52
DÝN ADINA CAN ALMA TARÝHÝMÝZÝN BAÞLADIÐI YER: MU ÝÇSELLÝK ÝFÞA EDÝLÝYOR ÞUBAT 2015 Sayý: 554 Fiyat: 7 TL

1502Dergi_sevgi dunyası

Embed Size (px)

DESCRIPTION

ruhçuluk ıle ılgılıdır

Citation preview

Page 1: 1502Dergi_sevgi dunyası

DÝN ADINA CAN ALMATARÝHÝMÝZÝN BAÞLADIÐI YER: MUÝÇSELLÝK ÝFÞA EDÝLÝYOR

ÞUBAT 2015 Sayý: 554 Fiyat: 7 TL

Page 2: 1502Dergi_sevgi dunyası

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 4554223 - 0549 7220248

Yönetim Yeri:Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 7 TLYýllýk Abone: 80TLYurt Dýþý: 100 TL

Cilt: 47 Sayý: 554 Þubat 2015

Görmediðimiz Þeye Nasýl Ýnanacaðýz? ............................... 2Dr. Refet Kayserilioðlu

“Firavuna GidinEmrimi Ýletin” ....................................... 8Ahmet Kayserilioðlu

Birliðe Giden Yollar ............................ 16Güngör Özyiðit

Din Adýna Can Alma .......................... 21Zuhal Voigt

Düþünce, AklýmýzýnDuyulmayan Sesidir .......................... 26 Erol Yurderi

Tarihimizin Baþladýðý Yer: MU ............................................. 28 Þule Kayserilioðlu

Dilin Düþünceleri Þekillendirdiði Doðru mudur? ............ 35Çeviren: Nelda Bayraktar

Ýçsellik Ýfþa Ediliyor ............................. 39(Canlý Kryon Celsesi)

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

ÝÇÝNDEKÝLER

Kapak resmi: Robert Duncan

Page 3: 1502Dergi_sevgi dunyası

1

Sevgili DostlarKendimizden en memnun olduðumuz zamanlarda, yaptýklarýmýz-

dan emin ve içimizin en rahat olduðu olaylarda üstümüze birsaflýk, bir çocuksuluk, garip bir güven hissi gelir. Sanki sadece bizkendimiz deðil, düzen ve evren de bizden memnundur. Bu kötü birþey deðildir elbette. Ama bilelim ki, öyle iyi hissettiðimiz nadirzamanlarda dikkatimiz ve duyarlýlýðýmýz en üst seviyede olmalýdýr.O rehavet içindeyken, insan olduðumuz göz önünde bulundurula-cak olursa, gaflet içinde olmamýz su gibi kolaydýr. Neyin gafletidirbu? Memnuniyetimizin parlaklýlýðý ardýnda görünmeyen, belkivarlýðýný bile unuttuðumuz, hiç gündemimize almadýðýmýz enönemli sorumluluðumuz ne ise onu gözardý etmek, gözardýettiðimizi asla kabullenmeden, öyle gibi görünmesinin sebeplerinibir bir sýralamak gafletidir bu. Akýl bu konuda bize epey arkaçýkar, mantýklý nedenleri birbiri ardýna düzenle sýralar. Hattâbenzer kiþiler birbirlerine teselli bile verirler. Ama içerde biryerde “Hayýr, olmuyor” diyen bir fýsýltý, ona kulak kabartýkça aynýkararlýlýkla ses verir. Nedir bu sorumluluk? Ýþte bu ve bu gibisorularýn cevaplarý için kendini tanýma ve iç yolculuk önemlidir.Bu gibi sorular öyle insanlarýn dertleridir. Hayata bu sefergeliþinin nedenini bulmak, ondan razý olmak ve o hedefe uygun biryaþama biçimi seçmek sorumluluðudur bu. Bu hayýr yolcusununvaracaðý en sevindirici aþamalardan birisidir aslýnda. Bu bakýþ vedeðer algýsýyla diðer tüm detaylarý, dünyanýn ve dünya düzenininönemli ve vazgeçilmez diye empoze ettikleri tüm unsurlarý olsa daolur, olmasa da olur diye görecektir artýk o. Hayatýný güvenle,korkusuzca düzenleyecektir. Böyle yapamýyorsak, yapmayý gerekligörmüyorsak gaflet içinde olmamýz kaçýnýlmazdýr. Ýstediðimizkadar akýllý, istediðimiz kadar eðitimli olalým, baþarýlar baþarýlarýtakip etsin, dünyevi zenginlik, çocuklar, torunlar v.s. kuytularaitilmiþ, asýl yapmamýz gereken sorumluluðumuzu bulup ona yeterikadar dikkati ve önemi veremiyorsak yaþamýmýzýn gayesine veyapmak için söz verdiklerimize ulaþamýyoruz demektir.

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin SevgilerimizleSEVGÝ DÜNYASI

Page 4: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI2

Görmediðimiz Þeye Nasýl Ýnanacaðýz?

Dr. Refet Kayserilioðlu

Her yerde çok ince birtertiple ve akýl almazbüyük bilgilerle kurulmuþ ve iþlemektedevam eden bir büyükdüzen var. En küçük bir zerreden, devasabüyüklükteki nebülözlerekadar ve onlarýn daötesinde uzanýp gidengörünen ve görünmeyenâlemler içinde þaþmadanyürüyen o ilâhi düzeninve onun YüceKurucusunun karþýsýndahayranlýkla, huþu ile veküçüklüðümüzü bilereksaygý ile eðilmemek eldedeðil.

Page 5: 1502Dergi_sevgi dunyası

3SEVGÝ DÜNYASI

ÖÐRENME VE ÝNANMA VASITALARI

Altý aylýk bir bebeðinçevresini tanýmasý henüztam geliþmemiþ duyuorganlarýnýn biri veyaikisiyle olur. Bir bebek,eline aldýðý bir cisminyemeye elveriþli olupolmadýðýný anlamak isterilk kez. Onun için o cismiaðzýna götürür, dudak-larýyla ve diþleriyle yoklar,anlamaya çalýþýr. Çünkübebekte en geliþmiþ yerdudaklardaki duyu cisim-cikleridir. Bir þeyi henüzbakarak anlayacakkudrette olmadýðý içineline alýp baktýðýný vebakarak tetkik ettiðini pekgörmeyiz, bebeðin.

Yaþ ilerleyince, çocukbüyüdükçe diðer duyuorganlarýný da kullanmayabaþlar. Ve çevresindekiþeyleri hem görerek,iþiterek, tadarak, kokla-yarak ve hem de doku-narak anlamaya çalýþýr.Yaþ daha da ilerleyinceinsan yalnýz beþ duyuorganý kanalýndan aldýk-larýyla yetinmeyerek, ogüne dek edindiði bilgi-lerin ýþýðýnda bir düþünceve tahayyül faaliyetinedalar. Düþünce tahayyül,

þahsa yeni bilgilerikazandýrýr. Öyleyse, beþduyu organýndan baþka,bizim bir bilgi edinmeyeteneðimiz daha vardýrki, o da düþünce vetahayyüllerdir.

Bir üçüncü bilgi edinmekanalý da vardýr ki, o dailhamlar ve bilmediðimizbir üst kaynaktan bildiril-meler tarzýnda olur. Bununüzerinde sonra duralým.Þimdi, beþ duyu organý-mýzla ve düþüncelerimiziiþleterek bir insaný tetkikedelim. O zaman görürüzki, insanýn bir fizik bedenive onun çeþitli iþleyiþlerivardýr. Onun þeklini, veyapýsýný bize anatomi bili-mi, iþleyiþini de fizyolojibilimi bildirmektedir. Bubilimler, elbette yalnýz beþduyu organýyla yetinmez-ler, bir takým âletler vearacýlar vasýtasýyla bedeni-miz hakkýnda bilgi toplar-lar. Örneðin, mikroskopvasýtasýyla hücrelerinyapýsýný tetkik eder. Çeþitlikimyasal maddelerlebedenin iþleyiþini kontroleder. Vücuttan, özelliklekalpten ve beyindenyayýlan elektrik akýmlarýy-la kalbin ve beynin iþle-yiþini inceler ve ondakibozukluklarýn nerede ve

ne þekilde olduðunu tespiteder.

Bütün bu araþtýrmalarlabeden hakkýnda edindiði-miz bilgiler yine maddîalanda kalmaktadýr. Bir debunlarýn dýþýnda bazý ruhîtezahürlerimiz vardýr ki,onlarýn maddî olarak tespi-ti mümkün deðildir.Örneðin istekler, heyecan-lar veya sevgi. Bunlarýnþeklinden, aðýrlýðýndan,dozajýndan söz edemeyiz.Ve bunlarý ne elektrikakýmlarýyla, ne fizyolojikaraþtýrmalarla tespit ede-meyiz. Bunlar içinpsikolojik bazý araþtýrmametotlarý vardýr ki, onlarlasevginin azlýðýndan, ya daçokluðundan, heyecanýnfazlalýðýndan söz edebili-riz. Fakat bunlar genellikleruhi görüntüler olarakönümüze çýkmaktadýr.

RUHUMUZUN VARLIÐI

Bundan daha derin biraraþtýrma da, bu ruhî teza-hürlerin beyinden mi,husule geldiði, yoksabeynin bir ara istasyonmu, olduðu hususudur.Bugünkü materyalist bilimdiyor ki, bunlar beyninçalýþma ürünleridir. Eðer

Page 6: 1502Dergi_sevgi dunyası

böyleyse izah edilemeyenbirçok olay önümüze seri-liveriyor. Örneðin, gele-cekte olacak bir olayý bizeaçýkça bildiren habercirüyalar hangi beyinfaaliyetinin neticesidir?Telepati, klervoyansdediðimiz uzaktaki birþeyi hissetmek veyagörmek olaylarýný hangibeyin faaliyetiyle izahedebiliriz? Sonra, insanbünyesinde çok büyük vebirbiri içine girmiþ fizyo-lojik olaylar karýþýk birfabrikanýn iþleyiþi gibi hergün iþleyip durmaktadýr.Eðer bunlar, yalnýz beyinfaaliyetiyle gerçekleþenþeylerse geri zekâlý ve birkelimeyi söylemekten âcizbir zavallý idio'nun beynibu kadar karýþýk iþleyenbir fabrikayý nasýl idareetmektedir. Ayni fabrika,yeni doðmuþ bir çocuðunbedeninde de, gayetdüzenli bir þekilde iþle-mektedir. Hattâ bir kedininve köpeðin bedeninde de,o çok karýþýk ve girift fab-rika faaliyettedir. Bu iþle-yiþleri, onlarýn geliþmemiþbeyinlerinin düzenli birþekilde yürüttüðünü veçevirdiðini iddia etmekbiraz cüretkârlýk olur.Burada, beyinden dahaüstün, daha kudretli bir

idareciyi düþünmek zorun-dayýz. Ýþte o idareciyeRUH diyoruz. ÖyleyseRuh nedir? Ruh hakkýndayapýlan tetkiklerdenedindiðimiz bazý bilgilervar. O bilgilere göre ruhtaþuur ve idrak, mantýkdenilen bir kabiliyet var.Bu, maddede yok. Yinemaddeden ayrý ve üstünolarak bir tesir edebilme,bir iþ ve hareket yapa-bilme yeteneði var.Üçüncü özelliði de dýþar-dan baþka bir itici kuvvetolmadan kendiliðindenhareket edebilme gücü var.Bu kendiliðindenlik(Spontanite veya bizatihi-lik) özelliði sayesinde ruh;isteklerine, bilgi vegörgüsüne uygun birtakýmþuurlu hareketler yapar,kendisine tanýnmýþ bir hür-riyet içinde serbest irade-siyle bazý olaylarý baþlatýr,bazýlarýný neticelendirir.

Þu özellikleri beyindegörmüyoruz: Meselâ, ânibir korku þokuyla ölüver-miþ bir kiþinin beyninde,kalbinde ve diðer organ-larýnda belirli bir bozuklukyoktur. Ama onun beynidüþünememekte; kalbiçalýþamamakta veyabeyinden birtakým sinirseluyarýlar gelerek organlara

herhangi bir hareket yap-týramamaktadýr. Düþünceyive anlamayý kolaylaþtýr-mak için þöyle bir örnekverebiliriz: Bir þehrinelektrik þebekesi vardýr.Buna baðlý radyolar, deði-þik makineler, yüzlerceampuller ve elektrikleiþleyen buzdolabý, çamaþýrmakinesi vb. gibi birçokmakineler vardýr. Þehircereyaný gelip dururken,onlarýn hepsi çalýþmakta-dýr. Ama cereyan kesilive-rince hiçbirinde en küçükbir hareket veya iþleyiþgöremeyiz. Bedeni karýþýkve girift bir makineye ben-zetirsek elektrik cereyanýnýda ruhtan gelen tesirlerebenzetebiliriz. O tesirlerkesildiði anda beden hare-ketten ve canlý görünüþün-den yoksun kalýr. Ruhtangelen tesirler yalnýz bedeniçalýþtýrmakla kalmaz, obedene þahsiyetini, karak-terini ve diðer insanlardanfarklý duygu, düþünce veisteklerini verir.

Ruhumuzun varlýðýný vekudretlerini kabul edincehaberci rüyalarý, telepatiyi,hipnotizmada olan þeyleri,ruhî þifalarý ve daha birçokruhsal olayý açýklamakimkân dâhiline girer.Çünkü beyin dýþýnda alýcý

SEVGÝ DÜNYASI4

Page 7: 1502Dergi_sevgi dunyası

kudreti olan bir üst varlýðýkabul etmiþ oluyoruz. Ger-çekten beynimizin çevre-den haberdar olmasý, duyuorganlarý kanalýyla alýnantesirlerin, sinirler yoluylabeyne iletilmesiyle oluyor.Örneðin, görme iþinde gözdibinde teþekkül eden tersgörüntü, sinirler kanalýylaçeþitli deðiþimlereuðratýlarak beyindekigörme merkezine iletilirve dýþarýda gördüðümüznesnenin görüntüsübeyinde belirir. O belirengörüntünün ne olduðunuise daha önceden edinilmiþbilgilerle kýyaslamalaryaparak anlarýz. Fakat buanlama iþi de yine yalnýzbeyne ait bir faaliyetdeðildir. Ýdrak iþi aslýndaruhta tamamlanýr. Fakattelepatide veya klervo-yansta olan þey, þu normalgörme olayýnýn tamamentersidir. Yani o ruhsalgörmede (klervoyans) göz,hiçbir iþ görmemekte; göz-den beyne giden sinirlerinherhangi bir rolü olma-maktadýr. Uzaktan alýnanruhsal tesirlerle önce ocisim veya olay ruhtarafýndan alýnýp idrakedilmekte, sonra o idrakedilen þey beynebildirilmektedir. Ve ozaman beynimiz o þeyi

yine görmektedir.Ruhumuz uzaktaki birolayý nasýl görebilmekteve ondan ruhsal tesirlerinasýl alabilmektedir? Bu,ayrý ve upuzun birkonudur. Yalnýz þöyle birbenzetme yapabiliriz:Nasýl radar uzaktaki bircismi, ona gönderdiði dal-galarýn o cisme çarpýp geridönmesiyle görürse, ruhda ayni þekilde gönderdiðiruhsal tesirlerin geri dön-mesiyle görür, duyar veidrak eder.

RUHUMUZUN ÖLMEZLÝÐÝ

Ýnsan bedenini bir oto-mobile benzetirsek, onundireksiyon, vites, debriyajve fren teþkilâtý beyinekarþýt olur. Yani, bu terti-batla otomobil (aynýbeynin aracýlýðý gibi) sevkve idare edilir. Fakatdebriyaj, vites, direksiyonve fren tertibatý ile birotomobil, onu kullanacakþoför olmadan kendikendine yürümez, maksatlýolarak bir yere gitmez, biryerde durmaz, ya da bir iþigöremez. Ona bütün bumaksatlý, bilinçli iþleriyaptýrtacak olan þuursahibi þofördür. Þoför,bütün o mekanizmalarý

kullanarak otomobilehâkim olur ve onu yürütür.Ama þoförün otomobiliyürütebilmesi için de oto-mobilin bütün kýsýmlarýnýnsaðlam olmasý, verilenkomutlara iyi bir þekildeuyabilmesi gerekir.

Yine benzetmeyledüþüncemize devam eder-sek otomobilin biryerindeki bozukluðu þoförgidermeye çalýþýr, gidere-mezse otomobili yürüte-mez. Mesela aküdencereyan getiren kablodakopukluk varsa, marþ veateþlemeyi yapamaz.Þayet, o bozukluðu onara-biliyorsa arabayý tekraryürütebilir. Eðer bozukluktamir kabul etmez birduruma gelmiþse arabayýyürütemez. Arabayürümüyor diye þoför de,onun içinde oturupbekleyecek deðil. Aklýbaþýnda bir þoförünyapacaðý iþ, bu arabadaartýk iþ yok, diyerek onuterk etmek ve yürüyerekya da bir baþka otomobillegideceði yere gitmektir.

Ýþte, beyni iþleterek vekullanarak bedene hükme-den ruhumuz da ayný birþoför gibi davranýr.Bedendeki bozukluðu

5SEVGÝ DÜNYASI

Page 8: 1502Dergi_sevgi dunyası

kendi ruhi kudretleriyleveya tamircilerin (yardým-cý ruhlar) veya doktorlarýnyardýmlarýyla onarmayaçalýþýr. Fakat onarýlmaz birbozukluða uðramýþsayapacaðý, o bedeni terketmektir. Ruh, bedeni terkettiði anda da bedendehiçbir canlýlýk kalmaz ve"ölüm" dediðimiz olaymeydana gelmiþ olur.Buradan anladýðýmýz þudurki, beden iþ yapamaz hâlegelince yani ölünce ruhunda ölmesi gerekmiyor. O,týpký bir þoför gibi kendihayatýna baþka þartlardadevam ediyor. Bununböyle olduðunu gösterenbirçok deliller vardýr. Ençok görünen örnek ölmüþbir yakýnýmýzýn rüyamýzagirerek bize kendi hayatýhakkýnda bilgiler vermesi,ya da bizim yaþayýþýmýzdabize yol gösterenuyarmalarda bulunmasýdýr.

Bir tanýdýðým hanýmvardý. Her hangi bir zordurumla karþýlaþýnca gecerüyasýnda ölmüþ olanannesini görür, ondan bazýikaz ve yardýmlar alýrdý."Kýzým, þu iþe teþebbüsetme!.." ya da "Þu adamlaahbaplýðý ilerletme!" veya"Þu insan hayýrlýdýr.Onunla dost olabilirsin!"

gibi. Ve bu uyarmalarýnhepsi de doðru çýkar, o,bazý yanlýþ iþ yapmalardanböylece korunmuþ olurdu.Bunun gibi, sýk olmamak-la beraber buna benzerrüyalarý gören pek çok kiþivardýr. Bunlar ölmüþyakýnlarýnýn yardýmlarýnýalarak birtakým tehlikeler-den korunmuþlardýr. Bazýbuluþlarda veya büyükbestekârlarýn bazýbestelerinde bilinmeyenbir yerden gelen ilham-larýn, yani bildirmelerinrolü büyüktür.

RUHLARLAKONUÞMA

Ruhumuzun ölümdensonra yaþamakta devamettiðinin en açýk deliliþüphesiz ruhlarla konuþmacelselerinden elde edilir.Bunun binlerce örneði vedeneyi vardýr ve her gündünyanýn birçok yerindebinlerce ruh celsesi yapýlýpdurmaktadýr. Bizzat bizimyaptýðýmýz celselerdealmakta olduðumuz delil-leri sonraya býrakarakkendiliðinden olan bir ruhîirtibattan söz etmek istiyo-rum. Duke üniversitesiparapsikoloji kürsüsü pro-fesörlerinden Dr. LouisaRhyne yaptýðý bir incele-

menin sonucunu þöyleceortaya koymuþtur: AnaOkuluna devam eden 4yaþýndaki bir erkek çocuk,bir gün stenografi ile birþeyler karalamýþ. Bunugören okul öðretmenibunun eski tip birstenografi olduðunu farkedip o iþin ehline çözdür-müþ. O zaman bunun ikihafta önce ölen babasýn-dan gelen bir mesajolduðu anlaþýlmýþtýr.Ölmüþ adam, bu mesajýn-da ailesince katiyen bilin-meyen, gizli bir kasadakimühim senet ve evraklar-dan bahsediyor. Verilentarife uyularak þahitlerönünde o gizli kasa açýlý-yor içinden sözü edilensenet, bono ve evraklarýnçýktýðý hayretler içindegörülüyor. Bu vakadan birprofesörün üniversitekürsüsünde ortaya koy-duðu bir delil olduðu içinbahsettik. Ve profesör buvakayý ölüm ötesi hayatýnvarlýðýna delil olarakgöstermiþtir.

Bizim yaptýðýmýzyüzlerce ruhî celsedealdýðýmýz pek çok delillerbizi ruhlarýn ölmezliðineve onlarla medyumlar ara-cýlýðý ile görüþülebildiðineaçýkça inandýrmýþtýr.

SEVGÝ DÜNYASI6

Page 9: 1502Dergi_sevgi dunyası

ÝLÂHÝ DÜZENÝN VARLIÐI

Olaylarýn incelenmesi veelde edilen sonuçlarýn dü-þünce ve tahayyül meleke-leriyle geniþletilmesi biziâlemlerde büyük bir düze-nin varlýðý sonucuna götü-rüyor. Dünyanýn düzenlehareket ediþi, yörüngesininbelli eliptik þekli, hersenenin belli bir gününde,o yörüngenin her zamanayný noktasýnda bulunuþu,Güneþin, yýldýzlarýn,galaksilerin akýl almazbüyük bir düzenle iþleyiþi,bizi bunlarý kuran, iþletenve büyük bir düzenle idareeden çok Yüce bir zekânýnvarlýðý neticesine götürü-yor. Âlemlerde þaþmaz birdüzen var. Ýnsanlar doðu-yor, belirli bir ölçüyekadar büyüyor, hiçbirzaman üç metre veya beþmetre boyunda olamýyor,acý tatlý tecrübelerdengeçiyor, birçok bilgi vetecrübeler ediniyor, olgun-laþýyor sonra ölüyor.Kimse bu kanunun dýþýnaçýkmak, örneðin dünyadaebediyen yaþamakyeteneðine sahip olamaz.Kudretlerimizi aþan birbüyük düzen var ki, bizistesek de, istemesek deona uymak zorundayýz. En

küçük atomun içinde, yada küçücük bir hücreninondan daha küçük çekir-deðinin içinde bulunandüzen ayný þekilde bizimirademizi ve bizim bilgi-lerimizi çok aþan bir yüce-liktedir. Her yerde çokince bir tertiple ve akýlalmaz büyük bilgilerlekurulmuþ ve iþlemektedevam eden bir büyükdüzen var. En küçük birzerreden, devasa büyük-lükteki nebülözlere kadarve onlarýn da ötesindeuzanýp giden görünen vegörünmeyen âlemleriçinde þaþmadan yürüyeno ilâhi düzenin ve onunYüce Kurucusununkarþýsýnda hayranlýkla,huþu ile ve küçüklüðü-müzü bilerek saygý ileeðilmemek elde deðil.

Olaylarýn þöylece birtetkiki bizi görünmeyenâlemlerin kapýsýndan içerisoktu da önce dünyamýzdave bedenimizin içindeolup duran þaþýrtýcý olay-larý görüp yakalayýverdik.Oradan daha derinleregiderek kâinata uzandýk veatomun derinliklerindeseyahatler ettik. Dahasonra ruhumuzun derin-liðine indik. Ruhumuzutanýdýk, onun ölümsüz-

lüðünü öðrendik, ruhlarlakonuþulduðunun delillerinielde ettik ve en sonundada düþüncelerimiz biziilâhi düzene, Yaradan'ýnhuzuruna kadar getirdi.

Bütün þu düþüncelerinbize gösterdiði bir büyükgerçek de aklýmýzýn nebüyük nimet olduðudur.Aklýmýz sayesinde gerçek-leri bulup görebiliyor, yenibilgilerle aklýmýzýgeliþtirebiliyor ve geliþmiþaklýmýzla bilinmeyensihirli âlemlere doðru eluzatabiliyoruz. Allahýninsanlara verdiði yaþamaimkâný bir büyük nimetse,akýl ve öðrenerek yücelmeyeteneði, ondan daha dabüyük bir nimettir.

7SEVGÝ DÜNYASI

Page 10: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI8

YARADAN KONUÞUYOR

Rabbi tarafýndan Ýsrail adýyla onurlan-dýrýlmýþ peygamber Yakub'un, yine ken-disi gibi peygamberlikle görevlendi-rilmiþ oðlu Yusuf Mýsýr'da, kraldan son-ra en büyük yönetici olmuþtu. Çevredekiülkeler kýtlýk içinde açlýða mahkûmyaþarken, Hz. Yusuf son derece uzakgörüþlü ve basiretli yönetimle felâketikazasýz belâsýz atlatmýþ, halk içindebüyük saygý ve beðeni kazanmýþtý.Filistin'de açlýk içinde bunalan ailesi veyakýnlarýný da Mýsýra yerleþtirmiþ, yerli-lerden atalarýnýn dini olan müslümanlýðakazandýrdýðý kiþilerle, Ýsrailoðullarýnýsaðlam bir zemine oturtmuþtu.

Aradan geçen pek çok yüzyýldan sonraHz. Yusuf unutulmuþ, nüfuslarý gittikçeartan Ýsrailoðullarý itibarlarýný çoktankaybetmiþ, hattâ esaret içinde yaþamayamahkûm olmuþlardý. Dahasý, ilerisi içinpotansiyel bir tehlike diye görüldük-lerinden, gaddar Firavunun emriyle

erkek bebeklerinin öldürülmesi bile gün-deme gelmiþti.

Zamanýmýzdan 3250 yýl önce Ýsrailo-ðullarýnýn pek çoðu inancýný kaybedip,yerliler gibi sahte tanrýlara tapar durum-dayken; Musa, hâlâ atalarýnýn gerçekdinine baðlý bir ailenin çocuðu olarakiþte bu zorlu ortamda dünyaya gelmiþti.Çok þükür ki, annesinin Rabbindenaldýðý vahiyle Nil nehrine býrakýlarakölümden kurtulmuþ, Firavun sarayýnaalýnýp üstelik annesi tarafýndan emziri-lerek sarayda prens olarak büyütülüpyetiþtirilmiþti.

Geçen sayýmýzda onun gençlik çaðýnýyaþarken, bir Mýsýr yerlisi tarafýndan hýr-palanan ýrkdaþýný korumak için attýðý biryumrukla adamý öldürüp katil olduðunu,canýný kurtarmak için Medyen'e kaçtýðýnýve iyice yaþlanmýþ peygamber Þuayb'ýndamadý olarak ona 10 yýl hizmet ettiðiniuzunca anlatmýþtým. Geçen bunca yýldansonra artýk olanlar unutulmuþtur her-

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

Gülyüzlülerden Ýbretler: 15

“Firavuna Gidin, Emrimi Ýletin!..”

Page 11: 1502Dergi_sevgi dunyası

9SEVGÝ DÜNYASI

halde dierek Musa, kayýn-pederinin izniyle ailesiniyanýna alarak Mýsýr'adoðru yola koyulmuþtuDevrinin en büyük devlet-lerinden bürokrasinin, ülkeyönetiminin iyice kök-leþtiði Mýsýr'da Firavun'unsarayýnda idare sanatýnýninceliklerini ve peygamberÞuayb'ýn yanýnda ilâhi bil-gilerin en hasýný öðrenenbu olgun yaþa eriþmiþ kiþi,dümdüz bir hayat mýyaþayacaktý bundan sonra?.. Gökler âle-minde hiç israfa yer var mý?!.. Bütün buolanlar bir hazýrlýktý sadece. Ýlâhidüzenin yüce planlarýyla böyle emsalsizbir eðitime sokulmuþ Musa için, büyükgörev asýl þimdi baþlýyordu.

Benzerleri Tevrat'ta da var ama, son-rasýnda neler olduðunu öðrenmek için,ezberlene ezberlene zamanýmýza dos-doðru gelmiþ Kuran'a daha çok baþvura-caðým. Pek çok surede, herbirinde ayrýdetaylar verile verile Musa'dan o kadarçok söz edilir ki!..

Ailesiyle birlikte Mýsýr'a doðru Sinaçölünde ilerlerken yolunu þaþýran, bir deþiddetli soðukta ve zifiri karanlýkta ýsý-nacak bir þey bulamayan Musa, farkýndaolmasa da aslýnda Mýsýr'dan öncepeygamberliðe doðru yol alýyordu...Þimdi Kasas, Neml, Tâhâ, Meryem,Nâziyat surelerinden alýntýlar yaparak,doðrudan doðruya Rabbinin sesiniduyarak onun nasýl görevlendirildiðinibirlikte izleyelim:

** Musa süreyi bitirip ailesiyle yolaçýkýnca, Tûr tarafýnda bir ateþ farketti.Ailesine dedi ki: "Bekleyin bir ateþ far-kettim. Olabilir ki ondan size bir korparçasý getiririm ya da ateþin yanýndabir yol gösteren bulurum." Musa ateþedoðru koþtu, ulaþtý. Vadinin saðýndakiateþ tarafýndan bir ses iþitti. Durdu, din-ledi: "Ey Musa! Þüphesiz ben âlemlerinRabbi olan Allahým!.. Pabuçlarýný çýkarçünkü sen kutsal bir vadi olanTûva'dasýn. Ve ben seni seçtim. O haldeartýk sana vahyedilecek olanlarý dinle.Hiç kuþkulanma ki ben Allahým. Ýlâhyoktur benden baþka o halde bana ibadetet. Namazýný beni hatýrlayýp anmak içinyerine getir."

Hz. Musa, Þuayb peygamberinyanýbaþýnda yýllar boyunca eðitilmiþolmasýna raðmen sadece ýsýnmak içinpeþine düþtüðü ateþin yanýnda doðrudanÂlemlerin Rabbinin sesini duyacaðýnýhiç mi hiç aklýndan geçirmiþ deðildi.Nasýl geçirsin? Çünkü resûllerin ancakçok azýyla gerçekleþen bir söyleþi türüy-

Page 12: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI10

dü bu. Ve bundan dolayýdýr ki sonradanHz. Musa O'nun sözlerini doðrudanduyan anlamýna “Kelimullah” diyeadlandýrýlacaktý.

Gerçi bu hep böyle olmayacaktý,sadece baþlangýç böyleydi. Sonradangörevi yüce melek Cebrail devralacak,vahiy mekanizmasýný çalýþtýrarak, Hz.Musa'ya sadece onun duyacaðý þekildeiçinden seslenecekti. Nitekim yukarýkiâyetlerde: "O halde artýk sana vahyedile-cek olanlarý dinle" denilerek kendisinegelecekte vahiy yöntemiyle bilgi verile-ceði ifade edilmektedir. BizimCelselerimizden aktaracaðým bilgilerdede bu, doðrulanmaktadýr. Vahiy bir gizlisöyleþidir. Yüz yüze olmasa daYaradan'ýn sesini duymasý gizli deðil,doðal bir söyleþi tarzýdýr. Örneðinodadan odaya veya telefonla, telsizlekonuþmalarýmýz, hattâ bir topluluðunmedyum kanalýyla aldýðý bilgilerinvahiyle bir ilgisi yoktur. Hepsi de doðalsöyleþidir.

Peki ama "Kelimullah" olan Hz.Musa'ya ve pek az resûle "bu doðrudansesleniþin ilâhi kurallar içinde bir yerivar mý acaba?" diye sorabiliriz.Aþaðýdaki Kuran âyeti, yüz yüze deðilperde arkasýndan da olsa Yaradan'ýndoðrudan hitabýnýn mümkün olduðunuonaylar. Ayrýca vahiy mekanizmasýnýnyerine göre doðrudan Yaradan'dan veyaaraya Cebrail gibi bir melek girerekuygulanabileceðini de ortaya koyar:

** Allah bir insanla ancak vahiy yoluy-la yahut perde arkasýndan konuþur.

Yahut da bir elçi gönderir de kendiizniyle dilediðini vahyeder. (42/51)

Bizim celselerimizde çok ayrýbildiðimiz üç peygamberin, yani Hz.Musa, Hz. Ýsa ve Hz. Muhammedinvahiy alýþ yöntemlerinden þöyle sözedilir:

“Hani o üçüne ayný gelen, biliyor-sunuz ya, birinde bir alevdi iþareti,birinde bir güvercin ve birinde hanisözü geçen o melek!...

Hani o üçünün de birbirine benzeryönü vardý, bir tek þeyde. Üçü de almakiçin tek baþlarýna yol alýrlardý;sýkýlarak, titreyerek, çýrpýnarak.”

"RABBÝM BU BENÝ AÞAR"

Bu kýsa açýklamalardan sonra þimdi biztekrar, alev alev yanan ateþin yanýna, Hz.Musa'nýn Yaradan'ýn sözüyle peygamberolarak seçildiði sahneye geri dönelim.Evet, seçilmiþti ama görevi ne olacaktý?Ayrýca o, kayýnpederi Þuayb gibi "hatip-lerin hatibi" olmak bir yana dilindekipelteklikten dolayý düzgün konuþabilenbiri bile deðildi. Bir de Ýsrailoðullarýnýnpek çoðu, atalarýnýn Allah'ý birleyendininden çok uzaklara savrulmuþ; üsteliközgürlükleri ellerinden alýnmýþ, bireysel-likleri kaybolmuþ esaret içinde inleyen,kaderleri zalim yöneticilerin iki dudaðýarasýnda olan zavallý insanlardý. Onudinleyecek durumda deðillerdi. Helekendisini Allah yerine koyan Firavun,üstelik katillik sabýkasý olan birinin lâfýnýhiç dinler mi? Bütün bunlar yýldýrým

Page 13: 1502Dergi_sevgi dunyası

11SEVGÝ DÜNYASI

hýzýyla zihninden geçiyordu. Bunlarýcevaplayacak olan da þüphesiz Âlem-lerin Rabbi idi. Devamýný bu defaTevrat'tan Çýkýþ 3. Bölümden okuyalým:

** Ve Rab dedi: "Gerçekten Mýsýr'daolan kavminin sýkýntýsýný gördüm.Angarya memurlarý yüzünden onlarýnferyadýný iþittim. Onlarý Mýsýr'lýlarýnelinden kurtarmak ve daha iyi bir diyarasüt ve bal akan bir yere çýkarmak istiyo-rum. Þimdi gel Ýsrailoðullarý'nýMýsýr'dan çýkarmak için seni Firavunagöndereyim."

Hz. Musa'nýn tüm korktuklarý baþýnagelmiþti. Yaradan'ýna sadece inleyerek:"Ben kimim ki Firavuna gideyim veÝsrailoðullarý'ný Mýsýr'dan çýkarayým"diyebilmiþti. Yaradan'ýn cevabý ise yal-nýzca tek bir cümle idi: "Gerçekten benseninle olacaðým!.." Ve Musa'yakavminin ihtiyarlarýný toplayýp bütünbunlarý anlatmasýný, Firavuna da onlarlabirlikte gitmesini emrediyordu. Ama Hz.Musa yine bin bir endiþe içindeydi. Ýsteristemez Rabbine þöyle cevap veriyordu:"Fakat iþte bana inanmayacaklar vesözümü dinlemeyecekler çünkü 'Rabsana görünmedi' diyecekler."

MUCÝZE, PEYGAMBERLÝKLE BAÞLIYOR

Bütün peygamberler halkýnýn talebiüzerine mucize gösterdikleri halde, gön-lünün yatýþmasý için Yaradan, peygam-berliðinin ilk adýmýnda Hz. Musa'yýmucizelerle donatmak istiyordu.Kuran'da bunlardan þöyle söz edilir:

** "Nedir o sað elindeki ey Musa?"Cevap verdi: " O benim âsâmdýr."Buyurdu: "Yere at onu ey Musa!.." O daonu attý. Bir de ne görsün bir yýlan olmuþkoþuyor. Buyurdu: "Al onu, korkma. Bizonu ilk görünümüne döndüreceðiz. Birde elini koynuna sok. Bir baþka mucizeolarak lekesiz, bembeyaz bir halde çýk-sýn. Böylece sana en büyük mucizeleri-mizden bazýlarýný göstereceðiz. Firavunagit çünkü o azdý. (20/17-24)

** Musa dedi: "Rabbim ben onlardanbirini katlettim. Bu yüzden beni öldürür-ler diye korkuyorum. Kardeþim Harunvar ya, o benden daha güzel konuþur.Onu da bana yardýmcý olarak gönder ki,beni onaylasýn. Beni yalanlamalarýndankorkuyorum. Allah buyurdu: "Senikardeþinle güçlendireceðiz, size bir ege-menlik de vereceðiz ki, size ulaþamaya-caklar. Siz ve size uyanlar galip gelenlerolacaksýnýz" dedi. (28/ 33-35)

Page 14: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI12

MUSASÝHÝRBAZLARLA YARIÞIYOR

Musa'nýn Mýsýr'a gidip Harun veÝsrailoðullarý'nýn ihtiyarlarý ile görüþtük-ten sonra yaþananlar Kuran'da þöyleanlatýlýr:

** Hemen Firavuna gidin, þöyle deyin:"Âlemlerin Rabbinin resûlleriyiz biz.Ýsrailoðullarýný bizimle birlikte gönder".Firavun dedi: "Biz seni aramýzda birçocuk olarak koruyup beslemedik mi?Ömrünün nice yýllarýný aramýzdageçirdin ve sonunda o yaptýðýný da yap-týn. Nankörlerden birisin sen." Musadedi: "Onu yaptýðým zaman þaþkýnlar-dandým. Sizden korkunca aranýzdankaçtým, daha sonra Rabbim bana hük-metme gücü baðýþladý ve beni peygam-berlerden biri yaptý. O baþýma kaktýðýnnimet Ýsrailoðullarýný köle yapmanakarþýlýktý." Firavun dedi: "Peki Âlem-lerin Rabbi kim?"

Dedi: "Göklerin, yerin ve bunlararasýndakilerin Rabbi! Eðer iyice anla-yýp inanýyorsanýz." Firavun çevresinde-kilere dedi: "Duyuyor musunuz?" Musadedi: "O hem sizin Rabbinizdir hem deönceki atalarýnýzýn Rabbidir." Firavundedi: "Þu size gönderilmiþ bulunanresûlünüz gerçekten tam bir deli." Musadedi: "Eðer aklýnýzý iþletirseniz o doðu-nun, batýnýn ve bunlar arasýndakilerininde Rabbidir." Firavun dedi: "Bendenbaþka ilâh edinirsen yemin olsun senizindandakilerden ederim."

Musa dedi: "Ya sana gerçeði gösteren

bir þey getirmiþsem!" Dedi: "Hadi getironu ortaya eðer doðru sözlülerden isen."O da âsâsýný attý bir de ne görsünler, âsâkorkunç bir ejderha oluvermiþ. Eliniçýkardý, o da anýnda seyredenlerinönünde bembeyaz kesildi. Firavunçevresindeki kodamanlar konseyineþöyle dedi: "Bu adam gerçekten bilginbir sihirbaz. Sihriyle sizi topraðýnýzdançýkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?"Dediler: "Onu kardeþiyle birlikte alýkoyve kentlere toplayýcýlar gönder ki, bütünbilgili sihirbazlarý huzuruna getirsinler."Nihayet sihirbazlar belirlenen bir günün,belirlenen bir vaktinde biraraya getiril-di. Halka da: "Siz de toplanýr mýsýnýz"denildi. "Eðer galip gelirlerse biz sihir-bazlara uyarýz." Sihirbazlar geldik-lerinde: "Eðer biz galip gelirsek bizeödül var deðil mi?" "Evet" dedi. "Siz ozaman benim yakýnlarýmdan olacak-sýnýz." Musa onlara dedi ki:

"Atacaðýnýz þeyi atýn." Bunun üzerineonlar iplerini ve deðneklerini attýlar vedediler: "Firavunun onur ve yüceliðiaþkýna biz, evet biz galip geleceðiz."Musa da âsâsýný attý bir de ne görsünler,o onlarýn hüner olarak ortaya getirdik-leri þeyleri yalayýp yutuyor. Bunun üze-rine sihirbazlar derhal secdeyekapandýlar. Dediler: "Ýnandýk ÂlemlerinRabbine, Musa'nýn ve Harun'unRabbine." Firavun haykýrdý: "Ben sizeizin vermeden ona inandýnýz ha?!Anlaþýldý o sizin hepinize sihirbazlýðýöðreten büyüðünüz. Yakýnda bileceksiniz.Yemin olsun ellerinizi ayaklarýnýzýçaprazlamasýna keseceðim. Ve sizi top-tan asacaðým." Dediler: "Zararý yok, biz

Page 15: 1502Dergi_sevgi dunyası

13SEVGÝ DÜNYASI

nasýl olsa Rabbimizedöneceðiz. Ümidimizodur ki, Rabbimizhatalarýmýzý baðýþlar.Çünkü biz ilk inanan-lar olduk." (26/16-51)

SÝHÝRBAZLIK, BÜYÜ VE GERÇEK OLAYLAR

Firavunun sihirbazlarýnýn gösteri-lerinin gerçekle hiçbir ilgisi olmadýðýsadece aldatmaca, göz boyama olduðuKuran'da þöyle anlatýlýr:

** Ey Musa "ya sen at ya ilk atan bizolalým" dediler. "Haydi, siz atýn" dedi.Bir de ne görsün onlarýn ipleri vesopalarý yaptýklarý sihirden dolayýkoþuyormuþ gibi. Musa birdenbire içindebir korku duydu. "Korkma! Çünkü sen,evet sen üstün geleceksin" dedik."Elindekini býrak, onlarýn yaptýklarýnýyutsun. Onlarýn yaptýklarý sadece sihiraldatmasýdýr. Sihirbaz her nerede olursaolsun kurtuluþa eremez." (20/65-68)

Aslýnda sahnelerde yapýlan sihirbazlýk,yani gözbaðcýlýðý ile hiçbir gerçeðiolmayan ama öyle imiþ gibi görünenhemen her türlü hüner ortaya konur.Büyü ise bir sihirbazlýk ve aldatmacaolmayýp gizli bir ilimdir. SihirbazlarMusa'nýn yaptýðýnýn gözbaðcýlýðýolmayýp gerçeðin ta kendisi olduðunu eniyi anlayacak durumdaydýlar. Bu nedenleçabucak imana geldiler. Hiçbir þeydenhabersiz halk yýðýnlarý ise, sadece müthiþ

bir gösteri gördüklerini sanýp hiçbir þeyanlamamýþlar, eski bildikleriyle yaþayýpgitmiþlerdi. Bilenle bilmeyen bir olurmu? Ayný þey parapsikolojik olaylarýdeðerlendirmede de geçerli. Çünkü bun-lar ne sahnedeki sihirbazlýk oyunlarý nede büyü gibi bir gizli ilimdir. Herkesiniçinde apaçýk yapýlan denemelerdir.Örneðin 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýndapozitif bilimlerin zirvesindeki SirWilliam Crookes gibi bilginler böylenice deneyler yapýp sonuçlarýný yayýn-ladýlar.

Hz. Musa ve Hz. Harun'un Firavunlaçetin savaþý daha yýllarca süreceðindenbunlarý gelecek sayýmýzda inceleyeceðiz.Þimdi ise o dönemdeki iki ibretlik olayüzerinde durmak istiyorum. Her ikisi detoplumlarýn hayatýnda her zaman içingeçerli. Ýlk olarak yeniliklerin benimsen-mesinde gençlerin önemi üzerinde dura-caðým. Sonra da Hz. Musa'nýn kavmin-den yani Ýsrailoðullarý'ndan, hattâ onunyakýn akrabasý olduðu bile söylenensüper zengin, ancak çevresine yardýmdançok uzak kendi keyfince yaþayanKarun'dan söz edeceðim. Ýlâhi düzenin,toplumuna olan borcunu yardýmlarýyla

Page 16: 1502Dergi_sevgi dunyası

ödemesi þartýyla zenginliði lânetleme-diðini de böylece daha açýk göreceðiz.

GENÇLER...GENÇLER...

GENÇLER!..

Kuran'da Hz. Musa'yý incelerkenevvelce dikkatimi çekmeyen sizlerlepaylaþacaðým bir âyet beni çok etkiledi.Hz. Musa önce kendi kavmini arkasýnaalsýn ki, büyük ejderhayla savaþabilecekgüce biraz olsun ulaþabilsin. Kavmininorta ve ileri yaþtakileri Firavunkorkusundan tir tir titrerken peygam-berin yoluna baþ koyanlar sadece gençleroluyor. Bir yeniliðin benimsenmesinde,gençleri arkasýna alamayan hiçbir öðre-tinin baþarý þansýna asla kavuþamayacaðýböylece net olarak ortaya konuyor. Ýdealsahibi olup kendisini davasýna adamýþ,yaþlanmýþ ama ihtiyarlamamýþ olanlarhariç; ileri yaþtaki kiþilerin yeniliklerinöncüsü olmasýný hayal etmek, gerçekçi-likten uzaklaþmak olur. Kuran'daki sözkonusu âyet þöyle:

** Firavun ve kodamanlarýnýn, kendi-lerine kötülük etmelerinden korktuklarýiçin kavmi arasýndan bir gençlik grubudýþýnda hiç kimse Musa'ya inanmadý.Çünkü Firavun, o toprakta gerçekten çoküstündü ve gerçekten sýnýr tanýmazazgýnlardan biriydi. (10/83)

Bu âyeti okuyunca iletiþimci yazar AliSaydam'ýn, ortada ne Taksim ne Geziolaylarý söz konusu bile deðilken bunlar-dan 2 yýl önce 2011'de yayýnladýðý"Vazgeçmek Özgürlüktür" iletiþim

kitabýndaki Türk gençliðiyle ilgili sözlerihemen hatýrýma geldi. Olaylara doðruteþhis koyan ve ileriyi gören bir iletiþim-ci Ali Saydam'ýn kitabýnýn 224. sayfasýn-daki gençlerle ilgili yazýsýný aynenaktarýyorum:

"Yeni yeni kendi kendine geliyor genç-lik... "Neden" diye sormaya baþlýyor yeniyeni. Hani Ýngilizce alfabede Y harfininokunuþuyla "neden" kelimesinin aynýolmasýndan yola çýkýlarak adlandýrýlmýþolan "Y generation" emekleme dev-resinde... Üzerinden vahþi kapitalizmingeçtiði helâk olmuþ bunalým kuþaðý, kül-lerinden yeniden doðmaya çalýþýp "why -neden" diyerek yeni bir gelecektasarýmýný soyutlamaya çalýþýyor... Þimdiya bu gençliði anlamaya çalýþacaksýnýzya da bu gençlik sizi önüne katýp götüre-cek. Bu yeni kuþak gençlik, yakýndasinemasýný, edebiyatýný, sanatýný oluþtu-racak... Baþladý bile. Mizah dünyasýnabakýn. Beni bile içine almýþ olan twit-ter'a, Facebook'a gözatýn. Ya anlayýp birparçasý olacaksýnýz bu devinimin yaarkasýndan aval aval bakacaksýnýz...Atatürk'ün, cumhuriyeti polisimize,silahlý kuvvetlerimize deðil de nedengençliðe emanet ettiðini düþünmeyeçalýþýn... Obama'ya seçim zaferini hangikuþak gençliðinin sunduðunu araþtýrýn...Ve bir tek þey yapmayýn: TürkGençliðini küçümsemeyin!.."

HARUN OLMAK YERÝNE KARUN OLMAK

Bütün ihtiþamý ile kavmi olanÝsrailoðullarý'nýn karþýsýna çýkan,

SEVGÝ DÜNYASI14

Page 17: 1502Dergi_sevgi dunyası

15SEVGÝ DÜNYASI

þýmardýkça þýmaran Karun'dan ve aký-betinden Kuran'da þöyle söz edilir:

** Þu da bir gerçek ki Karun Musakavmindendi. Onlara karþý þýmarýklýkyaptý. Ona öyle hazineler vermiþtik ki,anahtarlarýný taþýmak kuvvetli bir ekibibile zorluyordu. Kavmi ona þöyledemiþti: "Þýmarma, çünkü Allahþýmaranlarý sevmez. Allah'ýn sanaverdikleri içinde ahiret yurdunu ara,dünyadan da nasibini unutma. Allahsana nasýl güzel davranýyorsa sen de(insanlara) güzel davran. Yeryüzündefesat isteyip durma, çünkü Allah fesatpeþinde koþanlarý sevmez." O dedi: "Buservet bana bendeki bir ilim sayesindeverildi." Peki, o bilmedi mi ki Allah,önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe

daha zorlu, sayýca daha çok olanlarý bilehelâk etmiþtir. (Allah zaten bildiðinden)günahkârlara suçlarýný sormaz. Karunsüsü püsü içinde toplumunun karþýsýnaçýktý. Þu eðreti dünya hayatýnýamaçlayanlar dediler ki: "Ah, Karun'averilenin bir benzeri bize de verilseydi.Gerçekten o çok nasipli bir adam!.."Kendilerine bilgi verilmiþ olanlar þöyledemiþti: "Yazýklar olsun size!. Ýman ediphayra ve barýþa yönelik iþ yapan kiþiiçin, Allah'ýn vereceði karþýlýk dahaüstündür. Ama buna sadece sabredenlerulaþtýrýlýr." Nihayet Karun'u da sarayýnýda yere geçirdik... (28/76-81)

Son olarak Musa'nýn kavminden hayýr-la donanmýþ birinin Karun ile söyleþisiniBizim Celselerimizden okuyalým:

“Bir vakitte hayýrla, bir vakitte nurla donanmýþlarýn çok olduðu bir yerde,kazancý bol, sýhhati yerinde, yalnýz hayýrdan, vermekten yoksun biri vardý... Ovakitte, o hayýrla donanmýþlar arasýndan bir hayýrlý çýktý ve herþeyi tamamolup da, hayýrdan yoksun olan bilgisize dedi ki: "Þimdi senin elinde senin zan-nettiklerin, þimdi senin emrinde yanlýþ hükmettiklerin, aslýnda senin deðildir.Onlarýn asýl sahibi, onlarý sana verendir þüphesiz. Onlarý sana ihtiyacý olan-larý gör, yerinde ver diye gönderdi seni Sevgisinden Yaratan.

“Hayýrdan uzak, þerre yakýn, vesvese verenin aðýna düþmüþ zavallý dedi ki:'Ben aklýmla, ben bedenimle, ben her þeyimle çalýþtým kazandým... Benimdir,benimdir, yalnýz benimdir þimdi bende olan...'

“Hayýrla donanmýþ, hayra yönelmiþ gerçekçi adam gerçekten üzüldü. 'Sonunhayýrlý olsun!' dedi bilgisize. Çok geçmedi aradan, yalnýz bir gece, bir gecedensonra hayýrdan uzak, þerre yakýn olan, yok oldu topyekûn kendinin zannettiðiile...”

Page 18: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI16

ilinçli birliðe giden yollarhiç þüphesiz sevgiden geçer.Sevgi, evren yapýsýnýn harcý,

varlýklarý birbirine baðlayan en saðlamve kopmaz bir baðdýr. Varlýklarýn ortakdilidir. Dostlar sevgi diliyle konuþupanlaþýrlar ve sevgi, dostluðu daha dapekiþtirir. Peki ama sözsüz sevgi dilinasýl konuþulur? Veya sevgi duygusugönüllerde hangi koþullarda yeþerir?

Hani "sevgilerini göstermedikleri içinbirbirlerini sevmedikleri apaçýkortadadýr" derler ya. Bu söz doðrudurbir bakýma. Gerçekten de çiçekaçmayan, gözlerle görülmeyen, yüzlergüldürmeyen, içimize ýþýklý bir sevinçsalmayan, tatlýlýðýyla söze dökülmeyenve iyilik eli olup uzanmayan bir sevgi,bu adý almaya hak kazanabilir mi?Öyleyse gönlümüzde duyduklarýmýzý

B

Birliðe Giden Yollar Güngör Özyiðit, Psikolog

" Sevmek, O'nun sözünde durmak, Tanrý'nýn buyruðunu uygulamaktýr.Birbirini sevenler, evrenle ayný seste birleþmenin, ayný þarkýyý söylemeninalýþtýrmasýný yapmaktadýrlar. Tanrý'nýn solosuna koro halinde, hep birliktekatýldýðýmýzda, sevgi dilini öðrenmiþ ve "kutsal birliði" gerçekleþtirmiþolacaðýz.

Page 19: 1502Dergi_sevgi dunyası

17SEVGÝ DÜNYASI

duyuralým, bildirelim ki, gönlümüzdengönüllere köprüler kurulsun ve bu yolüzerinden sevgiler sel olup aksýn. Öncedüþüncelerimizde yer verelim sevgiye.Çünkü sevgi düþüncelerde baþlar. Birþeyi veya kimseyi iyi, güzel, üstün vedeðerli taraflarýyla ele alýp düþünmek,ona gönlümüzde yer vermek demektir.Akýl bu düþünceleri ruhumuza benim-settikçe, o kimse daha da deðerlenirgözümüzde ve ona yakýn olmak, onun-la bir olmak özlemi sarar benliðimizi.Böylece düþüncelerde yeþeren ve yinedüþüncelerle beslenerek çiçek açansevgi, özdeþleþme ve bir olma süreciylemeyvasýný verir.

LOKMA ÞEFKAT ARTTIRIR

Birbirimize duyduðumuz sevgibedensel olmayan biçimlerde, ortak birideali paylaþmak, bilgi alýþveriþindebulunmak veya ayný bir zevkin ortak-laþa tadýlmasý yoluyla belirtilir.Örneðin "birlikte yeme içme" alýþkan-lýðý bunlardan biridir. "Yiyecek veril-mek" bebeðin gördüðü ilk sevgi belir-tisi, onun sevgiyle ilk tanýþmasýdýr. Bubakýmdan beslenmenin sembolik deðerihayat boyunca yüksek kalmaktadýr.Bilinçaltýnda yiyecek, eþit yaþamaktýr.Konukseverlikleri ile ün salmýþ Türkler"Lokma karýn doyurmaz, þefkat artýrýr"atasözüyle bunu gayet güzel belirt-miþlerdir. Dostlarýna sofralarýný açýktutanlar, Allah'ýn nimetlerini insankardeþleriyle bölüþenler bundaki derinanlamý iyi bilirler. Vaktiyle, vermektenusanmayan böyle biri, idama giderkenbile, ellerini kaldýrýp göðe "Buna da

þükür yarabbi! Ya baþýma daha kötüsügelseydi" der. Duyanlar "Yahu" derler."Sen deli misin, nedir þükrünün hik-meti, bundan kötüsü olabilir mi ki?"Adam gayet sakin "Ya" der "Evime birmisafir gelseydi de, ona ikram edecekbir þey bulamasaydým, ne yapardým?!"Hz. Ýbrahim de misafirsiz, ikramsýzgeçen günü kayýp sayarmýþ kendihesabýna.

Birlikte yemek; konuþmak, kur yap-mak, gönül almak için bir fýrsat gibidüþünülürse de, aslýnda, yemeðin sem-bolik anlamý, söylenen sözlerin bilinçlianlamýndan çok daha derin ve etkindir.

ARMAÐAN VERMEK

Armaðan vermek de, yemek ver-menin bir uzantýsý ve sevgi belirtisidir.Üstelik verenin düþüncesini, zevkini,kendine özgülüðünü göstermesibakýmýndan ayrý bir deðer taþýr.Armaðan, gerekeni yerinde, zamanýndave incelikle sunmaktýr. Bu, yerine göreinsanýn -dostlarý için vereceði - hayatýbile olabilir.

Düþüncemizde "sevginin sevgiylesatýn alýnmasý"na karþý çýksak da,karþýlýklý bir alýþveriþin olduðu ve birdengenin saðlandýðý doðrudur. Enbüyük aldanýþ ise, dengenin verendençok alanýn lehine iþlediðini sanmaktýr.Çünkü veren bir yandan sevgisini be-lirtip, gönül istasyonunu sevgi titreþim-lerine ayarlarken, diðer yandan dasevdiði kimseyi uyarmýþ, onda da sevgiduygusunu ateþlemiþtir.

Page 20: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI18

Anne çocuðuna süt vermekle ondasevgi uyandýrmýþ olur. Böylece anneözveriyle davranmýþ, ilk adýmýnýatmýþtýr. Ondan sonra özveride bulunansevgidir. Fakat ilk adýmýn atýlmýþolmasý gerekir. Nitekim bebek de, ken-disine yiyecek biçiminde sunulansevgiye karþýlýk, elindeki az bir þeylerivermeye çalýþýr, gülücükler yapar,sevinç çýðlýklarý atar. Ve yaþý ilerledik-çe vereceði þeylerin sayýsý da artar.

Öyleyse baþkalarý tarafýndansevilmek istiyorsak -kim istemez-baþkalarýný sevelim. Ýlk adýmý bizatalým, gerisini sevgiye býrakalým. Buda sevginin geliþtirilmesinde uygu-lanacak pratik bir yoldur.

KARÞILIKLI KONUÞMA

Sevginin geliþip serpilmesinde tutula-cak bir baþka yol da "karþýlýklý konuþ-ma" dýr. Ýnsan "sözle anlaþabilen" birvarlýktýr. "Hayvanlar koklaþa koklaþa,insanlar konuþa konuþa anlaþýr" demiþatalarýmýz. Demek ki çatýþmalarý,anlaþmazlýklarý karþýlýklý konuþarakgiderebilir ve sevgi ortamýný kurabili-riz. Gerçi insaný iyi tanýyan yazarlar

"Konuþma yeteneðinin insanadüþüncelerini saklamak için verildiði-ni" söylemiþlerdir. Yalan da deðil hani.Biz insanlar onu çok kere bu yolda kul-lanýrýz. Sözümüz özümüze uymaz.Yalanla yaþamaya alýþtýrýrýz kendimizi,bundan bir çýkar umarak. Giderekyalanýn yükü altýnda eziliriz. Ýçimizde-ki ukdelerin, kýskançlýklarýn önüneyapmacýk sözlerle, sahte dostluk gös-terileriyle set çeker, kendi kendimiziörteriz. Çýbaný sýkýp, içindeki cerahatiboþaltacak yerde, onu örtüp yok gibigöstererek, en çok acýyý ve zonklamayýgene biz çekeriz.

Özellikle dostlar, birbirini sevmeksözüyle yola çýkanlar, aralarýndakiayrýlýklarý, uyuþmazlýklarý, anlaþa-madýklarý noktalarý iyi niyete dayanankarþýlýklý konuþma ile çözümleme-lidirler. Dostluk iliþkisi ancak böyle,karþýlýklý biriken öfke ve güceniklik-lerin konuþulup belirtilerek açýðaçýkarýlmasýyla yara almadan, saðlýklýbir þekilde sürdürülebilir.Saldýrganlýðýný, konuþup tartýþarakgidermeye alýþkýn kimselerin evlilik-lerinde boþanma az olmaktadýr. Bunakarþýlýk kibar görünüþlü, soðuk tabiatlý,

Page 21: 1502Dergi_sevgi dunyası

19SEVGÝ DÜNYASI

suskun kimselerin evlilikleri daha çokboþanma ile son bulmaktadýr.Museviler ve Ýtalyanlar birincilere,Anglosaksonlar ikinci tip evliliklereörnektir. Avrupalý köylü kadýnýnöyküsü gülünç ama gerçektir. Böyle birkadýn önemsenmemekle dayak yemekarasýnda, dayak yemeyi seçecektir.Çünkü dayak, olumsuz olsa bile bir ilgibelirtisidir gene de.

Düþmanlýklar, küskünlükler uzunsüre baský altýnda tutulamaz. Elbet birgün çok daha þiddetli bir þekilde patlakverir ve dostluðu temelinden dinamit-ler. En iyisi, iþi buraya dek götürme-den, küçük kýzgýnlýklarý kýrgýnlýklarýiçtenlikle konuþma, birbirimize gön-lümüzü açma yoluyla gidermeye,karþýlýklý bir anlayýþa varmaya çalýþ-maktýr. Böylelikle insan olarak bizeverilmiþ konuþma, sözle anlaþmaolanaðýný gereðince deðerlendirmiþ veinsan ismi üzerine leke düþürmemiþoluruz.

DÝNLEMESÝNÝ BÝLMEK

Konuþmadan da önemli olan, dinle-mek daha doðrusu dinlemesini bilmek-tir. Dinlemek, insan iliþkilerinin candamarý ve en etkili tekniðidir. Nitekimruh çözümlemelerinde uygulananpsikanaliz de, eleþtirmeden, tüm dikka-timizi vererek dinleme temeline dayalýbir yöntemdir.

Dinlemek, ses dalgalarýnýn kulaktarafýndan algýlanmasý deðildir yalnýz-ca. Nasýl ki, okumak da harfleri

görmekten fazla bir þeyse. Ýyi dinleme,konuþmaya etkin bir katýlýþtýr. Sadecesöylenenler üzerine tüm dikkatimizitoplamaktýr. Oysa bu, sanýldýðý kadarkolay deðildir. Bir kere insan konuþ-tuðundan daha hýzlý düþünmektedir. Birdakikada ortalama olarak 125 kelimesöyleyebilirken, ayný süre içinde 400kelime düþünebilmekteyiz. Eðer din-leme sanatýný öðrenmemiþsek, din-lerken kolaylýkla kendimizi düþüncele-rimizin hýzýna kaptýrýveririz... Vedüþüncelerimiz geliþigüzel çaðrýþým-larýn peþinde oradan oraya dolaþýrdurur. Arada çýktýðýmýz bu düþüncegezintilerinden, yeniden dinlemeduraðýna döndüðümüzde, bu defakonuþmanýn gerisinde kaldýðýmýzýgörürüz. Ve söylenilenleri -ipin ucunukaçýrdýðýmýzdan- anlamakta güçlükçekeriz. O zaman daha da kolay dinle-mekten vazgeçer, bambaþka þeylerveya kendi söyleyeceklerimizi düþünm-eye dalar, ancak nezaket gereði dinliyorgörünürüz. Böyle kendini vererek iyibir þekilde dinleyememek, anlaþmayýgüçleþtirdiði gibi, yorar da kiþiyi. Ýkiyebölünür insan. Ve boþuna enerji tüketir.Verimsiz bir çabanýn ezikliði de eklenirbunun üstüne. Ýyi dinleyici ise, dikkati-ni söylenen sözler üzerinde odaklaþtýrýr.Ve konu dýþýna taþmamak içindüþüncelerini her an denetler.Böylesine bir dinleme gücü, dikkati birnoktaya yoðunlaþtýrabilme yeteneði de,yine kendini baþkasýnýn yerine koy-maktan, onunla özdeþleþtirmektengelen sevgiden doðar. Sevdiðimiz kim-seleri daha derin bir kendini veriþledinleyiþimiz bundandýr. Ayrýca iyi din-

Page 22: 1502Dergi_sevgi dunyası

lemek, konuþanýn iyi konuþmasýný vesadece konuþmakla da kalmayýp,deðerli þeyler söylemesini saðlamaktýr.Dinlemenin insan iliþkilerinde ne denliönemli bir unsur olduðunu BrendaUelaland bir kadýn dergisinde þöylebelirtiyor: "Dinlemek, garip ve mýk-natýslý bir þey, yaratýcý bir güç. Kendi-lerine yanaþtýðýmýz dostlarýmýz, söyle-diklerimizi can kulaðýyla dinleyen-lerdir. Sözümüzün dinlenmesi biziyaratýyor sanki. Açýlmamýza, geniþle-memize sebep oluyor. Ýçimizde gerçek-ten birtakým fikirler yeþerip filizleni-yor... Ýnsanýn söylediklerinin dinlen-mesi onu mutlu ve özgür kýlmayayetiyor... Karþýmýzdakini dinlediðimizzaman, aramýzda doðan akým, bizi bir-birimizden hiç býktýrmayacak þekildecanlandýrýyor. Ýnsan sürekli bir yenidenyaratýlma içinde yüzüyor..."

Dinlemek, iþte böyle, insaný daha çokinsanlaþtýran ve birbirine kaynaþtýranbir eylem oluyor ayný zamanda.

BÝRLÝKTE ÇALIÞMAVE OYNAMA

Sevgi birliðinin kurulmasýnda, birlik-te yemek yemenin, armaðan alýp ver-menin, karþýlýklý konuþma ve dinle-menin yanýsýra, birlikte çalýþma veoyun da önemli bir rol oynar. Birlikteçalýþma, ayný yaþantýyý paylaþma, aynýiþe emek katma insanlarý birbirine yak-laþtýrýr ve dostluðu kolaylaþtýrýr. Çalýþ-madaki ortak çýkarlar, karþýlaþýlangüçlükler, birlikte katlanýlan sýkýntýlarveya tadýlan sevinçler gönülleri görün-

mez baðlarla birbirine dokur. Þurasýþüphe götürmez bir gerçek ki, insanlarne kadar birlikte çalýþýrlarsa, birbirle-rine o denli alýþacaklar, o ölçüdekarþýlýklý hoþgörü, anlayýþ ve sevgiduyacaklardýr.

Oyun da insana karþýlýk gözetmek-sizin ortak bir eyleme katýlma ve zevkieylemin içinde bulma olanaðýný ver-mektedir. Böylece insaný büyük ölçüdebencillikten kurtarmakta, birlik vetakým ruhunu aþýlamaktadýr. Birlikteyüzen, yürüyen, birlikte spor yapan,oynayan insanlar sadece biriken enerji-lerini en zararsýz biçimde boþaltmaklakalmazlar, sevgi ve birlik için de engüzel bir egzersiz yapmýþ olurlar.

Sanat bile bir bakýma, oyun oyna-manýn daha yüceltilmiþ bir þeklidir. Oda oyun gibi bencil bir çýkar gözetmez,bütünün hayrýný düþünür, zevki kendiiçinde, güzeli yaratma sevincindebulur. Ýnsanlarda güzele karþý duyulaniþtiyaký uyandýrarak sevgiyi doðurur veinsanlarý ortak sevgilerde buluþturur,bir eder.

Böylece insan hayat boyu sevgiyiheceleyerek birlik düzenine ayakuydurmaya çalýþýr. Sevmek, O'nunsözünde durmak, Tanrý'nýn buyruðunuuygulamaktýr. Birbirini sevenler, evren-le ayný seste birleþmenin, ayný þarkýyýsöylemenin alýþtýrmasýný yapmaktadýr-lar. Tanrý'nýn solosuna koro halinde,hep birlikte katýldýðýmýzda, sevgi diliniöðrenmiþ ve "kutsal birliði" gerçek-leþtirmiþ olacaðýz.

SEVGÝ DÜNYASI20

Page 23: 1502Dergi_sevgi dunyası

21SEVGÝ DÜNYASI

Hazýmsýzlýk ve Cezalandýrma

Dünyamýzýn garip bir dönemdengeçmekte olduðunu, baþka yazýlarýmýzdada vurgulamýþtýk. Bu öyle bir dönem ki,aralarýnda çok göze batan farklýlýklargösteren bir çok konu, düþünce akýmý veyaþam tarzý, biribirinin yanýbaþýnda,yanyana varlýðýný sürdürmekte. Bundadünyanýn küreselleþmesinin ve iletiþimolanaklarýnýn geliþen teknikle birlikte

herkesi her þeyden anýnda haberdaretmesinin rolü çok büyük tabii. Eskidende elbette farklýlýklar vardý ama aralarýn-daki zaman ve mesafe büyük olduðun-dan, birincisi her an yaþanmýyor; ikinciside yaþansa da, tüm insanlýðýn anýndahaberi olmuyordu. Durum bugünkü gibiolunca da, farklýlýklarý tolere etmeye razýve hazýr olmayanlarýn sürtüþmelerinden,patlamalar, hattâ bazen büyük yangýnlaryaþanmakta.

Din Adýna Can AlmaYazan ve Derleyen: Zuhal Voigt

Page 24: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI22

Yine böyle, tüm dünyayý etkileyenolaylardan birini daha dün yaþadýk veradikal Ýslam düþüncesine teslim olmuþbazý kiþilerce, Paris'de oniki cana kýyýldý.Hem de yegâne silahlarý karikatür çiz-meye yarayan kalemleri olan sanatçýlardýbunlar. Ýþte yine birbirine çok katý fark-lýlýklar gösteren iki düþünce: Biri, deðerverdiði þeylerle alay edildiðini düþüne-rek, bir insanýn gidebileceði en uç nok-taya giden, cinayet iþleyen bir tarz. Di-ðeri ise, özgür düþünce, onu ifade etme-nin, çaðýmýzýn vazgeçilmez bir kazanýmýolduðu, hiç bir zorbalýðýn bu özgürlüðüyoketmeye hakký olmadýðý savý.

Hiç kimsenin, insanlarýn manevi deðer-lerini gülünç gösterme yetkisi yokturdenebilir. Ama bu noktada olayý hemenbireysel düzeye indirip sorabiliriz:Komþum bana veya benim deðerverdiðim bir konuya güldü, hattâ alay ettidiye, gidip onu öldürmeli miyim? Birbaþka insanýn canýný alma hakkýný banakim veriyor? Bu davranýþýn müdafaaedilecek hiç bir yaný yok. Günümüzde butarz þeylere karþý çýkmak için baþka yön-temler var. Karþý fikir bildirme, kýnama,barýsçýl gösteri, daha da olmazsa konuyuadalet önüne götürme gibi.

Bu noktada yine karþýmýza, dini anla-mak, tefsir etmek ve uygulamak sorunsalýçýkýyor. Ayrýca acaba sorun gerçektendinin söylediklerini yanlýþ anlamak mý,yoksa dini bir takým baþka emellere âletetmek mi, bu da yine incelenmesi vegüzelce ayýklanmasý gereken bir konu.

Yaþadýðýmýz günlerde, bir yandan diniunsurlarýn aþýrý ve kabul edilemezçýkýþlarý, baskýcý tutumlarý, hattâ özgür-lükleri gaspetme, insan canýna kastetmegibi hunharca faaliyetleri yaþanýrken, öteyandan da bütün bunlara raðmen, genelolarak dine yönelmede hayret verici birartýþ tesbit ediliyor.

Tatil yap ve Tanrý'yý Bul

Avrupa'da bazý manastýrlar, son zaman-larda tatil yeri olarak faaliyet gösteriyor-lar. Gündelik yaþamýn hýz ve stresindensýkýlmýþ olan insanlar; seyahate çýkmak,deniz kenarýna veya daðlara gitmek yeri-ne, yeni bir tatil yöntemi olarak sessiz vesakin çiftlikleri, köyleri veya manastýrlarýtercih ediyorlar. Böyle bir manastýra git-miþ olanlar, baþlangýçta yalnýzca doðaiçinde yürüyüþler yapýp, sessizliðin tadýnýçýkarýrken, ilerleyen günlerde manastýrda-ki günlük iþlere yardým ediyor, dahasonra da bazý ibadetlere katýlýyorlar.Bunun neticesinde de, birden içlerindekibüyük boþluðu dolduracak bir þey keþfet-miþ olduklarýný anlýyorlar. 35 yaþýndakietkinlik menajeri Michaela Brunnerörneðin, Almanya'da Augsburg yakýn-larýndaki Manastýr'da iki hafta geçirdik-ten sonra, birden vaftiz edilmek istiyor veo zamana kadar ateist ve Marx'çýdüþüncelere sahip bir genç kadýnken,Katolik oluyor: "Bugüne kadarkiyaþamýmda ruhsal bir çerçevenin yok-luðunun farkýna vardým. Dinlerin afyonolduðunu iddia eden Marx, çok önemlibir þeyi atlýyor aslýnda. Ýnsanoðlununsevgi dolu bir desteðe, bir þeye sýðýn-maya ihtiyacý var."

Page 25: 1502Dergi_sevgi dunyası

23SEVGÝ DÜNYASI

Bu örnekte olduðu gibi, Hristiyandinine doðru bir akýþ tesbit edilmesiyanýnda, günümüzde radikal islamcýlarsayesinde daha ziyade olumsuz birgörüntü yaratan Ýslam dinine de, bunaraðmen bir yönelme olduðu görülüyor.Ama dünya çapýnda þu anda en fazla ilgiçeken inanýþlar, Museviliðin bir kolu olanKabala inanýþý ve Budizm.

Din için Reklam

Kabala, Musevi dininin mistik unsurlariçeren bir dalý. Hemen her þeyin, PR(Public Relations/Halkla Ýliþkiler) çalýþ-masý gerektirdiði zamanýmýzda, diniinanýþlarýn da tanýtýmýný yapan, yayýl-masýna katkýda bulunanlar var.Kabala'nýn en önemli temsilcisi ve yayýl-masýnda model rolü olan kiþi ABD'liþarkýcý Madonna. Aktör Ashton Kutcherise önce Kabala'ya merak sardýktansonra, Budist'likte karar kýlmýþ. Budizmdini, zamanýmýzýn adeta patlama yaþa-makta olan inanýþý. Avrupa ve Amerikakýtasýnda Budizm dinine katýlanlarýnsayýsý git gide artýyor. Buna sebep olarak,Budizm'in, insanlara her hangi birTanrý'yý kabul ettirmeye çalýþmamasý,dogmalarýnýn olmamasý, mutluluðuinsanýn kendi içinde aramasý gerektiðiniönererek, günümüzün bireyci anlayýþasahip insanlarýna cazip gelmesi gösteri-liyor. Budizm'in tabiri caizse en önemliPR elemanlarýndan biri ise, 30 yýldýrBudist olan ABD'li Aktör Richard Gere.Kendisi, Tibet'ten gelen Budist sýðýn-macýlara yardým etmek için bir vakýf dakurmuþ.

Teknik Çok Ýyi ama Neye Yaslanacaðým?

Zamanýmýzda dinlere doðru yönelen buakýþýn sebebini araþtýran toplum bilimci-leri, yaþamýmýzýn her anýna kolaylýkgetiren teknik geliþmelere raðmen, ya datam da onlardan dolayý insanlarýnbunaldýklarýný ve yönünü, yolunu kaybet-miþ olduklarýný ifade ediyorlar. Her günsüpermarkette yeni ürünlerle karþýlaþan,Ýnternet'te yeni sayfalarla, yeni bilgisayaroyunlarýyla tanýþan, yeni teknik özelikleröðrenmek zorunda kalan; flörtünü veyaeþini arkadaþlýk sitelerindeki binlerceprofilden seçme durumuyla baþ baþakalan insanlar; berraklýk, açýklýk ve netliközlemi içine düþüyorlar. Bilimcilere göreiþte dinler; sabit kurallarý, belli törenlerive insana koruma vaad eden Tanrýdüþüncesi ile, bu bunalýma bir çaregetiriyor, insanlarýn içlerinde duyduklarýbu boþluðu dolduruyorlar.

Yeniden dine yönelmenin baþka faktör-leri olarak da, insanlarýn güvencedeolmak ihtiyacý ve yaþamýn anlamýnýaraþtýrmak istemesi düþüncelerine yerveriliyor. Kim kendisini güvencede his-setmezse veya yaþam þartlarý tarafýndansýkýþtýrýlýrsa, bir yardým eli arýyor. Enbasitinden, fýrtýnadan korkan biri, þiddetlibir fýrtýnada; sevdiði bir yakýnýný kaybet-mekten korkan biri, bu kaybý yaþamamakiçin veya kaybettiyse, acýsýnýn dinmesiiçin, her þeye kadir bir güce yönelmekihtiyacýný hissediyor. Böyle bir belirsizlikhissetmek için büyük bir felaket yaþa-maya da gerek yok, iþini kaybeden veya

Page 26: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI24

eþinden veya sevgilisinden ayrýlan biri debu ihtiyaç içinde olabiliyor. Bunun dýþýn-da bir çok insan da, bu yeryüzündebulunuþunun nedenini bilmek istiyor.Burada ne yapýyoruz, görevimiz nedir,bir görevimiz var mý, ölümle her þeybitiyorsa bu yaþamým anlamý nedir gibisorular zihinleri meþgul ediyor. Bazýinsanlar bu dünyayý ve yaþamý olduðugibi kabul edip onunla baþa çýkabilirken,diðerleri bu sorularla boðuþuyor ve dinleryoluyla cevaplarý bulmaya çalýþýyorlar.Çünkü dinler, en azýndan inananlara takipedebilecekleri bazý kurallar ve yöntemleröngörüyorlar. Böylece bir dini cemaatebaðlanan kiþi, artýk sorunlarýyla yalnýzkalmýyor ve o cemaat tarafýndan taþýnýyorve yardým görüyor.

Hangi Tip Dindarsýn?

Bielefeld (Almanya) Üniversitesi DinPsikoloðu Barbara Keller, eskiden dininbölgesel bir mesele olduðunu; örneðinorta çaðda insanlarýn, kendilerini idareeden derebeylerin, hükümdarlarýn dininitatbik ettiðini; bugünse çeþitli sebeplerleyapýlan yer deðiþtirmeler, göçler, kolaycayapýlan dünya seyahatleri ve Ýnternetyoluyla, dini açýdan da küreselliþtirilmiþbir dünyada yaþadýðýmýzdan, dünyanýndini haritasýnýn da adeta çok yamalý birgörünüþte olduðunu söylüyor. Keller,yeniden dine yönelenlerde, dört tip insantesbit edildiðini anlatýyor. Birinciler,büyüdükten sonra, özerklik arayýþý içindebulunan genç insanlar. Bunlar, içindengeldikleri ailenin geleneksel inanýþýndankopmak ve baðýmsýzlýk yaþamak istiyor-

lar ve bu yüzden baþka bir dine yöneli-yorlar. Ýkinci grupta, bir dini çok zorterkedenler yer alýyor. Bunlar, adetaÂdem ile Havva'nýn cennetten kovu-luþunu yaþar gibi, aðýr bir travma geçiri-yorlar ve sonradan baþka bir dine baðlan-malarý da çok zor oluyor. Üçüncüler,kendileri için tatmin edici olmayan ailedininden ayrýldýktan sonra, yeni geçtikleridinde anlam ve dayanak bulanlar.Dördüncü grup, çeþitli dinsel önerileritatbik edip denedikten sonra, iyice iler-lemiþ bir yaþta bir inanýþ için karar veren-ler. Bunlar sonuçta, o anda revaçta olanörneðin Budizm gibi bir dine yönelenler.

Araþtýrmacýlar günümüzde hattâ birçeþit dini moda anlayýþýnýn hükümsürdüðüne inanýyorlar. Yani, hangi inanýþo an için revaçta ise, o tarafa doðru biryöneliþ bulunuyormuþ.

Bu arada dikkati çeken baþka bir unsurda, kiþinin hangi çevre içinde yetiþmiþolduðu. Yine Keller'e göre, eðer insan,mutlu bir aile çevresi içinde büyümüþseve dini de o çevre içinde tanýmýþsa, ozaman bu dine ömür boyu sadýk kalýyor-muþ. Ama kiþi kendisini büyümesürecinde, ebeveyni tarafýnda anlaþýl-mamýþ, sevilmemiþ veya kýsýtlanmýþ his-setmiþse, o takdirde kendisine öðretilmiþolan dini de reddetmeye hazýr oluyor-muþ.Özellikle bu sýnýfta olanlar, sonradanaþýrýlýða eðilimli oluyorlar ve radikal,hatta yýkýcý ve tahrip edici dini görüþleritemsil etmeye hazýr bulunuyorlar.

Bu arada ilginç olan baþka bir durum

Page 27: 1502Dergi_sevgi dunyası

25SEVGÝ DÜNYASI

da, kendisini inançsýz olarak betimleyenkiþilerin, kendilerini tehdit altýnda hisset-tiklerinde, çocukluklarýndan getirip ben-liklerinin bir köþesinde muhafaza ettikleriinanca sýðýnmalarý. Çocukken her hangibir þey için Tanrý'ya dua ettikleri gibi,büyük bir insan olarak da, baþlarýsýkýþtýðýnda, otomatikman yüksek birvarlýktan sýkýntýsýnýn giderilmesinitalep etmek.

11 Eylül 2001'de, iki uçak NewYork'daki ikiz kulelere daldýðýnda,uçaklarda bulunan yolcular yakýnlarýnaellerindeki cep telefonlarýyla sonmesajlarýný gönderiyorlardý: "Allahsizleri korusun." Ve tesbit edildiðine görebunu, aralarýnda bir Allah'ýn varlýðýnainanmýyor olanlar da yapmýþlardý.

Din Denen Her Þey Din Mi?

"Din" baþlýðý ve kisvesi altýnda ortalýk-ta dolaþan düþünce akýmý ve yaþam tarz-larýnýn hangisinin gerçek din olduðunu,hangisinin ise din adý altýna sýðýnmýþbaþka emel ve hedefler olduðunu ayýrdet-mek de oldukça zor bir iþ günümüzde.Gerçi bu aslýnda bütün zamanlarda zorolan bir iþ halindeydi.

Haçlý seferlerinin Tanrý'nýn buyruðuolduðunu iddia eden Papa'nýn (II.Urban)sözlerine inanýp, kýlýçlarýný çekerek yol-lara düþen Hristiyanlarla, "PeygamberinÝntikamýný Alýyoruz" haykýrýþlarý ile birmizah dergisinin 12 karikatüristinikalaþnikofla biçen ve kendilerineMüslüman diyenler arasýnda, din etiði

açýsýndan pek fazla bir fark olmamasýgerekir.

Din bir bütündür. Onun iyi karakterli,merhametli, topluma yararlý,yaratýlmýþlara sevgi dolu olmayý, haramyememeyi vaaz eden sözlerini arka planaatýp, yalnýz þekilde kalan kurallarýný tat-bik etmekle dindar olunmayacaðý gibi;her adýmda dini ileri sürüp onun arkasýnasýðýnýrken, yani dini kalkan gibi kul-lanýrken, arkasýnda dine sýðmayan hertürlü ahlâksýzlýðý ifa ederek de dindarolunmayacaðý da aþikardýr.

"Onlar size kuzu postuna bürünerekyaklaþýrlar, ama özde yýrtýcý kurtlardýr.Onlarý meyvelerinden tanýyacaksýnýz"(Ýncil Matta 7)

"Meyveler" yani yapýlan iþler, ameller,davranýþlar, ortaya konan sonuçlar.

Ýnsanlarýn yeniden dinlere, ruhaniliðe,ruhsallýða yönelmesi; sýrf maddiyatlayetinemediðini farketmesi, içindekiboþluðu dolduracak arayýþlara girmesielbette ki çok güzel bir geliþme.

Bunu yaparken, kendisine verilmiþ olanaklý kullanarak, neyin din olduðunu,neyin asla din olamýyacaðýný ayýrdetmeyibilmesi de, bir o derecede hayati önemtaþýyan bir husus.

Önümüzdeki zamanlarda, görünen o ki,çok önemli geliþmeler yaþanacak.

Alýntýlar: PM Bilim Dergisi

Page 28: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI26

iliyoruz ki, evrende herþeydüþünceden doðmuþtur. Yani herþeyin temelinde Yaradan'ýn

düþüncesi vardýr. Ýnsanlarýn hayrýnabirçok kâinatlar varetmiþ olan YüceYaradan, yine insana, onu diðer canlýlar-dan üstün kýlan ve her þeyi düþünüp bul-masýný saðlayan aklý vermiþtir. Veaklýmýz O'ndandýr þüphesiz.

Konumuz düþünce. Fakat düþünceninne olduðunu anlayabilmek için, ilk önceaklýn ne olduðunu anlamak gerecektir.Çünkü "düþünce, aklýmýzýn duyulmayansesidir." Aklý þöyle tarif edebiliriz: Birinsanýn günlük yaþantýsýnda yaptýðý tecrü-belerden elde ettiði bilgiler, onun aklýnýmeydana getirir. Akýl bizim idaremerkezimizdir ve devamlý tecrübelerlegeliþir. Ve geliþen bu akýl sayesinde ruhu-muzu terbiye ederiz. Bunu þöylede ifadeedebiliriz; ruh tecrübeyi doðurur, tecrü-beler aklýmýzý meydana getirir, akýl daruhu terbiye eder.

Düþünce ise; akýl ve mantýkla olur. Yanidüþünce, aklýmýzýn ve mantýðýmýzýn bir

parçasýdýr. Ve tarif olarak, "düþünmek,aklýmýzý çalýþtýrmaktýr" diyebiliriz.Ýnsanýn aklý devamlý geliþtikçe,düþüncede, akýl ve bilgi doðrultusundageliþir. Ýki türlü düþünce þekli vardýr.Bunlardan biri "ussal düþünme", diðeriise "duygusal düþünme"dir.

Önce ussal düþünmeyi inceleyelim. Budüþünce þekli tamamen olmasa da, kýs-men mantýða dayalý ve akýl gücününhitap ettiði bir düþünce biçimidir.Olaylarý mantýk açýsýndan ele alýr vemantýk yönünün fazla kullanýlmasýgereken durumlarda kullanýlýr. Olaylarýçözümlemede mantýk tarafý, duygusaltaraftan daha baskýndýr.

Duygusal düþünme ise bizim ikinciyarýmýzdýr. Tamamiyle bilinçli veyabilinçsiz bir þekilde kendini duygusalyapýya adapte etmiþ insanlarda görülür.Mantýk yönü bu insanlarda ya eksiktiryada kullanýlmamaktadýr. Bu durumyaþamda çok büyük zorluklara, çeliþki-lere yol açar. Ýnsanlarýn olaylarý objektifbir biçimde deðerlendirmesi zorlaþýr.

Düþünce, AklýmýzýnDuyulmayan SesidirErol Yurderi

B

Page 29: 1502Dergi_sevgi dunyası

27SEVGÝ DÜNYASI

Ýnsan için önemli olan hem akýlla, hemduyguyla, dengede olarak düþünmeyiöðrenmektir.

Ýnsan düþünce sahasýnda, hem pozitifhemde negatif birçok düþünce barýndýr-maktadýr. Bunlarý yaratan insanýn kendi-sidir. Önemli olan bu düþünceleri farkýnavarmak ve bütün negatif düþünceleri,pozitife çevirmektir. Biliyoruz ki, iyilikiyiliði, kötülük kötülüðü çeker. Bu birçekim kanunudur. Ýyi yada kötü durum-larýn meydana gelmesi bizim düþüncele-rimizle ilgilidir. Biz düþüncelerimizle iyiyada kötüyü kendimize çekeriz. Bununiçin her zaman düþünce kontrolü þarttýr.Ýnsanýn olumlu düþünceler içinde olmasýda çok önemlidir. Çünkü olumlu düþünce,hem kendimizde, hemde dýþarýdan gele-cek yüksek enerjilerle birleþerek, oldukçabüyük bir enerji meydana getirir. Mutlu-luk ve saðlýk da olumlu düþüncelerinyaratabileceði bir ruh halidir.

Düþünmek öyle bir olaydýr ki, bizi yenigerçeklere ulaþtýrýr. Ve her þeyin doðrusudüþünerek bulunur. Ýnsan devamlýdüþünüp bulmalýdýr. Çünkü bugüne kadarinsanlýk için faydalý olan þeyleri, sadecedüþünen insanlar buldular. Düþünerekonlara ulaþtýlar; Arþimed, Newton,Edison gibi... Düþünmek insaný, bilgilerinsaklý olduðu yere götürür. Düþünce iseburada bir anahtardýr. Ve herþeyedüþünerek ulaþýlýr.

Ýnsanýn temel hedeflerinden biri de bil-ginin, düþüncenin zirvesine çýkmakolmalýdýr. Çünkü insan zirveden her þeyi

çok daha iyi görebilir. Zirveye çýkaninsanlar, bilginin ve düþüncenin sonsuz-luðu karþýsýnda, kendilerinin bir hiçolduðunun farkýndalýðýný yaþamayabaþlarlar. Biz insanlar ve bizim üzerimiz-deki bütün yaratýlmýþlar da sonsuzluktabir noktadýr, týpký bilgi gibi, düþünce gibi.

Ýnsan herþey için geniþ düþünmesiniöðrenmelidir. Olaylarý tek yönlü düþün-mek büyük kayýptýr. Mutlaka olayý çeþitliaçýlardan ele almalýdýr. Çünkü düþüncelerçeþitlilik arzeder. Bir olayý çeþitli açýlar-dan ele aldýðýmýzda kendimizi daha iler-lemiþ görür ve olaya daha net bir gözlebakmýþ oluruz.

Ayrýca insan derinliklere ve yükseklik-lere ulaþmayý da denemelidir. Ýnsanlargenelde bunlardan korkarlar, derinlikler-den ve yüksekliklerden. Onlardan kork-mak deðil, onlara ulaþmak gereklidir.Çaðýmýz teknolojinin çaðýdýr. Bir uçaklagökyüzüne çýkabilir, bir denizaltýyladenizin derinliðine inebiliriz. Düþünceningücüde böyledir. Bir kývýlcým bizesemayý gösterebilir. Diðer bir kývýlcýmise, bizi topraða indirebilir. Topraða dön-mek neden? Bizim yapmamýz gerekenþey, ruhumuzu mümkün olduðu kadaryukarýlara çýkarmaktýr. Bu da sevgi vebilgiyle olur.

Gördüðünüz gibi, bütün bilgilenmele-rin ve bilginin baþý düþüncedir. "Doðrudüþünmek gerçek bir ibadettir." Fakatbizim düþüncemiz, baþka düþüncelerinyanýnda bir kývýlcýmdýr. Unutmamalýyýzki, kâinatý düþünenler vardýr.

Page 30: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI28

Tarihimizin Baþladýðý Yer: MUÞule Kayserilioðlu

“Atatürk'ün en çok üzerinde durduðu ve merak ettiði konulardan bir deTürklerin kökleri ve atalarýydý. Cumhuriyetin ilânýndan sonra bu amaçtan yolaçýkarak Türk Tarih Kurumu kuruldu. Atatürk, Anadolu halkýnýn köklerinin OrtaAsya'ya dayandýðýný biliyordu. Acaba Orta Asya halklarýnýn kökleri nerelereuzanýyordu? 1930'lu yýllarýn baþýnda emekli general Tahsin bey, Maya toplumuile Orta Asya ve Anadolu kültürleri arasýndaki benzerlikleri anlatan bir raporuAtatürk'e sundu. Bunu inceleyen Atatürk konu hakkýnda daha kapsamlý araþtýr-malar yapmasý için Tahsin Mayatepek'i -ki bu soyadý Atatürk tarafýndanverilmiþtir- Meksika'ya ateþe olarak atadý. Durumdan sürekli olarak Atatürk'ühaberdar ediyordu. Daha sonra William Niven'in bulduðu tabletlerindeþifrelerinden ve James Churcward'ün bulup deþifre ettiði eski tabletlerintercümelerinden haberdar oldu. Atatürk, bu bilimadamlarýnýn eserlerinin ter-cümesi için süratle 60 kiþilik bir çeviri kurulu oluþturdu ve bu eserler dilimizeçevrilerek Atatürk'e sunuldu.”

Page 31: 1502Dergi_sevgi dunyası

29SEVGÝ DÜNYASI

ir zamanlar Pasifik Okyanusunda,Amerika ile Asya arasýnda MUülkesi denen bir kýtanýn varlýðýndan

bahseder kitaplar. Ama bu bir geçmiþ zamanhikâyesi deðildir. Bu, ÝNSAN denilen üstünvarlýðýn yeryüzünde geliþerek devam edeceksonu bilinmez hikâyesinin baþladýðý yerdir!

Mu Kýtasý, Pasifik Okyanusunda bulunanve merkezi ekvatorun biraz altýna düþenbüyük bir kýta idi. Halen bazý kýsýmlarý suyüzünde bulunan bu büyük kýtanýn doðudanbatýya uzunluðu yaklaþýk 9500 km. dir. Kýta,ince boðazlar ve denizlerle ayrýlmýþ üç karaparçasýndan oluþmuþtu. Kýta günümüzdenyaklaþýk 12.000 yýl önce çok büyük deprem-lerle çökerek, üzerindeki 64 milyon insanlabirlikte sulara gömülmüþtür. BugünPaskalya, Tahiti, Fidji, Samoa, Cook,Hawaii gibi... bazý adalar bu batýk kýtanýn suyüzünde kalmýþ artýk parçalarýdýr.

CHURCWARD'IN KAYNAKLARI

Her þey Ýngiliz silahlý kuvvetlerindeAlbay James Churcward'ýn görevli olarakgittiði Hindistan ve Tibet'te 1880 yýlýndabaþladý. Günümüzde evrim kurallarý, mühür-bilim ve arkeoloji bilimlerine büyük katkýlarsaðlayan Churcward, araþtýrmalarýnda eskidinlerin kökenleri ile ilgili çalýþmalaryaparken, 1883 yýlýnda Batý Tibet'te bulunanbir manastýrda, manastýrýn baþ rahibi iletanýþtý. Burada günümüzden yaklaþýk 15.000yýl önce yazýldýklarý ispat edilen taþ tablet-lerin varlýðýný öðrenen Churcward, NaakalTabletleri olarak adlandýrýlan bu tabletleriçözümleyebilmek amacý ile mabedin baþrahibi ile iki yýl bu ölü dil üzerinde çalýþtýlar.Naakaller(Kutsal Kardeþler), Anavatan'dan

kolonilere kutsal metinleri, bilimi ve diniöðretmek üzere gönderilen özel eðitimlirahiplerdir. Rahip Hindistan'da kendisidýþýnda bu dili anlayabilen sadece 2 rahipolduðunu açýklamýþtý. Altý ay sonra ilktableti gördüðünde onun güneþte kurutulmuþkilden yapýlmýþ olduðunu gördü. Bu tabletlerçeþitli sembollerden ve saklý (ezoterik)anlamlar içeren þekillerden oluþmuþtu.

Bunu izleyen aylar yoðun bir çalýþmaylabu tabletlerin çevrilmesi ile geçmiþti.Yazýlarda Dünyanýn ve insanýn nasýlyaratýldýðý ve onun ilk olarak ortaya çýktýðýyeri (Mu'yu) ayrýntýlý bir þekilde anlatýlýyor-du. Tabletler þöyle baþlýyordu:

"Bütün þekli olan þeyler, þekli olmayan birtek þeyden meydana gelmiþtir."

"Baþlangýçta evren yalnýzca bir ruhtu.Hiçbir hayatiyet belirtisi yoktu; dingin, ýssýzve sessiz. Uzayýn enginliði boþ ve karanlýktý.Yalnýzca Yüce Ruh, Kendiliðinden VarolanKudret, Yaradan, Yedi Baþlý Yýlan dipsizkaranlýkta hareket ediyordu.

Âlemleri yaratma arzusu duydu ve âlem-leri yarattý ve üzerindeki canlýlarla birlikteDünyayý yaratma arzusu duydu. Tüm can-lýlarla birlikte Dünyanýn yaratýlýþý þöyleoldu: Yedi Baþlý Yýlan'ýn yedi en yüksek akýlniteliði, yedi emir verdi.

Verilen ilk emir þuydu: "Biçimi olmayan ve uzaya daðýlmýþ halde-

ki gazlar biraraya gelsin ve onlardan dayerküre biçimlensin." Sonra gazlar anaforhalinde bir kütle oluþturacak þekildebiraraya geldiler.

B

Page 32: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI30

Ýkinci emir þuydu:"Gazlar katýlaþsýn ve yerküreyi oluþtur-

sun." Gazlar katýlaþtýlar ve hacimler dýþarýyaçýktý. Hacimlerden su ve hava oluþtu.Hacimler yeni dünyanýn içine gizlendi.Karanlýk hüküm sürüyordu ve hiçbir sesyoktu, çünkü henüz ne sular ne de atmosferþekillenmiþti.

Üçüncü emir þuydu:"Dýþtaki gazlar ayrýþsýn, atmosfer suyu

meydana getirsinler." Gazlar ayrýþtý birkýsmý sularý meydana getirdi ve sularDünyayý kapladý. Öyle ki hiç kara parçasýgörünmüyordu. Diðer gazlar atmosferi mey-dana getirdiler ve ýþýk atmosferin içineyayýldý. Ve Güneþin ýþýnlarý atmosfereyayýldý. Artýk yeryüzünde de ýþýk vardý. Isýda atmosfere yayýldý. Artýk yeryüzünü ýsýta-cak sýcaklýk da vardý.

Dördüncü emir þuydu:"Yerkürenin içindeki gazlar topraðý sularýn

üzerine yükseltsin." O zaman toprak altýnda-ki ateþler sularla kaplý yer kabuðunu sularýnüstüne çýkana kadar yükselttiler. Böylecekuru topraklar ortaya çýktý.

Beþinci emir þuydu:"Sularda hayat meydana gelsin." Ve

Güneþin ýþýnlarý sularýn balçýðýndakitopraðýn ýþýnlarýyla buluþtu ve balçýktakiparçacýklardan kozmik yumurtalar (hayattohumlarý) oluþtu. Bu kozmik yumurtalardanemredildiði üzere hayat ortaya çýktý.

Altýncý emir þuydu:"Karada hayat ortaya çýksýn" Ve Güneþin

ýþýnlarý topraðýn içinde yerin ýþýnlarýyla bu-luþtu ve bundan da kozmik yumurtalar oluþ-

tu. Ve karada hayat ortaya çýktý. Ve bütünbunlar olduðunda yedinci akýl þöyle dedi:

"Ýnsaný kendi biçimimizde yapalým ve onuyeryüzüne hükmetme gücüyle donatalým." Ozaman Narayana, evrendeki Yedi Baþlý Zekâinsaný yarattý ve onun bedenine yaþayan veyok olmayan bir ruh yerleþtirdi ve insanzihinsel kuvveti bakýmýndan Narayana gibioldu. Böylece yaratýlýþ tamam olmuþtu."

Yedi emirin zaman içindeki yedi dönemsüresine iþaret ettiði muhakkaktýr. Ancaksüreleri bilinmemektedir. Belli olanyeryüzünün yedi devrede yaratýldýðýdýr.

Naakal tabletlerinin deþifre edilmesiolaðanüstü zordu çünkü çok az hiyeratikyazý ve çok fazla þekil ve çizim (resim)vardý. Tabletlerin silinmiþ veya hasar gör-müþ kýsýmlarý da vardý. Bunun dýþýnda mo-dern dilde karþýlýðý olmayan kelimelerbulunuyordu. Çalýþmaya baþlamadan öncerahip Naga Maya dilini öðrenmeden bunlarýanlayamayacaðýný söylemiþti. Mu ile ilgilikadim tabletler bu dilde yazýlmýþlardý. Butabletler Naakaller tarafýndan ya Burma'daya da anavatanda yazýlmýþlardý. NaakallerinPasifikteki Mu ülkesinden nasýl çýktýklarýnýanlatýyordu. Pasifikteki dev dalgalar üzeriniörtmüþ, uygarlýðýn yerini sular almýþtý.

Ýkinci olarak Mu'yu doðrulayan baþkakadim el yazmalarý da vardýr. Hindu klasiðiRamayana Destanýdýr. Burada NaakallerinBurma'ya doðum yerleri olan Doðudaki birülkeden geldikleri anlatýlýr. Diðer belgelerise British Museum'da bulunan TroanoElyazmasý: Yukatan'da el yazýsýyla yazýlmýþkadim bir Maya kitabýdýr. Mu ülkesinden söz

Page 33: 1502Dergi_sevgi dunyası

31SEVGÝ DÜNYASI

eder ve ayný sembolleri kullanýr. BugünBritish Museum'da bulunmaktadýr.

Bir diðeri ise Cortesianus Kodeksidir: Buda eski bir Maya kitabýdýr. Bugün MadridUlusal Müzesi'nde bulunmaktadýr. PaulSchlieman tarafýndan Tibet'te bir Budisttapýnaðýnda bulunan "Lhasa Belgesi". Lhasabelgesi, Mýsýr, Yunanistan ve OrtaAmerika'da bulunan diðer kayýtlar da Mukýtasýnýn varlýðýný doðrulamaktadýr.

Üçüncü olarak da halen mevcut olan hara-beler ve bunlara yerleþtirilen sembollerinsanýn anayurdunun Mu olduðunu söyle-mektedir. Yukatan'da Mu Kýtasý anýsýna inþaedilmiþ Uxmal Tapýnaðý'ndaki yazýtlar yak-laþýk 12.000 yýllýktýr. Yukatanda harabehalindeki bir tapýnakta "Geldiðimiz yer olanBatý Ülkelerinin anýsýna" diye ithaf edilmiþkabartma yazýlar vardýr. Ayrýca MexicoCity'deki Meksika piramitindeki kabartmayazýlara göre de burasýnýn "Batý ülkelerininyýkýmýnýn anýsýna" inþa edildiði yazýlýdýr.Eflatun'un Timeus ve Critias adlý eserindebatýk kýtaya dair su sözler geçer: "Muülkesinde 10 halk vardý. "

NAAKAL TABLETLERÝNDEN

"Pasifiðin ortasýnda, geniþ düzlük-leri olan tropik bir ülkeydi. Vadi veovalar tarlalar ve otlaklarla doluydu.Bu yeryüzü cennetinde yüksek daðlarbulunmazdý. Bu bereketli topraklarovalarda akan büyük akarsular vedereler tarafýndan sulanýyordu. Heryer huzur veren yemyeþil bir halýylakaplanmýþtý. Rengarenk çiçekler, gözalabildiðine uzanan uzun kumsallarý

vardý. Her tarafta týpký örümcek aðlarý gibidüzgün yollar vardý. Bu yollar pürüzsüzmermer taþlarla kaplýydý. Churchward'a göreMu kýtasý, doðudan batýya 8 bin kilometre,kuzeyden güneye de 5 bin kilometre uzun-luðunda dev bir ada kýtaydý. Naacal tabletleribu kýtanýn, uygarlýðýn beþiði olduðunu önesürmektedir. Yaklaþýk 70.000 yýllýk biruygarlýk geçmiþine sahip olan Mu; zamaniçerisinde tüm dünyada birçok koloniler vebüyük imparatorluklar oluþturmuþtur. 64milyon kiþi birbirinden ayrý fakat tek birhükümet altýnda toplanan 10 kabileden veyahalktan meydana gelmiþti. Bu büyük kýtadahayat mutluluk ve neþe içinde geçiyordu.Orasý üzerindekilere her türlü refahý sunanbir yuvaydý.

"Tüm insanlar büyük bir uyum içersindeve tek tanrý inancý ile yaþamaktaydý.Tanrýnýn tek olduðu Güneþ sembolü ile ifadeedilmekteydi ve bu dildeki adý Ra idi. Onuniçin Mu uygarlýðýna Güneþ Ýmparatorluðu dadenmekteydi. Rahip-kral olarak görev yapanliderlerine Ra-Mu, bilim adamý da olanrahiplere "Naacal" denilmekteydi. Ra adýnýndaha sonra Maya ve Mýsýr dillerinde de ayný

Page 34: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI32

anlamda kullanýldýðýný görürüz. Bir Kralseçmiþler ve ve isminin baþýna Ra ekinigetirmiþlerdi. Böylece "Ra Mu" adý altýndaimparator olmuþtu. Hepsinin dini aynýydý,semboller vasýtasýyla Yaradan'a ibadetetmek. Hepsi de ruhun ölümsüzlüðüne veeninde sonunda geldiði "ulu kaynaða" geridöndüðüne inanýyordu. Yaradan'a saygýlarýo kadar büyüktü ki, O'nun ismini söylemez-ler, dua ve niyazlarýnda O'na sembol olan"Ra" (Güneþ) sembolünü kullanýrlardý. Enüst mertebedeki "Ra Mu" Yaradan'ýn temsil-cisiydi ama ona asla tapmamayý esaslý þekil-de öðrenmiþlerdi. Mu'da baskýn olan beyazderili ýrkdý. Bunun dýþýnda sarý, kahve vesiyah derili baþka ýrklara mensup kiþiler devardý. Ancak onlar yönetim kadrolarýnda yeralmazlardý. Mu halký içinde gemileriyledenizlere açýlan denizciler vardý. Ayrýcabüyük taþ mabedler ve saraylar yapmada çokileriydiler. 7 büyük þehri vardý; ilim ve disip-linler buralarda öðretilirdi. Bu þehirler gemi-lerin gelip gittiði büyük ticaret merkezleriy-di. Dünyanýn baþka yerlerine daðýlmýþ ülkel-er onun kolonileri veya ona baðlý koloniimparatorluklarýydý. Bu kolonilerden enönemlisi Uygur Ýmparatorluðu'dur.Eðitimin, ticaretin zirveye ulaþtýðý vegökyüzüne yükselen mabetler, yekpâreheykeller, anýtsal dikili taþlarla bezeli butopraklarda büyük bir þok yaþandý.Yerkürenin içinden gelen kükremelerinardýndan ülkenin güneyi deprem ve volkanikpatlamalarla sarsýldý. Kýtanýn güneykýyýlarýndaki okyanusdan gelen dalgalar budüz araziyi kapladý akamayan lavlar üst üstebirikerek volkanik kayalara dönüþtüler.

Yanardaðlarýn patlamasýndan sonra insan-lar yavaþ yavaþ tekrar þehirlerini yeniden

kurdular, deniz ticareti yeniden baþladý.Mu'da tekrar depremler baþladý Bütün kýtadeniz dalgalarý gibi inip çýktý. Bu kýtanýnaltýndan gaz kuþaklarý geçiyordu. Bir günmagma gaz kuþakarýna doðru ilerledi veüzerinde yaþayan 64.000.000 Mu'lu ilesulara gömüldü. Kýta batarken de geriyesadece sularýn eriþemediði tepelere kaçaninsanlar kaldý. Þehirler enkaz yýðýnlarýnadönüþtü. Yer alçalýp yükselirken yerde açýlanyarýklardan gelen ateþlerin fýþkýrmasýyla ateþkütleleri oluþtu. Okyanustan gelen dev dal-galar içlere doðru ilerledi. Gece boyuncakaralar ortalarýndan yarýldý ve parçalaraayrýldý. Gök gürültüsüne benzeyen homurtu-larla ülke dibe gömülmeye baþladý. Mu iþteböyle yok olmuþtu. Geriye kala kala birkaçküçük ada kalmýþtý.

DR. NÝVEN'ÝN ARKEOLOJÝK KEÞÝFLERÝ

Churchward sonraki yýllarda, mineralogve arkeolog olan Dr. Niven'in Meksikada,Meksiko City'nin 45 km kadar kuzeyinde,

Page 35: 1502Dergi_sevgi dunyası

33SEVGÝ DÜNYASI

deniz seviyesinden 2000 m. yukarýda bulu-nan bir bölgede bulduðu gömüler ve þehirkalýntýsý. Burada üç ayrý uygarlýða ait eserlerortaya çýkmýþtýr. Piþmiþ kilden yapýlmýþ 200adet döküm kalýbý buldu. Ýnce bir iþçilikleyapýlmýþ göðse takýlan altýn bir plaka ,seramikten yapýlmýþ 125 parça biblo, çanak,çömlek bulunmuþtur.

Dr. Niven'in ikinci büyük buluþu,Meksiko'nun 8-10 km. kuzeybatýsýnda baþkanesnelerin yanýsýra 12.000 yýldan daha eski2600'ün üzerinde taþ tabletler olmuþtur. Bubüyük kolleksiyonun içinde direkt olarakMu'yu konu edinen birçok tablet bulunmuþ-tur. Biri Hindistan'da diðeri de Tibet'te olaniki çok eski Naakal tabletinde: "Ýnsanýnyeryüzünde ilk olarak 200.000 yýl önce Mutopraklarýnda ortaya çýktýðý" bildirilir.

Dr. Niven bu fevkalâde kalýntýlar arasýnda-ki çalýþmalarýnýn ödülünü baþka hazinelerbularak almýþtýr. Bugüne kadar ortayaçýkarýlmýþ en eski, 35.000 veya 40.000 yýl

öncesine ait son derece kýymetli yazýlýtabletler. Bu tabletlerde iki ayrý yazýbiçimikullanýlmýþtý: Bazýlarý resim yazý ileyazýlmýþ bir kýsmý da Uygur-Maya hiyeratikyazýsýyla yazýlmýþtý. Uygur-Maya hiyeratikalfabesi Anavatan'da kullanýlan alfabedentüremiþtir. Anavatan'da kullanýlan harflerinçoðu bu alfabede hiç deðiþmeden yer alýr.Tabletler ikinci þehir kalýntýlarý arasýndabulunmuþtur.

Dr. Niven'in bu keþifinin iki önemli yönüvardýr; hem Dünyayý prehistorik insanýndurumu hakkýnda aydýnlatmasý ve uygarlýktarihini 3. Zamanýn içlerine doðru dayandýr-masý hem de büyük gaz kuþaklarý vedaðlarýn ne zaman yükseldiðine dair ipuçlarývermesi.

DÝÐER KAYNAKLARDA MU

Lhasa belgesinden arkeolog Schliemanntarafýndan deþifre ve tercüme edilmiþ Mayadiliyle yazýlmýþ belgede þunlar söyleniyor:

"Yedi þehir fýrtýnaya tutulmuþ yapraklargibi savrulmaya baþladý. Kalabalýklarýn acýçýðlýklarý etrafa yayýldý. Mabetlere ve yüksekyerlere sýðýndýlar. Ve Bilge Mu ayaða kalktýve þöyle dedi: "Bütün bunlarýn olacaðýnýönceden haber vermemiþ miydim? Vekýymetli taþlar, pýrýltýlý giysiler içindekikadýn ve erkekler "Mu kurtar bizi" diye yal-vardýlar. Ve Mu cevap verdi: "Bütün ohizmetkârlarýnýz ve þatafatýnýzla birlikte öle-ceksiniz ve sizin küllerinizden yeni uluslarcan bulacak. Eðer onlar da üstünlüðün birþeyler edinmekle deðil, vermeklekazanýldýðýný unuturlarsa, ayný þey onlarýnda baþýna gelecek."

Dr. William Niven

Page 36: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI34

Le Plongeon da Yucatan'daki araþtýrmalarýsýrasýnda " Mu ülkesinin hiyeratik lideri Ra-Mu ülkenin helâk olacaðý kehanetindebulundu ve bu kehanetin ardýndan birçokkiþi ülkeden ayrýlarak kolonilere gitti ve kur-tulanlar arasýna katýldýlar." beyanýnda bulu-nan kayýtlar bulunduðunu rapor etmiþti. LePlongeon, Schliemann Lhasa belgesiniyayýnlamadan çok yýllar önce ölmüþtü.

Ramayana 1. Cilt sayfa 342'de:"Dinsel ve eðitici bir misyonla doðum yer-

leri olan Doðudaki ülkeden yola çýkan Mayaüstadlarý, Naakaller önce Burma'ya gittilerve orada Nagalara öðretmenlik yaptýlar.Burma'dan Hindistan'daki Deccan bölge-sine, oradan da Babil ve Mýsýr'a geçerek dinve ilimlerini beraberlerinde getirdiler."

Dr. Niven'in Alaska'da bulduðu Mu Kýtasýsembolleriyle iþlenmiþ bir totempol (bezen-miþ sütunlar)

Pasifikte bulunan Yonaguni BatýkYapýlarý'nýn da Mu ile ilgisi olduðudüþünülmektedir.

MU DÝLÝ

Dünyada mevcut her dilde Maya sözcük-lerine rastlanýr. Japonya'da konuþulan dilinyarýsý Kara-Maya sözcüklerinden oluþmuþ-tur. Hindistan'da süregelen dillerin büyükoranda Naga- Maya asýllý olduðu tartýþýlmaz.Avrupa dillerinden, özellikle alfabesi Kara-Maya sözcüklerinden oluþmuþ Grekçe de budille ilgilidir. Meksika yerli dilinin en azyarýsý Kara-Maya'dýr. Dillerio kadar ortaksözcük içerir ki, bir Meksika yerlisi ile birJapon tercümana gerek duymaksýzýn anlaþa-bilir. Ayný þey Ýnkalar için de söylenebilir.Eski Akad, Kalde ve Mýsýr dilleri de büyükölçüde Naga-Maya kökenlidir. Doðal olarakbundan çýkarýlacak sonuç, Maya dilinin anadil olduðu veya gerçek ana dilden türemiþilk dillerden biri olduðudur.

Bu eski uygarlýklar hakkýndaki bilgilerin,içinde bulunduðumuz zamanda iyi anlaþýl-masýnýn bir diðer önemi de, büyük birdeðiþim dönemecinde olan Dünya Ýnsan-lýðýnýn Mu'nun ve Atlantis'in batmadan önceiçine girdiði durumla çok büyük benzerliklersergilemesidir.

Kaynaklar: “Kayýp Kýta Mu” James Churchward “Batýk Kýta Mu'nun Çocuklarý” James Churchward“Mu'nun Kutsal Sembolleri”James Churchward

Page 37: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI35

nsanlar yüzlerce yýldýr bu soruyusorarlar. Dil bilimciler ise, adýBenjamin Lee Whorf olan bir dilbi-

limcinin Kuzey doðu Arizona'da yerleþikbir Kýzýlderilili kabilesi olan Hopi'lerle birçalýþma yapmasýndan sonra, yani ancak1940'lardan beri bu konuya aðýrlýk vermeyebaþladý. Yaptýðý çalýþmalara dayanarakWhorf, Hopi dilini ve Ýngilizceyi konuþan-larýn, kullandýklarý dilden dolayý dünyayýbirbirlerinden farklý gördüklerini iddia etti.

O zamandan bu zamana öðrendiklerimiz isebu konunun hayli karmaþýk olduðunubizlere gösterdi. 1970'lere gelindiðinde isebu konuda bir dizi yeni teoriler ortayaatýlarak, dil ve düþüncenin evrensel birbaðla birbirlerine baðlandýklarý ifade edildi.Ama günümüze gelindiðinde daha net vedaha deneysel kanýtlar lisanýn düþüncele-rimizi nasýl þekillendirdiðini ortaya koydu.Yeni kanýtlar bilginin kaynaðý ve gerçek-liðin yapýsallýðý hakkýnda büyüleyici

Dilin Düþünceleri ÞekillendirdiðiDoðru Mudur?Çeviren ve Derleyen: Nelda Ýnan

Ý

Page 38: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI36

içgörüler ortaya koymaktadýr. Bilimadamlarý farklý dillerin farklý düþünselyetenekler kazandýrýp kazandýrmadýðýkonusunda çalýþmalar yapmaktaydýlar. Sonyýllardaki deneysel kanýtlar ise ana dilin,içinde uzay ve zaman baðlamý da bulunandünyayý kavramada ne kadar etkinolduðunu ortaya koydu. Dil gerçekte bilimadamlarýnýn daha önce farkýna vardýklarýn-dan daha fazla ölçüde düþüncelerimizietkilemektedir aslýnda.

Dünyada þu an 7.000 'den fazla dil kul-lanýlmaktadýr. Yani insanlar bu kadarçeþitlilikteki dillerde düþünmekte ve konuþ-maktadýrlar. Ve her dil konuþmacýlarýndanfarklý þeyler talep etmektedir. Bu aslýnda biryere kadar yumurta mý tavuktan, yoksatavuk mu yumurtadan çýkar sorusuna ben-zemekte. Bir þeyi ifade edecek sözcükolmadýðý için o þeyi düþünmekten acizmiyiz yoksa o þey hakkýnda düþün-mediðimiz için sözcüklerine de sahipdeðiliz?

Düþünme ve hattâ konuþma tarzýmýzýsadece dil deðil ayný zamanda kültür, yanigeleneklerimiz, yaþam tarzlarýmýz, alýþkan-lýklarýmýz ve daha birçok þey etkileye-bilmektedir. Örneðin Kuzey Avustralya'dakonuþulan Guugu Yimithirr ismindeki lisan-da sað, sol, ön ve arka sözcükleri mevcutdeðildir. Bu dili konuþanlar bu sözcüklerinyerine yönleri kullanmaktadýrlar. "Çocukevin önünde duruyor" cümlesini kurmakistediklerinde, "Çocuk evin doðusundaduruyor" demektedirler. Yine KuzeyAvustralya'da yaþayan Aborjinli çocuklar-dan birine: "Bana Kuzey yönünü göster"diye söylediðinizde size kesin olarak ve hiç

bir tereddütte bulunmadan pusulasýz birþekilde gösterebilir. Bu egzersizi dünyanýndiðer þehirlerinden her hangi birindeörneðin Moskova'da, Londra'da veyaBeijing'de yapýp da en bilgili insanlara bilesorduðunuzda size söylemekte zorluk çeke-ceklerdir. Yani bir kültürde yaþayan beþyaþýndaki bir çocuðun size pusulasýzKuzeyi gösterebilmesi kullandýðý dil ileilgilidir. Çinçe'de ise "Bu benim amcam"cümlesi göründüðü kadar kolay deðildir.Çünkü içine amcanýzla ilgili daha fazlabilgi yüklemeniz gerekir. Yani amcanýzesasen kimdir, babanýzýn hangi kardeþidir,ondan daha yaþlýsý mýdýr, daha genci midir,ailenize hangi þekilde baðlanmýþtýr, babaan-nenizin ikinci evliliðinden midir gibi soru-larýn cevaplarýný da ihtiva etmelidir. Bu þudemektir, Çinçe'yi doðru konuþmak ister-seniz, lisan sizi bu tarz düþünmeye zorla-maktadýr.

Ýngilizcede bir cümledeki yükleminformu, onun geçmiþteki mi yoksa mevcutanda mý yaþandýðýný anlatýr. HopiKýzýlderilileri ise buna ihtiyaç duymazlar.Bunun yerine yüklemlerinin formlarýkonuþmacýnýn bilgiyi nasýl bildiðini anlatýr.Böylece Hopi kabilesinin insanlarý bir bil-giyi sunarken yüklemini kaynaðýna görebelirlerken, Ýngilizce konuþan kiþiler yükle-mi geçtiði zamana göre belirlerler. Çinçe'deise geçmiþ, bugün ve gelecek ayný þekildeifade edilir. Bu konuda inanýlmaz sayýdaveri toplayan araþtýrmacýlar ülkeler arasýn-daki dev ekonomik farklýlýklarý dillerindekiözelliklere baðlayabilmektedirler. Bubaðlamda zaman kipi olmayan dillerikonuþanlar diðerlerine nazaran yüzde otuzoranýnda daha fazla para tasarruf etmekte-

Page 39: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI37

dirler. Bu da emeklilik çaðý geldiðindeyüzde 25 oranýnda daha fazla tasarruf yap-mýþ olmak anlamýna gelmektedir. Geleceði,mevcut andan daha ileriye koyduðumuzdabize daha uzak görünür ve kendimizi dahaaz motive olmuþ hissedebiliriz. Týpký bunungibi objeler de kullanýlan lisana göre ifadeedilirler. Örneðin Ýngilizcede bazý isimler(örneðin fasulye/bean) sayýlabilir isimsýnýfýna girer ve çoðul yapýlabilir (Beans).Ama Pirinç yani "Rice" sayýlamaz, bunedenle de onu saymak için bir kap pirinç,bir bardak pirinç, bir kase pirinç gibi yanýnasayýlabilir bir isim koymanýz gerekir.Hâlbuki Japonca'da her isim için baþýna onutýpký bir kap, bir bardak gibi tanýmlayacakbaþka bir isim gelir. Araþtýrmacýlar aradakibu farktan dolayý, Ýngilizce konuþanlarýnmaddeler ve objeler arasýndaki baðýn dahafazla ayýrdýnda olup olmadýklarý üzerindeçalýþmaktadýrlar. Ýngilizcede zaman bileparçalara bölünebilir ve þöyle denilir: Üçgün (three days), dört dakika (four min-utes), saatler (yarým saat) v.s.. Yani zamankesintisiz bir kavram deðildir ve salt buyüzden de daha da ileri giderek: Dakikalar,Saniyeler ve saatler diye ifade ederler. Dilbilimci Whorf, buradan yola çýkarak dazamanýn tasarruf edilebilen, israf edilebilenve hatta kaybedilebilen bir madde olarakgörüldüðünü varsaymýþtýr. Hâlbuki HopiKýzýlderilileri zaman kavramýyla ilgili butarz terimlerle konuþmazlar, çünkü onlaragöre zaman hiç kesintisiz akýp giden birvarlýktýr. Ancak buradan yola çýkarak da,lisanýn bize belli þekilde bir zaman kavramýdayattýðýný söylemek anlamsýz olur. Belkide zamana bakýþýmýz ve kültürümüzdezamanla ilgili uðraþlarýmýz lisana bu þekildeyansýmýþtýr.

Görünen odur ki, lisan, düþünce ve kültürsacýn üç ayaðýný oluþturmakta ve hepsi debirbirlerini etkilemektedirler. Bununla bir-likte insanlar hep lisanlarýyla düþünürleröyle deðil mi? Zamanýn çoðunda "Evet",ama her zaman deðil. Sözcüklerle ifadeedemeyeceðiniz þeyleri imajlar ve duygu-larla ifade edebilirsiniz. Bir senfoninin sesi,bir armudun þekli ya da sarýmsaklý ekmeðinkokusu gibi...Bu düþüncelerin hiç birisilisan gerektirmez. Öyleyse sözcüðüolmayan bir þeyi düþünmem mümkündür.Evet. Örneðin renkler.. Sonsuz sayýda renkvardýr ve hepsinin bir adý yoktur. Eðer içikýrmýzý boya dolu bir tenekeye yavaþ yavaþmavi eklerseniz, kovadaki renk kýrmýzýmsýmora, mor da mavimsi mora dönüþecektir.Eklediðiniz her bir damla rengi hafifçedeðiþtirecektir. Renk tayfý içinde sonsuzrenkleri ihtiva eder. Ama lisanýmýz onlarýifade edecek þekilde sonsuz sözcükleresahip deðildir. Ýþte bundan dolayý biz renkprizmasýný belli sayýdaki renklere böleriz.Yeni Gine'de yaþayan Dani'lerin ise renkler-le ilgili ellerinde sadece iki sözcük vardýr.Bunlardan birincisi Koyu Renkler için (kiaralarýnda mavi ve yeþil de vardýr), diðeride Açýk Renkler içindir (ki bunlarýn arasýn-da sarý ve kýrmýzý da vardýr). Onlarýn dilirenk tayfýný bizimkinden farklý algýlar amabu onlarýn kýrmýzý ile sarý arasýndaki farkýanlamadýklarýný göstermez. Rusça'da açýkmavi ve koyu mavi ile ilgili iki farklýsözcük vardýr. Bu, Rusça konuþanlarýn bun-larý birbirinden farklý iki renk olarakalgýlayacaðýný, Ýngilizce konuþanlarýn isetek renk olarak algýlayacaðýný mý gösterir.Belki de. Siz pembe ile kýrmýzýnýn faklýrenkler olduðunu mu düþünürsünüz? Eðerböyleyse, siz de konuþtuðunuz lisanýn etkisi

Page 40: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI38

altýnda olabilirsiniz. Çünkü pembe aslýndakýrmýzýnýn çok açýk halidir. Öyleyse dilimizbize sözcüklerini verdiði þeyleri görmeyidayatmýyor fakat ayný zamanda bizim bazýþeyleri nasýl gruplandýrdýðýmýzý da etkiliyor.Dilini öðrenmeye çalýþan bir çocuðuniþlerinden birisi hangi þeylerin ayný sözcük-le ifade edildiðini öðrenmektir. Aksi halde,ailenin St.Bernard'ýnýn bir köpek olduðunuöðrendikten sonra, çocuk inek gördüðündeköpek diyebilecek ve her ikisinin de köpeksayýldýðýný düþünebilecektir. Ya da çocukkomþusunun chihuahaua'sýnýn da bir köpeksayýldýðýný fark etmeyecektir. Böyleceçocuk köpek sözcüðüyle aslýnda ne denmekistendiðini öðrenmek zorundadýr. Biz bir-birine benzer olan ve ayný þekilde etiketle-nen þeyleri gruplandýrmayý öðreniriz. Amatek bir etiketin altýnda isimlendirilmek içinhangi benzer özelliklerin olmasý gerektiðidilden dile farklýlýk gösterebilir. Diðer birdeyiþle, düþünebildiðimiz þeylerin üzerinde-ki dilin etkisi çok fazla deðildir ve hattâ nedüþündüðümüz üzerinde de, ama bununlabirlikte gerçekliði hangi kategorilereayýrdýðýmýz ve etiketlediðimiz üzerindedaha fazla etkilidir. Bundan da þunu çýkara-biliriz ki dilimiz ve düþüncelerimizmuhtemelen kültürden büyük ölçüde etki-lenmektedir. Peki ya Eskimolarýn karlailgili yüzlerce sözcüðüne ne dersiniz?Ýnsanlar bu örneði kullanarak dünyayabakýþýmýzla onun hakkýndaki konuþ-malarýmýzýn aslýnda birbirlerine çok baðlýolduðunu iddia ediyorlar. Ama Eskimolarýnkarla ilgili olaðanüstü sözcükleri olduðunugöstermez bu elbet ki. Öncelikle tek birEskimo dili yoktur. Bizim Eskimolar diyetabir ettiðimiz topluluk Ýnuit ve Yupik dilailesine baðlý olan çeþitli lehçeleri kullanýr-

lar. Ve hattâ tek bir dilin tek bir diyalektiði-ni seçtiðimizde bile Ýngilizceye kýyaslakarla ilgili daha fazla sayýda sözcük bulun-duðunu iddia edemezsiniz. Ama Ýngilizce'deþunu yapabilirsiniz: Karýn yanýna baþkaisimler getirerek baþka þeyler üretirsiniz.Örneðin, kartopu, kardan adam, kar tanesigibi sözcükler üretirsiniz. Ayrýca kar yaðdý,kar yaðýyor gibi eylemler türetirsiniz.Eskimo dillerindeki sözcük oluþturmasüreçleri Ýngilizceden daha fazladýr.Böylece tek bir kök sözcük, kar gibi,bununla alakalý yüzlerce sözcükle baðla-nabilir. Ama sadece kök sözcükleri say-dýðýnýzda, Ýngilizceden çok farklý olmadýk-larýný görürsünüz.

Bu durum lisanlarýmýz içindeki katego-riler ve belirginliklerin aslýnda zihinselyaþamlarýmýzla harmanlandýðýný açýkçagöstermektedir. Demek ki düþünme eylemihem dilbilimsel hem de dilbilimsel olmayansüreçlerin birleþimidir. Yer küredeki her birdil kendine ait düþünsel araç kitine sahiptirve bir kültür içinde binlerce yýldýr geliþenbilgiyi ve dünyaya ait bakýþý içinde sakla-maktadýr. Her biri algýlama, kategorizeetme ve dünyadan anlam çýkarma özelliðinesahiptir. Bu da atalarýmýzýn bize býraktýklarýen deðerli rehber kaynaklardan birisidir.

Gelecek Ay: Konumuza kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz.

Yararlanýlan kaynaklar: Scientific AmericanLEra Boroditsky/Stanford UNiversity/Cognitive Psychology "How Language Shape the Way We Think"Britich Academy, Josephine Livingstone

Page 41: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI39

elâmlar sevgili varlýklar, benManyetik Hizmetten Kryon. Buakþam size çok önemli bir siste-

mi þimdiye dek hiç yapmadýðýmýz biçim-de ifþa etmek ve açýklamak istiyorum.Bu bilgiye, "Ýçsellik hakkýnda bilgininbaþlangýcý" adýný vereceðiz. Bununlailgili olarak baþka celselerde de konuþ-muþtuk ve hattâ bunlardan birinin baþlý-ðýný "Gizemli Ýçsellik" olarak belirlemiþ-tik. Buna ek olarak size kendi bedeni-nizle ilgili bazý özellikleri de söylemiþtikve bu akþam bu konular hakkýndakonuþacak ve onlarý geniþleteceðiz.

Muhteþem Ýçsellik

Sevgili varlýklar, bedeninizde gerçek-leþen bir süreçten söz edeceðim. Bu süreç

üç boyutta olmadýðý ve gizemli olmanýnyanýnda hiç ele avuca sýðmaz olduðu içinonu tanýmlamanýz bile söz konusudeðildir. Buna karþýn, bu süreç o kadarsize aittir ki, aslýnda fiilen sizsiniz biledenebilir. Þimdi bana içinizde olmasýnaraðmen onun hakkýnda nasýl olup dagerçekte hiçbir þey bilmediðinizi sora-bilirsiniz. Buna benim vereceðim cevapyine DNA'nýzýn henüz tam kapasiteyleçalýþmadýðý olacaktýr ve bu da asýlkonudur. Bilinciniz, bedeniniz içindeçalýþmakta olan bazý þeylerin gerçekliðiile eþzamanlýlýðý henüz yakalayabilmiþdeðildir. Ancak, zamanla bu gerçeklerinfarkýna varacaksýnýz. Ýnsanlýðýn yenidenayarlanmasý içinizde geliþmiþ bir ruhuiçermektedir ve bu celsede bu konulardanbiraz söz edeceðiz.

S

Ýçsellik Ýfþa Ediliyor Kryon Celsesi,

Medyum: Lee Carroll, Çeviren: Necati Tarýman22 Kasým 2014, Portland, Oregon

Page 42: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI40

Ýlk olarak içselliði belirlememizgerekiyor. Ýçselliðin bu kadar gizemliolmasýnýn nedeni, onun bir beyinfonksiyonu olmamasýdýr. Ayrýca içsellik,bedeninizde merkezi yönetime tabiolmayan çok az sayýdaki sistemlerdenbirisidir. Bunu anlayabilmek sizin açýnýz-dan çok zordur. Bu sistem henüzkeþfedilmemiþtir ve dolayýsýyla týp bili-minde tanýmlanmamýþtýr ama yaptýðý iþpek çok kez görülmüþtür.

DNA'nýzda olanlarýn açýklanmasý çokzordur. Vücudunuzda bulunan trilyonlar-ca DNA molekülünün hepsi birbirleriylesürekli iletiþim içindedir. ZatenDNA'nýzýn neler yaptýðýna bakarsanýz,bunun baþka türlü olmasýnýn mümkünolmadýðýný anlarsýnýz. Bedeniniz neredeve hangi tür hücreye ihtiyacý olduðununasýl bilebiliyor? Doðumunuzdan itibarenbu süreçten sorumlu olan içselliðinizdir.Hattâ DNA'nýn gerçek anlamda ezoterikbir merkezi kontrol olduðunu söyleye-bilirsiniz. Trilyonlarca DNA parçasýnýnetrafýnda bulunan alan, kendisini tek birvarlýk olarak bilir ve tanýmlar. Tüm DNAparçalarý bu alan aracýlýðý ile tek bir sis-tem olarak çalýþýrlar ve bu sistemin adý daiçselliktir. Bu durumda bedeninizdekiDNA hücrelerinin birleþiminin tek bir þeyolarak göründüðünü ve buna akýllý bedenveya içsellik adýný verdiðinizi söyleye-bilirsiniz. Bu merkezi olmayan bir sis-temdir. Bedeninizde içsellikten sorumluolan tek bir organ veya bez yoktur vebunun yerine bedeninizin her bir parçasýbu akýllý beden sistemi içinde yer almak-tadýr.

Ýçselliðin tanýmlanmasý ve anlaþýlmasýbu nedenle neredeyse mümkün deðildirama sizler yine de içsellik aracýlýðýylaçözümler geliþtirmeyi bilirsiniz ve bubaðlamda genellikle adale testi veyakinesiyoloji kullanýrsýnýz. Bunun birçokyolu vardýr ve þifre çözmek, bedenlekonuþmak vs. buna dâhildir. Tüm bu sis-temler size akýllý bedenden kaynaklanangeri besleme saðlarlar. Akýllý bedenin sizesöylemek istediklerini anlamak için geribesleme süreci çok baþarýyla kullanýlýr.Bu süreçleri kolaylaþtýran insanlar beden-deki "akýllý alan" ile ne hakkýnda konuþ-tuklarýný kesin olarak bilirler. Bu alanbeyni temsil etmediði gibi, DNA'yý da birorgan veya bez olarak deðil bir bütünolarak temsil etmektedir.

Ýçsellik Akýllý BirYedekleme Sistemidir

Ýçsellik hakkýnda size ilk söylemekistediðimiz, onun bedeniniz hakkýndasinir sisteminiz ve beyin sisteminizinbilebileceðinden çok daha fazla þey"bilen" ve tüm bedene yayýlmýþ bir sis-tem olduðudur. Ýçsellik ayak parmaðýnýntýrnaðýndan saça kadar bedenin hertarafýndadýr. DNA'nýn olduðu her yerdeve DNA'nýn varolduðu her þekilde içsel-lik de vardýr. Ýçsellik tümüyle kendineözgüdür ve aslýnda bizzat sizsiniz.

Size daha önce týp biliminde bu olgu-nun defalarca görülmüþ olduðunu amabilim insanlarýnýn bunun ne olduðunuanlayamadýklarýný söylemiþtim. Size birörnek vermek istiyorum. Eðer bir kazasýrasýnda bir insanýn omuriliðinde hasar

Page 43: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI41

ortaya çýkar ve sinirler kesilirse, bunungeri dönüþü yoktur. Daha önce bu konuhakkýnda konuþmuþtuk ve biz size businirlerin düzelip yeniden iþlevsel halegelmiyor olmalarýnýn tuhaf olupolmadýðýný sormuþtuk. Bedendeki her þeyrejenerasyona programlanmýþtýr amaburadaki hücreler rejenerasyonu becere-memektedirler. Vücudun baþka yerlerindebir kesik olursa yenilenme gerçekleþmek-te ama omurilikteki sinirlerde hasarolduðunda yenilenme olmamaktadýr. Sizeilerideki bir zamanda bunun olacaðýný vebunun gelecekte ortaya çýkacak geliþmiþinsanýn özelliði olacaðýný da söylemiþtik.Ýsterseniz durumun þimdi nasýl olduðunabakalým bu kez.

Zihninizde þöyle bir þey canlandýrýn.Paraplejik bir insaný tanýdýðýnýzý veyagördüðünüzü varsayalým. Bu sandalyedeoturan ve baþýndan baþka hiçbir yerinikýmýldatamayan insan demektir.Vücuttaki her hareketi kontrol eden sinir-ler, omurilikte kesildikten sonra, iþlerinigörmek için beyinden gelen sinyalleregereksinim duyan her þeyin çalýþmayadevam etmesi size makul geliyor mu?Kalp adaleleri böyle durumlarda çalýþ-maya devam eder, oysa kalbin çalýþmatemposunun beyinden gelen sinyallerebaðlý olduðu söylenmiþtir size.

Kalp ile ilgili olarak bilimin buna bircevabý vardýr, ancak sindirim süreci de,üreme fonksiyonlarý da ve ayrýca boynunaltýnda kalan organlarýn iþlevleri dekesintisiz olarak devam etmektedir. Oysabeyin gerekli olan sinyalleri artýk oralarailetmemektedir. Bu durumu nasýl açýkla-

yacaksýnýz? Týp biliminin kalple ilgilioldukça iyi bir açýklamasý vardýr zira budurum çok sýk ortaya çýkmaktadýr. Biliminsanlarý kalbin özerk olarak hareket ede-bileceðini ve sinoatriyal düðümdeki özelhücreler sayesinde kalp atýþlarýnýnsürdürülebildiðini iddia etmektedirler.Aslýnda bu onlarýn içsellik tanýmýdýr.Onlar da çok önemli bir yedekleme sis-teminin iþin içinde olduðunun farkýn-dadýrlar.

DNA alaný içinde bulunan bir yedek-leme sistemi insanýn yaþamýnýsürdürmesini saðlamaktadýr. BedeninizinDNA alaný fiilen beyinle baðlantý kur-makta ve sinyaller kuantum yoldan(kablosuz olarak) gönderilmektedir.Sinoatriyal düðüm beynin alandan geçenyayýnlarýný "alan" bir sinir antenidir.Aslýnda sinoatriyal düðüm bu iþte o kadariyidir ki, beyin ölümü gerçekleþse bile,aynen pil ile yedeklemede olduðu gibi,bir süre daha beynin daha önce gön-derdiði sinyallerin örüntüsü hatýrlanmak-tadýr. Ýþte bu içselliðin gücüdür.

Omurilikteki arýza nedeniyle sinirlerinsinyalleri iletme özelliði kaybolmuþ bileolsa, kuantum DNA alanýnýzýn sürekli vekesintisiz olarak bedenin tamamý ilebaðlantýda olduðunu akýlda tutun. Beyinsinyalleri göndermeye devam eder, businyaller DNA alan tarafýndan alýnýr vekalp adalelerine, sindirim süreci içingerekli olan yerlere, aslýnda diðer bölge-lerdeki adaleler dýþýnda her yere gönde-rilir. Eðer omurilikteki yaralanmalarnedeniyle ortaya çýkan tuhaflýklarý iyiceincelerseniz haklý olduðumu anlayacak-

Page 44: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI42

sýnýz. Bu aslýnda bu fenomenle ilgiliolarak gerçek dünyada varolan kanýttýr.

Beyine giden kablolar kesilse bile içsel-lik veya akýllý beden sizi hayatta tutacak-týr. Ýçsellik çok akýllýdýr, hattâ sizinyaþamý sürdürme organý olarakadlandýrdýðýnýz beyinden çok daha akýl-lýdýr. Beyin esas olarak yaþamý sürdürmeve var olma için kullanýlan çok güçlü birbilgisayardýr ve size dünyada yaþamaimkânýný saðlamaktadýr ama pek o kadarakýllý deðildir. Kanýnýzda korkunç birhastalýðýn olmasý halinde bile beyin sizebu konuda bilgi veremez ama içsellikbunu mükemmelen yapabilir.

Ýçselliðin Tekilliði

DNA'nýzý milyonlarca þey olarak deðilde tek bir þey olarak görüp kabul etme-nizin zamaný geldi. Bilim DNA'nýn ken-disiyle bile iletiþim içinde olduðunukabul edebilecek durumda deðildir. Oysabedeninizin yaptýðý iþleri baþarabilmesiiçin bu mutlaka gereklidir. Bizim öðret-tiðimiz þeyin güzelliði þuradadýr:Dünyevi beden, yani beyin tarafýndankontrol edilen beden, içselliðe bir köprükurmaya baþlamaktadýr. Bu köprü sezgiaracýlýðý ile gerçekleþecektir ve bu sayedesizler ileride kendi kendinizin týp medyu-mu olabileceksiniz. Bedeniniz içindeolup bitenleri bilmekle kalmayacak,akaþýnýzýn enerjisini çok daha iyi anlaya-bilecek durumda olacaksýnýz.

Ýçselliðin kendi programý vardýr. Ýçsel-lik sizin bilmeniz gereken bir þey içinprogramlanmýþtýr zira bu yeni enerji ile

artýk o programý yeniden yazmanýn vaktigelmiþtir.

Programlanmýþ Olan Yaþamý Sürdürme

Ýnsan beyni bedenin yaþamýnýn sürdü-rülmesine yönelik olarak programlan-mýþken, içsellik ruhsal yaþamý sürdürmeaçýsýndan programlanmýþtýr. Þimdi buikisi arasýnda ne fark olduðunu sora-bilirsiniz. Bedensel yaþamý sürdürme sizikovalayan kaplandan kaçma ve yiyecekile barýnacak yer bulma yeteneði ve kapa-sitesidir. Bedensel yaþamý sürdürme sizebu sorunlara çözüm bulmak ve hayattakalmak için gerekli imkân ve kabiliyetisaðlar. Ruhsal yaþamý sürdürme ise çokfarklýdýr ve aslýnda yüksek derecede ezo-teriktir. O çok daha önemli bir yaþamýsürdürme türüdür ve insanlýðý geliþmeyönünde iteklerken bir taraftan da DNA'-nýn daha yüksek düzeyde çalýþmasýnýsaðlar. Bunlarý biraz açýklamak istiyorum.

Ýçsellik kadim insanlar tarafýndan bilenþeyleri bilmektedir. Ýçsellik büyük planýbilmektedir çünkü yüksek benliklebaðlantýdadýr. Ýçsellik gezegenin mezu-niyeti ile ilgili olarak bir karar verebile-cek durumda olmayacaðý zamana kadarinsanlýðýn bu gezegende ne kadar süresikaldýðýný bilmektedir. Ýçsellik ve DNA'-nýz bunu bilmektedir. Ýçselliðin birincilyönergesi nedir? Ýçsellik elindeki hertürlü imkâný kullanarak sizin için elindengeleni yapmalý, sizin özgür seçimhakkýnýzý kullanarak fýrsatlarý ele geçir-menize ve böylece uyanmanýza yardýmcýolmalý ve sonuç olarak insanlýðýn yaþamý

Page 45: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI43

sürdürme köprüsünden geçmesini veyükselmiþ gezegen statüsüne ulaþmasýnýsaðlamalýdýr. Ýþte içselliðin birinci direk-tifi budur.

Ruhsal yaþamý sürdürme dünyanýnpotansiyel geliþimini temsil etmektedirve her þey bunun etrafýnda ve bu yöndeolacak þekilde tasarýmlanmýþtýr. Ýçselliksizi özgür seçim sistemi içinde kalarak,mümkün olan her þekilde ruhsal uyan-maya yönlendirmek için dizaynedilmiþtir. Ýçsellik bunun için vardýr.Buradaki büyük planý görebiliyormusunuz? Potansiyelinizi doðru yön-lendirmek için sizin içinize doðuþtan biryönlendirme sistemi yerleþtirilmiþtir.

Bu süreç içinde içsellik pek çok deðiþikyoldan bedensel kimya ile birlikteköprüyü geçmektedir. Ýçsellik aniiyileþmeden de sorumludur. Ýþte artýkbunun nereden kaynaklandýðýný biliyor-sunuz. Ani iyileþmenin gerçekten debeyinden mi kaynaklandýðýný düþün-müþtünüz? Bir insan nasýl olup da birhastalýðý bir gece içinde ortadan kaldýra-bilir? Dünyevi bedenin kendisini böyle-sine kýsa bir süre içinde bu kadar büyükbir dengesizlikten arýndýrmasý mümkünolabilir mi? Dokular bir gece içindeþifaya yol açabilecek þekilde hýzlan-dýrýlmýþ olarak nasýl geliþebilirler? Sizehastanelerde bundan önce pek çok kezgörülmüþ olan þeylerden söz ettim azönce. Bu vakalarýn hastanelerde röntgen-leri çekilmiþ, olaylar doðrulanmýþ veayrýca kimyasal testler de gerçekleþti-rilmiþtir. Hep söylenen þey bu olaylarýnasla normal olmadýðý olmuþtur. Ruhsal

olanlar için bu olaylar mucizedir.Bilimsel düþünenler için ise bu olaylarýnizahý yoktur. Ýþin güzel tarafý olaylarýngerçekten de açýklanabilir olmasýdýr.Hadise içsellik tarafýndan yaratýlanmucizedir. Sizin kendi bedeniniz siziyaþamda tutmaktadýr. Bu aslýnda harika,hattâ mucizevi bir yedekleme sistemidir.Bu sizde mevcut olan güçtür. Ýçselliknihayet bedenle arasýndaki köprüyü kur-maya baþladýðýnda, bugün bildiðinizinsan artýk sahnede olmayacaktýr. Onunyerini alan insanýn ömrü çok daha uzunolacak, kendisini iyileþtirebilecek, düzel-tebilecek, hattâ uzuvlarý yeniden büyüye-bilecektir. Aslýnda insan baþtan zaten buþekilde tasarýmlanmýþtý sevgili varlýklarve bu sizin için anlam ifade etmeyebaþlamalýdýr.

Ýçselliðin Eski Enerjiden Kaynaklanan Programlanmasý

Artýk içselliðin ne olduðunu bildiðinizegöre içselliðin eskiden kalan programýhakkýnda konuþabiliriz. Birinci Kryonkitabýnda (1993) içselliðin sorumlu oldu-ðu bir þeyden söz etmiþtim. O zamanlar"Artýk karmadan vazgeçmenin zamanýgeldi" demiþtim. Karma geçmiþ yaþamla-rýnýzda edinmiþ olduðunuz tecrübelerin,ölümden sonra yeniden enkarne olduðu-nuzda perdenin diðer tarafýndan sizinlebirlikte bu tarafa gelen enerjisidir. Karmabitmemiþ iþlerin enerjisidir. Bu gerçektirve eski enerjide buna ihtiyaç vardý.

Karma DNA'da yer alýr ve içselliktarafýndan yönetilir. Size o zamanlar kar-madan vazgeçmenizi söylediðimde size

Page 46: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI44

bedeninizle ve hücrelerinizle konuþ-manýzý ve onlara, "Geçmiþin enerjisi ileiþim bitti artýk. Eski karmamdanvazgeçiyor ve yeni yolumda yürüyorum"demenizi söylemiþtim. Bunlar bedenselvarlýktan içselliðe giderken köprüdengeçme ile ilgili süreç hakkýnda bendenduymuþ olduðunuz ilk talimatlardý. Sizesaf niyeti kullanmanýzý söylemiþtik.

Hücresel Deðiþim Otomatik Olarak Gerçekleþmez

Saf niyet hücrelerinize öylesine safþekilde hitap eder ki, beden bunu gerçekolarak kabul eder ve buna uygundavranýr. Ve böylece karmadan kurtulmuþolursunuz. Beden sizi, olmanýz gerektiðigibi, patron olarak görür ve buna göredavranýr. Þimdi size o zamanlar söyle-memiþ olduðum ama artýk zamaný gelmiþolduðu için ifþa edebileceðim bazý þeylerisöyleyeceðim. Söylediklerimin sizin içinanlamlý olmasýný istiyorum ve bu nedenleilk önce bunun mantýðýný açýklayacaðým.Beden ne þekilde programlanmýþ olursaolsun, her zaman ve tümüyle özgür ira-deyle yönetilir. Sizlerin beyin tarafýndanverilen yaþamý sürdürme ile ilgili talimat-larý dinleyip dinlememe konusunda özgürseçim hakkýnýz vardýr. Þu anda verilmek-te olan mesajýn gerçek olduðuna inanmakveya inanmamak konusunda özgür seçimhakkýnýz var. Bu nedenle, bu yeni ener-jide yapacaðýnýz ezoterik seçimlerotomatik olarak bedenden kaynaklan-mayacaktýr. Özgür irade ve serbest seçimhakký içselliðin yeni enerjiye yönlendi-rilmesi için ilâhi bilincinizi kullanmanýzgerektiði anlamýna gelmektedir. Yaþlý bir

ruh olarak artýk karmaya ihtiyaç duyul-mayan yeni enerjiye girerken içselliðinkarmayý kendi baþýna ortadan kaldýrmasýsize anlamlý geliyor mu? Bu tabii kianlamsýz olurdu. Ýçsellik talimat ver-ilmesini beklemektedir ve sizin bilinçdeðiþiminiz DNA'nýz içinde programlan-mamýþtýr. Zaten özgür irade ve seçimhakký da budur.

Þimdi iyi dinleyin çünkü günün dersinisöyleyeceðim. Ýçsellik gerçi çok akýllýdýrama yeni talimatlarý alana kadar aynenönceden olduðu gibi devam edecektir.Sizlerin içselliði yeniden programlamanýzgerekmektedir çünkü onda eski enerjidenkaynaklanan önyargý ve eðilim vardýr.Ýnsan olarak var olduðunuz tüm süreboyunca içsellik sizinle bu þekildeçalýþmýþtýr. Ýçsellik belirli þeyleri belirliþekilde yapmak üzere tasarýmlanmýþtýrama artýk bunlarý deðiþtirmenin zamanýgelmiþtir. Burada deðiþim için anahtarrolü sizin bilinciniz oynamaktadýr. Bu herzaman böyle olmuþtur ve her zaman daböyle olacaktýr. Ýçselliðe verilmiþ olantalimatlar dizisinin yeniden programlan-masý için sizin özgür seçim hakkýnýzagerek vardýr. Karmadan vazgeçmenizisteði, size vermiþ olduðum ilk yeni ener-ji talimatýydý ve þimdi baþka bir talimatdaha veriyorum.

Bedeninizde bulunan içselliði derhal veþimdi yeniden programlayýn! Bu yenidenprogramlama özgür bilinç niyetinizlegerçekleþtirilecektir ve hiç de zor bir iþdeðildir. Saf niyeti kullanan bilincinizbeden deðiþiminin kralýdýr. Siz zaten herzaman kimyanýzý deðiþtirebileceðinizi ve

Page 47: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI45

kendinize þifa verebileceðinizi biliyor-dunuz ve burada anahtar rolü içselliðini-zle konuþmak oynamaktadýr. Bundansonrasý biraz daha karmaþýktýr. Birazsonra size eski programýn ne olduðunusöyleyeceðim.

Sizdeki Güç

Olay þu þekilde geliþecektir. Ýçselliði-nizle en iyi dostunuzla konuþtuðunuzþekilde, önünüzde oturmakta olan insanlakonuþacaðýnýz þekilde konuþmalýsýnýz.Sanki en iyi dostunuzla sohbet edecek-miþsiniz gibi düþünün. Böyle bir sohbettebirkaç þeyi sürekli olarak ve üst üstetekrarlar mýydýnýz? Tabii ki hayýr. Bununyerine o arkadaþýnýzýn sizin söyledik-lerinizi dinleyeceðine ve anlayacaðýna vebunun için gerekli zekâya sahip olduðunagüvenirsiniz. Ýþte ayný durum içselliðiniziçin de geçerli olmalýdýr. Ýçselliðiniz sizinakýllý bedeninizdir ve onun sizin ruhsalyaþamý sürdürmeniz için gerekliolduðunu sandýðý þeylerin yenidenprogramlanmasý gerekmektedir. Bununnedeni içselliðinizin sizinle birlikte oenerji iþaret noktasýný geçmemiþolmasýdýr. Bilinciniz bu yeni enerjiyegeçti ama eski orijinal hücresel yapýnýzhenüz oraya gelmedi çünkü yenidenayarlanma otomatik olarak gerçekleþmezsevgili varlýklar.

Yaþlý ruh, anlaman gereken birkaç þeyvar. Ýçselliðinizin sizin geçmiþ yaþam-larýnýzla ilgili her þeyi bilmesi ama sizinbu bilgiye sahip olmamanýz sizce ilginçmi? Etkili bir sistemde bu nasýl olabilirveya durum böyleyse sistem nasýl etkili

olabilir? Daha fazla þey bilmek ister miy-diniz? Eski yaþamlarýnýz sýrasýnda haketmiþ olduðunuz ve bugün yeniden kul-lanabilseniz size yarar saðlayabilecekolan enerjiler hangileridir? Bu konuhakkýnda konuþtuðumuzu hatýrlýyorsunuzsanýrým. Akaþta maden arama iþi, bilincinözgür seçimiyle ve içsellikle konuþmaksuretiyle yapýlýr. Adale testi, bedenlekonuþma, olumlamalar, þifrelerinçözülmesi ve insan beyninin bedenselmantýðýnýn etrafýndan dolaþabilen herhan-gi bir yöntem içselliðinizle yaptýðýnýzçalýþmayý oluþturur. Bu potansiyeli tamolarak gerçekleþtirebilmek için kendigerçekliðinizde farklý düþünmek zorun-dasýnýz. Sizler kendi içinizde deðiþikleryapabilmek için miktar, tekrar ve diðerdoðrusal kavramlar ile çalýþmaya alýþýk-sýnýz ama bu bundan böyle geçerlideðildir artýk.

Þimdi artýk neleri yeniden programla-manýz gerektiði konusunda konuþabilirizve bu içsellikle ilgili en önemli konudur.

Bedenin Yeniden Programlanmasý

Yapýlacak ilk þey karmadanvazgeçmektir. Bunun birinci sýrada yeralan husus olduðunu yeniden vurguluyo-ruz. Sizi bir þeyler yapmak veya olmakiçin zorlamaya devam eden ve sizin kiþi-liðinizdeki Aþil topuðunu (hassas bölge,kýrýlgan alan) oluþturan þey nedir? Oradaolmasýna raðmen sizin bir türlü anlaya-madýðýnýz þey nedir? Bu geçmiþin enerji-sidir ve gelecek için gerekli deðildir.Ondan kurtulun. Ýçsellik sizin onasöylediðinizi yapacaktýr. Eðer içsellik

Page 48: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI46

söylediðinizi ruhsal mantýk açýsýndandoðru olarak görürse sizinle iþbirliðiyapacaktýr çünkü bu celseyi içselliðinizde sizinle birlikte dinlemektedir. Sizinbildiklerinizi bilmektedir ve kendi içsel-liðinizi deðiþtirmek için siz bilincinizintetiði iþlevine sahipsiniz.

Yapýlacak ikinci þey içselliðinizin birin-cil direktifinin deðiþtirilmesidir. Aslýndaanlamsýz olmasýna raðmen içselliðinizinyapmak üzere kurgulandýðý þey nedir?Bunu size þimdi söyleyeceðim ve buþimdiye dek yapýlmýþ en büyük ifþaatlar-dan biri olacaktýr. Sevgili varlýklar, þuanda gezegende ruhsal ilerlemeninmotoru olarak iþlev gören bir sistemgeçerlidir ve bu sistemin adý reenkar-nasyondur. Örneðin, dünyaya gelirsiniz,bir ömür süresinde belirli þeyler öðrenirve sonra ölüp dünyadan ayrýlýrsýnýz.Ardýndan yeniden dünyada enkarne olur-sunuz ve geçmiþ yaþamda kazanmýþ vehak etmiþ olduðunuz bilgelik DNA'nýz veakaþýnýzda yer alýr. Her bir yaþam sizedaha fazla bilgelik kazandýrýr ve bunusonraki yaþamýnýzda kullanýp kullanma-mayý özgür iradenizle seçersiniz ama bubilgelik yeni bir potansiyel olarak sizinlebirlikte dünyaya gelir.

Yaþlý bir ruhta genç bir ruha kýyaslaçok daha fazla ezoterik bilgelik vardýr.Buraya kadar anlayabildiniz mi? Yaþlýruhlar olarak sizler bu yollardan geçtinizve bu iþleri yaptýnýz. Peki, gezegene yenigelmiþ olan (geçmiþ yaþam tecrübesi azolan veya hiç olmayan) insanlar hiçdikkatinizi çekti mi? Onlar hiçbir þeyitam olarak anlayabilecek durumda

deðillerdir. Yaþamýþ olduðunuz her birömür sizde bir bilgelik kütüphanesi oluþ-turur ve sizler yaþlý ruhlar olduðunuzubiliyorsunuz. Þimdi içselliðin bununla neyaptýðýný tahmin edin.

Ýçselliðin Eski Programý

Ýçselliðin öðrenmiþ olduðu ve eski sis-temde gerekli olan þeyin ne olduðunuöðrenmeye hazýr mýsýnýz? Bu ölümdür.Mezun olmak, bilgelik kazanmak ve birsonraki yaþamda daha yüksek ruhsalbilince ulaþmak için kýsa ve üretken biryaþam gereklidir. Böyle bir yaþamdansonra yeniden dünyaya geldiðinizdekazandýðýnýz bilgeliði de birliktegetirirsiniz. Bu öðrenme döngüleri nekadar hýzlý olursa, gezegenin daha yüksektitreþime uyanma potansiyeli de o kadaryüksek olur ve bu ruhsal geliþme olur.Bunun nereye doðru gittiðini görmeyebaþladýnýz mý? Tasarýmý gereði içselliksize kýsa yaþam süreleri vermektedir.Nasýl sistem ama? Buradaki mantýðý gör-meniz çok önemlidir. Eski bilinçte bu"aydýnlanmanýn motoru" iþlevini görü-yordu. Yaþlý ruhlarýn geri dönüþümüanahtar rolünü oynuyordu. Ýnsanlarýntecrübe edinmelerini ve bilgelik kazan-malarýný saðla ve sonra onlarý öldürüpyeniden dünyada enkarne et ve böylecedaha önce kazanýlmýþ olan bilgeliðin kul-lanýlmasýný mümkün kýl.

Eski enerjinin yaþam sýrasýnda öncedenedinilmiþ olan bilgeliðin gezegenin aðlarýtarafýndan gerçekleþtirilmesine (kullanýl-masýna) izin vermediðini akýlda tutmakönemlidir. Bu ancak yeniden dünyada

Page 49: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI47

enkarne olmak suretiyle mümkündü veDNA bu sistemde kapasitesinin ancaküçte birini kullanabiliyordu.

2012 yýlýnda aniden iþaret noktasýnýgeçtiniz (gündönümlerinin devinimtarafýndan ölçüldüðü þekilde) ve eskikehanetlerin neredeyse hepsinde sözüedilmiþ olan bilinçteki o yere ulaþtýnýz.Sevgili varlýklar, ben de bu nedendendolayý buradayým! Ýlk kez olmaküzere bizim 25 yýl önce geldiðimizdemümkün olduðunu gördüðümüz þeyiyapma imkân ve fýrsatýna sahipsiniz.DNA'nýz geliþmeye baþladý.

Hepinizin içselliðe sahip olduðunuzbilgeliði yeni yaþama aktarmak için ölümgeçiþini gerçekleþtirmeye gerekolmadýðýný söylemenizi istiyorum. Þimdiyeni bir süreç vardýr ve bu süreç geçmiþtevar olanlarýn hepsinden farklýdýr. Siz artýkedinmiþ olduðunuz bilgeliði gezegeninaðlarýna aktarma imkânýnýn yanýnda baþ-tan itibaren öðrendiðiniz her þeyi uygula-maya geçirme fýrsatýna da sahipsiniz.Dünyanýn enerjisi birdenbire gerçekzamanda tüm akaþik bilgeliðinize eriþimsaðlayabilmektedir.

Bundan böyle kýsa aralýklarla yenidenenkarne olmanýza gerek yoktur. Bununyerine, DNA'nýz randýmanýný arttýrdýkça,ayný þeyi ölmeye gerek olmadan ve bura-da kalmaya devam ederek yapabilirsiniz.Yüzde 36'ya ulaþtýðýnýzda (numerolojiyiinceleyin) süreç tamamlanmýþ olacaktýr.Bu gerçekleþtiðinde artýk çok uzun süredünyada kalma imkânýna sahip olabile-ceksiniz. Sevgili varlýklar, içsellik bunu

bilmiyor. Ýçsellik binlerce yýldan beri kýsaömür süreleri belirlemek suretiyle geze-genin potansiyel ruhsal geliþimini destek-lemektedir. Ýçselliðin bu yeni durumdanhaberdar edilmesi gerekmektedir ve bunuona söyleyecek olanlar da sizlersiniz.Gezegenin geliþimi için uzun ömür süresianahtar iþlevi görmektedir.

Yeniden doðmak ve tüm o büyümeiþlemlerini en baþtan gerçekleþtirmekzorunda olmazsanýz, bu gezegende dahafazla iþ yapabilecek olmanýz size mantýklýgelmiyor mu sevgili varlýklar? O zamanburada daha uzun kalýn!

Dünyada bulunan pek çok kiþi "Bu çoksaçma. Nasýl doðarsanýz öyle kalýrsýnýz"diyecektir. Ancak, bu eski gelenekseldüþünme þeklidir. Bedeninizdeki hemenhemen her þeyi yeniden programlaya-bilirsiniz. Birçoðunuz neredeyse tümkiþiliðinizi, hattâ insan tabiatýnýzýdeðiþtirmiþ olduðunuzu biliyorsunuz.Bazýlarýnýz bedensel yapýnýzý deðiþtirdi-niz. Þimdi bunu okuyanlar arasýndayaþlanmayý durdurmuþ olanlar var veaslýnda olay da budur, bu söylenenleringerçek olduðunun kanýtý.

Bugün bildiðiniz þekliyle yaþlanmasürecini durdurmanýn anahtarý içselliðinyeniden programlanmasýdýr. Bu sað-duyuya aykýrý olsa bile bedeniniz siziyaþlandýrmak üzere tasarýmlanmýþtýr.Hücresel bedeniniz gençleþmek içintasarýmlanmýþtý ve bu iþi pek o kadar iyibecerememektedir. Bunu anlayabiliyormusunuz? Bunun deðiþtirilmesi içselliðingörevidir ama bunu yapmak için bir

Page 50: 1502Dergi_sevgi dunyası

SEVGÝ DÜNYASI48sinyale gerek duymaktadýr. Bu özgürirade ve serbest seçim hakkýdýr ve bunuyapabilecek olan tek kiþi sizsiniz; herhan-gi bir kolaylaþtýrýcý, medyum veya kanal-lýk yapan medyum deðil.

Ýçselliðinize "Ruhsal geliþim için artýkölmeme gerek yok" deyin. Bunu iste-diðiniz her þekilde yapabilirsiniz. Müspetolumlamalar oluþturmayý öðrenin. Sizeuygun gelen her yoldan bedeninizletemasa geçin. Sizler akýllý bedenleiletiþime geçmeye hazýrsýnýz.

Bu iþin güzelliði þuradadýr: Ýçselliðiherhangi bir konuda ikna etmeye gerekyoktur, çünkü o zaten biliyor. Ýçsellikzaten bu çaðrýyý bekleyip durmaktaydý.Ýçsellik, sizin bilincinizde yapmýþolduðunuz ilerlemeyi gördüðü anda olaybitmiþtir. Bunu duydunuz mu? Ýçselliksizin kim olduðunuzu biliyor. Ne de olsa,o akýllý bedendir ama siz çaðrýyý yapanakadar durumu bilemeyecektir.

Ýçsellik ruhsal geliþimin yeni ve ileriyolunu gördüðü anda iþbirliði yapmayahazýr olacaktýr. Bunun sonucu ise sizinçok daha uzun yaþayacak olmanýzdýr.Bazýlarý bunu istediklerinden pek eminolmadýklarýný söylüyorlar. Eðer bunusöyleyenlerden biriyseniz, yaþ almaklabirlikte saðlýk sorunlarýnýn daha fazlaortaya çýktýðýyla ilgili eski paradigmayabaðlýsýnýz demektir. Oysa böyle olmamecburiyeti yoktur. Bir sonraki aþama dabudur zaten. Yaþlanmayý durdurduðunuz-da saðlýklý kalmayý da seçebilirsiniz.Aslýnda bu hiç de karmaþýk deðildir.Bunun sevgiyle dolu olmasý mümkünolabilir mi? Evet... Peki, bu yeni midir?

Evet... Ayný zamanda iþe yarayacak kadarda akýllýdýr.

Sevgili varlýklar, size þimdiye dekinsanlýða hiç söylememiþ olduðum birözellikten söz ettim. Bunu siz bu gece ilkkez duydunuz. Bu bilgiyi verebilmemiziçin 2012 enerjisini aþmanýz, 2013 yýlýnýgeçip 2014 yýlýna gelmeniz gerekiyordu.Ancak, artýk gerçeði bilmenizin zamanýgeldi. Sizler size öðretilmiþ olandan çokdaha fazla þeyi kontrol ediyorsunuz. Ýþtesiz bu kadar güçlüsünüz. Bunu ilk öncegörecek ve daha sonra da inanacaksýnýz.Sizler gerçekte biricik ve kendinizeözgüsünüz. Onun için hepiniz içselliðiayný güçle uyandýramayacaksýnýz. Çünküher biriniz kendine özgü bir yol üstündeolan bireylersiniz. Sevgili varlýklar, bensizlerin kim olduðunuzu biliyorum.

Gezegenin yaþlý ruhlarý, artýk uyanmazamaný geldi. Yeni bir sürece ve yeni biryaþam þekline uyanýn. Ömür sürenizi ikikatýna çýkarabilir, hattâ daha uzun bileyaþayabilirsiniz. Etrafýnýzda olanlarýgördükçe korkuya kapýlmayýn. Bazýlarýbu söylediklerimin hiçbiri ile hemfikirolmayacaktýr ve bunun sonucu olarak buiþleri baþaramayacaklardýr. Onlar bunuanlayamýyorlar. Zaman içinde eskidenolduðu kadar yaþlanmamayabaþladýðýnýzda, sizlerle onlar arasýndaortaya çýkacak farklar onlarý korkuyasevk edebilecektir. Ama bu ilelebet böyledevam etmeyecektir çünkü ileride bir güninsanlýk, benim bu gece öðrettiklerimingerçek olduðunu anlayacak ve bilecektir.

Ve öyledir. KRYON

Page 51: 1502Dergi_sevgi dunyası

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Haberleþme Adresi: [email protected] içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................2015 yýlý için tek dergi fiyatý: 7.00 TLAbone ücreti: Yurt içi 80 TL

Yurt dýþý 100 TLPosta Çeki No: 10214085 (Sevgi Yayýnlarý) Ýþ Bankasý IBAN:TR77 0006 4000 0011 0180 6837 24

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”

Page 52: 1502Dergi_sevgi dunyası