… Ģeklinde sıralanabilir.

Bunlardan… çalıĢanlara, hissedarlara ve yöneticilere (kurum içi

paydaĢlar) karĢı sorumluluklar, iĢletmenin kurum içi sorumluluk

alanı içerisinde yer alır.

Rakiplere, müĢterilere, tedarikçilere, çevreye, topluma ve

hükümete (kurum dıĢı paydaĢlar) karĢı sorumluluklar ise

iĢletmenin “kurum dıĢı sorumluluk alanı” içerisinde yer

almaktadır.

ĠĢletmeler, bu iki sorumluluk alanı… “kurum içi ve kurum dıĢı”

arasında yer alır ve kurumsal sosyal sorumluluğunu iki tarafın

da isteklerini, beklentilerini karĢılayacak Ģekilde... dengelemeye

ve yerine getirmeye çalıĢır…

********************************************************

Page 374: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

374

Küresel Ġlkeler SözleĢmesi... sadece Ģirketler için geçerli değil,

ülkemizde de bu sözleĢmeye imza atan STK'lar var. Bu yüzden

“Vizyon Tasarımı” açısından incelemeye“ değer…

Küresel Ġlkeler SözleĢmesi...

Ġlerleme Bildirimi... Performans Modeli...

*Vizyon…

*Liderlik…

*Görevlendirme (+) Yetkilendirme (+) Örgütlenme…

*Kaynaklar…

*Stratejik Planlama…

*Uygulamalar (+) Süreç Ġnovasyonu…

*Ekip ve Üyeler üzerindeki etkiler…

*Hedef Kitle (+) Toplum üzerindeki etkiler…

*Ölçümlemeler (+) Sapmalar (+) Sonuçlar…

*R a p o r l a m a…

*Geçtiğimiz yıl ne demiĢtik?

*Bu yıl ne yaptık?

*Önümüzdeki yıl... neleri (+) nasıl... yapacağız?

Page 375: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

375

********************************************************

“KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERĠNDE”

* P R O J E D Ö N G Ü S Ü *

MEVCUT DURUM ANALĠZĠ...

RAKĠP UYGULAMALARLA KIYASLAMA...

EĞĠTĠMLER...

ĠHTĠYAÇ ANALĠZĠ...

FAALĠYET STRATEJĠSĠNĠN GELĠġTĠRĠLMESĠ...

ÇALIġMA PLANININ OLUġTURULMASI...

UYGULAMA...

GERĠ BĠLDĠRĠMLERĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ...

RAPORLAMA... SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠK...

(SU CSR ... KSSP)

***************************************************

Page 376: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

376

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinde…

Ölçümleme… Derecelendirme… Değerlendirme…

Durum analizleri ile yapılan ölçümlemelerden sonra bir önceki

yılın hedeflerinin gerçekleĢme durumunu inceleyen… ve de bir

sonraki yıl için planların ve hedeflerin yer aldığı KSS Raporu 9

ana bölümden oluĢmaktadır...

1)ĠĢ ve Kurum Etiği (Dürüstlük, Açıklık, Tarafsızlık)…

2)Toplam Kalite... Ürün veya Hizmet Organizasyonu…

3)Çevre (3 Bölüm Halinde)…

a)Enerji ve Su Harcamaları...

*Doğalgaz

*Elektrik

*Su

b)Yolculuk ve UlaĢım Harcamaları...

*Yakıt kullanımı

*Seyahat kaynaklı enerji tüketimi

c)Atıklar...

*Kağıt atık (Ambalaj - Kağıt - Karton, v.s.)

*Organik atık (Kimyasal Atıklar - Yemek Atıkları)

*IT atık (KartuĢ, v.s.)

*Diğer (Plastik - Metal - Cam - Floresan - Pil, v.s.)

4)ÇalıĢanlar ve Aileleri…

5)Ortaklar ve Hissedarlar…

Page 377: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

377

6)SatıĢ Kanalları ve MüĢteriler…

7)Tedarik Zincirleri…

8)Toplumsal Katkılar ve Sosyal Sorumluluk Bilinci…

9)Sürdürülebilirlik ve DıĢ ĠliĢkiler…

BM Küresel Ġlkeler üyesi olan tüm Ģirketler, Küresel Ġlkeler

SözleĢmesi ile bağlantılı olarak gerçekleĢtirdikleri aktiviteleri

anlattıkları... “Communication On Progress” adlı bir GeliĢim

Raporu‟nu... daha öncede belirtildiği gibi… iki yıl‟da bir

açıklamak ve BirleĢmiĢ Milletler‟e sunmak zorundadırlar...

Sürdürülebilirlik Raporlamaları...

Net bir açılımla… bir Ģirketin, sürdürülebilir kalkınma hedefleri

doğrultusunda... ekonomik, çevresel ve sosyal performansını…

tüm yönleriyle, iç ve dıĢ paydaĢları ile paylaĢtığı bir süreçtir!..

“Sürdürülebilir Raporlama ÇalıĢmaları”… aynı zamanda,

ġirketlerin... ürün veya hizmet organizasyonları (Ar - Ge süreci,

tedarik süreci, üretim süreci, müĢteri Ģikayetleri ve çözüm

süreçleri, muhasebe faturalama süreci, sipariĢ alma süreci ya da

insan kaynakları departmanı eleman seçimi süreci v.s.) ile...

çevresel ve sosyal konuları...

“Sayısal ve Ölçümlenebilir… Veriler IĢığında...” *Temel iĢ süreçlerinin bir parçası olarak görmesini, muhtemel

risk alanlarını ve ilgili maliyetleri tanımlayarak, yenilikçi bir

Page 378: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

378

yönetim anlayıĢının geliĢimine, destek olmakta... *ġirketlerin marka değeri ve kurumsal itibarının korunması,

faaliyet gösterilen pazarda farklılaĢma, rakipler veya

tedarikçilerin faaliyetlerinden kaynaklanan marka erozyonuna

karĢı korunma, tüm paydaĢlar‟la sağlıklı bir iletiĢimin kurulması

gibi, faydalar getirmekte... *Diğer yandan, rapor kullanıcıları için iyi bir “Benchmark”

(Ölçüm, karĢılaĢtırma kriterleri... Pazar lideri olarak kabul

edilenlerle yapılan karĢılaĢtırmalı analizler) aracı olarak…

diğer Ģirketler‟le uzun soluklu diyalog fırsatı sunmaktadır.

Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin hedeflerine ulaĢması

ve ölçümleme kriterleri konusunda… Sayın Fadile Paksoy‟un

detaylı açıklamaları da… bayağı dikkat çekiçi!..

***************************************************

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri‟nde hedefe ulaĢmak.

Hayatın bir çok alanında aklına ilk geleni uygulayan ve günün

sonunda “ben yaptım oldu” diyen bir toplum olduğumuzdan,

çoğu zaman neyi niçin yaptığımızı farkedemez durumdayız.

Hedef belirleyemiyor, dolayısıyla yolu tamamlayamıyor ya da

ĢaĢkaza tesadüfen bir yere vardıysak da… nereye vardığımızı

anlayamıyor, ölçemiyoruz.

Konu, kurumsal sosyal sorumluluk olduğunda da bakıĢ açımız

çok fazla değiĢmiyor.

Page 379: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

379

Oysa günümüzde artık bir iĢ değeri olarak karĢılık bulan KSS

uygulamalarının baĢarıya ulaĢmasındaki en temel kriterlerden

biri, ölçümlenebilir olması…

Proje uygulamalarında tüm süreçte ölçümlemeyi kullanabiliriz!..

*Hangi sosyal konuyu seçmeli, hangi alana yatırım yapmalıyız?

*PaydaĢlarımızın öncelikleriyle, kurumun önceliklerinin

kesiĢtiği ortak noktalar neler?

*ĠĢbirliği kurumları kimler olmalı? (Gönüllü Elçiler, STK‟lar,

Kamuoyu Önderleri v.s.)

*Belirlediğimiz sosyal konuyu hangi yöntemle / giriĢimle ele

almalıyız?

*Proje hedeflerine ulaĢıldı mı?

*Kurum iĢ hedeflerine ulaĢtı mı?

*Toplumsal hedeflere ulaĢıldı mı?

*ĠletiĢim hedeflerine ulaĢıldı mı?

Kurum açısından kriterler…

KSS uygulamalarından fayda sağlamayı bekleyen iki taraf var…

bunlardan biri kurum, diğeri de toplum. Bu yüzden ölçümlemeyi

her iki tarafı da kapsayacak Ģekilde yürütmeliyiz.

Hem kalitatif hem de kantitatif yöntemleri kullanabileceğimiz

Page 380: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

380

ölçümlemeleri kurum açısından değerlendirdiğimizde…

kampanya hedeflerini ve hedef kitle olarak belirlediğimiz

paydaĢlarımızı net bir biçimde ortaya koymamız gerekiyor.

Hissedarların, yönetici ve çalıĢanlarımızın, tedarikçi, müĢteri ve

rakiplerimizin, toplumun bizden beklentisi ne?

ġu an bizi nasıl algılıyorlar? KSS uygulamaları sonrasında tüm

bu iç ve dıĢ paydaĢlarımızın, bizi nasıl algılamalarını istiyoruz?

Peki, kampanya hedefleri doğrultusunda belirlediğimiz ve her

bir paydaĢa göre değiĢiklik gösterecek, ölçümleme kriterleri…

neler olabilir?

*SatıĢlarda ve Pazar payında artıĢ sağlamak…

*Marka konumu ve kurum imajını güçlendirmek…

*ÇalıĢanların memnuniyet ve motivasyonunda artıĢ sağlamak…

*Ġyi çalıĢanı kuruma çekebilmek…

*ĠĢletme giderlerini azaltmak…

*Yatırımcıların gözünde daha cazip hale gelmek…

Toplum açısından kriterler…

KSS uygulamalarındaki faydayı toplum açısından

değerlendirirken de, aĢağıdaki kriterleri göz önünde

bulundurabiliriz.

Page 381: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

381

*Yürüttüğümüz KSS kampanyasında ele aldığımız toplumsal

sorunla ilgili farkındalık düzeyinde ne tür bir değiĢim oldu?

*Kampanya öncesi belirlenen, hedef kitlenin… bilgi, tutum ve

davranıĢ değiĢikliğine iliĢkin hedefler nasıl geliĢti?

*Ele aldığımız sorunun çözümüne iliĢkin ne kadar yol alındı?

*Sorunun çözümü sürdürülebilir mi?

*Kampanyada görev alan gönüllü sayısı?

*Kamuoyunun katkısı, toplanan fon miktarı ne kadar oldu?

Medya Ölçümleme…

Hem kurum hem de toplumsal fayda açısından

değerlendirdiğimizde kampanyanın baĢarısını etkileyen en kritik

faktörlerden biri de kampanyanın iletiĢimi, dolayısıyla

medyanın etkin ve verimli bir biçimde kullanılması ve bunun

ölçümlenmesidir.

Burada… medya ölçümleme ile, sadece niceliksel kriterlerle

yapılan klasik ölçümlemeyi değil, kurumsal sosyal

sorumluluğun doğasına uygun olan, niteliksel ölçümlemeyi

kastediyoruz…

Kantitatif (niceliksel) araĢtırma kriterleri…

*Ele aldığımız sorunlarla ilgili haberlerin, toplamda gerçek

eriĢimi ne?

Page 382: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

382

*Haberler hangi yaĢ gruplarına, ne kadar eriĢti?

*Haberler hangi sosyoekonomik profile ulaĢtı?

*Haberlerin ulaĢtığı kitlelerin eğitim durumları ne?

*Haberlerin ulaĢtığı cinsiyetlerin oranı ne?

*EriĢim sağlanan kitlenin sahiplikleri neler?

*EriĢim sağlanan kitlenin tüketim alıĢkanlıkları neler?

*Tüm bu kriterler incelendiğinde, paydaĢlara iliĢkin sonuçlar

neler?

Kalitatif (niteliksel) araĢtırma kriterleri…

Kurumsal Sosyal Sorumluluk kampanyamızın;

*Marka / ürün / hizmet bilinirliğine etkisi?

*Marka / ürün / hizmet kalite algısına etkisi?

*Ġnsan kaynakları algısına etkisi?

*Finansal güç ve karlılık algısına etkisi?

*Sosyal sorumluluk sahibi firma algısına etkisi?

*Kurumsal itibara etkisi? Ģeklinde olmalıdır.

Ölçümlemeyle ilgili bilgileri aktarmaktaki amacımız; kurumsal

Page 383: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

383

sosyal sorumluluk kampanyalarının, hem kurum hem de toplum

lehine geliĢtirilmesinde... ölçümlemenin öneminin altını çizmek,

kullanılabilecek yöntem ve kriterlerle ilgili rehberlik etmektir.

KSSP ile ilgili çalıĢmalarda bulunan, kurum yöneticilerine

önerimiz… yürüttükleri projelerin, mutlaka ölçümlenmesini ve

% bazlı raporlanmasını sağlamaları…

Çünkü biliyoruz ki, projenin hem kurum hem toplum açısından

hedefine ulaĢıp ulaĢmadığını ve de projeye ayrılan kaynağın

etkili kullanıp kullanılmadığını öğrenmenin… tek yolu bu!..

Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri… markanın itibarı,

bilinirliliği ve tercih edilirliliğine, doğrudan etki eder.

Proje yürüten bir Ģirketin, satılan üründen elde edilen gelirin

belirli bir kısmının projeye aktarılacağını duyurması…

O ürünün tercih edilirliliğini…çalıĢanlarının projede bizzat yer

almalarını sağlaması ise, çalıĢanların aidiyet duygularını artırır.

Özetle… K.S.S.P. hem Ģirkete, hem de topluma kazandırır!..

Tüm bunların yanı sıra kurumsal sosyal sorumluluk…

yardımseverliğin ötesinde bir kavramdır. Kısaca… kurumsal

anlamda, toplumsal bir soruna veya sorunlara odaklanmayan,

belirli ve yönetilebilir bir süreci kapsamayan,sürdürülemeyen,

tüm iĢletme çalıĢanları ve yönetimi tarafından benimsenmemiĢ,

katılımı olmayan, ölçülemeyen, kalıcı değer ve somut bir fayda

üretemeyen uygulamalar… “kurumsal sosyal sorumluluk”

kapsamında değerlendirilmemeli‟dir!..

***************************************************

Page 384: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

384

Aslında hem ülkemiz hemde dünya için yeni yeni gündemde

olan kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ve bunların

sürdürülebilirliği, maddi ve manevi geleceğimiz açısından,

muhakkak ki çok önemli… Dünya artık bunlarla uğraĢıyor…

Ve bizim de Türkiye olarak, bu çarkın dıĢında kalmamız… söz

konusu değil…

Bakın bu konuda… Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri için ABD

ve Avrupa Birliği‟ne üye ülkeler tarafından imzalanan tüzük‟le

kurulan, tamamen bağımsız REC (Bölgesel Çevre Merkezi) nin,

kuruluĢu 2004 yılında TBMM tarafından onaylanan “Türkiye

Ofisi” (REC - Türkiye) Genel Direktör Yardımcısı Sayın Kerem

OkumuĢ… neler söylüyor…

***************************************************

Kurumsal Sürdürülebilirlik . . .

Günümüzde birçok Ģirket, temel iĢ süreçleri ile ürün ve

hizmetlerine… hiç olmadığı kadar, yeĢil ve sürdürülebilir bir

bakıĢ açısı getirmeye çalıĢıyor.

Bunun önemli sebeplerinden birisi, özellikle son zamanlarda

artan iklim değiĢikliği tartıĢmaları ve buna bağlı bazı çevresel

sorunların (kuraklık, yaĢanan iklimsel aĢırılıklar, artan doğal

afetler, v.b.) gündemde önemli yer tutuyor olması ve Ģirketlerin

sorunların çözümü için kendilerini sorumlu hissetmesi mi ?

Veya tüketici alıĢkanlıklarının daha sürdürülebilir ürün ve

hizmetlere doğru değiĢiyor olması ve de dolayısıyla piyasanın

Page 385: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

385

Ģirketlerin üstünde pazarlama ve farklılaĢmaya yönelik getirdiği

bir baskı mı?

Yoksa Ģirketlerin küresel bir eğilim haline gelen bu süreçten geri

kalmamak adına kullandıkları basit bir iletiĢim çalıĢmasından mı

ibaret?

Bu sorular elbette çoğaltılabilir…

Ancak “sürdürülebilirliği” sadece pazarlama ve iletiĢim

çalıĢmasının bir parçası olarak, kurumsal itibarın ve marka

değerinin yükseltilmesine yönelik kullanan Ģirketler, artık geride

kalıyor…

Kurumsal sosyal sorumluluğu, yalnızca toplumsal projelere

kaynak aktarmak olarak gören… Ģirketler gibi.

Bu Ģirketlerdeki ana kaygı alanları, ortakların çıkarlarına öncelik

vermek, büyüme odaklı çalıĢmak ve ne olursa olsun kâr

maksimizasyonuna dayalı bir iĢletme stratejisi izlemektir.

Günümüzde artık, performans göstergesi olan rakamsal bilanço

değerleri tek baĢına Ģirketlerin performansını ve değerini

göstermek için, yeterli değil!..

Önemli olan bu performansın ve baĢarı göstergelerinin

sürdürülebilirliği…

ġirketlerde sürdürülebilirliği sağlanmak için ise, tedarik

zincirinden baĢlamak üzere tüm sosyal paydaĢlar üstünde, bir

değer zinciri yaratmayı baĢarmak gerekiyor.

Page 386: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

386

Bu da; ekonomik, çevresel ve sosyal unsurların bütüncül Ģekilde

kurumsal bir yönetiĢim ilkesi çerçevesinde benimsenerek süreç

içinde karĢılaĢılabilecek, muhtemel risk ve maliyetlerin

azaltılarak hayata geçirilmesi ile mümkün olabilir.

Bu nedenle, Ģeffaf, sorumlu ve hesap veren kurumsal bir

yönetiĢim anlayıĢı benimsemiĢ Ģirketler, sürdürülebilir bir çevre

yönetimi uygulamasının yanı sıra, sıfır atık hedefi, karbon nötr

üretim, ürünlerde yaĢam döngüsü yaklaĢımı gibi çok temel

çevresel hedefleri gönüllü uygulamalar çerçevesinde hayata

geçirmek için çalıĢıyor.

Bu Ģirketler aynı zamanda… iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliğinin tesis

edilmesi, sosyal hakların ve fırsat eĢitliğinin sağlanması, eğitim

olanaklarının sunulması, örgütlenme özgürlüğü gibi sosyal

değerleri de, sürdürülebilirliğin bir parçası olarak yönetiyor.

Piyasanın sürdürülebilir kalkınma için çalıĢmasını teĢvik eden

bu yaklaĢım, Ģirketlerin muhtemel çevresel ve sosyal etkilerini

muhasebe sisteminde faaliyete bağlı ana gider kalemlerinden

biri olarak görmesini, dolayısıyla bu konuları temel iĢ

süreçlerinin bir parçası olarak tanımlamasını sağlıyor.

Bu nedenle, kurumsal sürdürülebilirlik anlayıĢı; muhtemel risk

ve maliyetleri önceden planlayarak, Ģirketleri daha yenilikçi bir

anlayıĢa sahip olmaya teĢvik ediyor.

ġirketler, hazırladıkları sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal

sorumluluk raporları ile… elde edilen baĢarıları ve bir sonraki

dönem için hedefleri(sayısal olarak) çalıĢanları ve müĢterileriyle

birlikte, diğer sosyal paydaĢlar olarak tanımlayabileceğimiz…

tedarikçiler, kamu kurumları, basın ve ilgili sivil toplum

Page 387: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

387

kuruluĢları ile paylaĢıyor.

Bu olumlu çalıĢmalar, müĢteri ve çalıĢanların Ģirkete olan

bağlılıklarını artırdığı gibi, Ģirketlerin marka değerlerine de

önemli katkı sağlıyor. Günümüzde, küresel birçok Ģirketin

marka değerinin kendi varlıklarının çok üstünde olduğunu

biliyoruz.

Ancak konunun Ģirketler için ne kadar hayatî olduğunu,

Ģirketlerin kurumsal sürdürülebilirlik performanslarının aynı

zamanda bir yatırım ölçütü olarak kullanıldığını gördüğümüz

zaman, daha açık bir Ģekilde anlayabiliyoruz.

Bugün, sürdürülebilir Ģirketlere yatırım yapmak isteyen bireyler,

portföy yöneticileri ve çeĢitli yatırım fonları… bulunuyor.

Bunun en önemli sebebi, Ģeffaf ve sorumlu bir yönetim anlayıĢı

benimseyerek sosyal ve çevresel riskleri planlayan ve yöneten

sürdürülebilir Ģirketlerin hisselerinin “uzun dönemde” çok

istikrarlı artıĢlar göstermesi…

Bu nedenle, “Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi” gibi tarafsız

ve belirli ölçütler çerçevesinde, Ģirketlerin sürdürülebilirliklerini

ölçümleyen ve derecelendiren sistemler, kurumsal yönetim ve

sürdürülebilirliğin, özellikle menkul kıymetler piyasasında iĢlem

gören Ģirketler için… ne kadar hayati bir konu olduğunu

gösteriyor.

Günümüzde yaĢadığımız finansal kriz ve ekolojik sorunlar, kısa

dönem planlamanın ve sürdürülebilir olmayan uygulamaların

artık geçerli olmadığını da gösteriyor…

Page 388: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

388

Özellikle, Avrupa Birliği‟nde ve ABD de sürdürülebilir

uygulamaları içselleĢtirmiĢ iĢletmelerin, süregelen ekonomik

krizden olumsuz yönde etkilenmediğini gösteren birçok örnek

mevcut.

Türkiye‟deki iĢletmelerin de, sürdürülebilirlik çerçevesinde yeni

uygulamaları hayata geçirmesi gerekiyor.

Bu nedenle, sürdürülebilir bir kalkınma için iĢletmelerin

sorumlu ve yaratıcı bir Ģekilde, geleceğin “düĢük karbon”

ekonomisinde rekabet etmesini sağlayacak, sürdürülebilir iĢ

modelleri geliĢtirmeleri hepimizin dileği…

Bu dileğin gerçekleĢmesi için en önemli yapısal destek ise, 2010

sonrası ortaya çıkacak iklim rejiminin getireceği yeni küresel

ekonomik düzene Türkiye‟nin katılımı ve ülkemizin AB‟ye tam

üyelik yolculuğunun, devamının sağlanması… olacak gibi

gözüküyor!..

***************************************************

Daha sonraki dönemlerde de özellikle büyük marka ve büyük

Ģirketler, K.S.S.P. ne çok ciddi önem vermeye baĢladılar...

ĠĢte “Capital Dergisi” nin önderliğinde ve Philip Morris‟in

sponsorluğunda gerçekleĢen...

Ve de 2005 yılından bu yana ülkemizde titizlikle sürdürülmeye

baĢlayan, güzel bir çalıĢma ve yarıĢma...

Page 389: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

389

***************************************************

Kurumsal Sorumluluk Liderleri‟nde Büyük YarıĢ…

Capital, bugüne kadar hep global arenada yükselen değer ve

kavramları iĢ dünyasının gündemine taĢıdı. Kendini dünyadaki

yeni geliĢmeleri Türkiye‟ye ileten ve ilkleri gerçekleĢtiren bir

dergi olarak konumlandı….

Ġlk kez 2005 yılında yayınlanan…

“Türkiye‟nin Sosyal Sorumluluk Liderleri” araĢtırması da bu

vizyon‟la oluĢturuldu.

Bu yıl 4. sü düzenlenen araĢtırma, kurumsal sosyal sorumluluk

da önde gelen Ģirketlerin yanı sıra, bu alanda çalıĢmalarıyla

beğeni toplayan iĢ liderlerini de ön plana çıkarıyor…

Eski anlayıĢ tam anlamıyla geride kaldı. Uzun yıllardır artık tek

hedef üretim, satıĢ ve kar elde etmek değil. Özellikle batıdan

esen rüzgar, tüm bunların tek baĢına yeterli olmadığını, iĢin

toplumsal ve sosyal tarafının da… önemli olduğunu ortaya

koyuyor…

Dünyada KSSP çalıĢmalarına imza atan Ģirket sayısı Türkiye‟ye

göre çok daha fazla. Hatta kimi uzmana göre Türkiye‟de henüz

Ģirketler tam olarak KSSP‟yi iĢ süreçlerinin tümüne yaymayı

baĢarmıĢ durumda değil.

Page 390: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

390

Bu anlamda global Ģirketlerin daha saydam olduğu ve

hazırladıkları raporlarla, hesap verebilirlikte ön planda oldukları

düĢünülüyor.

“Global Reporting Initiative” gibi dünyanın önde gelen…

“Sürdürülebilirlik Raporlama Platformları”na rapor sunmak,

etik kodları paylaĢmak, tedarikten tüketiciye kadar olan tüm iĢ

süreçlerinde sosyal sorumluluk bilincinde olmak, iĢ ahlakı ve iĢ

etiği gibi kavramlara yatırım yapmak ise, KSSP‟nin olmazsa

olmazları arasında görülüyor…

Çıkan Kritik Mesajlar Neler?

Türkiye‟de GRI‟ya (Global Reporting Initiative) kayıtlı, KSSP

raporu yayınlayan Ģirketlerin sayısı maalesef % 10 u geçmiyor.

(TüpraĢ ve Coca Cola… baĢta olmak üzere toplam l3 Ģirket.)

Yine de bu alana yapılan yatırımlar da bir artıĢ olduğu göze

çarpıyor. “Türkiye‟nin Sosyal Sorumluluk Liderleri” araĢtırması

sonuçları da bu savı destekliyor.

En önemlisi araĢtırmadan çıkan, aĢağıda sıraladığımız bulgular

halkın bu çalıĢmaların bilincinde olduğunu gösteriyor…

*)Halk geneli araĢtırmasına katılan 1.321 kiĢinin yüzde 72‟si

KSSP çalıĢmalarının, iĢ dünyasının sorumlulukları arasında yer

aldığını düĢünüyor. Bu konuda iĢ dünyasının böyle bir görevi

olmadığını düĢünenlerin oranı ise, sadece yüzde 13…

Page 391: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

391

*)GörüĢülen kiĢilerin KSSP çalıĢmalarını takip ediyor olması ise

dikkat çekici. Halk nezdinde görüĢülen kiĢilerin yüzde 43‟ü

KSSP faaliyetlerinden haberdar olduğunu belirtiyor.

*)AraĢtırmaya katılan kiĢilerin yüzde 19‟u Ģu anda Ģirketlerin

yaptığı KSSP faaliyetlerini yeterli bulduğunu söylüyor…

Ortalama yeterli bulma derecesi ise 2,69 gibi düĢük bir oran.

*)AraĢtırmadan çıkan bir diğer ilginç bulgu ise katılımcıların

yüzde 31‟inin Ģirketlerin bu konuda daha fazla ve kapsamlı

çalıĢma yapmaları gerekliliğini vurgulamıĢ olmaları…

*)Katılımcıların yüzde 19‟u Ģirketlerin KSSP çalıĢmalarında

ülke sorunlarına önem vermediklerini,kendi çıkarlarını,

menfaatlerini düĢündüklerini ve toplum için para

harcamadıklarını düĢünüyor.

*)AraĢtırmaya katılan halk genelinden kiĢilerin yüzde 24‟ü KSS

çalıĢmalarında eğitim ve öğretime öncelik verilmesinden yana…

Yüzde 18‟i ise sağlık ve sağlık hizmetlerine yatırım yapılmasını

anlamlı buluyor. Çevre ve doğaya Ģirketlerin KSS çalıĢmalarıyla

destek vermesi gerektiğini düĢünenlerin oranı ise yüzde 12.

Projelerde ArtıĢ Var…

Son dönemde Ģirketlerin KSS projelerinde bir artıĢ gözleniyor.

Bu artıĢın ise iki temel nedeni var. Birincisi… Ģirketler artık

Page 392: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

392

toplumun duyarlılıklarının önemini kavradı. Ġkincisi ise…

toplumun ayrılmaz bir parçası olan Ģirket çalıĢanları da, artık

Ģirketlerinin KSSP alanında bir Ģeyler yapmasını istemeye

baĢladı. Bu projelerin sayısı bu nedenlerle önümüzdeki dönemde

de artacaktır. Ama proje sayısının artması Ģirketlerin sosyal

sorumluluklarını yerine getirdiği anlamına gelmiyor.

Tüm ĠĢ Süreçlerinde Kullanılmalı…

ġirketler sosyal sorumluluğu iĢ modellerinin içine oturtmayı

baĢarmalı. Yani tedarikten baĢlayan ve tüketiciye kadar ulaĢan

zincirin tamamında sosyal sorumluluk alanlarının tarif edilmiĢ

olması gerekli.

DüĢünün; bir çok Ģirket, bir çok KSSP çalıĢması yürütüyor.

Fakat çalıĢanına adil davranmıyor ya da etik üretimden bihaber.

Veya sosyal anlamda yerine getirmesi gereken yükümlülükleri

yok sayıyor. O zaman bunun adına sosyal sorumluluk demek

mümkün değil!..

Sponsorluk KSSP Değildir… (Ama maalesef, karıĢtırılıyor.)

Bunun yanında Ģunun da anlaĢılması gerekiyor. Bir projeye

sponsor olmak kurumsal sosyal sorumluluğunuzu yerine

getirdiğiniz anlamına gelmez. Zaten sponsorluk bir KSSP

çalıĢması değildir…

Kurumsal Sosyal Sorumluluk… Neleri Kapsıyor?

Page 393: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

393

Kurumsal yönetim ilkeleri, etik kodlar, kurumsal vatandaĢlık, iĢ

yeri ortamı ve çalıĢanların mutluluğu (Ekonomi dünyasının,

artık çalıĢanların mutluluğuna değer vermesinin önemli bir

sebebi de, mutsuz çalıĢanların maliyetinin, çok daha yüksek

olduğunu görmeleri), doğa ve çevre duyarlılığı, iĢçi sağlığı, iĢ

güvenliği ve tedarik zincirinin çalıĢma biçimi, müĢteri

memnuniyeti… Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri için, çok

önemli konular!.. (ġeyma Öncel Bayıksel)

***************************************************

Ve… Accountability Rating (Sosyal Sorumluluk Ölçümleri)

Türkiye 2007 sonuçlarına göre, 100 puan üzerinden 54.50 puan

ile 02.18 puan arasında listeye girebilen 45 Ģirketten, ilk 10‟u…

Aksa (54.50) Aygaz (53.60) Arçelik (49.60) TofaĢ (47.80),

Coca Cola (43.75) TüpraĢ (40.92) Ereğli Demir Çelik (40.16)

Beko (39.42) BSH (39.11) Migros (38.99)…

Aksa Akrilik Kimya Sanayi A.ġ. (Yalova)… katılımcı yönetim

(Yöre halkından oluĢturulan denetim komiteleri de dahil…)

yani iyi “YönetiĢim” anlayıĢıyla, faaliyetlerini…“Sürdürülebilir

Kalkınma ve Çevre ile Uyumlu Olma” ilkeleriyle, yürütmekte

olduğunu… kendi Web Sitesinde açıklıyor.

Sürdürülebilir kalkınmanın… insan ile doğa arasında denge

kurarak, doğal kaynakları tüketmeden, gelecek nesillerin

ihtiyaçlarının karĢılanmasına ve kalkınmasına imkan verecek

Page 394: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

394

Ģekilde, bugün‟ün ve geleceğin yaĢamını ve kalkınmasını

programlama… anlamına geldiğini biliyor... Ve Kutluyoruz!..

Ve de… Dünya standartlarındaki KSSP ölçüm kriterlerine göre,

daha pek çok ünlü markayı ve Ģirketi, daha yüksek puanlarla, bu

listelerde görmeyi arzu ediyoruz…

ġimdi… Sizlere güzel bir örnek teĢkil edeceğini tahmin ettiğim,

sosyal ve ticari amaçlı kuruluĢların; küresel ilkeler sözleĢmesi

kapsamında… kurumsal sosyal sorumluluk projelerine, yaĢam

kalitesi yönünden destek olan (7) “Sosyal Sorumluluk Projesi”

haberinden, bahsetmek istiyorum…

***************************************************

1)Gazeteler‟den…

“Gençler; Avrupa‟ya, Toplum Gönüllüleri kanalı ile

açılacak.”

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), Avrupa Konseyi bünyesinde

faaliyet gösteren ve karar alma mekanizmalarının sivil toplum

ayağında yer alan “Avrupa Konseyi Gençlik DanıĢma Komitesi”

ne, üye olarak kabul edildi.

Toplum Gönüllüleri Vakfı Yönetim Kurulu BaĢkanı Ġbrahim

Betil, TOG‟un üyeliğini kamuoyuna duyurmak üzere, vakfın

sektörel ana sponsoru ve stratejik ortağı Petrol Ofisi ile sektörel

ana sponsoru Garanti Bankası‟nın yanı sıra, proje ortakları

Page 395: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

395

Avea, Mavi Jeans ve Ġpragaz yetkililerinin de katılımıyla bir

basın toplantısı düzenledi.

TOG BaĢkanı Ġbrahim Betil, farklı ülkelerden yapılan 50 adet

baĢvuru arasından Türkiye‟nin 2009 - 2011 dönemi üyesi olarak

seçilmesinin önemli olduğunu ve bu üyeliğin sınırları aĢan bir

nitelik taĢıdığını vurguladı.

“Gençliğin Avrupa‟ya açılımı açısından bu üyelik çok önem

taĢıyor. Türkiye gençliği; bu platform sayesinde, gençlerle ilgili

meseleler de artık Türkiye sınırları dıĢında da, önderlik

yapabilecek” dedi. Ġbrahim Betil, üyelik için yapılan giriĢimden

kendisinin bile haberi olmadığını ve TOG gönüllülerinin bu

giriĢime öncülük ettiğini belirterek, Ģöyle devam etti.

“HerĢey hayallerle baĢlıyor, bize de gençlerimizi desteklemek

kalıyor. Farklılıkları koruyarak, gençleri Ģeffaflık ve açıklık

içinde, gönüllülük temelinde bir araya getirdiğimizde ve onlara

bu güveni hissettirdiğinizde, birçok yetiĢkinden bile çok daha

fazla baĢarılı olduklarını görüyoruz.”

Betil, bu üyelik giriĢimi‟nin ardında, Avrupa Konseyi‟nden

finansal destek sağlama gibi bir düĢüncelerinin olmadığını da

vurguladı.

***************************************************

2)Sivil Toplum GeliĢtirme Merkezi tarafından duyurulan…

Yaratıcı Kalkınma Fikirleri YarıĢması… Türkiye 2023…

Page 396: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

396

“Türkiye‟de Gençlik… Geleceğimizi ġekillendirelim.”

Yaratıcı Kalkınma Fikirleri YarıĢması, Dünya Bankası ve

Ortakları tarafından tüm dünyada “Development Marketplace”

baĢlığı altında ulusal ve uluslararası ve düzeylerde yürütülen bir

yarıĢma ve destek programıdır.

BaĢlangıç aĢamasında bulunan ve potansiyel olarak, kalkınmaya

etkisi yüksek yaratıcı projeler‟e, yarıĢma kapsamında hibe ve

yardım sağlamaktadır.

Yaratıcı Kalkınma Fikirleri YarıĢması, 2009 yılında Türkiye‟de

Gençlik…Geleceğimizi Ģekillendirelim, temasıyla düzenleniyor.

YarıĢma kapsamında bu günün gençleri için, yeni bir düĢünce

Ģekli veya yeni bir baĢlangıç oluĢturan her Proje‟ye, hibe olarak

20.000.- USD. kaynak sağlanıyor ve 2023‟e kadar devam etmesi

planlanıyor. (Türkiye‟nin 100. Yılı)

YarıĢma, her alanda faaliyet gösteren Sivil Toplum KuruluĢları

na, Proje Grupları‟na (YaĢ sınırı olmaksızın en az iki kiĢiden

oluĢan Gruplar), Gençlik Toplulukları‟na, Lise ve Üniversiteler

ile Kent Konseyleri‟ne v.s… açık olmakla birlikte, sunulacak

projelerin hedef kitlesinin 15 - 24 yaĢ grubu olması gerekmekte.

YarıĢma hakkında daha fazla bilgi almak için, yarıĢmanın Web

Sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Proje konu baĢlıkları; tamaman Size bırakılmıĢ olmakla birlikte,

aĢağıdaki örneklerden yararlanmak da mümkün.

*ĠĢ YaĢamımıza BaĢlarken…

Page 397: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

397

ĠĢ imkanlarının yaratılması, yeni iĢletmelerin kurulması v.s.

*Becerilerimizi GeliĢtirmek…

Gençler için daha fazla ve daha iyi eğitim, rehberlik v.s.

*Sesimizi Duyurmak…

Gençlerin katılımcı olması, toplum için çalıĢmaları, liderlik

becerileri ile savunmasız ve dezavantajlı gençlerin

desteklenmesi, kızların ve genç kadınların güçlendirilmesi v.s.

*Geleceğimiz için köprüler kurmak…

Sosyal çevreler, ülkeler ve kültürler arasında gönüllülük v.s.

***************************************************

3)Cumhuriyet Gazetesi‟de Figen Atalay‟ın haberiyle yer alan…

Türkiye 2015‟e dek eğitimde toplumsal cinsiyet eĢitliğini

gerçekleĢtirememe riski taĢıyan 24 ülkeden biri…

“Önce Zihniyet DeğiĢmeli”

Türkiye, BirleĢmiĢ Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri…

doğrultusunda, 2015‟e dek eğitimin tüm kademelerinde, cinsiyet

eĢitliğini gerçekleĢtirmekle yükümlü.

Ülke olarak bu konuda “Zihniyet DeğiĢimi”ni gerçekleĢtirmek

ve eğitim alanında cinsiyet eĢitliğini sağlamak için daha çok

çaba harcamak zorundayız.

Page 398: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

398

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (Açev) Eğitim Reformu GiriĢimi ile

Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği tarafından

ortaklaĢa yürütülen “Eğitimde ve Toplumsal Katılımda…

Cinsiyet EĢitliğinin Sağlanması” adlı Avrupa Birliği Projesi ile

ilgili rapor yayınlandı.

01.Ocak.2005 de baĢlayan ve Ġstanbul, ġanlı Urfa, Diyarbakır ve

Mardin‟de uygulandıktan sonra 2008 Haziran‟ın da biten

projede gerçekleĢtirilen etkinlikler üç ana baĢlıkta toplandı.

*Kız çocuklarının eğitim görmesinin önemi konusunda,

bilinç yükselmek…

Bu amaç çerçevesinde il‟ler de, kamu görevlilerine ve sivil

toplum kuruluĢlarına diyalog ziyaretleri yapıldı. Anne - Baba

Seminerleri ve Toplumu Bilgilendirme toplantıları düzenlendi.

Bunlar kanalıyla 4.154 kiĢiye ulaĢıldı.

*Okuryazar olmayan kadın sayısını azaltmak, özel ve

toplumsal alanda kadınların karar alma mekanizmalarına

katılımını arttırmak…

Bu çalıĢmalar doğrultusunda, üç buçuk yıllık bir süre içinde

toplam 13 eğitici seminer yapıldı ve proje il‟lerin de 450 gönüllü

eğitici ve 21 danıĢman yetiĢtirildi. Bu gönüllüler 592 kurs

açarak, 10.325 kadınımıza okuma yazma ve yurttaĢlık eğitimi

verdiler. Toplumsal hayata katılımlarına destek oldular.

*Eğitimde toplumsal cimsiyet eĢitliğini sağlamaya yönelik

yerel ve ulusal politikalar geliĢtirmek…

Eğitim alanındaki cinsiyet eĢitsizliklerini yerelde izlemek,

Page 399: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

399

politikalar geliĢtirmek ve bunların savunusunu yapmak

amacıyla, proje il‟lerinde ve ulusal düzeyde “Sivil Ġzleme

Grupları” oluĢturuldu.

Bu grupların çalıĢma alanı, yerelde uygulanacak eğitim

politikaları‟nın oluĢturulması, izlenmesi ve gerekli

müdahalelerin yapılması, olarak özetleniyor.

***************************************************

4)Anka Ajansı‟nın bir haberi…

“Sorgulayan Gençlik Ġçin Proje”

Akbank; Sabancı Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Eğitim

Reformu GiriĢimi iĢbirliği ile Türkiye‟de “eleĢtirel düĢünme”

yöntemine hakim, eğitici ve öğretmenlerin yetiĢtirilmesini

hedefleyen bir sosyal sorumluluk projesi baĢlattı.

“DüĢünme Gücü” baĢlığını taĢıyan proje, “Soran, Sorgulayan

Gençlik Ġçin, Öğretmen Eğitimine Destek” sloganıyla, 6.600

öğretmen ile yaklaĢık 200.000 öğrenciye ulaĢacak.

8 il‟de toplam 6.600 öğretmenin yetiĢtirileceği projenin ilk

döneminde Ġstanbul, Ankara, Ġzmir, KahramanmaraĢ, Adana,

Samsun, Kayseri ve Van, pilot il‟ler olarak belirlendi.

Bu proje ile; her yıl yaklaĢık 200.000 öğrenci‟nin, söylenenleri

sorgulayabilme ve kendi görüĢlerini oluĢturabilme becerilerinin

içselleĢtirilmesine, aracı olmak amaçlanıyor.

***************************************************

Page 400: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

400

5)Gazeteler‟den…

Anadolu Hayat Emeklilikten…

Anadolu Hayat Emeklilik, Türkiye‟de bireysel emeklilik ve

hayat sigortacılığı sektörlerinin geliĢimine katkıda bulunmak,

hem genç fikirleri desteklemek, hem de yaratıcı projelerin

ortaya çıkmasını sağlamak amacıyla, üniversiteler arasında

“Sahibinden Yaratıcı Fikirler” adlı bir yarıĢma baĢlatıyor.

Tüm üniversitelerin Sigortacılık, Bankacılık ve Sigortacılık,

Aktüerya, Aktüerya Bilimleri, Sigortacılık ve Risk Yönetimi

bölümlerinde okuyan öğrencilerin katılabileceği yarıĢma,

bireysel emeklilik ve hayat sigortası alanlarında uygulanabilir

projeleri kapsayacak.

“Üniversite Öğrencileri için Bireysel Emeklilik”, “Ev Hanımları

için Bireysel Emeklilik” ve “Hayat Sigortası Bilincinin

YaygınlaĢtırılması için Yöntemler” olarak, üç kategoride

düzenlenen yarıĢmaya öğrenciler, bireysel olarak veya en fazla

3 kiĢilik gruplar halinde katılabilecek.

“Sahibinden Genç Fikirler”in kazananları, Anadolu Hayat

Emeklilik‟in, eğitimlerine katkıda bulunmak amacıyla vereceği

para ödülünü de, elde edecek.

Anadolu Hayat Emeklilik, bu proje ile bir taraftan genç ve

yaratıcı sigortacıları öğrencilik yıllarından itibaren mesleklerine

ısındırırken, diğer taraftan onlara olan güvenini göstermeyi

hedefliyor.

***************************************************

Page 401: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

401

6)Bilim Ġlaç Sanayi A.ġ.nin web sitesinden…

Sosyal Sorumluluk Politikamız…

Sosyal sorumluluk anlayıĢıyla, toplumumuzun ekonomik ve

sosyal geliĢimine karkıda bulunur, yaĢam kalitesini arttırmak

için çalıĢırız…

Faaliyetlerimizde;

*Topluma değer katmak ve örnek olmak önceliğimizdir.

*Sosyal sorumluluk kültürümüzle, Ģirketimiz ve toplum

içerisinde, bilinçli ve etkin bir kamuoyu oluĢtururuz.

*Toplumun bir parçası olarak… dinamik, değiĢime öncülük

eden, toplumsal duyarlılıkları dile getiren, sorumluluk

bilinci yüksek çalıĢanlarımızın, aktif katılımını sağlarız.

*Daha iyi bir toplum ve daha iyi bir çevre için, gönüllülüğü esas

alırız.

*Eğitim, çevre, sağlık ve kültür öncelikli alanlarımızdır.

*Toplumun geleneklerini ve kültürünü koruyucu bir yaklaĢım

sergileriz.

*Kamu genelinde sürekli geliĢimi sağlayan ve destekleyen

yararlı giriĢimlere katkı sağlarız.

*Diğer Sivil Toplum KuruluĢları ile temas halinde olarak,

örgütlenir ve sürekliliği gündemde tutarız.

Page 402: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

402

Sosyal Sorumluluk Projelerimiz…

Bilim Ġlaç Toplum Gönüllüleri, 2005 yılında Bilim Ġlaç‟ın

desteğiyle, “Çözüm‟ün bir parçası olmak için”… bireysel

yetkinliklerini, entelektüel sermayesini, zamanını, emeğini ve

tecrübesini… ihtiyacı olan kiĢilerle paylaĢan “Gönüllü

ÇalıĢanlarımızın” oluĢturduğu bir platformdur.

2008 yılı itibariyla, 312 aktif üyesi vasıtasıyla Türkiye‟nin 11

Ġl‟inde, 17 Ekip ile faaliyet göstermektedir.

Her yıl gönüllülerimiz; sponsorluğunu Bilim Ġlaç‟ın üstlendiği

projeler hazırlamakta ve ekip liderlerinden oluĢan üst kurulda

kabul edilen projeleri, ailelerimizin ve paydaĢlarımızın da

gönüllü desteğini alarak uygulamaktadır.

ĠĢte bu projelerden bazıları…

*Bilim Ġlaç Toplum Gönüllüleri & Serçev Fotoğraf Sergisi…

*Sağlıklı YaĢam ġenlikleri & Down Sendromu…

*Üniversitelerimiz & Kariyerimin Kontrolu Kimde…

*23.Nisan Yalnız Oyuncaklar, Yeni ArkadaĢlarına KavuĢuyor…

***************************************************

7)Dünya Gazetesi … Tuba Ġlze Görmezoğlu…

Küresel ısınmanın etkileri ile gelecek kötü günleri, bugünden

hesaplayarak önlem almak gerekiyor…

Page 403: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

403

Bu bakıĢ açısıyla atılan adımlardan bir tanesi de…

“Yarın‟ın Ġzleri Projesi”…

Unilever ve Tesco Kipa‟nın Toçev ve Milli Eğitim Bakanlığı

iĢbirliğinde gerçekleĢtirdiği, çocuklarda “Küresel Isınma”

konusunda bilinç yaratmayı amaçlayan, bir eğitim projesi.

Bu proje kapsamında… Mark Lynas‟ın “6 Derece… Isınan

Gezegendeki Geleceğimiz” isimli kitabını yayınlayan Unilever‟

in… Türkiye, Orta Asya, Kafkasya ve Ġran, Yönetim Kurulu

BaĢkanı Ġzzet Karaca ve Tesco Kipa‟nın Ceo‟su Simon King…

“Unilever ve Tesco iĢbirliği yaparak, yarınların gerçek sahibi

çoçuklarımızın bilinçlenmelerine ve bu bilinçlerini büyükleriyle

paylaĢarak, kamuoyunda güçlü ve farklı bir sesin yükselmesine

öncülük etmelerini amaçlıyoruz. Mark Lynas‟ın kitabı, bizleri

nasıl bir geleceğin beklediğini gözler önüne seriyor.” diyorlar.

AraĢtırmalar gösteriyor ki, eğer; insanoğlu 2020 yılına kadar

“karbondioksit salınımını” kontrol altına almaz ve atmosferdeki

karbondioksit miktarlarını 20. Yüzyıl düzeyine çekip

sabitlemezse, geri dönüĢü olmayan bir ekolojik krize girmemiz

kaçınılmaz…

Kitabın yazarı Mark Lynas, Bush yönetimini “kabus gibi geçen,

bitmek bilmez sekiz yıl” olarak ifade ediyor ve G. Bush

yönetiminin ardından, yepyeni olasılıkların doğmakta olduğunu

belirtiyor ve “Obama‟nın az da olsa hayal kırıklığı yaratmamak

için, gerçekten sıradıĢı bir liderlik sergilemesi gerekiyor.” diyor.

Page 404: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

404

Uluslararası iklim politikasının, son birkaç yılda böylesine

çaresizlikler silsilesine dönüĢünün ardındaki ana neden, Bush‟un

uzlaĢmazlığı” diyen Lynas, yenilenebilir enerjinin, hem

geliĢmiĢ hem de geliĢmekte olan ülkelerde, inanılmaz bir artıĢ

göstermekte olduğununda altını çiziyor.

Çin, Ģu anda dünyanın 2. güneĢ paneli üreticisi durumunda.

Rüzgar, güneĢ ve diğer yenilenebilir enerjilere yatırımı geçen

sene 100 Milyar USD‟ı buldu.

ABD de 15 yılda inĢa edilen, ilk büyük güneĢ termal santralı,

2008 ġubat‟ın da Nevada‟da açıldı.

Avrupa‟da 20 yıl içerisinde, tüm kıta elektrik kullanımı Kuzey

Afrika çöllerindeki güneĢ çiftlikleri tarafından karĢılanabilecek.

Çevresel sürdürülebilirlik olmadan, uzun vade de insan

ekonomisinin var olamayacağı gerçeğinden hareketle, içinde

bulunduğumuz bu dönemde verilecek doğru kararlar, insanlığın

gelecekteki refah düzeyini belirleyecek.

Lynas‟ın da belirttiği gibi, yaĢanan banka krizi, istikrarlı gibi

görünen sistemlerin, sandığımızdan çok daha esneklik

barındırdığını gösterdi.

Aynı Ģey büyük olasılıkla dünya iklimi içinde geçerli. Onun da

bir kurtarma planına gereksinimi var ve “eylem zamanı” Ģu an!

***************************************************

Ve… 2009 yılı baĢlarında Sabancı Vakfı‟ndan, güzel bir haber;

Dernekler‟e 1.000.000.- TL. . . (YaklaĢık 700.000.- USD) . . .

Page 405: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

405

Sabancı Vakfı, Toplumsal GeliĢim Hibe Programı kapsamında

geliĢtirilen projelere, 1.Milyon TL verecek…

Sabancı Vakfı‟ndan yapılan açıklamada… “Sabancı Vakfı ve

Toplumsal GeliĢim Programı”na baĢvuran “Kadınlar… Gençlik

ve Engelliler” konularında geliĢtirilen projeler için 1.Milyon TL

tahsis edileceği kaydedildi.

Programın… kadınların, gençlerin ve engellilerin, toplumda eĢit

fırsatlara sahip olmaları ve topluma aktif olarak katılmalarını

destekleyerek, toplumsal geliĢmeye katkıda bulunmayı da…

amaçladığı belirtilen açıklamada, 2009 yılında verilecek hibeler

için Türkiye genelinde 54 farklı il‟den baĢvuru geldiği bildirildi.

***************************************************

Avrupa Birliği, BirleĢmiĢ Milletler, Dünya Bankası ve Ulusal

destekli bu proje örneklerini, daha da çoğaltmak mümkün.

Tabii… bu projeler de kaydettiğimiz her aĢama da…

Ülkemizin… giderek artan sayıda uluslararası antlaĢmalara imza

atması… kampanya… aktivite ve etkinliklerin… parçası olması,

önemli bir etken.

Ġnsanımızın kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili bilinç

düzeyini arttırmasında… ilk güzel örneklerinden biri olan…

özel ve resmi kuruluĢların katkılarıyla, 1996‟da Ġstanbul‟da

gerçekleĢen “Habitat II Konferansı”…

Toplumumuzun; yaĢam kalitesinin yükseltilmesi… insan

haklarının korunması ve desteklenmesi… herkes için

özgürlük… eğitim… sağlık ve beslenme gibi temel sosyal

Page 406: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

406

konuların tartıĢıldığı bir platformu, gözlemleme‟leri için önemli

bir imkan yaratmıĢtı.

Politik amaçlar dıĢında, emeği geçen herkeze tekrar tekrar

teĢekkürler... (Kırmızı kaldırımları hatırlarsınız herhalde...)

Ayrıca bir özel teĢekkür‟de...

Bu güzel projelere yer veren Medya‟ya...

Medya ve Sosyal Sorumluluk Projeleri ile ilgili bazı istatistik

verilere, bakacak olursak...

PR Net Halkla ĠliĢkiler AraĢtırma ve Değerlendirme Hiz. A.ġ.

tarafından yaptırılan araĢtırmalar neticesinde… 2005 - 2006

yıllarında… yüksek tirajlı gazeteler de “Sosyal Sorumluluk”

sözcükleri taranmıĢ ve bu anahtar sözcükleri içeren haberler ile

bir veritabanı oluĢturulmuĢ…

Tüm ulusal gazetelerde 2005 ve 2006 yıllarında içinde “Sosyal

Sorumluluk” ifadesi yer alan 3.687 haber yayınlanmıĢ...

2005 yılına kıyasla, 2006 yılındaki haber sayısında önemli artıĢ

gözlenmiĢ…

2005 yılında 1.415… 2006 yılında ise 2.272 haber yayınlanmıĢ!

Bu sosyal sorumluluk projeleri haberleri içinde…

*“Eğitim” konulu olanlar % 37.7 ile 1. Sırada… Eğitimi;

Page 407: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

407

*“Çevre” % 18.2 ile…

*“Sağlık” % 12.3 ile…

*“Kültür ve Sanat” % 11.4 ile… ve

*“Kalkınma” % 7.4 ile izlemekte…

*Geri kalan haberler… engellilere, spor faaliyetlerine,

kadınlara yönelik projelere ve çeĢitli faaliyet duyurularına ait…

Önümüzdeki yıllarda bu sayıların daha da artması dileğiyle!

Ancak; “Yerseniz... Rafta Dolma Var!..” projeleriyle değil...

*)Bir dondurma markası... okulların kapanmasına 1 ay kala,

tam‟da yaz mevsimi öncesi pilot uygulama olarak, 30.000 ilk

öğretim öğrencisi için, sosyal sorumluluk kampanyası

baĢlatıyormuĢ...

Bu kampanya ile çocuklara, sağlıklı bir yaĢam için yeterli ve

dengeli beslenmenin... ve de hayatımıza daha fazla hareket

katmanın önemi anlatılacak, annelerin de güveni sağlanmaya

çalıĢacakmıĢ...

Hedef‟te de, önümüzdeki yıllarda... 10 Milyon ilk öğretim

öğrencisi varmıĢ. (Potansiyel hedef kitleye yönelik 1/1 markajlı

nasıl bi proje ama... takdir etmemek mümkün değil.)

*)Bir ünlü bal markası da... ĢaĢalı bir basın toplantısı ile “Bu bir

sosyal sorumluluk projesidir diyebiliriz” diyerek (Ne demekse?)

ülkemizde çam ormanlarının en yoğun olduğu güney il‟lerinden

Page 408: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

408

birinde 10 Milyon USD yatırımla “Arıcılık... Eğitim, AraĢtırma,

Destek ve Lojistik Merkezi” kuracağını açıklıyor...

Ve insanın aklına...bu merkez‟den verilecek... ücretsiz eğitimler

ve kovan‟lar da üretilecek... alım garantili ballar ne olacak diye

bir soru geliyor!..

*)Yine bir Ģirketin, Türkiye‟deki Gıda‟dan sorumlu Yönetim

Kurulu Üyesi, “sosyal sorumluluk projelerine çok inanıyoruz.”

diyerek, ünlü “sallama çay” marka‟ları ile ilgili olarak... “Bence

son yıllarda yaptığımız en önemli atılım çay kategorisinde,

önümüzdeki beĢ yıl içerisinde (yani 2009 dan sonraki...) tüm

poĢet çay‟larımızın “sürdürülebilir tarım” ile üretileceğine dair

taahhütte bulunmamız! Bu ne demektir? Sürdürülebilir tarım‟ın

açılımı Ģudur; PoĢet içindeki çayın hangi tarladan, hangi tarım

teknikleriyle, nasıl üretildiğine, o tarlada çalıĢanların sosyal

haklarının tam anlamıyla tanındığına dair bir güvence demektir.

Bu çok önemli bir Ģey... Çünkü, tüketici de içtiği çayın nasıl

yapıldığını bildiği zaman, sorumlu bir tüketici olarak markaya

karĢı yakınlık duyuyor. ġirkete olan bağlılığı artıyor ve iĢimize

de bir... anlam... katmıĢ oluyor.”

(Aynı taahhüt... Margarinleri ve hazır çorbaları için kullandıkları

tarımsal ürünlerde de geçerliymiĢ...)

Sürdürülebilir tarım açılımına aynen katılıyorum ama, Ģimdiye

kadar olduğu gibi daha beĢ yıl (?) neler yiyip... içeceğimizden

mada, tüketicilerin iĢe kattıkları “anlam”ın yorumunu... sizlere

bırakıyorum!

Page 409: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

409

*)Bir de... bazı kiĢi ve sözümona kuruluĢlar... ülkemizde yapılan

bir çok projeden bihaber olarak, aynı veya benzer konularda

yapılan harika çalıĢmaları... bilerek veya bilmeyerek (?) gözardı

ederek... sadece yurtdıĢından ithal olma dıĢında hiç bir özelliği

olmayan ve adaptasyon zorlukları yaĢanan, “Eğitim ve GeliĢim

Stratejileri” ile “Proje Döngüsü ve Yönetimi” programlarını

sahiplenerek... Ve de “Türkiye‟de Ġlk Kez!..”, “Türkiye‟de ilk

Kez!..” diye... diye... ortaya çıkmıyorlar mı...? (Genellikle de...

çoğunun referans listesinde, nedense aynı büyük Ģirketler ve

kurumlar yer alıyor...)

Daha neler var... Neler!..

Tüm bunlara yapılmasın demiyorum... Ancak, biraz dikkat!

Neticede...

Kendi projelerinizi ve ekibinizi hazırlarken, bir yandan da...

diğer kiĢi ve kurumları... “Kalite Deneticileri” olarak... projeler

açısından izlemenin... yararları yadsınamaz...

Ġster sponsorluk projeleri olsun, isterse sosyal sorumluluk

projeleri olsun... gönüllülük ilkesi ile katkı ve katılımda

bulunmak isteyen ve de kendisiyle barıĢık olan herkeze... belirli

Ģartlar çerçevesinde açıktır.

Hatta, uzmanlık alanınızla ilgili komite... gözlem... v.s. gibi

çalıĢmalarla, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde de, yer

almanız mümkün.

Page 410: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

410

Duyarlı bir vatandaĢ olarak bu tür katılımlarda bulunmak...

topluma katkı sağlamanın yanında... Birey‟lere de... liderlik

özellikleri, insan iliĢkilerinin geliĢtirilmesi, sosyal çevrenin

geniĢlemesi ile baĢkalarına yardımda bulunmanın ve fark

yaratmanın verdiği haz‟lar gibi... artı‟lar da sağlar!..

Yalnız, “proje” deyince... Bir mesajın hazırlanıp, mail

gruplarından yayılması da dahil... araĢtırmanın ve bilgi sahibi

olmanın önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum...

Böyle bir proje grubundan gelen mail‟de, iĢsizlik sorununa

çözüm bulabilmek için... gıda ve temizlik gibi zorunlu tüm

alıĢveriĢlerimizde... “Ģunun yerine Ģunu... Ģunun yerine Ģunu...

diye, yabancı ve yerli markalar belirtilerek...” tercihlerimizi

yaparsak, ülkemizdeki fabrikaların üretime devam edeceği,

ekonominin canlanacağı ve de iĢci çıkartmak zorunda

kalmayacakları... belirtiliyordu.

Fikir doğru!.. Ancak, mail‟den 2 gün önce gazetelerin ekonomi

sayfalarında, belirtilen “Türk Markaları”ndan... bir tanesinin

Mısır‟da, bir tanesinin Romanya‟da, bir tanesinin Ġran‟da, bir

tanesinin de Bulgaristan‟da... fabrika kurduğu ve de oralar da

üretime “baĢlayacakları ve baĢladıkları”na dair... haberler vardı.

Belirtilen yabancı markaların iki tanesi ise, zaten uzun zamandır

Türkiye‟de üretiliyordu ve Türk sermayesine aitti...

Uyarı mesajını hemen düzelttik ve tekrar gönderdik. ĠnĢallah

amacına da ulaĢacak... ve böyle güzel bilinçlendirici projeler de

artarak devam edecek...

Page 411: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

411

Bu arada diğer önemli bölüme geçmeden “Kurumsal Sosyal

Sorumluluk Projeleri” konusunda... “Sektörel” anlamda bir

baĢka güzelliği... ülkemizdeki ilaç üreticileri ile BM nezdinde

hayata geçirmeyi planladığımız yepyeni bir projeyi, müsade

ederseniz, sizlerle paylaĢmak istiyorum...

***************************************************

Türk Ġlaç Sanayii... ve KSSP...

T.C. Sağlık Bakanlığı rakkamlarına göre ülkemizde 30. Milyar

USD civarındaki yıllık tedavi giderlerinden önemli bir pay alan

ve uluslararası raporlara göre önümüzdeki 10 yıl içinde dünya

çapında çok önemli yerlere gelebilecek olan, 25.000 kiĢinin

istihdam edildiği Türk ilaç sanayii'nde... 2009 yılı itibariyla 45

üretici firma (35 yerli - 10 yabancı) ile 30 adet kadar da fason

üretim tesisi (yerli) bulunmakta!..

Ġlaç sanayiinde çok uzun bir geçmiĢe sahip, danıĢmanlığını

yaptığım Ģirket‟teki arkadaĢlarımla, Ġnternet siteleri vasıtasıyla

yaptığımız araĢtırmalar da...

Bu toplam 75 Ģirketten sadece 20 sinde Sponsorluk (Kültür ve

sanat organizasyonları ile STK lara maddi destek) ve Sosyal

Sorumluluk (ÇeĢitli burslar, rehabilitasyon ve ilaç destekleri,

hastanelere tıbbi cihaz bağıĢları ve oda tefriĢleri, tıbbi sağlık

birimleri ve hastane inĢaatları) aktiviteleri ile bu 20 Ģirketten

sadece... 5 tanesinde (1 yerli - 4 yabancı) Kurumsal Sosyal

Sorumluluk Projelerine yer verildiğini görünce...

Page 412: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

412

AB ve uluslararası pazarlar‟da varolma açısından büyük bir

eksikliği farkederek, ĠEĠS Ġlaç Endüstrisi ĠĢverenler Sendikası,

Türkiye Ġlaç Sanayi Derneği ve Türkiye Kurumsal Sosyal

Sorumluluk Derneği ve de BM Küresel Ġlkeler SözleĢmesi

UNGC - Türkiye Ulusal Temsilciliği ile temasa geçtik!..

Konunun; geçmiĢi... gelmiĢi... ve geleceği... ile iligili 30 sayfalık

bir dosya hazırladık...

Tüm yetkili birimlere takdim ettik ve arzu edilirse hiç bir

karĢılık beklemeden… KSS Proje Koordinatörlüğü'nü

üstlenebileceğimizi belirttik.

Kısa bir süre içinde aldığımız cevaplar, bizleri çok mutlu etti ve

2010 yılı için çalıĢmalarımız baĢladı...

BM Küresel Ġlkeler SözleĢmesi Türkiye Ulusal Temsilciliğine,

Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği‟e,

Ġ.E.Ġ.S. ve Türkiye Ġlaç Sanayi Derneği‟e…

Verdikleri destek için sonsuz teĢekkürler!..

Tabii... güzel geliĢmeleri ve sonuçları da sizlerle paylaĢmak

isterdim ama, bu kitaba yetiĢmesi pek mümkün değil...

***************************************************

Page 413: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

413

Ancak kitap henüz baskıya girmeden gelen Ģu mail‟i de sizlerle

paylaĢmak istiyorum.

***************************************************

From: Pınar ILGAZ [mailto:[email protected]]

Sent: Sunday, October 04, 2009 6:58 PM

To: Ali Riza Deger (Proje Koordinatörü)

Subject: Global Compact - Ġlaç Sektörü

Sayın Ali Rıza DEĞER,

Daha önce konuĢtuğumuz gibi geçtiğimiz hafta "Global

Compact Türkiye Network" toplantısında, sektörlere yönelik

projemiz üzerinde görüĢme fırsatımız oldu.

2010 yılı için belirlediğimiz üç sektörden birisinin de

"Ġlaç Sektörü" olması konusunda görüĢ birliğine varıldı.

Dolayısıyla, sizin hazırladığınız kapsamlı araĢtırma raporunun

da detaylı incelenmesi ile...

1.Ġlaç sektöründe Global Compact ile ilgili bilgilendirme ve

farkındalık yaratma,

2.10 ilke kapsamında sektörün en öncelikli sorun/ihtiyaçlarının

belirlenerek gündeme getirilmesi,

3.Global Compact‟ın 10 ilkesinin sektörde geniĢ katılımla

imzalanmasına yönelik süreçte, sizin de katkı ve

yönlendirmelerinizle yol almak istiyoruz.

Page 414: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

414

Konuya iliĢkin çalıĢma planı ve ilerleme adımlarını belirlemek

amacıyla sizinle görüĢmeyi planlamaktayız.

Bu karar doğrultusunda sizinle yapmayı planladığımız

görüĢmeye iliĢkin, size de uygun olan bir tarihi, önümüzdeki

haftalarda belirlemeye çalıĢacağız.

Konu ile ilgili geliĢmeler hakkında, sizi bilgilendirmek istedik.

Saygılarımızla,

Pınar ILGAZ

BirleĢmiĢ Milletler

Küresel Ġlkeler SözleĢmesi

Türkiye Ulusal Temsilciliği

ĠEĠS Ġlaç Endüstrisi ĠĢverenler Sendikası

2010 Yılı Sektör Toplantıları 18. ġubat. 2010 - 10. Mayıs. 2010

***************************************************

Page 415: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

415

A F E D E R S Ġ N Ġ Z ! . .

B U D Ü N Y A K Ġ M Ġ N ?

20. 21. 22. YÜZYIL

BÜYÜK (!) PROJELER . . .

Page 416: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

416

BÜYÜK PROJELER . . .

Sizlerin de bildiği gibi ülkemiz‟de ve dünya‟da yaĢanan...

ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar, tabii afetler dıĢında bir

anda oluĢmuyor...

Yapmayı düĢündüğümüz plan ve projelerle ilgili olarak...

olayların geliĢimini daha iyi anlamak ve köklü çözümler

üretebilmek için... gerekiyorsa, tarihe bakmakta fayda var.

Tarih de bir süreçtir. Bu süreci de iyi araĢtırmak ve doğru

okumak gerekir, diye düĢünüyorum.

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Sayın Öztin Akgüç‟ün

deyimiyle... “Yakın tarihimizde yaĢadığımız, gözlemlediğimiz

olaylar dahi... öyle çarpıtılıyor, öyle aktarılıyor ki... kiĢinin

tarihe... tarih olarak aktarılan olgulara... güveni kalmıyor.

Page 417: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

417

Ġnsan kirliliği, tarihi bilgileri de kirletiyor. Neyi doğru, neyi

gerçek olay, olarak kabul edeceksiniz? GeçmiĢi yeniden

gözlemlemek, sınamak, doğrulamak olanağımız yok. Size

aktarıldığı Ģekilde olayları algılıyorsunuz. KuĢkucu iseniz,

kafanızda biraz soru iĢaretleri beliriyor.

Yıllar öncesi yaĢanan olaylar, ne ölçü de doğru aktarılıyor, ne

ölçü de çarpıtılıyor? KiĢilerin ve toplumların... eğitimleri, hayal

güçleri, eğilimleri, bakıĢ açıları, hatta çıkar‟ları (Ki mutlaka...

ulusal veya uluslararası çıkarları...), olayların aktarımları‟nı

etkiliyor!”

En azından Atatürk‟ün izinde... çağdaĢ, demokratik, laik bir

hukuk devleti olarak... Cumhuriyet Tarihimiz ve 1950 ler‟den

bu yana yaĢadığımız bir çok geliĢme için... bu açıklamalara

katılmamak mümkün değil!..

Ama bir de dünya‟ya bakmak gerekiyor...

Dünya‟da ne planlar yapılmıĢ ve de yapılmaya devam ediyor...

Ülkemiz‟de... Haziran 2009 da, hazırlığı 3 yıl süren “Ulusal

Biogüvenlik Yasa Tasarısı” adlı tasarı, Bakanlar Kurulunda

imzaya açıldı... Bir grup muhalefet Milletvekili de, bu GDO

(Genetiği DeğiĢtirilmiĢ Organizmalar) tasarısı ile ilgili Meclis

araĢtırması istedi.

Türkiye‟de 31.10.2006 da çıkartılan “Tohumculuk Kanunu”

uyarınca, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı‟nın izniyle bu tohumlar

ithal edilebiliyor. Ancak, yaygın ekim yapılması yasak!..

Page 418: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

418

Pek‟de hayra alamet olmayan bu tasarı ile ilgili aynı tarihlerde,

Sayın Sadık Çelik‟in aynı gazetede belirttiği gibi (Nedense,

baĢka medya organlarında bu tür konular... diğer önemli

konuların yanında pek yer bulamıyor!..); GDO ların... insan

hayatı, bioçeĢitlilik ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin

ötesinde, arka planda kalan... ürkütücü ve karamsar baĢka

gerçeklerinde varlığının kanıtını... (AĢağıdaki araĢtırmada da,

yer aldığı Ģekliyle...) eski Amerika DıĢiĢleri Bakanlarından

Henry Kisinger‟in 1970‟ler de söylediğini görmekteyiz.

“Petrolün kontrolüyle ülkeyi ve bölgeleri, gıdanın kontrolüyle

de insanları kontrol edebilirsiniz.”

Sayın Sadık Çelik... Ģöyle devam ediyordu...

AB ülkelerine baktığımızda, hepsinin biogüvenlik mevzuatları

hazırlanırken, bilimin yol göstericiliğinden sapmadan insan

hayatına özen gösterdiklerini görüyoruz. Sadece uygulamada

bazı nüans farklılıkları var.

Bu ülkelerin hepsinde GDO‟lu ürünlerin (Hormonlu Ürünler)

ekimine ve ithaline kontrollu ve kısıtlı izin veriliyor.

Burada önemli olan ve belki de yukarıda bahsettiğimiz tabloyu

yaratan noktalardan biri de, AB de... konuyla ilgili yasaların,

yine konunun uzmanları ve ilgili akademisyenler tarafından

hazırlanmıĢ olmasıdır...

Daha önce... Avrupa‟nın “Deli Dana” ve diğer vaka‟lar da

dilinin yanmıĢ olmasından dolayı... kamu kurumlarına ve

bürokratlara karĢı oluĢan güven eksikliğinden... bu sefer

bağımsız bilim adamlarından oluĢturulan bir “Gıda Güvenliği

Otoritesi”ni (EFSA) devreye soktular.

Page 419: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

419

Bizim akademisyen ve uzmanlarımız ise, yasa taslağının

oluĢturulması sırasında, kendi görüĢlerinin alınmadığından ve

yasa‟nın daha çok bürokratlar tarafından hazırlandığından

Ģikayetçi...

Geçtiğimiz yıllarda yaĢadığımız gıda krizi hala hafızalarımızda

iken, bazı teorisyenler... bu gıda krizinin, hiç de sanıldığı kadar

masum olmadığını, dünyada yeteri derecede tarımsal üretim

yapılmasına rağmen hala milyonlarca aç insan olmasının... ve

yaĢanan gıda krizlerinin gizli sorumlularının, tekelleĢmiĢ olan

konvansiyonel tohum ve GDO‟lu tohum üreticisi firmalar

olduğunu iddia ediyorlar.

Ġnsanlar aç kalacak ki, bu firmalar da “ĠĢte... açlığa çözüm” diye

GDO‟lu tohumlarını rahat rahat pazarlayabilsinler...

Bu Ģirketler kutsal ve insani amaçlarla hareket ederek,

dünya‟daki açlık sorununa çare olmak için çalıĢıyorlarsa...

O zaman adama sorarlar... “Madem kar amacı gütmüyorsun,

açlığa çare olmak istiyorsun da, tohumlarını neden patentleyerek

tröstleĢiyorsun?”

GDO‟lu tohumla üretim özellikle bazı çiftçilerimize çok cazip

gözükebilir... az bir emekle, bol ve firesiz ürün almayı kim

istemez? Üstelik de bu tohumlarla üretilmiĢ ürünlerin, ülkemize

ithali yıllardan beri serbestken ve bu konuda da her hangi bir

denetim uygulanmazken... bizim çiftçimizin kısıtlı olanakları,

imkansızlıkları, yetersizlikleri ile... özendirici GDO‟lu

tohumların karĢısında durabilmesini, direnebilmesini istemek,

fazla iyimserlik olmayacak mıdır?

Dolayısıyla GDO lar, her ne kadar... açlığa, kıtlığa çare olacak,

çiftçiyi kalkındıracak, bioyakıt üretiminde kullanılarak çevreye

de katkı sağlayacak... yeni ve modern bir tarım tekniği olarak

Page 420: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

420

lanse edilse de... madalyonun öbür tarafında, bu ürünler için

gerekli olan tohumların dünyada sadece 3 - 5 uluslararası

firmadan sağlanabiliyor olmasının yol açtığı... GDO

üretimindeki bağıĢıklık ve bağımlılık nedeniyle, bir kere

GDO‟lu üretime baĢlarsanız... elinizi verip, kolunuzu

alamayacaksınız.

Hem devlet, hem de çiftçi olarak bu Ģirketlere esir olacaksınız!..

Diğer taraftan da... doğanızı, çevrenizi, toprağınızı, geleceğinizi

ve gen zenginliklerinizi riske edeceksiniz.

Evet değerli dostlarım...

Organik tarım ve tohum gibi büyük avantajlarımız varken,

uluslararası tohum ve gıda tekelleri... yarım asırlık bir süreçte,

ülkemizi de, diğer kalkınmakta olan ülkeler gibi... tarımda da,

gıda da, malesef dönüĢü çok zor olan bir yola sokmaktalar...

Küresel bir felaket tehditi yaratıp, sonra yaraları sarma

bahanesiyle, dünya ekonomisinin ve siyasetinin kontrolünü ele

geçirme planı, sizce çok mu ütopik?

Buyrun bakalım!..

***************************************************

Kuzey Kutbu'nda... "Kıyamet Tohum Deposu"

“Bill Gates, Rockefeller ve GDO Devleri…

Bizim bilmediğimiz bir Ģeyler mi biliyorlar acaba?”

(F. William Engdahl)

Page 421: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

421

Microsoft‟un kurucusu Bill Gates‟i suçlayamayacağımız tek Ģey

tembellik‟tir. Daha 14 yaĢındayken program yapıyordu ve

Harward‟da 20 yaĢında öğrenciyken, Microsoft‟u kurdu…

1995‟te Forbes dergisi onu hırsı nedeniyle, kiĢisel bilgisayarlar

için yazılımda tekele dönüĢen Microsoft‟ta… en fazla pay‟a

sahip olan dünyanın en zengin adamı… ilan etti.

2006‟da… onun durumunda birçok insan, Pasifik‟te bir adada

hayatın tadını çıkarmayı düĢünse de… Bill Gates tüm enerjisini

Bill & Melinda Gates Vakfı‟na adamaya karar verdi.

Vakıf, 34.6 milyar dolar bütçesi olup, vergiden muhaf olma

konumu koruyabilmek için, senede 1.5 milyar dolar bağıĢ

yapmak zorunda olan, dünyanın en büyük “Özel Vakfı”dır.

Gates‟in arkadaĢı ve iĢ ortağı olan Warren Buffet, 2006‟da

Gates Vakfı‟nı 30 milyar dolarlık hisseyle, her yıl BirleĢmiĢ

Milletler Sağlık TeĢkilatı‟nın yıllık bütçesinden daha fazla para

harcayan Buffet Berkshire Hathaway‟a dahil etti.

Elli yaĢında çalıĢma hayatından çekilerek, bir anlamda emekli

olduğunu ilan eden ve eĢiyle zamanının önemli kısmını, geri

kalmıĢ toplumlarda… özellikle Afrika‟da yardım faaliyetlerine,

açlıkla ve hastalıklarla mücadeleye ayıran Bill Gates… eğer,

“Gates Vakfı” aracılığıyla… bir Proje‟ye her yıl 30 milyon

dolar‟dan fazla harcıyorsa, bu proje… incelenmeye değerdir.

ġu anda dünyadaki hiçbir proje, dünya‟nın en ücra köĢesindeki

(Svalbard), bu… kuĢku verici proje kadar, ilginç olamaz.

Bill Gates, Kuzey Kutbu‟na 1.100 km uzaklıkta bulunan, Kuzey

Page 422: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

422

Kutbu Okyanusu yakınlarındaki Barents Denizi‟nde yer alan

“Svalbard Tohum Bankası”na… milyonlar yatırıyor. Svalbard,

Norveç‟in hak iddia ettiği ve 1925‟te uluslararası sözleĢmeyle

alınan çorak bir kaya parçası…

Tanrı‟nın unuttuğu bu adada, bugün “Kıyamet Tohum Bankası”

olarak bilinen tohum bankasına, Bill Gates… on milyonlarca

doları… Rockefeller Vakfı… Monsanto… Syngenta Vakfı…

Norveç Hükümeti ve Diğerleri… ile hep birlikte yatırıyor.

Svalbard takım adasının bir parçası olan Norveç Spitsbergen

adasındaki projenin resmi adı “Svalbard Küresel Tohum

Deposu”dur!..

Tohum bankası, Spitsbergen adasında bulunan küçük bir kasaba

olan “Longyearbyen” yakınlarında buzullar‟la kaplı bir dağ‟da

kurulmakta… Ve de verilen bilgilere göre de çalıĢmaya hazır!..

Bu tohum bankası, patlamaya dayanıklı çift kapılı harekete

duyarlı algılayıcıları olan, hava geçirmez ve de bir‟er metre

kalınlığında, çelik destekli beton duvarlar‟la… yapılmaktadır.

Norveç hükümetine göre, banka tüm dünyadan 3.000.000 farklı

tohum çeĢidini barındıracak ve böylece çeĢitlilik… gelecek için

korunacaktır.

Tohumlar nemden korunmak için özel olarak ambalajlanacak…

Bankada çalıĢan tam zamanlı personel olmayacak ve depoya

eriĢimin çok zor olması… herhangi bir insan faaliyetinin

gözlemlenmesini de kolaylaĢtıracaktır.

Bir Ģey mi kaçırdık, acaba?

Page 423: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

423

Yaptıkları basın açıklamasına göre, amaç… tohum çeĢitliliğini

gelecek için korumak...

Banka‟nın destekleyicisi olanlar tüm dünyadaki tohum

bankalarında zaten korunan tohumların varlığını, küresel olarak

tehlikeye sokan… acaba ne gibi bir tehlikeyi öngörüyorlar?

Ne zaman Bill Gates, Rockefeller Vakfı, Monsanto ve Syngenta

ortak bir projede bir araya gelse… Spitsbergen Kayaları‟nı biraz

daha derinden deĢmeye değer. Bunu yaparsak, çok hayret verici

sonuçlara ulaĢırız…

Ġlk önemli nokta tohum deposunun destekçilerin kimler olduğu?

*Norveçliler ve Bill & Melinda Gates Vakfı… dünyanın en

büyük patentli… genetiği değiĢtirilmiĢ tohum ve ilgili tarım

kimyasalları‟nın sahibi…

*ABD tarım devleri… Du Pont… Pioneer Hi - Bred… Dow…

*Monsanto… Syngenta Vakfı aracılığıyla, Ġsviçre menĢeli

büyük GDO tohum ve tarım kimyasalları Ģirketi…

*Syngenta… “1970‟den bu yana 100 milyon dolar‟la gen

devrimini baĢlatan” özel bir grup…

*Rockefeller Vakfı… tarımsal değiĢim ile ideal genetik saflığını

desteklemek için oluĢturulan Rockefeller Vakfına bağlı, CGIAR

küresel Ģebekesi…

CGIAR ve “Proje”

“Ölümün Tohumları” kitabımda ayrıntılarıyla anlattığım gibi…

Page 424: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

424

Rockefeller Vakfı, John D. Rockefeller III‟ün Tarım GeliĢim

Konseyi ve Ford Vakfı, Filipinler Los Banos‟da Uluslararası

Pirinç AraĢtırma Merkezi‟ni (IRRI) kurmak için güç birliği

yaptılar. (a)

1971‟de Rockefeller Vakfı‟nın IRRI‟sı, Meksika‟daki Uluslar

arası Mısır ve Buğday GeliĢtirme Merkezi ile diğer iki

Rockefeller ve Ford Vakfı ürünü uluslararası araĢtırma merkezi

olan tropik tarım için Nijerya‟da IITA ve pirinç için Filipinler‟

de IRRI Uluslarası Tarım AraĢtırmalarında Küresel DanıĢmanlık

Gurubu olan CGIAR‟ı oluĢturmak için birleĢtirildi.

CGIAR… Rockefeller Vakfı‟nın, Bellagio-Ġtalya‟daki konferans

merkezinde düzenlenen bir dizi konferanslar da oluĢturuldu…

Bellagio‟daki konuĢmalardaki önemli konuĢmacılar…

Rockefeller Vakfı‟ndan George Harar… Ford Vakfı‟ndan

Forrest Hill… Dünya Bankası‟ndan Robert McNamara… ile

Rockefeller ailesinin uluslararası çevre örgütçüsü 1972‟de

Stokholm‟de BM Dünya Zirvesi‟ni bir Rockefeller temsilcisi

olarak düzenleyen Maurice Strong…

Bu zirve, vakfın onlarca yıldır süren planının… bilimi, öjeniğin

(üstün ırk yaratma) hizmetine sunma hedefinin bir parçasıydı…

Öjenik aslında üstün ırk yaratma düĢüncesinin, daha üstü kapalı

olan… yeni bir formu‟dur ve “Proje” olarak anılır. (Tabii ki…

Vizyon Tasarımcıları‟nın projeleriyle aynı anlamda değil!..)

En fazla etkiyi sağlayabilmesi için CGIAR… BM Gıda ve

Tarım Örgütü‟nü (FAO), BM Ġlerleme Programı‟nı ve Dünya

Bankası‟nı da iĢin içine dahil etti.

Page 425: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

425

Böylelik‟le ilk kurduğu vakıfların, planlamaları aracılığıyla…

Rockefeller Vakfı… 1970‟lerden itibaren küresel tarım

politikalarını Ģekillendirebilecek konuma geldi… Ve baĢardı!

Rockefeller ve Ford Vakfı‟nın büyük araĢtırma burslarıyla

finanse edilen CGIAR… “Üçüncü Dünya” ülkelerinin Bilim

Adamları‟nın ve Agronomist (Tarım Uzmanları ve Ziraat

Mühendisleri)‟lerinin… modern tarım ürünü kavramlarında

uzmanlaĢmaları ve ülkelerine bunu geri götürmeleri ile yakından

ilgilendi…

Bu süreçte… bu ülkelerde ABD Tarım ġirketleri‟nin

desteklenmesi, özellikle de geliĢmekte olan ülkelerde GDO‟lu

“Gen Devrimi”nin, bilim ve serbest tarım piyasasının teĢviki

için… paha biçilmez bir etki Ģebekesi oluĢturdu…

Genetik olarak üstün ırk mühendisliği mi?

ĠĢte burada Svalbard Tohum Bankası ilginçleĢiyor. Hatta daha

da önemlisi… “Proje” Rockefeller Vakfı‟nın ve zengin finans

kurumlarının, 1920‟lerden beri genetik olarak üstün ırk

yaratmayı meĢrulaĢtırmak için kullandıkları… “Öjenik (daha

sonradan “Genetik Mühendisliği” denen) Proje”dir.

(Hitler ve Naziler, buna “Ari… Üstün Irk” demiĢlerdi.)

Hitler‟in öjeniği… bugün yeryüzündeki tüm tohum çeĢitlerinin

örneklerini saklamak için bir kıyamet tohum deposu kuran, aynı

Rockefeller Vakfı tarafından finanse edilmiĢti.

ĠĢte Ģimdi durum daha da ilginçleĢiyor. Aynı Rockefeller Vakfı

insan hayatını “gen dizilimlerine” indirgemeye çalıĢan, sözde

“moleküler biyoloji” bilimini yaratmıĢtı ve sonunda insan

Page 426: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

426

özelliklerini, istenilen Ģekilde değiĢtirmeyi ümit ediyorlardı…

SavaĢtan sonra sessizce ABD‟ye, biyolojik öjenik çalıĢmalarını

devam ettirmeleri için getirilen Hitler‟in öjenikçi bilim adamları,

çeĢitli yaĢam formlarının genetik olarak tasarlanması konusunda

çok ciddi temel adımlar attılar.

Hitler‟in bu bilim adamları, Nazi Almanyası‟na kadar da… açık

bir Ģekilde Rockefeller Vakfı tarafından finanse edilmiĢti. (b)

Aynı “Rockefeller Vakfı” 1946‟da Nelson Rockfeller ile

Pioneer Tohum ġirketi kurucusu Henry Wallace‟ın Meksika‟ya

yaptıkları bir geziden sonra, sadece adı yeĢil olan… “YeĢil

Devrimi” de baĢlatmıĢtı.

“YeĢil Devrim” Rockefeller‟in çalıĢtığı Meksika, Hindistan gibi

ülkelerde açlık sorununu büyük ölçüde çözmeyi vaat ediyordu.

Rockefeller Vakfı Agronomisti Norman Borlaug bu nedenle bir

Nobel Ödülü aldı. Henry Kissinger‟in da 1973‟de Nobel BarıĢ

ödülünü aldığını düĢündüğümüz de bunun çok ta övünülecek bir

Ģey olmadığını söyleyebiliriz…

Yıllar sonra, YeĢil Devrim‟in aslında Rockefeller ailesinin

ileride tekelleĢtirebilecekleri küresel ölçekte bir “tarım iĢi

geliĢtirme planı” olduğu ortaya çıktı… tıpkı yarım yüzyıl önce

“petrol endüstrisi” iĢinde yaptıkları gibi…

Henry Kissinger

Henry Kissinger‟in 1970‟de söylediği gibi “Eğer petrolü

kontrol ederseniz, ülkeyi kontrol edersiniz… Eğer gıdayı

kontrol derseniz, dünyayı kontrol edersiniz…”

Page 427: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

427

Tarım iĢi ve Rockefeller‟in YeĢil Devrimi kol kola ilerledi. Her

ikisi de Rockefeller Vakfı‟nın bitki ve hayvanların genetik

mühendisliği yoluyla geliĢtirilmesini de içeren büyük planının

parçasıydılar…

John H. Davis 1950‟lerin baĢlarında BaĢkan Dwight Eisenhower

yönetiminde Tarım Bakanı yardımcısıydı.

1955‟de Washington‟dan ayrıldı ve o zamanlar tarım uzmanları

için önemli bir yer olan Harvard ĠĢletme Okuluna girdi. Belirgin

bir stratejisi vardı.

Davis 1956‟da Harvard ĠĢ dergisinde yazdığı makalede…

“Çiftlik sorununu, sonsuza değin çözmenin ve iĢlevsiz hükümet

programlarını engellemenin tek yolu, tarımı… Ģirketlere

devretmektir” dedi.

Çok az kiĢi ne düĢündüğüne dair ipuçlarına sahip idiyse de o ne

istediğini çok iyi biliyordu…

Gıda zincirini… geleneksel aile çiftçiliği‟nden alıp ulusötesi

Ģirketlerin eline teslim ederek, tarıma darbe yapmaktı amacı. (c)

Rockefeller Vakfı ve ABD tarım Ģirketlerini heyecanlarından

Ģey, YeĢil Devrim‟in geliĢmekte olan piyasalarda yeni hibrid

tohumların üretilmesine dayanmasıydı.

Hibrid tohumların en can alıcı özelliği, üreme kapasitelerinin

olmayıĢıydı. Hibrid tohumlar üreyemiyordu.

Tohumları ebeveynleri‟ninkine benzer ürünler veren ve açıktan

polenlenen türlerin aksine… hibrid bitki tohumlarından elde

edilen hasatın verimi ilk jenerasyona göre çok düĢüktü.

Page 428: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

428

Hibrid (Melez… Genleriyle oynanmıĢ… DeğiĢtirilmiĢ…) lerde

bu azalan hasat verimi özelliği yüksek miktarda hasat alabilmek

için çiftçilerin her sene tohum almasını gerektiriyordu.

Dahası ikinci jenerasyondan alınan hasattaki verim düĢüklüğü,

tohum ticaretinin… tohum Ģirketleri dıĢında yapılmasını ve

paylaĢılmasını engelliyordu. Büyük küresel tohum Ģirketleri

ebeveyn tohumlukların dıĢarıya sızmasına engel olabilirse hiçbir

çiftçi ya da rakip, hibridleri yetiĢtiremeyecekti.

Hibrid tohum patentlerinin, Du Pont‟un Pioneer Hi - Bred ve

Monsanto‟nun Dekalb‟ının baĢını çektiği bir avuç dev tohum

Ģirketinin elinde toplanması, daha sonra GDO‟lu tohum darbesi

için yolu açtı. (d)

Aslında modern Amerikan tarım teknolojisi, kimyasal gübreler

ve ticari hibrid tohumlar… yerel ve özellikle de orta ölçekli ve

daha kurumlaĢmıĢ olan çiftçileri, baĢta ABD‟dekiler olmak

üzere tarım ve petrokimya Ģirketlerine bağımlı hale getiriyordu.

Bu on yıllardır dikkatlice planlanan bir sürecin ilk adımıydı…

YeĢil Devrim adı altında Tarım ġirketleri, ABD‟li ihracatçıların

sınırlı giriĢ yapabildikleri ulusal pazarlara, daha rahat girme

imkanı bulabiliyorlardı.

Bu eğilim, daha sonradan “pazar merkezli tarım” olarak

anılmaktaydı. Aslında bunun gerçek adı “tarım Ģirketlerinin

kontrolünde tarım” idi…

YeĢil Devrim aracılığıyla Rockefeller Vakfı ve daha sonra Ford

Vakfı… ABD Uluslararası GeliĢme Ajansı ve CIA‟nın, dıĢ

Page 429: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

429

siyaset hedeflerini Ģekillendirmek ve de desteklemek için kol

kola çalıĢtılar.

YeĢil devrimin en büyük etkilerinden birisi iĢ aramak için

Ģehirlere göç eden köylünün kırsaldan göç etmesi ve kırsalı

boĢaltması idi. Bu bir tesadüf değildi. ABD‟li küresel Ģirketlerin

ucuz iĢçi havuzları yaratmak için yaptığı planın bir parçasıydı,

ya da son yıllardaki adıyla “küreselleĢmenin”…

YeĢil Devrim‟in kendi kendine yaptığı teĢvik sona erdiğinde

sonuçlar söz verilenden oldukça farklıydı.

Yeni kimyasal ilaçların geliĢigüzel kullanımıyla ciddi sağlık

sorunlarını beraberinde getiren sorunlar baĢ gösterdi. Yeni

hibrid tohumların mono kültür yetiĢtirilmesi toprağın ve hasatın

verimini düĢürdü.

Halbuki ilk sonuçlar çok etkileyici idi… örneğin Meksika‟da

önce mısır sonra buğday‟da iki ya da üç hasat birden alınmıĢtı.

Bu durum kısa süre sonra değiĢti…

YeĢil Devrim‟e genellikle büyük sulama projeleri eĢlik ediyordu

ki, bu genellikle devasa barajların yapılması için Dünya Bankası

fonlarını içeriyor, yerleĢim birimleri ve büyük verimli tarım

alanları sular altında kalıyordu.

Ayrıca “süper buğday” dekar baĢına ihtiyaç duyduğu büyük

oranda gübre miktarıyla, toprağı nitrat ve petrole boğuyordu. Bu

gübrelerse hepsi kardeĢ olan Rockefeller kontrolündeki büyük

petrol Ģirketlerinin ürünüydü…

Yüksek miktarlarda kullanılan ot ve böcek ilaçları petrol ve

Page 430: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

430

kimya devleri için ek pazarlar oluĢturuyordu. YeĢil devrim

aslında bir “kimyasal darbeydi”.

GeliĢmekte olan ülkelerin yüksek miktardaki gübre ve ilaç

girdisini finanse etmeleri mümkün değildi…

Bu nedenle Dünya Bankası‟ndan kredi notu alarak ve ABD

hükümetinin garantisi altındaki Chase Bank ve diğer New York

bankaları aracılığıyla özel borçlar aldılar.

Birçok geliĢmekte olan ülkede uygulanan bu krediler daha çok

büyük toprak sahiplerine gitti. Küçük çiftçiler de durum farklı

iĢliyordu. Küçük ölçekli çiftçi ilaç ve gübre alamadığı için

borçlanmak zorunda kalıyordu.

BaĢlangıçta çeĢitli hükümetler çiftçiye tohum ve gübre

alabilmesi için kredi sağlamaya çalıĢtı. Bu programa

katılamayan çiftçiler tefecilerden borç aldı. Ancak resmi

olmayan yüksek faiz oranları nedeniyle birçok küçük ölçekli

çiftçi ilk baĢtaki yüksek hasat veriminden bile bir fayda

sağlayamadı.

Hasattan sonra ürünlerinin tamamını borç ve faizi geri ödemek

için satmak zorunda kaldılar. Para tüccarlarına ve tefecilere

bağımlı hale geldiler ve genellikle topraklarını kaybettiler.

Hükümetin verdiği düĢük faizli krediler bile bu durumu

düzeltemedi ve çiftçi kendini bile doyuramaz hale geldi. (e)

On yıllardan beridir YeĢil Devirimi destekleyen, içinde

Rockefeller Vakfı‟nın da bulunduğu çıkar çevreleri, Rockefeller

Vakfı‟nın baĢkanı Gordon Conway‟in birkaç yıl önce belirttiği

Page 431: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

431

“Gen Devrimi”ni, yani GDO patentli tohumların da dahil olduğu

endüstriyel tarım girdilerinin yayılmasını, teĢvik etmek için

çalıĢtılar…

Gates, Rockefeller ve Afrika‟da YeĢil Devrim…

1950‟lerin Rockefeller Vakfı‟nın, YeĢil Devrimi akılda tutulmak

kaydıyla… aynı Rockefeller Vakfı ile Gates Vakfı‟nın Ģu anda

milyonlarca doları olası bir kıyamet senaryosuna karĢı… tüm

tohumları saklamak için yatırım yapıyor olması oldukça Ģüphe

uyandırıyor…

Aynı kiĢiler Afrika‟da YeĢil Devrim adı altında bir projeye daha

milyonlarca dolar yatırıyorlar.

AGRA denilen bu proje YeĢil Devirim‟i baĢlatan aynı

Rockefeller Vakfı projesidir. AGRA yönetim kurulunda

kimlerin olduğuna bakmak bunu teyit etmeye yeterlidir…

BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan da bu kuruldadır. 2007‟de

Güney Afrika Cape Town‟da düzenlenen Dünya Ekonomik

Forumunda yaptığı kabul konuĢmasında Ģunları söylemiĢtir.

“Rockefeller Vakfı, Bill & Melinda Gates Vakfı ve Afrika

kampanyamızı destekleyen diğer herkesin bu davetini Ģükranla

kabul ediyorum”

AGRA Yönetim kurulunda; Rockefeller Vakfı temsilcilerinden

Güney Afrikalı Strive Masiyiwa da bulunmaktadır. Bill &

Melinda Gates Vakfı‟ndan Sylvia M. Mathews. Dünya Bankası

Yönetim Kurulu eski (2002 - 2006) BaĢkanı Mamphela

Ramphele. Gates Vakfı‟ndan Rajiv J. Shah. Rockefeller

Vakfından Nadya K. Shmavonian. Gates Vakfı‟ndan Roy

Steiner…

Page 432: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

432

AGRA… ek bir kurul olarak Rockefeller Vakfı Ġdari Yöneticisi

Gary Toenniessen ile Rockefeller Vakfı BaĢkan Yardımcısı

Akinwumi Adesina‟yı da… içermektedir.

Listeyi tamamlamak için AGRA programlarına Ģu isimleri

ekleyebiliriz… Rockefeller Vakfı‟ndan Ġdari Yönetici Peter

Matlon. Afrika tohum sistemleri baĢkanı ve Rockefeller Vakfı

Yönetici Yardımcısı Joseph De Vries.

Öyle görülüyor ki daha önce Hindistan ve Meksika‟da

baĢarısızlığa uğrayan YeĢil Devrim‟de olduğu gibi, Afrika‟daki

YeĢil Devrim de Rockefeller Vakfı‟nın öncelikleri arasında yer

almaktadır.

Bugün dikkat çekmeseler de Monsanto ve diğer GDO Ģirketleri,

Kofi Annan‟ı… patentli genetiği değiĢtirilmiĢ tohumları

maskelemek için kullanılan aldatıcı “bioteknoloji” kelimesiyle...

patentli GDO tohumlarını, Afrika‟ya yaymak için

kullanmaktadırlar.

Bugün “Güney Afrika”, GDO tohumların yasal olarak

ekilmesine izin veren tek Afrika ülkesidir. 2003‟de Burkina

Faso GMO mahkemeleri kurulmasına onay verdi. 2005‟te Kofi

Annan‟nın ülkesi Ghana biyogüvenlik yasasını yürürlüğe soktu

ve anahtar konumdaki yetkililer GDO ürünlerin araĢtırılması

gerektiğine dair niyetlerini dile getirdiler…

Afrika, GDO‟nun dünya çapında yayılması için ABD

hükümetinin açtığı kampanyanın yeni hedefidir. Verimli

toprakları Afrika‟yı ideal bir aday yapmaktadır. Afrika tarım

sistemine, GDO‟lu tohumların yayılması amacıyla birçok

genetik mühendisliği ve biogüvenlik projesi baĢlatılmıĢtır ve de

bu nedenle birçok Afrika Hükümeti, GDO destekçilerinden kötü

Page 433: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

433

Ģeyler beklemektedirler ki… bu ĢaĢırtıcı bir durum değil.

Bunların arasında ABD hükümetinin; Afrikalı bilim adamlarını

genetik mühendisliğinde eğitmek üzere verdiği burslar… ABD

Uluslararası GeliĢim Kurumunun (USAID) ve Dünya

Bankası‟nın desteklediği biogüvenlik projeleri… Afrika‟daki

yerli hasatları kapsayan GDO araĢtırmaları… yer almaktadır.

Rockefeller Vakfı… yıllardır Afrika tarlalarına GDO‟ları

sokabilecek projeleri teĢvik etmiĢ, ama büyük oranda baĢarısız

olmuĢtur.

Güney Afrika‟daki Mikhathini ovasında GDO pamuğun

uygulanmasını teĢvik eden araĢtırmaları desteklemiĢlerdir.

Güney Afrika tohum endüstrisinde, hem GDO hem de hibrid

tohumda güçlü olan Monsanto, “Umudun Tohumları”

Kampanyası olarak bilinen ve küçük çiftçileri kapsayan, bir

program baĢlatmıĢtır.

Bu program küçük ölçekli fakir çiftçilere bir YeĢil Devrim

paketi sunmakta ve tabi ki bunu… Monsanto‟nun patentli

tohumlarıyla yapmaktadır. (f)

GDO Kıyameti‟nin “Dört Atlısı”ndan biri olan Ġsviçreli

Syngenta, böceklere karĢı dirençli GDO mısır geliĢtirmek için

Nairobi‟de yeni bir sera yapımına milyonlarca dolar

aktarmaktadır. Syngenta… CGIAR‟ın da bir üyesidir. (g)

Svalbarda'ya GeçiĢ…

Svalbard'taki “Kıyamet Tohum Bankası”…

ġimdi bu ne demek oluyor?

Page 434: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

434

Gates ve Rockefeller Vakfı‟nı, Afrika‟da patentli ve terminatör

patently… tohumların yayılmasını desteklemeye iten nedir?

Dünya‟nın her yerinde… monokültür endüstriyel tarım

baĢladığından beri, tohum çeĢitleri yok olmaktadır.

Bu gruplar aynı zamanda varolan tüm tohum çeĢitlerini Kuzey

Kutbu yakınlarındaki bombaya dayanıklı bir kıyamet deposunda

saklamak için milyonlarca dolar harcamaktadırlar.

Bunu tohum çeĢitliliğini koruyup gelecekte tekrar yayılması için

yaptıklarını iddia etmektedirler…

Rockefeller ve Gates Vakıfları‟nın, Afrika‟da GDO‟lu YeĢil

Devrim‟i teĢvik etmek için güçbirliği yapıp, aynı zamanda da

gizlice Svalbar‟daki kıyamet tohum deposunu finanse etmeleri

bir tesadüf değildir herhalde?

Svalbard projesi ile birlikte GDO‟lu tarım devlerinin ağızları

kulaklarına varmıĢ olmalı…

Aslında “Svalbard” giriĢimi Michael Crichton‟un çok satan

bilim kurgu romanı Andromeda Strain‟i anımsatmaktadır.

Bu romanda dünya dıĢından gelen ölümcül bir hastalık kan‟ın

ani Ģekilde pıhtılaĢmasına neden olmakta ve tüm insanlığı tehdit

etmektedir.

Svalbard‟da geleceğin en iyi korunan tohum bankası GDO YeĢil

Devrim Muhafızları tarafından korunacak… yani Rockefeller ve

Gates Vakfı, Syngenta, Du Pont ve CGIAR tarafından…

Küresel Hasat ÇeĢitliliği Örgütü…

Page 435: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

435

Svalbard projesi… “Küresel Hasat ÇeĢitliliği Örgütü” denilen

bir Ģebeke tarafından iĢletilecek (GCDT).

Onlar kim ki yeryüzünün tüm tohum çeĢitliliğini saklayacak bir

banka kuruyorlar? GCDT… BirleĢmiĢ Milletler Gıda ve Tarım

Örgütü (FAO) ve CGIAR‟ın yan kuruluĢu olan BioçeĢitlilik

Enternasyonal (daha önceleri… “Uluslararası Bitki Genetik

AraĢtırma Enstitüsü” idi.) tarafından kuruldu.

GCDT‟nın merkezi Roma‟da dır… Yönetim Kurulu ise…

*Margaret Catley Carlson… Yönetim Kurulu BaĢkanı…

(Kanadalı) aynı zamanda dünyanın en büyük özel su

Ģirketlerinden bir olan Group Suez Lyonnaise des Eaux‟nün

danıĢma kurulundadır.

Margaret Catley Carlson, aynı zamanda 1998‟e kadar John D.

Rockefeller‟ın nüfus azatlımı örgütü olan ve New York‟ta

bulunan Nüfus Konseyi‟nin de baĢkanıdır.

Bu örgüt 1952‟de Rockefeller tarafından Güney Yarımküre

ülkelerinde “aile planlaması”, doğum kontrol yöntemleri ve

kısırlaĢtırmayı teĢvik maskesi altında “öjenik” (üstün ırk)

programını geliĢtirmek için kurulmuĢtur.

*Lewis Coleman… Bank of Amerika eski yöneticisi ve halen

Holywood Dream Works animasyon Ģirketinin baĢkanı‟dır.

Coleman aynı zamanda Pentagon‟un en büyük savaĢ endüstrisi

taĢeronlarından Northrup Grumman ġirketinin yönetim kurulu

üyelerindendir.

*Jorio Dauster… Brezilya Ekodizel‟in baĢkanıdır. Berzilya‟nın

Page 436: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

436

Avrupa Birliği eski büyükelçisidir ve Brezilya Maliye Bakanlığı

dıĢ borçlar arabulucusu‟dur. Dauster aynı zamanda Brezilya

Kahve Enstitüsü baĢkanlığı ile Brezilya patent sistemlerinin

modernleĢtirilmesi projesinin yöneticiliğini de yapmıĢtır ki… bu

proje yakın zamana kadar Berzilya kanunlarına göre yasak olan

genetiği değiĢtirilmiĢ tohumların patentlerinin yasallaĢtırılmasını

da içermektedir.

*Cary Fowler… örgütün idari amiridir. Fowler Norveç yaĢam

Bilimleri Enstitüsünde Uluslar arası Çevre ve GeliĢim

AraĢtırmaları Bölümü‟nde eğitmen ve araĢtırma yöneticisidir.

Ayrıca, BioçeĢitlilik Enternasyonal‟in de baĢ danıĢmanı‟dır.

CGIAR‟a Uluslar arası Bitki Genetik Kaynakları SözleĢmesi

görüĢmelerinde Geleceğin Hasatları Merkezlerini tanıtmıĢtır.

1990‟larda FAO‟da Uluslararası Bitki Genetik Kaynakları

Programına baĢkanlık yapmıĢtır. 1996‟dA 150 ülkenin kabul

ettiği FAO‟nun Bitki Genetik Kaynakları için Küresel Hareket

Planı görüĢmelerini hazırlamıĢ ve danıĢmanlığını yapmıĢtır.

ABD Ulusal Bitki Genetik Kaynakları Kurulunun ve bir diğer

Rockefeller Vakfı ve CGIAR projesi olan Meksika‟daki

Uluslararası Mısır ve Buğday GeliĢtirme Merkezi‟i mütevelli

heyetinin eski üyesidir.

*Dr. Mangala Rai… Hindistan Tarımsal AraĢtırma ve Eğitim

Kurumu Sekreteri (DARE) ve Hindistan Tarımsal AraĢtırma

Konseyi (ICAR) baĢkanıdır.

Ayrıca dünyanın ilk büyük GDO deneyi olan oldukça fazla

ĢiĢirilen ve hüsranla sonuçlanan GDO “Altın Pirinç” türünü

teĢvik eden Rockefeller Vakfı Uluslararası Pirinç AraĢtırma

Page 437: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

437

Enstitüsü‟nün de (IRRI) Yönetim Kurulu üyesidir.

Rai Uluslararası Mısır ve Buğday GeliĢtirme Merkezi‟nin

(CIMMYT) Yönetim Kurulu üyeliğini yapmıĢtır ve CGIAR‟ın

Ġdari Kurul üyesidir.

Küresel Hasat ÇeĢitliliği Vakfı… bağıĢçıları ya da “finans

melekleri” ise ünlü Kazabalanka filminde Humprey Bogart‟ın

dediği gibi tüm “tanıdık Ģüphelileri” içermektedir.

Rockefeller ve Gates Vakfı‟nın yanı sıra… GDO devleri

DuPont… Pioneer Hi - Bred… Basel Ġsviçre‟den Syngenta…

CGIAR ve GDO‟ları büyük bir Ģevkle destekleyen ABD

geliĢim ajansı USAID… bağıĢçılar, ya da “finans melekleri”

arasındadır.

Öyle görülüyor ki GDO ve nüfus azaltımı çakalları insanlığın

tavuk kümesini… Svalbard‟daki küresel tohum deposunu…

beklemektedir. (h)

Neden Ģimdi Svalbard?

Bill Gates ve Rockefeller Vakfı‟nın Du Pont ve Syngenta gibi

genetik mühendisliği tarım endüstrisi devleri ve CGIAR ile

birlikte neden “Kuzey Kutbunda, Kıyamet Tohum Bankası”

kurduklarını haklı olarak sorabiliriz…

Terminatör… Yok edici… Böyle bir depoyu kim kullanacak?

Bitki üreticileri ve araĢtırmacılar… Gen Bankaları‟nın birincil

kullanıcıları‟dırlar…

Page 438: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

438

Günümüzün en büyük bitki üreticileri, küresel bitki patentiçisi

GDO devleri… Monsanto, Du Pont, Syngenta ve Dow

Kimyasalları‟dır.

2007‟nin baĢlarından beri Monsanto ABD Hükümeti ile birlikte

Terminatör, ya da “Genetik Kullanımı Kısıtlama Teknolojisi”

nin (GURT) patentini elinde bulundurmaktadır.

Terminatör, ilk hasattan sonra patentli ticari tohumun “intihar

etmesine” neden olan uğursuz bir teknolojidir.

Bu teknolojiyle özel tohum Ģirketleri mutlak kontrolü ellerinde

bulunduruyorlar. Gıda zinciri üzerinde böylesi bir kontrol ve

güç, daha önce insanlık tarihinde görülmemiĢ bir Ģeydir.

Bu sinsi genetik mühendisliği ürünü, özellikle çiftçilerin her

sene tekrar tekrar pirinç, soya, mısır, buğday (ya da toplumlarını

beslemeleri için neye ihtiyaçları varsa) için Monsanto ya da

diğer GDO tohum dağıtımcılarına gitmelerine neden olur.

Eğer bu, tüm dünyada yaygınlaĢırsa belki on yıl içinde dünya

çftçilerinin çoğu Monsanto, Du Pont ya da Dow Kimyasalları

gibi üç beĢ büyük tohum Ģirketinin kölesi haline gelecektir.

Bu durum, tohum Ģirketlerinin… ev sahibi hükümet

Washington‟dan gelen emirler doğrultusunda… Washington‟un

siyasetlerine karĢı olan üçüncü dünya ülkelerine tohum

vermeme olasılığı için de kapıyı aralayacaktır.

Bunun olamayacağını söyleyenlere son küresel olaylara

bakmalarını tavsiye ederim. Gücün üç dört ABD menĢeli tarım

devinde toplanması gerektiğinde, tüm GDO‟lu tohumların

dağıtımını durdurmalarına olanak tanımaktadır.

Page 439: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

439

Bu Ģirketler… Monsanto, Du Pont, Dow Chemical… insanlığa

yaptıkları hizmetler açısından oldukça “temiz!” bir sicile

sahiptirler.

Dioksin, PCB, Agent Orange (Vietnam saldırısında kullanılan

bir zehir) gibi buluĢları geliĢtirmiĢ ve teĢvik etmiĢlerdir. Toksik

kimyasalların kanserojen ve sağlığa diğer olumsuz etkilerinin

bariz delilleri‟ni örtbas etmiĢlerdir.

Dünyanın en çok kullanılan ot ilacı olan glifosatın içme suyuna

karıĢtığında zehirli olduğuna dair ciddi bilimsel raporları hasır

altı etmiĢlerdir.

Glifosat, Monsanto‟nun Roundup ot ilacındaki ana maddedir ve

Monsanto‟nun genetiği değiĢtirilmiĢ tohumlarının çoğu ile

birlikte alınmak zorundadır. (i)

Danimarka ülkenin yer altı sularını zehirlediği kanıtlanınca

glifosatı 2003‟de yasakladı. (j)

Tohum, gen bankalarında depolanan çeĢitlilik, bitki üretimi ve

temel biyolojik araĢtırmalar için ham maddeyi oluĢturur.

Bu amaçlar için yüz binlerce örnek her yıl dağıtılır. BM‟nin

Gıda ve Tarım TeĢkilatı‟na (FAO) göre tüm dünyada 1400

tohum bankası bulunmaktadır ve bunların en büyüğü ABD

hükümetine aittir.

Diğer büyük tohum bankaları… büyükten küçüğe doğru…

Çin, Rusya, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Almanya ve

Kanada‟da bulunmaktadır.

Ek olarak CGIAR tüm dünyada seçtiği ülkelerde tohum

Page 440: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

440

bankaları zincirleri iĢletmektedir.

1972‟de Rockefeller ve Ford Vakfı tarafından YeĢil Devrim

tarım modelini yaymak için kurulan CGIAR, Filipinlerden,

Suriye‟ye ve Kenya‟ya kadar özel tohum bankalarını kontrol

etmektedirler. Tüm bu tohum bankaları 6.5 milyondan fazla

tohum çeĢidi bulundurmaktadır ve bunların 2 milyonu

“endemik”tir. (Bir tek yerde yetiĢebilen… Yöre‟ye özel…)

Svalbard Kıyamet Tohum Deposu 4.5 milyon farklı tohum

çeĢidi barındıracaktır.

GDO‟lar bir Biyolojik Harp Silahı mı?

GDO ve Ölüm…

ġimdi Bill Gates ve Rockefeller Vakfı‟nın Svalbard projesindeki

suistimal olasılığının en önemli tehlikesine bir göz atalım.

Pirinç, mısır, buğday ve soya gibi dünyanın temel gıda üretimi

için patentli tohumların üretimi korkunç bir biyolojik silah

olarak kullanılabilir mi?

Rockefeller, Carnegie, Harriman ve diğer zengin elit aileler

tarafından fonlanan öjenik (üstün ırk yaratma) lobisinin

1920‟den beri biricik amacı negatif öjenik‟tir.

“Negatif Öjenik” istenmeyen soyların sistemli bir Ģekilde yok

edilmesidir. “Aile Planlaması” Enternasyonal‟in kurucusu ve

koyu öjenikçi ve Rockefeller ailesinin kanka‟sı Margaret Sanger

1939‟da harlemde “Negro (Zenci) Projesi” adı altında bir proje

baĢlattı. Bu projenin ne olduğunu bir arkadaĢına yazdığı

Page 441: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

441

mektupta açıkça dile gitiriyordu: “Negro (Zenci) nüfusu ortadan

kaldırmak istiyoruz.” (k)

Küçük bir Kaliforniya bioteknoloji Ģirketi olan Epicyte yendiği

takdirde erkeklerde spermi kısırlaĢtıran bir mısırı genetik

mühendisliği marifetiyle geliĢtirdiklerini açıkladı.

O zamanlarda Epicyte, Svalbard‟ın iki sponsoru olan Du Pont ve

Syngenta ile teknolojisini yaymak için ortaklık kurmuĢtu.

Epicyte o zamandan beridir Kuzey Karolayna‟lı (North

Carolina) bir bioteknoloji Ģirketi tarafından yönetiliyor. Çok

ilginçtir ki, Epicyte genetiği değiĢtirilmiĢ sperm öldürücü mısırı,

ABD Tarım Bakanlığından (USDA) aldığı araĢtırma fonuyla

geliĢtirmiĢti.

Aynı USDA tüm dünyanın karĢı çıkmasına rağmen Ģu anda

Monsanto‟nu elinde bulundurduğu Terminatör Teknolojisininin

geliĢtirilmesini finanse etmeye devam etmiĢti.

1990‟larda BM‟nin Dünya Sağlık Örgütü Nikaragua, Meksika

ve Filipinlerde 15 ila 45 yaĢları arasındaki milyonlarca kadının

aĢılanması için bir kampanya baĢlattı.

AĢının paslı çiviye basma gibi nedenlerden bulaĢabilen tetanoza

karĢı yapılacağı iddia edildi.

Paslı çiviye basma ihtimali erkeklerde de olmasına rağmen aĢı

erkeklere ya da erkek çocuklara yapılmadı.

Bu Ģüphe uyandırıcı durumdan ötürü Katolik bir kilise

organizasyonu olan Comite Pro Vida de Mexico (Meksika

YaĢam Komitesi) aĢıları test ettirdi.

Page 442: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

442

Test sonuçları gösterdi ki Dünya Sağlık ġebekesinin (WHO)

yalnızca çocuk doğuracak yaĢtaki kadınlara dağıttığı aĢıların

Chorionic Gonadotrophin ya da hCG içerdiği ortaya çıktı.

Doğal bir hormon olan hCG, tetanoz toksoid taĢıyıcılarıyla ile

birleĢtiğinde kadınların hamile kalmasını engelleyen antibodileri

üretiyordu. AĢı yapılan hiçbir kadına bundan bahsedilmemiĢti.

Daha sonradan ortaya çıktı ki Rockefeller Vakfı, Rockefeller‟s

Nüfus Konseyi, Dünya Bankası (CGIAR‟a ev sahipliği yapar),

ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, Dünya Sağlık ġebekesi

(WHO) için tetanoz taĢıyıcılı bir kısırlaĢtırma aĢısı üretmek için

1972‟de 20 yıllık bir proje baĢlatmıĢlardı.

Ayrıca Svalbard Kıyamet Tohum deposunu ev sahibi Norveç

hükümeti kısırlaĢtırıcı aĢının üretilmesi için 41 milyon dolar

bağıĢ yapmıĢtı. (l)

Pentagon‟dan, Norveç‟ten Rockefeller Vakfı‟na ve Dünya

Bankası‟na kadar… tüm bu Ģebekelerin Svalbard‟daki tohum

bankasıyla da ilgili olması bir tesadüf mü?

ABD Kongresi‟nin 1989‟da kabul ettiği Anti - Terör yasasını

hazırlayan Prof. Francis Boyle‟a gore, Pentagon biyolojik savaĢ

yapmaya ve kazanmaya hız vermiĢtir.

Boyle‟a göre, bu Bush‟un 2002‟de halkın bilgisi ve onayı

olmadan yürürlüğe sokulan, iki ulusal strateji hükmü‟nün

parçasıdır…

Yalnızca 2001 - 2004‟te ABD Federal Hükümeti sivil biyolojik

savaĢ için 14.5 milyar dolar harcamıĢtır ki, bu çok yüksek bir

rakamdır.

Page 443: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

443

Rutgers Üniversitesi biyologlarından Richard Ebright‟a göre

bugün ABD‟de 300 bilimsel kurum ve 12.000 kiĢi, biyolojik

saldırı için kullanılabilecek patojenler‟e (Panzehir, Ġlaç, AĢı,)

ulaĢabilecek konumdadır.

Biyolojik saldırı gücü olan salgın hastalıkların araĢtırılması için

ABD Hükümeti 497 adet Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH)

araĢtırma grant‟ı (Proje desteği, Fonlama) vermektedir. Elbette

bunlar olası bir terör saldırısına karĢı savunma maskesi altında

meĢrulaĢtırılmaktadır.

ABD Hükümetinin biyolojik saldırı için harcadığı dolarların

çoğu genetik mühendisliğine gitmektedir. MIT (Masaçusets

Teknoloji Enstitüsü) biyoloji profesörü Jonathan King biyolojik

saldırı programlarının sayısındaki artıĢın nüfus için artan

önemde bir tehlike teĢkil ettiğini ifade etmektedir.

King Ģunları ekliyor… “Bu programlar hemen her zaman,

savunma amaçlı olarak nitelendirilse de, savunma ve saldırı

programları, aslında tamamen aynı Ģeylerdir.” (m)

Svalbvard‟daki, Bill Gates ve Rockefeller Vakfı‟na ait Kıyamet

Tohum Bankası‟nın, bu sefer Dünya Gezegeni‟ni yok edecek

olan bir diğer “Çözüm”ün parçası olup olmadığını zaman

gösterecek…

Dip Notlar…

F. William Engdahl, Küresel AraĢtırma‟dan çıkan… “Ölümün

Tohumları…Genetik Mühendisliği‟nin Gizli Ajandası (Seeds of

Destruction… the Hidden Agenda of Genetic Manipulation)”

kitabının da yazarıdır.

Page 444: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

444

Kendisi, aynı zamanda Pluto Press‟ten çıkan “SavaĢ Yüzyılı…

Anglo Amerikan Petrol Siyaseti ve Yeni Dünya Düzeni” adlı

kitabını da yazmıĢtır…

Doğader… Doğayı Çevreyi Koruma ve Doğa Sporları Derneği

Çeviri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Levent Kartal (Mart. 2007)

***************************************************

Yalnız… bu araĢtırmada bahsi geçen, ırklara yönelik “aile

planlaması” ile… ülkemizin sağlıklı geleceği için düzenlenen,

güzel projeler kapsamında uygulanmasını arzu ettiğimiz…

“bilinçli aile planlaması” kampanyaları‟nın… aynı amaçta

olmayacağını zaten biliyoruz… ama yine de altını çizelim!..

Fütürist Projeler‟e (!) örnek olan “Küresel Tohum Bankası”

2008‟de faaliyete geçti ve dünya‟ya “GerçekleĢecek Küresel

Kıyamet‟te”… insanlığı kurtaracak, yeni “Nuh‟un Gemisi”…

olarak tanıtıldı!..

Evet… bunlar bir senaryo değil… Gerçek!..

Dünya‟da GDO tehdidine en fazla dikkat etmesi gereken

ülkelerden biri Türkiye. Çünkü biyolojik bakımdan çok zengin.

YetiĢen 22.000 bitki türünden 6.000 kadarı, baĢka hiçbir yerde

bulunmuyor. Buna rağmen bu zenginlik, çokuluslu Ģirketlerin

tehditlerine ve talanlarına karĢı korunmuyor. Yeni yasa ise çok

uluslu Ģirketlerin ekmeğine yağ sürüyor…

Aslında ülkemizde 2004 yılından bu yana Ziraat Mühendisleri

Odası önderliğinde kurulan ve 46 kuruluĢtan oluĢan (Oda‟lar,

Üniversite‟ler, STK‟lar v.s) “GDO‟ya Hayır Platformu” titiz

çalıĢmalar yapıyor ve devamlı çağrıda bulunuyor…

Page 445: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

445

GDO lar, organik tarıma ve biyolojik çeĢitliliğe zarar veriyor.

GDO ların bebek mamaları ve çocukların ek besinlerinde

kullanımı yasak! Peki büyükler için neden yasak değil? diye!..

Bu araĢtırmaları sizlerle paylaĢmamın sebebi de…

*GDO ları dünyaya pazarlamaya çalıĢırken, ülkemizde ve

özellikle içanadolu‟nun verimli topraklarında, bu banka için…

Monsanto… Syngenta… Ossieck… gibi uluslararası tohum

firmalarına, sözleĢmeli olarak özel tohum üreten büyük çiftlik

sahiplerinin…

“Aman sakın bu tohumları, genetik değiĢikliğe uğratılmıĢ

tohumlarla karıĢtırmayın. Bizim ürettiğimiz tohumlar farklı.

Ebeveyn tohumları bize dosyaları ile gönderiyorlar. Tüm

bilgiler, hangi ülke için ne kadar üretim yapılacağı dahi mevcut.

Ürettiğimiz tohumlar yurtdıĢında incelendikten sonra, ancak

onaylanırsa paramızı alabiliyoruz. BaĢkasından döl almıĢlığa,

sadece % 1 oranında izin var… Yoksa kabul edilmiyor.”

Ģeklindeki “Hassas” açıklamalarını, gözler önüne sermek…

*Ġnsanlığın geleceği adına… uluslararası alanlar da yapılan Plan

ve Projeler‟den, örnekler sunmak…

*GeliĢmekte olan ülkelere karĢı yapılan tuzakları iĢaret etmek…

*Uluslararası boyutlarda… parasal gücün önemini bir kez daha

vurgulamak…

*Dünyada yaĢanan ve yaĢanacak olaylar‟la ilgili, fotoğrafın

tamamına bakmak…

Page 446: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

446

Ve… Sayın Ali Ekber Yıldırım‟ın, çıkacak kanunla ilgili olarak

belirttiği gibi…

***************************************************

Kamuoyundan sır gibi saklanan “tasarı” taslağı

yasalaĢtığında, ortaya çıkacak durum Ģöyle özetlenebilir...

1)GDO'ların üretim ve tüketimine izin verilecek,

2)Bu ürünlerin risk değerlendirmesi, uluslararası Ģirketlerin

kontrolünde olacak,

3)GDO'lu ürünlerden zarar gören çiftçiler ve tüketiciler,

zararlarını ispat etmek zorunda bırakılacak, bu ürünlerin zararlı

olmadığının ispatı Ģirketlerin üzerinde olmayacak,

4)Bu ürünleri ülkemize sokan veya üreten Ģirketlerin cezai

sorumlulukları oldukça düĢük olacak,

5)Zarara uğradığını iddia eden çiftçiler zamanaĢımı tehdidi ile

karĢı karĢıya kalacak,

6)Risk denetimine tabi bu ürünlerle ilgili bilgiler kamuoyuna

açıklanmayacak, Ģirket sırrı olarak korunacak,

7)Tüketicilerin sağlıklı gıda tüketme hakları, küçük çocuklarla

sınırlandırılacak, sadece küçük çocuk ürünlerinde GDO

kullanılmayacak,

8)Ülkenin tüm genetik varlıkları Ģirketlerin kontrolüne

bırakılacak,

Page 447: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

447

9)Çiftçiler, tohumluk ayırma haklarını yitirecek; tozlaĢma vb.

yollarla ürünlerine GDO bulaĢmıĢsa Ģirketlere tazminat ödemek

zorunda kalabilecekler,

10)Bu ürünlerin denetimi konusunda çiftçi, tüketici, ekoloji

örgütlerinin; bağımsız bilimsel kurumların, meslek odalarının

herhangi bir söz ve karar yetkisi olmayacak.

***************************************************

Evet… Türkiye Tohumcular Birliği (TTB) ve Türkiye Tohum

Endüstrisi Derneği (TÜRK - TED) gibi kuruluĢlar tarafından…

(GDO lar‟la ilgili denetim yetkisinin, T.C. Tarım Bakanlığı

tarafından kendilerine devredilebileceği Ģeklindeki, taslak

hükmüne dayarak olsa gerek) ürkütücü bir durumun söz konusu

olmadığı belirlenen bu yasa tasarısı, büyük bir ihtimalle… Siz

bu kitabı okuduğunuz zamanlarda yasalaĢmıĢ olacak!..

Ama önemli olan bundan sonra neler yapılabileceği ve konunun

takibi… Ġnsanların sağlığını, tarımsal üretimin geleceğini tehdit

eden GDO lar‟a karĢı, herkesin duyarlı ve uyanık olması Ģart!..

Ha… bu arada, bu uluslararası Ģirketler‟den Syngenta‟nın güzel

vizyon‟u da aklınızda bulunsun…

Bakın… Syngenta, vizyonunu nasıl belirlemiĢ…

***************************************************

Uygarlıkların baĢlangıcından bu yana, yaĢamın temel kaynağını

oluĢturan tarımsal üretim; günümüzde, önemli sorunlarla karĢı

karĢıyadır...

Page 448: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

448

Hızla büyüyen dünya nüfusu, her geçen gün daha çok besine

ihtiyaç duymaktadır...

Buna karĢılık, ekilebilir alanların geniĢleme olanakları çok

kısıtlıdır ve ancak doğal alanlar ile yabani hayat ortamlarının

yok edilmesiyle elde edilmektedirler...

Bu durumda tarımsal üretimi artırmanın tek yolu, birim alandan

daha çok ürün alınması, yani verimin artırılmasıdır...

Ancak bu yönde yapılan çalıĢmalar ve uygulanan yöntemler bazı

olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir...

Sık iĢleme nedeniyle toprağın verimliliği azalmakta, gübreleme

ve bitki koruma amacıyla kullanılan kimyasallar... ürünü ve

doğayı... olumsuz yönde etkileyebilmektedir...

21. yüzyılda, tarımda en büyük baĢarı, olumsuz çevre koĢullarını

azaltarak, istenilen üretim artıĢını gerçekleĢtirmek olacaktır...

Bu yalnızca, tarımda sürdürülebilir yöntemlerin ve kalıcı

çözümlerin uygulanması ile mümkün olabilir...

“Sürdürülebilir Tarım”, yeterli ve kaliteli miktarlarda gıda

maddesinin uygun maliyetlerde üretimini, Dünya tarımının

ekonomik canlılığını, çevrenin ve doğal tarım kaynaklarının

korunmasını ve dünya nüfusunun refahını geliĢtirecek sistem ve

uygulamaları içerir...

Syngenta, bitki koruma pazarının en önde gelen

kuruluĢlarından biri olmanın verdiği sorumlulukla,

Vizyonu‟nu...

Page 449: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

449

“Tarımsal üretimde... sürekliliğe iliĢkin ilkeleri destekleyen

ürünler ve hizmetler sunarak... kar‟lı bir Ģekilde

büyümek...” olarak belirlemiĢtir!..

***************************************************

ġimdi isterseniz, diğer uluslararası fotoğraflar‟a bakalım…

IBM in yürüttüğü ve planladığı projelerin bazıları…

IBM in ortaya koyduğu “akıllı dünya” kavramı ile sistemler ve

nesneler birbiriyle “konuĢabilecek”.

Etrafı algılayan ve iletiĢim kuran bütün nesneler, daha zeki ve

karar verebilir hale gelecek…

*Amerika‟daki 38 Eyalet‟te, 2 milyon hastanın…

enjeksiyonlarının doğru yapılıp yapılmadığını ve ilaçların doğru

Ģekilde alınıp alınmadığını izlemek için kullanılan ActiveCare

Ağı (Bizdeki ilaç sanayiinde de “barkod” yerine kullanılmaya

baĢlayan “karekod”un daha geliĢmiĢi…), sunduğu akıllı sağlık

hizmetleriyle, tedavi maliyetlerini % 90 düĢürecek…

*“Galvin Elektrik Ġnsiyatifi” araĢtırmasına göre, elektrik

kesintilerinin Amerikalı‟lara maliyeti her yıl 150 milyar dolar,

kiĢi baĢına yaklaĢık 500 dolar seviyesinde.

Akıllı sistemler sayesinde, bu maliyet tamamen ortadan

kaldırılabilecek…

*Günümüz de, dünya nüfusunun sadece % 17 si internet

eriĢimine sahip bulunuyor. Geriye kalan % 83 ü… fakirlik…

okuma yazma bilmeme… bilgisayar kullanmayı bilmeme…

Page 450: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

450

veya bilgisayar alacak maddi güce sahip olmama… gibi

nedenlerle internete eriĢemiyor.

IBM, internetin…bilgisayar kullanılmadan tüm dünya da

eriĢilebilir ve yaygın hale gelmesini sağlamak amacıyla

“KonuĢan Web” (Spoken Web) teknolojisini geliĢtiriyor.

KonuĢan Web, cep telefonu üzerinden… ses etkileĢimi

aracılığıyla, insanların bilgiye eriĢmesini ve iĢlem yapmasını

sağlıyor…

Çin‟li Bilim Adamları, domuz hücresinden kök hücre üretti.

Moleküler Hücre Biyolojisi dergisinde…

Çin‟li bilim adamları‟nın, basit domuz hücrelerini… kök

hücreye çevirmenin yolunu buldukları açıklandı…

Anghay Biokimya ve Hücre Biyolojisi Enstitüsü‟nde görevli

Xiao Lei öncülüğündeki bilim adamları… 10 haftalık bir

domuzun kulak ve kemik iliğinden alınan basit hücrelerin, nasıl

yeniden programlandığını, hücrelerin laboratuvar ortamında

değiĢtirilip… geliĢtirilerek, embriyonik kök hücrelere

dönüĢtürüldüğünü ve bu kök hücrelerin, vücuttaki herhangi bir

hücreye dönüĢtürülerek, gerektiğinde genetik inĢa yoluyla elde

edilecek organların, insanlara nakledilebilmesinin mümkün

olabileceğini açıkladı!..

Gelecek‟le ilgili “uygunsuz bir gerçek”… (Zülal Kalkandelen)

Geçenlerde Dünya Çevre Günü kutlandı. Aslında küresel ısınma

tehlikesi nedeniyle pek de kutlama gibi olmadı…Üzerinde

yaĢadığı gezegenin yok oluĢunu uzun sure seyreden

Page 451: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

451

insanoğlu, sonunda panikledi ve bu aymazlığa son verme

çabasına giriĢti…

Bu çabanın en ünlü isimlerinden birisi, eski ABD BaĢkan

Yardımcısı… Al Gore!..

Bence, 2000 yılında Bush‟a karĢı yarıĢtığı baĢkanlık seçimini

Ģaibeli bir Ģekilde kaybetmiĢ sayılmasa, dünya için çok daha

hayırlı olurdu…

Ama, Al Gore… o kaybı da bir kazanca dönüĢtürdü. Küresel

ısınmanın önlenmesi konusundaki çalıĢmaları ve özellikle “An

Inconvenient Truth” (Uygunsuz Gerçek) adlı belgeseldeki

anlatıcı rolü çok etkili oldu.

Bütün bu çalıĢmaları alkıĢlamakla birlikte, Al Gore‟a soru

sorma olanağım olsa, Ģunu sorardım!..

“Dünya‟daki sera gazı salınımının beĢte birini yaratan…

hayvancılık sektörünün, küresel ısınmaya olan etkisi,

belgeselinizde neden gözardı edildi?”

Bunu sadece vegan olduğum için değil, bilimsel bir gerçeğin

neden gizlendiğini merak ettiğim için soruyorum…

Çünkü bu gerçeğin dayandığı veriler çok açık.(Biraz fazla sayı

vereceğim. Ama… konuyu açıklamak için bu zorunlu.)

1)BM Gıda ve Tarım Örgütü‟ne (FAO) göre… Hayvancılık

Sektörü… dünyadaki karbondioksit gazının % 9 undan, metan

gazının % 37 sinden ve azot protoksit‟in % 65 inden

sorumlu.Metan gazının küresel ısınmaya etkisi, karbondioksit‟in

etkisinin 23 katı… Bu oran azot protoksit‟te ise 296 katına

çıkıyor…

Page 452: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

452

2)Et endüstrisi, dünyadaki amonyak salınımının % 64 ünün de

sorumlusu. Amonyak ve çeĢitli kimyasallar ise, asit yağmurları‟

nın ve biyolojik çeĢitliliğin, yok oluĢunun nedeni…

3)Et üretimi için kullanılan geniĢ toprakların yanı sıra,

milyarlarca hektarlık alanlar da, hayvanlara besin sağlamak için

tarımsal üretime ayrılıyor.

Örneğin dünyada 756 milyon ton tahıl, çiftlik hayvanlarını

beslemek için kullanılıyor. Bu miktar, açlık riski altındaki 1.4

milyar insanın beslenmesi için kullanılsa… yaĢamaları için

gereken miktarın 2 misli tahıl elde ediliyor…

4)Sektörün su tüketiminin çok fazla olması nedeniyle su

kaynakları azalıyor…

AraĢtırmalara göre… 1 kg sığır eti elde etmek için harcanan su

miktarı… ortalama 18.930 litre iken, bu oran aynı miktarda

patates için 455 litre, buğday için 820 litre, pirinç için 1.735 litre

ve soya için 1.820 litre…

5)Et tüketimi giderek artıyor. GeliĢmekte olan ülkeler de kiĢi

baĢına düĢen yıllık et tüketimi 1980 de 14 kg iken, 2002 de 28

kg oldu. FAO ya göre bu oran 2050 ye kadar 2 katına çıkacak.

Bazı kiĢilerin et yemeğinin doğal ve gerekli olduğunu savunup,

bunlara itibar etmeyeceğini biliyorum. Ama Ģu da bir gerçek ki,

insanın sürekli et yemesi çok doğal bir durum değil. Bilimsel

araĢtırmalar, ilk insanların vejeteryan olduğunu kanıtlıyor…

Etin insane sağlığına etkisi ise ayrı bir tartıĢma konusu…

Geleneksel mutfağında ete çok fazla yer verilen bir ülkenin

Page 453: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

453

vatandaĢlarına bunları anlatmanın bir etkisi olur mu?

En azından birileri haftada bir gün et tüketmemeye ikna olabilir

belki… (Sözüm, zaten et almaya gücü yetmeyen dar gelirlilere

değil.) Böylece hem kendi sağlıklarına, hem de dünyanın

geleceğine olumlu bir katkı yapabilirler…

Geçen ay, Belçika‟nın Ghent Ģehrinde bu yönde bir uygulama

baĢladı. Belediye Meclisi kararıyla, artık Ghent‟te haftada bir

gün et yenilmeyecek ve bütün restaurant‟lar vejeteryan menu

sunacak!..

Darısı her Ģehrin baĢına… Çünkü ete olan bu aĢırı düĢkünlüğün

önü alınmazsa… dünya daha da hızlı tükenecek.

Ġnsanlık için… ne uygunsuz bir gerçek!..

Ne dersiniz? Bizim Ülkemizde de… sigara yasağı gibi

delinmemek kaydıyla… böyle bir uygulama olabilir mi?

Neden olmasın!..

Vizyon tasarımcıları olarak, bizce olur…

Hem de… Sizin önderliğinizde!..

Tabii… hemen sonuç vermeyebilir…

Ama iyi bir proje organizasyonu ile neticeye gidilebilir!

Biraz sabır ve dirayet gerekiyor.

Mesela, verdiğim Ģu örnek‟teki gibi…

***************************************************

Haziran 2009‟ da... Bankalar Birliği‟ne bir öneri de bulundum...

Page 454: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

454

Ve... bu önerimi de, çok güzel sosyal sorumluluk projelerine

imza atan, ülkemizin en büyük bankalarından bir tanesinin, daha

önceden tanıdığım, Genel Müdür Yardımcısı vasıtasıyla...

kendilerine Ģu Ģekilde ilettim...

“Özellikle… Tema Vakfı ile birlikte bu yılbaĢında baĢlattığınız

81 Ġl‟de… 81 Orman… ve diğer güzel projeleriniz için, sizleri

kutlamak istiyorum…

Sizinle paylaĢmak istediğim konu ise... geçtiğimiz gün, Ģubede

iĢlemlerim yapılırken, hesap cüzdanı‟mın dolmasından dolayı…

değiĢtirilmesi sırasında aklıma geldi!..

Ülkemizin gerçekleri açısından, tamamen e-sistemlere geçiĢimiz

bayağı zaman alacağından, baĢta sizin bankanız olmak üzere,

tüm bankalardaki müĢteri hesaplarına ait, tüm karton hesap

cüzdanları‟nın arkalarındaki baskılar... koyu renk zeminler

yerine, açık renkli ve tramlı olarak basılsa, karton cüzdanların…

Arkaları‟da kullanılabilir ve bu yolla, sadece bu konuda… % 50

tasarruf sağlanabilir diye düĢündüm…

Daha sonra, tüm bankaların bu uygulamaya geçmesiyle...

Türkiye Bankalar Birliği'nin web sitesini incelerken gördüğüm,

Çok YaĢa Bebek… gibi sosyal sorumluluk projelerinde de

kullanılabilecek böyle bir kaynakla, kurtulacak ağaçlar bir yana,

sağlanacak tasarruf gelirlerini (Banka x Adet x Karton x V.s.)

hesaplamaya çalıĢırken… bu mail'i size göndermeye karar

verdim… Ve gönderdim!..

Aradan 1 ay geçtikten sonra, çok değerli Genel Müdür

Yardımcısı dostumdan, aĢağıdaki mesajı aldım…

Page 455: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

455

Ali Rıza Bey,

Aslında mesajınızı alır almaz, önerinizi ilgili arkadaĢlara ilettim

ve kurumsal olarak inceliyorlar...

Hem sosyal, hem de ekonomik olarak katkılarınız, ve de çevreye

gösterdiğiniz duyarlılıktan dolayı, Ģahsım ve Bankam adına çok

teĢekkür ederim.

Bu arada, bu kadar yoğun bir Ģekilde “Sosyal Sorumluluk

Projeleri”nin içinde olmanızdan dolayı, doğrusu çok imrendim...

ĠnĢallah emeklilik‟ten sonra ben de aktif olarak katılabilirim.

GörüĢmek üzere... Esen kalın... Saygılarımla . . .

Artık son zamanlar da, internet kullanımı artmaya baĢladıktan

sonra... (Promosyonlar‟la da olsa)... “e-fatura”, “e-extre”, “e-

bildirge”, “e-form”, “e-beyanname” ve de “internet bankacılığı”

v.s. gibi... doğa ve insanlık adına çok çok güzel uygulamalar

baĢladı ama, yine de büyük bir kesimimiz için “Banka Hesap

Cüzdanları”... “Tapu Senedi”... gibi bir Ģey!..

***************************************************

Bir de bu aralar... ġubat 2009 da, Malezyanın baĢkenti Kuala

Lumpur‟da yapılan, dünya gıda güvenliği konusundaki... “Tarım

Bakanları” toplantısında alınan kararla, Türkiye‟nin, “D - 8”

Ülkeleri‟nin (Yani, geliĢmekte olan ülkeler... BangladeĢ,

Pakistan, Endonezya, Mısır, Nijerya, Ġran, Türkiye) “Tohum

Page 456: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

456

Merkezi” olmaya hazırlandığı, haberleri de medyada yer almaya

baĢladı. (Ġlk toplantı 24.07.2009 Ġzmir)

350 Milyon Dolar‟lık yatırımla, ülkemizde ki endemik bitkiler

(yanlız Anadolu‟da yetiĢebilen) nedeniyle iĢlevi ve yapısı

bakımından dünyada bir ilk olacak bu “Tohum Bankası”, diğer

örnekleri gibi bitki nesillerinin tükenmesini önlemeye yönelik

“Müze” gibi değil, bu iĢin ticaretinin yapılacağı... bir “Tohum

Merkezi” Ģeklinde olacakmıĢ...

Yalnız, uluslararası desteklerle yapılacak bu bankanın; yeri,

yurdu, baĢlangıcı, bitiĢi, v.s. v.s. birçok Ģeyi... aradan 6 ay

geçmesine rağmen henüz belli değil... HerĢey muvallakta!..

Aslında, tohum ıslah çalıĢmalarının yıllardır yapıldığını ve

bugün Ģeker hastalarının, bilimsel GDO yöntemleriyle üretilmiĢ

insülin kullandıklarını biliyoruz.

Yani konuya bilimsel açıdan bakmak gerekiyor...

Derken...

Ekim 2009 sonunda, TBMM de yıllardır bekleyen “Ulusal

Biyogüvenlik Yasası” çıkmadan, Tarım Bakanlığı alelacele

GDO Yönetmeliğini çıkartıyor... Ve Türk Sağlık Sendikası

ile Ziraat Mühendisleri Odası, Kasım ayı baĢında

yönetmeliğin iptali için DanıĢtay‟da dava açıyor.

Page 457: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

457

Evet . . . Dünya dönüyor . . . Hayat devam ediyor . . .

ĠĢte Size... Projeler‟le ilgili, dünya çapında popüler...

Ve uzun yıllar gündemden düĢmeyecek konu baĢlıkları . . .

***************************************************

KÜRESELLEġEN DÜNYA . . .

GLOBAL EKONOMĠ . . .

EKONOMĠK KRĠZLER . . .

KÜRESEL ISINMA VE KARBON SALINIMI . . .

YENĠLENEBĠLĠR YEġĠL ENERJĠ . . .

AZALAN SU KAYNAKLARI . . .

SÜRDÜRÜLEBĠLĠR KALKINMA . . .

BĠOTEKNOLOJĠ VE BĠOENERJĠ . . .

BĠLĠġĠM VE TEKNOLOJĠ ÜRETĠMĠ . . .

ORGANĠK TARIM VE EKOLOJĠK ÜRETĠM . . .

YERALTI KAYNAKLARI... ALTIN... BOR . . .

AFRĠKA . . . AÇLIK . . .

TÜKENEN DOĞA . . .

TOPRAK VE EROZYON . . .

BÖLGESEL SAVAġLAR . . .

Page 458: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

458

GÖÇLER VE ĠNSAN TĠCARETĠ . . .

MÜLTECĠ KAMPLARI . . .

ÇOCUKLAR VE GENÇLER. . . .

YETĠġTĠRME YURTLARI . . .

KADINLAR VE SIĞINMA EVLERĠ . . .

HUKUK VE ĠNSAN HAKLARI . . .

EĞĠTĠM VE SANAT . . .

ORGAN TĠCARETĠ VE SAĞLIK . . .

TOPLUM BĠLĠNCĠ . . .

ENGELLERĠN KALDIRILMASI . . .

MEDENĠYETLER ĠTTĠFAKI VE BULUġMASI . . .

STRATEJĠK ORTAKLIK . . .

KÜLTÜR BAġKENTLERĠ . . .

ĠNANÇ TURĠZMĠ . . .

Bunlar içinde ilgi ve uzmanlık alanınıza giren bir veya

birkaç tane konu olduğunu, kesinlikle b i l i y o r u m . . .

Yeter ki isteyin... Ġdealleriniz‟e inanın ve denemekten

vazgeçmeyin... Mutlaka çok güzel projeler üreteceksiniz !

***************************************************

Page 459: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

459

Ancak, daha öncede bahsettiğim gibi... yapmayı düĢündüğümüz

ve arzu ettiğimiz herĢey‟e önce “Kendimiz”in inanması lazım...

Bu noktada, Ģu anekdotu birkez daha hatırlatmak istiyorum!

***************************************************

Uzunca bir süre Roma‟da hiç yağmur yağmamıĢ...

Su sıkıntısı baĢ gösterince, Belediye BaĢkanı panik halinde bir o

yana, bir bu yana dönüp duruyor.

“Eyvah yağmur yağmıyor” diye...

Sonra DanıĢmanlarından biri geliyor.

“Efendim” diyor. “Biliyorsunuz, yağmur bombası var. Bombayı

atarız, bulutlar biraraya gelir, ĢimĢek çakar, yağmur yağar.”

“YaĢasın, harika! Hemen getirin atın” der Belediye BaĢkanı.

Bombaları atarlar... Atarlar, atmasına da, bulutlar biraraya

geliyor, ĢimĢekler çakıyor, gök gürlüyor, ama bir damla yağmur

düĢmüyor! DüĢmüyor...

Sonra bir baĢka DanıĢmanı “Efendim, yağmur duasına çıkalım”

diyor. Belediye BaĢkanı kızıyor köpürüyor ama, çaresizlik iĢte...

sonunda öneriyi kabul ediyor ve Papa‟yı telefonla arıyor...

“Papa hazretleri, biliyorum olmaz ama... belkide kızacaksınız.

DanıĢman‟larımdan biri söyledi. Yağmur duası ederek, yağmur

yağdırmanız mümkün mü?”

Papa, sakin bir Ģekilde... “Evet evladım.”

Belediye BaĢkanı, bu sefer sitem ediyor...

Page 460: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

460

“Saygıdeğer efendim. O zaman niçin dua etmiyorsunuz?

Binlerce Hıristiyan susuzluktan mahvolmak üzere!”

Papa... “Bir kiĢinin duası ile olmaz yavrum. Pek çok kalabalığın

topluca dua etmesi lazım.”

Belediye BaĢkanı... “Sorun değil efendim. Biz o kalabalığı

toplarız.”

“Tamam o halde, yalnız 2 Ģartım var.”

“Nedir?”

“Biri Ģu... Gerçekten yağmur yağmasını isteyen insanlar

gelecek. Ġkincisi...Bunlar dua edince, yağmur yağacağına inanan

insanlar olacak.”

“Tamam, bu çok kolay!”

Belediye BaĢkanı, her türlü medya aracını kullanıp, Roma

meydanı‟nı hınca hınç dolduruyor. Gelen herkeze Ģartlar

bildiriliyor ve bunun dıĢında kimsenin gelmemesi isteniyor.

Kalabalık toparlandıktan sonra, Papa kürsüye çıkıyor ve

soruyor...

“Geldiniz mi?”

“Geldiiik...”

“Niye geldiniz?”

“Dua etmeyeee...”

“Niçin dua edeceksiniz?”

Page 461: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

461

“Yağmur yağması içiiin...”

“Yapmur yağmasını gerçekten istiyormusunuz?”

“Eveeet... Ġstiyoruuuz...”

“Yine de istemeyen varsa geri gidebilir.”

Kimse yerinden kımıldamayınca... Papa yine soruyor...

“Herkez, dua ettiğimizde yağmur yağacağına, gerçekten

inanıyor mu?”

“Ġnanıyoruuuz...”

Papa bakıĢlarını kalabalığın üzerinde gezdiriyor ve sesleniyor...

“Hadi, Ģemsiyelerinizi açın. Yağmur duası‟na baĢlıyoruz.”

Kendisi, Ģemsiyesini çıkarıp açıyor. Halk ĢaĢkın, öylece donup

kalıyor. Çünkü Belediye BaĢkanı dahil, kimsede Ģemsiye yok...

Dua ettiğinizde, yağmur yağacağına gerçekten inanıyorsanız...

ġemsiyeniz yanınızda olmalı!..

***************************************************

Tüm inançlar‟a ve insanlar‟a saygı duyarak, bu dünya için daha

güzel Ģeyler yapabilme Ģansımızın, her zaman var olduğuna tüm

kalbimle inanıyorum...

Ġsterseniz... Yerel...

Ġsterseniz... Bölgesel...

Ġsterseniz... Ulusal...

Page 462: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

462

Ġsterseniz... Uluslararası...

Ġsterseniz... Küresel boyutta olsun...

Daha önce de belirttiğimiz gibi her Ģey...

Bir Fikirle...

Bir Amaçla...

Bir Adımla... baĢlıyor...

Yeter ki...

Dünya‟da... paylaĢtıkça artan 3 Ģeye değer verelim.

Ġlgi‟ye...

Bilgi‟ye...

Sevgi‟ye...

Doğru bilgiler‟le, doğru zamanlar‟da, doğru yerler‟de, doğru

insanlar‟la, doğru yöntemler‟le, doğru amaçlar‟a... içtenlikle

yöneldiğimiz zaman... yaĢam kalitemizi arttırmak için, hizmet

etme fırsatı... mutlaka doğacaktır ve bu konuda en büyük

yardımcılarımız da, çevremizdeki dostlarımız olacaktır...

Hangi dostlar derseniz...

Tabi ki, bizim gibi düĢünen dostlar ve bu projeler vasıtasıyla

yeni yeni kuracağımız güzel dostluklar...

Yalnız, dostlarımıza geçmeden önce...

Page 463: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

463

“Ġnsanlar, Ģanslarını kendileri yaratır.” derler...

Ancak; bilinçsizlik, eğitimsizlik ve rant hırsıyla yaĢanan doğal

afet faciaları dıĢında... “Kaza” denilen mefhum da, yaĢantımızda

olduğuna göre... bunun % 100 doğruluğu... kiĢilere, olaylara ve

geliĢmelere göre tartıĢılabilir... diye düĢünüyorum.

***************************************************

Ġnanç ve Ģans... deyince !..

(Bu sadece bir fıkra... Ateist‟lere saygısızlık, söz konusu değil.)

Ateist bir adam, bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki

güzelliklere bakıyormuĢ.

“Evrim ne güzellikler yaratıyor!” diye düĢünüp mest oluyormuĢ.

Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiĢ ve onu kovalamaya

baĢlamıĢ. Adam bütün gücüyle kaçıyormuĢ ama her arkasına

bakıĢında, ayının daha hızlı olduğunu fark ediyormuĢ.

Dakikalarca süren bir kaçıĢın sonunda adamın ayağı yerdeki bir

çalı‟ya takılmıĢ, ayı adamın üzerine atlamıĢ, pençesini

kaldırmıĢ, tam vurmaya hazırlanırken… Adam;

“Allahım!” diye bağırmıĢ.

Bir anda zaman durmuĢ, ayı donmuĢ, ormandaki nehir bile

akmaz olmuĢ, hava kararmıĢ ve gökyüzünden bir ıĢık huzmesi

adamın üzerine parlamıĢ.

Çok derinden gelen ilahi bir ses… Adam‟a;

Page 464: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

464

“Yıllarca bana inanmadın, yaratılıĢı kozmik bir kazaya bağladın,

sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir

kulum mu saymalıyım?” demiĢ.

Adam utanç içinde:

“Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem

haksızlık, ama hiç olmazsa Ayı‟yı dindar yapamazmısınız?”

demiĢ.

Ġlahi ses, “Peki” diye karĢılık vermiĢ ve ıĢık kaybolmuĢ.

Nehir tekrar akmaya baĢlamıĢ, her Ģey eski haline dönmüĢ.

Ayı pençesini indirmiĢ, iki pençesini de göğe doğru çevirmiĢ ve

konuĢmaya baĢlamıĢ;

“Allahım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun sana ve

verdiğin nimetlere...”

Neticede… ġanĢ‟ta önemli bir faktör !..

***************************************************

Hadi bakalım... ġansınızı siz yaratın!

Genç ve yakıĢıklı bir iĢadamı uzak bir seyahat için uçağa biner.

Daha sonra yanındaki koltuğa da çok güzel yalnız bir genç kadın

gelir ve oturur.

Uçak kalktıktan sonra... genç adam değiĢik düĢüncelerle, genç

kadına döner ve...

Page 465: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

465

“Uzun bir yolculuk olacak. Eğer isterseniz enteresan bir konu da

sohbet edersek, zamanın nasıl geçtiğini anlamayız.” der...

Kadın da... Adamın niyetini anlar ama... “Tabii neden olmasın...

Mesela hangi konu da?” der.

Adam... karizmatik bir edayla “Küresel Isınma, Nükleer Enerji,

Nanoteknoloji veya Global Ekonomi‟ye... ne dersiniz ?” diye

sorar...

Kadın da... “ Olabilir... Ama ben, önce size bir soru sormak

istiyorum.” der. Adam da... “Tabii” deyince sorar.

Kadın... “Geyik... At... Öküz... ne ile beslenir?”

Adam... “Ot‟la”

Kadın...“Peki neden dıĢkıları farklıdır... Geyiğin ki, parmak

parmak... Atın ki, top top... Öküzün ki, lök gibi...”

Adam... “Bilmiyorum... Ben o iĢlerden anlamam.”

Kadın... “Madem bi b. k‟tan anlamıyosunuz... Niye beni meĢgul

ediyosunuz!” . . .

ġaka... tabii...

***************************************************

Ġnanç ve Ģans bir tarafa... bazen Ģansızlık gibi yaĢadığımız

olayların da... aslında, bizim için faydalı bir nedeni olabilir...

Page 466: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

466

ĠĢte güzel bir örnek!..

***************************************************

Gizli Armağanlar…

Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı.

Gemiden sağ kurtulan adamı, dalgalar küçük, ıssız bir adaya

kadar sürükledi.

Adam ilk günler kendisini kurtarmasını için Allah‟a yakardı ve

yardım bulurum umuduyla ufka baktı.

Ama ne gelen oldu, ne giden…

Daha sonra rüzgardan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan

korunmak için ağaç dallarından ve yapraklardan bir kulübe

yaptı.

Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula gibi

eĢyaları bu kulübeye koydu.

Günler hep aynı Ģekilde geçiyordu. Balık avlıyor, piĢirip yiyor

ve ufku gözlüyor, kendisini kurtarması için Allah'a dua

ediyordu.

Bir gün yağmurlu bir havada… tatlı su bulmak için yürüyüĢe

çıkmıĢtı. Geri döndüğünde, düĢen bir yıldırım nedeniyle olsa

gerek, kulübesinin alevler içinde yandığını gördü.

Dumanlar… dans ede ede, gökyüzüne yükseliyordu.

Page 467: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

467

BaĢına gelebilecek en kötü Ģeydi bu…

Keder ve öfke içinde donakaldı. ġimdi bu ıssız adada, baĢını

sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıĢtı…

“Allah‟ım, bunu bana nasıl yapabildin?” diye feryat etti.

O geceyi keder ve üzüntü içinde geçirdi. O kadar dua ettiği

halde, baĢına bu olay geldiği için sitemler etti…

Ertesi sabah erken saatlerde, adaya yaklaĢmakta olan bir

gemi‟nin düdük sesiyle uyandı!

Bitkin adam kendisini kurtaranlara sordu…

“Benim burada olduğumu nasıl anladınız?”

Cevap onu hem ĢaĢırttı, hem de utandırdı…

“Dumanla verdiğiniz iĢareti gördük!”

***************************************************

Canımızı sıkan, göz yaĢlarımızı inci gibi döküveren olaylar…

sessiz bir kurtuluĢ çağrısı, bir mutluluk davetiyesi belkide!..

Ġlk bakıĢta dayanılmaz gelen acı anlar, sonrasında kalbimizi kuĢ

gibi hafifleten, ruhumuzu ısıtan tatlı tecrübelere dönüĢebiliyor…

Aydınlıkta seçemeyeceğimiz bir yıldız, karanlık basınca ıĢık

kaynağımız olabiliyor…

Keyfimiz yerindeyken burun kıvırdığımız tavsiyeler, yaslı

Page 468: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

468

anlarımızda imdadımıza yetiĢebiliyor…

Hikaye de… yanan kulübenin dumanıyla kurtuluĢ umudunun

yeĢermesi gibi… yaĢantımızdaki kırılmalar, yıkılmalar, zararlar,

kayıp ve yenilgiler... yenilenme‟nin, yeniden doğuĢun

tohumlarını ekiyor belki de…

Acılarımız… belki de, derinlerinde gizlenen tatlı hediyelerle

dolu…

Yapmamız gerekenlerden biride… varsa acılarımızla barıĢıp,

onu çözümlemeye çalıĢmak ve gizlediği armağanı, kalbimize

davet edebilmek…

Değil mi?

Evet...

Ġlgiye ve desteğe ihtiyaç duyan birçok problem...

duyarlı ve imkanı olan insanlar‟dan çözüm bekliyor!..

HerĢey bir rüyayla, bir hayalle, bir düĢünceyle baĢlayabilir...

Sizlere Emerson‟un güzel bir sözünü hatırlatmak istiyorum.

“Rüyaları gerçekleĢtirmenin en kısa yolu uyanmaktır!..”

Page 469: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

469

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 470: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

470

20. 09. 2009 !

Tarih... 2009/2009 ... (1/1)

3. yıla yaklaĢmaya baĢladık... Ama hala yazmaya devam...

Sanırım güzel bir birlikteliğimiz oldu ve artık sonlara geliyoruz.

Bundan sonraki projelerinizde, yine birlikte olmak dileğiyle...

Kitabı bitirmeden önce... ilk bölümde yer alan... ülkemizin

gerçekleri için, sosyal sorumluluk projeleri açısından “Daha

yapacak çok iĢimiz var.” sayfalarına bir kez daha göz atarak...

GeliĢmiĢ ve çağdaĢ bir Türkiye için...

Önce hukuk ve insan hakları ilkesiyle, Ağustos 2009 da

okulların açılmasına 1 ay kala, 1850 okulundan 1665 i kaçak

olan Ġstanbul‟da süre tanımadan paldır küldür yıkılan “Eğitim

Kampüsü” ile... ÇağdaĢ YaĢamı Destekleme Derneği ve

Kardelenleri‟nin, potansiyel terör örgütü fiĢlemeleriyle

yaĢadıkları sıkıntıları da, “Gönüllü veya Kurumsal Sosyal

Sorumluluk Projeleri” açısından göz önüne alarak...

Page 471: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

471

AĢağıdaki gerçekleri tekrar hatırlamakta yarar var... diye

düĢünüyorum... (Ama sakın gülmeyin... Sadece gülümseyin...)

Son 30 - 40 yılda neler‟le uğraĢtığımıza bakarsak...

Hakikaten, daha yapacak çok iĢimiz var!..

Ne de olsa burası, bizim Ülkemiz...

***************************************************

01.Mayıs. 2009... tekrar “ĠĢçi Bayramı”

1977‟ yi ve diğer 1 Mayıs‟ları da hatırlarsınız mutlaka...

02. Temmuz. 1993... Sivas Madımak Oteli‟ni de...

1980 den sonra yaĢananları ve 1995... Gazi Olaylarını da...

Terörle Mücadele ġehitlerimizi ve Basın ġehitlerimizi de...

Hepsini tekrar saygıyla ve rahmetle anıyoruz!..

Uluslararası aktörler ve yerli versiyonları tarafından sahneye

konan daha birçok olayda... pisipisine ne değerlerimizi kaybettik

ve de ne yaĢamlar darmadağan oldu... unutmak mümkün mü?

Unutmasak‟ta pek bir Ģey değiĢmiyor gibi... ama bunlar da...

maalesef ülkemizin gerçekleri... ĠĢte kısa kısa bazı örnekler;

Atatürk‟te Ergenekon‟da... (Meriç Velidedeoğlu)

Ergenekon dalgaları baĢladıktan sonra 1. Ġddianameden kısa bir

süre sonra Savcılık bir “Ek” dosya hazırladı...

Page 472: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

472

Bu dosya için toplanan deliller arasında, Atatürk‟ün o ünlü 1933

“Bursa Nutku” da yer alıyordu...

BaĢsavcı, suç delilleri arasında bulunan “Bursa Nutku”nu

okuyunca, metni doğru emniyete gönderir... kimin yazdığı...

kime ait olduğu... saptansın diye...

Emniyet uzun bir araĢtırmadan sonra, Bursa Nutku‟nun

Atatürk‟e ait olduğunu öğrenir ve bunu BaĢsavcı‟ya bildirir.

Böylece “Bursa Nutku” suç ve darbe delili, Atatürk‟te “suçlu”

olmaktan kurtulur...

Hatırlarsınız! Atatürk “Bursa Nutku”nu, 1927 de ki büyük

“Nutuk” tan sonra 1933 de bu ilimizde çıkan gerici ve çok

tehlikeli bir isyan dolayısıyla söylemiĢti...

Nikola Tesla... (Deniz Som)

Ergenekon Dalgası iddianamelerinin daha sonra yazılan yaklaĢık

1.500 - 2.000 sayfalık 2. Cildinin 1.144. cü sayfasından özetle...

“Terör örgütü üyesi olmaktan tutuklu bir sanığa ait CD üzerinde

yapılan inceleme sonucunda... elde edilen belgelere göre...

Tekerçalar‟ın... Nikola Tesla isimli Ģüpheli Ģahsın adının geçtiği

ABD Yüksek Frekans Aktif Aurora AraĢtırma Programı ile...

Nükleer... kimyasal ve biyolojik silahlar hakkında... teknik detay

bilgiler içerdiği görülmüĢtür.” . . .

Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedi‟nin 19. Cildi‟nin

222. Sayfasından özetle...

Page 473: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

473

“Elektrik mühendisi ve mucidi Nicola Tesla 1857 de Hırvatistan

da doğdu. 1943 de Newyork‟ta öldü.

Graz Üniversitesi‟nde okudu ve 1881 de BudapeĢte‟de elektrik

mühendisi olarak iĢ hayatına atıldı.

1887 de Newyork‟a yerleĢerek, alternatör yapım Ģirketini kurdu.

Elektroteknik ve yüksek frekans tekniği alanında önemli

buluĢları vardır. Ġlk döner alanlı asenkron motoru yaptı... Çok

fazlı akımları... komütatörleri ve yıldız montajı... icat etti.

1889 da yüksek frekanslı akımları incelemeye baĢladı...

Hertz dalgalı ilk sanayi jenaratörlerinde kullanılan, karĢılıklı

indüklemeyle... iki devrenin bağlanmasını tasarladı.”...

Ergenekon iddianamesindeki Ģüpheli Ģahıs Nikola Tesla ile

dünya bilim tarihinde Amerikalı Thomas Alva Edison‟un rakibi

olarak anılan Hırvat mucit Nikola Tesla aynı kiĢidir.

Ve Siz... eğer bu satırları okurken eğer gülüyorsanız...

Veya yüzünüzde acı bir gülümseme belirdiyse...

Derhal kendinize geliniz ve en kısa sürede... en yakın polis

merkezine giderek kendinizi ihbar ediniz... Ve de “Ben darbe

destekçiliğine meyilli bir demokrasi düĢmanıyım” deyiniz.

Siyasi iktidarın emrindeki polis, size... kirli bilgi ve belgelerle...

gereken siyasi propagandayı yapacak güçtedir!

Darbe ve askeri cunta yıllarının öyküsüdür...

Polis, öğrencilerin evini basar. Gençler duvardaki Karl Marks‟ın

Page 474: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

474

fotoğrafını indirmeye zaman bulamamıĢtır...

Polis, gençlerden birine “Kim ulan bu” diye sorar...

Gencin yanıtı “Dedem” olur. Ama... polisten de okkalı bir tokat

yemekten kurtulamaz.

Tokatın nedenini sorar bir ifadeyle polise bakar...

Polis‟te... “Böyle ak sakallı, nur yüzlü bir ihtiyarın torunu olarak

kominist‟lik yapmaya utanmıyormusun ulan!” diye haykırır...

Ergenekon Hukuku… (Atatürk Vakfı)

Demokratik rejimlerin vazgeçilmez temel öğesi olan “Hukukun

Üstünlüğü” ilkesi, son bir yıl içinde siyasallaĢtığı tartıĢılmaz

hale gelen hukuk sistemimiz kullanılarak yok edilmektedir.

Diğer bir anlatımla “Hukuk”, hukuku yok etmek için

kullanılmaktadır. Kısacası yeni bir hukuk sistemi olarak

“Ergenekon Hukuku Sistemi” yaratılmaktadır. Bu gidiĢ, son

derece tehlikelidir. Tarihte bu tür gidiĢlerin sonunun, devlet

terörü olarak ortaya çıktığı çok görülmüĢtür.

Bu nedenledir ki ülkemizde devlet terörü yaratılmak istendiği

konusunda ciddi endiĢeler duyulmaktadır.

Hatırlatmak gerekir ki “devlet terörü” en tehlikeli terör türü‟dür.

Faturası ağırdır ve bir gün gelir yapanları da yutar.

Bütün temel hukuk ilkeleri göz ardı edilerek yürütülmekte olan

ve adı artık “Ergenekon” olarak kabullenilen soruĢturma

Page 475: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

475

dosyasındaki oluĢum göstermektedir ki, açılan dava , delillere

değil, bir takım senaryolara dayalı olarak açılmıĢ bir davadır ve

yürütülmekte olan soruĢturma sırasında da bu senaryoya uygun

deliller bulunmaya çalıĢılmaktadır.

Daha da ötesi adeta delil üretmeye yönelik bir uygulama

yapılmaktadır ki, Ceza Usul Hukuku‟nda böyle bir yöntem

bulunmamaktadır.

Ceza Usul Hukuku… hatırlatmak gerekir ki suçlular için değil ,

suçsuz insanlar için gereklidir ve onları korur.

Ceza Hukukunun temel öğesi de “Suç nitelikli eylemi kesin ve

tartıĢmasız olarak kanıtlanmadıkça, hiç kimse suçlu olarak

nitelenemez ve suçluya uygulanması gereken muameleye maruz

bırakılamaz” kuralıdır…

Oysa yapılmakta olan ve içinden çıkılmaz hale gelmesi için özel

çaba sarf edildiği tartıĢılmaz olan, sadece iddianamesi bile

binlerce sayfayı bulan soruĢturma dosyasında, bunun aksi

uygulanmakta ve insanlar önce suçlu ilan edilmekte, sonra da

onları suçlu yapacak deliller bulunmaya çalıĢılmaktadır.

Ġlginç olanı ise… soruĢturmada hedef alınanların tamamının

Atatürk Türkiye‟ sinin birliğini, bütünlüğünü, temel ilkelerinin

değiĢtirilmezliğini savunan önde gelen isimler oluĢudur.

Ne var ki bu kiĢilere yöneltilen suçlama ise, savundukları

değerlerle tam anlamıyla çeliĢmektedir…

Page 476: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

476

Tüm yaĢamlarını ülkemizin ve devletimizin temel değerlerini

korumaya adamıĢ olan bu değerli ve saygın kiĢilere yöneltilen

suçlamaların siyasal değil hukuki dayanakları herkezce merak

edilmektedir.

Bütün bunlardan anlaĢılan o dur ki, bir anlamda Atatürk Ġlke ve

Devrimleri‟ni özümseyen, Türkiye Cumhuriyeti‟nin temel

değerlerine sahip çıkanlar tasfiye edilmek, onlara destek veren

ve yanlarında olanlara da, göz dağı verilmek istenmekte…

Bunun için de ne acıdır ki, “Hukuk Devleti” ilkesinden

yararlanılmakta... Ve de TSK ne karĢı “fotokopi‟den mamul

servis belgeleriyle”… karĢı cephe yaratılmaya çalıĢılmaktadır.

Kısacası “Hukukun Üstünlüğü ve Yargının Bağımsızlığı”

gölgesinde “Ergenekon Hukuk Sistemi” yaratılmaktadır.

Bu sistemi yaratanlara hatırlatmak gerekir ki, bağımsız yargı bir

gün de onlar için gerekli olabilecektir.

ĠĢine geldiği zaman yargının bağımsızlığından bahseden iktidar,

kendi bakanlığının denetim ve vesayeti altında olan Yargı‟nın

bağımsız olmadığını çok iyi bilmektedir.

Ergenekon soruĢturmasının Yargının bağımsızlığı ile

bağdaĢtırılması da mümkün değildir.

Aksine bu soruĢturma olsa olsa yargının siyasallaĢtırılmasının

simgesi olabilir.

Temel hak ve özgürlükleri yok sayan , hukukun temel

Page 477: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

477

kurallarını açık bir Ģekilde çiğneyerek yürütülen bu

soruĢturmaya mevcut hukuk sitemi içinde yer bulmak mümkün

değildir.

Bu haliyle Ergenekon davası… tamamen özürlü doğmuĢ

durumdadır. Onun özürlü doğmasını sağlayan Sayın Savcı‟nın

“Yarın beni de kapının önüne koyarlar…” Ģeklindeki beyanatı

da çok ilginçtir. Kanımızca bu beyanattan alınacak çok dersler

vardır…

(Ancak her zaman olduğu gibi ülkemizde duyarlı insanlarda var.

Sayın Bedri Baykam‟ın 22.09.2009 Cumhuriyet Gazetesi‟ndeki

yazısında belirttiği gibi, bu dava ile yaĢanmakta olan sıkıntılara

karĢı baĢlatılan “Yurtseverlik suçsa, beni de içeri alın” internet

kampanyasına verilen destek de, her geçen gün artıyor…)

Gerçekten Aklım Almıyor… (Emre Kongar)

Öyle bir ülke düĢünün ki… Yüz yıldır eğitim atılımı yapmaya

çalıĢıyor. Ama… üniversite kuranlar, rektörler, profesörler

içerde… Eğitime adanmıĢ sivil toplum kuruluĢları sorumluları

içerde… Ama, bunlar hakkındaki yargısız infaz kararları

manĢetlerde!..

Öyle bir ülke düĢünün ki… Anayasasında “Demokratik, Laik ve

Sosyal Hukuk Devleti” yazıyor. Ama, Barolar hukuk devletinin

korunması için bildiri, yayınlamak zorunda kalıyor…

Page 478: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

478

Öyle bir ülke düĢünün ki… Sorunlar çözülmüyor… Tam tersine

giderek ağırlaĢıyor… Ama, hem kendi anayasasını ihlal ediyor...

Hem en değerli evlatlarını yiyor ve yitiriyor… Hem de yerel ve

ulusal medya‟nın önemli bir bölümü bütün bunlara alkıĢ tutuyor.

. . . . . . . . .

Bu ülke benim ülkem olabilir mi? Gerçekten aklım almıyor!..

Ya O… Sizin çocuğunuz olsaydı… (Ali Deniz Uslu)

Doç. Dr. Ayten Erdoğan, Adli Tıp‟ın tartıĢmalı 6. Ġhtisas

Dairesi‟deki görevinden istifa etti…

Nedeni, “Ruhsal sağlığı bozmadan tecavüz etmenin, bir yolu var

mı ?” sorusuna, “Evet” demek zorunda kalacak olmasıydı…

Baskı gördü… “Uyumlu ol, fazla soru sorma!..” ihtarları aldı.

Ölümle tehdit edildi, ediliyor!..

O da bir anne!.. Hergün cinsel istismara uğramıĢ onlarca

çocukla ilgileniyor. Acılarını biliyor, suskunluklarını anlıyor.

O yüzden hiç bir Ģey‟den korkmuyor. “Korkarak bu günler‟e

geldik. Tüm çocuklar benim, bizim, hepimizin… ġimdi onlara

sahip çıkmazsak, yarın çok geç olacak.” diyor.

Çarpık sistemi anlatırken de… Savcıların, Hakimlerin ve

Avukatların da durumlardan Ģikayetçi olduklarını… çözümün;

sosyolojik temellere dayandığını, herkezin bir vicdanı olduğunu

Page 479: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

479

ve insanlığımızı da hala yitirmediğimizi düĢünüyor…

Hem Ģimdi mücadelesini özgür bir Ģekilde sürdürüyor ve tabi ki

toplumdan da destek bekliyor…

Engellerine, bir engel daha eklendi… (ġirin Güven)

Milli Eğitim Bakanlığı… “Rehabilitasyon seans değil, ders‟tir!..

Ders‟e de öğretmen girer, psikolog değil!..” diyerek, özel eğitim

ve rehabilitasyon merkezlerinde çalıĢan psikologların ücretlerini

ödememe kararı aldı.

Türk Psikologlar Derneği ise… bu kurumlardaki görme, iĢitme,

zihinsel ve bedensel engelli çocukların geliĢimi için elzem olan

psikologların, yeniden iĢe alınması için savaĢıyor…

Mart 2009 da… (Leyla TavĢanoğlu)

Tübitak . . . (Türkiye Bilimsel ve Teknik AraĢtırma Kurumu)

tarafından yayınlanan aylık “Bilim” (!) dergisinin, o ayki sayısı

Charles Darwin‟in doğumunun 200. yıldönümü nedeniyle…

Darwin ve “Evrim Teorisi”ne ayrılmıĢ, ancak Tübitak yönetimi

dergiyi sansürlemiĢti…

Darwin‟in 200. Doğum Yıldönümü etkinliklerinden biri de…

Ġstanbul‟da yapılan uluslararası bir sempozyumdu.

Bu önemli sempozyumun konuklarından biri olan dünyaca ünlü

Ġspanyol biyoloji bilimleri Profesörü Francisco Ayala‟nın, Sayın

Page 480: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

480

Leyla TavĢanoğlu ile yaptığı söyleĢi‟den…

“AĢırı dindar insanlar… insanların, hayvanların ve bitkilerin

doğal süreçler sonucu ortaya çıktıklarını kabul ediyor.

Onlara göre Darwin bu süreçte Tanrı unsurunu dıĢarıda tuttuğu

için, onu Ģiddetle reddediyorlar. Onlara göre… Tanrı herĢeyi

yaratandır.

Aslında, Evrim Teorisi‟nde… Tanrı‟nın dıĢarıda tutulması diye

bir Ģey yok. Onların sorunları inançları ve düĢünce biçimleri.

Darwin‟e gore, organizmaların uyumu raslantısal değildir…

Bu organizmalara fayda sağlayacak özellikler, aĢamalı olarak

zaman içinde geliĢimini mümkün kılan süreçler sonucunda,

gerçekleĢir.

Canlılar dünyasında gerçekten de, çeĢit çeĢit tasarımlar söz

konusudur… Gözler görmek için… Kanatlar uçmak için…

Böbrekler kanın bileĢimini düzenlemek üzere tasarlanmıĢlardır.

Organizmaların tasarımı, rastlantı ve gerekliliğin etkileĢimi

aracılığıyla, yaratıcı nitelik kazanan bir süreç içinde ortaya

çıkar….

Bilimle dinsel inançlar ille de çeliĢir diye bir düĢünce olmamalı.

Çünkü, konuları ve alanları farklıdır. Ama yine de birbirilerini

desteklerler…

Bilim, doğal dünyanın iĢleyiĢinde etkili olan süreçleri ve tüm

Page 481: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

481

geliĢimleri konu edinir…

Tüm… Din‟ler ise, dünyanın ve insan yaĢamının anlamını ve

amacını… insanların Yaratıcı‟ları ve birbirleriyle olan iliĢkileri

nin, nasıl olması gerektiğini… insan yaĢamını düzenleyen ve

insanlara ilham veren, ahlaki değerleri… konu edinir…

Evrim Teorisi… Din‟e dayalı Tanrı inancıyla çeliĢmez…”

Bir de… Dünya nelerle uğraĢıyor? derseniz… (Ali Nergis)

Bildiğiniz gibi… Küresel ısınmaya bağlı olarak, Ġsveç‟in

burnunun dibindeki Grönland Adası‟nda bulunan buzullar,

beklenenden daha hızlı bir Ģekilde eriyor.

Erime sonucu, önümüzdeki 100 yıl içinde Ġsveç‟in bazı güney

bölgeleri sular altında kalacak.

Danimarka‟nın baĢkenti Kopenhag‟da düzenlenen Ġklim

Konferansı‟na sunulan raporlara gore, önümüzdeki yüz yılda

Ġsveç‟in güneyini ve Danimarka‟yı çevreleyen deniz suları 1

metre yükselecek.

Deniz suyunun düzeyindeki bu yükselme, dramatik sonuçlara da

yol açacak; Ġsveç ve Danimarka‟nın sahil Ģeridindeki bir çok ev

ve iĢyeri sulara gömülecek.

Page 482: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

482

Buzulların erimesi… erozyon ve su baskınları baĢta olmak

üzere, birçok çevre felaketini de birlikte getirecek…

Çevre uzmanları, Ġsveç hükümetine sundukları raporda,

gelecekte meydana gelebilecek doğal felaketlerin… etkilerinin

azaltılması için, Ģimdiden önlem alınmasını ve sular altında

kalacak bölgelerin, bir plan kapsamında boĢaltılmasını istediler.

Küresel ısınma nedeniyle buzulların erimesi, dünyanın birçok

ülkesini sular altında bırakmakla kalmayacak, yeryüzündeki

bitki ve canlıların biyolojik yapılarında da değiĢime yol açacak.

KuĢ gözlem evleri‟nin incelemelerine göre, son yıllarda Ġsveç‟te

havaların mevsim normallerinden sıcak geçmesi nedeniyle…

Birçok göçmen kuĢu türü, sonbahar‟da güneydeki daha sıcak

ülkelere göç etmedi. Ġlkbaharda, geri dönüĢlerde azalma

gözlendi.

Balıkların ve deniz kaplumbağalarının göç yollarında

değiĢmeler yaĢandı…

Havaların sürekli sıcak geçmesi, daha once hiç görülmeyen yeni

böcek ve sinek türlerinin, ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu türler

yeni bakteri ve hastalık risklerini de birlikte getiriyor.

Ġklim değiĢikliğinin, kuĢ ve domuz gribi gibi hastalıkların ortaya

çıkmasında, etkili olup olmadığı araĢtırılıyor…

Bizler… eli kulağındaki Ġstanbul depremi karĢısında neler

Page 483: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

483

yapabileceğimizi, hala düĢüne dururken… (DASK sağolsun!..)

Ġsveçli bilim adamları… küresel ısınmanın 100 yıllık sonuçları

üzerine kafa yoruyor ve gelecekte meydana gelebilecek çevre

felaketlerine karĢı çareler üretmeye çalıĢıyor.

Biz de, nelerle uğraĢıyoruz… Buyrun bakalım!

Sahte BağıĢcılar teĢhir edilmeli... (Ali Saydam)

Bunu ilk defa duymuyorum. Bayatlamaya yüz tutmuĢ bir

numara, ancak giderek yaygınlık kazanıyor.

Akıl almaz gibi gözüken bir publicty (medyada görünürlük)

numarasını yaĢam biçimi haline getirmiĢ olanlardan söz

ediyorlar…

Onlara kibarca, “Sözünü tutmayan bağıĢçılar” deniyor.

BaĢka kampanyalar için de duymuĢtum. Bu kez Hürriyet'in

“Kelebek” ekinde Cengiz Semercioğlu ayan beyan yazdı…

Beyazıt Öztürk “Tohum Otizm Vakfı” yararına yaptığı

kampanya ile hem kamuoyunun dikkatini otistik çocuklara

çekmiĢti, hem de 3 milyon 100 bin lira topladığını belirtmiĢti.

Beyaz‟a, o gece… daha önce baĢka kanallardaki benzer

çalıĢmalarda söz konusu olduğu gibi pek çok ünlü sanatçı ve star

destek vermiĢti.

Page 484: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

484

Semercioğlu, aynı duyarlılığı bağıĢçıların gösterememiĢ

olduklarını tespit etmiĢ.

Yayına bağlanıp telefonda söz verenlerin peĢine düĢen “Tohum

Otizm Vakfı” sadece 1 milyon 500 bin lira toplayabilmiĢ.

Yani o gece vaat edilenin topu topu yarısı…

Vakıf yetkilileri aradıkları insanlara ya ulaĢamıyormuĢ, ya da

“vazgeçtim, ödemem çıktı” gibi yanıtlar alıyorlarmıĢ.

Cengiz… “Canlı yayına bağlan, milyonların önünde Ģu kadar

bağıĢlıyorum diye hava at, sonra verdiğin sözü tutma. Otizm

Vakfı bu isimleri açıklamalı, açıklasınlar ki yalancı pehlivanlar

kimlermiĢ görelim. Bundan sonraki kampanyalarda insanlar

tutmayacakları sözleri de vermezler böylece...” diyor.

Katılmamak mümkün değil!..

ĠĢ Publicty‟ye (medyada görünürlük) gelince iyi de…

Ödemeye gelince toz olacaksın… Yok öyle Ģey!..

Belki hemen değil. Ancak belli bir tarih verdikten sonra, söz

verdikleri ödemeleri yapmayanlar mutlaka açıklanmalı.

Yoksa, kanal “sorumlu” ve tabii ki “sorun‟lu” olur…

Ben, Vakfın yerinde olsam, kanal‟dan isterim parayı.

Bir istesinler... Bakın “Kanal D” nasıl topluyor hepsini…

Page 485: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

485

Ucuz kahramanlığa ve bedava itibar yönetimine, pabuç

bırakmamak için bir yer‟den baĢlamalı.

O yer… Beyaz'ın kampanyası neden olmasın?

Ne diyorsunuz? Neyse!..

Evet... değerli dostlarım,

ġimdi sıkı durun!..

2010 yılı baĢlarından itibaren, bırakın... son kullanma tarihlerini,

ağızları açıldıktan sonra bile uzun süre bozulmayan... “Karton

Ambalajlı (UHT) Süt‟ler” konusunu... yakından takip ederek

gündemde tutumaya çalıĢan, Sayın Yavuz Dizdar„ın 21.04.2010

da Dünya Gazetesinde... “Yöneticinin Keyfi ve Türkiye‟de Gıda

Üretimi” baĢlığı ile çıkan, aĢağıdaki yazısını okuyunca pes

diyeceksiniz...

***************************************************

Bu hafta size geçtiğimiz hafta bize ulaĢan bir mektubu “hiç

değiĢtirmeden” sunuyorum.

BeĢ yıldır meslekte olan bir gıda mühendisi arkadaĢımız kaleme

almıĢ. ġöyle diyor mesajında...

Yazdıklarımın yayınlanması ve tarihe bir not olarak düĢmesine

olan desteğinizden dolayı sonsuz müteĢekkirim.

Çünkü ülkemizde, ister büyük olsun, ister küçük olsun, gıda

fabrikalarının arka bahçesinde insanlık suçu iĢleniyor.

Page 486: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

486

Birileri devletin denetim eksikliğini... Her Ģeyi yaparım...

uygulamasına dönüĢtürmüĢ. Buna cesaret edenlerin bir çeĢit

vatan hainliği yaptıklarına inanıyorum.

Maalesef bütün bu aldatmacaları görerek mesleğime karĢı

soğudum. Üretimde çalıĢan meslektaĢlarım var ve baĢka ülkede

örneği olmadığına inandığımız bu aldatmacadan son derece

rahatsızız.

Yapılan hileleri biliyorum. Ancak bunun önüne nasıl geçilecek,

nasıl çözüleceğini bilmiyorum. Bu konuda çok umutsuzum...

“Ve de Ģöyle devam ediyor mektup…”

Burada size bazı itiraflarda bulunacağım. Mezuniyet tarihim

2005 yılı. Ben bir gıda mühendisiyim. Üniversitede gıda bilimi

ve teknolojisi alanında modern bilimlere dayalı, deneysel ve

çağdaĢ bir eğitim aldım. 4 yıllık meslek yaĢantımda ne yazık ki

Ģunlara Ģahit oldum.

Toz beyaz Ģekeri gıda boyası ile boyayıp esmer Ģeker diye satan

bir iĢletmede görev aldım. Görev aldığım iĢletmenin sahibine bu

ahlaki ve yasal bir Ģey değil dediğimde bana kapıyı gösterdiği

günü hiç unutmuyorum. Üstelik T.C. Tarım ve KöyiĢleri

Bakanlığı‟nda denetim yetkililerine bundan bahsettim. Ama

nafile, kulak arkası ettiler... kayda alıp üzerine gitmediler.

Türkiye'nin en büyük süt fabrikalarından birinde mühendis

olarak görev aldım. Kapasitesi günde 600 bin litre. KüflenmiĢ,

iade kaĢarlar ve bozulmuĢ beyaz peynirler, eritme tuzları ve

antimikrobiyal maddeler (natamisin, potasyum sorbat, sodyum

Page 487: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

487

hipoklorit vb.) katkı maddeleri ile iĢleme tabi tutulup, eritme

peyniri olarak değil, “Taze KaĢar” adıyla “Katkısız” ibareli...

ambalajlarda satılıyordu. Kaymaklara, tereyağlarına renklerde

düzeltme yapmak için, klorofil, karetenoid bileĢikler ilave

ediliyordu. Ama etikette... Katkısız % 100 Doğal... yazıyordu.

Tarım il müdürlüğü yetkililerinin denetime gelecekleri gün

herkese birer ağızlık ve kolluk dağıtıldığını hatırlıyorum.

Normalde takılmayan ağızlıklar ve kolluklar o güne özel

takılmıĢ ve normalde açık olan bütün geçiĢ kapıları kapatılmıĢtı.

Ayrıca bütün katkılar adeta yok edilmiĢti. Tam bir kandırmaca.

Ne olur beni duyun. Ülkenin bu kadar karmaĢık gündemi içinde

beni duyun. Hocam! Ülkemde özel laboratuarlar analiz

yapmadan sonuç yazıyor. Kepekli ekmek diye yine bir çeĢit

boya iĢlevine sahip “rogena” isimli katkı kullanılıyor. Un

boyanıyor ve kepekli ekmek diye satılıyor. Ġçinde kepek yok.

Rengi kepekli ekmek renginde boyalı ekmek sadece...

Natürel yazan reçellere küf geliĢimini engellemek için sodyum

benzoat katılıyor... Ama etiketinde “natürel” diyor... “katkısız”

diyor...

Bir örnek daha vermek isterim. Bir maden suyu firması limonata

üretiyor. Esas iĢi maden suyu ĢiĢelemek. Limonata üretmek için

temin ettiği su, 10 metre‟den az derinliğe sahip bir sığ kuyunun

suyu. Kuyunun yanı baĢından bir dere geçiyor. Burada garip

olan ne var diyebilirsiniz.

ġimdi söyleyeyim, kuyu ruhsatsız. Evet kuyu ruhsatsız. Bunun

anlamı Ģu; kuyudan çıkan suyun ne içerdiği belli değil, denetime

Page 488: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

488

tabi bir kuyu değil. Yani DSĠ‟den kuyu açma izni alınmamıĢ ve

sonrasında analizlerini yaptırmak amacıyla ne Sağlık Bakanlığı

ve ne de Tarım Bakanlığı'ndan içerik olarak zararsızdır ve

gıdaya kullanıma uygundur onayı alınmamıĢ. Ama bu suyla

limonata yapıyor birileri ve bunu satıyor, süper marketlerde...

Hiç unutmuyorum! Denetime gelen yetkili limonatayı hangi

sudan yapıyorsunuz dediğinde, ĠĢletme Müdürü maden

suyundan demiĢti. Ama takibi olmadığı için ve maden suyu gibi

çok sert ve yüksek mineralli bir sudan limonata yapmanın

uygulanabilir olmadığını bilmeyen yetkili, bu söyleme inanmıĢ

ve numune alıp içeriğinde hangi suyun kullanıldığını tespit

etmeye yönelik izleme yapmamıĢtı.

Özel sektörde ilanlara bakarsanız hep deneyim aranıyor. 1 yıl, 2

yıl, 5 yıl, deneyim. Ġstenen Ģey mühendislik deneyimi değildir

kesinlikle, hileyi hurdayı bilme, buna alıĢmıĢ olma, okulda

aldığı etik eğitimi unutmuĢluk, ama hileyi hurdayı, ahmaklığı,

boĢ vermeyi bilme deneyimidir.

Özetle söylemek isterim ki; özel sektörde gıda mühendisleri

iĢlevini yerine getirmiyor. Bu mesleği seçmiĢ olmaktan artık

utanır hale geldim. Utanmamın sebebi girdiğim iĢletmelerde

hileleri önleyememem. Bunu halkımıza, sizin aracılığınızla, bu

kadar yoğun gündem içinde haykırıyorum. Çocukken annemden

duyduğum, sütçünün süte su katması hilesini tek hile olarak

bilmek istiyorum.

Yapılan hilelerden o kadar bezdim ki. Önleyemiyorum...

Bu nasıl bir iĢleyiĢtir. Devletin denetimden sorumlu bakanlık

yetkilileri denetime geldiklerinde sadece tavana, tabana bakıyor.

Page 489: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

489

Toz yoksa, etraf derli topluysa uygundur diye rapor veriyor.

Peki iĢin arka bahçesinde insan sağlığını hiçe sayarak yapılan

uygulamalar. Bütün bunlar biliniyor da ses çıkarılmıyor mu diye

düĢünüyorum bazen.

Çünkü neredeyse bütün iĢletmelerde aynı durumlar söz konusu.

Buna anlam veremiyorum. Bana inanmanız için, herhangi bir

gıda mühendisliği bölümünden her hangi bir hocaya bunları

sormanızı isterim.

Hileleri hocalarımız biliyor, sahada çalıĢan gıda

mühendislerimiz biliyor ve “devletin denetim ekibi” biliyor ama

hiç bilmiyormuĢuz gibi bir durum var ortada.

Evet UHT süt araĢtırılsın, bilimsel anlamda sorgulansın. Ama

ona gelene kadar bence o kadar hile var ki.

Mesela süt fabrikalarında beta laktam ve tetrasiklin grubu

antibiyotik içeren sütler UHT‟ye iĢlenebiliyor. Ya da kaĢar

peynirine iĢleniyor. Ama dökülmediği kesin...

Bakalım!..

Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığımız ile Sağlık Bakanlığımız bu

mektup konusunda ne diyecekler?

***************************************************

Evet...

Sizce... Sayın Bakanlıklarımız ne diyecekler... (!)

Page 490: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

490

Netice‟de…

Ülkemiz‟de sorunlar bitmiyor... bitmeyecek...

Dünya‟da da bitmeyecek…

Ama, mutlaka güzel Ģeyler‟de oluyor...

Olmaya da devam edecek…

Hayat bu… HerĢey insanlar için!..

ĠĢte hem üzücü... hem de güzel bir haber...

1995 de petrol Ģirketlerinin yol açtığı tahribata karĢı baĢlattıkları

kampanya nedeniyle, aralarında çevreci yazar Ken Saro - Wiwa

nın da bulunduğu 9 kiĢinin idam edilmesi, tüm dünyada büyük

tepki yaratmıĢ ve The Shell Company... “Güney Nijerya'daki

faaliyetlerini durdurmayı baĢaran... çevrecilerden kurtulmak

için”, cunta ile iĢbirliği yapmakla suçlanmıĢtı…

Dünya petrol devi Shell, gelecek hafta Newyork‟ta görülecek

dava öncesinde uzlaĢmak amacıyla... 1996 yılında davayı açan

ve “idam edilenlerin yakınları ile idam edilenlerin üyesi olduğu

Mosop - Ogoni Halkının YaĢamını Sürdürmesi Hareketi‟n den

oluĢan”... davacılarla anlaĢarak, 15.5 Milyon USD tazminat

ödemeyi kabul etti. (Haziran 2009)

Mosop sözcüsü Bariara Kpalap... Nijerya halkının zaferi olarak

nitelendirilen kararı memnuniyetle karĢıladıklarını, ancak

Shell‟in... tutumunu değiĢtirmesini… çevre konusundaki

Page 491: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

491

sorumluluklarını yerine getirmesini ve bölge halkına insan gibi

davranmayı öğrenmesi... gerektiğini, söyledi.

ġirketin, dava sürecinin... dünyadaki ününü (Marka Değerini)

yıpratmasını önlemek amacıyla “yüklü tazminat vermeyi” kabul

ettiği belirtiliyor...

Ve… çok güzel üç haber...

*ġirketler artık kar'larını toplumla paylaĢmalı...

Sabancı Holding üst yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü, iĢ

dünyası değerlerinde yaĢanan dönüĢümün Ģirketlere daha fazla

sorumluluk yüklediğini belirterek, “Artık hiçbir Ģirket yalnızca

kar etme amacıyla hareket edemez. Bundan böyle topluma geri

verme zamanıdır.” dedi.

BirleĢmiĢ Milletler Küresel Ġlkeler SözleĢmesi 7.Yerel Ağ‟lar

toplantısının açılıĢında (Haziran 2009) konuĢan Dördüncü...

Holding ve topluluk Ģirketleri olarak, sözleĢmeye uzun süre

önce imza atarak, temsil ettiği değerlerin kendileri için önemini

ortaya koyduklarını belirtti…

Dördüncü, “Dünya‟da yaĢanan değiĢim, bir kavramı ön plana

çıkarıyor... Sürdürülebilirlik!..

“Sürdürülebilirlik” bizim için... çevreye, topluma ve

ekonomiye... uzun vadeli değerler… yaratmaktan geçiyor.” dedi.

Page 492: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

492

*Sakarya'da, çok güzel bir proje... (Hasan CoĢkun)

“Kentime Sahip Çıkıyorum” projesi, Sakarya BüyükĢehir

Belediyesi'nin hayata geçirmeyi planladığı, önemli projelerden

biri...

Temmuz 2009... Tanıtım toplantısı ile baĢlatılan projenin,

toplumun bütün kesimlerinin katılımı ve desteği ile hayata

geçirilmesi planlanıyor...

Proje dört aĢamadan oluĢuyor. “Arama Konferansı” ile baĢlayan

projenin birinci ayağında “Sivil Toplum KuruluĢları”, basın

yayın kuruluĢları ve belediye yetkilileri ile bir araya gelinerek

Ģehrin nasıl daha estetik olabileceği, beklentilerin neler olduğu

ve yapılması gerekenlerin nasıl yapılabileceği... gibi konular

tartıĢılacak ve yeni fikirler, yeni stratejiler belirlenecek...

Esnaf temsilcilerinden Sakarya'nın dünya standartlarında bir

Ģehir olabilmesine yönelik yapılabileceklerle ilgili görüĢleri

alınacak...

Ardından ikinci aĢama olarak eğitim kısmına geçilecek. Eğitim

kısmında sadece esnaflar değil, belediye personeli de eğitim

alacak. Hitap Ģekli, kaldırım düzenlemeleri, iĢgallerin önlenmesi

gibi konular da eğitimler verilecek...

Üçüncü aĢamada, uygulamalara baĢlanacak...

Dördüncü aĢamada ise izlemeye geçilecek. Verilen eğitimin

Page 493: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

493

ardından yapılan uygulamaların nasıl geliĢtiği izlenecek...

Öğrenen Ģehir konseptiyle... esnafların, belediye personellerinin,

zabıtaların, dünya standartlarında bir yapı ve anlayıĢa kavuĢması

sağlanacak...

“Kentime Sahip Çıkıyorum” projesi ile Ģehrin her alanda dünya

Ģehirleri ile aynı standartlarda olması ve geliĢmesi amaçlanıyor.

Bunu, Sakarya'da yaĢayan herkes prensipte kabul ediyor ve

istiyor. “Farklılığı Arama Konferansı” ile baĢlatılan bu proje ile

Ģimdi herkezin fikir ve önerileri alınıyor. Daha sonra ise uzman

ve akademisyenlerin, Ģehrin sakinlerinin yaĢam kalitesi

açısından nasıl bir “Sakarya” istedikleri, bir araĢtırma ile ortaya

konulacak...

Proje altı aylık bir süreci kapsıyor. Hayata geçirilmesi planlanan

Kentime Sahip Çıkıyorum Projesi, aslında dünyanın en geliĢmiĢ

kentlerinde de uygulanıyor...

Sakarya'nın sorunlarına kalıcı çözümler getirerek, Ģehrin

yaĢanabilir olması amacıyla baĢlatılan bu model çalıĢmayı

Sakarya BüyükĢehir Belediyesi, ilin bütün sivil toplum

kuruluĢlarının desteği ile gerçekleĢtirmek istiyor.

Bu da elbette ki, Ģehirde yaĢayan vatandaĢların bu projeye sahip

çıkması ve alınan radikal kararlara uyması ile mümkün olacak.

Aksi halde projenin baĢarılı olması mümkün değil...

Elbette ki kentli olmanın, kentte yaĢamanın bazı kuralları ve

sorumlulukları var. Bu nedenle önce Sakarya'da yaĢayan herkes

önce bu sorumluluğun bilincinde ve farkında olmalı!..

Page 494: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

494

Sonrasında ise esnafı ile sanayicisi ile iĢadamı ile emeklisi ile

Sakarya'da yaĢayan herkez...

“Kentime Sahip Çıkıyorum” projesine sahip çıkmalı.

*Koç Holding‟te “ Ülkem Ġçin” Eğitimi...

Koç Holding tarafından 2006 yılında baĢlatılan “Ülkem Ġçin”

projesi‟nin yerel‟deki takipçileri olan bayii‟ler... “Ülkem Ġçin

Kulübü” adı altında ilk toplantılarını, holding‟in bilgi grubu

baĢkanı Ali Koç liderliğinde gerçekleĢtirdi...

81 il‟den gelen “Ülkem Ġçin Elçileri”, kendi yörelerine özel

projeler geliĢtirmek üzere, “sorumlu vatandaĢlık”, “gönüllülük”,

“proje geliĢtirme ve yönetme” eğitimleri aldı...

Ali Koç, dünyada ve Türkiye‟de sosyal sorumluluk

çalıĢmalarına bakıĢın değiĢtiğini, artık her hangi bir vakıf‟a çek

yazıp, maddi kaynak aktarmanın yeterli olmadığını, dile

getirerek...

“Biz bu anlamda da fark yarattığımızı düĢünmekteyiz.

ÇalıĢanlarımız, Bayilerimiz ve Tedarikçilerimiz ile el ele

tasarladığımız “Ülkem Ġçin Projesi”, bu yaklaĢımımızın en iyi

örneklerinden birini oluĢturuyor.” dedi...

Sayın Ali Koç‟un bu söyledikleri... bir yerde, bu kitabın

yazılıĢ nedenini ortaya koyuyor ve toplumumuz açısından

emeklerimin boĢa gitmeyeceğini gösteriyor . . .

***************************************************

Page 495: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

495

Ve tabii, bu arada…

“Kaza Noktaları ġampiyonası”ndan da, hala hiç ses seda yok!..

Haa... yalnız hiç bir Ģey yapılmadı zannetmeyin...

Projeler‟e her türlü kamu idari desteğinin verileceği ilgili

Bakanlıklar‟ca açık açık söylenmesine rağmen...

T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü‟nden gerekli izin

gelmediğinden, “Proje” hayata geçirilemediği için...

Kitabın “20. 08. 2008” bölümünde yayınladığım...

Trafikte Hayat Kurtarma Platformu‟nun web sitesindeki...

“Platform Destekçileri” bölümünden...

Sorgusuz... Sualsiz...

“Trafik Mağdurları Derneği”nin adı çıkartılmıĢ!..

Ġnsanlar‟da hala...

O noktalar‟da... ölmeye ve yaralanmaya devam ediyor!..

Ancak... mücadeleyi bırakmıĢ değiliz...

Eninde sonunda bu proje mutlaka gerçekleĢecek!..

Yalnız bu arada... “Kaza Noktaları - Uyarı Levhaları”...

yasalarca zorunlu olan o müsadeyi, geciktirenlere... “ĠnĢallah”

lazım olmaz!..

Bir de ayrıca...

Page 496: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

496

Yine, “20. 08. 2008” baĢlıklı bölümde bahsettiğim... Trafik

Kazalarındaki yaralanmalarla ilgili, Özel Hastaneler‟deki acil

servis tedavi giderleri için... ödemelerin, bir Ģekilde devlet

tarafından yapılacağını (SGK‟ları veya Yerel Yönetimler v.s.)

belirtirken...

(“Ödeme... Yerel Yönetimler tarafından, ilgili kurumlara

yapılacakmıĢ... Yerel seçimler öncesi politik bir strateji olabilir

ama, önemli olan ihtiyaç sahibi vatandaĢımızın yararı...”)

Sanki içime doğmuĢ gibi bildiriden sonra belirttiğim, yukarıdaki

parantez‟deki konuda aynen bizlere yaraĢır geliĢmeler yaĢanıyor

ve Temmuz 2009 dan itibaren SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu...

eski adlarıyla SSK, Bağkur, Emekli Sandığı), Özel Hastanelere

para ödemiyor...

Sağlık Bakanlığı... “Trafik Kazazedeleri‟nin Tedavi Bedellerinin

Ödenmesi” baĢlıklı bir genelge yayınlayarak, özel sağlık kurum

ve kuruluĢlarının, trafik kazası geçirmiĢ kiĢilere vermiĢ oldukları

sağlık hizmeti bedellerinin, kamu zararına yol açması nedeniyle

ödenmeyeceğini, bu faturaları SGK‟na göndermeleri durumunda

da kapatma cezasıyla karĢılaĢacaklarını ve faturaların yükümlü

sigorta Ģirketlerinden tahsil edilmesi gerektiğini, bildiriyor...

Yani... olan, yine vatandaĢa oluyor!..

Ve STK lar olarak... konunun takibi yine bizlere düĢüyor!

Page 497: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

497

AFEDERSĠNĠZ!

SON BĠ‟ġEY

SÖYLEYEBĠLĠR MĠYĠM?

Page 498: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

498

EĞER...

Ġnsan hakları ve demokrasiye içtenlikle inanıyorsak...

Hem ülkemiz... hem de insanlık için...

GerçekleĢtirilecek hizmetlerin,

Bize ihtiyaç duyulan her kademesinde

Yerimizi alacağımızı...

Ve Dünya‟yı ödünç aldığımız çocuklarımıza...

Daha güzel bir Dünya bırakmak için,

Bir çok yaĢam sıkıntısının baĢımıza gelmesini beklemeden,

Elimizden geleni yapacağımızı biliyor...

Ve de Sizlere, tüm kalbimle teĢekkür ediyorum!..

Page 499: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

499

DAHA MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN...

Page 500: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

500

GÜZEL DOSTLUKLAR . . .

Goethe‟nin çok güzel bir sözü var...

“KardeĢlerimi Allah yarattı... Fakat dostlarımı ben buldum!..”

Hayat, yaĢamayı... Mutluluk, gülümsemeyi... BaĢarı,

kazanmayı… Dostluk, paylaĢmayı… bilenler için “güzel”dir.

Bir anlamda da dostlarımız matematiksel olabilmeli…

Sevinçleri çarpabilmeli…

Üzüntüleri bölebilmeli…

GeçmiĢteki olumsuzlukları çıkartıp silebilmeli…

Yarınlarımızı toplayıp… toplarlayabilmeli…

Hz. Mevlana…

Page 501: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

501

Evet... Dostlarımız çok değerlidir... Ama hangileri ?

Dünyada belirli dönemlerde toplanan “Dostlar Meclisi” son

toplantısında, herkez için geçerli olan bir karar almıĢ ve

dünyadaki dostluk derecelerini açıklamıĢ;

1.Derece Dostluk... Ekmek ve Su gibi olan Dostluklar (Onlar

olmadan, hayatın bir anlamı olmaz.)

2.Derece Dostluk... Ġlaç gibi olan Dostluklar (Siz istediğiniz

zaman, onlara ulaĢabilirsiniz.)

3.Derece Dostluk... Hastalık gibi olan Dostluklar (Siz

istemesenizde, onlar gelir size bulaĢır.)

4.Derece Dostluk... ġemsiye gibi olan Dostluklar (Yağmur

yağınca ortadan kaybolurlar...)

Çevrenizdeki tüm dostluklarınızın, Ekmek ve Su gibi Dostluklar

olmasını diliyor ve de onları ihmal etmemenizi... özellikle de

maddi manevi sıkıntılı günlerinde... onları mutlaka aramanızı

öneriyorum.

Bu dünyadaki varlığınızın, dostlarınızın var olmasına bağlı

olduğunu, bazen bir çiçek ya da küçük bir tatlı sözle bile kırık

bir kalp tamirinin mümkün olduğunu, özür dilemenin, teĢekkür

etmenin ve Ģükretmenin, bir erdem olduğunu unutmayın.

Gerçek dostlar parlak yıldızlara benzer, karanlık bastırınca ilk

onlar görünür...

Page 502: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

502

Bir an gözlerinizi kapatın...

Kendinizi çok güzel bir sahilde varsayın. Hava soğuk, denize

girme Ģansınız yok. Sahilde yürüyüĢ yaparken denizle kumsal

arasında çok güzel taĢlar gözünüze çarpıyor. Bir tanesini

alıyorsunuz. Sonra bir tane daha... bir tane daha... ancak bir

zaman sonra topladığınız taĢlar ağır gelmeye baĢlıyor.

Önce içlerinden bir taĢı yere bırakıyorsunuz. Biraz sonra birkaç

tane daha... birkaç tane daha...

Ve en son elinizde, en çok hoĢunuza giden, en sevdiğiniz birkaç

güzel ve zarif taĢ, kalıyor.

Onları bırakamıyorsunuz... Onlara kıyamıyorsunuz!..

EVET! DEĞERLĠ DOSTLARIM...

Sizlerde benim en kıymetli taĢlarımsınız. Ekmek ve Su gibi!..

Page 503: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

503

ġimdi Sizlere 3 soru sormak istiyorum.

1)Ġyi ve mutlu bir geleceğiniz olsun istermisiniz ?

2)Topluma ve Ġnsanlığa katkıda bulunmak istermisiniz ?

3)Çevrenizde saygın ve beğenilen bir kiĢi olmak istermisiniz ?

Cevaplarınızı duyar gibi oluyorum... EVET EVET EVET!..

Page 504: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

504

HADĠ BAKALIM ! KOLAY GELSĠN . . .

VE . . . Y O L U N U Z A Ç I K O L S U N .

Page 505: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

505

Sayın Doğan Cüceloğlu‟nun tabiriyle... Bir maç düĢünün!..

Futbol... Voleybol... Basketbol maçı... mesela.

Ve o sezon Ģampiyonluk‟ta son final maçı...

Maçın son saniyeleri... Durum 79 - 80. Siz sahanın en iyi

oyuncularından birisiniz ve takımınız geri durumda...

Top‟la çember altında buluĢuyorsunuz, tek baĢına‟sınız!..

Top... Pota... ve Siz...

HerĢey mükemmel... Ancak topu potaya bırakacakken

sendeliyorsunuz ve top çemberden dönüyor... ve de maç bitiyor.

Siz elinizden geleni yaptınız, ama olmadı...

Tabi ki, hayata küsmek gerekmiyor.

Ama, üzülmemek mümkün mü?

Ancak, söyle düĢünseniz daha iyi olmaz mı?

“Tanrı bu yıl, rakip takımın Ģampiyon olmasını istedi.”

YaĢama sevincinizi, hiç bir zaman kaybetmeyin...

Yapmanız gereken; durumu hazmetmek ve tüm ekip olarak...

basketbolcular, teknik adamlar, yöneticiler ve taraftarlar... tüm

geçmiĢi ve özellikle Ģampiyonluğun son saniyede kaçtığı o yılı,

iyi irdeleyerek ve hataları telafi edecek destek ve tedbirleri

alarak... ve de daha iyi hazırlanarak, önümüzdeki yıllar da

Ģampiyonluğu son saniyelere bırakmamak... öyle değil mi ?

E V E T !..

Page 506: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

506

Ve… çok güzel iki öykü…

***************************************************

Çok baĢarılı bir çocuktu…

Tek hayali çok ünlü bir karateci olmaktı.

Fakat ailesi buna izin vermezdi.

Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti.

Ailesi, çocuğun moralinin çok kötü olduğunu görünce, ona bir

karate hocası tuttu…

Hoca ilk dersinde çocuğa, karĢısındaki‟ni sağ koluyla tutup,

üstünden savurmayı gösterdi.

Hatta ikinci, üçüncü ve sonraki bütün derslerde hep aynı

hareketi yapıyorlardı…

Çocuk bir gün hocasına;

“Hocam ben çok sıkıldım, artık baĢka hareketlere geçsek” dedi.

Hoca ise bunu kabul etmeyerek, dünyada bu iĢi en hızlı yapan

kiĢi olmadıkça, bitirmeyeceğini… söyledi.

Çocuk o kadar hızlanmıĢtı ki, hocasını bile göz açıp

kapayıncaya kadar yerden yere vuruyordu.

Bir gün hoca elinde bir kağıtla geldi. Kağıt‟ta, çocuğun gençler

karate Ģampiyonasına katılabileceği yazıyordu.

Page 507: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

507

Çocuk çok ĢaĢırdı ve heyecanlandı.

Ertesi gün salonda ilk rakibinin karĢısına çıkacakken heyecanla

hocasına sordu…

“Hocam bu iĢ nasıl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum…

Kesin kaybederim” dedi.

Hocası ise “sen sadece hareketi yap” cevabını verdi.

Çocuk ringe çıktı ve tek hareketiyle rakibini eledi.

Hatta… Tek hareketle finale kadar çıktı.

Finalde, karĢısında kendisinin iki katı irilikte, birisi vardı.

Önce çok korktu… Ama gene bildiği hareketi yaparak son

rakibini de yendi ve Ģampiyon oldu…

Sevinçle hocasının yanına koĢtu ve sordu;

“Hocam nasıl olur anlamıyorum, sadece bir hareket biliyorum,

tek kolluyum ve Ģampiyon oldum”.

Hocası çocuğa baktı ve dedi ki…

“Senin yaptığın hareket, karatedeki en zor hareketlerden biridir.

Ve... Bir tek savunması vardır. O da, rakibin sol kolunu tutmak".

***************************************************

Page 508: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

508

***************************************************

Bu da… çiftlik‟ten çiftliğe, yarıĢtan yarıĢta koĢarak… at‟ları

terbiye etmeye çalıĢan… gezgin bir at terbiyecisi‟nden, küçük

oğluna kadar uzanan, bir öykü…

Babasının iĢi nedeniyle… çocuğun “orta öğretimi” kesintilere

uğramıĢtı…

Ortaokul 2‟deyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak

istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi, hocası…

Çocuk, bütün gece oturup… günün birinde at çiftliğine sahip

olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı.

Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı…

Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi.

Binaların, ahırların ve koĢu yollarının yerlerini gösterdi…

Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000

metrekarelik evin ayrıntılı planını dahi ekledi…

Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam anlamı ile

kalbi‟nin sesiydi…

Ġki gün sonra ödevi geri aldı.

Kağıdın üzerinde...

Kırmızı kalemle yazılmıĢ kocaman bir “0” ve

“Dersten sonra beni gör!..” uyarısı vardı!..

Page 509: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

509

“Neden, Sıfır aldım?” diye merakla sordu hocasına, çocuk…

“Bu. senin yaĢında bir çocuk için. gerçekçi olmayan bir hayal”

dedi, hocası…

“Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At

çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman

lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunların hepsini

baĢarman imkansız" diyerek devam etti ve ekledi…

“Eğer ödevini, gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden

yazarsan, o zaman ben de notunu yeniden gözden geçiririm.”

Çocuk evine döndü ve uzun uzun düĢündü. Babasına danıĢtı.

“Oğlum” dedi babası… “Bu konuda kararını kendin vermelisin.

“Bu, senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!..”

Çocuk, bir hafta kadar düĢündükten sonra… ödevini hiçbir

değiĢiklik yapmadan geri götürdü, hocasına…

“Siz verdiğiniz notu değiĢtirmeyin” dedi ve devam etti…

“Ben de hayallerimi!..”

Güzel hayalleriniz hiç bitmesin . . .

***************************************************

Page 510: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

510

EN BÜYÜK DĠLEĞĠM...

Günlerinizi Aydınlatacak, YaĢam Sevinciniz‟in...

YaĢam Sevincinizi Güçlendirecek, Kuvvetiniz‟in...

Kuvvetinizi Destekleyecek, Maddi ve Manevi Gücünüz‟ün...

Maddi ve Manevi Gücünüzü Yaratacak, Fırsatlarınız‟ın...

Fırsatlarınızı Değerlendirecek, Aklınız‟ın...

Aklınızı Koruyacak, Sağlığınız‟ın...

Sağlığınızı Devam Ettirecek, Mutluluğunuz‟un...

Ve Mutluluğunuzu Sürdürecek, Sevginiz‟in...

Hiç Eksilmemesi‟dir!...

Page 511: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

511

BEKLENTĠLERĠNĠZDEKĠ...

UMUT IġIĞI DA HĠÇ SÖNMESĠN!..

Page 512: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

512

HAYATA...

UMUTLA BAĞLANMANIN EN ÖNEMLĠ ġARTLARI;

“YENĠ KONTAKTLAR KURMAK

VE YENĠ DÜġÜNCELERLE

YEPYENĠ PROJELER ÜRETMEK...

VE DE BU PROJELER‟LE ĠLGĠLĠ

YENĠ DOSTLUKLAR EDĠNMEKTĠR.”

Page 513: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

513

HAYAT‟TA BAġARILI OLMANIN EN ÖNEMLĠ

FAKTÖRLERĠNDEN BĠRĠ ĠSE;

BĠTĠġ ÇĠZGĠSĠNĠN ÖTESĠNĠ GÖREBĠLMEKTĠR...

BĠTĠġ ÇĠZGĠSĠNĠN ÖTESĠNE ULAġABĠLĠRSENĠZ,

Y I L D I Z L A R A‟D A U L A ġ A B Ġ L Ġ R S Ġ N Ġ Z .

Page 514: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

514

Bir uyarlama...

***************************************************

Bazen kendinize güvenmediğiniz anlar olabilir…

Bazen insanlar… baĢkalarından medet umabilir…

Bazen toplumlar… kahramanlara ihtiyaç duyabilir!..

O kahraman…

O toplum için;

“KurtuluĢ” olabilir…

“Model” olabilir…

“Umut” olabilir…

O, bir partinin genel baĢkanı olabilir.

O, bir iĢyerindeki bir patron veya bir müdür olabilir.

O, bir birliğin, bir derneğin veya bir vakfın, baĢkanı olabilir.

O, herhangi biri olabilir!..

PeĢine takılırsınız...

Page 515: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

515

O, akıllıdır....

O, baĢarılıdır...

O, karizmatiktir...

O, misyon sahibidir...

O, vizyon sahibidir...

O, marjinaldir...

O, güçlü, dürüst ve merttir...

O, liderdir...

O, korkmaz...

O, yılmaz...

O, kaçmaz...

O, baĢarır...

O, becerir...

O, yücedir...

Gün olur, devran döner!..

Bir bakarsınız O'nun da...

Page 516: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

516

*Zaafları…

*Zayıflıkları…

*Bilmedikleri…

*Beceremedikleri…

*Eksik yanları…

*Anlamadıkları…

*Korkuları…

*Yenilgileri vardır…

Neticede… O'da bir “Ġnsan”dır!..

*ġaĢırırsınız…

*Ġnanamazsınız…

*Anlayamazsınız…

*PiĢmanlık duyarsınız…

*Kızarsınız, isyan edersiniz…

*BoĢlukta kalırsınız…

***************************************************

Page 517: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

517

O YÜZDEN,

“ġ Ġ M D Ġ”

AYNA‟YA BAKMALISINIZ…

Page 518: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

518

ġ A M P Ġ Y O N S Ġ Z S Ġ N Ġ Z !..

Page 519: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

519

MUTLULUK DÜKKANI…

ġimdi buyrun “Mutluluk Dükkanı”na, (Turkstudent.Net‟den)

***************************************************

Uzak diyarlardan birinde bir ülkede, yemyeĢil tepelerin arasında,

kıĢın bembeyaz bir kar örtüsü ile, baharda rengarenk kır

çiçekleri ile kaplanan bir vadi vardı. Ortasından bir ırmağın

geçtiği bu vadi... “Mutluluk Vadisi” olarak anılırdı.

Ona bu adı veren ise, vadideki ilginç bir dükkan ve bu dükkanda

yaĢananlardı. Ünü ülkenin dört bir yanına yayılmıĢ olan

dükkanın adı “Mutluluk Dükkanı” idi. Her yerde olduğu gibi bu

dükkanda da, almak istediğiniz Ģeyin bir bedeli vardı.

Bu bedelin ne olacağı, dükkan sahibiyle yaptığınız pazarlık

sonucunda ortaya çıkardı. Ancak, Mutluluk Dükkanı'nda maddi

bedellerin hiç bir hükmü yoktu. Bazı müĢteriler bir Ģeye sahip

olmak için ödenenebilecek tek bedelin para olabileceği

düĢüncesiyle, cepleri kabarık gelirlerdi. Oysa burada yapılan

Page 520: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

520

pazarlıklar, günlük yaĢamdakilerden biraz farklı olur ve pek çok

müĢteriyi ĢaĢırtırdı.

Dükkan sahibi dıĢarıya baktığında yine bir müĢterinin

yaklaĢmakta olduğunu gördü...

KıĢ mevsiminin bu soğuk gününde epeyce üĢümüĢ, yorgun

düĢmüĢ olmalıydı. Kapının önüne gelinceye kadar,gözlerini hiç

ayırmadan izledi onu. Ġyice kulak kabarttı. Üç basamakla

çıkılan, ahĢap zeminli verandadaki ayak seslerini ve onlara eĢlik

eden gıcırtıyı duymaktan çok hoĢlanırdı.

Beklediği kiĢinin ayak sesleri ikinci basamakta kesildi. MüĢteri

çalmadan, kapıyı açmamayı prensip edinmiĢti, yaĢlı adam.

Çünkü, hemen herkes o kapının önünde durup, bir kez daha

düĢünürdü. Kapıyı çalmaktan vazgeçip dönenler, az da olsa

olmuĢtu. O gün de aynı Ģeyi yaptı. Sonunda kapı çalındı.

“Ününüzü duyunca çok uzaklardan kalkıp geldim buraya...

Ġstediğim Ģeyi, bir tek sizin dükkanınızda bulabileceğimi

söylediler. KarĢılığında ne isterseniz vermeye hazırım.”

“Ġstediğiniz Ģeyin ne olduğunu öğrenebilir miyim ?”

“Bakın, ben atmıĢ beĢ yaĢındayım. Yani yolun yarısını geçeli

çok oldu. Söylemeye dilim varmıyor ama yolun sonuna

yaklaĢtım galiba. Bu gerçeğe tahammülüm yok. Ben bugüne

kadar ki hayatımı geri istiyorum. Mümkün mü ?”

“Elbette mümkün. Biliyorsunuz, dükkanımda her Ģey mevcut.

Ancak tam olarak ne istediğinizi anlayabilmem için, bana geri

istediğiniz hayatınızı biraz anlatabilir misiniz?”

Page 521: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

521

Dükkan sahibinin sorduğu soru, müĢteriyi iç dünyasına

döndürmüĢtü. Gözünün önünden geçen sahnelerin kendi

yaĢamına ait olduğunu kabul etmek için kendini zorluyordu.

Bütün görüntüler, bir kargaĢa ve telaĢ içinde birbirlerine

karıĢarak geçip gittiler ve geride yalnızca ıssız bir hüzün

bıraktılar. Hüznünün yüzüne yansımasına engel olamayan

müĢteri, yaĢlı satıcının sorusu karĢısında ancak Ģunları

söyleyebildi…

“GeçmiĢ yaĢamımda birçok hata yaptım. Bunlar için piĢmanlık

duyuyorum... YanlıĢ kararlar verdim, kayıplara uğradım.

Zamanı hovardaca harcadım. Bir gün bir de baktım ki, hayat

yanımdan geçip gidiyor. Paniğe kapıldım ve bir çare aramaya

baĢladım. Dostlarımla konuĢmayı denedim. Beni teselli edip

derdimi unutturmaya çalıĢanlar da oldu, yardım etmeye

çalıĢanlar da. Ama hiçbiri kar etmedi. Kendimi çok mutsuz

hissediyordum. Derken,bir gün birisi bana sizden ve Mutluluk

Dükkanı‟ndan söz etti. Bunu duyar duymaz sanki içimde bir ıĢık

yandı. Büyük bir umutla hemen yollara düĢüp, size geldim.

Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Lütfen atmıĢ beĢ yılımı bana

geri verin.”

“Yani, siz piĢmanlık duyduğunuz hayatınızı yeniden yaĢamak

mı istiyorsunuz?”

“Elbette hayır. Söylemek istediğim bu değil. Ben yalnızca

kaybettiğim yıllarımı geri istiyorum. Eğer bir Ģansım daha

olursa aynı hataları tekrarlamayacağım.”

“Herhalde bunu çok istiyorsunuz.”

“Evet, hem de her Ģeyimi verecek kadar.”

Page 522: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

522

“Peki, benim size vereceğim atmıĢ beĢ yılın karĢılığında siz

bana ne verebilirsiniz?”

“Ne isterseniz?”

“Sanki bunun için her Ģeyden vazgeçmeye hazır gibisiniz.”

“Hiç kuĢkunuz olmasın. ġu anda sahip olduğum her Ģeyden

vazgeçebilirim. Yeter ki geride bıraktığım yıllarımı bana geri

verin.”

YaĢlı adam, ellerini sakallarında dolaĢtırırken, kendini sallanan

koltuğunun devinimlerine bırakmıĢtı. Bir süre düĢündü…

MüĢterisinin, sabırsızlıkla, pazarlığın bitmesini beklediğinden

emindi. Mutluluk dükkanına gelen kiĢiler, genellikle bir an önce

istediklerini alıp gitmek için acele ederlerdi. Bu nedenle, yaĢlı

adam, pazarlığın baĢındaki… düĢünce yolculuklarında, yalnız

kalırdı. ġu anda da, sessizliğin yalnızca kendi iĢine yaradığını

biliyordu. Koltuğu ile birlikte öne doğru eğilerek müĢterisinin

gözlerinin içine baktı ve ağır ağır konuĢmaya baĢladı…

“Beyefendi, her ne kadar siz atmıĢ beĢ yıl karĢılığında bana her

Ģeyinizi vermeye hazır olsanız da, ben sizden bir tek Ģey

isteyeceğim.”

“Dileyin benden, ne dilerseniz.”

“Belleğinizi...”

“Anlamadım?”

Page 523: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

523

“Belleğinizi dedim...AtmıĢ beĢ yılın yaĢantısını içinde

barındıran belleğinizi istiyorum.”

“Ah evet anladım. Ġlginç bir bedel... Kabul ediyorum.Tamam

alın belleğimi…”

“Emin misiniz?”

“Neden olmayayım? AtmıĢ beĢ yıl kazanacağım.”

“Belleğinizi, içindeki her Ģeyle birlikte bu dükkanda bırakıp

gideceksiniz. AtmıĢ beĢ yılın tek bir anını hatırlamayacaksınız.

Buraya neden geldiğinizi bile....”

“Daha iyi ya!.. Her Ģeye yeniden baĢlayacağım. Zaten geçmiĢi

hatırlamak istemiyorum ki!..”

“O halde, korkarım atmıĢ beĢ yıl sonra buraya tekrar gelirsiniz.

Tabii o zaman benim yerime, bir baĢkası size yardımcı olur.”

“Hayır hayır... Emin olun ki, Ģu dakika belleğimi size

bırakıp, atmıĢ beĢ yılımı geri alacağım ve dükkanınızı bir daha

dönmemek üzere terk edeceğim. Ve yine söz veriyorum, Ģu ana

kadar yaptığım hataların hiç birini tekrar etmeyeceğim.”

“Ġsterseniz baĢka sözler vermeyin. Çünkü, az sonra, belleğinizle

birlikte, bütün hepsini burada bırakıp gideceksiniz.”

YaĢlı adamın son sözleri, müĢterinin duraklamasına neden

olmuĢtu... Bu sözlerin anlamını kavrayabilmek için, birkaç

saniye düĢünmek zorunda kaldı...

Page 524: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

524

“Nasıl yani? Buradan çıktığımda hiçbir Ģey hatırlamayacak

mıyım? Sizinle konuĢtuklarımızı bile, öyle mi?”

“Evet…”

“Yani hiçbir Ģeyi mi? Buraya neden geldiğimi, sizin kim

olduğunuzu ve hatta...!”

“Evet... Maalesef... Ne yazık ki!..”

YaĢlı adam, Ģu anda pazarlığın sonuna geldiklerini hissediyordu.

KarĢısında oturan müĢterinin yüzünde gördüğü aydınlanma,

pazarlık sahnelerinin en hoĢlandığı görüntüsüydü…

Son sözleri müĢterisinin söylemesini istediği için bir süre sessiz

kaldı ve bekledi. Bu seferki sessizliğin, müĢterisinin iĢine

yaradığından emindi…

Onun aydınlanan yüzünün ortasında parlayan gözbebekleri,

yaĢlı satıcı için, sessizliğin içinden çıkacak sesli bir coĢkunun

habercisi gibiydi. Gerçekten de, konuĢmaya baĢlayan müĢterisi

onu yanıltmadı...

“Sanırım ne demek istediğinizi Ģimdi anlıyorum. Eğer atmıĢ beĢ

yılın bedeli bu ise, pes ediyorum. Belleğimden vazgeçemem. Bu

neye benziyor biliyor musunuz? Bir kadının, çok istediği bir

tokayı, saçları karĢılığında satın almasına...

Çok ilginç bir insansınız. Bana, Mutluluk Dükkanı'ndan almak

istediğimden çok farklı bir Ģeyle çıkacağımı söylemiĢlerdi de

inanmamıĢtım. Ben, bugüne kadar ki yaĢamımı almak için

gelmiĢtim, ancak bugünden sonraki yaĢamımı alıp gidiyorum...

Page 525: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

525

Size teĢekkür ederim.”

“Bir Ģey değil. Güzel bir pazarlıktı. HoĢçakalın…”

YaĢlı adam, müĢterisini gözden kaybolana dek… gülümseyerek

izlerken, aklından Santayana'nın bir sözü geçiyordu...

“GeçmiĢi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaĢamak

zorunda kalırlar!..”

*DüĢünmek… Ama Mantıkla!..

*Kızmak… Ama Keyifle!..

*ġakalaĢmak… Ama Kırmadan!..

*Gülmek… Ama Kahkahayla… Dolu Dolu!..

*PaylaĢmak… Ama Büyük Haz Duyarak!..

*Hissetmek… Ama Taa Ġçimizde!..

*AnlayıĢ… Ama Hiç Esirgemeden!..

*Dostluk… Ama Ġçtenlikle ve Güvenle!..

*Sonra, dönüp bakmak geriye… Gururla ve Onurla!..

***************************************************

Page 526: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

526

Dünyamızdaki… yaĢamın doğal enerjilerini ve astrolojik

özelliklerini oluĢturan tüm elementlerin… temel yapı taĢları

olan; AteĢ (GüneĢ), Su, Toprak ve Hava… arasındaki uyum

gibi… yani;

Suyun… AteĢi,

Toprağın… Suyu,

Havanın… Toprağı,

AteĢin… Havayı, dengede tutması gibi...

Sosyal açıdan insan iliĢkileri'nde... en önemli 4 element

olan; Saygı, Sevgi, Güven ve Dostluk arasında, kuracağımız

dengeler...

Vizyonlarımıza ulaĢmamızda… en büyük yardımcımız

olacaktır!..

Page 527: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

527

ġimdi, isterseniz...

Sevdiğiniz ve dostluğuna inandığınız birkaç kiĢiyi arayıp,

bu kitabı okuyup okumadığını sorabilirsiniz...

Eğer okuyupta, sizin gibi pozitif düĢüncelere sahiplerse...

biraraya gelerek, bir Ģeyler yapmak ve bir yerden baĢlamak

için, mail gruplarınızla... ilk adımları atabilirsiniz...

Page 528: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

528

SON SÖZ ! . .

Tabi ki... Politik çıkarlar ön planda olsa bile...

Göreve baĢladıktan 3 ay sonra 07.04.2009 da ülkemizi

ziyaret eden 44. ABD BaĢkanı Barack Obama‟nın, Anıt

Kabir‟i ziyaret sonrasında, ziyaret defterine Atatürk için...

“Vizyonu, kararlılığı ve cesaretiyle, Türkiye Cumhuriyeti‟ni

demokrasi‟ye yönelten ve tarihi mirası tüm dünya‟ya

kuĢaklar boyunca ilham vermeye devam eden... Mustafa

Kemal Atatürk‟e saygılarımı sunmak, benim için bir

onurdur.” yazdığı . . .

Uluönder Atatürk‟ün... Ģu sözlerini de hiç unutmayın!..

“DÜNYA BARIġI ĠÇĠNDE ĠNSANLIĞIN GERÇEK

MUTLULUĞU... ANCAK BU YÜKSEK ĠDEAL

YOLCULARININ ÇOĞALMASI VE MUVAFFAK

OLMASIYLA... MÜMKÜN OLACAKTIR.”

Page 529: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

529

HEPĠMĠZ

AYNI TANRI‟NIN

Ç O C U K L A R I Y I Z !

*****************

Ġ N S A N L A R I N

DĠL ... DĠN ... IRK VE RENKLERĠ

NE OLURSA OLSUN...

GÖZ YAġLARININ RENGĠ AYNIDIR!..

(Alıntı)

Page 530: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

530

D A H A

MUTLU BĠR GELECEK ĠÇĠN;

DOSTLUKLA VE

S E V G Ġ Y L E . . .

Page 531: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

531

Zaman zaman insanlar, kendilerine destek ararlar‟ya...

ĠĢte öyle bir an‟da...

Ulusal ve uluslararası alanda, hem özel sektör hem de kamu

sektöründe (BaĢbakanlık BaĢdanıĢmanlığı, dahil) ve de ayrıca

çeĢitli sivil toplum kuruluĢlarında, birçok önemli çalıĢmaya

imza atan... Boğaziçi ve Koç Üniversiteleri Öğretim Üyesi...

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından, geleceğin 100

Global Lideri arasına seçilen (1999)... B. M. / K. Ġ. S Türkiye

Ulusal Temsilcisi... TOBB, Erdemir - Ereğli Demir Çelik, Koç

Holding, Sabancı Holding, Anadolu Efes Grubu, BMW Borusan

Holding, Vestel... v.s. nin, strateji geliĢtirme danıĢmanı... ARGE

DanıĢmanlık A.ġ. Yönetim Kurulu BaĢkanı... birçok makale ve

kitapla birlikte, 3. baskısını yapan “Geleceği ġekillendirmek”

(2005 - 2009) kitabının da yazarı, Sayın Dr. Yılmaz Argüder‟in

“Dünya Gazetesi”nde ki köĢe yazısı!..

Kendini yenileyebilmek…

Teknoloji geliĢtikçe, bir taraftan insanların ihtiyaçları hızla

değiĢiyor, diğer taraftan edinilen bilgi birikimi de eskiyor. Bir

zamanlar üniversite mezunu olmak bir ömür boyu belli bir

kariyeri sürdürebilecek bilgi düzeyine eriĢmek anlamına

gelirken, bugün meslek içi eğitimlerle bilgisini düzenli olarak

yenilemeyenler, güncellik‟lerini ve dolayısıyla mesleki

sürdürebilirlilik‟lerini de yitiriyorlar…

Page 532: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

532

Daha da önemlisi geliĢen teknolojiler bazı mesleklere duyulan

ihtiyacın azalmasına ya da tamamen ortadan kalkmasına yol

açıyor. Daktilo tamircileri gibi...

Diğer taraftan yetiĢmiĢ insan kaynağına ve yeni mesleklere

duyulan ihtiyaç da artıyor. Toplum olarak geliĢmelere ayak

uydurmak demek, talebin veya rekabet gücünün azaldığı

sektörleri sadece çalıĢanlarını korumak adına (!) suni teneffüsle

yaĢatmak yerine, cesaretle bu sektörler‟den… yeni sektörlere

geçebilmek demektir.

. . .

Ayrıca, ülkemizin sınırlı eğitim kaynaklarını kullanmıĢ, tecrübe

birikimi kazanmıĢ kırklı yaĢlardaki bir kitleyi, emekliliğe sevk

etmeye de tahammülü yoktur. Birikimleri ile ülke geliĢmelerine

katkıda bulunabilecek bu kitlenin, katma değer yaratmadan bir

kenarda hayata devam etmesi, insan kaynağı israfıdır.

Bugünler de geliĢmekte olan sivil toplum örgütlerinde…

kurumsallaĢma çabasında olan aile Ģirketlerinde ve yeni

geliĢmekte olan hizmet sektöründe iĢ gücü ve yönetici açığı

varken, kırklı yaĢlardaki bu iĢ gücü kaynağının, yeni iĢ arama

konusunda bilgilendirilmesi ve cesaretlendirilmesi gerekiyor.

Farklı sektörde çalıĢmanın gerektirdiği davranıĢ biçimleri ve

yetkinlikleri kazanmaları için eğitim programları düzenlenmesi

de faydalı olacaktır.

Üstelik, yaĢlılıkta da kaliteli yaĢam sürebilmenin en önemli

araçlarından birisi verimli olarak çalıĢabiliyor olmak.

Page 533: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

533

Bu nedenle, özellikle mecburi emeklilik yaĢı uygulamalarının

değiĢen demografik trendlere uyarlanması ve yaĢlılara iĢ

bulmada fırsat eĢitliği sağlayan politikaların uygulanması önem

kazanıyor. YaĢlıların çalıĢma hayatına katılım sürelerini

uzatabilmek için onların eğitiminin güncellenmesi de, gerekiyor.

Bu nedenle, yaĢlanan bir dünyada sadece gençlere değil, ileriki

yaĢlardaki insanlara da sürekli eğitim sağlayabilmek üzere, yeni

politikalar geliĢtirmekte fayda var…

YaĢlıların çalıĢabilmeleri sadece ekonomik nedenlerle değil,

yaĢama bağlanabilme açısından da önemli. Bu nedenle, gönüllü

kuruluĢlarda görevler üstlenebilecek yetkinlikler kazandırılması

onların yaĢam kalitesini artıran bir unsur oluyor. Ġnsanlar faydalı

olduklarını hissettikçe yaĢama bağlanıyorlar ve daha kaliteli bir

yaĢam sürebiliyorlar.

Yeni bir kariyere geçiĢi sağlayanlar, bir taraftan yeni bir iĢin

getirdiği heyecan ve keyfi yaĢayıp gelir düzeylerini artırırken,

diğer taraftan topluma faydalı olmaya devam ettikleri bilinciyle

özgüvenlerini ve yaĢam sevinçlerini artıracaklardır. Küçülen

sektörlerde çalıĢanların, yeni bir kariyere geçiĢini sağlayacak

hazırlıklara önem vermemiz, daha zengin ve mutlu bir toplum

olmamıza hizmet edecektir.

Özetle, çalıĢmak bir mutluluk‟tur. Kendilerini yenileyebilenler,

yetkinliklerini, insan iliĢkilerini ve etki alanlarını sürekli olarak

geliĢtirmeye çalıĢanlardır. Sürekli geliĢim, yaĢam kalitesinin

artırılmasının anahtarıdır. ÇalıĢmak demek, yaĢamak demektir!..

Page 534: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

534

***************************************************

ALĠ RIZA DEĞER . . . . . . D.Ġ.S.C. KĠġĠLĠK ENVANTERĠ

*Güvenilir‟dir, yarı yolda bırakmaz.

*TartıĢmalardan hoĢlanmaz, uzlaĢmacı‟dır.

*Çoğunluğa göre hareket eder.

*Kendine güvenlidir, kompleksleri yoktur.

*Mantıksal düĢünür, sistematik davranır, iĢ bitiricidir.

*Sağlam adımlarla ilerler, ayakları yere basar, gerçekçidir.

*Standartlara bağlı... sonu hesaplanmıĢ,

planlanmıĢ iĢlerde yer almak ister.

*Takım çalısmasına uygun, lider ve yardımsever‟dir.

*Sabırlı‟dır, iyi bir dinleyici‟dir.

*Kolay adapte olamayabilir.

*Duygularını kontrol eder... anlamsız davranıĢlara

ve sözlere tahammül edemez.

*DenenmiĢ, test edilmiĢ olanları tercih eder!..

***************************************************

Page 535: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

535

GÜZEL MESAJLARI ĠÇĠN TÜM DOSTLARIMA VE . . .

* Sn. Alphan MANAS‟a

* Sn. Bülent ECZACIBAġI‟na

* Sn. Prof.Dr. Emre KONGAR‟a

* Sn. Ersin PAMUKSÜZER‟e

* Sn. Güngör URAS‟a

* Sn. Prof.Dr. Hayri ÜLGEN‟e

* Sn. Ġbrahim BETĠL‟e

* Sn. Ġnal AYDINOĞLU‟a

* Sn. Nesim LEVĠ‟ye

* Sn. RüĢtü BOZKURT‟a

* Sn. ġirin ELÇĠ‟ye

* Sn. Timur ERK‟e

* Sn. Ufuk TARHAN‟a

* Sn. Prof.Dr.Yankı YAZGAN‟a

* Sn. Yılmaz ÖZDĠL‟e . . . . . . . . . . . TEġEKKÜRLERĠMLE.

Page 536: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

536

AFEDERSĠNĠZ!

BĠ’ġEY

SORABĠLĠR MĠYĠM?

Page 537: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

537

DAHA

MUTLU

BĠR GELECEK ĠÇĠN,

BĠR ġEYLER . . .

YAPMAK ĠSTERMĠSĠNĠZ ?

ALĠ RIZA DEĞER

Tel: 0216. 363 66 60 - 0212. 260 59 92 Gsm: 0532. 345 71 46

Bağdat Caddesi Yazarlar Sok. No:3/1 Suadiye - ĠSTANBUL

[email protected] [email protected]

***************************************************

Page 538: Afedersiniz bi'şey sorabilir miyim?

538