41
SOLUM SİSTEMİ HASTALIKLARI

Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

SOLUM SİSTEMİ HASTALIKLARI

Page 2: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari
Page 3: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Solunum Sistemi Hastalıkları

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)

Akciğer Kanseri Kistik Fibrozis Astım Pnömoni Tüberküloz

Page 4: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARINDAN KORUNMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ÖNERİLER

Sigara bırakılmalı Düzenli olarak temiz ve açık

havada aerobik egzersiz (sıkı yürüyüş, bisiklet ve yüzme) yapılmalı

Sigara dumanına maruz kalmaktan kaçınılmalı.

Hava kirliliğine maruz kalmaktan kaçınılmalı.

Toksik maddelerle çalışırken, burnunuzu ve ağzınızı kaplayan, havayı filtre eden kaliteli bir koruyucu maske takılmalı.

Page 5: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)

Page 6: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) KOAH akciğerin zararlı gaz ve partiküllere karşı

anormal enflamatuar yanıtı sonucu ortaya çıkan tıkayıcı ve ilerleyici bir akciğer hastalığıdır.

Ekspirium (nefes verme) sırasında havayollarında ortaya çıkan çökme ve aşırı bronşial ifrazat havayollarında daralmaya neden olarak hava akım hızını azaltmakta ve bu olay sürekli olarak şiddetini arttırarak hastanın yaşam kalitesinde bozulmaya yol açmaktadır.

Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi KOAH’ta havayollarında meydana gelen değişikler geri dönüşümsüzdür ve sürekli ilerleyici karakter gösterir.

Page 7: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)

Page 8: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) American Thoracic

Society’nin tanımına göre KOAH, kronik bronşit ve amfizeme bağlı hava akımı kısıtlaması ile karakterizedir.

Yine aynı derneğin tanımlamasına göre, kronik bronşit, birbirini izleyen iki yıl içerisinde bir başka nedene bağlanamayan ve en az 3 ay süren kronik öksürük ve balgam çıkarma olarak ifade edilebilir.

Page 9: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Amfizem ise akciğerin en uç

noktalarında yer alan ve atmosfer havasından oksijeni alıp kandaki karbon dioksiti havaya vermemizi sağlayan alveollerin (küçük hava kesecikleri) anormal ve kalıcı genişlemesidir.

Bu iki hastalığın akciğerde yerleştiği alan ve yapmış oldukları kalıcı değişiklikler farklı tipte olmakla beraber KOAH, genellikle kronik bronşit ve amfizemin değişik oranlarda birlikteliği ile karakterizedir.

Page 10: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KOAH

Page 11: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KOAH İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

Page 12: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

Dünyada ve Ülkemizde KOAH Görülme Sıklığı Tüm dünyada ciddi bir ölüm nedeni olan bu

hastalık yüzünden her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişi yaşamını yitirmektedir.

Bu hastalığın 2020 yılında küresel yük açısından ilk 5. sıraya yerleşeceği tahmin edilmektedir.

KOAH bugün, tüm dünya genelinde ölüm nedenleri arasında 6. sırada yer almaktadır ve 2020 yılında 3. sıraya yerleşeceği öngörülmektedir.

Ülkemizde kesin olmamakla beraber yaklaşık 2,5-3 milyon KOAH hastası olduğu tahmin edilmektedir.

Page 13: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KOAH BELİRTİLERİ Nefes darlığı, Öksürük, Balgam çıkarma, Göğüste tıkanma, Hırıltılı solunum ve morarma gibi

yakınmalara yol açar. Ancak bu yakınmalar ani başlayıp, kısa

süren, gelip geçici bir şekilde olmayıp, aylarca, yıllarca devam eden ve giderek artan bir seyir gösterir.

Page 14: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KOAH TEDAVİSİ KOAH tedavisinin iki ana amacı vardır. Birincisi hastalığın bulgularını düzeltmek ya

da azaltmak, İkincisi ise hastalığın ilerlemesini

yavaşlatmaktır. Günümüzde KOAH’ı ortadan kaldıracak,

tamamen düzeltecek bir tedavi seçeneği yoktur.

Ancak sigaradan uzak durmak bu hastalığı çok büyük ölçüde önler.

Page 15: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

AKCİĞER KANSERİ

Akciğer Kanseri, anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla nitelenen bir durumdur.

En sık rastlanan akciğer kanseri tipi olan bronkojen karsinomadır.

Page 16: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

AKCİĞER KANSERİ

Hücrelerin mikroskop altındaki görüntülerine dayanarak başlıca iki tip akciğer kanseri vardır:

1. Küçük hücreli akciğer kanseri 2. Küçük hücreli olmayan akciğer

kanseri.

Page 17: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

AKCİĞER KANSERİNİN SIKLIĞI

Akciğer kanseri günümüzde bir salgın hastalıktır ve erkeklerde, tüm dünyada en çok öldüren kanser türüdür.

Kardioyvasküler hastalıklardan sonra ölüm nedenleri arasında 2. sırada yer almaktadır.

Page 18: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

AKCİĞER KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ Akciğer kanserinin başlıca nedeni sigaradır. Tüm akciğer kanserlerinin %80-90’ı tek başına

sigaraya bağlıdır. Risk sigara içme süresi, toplam içilen sigara, başlama

yaşı ve içilen sigaranın tipine göre değişir. Ayrıca, asbestos denen tozlara ve çeşitli kimyasal

maddelere maruz kalan çalışanlarda, akciğer kanseri riski artmaktadır.

Aşırı yağlı, tuzlu besinlerin ve basit karbonhidrat içeriği yüksek olan (şeker) besinlerin tüketimi ve fiziksel aktivite yetersizliğinin de akciğer kanseri riskini etkileyebileceği bilinmektedir.

Genetik faktörler

Page 19: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

AKCİĞER KANSERİNDE TEDAVİ

Bronkoskopi ile parça alımı Cerrahi operasyonla kitle alımı Kemoterapi Radyoterapi

Page 20: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KİSTİK FİBROZİS (KF)

Kalıtsal bir hastalık. Doğumla beraber hastalık başlar. Bu hastalık nedeniyle etkilenen

organlar akciğer, sindirim sistemi (pankreas, bağırsak, karaciğer, safra kesesi), ter bezleri ve dış salgı bezleridir.

Page 21: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KİSTİK FİBROZİS (KF) Esas olarak etkilenen organlar ise dış salgı

bezlerimizin olduğu organlardır. Normalde bu bezlerin ince ve akışkan bir

salgısı vardır. KF’li hastalarda ise bu salgıların kıvamı

artmış olup, akıcılığı ve saflığı kaybolur., Bundan dolayı bu hastalığı geçiren kişilerin

balgam çıkarması zorlaşmıştır. Küçük hava yollarının

tıkanmasıyla, akciğer rahatsızlıkları başlar. Öksürük, hırıltı, zatürre, bronşit görülür. 

Page 22: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KİSTİK FİBROZİS (KF) Sindirim sisteminde ise Salgılar salınamaz ve kanallarda ortaya

çıkan tıkanıklık nedeniyle bu salgıların bağırsaklara akamaması sonucu alınan besinler sindirilemez.

Bol miktarda, kötü görünüşlü, yağlı, oldukça kötü kokulu dışkı oluşur.

Hastada, karın şişliği ve gaz oluşur. Hasta tedavi edilmediği takdirde, yeteri

kadar kilo alamaz ve büyümeleri geri kalır.

Page 23: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KİSTİK FİBROZİS (KF)

Ayrıca hastaların ter bezlerindeki bozukluk nedeniyle, terleri normale göre çok daha tuzludur.

Bu şekilde fazla miktarda kaybedilen tuz, sıcak havalarda hastada susuzluk problemine yol açar.

Bu gibi durumlarda tuzlu ve sıvı gıdaların daha fazla alınması gerekmektedir.

Page 24: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KF Nedenleri

Genetik Otozomal

resesif 2 Taşıyıcı- %25

hasta olma riski

Page 25: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KF BELİRTİLERİ Kistik fibroziste hırıltılı soluma, fazla miktarda balgam

çıkarma, öksürük, zatürre, bronşit gibi akciğer enfeksiyonları, nefes darlığı gibi akciğer sorunları vardır.

Hastaların iştahları yerindedir fakat kilo alamazlar ve kilo kaybederler. Daha ileri yaşlarda bağırsak tıkanması gibi sindirim sistemine bağlı belirtiler vardır.

Ayrıca: Yeni doğanın ilk kakasını yapamaması, Sık, kötü kokulu, fazla miktarda kaka görülmesi, Yağların emilememesine bağlı olarak fazla gaz ve

karın şişliği ortaya çıkar.

Page 26: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KF SIKLIĞI

Türkiye’de görülme sıklığı 1/2000-2500 olarak bildirilmektedir.

Page 27: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

KF’de Tedavi Tedavide amaç, hasta bireyin yaşam kalitesini

yükseltmek, tamamen sağlıklı olarak yaşamını sürdürmesine yardımcı olmaktır.

Bu nedenle, akciğer enfeksiyonlarının erken ve uygun şekilde tedavi edilmesi,

bağırsaklarda eksik olan, besinlerin emilimini sağlayan enzimlerin ağızdan verilmesi gerekmektedir.

Tedavi ömür boyu devam edecektir ve bir ekip işidir.

Ekipte doktor, hemşire, fizyoterapist, diyetisyen, çocuk ruh sağlığı uzmanı bulunabilir.

Page 28: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

ASTIM Yunanca’da “soluksuzluk” veya “ağzı

açık solumak” anlamına gelen astım çok eski çağlardan bu yana bilinen bir hastalıktır.

Astım geri dönüşümlü hava yolu tıkanıklarına neden olan bronşların kasılması, aşırı mukus salgılanması, mukus ödemi ve hava yollarının kronik inflamasyonu ile karakterize olan bir hastalıktır.

Page 29: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

ASTIM

Duyarlı kişilerde hava yollarındaki bu inflamasyon nöbetler şeklinde gelen öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissine neden olur.

Page 30: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

ASTIM Yakınmalar özellikle gece ve sabaha

karşı ortaya çıkmaktadır. Hastada görülen bu semptomlar, hava

yolu tıkanıklığına bağlıdır. Hava yolu tıkanıklığı değişik

derecelerde olup genellikle geriye dönüşlüdür.

Kendiliğinden veya tedavi ile düzelebilir.

Page 31: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

ASTIM

Page 32: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

ASTIMIN NEDENLERİ

Astım pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen bir hastalık olup, gelişiminde genetik, immünolojik ve çevresel etmenler büyük önem taşımaktadır.

Hava kirliliği ve ortamdaki sigara dumanının fazlalığı, alerjenlere maruz kalma ve beslenme, çevresel etmenlerin en önemlilerindendir.

Page 33: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

ASTIM BELİRTİLERİ Hastalarda zaman zaman

hırıltılı nefes alıp vermeler, nefes darlığı ve öksürük görülür.

Astımda belirtilerin aniden ortaya çıkmasına astım atağı veya astım krizi adı verilir.

Bu durumda hastalarda ağır bir nefes darlığı olur. Soğuk hava, sigara dumanı ve kirli hava,

mikrobik hastalıklar, aşırı yorgunluk; ağaç ve çiçek polenleri, hayvan tüyleri gibi alerji yapıcı maddeler ve psikolojik bozukluklar astım şikayetleri‘ni artırmakta ve Astım Atakları‘nı tetiklemektedir.

Page 34: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

ASTIMDA TEDAVİ lk zamanlarda astımın tedavisi

ilk olarak bitkilerden ve hayvan ürünlerinden elde edilen maddelerle ve bunların karışımı ile yapılmaya çalışılmıştır.

Günümüzde ise astımın primer tedavisinde tetikleyici faktörlerden uzak durma ve antipasmodik veya anti inflamatuar kortikosteroidler kullanılarak atakların baskılanması hedeflenmektedir.

Page 35: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

PNÖMONİ (ZATÜRRE) Zatürre ya da tıbbi adıyla pnömoni bakteri, virüs ve

nadiren parazitlerin neden olduğu akciğer enfeksiyonu olarak tanımlanır.

Akciğerde meydana gelen bu enfeksiyon, alveol adı verilen havayla dolu küçük akciğer keseciklerine iltihap hücrelerinin birikmesine ve yine bu alana kan damarlarından gelen serumun dolmasına neden olur.

İçleri serum sıvısı ve iltihap hücreleri ile dolan, yani hava içeriğini kaybeden alveoller solunum işlevlerini yerine getiremezler.

Eğer pnömoni yaygın ise hastada solunum yetersizliği görülebilir.

Page 36: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

PNÖMONİ

Page 37: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

PNÖMONİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ İleri yaş, Sigara kullanımı, Aşırı soğuk havaya maruz kalmak, Kronik bir kalp ya da akciğer hastalığının

varlığı, Alkolizm, madde bağımlılığı, Bilinç bozukluğu ile seyreden bazı nörolojik

hastalıklar, Öksürük refleksinin bozulması, Yabancı cisim aspirasyonu, Zararlı gazlara maruz kalmak,

Page 38: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

PNÖMONİ BELİRTİLERİ Pnömoni genellikle ateş, boğaz ağrısı gibi üst solunum

yolu enfeksiyonu belirtilerini takiben başlar ve hastalarda bu belirtilerden 2-3 gün sonra yüksek ateş, titreme, hızlı soluk alıp verme, halsizlik, öksürük, balgam çıkarma, nefes almakla batıcı tarzda göğüs ağrısı ve hastalığın ciddiyeti ile ilişkili olarak nefes darlığı, siyanoz gibi semptomlar ortaya çıkar.

Atipik seyirli pnömonilerde baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi belirtiler de olabilir.

Hastaların birçoğunda dudak ve dudak çevresinde uçuk görülebilir.

Page 39: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

PNÖMONİ TANISI

Akciğer filmi Gram boyama: Balgamın kaliteli olma, ağız florası ile

bulaşmama şansı % 25’tir. Laboratuvarda incelemeye değer bir balgam örneği için; mikroskobinin küçük büyütmeli alanında nötrofil sayısının 25’in üzerinde , epitel hücresinin 10 ya da daha az olması gerekir.  

Kültür incelemesi: Balgam kültürlerinin pnömokoklar için duyarlılığı ancak % 50 dolaylarındadır. Kan kültürleri ise uygun tekniklerle yapıldığında bakteriyel pnömonilerin üçte birinde pozitiftir. İki kez yapılmasında yarar vardır.  

Serolojik testler: Elisa kitleri ile hasta serumlarında özgün IgM (genelde 3. haftada ortaya çıkar) ve IgG antikorları (6-8. haftada ortaya çıkar) saptanabilir. 

Page 40: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

PNÖMONİ TEDAVİSİ Hekimin bir pnömoni olgusu karşısında vermesi gereken ilk

karar, hastanın tedavisinin ayaktan mı yapılacağı yoksa hastaneye mi sevkedileceğidir. 

Grup 1: HSK* taşımayanlar ayaktan tedavi edilmelidirler .  Grup 2: HSK’den herhangi birine sahip olanlar ise hastaneye sevk edilmelidirler. Bu aşamada hekim olgunun hastaneye yatıp yatmayacağına karar vermelidir. Yatırılma kriterlerine sahip olmayanlar poliklinikte (ayaktan) tedavi edilmelidir.  Grup 3: HYK** var ise klinikte (yatırılarak) tedavi edilmelidir.  Grup 4: Yoğun bakım ünitesine yatırılma kriterlerini taşıyan olgular ise bu bölümde izlenmelidirler.  

 *HSK:Hastaneye Sevk Kriterleri **HYK:Hastaneye Yatırılma Kriterleri

Page 41: Solunum si̇stemi̇ hastaliklari

PNÖMONİ TEDAVİSİ Hastaneye sevk kriterleri + 65 yaş üzeri hasta,

+ Kronik akciğer, kalp veya böbrek hastalığı varlığı,+ Alkolizm veya madde bağımlılığı,+ Evde 3 günlük antibiyotik tedavisine yeterli yanıt alınamayışı,+ Bilinç bozukluğu,+ Aşırı tansiyon düşüklüğü,+ Akciğer grafisinde yaygın pnömoniye ilişkin bulguların varlığı,+ Lökosit sayısının çok yüksek ya da çok düşük oluşu,+ Tabloya plörezinin eşlik etmesi,+ Böbrek yetersizliği tablosu gelişmesi,+ Aşırı kansızlık,+ Solunum sayısının çok artması,+ Siyanoz varlığı