8
Mühür Tılsım efsaneleri serisi ® içindeki tüm karakter, tılsım, yer, büyü ve bazı fantastik yaratıklar Ercan Kuzey Barak’a aittir. İzinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır. Ayrıca Tılsım Efsaneleri Serisi © tüm telif haklarıyla Ercan Kuzey Barak’a aittir. İzinsiz kopyalanması ve dağıtılması kesinlikle yasaktır.

Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

Mühür

Tılsım efsaneleri serisi® içindeki tüm karakter, tılsım, yer, büyü ve bazı fantastik yaratıklar

Ercan Kuzey Barak’a aittir. İzinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır. Ayrıca Tılsım Efsaneleri

Serisi© tüm telif haklarıyla Ercan Kuzey Barak’a aittir. İzinsiz kopyalanması ve dağıtılması

kesinlikle yasaktır.

Page 2: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

Hayat, sadece biletsiz binilen bir korku

tünelinden ibarettir…

İçindekiler 1) Rüya

2) Davet

3) Sör Nicholas yetimhanesi

4) Zindandaki Duvar

5) Mühür, Görev ve Tılsımlar

6) Cin ve Deniz Cücesi

7) Ödül Avcıları

8) Kawar Köyü

Page 3: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

9) Baskın

10) Güven Sarsan Bir Geçmiş

11) Gymnafola’nın Mazisi

12) Aridian Süvarileri

13) Mendipha’nın Mührü

1.Bölüm:

Rüya Karanlığın çökmesinin dışında nefret ettiği ikinci bir şey daha varsa; o da olmayan

uykusunun nazikçe gözlerine yerleşmesini beklemekti. Bu bekleyiş bazen öyle uzun

sürüyordu ki; bir damla dahi uyuyamadan sabahın ilk ışıklarının yüzüne vurduğuna şahitlik

ettiği günleri olmuştu. Daha önce de uyku sorunları yaşamıştı Miranda. Ancak hiç biri şu son

günlerdeki kadar elem verici değildi. Uykuya dalmayı başarsa bile öyle saçma ve karmaşık

rüyalar görüyordu ki; yeniden uyanmak için kendini zorluyor, güçbelâ da olsa bunu

başarabiliyordu. Üstelik uyandığında bu rüyaların neredeyse hiç birini hatırlayamıyordu.

Yine küfürler ve aptalca bekleyişin ardından daldığı o rahatsızlık verici uykulardan birine

daha ilerlemekteydi. Bedeninin bir kaya gibi ağırlaştığını hissedebiliyordu. Biraz sonra gümüşi

bir bulanıklığın içinde, uyanmak için kendini yeniden tokatlamak isteyeceği bir rüya daha

yavaşça sahnelenmeye başlamıştı. Büyük buzlu pencereleri ve mutfağın yanından uzanan,

Page 4: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

ahşap, spiral bir merdiveni olan iki katlı bir evdeydi bu kez. Kadınlı erkekli bir grup yetişkin

tatlı bir telaş içinde gibiydiler. Kadınlar on iki kişilik, uzun, meşe yemek masasını ziyafet için

donatırken, erkeklerden biri koltuğa sıralanmış, bir yaşlarındaki iki kız ve iki erkek bebeğe

bakıcılık ediyor, diğerleri ise kadehlerini tokuşturup içten kahkahalar atıyorlardı. Miranda,

bunun bir kutlama olduğunu anlamıştı, fakat etrafta birilerinin doğum günü olduğunu

belirten ne bir yazı ne de bir doğum günü pastası görebilmişti.

“ Takdis ritüeli için her şey hazır mı, Nyphra?” diye seslendi orta yaşlı bir adam gür sesiyle.

Üzerinde koyu füme bir frak ve ona uygun puanlı bir kravat vardı.

Elinde bir hançer, bir tüy kalem ve bir parşömen parçasıyla birlikte spiral merdivenlerden

inen genç kadın, “ Evet!” diye cevapladı.

Saçlarını başının ardına topuz yapmış kadın, Nyphra’nın yanından geçerken poposuna minik

bir şaplak atarak, “ Zamanın yaklaştığını hatırlatırım, tatlım. Minik Miranda’nın burcunu

temsil eden gezegenler hizalanmak üzere, ” dedi.

Miranda bir anda kulak kesilivermişti. Hiç tanımadığı bu insanların rüyasında ne işi olduğunu

anlamaya çalışmanın yanında bir de ismini nasıl bilebildiklerini merak etmişti. Sonra elini

sallayarak ( yatağında da gerçekten el salladığını hissetti) “ Saçma bir rüya!” diye mırıldandı. (

Kas katı kesilmiş olan bedeninin de mırıldandığını işitebiliyordu)

Gümüşi bulanıklık sahneyi değiştirmişti. Uzun bir iskemlenin üzerine oturtulmuş, saçları

iki yandan toplanmış, pembe yanaklı bir kız çocuğu belirmişti bu defa. Kız çocuğunun önünde

frak giyen orta yaşlı adam duruyordu. Elindeki parşömen ve tüy kalemi yazmaya hazır

durumda tutuyor ve çocuğun hemen arkasındaki kadına sorular soruyor, aldığı cevapları vakit

sektirmeden parşömene işliyordu.

“ – Tılsımın adı?”

“ – Oxcurix!”

“ – Tılsımı takdis eden tılsım efendisinin menşei?”

“ – Diveresia ülkelerinden Trogna/ Kawar doğumlu Edgar Bevens ve Trogna/Elis doğumlu

Yolanda Bevens’ın üçüncü ve son kızları Nyphra Begholm.”

“ – Tılsımın taşı ve çeşidi?”

“ – Oval obsidyen taşı… Mühür tılsımı.”

“ – Tılsım içine sihirsel bir varlığın kudreti mühürlenmiş ise; kudret sahibinin adı ve mensup

bulunduğu ırk?”

“ – Adı Oxcurix! Ejder ırkının ateş ejderleri soyundan, 1756 yılının ateş ejderleri lideri

Oxcurix’in tüm yetisi...”

“ – Tılsımın takdis edileceği vâris’in menşei?”

“ – Ordinaria ülkelerinden İngiltere/Londra doğumlu Kutlukhan Begholm ve Diveresia

ülkelerinden Trogna/ Kawar doğumlu Nyphra Begholm’un yegâne kızları Miranda Begholm.”

Page 5: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

“ – Vâris’in doğum yeri, yılı, mevsimi, ayı, günü ve dakikası?”

“ – Ordinaria ülkelerinden İngiltere/Bristol, bin dokuz yüz doksan iki, sonbahar, kasım,

Pazar, ilk dakika.”

“ – Vâris’in yıldızı ve burcu?”

“ – Yıldızları Mars ve Plüton… Burcu akrep…”

“ – Takdis tarihi ve yeri?”

“ – 8 Kasım 1993 Pazartesi. İngiltere/Bristol, Broad Sokağı, 18 numara.”

Adam nihayet suallerini sona erdirmişti. Nyphra rahatlayarak derin bir soluk koyuverdi.

“ Sanırım sorular bu kadar ha, Arthur?” diye sordu. İnce, beyaz elleri çıkmaya çalışan

kalbini tutmak ister gibi göğsündeydi.

Arthur kovamsı kafasını yukarı aşağı sallayarak, “ Hı, hı!” diye homurdandı. Bu sırada

önündeki parşömene üçgenler, daireler ve yıldızlar çiziyordu. Nyphra’dan aldığı yanıtları bu

sembollerin üzerine ya da içine çiziktirerek her bir harf ve rakamı bir diğeri ile eşliyordu.

Bunu öylesine hızlı ve soluksuz yapıyordu ki; onu bu halde görseydiniz kesinlikle bir

matematik profesörü sanırdınız. İşlem bittiğinde Arthur doğruldu; gülümseyen, asil bir

ifadeyle, “ Dokuz!” dedi. “ Tılsımın üzerine kanından dokuz damla akıtmalısın, Nyphra.”

Genç kadın elindeki eğri saplı gümüş hançer ile tek hamlede sağ avucunda bir kesi açtı.

Boynundaki kolyeyi çıkarıp, ucundaki siyah renkli, oval taşı eline aldı ve kesi olan elini üzerine

getirerek saymaya başladı.

“Bir… İki… Üç… Dört… Beş… Altı… Yedi… Sekiz ve dokuz… İşte oldu!”

Son kandamlası da tılsımla temas ettiğinde Nyphra’nın kalbinden sol koluna, kolundan

parmak uçlarına ve oradan da tılsıma rengârenk ve ağır çekimdeymişçesine dumanımsı ve

ışıltı karışımı bir şeyler boşaldı. Işıltı karışımı gözden kaybolduğunda, Arthur gümüş zincirli

kolyeyi Nyphra’nın elinden alarak İskemle üzerinde olanları seyreden minik Miranda’nın

başından boynuna indirdi.

“Oxcurix tılsımının yeni efendisi olarak Miranda Begholm’u takdim etmekten onur

duyarım,” dedi, Miranda’yı kucaklayarak. Yanağına da küçük bir öpücük iliştirmişti.

Evde bulunan öteki konuklar alkış tutuyordu. Dağınık, siyah saçlı, iri omuzlu, uzunca boylu

genç bir adam, elinde buz mavisi, bez bir mendille Nyphra’nın kanayan yarasını sardı.

Nyphra, genç adamın yanağına elini götürüp okşadı ve dudağının kenarına sevgi dolu bir

öpücük kondurarak, “ Teşekkür ederim, hayatım, seni seviyorum.” diyerek gülümsedi.

“Kızımızın asil ve sadık bir Phiorin olacağına hiç kuşkum yok, benim güzel karım,” diye

fısıldadı Kutlukhan, elleri Nyphra’nın ellerini sarmaladığında.

Takdis töreninin sorgucu Arthur, Miranda’yı koltukta oturan diğer çocukların arasına bıraktı,

onlara göz kırptı ve içkisini yudumlayıp, şen kahkahalara eşlik etmek üzere salona geri döndü.

Öteki çocukların boyunlarında da tıpkı minik Miranda’nınki gibi birer taş uçlu, gümüş zincirli

Page 6: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

kolye asılıydı. Her bir çocuğun tılsımı bir diğerinden farklı renk ve görünüme sahipti. Erkek

çocuklardan kuzgun karası saçlı olan çelimsiz oğlan tılsımının üzerine tükürüyor, sonra da

etrafa fışkıran renkli baloncukları patlatarak eğleniyordu. En az yüzü kadar beyaz saç rengine

sahip olan kız, minik Miranda’nın saç rengini epey sevmişe benziyordu. Boyuna onun

kahverengi saçlarını kendi beyaz saçlarının üzerine tutturmaya uğraşıyordu. Diğer kız son

derece asabi görünümlüydü. İnce kaşları, tıpkı ceza vermeye meyilli bir profesörünki kadar

çatık duruyordu. Kömür karası uzun saçları koyu yeşil bir kurdele ile toplanmıştı. Kız, yanında

oturan iki erkek bebeği kafakola almıştı. Zavallı oğlancıklar kızın güçlü kollarından

kurtulabilmek için kendilerini koltuktan aşağıya atmak zorunda kalmışlardı.

Miranda, rüyasındaki bu insanları yakından incelemek için yanlarına yaklaştığı sıra

gümüşi bulanıklık sahneyi yeniden değiştirdi. Az önce keyifle kadeh tokuşturan tüm

yetişkinlerin yüzü, korkunç bir hayalet görmüşçesine hayret ve tedirginlik ifadeleriyle

kaplanmıştı. Evin çifte giriş kapısı sonuna dek açıktı. Tuhaf ve ürkütücü giyimli bir düzine

kadına liderlik eden, sadist görünümlü, koyu kahve, uzun, kaşmir bir mont ve aynı tonlarda

melon bir şapka kuşanmış genç bir adam, sol avuç içini evdeki yetişkinlere uzatıyordu. Öfke,

nefret ve haz duygularını ne denli yoğun hissettiğini genç adamın yüzüne baktığınızda gayet

açık bir şekilde anlayabilirdiniz.

“Son mühür tılsımının da nihayet yeni efendisine sunulmuş olması beni kadar sevindirdi

tahmin bile edemezsiniz,” dedi adam, kadife bir sesle.

“Oysa biz huzurun kaçar, geceleri karabasanlar basar diye düşünmüştük. İçtenlikle

söyleyebilirim ki, yanılmış olmamız bizleri derinden yaraladı, Scardinas,” dedi Kutlukhan, lider

edasıyla öne adımladığında.

Scardinas pis bir şekilde sırıttı.

“ Sizleri böyle yaralı bırakmanın da beni üzdüğünü dile getirmeliyim doğrusu. İzin verirseniz

bu durumu değiştirmek isterim,” dedi. İşaret parmağını Artistik bir hamleyle savurdu ve

şevkle fısıldadı.

“Öl! Nefessiz… Ve acı içinde…”

Kutlukhan ve Nyphra ellerini istem dışı boğazlarına götürdüler. Gözleri yuvalarından

uğramıştı. Nefes almaya çalıştıkça acıları üç, hatta dört kat artıyordu. Scardinas ince, uzun bir

kamışa benzeyen işaret parmağını bir kere daha savurdu. Derinden gelen puslu sesiyle bir

şeyler haykırmıştı. Ancak Miranda bunları net duyamamıştı. Gümüşi bulanıklık bu ürkütücü

manzara ile birlikte “ Pop” diye yok olmadan bir saniye kadar önce Miranda’nın gördüğü son

şey, orta yaşlı bir kadının koltukta olup biteni seyreden beş çocuğu kucaklayarak ortadan

kaybolması olmuştu.

“Uyanın artık veletler! Burayı babanızın beleş döşeğimi sandınız?”

Page 7: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

Uyanmak için bu kez Miranda’nın kendini tokatlamasına gerek kalmamıştı. Yetimhane

hizmetlisi aksi Bayan Scarlet Mc. Holls günlük hakaretlerine her zamankinden erken

başlamıştı. Başında beyaz bir bandana, çenesinde hiç yok olmayacağa benzeyen kocaman bir

sivilce ve yüzünde sayılamayacak kadar fazla kırışık olan bir kadındı bu.

“Ye, iç, yat! Ana babalarınızın ölmesinin acısını bana her gün yaşatmak zorunda mısınız?”

Bayan Mc. Holls’un sözünü ettiği acının ‘ Yetimlerin ailelerinin ölmelerinden dolayı duyduğu

üzüntü’ olmadığını yetimhanedeki herkes iyi biliyordu.

“Ama Bayan Mc. Holls,” dedi, kemik beyazı, uzun saçlı kız yatağından kalkarken. Son

derece nazik olmaya ihtimam göstererek devam etti.

“Siz bu iş için para alıyorsunuz, kimse sizi zorlamıyor!”

“Ah, demek öyle! Demek beni kimse zorlamıyor, ha? Peki, ya müdire Hawking?”

“Seraphina’nın da dediği gibi. Zira siz bunun için para alıyorsunuz ve Bayan Hawking bu

yetimhanenin müdiresi olarak size görevlerinizi hatırlatıyor,” dedi odanın köşesindeki tıknaz

kız.

Bayan Mc. Holls elindeki çarşafları yere atıp başını ellerinin arasına alarak “ İsyan!” diye

hırıldadı ve ağlamaya başladı.

“Hayır, Bayan Mc. Holls. Tamamen yanlış anladınız. Ben sadece…”

Kızcağız nefesini boşa harcıyordu. Bayan Mc. Holls daha kuvvetli hıçkırarak yatakhaneyi terk

etti.

Miranda olağan davranmaya dikkat ediyordu. Yatağını düzenlemeyi bitirdiğinde

Seraphina’nın yanına ilişti, onu teselli etmek istercesine kolunu omzuna doladı.

“Ona aldırma! Artık çok yaşlandı, eskisinden de huysuz. Hem eminim neden ağladığını

koridoru geçmeden unutacaktır,” dedi, tebessüm ederek.

Seraphina boş bakışlarına anlam katmaya özen göstererek gülümsedi.

“Ona ne şüphe?”

Not: 1. kitap olan Mühür 13 bölümden oluşmaktadır. Kitabın

devamını okumak isterseniz yukarıdaki “Şimdi Satın al” butonuna

tıklayarak Paypal Güvenliği ile hesap kartı ya da kredi kartınız ile 6.00

TL’ ye kitabın tamamına sahip olabilirsiniz ve bilgisayar, tablet, akıllı

telefon ve E-kitap okuma araçlarından rahatça okuyabilirsiniz.

Page 8: Tılsım Efsaneleri Ön Okuma

Ödeme sonrasında E-kitap E-mail adresinize postalanacaktır. Bu

yüzden ödeme sırasında E-mail adresinizi belirtmeyi unutmayınız.