View
2
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
T.C.
NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENST ĐTÜSÜ
TÜRK D ĐLĐ VE EDEBĐYATI ANAB ĐLĐM DALI
TÜRK D ĐLĐ BĐLĐM DALI
NESÎMÎ D ĐVANININ GRAMER YÖNÜYLE
ĐNCELENMESĐ
Yüksek Lisans Tezi
Hazırlayan
Zeynep YĐĞĐTSÖZLÜ
Danışman
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer AKKU Ş
2007-NĐĞDE
iii
ÖZETÖZETÖZETÖZET
Eski Anadolu Türkçesi, Doğu Türkçesinden Batı Türkçesine geçerken Doğu
Türkçesinin özelliklerini devam ettirmekle beraber (inanāan, araāan) Oğuzca
şekillerinin kendini Anadolu sahasında yazı dilinde geliştirdiği bir dönemin
başlangıcıdır. Bu başlangıç, Doğu Türkçesinden ayrılıp yavaş yavaş yerleşik hayata
geçtiğimiz için kullanmış olduğumuz kelimelere de bu yerleşik hayatın bazı
özellikleri yansımış oluyor. Nesîmî Divanı’nın dili Eski Anadolu Türkçesinin
hususiyetlerini taşımakla beraber Azeri Türkçesi özellikleri de önemli bir yer tutar.
Bu yönüyle dil bakımından büyük öneme haizdir. Batı Türkçesi içinde saha
bakımından zamanla iki daire ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri Azeri ve Doğu
Anadolu sahasını içine alan doğu Oğuzcası, diğeri Osmanlı sahasını içine alan batı
Oğuzcasıdır. Azeri ve Osmanlı Türkçeleri arasında daha çok şivede kalan ayrılığın
sebeplerini doğu Oğuzcasına Oğuz dışı Türk şivelerinin, bilhassa zaman zaman
kuzeyden gelen Kıpçak unsurlarının yaptığı tesir ile Đlhanlılardan kalan bazı Moğol
izlerinde aramak gerekir. Bunlardan birincisi doğu Oğuzcasını batı Oğuzcasından
bazı şekiller bakımından biraz farklı yapmış ikincisi ise Azeri Türkçesinde bazı
Moğol asıllı kelimeler bırakmıştır.
Eski Doğu Türkçesinin devamı olarak XI. yüzyılda teşekkül etmeye başlayan Orta
Türkçe devresinin şiveleri arasında, Eski Anadolu Türkçesi apayrı bir yere sahiptir.
Diğer şivelerde birbirine yakın bazı özellikler bulunmasına rağmen, Oğuzların bu ilk
yazı dilinde, öbürlerinden bir bakışta ayrılabilecek karakteristik şekiller bulunur. Eski
Anadolu Türkçesi araştırmaları XIX. yüzyılda başlamıştır. O tarihten bu yana, yerli
ve yabancı bilim adamları tarafından pek çok metin işlenmiş, devrin umumi dil
özellikleri tesbit edilerek gramerler yazılmıştır. Çok sayıda neşriyatı bulunmasına
rağmen, devrin münferit gramer konularının henüz yeterince ele alınmadığını
görüyoruz. Devir için standart gramerin hazırlanması hiç şüphesiz, bu sahada yapılan
çalışmalarla mümkün olacaktır. Bu bağlamda tez çalışmasının amacı Eski Anadolu
Türkçesi gramerine katkıda bulunmaktır. Bu yolla yapılan araştırmaların Eski
Anadolu Türkçesi gramerine gerçekten önemli katkıları olduğu açıktır.
iv
ABSTRACTABSTRACTABSTRACTABSTRACT
Old Anatolian Turkish, while transforming from the Eastern Variety to
Oriantel Variety. The Eastern Variety kept its features (inanàan, araàan). Besides
this Oğuzca’s ortographis had still its characterictics, in written language of Anatolia
this is the beginning of on era. Some of the features of his settlead life is reflected on
the words we used as we gradually adopted a settled life. In the language of the
Nesimi Poetry, besides showing the specialties of the Old Anatolian Turkish, the
specialties of Azeri Turkish attributes great deal. Considering this, from the aspect of
language, it plays a major role. The reasons of this accent differentiation between the
Azeri and the Ottoman languages should be traced back to the influences of Turkish
accents that were out of Oghuz language on eastern Oghuz, especially of Kipchak
notions that came mostly from north, and of some Mongol effects that left from
Ilkhanids. The first one of these caused the eastern Oghuz to be a little different in
some forms from western Oghuz; and the second one left some Mongol originated
words in Azeri Turkish.
Among the accents of Middle Turkish Period that started to occur by 11th century as
the continuation of the Old Eastern Turkish, the old Anatolian Turkish has a very
special place. Although some close similarities seemed between other accents, there
have been some characteristic forms that can be immediately recognized in this first
written language of the Oghuz The surveys on the Old Anatolian Turkish started in
XIX century. From those times to present, many scripts have been studied and many
grammars have been written determining the common features of that time by the
local and foreign scientists. We can see that, though there have been many
publications, the individual grammar subjects of the age have not been considered
enough, yet. It is obviously clear that, preparing the standard grammar for the era is
possible only with the studies conducted on this area. From this aspect, the aim of the
thesis is to contribute into the grammar of the old Anatolian Turkish. It is for sure
that such studies conducted on this aspect have many contributions on to the
grammar of the Old Anatolian Turkish.
v
ÖN SÖZ
Azeri Türk edebiyatının XIV. yüzyılda yetişmiş ünlü sanatçısı Nesîmî, Đslâm
kültürünün üç büyük dili ile şiirler söylemiştir. Türkçe şiirlerinin yer aldığı Divanı
konu bakımından da dil bakımından da büyük öneme haizdir. Nesîmî, Divanı’nda
düşüncelerini, kültürünü ve sanatını en mükemmel şekliyle ifade etmiştir.
Batı Türkçesinin Azeri sahasında yazılan en önemli eserlerinden olan Nesîmî
Divanı’nın Türkiye kütüphaneleri ile dünyanın çeşitli kültür merkezlerinde nüshaları
bulunmaktadır. Nüshalarının fazla olmasından dolayı çok okunduğunu tahmin
ettiğimiz bu eserin Süleymaniye Kütüphanesine dahil Kadı-zade Mehmed Efendi
Kütüphanesinde kayıtlı olan nüshasının 1-100. yaprakları arasında yer alan nüshası
üzerinde çalıştık.
Gramer yapısını ortaya koymaya çalıştığımız bu eserin tenkitli metni Prof.
Dr. Hüseyin Ayan tarafından yapılmıştır. Hüseyin Ayan yapmış olduğu çalışmada
sadece metni yazılı şekilde okumuş ve yayımlamıştır. Biz de bu çalışmamızda
Hüseyin Ayan’ın yayımlamış olduğu tenkitli metinden istifade ederek metnin
gramerini hazırlamaya çalıştık.
Yüksek lisans tezi olarak hazırlamaya çalıştığımız bu eser metnin gramer
bakımından incelenmesidir. Eser incelenirken üç bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde
imla, ikinci bölümde fonetik özellikler, üçüncü bölümde de şekil bilgisi üzerinde
durulmuştur.
Đmla kısmında sadece Türkçe kelimelerin imlası üzerinde durulmuştur. Đmla,
fonetik ve şekil bilgisi ile tespit edilen bazı özelliklerin Azeri sahası ile Osmanlı
sahası arasındaki farkı göstermesi bakımından oldukça önemlidir.
Türk dili ve kültürü açısından büyük önem taşıyan bu eser üzerinde
çalışırken, birtakım hatalarımızın olması muhtemeldir. Hatalarımızın iyi niyetimize
bağışlanmasını temenni ederiz.
Böyle mükemmel bir eser üzerinde çalışmamı sağlayan, ilgi ve desteğini
hiçbir zaman esirgemeyen danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Akkuş’a
teşekkürlerimi sunarım.
Haziran-2007
Zeynep YĐĞĐTSÖZLÜ
vi
ĐÇĐNDEKĐLER
ÖZET .................................................................................................................iii
ABSTRACT ......................................................................................................iv
ÖN SÖZ..............................................................................................................v
ĐÇĐNDEKĐLER ................................................................................................vi
TRANSKRĐPT ĐŞARETLER Đ.........................................................................x
KISALTMALAR .............................................................................................xi
GĐRĐŞ
Nesîmî’nin Hayatı, Edebî Kişili ği ve Eserleri.....................................................1
BÖLÜM I
1. YAZILI Ş ÖZELL ĐKLER Đ VE METOT .....................................................7
A. Kelime Köklerinde Ünlülerin Yazılışı ...........................................................8
a ünlüsü ...............................................................................................................8
e ünlüsü ...............................................................................................................8
ı ünlüsü................................................................................................................9
i ünlüsü................................................................................................................9
o ünlüsü .............................................................................................................10
ö ünlüsü .............................................................................................................10
u ünlüsü .............................................................................................................11
ü ünlüsü .............................................................................................................11
B. Yapım Eklerinde Ünlülerin Yazılışı.............................................................12
1.Đsimden Đsim Yapan Ekler..............................................................................12
2. Đsimden Fiil Yapan Ekler ..............................................................................12
3. Fiilden Đsim Yapan Ekler ..............................................................................12
4. Fiilden Fiil Yapan Ekler................................................................................12
Partisip Ekleri....................................................................................................14
Gerundium Ekleri..............................................................................................14
C. Çekim Eklerinde Ünlülerin Yazılışı .............................................................15
a) Đsim Çekim Ekleri .........................................................................................15
b) Fiil Çekim Ekleri .........................................................................................17
vii
BÖLÜM II
FONETĐK ÖZELL ĐKLER .............................................................................21
ÜNLÜLER .......................................................................................................21
A. ÜNLÜ DEĞĐŞMELERĐ ...............................................................................21
1. i/e meselesi (değişmesi) ................................................................................21
2. u/i, ü/i değişmesi ...........................................................................................23
3. ö/e değişmesi.................................................................................................24
B. ÜNLÜ UYUMU...........................................................................................24
1. Đncelik-kalınlık bakımından ..........................................................................24
2. Düzlük-yuvarlaklık bakımından ...................................................................25
2.1.Kelimelerde Yuvarlaklaşma........................................................................25
2.1.a. ā ve g ünsüzlerinin düşmesi neticesinde .................................................25
2.1.b. Dudak ünsüzleri sebebiyle ......................................................................26
2.1.c. Bir sebebe bağlı olmadan yuvarlak ünlü taşıyan kelimeler.....................26
2.1.d. Teşkil eklerindeki yuvarlak ünlü sebebiyle.............................................27
2.2. Eklerde Yuvarlaklaşma..............................................................................28
2.2.a. Ünlüsü aslında yuvarlak olanlar ..............................................................28
2.2.b. Ünlüsü sonradan yuvarlaklaşmış olan ekler............................................30
2.2.c. Düz ünlü taşıyan ekler ............................................................................33
C. ÜNLÜ DÜŞMESĐ ........................................................................................36
D. BĐRLEŞME ..................................................................................................37
ÜNSÜZLER ....................................................................................................38
A. ÜNSÜZ DEĞĐŞMESĐ ..................................................................................38
B.ÜNSÜZ DÜŞMESĐ .......................................................................................41
C. ÜNSÜZ ĐKĐZLEŞMESĐ ...............................................................................41
D. ÜNSÜZ BENZEŞMESĐ...............................................................................42
E. SEDALILAŞMA..........................................................................................42
F. HECE DÜŞMESĐ .........................................................................................43
viii
BÖLÜM III
ŞEKĐL BĐLGĐSĐ ..............................................................................................45
Yapım Ekleri .....................................................................................................45
a) Đsimden Đsim Yapan Ekler.............................................................................45
b) Đsimden Fiil Yapan Ekler..............................................................................47
c) Fiilden Đsim Yapan Ekler ..............................................................................48
d) Fiilden Fiil Yapan Ekler ...............................................................................50
ÇEKĐM EKLERĐ...............................................................................................53
ĐSĐM ..................................................................................................................53
Çokluk Eki ........................................................................................................53
Đyelik Ekleri.......................................................................................................53
ĐSĐM ÇEKĐMĐ ...................................................................................................54
SIFATLAR........................................................................................................61
A. Niteleme Sıfatları .........................................................................................61
B. Küçültme Sıfatları ........................................................................................61
C. Karşılaştırma Sıfatları...................................................................................61
D. Belirtme Sıfatları ..........................................................................................62
ZAM ĐRLER ......................................................................................................65
A. Şahıs Zamirleri .............................................................................................65
B. Đşaret Zamirleri ............................................................................................68
C. Dönüşlülük Zamirleri ...................................................................................69
D. Belirsizlik Zamirleri .....................................................................................69
E. Soru Zamirleri...............................................................................................71
ZARF ................................................................................................................71
A. Zaman Zarfları..............................................................................................71
B. Yer Zarfları ...................................................................................................73
C. Miktar Zarfları ..............................................................................................74
D. Suret Zarfları ................................................................................................75
EDAT ................................................................................................................76
A. Bağlama Edatları ..........................................................................................76
B. Son çekim Edatları .......................................................................................81
ix
C. Đşaret Edatları................................................................................................83
D. Berkitme Edatları .........................................................................................83
E. Çağırma Edatları ...........................................................................................84
F. Teessüri Nida Edatları...................................................................................84
G. Denkleştirme Edatları...................................................................................85
H. Soru Edatları.................................................................................................85
FĐĐLLER............................................................................................................87
A. BĐLDĐRME EKLERĐ VE CEVHERĐ FĐĐLLER...........................................87
ĐSĐMDEN YARDIMCI FĐĐLLERLE FĐĐL YAPMA ........................................90
I. BASĐT ÇEKĐMLER ......................................................................................91
a) Bildirme (Haber, Đhbar) Çekimleri................................................................91
1. Görülen Geçmiş Zaman ................................................................................91
2. Öğrenilen Geçmiş Zaman .............................................................................92
3. Geniş Zaman .................................................................................................94
4. Gelecek Zaman..............................................................................................96
b) Dilek Çekimleri.............................................................................................97
1. Đstek ...............................................................................................................97
2. Emir...............................................................................................................98
3. Şart ................................................................................................................99
4. Gereklilik.....................................................................................................100
II. BĐRLEŞĐK ÇEKĐMLER.............................................................................100
Hikâye Şekli ....................................................................................................101
Rivâyet Şekli ...................................................................................................101
Şart Şekli .........................................................................................................101
PARTĐSĐPLER (ĐSĐM-FĐĐLLER) ...................................................................102
GERUNDĐUMLAR (ZARF-FĐĐLLER) ..........................................................104
SONUÇ...........................................................................................................107
BĐBLĐYOGRAFYA ......................................................................................108
x
METĐNDE KULLANILAN TRANSKRĐPT ĐŞARETLERĐMETĐNDE KULLANILAN TRANSKRĐPT ĐŞARETLERĐMETĐNDE KULLANILAN TRANSKRĐPT ĐŞARETLERĐMETĐNDE KULLANILAN TRANSKRĐPT ĐŞARETLERĐ
Elif a/e �
Be b ب
Pe p پ
Te t �
æe å ث
Ce c ج
Óa ó ح
Òı ò خ
Dal d د
Õel õ ذ
Re r ر
Ze z ز
Sın s س
Şın ş ش
äat ã ص
ëat ê/Ŝ ض
Ùı ù ط
Ôı ô ظ
‘Ayn ‘ ع
áayn ā غ
Fe f ف
Úaf ú ق
Kef k/g/ñ ك
Lam l ل
Mim m م
Nun n ن
Vav v و
He h ه
Lâm elif - �
Ye y ى
xi
KISALTMALARKISALTMALARKISALTMALARKISALTMALAR
Adı geçen eser a.g.e.
Cilt C.
Çeviren Çev.
Gazel G.
Mesnevi M.
Milli Eğitim Bakanlığı MEB
Tuyuğ T.
Türk Dili Araştırma Yıllığı TDAY
Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi TDED
Türk Dil Kurumu TDK
1
GĐRĐŞ
NESÎMÎ
Hayatı:
Nesîmî, Azeri Türk Edebiyatının ilk büyük şairi ve düşünürüdür1. Asıl adı
Îmâdü’d-din’dir. Seyyid Nesîmî’nin doğum yeri ve tarihi belli değildir. Mevcut
kaynaklardan hiçbirisi onun doğum yılı hakkında bir fikir ortaya atmamaktadır.
Yalnız M. Kulu-zade, Azerbaycan Edebiyatı Tarihi’nde hiçbir kaynak vermeden
“tahminen 1369/70 yılarında Şamahı’da doğmuştur”, demektedir.2
Azeri edebiyatının meşhur araştırıcılarından Selman Mümtaz çalışmalarını bu
yönde derinleştirmiş ve Nesîmî’nin Şirvan bölgesinin merkezi olan Şamahı şehrinde
doğduğunu iddia etmiştir. Günümüzde Kuzey Azerbaycan’da yapılan araştırmalar ile
de bu görüş benimsenmiş ve desteklenmiş bulunmaktadır.
Gençliğinde “kalpakçılık”yaptığı bilinen Fazlu’llah gibi Nesîmî’nin de esnaf
teşkilatı içinde yetiştiği, ilk tahsilini o zamanın büyük kültür ve ticaret merkezi olan
Şamahı’da yaptığı tahmin edilmektedir. O devirde Hurûfîliğin daha çok esnaf
teşkilâtları vasıtasıyla varlık göstermesi bu düşünceyi doğrulamaktadır.
Daha ilk gençlik çağlarında şiire, tasavvufa büyük ilgi göstermiş, Hallac-ı
Mansur’a büyük bir sevgiyle bağlanmıştır. Hurûfîliğin kurucusu Fazlu’llah’ın
Şirvan’a gitmesiyle onunla görüşüp tanışan ona gönülden bağlanan genç şair, üstat
ve pir olarak kabul ettiği Fazlu’llah’ın mahlası Naimî ile aynı vezinde olan “Nesîmî”
kelimesini kendine mahlas olarak almıştır. Hurûfîliği çok benimsemiş ve şiirlerinde
bu düşünce sistemini o derece başarı ile terennüm etmiştir ki, Fazlu’llah tarafından
halife ilan edilmiştir3.
Nesîmî, Fazlu’llah-ı Hurûfî’ye halife olduktan sonra seyahatlar ederek
Hurûfîliği yaymaya çalışmış, Timurluların şiddetli takipleri neticesi Azerbaycan’dan
ayrılmış, Anadolu’ya gelmiştir. Osmanlı başkenti Bursa’ya uğramıştır. Nesîmî’nin
burada hoş karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Hacı Bayram-ı Veli ile görüşmek için 1 Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C. VII, Đstanbul 1990, s. 20. 2 Hüseyin Ayan, Nesîmî Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Türkçe Divanının Tenkitli Metni I, Ankara
2002, s.16. 3Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklokpedisi, C. VII, Đstanbul 1990, s. 20.
2
Ankara’ya gelir. Dervişlerden birisi Nesîmî’nin “Tanrılık iddiasında” olduğunu Hacı
Bayram-ı Veli’ye söyleyince huzura kabul olunmaz. Gerek Bursa’da uğradığı
muamele ve gerekse Hacı Bayram-ı Veli tarafından terslenişi onu üzüntüye sevk
eder. Çaresizlik içinde Haleb’e gider4.
Düşünceleri sebebiyle Nesîmî’nin bu şehirde derisi yüzülerek öldürüldüğü
bütün kaynaklarda ortak olarak bildirildiği halde, bu feci hadisenin cereyanı ve tarihi
hakkında değişik bilgiler verilmiştir.5
Seyyid Nesîmî’nin ölüm tarihi üzerinde de ihtilâf vardır. Nesîmî ile aynı
yüzyılda yaşamış bulunan Đbn ü Hacer’e göre 1417 yılında; Riyâzü’l-ârifin’e göre
1433 yılında; diğer kaynaklar da buralardan alarak ya aynı tarihleri vermişler ya da
birkaç yıl öncesini veya birkaç yıl sonrasını göstermişlerdir. Bunların içerisinde en
doğrusunu bulmak, ancak Refîî’nin Beşâret-nâme’sindeki beyitler ve eserin
yazılışına düşürülen tarih ile mümkün olmaktadır. Beşâret-nâme 1408 yılında
yazılmıştır6. Prof. Dr. Fuad Köprülü’ye göre7 Mecâlisü’l-uşşâk’ın bazı yazma
nüshalarında Nesîmî’nin ölüm yılı 1404’tür. Beşâret-nâme ve Fuad Köprülü’nün bu
dikkatini değersiz kılacak bir kayda bugüne kadar rastlanamamıştır. Bu durumda
Nesîmî, M. Kulu-zade’nin doğum tarihi olarak ileri sürdüğü 1369/1370 yılları doğru
kabul edilecek olursa, yaklaşık olarak 40 yaşlarında hayata gözlerini kapamıştır,
diyebiliriz8.
Edebî Şahsiyeti:
Azeri Türk Edebiyatının büyük şairi Nesîmî şiirlerini Türkçe yazmıştır.
Küçük bir divan teşkil edecek kadar Farsça şiirleri de vardır. Gerek Türkçe gerekse
Farsça divanlarındaki beyitlerden, mülemmâlardan ve bir iki tane gazelinden
4 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 18. 5 Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi , C. VII, Đstanbul 1990, s. 21. 6Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 18-19. 7 Köprülü-zade Mehmed Fuad, Hayat Mecmuası (Nesîmî’ye Dair), C. I, No:20, Hüseyin Ayan, a.g.e.
s. 19. 8 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 19.
3
Arapçayı da iyi bildiğini ve bu dilde de şiirler yazacak kadar bilgiye sahip olduğunu
söyleyebiliriz9.
Yani Nesîmî Đslâm kültürünün üç büyük dili ile şiirler söylemiş, mülemmâlar
yazmıştır. Azeri edebiyatında ilk müstezad, murabba ve tercî-i bend örnekleri
Nesîmî’nin kaleminden çıkmıştır. Ayrıca rubaî ve tuyuğları da edebiyat tarihinde
önemli bir değere sahiptir. Rubaîlerinde daha çok Hurufîliğin hayat ve kâinat
hakkındaki görüş ve düşüncelerini ifade etmiştir10. Nesîmî halka yakın şiirleriyle
bilhassa Bektaşî tekkelerinde mukaddes şair bilinmiş, derin bir sevgi ve saygı içinde
yaşatılmıştır11.
Seyyîd Nesîmî’nin hayatında en önemli hadise Fazlu’llah-ı Hurûfî ile
buluşmasıdır. Nesîmî’nin şiirlerinde kullandığı ifade ve üslûbu Fazlu’llah ile
buluşmadan önce ve buluştuktan sonra olmak üzere iki devrede inceleyebiliriz.
Şüphesiz ki Seyyîd Nesîmî, kendisinden önce yaşamış olan Đran şairlerini
okumuş ve tetkik etmiştir. Şair şiirlerini geniş bir edebî ve dinî bilgi ile yazmıştır. Bu
devrede Nesîmî’nin şiirine daha ziyade Ahmed Yesevî ve Mevlânâ Celâleddin
Rumî’nin “hikmetli söz, tâlimî edâ ve nasihat etme” arzusu hâkimdir. Đnancının
öğreticisi ve yayıcısıdır. Bu dönemdeki manzumelerinde Nesîmî’nin dili tutuktur.
Şair bu şiirlerinde bir fikri, bir duyguyu ifadede güçlük çekmektedir. Lirizmi henüz
bulunamamıştır. Şairin izleyeceği yolu araştırdığı yıllar diyebileceğimiz senelerinde
yazdığı şiirlere bazı örnekler de verebiliriz.
Âyîne ãûretinde geldi resûle cum‘a
Danuú bu óaú óadîåe uş kavl-i Muãùafadur G.71/5
Bu beyitte de Nesîmî Cuma gününü, o günde vuku bulacak hadiseleri anlatır,
öğüt verir. Bu devrede Nesîmî aruz veznini kullanmakta yavaş yavaş maharet
kazanarak daha tesirli öğütleri ihtiva eden şiirler söylemeye başlar.
Fazlu’llah ile buluştuktan sonra Nesîmî’nin iç dünyasında büyük bir
değişiklik vücuda gelir. Nesîmî’nin eskiden beri çözmeye çalıştığı sırlar,
9 Hüseyin Ayan, a.g.e., s.23. 10 Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C. VII, Đstanbul 1990, s. 23. 11 Nihad Sâmi Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, C. I, Đstanbul 1997, s. 374.
4
Fazlu’llah’ın kurup geliştirmeye çalıştığı Hurûfîlik içinde birer birer açıklığa
kavuşur. Nesîmî büyük bir şevk ve heyecanla yeni öğrendiklerini başkalarına da
telkin etmeyi üzerine almıştır. Bu devredeki şiirleriyle Hurûfî inancını yaymaya
çalışmış ve bunda da etkili olmuştur12.
Nesîmî şiirleriyle, ölümü etrafında teşekkül eden menkıbe ve rivayetleriyle
edebiyatımızda derin ve devamlı tesiriyle yüzyıllarca sürüp giden izler bırakmıştır.
Eserleri:
1.Türkçe Divan
Nesîmî’nin Türkçe şiirlerle tertiplenmiş bu divanının Türkiye kütüphaneleri
ile dünyanın çeşitli kültür merkezlerindeki kitaplıklarda muhtelif nüshaları
bulunmaktadır. Bunlardan hiçbirisi ne ebat bakımından ne de ihtiva ettikleri
manzume bakımından birbirlerine uymamaktadırlar13. Nesîmî’nin Türkçe Divanı’nın
en son ve en doğru baskısı Hüseyin Ayan tarafından yapılmıştır. Biz de Süleymaniye
Kütüphanesine dahil Kadı-zade Mehmed Efendi Kütüphanesi’nde 395 numarada
kayıtlı olan nüsha üzerinde çalıştık. Üzerinde çalıştığımız nüshanın 1-100.
yapraklarında Nesîmî’nin Türkçe divanı yer almaktadır. Türkçe divanında 2 mesnevi,
209 gazel, 134 tuyuğ ile 3 beyit vardır. Çalışmamızda Hüseyin Ayan’ın yayınlamış
olduğu tenkitli metinden de istifade ettik.
2. Farsça Divan
Nesîmî’nin Farsça Divanı da en az Türkçe Divanı kadar yazma nüshaları olan
ve çok yaygın bulunan bir eserdir. Farsça Divan’dan bahseden bir makale
yazılmamış ve bir araştırma yayımlanmamıştır. Nesîmî bu şiirlerinde de Hurûfî
inancını dile getirmiştir. Sayı bakımından bunlar Türkçe şiirlerine nazaran daha
azdır. Şekil bakımından da farklılıklar vardır. Türkçe Divanında rubaî
bulunmamasına rağmen Farsça Divanında rubaîler bulunmaktadır. Farsça şiirler
arasında tuyuğ vezninde iki kıta yer almaktadır. Mesnevileri de Türkçe mesneviler
gibi uzun değildir 14.
12 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 24-29. 13 Hüseyin Ayan a.g.e., s. 108. 14 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 126.
5
3. Muúaddimetü’lMuúaddimetü’lMuúaddimetü’lMuúaddimetü’l----ÓaúâyıúÓaúâyıúÓaúâyıúÓaúâyıú
Hurûfîliğe ait mensur bir eserdir. Muúaddimetü’l-óaúâyıú baştan başa
Hurûfîliğe göre Kur’an’ı, hadisleri, Đslamî teklifleri (namaz, oruç, zekât, hac gibi)
te’vili gaye edinmiş bir eserdir. Burada zikredilen âyet ve hadisler Nesîmî’nin
şiirlerinde de yer almaktadır. Hüseyin Ayan, bütün bu delillere dayanarak
Muúaddimetü’l-óaúâyıú’ın Nesîmî’ye ait olduğunu iddia etmenin yanlış olmadığını
dile getirir15.
15 Hüseyin Ayan, a.g.e., s. 138
6
BĐRĐNCĐ BÖLÜM
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
ĐKĐNCĐ BÖLÜM
21
FONETĐK ÖZELL ĐKLER
ÜNLÜLER
A. ÜNLÜ DEĞĐŞMELER Đ
Türkçede gerek kelime köklerinde gerekse eklerde birtakım ünlü değişmeleri
görülmektedir. Bu değişmelerin hangi sebeplerden ileri geldiğini kestirmek mümkün
değildir. Türkçenin değişik sahalarına ait metinlerde gördüğümüz bu değişiklik
metnimizde de görülmektedir.
1. i/e meselesi (i>e, e>i, 1. i/e meselesi (i>e, e>i, 1. i/e meselesi (i>e, e>i, 1. i/e meselesi (i>e, e>i, ΨΨΨΨ>i)>i)>i)>i)
Türkçede kelime başında ve ilk hecedeki bazı e’lerin i, bazı i’lerin e olma
temayülü vardır. Bu temayülü Eski Türkçenin başından beri görmekteyiz. Eski
Türkçede olduğu gibi metnimizde de bu mesele bir hayli karışık durumdadır. Đlk
hecede çok yönlü olarak karşımıza çıkan i>e, e>i, Ψ>i değişmesi bu meselenin
çözümünü bir hayli güçleştirmektedir. Bu hadise sadece Anadolu Türkçesine mahsus
olan bir hadise olmayıp, bugünkü Türk lehçe ve şivelerinde de aynı ikiliğin devam
ettiğini görmek mümkündür16. Azeri Türkçesiyle yazılmış olan metnimizde de bu
hadisenin örneklerini görmekteyiz.
Bu i/e meselesinin yanında bir de kapalı Ψ durumu söz konusudur. Ancak
Ψ’nin varlığını izah etmemizi güçleştiren en önemli sebeplerden biri de yazıda bu sesi
gösteren herhangi bir işaretin olmayışıdır. Bu konuda bazı araştırıcılar elif -ye
( ) ile yazılıp kelimenin ilk hecesinin üzerine üstün koymak şeklinde bunların Ψ
olacağını17, bazıları da üstün yoksa aslî şekle sadık kalarak i okumayı tercih
etmişlerdir18.
Bugün “e” olan bazı ünlüler metnimizde “i” ile yazılmıştır. Örnekleri
şunlardır:
bil “bel”
úılından bilüñ ince gördüm G.10/5, şol sa‘âdetlü kemer kim úuçar onuñ bilini
16Faruk Kadri TĐMURTAŞ, Eski Türkiye Türkçesi, Đstanbul 1981, s. 21, Muzaffer Akkuş, Kitab-ı
Gunya, Ankara 1995, s. 123. 17 Saadet ÇAĞATAY, Türk Lehçeleri Örnekleri, Ankara 1963, s.VII. 18 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s. 21.
22
G.16/10, inkârına bil baàlama G.65/3, bilinüñ úıymetine ince úılanlar naôarı
G.79/10
biş “beş”
biş gündür G.102/13, biş günmiş G.204/3
di- “söylemek, demek”
onda didügüm Burãa vü Lârendedür G.44/1, iy ki müşkildür dimişsen vâóid
olmaà yâr ile G.56/11, şol ‘azâzîlüñ kim adı Óaú didi şeyùân G.59/7, úoròtılar
Óaú dimege G.79/2, yoò didi T.71/2, Óaú didüm T.82/2
gice “gece”
her gice Úadr ü Berât G.5/16, her ayda bir gice aya kemâl irür G.49/5, hiç
güni olmaz gicesiz G.96/2, her gicesi her güni úadr ile bayrâm olur G.185/11,
oòuram gice zülfüñ siyâhı G.205/5
girü “geri, tekrar, sonra”
şimden girü G.132/6
it- “etmek”
ãûret-i raómân ider G.21/11, şeró u beyân-ı óâl ider G.33/7, ùa‘n ider G.62/1
ir- “ermek, yeti şmek, varmak, ulaşmak”
menzile ‘âúıbet irür G.14/3, ‘Đsâ lebüñ vîãâline irdi G.31/2, ÒıŜır tek irdi
maúsûda G.76/7, ruòuñ óüsnine cemâl irmez G.85/5
iri ş- “eri şmek, ulaşmak, varmak”
vaãlına irişmeye her el G.74/7, çün irişdi Nesîmî G.74/9, irişti murâdına
G.107/8
irte “erte, sabah, ertesi gün”
çekersen irte şürbinden òumâr G.25/9
işit ---- (<Ψ (<Ψ (<Ψ (<Ψşitşitşitşit----) ) ) ) “i şitmek”
úadd-i òadüñ óikâyetini işideliden iy ãanem G.18/3, işit bu nükteyi G.18/5
iv “ev”
dünyede câvîdân ivin kimse içün yapılmadı G.204/2
iy “ey”
iy melek- sîmâ óabîb G.4/1, iy zâhid meni men‘ eyleme G.4/7, gel iy zâhid
23
berü G.30/4, gerek mâtem dut iy münkir gerek ãûr G.43/12, iy yalancı âşıú
G.179/2
vir- “vermek”
bîmâr-ı ‘ışúa cân virür G.6/9, vir dil-berüñ viãâline G.24/6, iy viren göñlüñi
G.26/5, şükrâne viren cânını cânâneye uàrar G.45/1, virmeye kimse G.189/8
yigrek “daha iyi”
gerçi yigrekdür G.110/2
yir “yer”
güşe-nişînüñ yiri vîrânedür G.28/4
yidi “yedi”
yidi iúlîme serverdür G.76/4
yil “yel”
seóer yili eseli sünbülüñ diyârından G.39/5, yil ü su topraú u od adı nedendür
Âdem G.63/4
yi- “yemek”
sensiz ne yisem G.22/1, ol yidi kim onı şeyùân bilmedi T.120/2
2. u/i, ü/i değişmesi
Aslında u ile yazılan bazı kelimelerin Batı Türkçesinde i’ye döndüğünü
görüyoruz. Eski Anadolu Türkçesinden sonra tamamlanan bu değişiklik 19
metnimizde de görülmektedir.
Bugün “i” olup da metinde “u” olarak gösterilenler:
i/u değişmesi
uşbu “i şbu”
uşbu cihetden oldı G.83/2, uşbu firâz ile ‘aceb serv-i revân mısan G.134/7
uşta “i şte”
uşta dünyâdan gider G.46/10, yüregüm úanı gözümden aòar iy yâr uşta gör
G.58/8
Bugün “i” olup metinde “ü” olarak gösterilenler:
19 Muharrem ERGĐN, Dede Korkut Kitabı II, Đndeks-Gramer, Ankara 1981, s. 405.
24
25
òanı “hani”òanı “hani”òanı “hani”òanı “hani”
òanı dilinde iúrâr eyleyen kim G.11/4, òanı àaflet şarâbından bir ayuà G.11/9
daòı “dahi”daòı “dahi”daòı “dahi”daòı “dahi”
‘âşıú daòı hem oldur G.69/8, hiç bulmadı kimse bir daòı G.134/5
2. Düzlük-Yuvarlaklık Bakımından Ünlü Uyumu
Eski Türkçede ve bugünkü yazı dilimizde düz ünlülü olarak kullanılan bazı
kelime ve eklerin metnimizde yuvarlak ünlülü olarak kullanılması Eski Anadolu
Türkçesinin en önemli özelliklerinden biridir. Bu yuvarlaklaşmanın bir kısmının
sebepleri izah ediliyorsa da bir kısım kelimelerde görülen yuvarlaklaşmalar henüz bir
sebebe bağlanmamıştır20.
2.1. Kelimelerde Yuvarlaklaşma
2.1.a. àààà ve g ünsüzlerinin düşmesi neticesinde
Eski Türkçeden Batı Türkçesine geçerken birden fazla heceli kelimelerin
sonunda bulunan à ve g ünsüzlerinin düşmesi, kendisinden sonra gelen düz ünlünün
yuvarlaklaşmasına sebep olmuştur.
Bunlardan bazıları şunlardır:
ayru<adrıayru<adrıayru<adrıayru<adrıā “ayrā “ayrā “ayrā “ayrı”ı”ı”ı”
senden ayru düştügüm taúdîr imiş G.199/6, devlet-i vaãluñdan ayru düşti
hicrân oldı gel G.209/2
dürlü<türlüg “türlü”
ne dürlü gizlü esrâr ondadur G.44/4, içerem àam maùbaòından dürlü dürlü
aşlar G.46/5
bilü<bilig “bilgi”
men bu dîni dutmışam bilümde G.58/9
òamu (úamu) <úamaà “herkes, her şey”òamu (úamu) <úamaà “herkes, her şey”òamu (úamu) <úamaà “herkes, her şey”òamu (úamu) <úamaà “herkes, her şey”
úalemüñ dili ucından òamu sevdâ tökilür G.66/7
úapu<kapıà “kapı”úapu<kapıà “kapı”úapu<kapıà “kapı”úapu<kapıà “kapı”
sekiz úapusı var G.7/2
20 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.132.
26
ulu<uluulu<uluulu<uluulu<uluāāāā
ulu beyân içinde G. 181/9
Aşağıdaki kelimelerde à ve g seslerinin düşmesine rağmen ünlü
yuvarlaklaşmamış ve ünlü uyumu değişmeden devam etmiştir.
diri<tirig “diri, canlı”
nuùúuñ dirildür G.47/3, şol mürde kim dirildi G.69/2, olmadı cânı diri
G.132/5
kiçi<kiçig “küçük”
Rûó-ı muúaddes kiçi peymânedür G.28/6, şol bâde kim Rûó-ı emîndür kiçi
câmı G.207/8
úatı<úatıàúatı<úatıàúatı<úatıàúatı<úatıà
úatı müştâú olmışam G.151/7
2.1.b. Dudak ünsüzleri sebebiyle meydana gelenler
Dudak ünsüzü olan b, m, p tesiriyle de bazı kelimelerde yuvarlaklaşmanın
meydana geldiği görülmektedir.
kirpük “kirpik”
kirpüklerüñ ãafıdur G.77/1, kirpük oòından dolu tîr-keş gelür T.25/2
damu “cehennem”
damuyı bil ki niçün oldı yidi M.2/4
yavuz<yabuz “kötü”
yavuz gözden ıraà olsun G.61/6, tutuştı yüregi yandı yavuz úaŜaya düşer
G.68/10, görmesün yavuz göz T.121/2
2.1.c. Bir sebebe bağlı olmadan yuvarlak ünlü taşıyan kelimeler
altun “altın”
ma‘densiz altun olmaz G.24/4, ãâf olmayan altun kibi G.65/8
berü “beri”
gel iy zâhid berü G.30/4
degül “değil”
Âdem degüldür G.77/2, vâóid-i muùlaú degül G.185/13
27
kendü “kendi”
kendü vücûdında çün buldı Nesîmî seni G.5/19, meni kendüye maóv eyledi
G.82/2
girü “geri, tekrar, yeniden, sonra”
şimden girü G.132/6
incü “inci”
incü dişüñ T.29/4
úarşu “karşı”úarşu “karşı”úarşu “karşı”úarşu “karşı”
şem‘-i ruòuñ ãûreti úarşuma gelmiş durur G.119/3
ããããayru “sayrı, hasta”ayru “sayrı, hasta”ayru “sayrı, hasta”ayru “sayrı, hasta”
cânum egerçi ãayrudur G.62/5, bu ãayru câna dermân oldı gel G.106/1, ãayru
zâr oldı göñül T.70/2
delü “deli”
şol delüyi gör ki ne dîvânedür G.28/3, şöyle delü úıldı G.45/6
yürek
tutuştı yüregi yandı G.68/10
yulduz “yıldız”
yulduzum kevkeb-i naóse uàramış G.127/6
úaranàu “karanlık”úaranàu “karanlık”úaranàu “karanlık”úaranàu “karanlık”
zülfüñ úaranàusından yol ister idi göñlüm G.198/4
2.1.d.Teşkil eklerindeki yuvarlak ünlü sebebiyle
Bazı teşkil eklerindeki ünlüler, Eski Türkçe devresinden beri taşıdıkları
yuvarlak ünlüyü muhafaza ederek, Batı Türkçesinin çeşitli devrelerinde varlığını
sürdürmüştür. Bu eklerle yapılan kelimelerin metnimizdeki örnekleri şunlardır:
----uú/uú/uú/uú/----ük Fiilden Đsim Yapük Fiilden Đsim Yapük Fiilden Đsim Yapük Fiilden Đsim Yapan Ekan Ekan Ekan Ek
Azeri Türkçesinin tesiriyle ú/ò değişimine uğramıştır.
açuà “açık”açuà “açık”açuà “açık”açuà “açık”
ger aç-uà ise baãîretüñ baò M.1/20
ayruò “gayri, başka, başkası”ayruò “gayri, başka, başkası”ayruò “gayri, başka, başkası”ayruò “gayri, başka, başkası”
fâ‘il-i muùlaúdan ayruò kimse yoòdur arada G.55/12
28
pölük “parça, ksım, bölük”
iy úaşı gözi pölüklü şehr-i yârum òandasan G.151/5
buyruú “emir, ferman”buyruú “emir, ferman”buyruú “emir, ferman”buyruú “emir, ferman”
buyruú onuñdur G.163/9
eksük “eksik, az”
eksük eylemez G.145/9
esrük “sarhoş”
iy faúîh esrük isen maña dime G.83/8
danuú “şehâdet edici, şahit”danuú “şehâdet edici, şahit”danuú “şehâdet edici, şahit”danuú “şehâdet edici, şahit”
danuà bu Óaú óadîåe uş úavl-i Muãùafâdur G.71/5, uşta Óaú danuú G.193/8
2.2.. Eklerde Yuvarlaklaşma
2.2.a. Ünlüsü aslında yuvarlak olanlar
Ünlüsü yuvarlak olan ekler ya vav ( و ) ile ya da doğrudan doğruya ekin
okunuşundan çıkartılmaktadır.
1. -up/-üp; -uban/üben Zarf-Fiil (Gerundium) Eki
-up/-üp
yüzüñi doàru dutup G.52/5, bu dâma kim ki gelüp düşmedi belâya düşer
G.68/6
-uban/-üben
‘ışúuñ belâsı yoò diyüben ‘ışúa düşme kim G.6/2, gülzâr-ı cinânı úoyuban
òâra yapuşma G.162/1
2. 2. 2. 2. ----duú/duú/duú/duú/----dük Partisip Ekidük Partisip Ekidük Partisip Ekidük Partisip Eki
Eski Türkçe devresinden beri yuvarlak vokalli olan ek, metnimizde de
yuvarlak vokalli kullanılmıştır.
Leylînüñ bildügini ger bile Mecnûn ne ‘aceb G.26/2, Nesîmî ãofa degşürmez
àamuñdan giydügi şâlı G.81/2
3. -dur-/-dür- Fiilden Fiil Yapan Ek
Eski Türkçede ekin -tur-, -tür-, -dur-, -dür- olarak yalnız yuvarlak vokalli
şekilleri kullanılmıştır. Eski Anadolu Türkçesinde ise yalnız yuvarlak ve d’li şekilleri
29
kullanılmıştır21. Metnimizde genellikle d’li şekilde kullanılmıştır. Bunun yanında t’li
şekilleri de vardır. Bu da eserin istinsah tarihiyle ilgili olabilir.
yandurdı şevúuñ baàrumı G.15/2, nuùúuñ utandurur meliki G.31/6, yaòdı
yandurdı meni G.58/2, kimdür iriştüren onı G.172/11
4. -dur/-dür; durur Bildirme Eki
cihânuñ mióneti çoòdur G.47/11, ne mâhiyet durur çün kim G.51/3, ravŜa-i
Rıêvan budur G.59/3, ‘âşıúuñ işiginde melik durur G.100/9, kimdür ãoran
yaràuyı G.146/8, ki úoròusızdur G.202/10, Óaú yoòdur dime T.112/2
5. -ur-/-ür-Fiilden Fiil Yapan Ek
bitüren hem biten itüren hem iten G.5/7, derdümi arturma G.44/6, itürme
cum‘ayı G.71/4
6. -ur/-ür Geniş Zaman Eki
bal utanur úand irür G.57/11, bu sırrı ol bilür kim G.57/9, ‘anber-i sârâ
tökülür G.66/2, gözlerinden aòıdur G.78/6 ‘ârif bilür bu cânı G.191/1, imâmet
gösterür T.26/4, boş úalur úafes T.36/4
7. -updur/-üpdür Öğrenilen Geçmiş Zaman Eki
münzel olupdur úaşuñ G.60/9, düşüpdür nâra ‘ışúuñdan yanar G.126/2,
óayrân olupdur G.164/4
8. -sul Đsimden Đsim Yapan Ek
zerú u rîyâdan oldı yoòsul G.29/7
9. -sun/-sün Emir Eki
âşinâ óâlin ne bilsün G.4/9, yüzüñ yazusı Úur’ândur G.48/3, bu dîni dutmışam
bilümde G.58/9, cân neylesün G.84/1, düşmenüñ ‘ömri tükensün G.148/6
‘anber koòusı duttı G.206/4, muãóafuñ yazusı T.15/3, görmesün yavuz göz
T.121/2
10. 10. 10. 10. ----àu/àu/àu/àu/----gü Fiilden Đsim Yapan Ekgü Fiilden Đsim Yapan Ekgü Fiilden Đsim Yapan Ekgü Fiilden Đsim Yapan Ek
òaçan ãûret olur gözgüde mestûr G.43/2
2.2.b. Ünlüsü Sonradan Yuvarlaklaşmış Olan Ekler
1. -(u)m/-(ü)m; -(u)muz/-(ü)müz Đyelik Eki
21Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 213
30
Eski Türkçe devresinde eklendiği kelimenin ünlü durumuna göre, her iki
uyuma da girebilen bu ekin yardımcı sesi Eski Anadolu Türkçesinde daima
yuvarlaktır. Bunun da sebebi m dudak ünsüzüdür22.Ancak metnimizde düz ünlülü
örneği de vardır. Bu da eserin istinsah tarihiyle ilgili olabilir.
-(u)m/-(ü)m
cânumı yaòar G.21/2, baàrumı yandurdı hâr G.25/8, dut elümi G.121/7, yoòdur
ortaúum T.66/2
-(u)muz/-(ü)müz
iy ezelî cân ile cânânumuz G.86/1, iy tâze gülistânumuz G.86/5, düşti
göñlümüz T.35/1
-mız/-miz
úıblemizdür G. 158/9
2. -(u)ñ/-(ü)ñ Đyelik Eki
Bu ek de I. şahıs iyelik eki gibi Eski Türkçe devresinde uyuma girmiştir. Eski
Anadolu Türkçesinde ise yuvarlak ünlülü olarak kullanılmıştır. Bu yuvarlaklaşma I.
şahıs iyelik ekine benzemek suretiyle meydana gelmiştir23.
kirpügüñ zülfüñ úaradur G.13/1, süzilmiş gözlerüñ G.37/4, gözüñ aç G.43/11
3. -uñ/-üñ; -nuñ/-nüñ Đlgi Hâli (Genitiv) Eki
Eski Türkçe devresinde eklendiği kelimenin ünlü durumuna göre uyuma
girebilen bu ekin Eski Anadolu Türkçesinde yalnız yuvarlak vokalli şekilleri
kullanılmıştır24.
-(u)ñ/-(ü)ñ
dil-berüñ yolında G.2/10, òûbuñ cefâsı yoò G.6/1, onuñ ãıfatını oòur G.100/3,
zâhidüñ hiç oldı hiçe geçdi ùâ‘atı G.176/9
-nuñ/-nüñ
onuñ vesvâsına uyma G.109/3, cümlenüñ maúsûdı sensen T.60/2
22 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.33. 23 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.142. 24 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 143.
31
-(u)m/-(ü)m
menüm baòtum mıdur G.3/6, menüm óâlüm gören aydur G.144/6
4. -lu/-lü Đsimden Đsim Yapan Ek
Eski Türkçe’de -lıà, -lig; -luà, -lüg şeklinde düz ve yuvarlak ünlü taşıyan ek
Eski Anadolu Türkçesinde sadece -lu, -lü şeklinde yuvarlak ünlülü kullanılmıştır.
Ekin sonundaki à ve g’ler Batı Türkçesine geçerken düşmüş, bu düşme ise ekin
ünlüsünün yuvarlaklaşmasına sebep olmuştur25.
âb-ı óayvân gizlüdür G.35/1, gizlü esrâr ondadur G.44/4, yaralu eyledi meni
G.64/3, fitnelü ‘aynuñ imâmet gösterür G.64/3, şîrîn dudaàlu yaratmış G.145/2
5. -dum/-düm Teklik I. Şahıs Görülen Geçmiş Zaman Eki
Eski Anadolu Türkçesinde daima yuvarlaktır. Bu yuvarlaklık ise m tesiriyle
olmuştur.
elüme çâr-pâre aldum G.136/3, bezdüm cihândan G.150/6, ùarò eyledüm
G.150/6, uãandum mülk ü mâlından cihânuñ T.54/1, óacca vardum T.77/3
6. -duñ/-düñ Teklik II. Şahıs Görülen Geçmiş Zaman Eki
Eski Anadolu Türkçesinde ekin ünlüsü daima yuvarlaktır. Bunun sebebi ise
teklik I. şahıs -dum, -düm’dür.
ne bulduñ uyòudan G.109/1, çevirdüñ yüzüñi Óaúdan G.109/2, olduñ onlardan
T.104/2, görmedüñ Óaúda T.104/3
7. 7. 7. 7. ----duú/duú/duú/duú/----dük Çokluk I. Şahıs Görülen Geçmiş Zaman Ekidük Çokluk I. Şahıs Görülen Geçmiş Zaman Ekidük Çokluk I. Şahıs Görülen Geçmiş Zaman Ekidük Çokluk I. Şahıs Görülen Geçmiş Zaman Eki
Metnimizde ünlüsü daima yuvarlaktır. Eski Türkçede çokluk birinci şahıslarda
-ú -k yerine -mız, -miz kullanılmıştır. Batı Türkçesinde -duú, -dük partisip ekinin
tesiriyle bu ek değişmiştir26.
úîr u úârun úıymetin ma‘nide bildük G.84/6
8. -uz/-üz Çokluk I. Şahıs Bildirme Eki
Bu ek biz zamirinden inkişaf etmiş, b>v değişmesinden sonra v vokalle
kaynaşarak onu yuvarlaklaştırmıştır27.
25 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.143. 26 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 299. 27 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.144.
32
cevher-i lâ-mekân bizüz G.83/6, tüccârıyuz Çinüñ G.84/10
9. -uz/-üz Çokluk I. Şahıs Eki
Eski Anadolu Türkçesinin diğer metinlerinde olduğu gibi metnimizde de
yuvarlak vokallidir.
cânumuzı bıraòmışuz G.83/3, úâêıya nesne virmezüz G.83/7
10. -ayum/-eyüm Teklik I. Şahıs Emir Eki
Eski Türkçede -ayın, -eyin şeklinde kullanılan ekin Batı Türkçesinde -ayın,-
eyin yanında birinci şahıslardaki m tesiri ile -ayım, -eyim şekli de ortaya çıkmıştır. -
ayım, -eyim’i Eski Anadolu Türkçesinde bazen -ayum, -eyüm şeklinde
görürüz.Yuvarlaklaşmanın ya m tesiri ile ya da başka birinci şahıslara
karıştırılmaktan ileri gelen bir yanlışlık, bir imlâ benzerliğinden ortaya çıktığı
düşünülebilir28.
seni çaòayum cihâna G.181/6, ne vech ile beñzedeyüm dudaàuña G.198/12
11. -(u)ñ/-(ü)ñ; -ñuz/-ñüz Çokluk II. Şahıs Emir Eki
şol dü-câ mâhı görüñ G.103/1, görüñ bu çeşme-i óayvan lebi G.117/3
12. 12. 12. 12. ----duúca/duúca/duúca/duúca/----dükce Zarfdükce Zarfdükce Zarfdükce Zarf----Fiil EkiFiil EkiFiil EkiFiil Eki
Eski Anadolu Türkçesinde görülen bu ek -duú/-dük partisip eki ile -ce, -ca
eşitlik ekinin birleşmesinden meydana gelmiştir.
beyân itdükce ‘aúl ondan düşer dûr G.43/6
13. 13. 13. 13. ----àun/àun/àun/àun/----gün Fiilden Đsim Yapan Ekgün Fiilden Đsim Yapan Ekgün Fiilden Đsim Yapan Ekgün Fiilden Đsim Yapan Ek
minme ger azàun degülsen nefs-i şûmuñ atına G.171/2
14. -u/-ü Fiilden Đsim Yapan Ek
Eski Türkçedeki -à, -g fiilden isim yapma ekinin Batı Türkçesinde düşmesi
yüzünden yardımcı sesi yuvarlaklaştırmasıyla meydana gelmiştir29.
‘anber koòusı duttı G.206/4, muãóafuñ yazusı T.15/3
-u/-ü fiilden isim yapma eki bazen de başdaki -à, -g’si düşmüş olan -àu, -gü
ekinden gelmektedir30. 28 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.305. 29 Tahsin BANGUOĞLU, Süheyl ü Nevbahar, Leipzig-1938, s.119, Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı
Gunya, Ankara 1995, s.148. 30 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 192.
33
ki úoròusızdur T.202/10
2.2.c. Düz Ünlü Taşıyan Ekler
1. -dı/-di Görülen Geçmiş Zaman Eki
Teklik ve çokluk III. Şahısta kullanılan -dı/-di görülen geçmiş zaman ekinin
ünlüsü daima düzdür. Eski Türkçede -tı, -ti; -dı, -di şeklinde kullanılan ek Eski
Anadolu Türkçesinde genellikle -dı, -di bazen de -tı, -ti şeklindedir. Metnimizde iki
şekilde de kullanılmıştır.
müşk-i ter didiler G.8/8, cûşa getürdi ‘âlemi G.49/3, Óaú didi G.59/7, fürúatüñ
úahrı meni yaótı G. 104/8, ÒıŜr âbı çü içdi óayy oldı câvidânı G.191/2, Âdeme
urdı bu demden T.129/4
2. -gil Teklik II. Şahıs Emir Eki
Türkçenin çeşitli devrelerinde ve bilhassa Eski Türkçe ve Eski Anadolu
Türkçesinde -àıl, -gil Azeri Türkçesi ile Doğu Anadolu ağızlarında -àınan, -ginen
şeklinde kullanılan ekin31 ünlüsü düzdür. Metnimizde kalın sıradan köklerde de ince
sıradan köklerde de -gil şeklinde kullanılmıştır.
úul olgil G.75/5, raóm úılgil sen Nesîmî’ye G.129/7, vâ‘ıôâ úoygil meni
G.136/8, lebüñ devrânıdur gelgil G.159/12
3. -ı/-i; -sı/-si Teklik III. Şahıs Đyelik Eki
Ekin ünlüsü daima düzdür.
óûbuñ vefâsı yoò G.6/1, firâúuñ àuããasıdur G.48/9, ma‘nisi bu kim G.128/7
4. -ı/-i Belirtme Hâli (Akkzuative) Eki
Eski Türkçede -à, -g şeklinde olan ek, ünlü uyumuna bağlı olarak -ı -à, -i -g, -u
-à, -ü -g şeklinde kullanılmaktadır. Ancak Batı Türkçesine geçişte -à, -g’lerin
düşmesi sonucu geriye kalan yardımcı ses bu ekin fonksiyonunu üstlenerek asıl ek
durumuna geçmiştir. Bu ek metnimizde düz ünlülü olarak kullanılmıştır.
derdümi arturma G.44/6, vaãluñı bulan ol cân ilen cihânı nider G.53/1, dut
elümi G.121/7, göñlümi yaàmaladı T.8/1, cânumı yandurdı T.102/1
31 Ahmet CAFEROĞLU, Türkçemizde kullanılan -àıl/-gil emir eki, TDAY (Belleten) 1971, s. 1-10,
Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s. 153.
34
5. -ıcak/-icek Zarf-Fiil Eki
gül gelicek ‘andelîb-i zâr ile óoşdur G.74/4
6. -ıcı/-ici Fiilden Đsim Yapan Ek
Eski Türkçede -ı-àçı, -i-gçi ve -àuçı, -güçi şeklinde olan ek à ve g’nin
düşmesiyle meydana gelmiştir. Eski Anadolu Türkçesinde ünlüsü daima düzdür.
şîrîn gülici şeker-dehensen G.141/7
7. -(ı)l-/-(i)l- Fiilden Fiil Yapan Ek
Eski Türkçede uyuma bağlı olarak kullanılan -l-‘nin yardımcı ünlüsü Eski
Anadolu Türkçesinde genellikle düzdür.
Ek, düz ünlülü kelimelere geldiği zaman yardımcı ünlüsü de daima düzdür.
Óaúdan açıldı bu bâb G.2/5, seçildi úarası aàından G.138/4, fitne yayıldı
T.12/2
Ek, yuvarlak ünlülü kelimelere geldiği zaman ise:
a. Yuvarlak ünlülü bir kısım kelimelerde ekin yardımcı ünlüsü de yuvarlaktır.
‘anber-i sârâ tökülür G.66/2, dili dutuldı G.165/9
b. Yuvarlak ünlülü bir kısım kelimelerde ise, ekin yardımcı ünlüsü düzdür.
süzilmiş gözlerüñ saā u selâmet G. 37/4
8. -(ı)n-/-(i)n-Fiilden Fiil Yapan Ek
Eski Türkçede ünlü uyumuna tabi olan ek Eski Anadolu Türkçesinde
genellikle düz ünlülü olarak kullanılmıştır. Metnimizde hem düz ünlülü kelimelere
hem de yuvarlak ünlülü kelimelere düz ünlü getirilmiştir.
çalındı ãûr G.55/14, dermân bulınmaz G.59/12, çoò bulınmaz yâruñ àamı
G.69/5, görinürsen büt-i ‘ayyâreden G.136/1
Ancak birkaç kelimede “buluna G.11/5, görünen G.150/7” yuvarlak ünlülü fiil
tabanında yardımcı ses olarak yuvarlak ünlü kullanılmıştır.
9. -ınca/-ince Zarf-Fiil Eki
Eski Türkçede -àınça, -ginçe şeklinde olan ek, à ve g’nin düşmesiyle -ınca, -
ince şekline dönüşmüştür.
vaãl irişince cânuma óüzn ü melâl içindeyem G.127/4 dolmayınca olmadı nûrı
tamâm T.79/2
35
10. -ısar/-iser Gelecek Zaman Eki
viãalüñ sa‘âdeti düşiser G.68/8, òaçan ùuùâş olısar G.98/10
11. -(ı)ş-/-(i)ş- Fiilden Fiil Yapan Ek
Ekin yardımcı ünlüsü genellikle düzdür.
‘âlem-i tevóîde çün irişdi Nesîmî G.74/9, vaãluñdan ol gedâ ki irişti murâdına
G.107/8
12. 12. 12. 12. ----lıú/lıú/lıú/lıú/----lik; lik; lik; lik; ----luú/luú/luú/luú/----lük Đsimden Đsim Yapan Eklük Đsimden Đsim Yapan Eklük Đsimden Đsim Yapan Eklük Đsimden Đsim Yapan Ek
Bu ek, Eski Türkçede kökün ünlüsüne uymaktadır. Metnimizde düz ünlülü
şekilleri kullanılmıştır.
ikilik perdedür G.2/10, menlik aradan götür ki sensen G.141/2, fitnelik òatm
oldı G.179/7
13. -sız/-siz Đsimden Đsim Yapan Ek
Eski Türkçede ünlü uyumuna bağlı olan ek Eski Anadolu Türkçesinde
yuvarlak vokalli olarak kullanılmıştır. Eski Anadolu Türkçesinden sonra ekin düz
şekilleri tekrar ortaya çıkmıştır. Đncelediğimiz eser Eski Anadolu Türkçesi
devresinde yazıldığı halde düz vokalli kullanılmıştır. Bunun sebebi eserin istinsah
tarihi olabilir.
hem susızam hem Fırât G.5/2, hiç gün olmaz gicesiz G.96/2, sensiz olamaz
cânum G.125/10, ki úoròusızdur ol ‘âşıú G.202/10, perdesiz ma‘bûdını gör
T.64/1, yârsız ãoóbet óarâm olsun óarâm T.83/3
14. -mı/-mi Soru Eki
Eski Türkçede -mu, -mü şeklinde yalnız yuvarlak vokalli olarak kullanılan ek
Eski Anadolu Türkçesinde daima düz vokalli olarak kullanılmıştır. Metnimizde de
düz vokalli olarak kullanılan ekin örnekleri şunlardır:
yoòsa mermerden midür G.16/8, verd-i aómerden midür G.16/11, zer ü gevher
degül midür G.42/5, cân u cihân mısan nesen G.134/1
15. -mış/-miş Öğrenilen Geçmiş Zaman Eki
Eski Türkçede uyuma girebilen öğrenilen geçmiş zaman eki Eski Anadolu
Türkçesinde -mış, -miş şeklinde düz vokalli olarak kullanılmıştır. Ek, metnimizde de
düz vokalli olarak kullanılmıştır.
36
esrümiş Rûóu’l-Úudüs G.16/3, zülfi daàıtmış ruò üzre G.95/3, müştâú olmışam
T.111/1, virmişem cân T.111/2
16. -mış/-miş Partisip Eki
-mış, -miş partisip ekinin vokali de düzdür
geldi rûó-efzâ lebüñden susamış câna selâm G.178/3
17. -ñız/-ñiz Çokluk II. Şahıs Đyelik Eki
Eski Türkçede uyuma girebilen çokluk II. şahıs iyelik ekinin Eski Anadolu
Türkçesinde yalnız yuvarlak vokalli şekilleri kullanılmıştır. Metnimizde ise düz
ünlülü olarak kullanılmıştır.
çehreñiz ‘aksi G.78/2
C. ÜNLÜ DÜŞMESĐ
Ünlü düşmesine daha çok kelime ortasında rastlanmıştır. Bu düşüş Türkçenin
her devresinde görülmektedir32. Metnimizde de bu düşüşün örneklerine sık sık
rastlanmaktadır. Bu düşen ünlü kelimenin bünyesinde olduğu gibi, herhangi bir ekin
de ünlüsü olmaktadır. Örneklerinden bazıları şunlardır:
uàurı:uàurı:uàurı:uàurı: yalancak uàrı mı G.61/2
üzere:üzere:üzere:üzere: mâh üzre zülfüñi gice daàıtma G.73/2
ayırayırayırayır----:::: senden ayru düştügüm taúdîr imiş G.199/6
göñül:göñül:göñül:göñül: göñlümi yaàmaladı T.8/1
baàır:baàır:baàır:baàır: yandurdı şevúuñ baàrumı G.15/2
aúıl:aúıl:aúıl:aúıl: ‘aúluñ ‘aúlı òaçan bildi G.26/2
oyunaoyunaoyunaoyuna----:::: oynadı atı T.38/4
uyuuyuuyuuyu----:::: àaflet uyòusından uyandı göñül T.72/2
resim:resim:resim:resim: esâs ü resmini yıòar G.88/5
dirilik:dirilik:dirilik:dirilik: müştâúa dirlik sensizin v‘allâh ki key düşvâr imiş G.97/1
ayıt:ayıt:ayıt:ayıt: her dem aydur yâ àafur G.55/7
beñizebeñizebeñizebeñize----:::: envâra beñzer G.37/6
‘ömür:‘ömür:‘ömür:‘ömür: ‘ömrüñ zevâli var G.6/7
32 Muharrem ERGĐN, Dede Korkut Kitabı II, Đndeks- Gramer, Ankara 1991, s. 370.
37
ĐĐĐĐ---- Fiili ile Yapılan Şe Fiili ile Yapılan Şe Fiili ile Yapılan Şe Fiili ile Yapılan Şekillerdekillerdekillerdekillerde
idi:idi:idi:idi: ol gün neydüñ G.130/3
imiş:imiş:imiş:imiş: bir rencmiş ‘ışúuñ kim G.62/5, yâ Rab ne tâbân aymış G.116/9
ise:ise:ise:ise: úılursa óüsnini ‘arŜa G.48/8, ne úadar âl iderse âl irmez G.85/3, Nesîmî
úıldısa bir úatle tevbe G.164/7, moàol her òanda varursa G.169/12
iken:iken:iken:iken: topraàken ol zühre maña müşterî oldı G.128/3
ile:ile:ile:ile: Óakúıyla âşinâdur G.71/7, ‘âşıúları hemîşe onuñla şikâr ider G.73/4
içün:içün:içün:içün: onuñçün ùavú-ı la‘net zîveridür G.9/6, onuñçün âdem-i Âl-i ‘abâdur
G.75/10
D. BĐRLEŞME
Türkçede iki ünlü yan yana gelemeyeceğinden ünlü ile biten bir kelimeye ünlü
ile başlayan bir kelime veya ek geldiği zaman ünlülerden biri düşerek birleşme
meydana gelir. Metnimizdeki örneklerden bazıları şunlardır:
niçün < ne+içünniçün < ne+içünniçün < ne+içünniçün < ne+içün
niçün ki ziyândur G.22/4
şol < şu+olşol < şu+olşol < şu+olşol < şu+ol
şol âb-ı kevåeri içen nider bu cânı nider G.53/1
şöyle < şu+eyleşöyle < şu+eyleşöyle < şu+eyleşöyle < şu+eyle
şöyle yanar ‘ışúuñ odı G.46/7, úâmetüñ şöyle mu‘tedildür kim G.85/9
neyleneyleneyleneyle---- < ne+eyle < ne+eyle < ne+eyle < ne+eyle----
yârun firâúı neyleyem G.58/2, cân neylesün G.84/1
n’ider < ne+itn’ider < ne+itn’ider < ne+itn’ider < ne+it----
sensiz nider göñlüm G.126/10, cânı niderem G.128/12
kimse < kim+ikimse < kim+ikimse < kim+ikimse < kim+isesesese
her kimse kim bildi vü Óaúúı tanıdı G.56/13
nesne < ne+ise+nenesne < ne+ise+nenesne < ne+ise+nenesne < ne+ise+ne
görünmez nesneden G.61/8
yoòsa < yoò+iseyoòsa < yoò+iseyoòsa < yoò+iseyoòsa < yoò+ise
bu cevri yoòsa dilberden midür G.16/6, yoòsa mermerden midür G.16/8
38
ÜNSÜZLER
A. ÜNSÜZ DEĞĐŞMESĐ
1. ú>ò değişmesi1. ú>ò değişmesi1. ú>ò değişmesi1. ú>ò değişmesi
Kelime kökünde görülen bu değişiklik daha çok Eski Anadolu Türkçesinde
görülen bir değişikliktir. Azeri ve Osmanlı Türkçelerinin müşterek ana devresi olan
Eski Anadolu Türkçesinde bu ú/ò değişimi bakımından hem ú hem de ò’lı şekilleri
müştereken kullanılmıştır. Eski Anadolu Türkçesinden sonra Azeri Türkçesinde ò’lar
Osmanlı sahasında ise ú’lar ağırlık kazanmaya başlamıştır33. Bu da bize
göstermektedir ki, bugün Azeri sahası ile Osmanlıdan günümüze gelinceye kadar bu
iki saha arasındaki belirgin ses farklılıklarının başında ú-ò değişmesi gelmektedir.
Metnimiz Azeri Türkçesiyle yazıldığı için ú/ò değişmesi sıkça görülmektedir.
bir ayruò belâdur G.13/2, çıòar banbuà úulaàuñdan G.43/11, ne seyl aòar
G.48/10, yaòtı meni firâú ilen G.64/6, ne oòdur ki gözlerüñ G.73/4, dâra çıò
G.74/5, hiç bulmadı kimse bir daòı G.134/5, başuma çıòdı G.136/4, dükkânını
yıò onuñ G.152/10, ters oòur gör her faúîh G.176/10, cânumı yaòdı firâú
T.47/1, yoò didi T.71/2
2. k>g değişmesi
Kelime başında görülen bu k/g değişmesi Eski Türkçeden Batı Türkçesine
geçerken görülen bir hadisedir. Batı Türkçesinin Azeri ve Osmanlı sahalarında
görülen bu değişiklik biraz farklı inkişaf etmiştir. Osmanlı sahasında g’ye dönmüş
bazı kelimeler Azeri sahasında Kuzey ve Doğu Türkçesinin de tesiriyle k’lerini
muhafaza etmişlerdir34.
Metnimizde şu kelimeler k sesinin varlığını devam ettirmiştir:
ãaòlamadı kim kendüdür G.5/19, saña beñzer cihânda kimse yoòdur G.37/7,
dür kibi deryâ tökülür G.66/4, Rûó-ı emîndür kiçi câmı G.207/8, kirpügüñ
zülfüñ úaşuñ ümmü’l-kitâb T.2/3
Şu kelimelerde ise g’li olarak kullanılmıştır:
33 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 89-90. 34 Muharrem ERGĐN, Dede Korkut Kitabı, Đndeks- Gramer, Ankara 1991, s. 420-421.
39
güñeş beñzer didüm şol mâha heyhât G.37/13, göñül hicrüñden uãandı G.48/6,
iy gözüñ sevdâsından fitne mest T.6/3, gör ki õâtuñ òandadur T.13/2, çoò
zemân geçdi vü çoò gezdi felek T.51/1
3. ú>à değişmesi3. ú>à değişmesi3. ú>à değişmesi3. ú>à değişmesi
Batı Türkçesinde kelime sonunda meydana gelen bu değişiklik Eski Anadolu
Türkçesinde ve daha sonra da Azeri Türkçesinde görülür. Osmanlı sahası ú’da
kalırken, Azeri sahası sonda bulunan ú’ları çoğu zaman ò’ya bazen de à’ya
çevirmiştir.
òanı àaflet şarâbından bir ayuà G.11/9, ãaldı ayaàı altına G.33/3, başını
oynamaà oña muúarrer olmışdur G.39/3, yavuz gözden ıraà olsun G.61/6,
bütün peymân sınıà G.87/6
4. b>m değişmesi
Eski Türkçe devresinden Batı Türkçesinin ilk devresine kadar olan sahada
kelime başında b-m değişmesine rastlanır. Batı Türkçesinin ilk devresi olan Eski
Anadolu Türkçesinden sonra Osmanlı sahası b, Azeri sahası ise m’yi tercih etmiştir.
Böylece kelime başındaki bu b-m değişikli ği Azeri Türkçesinin başlıca hususiyeti
olmuştur.
iy zâhid meni men‘ eyleme G.4/7, çeşme-i óayvân menem G.5/1, iy moncuàı
dür-dâne ãanan cevherüñi bil G.40/9, munca ne söyler G.60/4, meni kendüye
maóv eyledi G.82/2, yüz miñ belâ vü miónet ilen G.107/6, minme ger azàun
degülsen G.171/2
5. ù>d değişmesi5. ù>d değişmesi5. ù>d değişmesi5. ù>d değişmesi
Kelime başında bulunan ù’lar Eski Anadolu Türkçesine gelinceye kadar
varlığını muhafaza etmiş Eski Anadolu Türkçesinden sonra ù/d değişmesi başlamış
ve bu değişme son dönemlere kadar devam etmiştir. Hatta bugün bile ağızlarımızda
yer yer hem “ù” hem de “d” li şekiller kullanılmaktadır. Metnimizde de ù/d
değişiminin hem ù’lı hem d’li örneklerine rastlamaktayız.
d’li şekiller: tiryâk - mizâcı duttı aàu M.1/6, datlu ile acı bir mey oldı M.1/12,
bu doúuz çarò-ı mu‘allak neden oldı tertîb G.63/2, mâh üzre zülfüñi gice
daàıtma G.73/2, durmış senüñle G.173/7, kim ki bu baóre dalmadı G.204/6
ù’li şekiller: ùopraàa sücûd úıld M.1/3, ki yigrekdür onuñ ùozı G.144/3
40
6. b>v değişmesi6. b>v değişmesi6. b>v değişmesi6. b>v değişmesi
Eski Türkçede kelime başında rastladığız bazı b’ler Batı Türkçesine geçerken
v’ye dönüşmüştür.
virvirvirvir---- < bir < bir < bir < bir---- vir disem G.59/8, virmeye kimse G.189/8
var < barvar < barvar < barvar < bar òanda var bir arı baùın doàrı yâr T.12/3
Kelime ortasında ve sonunda da b/v değişikliğine rastlamaktayız.
yavuz < yabızyavuz < yabızyavuz < yabızyavuz < yabız yavuz gözden ıraà olsun G.61/6
sevsevsevsev---- < seb < seb < seb < seb---- sevgüsi aàır yükmiş G.170/10
iv < ebiv < ebiv < ebiv < eb dünyede câvîdân ivin kimse içün yapılmadı G.204/2
7. g>v değişmesi
gögercin tek şikâr itti meni G.61/6, óüsnüñi ögme G.192/10
8. k>t değişmesi
Bir ağız özelliği olarak değişmiş olabilir.
oña ne şerbet ü ma‘cûn gerek ne etmek ü aş G.98/7
9. b>p değişmesi
Kelime başında görülen bir değişikliktir. Türkçede aslında b ile başlayan bazı
kelimeler sonradan p’ye dönüşmüştür. Baştaki bazı b’lerin p olması ağızlarda, Azeri
ve Osmanlı sahalarında birbirinden farklı bir durum almıştır. Azeri Türkçesinde b’li
şeklini muhafaza ederken Osmanlı Türkçesinde p’ olmuş veya Osmanlı Türkçesinde
b’li şeklini muhafaza ederken Azeri Türkçesinde p olmuştur35.
Bugün bazı kelimelerin başındaki p’ler Azeri Türkçesinde b olmuş, kelime
başındaki bazı b’ler de Azeri Türkçesinde p olmuştur.
b’li şekiller
çıòar banbuà úulaàuñdan gözüñ aç G.43/11, her kimüñ ‘ışúuñ odıyla sen
bişürdüñ aşını G.200/3
p’li şekiller
iy úaşı gözi pölüklü şehriyâr
G.151/5
35 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 83.
41
B. ÜNSÜZ DÜŞMESĐ
úapuúapuúapuúapuā>kapuā>kapuā>kapuā>kapu
sekiz úapusı var G.7/2
vurvurvurvur---- > ur > ur > ur > ur----
ururam miónet eliyle G.46/9
olturur>otururolturur>otururolturur>otururolturur>oturur
geh çıòmışam ‘Đsa kibi çarò üstine oturmışam G.112/8
keltürkeltürkeltürkeltür---- > getür > getür > getür > getür----
gözlerüm yaşı aòar başuma Ùûfân getürür G.104/6, her kim getürmez Îmân
G.77/5
yıraú > ıraàyıraú > ıraàyıraú > ıraàyıraú > ıraà
ıraàa düşdi ka‘beden G.107/3
kergek > gerekkergek > gerekkergek > gerekkergek > gerek
maña zevúı gerekmezdür bu cânuñ T.54/2
úulàaú, úulúulàaú, úulúulàaú, úulúulàaú, úulúaú, úulòaú> úulaúúaú, úulòaú> úulaúúaú, úulòaú> úulaúúaú, úulòaú> úulaú
çıòar banbuà úulaàuñdan G.43/11
yincü>incü “inci”yincü>incü “inci”yincü>incü “inci”yincü>incü “inci”
hem ãadefem hem incüyem G.114/6
yitüryitüryitüryitür---->itür>itür>itür>itür----
itürme Cum‘ayı kim G.71/4
yüce>üceyüce>üceyüce>üceyüce>üce
üce yirden dem urur G.156/9
C. ÜNSÜZ ĐKĐZLE ŞMESĐ
Türkçenin hemen her devresinde rastlanan bu hadiseyi esas itibariyle bazı
ünsüzlerin boğumlanma özelliğine bağlamak mümkünse de; vurgunun tesirine ve
bununla ilgili olarak boğumlanma hareketlerindeki yeğinliğe bağlamak gerekir.
Bununla beraber anlatış özelliğine bağlı olarak meydana gelen ikizleşmeler de
vardır36. Bunlar ise geçicidir. Fakat bunların dışında da ikizleşme olayları vardır ve
36 Zeynep KORKMAZ, Nevşehir Yöresi Ağızları, C. I, Ankara 1977, s.102, Muzaffer AKKUŞ,
Seyyid Nigâri Divanı, Niğde 2001, s.43.
42
örnekleri eski tarihi metinlerden değişik lehçe ve şivelere varıncaya kadar hep aynı
söyleyişte devam ettirilmiştir. Đkki, sekiz gibi. Türkçenin hemen her alanında görülen
bu ikizleşme olayı Anadolu’da yazılan birçok eserde de görülmektedir.
firâúuñ āuããasıdur G. 48/9, aããı eylemez G.64/10, zâhide aããı eylemez
G.189/5
D. ÜNSÜZ BENZEŞMESĐ
Eski Anadolu Türkçesinde kök ve ek birleşmesinde bazı eklerin tek şekilli
oldukları göze çarpmaktadır. Oysa Türkçede sedasız bir konsonant ile biten kök ve
gövdelere getirilen ekin de bu kaideye uyarak sedasız olması gerekir. Eski Anadolu
Türkçesinde eklerin tek şekilleri olduğu için bu uyum söz konusu değildir. Eski
Anadolu Türkçesinde “t” ile sona eren fiil kök ve gövdelerine “d” ile başlayan bir ek
getirilince, bu iki konsonantın çok defa sedasız, bazen de sedalı olarak benzeştiği
görülmektedir.37 Eski Anadolu Türkçesinin bir kısım metinlerinde görülen bu ikili
durum metnimizde de görülmektedir.
bizi zencire çekdi baāladı G. 84/3, bâùıl kavle yapışduñ G. 109/2, atduñ
cânuma bir oò G. 206/2
Şu kelimelerde benzeşme hadisesine rastlanmıştır.
tiryâk-ı mizâcı duttı aāu M. 1/6, iremüñ gülin úurıttı G. 32/8, fürúatüñ miñ çeri
çekti üstüme G. 105/3
E. SEDALILAŞMAE. SEDALILAŞMAE. SEDALILAŞMAE. SEDALILAŞMA
Kelime sonunda bulunan p, c, t, k, ú ünsüzleri iki ünlü arasına geldikleri zaman
sedalılaşırlar. Bu hadise birdenbire ortaya çıkmamış, zamanla gelişmiş ve bugünkü
halini almıştır.
----tttt---- / / / /----dddd----
aòıdur dür-dâneyi G.21/8, her dem aydur yâ àafur G.55/7, gözümden aòıdur
G.88/4, derdüme eyle çâre G.105/1, idrâk ider onı G.109/15
----kkkk---- / / / /----gggg----
silk etegüñ G.50/7, tutuştı yüregi G.68/10, nedür ayruò dilegüň G.70/14,
senden ayru düştügüm G.199/6, yüregüm úan oldı gel G.209/1
37Muzaffer Akkuş, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s. 167
43
----úúúú---- / / / /----àààà----
ùopraàa sücûd úıldı M.1/3, ãur ünin işitmedi úulaàuñ M.1/31, cân dimişler
dudaàuña G.8/7, ãaldı ayaàı altına G.33/3, ala gözüñ aàına vü úarasına
G.168/1
Şu kelimelerde ise -ú sesi iki ünlü arasında kalmasına rağmen
sedalılaşmamıştır.
yâr ister hemîşe ‘âşıúuñ âzârını G.184/7, yoòdur ortaúum T.66/2
----çççç---- / / / /----cccc----
úalemüñ dili ucından G.66/7
----pppp---- / / / /----bbbb----
deñiz dibinde G.100/4
F. HECE DÜŞMESĐF. HECE DÜŞMESĐF. HECE DÜŞMESĐF. HECE DÜŞMESĐ
ùurur>durur>ùurur>durur>ùurur>durur>ùurur>durur>----dur/dur/dur/dur/----dürdürdürdür
budur naôar didiler G.8/10, ne mâhiyetdür iy cân kim G.51/3, fürúâtüñ şerbeti
acıdur G.104/2, gerçi yigrekdür G.110/2, yüzüñ Muãóafdur G.159/1, budur
Óaúdan gelen G.159/1, buyruú onuñdur G.163/9
44
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
45
ŞEKĐL BĐLGĐSĐ
Yapım Ekleri
a) Đsimden Đsim Yapan Ekler
----lıú/lıú/lıú/lıú/----lik;lik;lik;lik;----luú/luú/luú/luú/----lüklüklüklük
Bu ekin asıl fonksiyonu sıfatlardan isim yapmak olduğu halde, sıfat olarak
kullanılmayan isimlerden de sıfat yaptığı görülür. Metnimizde işlek olarak kullanılan
eklerden biridir.
bu iki-lik perdesinden geç G.30/2, gel bu bir-lik revzeninden baò G.30/2,
saçınuñ şebinde yüzi iki hafta-lık úamerdür G.32/1, şol dirligi<diri-lig-i
neyler G.65/11, ãûfî-lik óarâm G.124/6, degmez maña bir pula cihân var-lıā-ı
G.128/2, şâdı-lıā ile G.128/4, var-lıā-ın ortaya úoydı G.136/11, men-lik
aradan götür G.141/2, fitne-lik òatm oldı G.179/7, geç iki-lik-den elif tek
vâóid ol T.62/1
-lu/-lü
Eski Türkçede -lıā/-lig/-luā/-lüg şeklinde düz ve yuvarlak ünlü taşıyan ekin
Eski Anadolu Türkçesinde sadece -lu/-lü şeklinde yuvarlak ünlülüsü kullanılmıştır.
Ekin sonundaki -ā ve -g’ler Batı Türkçesine geçerken düşmüş, bu düşme ekin
ünlüsünün yuvarlaklaşmasına sebep olmuştur. Sıfat olarak kullanılan vasıf isimleri
yapmak esas fonksiyonudur. Sıfat eki diye anılan bu ek, yerine göre hem isim hem
sıfat olarak kullanılmaktadır. Bu ek bulundurma, sahiplik ve bağlılık ifade eder38.
dat-lu ile acı bir mey oldı M.1/12, òanı şol incü-lü arı ãadef kim G.11/5, yara-
lu olmışam G.105/1, sen vefâ-lu-san G.110/2, iy şems ü úamer yüz-lü şîrîn
dudaāuñ duz-lu G.125/4, vey şehd ü şeker söz-lü G.125/4, iy görk-lü G.125/8,
iy úaşı gözi pöl-ük-lü G.151/5, vefâ-lu yâr u dost G.151/8, uāur-lu sipâh
G.165/8, âyine pas-lu G.183/5, iy óûri ãûret-lü G.188/3, güneş ùalèat-lu
yüzüñdür G.202/2
----sız/sız/sız/sız/----sizsizsizsiz
Bu ek -lu/-lü ekinin olumsuz şeklidir. Bu durum itirabiyle -lu/-lü eki bir
şeyin nesnede bulunduğunu -suz/-süz ise bulunmadığını ifade eder. Eski Türkçede
38 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000,s.160
46
sız/-siz/-suz/-süz şeklinde olan bu ek Eski Anadolu Türkçesine gelince yalnız
yuvarlak vokalli olarak kullanılmıştır. Metnimizde -sız, -siz şeklinde kullanılmıştır.
hem su-sız-am hem Fırât G.5/2, gerçi laèlüñ cân virür cân-sız-lar-a G.21/4,
maña sen-siz cihan ü cân gerekmez G.87/1, vefâ-sız dünyânuñ mihrin gider
G.109/4, sen-siz olamaz G.125/10, onuñ göz-siz yaratmış başını G.200/1, daşı
úıymet-siz-dür G.200/8, ki úoró-u-sız-dur G.202/10, perde-siz maèbûduñı gör
T.64/1, yâr-sız ãoóbet óarâm olsun T.83/3
-daş/-deş
Türkçede eskiden beri kullanılan bu ekin asıl fonksiyonu eşitlik, ortaklık,
mensubiyet ve bağlılık ifade etmektir.
kim bu yolda olanuñ yol-daş-ı dünyî ne bilür G.26/7, ola dîn-daş G.98/5,
ÓıŜr ile yol-daş ol G.142/11, úoymaya yol-daş-lıā-uñ Óaúúın bilen yol-daş-ı-
n-ı G.200/11
----raú/raú/raú/raú/----rekrekrekrek
Türkçede eskiden beri kullanılan bir ektir. Bu ek, çokluk, fazlalık ifade eden
bir karşılaştırma ekidir. Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
gerçi yig-rek-dür G.110/2, ki yig-rek-dür onuñ ùozı G.144/3
-cı/-ci
Türkçede eskiden beri işlek olarak kullanılan bir ektir. Meslek ve uğraşmayla
ilgili isimler yapar. Eski Türkçede ekin ç’li şekilleri kullanılmış Batı Türkçesine
geçtikten sonra ise c’li şekilleri de kullanılmıştır. Metnimizde de işlek olarak
kullanılmıştır.
yol-cı ile yol menem G.5/11, oyun-cı rüzgâr G.25/12, boya-cı-sı bir imiş
G.102/4, yalan-cı nefse uymışsan G.109/5, geç iy daèvi-ci G.126/15, yalan-cı
müddeèînüñ baòtı bîdâr olmasun G.147/11, iy oyun-cı úamer G.155/9, başaò-
cı ay ile G.176/7, ne yaāmâ-cı Moāol Çîndür G.202/3, āamzeleri èarbede-ci
207/1, yaāma-cı-lar T.24/1, iy dudaāuñdan òacil óalvâ-cı-lar T.24/4, ol yalan-
cı-dan T.43/4, yalan-cı degül T.63/1, ton-cı-y-a gitsen gerekse ton bütün
T.104/4
----āa/āa/āa/āa/----gegegege
Đşlek olmayan eklerden biridir.
47
senden öz-ge yoò G.105/11, senden öz-ge yoò G.113/5, öz-ge-ler yâr olmasun
G.148/1, ùâèatuñdur öz-ge ùâèatlar günâh T.109/4
----caú/caú/caú/caú/----cek/cek/cek/cek/----çaú/çaú/çaú/çaú/--------çekçekçekçek
Türkçede eskiden beri kullanılan, fakat işlekliği gittikçe azalan bir yapım
ekidir. Küçültme ve sevgi ifade eder.
neçesi tiz-cek bilürsen G.30/3, ne gök-cek ad ile G.115/12, gör ne gök-cek şol
hilâli yâya úurban olmışam G.120/7
-l
Đşlek olmayan bir ektir.
yaş-ı-l dolablar G.78/7, yüzi ne úız-ı-l güldür G.152/4, şol úız-ı-l gül yüzlü
gül tek T.8/2
-duz/-düz
Đşlek olmayan eklerden biridir.
gün-düz-i aòşamı Úadr oldı vü èıyd T.11/4
-sul/-sül
bây ile yoò-sul menem G.5/11
b) Đsimden Fiil Yapan Ekler
-a/-e-
Đsimlerden olma ve yapma ifade eden fiiller yapar.
şol nergis-i mestâneye uārar<uāur-a-r G.45/4, beñzeşi<beñiz-e-ş-i çoòdur
G.107/11, kes sözüñi uz-a-t-ma G.114/2, seni görmek dil-e-r G.126/1,
Óaúdan dil-e-g-üm G.130/2, òoş oynarsan<oyun-a-r-san G155/9, çenber
onuñdur oynasun <oyun-a-sun G.192/14, her ne kim göñli dil-e-r onı úılur
T.31/4, vaãluña ul-a-ş-alı cân olmışam T.89/2
-u-
gör ne uz-u-n òayâl ider G.33/1
-da/-de;-ta/-te
Nadir kullanılan eklerden biridir.
dünyâda mâl ü manãıba al-da-n-ma iy faúîr G.50/6, çâre kimden isteyem<iz-
de-y-em G.58/3, ãûfi al-da-n-maz G.177/12, mihr ü mâh ister<iz-de-r
cemâlüñden zekât T.5/3
48
-la/-le-
Türkçede eskiden beri kullanılan en işlek eklerden biridir.
aā-la-sa-m èayb itme kim G.21/9, sır saò-la-maz göñül G.31/10, baòış-la-r-am
G.114/13, vaãluñı arzu-la-r-am G.119/1, nuùúı baā-la-n-dı G.152/11, baş-la-dı
yâsini G.176/9
-l-
Đşleklik derecesi pek geniş olmayan bu ek de bazı sıfatlardan olma ifade eden
fiiller yapar.
āamdan ince-l-di bu göñlüm G.46/3, göñül ãabâ nefesinden diri-l-di cân buldı
G.117/4
-sa/-se-
Đşleklik alanı dar olan bir ektir.
su-sa-mış ol meye G.1/1, canum su-sa-mış-dur G.15/2, su-sa-du-m la‘lüñe
G.104/1
c) Fiilden Đsim Yapan Ekler
----maú/maú/maú/maú/----mekmekmekmek
Eskiden beri işlek olarak kullanılan bu ek, fiillerden hareket isimleri yapar.
ãoóbet eyle-mek G.18/4, Óaú di-meg-e G.79/2, seni gör-mek diler G.126/1,
nefs-i òarîşe uy-maā G.142/2, git-meg-e èazm eylemişsen G.174/1, Óaúúı
incit-mek-den uãandı göñül T.72/3
----ú/ú/ú/ú/----k;k;k;k;----(u)ú/(u)ú/(u)ú/(u)ú/----(ü)k(ü)k(ü)k(ü)k
Eskiden beri işlek olarak kullanılan fiillerden isim yapan eklerden biridir. Bu
ek, Azeri Türkçesinin tesiriyle ú/ò değişimine uğramıştır.
-ú/-k’li şekiller:
aç-uā ise baãîretüñ baò M.1/20 òanı esrü-k-ler-üñ cemèinde hüş-yâr G.11/10,
buyruāı<buy(u)r-uā-ı taúdîre geçmez G.110/15, senden ıra-ā iy ãanem şâm ü
seóer yanaram G.119/1, eksü-k eylemez G.145/9, iy úaşı gözi pöl-ük-lü
G.151/5, buyruú<buyur-uú onuñdur G.163/9, danu-ā-dur G.169/8, Óaú danu-
ā-dur T.82/2
-ò’lı şekiller: fâ‘il-i muùlaúdan ayruò <ayır-uò kimse yoòdur arada G.
55/12, nedür ayruò<ayır-uò dilegüñ Óaúdan G.70/14
49
----āu/āu/āu/āu/----gü;gü;gü;gü;----úu/úu/úu/úu/----kükükükü
Türkçede eskiden beri kullanılan ve işleklik alanı geniş olan bir ektir. Bu ek
Azeri Türkçesinin tesiriyle ú/ò değişimine uğramıştır.
-āu/-gü
görmeyen gözgüde<gözü-gü-de G.26/6, sev-gü-si aāır yükmiş G.170/10,
gözgüsi<gözü-gü-si arı degüldür G.176/8, zülfüñ úaranāusından<úara-ar-ı-n-
āu-sı-n-dan yol ister idi göñlüm G.198/4, yaúın kim gözgüsi<gözü-gü-si
G.202/11
-òu
uyòulu<uyu-òu-lu āafil G.125/10
----āun/āun/āun/āun/----güngüngüngün
Türkçede eskiden beri kullanılan ve bugün birçok örneği bulunan işlek bir
ektir. Metnimizde bir kelimede geçmektedir.
minme ger az-āun degülsen nefs-i şûmuñ atına G.171/2
-u/-ü
Eski Türkçedeki ā ve g fiilinden isim yapma ekinin düşmesiyle meydana
gelmiştir39.
gözlerümüñ saç-u-sı dür kibi dür-dânedür G.27/5, yüzüñ yaz-u-sı Úurèândur
G.48/3, men bu dîni dutmışam bil-ü-m-de G.58/9, dirildür öl-ü-y-i G.62/3, yir
ü gök ùopùol-u G.150/2, çün senden ayru< ayır-u kimsede yoòdur bu iósân
G.153/3, ki úoró-u-sız-dur G.202/10, èanber koò-u-sı duttı G.206/4,
ayru<ayır-u düşti G.209/2
-ıcı/-ici
Eskiden beri işlek olarak kullanılan bu ek, çokluk, aşırılık ve devamlılık ifade
eden isimler yapar. Eski ve Orta Türkçede -ı-āçı /-i-gçi ve-āuçı /-güçi şeklinde olan
bu ekin ā ve g’si düşmüş; böylece ek Eski Anadolu Türkçesinde -uçı/-üçi şekline
dönmüş ve sonradan ç’nin sedalılaşması ve yuvarlak ünlünün düzleşmesiyle -ıcı/-ici
olarak varlığını sürdürmektedir40.
39 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.192. 40 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.191.
50
bilmez illâ ‘ışú odına yan-ıcı bî-òâblar G.78/4, şol seyr id-ici G.91/8, şîrîn
gül-ici şeker-dehensen G.141/7, yap-ıcı Óaúdur òarâbı G.148/5, cân vir-ici
lebüñdedür G.172/11, yaz-ıcı yazan varaú yoòdur dime T.112/3
----ış/ış/ış/ış/----işişişiş
Bu ek daha çok hareket ve iş isimleri yapar.
baò-ış-ı bîmâra beñzer G.37/4, baò-ış-um Óaúdur T.78/2
----nnnn
Eskiden beri kullanılan ancak işleklik alanı pek geniş olmayan fiilden isim
yapma ekidir.
gör ne uz-u-n òayâl ider G.33/1, çıòdı içümden tüt-ü-n çaròı boyadı büt-ü-n
G.119/6
----zzzz
Đşlek olmayan eklerden biridir.
kes sö-z-ü-ñ-i G.114/2, iy óarâmî gö-z-ler-üñ yaāmacılar T.24/1
d) Fiilden Fiil Yapan Ekler
----arararar----////----erererer----
âyîneden gid-er-me-miş âyine paslu pasını G.183/5, úop-ar-maz nüh felek bir
daşını G.200/10, èarşa çıò-ar-dı G.207/12
----uuuu----rrrr----////----üüüü----rrrr----
Türkçede eskiden beri görülen ve işlek olarak kullanılan bir fiilden fiil yapma
ekidir. Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde art-, gey-, ir-, tat-, sız-, ört- fiillerinin
faktitifleri art-ur-, gey-ür-, ir-ür-, tad-ur-, sız-ur-, ört-ür-, şeklinde yapılmasına
rağmen bugün onun yerine -dur-, -dür- faktitif eki kullanıldığı (art-tır-, giy-dir-, er-
dir-, tat-tır, sız-dır-, ört-tür-) görülmektedir41. Ek, Eski Anadolu Türkçesinde olduğu
gibi metnimizde de yuvarlak vokalli olarak kullanılmıştır.
bit-ü-r-en hem biten it-ü-r-en hem iten G.5/7, deg-ü-r-en maña şifâyı bu gül
ile ol şekerdür G.32/7, naãibümi neçe saèy ile art-u-r-am G.39/4, èaúlın it-ü-r-
ür G.45/6, yâruñ etegin uç-u-r-du-ñ elden G.141/6, kim it-ü-r-en óayâtı
41 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.117, Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.234-235.
51
G.142/5, iç-ü-r-di maña G.152/1, èışúuñ odıyla Óaú biş-ü-r-dü-ñ aşını
G.200/3
----durdurdurdur----////----dürdürdürdür----;;;;----turturturtur----////----türtürtürtür----
Bugün de işlekliğini muhafaza eden eklerden biridir. Metnimizde birçok
örneği vardır.
in-dür-di kitabı Cebrâèil G.4/3, göñlüñi āafletden uyan-dur G.22/10, nuùúuñ
utan-dur-ur meliki G.31/6, dön-dür-me èazmüñi G.50/5, Ùûfân getürür<kel-
tür-ür G.104/6, onı yan-dur-up G.105/9, çarò üstine oturmışam<ol-tur-mış-am
G.112/8, dön-dür G.186/8, derdini bil-dür-mez G.187/9, cânumı yan-dur-dı
şevúuñ T.102/1
----nnnn----
Eskiden beri işlek olarak kullanılan bir ektir.
naúúâş bul-ı-n-dı M.1/4, çal-ı-n-dı úıyâmetüñ nefîri M.1/28, gör-i-n-ür
G.136/1, boya-n-dı G.145/1 gören sen gör-ü-n-en sensen G.150/7, nuùúı baā-
la-n-dı G.152/11, çal-ı-n-dı beşâret G.166/3, ãûfi al-da-n-maz G.177/12,
zülfüñ úaranāusından<úara-ar-ı-n-āu-sı-n-dan G.198/4
----tttt----
Bu ekin asıl fonksiyonu oldurma ve yapma ifade eden fiiller yapmaktır.
iremüñ gülin úurı-t-tı úanını G.32/8, beñzetmez<beñiz-e-t-mez onuñ yüzini
G.62/7, munca aā-la-t-ma G.104/5, fürúatüñ úahrı meni yaòtı vü inci-t-ti
G.104/8, ol kim aydur<ay-ı-t-ur G.113/32, uz-a-t-ma G.114/2, içüñi arı-t
G.152/9, èömrüñi çürü-t-me G.177/12, âh iden eri-d-ür seng ü âheni G.205/1,
kim arı-t-maz içini T.69/3, Óaúúı inci-t-mek-den uãandı göñül T.72/3
----llll----
Eskiden beri işlek olarak kullanılan bir ektir. Metnimizde de birçok örneği
vardır.
süz-i-l-miş gözlerüñ G.37/4, söylemekden dârâ as-ı-l-sa-m ne āam G.58/4,
èanber-i sârâ tök-ü-l-ür G.66/2, geldi gül aç-ı-l-dı G.74/3, kes-i-l-mez gerçi
vaãluñdan Nesîmî G.87/11, gülşen kibi aç-ı-l-mış-am G.116/8, menden ay(ı)r-
ı-l-a G.127/3, seç-i-l-di úarası aāından G.138/4, dili dut-u-l-dı G.165/9, kes-i-
l-di mâ vü menlikden G.169/13, yay-ı-l-mış-dur yasaāından yidi iúlime
52
yaāması G.202/3, yana yaò-ı-l-a G.205/2, perde refè oldı vü aç-ı-l-dı ùabaú
T.46/4
----derderderder----////----terterterter----
Bu ek metnimizde gönder- ve göster- kelimelerinde kullanılmıştır. Bunlardan
göster- fiilinin gös-ter- şeklinde izahının mümkün olmadığı, ancak Divân-ı Lügati’t-
Türk’te doğru yolu göstermek manasına könger- fiilinin bir de köndger- şekli
bulunduğuna göre, közger-‘in de közdger- şeklinin olabileceği düşünülebilir42.
bâd ile gön-der G.151/10, güli gülzâra gön-der-di G.169/3, gös-ter-e-sen
òaùasını G.183/1
----şşşş----
Đşlek olarak kullanılan bu ek eklendiği fiillere karşılıklı veya birlikte yapma
anlamı katar.
kim ir-i-ş-di G.55/8, vaãlına ir-i-ş-me-y-e her el G.74/7, vaãl ir-i-ş-ince
cânuma G.127/4, úan aāla-ş-ur-lar sensiz G.153/4, dola-ş-tı boynına G.174/13
----yyyy----
Đşleklik alanı geniş olmayan eklerden biridir.
úo-y-dı elden cihân-ı āaddârı M.2/13, úo-y neçe dönerse dönsün G.78/7,
èâleme úo-y-maz-am onı G.161/5
----mamamama----////----memememe----
Türkçede eskiden beri kullanılan ve işleklik derecesi en geniş olan fiilden fiil
yapma ekidir.
onuñ vesvâsına uy-ma G.109/3, men onı sev-me-ye-m G.110/9, cânumla
meni yaò-ma G.130/6, bil-me-dü-ñ miúdârını G.184/1, gör-me-y-en şol nûrı
Óaúdan dûrdur T.22/2
42Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.118, Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.235.
53
ÇEKĐM EKLERĐÇEKĐM EKLERĐÇEKĐM EKLERĐÇEKĐM EKLERĐ
ĐSĐMĐSĐMĐSĐMĐSĐM
Çokluk Eki: Çokluk Eki: Çokluk Eki: Çokluk Eki: ----lar, lar, lar, lar, ----lerlerlerler
Eski Türkçeden günümüze gelinceye kadar çokluk eki olarak -lar, -ler
kullanılmıştır. Metnimizde de durum böyledir.
felek-ler yüz sürerler G.9/5, melek-ler òidmetüñde çâkeridür G.9/5 cân virür
cân-sız-lar-a G.21/4, ‘âşıú-lar-u-ñ-a vaãl-ı ruòuñ cân u cihândur G.22/5, aòar
gözlerümden yaş-lar G.46/1, göz-ler-ü-m-i lâle-zâr ider G.73/1, ‘âşıú-lar-a ãor
G.78/4
Đyelik EkleĐyelik EkleĐyelik EkleĐyelik Ekleriririri
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----m/ m/ m/ m/ ----(u)m/ (u)m/ (u)m/ (u)m/ ----(ü)m(ü)m(ü)m(ü)m
Teklik birinci şahıs iyelik eki: -m’dir. Ek, ünlü ile biten kelimelere doğrudan
doğruya ünsüzle biten kelimelere ise araya -u veya -ü yardımcı sesini alarak
gelmektedir. Günümüzde düzlük-yuvarlaklık uyumuna uymaktadır. Metnimizde
yuvarlak ünlülü kullanılmıştır.
aòar göz-ler-ü-m-den G.46/1, yâr-u-m-ı menden ayırdı G.58/1 iç-ü-m-i yar
G.58/1, ùaúat-u-m ãabrum<ãabır-um tükendi G.58/2, buldı göñlüm<göñül-ü-
m senüñle G.85/10, kevn ü mekândur âyet-ü-m G.114/3, yir-ü-m vîrânedür
G.115/5, cân-u-m-a geçdi fürúatüñ G.121/1, iç-ü-m yanar G.126/6, gezer
göñlüm<göñül-ü-m G.126/12, ãabrum<ãabır-um-ı yaàmaladı G.151/4, úarâr-
u-m úalmadı G.151/4
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----ñ/ ñ/ ñ/ ñ/ ----uuuu----ñ/ ñ/ ñ/ ñ/ ----üüüü----ññññ
Teklik ikinci şahıs iyelik eki -ñ(Æ)’dir. Ünlü ile biten kelimelere doğrudan,
ünsüzle biten kelimelere ise araya bir yardımcı ünlü almak suretiyle bağlanır.
göz-ü-ñ-i aç M.1/29, úaş-u-ñ-la kirpüg-ü-ñ zülf-ü-ñ úaradur G.13/1 viãal-ü-ñ-
i ârzû-yı muóal ider G.33/1, ka‘be yüz-ü-ñ-dür iy ãanem G.83/1, fürúat-ü-ñ-
den yandı baàrum G.106/1, úan-u-m-ı tökdi göz-ü-ñ G.132/1, cân ister göz-ü-
ñ G.132/3, eteg-ü-ñ silk el-ü-ñ yu G.150/9, yüz-ü-ñ gördüm 164/1, müştaú
olmışam dîdâr-u-ñ-a T.1/1
54
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----ı/ ı/ ı/ ı/ ----i; i; i; i; ----sı/ sı/ sı/ sı/ ----sisisisi
Ünsüzle biten kelimelere -ı, -i; ünlüyle biten kelimelere ise -sı, -si şeklinde
eklenir.
dilberüñ yol-ı-n-da G.2/10, onuñ dil-i-n-de G.7/11, ‘aşıúuñ sine-si G.8/4,
çâre-si sendendür G.58/3, tutuştı yüreg-i G.68/10, yâruñ cefâ-sı G.107/1
Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: ----muz/ muz/ muz/ muz/ ----müz; müz; müz; müz; ----(u)muz/(u)muz/(u)muz/(u)muz/----(ü)müz; (ü)müz; (ü)müz; (ü)müz; ----mız/mız/mız/mız/----mizmizmizmiz
Çokluk birinci şahıs iyelik eki ünlü ile biten kelimelere doğrudan, ünsüzle
biten kelimelere ise araya bir yardımcı ses olarak eklenmektedir. Eski Anadolu
Türkçesinde yuvarlak ünlülü olarak kullanılan ek metnimizde de yuvarlaktır. Yalnız
bir kelimede düz ünlülü olarak kullanılmıştır.
-muz/-müz
göklere çıódı dûd-u-muz G.83/2, cân-u-muz-ı bıraòmışuz G.83/3, dil-ü-müz-
de cümlesen G.83/4 ‘illet-ü-müz-dür iy beşer G.83/6, tâze gülistân-u-muz
G.86/5, inkâr ider şeyùân-u-muz G.89/2
-mız/-miz
úıble-miz-dür ãûretüñ G.158/9
Çokluk II. Şahıs: Çokluk II. Şahıs: Çokluk II. Şahıs: Çokluk II. Şahıs: ----ñuz, ñuz, ñuz, ñuz, ----ñüz; ñüz; ñüz; ñüz; ----(u)ñuz/(u)ñuz/(u)ñuz/(u)ñuz/----(ü)ñüz;(ü)ñüz;(ü)ñüz;(ü)ñüz;----ñız/ñız/ñız/ñız/----ñizñizñizñiz
Ünlü ile biten kelimelere doğrudan, ünsüzle biten kelimelere ise araya bir
yardımcı ses olarak eklenmektedir. Eski Anadolu Türkçesinde yuvarlak şekilli olarak
kullanılan ekin, metnimizde bir örneği olup, ünlüsü düzdür.
çehre-ñiz ‘aksi G.78/2
Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: ----ları, ları, ları, ları, ----lerilerilerileri
Çokluk üçüncü şahıs iyelik eki -ları, -leri’dir. Bu ek teklik üçüncü şahıs
iyelik eki -ı, -i ile çokluk eki -lar, -ler’in birleşmesinden meydana gelmiştir.
‘âşıú-ları hemîşe onuñla şikâr ider G. 73/4, sevdâları ‘ahd ü emânetdür maña
G. 123/2, úıldı yine ‘âşıú-ları-n-a luùf u ‘inâyet G. 166/9
ĐSĐM ÇEKĐMĐĐSĐM ÇEKĐMĐĐSĐM ÇEKĐMĐĐSĐM ÇEKĐMĐ
Đlgi (Genitif) Hâli: Đlgi (Genitif) Hâli: Đlgi (Genitif) Hâli: Đlgi (Genitif) Hâli: ----uñ/ uñ/ uñ/ uñ/ ----üñ; üñ; üñ; üñ; ----nuñ/ nuñ/ nuñ/ nuñ/ ----nüñ; nüñ; nüñ; nüñ; ----um/ um/ um/ um/ ----ümümümüm
Tamlayan eki de denilen bu ek,
a) Đsmi isme bağlayarak tamlama oluşturur. Ekin asıl fonksiyonu da budur.
Bu ekin ünlüsü metnimizde daima yuvarlaktır.
55
----uñ/üñuñ/üñuñ/üñuñ/üñ
dilber-üñ yolında G.2/10, óüsn-üñ ãıfâtı G.51/1, güneş-üñ úurãına G.63/9,
kirpükler-üñ ãafıdur G.77/1, cân-u-muz-uñ canısan G.86/4, vücûd-uñ evine
G.93/9, cennet-üñ òandañ güli G.97/1, yâr-uñ cefâsı G.107/1, ‘ışú-uñ şarâbın
G.112/3
----nuñ/nuñ/nuñ/nuñ/----nüñnüñnüñnüñ
onuñ vesvâsına uyma G.109/3, cümle-nüñ maúãûdı sensen T.60/2, onuñ adı
durur T.117/2
b) Teklik birinci şahıs ile çokluk birinci şahıs zamirlerinin ilgi hali eki
üm’dür. Burada dikkati çeken önemli unsur damak ünsüzü -n’nin m’ye
dönüşmesidir. Bunun da sebebi ya baştaki b’nin damak ünsüzü n’yi kendine
benzetmesi ya da iyelik ekinin tesiriyledir.
men-üm baòtum G.3/6, göñlümde menüm G.65/1, men-üm doàru sözüm
G.116/3, men-üm göñlüm sol sîm-bere düşti G.206/9
ĐSĐM TAMLAMASIĐSĐM TAMLAMASIĐSĐM TAMLAMASIĐSĐM TAMLAMASI
Üzerinde çalıştığımız eserde çok sık isim tamlaması kullanılmıştır. Bu
tamlamaları belirtili, belirtisiz ve zincirleme olmak üzere üç başlık altında toplamak
mümkündür.
a) Belirtili Đsim Tamlamasıa) Belirtili Đsim Tamlamasıa) Belirtili Đsim Tamlamasıa) Belirtili Đsim Tamlaması
Bu tamlama aidiyet, mülkiyet ve nispet ifade eder. Belirtili isim
tamlamasında tamlayan da tamlanan da ek alır. Birinci isim ilgi hâli (genitif) ekini,
ikincisi ise iyelik ekini alır.
firâú-uñ şerbeti G.25/6, irem-üñ gülin úurıttı G.32/8, semen-ber-üñ ruòın gör
G.32/8, Mûsâ-nuñ ‘aãâsı G.37/11, diş-lerüñ ‘aksi G.44/7, firâú-uñ àuããası
G.48/9, ‘âlem-üñ âyînesidür G.55/5, âdem-üñ vechidür G.55/6, Nesîmî-nüñ
sözi G.55/14, ‘ışú-uñ meskenidür G.56/2, yâr-uñ cefâsı G.107/1, ‘âşıú-lar-uñ
devâsı G.107/7, göñlümüñ<göñül-üm-üñ vîranesinde G.120/1, Rûóu’l-
Úudüs-üñ nuùúı G.152/11
b) Belirtisiz Đsim Tamlamasıb) Belirtisiz Đsim Tamlamasıb) Belirtisiz Đsim Tamlamasıb) Belirtisiz Đsim Tamlaması
Belirtisiz isim tamlamasında belli bir aidiyet yoktur. Bu tamlamada sadece
tamlanan kelime ek alır. Bu ek de teklik ve çokluk üçüncü şahıs iyelik ekleridir.
56
úısmet güninde G.4/7, ‘ışú âdâbını bilmez G.4/8, ‘ışú yolında G.18/1, aòiret
ehline ãor G.26/7, àam maùbaòından G.46/5, miónet eliyle G.46/9, îmân
ehline G.56/3, mu‘cizât ehline G.70/7, ‘ışú odı G.78/6, ‘anber úoòusı G.206/4
c) Zincirleme Đsim Tamlamasıc) Zincirleme Đsim Tamlamasıc) Zincirleme Đsim Tamlamasıc) Zincirleme Đsim Tamlaması
Tamlayanı ya da tamlananı da isim tamlamasıdır.
mü’minüñ úalbi içinde G.30/4, úalem-üñ dili ucından G.66/7, cum‘a günüñ
ãıfâtı G.71/12, cân hicrüñüñ àamıdur G.77/1, ‘ışú odınuñ óarâreti G.204/1
Bazen de belirtili isim tamlamasında tamlayan Bazen de belirtili isim tamlamasında tamlayan Bazen de belirtili isim tamlamasında tamlayan Bazen de belirtili isim tamlamasında tamlayan ile tamlananın yer değiştirdiği ile tamlananın yer değiştirdiği ile tamlananın yer değiştirdiği ile tamlananın yer değiştirdiği
görülmektedir. Bugörülmektedir. Bugörülmektedir. Bugörülmektedir. Bu da yazara has duyuş düşünüş şekli olarak değerlendirilebilir. da yazara has duyuş düşünüş şekli olarak değerlendirilebilir. da yazara has duyuş düşünüş şekli olarak değerlendirilebilir. da yazara has duyuş düşünüş şekli olarak değerlendirilebilir.
sekiz oldı úapusı uçmaàuñ M.2/5, ãor óâletini âòiretüñ G.26/7, òalvetidür
göñlümüñ G.27/9
Belirtme (Akkuzatif) Hâli: Belirtme (Akkuzatif) Hâli: Belirtme (Akkuzatif) Hâli: Belirtme (Akkuzatif) Hâli: ----ı/ ı/ ı/ ı/ ----i; i; i; i; ----n; n; n; n; ----nı/ nı/ nı/ nı/ ----nininini
Belirtme hâli eki Eski Türkçede -à, -g teklik ve çokluk üçüncü şahıs iyelik
ekinden sonra -n, zamirlerde ise -nı, -ni’dir. Ancak bu ek, ünsüzle biten kelimelere
eklenirken önüne gelen yardımcı ünlüyü de bünyesine alarak -ıà, ig, -uà, -üg şekline
dönüşmüştür. Batı Türkçesine geçerken à ve g’nin düşmesiyle -ı, -i, -u, -ü yardımcı
sesi asıl ekin görevini üstlenerek, varlığını devam ettirmiştir43.
a) Genel olarak kullanılan belirtme hâli eki -ı, -i’dir. Bu ek, Eski Türkçede -
ıā, -ig belirtme hâli ekindeki -à ve -g’nin düşmesiyle meydana gelmiştir.
yaralu úıldı gözüñ Nesîmî-y-i G.18/7, cân-u-m-ı yaòar G.21/2, çekdi saçuñ
göñlümi<göñül-ü-m-i G.28/3, yâr-u-m-ı menden ayırdı G.58/1, iç-ü-m-i yar
G.58/1 bul cum‘a-y-ı G.71/10, göz-ler-ü-m-i lâle-zâr ider G.73/1, iy men-i
da‘vet úılan G.99/4, ãab(ı)r-u-m-ı G.105/2, cân-ı niderem G.128/12,
neylerem âòır bu cihân-ı G.128/12, cân-ı bilene ãor G.180/6
b) Teklik ve çokluk üçüncü şahıs iyelik eklerinden sonra gelen belirtme hâli
eki -n’dir.
----nnnn
ãur ün-i-n işitmedi úulaàuñ M.1/31, yaruñ viãâl-i-n arzular G.15/1, yâruñ
43 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.232.
57
viãâl-i-n iste G.24/7, ruòuñ bedr-i-n ‘ıyân eyle G.48/8, bandurmuş el-i-n
G.65/10, onuñ ad-ı-n G.88/7, ‘azâzîlüñ söz-i-n dutma G.109/3, canâne yüz-i-
n görmişem G.112/3, üñ oò-ı-n gör G.181/4
c) Eski Türkçede zamirlerden sonra gelen belirtme eki olan -nı, -ni Batı
Türkçesinde bugün Azeri sahasında ünlüyle biten isimlerden sonra da
kullanılmaktadır44.
----nı/nı/nı/nı/----nininini
yâra ãor o-nı G.21/10, , tefâvüt itmez o-nı G.117/9, o-nı sensiz nider göñlüm
G.126/10, miñ kez o-nı yaòasan G.143/1, çekdi saçuñ Nesîmî-ni G.192/14
YönYönYönYönelmeelmeelmeelme----Yaklaşma (Datif) Hâli: Yaklaşma (Datif) Hâli: Yaklaşma (Datif) Hâli: Yaklaşma (Datif) Hâli: ----a/a/a/a/----eeee
Datif eki -a/-e’dir. Ünlüyle biten bir kelimeye eklendiği zaman araya -y
yardımcı sesi gelmektedir. Eski Türkçede -àa, -ge, -úa, -ke şeklinde olan bu
ek tarihi seyri içerisinde birtakım gelişmeler göstermiştir. Batı Türkçesinde
şahıs zamirlerinin çekiminde datif şeklinin (baña, saña, aña) ñ ihtiva etmesi -à
ve -g sesinin düştüğünü göstermektedir. Eski Türkçede n ile à, ñ hâlinde
birleşmiş lehçelerin teşekkülünde parçalanmayarak Batı Türkçesine klişe
halinde geçmiştir. Bu şekil üçüncü şahıs iyelik ekli kelimelerin çekiminde
görülmektedir. Đyelik ekinden sonra gelen yardımcı ses n ile ekin başındaki g
birleşerek ñ meydana gelmiş ve sonradan n’ye dönüşmüştür. Ayrıca iyelik
ekinden sonra yardımcı ses n’yi kullanmayan eklerde (-àa, -ge) kendi
varlığını muhafaza etmiştir45. Birinci ve ikinci şahıs iyelik ekli kelimelerin
datif şekli de dikkati çekmektedir. Aslında -màa, -mge; -núa, -nke şekilleri
yanında -ma, -me; -ña, -ñe şekillerinde olup à ve g’nin çoğu şivede düştüğü
görülmektedir. Birinci ve ikinci şahıs iyelik ekli kelimelere getirilen datif
ekinden önce gelen bu seslerin düşmesi veya düşmek üzere olması yazı diline
girebilecek şekilde umumileşmesinden ileri gelmektedir46.
44 Muharrem ERGĐN, Dede Korkut Kitabı II, Đndeks- Gramer, Ank. 1991, s.449. 45 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.69. 46 Reşit Rahmeti ARAT, Atabetü’l- Hakayık, Đstanbul 1951, s.111-112.
58
Metnimizdeki örnekleri şunlardır:Metnimizdeki örnekleri şunlardır:Metnimizdeki örnekleri şunlardır:Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
ùopraà-a sücûd úıldı M.1/3, menzil-e ‘aúıbet irür G.14/3, vaãl-ı-n-a oldı
ùufeyl G.17/11, gel maña ãor G.17/14, óüsn-ü-ñ-e óayrân G.62/4, derd-ü-m-e
eyle çâre G.105/1, fürúat-ü-ñ-e ulaşalı G.105/6, baà u bustânı maña G.106/2
‘âşıúuñ úan-ı-n-a susamış G.107/10, dünye-y-e mâ‘il G.109/5, àavàâ-y-a
düşti G.110/11, úaşlarûn yây-ı-n-a G.112/1, saña óayrân olupdur G.164/4,
meyòâne-y-e G.167/3, nefs-ü-ñ-e yük eyleme G.170/10
Bulunma (Lokatif) Hâli: Bulunma (Lokatif) Hâli: Bulunma (Lokatif) Hâli: Bulunma (Lokatif) Hâli: ----da/da/da/da/----dededede
Türkçenin her devresinde ve bütün şivelerinde bulunma hâli eki -da, -de; -ta,
-te’dir. Kalın sıradan kelimelere -da, -ta; ince sıradan kelimelere ise -de, -te şeklinde
eklenmektedir. Metnimizde bugünkü gibi t’li şekilleri kullanılmayıp Eski Anadolu
Türkçesi hususiyetiyle yalnız d’li şekilleri kullanılmıştır.
òanı ‘âlem-de G.11/2, zülfüñ-de mesken eyledi G.24/10, mü’minüñ úalbi iç-
i-n-de G.30/4, dünyî vü âòiret-de G.36/10, ‘ışúuñ-da maóv oldı G.92/2, her
yir-de G.92/9, óüsn iç-i-n-de G.95/5, bu cihân-da G.98/10, gözgü-de Allâhı
görüñ G.103/3, göñlümüñ vîrâne-si-n-de G.120/1, men sen-de Óaúúı gördüm
G.177/3
Ayrılma (Ablatif) Hâli: Ayrılma (Ablatif) Hâli: Ayrılma (Ablatif) Hâli: Ayrılma (Ablatif) Hâli: ----dan, dan, dan, dan, ----dendendenden
Eski Türkçede -tın/-tin; -dın/-din şeklinde dar vokalli idi47. Ancak bu ekin
Eski Türkçede -ta/-te; -da,-de şekli de vardır. Aslında bu ablatif eki olmayıp, lokatif
ekinin ablatif fonksiyonu üstlenmesinden başka bir şey değildir48. Ek, Eski Anadolu
Türkçesi ile Osmanlı Türkçesinin ilk devresinde -dan, -den şeklinde olup t’li şekli
son zamanlarda ünsüz uyumuna bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Ancak Eski Anadolu
Türkçesi metinlerinde yer yer -dın, -din şekilleri de -dan, -den ile birlikte
kullanılmıştır. Metnimizde -dan, -den şeklinde kullanılmıştır.
datlu kelâm-uñ-dan G.24/8, çıòdı maàrib-den güneş G.25/2, òaberi öz-i-n-
den olmaz G.32/11, zülfüñ uc-ı-n-dan G.46/4, dünyâ-dan gider G.46/10,
hicrüñ-den uãandı G.48/6, saçuñ-dan G.51/8, maóbûb el-i-n-den G.55/11,
47 A. Von Gabain, Eski Türkçenin Grameri, Çev.Prof.Dr. Mehmet Akalın,Ankara 1988, s.89. 48 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.236.
59
perde-den çıò G.58/5, göz-üm-den aòar G.58/8, firâú-uñ-dan yanar G.88/2,
göz-üm-den aòıdur G.88/4, bu ma‘nî-den G.98/5, men-den ayurma G.105/7
Eşitlik (Ekvatif) Eki: Eşitlik (Ekvatif) Eki: Eşitlik (Ekvatif) Eki: Eşitlik (Ekvatif) Eki: ----ca/ca/ca/ca/----ce; ce; ce; ce; ----çççça/a/a/a/----çeçeçeçe
Türkçede kullanılan eşitlik hâli eki -ca, -ce’dir. Eski Türkçede -ç’li şekilleri
kullanılan bu ekin Eski Anadolu Türkçesinden sonra c’li şekilleri ortaya çıkmıştır.
Eski Türkçede -layu, -leyü şeklinde olan diğer tip eşitlik ekinin Eski
AnadoluTürkçesi metinlerinde -layın,- leyin şeklinde olduğu bilinmektedir49. Ancak
başka kaynaklarda bu ekin eşitlik eki değil instrümental eki olduğu belirtilmektedir50.
Eşitlik eki olarak kullanılan -ca, -ce’nin yanında küçültme eki olan -caú, -cek;
-çaú, -çek’in Eski Anadolu Türkçesinde eşitlik eki olarak kullanıldığı, Azeri
sahasında da bu fonksiyonunun devam ettiği belirtilmektedir51.
----ca/ca/ca/ca/----cececece
mu-n-ca atmaà G.46/2, bir arı-ca dinâr õerre-ce zevâl irmez G.85/8, mu-n-ca
burhân buldum G.99/10, úıl-ca ziyân gerekmez G.90/6, ince bilinüñ çün kim
úıl-ca vücûdı yoòdur G.206/10
----layın/layın/layın/layın/----leyinleyinleyinleyin
òanı Manãûr-layın şol ehl-i Óaú kim G.11/7, pervâne-leyin yan G.91/7
----cılayın/cılayın/cılayın/cılayın/----cileyincileyincileyincileyin
sen-cileyin G.40/1,G.134/5, o-n-cılayın G.68/2, mu-n-cılayın G.40/4
kelimelerindeki -cılayın / -cileyin şekli bugün eşitlik özelliğini kaybetmiş,
yapım eki fonksiyonu üstlenmiştir.
neçesi tiz-cek bilürsen G. 30/3, ne gök-cek ad ile G. 115/12 misallerinde
görülen -caú/-cek eki yapım eki yanında eşitlik eki fonksiyonu da taşımaktadır.
Ne kelimesinin eşitlik hâli nice/niçe<ne+çe şeklinde olup “nasıl, çok, ne
kadar, ne derece” manalarına gelmektedir.
gör neçe düşti G.12/2, neçe pervânedür G.27/2, gör neçe G.33/7
49 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.241. 50 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.103-104. 51 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.241.
60
Cihet (Direktif) Eki: Cihet (Direktif) Eki: Cihet (Direktif) Eki: Cihet (Direktif) Eki: ----ra/ra/ra/ra/----re; re; re; re; ----aru/ erü<aru/ erü<aru/ erü<aru/ erü<----àaru/àaru/àaru/àaru/----gerügerügerügerü
Türkçenin çeşitli devrelerinde önemli bir yer işgal eden bu ek, Eski Türkçede
-àaru, -gerü şeklide idi52. Daha sonra à/g’nin düşmesiyle ek -aru/-erü şekline
dönüşmüştür. Eski Anadolu Türkçesinde yuvarlak ünlülü kullanılmıştır.
----ra/ra/ra/ra/----rererere
ãırâù üz-re G.55/3, mâh üz-re G.73/2, daş-ra bıraòtı G.82/3, yañaà üzre saçuñ
ùâvusa beñzer G.94/8, kim yaúînden dış-ra-dur G.110/17
Vasıta (Đnstrümental) Eki: Vasıta (Đnstrümental) Eki: Vasıta (Đnstrümental) Eki: Vasıta (Đnstrümental) Eki: ----n;n;n;n;----la/la/la/la/----le;le;le;le;----ıla/ıla/ıla/ıla/----ile;ile;ile;ile;----ılan/ılan/ılan/ılan/----ilen; ilen; ilen; ilen; ----layın/layın/layın/layın/----leyin;leyin;leyin;leyin;----cılayın/cılayın/cılayın/cılayın/
----cileyincileyincileyincileyin
Türkçede instrümental eki -n’dir. Ek zamanla işlekliğini kaybederken onun
vazifesini ile edatı üzerine almış, edat hâlinde kalarak veya ekleşerek tamamıyla
instrümental eki yerine geçmiştir. Đle edatı zamanla -la, -le hâlinde ekleşerek yeni bir
instrümental eki durumuna geçmiştir53.
----la/la/la/la/----lelelele
sen-üñ-ley-em G.67/7, ay-la gün pervânesidür G.72/1, o-nuñ-la şikâr ider
G.73/4, buldı göñlüm sen-üñ-le şol vuãlat G.85/10, sen-üñ-le vaãl idi G.106/4
----ıla/ıla/ıla/ıla/----ileileileile
cân ile ten oldı bir óaúîúat M.1/14, baà ile bustân menem G.5/4, ay ile encüm
G.7/6, yâr ile çünki yâr oldı G.11/11, yüzüñ bedri ile úaşuñ hilâli mendedür
G.17/2, dîv ile divânedür G.27/10, ‘aúl ile cân yoòdur G.110/16, zât ileyem
ãıfât ile úadr ileyem Berât ile G.114/12, cân ile vuãlat itmişem G.192/2
----ılan/ ılan/ ılan/ ılan/ ----ilenilenilenilen
cânumı bir nigâh ilen aldı G.14/4, du‘â ilen ne dileyem G.39/6, bir sevdâ ilen
G.132/1, bâd ilen gönder G.151/1, endîşe ilen ‘aúlum iki ‘âlemi gezdi
G.208/3
----layın/layın/layın/layın/----leyinleyinleyinleyin
òanı Manãûr-layın şol ehl-i Óaú kim G.11/7, ger gözlerüm gerçek-leyin onuñ
òayâlin arzûlar G.15/3, pervâne-leyin yan G.91/7
52 A. Von Gabain, a.g.e., s.89. 53 Muharrem ERGĐN, Tirk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.237-238.
61
----cılayın/cılayın/cılayın/cılayın/--------cileyincileyincileyincileyin
âlemde bugün sen-cileyin yâr kimüñ var G.40/1, mu-n-cılayın meòzen-i esrâr
kimüñ var G.40/4, o-n-cılayın sâye şol Hümâya düşer G.68/2
Soru Eki: Soru Eki: Soru Eki: Soru Eki: ----mı/ mı/ mı/ mı/ ----mimimimi
Eskiden beri işlek olarak kullanılan bu ek, metnimizde de aynı şekilde
kullanılmıştır.
‘aceb yüzüñ mi G.3/3, ‘aceb dişüñ mi G.3/3, verd-i aómerden midür G.16/1,
ol bu defterden midür G.16/11, mermerden midür G.16/8, şerbet-i Kevåer
degül midür G.42/1, zer ü cevher degül midür G.42/5, müşgin saçuñla òal-i
müdevver degül midür G.42/11, cân mıdur G.158/10
SIFATLARSIFATLARSIFATLARSIFATLAR
Sıfatlar vasıf ve belirtme isimleridir. Üzerinde çalıştığımız eserdeki sıfatlar ya
doğrudan doğruya sıfat olan kelimelerden ya da başka kelime türlerinden meydana
gelmiştir.
A. NĐTELEME SIFATLARIA. NĐTELEME SIFATLARIA. NĐTELEME SIFATLARIA. NĐTELEME SIFATLARI
Metnimizde pek çok şekli kullanılmıştır. Bunlardan bir kısmı aşağıdadır.
iy beşer ãûretlü Raómân G.4/1, iy melek-sîmâ óabîb G.4/1, ol óacer yüreklü
âhen G.16/8, doàru söz G.25/14, gözi baàlu cânavardur G.32/3, úara saçuñ
G.43/1, dürlü dürlü aşlar G.46/5, şol úara beñler G.61/4, cânsız beden ne
bilsün G.69/9, egri yoluñ dalâlet çürük sözüñ òaùâdur G.71/1, òoş uàurlu
leşkerdür G76/3, vefâsız dünyanuñ mihrin gider göñlüñden G.109/4, üce
yirden dem uran G.156/9, şehlâ gözüñ G.163/3
B. KÜÇÜLTME SIFATLARIB. KÜÇÜLTME SIFATLARIB. KÜÇÜLTME SIFATLARIB. KÜÇÜLTME SIFATLARI
Küçültme sıfatları -caú/-cek ve -cuú/-cük ekleriyle yapılmaktadır. Bazı
örnekleri şunlardır:
neçesi tiz-cek bilürsen G.30/3, gör ne gök-cek hilâli yâya úurban olmışam
G.120/7
C. KARŞILAŞTIRMA SIFATLARIC. KARŞILAŞTIRMA SIFATLARIC. KARŞILAŞTIRMA SIFATLARIC. KARŞILAŞTIRMA SIFATLARI
Karşılaştırma sıfatları -raú/-rek; -ıraú/-irek ekleriyle yapılmaktadır.
gerçi yig-rek-dür vefâdan senden iy dilber cefâ G.110/2
62
D. BD. BD. BD. BELĐRTME SIFATLARIELĐRTME SIFATLARIELĐRTME SIFATLARIELĐRTME SIFATLARI
Belirtme sıfatları, işaret, belirsizlik, sayı ve soru olmak üzere dört çeşittir:
a) Đşaret Sıfatlarıa) Đşaret Sıfatlarıa) Đşaret Sıfatlarıa) Đşaret Sıfatları
Đşaret sıfatları bu, şu, ol ve şol’dur. Metnimizde genellikle bu ve ol şekli
kullanılmış olup, şu şekline çok az yer verilmiştir. Bunun yerine şol şekli
kullanılmıştır. Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
bubububu
bu baóre daldı M.1/18, bu cânı M. 1/33, bu ince esrârı M.2/13, terk eyle bu
sióri G.37/11, bu óâli bilür G.60/1, bu sevdâya bıraòan G.61/9, bu defter
G.78/2, bu nâra gel G.105/4, bu sırrı bilmeyen G.109/8, bu cihâna G.114/1,
bu ma‘nîden G.127/7, bu sebebden G.127/8, bu óâle düşmesün G.161/9,
bu sırra G.181/7
olololol
ol kitâbı G.2/7, ol nesne kim oldı ezelî G.65/1, ol göñül G.106/4, ol maraŜ
kim G.110/13, ol yemüñ mescûrıyam G.113/6, men ol nûra hem nâr olmışam
G.116/2, ol dergâh-dan G.120/6, ol şumârı G.121/3, ol gün G.130/3
şolşolşolşol
şol delüyi gör G.28/3, şol âya G.37/13, şol ãanemüñ cemâlidür G.49/1, şol
mirâtı gördü G.55/5, şol kişinüñ G.64/10, şol nesne G.110/9, şol mâha
G.120/7, şol ‘ömri G.126/8, şol òaberi G.128/9, şol şa‘bedeci G.128/9, şol
úadd-i bâlâ ilen G.132/6
b) Belirsizlik Sıfatlarıb) Belirsizlik Sıfatlarıb) Belirsizlik Sıfatlarıb) Belirsizlik Sıfatları
birbirbirbir
bir nefes olmaz cüdâ G.44/3, bir gün gül-şekkere şerò itdüm G.206/7
herherherher
her õerrede M.1/3 her úaùre M.1/9, her kimse M.1/23, her gün G.71/16,
irişmeye her el G.74/7, her dem iner G.104/7, her ‘âşıúuñ ki úıblesi G.107/3,
her hünersiz himmetüñ G.110/4, her a‘lâ vü esfelde G.115/9, her nâùıúuñ
dilinde G.116/4, her dem G.120/2, her yaña baòsam G.154/4
63
degmedegmedegmedegme
degme cânavar M.2/16, her degme cânavarda òaçan bu beyân olur G.31/9
muncamuncamuncamunca
munca cefâyı gör G.105/2, munca úan itmek dilersen G.108/9, munca dermân
bulmışam G.120/2
cümlecümlecümlecümle
cümle eşyâ esrimiş G.2/2, ôuhûr eyledi cümle eşyâda Óaú G.10/8, cümle yir ü
gök G.52/12, cümle esmânuñ óurûfı G.57/12, cümle sulùânlar G.61/3, irişdi
cümle maúãûda G.202/12
úamu/òamu úamu/òamu úamu/òamu úamu/òamu
Azeri Türkçesi hususiyetiyle ú/ò değişimine uğramıştır.
òamu sevdâ tökilür G.66/7, iy òamu òûblaruñ şehi G.121/7
neçeneçeneçeneçe
gör neçe zemâne pür-şer oldı M.1/30, neçe pervâneye uàrar G.45/2, neçe
òaùâya düşer G.68/5, neçe feròunde gül-zâr olmışam G.116/8
bütünbütünbütünbütün
bütün peymân sınıà peymân gerekmez G.87/6
çoòçoòçoòçoò
çoò göñüller yaàmalandı G.136/9
c) Sayı Sıfatlarıc) Sayı Sıfatlarıc) Sayı Sıfatlarıc) Sayı Sıfatları
Sayıların adlarını gösterdikleri için isimdirler. Ancak kullanım özellikleri
itibariyle belirtme sıfatı vazifesi görürler.
Asıl SayılarAsıl SayılarAsıl SayılarAsıl Sayılar
bir bir bir bir
bir iúlime G.87/3, bir nefes G.123/1, bir sâ‘at G.123/3
ikiikiikiiki
iki çeşme G.22/6, iki peymânedür G.27/8, iki ‘âlem G.75/2, iki ‘âlem
münevverdür G.76/1, iki sulùân gerekmez G.87/3, iki cihân G.114/1, iki
cihâna virmezem G.123/1
dörtdörtdörtdört
bu dört ùabi‘at ile G.111/7
64
bişbişbişbiş
biş gündür G.102/13, biş günmiş G. 204/3
yidiyidiyidiyidi
yidi baór ü ber G.10/12, yidi iúlime serverdür G.76/4, yidi òaùùuñ kitâbından
G.76/5, yidi kez G.159/3
sekizsekizsekizsekiz
sekiz úapusı var G.7/2, sekiz cennet ‘ıyân oldı G.76/5
dokuzdokuzdokuzdokuz
bu doúuz çarò-ı mu‘allaú G.63/2
otuz ikiotuz ikiotuz ikiotuz iki
otuz iki òaùuñdur şol ‘âlem kim G.13/10
yüzyüzyüzyüz
yüz úamer irmez G.49/5, yüz ây ile gün sitâre gel G.105/5, yüz fitne G.206/1
miñmiñmiñmiñ
miñ dürlü esrâr G.11/6, miñ faãl olur G.78/3, miñ çeri çekti G.105/3, miñ
datlu câna virmezem G.123/1, miñ kez onı yaòasan G.143/1
on sekiz miñon sekiz miñon sekiz miñon sekiz miñ
on sekiz miñ ‘âlemün âyinesidür ãûretüñ G.55/5
yüz miñyüz miñyüz miñyüz miñ
yüz miñ bela vü miónet ilen G.107/6, yüz miñ kevkeb-i seyyâreden G.136/2
d) Soru Sıfatlarıd) Soru Sıfatlarıd) Soru Sıfatlarıd) Soru Sıfatları
Metnimizde geçen soru sıfatları şunlardır:
òansıòansıòansıòansı
òansı sipâh içindedür G.14/5, òansı kitâb içindedür G.34/11, òansı ‘âlemden
gelür G.56/8, òansı gülzâruñ ruòuñ tek bir gül-i òandân olur G.56/12, bu
defter òansı defterdür G.76/2, òansı gülzaruñ adı gülsiz gülistân oldı G.106/6,
òansı burcuñ yulduzısan G.136/2, òansı feleküñ sitâresisen G.167/4
nenenene
gör ne şeydensen M.2/11, ne bâzâra düşmişem G.118/5, ne ince işe uzun kâra
düşmişem G.118/10, ne gevherdensen G.126/5, ne óâl içindeyem G.127/1,
úul oldı óüsnüñe óûr u melek ne ãûretsen G.165/6, ne óüsn imiş G.165/9
65
ZAMĐRLERZAMĐRLERZAMĐRLERZAMĐRLER
A. ŞAHIS ZAMĐRLERĐA. ŞAHIS ZAMĐRLERĐA. ŞAHIS ZAMĐRLERĐA. ŞAHIS ZAMĐRLERĐ
Zamirler isim grubuna dahil olup kullanış bakımından isim gibi muamele
görürler. Zamirlerin en büyük hususuyeti çekim sırasında kök değiştirmeleridir.
Zamirdeki bu kök değişmesi Türkçenin umumi yapısında istisnai bir durum arz
etmektedir54.
Teklik I. Şahıs: ben/menTeklik I. Şahıs: ben/menTeklik I. Şahıs: ben/menTeklik I. Şahıs: ben/men
Eski Türkçede ben, men, min şekillerinde kullanılan birinci şahıs zamirinin
Batı Türkçesinde ben,men şekilleri kullanılmış, min şekli ortadan kalkmıştır. Men’in
Azeri sahasındaki kullanışı gittikçe genişlemiş, Eski Anadolu Türeçesinden sonra bu
sahada tamamıyla men şekli kullanılmıştır55.
neylerem men G.44/1, men onı sevmeyem G.110/9, men bülbül kibi G.112/4,
men külli devrân olmışam G.112/4, men hem necâtem hem helâk G.113/6,
men bu lisâna ãıàmazam G.114/10, men bu oddan yanaram G.115/10, men
daòı G.128/14
Đlgi Hâli: menümĐlgi Hâli: menümĐlgi Hâli: menümĐlgi Hâli: menüm
eger düşerse menüm tek àanî gedâya düşer G.68/8, menüm ‘ışúuñla peymân
G.87/6, sen menüm olduàuñ içün düşmene ôâhir olmışam G.127/7
Belirtme Hâli: meniBelirtme Hâli: meniBelirtme Hâli: meniBelirtme Hâli: meni
meni giryân ider G.21/2, meni àark eyledi G.48/10, yaòtı meni firâú ilen
G.64/6, yaòma hicrânda meni G.104/1, àarú itti meni G.104/5, meni taúdîr-i
yezdân eyledi G.106/8, müştâk iden meni G.118/7, da‘vet úılma iy zâhid
meni G.120/6
Yönelme/Yaklaşma Hâli: mañaYönelme/Yaklaşma Hâli: mañaYönelme/Yaklaşma Hâli: mañaYönelme/Yaklaşma Hâli: maña
maña hicrân ider G.21/6, la‘lüñ gerek maña G.36/8, maña geldi vü bildürdi
G.48/3, sen maña bessen G.105/3, iy diyen her dem maña G.110/8, onı maña
ãor G.116/2
54 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.264. 55 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.266.
66
BulunBulunBulunBulunma Hâli: mende/bendema Hâli: mende/bendema Hâli: mende/bendema Hâli: mende/bende
câm-ı cem uş bendedür G.27/7, mende ãıàar iki cihân G.114/1, mende bulındı
cümle çün G.114/2, yüzüñ mende muãavver eyledi G.121/5
Ayrılma Hâli: mendenAyrılma Hâli: mendenAyrılma Hâli: mendenAyrılma Hâli: menden
menden ayrılmaz G.17/1, menden göñül aldı G.40/8, yârumı menden ayırdı
G.58/1, menden ıraà G.58/7, menden ayurma vaãluñı G.105/7, menden özge
yoú G.113/5, ãanma ki menden ayrıla G.127/3
Teklik II. Şahıs: senTeklik II. Şahıs: senTeklik II. Şahıs: senTeklik II. Şahıs: sen
tâ göresen sen seni G.5/17, iy cân sen olmaduñ G.6/3, sen murâd ile cihânda
yaşagil G.46/10, sen maña bessen G.105/3, iy Nesîmî sen degülsen G.113/32
Đlgi Hâli: senüñĐlgi Hâli: senüñĐlgi Hâli: senüñĐlgi Hâli: senüñ
senüñ naúş ü òayalüñ G.19/6, senüñ ‘ışúuñ G.51/6, senüñ ‘ilmüñ G.51/6,
senüñ ne bilür úadr ü úıymetüñ G.101/6, buldı senüñle vuãlat G.177/2, durmış
senüñle tâ-ebed G.173/7
Belirtme Hâli: seniBelirtme Hâli: seniBelirtme Hâli: seniBelirtme Hâli: seni
seni Óaú bilmeyen Óaúdan cüdâdur G.13/5, seni bu óüsn ü cemâl ile bu luùf
ile kemâl G.79/2, seni senden diler göñlüm G.81/4, gördüm seni G.90/5, seni
gördi güher göñlüm G.126/5
Yönelme/Yaklaşma Hâli: sañaYönelme/Yaklaşma Hâli: sañaYönelme/Yaklaşma Hâli: sañaYönelme/Yaklaşma Hâli: saña
saña úamer didiler G.8/9, yüzüm sañadur G.13/6, ne direm saña işit G.32/11,
saña beñzer G.37/7, saña ‘arŜ itmek evlâdur G.51/2, saña rûşen oldı kim
G.67/2, saña melâl irmez G.85/11, sen saña yâr ol G.96/4
Bulunma Hâli: sendeBulunma Hâli: sendeBulunma Hâli: sendeBulunma Hâli: sende
sende ôuhûr eyledi G.86/7, sende ôuhûr eyledi Óaú G.96/3, gör sende onı
G.128/13, sende bulındı G.134/2, sende gör dîdârı G.170/4
Ayrılma Hâli: senden/sindenAyrılma Hâli: senden/sindenAyrılma Hâli: senden/sindenAyrılma Hâli: senden/sinden
òanı senden özge dil-ber òanı sinden özge yâr G.25/1, iy senden ayru göñlüm
G.36/9, meni senden cüdâ úıldı G.46/9, seni senden diler göñlüm G.81/4,
senden ayru müştaúâ cân gerekmez G.90/1, senden uş yanar od oldı cânuma
G.105/4, senden meni kimdür ayıran G.141/1, sinden özge dîdâr isteme
G.170/4
67
Teklik III. Şahıs: ol Teklik III. Şahıs: ol Teklik III. Şahıs: ol Teklik III. Şahıs: ol
Üçüncü şahıs zamiri eskiden, Eski Türkçede ve Batı Türkçesinin ilk
devrelerinde ol şeklinde kullanılmıştır. Eski Anadolu Türkçesinin daha çok sonlarına
doğru ve Osmanlıcanın başlarında yavaş yavaş o şekli de ortaya çıkmıştır.56 Đsim
çekim ekinden birini aldığı zaman ol zamirinin çekiminde anuñ, aña, anda şeklinin
kullanıldığını biliyoruz. Ancak üzerinde çalıştığımız metinde bunların aksine Türkiye
Türkçesinde kullanıldığı gibi onuñ, oña, onda şekillerinde kullanıldığını görüyoruz.
Bu da metnin yakın zamanlarda istinsah edildiğini göstermektedir.
oldur ki Óaúúı tanımamış G.107/9, cümle oldur cümle ol G.113/32, şeyùândur
ol G.118/6, ol ne bilür G.168/3, lîkin ol bildi G.171/8
Đlgi Hâli: onuñĐlgi Hâli: onuñĐlgi Hâli: onuñĐlgi Hâli: onuñ
onuñ dilinde G.11/3, úoyam adın onuñ G.11/10, onuñ yoòdur îmânı G.22/10,
cennet onuñdur G.55/3, onuñla şikâr ider G.73/4, onuñ ùâ‘atı G.75/4, onuñ
milketi G.113/21, onuñ vaãlını G.123/3
Belirtme HBelirtme HBelirtme HBelirtme Hâli: onıâli: onıâli: onıâli: onı
Óaú onı er yarattı M.2/6, onı içemezem G.104/2, idrâk ider onı G.109/15
Yönelme/Yaklaşma Hâli: oñaYönelme/Yaklaşma Hâli: oñaYönelme/Yaklaşma Hâli: oñaYönelme/Yaklaşma Hâli: oña
iy vay oña M.1/37, oña ãor G.60/5, ziyân eyler oña G.104/10, ‘aúl oña irmez
G.109/9, bu âteşi oña ãor G.135/7
Bulunma Hâli: ondaBulunma Hâli: ondaBulunma Hâli: ondaBulunma Hâli: onda
onda gör M.1/21, ilet onda kim yâr ondadur G.44/2, gizlü esrâr ondadur
G.44/4, onda ‘ıyânsan G.150/3
Ayrılma Hâli: ondanAyrılma Hâli: ondanAyrılma Hâli: ondanAyrılma Hâli: ondan
ondan meni úurtarmaàa iy FaŜl-ı raómân òandasan G.153/7, ondan enversen
G.155/6
Çokluk I. Şahıs: bizÇokluk I. Şahıs: bizÇokluk I. Şahıs: bizÇokluk I. Şahıs: biz
cevher-i lâ-mekân bizüz G.83/6, ‘ışúa mürîd olduà biz G.84/2, biz
mecnûnlaruz G.84/3
56 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 266.
68
Belirtme Hâli: biziBelirtme Hâli: biziBelirtme Hâli: biziBelirtme Hâli: bizi
yandurur iy úamer bizi G.83/2, bizi zencîre çekdi baàladı G.84/3
Yönelme/Yaklaşma Hâli: bizeYönelme/Yaklaşma Hâli: bizeYönelme/Yaklaşma Hâli: bizeYönelme/Yaklaşma Hâli: bize
câm-ı ãafâyı bize ãun G.1/1, úoymadı onı bize G.70/3, Óaú bize oldı ‘ıyân
G.82/6, ka‘be yüzüñdür bize G.86/2, dîv ile şeyùân esîr oldı bize T.114/2, bize
‘ıyd eyledi T.133/1
Çokluk II. Şahıs: sizÇokluk II. Şahıs: sizÇokluk II. Şahıs: sizÇokluk II. Şahıs: siz
Đlgi Hâli: sizüñĐlgi Hâli: sizüñĐlgi Hâli: sizüñĐlgi Hâli: sizüñ
sizüñleyim yoldaşlar G.46/6
Çokluk III. Şahıs: onlarÇokluk III. Şahıs: onlarÇokluk III. Şahıs: onlarÇokluk III. Şahıs: onlar
Óaúdan ıraà imiş onlar G.8/5
Belirtme Hali: onlarıBelirtme Hali: onlarıBelirtme Hali: onlarıBelirtme Hali: onları
onları úomaàa yeksüvâre gel G.105/3
AyAyAyAyrılma Hâli: onlardanrılma Hâli: onlardanrılma Hâli: onlardanrılma Hâli: onlardan
olduñ onlardan ki T.104/2
B. ĐŞARET ZAMĐRLERĐB. ĐŞARET ZAMĐRLERĐB. ĐŞARET ZAMĐRLERĐB. ĐŞARET ZAMĐRLERĐ
Üzerinde çalıştığımız eserde geçen işaret zamirleri bu, şu, ol ve şol’dur.
bubububu
bil sen ki budur M.1/40
Belirtme Hali: bunıBelirtme Hali: bunıBelirtme Hali: bunıBelirtme Hali: bunı
bunı bil G.159/3, bunı bilmedi şeyùân G.159/3
Bulunma Hâli: bunda/mBulunma Hâli: bunda/mBulunma Hâli: bunda/mBulunma Hâli: bunda/mundaundaundaunda
neylerem men bunda durup G.44/1, mu‘cizem munda mu‘cizât ileyem
G.111/6
Ayrılma Hâli: bundanAyrılma Hâli: bundanAyrılma Hâli: bundanAyrılma Hâli: bundan
bundan uludur G.114/15
Eşitlik Hâli: muncaEşitlik Hâli: muncaEşitlik Hâli: muncaEşitlik Hâli: munca
munca ne söyler G.60/4, munca gel G.104/1, her dem munca dermân
bulmışam G.120/2, munca aàlatma G.104/5, munca cefâyı gör G.105/2
şuşuşuşu
şu kim bu baóre daldı M.1/18
69
olololol
Đşaret zamiri ol ile şahıs zamiri ol arasında çekim bakımından hiçbir fark
yoktur.
şol “şu+ol”şol “şu+ol”şol “şu+ol”şol “şu+ol”
Đşaret zamiri şol, şu ve ol’un birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu zamirin
çokluk şekli yoktur.
şol ki buyurdı G.1/2, şol ki onuñ şâhına oldı nüzûl G.1/3, ‘aceb yüzüñ mi şol
ya òarman-ı gül G.3/3, ‘aceb úaddüñ mi şol ya serv-i bustân G.3/4
bunlarbunlarbunlarbunlar
Đlgi Hâli: bularuñĐlgi Hâli: bularuñĐlgi Hâli: bularuñĐlgi Hâli: bularuñ
bularuñ aãlını nedendür bil M.2/11
Belirtme Hâli: bularıBelirtme Hâli: bularıBelirtme Hâli: bularıBelirtme Hâli: buları
buları bilmeyen ne bilmiş ola M.2/12
C. DC. DC. DC. DÖNÜŞLÜLÜK ZAMĐRLERĐÖNÜŞLÜLÜK ZAMĐRLERĐÖNÜŞLÜLÜK ZAMĐRLERĐÖNÜŞLÜLÜK ZAMĐRLERĐ
Dönüşlülük zamirleri öz, kendü ve kendüzi’dir. Kendüzi yerine kendi’nin
iyelik şekli olan kendisi kullanılmaktadır. Bugün öz şekli kaldırılmıştır. Metnimizde
öz zamirinin özümi, özini şekilleri vardır. Bu şekiller Eski Anadolu ve Azeri
Türkçesi hususiyetlerini taşımaktadırlar.
özözözöz
beñzedem özümi G.33/5, özini bilmeyen câhil G.109/15, úoygil meni öz
óâlüme G.136/8
kendükendükendükendü
kendü vücûdında çün buldı G.5/19, meni kendüye maóv eyledi G.82/2, kendü
çıòdı aradan G.136/22 gitti cihâna kendüden G.134/8, seni úıldı göñül
kendüye maúãûd G.208/2
D. BELĐRSĐZLĐK ZAMĐRLERĐD. BELĐRSĐZLĐK ZAMĐRLERĐD. BELĐRSĐZLĐK ZAMĐRLERĐD. BELĐRSĐZLĐK ZAMĐRLERĐ
cümle/cümlesicümle/cümlesicümle/cümlesicümle/cümlesi
cümle Óaú imiş M.2/14, cümle menem cümle men G.5/7, cümle bir ma‘ni
imiş G.63/7, cümle saña cân didiler G.79/1, cümle yek-sân oldı gel G.106/11,
cümlenüñ aãlı ve fer‘î úadrüñ maúdûrıyam G.113/23, cümle oldur cümle ol
G.113/32
70
kimse<kim+isekimse<kim+isekimse<kim+isekimse<kim+ise
Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
alamaz taúdîr elinden kimse G.25/3, saña beñzer cihânda kimse yoòdur
G.37/7, dünyâ kimseye hergiz muùî‘ olmaz G.109/4, hiç bulmadı kimse
G.134/5, kimse mi‘mâr olmasun G.148/5, kimse bu óâle düşmesün G.161/9,
kimse gelmez yasına G.176/10, kimse görmez onı G.177/9, kimseye aããı
eylemez G.204/7
her biri/her birisiher biri/her birisiher biri/her birisiher biri/her birisi
her birisi muvaóóide yüz miñ nişân olur G.31/7, her biri saña şeró u beyân-ı
óâl ider G.33/7
her her her her kimsekimsekimsekimse
her kimse kim esridi M.1/23, her kimse kim tanıdı M.1/33, her kimse kim
tanımadı G.5/18, her kimse kim bildi G.56/13, her kimse kim dutmadı ‘ışúuñ
yolın G.185/3
her kimher kimher kimher kim
her kim ki buldı G.31/2, her kim ol ‘ışúa mürîd oldı G.185/10, her kim dilüme
getürdi ögdi G.198/2, her kim görmedi naúúâşını G.200/1, ka‘bede her kim
ikâmet eyledi T.127/3
şeyşeyşeyşey
îmân ile küfr bir şey oldı M.1/23, ne şey ki gördi mest oldı G.51/4, ãûretüñ
her şeyde G.56/9, her şey ãûretüñden ay virür G.171/9
hergizhergizhergizhergiz
hergiz ulaşmaz G.22/8, hergiz vücûda gelmedi G.42/3, hergiz muùî‘ olmaz
G.109/4, hergiz zevâl içinde G.177/9
ayruò<ayruúayruò<ayruúayruò<ayruúayruò<ayruú
“Başka” manasına gelen bu zamir bugün kullanılmıyor.
Örnekleri ise şunlardır:
Óaú yapan ma‘mûra ayruò kimse mi‘mâr olmasun G.148/5, ayruò ne
óâcetdür G.153/9, maña ayruò ne àam G.178/6, tâ gülistân gülmesün ayruò
gül-i òandânına G.179/6
71
òamu<úamuòamu<úamuòamu<úamuòamu<úamu
òamınuñ úalbi zeàaldür G.91/2, òamudan geçmişem G.140/10, òamınuñ
úafasına G.168/6, geç òamudan G.168/9, geç òamudan ki òamudan G.192/11
E. SORU ZAMĐRLERĐE. SORU ZAMĐRLERĐE. SORU ZAMĐRLERĐE. SORU ZAMĐRLERĐ
Soru zamirleri kim ve ne’dir.
kimkimkimkim
kim ki sevdâsından oldı ãayru G.4/6, kim sevdi òûbı kim didi òûbuñ cefâsı
yoò G.6/1, kimdür bahânesiz úulı ãatan G.24/5, kim aydur kim G.37/1,
sencileyin yâr kimüñ var G.40/1, kim bilür ol şumârı G.121/3, kim bile kim
G.131/1, senden meni kimdür ayıran G.141/1, kimüñ ‘aúlı òaber virsün
G.149/3, kimden istersen vefâ G.170/2, kimdür iriştüren onı G.172/11, kim
görüpdür beşeri G.181/2, ka‘bede her kim iúâmet eyledi T.127/3
nenenene
Ùûbî aàacınuñ nedür yemişi M.2/6, ne bilmiş ola M.2/12, úulı ãatan baha
nedür G.24/5, neylerem men bunda durup G.44/1, nenüñ miåâlidür G.49/7,
nesen iy münşî-i eşyâ G.51/6, iy Nesîmî nedür ayruò dilegüñ G.70/14, ne
úılduñ uyòudan óâãıl G.109/1, kim ne bilür bu òastanuñ derdi nedür devâsı ne
G.168/5
ZARFZARFZARFZARF
Zarf; sıfatın, fiilin veya başka bir zarfın mânâsını değiştiren isimlere verilen
addır. Zaman, yer, hâl ve mikdâr bildirirler.
A. ZAMAN ZARFLARIA. ZAMAN ZARFLARIA. ZAMAN ZARFLARIA. ZAMAN ZARFLARI
Türkçe ve yabancı menşeli olmak üzere pek çok zarf kullanılmşıtır. Bunların
bir kısmı basit, bir kısmı ise birleşiktir. Zarflar sıfat ve isimlerden, isimlerin çeşitli
çekim eki ve edatlarla kullanılmasından meydana gelmiştir. Zarflar, zaman, yer, hâl
ve miktar bildirmektedir. Aslında tek başlarına oldukları zaman zarflar birer isimdir
ancak her isim zarf değildir. Metnimizde kullanılan zaman zarfları şunlardır:
1. Đsim ve Sıfatlardan Meydana Gelenler1. Đsim ve Sıfatlardan Meydana Gelenler1. Đsim ve Sıfatlardan Meydana Gelenler1. Đsim ve Sıfatlardan Meydana Gelenler
her gâhher gâhher gâhher gâh
òayalüñ gerçi şâd eyler meni her gâh G.48/9
72
dün ü gündün ü gündün ü gündün ü gün
işim dün ü gün âh ile feryâd u fiàândur G.22/3, úuùısından dün ü gün úand ile
óalvâ tökilür G.66/6
şimdi/şimdi/şimdi/şimdi/imdiimdiimdiimdi
şimdi yüzüñden beyân-ı ãûret-i raómân ider G.21/11, şimdi küllî bî-nişân
itmek dilersen itmegil G.108/3, dur imdi bize çal G.208/6
bugünbugünbugünbugün
meni senden cüdâ úıldı bugün G.46/9, Nesîmînüñ bugün düşti gözine dişlerüñ
‘aksi G.51/11, ‘âlemi duttı bugün óüsn-i ruòuñ destânı G.104/9, bugün
yârumı buldum G.128/1, bugün Nesîmîdür melik G.163/9
her demher demher demher dem
her dem revâsı yoò G.6/5, yaòmaú gereksen yaş ilen her dem gözüm
miãbâóını G.15/3, her dem aydur yâ àafûr G.55/7, her dem nice ùop olmasun
G.95/2, her dem iner úan G.104/7
her giceher giceher giceher gice
her gice Úadr ü Berât G.5/16, her gice Úadr ü Şeb-i Berât olur G.52/8
gicegicegicegice
saçuñ şeróini eylerem her gice G.10/3, gice daàıtma kim meni G.73/2,
oòuram gice zülf-i siyâhını G.205/5
şol zemândaşol zemândaşol zemândaşol zemânda
nuùúuñ utandurur meliki şol zemânda G.31/6
irte irte irte irte
çekersen irte şürbinden òumâr G.25/9
dâ’imdâ’imdâ’imdâ’im
dâ’im derd-i cânân gizlüdür G.35/6, dâ’im onuñ sîmin elidür G.65/10, dâ’im
işi inkâr imiş G.97/8
evvelevvelevvelevvel
şarùı bil evvel G.71/3
zemân zemânzemân zemânzemân zemânzemân zemân
dilerem zemân zemân G.181/6
73
demdemdemdem----bebebebe----demdemdemdem
gözümden dem-bedem aòan G.48/1
her laóôaher laóôaher laóôaher laóôa
her laóôa bir sevdâ ilen G.132/1
henüzhenüzhenüzhenüz
henüz ol mest ü şeydâdur G.51/4
2. Đsme Son Çekim Edatları Getirilerek Yapılanlar2. Đsme Son Çekim Edatları Getirilerek Yapılanlar2. Đsme Son Çekim Edatları Getirilerek Yapılanlar2. Đsme Son Çekim Edatları Getirilerek Yapılanlar
----den berüden berüden berüden berü
ezelden berü necât ileyem G.111/4
----den girüden girüden girüden girü
şimden girü G.132/6
3. Doğrudan Doğruya Edat ve Zarf Olan3. Doğrudan Doğruya Edat ve Zarf Olan3. Doğrudan Doğruya Edat ve Zarf Olan3. Doğrudan Doğruya Edat ve Zarf Olanlarlarlarlar
òaçanòaçanòaçanòaçan
òaçan bildi ki G.26/2, òaçan şol aya her seyyâre beñzer G.37/13, òaçan ãûret
olur G.43/2, ‘âşıú òaçan ol úıããa vü efsâneye uàrar G.45/7, òaçan ki sünbül-i
zülfüñ niúâbı aya düşer G.68/1, òaçan ki Nesîmî açar aàız G.73/11, òaçan
vâúıf ola G.79/9
hemîşehemîşehemîşehemîşe
yâruñ gelür hemîşe cefâsı Nesîmî’ye G.6/10, dün ile günüm hemîşe òamu
şâm ile seóerdür G.32/2, hemîşe mâh-ı tâbân gizlüdür G.35/5, ‘âşıúları
hemîşe onuñla şikâr ider G.73/4, yâr ister hemîşe ‘âşıúuñ âzârını G.184/7
B. YER ZARFLARIB. YER ZARFLARIB. YER ZARFLARIB. YER ZARFLARI
Metnimizde geçen yer zarfları şunlardır:
berüberüberüberü
gel iy zâhid berü G.30/4, gel berü gel iy óakim G.30/7, geldi gül açıldı berü
G.74/3, çeşme-i óayvân berü gel G.104/1, iy cân berü gel G.104/1, derdüme
dermân berü gel G.104/2, iy zülf-i perîşân berü gel G.104/4, iy gül-i òandân
berü gel G.104/5
üzreüzreüzreüzre
yâsemîn üzre G.8/8, nesrîn üzre kim G.21/3, şol ãırâù üzre ‘ubûr G.55/3,
74
ruòsâruñ üzre zülfüñi her dide kim gördi G.173/4, berk-i gül üzre iy ãanem
daàıtmagil G.174/3
úarşuúarşuúarşuúarşu
yüzüñe úarşu sücûd eyler melek G.89/2, yüzine úarşu iy melek óüsnüñi ögme
G.192/10
daşradaşradaşradaşra
daşra bıraòtı G.82/3
òandaòandaòandaòanda
her òanda mesken eylese ‘âşıú emîrdür G.50/1, òanda bu óâli bilür G.60/1
yañayañayañayaña
her yaña baòsam G.154/4, her yaña kim baòaram T.78/1
ıraà/ıraòıraà/ıraòıraà/ıraòıraà/ıraò
gör sende Óaúúı vü gitme ıraò M. 1/20, iy Óaúdan ıraā olan ‘azâzil M. 1/25,
iy gözüm nûrı gözümden gitme ıraā olma kim G. 21/2
araaraaraara
şirket aradan götürdi M.1/13, kendü çıòdı aradan G. 136/22
C. MĐKTAR ZARFLARIC. MĐKTAR ZARFLARIC. MĐKTAR ZARFLARIC. MĐKTAR ZARFLARI
Miktar zarflarının bir kısmı sıfatlardan bir kısmı ise kelimenin tekrarından
meydana gelmiş olup, sıfatların te’kit şekilleridir:
1. Doğrudan Doğruya Zarf Olanlar1. Doğrudan Doğruya Zarf Olanlar1. Doğrudan Doğruya Zarf Olanlar1. Doğrudan Doğruya Zarf Olanlar
key “çok, iyi”key “çok, iyi”key “çok, iyi”key “çok, iyi”
senden cüdâ dirilmek müştâúa key elemdür G.29/1
úatıatıatıatı
àamuñdan iy ãanem oldı göñül úatı ãayru G.135/4
2. Sıfatlardan Yapılanlar2. Sıfatlardan Yapılanlar2. Sıfatlardan Yapılanlar2. Sıfatlardan Yapılanlar
çoòçoòçoòçoò
ne çoò çoò yile varmış başlar G.46/4, çoò cevr idersen G.108/4, çoò gezdi
felek T.51/1
şol úadarşol úadarşol úadarşol úadar
şol úadar ãâfîdür lebüñ ‘aynı G.85/2
75
ne úadarne úadarne úadarne úadar
ne úadar cânda gizlerem G.31/10, ne úadar âl iderse âl irmez G.85/13, gör ne
úadar yanaram G.119/6, gör ne úadar daúîú imiş G.189/10
ol úadarol úadarol úadarol úadar
ol úadar nâdân degül G.110/8, ol úadar göñlüm G.126/15
D. SURET ZARFLARID. SURET ZARFLARID. SURET ZARFLARID. SURET ZARFLARI
Suret zarfları arz, hâl, durum, sebep, netice-beraberlik, ayrılık, tekerrür, tahdit
vb. mânâları ifade eder. Bunlar yalnız zarf oldukları gibi bazen de isim, sıfat ve
edatlardan gelen birleşik zarflar olabilirler57. Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
şöyleşöyleşöyleşöyle
şöyle yanar ‘ışúuñ odı G.46/7, zülfi kemendinden göñül úurtarmaz ayruò
şöyle bil G.163/7
şöyle kişöyle kişöyle kişöyle ki
düşdi Nesîmî ‘ışúuña şöyle ki òasta neylesün G.134/8
şöyle kimşöyle kimşöyle kimşöyle kim
bâùına kâr eyledi ‘ışú-ı ruòuñ şöyle kim G.82/7
eyle “öyle”eyle “öyle”eyle “öyle”eyle “öyle”
cân u cihân eyle bil G.74/1, eyle bil kim G.141/4, óur ile cennet ü liúâ
görmeye Óaúdan eyle bil G.172/4, cümlenüñ maúãûdı sensen eyle bil T.60/2
neçeneçeneçeneçe
dur neçe bir yatasan G.5/1, muãóafa her neçe baòdum G.22/9, gör neçe yanar
G.34/10, neçe olsun onuñ tâbı G.144/7, gör kim neçe oldı G.166/9, neçe nûş
eyleyem T.54/3
neçe kimneçe kimneçe kimneçe kim
neçe kim cehd iderem G.66/7, neçe kim yaparam sensiz G.88/5, sensiz neçe
kim istediler bulmadılar cây G.208/3
òoşòoşòoşòoş
òoş yaratmış yaradan G.136/1, derd ile òoş geç G.183/3, úarşuña òoş òoş
yanadur G.190/7, Óaúdan ne gelse òoş gelür T.27/2
57 Muzaffer, AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.217.
76
ayruayruayruayru
senden ayru düştügüm taúdîr imiş G.199/6, düşmişem ayru G.207/3
yineyineyineyine
ol ne bilsün ki yine pertev-i envâr nedür G.63/8, aãlına úarışur yine G.64/11,
yine merdâne er gerek G.101/4, yine dönüp didüm G.164/3, úıldı yine
‘âşıúlarına luùf u ‘inâyet G.166/9, uàramadı hümâ yine G.172/8, nârına
pervâneyem yine G.180/1, yine ney fiàâne geldi G.181/5
EDATEDATEDATEDAT
Edatlar, kendi başlarına mânâları olmayıp gramer vazifesi gören sözcüklerdir.
Edatlar özellik itibariyle birlikte kullanıldıkları kelimeler, kelime grupları ve
cümleler arasında çeşitli münasebetler kurmaya yardım ederler. Tek başlarına mânâ
taşımamaları ve çekime girmemeleri edatları isim ve fiillerden ayırır. Bu itibarla isim
ve fiiller asıl, edatlara ise yardımcı kelimeler denir58.
Edatların bir kısmı gibi, için, göre, üzere vb. yalnız edat olduğu gibi, bir kısmı
ise aslında isim, sıfat ve zarflardır. Edatlar bağlama, son çekim, soru, tekid ve nidâ
diye bir takım bölümlere ayrılırlar. Bu edatların tasnifi cümledeki fonksiyonu ve
mânâlarına göre incelenmiştir59.
A. BAĞLAMA EDATLARIA. BAĞLAMA EDATLARIA. BAĞLAMA EDATLARIA. BAĞLAMA EDATLARI
Metnimizde kelimeleri, kelime gruplarını ve cümleleri birbirine bağlayan pek
çok edat kullanılmıştır. Bunları özelliklerine göre şöyle sıralayabiliriz:
1. Şart Bildirenler1. Şart Bildirenler1. Şart Bildirenler1. Şart Bildirenler
Bu edatlar şunlardır:
eger “şayet”eger “şayet”eger “şayet”eger “şayet”
Đslâmi Türk edebiyatının ilk metinlerinden itibaren bağlama edatı olarak
kullanılmaktadır. Genellikle cümlenin başında bulunur60.
58 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s. 348; Necmettin Hacıeminoğlu, Türk Dilinde
Edatlar, Đstanbul 1974, s. V. 59Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.348; Tahsin Banguoğlu, Ana Hatlarıyla Türk
Grameri, Đstanbul 1979, s. 39-42; Muzaffer Akkuş, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s. 219-220. 60 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 142.
77
şems ü úamer eger yüzüñ tâbına düşmedi neden G.34/3, eger nûş istersen nîşe
úatlan G.43/8, yanmaàdan eger úoròar isen şem‘a yapışma G.45/2, eger
düşerse menüm tek G.68/8, Manãûr kibi menden eger çıòdı G.128/11
egerçi “gerçi, fakat, ancak, şayet”egerçi “gerçi, fakat, ancak, şayet”egerçi “gerçi, fakat, ancak, şayet”egerçi “gerçi, fakat, ancak, şayet”
Çağatay ve Batı Türkçesinde kullanılmıştır. Mânâ ve vazife bakımından eger
edatının aynıdır61.
egerçi úaşlaruñ fitne başı G.37/8, cânum egerçi ãayrudur G.62/5, ‘ışúuñ
egerçi adını ‘aúıl belâ dimiş G.107/4, egerçi cândasan cândan nihânsan
G.150/1
ger “eğer, şayet, gerçi, her ne kadar”ger “eğer, şayet, gerçi, her ne kadar”ger “eğer, şayet, gerçi, her ne kadar”ger “eğer, şayet, gerçi, her ne kadar”
Eski Anadolu ve Osmanlıca devrelerinde çok kullanılmış olan bu edat
Türkiye Türkçesinde kullanılmamıştır.
ger dîv degülsen Âdemi bil M.1/25, ger bile Mecnûn bile ‘aceb G.26/2, ger
ùa‘n iderse ne ‘aceb G.62/2, ger bu ‘âriflerden olduñ G.195/4
gerçi “her ne kadar, gerçi”gerçi “her ne kadar, gerçi”gerçi “her ne kadar, gerçi”gerçi “her ne kadar, gerçi”
Çağatay, Kıpçak ve Batı Türkçesinde kullanılan bağlama edatıdır62.
gerçi yaraşmaz velî G.25/3, gerçi acıdur firâúuñ şerbeti ‘âşıúlara G.25/6, gerçi
Mesîóâ demidür G.26/9, gerçi âyeti oldı otuz iki G.31/7, gerçi adı beşerdür
G.42/12, ol gerçi pîrdür G.50/3, gerçi adı memât olur G.52/1, gerçi ‘ışúuñ
meskenidür G.56/2, gerçi dirildür G.62/3, gerçi cânuma la‘lüñ mey içürür
G.73/5
ammâ “fakat, lakin”ammâ “fakat, lakin”ammâ “fakat, lakin”ammâ “fakat, lakin”
Harezm, Çağatay, Kıpçak ve Anadolu metinlerinde bağlama edatı olarak
kullanılmıştır63.
kelâmuñ mu‘cizi ôâhirdür ammâ G.20/3, úan gider yürekden ammâ G.35/4,
gözümden gerçi dil-keşdür saçınuñ şîvesi ammâ G.61/9, ‘ışúuñı terk itmek
ister göñlüm ammâ çîn degül G.174/6, ammâ nideyüm kim G.207/9
61 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 145. 62 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 151. 63 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 116.
78
2. Sınırlama Bildirenler2. Sınırlama Bildirenler2. Sınırlama Bildirenler2. Sınırlama Bildirenler
velî “fakat, ancak”velî “fakat, ancak”velî “fakat, ancak”velî “fakat, ancak”
velî inceden incedür bu òaber G.10/5, adı firâú oldı velî G.17/3, gerçi
yaraşmaz velî G.25/3, velî onuñ firâúı òâra beñzer G.37/2, velî müşkîn òatuñ
i‘râblar G.78/1, nûn-ı ‘aynuñ Óaú kitâbıdur velî G.89/3, ‘âlemde âzâdum velî
G.116/14, velî ister seni G.153/1, cânsan velî ne cânsan G.154/1, velî bu
óâlümi ol ne bilür G.168/3, velî kâr itmez G.202/8
velîkin “fakat, ancak”velîkin “fakat, ancak”velîkin “fakat, ancak”velîkin “fakat, ancak”
velîkin baòışı bîmâra beñzer G.37/4, velîkin ‘ârif bilür bu cânı G.191/1,
velîkin özge gevherdür G.202/4
lîkin “fakat, lâkin, ancak”lîkin “fakat, lâkin, ancak”lîkin “fakat, lâkin, ancak”lîkin “fakat, lâkin, ancak”
lîkin ol bildi bu remzi G.171/8
3. Sebep Bildir3. Sebep Bildir3. Sebep Bildir3. Sebep Bildirenlerenlerenlerenler
çün “için, madem ki, çünki”çün “için, madem ki, çünki”çün “için, madem ki, çünki”çün “için, madem ki, çünki”
çün mü’mine mü’min oldı mir’ât M.1/21, çün sen geçesen M.1/42, çün
úılmadı şeyùân sücûd G.5/15, yaúîn çün sendedür G.20/7, çün beúâsızdur
G.25/13, çün mü’min imiş G.26/6, çün ‘âlemüñ Nesîmî úurtuldı keåretinden
G.36/11, çün bilürsen G.44/4, çün irişdi G.74/9, Nesîmî çün seni buldı
G.169/13, çün delîlüñ yoòdur G.171/3
çü “çünkü, zira, madem ki”çü “çünkü, zira, madem ki”çü “çünkü, zira, madem ki”çü “çünkü, zira, madem ki”
Çağatay ve Batı Türkçesinin Osmanlı devresinde kullanılmıştır. Cümle
başında veya içinde bulunur64.
çü Zeynü’l-‘Abidîndür G.75/10, ÓıŜr âbını çü içdi óayy oldı câvidânı
G.191/12
çün kim< çün kim< çün kim< çün kim< çün+kim “çünki, zira, madem ki”çün+kim “çünki, zira, madem ki”çün+kim “çünki, zira, madem ki”çün+kim “çünki, zira, madem ki”
Farsça çün ile Türkçe kim edatının birleşmesinden meydana gelmiştir65.
çün kim iki cihân saña Óaúdan müyesser olmışdur G.39/6, çün kim bu
yaralunuñ zaòmına merhem oldur G.69/4, çün kim noúãân gelür G.142/7,
64 Necmettin Hacıeminoğlu,a.g.e., s. 132. 65 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 138.
79
‘âlemde kimse çün kim bulmaz bu derde dermân G.142/8, ‘ahdi vefâ oldı
vefâ çün kim G.149/7, çün kim úılca vücûdı yoòdur G.206/10
çünki < çün+kiçünki < çün+kiçünki < çün+kiçünki < çün+ki
Daha çok Çağatay ve Batı Türkçesinde kullanılmıştır66.
çünki hemîşe yârumuñ cevr ü cefâsı yâredür G.64/4, çünki yegâneden durur
G.83/8, çünki sever yanaram G.119/9, mey-òâneye çünki bulmadı râh
G.167/3, çünki cefâsız iy göñül kimse murâda yetmedi G.168/4, çünki men
sulùânı buldum G.200/5
4. Đstisna Bildirenle4. Đstisna Bildirenle4. Đstisna Bildirenle4. Đstisna Bildirenlerrrr
meger “demek ki, öyleyse”meger “demek ki, öyleyse”meger “demek ki, öyleyse”meger “demek ki, öyleyse”
Eski Anadolu ve Osmanlıca devrelerinde geniş bir kullanım sahası olan bu
edat Türkiye Türkçesinde de kullanılmaktadır.
meger şem‘-i tecellîdür cemâlüñ G. 7/9, meger óûrî ki G.37/7, âb-ı kevåerdür
meger G.56/17, meger àâfilsen ol şîrîn-dehândan G.140/9, meger sen fitne-i
âòır zemânsan G.150/4, meger eşrâù-ı sâ‘atdür G. 157/3
meger kimeger kimeger kimeger ki
Mânâ ve kullanış bakımından meger gibidir.
meger ki silsilesinden ãabâ Óıùâya düşer G.68/4
illâ illâ illâ illâ ““““aaaancak, fakat, lâkin”ncak, fakat, lâkin”ncak, fakat, lâkin”ncak, fakat, lâkin”
illâ firâúı odına yanmaà revâ degül G.107/2
meger kimmeger kimmeger kimmeger kim
Mânâ ve kullanış bakımından meger gibidir.
úâêıyü’l-óâcâtmış la‘lüñ meger kim ‘âşıúa G.2/9, meger kim ùal‘atuñ ayı
‘ıyân oldı niúâbından G.157/1
tâ kitâ kitâ kitâ ki
Óaú tâ ki yâr oldı G.116/1
tâtâtâtâ
tâ göresen sen seni G.5/17, tâ yüzüñ gül-nârı taúdîr eyledi G.58/7, tâ cüdâ
düşdi G.66/8, tâ meni taúdîr-i yezdân eyledi G.106/8, tâ söyler oldı manùıúum
66 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 136.
80
G.116/10, tâ Óaú maña keşf eyledi G.116/12, buldı Nesîmî tâ seni G.116/16,
tâ gülistân gülmesün G.179/6
tâ kimtâ kimtâ kimtâ kim
tâ kim bilesen G.40/9, tâ kim bileler G.40/10, tâ kim ayurdı G.106/5, Nesîmî
Óaúú ile tâ kim ulaştı G.193/14, dilümden gitmedi tâ kim G.202/7
5. Cümle Bağlayıcılar5. Cümle Bağlayıcılar5. Cümle Bağlayıcılar5. Cümle Bağlayıcılar
kikikiki
Türkçenin Kıpçak, Çağatay ve Batı Türkçesi sahalarında yardımcı cümleyi
asıl cümleye bağlama vazifesini görmek üzere kullanılmıştır. Bu vazifeyi görürken
yardımcı cümle ile asıl cümle arasında kurduğu ilgi sebep, sonuç, açıklama, belirtme
ve kuvvetlendirme bakımlarındandır67.
her kimse ki esridi M.1/23, uyòudan uyan ki maóşer oldı M.1/30, nefsini kim
ki bildi bildi Óaúúı M.2/2, kim ki sevdâsından oldı ãayru G.4/6, ki àarú oldı
G.7/4, bu dâma kim ki gelüp düşmedi belâya düşer G.68/6, ki cûş ider
G.68/9, yüzüñe sâcid iy cân her kim ki âdemidür G.77/3, kim ki taóammül
eylemez G.172/15
kimkimkimkim
Eski Türkçe devresinden beri Türk dilinin her sahasında kullanılmıştır. Đslâmi
Türk Edebiyatı devrinden itibaren Farsça ki ile yan yana kullanılan bu edat Batı
Türkçesinin son yıllarında tamamen kaybolup yerini ki’ye bırakmıştır68.
gör sen seni kim ne cism ü cânsan M.1/22, gör kim ne muóteşemdür G.29/7,
kim onuñ ùâ‘atı küllî hebâdur G.75/14, gör kim ne òoş yaòdı firâú T.47/4
6. Atıf (Bağlama) Edatları6. Atıf (Bağlama) Edatları6. Atıf (Bağlama) Edatları6. Atıf (Bağlama) Edatları
yâòud yâòud yâòud yâòud “veya”“veya”“veya”“veya”
yâòud irem baàında gül-çîndür G.61/2, gör ki müstaósen misen yâòud úabîó
T. 7/4
ya “veya”ya “veya”ya “veya”ya “veya”
yirde ya gökde G.165/2, melek ãûretlü beşer ya güneş ãıfatlu mâh G.165/2
67 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 167. 68 Necmettin Hacıeminoğlu, a.g.e., s. 169.
81
ile “ve”ile “ve”ile “ve”ile “ve”
kevn ile mekân òurûşa geldi M.1/1, dîv ile divânedür G.27/10, óûr ile cennet
ü liúâ G.49/4, ‘âşıú úatında küfr ile Đslâm birdür G.50/1, dânâ ile nâdân
menem G.112/7, encümle felek menem G.114/10
7. Atıf (bağlama) vavı7. Atıf (bağlama) vavı7. Atıf (bağlama) vavı7. Atıf (bağlama) vavı
Farça atıf vavı ü, vü metnimizde kullanılmıştır.
ü, vüü, vüü, vüü, vü
bu resm ü kâre gel G.105/8, óasret ü derdi çoò göñül G.105/9, bend ü zindân
gel G.106/2, yüz miñ belâ vü miónet ilen G.107/6, bâde ãaf oldı vü geldi
devr-i câm G.124/5, ôâhirde vü bâùınumda G.141/1, kesildi mâ vü menlikden
G.169/13
8. Teşbih (Benzetme) Edatları8. Teşbih (Benzetme) Edatları8. Teşbih (Benzetme) Edatları8. Teşbih (Benzetme) Edatları
şöyle kimşöyle kimşöyle kimşöyle kim
bâùına kâr eyledi ‘ışú-ı ruòuñ şöyle kim G.82/7
beñzerbeñzerbeñzerbeñzer
envâra beñzer G.37/6, ‘ayyâra beñzer G.37/8, ki Mûsânuñ ‘aãâsı mâra beñzer
G.37/11
B. SON ÇEKĐM EDATLARIB. SON ÇEKĐM EDATLARIB. SON ÇEKĐM EDATLARIB. SON ÇEKĐM EDATLARI
Son çekim edatları umumiyetle sadece edat olarak kullanılan kelimelerdir.
Son çekim edatları şunlardır:
a) Nominativ Halde Bulunan Edatlara) Nominativ Halde Bulunan Edatlara) Nominativ Halde Bulunan Edatlara) Nominativ Halde Bulunan Edatlar
Bu edatlar kibi; ile, ilen; içün, tek, üzre gibi kelimelerdir.
1) Teşbih Bildirenler1) Teşbih Bildirenler1) Teşbih Bildirenler1) Teşbih Bildirenler
kibi “gibi”kibi “gibi”kibi “gibi”kibi “gibi”
âb kibi revân gelür yaş kibi revân gider G.18/2, pervâne kibi G.22/2, şeyùân
kibi bî-gânedür G.38/10, onuñ kibi bir yâr-ı vefâdâr kimüñ var G.40/11, oldı
yeñi ay kibi G.46/3, olmışam Mûsâ kibi G.58/10, dür kibi deryâ tökülür
G.66/4, Yûsuf kibi ‘azîzem Mıãruñ içinde dâ’im G.71/6, dâne kibi dâneyem
G.180/9, olmadı şeyùân kibi Tuy.11/2
tek “gibi”tek “gibi”tek “gibi”tek “gibi”
göñül pervâne tek yandı G.48/7, ãûfî tek olma G.52/12, âòır perdeden çıò
82
àonçe tek G.58/5, eger düşerse menüm tek G. 68/8, Óıøır tek irdi maúãûda
G.76/7,bebek tek beslerem G.76/8, ‘aynuñ tek velî G.116/11, ıraà olmışam
pervâne tek G.151/6, onuñ saçuñ tek müşk-bâr oldı G.193/1
2. Sebep Bildirenler2. Sebep Bildirenler2. Sebep Bildirenler2. Sebep Bildirenler
içüniçüniçüniçün
senüñ içün ne dileyem G.39/6, onuñ içün dâra düşmişem G.118/8, yâr içün
her güşede miñ dîv olur düşmen maña G.151/12, bu tevóîd içün muúarrersen
G.155/5, cânını úurbân úılandur yar içün gerçek şehîd G.179/4, nâra atan
cânını şol şem‘ içün pervânedür G.203/10
3. Beraberlik Bildirenler3. Beraberlik Bildirenler3. Beraberlik Bildirenler3. Beraberlik Bildirenler
ileileileile
nûr ile keşf-i óicâb-ı vech ider G.49/2, ne vech ile úâbil ola G.49/6, úara
gözüñ úara òâlüñ úaşuñla zülf-i siyâh G.165/5, baòtuñ güneşi doàdı vü ikbâl
ile geldi G.166/5, gözüm ile görmişem G.181/8, cân ile vuãlat itmişem
G.192/2
ilenilenilenilen
yaòmaú gereksen yaş ilen her dem gözüm miãbâóını G.15/3, yaòtı meni firâú
ilen G.64/6, yüz miñ bela vü miónet ilen G.107/6, şol úadd-i bâlâ ilen
G.132/6
4. Yer ve Tarz Bildirenler4. Yer ve Tarz Bildirenler4. Yer ve Tarz Bildirenler4. Yer ve Tarz Bildirenler
üzreüzreüzreüzre
ol ãırâù üzre ‘ubûr G.55/3, zülfi daàıtmış ruò üzre şol ãanem G.95/3
b) Datif Đsteyen Edatlarb) Datif Đsteyen Edatlarb) Datif Đsteyen Edatlarb) Datif Đsteyen Edatlar
tâ (Farsça): “tâ (Farsça): “tâ (Farsça): “tâ (Farsça): “----a kadar”a kadar”a kadar”a kadar”
tâ göresen sen seni G.5/17
c) Ablatif Đsteyen Edatlarc) Ablatif Đsteyen Edatlarc) Ablatif Đsteyen Edatlarc) Ablatif Đsteyen Edatlar
----den berüden berüden berüden berü
ezelden berü necât ileyem G.111/4, oldı cemî‘inden berü ya‘nî ki bîzâr
olmışam G.116/16, vechüñe seb‘al-meåânî oòunan günden berü G. 190/2
---- den girü den girü den girü den girü
serv ile şimşâd ü Ùûbî olmasun şimden girü G.132/6
83
d) Đsme Muzaf Olan Edatlard) Đsme Muzaf Olan Edatlard) Đsme Muzaf Olan Edatlard) Đsme Muzaf Olan Edatlar
Bunlar özellikle yer ve cihet bildiren isimlerdir. Bunlar özellikle belirtisiz
isim tamlaması yaparlar.
üstineüstineüstineüstine
saçaram altun üstine G.121/4, düştüm od üstine yanaram G.135/7, òurşîd-i
tâbân üstine G.173/1, düşti àamuñ cân üstine G.173/2
içineiçineiçineiçine
ãadefüñ içine kâr eyledi incü eridi G.122/8
içindeiçindeiçindeiçinde
fürúat içinde yanaram G.105/1, miónet içinde àarúam G.105/6, iy óüsn
içinde fitne G.154/8, ãûretüñ óüsn içinde vâóiddür G.155/5, óüsnüñ cemâl
içinde G.177/1, bu ulu beyân içinde G.181/9, şehîd ol ‘ışú içinde G.194/6,
maóv oldı Nesîmî ‘ışú içinde G.197/11
C. ĐŞARET EDATLARIC. ĐŞARET EDATLARIC. ĐŞARET EDATLARIC. ĐŞARET EDATLARI
Đşaret edatları uş, uşta ve uşbu’dur. Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
uş “işte”uş “işte”uş “işte”uş “işte”
uş sırrını eylerem saña ‘arŜ M.1/34, uş ‘aãâ elümde M.1/36, genc-i nihân uş
menem G.5/8, uş bendedür G.27/7, key ãaúın uş didüm saña G.33/2, Allâhuñ
kitâbı uş kitâb G.55/6, geldi feraó uş gitti àam G.166/3, cemşîd-i zemân uş
menem G.166/4, uş bürhân didi G.196/2, uş sende Óaú T.46/1
uşta < uş+da “işte”uşta < uş+da “işte”uşta < uş+da “işte”uşta < uş+da “işte”
uşta danuú şeş cihât G.5/14, uşta óuŜûruñda yanadur G.24/1, uşta dünyâdan
gider G.46/10, uşta Fürúân uşta Tevrât uşta Đncil ü Zebûr G.55/2, yüregüm
úanı gözümden aòar iy yâr uşta gör G.58/8, nâra düşmişdür óasedden munca
aàyâr uşta gör G.58/11
uşbuuşbuuşbuuşbu
uşbu nigâh içindedür G.14/4, uşbu cihetden oldı G.83/2
D. BERKĐTME EDATLARID. BERKĐTME EDATLARID. BERKĐTME EDATLARID. BERKĐTME EDATLARI
Tekit (berkitme) edatı olarak metnimizde daòı/daàı kullanılmıştır. örnekleri
şunlardır:
84
daòı / daàıdaòı / daàıdaòı / daàıdaòı / daàı
‘âşıú daòı hem oldur G.69/8, göñlüm bir daòı yâr istemez G.80/1, gizlü degül
men daòı G.119/8, men daòı zünnârumı buldum G.128/14, sen daòı meger
göñlüñ şol tâc-ı sere düşti G.206/11
E. ÇAĞIRMA EDATLARIE. ÇAĞIRMA EDATLARIE. ÇAĞIRMA EDATLARIE. ÇAĞIRMA EDATLARI
Metnimizde çağırma edatı olarak iy, hey hey, heyhât, vey ve yâ kullanılmıştır.
örnekleri şunlardır:
iy “ey”iy “ey”iy “ey”iy “ey”
iy ùâlib M.1/16, iy Óaúdan ıraà olan ‘azâzîl M.1/25, iy Óaúúı isteyen M.2/3,
iy beşer ãûretlü Raómân G.4/1, iy rûó-ı muãavver G.7/1, iy heves eyleyen kişi
G.18/5, iy ‘âşıúa kâfir diyen G.22/4, iy àâfil uyan G.22/10, iy ãanem G.33/6,
iy cân gel G.48/1, iy şehâdetden òabersiz G.55/4, iy zinde-dil G.55/14
heyhâtheyhâtheyhâtheyhât
güñeş beñzer didüm şol mâha heyhât G. 37/13
hey heyhey heyhey heyhey hey
cân dimişler dudaàuña hey hey G.8/7
vey < ve+ey “ey”vey < ve+ey “ey”vey < ve+ey “ey”vey < ve+ey “ey”
vey dudaàuñ şerbetinden kevåerüñ ‘aynında âb G.2/3, vey gözüñ
sevdâlarından nergisüñ başında òab G.2/4
yâ “ey”yâ “ey”yâ “ey”yâ “ey”
yâ cân-ı aóbâb G.3/1, yâ eşk-i ‘unnâb G.3/2, yâ òarman-ı gül G.3/3, yâ faúîh
G.56/4, yâ Rab G.76/1
F. TEESSÜRĐ F. TEESSÜRĐ F. TEESSÜRĐ F. TEESSÜRĐ NĐDA EDATLARINĐDA EDATLARINĐDA EDATLARINĐDA EDATLARI
zehîzehîzehîzehî
Genellikle aşırı takdir ve beğenme ifade eden kelime Arapçadır. Bazen menfi
mânâda da kullanılmaktadır69.
zehî pâkize-gevher G.7/5, zehî devlet G.19/7, zehî ãâóib-naôar G.43/3, zehî
imân didi G.196/10, zehî iósân didi G.196/11
69 Necmettin Hacıeminoğlu,a.g.e., s. 305.
85
G. DENKLEŞTĐRME EDATLARIG. DENKLEŞTĐRME EDATLARIG. DENKLEŞTĐRME EDATLARIG. DENKLEŞTĐRME EDATLARI
hem / hem…hemhem / hem…hemhem / hem…hemhem / hem…hem
hem òâtem ola M.1/35, hem óabîb oldı raúib G.4/11, hem gezerem derbeder
G.5/13, hem cennet ü óûru hem liúâdur M.1/41, hem susızam hem Fırât
G.5/2, hem orucam hem ãalât G.5/5, hem ka‘be hem óaremdür G.29/5, hem
òamru hem ‘aseldür G.36/8, hem úuru hem yaşlar G.46/7, hem necâtem hem
helâk G.113/6, hem yemem hem gevherem G.113/6, hem melik hem pâdişâh
G.113/7, hem òayâlem hem nuúûşem G.113/12, hem semî‘ ü hem baãir
T.23/4
ne…nene…nene…nene…ne
ne melek bildi ne beşer G.31/9, ne kâfir ne müselmân didiler G.79/6, ne òâric
oldı ne dâóil G.109/8
gerek…gerekgerek…gerekgerek…gerekgerek…gerek
gerek mâtem dut iy münkir gerek ãûr G.43/12
geh…gehgeh…gehgeh…gehgeh…geh
geh döner ay bedr olur geh özini hilâl ider G.33/5, geh yanar geh gözlerinden
aòıdur seyl-âblar G.78/6, gâh iki onuñla geh bir olmışam T. 97/2
zehî…zehîzehî…zehîzehî…zehîzehî…zehî
zehî görmiş Óaúúı cânum zehî ãâóib-naôar göñlüm G.126/3, zehî ‘inâyet ü
‘izzet zehî celâlet ü câh G.165/6, zehî şehenşah-i a‘ôam zehî uāurlu sipâh
G.165/8, zehî ‘aúl u zehî rây G.208/2
H. SORU EDATLARIH. SORU EDATLARIH. SORU EDATLARIH. SORU EDATLARI
‘aceb‘aceb‘aceb‘aceb
‘aceb la‘lüñ mi G.3/1, ‘aceb zülfüñ mi G.3/1, ‘aceb yüzüñ mi G.3/3, ‘aceb
‘aynuñ mı G.3/5
òanıòanıòanıòanı
òanı bir ‘ahd u peymânı bütün yâr G.11/1, òanı dilümde ikrâr eyleyen kim
G.11/4, òanı àaflet şarâbından bir ayuā G. 11/9, òanı senden özge dilber òanı
senden özge yâr G. 25/1, ‘adl ü inãâfuñ òanı G.195/1
òanda òanda òanda òanda
mededüñ òandadur G.104/8, iy nigârum òandasan G.151/1, yârum òandasan
86
G.151/1, iy ãabr u úarârum òandasan G.151/4, ãıfâtuñ òandadur T.13/1,
cihânuñ òandadur T.13/3
niçünniçünniçünniçün
niçün oldı yidi M.2/4, niçün ki ‘ışú âdâbını bilmez edîb G.4/8, niçün vebâlin
arzular G.15/5, niçün ki yüzüñ bedrini úaşuñ hilâlin arzular G.15/7, yaúînsız
olmaz îmân ehli niçün G.20/6, niçün ki ziyândur G.22/4, niçün kim ol bilür
G.29/3, niçün ki cânsız úalısar G.38/5, oña secde ne içün G.63/4
nedennedennedenneden
‘âşıúa vaãlını neden la’l-i lebüñ óarâm ider G.12/3, yüzüñ tâbına düşmedi
neden G.34/3, adı neden insân olur G.56/8, adı nedendür Âdem G.63/4,
‘aceb aduñ neden bî-câymış G.92/9
nişe<niçe? nişe<niçe? nişe<niçe? nişe<niçe? “ “ “ “niçin,nedenniçin,nedenniçin,nedenniçin,neden””””
nişe ki şâd olur ‘adû G.105/7
87
FĐĐLLERFĐĐLLERFĐĐLLERFĐĐLLER
ĐSĐĐSĐĐSĐĐSĐM FĐĐLLERM FĐĐLLERM FĐĐLLERM FĐĐLLER
A. BĐLDĐRME EKLERĐ VE CEVHERĐ FĐĐLLERA. BĐLDĐRME EKLERĐ VE CEVHERĐ FĐĐLLERA. BĐLDĐRME EKLERĐ VE CEVHERĐ FĐĐLLERA. BĐLDĐRME EKLERĐ VE CEVHERĐ FĐĐLLER
Haberin geniş zaman şeklini ifade için kullanılan I. ve II. şahıs ekleri şahıs
zamirlerinden, III. Şahıs eki ise tur- fiilinden meydana gelmektedir. Haberin, görülen
ve öğrenilen geçmiş zaman çekimi ile dilek-şart çekimi i-cevheri fiili ile
yapılmaktadır.
1. Bildirme Geniş Zaman Ekleri1. Bildirme Geniş Zaman Ekleri1. Bildirme Geniş Zaman Ekleri1. Bildirme Geniş Zaman Ekleri
Teklik I. Şahıs Eki: Teklik I. Şahıs Eki: Teklik I. Şahıs Eki: Teklik I. Şahıs Eki: ----am/am/am/am/----em; em; em; em; ----van/ van/ van/ van/ ----venvenvenven
Bugün -ım,-im şeklinde kullanılan bu ek Eski Türkçedeki “ben” şahıs
zamirinden gelmiştir. Eski Anadolu Türkçesinde b / v değişikliğine uğrayarak -van,-
ven şekline dönmüştür. Aynı devre içerisinde b’nin düşmesiyle -am,- em şekli ortaya
çıkmıştır. Eski Anadolu Türkçesinde umumiyetle bu şekil kullanılmış olup, bugünkü
-ım, -im şeklinin de ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur. Bu şeklin kesin olarak ne
zaman ortaya çıktığı bilinmemekle beraber büyük bir ihtimalle 16. asırdan itibaren
ortaya çıktığı belirtilmektedir70 -am,-em şekli bugün Doğu Anadolu Bölgesinin Azeri
Türkçesine yakın olan ağızlarında hâlâ varlığını devam ettirmektedir71. Azeri
Türkçesiyle yazılmış olan metnimizde de hep-am,-em şekli kullanılmıştır.
Teklik I. Şahıs:Teklik I. Şahıs:Teklik I. Şahıs:Teklik I. Şahıs:
----am/am/am/am/----emememem
selsebîlüñ èaynı-y-am G.17/5, dün ü gün munùaôır-am G.63/1, Yûsuf kibi
èazîz-em G.71/6, hem faúîr-em hem dilenci G.113/7, hem òayâl-em hem
nuúûş-am G.113/12, âşüfte-y-em Mecnûn kibi G.133/4, kirpüginüñ esîr-i-y-
em G.161/3, óâcısı-y-am bu kaèbenüñ G.183/2
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----sen/sen/sen/sen/----sansansansan
Eski Türkçede şahıs zamiri “sen” ile karşılanan bu ek Eski Anadolu
Türkçesinin ilk devrelerinden itibaren -sın/-sin şeklinde e/i değişikliğine
70 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.110. 71 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s. 227.
88
uğramıştır. 72 Ancak metnimizde -sen/-san şeklinde kullanılmıştır. Bu da Azeri
Türkçesinin özelliğidir.
bîgâne-sen âşinâ degülsen M.1/32, ne gizlü cevher-sen G.53/7, ger bu râzuñ
maóremi-sen G.57/7, èâşıúuñ Rıêvanı sen-sen G.59/3, cânumuzuñ cânı-san
G.86/4, sen vefâlu-san vefâ úıl G.110/2, ne gevherden-sen G.126/5, òansı
felek sitâresi-sen G.167/4, ki sen-sen èâşıúuñ cân u cihânı G.201/2
Teklik III. Şahıs: durur;Teklik III. Şahıs: durur;Teklik III. Şahıs: durur;Teklik III. Şahıs: durur;----dur/dur/dur/dur/----dürdürdürdür
Eski Türkçedeki ùur fiilinden gelen ek, Eski Anadolu Türkçesinde dur- fiiliyle
birlikte, fiilin ek hâline gelmiş -dur, -dür şekilleri de kullanılmıştır73. Metnimizde
hem durur hem de -dur,-dür şekli kullanılmıştır. Ancak -dur,-dür şekli daha fazla
geçmektedir. Bugün de ekleşmiş şekli kullanılmış olup, düzlük-yuvarlaklık
bakımından kökün ünlüsüne uymaktadır.
durur<ùururdurur<ùururdurur<ùururdurur<ùurur
óûruèl- èıyn durur adı G.47/5, yüzüñ durur cennet güli G.112/2, zülfüñ gicesi
Úadr durur G.208/1, var onuñ adı durur var isteme T.117/2
----dur/dur/dur/dur/----dürdürdürdür
muóabbet muókem iş-dür G.37/14, su degül úandur G.48/1, âb-ı óayvân-dur
dudaāuñ G.56/1, úıble-dür yüzüñ nigâra G.78/1, ãûretüñ tefsiri-dür
Úurèânumuz G.89/3, kim güneş-dür ay ile óüsnine G.99/6, yüzi ne úızıl gül-
dür G.152/4
Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: ----uz/uz/uz/uz/----üzüzüzüz
Eski Türkçedeki “biz” çokluk birinci şahıs zamirinden meydana gelmiş olan
bu ek, b>v değişmesinden sonra v ünlüyle kaynaşarak onu yuvarlaklaştırmıştır74.
Eski Anadolu Türkçesinde daima yuvarlak ünlülü olarak kullanılan bu ekin
metnimizdeki örnekleri şunlardır:
cevher-i lâ-mekân biz-üz G.83/6, biz mecnûn-lar-uz G.84/3, tüccâr-ı-y-uz
72 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.228. 73 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.228. 74 Zeynep KORKMAZ, Eski Anadolu Türkçesindeki –van/-ven;-vuz/-vüz Kişi ve Bildirme Eklerinin
Anadolu Ağızlarındaki Kalıntıları, TDAY (Belleten) 1964, s.43-45, Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı
Gunya, Ankara 1995, s.228.
89
Çinüñ G.84/10
2. Görülen Geçmiş Zaman2. Görülen Geçmiş Zaman2. Görülen Geçmiş Zaman2. Görülen Geçmiş Zaman
Bu şekil i- yardımcı fiili ile yapılmaktadır. Eski Türkçede er- şeklinde olan
fiilimiz, Batı Türkçesine geçerken r sesini düşürmüş ve e/i değişikliğine uğrayarak i
şekline dönmüştür.
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ---- idüñ idüñ idüñ idüñ
maèşûúa maña çün sen -idüñ rûz-ı ezelde G.130/3, ol gün ne-y-düñ G.130/3
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----idiidiidiidi
senüñle vaãl-idi G.106/4, ezelde var-idi G.117/6, nigârdan dilegüm vaãl-idi
G.145/8, kûy-ı òarâbât-idi yirüm G.180/2
3. Öğre3. Öğre3. Öğre3. Öğrenilen Geçmiş Zamannilen Geçmiş Zamannilen Geçmiş Zamannilen Geçmiş Zaman
Bu şekil i-yardımcı fiili ile yapılmaktadır. Bazı kelimelerde i düşmüştür.
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----imişimişimişimiş
Óaúdan ıraā-imiş G.8/5, yed-i beyzâ-imiş G.51/10, bir renc-miş G.62/5, èışú-ı
ruòuñ ne nâr-imiş G.64/9, bir aãl-mış G.116/4, yüzüñ úıble-imiş G.122/4
4. Dilek4. Dilek4. Dilek4. Dilek----ŞartŞartŞartŞart
Bu şekil i- yardımcı fiili ile yapılmaktadır. Bazı kelimelerde i düşmüştür.
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----isenisenisenisen
‘âşıú-isen gel iy göñül G.52/14, diri-y-sen yatma kim çalındı ãûr G.55/14,
èâşıú-isen göñlüñi arıt G.91/10, sen saña ger yâr-isen G.170/1, müştâú-isen
ger zülfinüñ çevgânına G.179/1
OlumsuzlukOlumsuzlukOlumsuzlukOlumsuzluk
Olumsuzu için bildirme eklerinden önce kullanılan değil kelimesi metnimizde
degül şeklindedir. Bu da Eski Anadolu Türkçesinin eskiden gelen bir hususiyetidir75.
Geniş ZamanGeniş ZamanGeniş ZamanGeniş Zaman
Teklik I. Şahıs: degTeklik I. Şahıs: degTeklik I. Şahıs: degTeklik I. Şahıs: degülemülemülemülem
ne ölürem ne òod ölesi hem degülem G.111/4
75 Muharrem ERGĐN, Dede Korkut Kitabı II, Đndeks-Gramer, Ankara 1991, s.466.
90
Teklik II. Şahıs: degülsenTeklik II. Şahıs: degülsenTeklik II. Şahıs: degülsenTeklik II. Şahıs: degülsen
eger degülsen aèmâ M.1/16, âşinâ degülsen M. 1/32, münkir-i rü’yet degülsen
G. 30/5
Teklik III. Şahıs: degüldürTeklik III. Şahıs: degüldürTeklik III. Şahıs: degüldürTeklik III. Şahıs: degüldür
Âdem degüldür G.77/2, bî-şek degüldür G. 77/5
ŞartŞartŞartŞart
TekTekTekTeklik III. Şahılik III. Şahılik III. Şahılik III. Şahıs: degüls: degüls: degüls: degülsesesese
iy Nesîmî demi degül-se èĐsâ nefesüñ G.79/11, küfr eger îmân degül-se niçün
düşmiş ki men G.120/3
ĐSĐMDEN YARDIMCI FĐĐLLERLE FĐĐL YAPMAĐSĐMDEN YARDIMCI FĐĐLLERLE FĐĐL YAPMAĐSĐMDEN YARDIMCI FĐĐLLERLE FĐĐL YAPMAĐSĐMDEN YARDIMCI FĐĐLLERLE FĐĐL YAPMA
Yabancı menşeli kelimeler, it-, kıl-, eyle-, ol- fiilleri kullanılmak suretiyle fiil
haline dönüştürülmektedir. Bu fiillerden it-, kıl-, eyle- ile yapılanlar geçişli, ol- ile
yapılanlar ise geçişsiz mana ifade eder.
1. eyle1. eyle1. eyle1. eyle---- ile yapılanlar ile yapılanlar ile yapılanlar ile yapılanlar
óasenât eylerem G.5/10, ãarf eyledi G.5/16, sücûd eyler G.7/6, terk eyle
G.37/11, şâd eyler G.48/9, eyledi úurbân G.88/7, õikr eylerem G.115/2,
úurbân eyledi G.120/7, fâş eyledüm G.118/8, èinâyet eylegil G.121/7, ùarò
eyledüm G.150/6, şükr eylerem G.180/4
2) it2) it2) it2) it----ile yapılanlarile yapılanlarile yapılanlarile yapılanlar
fikr iderem G.52/9, fehm ider G.60/10, ùaèn ider G.62/5, daèvet itme G.118/3,
teferrüc ider G.138/5, beyân ider G.181/9, fâş itme G.170/11, şeró itdüm
G.206/7
3) úıl3) úıl3) úıl3) úıl----ile yapılanlarile yapılanlarile yapılanlarile yapılanlar
úıl Âdeme secde M.1/26, secde úıl G.2/11, úıluram seyyi’ât G.5/10, úılmadı
sücûd G.6/4, úıl naôar G.18/6, úıldı maòmûr G.43/5, úılmazsan vefâ G.108/4,
úılmadı sücûd G.118/6, raóm úılgil G.129/7, kerem úıl G.144/1
4) ol4) ol4) ol4) ol---- ile yapılanlar ile yapılanlar ile yapılanlar ile yapılanlar
āayr oldı M.1/18, baór oldı M.1/18, oldı nüzûl G.1/3. ôâhir oldı G.2/1, oldı
âşikâr G.4/5, āarú oldı G.7/4, muntaôır oldı G.105/9, oldı ôuhûr G.155/7, èabd
olma G.142/13, olmışam úul G.135/5 farŜ oldı G.166/1
91
1. BASĐT ÇEKĐMLER1. BASĐT ÇEKĐMLER1. BASĐT ÇEKĐMLER1. BASĐT ÇEKĐMLER
Basit çekimler bildirme (haber, ihbar) ve înşâ (dilek) olmak üzere iki kısma
ayrılmıştır76.
a) Bildirme (Haber, Đhbar) Çekimleria) Bildirme (Haber, Đhbar) Çekimleria) Bildirme (Haber, Đhbar) Çekimleria) Bildirme (Haber, Đhbar) Çekimleri
1. Görülen Geçmiş Zaman1. Görülen Geçmiş Zaman1. Görülen Geçmiş Zaman1. Görülen Geçmiş Zaman
Geçmiş zaman eki -dı,-di’dir. Yazılış itibariyle ünsüz benzeşmesine tabi
olmayıp, teklik ve çokluk birinci ve ikinci şahıslarda ünlü daima yuvarlaktır. Ancak
metnimizde bazı kelimelerde ünsüz benzeşmesi kuralına uyulmuştur (koròtılar).
Şahıs ekleri olarak birinci şahıs için -m, -k ikinci şahıs için -ñ, -ñuz, -ñüz ekleri
kullanılmıştır.
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----dudududu----m/ m/ m/ m/ ----düdüdüdü----mmmm
vücûdun levóına yaz-du-m G.51/6, òaù u òâlüñde gör-dü-m G.75/4, düşmenüñ
adını èâşıúlara ãor-du-m G.79/6, gez-dü-m vücûdum şehrini G.92/9, seni bul-
du-m ki hem cân u cihânsan G.150/6, başumı ùop eyle-dü-m meydana gir-dü-
m G.195/8, men ÓıŜra ãor-du-m onı G.191/1
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----dudududu----ñ/ ñ/ ñ/ ñ/ ----düdüdüdü----ññññ
meger Óaúdan ziyân gör-dü-ñ ki bâùıl úavle yapuş-du-ñ G.109/2, çevir-dü-ñ
yüzüñi Óaúdan G.109/2, yâruñı sat-tu-ñ bahasuz G.184/1, ãafâ ehlinden ol-
du-ñ G.195/1, bu ‘âriflerden ol-du-ñ G.195/4, ‘ışúuñ odıyla sen biş-ür-dü-ñ
aşını G.200/3, at-du-ñ cânuma bir oò G.206/2
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----dı/ dı/ dı/ dı/ ----didididi
fitne düş-ti cihâna yüzüñden G.8/9, bizi zincire çek-di baā-la-dı G.84/3, ne bû
getür-di G.117/4 dili dut-u-l-dı vü úıldı óadîåini kütâh G.165/9
Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: ----dudududu----ú/ ú/ ú/ ú/ ----düdüdüdü----k;k;k;k;----tuú/tuú/tuú/tuú/----tüktüktüktük
‘ ışúa mürîd ol-du-ā G.84/2, úîr u úâruñ úıymetin ma‘nide bil-dü-k G.84/6,
sevdâya düş-tü-k neylerüz G. 84/10
Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: ----dıdıdıdı----lar/ lar/ lar/ lar/ ----didididi----lerlerlerler
çeşme-i óayvan di-di-ler G.79/1, oña cân di-di-ler G.79ñ/1, korò-tı-lar Óaú
dimege dön-di-ler insân di-di-ler G.79/2, ãûrete beñzediler<beñiz-e-di-ler
76 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.238.
92
G.79/7, lebüñe ehl-i naôar cân-di-di-ler G.93/1, oòu-dı-lar dün-ü gün G.100/6
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----mamamama----dudududu----m/ m/ m/ m/ ----memememe----düdüdüdü----mmmm
men oña çarò ur-ma-du-m G.136/3
TeklikTeklikTeklikTeklik II. Şahıs: II. Şahıs: II. Şahıs: II. Şahıs: ----mamamama----dudududu----ñ/ ñ/ ñ/ ñ/ ----memememe----düdüdüdü----ññññ
iy saāır işit-me-dü-ñ ãafîri M.1/28, bil-me-dü-ñ miúdârını G.184/1
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----mamamama----dı/ dı/ dı/ dı/ ----memememe----didididi
ãûretüñe úıl-ma-dı sücûd G.6/4, bil-me-di şeyùân bu tevóîdi G.55/13, in-dür-
me-di baş 65/7, gör-me-di óüsnüñ úıyâmetin G.73/3, ‘ahde vefâ úıl-ma-dı
G.82/1, kim ki seni sev-me-di ‘ışúuña cân vir-me-di G.82/5, muùî‘ol-ma-dı
G.86/11, fetó ol-ma-dı-kâmı 207/11
2. Öğrenilen Geçmiş Zaman2. Öğrenilen Geçmiş Zaman2. Öğrenilen Geçmiş Zaman2. Öğrenilen Geçmiş Zaman
Öğrenilen geçmiş zaman eki -mış, - miş’dir. Bazen de -up, -üp zarf-fiil ekinin
öğrenilen geçmiş zaman yerine geçtiği araştırmalarda tespit edilmiştir77. Bu ek
umumiyetle üçüncü şahısta kullanılıp birinci ve ikinci şahıslara nadiren gelmektedir.
Doğu Türkçesinde (Özbekçe, Kazakça vb.) asli şeklini muhafaza edip tur-fiili ile
kullanılmaktadır (kelüp turur sen). Gerundium ekinin böyle bir fonksiyona sahip
olmasının sebebi; kendisinden sonra gelen tur- fiilinin düşmüş olmasından ileri
gelmektedir78.
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----mışmışmışmış----am/ am/ am/ am/ ----mişmişmişmiş----emememem
vir-miş-em şimdi yaúın bil G.44/5, hem bu dîni dut-mış-am bilümde G. 58/9,
ol-mış-am Mûsâ kibi G. 58/10, zevraúumı maóabbetüñ deñizine bıraò-mış-am
G. 64/7, yaralu ol-mış-am G. 105/1, men iç-miş-em ‘ışúuñ meyin G. 116/4,
iç-miş-em òammâreden G. 136/4, sat-mış-am onı G. 179/8
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----mışmışmışmış----san/ san/ san/ san/ ----mişmişmişmiş----sensensensen
yalancı nefse uy-mış-san G.109/5, ger Óaúúı tanı-mış-san G.142/1, gitmege
‘azm eyle-miş-sen G.174/1
77 F. Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.121-122. 78 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.239.
93
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----mış/mış/mış/mış/----miş; mışdur/ miş; mışdur/ miş; mışdur/ miş; mışdur/ ----mişdür; mişdür; mişdür; mişdür; ----mış durur/ mış durur/ mış durur/ mış durur/ ----miş dururmiş dururmiş dururmiş durur
-mış/-miş
susa-mış ol meye G.1/1, viãâlüñ lâ-şerîk ol-mış G.51/2
-mışdur/-mişdür
cihân yüzüñ güneşinden münevver ol-mış-dur G.39/1, nâra düş-miş-dür
óasedden munca aāyar G.58/11, su-sa-mış-dur yine G.126/4, gör ne meyden
esri-müş-dür G.187/6, yay-ı-l-mış-dur yasaāından yidi iúlime yaāması
G.202/3
-mış durur/ -miş durur
şem‘i ruòuñ ãûreti úarşuma gel-miş durur G.119/3
Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: ----mışmışmışmış----uz/uz/uz/uz/----mişmişmişmiş----üzüzüzüz
cânumuzı bıraò-mış-uz G.83/3, sâkî lebinden doā-mış-uz G.84/5, óükminde
teslîm ol-mış-uz G.84/9
Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: ----mışmışmışmış----lar/lar/lar/lar/----mişmişmişmiş----lerlerlerler
cân di-miş-ler dudaāuna G.8/7
----up,up,up,up,----üpüpüpüp
-up, üp zarf-fiil eki öğrenilen geçmiş zaman eki yerine kullanılmıştır. Bu Eski
Anadolu Türkçesine dayanan bir Azeri Türkçesi özelliğidir. Bunun normal bir yapı
olmayıp eski bir birleşik çekimden meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Muharrem
Ergin, Eski Türkçeden sonra Eski Anadolu Türkçesinden bol bol kullanıldığını Eski
Anadolu Türkçesi devresinden sonra Osmanlı sahasında bu kullanımın ortadan
kalktığını, buna karşılık Azeri sahasında teklik ve çokluk birinci şahıslar hariç, diğer
şahıslarda öğrenilen geçmiş zaman eki olarak kullanıldığını belirtmektedir79. Ancak
başka bir araştırıcı ise birinci şahısta da kullanıldığını örnekleriyle tespit etmiştir80.
Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----upupupup----dur/ dur/ dur/ dur/ ----üpüpüpüp----dur; dur; dur; dur; ----up durur/ up durur/ up durur/ up durur/ ----üp dururüp dururüp dururüp durur
münzel ol-up-dur úaşuñ G. 60/9, faølına úurban ol-up-dur cânumuz G. 89/6,
79 Muharrem ERGĐN, Azeri Türkçesi, Đstanbul 1971, s.123, Muzaffer Akkuş, Seyyid Nigârî Divanı,
Niğde 2001, s.83 80 Muzaffer AKKUŞ, Seyyid Nigârî Divanı, Niğde 2001, s.83.
94
menüm göñlüm saña óayrân ol-up-dur G. 164/4
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----mamamama----mışmışmışmış----san, san, san, san, ----memememe----mişmişmişmiş----sensensensen
kim gör-me-miş-sen ol ãanem-i gül-‘iõârumı G.186/6
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----mamamama----mış/mış/mış/mış/----memememe----miş; mamiş; mamiş; mamiş; ma----mışmışmışmış----dur/dur/dur/dur/----memememe----mişmişmişmiş----dürdürdürdür
yemini bil-me-miş ol kim G. 81/9, yüzinden git-me-miş pası G. 202/11, gör-
me-miş-dür G. 203/7
3. Geniş Zaman3. Geniş Zaman3. Geniş Zaman3. Geniş Zaman
Geniş zaman eki olarak Eski Türkçede umumiyetle -ur, -ür nadiren -ar, -er
çok az da -ır, -ir, ünlüyle biten köklerde ise -r kullanılmıştır. -ur, -ür vokalle biten
kelimeye eklendiği zaman araya “y” yardımcı sesini alarak -y-ur-, -y-ür- şekline
döner. Eski Anadolu Türkçesinde ise -ur, -ür, -ar,-er, -r yanında nadir olarak -ır, -ir
şekli de görülmektedir. Ünlüsü Eski Anadolu Türkçesinde daima yuvarlaktır. 81
Birinci ve ikinci şahıs ekleri, öğrenilen geçmiş zamanda olduğu gibi şahıs
zamirlerinden meydana gelmiştir. (-am, -em, -ın, -in; -sın-, sin; -ız, -siz). Teklik
üçüncü şahıs ek almaz. Çokluk üçüncü şahıs ise -lar, -ler ekini alır.
a) a) a) a) ----rrrr
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----rrrr----am/am/am/am/----rrrr----emememem
sırrını eyle-r-em saña ‘arø M. 1/34, vaãluñ dil-e-r-em G. 22/5, uş saña di-r-em
G. 33/2, ne di-r-em menden işit G. 91/4, rûó-ı revân baòış-la-r-am G. 114/13,
iy ãanem yüzüñe secde eyle-r-em G. 183/2, oynaram<oyun-a-r-am G. 195/8
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----rrrr----san/san/san/san/----rrrr----sensensensen
iy oyuncı úamer òoş oynarsan<oyun-a-r-san G. 155/9, da’vi eyle-r-sen G.
171/3
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----rrrr----
söyle-r def’ü çeng-ü ney M.1/7, seni görmek dil-e-r G.126/1
b) b) b) b) ----ar, ar, ar, ar, ----erererer
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----arararar----am/ eram/ eram/ eram/ er----emememem
gez-er-em der-be-der G.5/13, yan-ar-am ‘ışúuñdan G.46/1 yaz-ar-am ol şâha
81 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e., s.122. Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.240.
95
men G. 60/3, cehd id-er-em G. 66/7, men bu oddan yan-ar-am G. 115/10,
neye kim baó-ar-am onda ‘ıyânsan G.150/3, yan-ar-am leyl ü Nehâr 151/6
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----arararar----san/san/san/san/----erererer----sensensensen
Óaúdan istersen götürmek perde G.108/14, sen maña dil-ber yet-er-sen
G.148/1, ne um-ar-san òardan G.160/1 niçün düş-er-sen G.163/7, luùf eger
Óaúdan um-ar-san G.195/7, bes ne ma’niden seç-er-sen G.203/5
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----ar/erar/erar/erar/er
geh dön-er G.33/5, geh özini ây id-er G.33/5 úamer seóâba gir-er âfitâba sâye
düş-er G.68/1, Óaú ãûretüñden göz yum-ar zâhid G.97/12
Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: ----arararar----lar/ erlar/ erlar/ erlar/ er----lerlerlerler
felekler yüz sür-er-ler ayaāuña G.9/5
c) c) c) c) ----ur/ ur/ ur/ ur/ ----ürürürür
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----urururur----am/am/am/am/----ürürürür----emememem
úıl-ur-am seyyi’ât G.5/10, zülf ü ruòûn sırrını bilmeyene ayduram<ay-ı-t-ur-
am G.27/4, gerçi ayı yüzüñe beñzedürem<beñiz-e-d-ür-em G.85/4, men bil-
ür-em ãafâsını G.183/2, men bil-ür-em şumâresi G.189/6
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----ur/ ur/ ur/ ur/ ----ürürürür
ol bil-ür âyâtı G.60/2, yandur-ur pervâneyi G.203/10
Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: ----urururur----lar, ürlar, ürlar, ürlar, ür----lerlerlerler
beñzedürler<beñiz-ed-ür-ler dudaāuñ òaùùını reyóâna G.26/4, mey iç-ür-ür-ler
maña G.27/8
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----mazmazmazmaz----am/am/am/am/----mezmezmezmez----emememem
yoò di-mez-em G.40/1 ‘ahdini unut-maz-am G.97/7 onı iç-mez-em G.104/2,
men bu cihâna ãıā-maz-am G.114/1 gül-i òandân di-mez-em G.122/7,
menden seni āâib di-mez-em G.130/1, ‘âleme úoy-maz-am onı G.161/5, gerçi
inan-maz-am onuñ úavl ü úararına G.172/10
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----mazmazmazmaz----san/san/san/san/----mezmezmezmez----sensensensen
ol-maz-san özüñden vâúıf G. 109/13
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----maz/maz/maz/maz/----mezmezmezmez
fakîh âdemden ürker secde úıl-maz G.37/10, git-mez dün ü gün G.45/4,
96
bilmez saçuñ óisâbını G.73/3, hem hemtâ bul-ı-n-maz óüsnüñe G.92/4,
münkir inan-maz ger Óaúúa G.97/8
Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: Çokluk I. Şahıs: ----mazmazmazmaz----uz/uz/uz/uz/----mezmezmezmez----üzüzüzüz
úaêıya nesne vir-mez-üz G. 83/7
4. Gelecek Zaman4. Gelecek Zaman4. Gelecek Zaman4. Gelecek Zaman
Gelecek zaman eki-acaú,-ecek’tir. Eski Türkçenin sonları ve Orta Türkçede
kullanılan -āay, -gey olan bu ek Eski Anadolu Türkçesinde -ısar, -iser yer yer de,
acaú, -ecek şeklindedir; ancak -ısar, iser şekli sadece Eski Anadolu Türkçesinde
kullanılmış, başka dönem ve devrelerde yoktur. Bu devrede -acaú, -ecek yer yer
kullanılmış ise de daha çok gelecek zaman partisibi olarak geçmektedir. Orta
Türkçede -āay, -gey şeklinde olan bu ek82 Eski Anadolu Türkçesinde baştaki ā ve g
seslerinin düşmesiyle bir taraftan fonksiyon değiştirip, istek fonksiyonunu kazanmış
ve diğer taraftan da -ası, -esi; -acaú, -ecek şeklinde genişleyerek kendi fonksiyonunu
devam ettirmiştir. Fakat bazı metinlerde az da olsa -a, -e’nin gelecek zaman
fonksiyonu ifade ettiği belirtilmektedir83.
Üzerinde çalıştığımız eserde gelecek zaman eki olarak daha çok -ısar, -iser
kullanılmıştır. Ancak -ecek, örneğine de rastlanmaktadır. Gelecek zaman eki olarak
-ası, -esi de kullanılmıştır.
a) a) a) a) ----ısar/ısar/ısar/ısar/----iseriseriseriser
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----ısar/ ısar/ ısar/ ısar/ ----iseriseriseriser
çiraāı ebedî çü yan-ısar-dur G. 32/12, çıòdı Ùufân tenürden āark id-iser cihânı
gel G. 52/4, viãâlüñ sa’adeti düş-iser G. 68/8, òaçan ùuùaş ol-ısar âòıretde ol
Óaú ile G. 98/10, yan-ısar-dur dudaāı óasret ilen G. 136/3, damunuñ nârında
şeksüz yan-ısar-dur tâ ebed G. 156/11
b) b) b) b) ----acaú/acaú/acaú/acaú/----ecekecekecekecek
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----acaúacaúacaúacaú----san/san/san/san/----ecekecekecekecek----sensensensen
gid-ecek-sen iy melik âòiretüñ sarâyına G. 172/3
82 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.243. 83 Faruk Kadri TĐMURTAŞ, a.g.e, s.126.
97
c) c) c) c) ----ası/ası/ası/ası/----esiesiesiesi
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----asıasıasıası----dur/esidur/esidur/esidur/esi----dürdürdürdür
ol òaçan úurtar-ası-dur nefsini emâreden G.136/7
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----mamamama----yyyy----ısar/ısar/ısar/ısar/----memememe----yyyy----iseriseriseriser
murâda ir-me-y-iser kimse Óaúsız G. 98/6
b) Dilek Çekimlerib) Dilek Çekimlerib) Dilek Çekimlerib) Dilek Çekimleri
1. Đst1. Đst1. Đst1. Đstekekekek
Eski Anadolu Türkçesinde ve bugün istek eki olarak -a, -e kullanılmaktadır.
Eski Türkçedeki -āay, -gey ve daha sonraki -āa, -ge’den inkişaf eden bu -a/-e istek
eki fonksiyon itibariyle gelecek zaman ve şimdiki zaman manası taşımaktadır84. Đstek
kipinin çekiminde kullanılan şahıs ekleri zamirden gelen eklerdir. Yalnız teklik
birinci şahısta doğrudan doğruya -m bazı örneklerde ise “men” şeklinde şahıs zamiri
kullanılmıştır. Çokluk birinci şahısta b>v değişikliği ile -vuz, -vüz şeklindedir.
Ancak metnimizde çokluk birinci şahıs şekline rastlanmamıştır.
Teklik I. Şahıs:Teklik I. Şahıs:Teklik I. Şahıs:Teklik I. Şahıs:----aaaa----m/m/m/m/----eeee----m;m;m;m;----a mena mena mena men
-a-m/-e-m
şeker sözüñ ne di-y-e-m G. 39/2, du‘â ilen ne dil-e-y-e-m G. 39/6, cânda
didüm giz-le-y-e-m G. 82/3, zülf ü ruòuñ óadîãin neçe unıd-a-m iy perî G.
121/6, úaşlarına úurbân ol-a-m G. 163/5, di-y-e-m el-minnetü li’llâh G. 166/1,
daòı òanı tâ gör-e-m G. 207/4
-a men
yaz-a men G. 52/9
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----aaaa----san/san/san/san/----eeee----sensensensen
tâ bil-e-sen kim ne imiş iy faúîh G. 86/12, göster-e-sen òaùâsını G. 183/1, tâ
sen óisabuñı bil-e-sen G. 186/9, miålin gör-e-sen ya bul-a-san õatına hem tây
G. 208/7
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----a/a/a/a/----eeee
şükr id-e gör ilâhuña G. 49/9, maña úul yaz-ı-l-a G .128/6, ger furãat ol-a yâra
84 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.244.
98
degürmek bu peyâmı G. 207/2
Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: Çokluk III. Şahıs: ----aaaa----lar/ lar/ lar/ lar/ ----eeee----lerlerlerler
tâ gör-e-ler G.33/4, tâ kim bil-e-ler G.40/10, tâ bil-e-ler taóúiú sen òamudan
‘ıyânsan G.131/8
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----mamamama----yyyy----aaaa----m, m, m, m, ----memememe----yyyy----eeee----mmmm
men neçe mest ol-ma-y-a-m G.27/8, ãayru ol-ma-y-a-m G.32/7, men onı sev-
me-y-e-m G.110/9
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----mamamama----yyyy----a/a/a/a/----memememe----yyyy----eeee
gör-me-y-e ‘ıyânı G.191/11
2. Emir2. Emir2. Emir2. Emir
Emir çekiminde diğer fiil çekimlerinden çok farklı olarak her şahsa göre
değişik ekler kullanılmıştır. Teklik I. Şahıs emir eki Eski Türkçede -ayın,- eyin Eski
Anadolu Türkçesinde -ayın, -eyin yanında ekin birinci şahıslarda -ayım,-eyim şekli
de ortaya çıkmıştır. -ayım, -eyim’i Eski Anadolu Türkçesinde bazen -ayum,-eyüm
şeklinde görürüz. Teklik II. Şahıs emir eki -āıl, -gil’dir. Ancak Eski Anadolu
Türkçesinde -āıl, -gil’in yanında yer yer eksiz şekiller de kullanılmıştır. Osmanlı
Türkçesi döneminde ise bu ek (-āıl, -gil) yavaş yavaş ortadan kalkmaya yüz
tutmuştur. Ekin ünlüsü daima düzdür. Teklik üçüncü şahıslar için Eski Türkçede -
zun, -zün; -sun,-sün şekilleri kullanılmıştır. Sonradan -zu, -zü; -su,-sü;-sunı,-süni
şekilleri de ortaya çıkmıştır. Eski Anadolu Türkçesinde -sun,-sün şeklinde
kullanılmış, Osmanlıcanın sonlarında ünlü uyumuna bağlanarak -sın,-sin,-sun,-sün
şekilleri birlikte kullanılmıştır. Çokluk I. Şahıs emir eki Eski Türkçede -alım,-elim,
Eski Anadolu Türkçesinde -alum,-elüm şeklinde olup, ekin ikinci vokali daima
yuvarlaktır. Çokluk ikinci şahıs eki olarak -ñ (-uñ, -üñ; -uñuz, -üñüz) çokluk üçüncü
şahıs için Eski Türkçede -zunlar, -zünler; -sunlar, -sünler; -sular, -süler, Eski
Anadolu Türkçesi ile Osmanlı Türkçesinin ilk devresinde -sunlar, -sünler şeklinde
Osmanlı Türkçesinin son devrelerinde ise ünlü uyumuna bağlı olarak -sınlar, -sinler;
-sunlar, -sünler şeklinde kullanılmıştır85.
85 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.304-307.
99
Đncelediğimiz metinde kalın köklere de ince köklere de Teklik II. Şahıs emir
eki olarak -gil şeklinin getirildiği görülmektedir.
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----ayum/ayum/ayum/ayum/----eyümeyümeyümeyüm
neçe nevmîd ol-ayum G.66/4, óüsnine úurbân ol-ayum G.176/2, seni çaò-
ayum cihâna G.181/6
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----āāāāıl/ıl/ıl/ıl/----gilgilgilgil
Metnimizde kalın köklerde de ince köklerde de gil şekli kullanılmıştır.
şeh-i merdâna úul ol-gil G.75/5, ‘ahde vefâ eyle-gil G.82/8, raóm úıl-gil sen
Nesîmî’ye G.129/7, başuñı ùop eyle-gil G.179/1
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----sun/ sun/ sun/ sun/ ----sünsünsünsün
ne bil-sün kim G.7/7, bu şehristâna ‘ışú ol-sun G.48/2, dönerse dön-sün bu
yaşıl dolablar G.78/7, oda yan-sun G.147/8, düşmenüñ ‘ömri tüken-sün
G.148/6, çâre úıl-sun pâsına G.176/8
Çokluk II. Şahıs: Çokluk II. Şahıs: Çokluk II. Şahıs: Çokluk II. Şahıs: ----ñ/ ñ/ ñ/ ñ/ ----üñ; üñ; üñ; üñ; ----ñuz/ ñuz/ ñuz/ ñuz/ ----ñüz; ñüz; ñüz; ñüz; ----uñuz/ uñuz/ uñuz/ uñuz/ ----üñüzüñüzüñüzüñüz
bil-üñ bu istivâyı M.1/38, şol dücâ mâhı gör-üñ G.103/1, şol fettân şehen şâhı
gör-üñ G.103/4, iy naôar ehli gel-üñ G. 103/6, gör-üñ bu servi ki süsen biter
budaāından G.138/3, Óaúdan ayrudur zâhid gör-üñ G.200/6
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----ma/ma/ma/ma/----memememe
fâni cihâna baò-ma G.6/7, sen ‘âdemi di-me G.984, munca aāla-t-ma meni
G.104/5, onuñ vesvâsına uy-ma G.109/3, kes sözini uz-a-t-ma G.114/2, ol-ma
melûl ay-ı-t-ma kim bende óiãâr içindeyem G.121/9, cânumla meni yaò-ma
G.130/6
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----mamamama----sun/ sun/ sun/ sun/ ----memememe----sünsünsünsün
adına neçe yan-ma-sun Nesîmî G.32/12, güle el sür-me-sün ol G.70/10, ãayd
ol-ma-sun G.84/8, özgeler yâr ol-ma-sun G.148/1, kimse bu óâle düş-me-sün
G.161/9, ‘ışúına vir-me-sün göñül G.172/15, gülistân gül-me-sün G.179/6
3. Şart3. Şart3. Şart3. Şart
Şart eki -sa, -se’dir. Eski Türkçede -sar, -ser şeklinde olan bu ek, daha sonra
r‘nin düşmesiyle Batı Türkçesine -sa, -se şeklinde geçmiştir. Metnimizde de bu
şekilde kullanılmıştır.
100
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----sasasasa----m/ m/ m/ m/ ----sesesese----mmmm
gül yañaāuñ óasretinden aā-la-sa-m G.21/9, ger di-se-m zülfüñe mürsel
G.70/7, iy melek bil-se-m seni G.136/2, ki dîdâruñ neçe gör-se-m G.144/2,
her yaña baò-sa-m G.154/4
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik III. Şahıs:Teklik III. Şahıs:Teklik III. Şahıs:Teklik III. Şahıs:----mamamama----sa/sa/sa/sa/----memememe----sesesese
cân u cihân ol-ma-sa āam yoò G.22/5
4. Gereklilik4. Gereklilik4. Gereklilik4. Gereklilik
Gereklilik eki olarak bugün -malı, -meli kullanılmaktadır. Ancak bu şekil
Eski Anadolu Türkçesinin sonlarına doğru ortaya çıkmış olup ikinci ünlüsü
yuvarlaktır. Bu şekil her ne kadar gereklilik gibi görünüyor ise de, aslında gereklilik
olmayıp gelecek zaman sıfat-fiil olarak karşımıza çıkmaktadır. Gereklilik kipi Eski
Türkçeden Eski Anadolu Türkçesinin sonlarına kadar gerek kelimesiyle
yapılmaktadır86. Metnimizde de gereklilik kipi gerek kelimesinden istifade edilmek
suretiyle yapılmıştır.
a) a) a) a) ----sa gerek/ sa gerek/ sa gerek/ sa gerek/ ----se gerekse gerekse gerekse gerek
Teklik III. Şahıs:Teklik III. Şahıs:Teklik III. Şahıs:Teklik III. Şahıs:----sa gerek/sa gerek/sa gerek/sa gerek/----se gerekse gerekse gerekse gerek
şem‘a düşen nârına yan-sa gerek ya nedür G.27/1
b) b) b) b) ----maú gerek/ maú gerek/ maú gerek/ maú gerek/ ----mek gerekmek gerekmek gerekmek gerek
Teklik II. Şahıs:Teklik II. Şahıs:Teklik II. Şahıs:Teklik II. Şahıs:----maú gereksen/maú gereksen/maú gereksen/maú gereksen/----mek gereksenmek gereksenmek gereksenmek gereksen
yaò-maú gerek-sen yaş ilen her dem gözüm miãbâóını G.15/3, gelüp geç-mek
gerek-sen G.140/2
II. BĐRLEŞĐK ÇEKĐMLERII. BĐRLEŞĐK ÇEKĐMLERII. BĐRLEŞĐK ÇEKĐMLERII. BĐRLEŞĐK ÇEKĐMLER
Dilimizde kullanılan fiil çekiminin dört şekli vardır:
a) Basit şekli
b) Hikâye ekli
c) Rivâyet şekli
d) Şart şekli
86 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.313, Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya,
Ankara 1995, s.250.
101
Daha önce de belirtilen basit çekimlerde zaman bildiren ekin üzerine şahıs
bildiren ek getirilmektedir. Bu şekil fiilin basit şeklidir. Bu şeklin dışında kalan
hikâye, rivâyet ve şart şekli için zaman bildiren ekin üzerine ayrı bir ek getirmek
gerekmektedir. Buna da fiillerin birleşik şekilleri denmektedir. Birleşik çekimler için
i-filinden faydalanılmaktadır.
Hikâye ŞekliHikâye ŞekliHikâye ŞekliHikâye Şekli
Geniş Zamanın HikâyesiGeniş Zamanın HikâyesiGeniş Zamanın HikâyesiGeniş Zamanın Hikâyesi
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----r idümr idümr idümr idüm
cânum içinde mihrüñi giz-le-r -idüm G.105/10
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----r idir idir idir idi
Zülfüñ úaranāusından yol iste-r -idi göñlüm G.198/4
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik I. ŞahTeklik I. ŞahTeklik I. ŞahTeklik I. Şahıs: ıs: ıs: ıs: ----mez idümmez idümmez idümmez idüm
daāı getürmez idüm<kel-tür-mez- idüm baş onuñ ayaāından G.138/6
Soru ŞekliSoru ŞekliSoru ŞekliSoru Şekli
Teklik III. Şahıs: mi diTeklik III. Şahıs: mi diTeklik III. Şahıs: mi diTeklik III. Şahıs: mi di
belâ yet-mez midi G.178/10
Şart Kipinin HikâyesiŞart Kipinin HikâyesiŞart Kipinin HikâyesiŞart Kipinin Hikâyesi
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----sa idi/sa idi/sa idi/sa idi/----se idise idise idise idi
eger ayaāına düşmek mecâlüm olsa-y-dı G.138/6
Rivâyet ŞeklRivâyet ŞeklRivâyet ŞeklRivâyet Şekliiii
Geniş Zamanın RivâyetiGeniş Zamanın RivâyetiGeniş Zamanın RivâyetiGeniş Zamanın Rivâyeti
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----r imişr imişr imişr imiş
benefşe zülfine bâùıl teşebbüh eyle-r-miş G.138/2
Şart ŞekliŞart ŞekliŞart ŞekliŞart Şekli
Görülen Geçmiş Zamanın ŞartıGörülen Geçmiş Zamanın ŞartıGörülen Geçmiş Zamanın ŞartıGörülen Geçmiş Zamanın Şartı
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----dudududu----ñ ise/ñ ise/ñ ise/ñ ise/----düdüdüdü----ñ iseñ iseñ iseñ ise
her yaña kim baò-du-ñ -ise onda sen Allâhı gör G.30/1
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----dıdıdıdı----sasasasa
Nesîmî úıl-dı-sa bir úatle tevbe G.164/7
102
Öğrenilen Geçmiş Zamanın ŞartıÖğrenilen Geçmiş Zamanın ŞartıÖğrenilen Geçmiş Zamanın ŞartıÖğrenilen Geçmiş Zamanın Şartı
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----mişmişmişmiş----sesesese----m/m/m/m/----mışmışmışmış----sasasasa----mmmm
‘ışúuñ āamına eyle-miş-se-m göñlümi maòzen G.40/4
Geniş Zamanın ŞartıGeniş Zamanın ŞartıGeniş Zamanın ŞartıGeniş Zamanın Şartı
Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: Teklik I. Şahıs: ----erererer----sesesese----m/m/m/m/----arararar----sasasasa----mmmm
lâ-mekânuñ ‘âlemin ger seyr id-er-se-m ne ‘aceb G. 17/16
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----r isen ;r isen ;r isen ;r isen ;----ar isen/ar isen/ar isen/ar isen/----er isener isener isener isen
nûş iste-r -isen nîşe úatlan G.43/8, yanmaādan eger korò-ar- isen G.45/2
Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: Teklik III. Şahıs: ----arararar----sa/sa/sa/sa/----erererer----se;se;se;se;----urururur----sa/sa/sa/sa/----ürürürür----sesesese
òumârını ôâhir eger úıl-ur-sa G.12/6, yüzüñ gizlen-ür-se ne ‘aceb G. 35/5, bir
gün úıl-ur-sa óüsnini ‘arŜa G.48/8
fürúati derdi meni topraā id-er-se G.44/2, dön-er-se dönsün bu yaşıl dolablar
78/7, her òanda var-ur-sa G.169/12
OlumsuzOlumsuzOlumsuzOlumsuz
Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: Teklik II. Şahıs: ----maz iseñ /maz iseñ /maz iseñ /maz iseñ /----mez iseñmez iseñmez iseñmez iseñ
eger inan-maz iseñ ãor bu nükte òâlinden G.145/5, eger inan-maz iseñ uşta
şer‘û uşta güvâh G.165/12
PARTĐSĐPLER (ĐSĐMPARTĐSĐPLER (ĐSĐMPARTĐSĐPLER (ĐSĐMPARTĐSĐPLER (ĐSĐM----FĐĐLLER)FĐĐLLER)FĐĐLLER)FĐĐLLER)
Đsim-fiiller, sıfat-fiillerin sıfat şekilleri olup isim gibi tasrif edilirler87.
Partisiplerin asıl isimlerden farkı nesneyi hareketine göre adlandırması, onu asıl
varlığı ile, şu veya bu kalıcı vasfı ile değil, hareketi ile ifade etmesidir. Yani partisip
hareket halinde bulunan nesneler için kullanılan, hareket halindeki nesneyi ifade
eden kelimelerdir. Onun için partisiplere fiillerin isim şekilleri, isim-fiil adı
verilmiştir88. Đsim-fiiller fiil şekli olduklarından zamana bağlıdırlar. Bu bağlılıkları
zaman bildirerek nesneleri hareket vasıfları ile karşılamalarıdır. Đsim-fiillerin
bazısında zaman mefhumunun açık, bazısında ise açık olmadığı görülmüştür89.
Zaman bağlı olan isim-fiiller şöyle sıralanmıştır. 87 Faruk Kadri TĐMURTAŞ,a.g.e., s.135. 88 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.333. 89 Kemal ERASLAN, Eski Türkçede Đsim- Fiiller, Đstanbul 1980, s.8, Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı
Gunya, Ankara 1995, s.256.
103
a) Geniş Zaman Đsima) Geniş Zaman Đsima) Geniş Zaman Đsima) Geniş Zaman Đsim---- Fiilleri Fiilleri Fiilleri Fiilleri
Bu gruba giren isim-fiiller genellikle geçmiş ve şimdiki zaman ifadesi taşırlar
bazen de gelecek zaman. Bunlar -an, -en (<-āan, -gen; -úan, -ken); -ar, -er; -ur, -ür
ekleridir. Olumsuz şekli ise -maz, -mez ekiyle yapılmaktadır.
----an/an/an/an/----en<en<en<en<----āan/āan/āan/āan/----gen;gen;gen;gen;----úan/úan/úan/úan/----kenkenkenken
nefsini bil-me-y-en-ler M.2/2, iy Óaúkı iste-y-en gel M.2/3, iy heves eyle-y-
en kişi G.18/5, ki cûş ider onı iç-en G.68/9, ‘alini bil-me-y-en G.75/6, ezelden
úul ol-an G.75/16, âdemüñ ãûretine secde úıl-an-lar G.93/5, bu óâli bil-me-y-
en-üñ ãorma hiç óâlinden G.145/4, gör-en sen gör-ü-n-en sensen G.150/7,
óûrîye beñzeden<beñiz-e-d-en onı G.161/8, kimdür ir-i-ş-tür-en onı G.172/11
----maz/maz/maz/maz/----mezmezmezmez
gözi gör-mez-üñ naãibi bu güneşden ol úadardur G.32/6
b) Geçmb) Geçmb) Geçmb) Geçmiş Zaman Đsimiş Zaman Đsimiş Zaman Đsimiş Zaman Đsim----FiilleriFiilleriFiilleriFiilleri
Bunlar -duú, dük; -tuú/ tük; -mış, -miş; -yuú, -yük ekiyle yapılmaktadır.
-yuú,-yük eki metnimizde kullanılmamıştır. Bunlardan -duú, -dük, -tuú, -tük eki
görülen geçmiş zaman isim-fiillerini, -mış, -miş ekiyle de öğrenilen geçmiş zaman
isim-fiilleri teşkil edilmektedir. -yuú, -yük eki geçmiş zaman ifadesini belirtmesine
rağmen, hangi zamana tekâbül ettiği kesin olarak tesbit edilememiştir90.
----duú/duú/duú/duú/----dükdükdükdük
‘ışúında úurbân ol-duā-ı-n G.15/9, söyle-düg-i úıssa vü efsânedür G.28/2,
onda di-düg-üm G.44/1, Eyyûbuñ belâsın sev-düg-i-n-den çekmedi G.55/11,
óüsnine òatm it-düg-üm G.60/3, ma‘şuúanuñ cevr it-düg-i yegdür G.62/6,
giy-düg-i şâlı G.81/12, ur-duā-uñ lafuñ òanı G.195/8, úaradur giy-düg-i
G.202/6
----mış/mış/mış/mış/----mişmişmişmiş
buları bimeyen ne bil-miş ola M.2/12, yıò-ı-l-mış ola M.2/12, şevúa yan-mış
câna vaãluñ âb-ı óayvân oldı gel G.106/3, munca göñli yan-mış-uñ sevdâsını
90Kemal ERASLAN,a.g.e.,s.9, Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.257.
104
òâm eyleme G.174/3, geldi rûó-efzâ lebüñden su-sa-mış câna selâm G.178/3,
yan-mış cigere düşti G.206/2
c. Gelecek Zaman Đsc. Gelecek Zaman Đsc. Gelecek Zaman Đsc. Gelecek Zaman Đsimimimim----FiilleriFiilleriFiilleriFiilleri
Bunlar Eski Türkçede -daçı, -deçi, -taçı, -teçi; -āu, -gü, -úu, -kü; -cı, -ci Batı
Türkçesinde ise -ası, -esi; -acaú, -ecek ekleriyle yapılan isim-fiillerdir.
----ası/ası/ası/ası/----esiesiesiesi
Eskiden -āası, -gesi şeklinde olan bu ekin -āa, -ge gelecek zaman partisip eki
ile -sı, -si iyelik ekinin birleşmesinden ortaya çıktığı anlaşılmaktadır91.
ne ölürem ne òod öl-esi hem degülem G.111/4
GERUNDĐUMLAR (ZarfGERUNDĐUMLAR (ZarfGERUNDĐUMLAR (ZarfGERUNDĐUMLAR (Zarf---- Fiiller) Fiiller) Fiiller) Fiiller)
Gerundiumlar fiillerin zarf şekilleridir. Gerundiumlar hareketi şahsa ve
zamana bağlamadan bir hâl şeklinde ifade eden fiil şekilleridir. Gerundiumlar
partisiplerden çok farklı olarak isim değil, fiil olan kelimelerdir. Đsimler gibi
kullanılmaz, isim çekim ekleri de almazlar92.
1. 1. 1. 1. ----a/ a/ a/ a/ ----eeee
Ek -a, -e olup, asıl fiilin şeklini belirleyen zarflar yapar.
yirden çıò-a geldi M. 1/34, alamaz<al-a+u-maz taúdîr elinden kimse G. 25/3,
sensiz olamaz<ol-a+u-maz cânum G. 125/10, fesò idemez<id-e+u-mez G.
189/9
2. 2. 2. 2. ----alı/ alı/ alı/ alı/ ----eli < eli < eli < eli < ----āalāalāalāalı, ı, ı, ı, ----geligeligeligeli
Eski Türkçede olduğu gibi -ınca, -ince anlamına gelir. -alı, -eli şekilindedir.
úadd-i òadüñ óikâyetin işid-eli-den G.18/3, vaãluñdan ıraā eyle-y-eli G.22/3,
úara zülfini ruò üzre gör-eli gözüm G.32/2, òasta ol-alı göñül ‘ışúuñda iy cân
pâresi G.46/5, yüzüñde iy ãanem gör-eli zülf ü òâlüñi G.180/9, yoldaş ol-alı
yile G.198/3, ùopraā ol-alı G.198/7
3. 3. 3. 3. ----ınca /ınca /ınca /ınca /----ince ( <úınça, ince ( <úınça, ince ( <úınça, ince ( <úınça, ----ginçe)ginçe)ginçe)ginçe)
Ek, Eski Türkçede -úınça, -kinçe, -āınça, -ginçe şeklinde idi93. Batı
Türkçesinde ā ve g düşmüş -ınca, -ince şeklinde dönmüştür.
91 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul 2000, s.337. 92 Muharrem ERGĐN, Türk Dil Bilgisi, Đstanbul, s.338.
105
menligüñ ref‘ ol-ma-y-ınca G.2/10, ol-ma-y-ınca müşteri cânânumuz G.89/8,
vaãl ir-i-ş-ince cânuma óüzn ü melâl içindeyem G.127/4, âòdan yan-ınca
şem‘uñ gözlerinden yaşını G.200/2
4. 4. 4. 4. ----icegiz/icegiz/icegiz/icegiz/----ıcaıcaıcaıcaāāāāızızızız
Nesîmînüñ sinine gel āamuñdan öl-icegiz G.135/8
5. 5. 5. 5. ----ıcak/ıcak/ıcak/ıcak/----icekicekicekicek
-ınca, -ince anlamına gelen bu ek, Eski Anadolu Türkçesine mahsustur.
Metnimizdeki örnekleri şunlardır:
gül-i terden gül-icek ‘arıøuña mâ tökülür G.66/1 ãor-ıcak naômuñı dür-dâne
vü gevher didiler G.70/1, gör-icek yüzi òalú âyet-i ekber didiler G.70/1, yaz-
ıcak ãûretüñi muóteri‘-i naúş-ı vücûd G.70/2, ãâf ol-ma-y-ıcak âyine
dîdâr ele girmez G.91/10, gör-icek ‘aúl onuñ cemâlinden G.145/6
6. 6. 6. 6. ----ken/ken/ken/ken/----ikenikenikeniken
i- fiili ile yapılan tek zarf-iil ekidir. Ünlü uyumuna tabi değildir.
‘ârif-i Rab oldı adı ‘abd i-ken sulùân olur G.56/13, topraā-ken ol zühre maña
müşterî oldı G.128/3, var i-ken yâruñ cemâli özge gülzâr olmasun G.147/6,
ùopraā i-ken Nesîmî gör kim ne cevher oldı G. 198/7
7. 7. 7. 7. ----uban/uban/uban/uban/----üben; üben; üben; üben; ----ubanı/ubanı/ubanı/ubanı/----übeni; übeni; übeni; übeni; ----ubanın/ubanın/ubanın/ubanın/----übeninübeninübeninübenin
-up, -üp zarf-fiil ekinin Eski Anadolu Türkçesinde çeşitli şekillerde
genişlemesiyle meydana gelmiştir.
‘ışúuñ belâsı yoò di-y-üben ışúa düşme kim G.6/2, gül-zâr-ı cinânı úo-y-uban
òâra yapuşma G.162/1
8. 8. 8. 8. ----up/up/up/up/----üpüpüpüp
Eski Türkçede -p şeklinde olan bu ek94 daha sonra yardımcı sesi de
bünyesine alarak -up, -üp şekline dönüşmüştür. Ünlüyle biten kelimelere doğrudan,
ünsüzle biten kelimeler ise araya -y- ünsüzünü alarak eklenmektedir.
neylerem men bunda dur-up G.44/1 müdde’i ùa‘na ur-up başuma úaóar
‘ışúuñı G.46/2, başumı ùop id-üp şeha meydana girmişem G.101/4, onı yan-
93 Musaffer, AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.263. 94 Muzaffer AKKUŞ, Kitab-ı Gunya, Ankara 1995, s.264.
106
dur-up G.105/9, yine dön-üp didüm estaāfiru’llah G.164/3
9. 9. 9. 9. ----duúca/ duúca/ duúca/ duúca/ ----dükcedükcedükcedükce
Sıfat- fiil ekiyle eşitlik hâli ekinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. -ınca, -
ince anlamına gelir.
gör-dükce onuñ yüzini güneş zevâlin arzular G.15/6, beyân it-dükce ‘aúl
ondan düşer dûr G.43/6
10. 10. 10. 10. ----ı/ı/ı/ı/----i;i;i;i;----u/u/u/u/----üüüü
úaşına ya şol alına beñzedem özümi di-y-i G.33/5
11. 11. 11. 11. ----anda/anda/anda/anda/----endeendeendeende
pinhân id-ende sünbülüñ erbinde mâhını G.205/3
12. 12. 12. 12. ----dudududuāāāāınca/ınca/ınca/ınca/---- dügince dügince dügince dügince
iy ãabâ uāraş-duāınca şol òırâmân serve tüş
107
SONUÇSONUÇSONUÇSONUÇ
Batı Türkçesinin Azeri sahasında yazılan en önemli eserlerinden olan Nesîmî
Divanı’nın Türkiye kütüphaneleri ile dünyanın çeşitli kültür merkezlerinde nüshaları
bulunmaktadır. Nüshalarının fazla olmasından dolayı çok okunduğunu tahmin
ettiğimiz bu eser üzerine bugüne kadar çok fazla çalışma yapılmamıştır.
Nesîmî Divanı üzerine yapılan çalışmalardan en önemlisi Prof. Dr. Hüseyin
AYAN’a aittir. Hüseyin Ayan yapmış olduğu çalışmada metnin farklı nüshalarını
karşılaştırmalı olarak okumuş ve tenkitli metnini hazırlamıştır. Nesîmî Divanı
üzerine yapılan başka çalışmalar da vardır. Fakat bunlardan hiçbiri gramer
konusunda değildir. Eser dil bakımından hem Eski Anadolu Türkçesinin hem de
Azeri Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır. Türk dili ve kültürü açısından bu kadar
önemli bir eser olan Nesîmî Divanı daha önce gramer bakımından incelenmemiştir.
Biz yapılan çalışmalardan farklı olarak metni gramer bakımından inceledik.
Kelime başında görülen b-m, b-p, ù-d, kelime içindeki ú-ā,ò ilk hecedeki e-i
değişikli ği Azeri sahasında yazıldığının kanıtıdır. Eski Türkçede ve bugünkü yazı
dilimizde düz ünlülü olarak kullanılan kelime ve eklerin metnimizde yuvarlak ünlülü
olarak kullanılması, kelime sonunda görülen ú/ā değişikli ği de eserin Eski Anadolu
Türkçesi devresine ait olduğunun birer kanıtıdır. Eser incelenirken bu döneme aykırı
birkaç örnekle de karşılaşılmıştır. Eski Anadolu Türkçesinde yalnız yuvarlak vokalli
olarak kullanılan çokluk birinci şahıs iyelik eki -muz, -müz, çokluk ikinci şahıs iyelik
eki -ñuz, -ñüz, isimden isim yapan -suz, -süz ekinin metnimizde düz vokalli şekilleri
kullanılmıştır. Bu özellikler de eserin istinsah tarihiyle açıklanabilir. Bütün bu
özellikler Türk dili açısından ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Türk dili ve kültürü açısından çok önemli bir eser olduğu gibi Đslâm fıkhı
açısından da önemli bir eserdir. Böyle bir eseri inceleyip ilim âlemine sunmak bizi
mutlu etmektedir. Üzerinde çalıştığımız bu eserin hazırlanmasında gözden kaçmış
birtakım teknik ve ilmi hatalarımızın bulunması muhtemeldir. Bu konuda ilim
adamlarının ve okuyucuların yapıcı tenkitlerine ihtiyacımız olduğunu belirtir,
kusurlarımızın iyi niyetimize bağışlanmasını temenni ederiz
108
BĐBLĐYOGRAFYA
AKKUŞ, Muzaffer (1995) , Kitab-ı Gunya, Ankara
AKKUŞ, Muzaffer (2001), Seyyid Nigârî Divânı, Niğde
AKKUŞ,Muzaffer (2004), Elvân-ı Şirâzî’nin Gülşen-i Râz Tercümesi
(Đnceleme-Metin-Đndeks-Tıpkıbasım), Niğde
ARAT, Reşit Rahmeti (1951), Atebetü’l-Hakayık, Đstabul
AYAN, Hüseyin (2002), Nesîmî Hayatı, Edebî Kişili ği, Eserleri ve Türkçe
Divanının Tenkitli Metni, Ankara
BANARLI, Nihâd Sami (1997), Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, C.I, Đstanbul
BANGUOĞLU, Tahsin (1938), Süheyl ü Nevbahar, Leipzig
BANGUOĞLU, Tahsin (1974), Türkçenin Grameri, Đstanbul
BANGUOĞLU, Tahsin (1979), Ana Hatlarıyla Türk Grameri, Đstanbul
BĐLGEGĐL, M. Kaya (1982), Türkçe Dilbilgisi, Đstanbul
CAFEROĞLU, Ahmet (1971), “Türkçemizde Kullanılan -āıl-gil Emir Eki”,
TDAY (Belleten) , s.1-10
ÇAĞATAY, Saadet (1963), Türk Lehçeleri Örnekleri, Ankara
DENY, Jean (1941), Türk Dili Grameri (Çev. Ali Ulvi Elöve), Đstanbul
DEVELLĐOĞLU, Ferit (1970), Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Sözlük,
Ankara
DĐZDAROĞLU, Hikmet (1963), Türkçede Fiiller, Ankara: TDK
DĐZDAROĞLU, Hikmet (1976), Tümce Bilgisi, Ankara:TDK
ECKMANN, Janos (1988), Çağatayca El Kitabı (Çev. Günay Karaağaç),
Đstanbul
ECKMANN, Janos (1996), Harezm Kıpçak ve Çağatay Türkçesi Üzerine
Araştırmalar, Ankara
ERASLAN, Kemal (1980), Eski Türkçede Đsim-Fiiller, Đstanbul
ERCĐLASUN, Ahmet Bican (1984), Kutadgu Bilig Grameri-Fiil, Ankara
ERGĐN, Muharrem (1951), “Kadı Burhâneddin Divânı Üzerine Bir Gramer
Denemesi”, TDED IV , s.287-327
ERGĐN, Muharrem (1971), Azeri Türkçesi, Đstanbul
109
ERGĐN, Muharrem (1991), Dede Korkut Kitabı II, Đndeks-Gramer, Ankara
ERGĐN, Muharrem (2000), Türk Dil Bilgisi, Đstanbul
GABAIN, A. VON (1988), Eski Türkçenin Grameri (Çev. Prof. Dr. Mehmet
Akalın), Ankara
GÜLSEVĐN, Gürer (1997), Eski Anadolu Türkçesinde Ekler, Ankara
HACIEMĐNOĞLU, Necmettin (1968), Kutb’un Hüsrev ü Şirini ve Dil
Hususiyetleri, Đstanbul
HACIEMĐNOĞLU, Necmettin (1974), Türk Dilinde Edatlar, Đstanbul
HACIEMĐNOĞLU, Necmettin (1984), Türk Dilinde Yapı Bakımından Fiiller,
Đstanbul
HACIEMĐNOĞLU, Necmettin (1996), Karahanlı Türkçesi Grameri, Ankara
HATĐBOĞLU, Vecihe (1981), Türkçenin Ekleri, Ankara: TDK
KARAHAN, Leylâ(1991), Türkçede Söz Dizimi-Cümle Tahlilleri, Ankara:
TDK
KARAHAN, Leylâ (1994), Erzurumlu Darîr, Kıssa-i Yûsuf, Ankara: TDK
KARAMANLIO ĞLU, Ali Fehmi (1978), Türk Dili, Đstanbul
KARAMANLIO ĞLU, Ali Fehmi (1989), Seyf-i Serâyî, Gülistan Tercümesi,
Ankara: TDK
KARAMANLIO ĞLU, Ali Fehmi (1994), Kıpçak Türkçesi Grameri, Ankara
KARAÖRS, Metin (1993), Türkçenin Söz Dizimi ve Cümle Tahlilleri,
Kayseri
KARAÖRS, Metin (2005), Türk Lehçelerinde Karşılaştırmalı Şekil ve Cümle
Bilgisi, Ankara
KARAÖRS, Metin (2006), Nevâdirü’ş-Şebâb, Ali Şîr Nevâyî, Ankara
KORKMAZ, Zeynep (1964), “Eski Anadolu Türkçesindeki -van, -ven;-vuz,-
üz Kişi ve Bildirme Eklerinin Anadolu Ağızlarındaki Kalıntıları”, TDAY (Belleten),
s. 43-45
KORKMAZ, Zeynep (1992), Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara: TDK
KORKMAZ, Zeynep (1995), Türk Dili Üzerine Araştırmalar, Ankara: TDK
KORKMAZ, Zeynep (2000), Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve Ek
Kalıplaşması Olayları, Ankara: TDK
110
KORKMAZ, Zeynep (2003), Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi),
Ankara:TDK
MANSUROĞLU, Mecdut (1948), “Türkçede Zamir Çekimi”, TDED, C.III,
s.501-518
ÖZKAN, Mustafa (1995), Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu
Türkçesi, Đstanbul
SAMĐ, Şemseddin (1966), Kâmûs-ı Türkî, Đstanbul
Tarama Sözlükleri, VIII Cilt, Ankara:TDK
TĐMURTAŞ, Faruk Kadri (1963), Şeyhî’nin Hüsrev ü Şirin’i ( Đnceleme-
Metin), Đstanbul
TĐMURTAŞ, Faruk Kadri (1981), Eski Türkiye Türkçesi, Đstanbul
TOPARLI, Recep (1998), Harezm Türkçesi, Tokat
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1990), C.VII, Đstanbul
Türkçe Sözlük (1979), Ankara:TDK
ZÜLFĐKAR, Hamza (1995), Türkçede Ses Yansımalı Kelimeler, Ankara:
TDK
111
ÖZGEÇM ĐŞ
Zeynep YĐĞĐTSÖZLÜ 1983 yılında Adana’da doğdum. Đlköğrenimimi
Manas Đlköğretim Okulu’nda, orta öğrenimimi Borsa Lisesinde tamamladım. 2000
yılında girdiğim Niğde Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü’nden 2004 yılında mezun oldum. 2004 yılında Niğde Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilimdalı Türk Dili bilim dalında
yüksek lisansa başladım. Haziran 2007 tarihinde Yüksek Lisansımı tamamladım.
Bekarım.
Recommended