View
2
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
mutual inductance karşılıklı doğuşturu (irgiti)
mutual inductance karşılıklı endüksiyon
mutual inductance coupling karşılıklı irgitil bağlaşım
mutual inductive coupling karşılıklı endüktanslı kuplaj
mutual interest karşılıklı fayda
mutual liability karşılıklı yükümlülük
mutual understanding müşterek anlayış
mutually karşılıklı olarak
mutually exclusive birbirini dışlayan
mutually exclusive karşılıklı dışarlayan
mutually exclusive events karşılıklı dışarlayan olaylar
myria‐ (ön‐ek) on bin anlamı veren birleştirici
myriad on bin
myriad sayısız
‐N‐
n birim zamandaki devir sayısı
N Newton’u belirten sembol
n.a. (neutral axis) tarafsız eksen, nötür eksen
N.E.L. (National Engineering Laboratory) İngiliz Milli Mühendislik Laboratuvarı, East Kilbride,
Glasgow
n.h.p. (nominal horse power) nominal beygir gücü, itibari beygir gücü
N.P.L. (National Physics Laboratıry) İngiliz Milli Fizik Laboratuvarı, Teddington and East
Kilbride, Glasgow
n.t.p. (normal temperature and pressure) normal sıcaklık ve basınç, (0° c ve 760 mm cıva
basıncı)
nacelle motor bölmesi
NACK (negative acknowledgement message) olumsuz alındı damgası
nail çivi, çivilemek
nail tırnak, çivi
nail head çivi başı
nail hole çivi deliği
nail point çivi ucu
nail puller kerpeten
nail, cast bkz. cast nail
nail, copper bkz. copper nail
nail, four cornered bkz. four cornered nail
nail, round bkz. round nail
nail, wood bkz. wood nail
nailing çivileme, zemin çivilemesi
nailing strip çivileme latası, çivileme laması
nailing, concrete bkz. concrete nailing
naked eye çıplak göz
name ad
name of the drawing pafta adı
name plate imalatçı etiketi
name plate tabela
name plate isim plakası, köprü isim ve numara levhası, motor, makine ve tezgahların üzerindeki,
imalatçının ismini, fabrika işaretini,
model, vb numaralarını gösteren plaka
naming convention adlandırma kuralları
NAND gate OVE (olumsuz Ve) geçidi
nano‐ (ön‐ek) milyarda bir anlamı veren ön ek
naphtha 1. nafta, ağır benzin; 2. neftyağı
naphthalen (e) kömür katranı yağından çıkarılan bir hidrokarbon olup, antiseptik olarak
kullanılır, naftalin
naphthalene nafta
naphthalene base crude nafta kökenli petrol
naphthol bkz. betanaphthol
narrow dar, ensiz
narrow band frequency modulator dar bantlı sıklık kiplenimi
narrow chisel dar keski
narrow footings şerit temeller
narrow gauge dekovil
narrow gauge dar hat, dekovil hattı
narrow gauge dar ray standardı
narrow gauge İngiliz standardı, 4 ayak 8, 5 parmak, dan daha az olan ray mastarı, ray geyç’i
narrowband communication dar bantlı iletişim
narrowband FM dar bantlı sıklık kiplenimi (FM)
narrowcast dar alana yayın, aza gönderim
narrowed median daraltılmış refüj
natatorium kapalı yüzme havuzu, özellikle üstü kapalı yüzme havuzu
national milli, ulusal
national vatandaş
national archive ulusal belgelik
national bank milli banka, merkez bankası
national boundary ulusal sınır
national budget ulusal bütçe
national coordinate system ulusal koordinat sistemi
national geodetic control network ulusal jeodezik kontrol ağı
national income milli gelir (bir ekonomide belli bir dönemdeki safi milli hasıla değerlerinden
aynı dönemde o ekonomide alınan dolaylı vergiler toplamının çıkartılmasıyla elde edilen tutar)
national lubricating grease institute (NLGI) ulusal yağlama gresi enstitüsü
national park milli park
national product ulusal ürün, milli hasıla
national road devlet yolları (ülke yol ağında il merkezleri ile önemli liman, havaalanı, demiryolu
istasyonu gibi merkezleri birbirine bağlayan birinci derecede ana yollar)
national standard ulusal standart
native tabii yerinde, normaml yerinde bulunan, nativus
native yerel
native language anadil
native water magma ya da tortul kayaçların gözenekleri ve boşlukları içinde yerleşmiş oluşum
zamanından kalma su
natural 1. tabii, normal; 2. doğuştan; 3. sun’i veya patoljik olmayan; 4. kendiliğinden olan,
naturalist
natural angle of repose doğal şev açısı
natural asphalt doğal asfalt (petrolün uçucu fonksiyonlarının doğal etkenler sonunda
buharlaşarak geride bıraktığı yer kabuğunda serbest halde
bulunan asfalt)
natural aspiration doğal hava emişli
natural building stone doğal inşaat taşı
natural cement doğal çimento
natural circulation doğal sirkülasyon
natural clay doğal kil, örselenmemiş kil
natural convection doğal konveksiyon
natural convection air cooler doğal konveksiyonlu hava soğutucusu
natural deposits doğal malzeme depoları
natural draught atmosferik
natural draught doğal çekiş
natural draught burner bkz. atmospheric burner doğal çekişli (atmosferik) brülör
natural earth level doğal zemin seviyesi
natural environment doğal çevre
natural foundation doğal temel
natural frequency özfrekans, doğal frekans, özgül frekans
natural gas doğalgaz
natural gas deposit doğalgaz yatağı
natural gas liquefaction plant doğalgaz sıvılaştırma tesisi
natural gas/liquid sıvı doğalgaz
natural gas tabi gaz, yeraltı gazı, grizo, doğal gaz, düşük molekül ağırlıklı parafın hidrokarbon
karışımı yanıcı gaz, genelllikle metan, etan, az miktarda propan, bütan ve yüksek hidrokarbonlar
ile bazer nitrojen, karbondioksit, hidrojen sülfat ve heliyum ihtiva ed
natural gravel doğal çakıl (kristalli kayaçlarda bileşenlerin doğal yollarla dağılması ile oluşmuş
genellikle kum ve çakıl boyutundaki malzeme)
natural ground doğal zemin, doğal toprak, yerindeki toprak
natural heritage tabiat varlıkları (jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup,
ender bulunmaları, özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer
altında veya su altında bulunan değerler)
natural language doğal dil
natural lighting doğal aydınlatma
natural logarithm doğal logaritma
natural magnet doğal mıknatıs
natural moisture content doğal su içeriği
natural noise doğal gürültü
natural number doğal sayı
natural or legal person gerçek veya hükmi kişi
natural oscillations özsalınımlar, doğal salınımlar
natural park tabiat parkı
natural protection site doğayı koruma alanı
natural raft doğal radye
natural resources doğal kaynaklar (üretim sürecinin değil, doğanın sağladığı mallar, değerler)
natural rock asphalt doğal kaya asfaltı (doğal olarak bünyesinde bitüm ihtiva eden granüler
yapıda genellikle, kalker veya kumtaşı olan kayaç)
natural sand doğal kum (büyük kütle halindeki taşların doğal yollarla dağılmasından meydana
gelen kum)
natural scale aritmetik ölçek, doğal ölçek
natural sciences doğal bilimler
natural sites doğal sit alanı
natural slope doğal eğim, şev
natural slope doğal şev, arazinin doğal şevi
natural soil doğal zemin, doğal toprak, yerindeki toprak
natural soil deposit doğal toprak deposu
natural soil stratum doğal zemin tabakası
natural state of soil zeminin doğal durumu
natural surface doğal yüzey
natural vegetation doğal bitki örtüsü
natural ventilation doğal havalandırma
natural void ratio doğal boşluk oranı
natural water content doğal su içeriği
natural wealth doğal zenginlik
natural‐draught water cooling tower doğal çekişli su soğutma kulesi
naturalist tabiat bilgisi alimi veya mütehassısı tabiatçı
nature 1. doğa, tabiat; 2. mahiyet, nitelik; 3. tür, cins
nature of boiling kaynama karakteristiği
nature of the fill dolgu cinsi
nature of the soil temel şartları, zemin şartları, zeminin karakteri, zemin cinsi
nature of the surface yüzey durumu
naught hiç, sıfır
nave tekerlek göbeği
navel göbek, omfalon, umbilicus, orta yer, merkez
navicular kayık şeklinde, sandalsı, navicularis
navigate bir gemiyi veya uçağı rotasında götürmek
navigation denizcilik ve havacılık, seyrü‐sefer
navigation [software] yöngüdüm, gezinim (yazılımı)
navigation light gemi mania ışığı
navigation systems seyir sistemleri
navigational radar yöngüdüm radarı, seyrüsefer radarı
nawy eskavatör , toprak kazıcı makine, makineli kepçe
nc bkz. national coarse
near yakın
near yakınında
near yakınlaştırmak
near end crosstalk, NEXT yakın çaprazkarışma
near end echo yakın uçtaki yankı
near field yakın alan
near letter quality kurye niteliğine yakın
nearest neighbour en yakın komşu
near‐letter quality mektup niteliğine yakın
neat temiz düzenli
nebulize (f) sislemek, sis yapmak
nebulizer bir sıvının çok ince partiküller (spray) halinde dağıtılmasını sağlayan aygıt
necessary gerekli, zorunlu, lüzumlu
necessary condition gerekli koşul
necessary expenses gerekli masraflar
necessitate gerektirmek, lüzumlu kılmak, zorunlu kılmak
necessity gereksinim, ihtiyaç
necessity certificate ihtiyaç belgesi
neck boyun, boğaz, depo ve yağ haznesi vb, nin ağız kısmı
neck safttan daha küçük çaplı yatak, boyun
necking boyun verme (çekme gerilmeleri etkisiyle bir malzemenin kesit alanının lokal olarak
daralması)
need gereksinmek, gereksinim
needle iğne, ibre, çok ince rulmanlı yatak masurası, supap iğnesi
needle enjektör, iğne
needle and seat komple iğne supap, iğne supap ve yuvası
needle beam yanak kirişi
needle bearing iğneli yatak, iğne makaralı yatak, iğne makara
needle bearing cage iğne makaralı yatak zarfı
needle clamping plunger ibre sıkıştırma memesi
needle flame iğne şeklinde hamlaç (üfleç, şalume, bek) alevi
needle holder iğne taşıyıcısı
needle lubricator iğneli yağdanlık
needle lubricator tersine döndürülmüş içi yağ ile dolu şişenin tıpasına gevşek geçirilmiş bir telin
şaft ile temasının sağlanması ile oluşmuş yağlama düzeneği, iğneli yağlayıcı
needle machines tek iğne tipli nakış makinesi
needle nose plier kargaburnu
needle release plunger iğne serbest bırakma memesi
needle roller and cage iğneli çember
needle roller bearing iğne makaralı yatak
needle valve iğne supap, karbüratör şamandıra iğnesi
needle valve iğneli sübab, iğneli valf, aşağı yönde döndürülen kapama sübabı, gövde giriş
çıkışları aynı doğrultuda veya birbirine 90 olacak biçimde veya diski iğne ucu biçiminde olan
valf, iğne valfların boyutları çok küçük tutulmuştur
needle, gillmore bkz. gillmore needle
need‐to‐know principle bilmesi gereken ilkesi
negate olumsuzlamak
negate gücünü yok etmek
negation olumsuzlama
negation inkar
negative eksi, negatif
negative sıfırdan küçük
negative acknowledgement olumsuz alındı
negative bias eksi kutuplanma
negative charge eksi (negatif) yük
negative charge negatif yük
negative definite matrix kesin eksi matris
negative indentation ters girinti
negative integer negatif tamsayı
negative lead pistonun silindirin en altında bulunduğu zaman emme borusunun buhar girişine
kapalı olduğu süre
negative logic negatif mantık
negative moment negatif moment
negative plate negatif plaka, akünün negatif plakası
negative pole negatif kutup, eksi kutup
negative pore‐water pressure negatif boşluk suyu basıncı
negative pressure negatif basınç
negative resistance eksi direnç
negative sign eksi işareti
negative signal eksi değerli sinyal
negative skin friction negatif çevre sürtünmesi (kazık çevresindeki zeminin oturması sonucu
kazığın aşağı doğru çekilmesi)
negative surface friction negatif yüzey sürtünmesi
negative terminal negatif akım ucu, eksi uç
negative toe resistance of a pile bir kazığın negative uç direnci
negative wire eksi teli
neglect ihmal etmek
negligence ihmalkarlık, gaflet, kayıtsızlık
negligence/contributory müşterek kusur
negligent kusurlu
negligible yoksanabilir, gözardı edilebilir
negligible error yoksanabilir hata
negotiable 1. pazarlık konusu olabilir; 2. ciro edilebilir veya paraya çevrilebilir çek veya senet
negotiate 1. görüşmek, uzlaşmak; 2. ciro etmek
negotiation pazarlık
negotiation görüşme
negotiations/contract görüşmeleri/ sözleşme
neighbour node komşu düğüm
neighbourhood operator komşuluk işleci
neighbourhood civar, etraf, çevre (bir kentsel alandaki coğrafi veya yönetsel alt bölüm)
neighbouring komşu
neighbouring picture komşu resim
neither hiçbiri
neo‐ (ön‐ek) yeni
neodymium Nd sembolü ile bilinen, atom no:60 ve atom ağrılığı: 144, 27 olan nadir kimyasal
element, neodimyum
neon Ne sembolü ile bilinen, atom no:10 ve atom ağırlığı: 20, 183 olan kimyasal element, neon,
havanın bileşiminde bulunan bir gaz;
neon bulb neon ampulü
neon glow lamp neon lambası
neoprene neopren, sentetik elastomer poliklororoprenin tescilli marka adı
neoprene bearing neopren mesnet
neoprene insulator neopren izolatör
neoprene seal benzin veya mazotla temas halinde olan bazı yerlerde kullanılan neopren keçe
neoteric en son
neptunium neptünyum
nest yuvalamak
nest, to yuvalamak, içiçe düzenlemek
nested içiçe, yuvalanmış
nested game içiçe oyun, yuvalanmış oyun
nested intervals içiçe aralıklar
nested loops içiçe döngüler, yuvalanmış döngüler
nested structure içiçe yapı, yuvalanmış yapı
nesting level içiçelik düzeyi
net 1. ağ, file, net, şebeke; 2. kesintisiz, kesinti sonrası
net amount net miktar, net toplam, kesintilerden sonra kalan tutar
net capacity net kapasite
net cost net fiyat
net domestic product yurtiçi net ürün, yurtiçi safi hasıla
net each net birim fiyat
net level tüm yol ağı düzeyinde verilen kararlar
net load net yük
net national product safi milli hasıla (gayri safi milli hasıladan sermaye mallarının aşınma ve
eskime payının çıkartılması ile elde edilen miktar)
net of control points kontrol noktaları ağı
net of triangulation nirengi ağı
net present value (NPV) net bugünkü değer (bir projenin sağlayacağı faydaların bugünkü
değerinden, maliyetinin bugünkü değeri çıkarılarak hesaplanan bir proje değerlendirme kriteri)
net price net fiyat
net product net ürün, safi hasıla
net section net kesit
net slip bir kırıkta yer değiştiren iki nokta arasındaki en kısa uzunluk
net total cost net toplam fiyat, toplam maliyet
net weight net ağırlık
netting net ayarı
network şebeke, ağ, network
network ağ, şebeke, yol ağı
network address ağ adresi
network administration, network management ağ yönetimi
network administrator, network manager ağ yöneticisi
network analysis kritik yol analizi
network analyzer devre çözümleyici
network components ağ bileşenleri, devre bileşenleri
network computing ağ üzerinde bilgi işlem
network controller ağ denetleyicisi
network database ağ veritabanı
network deformation ağ deformasyonu
network design ağ tasarımı
network domain ağ yönetim bölgesi
network element ağ öğesi; devre öğesi
network extension ağ genişletilmesi
network interface ağ arayüzü
network loss şebeke kaybı
network management ağ işletimi
network manager ağ işleticisi
network monitoring ağ gözetimi
network node ağ düğümü; devre düğümü
network node processor ağ düğümü işlemcisi
network of elevation yükseklik ağı
network operating system ağ işletim sistemi
network pressure şebeke basıncı
network processor ağ işletim bilgisayarı
network protocol ağ protokolu
network resources ağ özkaynakları
network security ağ güvenliği
network synthesis devre sentezi
network theory ağ kuramı
network topology ağ ilingesi (topolojisi)
network transparency ağ saydamlığı
network triangulation nirengi şebekesi
network/interconnected enterkonnekte sistem
network/interconnecting enterkonnekte sistem
network/looped şebeke/ağ
network/meshed şebeke/ağ
network/radial şebeke/dal
network/ringed şebeke/ağ
network/star şebeke/dal
networking ağ oluşturma
neutral 1. tarafsız, nötr; 2. ölü durumda, boşta, vitesten çıkarılmış, vites ölü noktası, vitesin boşta
olması hali
neutral ne asit ne de kalevi mahiyetinde olan, nötr, mutedil
neutral axis tarafsız eksen
neutral axis eğilmeye maruz bir çubukta gerilmelerin mevcut olmadığı (sıfır olduğu) hat
neutral circuit nötr devresi
neutral condition nötr şart
neutral equilibrium nötür denge, tabi denge, ilgisiz denklik
neutral gear taşıt çalışırken dişlilerin güç iletmediği konum, boşta çalışma durumu
neutral ground nötr toprak
neutral point nötr nokta
neutral point yansız nokta, tarafsız nokta
neutral position ölü durum, normal vaziyette boşta durum, vitesin boşta olması hali
neutral pressure boşluk suyu basıncı
neutral pressure nötr basınç, boşluk suyundaki gerilme
neutral state nötr hal
neutral stress nötr gerilme
neutral wire nötr tel
neutral zone nötr zon
neutral zone sıfır bölgesi, ölü bölge
neutral zone control ölü bölgeli denetim
neutralization 1. bir eriyiğin asit veya alkali (kalevi) niteliğini ortadan kaldırma, nötür yapma,
nötralizasyon; 2. herhangi bir şeyin tesirini ortadan kaldırma, tesirsiz hale getirme
neutralize 1. eriyiğin asit veya alkali (kalevi) etkisini ortadan kaldırmak, nötralize etmek; 2.
herhangi bir şeyi tesirsiz hale getirmek
neutron atomun yüksüz bir parçası, nötron
neutron absorber nötron emicisi
neutron logging nötron diyagrafisi
neutrons/delayed nötronlar/gecikmeli
neutrons/fast nötronlar/hızlı
neutrons/fission nötronları/fisyon
neutrons/prompt nötronlar/anında oluşan
neutrons/thermal nötronlar/termik
neutrophilic 1. nötr boyalarla boyanabilen; 2. reaksiyonu asit veya bazik olmayan
never asla, hiçbir zaman
newton (n) 1 kg kütleli bir cisme 1 m/s2’lik bir ivmeyi etki yönünde kazandıran kuvvet
nevus ben
new yeni
new construction yeni inşaat
new line yeni satır
new point yeni nokta
newspaper gazete
Newton m, k, s sisteminde kuvvet birimi” 1 kilogram x 1 m/s
Newtonian fluid newton akışkanı
Newtonian simple liquid basit newton sıvısı (kesme değeri kesme gerilimi ile orantılı olan sıvı)
newton’s law of gravity newton’un çekim yasası
next bir sonraki, gelecek
next beam bir sonraki kiriş, en yakın kiriş, yanındaki kiriş
NGO bkz. non‐governmental organization
nib uç
nib uç açmak
nibble dörtlü
nibble kemirmek, oymak
nibble (measurement unit) yarım byte
nibbling machine oyma makinesi, çok parçalı ince metal lehvanın kaba dış kısmını oluşturmak
için birbiri üzerine binecek şekilde delik delen makine
niche duvarda yapılan boşluk, (niş), oyuk
niche niş içine koymak
nick çentik
nick kertik, çertik, çok küçük kesit
nickel nikel
nickel Ni sembolü ile bilinen atom no:28 ve atom ağırlığı: 58, 69 olan madeni element, nikel
nickel plate nikel kaplama, nikelaj
nickel plated nikelajlı
nickel‐plating nikelaj, nikel kaplama
nickname takma ad
night gece
night setback gece için azaltma, indirme ayarı
night setback gece ayarı
night time gece vakti
night time lighting gece aydınlatması (tünelin aydınlatılmış veya aydınlatılmamış bir yol
üzerinde olması durumuna göre gece aydınlatması)
nihil hiç
nihilism hiçlik
nil hiçbir, sıfır
nine track tape dokuz izli şerit
niobium niyobyum
nip kıstırmak
nippers kerpeten, keskin ağızlı pens, kıskaç, tel pensi
nipple boru rakoru, meme ucu, meme, nipel
nipple nipel, küçük delinmiş kovan, kısa dışyüzü diş açılmış boru
nitrate nitrat
nitric nitrik
nitric acid nitrik asit
nitric oxide azot oksit (yanma sonucu oluşan, havayı kirletici zehirli madde)
nitrided alloy nitrikleşmiş alaşım, azotlu çelik
nitrite nitrit
nitrogen nitrojen, azot
nitrogen cycle azot çevrimi
nitrogen oxide‐Nox azot oksit‐nox
nitrogen oxide‐Nox nitrojen oksit‐nox
nitrogen azot, nitrojen
nitrogenmeter azotometre
nitrous azotlu
nlgi bkz. national lubricating grease ınstitute
n‐neighbourhood n‐tane komşuluk bölgesi
no load yüksüz
no load speed yüksüz hız
no passing zone iki şeritli bir karayolunda, tek yönde ya da her iki yönde geçişin yasaklandığı yol
kesimi
no scale ölçeksiz
nobelium nobelyum
noble gas soy gaz
noci‐influence zarar verici etki, incitici etki
nociuty zarar, zarar verme
noct‐ (ön‐ek) gece anlamına önek
nocturnal 1. gece ile ilgili; 2. gece olan, gece oluşan, nocturnus
nodal gearing bir şaftın düğüm (titreşmeyen, titreşme genliğinin sıfır olduğu) noktasına dişli
çark monte etmek
nodal point of network bir ağın düğüm noktası
node düğüm (devre, çizge, ağ); boğum (duran dalga)
node admittance matrix düğüm geçiri matrisi
node analysis düğüm yöntemi
node ID düğüm tanıtıcısı
node of a network ağ düğümü
node of a standing wave duran dalganın boğumu
nodes duran dalgalı sistemlerde yarım dalga boyu aralıkta bulunan sıfır yerdeğiştirme noktalan,
düğüm hiç yer değiştirme olmadığı zaman kullanılan bir terim olup, az bir yer değiştirme olması
durumunda kısmi dügüm(partial node), maksimum yer değiştirme olması
nodule yumru
no‐frost karlanmasız
noise gürültü, ses
noise attenuation gürültü azaltma
noise attenuation (see noise reduction) gürültüyü azaltma, susturma
noise barrier gürültü perdesi (gürültü kirliliğini azaltmak amacıyla gürültü düzeyini belli
değerlere indirmek için özel şekilde mekanik ya da doğal elemanlar kullanılarak tasarlanmış
engelleyici mühendislik yapısı)
noise contamination gürültü kirlenmesi
noise criteria curve gürültü kriterleri eğrisi
noise criteria curves gürültü değerlendirme eğrileri
noise figure gürültü kazancı
noise generator gürültü üreteci
noise immunity gürültü bağışıklığı
noise intensity gürültü yeğinliği, gürültü yoğunluğu, gürültü şiddeti
noise level gürültü seviyesi
noise limiter gürültü azaltıcı, gürültü sınırlayıcı
noise meter, psophometer gürültüölçer
noise modulation gürültü sinyali kiplenimi
noise peaks gürültü dorukları
noise pollution gürültü kirliliği (insanlar üzerinde olumsuz fizyolojik ve psikolojik etkiler
yaratan, arzu edilmeyen sesler)
noise reduction gürültü azaltma
noise resistance gürültü direnci
noise shaping gürültü spektrumu biçimlendirme
noise source gürültü kaynağı
noise spike ani gürültü doruğu
noise susceptibility gürültü duygunluğu
noise temperature gurültü sıcaklığı
noise wall gürültü perdesi (gürültü kirliliğini azaltmak amacıyla gürültü düzeyini belli değerlere
indirmek için özel şekilde mekanik ya da doğal elemanlar kullanılarak tasarlanmış engelleyici
mühendislik yapısı)
noise weighting gürültü ağırlıklandırması
noise (a) istenmeyen, rahatsız edici ses, gürültü, (b) iletişim kanallarında hatalı ve manasız
veriler,
(c) elektrik cihaz ve sistemlerinde istenmeyen, karışıklık yaratan akım ve voltajlar, (d)
gelişigüzel tahrik kuvvetlerinin uyarısı neticesi bir sistemin peri
noiseless sessiz
noisy measurement gürültülü ölçüm
noisy observation gürültülü gözlem
no‐load yüksüz
no‐load adjustment yüksüz ayar
no‐load condition yüksüz durum
no‐load operation yüksüz çalışma
no‐load speed yüksüz hız
no‐load start yüksüz kalkış
no‐load test yüksüz test
nomenclature bir bilim veya fen şubesine ait yahut bir şahıs veya zümre tarafından kullanılan
terimler, terminoloi, nomenklatür
nomenclature isimler, adlar
nomenclature terimler dizini
nomenclature taşıt veya makine ve tezgahlarda bulunan ve taşıt seri numarası, vb bilginin kayıtlı
olduğu plaka
nominal anma, nominal
nominal ismen, sözde, itibari, anılan
nominal cooling capacity anma soğutma kapasitesi
nominal diameter anma çapı
nominal dimension nominal boyut, anılan boyut, itibari boyut
nominal flow anma akışı
nominal heating capacity anma ısıtma kapasitesi
nominal horsepower anma beygirgücü
nominal opening anma açıklığı
nominal output nominal çıktı
nominal power anma gücü
nominal pressure anma basıncı
nominal range anma erimi
nominal size anma büyüklüğü
nominal value anma değeri
nominate aday göstermek, atamak, görevlendirmek
nominated subcontractors görevli taşeronlar
nomination aday gösterme
nomogram birçok değişken arasındaki ilgileri bir arada göstermek için kullanılan grafik
nomogram nomogram, kart, abak
nomograph nomograf
nomotopic nomotop, 1. normal yerinde bulunan; 2. olması gereken yerde meydana gelen
nomy‐ (ön‐ek) ilmi anlamı veren birleştirici
non‐ (ön‐ek) olmayan anlamı veren ön ek
non calibrated chain kalibresiz zincir
non commercial energy ticari olmayan enerji
non contacting temassız
non corrosive kimyasal aşındırmayan
non destructive tahribatsız
non overlapping taşmasız
non repetat tekrarlama, tekrar etme
non repetatur bkz. non repetat
non return valve tek yönlü valf
non rotating cylinder dönmesiz silindir
non steady‐state geçiş hali
non stick yapışmayan
non volatile uçucu olmayan
nonability ehliyetsizlik
nonabsorbent emici olmayan
non‐absorbing state soğurmayan durum
non‐acceptance kabul etmeme
non‐acceptance ret, reddetme
nonacid‐fast asite dirençsiz (boyanmasını takiben %1 hidroklorik asit ihtiva eden alkol ile
işleme tabi tutulduğu zaman rengini kaybeden bakterinin bu niteliğini belirtmede kullanılan
terim)
non‐addressable adreslenemez
nonadherent yapışık olmayan, yapışıklık göstermeyen
non‐adjustable ayarlanamaz
non‐adjustable type ayarlanamaz tip
nonageing yaşlanmayan
nonaggressive zararsız
nonangular unconformity uyumsuzluk sınırının altında ve üstündeki katmanları birbirine koşut
olan uyumsuzluk
nonapproved onaylanmamış
non‐asphaltic pyrobitumen asfaltik olmayan pirobitüm (koyu renkli, nispeten sert ve uçucu
olmayan katıları da kapsayan bir pirobitüm türü)
nonatmospheric atmosferik olmayan
non‐autonomous özerk olmayan
non‐bitumenous yağsız kömür, antrasit
non‐blocking tıkanmasız
non‐breaking space (NBSP) bölünemez boşluk
non‐breaking hyphen bölünemez kısa çizgi
non‐breaking space, no‐break space (NBSP) bölünemez boşluk
non‐causal system nedensel olmayan sistem
noncellular yapısında hücre bulunmayan, hücresiz
noncertified onaysız
nonchangeover değiştirelemiyen
non‐coherent evreuyumsuz
non‐coherent interference evreuyumsuz karışma
non‐coherent signal detection evreuyumsuz sinyal sezimi
noncohesive kohezyonsuz, taneli, çimentosuz
noncohesive soil kohezyonsuz toprak, kohezyonsuz zemin (taneler arası bağı kuvvetli bir kitle
meydana getiremeyen zemin)
noncoking coal koklaşmayan kömür
noncollinear points doğrusal olmayan noktalar
noncombustable yanmaz
noncombustible yanmaz, alev almaz
noncommercial ticari olmayan
non‐commutative sırabağımlı
noncompliance uymama
noncomplying uymayan
non‐composite section kompozit olmayan kesit
noncompressible sıkıştırılamayan
non‐condensing engine egzoz buharını direk olarak atmosfere veren makine
nonconducting iletken olmayan
nonconductor ısı veya elektrik veya sesi iyi nakletmeyen madde, iletken olmayan
nonconfined compression test serbest basınç deneyi
nonconforming uymayan
nonconformity uymama
non‐cooperative game işbirliksiz oyun
noncorrosive aşınmaz, paslanmaz
non‐corrosive korozif olmayan
non‐countable sayılamaz
nondecreasing azalmayan
non‐dedicated özgülenmemiş, özel göreve atanmamış
nondelivery teslim edilmeyen
nondepletable boşalmayan
non‐depletable (s) tükenmez, bitmez, kesilmez
non‐destructive tahrip etmeyen, tahrip etmeden
non‐destructive inspection örselemeyen deneti
non‐destructive testing hasarsız test
non‐destructive testing örselemeyen sınama
non‐deterministic gerekirci olmayan
non‐deterministic network gerekirci olmayan ağ
nondifferentiable diferansiyeli alınamayan
nondimensional boyutsuz
nondisplay görüntülenmez
none hiçbiri
nonempty set boş olmayan küme
non‐energy consumption enerji dışı tüketim
non‐energy use enerji dışı kullanım
non‐erasable silinemez
nonescaping key, dead key konum atlatmayan tuş
nonexistence mevcut olmayış, yokluk
nonexistent var olmayan
nonfebrile ısı yükselişi göstermeyen, ateşsiz
non‐ferrous demir ihtiva etmeyen
non‐ferrous metal demir ihtiva etmeyen maden
non‐flammable (s) ateş almayan, tutuşturulamayan
nongravity cantilevered retaining wall betonarme istinat duvarı
non‐hinged mafsalsız
nonhomogeneous heterojen, homojen olmayan
nonimpact vuruşsuz
non‐impact printer vuruşsuz yazıcı
nonincreasing artmayan
non‐increasing function artmayan işlev
non‐interlace; noninterlace binişmesiz
non‐invasive müdahalesiz
noninverting evirmeyen
non‐ionic emulsifiers iyonlaşmayan emülsiyon verici maddeler (sulu çözeltide iyonize olmayan,
yol emülsiyonları yapımında pek az kullanılan emülsiyon verici maddeler)
nonliability sorumsuzluk
nonlinear lineer olmayan
non‐linear amplifier doğrusal‐olmayan yükselteç
non‐linear control doğrusal olmayan denetim
non‐linear distortion doğrusal‐olmayan bozunum
non‐linear load doğrusal olmayan yük
non‐linear mapping doğrusal olmayan eşlem
non‐linear programming doğrusal olmayan programlama
non‐linear regression doğrusal olmayan bağlanım
non‐linear scale doğrusal olmayan ölçek
non‐linear system doğrusal olmayan sistem
non‐linear transformation doğrusal olmayan dönüşüm
non‐linearity doğrusalsızlık
non‐linearity distortion doğrusalsızlık bozulması
nonliquid water katı su, adsorbe veya higroskopik su
non‐locking shift kilitlenmeyen damga değiştirme
nonmagnetic manyetik olmayan
non‐magnetic watch pandül, pandül yayı, sargısı ve çatalı manyetik olmayan alaşımdan yapılmış
ve manyetik alanda, çalışma performansı etkilenmeyen saat
non‐maskable interrupt maskelenemez iş kesme
nonmetal madeni olmayan element, ametal
nonmetallic 1. metalle ilgili olmayan; 2. metal olmayan, metal dışı bir maddeden yapılı
non‐metallic anions metal olmayan anyonlar
nonmetric geometry ölçüsel olmayan geometri
non‐minimum phase system karma evreli dizge
nonmotile hareket göstermeyen, hareketsiz
nonnegative negatif olmayan
non‐negotiable cirosu kabil olmayan
non‐negotiable bill of lading cirosu kabil olmayan konşimento
non‐Newtonian complex liquid newtonian olmayan kompleks sıvı (kesme değeri kesme gerilimi
ile orantılı olmayan sıvı)
nonnucleated çekirdeği bulunmayan, çekirdeksiz
non‐numerical character sayısal olmayan damga
nonorganic silt inorganik silt
non‐oriented graph yönsüz çizge
nonoverlapping üst üste çakışmayan
non‐parametric model parametrik olmayan model
nonperiodic devirsel olmayan, dönemsel olmayan
non‐persistent direngen olmayan
nonplastic plastik olmayan
nonpositive pozitif olmayan
non‐positive number artısız sayı
non‐primed surface treatment astarsız sathi kaplama
non‐printing characters basılamaz karakterler
nonproduction meydana gelmeme, oluşmama, yokluk
nonrandom sample tesadüfi olmayan örnek
non‐recoverable debt geri ödenemeyen borç
non‐recursive filter özyinesiz süzgeç
non‐redundant artıksız
nonreflexive relation yansımayan bağıntı
non‐relativistic göresiz
nonrenewable sources yenilenemeyen enerji kaynakları (sınırlı olarak bulunan mineral gibi
doğal, kural olarak cansız kaynak)
nonresident yerleşik olmayan
nonresistant soil dayanımsız zemin, yumuşak zemin
non‐retum valve kontrol valfı, çekvalf
non‐return damper geri dönüşsüz damper
non‐return damper çek valf
non‐return to zero unipolar (bipolar) sıfıra dönüşsüz tek (çift) kutuplu)
non‐return valve çek valf
non‐return valve klape, yalnız bir yönde yol veren supap
non‐return‐to‐zero code sıfıra dönüşsüz kod
nonreversible tersinir olmayan
nonrotation dönememe, rotasyon yeteneği taşıyan herhnagi bir organ veya oluşumun bu
niteliğini gösterememesi
non‐sense correlation anlamsız ilinti
nonsetting grouting mortar geç priz yapan sulu çimento harcı
non‐significance anlamsızlık
nonsimple region basit olmayan bölge
nonsingular matrix tekil olmayan matris
nonskid kaymaz
non‐skid chain patinaj zinciri
non‐skid surface kaygan olmayan yüzey (kaymaya karşı yeter derecede direnç gösteren yol
yüzeyi türünü anlatan bir terim)
nonslip finish kaygan olmayan yüzey
non‐spinning rope dönmeyen halat
non‐spring loaded yaysız
nonstandard standart olmayan, normal olmayan, evsafına uymayan
non‐stationarity durağansızlık, durağan olmayan
non‐stationary interference durağan‐olmayan karışma
non‐stationary random process durağan olmayan rasgele süreç
nonsteady state düzensiz durum
nonstop fasılasız, aralıksız, molasız, durmaksızın
nonstop tolling durmaksızın geçiş (araç içerisinde bulunan elektronik etiket ile gişe sahasındaki
anten arasında gerçekleşecek haberleşme ile geçiş ücreti ödemesinin otomatik yapıldığı sistem)
nonstriated çizgisiz, düz
non‐substitutable use ikame edilemiyen kullanım
nonswitched line aktarmasız hat
nonterminating sonsuz devirli
non‐touching loops değmeyen döngüler
non‐toxic tar zehirsiz katran (suda çözünebilen ve yaşayan organizmalar için zararlı
maddelerden temizlenmiş yol katranı)
nontransitive relation geçişken olmayan bağıntı
nontruck‐nontruck accident kamyonun karışmadığı kaza
nontruck‐truck accident kamyonun karıştığı kaza
nonuniform birörnek olmayan
non‐uniform birörnek olmayan, birbiçimli olmayan
non‐uniform pressure distribution üniform olmayan basınç dağılımı
non‐uniform quantization düzgün olmayan nicemleme
non‐uniform settlement düzgün olmayan oturma, eşit olmayan oturma, üniform olmayan
oturma
nonvertical dikey olmayan
non‐volatile kalıcı, uçucu olmayan
non‐volatile, permanent kalıcı
nonvolitional irade dışı seyreden, istemsiz
non‐write protected diskette yazılmaya korunmamış disket
non‐yielding retaining wall rijit dayanma duvarı
nonzero sıfır olmayan
non‐zero sum game sıfır‐toplamsız oyun
noon öğle
noose ilmiklemek
nor ne de
nor gate oya (olumsuz ya) geçidi
norm norm, standart
norm 1. kaide, düstur; 2. nümune, örnek
norm of matrix matrisin normu
norm of vector vektörün normu
norma başa bakıldığı zaman, çevre sınırı içinde görülen bütün
normal operating conditions normal işletme koşulları
normal dikey, normal
normal teğete dikey
normal axis dik eksen
normal charge normal şarj, normal yük
normal component normal bileşen, dik bileşen
normal consistency normal kıvamlılık
normal deviation normal sapma
normal distribution gauss dağılımı
normal equations olağan denklemler
normal fault düzlemi aşağıdaki tomruğa doğru eğimli olan kırık
normal flow rate normal debi
normal force normal kuvvet
normal helices kesişme noktalarındaki teğetleri birbiri ile 90° açı yapan aynı çaplı iki helis,
helisler ters yönlüdürler
normal limb katmanları normal sıralı kıvrım yanı
normal live load normal hareketli yük
normal load normal yük, normal gaz
normal mode interference uçlar arası karışım
normal modes doğal kipler
normal operating conditions olağan çalışma koşulları
normal pitch normal diş adımı
normal pitch , dik diş aralığı, helisel, düz ve sonsuz dişlilerde birbiri ardı gelen dişlerin yan
yüzleri arasında ortak normal boyunca ölçülen diş aralığı
normal pitch (parallel helices) aynı merkezli helisler sistemi ile birleşik silindirik normal
helislerin birbiri ardı gelen kesişmeleri arasında birleşik silindirik normal helis boyunca ölçülen
mesafe
normal position normal konum
normal power normal güç
normal pressure normal basınç
normal range of use olağan kullanım erimi
normal speed normal hız, normal devir
normal state normal durum
normal stress dikey gerilme, normal gerilme
normal stress, radial bkz. radial normal stress
normal stress, tangential bkz. tangential normal stress
normal temperature normal sıcaklık
normal to grade meyile dik, eğime dik
normal variate gauss değişkeni
normal water serbest su, normal su, boşluklardaki serbest su, sıvı su
normal weather normal hava koşulu
normalize, to düzgelemek, normalize etmek
normalized representation düzgelenmiş gösterim
normally aspirated engine aşırı doldurmasız benzin, mazot veya ağır yağ motoru
normally consolidated tamamen konsolide olmuş, normal yüklenmiş
normally consolidated clay normal konsolide olmuş kil
normally loaded clay normal yüklenmiş kil
normo‐ (ön‐ek) tabii, normal anlamına önek
normotension normal basınç
north kuzey
north angle kuzey açısı
north east kuzeydoğu
north hemisphere kuzey yarımküre
north pole kuzey kutbu
north west kuzeybatı
northing kuzey istikameti, kuzey koordinatı
nose uç, burun
nose cap ağız tıpası, uçak pervanelerinin kanat diplerinin ilerisine çıkmayan ve pervane ile aynı
eksenli olup onlarla beraber dönen kaplama mil başlığı
nose mill merdane gibi elemanların ön yüzü, uç, hamlaç, gemi bumu, uçak başı, namlu ağzı
nosing motion , dönen çırçır gövdesi üzerinde çap azaldıkça, üzerine yumak sarılan kesiti gitikçe
incelen milin hızındaki artış
not calibrated tasnif edilmemiş, kalibre edilmemiş
notable dikkate değer
notarial notere ait
notarize notere onaylatmak
notary noter
notary notification noter tebligatı
notary public noter, noterlik
notation simgelem
notation işaretlerle gösterim, notasyon
notation table notasyon tablosu, gösterim tablosu
notation, representation gösterim
notch kertik, çentik, işaret, bölüm, taksimat
notch brittleness çentik gevrekliği, kertik gevrekliği, çarpi (çentik darbe) testinde küçük enerji
yutulması ile malzemenin gevreklik özelliğinin kırılganlık meydana getirmesi
notch filter çentik süzgeci
notch filter çentik filtre (elektronikte)
notched çentikli, üzeri diş veya dantela şeklinde çentikler gösteren
notched bar test çentikli çubuk testi
notched beam uçları inceltilmiş, diş açılmış kiriş
notched‐bar test (impact test.lzod test) çentikli çubuk testi sarkacın taşıdığı tokmak üzerindeki
bir ağırlığın kertikli bir metal parça üzerine düşmesi ile oluşan kırılma enerjisinin ölçülmesi testi
notching kertikleme, dişleme, çentme, kertik, ince metal kenarına kertik açma işlemi
note not etmek, işaret etmek, pusula, not
notebook defter
notebook computer (bkz. laptop) dizüstü bilgisayar
noteworthy dikkate değer
notice dikkat
notice ihbarname, ihbar, ilan, haber
notice görmek, farkına varmak, ilan
notice to commence işe başlama bildirisi
notice, notify, declare bildirmek
notice/further ikinci bir ihbar
noticeable dikkat çekici
noticeable change önemli değişiklik
notification bildiri, tebligat, tebliğ
notification envelope tebliğ zarfı
notification of award ihalenin kazanıldığının bildirilmesi
notify bildirmek, tebliğ etmek
notify, to bildirmek, haberdar etmek
notion fikir
notion nosyon
nought hiç, sıfır
now şimdi
noways asla, hiçbir zaman
noxious zararlı
nozzle meme ağzı, nozul
nozzle enjektör
nozzle enjektör memesi, nozul, meme (bir jette, malzemenin dışarıya püskürtüldüğü delik veya
bu deliği hemen çevreleyen parça)
nozzle guide vanes aerofoil (kuş kanadı şekli) şeklinde radyal yönde konumlandırılmış halka
şeklindeki kanatlar bunlar gaz türbinleri yanma odasından çıkan gazları ivmelendirip dönen
türbinin birinci kademesine doğru yönlendiririler
nozzle needle lüle iğnesi
nozzle opener enjektör memelerinin tıkanıklığını temizlemek için kullanılan iğne
nozzle outlet nozul çıkışı
nozzle plate enjektör memesi püskürtme ağzı plakası
nozzle pressure meme basıncı
nozzle valve meme supabı
nozzle vent enjektör memelerinin bloğunun dış yüzünde bulunan hava alma yeri, meme hava
tahliye yeri
nozzle (a) depo (konteynerden)dan akışkanın boşaldığı boru (b) çarpmalı (püskürtmeli)
türbinlerde buhar genleşmesi için özel şekilde yapılmış, geçiş yeri, (c) motorlarda yakıt
püskürtme memesi
nozzle/injector enjektör memesi
npi (new product introduction) ürün geliştirme
n‐port network, n‐terminal pair network n‐kapılı devre
npv bkz. net present value
NRZ (non‐return‐to‐zero) code sıfıra dönüşsüz kod
n’th order harmonic distortion n’inci harmonik bozunum
n‐type semiconductor n ‐tipi yarıiletken
nuclear 1. nüveye (çekirdeğe) ait; 2. çekirdeğe benzeyen
nuclear nükleer
nuclear chain reaction nükleer zincirleme reaksiyon
nuclear chemistry nükleer kimya
nuclear density gauge nükleer metotla yoğunluk ölçen alet
nuclear engineering nükleer mühendislik
nuclear facilities nükleer teçhizat, nükleer cihazlar, nükleer düzenek, atom teçhizatı
nuclear fission nükleer parçalanma, nükleer fizyon
nuclear forces çekirdeksel (nükleer) kuvvetler
nuclear fuel nükleer yakıt
nuclear fusion nükleer füzyon
nuclear fusion çekirdeksel (nükleer) kaynaşım
nuclear fusion breeder blanket nükleer füzyon üretken örtüsü
nuclear fusion reactor füzyon reaktörü
nuclear physics nükleer fizik
nuclear plant nükleer santral
nuclear plateau nükleer plato
nuclear power station nükleer santral
nuclear reaction nükleer reaksiyon
nuclear reaction çekirdeksel (nükleer) tepkileşim
nuclear safety nükleer güvenlik
nuclear spin çekirdeksel (nükleer) fırıl
nuclear waste nükleer atık
nuclease nükleik asidi mononükleoditlere ve diğer mahsullere parçalayan enzim veya enzimler
grubu, nükleaz
nucleated çekirdekli, nüveli, nucleatus
nucleus (çoğ. nuclei) çekirdek
nucleiform çekirdek şeklinde, çekirdek biçiminde
nuclein hücre nüvelerinde bulunan protein
nucleodensimeter nükleer yoğunluk ölçeği
nucleofugal nüveden uzaklaşan
nucleoid çekirdek şeklinde, çekirdeğe benzeyen
nucleolar çekirdekcik (nucleolus)’le ilgili
nucleomitaphobia atom korkusu, nükleomitofobi
nucleon nükleon
nucleopetal nüveye giden
nucleoplasm hücre çekirdeğinin asıl maddesi
nude 1. çıplak, elbisesiz; 2. çıplak vücut, n, (pl, nuclei), 3. çekirdek, atomun merkez kısmı, nüve;
4. beyinde bir hücreler yığını
nugatory hükümsüz
nugget külçe, değerli maden
nuisance sıkıcı şey veya kimse, sıkntı, dert, bela
null 1. geçersiz, hükümsüz; 2. önemsiz, değersiz, boş, sıfır
null boş, sıfır, kukla
null balance sıfırlama dengesi
null balance bridge sıfır dengeli köprü
null character sıfır (onaltılı sayı sisteminde)
null indicator sıfır göstergesi
null measurement sıfırlamalı ölçme
null method of measurement sıfırlamalı ölçüm yöntemi
null modem kukla modem
null point sıfır noktası
null set boş küme
null string boş dizgi
nullify geçersiz yapmak
nullity geçersizlik
number sayı, rakam, numara, adet
number crunching yoğun hesap
number line sayı doğrusu
number of cycles çevrim / tur sayısı
number of cycles devir adedi
number of cylinders silindir adedi, motorun piston sayısı
number of revolutions devir adedi, devir sayısı
number of rings per piston beher pistonun segman sayısı
number of stroke strok sayısı
number phrase sayı deyimi
number plate numara plakası, seri ve model numarası, vb havi plaka
number representation, numeration sayı gösterimi
number sentence sayı cümlesi
number system sayı sistemi
number theoretic transform sayı kuramsal dönüşüm
number, digit sayı
number/abstract sayı/soyut
number/cardinal sayı/esas
number/complex sayı/kompleks, karmaşık sayı
number/composite sayı/bileşik
number/counting sayısı/sayma
number/decimal sayı/onluk düzende
number/dyadic sayı/ikili
number/even sayı/çift
number/even natural sayı/doğal çift
number/imaginary sayı/sanal
number/irrational sayı/irrasyonel
number/lesser sayı/daha küçük olan
number/natural sayı/doğal
number/negative sayı/negatif
number/nonnegative sayı/negatif olmayan
number/odd sayı/tek
number/ordered rational sayı/sıralı rasyonel
number/ordinal sayı/sıra bildiren
number/perfect sayı/mükemmel
number/periodic decimal sayı/devirli ondalık
number/positive sayı/artı, pozitif sayı
number/positive real sayı/pozitif reel
number/prime sayı/asal
number/rational sayı/rasyonel
number/real sayı/gerçek
number/square sayı/kare
number/whole sayı/tam
numbering numaralama, numaralandırma
numbering plan (telephone) numaralandırma planı (telefon)
numbering scheme numaralandırma yöntemi
numeral sayı, rakam
numerals/Roman roma rakamları
numerate numaralamak
numerator sayaç, numeratör, sayıcı
numeric sayısal, sayısal öbek kopyalama
numeric character sayısal karakter
numeric character set sayısal damga takımı
numeric control lathe nümerik kontrollü torna, sayısal kontrollü torna
numeric data sayısal veri
numeric field sayısal alan
numeric keypad sayısal tuş takımı
numeric representation sayısal gösterim
numeric table nümerik cetvel, sayı cetveli
numeric, numeric(al), digital, sayısal
numerical sayısal, nümerik, sayıca, rakamca
numerical analysis sayısal çözümleme
numerical coefficient sayısal katsayı
numerical control nümerik kontrol
numerical control center nümerik kontrol merkezi, sayısal kontrol merkezi
numerical differentiation sayısal türev alma
numerical expression sayı, sayı ile ifade
numerical integration sayısal tümlev alma
numerical integration sayısal entegrasyon
numerical quadrature sayısal tümlev alma
numerical value sayısal değer
numerical value of a quantity bir büyüklüğün sayısal değeri
numerical word sayısal sözcük
numerically sayısal olarak
numerous çok, sayısız
numismatic madeni paraya ait
nut somun
nut and bolt somun ve cıvata
nut and bolt torque data cıvata ve somunların sıkılacağı döndürme momentini gösteren cetvel
nut spanner somun anahtarı
nut washer somun rondelası, somun pulu
nut, clamp retaining bkz. clamp retaining nut
nut, wing bkz. wing nut
nut/adjustment somunu/ayar
nut/butterfly somun/kelebek
nut/cap somun/kapalı
nut/check somun/kontra
nut/flanged somun/yakalı
nut/flare somun/konik
nut/hexagon somun/altı köşe
nut/lock somunu/emniyet
nut/slotted somun/yarıklı
nut/square somun/kare
nuts somun, vidaya takılan kısım, şekil 140’da sıkıştırmalı kanallı somun gösterilmiştir, kanalın
üst kısmı erkek dişi kilitleme işi yapar
nyct‐ pref, gece anlamına önek
nylock kilitli somun
nylon naylon
nylon insulated naylon izolasyonlu
nylon insulated magnet wire naylon izolasyonlu bobin teli
nyxis 1. delme; 2. ponksiyon yapma
‐O‐
o and d bkz. origin‐destination
o ring halka, bilezik, lastik halka
o ring seal lastik halka
o.k. tamam, doğru
Recommended