View
231
Download
4
Category
Preview:
Citation preview
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLAHİYAT ANABİLİM DALI
TEFSİR BİLİM DALI
CEMALEDDÎN AKSARÂYÎ ve
TEFSİR RİSÂLESİ (Edisyon Kritik)
Yüksek Lisans Tezi
Süleyman Özer
İstanbul 2008
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLAHİYAT ANABİLİM DALI
TEFSİR BİLİM DALI
CEMALEDDÎN AKSARÂYÎ ve
TEFSİR RİSÂLESİ (Edisyon Kritik)
Yüksek Lisans Tezi
Süleyman Özer
Danışman: Prof. Dr. Bedrettin Çetiner
İstanbul 2008
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER............................................................................................ I
KISALTMALAR ....................................................................................... II
GİRİŞ MÜELLİFİN YAŞADIĞI ÇEVRE ve DÖNEMİN GENEL
DURUMU I. SİYASÎ VE İDARÎ DURUM ...............................................................................2
II. SOSYAL VE İKTİSADÎ DURUM .....................................................................8
III. İLMÎ DURUM ................................................................................................10
BİRİNCİ BÖLÜM MÜELLİFİN HAYATI ve TASAVVUF TARİHİNDEKİ YERİ
I. MÜELLİFİN HAYATI.......................................................................................16
A. DOĞUMU ve VEFATI......................................................................................... 16 B. İLMÎ HAYATI........................................................................................................ 18 C. ESERLERİ................................................................................................................ 19
II. TASAVVUF TARİHİNDEKİ YERİ ................................................................22
A. TARÎKATI .............................................................................................................. 22 B. ŞEYHLERİ............................................................................................................... 26 C. MÜRİDLERİ........................................................................................................... 27
İKİNCİ BÖLÜM TEFSİR RİSÂLESİNİN TANITIMI
I. ESERİN ADI VE MÜELLİFE AİDİYETİ .........................................................29
II. ESERİN NÜSHALARI .....................................................................................30
III. ESERİN MUHTEVASI ...................................................................................31
IV. TAHKİKTE İZLENEN METOT ....................................................................40
SONUÇ..................................................................................................... 42
KAYNAKÇA ............................................................................................ 44
TEFSİR RİSÂLESİNİN TAHKİKLİ METNİ.......................................... 49
KISALTMALAR
a.g.e. : Adı geçen eser
a.g.md. : Adı geçen madde
bkz. : Bakınız
DİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi
h. : Hicrî
haz. : Hazırlayanlar
k.s. : Kaddesallahu sırrahu
m. : Miladî
no. : Numara
r.a. : Radıyallahu anhu
red. : redaktör
s. : Sayfa
s.a.v. : Sallallahu aleyhi ve sellem
şrh. : Şerh eden
t.y. : basım tarihi yok
thk. : Tahkik eden
trc. : Tercüme eden
v. : Vefâtı
v.s. : vesaire
vb. : ve benzeri
y.y. : yayın yeri yok
2
XV. Yüzyılda yaşamış olan Cemaleddin Aksarayî’yi (v. 899/1493-94) daha iyi
anlayabilmek için, içinde yetiştiği devrin siyasî, idarî, sosyal ve ilmî durumunu genel
hatlarıyla incelemek gerektiği kanaatindeyiz. Böylece, onun hakkındaki bilgiler
zihinlerde biraz daha netleşebilecektir.
I. SİYASÎ VE İDARÎ DURUM
XV. Yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, Anadolu’da Türk siyasî birliğini hemen
hemen sağlamıştı. Bu bağlamda Saruhan Beyliği, Aydın Beyliği, Karesi Beyliği,
Germiyan Beyliği, Hamit Beyliği, Menteşe Beyliği, Candar Oğulları Beyliği, Karaman
Oğulları Beyliği, Eretna Oğulları Beyliği hâkimiyet altına alınmıştı. Devletin sınırları,
batıda İstanbul hariç Sırp Krallığı’na, güneyde Akdeniz’e, doğuda Timur Devleti’ne ait
olan Malatya ve Erzincan’a, Kuzeyde Trabzon İmparatorluğu’na ve güneydoğuda da
Memlük Devleti’ne kadar uzanmıştı.1
1402 yılında Timur Devleti ile yapılan Ankara savaşını Osmanlı Devleti
kaybetmiştir. Bu yenilgi, Türk milletinin uğradığı felaketlerin en büyüklerinden
olmuş, aradan asırlar geçmesine rağmen bu felaketin hatıraları Anadolu insanının
hafızasından silinmemiştir.2
Bunun yanında Osmanlı Devleti, sultanı Yıldırım Bayezid’i (1389–1403)
kaybetmiş, Timur tarafından bir daha toparlanamayacak şekilde üçe bölünmüş ve
Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında taht kavgaları teşvik ve tahrik edilmiştir.
Anadolu siyasî birliği tekrar bozulmuş, Osmanlı hazinesi yağmalanmış ve devletin 1 İ. Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, y.y. t.y., I, harita 3a ve harita 4; T. Yılmaz Öztuna,
Başlangıcından Zamanımıza Kadar Türkiye Tarihi, Hayat yayınları 1964, III, 66; Veli Şirin, Anahatlarıyla Siyâsî ve Kültürel Osmanlı Tarihi, İstanbul 1996, s. 32, 33.
2 Nuri Ünlü, İslam Tarihi (Osmanlılardan Günümüze Kadar), İstanbul 1994, II, 44.
3
kuruluş dönemi arşivleri yakılmıştır. Bizans İmparatorluğu kendini toparlamış ve
yarım asır daha hayatiyetini devam ettirmiştir.3
Ankara Savaşı sonrasında on yıl boyunca Osmanlı Devleti, Fetret Dönemi’ni
yaşamış ve Mehmed Çelebi, İsa Çelebi, Musa Çelebi ve Süleyman Çelebi arasında
saltanat kavgaları yaşanmıştır.4 Fetret Dönemi’nden sonra 1413 yılında I. Mehmed
(Çelebi Mehmed) tahta geçmiştir. Çelebi Mehmed, Ankara savaşını müteakip, devlet
otoritesinin sarsılması üzerine Cemaleddin Aksarayî’nin doğum yeri olan Amasya’da
bulunduğu sırada Samsun, Tokat, Sivas taraflarında Kara Devletşah, Kubad oğlu, İnal
oğlu gibi yerli Türkmen beyleriyle çarpışmaya mecbur olmuş ve bunların kimini
katletmiş, kimisini de itaate mecbur ederek o havalideki durumu kontrol altına
almıştır. Bu dönemde Osmanlılar’a ait belli başlı yerler Sivas, Tokat, Amasya, Çorum,
Ankara, Eskişehir, Kocaeli, Bursa ve Balıkesir’den ibarettir.5
Çelebi Mehmed idareyi ele alınca Anadolu’da Saruhan Beyliği’ni tamamen,
Aydın Beyliği’ni kısmen almış, Menteşe Beyliği’ne de hâkimiyetini kabul ettirmiştir.
Karaman Oğulları ile mücadele edip onlarla anlaşmalar yapmıştır. Şeyh Bedreddin
isyanı çıkmış fakat Çelebi Mehmed bu isyanı bastırmayı bilmiştir.6
Çelebi Mehmed 26 Mayıs 1421’de7 diğer bir görüşe göre Haziran 1421’de8
Edirne’de vefat etmiştir.9
Çelebi Mehmed’in vefatından sonra yerine 1421’de Amasya’da sancakbeyliği
yapan10 oğlu II. Murad geçmiştir. II. Murad tahta geçtiğinde 18 yaşındadır.11 II.
3 Uzunçarşılı, a.g.e., I, 325; Ünlü, a.g.e., II, 44; Şirin, a.g.e., s. 35. 4 bkz. Uzunçarşılı, a.g.e., I, 325-345; Hakkı Dursun Yıldız, (İlmi müşavir ve red.), Doğuştan
Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul 1989, X, 167-171; Öztuna, a.g.e., III, 117-127; Ünlü, a.g.e., II, 48-51; Şirin, a.g.e., s. 35.
5 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 347, 348; Ünlü, a.g.e., II, 53. 6 bkz: Baron Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, haz. Mümin Çevik, Erol Kılıç,
İstanbul 1992, s. 419; Yıldız, a.g.e., X, 172-178; Öztuna, a.g.e., III, 130-137; Ünlü, a.g.e., II, 54-57; Şirin, a.g.e., s. 36.
7 Ünlü, a.g.e., II, 58. 8 Yıldız, a.g.e., X, 181. 9 Yıldız, a.g.e., X, 181; Ünlü, a.g.e., II, 58.
4
Murad, tahta çıkınca amcası Mustafa Çelebi ve oğlu Mustafa Çelebi’yle uğraşmıştır.
Onların hareketlerini bastırınca İstanbul muhasara edilmiş ve 24 Ağustos 1422
tarihinde umumi taarruz yapılmış, fakat başarılı olunamamıştır.12
II. Murad Anadolu’da Menteşe Beyliği’ni tamamen ortadan kaldırmış,
Karamanoğlu ve Antalya’yı muhasara etmiş sonunda Hamideli, Otlukhisarı ve
Beyşehri’ni tekrar Osmanlılara katmış ve Konya tahtını ele geçirmiştir. Bunun
yanında Germiyan Beyliği’nin toprakları da Osmanlılara katılmıştır.13 Bu dönemde
batıda Selanik ve Yanya tekrar Osmanlı topraklarına katılmış, Macaristan’a sefer
düzenlenmiş, Sırbistan’a girilerek Belgrad muhasara edilmiştir. 1443 yılında
Morova’da Haçlılara kaybeden Osmanlı, ardından İzlâdi mağlubiyeti yaşamış bunun
üzerine 1444’te Edirne’de Macarlarla Edirne-Segedin Anlaşması imzalanmıştır.14
II. Murad Edirne-Segedin Anlaşmasını imzaladıktan sonra Karamanoğulları
Beyliği ile sulh yapıp, tahtını o sırada Edirne’de bulunan 13 yaşındaki Mehmed’e
bırakmıştır. 13 yaşındaki Mehmed’in tahta geçmesiyle Haçlılar harekete geçmiş ve
Edirne-Segedin Anlaşması’nı bozmuşlardır. Daha sonra da Varna önlerine kadar
gelmişlerdir. II. Mehmed bu durumu görünce babası II. Murad’ı başkumandan olarak
ordunun başına davet etmiştir. 10 Kasım 1444’te yapılan Varna Savaşı’nı Osmanlı
ordusu kazanmıştır.15
Savaşın akabinde II. Murad tekrar tahta geçmiştir. Bu sırada Mora Türk
nüfuzuna girmiş, 1448’de Haçlılar’la yapılan II. Kosova savaşını Osmanlı Devleti
kazanmıştır. II. Murad 1451 yılında Edirne’de yakalandığı bir hastalık sonucu vefat
etmiştir.16
10 Hammer, a.g.e., s. 439; Yıldız, a.g.e., X, 181; Ünlü, a.g.e., II, 55. 11 Uzunçarşılı, a.g.e., I, 375; Ünlü, a.g.e., II, 61. 12 bkz: Hammer, a.g.e., s. 424-427; Uzunçarşılı, a.g.e., I, 376-393; Yıldız, a.g.e., X, 182-185; Ünlü, a.g.e.,
II, 63, 64; Şirin, a.g.e., s. 37. 13 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 400, 401; Ünlü, a.g.e., II, 66, 67; Şirin, a.g.e., s. 37. 14 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 408-427; Yıldız, a.g.e., X, 88-98; Ünlü, a.g.e., II, 70, 71; Şirin, a.g.e., s. 38. 15 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 430-439; Yıldız, a.g.e., X, 199-202; Ünlü, a.g.e., II, 73, 74; Şirin, a.g.e., s. 38,
39. 16 bkz: Hammer, a.g.e., s. 523; Yıldız, a.g.e., X, 202-207; Ünlü, a.g.e., II, 77; Şirin, a.g.e., s. 39.
5
II. Murad’ın vefatıyla birlikte 18 Şubat 1451’de II. Mehmed Edirne’de üçüncü
kez tahta çıkmıştır.17
II. Mehmed tahta çıkar çıkmaz İstanbul’un fethi için hazırlıklara başlamıştır. Bu
cümleden olmak üzere, 1452’de Anadolu Hisarı’nın karşısına Boğaz-kesen (Rumeli)
Hisarı’nı yaptırmıştır. Aynı yıl İstanbul surlarını dövecek çapta büyük toplar
yapılmıştır. Dökülen bütün toplar 1453 Nisan ayının ikinci günü İstanbul önlerine
getirilmiştir. 5 Nisan 1453’te asker İstanbul surları önlerine kadar gelmiş bir gün
sonra da şehir denizden ve karadan kuşatılmıştır.18
Bu kuşatmadan sonra İstanbul surları büyüklü küçüklü toplarla günlerce
dövülmüş, II. Mehmed’in dâhiyane hareketiyle gemiler karada yürütülmüş ve 29
Mayıs 1453’te İstanbul fethedilmiştir.19
İstanbul’un fethinden sonra Fatih yüzünü batıya çevirmiş ve 1459’da Sırbistan’ı
Osmanlı topraklarına katmış; Mora, Arnavutluk, Bosna ve İtalya üzerine seferler
düzenlemiştir. Bununla birlikte Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Amasra, Kastamonu,
Sinop ve Trabzon alınmıştır. Karaman Oğulları üzerine seferler düzenlenmiştir. Uzun
Hasan’la yapılan Otlukbeli savaşı kazanılmıştır.20
II. Mehmed (Fatih), 3 Mayıs 1481’de Gebze yakınında Tekir Çayırı (Hünkâr
Çayırı) denilen yerde yakalanmış olduğu hastalığı artmış ve aynı gün ikindi ile akşam
arasında vefat etmiştir.21
II. Mehmed vefat edince oğulları Bayezid ve Cem’e haber gönderilmiştir. Ancak
Cem’e haber götüren elçi yolda öldürülmüş, böylece Cem’e haber daha geç ulaşmıştır.
Bunun üzerine Bayezid kısa sürede İstanbul’a gelip tahta oturmuş, Cem ise daha
17 Uzunçarşılı, a.g.e., I, 452; Ünlü, a.g.e., II, 79. 18 bkz: Hammer, a.g.e., s. 532-535; Uzunçarşılı, a.g.e., I, 457-469; Ünlü, a.g.e., II, 81, 82; Şirin, a.g.e., s.
43, 44. 19 bkz: Hammer, a.g.e., s. 561-563; Uzunçarşılı, a.g.e., I, 475-489; Yıldız, a.g.e., X, 216-218; Ünlü, a.g.e.,
II, 86, 87; Şirin, a.g.e., s. 44. 20 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., II, 13-105; Yıldız, a.g.e., X, 220-234; Ünlü, a.g.e., II, 93-116; Şirin, a.g.e., s.
45-51. 21 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 143, 144; Yıldız, a.g.e., X, 251; Ünlü, a.g.e., II, 117.
6
sonra topladığı kuvvetlerle Bursa’ya gelmiş ve burada adına para bastırıp hutbe
okutmuş, hükümdarlığını ilan etmiştir. Daha sonra da Bayezid’e bir heyet göndererek
Osmanlı memleketlerinin ikiye taksimi ile kendisinin Anadolu’da, Bayezid’in
Rumeli’de hükümdar olmalarını teklif etmiştir. Devletin bölünemeyeceğini söyleyen
Bayezid Han bu isteği reddettiği gibi, ordunun başına geçerek Bursa’ya Cem üzerine
yürümüştür. Cem Sultan mağlup olmuş Eskişehir’e, oradan da yaralı olarak Konya’ya
kaçmış, daha sonra da Kahire’ye geçmiştir. Bu sırada Ankara sancakbeyi Trabzonlu
Mehmed Bey’den gelen davet mektubu üzerine Cem tekrar ümitlenmiş ve Konya’ya
gelmiştir. II. Bayezid durumu öğrenince Cem üzerine kuvvetler göndermiştir.
Tutunamayan Cem, önce Taşeli’ne oradan da Rodos’a sığınıp, Rumeli’ye geçmeyi
planlamıştır. Şövalyeler tarafından Rodos’ta bir süre oyalanan Cem Sultan’ı
Osmanlılar’ın Rodos’u sıkıştırması ihtimaline karşı Fransa’ya götürmüşlerdir.
Kaçırılma tehlikesine karşı Cem bir yerde tutulmamış ve Fransa içinde şatodan şatoya
gezdirilmiştir. Şövalyeler Cem Sultanı büyük bir menfaat karşılığı VIII. Inosan’a
teslim etmişler, 1492’de VIII. Inosan’ın ölümü üzerine yerine geçen IV. Aleksandr
Borjiya II. Bayezid’e Cem’in zehirlenebileceğini teklif etmiştir. Teklifin kabul edilmesi
üzerine 25 Şubat 1495’te Cem Sultan vefat etmiştir.22
II. Bayezid zamanında Cem Sultan ile mücadele edilirken, 1484 yılında Kili ve
Akkirman fethedilmiş,23 1492’de Arnavutluk üzerine sefer düzenlenmiş ve
Macaristan’a akın düzenlenmiş,24 1495’te Boğdan hâkimiyet altına alınmış,25 1498’de
Lehistan’a sefer düzenlenmiş26 ve 1499’da İnebahtı deniz savaşı kazanılmıştır.27
22 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., II, 161-175; Ünlü, a.g.e., II, 131-135; Şirin, a.g.e., s. 53, 54. 23 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 182; Ünlü, a.g.e., II, 136. 24 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 207; Ünlü, a.g.e., II, 143. 25 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 184; Yıldız, a.g.e., X, 262; Ünlü, a.g.e., II, 137. 26 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 185; Ünlü, a.g.e., II, 138. 27 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 217; Yıldız, a.g.e., X, 264, 265; Ünlü, a.g.e., II, 146.
7
Batıda bu siyasî olaylar yaşanırken doğuda 1500’lü yılların başında Şah İsmail
tarafından Safevi Devleti kurulmuş,28 bunun en önemli neticesi olarak İslam âleminin
merkezinde yeni bir âlem meydana gelmiştir.29
II. Bayezid’in sekiz oğlu olmuş fakat üçü hayatta kalmıştır. En büyüğü Ahmed,
Amasya sancakbeyi; ortanca oğlu Korkut, Saruhan (Manisa) sancakbeyi; küçük oğlu
Selim ise Trabzon sancakbeyidir.30 Şehzade Korkut Mısır’a gitmiş, Şehzade Ahmed
Amasya’ya çekilmiş, Şehzade Selim ise tahta göz dikmiştir. Yeniçeriler “Selim’den
başkasını istemeyiz” diyerek ayaklanmışlar, bunun üzerine babası Selim’e gerekli
nasihat ve vasiyetlerde bulunmuş ve 24 Nisan 1512 Cumartesi günü Selim’i tahta
geçirmiştir.31
XV. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Devlet Teşkilatı şu şekildedir:
“Divan: Bir nevi bakanlar kurulu olup padişahın veya vezir-i âzamın
başkanlığında toplanan devlet işlerinin birinci derecede görüldüğü ve karara
bağlandığı makamdır.
Divan her gün sabah namazından sonra padişahın başkanlığında toplanır,
devlete ve ahâliye ait askerî, mâlî, idarî, hukukî, örfî işleri görüşür ve karara bağlardı.
Vezir-i âzam ve Vezirler: Osmanlıların ilk devirlerinde divanda ulemâ
sınıfından gelme yalnız bir vezir vardı. Daha sonra vezir sayısı artınca birinci vezire,
Vezir-i âzam denildi. XV. Yüzyılın sonlarına kadar vezir adedi üçü geçmemiştir.
Vezir-i âzam, padişahın mutlak vekili olup bu vekâlete alâmet olarak padişahın altın
bir mührünü taşırdı.
Beylerbeyi: Osmanlılarda ilk devirlerde bir tane olup bütün ordu işlerinin
sorumlusu idi. Vezir-i âzamlar ordu işlerini de üzerlerine alınca önemleri biraz azaldı.
Fetihlerin Rumeli’de gelişmesi üzerine beylerbeylik makamı ikiye ayrıldı. Anadolu
28 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 223; Ünlü, a.g.e., II, 151. 29 Ünlü, a.g.e., II, 151. 30 Uzunçarşılı, a.g.e., II, 234; Ünlü, a.g.e., II, 156. 31 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., II, 235-243; Ünlü, a.g.e., II, 160, 161.
8
beylerbeyi Kütahya, Rumeli beylerbeyi Manastır’da oturuyordu. Beylerbeyler
eyaletlerinin kumandanı idiler. Daha sonra sayıları artmıştır.
Sancak Beyleri: Sancak beyleri mıntıkalarındaki serbest tımar yerlerinden başka
idareleri altındaki sancakların hem idarî hem askerî ve asayiş işlerinden sorumlu
idiler. Bir sefer vukuunda sancağı dahilindeki tımarlı sipahileri toplayarak
beylerbeyinin kumandası altında sefere giderlerdi.
İdarî Taksimat: Osmanlı İdaresindeki yerleşim yerleri köy, kaza, sancak ve
beylerbeylik şeklinde idarî, askerî bir taksimata tabi tutulmuştu. Reaya denilen köy
halkı dirlik, vakıf, mülk reayası olarak başlıca üç kısma ayrılmıştı. Reaya veya
köylünün askeri olmayan şer’î ve hukukî davalarına mahallî kadılar bakardı. Köylerin
birleşmesiyle teşekkül eden kazalarda kadılar, alay beyleri ve subaşılar vardı. Kazaların
inzibatı subaşılara ait olup şer’î ve hukukî muameleler kadılar tarafından
görülürdü.”32
XV. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Devlet Adamları:
Osmanlı Devleti’nde I. Murad devrinden itibaren Çandarlı ailesi vezirlik
makamlarını işgal etmiş, Hayreddin Paşa’dan itibaren oğlu Ali Paşa, onun yerine oğlu
İbrahim Paşa ve onun vefatı ile oğlu Halil Paşa vezir-i âzam olup 25 sene kesintisiz bu
makamı işgal etmiştir. Çandarlı ailesinin vezirlik süresi 90 yıla yakındır. Osmanlı
ailesine rakip olabilecek ve Fatih’i iki defa tahttan uzaklaştıran bu ailenin son ferdi
Halil Paşa’nın Bizans’tan rüşvet aldığı ithamı ile öldürülmesiyle Çandarlı ailesi
söndürülmüştür. Çandarlı ailesinden sonra Mahmud Paşa bu makama gelmiş, daha
sonra da Gedik Ahmed Paşa vezir-i âzam olmuştur.33
II. SOSYAL VE İKTİSADÎ DURUM
Cemaleddin Aksarayî’nin yaşadığı XV. Yüzyılda Osmanlı Devleti fetihleri
müteakip sosyal müesseselerini kurmaya başlamış, devletin sınırları genişledikçe bu
teşekkül de o nisbette artmıştır. Bu sosyal müesseselerin yani cami, imaret, hastane,
32 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 501-506; Ünlü, a.g.e., II, 121, 122; Şirin, a.g.e., s. 174-179. 33 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 557-560; Ünlü, a.g.e., II, 128.
9
kervansaray, köprü, han, hamam, çeşme ve zâviyelerin idareleri için vakıflar yapılmış
veya devletçe bazı yerler halkının vergilerinden muâfiyeti suretiyle muhafaza ve
devamları temin olunmuştur.34
“Camiler: Sosyal müesseselerin başında gelen camiler, manevî bir ictima
mahalli ve ibadet yeri oldukları gibi İslam’ın başından beri müslümanların işlerini
görmek ve karar altına almak için bir toplantı yeri olmuştur.
Osmanlı padişahlarından Orhan Gazi, I. Murad, Yıldırım Bayezid, Çelebi
Mehmed ve II. Murad’ın Bursa ve Edirne’deki camileri mimarî ve tezyinî kıymetleri
itibariyle pek mühimdir.
İmaretler: Sosyal müesseselerden biri de imaretlerdir. Osmanlılarda oldukça
fazla olan imaretler, hem medresede okuyan talebelerin hem de yoksulların iâşelerini
temin etmekte idi. Bu imaretlerde verilen yemekler, imareti yapanların koydukları
vakıf şartlarına ve vakfın zengin veya mütevâzî oluşuna göre çok veya az olurdu.
Hemen bütün imaretlerde her sabah çorba ile et ve haftada iki gün pilav ile zerde ve
her gün ekşimiş hamurdan yapılan pide (fodla) verilirdi.
Hastaneler: Sosyal müesseselerin üçüncüsü hastaneler olup Osmanlılarda ilk
hastaneyi Bursa’da Yıldırım Bayezid yaptırmıştır. Hastane 1399’da yapılmış, 1400
senesi mayıs ayında Bursa kadısı Molla Fenârî tarafından vakfiyesi tertip edilmiştir.
Yıldırım Bayezid hastanesinden başka Sivas, Amasya, Tokat, Çankırı,
Kastamonu ve Konya’yı alan Osmanlılar buralardaki bütün müesseselerin vakıf
şartlarını kabul ve bu meyanda hastanelerin de eldeki vakfiyelerine göre idâmelerini
temin etmişlerdir.
Kervansaraylar: Sosyal müesseselerin dördüncüsü kervansaraylar ile hanlardır
ki yol üzerindeki durak yerlerinde ve şehirlerle kasabalarda yapılmışlardır. Hanlar
bugünkü otellere benzer, kervansaraylar ise umumî misafirhânelerdi. Buralara misafir
olanlar hangi din ve mezhebe mensub olurlarsa olsunlar üç gün yiyip içip yatarlar ve
para ödemezlerdi.
34 Uzunçarşılı, a.g.e., I, 542.
10
Zâviyeler: Zâviyeler devletin kurulmasında hizmet etmiş, hürmete lâyık bazı
âhilere, babalara ve alperenlere vakıf olarak verilen yerler olup şehir ve kasaba
kenarında, köy civarlarında yol uğrağında bulunurlardı. Zâviyedâr denilen zâviye
sahibi kendisine vakıf olarak verilen yeri ekip, biçerek buranın gelirini zâviyesine sarf
ederdi. Zâviyeye uğrayan her yolcu burada yiyecek, içecek ve yatacak bir yer bulurdu.
Köprü, çeşme v.s. sosyal hayata hizmet eden şeyler de ya vakıf yoluyla veya
buraların tamiri için yapacakları hizmete mukabil vergileri affedilmiş bir kısım köylü
tarafından idare edilirdi.”35
XV. Yüzyılda Osmanlı toplumunun bir kısmı tarımla uğraşırken bir kısmı da
ticaretle meşgul olmuştur. Osmanlılar toprak idaresini de belli prensiplere
bağlamışlardır. Buna göre Anadolu topraklarını devraldıkları gibi idare etmiş,
Rumeli’de fethettikleri toprakları emirî yani devlete ait arazi olarak tapulamışlardır.
Emirî topraklar öşür ve hizmete göre has, zeâmet ve tımar olarak üçe ayrılmıştır. Bu
arazileri ekip biçen halka reaya denilirdi. Tımar, has ve zeâmet sahiplerinin
kendilerine tahsis edilen topraklardan aldıkları öşüre dirlik denirdi. Ayrıca vakıf ve
mülk araziler de vardır. Bunlar müesseselere veya hizmet karşılığı bazı kimselere
verilmiş yerlerdi. Vakıf arazisi satılmaz ve başkasına hediye edilemezdi. Mülk arazi de
hizmet karşılığı verilmiş olup birkaç çeşit olur. Tam mülklerin satılması, hediye
edilmesi, parçalanması caiz olup kimse karışmazdı.36
Ticaret hayatında ise Fatih Sultan Mehmed zamanına kadar çeşitli değerlerde
gümüş akçeler kullanılırken Fatih döneminden sonra altın kullanılmıştır. Venedik,
Ceneviz, İtalya, Rodos Şövalyeleri ve Bizans ile ticarî faaliyetler yapılmıştır.37
III. İLMÎ DURUM
Osmanlı Devleti kurulduktan sonra bir taraftan idarî, askerî ve adlî teşkilat
kurulurken diğer taraftan da ilmî ve ictimâî teşkilatı da ihmâl etmemiş ve Orhan Bey
tarafından İznik’te cami imaretiyle birlikte bir de medrese yaptırmak suretiyle bu
35 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 542-545. 36 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 504-506; Ünlü, a.g.e., II, 122, 123. 37 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 547-550.
11
hususta ilk adımı atmıştır. İznik medresesi 1331’de yapılmış ve buraya zamanın en
dolgun maaşı olan günde otuz akçe ile devrin büyük âlim ve mütefekkirlerinden
Davud-u Kayserî müderris olarak tayin edilmiştir.38
Sınırlar genişledikçe önemli şehirlerde de ilmî ve sosyal kurumlar yapılmıştır.
Büyük medreseler İznik’ten sonra Bursa’da da görülmektedir. Orhan Gazi 1335’te
Bursa hisarındaki kiliseyi medreseye çevirtmiş ve talebeler için odalar yaptırmıştır.39 I.
Murad, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed ve II. Murad tarafından burada yaptırılan
müesseseler ilim hareketlerini arttırdığı gibi bu medreselerden sonra ikinci ve üçüncü
derecelerde vezir ve beylerbeyler tarafından yaptırılan buna denk kurumlar da
Osmanlı memleketlerindeki ilim cereyanlarını genişletmiştir.40
XIV. Yüzyıl sonlarında İznik medresesi birinci dereceyi kaybetmiş, onun yerine
Bursa medreseleri geçmiştir. XV. Yüzyılın ilk yarısında ise Edirne devlet merkezi
olduktan sonra ilim merkezi hâlini almış ve Bursa medreseleri ikinci dereceye
düşmüştür. II. Murad’ın Edirne’de yaptırmış olduğu cami, imaret, muallimhâne,
misafirhâne ve mevlevihâneden başka yaptırdığı yüz akçe yevmiyeli medrese ve elli
akçe yevmiyeli dâru’l-hadis birinci dereceyi almıştır. Edirne medreseleri, Fatih’in
İstanbul’da yaptırdığı Sahn-ı Semân medreselerine kadar birinciliği muhafaza
etmiştir.41
Osmanlı medreseleri, yüksek tahsil yani fakülte kısmı hariç Telvih, Miftah ve
Hâşiye-i Tecrid olmak üzere üç kısma ayrılıp, bunlardan başka kavaid yani sarf ve
nahiv derslerini öğreten medreseler bulunmaktadır.42
XV. Yüzyılda medreselerde okutulan derslerden bazıları şunlardır:
38 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 522; Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde İlim (Riyâzî İlimler), İstanbul
1997, s. 35; Mustafa Bilge, İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul 1984, s. 66; Ünlü, a.g.e., II, 130; Cahid Baltacı, XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, İstanbul 2005, s. 72.
39 bkz. Bilge, a.g.e., s. 83, 84. 40 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 522, 523; Bilge, a.g.e., s. 95-135; Baltacı, a.g.e., s. 72. 41 bkz: Hammer, a.g.e., s. 517; Uzunçarşılı, a.g.e., I, 523; Bilge, a.g.e., s. 140-148. 42 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 524.
12
“Gramer: Sarf ve nahiv denen Arapça kavaid kitabı olup muhtasar ve mufassal
olarak yazılmış olan bu eserler talebeyi asıl medrese derslerine hazırlardı.
Mantık: Fikir ve muhakemeyi işleten, usûl ve kanunlarına riayet edildiği
takdirde zihni hatadan koruyan, fikrin doğru veya yanlış olup olmadığını ayırmaya
vasıta olan bir ilimdir.
Ferâiz: İslamiyet’teki kanun gereği miras ve vârislerin hisselerinin miktar ve
keyfiyetlerini bildiren yani bir ölünün mal, mülk ve akarının vârislerine ne suretle
taksim edileceğini öğreten bir ilimdir.
Kelâm: İtikada taalluk eden meseleleri, metafizik ve tabiat ilimlerinden de
istifade ederek ispat eden İslam felsefesidir. Buna ilm-i tevhid de denilirdi.
Belâgat: Arab edebiyatı ve diliyle ilgili olup meâni, bedî, beyan, arûz, kâfiye v.s.
bahseder. Muhtasar ve mufassal olarak okutulurdu.
Fıkıh: Fiiliyatla alâkalı dinî meseleleri bildiren bir ilim olup namaz, oruç, zekât,
hac, büyû’ şüf’a v.s. gibi İslam dininin ibadet ve muamelât kısımlarından bahseden bir
ilimdir.
Usûl-i Fıkıh: Fıkıh ilminin usûlünden bahseden yani bir takım kaideler
vasıtasıyla kitap, sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukahâ denilen ahkâm ve delillerden
istifade ile şer’î hükümler çıkaran bir ilimdir.
Tefsir: Yüksek tahsilde okutulup başlı başına bir ihtisas işi olduğundan bu
dersin müfessir denilen müderrislerinin dereceleri diğerlerinden daha yüksekti.” 43
XV. Yüzyılda medreselerde görülen bu ilimlerden başka edebiyat ve tasavvuf
alanındaki gelişmeleri incelemek yerinde olacaktır.
II. Murad ve Emir Süleyman Çelebi, memleketteki fikir hayatına önem vererek,
âlim ve şairleri himaye etmişler ve Ahmedî, Şeyhî Sinan, Ahmed Dâî, Atayî, Cemâlî
gibi şahsiyetler bu himayeye mazhar olmuşlardır. II. Murad özellikle Türk dili ve
43 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 524, 525; İzgi, a.g.e., s. 77-81; Baltacı, a.g.e., s. 120-125.
13
edebiyatının gelişmesi için çalışmış, mûsikîyi de himaye etmiştir. Yine bu hükümdar
şair ve ediblere yıllık olarak bir tahsisat vermiştir ki bu durum Kanuni Sultan
Süleyman zamanına kadar devam etmiştir.44
XV. Yüzyıldaki edib ve şairlerden bahsedilecek olursa, ilk olarak Bursa Ulu
Cami imamı ve meşhur mevlid sahibi Süleyman Çelebi görülecektir. 1409’da Bursa’da
kaleme aldığı şiirlerin şâheseri olan mevlid kitabı dilinin sadeliği ve ifadesinin
samimiyeti dolayısıyla hâlâ okunmaktadır. Bu yüzyıldaki şairlerden Ahmed Dâî, önce
Germiyan sonra Osmanlı sarayında yetişmiş, Emir Süleyman Çelebi’nin himayesini
görmüş ve onun adına Cengnâme ve Ferahnâme isimlerinde iki manzum eser
yazmıştır. Ayrıca eş-Şifa fî ehadîsi’l-Mustafa isimli eseri tercüme etmiş ve rüya haline
dair Tabirnâme yazmıştır. Yine bu asırda temâyüz eden ve mekteb sahibi olan Şeyhî
Sinan görülmektedir. Ahmedî’nin yetiştirdiği Şeyhî hem şair hem de tabib idi.
Kuvvetli ve canlı tasvirleri, zarif lisanı ve geniş hayaliyle çağdaşlarından üstün şiirler
yazmıştır. II. Murad’ın emriyle Genceli Nizamî’nin Hüsrev ve Şirin manzumesini
Türkçeye tercüme etmiştir. Yine II. Murad’ın himaye ettiği Şeyhî’nin yeğeni Cemâlî
ile Hümâmî, Hüsâmî, şair ve ressam Sâfî, Hassan, Şemsî, Seyfî gibi şairler Osmanlı
sarayının mümtaz şahsiyetlerinden olmuşlardır.45
Osmanlı Devleti kurulurken Anadolu’daki Âhi, Babaî ve Mevlevî tarikatları en
faal dönemlerini yaşamakta ve bu kıtada bulunan beylikler üzerinde nüfuzlarını
göstermektedirler. Bundan dolayı özellikle Âhi ve Babaî tarikatlarının Osmanlı beyliği
muhitinde de faaliyetleri görülmektedir. Bu suretle Anadolu’da yayılan tasavvuf
cereyanları XIV. Yüzyıl sonuyla özellikle XV. Yüzyılda kuvvetli olarak görülmüş,
bunda beyliklerin himayeleri de etkili olmuştur. XV. Yüzyılda Kemal Ümmî, Nesîmî
ve Eşref-zâde Abdullah Rûmî divanları, Eşref-oğlu’nun Hayret-nüma ve ahlâka dair
kıymetli bir eser olan Müzekki’n-nüfûs eserleri ve Hatiboğlu’nun Hacıbektaş
Velâyetnamesi tercümesi ve bunlardan başka manzum ve mensur birçok eser
yazılmıştır.46
44 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 528. 45 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 528, 529. 46 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 532.
14
Âhi ve Babaîlerden başka Osmanlı topraklarında tedrisî tarzda vahdet-i vücud
felsefesiyle ilmî tarikatçılık da görülmektedir. Osmanlı hükümdarları ve vezirlerinin
mutasavvıflara karşı gösterdikleri riâyet, mekteb halinde bir mutasavvıf zümresi de
meydana getirmiştir.47
XV. Yüzyılda Osmanlılar’da Halvetîlik, Kâdirîlik ve Mevlevîlik yayılmaya
başlamıştır.48 Cemal Halvetî de Halvetîlik tarikatının Cemâliyye şubesinin kurucusu
olup, II. Bayezid tarafından Amasya’dan İstanbul’a davet edilmiş ve daha sonra da
Koca Mustafa Paşa Dergâhı’nda postnişin olarak irşad vazifesini yerine getirmiştir.49
47 bkz: Uzunçarşılı, a.g.e., I, 532. 48 Uzunçarşılı, a.g.e., I, 534. 49 bkz: Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, İstanbul 1333, I, 51; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük
Tefsir Tarihi Tabakatü’l-Müfessirin, İstanbul 1974, II, 617; Süleyman Ateş, İşari Tefsir Okulu, Ankara 1974, s. 224; Mehmed Serhan Tayşi, “Cemâl-i Halvetî”, DİA, İstanbul 1993, VII, 302.
16
I. MÜELLİFİN HAYATI
A. DOĞUMU ve VEFATI
Tam adı, Ebu’l-Füyûzât Muhammed b. Hamîdüddin b. Mahmud b. Muhammed
b. Cemâleddin el-Aksarâyî’dir.50 Cemal Halvetî ve Çelebi Halife olarak meşhur olup,51
ismi muhtelif kaynaklarda çeşitli şekillerde görülmektedir. Bir kısmında Muhammed
Cemâlî,52 bir kısmında Çelebi halife eş-Şeyh Muhammed b. Muhammed el-Cemâlî el-
Halvetî er-Rûmî,53 bir kısmında Çelebi Halife Muhammed Cemaleddin Halvetî54
olarak geçmektedir. Bu zâta Çelebi Karamânî ve Cemaleddin Karamânî de
denmektedir.55 Ayrıca Kehhale ve Adil Nüveyhid56 Muhammed b. Muhammed el-
Cemâlî el-Bekrî el-Halvetî er-Rumî, Ziriklî57 ise İsmail b. Abdullah er-Rumî es-Sûfî el-
50 Mehmed Serhan Tayşi, “Cemâl-i Halvetî,” DİA, İstanbul 1993, VII, 302; Reşat Öngören,
Osmanlıarda Tasavvuf Anadolu’da Sûfîler, Devlet ve Ulema (XVI. Yüzyıl), İstanbul 2000, s. 43; Mehmet Rıhtım, Seyid Yahya Bakuvi ve Xalvatilik, Baku 2005, s. 165; Ayrıca bkz: M. Sadık Vicdânî (Ebû Rıdvan); “Halvetiyye,” Tomar-ı Turuk-ı Âliyye, İstanbul 1338-1341, s. 56.
51 Abdurrahman Câmi, Nefahâtü’l-Üns min Hadarâti’l-Kuds, terc. ve şrh. Lâmiî Çelebi, İstanbul 1980, s. 579; Ebu’l-Hayr İsâmuddin Ahmed Efendi Taşköprüzâde, eş-Şekâiku’n-Nu’mâniyye fî Ulemâi’d-Devleti’l-Osmâniyye, tahk. Ahmet Suphi Furat, İstanbul 1985, s. 267; ; Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, İstanbul 1333, I, 51; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi Tabakatü’l-Müfessirin, İstanbul 1974, II, 617; Abdullah Develioğlu, Büyük İnsanlar (Üç Bin Türk ve İslam Müellifi), İstanbul 1973, s.119; Ziya Demir, Osmanlı Müfessirleri ve Tefsir Çalışmaları (Kuruluştan X/XVI. Asrın Sonuna Kadar), İstanbul 2007, s. 198; Süleyman Ateş, İşari Tefsir Okulu, Ankara 1974, s. 224; Tayşi, “a.g.md.,” DİA, VII, 302.
52 Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmanî yahut Tezkire-i Meşâhir-i Osmaniyye (The Ottoman Biography) İstanbul 1971, IV, 105.
53 Bağdatlı İsmail Paşa, İdâhu’l-Meknûn fi’z-Zeyl alâ Keşfi’z-Zünûn an Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünûn, Ankara 1971, II, 510. Ayrıca müellifin vefat tarihini h. 886 olarak vermiştir.
54 Ahmed Rifat Efendi (Yağlıkçızâde), Lügat-i Tarihiyye ve Coğrafiyye, İstanbul 1299, III, 44. 55 Câmi, a.g.e., s. 579; Rifat Efendi (Yağlıkçızâde), a.g.e., III, 44. 56 Ömer Rıza Kehhale, Mu’cemu’l-Müellifîn (Terâcimü Musannifi’l-Kütübi’l-Arabiyye), Beyrut 1957,
XI, 203; Adil Nüveyhid, Mu’cemu’l-Müfessirîn min Sadri’l-İslam Hattâ el-Asri’l-Hâdır, Beyrut 1986, II, 622.
57 Hayreddin Ziriklî, el-A’lâm: Kâmûsu Terâcimi li-Eşheri’r-Ricâl ve’n-Nisâ, Kahire 1976, I, 315.
17
Halvetî Cemaleddin olarak zikrederler. Müellifin ismi, kendi eserlerinde de Cemal
Halvetî olarak geçmektedir.
Kaynaklarda ailesi hakkında bilgiye rastlanmamıştır. Neseb olarak Fahreddin er-
Razî’ye58 kadar ulaşan Cemaleddin Aksarâyî’nin59 soyundan gelmektedir.60
Kaynaklarda doğum tarihi hakkında da bilgi bulunmamaktadır. Doğum yeri
konusunda ise ihtilâflar vardır. Bazı kaynaklara göre aslen Karamanlı olup,
Amasya’da doğmuş,61 bazı kaynaklara göre de Aksaray’da doğmuştur.62
Osmanlı Sultanı İkinci Bayezid’in (1481–1512) daveti üzerine, İstanbul’a gelerek
bir süre Koca Mustafa Paşa dergâhında postnişîn olarak irşâd vazifesinde
bulunmuştur.63 Padişah tarafından vebâ hastalığına yakalananlara dua etmesi için kırk
dervişiyle birlikte hacca gönderilen Çelebi Halife, yolda Şam’dan dokuzuncu
merhalede (Hisa) diğer adıyla Tebük Korusu64 denilen yerde 899/1493-94’te65 vefat
etmiş ve vasiyeti üzere hacıların gelip geçtiği yol üzerine defnolunmuştur.66 Vefat 58 Tam adı, Ebû Abdillâh (Ebu’l-Fazl) Fahruddîn Muhammed b. Ömer b. Hüseyn er-Râzî et-
Taberistânî’dir. Kelâm, felsefe, tefsir ve usûl-i fıkıh alanındaki çalışmalarıyla tanınan Eş’arî âlimidir. Vefat tarihi 606/1210’dur. (Daha geniş bilgi için bkz. : Yusuf Şevki Yavuz, “Fahreddin er-Râzî,” DİA, İstanbul 1995, XII, 89.
59 Asıl adı Mehmed’dir. I. Murad devrinde dinî, edebî ve aklî ilimler alanında ün yapmış âlimlerden biri olup nisbesinden de anlaşılacağı üzere Aksaraylıdır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Vefat tarihi 791/1388-89’dur. (Daha geniş bilgi için bkz. : Mustafa Öz, “Cemâleddin Aksarayî,” DİA, İstanbul 1993, VII, 308.)
60 Câmi, a.g.e., s. 579; Taşköprüzâde, a.g.e., s. 277; Rifat Efendi (Yağlıkçızâde), a.g.e., III, 44; Süreyya, a.g.e., IV, 105; Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51; Bilmen, a.g.e., II, 617; Ateş, a.g.e., s. 224; Muhammed Abay, Osmanlı Dönemi Müfessirleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa 1992, s. 91; Öngören, a.g.e., s. 43; Rıhtım, a.g.e., s. 165.
61 Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51; Vicdânî, “a.g.md.,” s. 56; Bilmen, a.g.e., II, 617; Develioğlu, a.g.e., s.119; Demir, a.g.e., s.199; Ateş, a.g.e., s. 224; Rahmi Serin, İslâm Tasavvufunda Halvetilik ve Halvetiler, İstanbul 1984, s. 98; Abay, a.g.e., s. 91; Rıhtım, a.g.e., s. 165.
62 Yusuf İbn Yakub, Menakıb-ı Şerif ve Tarikatname-i Piran ve Meşayıh-ı Tarikat-ı Aliye-i Halvetiyye İstanbul 1290, s. 16; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302; Öngören, a.g.e., s. 43.
63 bkz. : Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51; Bilmen, a.g.e., II, 617; Ateş, a.g.e., s. 224; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302
64 Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302. 65 bkz. : Rifat Efendi (Yağlıkçızâde), a.g.e., III, 44; Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51; Bilmen, a.g.e., II, 617;
Develioğlu, a.g.e., s.119; Demir, a.g.e., s. 200; Ateş, a.g.e., s. 224; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302. 66 Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51; Vicdânî, “a.g.md.”, s. 58; Ateş, a.g.e., s. 224.
18
tarihini Bilmen 912,67 Mehmed Süreyya 887,68 Kehhale ve Nüveyhid 886/148169 olarak
da vermişlerdir. Vefatına “kad mâte şâh-ı evliya” cümlesi tarih olarak
düşürülmüştür.70 “Kad mâte şâh-ı evliya” cümlesi ebced hesabına göre 899 tarihini
vermektedir. Bu cümlenin harf değerleri sırasıyla şöyledir: Kaf: 100, dal: 4, mim: 40,
elif: 1, te: 400, şın: 300, elif: 1, he: 5, elif: 1, vav: 6, lam: 30, ya:10 ve elif: 1.
B. İLMÎ HAYATI
İlk tahsilini memleketinde yaptıktan sonra İstanbul’a gitmiştir. Medrese
ilimleriyle meşgul olurken tasavvufa meyletmiştir.71 Tasavvuf ilmi ve tarîkat adabını
yeteri kadar tahsil ederek şeyhinden irşâd icâzeti almaya hak kazanmıştır. Bu zaman
zarfında şer’î72 ilimlerin tahsilini de ikmâl eden Çelebi Halife, devrinin âlimleri
arasında da lâyık olduğu yere gelmiş, özellikle tefsir ve hadiste söz sahibi olmuştur.73
Bu ilimlerin yanında şairliği de vardır. Şu kıt’a da ona aittir:
Safha-i sadrında daim aşığın efkârı Hû
Şâkirin şükrü Hüvellah, zâkirin ezkârı Hû
Ravza-i Hû’yu makam et ey Cemâl-i Halvetî!
Tâ vücudun mülküne keşf ola bu esrâr-ı Hû74
Çelebi Halife, hizmetleri ve mükemmel şahsiyeti sayesinde başta sultan II.
Bayezid olmak üzere hem devlet ricalinin hem de halkın büyük takdir ve teveccühüne
mazhar olmuştur. Nitekim II. Bayezid, Cem Sultan (v. 900/1495) hadisesinden
67 Bilmen, a.g.e., II, 617. 68 Süreyya, a.g.e., IV, 105. 69 Kehhale, a.g.e., XI, 203; Nüveyhid, a.g.e., II, 622. 70 Rifat Efendi (Yağlıkçızâde), a.g.e., III, 44; Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51; Osmanzade Hüseyin Vassaf,
Sefine-i Evliya, haz. Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr. Ali Yılmaz, İstanbul 2006, III, 324; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302.
71 Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302; Ayrıca bkz. : Demir, a.g.e., s.199. 72 Ziya Demir burada “şer’î ilimler” yerine seri ilimler demiştir ki tab’ hatası olsa gerektir. 73 bkz. : Demir, a.g.e., s. 199-200. 74 bkz. : Mehmed Tahir, a.g.e., I, 52; Vicdânî, “a.g.md.”, s. 58; Ateş, a.g.e., s. 224.
19
duyduğu üzüntü sebebiyle sık sık Çelebi Halife’yi ziyaret etmiş ve ondan dua
istirhamında bulunmuştur.75
C. ESERLERİ
Cemâl-i Halvetî, Osmanlı döneminde en çok eser yazan sûfîlerden biridir.76
Mehmed Tahir, eserlerinin sayısını 21 olarak vermektedir.77 Eserlerinin hemen
hepsini Arapça olarak kaleme almış, risâlelerinin çoğu bazı sûre ve âyetlerin tasavvufî
tefsir ve yorumlarıyla ilgilidir.78 Arapça eserleri gayet açık bir tarzda yazılmış olup79
başlıcaları şunlardır:
1- Şerh-i Sad Kelime-i Hazret-i Sıddîk-i Ekber: Millet kütüphanesi, Ali Emiri
Şeriyye, 1330 numarada, 15. varak ile 47. varak arasındadır.
2- Te’vîlü “hubbü’d-dünya re’sü külli hatî’e”: Süleymaniye kütüphanesi, Şehid
Ali Paşa, no. 1352’de kayıtlı mecmua içinde, 101. varak ile 104. varak arasındadır.
3- Kitâbü’n-Nûriyye ve Kevkebü’d-Dürriyye: Nur sûresi 35. âyetin tefsiridir.
DİA’da bu eserin Âyetü’l-Kürsî’nin tefsiri olduğu belirtilmiştir.80 Fakat
incelemelerimiz sonucu öyle olmadığı anlaşılmıştır. Süleymaniye Kütüphanesi, Lala
İsmail, no. 686’daki mecmua içinde, 4. varak ile 11. varak arasındadır.
4- er-Risâletü’l-Kevseriyye fî Beyâni Te’vîli Esrari’l-Kur’an: Haşr sûresinin
son âyetlerinin atvâr-ı seb’a açısından tefsiridir. Süleymaniye Kütüphanesi, Lala
İsmail, no. 686’daki mecmua içinde, 39. varak ile 46. varak arasındadır.
5- Risâletü’l-İslâmiyye: Ferîdüddin Attâr’a ait bazı beyitlerin şerhidir.
Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no. 686’daki mecmua içinde, 86. varak ile 94.
varak arasındadır.
75 Demir, a.g.e., s. 200. 76 Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302. 77 Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51. 78 bkz. Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302. 79 Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51. 80 Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302.
20
6- Sirâcü’s-Sâlikîn ve Minhâcü’t-Tâlibîn: Müellif eseri önce Türkçe yazmış
daha sonra Arapça’ya çevirmiştir.81 Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no.
686’daki mecmua içinde, 99. varak ile 105. varak arasındadır.
7- Envâru’l-Kulûb li-Talebi Ru’yeti’l-Mahbûb: Süleymaniye Kütüphanesi, Lala
İsmail, no. 686’daki mecmua içinde, 154. varak ile 161. varak arasındadır.
8- Risâle fî Beyâni Esrari’l-Vudûi’z-Zahiriyye ve’l-Ma’neviyye: Yedi fasılda
abdestin sırlarını anlatır. Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no. 686’daki mecmua
içinde, 162. varak ile 167. varak arasındadır.
9- Risâletü’r-Rahîmiyye: Eûzü besmelenin izahına dair bir eserdir. Süleymaniye
Kütüphanesi, Lala İsmail, no. 686’daki mecmua içinde, 168. varak ile 173. varak
arasındadır.
10- Makale Tevsîkıyye ve Risâle Tevhîdiyye: Molla Câmî’nin kelime-i tevhidle
ilgili bir beytinin şerhidir.82 Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no. 686’daki
mecmua içinde, 107. varak ile 118. varak arasındadır.
11- Şerhu Erba’îne Hadîsen Kudsiyyen: Kırk hadis-i kudsînin şerhini ihtiva
eder. Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no. 686’daki mecmua içinde, 119. varak
ile 129. varak arasındadır.
12- Te’vîlâtü Erba’îne Hadîsen: Zühd ve takvâya dâir kırk hadisin tefsir ve
izahıdır. Süleymaniye Kütüphanesi Lala İsmail, no. 686’daki mecmua içinde, 47. varak
ile 61. varak arasındadır.
13- Risâle fî Hadisi “İnnellahe Teâlâ Halaka Ademe alâ Suretih”: Süleymaniye
Kütüphanesi, Cârullah Efendi, 1084 numarada, 80. varak ile 86. varak arasındadır.
14- Esrâru’l-İlâhiyye: Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no 686’daki
mecmua içinde, 62. varak ile 71. varak arasındadır.
81 Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 303. 82 Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 303.
21
15- Dîvançe: Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, 2709 numarada, 179.
varak ile 185. varak arasındadır.
16- Fasl fî Âdâbi’z-Zikr: Süleymaniye Kütüphanesi, Hâlet Efendi, 805
numarada, 67. varak ile 70. varak arasındadır.
17- Risâle fî İsmeyni’l-A’zameyn; Allah ve Rahmân: Süleymaniye
Kütüphanesi, Hâlet Efendi, 805 numarada, 84. varak ile 86. varak arasındadır.
18- Risâle fî Makâmâti’s-Sâlik: Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no.
686’daki mecmua içinde, 95. varak ile 98. varak arasındadır.
19- Habbetü’l-Mahabbe: Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail, no. 686’daki
mecmua içinde, 11. varak ile 21. varak arasındadır.
20- Mirâcü’l-Ervah: Süleymaniye Kütüphanesi, Ali Nihat Tarlan, 161
numarada, 1.varak ile 16.varak arasındadır.
21- Şerh-i Sad Kelime-i İmam-ı Ali el-Müsemma bi Zübdeti’l-Esrar:
Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya, 4070 numarada, 1. varak ile 73. varak
arasındadır.
Bu eserlerinden başka nüshalarını bulamadığımız fakat kaynaklarda ismi geçen
şu eserleri vardır: Tefsîru Sûreti’l-Fatiha, Cevâhiru’l-Kulûb, Risâle-i Etvâr, Câmiatü’l-
Esrâr ve’l-Garâib, Risâle-i Teşrîhiyye, Cengnâme, Risâle fî Beyâni’l-Velâye, Risâle-i
Fakriyye, Şerhu’l-Beyteyn; er-Rabbu Hakkun ve’l-Abdü Hakkun, Sirâcü’l-Kulûb. 83
Burada şunu da belirtmek gerekir. Müellifin aynı eseri, farklı isimlerle birden
fazla yazılmış olabilir. Çünkü daha önce de ifade ettiğimiz gibi Mehmed Tahir eser
sayısını 21 olarak vermiş,84 DİA85 ve Sefine’de86 de 20-21 eseri sıralanmıştır.
83 Müelifin eserleri için bkz. : Mehmed Tahir, a.g.e., I, 51, 52; Vassaf, a.g.e., III, 325, 326; Bilmen, a.g.e.,
II, 617; Kehhale, a.g.e., XI, 203; Ziriklî, a.g.e., I, 315; Nüveyhid, a.g.e., II, 622; Develioğlu, a.g.e., s.119; Demir, a.g.e., s. 201; Ateş, a.g.e., s. 224; Abay, a.g.e., s. 91; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302, 303.
84 Mehmed Tahir, a.g.e., I, 52. 85 Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302, 303.
22
Bursalı, Çelebi Halife’nin bazı eserleri hakkında şu değerlendirmeyi yapar:
“Eserlerinden bizzat gördüğüm bilhassa Tefsir Risâlesi ile Hadis-i Erba’în Şerhi ve Sad
Kelime-i İmam-ı Ali Şerhi gerçekten muhakkıkâne ve ârifânedir.”87
II. TASAVVUF TARİHİNDEKİ YERİ
A. TARÎKATI
Cemal Halvetî, nisbesinden de anlaşılacağı üzere, Halvetiyye tarîkatına
mensubdur. Halvetiyye tarîkatı, Ömer el-Halvetî’ye (v. 800/1397-98) nisbet edilen
İslâm dünyasının en yaygın tarikatıdır.88 Halvetî ismiyle ilk defa Şeyh Abdullah
Sirâcüddin Ömer b. eş-Şeyh Ekmelüddin el-Ehcî’nin mensubu bulunan kimseler
anılmaya başlanmışlardır. Bu zat dervişlerini daha çok, halvete koyarak yetiştirmeye
ehemmiyet vermiş ve aynı yolu takip eden mürşidler de halvete büyük önem
vermişlerdir.89
Tomar-ı Turuk-ı Âliyye müellifi Sadık Vicdanî, eserinin Halvetîlik maddesinde
Sirâcüddin Ömer Halvetî’nin tarîkatının “Halvetîlik” ismini almasının sebeplerinden
bahsederken şöyle demektedir: “Tesis ettiği tarîkata “halvetî” nâm ve nisbetinin çınar
ve kırk erba’în meselelerinden mütevellid olması yahut halvet zikrine muhabbet ve
devamından dolayı halvetî lakabını almış olan amcası Âhi Muhammed b. Nur el-
Halvetî’nin (v. 717/1317) halifesi ve amcasının vefatından sonra yerine halef olup
mürşid seçilmesi ve onun irşad hırkasını giymesi dolayısıyla onun lakabı kendisine
miras kalmasından meydana gelmiş olması ihtimâl dahilindedir.”90
86 Vassaf, a.g.e., III, 325, 326. 87 Mehmed Tahir, a.g.e., I, 52. 88 Süleyman Uludağ, “Halvetiyye”, DİA, İstanbul 1997, XV, 393. 89 Rahmi Serin, İslâm Tasavvufunda Halvetilik ve Halvetiler, İstanbul 1984, s.70. 90 M. Sadık Vicdânî (Ebû Rıdvan); “Halvetiyye”, Tomar-ı Turuk-ı Âliyye, İstanbul 1338-1341, s. 20.
23
Halvetîler, zikirlerini cehrî olarak toplu halde edaya büyük ehemmiyet verir ve
coşkun meşrepli kimselerden meydana gelen zikir meclisleri sergilerler. Bu yönüyle de
Kâdirî tarîkatının mensupları ile benzerlik gösterirler.91
Halvetiyye’de seyrü sülük yedi isimle yapılır. Bunlar; Lâ ilâhe illallah, Allah, Hû,
Hak, Hay, Kayyûm, Kahhâr isimleridir. Halvetiyye tarîkatı şubelerinin kurucuları
olan şeyhler bu isimlerin sayısını kendi ictihatlarıyla azaltıp çoğaltmışlardır.92
Halvetiyye tarîkatında müridin her gün tek başına okuduğu zikirler ve dualar vardır.
Bunlar haftanın günlerine göre değişir. Yahyâ-yı Şirvânî’nin (v. 868/1463-64) Virdü’s-
Settâr’ının okunmasına önem verilir. Zikir yapılırken mûsikîye önem verilir ve başta
ney, kudüm ve def olmak üzere çeşitli mûsikî aletleri kullanılır. Genellikle tasavvufta
önem verilen az yeme, az konuşma, az uyuma, inzivâ, zikir, fikir, şeyhe gönülden
bağlı olma ilkelerine Halvetîlik’te hassasiyetle uyulur. Müşâhede mertebesine ulaşmak
için mücâhede şarttır.93
Halvetiyye tarîkatının silsilesi de şu şekildedir:
1. Seyyidü’l-Evvelîn ve’l-Âhirîn Muhammed Mustafa (s.a.v.),
2. Ebu’l-Haseneyn Aliyyu’l-Murtaza (r.a.),
3. Seyyidü’t-Tâbiîn Ebu’s-Said Hasan b. Yesar el-Basrî (k.s.),
4. eş-Şeyhu’l-Elmaî Habibî A’cemî (k.s.),
5. eş-Şeyhu’l-Kebir Ebu Süleyman Davud b. Nasîru’t-Tâî (k.s.),
6. eş-Şeyh Ebu’l-Mahfuz Ma’ruf Aliyyü’l-Kerhî (k.s.),
7. eş-Şeyh Ebu’l-Hasan Seriyyü’s-Sakatî, (k.s.),
8. Seyyidü’t-Tâife Ebu’l-Kasım Cüneyd b. Muhammed el-Bağdâdî (k.s.),
9. eş-Şeyh Ebu Ali Ahmed Memşâdü’d-Dînûrî (k.s.), 91 Serin, a.g.e., s. 70. 92 Uludağ, “a.g.md.”, DİA, XV, 394. Ayrıca bkz: Serin, a.g.e., s. 73. 93 Uludağ, “a.g.md.”, DİA, XV, 394.
24
10. Ebu Abdullah Muhammed Dînûrî (k.s.),
11. Muhammed Amaviyye b. Abdullah el-Bekrî (k.s.),
12. eş-Şeyh Ebu Hafs Ömer Vecîhüddîn el-Kâdî Bekrî (k.s.),
13. eş-Şeyh Ebu Necib Ziyâüddin Abdülkâhir el-Bekrî es-Sühreverdî (k.s.),
14. eş-Şeyh Ebu Reşid Kutbüddin el-Ebherî (k.s.),
15. eş-Şeyh Ruknüddin Muhammed Nühhâsü’l-Buharî (k.s.),
16. eş-Şeyh Şihâbuddin Muhammed et-Tebrizî (k.s.),
17. eş-Şeyh es-Seyyid Cemaleddin Şirâzî (k.s.),
18. eş-Şeyh İbrahim Zahid Geylânî (k.s.),
19. eş-Şeyh Sadüddin-i Ferğanî (k.s.),
20. eş-Şeyh Kerîmüddin Âhî Muhammed b. Nur el-Halvetî (k.s.),
21. Halvetiyye tarîkatının pîri Ebu Abdullah Sirâcüddin Ömer b. eş-Şeyh Ekmelüddin el-Geylanî el-Ahcî el-Halvetî (k.s.),
22. eş-Şeyh Âhi Emre Muhammed el-Halvetî (k.s.),
23. eş-Şeyh Hacı İzzeddin el-Halvetî (k.s.),
24. eş-Şeyh Sadreddin el-Hiyevî (k.s.),
25. Pîri Sâni Seyyid Celaleddin Yahya b. es-Seyyid Bahâüddin eş-Şirvanî (k.s.),
26. eş-Şeyh Pir Muhammed Bahâüddin Erzincanî (k.s.),
27. eş-Şeyh Cemal el-Halvetî (k.s.),
28. eş-Şeyh Hayreddin-i Tokadî (k.s.),
29. eş-Şeyh Şaban-ı Veli (k.s.),
30. eş-Şeyh Osman Efendi (k.s.),
25
31. eş-Şeyh Hayreddin Efendi (k.s.),
32. eş-Şeyh Abdülbâki Efendi (k.s.),
33. eş-Şeyh Ömer el-Fuadî (k.s.),
34. eş-Şeyh İsmail Çorumî (k.s.),
35. eş-Şeyh Muhiddin Efendi (k.s.),
36. eş-Şeyh Pîr Mustafa Muslihiddin Efendi (k.s.),
37. eş-Şeyh Abdurrahman Efendi (k.s.),
38. eş-Şeyh Hafız İbrahim Efendi (k.s.),
39. eş-Şeyh Hafız Ahmed Efendi (k.s.),
40. eş-Şeyh Hafız Mehmed Efendi (k.s.),
41. eş-Şeyh Abdullah Efendi (k.s.),
42. eş-Şeyh Hafız Mustafa Vahdet Efendi (k.s.),
43. eş-Şeyh Hafız Abdurrahman Efendi (k.s.),
44. eş-Şeyh Mehmed Said Efendi (k.s.),
45. eş-Şeyh İbrahim Şevki Efendi (k.s.),
46. eş-Şeyh Mehmed Atâullah Efendi (k.s.).94
Halvetiyye tarîkatı Rûşeniyye, Cemâliyye, Ahmediyye ve Şemsiyye şeklinde dört
ana kola ayrılmış, bu kollardan çeşitli şubeler meydana gelmiştir.95
Cemal Halvetî, bu asıl kollardan Cemâliyye’nin kurucusu olup, silsilesi, şeyhi Pir
Muhammed Bahâeddin Erzincânî (v. 876/1472) vasıtasıyla Halvetîliğin ikinci pîri
94 Osmanzade Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya, haz. Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr. Ali Yılmaz,
İstanbul 2006, III, 132, 133; Vicdani, “a.g.md.”, s. 17-20; Serin, a.g.e., s. 78-81. 95 Vassaf, a.g.e., III, 132; Vicdani, “a.g.md.”, s. 40; Uludağ, “a.g.md.”, DİA, XV, 394.
26
Seyyid Yahya Şirvânî’ye (v. 868/1463-64) ulaşır. Âdâb ve erkân bakımından bağlı
olduğu Halvetiyye tarîkatıyla aynıdır. 96
Cemâliyye de kendi içinde şubelere ayrılmış ve şu kollar ortaya çıkmıştır: Şeyh
Yusuf Sünbül Sinan Efendi (v. 936/1529) tarafından kurulan Sünbüliyye, Şeyh Şaban
Veli (v. 976/1568) tarafından kurulan Şâbâniyye, Ahmed el-Assâlî (v. 1048/1639)
tarafından kurulan Assâliyye, Muhammed el-Bahşî (v. 1098/1687) tarafından kurulan
Bahşiyye’dir. Bu kollardan Şâbâniyye’den Karabaş Veli (v. 1097/1686) tarafından
kurulan Karabaşiyye, Karabaşiyye’den Şeyh Muhammed Nasûhi (v. 1130/1718)
tarafından kurulan Nasûhiyye ve Kutbuddin Mustafa el-Bekrî (v. 1162/1749)
tarafından kurulan Bekriyye şubeleri meydana gelmiştir. Nasûhiyye’den Çerkeşî
Mustafa Efendi (v. 1229/1813-14) tarafından kurulan Çerkeşiyye, Çerkeşiyye’den
Geredeli Şeyh Halil Efendi (v. ??) tarafından kurulan Halîliyye ve Kuşadalı İbrahim
Efendi tarafından kurulan İbrahimiyye şubeleri doğmuş ve Halvetiyye’nin Cemâliyye
kolu Türkiye’de bu şubeler yoluyla günümüze kadar ulaşmıştır.97
B. ŞEYHLERİ
Çelebi Halife, tasavvuf yoluna girmeden önce ilim sahasında inkişaf etmiş,
gönlüne tasavvuf aşkı düşünce ilk olarak İstanbul’da Zeyniyye şeyhlerinden Hacı
Halife Kastamonî’ye (v. 894/1489) intisab etmiştir.98 Şeyhinin irtihali üzerine
Karaman’a giderek Şeyh Alaadin’in halifelerinden Şeyh Abdullah Karamânî’ye intisab
eder. Burada Şeyh Alaaddin ile de görüşmüştür. Şeyh Abdullah’ın vefatından sonra
Tokat’a giderek Şeyh Tahirzâde’ye intisab etmiştir. Burada çetin bir riyazet hayatı
geçirmiştir. Bir müddet sonra bu şeyhi de vefat edince, kaynağından feyz almak
maksadıyla yola çıkmıştır. Erzincan’da Seyyid Yahya Şirvanî’nin halifelerinden Pir
Muhammed Bahâeddin Erzincânî ile görüşür. Sonra Şirvan’a gidip Seyyid Yahya’nın
96 Vicdani, “a.g.md.”, s. 46; Mehmed Serhan Tayşi, “Cemâliyye”, DİA, İstanbul 1993, VII, 318. Ayrıca
bkz: Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, İstanbul 1333, I, 51; Vassaf, a.g.e., III, 324. 97 Vicdani, “a.g.md.”, s. 58; Serin, a.g.e., s. 99; Tayşi, “Cemâliyye”, DİA, VII, 318. Ayrıca bkz: Tayşi,
“Cemâl-i Halvetî”, DİA, VII, 302; Mehmet Rıhtım, Seyid Yahya Bakuvi ve Xalvatilik, Baku 2005, s. 165.
98 Vassaf, a.g.e., III, 324; Tayşi, “Cemâl-i Halvetî”, DİA, VII, 302; Reşat Öngören, Osmanlılarda Tasavvuf Anadolu’da Sûfîler, Devlet ve Ulemâ (XVI. Yüzyıl), İstanbul 2000, s. 43; Rıhtım, a.g.e., s. 165.
27
hizmetine girmek için yola çıkar. Erzincan’a iki günlük mesafe gidince Seyyid
Yahya’nın vefat haberini alır ve Muhammed Erzincânî’ye döner. Pir Muhammed
Erzincânî’den aldığı icazetle Amasya’ya gelerek irşad vazifesine başlar. Osmanlı
Sultanı II. Bayezid ve Koca Mustafa Paşa’nın daveti üzere İstanbul’a gelerek irşad
vazifesinde bulunur.99
C. MÜRİDLERİ
Çelebi Halife, velûd bir kişi olarak en çok eser veren sûfîlerden biridir.100 Bunun
yanında tasavvuf yolunda arkasında birçok halîfe bırakmıştır. Bunların önemlileri;
1. Sünbüliyye şubesinin kurucusu Şeyh Yusuf Sünbül Sinan Efendi,
2. Şeyh İdris Kesîru’l-Mürîd,
3. Aksaraylı Şeyh Cemal Efendi,
4. Şeyh Kasım b. Muhammed el-Cemâlî el-İstanbûlî,
5. Şeyh Alaadin-i Uşşakî,
6. Şeyh Hayreddin-i Tokadî,
7. Şeyh Cemşâh-ı Karamânî,
8. Şeyh Sinan-ı Erdebilî’dir.101
Bunlardan başka Üveys Dede, Muslihuddin Efendi, Selahaddin Efendi, Bayezid
Halife, Ali Dede, Davud Dede de halifeleri arasındadır.102
99 Ebu’l-Hayr İsâmuddin Ahmed Efendi Taşköprüzâde, eş-Şekâiku’n-Nu’mâniyye fî Ulemâi’d-Devleti’l-
Osmâniyye, tahk. Ahmet Suphi Furat, İstanbul 1405/1985, s. 267, 268; Yusuf İbn Yakub, Menakıb-ı Şerif ve Tarikatname-i Piran ve Meşayıh-ı Tarikat-ı Aliye-i Halvetiye İstanbul 1290, s. 17, 18; Abdurrahman Câmi, Nefahâtü’l-Üns min Hadarâti’l-Kuds, terc. ve şrh. Lâmiî Çelebi, İstanbul 1980, s. 579, 580; Vassaf, a.g.e., III, 324; Vicdani, “a.g.md.”, s. 56, 57; Serin, a.g.e., s. 98, 99; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302; Öngören, a.g.e., s. 43; Rıhtım, a.g.e., s. 165, 166.
100 Tayşi, “Cemâl-i Halvetî”, DİA, VII, 302. 101 Yusuf İbn Yakub, a.g.e., s. 30, 31; Vicdani, “a.g.md.”, s. 57; Serin, a.g.e., s. 100; Tayşi, “Cemâl-i
Halvetî”, DİA, VII, 302. 102 Yusuf İbn Yakub, a.g.e., s. 30, 31; Tayşi, “a.g.md.”, DİA, VII, 302.
29
I. ESERİN ADI VE MÜELLİFE AİDİYETİ
Eserin ismi kaynaklarda farklı şekillerde geçmektedir. Süleymaniye
Kütüphanesi, Tahir Ağa no. 142’de bulunan nüshada “Te’vilât Cemal Halvetî min
Sûreti’l-Fâtiha ve Sûret-i ve’d-Duhâ ilâ Sûreti’n-Nâs”, Kütüphane kayıtlarına göre,
Hacı Mahmut Efendi no. 286’da bulunan nüshada “Tefsîru Ba’dı’s-Süver”, Hâlet
Efendi no. 805’deki nüshada “Tefsîru’l-Fâtiha ve min Sûreti’d-Duhâ ilâ Âhiri’l-
Kur’an”, Lala İsmail no. 686’daki nüshada “Tefsire Ait Bir Risâle”, tahkikte esas
aldığımız Şehid Ali Paşa no. 1352’deki nüshada ise “Risale fi’t-Tasavvuf” olarak
geçmektedir. Hacı Selim Ağa Kütüphanesi, Hüdayi Efendi no. 37’deki nüshada ise
“Tefsîr-u Ba’dı Süveri Kur’âniyye” şeklindedir.
Müellifin eserleri sıralanırken bu eser, DİA’da “Tefsiru’l-Fâtiha ve ve’d-Duhâ”,103
Osmanlı Müellifleri’nde “Diğer Tefsir-i Fâtiha ve min Sûreti’d-Duhâ ilâ Âhiri’l-
Kur’an”,104 Tefsir Tarihi’nde “Sûre-i Duhâ’dan Âhiri Kur’an’a Kadar Tefsir”,105 İşarî
Tefsir Okulu’nda “Duhâ Sûresinden Kur’an’ın Sonuna Kadar Tefsir”,106 Sefîne’de
“Diğer Tefsir-i Fâtiha ve Sûre-i Duhâ’dan Âhir-i Kur’an’a Kadar”,107 Osmanlı
Müfessirleri’nde “Tefsîru Sûreti ve’d-Duhâ ilâ Sûreti’n-Nâs”108 şeklinde geçmektedir.
103 Tayşi, “Cemâl-i Halvetî”, DİA, VII, 302, 303. 104 Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, I, 52. 105 Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi Tabakatü’l-Müfessirin, II, 617. 106 Ateş, İşari Tefsir Okulu, s. 224. 107 Vassaf, Sefine-i Evliya, III, 325. 108 Ziya Demir, Osmanlı Müfessirleri ve Tefsir Çalışmaları (Kuruluştan X/XVI. Asrın Sonuna Kadar), s.
201.
30
Ulaşılan bütün nüshalarda כ א אن ن א אن כ א ذכ אدא אאل א א ل א Allah lafzının zikrinden insanın“ א
kastedilmesindeki hikmet nedir denirse, Cemal Halvetî lakaplı muhtaç ve hakîr der
ki…” ibaresi bulunmaktadır ki bu da eserin Cemal Halvetî’ye ait olduğunu gösterir.
II. ESERİN NÜSHALARI
Tahkiki yapılan “Tefsir Risalesi’nin” müellif nüshasına ulaşılamadı. Eserin
ulaşılabilen altı adet nüshası vardır.
1. Şehid Ali Paşa Nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi, Şehid Ali Paşa Bölümü
1352 numarada kayıtlıdır. Kütüphaneden nüshanın bir CD kopyası temin edildi.
Eserin bizzat kendisi görülemedi. Bu yüzden nüsha daha fazla tanıtılamadı. Nüsha, 23
varak ve her sayfa 17 satırdan oluşmaktadır. Bu, tahkike esas alınan nüshadır.
2. Hâlet Efendi Nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi, Hâlet Efendi Bölümü 805
numarada kayıtlıdır. Kütüphaneden nüshanın bir CD kopyası temin edildi. Nüsha, 13
varak ve her sayfa 23 satırdan oluşmaktadır. Kütüphane kayıtlarına göre eser,
199x142, 137x85 ebatlarında ve nesih yazıyla yazılmıştır.
3. Tahir Ağa Nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi, Tahir Ağa Tekkesi Bölümü
142 numarada kayıtlıdır. Kütüphaneden nüshanın bir CD kopyası temin edildi.
Nüsha, 21 varak ve sayfalarındaki satır sayısı 19 ve 20 olarak değişmektedir. Nesih
yazıyla yazılmıştır.
4. Hacı Mahmut Efendi Nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmut
Efendi Bölümü 286 numarada kayıtlıdır. Kütüphaneden nüshanın bir CD kopyası
temin edildi. Nüsha, 18 varak ve her sayfa 19 satırdan oluşmaktadır. Nesih yazıyla
yazılmıştır.
5. Lala İsmail Nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi, Lala İsmail Bölümü 686
numarada kayıtlıdır. Kütüphaneden nüshanın bir CD kopyası temin edildi. Nüsha,
nesih yazıyla yazılmıştır. 17 varak ve her sayfa 21 satırdan oluşmaktadır.
6. Selim Ağa Nüshası: Hacı Selim Ağa Kütüphanesi, Hüdâi Efendi Bölümü 137
numarada bulunmaktadır. Recep b. Mehmed tarafından istinsah edilen eser, 17 varak
31
ve her sayfa 19 satırdan oluşmaktadır. 200x143, 166x112 mm. ebadında tek formalı
bir defterin ortasındadır. Nesih yazı, orta kalınlıkta bir uç ve siyah mürekkeple
yazılmıştır. İstinsah kaydı olarak;
אن ول ] ١ [٣٥١ ن א ]١[٩٣٢و כא
“Kânûni’l-Evvel [1] 932 ve Şa’bân [1]351’de bitti”109 ibaresi vardır.
III. ESERİN MUHTEVASI
Eserde, âyetlerin, âyetle ve hadisle tefsir edilmesine önem verilmiştir. Örneğin,
Beyyine sûresinde inkâr edenlerin yaratıkların en kötüsü olduğunu ifade eden âyeti110
şu âyet ve hadislerle açıklanmıştır.111
כ ة אرة أو أ כא כ ذ
“Sonra kalpleriniz yine katılaştı, taş gibi, hatta daha da katı oldu.”112
אم أ כ כא أو
“İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha sapıktırlar.”113
אس ت א אت א אش و א
“İnsanlar yaşadıkları hâl üzere ölürler ve öldükleri hâl üzere toplanırlar.”114
Eserin girişinde istiâzenin işârî tefsiri yapılmaktadır. Bu işârî yorumda
istiâzede geçen Allah lafzıyla kâmil insanın kastedildiğini belirterek bunun hikmetini 109 Köşeli parantez içinde bir [1] tarafımızdan eklenmiştir. 110 el-Beyyine, 98/6. 111 Cemaleddin Aksarâyi, Tefsir Risâlesi, 14/a. 112 el-Bakara, 2/74. 113 el-A’râf, 7/179. 114 Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsât, IX/462; Hâkim, el-Müstedrek, III/284.
32
izah eder ve kulun şeytanın tuzaklarından korunarak Allah’a sığınmasında ve ona
yönelmesinde kâmil insanın rolü üzerinde durur. İstiâzenin işârî yorumunu yaparken
kelimelerin kökenleri hakkında da bilgi verir.115
Besmelenin tefsirini ele alırken Allah’a yaklaşmanın yolları üzerinde durarak
besmele ile Allah’a yaklaşma arasındaki ilişkiyi ele almaktadır.116
Fâtiha sûresinin tefsirini yaparken Fâtiha sûresinde birçok sırlara işaret
edildiğini, kendisinin bunlardan birkaçı üzerinde durduğunu belirtmektedir. Fâtiha
kelimesinin beş harften oluştuğunu belirterek her birinin delâlet ettiği anlamları
üzerinde durur. Fâtiha sûresinin diğer sûreler arasında çok yüce bir yeri olduğunu,
Kur’an’ın ve Kur’an’dan önce indirilen kitapların ve sahifelerin hakikatlerini
kendisinde topladığını ifade eder.117
Duhâ sûresinde âyetlerin birden fazla işarî yorumları üzerinde durmaktadır.
Bu sûrede velâyet kavramını ele alıp velâyet-i mutlaka ve velâyet-i hassa kısımlarına
ayırarak her birinin tarifini yapmaktadır.118
İnşirah sûresinde bazı âyetlerin işârî yorumlarını bir kaç şekilde yaptığı
görülmektedir.119
Bu sûrede cehrî (sesli) zikir ve hafî (gizli) zikir üzerinde durarak, insanın kötü
huylardan ancak cehrî zikirle kurtulabileceğini vurgulamaktadır.120 Ayrıca çeşitli
tasavvufî makamlardan bahsederek İnşirah sûresinin âyetlerinin her birinin işaret
ettiği makamları belirtmektedir.121 Sûrenin sonunda Allah’ın isimlerine ve Kur’an
115 Aksarâyi, a.g.e, 1/a -2/b. 116 Aksarâyi, a.g.e., 2/b. 117 Aksarâyi, a.g.e., 2/b-4a. 118 Aksarâyi, a.g.e., 4/a-6/a. 119 Aksarâyi, a.g.e., 6/a-7/b. 120 Aksarâyi, a.g.e., 7/a. 121 Aksarâyi, a.g.e., 7/a-7/b.
33
hakikatlerine mazhar olabilmek için kâmil bir şeyhin kapısında hizmet etmenin ve
onun sohbetine iştirak etmenin önemi üzerinde durmaktadır.122
Tîn sûresinde incirin ve zeytinin birçok özelliği barındırması, insanlara yararlı
olması ve tadının çok lezzetli olması yönüyle Kur’ân’ın da incir ve zeytin gibi
olduğunu söyleyerek, sûredeki incir ve zeytin kelimelerinden Kur’an’ın kastedildiğini
belirtmektedir. Sûrede geçen Sina Dağı’yla da Kur’an'ın kastedildiğini ifade ederek,
Kur’an’ın Sina Dağı gibi dünyanın istikrarını ve düzenini sağlamaya bir sebep
olduğuna işaret eder. Aynı şekilde sûrede zikredilen güvenli şehrin Kur’an olduğu
yorumunu yaparak, nasıl ki şehir her türlü şeyi içinde barındırıyorsa Kur’an da yaş
kuru ne varsa her şeyi ihtiva etmektedir.123
Tîn sûresinin bir başka yorumu yapılarak incir, zeytin, Sina Dağı ve güvenli
şehirle Muhammed (s.a.v.)’in kastedildiği belirtilmektedir.124
Alâk sûresinin tefsirinde, bu sûrenin Kur’an’ın ilk inen sûresi olduğunu ifade
eder. Bu sûrenin ilk olarak Tâvûs adlı melek aracılığıyla indiğini belirtir. Bu sûrede
bazı harfi cerlerin manalarına işaret ettiği görülmektedir.125
Kadir sûresine yaptığı işarî yorumlara göre birinci âyetin anlamı; “Kur’ânî
hakikatleri vuslat gecesinde Muhammed (s.a.v.)’in kalbine indirdik” şeklindedir.
Böylece âyete klasik tefsirlere göre oldukça sıra dışı bir anlam verdiği görülmektedir.
Dikkati çeken diğer bir yorumda sûrede geçen bin ay ifadesinin bin konum ve
mertebe olarak ifade edilmesidir. Bu sûrede Allah’a ulaşmanın ancak onun dışındaki
122 Aksarâyi, a.g.e., 7/b. 123 Aksarâyi, a.g.e., 7/b-8/a. 124 Aksarâyi, a.g.e., 8/b. 125 Aksarâyi, a.g.e., 9/b-12-a.
34
bütün varlıklardan fena olma yoluyla gerçekleşebileceğine işaret edilerek fena
makamının126 önemi vurgulanmaktadır.127
Beyyine sûresinin tefsirinde Muhammed (s.a.v.)’in kâinatın ruhu ve aslı
olduğu üzerinde durulmaktadır128. Bu sûrenin tefsirinde, sûrede geçen “Allah’tan bir
elçi” tabiriyle rabbâni ilhamlara işaret edilmesinin mümkün olduğu ifade edilerek,
nefsin rabbânî ilhamlar aracılığıyla nefsânî ve şeytânî tehlikelerden emin olabileceği
belirtilmektedir.129
Âdiyât sûresinin tefsirinde, sûrede geçen nankör insanın, şeriat, tarîkat ve
hakikatte farklı anlamları olduğunu belirterek nankör insanı şu şekilde
tanımlamaktadır. Nankör insan, şeriatta farzları terk edendir, tarîkatta faziletleri terk
edendir, hakikatte ise Allah’ın iradesine aykırı bir iradede bulunandır.130
Kâriâ sûresinin tefsirinde, Kâriâ kelimesinin işârî yorumu çerçevesinde
fenânın makamlarından bahseder. Bu kelimenin üç kıymetli anlamı vardır. Birincisi,
sâlikin fiillerinin Allah’ın fiillerinin nurunda fânî olmasıdır (fenâ fî ef’alillah). İkincisi,
sâlikin sıfatlarının Allah’ın sıfatlarının nurunda fânî olmasıdır (fenâ fî sıfâtillah).
Üçüncüsü ve en büyüğü, sâlikin varlığının Allah’ın zâtının zuhuruyla fânî olmasıdır
(fenâ fî zâtillah). Sûrenin devamında da bu makamlar çerçevesinde âyetleri
yorumlar.131
126 Fena makamı: Arapça, fani olmak, yok olmak manasına gelir. Nesnelerin, sûfînin gözünden
silinmesine fena denir. Fena hâli, kulun benliğinin kaybolması ile, tevhidin gerçekleşmesi demektir. Bu hâl tevhidin en yüksek derecesidir. (bkz. Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Ankara 1997, s. 267, 268).
127 Aksarâyi, a.g.e., 11/b-13/a. 128 Aksarâyi, a.g.e., 13/b. 129 Aksarâyi, a.g.e., 13/b. 130 Aksarâyi, a.g.e., 16/a. 131 Aksarâyi, a.g.e., 16/b-17/b.
35
Hümeze sûresinin tefsirinde, dünya sevgisinin her türlü hatanın kaynağı
olduğu belirtilerek dünya sevgisinden kurtulmanın öneminden bahsedilmektedir.132
İhlas sûresinin tefsirinde, Alâk sûresi133 ve Nâs sûresinin134 tefsirinde olduğu
gibi kelimelerin sarf ve nahiv yönü üzerinde durulduğu görülmektedir.135 Bu sûrenin
tefsirinde, bu sûreye ihlas isminin verilmesinin nedenini işârî yönden izah ederek
ihlas kavramının tanımını yapar ve ihlas konusu üzerinde durur. Bu sürede geçen أ
“tek” kelimesini ele alarak وא “bir” kelimesinden farklı bir anlam taşıdığını belirtir
ve her ikisinin şu şekilde tanımını yapar.
.Tek”: Sıfatlarını dikkate almaksızın Allah’ın zâtını ifade eder“ أ
Bir”: Tüm sıfatlarıyla birlikte Allah’ın zâtını ifade eder.136“ وא
Nâs sûresinin tefsirinde, üç kutuptan bahsedilmektedir. Bunlar; Rabb’ın kulu,
Melik’in kulu ve Allah’ın kulu. Buna göre sûrede geçen sığınmanın anlamı, bu üç
mertebeye göre izâfî bir ruha sığınmadır. Çünkü o, fiiller makamında, isim, rab ve
ruhtur, sıfatlar makamında, isim, melik ve ruhtur, zât makamında, isim, ilah ve
ruhtur. Şeytan, Allah ve Rahman’ın mukâbilidir. Şeytan bu ikisinin görüntüsünde
olamaz. Ancak Allah’ın diğer isimlerinin sûretine bürünebilir. Bu nedenle şeytan,
tevhidin sırlarını bilmeyen bir şeyhe bağlı mürid için korkulu bir durum olur.
132 Aksarâyi, a.g.e., 18/b. 133 bkz. Aksarâyi, a.g.e., 9/b. 134 bkz. Aksarâyi, a.g.e., 23/a. 135 Aksarâyi, a.g.e., 21/b. 136 Aksarâyi, a.g.e., 21/b.
36
Şeytanın tuzaklarından kurtulabilmek için Allah ve Rahman adını çok iyi bilen bir
ârifin olması gerekir.137
Tefsir baştan sona incelendiğinde, önce istiâze ve besmelenin, sonra Fatihâ
sûresi ve akabinde de Duhâ sûresinden Nâs sûresine kadar bütün sûrelerin tertib
sırası üzere tefsirleri yapılmıştır. Sûre başlıkları yoktur. Her sûreye besmeleyle
başlanmış ancak başlangıç olduğuna delâlet edecek farklı bir renk ve paragraf
kullanılmamıştır.
Birkaç yerde sarf ve nahiv açıklaması yapılmıştır. Tefsirde yoğun olarak işârî
yorumlara yer yerilmiş, kelimelerin sözlük anlamlarına yer yer değinilmekle birlikte
ağırlıklı olarak kelimelerin işârî anlamları üzerinde durulmuştur. Sûrelerde takip
edilen usûl, önce kelimelerin işârî anlamları verilmekte, ardından âyetlerden çıkarılan
işârî yorumlar sunulmaktadır. Bazı sûrelerin sonunda da sûrenin bütün olarak işaret
ettiği anlamlar üzerinde durulmaktadır.138 Netice itibariyle sûreler tefsir edilirken
parçacı bir metottan bütüncül bir metoda doğru yol alınmaktadır. Usûl-i tefsirle
alâkalı bir bilgi aranmak istendiğinde, yalnızca Alâk sûresinin ilk inen sûre olduğu
göze çarpmaktadır. Bunun dışında sûrelerin mekkî-medenî özellikler ve nüzul
sebepleriyle ilgili dahi olsa hiçbir bilgiye ulaşılamamıştır.
Eserde sûfilerin çokça kullandığı ancak sıhhati bakımından tartışmalı hadislere
de yer verilmiştir.139
Eserde adı geçen sahabîler: Ali b. Ebî Tâlib’in annesi,140 Ali b. Ebî Tâlib141, Ebû
Hureyre142’dir.
137 Aksarâyi, a.g.e., 23/a-23/b. 138 Meselâ bkz. Aksarâyi, a.g.e., 22/a-23/b. 139 Aksarâyi, a.g.e., 4/a, 15/a, 16/b, 18/b. 140 Aksarâyi, a.g.e., 8/a. Fâtıma bint Esed: Fâtıma bint Esed b. Hâşim b. Abdimenâf el-Kureşiyye el-
Hâşimiyye, Ali b. Ebî Tâlib’in annesidir. Kocası Ebû Tâlib amcasının oğludur. Annesi, Âmir b. Lüey oğullarından Hubey bint Herem el-Kureşiyye’dir. Tâlib, Akîl, Ca’fer ve Ali adında dört oğlu ve
37
Adı geçen şahıslar: Ebû Yezid el-Bistâmî,143 eş-Şiblî,144 Hasan el-Harakânî,145
Seyyid Yahya,146 Şeyhu’l-Ekber147’dir.
Adı geçen ekoller: Mücessime148 ve Müşebbihe149’dir.
Ümmü Hânî ve Cümâne adında iki kızı vardır. Hicretin dördüncü yılında Medine’de vefat etmiştir. (bkz. Mehmet Aykaç, “Fâtıma bint Esed”, DİA, İstanbul 1995, XII, 225).
141 Aksarâyi, a.g.e., 21/b. Ali b. Ebî Tâlib: Ali b. Ebî Tâlib b. Abdilmuttalib el-Hâşimî el-Kureşî, Ebu’l-Hasen, Mü’minlerin emiri, Hulefâi Râşidîn’in dördüncüsüdür. Hz. Peygamberin amcasının oğlu ve damadıdır. Âlimlerin ve hatiplerin büyüklerindendir. Bedr savaşına katılanların ilklerindendir. 600 yılında Mekke’de doğmuş ve 661 yılında vefat etmiştir. (bkz. Hayreddin Ziriklî, el-A’lâm: Kâmûsu Terâcimi li-Eşheri’r-Ricâl ve’n-Nisâ, Kahire 1976, IV, 295).
142 Aksarâyi, a.g.e., 4/a. Ebû Hüreyre Abdurrahmân b. Sahr ed-Devsî: Çok hadis rivayet etmesiyle tanınan sahâbî. Yemen’de yaşayan Ezd kabilesinin Devs koluna mensup olup ne zaman doğduğu belli değildir. Cahiliye devrindeki adı çeşitli kaynaklarda Abdüşems, Abdüamr, Sükeyn, Amr b. Abdügamn gibi farklı şekillerde kaydedilmektedir. Hz. Peygamber onun adını Abdurrahman veya Abdullah olarak değiştirmiştir. 58/678’de vefat etmiştir. (bkz. M. Yaşar Kandemir, “Ebû Hüreyre” DİA, İstanbul 1994, X, 160-167).
143 Aksarâyi, a.g.e., 9/a. Ebû Yezîd el-Bistâmî: İsmi Tayfur b. İsa’dır. İsa’nın Ebû Yezîd –ortanca-, Adem –büyük- ve Ali –en küçük- adında üç çocuğu vardı. Hepsi âbid ve zahid kimselerdi. Ebû Yezîd 234 veya 261’de vefat etmiştir. (bkz. Ebu’l-Kasım Abdi’l-Kerim Kuşeyrî, er-Risâletü’l-Kuşeyriyye, tahk. Dr. Abdülhalim Mahmud, Mahmud b. eş-Şerif, Kahire 1972, I, 88).
144 Aksarâyi, a.g.e., 14/b. Ebû Bekir b. Cahder eş-Şiblî: İsmi hakkında ihtilaf vardır. Ca’fer b. Yunus diyenler vardır. Bağdatlı’dır. Cüneyd Bağdâdî’nin arkadaşıdır. Mâlikî mezhebindendir. 87 sene yaşamıştır. 334’te vefat etmiştir. (bkz. Kuşeyrî, a.g.e., I, 109).
145 Aksarâyi, a.g.e., 9/a. Ebu’l-Hasen el-Harakânî Ali b. Ca’fer: Tasavvuf şeyhlerinin büyüklerindendir. Bayezid-i Bistâmî’nin talebelerindendir. (bkz. Şemseddin Sami, Kâmûsu’l-A’lâm, I, 706).
146 Aksarâyi, a.g.e., 22/b. Seyyid Yahya Celâleddin Bahâeddin el-Bakuvî: Gülşeniyye şeyhlerinden Şirvânî diye bilinen bir mutasavvıftır. Bir görüşe göre 867, bir görüşe göre ise 869’da vefat etmiştir. (bkz. İsmail Paşa Bağdâdî, Hediyyetü’l-Ârifîn Esmâü’l-Müellifîn ve Âsâru’l-Musannifîn, İstanbul 1955, II, 528).
147 Aksarâyi, a.g.e., 5/b. Şeyhu’l-Ekber, Muhyiddîn Muhammed b. Ali b. Muhammed el-Arabî et-Tâî el-Hâtimî’nin lakabıdır. Tasavvuf ve İslâm düşünce tarihinde büyük etkileri bulunan sûfî müelliftir. 17 Ramazan 560/1165 tarihinde Mürsiye’de doğdu. İbn Arabî’nin görüşlerini takdir edenler onun tasavvufta otorite oluşunu kendisine “Şeyhu’l-Ekber” diyerek ifade etmişlerdir. 638/1240’ta vefat etmiştir. (bkz. Ziriklî, a.g.e., VI, 281).
148 Aksarâyi, a.g.e., 22/a. Mücessime: Sözlükte, gövdesi büyük olmak anlamındaki cesâme kökünden isim olan cism insan, hayvan vb.’nin maddi varlığını oluşturan şey, ceset, beden demektir. Aynı kökten türeyen tecsîm bir şeyi cisim olrak düşünmek, onun üç boyutlu olduğunu kabul etmek manâsına gelir. Buna göre mücessime tecsîm görüşünü benimseyen grup veya kişileri ifade eder. (bkz. İlyas Üzüm, “Mücessime”, DİA, İstanbul 2006, XXXI, 449, 450).
149 Aksarâyi, a.g.e., 22/a. Müşebbihe: Sözlükte, benzetmek anlamındaki teşbih kökünden türeyen müşebbihe kelimesi benzetenler demektir. Terim olarak Allah’ı yaratıklara veya yaratıkları Allah’a
38
Kullanılan hadis ıstılahları: Hasen Hadis,150 Kudsî hadis.151
Eserde geçen tasavvufî kavramlar: Fenâ fî zâtillah (fenâ fillah),152 Feyz,153 Hakîkat,154
Hikmet,155 İnsan-ı kâmil,156 İsm-i Âzam,157 Kalb,158 Kutb,159 Makam,160 Mârifet,161 Meczûb,162
benzeten yahut bu sonuçları doğurduğu ileri sürülen inançları benimseyenleri ifade eder. (bkz. Yusuf Şevki Yavuz, “Müşebbihe”, DİA, İstanbul 2006, XXXII, 156-158).
150 Aksarâyi, a.g.e., 4/a. Hasen hadis: Adâlet sahibi olup da zapt sıfatı tam olmayan, bununla beraber tek başına rivayet ettiği hadisi münker de sayılmayan kimsenin rivayet ettiği, şazz ve muallel olmayan hadistir. (Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, İstanbul 2006, s.131).
151 Aksarâyi, a.g.e., 2/a. Kudsî hadis: Manası Allah Teâlâ’ya, lafzı Peygamber (s.a.v.)’e ait olan sözdür. (Abdullah Aydınlı, a.g.e., s.116).
152 Aksarâyi, a.g.e., 16/a. Fenâ fî zâtillah (fenâ fillah): Arapça Allah’da fani olmak demektir. Kulun zât ve sıfatının, Allah’ın zât ve sıfatında fani olmasıdır. Dünya ilgilerini tam anlamıyla ortadan kaldırarak, Allah’a yönelmek demektir. (bkz. Cebecioğlu, a.g.e., s. 269).
153 Aksarâyi, a.g.e., 2/b, 4/b, 5/a, 5/b, 8/a. Feyz: Arapça, taşmayı ifade eder. İlâhî tecelli bu kelime ile anlatılır. Bir başka tanıma göre, âlemin Allah’tan, derece derece fakat devamlı bir sûrette iniş tarzı ile ve başka bir mevcûdu meydana getirmek özelliğine sahib olarak tekâmülüne ve bunun ilâhî nazar altında devamı, manasında kullanılan bir terimdir. (bkz. Cebecioğlu, a.g.e., s. 274).
154 Aksarâyi, a.g.e., 4/a, 5/b, 6/b, 10/b, 12/a, 16/a, 19/b, 21/b, 23/a, 23/b. Hakîkat: Hakkın her şeydeki gerçek fâil ve o şeyi ayakta tutan olması anlamında Rubûbiyeti müşâhede. Hakkın hüviyeti, kendi nedeniyle var olan, kendisinin dışındaki her şeyi ise ayakta tutan olmasıdır. (Kâşânî, a.g.e., s. 216).
155 Aksarâyi, a.g.e., 1/a, 2/a, 8/a. Hikmet: Eşyanın sırlarını öğrenmek, sonuçların sebeplerle irtibatını anlamak, gereken şeyi gerekli şartlarıyla gerektiği gibi bilmek. (Kâşânî, a.g.e., s. 222).
156 Aksarâyi, a.g.e., 1/a, 1/b, 2/a. İnsan-ı Kâmil: Bilkuvve kemâlini bilfiil hale getirmiş gerçek insan. Buna insan-ı hakîkî de denilmektedir. (bkz. Abdürrezzak Kâşânî, Tasavvuf Sözlüğü Letâifu’l-A’lâm fî İşrâtı Ehli’l-İlhâm, trc. Dr. Ekrem Demirli, İstanbul 2004, s. 82).
157 Aksarâyi, a.g.e., 1/b, 6/a. İsm-i Âzam: Zâta ait ilk isimlerden her birisi. İsm-i âzam bazen Allah ismi için kullanılır. İsm-i âzam isimlerin mazharı olan kimselere göre ilâhî isimlerden her birisi için kullanılır. (Kâşânî, a.g.e., s. 54).
158 Aksarâyi, a.g.e., 5/b, 7/a, 9/b, 11/b, 12/a, 13/b, 15/b, 16/a, 17/a, 18/b, 22/b. Kalb: Ruhânî ruhun huylarında gerçekleşen itidâl. Bu esnada kalb huylarında uçlara sapmadan ortada bulunur. (Kâşânî, a.g.e., s. 457).
159 Aksarâyi, a.g.e., 9/a. Kutb: Gavs. Her zamanda Allah’ın bakışının yöneldiği tek kişi. Kutub İsrafil’in kalbi üzerindedir. (Kâşânî, a.g.e., s. 456).
160 Aksarâyi, a.g.e., 3/a, 7/a, 7/b, 12/a, 13/a, 13/b, 22/b, 23/a. Makam: İbâdetleri tam yerine getirmek. Sûfîler şunu şart koşmuşlardır: Bulunduğu makamın gereklerini tam olarak yerine getirmemiş bir sâlik üstteki makama yükselemez. Meselâ, tevekkülü olmayan bir insan, teslim makamına ulaşamaz. Bu ve benzeri şeylere makamlar denilmiştir. Çünkü makam, içerdiği hâli tam olarak kazanabilmek için nefsin yerleştiği yer demektir. ( bkz. Kâşânî, a.g.e., s. 529, 530).
161 Aksarâyi, a.g.e., 2/b, 4/a, 4/b, 5/a, 6/a, 13/a, 16/a, 17/a, 20/a. Mârifet: Kulun kendi hakikatini ihata etmesi, leh ve aleyhindeki şeyleri bilmesi. (Kâşânî, a.g.e., s. 526).
39
Mertebe,163 Müşâhede,164 Nefs-i levvâme,165 Ruh,166 Sâlik,167 Sır,168 Sır makamı,169 Sırru’s-sır,170
Şerîat,171 Şeyh,172 Tarîkat,173 Telvin,174 Tevbe,175 Velâyet,176 Zikr,177 Zikr-i cehrî,178 Zikr-i
hafî179’dır.
162 Aksarâyi, a.g.e., 2/a. Meczûb: Hakkın kendisine seçtiği ve ünsiyet mertebesine ayırdığı kimse.
Böylece o, bütün mertebe ve makamlar boyunca çaba ve zorluklardan kendisini kurtaracak (ilâhî) ikram ve bağışlara mazhar olur. Meczûb, çalışmadan maksada ulaşan kimse anlamında da kullanılabilir. ( bkz. Kâşânî, a.g.e., s. 485).
163 Aksarâyi, a.g.e., 3/a, 6/b, 8/a, 9/b, 13/a, 19/b. Mertebe: Rütbe, gözetleme yeri, güç, makam, durum vs. gibi anlamları olan Arapça bir kelime. (Cebecioğlu, a.g.e., s. 501).
164 Aksarâyi, a.g.e., 3/a, 8/a. Müşâhede: Hakkı töhmetsiz görmek. Birlik delilleriyle eşyayı görmek anlamında da kullanılır. Bazen tevhidle eş anlamlı veya Hakkı eşyada görmek anlamında veya hiçbir kuşkunun bulunmadığı yakîn anlamında kullanılır. Müşâhede itiraz olmaksızın idrâk demektir. Bu yorumla yakînden daha meşhur ve güçlüdür. Müşâhede, sen yitirmişken, Hakkın bulunması anlamında da kullanılır. ( bkz. Kâşânî, a.g.e., s. 515, 516).
165 Aksarâyi, a.g.e., 13/a. Nefs-i Levvâme: Kınayıcı nefis. O, bir hata veya haksızlık yaptığında, bilir ki, doğru davranış bu fiili terk etmektir. Bu nedenle kendisini kınar. Fakat bu fiili bırakmaya karşı kendisinde bir direnç görür. (Kâşânî, a.g.e., s. 558).
166 Aksarâyi, a.g.e., 5/b, 11/a, 12/a, 13/a, 13/b, 14/a, 14/b, 15/a, 21/a, 22/b, 23/a. Ruh: İnsan latîfesi. O ruh-ı hayvanî değil, filozoflar tarafından nefs-i nâtıka denilen şeydir. Ruh-ı hayvanî, yürekteki kanın coşmasından meydana gelen buharımsı cisimdir. Çünkü insanî latîfe, konuyla ilgili kitaplarda açıklanmış olduğu gibi, maddeden veya maddeden meydana gelmiş şeylerden uzaktır. (bkz. Kâşânî, a.g.e., s. 274).
167 Aksarâyi, a.g.e., 1/a, 1/b, 2/a, 10/b, 11/b, 16/b, 23/b. Sâlik: Makamlara yükselip henüz mârifet makamına ermemiş kimse. Sâlikin mertebesi ârifin altında ve mürîdin üzerindedir. Sûfîler makamları ilmiyle değil, ameliyle aşan kimselere sâlik derler. (Kâşânî, a.g.e., s. 289).
168 Aksarâyi, a.g.e., 5/b, 7/a, 8/b, 12/a, 16/a, 20/b, 22/b, 23/b. Sır: Yaratma esnasında her mevcudun Haktan payı. Sır, Hakkı talep eden, O’nu seven ve bilendir. (Kâşânî, a.g.e., s. 293).
169 Aksarâyi, a.g.e., 7/a. Sır Makamı: Nefes-i Rahmânî, amâ mertebesi, ikinci taayyün. Rabb’ın indiği makam da denilir. Çünkü o, Hakkın ikinci taayyünde mânâlar âlemiyle zuhûr etmesidir. (Kâşânî, a.g.e., s. 534).
170 Aksarâyi, a.g.e., 5/b, 7/a. Sırru’s-sır: Allah’tan başkasının bilemeyeceği Hakka özgü şey. (Kâşânî, a.g.e., s. 294).
171 Aksarâyi, a.g.e., 16/a. Şerîat: Genel, küllî, âdil ve dengeli ölçüt. Sûfîler, kulluğa bağlanmayı emretmek anlamında da şerîat terimini kullanırlar. Hakkın her şeyde gerçek fâil olduğu anlamında rubûbiyeti müşâhede karşılığında kullanırlar. (bkz. Kâşânî, a.g.e., s. 312, 313).
172 Aksarâyi, a.g.e., 1/b. Şeyh: Üç ilimde -ki bunlar şeriat, tarîkat ve hakikat ilimleridir- yüksek dereceye ulaşmış kimse. Bu dereceye ulaşan kişi rabbanî âlim, rehber bir eğitimci ve doğruluk yoluna irşad eden ve efendilerin yoluna ulaşmak için kendisinden yardım isteyene yardım edebilen bir mürşid sayılır. ( bkz. Kâşânî, a.g.e., s. 319).
173 Aksarâyi, a.g.e., 16/b. Tarîkat: Sâliklerin tercih ettiği yaşama tarzı. (Kâşânî, a.g.e., s. 349). 174 Aksarâyi, a.g.e., 1/b, 22/b. Telvîn: Kulun hallerindeki değişiklik. (bkz. Kâşânî, a.g.e., s. 151).
40
IV. TAHKİKTE İZLENEN METOT
Daha önce de ifade edildiği gibi tahkîk edilen eserin altı nüshasına ulaşılabildi.
Müellif nüshasına ulaşılamadı. Selim Ağa nüshası dışındaki nüshalarda ferağ kaydı
bulunmamaktadır. Bu nüshadaki istinsah kaydına göre, nüsha müellifin vefat
tarihinden çok sonra yazılmıştır. Dolayısıyla bulunan nüshalar arasında karşılaştırma
yapıldı. Müstensihlerden kaynaklandığı düşünülen yanlışlar, en az Şehid Ali Paşa
nüshasında olduğundan bu nüsha esas alındı.
Nüshalar arasındaki farklılıkları göstermek için dipnotlarda Hâlet Efendi
Nüshası için “ א (Elif)”, Tahir Ağa Nüshası için “ ب (Be)”, Hacı Mahmut Efendi
Nüshası için “ ج (Cim)”, Lala İsmail Nüshası için “ د (Dal)” ve Selim Ağa Nüshası için
de “ س (sin)” rumuzları kullanıldı.
Nüshalar arasındaki fazlalıklar “+” (örneğin… + : א ), eksiklikler ise “ -“
(örneğin… - : א ) şeklinde ifade edildi.
Eğer asıl bir metindeki ifadenin yerinde diğer nüshalarda farklı bir ifade yer
almışsa asıl metinde o ifade parantez “ (…)” içine alındı. Dipnotta da “+” veya “-“
işaretleri kullanılmaksızın ( örneğin… : א ) diğer nüshadaki ifade yazıldı.
Eğer asıl nüshadan farklılık, iki nüshada da aynı ise tek dipnotta gösterildi (
örneğin… : ب,א ) veya ( … +: ب,א ) ya da (… -: ب,א ).
175 Aksarâyi, a.g.e., 9/a. Tevbe: Allah’a dönmek. Bir görüşe göre tevbe, nefsin işlemiş olduğu
kötülüklerden dolayı üzüntü duymasıdır. Bununla birlikte onları terk ve imkân ölçüsünde kaçırdıklarını telâfiye çalışma niyeti taşır. (bkz. Kâşânî, a.g.e., s.156,157).
176 tefsir 5/b. Velâyet: İki veya daha fazla şeyin –araya başka bir şey girmeksizin- peş peşe gelmesi. Gerçekte kelime kurb, yani yaklaşmak anlamında kullanılmıştır. Bunun nedeni, nübüvvet bahsinde belirtildiği gibi, velâyetin küllî isimlere ve ilâhî hakikatlere mensup itidal noktasında bulunmak demek olmasıdır. (Kâşânî, a.g.e., s. 590).
177 Aksarâyi, a.g.e., 1/b, 7/a. Zikir: Riyâzetin en önemli esası, kulun Rabbine yaklaşmasını sağlayan en büyük ibâdet. (Kâşânî, a.g.e., s. 248).
178 Aksarâyi, a.g.e., 7/a. Zikr-i Cehrî veya Zikr-i Zâhir: Dil zikri. (Kâşânî, a.g.e., s. 249). 179 Aksarâyi, a.g.e., 7/a, 17/a. Zikr-i Hafî: Dil susup, içten zikretmek. (Kâşânî, a.g.e., s. 249).
41
Eserde sûre başlıkları bulunmamaktadır. Köşeli parantez […] içinde sûre
başlıkları eklendi. Paragraflandırma ise eserin orijinalinde bulunmayıp, okuyucunun
metine intibakını kolaylaştırma amacıyla tarafımızdan yapılmıştır.
Metinde tefsiri yapılan âyetler çiçekli parantez ﴾ … ﴿ işaretleri ile gösterilmiş ve
harekelenmiştir. Delil olarak getirilen âyetler ve hadisler ise tırnak içine alınıp
harekelenmiş, âyetlerin Kur’an’daki yerleri gösterilip hadislerin tahrîci yapılmıştır.
Hadislerin tam metni, hadis kitaplarında çoğunlukla bulunamamakla beraber, aynı
manaya gelen ve lafız olarak çok yakın hadisler kabul edilip onların tahrîci
dipnotlarda gösterilmiştir. Tahric dipnotta gösterilirken vefat tarihi sırası dikkate
alınmıştır.
Metinde geçen şahıs isimleri harekelenip dipnotta kısaca bilgi verilmiştir.
Kelime içindeki meksûr hemzeler “yâ” ile yazılmış olup, bunlar bugün yaygın
olarak kullanılan imlâya göre düzeltilmiştir. Örn: “ א א ، ” gibi kelimeler “ ، אא ” şeklinde yazılmıştır.
Metinde aleyhisselam ifadesi (ع م) şeklinde, rahımehüllah kelimesi (ر ح )
şeklinde ve radıyallahu anh kelimesi (ر ض) şeklinde kısaltılarak yazılmış olup, bu
ifadeler (م ) , ( א ) ve (ر א .olarak açık bir şekilde yazılmıştır (ر א
Tahkikli metindeki sayfanın, asıl kabul edilen Şehid Ali Paşa nüshasında
kaçıncı varağa tekabül ettiğini gösterirken satır arasına “ ∫ (ayraç)” işareti konularak
yan başlıkta da [ 1/a ] şeklinde gösterildi.
Esas alınan nüshada bulunan yanlış ifadeler, diğer nüshalardaki doğru ifadelerle
değiştirildi. Bu, dipnotta “ אه א"..." א א א و ” olarak yazıldı.
SONUÇ
XV. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde her alanda olduğu gibi ilim ve fikir alanında
da yükselme dönemi yaşanmış ve bu dönemde birçok eser telif edilmiştir. Cemaleddin
Aksarayî de tasavvuf başta olmak üzere pek çok alanda ilmiyle öne çıkmış ve yirminin
üzerinde eser vermiştir.
Bu dönemde telif edilen eserler birtakım sebeplerden dolayı bugün ilim âlemine
sunulamamış ve yazma nüshalar halinde kütüphanelerin raflarında araştırmacıların
ilgi ve alâkasını beklemektedirler. Bu eserlerin gün yüzüne çıkarılmasına bir nebze
katkı olsun diye Cemaleddin Aksarayî’nin tasavvufî ağırlıklı olarak kaleme aldığı
Tefsir Risalesi’nin edisyon kritiği yapıldı.
Bu çalışmaya başlarken öncelikle eserin bütün nüshalarının elde edilebilmesi
için ulaşılabilen bütün kütüphanelerde araştırmalar yapıldı. Bulunan bütün nüshalar
alındı ve karşılaştırıldı. Nüshalarda ferağ kaydı olmadığından, bütün nüshalar
okunduktan sonra müstensihlerden kaynaklandığı düşünülen hataların en az olduğu
nüsha esas alındı. Daha sonra müellifle ilgili bilgiler araştırıldı. Bilgiler toplandıktan
sonra da belli bir düzene konularak çalışmaya başlandı.
Çalışmanın giriş kısmında müellifin daha iyi anlaşılabilmesi için yaşadığı çevre
ve dönemin genel durumu ele alındı. Bu bağlamda dönemin “Siyasî ve İdarî Durumu”
kısmında XV. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde yaşanan önemli siyasî olaylar ve idarî
durumun nasıl olduğu incelendi. “Sosyal ve İktisadî Durumu” kısmında bu
dönemdeki sosyal müesseselere ve bu müesseselerin nasıl işlediğine, ekonomik
43
durumun ne olduğuna kısaca değinildi. “İlmî Durumu” kısmında da bu dönemdeki
ilmî, edebî ve fikrî hareketler kısaca anlatıldı.
Birinci bölümde müellifin hayatı ve eserin işarî tefsir olması hasebiyle tasavvuf
tarihindeki yeri incelendi. “Müellifin Hayatı” kısmında ismi, nesebi, doğum yeri ve
vefatı, ilmî durumu ve yazmış olduğu eserler araştırıldı. “Tasavvuf Tarihindeki Yeri”
kısmında tarîkatı, şeyhleri ve müridleri ele alındı.
İkinci bölümde ise Tefsir Risalesi’nin tanıtımı yapıldı. Burada eserin adı ve
müellife aidiyeti, nüshaları, eserin içeriği ile ilgili bilgiler ve eser tahkik edilirken takip
edilen metod anlatıldı.
Çalışmanın son kısmında Tefsir Risalesi’nin tahkiki yapıldı. Tahkik yapılırken
ulaşılabilen tüm nüshalar karşılaştırıldı. Nüshalar arasındaki farklar dipnotlarda
belirtildi. Eserde geçen şahıs isimleri hakkında dipnotlarda kısaca bilgi verildi. Tefsir
edilen âyetlerin dışında delil olarak kullanılan âyetlerin ve hadislerin tahricleri yapıldı.
Böylece yazma halinde duran bu eserin, matbu hale gelmesine katkıda
bulunulmaya çalışıldı.
Bu eserin Türk okuyucusuna da ulaşabilmesi için güzel bir Türkçe ile tercüme
edilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
Abay, Muhammed; Osmanlı Dönemi Müfessirleri, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa 1992.
Aclûnî, İsmail b. Muhammed; Keşfü’l-Hafâ ve Müzîlü’l-İlbâs Ammâ İştehera mine’l-
Ehâdîsi alâ Elsineti’n-Nâs, Beyrut 1998.
Ahmed b. Hanbel; Müsnedü Ahmed b. Hanbel, (Mevsûatü’s-Sünne el-Kütübü’s-Sitte
ve Şurûhuhâ), İstanbul 1992.
Ateş, Süleyman; İşârî Tefsir Okulu, Ankara 1974.
Aydınlı, Abdullah; Hadis Istılahları Sözlüğü, İstanbul 2006.
Aykaç, Mehmet; “Fâtıma bint Esed”, DİA, İstanbul 1995.
Bağdâdî, İsmail Paşa; Hediyyetü’l-Arifîn Esmâü’l-Müellifîn ve Âsârü’l-Musannifîn,
İstanbul 1955.
Bağdatlı İsmail Paşa; İdâhu’l-Meknûn fi’z-Zeyl alâ Keşfi’z-Zünûn an Esâmi’l-Kütübi
ve’l-Fünûn, Ankara (Milli Eğitim Bakanlığı) 1971.
Baltacı, Cahid; XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, İstanbul 2005.
45
Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. Huseyn; Şuabu’l-İman, Beyrut 1990.
Bilge, Mustafa; İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul 1984.
Bilmen, Ömer Nasuhi; Büyük Tefsir Tarihi Tabakâtü’l-Müfessirîn, İstanbul 1974.
Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail; el-Câmiu’s-Sahîh, (el-Kütübü’s-Sitte),
Riyad 2000.
Câmî, Abdurrahman; Nefahâtü’l-Üns min Hadarâti’l-Kuds, terc. ve şrh. Lâmiî Çelebi,
İstanbul 1980.
Cebecioğlu, Ethem; Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Ankara 1997.
Dârekutnî, Ali b. Ömer; Sünenü’d-Dârekutnî, Beyrut 1998.
Dârimî, Ebû Muhammed Abdullah b. Abdirrahman; el-Müsned el-Câmi’, Mekke
1999.
Demir, Ziya; Osmanlı Müfessirleri ve Tefsir Çalışmaları (Kuruluştan X/XVI. Asrın
Sonuna Kadar), İstanbul 2007.
Develioğlu, Abdullah; Büyük İnsanlar (Üç Bin Türk ve İslam Müellifi), İstanbul 1973.
Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eş’as b. İshak el-Ezdî es-Sicistânî; es-Sünen, (el-Kütübü’s-
Sitte), Riyad 2000.
Gazalî, Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed; İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn, Beyrut 1989.
Hâkim en-Nîsâbûrî, Ebû Abdillah Muhammed b. Abdillah; el-Müstedrek ale’s-
Sahîhayn, thk. Mustafa Abdülkâdir Atâ, Beyrut 1990.
Hammer Purgstall, Baron Joseph Von; Büyük Osmanlı Tarihi, haz. Mümin Çevik,
Erol Kılıç, İstanbul 1992.
46
Heysemî, Nûreddin Ali b. Ebî Bekr; Buğyetü’r-Râid fî Tahkîk Mecmeı’z-Zevâid ve
Menbaı’l-Fevâid, Beyrut 1994.
Hindî, Alaaddin Ali el-Müttekî b. Hüsameddin; Kenzü’l-Ummâl fî Süneni’l-Akvâl ve’l-
Ef’âl, Beyrut 1993.
İbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân el-Büstî; el-İhsan fî Takrîb-i Sahih-i İbn Hibbân,
Beyrut 1986.
İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvînî; es-Sünen, (el-Kütübü’s-Sitte),
Riyad 2000.
İbnü’l-Cevzî, Cemaleddin Ebu’l-Ferec; Sıfatü’s-Safve, Beyrut 1979.
İzgi, Cevat; Osmanlı Medreselerinde İlim (Riyâzî İlimler), İstanbul 1997.
Kandemir, M. Yaşar; “Ebû Hüreyre” DİA, İstanbul 1994.
Kâşânî, Abdürrezzak; Tasavvuf Sözlüğü Letâifu’l-A’lâm fî İşrâtı Ehli’l-İlhâm, trc. Dr.
Ekrem Demirli, İstanbul 2004.
Kehhâle, Ömer Rıza; Mu’cemu’l-Müellifîn (Terâcimü Musannifi’l-Kütübi’l-Arabiyye),
Beyrut 1957.
Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensârî; el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’an,
Kahire 1967.
Kuşeyrî, Ebu’l-Kasım Abdi’l-Kerim; er-Risaletü’l-Kuşeyriyye, tahk. Dr. Abdülhalim
Mahmud, Mahmud b. eş-Şerif, Kahire 1972.
Nüveyhid, Adil; Mu’cemu’l-Müfessirîn min Sadri’l-İslam Hattâ el-Asri’l-Hâdır, Beyrut
1986.
Öngören, Reşat; Osmanlılarda Tasavvuf Anadolu’da Sûfîler, Devlet ve Ulemâ (XVI.
Yüzyıl), İstanbul 2000.
47
Öz, Mustafa; “Cemâleddin Aksarâyî”, DİA, İstanbul 1993.
Öztuna, T. Yılmaz; Başlangıcından Zamanımıza Kadar Türkiye Tarihi, Hayat yayınları
1964.
Rıhtım, Mehmet; Seyid Yahya Bakuvi ve Xalvatilik, Baku 2005.
Rifat Efendi, Ahmed (Yağlıkçızâde); Lügat-i Tarihiyye ve Coğrafiyye, İstanbul 1878.
Sami, Şemsettin; Kâmûsu’l-Â’lâm, İstanbul 1306.
San’ânî, Ebû Bekr Abdirrezzak b. Hemmam; el-Musannef, Beyrut 1983.
Serin, Rahmi; İslâm Tasavvufunda Halvetîlik ve Halvetîler, İstanbul 1984.
Süreyya, Mehmed; Sicill-i Osmanî yahut Tezkire-i Meşâhir-i Osmaniyye (The Ottoman
Biography), İstanbul 1971.
Şirin, Veli; Anahatlarıyla Siyasî ve Kültürel Osmanlı Tarihi, İstanbul 1996.
Taberânî, Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed; el-Mu’cemu’l-Kebir, Kahire 1985.
Taberânî, Ebu’l-Kasım Süleyman b. Ahmed; el-Mu’cemu’l-Evsat, thk. Mahmûd et-
Tahhân, Riyad 1985.
Tahir, Bursalı Mehmed; Osmanlı Müellifleri, İstanbul 1333.
Taşköprüzâde, Ebu’l-Hayr İsâmuddin Ahmed Efendi; eş-Şekâiku’n-Nu’mâniyye fî
Ulemâi’d-Devleti’l-Osmâniyye, tahk. Ahmet Suphi Furat, İstanbul 1405/1985.
Tayşi, Mehmed Serhan; “Cemal-i Halvetî”, DİA, İstanbul 1993.
Tayşi, Mehmed Serhan; “Cemâliyye”, DİA, İstanbul 1993.
Uludağ, Süleyman; “Halvetiyye”, DİA, İstanbul 1997.
Uzunçarşılı, İ. Hakkı; Büyük Osmanlı Tarihi, y.y., t.y.
48
Ünlü, Nuri; İslam Tarihi (Osmanlılardan Günümüze Kadar), İstanbul 1994.
Üzüm, İlyas; “Mücessime”, DİA, İstanbul 2006.
Vassaf, Osmanzâde Hüseyin; Sefine-i Evliya, haz. Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr.
Ali Yılmaz, İstanbul 2006.
Vicdânî, M. Sadık (Ebu Rıdvan); “Halvetiyye”, Tomar-ı Turuk-ı Aliyye, İstanbul 1338-
1341.
Yavuz, Yusuf Şevki; “Fahreddin er-Râzî”, DİA, İstanbul 1995.
Yavuz, Yusuf Şevki; “Müşebbihe”, DİA, İstanbul 2006.
Yıldız, Hakkı Dursun (İlmî müşavir ve red.); Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi,
İstanbul 1989.
Yusuf İbn Yakub; Menâkıb-ı Şerîf ve Tarîkatname-i Pîrân ve Meşâyıh-ı Tarîkat-ı
Âliyye-i Halvetiyye, İstanbul 1290.
Ziriklî, Hayreddin; el-A’lâm: Kâmûsu Terâcimi li-Eşheri’r-Ricâl ve’n-Nisâ, Kahire 1976.
אت א
א ٧........................................................................................رة א
١١......................................................................................رة א
אح ١٦....................................................................................رة א
٢٠.........................................................................................رة א
٢٥........................................................................................رة א
ر ٣٠........................................................................................رة א
٣٤.........................................................................................رة א
אل ٣٨.......................................................................................رة א
אت אد ٤٠.....................................................................................رة א
אر ٤٢......................................................................................رة א
כא ٤٤.......................................................................................رة א
٤٦.......................................................................................رة א
ةرة ٤٧.......................................................................................א
٤٨.........................................................................................رة א
٤٩........................................................................................رة
ن א ٥٠.....................................................................................رة א
כ ٥١.......................................................................................رة א
ون כא ٥١....................................................................................رة א
٥٢........................................................................................رة א
٥٣..........................................................................................رة
ص ٥٤...................................................................................رة א
٥٧........................................................................................رة א
אس ٥٨........................................................................................رة א
س ٦٢............................................................................................א
ل ٦٥..............................................................................................א
١ א א א∫
אن א א א ذ אت א אאي א א א ٢ כא א אن א א
د ل א٣)אوא( כ א א א אل א אو כ ٤ ى א
אرة א א ٥ة א א א א א אت( א ٦)ذ
ن א כ כ אא כא٧אنאن אدא ذכ א٨ א ل א ٩ א
אل אא א א א ١٠ א نאده و אن א א ١٢א ١١כ
כא אن א כ א ١٣א כ א א ١٥)אءة( א אذא ١٤ىא
ل ١٦א אل א כא כ א א١٨ وאن א ١٧ אوאن א אن א א
ل א: + د 1 א ر כ م ة وא א وא א א ة و א ل وא .و אאت א -" א 2 א א" א אت א: + س.ب،ج،دאه א،و .אאא: س،ج 3 و .א .: د 4 .א: + ب 5א: א 6 אت א: ب،א אت א א: د،א .אت אאن" א 7 אه א" א א א .س،د،ج،ب،وכא-: س،د،ج 8 . א . א-: س،د،ج،ب،א 9
ه و : + د 10 هر א .ق אرن" א 11 כ אه ب" و א א ن: س،د،ج،א .و כ . . א-: س 12א א: + د 13 כ وא א .אى א א: + د 14 .وא א .אدة: ج 15ل: + ب 16 .אن אه ب، אو- א 17 א א . وאه ب، و- א 18 א א .س،د،ج، و
[1/a]
٣
א ر אن א ٢١)( ٢٠)א( אو ١٩ כאنא א و א א אده
אب א א و٢٢)و( אح א( أ א وא و وא٢٣)א٢٤
כ א א א ن( א ٢٥)א( אن ب ∫א א ٢٦)כ אن
כ א אت א ن א ٢٨)א( ٢٧א כ א( א٣١ א٣٠)א( ٢٩)א
כא אن א אل א א مو " د " אאر ٣٢ א א ةوא
אو“א אه و٣٣” אא א אאو“ א
א٣٤” אא“ و
٣٧)א( ٣٦ אي א א٣٥”כ אא
. כאن-: س 19 .א: ج 20 .: س،د،ج،א 21 .و: ب 22روאح א: א 23 .אאه א،"وא" א 24 א א .س،د،ج،ب، و .א: س 25ن: ب 26 כ . אت: س 27 .א .א: א 28 .א: ب 29 .א: א 30כ -: ج 31 א ب א א אن ن א כ אت א א א א ن א א כ
.אאق وא : + د 32 א א א א אن אى و وذא
כא אن א א א א א א ي א .א כ א ،א ى א כ אب (، א
مא א .٢/٢١٢ ،)אع כאن 33 رة آل א ١٥٣\٣. ة 34 א رة א ٣٥\٥. אء ، ٤٣\١٦رة א 35 رة א ٧\٢١. א-: س،د،ج،ب،א 36 .א: س،د،ج 37
[1/b]
٤
אن א א א אنא ذ אرא ف א و ووאو وذאل א א אع א ل א
אא א א א אو א ل و ٣٨אن א א
لر א وא א א ووאوه אن א אوو א
א( ل٣٩)وو א( و ذא رא ٤٠)ذو ل א لل و אא א٤١א כ ذ وא
א אن אن א א א אא ر د و ٤٢ כ א א א و א כאن
א אت א כ א א رة כ وف א ه א אر א אر ٤٣)ن( و כאن
אتول כ א א אאت אא وאن ٤٤ אء א כאنف אذא و א כ
א٤٦)و(وאذא ∫ ٤٥)אدر(אذورאت כאن ز ٤٧ כ א وאذא و א אل א א א وכ
٤٨א
א אن٤٩ אت א وא א ذة و א ذ א אق א אت ( א و
כ כאن ٥٠)א כ وא٥١)אدא( وאذא כאن כ א ن א כא אن א אةא א ٥٢
כא א٥٣)( אن א د א א و ٥٥)ذכ( ٥٤אن א ٥٦ א
א-: א 38 א: א 39 وא: س،ج 40 .ذوאه ج،"ذو" א 41 א א .س،د، وא-: د 42 . .אن: ب 43א:+د 44 ن א . א אرض .درאه: د 45 .כאن: س،ج 46 .כאن: + س،د،ج،ب 47אت -: א 48 א א א و و א ر د و כאن כ א א א אن אن א א א א
ول ن כ א رة כ وف א ه א אر א אر א و כאن אتא א
כ א א و אت א א אء אن כ ف אذא و א وאذא و א אכאن در אא כ אل א א א وכ אذورאت כאن א وאذא و א ز .א: + د،
אن: + א 49 א א .אאت א: ب 50 אت א: ج،و אت א: س،אت א: د،و . و
[2/a]
٥
אن و ف אو א و א ب א و אن א
و א א אدאء א א א א و אدאء א א כ و ٥٧)وبא(ل א א א
א و אא א א א وא وب و א כ א א אرة ( א
א م א אل אل " ٥٨) אא( א ب ى
"אכ כאنאذא כאن( ٦٠) آ א א א٥٩ אء٦١) כ א א ة ب א
אد: س،ج 51 .אאب. ( א: + س،د،ج،ب،א 52 ب א א ).و א .כ: ب 53כ: + د 54 .א .כ: د،ج 55אرع : + د، -: د،ب 56 כא אن א א א א א و وא ن א א
ة א א א כ א א א אو א א כא א אن א א ذ א
ن כ כא אن א א ذ א אن א א وא אر ب א א א دودة א א
כ א אع א א و א ل א ذ אن א وف כ א א ل א א
א و א אع و א و א و א א م א א و א
א ة وא א ل א א وא وא و و א و و א
د א وא وא אء ل א כ ووאوه א و و ذ وא א
رد وא אرف وא כ وذوق א א ل א כ وذא ة و ذ כ ة א وא
אرع א رאت אن א כ ه א م אت دאر א אم در א وذروة א
כא אن א א א א א א رة כאن כ אت א א א א وא כאن
אن א א אم ذ א א وא אن א א אت אن כאن ه א א א
ع א אن אرאد אن אن وא وא ى כ א و وא אن א وא א
כא אن א א א א כא א א وא وא א אن א א ذ א
אن א א ود א א אن א دودة وא כ א א כ א . א .وب: س،د،ج 57م : ب،א 58 אر א א -: ج،א وب و א כ א א
א אرة وא א א אل . ع م زאق 59 אب،אرى؛ ٦/٢٥٦ ،א ؛ ١١/١٩٢ ، ، א אق כ אن ؛٣٨ ، א ،א
כ،א؛ ٢/٤٩ ، . ٨/٢٠٦ ، א א . א: ب،א 60
٦
אء א א א א ب א אةو و א( ٦٢)(א
אب א٦٥)ع( א ٦٤ه ٦٣) כ א א٦٦ אد א א א א א
א א א وא א אאא אب א ٦٨)( و ٦٧א د ∫ כ ع א
ل ٧٠)و( ٦٩א א א כא א א א א אن א א ل א א وא
א( א٧١)א א א א وא א א א ع א ٧٢ א ٧٤ א א٧٣ن אذא
.وאذא כאن: د، כאن-: א 61 .א: د،א: س،ج 62 .و : س 63ه-: د 64 .א: س، ع: א 65א-: ج 66 . .א دא -: א 67 .: א 68א-: س،ج،א 69 . د -: ب،و: س،د،ج،א 70 א א א א א א א وא א א א א א א א
א و אب א כ ع א .א د و .א: ج 71א-: א 72 א א ئ : + د، وא א ع א א א א א אن אرאد אن وא
ح ب כ ى آن א ن א אءة ر א א א ر א כא وא אن א א
אل אن א כ אرف א .אאب. (א: س،ج،ب،א 73 ب א א )و אع אن א א-: د 74 . אذא
[2/b]
٧
א[ ]رة א
אن א א אرة ٧٥א א אن א א א ٧٦ א אر رة א ة א א ٧٧دةכ وא
א אن ٧٩ א٧٨ אد א א א ﴿ ٨٠א א ذא ﴾
א א و ب א א ٨١א א و ب א ٨٢ א و
אل א אא א و א א ﴿ رب א ﴾ אد روאح وא א א אى
א ﴾﴿ א ٨٣)( אى כ ل א א(وא א٨٤)و א ٨٥ א א
ة א٨٦)نאא( א א ﴿א ﴾ א א٨٧)( אى כ א כא א
א א א بووא وא אد א אد ز אن ز אن כ و א אכ٨٨ א و א وא ب א אء ٨٩)א ( و و א
א אن٩٠ى א א א אر אد א א א א٩٣ةאא ∫ ٩٢)( ٩١א
א : + א 75 אنא .א .ه: + س،ج 76دة-: س 77 . ه: س،א 78 .א: + د 79א-: د،ج 80 . אب. (א: + س،د،ج،ب،א 81 ب א א ).و א .و: س،د،ج،ب،א 82 . א: ب،א 83א: ج 84 .و .א: + د،ب 85אر: س 86 .א .א: ب 87 . -: د 88 . : د،א : ب 89 . -: س،ج 90אه א،"אء" א 91 א א .س،د،ج،ب، و .: ب 92
[3/a]
٨
دאت م א א כ א ﴿ א אى ﴾ כ ٩٥אمو ٩٤ א א
א אل ٩٦)א( א אم א و אل( وא א אت א٩٧)و אم א
אل( א אء אى א٩٨)و אت٩٩ א אم א אכ ﴾ ﴿ א אدة א א א אכ אى א
אכ وא ﴿ وא ﴾ ن א وא א١٠٠ אى א د א ه א א و
אل وא אط א ﴾ אت א א א ﴿ א א א א א אى
﴿﴾ אط א אء و אء وא وא אوאى א ﴾ א ﴿ א ١٠١ אى
אء١٠٢א و אء وא وא אو א ﴾ א ب ﴿ א אى
ب א١٠٣א د א א א ﴾ ﴿ و א א( ١٠٤ אى د ١٠٥)א
ة و א כ ة א אد אض א ز אن א א١٠٧)א( ١٠٦و ١٠٨אر وאآ א
ت א١٠٩)אא( א כ א א و١١٠
אه א،"ة" א 93 א א .س،د،ج،ب، وא-" א 94 אه א،" א א .ب، وאه ج،"אم " א 95 א א אم: ب. س،د، و .وא .א: א 96אل: א 97 .אلوא: ب،אو אאل: ب 98 .وאאء-: א 99 . -: س،د، ج، אى א
.כ: + ب،א 100 .: + ب،א 101ت א: + ب،א 102 א כ ه א .و .: س،د،ج 103 . -: س،ج 104א: ب 105 .א .: س،د،ج 106 .: ب،א 107אر" א 108 אه " وא א א .س،د،ب،א وא: س،د،ج 109 .אא א: + س،ج 110 אء אآ א د א א אت אت و א אل و א אכ א
אل ة وروى وא אرج א ة אو אء כאن א א وא وא و א
٩
א אن אن א א א אء א אء و אء وא و ف א א אء א א و(و ١١١)אא
אر א١١٢)א(ل א א א وא אرف א وא א آ א∫ א و א אرق אא و ١١٣)رא( א وא א א א אא אنل وא
א( אوא م ١١٤)وא כ א אن אؤه ١١٥)כ( א א א כ ل א و
א א١١٦)אو و(א א א אر א אر ١١٧א و אؤه ١١٨א א ١١٩ل و
א ة א و א١٢٠)א(א א כאא אء ١٢١) وא( وא
א אن١٢٢ل א א و א א א ر و א א رة א כ א وא א א אن ١٢٣א א( وא אرة١٢٤)אء א وح א א א אر א
ل א א و אل آ ر א ب و א א آء א
אل ة رض אل א ل א א و و א ر א رب א آ
א : + د،אده א א א אء אت و אآ א د אل و א א א
אت ة אو א אء כאن א א ة وروى وא وא وא و א אرج א
ل א אل ر אل آ أو א א ب و א א א
אل ة رض אل א ل א א و و א ر א رب א آ
אده א . אؤه: س،ج 111 .وא: ب 112 .אرة:ج 113 . אאل: א 114 .وאم: ب،א 115 .כאه א،"א א" א 116 א א .س،د،ج،ب، و .: א 117אه ب،"א " א 118 א א .س،د،ج، ول-: א 119 . .ة: س،ه: ج،: د،ب،א 120ى و: س،د،ج 121 .אאه א،"ل" א 122 א א .ب، و . وא א-: ج 123 .אؤه: ب،א 124
[3/b]
١٠
כ א ١٢٥אאو א א א א א و אز אرةא ؤא و א אو א١٢٦א א א אرة א א א אؤ و
א א ١٢٧א א אر( ١٢٨א א١٢٩)א א و א א א אرة אא ؤ ١٣١ אن כ١٣٠א
א א א ١٣٢ כف وف א وא وא و ف א
א א ة אو א ة ١٣٤אرج ١٣٣ء כאن א א
ل א ١٣٥وروى وא אل ر ب א أ" א و
אل א א و آم א " ∫א
אل א ١٣٦ ة و١٣٧
אل א ر م א אب رא آ" א אهאد
آ א ١٣٨"
אل و אכ א א אر א א אء אت و د א
אت ١٣٩א
אرة: + د،ب، א125 אب. (א ب א א ).و אאرة-: س 126 א א אؤ א و אز א א و א א א כ وא وح א א א אر . א א אو -: ج 127 א א אرة א א א א אؤ א و אز א א و אرة א אو א א א א .אאؤא-: د 128 . א: ب،א 129 אر .א . א-: א 130 . כ-: د 131 . כ-: س 132אب. (: + ب 133 ب א א )و א . -: ب،א 134 . -: ب،א 135א ،دאر 136 ة، א אب א ة،؛ א دאود١/٢٦٣ ، ،؛ دאر٣٩ ، כ אب א -١٦٧ ، כ
١٦٨. ة 137 ،א א :א ،: ة א و א أכ כאن א א א
، א א . وروא א م א ل א و ، و א א ور
م ه، ٧ ، و ر ٨٠٠ أכ ة أ א א، ٥٣٧٤ وى א
א א م،زرכ: א. و .٣/٣٠٨ ، אאل138 .١/١٩ ،؛ כ א١/٥٥٩ ، כ אאب: + ب 139 א .وא א
[4/a]
١١
]رة א[
﴿ وא ﴾ ﴿ وא אذא ﴾ ١٤٠)روح א(אى א١٤١אى א
א א ﴾ رو١٤٢ةא כ و כ ر א ود ﴿ כ ر١٤٣)(א و אى כ
و כ א ة ﴿ و א ﴾ א( א אى א א א١٤٤)א و
כ ﴾ כ ر ف ﴿و א אى א כא אء ١٤٥ א א ככ כ ﴿ א
אوى ﴾ כ אى אر כ א ١٤٦ دא ى א ١٤٧ وא س א روح א א א
س א א١٤٨)ل(א כ ى ﴾ אض א رو א כ ﴿ وو כ אى و
אא א א ١٤٩)ככ( א א אت א א ﴿ ١٥١ ١٥٠)ب(
א ﴾ א כ وو א א ١٥٢אى א א א כ אرف و א وא א١٥٣
ت א כ رאت כ ١٥٤אא כ ه א אאو(א כ١٥٥) א א א ﴿
ى: ب،א 140 وح א .روح א: س،د، ج،אאه د" א" א 141 א א . : س، ج،: ب،א: א. وאه " א" א 142 א א .א: س. ب،א و .: א 143אت: ج 144 .אכ-: א 145 . אه א" -" א 146 א א .س،د،ج،ب،و . -: س 147 . ل :س،د،ج،ب،א 148ن: س 149 .כ .ب: ب،א 150אب. (א: + س،د،ج،ب،א 151 ب א א ).و א .و: + א 152א: + س،د،ج،ب،א 153 אب. (و ب א א ).و אאب(. א: + א 154 ب א א ).و אא " א 155 אه ج" و א א א: ب .س،د،و א و
١٢
﴾ ى( אى אت( א ∫١٥٦)א א١٥٧)א א א אر א
א ﴾ א א١٥٨)( א א ﴿ وא אد( אى א ١٥٩)
כ א א א א ١٦٠א אد و א א א כ ر א ﴿ وא
ث ﴾ אدي אر א א وא א א אى א א
א א وא ﴿ وא ﴾ آ א אل א ﴿ و אذא ﴾
אل א א١٦١ ى ز١٦٢)א( א אد א و ن א כ ١٦٣ر א אن
אد א ١٦٤وא א ن א כ ز אن د و אאو א و ١٦٥
אذא ﴾١٦٦﴿و د( ى א١٦٧)א א ١٦٨ א א د א ن ١٦٩ و כ ز אن و
ر אد א ز אא א א ﴿ و א אذא ﴾١٧٠
د א א
ى אد אא ن א כ ز אن אא و ر א א ﴿ و אذא ﴾١٧١
ة א وא א ١٧٢ א א ١٧٣)א(ة אر و א א א א אر ر א
.: س،د،ج،ب،א 156אت: س،د،ج،ب،א 157 אب. (א ب א א )و א .: س، ج،: د،ب،א 158א: א 159 א: س،د،ج، ب،د د . .א: ب،א 160א-: س،د،ج،ب،א 161 . .א: س،ج 162 .: + ب،א 163ر א وא אزو -: س،د 164 אد א ن א כ . אن א-: ب،א 165 א و . .: + ب،א 166د: ب 167 .وאب. (: + ب،א 168 ب א א ).و אא-: א 169 .א: س،د،ج، ب، .: + ب،א 170 .: + ب،א 171א( .א:+ ب،א 172 ب א א ).بو א .א: د،ب،א 173
[4/b]
١٣
אد א ﴾ כא כ و כ ر א ود ﴿ א א ١٧٤)כ( אى د١٧٥ אه א כدر ١٧٦ و
و ﴾ ١٧٧כא כ א ة ﴿ و אل א אل א אل ١٧٨ אى ∫
א אل א אلא א א א א١٧٩ و א م אر א א ١٨٠)א( و א وכ
אل אאل א אل ١٨١و ن( א א١٨٢)א ده ١٨٣)(د و
אرهאن א אدن وא א כ( ١٨٤ א ف﴿ و ١٨٥) כ
د א﴾ כر כ א ز رى אى אد א و ن א כ א אאن
م א כ ى אوى ﴾ ١٨٦) (כ אא א כ ﴿ א אى
כ ١٨٧)( כ א و د א א ١٨٨א د א
כ כ כ אא א א١٨٩)אرفא( وא א כو﴿ و و
.כ: א 174 .: س،د،ج 175כ: + س،ج 176 .رכ : + د 177 ככ א אכ و כ אن א א א כ א و כ א و
א א אى و אت و א א אت אم א ق אء א وא ر א א دع
א א وא אכ א א ب א א אم א ق ن و כ ف א
א א و .وאאه ،" -" א 178 א א .د،ب،א وאل-: א 179 . אא: س،د،ج 180 .א .و: + د،ب،א 181א: + ب،א 182 אر .ن: ب، و אאه א،ب،ج،د،س" " א 183 א א .وאد -" א 184 אه א،ب" א א א .وא -: س،ج 185 אد: د، . אא : א 186 .و א .א: د،ج،ب،א 187 . و-: א 188א: א 189 א א -: ج،א د א כ א و כ א وא כ
אرف .א
[5/a]
١٤
כى﴾ א ر ١٩٠ אى و ى א כאن א و١٩١)دא( א ١٩٢)وא(כ
א א(א א ١٩٣)א א ﴾ ١٩٤)א( א א כ ﴿ وو כ א אى و
אل א אر א א א ١٩٥א אر א١٩٦)כوכ( א א אتאت وא א א ﴿ ﴾ אى
ده ب א א١٩٧ א כ(א ١٩٨א א ز א١٩٩)א
ى א א א وאر א٢٠٠א א א ﴿ وא ∫﴾ ب אى א
א و٢٠١א م א א אא ٢٠٢ א כא ث ﴾﴿ وא כ ر ث אى
م א ٢٠٣א א א و אر א א א אو( א و א א ن
א ٢٠٤)نא وو א א ٢٠٥א א א אو و دة
אر א“ ٢٠٦) א( بאوא א אى ٢٠٧”ر א אאت א א آ א و
.א: + د 190אه א" بא" א 191 א א .و .و: ب 192אن: س،ب، א193 .א .א: ج،א 194 .א: + د 195א: س،د،ج،ب،א 196 .وכده-: א 197 د: ب، . אאب" א 198 אه ،"א א א .س،ج وכ: ب 199 אن א .אى-: א 200 . א .: س،ج 201אه " -" א 202 א א .ب،ج،د،سوא -: א 203 و אכ א ث א כ א ر وא م ث א .אى אن: א 204 ن א وא א وא א א א ن : ب،و א وא א א א و
אن אن: س، ج،א و ن و و א א א א א: د،و א א و
אن . ن א وאه ،"" א 205 א א .س،د،ج،ب،א وة : س،د،ج، ب،ل: א 206 .رب אة 207 ٢٥٧\٢رة א
[5/b]
١٥
وح ٢٠٩)אא( ٢٠٨)אتא( ر א وא ر وא א אو א א ٢١٠ وא
א( دة א א٢١١)א ى ٢١٢” כאو“ א
אء אא٢١٣و אر א אو אل وא א כ ةرب( و א م א ٢١٤) א
אه نא" א "٢١٥
א אن א א א א א א٢١٦د אאنא ذכאر אت وא א אر א ر א
אء אو א א א אن ٢١٧א وא א כ כא א אد א ر ٢١٨ א אل א و
א א و אא ٢١٩
אه ب،"אت" א 208 א א .س،ج، و .א: א 209ب: + ب،א 210 אر א א א .وאص: א 211 د א دة א ى ى: ب، א د א دة א : ج،א
دة .א ٤\٦٨رة א 212 .: + ب،א 213א و : א 214 .א א א 215 م א،א אء אن،א ؛٣/٢٨، א כאم א א .١٣/١٧٤ ، א .אو: س 216 .א: + א 217، א 218 א כ أ א א א ، א وف א א א
כ א א ، כ أ ف،: א ) א ( و . כ א
אم .إ إ وא אم אر ، و د א وم و אق א אز وא כ .وא אرא أ وأ
، إرא ، رت) אت (א א د ج دم أر כ א א ، .وأ و
א ، وא.א) א أ (א : א.א د
م،زرכ .٦/٢٨١ ، אא" א 219 ى אه ب،"א א א א : א .ج، و א-: د،אא ى -: س، و א א
א ى .א
١٦
אح[ ]رة א
رכ ﴾ כ ح ﴿ א ر א כ א אى א ∫٢٢٠א ة وא و
אر א א وאא أ وא א אכאم א א٢٢١א و א אت א وא א
م٢٢٢)א( אن و כ ﴾ א ٢٢٣ א ى א כ وزرכ א א ﴿ وو אى א א ٢٢٤ د א ى כ א כ ﴾ א כ ذכ א ﴿ ور
٢٢٦א ٢٢٥)כ ( אى א
א ر א א אن א ﴿ א ﴾ אن א د ٢٢٧ אى אن א
א א دא א و א ﴾ ٢٢٨ אذא ﴿ א ٢٢٩)رא( אى אذא
אد א א ر د אر ﴾ ٢٣٠)(ل وא כ ﴿ وא ر כ ٢٣١ א אى ة د א כ ة وאن כ כ א ة٢٣٣)כ( ٢٣٢ ة א כ א א
و א א א א رכ ﴾ و ٢٣٤آ כ ح ﴿ א כ אى א א אود א כ ﴾ و ى א כ وزرכ א א ﴿ وو دכ א٢٣٥)( אى א و
.א: س،د، ج،: א 220א" א 221 אه א،د" و א א .و: ب.و .א: س،ب 222אن -" א 223 אه א " א א א א: + د.ب،ج،س،و אن . א .و: + ب 224 .כ: س،د،ج 225אه ب،"א" א 226 א א . وא-: س 227 . אن א .ر א א: + ج 228 .אذא : س،: א 229 .א א: א 230 . א-: ب 231כ-: س،د،ج،ب،א 232 . .כ: ب 233א א: + د 234 אن .
[6/a]
١٧
ى א א אכ א כ ﴾ ٢٣٦ כ ذכ א ﴿ ور א ٢٣٧)( אى א כ
אء( א ٢٣٨)א כ א א أن א ول א כ وא א٢٣٩)א( א א ٢٤٠א
כ∫אوسא א אت א א ه א אء( ٢٤١ و ز אن ٢٤٢)א و
אد ن א כ ﴾ ٢٤٣כ א ﴿ ور א ٢٤٤ כ אء ٢٤٥)אא(א א א
א ﴾ א א אن א אن א ﴿ ل ٢٤٦אى אن אذא ٢٤٧)א( א ﴿
א ﴾ ز אن ٢٥١)א(אذאء ٢٥٠)( ٢٤٩)א( ٢٤٨ אى אذא א و
אد ن א ت א אذא ٢٥٢ כ א כ א א כ א ﴿ وא ر
אر ﴾ כ א א א א٢٥٣)ورب( א ر א
.: د،: ب 235א אى א -: ج 236 ى دכ א א א و .כ א .: س،ج 237אء: א 238 .א .א: א 239א-: ب،א 240 . אאه ،"" א 241 א א . : د. س،ج،ب،א وאء: א 242 .א א .א: + س،ج،ب 243כ: + א 244 .ذכ .א: س،ج،א 245 . אن-: ب 246אل: א 247 .א . אذא-: א 248אل 249 ل وא . א .: س ،ج، -: ب 250 .א: א 251 .א: + ب 252כ: ج 253 .ور
[6/b]
١٨
و آ رכ ﴾ ووא כ ح ﴿ א א ٢٥٤)( אى א אب א א
אح ٢٥٦)כر( ٢٥٥)כא( א א אد כر ن א כ ز אن ( א ٢٥٧ و
א א ٢٥٨)כ ىא א אא ٢٥٩ א ق אتא כ א א
د א כ ﴾ وא ى א כ وزرכ א א ﴿ وو אت כ א ج אى א
א כ א א א ة א ٢٦٠)( ق א א ٢٦١)ر( א
א אزא ت א و א כ כ ﴾ ٢٦٢ א כ ذכ א ﴿ ور אر ٢٦٣)כ ( אى א א
ر א אن אم אق٢٦٤)א(א א א אن א ﴿ אن ∫ א
א﴾ دא ٢٦٥ אب אن א א ﴿ אو א رא ٢٦٦ אى אذא ذא אى א﴾
ت א אא ٢٦٧ א و وאכ ت א وא א א
אر ﴾﴿ כ وא ر כ אو א ٢٦٨ א אى כ( כ٢٦٩)כא אو א
.: س، ج،: د،ب،א 254 .א: س،ج 255 .כ: د،ج،ب،א 256 . -: د،א: + ب، -: א 257כ: س، ج،כ: א 258 . ى-: س،ج،ب 259 . א .: د 260ر: ج،א 261 .ر: س،א .א: + א 262כ: س،ب 263 כ: ج، כ: د، . .א: ب،א 264א -: س،א 265 .אن א אب: + د 266 .אو אא: + د 267 .א . א-: س،د،א 268כ: د 269 .א
[7/a]
١٩
و آ א٢٧٠وא כ ٢٧٣ א ٢٧٢)א( ٢٧١אر ٢٧٤כאא א
ى אم אא ه ٢٧٥ ذכאر א٢٧٦)א( و כ כאن א אذא כאن כ אه
כ ﴾ ٢٧٧א ح ﴿ א אم א ٢٧٨ כ א٢٧٩)ج( א ر ق א
ى٢٨٠כא א و א כ ﴾ ى א כ وزرכ א א ﴿ وو אم א
אر א כ א א כ و כא و٢٨١)و( ٢٨٢ و א
כ ﴾﴿ כ ذכ א ور אء א א א א א כ א وح א אم א אن כ ٢٨٣
א ﴾ و אن א ﴿ ر אא( אم א אن ٢٨٤ ٢٨٥)א א
א ﴾ ٢٨٦و ﴿ אن א אم א( א د א وא אن٢٨٧) א א
ر دא ف אאو א ى א כ אذא ٢٨٨ و אא א ﴿
.א: א 270אر" א 271 אه א،" א א א . و .: ج 272 .א: س،: د،א 273א א،"ذכ" א 274 .س،د،ج،ب،א אه وאم א-: س،د،ج 275 . .: س،د،ج،ب،א 276א-: א 277 . .رכ: + ج،ب،א 278 .ج: س، ج،ح: ب 279אه ب،" ذכ" א 280 א א כ: א .س،د،ج، و . אو: س،د،ج، ب،و: א 281 .א .א: + س،ب 282אء: + د،ب،א 283 כ-: س، ج،א אن . .: س 284א" א 285 ر א אه ،" א א א א: د،ج،ب. א و رא : س، א
א .رא .א: + د،ب 286 . א: س،د،ج، ب، א-: א 287 .א: + س،د،ب 288
٢٠
﴾ א אم א∫ אذא ة כ ر אوא א ٢٩٠)م ( ٢٨٩ א
א אא א אو وא אدى כא א אى א ٢٩١ א אدي א
אو כאن و אر ٢٩٢ כ ﴿ وא ر אء אى ﴾ אم א א٢٩٣ ء وא א
אت א ر א כ د٢٩٤ אوא א א و دכ א א א ٢٩٥د و
אب א א ه כא و א ٢٩٦)(و א א( א آ ٢٩٧)א وאא ٢٩٨و
]رة א[
﴿ وא ﴾ א ى אى א כ א א ن א כ א אא ٢٩٩אر א
א אم א א א א ٣٠٠)א( אن כ א٣٠١)אع(ب و א
آن א א א ذא٣٠٣ כ٣٠٢)א(وכ ن ﴾ ٣٠٤ ﴿ وא آن א אى א
. -: س 289 .: س،ب،א 290 .و: א 291א-: س،א 292 . . -: א 293 .و: ب 294 .و: ب 295 . : د،: ب 296אء: א 297 ،אא א وא : + א 298 א-: ب، א אرز א : د، و א: س،و .و .א: + س،د،ج،ب 299אس: س 300 .אאع: א 301 .א .א: א 302 . כ-: ب 303
[7/b]
٢١
ى אس א٣٠٥א א ر אאر א א ن د א אن א א ( ٣٠٧رא ٣٠٦ وכ א
ر ﴾ ﴿ ٣٠٨) و אآא אى אم ى כ א אدة و٣٠٩ن א ٣١٠ א
رض و אر א א אن אل א אره כ א א م(و ه א٣١١)א ٣١٢ و
א ٣١٣)ةא( אن כ وכ אرةא∫ אאدא א א א ﴾ א ﴿ و אن אى א
א رאت و כ ه א א ى א אنא א אر א א כ ٣١٤)א( א
א א وא א כא אא א כ אل א و رو“ א אب כ א
אن א ﴿ ٣١٥” א א א אى ﴾ د( رى٣١٦)א ٣١٧אא א
ر ٣١٨ א א ﴾ אو א אه א ﴿ ردد א ه אى א
رة א אء א א א א א אت כ א א א א א و ﴿ א א آ
ن ﴾ א א٣١٩ א د ذא א ة ة א כ א כאوא א ٣٢٠ن و
א -: س،د،ج 304 آن א כ א א . ذא وכى-: ب 305 . אאه א" و-" א 306 א א .د،ج،ب،ورאא אى -: س 307 א א א ن د א אن א אر כ אس א א ر ى .آن א אאة : ج 308 א ه م و אل א א א א رض و אر א א אن אره כ و
א א אروכ אة א אد א .אن כ א" א 309 אه " א א א .س،د،ب،א وאدة و-: ج 310 א א אم א ى כ א آن א . אى אب: א 311 .אאء" א 312 אه ب" א א א .س،وאت: د 313 .א .ة: ب 314אم 315 ٥٩\٦رة אد:ب 316 . و .אى : س، ج،א: + א 317אه א" " א 318 א א .و . א-: א 319א" א 320 אه " כא א א .س،ج و
[8/a]
٢٢
א )א رد( אאאאد٣٢٤ ٣٢٣)א( ٣٢٢)א( א ٣٢١ روאح אن א ن א כ
ة א د א( א د ٣٢٦)(و ٣٢٥)א א ( א
א دود٣٢٧)و כ א( ٣٢٨)כ( א אء ٣٢٩)א ة כא כ ة א و م א
א ر ل א ه ة(אء א א כ ٣٣١م א ٣٣٠)א כ כאن אء و و ٣٣٢אא א
כ א روى א א א א כ א א א ر٣٣٣א א م אو א אن ل ر אد א א אאذא א אل כאنאذא ∫ א ٣٣٤ א כ
ن אء ٣٣٥ כ כ ﴿ א ٣٣٦م א א א א א א כ כ א
אכ ﴾ א כ ر وאא אכ אאى אى כ א ٣٣٧א
د: س،د،ج،ب،א 321 אب. ( א א ب א א ).و א .: ج 322 .: د،ج،א 323 . -: ب 324א: س،ج 325 א א א א כאن .د ذא و .: ب 326א-: א 327 א و . ن: ب 328 .כא: א 329 א دא א: ب،א א دא .אאء: د،ب،א 330 .אא ر-: س،ج 331 ل א ه م א ة א אء א . אא" א 332 כ א אه " כא א א כ כאن: د. س،ج،ب،א و .כאن
א אف א أ א333 ت א أول: א א أ أم و . و
א ت .وإ א أ و .כ א א אف (א و
א وأ) א א و א א כאن و م،زرכ: א. ور .٥/١٣٠ ، אאه א" א" א 334 א א .س،د،ج،ب،ون-: د 335 . כאدة: + א 336 אدة: + ب، ز א ز א: + ج،כ א א: + د،כ .כא א: + د 337 .א
[8/b]
٢٣
و آو ﴿ وא ﴾ א ى ٣٣٨)( אى ةאא א و ت א
א א ت א כ א כ ب٣٣٩ن אא א כ אل٣٤٠ و כ ة א א ٣٤١כ ٣٤٢ א
ن ﴾ ﴿وא אف א٣٤٣)א(אى ر رאت(ى כ א ٣٤٤)א א ور و
د א אאو אل א א ر אאכرא אو“ ٣٤٥אر כא
א ٣٤٦” ن אن אכ
אء ر ذو אف و ر ﴾ ٣٤٧א د ﴿و ى ٣٤٨)א( א ٣٤٩א
א א ٣٥٠)א(و א رض א אن א א وو و כ אر א א אلو وא
ن ى א(אة א وא אذא אرאد٣٥١ אא אل ٣٥٢) א ف א א א
א א א ﴾﴿ و ى אى א א א دאت א٣٥٣ روאح ب א א א
אل ءא אموא א אبא אא" م א כ אمא وאحور "ءאא א ٣٥٥)ولא א אو( ٣٥٤
ة ٣٥٦ل ∫כ"م אא אאدא ت ٣٥٧" א כ א כא א אن א א
ى: א 338 .א: ب،אאه " א" א 339 א א .س،د،ج،ب،א وאه " و-" א 340 א א .س،د،ج،ب،א وאه " אא" א 341 א א .س،ج و . -: ب،א 342 .: ج 343ورאت: س،د 344 כ .אא -: א 345 .א אء 346 ١٠٧\٢١رة א . -: ب،א 347 .א : س،ج 348 .: + ب 349אر: س،د،ج 350 . אن א-: א 351 . אء: א 352 ى א אء: د، ب، א ى א . אא-" א 353 אه " א א .س،د،ج،ب،א وאل -: ب،א 354 א אءم א כ روאح وאم א א אب א אت א. א . أ א אول: س 355 א א .و .رب: + س،د،ب،א 356
[9/a]
٢٤
אر ٣٥٨)א( אد א٣٥٩)א( وא ز אن א و כא وא א و
رא אل م א و א(א ة אن א ٣٦٠)א א א ﴿ ﴾ رى د א א دא אه א ﴾ אى אه א ﴿ ردد
אه א א אى אر
א אد وא אت ﴾﴿ ر א א א א و א א آ אت אא א و א ٣٦١אى א
אא ن ﴾ د ذوא ﴿ א אت אى ل א ع و
אد כم כ ر אرא א א
אل ٣٦٣ وא رح ٣٦٢ א ل و
כא٣٦٤)א( ه א ه ى و س ٣٦٥ א א ه אא ٣٦٧אل אن ٣٦٦
א א ٣٦٨אذא אא א אم و א א א( א א ٣٦٩)و אب א א א وא٣٧١ ر ٣٧٠)( אد ر א א אن ٣٧٢)وא( א
א 357 .٨ ، א،א .א: س،ج،ب 358 .א: د 359א: س،ج، ب،א: א 360 ة .א . א-: ج،א 361א أ 362 אن ر א: א אن وכאن - و وכאن א و
د ، و أ: أو ، و وآدم، أو ، و و أכ א أ אدא אدא כ وכא ز
ى أ א أ כאن وأ ، و إ א א و أر: و و و .و
ن ث زى: א . و ة،א א ي٤/١٠٧ ، א א א،؛ א .١/٨٨ ، א . وא-: س،ج 363 .א: ج،: ب ،א: א 364 .אن: + س،د،ج 365 .א: + د 366 . אن-: א 367אه " א" א 368 א א א: س،د،ج. ب،א و . .א: ب 369 .: ب 370אه א" " א 371 א א .س،د،ج،ب،وא: ب،א 372 .وא
٢٥
ن א א א و א٣٧٣)(כא ﴾ אر ٣٧٤ כ כ א ﴿ אى אى
אل٣٧٥)כ( א א א א ٣٧٦ د א א دא אل ∫ כ ه وאכ אא א אכ وא אل א אب אذא א כ אذא אن م אة כ
نא אب אאن دون א א כ א א( و س א٣٧٧)א
אل א (א כאن אب כ אאن אذא אل ٣٧٨) א ه و و
אب٣٧٩)( אכ ﴾ כ כ א א ﴿ א א כ כ אن אى رכאت ن א א א
א٣٨٠)א( א و כ אאت א כ א א אو
]رة א[
ى כ א א ر أ ﴿ א ﴾ אول رده א ٣٨٢ אى٣٨١ م א
א٣٨٣)א( رة א א و אول א ٣٨٤ אء אن وא ٣٨٥)אذא( א
.: س،ج 373א א 374 א א א אر א א כ א א א
א م،א س א א ، ١/٧٠٦ .כ: د 375א-: ب،א 376 . אن: א 377 .א .א א: س، ج،א : ب،א : א 378 .א: ب،א 379 .א: א 380 . -: د 381 .: + د،ج،ب 382 .א: א 383 . -: ب 384 .و אذא: ب،א 385
[9/b]
٢٦
כ כאن א אىא ٣٨٧م א כ٣٨٦)א(כאن כ أכ ى א כ ر ٣٨٨ א א
אرة אא أن أ א د ٣٨٩ و א ن כ ٣٩٠)رىא( אن
ن א(כ ن א ٣٩٤)כאنو( ٣٩٣ و א٣٩٢)א( ٣٩١)א رא א و א
אت א א אت א אد א ز אن א∫ و א אل א وא٣٩٥ءة א א
ه(ره א٣٩٦) א א אن א ( و א ذאوא وא כ
אر٣٩٧)א ر א אء אوس א א א א أ אو رة א م כ אلא כ م א א ر أ أ אو٣٩٨)א( א ول א ٣٩٩)( و
אن ﴾ ﴿ א ى א٤٠٠)א(אى אن א א א
אن א א א אنא אرة א כ ٤٠١א ر ٤٠٢)א(אر א כא אو
ى ﴾ ٤٠٣) (א م א כ כ א أ ور ﴿ א כ رא א אى أ و ر א ( א
.א: د،ج،ب 386 .א و: + س،د،ج 387أ– " א 388 אه א،ب،ج،د،س " א א א .و . -: س،د،ج،ب،א 389رא: ب،א 390 .אאء: ج 391 .אא: د،א: س،ج،ب،א 392 .א . و א-: س 393 .כאن: س،د،ج،ب 394אن" א 395 אه א" א א א .س،د،ج،ب،وه " א396 אه ب،د،س "و א א אن א א א ه א א: א . و ن
ه . א ر: ب،א 397 .ه א: د، ج،ه א .: س،د،א 398 . כאن: س،د، ج، כאن: ب، כאن: א 399אء: س،د،ج 400 .אن: + س،د،ج،ب،א 401 .כ .: س،ج 402א: ب،א 403 א אده وא א אن כ : + س،ن ر وא و .א א
[10/a]
٢٧
א ٤٠٤)אده א אن و אده و א ر وא و ٤٠٥אכא א א
א ٤٠٦א ﴿ ﴾ א ى אى أ( א وف ٤٠٧) אت( ٤٠٨ش כא ٤٠٩)א
כ אل א א א א א و א ﴾ אن ﴿ א ٤١٠ אىب אء א ء אא אؤא" ٤١٢)م אא ل ( ٤١١)כ( א
אن ٤١٣"ة אאء א ء א אن ةא אد א ن א כ א م و אدم آ وح
אر א٤١٤א(א אمدآ و“ ∫ ٤١٥) ”א כאءאء כ ٤١٦ אن אى א ﴿ כ אن א
אن رאءه א ﴾ א אنאى ى כ א כ א א א( א ٤١٧)אت
א א אאא אدא ٤١٨ א وא א אنכ א ٤١٩)ن( כ כא כאن
א دא ٤٢٠)כو( א אد و אل א אכא رא“ و ”٤٢١
אدة: א 404 .א אه ب" כ" א 405 א א .אכ: א . وאده -: س 406 ر وא و א א א אده و כ رא א א أ و ر אى א
א א אن כ .و אאه ب،ج،د،س" אء " א 407 א א . وאه ج" وفא" א 408 א א .س،وכא: ب،א 409 .א . אى-: א 410 .א: ب،א 411م: ب،א 412 ة: س،د، ج، א .ل رب אאرى١/٣١٥ ، א 413 אب א،؛ א،؛ ٤ ،כ ؤ אب א א٨ ،כ כ،؛ ، א א
وא٩/٢١٧ . ٧/٣٠٩ ،؛ א .א: ب، א-: א 414ة: س،د،ج 415 .رب אة 416 ٣١\٢رة אאت: ب 417 . א .א: + س،د،ج،ب 418ن: س،د،ج 419 .א . وכ-: س،כ: ب،א 420אت 421 אز ٢٤\٧٩رة א
[10/b]
٢٨
כ( س ٤٢٢)א א א אده ٤٢٣ت א אאא م א م א א ٤٢٤ و כ
אو א אא وאאت א א ن כ دودא ٤٢٥ א و א و
א א٤٢٦)( ﴾ כ א ﴿ אن א ر د ٤٢٨ א א א٤٢٧ز א אى א
ن כ א ر א א אل و אر א بא אא ع ٤٢٩ وא אد א ز אن כ و رאء א אت وא٤٣٠نא א א ؤر ٤٣٢)( א ٤٣١אت א
א א د وو٤٣٣כ א אذא ﴾﴿ א ى אرأ א א אى א א
ر( ز٤٣٤)א ة א אل א א ٤٣٦א א ٤٣٥ א א א א אوة وא א
ى﴿ אرأ אن כאن א ى ﴾∫ א אو א אد٤٣٧ ر א א א א ز٤٣٨ى אى א א
אه א،ب" א" א 422 א א .و .א: + د 423 .א: א 424א-: א 425 א . .א: د،אى: س،ج 426 .: س،د،ج 427א وא -: ب ، א: א 428 אت א א א و א אده כ م א و
א א دودא א و א א و א ن כ כ א אن א ر אز א א א ،אى א
.: ج .א: + ب،א 429אه " " א 430 א א .س،د،ب،א و .א: + ب،א 431 .: ج،ب،א 432א" א 433 כ אه " א א א א-: س،د،ج. ب،א و כ א . .ره: ج 434אه " א -" א 435 א א .ب،א وאه " " א 436 א א .د،ج،ب،א وز-: س 437 ة א ر א א א א א אى א אوة وא א אل א א א א א
ى א ى אو א אرأ אن כאن א . אد" א 438 אه " א א א م: ج. ب،א و .א
[11/a]
٢٩
א٤٣٩)כאن( אن وح א א( א א א٤٤٠)א כאن و א ٤٤١ א א
אא א א٤٤٢)אه( א ت אن אو א د א א כ وא א د אو
ب و ﴾ א ﴿ אرأ אن כ ده כ ب א א א א א א א٤٤٣)ه( وא אن א א ل אوح א ى ر א כאن א א א ر
٤٤٤
א א כ אن٤٤٧)אسא( א כ٤٤٦אدم آ ٤٤٥ אنאو א א و
ى ﴾﴿ אن א א ى א א ٤٤٩)و( ٤٤٨)א( אى ه אر א و
אر כ ﴿ א ﴾ א ٤٥٠ ردع אى כ ب א ٤٥١)ل(
ده אى א א ٤٥٢ن א و כ وح( رאت ٤٥٣)א כ א א
א א אو وآ د א אل א א אא ٤٥٤” אه אن כ“כ א و ن
א ﴾ ٤٥٥)א( א א א כאذ א א ﴿ ز אد א ر א ة א א אى א
א אن אن א א∫ א و رאت כ ه א وح אאر( ٤٥٦ ٤٥٨ א٤٥٧)א
.כא: س،د،ج 439אص: א 440 .א . -: א 441 .: ب 442 .א: د،ج،ب،א 443 . כאن-: ج 444 . אن-: د 445אه " " א 446 א א .س،د،ج،ب،א وאن: ب،א 447 .אه: א 448 .א .و: س،ج 449 . ردع-: א 450 .: ب 451אه א" א" א 452 א א .אن: س، د،: ج. ب،ووح: ب 453 . אאء 454 ٧٢\١٧رة אא-: س،א: د،ج،ب 455 . א-: ج 456 .
[11/b]
٣٠
אد ﴾ م א ع ﴿ א٤٥٩)כ( אى א ﴾﴿ א א ع א
א ٤٦٠)א( אى א
﴿ כ ﴾ ٤٦١)א( א٤٦٣ ٤٦٢ אى כ وح א ج א א אى א
א א ت ذכאر( א ٤٦٦)אא( א א ٤٦٥)(و א٤٦٤)א
ر ٤٦٧)ةא(א ة( א٤٦٩)( و ز א٤٦٨)א ر ﴿ وא ﴾ دכ א و
ه כ و د א د א ب ﴾ و ﴿ وא אء כא אى א כ ذא
ر[ ]رة א
ر ﴾ אه א א א ﴿ א א آא(אى א ى( א ٤٧٠)א א ٤٧١)א
א و אل ر ﴾ א א א כ א אدر ﴿ و ه א ٤٧٣ ٤٧٢כ אى אى
ر: א 457 .א .: + ب 458כ: س، ج،כ: א 459 .כ .אت: س،ج 460 .א: س،د،ج،ب،א 461 .-: س،د 462אه " " א 463 א א .س،د،ج،ب،א وכאر: ج 464 .א .: ب 465א: س،د،ج،ب،א 466 .א .א: س،د،ج 467ة-: ب،א 468 . א .: س،د،ج،ب،א 469אن: د 470 آ: س،א א .א א .א: ب،א 471כ" א 472 אه " א א .س،د،ج،ب،א وאه ج" " א 473 א א -: ب .س،د،و
٣١
א א٤٧٤)(א אن و כ א א د א אء و ر אهא ﴿ א א ﴾ א אزل و אل א א و כאن وא אى א א א כאن א
כ א אر אب א و وא א ∫ אم " م א ٤٧٥א א א٤٧٦" ذ مא رא ى אب א כ ﴾ אى א ل א ﴿
א א ٤٧٧אى و אى א א ﴾ وح ﴿ وא א وح אذن אى א ﴿
﴾ ر ر אذن אو م ﴾ אى ﴿ כ א ف ٤٧٨ אى
א אء א א ﴿ א ﴾ א א و א ع אى وح ٤٧٩)( א
م א א
و آ א אن א א א ر ﴾ א אه א א א ﴿ א א אى א ٤٨٠א אא א تכ
אء א٤٨٢)א( ٤٨١א א د א٤٨٣ى כ א אوس א א א אده
ق ىد אא ٤٨٤)(א א א ن ٤٨٥ א و ول א כ א א
ن א כ رى א د א כ א ن א א אض
א אא وא אذא אر( ٤٨٧)( ٤٨٦אא א ٤٨٨) אنل א אو
.: س،د،ج 474ة: س،د، ج، א-: ب،א 475 . رب אא،دאر 476 م، א אب א .٥٥ ، כ .: + ب،א 477אه جو" " א 478 .س،א א .א: س،ج،ب،א 479ر: س 480 .אى" א 481 א אل אه כ אه " א א א ى: س،ج. ب،א و אل א כ א א אل : د،א כ א א א
.א .: ج 482אء" א 483 א אه " ى א א אء: א . س،د،ج و ى א . א .א: א 484ى -: د 485 .אאه " א" א 486 א א .س،د،ج،ب،א و .: س،د،ج 487
[12/a]
٣٢
ى א א א٤٨٩א א א כ אم و א ٤٩٠
אل وאא ن א א א٤٩٢)ؤא( ٤٩١)א(אت ∫א و
אر ق وא א א(א א ٤٩٦ وא ٤٩٥”ىאא ر אد אبא כ“ ٤٩٤ ٤٩٣)א
אر כ دא وא א د א( א א ﴿ ٤٩٩”א כ أ כ و“ ٤٩٨ ٤٩٧)א
ر א א כ א אدر و د א٥٠١ כ٥٠٠כ אى אى ﴾ א א
ر א ﴾ ﴿ א אء אى אر א אل א ٥٠٢ ور א אتא
כ ﴾ ل א ﴿ א و ى א א ﴾ ٥٠٣ אى א وح ﴿ وא כ٥٠٤)ر( אى وح א א א رو
﴾ ٥٠٥)א( אذن ر ﴿ א א א ه وא ربאن כ وא אى כ
אء א א א א ح א אو אب א ر אت א א אل אم ﴿ ٥٠٦א א
א وא אذא אر : ج،א وא אذא אر א: ب،א אذא אر א: א 488
.אى-: ب 489 . א .א: س،د 490 .אم: א 491 .א: س،ج 492א-: ب 493 ة: س،د، ج، .رب א . -: א 494 ١١\٥٣رة א 495 .: + س،د،ج،ب،א 496ة: س،د،ج 497 .رب א . -: א 498 ٤\٥٧رة א 499אه א" כ" א 500 א א .س،د،ج،ب،و . -: س،د،ج 501אه " و-" א 502 א א .د،ب،א وאت -: ج 503 אل א אء א אر א ر א כ אى ل א א و ى א .אى אאه ب"" א 504 א א ر: ج.و . : س، .א: ب،א 505 .س א אروא: + س،د 506
[12/b]
٣٣
م ﴾ כ א א( אى א כאنف د ٥٠٧)א ن א א
כد א و ف ر א אف א א و א א
אدى א٥٠٨)א(ر א א ه “ و وאء
﴿ ٥٠٩”אء ى
א وح אא آ( אى א ﴾ ر א ز٥١٠) ن و ب א אد ∫ אن
آن ول א ر آن א ٥١١ אر א אل ٥١٢)א( א و ٥١٣ א
א אن א אت אلא( ٥١٤ כ وא هאت و א ٥١٥) א א
א א כ وא א אت٥١٦ و وذא א ٥١٧)( א א א
א ول ه א٥١٨)א(א ٥١٩ وא
א: א 507 א א כאن א ف א: س، ب، כ א א כאن אو א ف ف : د، כ
א א א אو א .א .א: د،ب،א 508א ، ٩٣\١٦رة א 509 ن א -: ج،٨\٣٥رة א א א כאن ف אى
א ر א א א א ف א כ د و د א א ه א و אدى ر א א א ف و אء ى אء و
. ر: א 510 אج א ر: س،د،ج، ب،א وح א אج א .אر-: س،د،ج 511 . .א: א 512אل-: א 513 . א . כ وא-: س 514אء: א 515 א א א אل א: س،د،ج، ب،א אء א . א . وא-: ب،א 516 .: ج 517 .א: د،ج،ب 518 .وא א: + س،ج 519
[13/a]
٣٤
]رة א[
כ ﴾ אب وא כ وא א א כ א כ ﴿ و אى א ز ة א אر א א
ل٥٢٠)(אن כאر א א א وא כ אد א כא א ز אن ب وא א و
אل ى د ٥٢١ אא א ن( א (א ٥٢٣ ٥٢٢)כ ٥٢٥ ٥٢٤)لאوא
وح א ٥٢٦)א( א (א א א ٥٢٧) אء א אمא د א אد א כ
אכא رא”“ ٥٢٨ن א א א ٥٢٩” אد א א כ ز אن و
כ כ ﴾ ٥٣٠א ﴿ א אو אن א ة ٥٣٢ ٥٣١ א وא ر א ز א
ر وאא א א א ٥٣٣ א א א אل א ز א כ م א٥٣٤)(
.وא: س،د 520אل א-: س 521 ى אد א א א ز אن אب وא א و כ . כא אن: א 522 .כ . -: س 523אل: د،ب،א 524 א .و א .א: + د،ب،א 525 .א: א 526א א: د527 א . אم" א 528 ه א אه " א א .ب،א وאت 529 אز ٢٤\٧٩رة אאب وא אى -: ج 530 כ ل כא א כאر א אن א وא ز ة א אر א و א א
אل א ى אد א א א ز אن אل א و א و א א ن כ د
אم ه א א א אء א د א وح א א כ א א א ر א
ز כ و א א א א אد א א כ .אن .אى: ج 531 .: س 532 . وא-: أ 533 .و: س،د،ج 534
٣٥
﴿ א ﴾ ٥٣٥א ل א ﴾﴿ אو د وא∫٥٣٧אت א٥٣٦)אت( אى ر
א ى ٥٣٨)א(אى روح א א٥٣٩ א אت א א א אد א ز אن و
א אم אאאא א ٥٤٠א وح א﴾ ٥٤١ وא א ﴿ אن אى
ى رو٥٤٢)א( א א כ א א א آ(ح א א٥٤٣)א و אح א א א אو א
א ر אאאت אא א כ א א ة ﴾ א ﴿ א א א אى א
א א כ ﴾ ٥٤٤وא ﴿ א א אאى ه ت א א
אل אو٥٤٥و כ א٥٤٦ א אر ل ٥٤٧ א א د א אده א א אع ٥٤٨ א
ده ذ و אب ﴾ و כ א א ق א אو א ﴿ و א א ب ٥٤٩ אى אب א א
א٥٥٠)(א א א א س א א א א آ٥٥١כאمא א א ٥٥٢ א ﴿ א
א-: س،د،ج 535 . אت: ب،א 536 .אא: ب 537 .אى: א 538 .: ج،א . -: א 539א-: س 540 אت א א אد א ز אن . ووح-: س،د 541 . وא .: س،ج 542אن: ب 543 .אא-: ج 544 א وא א א . אى א . و-: د 545 .و: א 546א: + د،ج،ب،א 547 . אده" א 548 אه ج" א و א א אده : א. س،و א : د، ب،א و
אده .א و ت" א 549 אه א" א א א .ب،و .א: א 550כאم" א 551 אه " א א א .س،د،ب وכאم אى-: ج 552 א א א א א س א א א א א א ب אب א ت א א א
آ .א
[13/b]
٣٦
﴾ א א ت א א אى א א א٥٥٣)אن(א כ( ٥٥٤ روح א אو ٥٥٥)א
א א אت א א ت א א כ٥٥٦)( א ورאت ٥٥٧ אو כ א א אر א
א وא﴾ ٥٥٨א א א ﴿ و ه אא א אى אل אر وح ∫ אل ٥٥٩وאم א א אر
אت א ﴾ א وא א א ﴿ א وא٥٦٠ אى א א א א٥٦١ אو א
א אء א אء ﴾ א ﴿ א אى رא א אد א ص א
א אو ة ﴾ ٥٦٢ א א א ﴿ و א אل א א ة אى א כ א א ﴿ و
א ٥٦٣)כ(אى ﴾ א ٥٦٤)( אو و א א م( ٥٦٥)כ( ٥٦٦)א
אא א כ ﴾ א ﴿ وذ א ر( אى ﴿ د א ﴾ ٥٦٧)כ ٥٦٨)( ذאאى
وא ﴾ ﴿ אن א כ وא אب א א אى אل כ ى אد א رאر א א ٥٦٩و א א
כ א ﴿ א אو א אر כ אب وא כ א א אى א ﴾
.א: ج 553א-: ب 554 . אכ: د 555 .א .: س،د،ج 556 . אو-: س،د،ج،ب،א 557א-: א 558 . א .و: د 559 . א-: א 560وא: ب 561 .אא -: ج 562 א אى رא א א אد و א ص א
.א .وא: س،د،ج 563 .א: س،د 564א: س،د، ج،כ: א 565 .כ .א: ج 566ر: س،د،ب،א 567 כ ر: ج،א כ .א .: د،ب 568 .אو: س،د 569
[14/a]
٣٧
אر א אאر ل אא (אر وא א אشא אس אت" ٥٧٠)م
ج(و ٥٧١" אتא و אب אو وآ٥٧٢) א א אل א א א כ
אب כ כ “ א אه ٥٧٣”ة אو אةאرא כ כ ذ و
א ככوא“ א א א א ٥٧٤” أ אم ﴿ אن א آ א ∫ و כ א ﴾ אت אو א א وא א א אل وא אى א د א א א אت
آ٥٧٥)אرא( כאم א אب א כ א א כ ووא روح א כא ٥٧٦א א כ א אو
כ א ن﴾﴿ כאن אو אت אؤ ر א ٥٧٧ אل وح א אت אى א א
אر אد وא א א( א ل ٥٧٩ אدو ٥٧٨) א ه א ( و
ه و و و ور ورא نא" ٥٨٠)مא
אل א٥٨١")( א כא א אد ر ٥٨٣אذא אر ٥٨٢ ٥٨٤
م : א 570 ة وא ة: ج، א ة: س، د،رب א . رب אא571 و א، אכ،٩/٤٦٢ ، א رכ، .٣/٢٨٤ ، אن: د 572 . ة 573 ٧٤\٢رة אאف 574 ١٧٩\٧رة א .ره: ج 575כ-: ج 576 . אن -:א 577 . א: א 578 ة : س،د، ج، .رب א ٣٠\٨٩رة א 579ة: س،د،ج 580 . رب אא. د: א 581 אب א،א אل٣٩ ، כ .٤/٤٤٧ ،؛ כ אא: א ر כ أ 582 و ،ر د و ، د א وא
א אدي . א و ، د و ،ة د و ،د ر
أ وא. وא ،: و وכאن ه، و א .و א، א א و .و
כ א א אش. א א אت ، و א و أر: و ه. و א : א.אد و
زي ة،א ي٢/٤٥٦ ، א א א،؛ א .١/١٥٩ ، א .: س،د 583אل -: א 584 א א אא כ . אد ر ر א אذא
[14/b]
٣٨
א ﴾﴿ א א א אر א א ى ى ر ٥٨٥ אى م א א
א אن א א א אتא כ א א אده א אא א وא
א א א ٥٨٧)ى( ٥٨٦وא ن ه כאא(م وא א ٥٨٨א ٥٨٩) א
כ تא א א ﴿ ر א ﴾ ىر א אى ر א א
אن ٥٩٠ن א א א א אز٥٩١א ر وح א אא(אو א ٥٩٢ א ٥٩٣)ر
א אت א א א ﴾ א ﴿ ور א( אى ∫ אء ذوא א א٥٩٤)א א א א
כ ر ﴾ ﴿ ذ ر א א ده فאى و ل وא
א ٥٩٥ وא
אل[ ]رة א
א ﴾ א رض ز ﴿ אذא ز א א٥٩٧رض א وא אى ٥٩٦ ت א ى ر א
وح א( א ة ٥٩٨)א ةא א ب א א ﴾ א ﴿ ز ة כ ﴿وא אى
.: ب 585א-: د 586 . وא .ى: س،ج 587 .א: + ب 588כ: ج 589 . א .א: + س،ج 590א" א 591 אه ج" אر א א .س،د،وאزل" א 592 אه " א א א .س،د،ج وא: س،د،ج 593 .رאم: ب،א 594 .א .א: + س،د،ج 595א-: ج،ب،א 596 א . زאه " و" א 597 א א .س،ج،ب،א وא: س،د،ج،א 598 .א
[15/a]
٣٩
א ﴾ א رض א א אא אى א א ﴾ א و א אن אل א ﴿ و د ب אى א
כאره ٥٩٩)א( א ﴾ ٦٠٠א وא א ﴿ א٦٠١ א وא א א א ت وא ٦٠٢ א
٦٠٦)ن و(אو ٦٠٥"א ن אא " ٦٠٤)م א אل ( ٦٠٣)(א
ن א ر א دא אر ٦٠٧" אא وא "و م א ٦٠٨א وא א"א א אت " ٦٠٩
א ﴿ ٦١٠ אر ث א ٦١١)אرא( אى ﴾
אل אن א א א א א א ﴾ א א כ כ אو אن ر ﴿ א א א ﴿ אى
אس ﴾ ر א אه ج א ﴾ אى א ﴿ א אא אى א ﴾ وא א ﴿
א א אى
א א א( ٦١٢)وא(א א אح א٦١٣)و א א ﴿ و אل ∫ ه ﴾ א ذرة
א א ه ﴾ אى א אل ذرة ﴿ و א אى
א אنא رةه( وא אאرة א א א٦١٤) א ى כ و وא وא ٦١٥ א
.א: س،ج 599 .: + س،د،ج 600א-: א 601 א . ت-" א 602 אه ج" א א א .: + ب، א .س،د،و .: د 603م: ب،א 604 ة: د، א .ل رب א .٢/٢٩١ ،כ א 605א: د،א: س،ج،א 606 .وא א .٣٦/٥٢ ،رة 607ة: س،د، ج، א-: ب 608 . رب אא و א -: א 609 אر א א .م אوא אאل 610 .٢/٢٧٩ ،؛ כ א١٥/٥٤٨ ،כ אאر: س،د،ج 611 .א .א: ب،א 612א: ج 613 .وه: س، د،א: ج 614 . .א: د،ج،ب،א 615
[15/b]
٤٠
אترة [ אد ]א
א ﴾ אت אد ﴿ وא س א ( א א ٦١٦א אى א ٦١٧)א
א ﴾ א אت ر א ﴿ א س א א٦١٨ אى אر ( א ٦١٩)א
אא א א ﴾ אد א وא٦٢٠ אت א ﴿
א س א אى
אت אل وא אر ٦٢١א دونא אت אل وא ل( ٦٢٢ א א ٦٢٣)א
ر א א﴾ א ن א ﴿ אرא ن אر س א ل ٦٢٤)( אى و
אت א א אא א א ﴾ ٦٢٥א وא ﴿ س א אى
ن אא אء د ﴾ و כ אن ﴿ אن א د ٦٢٦)א אن( אى
ن א ز א وאر ة א א א א א א א ة כ א
دא אل ر כא אو אل وא٦٢٧و א نא" م א כ
"٦٢٨
אه " א" א 616 א א .س،ج،ب،א وאت: ب،א 617 אت: س،د، ج،אه א א א .אאه ج" " א 618 א א .س،وא: س،ج 619 . : + ب،א ،אא-: س،ج،ب،א 620 . אت-: س،ج،ب،א 621 אل وא . אאل وא-" א 622 אه " אت א א א אت: + س. ج و אل وא . אل: ب،א 623 אت אل وא . א . : د 624א א-: ج 625 א א وא אت א ل א . وب: س،ج 626 .ب: د،אد-: א 627 و . אאل א-: ج 628 א ر כ ن م כא אو אل -: س، د،א א כ
م ن א אن،. א .٢/٣١٢ ،؛ כ א٥/٣٤٥ ، א
٤١
א د אאن ∫وא כ א א א و ٦٢٩)و א(אرכ א אرכ א
ف ف ٦٣١) אאزع( ٦٣٠) אةرאدא(א אرאدة אب و א
رאت٦٣٢א כ ه א ﴾ כ ﴿ وא ذ ر אى א م א א כא א
﴿ وא אو א ﴾ و ى ٦٣٤ق وא٦٣٣ق אى א وא
א٦٣٥)( א و د א אل٦٣٦ כ א و א ﴿ א אذא وو
ر ﴾ א א
ر و א ٦٣٧אى אא כ א אت א و
אد אم אل אوא א و ز אن ر و א א و
س אل ٦٣٨א א א כ א ذ" م א א כ ور﴿ ٦٣٩" א א و
א אى﴾ אل א٦٤١)א( א ٦٤٠ ﴾ א ﴿ אن ر א אى
אل(אت א وא אل ٦٤٢)א ة وא א אز א א א א א ن א א ٦٤٣وא א
. : א 629 .אد א: س،د، ج،א אرאد א: ب،א 630غ א: ج 631 .אزع א: س،אد .א: + س،د 632ص: س 633 .وאכ وא: + ب،א 634 אتوא א .כ .: ب،: א 635א-: ب،א 636 א و . . و-: ب 637 .و: ب،א 638دب، ،א دאود 639 אب א .١٠١-١٠٠ ، כא-: س،د،ج 640 . .א: א 641אل: א 642 .א .و: س،ب،א 643
[16/a]
٤٢
אر[ ]رة א
אر ﴾ ﴿ א ن و و כ אل אى א א אل אı א אر א א א כ אא ٦٤٤∫ א(ت א٦٤٥)א א כא אو א א א א وאא( و
ل٦٤٦)אدא( אرة א א "א אت אت " ٦٤٧)م א א وא א ﴿ ٦٤٨
אر א כ ﴾ א אت א ن אت א٦٤٩)א(אى א א و כ אر وא ( ٦٥٠ א
א אرة אر﴿ ٦٥٢”אهאא אن כوא”٦٥١)א א א א כ א אدر و אى א ﴾
ى و א כ א ٦٥٣ א אرة א א אت א وא ر א כ א د א و
“ ث﴿ ٦٥٤”ىכ אא אאא ذ אش א אس כא ن א כ م ن(אى ﴾ ى ٦٥٥)כ א
א אא ر א ذא ٦٥٦ و אش אر א כא ة و و و ذ و
אل א אر א אر א אت א( ٦٥٧ א א אر אد وא ٦٥٨)א א א א
א-: ب،א 644 . ة: א 645 א .אאده: س646 .אאده وא: א 647 مא وא א ة وא אر א ه א א : ب،
م אرة א א א אده و א .وא אאل 648 .٢/٢٧٩ ،؛ כ א١٥/٥٤٨ ،כ א .א: א 649 .א: + س،د،ج،ب 650אرة : א 651 ه א .א وא אم 652 ١٢٢\٦رة אאه "" א 653 א א . -: س،ج. ب،א وאت 654 אز ٣٤\٧٩رة אن: ب،א 655 .כ .: س،د، ج،: + ب،א 656 .א אو: + س،ج 657א: ب،א 658 אر .א: + س، ج،وא
[16/b]
٤٣
אر א אم א ٦٥٩אא אل" بى אא
כ א
و א ر و א א و ٦٦٠" א
א אن א א א אאאن ٦٦١ ى א א כ אل ٦٦٢ א א ة( א ٦٦٣)א
ز אء אא د אא אن א אت א ٦٦٥ ∫٦٦٤ א א ر א
ن אא א אذא ث א כ א ش ﴾ אل כא א ن א כ ﴿ و אى
و א وא وא אل א ر وא א אت כ אل وא אر א وא א
אت אر(وא אر א א٦٦٦)א א( وא א ه ٦٦٨” و אכא כ“ ٦٦٧) א وא م אכ א“ א א
אق ٦٦٩”אر א אل א א א אوכ ر ذאت א
א ﴿ א אز ﴾ אن א ر( אى אل ٦٧٠)א א س ر א א א
ذכאر א ﴿ رא ﴾ ٦٧١א
אא( אى و אאت א ٦٧٢) א
אد אز ﴾﴿ א א وא אه و٦٧٣)א( אى א א אن א אو א א ﴿
ة: س،د، ج، א-: ب،א 659 . رب אزאق 660 אرى١٩٢/ ١١ ، ، א אق، ؛ אب א אن٣٨ ،כ א٢/٤٩ ، ،؛ א ،؛
כ وא٨/٢٠٦ ،א א אل٢/٥١٤ ،؛ א .١/٢٢٩ ،؛ כ אאن: + א 661 א א .אא-: ب 662 . .ة: א 663אه א،ب" אن+ " א 664 א א .و . א: س 665אر: א 666 .אא: א 667 ة : س،د، ج، .رب א ٨٨\٢٨رة א 668א رة 669 ١٦\٤٠ ر: א 670 .אذכאر א-: ج 671 א א אل א א س ر א ر אن א א . אى אن: س،ج 672 א א .אت א .ه: ب 673
[17/a]
٤٤
אر א٦٧٤)( אى ﴾ א ﴾ כ א אدر ﴿ و א ٦٧٦אو ٦٧٥כאى אى אر ﴿
אر ﴾ ه אى א א و א אت و א אل א
כא[ ]رة א
כא ﴾ כ א ﴿ א א ذ א אى א אت א א وא٦٧٧)א( א א
א אت א ٦٧٨א ل א א ت א ∫وא א כ אت وא א א כ ٦٧٩)( و
אت ﴾ ٦٨٠א א א ﴿ زر א א אر ٦٨١כ אوא אى א و א
כ א כאم( אو ٦٨٢א כ ٦٨٣)א א כאى א﴿ כ ﴾ ن ﴾ כ ف ﴿
כ א כאر אروא ن ﴾ ٦٨٤א ف ﴿ כ د م א ن אى ﴿ כ ﴾ א
אت ٦٨٥)א( אى א ذכ د א א כ ون כ א
א א٦٨٦)א(א ذ ون א ﴾﴿ א א אر א ون אى وא א و ﴿
א ﴾ ﴿ א ﴾ א ٦٨٧אى א( אى א א وא ٦٨٨)ةא
.: א 674 .א: + ب،א 675אو-: ج 676 כ אو: د، אى אى אو-: س،א . .: ب 677אت א: + ب،א 678 ة א .א א אאه ج" " א 679 א א : ب .س،د،وאت-: א 680 א א כ ت א א כ . وא .כ و: ج،و: א 681כ" א 682 א אه א" א א א .س،د،ج،ب،وכ: ج 683 כא .אכ" א 684 א אه " א א א .س،د،ج،ب،א و .: س،ج 685 .א: ب،א 686אه " " א 687 א א .ب،א و
[17/b]
٤٥
ز אدو אر א אن ذ א א א אل אمאء وא אء و אد و٦٨٩ א ز אن
ن כ אت אر א א ذ א א ٦٩٢)אءא( ٦٩١)א( ٦٩٠א وא
ت א א כ د אא ٦٩٣)אء(א א وא ن א ﴾ ٦٩٤د و ﴿ כ אى
ه א د ذ ر א ون אل وא אر א א אر א אت א ه א א אل א א א כ כ ٦٩٥”א و אאغא ز“ م אא א
אء א ∫ ت وאא אن ( א כ כ א א א א א وت و
تة د ٦٩٧)אرب א( ٦٩٦) א א ٦٩٨)כ(
א: ب 688 ة وא א .אאء-: א 689 و אم א א א אل אء وא אر א ذ א אد ز אن . و .א: س،د، ج،א: + ب،א 690א: ب 691 .אא: ب،א 692 .אאء: د،ج،ب،א 693 .א .א: + ب 694 ١٧\٥٢ رة א 695ة" א 696 א א א وت و ت وא כ כ א א " ن א א و
אه א ة : ج. ب،א א א א وت و ت وא כ כ وא א א אن א
ة .رب אة: س،د 697 .رب א .כ: س،د،ج،ب،א 698
[18/a]
٤٦
]رة א[
﴿ وא ﴾ ه ٦٩٩אى א אل א و אر א אل א א אن א ﴿ אن א
﴾ د א א אب ٧٠١زر א א٧٠٠)( אى אن א א אو وآאر אل ٧٠٣"نא כون ونא ن כ" م א ٧٠٢אوא א א כ
א א אه אن כ“ א א﴿ ٧٠٤” אة א א آ אن ﴾ א אى
دى אت ﴾ א א א א ﴿ و אد א א אل א٧٠٥ אو אى כ א אء א א כ
אت א אدא ه א ة א א ﴾ א א א ﴿ و א אى א آ٧٠٦ אو א
אر א٧٠٧א א ﴾ ٧٠٨ א א א ﴿ و א אت א כא אو א٧٠٩אى
אد ت א א ة א א א כ א א אة א
ز אن و א א : + א 699 אرب و ق א د א א א כ א א
אد و ز אن אل א و و א א א : + ب،אد و א
אد و ز אن אرب و ق א د א א א כ א ة : + ج،א و א
א אد وא א ز אن אرب و ق א د א א א : س، د،כ א
ز אن + אرب و ق א د א א א כ א א ة א א و א
.אد و .: ب 700ز" א 701 אه ج" א א א .س،د،وة ر: س، د، א-: ب،א 702 .ب אאت א 703 . أ א אאء 704 ٧٢\١٧رة א . אو-: س،ج،ب،א 705א-: س 706 א . آ: + س 707 . אא-: د 708 אر א א . אو .: س،د،ج،ب،א 709
٤٧
ت א א ى ٧١٠” אةא وאت אא א“ כ ة א א אى
אل آ و א אت כ א(دم و א א و" ∫٧١١)א ئא ور א
وכو
א "٧١٢عאر א א א
ة[ ]رة א
ة כ ﴿ و ة ﴾ ى( אى א א وא א ٧١٣)א ٧١٤)א (
ة وא א א אت א و א א رأس כو א אل א א כ
כسأא ر א" م א א( ل כאو ٧١٥" כ ٧١٦)א وא א و כ و אةنא א אب ٧١٧ א אب א ده ﴾ ة א א و ى ﴿ א
ص٧١٨)ةא(אى ه ﴾ وא א א ﴿ אن א( אى ﴿ ٧٢٠)א( ٧١٩)
כ אى א כ ﴾ ن א ﴾ כ ﴿ כ אر א אى
ر אت א א ﴾ אא כ א אدر ﴿ و כ אى אى א א ة ٧٢١ אر א א ﴿
ة ﴾ א א ة א כ אر א אى כ٧٢٢א وא (א א א و
ة 710 ٢٣٨\٢رة אא-: א 711 .א א א: ب، א .٢/٣٢٤ ،כ א 712 .م: ج 713אه ب" א" א 714 א א .א: س،ج،א. د،وאل ع م -: א 715 א א رأس כ כ א אل. .١/٣٤٤ ،؛ כ א٣/١٩٢ ،כ אة: س،د،ج 716 .رب אאة-" א 717 אه " א א א .وא: د،אة: + س،ج. ب،א وכ و : א 718 ة وא אتא כ אت: ب،א א כ כ وא ق وא ق: س، د،א .אא: ج 719 אؤ . .א: س،د،ب،א 720א א-: س،ج 721 . א-: س،د،ج 722 . و
[18/b]
٤٨
ة ٧٢٣) א( א אد٧٢٤)א אر א א אد ز אن و א ﴿ א
ة ﴾ א אر א א ة ٧٢٥)ر( אى ز א אم ٧٢٦ א אب א א אن א כ﴿ א ٧٢٧)ة(
אدة ﴾ ٧٢٩ ٧٢٨ء אى
]رة א[
א א∫ א
﴿ א ﴾ א אא אب﴾ א א כ ﴿ כ ر ٧٣١אى כ ٧٣٠
כ س( ٧٣٢א אب א א و٧٣٣)א ى א אد א ﴿ א ﴾ ٧٣٤ز אن א א אى א
﴿ א ف א כ ﴾ دא אى א ٧٣٥ כ و א א א
א אء א אد ز אن אرة ﴾ ٧٣٦و א א א ﴿ وאر
אى
א ٧٣٧ א رة א ه אد אت ز אن כאر( و א٧٣٨)א א א אل (
אه ب" " א 723 א א . : س،د،ج. وא: س،د،ج،ب،א 724 .א .ر: س،د،ج،ب،א 725אه ب" " א 726 א א .س،د،ج،وة: س،ج 727 .אر .אر: س،د 728אء -: ج 729 . אى אب-: س،د، ج،א: + ب 730 א . .: + ب،א 731כ-: ب 732 .כ: + د، ج، אאب: ج 733 س: د،א אب א س: س،א אب א . כ אאب: + س،د،ج 734 .א . -: س،ج 735 . : + س،ج 736 . א- : د،א: + ب 737כאر: א 738 .א
[19/a]
٤٩
אر ٧٣٩)א א כ" م א ٧٤٠)א( وא א אةאد
אو ( ٧٤١"
א אت ر א ل﴾ ٧٤٢)א כ ﴿ כ א ر אى אؤ אد ز אن א و
٧٤٤א ٧٤٣ذאت א
]رة [
ف ﴾ ﴿
ى א אى א ﴾ א ﴿ א א אى כא א و ٧٤٥ى א
א و ت א( א א א כ אء وא ﴾ ٧٤٦)وא ﴿ ر א و א אى
א אزل א א ٧٤٧ א و وא ﴾ وא ﴿ د ٧٤٨وא א א ﴿ رب א ﴾
ر ٧٤٩ א ربאى ع ﴾ א א ى א ﴿ א א ٧٥٠)وא( אى
א א אא א و א א و א٧٥١כאر א∫אت א א א אت א א ﴿ ٧٥٢ אو א
ف ﴾ وآ ى א א א אى א א א א
אه " אل א " א 739 א א .א: א .ب،دوة: س،د، ج، א-: ب،א 740 . رب אאن، 741 אل١/١٣٥ ، א .١/٣١٠ ،؛ כ א٣/١٠٧ ،؛ כ אא: د 742 אت א א אد א ز אن .و .א و: + س،د،ج 743 .א: + ب 744א-: س،ج 745 و . אא: ج 746 و א وא א א אزل א א: س، א و א א אزل א . אא: + ج 747 .אאه ب،ج،د،س" وא -" א 748 א א وא: + א . و .رب ى: + ب،א 749 .א .و: س، ج،وא: א 750כאر" א 751 אه" א א א .س،د،ب،א وא-: ج 752 אت א א א אو א כאر א א א א א و אت א א א א: د، و .ر
[19/b]
٥٠
ن[ א ]رة א
א ﴾ ب כ ى ﴿ אرא א ب א אى א אء אى ٧٥٣مא ٧٥٤ א
א א( א ٧٥٥) א כ א אא א כאر א ز אن אل א ت و א
א אر אאد א אل א א אل כ אر ذא א א כ نو“ ٧٥٦ אو א
א ٧٥٧”ن ه ف א ٧٥٨”هא ةر ذאل “ و א وאن
א אن א ع א ﴾ ى כ א ﴿ ز כא وא א א א( אى ٧٥٩)و
אرא א אء א ٧٦٠)( א אى כאن ﴿ ٧٦١)( و
כ ﴾ אم א و
ل א٧٦٢ אى א ن כ אرف א آ وא אא א
אؤن ﴾ ن א א ﴿ א
אؤن ٧٦٣) و( א
א א و א א٧٦٤א ن א א ٧٦٥ א א و ﴿ א٧٦٦)א(
ن ﴾ א ن א و ق א ن א א כ ٧٦٧ אى
אه א" " א 753 א א .س،د،ج،ب،وאه " א" א 754 א א .س،د،ج،ب،א و . א: س، د، א: ج 755א-: א 756 . א 757 ر ، ٢٨\٤٥ رة א ٧\٦٦رة א ،١٦\٥٢رة א ٧\٩٩رة א 758 .و: ب 759 .: س،: ج،: د،ب 760 . : س،ج 761 . -: س،ج 762אه ب" א אو" א 763 א א . و: س، ج،א و: א. و .وא: د 764 .א: س،د،ج، ب، א-: א 765 .א: ج،אא: ب،א 766 .وא א: + س،ج 767
٥١
כ[ ]رة א
כ ﴾ ∫ אכ א א א ﴿ א א א אى א א אد א א ز אن وא א و
א ﴿ א ﴾ א כ א אر כ ٧٦٨ة ز ة א אر א כ ﴾ א ﴿ כ אو ٧٦٩)ب( ر
כ אء ر﴿ وא ﴾ ٧٧٠ כ כ وذא א כ و א د א א כ כ א אى א ﴿ אن
د א وو ٧٧١כ ﴾ ٧٧٢
ون[ כא ]رة א
א א א א ﴿ ون ﴾ כא وא ةر( אى א ز א ﴾﴿ ٧٧٣)א א وא ٧٧٤ אى
ون ﴾ ٧٧٥ א א ﴿ א א ن وא א٧٧٦)( אى א ﴿ و א و א ون ﴾ א د א א ﴾ ٧٧٧ אى א א ﴿ ن א א א ﴿ و א ﴾ ٧٧٨
א ﴾ אص ﴿ א אن א ون ﴾ א א ﴿ و א د ﴿ א
ى" א 768 א אه א" א א א .د،ج،ب،و .ب: د،ج،ب،א 769כ-: س 770 ة א אر א א ى א כ א אر ز כ
כ אء ر כ אو ب ر . כ-: د 771 . .وא א: + س،ج 772ز" א 773 אه" ر א א א ة: א . س،د،ج، بو ر א ،אאه א" -" א 774 א א .س،ج،ب،ود: + س 775 . א .א: ب 776ون -: س 777 א א א و א א ن وא ونאى א א و א אى א
د . א .: س،ج 778
[20/a]
٥٢
א א ﴾ ن כ و د ﴾ א כ د ﴿ אب כ و א א אى و
د ٧٧٩)א( א
]رة א[
אء﴿ אذא א אت א ﴾ אء א وא א אى א ﴿ وא ﴾ א אى
אت א ر א אس ﴾ ﴿ ورא א אر( אى رة א א٧٨١אتא ٧٨٠)א
א ﴾ א א ن د א א ﴿ ن ر א∫ אى א א ﴿ د א ﴾ د א א כ ﴾﴿ אى ر
٧٨٣) ودא(כ ٧٨٢)אא(אى
א ة א دאت٧٨٤) و( א א ه ﴾ א ﴿ وא ة ٧٨٥)א(אى א
אوא כ و א אء א א א ﴿ א כאن א א ﴾ אر א א א א א אى و
א אر א א א כ ر א אد א א ز אن א و אذא כאن ٧٨٦א
אس د ل א אد د כ כאن א אכ وج א٧٨٧ א א ٧٨٨)א( א א
א و ر م وא م א א א وא و ٧٩٠ ٧٨٩)א(وא
אل כ אאא ة א אאة رب א א در
.א: س،د،ج 779אر: س،ج 780 .אر: د،אאه " ذאت" א 781 א א . ذאت-: س،د،ج. ب،א و .א: س،ج 782 .د و: ج،د: د،א 783 . و: س،د،ج، ب، א: א 784 .: א 785א אر א א-: א 786 א כ ر א . א-: ب،א 787 א-: س، ج، . א אء: س،د،ب،א 788 אء: ج ،א .א .א: א 789
[20/b]
٥٣
אن א א א אنא אא א א ه א כאن א وא ة ٧٩١)رא( و כ
א א ن٧٩٢م אت א א א وא אب א א ذא وאא א وא ة א א א ٧٩٤א ٧٩٣ א כ ع א ٧٩٥)א( אو وآ א
א( א٧٩٦)א ٧٩٧
]رة [
﴾ א א ﴿ ﴿و ﴾ ٧٩٩)א∫א ( ٧٩٨כ אא אى א אى ﴿א ﴾ א א א א אى ى٨٠٠)(ى א אدى א א א כ ﴿ و
א﴾ א ى כ א אرא ذאت ﴾ אى א א ﴿ אر ٨٠١אى
א א א ﴾ א ﴿ وא א א א א א א א ﴾ אى ﴿ א א אى
א א ﴾א ﴿ ز٨٠٣)(א ٨٠٢ى כאم א ٨٠٤ א א
. -: ب 790אر" א 791 אه " א א א אد: س،ج. د،ب و . א א-: س،د،ج 792 م . و .א: + س،د،ج 793א-: ب 794 . א: س،د،ج،ب،א 795 .אא: א 796 .אא-: ج 797 .א: س، د، א" כ א" א 798 א א א : د. س،ج ه و .כ .א א: س، א: ج،א א: א 799אدى: ب،: א 800 . א .: + س،د 801 .: + س،د،ج،ب،א 802 .: س،د،ج،ب،א 803 .: ب،א 804
[21/a]
٥٤
ز אن د وא و א א אن אدא ول ٨٠٥ ف א א א אع אرة א
א כو א אذא כאن כ א وא א א א אد א כ כאن א
א כאن אو ٨٠٦)( כ ٨٠٧)א( ى א ٨٠٨ آدمو א כ א وא
א אא ن א א٨٠٩وאحرع כאن א( ر ٨١٠)(ل و א א ٨١١)א
אد ز אن א ٨١٢א و أ א א א٨١٣א א ن א ٨١٤ כ אد
א א א א٨١٥)אכא( א ه א א א وح א
د א وو
ص[ ]رة א
א א א ∫א א وאرد ٨١٦﴿ ﴾ אرة א
אر ٨١٧)( א א א ﴾ א ٨١٨א א א ﴿א ل و א
אد-" א 805 אه א" א א .אد : + س،ج. د،ب،و .: س،د،ج،ب 806 .ه: ب،א 807 . אدم-: ج 808אح" א 809 אه א" א א א .و .: س، د،: ج 810 .א: ب،א 811ل: + ج 812 .אא" א 813 אه א" א א א .س،ج،ب،و .א: + ج 814אכ" א 815 אه א،ب" א א א אכ: س،د، ج.و .א . א א: + س، א: + د،ج 816אت : س،د،ج،ب،א 817 .אى א .: + د،ج 818
[21/b]
٥٥
אت אت و٨٢٠)(א ٨١٩א אتن כ א א ذא
ة ق א ٨٢١א אر א و א ص ن א ص رة א א
א ٨٢٢ א ة( א כ אل א٨٢٣)א א א כ א ر ٨٢٤
ص אل א אدة ٨٢٥כ ف א אدة כ א אت فכ( א (٨٢٦
﴿ א ﴾ אء א א ق א وא ن א وא א אت ٨٢٧ א
אر א א א א٨٢٨אت وא ة א אت و א אت א ﴿ א א ﴾ א
אء כ א א(אى א א א٨٢٩)אر א א و دא א ٨٣٠ و ذאت א א ﴿ א ﴾ כ ذא ﴿ و ﴾ אى אج א א כ ٨٣١ אى
د٨٣٢ آא א א ﴾ א כ כ ﴿ و ز אن ه א و אد אى
כ رد ٨٣٣ א∫א د ٨٣٤א د אو אل א ٨٣٦ א א א و٨٣٥و
אت: + א 819 . א .: س،د،ج،ب 820 . ذא: + ب،א 821ص א-: س 822 ن א ص رة א א אر א و א . א ة: א 823 כ .אא א א أ 824 ، א ، أ :א أ א אء رא א א
، א ة وأ ن א ، א ه، א وא א אن وأ و אل، א أכא و א
אء אء א אء، وא אس وأول א ر א م،زرכ: א. א .٤/٢٩٥ ، א .: + ب،א 825א: + ب، א826 .ف: د،: س،ج ،א . א-:א 827 .: د،ب،א 828א: س،د،ج،ب،א 829 .אر .و: + د،ج،ب،א 830אج-: א 831 . א . آ-: س،د،ج 832 . א-: د،ب،א 833כ" א 834 אه א" א א א .د،ب،ود א -: س 835 אل א د א و כ و .رد א
[22/a]
٥٦
אل אن ر ورد א א אن אى א א א٨٣٧ א א א رد ٨٣٩ א و א٨٣٨
ب אאل כ و אت א و ٨٤١ א و و ٨٤٠ כ אل אن א رد אא א و כ כ א وא٨٤٢)ل( رد א אو א א א و
ن א ز אنل א אد و א و א א א א א א
א و و א א א א כ כ א(א و אن( א و٨٤٣)אאرة א א ٨٤٤ دאت٨٤٥ א אء אآ و אول א ن א א א
אوאرو א אرج אو ج وא ع א٨٤٧)א( ٨٤٦ل א ه אن و א و
א٨٤٩) وא٨٤٨)אلא( ل( ن אل و ل א א א ٨٥٠) و
د א -: ج 836 אل א د א و כ و .א و א א رد א .: د،ج 837א-: ب 838 . א א -: א 839 ر و א א אن אى א א אل אن א . א-: ج،و א א رد . : + א 840אه א،ب،ج،د،س" א– " א 841 א א .و .ل: ب،ل: א 842אل: א 843 .א . -: س،ب 844 .אن: س،د،ج،ب 845אرج-: د،ج 846 אو אول א . وא .א: ج،ب 847אل: ب 848 .אن: د،ج 849 ن: س،وא .وא אء א א : א 850 ن א א دאت وא אرة א אن אول א אن א
א אرج אو אول א אرج وא ع א א. א ه אن و ل و ن
ل א א א אل و ل א אل وא .א: + ب،א
٥٧
]رة א[
ب א ﴾ ذ ﴿ א ى אدى א א א א٨٥١رא رب אى ﴿
﴾ אא ٨٥٢ אى א אذא و ﴾ ٨٥٣)א( ﴿ و אت ∫ אى אز אن א و א א אط א אذא א אب ٨٥٤)(אد א ﴿ א א אذא
אت א א و א ﴾ א א ى א אض א٨٥٥)( אى א
אل ﴾ כא אو ٨٥٦)א(א א אذא ﴿ و ٨٥٧ אאى
א א٨٥٨ אא ر٨٦٠)כא( ٨٥٩ א אء א אر ه א ٨٦١ א وא ن
א وح وא א ٨٦٢)א( אو אم א وא אن א روى כ
אم א א אه ٨٦٣ س א א ٨٦٥א ٨٦٤ ر אא אم א
אه א" ر" א 851 א א .ب،و . -: ب 852 . א: س،ج 853 .: א 854 .: س،: د،: ج 855אه ب" " א 856 א א : א .س،د،ج،وאه " א-" א 857 א א .س،د،ج،ب،א وאه א" א" א 858 א א .س،د،ج،ب،و .: ب 859כ: א 860 כ: د،א .א . א-: د 861 . א: س،د،ج،ب،א 862ي א אء א ل א 863 אכ وف א א وא א כ א א א
א و ٨٦٩ אر . ٨٦٧ و و א أ ف א אدאت א אر. وא أ
אر. אر א ء أ אر. אر א ز. אر א أ אرאت ر אء ح. אر א أ
א ت ح. אر א אر אء. אر رאز כ א ف א . אر א . א
ب כ אر א. אر א אر אزل. א أ אدى: א .א אر،א ، א
٢/٥٢٨.
[22/b]
٥٨
אرة אא ٨٦٦ אل א כא א א א ٨٦٧כ כ אאن“م א ةאر
ل א٨٦٨”ءא א אن אء א א אءא و ٨٦٩ א
אس[ ]رة א
אس ﴾ ب א ذ ﴿ א אت(אى אن ٨٧٠)א ن א אت אא٨٧١ ن ٨٧٢ כ
د א א א٨٧٣)א(אض ( אن ٨٧٤ ه وא ى אو ب א ذ א א א
א א אر ٨٧٥)כ א אت אء א و א א אت وא א٨٧٦) א( א ∫ א אل א א א ن אכא “ و א אى٨٧٧”ى כ א א ﴿
אس ﴾ ن א אن כ אى ر א א وא אכ ر אل אر א ﴿ א
אس ﴾ אن אىא א ٨٧٨ א ن א٨٧٩אل د א כ א وذ
ه: + د 864 ق אر ه و ر .و .אن: س،د،ج 865ء: + د 866 .א . א-: ب،א 867 ٥٣\١٢رة 868אه א،ب،د" -" א 869 א א אب: + س، ج.و א . وא א .אتذ: ج 870אن-: א 871 . א .א: + س،د،ج،א 872א: س،د،ج،ب 873 .א .א: + د،ب،א 874אل א" א 875 אض כ ه وא ى و ب א ن א אه א" כ א א .س،د،ج،ب،و .א: ب 876 ٧٥\٣٨رة ص 877אن" א 878 אه ج" א א אن: + ب،א . س،د،و א א -: א 879 א .
[23/a]
٥٩
אت א ٨٨٠א אر א א אت אس ﴾ א ﴿ א ى אى אא א
אس ﴾ אس א وא ور א س ى אس א ﴿א א אى ذ אن א
אن ن ٨٨٢ ٨٨١)א(א כ א و د ور אא ٨٨٤ ٨٨٣ ء
אت ه٨٨٥)א( א אر ٨٨٦ א٨٨٧א( وא א ٨٨٩” و אכא כ“ ٨٨٨)
א אن אن א א א אאرة א א٨٩٠ رة א ه א بאب א א
כ و א ذ٨٩١)אאذ(و א א אد א כ כאن א ذ כאن כ א٨٩٢ א وح א א
א א ورب א א כ وروح ٨٩٣ وروح א אل وא و אم٨٩٤אم א
אن ذ א אن א אت א אم א אت وא وא وروح א ٨٩٦)( ٨٩٥
ر( א٨٩٨)א( ٨٩٧)א אن א א א א وא٨٩٩ כ א و ∫ و
אت-: א 880 . אאس: ج 881 س: س، د،א .אאه ب" " א 882 א א .ود: + ب،א 883 .א .א: + ب،א 884 .א: س،د،ج،ب،א 885ه-: د،ج 886 . . א-: א 887ة : س،د،ج 888 .رب א ٨٨\٢٨رة א 889 . -: ب،א 890 .وאذא: ب،א 891ذ-: د 892 . א .و: س،ج 893 .و: س،ج 894א" א 895 אه א" א א א א .ب،و .ى: ب 896رة: س،د،ج،ب،א 897 .א .א: س،د،ج 898 : + د 899
[23/b]
٦٠
אء א٩٠٠)ر( א א אر א א א א כ א א א כאن ن
א ٩٠١)א( ى ٩٠٤ ٩٠٣) (٩٠٢)( אرف א א وא א אאن و رو כ٩٠٥)(א כא א א א א ٩٠٦
م ٩٠٨)ن( א ٩٠٧)אر( א א א ٩٠٩א א כ אنאو“ ٩١٠אل א א
א א٩١١” وא ذو א אאء א א א و א אن א א א א٩١٢
ى هא א أ رة و אن א ذ( א א א٩١٣)א ذ אس א رب א ى
ل א א رب و و א א א אض א و א א ن א כ
ز א ٩١٤ روحא כ و א א כ ٩١٥ אنא א ن א כ כ א א
אن א אء א אא א ذ ه و א ى א א א א א אن
א ى א א א ى א א אن א אص وא כ אق אم و א א وא כ
אא א א כ אء א א א ن אع و א אس وא ة ى א א
مو א א אذא כא כ א א כ אوت ن כ אء אو א دة א و
.رة: ب،א 900 .א: א 901 .: س،د،ج 902 .א: س،د،ج،ب،א 903 .א: + س،ج 904 .: س، د، -: ج،: ب،א 905 . -: ب،א 906 .אر: א 907כ: + ب 908 .ل: س، و כ: د،א אم-: د 909 . אא-: א 910 . ٢٩\٥٧رة א 911כ" א 912 א אه א" א א א כ: د. و א .אل אذ: א 913 .אوح" א 914 אه א" א א א .د،ب،و . אن-: ج 915
٦٢
س א
אتא
ء א אرة אن א ...............................................................................٥٨
כ א א ر א ...................................................................................٣٤ ,٢٧
אه א א אو כאن ..................................................................................٤٢
ن א כ ون .................................................................................٥٠
אرة אو א כא כ כ ذ ة .........................................٣٧
ة א אت وא א א א .............................................................٤٧
ى כ א א א א ذא ..............................................................................٤٢
כ א א א א ........................................................................................٣
ه א אل ذرة .........................................................................٥٠
כ א و א כ ..........................................................................٥٩ ,٤٣
כ א א אر א א م א
.....................................................................٤٣
ر אت א א א א א و א آ .................................................١٤
א زאغ א א و .................................................................................٤٥
א رאى אد ب א א כ ..................................................................................٣٢
ى א כ אن א ...................................................................٥٨
כא ة א ه א א ن
.........................................................٤٦
ه א כאن ..........................................................................٢٩, ٤٦
א א א وא .......................................................................................٣
٦٣
وאد ...........................................................................................٣٧
א א وא .......................................................................................٣
כ وא .................................................................................١٥
אم כ כא אو أ ............................................................................٣٧
א אء כ و آدم א .................................................................................٢٧
אب א כ א و ر و ................................................................٢١
א אכ א ر א אر و ........................................................................٢٣
אء א وאن א
......................................................................٦٠
א כ כ أ و .................................................................................٣٢
א و א א ................................................................................... ٣٩
ى אء و אء ........................................................................٣٣
אد אة אء א ء א ة אن א אء א ء א א א א ؤ א
............................٢٧
ن א
...........................................................................٤٠
אده א א א رب א آ .........................................................١٠
אن א ر و ر و و و و ه ..................٣٧
ه א א אن ..............................................................١٥
אءא روאح وאم א א אب א .............................................................................٢٣
אدة א א כ
....................................................................٤٩
אش א אس ت א אت א و ..........................................٣٧
ن א ون כ ن و א ن כ .........................................................٤٦
א رأس כ א ............................................................................٤٧
אل ى ب א א א כ א א و ور
א א و
............................................................................٤٣
٦٤
כ و אئ و א و אر و رאع א א א א
...................٤٧
د .................................................................................٣
א אت אت ...............................................................................٤٢
אت א א ..............................................................................٣٩
א א אن ....................................................................................٣٩
כ א ذ ................................................................................٤١
مאא א א ......................................................................................٢٤
א א א ........................................................................................٢٥
א ...................................................................................................٣٧
ةא ...............................................................................................١٠
א אم א ..................................................................................٢٢
א أ ..................................................................................... ٥٥
כ א ..............................................................................................١٥
...............................................................................................٥٧
Recommended