35
i T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE KULLANILAN BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ TEDARİK ZİNCİRİ VE LOJİSTİKTE BT UYGULAMALARI DERSİ (ENF511) 2013-2014 GÜZ DÖNEMİ ÖDEVİ Murat AZİMLİ (1250E43037) Enstitü Anabilim Dalı : BİLİŞİM SİSTEMLERİ Enstitü Bilim Dalı : BİLİŞİM SİSTEMLERİ Öğretim Görevlisi : Yrd. Doç. Dr. Fatih ÇALLI Aralık 2013

Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

Embed Size (px)

DESCRIPTION

TC Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Bilişim Sistemleri Yüksek Lisans programında yapmış olduğum çalışma.

Citation preview

Page 1: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

i

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE KULLANILAN

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ

TEDARİK ZİNCİRİ VE LOJİSTİKTE BT UYGULAMALARI

DERSİ (ENF511)

2013-2014 GÜZ DÖNEMİ ÖDEVİ

Murat AZİMLİ (1250E43037)

Enstitü Anabilim Dalı : BİLİŞİM SİSTEMLERİ

Enstitü Bilim Dalı : BİLİŞİM SİSTEMLERİ

Öğretim Görevlisi : Yrd. Doç. Dr. Fatih ÇALLI

Aralık 2013

Page 2: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

i

İÇİNDEKİLER

1. GİRİŞ……………………………………………………………………....................1

2. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ (TZY) NEDİR ?.....................................................3

3. TZY DE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN ROLÜ …..5

4. TZY DE KULLANILAN BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ (BT)……………………….8

4.1 Internet / Extranet / Intranet …………………………………………………….8

4.2 GSM…………………………………………………………………………….11

4.3 GPRS / EDGE / 3G …………………………………………………………... 11

4.4 GPS…………………………………………………………………………….13

4.5 OT/VT ………………………………………………………………………... 14

4.5.1 Barkod………………………………………………………………… 15

4.5.2 RFID ………………………………………………………………….. 16

4.6 Veritabanı ve Sorgulama Dili (SQL)……………………………………………17

5. TZY DE KULLANILAN BİLİŞİM SİSTEMLERİ (BS)

5.1 MRP I…………………………………………………………………………..19

5.2 MRP II………………………………………………………………………….20

5.3 ERP……………………………………………………………………………..20

5.4 SRM…………………………………………………………………………….22

5.5 CRM …...………………………………………………………………………24

5.6 EDI…………………………………………………………………………….. 26

6. DHL WORLDWIDE TEDARİK ZİNCİRİ UYGULAMALARI ………………….27

6.1 Plan (Tedarik Zinciri Analizi ve Tasarımı) ……………………………………27

6.2 Kaynak………………………………………………………………………… 27

6.3 Üretim ……………………………………………………………………….... 28

6.4 Depolama ………………………………………………………………………29

6.5 Teslimat ………………………………………………………………………..30

6.6 İade (Ters Lojistik) …………………………………………………………….30

7. SONUÇ……………………………………………………………………………..32

8. KAYNAKLAR………………………………………………………………………33

Page 3: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

1

1.GİRİŞ

Son yıllarda sıkça duyulan, Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY) nedir? Elle tutulabilen

somut bir kavram mıdır? Yoksa tarifi kişiden kişiye değişen veya herkes için farklı bir

anlam ifade eden soyut bir kavram mıdır?

Bana göre, Tedarik Zinciri Yönetimi kavramı kendi kendini açıklayan bir kavramdır.

“Tedarik“: İhtiyaç duyulan bir nesneyi (somut veya soyut) –çeşitli biçimlerde- temin

etmektir, sağlamaktır. İnsanoğlu yaratıldığından beri, ihtiyaçlarını -çeşitli biçimlerde-

sağlayarak hayatta kalmaya çalışmıştır. İhtiyacı olan nesneleri bazen tek başına kendisi

yapabilmiş (üretebilmiş), bazen de bulunduğu yerdeki doğal kaynaklar yetersiz kalmış,

başka yerlerde bulunan kaynaklardan veya insanlardan –hazır- alarak temin etmiştir. Bu

şekilde, insanlar arasındaki ilk “zincir“ kurulmaya başlanmıştır. İlk başlarda, insanların

ihtiyaçları çok kısıtlıydı. İhtiyaçlarının büyük kısmı, beslenme, barınma ve güvenlik

gibi temel ihtiyaçlardan oluşmaktaydı. Bu ihtiyaçları da, büyük oranda kendi bulunduğu

yerdeki doğal kaynakları kullanarak veya çok yakınında bulunan diğer insanların

yardımını alarak giderebiliyordu. (ailesinden, kabilesinden) Yani, “zincir“ çok küçüktü.

Belki tek halkalı, belkide sadece 2 halkanın birleşmesinden oluşuyordu. Bundan dolayı

yönetmesi de çok kolaydı.

Günümüze baktığımızda ise, aslında insanın temel ihtiyaçlarının pek değişmediğini

görebiliriz. Değişen ise, temel ihtiyaçlara bazı ek ihtiyaçların eklenmesi ve insanların bu

ihtiyaçlarını karşılama biçimi olmuştur. İnsanlar artık ihtiyaçlarını daha kolay ve hızlı

bir şekilde karşılamak istemektedirler. Bunun sonucunda, geçmişte bir yada bir kaç

halkadan oluşan zincire yeni halkaların eklenmesiyle zincir çok büyümüş, yönetilmesi

zorlaşmıştır.

Bunun için, yakın bir geçmişe kadar kullanılan Çin’den Avrupa‘ya kadar uzanan tarihi

“ipek yolu“ örneğini verebiliriz. Günümüzden bakıldığında basit ve kolay gibi görünse

de, o zamanın koşullarını düşündüğümüzde, binlerce km uzaktan hayvanlarla çeşitli

ürünleri aylarca süren yolculuklarla getirmek son derece zahmetli olduğu gibi, bugünkü

ticaretin ve taşımacılığın taşıdığı risklerden çok daha fazlasını taşıyordu. Örneğin;

Page 4: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

2

Binlerce km gittikten sonra aranan mallar bulunamadığında ne oluyordu? Dönüş

yolunda, doğal felaketler veya çeşitli saldırılar sonucunda taşınan mallar

kaybedildiğinde ne yapılması gerekiyordu?

İnsanoğlu, bu riskleri azaltmak, ihtiyaçları daha hızlı, daha iyi -kaliteli- bir şekilde

karşılamak için sürekli olarak bir çaba sarfetmiştir. Bunun sonucunda, her dönemde bir

öncekinden daha iyi yöntemler ve araçlar bulmuş, yeni sistemler geliştirmiştir.

TZY Sistemine de, bu çabaların ulaştığı son nokta diyebiliriz.

Page 5: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

3

2.TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ (TZY) NEDİR ?

Konuyla ilgili bir literatür taraması yapıldığında, TZY nin özünde aynı anlamı taşıyan

çeşitli tanımlarının yapıldığı görülür. Bana göre, günümüz işletmelerinin yoğun rekabet

içerisinde yaşayabilmelerini sağlayan yönetim faaliyetlerinin tümüdür. En kısa haliyle,

günümüz koşullarının iş yapma biçimidir. İşletme içindeki ve dışındaki faaliyetlere, çok

geniş bir açıdan ve bütünsel olarak bakan bir yönetim yaklaşımıdır.

Geçmişte, bir kaç insanın bir araya gelerek yaptığı üretimler yerini yüzlerce, binlerce

insanın bir arada çalıştığı “organizasyonlar“ olan “işletmelere“ bırakmıştır. Buna örnek

olarak “süt“ üretimini verebiliriz. Süt normalde doğada hazır olarak bulunabilen bir

üründür. Süt veren bir hayvandan, inekten, koyundan sadece “sağma“ yöntemi ile

kolaylıkla elde edilebilir. Ancak, inekten veya koyundan süt sağlama işlemi son derece

kolay olmasına rağmen, bu hayvanların yetiştirilmesi ve bakımı oldukça zahmetlidir.

Bundan dolayı, sadece kendi süt ihtiyacı için bir hayvan beslemek günümüzde mantıklı

değildir. Onun yerine, sütü marketten satınalma yoluyla sağlamak daha kolaydır. Ancak

bu seferde, sütleri kaynağından toplayıp, nihai tüketicilere ulaştırmak için bir çalışma

yapılması gerekmektedir.

Doğadan hazır olarak elde edilebilen sütün, insanların kolayca ulaşabileceği bir hale

getirebilmesi için kurulması gereken ağ (tedarik zinciri) Şekil 2.1 de basit olarak

gösterilmiştir.

Şekil 2.1: Şişe sütün tedarik zinciri

Page 6: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

4

Şekil 2.1 den de anlaşılacağı gibi, zincir içerisinde yer alan halkaları tetikleyen ana

unsur tüketicilerden gelen taleptir. Tüketicilerden talebin gelmesi ile, zincirin tüm

halkaları çalışmaya başlamakta, tüketici talebinde olan tüm değişiklikler zincirin tüm

halkalarını etkilemektedir. Ayrıca, tedarik zinciri ağının etkin bir şekilde çalışabilmesi

için, şekilde oklarla gösterilen alanlarda güçlü lojistik ağlarının kurulması

gerekmektedir.

Şekil 2.2 de, tedarik zinciri içindeki talep ve ürün akış yönleri basit olarak

gösterilmiştir.

Şekil 2.2: TZ içerisindeki talep ve ürün akışı

Page 7: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

5

3.TZY DE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN ROLÜ

TZ içerisindeki talep ve ürün hareketi, berabarinde fon ve bilgi akışını getirmektedir.

Tüketiciden, üretici ve tedarikçilere doğru bir fon akışı olmaktadır. Bilgi ise, çift yönlü

akışı ile diğerlerinden ayrılmaktadır.

Etkin çalışan tedarik zincirleri incelendiğinde, zincir içerisindeki halkalar arasında hızlı

ve doğru bilgi akışını sağladıkları görülmektedir. Tedarik zinciri içerisinde, bilgi

paylaşım kalitesi ve düzeyi arttıkça, tedarik zinciri etkinliği de artmaktadır. Çünkü,

zincir içerisindeki halkalar, tekbir vücutmuş gibi hareket edebilmeli, birbirleri arasında

üst düzey stratejik ortaklıklar kurabilmelidir. Ancak bu şekilde, değişen tüketici

taleplerine karşı zamanında ve doğru tepkiler verebilirler.

Şekil 2.3 incelendiğinde, tedarik zinciri içerisindeki bilgi paylaşımının önemi daha iyi

anlaşılacaktır. Günümüzdeki modern tedarik zincirleri karmaşık bir hal almış,

tüketicilerin talepleri ve hareketlerinin önceden kestirilmesi zorlaşmıştır. Çünkü,

alternatifler çoğalmıştır. Bir tüketici, birden fazla perakendeciden ürün alabilir, bir

perakendeci de birden fazla dağıtıcıdan ürün tedarik edebilir. Dağıtıcılar da, birden fazla

üreticiden ürün tedarik edebilirler. Bu durum, her seviyedeki işletme arasında kıyasıya

bir rekabet yaşanmasına ve hep bir adım önde olma çabasına yol açmaktadır.

Şekil 2.3: Tedarik zinciri ağlarının karmaşıklığı

Page 8: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

6

Bundan dolayı, işletmeler arasında yaşanan kıyasıya rekabet ve var olma savaşında en

önemli silah “bilgi“, “bilginin doğru kullanımı“, “bilginin yönetilmesi“, haline

gelmiştir. Doğru bilen, değişikleri önceden bilen ve sezen işletmeler hep bir adım önde

olmuştur. Bu bilgilerden yararlanarak her seviyede aldıkları kararlarda, doğru sonuçlara

ulaşmışlar, kaynaklarını verimli kullanarak ürün kalitesini artırırken, maliyetlerini

azaltmışlardır. Bu durum, ister tüketici olsun, ister başka bir müşteri olsun ideal

noktadır ve müşteri memnuniyetini beraberinde getirmektedir.

1980‘li yıllara kadar, işletmeler zincir içerisinde yer alan diğer işletmelerle bilgi

paylaşımına soğuk bakıyorlardı. Bu durumu, kendileri için bir risk olarak görüyorlardı.

Bundan dolayı, daha çok kendi iç süreçlerindeki iyileştirmelere odaklanmışlardı.

Bunlardan en önemlileri Toplam Kalite Yönetimi (TKY) ve Tam Zamanında Teslimat

(JIT) dir. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar yeterli doygunluğa ulaşmasına rağmen,

istenen sonuçlar alınamamış, ideal noktaya gelinememiştir. Bunun için işletme dışındaki

tedarik süreçleri ve satış süreçlerine yönelmişlerdir. Bu çalışmalar, Tedarikçi İlişkileri

Yönetimi, (SRM), Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) başlıkları altında toplanmıştır.

İş dünyası kendi sorunlarına çözüm ararken, teknoloji dünyası da boş durmamıştır.

Onlar da, sürekli bir yeniliğin peşinde koşmuşlar, bir öncekinden daha gelişmiş

teknolojileri geliştirmeyi başarmışlardır. Yeni geliştirilen bu teknolojiler insanların ve iş

dünyasının kullanımına sunulmuştur. İş dünyası tarafından kabul görmeyen,

kullanılmayan teknojilerin yaşaması, yaygınlaşması ve bir endüstri standardı haline

gelmesi mümkün değildir. Çünkü, hiç bir teknoloji, sadece geliştirmiş olmak için

geliştirilmez. Her yeni teknoloji, mutlaka bir işe yaramalı, bir ihtiyacı gidermelidir.

Sürekli bir rekabet içerisinde olan, hep daha “iyinin“ peşinde olan iş dünyasının, yeni

teknolojilere kayıtsız kalması beklenemez. Hatta bazı işletmeler, kendi ana faaliyet

konuları olmadığı halde, teknoloji geliştirmeleri için kaynak ve fon ayırmaktadır. Bunun

en güzel örneği, elektronik ödeme teknolojilerine yaptıkları yatırımlarla, standartların

belirlenmesine sağladıkları katkılarla gündeme gelen VISA ve MASTERCARD

şirketleridir.

Page 9: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

7

Bana göre, insanoğlunun geldiği noktayı anlamak için, gelişmeleri belirli bir noktadan

kesip almak doğru değildir. Çünkü, her teknolojik gelişme bir önceki teknolojinin

üzerine gelmiştir. Yeni teknolojileri anlayabilmek ve özellikle yeni bir teknoloji

geliştirebilmek bir önceki teknolojiyi ve altındaki kuramları iyi bilmek gerekmektedir.

Örneğin; kağıdın, tekerleğin, yazının, elektriğin ve içten yanmalı motorların icad

edilmesi de zamanına göre büyük teknolojik gelişmelerdir. Bunların tamamı, başta

insan ve iş yaşamı olmak üzere bütün dünyayı değişikliğe uğratmıştır.

Bütün bu gelişmeleri irdelemek bu çalışmanın hedefi değildir. Bu çalışmada daha çok,

2.dünya savaşından sonra (1950 lerden sonra) geliştirilen ve başta Tedarik Zinciri süreci

olmak üzere, insan yaşamını ve iş dünyasını derinden etkileyerek, yeni iş modellerinin

ortaya çıkmasını sağlayan bilişim teknolojileri ve bu teknolojiler kullanılarak geliştirilen

bilişim sistemlerine odaklanacağız..

Page 10: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

8

4.TZY DE KULLANILAN BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ (BT)

4.1 Internet / Extranet / Intranet

Internet teknolojisi, 1960 lı yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda 1969 yılında ABD

Savunma bakanlığına bağlı bir araştırma kurumu tarafından, tamamen askeri amaçlar

için geliştirildi. Elbette ortaya çıkış amacı ve ilk hali bugünkü gibi değildi.

Geliştirilmesindeki amaç, herhangi bir savaş veya nükleer saldırı durumunda, askeri

birimlerdeki bilgisayarların kesintisiz bir şekilde iletişime devam etmesiydi. Geliştirilen

bu ağ 1980 li yıllarda ABD devletinin diğer kurumların kullanımına, 1993 yılında ABD

devlet kurumları dışında kalan kişi ve kurumların kullanımına açılarak ticarileşti.

Internet, dünya üzerindeki tüm bilgisayarların TCP/IP (Transmission Control Protocol /

Internet Protocol) protokolü ile birbirlerine bağlayan bir ağdır. Bu ağ, bilgisayarlar arası

iletişimi (veri alış-verişini) sağlayarak insanların önemli bir ihtiyacını gidermiştir.

Çünkü, internet öncesinde bir bilgisayara girilen bir bilgi sadece o bilgisayarda

kalıyordu. Bilgisayarlar daha çok bilgi depolama (kaydetme) işine yarıyordu. Bu

bilginin, başka bir bilgisayarda kullanılması gerektiğinde tekrar girilmesi yada herhangi

bir depolama ünitesi kullanılarak taşınması (kopyalanması) gerekiyordu.

Bundan dolayı, internet teknolojileri bilgisayar kullanan insanlar arasında, çok çabuk

kabul görmüş ve kullanılmaya başlanmıştır. Elektronik alanındaki gelişmelerinde

etkisiyle, bilgisayar haricinde kalan diğer elektronik cihazlardan da kullanılabilir hale

gelmiştir.

Bana göre, internet teknolojisi televizyonun, radyonun, telefonun ve faksın icadı kadar

önemlidir. Çünkü, internet dünya üzerindeki bir çok insan ve kurum tarafından kabul

görmüş, iletişim ve bilgi paylaşım aracı olarak yaygın şekilde kullanılmaya

başlanmıştır. Günümüzde bir çok insan internet üzerinden iş aramakta, ihtiyacı olan

bilgileri ve ürünleri internet üzerinden araştırmakta beğendiklerini satın almakta,

bankacılık, finans, ödeme hizmetlerini internet üzerinden yapabilmekte, eğitim

kurumlarının içeriklerine ulaşarak eğitim hizmetleri alabilmektedir.

Page 11: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

9

İnsanlar tarafından kabul gören ve yaygın olarak kullanılan bu teknolojiye, iş

dünyasının kayıtsız kalması beklenemez. Çünkü, tıpkı insanlar gibi işletmelerinde

insanlarla ve diğer işletmeler ile iletişim kurmaya, onlarla irtibata geçerek bilgi

paylaşmaya ihtiyacı vardır. İşletmelerin faaliyetleri sonucu ortaya çıkan, milyarlarca

byte büyüklüğünde operasyonel bilgi bulunmaktadır. Ortaya çıkan bu bilgilere başta

bilgiyi üreten işletmenin kendisi olmak üzere, diğer işletmelerin ve insanların ihtiyaçları

bulunmaktadır.

Günümüzde, klasik olarak yapılan ticaret yerini artık internet teknolojisi kullanılarak

yapılan sanal elektronik ticarete bırakmaya başlamıştır. (e-ticaret) Bu sayede, işletmeler

daha geniş alanlara yayılmış olan tüketicilere ulaşabilmişler, tüketiciler de çok

uzaklarda bulunan ancak, istedikleri kalitede ve fiyatta ürün sağlayabilen işletmelerden

ürün tedarik edebilmişlerdir.

Bunun sonucunda, tedarik zincirindeki halkalara yenileri eklenmiş, zincir daha da

büyümüştür. Birbirini hiç görmemiş, farklı şehirlerde veya farklı ülkelerde bulunan

insanlar ve işletmeler aynı zincirin birer halkası haline gelmişlerdir.

Extranet, gerçekte internetten farklı bir teknoloji olmayıp, çoğunlukla internet alt

yapısında olan protokolleri kullanmaktadır. Internetin, insanlar ve işletmeler arasındaki

iletişimi hızlandırarak bilgiye ulaşımı kolaylaştırdığını belirtmiştik. İnsanların veya

işletmelerin tüm bilgilerini internet üzerindeki herkesle paylaşmak istemediği durumlar

olabilir. Çünkü, bu bilgilere herkesin ulaşmasında riskler ve sakıncalar olabilir. Bu gibi

durumlarda, işletme içerisindeki bilgisayarlarda bulunan bilgilere, sadece ilgili (yetkili)

kişi veya kurumların ulaşması istenebilir. Bunlar, bir banka için sadece müşterileri veya

ilgili resmi kurumlar, bir üretim işletmesi için, sadece kendi tedarikçileri veya sadece

müşteri işletmeleri olabilir.

“Extranet“ uygulamalarına örnek olarak bankaları, otomotiv ana sanayi firmalarını ve e-

devlet uygulamalarını gösterebiliriz. Bankaların genelde milyonlarca müşterisi

bulunmaktadır. Bu müşterilerin, her türlü işlem için şubelere akın ettiğini

düşündüğümüzde, bankanın çok sayıda personel istihdam etmesi gerektiği açıktır.

Page 12: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

10

Bunun yerine, her müşterisine bir kullanıcı adı ve şifre vererek, bir extranet uygulaması

olan internet şubesine girmesini istemektedir. Bu şekilde, müşteri kendi işlemini kendisi

daha hızlı bir şekilde yapmaktadır. (on-line)

Bu sayede, bankalar operasyon maliyetlerini oldukça düşürürken, hızı-esnekliği,

verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırmışlardır. Bu durumu kendilerine

sürdürülebilir bir rekabet avantajına dönüştürmeyi başarmışlardır.

Intranet, bir kurum içerisinde bulunan bilgisayarlardan meydana gelen bir bilgisayar

ağlarına verilen isimdir. Yani, bir kurum içerisinde bulunan ve genelde birbirlerine

yakın konumda olan yerel bilgisayar ağlarıdır. (LAN-Local Area Network) Bu ağlar,

internet protokolü olan TCP/IP protokolünü veya özel olarak geliştirilmiş farklı

protokolleri kullanabilirler. Ancak, ağda bulunan her bilgisayarın internet ile direkt bir

bağlantısı yoktur. Genelde, ağda bulunan bir sunucu üzerinden kontrollü bir şekilde

internet erişimini gerçekleştirirler. (Gateway)

Intranet ağlarını, kısaca bir kurumun kapalı devre (dışa kapalı) interneti olarak da

tanımlayabiliriz. Kurumlarda üretilen veya saklanan bilgiler sadece o kurumu

ilgilendirebilir. Bu tür bilgilere kurum ağı dışındaki herhangi bir bilgisayardan

ulaşılması istenmeyebilir. Bu ihtiyaçdan dolayı, intranet yapıları ve uygulamaları

geliştirilmiştir.

Bu ağlara gelen bağlantı (erişim) istekleri, ağ girişine konan yönlendirici (router)

cihazları ile engellenir. Bu sayede, istenmeyen kişilerin kurum ağına bağlanarak

bilgilere ulaşması engellenmiş olur. Ayrıca, çok geniş alana yayılmış olan kurumlarda

olabilir. Bu kurum içerisindeki bilgisayarlar birbirlerinden çok uzak lokasyonlarda

olmalarına rağmen, bu ağın bir parçası olabilirler. Bu durum, yönlendirici (router)

cihazlar ve sanal özel bağlantılar ile yönetilir. (VPN-Virtual Private Network)

Page 13: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

11

4.2 GSM

GSM (Global System for Mobile Communications - Mobil İletişim İçin Küresel Sistem)

adından anlaşılacağı üzere, 1980 lerde geliştirilen bir kablosuz (mobile) cep telefonları

üzerinden analog olarak sesli iletişim (haberleşme) yapmak üzere geliştirilen bir

teknolojidir. İlk olarak Avrupa’da geliştirilmiş ve kullanılmış, zaman içerisinde

dünyanın çeşitli bölgelerinde de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sonraki

bölümlerde açıklayacağımız bir çok bilişim ve iletişim teknolojisine temel teşkil etmiş,

GSM teknolojileri üzerine bir çok farklı teknolojiler geliştirilmiştir.

GSM teknolojisinin insan yaşamına ve iş dünyasına getirdiği en büyük yenilik

“taşınabilirlik” olmuştur. (mobilite) Çünkü, insanlar bu teknoloji sayesinde birbirleriyle

iletişim kurmak için sabit bir yerde bulunma mecburiyetinden kurtuldular. Birbirleriyle

istedikleri anda ve kesintisiz bir iletişim kurabilme özgürlüğüne kavuştular. Bu durum,

sürekli rekabet içerisinde ve bir adım önde olma çabası içerisinde olan iş dünyasının

iletişim sorunlarının da çözülmesinde önemli rol oynadı. Ülke çapında veya dünyanın

farklı bölgelerine dağılmış olan işletme personeli (işletme personeli, iş ortakları vs.) ile

istendiği anda kesintisiz ve hızlı bir iletişim kurulabilmesini sağladı. Bunun sonucunda,

işletmeler değişen koşullara daha hızlı tepkiler vererek rekabet avantajı sağladılar.

4.3 GPRS / EDGE / 3G

GRPS, EDGE ve 3G teknolojileri, birbirleriyle aynı işi yapan ve zaman içerisinde

birbirlerinin yerini alan teknolojilerdir. Temel amaçları, GSM ağları üzerinden internet

ağlarına bağlanmak, yüksek hızlarda metin ve görüntü aktararımını sağlamaktır.

GPRS (General Packet Radio Service - Genel Paket Radyo Servisi) teknolojisinin

amacı, GSM ağları üzerinden ses iletimine ek olarak veri (metin ve görüntü)

aktarabilmektir. GSM ağları başlangıçta sadece ses aktarımı için tasarlanmıştı. Ancak

zaman içinde, özellikle de internet teknolojilerinin gelişmesine paralel olarak mobil

cihazlardan da internete bağlanarak metin ve görüntülere ulaşma ihtiyacı doğdu. Bu

Page 14: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

12

ihtiyaç üzerine yapılan çalışmalarla GPRS teknolojileri GSM ağları üzerinde yaygın

olarak kullanılmaya başlandı.

GPRS yada 2.5G teknolojisi ile, internet ağları üzerinde bulunun her türlü veriye -GSM

ağlarına erişilebilen- her yerden, cep telefonu yada bilgisayar gibi cihazlar kullanılarak

erişim imkanı sağlanmıştır. Bu sayede, sahada bulunan işletme personelleri, taşıdıkları

mobil cihazlar ile, GSM şebekesi üzerinden işletmenin bilgisayar ağlarına bağlanarak

istedikleri veriye ulaşabilirler. Aynı zamanda, yaptıkları işler sırasında oluşan

operasyonel verileri de online olarak işletme merkezine gönderebilirler. Örneğin, sahada

topladıkları siparişleri, yaptıkları tahsilatları ve sevkiyatları online olarak işletme

merkezine bildirebilirler. Bu durum, çok geniş bir alana yayılmış olan, hızlı ve doğru

bilginin peşinde koşan iş dünyası için yeni fırsatların ve fikirlerin oluşmasına yol

açmıştır.

EDGE (Enhanced Data Rate for GSM Evolution - GSM Evrimi için Gelişmiş Veri Hızı)

GPRS den sonra çıkan bir teknolojidir ve 2.75G olarak bilinmektedir. Temelde teknik

bazı farklılıklar olmasına rağmen amacı GPRS ile aynıdır. Kısaca geliştirilmiş GPRS de

diyebiliriz. Son yıllarda, internet üzerindeki bilgi boyutlarının büyümesi ve GSM ağları

kullanıcı sayısının artması ile mevcut GPRS teknolojisi yetersiz kalmış ve geliştirilmesi

gerekmiştir. Bunun insanlara ve iş dünyası yansıması ise, daha kaliteli ve hızlı bir veri

iletişimi olmuştur. Bu sayede, GSM şebekeleri üzerinden aktarılması mümkün olmayan

büyük hacimli bilgilerin aktarılması sağlanmıştır.

3G (3rd Generation) mobil cihazların GSM ağları üzerinden internet ağına bağlanarak

metin ve görüntü aktarımını sağlayan en gelişmiş teknolojidir. Önceki nesil mobil veri

aktarım teknolojilerine göre oldukça hızlı ve güvenlidir. Bu teknoloji sayesinde, çok

yüksek miktardaki veri mobil cihazlar arasında gönderilip alınmaktadır. Önceki

teknolojiler ile yapılamayan uygulamalar 3G teknoloji sayesinde mümkün olmaktadır.

Örneğin, mobil cihazlar ile internet üzerinden video ve tv yayınları izlenebilmektedir.

Page 15: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

13

4.4 GPS

GPS (Global Positioning System) Küresel Konumlama Sistemi anlamına gelmektedir.

Günümüzde, belirli kısıtlarla da olsa sivil ve ticari kullanıma açık olan bu teknoloji

başlagıçta tamamen askeri amaçlar için ABD tarafından geliştirilmiş. Teknolojinin

amacı, uzayda bulan 24 adet uydudan alınan ve gönderilen radyo sinyalleri ile,

yeryüzünde hareket eden nesnelerin konumlarını tespit etmekdir.

Bu teknolojinin altyapısı niteliğindeki teknolojiler, 2. Dünya savaşı öncesinde

geliştirilmiş. Ancak, 2. Dünya savaşı sırasında, geliştirilen bu teknojilerin yetersiz

olduğu anlaşılmıştır. Çünkü, savaş sırasında savaş araçlarının (uçak, gemi, füze vs)

konumlarının net olarak tespit edilmesinin önemi anlaşılmıştır. Gerek düşman

kuvvetlerinin yerinin tespiti, gerekse dünyanın herhangi bir noktasına atılacak füze

sistemlerinin koordinatlarının net olarak belirlenmesi savaşların kaderini değiştirecektir.

Bundan dolayı, 2. Dünya savaşından sonra ABD hükümeti tarafından bu tür araştırmalar

için çok büyük fonlar ve kaynaklar ayrılmıştır.

Zaman içerisinde, bu teknolojinin sadece askeri amaçlar için kullanılamayacağı, bu

teknolojilere başta sivil uçaklar ve deniz araçlarının da ihtiyacının olduğu anlaşılmış ve

ABD hükümetinin izni ile sivil kullanıma açılmıştır.

Uzaya fırlatılmış olan 24 adet uydu sürekli olarak radyo sinyalleri gönderir. Bu radyo

sinyallerini alan GPS cihazları tekrar uyduya sinyal gönderirler. Bu sinyalleri alan

uydular da, GPS alıcısı cihazın dünyada tam olarak nerede olduğunu hesaplarlar.

Başlangıçta sadece askeri birimlerde, uçaklarda ve gemilerde kullanılan bu teknoloji

ulusal ve uluslararası geniş alana yayılmış olan işletmeler tarafından da kullanılmaya

başlanmıştır. Elektronikteki gelişmeler ile, GPS alıcı cihazlar küçülmüş ve ucuzlamıştır.

Özellikle geniş alanlarda faaliyet gösteren kamu kurumları ve işletmeler, personellerine

ve araçlarına bu cihazlardan temin ederek hangi personelin ve aracın nerede olduğunu

anlık olarak takip edebilirler. Bu bilgi de, izlenebilirliği ve yönetimi büyük ölçüde

Page 16: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

14

kolaylıştırmaktadır. Günümüzde, özellikle perakende satış dağıtım ve lojistik

sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır.

4.5 OT / VT

OT/VT Otomatik Tanımlama / Veri Toplama kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir

kısaltmadır. Son yıllarda, bilgisayarlar işletmelerin operasyonel işlerinde yoğun şekilde

kullanılmaya başlanmıştır. Bunlara örnek olarak, üretim süreçleri, kalite kontrol

süreçleri ve sevkiyat süreçlerini verebiliriz. Bu durum, süreçlerde ortaya çıkan

operasyonel verilerin sürekli olarak bilgisayarlara manuel olarak girilmesi yükünü

getirmiştir. Yakın bir zamana kadar işletmelerin çoğunda, asıl işi yapan personellerin

dışında bir de bilgisayarlara veri giren “veri giriş operatörleri” bulunmaktaydı. Ancak,

hiç bir operatörün işlemle birlikte anında veri giremiyor, hatta bu iş yükünden dolayı

operasyonda üretilen tüm bilgilerin bilgisayarlara girilmesi istenmiyordu. Bunun için

daha fazla personel ve daha fazla bilgisayar gerekiyordu. Bu durum, işletmeler için

fazladan bir yatırım ve maliyet anlamına geliyordu.

Bu durum için en güzel örnek üretim işletmeleridir. Bir üretim işletmesinde, işçilerin

çalışmaları kayıt altına mutlaka alınır. Çalışma günü sonunda, puantaj kartları ismindeki

formlar işçiler tarafından doldurulur ve imzalanır. Bu formlarda, işçinin saat kaçta iş

başı yaptığı, kaç adet sağlam veya hatalı ürün ürettiği, çalışma sırasında duruş olup

olmadığı, duruş olduysa ne kadar olduğu ve neden durulduğu gibi bilgiler bulunur.

Ancak iş bu formların doldurulması ile bitmemektedir. Çünkü, ilgili amir ve sorumlular

tarafından günlük, haftalık ve aylık olarak incelenmesi ve analiz edilmesi

gerekmektedir. Kağıt üzerindeki verilerin manuel olarak incelenmesi ve analiz edilmesi

çok zordur. Bu bilgilerin elektronik ortama (bilgisayarlara) girilmesi gerekmektedir.

Çoğu durumda, üretimde çalışan işçiler bilgisayar kullanmayı bilmemekte, bilse bile

tüm işçilerin aynı anda kullanabileceği sayıda bilgisayar temin etmek mümkün değildir.

Bundan dolayı, doldurulan formlar üretimde ortaya çıkan operasyonel verileri bilgisayar

ortamına giren “veri giriş operatörünün” önüne gider. Ancak, operatörün önüne gelen

bu formlardaki tüm bilgiyi bilgisayara girme hızı oldukça yavaştır ve en önemlisi çeşitli

veri giriş hataları olabilmektedir. Bu sefer operatörden tüm verileri girmemesi, sadece

bazı istenen verilerin girmesi istenir. Buda direkt olarak veri kaybı anlamına gelir.

Page 17: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

15

Burada yapılması gereken iş, bir şekilde insan ile makina etkileşimi sağlayıp, ortaya

çıkan verilerin direkt olarak bilgisayarlar tarafından okunup algılanmasıdır yani bir

OT/VT sisteminin kurulmasıdır. Bu konuda en yaygın olarak kullanılan teknolojiler

Barkod ve RFID teknolojileridir.

4.5.1 Barkod

Barkod (Barcode) İngilizce kelime anlamından anlaşılacağı gibi “çizgi kod” anlamına

gelmektedir. En kısa tanımıyla, herhangi bir verinin çizgi simgeleri ile kodlanmasıdır.

Bu kodları okuyup çözebilen bir cihaz geliştirildiğinde, tıpkı insanın bir yazıyı okuyup

anlaması gibi elektronik cihazlar da bu “çizgi kodları” okuyup anlayabilirler. Temelde

aynı prensipte olmasına rağmen birbirlerinden farklı karakterleri kodlama kapasitesi

olan “çizgi kod” sistemleri geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın kullanılanları UPC,

Code39, Code128, EAN8, EAN13 dür.

Barkod teknolojisi endüstride yaygın şekilde kabul görmüş ve kullanılmıştır. En yaygın

kullanım alanı, üretilen ürünlerin uluslararası standartlara göre doğru barkod kodunun

kullanılarak etiketlenmesidir. Ürünler, bir kez üretildikten sonra, tüm tedarik zincirinde

hareket eden ürünlerin geçiş noktalarında bilgisayar sistemleri tarafından hatasız ve

doğru şekilde tanımlanması sağlanmıştır. Bu sayede, ürünlerin tedarik zinciri

içerisindeki hareketi hızlanmış, veri giriş hatalarından kaynaklanan hatalar ortadan

kaldırılmıştır.

Barkod teknolojisinin diğer kullanım alanları ise, depolama alanları içinde bulunan

ambalajların etiketlenmesidir. Bu ambalajlarda (palet, kasa, koli vs) lojistik zinciri

boyunca hareket etmekde, bir çok noktadan geçmektedir. Bu geçişler sırasında yoğun

şekilde barkod okutma suretiyle tanımlama işlemi yapılmaktadır.

Son yıllarda 3D barkod uygulamalarıda yaygınlaşmaya başlamıştır. Çünkü, klasik

olarak kullanılan 2D barkodlarda kodlanabilecek karakter sayısı çok sınırlıdır.

Endüstrinin bu ihtiyacından dolayı, daha fazla karakteri kodlayabilen (simgeleyebilen)

Page 18: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

16

3D barkod teknolojileri geliştirilmiştir. 3D barkod teknolojisi, ilaç endüstrisinde yaygın

olarak kullanılmaktadır.

Şekil 4.1: Code128 kodlaması ile “Wikipedia” yazısı.

4.5.2 RFID

RFID (Radio Frequency Identification) “Radyo Frekanslı Tanımlama” anlamına

gelmektedir. Nesneleri, radyo sinyalleri kullanarak tanıma yöntemidir ve barkod

teknolojisinin yaptığı benzer işi farklı bir yöntemle yapmaktadır ancak barkod

teknolojisinden daha gelişmiş bir teknolojidir. RFID teknolojisinde, ürünlerin üzerine

radyo sinyalleri ile yapılan sorgulamaları tanıyabilen, uygun sinyaller gönderebilen bir

etiket bulunmaktadır. Bu etiket içerisinde küçük bir çip, anten ve kaplama malzemesi

barındırır. Okuyucu cihazın, nesneyi tanıması için görmesi gerekmez. En büyük avantajı

budur.

RFID teknolojisi 1970 lerden beri geliştirilmektedir ve yeni bir teknoloji değildir.

Barkod teknolojisinden daha gelişmiş olmasına rağmen, endüstride onun kadar kullanım

alanı bulamamıştır. Bunun en önemli sebebi, barkod teknolojisinde olduğu gibi uluslar

arası geçerliliği olan bir standart haline getirilememiştir. Örneğin, “x” marka RFID

yazıcıları ile oluşturulan etiketleri, “y” markalı bir RFID okuyucu cihaz

okuyamamaktadır. Günümüzde, tedarik zincirleri ağları kıtalar arası bir boyuta ulaşmış,

zincirdeki halka sayısı çoğalmış en önemlisi de halkalar birbirine geçmiştir. Dolayısı ile,

bir tedarikcinin veya üreticinin tüm RFID etiketlerini okuyabilmesi için çok büyük

yatırımlar yapması gerekmektedir. Diğer bir faktörde, maliyet unsurudur. Maalesef,

RFID etiket basım maliyetleri, RFID okucuyu cihazları edinme ve işletme maliyetleri

yüksektir. Özellikle, küçük hacimde ve düşük değerde emtiaların olduğu tedarik

zincirlerinde kullanımı yok denecek kadar azdır.

Page 19: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

17

4.6 Veritabanı ve Sorgulama Dili (SQL)

Veritabanı kelime anlamı itibariyle, düzenli şekilde depolanmış (saklanmış) veriler

anlamına gelmektedir. Diğer bir deyişle, kayıt tutmak, kayıtları saklamaktır. İnsanlar ve

kurumlar verileri neden depolamak ister? Veritabanı kavramının anlaşılması için bu

sorunun cevabını düşünmek yeterlidir. Elbette, ileride gerektiğinde tekrar o verilere

ulaşabilmek için. Bilgisayar teknolojisinin kullanılmadığı dönemlerde de, insanlar ve

kurumlar (özellikle devletler) yoğun şekilde kayıt tutma faaliyeti yapıyorlardı. Tutulan

kayıtlar, kağıt üzerlerinde oluyor, (evrak) ileride gerektiğinde tekrar ulaşabilmek için

güvenli bir yerde saklanıyordu. (arşiv) İllgili verinin (evrakın) gerektiğinde kolaylıkla

bulunabilmesi için de, bu evraklar hakkında özet bir bilgide ayrı bir deftere yazılıyordu.

(fihrist, index) İlgili evraka ulaşabilmek için, öncelikle bu fihristten bakılıyor, istenen

konuda evraklar ve bunların depoda (arşivde) nerede oldukları öğreniliyordu. Sonra,

direkt olarak ilgili lokasyondan istenen evrak alınıyordu. Ancak, zamanla biriken ve

devasa boyutlara ulaşan bu evraklarda olan verileri toparlamak, değerlendirmek ve

anlamlı bir sonuca ulaşmak çok zor oluyordu. Çoğu durumda, yıllar boyunca kayıt

altına alınarak saklanmış olan bu veriler bir işe yaramıyordu.

Elektronik ve bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak, daha önce

tamamen kağıt üzerinde olan bilgiler elektronik ortamlara (bilgisayarlara) girilmeye ve

depolanmaya başlandı. İlk zamanlar sadece depolamak ve gerektiğinde bu verilere

ulaşmak yeterli oluyordu. Daha sonraları, elektronik ortamlarda (bilgisayarlar üzerinde)

depolanan verilerin de hacmi arttı. Bunun en büyük sebebi, bilgisayar teknojilerinin

yayılması, bilgisayarın insan ve iş hayatında daha fazla kullanılmaya başlanmasıdır.

Çünkü, insanlar bir çok işini bilgisayarlar üzerinde yapmaya başladılar. Bu işlemler

sonucunda oluşan veriler ise zaten bilgisayarların disklerinde saklanıyordu.

Bilgisayarların ilk kullanılmaya başlandığı zamanlarda, depolanan bilgilerin kısıtlı

olmasına rağmen veri işlemleri zor ve depolama maliyetleri yüksekti. Uluslararası

ticaret ve tedarik zincirleri devasa boyutlara henüz ulaşmamıştı. Bundan dolayı, iş

dünyasında alınan kararlar -günümüze göre- daha basit kararlardı. Bilgisayar

Page 20: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

18

hafızasındaki verilere bakarak çeşitli kararlar alınabiliyordu veya en azından bu yeterli

oluyordu.

Son yıllarda, işletmeler geçmişe göre daha büyük tedarik zincirlerinin halkası olmaya

başladılar. Bu durumda, daha karmaşık, bir çok parametreye ve ihtimallere dayanan,

uzun vadeli taktik ve stratejik kararlar almayı da beraberinde getirdi. Bilişim

teknolojileri dünyasının bu ihtiyaçlara verdiği cevap ise, daha gelişmiş yeteneklere

sahip veritabanları oldu. Günümüzün veritabanları oldukça güçlü veri depolama,

sorgulama araçları içeren bir VTYS (Veritabanı Yönetim Sistemleri – Ing. RDBMS -

Relational Database Management System) sistemi haline gelmişlerdir. Bu konuda en

önemli gelişme, yapısal veritabanı sorgulama dili olan SQL (Structured Query

Language) dilinin geliştirilmesi ve endüstri standardı haline gelmesidir.

Veritabanları içerisinde veri sorgulayarak istenen verilere ulaşma ve veritabanında

saklanacak bilgilerin yapısını belirleme işlemi SQL dili kullanılarak yapılmaktadır.

Çoğu durumda, veritabanında duran veriler olduklarından farklı durumda görülmek

istenebilirler. Bu durumlarda SQL dili kullanılarak, veritabanı içerisinde farklı alanlarda

(tablolarda) kullanılan veriler bir araya getirilebilirler.

Günümüzde populer olan ve yaygın şekilde kullanılan veritabanları ve sorgulama

dillerinden bazıları:

Veritabanları:

MySQL

PostgreSQL

Oracle

Sybase

MsSQL

Firebird

Ms Access

IBM DB2/DB6

Sorgulama Dilleri

ANSI SQL (Standart SQL)

PL/SQL

T-SQL

Page 21: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

19

5. TZY DE KULLANILAN BİLİŞİM SİSTEMLERİ (BS)

5.1 MRP I

MRP I (Material Requirements Planning) ingilizce tanımından da anlaşılacağı üzere,

Malzeme İhtiyaç Planlaması’dır. Peki malzeme ihtiyaç planlaması nedir? 1950 ler ve

1960 larda üretim işletmelerinin artan kapasiteleri ile birlikte fazla stok sorunları

meydana gelmiştir. Çünkü, üretim işletmeleri, “nasıl olsa satarız, makineler boş

durmasın“ düşüncesi ile çoğu zaman talep miktarlarından fazla üretiml yapmışlardır

(seri üretim). Bu seferde yüksek stok maliyetleri ile yüzyüze gelmişler, “neden bu kadar

fazla ürettik“ sorusunu sormuşlardır. Fazla üretimin hem stok maliyeti hemde gereksiz

hammadde maliyeti anlamına geldiğini anlamışlardır.

Bundan sonra, “sadece üretmemiz gerektiği kadar üretelim“ (siparişe üretim), “sadece

ihtiyacımız olduğu kadar hammadde ve malzeme tedarik edelim“ düşüncesi

benimsenmiştir. Bu sorunu çözmek için de MRP I yazılımları geliştirilmiştir.

Bir MRP I yazılımının çalışma mantığı kısaca şu şekildedir: İşletmedeki veritabanında,

işletmenin ürettiği ürünler ve bu ürünlerin üretilebilmesi için gerekli olan hammaddeler

ve birim miktarları tanımlanmıştır. Bunlara “Ürün Ağaçları“ denir. (İng. BOM-Bill of

Material) İşletmenin üreteceği ürünler yani müşteri siparişleri ve tahminleri de

veritabanında bulunmaktadır. İşletmenin ana üretim planını bu siparişler ve tahminler

oluşturmaktadır. (MPS-Mater Production Schedule) Bu bilgileri girdi olarak kullanan

MRP I yazılımı basit bir çözümleme ve hesaplama işine girişerek müşteri siparişlerini

karşılamak için gerekli olan hammaddeleri ve miktarlarını hesaplar. Bulunan

miktarlardan, o anda işletme içerisinde kullanılabilir durumda olan stok miktarları

çıkartılır. Bu işlem sonucunda bulunan miktar, işletmenin hammadde ihtiyacı olur.

Üretim işletmesinin diğer işletmelerden tedarik etmek zorunda kaldığı hammadde ve

malzeme miktarları bu şekilde elde edilmiş olur.

MRP I yazılımlarının doğru sonuçlar üretebilmeleri için, girdi olarak kullandığı ürün

ağaçları, müşteri siparişleri ve mevcut stok miktarları doğru olması gerekmektedir. Aksi

Page 22: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

20

takdirde, hem işletmenin ana üretim planı (MPS) yanlış oluşacak hem de MRP

yazılımından alınacak sonuçlar yanlış olacaktır.

5.2 MRP II

MRP I sistemlerinden alınan verimli sonuçlar üzerine, üretim işletmeleri kendi iç

süreçlerine daha fazla odaklanmışlardır. İstenen ideal sonuçlara ulaşmak için, sadece

"malzeme ihtiyaç planlaması" yapmanın yetersiz olduğunu anlamışlardır. Bundan sonra,

diğer üretim kaynaklarını planlamaya yönelmiştir. İşletmelerin bu ihtiyaçlarını

kaşılamak için MRP II yazılımları geliştirilmiştir. Bu amaç için geliştirilen yazılımlara

“üretim kaynakları planlaması” (ing. Manufacturing Resource Planning) adı

verilmektedir.

Bir MRP II yazılımları, MRP I yazılımlarının aldığı girdilere ek olarak kaynak

bilgilerini kullanmaktadır. Üretimin diğer kaynaklarına baktığımızda ise, makine, insan,

para (finans) ve zaman I görürüz. Tüm bunların etkili bir şekilde planlanması ve

koordinasyonu ile etkili bir üretim kaynakları planlaması yapılabilir. Bunun sonucunda,

stok miktarları azalır, stok devir hızları artar, stok maliyetleri azalır, kaynak

kullanımları azalır. Bunların sonucunda, ürün maliyetleri azalırken, üretilen ürünlerin

kalitesi artar. İşletme karlılığını ve sürdürülebilir rekabet avantajı sağlar.

5.3 ERP

ERP (Entire Resourse Planning) Kurumsal Kaynak Planlama anlamına gelmektedir.

Gerçekte bir yönetim süreci olmasına rağmen, günümüzde bu amaç için yapılmış

yazılımların ismi olarak kullanılmaktadır. Bir kurumun kaynakları nedir? Kurumsal

kaynak planlaması nasıl yapılır? Sorularının cevapları kurumsal kaynak planlama

yazılımlarında yoktur. Bu iki sorunun cevabı bilindiğinde, bu amaç için yapılmış olan

ERP yazılımlar verimli olarak kullanılabilir. ERP yazılımları, „kurumsal kaynakların

planlanması“ sürecini kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramazlar. Bundan dolayı,

dünya da ve ülkemizde bir çok ERP yazılımı kullanan “kurum“ olmasına rağmen,

“kaynaklarını“ “ERP“ sistemleri üzerinden yönetebilen kurum sayısı düşüktür.

Page 23: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

21

ERP yazılımlarının temeli, MRP I ve MRP II yazılımlarına dayanmaktadır. Bir

kurumun kaynak planlamasını yapabilmek, o kurumdaki tüm birimlerin ortaklaşa

yapacağı çalışmalarla mümkündür. (bir kişinin veya bir departmanın işi değildir.)

Çünkü, herhangi bir kişi uzmanlık seviyesinde olmadığı bir süreci planlayamaz.

Planlamaya çalıştığında ise mutlaka hatalar yapar. Bundan dolayı, ERP yazılımlarını

kurmak, yönetmek ve yaşatmak farklı uzmanlıklara sahip üyelerden oluşan gelen bir

ekip işidir.

ERP yazılımlarını, MRP I, MRP II ve diğer yönetim yazılımlarından farklı nedir? ERP

yazılımları, bir kurumdaki tüm süreçleri kapsamak zorunda olduklarından dolayı çok

geniş ve bütünleşik yapıda tasarlanmış –entegre- veritabanı yapısına sahiptirler. Kendi

içlerinde programlama dilleri olabilir ve her kurumda farklı şekilde çalışacak şekilde

ayarlanabilirler. (özelleştirme-customizing)

İyi bir ERP yazılımı, dünyanın farklı ülkelerinde ve farklı sektörlerde kullanabilir

olmalıdır. Birden fazla muhasebe mevzuatını, çeşitli dilleri desteklemeli, uluslararası

saat farklarını hesaba katmalıdır. Bundan dolayı, dünyanın farklı bölgelerinde

yatırımları olan (farklı sektörlerde olabilir) global ölçekteki firmalar iyi erp yazılımları

kullanmak zorundadır.

ERP yazılımı geliştirmek çok zahmetli ve uzun bir süreçtir. Çok farklı alanlarda

uzmanlıkları ve deneyimi olan bir çok kişinin bir araya gelerek tasarlayabileceği ve

geliştirebileceği yazılım türleridir. Sektöre giriş bariyeri çok yüksektir. Bundan dolayı

her gün yeni bir ERP yazılımı piyasaya çıkamaz. Şu anda ülkemizde ve dünyada yaygın

olarak kullanılan ERP yazılımlarını incelediğimizde, çok uzun yıllara dayanan bir

geçmişe sahip olduklarını görürürüz.

Son yıllarda, TUBITAK kurumunun verdiği teşviklerle ülkemizde de ERP yazılımı

geliştirme çalışmaları hızlanmıştır. Henüz dünya çapında yaygın olarak kullanılan bir

ERP yazılımımız yoktur. Ülkemizde geliştirilen ERP yazılımları, ağırlıklı olarak KOBİ

(Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) lerde kullanılmaktadır.

Page 24: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

22

Bir kurumun, ERP yazılımı kullanmaya başlaması kurumsallık adına atılmış önemli

adımlardan birisidir. Başlangıçta, olması gerektiği gibi verimli kullanılamasa da kurum

bilgilerinin merkezi bir veritabanıa girilmesi, ortak bir veritabanın oluşması, bilgi

paylaşmının artması ve en önemlisi kurumun artık bir “hafızaya“ kavuşması açısından

önemlidir. Henüz bunları yapamamış bir kurumun, kurum dışı faaaliyetlere odaklanması

(işletmeler için müşteriler ve tedarikçiler) onlarla iyi ilişkiler kurarak entegrasyona

gitmesi mümkün değildir. İş süreçlerini ve yapılarını standart hale getirmiş

(yönetilebilir, planlanabilir) işletmeler, ERP sistemleri ile bütünleşik olan çalışan SRM

(Supplier Relationship Management – Tedarikçi İlişkileri Yönetimi) ve CRM

(Customer Relationship Management – Müşteri İlişkileri Yönetimi) sistemlerini

kurarak, tedarik zincirlerini daha güçlü hale getirerek sürdürülebilir bir rekabet avantajı

yakalamışlardır.

5.4 SRM

SRM (Supplier Relationship Management) Tedarikçi İlişkileri Yönetimi anlamına

gelmektedir ve çok geniş bir kavramdır. TZY içerisinde önemli bir yer işgal etmektedir.

Günümüzde, tedarik zincirinin birer halkaları olan, müşteriler, üretici işletmeler ve

üretici işletmelerin hammadde tedarik ettiği işletmeler farklı şehirlerde, farklı ülkelerde

ve hatta farklı kıtalarda olabilmektedir. Bu durum, halkalar arasında iletişim ve bilgi

paylaşımı sorunlarını da ortaya çıkarmıştır.

Geçmişte işletmeler kurumsal bilgilerini diğer işletmelerle paylaşmaya sıcak

bakmıyorlar ve bunu bir risk olarak görüyorlardı. Ancak bu anlayış, son yıllarda

değişmek zorunda kalmıştır. Tedarikçileri ile etkin iletişim ve bilgi paylaşımı yapan

işletmeler rekabette bir adım önde olmuşlardır. Dünya çapına yayılmış çok sayıda

tedarikçiyi yönetmek, onlarla etkin iletişim ve bilgi paylaşımı yaparak stratejik

ortaklıklar kurmak zor bir süreçtir. Ancak, bu amaca hizmet eden bir çok bilişim

teknolojisi ve sistemi de geliştirilmiştir.

İşletmelerin bu konudaki en büyük yardımcısı ERP yazılımlarıdır. Bu yazılımların

hemen hemen hepsinde “satınalma“ modülü bulunur. Yoksada, en azından “satınalma“

Page 25: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

23

süreçlerini içeren fonksiyonları olur. İşletme içerisinde doğan satınalma ihtiyaçları

(satınalma talepleri) bu sisteme girilir ve gerekli birleştirmeler (konsolidasyon) sistem

tarafından yapılarak satınalma siparişlerine dönüştürülür. Bu satınalma siparişlerinin

çıktısı alınarak ilgili tedarikçilere gönderilir. Ondan sonra, sipariş edilen ürünler gelir ve

mal kabulleri yapılarak stoklara alınır. Mevcut ERP yazılımlarının tamamı buraya kadar

olan süreci kapsar. Ancak, çeşitli analizlerle tedarikçi değerlendirmesi yapılmak

istendiğinde ERP yazılımlarından istenen verim alınamaz.

Bundan dolayı, ERP yazılımı üreten firmalar çeşitli rapor ve analiz fonksiyonlarını

içeren SRM modülleri geliştirmişlerdir. Bana göre de bu mantıklıdır. Çünkü, ERP

yazılımı kullanan her işletme, matematik, istatistik ve analitik yöntemlerle analiz

etmiyor yada en azından henüz o aşamaya gelememiş oluyor. Bu aşamada, işletmelerin

cevaplarını aradığı sorulardan bazıları:

Tedarikçiler, istenen ürünleri istendiği zamanda, istendiği miktarda ve istendiği

kalitede teslim edebiliyorlarmı?

Tedarikçileri bir değerlendirme yaparak “iyi“, “vasat“, “kötü“ şeklinde bir

sınıflandırma yapabilirmiyim?

Hangileri ile çalışmaya devam etmeliyim, hangileri ile çalışmayı bırakmalıyım?

İstendiği zamanda ve özellikte (nicel, nitel, fiyat) gelmeyen ürünlerin maliyeti

nedir ? Ne gibi zarara yol açmaktadırlar.

Hangi tedarikçiden temin edilen hammaddelerle üretilen ürünler daha kaliteli ?

Müşteriler hangilerini daha çok beğeniyor?

Tedarikçi işletmem hammaddelerini nasıl ve nereden temin ediyor? Oda tedarik

ederken kalite muayenesine tabi tutuyormu?

Tedarikçi işletmem ürünleri gönderirken ne gibi kalite kontrol yöntemleri

uyguluyor?

Talep edilen ürünlerim yola çıktığında nasıl haberim olacak? İşletmeme doğru

gelen ve yolda olan ürünleri nasıl izleyebilirim?

Kendi ERP sistemimde (veritabanımda) oluşan sipariş bilgileri, tedarikçimin

kullandığı ERP sistemine (veritabanına) direkt olarak gönderebilir miyim?

Page 26: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

24

Dünyada, ihtiyacım olan hammadde ve malzemeleri daha uygun fiyatta ve daha

kaliteli bir şekilde tedarik edebileceğim işletmeler varmı? Varsa nasıl irtibata

geçeceğim?

İdeal bir SRM sistemin yukarıdaki sorulara cevap verebilmesi beklenir. Bu konuda,

dünya çapında çalışan ve iyi kurgulanmış örnekler bulmak mümkündür. Ancak, sektörel

olarak bir değerlendirme yapıldığında, en iyi örnekler global olarak çalışan otomotiv

“ana sanayi“ işletmelerinde görülmektedir. Çünkü bir motorlu aracı üretebilmek için

dünya çapında binlerce tedarikçi ile çalışılması gerekmektedir. Bundan dolayı, SRM

sistemlerinin geliştirilmesinde otomotiv ana sanayi işletmelerinin öncülük ettiğini

söylemek mümkündür. Bir motorlu aracın binlerce parçadan meydana geldiğini

düşünürsek, iyi kurgulanmış bir SRM sistemi olmadan üretim yapabilmek bile mümkün

değildir. Bu işletmeler, operasyonel maliyetlerini azaltırken ürün kalitelerini de

artırmışlardır. Bunun faaliyetler sonucunda, müşteri memnuniyeti, karlılık ve büyüme

kendiliğinden gelmiştir.

5.5 CRM

CRM (Customer Releationship Management) açılımı Müşteri İlişkileri Yönetimi (MİY)

anlamına gelmektedir. Müşterileri anlamak, onların ihtiyaç ve beklentilerine uygun ürün

ve hizmetleri üretmektir. Bu tanıma uygun hareket etmeyi öngören bir yönetim biçimi

ve iş stratejisidir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, CRM baştan aşağı tüm işletme

süreçlerini kapsamaktadır. Çünkü, müşteri ilişkilerinin temelini üretilen ürünler ve

hizmetler teşkil eder. Ürün ve hizmet üretimi ise, satınalma, (tedarik) üretim, kalite,

lojistik, satış ve pazarlama faaliyetlerini kapsayan bir süreçtir.

Son yıllarda daha fazla gündeme gelen ve popüler olan bir kavramdırr. Çünkü, pazarda

aynı ürün veya hizmeti üreten bir çok işletme kurulmuş, alternatifler çoğalmıştır. Buda

doğal olarak işletmeler arasında kıyasıya bir rekabete yol açmıştır. CRM konusunda

yüksek öğretim seviyesinde bölümler ve dersler açılmış, bir çok makale ve tez

yayınlanmıştır. Günümüz modern işletmelerinin çoğunluğu, CRM kavramını duymuş

veya en azından “Müşteri İlişkileri Yönetimi” kavramının önemini anlamıştır.

Page 27: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

25

CRM kavramı çok geniş ve neredeyse tüm tedarik zinciri süresince ele alınması

(düşünülmesi) gereken bir kavram olduğundan dolayı, pratik uygulamada bu kavramın

içerisi olması gerektiği gibi doldurulamamaktır. Özellikle, SRM sistemleri ile bağlantısı

kurulamamaktadır. Bir çok işletme, CRM adı altında farklı uygulamalar yapmaktadır.

Genelde, CRM bir boyutu ile değerlendirilmektedir. Örnek olarak, bazı işletmeler

müşterilere sürekli SMS veya E-Mail göndermeyi, sitelerinde canlı müşteri temsilcisi ile

görüşme imkanı sağlamayı, kendilerinden ürün veya hizmet alan müşterileri merkezden

aramayı, müşterinin yerine ürün seçerek uygun ürün kombinasyonları seçmeyi, sürekli

reklam ve promosyon yapmayı CRM olarak değerlendirmektedir. Bütün bunları yapan

bir işletmeden ürün alıp sonra yasal süreleri içinde iade etmek istediğinizde ise sorunlar

başlamaktadır. Özetle, CRM kavramı bir yeni satış ve pazarlama faaliyeti olarak

değerlendirilmektedir.

Bunun en önemli sebebi ise, bir çok işletme için CRM kavramının içini doldurmak

demek, adeta bünyeye dışarıdan bir doku nakli yapmak demektir. Bu durumda, işletme

bünyesi bu gerçek CRM uygulamalarını kabul etmeyecektir. Çünkü, o işletmenin

kuruluş amacı, müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayarak müşteri memnuniyetini

sağlamak değildir. Maaledef, bir çok işletme günü kurtarmak ve kısa zamanda çok para

kazanmak amacıyla kurulmaktadır. Paydaşlarından haberi olmayan, müşterilerini

tedarik zincirinin son halkası olan bir iş ortağı olarak henüz göremeyen bir çok işletme

vardır.

Bana göre, bir işletmeye (özellikle üretim işletmeleri) sonradan tam anlamıyla bir CRM

sistemi kurulamaz. Çünkü, hiç bir işletme (özellikle üretim işletmeleri) kuruldukdan

sonra, tüm süreçlerini baştan aşağı değiştiremez. Bundan dolayı, CRM mantığı ve bakış

açısı bir işletmenin doğasında ya vardır yada yoktur. Bu duruma örnek olarak, çeşitli

kimyasal sentetik ürünlerden “çok ucuz” maliyetlerle kalitesiz “suni deri” den yapılmış

giysiler üretip, bunları da “yüksek” fiyatlara satarak iyi karlar elde etmeyi hedeflemiş

bir işletmede, CRM kavramının tam anlamıyla oturması beklenemez.

Page 28: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

26

5.6 EDI

EDI (Electronic Data Interchange) Elektronik Veri Alışverişi anlamına gelmektedir.

Tedarik zinciri içerisindeki işletmeler arasındaki bilgi ve belge akışının bilgisayarlar

üzerinden (elektronik ortam) yapılabilmesi için geliştirilmiş olan bir ticari veri yapısıdır.

Uluslararası boyutta bir standart veri yapısı geliştirme çalışmaları 1970 lerde başlamış

ve ilk kabul edilen standart 1987 yılında olmuştur. (ISO Standardı UN/EDIFACT) Daha

sonra farklı kurumlar tarafından çeşitli EDI formatları geliştirilmiştir. (VDA, ODETTE)

Bu şekilde veri yapısı standardı geliştirme ihtiyacı neden ortaya çıkmıştır? 1950 lerden

sonra, uluslararası ticaretin boyutu artmış, farklı ülkelerde bulunan tedarikçiler ve

üreticiler birlikte çalışmaya başlayarak iş ortaklıkları kurmuşlardır. Bu durum

beraberinde bilgi ve belge paylaşım sorunlarını doğurmuştur. Klasik yöntemde, bir

üretici işletmenin kendi bilişim sisteminden oluşturduğu satınalma siparişlerinin kağıt

çıktıları alınarak fax çekilmektedir. Tedarikçi tarafından alınan bu sfax üzerindeki

sipariş bilgiler tekrar tedarikçinin bilişim sistemine girilmektedir. Bu durum hem zaman

kaybına hemde hatalara yok açabilmektedir. Bilgisayar teknolojilerinde gelişmeler

sayesinde, üreticiler siparişlerini tedarikçilere elektronik posta (e-mail) yoluyla

göndermeye başladılar. Bu durumda, sipariş elektronik olarak gönderilmiş oluyordu

ancak tedarikçinin bilişim sistemine girişi yine manuel şekilde yapılıyordu. Bundan

dolayı istenen hız ve verim sağlanamıyordu. Tedarikçilerden üretici firmalara

gönderilern faturalar, teslimat notları gibi belgerin girişi ve işlenmesi de üretici firma

tarafında büyük bir sorun teşkil ediyor ve çeşitli hatalara yol açabiliyordu.

Tüm bu sorunların çözümü amacıyla, uluslararası standart bir veri yapısı geliştirilmiştir.

Bu yapıdaki verileri, önde gelen ERP yazılımları okuyabilmekte ve anlayabilmektedir.

Aynı şekilde, teslimat notları (delivery note) ve fatura gibi belgeler de EDI mesajları

şeklinde üreticilerin bilişim sistemlerine gönderilir.

Page 29: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

27

6. DHL WORLDWIDE TEDARİK ZİNCİRİ UYGULAMALARI

Bu bölümde, lojistikden tedarik zincirine geçiş sürecindeki en somut örneklerden birisi

olan DHL Worldwide firmasının son yıllarda başlatmış olduğu tedarik zinciri

uygulamalarına yer vereceğiz.

DHL Worldwide firması, dünyanın en büyük lojistik firmalarından birisi olarak, global

ve yerel deneyimlerden yararlanarak, müşterilerin tedarik zincirine değer katan

kapsamlı hizmetler sunmaktadır. İlk danışmanlık ve tasarım adımlarından son teslimat

anına ve hatta tersine lojistiğe kadar, tüm sektörlere özel tedarik zinciri çözümleri

üretmektedir. Bu çözümler ve aşamaları aşağıda belirtilmiştir.

6.1 Plan (Tedarik Zinciri Analizi ve Tasarımı)

DHL, tedarik zinciri danışmanlığı ve ağ tasarımı çalışmalarında büyük resmin

görülmesine yardım eder. Daha iyi müşteri hizmetleri sunabilmek adına optimize

edilebilir sorulara cevaplar arar. Tüm tedarik zinciri boyunca değişiklikleri teşvik

edecek ve yönetecek stratejik ortaklıklar kurulur.

Karbon salınımını azaltarak, çevre kanunlarına uygun hareket edilmesini sağlar. DHL,

müşterilerinin karbon salınımı azaltma sürecini hızlandırmak için çalışmaktadır.

Doğrudan veya dolaylı karbon emisyonlarını değerlendirerek, azaltarak, değiştirerek ve

bazı durumlarda nötr hale getirerek sera gazı azaltma stratejilerini oluşturabilir ve

yürütebilir.

6.2 Kaynak

DHL’in satın alma uzmanları esas ürünler dışındaki birçok ürün üzerinde maliyetlerden

önemli oranda tasarruf edilmesini sağlar. Promosyon malzemelerinden tüketim

malzemelerine, iş kıyafetlerinden faaliyetler için gerekli yedek parçalara ve yeniden

satılamayacak diğer mallara kadar tüm ürünler için bu hizmetler sunulur. Endüstri

Page 30: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

28

sektörü ne olursa olsun DHL üretim tesisine hammaddelerin sorunsuz bir şekilde

girmesini sağlamak için hammadde depolama hizmetleri sunar. Bunlar;

Yük boşaltma

Gruplama, birleştirme ve konsolidasyon

Depolama

Sipariş işleme

Envanter yönetimi ve optimizasyonu

Sipariş toplama, paketleme ve gönderme

Tesis içi lojistik – ikmal (Tam zamanında-JIT ve KANBAN)

Gümrük komisyonculuğu ve beyanlar

Kalite kontrol/Kalite Güvence Testleri

Tedarikçi merkezleri

Aynı zamanda maliyetleri azaltmak ve karbon salınımını minimuma indirmek için

mümkün olan her yerde mal kabul ve mal teslim taşımacılığı hizmetlerini birleştirerek,

çözüm üretmek için müşteri ile birlikte çalışır. DHL, yüksek hacimdeki az işlenmiş

malların dünya genelindeki depolara ve doğrudan üretim tesislerine ihracatı ve ithalatı

faaliyetlerini de yürütmektedir.

Günümüzde üreticiler ürünlerini, tüketicilerin bütçelerine uygun fiyatlarla satışa

sunabilmek için, daha düşük maliyetli üretim yerlerini tercih ediyorlar. Bu nedenle

tedarik zincirinin uzamasına rağmen tüketiciler giderek daha talepkar olmaya

başlıyorlar. Dünya ekonomisindeki değişimler sonucu satın alma kararları da sürekli

değişiyor ve bu durum tedarik zincirini bir çok zorluk ile karşı karşıya getiriyor.

6.3 Üretim

Malzemelerin tedarikçiden çıkışından üreticinin üretim hattında girmesine kadar tedarik

zinciri çalışmasındaki araçlar, müşterilere tüm tedarik zincirini kontrol etme becerisi

verir. Gerçek zamanlı izlenebilirlik sağlayarak envanter taşıma maliyetlerini azaltır,

teslimat sürelerine daha uygun hareket edilerek ve pazardaki değişen koşullara çabuk

adapte olmayı sağlar.

Page 31: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

29

Tesis içi lojistik hizmetleri ham maddelerin, bileşenlerin ve kısmi montaj

malzemelerinin, mamul mallara dönüştürülmek üzere üretim tesisi içinde stok

alanlarından veya hat tarafından üretim alanlarına taşınmasını ve aynı zamanda mamul

malların fabrika kapısında teslimatını da içerir. DHL iş gücü yönetimi, saha yönetimi,

tesis içi rotalama ve arıtma-ayıklama hizmetleri gibi görevleri yerine getirerek müşteri

üretim ekibine destek olur.

6.4 Depolama

Sunulan hizmetlerin ve çözümlerin temelinde, kar ve zararı etkileyen avantajlar sunan

özel bir depo tasarlanması ve işletilmesi yatmaktadır. Operasyonel mükemmellik

üzerine odaklanarak, tüm faaliyetler boyunca aynı kalitenin sunulması sağlanır. Mamul

mallar için depo hizmetleri aşağıdakileri içermektedir:

Depo/dağıtım merkezi tasarımı ve danışmanlığı

Dedike ve çok kullanıcılı operasyonlar

Ortam sıcaklığında, soğutulmuş, dondurulmuş ve karma operasyonlar

Gümrük işlemleri/antrepoo

Tren yoluna bağlı depolar

Otomasyon ve otomatik tasnif sistemleri

Çapraz sevkiyat(Cross-docking)

IT çözümlerinin entegre edilmesi (örnek WMS ve ara yüz oluşturma)

Envanter yönetimi ve optimizasyon

Mal kabul ve malın yerleştirilmesi

Barkod takma, RFID işaretleme ve etiketleme

Depolama

Sipariş toplama (birim, koli veya palet), paketleme ve sevkiyat

Katma Değerli Hizmetler (Örneğin etiketleme ve paketleme hizmetleri)

İade edilen malların işlenmesi

Paketlerin geri dönüşümü, yaşam süresi sona ermiş (EOL) ürünler ve atık

malzemeler

Yeniden kullanılabilir taşıma ekipmanı yönetimi.

Page 32: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

30

6.5 Teslimat

Sevkiyat hizmetlerinin etkin yönetimi, çok yüksek bir maliyeti rekabet açısından önemli

bir avantaja dönüştürebilir. DHL nakliye yönetimi çözümleri aşağıdaki temel

hizmetlerden oluşur:

Tedarikçilerden toplama

Ana hat taşıması

Mağazaya teslimat

Tersine lojistik

Takip ve İzleme/Elektronik Veri Değişimi (EDI) izlenebilirliği çözümleri

Aktarma merkezi ve konsolidasyon

Kapıya teslimat

Yönetilen nakliye hizmetleri

Havayolu, deniz yolu ve karayolu taşımacılık hizmetleri

Ekspres paket teslimatı hizmetleri

Tedarik zinciri danışmanlığı, lojistik ağı stratejisi ve sevkiyat modellemesi

Taşıyıcı firma yönetimi

Kontrol kulesi hizmetleri

6.6 İade (Ters Lojistik)

İade (Ters Lojistik) varlıkların değerini maksimuma çıkarmak ve çevre üzerindeki

etkilerini minimuma indirmek için iade edilen malların akışının sorunsuz bir şekilde

gerçekleştirilmesi ve paketleme hizmetlerinin sunulmasıdır.

Başarılı bir tedarik zincirinin anahtarı sadece ürünlerin nasıl dağıtacağının planlanması

değil aynı zamanda müşterilerden gelen iade veya kullanılamayacak olan ürünleri nasıl

geri toplanacağının da planlanmasıdır. İade edilen ürünlerin etkin şekilde yönetilmesi,

malzemenin yeniden kazanılmasına, hurda ve atık miktarının azaltılmasına ve müşteri

memnuniyetinin sağlanmasına olanak verir. Bu kapsamda verilen hizmetler:

Page 33: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

31

Ürünlerin müşterinin sahasından geri toplanması

Geri dönen ürünlerin yönetimi, alınması, tasnif edilmesi, denetlenmesi ve imha

edilmesi

Ekspres teslimat, “taşınma esnasında zarar gören ürünün” değiştirilmesi

Page 34: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

32

7. SONUÇ

Günümüzde, işletmelerin sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlaması için tam

anlamıyla bir tedarik zinciri ağına sahip olmaları gerekmektedir. Çalışmada belirtilen,

bilişim teknolojileri ve bilişim sistemleri bunun için sadece bir araçtır. İşletmeler, bu

modern teknolojileri kullandıkça bir gelişim sağlayacaklardır. Ancak, tam anlamıyla bir

tedarik zinciri sistemine sahip olmak sadece teknolojiye yatırım yapmakla mümkün

değildir. Çünkü, bilişim teknolojilerini ve bilişim sistemlerini kullananlar da, iş süreçleri

içerisinde yer alan insanlardır. Bundan dolayı, işletmeler mevcut durumla yetinmemeli,

iş süreçlerini sürekli iyileştirmeye çalışmalılar. İş süreçlerinde yanlışlıklar bulunan bir

işletmede, bilişim sistemlerinin doğru sonuçlar üretmesi, verimli çalışması mümkün

değildir.

Page 35: Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilişim Teknolojileri

33

8.KAYNAKLAR

[1] BAŞKOL, M., BİR REKABET ARACI OLARAK TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ:

STARTEJİ VE YAKLAŞIMLAR, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi,

Y.2011, C.3, S.5. s.13-27

[2] UZUN, A., KARATAŞ, E., TEDARİKÇİ-MÜŞTERİ İLİŞKİLERİNİN STOKLAR

AÇISINDAN TEDARİK ZİNCİRİ PERFORMANSINA ETKİSİ, Atatürk Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 26, Sayı: 2, 2012

[3] ÖZDEMİR, A. İ., TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNİN GELİŞİMİ, SÜREÇLERİ VE

YARARLARI, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı:

23, Temmuz-Aralık 2004, ss. 87-96.

[4] YÜKSEL, H., TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE BİLGİ SİSTEMLERİNİN

ÖNEMİ, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 4, Sayı 3,

2002

[5] ERTUĞRUL, İ. OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNDE TEDARİK ZİNCİRİ AĞININ

KARMA TAMSAYILI PROGRAMLAMA MODELİ İLE TASARIMI, Ege Akademik

Bakış Dergisi, 9 (1) 2009: 213-229

[6] TEZ, H.Ö., TEZ, E., TEDARİK ZİNCİRİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLARIN

FMEA İLE ÇÖZÜMLENMESİ VE YÖNETİLMESİ: OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE

BİR UYGULAMA, ORGANİZASYON VE YÖNETİM BİLİMLERİ DERGİSİ, Cilt

4, Sayı 2, 2012 ISSN: 1309 -8039 (Online)

[7] GÜLEŞ, H.K., ÇAĞLIYAN, V., TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ BAĞLAMINDA

ÜRÜN YENİLİĞİNE TEDARİKÇİ KATILIMI, Niğde Üniversitesi İİBF Dergisi,

2010, Cilt:3, Sayı:1, s.30-40

[8] ÖZDEMİR, A.İ., DOĞAN, Ö., TEDARİK ZİNCİRİ ENTEGRASYONU VE BİLGİ

TEKNOLOJİLERİ, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 28

Yıl: 2010/1 (19-41 s.)

[9] SAATÇIOĞLU, Ö.Y., RFID TEKNOLOJİSİ: FIRSATLAR, ENGELLER VE

ÖRNEK UYGULAMALAR, Makale, Dokuz Eylül Üniversitesi, Deniz İşletmeciliği

ve Yönetimi Yüksek Okulu

[10] ARTAN, S., KALAYCI, C., İNTERNETİN ULUSLARARASI TİCARET

ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: OECD ÜLKELERİ ÖRNEĞİ, Doğuş Üniversitesi

Dergisi, 10 (2) 2009, 175-187

[11] PAKSOY, T., TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE DAĞITIM AĞLARININ

TASARIMI VE OPTİMİZASYONU: MALZEME İHTİYAÇ KISITI ALTINDA

STRATEJİK BİR ÜRETİM-DAĞITIM MODELİ, Makale, Selçuk Üniversitesi

Mühendislik Mimarlık Fakültesi