Upload
renerald
View
273
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Sürekli kendisi hakkında konuşan insanlardan ne kadar hoşlanırsınız?
Onların söylediklerine güvenir misiniz?
Size sempatik gelirler mi?
Bir marka da sürekli kendisi hakkında konuşmak yerine, başkalarının onu konuşmasını sağlamalıdır.
İnsanlar, tarzını beğendikleri, belirli konuda bilgi sahibi olduğunu düşündükleri için örnek aldıkları ya da yaşamak
istedikleri hayatı yaşayan kişileri sosyal medyada takip ediyorlar.
Doğrudan reklam vermek yerine sosyal medyada etki gücü yüksek kişilerin bir markayı veya ürünü önermesi,
tüketicilerde satın alma davranışlarına en efektif şekilde etkileyen yöntem olarak günümüzde sıklıkla kullanılıyor.
Bu yöntemeInfluencer Marketing deniyor.
Influencer, etki anlamına gelen “influence” kelimesinden türetilmiştir.
Yüksek etki gücüne sahip kişiler «influencer» olarak tanımlanır. Bu etki gücü genellikle, belli bir alanda
trendsetter olmak ya da uzmanlaşmış olmakla bağlantılı.
Sosyal medyada ise influencer, yaratıcı, ilginç, samimi kişilikleriyle çok takipçisi olan kişilere deniliyor.
Influencerlar genelde (moda, teknoloji, gastronomi, seyahat gibi) belirli kategorilerde çok büyük bir etki gücüne
sahip olduğundan, markaların da ilgisini çekiyorlar.
Takipçilerin hangi konularla ilgilendiği belli olduğu için markalar müşteri kitlelerini direkt olarak hedefleyebiliyorlar.
Özellikle de reklam kokmayan yaratıcı kurgularla Influencer Marketing yapıldığında, sonuçlar çok daha başarılı oluyor.
Influencer Marketing kampanyaları “gizli reklam” olarak yapılabildiği için, tüketicilerde diğer pazarlama modellerine
göre daha büyük etkiler bırakıyor.
Sosyal medyanın hayatımıza giriş tarihini baz alırsak, etki sahibi kişilerle yapılan pazarlama konsepti çok yeni bir
yöntem olarak düşünülebilir.
Aslında markalar pazarlamanın başlangıcından beri ünlüleri kampanyalarında kullanmaya devam ediyorlar.
Influencerların, ünlülerden en büyük farkı, tüketiciye daha samimi, daha ulaşılabilir ve daha güvenilir gelmeleri…
Ünlülerle yapılan reklamlar ne kadar yaratıcı olursa olsunlar, ünlülerin belirli bir ücret karşılığında o markanın
reklamında oynadığını herkes biliyor.
Bu da tüketicinin satın alma eğilimini ister istemez düşürüyor.
Influencer Marketing’i profesyonelce yapanlar, müşteri kitlesinin doğru hedeflenmesi, kampanyaların reklam kokup
kokmadığı, hangi markanın hangi sosyal medya platformlarında daha etkili olacağı, nasıl daha fazla etki
yaratılacağı ve hangi paylaşım türlerinin seçilmesi gerektiği gibi konularla ilgileniyor.
Tüm bunlara artı olarak, büyük veri analizi influencerları seçerken, briefler verilirken ve kampanya yürütülürken alınan sonuçların çok daha efektif olmasını sağlıyor.
Influencer Marketing’i doğru şekilde yapan şirketlerin, genel ortalamaya göre 3 kat ve daha fazla geri dönüş oranı (ROI) sağlamaları, 2014’de yapılan
Tomoson araştırmalarında ortaya çıktı.
Genel ortalama 2014’te 1 dolara 6.85 dolar geri dönüş sağlarken, bu pazarlama modelini en iyi yapan şirketlerin 1 dolara 20 dolar ve üzeri geri dönüş sağladıkları gözüküyor.
2015’de global araştırma kurumu McKinsey’nin yaptığı başka bir araştırma, geri dönüşlerin ortalamasının
6.85’ten 9.60 dolara çıktığını gösteriyor.
Bu da bize kampanyaların etkilerinin büyük artışlar gösterdiğini ve markaların bu konuyla ilgili gittikçe daha da
bilinçlendiğini bizlere gösteriyor.
Schlesinger Associates’in pazarlama uzmanları ile yaptığı bir araştırmadan çıkan sonuçlarda katılımcıların %81’inin bu pazarlama modelini efektif bulduğu ortaya çıktı.
Adweek’te yayınlanan başka bir araştırmaya göre, markaların %77’si bu pazarlama metodu ile aldıkları geri dönüşlerin diğer tüm pazarlama türlerinden daha yüksek olduğunu belirttiler.
Influencer Marketing teriminin 2013-2016 yılları arasında Google'da aranma oranının giderek artması,
bu pazarlama modeline artan ilgiyi net olarak gösteriyor.
Influencer Marketing neden bu kadar etkili ve popüler?
1- Adblock engelini ortadan kaldırıyor.
İnternet kullanıcılarının %47'si Adblock (reklam önleyici) kullanmaya başladı.
Alım gücü en yüksek ve en kalabalık jenerasyon olan Y kuşağında Adblock kullanımı %70'e çıkıyor.
Göz ardı edilemeyecek bu istatistikler, tüketicilerin çoğunun sosyal medyada ve internet sayfalarında önlerine çıkan
bütün reklamları hiç görmeden engellediklerini gösteriyor.
Tüketiciler sosyal medyada ve internet sayfalarında önlerine çıkan reklamları engelleyebiliyor olsalar bile kimse
influencerlara herhangi bir engel koyamıyor.
2- Reklam kokmuyor.
Influencerlar, ürün tanıtımı yaparken kendi profil kimliklerini bozmadan içerikler üretip, paylaşım yapmaya özen
gösteriyorlar.
Çünkü onlar da doğallıklarını, takipçileriyle olan güçlü bağı ve güven ilişkisini korumak istiyorlar.
Hayatlarının akışında yaptıkları bu natürel paylaşımlar, marka mesajını markanın kendi sesinden ziyade insanların
güvendikleri sesten tarafsız olarak duymalarını sağlıyor.
Influencer Marketing, ticarete değil de insan ilişkilerine dayandığı için tüketicileri kolaylıkla etkiliyor.
3- Hedef kitleye direkt olarak ulaşıyor.
Seyahat, kişisel bakım, sağlıklı yaşam, aile hayatı, hamilelik ve annelik, fotoğrafçılık, moda, makyaj vb. gibi bir
çok konuda her influencerın kendine özel etki sahibi oldukları alanlar var.
Ürün kategorisine göre bu alanlarda takipçi kazanmış influencerlarla çalışmak ulaşılmak istenen demografik
yapıdaki tüketiciyi doğrudan yakalıyor.
4- Potansiyel müşterileri harekete geçiriyor.
Tüketicilerin %74'ü herhangi bir alışveriş yapmadan önce alacakları ürünü ya da yararlanacakları servisi sosyal
medyada araştırıyor, %92'si ise insanların (o insanları tanımasalar bile) o ürün hakkında yaptıkları
değerlendirmelere inanıyor.
Dijital çağın tüketicileri, markanın kendi hakkında söylediklerinden çok o ürünü kullanmış insanların
deneyimlerine önem veriyor.
Olumlu deneyimler influencerlar tarafından paylaşıldıkça mevcut müşterinin yanında potansiyel müşteriye de
dokunmayı başarıyor.
5- Az maliyetle çok başarı sağlıyor.
Küçük bütçelere sahip olan girişimler bile yürüttükleri başarılı influencer marketing kampanyalarının ardından
milyon dolarlık şirketler haline gelebiliyor.
İsveçli bir saat markası olan Daniel Wellington, yüzlerce etki sahibi kişiyle çalıştığı bir influencer marketing kampanyasında,
paylaşmaları için bu kişilere isme özel %15 indirim kuponları verdi..
Kişiselleştirilmiş indirim yapılan bu projede influencerlar, saatleri kendi tarzlarıyla harmanlayarak, paylaşımlarının
açıklama kısmına indirim kodlarını yazdılar.
Bu kampanya sonucunda bir start-up firması olarak yola çıkan Daniel Wellington, 150.000$'lık şirket değerini 5
yıldan daha kısa bir sürede 200 milyon$'a çıkardı.
Influencer Marketing'in diğer bir başarılı örneği ise sadece 20.000$'lık bir bütçeye sahip olan HiSmile adlı bir startup
firması adını duyurmak için tek şansını instagram influencerlarından yana kullanarak şirketinin değerini 18 ayda
10 milyon$'a yükseltti.
Influencer Marketing'i doğru şekilde yapan şirketler başarıya emin adımlarla ilerliyor.
Çağımıza en iyi şekilde adapte olmuş bu pazarlama modeli, özgünlüğü, uygun maliyeti, güven üzerine kurulu olarak yarattığı efektif sonuçlarla, hızla büyümek isteyen
markalar için büyük bir fırsat oluşturuyor.
«Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan… Değişime en çok adapte
olabilendir hayatta kalan.»
Charles R. Darwin