13
7 ANKARA üNiVERS i TESi iLAHiYAT FAKÜLTESi TÜRK VE SANATLAR! ' -· . " \ YILLIK DERGiSi II 1957 AJANS - TÜRKMATBAASI-ANKARA 9 5 8

YILLIKisamveri.org/pdfdrg/D00148/1957_2/1957_2_YURDAYDINHG.pdf · 2015. 9. 8. · ri olarak kabul elmek lazımdır. Bir taraftan bugün; Viyana'da bulunan 2 bu resimler, di ğer taraftan

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • 7

    ANKARA üNiVERS i TESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

    TÜRK VE İSLAM SANATLAR! TARİHİ ENSTİTÜSÜ

    ' -· . "

    \

    YILLIK ARAŞTIRMALAR DERGiSi

    II

    1957

    AJANS - TÜRKMATBAASI-ANKARA

    ı 9 5 8

  • . BAŞLANGICINDAN XIII. YÜZYIL SONLARINA KA DAR

    MÜSLÜMAN MİNYATÜRÜ

    HÜSEYIN G . YURDAYDlN

    Bilindiği üzere İslam dünyasında ilk minyatürlü yazmalar, XIII. yüzyıla ait bulunmak-tadır. Emeviler devrine (661- 750) ve Abbasllerin ilk zamanlarına (750- 900) ait olarak da, bu devirlerden kalma bazı binala~da muhafaza edilmiş olan duvar resimleri görül-mektedir 1 • Bununla beraber İslam dünyasında .kit:ıplan resimlendirme işinin çok erken devirlerden itibaren başlamış olduğuna şüphesiz nazarı ile bakılabilir. Fatımiler zamanı (969- ll 71) ndan kalma parçalar halindeki bazı resimler, böyle bir görüşü teyid etmek-tedir. Bu bakımdan bu resimleri bugün için, bu konuda, İslam dünyasının en eski eserle-ri olarak kabul elmek lazımdır. Bir taraftan bugün; Viyana'da bulunan 2 bu resimler, di-ğer taraftan XIV. yüzyıl tarihçilerinden · M a k r ı z i' nin, Fatııni halifelerinin minyatürlü yazmaları ihtiva eden bir kütüphanesinden bahsetmesi, bu sırada Mısır'da gelişmiş olan bir minyatür çığırından söz açılmasını mümkün kılınaktadır 3 • Esasen ileride görüleceği üzere, gerek inceliyeceğiıniz eserlerin ınuayyen bir gelişmenin verimi halinde bulunma-ları, gerekse edebi kaynaklann vermekte olduklan bilgiler, XIII. yüzyıldan önce de, İSlam dünyasında kitapların resimlendirilıniş ol:ıbileceği yolundaki düşünceleri haklı göstermektedir 4 •

    Bu araştırmada üzerinde duracağımız XIII. yüzyıla ait minyatürler, umumiyet itiba-riyle Abbası, M ezopotamya veya Bağdat adı verilen bir çığıra atfedilmişlerdir 5 • Diğer taraftan böyle bir görüşü, teyid yolunda hat ve Kur'an tezhibi san'atının B a s r a ve K u f e' de başlamış olduğu hatıri atılarak, Müslüman minyatürlerinin menşeinin de B a ğ-

    1 Suriye'de Emevller zamanından kalma küçük bir çöl kasrı olan Küsayr Amra'daki re-simler hakkında bak. M. S. D i m a n d, A Handboolr of Muhaınmedan Art, p. 21, New Yorlc 1947. Abbasiler zamanına ait muhtelif duvar resimlerinden mesela Saınar-

    . ra'dakiler hakkında bak. H e r z f e 1 d' in Die Malerein Von Samaı-ra (pp. 106.- 7) sından naklen Cr e s w e ll, Early Muslim Architecture, II, pp. 239, 242, 243, Oxford 1940. Niı;abur şehrinde bulunanlar için bak. M. S. D i ın a n d, aynı es., pp. 21 vd. Abbasilerin ilk devirlerine ait duvar res imlerinden bazı örnekler için bak. Iranian and Islamic Art, ed. R. E t t i n g h a u s e n - Eric S c h r o e d e r, Newton, Massachu-setts 1944. Diğer taraftan S a m a r r a'da bulunmuş olan muhtelif eserlerdeki Türk tesiri hakkında bak. Ord. Prof. Dr. Ekrem Ak u r g al, İsliim Sanatmda Türklerin Ro-hi, . A. ü . Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesi Dergisi, II, 4, ss. 527 - 533, Mayıs- Haziran 1944.

    2 Viyana MilU Kütüphanesinin Archiduke Rainer kolleksiyonunda bulunmakta olan bu resimler hakkında bak. M. D i m a n d, Aynı es., p. 24.

    3 derek bu IX ve X. yüzyıllara ai.t olan kağıt parçaları ve gerekse Mısır'da gelişmiş olan resim sanatı ve M ak riz i' nin bu hususta verdiği malümat hakkında daha fazla bilgi için bak. Richard E t t i n g h a u s e n, ~aiııting in the Fatımi PerJod : ~ Reconstruction, Ars Islamica, IX .. Parts: 1, 2. pp. 112- 114, Ann Arbor 1942.

    4 Bu hususta bak. E. B I o c h e t, Musulman Paiııtiııg. Illth - XVIIth Century, Cicely M. B i n y o n terc., p. 23, London 1929.

    5 .Bu konuda daha fazla bilgi için bak. Ivan S t c h o u k i n e, La Peinture Iranienne sous les derniers Abbasides et les İl - Khans, pp. 63 vd. ·Bruges 1936.

  • 182 HÜSEYiN G. YURDA YDIN

    d a t' ta Abbasilerin sarayında aranması fikri, ileri sürülmüştür ". Ancak dikkat edileceği üzere, bu konuda kat'l bilgilerimiz olmamasına rağmen, ilk İslam minyatürlerinin B a ğ. d a t; da yapılmı:5 olabileceğini kabul etsek bile, böyle bir halin, üzerinde du,·:ıcağımız XIII. yüzyıl mjnyatürlerinin mahiyeti hakkında doğru bir fikir vermekten uzak bulunduğu aşikardır. Zira, İslam dünyasın~ ait ilk ınİriyatürlü yazmaların XIII. yüzyıla ait bulunmı;ı.sının, daha önce bu konuda bir şey yapılmamış olduğu manasma gelemiyeceğini işaret etmiştik. Diğer taraftan bu zamandan kalmış olan eserler, B a ğ d a t . ve civarına da inhisar etrnemektedirler. Bu ilk eserlerin mahiyeti hakkında daha do.ğru bir fikir edinebilmek için kısaca, XIII. yüzyılın siyasi_· ye içtimai durumu hakkında bilgi vermek zarureti vardır ..

    Bilindiği üzere İran, Mezbpotamya, Anadolu, XI. yüzyılın ortalarından 1220- 58 yıl

    lan arasındaki Moğol fetihlerine kadar, ilkin bir Selçuklu imparatorluğu, daha sonra da

    muhtelif Selçuklu atabeylerinin idareleri altında olarak tamamiyle Selçuk Türklerinin haki- . miyetine tabi bir durumda idi 7 • Selçuklu İ mparatorları ile Abbasi halifes i arasındaki

    münasebetler ise, daha bu imparatorluğun ku nıcusu olan T u ğ r u I B e y zamanında

    (1040- 1063) tanzim edilerek, halife, tamamiyle ruh1ni bir başkan durumuna indirilmişti 8 •

    Böylece bahis konusu devirler boyunca İslam dünyasının hakiki hakimi Selçuklu Türkleri

    idiler. Selçuklu Türklerinin tamamiyle İran lı !aşmış oldukları iddiası ise, tarihi gerçekiere

    aykırı bulunmaktadır ". Bı! bakımdan Prof. K ü h n el' in isabetli bir şekilde belirttiği üze-

    re bu mihyatürlerin, «S e I ç u k 1 u Ç ı ğ ı r ı» umumi adı altında ele alınmaları daha doğrudur ve bu, onun da dediği gibi, sadece «hakkın bir tesliminden» ibarettir. Gerçi bu

    minyatürlerin içinde bulundukları yazmalar, birbirlerinden uzak mesafelerde bulunan muh-

    telif merkezlerde yapılmışlardır. Ancak kabul etmek lazımdır ki, bu merkezlerin hepsi de,

    Kühnel'in de dediği üzere, S e 1 ç u k 1 u Ü 1 k e s i içinde idiler. Nakkaşların İranlı ve

    Arap oldukları iddiası da pek varid değildir. Böyle bir ihtimali doğru bile kabul

    etsek. unutmamak gerekir ki, bunlar S e 1 ç u k 1 u idareci sınıfının emri ile ve onların

    direktiflerine uygun bir şekilde çalışmak-ta iililer 1". Diğer taraftan bu sıralarda İslam dün-

    yasının muhtelif taraflannda meydana getirilmiş olan bütün eserleri, esas itibariyle İranlı

    a Bak. Ernst K ü h n e ı. . Doğu İslam Meınleketlerincle Minyatür, Çevirenler : Suut Ke-mal Y e t k i n - Melahat ö z g ü, s. 19, Ankara 1952 .

    ., Bu hususta bak. L. B i n y o n - J . V. S. W il k i n s o n - B. G ray, Persian Mi-niature Painting, p. 19, London 1931.

    s Bu hususta bak. Prof. Dr. Mehmet Altay K ö y m e n, Selçuklu Devri Türk Tarihi Araştırmal:.ırı I. Büyük Selçuklu imparatoru M e I i k ş a lı devrine dair bir eser müna-sebetiyle, Belleten, C. XVII. sayı 68. s. 575 , Ekim 1953. Daha fazla bilgi için bak. Ayn. rnüellif, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, s. 50 vd., 91 vGl ., Ankara 1954.

    • Bu konuda olduğu kadar . bu sıralarda Türk dilinin her bakımdan Farsca.dan i1eri bir dururnda bulunduğu, Şeriat ahkamına, Kur'an'a ve Tefsir'e ait Türkçe yazılmış eser-lerin Farscadan fazla bir yekün tuttuğu hakkında bak. Prof. Dr. Mehmet Altay Köy-ın e n, Selçuklu Devri Türk Tarihi Araştırma.Jarı I. Büyük Selçuklu imparatoru M e-l i k ş a h Devrine dair bir eser münasebetiylc, B e I I c t e n, XVII,, sayı 68, s. 599. Ekim 1953.

    ıo Bu hususta bak. E. K ü h n e 1, History of Miniature Painting and Drawing, A Sur-vey of Persian Art, III. 1829 vd. New York 1939. Yerli Sanatkarların Türklerin Ana-doluyu fethinden sonra yeni efendilerin zevk ve tezyini şekillerini benimsemiş ve yaptıklan eserlerde onları kullanmış oldukları hakkında bak. Tadeusz M a n k o w s-k i Influence of Islamic Art in Polaııd, A r s I s I a m i c a, II, part 1, pp. 93 vd. Ann Arbor 1953. . •· ' . · . . .: .• · ;:;

  • 1-

    BAŞLANGICINDAN XIII, YÜZYIL SONLARINA KADAR M. MİNYATÜRÜ 183

    olan' bir medeniyetin mahsulü kabul ederek bunları . İranlılara maleden yazarların görüşlerinin ise, bir takım mesnetsiz, umumi ve indi mütali:lalardan ibaret bulunduğu aşikardır ı'ı_

    Konuya girerken vermek lüzi'ımunu duyduğumuz bu izahatı scr.:ı erelirirken bir n~ktaya daha işareti zaruri görmekteyiz. Bu husus, Gr ün w c d e I ile v o n Le C o q ' un Turfao kazılarına borçlu olduğumuz Manici Uygur Türklerinin . IX. yüzyıla ait olan minyatürleri ile İslam dünyasında yapılmış olanlar arasındaki açık benzerliktir. Bu hal müs-lüman resim s::ınatına tesir etmiş olan hakikt kaynağı gösterecek bir mahiyet arzetrnekte-dir. Bir laraftan Mani dini mensuplarının hususiyle IX. yüzyıİda· Abbas! imparatorluğu hu-dutları içinde yayılmış bulunmaları, diğer taraftan Selçuklu ve hususiyle de Moğolbıın sarayl:ınncla kiltip olarak bu Uygur Türklerini kullanmış bulunmaları, bu hususu lama-miyle teyid e' mekteclir '".

    Bu izahattan sonra artık eserlerin tanılılmasına geçebiliriz :

    XIII. yüzy- b ait minyatürleri ilk önce ic;'ncle bulunclukları yazınalara göre, fe tabi tutmak mümkündür. Bu konuda bizim -tespit cclebilcliğimiz minyatürlü yıl yazmaian ~unlardır :

    I - Ki tabıı 'l- Baıytara adlı eserin 605j l20t} tarihli bir nüshası.

    bir ta,c;pi-XIII. yüz-

    II- D i o s c or i d e s' in MatPT·ia M edica adlı eserinin Kitabu'l- Haşayiş fi't-'Jıb adı ile Arapça'ya tercümesinin (119/ 1222- 23 tarihli nüshası.

    III - H :ı r i r i' nin ,\-/ akamat adlı ese :n·in_ daLı sonra üze rinde dunılacagı Üzere birbirlerinden farklı üsli'ıplarcla minyatürleri · i qi ıı c a~m:ıkta olan muhtf:lif nüshaları :

    1 - Paris Bibl. Nat. inde bulunanlar:

    a) ll80 tarihli nüsha.

    b) 6094 mı. cla kayıtlı 619/1222-23 tarihli nüsha.

    c) 5847 nu. da kayı·tlı 634/ 1237 tarihli nÜ :>ha.

    cl) .':-926 nu. cla kayıtlı tarihsiz fakat XIII. yüzyılıı-i ikinci c;eyreğine atfedilen nüsha.

    2 - Leningracl Asya Müzesi kütüphanesinc~eki tarihsiz nüsha.

    3 - British Museum'da Or. 1200 nu. da kayı tlı 654/ 1256 tarihli nüsha . .

    n Mesela bak L. B i n y o n - J . V. S. W i ı k i n s o n - B. G ray, Persian Minia-ture Painting. p. ı 7. Aynı yazarlar, daha sonra ~ · u karda. işaret edilen görüşlerinin aksine olarak, bugün mevcut minyatürlü Mezopotamya yazmalarının , Se1çukluların Mezopotamyayı yüz seneyi geçen bir zamandan beri idare ettikleri bir devre ait bu-lunmaları dolayısiyle bu eseriere Selçuklu adının verilmesini daha · uygun bulduklan halde tekrar peşin _ hükümlerine döne ıek, Se~.· r;ukluların İranlı hoca.lığı sayesinde bir kültüre sahip olduklarını söylemi§ ve onların beraberlerinde getirmiş oldukları kültürün İranlı olduğu müta1 aasında bulunmuşia rdır. Nedense Selçukluların · İranlı olan modeHeri basit bir şekilde benimsediklerini ifade etmek zamretini duyan ya-zarların, daha sonra Selçukluların sana ~ını . S'lsani: sanatının bir canlanması şeklinde gören. Manici Uygur Türkleri ile Selçuklu Türklerini ayrı ayrı . milletler sanacak ka-dar tarihi gerçeklikten uzak bulunan ye:csiz ve garip sözleri için bak. Aynı es., pp. 19 vd., London 1933.

    12 Bu hususta bir fikir edinrnek üzere rneseM. Batı Türkistan'da büyük bir ihtimalle bir Uy.gur ressam tarafından resimlenditilmiş olan 714/1314 tarihli bir Cami'u't-Tevarih nüshasının İranla olan ilgisinin sadece metnin Farsça yazılmış olmasınchin . ibaret bulunduğu hakkında bak. Ernst D i e z, Sino - Mongolian Templ~ , Paintlng and · i ts infinence ort Persian Illumination, Ars I s 1 ani·i ca, I, . pp. 2, .166. 'Ann Arbor 1934.

  • 184 HÜSEYiN G. YURDAYDIN

    IV - Hintli bir Brahman olan B i d p a y' ın hayvanlarla ilgili masallardan ibaret KeZile ve Dimne adlı eserinin Arapça veya Farsça tercümelerinin muhtelif minyatürlü yaz-malan.

    1 - Paris' te Bibl. Nat. da bulunanlar: . ı

    a) 3465 nu. da kayıtlı Arapça nüsha. 1220 tarihlidir. b) 1230 tarihli Arapça nüsha.

    c) 1150 tarihli Farsça nüsha.

    d) 1280 tarihli Farsça nüsha.

    2 - D e m o t t e' nin sahibi bulunduğu 633/1236 tarihli Farsça bir yazmaya ait 7 yap-rak.

    3 - KeZile ve Dimne'nin .muhtemelen XIII. yüzyılın ilk yarısına ait bir . yazmasından alınmış olup •. şimdi İstanbul'da Topkapı Sarayı Müzesi kütüphanesinde bulunan bir al-bümdeki minyatürler.

    V - C ez e ri' nin eserinin İstanbul'da Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinin III. A h m e d kısmında 3472 nu. da ·kayıtlı nüshası.

    VI Na'tıı'l- Rayavan adlı eserin, British M useuru'da or. 2874 nu. da kayıtlı nüs-has ı.

    VII- a) İ b n B u k ht ya s h u' nun Menafi' ıı ' l- Rayavan adlı eserının New York da Pierpont Morgan kijtüphanesinde bulunan 697 veya 699/ 1297 veya 1299 tarihli nüshası.

    b) Aynı eserin biraz sonraki bir zamana · ait bir nüshasının bazı yaprakları kalmıştır ki, bunlardan bir yaprak bugün New York'taki Metropolitan Sanat M üzesinele bulunmakta-dır.

    VIII - R a z i' nin Müfidıı'l- Has adlı eserinin Meşhed'de İmam Rıza türbesinele bulunan yaklaşık olarak 600/1200 yıllarına ait bir nüshası.

    IX - Viyana'da Staatbibliotl1ek'de bulunan Galen yazması.

    X - Kitab-ı Semek-i Ayyar adlı Farsça eserin Bodleian kütüphanesindeki nüshası.

    XI - al- B i r u n i' nin Asaru'l- Bakiye adlı eserinin 707/1307 - 8 tarihli olup Eclin-burgh Üniversitesinele bulunan nüshası.

    XIII. yüzyıla ait minyatürlerin bulunduğu yazmaları, Bağdat veya M.ezopotamya Çığırı umumi adı allında toplamak mümkün değildir. Daha önce bir vesile ile de belirtildiği üzere, bu devrin eserlerini Selçuklu umumi adı altında toplamak ve Selçuklu imparatorlu-ğuna bağlı birbirlerinden uzak yerlerde yapılmış farklı eserleri ise, Selçuklu devrinde geli-şen mııhtelif çığırların verimleri olarak ele almak yerinde olaca~tı r. Bu esaslara uygun ola-rak biz, bu yazmaları, muhtevi bulundukları minyatürlerin özelliklerine göre, bir tasnife tabi tutacak ve ele alacağımız muhtelif çığırlar ve bunlara ait eserler hakkında bilgi ve-receğiz.

    Tetldk imkanım bulduğumuz malzerneye göre, XIII. yüzyıl yani Selçuklu devri min-yatürlerini şimdilik şu üç çığır altında toplamak mümkündür.

    İran bölgesinde gelişmiş olan minyatür çığırı, Bağdat çığırı, Halep çığırı. Bunlara şüphesiz bu sıralarda Anadolu'da gelişmiş olan minyatür çığırıııı da ilave etmek lazımdır. Fil-.hakika Paris Bibl. N at. nde N a s r e d d i n M· e h m e d tarafından yazılmış ve Ana-dolu Selçukluları hükümdan III. G ı y a s e d d i n K e y h ü s r e v' e ithaf edilmiş As-

  • BAŞLANGICINDAN XIII. YÜZYIL SONLARINA KADAR M. MİNYATÜRÜ J8.S

    toi-olo}iye ait minyatürlü bir yazmanın mevcucliyeti bilinmektedir'". Diğer taraftan yazılı kaynaklardan da hu devirele yetişmiş bazı nakkaŞların isimlerini öğrenmiş bulunuyoruz ~4 • Ancak bugün bu nakkaşlar tarafından yapılmış herhangi bir minyatüıe sahip bulunma-maktayız. Gerek bu vaziyet ve gerekse Paris'te bulunduğunu söylediğimiz yazma hakkında fazla bir bilgimizin olmaması, XIII. yüzyıl ve ona takaddün:ı .eden zamanlarda .Anadoo lu ' da gelişmiş olan minyatür. çığınnı ayrı bir başlık altında ele alarak bu hususta bilgi ver-nieınizi imkansız bir hale getirmiştir. Bununla beraber söylemek lazımdır-ki K ub a d -a b a d' daki Selçuklu saraylarında son zinnanlarda meydana çıkarılmış olan figürlü fresk parçaları, Anadolu Selçuklularının resim sanatı hakkında bir fikir vermektedir 15•

    . ! . . ' . .. . ı .,. ' .. ;

    Bu sebeple şimdi sırasiyle yuka'rıda · adıni yazdığımız çığirlar hakkında bilgi vereceğiz:

    I - İran bölgesitide gelişmiş oian minyatür çığırı:

    XIII. yüzyılda n~eydana . ' getirilmiş olan kitap resinilerini Bağdat · çığı rı umumfadı al-tı~da ele alamıyacağımızı , bunun yerine Se(çııklu adının kullanılınasının, bu devtiri "san'at l1ayatının . umumi karakt~ri~i belirtınesi bıkımından daha uygu~ olacağı~! . ifade et~işti~. Bu düşünce tarzına az çok yakın sayabileceğim!z bazı fikirler ileri sünnüş olan Alman sanat tarihçisi E. K ü h n . e J' e ·göre ~< .•• XII. ve XIII: yüzyılın bilinen' min ya tÖrleri arasında İninlı olanları ayırmak· için . ilkin' riıineli : fayanslar . üzerindeki deseniere 16, sonra eserin FarsÇa yazılmış olınasına , ve nihayet tipil( İninlı brakteri halinde ·· bi~birini takiben gelişmiş olan hususiyetleri gösteren ı~esimlere . bakrriak laznrichr ... » 17 • K ü h n e I' in ilave ettiğine göre, üzerinde durulan bu unsurlardan iki veya daha fazlası, uygun bııu.ı.nduğu takdirde böyle :bii: eseri İ r 'a n ' a atfetmek daha fazla bir iti-matla kabul ·edilebilir. Bu sözlerin isabet derecesi hakkında herhangi bir Şey söylemeden önce ifade etmek yerinde olur ki., K ü h n e I, batılı İslam sanatı tarihçileri arasında ol-dukÇa bitaraf olanlardan biridi~·. Ancak görülmektedir ki, bu konuda onun gÖrüşlerinin de gerçekle bii ilgisi bulunmamaktadır. Bir defa söylemek lazımdır ki, herhangi minyatürlü bir yazmanın Farsça yazılmış bulunması, bu yazmanın içindeki ·minyatürlerin İran· sanatının verimi olduğunu gösteıTiıez. : Diğer taraftan daha sonra görüleceği üzere, İranlı ola-i·ak gös;teriİen m~nyatürler' de, tipik İranh hu~usiyetlei:l taŞıma~1aktadır. Zira Gnun İmnlı tab!ri ile İran SelÇuk eseriibaresini adeta birbirinin müteradifi olarak kull~ndığı anlaşılıyor. Diğer taraftan bu eserlerl.İı hususiyeti olarak söylenmiş olan sözler ise, tamamiyle Seıç'uklu resim sanatının bir tasvirinden ibarettir. Esasen üzerinde durduğumuz' devrin

    13 Bu hususta bak. F . R. M a r t i. n, The Miniature Painting aml Painters of Persia; India and Turkey .from the 8th to the 18th Century, I. p. 8, London ı912 .

    14 Bu nakkaşların kimler o~duğu hakkında mesela bak. Prof. Suut Kemal Y e t k i n, 15 Bu hususta bak. ve kar§ıla, Zeki O r a I

    İsHi.m Sanatı Tarihi, s. 158, Ankara ı954 . , Kubad - iibiid Nasıl Bulundu? İ I ii h i y a t Fa k ü It e s i D ergi s i, II (1953),sayı 2-:3, s. ın- ı79, resim ı9 . 20, 21; Grace Dunham G u e s t, Notes on the Miniatuı·es on a thil'teenth- century lıealı:er, Ars Is-Iamica, X, p. ı - 2, ·pp. ı48- 152, fig. ı - 13, Ann Arbor ı943.

    16 Prof. T h o m a s W. · A r n o 1 d, Hey'in mineli çömlekleri ile Selçuklu devrine ait minyatürleri yapanların esas itibariyle hıristiyanlar olduğunu iddia eder. Bak. Pain-ting in Islam, p. 60, Oxford ı928. Hiç bir müsbet delile istinad etmiyen bu faraziye-nin kabui edilemiyeceği hakkında bak. Ernst K ü h n e 1, History of Miııiatuı·e Paiııting and Drawing, A. Survey of Peı·sian Art, ed. A. tJ. Pope, III, p. ıs3ı , not ı. Xlii. yüzyıl'a ait çömlek dekorasyonu ile bu zamana ait kitap resimlerinin birbirine ben-zerliği hakkında bak. Grace Dunham G u e s t, Notes on the miıı iatures on a thir-teenth - centuı·y bealı:er, A r s I s I a m i c a, X, ı, 2, p . ı5ı, Ann Arbor ı943.

    17 Bu hususta bak. Ernst K ü h n e I, History of Miniature Painting and Drawing, A Survey of Persian Art, III, p. ı830. K ü h n e l' den naklen aynı bilgi için bak. Prof. Suut Kemal Y e t k i n, İslam Sanatı Tarihi, s. 157. Ankara ı954.

  • 186 HÜSEYiN G. YURDAYDIN

    umumi karakteri nazarı itibara alınırsa, böyle bir halin de tabii karşılanması lazımdır. Çünkü bu sıralarda siyasi bir varlık olarak ortada bir İran bulunmadığı gibi, Selçukluların kültür bakımından İranlılaşmış oldukları iddiaları ise, mesnetsiz, umumi mütalalardan iba-ret buhınmaktadır. Bu devirden kalma İran bölgesine ait minyatürlerde Selçuklu karak-teri, Selçuklu imparatorluğunun diğer bölgelerindeki eserlerde'n cok .daha bariz bir şekil-' . de kendini göstermektedir. 'Bu bakımdan herhangi bir yanlış anlayışa meydan vermemek üzere, bu eserlere, oldukça müphem olan lrunlı Selçuk eserleri yerine, «iran bölgesinde yapılmış olan Selçıık:ııı eserleri» demek daha . doğru olur. Gerçekten bu eserlerin hususi-yetleri olarak K ü h n e 1 tarafından ifade -:ı clilmiş olan arabesklerle süslü cok renkli cl-biseler, bukleli saçlar, ve tae~ benzeyen başlıklar, İranlılıkla ilgisi bulunma~an Türk sa-natı hususiyetleridir.

    Şimdi de bu minyatürlerin içinde bulundukları yazmalar hakkında bilgi verecC:~iz.

    1 - Kitab-ı Sernd-i Ayyar : Oxford'da Bodlei::ın kütüphanesinde bulunan bu yazma-daki minyatürler, K ü h ne 1 tarafından İr::ın bölgesinde yapılmış olan Selçuklu eserleri için tipik bir örnek olarak ele alınmıştır 1 8 • Halbuki İngiliz sanat tarihçilerinden Douglas B a r r e t t, bu minyatürlerdeki bariz Moğol hususiyetlerine bakarak onları .. XIV. yüzyılın ilk yarısına atfetmektedir 19• Bununla beraber bu yazmadaki Selçuklu hususiyetlerinin de gözden kaçmamakta olduğunu söylemek lazımdır. Ancak çok mümkündür ki, bu minyı:rtürler Selçuklu çığırından Moğol çığırma geçildiği bir sırada yapılmışlarclır; bir intikal dev-rinin verimleri olarak ele alınmaları mümkündür. Nitekim biraz sonra verilecek olan tefer-ruat da bizim bu sözlerimizi teyid edecek mahiyettedir.

    Gerçekten üzerinde durduğumuz bu yazınada bulunan minyatürler, gerek D i o s -c o r i d e s ve gerekse H a r i r i' nin eserlerindeki minyatürlere benzememektedirler. Diğer taraftan adı geçen bu .iki yazma eserdeki minyaÜirler, doğrudan doğruya sahife üzerinde herhangi bir «fon» olmaksızın yapılmı;ı olduklan halde, Kı:tab-ı Semek-i Ayyar'ın minyatürleri, kım1ızı bir zemin ile metinden ·ı- ecricl edilmişlerdir. Ancak bu renkli zemin kullanma işi, K ü h n e 1' in söylediği gibi esc:)rin İran sanatının bir verimi olduğunu gös-termemekte, sadece Türk sanatının bir hususiyeyetinden ibaret bulunmaktadır. Esasen K ü h n e l' in daha sonra bu konuda verdiği izahat, bizi teyid etmektedir. Diğer taraftan onun verdiği şu «ihtimalli» bilgilerin ise, pek ·tabii olarak ayrıca tahkiki gerekmektedir. Ona göre, Farsça metin bir İranlı hattat tarafından yazılmıştır. Minyatürler de bir İraniı tarafından yapılmış olmalıdır. Bu hususların maalesef tahkiki mümkün değildir. Bununla beraber bunları doğru bile kabul etsek, yerli sanatkarların yeni efendilerin sanat zevk ve anlayışlarını nasıl kısa bir zamanda benimsemiş ve ona göre eserler yapmış olduklarını söylemek daha önce de belirttiğimiz üzere, boş bir iddiadan ibaret değildir. Diğer ta-raftan bu konuda halli gereken önemli bir mesele de, sözlerimizin başında da ifade ettiğimiz üzere, bu yazmanın zamanının tesbiti işidir. Kostümlerde görülen Selçuklu unsurhırına bakarak, yazmayı erken bir tarihe atfetın ek mümkün olduğu gibi, bulut ı:;ekli , ve diğer bazı teferruatı hesaba katarak da. nakkaşm Moğol sanatının hususiyetlerini de bilmekte olduğunu söyliyebiliriz. Bu bakımdan bu yazmanın minyatürlerini XIII. yüzyılın ikinci ya-rısı veyahut da XIV. yüzyılın ilk yıllarına atfetmek mümkündür.

    2 - Ga:len yazması :

    Bu yazma, Viyana Staatbibliothek'inin 1462 Nu. sında kayıtlıdır. Takriben 1250 yıllarına aittir 20 • Bu yazmanın minyatürleri de, kırmızı renkli bir zemin üzerine yapılmışlar-

    ıs Bak. History of Miniature Painting and Drawing, Aynı yer, III, p. 1831. u Bak. Persian Pıi.iniing of the Fourtecnth ·century, pp. 3, 12, London 1952. 2o Bu-hususta bak. F. _R. M art i n, The Miııiature Painting and Painters of Persia,

    Indi,a and Turkey from the 8th to the 18th Century, I,, p. 9, London 1912.

  • BAŞLANGICINDAN XIII. YÜZYIL SONLARINA _ KADAR M. MİNYATÜRÜ 187

    dır. Çok dekoratif bir şekilde işlenmiş olan minyatürlerin bir çok teferruatı , mineli fa-yanslardaki resimlerin üslubunu hatırlatınaktaclır. Manzara ve figürler, dekoratif bir tarz-da yapılmışlardır. Üzerinde durduğumuz ilk yazmadakile rden çok daha erken zamanlara ait olan bu ıninyatürler, K ü h n ~ I' e ,göre, Mezopotaınyalı ve İranlı unsurların bir karışımını ihtiva etmektedirler. Bütün figürler, hattil uçan kuşlar bile, halelere sahib bulun-maktadır. Bu da. sanatkarın asıl ilgisinin dekoratif olduğunu göstenn~ktedir. Diğer taraf-tan bu yazma hakkınchiki sözlerimizi sona erelirirken ş u hususun da belirtilmesi lazımdır : Bu yazmayı K. H o 1 t e r incelemiş ve K ü h n e 1' iıı görüşünün aksine olarak, bunmi merkezi Musul olan bir çığırın verimi bulunduğunu ileri sürmüştür. Biz ne yazmanın ken-disini. ne de K. H o I t e r' in araştırmasını görmediğimiz için, bu konuda fazla bir şey söylememeyi tercih ediyor, bunu sadece işaret etmekle yeliniyoruz "1 •

    3 - R a z i ' nin Miifidu'l- Has adlı eserinin yaklaşık olarak 600/ 1200 yıllarına ait bir nüshası:

    Bu yazma, M e ş h e d' de İmam Rıza türbesinde bulunmaktadır. İçinde bulunan minyatürler, işare t edilen tarihten de anlaşılacağı üzere, İran bölgesinde gelişmiş olan Sel-çuklu çığınnın erken bir devrine ait bulunmaktadırlar. Bununla beraber bu ininyatürlerin hiç birisinde renkli zemin görülmemektedir_. Uslup ve dekoratif işieniş bakımlanndan tipik Bağdat rninyal ~irlerinden ayrılmaktadı~lar. Bize öyle görünüyor ki. . bu konuda kafi bir hükme varabilmek için yazmanın görülmesi şarttır. Esasen K ü h n e l' in bu minyatürle-rin İran bölgesine atfını kafi bir dille ileri sürmeınesi "", bizim bu düşüncemizi haklı gös-termektedir.

    4 - V arka r·e Giilşalı adlı mesnevl'nin XIII. yüzyıla ait bir nüshası :

    Bu yazma İstanbul'da Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinin Hazine kısmında 841 Nu. da kayıtlıdır. 70 varak olup hemen her va rakta bir minyatür olmak üzere 71 ıninyatürü muhtevidir. XI. yüzyılda yaşamış A y yu k i adlı bir şaire atfedilen eserin.. Gazneli Ma h ın u d'a ithaf edildiği sanılmaktadır "" . Ancak adı geçen nüshanın, gerek yazısı ve gerekse ımıhtevi bulunduğu ıninyatürlerin uslılp hususiyetleri bakımından XIII. yüzyıla ait olduğu anlaşılmaktadır. Filhakika gerek bu yazınanın minyatürlerinde bulunan tipler Ye gerekse XIII. yüzyılda İran bölgesinde yapılmış olan minyatürler ile bu zamana ait çömlek dekorasyonunun tipleri ve .sanat üslup!an arasında b:ı.riz bir benzerlik vardır. Bundan başka gene bu bölgede yapılmış bazı mniyatürlerde de görüldüğü üzere, insan re-simlerinin başlarmda bulunan haleler dikkati çekmektedir "'. ·

    5 - Paris'te Bibl. Nat. de bulunan bir KeZile ve Dimne nüshası :

    21 Bu hususta bak. E r n s t K ü h n e ı, aynı es., aynı yer, III, pp. ı830 - ı83ı, not 1. K. H o ı t e r'in Die Galen Handschrift und die Makamen des · H a -ı i r i der Wiener Hofbibliothek adını taşıyan araştırması için bak. Jahrbuch de_r Kunsthistorischen Saımmlungen in Wien, A. F. XI, 193ı, pp. ı- 48.

    ~2 Bak. Ernst K ü h n e ı, Aynı es., aynı yer, III, p . ı831.

    2a Bu hususta bak. Ahmet A t e ş, Farsça Eski bir Varka ve Gülşah Mesnevisi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, V, s. 4ı, istanbul ı954.

    21 Bu hususta bir fikir edinmek üzere bak. ve karşıla : Ahmet A t e ş,, Farsca Eski bir Varka ve Gülşah Mesnevisi, isi. Üniv. Ed. Fak. Türk Dili Edebiyatı Dergisj, V, ss. 33- 56, resim 3- ı4; Grace nunham G u e s t, Notes on the miniatures on a thir-teenth century beaker, A r s I s I a m i c il, X, pt ı- 2, pp. ı48- 252. Fi.g. ı- ı3; Richard E t t i n g h a u s e n, Importaııt pieces of Persian Pottery hı London Col-lections, A r s I s I am i ca, II, pt: ı. pp. 45- 64, Fig. · ı, 2.

  • 1

    188 Htl"SEYİN G. YURDAYDIN . · .. •

    Farsça olan bu nüshanın XIII. yüzyıla ait olması ihtimali vardır. Hakkında fazla bir şey bilmediğimiz bu yazmadan . burı:i.da bahsedişimizin sebebi, minyatürlerin bir çoğunuh kırmızı bir zemin üzerine yapılmış olmasıdır 25 •

    6 -:- KeZile ve Dimnl'1'nin 633/ 1236 tarihli diğer minyatÜrlü bir yazmasından kal-nuş olan . yapraklar : '

    D e m o t te' nin sahibi bulunduğu ye di sahifenin hepsinde de renkli zeminler üzerine yapılmış minyatürler vardır. Ancak b,unların hepsinin zemini kırmızı değildir. İçlerinde .sarı ve hatta .. m::ı\r,i- zeminli olanlar ch vardır .. Bu arada etrafında Hintli tipin-de elbiseleri olan saray. · adainiarı ile bir sul tanı gösteren bir minyatür vardır. Bunun Hintli bazı örneklere istinaden yapılmış olması mümkündür. Diğer taraftan bu yaprak-lardaki h~yv~m resimlerinin daha ehotik oldukları görülmektedir 26 •

    7- Aynı eserin Paris' te Bi bl. N at. ele Li79 / 12"80 tarihli diğer bir Farsça yazması bulun-maktadır. Fakat bu yazmadaki resimlerin daha sonraları ilave edilmiş oldu f.tu anlaşılmaktadır 2 7 •

    8 - Burada K~lile ve Dimne'nin diğer bir yazmasından alınmış olup, şimdi Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde bulunan meşhur bir albümdeki realist hayv~ui saHrt~I~ rinden ele bahsetmek lazımdır. Bu resimler muhtemelen XIII. yüzyılın ilk yarısına ait-tirler. Zira bunlar üzerinde herhangi bir şekilele Moğol tesiri izleri görm12k mümkün de-ğildir. Daha fazla natüralist bir karakter gösteren bu rrıinyatürlerin de renkli zeminleri bulunmaktadır" ".

    XIII. yüzyılın ikinci yarısında minyatür sanatı, yeni bir geçiş safhasına, S elç u k 1 U ç ı ğ ı r ı ndan M.o ğ o l fetihlerinin empoze ettiği yeni bir çığıra doğru yönelmiye başlamıştır. Bu arada bir ksım sanatkarlar, Uzak ~ Doğu usullerinin üstünlüğünü kabul etmi-yerek ~ski an'aneyi muhafaza etmek istemişle r, fakat tecrid edilmiş bir vaziyet·te kalmışlardır. Biıgün bu geçiş devrinin hususiyetlerini aksettiren minyatürlü bir yazmaya malik bu-li.ınmaktayız . İ b n B n k h t y a s h u' nun M enafi' ıı ' l - H (ma:yan adlı eserinin çok zen-gin bir şekilde resimlenclirilmiş bir nüshası olan bn yazma, 697 v~ya 699/1297 veya 1299 tarihli olup~ Meraga'da S u 1 t an G a z a n H a n için meydana getirilmiştir. Şimdi Ne~ıv Y ~rk' da Pierpont Morgan kütüphanesinele bulunmaktaclır2 \', Bu zamanda bulunan min-yatürleri üç gruba ayırmak mümkündür. Aşikardır ki, her gruba ait resimler, ayrı nakkaşlat tarafından yapılmı Şlardır. Mutad çalılar ve bazı figürlü motiflerle büyük hayvan sah-ne.lerhıi iÇine alan birinci grubun resimlerinde Uzak- Doğu tesirine ait herhangi bir iz görülmez 3 0 • İkinci gruba giren minyatürlerde, gerek bulut şekillerinde ve gerekse manzara-yı teşkil eden bazı unsurlarda .Moğol tesiri görülmektedir3 '. Üçüncü gruba giren minyatür-ler ise t::ımamiyle bazı çinli pr~totipleri hatırlatmaktadır. Aynı esei·in, biraz sonraki bir zama-

    25

    28

    27

    28

    29

    ; so

    31

    Bak. Ernst · K ü h n e ı, aynı es. ayııı ;ver, ın; p. 1831. . Bak, Ernst K ü h n e · ı, Ayııı es., ayııı yer, li!, p. 1831; B i n y o n - W i ı k i n -s o n - G r a y, . İ'ersian Miniature Pa,iiıtiıip-, P,. 4L nu. ],6, ı ev ha XI. London 1933; G. M a r t e u - H. V e v e r, Miniatures ·Pe.rsanes, Levha III, Paris 1931. Bak. E. B ı o c h e t, Musulman Paint'ing, xlıtlı - XVIIth Century, Ciceıy M . B i n -y ci ri ' ferc ., Levha XI, London 1929. Aynı· zamanda bak. Armaneg Bey S a k '·i -s i a n, La Mhıiature 'Persane du Xlle au: XVIIe siecle, Paris 1929. Bak. Ernst K ü h n e ı, History of Miniatıue Painting and Drawing, A Survey of Persian Art. III, p. 1832. Bu hususta bak. Ernst · K ü h n e ı, Ay m es.; ayııı yer; Aynı zamanda bak. F. M a r -t i n, The Miniature· Painting and Painl,ers of Persia, India and Turkey fronı: .the 8tlı to t-he 18th century, p. 9, London .1912. Bak. A Survey· of Persian ·Art, V, Levha 819 A, 820 A; Bak. A Survey of Persi.an Art. V, Leyha 819Br 320 B . .

  • BAŞLANGICINDAN XIII. YÜZYIL SONLARINA. KADAR M. MİNYATÜRÜ 189

    na ait diğer bir nüshasının bazı yaprakları kalmıştır 1ıi, bun1ardan bir inanzara içinde iki akbabayı gösteren bir yaprak. NewYoı:k'daki Metropolitan · Sanat Müzesindedir. Diğer );apraklar ise, ·muhtelif husus! kolleksiyonlara dağılmış bulunmaktadı r. Bu minyatürlerde bulutlar, bitkiler, Çin menşeli şakayık çiçekleri -vardi.r. - Bunlar ' ımm;s rer;ıklerle fakat P. Morgan kütüphanesindekilere nispetle daha cesurane bir tarzda yapılmışlardır. Bu hu.~us da, minyatürlerin biraz sonraki bii devre ait olduklannı gösterme1.-tedir 32 •

    Bu bahsi bitirirken şu ilaveyi yapmak faydalı olacaktır. · Uzak- Doğu tesiri, manzara anlayışı ve tersiminde kendisini aşikar bir şekilde bugün Edinburgh Üniversitesi kütüpha-nesinde bulunan a I - B i r u n i' nin Asaru'l - Bakiye adlı eserinin 707 /lS07- 8 tJ.rİhli bir yazmr.:;:;-:d:;ı bulunan minyatürlerde gösterir. Bu yazınada bulunanfigürlü kompozisyonlar-da T~:dan - resimlerinde görülen Orta-Asyalı unsurlar ile Selçuklu an' anesi birleşmiş gibi-dir. Ihı bağ ila, Moğol hükümdarlarının sarayla"nnda kullanmış olduklan Uygur kiltipler :va-sıtasL ile temin edilmiştir.

    II - Halep Bölgesine ai.t Eserler ·:

    H a r i r i' nin Makamat adlı eserinin XIII. yüzyıla ait minyatürlü beş nüshası vardır. Bunlardan üç tanesi Paris'te Bibl. Nat. da bulunmaktadır. Ancak söylemeklazımdır ki, bu kütüphaneele bulunan bu üç yazmanın minyatürleri arasnida gerek üslup husu~iyeti ve ge-rekse resim repertuvarı . bakunın dan.' farklar vardır. Öyle görünmektedir ki, bu üç minya-t~rlü yazma, o sırada üç ayrı sanat merkezinin varlığını ortaya koyacak bir hususiyet ta-şımaktadır. Böylece bu üç yazma arasındaki farkların, muhtelif sanat kaynaklanndan bes-lenmelde olan üç çağdaş minyatiir çığırı arasındaki ayrılıklardan. ibaret bulunduğunu söy-lemek mümkündür. Halbuki bilindiği üzere, şimdiye kadar Moğollardan önceki devirden kalan eserlerin hepsi de muhtelif defalar söylediğimiz üzere, Bağdat çığırı adı altında in-. . . . celenmekte idiler. Bu çığır~n başlıca hususiyeh olarak da bu minyatürlerin, kısmen helenis-lik ve kısmen de doğulu unsurların bir halitası olduğu fikri ileri sürülüyordu. Halbuki bu üç Paris yazması göstermektedir ki, bu yazmalardaki minyatürlerin menşelerinin ayrı ay-rı araştırılması gerekmektedir. · Diğer bıraftan bu yazinalardan kütüphanede 6094 .nu. da kayıtlı olanı ile gene aynı kütüphanede 3465 nu. da kayıtlı Kelile ve Dimrııe yazmasının minyatürleri arasında açık bir yakınlık. bulunduğu görülmektedir. İşte bu iki yazmanın, H a 1 e p veya _ civarında meydana getirilmiş .olduğu ve böylece de bu bölgede gelişmiş olan bir minyatür çığırının verimi olduklan anlaşılmal-tadır. Gerçekte~ gerek bu 6094 nu: lı Makc:mat yazmasının ve gerekse adı geçen K~lile ve Dimme nüsliasının minyatÜrlerinde umumiyetle Bağdat Çığırına atfedilmekte olan hususiyetler bulunmaktadır. Bunlarda hıristiyan sanatı izleri, diğer ya~malara nisbetle daha fazladır. Ancak söylemek laziiiıdır ki, bu açık hıristiyan sanatı hususiyetleri, orijinal şekillerini . kaybetrrıişlerdit.

    Gerçekten bu iki yazmanın resimleri, ayni iislup hususivetlerini göstermekte •. her iki-sinde -de kompozisyon ve tipierin birbirine çok yakın bulundukları. anlaşılmaktadır. ~rçi . - - . ~- ~ KeZile ve Dimne yazmasında hayvan resimleri daha çok ahip, figürlü resimler, onlara nis-petle .· daha azdır. Bu resimlerden anlaşıldığına' göre;·' Biza~s, - -örnekleri, . her Iki _yazrnada öa ayriı tarzda işlenmiŞlerdir. Diğer taraftan .bıyiklı ve sakallı yüz tiplerinin de aynı oldu-ğu · görül~ektedir. Bunlara ililve olarak her iki yazmanın minyatürlerinde ·görülen inimari tarzın:u~ da, birbirlerine bEmzemekte ·olduğunu söyiemek lazımdır. Her iki yairnanılı min-yatürle~i de, çok ince sütunlardan meydana gelen yanyana ödal~ri : ihtlvıİ ehrı~kt~; , ba~~larında - ufki :bir t_ayan, . bazılannda da hafif bir "kemer yer . airrıış bulunmaktadır. Ancak he-mei1 iş'aret edelim ki, KeZile ve Dimrııe yazmasındaki binalar, _Makam;at· yazm.asın~akilerin

    a2- Bu -hususta bak. M. S. D i ma n d, . A ·iiandbook of Muhammedan Art, p. ··29; New -York 1947.- . ~ .. )

  • ll

    190 HÜSEYİN G. YURDAYDIN

    aksine olarak simetrik değildirler. Bu ufak farka rağmen, her iki yazınada da binaların ufki tavanlarını kaplamakta olan tezyinat, tamamiyle birbirinin aynı bulunmaktadır. İşte bütün bu husnsiyetleri ile bu iki yazma numaralan verilmiş olan diğer iki Paris Har ir i'-sinden ve XIII. yüzyılın ilk yansmda Bağdat'da gelişmiş olan çığıra ait minyatürlerden ay-rılmaktadırlar. Bu iki yaz!fada Hıristiyan sanatı izleri daha çok belli bir durumdadırlar.

    Diğer taraftan minyatürlerdeki oriental modellerin, · Hıristiyan sanatkarlarının yapma-lan icabeden bir tarzda tasvirin umumi karakterine uydurulmuş olması, bilhassa dikkati çekmektedir. Halbuki Bağdat ve civarına ait minyatürler, esas itibariyle İsLami bir karakter taşımaktadırlar aa •

    . ' Diğer taraftan Hugo 1;3 1.ı. c h t h a l' ın bu i~i yazmanırı Suriye ve Küçük Asya'daki mahalli Selçuklu prenslerinden birisinin sa ra yına ait olabileceği yolundaki iddiasma ise, hak vermek lazımd~r. Zira gerek bu ·iki yazma daki minyatllrler ve gerekse .K u b a· d a b a d çinilerine ait resimlerdeki tipler arasmda ba riz bir benzerlik olduğu görülmektedir a4 ~

    III - Ba.ğdat ve civarında gelişmiş olan minyatü~ Çı~ifi : ·

    Bl.ı .·. b~~İ~lciaİı ' da : hiıl~şihı~·ağı · üzere, biz 13~ğ~d!;t · çıgır; · _ ad'itiı "bi.itün · xnı. yi.izyıl min-;;~,ürleiin~ teşmil ' ~tın ek yerİ~e, daha hp su~{ bit' mai1ıld~: kullanmış btıiüriı,ıyoruz'. Bii: ' çı~ g!fı.· .. xiıı>·yuzyıl s~iÇuklu. de~~i ~serieintiiı biı: '-böliiniii ·(jiiihık ele ~lıyoruz. İ3Ü çiğira a:it ya~m:ala'fcla j)l~,i~~~ .. ~iı;iyattirierin, :bişiıca hı.~sı.i;iyeti: · bir .. tci:iafta~ · . teaüst bit karakF~r t~Şırri.ai~~i~r;cÜğ~~\arafti~ ' da . biuÜarcb. '1Yı=ıı dereced~ ; te!i:yirii ' bir arll~yış~ : yer. veriİıiiiŞ . olP'iasi-dir. : B~nd~m b~:Şka , bü riı'inyatÜrle.i 1~~~- hangi bir · zen"iin ' küllhnılm~ksızın cioğrı.İda# ·. doğ~ rM.Y-1! ; ·_şahif"~ji:z:~i~ı;ıe y_apılfiıışl~r~ıf. . . ŞÜphe~iz B al cl a ~- ·:;i 'ci~a~ında ·ya_p~FnıŞ _ olan nÜ~ya: tu i-l€~-; bu ·ııususiyetle;ıi, He İrıü1 bölgesinde yf].pllnüş çihi1 rrıinyatürlei:d~n · ayr.ı.lmaktadır~ lar.jiiTıdfJr~~oiajik: bii ~iri Üe bu liöigeci~' Y~ijıli1iış ·:~ lüı~ bu · .. ç;ğırrn · "v~tiii.1leı~i ka\>l:ıı ~dhen .. '~i~yatÜri~ yazrri~~~rm ,beiıi -~-~şlılannı ; 1~t1ıtkcak • ve bunl~rın minyatürleri 'hak~ ~ıı;ıda l>i1gi y~i-eceğiz. . ~' · '

    ·... . .. · : : : , · ·_; ·· .. .. -. . .. · 1 - C e z e r i' riin Kita.bWI~ Hiyl{l'inin 602/ 1206. tarillii bir tıüshası :.

    .. . Bi.ı risaıe~!İı · yaiılmas~na 5f7/ıı8i .. _ 82 . yılla~ında Artuk prensi Nur ed diri Mehmet K a r a·· A r· s. ı · a n 'ın ~ıriii . ile başlanmış, 602/1206 yılında oğlu· ' Melik Şah Nasreddin i 1 a h' 1m u d zamanmda h~nüz bititilmernişti. Bu eserin muhteli{ kütüphaneletde dağınık bir . şekil d(:) bir çok yazma nüshalan mevcut olup, bunlar hakkında bazı araştinnalar da yapılmıştir. ' 5

    Burada üzerinde duracağımız 602/1206 tarihli nüsha, İstanbulda Topkapı . . Sarayı Müzesi Kütüpha

  • BAŞLANGICINDAN XIII. YÜZYIL . SONLARINA. KADAR M. MİNYATÜRÜ 191

    şılmaktadır. Bu nüsha, 179 varak olup; 176 n1inyatürü ihtiva etmektedir. Yazma esas iti-b;;ıriyle hicholik makinalara ait resimleri. muhlevi buh.ınmakla b eraber . insan ve ' hayvan figürleri . de yer almaktadır. Ancak söylemek lazımdır b . desenierin . clekoratif · karekteri, derhal göze .çarpı:ı1aktadır. Diğer taraftan insaıi figürle r'inin oldukça basit bir tarzda ya-pılrinş olduklannı da belirtmek lazıindır. Çehrelerin karşıcbn yapılmış olmasına ttmkabil ayakların profilden yapılmış olduklan görülmektedir. Daha ziyade kırmızı , eflatun, açık mavi ve yeşil gibi renkler kullanılmıştır.

    2 - Kit;ıbii' l- Baytma:

    . Bağdat'da 605/ 1209 yılında Ali b. Hasan al- Hibetullah tarafından yazılmış olan püshaqa 39 rninyatür bulunmaktadır. Eser, . Ahmecl ,b. H :a s a. n b. "al• A h n e f 'in teli· ficlir. Yazına Kalüreele Mısır kütüphanesinde bul'un~ı.ıaktaclır. Adı geçen 39 minyatürclen ancak .iki tanesi yayınlanmış bulunmaktadır. 36 · Bu minyatürler Selçuklul~r devrinde Bağdat ve civarında meydana getirilmiş olan e~erlerin . özelliklerini taşımaktadırlar. 37

    Renkler umumiyetle donuktur. Daha fazla kullanılan , renkler de kahve rengiye çalan kırmızı , gümüş!, mavi, kurşun!, çilek pembesi, mor ·.Ye zeytin yeşilidir. Bütün . bunlara hafif bir şekilele altın tozu serpiştirilmiştiı:. Resimlerin belli başlı konusu, bazan tek ba-şına, bazan da süvarileri ile birlikte atlardır. Desenler . oldukça serbestdir, ancak mesela koşuroların tabii renklerinin sanatkara kafi gelmediği, sanatkarın bunu kendi zevkinin mahsulü olan renklerle tamamladığı görülür. Vücut, kuyruk ve yele için, kurşun! mavi, aşı boyası ve mor kullanılmıştır. Minyatürler, bir ikisi istisna edilecek olursa, hemGn ekseriyetle yandan gösterilmiş lerdir. Bu minyalürlerde atlar, muhtelif halleriyle görül-mekteclirler. Onları .çayırlarda otlarken. yavnı Luını emzirirken, hasta iken, yürürken, tırıs ·giderken, kapaklamrken, süvarilerini clüşürürken görmek mümkündür. Bu · yazınada bulunan insan resimleri de dikkate değer özellikler arzetmektedirler. Yıldızlı bir hale ile çevrilmiş olan baş, omuzlar üzerine beceriksiz bir şekilde, adeta oraya gömülürcesine oturtulmuştui. Siluetin aşırı derecede uzadıgı veya kısaldığı görülmeki:edir. İnsan ana-tomisinde görülen bu değişiklikler, bu sıralarda, sanatın tek bir prensibe 'tamamiyle tabi olmadığını , az çok bir istikHHi muhafaza etti ğini gösterir. Diğer taraftan , ' elbiselerin kıvrımlan, zamanın zevkine göre stilize edilmiş tii·. 'Elbiseler, daha ziyade hareli kumaşa ben-zemektedirler. Ancak at ve insanlarm içinde bulunduğu · dekori.ın, mümkün olduğu ka-dar basite irca edilmiş olduğu görülmekte, rerikll bir zemin ise, bulunmamaktadır. Ha-rap vaziyette olan İesimler, daha sonraları , kaba bir şekilde boyanıriışlardır . . Yukarda üzerinde du rulan hususiyetler! ile bu yazmada· bulunari minyatürler, H a r i r i'rıin Ma~ lwınafmın Paris Bibl. Nat. ındaki Schefer nushası ile Leningrad'da . Asya Müzesi Ku-lüphaıiesinde bulunan nüshasının minyatürleriıie benzemektedirler. 3 8

    3 - Kitabu'l- Haşayış fi't- Tıb'ın 1222- 23 tarihli nüshası :

    . ,D i .o s c o r i d e s' in Materia M edica adlı eserinin Kitabtı'l- Haşayış fi't- Tıb . fidı ile Arapçaya yapılmış olan tercümesine ait bugün Avrupa ve Amerika'nın . muhtelif kü-lüphanelerine dağılmış bulunan 30 kadar minyatür . vardır. Muhtelif eserlerde yııijlnlanmış bulunan 3 9 bu minyatürler ile bundan önce üzerinde durduğumuz baytarlığa

    36 )3u iki minyatür için bak. Ivan S t c h o u k i n e, Les Manuscrits illustres mnsul-mans de la Bibliotheque du Caire, Ga.ıette. de .. Beaux Arts, XIII (1935), p. 138. · · Yukarıda verilen malümat için aynı zamanda b'ak. Ahmad T a y m u r P a s h a, Painting, Sculpture and the reproduction of Iiving f~gures among Arabs, ed. Zaky M. H a s a n, s. 361, not 157,, al - Kahire .194;2.

    3 7 Bak. Ahmed T a y m u r P a s h a, aynİ es., s. 36,' not 157. ss :Şak. Ivan S t c h o u k i n e, La Peinture lranienne, pp. 65 vd., Bruges 1936. ., aiı · Bu · eserlerin hangileri olduğu hakkında bak. İvan St c h o u k i n e, La Peinture

    Iranienne sous Ies demiers Abbasides

  • 192 : . · . HÜSEYİN .G. YURPAYDIN

    a"it eserin minyatürleri arasında uslup bakımından bir yakınlık görülür. Bahis konusu yazma,. 619/1222- 23 tarihlidir. Minyatürleri de, Abdullah b. F a z l isimli bir nakkaşa aJ{edilmektedir. ~ o İHtç hazırlayan hekimleri, ameliyat yapan cerrahiarı gösteren bu re-simlerde tabiat manzaralarina bir veya iki itibari ağaçla işaret edilmiştir. Müşahedenin yanında ,elbiselerin ve kumaşlarm işlenişindeki süsleyici l~arakter göze çarpmakta-

    \

    4 - Hariri' nin Makannat'ının Paris'te Bibl. N at. de 5847 Nu. da kayıtlı olan nüs-hası (S c h e f e r nüshası):

    '. Bu, · XIII. yüzyıl" miny~türlü yazmalarının en önemlisidir. 634/1237 yılında Yahya b. M a h m u d b. Y a h y a b. Abu'l- Hasan al - V a s ı t i tarafından yazılmışhr. Yaz-ı'nam~ mhıyatürleri de, aynı şahıs tarafından yapılmış olup; bunlar, 99 tanedir. Bu re-shnler gerçek hayattan alınmış birer t~blo vaziyetindedirler. Konuların işieniş tarzı da, bir iistad karşısında, bulunduğumuzu derhal his~ettirmektedir. Diğer taraftan V asıtlı Y ah-ya b. M ·ah :ıİı. u d'un, zamanı cemiyetinin çok ince bir müşahidi olduğu anlaşılmaktadİr. O devi~deki Araplan tarlada çalışırken. çölde deve sırtında giderken, dükkanda alış \•e;i{ ederken gösteren bu resimler, gerçek hayattan alımhiş birer tablo gibidirler. Yüz-ler, ; son derece · if adeli dir. Ancak bu resimlerdeki realist karaktere rağmen, tezyini bir k~ygı\ da ~ö'ze : çaipm~ktadır. Fakat İslam resr~i, geliştikçe, dış ve iç müşahededen uzakla-şkcak, ' bir re~ıl~ ve. - çi~gi ahengi halini alacaktı_r~ 4 " . . . .. . ' '

    · · ;Böylece esas itibariyle iki bölürriü ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan araştıırnamız~n ikinci kısminı da. sona erdirmiş bulunuyoruz. Daha önce de işaret · edildiği üzere afaştırm~mızın ilk kısminda İslam resminin inenşeleri hakkındaki muhtelif görüşler üze-riiıde durulmuş~ '43 bu görüşler bitaraf bir şekilele ortay::ı konularak, bunların kıyınet de-receleı:i; · belirtilmeye çalışılmıştır. Bu arada bu muhtelif görüşlerin sahipleri tarafından İs.lam . resmi. .üzerindeki Türk sanatı tesirlerine hiç temas edilmemiş olduğu hususu önemle belirtilmiş, bahis konusu görüşlerde ileri sürülen fikirlerin Türk sanatı ile olan il-gilerine işaret e~1ilıniştir. Araştırm:}IBızın bu defa yayınlanmış bulunan ikinci kısmında ise, XIIt yüzyıla : ait olan Müslüman minyatürleri hakkında bilgi verilmiştir. Bu minyatürlec rin' ilk rüüslüıtıan : · minyatürleri olmadıkları, bir tekamülün mahsulü bulundukları, İslam dünyasının birbirinden uzak muhtelif bölgelerinde gelişmiş muhtelif sanat çığıdarının ,-erimi bulurimalarına rağmen hepsinin de esas itibariyle S e I ç u k 1 u yani T ü r k h u s u s i y e t I e r i n i . t a ş ı d ı k I a r ı açık bir şekilde ifade edilmiş, ·bahis konusu devirler boyunca İslam dünyasının fiili hakimlerinin Selçuklu · Türkleri olduklan ve her

    · türlü sanat faaliyetinin bunların emir, direktif ve himayeleri ile gelişmiş bulunduğu ha-tırlatılarak bu halin tabii karşılanması gerektiği fikri ileri sürülmüştür.

    · 4D ,·, Şimdiye k adar yapılagelmekte olan bu attın ' ~erinde olmadığı hikkıİida bak. M. S. D i m a n d, A Handbook of Muhamımedan Art, p: 25,, 2nc:ı ed., New York 1947.

    tl -~ Bri hususta bak. Prof. Suut Kemal · Y e t k i n, İslam Sanatı Tarlhi, s. 158, Ankara '1954. Aynı zamanda bak. Eustache De L o r e y, La Peinture Musİılmaııe. L'Ecole de Bagdad, Gazette des Beaux - Arts, IX (1933), p . 8.

    4 2 B~k. Prof. Suut Kemal! Y e t k i n, İslam Sanatı Tarihi, ss. 158 vd., Ankara i'954. · Aynİ' zamanda bak. Eust.ache De L o r e y, La Painture Musulmaııe, L'Ecole de Bag-

    '; ' ' . (Jid; Gaz~tte d~ Beaux ~ Arts, IX (1933), p.· 8 vd; · F. ,~R. M a r t i n, The M~iıiature ~ ' · \ Paintiiıg aiıd - Painters of Persia, India and ' Turkey from the Sth to the 18th cen-

    tury, I, p . ı vd. London 1912; Ivari S t ' c h q, u k i n' e, L~ Peinture Iranienne sı;ıus les. pemiers Ab b asides ·et Ies İl - Khans, p. 71, Bruges 1936. · · · ··

    • _, ~ : . · • ' .J - '. • ., . .- o • . ' • •

    ., "-~tf:: , ,_l3,a~., ,H.,: G. :Y - u. ~ et a: y; 9- , ı n, Islam R:e~minil1)\~enşeleri; ilahiyat Fakültesi Deı;g,isi. III, sayı 3 - 4 . ( ,1954) ~ . .s~. ~ı -:. 55. · , · . . ·