27
Osman GÜYÜM E-Posta Göndererek Kişilik Haklarının İhlali

E-posta Göndererek Kişilik Haklarının İhlali

Embed Size (px)

Citation preview

Osman GÜYÜM

E-Posta Göndererek Kişilik Haklarının İhlali

İçerik

E-posta Nedir?

E-posta İle Kişilik Haklarına Saldırılar

Yargıtay Kararları

AB,ABD ve Türkiye’deki İstenmeyen E-Posta Gönderimi İle İlgili Mevzuat

E-Posta (e-mail)

• E-posta, İngilizce “electronic mail” yanielektronik posta kelimelerinden türetilmiştir.

• E-posta, adından da anlaşıldığı gibi elektronik yollave internet bağlantısı yardımıyla mesaj, resim vb. belgeleringönderilmesini sağlar.

• İnternet e-mail sistemi SMTP(Simple Mail Transfer Protocol) tabanında çalışmaktadır

E-Posta Sistemi Nasıl Çalışır?

E-posta İle İhlal

Eposta ile yapılan ihlaller çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte bir ihlalin e-posta yolu ile yapılması için zorunlu olarak bir e-posta gönderilmesi ya da alınması gerekir.

E-postanın hiç kullanılmadığı ihlaller e-posta yolu ile gerçekleşmiş olmayacaktır.

E-Posta İle Yapılan Kişilik Hakkı İhlalleri

E-posta yolu ile bir kişiye hakaret, küfür vs. yapılabileceği gibi yayılan e-postalar yolu ile bir kişi hakkında asılsız isnatlarda bulunarak da kişilik hakları ihlal edilebilir.

Bir kişiye ait resim, eser, fotoğraf, ses de e-posta yolu ile yayılmak suretiyle kişilik haklarına müdahalede bulunulabilir.

Uluslararası hukuk sistemlerinde e-posta yolu ile ihlalin en çok görülen türü ise istenmeyen e-postalar olarak tanımlanan ‘spam e-postalar şeklinde ortaya çıkan ihlal türüdür.

SPAM e-postanın en basit tanımı, sizin isteğiniz olmadan size gönderilen reklamiçerikli maillerdir. Spam kelimesi tekrarlanan, normal sınırların üzerine taşan konuları ifade etmek için de kullanılıyor.

E-Posta İle İhlal Durumunda

Bu gibi hallerde kişi kişilik haklarına tecavüz edildiğini öne sürerek davalaraçabilecektir. Kişinin bunu ispatlaması için ise gönderilen e-posta mesajınısilmemesi ve bilgisayarında saklaması ayrıca bunu yazılı olarak da almasıgerekecektir.

Ancak e-posta alımında gerçek bilgilerin verilmesinin zorunlu olmaması (gerçek bilgilerin verilmemesi) nedeniyle ve pek çok web sitesinde de ücretsiz e-postaalımı olanaklı olduğu için e-postayı atan kişiye ulaşmak güçlükler arz edebilecektir.

Bu gibi hallerde internet servis sağlayıcılardan atılan epostanın atıldığı bilgisayarıninternet protokol(IP) numarası ve kullanıcıya ait ulaşılabilecek diğer bilgilerinistenmesi faydalı olacaktır. Nitekim sorumluluğun tayinini belirlemesi açısındangereklidir.

Kişilik Hakları İhlali Durumunda Medeni Kanun

Kişilik hakkı e-posta yolu ile hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kişi Medeni Kanun’un 25. maddesinde öngörülen davaları açabilecektir.

Buna göre davacı:

• Önleme, Durdurma Davası ve Tespit Davaları,

• Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

açabilmektedir.

Kişilik Hakları İhlali Durumunda Medeni Kanun

Özellikle spam e-maillerde kişi internete daha çok bağlı kalmakta ve vakit harcamakta böylece daha fazla abonelik ücreti ödemektedir. Yine kişilere gönderilen virüslü e-postalar aracılığıyla kişinin bilgisayarına virüs enjekte edilerek sistemin çökertilmesi halinde de bir maddi zarar oluşacaktır. Bu halde kişi maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir.

Manevi zarar kişi varlığında meydana gelen zararı bir başka deyimle, kişinin iç huzurunun bozulmasını, manevi bütünlüğünün ihlal edilmesini ifade etmektedir. E-posta yolu ile kişinin manevi bütünlüğünü oluşturan değerler zedelenmekte ve kişi acı ve eleme maruz bırakılabilmektedir.

Kişilik Hakları İhlali Durumunda Borçlar Kanunu

E-posta yolu ile açılabilecek davalar arasında en çok görülebilecek olanı ise manevi tazminat davasıdır. Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde ifadesi geçen “şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini de dava edebilir.” hükmü gereği manevi tazminat davası açabilecektir.

Yine kişinin ticari ve mesleki itibarı da internette yayılan e-postalar yolu ile ihlal edilebilmektedir. Hakim tazminat miktarını belirlerken saldırının ve zararın ağırlığını dikkate alacaktır.

Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinin ikinci fıkrası da “Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını dikkate alır.”

Medeni Kanun 25. Madde

Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığınıntespitini isteyebilir.

Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi yada yayımlanması isteminde de bulunabilir.

Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıylaelde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisineverilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.

Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.

Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalınınyerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.

Başkalarının Adına E-Posta Adresi Kullanarak Kişilik Haklarının İhlali

E-posta adresleri yoluyla kişilik haklarına müdahalenin bir diğer yolu da başkalarının isimlerini e-posta adresi alarak kullanmak yolu ile ‘isim haklarına tecavüz’ şeklinde gerçekleşebilir.

Gerçekten isim hem tüzel kişiler için hem gerçek kişiler için korunmaya değer hak kategorisindedir ve kişilik haklarına dahildir.

Medeni Kanun’un, ismin korunmasını münferit bir maddede düzenlemiştir.

Bu şekilde kişilerin yahut firmaların isimlerini e-posta adresi alan kişilere karşı Medeni Kanun’un 26. maddesinde düzenlenen korumadan faydalanılabilecektir.

Medeni Kanun 26. Madde

Bu maddeye göre: “Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir. Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddi zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevi tazminat ödenmesini isteyebilir.”

Dolayısıyla kendi adı yahut firmasının ticaret ünvanı haksız olarak başkasının e-posta adresi içinde kullanılan kişi o kişiye karşı haksız kullanıma son verilmesi için tecavüze son verilmesi davası yahut zararı var ise maddi ve manevi tazminat davaları açabilecektir (MK. m.26).

Kurumsal E-posta Adresleri

Kurum, kuruluş veya firmaların çalışanlarına sağlamış oldukları kurumsal e-posta adresleri kullanılarak gerçekleştirilen kişilik hakları ihlalleri…

E-posta yolu ile hukuka aykırı saldırıda bulunan kişinin bu saldırıyı gerçekleştirirken kullandığı e-posta adresinin kurumun verdiği e-posta adresi olması halinde tüzel kişiliği bulunan kurumun da gönderilen mesajın niteliğine göre ticari itibarı zedelenecektir.

Bu hallerde kişiye karşı kurum tarafından da tazminat davaları açılabilecektir. Ayrıca iş hukukundan doğan sözleşmeyi haklı nedenlerle fesih gibi hükümler saklı olacaktır.

Ancak spam tabir edilen e-mailler yoluyla kurumun reklâmının yapılması halinde kurumun da sorumluluğu doğabilecektir.

E-Posta İle Zararlı İçerik Göndermek Suretiyle Kişilik Haklarının İhlali

Gönderilen e-postaların ekinde bulunan çeşitli programlar ve virüsler vasıtasıyla bu e-postanın gönderildiği kişilerin bilgisayarlarına erişilebilmekte ve zarar verilebilmektedirler.

Bu tür ihlaller sosyal mühendislik saldırıları türleri ile gerçekleştirilmektedir. (Phishing (Oltalama) saldırıları)

E-posta veya telefon ile oltalama saldırıları

gerçekleştirilmektedir.

Yargıtay Kararı-1

Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından verilen bir kararda elektronik posta yolu ile hakaret Eylemi ile ilgili olarak “… sanığın kendisine zayıf not veren öğretim görevlisi, mağdur ile birkaç kişiye gönderdiği elektronik posta iletisiyle mağdura sövmekten ibaret eyleminde; Sözü edilen iletiyi internet servis sağlayıcısından gönderen bilgisayarın (I.P.) numarasının sorulması, bu yolla bilgisayarın kime ait olduğunun saptanması sonucuna göre,

1- İnternet kafe gibi umuma açık yerlerde bulunan bir bilgisayardan ileti gönderilmiş ise sanığın beraatına ,

2- Sanığın evi ya da işyerinde bulunan kişisel bilgisayarından gönderilmiş ise mahkumiyetine ,

3- Olayla ilgisi bulunmayan bir üçüncü kişinin kişisel bilgisayarından gönderilmiş ise, bu şahsın tanık olarak dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,

eksik soruşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması…” denilerek sorumluluğun tayini hususunda öncelikle teknik bilgilerin toplanarak bir sonuca ulaşılmaya çalışılmasından bahsedilmiştir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi,

2004/8763 Esas, 2005/21445

Karar, 05.12.2005

Yargıtay Kararı-2

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından 28.02.2005 tarihinde verilen bir kararda dava davacının, ticari ilişkisi bulunan davalı bilgisayar şirketinin, aynı konuda faaliyet gösteren firmalara gönderdiği elektronik posta iletilerinde kullandığı ifadelerin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğunu belirterek manevi tazminat istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece davalının adını taşıyan gönderinin kesin delil niteliğinde olmadığı, gerek bilgisayarın gerekse de şifresinin şirkette çalışan kişilerce şifre kırmak sureti ile kullanılarak davaya konu eylemin gerçekleştirilebileceği belirtilerek, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda “… gönderilen iletilerin davacı şirketin ticari itibarına saldırı niteliğinde bulunduğu çekişmesizdir.

Davalının sorumluluğu altında bulunan internet adresi kaynaklı iletilerin, şirket çalışanları veya üçüncü kişiler tarafından gönderildiğini kanıtlayamamış ve bu yöndeki savunmasını ispatlayamamıştır.

O nedenle, genel ve soyut bu ihtimalin davacı aleyhine ve davalı lehine değerlendirilmesi kabul edilemez. Bu durumda, olayların saptanan ve yukarıda açıklanan gelişim biçimi karşısında iletilerin davalı tarafından gönderildiği; en azından sorumluluğu altında bulunan internet adresinden gönderilmemesi için üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini kanıtlayamadığı benimsenmelidir.

Yargıtay Kararı-2

Davanın yasal dayanağını oluşturan BK. M. 41 vd. hükümleri ile yalnızca kasıtlı eylemler değil; savsama (ihmal) boyutundaki tutum ve davranışlar da tazminat sorumluluğu için gerek ve yeter koşul niteliğindedir. Tüm bu açıklamalar karşısında, davacının davaya konu eylem nedeniyle sorumlu tutulması gerekir.

Mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş” denilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Bu nedenle şirketler sorumsuzluk kayıtlarına rağmen kendi şirketleri adına gönderilen elektronik postalar ile ilgili kontrol yükümlülüğünü yerine getirdiklerini ispatlamadıkları sürece sorumlu olabileceklerdir.

Yargıtay Kararı-3

Y.4.HD. 18/01/2010 T., 14941 E-189 K. sayılı kararı ile davacı SÇ.’nin bir gazetededava dışı LB. hakkında yazdığı yazı üzerine, davalı MZ.nin bu yazıyı eleştirenbir e-postayı hakkında eleştiride bulunulan LB’ye göndermesi ve devamında LB.’nin buyazıyı kamuya açık ve isteyen herkesin üye olabildiği bir internet sitesine e-posta yoluile göndermesi üzerine, ilk e-postayı gönderen davalı aleyhine dava açarak kişilikhaklarına saldırıldığından manevi tazminat istemini yerel mahkemenin husumetten red kararını bozmuştur.Kararda, “davacı tarafından yerel bir gazetede yazılmış olan yazıile dava dışı LB isimli kişiye yönelen açıklama ve eleştirilerde bulunulmuştur.

Davacı tarafından yapılan bu eleştirilerin haksız olduğunu düşünen davalı, LB’ninelektronik posta ortamındaki kişisel adresine bir yazı göndererek, davacınıneleştirilerinin haksız olduğu yönündeki görüşlerini açıklamıştır. LB, kişisel elektronikadresine davalı tarafından gönderilmiş olan bu yazıyı kamuya açık ve isteyen herkesinüye olabildiği internet yolu ile ulaşılabilen bir elektronik posta ortamına göndermiştir. Böylece davalı tarafından davacı hedef alınarak hazırlanmış olan yazı, elektronik postayolu ile açıklık kazanmıştır. Davacı da bu yolla yazıdan haberdar olarak eldeki davayıaçmıştır.

Dava konusu yazının davalı tarafından yazılmış olduğu konusunda uyuşmazlıkbulunmamaktadır. Bu yazıyı sadece, LB isimli kişiye göndermiş olsa da davalı,yazı içeriğinden sorumludur.

Aynı yazının davalının bilgisi dışında başkalarının bilgisine sunularak açıklıkkazandırılmış olması, davalının eylemine katılarak sonucun ağırlaşmasına yolaçanların da sorumluğunu gerektirir. Ancak, bu durum davalının sorumluluğunukaldırmaz. Davalının eylemi, yazının ilk yazıldığı anda tamamlanmış olup davalı, bunun yaratacağı tüm sonuçlardan sorumludur Kaldı ki elektronik ortamın giderekyaygınlaşması, kullanım kolaylığı gibi unsurlar gözetildiğinde davalının bu sonucuöngöremeyeceği de söylenemez.

Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esasının incelenip yazı içeriğindedavacının kişilik değerlerine zarar veren hukuka aykırı bir yön bulunup bulunmadığıdeğerlendirildikten sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yerindeolmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygundüşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” denilmiştir

Yargıtay Kararı-3

ABD’deki İstenmeyen E-posta Gönderimi İle İlgili Uygulamalar

Birleşik Devletler’de 20 Ekim 1999’da kabul edilen ve 2000 yılında yürürlüğe giren‘’Talep Edilmeyen Ticari Elektronik Postalar Yasası (Unsolicited CommercialElectronic Mail Act of 2000‘’ da bu konuda çeşitli hükümler öngörmüştür. Kısaca‘HR 3113 sayılı yasa’ olarak bilinir.

Bir başka yasa da ‘’Talep Edilmeyen Pornografik ve Pazarlama içerikli ElektronikPostaların Saldırılarına Karşı Korunma Kanunu-Controlling the Assault of Non-Solicited Pornography and Marketing Act of 2003 dur. Bu kanun kısaca ‘’CAN Spam Act of 2003‘’ olarak da bilinen ve istenmeyen e-postalar konusundadüzenlemeler getiren bir kanundur.

HR 3113 sayılı yasa ile istem dışı mesaj üzerinde geçerli bir iade adresi bulunması vegöndericilerin, alıcıların ‘’listeden çıkarılma (opt-out)‘’ isteklerini gecikmeksizin yerinegetirmeleri şart koşulmuştur.

Ayrıca internet servis sağlayıcılar da müşterileri ile yaptıkları sözleşmelereistenmeyen e-posta göndermeyeceklerine dair hükümler koyacaklardır.

Elektronik postaların başlığında sahtecilik yasaklanmıştır. ISS’lerin de kullanıcılarınistem dışı mesaj gönderilmemesi taleplerini dikkate almaları ve mesaj filtrelerikullanmaları öngörülmüştür. Internet servis sağlayıcılar da istem dışı mesajlarlailgili davalar açabileceklerdir.

’CAN Spam Act of 2003’ kanunu ile de İnternet Servis Sağlayıcıları’nın spamfiltreleri kullanmaları ve kendisinden istenen bilgileri vermeleri gereğidüzenlenmiştir.

Op-out=Kişi açıkça e-psota yoluyla reklam iletisi almak istemediğini belirtmedikçee-posta yoluyla reklam iletisi gönderilebilecektir.Burada önemli olan spam e-maillerde bir opt-out (Robinson liste) olarak bilinen gönderilen mesaj listesindençıkma seçeneğinin kullanıcıya sunulmasıdır.

ABD’deki İstenmeyen E-posta Gönderimi İle İlgili Uygulamalar

AB’deki İstenmeyen E-posta Gönderimi İle İlgili Uygulamalar

‘’2000/31 sayılı Elektronik Ticaret Direktifi‘’ olarak bilinen direktifin ‘Ticari İletişim’ başlıklı ikinci kısmında 7 inci madde ‘talep edilmemiş ticari iletişim’ başlığı ile düzenlenmiştir.

Buna göre: Üye devletler elektronik posta yoluyla talep edilmemiş ticari iletişimsağlayan hizmet sunucuların, bu tarz ticari iletişim almak istemeyen gerçek kişilerinkendilerini

kaydedebilecekleri opt-out kayıtlarına düzenli biçimde başvurmalarını ve bunlarariayet etmelerini temin edecektir.

Türkiye Açısından Durum-1

Kişi bu ihlallere karşı bilhassa ABD ve AB hukukunda özel düzenlemeler ile korunmuştur. Türk hukukunda spam e-posta’lar ile ilgili Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 50. maddesinin 5. fıkrasında bir düzenleme yapılmıştır.

(5) Abonenin önceden izni alınmadan otomatik arama makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılmasısuretiyle doğrudan pazarlama, siyasi propaganda veya cinsel içerik iletimi gibimaksatlarla istek dışı haberleşme yapılması halinde, abone ve kullanıcılara gelenher bir mesajı bundan sonrası için almayı reddetme hakkı kolay bir yolla veücretsiz olarak sağlanır.

Türkiye Açısından Durum-2

Adalet Bakanlığı'nca, "AB Elektronik Ticaret Direktifi'ne" uyum sağlanması amacıylahazırlanan "Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı" nda bir mesajla istenmeyen e-postaların reddi yerine abonenin önceden izni şartı getirilmektedir.

Kişi kişilik hakkını koruyucu davalar açabileceği gibi haksız rekabete ilişkin hükümlere de şartları varsa dayanabilecektir.

Ayrıca bu yolla yapılan reklamlar nedeniyle Tüketiciyi Koruma Kanunu’nun 16. maddesine dayanarak da davalar ikame edilebilecektir.

Bu maddeye göre;

Ticari reklam ve ilânların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır.

Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilânlar ve örtülü reklam yapılamaz.

Türkiye Açısından Durum-3

Kaynaklar

Elektronik Posta Yoluyla Kisilik Haklarına Müdahaleden Doğan Hukuki Sorumluluk, Tamer Soysal, Ankara Barosu Dergisi, Yıl:65, Sayı:1

Ankara Barosu , Bilişim ve Hukuk Dergisi, Yıl:1,Sayı1

Elektronik Posta Kutusu Kullanımı İle İlgili Karşılaşılan Hukuki Sorunlar Ve Çözüm Önerileri, Doç.Dr. Fadıl Yıldırım, Doç. Dr. Tekin Memiş

Telekomünikasyon Alanında Kişilik Haklarının Korunması- Mine Kaya

Kanun ve Yönetmelikler