31
Türkiyenin başkenti. ALİ KÜÇÜKER 20101918 ANKARA

ALİ KÜÇÜKER 20101918

Embed Size (px)

Citation preview

Türkiyenin başkenti.

ALİ KÜÇÜKER20101918

ANKARA

Tarihçesi

Ankara'nın ilk yerleşim tarihi kesin olarak

bilinmemektedir. Ancak bölgede yapılan

araştırmalar, kentin Paleolitik Çağ'dan itibaren

yerleşme alanı olduğunu göstermektedir.

Ankara'nın kent olarak ilk kuruluşu Phyrigia

dönemindedir. Phyrigia'nın başkenti Gordion

bugünkü Ankara sınırları içinde kalmaktadır ve İç

Anadolu'nun en önemli antik kentlerinden birisidir.

Phyrigialılar buraya gemi çapası anlamına gelen

"Ankyra" adını vermişlerdir. Yörede bulunan

Tümülüsler, özellikle M.Ö. 750-500 yılları

arasında Ankara yöresinde Phyrigia

yerleşmesinin önemini göstermektedir.

Phyrigia Devleti'nin yıkılmasından sonra

Lydialıların ve daha sonra Perslerin hâkimiyetine

geçen kentin Pers Kralı I. Dareios döneminde

(M.Ö. 522-486) yapılmış olan ünlü kral yolu

üzerinde küçük bir ticaret merkezi olduğu

bilinmektedir. Aradan iki asır geçtikten sonra

Büyük İskender, Anadolu'daki Pers hâkimiyetine

son vermiştir.

M.Ö. 278-277 yılında Avrupa'dan Anadolu'ya

gelen Galatların bir kolu olan Tektosagların

Ankara'yı başkent yaptıkları bilinmektedir. Ankara

Kalesi'nde görülen ilk yapı bu devirden kalmadır.

1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan'ın Malazgirt'te Bizans ordusunu yenmesinden sonra 1073 yılında Ankara Türklerin eline geçmiştir. 1300'lü yıllardan başlayarak Ahi merkezlerinden biri olarak ticari işlevlere sahip olan Ankara, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme döneminde de önemli bir ticaret merkezi olmaya devam etmiştir. Ankara'daki Ahi örgütü, kervanların ve ordunun deri ve demirden yapılmış malzeme gereksinimini karşılıyor ve aynı zamanda İç Anadolu'da geniş bir bölgede üretilen tiftik Ankara'da işleniyordu. 20. yüzyılın başında yaşanan savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı ve 1917 yangınının da etkisi ile daha da gerileyen kent, Kurtuluş Savaşı sırasında yeniden önem kazanmaya başlamıştır.

Kurtuluş Savaşımızın idare edildiği bir merkez olarak, adı milli mücadelemizin sembolü haline gelen Ankara 13 Ekim 1923'te başkent olmuştur.

Anıtkabir

Atamızın ebedi istirahatgahı

Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra,

inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada

kamulaştırılma çalışmalarına başlandı.

Anıtkabir’in inşaatı ise 9 Ekim 1944′de görkemli

bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir’in

inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak

yapılmıştır.

Atakule

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

(TBMM) Türkiye Cumhuriyeti’nin 23 Nisan 1923'de

kurulmuş olan yasama organıdır.

Anayasa nın 108'nci Maddesine göre, yasama yetkisi

Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Milletvekili

genel seçimleri, dört yılda bir, serbest, eşit, tek

dereceli, genel oy esaslarına göre, yargı organlarının

genel yönetim ve denetimi altında yapılır.

Milletvekili seçilebilmek için, en az ilköğretim mezunu

olmak ve ayrıca, Anayasada yazılı diğer seçilme

yeterliliklerine sahip olmak gerekir. TBMM üyeleri,

yasama dokunulmazlığına sahiptir.

İlkTBMM binası

2.TBMM Binası

3.TBMM Binası

Atatürk Orman Çiftliği Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk'ün 5 Mayıs 1925

yılında,Ankara 'da modern bir çiftlik kurulması için verdiği talimat ile kurulmuştur.

Türkiye'yi bağımsızlığa kavuşturduktan sonra, "Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Fakat bu hayati işi isabetle amaca ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım siyaseti uygulamak ve onun içinde her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimin kurmak lazımdır" diyerek tarıma verdiği önceliği belirtmiştir. "Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arsında olduğunu fark etsin" diyerekAtatürk Orman Çiftliği'nin kurulmasında öncü olmuştur.

Ayrıca, bozkır ortasına kurulmuş olan ülkenin yeni

başkenti Ankara halkının rahatlıkla gezebileceği,

nefes alacağı, yaz, kış yeşil kalabilecek bir yer, bir

doğa güzelliği yaratma isteği de önemlidir.

Ülkenin tanınmış tarımcılarını Çankaya Köşkü 'ne

çağırtarak, Ankara civarında modern bir çiftlik

kurmak istediğini söyler ve bu amaca uygun bir

arazi bulmaları emrini verir.

Ata'nın evi

Ankara kedisi

Nesiller boyu ‘Ankara’ her uzun tüylü kediyi

nitelendirmek için kullanılan bir terim olmasına

rağmen, tek safkan Ankara Kedisi, ataları

Türkiye’den çıkmış olan Türk Ankara’sıdır.

Anayurdu Türkiye/Ankara olan Ankara Kedisi

(Felis domesticus angoriensis) narin yapılı, avcılık

özellikleri çok gelişmemiş, oyuncu yapıda

hayvanlardır.

1962’de birkaç Amerikan askeri personeli Ankara

Hayvanat Bahçesinde 45 yıllık bir üretim

programının ürünü olan Ankara Kedilerini fark etti.

Bunlardan birkaç çiftini Amerika’ya götürerek

burada da ırka ilginin doğmasını sağladılar.

Günümüzde Ankara Kedileri Dünya’nın birçok

ülkesinde sevilip, ilgiyle üretilmektedir. Gösteri

hayvanı olarak ta tercih edilen bir ırktır.

Morfolojik Özellikleri : İdeal Ankara Kedisi, uzun ve adeleli vücuduna rağmen her

hareketiyle parıldayan ipeksi tüyleriyle dengeli ve zarif bir kedidir.

Kafası küçük ya da orta büyüklükte, burun kısmı üçgendir. Profili kafası ve burun üstü göz önüne alındığında iki düz çizgidir. Kulaklar büyük,uzun ve uçları tüylü, birbirine çok yakın, başın mümkün olduğunca üstünde ve diktir. Gözler iri, badem biçimli ve çeşitli renklerde olabilir. Gözler yeşilin her tonu, sarı, bakır rengi ya da mavi olabilir. Tüyleri ipeksi ve birçok renkte olabilir ancak en bilineni beyazdır. Beyaz renkli ve bir gözü mavi olanlarda ise mavi göz tarafındaki kulağın sağır olma ihtimali yüksektir. Yavru kedilerin tüyleri daha kısadır ve genellikle 9 haftalıkken değişmeye başlar. Erişkinliğe yaklaştıklarında ipeksi hallerini alırlar. Erişkin tüylerin tamamlanma yaşı ortalama ikidir.Erkekler dişilere göre daha iri yapılıdır

Ankara Kalesi Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Kentte askeri bir garnizon bulunduran

Hititler tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Ama bu düşünce arkeolojik verilere dayanarak doğrulanmamıştır. Hititlerden bu yana hep aynı yerde bulunan, Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklular dönemlerinde birçok kez onarılan Ankara kalesi, tepenin yüksek bölümünü kaplayan iç kale ve çevresini kuşatan dış kaleden oluşur (dış kalenin 20'ye yakın kulesi vardır). Dış kale eski Ankara şehrini çevirir. İç kale yaklaşık 43.000 km2'lik bir yer kaplar. 14-16 m yüksekliğindeki duvarların üstünde çoğu 5 köşeli 42 kule vardır. Dış surları kuzey-güney doğrultusunda yaklaşık 350 m, batı-doğu doğrultusunda ise 180 m. boyunca uzanır. İçkalenin güney ve batı duvarları bir dik açı oluşturur. Doğu duvarı tepenin girinti çıkıntılarını izler.Kuzey yamaç ise farklı tekniklerle yapılmış duvarlarla korunur.Koruma düzeninin en ilgi çekici yanı; doğu,batı ve güney duvarları boyunca 15-20 m.'de bir yer alan 42 tane beşgen burçtur. Dışkale ile içkale,doğuda Doğukalesi'nde batıda hatip çayına bakan yamaçta birleşir. İçkale'nin güneydoğu köşesinde ise kalenin en yüksek yeri olan Akkale (Halk arasında Alitaşı)yer alır. Dört katlı olan iç kale Ankara taşından ve toplama taşlarla yapılmıştır. İç kalenin iki büyük kapısı vardır. Biri dış kapı, diğeri ise hisar kapısı adını taşır. Kapı üzerinde bir de İlhanlılar'a ait kitabe bulunur. Kuzeybatı kısmında Selçukluların yaptırdığını gösteren bir yazı bulunmaktadır. Duvarların alt bölümü mermer ve bazalttan yapılmıştır, üst kesimlerine doğru bloklar arasında tuğla bölümlerin büyük ölçüde zarar görmesine karşın, iç kale bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. VIII ve IX.yy'larda kent istilalara uğrayınca, kaleyi hızla onarmak için, o sıralarda yıkıntı halinde olan Roma anıtlarının mermer blokları, sütun başlıkları, su yollarının mermer olukları kullanılmıştır. (bunlara özellikle iç kalenin güney yönünde rastlanır)

Kale tarih içinde çeşitli dönemler yaşamıştır. İ.Ö.

2. yy. başında Romalıların Galatya'yı ( Ankara

yöresi) işgalinden sonra kent büyüyerek kale

dışına taştı. Roma İmparatoru Caracaila İ.S. 217'

de kalenin surlarını onarttı. 222 - 260 arasında

İmparator Severus Alexander ve Velerianus,

Perslere yenilince kale kısmen tahrip edildi. 7. yy '

ın 2. yarısından sonra Romalılar kaleyi onarmaya

başladı. İmparator Konstantinos 688'de dışkaleyi

yaptı. IV. Leon ise 740' da kale duvarlarını

onartırken içkale surlarını da yükselmiştir.

İmparator Nikephoros ve İmparator Basileios da

9.yy' da kaleyi onarttılar.

Ankara Kalesi 1073' de Selçukluların eline geçti.

1101' de Haçlı komutanı Raimond tarafından

alınan kale, 1227' de bir kez daha Selçukluların

eline geçti. Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat'

ın onarttığı kaleye Sultan II. Keykavus da 1249'da

bazı ekler yaptırdı. Osmalılar döneminde onarım

görmeyen kalenin surlarını Mısır Valisi M.Ali Paşa'

nın oğlu İbrahim Paşa 1832' de onarttı. Surların

bazı yerlerinde rastlanan sütun başlıkları, lahit ve

heykel parçaları, onarımlarda toplama

malzemeden yararlanıldığını gösterir.

Ankara'da Ulaşım

Kaynakça

http://www.geldik.com/ic-anadolu-bolgesi/62179-

ankara-baskent-ankaranin-tanitimi-resimli-ankara-

resimleri-manzaralari.html