View
715
Download
1
Category
Preview:
DESCRIPTION
Sakarya İli Akyazı İlçesi Kuzuluk Mevkiinin Düşey Elektrik Sondajı Verileri İle Jeotermal Potansiyelinin Araştırılması
Citation preview
SAKARYA ĠLĠ AKYAZI ĠLÇESĠ KUZULUK
MEVKĠĠNĠN DÜġEY ELEKTRĠK SONDAJI
VERĠLERĠ ĠLE JEOTERMAL
POTANSĠYELĠNĠN
ARAġTIRILMASI
Abdullah SĠPAHĠ
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
JEOFĠZĠK MÜHENDĠSLĠĞĠ ANABĠLĠM
DALI
2013
T.C.
CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ
FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
SAKARYA ĠLĠ AKYAZI ĠLÇESĠ KUZULUK MEVKĠĠNĠN DÜġEY
ELEKTRĠK SONDAJI VERĠLERĠ ĠLE JEOTERMAL POTANSĠYELĠNĠN
ARAġTIRILMASI
Abdullah SĠPAHĠ
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
JEOFĠZĠK MÜHENDĠSLĠĞĠ ANABĠLĠM DALI
TEZ DANIġMANI
Yrd. Doç. Dr. Çağrı ÇAYLAK
SĠVAS
2013
Bu çalıĢma Cumhuriyet Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tez yazım kurallarına uygun
olarak hazırlanmıĢ ve jürimiz tarafından Jeofizik Mühendisliği Anabilim Dalı’nda yüksek
lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.
BaĢkan Doç. Dr. Funda BĠLĠM
Üye (DanıĢman) Yrd. Doç. Dr. Çağrı ÇAYLAK
Üye Yrd. Doç. Dr. Fikret KOÇBULUT
ONAY
Bu tez çalıĢması, 18/07/2013 tarihinde enstitü Yönetim Kurulu tarafından belirlenen ve
yukarıda imzaları bulunan jüri üyeleri tarafından kabul edilmiĢtir.
Prof. Dr. Mustafa DEĞĠRMENCĠ
FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ MÜDÜRÜ
Bu tez Cumhuriyet Üniversitesi Senatosu’nun 24.09.2008 tarih ve 7 sayılı toplantısında kabul
edilen Fen Bilimleri Enstitüsü Lisansüstü Tez Yazım Kılavuzu adlı yönergeye göre
hazırlanmıĢtır.
ÖZET
SAKARYA ĠLĠ AKYAZI ĠLÇESĠ KUZULUK MEVKĠĠNĠN DÜġEY ELEKTRĠK SONDAJI
VERĠLERĠ ĠLE JEOTERMAL POTANSĠYELĠNĠN ARAġTIRILMASI
Abdullah SĠPAHĠ
Yüksek Lisans Tezi, Jeofizik Mühendisliği Anabilim Dalı
DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Çağrı ÇAYLAK
2013, 38 sayfa
Jeotermal enerji, kaynağı yerkabuğunun içinde bulunan temiz ve yenilenebilir bir enerji
türüdür. Bu enerjinin kaynağı henüz soğumasını tamamlamamıĢ bir magma kütlesi veya genç
bir volkanizmadır. Jeotermal enerji aramalarında jeofizik yöntemlerin yeri ve önemi oldukça
büyüktür. Jeofizik yöntemler sayesinde jeotermal rezervuarın yeri, yapısı ve derinliği ile ilgili
birçok önemli bilgi kısa sürede elde edilebilir. Jeotermal rezervuarların iletkenliği, içerdiği
minerallerden dolayı yüksektir. Fakat bünyesine aldığı karbonat ve silis sayesinde iletkenliği
azalabilir. Bu yüzden araĢtırmada hedef düĢük özdirençli kapanımlar yakalamak olmamalıdır.
Sahanın genelinde sürekliliğin bozulması tektonizma ile iliĢkilendirildiğinden, hedef genel bir
düzenliliğin bozulması olmalıdır. Rezervuar içerisindeki mineraller sayesinde, özdirenç
verilerinde ani değiĢimler meydana gelir. Bu nedenle, elektrik özdirenç yöntemi jeotermal
araĢtırmalarında kullanılan en yaygın jeofizik yöntemlerden biridir. Bu yöntemin DüĢey
Elektrik Sondajı (DES) olarak bilinen tekniği ise bu tür araĢtırmalarda en kullanıĢlı ve baĢarılı
teknik olarak kabul görmüĢtür. Kuzuluk jeotermal alanında gerçekleĢtirilen bu çalıĢmada
schlumberger elektrot dizilimi kullanılmıĢtır.
Anahtar Kelimeler: Jeotermal enerji, elektrik özdirenç yöntemi
ABSTRACT
INVESTIGATION OF GEOTHERMAL RESOURCE OF KUZULUK AREA (AKYAZI-
SAKARYA) USING DATA OF VERTĠCAL ELECTRĠCAL SOUNDĠNG
Abdullah SĠPAHĠ
Master of ScienceThesis, Department of GeophysicalEngineering
Supervisor: Asist. Prof. Dr. Çağrı ÇAYLAK
2013, 38 pages
Geothermal energy, whoseoriginlocated in the Earth’scrust, is a type of cleanandrenewable
energy. Thissource of energy is a magma mas sor a youngvolcanismwhicharestillunder-
coolingthe role andimportance of geophysical methods in geothermal energy
explorationsarequitelarge. Geothermal reservoirlocation, structureandimportantinformation on
thedepth can be obtained as soon as possiblewithgeophysicalmethods. Geothermal
reservoirstconductivity is highduetominerals it contains. But theconductivitymay be
reducedduetothe on-site thecarbonateandsilica. Therefore, researchgoalshould not be
capturelow-resistivityinclusions. Disruption in thecontinuity of thefieldareassociated with
tectonic, targetshould be a general deterioration of regularity. Thankstominerals in
thereservoir, suddenchanges in resistivitydataoccurs. Thuselectricresistivitymethod is one of
thegeopysicalmethodsmostcommonused in geothermalresearch.
Thismethod,verticalelectricalsounding (VES), is a techniqueknown as
suchstudieshavebeenaccepted as themostusefulandsuccessfultechnique. Withtheaid of
thistechnique, theslopeanddirection of thefault can be detectedbymeasurementstakenalong a
profileor paralel profiles, respectively. Inthisstudyperformed in Akyazı (Sakarya) geothermal
fieldwasused schlumberger electrode spread.
Keywords:Geothermal energy, electrical resistivity method
TEġEKKÜR
Gerek lisans gerekse yüksek lisans eğitimim boyunca öğrendiğim birçok Ģeyi kendisine borçlu
olduğum çok değerli danıĢman hocam Yrd. Doç. Dr. Çağrı ÇAYLAK’a teĢekkürler.
Lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca çok değerli bilgilerinden yararlandığım değerli
hocalarım Doç. Dr. Funda BĠLĠM, Doç. Dr. Hüseyin YILMAZ ve Yrd. Doç. Dr. Özcan
BEKTAġ’a teĢekkürler.
Öğrencilik yıllarımda bölümüme ilgimi artıran ve mesleğimi sevmemi sağlayan, emekli
olduktan sonra da her zaman rahatlıkla bilgisine baĢvurabildiğim çok kıymetli hocam Dr.
Cemal KAYA’ya teĢekkürler.
Yüksek lisans eğitimim esnasında derslerine girip değerli bilgilerinden yararlandığım Doç.
Dr. M. Emin CANDANSAYAR’a teĢekkürler.
Bu tezi hazırlamam için gerekli veri, doküman ve daha birçok Ģeyi benimle paylaĢan çok
değerli meslektaĢım Jeofizik Mühendisi Bülent KÜNBETLĠOĞLU’na teĢekkürler.
Yaptığım her iĢte beni destekleyen, maddi ve manevi emeklerini hiçbir zaman
ödeyemeyeceğim annem, babam ve kardeĢime teĢekkürler…
Abdullah SĠPAHĠ
Temmuz, 2013
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖZET…………………………………………………………………………………………Ġ
ABSTRACT………………………………………………………………………………….ĠĠ
TEġEKKÜR………………………………………………………………………………….ĠĠĠ
ĠÇĠNDEKĠLER……………………………………………………………………………….ĠV
ġEKĠLLER DĠZĠNĠ…………………………………………………………………………..VĠ
1. GĠRĠġ……………………………………………………………………………………….1
2. BÖLGESEL JEOLOJĠ……………………………………………………………………...2
2.1 ÇalıĢma Alanındaki Temel Formasyonlar………………………………………..4
2.1.1 Sultaniye Metamorfitleri………………………………………………..4
2.1.1.1 Mermer Üyesi…………………………………………………4
2.1.2 Abant Formasyonu……………………………………………………...5
2.1.3 Çaycuma Formasyonu…………………………………………………..6
2.1.4 Yığılca Formasyonu…………………………………………………….7
2.1.5 Örencik Formasyonu……………………………………………………8
2.1.6 Alüvyon, Alüvyon Yelpazesi ve Yamaç Molozu………………………8
2.2 Tektonik…………………………………………………………………………..9
3. ÖNCEKĠ ÇALIġMALAR…………………………………………………………………11
4. METERYAL YÖNTEM…………………………………………………………………..12
4.1 Uygulanan Yöntem……………………………………………………………….12
4.1.1 Schlumberger Elektrot Dizilimi………………………………………...12
4.2 Kullanılan Ekipman………………………………………………………………13
5. ARAġTIRMA BULGULARI……………………………………………………………..15
5.1 Verilerin Değerlendirilmesi……………………………………………………....15
5.2 Haritaların ve Kesitlerin Hazırlanması…………………………………………...15
5.2.1 Profillerin Özdirenç Kesitleri…………………………………………..16
5.2.2 Profillerin Jeoelektrik Yapı Kesitleri…………………………………...16
5.2.3 Özdirenç Seviye Haritaları……………………………………………..16
5.3 Jeoelektrik Profillerinin Yorumu…………………………………………………27
5.4 EĢrezistivite Haritaları ve Jeoelektrik Yapı Kesitleri…………………………....28
6. TARTIġMA VE SONUÇLAR……………………...…………………………………….33
6.1 Jeofiziksel Sonuçlar……………………………………………………………...33
6.2 Jeotermal Değerlendirme………………………………………………………...34
7. KAYNAKLAR……………………………………………………………………………36
8. ÖZGEÇMĠġ……………………………………………………………………………….38
ġEKĠLLER DĠZĠNĠ
ġekil 2.1 ÇalıĢma Alanının Yer Bulduru Haritası…………………………………………….2
ġekil 2.2 ÇalıĢma Alanının Jeolojik Haritası………………………………………………….3
ġekil 2.2.1 ÇalıĢma Alanının Stratigrafik Dikme Kesiti (Ölçeksiz)…………………………..9
ġekil 4.1.1.1. Schlumberger Ölçü Sisteminde Elektrotların Dizilimi………………………...12
ġekil 5.2.3.1 ÇalıĢma Alanında Ölçü Alınan DüĢey Elektrik Sondajı (DES) Noktalarının
Konumu……………………………………………………………………………………….18
ġekil 5.2.3.2 AB/2=100 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası………………………19
ġekil 5.2.3.3 AB/2=200 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası………………………20
ġekil 5.2.3.4 AB/2=350 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası………………………21
ġekil 5.2.3.5 AB/2=500 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası………………………22
ġekil 5.2.3.6 AB/2=650 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası………………………23
ġekil 5.2.3.7 AB/2=800 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası………………………24
ġekil 5.2.3.8 AB/2=1000 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası……………………..25
ġekil 5.2.3.9 ÇalıĢma Alanının Topografyası ve Tüm Seviyeler Ġçin Çizdirilen Özdirenç
Seviye Haritası………………………………………………………………………………..26
ġekil 5.3.1. Çizdirilen Profillerin Konumu…………………………………………………...27
ġekil 5.4.1 1. Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti………………………………………………………………………..29
ġekil 5.4.2 2. Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti………………………………………………………………………..30
ġekil 5.4.3 3. Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti………………………………………………………………………..31
ġekil 5.4.4 4. Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti………………………………………………………………………..32
1.GİRİŞ
Bu çalıĢma, Sakarya ili Akyazı ilçesi Kuzuluk mevkiinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Bölge,
Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) yakınında bulunduğundan dolayı oldukça fazla tektonik
aktivite geçirmiĢtir. Bol kırıklı ve çatlaklı birimler içeren sahada yapılan jeofizik
araĢtırmalarda faylanmaların derinlerde de olduğu gözlemlenmiĢtir. Derinlerdeki kırıklı
bölgelerde su tutabilecek birimlerin akıĢkanlarının kırıklar boyunca yükselen ısı veya
magmatik sokulumlar nedeniyle yüksek sıcaklıklarda olacağı düĢünülmüĢtür. Derinlerdeki
tektonizma sonucu meydana gelen faylanmaları ve su tutabilme özelliği olan birimlerin
derinliğini tespit etme amacıyla yapılan bu çalıĢmada yapılan 56 adet DüĢey Elektrik
Sondajı (DES) verisi Levenberg-Marquardt algoritması kullanılarak bir boyutlu (1B) ters
çözüm yapılmıĢ ve elde edilen kalınlık-özdirenç parametreleriyle belirli profiller boyunca iki
boyutlu (2B) yapı kesitleri elde edilmiĢ, ayrıca özdirenç seviye haritaları oluĢturularak
görünür özdirencin üç boyutta (3B) dağılımı gözlenmiĢtir.
ÇalıĢma alanında yapılan jeofizik çalıĢmalar sonucu elde edilen sonuçlar yapılan mekanik
sondajlarla karĢılaĢtırılmıĢ ve tahmin edilen metrelerde akıĢkana ulaĢılmıĢtır.
2. BÖLGESEL JEOLOJİ
Sakarya ilinin kapsadığı alanda yüzeylenen birimler, Kuzey Anadolu Fay Zonu kuzeyi
(Ġstanbul-Zonguldak Zonu ve örtü birimleri), Kuzey Anadolu Fay Zonu yakın çevresi (Ara
zon ve örtü birimleri), Kuzey Anadolu Fay Zonu güneyi (Sakarya Zonu ve örtü birimleri)
baĢlıkları altında toplanmıĢtır (Aksay vd. 1996). Akyazı Jeotermal sahası ve yakın çevresinde
ara zon ve örtü birimleri yer almaktadır. Bu birimler, her iki zon veya her üç zonda da
yüzeylenmektedir.
ġekil 2.1 ÇalıĢma Alanının Yer Bulduru Haritası
ġekil 2.2 ÇalıĢma Alanının Jeolojik Haritası
2.1. Çalışma Alanındaki Temel Formasyonlar
2.1.1. Sultaniye Metamorfitleri
Genel Tanım:Permo-Triyas yaĢlı Ģist, fillat, kuvarĢist, kuvarsit, mermer, kalkĢist gibi
metasedimanter kayalar Sultaniye metamorfitleri olarak adlandırılmıĢtır. Birimin üst
kesiminde yer alan mermerler, Mermer üyesi olarak ayırtlanmıĢtır. Sultaniye matmorfitleri
Armutlu yarımadası doğusunda Mesruriye-Suadiye-Ulviye-Balkaya arasında ve Almacık dağı
batısında Dokurcun-Karadere arasında yaygın olarak yüzeyler. Birim Karakaya formasyonu
(Bingöl ve diğ., 1973), Kalabak formasyonu ve Karakaya kompleksi birimleri (Okay ve diğ.,
1990), ġiĢt-mermer birimi (Göncüoğlu ve diğ., 1986) ile deneĢtirilebilir.
Kaya Türü:Birim, gri, beyazımsı gri, yeĢilimsi gri, koyu gri renkli, düĢük derecede
metamorfizma geçirmiĢ volkanik ve volkanoklastik kökenli kayalar ile Ģist, mermer, fillat,
kuvarsit gibi metasedimanter kayalardan oluĢur. Armutlu yarımadasının en doğu kesiminde (
Adapazarı güneybatısı Ģistlerde, kuvars+serisit, oligoklas+serisit, kuvars+kalsit+muskovit
Ģeklinde mineral parajenezleri izlenir. ġistler içerisindeki mineraller ksenoblastik Ģekilli olup,
genellikle lepidoblastik doku gözlenir. Almacık dağı batı kesimindeki (Adapazarı
güneydoğusu)Ģistlerin parajeneleri ise, ablat+klorit+kalsit, klorit+kuvars,
biyotit+epidot+tremolit Ģeklindedir. Her iyi yörede Ģistlerle ara katkılı olan mermerlerin
kalkĢist kesimlerinin mineralparajenezleri, kalsit+kuvarsit+muskovit,
kalsit+biyotit+kuvarsit’tır. Mermerler içerisinden kalsit ksenoblastik Ģekillidir ve
polisentetikikizlenme gösterir. Ayrıca birim içerisinde,
serisit+kuvars+biyotitparajenezindefillatlar ile kuvarsit ve kuvarsça zengin Ģistlerin yaygın
olduğu kesimler de bulunur.
2.1.1.1. Mermer Üyesi
Genel Tanım:Sultaniye metamorfitlerinin üst kesimlerinde gözlenen mermerler, Mermer
üyesi olarak adlandırılmıĢtır.
Kaya Türü:Birimin tabanını Ģistlerle ardalanan ve onlarla tedrici geçiĢi temsil eden pembe
ve mor renkli metaçamurtaĢları oluĢturur. MetaçamurtaĢlı bölümün üzerinde yaklaĢık 30
metre kalınlığında, yine pembe ve mor renkli karbonat metaçamurtaĢları izlenir. Bu bölümde
seyrek olarak sarı renkli metatüf ve gri-beyaz renkli, çört ara bantları kapsayan devamsız
rekristalize kireçtaĢı mercekleri gözlenir. Ġstifin en üst bölümünde ise görünür kalınlığı 100
metreyi aĢan, alt kesiminde seyrek olarak ince taneli mermer ara katkılı, orta-kalın tabakalı,
beyaz mermerler ve rekristalize kireçtaĢları yer alır. Birimin alt dokanağı Sultaniye
metamorfitlerininmetakırıntıları ile geçiĢlidir.
Yaş:Üyeyi, Geç Jura-Erken Kretase yaĢlı Keltepemermeri açısal uyumsuzlukla örter. Önder
ve Göncüoğlu (1989), birimin pembe ve mor renkli çamurtaĢları içerisinde Geç Triyas yaĢlı
konodontların varlığına değinmiĢtir. Bu veri dıĢında bölgede herhangi bir yaĢ bulgusu yoktur.
Bölgesel korelasyona dayanarak birim için Permiyen-Triyas yaĢı önerilmiĢtir. Erendil ve diğ.
(1991a)’nin tanımladığı Alıçyayla kireçtaĢı burada tanımlanan Mermer üyesi ile
deneĢtirilebilir.
2.1.2. Abant Formasyonu
Genel Tanım:Abant gölü (Bolu ili GB’sı) çevresinde yüzeyleyen yoğun bloklu karmaĢık
fliĢ, Yılmaz ve diğ. (1981) tarafından Abant karmaĢığı olarak adlandırılmıĢtır. Yoğun bloklu
keĢiden düzgün fliĢ kesimine kadar kırıntılı ve karbonatlardan oluĢması nedeniyle birim bu
çalıĢmada (1/500.000 ölçekli Zonguldak paftasının revizyonu çalıĢmasında Aksay ve diğ,
hazırlanmakta) Abant formasyonu adı altında incelenmiĢtir. Birim, Arkotdağ formasyonu
Ġkisu formasyonu, Bakacak olistostromu, Asmalıdere formasyonu, Çankaya formasyonu,
Kazımiye graniti, Kirazlı kuvarsiti, Yörüktepe mermeri (Yılmaz ve diğ., 1990) ve Soğucak
Fayı’nın Mudurnu çayını takip eden kolu ile bu koldan Dokurcun beldesinin yaklaĢık 4,5 km.
doğusundan güneybatıya doğru ayrılan ve pafta içinde Acelle dere (G25d3) ile KarataĢ dere
(G25d4) güneyinden geçerek pafta dıĢında Geyve ilçesi güneyinden Ġznik Gölü’ne ulaĢan
kolu arasında yer alır.
Kaya Türü:Genel olarak yeĢil, yeĢilimsi gri, gri ve yer yer kırmızı renkli olan birim, bloklu
olistostromal kesimlerden düzgün fliĢ istifi özelliği gösteren kesimlere ve nadir olarak
karasal-sığ deniz çökellerine kadar çok fasiyesli çökel kayaçlardan oluĢur. Pafta alanı dıĢında
Geyve-Ali Fuat PaĢa Boğazı ve batısında metamorfik birimler üzerinde bazı yerlerde
fliĢolistostrom, bazı yerlerde konglomera, bazı yerlerde kalkarenit (türbiditik kireçtaĢı), yer
yer hippuritesli masif kireçtaĢlarıyla baĢlar (Göncüoğlu ve diğ. 1986). Olistostromlar çeĢitli
cins, köken ve yaĢta bloklar içeren türbiditik ve moloz akması çökelleridir. Bunlar kumtaĢı,
Ģeyl, çamurtaĢı ve kireçtaĢı gibi birimler içinde yer alır. Daha üstlerde kumtaĢı, pelajik
kireçtaĢı, Ģeyl, marn ve radyolaritten oluĢma düzenli istiflere geçer (Göncüoğlu ve diğ. 1986).
Pafta alanında yoğun bloklu fliĢ biçimindedir.
Yaş:Blokların bazıları platform türü kireçtaĢlarıdır. Bunlardan Permiyen, Geç Jura-Erken
Kretase, Erken Kretase ve Geç Kretase yaĢları elde edilmiĢtir. YaĢı saptanamayan rekristalize
kireçtaĢı ve mermer blokları da mevcuttur. Bunlarla birlikte formasyonda granit, gabro,
amfibolit, serpantinit, arkozik kumtaĢı, volkanik ve metamorfik kaya blokları da gözlenir.
Birimi pafta alanı dıĢında intrüzif bir granitin dayklar halinde kestiği de izlenir. Birim içinde
ayırtlananJura-Kretase kireçtaĢı blokları (jk), Permiyen yaĢlı kireçtaĢı blokları (pk),
Paleozoyik yaĢlı kireçtaĢı ve mermer blokları (p), serpantinitler (sr), granitler (gr), geç kretase
yaĢlı kireçtaĢı blokları (kk) simgesi ile haritalanmıĢtır.
Pafta alanında tabanı görülmeyen birim, Armutlu yarımadasında metamorfitler (Sultaniye
metamorfitleri, Almacıkofiyolitikmelanjı ve Ġznik metamorfitleri) üzerinde uyumsuz olarak
yer alır (Göncüoğlu ve diğ., 1986). Ancak formasyonun bu metamorfitler üzerinde olistostrom
ve fliĢ ile baĢladığı kesimlerindeki uyumsuzluk, sualtı uyumsuzluğu olmalıdır. Formasyon
üstte Çaycuma formasyonu ile geçiĢlidir. Çaycuma formasyonu bloklar üzerinde sualtı
uyumsuzluğu ile yer alır.
2.1.3. Çaycuma Formasyonu
Genel Tanım:Volkanitarakatkılı kumtaĢı, silttaĢı, kiltaĢı ve Ģeylardalanmasından oluĢan
birim, Tokay (1954/1955) tarafından Çaycuma ilçesinden (Zonguldak ili) adlandırılmıĢtır.
Pafta alanındaki aynı birimler Yuvalıdereformasyonu (Kipman, 1974) ve Kusuriformasyonu
(Yazman ve ÇokuğraĢ, 1983) adı altında incelenmiĢtir. Birim, Armutlu yarımadasında
Ġncebelformasyonu (Göncüoğlu ve diğ., 1986), ĠncebelfliĢi (Erendil ve diğ., 1991a),
KurucaĢile-Cide ilçeleri yöresinde Cide formasyonunu (Akyol ve diğ., 1974), Sinop yöresinde
Kusuriforasyonunu (Ketin ve GümüĢ, 1962) ve Yenikonak formasyonunu (Gedik ve
Korkmaz, 1984)karĢılar. Birim en iyi Sinanoğlu köyü civarı ile Limandere-Subatağı köyleri
arasındaki (G25a1) yol güzergahında ve GümüĢova-Gölyaka ilçesi (G25b3) civarında görülür.
Kaya Türü: Birim altta Nummulites’li kırıntılı kireçtaĢı mercekleri içeren kumtaĢı ya da
Nummulites’li karbonat çimentolu kumtaĢları ile baĢlar. YeĢilimsi gri sarı ve sarımsı gri
renkli olan kumtaĢları yer yer kalın tabakalı ve som, yer yer ince-orta tabakalıdır. Kalın
tabakalı ve som olanlar ince kiltaĢı-Ģeyl ara düzeyleri içerir. Tabanlarına yakın düzeylerde
kiltaĢı-Ģeyltopakçıkları izlenir. Ġnce-orta tabakalı olanlar eĢit olarak kiltaĢı-
Ģeylardalanmalırıdır. Birim orta ve üst kesimlerde genel olarak yeĢilimsi gri renkli, ince-orta
tabakalı kumtaĢı-Ģeyl-kiltaĢıardalanması biçimindedir. Türbiditikyapılı olup,
parelellaminalıdır. Yığılca formasyouna yakın kesimlerdevolkanojenik kumtaĢı ve volkanik
kayaçlar içerir. Bu kesimlerde birim yeĢil, yeĢilimsi gri, gri ve sarımsı kahve renkli, ince-orta
tabakalı türbiditikkumtaĢı, Ģeyl ve yer yer tüf ve tüfitardalanmasından oluĢmaktadır. Kötü
boylanmalı merceksel konglomeralar (kanal çökelleri) içerir. Konglomera ve kumtaĢlarındaki
taneler kuvars ve metamorfik kayaç (gnays-amfibolit) parçalarıdır. Taneler köĢeli, yarı
yuvarlak ve yuvarlaktır. Kanal çökelleri yer yer metamorfik kayaç ve kuvars çakılları içeren,
açık gri renkli, kötü boylanmalı, karbonat çimentolu, resifal kireçtaĢı (krinoit ve mercanlı)
çakıllarından oluĢma konglomera biçimindedir. Birim yer yer
NummulitesliĢeylardalanmalıdır. Pafta alanı dıĢında (Kandıra ilçesi civarında)
ayırtlanabilenNummuliteslikireçtaĢları bu çalıĢmada Kaynarca üyesi olarak adlandırılmıĢtır.
Birim altta pafta alanının kuzey yarısında (Kuzey Anadolu Fayı’nın Akyazı-Gölyaka
segmentinin kuzeyindeki alanlarda) Akverenformasyonu ile güney yarısında (KAF’ın
yukarıda belirtilen segmentinin güneyindeki alanlarda ) Abant formasyonu ile geçiĢlidir.
Ancak, Abant formasyonunun bloklardan oluĢmuĢ kesimi ile Sultaniye metamorfitleri ve
Almacıkofiyolitikmelanjı üzerinde sualtı uyumsuzluğuyla yer alır. Birim yanalda Yığılca
formasyonu ile giriktir. Bu girikliğin olduğu kesimlerde bazen Yığılcaformasyonu bazen
Çaycuma birimleri altta ya da üstte gözlenir. Birim üstte daha genç çökeller (Örencik
formasyonu ya da alüvyonlar vb.) tarafından açısal uyumsuzlukla örtülür. Kalınlığı 1200 m.
dolayındadır.
Formasyon, alttan üste doğru yamaç ortamından Ģelf ortamına geçen çökeller içerir.
2.1.4Yığılca Formasyonu
Genel Tanım:Yığılca ilçesi (Bolu ili) civarında yüzeyleyen andezit, bazalt, tüf, aglomera ve
volkanojenik kumtaĢından oluĢan birim, Kaya vediğ. (1986) tarafından adlandırılmıĢtır. Pafta
alanında Kusuriformasyonunun Sürmeli üyesi (Yazman ve ÇokuğraĢ, 1983) adı altında
incelenmiĢtir. Birim Armutlu yarımadasında Sarısu formasyonu (Göncüoğlu ve diğ., 1986)
Sarısu volkanitleri (Erendil ve diğ., 1991a) olarak adlanan birimi karĢılar. Aynı birim
Çaycuma formasyonu içinde Ġlev üyesi (Yergök ve diğ., 1987) ve Melendere üyesi (Erendil
ve diğ., 1991b) adları altında da incelenmiĢtir. En iyi Hendek ilçesi kuzeydoğusunda gözlenir.
Kaya Türü: Birim; kahverengi, kahverengimsi gri renkli, ince-kalın tabakalı volkanojenik
kumtaĢı; gri, kahverengimsi gri renkli aglomera; yeĢil renkli tüf ve yer yer diyoritten
oluĢmaktadır. KumtaĢları derecelidir. Kanal çökeli merceksel konglomeralar içerir. Çakıllar
genellikle metamorfik kayaç (gnays-amfibolit) ve kuvars olup, köĢeli yarı köĢeli ve
yuvarlaktır. Aglomera görünümlüdür. Lavlar yeĢil renkli andezittir. Birim, ara katmanlar
halinde NummulitesliĢeyl ve kiltaĢı içerir.
Yığılca formasyonu yanal ve dikey olarak Çaycuma formasyonu ile tedrici geçiĢlidir. Her iki
formasyonun girift olduğu alanlarda, bazen biri, bazen diğeri altta veya üstte yada biri
diğerinin arasında gözlenir. Kalınlığı 100-1000 metre arasında değiĢmektedir.
Mevcut volkanik kayalardan aĢınan ve taĢınan malzemeler ve yer yer volkanik aktivitenin
olduğu zamanlarda havzaya patlamalarla ulaĢan materyaller zamanla bu istifi meydana
getirmiĢlerdir.
2.1.5Örencik Formasyonu
Genel Tanım:Neojen-Kuvaterner yaĢlı karasal konglomera, kumtaĢı, çamurtaĢıardalanması
Aydın ve diğ. (1987) tarafından adlandırılmıĢtır. Benzer kaya türleri Kipman (1974)
tarafından Kırmacıdereformasyonu olarak tanımlanmıĢtır. Bu birimler Emre ve diğ. (1998)
tarafından Doğu Marmara bölgesinde Karasu, Mudanya, Yalova, Çamlık, Samanlıdağ ve
Karapürçek formasyonlarınaayırtlanarak incelenmiĢtir. Aynı yaĢ aralığındaki benzer birimler
Trakya ve Kocaeli yarımadasında Belgrat serisi (Paeckelman, 1938) ve Belgrat formasyonu
(Yurtsever, 1982) adı altında incelenmiĢtir.
Kaya Türü:Örencik formasyonu, kırmızı, sarımsı kırmızı, kahve renkli konglomera,
kumtaĢı, çamurtaĢıardalanması ile temsil edilir. Birim genelde çok az tutturulmuĢ olup, orta-
kalın tabakalanma gösterir. Yer yer tabakalanması belirsizdir. Konglomeralar aĢınmalı
tabanlı, kötü boylanmalı olup çakılları yuvarlak-az yuvarlaktır. KumtaĢlarında sarımsı kırmızı
renk hakim olup, ince-orta-kaba tanelidir.
Örencik formasyonu kendinden yaĢlı tüm birimler üzerinde açısal uyumsuz olarak yer alır
ve 50-100 metre arasında bir kalınlığa sahiptir.
Yaş:Formasyon içinde fosil saptanamamıĢtır. Emre ve diğ. (1998), birimde ayırtladıkları
Karasu formasyonunun yaĢını Erken-Orta Miyosen; Mudanya formasyonunun yaĢını Geç
Miyosen; Yalova, Çamlık ve Samanlıdağ formasyonlarının yaĢını En Geç Miyosen-Erken
Pliyosen olarak kabul etmiĢ, Karapürçek formasyonunda ise En Geç Pliyosen-Erken
Pleyistosen yaĢını veren büyük ve küçük memeli (Microtussp, ve Kalymnomyasp,) faunasını
saptamıĢtır. Bu çalıĢmada, stratigrafik konumu da gözönüne alınarak birimin yaĢı Pliyosen
olarak kabul edilmiĢtir.
Örencik formasyonununkayatürü özellikleri akarsu ortamında çökelmiĢ olduğunu yansıtır.
2.1.6 Alüvyon, Alüvyon Yelpazesi ve Yamaç Molozu
Adapazarı, Akyazı ve Hendek ovalarını oluĢturan birim, kum, silt, kil ve kumdan oluĢan
tutturulmamıĢ litolojileri içermektedir. Alüvyonu oluĢturan kırıntılılar, Sakarya nehri,
Çarksuyu ve Mudurnu çayı tarafından KuzeyAnadolu Fay Zonu ve güneyindeki kayalardan
taĢınmıĢtır. Ova kenarlarında düĢük olan alüvyon kalınlığı, ova ortalarına doğru, 150 m
kalınlığa ulaĢmaktadır.Silt, kum, çakıltürü sedimanter malzemenin birikimi ile alüvyal
yelpazeler ve köĢeli kaya kırıntısı ve blokları içeren yamaç molozu çalıĢma alanında
görülmektedir.
2.2. Tektonik
ÇalıĢma alanında otokton, paraotokton ve allokton birimler bulunur. Paleozoyik ve Triyas
yaĢı birimler bölgeye Geç Kampaniyen öncesi yerleĢmiĢlerdir. Bu süreçte Batı Pontidzonunda
birbirinden kısmen farklı iki Paleozoyik istif biraraya gelmiĢtir. Ġki birimi ayıran Çamdağ
fayı, Geç Kampaniyen ya da Permo-Triyas öncesi doğrultulu atımlı olmalıdır. Bugün Geç
Kampaniyen-Orta Eosen birimlerini de kesen bu fay kuzeyden güneye itilmeli (D-B/ 70˚K)
ters fay niteliğindedir. Aynı karekterdekiKurudere fayı (Kipman,1974) daha kuzeyde yer alır.
ġekil 2.2.1 ÇalıĢma Alanının Stratigrafik Dikme Kesiti (Ölçeksiz)
ÇalıĢma alanında en önemli tektonik olgu, aktif olan Kuzey Anadolu Fayı (KAF)’dır. Geç
Miyosen’den itibaren var olduğu bilinen fayın Akyazı-Gölyaka-Düzce segmenti 1999 yılında
yenilmiĢ, 7.4 büyüklüğünde deprem üretmiĢtir. KAF’ın diğer iki segmentinden biri, Mudurnu
Çayı’nı takip edenidir. Bu fay Akyazı ilçesi güneyinde çayı terkederek Karapürçek köyü
güneyinden geçip batıya (Sapanca Gölü’ne) devam eder. Diğeri ise, Dokurcun beldesinin
yaklaĢık 4.5 km. doğusundan Mudurnu Çayı segmentinden batı-günaybatıya doğru ayrılan ve
çalıĢma alanında Acelle dere (G25d3) ile KarataĢ dere (G25d4) güneyinden geçerek pafta
dıĢında Geyve ilçesi güneyinden Ġznik Gölü’ne ulaĢan segmenttir. Bugün KAF’ın Düzce-
Gölyaka-Akyazı-Sapanca Gölü segmenti Batı Pontidzonu ile Armutlu-Almacık-
Akotdağzonunu, Mudurnu Çayı-Dokurcun-Geyve-Ġznik Gölü segmenti ise Armutlu-Almacık-
Arkotdağzonu ile Sakarya zonunu ayırır.
3.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Özgüler vd. (1980), MTA tarafından yürütülen jeotermal enerji arama projesi kapsamında
özdirenç etütler yapılmıĢtır. Bu etüt elektrot aralığı 2000-6000 metre olarak schlumberger
elektrot dizilimine göre yapılmıĢtır. Yapılan sondajlar çalıĢmanın baĢarılılığını
desteklemektedir.
2009 yılında ise Manyetotellürik ve Doğru Akım Özdirenç etütleri yapılmıĢ ve elde edilen
modeller sonucunda jeotermal sistem tanımlanmıĢtır. Sonuçlar, mekanik sondajlarla
karĢılaĢtırılmıĢ ve 680 metre dolaylarında 54-58 derece jeotermal akıĢkana ulaĢılmıĢtır.
Bölgede çok sayıda jeolojik ve jeofizik çalıĢma yapılmıĢtır. Bunlardan baĢlıcalarını
özetleyecek olursak;
MTA tarafından 1955 yılında Baykal; 1981 yılında Yılmaz, Gözübol, Tüysüz ve YiğitbaĢ;
1986 yılında ġentürk, Demirel; 1987 yılında ġentürk, Demirci görevlendirilerek bölgede
jeolojik ve jeofizik etütler yapılmıĢtır. Akyazı bölgesindeki çalıĢmalarda kullanılan ağırlıklı
yöntem MT ve DAÖ yöntemidir. Yapılan jeofizik etütler sonucu jeotermal potansiyele sahip
bölgeler tespit edilmiĢ, uygun noktalardan yapılan mekanik sondajlarla jeotermal akıĢkana
genel itibariyle tahmin edilen derinliklerde ulaĢılmıĢtır.
4.METERYAL VE YÖNTEM
Yüzeyden yapılan bazı jeofizik araĢtırmalarda, çeĢitli fiziksel değiĢkenler ölçülerek yer altı
tanımlanmaya ve aydınlatılmaya çalıĢılır. Etüt sahasında bu maksatla elektrik-özdirenç
yöntemiuygulanmıĢtır. Elde edilen veriler ve öncel çalıĢmalar birlikte değerlendirilmiĢtir.
4.1. Uygulanan Yöntem
Jeotermal ruhsat sahasındaki jeotermal potansiyeli araĢtırmak maksadıyla Jeofizikrezistivite
yöntemi ile DüĢey elektrik sondaj(DES) yöntemi uygulanmıĢtır. DES uygulamaları
Schlumberger elektrot dizilimi kullanılmıĢtır.
4.1.1 Schlumberger Elektrot Dizilimi
DES ölçüleri Schlumbergerelektrod diziliminde alınmıĢtır. Potansiyel fonksiyonunun
gradient değerinin ölçüldüğü schlumberger ölçü sisteminde yanal etkilenmeler azalmakta ve
etkin giriĢim derinliği artmaktadır. Özellikle derin araĢtırmalarda yaygın olarak kullanılır. Bu
sistemde bir hat boyunca merkezi bir noktaya göre simetrik olarak dizilmiĢ dört elektrot
kullanılır. Akım iki dıĢ elektrottan (A ve B) yere verilir. Simetri noktasının iki yanında, AB
açıklığına oranla limitli bir aralıkta dizilen M ve N potansiyel elektrotları ile yere verilen
akımın oluĢturduğu potansiyelin Osimetri merkezindeki gradient değeri ölçülür. Akım
elektrotlarına oranla potansiyel elektrotları ara uzaklığının bir limit içinde olmasının nedeni,
M ve N noktalarında gerçekte bir fark değeri olarak okunan potansiyelin, yaklaĢık olarak O
simetri noktasındaki gradient değeri olarak kabul edilmesidir.
ġekil 4.1.1.1.Schlumberger Ölçü Sisteminde Elektrotların Dizilimi
Schlumberger ölçü sisteminde M ve N potansiyel elektrotları, A ve B akım elektrotlarıdır
(ġekil-5.1.1.1.) MN, AB=2a olarak alınırsa sistemin geometrik faktörü:
AB: Akım elektrotları arasındaki uzaklık,
MN: Potansiyel elektrotları arasındaki uzaklık alınırsa,
K, Geometrik faktör aĢağıdaki gibi hesaplanır.
K=(AB²-MN²)/(4MN*π)
olarak bulunur. Rezistivite değeri ise ölçülen büyüklükler olarak ΔV (okunan potansiyel
farkı, mV) ve I (akım Ģiddeti,mA) kullanılarak, resistivite değeri (ohm.m), ρa = K*ΔV
/Iolarak hesaplanır.
Bu sistemde elektrik sondaj ölçüleri, O simetri merkezi sabit ve sistemde simetri korunacak
Ģekilde, MN belli limitler içinde kaldığı sürece yalnız akım elektrotları ara uzaklığı arttırılarak
yapılır. Sonuçta O noktasından ölçü düzlemine dik doğrultuda ortamın rezistivite değeri
değiĢimi elde edilir. MN nin uç limitleri ölçümlerini almak için potansiyel elektrotları
değiĢiminde, akım elektrotları bir veya iki önceki konumuna alınarak ölçüler tekrarlanır.
Böylece bir ölçü derinliği için, MN nin farklı iki değeri için ölçüler elde edilmiĢ olur. Bu
iĢlem ölçü derinliği – zahiri rezistivite değeri eğrisinin sürekliliğini sağlamak, ölçü ve yan etki
hatalarını da bir ölçüde elimine etmek, daha doğrusu görmek amacıyla yapılır. Schlumberger
elektrot diziliminde kuramsal ölçü derinliği, akım elektrotları yarı açıklığı ile ifade edilir.
Yöntemin uygulanmasında yarı açıklık değeri, formasyonun cinsine, fiziksel özelliklerine, yer
altı yapısına ve hedeflere göre değiĢir. Sahadaki özdirenç uygulamalarındaki açılım yönlerinin
seçiminde, yüzey jeolojisine, tabaka konumlarına ve topografik yapıya bağlıdır. Yöntemin
uygulamasında açılım yönlerinin aynı olmasına dikkat edilir. Böylece yanal bozucu etkiler
azaltılır ve yöne bağımlılık giderilmiĢ olur. Böylece elektrik akımının etkin giriĢimi
sağlanarak, gerçek derinliklere ulaĢılır.
4.2 Kullanılan Ekipman
Ölçüler DR modeli bir cihazla yapılmıĢtır. Doğal gerilimi ± 500 mV kapasitesinde
dengeleme hassasiyetine sahip, duyarlılığı 0,01 mV olan ve iç güç kaynağı 9V’luk iki adet
pille sağlanan bir cihazdır. Ekipmanın verici ünitesi, Jeneratör, Variak-Redresör üçlüsünden
oluĢmaktadır. Sistemin güç kaynağı, 10HP, 50 cps, 220V, 7KVA’ lık alternatif akım üreten
bir motor-alternatörden oluĢmaktadır. Variak voltaj ayarlayıcısı olarak görev yapar. Redresör
ise alternatif akımı doğru akıma dönüĢtürür. Tüm bu verici ünitenin çıkıĢ gücünün üst sınırı,
2000 Volt ve 5 Amper kadardır. Akım elektrotları olarak paslanmaz çelikten yapılmıĢ çubuk
elektrotlar, potansiyel elektrotları olarak ise bakır sülfat eriyiği içereni polarize olmayan
elektrotlar kullanılmıĢtır. Akım iletim kablosu ise bakırdan yapılmıĢ, çift izolasyonlu sahra
kablosu kullanılmıĢtır. HaberleĢme el telsizleri ile yapılmıĢ, ayrıca topografik etkiyi en aza
indirmek için, akım ilerlemeleri GPS ile yapılmıĢtır.
5.ARAŞTIRMA BULGULARI
5.1 Verilerin Değerlendirilmesi
Doğru akım-özdirenç uygulamalarında yerin incelenen ve ölçülen özelliği, doğru akım
giriĢimine karĢı yerin gösterdiği davranıĢtır. Özdirençteki değiĢimler formasyon sınırlarını,
gruplanmalar ise süreksizliklere karĢılık gelir. Yerin fiziksel özelliğine bağlı olarak yapılan
yorumda, tabaka derinlikleri, kalınlıkları ve süreksizlikler belirlenir. Yerin fiziksel
değiĢimlerinden, yer içindeki stratigrafik istif belirlenir. Fakat benzer fiziksel özellik gösteren
tabaka veya tabakalar zaman zaman yorum hatasına neden olabilir.
Sahada Jeofizik-Özdirenç ölçüsü alınan tüm lokasyonlarda, bütün seviyelerin görünür
özdirenç değerleri arazi uygulamaları sırasında saptanmıĢtır. Görünür özdirenç değerleri
derinliğin fonksiyonu olarak log-log grafiklere aktarılmıĢtır ve her DES noktası için bir grafik
oluĢturulmuĢtur. Böylece tüm lokasyonlarda ölçü alınan en son derinlik seviyesine kadar olan
ve düĢey yeraltı elektrik yapısını gösteren DES grafikleri hazırlanmıĢ olur. DES grafikleri
model abaklarla çakıĢtırma yöntemiyle ve bazı yazılımlarla 1D ter-çözüm yöntemiyle
değerlendirilmiĢtir. Ters çözümtekniği, arazi verilerinden yola çıkılarak yer yapısına ait
değiĢkenlerin belirlenmesi esasına dayanmaktadır. ĠĢlevsel olarak ise, oluĢturulan bir model
için hesaplanan teorik DES eğrisi ile arazide ölçülen özdirenç verilerinden oluĢturulan DES
eğrisi arasındaki farkın minimize edilmesi Ģeklinde ifade edilir.
Yapılan tüm değerlendirmelerin sonucunda ölçü alınan lokasyonların tamamında yüzeyden
derine doğru geçilen tabaka ve katmanların gerçek özdirençleri, kalınlıkları ve derinlikleri
belirlenmiĢtir. Son olarak da tüm sahanın yorumlanarak, aydınlatılması amacıyla, hem bütün
ölçülerin sonuçları ve hem de değerlendirmelerin sonuçları, yatay ve düĢey yönde oluĢturulan
harita ve kesitlere aktarılmıĢtır. OluĢturulan model kesitler ilgili bölümde ayrıntılı olarak
anlatılacaktır.
5.2 Haritaların ve Kesitlerin Hazırlanması
Jeofizik-Özdirenç Haritaları, sahadaki tüm DES lokasyonlarında aynı derinlik seviyesinde
ölçüm sonucu saptanan değerlerden, yani görünür özdirenç verilerinden hazırlanmıĢtır. Bu
haritalar, sahada değiĢik seviyelerdeki (derinlik) özdirenç dağılımını yansıtır. Özdirenç
haritalarında yanal iletkenlik değiĢim verilerinden yararlanılarak, tektonik yapının ve sıcak
alanların farklı derinliklerde yanal olarak takibi mümkün olmaktadır. Bu düĢünce ile çalıĢma
sahasını analiz ederek yorumlayabilmek için, amaca uygun olarak değiĢik teorik derinlikler
için 7 adet özdirenç haritası hazırlanmıĢtır. AB/2=100 metre, AB/2= 200 metre, AB/2=350
metre, AB/2=500 metre, AB/2=650 metre, AB/2=800 metre, ve AB/2=1000 metre teorik
derinlikler için hazırlanan rezistivite seviye haritalarında, etüt sahasındaki düĢey rezistivite
dağılımı takip edilebilmektedir.
5.2.1 Profillerin Özdirenç Kesitleri
Profil doğrultusu boyunca üzerinde bulunan tüm DES lokasyonlarındaki, bütün seviyelerde
yapılan ölçümler sonucu saptanan görünün özdirenç verilerinden hazırlanmıĢtır. Bu kesitler
profiller boyunca hem yatay, hem de düĢey yöndeki rezistivite dağılımını yansıtmaktadır.
Özdirencin düĢey yöndeki değiĢiminden, profilin geçtiği bölümdeki tektonik yapı ve sıcak
alanların kuramsal derinlik boyutunda takibi mümkün olmaktadır. ÇalıĢma sahasını
yorumlamak için değiĢik doğrultularda 4 adet özdirenç (eĢrezistivite) kesiti hazırlanmıĢtır.
5.2.2 Profillerin Jeoelektrik Yapı Kesitleri
Profil doğrultusu boyunca ölçülen DES grafiklerinin değerlendirilmesi sonucu, tabakaların
ve katmanların gerçek özdirençleri, kalınlık ve derinlikleri belirlenir. Bu verilerden de profile
ait jeoelektrik yapı kesitleri (model kesitler) hazırlanır. Jeoelektrik yapı kesitleri, profil
doğrultusu boyunca düĢey yöndeki stratigrafik istifi ve olası tektonik yapıyı büyük bir
yaklaĢımla temsil eder. Sahanın ayrıntılı yorumlanıp, değerlendirilmesi için 4 adet jeoelektrik
yapı kesiti hazırlanmıĢtır.
5.2.3Özdirenç Seviye Haritaları
Rezistivitenin belirli teorik derinliklerindeki takibi için seviye haritaları hazırlanmıĢtır.
Sahada yapılan 56 DES ölçüsünden yararlanılarak AB/2= 100, 200, 350, 500, 650, 800 ve
1000 metre teorik derinlikler için rezistivite seviye haritaları hazırlanmıĢtır.
AB/2=100 metre ve AB/2=200 metre teorik derinlikler için hazırlanan rezistivite seviye
haritası ġekil 6.1.2’de ve ġekil 6.1.3’de verilmiĢtir. Sahanın bu derinliklerinde genel olarak
yüksek rezistivite dağılımı görülmektedir. Güney ve güneybatı bölümde göreceli olarak daha
düĢük rezistivite (15-40 Ohm-metre) hakimdir.
AB/2=350 ve AB/2=500 metre teorik derinliler için hazırlanan rezistivite seviye haritaları
ġekil 6.1.4’de ve ġekil 6.1.5’de verilmiĢtir. Benzer durum bu derinliklerde de görülmektedir.
Güneyden kuzeye doğru gidildikçe daha yüksek rezistiviteli (70-100 Ohm-metre) birimlerin
hakim olduğu anlaĢılmaktadır.
AB/2=650 ve AB/2=800 metre teorik derinlikler için hazırlanan rezistivite seviye haritası
ġekil 6.1.6’da ve ġekil 6.1.7’de verilmiĢtir. Sahanı bu derinliklerinde, güney bölümdeki daha
düĢük rezistivite(15-30 Ohm-metre) dağılımı biraz daha geniĢlemiĢ ve kuzey bölümdeki
yüksek rezistivite(40-80 Ohm-metre) halen devam etmektedir.
AB/2=1000 metre teorik derinlikler için hazırlanan rezistivite seviye haritası ġekil 6.1.8’de
verilmiĢtir. Sahanın bu derinliklerinde yer yer düĢük rezistiviteli bölümler çıkmaya
baĢlamıĢtır. Rezistivite dağılımına göre, kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu bir hat ile saha iki
bölüme ayrılmıĢtır. Sahanın güneybatısında düĢük rezistivite, kuzeybatısında ise göreceli
olarak daha yüksek rezistivite hakimdir.
ġekil 5.2.3.1ÇalıĢma Alanında Ölçü Alınan DüĢey Elektrik Sondajı (DES) Noktalarının
Konumu
ġekil 5.2.3.2 AB/2=100 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası
ġekil 5.2.3.3 AB/2=200 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası
ġekil 5.2.3.4 AB/2=350 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası
ġekil 5.2.3.5 AB/2=500 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası
ġekil 5.2.3.6 AB/2=650 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası
ġekil 5.2.3.7 AB/2=800 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası
ġekil 5.2.3.8 AB/2=1000 metre için Görünür Özdirenç Seviye Haritası
Yukarıda çizdirilen tüm seviyelerin değiĢimini tek bir Ģekil üzerinde daha güzel görmek ve
değiĢimi daha iyi irdeleyebilmek için aĢağıdaki Ģekil çizdirilmiĢtir. Seviye haritaları
topografyanın altına iĢlenmiĢtir.
ġekil 5.2.3.9 ÇalıĢma Alanının Topografyası ve Tüm Seviyeler Ġçin Çizdirilen Özdirenç
Seviye Haritası
5.3Jeoelektrik Profillerinin Yorumu
ġekil 5.3.1. Çizdirilen Profillerin Konumu
ġekilde de görüldüğü üzere çalıĢma sahasında 4 adet profil oluĢturulmuĢtur. Her profile ait
görünür eĢrezistivite ve jeoelektrik (model) yapı kesitleri hazırlanmıĢtır. Görünür eĢrezistivite
kesitinde, düĢey ve yatay yöndeki rezistivite dağılımı verilir. Böylece rezistivitenin her iki
yöndeki dağılımına göre sahanın yorumu yapılır. Jeoelektrik yapı kesitleri ise, katmansal
yapıyı, temel kaya topografyasını ve tektonik yapıyı ortaya koymak üzere yapılır. Model kesit
olarak da adlandırılan jeoelektrik yapı kesitler ile sahadaki muhtemel jeolojik istif (stratigrafi)
ortaya çıkarılır. Saha ile ilgili modeller ortaya konur ve jeolojiye uygunluğu araĢtırılır.
5.4 Eşrezistivite Haritaları ve Jeoelektrik Yapı Kesitleri
1. Profil EĢrezistivite ve Jeoelektrik Yapı Kesiti
AKY-26, AKY-06-2, AKY-32 ve AKY-33 nolu DES ölçü noktalarından oluĢturulan, KD-
GB doğrultuludur. Bu profile ait eĢrezistivite ve jeoelektrik yapı kesiti ġekil 6.2.4.1’de
verilmiĢtir. ġeklin sol bölümünde görülen eĢrezistivite kesitinde, üst seviyelerde daha iri
malzemeden oluĢan birimlerin hakim olduğu gözlenmiĢtir.
ġeklin yanında profile ait jeoelektrik yapı kesiti verilmiĢtir. Profilin üst bölümlerinde
yaklaĢık 100 metre kalınlıkta rezistif bir seviye ve onun altında düĢük rezistiviteli stratigrafik
seviye gelmektedir. AKY-32 ile AKY-33 DES ölçü noktaları arasındaki bir normal fay
düĢünülmüĢtür. AKY-33 nolu DES ölçü noktası altındaki temel birimler derine ötelenmiĢ ve
bu noktadaki örtü kalınlığı yaklaĢık 300 metreye ulaĢmıĢtır.
2. ProfilEĢrezistivite ve Jeoelektrik Yapı Kesiti
AKY-17, AKY-05, AKY-16, AKY-25 ve AKY-23 nolu DES ölçü noktalarından oluĢturulan
2. Akyazı profili, G-K doğrultuludur. Profile ait görünür rezistivitevejeoelktrik yapı kesiti
ġekil-6.2.4.2’de verilmiĢtir. Profilin genelinde düĢük rezistivite hakimdir. Sadece AKY-17,
AKY-05 ve AKY-16 nolu DES ölçü noktasının yüzeyinde yüksek rezistivite görülmektedir.
ġeklin yanında bu profile ait jeoelektrik yapı kesiti verilmiĢtir. Profilin en üst bölümünde
muhtemelen Mudurnu Çayının alüvyonları ile deneĢtirilen ve yaklaĢık 200 metre kalınlık
sunan seviye ve onun altında göreceli olarak daha yüksek rezistiviteli stratigrafik seviye
gelmektedir. Jeoelektrik temel, AKY-05, AKY-25 ve AKY-23 nolu DES ölçü noktalarında,
iki kırık sisteminin etkisi ile bir negatif çiçek yapısı görüntüsü sunmaktadır.
3.Profil EĢrezistivite ve Jeoelektrik Yapı Kesiti
AKY-08, AKY-21, AKY-09 ve AKY-48 nolu DES ölçü noktalarından oluĢturulan profil, D-
B doğrultuludur. Bu profile ait görünür eĢrezistivite ve jeoelektrik yapı kesiti ġekil 6.2.4.3’de
verilmiĢtir. Diğer profillerde görülen yüksek rezistiviteli seviye, bu profilde de görülmektedir.
Onun altında iletken birimlerden oluĢan ve örtü özelliği gösteren jeolojik birimlere karĢılık
geldiği düĢünülen düĢük rezistivite dağılımı gözlenmiĢtir. Özellikle AKY-21 nolu DES ölçü
noktasına karĢılık gelen bölümde 10 Ohm-metrelik düĢük rezistivite kapanımı
görülmektedir.3. Akyazı profiline ait jeoelektrik yapı kesiti Ģeklin yan kısmında
görülmektedir. En üstte 60 metreye kadar çıkan kalınlıktaki rezistif birim alüvyonla
deneĢtirilmiĢtir. Devamında yaklaĢık 300 metre kalınlık sunan düĢük rezistiviteli ve örtü
özelliği taĢıyabilecek iletken bir seviye modellenmiĢtir. En altta göreceli olarak daha düĢük
rezistiviteli bir seviye, AKY-08 ve AKY-21 ile AKY-21 ve AKY-09 nolu DES noktaları
arasında iki kırık sistemi mevcuttur.
4.Profil EĢrezistivite ve Jeoelektrik Yapı Kesiti
B-04, B-07, B-10 ve B-11 nolu DES ölçü noktalarından oluĢturulan profil K-G
doğrultuludur. Bu profile ait görünür özdirenç ve jeoelektrik yapı kesiti ġekil 6.2.4.4’de
verilmiĢtir. Profil boyunca çizdirilen yapı kesitinde B-04 ile B-10 ve B-11 DES ve B-07 DES
noktalarında ise negatif çiçek yapısı düĢünülmüĢtür.
ġekil 5.4.1. 1.Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti
ġekil 5.4.2. 2. Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti
ġekil 5.4.3. 3. Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti
ġekil 5.4.4 4. Profil Boyunca Görünür Özdirenç ve Göreceli Derinliğe KarĢılık OluĢturulan
Jeoelektrik Yapı Kesiti
6.TARTIŞMA VE SONUÇLAR
6.1 Jeofiziksel Sonuçlar
Akyazı Kuzuluk kaplıca mevkiinde çalıĢma sahasında jeotermal enerji aramalarına yönelik
olarak yapılan etütlerde 56 noktada DES ölçümü yapılmıĢtır. Özellikle tektonik hareketler
sonucunda oluĢan fay ve kırıklar belirlenmiĢtir. Bütün ruhsatlardaki sondaj lokasyonları
önerilirken bu bulgular dikkate alınmıĢtır.
ÇalıĢma alanındaki TaĢpınar sahasında havza kenarı olmasından dolayı Alüvyon yoktur. Bu
sahanın kuzeyinde olan sahalar 150-200 metre kalınlığında olan Alüvyon çökellerle
örtülüdürler. Bu kalın Alüvyon örtü nedeniyle faylar gömülüdür. Havzada tespit edilen ve
doğrultu yönleri dikkate alınarak Alüvyonal örtü altına dalan faylar çalıĢma sahalarından
geçen muhtemel devamlılıkları ve jeofizik etüt sonuçlarına göre sondaj lokasyonları
önerilmiĢtir.
TaĢpınar köyünün bulunduğu alandan geçen en az iki adet büyük fay tespit edilmiĢtir.
Jeofizik çalıĢma sonucu AKY-09 nolu ölçü lokasyonunda anomali belirlenmiĢtir. Bu profil
boyunca oluĢturulan yapı kesiti düĢen bloğun AKY-09 nolu nokta altında olduğunu
göstermektedir. Bu yüzden profil boyunca uygun görülen sondaj noktası AKY-09 nolu
noktadır. Yine benzer Ģekilde B-04, B-07, B-10 ve B-11 noktalarının birleĢtirilmesiyle elde
edilen jeoelektrik yapı kesiti sonucu B-07 noktasında gerekli anomali yakalanmıĢ ve sondaj
için uygun nokta olarak düĢünülmüĢtür.
ÇalıĢma sahasında verilen yeni sondaj lokasyonlarının bulunduğu alanlarda kalın alüvyon
örtü olması, buralardan geçen sıcak su taĢıyan fayların yerlerinin belirlenmesini
zorlaĢtırmıĢtır. Fayların muhtemel gidiĢleri ve jeofizik ölçümlerinden alınan olumlu sonuçları
da göz önüne alarak yeni sondaj lokasyonları önerilmiĢtir.
Bölgedeki volkanik ve derinlik kayaçları oluĢum yaĢları itibarı ile ısıtıcı değildir.Suların
ısınması, çeĢitli Ģekillerde yerin derinliklerine süzülen meteorik sular magmatik sokulumların
etkisiyle ısınarak kırık hatları boyunca tekrar yüzeye çıkmaları Ģeklinde olmaktadır. Bölgede
sıcak sularını yüzeye çıkıĢını sağlayan kırıklar Kuzey Anadolu Fayına verev açılı açılma
çatlakları ana sistemi oluĢtur.Sultaniye metamorfikleri içerisindeki kalkĢist ve mermer
düzeyleri ile Abant formasyonu içerisindeki kireçtaĢı ve mermer blokları sıcak suların
rezervuarını, Çaycuma, Yığılca ve Örencik formasyonları jeotermal sistem için örtü kayayı
oluĢturur.BölgedePaleosen ve Eosen yaĢlı kireçtaĢları bol kırıklı, çatlaklı ve erime boĢluklu
olduklarından su tutma özelliğine sahiptirler. Kalınlılarının yeterli olması durumunda akifer
özelliği gösterirler.
Kaplıca bölgesinde yer alan sıcak su kaynaklarının sıcaklıklarının, daha önceki yıllarda
yapılan ölçümlere göre, kuzeyden güneye doğru arttıkları görülmüĢtür. Buradan geçen
fayların eğimleri de güneye doğrudur. Eosen yaĢlı volkanik bileĢenli yağlıca formasyonu ve
sedimanter kökenli Örencik formasyonuna ait çökel birimlerin kalınlıkları çok kısa aralıklarla
değiĢmektedir. Bu verilerden hareketle, güney ve güneybatıdaki alanların sıcak su
potansiyelinin(ruhsat sahalarının bulunduğu alanların) Kuzuluk kaplıca sahasından daha fazla
olacağı düĢünülmektedir.
Rezistivite seviye haritalarının değerlendirilmesi sonucu AKY-06-2, AKY-07 ve AKY-21
noktalarından geçen bir açılma çatlağının varlığı tespit edilmiĢtir.AKY-09 nolu DES ölçü
noktası yakınında açılma çatlağı hedeflenecek Ģekilde bir adet mekanik sondaj önerilmiĢtir.B-
04, B-07, B-10 ve B-11 noktalarında geçen jeoelektrik yapı kesiti değerlendirildiğinde negatif
çiçek yapısı tespit edilmiĢ ve buraya mekanik sondaj önerilmiĢtir.Etüt sahasında daha önce
yapılan çalıĢmalar ve bizim yaptığımız çalıĢmalar birleĢtirilerek veri bütünlüğü sağlanmıĢtır.
Sahada yapılan Jeolojik ve Jeofizik çalıĢmalarla alanda belirlenen lokasyonda500 m ile 1200
m arasında derinliklerde jeotermal akıĢkan elde edilebileceği düĢünülmektedir.AKY-09
noktasında yaklaĢık 1000 metrede jeotermal akıĢkan elde edinileceği düĢünülmüĢ ve yapılan
sondaj sonucu 982 metreden itibaren jeotermal akıĢkan elde edinmiĢtir.B-07 noktasında
yaklaĢık 700 metrede jeotermal akıĢkan elde edinileceği düĢünülmüĢ ve yapılan sondaj
sonucunda 651 metreden itibaren jeotermal akıĢkan elde edinmiĢtir.Önerilen sondaj
noktalarında olumlu sonuçlar alınması çalıĢmanın baĢarılı olduğunu göstermektedir.
6.2 Jeotermal Değerlendirme
Bir jeotermal sistemin tanımlanmasında ısıtıcı kaya, rezervuar kaya, örtü kaya ve jeotermal
sistemin oluĢumunu sağlayan yapının ortaya konması gerekmektedir. Yapılan jeolojik ve
jeofizik çalıĢmalar sonucu jeotermal sistemi oluĢturan bileĢenler tanımlanmıĢtır.
Ġnceleme alanında volkanik kayaçları oluĢturan Eosen yaĢlı Yığılca Formasyonu yaĢı itibarı
ile ısıtıcı olamaz. Bölgede yer alan granitler de Abant Formasyonu içerisinde blok
konumundan olduğundan ısıtıcı olması beklenemez. Burada tek faktör Kuzey Anadolu Fayına
(KAF) bağlı olarak kabuk içine kadar etkin olası magmatik sokulumlardır. Bu sokulumlar
ısıtıcı olarak düĢünülebilir.Rezervuar kaya ise gerek Sultaniye Metamorfikleri içerisindeki
kalkĢist ve mermer düzeyleri, gerekse Abant Formasyonu içerisindeki kireçtaĢı ve mermer
bloklarıdır. Kırılgan olan litolojik birimlerin örtülü olanlarının hepsi KAF tan etkilenmiĢ ve
rezervuar olma özelliği kazanmıĢlardır.
Metamorfik kayaçların killi Ģist düzeyleri kendi içerisinde örtü kayayı oluĢtururlar. Abant
Formasyonu’nunfliĢkarekteri gösteren seviyeleri ile Ģeyl ve çamurtaĢı düzeyleri örtü kayayı
oluĢturur. Çaycuma, Yığılca ve Örencik formasyonları genel olarak geçirimsiz olup
geçirimsiz düzeyler örtü kayayı, taneli kısımlar ise tali rezervuarı oluĢturur. Burada Jeotermal
sistem; Faylara bağlı olarak yerin derinliklerine süzülen meteorik suların derinlerdeki olası
magmatik sokulumların etkisi ile ısınmaları sonucu oluĢmuĢlardır. Derinlerdeki rezervuar
nitelikli kayaçlar içerisinde depolanan ve ısınan sular tekrar sıcaklık ve basınç yardımı ile
yüzeye çıkmaktadırlar.
Kuzey Anadolu Fayı doğrultu atımlı fay olduğundan burada jeotermal akıĢkanı genel olarak
yüzeye taĢıyan sistem sıkıĢma rejimine bağlı geliĢmiĢ açılma çatlaklarıdır. Jeofizik
yöntemlerle aranan rezervuar kaya ya da ana faya bağlı geliĢmiĢ açılma yapılarıdır. Fayla
rezervuar kayacın buluĢtuğu yerler mekanik sondajla hedeflenen en önemli noktalardır.
Sahada yapılan Jeolojik ve Jeofizik çalıĢmalarla çalıĢma alanında belirlenen lokasyonlarda700
m ile 1200 m arasında derinliklerde jeotermal akıĢkan elde edilebileceği düĢünülmektedir.
7.KAYNAKLAR
Aksay, A., AkbaĢ, B., Altun, Ġl, Bilginer, E., Duru, M., Gedik, Ġ., ve Pehlivan, ġ.,
(hazırlanmakta), 1:500000 ölçekli Türkiye Jeoloji Haritaları, Zonguldak Paftası. MTA,
Ankara.
Akyol, Z., Arpat, E., Erdoğan, B., Göğer, E., Güner, Y., ġaroğlu, F., ġentürk, Ġ., Tütüncü,
K., Uysal, ġ., 1974, 1:50000 ölçekli Türkiye Jeoloji Haritası Serisi. MTA yayınları.
Aydın, M., Serdar, H. S., ġahintürk, Ö., Yazman, M., ÇokuğraĢ, R., Demir, O. ve Özçelik,
Y., 1987, Çamdağ (Sakarya)-Sünnicedağ (Bolu) yöresinin jeolojisi. Türkiye Jeoloji Kurumu
Bülteni, 30(1), s. 1-14.
Bingöl, E., Akyürek B. ve Korkmazer B., 1973, Biga yarımadasının jeolojisi ve Karakaya
Formasyonunun bazı özellikleri. Cumhuriyetin 50. Yılı Yerbilimleri Kongresi, Tebliğler, s.
70-77, Ankara.
Emre, ö., Erkal, T., Tchepalyga, A., Kazancı, N., Keçer, M. ve Ünay, E., 1998, Doğu
Marmara Bölgesinin Neojen-Kuvaterner’deki Evrimi. MTA Derg., s. 120, s. 233-258.
Erendil, M., Göncüoğlu, M. C., Tekeli, O., Aksay, A., KuĢcu, Ġ., Ürgün, B. M., Tunay, G. ve
Temren, A., 1991a, Armutlu Yarımadası’nın jeolojisi. MTA Rap. No. 9165 (yayımlanmamıĢ).
Erendil, M., Aksay, A., Oral, A., Tunay, G., Temren, A., ve Kuçu, Ġ., 1991b, Bolu masifi ve
çevresinin jeolojisi. MTA Rap. No:9425, 55 s. (yayımlanmamıĢ).
Gedik, A. ve Korkmaz, S., 1984, Sinop havzasının jeolojisi ve petrol olanakları. Jeoloji
Mühendisliği Dergisi, s. 19, Ankara, 53-79.
Göncüoğlu, M. C., Erendil, M., Tekeli, O., Ürgün, B. M., Aksay, A. ve KuĢçu Ġ., 1986,
Armutlu Yarımadasının doğu kesiminin jeolojisi. MTA Rap. No: 7786 (yayımlanmamıĢ).
Kaya, O., Wiedmanm, J. ve Kozur, H., 1986, Premiminaryreport on thestratigraphy,
ageandstructure o theso-calledLate-Paleozoicand/orTriassicMelangeorSutureZoneComplex of
Northwestern and western Turkey, Hacettepe UniversitesiYerbilemleri, 13, 1-16.
Ketin, Ġ. Ve GümüĢ, A., 1962, Sinop-Ayancık arasında 3. Bölgeye dahil sahaların jeolojisi
hakında rapor. TPAO Rap. No. 213 (yayımlanmamıĢ), Ankara.
Kipman, E., 1974, Sakarya Çamdağ (Kestanepınar-Yassıgeçit köyleri arası) Deniz Çökeltisi
Demir Cevherinin Jeolojisi. Ġ. Ü. Fen. Fak. Monografileri, s. 25, 1-72.
Okay, A. Ġ., Siyako, M. ve Bürkan, K. A., 1990, Biga Yarımadasının Jeolojisi ve tektonik
evrimi. TPJD Bült., c. 2, s. 1, 83-121.
Önder, F. Ve M. C. Göncüoğlu, 1989, Armutlu Yarımadası’nda (Batı Pontidler) Üst
Triyaskonodontları. MTA Derg., sayı 109, s. 147-152.
Paeckelmann, W., 1938, NeveBeitragezurKenntnis er Geologie,
PalaontologieundPetrographie der UmgegendvonKonstantinopel. Abh. Preuss. Geol. L. Anst.,
N. F., 186:1-202.
Tokay, M., 1954-1955, Filyos Çayı Ağzı-Amasra-Bartın-Kozcağız-Çaycuma Bölgesinin
Jeolojisi MTA Derg., s. 45/47.
Yazman, M. Ve ÇokuğraĢ, R., 1983, Adapazarı-Kandıra-Düzce-Akçakoca yerleĢim
merkezleriyle sınırlı alanın jeolojisi ve hidrokarbon olanakları. TPAO Rap. No: 1747
(yayımlanmamıĢ).
Yergök, A. F., Akman, Ü., Tekin, F., Karabalık,, N. N., Arbas, A., Akat, U., Armağan, F.,
Karakullukçu, H., 1987, Batı Karadeniz Bölgesinin Jeolojisi 1. MTA Rap. No:8273.
(yayımlanmamıĢ).
Yılmaz, Y., Tüysüz, O., Gözübol, A. M. Ve YiğitbaĢ, E., 1981, Abant (Bolu)-Dokurcun
(Sakarya) arasındaki Kuzey Anadolu Fay Zonunun kuzey ve güneyinde kalan tektonik
birliklerin jeolojik evrimi. Ġstanbul Yerbilimleri, 2/3-4, 239-261.
Yılmaz, Y., Gürpınar, O., Genç, ġ. C., Bozcu, M., Yılmaz, K., ġeker, H., YiğitbaĢ, E. Ve
Keskin, M., 1990, Armutlu Yarımadası ve dolayının jeolojisi. ĠTÜ YBYK UYG-AR Merkezi-
TPAO Rap. 210 s. (yayımlanmamıĢ).
Yurtsever, A., 1982, Gebze-Hereke-Tepecik alanında Mesozoyik-Senozoyik kayalarının
jeolojisi. MTA Rap. No. 7195 (yayımlanmamıĢ).
8.ÖZGEÇMİŞ
1989 yılında Sorgun’da doğdum. Ġlk ve ortaöğretimimi Ankara’da tamamladım. 2007
yılında kazanmıĢ olduğum Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümünden 2011
yılında mezun oldum. Aynı yıl Cumhuriyet Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeofizik
Mühendisliği Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans eğitimime baĢladım. Öğrencilik yıllarımdan
bu yana özel sektörde maden, su ve zemin araĢtırmalarıyla ilgili birçok çalıĢmada bulundum.
Halen özel sektörde yurtiçi ve yurtdıĢı projelerde çalıĢmaktayım.
Recommended