30
.. . TURKIYE'DE DUSUNCESi VE HAREKETi SE P 0Z Y U T E B l i G l E R i Ed ito rl er · ismail Kara As1m Oz

TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

.. . TURKIYE'DE

iSlAt~Ciln<- DUSUNCESi VE HAREKETi S E ~1 P 0 Z Y U t~ T E B l i G l E R i

Editorler ·

ismail Kara As1m Oz

Page 2: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Zeytinburnu Belediyesi Kultur Yayrnlan Kitap No: 31

Yaym Koordinatorii .Orner Ansoy

Tilrkiy~'de islamc1hk Dil~ilncesi ve Hareketi Sempozyum Tebligleri

Editor ismail Kara -As1mOz

KoordinatBr Ali Dzturk

Tashih

·~ Aykut Ertugrul·

ISBN 978-605-85988-3-6

TC Kiiltur Bakanllg1 Sertifika No: Z0640

1. Bask1 istanbul. Arallk 2013

Kitap Tasanm Salih Pulcu/HAYAT

Tasanm Uygulama Ay~enur Gonen

Bask1-Cilt Denizah Ofset Ad res 100. Y1l Mahallesi, Matbaac1lar Sitesi, 2. Cad de No: 202/ A Bagc1lar-istanbul Sertifika No: 15351 Tel: 0212 325 71 25

WIZEYTiNBURNU ~BELEDIYESI

4441984 www.zeytinburnu.bel.tr

Page 3: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

OMiT AKTAS

"GOLLER BOLGESiNDE BiR AD/\': Ali SERiATi (1933-1977)

iRAN iSLAM Devriminin iizerinden yt.l-

lar ge<;ti; bir devrimin devrim olmaktan

<;Ikaca~ kadar uzun yt.llar. Nitekim iran'da yiiriirliikte olan sistemin artik bir

devrim oldugunu soylemek pek miimkiin degtl. Bu imkans1zhk, sadece aradan

ge<;en yt.llarla ve olaylarla da ilgili degil. Bir devrim, daha ger<;ekle§irken, Alain

Badiou'nun Jacques Lacan'dan alarak felsefesine yerle§tirdigi bir terimle "hep­

si-degil"dir. Yani daha ger<;ekle§irken, fikriyattan fiiliyata ge<;erken, Badiou'nun

deyimiyle bir "olay'' haline gelirken, eklentilerinden, jeneriginden, ideallerinden

pek c;ogunu bu fiilile§meye, goriiniirle§meye, tecessiime kurban eder. Hakikatin

zuhurujtecessiimii, npkl Platon'un idealanmn eksik temsilleri gibi, hic;bir za­

man tam olarak gerc;ekle§emez. Bu, hakikat halindeyken evrensel olan gerc;eklik,

ister istemez somut bir tekill.ik olarak veya somut bir tekillikte viicuda gelir; hem

de kendi zuh~daki c;a~ dill, imkaruan, mecburiyetleri ve ko§ullan i<;erisin­

de. Beri yandan, kendi c;a~ c;ok iistiinde olan bu altiistolu§/zuhur, "cari/reel"

diinya ile, bu diinyanm gerc;ekleriyle uyu§~azll~ nedeniyle, bir siire sonra bu

gerc;eklik tarafmdan basnnlarak ortadan kaldmhr ya da eksiltilir. Muhammedl

Devrim kadar, Franstz burjuva, Rus Marksist ve iran islam devrimleri de, hep

o tezahiir ettikleri <;aglannm ger~eklikleri tarafindan bir siire sonra (10-20 yt.l)

bastmlarak, devrimci siirecin yerel ger<;eklige benze§tirilmesi ve "reel-politige"

eklemlenmesi ile sonuc;lanmi§hr.

Ali ~eriati, daha dogrusu ~eriati'nin fikirleri de, devrimin gerc;ekle§tirilmesinde

<;ok onemli etkileri olsa ve tiim kar§ttlfl!llla ragmen Ayetullah Humeyni tarafm­

dan sonuna degin arkasmda durulsa da, gerek devrimin biisbiitiin ger<;ekle§tiri­

lemezligi ve gerekse devrim sonrasmdaki bir srradanla§ma ve gelenege avdetin

etkisiyle, onemli olc;iide bu "devrim olayt"mn dt§mda kalmt§trr. Tlpkl ~eriati'nin

daha solunda kalan aydmlar ve orgiitlerin, ve Humeyni'nin devrimci c;izgisinin

daha sagmda kalan mollalarm, yani klasik ~ii ogretisinin de bu olaym ~mda

kalmas1 gibi.

II Tiirkiye·de islamc1hk Oii~iincesi ve Hareketi

Page 4: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

·II Tiirkiye"de islamcthk

Oii~ilncesi ve Hareketi

Ali ~eriati'ye Kadar Tiirkiye islamc:ah~

~eria~'nin kitaplan, 1980'lerden itibaren, Tii.rkiyeli Miisliiman okura, ihtiyac;

duydugu devrimci ruh ve co§kuyu kazandrrmamn yam s{ra, devrimci bir islam

tarihi okumasmm ya da islam'm devrimci bir okumasmm iinkfuum. ve yoluil.u

da ogretecektir. Beri yandan o, aydmlatmaya c;ah§h~ kalabahklann asla gidere­

me<ligi o kokensel ve ~lanca yalmzlt~a ragmen, bu yalruzh~ :fildi§i kulesinde sonu gelmez ve bencil bir uzlete c;ekilmeyi yeglemedi ve c;agda§ bir miinzev1 ola­

rak, a.§kl ve §iiri, felsefeyi ve sanab ve bir d.izi batJ.h d~iiniirii de tarutarak sev­

dirdi .okurlarma. "Devrim" ve "aydm" terimlerinin olumlu anlanu kadar, iman

etmenin olumlulugunu da biiyiik olc;iide ondan ogrenmi§tik. Malfun, "dindar"

. olmak c;oguruukla ne§esiz, ciddi, tutucu, gelenekc;i, mesafeli, soguk, felsefe ve

§iire uzak, a.§ka ve tutkulara kar§t ku§kulu bir yakla.§Im anlamma gelmektedir. · Ozellikle 'So' oncesi yillarda, bir yandan muhafazakarh~ ve gelenekc;iligin et­

kileriyle, ate yandan ise sozgeli.mi Gazzali okumalanyla "ya§lanan", tiim olumlu

katlolarm.a ragmen Seyyid Kutup ve Mevdudi'nin batJ.h literatiir ve dii§iincelere

J<ar§I yarattl~ olumsuz havayla batJ.h d~iiniirlerden uzak duran gene; ku§ak, bir

olc;iide Sezai Kara.Uoc; ve Cemil Merle;, ama biiyiik olc;iide de Ali ~eriati'nin etkile­

riyle bu taassubunu yenebilecektir.

Sezai Karakoc; da kendi dii§iinsel diinyas1m islam'm yeni bir okumas1 yamnda,

batJ.h dii~iinsel aknnlara kar§l yaph~ ~le§tirel bir okuma ve hesapla§ma yoluyla

olu§turmU§; ancak, §iirlerinde belki karamsar ama lirik bir dile ve soyleme bic;i­

.mine sahip o}sa da, bu CO§ku dolu §iirsellik, dii§iinse} soylemine devrim.ci bir ruh

olarak yanslffiamt§tlr. Dolayts1yla Sezai Karakoc; gelenege kat:§l koktenci bir ele§­

tiriye giri§medigi gibi; dii§iincesini, ufkuna devri.nici bir "iitopya"yt yerle§tiren

tahayyiiller iizerinde de in§ a etme.mi§tir. Soyleyi§indeki romantiz.me siZan ki.mi devririlci dokunu§lar olsa da, sozgeli.mi Nurettin Topc;u ve Meh.met Akifin gorece

olarak daha devrimci d~iincelerinin oldukc;a nahif etkisine kar§l, o, son tahlilde

muhafazakar bir dii§iiniirdiir ve Necip Fazll'la birlikte, Tiirkiye islamcth~ bu

yonde etkilemi§lerdir. ~air kimliginin o kendi ic;ine kapall karamsarll~, onu dev­ri.mci bir soylem yerine bir dirili§ soyleminin, Oliimden sonra dirili§e atlfta bu­

lunan bir tiir beklenti ve umutlan.ma mesabesinde ~uraksatml§tlr. Soyle.mindeki §iirsel bir romantizm ve CO§kuya kar§t, hic;bir zaman devrimci bir perspektife sa­

hip olmaru~ gibi, tepkisini bir olumsuzlama stratejisinin otesine, olumlaytCl bir

te§ebbiise de ta§lmaml§hr. Nitekim onun "Masal" adll §iiri, bu olu.msuz, kotiim­

ser ve karamsat halo§ ac;ts~ ortaya koyan, oldukc;a tipik bir §iirdir.

" ... Yedinci ogul biiyiimii§tii baka baka agac;lara

Baharm yazm giiziin kl§m srrrma er.mi§ti agac;larda

Bir almyaz~s1 gibiydi kuruyan yapraklar onda

Bir de o talihini denemek istedi

Bir §afak vakti Bahya erdi

En biiyiik Bah kentinin en biiyiik meydamnda Durdu ve tannya yakardl once

Page 5: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Kendisini degi§tiremesinler ·diye Sonra ansiZm ona bir ilham geldi Ve ba§laru oymaya oldugu yeri Ba§ma toplanru ve bakblar Babhlar 0 ald.Irmaru balo§lara Kazru durmadan kazru Sonra yan beline kadar girdi <;ukura

Kalaballk biiyiimii§ <;ok biiyiimli§tii 0 zaman doniip konu§tu : Batlhlar! Bilmeden Alh oglunu yuttugunuz Bir babanm yedinci ogluyum ben Gomillmek istiyorum buraya hi<; degi§meden Baham oldii acilarmdan karde§lerimin Ruhunu iizmek istemem babamm Gomiin beni degi§tirmeden Dogulu olarak olmek istiyorum ben Sizin bir tek ama biiyiik bir giiciiniiz var: Kar§IDIZdakini degi§tirmek Beni oldiirseniz de <;ilanam buradan Kemiklerim degi§ecek toz ve toprak olacak belki Fakat degi§meyecek rubum Onu kanrurmak i<;in bo§una dil doktiiler A<;hlct:an do~aYJ. <;Ikar diye giinlerce beklediler .o. iu.n ~- eridf'~a· <;tkma,ru dayanru Bu ac1dan yer yarilru gok yarilru 0 nurdan bir siituna dondii goge uzanru Ban bu siitunu ortadan kalrurmaktan aciz kalru Ha.Ia onu ziyaret ederler §ifa bulurlar En onulmaz yaras1 olanlar Ta kalplerinden vurulmu§ olanlar Yiireginde insanliktan bir iz ta§Iyanlar."

GOrillecegi iizere §iirde bahya kar§l dogu ve beden'e kar§I rub kar§rthldan ku­rulurken, kurtulu§ ise, adeta metafizik bir "rub" haline geli§te bulunur. Kuyu metaforu, Yusufu hahrlatsa da, tfun Kuran lassalan gibi, Yusufun lassas1 da olumlu bir bi<;imde sona erer ve bep .umut doludur. Oysa "Masal" §iiri olum­suzlamalar iizerinde yiiriir ve kotiimser bir bi<;imde biter. Yok edilen alh oglun tecriibesinden bu karamsar <;lkan.m, ban'ya kar§1 cevabm1, sava§rm yerine adeta intiharda bulur. Bu son, bir balama ylkmtllan altmda kalman Osmanh'nm o in­tiharvari sonu gibidir. DolaYJ.Siyla bir "mektep" haline getirilen "dirili§", adeta uhrevi bir dirili§tir. Yoksa bir medeniyetin kendi killlerinden yeniden dirili§i,

devrimci bir ayaga kalla§ degil. Zaten medeniyet<;i bir bala§ a<;tsmdan, sahici bir

TUrkiye'de isliimc1hk Oiisiincesi v Hareketi

Page 6: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

·II Tiirkiye'de islamCibk

Dii$Uncesi ve Hareketi

dirili§ de miimki.in degildir. Medeniyet, bir oliimiin ardmdan geriye bmiktlanlar­drr t;.iinkii. Medeniyet~i bala§, Jean Baudrillard'm deyimiyle, bir medeniyet ger­c;ekliginin ardmdan dokillen gozya§lan ve iiretilmeye ~§Ilan simillasyonlarm, bir tiirlii asia varamayan, hep bir taklit ve bir sahicisizlik olarak kalan sonsuzca tekrarlann.dan ibarettir. Dola)'lsiyla, bir medeniyeti.n ardmdan sadece gozya§lan dokep~rsiniz ve Sezai Karakoc;'un §iiri de, i§te bu gozya§landrr ve buradan sahi­ci bii dirili§ de iiretilemeyecektir. Sahici bir dirili§, kendi c;aguun zorbabklan ve baslalan kadar, gec;mi§in kalmtllanyla da bir miicadeleyi goze alma)'l gerektirdi­gi gibi, ufkuna da devrimci tahayyiilleri koyabilen bir c;abaya dayamr. Ozele§tiri ve sava§liDln bu birlikte siirdiirillii§ii ise, dirili§c;i bir ozlem kadar devrimci bir umuda: kararliliga ve koktencilige de sahip olmahdrr.

Gerc;i Necip Fa.zli, §iirlerinde sava§<;l ve umut dolu yakan§lar koyar ortaya. Ama onun da dii§iinceleri ve gelecege ili§kin ongorii, tahayyill ve tasanmlan nahif, somut pe'rspekti.flerden uzak ve stratejik bir derinlikten yoksundur. Elbet bu sa­dece ona .ozgii bir sorun degildir. Mehmet Akif ve Nurettin Topc;u gibi Tiirkiye islamclhgmm oteki onemli isimleri de, hep arkalarmda brrakbklan 0 biiyiik gec;­mi§in izleginde ve bu gec;mi§ten miras alml§ olduklan yurt ve millet'in golgesi albnda kalarak, gelecege doniik bir iitopya yerine gec;mi§e doniik bir nostaljik tutum (negatif iitopik tutum) izlediler ve muhayyel bir donii§iimiin umudunu ortaya koydular; bunun ic;in devrimci bir giri§im kadar, ucu toplumsal, siyasal ve medeniyetsel bir kopmaya varacak koktenci bir devrimci tahayyillden de uzak durdular. Mevcut sisteme kar§I tepkili, ama onceki sistemin ve gelenegin mu­hayyel mevcudiyetinden de kopamayan; bir baklma mevhum ve miicerret bir "dirili§" ic;in aya~ru mevcut ve mii§ahhas yerden kesemeyen bu miitereddit ta-· Vll', Tiirkiye islamclhguu Seyyid Kutup'un "kopma" ve Ali ~eriati'nin·"devrim". ·: dii§iincelerine kar§l mesafeli ve hatta anla)'l§S1Z lola~. . . · ·-

Elbet bu dii§iiniirleri kendi toplumsal tarihlerine kar§I rahatlatan, bir olc;iide de bu toplumsal tarihlerin, en azmdan bir Osmanh agrrllgma sahip olmamalany­dl. Ote yandan Tiirkiye'deki sistemin kendisini Osmanh sistemine kar§It bir po­zisyonda konumlandrrmas1, kendi varllguu Osmanh varllgmm y:llann iizerinde kurgulamas1 ve bu nedenle de Osmanh sistemine kar§l giri§tigi suc;la)'lCl hesap­la§ma, Tiirkiye islamciliguu, bir olc;iide (bu zorunlu) sosyopolitik konumlaru§m icban ve siyasal bir kar§Itllgm mevzilenecegi kullaru§ll tec;hizatlann ve ideoloji­nin tedarikiyle,_bir olc;iide de geleneksel bir siirekliligin hissiyab ya da vicdani bir sorumlulugun dayandl~ vefa duygulanyla, Osmanhc1 bir perspektifi savunmaya gorevlendirdi. Tiirkiye islamcili~ Osmanh ile arasma giren Cumhuriyet'e kar§It bir perspektif iizerinde konumlarurken, bu konumlaru§ onu, aslmda kendisine kar§I derin bir hesapla§maya giri§mesi gereken Osmanhc1 bir perspektifte du­raksatb. Ote yandan islam diinyasmm hic;bir yerinde, benzer bir bi<;imde tevariis edilmi§ boylesi bir sosyopolitik/ideolojik agrrll~ olmayan bu Osmanhc1 pers­pektif, islam diinyasmm diger iilkelerindeki somiirgecilik sonras1 dii§iiniirleri tarihleriyle hesapla§ma babmda oldukc;a ba~slZla§bnrken ve rahatlatrrken,

Page 7: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Tiirkiye islamciligun Osmanh iizerinden ge<;~i ve gelenegiyle vermesi gere­ken kurucu hesapla.§madan uzakla.§br<h veya en azmdan bu hususta ikircimli bir

pozisyonda duraksattJ. DolaylSlyla islamcilann dii¢nceleri iizerinde bir gorev

olarak asili kalan Osmanh savunusunun ashnda bir vefaya dayanan borc;lulugu, ister istemez bu d~iiniirleri bu tarihe bagunh hale getirdi ve onlan, diger islam

diinyasi dii§iiniirleri kadar ozgiin ve ozgiir dii§iinsel perspektifler iiretmekten

uzak tuttu. Ama beri yandan da bu, onlarm daha somut bir toplumsalhk ve daha siirekli bir tarih iizerinde hareket etmek gibi bir avantaja, diinyaya ba.lo.§lanm

sabitleyecekleri bir sosyopolitik temele sahip lol<h. Tiirkiye islamcilannm is­

lamciliklan biiyiik olc;iide bir nostalji etrafmda olu§turulan yas ve hmc; etrafinda

kurgulanrrken, kendilerini bu yak:m gec;mi§in ytkmnnm matemine baglayan nos­taljik tutum, onlan kurucu bir iitopya iiretmelerini miimkiin lolacak kokensellik

(~saadet) iizerindeki bir dikkat yogunla.§masmdan da uzakla.§trrarak, "Asr-1

Saadet" ile Osmanll ("Altmc;ag") arasmda bir kokensellik kaymasma da yol ac;tl.

6smanh bab-h-la.§masmmjmodernle§mesinin yol a<;tl~ bu kokensel kayma ve dikkat dagilmas1, Tiirkiye islamcllanmn dii§iinsel perspektiflerini bir Osmanll

dolayrmiyla tarihselle§tirirken, koktenciligini ise sorunsalla.§tlrd.I. Bu ise Tiir~ye

islamciligmm soylemini bir anlamda zenginle§tirirken ve gelenekselle§tirirkE:m, bii anlamda ise soylemini devrimcile§tirebilecegi bir yogunla.§ma ve odaklanma­

dan yoksunla.§brd.I.

Devrimci Don~iimiin Ozgiilliigu

Tiirkiye/Osmanll d.I§mda diger islam iilkelerinin dogrudan somiirgele§tirilme­

lerine kar§l iran da, dogrudan somiirgele§tirilmedigi gibi, Tiirkiye ornekliginde­

ki gibi sert bir k9pU§u ve koktenci batllila.§maci bir donii§iimii de ya§amann§br. Buna ragmen iran'da, ~eriati;nin de dabil oldugu devrimci donii§iimiin ozgiil­

liigiine ili§kin ~ii tarihinil;l kendi dinamizmi kadar, islam diinyas1 ic;erisindeki

onciijmodern ve ken dine 6zgii bir farkhla.§ma arzusunuri yarattl~ devrimci ivme de, iran'daki devrimci aktorleri prototiple§tirecektir. Bu anlamda ~eriati'nin et­

rafmda devrimin yaratbSJ. o karizmatik aura, belki bir siire onun gerc;ek d~iinsel

kimligini gormeyi engelleyecektir. Pozitif anlamda o bir devrimci §ehittir, nega­

tif anlamda ise bir ~ii propagandist ve hatta Marksist bir kozmopolit. Gerc;ekte ise iilkesinde dini ve edeb! bir tahsil gormii!l, Fransa'da ise sosyoloji dolaynniyla

ban dii§iincesini hem taniml§, hem de bu dii§iinceyle hesapla.§IDI§ bir aydm<hr.

iklimi. ic;erisinde yeti§tigi kiiltiirden ve inanc;tan al<h~ feyzini, geni§ tuttugu bir

ufukla ve batlh d~iiniirlerin de katlolanyla zenginle§tirerek, islam diinyasma yepyeni bir perspektif sunabilmi§tir: Devrimci, mistik, ozgiirliikc;ii, ~ii (Muham­

med ve Ali sevdalls1 anlammda) bir entelektiiel; sorumlu ve miicahit bir aydm.

Ama o aym zamanda benzeri birc;ok ornek gibi ashnda bamba.§ka amac;larla ba­tl'ya giden, ama orada gordiikleri kar§ISmda §Cl.§rrarak iirperen ve yurduna, bu

yurdun makUs talihini degi§tirmek iizere kafasmda bir }'lgm dii§iinceyle geriye

donen o azm azt sorumlu aydmlardan biridir.

II ltirkiye"de islamc1hk Diisuncesi' Hareketi

Page 8: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Turkiye'de islamc1l1k

DUstincesi ve Hareketi

Ashnda pozitivizmin ve teknolojizmin §~aah gosterileri tara:findan etkilenmi§ ve zehirlenmi§ olan bu donem aydmlannm c;oguruuguna gore, islam diinyasmm asil ihtiyac1 miihendisler, doktorlar ve iktisatc;Ilarchr. Yani·sorun bir kalkrnma ve maddi gostergeleri diizeltme sorunudur. Oysa goriintiilere aldanmayan o so­rumluluk sabibi ve kendisini hakikatin o yalac1 if§asma adaim§ birkac; muzdarip aydini ise, bu yoksul toplumun asil yoksunlugunun ruhsal bir sefalete dayandi­gmi, dolaYJSiyla asil ne§ter vurulmas1 ya da imar edilmesi gereken yerin buras1 oldugunu, aksi halde ruhsal dirimini yitirmi§ bu toplum ic;in yapilacak maddi yatmmlarm ithal ikameci bir kalkmma stratejisinin sonuc;suzluguna mahkUm oldugunu te§his edecektir. 0 zaman ise o yalac1 "Ne Yapmah?" sorusunun kar­§W~, $~riati'nin paradoksal "daba yeterince konu§madik, dii§iinmedik, aula­maya ve anlatmaya c;ah§madik ki"sinde kar§ili~ bulur. Bu bir cevap degildir ku§kusuz; $eriati bu kar§ilikla sadece bu sorularm aslmda cevapsiZ olduguna ve hatta gerc;ek cevaplan atlatmak, ortbas etmek ic;in ba§VU!ulan lafazanhklarm ve c;oziimsel gosterilerin sabte endi§esinin izlenimini ta§Idiklarma dikkat c;ekmek istemi§tir.olsa, olsa. Yeterince iizerinde dii§iiniilmemi§ eylemciligi:n, devinimin, bir §eyler yap1yor gl()riinmenin nasil da aldabci oldugunu, enerji isra:findan ve dikkat da~mkh~ndan b~ka bir i§e yaramayacagm1, onun kadar derinden kim bilebilirdi ki? Ustelik bOylesi bir soruya, yani ''bu kadar konu§mak yeter, artik biraz da ~ir §eyl_er y~~~n~(m ak.abinde gelen bu acilci soru.y31-l<a~§I bOyl~si bir cevap vermek, hayti cesaret istemektedir. <;iinkii kar§Irmzdaki ki§i/toplum, ken­di aklmca, konu§ulabilecek tiim §eyleri konu§mU§, dii§iincenin her ~amasnn ta­mamlanu§hr ve artik konu§mak, ''bo§una" vakit gec;irmek istememektedir. Oysa oniinde durmakta oldugu bilgeligin bala§ ac;Isl hie; de bOyle degildir. Bir klyamet sabnesinin ortasmdaki bu siikftnetin fiitursuzlugu kadar bilgeligi; ve yazgtsma · kar§I derin bir.tevekkiil ic;.erisinqe bulunan bu b~kalchrrm§ll~, nasil da gorkem­li bir eylem c;agns1chr aslmda. Evet, daba hie; bir §ey yapmadik, ama durun hele, sakin olun, oturup konu§alrm, birbirimizi tamyahm, ne yapaca~miZl anlayahm; kirk dii§iiniip bir yapahm; yalanc1 ve sadece kendisini tatmine c;ah§an bir ey­lemcilik goriintiisiiyle (simiilasyonlarla) kendimizi aldatmayahm; yoksa o yanli§ edimlerin izlerini ve etkilerini silmek, birer deneme tabtasma c;evrilmi§ iilkelerin tanmmazl~an yozl~rm§hklarllll diizeltmeye c;ah§mak, gostergeler zinciri ic;e:.. risinde biiyiilenmekten b~lan donmii§ aydmlan ayiltmaya c;all§mak, daba bir ic;inden c;Ikllmazla§trracaktir gorevimizi.

Sorumlu ve kendisini c;agmm vicdam olarak duYlliDsayan her aydm gibi, $eriati de ruhunda bu a~ sorumlulugu duYlliDsar ve "i§te, ben, sorumlulugunu iist­lenmeye hazrr ozgiir bir miimin, tek b~ma bir iimmet olmaya' cehd etmi§ in­san, Allab'm dostu ve miiminlerin yold~I olarak; buradaYiffi!" der; npkl Allab'm c;agnsm1 duyarak Hira'ya ko§an Hz. Muhrunmed ya da Moria Dagma giden Hz. ibrahim g!bi. Peki, bu nasil bir gorevdir; hem gorevlendiren kimdir? Belli ki bu aslmda kendisini bir tiir adaYI§ ve ~kla baglam§ olan; ve "i§te, ben buradaYiffi, varim, tiim sorumluluklanrm iistlenmeye hazrrrm" diyen o cesaret, Kantc;1 bir burjuva gorevliliginin konformizmine, soyut bir evrenselciligin o bo§ tel~ma,

Page 9: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

heyecanma ve giivenine dayanmamaktadrr. Beri yandan yine bu, Marksr;t o pro­

letaryanm "r;lkar ortakb.~"na ili§kin neredeyse giidiile§mi§ bir maddeci somut­

lugun srmfsal mecburiyetine binaen d~ degildir. Yani smrl'sal bir mecburiyete

veya <;lkarsal bir arzuya dayanmamaktadrr bu. Ge<;mi§e veya gelecege tapmma

gibi bir zihin sarho§lugu, kendini yitirmi§ bir vecd i<;erisinde de degildir. Belki

Jean Paul Sartre'ct bir "baglanma'' ya da Badiou'cu bir "sadakat" kavramlan kar­

§tlayabilir bu yakla§liDl. Ama iman etmerni§, hem de varllgm tiim anlamrm ve

hatta onun da otesini ku§atacak bir bi<;imde kendisini Allah' a teslim etmemi§ bir

iman, baglanma ya da sadakatne ola ki? Yani bir hakikati olmayanm imam, bag­

lanmast veya sadakati neye ve nasll olabilir ki? Kime baglanaca~z, neye sadakat

gosterecegiz, nasll bir §eye iman edecegiz ki. kalbimizde en kiir;iik bir ku§ku ol­

masm? i§te oylesine bir eksiksizl.ik, tiimliik, biitiinliik, sonsuzluk ve srmrsiZllk

olmalJ.drr ancak ki oniinde kendimizi olanca goniil rahatll~yla teslim edebilelim

Evet, biz bu diinyada, §U baslk gokyiiziiniin altmda Ya§tyor olabiliriz. Ama tiim

kainatl kavrayan bir kalbe, bir akla sahibiz. Ve iistelik bu kalp ve akll, oyle bir

yere/noktaya gelmekte ki orada durakalmakta, suskunla§rnakta ve c;aresizle§­

mektedir. 0 zaman, i§te biitiin degerleri kendisine baglayaca~, onun ugrunda

her §eyden vazgec;ebilecegimiz, beri yandan onun ad!yla tiim hayahmlZlD aydmla­

naca~, gogsiimiiziin ve gogiimiiziin geni§leyecegi birinefhakikate olan teslimiyet,

bizi hayata yeniden baglar. Adeta yeniden doganz; ama bu kendi asli dogumu­

muzdur; bir be§er olarak degil, bir §ahsiyet olarak diinyaya gelmemizdir. "ister

babaniZ ibrahim olsun, isterse on yedi atamz olsun, c;abaJ1 goze almayan ki§inin

kulagma kiipe olsun; <;iinkii o ancak yel dogurur. Ama c;all§maJ1 goze alan ki§i

kendi babaslDl da dogurur."1 Boylece hayah bu degerlerle birlikte okumak, ya§a­

mak ve dogrultmak gibi bir gorev kar§1Smda buluruz kendimizi. Kendi ugra§liD.lZ,

cehdimiz, ugruna ba§liDlZl ortaya koydugumuz emegimiz, ayru zamanda kendi

yaratl.h§tiDIZ da olur; oradan yaiabhr ve diinyaya oralJ. biri olarak geliriz. Ate§ten,

topraktan, bilimden, endiistriyalizmden ya da a§ktan yarahlml§ biri olarak.

0 zaman bu nasu bir sorumluluk tela§t ve gorevlenme a§ladrr? Kim <;agrm lal­IDI§br bu yeryiizii siirgiiniinii? Onda ar;tga r;lkan hangi kaybedilmi§liktir, nasll

bir mecburiyettir? ~eriati gibilerini anlam~ nasll da zordur. Qiinkii orada ola­

gan a<;tklamalarw perspekti:finden kopmak. mecburiyetinde kalmaktastnlZ, §a­

yet derdiniz gerc;ek bir anlama c;abas1 ise. Orada insan tekliginin, yani belki de

miimkiin yegane tekilligin aslmda nasll bir evrensellik ve hakikate ev sahipligi

yapn~m, daha dogrusu hakikatin nasll da boylesi bir tekillikte ikamet etmekte

olduguna tamk oluruz. Allah'w kainattaki yegane ikamet alam olan miimin kal­

bin bu hakikate ac;lkll~ ve hakikatin oradaki ikametinin, kendi dirilmi§liginde

tiim toplumsalb~ da diriltecek bir stgaya sahipliginin en canll ve yalan §ahididir

~eriati. 0 kendi yangrmnda Hallacvari bir esrimenin ya da Gazzali'ci bir dizge-

1 Soren Kierkegaard, Korku ve Titreme, <;eviren: Ibrahim Kapakhkaya, Anka Yaymlan, istanbul, 2002, Tevrat, l~aya, 26'ya atfen.

TUrkiye'de islamc•hk DusUncesi \ Hareketi

Page 10: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Tiirkiye'de islamcthk

Ousuncesi ve Hareketi

selligin ba§tan c;!.lo§lannm i§areti degil, bir toplumun yolundan c;ikarilrm§hgmm aydmla~.masmm, sorgulanmasmm ve o topluma devrimci bir ruhun a§ilan­masll:un ve diriltilmesinin 1§1~ olmu§tur; hem de bakt§lann~a hie; yitirmedigi o sakin tebessiimle. Ben ise, kelimenin tam anlarmyla bir 1}eriati okumas1 yaprm­yorum, 1}eriati'nin Marksizm ve kapitalizmi okumas1 iizerinden ve onun bizleri yiire*endirdigi dii§iinmenin ve ozellikle de ele§tirel bir dii§iincenin cesaretiyle bir 1}eriati okumas1 yap1yorum ve bu, ister istemez ele§tirel bir 1}eriati okumas1-rur; tam da 1}eriati'nin istedigi gibi bir okuma yani.

1}eriati "din!" bir c;evrede yeti§mi§tir. Ama bu tiir bir c;evrenin nasi! da insana bir zindan haline gelebilecegini ondan daha iyi kim bilebilirdi ki. Nitekim o sadece bu c;evreyi degil, ulusal c;evreyi de a§ar ve c;agru1 oldugu o gelecege, o insanui dort zindantm a§abilmesinin asla srradan bir ogretmen olarak kalmakla da gerc;ekle­§emeyecegini sezinleyerek Paris'e, sosyoloji ogrenimine dogru yola koyulur. Egi­ticiler de egitilmelidir c;iinkii; farkh bir perspektifle, yabancila§t:lrmayan bir do­layim, bir yoldan <;lki§la. Ve "yolda olma"nm ancak bir yoldan c;Ikmayla miimkiin oldugunun bilinciyle. Ya§adt~ diinyayi daha iyi anlamak i<;in ba§ka bir perspek-

' tiften, kar§tdan da bakmal1, bakabilmelidir bu ic;eris~de ya§adt~ diinyaya. Ve bu diinya, ayaga kalrurilabilmek ic;in alabildigine sorgulanmah, camm acttmcaya kadar htrpalanmadtr. Elbette 1}eriati burada, tlpkt o t§tlbh vitrinlerin oniinde du­rarak ahk altk bu vitrinlere bakan dogulu benzerlerinin batlli dii§iinceler oniinde altkla§rnast gibi kendini yitirmez; tam aksine orada daha bir kendine gelir; tu­tulu oldugu o "dogulu" esrimeden ayihr. Kendi gerc;ekligini otekinin aynasmda gozden gec;irir. Bir oliimsiizliik iksiri olmasa da ic;tigi, bu yaban dii§iincelerin sal­dtnst altlna yatrrdt~ beyninde <;akan lavilctmlarla, dogulu ya da batlli olmayan . bir "nur"un l§I~da, tlpkt o c;ok sevdigi Buda gibi, yeniden aydmlanrr.

Asbnda nedir bizleri boylesine altkla§trran, ya da nedir §U bat:mm iistiinliigune dair o art1k bir ezber haline getirilmi§ safsatalar, daha bir iyice anlar; kendine gelir anladtkc;a, uyanrr ve ashnda onu buralara c;agrranm kendisine ne demek istedigini ve kendisinin de geriye, yurduna doniince ne demesi gerektigini de daha bir derinlemesine hisseder. Evet, batllilar yepyeni sozciikler kullanmak­tadrr. Ama bu sozciiklerin altlnda duran ashnda bizim kendi literatiiriimiiziin tozlu sayfalan arasmda unutulmaya 'terk edilmi§ olan o miitevazt sozciiklerin, kavramlann yaldtzlanmt§ bic;imleri degil midir? Sadece yeni bir bakma, yeni bir okuma bic;imidir gerekli olan, bu sozciiklerin yeni bir soylem ic;erisinde yeni bir "configiirasyon"a tabi tutulmastdrr; ama bu oyle bir giri§im olmahrur ki, bu soz­ciikler hallan .kalbine bir a§k gibi i§lesin, orada devrimci bir CO§kuyla rahneler ac;sm ve asla bir daha unutulmasm.

Burada, i§te tam da burada, 1}eriati'yi benzerlerinden ayrran o temel ozellik be­lirginle§ir: itiraz. 0, ic;inde bulundugu s1radanllga itiraz ederek, bir be§er olmaya nza gostermeyen ve bir insan haline gelen Adem gibi, srradan bir "dogulu", "1}ii" veya "Miisliiman" olmaya itiraz eder ve tiim bunlan, bu hakikatin iistiinii orten verili gerc;ekligi yeni ba§tan sorgular."Yii.ilindeki o ironik ve "c;arptkn gillii§, ashn-

. '

Page 11: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

da iki kath bir bala§l vermektedir ele. 0 ac1 c;ekerken tebessiim etmekte, sorgu­larken dii§iinmekte, itaat ederken itiraz etmekte, uzlete c;ekilirken kalabahldara dogru seslenmektedir. T1pk:t kendisini. bir "at sinegi"ne benzeten Solcrates gibi o da "insanlm rahatslZ et~;neye gelmi§"tir. Ve o da npk:t Buda gibi "goller bolgesin­de bir ada"dlr. Yalmkathb.klardan kendisini kurtaran ve npk:t soy :metaller gibi azm az1 alan biridil- yani. A.ma kelimenin tam anlannyla "insan"lar ve "miimin"­

ler de azm az1 degil midir zaten?

iid Hesapla§manm Ol~turdugu Biitiinliik

i<;inde bulundugumuz sorunlanD. iistesinden gelmek i<;in sadece diinya ile degil, tarihle ve toplumla da hesapla§ilinasi gerektigine karar veren ~eriati, temel so­runsalm ban bilimselciligi veya bilime tapiCuigm, daha dogrusu genel anlamda maddeciligm otesinde, ban d~iinceleri kadar dogu dii§iinceleriyle de hesapla­§tlmasmda oldugunu hisseder; daha dogrusu bu iki hesapla§ma aslmda birbirini tamamlayan bir 'biitiinliiktii.r. Birinin gerekliligi, digerini de gerektiren ve dige­ri olmakslZlil kendisini ilanal edemeyen bir diyalektik ili§ki vardrr aralmnda. Aslmda biriyle hesapla§mak digeriyle de hesapla§makbr. Ve belki de ic;erisine gomiildiigiimiiz §U uyu§umculuk nedeniyle unutulmU§ ola.'n, hesapla§manm kendisidir. Aksi ise sadece mekanik bir tepkicilik, reaksiyonerlik ve kelimenin tam anlannyla bir gericilik (irtica)'tir. Madunu olunan bugiine, yani modernlige kar§I, ge<;mi§i savunma ya da ge<;mi§e stgmmadrr.

Babh dii§iinceler ic;erisinde o srralar en etkili olan ve dogunun genc;lerini ba§tan c;tkaran, temel ihtiyacliDJZ alan bagunslZhk, adalet ve ozgiirliik sorunumuzu c;o­ziimleyecegini iddia eden ve bu sorunlarm miisebbibi gibi goziiken ban diinyasi­na da bu anlamda bir alternatifte§kil eden komiinizm ya da Marksizm' dir. ~eriati bu amac;la Marksizm'le adeta bogu§ur; onu anlamaya, anlatmaya ve cevaplama­ya <;ali§rr. Bunun ic;in de Marksizm kadar, islam tarihini de yeni bir okumaya tabi tutar. Marks~ ashnda tarihin ve toplumlmn iktisadi smrlla§malar iizerinden okunarak, buradan bir gelecek ongoriisiinde bulunma soylemiyle, dinl soyleme bic;imini iktisadile§tirmi§tir. ~eriati de bu kez,'Marksist soyleme bic;iminden do­laYJID}anarak, dinl soyleme bic;imini devrimcile§tiren ve Marksizm'e kar§l cevap­la§trran yeni bir okuma yapar. isldm Sosyolojisi Uzerine adh kitabmda, ashnda tarihteki yegane donii§iim bic;iminin, Marksistlerin iddia ettigi gibi be§ a§amah bir iktisadi donii§iim bic;imi olmadlgrm, gerc;ekte bu donii§iimiin nicel degil ni­tel temelli bir manbkla izah edilebilecegini savunur.2 Bu ise temel anlamda bir tarihe <;~a, ozgiir ve sorumlu bir insan olma sorunudur ve Kuran'da, elbet Ku­ran'm o miite§abih anlatmuyla .Ademoglunun be§erilikten insanllige, avciliktan tarrmciliga gec;tigi bir toplumsal kesitte bahsi edilen Habil'le Kahil arasmdaki oykiiniin, ~eriati'nin derin vukufiyetiyle c;ok katmanll bir yeniden okumaya tabi

tutulmas1yla a<;lklamasnn bulur. Bu ashnda tipik bir "cennetten dii§me" oykiisii-

2 Ali ljleriati, islam Sosyo/ojisi Ozerine, <;eviren: Kamil Can, Du~iince Yaymlan, istanbul, 1980, s.

122·129.

II Tiirkiye'de islamc•hk Diisiincesi ve Hareketi

Page 12: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

II Tiirkiye'de islamc1hk

Oii~iincesi ve Hareketi

diir am·a A!lem'in yamlgtsmm ve pi§manhgrm o esatiri anlatmnnda dikkatlerden

kac;an oykiiniin asli olan niivesi, dii§erken kalkbgumz, oliirken dirildigimi.z, ya­rahr~en. yarabldigumzdrr. Ancak olanca ileri gorii§liiliigiine ve "yap1sokiimcii"

tutumuna kar§I, geleneksel oknmadan zihinlerimizde kalan bir etki ya da kalmtl ile, Habil ile Kahil arasmdaki kavganm bir iktidar, dahas1 bir iman kavgas1 ol­

maktru otE~, bir "kadm" kavgas1 oldugunu, iistelik bir haramm i§lenmesini, en­

sesti,!yani Habil'le Kabil'in kendi klz karde§leriyle evlenmesi gibi olduk~a ~irkin bir yakl§brmaYl da, bu saVa§Imm tali bir etkeni olarak da olsa zikreder.

Aslmda elimizde olduk~a kirlenmi§ bir din dill ve killliyab bulunmakta. Sorumlu

bir aydm ise, her vadide §a§kmhkla dola§an ve online gelen her sozciigu rastgele

kullanap. biri degildir ve olmamahdrr. Aydmm en onemli vasft zaten dil konusun­daki hassasiyeti ve bu konuda getirdigi yeniliklerdir. Belki de onun ilk i§i, online

tarihsel ve toplumsal bir veri olarak komllmu§ olan i§te bu dille bogu§mak, sapla samaru b!rbirinden aYJriDakt:l.r. <;agumz Miisliiman aydinm i§i ise bir kat daha

fazladrr. 0 <;iinkii, hem kendi tarihinin ve gelenegin m.iras1 olan, olduk<;a kirli bir dille, hem· de bahnm iistiimiize boca ettigi asimilasyoncu bir dille bogu§mak, bun­

larm arasmdan dogru sozciikleri aylldamak, yanh§ anlam yiiklemelerini tasfiye etmek; kisacas1 toplumun iizerindeki o agrr kapaklm kaldrrarak ortahgt havalan­

dirmak, giine§lendirmek ve kararblnn§ nesneleri a~1ga ~tkarmakla yiikiimliidiir.

Elbet herhangi bir mevzudan soz etmek i~in o mevzu konusundaki terminolojiyi/ dill kullanma med)Uriyetiniz ol<;iisiinde, diliniz ister isteroez farkh ogretilerin ta­

hakkiimii taraftndan ele ge<;irilecek veya ona bir ol<;iide de olsa benze§ecek veya onunla terminolojik bir ortakla§aclliga gitmenize yol a<;acak ve sizi, ozellikle kotii

niyetliler nezdinde yanli§ anla§Ihr kllacakt:l.r. <;iinkii asil olan bir dili bilroekten

ve konu§maktan ziyade, sorunlan dogru bir bi~imde ortaya koymak ve dogru bir ·

bi~imde anlamak sorunudur. Oysa .ardiiWZda binlerce yillik bir tarih, oniimiizde ise §a§ a all bir bah uygarhgt bulunmaktadir. DolaYJstyla sizin itiraz i<;in her agzrm­

Zl a<;l§miZ bariz bir kii<;iimseme ve "bu da nereden ~lktl" tavnyla kar§Ilanacakt:l.r. Dinlenilmediginizi, iizerinde kafaruzt patlathgrmz ve onca eroek verdiginiz sozii­

niiziin dikkate almmadigrm bir kenara koyun, bir de agzlDlZ kapablacak ve 1srarla susturulmaya <;ali§J.lacakslDlZdrr. Zira onca a.Ii.m, onca bilge, onca arif, onca aka­demisyen varken sizin sozlerinizin nasil bir kiymeti harbiyesi olabilir ki?

~eriati de Marksizm'den soz ederken; ister istemez bu ideolojinin terminolojisi­

ne ba§vurur. Herne kadar bu onu Marksist kii.masa da, art niyetli olan veya zelci.­

seviyeleri bu k~darm1 bile kaldrramayanlar a~1smdan bu, yani Marksizm'den soz etmenin kendisi bile ~eriati'nin Marksistligine bir delildir.3

3 Oysa onlar anlamadan okuduklan Kuran, siirekli mu~rikler, Yahudiler ve H1ristiyanlarm iddialan ve bunlann ele~rilerinden soz etmektedir; VE; bir soylem, kendisini ancak diger soylemlere kar~1 ele~tirisini yuruttugu anlambilimsel bir baglam ic;erisinde anla~1hr k1labilir. <;unku bir soylem, mev­cut soylemlerin reddi, el~tirisi veya ilerletilmesi ic;erisindeki bir topolojik konuma yerle~erek, in­san lara oradan hitap eder. Bu, o soylemin zafiyetinden degil, muhataplann zihinsel dunyalanndaki anlama alanma hitapla ilgili bir mecburiyetten gelir. T1pk1 matematikte 'O'm, '-1' ile '+1' arasmda tan1mlanmas1 gibi. Bellidir ki buradaki as11 amac1m1z,'-1' lie '+1'den degil, 'O'dan bahsetmektir ...

Page 13: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

.$eriati, islam ve SznifsD;l Ya_pz'da a~J.kl.amaktadrr nerede durdugunu:

"$u durumda bizim hangi anlamda Marksist olmadlgumz ve hangi anlamda sos­yalist oldugumuz a~lktrr. Marksist bili.msel ve genel anlamda ekonomiyi insarun altyapiSI olarak ele ahr. Biz de ~te bundan dola}'l kapitalizmin di.i§maruyrz ve bwjuvaziden nefret ederiz. Sosyalizmden en bi.iyi.ik umudumuz da bu sistemde insan, iman, dii§iince ve insarun ahlaki degerlerinin artJk ekonomi temeli i.ize­rine kurulan bir i.istyap1 ve bu temelin iirettigi bir malzeme olmamasmdandtr. insan kendi kendisinin sebebidir. Uretim bi~imi ona ~ekil veremez. insan bilin~ ve a§k ikilisi arasmda yarablnu§tlr. Kendisini kendisi se~er ve ileriye dogru yol allr ...

Eger sosyalizmin in§ a ettigi, suufsal tabakala§marun olmadl~ bir toplumda, ka­pitalizmin suufsal yapiSl yllahp bunun yerine di.inyarun ~irkefligini ve bwjuva ahlalam ~~i si.Olfi ve koyli.ilere de yayarak bwjuva si.Olfi yerine bir anti-bwjuva toplumu -keyfine ve §ebvetine dii§ki.in bir toplum- in§a edilecekse, o zaman var­sm mevcut suufsal sistem siirdi.iriilsi.in, ne c;lkar"4

Ku§kusuz o bunlan derken, sorunun oziiniin bi<;imsel degi§imlerde degil, toplu­mun nitel anlamda degi§iminde oldugunu gostermeye <;al.l§rr . .$eriati'nin Habil ve Kahil oyki.isiinii toplurnsalhgm nitel bir donii§iimii ve bir iktidar <;atl§mas1 ekseninde yeniden okumasrm bazmedemeyen bu Roger Garaudy'nin deyimiyle Kuran'1 "bir oli.iniin gozleriyle okuyanlar", her nedense ayru klssaYl Yabudilik versiyonuyla, yani igren<; bir a§k ve ensest oyki.isii olarak okumaktan hi~ tiksinti duymaz, dabas1 gocunmazlar bile . .$eriati bu anlamda, tlpkl paranm her dege­

ri e§itleyerek tecimselle§tirmesi, dola§tmsal bir iiriine (meta'ya) donii§tiirmesi gibi, her yiice §eyi a§aguayarak e§itlemeye <;ah§an o Yabudice anlaYI§l ve bu oy­kiiniin Freudyen Yabudi okumasnn da, yani cinselligin insan davrant§larmdaki temel giidii ve toplumsal ili§kilerimizdeki temel etken oldugu dii§iincesini de, aym kitabm 116. sayfasmda ele§tirerek reddeder. Ona gore tarib, ~e§itli maskeler albnda kamufle edilmi§ bir iktidar ve gii~ler sava§I<hr. Habil ve Kahil arasmda sembolize edilmi§ olan kavga da, aslmda miilkiyet<;ilikteh killtiire, sl.D.lfsalhktan giic;ler sava§liDIDa, inanc;tan sosyolojik donii§fune, avciliktan tartmSal iiretime, yani yerle§ildige gec;i§e degin bir<;ok toplurnsal ger~eklige atrfta bulunan <tOk kat­manit bir oykiidiir.

Nitekim .$eriati bu oykiiden, ayru kitabm 108. sayfasmda Marksizm baglammda da soz ederek §unlan soyler: "Tarihin bu b1~ srrtl anmda, Marks'm teorisinin tam tersi dogrodur: 'Gii<; kazanmaYl' belirleyen ozel millkiyet degil, 'ozel miil­kiyet' kazanmaYl belirleyen gii~." Yme 112. sayfada ise bu klssamn "e§itlik ve karde§lik diizeninin sonunu ve bu diizenin yerine tartmsal iiretimin ge<ti§ini; ozel millkiyetin dogu§unu; ilk snnfu toplumun, imtiyaz ve somiirii sisteminin

Kald1 ki hastalanna hastahklanndan bahseden ve onlan muayene eden hic;bir doktor hastalan­

maz, sadece hastalann• aydmlat1r. Ve ylne, Spinoza'mn soyledigi gibi, hic;bir kopek kavram1 da

havlamaz.

4 Ali ~eriati,/s/am ve Smtfsal Yapt, <;eviren: Dogan Ozllik, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 8&.87.

II Tiirkiye'de islamc•hk Oii~iincesi VI

Hareketi

Page 14: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Tiirkiye'de islamCiltk

Ou~iincesi ve Hareketi

ortaya <;llo~jrm; zenginlige tapmamn b~lamasrm; gerc;ek inancm kaybolup, dii§­m~~n, hrrs ve tamahm, yagmacili~n, koleligm ... ahp yiiriimesini" anlatll~ belirtir. 'DolaYJ.Siyla ~eriati, toplumsalh~n ve tarihin degi§i.mini belirleyen ni­tel etkeni, Marks'm srmflar sav~mdaki gibi ait.siiremsel bii ili§kinin siirekliligi ekseninde degil, J. Jacques Rousseau ve Proudhon'da da oldugu gibi dogrudan

mii.l.k:iyet<;iligm ve iktidar sav~urumn e§siiremsel egiliminde goriir. Elbet bu gorii onu ne anar§ist, ne de cumhuriyet<;i kllar. Ama belki de bu onu, Marks~ de dahil olmak iizere tiim bu toplumsal-tarih okumalarrmn dogrul.uklarrm mec­zeden bir irtifaya ul~tmr. <;iinkii bir topografyaYJ. en iyi okuyabilenler, ku§kusuz ki tlpkl ozgiirle§me korkularml yendikleri gibi yiikseklik korkulanm da yenebile­

rek on a, en yiiksekten bakabilenlerdir.

iktidar kavgas1 elbet miilkiyetc;ilige onseldir ve bir anlamda miilkiyet<;iligi de ortaya <;lkaran ve iktidar kavgasmda ara<;salla§trran da budur. Yani tarihin dog­ru okumas1 miilkiyet<;iligi one alan "iktisadi" okuma degil, siyaseti ve iktidan

one alan ve toplumsal davram§larm temeline egemenle§me tutkusunu koyan "siyasal" okumadlr. Kaldl ki miilkiyet<;ilik de, Kuran'da da kullaruldl~ anlamiY-

' la, egemenle§me tutku ve <;abaslUln tiirevlerinden biridir. Bu, ontolojik bir in-

sani-toplumsal giidiidiir c;iinkii ve aym giidiiniin izleri insana en yalan hayvans1 dogada da izlenebilmektedir. 0 dogada miilkiyetc;ilikten ise bir eser goriilmez. Oysa egemenle§me, ozellikle cinsiyet<;i bir egemenle§me ve iktidar/gii<; tutkusu,

bu dogadaki <;atl§mamn da temelidir. 0 halde, atlan arabamn oniine ko§mak gerekir, arabaYJ. atlarm oniine de gil. Bur a dan da <;lkan sonu<;, adaletli bir to plum

i<;in yiiriitiilen sava§umn ufkuna oncelikle iktidarla alan sava§umn konulm!lS~­drr yoksa miilkiyetc;ilikle degil. Zira miilkiyet<;iligi de ke§feden ve i§levselle§ti- · ren, ciimle melikler, egemenlerdir. Herne kadar giiniimiiz kapitalist sisteminde

ozerk ogeleri gibi dursalar da c;okuluslu §irketler bile sonuc;ta bir iktidar sava§l­mrmn parametreleri ve bagla~jlklandrr. Siyasal miicadele ve payla§rm sava§lan ic;erisinde yiizen adaclklardrr.

Elbet ~eriati'nin bu, bir balamaAsr-1 Saadet sonras1 islam toplumunun yozla§ma­

smda da temel etken olan smill~ma, millkiyetc;ilik ve giic; kazanma stratejilerin~ kar§l yiiriittiigu keskin ele§tirileri bazmedemeyenr giiniimiizdeki aym smillarm mensuplan ya da sozcilleri, onu su<;lamak i<;in, kendi at gozliiklerini kullanarak onu, aslmda tiim soylemsel perspektifini kar§ISmda ve ele§tirisi iizerinde kurdugu

bir anlaYJ.§la, yani Marksist ·olmakla suc;larken, gerc;ekte beceriksizce kendilerini savunmaya ve kendi suc;larmt; dine, topluma ve diinyaya kar§l i§ledilcleri su<;la­rmi ortbas etmeye c;al1§maktadlrlar. Belki de asu sorun, ~eriati'nin soylemindeki yeniligi kavrayamamalarmdan kaynaklanan bir komplekste yatmaktadlr. <;iinkii Jean Paul Sartre'm dedigi gibi "bu asimile edilmi§ toplumlarda sozde dii§iiniir ve sozde aydlnlar vardlr; gerc;ek dii§iiniir ve ger<;ek aydlnlar degil." s

5 Ali ~eriati, Medeniyet ve Modernizm, <;eviren: Fatih Selim/Abdurrahman Arslan, DO~Once Yaymlan, istanbul, 1980, s. 38.

Page 15: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Oysa "aydmlann gorevi toplumda ger~ek ve taze bir iman dogurmaktrr, ~iinkii medeniyetler taze imanlarm iiriiniidiir ... Bugiine kadar, yeni bir iman olmadan hi~ bir toplumda biiyiik bir medeniyetin meydana geldigi g6riilmemi§tir."6 Dola­ylSlyla medeniyetleri ortaya ~ikaran imandrr, tersi degil; ve imam da hogan, yoz­la§b.ran ve bi~imselle§tirerek ~1gmndan ~Jkaran da, yine aym "medeniyetler"dir. Medeniyet ~iinkii, imanm o kurucu ve devrimci enerjisinin sosyo-kiiltiirel ya­pilar tarafindan sogurulmas1; aristokrasiye, biirokrasiye, bilimcilige ve duragan mekaruara (ta§illa§maya ve hedonistle§mi§ §ehre ve bu §ehirdeki yozla§IDI§ ili§­kilere) donii§tiiriilmesidir.

YabanCJJ.a~ma ve Siirgiinliik Duygulan

Medeniyetler, insanlann/toplumlann kendilerine yabancila§masmm akabinde kurulur, yani yabancila§manm bir mahsuliidiirler ya da bizatihi medeniyettir insam kendisine yabancila§trran. Qiinkii insan, medeniyetin bir mahsulii alan §ehirde, kendi tahayyiillerinin bu eksik tecessiimii i~erisinde, art:Ik bir yabanc1 gibi yalruz ve dl§talannn§ olarak gezinmektedir. Bir zamanlar on0ar)a ait alan bir dii§, §im.di herkesi d.I§talayarak ta§illa§IDJ§ ve diiniin ozneleri, nesnele§tiril­mi§tir. Artik ya§amakta alan §ehirdir veins an ad eta onun bir eki, bir yabancuhr. Yabancila§mayt agrrllkh olarak toplumun kendi oziinden, yani islam' dan uzak­la§arak batihla§masi, kiinhiine valaf olamach~ bah tarafindan ele ge~irilmesi (asimilasyonu) olarak da yorumlayan ~eriati, bu anlamda Marks'm bu kavrann kulland.I~ i§~inin kendi emegine yabancila§masx kavrannm, en azmdan kendi toplumu a~Ismdan ba§at bir onemde gormez. Ona gore bah dl§1 toplumlann tii­miinde, bah somiirgeciliginin bir sonucu alan vejveya bu toplumlarm a§agilik kompleksinden kaynaklanan bir yabancila§ma, ki§iliksizle§me ve kendi oziin­den uzakla§ma sorunu bulunmaktadrr. <;iinkii bu toplumlardaki somiirii ili§kisi, Marks'm gormezlikten geldigi bir bi~imde, bah toplumlan(nm kapitalizmi), yani emperyalizm ile yerli halklar arasmdadrr. Bu halklann kiiltiirleri, i§gii~leri ve dogal kaynaklan somiiriilmekte ve bu ili§ki ~er~evesinde asimilasyona ugrayan halklar, kendi emekleri kadar ozdegerlerine de yabancila§m!ilct:adrrlar. Yabanci­la§manm daha nahif bir §ekli alan insanm yeryiiziindeki siirgiinliigu, yaJ.mzh~ veya anlamsiZllk duygusu ise, metafizik ve daha u~ bir yabancila§ma bi~imidir ki ~eriati, ozellikle Hubut, Kevir, Yalmzlzk Sozleri gibi "ki§isel"ligine dair alan, kendi derunundan soz ettigi eserlerinde, bu tiir bir yabanclla§ma ve siirgiinliik duygulanna da deginmektedir.

Medeniyetleri ortaya ~ikaran etkenler konusunda farkh g6rii§ler olduguna degi­nen ~eriati, bunlan:

1. Uretim ara~lannm degi§mesi (Marksist izah),

2. Saldm ve savunma etkeni (organik biiyii.me ve yozla§majoliim kurann, ibni Haldun),

6 Ali $eriati, Medeniyet ve Modernizm, Qeviren: Fatih Selim/Abdurrahman Arslan,.DO~Once Yaymlan, istanbul, 1980, s. 44.

II Tiirkiye"de islamcJhk Oii~uncesi v Hareketi

Page 16: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Turkiye'de islamc•~k

Ou$iincesi ve Hareketi

4· Cografya ve trk sorunu (do gal ve kiiltiirel etkenler),

s. K4J.tiir ve medeniyetlerin ilk kaynagma dayarularak yapuan a~iklama (orijine dayarularak yapuan izah),

6. Tapiatla miicadele (meydan okuma ve cevap, Arnold Toynbee),

7· A.§k ve ac;hk (ihtiyac; ve arzu etkeni, psikolojizm),

8. Tarihin birligi tezi (tarihselci geli§me modeli, Hegel)

gibi anlayt§lar olarak srralar ve, benim esas gorii§iim der, ne idealist ne de Mark­sistist olan, insarun c;evre iizerinde oldugu kadar, c;evrenin de insan iizerinde

etkili oltlugu, kar§illkh bir etkile§ime dayanan gorii§tiir.7

Toplumlann degi§imine ili§kin "bir toplum kendiligini degi§tirmedikt;e, Allah onlan degi§tirmez" (Rad Suresi, 11. Ayet) ayetinden hareketle, degi§imin te­

mel anlam,da insanlannjtoplumun karar ve iradesine bagh oldugunu vurgular. Dolayt51yla pozitivist bir tarihselcilik kadar, Marksizm'in iiretim ara~lannm degi§imine bagh, niekanikjdiyalektik bir degi§im anlayt§ma da itiraz eder. Biz der, "idealist degiliz, realist de olamaytZ. Bu kavramlan bir kenua atmahytZ ...

Degi§im, ilahi belirlenim etkeni ile insani set;im etkeni arasmdald ili§kinin §e­killendirdigi bir.sentezdir."8 Ama bu. "sentez" soziinde bile "diyalektik" bir bru,

bir mecburiyet yok mudur? Gert;i ~eriati, Marks~'in de benimsedigi Hegelci diyalektik mantlgm, islam'a, Miisliiman ilimler ve medrese tarafmdan islfuni

mantlk olarak kullarulan Aristo'nun bit;imsel manb~ndan daha yakm oldugunu sayler. Ama bu da belli ki bir a§amadJI; modernligin belli bir donemine ait bir .

mantlk modeli. Evet! Diyalektik mantlk, yani ~li§kilere ve harekete miisait, ka­pah bir toplumdansa ac;Ik ve ele§t:iiel bir topluma daha uygundur. Ama yine de tek yonlii ve tek boyutludur. Karma§Ik bir dii§iinme ve anlama tarZ1 kadar, bu tip toplumlan da ifade etmede yetersiz ve hatta tarihselci ve basla.cx bit yonte­

me evrilmeye yatkmdJI. <;are ne? Diyalektigin o kendi iizerine kapanan gidimli halinden, a~Ik u~lu, sentezsiz bir modele get;mek! Hep ozgiirliige, karara ve bag­

lanmaya; yani imana ve cemaate a~Ik olmak. Cemaat de dedikse, kapah, basklc1, homojen ve totaliter bir yap1dan de~; ozgiirle§meci, at;Ik ve c;okc;u bir egilimler karma§asmdan soz etmekteyiz elbette.

Nitekim Frankfurt Okulunun dii§iiniirleri, Max Horkheimer ve Theodor Adorno, diyalektigin sentezci olmayan bir halini, yani sonu~ta pozitivist bir ilerlemenin ozgiirliikleri asklya alan determinist basklciligma ve alt parametreleri atlayan

tek yonliiliigiine kar§I, sadece tez ve antitezden olu§an, kesinletilmi§ bir yargt­ya, yani senteze varmayan ve bir anlamda siirekli bir ele§tirellik pozisyonunda

7 Ali $eriati, Medeniyet ve Modern/zm, DO~Once Yay.nlan, c;:eviren: Fatlh Selim/ Abdurrahman Ars­

Jan, istanbul, 1980, s. 52-76.

8 Ali $eriati, islam ve Smtfsa/ Yapt, c;:eviren: Dogan OziOk, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 15-16.

Page 17: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

direnen, ongoriilerden ve kehanetlerden oldugu kadar tarihe bir son bi~me sev­dasmdan da uzak olan bfr ·~negatif diyalektik" kavra.xrum geli§tirmi§lerdir. Kar­

§tthklarm ve dolaytmlarm iizerinde i§leyen bu alal, ortaya bir yargt koymaktan <;ok, bir siirecin tasvirini ve ele§tirisinfkoymahdrr. DolaytStyla bu tutuni, nesnel ya da oznel olmak gibi bir ikilemin i~risine girmez. Zira nesnel siire<;ler bir de­ger yargtsl iiretemezler, bunu insana, insanm se<;imlerine brrakrrlar. Sentez ise insanm dl§mda ilerleyen nesnel bir deger yargiSI, yani tarihin pozitivist ilerleyi­§inin anlatrmldrr. Oysa Allah ozgiir bir faildir; ve insan da. insan ozgiirce iman ederek baglanrr, kendisini belli bir anlamlar biitiiniine ve buna tekabill eden bir cemaate ya da hakikate baglar. Yoksa mantiksal ya da nesnel bir gidi§atm min­valine raptetmez kendisini. Bu baglayt§ta alal kadar, dii§iince, sezgi, estetik, etik ve hatta alaldl§ilik. bile hirer etkendir. Dolayts1yla baglanmalanmiZm, adam§la­nmiZID ve imaniiDlZID ~ogu kez ne mantiksal ne de rasyonel bir nedeoi vardlr ve ~ogu kez bu tiir se~imler dogrudan "alal"la (ara~al alai anlammda) irtibath da degildir. Sorun ise i§te bu iki ozgiirliik bi<;imini, yaoi insanm ve Allah'm oz­giirliiklerini birbirine mecbur kllmayacak bir formilli.in ihdastdrr. Ama ne gerek vardrr ki buna? Ozgiirliikler formilllere icbar edilmeksizin yan yana akamazlar nu? Mutlaka her §eyi aklm cenderesine sokmak ve manbksal bir disipline bag­lamak zorunda nuytZ? Hayatm, varolU§un, akh da, manb~ da a§an bir tarafi yok mudur? Asil sorun hayatm nasllli~ degil de, ni<;in'ligi ve hatta bizzat olu§u/ olmas1 degil midir?

Bir ol<;i.ide iran havzasmm kadim dualist ogretilerinin (Zerdii.§tliik, Maoicilik)

de etkisiyle, ~eriati, insanm Allah ve §eytanm <;ab§ma alam oldugunu sayler; ona gore insan, ilahi ruh ve bal<;lktan meydana gelmi§ olan bir egilimler karma­§asldrr. ("Allah yeryi.iziinde 'pis toprak'tan kendisine bir halife yaratmak ister ve bu kuru bal<;1ga kendi ruhundan iifler." 9 Elbet bu "ruh iifleme" meselesi olduk<;a sembolik bir deyimdir. Burada kastedilen, belli ki bir yaratma ve bi<;imlendir­medir. Oyle ki, §a yet yaratllml§ · olanda bir "ilahi ruh" aranacaksa, bu bizzat bu

yaratllml§ olan maddede, bal<;lkta ve o bal<;tgm bir insan suretine donii§iimiinde aranmal!drr. Dolayt51yla yaratili§ siireci i<;erisinde 1sbfa edilen insan, bizzat bu diinyada ve bu diinyanm malzemesiyle halk edilen bir varllktrr. ~ayet boylesi bir yi.icelik var ise, onun yi.iceligi, bizzat siizilliip se<;ildigi bu maddi diinyadaki yarabh§m yi.iceligidir. Klsacast madde, o kendisine "ilahi ruh" iiflenen bal<;lk,

a§a~ ve pis (necis) degildir. insanm yarabldl~ maddeyi a§a~ ve pi~ olarak ta­mmlaytp, buradan kendisine bir soy iistiinli.igu <;lkaran ise iblis'tir. ilahl ruh'un nefhi, Allah'm insam, yaoi bu "kuru bal<;t~" bi<;imlendirmesi, onu emanetine ehil bulmas1 ve dolayts1yla da bu emaneti yiiklenecek ozellikleri olan dii§i.inmesi, akletmesi, ona vahyedilmesi, yaoi Allah'm omi kendisine muhatap olarak alma-51 degil midir? Aksi bir yakla§rm, yaoi Allah'm ruhunun (ger<;i bizzat, bugiinkii anlarmyla bu soyut ruh kavrarm da sorunludur) tozsel olarak bu kuru bal<;tga, yaoi insan soyuna bir mahiyet olarak eklenmesi ise zor bir sorun brralar ardmda.

9 Ali $eriatl, lnsan, <;:eviren: ·$a mil Ocal, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 17.

II Tiirkiye'de islamc11ik Dii~iincesi ve Hareketi

Page 18: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

·II Turkiye"de

islamcthk

Dii$Uncesi ve

Hareketi

Soyut, inetafizik ve tozsel bir ruh, zalimde ve miiminde, cahilde ve aydmda ortak

olarak bulunan, bulundugu varsayllan "kutsal" bir nitelik, ashnda bir yanh§ an­

lama, mecazi olan bir anlatum diiz bir anlamda anlamaktan ba§ka nedir ki? Aym

zamanda bu, kuwe halinde olan insani olU§n, verilile§tirir. Oysa insan, diinyaya

bir be§er olarak gelir ve bu anlamda insan olmak, kazarumsal bir niteliktir: Ni­

te~ Adem de ancak boylesi bir imtihandan gec;irildikten .sonra emanete ehil

bulwimU§, yani bir insan olarak muhatap almrm§br. Bu anlamda Adem'in hali­

feligi, bir nice deneyimin akabinde gelen bir liyakate, dogal olarak bu vasfm da

bir bah§tdtr. ·

~eriati'nin kendi devrimci hiimanizmini temellendirdigi §U insarim ilahl bir ruha

sahipligi mevzuu, daha c;ok mistik ve felsefi (ve gnostik) egilimler tarafmdan sa­

vunulan ve Kuran'daki, ashnda ilahl mesajm kastedildigi "ruh" kavrammm, insa­

na iiflenmi§ ilahl bir ruh, insanm ontolojisindeki degi§mez tanrtsal bir oz olarak

-yanb§- anla§Ilmasma dayanmaktadrr. insanm ruh ve balc;Iktan olu§UDU savun­

mak, ruh~ yiiceligine kar§I balc;t~, yani diinyayt ve bu diinyadaki hayab a§agua­

mak gibi "teosofik" ya da Manici bir diializme yol ac;ar veya oradan kaynaklamr.

( Gerc;i bu diializmi 'varhk alanmdan insanm nefsine ta§tr ~eriati ve c;ab§ma ve

ztth~ orada ya§andt~ sayler.) Oysa insan, daha dogrusu insanm yarat:J.ldt~

balc;Ik, hie; de a§aglllk bir malzeme degildir. Belki de insana kadar yiikselen ya­

rabci bir tsbfa, tam·da·i§te bu malzemenin ic;erisinde gerc;ekle§mektedir. <;iinkii bu, Allah'm yaratb~ bir malzemedir ve bu yiikseli§ de, Allah'm bir 1Stllasl, bizzat

onun eseridir. Bu anlamda arac;Oar), dogrudan amac1 belirleyen bir niteligi ha­

izdider. Eser ise ister istemez miiessirin etkilerini ve izini ta§Imaktadrr. Ustelik

bu balc;Ik/alem de, Yunan dii§ii.ncesinde oldugu gibi Tanrt dt§1 bir heyulajmadde.

olmaytp, bizzat Allah tarafmdan yarablllll§/yarat:J.lan bir "eser"dir.

~eriati'ye gore Kuran'daki.Adem anlab~1 sembolik bir anlabdtr. (Yme deAdem'in

c;ocuklarmm birbiriyle evlendirilmesi gibi bir geleneksel anlabdan da kopamaz.)

"Bize yasak meyveden yemememizi soyleyen Allab'm iradesi, bizi bu havada tut­

mak isteyen dart bag, dart giic;, dart zincirdir. insan alg1 ve bilinc; a§amasma va­

rmca tarihin, tabiabn, toplumun ve benliginin karar ve etkilerinden kurtulur."10

Dolaytstyla bu mutlak ve etik bir yasak olmaytp, a§Ilmast belli bir geli§meye, oz-. . giirle§meye, insanla§maya ongoriilii olan sosyolojik ve terbiyevi bir smrrdrr. An­cak ~eriati, bpkl doneminin diger Miisliiman aydmlarmm da oldugu g~oi, All~'m

insam yeryiiziinde kendi halifesi loldt~ soyleyerek, u belki de kendine olan gii­

venini yitirmi§ Miisliimanlan harekete gec;irmek ve yiiceltmek ic;in, Kuran'daki

maksadt a§an bir ifade kullamr. Oysa Kuran'da sadece insanm "yeryiiziinde bir

halite lolmaca~"ndan soz edilmektedir, yoksa Allah'm halifeligmden degil.

10 Ali ~eriati, Medeniyet ve Modernizm, DCt~Ctnce Yaytnlart, l;eviren: Fatih Selim/ Abdurrahman Ars­

lan, istanbul, 1980, s. 106. Bu konuda daha geni~ bilgi i~in ~eriati'nin insanm Dott Zindam adh

kitabma da baktlabilir.

11 All ~eriati, Marksizm ve Diger BatJ DD~Dnce/eri, l;eviren: Fatih Sellm, DCt~Ctnce Yaymlan, s. 73.

Page 19: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Gertii ban ile giili yarl§masma giren ve islam'1 farkh bir giili jeopolitigi olarak goren 20. Yiizyll Miisliimanlm, ozelli.kle merkezinde teolojinin, yani tann-in­san anlayt§mm bulundugu bir varolu§~u/I:Iuistiyan hiimanizmden etkilenerek, bunu cevaplayabilmek itiin, oziinde insanm Allah'm halifesi (~eriati'nin deyi­miyle akrabas1 ya da ibni Arabi'nin deyimiyle velisi veya halifesi) olduguna dair bir iddianm bulundugu farkh bir hiimanizma iiretmeye ~§mt§lardrr. Oyle ki bu tabiri telaffuz eden ilk ki§i Hz. Omer'dir. Bu aslmda iyi niyetli bir anlama ya da yorumdur; ama bir yanlt§ okumaya dayamr ve paradigmatik kmlmanm ba§langtti noktalarmdan birisini ()lU§turur. (Hilafeti Kurey§'e tahsis eden ·tarih­seljtoplumsal bir gerliekligi "nas"la§tlrmak da ba§ka bir kmlma noktastdrr. Bu, adeta Ensar'a kar§t Kurey§'i partile§tiren bir siyasal tutumdur.) Yani kamattaki ozgiirliik, bilinti ve dolaytstyla da sorumluluktan (emaneti iistlenmekten) uzak bir genel yarahh§sal siirecin halifesi/ ar~ olmak ya da yeryiiziinde siiregiden nebevi miicadeleyi siirdiiren nebilere ve salihlere halife/ ardtl olmak yerine Al­lah' a hallie o1mak iddiast/okumast, kendisine yeryiiziinde Allah adma hareket etme yetkisi ve bu yetkiye mehaz te§kil eden kutsal ve tannsal bir oz kazandml­IDl§ insana dair bir hiimanizmanm olu§turulmastdrr. Bu ise hak ve adalet man­ti~ ve soziin giicii yerine, adtm adtm giili edinme ve iktidar/egemenlik mantl~­nm ikame edilmesine yol a~caktlr. Huistiyan Tann Kralli~ ve bunun sekiller muadilleri olan iitopyalar yerine ise asnsaadet iitopyala§tmlacaktlr; yani negati.f (getimi§e doniik) bir iitopya. Adem'in cennette Allah'm buyruguoa kar§l hareke­tini bir Setime ozgiirliigu olarak goren ~eriati'ye gore bu, "insaru tabiatta Allah'm halifesi" yapar. Oysa bu, sadece, oncesinde bir be§er olan Adem'i, bir insan kllar.

insanm Allah'm halifesi olu§una dair ilk vurgu, Hz. Omer'e ait olsa da12 Omer'in­ki, bu anlamda masum biryanlt§ okumadtr. Daha sonra ise bu anlayt§ taizl iize­rinden gerek siyasal muktedir~er (sozgelimi Muaviye), gerekse mistik onderler (ibni Sina, Siihreverdi, ibni Arabi gibi) kendilerine iizerinde yiiriiyebilecekleri bir izlek bulmu§lardtr. -in san tabiatta bu ilahi mertebeye erdiginde (materyalist­lerin de insaru tannla§tlrma ~balarma ragmen, Marks'm da farkma vardt~ gibi, materyalist diinya gorii§ boyle bir §eyi kavrayamayacak kadar stg ve baya~drr), Allah, biitiin melekleri ona secde ettirerek, tabiattaki biitiin giitileri onun emrine vermi§tir. insan, "krunatta 'Allah'm ruhunu' kendi maddi tabiatlnda barmdrran, 'Allah'm ozel emanetini' kabul eden ve yeryiiziinde O'nun halifesi olan tek var­llktlr."13 Oysa ikbal'in de vurguladt~ gibi bu s~cde bir tapmma degil, bir say­gt, tazim, boyun egme ve musahhar kllmma i§aretidir. Yeryiizii insana musah­har lalmnn§tlr. Beri yandan o, diger canWarda olmayan bir §eye; bilme, bilinti, ozgiirliik, irade ve sorumluluga sahiptir. Ama tiim bunlar yine de onun, verili olarak "Allah'm ruhu"na sahip oldugu gibi bir anlayt§a tilkmaz; tiikmamahdtr. "Allah'in ruhu" ifadesi mecazi bir deyimdir ve insanm dll§iinme ve bilinti sahibi

12 (Derleyen ve 9eviren) Vecdl Akyuz, Asr-t Saadette Slyasf Konu~malar, Dergah Yaymlan, 2004,

Istanbul, s. 147.

· 13 Ali ~eriati, islam ve Smtfsal Yapt, Ceviren: Dogan Ozluk, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 83.

II ~urkiye'de

istamclitk OO$Uncesi ve Hareketi

Page 20: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Turkiye'de islamc1hk

DUsuncesi ve Hareketi

ol~unu kasteder. Dahas1 insan vahye muhatap, sorumlu ve ozgiir bir varb.kb.r.

Dii§~ekte ve iyiligi ya da kotiiliigii sec;erek eylemektedir. DolaytSiyla bu, sa­dece bir potansiyele i§aret eder, yoksa veriU bir gerc;eklige degil. insani Allah' a yalonl~trracak alan (velayet) ise, ortaya koyaca~ cehde dayamr. insana kar§I bu ¥liceltici yakl~IID, belki maddeciligi reddiye ic;in insa.ria tannsal (manevi) bir

niteHk, ilahi bir nefha, oliimsiiz bir ruh atfetme yakl~liDIDill yol ac;n~ bir bala§ hatas1; belki de insani evrimsel bir §emada srradanla§tlran din/Tann kar§ttl bir egilime itiraz ic;in b~vurulmu§ olan ve gereksiz bir yiiceltme c;abasidrr. <;iinki.i evrimci dii§iincenin, salt bir olguyu -yarabh§ olgusunu- bic;imsel anlamda ac;Ik­

lamasi, tlpla suyun oksijen ve hidrojenden olu§umunun ac;Iklamasmm tannta­niiDaz bir dii§iinceye mehaz te§kil etmeyecegi gibi, asia inkarc1 bir yakl~rm ic;in bir mehaz ol~turmayacaktrr. Bu sadece tiim Tann taniiDlanm ve inanc;lanm bi­

limsellikten oldukc;a uzak, s1g v~ basit ilkelere dayandrrmt§ olanlar ac;1smdan bir problemdir. Oysa Allah'm varh~, taniiDSal ve kanltsal yakl~Lmlarm otesindeki bir ac;ll9llctadrr; bu, temelsel, "a§km ve ic;kin" bir hakikattir.

Ban Diinyasm'm. D~iinsel Egilimleri

;leriati'ye gore ban diinyas1 Protestanhk, kapitalizm, Marksizm ve f~izm gibi,

dort maddeci egilimden ibarettir. Protestanhk, "~k'tan "giic;"e yonelmi§; bUiju­vaZi ile uyillnlu oir-ahlak nieydana getirmi§tir. Kapitalizm ise·xvnr. yiizy1l ansik­lopedistlerinin maddeciligi ve hiimanizmi ile liberalizm ve demokrasiden ibaret

bir bmjuva kiiltiirii i.iretmi§tir. Marksizm ise "sanayi yoluyla ekonomik bolluk"

esasma dayah bir ekonomist bah§ a~;ISml, proletarya ic;in "bmjuva hayati"/refah saglayacak bir ideale donii§ti.irmeye c;ah§IDI§tlr. F~izm de, komiinizmi taklit ed~­rek, orta snnflar ic;in rrk~;1 (nasyonal sosyalist) bir ideoloji ikame etmi§tir. Ashnda

o da temelde bilimselcilik ve teknolojizmin bir iiriiniidi.ir. Kapitalizm ve Mark­sizm gibi, rrkla§tlrllml§ bir iireticiler/tiiketiciler homojenitesi (snnfsallik) iizerin­den olu§turulm~ bir anlaYl§br. Ama altyap1daki kapitalist degi§me sosyalist bir

toplum yerine, f~izme evrilmi§tir; ve bu, Marksistler ac;tsmdan da bir muamma­drr. Tiimiiniin ortak ozelligi ise giic; elde etmek, somiirii ve tiiketim yoluyla refaha ul~mak, bir endiistri toplumu ol~ak ic;in d.inl degerleri tasfiye etmektir.l4

F~izm ve Marksizm, kapitalizme kar§t c;Ikarken, kapitalizmi ele§fumek ic;in de olsa bazt insani degerlere yaslanirlar. Oysa kapitalizm ac;tsmdan yegane deger kapitaldir, ·paradrr, sermaye ve i.ireti.mdir. Sermaye oniinde biitiin ctah§anlar e§ittir. Bmjuvazinin ortaya koydugu bu e§itlik, yani yasa onfutdeki bic;imsel e§it­

lik, ashnda bmjuva hukukunun temeli olan insan haklart ogretisine dayanmak­tadrr. Herkesin c;ah§ma, miilk edinme, aile kurma hakla bulun.maktadrr. <;iinki.i kapitalizm c;ah§an, iireten ve c;ogalan insanlara, dahas1 bunlarm nzasma ihti­

yac; duymaktadrr. Beri yandan belki de en onemli e§itlik, tiiketimdeki e§itliktir. Kapitalizm elbette bir i§c;iyi ahp korunakh bir siteye, i§ctinin daha kaptdan gi-

14 Ali ~eriati, fnsan, Qeviren: ~a mil Ocal, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 83-84.

Page 21: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

rerken bile ayaklanmn birbirine dolanaca~ bir eglence mekanma sokmaz. Ama burc;lar arkasmda, sitelerde oturan burjuvaziye ya da kapitalistlere kar§l, ona da sosyal konutlar, gettolar in§a eder. Belki ozel tatmin arac;larm1 ve inceltilmi§

zevklere bitap eden seyirlikleri payla§mai ama, Adorno'nun deyimiyle "kiiltiir endiistrisi"nin "ucu,z" iiretimleriyle (reprodiiksiyonlar, simiilasyonlar, kasetler,

imitasyonlar, stadyumlar, gosteriler, torenler, televizyon dizileri vb.), i§c;ileri ve yoksullan da tatmin eder. Sinemalar, televizyonlar, konserler, stadyu.mlar, mii­

zeler vb. yoluyla, i§c;ilerin ve yoksullarm biitiin giin dedikodusunu yapb~ ve bu

haliyle de olsa dahil oldugu §a§aah hayatlar, hayali cennetler iiretir. Beri yandan

bir kapitalist ne tiiketmekteyse, i§c;i ic;in de onun simiilasyonlan/taklitleri iireti­lir. Sanal doyumlarla, i§c;i de kendisini ayru kapital cennetinin ic;erisinde hisse­der. Hamburger, cola, blue jean, biskiivi, cep telefonu, televizyon ve hatta ucuz

otomobiller. Ortaya c;lkan bu tiiketim endiistrisi ile i§c;inin hayab daha dogarken

sabn ahrur. Piyasa kapitalizmi size, hayabruzl nas!l ya§ayaca~a dair bir prog­ram sunar. Adeta dindarane bir hayatbr bu. Oyle ki orada kapitalizme iman eder

ve piyasa tannsma taprm.r ve §iikredersiniz. Din dan da, sosyalisti de, kapitalizm kar§lb da ayru cenderenin ic;edsindedir. Sisyphos gibi aym kayaYl her giin c;lkanr­

smiZ bir tepenin ba§ma ve ertesi giin sanki hic;bir §ey olmann§ gibi aym hareketi tekrarlarsiDIZ. Her giin aym i§i yaparken, ne yap1J.~ruz1 bile bilemez, ama yine de

yaparsmlZ. 6niinde c;all§ngmiZ tezgahta, her Allah'm glinii, ayru mekanik hare­ketleri tekrarlayan bir robota, dahas1 bir aptala donii§tiiriiliirken, bu faaliyetinizi

siirdiirmeniz ic;in arac;salla§br!lan ve oziine yabanc!la§tmlan hayabnlZl ayakta

tutmak ic;in, kazand.J~ paraYl da yine kapitalizm tarafmdan iiretilerek onii­niize siiriilen nesnelere harcarsiDIZ. 0 nesneleri sabn ahrken, aslmda o nesneler taraft.ndan sabn alrmrsiDIZ. Sizinki sahte ya da taklittir belki ama egemenlerle

ayru markaYl giyinir, ayru kokuyu kullarur, aym fast-food zincirinden beslenir,

ayru otomobile biner, ayru sigaraYl ic;er ve ayru ruju siirersiniz. i§te kapitalist bir kiiltiir var ise §ayet bunlardir; yani bir tiiketim kiiltiirii. Hareketleriniz mekanik­

tir ve hayabniZ kadar dii§iinme yetiniz de kiiltiir endiistrisi tarafmdan ele gec;i­rilerek igdi§ edilmi§tir. $eriati'nin deyimiyle "allne", yani kendi benliginize bir

yabanc1 haline getirilmi§, ak!lh ve ucuz hirer robota donii§tiiriilmii§siiniizdiir.

Oyle ki kapitalistin ihtiyac; duydugu i§giiciinii bile, iistelik bedelini kendiniz ode­yerek, siz iiretirsiniz. Michael Foucault'nun deyimiyle ise sizin ya§amaruz, c;ah§­

maruz, hastah~. egitiminiz, mesleginiz, kiiltiiriiniiz, inanciDIZ ve oliimiiniiz

kadar, cinsel ili§kinize ve c;ocuklariDlZlll saYlsma dair kararlan veren, kapitalizm ve onun planlaruru§ toplumunun (biyo-politika'nm) isterleridir.

Yme de 6o'larm aydmlan ac;1smdan "giic; kazamnn" oldukc;a onemlidir ve §im­dilerde oldugu gibi oyle bir c;rrp1da vazgec;ilemeyecek bir sorunsaldir. Fabrika

ve "agrr sanayi", niikleer giic;, gokdelenler, "dii§manm silaluyla silahlanmak" yb. miihendislerimiz kadar aydmlanmlZlll da ufuklarmdaki zorunlu ihtiyac;lardan­

dir. Nitekim $eriati de c;ah§lp iiretmekten, fabrika kurmaktan ve ''kapitalizmi or­

tadan kaldmnak ic;in yine kapitalizmin kendi yontemiyle hareket etmekten" soz

• Tiirkiye'de islamnhk Oii~iincesi ve Hareketi

Page 22: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

II Tllrkiye'de istamc•hk

DUsUncesi ve Hareketi

eder.1s Ancak bu "acil" "ihtiyac;lar"m giderilrnesi ve toplumun bir an once ic;eri­sine ~ii§-iiriil-mii§ oldugu bu maduniyet pozisyonundan kurtanlmast ic;in dii§ii­nillen "c;are'1erin, hirer c;are olduklart kadar hirer sorun olmalarmm iizerinde de c;okc;a dii§iinillmemi§; azm a.zt olan ele§tiriler ise duyulm~ ya da duyulmaz­bktan gelinmi§tir. Amac;lar kadar arac;larm da onemli oldugu, arac;larm amac;lart daibelirleyebildigi, i§tigal ettigim.iz i§lerin ve nesnelerin davram§lanrmz kadar psikolojimize ve sosyolojimize de sirayet ettigi mevzulm uzak ihtimalleri, yakmdaki ihtiyac; ve arzulanrmzm ~iddeti tarafmdan bastmlm.J.~tlr. Acaba gii­niimii.zde iran islam Devriminin niikleer giice sahip ol.mayt temel hedef olarak online koymasmda, ya da istanbul semalarmm "Milli GOrii§" egilimli bir iktidar don~minde modernizmin simgesi olan gokdelenlerle kaplanmasmda, bu tip bir balo~ a<;1Smm §ekillendirdigi bir paradigmamn etk:ileri yok mudur? Ve yine bel­li bir sanayile~me hedefini tutturmu~ olan islam illkeleri, bu siire<; ic;erisinde, acaba ,islfunla§ma ve daha da otesi, adalet ve ozgiirle~me, dahast ins ani geli§me ac;Ilarmdan temel sorunlarm1 c;ozmeyi ba~armi§lar rmdrr yoksa bu hedeflerden daha cia uzaga rm_ dii§mii§lerdir? Ve aslmda umursad.Iklart ve hedefledikleri asll §ey, ozgiir ve adiJ. bir toplum mudur yoksa kalkmrm§ ve miireffeh bir toplum mu?

$eriati, Marks'm toplumsalli~n bilincini belirleyenin iiretim ili~kileri oldugu ~eklindeki yakla§liDllll ve de temel saVIDI ele§tirirken de, aym hiimanist savun­ma mekanizmasm1 kullanmaktadrr: "insanm Marksizm' deki onceligi, aletlerin onceliginden dolaytdrr; yani hiimanizm yerine faydacilik diyebilir veya insan­hgm, islfun'da oldugu gibi Adem'in c;ocuklart degil, aletlerin c;ocuklart oldugu sonucuna varabilirsiniz."16 Ona gore "islam hiimanizmi bir tiir bilince, Marksist hiimanizm ise iiretime" dayanrr.l7 $eriati, Marks'm da benimsedigi Hegelist_ di­yalektigin "c;eli~ki" kavrarmru benimseyerek bunu, insanm "c;amur ve ilahl rub­tan" olU§umuyla izah eder.18 Oysa c;agda§ Marksist dii~iiniirlertarafmdan (belki Sartre baric;), Marksizm'in bir hiimanizm olmadi~ savunulmakta olup; islfun'm da hiimanist olarak tantmlanmast, belki donemsel ko~ullarla alakah ama prob­lemli bir tantmlamadrr. Bu ve genel anlamda Sartre'c1 yakla§Iro, biryandan islam diinyasmdaki humanist bir Aydinlanmaciligm etk:ilerinin cevapland1nlmas1n1 ama<;larken, ote yandan ise buna mehaz te§kil eden "Allah'm halifeligi" tantmla­mast, devrimci bir toplumsal hareket ve dii~cenin in§asmda pozitifbir iinkan olarak benimsenmektedir. Beri yandan, Aydinlanma hiimanizmi de, aym negatif etk:ilenmeye, cevaplamaya <;ah§b~ Hrristiyanhk tarafmdan maruz brr~tlr. isa'yt Tann kabul eden H1ristiyanhgm insam yiicelttigi bu konuma kar§l cevap ic;in, insam yine tannsal bir mertebede tutmak isteyen Aydinlanma dii§iiniirleri,

15 Ali ~eriati, isl§m ve Stnlfsal Yapt, <;evlren: Dol:tan OziQk, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 42-43.

16 Ali ~eriati, Marksizm ve Diger Batt Dii~iince/er/, <;eviren: Fatih Selim, DO~Qnce Yaymlan, istanbul,

1980,5. 43.

17 Ali ~eriati, Marksizm ve o;ger Batt DQ~Qnce/eri, <;eviren: Fatih Selim, DO~ilnce Yaymlan, istanbul,

1980,s. 91.

18 Ali ~eriati, Marksizm ve o;ger Batt Dii~Qnce/erl, <;eviren: Fatih Selim, DO~Once Yaymlan, istanbul,

1980, s. 110.

Page 23: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

bunun i~in tannsalligt tiim insanhga, daha' dogrusu batili insanhga atfederek, hiimanist ~1grn b~latnu§lardrr. Ancak ozellikle II. Diinya Sav~t sonunda iflas eden Aydmlanmac1 hiimanizm sonras1, hiimanizm kadar bu hiimanist kurama . dayanan insan haklan kuram.I da ciddi ele§tirilere ugrayacakt:Ir. Ne yazik ki daha onceki ban men§eli literatiirden bul~an bu sorunlu yakl~l.DllD etki.lerine, nere­deyse donemin tiim Miisliiman aydmlan da maruz kalnn§tlr. insanm "Allah'm

halifesi olu§u" tezi de i§te bu sorunlu yakl~I.ID.l sahiplenmek i~in i~eriden bir destek i§levi gormekte ve kullamh§hSml da hala siirdiirmektedir.

Bilindigi. gibi II. Diinya Sav~1 sonrasmda FransiZ sosyalistleri arasmdaki ayn§­ma sonucunda iki onemli egilim ortaya <;Ikml§br: Yap1salcuar (Louise Althusser, C. L. Strauss) ve Hiimanistler (J. Paul Sartre, Roger Garaudy). Ashnda ayn§-

. manm temelinde, Marksistler arasmda II. Enternasyonal'den beri tarti§Ilmakta olan "ekonomizm" ve "iradecilik" tartl§rnasl ya da anlaYI§lan bulunmaktadrr. Bu kez ise ayn§manm ekseni, daha ~;ok Sovyet Komiinist Partisi ile alan ili§kiler baglam.Inda parti'ye itaat, baglanma, se<;me ozgiirliigi.i, hiimanizm, aydmlarm ve proletarya'nm devrim siirecindeki rolii, insamn ya da toplumun onceligi. gibi meselelerle ilgilidir. Althusser'e gore Marksist, devrimci geli§imi dogrudan iire­timsel gii<;}erin geli§imi ve degi§iminin dogalhgma ve kendiligi.ndenligme (bi­

limsellik ve determinizm) baglar; dolaYIStyla burada soz konusu olan oznesiz bir yaptsal ili§ki ve degi.§im siirecidir. Oysa ozellikle 68 Bahan ve <;ekoslovakya'run Sovyetlerce i§gali sonucu, Sovyet Komiinist Partisi'nden umudunu kesen ve dev­

rimsel siireci bizzat varolu§~u se~;im ve ozgiir iradecilik temelinde yorumlayan, bununla da ozellikle II. Diinya Sav~I sonrasmda Avrupa'da ortaya ~Ikan, hayat kar§tsmdaki umutsuzluk ve anlamsJ..Zhk. sorunlanm -bunalumm- ~maya <;ah§an Sartre ve benzeri varolu§<;U dii§iiniirler, hiimanist-varolu§<;U bir Marksist an­

laY!§ geli§tirecek; ya da bir b~ka deyi§le y~h-iktisat~t-maddeci Marks'a kar§I, gen~-filozof-devrimci Marks'm gorii§lerini savunacaklard.Ir.

~eriati de, kendi okumalannda ii<; farkh Marksist a}rut eder (bazilan bunu be§e <;Jkarmaktadrr): Filozof ve devrimci olan gen<; ·Marksist, toplumbilimci ve genel

anlamda bilimci olan orta y~h Marksist ve iktisat~I ve siyaset<;i olan ya§h Mark­sist. Marksist, filozofiden eylem adamhgtna giden kendi miicadelesi i<;erisinde onemli evrilmeler y~ami§b.r. <;iinkii "filozoflar sadece diinyaYl a<;tklam.I§lar, ama onu degi§tirmeye <;ah§mam.I§lar"drr. ~eriati'ye gore ise Marksist maddeci degil, belirlenimcidir; yani tarihsel maddeciligi. degi.l, diyalektik determinizmi savun­maktadrr.19 Bir anlamdaysa Marksist, bir tiir peygamberlik roliine soyunmakta­

drr. Kader ~izgisini gozeterek, klyamet<;i bir tarih okumas1 yapmakta, ilkel komii­nal toplumun cennetinden, refah toplumunun cennetine dogru giden, miiminleri emek<;iler ve iimmeti proletarya olan bir tarih anlaYI§I ortaya koymaktadrr. Ancak

meseleye varolU§<;uluk a<;ISmdan bakarsak, tarihsel yazgtciliklarla Marksist keha­netler ve maddecilikle determinizm arasmda bir fark yoktur. insan davranl§lan

19 Ali $eriati, Islam Bilim II, <;eviren: Hicabi K1rlangu;, Fecr Yaymevi, Ankara, 2011.

II Tiirkiye'de islamc1hk Dii$iincesi ve Hareketi

Page 24: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

•• Tlirkiye'de islamc•hk

Dusuncesi ve Hareketi

ister maddi'§artlarca belirlensin isterse diyalektik yasalar tarafmdan, degi§en ~ok fazla bir §ey bulunmamaktadrr. Sonw;ta madde ya da tarih, insam -insanm Oz­giirliigunii- atlayarak kendi bildigi yolda yiiriiyii§iinii siirdi4"roektedir.

Sartre ac;ts!lldan ise, insamn temel degeri sec;me yetisi, ozgiirliigu ve sorumlulu­gudq.r. Ama insan neyi sec;ecektir? Evet! insan ozgiirdiir ama bu ozgiirliik ve so­rum1h1ugun muhatab1, smrrlan, mahreci ve eregi nedir? Bombo§ ve anlams1Z bir diinyaya anlam kazandrran, davraru§larlmlZt anlamh lalan nedir? Marksist ise, insanin belli bir toplumsal belirlenim ic;erisinde oldugunu ve dolaytstyla bu an­

lamda c;ok da sec;me ozgiirliigiine sahip olmadlgun soyler. Onun ac;1Smdan insaru belirleyen temel deg~r emegidir. Ama bu emek de, sonuc;ta ic;erisinde oldugu tire­tim arac;lan ve giiciine tabi tutmaktadrr insan1. 0 zaman bu insan emegi ile han­gi anlamlar diinyasnn in§a edecektir ya da emegm bOylesi bir amac1 var ffi.ldrr?. Aslmda sorun gerek Spinoza'nm ic;kinci idealizmi, gerekse Kant'm a§kmct idea­lizmleririin insanm online bir deger koyma konusundaki yeteneksizliklerinden kaynaklamr. Hegel ise bunu tannsal devletin a§k:mhgma havale eder ve bu anla­miyla fa§izan bir gelecege kap1 aralar. ister ontolojik isterse a§kmsal anlamda in-

1 sana bir deger vazedemeyen idealist ya da materyalist dii§iinceler, sonuc;ta insaru yiicelterek, dolaytstyla salt onun sec;me yetisinde (bu isterse Albert Camus'niin yakla§lffi.lyla "sac;ma" bir sec;im olsun) ya da Kantc;t evrenselci burjuva hii.maniz- ·

minde karar lalarak i§in ic;erisinden c;lkmaya c;alt§trlar. Oysa maddeyi bile belli bir kainat bic;iminde, yoklukta degil de varllkta kararh lalan bir pozitiflik (ve hatta iyilik kadar kotilliik de), oradan e§yaya ve insana dogru sirayet eder. Bir tiiy kadar

hafiftir belki bu dengeyi olumludan yana bozan. 0 "biiyiik patlama" (aslmda ya­ratlct devinim) sonras1 enerji, neden kiitlesiz kalmak yerine belli bir ol~ekte kiit-1eselle§meye yonelmi§tir, Leibniz'in deyi§iyle neden hic;lik degil de varl~ vardrr? Ama i§te bu karar-lilik, insanm degerler diinyasma, anlam arayt§ma ve hakikate dogru olan o sonu gelmez i§tiyakma dek sirayet eden bir egi-li7mdir.

Ali ~eriati de, i§te bu tartl§malann ya§andl~ Fransa'da, kendi toplumsalligma ve misyonwia uyarh olan ikinci gorii§iin, yani hii.manist, varolu§c;u ve devrim­ci anlayt§ID yanmda yer alacakttr. Bu, bir anlamda kendi "aydmJ.J.k" konumuyla

paralellik ta§tyan ve illkesinin insanlannm ihtiya,c;lanna denk dii§en, "arac;salCl'' bir sec;imdir. <;iinkii kendi illkesi ko§ullan ic;erisindeki aydmlar da iki yonlii ve cepheli bir c;atl§maya girmek mecburiyetindeydiler. Bir yandan illkedeki objektif ya da yaptsal, ko§ullan olu§tui:an din adamlannm (ve de §ahhgm) gelenekc;i ve mezhepc;i dar gorii§lilliikleri ve kar§t devrimci anlayt§lan ele§tirilerek a§tlmalt; ote yandan ise emperyalizme kar§l devrimci, ozgiirliikc;ii, yani bir anlamda in­

sanlarm ozgiir sec;imlerine, iradeci bir iman ve miicahedeye dayanan bir sava§rm ba§latllmaltydl. i§te bu nedenlerle ~eriati, yaptsalcl degil, ozgiirliikc;ii ve hii.ma­nist bir anlayt§l benimseyerek, bu anlayt§l kendi killtiirel form.lan ic;erisinde ye­niden yorumlayan bir dini anlayt§ ve diinya gorii§ii, yani bir ideoloji geli§tirdi.

Esasmda bir anlamda kendisinin de ic;erisinde yer aldl~ ~ii yenilikc;iliginin felse­fi koklerinin dayandl~ Molla Sadra, Sartre'm bile fevkinde, dort ba§t mamur bir

Page 25: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

varolu§<;u felsefe geli§tirmi§ti ve ~eriati'nin varolu§~ulugu da, belki Sartre'dan <;ok, Molla Sadra'ya dayanmaktad..I.r.

Bilindigi gibi Marks(istler), somiiriiyii dogrudan kapitalistin i§<;iden ~dlg:t ar­n-degere atfederek! devrimci kar§Ith~ kapitalizm-proletarya ikilemine SOO§­nrdllar. Oysa asll somiirii, emperyalist somiiriidiir. Oyle bir somiirii ki, sadece

dogal kaynaklar1 ve i§giiciinii degil, dogrudan insani ve kiiltiirel varhg:t <;almakta, insanlar1 ve batta toplumlar1 kolele§tirmektedir. Gariptir, Marksist, bep es ge<;er

emperyalist somiirii olgusunu ve bunun kapitalizme kazandlrdiklar~m. Ve batta destekler batlmn bammadde kayiJ.aklarma ula§mak i<;in diger iilkeleri i§galleri:.

ni. Ozellikle Cezayir'de, Hindistan'da ve Qin'de. Oysa ne gariptir, sadece batlh illkelerin Marksist aydmlar1 degil, i§gale ugranu§ bu iilkelerin aydmlar1 da -ki,

~eriati bunlar1 entelektiiel (yani idealist olmayan, ozgiirle§me ve ba~msJ.Zla§ma gibi ama<;lar ta§unayan bir zihinsel faaliyet i<;erisinde olanlar) olarak tammlar­

dikkat kesilmezler bu ban men§eli somiirii meselesine. Onlar daba <;ok batlmn §a§aah geli§imine ve bu geli§im i<;erisinde saf tutmu§ olan aydmlar1n parlak soy­

lemlerine kulak vermektedir. Nitekim FransJ.Zlann Cezayir'i i§galine kar§I koyan Sartre da, somiirillen iilkelerin bu yabanctla§lll§ aydmlarirun nasll da batlh ay­

dmlarm mukallitleri olduklar1ru, Frantz Fanon'un Yeryiiziiniin Lanetlileri adh kitabma yazdlg:t onsozde bicvederek anlatrr.

Marks'm din ele§tirisinin Hlristiyanh~ Tann anla)'l§l ve toplumsalliktaki po­

zisyonuyla alakah oldugunu soyleyen ~eriati, ozellikle XIX. yi.izy1hn vab§i kapita­

lizm §artlarmt ele§tiren Marks'm, bu ko§ullar i~erisinde proletarya)'l kapitalizme kar§I direnecek olan yegane devrimci gii<; olarak gordiigiine deginir. Marksist,

kapitalist iiretkenligin bir bayramd..I.r ve onun aslmda temel olarak bu iiretkenligi

mi, yoksa devrimsel bir donii§iim sonucu ortaya ~lkmasm1 tasarladlg:t insanh~ ozgiirle§imini mi ama<;ladl~ da pek a<;Ik degildir. Belki de asll ama<;ladl~ her ikisidir de; yani ashnda birbirine bag-un-h olarak gordiigu refab ve ozgiirle§me;

yani "tiikenmeyecek mal ve ebedi bir bayat"trr. savundugu. Boylece ~eriati'nin Alive Ebuzer ornekli~de dile getirdigi ozgiirliigiin nasll da "zor ve zer''e kar§It

bir kavramsallik olu§uyla, Marks'm refab artl§ma dayanan ozgiirle§me kavram­salh~, tam da birbirine kar§I hirer savdrrlar. ~eriati i<;in ozgiir bir insan olmak

ozveri, a§k, fakr, el<;ekme, miicabede gibi degerlere ula§mak i<;in insanm iman yoluyla (iradi) bir degi§imi ve bir anlamda maddi ko§ullara bir isyam ve bu ko­

§ullardan bir ba~J.Zla§ma ~basi (cebdi) iken; Marksist a<;Ismdan ise bu, dog­rudan toplumsal-maddi ko§ullardaki bir degi§imle, iiretim ara<;lm eldegi§i­

mi ve refahm art1§1yla alakah olarak ger<;ekle§ecek ve daba c;ok maddi ko§ullara ili§kin bir degi§imin ertesinde saglanacak. yani dogrudan ara~al bir donii§iime bag-rm-h olan bir (deten:nlne) durumdur.

Ama Marksist. en azmdan kapitalizmi ele§tirmek ic;in de olsa dinsel soylemin diline ba§vurur: " ... §erefsizlik, al~, zavalhhk, kolelik, zillet; klsaca biitiin ba­

ya~ nitelikler. Bu al<;ah§I reddeden proletaryanm cesaret, kendine sayg~, gurur

Tiirkiye"de islamcthk Dusiincesi ve Hareketi

Page 26: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

•• Turkiye'de islamnhk

Dil~ilncesi ve

Hareketi

ve bagunstzbk arzusuna ekmekten daha c;ok ihtiyac1 varc:hr." Marks'm bu ~eli§kili

soyl~mini de ele§tirir ~eriati:

"Dinin her zaman savundugu bu ahlaki degerlerin ve manevi fa.ziletlerin, boyle­sine bir a§k ve heyecanla, bunlan belli bir ekonomik sistemden ve iiretimsel alt-

! . yaptdan kaynaklanan fazlahklar olarak goren, hepsini hic;bir kutsalli~ olmayan degi§ken §eyler olarak ilan eden ayni Marksist tarafmdan dile getirildigme §ahit oluyoruz. Nasu oluyor da burada, bu manevi degerleri ekmekten daha iistiin go­riiyor? ... Bu, dine kar§t acrmastzea bir saldmda, dinin silahlanm odiinc; almak degil midir?"20

islam ac;ISmdan temel altyap1 ise tevhiddir; yani maddi degil manevidir. Uretim kaynaklan, Allah tarafmdan "biitiin halklar i~in yarablnu§trr". Sahiplik ise an­

cak emek yoluyla ortaya c;Ikan bir: emanettir.21 Kaldi ki bir ba§ka sosyolog, Max Weber, Marks'm iktisadi ve iiretim ara~lanm yerle§tirdigi o altyaptya, tam da

Marks'm·kar§tsmda oldugu bir gerc;ekligi yerle§tirir: Protestanli~, daha dogrusu

Kalvinizm'i. Ona gore kapitalizmi ortaya ~Ikaran Kalvinist dindann ~ileciligini, I

sabrmi ve tuturnlugunu iiretime yoneltmesi; Tann'mn begenisini ve takdirini bu

yolla kazanma istegi.dir. Oysa Marks'a bakarsamz, durum tam da tersidir. Yani ashnda Kalvinizm'i ortaya ~Ikaran kapitalizmdir. Belki de daha dogrusu, tarih­teki her olayt belli bir determinist mantik c;er~evesinde okumaktan kurtulup, bir e§zamanli geli§meden de soz edilebilir. ·

~eriati, Marksizm'le islam arasmda, idealler a~1smdan bazt benzerlikler olu§un­

dan hareket ederek her iki anlayt§l birbirine kan§branlan da ele§tirir. Qiinkii bu ideallerle ideolojileri kan§tirmaktan ba§ka bir §ey degildir. ~eriati, i§te burada

da, yine kendi donemsel ko§ullanyla bagmbh olarak, islam'dan oldugu kadar

Marksizm'den de hirer "ideoloji" olarak soz eder. Oysa Marksizm ac;tsmdan ide­olojik bir tamm a§a~aytci bir yakla§tmrur ve ku§kusuz aynt §ey islam ic;in de

ge~erlidir. Marksizm kendisini bilim veya ogreti olarak tammlarken, islam ise Din'dir. Ger~i ideolojileri ashnda bir yanli§ bilinc; olarak goren Marksist orto­

doksi giiniimiizde itibarnn biiyiik Ol~iide yitirerek, yerini ideolojilere olumlu bir deger atfeden bir anlayt§a (Antonio ~ramsci, Nicos Poulantzas, Cornelius Casto­

riadis, Etienne Balibar ... ) brr~trr. Beri yandan a~Ikbr ki; dinin giincel yorum. ve anlayt§lan da (sozgelimi islamcilik, Nurculuk, selefilik, gelenekselcilik gibi)

hirer ideolojidir. Ama bu yine de her iki yakla§rm a~Ismdan da ideoloji tammmm

kullammm1 sorunlu olmaktan uzakla§tirmaz.

~eriati Marksizm'i ele§tirirken, sosyalizm.i (toplumculugu) Marksizm'den (ortak­

la§aciliktan) aytrt etmeyi ise ihmal etmez. Nurettin Top~u gibi, onun a~1smdan da gerc;ekle§tirilebilir olan sosyalizm, ahlak~1 sosyalizmdir. Elbet tiim toplumcu

20 Ali ~eriati, Marksizm ve Di~er Bat/ D0$0nc.eleri, <;:eviren: Fatih Sellm, DG$Gnce Yaymlart, Istanbul, 1980, s. 76-77.

2l. Ali ~eriati, isl§m ve Stmfsa/ Yap1, <;:eviren: Dogan OziUk, Fecr Yaymevl, Ankara, 2008, s. 1ll-1l.4.

Page 27: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Miisliiman aydmlar gibi, onun da, el~digi ozel miilkiyete yakl~mu muglakhr ve daha ~ok zemmedici bir iislupla yetinilmektedir. Tabi bu tiir bir yakl~mun genellikle tasavvuf (ztihd) kanahyla gelen geleneksel bir yonii de bulunmakta­drr. 0 zaman, elbette salt geleneksel bir ta£avvu.fi ahlakla yetinmeyen ve bu tip bir tasavvufi anlayt§ID bireyselci .kurtul~a adanrm§ ogretisi kadar, Marksist bir ortakl~aciligm maddeci ve determinist, bilimsellik adma insamn ozgiirliigiinii hi~e sayan tutumunu da reddeden bir miilkiyet~ilik ele§tirisinde nasu bir kas1t giidiilmektedir? "Adl ve klst"tan, miilkiyetin Allah' a ait olu§undan bahseden bu yakl~1m, iiretim ve bOlii§iim ili§kilerinde, o geleneksel ahlaki tutumlara ili§kin ornekliklerin dl§mda nasu bir yordam ongormektedir? Zira giiniimiizde sol'llli artJ.k salt topragm miilkiyeti meselesiyle ilgili degildir; hatta bu, giiniimiiz ikti­saru a~tsmdan artJ.k tali bir sorundur. Beri yandan emek ve emegin kar§iligx gibi tam.mlar da giderek somut niteliklerinden uzakla§makta, dolayts1yla iizerlerinde konu§mak giderek zorl~maktadrr. Hatta miilkiyetten neyin kastedildigi konusu bile muglak degil midir? Bu, neye sahipliktir: iktidara IDl, dii§iincenin iiriinlerine mi, yoksa toprak veya benzeri olan iiretim ara~larma IDl? Ki toprak, Marksizm a~1smdan iiretim arac1 olma haysiyetine bile sahip degildir. Zira iiretim deyince akla endiistriyel iiretim, iiretim ara~an deyince de akla, tel_<nolojik ayg~tlar, yani proletaryayt i§e ko§an ara~lar gelmektedir. Oysa giiniimiizde artJ.k ne topragxn miilkiyet, ne de proletaryanm iiretim a<;lSmdan belirleyici bir ozelligi kalnn§tlr.

Hem bu "miilkiyet"in Allah'a has kilinmas1, Muaviye ve Ebuzer'in tarb§mala­n ornekliginde zikredilen bir rollerin tersine <;evrili§i gibi, sonu~ta miiminlere, dahast insanlara ait olan bir haklan (bu ister yonetim/egemenlik, isterse mill­kiyetjsahiplik olsun) Allah' a has lahnmak adma belli bir ziimreye has kllmarak insanlardan uzakl~tmlmas1 ve her tiirlii sosyopolitik donanlmlarmdan yoksun­l~trrilarak ~1plakl~trrilan insanlarm iktidara kulla~as1 (mesela yonetimin hilafet aruyla bir soya vey.a dar bir yonetici se~kine ait kilim§l gibi) ya da dinin bizatihi y~anilir olmaktan <;Ikanlarak temsil edilebilir bir §ey'e (bu §eylik, dinin de, tlpkl iiretimsel nesnelerin metal~tmlmas1_ ve parasal bir temsiller sistemi araciligxyla ahmp satilabilir bir §ey' e donii§tiiriilmesi ya da belli bir ogretiye v~ya ~Ikara ara<;sall~tmlmas1 ve hatta "afyonl~tmlmast" da olabilir) inhisarla§tlnl­masl (mesela din iizerinde tasarruf hakklnm b:ir din adamlan smrlina aitle§ti­rilmesi) veya iiretim ara~lan iizerindeki tasarrufun Allah adma belli bir ziimre­nin kullanmuna verilmesi (ya da toplum adma belli bir sllllf, parti ya da kutsal bir soya verilmesi) gibi, soyut bir bi<;imde ama<;lanan veya tasarlanan adaleti bir zulme donii§tiirmeyecek midir? Hem emegin kar§iligxnm ahnmas1, bir "adl" olsa da, bu anlamdaki kazarumlara (sozgelimi ticari kazan<;larm miilkiyeti ya da iiretim ara~lan iizerindeki miilkiyete) olan sahiplik, bir miilkiyet olarak nerelere kadar ilerletilebilir ve bu miilkiyet iizerindeki tasarruf hakla nereye kadardrr? Ger~i "su, otlaklar ve ate§", yani su kaynaklan, meralar ve ormanlar ve enerji kaynaklan iizerinde ozel miilkiyet olu§turulamayaca~ peygamberimizin bir hadisine dayanilarak soylenilmektedir. Ama on dort yiizytl oncesinin §artlany­la giiniimiizli layas1amanm manti~ nerelere kadar geni§letilebilir ya da daral-

II Turkiye'de islamc1bk Dii~iincesi ve Hareketi

Page 28: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

Tilrkiye'de isl3mclhk

DG$Uncesi ve Hareketi

-1:!.labilir? Sonuc;ta sadece iiretim arac;lannm ortakhguu ongoren Proudhoncu bir·an¥~ist toplumculuk (sosyalizm) mu; yoksa bu tip bir c;oziimlemeden uzak dur'an salt ilkesel bir tutum mudur ~eriati'nin yakla§liiD, bilinmez. Belki de bu, sonuc;ta temel amac1 ve onceligi, gelenekselligin baslas1 altmda mefluc; olmu~ ve em~eryalizm. kar~1smda ozgiivenini yitirmi§ bir toplumsalhgm aydmla1:i.lmas1 ve ozg{irle~tirilmesi olan bir aydmm ufkunun otesindeki bir gorevdir ve en azmdan §imdilik sorunsalla§tmlsa da c;oziimlenmeden brralalrr.

Belki de bu, bir "emek ve bOlii§iim" sorunu olmaktan ote, "insan" sorunuyla ve toplumsalligm kendi haklariDI savunusuyla ilgili o sorumluluklarmm aslaya almm~sma miisaade etmeyen, kendi asll yetkilerini asla ba§kasma devretmeyen sonu gelmeyecek bir ergenle~me t~mas1drr ve o nedenle de ~eriati de, soru­nun o degi§meyecek olan asli yoniine deginerek, donemsel ve teknik ayrm1:!.lan­na girm.eden ya da en azmdan onlan fazlaca one c;Ikarmadan, ilkesel bir diizeyde siirdiiriir tarti~malariDI. Oyle ya her c;agm tarti~ma konulan kadar arac;lan da farkh ve o c;aga ozgiidiir; ve bunlar iizerinde sonu gelmez laflar etmek, bir an­lamda gereksiz, sqzii bo§ yere uzatan hirer ukalahkt:Ir. ~eriati'nin gec;i~tirdigi bu sorunun teknik yanlan iizerinde ise, bir ba§ka c;agda§ aydm/alim, Muhammed Bakrr es-Sadr duracak ve islam iktisadma c;agda§ bir yakla§rm getirmeye c;ah­§acaktrr. Ama her ne olursa olsun bu sorun, yani emek, iiretim ve bolii§iim gibi iktisadi sorunlar kadar kalkmma, refah, silahlanma ve teknolojinin kullammmm ahlak:i ve etik boyutlan, diinyamn ve toplumlann fiziki ve ahlak:i kirletilmi§ligi ve giderek daha da kirlenmesi sorunlan, tiim insanl1gm oldugu kadar Miisliimanla­rm da, he ne kadar bunu pek iistlerine almasalar ve en azmdan §imdilik, belli bir kallonma diizeyine ula§-a-mamak sanki onlan bu sorundan muaf tutmaktaym.I§ gibi gec;i§tirmeye ~salar da, en temel sorunlandrr.

~eriati'ye gore giiniimiizdeki kurulu dinin zayif noktas1, insani bir insan olmak­tan uzakla§trran, onu edilgen ve iradesiz bir zavall1ya donii§tiiren yoniidiir. Bu da ~eriati'nin hiimanist yakla§Imlannm operasyonel niteligini ortaya koyar. Buna kar§ilik (Marksist veya fa~ist) sosyalizm de, materyalist ol~u kadar, bir devlete (iktidara) tap1cilik olu§uyla da benzer bir probleme duc;ar olmu§tur. Ozgiirlii­gu one c;lkaran varolu§<;uluk ise, ahlaki deger ve sorumluluklar(m kaynagm)dan uzaktrr.22 DolaYISiyla bu iic; ele§tirel yakla~rmdan ~eriati'nin dii§iin diinyasmm temel karakteristigi, insani insan yapbguu savundugu ii<; temel deger de ortaya <;ikmaktadrr: A.§k, Adalet ve Ozgiirliik. 23

~eriati'nin Uslubuna Dair

~eriati'nin iislubundaki savrukluk ve serazadbk, onu siirekli bir yanli§ anla§llma sorunuyla kar§I kar§Iya brrakmaktadir. ~eriati ise bu hususta oldukc;a umursuz­dur ve en hassas meselelerde bile oldukc;a riskli ve ozgiir yakla§lmlarda bulun-

22 Ali $eriatl,/s/lJm ve Sm1fsa/ Yap1, Qeviren: Dogan Ozliik, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 138-139.

23 Ali $eriati, /slam ve Stmfsa/ Yapt, Qeviren: Dogan Ozliik, Fecr Yaymevi, Ankara, 2008, s. 147.

·-

Page 29: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

makta, adeta bilin~ bir ·la§kimci tavrrla hareket etmektedir. Onun bu havas1,

~eriatistler a91smdan ister istemez k<:>runma ve savunma mekanizmalanru da

harekete ge~irir. Beri yandan, bazi yakla§rmlan islam diinyas1 i~in ger~ekten de

olduk~a yenidir. Sozgelii:ni, oldukc;a ~ekici ve iiretken bir mesele olan Adem'in cennetten dti§ii§ii ve Habil'le Kabil'in kavgalanna olan yakla§um, geleneksel an­

layt§lar a~smdan olduk~ la§lart:!CI ve tahammill edilemez bir temelsel yorumu ortaya koyar. Hnistiyan, Marksist ve VarolU§9U literattirden yararlanarak ortaya

konulan bu yorumlar olduk~ sarsicidrr ve her tiirlti yanli§ anlamalara miisaittir.

Olduk~a slk~a ve belli bir muhabbetle kullanilan Muhammed, Ali, Ebuzer, Htise­yin, Fatima isimlerinin yaDisrra Mani, Buda, Freud, Marksist, Louis Massignon,

Delacroix, Motzart, Maeterlinck, Sartre ... gibi isimler, onun olu§turmaya ~all§­

t:J.i?;J. bu yeni dini soylemin i~erisinde serbest~e dola§rrlar. Bu all§Ilmadlk tarZ!yla ~eriati, islam'm yerel, kiiltiirel, tarihsel bir din olarak anla§Ilmamasl gerektigini

ISrarla vurgular. Bu tutumuyla ise sadece Miisltimanlann degil, bat:J.cilann da

ezberlerini bozar. ~a§kmhga ugratJI insanlm. Bir ~ii olmasma ragmen ~iilige kar§I da keskin ve radikal ele§tiriler getirir. Kurumsal ve otoriter dini anlayt§lart

sevmez ve bunu "Dine Kar§l Din" olarak tarumlayarak ele§tirir. Mistik, anar§ist,

devrimci bir soylem ve a§k dolu bir diinyaDID heyecamyla, bu heyecana uygun

ki§ilikler etrafmda yeni bir diinya kurmaya ~§Ir ve en aZIDdan soylemsel ola­

rak bunu ba§anr. iran Devrimi tizerindeki etkisi ise a§i.kar ama SIDJilidrr. Qiinkti "Devrim", nihayetinde somut ve kurumsal bir degi§im, bir iktidar degi§imi ve

olu§UIDU tarafmdan onti kesilemeyecek bir siirekliliktedir. Kurumsal devrim,

ger~ekle§tigi andan itibaren olmeye ba§lar; oysa mtiminlerin devrimci cehdi,

siirekli bir tutumdur. DolaYJSiyla bu, yerel ve donemsel bir degi§im arzusu ve

ger~ekle§imi olmaktan ote, siirekli ve kesintisiz bir yenilenme bilinci ve ~abas1

olmalldlr. imam Humeyni ise, ozellikle tutucu din adamlm tarafmdan aleyhin­

deki tiim ~abalara ragmen ~eriati'yi savunmaktan asla geri durmarm§tJI.

Bu ~abalanrun toplumsal ve siyasal ger~ekliklerden kopukl!li?;J.I ise urourunda degildir ~eriati'nin. Zaten sevmedigi bir atmosferde ya§amaktadlr. Ve i§te bu

ytizden, zaman zaman ba§ka dtinyalara ka~ar; bayalindeki o karizmatik ki§ilik­

lerle muhayyel soyle§ilere giri§ir; dertlerini, acumm, i~inde ya§adli?;J. §U diinya­

DlD acrmaslZlli?;J.m, duyarsi.Zllli;m.l, nobranlli?;lm ve kadir bilmezligini onlara anla­

tJI; onlarla soyle§irken sanstirstizdiir sozleri ve bir §air gibi co§kuludur; ytiregini,

etrafrm bir zindan gibi ~eviren bu diinyarun ufuklmm a§arak o ytice dostlann meclisinde yab.§t:J.rmaya, belki de yeniden alevlendirmeye ~§Ir. Ve hatta bazen

mevcut §ahsiyetler de yetmez yiireginin acllanm payla§mak i~in ve bayall ki§ilik­

ler bulur; Cbandel gibi. Bu belki kandil'den, yani bir mum gibi yanan ytiregmden

bir kinayedir.24 Ama bu ytice dostlarla bayall de olsa soyle§ilerinde, en azmdan

anlamakta ve anla§Ilmaktadrr. Kim bilir, oliimii de, belki de arbk bu kadir bil­

mez, nobran, hedonist, dtinyaperest, madded, ~lkarc1, sinsi, yiireksiz, a§ksiZ, ki-

· 24 Hlcabi K1rlang1v, "Ali ~eriati'de Edebi Osiup ve Dll", Bir Dli~unce ve Eylem Adamt Ali ~eriatl- Ali $eriatl Sempozyumu ivlnde, Ed. Murat Demirkol, Fecr Yaymevl, Ankara, 2013, s. 84.

II Tiirkiye'de istamc1hk Ou~uncesi vP Hareketi

Page 30: TURKIYE'DE iSlAt~Ciln

II Ti.irkiye'de islamc1hk

Oii~iincesi ve Hareketi

birli, alalsiZ, izansiZ, kaba insanlann diinyasmdan aynlma dileginin (duasmm) bir kab~li ve ta.mkh~dtr ve salt bu anlamda bile olsa bir §ahadettir. Evet, o, c;agmllzm, akhmn ve kalbinin gozlerini sonun~ degin a<;Ik tutmu§ bir tamf;ldtr. "Allah'lm! Bana yenilgide <;abalama, umutsuzlukta sabretme, silahsiZ sava§ma, yold~SlZ yiiriime, odlilsiiz c;ah§ma, diinyasiZ din, isimsiz ylicelik, elaneksiz biz­met, nyasiZ iman, gosteri§Siz iyilik, hevessiz a§k ve kalabahf;ln arasmda yalmzlik nasip et" derken, duasmdaki bu sozleri, neredeyse Gandi'nin ilkelerine ("dogru­lukta sebat ve nefssiz eylem") benzer bir yakandtr.

~eriati belli bir disipline bagh bir dli§iiniir ya da yazar veya bilim adann olma­dt~ gibi; geleneksel bir aydm ya da din adann da degildir. Soylemini belli bir konuml~a hapsetmemesi, hitabmm <;ok ama<;hh~ kadar, muhataplarmm sorunlarmm t;ok yonliilligu ile de ili§kilidir. Kitaplan, <;oguruukla konu§mala­rmdan derlenmi§ ya da hep muhataplanru harekete get;irmeyi amat;ladtf;tndan, konu§ma ·lislubu ile kaleme almmJ§br. Geni§ ylirekli, geni§ ufuklu, futmah bir ruha sahip bu huzursuz (yatl§mak bilmez) insanm yazdtklan, oldukc;a geni§ bir referans <;ert;evesin~ de sahip olunca, elbette bir <;eviri ve anla§Ilma glit;lligu ile kar§J.la§J.laca~ da ortadadtr. Beri yandan t;evirmenlerim.izin izan lath~ ya da sansiir meraklan, ~eriati gibi devrimci bir ruhun anlatmnni <;ogu kez katleder. Tiim bunlann birle§imi, ister istemez yanh§ anlamalara mlisait bir dli§iince, dil ve ki§iligeyol at;acakbr. Boylesine netameli bir dii§iiniirli Siinni ve muhafazakar· bir kiiltiire t;evirmek ise ba§h ba§ma bir problemdir. ~eriati'nin eserlerini t;e­virmek, ~eriati'yi dogru anlama}'l ba§armanm yanmda, kullandt~ dill <;ozebil­meyi ve referanslanna muttali olma}'l gerektirdigi gibi, ote yandan ise Tiirk<;eye hakim olmak gibi karma§Ik sorunlann ve sorumlulugun listesinden de gelmeyi. gerektirmektedir. Beri yandan, oz~ anlatlmmda bile, konu§ma iislubu i<;eri­sinde zikrettigi t;ogu (ozellikle babh) isimler, yanh§ bir bi<;imde zikredilmekte­dir ve ba.zi bilgi veya basla hatalan ise, onca baslarun ardmdan bile diizeltilmi§ degildir. Dii§iincelerindeki serazadbk, co§ku, la§lartlc1 ele§tiriler, karma§Ik alal ylirlitmeler ve geni§ atrllar, ister istemez dli§manca saldtrJ.larla veya yanh§ an­la§J.lmalarla sonut;lanacaktrr. Belki de bu yiizden o kimi kez Marksist, kimi sos­yalist, kimi saplanbh bir ~ii, kimi bir varolU§<;u, kimi koktenci bir islamc1, kimi ara<t5alc1 bir devrimci, kimi ise bab 4ayram bir aydm olarak anla§Ilm.aktan kur­tulamann§trr. Ama Cemil Merit;'in deyimiyle o, ashnda, Buda'ya atfen kull~dt~ gibi, kelimenin tam anlannyla "goller bolgesinde bir ada"dtr.