Küreselleşme sürecinde türkiye ekonomisi bölüşüm,birikim ve büyüme erinç yeldan

Preview:

DESCRIPTION

 

Citation preview

1

Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi Bölüşüm,Birikim ve Büyüme-Erinç Yeldan

Küreselleşme-Kapitalizm

• 500 yıllık bir tarihsel süreç.. “şeylerin dönüştürme süreci”

13 bin yıl önce

üretim biçimi

ortak üretim ortak mülkiyet “üretim sistemi”

ortak tüketim biçimi

“üretim ilişkileri” “üretici güçler”

mülkiyet yapısı - sınıflar

teknolojik düzey

kişisel mülkiyet özel mülkiyet

- üretim araçları üzerindeki mülkiyet

2

ilkel(kominal) köleci feodal kapitalist sosyalist

topluluklar topluluk toplum toplum toplum

kapitalisttoplum

Kaynak:R.Funda Barbaros Sosyal ve İktisadi Tarih Ders Notları 2010.

Merkantilizm(15.yy-18.yy)

- Merkantilizm, moneter bir doktrindir. Amaç, para miktarını arttırmaktır.

Değerli madenlerin hakimiyeti esasına dayanan bu görüşte milli servet

değerli madenlerin çokluğuyla ölçülür.(Can Aktan Web)

• Merkantilist düşüncenin temel özellikleri

• Altın ve gümüşün temel servet sayılması

• İhracatın artırılma gereği

• Devlet müdahalelerinin savunulması

• Sömürgeci politikaların savunulması

• Milliyetçilik politikalarına ağırlık verilmesi

• Nüfus artışının savunulması3

Fizyokratizm

- Doğal düzeni savunan bu görüşe göre toplumsal ve ekonomik kurallar

doğal bir kanun gücüyle oluşur.

- Üretimde tek verimli alan tarımdır. Tarım, tüketilenden daha fazla

üretime yol açar. Oluşan bu fazlalık Fizyokratlar' ca «net hasıla»olarak

ifade edilir. Diğer faaliyetler (ticaret, sanayi) ise kısırdır, çünkü net hasıla

oluşturmazlar.

- İhracat, tarımsal ürünlere dayanmalıdır.

- Değerin kaynağı tarımdır.

- Sermaye sadece tarımsal yatırımlarda kullanılmalıdır.

- Faiz, tarımsal sermayenin kazancıdır.(Can Aktan Web)

4

Klasik İktisat 1776-1843

Klasik iktisadın felsefi temelini «doğal düzen» ve «faydacı felsefe» oluşturur.

Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir:

1) Piyasada tam rekabet koşulları geçerlidir (Serbest piyasa varsayımı).

2) Ücret, faiz haddi ve mal fiyatları esnektir.

3) Her arz kendi talebini oluşturur.

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır

ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

- Klasikler, teorilerini kurarken akılcı, tümdengelimci yöntemi izlemişlerdir.

- Üretimde Fizyokratların «net hasıla» kavramını benimsemişlerdir.

Ama Klasiklere göre «net hasıla» sadece tarım üretiminden değil sanayi

üretiminden de elde edilir. Hatta sanayi üretimi gelişmenin temelini oluşturur.

- Parayı sadece mübadele aracı olarak görmüşlerdir.(Can Aktan Web)

5

Neo-Klasik İktisadi Düşünce 1870-1920

Neo-Klasikler;

- Emek-değer teorisinden ziyade malların faydalılık dereceleri üzerinde

durmuşlardır.

- Toplumsal uyumun sınıflararası ilişkilerden değil, bireysel faydadan

kaynaklandığı savunurlar.

- İktisadi faaliyet ve teorilerin matematiksel analizini yapmışlar, bunun

için daha çok akılcı, soyutlayıcı statik denge analiz yöntemlerini kullanmışlardır.

Neo-klasik iktisadi düşünce okullarının başlıcaları şunlardır:

-Lozan Okulu (Matematiksel Okul), (L. Walras, V. Pareto).

-Cambridge Okulu (J. B. Clark, A. Marshall)

-İsveç Okulu.

6Kaynak: Coşkun Can Aktan http://www.canaktan.org

Fordist üretim

• Her işçinin dar anlamda tanımlanmış,rutin bir işi sürekli olarak yaptığı

bir işleyiş ile verimlilik artışı sağlamaya yönelmiştir.

• Son derece özel, tek amaçlı makinalar ve eğitimsiz, niteliksiz

işgücü kullanarak üretimin sürekli kayan bir üretim hattı üzerinde yapılması

söz konusudur.

• Makina ile işçi arasında sabit bir ilişkinin kurulduğu bu hat, farklı ritm

ve farklı işlemleri koordine ederek çıktının standartlaşmasına izin vermekte,

bu da kitle üretimin teknik koşullarını sağlamaktadır” (Yentürk, 1993:43-44).

7

Fordist üretim

- “Büyük ölçekte üretim yapan fabrikalar temel birimdir. İşçi başına üretimin

ayrıntılı işbölümü ve standart mal üretimi ile arttırılması amaçlanmış,

rekabet aynı maldan çok sayıda ucuza üretmek üzere kurulmuştur”(Barbaros, 2001: 17).

8

Büyüme oranları gerçekten olağanüstüydü..(Yeldan,2010)

• 1580-1820 arasında önderi konumunda olan Hollanda’nın büyüme

hızı %0.2 iken,

• 1820-1890 arasındaki önder İngiltere’nin yaşadığı büyüme hızı %1.2

• 1890’dan başlayarak dünya kapitalizminin hegemonik gücü haline

dönüşen ABD 1890-1990 arasında yıllık ortalama %2.2 oranında

büyüme göstermiştir.

9

Büyüme oranları gerçekten olağanüstüydü..(Yeldan,2010)

• Kapitalist dünya 1950-74 arasında görülmemiş bir büyüme oranı

yaşadı.Bu dönem boyunca dünya ekonomisi yıllık %2.9 oranında büyüdü.

• Dahası, Asya,Afrika ve Latin Amerika’nın yoksul halkları,tarihte ilk kez,

kişi başı gelirlerinde bir artış gördüler. Ağırlıklı olarak bu nedenlerle

1950-74 dönemi “altın çağ” olarak anılmaktadır.(Yeldan,2010)

10

Kapitalizmin esnekliği..

• Sermaye birikimindeki yoğunluk kaçınılmaz olarak kâr oranında düşüşlere neden oldu.

• Dahası, üretim Fordist montaj hattının standart teknolojilerine dayanan kitlesel ölçeklerde yapıldığı için Japonya, Kore, Tayvan, Tayland, Brezilya ve İspanya gibi çevreyi oluşturan bazı ülkelerden sıkı rakipler de çıkıyordu.

• 1960’ların ortalarından başlayarak bütün Batı dünyasında kârlar düşerken altın çağın sonunun geldiği açıktı.

• Sermaye birikiminin genişlemesi daha da yüksek reel getiri oranlarını gerektiriyordu ama sermaye halen Bretton-Woods sisteminin ulusal sınırları arasında göreli olarak hareketsiz şekilde kalıyordu.

11Kaynak:Yeldan, Erinç(2010) İktisadi Büyüme ve Bölüşüm Teorileri

Kapitalizmin esnekliği..

• M – C – M’

• Kapitalist sistemde, kapitalist elindeki parayla emtia (üretim araçları veemek gücü) satın alır. Üretim araçları ve emek gücünün kullanılmasıylaemtia üretiminin gerçekleştirilmesini sağlar ve ardından bu emtiayısatarak yeniden para elde eder.

• Kapitalistin, dolaşım sürecinin sonunda elde ettiği para (M’), dolaşımsürecinin başında üretim araçları ve emek gücünün satın alınması içinkullandığı paradan (M) daha fazladır ya da M’>M dir. M’ ile M arasındaki farkı, yani M’-M yi Marx, artı değer olarak adlandırmıştır.

12Kaynak:Murat Kaykusuz Finans Kapitalin Kapitalist Gelişme Sürecindeki Evrimi Ve Finans Kapital-Emperyalizm İlişkisi

Finans Kapital

• M – C – M’

• M, C’ye doğru evrilirken sermaye gittikçe daha çok bağlanır ve zaman içinde olgunlaşma eğilimi taşıyan belli endüstriler sınırlanır; sabit sermayenin getiri oranı gittikçe azalır.

• finans sermayesinin çalışma modeli

• M – Mx – M olarak formüle edilebilir.

• Burada Mx tahviller, krediler ve hisse senetleri gibi finansal enstrümanları temsil etmektedir.

• Düşen endüstriyel kâr oranı, yeni yükselmekte olan finansal getirilerle telafi edilir. Kapitalist faaliyetin yeniden finanslaşması ile M’ yeniden ortaya çıkar.

13

Finans Kapitalin Yükselişi

14Kaynak:U.S. Census Bureau-Alıntı http://thenextrecession.wordpress.com/

Finans Kapitalin Yükselişi

15Kaynak:U.S. Census Bureau-Alıntı http://thenextrecession.wordpress.com/

Banka Krizleri

16

17

18

21/02/2012 19

Küreselleşme..

• Küreselleşmenin İngilizce karşılığı ilk kez 1944 yılında kullanılmış,

• Kelime Webster sözlüğündeki yerini ise 1961’de almıştır.

*Küreselleşme ülkelerin ekonomi, politika ve iletişim alanlarında

yakınlaşma ve bütünleşmeleri anlamında kullanılmaktadır.

20*Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, 10. Baskı, Ankara, TDK Yayınları, 2005, s.1286.

Küreselleşmeyi nasıl bilirsiniz?

Jeremy Bentham ulus-devletlerin ortaya çıktığı 1780’lerde “uluslararası”

terimini literatüre kazandırmıştı.

Bundan 200 sene sonra yani 1980’lerde “uluslararası” teriminin yerini

“küreselleşme” kavramı aldı.

Bu sürecin;

1866’da okyanusu geçen telgraf kablolarından başlayarak,

1930’larda radyonun

1950’lerde Marlboro ve McDonalds gibi markaların ortaya çıkışı,

1974’de ABD’nin kur kontrollerini bırakması,

1987’de ozon deliğinin gündeme gelmesi,

1991’de internetin doğuşu

ve 1997’de dünyayı çeviren fiber optik kabloların tamamlanmasıyla

ilerlediği söylenebilir.*

21* Altan, Mehmet(2011), Küresel Vicdan İstanbul:Timaş yayınları.

Küreselleşmeyi nasıl bilirsiniz?

• DPT’nin 8. Beş Yıllık Plan Alt Komisyonu küreselleşmeyi şöyle tanımlıyor:

• Küreselleşme ekonomik,siyasi,sosyal ve kültürel anlamda bazı ortak değerlerin yerel ve ulusal sınırları aşarak dünya çapında yayılmasını ifade etmektedir.

• Ekonomik alanda,hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde benimsenen ekonomik sistem ve buna bağlı olarak uygulanan ekonomi politikaları giderek benzerlik göstermektedir.

22* Altan, Mehmet(2011), Küresel Vicdan İstanbul:Timaş yayınları.

Küreselleşmeyi nasıl bilirsiniz?

• Devletin sınırlanıp küçültülmesi ve bu şekilde piyasa ekonomisine daha fazla işlerlik kazandırılması görüşleri önem kazanmaktadır.

• Serbest ticaret görüşü benimsenmektedir.

• Mali ve parasal alanlarda da liberalleşme sürecinin geliştirilmesi gerektiği savunulmaktadır.

• Siyasi alanda ise demokrasi küresel bir değer olarak daha fazla önem kazanmaktadır.

• Ekonomik alanda liberal ekonomik düzen, siyasi alanda ise demokrasiye dayalı bir siyasal sistem bütün dünyada kabul görmekte ve hızla yayılmaktadır.

23* Altan, Mehmet(2011), Küresel Vicdan İstanbul:Timaş yayınları.

Küreselleşme Olgusu

• Yeldan’a göre “küreselleşme”

• Küreselleşme olgusunu,ulusal ekonomilerin dünya piyasalarıyla

eklemlenmesi ve bütün iktisadi karar süreçlerinin giderek dünya

kapitalizminin sermaye birikimine yönelik dinamikleriyle belirlenmesi

olarak yorumlamaktayız.

• Kitabın bu ilk bölümünde

• Küreselleşme olgusu kapitalizmin son iki yüzyıldaki birikim ve

bölüşüm dinamikleri açısından ele alınacaktır.

• Bu kapsamda,ileriki sayfalarda bu sürecin kalkınmakta olan ülkeler

genelinde ve özelliklede Türkiye ekonomisinde var olan bölüşüm-yönlü

yansımaları tartışılacaktır.

24

Dünya kapitalizminin son iki yüzyılık tarihi

• İki ayrı uzun salınım

• Bu evrelerden birincisinin 18.yüzyıl sanayi devriminin teknolojik gelişmelerini

takiben, kabaca 1870-1914 arasında dünya mal ve finans piyasalarında hükmünü

sürdürdüğünü görmekteyiz.

Bu ilk küreselleşme dalgasının temel özelliği,para piyasalarında ve ticaret ilişkile-

rinde altın standardının norm kabul edilmiş olmasıdır.

• Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ve ulusal devletlerin görece

bağımsız kalkınma ve ticaret politikaları ile şekillenen 1914-1960 ara döneminden

sonra dünya ölçeğinde yeni bir küreselleşme dönemine girildiği görülmektedir.

25

Bu bölüm üç ana başlık içermektedir

26

• Dünya Kapitalizminin İki Küreselleşme Evresi:

1870-1914 ve 1970-Sonrası

• İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• Küreselleşme Sürecinde Türkiye

Dünya Kapitalizminin İki Küreselleşme Evresi:1870-1914 ve 1970-Sonrası

• Küreselleşme ve iktisadi büyümedeki sıçramalar

• Dokuma tezgahlarındaki baş döndürücü teknolojik gelişmeler-

1730’larda başlar.pamuğa yönelik “çırçır” endüstrisi.

• Demiryolları-1820’ler

• Buhar gücüne dayalı okyanus ötesi gemi taşımacılığı-1840’lar

27

Dünya Kapitalizminin İki Küreselleşme Evresi:1870-1914 ve 1970-Sonrası

• Kapitalizmin lideri konumundaki ülkelerde büyüme..

• 1580-1820 arasında önderi konumunda olan Hollanda’nın büyüme

hızı %0.2 iken,

• 1820-1890 arasındaki önder İngiltere’nin yaşadığı büyüme hızı %1.2

• 1890’dan başlayarak dünya kapitalizminin hegemonik gücü haline

dönüşen ABD 1890-1990 arasında yıllık ortalama %2.2 oranında

büyüme göstermiştir.

28

İki küreselleşme dalgasında ticaretin kompozisyonu

• İlk küreselleşme evresinde görece ileri sanayi ülkeleri imal etmiş

oldukları malları azgelişmiş,çevre ülkelere ihraç eder ve onlardan da

daha çok temel besin ürünleri ve tropik ham maddeler ithal ederlerdi.

• Bu basit dış ticaret zinciri ikinci küreselleşme evresinde daha çok

endüstri içi ticarete dönüşmüş ve gelişmiş ülkeler arasında yapılmış ve

yapılmaktadır.

29

İki küreselleşme dalgasında ticaretin kompozisyonu

• Dolayısıyla dünya ticaretinin günümüzdeki biçimi,az gelişmiş ülkelerin

daha az söz sahip olduğu ve gelişmiş ülkelerin de görece benzer malların

karşılıklı ticaretini sürdürdüğü bir görünüm sunmaktadır.

30

Uluslararası gelirin dağılımındaki eşitsizlik

• UNCTAD 1998 Ticaret ve Kalkınma Raporu’na göre

• Dünya ölçeğinde gelir eşitsizliğini gösteren Gini katsayısının

• 1965’te 0.66

• 1980’de 0.68

• 1990’da 0.74’e yükseldiğini , dolayısıyla küreselleşme sürecinin

derinleşmesi ile uluslar arası gelirin dağılımındaki eşitsizliğin

derinleşmesi arasında yakın bir ilişkinin varlığını belgelemektedir.

31

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• 19. ve 20. yüzyıl küreselleşme evrelerinin sermaye hareketleri

açısından en önemli farkı,birincisinin reel bir mal ile-altın

standardında düzenlenirken,günümüzdeki ikinci evrenin fiat kağıt

paraların nominal değişim hareketlerine dayalı olduğudur.

• Ulusal paraların değişim hadlerindeki bu belirsizlik,finansal

sistemin işleyişi açısından bir yandan büyük riskler taşırken, bir

yandan da spekülatif nitelikli kazançları özendirmekte ve finansal

sermayenin akışkanlığını -reel üretim dünyasından kopartarak-

uyarmaktadır.

32

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• Bir örnek vermek gerekirse, 1980’lerin sonunda günde yaklaşık

sadece 190 milyar US$ hacmi olan dünya döviz piyasası

işlemleri,günümüzde günlük 1.7 trilyon US$’a ulaşmış durumdadır.

• Söz konusu finansal hareketliliğin, “dünya reel mal ticaretini

finanse etmek” gibi bir süreç ile hiç ilgisi olmadığı ve reel üretim ve

fiziksel sermayenin yatırım gereklerinden tamamıyla kopuk bir

gelişme gösterdiği açıktır.

33

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• Uluslararası sermaye hareketlerindeki bu denli büyük artışlar “kısa

vadecilik” düşüncesi ile birlikte ulusal finans piyasalarına girerek

buralarda belirsizlik ve risk ortamı oluşturmaktadır.

• Böylece,ulusal Merkez Bankaları giderek daha yüksek miktarlarda

rezerv tutmaya zorlanmakta, bu da reel fiziksel yatırımlara

ayrılabilecek kaynakların giderek daraltılması anlamına gelmektedir.

• Günümüzde az gelişmiş ülkeler yüksek reel faizler pahasına sağladıkları

sermaye girişlerinin yaklaşık üçte birini rezerv birikimine

ayırmaktadır.(UNCTAD, 1998;1999).

34

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• Ulusal piyasalarda arbitraj ve yüksek reel faizi gören ve bu piyasalara giden kısa vadeli sermaye-sıcak para-akımlarının en önemli iki sonucu aşağıda verilmektedir.

• Kısa dönemli yabancı sermayenin ülke sınırları içerisine girmesi ve ulusal parayı talep etmesi ile birlikte ulusal para yabancı paralar karşısında değer kazanmaktadır.

• Böylece ithalat malları ucuzlarken, ihracatçı sektörler gerilemekte, cari işlemler açığı da büyümektedir.

• Bu koşullarda sağlanan iktisadi büyüme ise dışa bağımlı ve yapay bir nitelik göstermekte ve reel faiz ile döviz kuru arasındaki hassas dengelerin bozulmasıyla ani bir çöküntüye uğrayabilmektedir.

35

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• Uluslararası finansal sermayenin kısa vadeci akışkanlığının bir diğer

sonucu da Merkez Bankaları açısından bağımsız bir para, faiz ve döviz

kuru politikası izleme olanağı bırakmamasıdır.

• Nitekim, Adelman ve Yeldan(2000b) bu olguyu “kalkınmacı devletin

ideolojik sonu” olarak değerlendirmektedir.

36

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

Tüm Gelişmekte Olan Ülkeler Yeni Gelişen Piyasalar*

1990-1994 1995-1998 1990-1998 1980-1989 1990-1997

Milyar Dolar ve %

Net sermaye girişi

825.8 1 064.9 1 890.6 355.3 1 083.8

Net sermaye çıkışı

-142 -435.3 -577.2 -49.6 -256.2

Net sermaye hareketleri

683.8 629.6 1 313.4 305.7 827.6

Net hata noksan

-49.9 -106.3 156.2 -39.5 -53.2

Rezerv hareketleri**

-221.2 -216.5 437.7 -10.6 -231.6

Cari işlemler dengesi

-412.7 -306.8 719.5 -255.6 -542.7

37

Gelişmekte Olan Ülkeler ve 16 Yeni Gelişen Piyasa Ekonomisinde Net Sermaye Akımları ve Cari İşlemler Dengesi

*Arjantin,Brezilya,Kolombiya,Mısır,Hindistan,Endonezya,Malezya,Meksika,Pakistan,Peru,Filipinler,Kore Cumhuriyeti,Güney Afrika,Türkiye.**Negatif yönlü değerler rezerv artışlarını gösterir.Kaynak:UNCTAD World Trade and Development Report, 1998. Tablo 5.2

Yeldan(2011) 15.Baskı

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• 19. ve 20. yy küreselleşmesi

• Gelir dağılımının giderek bozulmasıyla birlikte 20.yüzyıl

küreselleşmesi,dünyada likidite üreten mekanizmanın yapısında

büyük bir değişikliğe de tanık oldu.

• Bu şöyle bir tanıklık;19. yüzyılın mekanizması genelde altın

standardı üzerine kurulu iken 20. yüzyıl para sistemleri kağıt

parayı kullandılar.

• Dünya piyasalarının belli başlı paralarının çoğu nominal varlıklara

dayanmaktaydı.1973’den sonra bu paralar altından bağımsız oldu.

38

İkinci Küreselleşme Dalgası Altında Uluslararası Sermaye Hareketleri

• Dünya ekonomilerini tek bir pazara dönüştürerek, karlılığını

yükseltmeyi arzulayan sermaye için artık iki stratejik hedef söz

konusudur:

• ulusal devletin denetim gücünün sınırlandırılması

• ve emek örgütlerinin kazanımlarının kaldırılması.

• “Küreselleşme” , “emek piyasalarının esnekleştirilmesi”,

“finansal serbestleştirme” gibi içeriği pek de belli olmayan kavramlar da

gerçekte bu sürecin ideolojik unsurlarını oluşturmaktadır.

39

Küreselleşme Sürecinde Türkiye

• Bilindiği gibi,Türkiye ekonomisinin dünya pazarlarına açılması 1980-83 dönüşümü ile başlamış, 1989-90’da da tamamlanmıştır.

• Bu süreçte, öncelikle mal piyasaları dış pazarlara açılmış ve ticaret kotalarının koruması altındaki ithalat rejimi serbestleştirilmiştir.

• Döviz kuru yüksek bir devalüasyonu takiben esnekleştirilmiş ve çeşitli teşviklerle sanayiinin ihracat odaklı bir hal alması istenmiştir.

• 1989 yıında yürürlüğe giren 32 sayılı “konvertibiliteye geçiş” kararı ile birlikte

40

Türkiye Ekonomisinde Finansal Reform ve Mali Derinleşme

• 1981’de faiz hadlerindeki sınırlamalar kaldırılmış

• 1984’te döviz alım satımı serbestleştirilmiş

• 1989’da da kambiyo kontrolleri tamamıyla kaldırılmıştır.

• 1989 yılında yürürlüğe giren 32 sayılı “konvertibiliteye geçiş” kararı ile

birlikte,

• sermaye hareketlerinin dış liberalizasyonu sağlanıyor

• ve uluslar arası finansal sermayenin Türkiye’ye giriş ve çıkışına

konan her türlü kısıtlama kaldırılıyordu.

41

Türkiye Ekonomisinde Finansal Reform ve Mali Derinleşme

• Ulusal finans piyasalarına yönelik olarak 1986 yılında Sermaye Piyasası Kurulu oluşturulmuştur.

• İstanbul Menkul Kıymetler Borsası(yeniden) kurulmuştur.

• Öte yandan, Merkez Bankası 1987’de açık piyasa işlemlerine başlamıştır.

• Ancak daha ürün piyasalarında yeterli rekabetçi ortam sağlanmadan ve dış ticaret kalemlerinde olumlu sonuç alınmadan atılan bu adımlar

• ulusal ekonominin dışa bağımlılığını arttırmış

• reel üretim yapısında dalgalanmalar oluşturmuş

• ve rantiyer tipi davranışlar beslenerek gelir dağılımının bozulması sonucunu doğurmuştur.

42

Türkiye Ekonomisinde Finansal Reform ve Mali Derinleşme

• Bu bulgular ışığında, Türk ekonomisinde küreselleşme deneyiminin birbirine bağlı şu üç olguyu yansıttığı görülebilir:

• (i)İktisadi artığın yaratılması ve ulusal gelirin bölüşümüne ilişkin süreçler;

• (ii)Söz konusu bölüşüm dinamiklerinin “düzenlenmesinde” devletin değişen rolü ve bunun yol açtığı kamu kesimi finansman açıkları;

• (iii)Finansal serbestleştirmenin olası kıldığı dış kaynaklı kısa vadeli sermaye girişlerine dayalı, spekülatif finansman ve büyüme.

• Sonuç olarak (ii) ve (iii) no’lu olguların yol açtığı makro ekonomik istikrarsızlık ve kriz süreci…

43

Türkiye Ekonomisinde Finansal Reform ve Mali Derinleşme

• Yeldan bir önceki slaytta yer alan birbirine bağlı üç olguyu ve

arasındaki ilişkiyi aşağıdaki çizim ile ortaya koymuştur.

44

İktisadi artığın yaratılması ve ulusal gelirin bölüşümüne ilişkin mekanizmalar

Kamu kesimi açıkları

Makro ekonomik istikrarsızlık ve kriz

Finansal serbestleştirmenin olası kıldığı dış kaynaklı kısa vadeli

sermaye girişlerine dayalı spekülatif finansman ve kırılgan büyüme

Yeldan(2011) 15.Baskı

Kaynakça

• Yeldan, Erinç(2011) Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi Bölüşüm,Birikim

ve Büyüme, 15.Baskı İstanbul:İletişim Yayınları.

• Yeldan, Erinç(2010), İktisadi Büyüme ve Bölüşüm Teorileri 1.Basım Ankara:Efil

Yayınevi.

• Altan, Mehmet(2011), Küresel Vicdan 1.Baskı İstanbul:Timaş Yayınları.

• Alpaslan, Barış(2003), İktisat Teorisinde Arayışlar: Evrimci İktisat Teorisi, Yüksek

Lisans Tezi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ege Üniversitesi).

• Evliyaoğlu, Tamer(2010), 2008 Krizi Sonrası Yeniden Yapılanan Dünya

Ekonomisi, Yüksek Lisans Tezi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi).

• Esat Batur, Ekonomide Çarklar Nasıl Döner http://www.finansalpusula.com

• Prof.Dr. R.Funda Barbaros.2010 Ders Notları.

• Prof.Dr. N.Oğuzhan Altay.2010 Ders Notları.

• Prof.Dr. Coşkun Can Aktan , http://www.canaktan.org

• Murat Kaykusuz, Finans Kapitalin Kapitalist Gelişme Sürecindeki Evrimi

Ve Finans Kapital-Emperyalizm İlişkisi.

45

Recommended