21
1111 Dl VE (Trafik, Kader, Kaza, Tevekkül, Ahlak ve Kul ) -1- Sempozyum Yürütme Kurulu ve Prof. Dr. Fikret KARAMAN Üniversitesi Fakültesi . Malatya 2016

-1-isamveri.org/pdfdrg/D254447/2016/2016_ASLANR.pdf · 2019. 7. 10. · 92 1 DİN VE TRAFİK ve şiddetine göre "suht, esef ve hidde" kelimeleri de Kur'an-ı Kerim' de geç mektedir.4

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 1111

    Dl VE

    (Trafik, Kader, Kaza, Tevekkül, İrade, Ahlak ve Kul Hakkı )

    -1-

    Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı ve Yayına Hazırlayan Prof. Dr. Fikret KARAMAN

    İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi .

    Malatya 2016

  • HADİSLERDE ÖFKE KONTROLÜ VE ÖFKE KONTROLÜNÜN TRAFİK

    AHLAKINA ETKİSİ

    Doç.Dr. Recep ASLAN

    Muş Alparslan Üniv. İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı,

    [email protected], [email protected].

    GİRİŞ

    Öfke Nedir?

    Sözlükte "kızmak, öfkelenmek; kızgınlık, öfke duygusu" anlamına ge-

    len öfke/gazap genellikle rıza ve hilm kavramlarının karşıtı olarak kullanıl

    maktadır. Bir ahlak kavramı olarak ise acı veren kötü bir davranışın kişinin

    ruhunda uyandırdığı kızgınlık, intikam alma duygusu ve cezalandırma isteği

    anlamında kullanılmaktadır.1 Öfke, doyurulmamış isteklere, istenmeyen so-

    nuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen, son derece doğal, evrensel ve

    duygusal bir tepkidir.2 İnsanoğlunda öfkenin yaratılmasının sebebi, onu ken-

    dine silah edinip kendisine zarar veren şeylerden korunmaktır.3

    Kur'an-ı Kerim' de Öfke Anlamını Taşıyan Kavramlar

    Öfke kelimesinin Arapça karşılığı "gazap"tır. Kur'an-ı Kerim'de "ga-

    zap" ile "gayz" kelimesi öfke anlamında kullanılmakla birlikte, öfkenin çeşidi

    ı Komisyon, Dinf Kavramlar Sözlüğü, DİB Yayınlan, Ankara, 2010, s.201; Çağrıcı, Mustafa, "Gazap" md, DİA, İstanbul, 1996, xııı, 436.

    z Soykan, Çiğdem, Öfke ve Öfke Yönetimi, Kriz Dergisi, 11(2), s. 20. 3 Gazaıı, Ebı1 Hamid Muhammed, Kimyô.-yıSaô.det, (Çev. Ali Arslan), Yeni Şafak, İstanbul,

    2004, ıı, 544.

  • 92 1 DİN VE TRAFİK

    ve şiddetine göre "suht, esef ve hidde" kelimeleri de Kur'an-ı Kerim' de geç-

    mektedir.4 Gazap, kızılana zarar verme iradesi ve intikam alma hissi ile tesi-

    rini yüze yansıtan şiddetli öfke olarak tarif edilmektedir.s Gazap kelimesi in-

    sanlar için kullanıldığında, kişiye karşı işlenen bir suç veya haksızlık karşı

    sında kalbinde hissettiği bir duygu olarak, Allah için kullanıldığında ise ya-

    ratılmışların Allah'ı inkar ve O'na isyan etmeleri neticesi ortaya çıkan his ola-

    rak ifade edilmiştir.6 Gazap kelimesi Kur'an-ı Kerim' de genellikle Allah'ın ga-

    zabı şeklinde kullanılmakta ve bu gazabın kimlere yöneldiği ve hangi davra-

    nışlar sonucu gerçekleşeceği anlatılmaktadır. Dinden dönme7, Allah'ın nime-

    tini beğenmemes, kasten bir mümini öldürme9, savaştan kaçmaıo, Allah'ın

    emrini dinlemeyip O'ndan başkasına tapmaıı gibi eylemlerin Allah'ın öfke-

    sine sebep olduğu görülmektedir.

    Gazap kelimesi Kur'an-ı Kerim'de Allah için kullanıldığı yerlerin dı

    şında Hz. Yunus'un öfkeli bir durumda kavminden uzaklaşmasını anla,tan

    ayetteız ve iki yerde Hz. Musa'nın Tur-i Sina' da bulunduğu esnada buzağıya

    tapmaya başlayan kavmine üzüntülü ve öfkeli bir şekilde karşı gelmesini

    ifade ederken13 kullanılmaktadır. Bu ayetlerin dışında Kur'an-ı Kerim' de ga-

    zap kelimesi, Şura süresinde müminlerin üstün vasıfları sayılırken öfkelen-

    diklerinde gösterdikleri davranış tarzını açıklamada kullanılır. Bu ayette,

    müminlerin üstün vasıfları sayılırken kızdıkları zaman bile kusurları bağış

    ladıklarından övgüyle söz edilir.ı4

    Gazaba yakın anlam ifade eden gayz kelimesi de öfkeden daha büyük

    sırf kalpte ve kızgınlık şeklinde cereyan eden bir duyguyu ifade eder. Gayz,

    4 Özkan, Ayşe Nur, Dini Motiflerin Öfke Kontrolü Üzerindeki Etkisi, (Basılmamış Yüksek Li-sans Tezi), MÜSBE, İstanbul, 2008, s.36. Ayrıca bkz. Karslı, Necmi, Öfke Kontrolü ve Din-darlık İlişkisi (Erzurum Örneği), (Basılmamış Doktora Tezi), Atatürk ÜSBE, Erzurum, 2011, s. 97.

    s el-İsfehanl, Rağıb, Müfredtitu Elfazi'l-Kur'an, (Thk. Sefvan Adnan Davudi), Daru'l-Kalem, Dımaşk, 2002, s. 608; Karslı, Öfke Kontrolü ve Dindarlık İlişkisi, s. 97.

    6 İbn Manzur, Ebu'l-Fadl Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem, Listinu'l-Arab, Daru's-Sadr, Beyrut, ts., !, 649; Karslı, Öfke Kontrolü ve Dindarlık İlişkisi, s. 98.

    1 Nah!, 16/106. s Bakara, 1/61. 9 Nisa, 4/93. 10 Enfal, 8/16. 11 A'riif, 7 /71. 12 Enbiya, 21/87. 13 A'riif, 7 /150, Taha, 20/86. 14 şura, 42/37.

  • KUR' J\N VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLAR! VE ÇÖZÜMÜ 1 93

    hoşlanmadık bir şeye ani öfkelenmedir. Gazap, Allah'a isnat edilen bir duygu

    olduğu halde gayz, yalnızca kullara isnat edilen bir duygudur.ıs Kalbin kanı

    nın yanaklara hücum etmesi veya başına sıçraması sonucu insanın yaşadığı

    hararet olarak tarif edilir.16 Kur'an' da, hadislerde ve diğer İslami kaynak-

    larda gazap ve sah at hem Allah' a hem de insanlara, gayz ise sadece insanlara

    nispet edilmiş, ayrıca ılımlı bir gazap duygusu fazilet sayılırken gayz daima

    yerilmiştir.17 "Gayz" kelimesi Kur'an-ı Kerim' de kafirlerin öfkesi1s, münafık

    ların müminlere karşı kiniı9, müminlerin kontrol etmesi gereken öfke20 ve

    cehennemin öfkesi21 şeklinde yer almaktadır.

    Razı olmamayı ifade eden suht kelimesi cezalandırmayı gerektirecek

    tarzda, şiddetli bir şekilde öfkelenmek, kızmak manasına gelmektedir.22 Bu

    kelime aynı zamanda yüz çevirmeyi ve ilgi göstermemeyi de ifade eder.

    Kur'an-ı Kerim'de 4 yerde geçer. Üç ayette Allah'ın öfkesinden23 söz edil-

    mekte, bir ayette24 de kendilerine sadaka verilmeyen kişilerin öfkesini anlat-

    mak için kullanılmaktadır.

    Esef kelimesi hem hüzünlenme, kederlenme, tasalanma hem de öfke-

    lenme anlamına gelir. Yerine göre her iki anlamda bazen aynı, bazen de ayrı

    olarak kullanılır. Gerçekte esef, damarlardaki kanın intikam arzusuyla yüzde

    belirmesi, yüze sıçramasıdır. Esef, nefsin hoşlanmadığı kötü ve çirkin bir şey

    karşısında takındığı tavırdır ki, bu durum üstlerinden gelirse öfke ve kızgın

    lık, astlarından gelirse hüzün sebebi olur.2s Kur'an-ı Kerim' de esef kelimesi,

    Allah'a isnat edildiğinde gazap26, kullara isnat edildiğinde hüzün anlamını

    ifade eder.27

    15 Soyalan, Mehmet Yaşar, Elmalılı Tefsirinde Kur'anı Terimler ve Deyimler, Ağaç Yayınları, İstanbul, 2003, s. 130.

    16 el-İsfehani, Müfredat, s. 619. 11 Çağrıcı, "Gazap" md, DİA, XIII, 436. 1a Tevbe, 9 /120, Hace, 22/15, Ahzab, 33/25. 19 AI-i İmran, 3/119. 20 AI-i İmran, 3/134. 21 Mülk, 67 /8, Furkan, 25/12. 22 el-İsfehiini, Müfredat, s. 402; Özkan, Dini Motiflerin Öfke Kontrolü Üzerindeki Etkisi, s. 38. 23 Al-i İmran, 3/162, Mfüde, 5/80, Muhammed, 47 /28. 24 Tevbe, 9 /58. 25 el-İsfehiini, Müfredat, s. 75. 26 Zuhruf, 43/55. 21 Kehf, 18/6, Taha, 20/86.

  • 94 1 DİN VE TRAFİK

    Arapçadan dilimize geçmiş olan hiddet kelimesi, mücadele etıne, karşı

    gelme, öfkelendirme, düşman olma anlamlarına gelmektedir.28 Kelime

    Kur'an-ı Kerim' de Allah ve Resul'üne karşı gelen ve onlara düşmanlık eden

    kişileri anlatırken kullanılmaktadır.29

    Kur'an-ı Kerim müminlere ağır başlı, sabırlı ve yerine göre hareket

    eden bireyler olmalarını emrederken, cahillerin cahiliye hamiyetiyle davran-

    dıklarını, öfke ve gazaba kapıldıklarını belirtir. Yersiz öfke ve gazap, nefse ve

    hevaya uymanın sonucudur. Kur'an nefislerine yenilen, öfkelerine kapılan,

    hareketlerinde daimi aceleci davranan, ifrat ve tefritten kurtulamayıp, orta

    yolu benimsemeyen kişilerin, bu türden hareketlerini cahili hamiyetler ola-

    rak tavsif etınektedir.3o

    Kur'an' da Şura suresi 37. ayette: "O iman edenler, büyük günahlardan

    ve hayasızlıktan kaçınırlar. Onlar öfkelendikleri zaman da kusur/an bağışlar

    lar' buyrulmaktadır. Bu ayette kişinin tabiatında öfke duygusu olduğu .için

    müminlerin de öfkelenebilecekleri belirtilmekte, ayetin devamında ise sa-

    dece dini değerleri içselleştirmiş, inançlarında samimi olan müminlerin, öfke

    anında intikam almak yerine bağışlayıcılık yolunu tuttukları veya tutınaları

    gerektiği ifade edilmektedir. Kur'an-ı Kerim'de Hz. Peygamber'in şahsında

    bütün inananlara, "(Resulüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden

    yüz çevir'3ı buyrulmaktadır. Yine başka bir ayette ise: "Kim affeder, banşırsa

    onun mükô.fatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez"32 buyrularak kaba

    ve çirkin hareketlerde bulunanlara, kusur işleyenlere karşı hoşgörü ve af ile

    davranılması tavsiye edilmektedir.

    Başka bir ayette, "Onlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfke-

    lerini yutarlar, insani an affederler ... "33 buyrulmaktadır. Ayette öfkeye karşı

    takınılması gereken tutumu ifade etınek için kullanılan r-15'"kezm" keli-

    mesi, dolu bir kırbanın ağzını bağlama anlamına gelir ki, burada öfkesini yu-

    2a el-İsfehan!, Müfredat, s. 75. 29 Tevbe, 9/63, Mücadele, 58/5, 20. 30 Ünal, Ali, Kur'an'da Temel Kavramlar, 2. Baskı, Işık Akademi Yayınlan, İstanbul, 2011, s.

    358. 31 A'raf, 7 /199. 32 Şura, 42/40. 33 Al-i İmran, 3/134.

  • VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 95

    tup tutmak, zarar gördüğü kimselere karşı gücü olduğu halde öç almaya yel-

    tenmemek ve hatta hoş olmayan bir tavır göstermeyip tahammül etmek ve

    sabretmek manasında kullanılmıştır.34

    Psikoloji literatüründe sabrın özellikle nefret, öfke ve düşmanlık gibi

    üzücü bütün hisler için genel bir panzehir içeren özel bir uygulama olduğu

    müşahede edilmektedir. Öfke anında sabırlı olmak, kişiye aklı etkin l:ı_ir bi-

    çimde kullanma ve ayrım yapabilme imkanı sağlamaktadır.35

    Hadislerde Öfke ve Öfke Kontrolü

    Kur'an-ı Kerim'den sonra ikinci temel kaynak olan hadisler Müslü-

    manlar için dinin anlaşılması ve yaşanması açısından çok büyük öneme ha-

    izdir. Hz. Peygamber insanlığın kurtuluşu için gönderilmiş bir peygamber-

    dir. Çağımızda insanlığın içinde bulunduğu şiddet, öfke ve kaos ortamında

    Hz. Peygamber'in örnekliğine hayatın her aşamasında daha fazla ihtiyacımız

    vardır. Kur'an' da "büyük bir ahlak üzere"36 olduğu bildirilen Hz. Peygamber,

    yine Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle "alemlere rahmet olarak"37 gönderilmiş ve

    insanlığa, örnek alacağı ilkeler koymuştur.

    Hz. Peygamber, İslam dinini tebliğde ve beşeri münasebetlerinde

    Kur'an'dan ilham alarak insanlara her zaman hoşgörüyle yaklaşmış ve on-

    lara yumuşak davranarak gönüllerini fethetmiştir. "Eğer kaba, katı yürekli

    olsaydın, çevrenden dağılır, giderlerdf."3s ayetinde buyrulduğu gibi O, insan-

    lara merhametli davranmış, onları korkutacak ve nefret ettirecek hal ve ha-

    reketlerden kaçınmıştır.39 İnsanlarla iletişiminde saygı ve sevgi ilkesine

    bağlı kalan Hz. Peygamber, söz ve davranışlarında aşırılığa kaçmadan orta

    yolu takip etmiş ve insanlara değer vermiştir.

    Hz. Peygamber'in duygular içinde önemli bir yeri olan öfke ile ilgili tav-

    siyeleri, "öfke anında yapılması gerekenler" ve "öfke kontrolü ile ilgili ifade-

    ler" şeklinde rivayetlerde geçmektedir.

    34 Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Emir Yaymevi, İstanbul, 2000, il, 409; Bilgin, Abdülcelil, Kur'an'ın Sözvarlığı, Araştırma Yayınlan, Ankara, 2011, s. 35.

    35 Karslı, Öfke Kontrolü ve Dindarlık İlişkisi, s. 101. 36 Kalem, 68/4. 31 Enbiya, 21/107. 3a Al-i İmran, 3/159. 39 Keskin, Yusuf Ziya, Nebevi Hoşgörü, Timaş Yayınlan, İstanbul, 1997, s.18.

  • 96 1 DİN VE TRAFİK

    öfke kavramı hadislerde hem Allah'a hem de Hz. Peygambere ve diğer

    insanlara nispet edilerek kullanılmıştır. Bir kudsl hadise göre Allah, "Rahme-

    tim gazabımı geçmiştir (kuşatmıştır)" buyurur.40 Rivayetlerde Hz. Peygain-

    ber'in -tutum ve davranışlarında aşırılığa yol açmasa da- özellikle dini, ahlaki

    ve toplumsal konulardaki yanlışlık ve haksızlıklar karşısında zaman zaman

    öfkelendiği ve bu durumun yüzünün kızarması gibi fizyolojik belirtilerden

    anlaşıldığı ifade edilir.4ı

    Bazı rivayetlerde öfke duygusunun yok edilmesinden ziyade bu hissin

    tesiriyle yanlış hüküm veya karar verilmesinden kaçınılması gerektiği üze-

    rinde durulur. Abdullah b. Mes'üd'un (r.a.) anlattığına göre, Hz. Peygamber

    bir gün: "Siz aranızda kimi pehlivan sayarsınız? diye sordu. Ashab: "Erkekle-

    rin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi" dediler. Bunun üzerine Hz. Pey-

    gamber: "Hayır, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen

    kimsedir" buyurdu.42 Başka bir rivayette de Hz. Peygamber şöyle buyurm,uş

    tur: "Pehlivan/Yiğit dediğin güreşte rakibini yenen kimse değildir, ası/yiğit

    kızdığı zaman öfkesini yenen kimsedir."43 Bu iki rivayette Hz. Peygamber ki-

    şinin zor kontrol edebileceği duygulardan biri olan öfkenin, bu konuda gös-

    terilen çaba ile kontrol altına alınabileceğini belirtmiştir. Yoksa Hz. Peygam-

    ber öfkelenmeyi yasaklamamakta, aksine öfkelendiği zaman kendine hakim

    olmayı tavsiye etmektedir.

    Ebu Hureyre (r.a.)'den nakledildiğine göre, "Bir kimse Hz. Peygambere

    gelerek: Bana kısa ve özlü bir şey söyle ki hatırımda tutabileyim dedi.

    Rasfılullah (s.a.v.) "kızma/öfkelenme" buyurdu. O kimse bu sorusunu birkaç

    kez tekrarladı. Rasfılullah (s.a.v.)'de her seferinde "Öfkelenme" buyurdular.44

    40 Buhar!, Ebu Abdillah Muhammed b. İsmail, el-Canıiu's-Sahih, el-Matbaatu's-Selefiyye, Ka-hire 1400/1980, Bed'u'l-halk,1 (II, 419); Müslim, Ebu'l-Hüseyin b. el-Haccac el-Kuşeyrl, Sahihu Müslim, Daru Tayyibe, Riyad, 2006, Tevbe, 14-16(II,1261).

    41 Buhar!, İlim, 28 (!, 49), Lukata, 9 (II, 187), Edeb, 75 (iV, 111), Müslim, Salat, 182 (I, 215). 42 Ebu Davı1d, Süleyman b. Eş'as es-Sicistanl, es-Sünen, Beytu Efkaru'd-Devliyye, Riyad, 1999,

    Edeb, 3 (s.867); Ahmed b. Hanbel, Müsned, (Thk. Şuayb el-Arnavı1t v.dğr.), Müessesetü'r-Risale, 2001, VI, 129.

    43 Buhar!, Edeb, 76 (iV, 112); Müslim, Birr, 107 (il, 1209); Malik b. Enes, el-Muvatta', (Thk. Muhammed Fuad Abdülbaki), Daru İhyai't-Türasi'l-Arabl, Beyrut, 1985, Hüsnü'l-hülük, 3 (II, 905); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XII, 153, XIII, 79, XVI, 411.

    44 Buhar!, Edeb, 76 (IV, 112);Tirmiz'i, Ebu İsa Muhammed b. İsa, es-Sünen, (Thk. Ahmed Mu-hammed Şakir), Daru İhyfü't-Turasi'l-Arablyye, Beyrut, ts, Birr, 73 (IV, 371 ); Malik b. Enes, Hüsnü'i-hülük, 3 (II, 905-906).

  • KUR'~N VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 97

    Buharl'nin (ö. 256/870) ilk şarihlerinden olan Hatta.hl (ö. 388/998) bu ri-

    vayeti incelerken şöyle bir değerlendirme yapmıştır: "Öfkelenme!"nin an-

    lamı, "Öfke sebeplerinden sakın, öfkeyi celbedecek şeylere yer verme!" de-

    mektir. Öfkenin bizzat kendisinin yasaklanması söz konusu olamaz. Çünkü

    öfke fıtri/tabii bir durum olup insanın yaratılışından yok edilemez."45

    Hz. Peygamber de öfkenin tabii bir durum olduğunu şöyle ifade etmiş

    tir: "Dikkat edin! Öfke, insanın kalbindeki bir kor parçası gibidir. Bu halde in-

    sanı görmez misiniz, gözleri kızarır, boyun damarları şişer ... "46

    Gazall'ye (ö. 505/1111) göre iç kuvvetlerin hayvanla ortak ve ıslah

    edilmesi gerekli olanlardan biri de öfke kuvvetidir. "Kalp zararlı şeyleri de-

    fetmek için iki kuvvete muhtaçtır: Bunlardan birisi batınidir ki buna öfke de-

    nir. Bu sayede tehlikeii şeylerden korunmuş olur; düşmanlarına karşı koru-

    narak onlardan intikam alır. Zahiri kuvvet de yine el ayak gibi vücut organ-

    larıdır."47

    Alimler öfkeyi üç kategoriye ayırmışlardır:

    1.Tefrit (Ölmesi): Öfke duygusunun tamamen körelmesidir ki, insa-

    nın bu şekilde hayatta kalma şansı yoktur. Hayvanlarda bile öfke vardır ki

    kendilerini ve yavrularını koruyabilmektedirler. Yavrularına karşı yapılan

    işlerde saldırganlaşmaları bu dürtüden kaynaklanmaktadır.

    2. İfrat (Aşın): Bu duygunun akıl ve iradenin dışına çıkmasıdır. Böyle

    bir durumda kişinin basireti ve düşüncesi kalmaz, adeta kan beyne sıçrar,

    kişinin gözü kararır ve belki de sahibinin ölümüne sebep olabilir. Düşünme

    ve muhakeme olmadığından neticeleri genellikle pişmanlık ve hüsrandır. Bu

    dürtünün birdenbire harekete geçmesiyle çoğu kez cinayetler işlenmektedir.

    3. Mu'tedil: Her insanda bulunması gereken öfkedir. Gerektiği yerde,

    gerektiği kadar tepki göstermektir.4B

    45 Ayni, Bedruddin Mahmud b. Ahmed, Umdetu'l-Karf Şerhu Sahfhi'l-Buhdrf, Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 2001, XXII, 254.

    46 Tirmizi, Fiten, 26 (IV, 483). 47 Gazall, İhyau Ulı1mi'd-Dfn, (Çev. Mehmed A. Müftüoğlu), Tuğra Neşriyat, İstanbul, 1989, III,

    365; Çamdibi, Hasan Mahmut, "Gazalf'de Ahlak Terbiyesi", Teorik ve Pratik Yönleriyle Ahlak, Dem Yayınları, İstanbul, 2007, s. 239.

    48 Ünalan, Abdullah, Resı1lullah'ın Davetinde Psikolojik Boyut, Kitabi Yayınevi, İstanbul, 2009, s.206. Ayrıca bkz. Gazall, İhyô., III, 365-369; Hökelekli, Hayati, Din Psikolojisi, Türkiye Di-yanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2010, s. 40-41; Yeğin, Hüseyin İbrahim, "Öfke Duygusu ve

  • 98 1 DİN VE TRAFİK

    Said Nursi (ö.1960) de Gazali'den esinlenerek öfke duygusunun mer-

    tebelerini şu şekilde açıklamıştır: "Kuvve-i gadabiyenin tefrit mertebesi, ce-

    banettir ki korkulmayan şeylerden bile korkar. İfrat mertebesi tehevvürdür

    ki, ne maddi ve ne manevi hiçbir şeyden korkmaz. Bütün istibdatlar, tahak-

    kümler, zulümler bu mertebenin mahsulüdür. Vasat mertebesi ise şecaattir

    ki, hukuk-u diniye ve dünyeviyesi için canını feda eder, meşru olmayan şey

    lere kar~şmaz."49

    Öfke duygusu hayati önemi olan başlıca amaçlarımızı gerçekleştir

    meye veya şahsi olgunluğumuzu gerçekleştirecek güzel hedeflerden birine

    ulaşmaya çalışırken, buna mani olan bir engel ortaya çıktığında, övülmüş bir

    öfke halini alır. Bu gibi durumlarda öfke zorunlu bir vazife olur. Yüce Allah,

    Hz. Peygamber ve ashabını, İslam davetinin yayılması yolunda yaptıkları

    mücadelede kafirlere karşı duydukları öfkeyi övmüştür: "Muhammed, Al-

    lah'ın elçisidir. Onunla beraber olanlar da kafirlere karşı sert, kendi aralarında

    merhametlidirler."5o Kafirlere karşı şiddet gösterme, İslam'a ve Müslüman-

    lara düşmanlıkları nedeniyle ortaya çıkan öfkenin normal sonucudur.51

    Önemli bir sebebi olmayan, zorunluluğu bulunmayan veya dünyalıkla

    ilgili geçici bir sebep yüzünden öfkelenmek, övülen bir öfke değildir. Zaten

    Hz. Peygamber de şahsı için hiç kızmamış; sadece hak için, Allah'ın koyduğu

    sınırlardan biri çiğnendiğinde öfkelenmiştir. Hz. Aişe'nin ifadesine göre,

    "Rasulullah (s.a.v.), kendi şahsı için kimseden intikam almamıştır. Ancak, Al-

    lah 'ın mukaddes kıldığı şeyler çiğnenmişse, o zaman Allah için onların intika-

    mını alırdı."52

    Hz. Peygamber toplum psikolojisini göz ardı edip insanları rahatsız

    eden ve İslam' dan nefret ettirenlere karşı öfkelenmiştir. Bu konuyla ilgili Hz.

    Peygamber' den şu hadis rivayet edilmektedir:

    Dini Açıdan Baş Edebilme Yolları", Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt:lO, Sayı:2, 2010, s. 244-247.

    49 Nursl, Bediüzzaman Said, İşô.rô.tü'l-İ'cô.z, (Çev. Abdülmecid Nursi), Tenvir Neşriyat, İstanbul, ts., s. 24.

    50 Fetih, 48/29. 51 Necati, Muhammed Osman, Hadis ve Psikoloji, (Çev. Mustafa Işık), Fecr Yayınları, Ankara,

    2000, s. 103. 52 Buhar!, Menakıb, 23 (II, 518), Edeb, 80 (iV, 114), Hudı1d, 10 (IV, 248); Müslim, Fedail, 77

    (II, 1097); Ebı1 Davı1d, Edeb, 5 (s. 868); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XLI, 329, 343, 450; XLII, 311-312; XLIII, 57-58, 109, 303.

  • KUR'AN VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 99

    "Bir adam, Hz. Peygamber'e gelerek, Ya Rasfüullah, filan imamın na-

    mazı aşırı uzatmasından dolayı sabah namazına gidemiyorum" dedi. Hz. Pey-

    gamber görülmemiş şekilde sinirlendi ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Sizden

    (İslam/ibadetten] nefret ettirenler vardır. Kim imamlık yaparsa hafif kıldırsın.

    Çünkü arkasında zayıf olanlar, yaşlı olanlar ve işi olanlar bulunmaktadır."53

    Dünyevi meselelerde çok sakin olan ve öfkelenmeyen Hz. Peygamber

    de bir insandır ve her insanın yaratılışındaki hislere sahiptir.54 Bu sebeple

    kendisi şöyle buyurmaktadır: "Allah'ım! Ben de insanım ve insanlann öfkelen-

    dikleri gibi öfkelenirim. Hangi Müslümanın aleyhinde konuşmuş, onu lanetle-

    miş veya onu dövmüşsem, bunu ona duam, onun (günahlannı] temizlemem ve

    kıyamette sana yaklaştıracak bir vesilem yap."55

    Rivayetlerde görüldüğü gibi öfkelenmek tabii olmakla beraber, mü-

    minlerin Hz. Peygamber'i örnek alarak -avam tabiriyle- "fındıkkabuğunu

    doldurmayan" meseleleri problem haline getirmemeleri, küskünlük vesilesi

    yapmamaları ve gönül ilişkilerinin kopmasına, münasebetlerin soğumasına

    sebep olmamaları gerekmektedir. Zira bu durum, toplumda büyük yaraların

    açılmasına, birlik, beraberlik ve gücün dağılmasına neden olmaktadır.56

    Hadislerde Öfkeyle Başedebilme Yolları

    Kendimizi kontrol edemediğimiz, ne zaman ortaya çıkacağını bileme-

    diğimiz çok güçlü bir duygunun tüm benliğimizi kuşattığını hissettiğimiz za-

    manki öfke, bizim kendisiyle baş etmeye çalışacağımız öfkedir. Yani bu öfke,

    kontrolden çıkıp, yıkıcı bir duruma dönüşüp, iş hayatında, aile hayatında,

    okul hayatında, sosyal münasebetlerimizde hayat kalitemizin düşmesine ne-

    den olan öfkedir.

    Öflı{e duygusu, sağlıklı bir şekilde ifade edilmediğinde ve kontrol edil-

    mediğinde, bedensel ve ruhsal bir takım rahatsızlıklara neden olur. Yoğun

    olarak yaşanan, ama ifade edilmeyen öfke kişinin enerjisini bitirdiği gibi dav-

    ranışlarını kontrol etmesini de zorlaştırır. Bastırılarak içe atılan öfke, yüksek

    tansiyon, migren vb. psikosomatik hastalıklara sebep olmaktadır.57

    53 Buhar!, Ezan, 63 (I, 233). 54 Ünalan, ResUlullah'ın Davetinde Psikolojik Boyut, s. 207. 55 Müslim, Birr, 90 (II, 1205); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XII, 262, XIII, 520, XVII, 392. 56 Ünalan, Resulullah'ın Davetinde Psikolojik Boyut, s. 208. 57 Yeğin, Öfke Duygusu, s. 247.

  • 100 DİN VE TRAFİK

    Öfke kontrolünü gerçekleştirebilmenin ilk basamağı, kişinin olumsuz

    öfke tepkilerinden rahatsızlık duyması ve daha iyi bir insan olma yolunda

    gayret göstermek istemesidir. Bu bilinç aşamasında olan kişi, öfke ve netice-

    leri hakkında sağlam bilgilere ulaştığında niçin bu kontrolü yapması gerek-

    tiğinin de cevabını bulur.58 Hz. Peygamber öfke konusundaki bir hadisinde,

    "İnsanlar farklı mertebelerde yaratılmıştır ... Kimisi geç öfkelenir, çabuk yatı

    şır. Kimisi çabuk öfkelenir, çabuk yatışır. Bazısı da çabuk öfkelenir, zor yatışır

    ki, en Şerlileri bunlardır. En hayırlıları ise, geç öfkelenip çabuk yatışan/ar

    dır. "S9buyurarak iyi bir insan olabilmenin yolunun yeri geldiğinde öfkelenip,

    kısa zamanda sakinleşebilmekten geçtiğini bildirir.

    Öfkeyle başa çıkma konusunda dini yöntemler genel olarak zihin-

    seljbilişsel, duygusal ve davranışsa! olmak üzere üç kısımda incelenebilir:

    1. Zihinsel Yöntemler:

    Zihinsel yöntemler, bilgiye ve bilince dayalı baş edebilme yollarıdır.

    Yani öfke duygusunun ne olduğu, faydalı ve zararlı yönlerinin bilinmesi,

    kontrol ve baş edebilme yollarını bilme ve bu durumun farkında olma hali-

    dir. Bunlar, hem öfkelenmeden önce koruyucu tedbirler, hem de öfke anında

    başvurulan çareler olarak değerlendirilebilir. Nasıl ki, tıpta koruyucu hekim-

    lik bireyin hastalanmamasını sağlıyorsa, aynen bunun gibi, öfke konusunda

    bilgili ve bilinçli olma da öfkeyi önlemeyi ve kontrol etmeyi sağlamaktadır.60

    a. Öfkesini Kontrol Edenlere Allah'ın Vereceği Mükafatı Düşün

    mek: Kur'an-ı Kerim ve hadislerde duyguların esiri olmayıp Allah'a ve Hz.

    Peygambere itaat edenlere sayısız nimetler verileceği ifade edilmektedir. Hz.

    Peygamber: "Her kim (öfkesinin gereğini) yerine getirmeye gücü yettiği halde

    öfkesini yenerse Allah, kıyamet gününde onu bütün yaratıkların huzurunda ça-

    ğıracak, hatta onu cennet hurilerinden dilediğini (almakta) muhayyer bıraka

    caktır" buyurmaktadır.61

    58 Özkan, Ayşenur, "Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik ve Manevi Yaklaşımla Öfke Kontrolü", Din ve Hayat: İstanbul Müftülüğü Dergisi, 2012, sayı: 15, s. 92.

    59 Tirmiz1:, Fiten, 26 (IV, 483-484). 60 Yeğin, Öfke Duygusu, s. 247. 61 Ebı1 Davfrd, Edeb, 3 (s. 868);Tirmizl, Birr, 74 (IV, 372), Sıfatu'l-Kıyame, 48 (IV, 656), İbn

    Mace, Ebu Abdullah Muhammed b. Yezid, es-Sünen, (Thk Muhammed Fuad Abdülbaki), Daru'J-Fikr, Beyrut, ts., Zühd, 18 (II, 1400); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXIV, 398.

  • KUR'AN .YE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 101

    b. Öfkesini Kontrol Etmeyenlerin Ahirette Karşılaşacağı Prob-

    lemleri Düşünmek: Allah'ın her şeye gücü yettiğini düşünerek öfke sonu-

    cunda meydana gelecek olumsuzluktan dolayı vereceği cezayı hatırlayarak

    çekinmektir. Bu konuyla ilgili pek çok ayet ve hadis vardır. Bir hadiste Hz.

    Peygamber şöyle buyurmaktadır: "Allah 'a ve ahiret gününe inanan, komşu

    suna eza etmesin. Allah 'a ve ahiret gününe inanan, misafirine ikram etsin. Al-

    lah 'a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun."62

    c. Ölüm Düşüncesi: Ölüm düşüncesi, hayatın geçici ve fani olduğu ve

    bir gün herkes gibi kendisinin de öleceği düşüncesi kişinin öfkeyle mücade-

    lesinde önemli bir zihinsel kontrol mekanizması vazifesi üstlenir.63 Bu ko-

    nuda Hz. Peygamber: "Lezzetleri yok eden ölümü çokça zikrediniz."64 buyur-

    maktadır.

    d. Affetmek: İslam'ın öfke ile başa çıkmada tavsiye ettiği en önemli

    yaklaşımlardan birisi affedici olmakdır. Ayet65 ve hadislerde müminlere öfke

    anında affedici olmalarını tavsiye eden ifadeler bulunmaktadır. Hz. Peygam-

    ber: "Allah affeden kulunun şerefini artırır ... "66 Başka bir hadiste de Rası11ul

    lah (s.a.v.): "Merhametli olanlara, Rahman (olan Allah) merhamet eder. Siz

    yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de -Allah ve melekler- size mer-

    hamet etsin."67 buyurmuştur. Bu ve buna benzer rivayetlerde anlaşıldığı gibi

    Hz. Peygamber öfke vb. yıkıcı hislere karşı bağışlayıcı olmayı tavsiye etmiş

    tir. Gazali, "Öfkenin ilacı" başlığı altında bu çeşit rivayetler üzerinde tefekkür

    edip affedici olmak gerektiğini vurgulayarak şöyle demektedir: "Öfkeyi yut-

    mak, affetmek, hilm sahibi olmak, eziyet ve meşakkatlere göğüs germek hak-

    kında zikredeceğimiz haberleri(hadisleri) düşünmektir. Öfkeyi yutmaktan elde

    edilen sevaba kavuşmak isteği, intikam alınmak suretiyle gönlünü rahat ettir-

    mekten insam alı koyar ve kabaran öfkesini söndürür."68

    62 Buharl, Edeb, 31, 85 (IV, 94, 116), Rikak, 23 (IV, 187); Ebı1 Davı1d, Edeb, 134 (s. 932); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XVI, 45, XL, 466-467.

    63 Yeğin, Öfke Duygusu, s. 250. 64 Tirmizl, Zühd, 4 (IV, 553);İbn Mace, Zühd, 31 (II, 1422); Nesfü', Ebu Abdirrahman Ahmed

    b. Şuayb, es-Sünen,(Thk. Hasan Abdu'l-Menfüm Şelb!), Müessesetü'r-Risale, Beyrut, 2001, Cenfüz, 3 (II, 379); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XIII, 301.

    6s Bkz. Al-i İmran, 3/134; A'raf, 7 /199;Şı1ra, 42/37, 40. 66 Müslim, Birr, 69 (II, 1201-1202); Tirmiz!, Birr, 82 (IV, 376). 67 Ebı1 Davı1d, Edeb, 66 (s. 893); Tirmizl, Birr, 16 (IV, 323-324). 6s Gazali, ihyô., nı, 376.

  • 102 1 DİN VE TRAFİK

    2. Duygusal Yöntemler:

    Sevgi: insanlar arasında dostluk ve kardeşlik hislerinin azalması bu-

    nun yerine öfke, şiddet, saldırganlık ve intikam duygularının artması kişiler

    arasındaki sevgi eksikliğinden neşet etmektedir.69 Hz. Peygamber: "İman et-

    medikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş

    olamazsznız."10 buyurarak Müslümanlar arasında sevgi ortamının yaygınlaş

    masını tavsiye etmiştir.

    Empati: Empati, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine ko-

    yarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.71 İleti

    şimde ve duygu kontrolünde önemli bir metot olan empati, Hz. Peygamber

    tarafından kullanılmıştır. Hz. Peygamber: "Sizden birisi kendisi için sevdiğini

    Müslüman kardeşi için de sevmedikçe (gerçekten) iman etmiş olmaz."72 buyu-

    rarak kişilere empati ile yaklaşmayı önermiştir.

    Nezaket: Sosyal hayatta kişilerin birbiriyle iletişim kurarken yıİmu

    şak huylu, nazik ve saygılı olması öfke duygusunun oluşumunu engellemek-

    tedir. Hadislerde de Hz. Peygamber nezaket ve yumuşak huyluluğu tavsiye

    etmektedir: "Yumuşaklzktan mahrum olan hayırdan mahrum olur."73 " .. Allah

    her hususta njk /yumuşaklzk ile muamele etmeyi sever."74

    Sabır: Eza ve cefalara, musibetlere, ibadetlerin zorluklarına ve her

    türlü sıkıntıya dayanmak olan sabır, öfkeyi kontrol etmede önemli bir etken-

    dir. Öfke denince akla ilk gelen şey ise onun karşı kutbunda bulunan ve adeta

    panzehiri olan sabır hasletidir.1s Hz. Peygamber sabırlı olmayı şöyle tavsiye

    69 Karslı, Öfke Kontrolü ve Dindarlık İlişkisi, s. 98. 7o Müslim, İman, 93 (!, 44);Tirmizi, Sıfatu'l-Kıyame, 56 (IV, 664), İsti'zan, 1(V,52);İbn Mace,

    Mukaddime, 9 (I, 26), Edeb, 11(II,1217-1218). 71 Batar, Yusuf, Empatik Din Eğitimi, Elips Yayınları, Ankara, 2011, s. 32; Ayten, Ali, Empati

    ve Din, iz Yayıncılık, İstanbul, 2013, s. 81. n Buhar!, İman, 7 (!, 21); Müslim, İman, 71(I,40);Tirmizi, Sıfatu'l-Kıyame, 59 (IV, 667); İbn

    Mace, Mukaddime, 9 (I, 26). 73 Müslim, Birr, 74, 75, 76 (II, 1202-1203);Ebfi Davfid, Edeb, 11 (s. 872);İbn Mace, Edeb, 9

    (II, 1216). 74 Buhar!, Edeb, 35 (IV, 96); Müslim, Selam, 10 (II, 1035); Ebu Davfid, Edeb,11 (s. 872);Tir-

    mizi, İsti'zan, 12 (V, 60); İbn Mace, Edeb, 9 TII, 1216). 75 Gördük, Yunus Emre, "Bazı Ayetler Işığında Hz. Peygamber (sas)'in Öfkesi ve Sabrı, Ekev

    Akademi Dergisi, Bahar 2015, Yıl: 19, Sayı: 62, s. 186.

  • KUR'AJI! VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 103

    etmiştir: "Hiç kimseye sabırdan daha geniş ve daha hayırlz bir bağışta bulu-

    nulmamıştır."76"Sabır ancak musibetin ilk anındayapılanıdzr."77

    3. Davranışsal Yöntemler:

    Hz. Peygamber öfkelenen kişilere öfkelerini yenebilmeleri için davra-

    nış.a yönelik bir takım tavsiyelerde bulunmuştur. Bunları şu şekilde zikrede-

    biliriz.

    a. Susmak: Hz. Peygamber sinirli olan insanın susması gerektiğini tav-

    siye etmektedir: "Biriniz öfkelendiği zaman sussun."78 Hz. Peygamber'in öf-

    keli iken karşıdaki insana cevap vermemenin niçin gerekli olduğunu vurgu-

    ladığı hadise, rivayetlerde özetle şöyle geçmektedir: Hz. Peygamber, yanında

    Hz. Ebu Bekir'e sataşan bir kişiye, Hz. Ebu Bekir'in cevap vermemesinden

    memnun olmuş, ama daha sonra Hz. Ebu Bekir'in kendisine hakaret eden ki-

    şiye karşılık vermesinden hoşlanmayarak oradan ayrılmak istemiştir. Bunun

    üzerine yaptığı davranışın doğru olup olmadığını kendisine soran Hz. Ebu

    Bekir'e: "Sen sessizken orada sadece bir melek vardı ve senin adına o kişiye

    cevap veriyordu. Ama sen de aynı şekilde karşılık vermeye başlayınca melek

    gitti, şeytan geldi. Şeytanın geldiği bir yerde benim işim olmaz."79

    Rivayette de vurgulandığı gibi, tartışma esnasında taraflardan birinin

    karşılık vermemesi, sesiz kalması, ortaya çıkabilecek öfkeyi kontrol etmede

    önemli bir tesir oluşturur.

    b. İstiaze Etmek: İstiaze; "Euzu billahi mine'ş-şeytani'r-racim" de-

    mektir. Bu cümle, "Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım" manasına gelir.

    Hz. Peygamber'in öfke hakkında söylediği sözlerden biri de öfkenin şeytan

    dan olduğunu ifade etmesidir.

    76 Buhar!, Zekat, 50 (I, 456); Müslim, Zekat, 124 (I, 465); Ebu Davı1d, Zekat, 28 (s. 286); Ah-med b. Hanbel, Müsned, XVIII, 387-388.

    11 Buhar!, Cenföz, 31 (I, 395); Müslim, Cenföz, 14 (I, 411); Ebu Davı1d, Cenföz, 27 (s. 563); Tirmizl, Cenföz, 13 (III, 304-305); İbn Mace, Cenföz, 55 (I, 509); Nesat Cenfüz, 22 (II, 398).

    1a Buhar!, el-Edebu'l-Müfred, (ThkSemir b. Emin ez-Zuheyri), Mektebetu'l-Maarif, Riyad, 1998, I, 129; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 39, 338, V, 413; Beyhaki, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hüseyin, el-Cô.mi' fi Şuabi'l-lmô.n, (Thk Muhtar Ahmed en-Nerev1), Mektebetü Rüşd, Riyad, 2003, x, 527.

    79 Ebu Davı1d, Edeb, 49 (s. 886); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XV, 390; Beyhaki, el-Cami' fi Şuabi'l-lmiin, IX, 49-50.

  • 104 1 DİN VE TRAFİK

    İki kişi Hz. Peygamber'in huzurunda küfürleştiler. Öyle ki öfke yüzle-

    rinden okunuyordu. Hz. Peygamber: "Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söy-

    leyecek olsa, kendinde ortaya çıkan öfke giderdi. Bu kelime "Euzu billahi

    mine'ş-şeytô.ni'r-rô.cfm"dir." buyurdu.80 Öfke şeytandan olduğu için onun tah-

    riklerinden Allah'a sığınmak en uygun sözsel bir davranış şeklidir.81

    c. Oturmak veya Yatmak: Hz. Peygamber bu konuda şöyle buyurur:

    "Öfke ins(l.nın kalbindeki bir kor parçası gibidir. Bu halde insanı görmez misi-

    niz, gözleri kızarır boyun damarları şişer. Her kim böyle bir durumla karşı kar-

    şıya kalırsa yere yaslanszn. "82Başka bir rivayette de Hz. Peygamber şu tavsi-

    yede bulunmuştur: "Biriniz ayakta iken öfkelenirse otursun. Öfkesi geçerse ne

    ô.lô., öfkesi geçmezse yatsın. "83 Bu rivayetlerde Hz. Peygamber, öfke anında

    bedenin konumunu değiştirmeyi önermekte, öfke duygusunun olası saldı

    rıya dönüşmesinin engellenmesi söz konusu edilmektedir.

    d. Abdest Almak: Hz. Peygamber: 11 Öfke şeytandandır, şeytan ise ateş

    ten yaratılmıştır. Ateş ise su ile söndürülür. Öyleyse biriniz öfkelenince hemen

    kalkıp abdest alszn."84 Bu hadiste suyun öfke üzerinde sakinleştirici etkisine

    dikkat çekilmiştir.

    e. Toprağa Temas Etmek: Hz. Peygamber'in öfke anında tavsiye et-

    tiği yöntemlerden biri de 11 ••• Öfkelenen kimse toprağa yapışszn"8S ifadesi ile

    işaret ettiği üzere toprak ile temasa geçmektir. Kişi öfkelendiğinde vücudun-

    daki statik elektrik miktarında artış olur. Vücuttaki elektriği boşaltınanın en

    basit yolu ise toprağa temas etıne veya banyo yapmaktır.86

    f. Dua Etmek: Dua insan ile Allah arasında bir haberleşme ya da ileti-

    şim olarak tanımlanmıştır. Dua etınenin hem ruhsal hem de bedensel rahat-

    sızlıkların tedavisinde önemli bir tesiri olduğu bilinmektedir.87 Hz. Peygam-

    ber de öfkeyi kontrol etınede dua etıneyi eşi Ümmü Seleme'ye şöyle tavsiye

    80 Buhar!, Edeb, 44 (IV, 99-100); Ebu Davı1d, Edeb, 4 (s. 867-868); Tirmizl, Da'avat, 52 (V, 504).

    81 Yeğin, Öfke Duygusu, s. 253. 82 Tirmizl, Fiten, 26 (IV, 484). 83 Ebu Davı1d, Edeb, 4 (s. 868). 84 Ebu Davı1d, Edeb, 4 (s. 868); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXIX, 505. 85 Tirmizl, Fiten, 26 (IV, 484). 86 Karslı, Öfke Kontrolü ve Dindarlık İlişkisi, s. 113. 87 Bkz. Hökelekli, Din Psikolojisi, s. 212-233.

  • KUR'AN VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 105

    etmiştir: "(Ey Ümmü Seleme) de ki: Ey Nebfolan Muhammed'in Rabbi olanAl-

    lah'ım! Günahlarımı bağışla ve kalbimin öfkesinigider ... "00

    Gazali, bu rivayeti şöyle yorumlamıştır: "Senin bu duayı okuman müs-

    tehaptır. Eğer öfken bu duayı okumakla da gitmezse, ayakta isen otur, otu-

    ruyorsan uzan, kendisinden yaratılmış olduğun toprağa yaklaş. Yeter ki bu-

    nunla nefsinin zilletini bilmiş olasın. Oturmak ve uzanmaktan sükftnete ka-

    vuşmayı kastet. Çünkü öfkenin sebebi hararettir. Harareti oluşturan hare-

    kettir."89

    Öfkeyle Başedebilmenin Trafik Ahlakına Yansıması

    Toplumda her gün karşılaşılan trafik sorunları aslında bireyler ara-

    sında ortaya çıkan ilişki sorunlarının tipik bir örneğidir. Trafik yasası, araç

    kullanan kişilerin ilişkilerini düzenleyen kuralları içerir. Ama bu kuralların

    hafif bir ihlali bireye, topluma ciddi anlamda bir külfet getirir. Türkiye' de

    trafik terörüne bir yakınını veya bir tanıdığını kurban vermeyen kimse ne-

    redeyse yok gibidir. Bu boyutlara ulaşmış ve insan hayatını büyük bir risk

    altına sokan- trafik probleminin mutlak surette gelişmiş ülkelerde olduğu

    gibi asgari düzeye indirilmesi gerekmektedir. Bunun sağlanması için sosyal,

    psikolojik, teknolojik ve hukuki her türlü tedbir alınmasına ihtiyaç duyul-

    maktadır.9o

    Ülkemizde trafik kazalarının sebepleri arasında büyük bir oranla sü-

    rücü hataları ilk sırada yer almaktadır. Aşırı hız yapma, yorgun, dalgın, uy-

    kusuz ve alkollü araç kullanımı, öfke ve sabırsızlık, kuralları ihmal vb. hatalar

    belirleyici rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra yayaların dikkatsizliği, yetersiz

    yollar, bakımsız araçlar da kazalara sebep olan etkenler arasındadır.91

    Bir kişinin kendinden hoşlanması ve kendini diğer insanlarla, tabiatla

    ilişki içinde görmesi, hayatının anlamlı olmasını sağlar. Gergin bir toplum

    88 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XLIV, 201; Taberani, Süleyman b. Ahmed b. Eyyüb, el-Mu'cemu'l-Kebfr, (Thk. Hamdi b. Abdilmecld es-Selefi), Mektebetü İbnTeymiyye, Kahire, 1404/1983, XXIII, 338; Heysem!, Ali b. Ebf Bekr, Mecmeu'z-Zevô.id ve Menbeu'l-Fevô.id, (Thk. Abdullah Muhammed ed-Dervlş), Daru'l-Fikr, Beyrut, 1994, VII, 46, X, 278-279.

    89 Gazali, İhyô., II!, 379. 90 Mahmutoğlu, Abdulkadir, Çukurçayır, M. Akif, "Trafik Sorununa Bir çözüm Önerisi: Trafik

    İzleme Başkanlığı", Sayıştay Dergisi, Temmuz-Eylül 2012, Sayı: 86, s. 96. n Köse, Saffet, "Sosyal Bir Sorun Olarak Trafik (Kur'an-Sünnet Bağlamında Bir Yaklaşım),

    İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, 2010, Sayı: 15, s. 14.

  • 106 j DİN VE TRAFİK

    içinde yaşıyoruz; kişileri kuşatan bu gerginliğe esir düşmemek için, bireyin

    kendisiyle ve çevresiyle, bilinçli ilişki kurması gerekir. Bilinçli iletişim, an-

    lamlı yaşama, anlamlı yaşam da sakin ruh halinin gelişmesine yol açar ;92

    Gergin bir toplum içinde iken; bu gerginlik ya bizden ya da karşı taraf-

    tan kaynaklanabilir. Rivayetlerde ifade edildiği gibi bu gerginliği ve öfkeyi

    minimize edebilecek ahlak! ilkelere ve tavsiyelere uyulduğu zaman az ha-

    sarla ol~yı atlatabiliriz. Rivayetlerde kastedilen, öfkeyi yok etmek değildir.

    Çünkü öfke doğal ve yaşanması gereken bir duygudur.

    Öfkeyle baş edebilmek için öfkeyi sakinleştirici ya da öfkeye sebep ol-

    mayacak alternatifler üzerinde zihni yormak gerekir. Örneğin yolun hakkını

    ifade eden rivayet, üzerinde düşünülmesi gereken bir hadistir: "Hz. Peygam-

    ber: "Yollarda oturmaktan sakının" buyurduğunda sahabe: Ey Allah'ın elçisi!

    Bizim yollarda oturmamız kaçınılmaz bir şeydir. Çünkü biz oralarda durup

    konuşuyoruz dediklerinde Hz. Peygamber: "Mademki yolu bu şekilde kullan-

    mak zorundasınız o halde onun hakkını verin" buyurdu. Sahabller, yolun

    hakkı nedir? Sorusuna Rası1lullah (s.a.s.) şu cevabı vermiştir: "Yolda seyre-

    denlere karşı gözü indirmek/bakışlarla onları rahatsız etmemek, eziyet vere-

    cek şeylerden uzak durmak, selama mukabelede bulunmak, iyiliği hakim kılma

    kötülüğü engelleme çabası içinde olmak."93

    Bu rivayette, günümüzün trafik sorunlarının büyük bir çoğunluğunun

    çözümüne temel teşkil edecek ahlaki ilkeleri bulmaktayız. Birinci olarak

    mecburiyet olmadıkça herkesin kullanımına açık umumi yolları herhangi bir

    nedenle işgal etmemek gerekir. Mecburi durumlarda da trafik akışını engel-

    lemeyecek önlemleri almak, yolun hakkını vermek gerekir. Bu bağlamda

    kendisini kontrol altında tutup göz göze gelmemek gerekir. Bundan kasıt ba-

    kışla taciz etmemek, gözleriyle mahremiyeti ihlal etmemek, basit bir ku-

    surda öfke saçar şekilde bakışlarını sabit tutup kızgınlık ifadesiyle dik dik

    bakarak olaya neden olmamaktır. Hatta kişiye nazaran göz ne ise araçların

    da lambaları odur diye bakarsak sürücülerin uzun hüzmeli farlarını indirme-

    leri, kısa hüzmeli farlara geçmeleri de yani ışıklarını indirmeleri bu hadise

    dahil edilebilir. Bu durum insanlara "eziyet verecek davranışlardan uzak

    92 Cüceloğlu, Doğan, Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitapevi, İstanbul, 2002, s. 17. 93 Buhar!, Mezalim, 22 (II, 196), İsti'zan, 2 (IV, 136); Müslim, Libas, 114 (II, 1018), Selam, 3

    (II, Iü34); Ebu Davfid, Edeb, 13 (s. 873); Ahmed b. Hanbel, Müsned, XVII, 411.

  • KUR' AN VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 107

    durma" prensibinin kapsamına girmektedir.94 Ayrıca sürücü ve yayaların

    kurallara uyması "yolun hakkını veriniz" çağrısına uymanın gereği olarak te-

    lakki edilmelidir.9s

    Ayrıca selama karşılık vermek, selamı yaymak yolda en fazla ihtiyaç

    duyulan hususlardan biridir. Hz. Peygamber çokça selamlaşmanın karşılıklı

    sevgiyi arttıracağını söylemiştir.96 Selamla başlayan bir diyalogdan kötülük

    sadır olmaz. Özellikle herhangi bir hatada araçlarından öfkeyle inen sürücü-

    lerin -günümüz insanın çok fazla stresli olduğıı dikkate alındığında- söze se-

    lamla başlamalarının oldukça sorun çözücü bir özelliğe sahip olduğıınu, bu-

    lunulan yerin öfke/gazap yurdundan selam/esenlik yurduna çevirmede se-

    lamlaşmanın etkili olacağını ifade etmemiz gerekir.97

    Günümüzde seyir halinde yol vermediği gerekçesiyle suçlar işlendiği

    veya park kavgası yüzünden insanlarımızın öldüğü dikkate alınırsa öfke

    kontrolünde Hz. Peygamber'in tavsiyelerinin hatırlatılmasının trafikte veya

    normal yaşamda ne denli önemli olduğıı anlaşılacaktır.

    SONUÇ

    Bilindiği üzere her yıl binlerce insanımızı trafik kazalarında kaybet-

    mekteyiz. Bunun nedeni olarak, altyapısı yetersiz yolları ve trafik kuralı ih-'

    lallerini sayabiliriz. Trafik düzeninin ve kontrolünün öncelikli hedefi, sürücü

    ve yaya güvenliğinin sağlanması, insan yaşamının muhafaza edilmesi, sosyal

    ve maddi kayıpların önlenmesi, gürültünün önlenmesi ve insanların psiko-

    lojisini bozan zararlı etkenlerin yok edilmesidir.

    Trafik kurallarının işleyişi, hayatın her alanını etkilemekte, ahlaki, psi-

    kolojik, ekonomik ve fiziki neticeler doğıırmaktadır. Trafik kurallarının bu

    yönüne de önem verilmeli ve olumlu anlamda birtakım önlemler alınmalıdır.

    Örneğin kazalarda sadece fiziki inceleme ile yetinilmemeli, psikolojik, ahlaki

    ve sosyolojik neden ve sonuçlar da araştırılmalıdır.

    94 Köse, Sosyal Bir Sorun Olarak Trafik, s. 22. 95 Sakallı, Talat, "Hz. Peygamber'in Evrensel Mesajlarındaki Çevre Bilincine Güncel Bir Ba-

    kış", Çevre ve Ahlak Sempozyum Bildiri Metinleri, Gaziantep, 2014, s. 86-87. 96 Müslim, İman, 93 (I, 44); Ebu Davıld, Edeb, 145 (s. 939); Tirmizi, İsti'zan, ı (V, 52); İbn

    Mace, Mukaddime, 68 (I, 26); Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 43. 97 Köse, Sosyal Bir Sorun Olarak Trafik, s. 22.

  • 108 1 DİN VE TRAFİK

    Trafik ahlakının boyutlarından biri de kişinin öfke duygusuna hakim

    olmasıdır. Malum olduğu üzere öfkelenmek her insan için doğal, belki de kı

    vamında yaşanması gereken bir duygudur. Bu his, kontrol edilmediğinde ki-

    şilerin ailevi ve toplumsal yaşantısında, ruh ve beden sağlığında olumsuz bir

    takım sonuçlara yol açabilmekte, kişinin kendisiyle ve çevresindeki insan-

    larla uyumunu bozabilmektedir. Öfke halinde kendini kaybetmemek, nefsini

    dizginlemek gerçekten büyük bir gayret gerektirir. Özellikle trafikte, seyir

    halinde karşı taraftaki sürücü hatalarından kaynaklanan kusurlardan dolayı

    kişinin öfkesine hakim olması daha da zor hale gelmektedir.

    Hz. Peygamber'in öfkeyle başa çıkma konusunda genel olarak zihinsel,

    duygusal ve davranışsa! açıdan önerdiği tavsiyeleri ve bu tavsiyelerin trafik

    ahlakına etkisini göz ardı etmemeliyiz. Ayrıca bu bilinci yaymak için okul-

    larda, öğretmenler; camilerde de vaiz ve imam-hatipler tarafından "Trafikte

    öfke kontrolü" seminerleri ve vaazları verilmesinde fayda vardır.

    KAYNAKÇA Ahmed b. Hanbel, Müsned, (Thk. Şuayb el-Arnavüt v.dğr.), Müessesetü'r-Risa!e,

    2001.

    Ayni, Bedruddin Mahmud b. Ahmed, Umdetu'l-Kô.rf Şerhu Sahfhi'l-Buhô.rf, Darü'l-Kü-tübi'l-İlmiyye, Beyrut, 2001.

    Ayten, Ali, Empati ve Din, İz Yayıncılık, İstanbul, 2013.

    Batar, Yusuf, Empatik Din Eğitimi, Elips Yayınları, Ankara, 2011.

    Beyhaki, Ebfr Bekr Ahmed b. el-Hüseyin, e/-Cô.mi' li Şuabi'/-lmô.11, (Thk. Muhtar Ah-med en-Nerevi), Mektebetü Rüşd, Riyad, 2003.

    Bilgin, Abdülcelil, Kur'an'ın Sözvarlığı, Araştırma Yayınları, Ankara, 2011.

    Buhar!, Ebfr Abdillah Muhammed b. İsmail, e/-Cô.miu's-Sahfh, el-Matbaatu's-Sele-fiyye, Kahire, 1400/1980.

    __ _, el-Edebu'/-Müfred, (Thk. Semir b. Emin ez-Zuheyrl), Mektebetu'l-Maarif, Ri-yad, 1998.

    Cüceloğlu, Doğan, Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitapevi, İstanbul, 2002.

    Çağrıcı, Mustafa, "Gazap" md, DİA, İstanbul, 1996, XIII, 436-437.

    Çamdibi, Hasan Mahmut, "Gazô./f'de Ahlak Terbiyesi", Teorik ve Pratik Yönleriyle Ahlak, Dem Yayınları, İstanbul, 2007.

    Ebu Davüd, Süleyman b. Eş'as es-Sicistani, es-Sünen, Beytu Efkaru'd-Devliyye, Riyad, 1999.

    Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Emir Yayınevi, İstanbul, 2000.

    Gazali, Ebfr Hamid Muhammed, İhyô.u Ulumi'd-Dfn, (Çev. Mehmed A. Müftüoğlu), Tuğra Neşriyat, İstanbul, 1989.

  • KUR'AN VE SÜNNET IŞIGINDA TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ 1 109 ___, Kimya-yı Saadet, (Çev. Ali Arslan), Yeni Şafak, İstanbul, 2004. Gördük, Yunus Emre, "Bazı Ayetler Işığında Hz. Peygamber (sas)'in Öfkesi ve Sabrı,

    Ekev Akademi Dergisi, Bahar 2015, Yıl: 19, Sayı: 62, s. 185-204.

    Heysem!, Ali b. Ehi Bekr, Mecmeu'z-Zevdid ve Menbeu'l-Fevdid, (Thk. Abdullah Mu-hammed ed-Derviş), Daru'l-Fikr, Beyrut, 1994 ..

    Hökelekli, Hayati, Din Psikolojisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2010.

    İbn Mace, Ebu Abdullah Muhammed b. Yezid, es-Sünen, (Thk. Muhammed Fuad Ab-dülbaki), Daru'l-Fikr, Beyrut, ts.

    İbn Manzur, Ebu'l- Fadl Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem, Lisanu'l-Arab, I -XV, Daru's-Sadr, Beyrut, ts.

    el-İsfehani, Rağıb, Müfredatu Elfazi'l-Kur'an, (Thk. Sefvan Adnan Davudi), Daru'l-Ka-lem, Dımeşk, 2002.

    Karslı, Necmi, Öfke Kontrolü ve Dindarlık İlişkisi (Erzurum Örneği}, (Basılmamış Dok-tora Tezi), Atatürk ÜSBE, Erzurum, 2011.

    Keskin, Yusuf Ziya, Nebevi Hoşgörü, Timaş Yayınları, İstanbul, 1997.

    Komisyon, Dinf Kavramlar Sözlüğü, DİB Yayınları, Ankara, 2010.

    Köse, Saffet, "Sosyal Bir Sorun Olarak Trafik (Kur'an-Sünnet Bağlamında Bir Yakla-şım), İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, 2010, Sayı: 15, s. 13-38.

    Mahmutoğlu, Abdulkadir, Çukurçayır, M. Akif, "Trafik Sorununa Bir çözüm Önerisi: Trafik İzleme Başkanlığı", Sayıştay Dergisi, Temmuz-Eylül 2012, Sayı: 86, s. 79-99.

    Malik b. Enes, el-Muvatta', (Thk. Muhammed Fuad Abdülbaki), Daru İhyfü't-Türasi'lArabl, Beyrut, 1985.

    Müslim, Ebu'l-Hüseyin b. el-Haccac el-Kuşeyrl, Sahfhu Müslim, Daru Tayyibe, Riyad, 2006.

    Necati, Muhammed Osman, Hadis ve Psikoloji, (Çev. Mustafa Işık), Fecr Yayınları, An-kara, 2000.

    Nesfü, Ebu Abdirrahman Ahmed b. Şuayb, es-Sünen, (Thk. Hasan Abdu'l-Menfüm Şelbl), Müessesetü'r-Risale, Beyrut, 2001.

    Nursi, Bediüzzaman Said, İşaratü'l-İ'caz, (Çev. Abdülmecid Nursi), Tenvir Neşriyat, İstanbul, ts.

    Özkan, Ayşe Nur, Dini Motiflerin Öfke Kontrolü Üzerindeki Etkisi, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), MÜSBE, İstanbul, 2008.

    --~ "Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik ve Manevi Yaklaşımla Öfke Kontrolü", Din ve Hayat: İstanbul Müftülüğü Dergisi, 2012, sayı: 15, s. 90-93.

    Sakallı, Talat, "Hz. Peygamber'in Evrensel Mesajlarındaki Çevre Bilincine Güncel Bir Bakış", Çevre ve Ahlak Sempozyum Bildiri Metinleri, Gaziantep, 2014, s. 79-89.

    Soyalan, Mehmet Yaşar, Elmalılı Tefsirinde Kur'ô.nf Terimler ve Deyim-ler, Ağaç Yayınları, İstanbul, 2003.

    Soykan, Çiğdem, Öfke ve Öfke Yönetimi, Kriz Dergisi, Ankara, 11(2), s. 19-27.

    Ünal, Ali, Kur'an'da Temel Kavramlar, 2. Baskı, Işık Akademi Yayınları, İstanbul, 2011.

  • 110 1 DİNVETRAFİK Ünalan, Abdullah, Resulullah'm Davetinde Psikolojik Boyut, Kitabi Yayınevi, İstanbul,

    2009, Taberanl, Süleyman b. Ahmed b. E:yyfib, el-Mu'cemu'l-Kebfr, (Thk. Hamdi b. Abdil-

    mecid es-Selefi), Mektebetü Ibn Teyıniyye, Kahire, 1404/1983.

    Tirmiz1, Ebı1 Isa Muhammed b. İsa, es-Sünen, (Thk. Ahmed Muhammed Şakir), Daru İhyfü't-Turasi'l-Arabiyye, Beyrut, ts.

    Yeğin, Hüseyin İbrahim, "Öfke Duygusu ve Dini Açıdan Baş Edebilme Yolları", Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt:10, Sayı:2, 2010, s. 235-258.