11
100 YÜZ Ara Güler’den Yazar Fotoğrafları

100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

100 YÜZAra Güler’den

Yazar Fotoğrafları

Page 2: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

Ya pı Kre di Ya yın la rı - 1746Sa nat - 92

100 YÜZAra Güler’den Yazar Fotoğrafları

Editör: Mert TanaydınKi tap ta sa rı mı: Yeşim Balaban

Düzelti: İncilay Yılmazyurt

Baskı: Bilnet Matbaacılık ve Yayıncılık A.Ş.Dudullu Organize San. Bölgesi 1. Cad. No: 16 Ümraniye-İstanbul

Tel: 444 44 03 • Fax: (0216) 365 99 07-08 • www.bilnet.net.trSertifika No: 31345

1. baskı: İs tan bul, Kasım 20026. baskı: İstanbul, Şubat 2018ISBN 978-975-08-0516-X

© Ya pı Kre di Kül tür Sa nat Ya yın cı lık Ti ca ret ve Sa na yi A.Ş., 2010Sertifika No: 12334

Bütün yayın hakları saklıdır.Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında

yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. İstiklal Caddesi No: 161 Beyoğlu 34433 İstanbul

Telefon: (0212) 252 47 00 Faks: (0212) 293 07 23http://www.ykykultur.com.tr

e-posta: [email protected]İnternet satış adresi: http://alisveris.yapikredi.com.tr

Yapı Kredi Kültür Sanat YayıncılıkPEN International Publishers Circle üyesidir.

Page 3: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

100 YÜZAra Güler’den

Yazar Fotoğrafları

Page 4: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

4

Page 5: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

Kitap sevgisini, sokaklarda açtığı kitap sergileriyle halka ulaştıran sayın ve kıymetli dostum, kitapçı ve şair Halim Şefik Güzelson’un

hatırasına ithaf ediyorum.

Ara Güler

Her ne kadar kitabın adı “100 Yüz” ise de, Ara Güler, Memet Baydur’un fotoğrafının da kitapta bulunmasını arzu ettiği için, “100 Yüz” bu baskıdan itibaren 101 fotoğraf ile yayımlanacaktır. -Ed.n.

Page 6: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

6

Ara Gü ler’de Ya şa mak

Nezihe Meriç

Ara Gü ler, do ğar doğ maz bak ma ya baş la yan bir be bek ola rak gel-miş dün ya ya. Onu ilk gör dü ğüm gün den bu gü ne, kırk el li yı la ya kın bir za man geç ti. Ama ilk gör dü ğüm de de böy le dü şün müş-tüm. Ba zı be bek ler, do ğar doğ maz dün ya ya bak ma ya baş lar lar. İn san şa şı rır. Bu, ömür le ri bo yun ca öy le sü rer gi der.

Ara Gü ler, ilk kez res mi mi çe ke cek ti. Ba na ba kı yor du. Ama bu ba kış, dün ya ya, ya şa ma, o gü ne, geç miş gün le re, içim de ki, bel-li et me me ye bü yük gay ret gös ter di ğim çe kin gen, utan gaç kı za ba kış tı. Bir hoş olu yor du in san. Tu haf bir duy guy du bu. Önü ne ba kan bir re sim dir, o ilk re sim.

Ara Gü ler hep öy le ba ka rak ya şa mış tır, bi li yo rum. Yap tı ğı her çe kim o duy gu yu ve rir in sa na. Şim di re sim le ri ni çek ti ği sa nat çı la-rın re sim le rin den bir ser gi dü zen le ni yor muş. Genç ar ka daş la rım ka ta log ya zı sı nı be nim yaz ma mı is te di ler. Re sim le ri yol la mış lar. Yüz ta ne. Hep si ni bi li yo rum da, ya kın dan ta nı dık la rı mı say dım, el li yi geç ti. Ço ğu yok ar tık. Git ti ler. Bir de res mi çe kil me miş ler var; on lar la be ra ber yü zü aşı yor böy le ce ta nı dık la rım; ya şa yan lar az, gi den ler çok.

Bu öy le bir boş luk ki, yok ben bu nu an la ta mam. Ne bu nun na sıl bir şey ol du ğu nu, ne içim de ki acı gi bi, ağ rı gi bi, ağu gi bi olan boş lu ğu, ne o in sa nın yü re ği ne acı ta rak ba tan duy gu yu. Yüz le ri, yü rü yüş le ri, gü lüş le ri, ses le ri, ko nuş ma la rı ol du ğu gi bi, ya nım-day mış lar gi bi. Gi bi! Ama yok lar. Ar tık ko nu şup dert le şe me yiz, gü lü şe me yiz, te le fon la şa ma yız, bu lu şa ma yız, tar tı şa ma yız...

Ben bir ga rip âde mim. Çok şey bil mem. Ya şa ma yı, öl me yi, ev re-ni, dün ya yü zün de olup bi te ni bi lim sel ola rak açık la yıp, sö zü mü bir bil gin gi bi üre te mem. Ama bun ca yı lın oku ma, öğ ren me,

Page 7: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

7

Page 8: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

8

dü şün me uğ ra şı için de, in sa na bak ma yı, an la ma ya ça lış ma yı, sev-me nin yol la rı nı –az da ol sa– öğ ren di ği mi bi li rim. Bil gim az ama, in san lı ğım iyi dir. Her ke sin için de iyi lik ler, gü zel lik ler ol du ğu nu dü şü nü rüm. Bu na ina nı rım.

Hır çın lık la rı, hırs la rı, na dan lık la rı, kıs kanç lık la rı, ken di ni be ğen-miş lik le ri, ka çış la rı, sev gi yi bil mez gö rü nüş le ri, kö tü lük ler üre tiş-le ri, hep bu kar ma ka rı şık, bi lin mez lik ler le do lu çıl gın dün ya da ayak ta du ra bil me nin zor lu ğun dan dır.

Böy le dü şü nü rüm. Dar da kal dı ğım za man lar böy le dü şün me ye zor la rım ken di mi. An cak bu yol la sev gi siz li ğin üs te sin den ge li ne-bi lir de rim.

He le sa nat çı lar! Bu kar ma şa nın için de, na sıl da dü ze nin, gü ze lin, va rol ma nın gi zem li yol la rı nın, acı la rın, ışık sa çan güç le rin pe şi ne dü şer, bin bir zah met le on la rı bu lur çı ka rır, var eder ler, ya ra tır lar; in san lar için, on la rın ken di le ri nin ayır dı na var ma la rı, ya şa ma bak-ma yı gör me le ri için. Ara Gü ler bu ra da dır iş te. O, in sa na bak tı ğı za man, bu ölüm lü le re bu an lam la ma nın için den ba kı yor. Gö rü-yor on la rı.

Son ra da, bir ba kar sı nız yok lar. Ar tık yok lar. Git miş ler. Ne re-ye?! Yüz ler ce, bin ler ce yıl dır bu dün ya ya gel miş, ya şa mış ve git-miş in san lar... Re sim le re ba kı yo rum tek tek. O re sim le ri çe ken Ara Gü ler’i dü şü nü yo rum. Res min çe kil di ği za ma nı, o anı, o anın anım sat tı ğı geç mi şi im ge le mim de can lan dır ma ya ça lı şı yo-rum. Her bi rin de ba şa rı lı ola mı yo rum. O za man, bi raz ka rı şı yor ka fam. Bir ka ta log ya zı sı na sıl ya zıl ma lı dır? Ara Gü ler’i mi an lat-ma lı, böy le, an la ya bil di ğim, dü şü ne bil di ğim ka dar, re sim le rin ben de uyan dır dı ğı, alt üst et ti ği duy gu la rı mı, yok sa re sim le ri önüm de se ril miş du ran, ço ğu ar tık ya şa ma yan sa nat çı lar la il gi li anı la rın, ses le rin, gü lüş le rin, şa ka la rın, kav ga la rın bir bu ğu için-de bir gö rü nüp bir kay bol ma la rı nı, eli mi aya ğı mı çö züp, be ni eb kem bı rak ma la rı nı mı! İn sa nın çev re si ne ka dar ge niş, ta nı dık-

Page 9: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

9

la rı ne ka dar çok olur sa ol sun, –ar ka daş sız ya şa yan la rı bir ya na ayı rır sak– ge ne de, en ya kın, en can ar ka da şım, ar ka daş la rım de di ği kim se ler üçü be şi geç mi yor. Her kes bir bi ri ni ta nı yor, se lam la şı yor, ayak üs tü ol sun, bir çay içi mi ol sun, kar şı la şı lıp ko nu şu lu yor. Ba zan uzun bir ye mek bo yun ca be ra ber olu na bi lir, bir yol cu luk ta kar şı la şı lıp, üç beş gün bi ra ra da ya şa na bi lir, ser gi-ler de, kok teyl ler de, bir ar ka daş evin de uzun soh bet le re de da lı na-bi lir, ama faz la sı na va kit yok tur. Bel ki uzun te le fon ko nuş ma la rı gi re bi lir ara ya, mek tup laş ma lar, zıt la şıp tar tış ma lar, hat ta kav ga ede cek ka dar ya kın laş mış ol ma lar vb. Ama bü tün bun lar so nu cu de ğiş tir mez. On ca ta nı dı ğın için de, ge ne de in sa nın iki üç ya kın ar ka da şı var dır; iliş ki yi hiç kay bet me di ği, onun ve ken di ya şa mı-nın tüm ay rın tı la rı nı be ra ber ta şı dı ğı.

Ge ne de, bu du rum Ara Gü ler için ge çer li de ğil dir. Onun ge niş bir çev re si var dır. Şu yer yü zün de adı bi li nen pek çok ki şi yi, pek çok sa nat çı yı ta nır. Ta nır da, ba kan ve gö ren Ara Gü ler, on la rın sa de ce re sim le ri ni çek me miş, on la rı gör müş tür. Bu an la tıl ma sı zor, tıl sım lı bir iş tir. O ba kış, o gö rüş, bir çe şit bü yü cü lük gi bi bir şey dir. Res mi ni çek ti ği in sa nın, ne ol du ğu bi li ne me yen ru hu nu gör mek! Ba kın Can Yü cel’in res mi ne. Hep sev gi li, di li tat lı, tav-rı can dan, dost, şa ka cı, in san bir adam dı o. Dün ya ya yuf bo ru su-nu öt tür müş ler den. Ama Ara Gü ler, onun için de ki kır gın, ka hır-lı, ta sa lı ço cu ğu gör müş tür. O ço cu ğun ba kı şı nı çek miş tir. Re sim çe ki lir ken, ya da son ra dan, şa ka la şıp gü lüş müş ol sa lar da.

Aziz Ne sin bir gül dü rü us ta sı de ğil miy di? Hep gü leç, şa ka cı, ‘esp ri li’, gır gır, gül dü ren... Onun acı la rı yok muy du! Ta sa la rı, kay gı la rı, Aziz Ne sin olun ca ya dek çek tik le ri nin ru hun da bı rak-tı ğı, kim se nin ya şa ma dan an la ya ma ya ca ğı için an la şıl ma sı pek ko lay ol ma yan üzünç le ri nin iz le ri. Res me ba kın ca gö rül mü yor mu? Çün kü o res mi çe ken Ara Gü ler’dir. Re sim le re ba kı yo rum; ma sa nın üze ri ne ya yıl mış du ran. Anı lar, ses ler, ko nuş ma lar, ya şa-nan za man dan akıl da ka lan bin bir çe şit gö rün tü, gö rü nüp kay bo-lu yor, ge lip ge çip ha yal olu yor.

Page 10: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

10

En ön de Kâ mran Yü ce var. İn ce cik, sa rı bir de li kan lı. De ği şik frenk göm lek le ri ne düş kün. Kırk lı yıl lar. Mem le ke ti miz de hiç bir şey yok. Na zil li bas ma sı var, Bur sa ipek li si var, ama ör ne ğin, pö ti-ka re de di ği miz pop lin yok. Ben bir ke şif te bu lun mu şum. Mah-mut pa şa’da, si yah be yaz bir yer li do ku ma bul mu şum; sof ra be zi ya pı lan. Onu yı ka mış, in ce ko la dan ge çi rip al tın da fis to lu jü po nu olan ka ba rık etek li, be be ya ka lı bir gü zel el bi se yap mı şım. Ka dı-köy va pu run da kar şı la şı yo ruz. Kâm ran ba yı lı yor el bi se me. Is rar-la ne re den al dı ğı mı so ru yor. Ben söy le mem de dik çe, in ce bı yık gü le rek, ıs rar edi yor. Söy lü yo rum. He men alıp, bir frenk göm le-ği dik tir miş ti, ona çok ya kı şan. Ara Gü ler, o in ce, za rif, gi yi mi ne düş kün de li kan lı yı gör mez mi?

An ka ra Bah çe li ev ler’de otur du ğu muz el li li yıl lar. TDK’nın top-lan dı ğı gün ler den bi ri. Ak şam ye me ği için bi zim ev de yiz. Ma sa epey ce ka la ba lık. Ben ye mek ler yap mı şım ama, mey ve nin çok az, tur fan da, çok da pa ha lı ol du ğu ay lar dan bi ri. Onun için çe şit li mey ve ler den, az az alıp, gü zel gö rü nüm lü bir mey ve ta ba ğı ha zır-la mı şım. Bir ta ne çar pık çur puk ar mut var. Sa pın da pı rıl pı rıl, dip di ri, yem ye şil iki yap rak. Ar mu du giz le ye rek o iki yap ra ğı ta ba ğın kö şe si ne yer leş tir mi şim. Or han Ke mal, hem ağır ağır içi-yor, hem ço cuk lu ğu nun, genç li ği nin ta lih siz lik ler le yük lü, yok sul gün le ri ni an la tı yor. Ka ri ka tür leş ti ri yor, gü lü şü lü yor. So nun da, çek tik le ri nin an lat mak la bit me ye ce ği ni söy le yip, ge ne gül dü ren şa ka lı bir bi ti riş yap tı ğın da, bir so luk la nıp eli ni mey ve ta ba ğı na uza tı yor, ye şil yap rak la rı tu tup çe ki yor. Kah ka ha lar ara sın da, kav-ruk, ge li şe me miş ce viz ka dar bir ar mut. Ba kıp ka lı yo rum Or han Ke mal’in res mi ne. Bu Ara Gü ler si hir baz gi bi.

Edip Can se ver gü lü yor. Be nim ti tiz li ğim le dal ga ge çen, kah ka-ha ya ben ze yen, ama kah ka ha ol ma yan, ne şe li bir gü lüş le. Öy le gü ler di. Bü tün yü züy le, ço cuk su, ses li bir gü lü şü var dı. İnan ki doğ ru söy lü yo rum di yor, gö re cek sin si ze gel di ğim za man, so kak kı ya fe tim le si zin ya ta ğın üze ri ne otu ra ca ğım. O da ti tiz ama, ha yır di yor, ben dü zel dim ar tık. Gü lü yor. Ço cuk su, de li kan lı,

Page 11: 100 YÜZCahit Irgat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm - süyor, ama belki kendinin bile far kında ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur

11

hep aşk için de, tiren daz, ya kı şık lı bir genç adam. Öy le ama, Ara Gü ler gö rür, ta uzak lar da ka lan ço cuk lu ğu için de, onu da. İçin de ya nıp du ran ate şi çev re sin de ki le rin an la ması düşünülemez bile. O, çok yorularak, çok in cinerek ken dini an layacak ların arasın da yerini bulup, Edip Can sever olacak tır. Bil ge Karasu, az yer di. Ama böreğin tep side kalan kırın tılarını top lamaya bayılır dı. O in ce uzun, güzel par mak larıy la birer birer top lar dı çıtır par çacık ları. Bir soru sor, de ki, falan ca fel sefeci şunu şunu demiş, oy sa ben şöy le düşünüyorum. Bak, der ve baş-lar an lat maya. Çok iyi, çok ay rın tılı an latır, çok da güzel an latır ama as la bitir mez. Bir soru sorul muş sa, o en güzel biçimiy le yanıt lan malıdır.

Bir im za gü nü. Uğur Mum cu’nun ba şı ka la ba lık. Mer di ven le re ka dar tık lım tık lım dol dur muş im za al mak is te yen ler, be ni ge çer-ken gö rüp, “Ne zim!” di ye ses le ni yor. Ya nı na ge çip otu ru yo rum. Ter için de. An ka ra Bah çe li ev ler De ne me Li se si’nde oku yan o de li kan lı iş te bu ko ca adam Uğur Mum cu. Bü yük kı zın sı nıf ar ka da şı. Kü çük kız da onun omu zun da gez miş. Onu ço cuk lu-ğun dan be ri ta nı dı ğım için, içim den giz li ce gu rur la nı yo rum. Si zin ya zı ha ne den di yor, İtal yan maf ya sı na bir kaç kez te le fon edil miş. Ben ta nı yo rum, bir yan lış lık ola cak de yip, ters bir iş çık-ma sı nı ön le miş.

Cahit Ir gat yakışık lılığın dan öy lesine emin ki, hafifçe gülüm-süyor, ama bel ki ken dinin bile far kın da ol madığı o kasınık bakışını Ara Güler bulur çıkarır.

Pınar Kür’ün, At tilâ İl han’ın Parisli esin tileri, Melih Cev-det An day’ın tar tış maya baş lamadan bir ön ceki bakışı, Ok tay Ak bal’ın, Selim İleri’nin ‘roman tik’, duy gularını açığa ver meyen din gin bakış ları...

Ara Güler ol mak hem çok güzel, hem çok zor iş; bun ca kişiy le böy lesine gönül deş!