Ottoman monetary and financial system

Preview:

Citation preview

OSMANLI’DA PARA VE FİNANSMAN SİSTEMİ

Suray CHARYYEVA

İÇİNDEKİLER:

Giriş. Para siyaseti dönemi:

Klasik dönem (1326-1750): Kuruluş dönemi: Monometalizm (1326 – 1478) Ticari gelişme: Biometalizm (1478 – 1565) Fiyat artışları ve sikke tahsisleri dönemi (1565 –

1685) Osmanlı paralarına dönüş (1685 – 1750) 

Yenileşme dönemi (1750 – 1923): Geçiş dönemi (1750 – 1840) Temsili para (1840 – 1923)

Finans ve kredi.

Tüm ekonomilerde olduğu gibi Osmanlı ekonomisinde para sistemi de madeni para sistemine dayalı idi. Bu sistemde altın ve kümüşün sadece mübadele aracı olarak

kullanılması ve eşya olaraka kullanılmasının en aza

indirilmesidir.madeni para sistemi günümizdeki para sisteminden farkı

enflasyonu yaratmamamsıdır. Işsiszlik kavramı ise kapitalist sistemle gelişen bir olgudur. Ve bu dönemde para politakısının fonksyonu para arzının mübadele hacmine cevap verecek kadar olmasını sağlamaktır.

OSMANLI EKONOMİSİNDE PARADAN FİNANSMAN ARACI OLARAK 3 ŞEKİLDE FAYDALANMIŞTIR:

Devlet, darphanelerde kıymetli madenlerden ve eski sikkelerden yenilerini kestirerek para arzını arttırır ve farklı harcamaları finanse eder.

Tahta çıkan her sultan eski sikkelerin tedavülünü yasaklayarak kendi sikkelerini keserdi (tecdid-i sikke siyaseti).

Zaman zaman sikkelerin ayarını değiştirme (tashih – i sikke) siyaseti izlenilmek zorunda kalınmıştır.

Paradaki değer kaybı zamanımızla kıyasla ve asırlara hesaplandığında çok azdı. Örneğin, ilk Osmanlı akçesi darbedildiği 1326 yılından 1740 yılına yani 414 yıl içerisinde %84,3 idi. Ve yıllık ortalama değer kaybı ise %0,24 oranında idi.

Altın ve gümüş sikkeleri sertleştirmek için katılan bakır oranına ayar denirdi.

DARPHANELER:

DARPHANELER: Draphaneler genellikle madeni para

bulunan yerlerde ve mahalli tedavül ihtiyacına cevap vermek için kurulmuştur. Darphanelerde darp masraflarını karşılayacak madenin birikmesi şart idi.

Para basılması için gerekli sikkeler Mısır hariç diğer darphanlere İstanbuldan gönderilirdi.

Mahalli bazındaki darphaneler ise belli bir cinste para basardı.

Ayar gibi paranın teknik işlerinde sahib-i ayar sorumluydu.

Bir sikkenin kesilmesi için önce çubuk sonar tel haline getirilmesi gerekiyordu. Bu teller dövülüp kare halinde kesiliyor ve akçe ağırlığını buluncaya kadar kenarından kırpılıyor. En sonunda yuvarlak, damgalı kalıplarda dövülerek sikke haline getiriliyordu.

PARA SİYASETİ DÖNEMLERİ:

Klasik dönem – a) Monometalizm (1326-1478) Osmanlı

kuruluş döneminde bir durgunluk içerisinde idi. Bu sebepten dolayı fiyatlar düşük, sürüm imkanı kısıtlı ve talep azdı. 1326 yılına kadar piyasa ihtiyaçlarını karşılamak için İlhanlılar adına basılan sikkeler ve ya isimsiz sikkeler kullanılmıştır. Ilk osmanlı sikkesi İlhanlıların çökmesi ile 1326 yılında basılan akçedir.

OSMANLI PARALARI:

b) Bimetalizm (1478 – 1565) Anadolu’nun ilkçağlarından beri ipek yolu üzerinde olduğu için ara – sıra transit ticaret bölgesi olmuştur. Ara sıra kesintiye uğramış olsa bile istikrar dönemler tekrar ortaya çıkmıştır. Doğu Akdeniz ve Karadenizin ticari faaliyetleri büyük bir canlılık göstermeye başlamıştır ve mübadele hacmi büyümüştü. Böyle bir ortamda Fatih ilk Osmanlı parasını yani sultanileri bastırmıştır.

XIV.yüzyılın ikinci yarısında Venedik dükası Akdeniz ticaretinde en önemli ödeme aracı olmuştur. Ticareti kolaylaştırmak amacıyla tüm Avrupa Venedik dükasını benimsemek zorunda kalmıştır.

Osmanlılar sultani ve ya hasene – i sultaniyi 1478 yılında İstanbulda bastırmıştır. Sultaniler XIX.yüzyıla kadar osmanlı piyasalarda belirlenmiştir.

VENEDİK DUKASI

Osmanlıda kullanılan avrupa altınına florin denilmetke idi. Bu altınlar 1252’de İtalyan devleti olan Floransa da basılan ilk Avrupa sikkesi idi. Bu yüzden ilk basılan Osmanlı sikkesine de florin denilmekle birlikte XVII.yüzyılın ilk çeryeğine kadar sultani ismini taşımış ve sonra Şerifi’ye adını almıştır.

XV.yüzyılın ortalarına doğru, altın/gümüş oranı 10 ile 15 arasında dalgalanmaktaydı.

FLORANSA FLORİNİ

Altın paranın gelmesi ile XV.yüzyılda kent nüfusunun nerdeyse hepsi ve kırsal kesiminin bir bölümü para ekonomisine bağlanmıştır. Vergiler akçe ile ifade edilmeye başlanmıştır. Kanunnameler ve tahrir defterleri de ekonominin nakdileştiğini göstermektedir.

Fetihler sonucu ile farklı bölgelerde para tedavül bölgeleri ortaya çıkmıştır:

Mısır pare (kıt’a); Doğu Anadolu şahi; Macaristan penz. Balkanalar ve Anadolu hariç sultani

Mısır, Tunus ve Cezayirde de basılıyorken Eflak ve Boğdan prensliklerinde hiç basılmamıştır.

SULTANİLER:

Filsitin bölgesinde çeşitli sikkeler tedavül ediliyordu. Küdüs mahkeme kayıtlarına göre 1580’lerde 1 sultani 40 pareye ve ya 80 akçe’ye eşit idi. Yemen’de 1510’lardan 1620’lere kadar sikke basmışlar idi.

1478 de katılan Kırım’da gümüş sikke bastırmışdır. Ancak altın sikke bastırmamışlar.

1520’lerden başlyıp Cezayir’de altın sultaniler basılmaya başlamıştır ve kısa zaman içinde sultani üretiminde devletin en önemli merkezlerinden biri oldu.

C) FİYAT ARTIŞLARI VE SİKKE TASHİHLERİ DÖNEMİ (1565 – 1685)

a)fiyat artışları dönemi (1565 – 1600) b)sikke tahsisleri dönemi (1600 – 1685)

LOUİS SİKKELERİ

OSMANLI PARALARINA DÖNÜŞ (1658 – 1750)

Viyana buhranı ile şiddetlenen para darlığı ortamlarda karşılanması için Osmanlı

darphanlerine ihtiyaç duyuldu. Ardından da madenleri açarak basılan yerli paralarla yeni

finansman imkanları sağlamaya çalıştı. XVII.yüzyılın ikinci yarısında Amerikan maden kaynakları gerilemeye başladı ve Avrupaya

Amerikadan maden girişi duraksamaya başlamıştır. Ve böylece tekrar Osmanlı maden

ocaklarının canlanmasına sebep olmuştur.

YENİLEŞME DÖNEMİ:

1) Geçiş dönemi (1750 – 1840) - Osmanlı ekonomisinin hesap parası sonlara kadar akçeydi. Fakat XVIII.yüzyılda pare ve XIX.yüzyılda ise guruş ağırlık kazanmıştır. Aynı zamanda XIX.yüzyılın sonlarına lira değer kazanmaya başlamıştır.

1787 – 1792 Rusya ve Avusturya savaşının ilk yıllarında, I.Abdülhamid döneminde, devletin zaman zaman yaptığı politikası halkın elindeki altın ve gümüş eşyayi devlete belli bir miktarla satılması zorunlu kılınmıştır. Fakata darphanlere gelen altın ve gümüşün miktari belli bir boyuta ulaşmamıştır.

İSTANBUL KASASI:

2)Temsili para Osmanlı ekonomisinde tanzimat ile birlikte kağit

para süreci de başlamıştır. 3 döneme ayırabilriz. a.İlk kaimeler (1840 – 1862) –

Abdülmecid döneminde 1840 yılında tedavüle çıkarılan ve eskisinden bir adım daha ileriye giderek tamamen

“nakd” hükmünde olan yeni esham aynı para gibi halk arasında tedavül edilebilecek ödeme aracı oldu. Kaime bazan evrak-i nakdiyye denen bu evrak devlet tahvili idi. ve böylece faiz getirisi olan ilk kağıt parası basılmış oldu. Zaman içerisinde kağıt paralar sehim

kaimesi olarak adlandırıldı. Osmanlı tarihinde ilk kağıt para deneyimi

başlangıcından 20 yıl sonra enflasyonla sonuçlanmış oluyor.

OSMANLI KAĞIT PARASI

b) ikinci kaimeler (1877 – 1915) – Osmanlı – Rus savaşının finansmanı olarak

Osmanlı 2.kez kaime altında ve yine karşılıksız olarak piyasaya para sürmüştür. Ancak yüksek emisyon neden ile bu paralar piyasa değeri iki yıl içerisinde 1 altın lira 450 kuruş eşitliğine indi.

1881 de Osmanlı çift metalli düzeni bıraktı ve sadece altın üzerinden tanımlanmaya başlandı.

1880 – 1913 yıllar arasında bütün dünyada görüldüğü gibi Türkiyede de fiyat istikrarı görülmüştür.

c)Üçüncü kaimeler (1915 – 1923) - V.Mehmed zamanında 3.defa kaimeler

basılmıştır. Diğerlerinden farklı olarak bunların karşılığı olmuştur. Ve ne zaman

tedavülden kaldıracakları da belliydi. Osmanlı lirası Birinci Dünya Savaşına

kadar sağlam bir paraydı. Fiyatlar istikrarlı ve paranın alım gücü yüksek idi. savaş büyük ölçüde kağıt para emisyonuyla

finanse edilmiştir. Bu dönemde para arzı nerdeyse 4 katına artarak enflasyonist bir

ortam doğmuş. Osmanlı lirasının alım gücünde bir azalma başlamıştır.

OSMANLI BANKASI

FİNANS VE KREDİ.

Osmanlıda ticaretin teşvik edilmesi ile kredilerinde arttığını anlayabilriz. Vakıflar ve ellerinde atıl parası olanlar emek – sermaye ortaklığı ve ya kredi olarak tüccarlara vermekteydi. Özellikle para vakıfları çok önemliydi. Bunların arasında esnafın veya iş adamlarının kredisini karşılayan vakıflar vardı.

İslam ekonomisine bakılırsa kredi talebi teşvik edilmemekteydi.

Bazı kredi işlemleri açık ve örtülü faiz uygulamaktaydı. Resmi faiz %15’i geçmemekle birlikte tefecilerde %20-25 faiz uygulanmaktaydı. Vakıf paralarından elde edilen gelirlerde çeşitli dini ve sosyal amaçlar için kullanılırdı.

Teşekkürler

Recommended