140

 · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 2:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 3:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 4:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

Hiç kuşkusuz, Ülkemizin siyasal tarihi açısından çok ciddi bir kırılma noktası olabilecek bir süreçten geçiyoruz. Bu süreci yaratan olay bitmiş olsa bile, etkileri uzun bir süre daha devam edeceğe benziyor. Şimdi tabii ki olumsuz etkiler çok önemli ve çok dikkate alınması gereken bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz gibi bizim temennimiz, bu kırılma noktasının yarattığı birlik ortamının sanayimiz ve ekonomimiz açısından bir sıçrama noktasına dönüşmesidir. Siyasal yapının reorganizasyonuna paralel olarak, ekonomik yapıda da ciddi atılımların -yapısal reformların- gerçekleşmesi neden mümkün olmasın ki?

Elbette bu amaçla atılması gereken adımlar elbet mutabakatla atılmalı. Akademi, sanayi, siyaset, sanat dünyası, kutuplaşmış ideolojilerden arınıp, ortak kalkınma planı belirleyip bu plan dahilinde daha iyi, müreffeh bir gelecek için çalışmanın yolunu aramalı. Bugünden yarına, birbirine karşıt görünen görüşlerin, farklı yaşam anlayışlarının, hatta farklı inançların ortak paydalar alanlarında buluşup uzlaşmaları, birlikte aynı yönde hareket etmeleri, ‘Geleceğin Türkiyesi’ için çalışmaya odaklanmaları neden gerçek olmasın ki?

Örnek mi verelim! Hemen önümüzde, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yakaladığı üretim atağıyla kısa sürede toparlanan ve dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri olan Almanya örneği var. Aynı Almanya, son yıllarda devlet politikası olarak da yeni bir endüstri devriminin temellerini attı, üzerine eklemeye devam ediyor; Endüstri 4.0 perspektifi, artık Dünya çapındaki üretime yön veriyor. 1960 sonrasında Samsung, LG, Hyundai, Kia gibi markalar yaratan Güney Kore, bir başka örnek değil mi?! Tabii ki, bu yöndeki örnekleri çoğaltabiliriz de…

Demek istediğimiz, artık daha fazla vakit kaybetmeden, neredeyse üzerimize sinen endişelerden, kuşkulardan ve ataletten silkinip bilimin, teknolojinin, sanatın ve üretimin dilini konuşmaya başlamamız gerekiyor. Mesela, bu sayımızda dosya konusu olarak değindiğimiz akıllı binalar, teknolojinin artık sadece endüstriyel alanda değil evimizin bile her köşesine sinmiş durumda olduğunu gösteriyor mu?

Yukarda Endüstri 4.0 dedik ya. İşte Dünya’nın bu kadar dillendirdiği ve üretime geçtiği bir alanda bizim de söz sahibi olma şansımız çok yüksek bizce. Yani, Endüstri 4.0 (d)evriminde treni kesinlikle kaçırmamalıyız. Başta ENOSAD olmak üzere, tüm paydaşlar ortak akıl birliğini geliştirmeliyiz. Bu konudaki gelişmelerde buluşmak üzere…

Sevgilerimle Turan Türkmen

EK SEN Ya y›n c› l›k Fu ar c› l›k Ta n› t›m Hiz. Ltd. fiti. Ad› na im ti yaz sa hi bi ve So rum lu Ya z› ‹fl le ri Mü dü rüTu ran Türk men tu ran@ek senltd.comGe nel Ya yın Yö net me ni: Prof. Dr. Ya€ mur De niz han de niz han@bo un.edu.trRek lam ve Halk la İlişki ler Md.: Bir sen Sal man bir sen@ek senltd.comYa yın Ku ru lu:Prof. Dr. Ab dül ka dir Er den / At› l›m Üni ver si te si Mekatronik Müh.Böl.Bşk.Prof. Dr. Me tin Gö ka flan / ‹TÜ. Kon trol Müh. Böl. Bflk.Prof. Dr. Ga lip Can se ver / Y.T.Ü. Elek trik Elek tro nik Müh. Fak. Dek.Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@ek sen med yag rup.comYa yın Da nış man la rı:Prof. Dr. Ali nur Bü yü kak soy / Geb ze ‹le ri Tek. Ens. Rek.Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm BaşkanıProf. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl.Prof. Dr. Er sin Tu lu nay / OD TÜProf. Dr. Gök sel De mi rer / OD TÜ Çev re Mü hen dis li €iProf. Dr. Gü ven Ön bil gin / 19 Ma y›s Üni ver si te siProf. Dr. Mü bec cel De mi rek ler / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl.Prof. Dr. Mu am mer Er mifl / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl.Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üni ver si te siProf. Dr. Sa vafl Ay berk / Ko cae li Ü. Çev re Müh. Böl. Bflk.Prof. Dr. Tun cel Öz den / TÜ B‹ TAK Enst. Ana liz Lab. Böl. Bflk.Prof. Dr. U€ur Çel tek li gil / Sa kar ya Üni ver si te si Prof. Dr. Se ta Bo gos yan / ‹TÜ. Kon trol Müh. Böl.Prof. Dr. Yu suf Tan / Bo €a zi çi Ü. Me di cal En gi nee ringProf. Dr. Ke mal Leb le bi ci o€ lu / OD TÜ Elk. Elek tro nik Müh. Böl.Doç. Dr. ‹. Hak k› Çav dar / Ka ra de niz Tek nik Ü.Doç. Dr. Yu suf A. Us ka ner / Öz çe lik A.fi.Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl.Yrd. Doç. Dr. Si bel Ulu da€ De mi rer / Çan ka ya Ü. End. Müh. Böl.Sevtap İnan / Sie mens M. Halil Başaran / Rock well Oto mas yonLevent Fadıloğlu / Schnei derCen giz Me riç / Hi paflEmin Ol cay / Ak bil A.fi.Çağrı Hekimoğlu / EsitGök tu€ Gür / Schnei derH. Cen giz Ce lep / En tek OtomasyonHa san Bas ri Ka ya k› ran / EMF Motor‹b ra him Er kan Ye nel / Norm Ener ji‹s ma il Obut / Hid ro ser Mahmut Bertan / We id mül lerNi ya zi Sa r› ma den / Me delOral Av c› / Pio makÖz kal Gü ner / Schnei der Elec tricSe dat Sa mi Öme ro€ lu / E3TamGökhan Yücel / Phoe nix Con tactfiah nur Aga ik / GSDOsman Kutan / ABBTa lat Av c› / P› nar Müh.T. Ha kan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk.Tun cay Soy dafl / Fes toYa vuz Ço pur / PilzSırrı Kardeş / Kardeş ElektrikTolga Bizel / Mitsubishi ElectricHakan Aydın / Mitsubishi ElectricDr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik Tunç Atıl / HKTM

Tek nik Edi tör: Emeç Erçelik editor@ek sen med yag rup.comEdi tör: Alper Öz editor@ek sen med yag rup.com Taluy Denizhan info@ek sen med yag rup.com

Gra fik Ta sa rım: Ülgen Güneş ulgen@ek sen med yag rup.com Şükran Pala sukran@ek sen med yag rup.com Esra Satır esra@ek sen med yag rup.com

Reklam Koordinatörü:Ca hi de Av flar De mir ca hi de.av sar@ek sen med yag rup.comReklam Satış : Taha Aydın taha@@ek sen med yag rup.comHalkla İlişkilerve Tanıtım: Onur Narinoğlu onur@ek sen med yag rup.comAbo ne ve Ma li İşler: Şerife Yılmaz finans@ek sen ltd.comUluslararası İlişkiler:Serdal Doğan info@ek sen med yag rup.com

Tem sil ci lik le ri miz: Ne jat Cofl kun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹N G‹L TE RE in [email protected] Gülden Ela Yalçın Tel: 00 49 7234 69 33 Münih - AL MAN YA in [email protected] ‹z mir Tem sil ci li €i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30Mer kez: EK SEN Ya y›n c› l›k Fu ar c› l›k Ta n› t›m Hiz. Ltd. fiti. Mefl ru ti yet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440 Be yo€ lu-‹s tan bul / TÜRKİYETel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24www.endustriotomasyon.comE-ma il: in fo@ek sen med yag rup.com www.ek sen med yag rup.comBas kı: Doğa Basım Yıl lık abo ne lik: 120.- TL. Yıl lık yurt dışı abo ne lik: 100 Eu roEn düs tri ve Oto mas yon Yay g›n sü re li bir ya y›n d›r, Ay da bir ya y›n la n›rDer gi miz de yer alan ilan la r›n so rum lu lu €u ilan ve ren le re, ma ka le ler de ki fi kir ler ve yo rum lar ya zar la r› na ait tir.Tüm hak la r› Ek sen Ya y›n c› l›k’a ait olup, izin siz kul la n› la maz ve ya y›n la na maz.

Ek sen Ya y›n c› l›k; ba s›n ve ya y›n c› l›k il ke le ri ne uy ma y› ta ah hüt eder.

editör

ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ ÜYESİDİR.ENDÜSTRİYEL OTOMASYONSANAYİCİLERİ DERNEĞİ

Page 5:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 6:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 7:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 8:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

■ Unidrive M değişken hızlı sürücüler güvenilirlik sorunlarını ortadan kaldırıyor ve hız üretimini %300 artırıyorEMERSON

■ Akıllı bir ev nasıl güvenli olur ve güvenliği arttırmak için üretici, elektrikçi ve sistem entegratörü ne yapabilir? ABB

■ NSK AIP+ Katma Değer Programını başlatıyor NSK MOTION & CONTROL

■ Microsoft ofisleri ABB’nin KNX bileşenleriyle donatıldı ABB

■ Kentpar Otomotiv, IFS ile daha da büyüyecekIFS

■ Tamir Hakkı Mücadelesi

■ Bina uygulamalarında yıldırım ve aşırı gerilim korumasıpILz

ÜRÜN ve UYGULAMALAR

TEKNOLOJİDE YENİLİKLER

52

10

20DOSYA

■ Bina Otomasyonunda Yeni Çağ: Akıllı Binalar

■ Bina Otomasyonunda Otomatik Kontrol

Sistemleri

■ Bina Otomasyonunun Can Damarı: Bina

Otomasyon Sistemi (Bos)

■ Bina Otomasyonunda Son Halka:

Yeşil Bina

Page 9:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

106HABERLER

■ Trans Adriyatik Boru Hattı için kompresör seti

■ Parker, “PPP HPT Team Engagement” Fuar Programını Hayata Geçirdi

■ Automechanika 2016 heyecanı başlıyor

■ TÜPRAŞ, Dizel Üretimini Artırmak için Honeywell’in UOP Unicracking™ Teknolojisini Kullanıyor

■ ‘Endüstri 4.0’ kol gücünün beyin gücüne dönüşümünü sağlayacak

■ Schneider Electric, SKD için enerji yönetimi standartlarını anlattı

■ SAVIORWeintek Paneller ile Akıllı Binalar

■ BECKHOFFYeni CX81xx Gömülü PC serisiKüçük kontrolörler için daha fazla işlem gücü

■ ABB Doğru Yumuşak Yolverici Seçimi Nasıl Yapılır?

■ PARKERPnömatik silindir seçiminde işletme ortamı, güvenilirlik ve çalışma süresi açısından çok önem taşımaktadır

■ YOKOGAWAYokogawa Exaquantum™ R3.02 PIMS :Üretim tesislerinde gelişmiş ağ ve veri analizi Fonksiyonları

■ pILzPilz’in PSENopt Advanced Serisi ile Emniyetli ve Esnek Üretim İmkanı

81ÜRÜNLER

Page 10:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 11:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 12:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYON

10

TEKN

OLO

JİD

E YE

NİL

İKLE

R

Page 13:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYON

11

TEKN

OLO

JİD

E YE

NİL

İKLE

R

Page 14:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

TEKN

OLO

JİD

E YE

NİL

İKLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

12

Page 15:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Page 16:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 17:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 18:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYON

16

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

MAKALE / SIEMENS

Siemens, “Binanızı daha yaşanabilir kılın” sloganıyla, ticari binaların bir yandan ekonomik operasyon imkanı sunarken diğer yandan da nasıl konforlu olabileceğini gösteriyor. Bunun en son örneği Desigo CC bina yönetimi platformunun yeni versiyonu. Gelişmiş arayüzleri ve haberleşme protokolleriyle Desigo CC daha da çok sayıda disip-lini entegre edip merkezi şekilde yönetebiliyor ve böylece bina tek-nolojileri eskisinden çok daha şeffaf ve verimli hale geliyor. Ayrıca,

eklenen yeni uygulamalar ve fonksiyonlar Desigo CC’nin daha da farklı alanlarda kullanılmasını sağlıyor ve bina sistemlerinin operas-yonunu sadeleştiriyor.

Ek disiplinlerin entegre edilmesiDesigo CC’nin yeni versiyonu, ek disiplinleri entegre etmeyi müm-kün kılan yeni arayüzleri ve haberleşme protokollerini destekliyor.

Desigo CC bina yönetimi platformunun yeni versiyonu şeffaflığı ve verimliliği artırıyor

Page 19:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

17

MAKALE / SIEMENS

Isıtma, havalandırma ve iklimlendirmeye (HVAC), bina otomas-yonuna, hırsız ihbar sistemi ve kartlı geçiş sistemlerine ek olarak, Desigo CC artık Sentron 3VA kalıplanmış devre kesici gibi enerji dağıtım ekipmanı koruyucuları bina teknolojisine entegre edebili-yor. Devre kesici, durum mesajlarını ve ölçülmüş verileri doğrudan Desigo CC’ye iletiyor ve böylece kullanıcılar bina içerisindeki farklı yüklerin mevcut enerji talebini görebiliyor, sıra dışı değişikliklere daha hızlı yanıt verebiliyor.

Bir diğer yeni özellik de üretim bölümüyle veri alışverişi yapmayı sağlayan Simatic S7 endüstriyel otomasyon sistemi arayüzü. Bu arayüz, ısı üreten makinelerin çevresindeki havalandırmanın talebe göre kontrol edilebilmesini sağlıyor. Siemens Desigo CC Yeni Ürün Yöneticisi Christian Schreibweis şunları ifade ediyor: “Yeni arayüz-ler ve işlevler, müşterilerin binalarındaki tüm verileri dijitalleştirme-lerine ve böylece binalarının merkezi şekilde kontrol edilmesine yardımcı oluyor. Bu da enerji-verimli ve güvenli bina operasyonunu mümkün kılıyor.”

Sezgisel operasyon

Sistem fonksiyonları bakımından, Desigo CC’nin yeni versiyonu, iyileştirilmiş kullanım kolaylığı sunuyor. Hızlı ve sezgisel işletim amacıyla, yaygın kullanılan işletim sistemlerine benzer bir navi-gasyon sağlanıyor. Mobil kullanıcılar, Desigo CC’ye akıllı telefon ve tablet uygulamalarından erişebiliyor ve örneğin ısıtma sistemi arızalandığında mesaj ve alarm yoluyla uyarılıyor.

IT güvenliği

Desigo CC’nin yeni versiyonu, gelişmiş bilgi teknolojileri güvenliği de sunuyor. Tüm istemciler ve sunucular şifreli iletişim kullanıyor, Verisign ve Symantec tarafından oluşturulmuş güvenli merkezi sertifikaları destekliyor. Platform, arındırılmış alana (özel olarak ko-runan bağımsız bir ağ) entegre edilebiliyor ve yaygın kullanımdaki tüm güvenlik duvarlarıyla çalışıyor. Görev ve sorumluluğa dayalı olarak her bir kullanıcı için tanımlanan erişim haklarıyla, Desigo CC bir binadaki tüm veriler için maksimum güvenlik sunuyor.

Page 20:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 21:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 22:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

20

Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin 23-24 Ma-yıs 2013 tarihli etkinliği “Akıllı Binalar, Yeşil Binalar Kongre ve Sergisi” ismini taşıyor. Kongrenin ‘Sunuş’ metninden aktaralım: “Günümüz yaşam ve çalışma ko-şullarını etkileyen teknolojik gelişimler sonucu ihtiyaç duyduğumuz her türlü gereksinimi sağlayan yapılar Akıllı Binalar olarak adlandırılmaktadırlar. Akıllı binalar için tek bir tanım bulmak oldukça zordur. Bazı özel-liklerini sıralayarak açıklamak daha akılcı olmaktadır. Örneğin, akıllı bir binanın birçok teknolojiyi bir arada kullanıyor olması gerekmektedir. Aslında binalar halen kullanılan birçok ileri teknolojiye

sahiptirler, burada önemli unsur, teknolojilerin bir-likte çalışabilirliğinin sağlanmasıdır. Bu kongrede bir binayı, akıllı bir binaya dönüştüren sistemler birinci grup konu olarak ele alınmıştır. Akıllı binalar oluştu-rup, kullanıcıların yaşam kalitesini arttıran özelliklerle donatılan binalar tasarlarken, bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak adına almamız gereken tedbirlerin sorumluluğunu taşımamız gerekmektedir. Yeşil Binalar; bu anlamda, enerji kullanımını azaltan, yeni ve enerji kaynaklarına yönelen, doğaya en az mü-dahaleyi amaçlayan yöntemleri ilke edinmiş sistemler ile kongremizin ikinci başlığını oluşturmaktadır…”

BİNA OTOMASYONUNDA YENİ ÇAĞ:

AKILLI BİNALAR

Page 23:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

21

Bizim bu metinden çıkardığımız mesajlara gelelim:1) Akıllı Bina’lar, kullanıcıların yaşam kalitesini arttıran özelliklerle donatılan binalardır.2) Akıllı Bina’nın bir sonraki aşaması, enerji kullanımı-nı azaltan, yeni ve enerji kaynaklarına yönelen, doğaya en az müdahaleyi amaçlayan yöntemleri ilke edinmiş sistemlere sahip Yeşil Bina’lardır.

Kongrede “Akıllı Binalar” konu başlığı altında sıralanan alt başlıklar şöyle:*İklimlendirme*Havalandırma Sistemleri *Yangın algılama Sistemleri *Alarm sistemleri *Güvenlik sistemleri *Aydınlatma Sistemleri *Asansörler*Kartlı geçiş sistemleri

Kongrede “Yeşil Binalar” konu başlığı altında sıralanan alt başlıklar ise şöyle:*Dönüşebilen ve Geri Kazanılabilen Malzemeler *Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Kullanımları*Gün Işığından Yararlanan Sistemler *Isıtma, Soğutma, Havalandırma ve Aydınlatma Sis-temleri *Gri Su ve Katı Atık Yönetimi Sistemleri *Bina Kabuğu Yalıtımları ve Enerji Performans Sistem-leri

Şimdi de Mimar Sinan Üniversitesi Araştırma Görev-lisi Özlem Eşsiz’in, “Akıllı Bina Kavramı ve Uygulama Örnekleri” başlıklı yazısından aktarıyoruz: “Geleceğin binaları yaşanan ve gelişimi giderek hızlanan tekno-lojiye uygun olmak zorundadır. Binalardaki gelişmeler önce yükselme şekilde ortaya çıkmıştır. Yükselme ça-baları sürerken, gelişen teknoloji önce yapıma-yapım sistemine, sonra da binayı oluşturan bileşenlere ve kullanıma yönelmiştir. Bilgisayarlarda ve iletişim sis-temlerindeki gelişmeler alabildiğine hızlanmıştır. Bu durumda bina tasarımlarında güncel gereksinmelerin yanında geleceğe yönelik olasılıklar da hesaba katıl-malıdır. Bu doğrultuda değerli alanlardan en iyi şekilde

yararlanmakla kalmayıp, çalışanların bilgi dosyalarına her an kolayca ulaşmalarının sağlanması düşünülmek-tedir. Bu düşünce ile büyük büro sistemlerinde hızla bu yola gidildiği gözlenmektedir. Gelişen teknoloji ve artan gereksinmeler geleneksel bina yapım ve düzenle-rinin aşılmasını zorunlu kılmakta, ‘akıllı bina’ olgusunu öne çıkarmaktadır. Yaşanan ve giderek hızlanan bilgi ve iletişim çağı akıllı bina yapımını kolaylaştırmıştır. Öyle ki yakın gelecekte, eski binalarda da akıllıya yö-nelme doğrultusunda bir değişimin başlaması kaçınıl-maz görünmektedir.

Son zamanlarda bina kalitesinin sağlanmasında ülke-mizde de bu yönde çabalar göze çarpmaktadır. Bina-ların ve alt sistemlerin tasarlanması, kullanıcılara ve kalite gereksinimlerine uyacak şekilde değişecektir. Bu doğrultuda bilgisayarlarda ve iletişim teknolojisin-de daha da büyük gelişmeler beklenmektedir. Bunun sonucunda otomasyon her alanda olduğu gibi binada da ağırlık kazanacak, böylece akıllı binaların oluştu-rulması kolaylaşacaktır. Değişen işlevsel gelişmelerin yanı sıra bina içi konforunda da kalitenin büyük ölçüde artacağını öngörmek mümkündür. Geliştirilmiş meka-nik, elektrik ve elektronik sistem tasarımları, binada daha verimli çözümler, daha çok yararlılık/kalite elde edilmesini sağlayacaktır.

Sonuç olarak, şimdi binaların içinde yer alan aktivi-telerin verimliliğine ve bina ortamının kendi kalitesi-nin arttırılmasına verilen önemle birlikte yeni bir çağa girilmektedir. Bu çağda seçeneklere ve kaliteye daha fazla önem verilecektir. Bu çağ mikro işlem/tele haber-leşme/ bina otomasyonu çağıdır. Bu dönem elektronik/bilgisayar/bilgi çağıdır. Bu, daha kaliteli malzemelerin ve gelişmiş tasarımların dönemidir. Bu yeni çağ ‘yük-sek kalite beklentilerinin’ dönemi olarak da nitelendi-rilebilir.”

Bu noktada, Aygün Atasoy’un Kasım 2009 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’ne verdiği “Akıllı Bina Teknolojisinin Yapısal Özellikler Açısından İncelenmesi” isimli Yüksek Lisans Tezi’ne bakıyoruz.

Page 24:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

22

Şöyle diyor Aygün Atasoy, tezin ‘Giriş’inde: “İnsanoğ-lunun korunma ve konfor ihtiyacından doğan ‘yapı’ başta teknoloji, sosyoloji ve çevre olmak üzere birçok etken ile şekillenmektedir. Yapının yaratıcısı ve tasarı-mındaki ilk etken olan insan, öncelikle fiziki ihtiyaçları-nı gidermeyi, sonra yapının kullanış rahatlığını, uygun bir yaşam alanı veya iyi bir çalışma ortamı olmasını gözetmektedir.Yadsınamaz bir etken olan çevre; tüm canlıların ve varlıkların, uyum ve döngüsel bir alışveriş içinde ya-şadıkları, başta fiziki özellikleri bakımından insanı ko-şullara uygun tasarımlar yapmaya itmektedir. Ancak insanın doğal kaynakları aşırı tüketmesi, fosil yakıtları kullanarak zehirli gazların salınımına ve dolayısıyla kü-resel ısınmaya sebep olması ve benzeri müdahaleleri sonucunda giderek kirlenen çevre, insanı bu konuda önlemler almaya yönlendirmekte ve tasarımlarında doğaya uyumlu olmasını gerektirmektedir. Bu se-

beple binaların; çevreye duyarlı, enerji verimli, doğal kaynaklardan faydalanan ve sürdürülebilir olmaları önem kazanmaktadır.

Diğer önemli bir etken olan teknoloji, binaların tasarı-mında, iç ve dış yapı malzemelerinde, bina sistemle-rinde kendini göstermektedir. Teknolojik gelişmelerin hızlanması, özellikle bilgisayar teknolojilerinde hızlı bir ilerlemenin olması sayesinde akıllı binalarda iletişim teknolojileri, enerji yönetimi, ısıtma, soğutma, iklim-lendirme, güvenlik sistemleri, yangın güvenlik sistem-leri, asansör sistemleri v.b otomatik kontrol sistemle-ri, bina otomasyon sistemleri gibi çok çeşitli sistemler kullanılmakta ve bu sistemler birbirleriyle bağlantı içinde çalışmaktadırlar.Yukarıda sıraladığımız bu ana etkenlerin doğrultusun-da gelişen yapı tasarımı “akıllı bina” kavramını ortaya çıkarmaktadır. Akıllı binayı şu şekilde tanımlayabiliriz:

Page 25:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

23

Akıllı bina, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, içinde teknolojik alt sistemleri barındıran, yapımında akıllı malzemeler kullanılan, sahip olduğu aktif ve pasif sistemlerle; enerjiyi verimli ve etkin kullanan, konfor ve sistem işletimi en yüksek düzeyde olan, bugünün ve yarının kullanıcılarının fiziksel ve psikolojik gerek-sinmelerine cevap verebilecek, esnek kullanım özellik-lerine ve çözümlerine sahip, ekolojik açıdan duyarlı, sürdürülebilir yapıdır…”

Aygün Atasoy’un “Akıllı Bina Teknolojisinin Yapısal Özellikler Açısından İncelenmesi” tezine göre, “Dünya-da, Endüstri Devriminden günümüze kadar yapılan sa-yısız teknolojik gelişmeler beraberinde doğal kaynak-ların hızlı bir şekilde tüketilmesini getirmiştir. Bu iki etkene, 7 milyara yaklaşan dünya nüfusu da eklenince dünyamızın önemli bir tehlike altında bulunduğu görü-lür. Ortaya çıkan kirlilik, artan çöplük alanları, zehirli atıklar, küresel ısınma, ozon tabakasının zarar görme-si, doğal kaynakların giderek azalması gibi problemler bir an önce önlem alınmasını ve geleceğe atılacak her adımda dikkatli olunmasını gerektirmektedir. Bu konu-da önemli bir rol de, kaynakların tükenmesinde ve eko-lojik dengenin bozulmasında büyük bir payı olan yapı sektörüne düşmektedir. Bu yüzden yapıların tasarımın-da insanların beklentileri kadar çevreye duyarlılığın da önemi büyüktür…

1973’lerde yaşanan enerji krizi, özellikle enerji açısın-dan dışarıya bağımlı olan Avrupa ülkelerinde, enerji korunumunu ve enerji etkinliğini ön plana çıkartmıştır. Bu durum, mevcut enerji tüketimini azaltmayı amaç-layan yöntemler ve kendisini yenileyebilen, çevreyi kirletmeyen, doğada kendiliğinden varolan alternatif enerji kaynaklarının değerlendirilmesini ve yaygınlaştı-rılmasını sağlayacak araştırmaların birden patlamasına neden olmuştur. Bu gelişmelerin desteklediği bir tasa-rım anlayışı olarak “Enerji Etkin Tasarım Yaklaşımları” geliştirilmiştir.

Enerji Etkin Tasarım, şöyle tanımlanmaktadır: Binanın tasarımı, işletimi, bakımı-onarımı ve yıkımı aşamalarını da içerecek şekilde, yani doğumundan ölümüne kadar

‘enerji girdilerinin bireysel ve toplumsal yarara yönelik olarak miktar ve maliyetinin minimize edilmesidir’.

Yapıda kullanılan enerji miktarı kullanıcı alışkanlıkları ile birlikte; yapının güneşe yönelimi, mimari tasarım, malzeme kararları ve detaylar gibi tasarım sürecinde alınan kararlarla ilişkilidir. Binaların kent gibi yapılaş-manın yoğun olduğu bölgelere konumlanmasıyla, ya-pılaşmanın az olduğu kırsal alanlarda konumlanması enerji etkin tasarım için oldukça önemli bir farklılık teşkil eder. Yapılaşmanın yoğun olduğu alanlarda hava hareket hızı daha az, hava sıcaklığı daha yüksek, hava kirlilik oranı daha fazla, artan hava kirliliği nedeniyle güneş ışınımı daha zayıf, azalmış bitki dokusuyla nem oranı daha düşüktür.

Aktif Sistem: Aktif sistemler, yapılarda genellikle gü-neş enerjisinden faydalanmak amacıyla güneş toplaç-ları (güneş kolektörleri), fotovoltaik malzemeler gibi teknolojiden faydalanılarak üretilen sistemlerin yapıya entegre edilmesidir. Aktif sistemlerin uygulamasında malzemelerin sonradan yapıya eklenmesi değil tasarım aşamasında yapıya entegre edilmesi, işlevinin artması ve yapının estetiğinin bozulmaması açısından önem-lidir. Diğer aktif yöntemler rüzgardan, akarsudan, je-otermal kaynaklardan ve deniz enerjilerinden elektrik üretmeye dayalıdır.

Pasif Sistem: Pasif sistemler, yapının tasarım özel-liklerinden faydalanılarak güneş enerjisinin yapıya alınması ve ısı elde edilmesi ilkesine dayanmaktadır. Güneşten dünyamıza gelen ışınların kışın yatık, yazın ise dik konumda olması, mimari tasarımın biçimlen-mesinde önemli bir etkendir. Kuzey yarım küre için gü-ney yönü, güneşten kış aylarında gereksinim duyulan enerjinin temini, yaz aylarında ise güneş ışınlarından korunum açısından önem kazanmaktadır. Güneş ener-jisinin toplanması depolanması, iç mekanlara dağıtıl-ması ve gerektiğinde kullanılması pasif sistemlerdir. Kısaca doğal çevreye ilişkin tasarım parametreleri pa-sif sistemlerdir…”

Aygün Atasoy, ‘Yeni Malzemeler ve Yapım Sistemleri’

Page 26:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

24

başlığı altında şöyle diyor: “Mimarlık-teknoloji ilişkisi-nin bir başka boyutu da yapı malzemelerindeki geliş-melerdir. Geçmişte taşıyıcı görevde olan ve getirdiği zorunluluklarla tasarımı şekillendiren malzemenin mi-marlıkla olan ilişkisi gelişen teknoloji ile dönüşmüş, günümüzde malzeme ona ifadesini yükleyen tasarımcı-nın yeteneği ile şekillenen ve yapıya estetik dilini veren bir araç haline gelmiştir.

Yapı malzemesini, kendi özellikleri oranında insanın yaşamı için gerekli fiziksel ortamı ve yapının gelecek çağlara devrini sağlayarak yapıyı oluşturan, çeşitli ele-manlar olarak tanımlamak mümkündür. Yapı malzeme-lerinin çevreye duyarlı olması, doğal kaynaklara zarar vermemesi, malzemenin atık miktarının az olması ve geri dönüşüme elverişli olması tercih edilmektedir…

Nanoteknoloji: Nanoteknoloji 21.yüzyılda yeni bir sanayi devrimidir. ‘Nano’ kelimesi Yunanca nannos kelimesinden gelir ve ‘küçük yaşlı adam’ veya ‘cüce2 demektir. Nano sözcüğü, herhangi bir fiziksel birimin bir milyarda biri anlamına gelmektedir. Bir nanometre (nm), metrenin milyarda birine denk gelir. Atomları ve molekülleri tek tek işleme ve yeniden düzenleme yo-luyla kullanışlı; materyal, araç ve sitem yaratma sanatı ve bilimidir. Amerika, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde nanoteknoloji üzerine ciddi yatırımlar yapılarak, önem-li çalışmalar yürütülmektedir.

Şekil: Nanomalzeme yapısı ve Nanoteknolojinin ilgili olduğu bilim dallarını gösteren şema.

Özellikle son yıllarda gelişmiş ülkelerin Ar-Ge harca-malarında nanoteknoloji daha fazla pay almaktadır.

Materyal bilimi artık nanoteknoloji olmadan düşünüle-mez hale gelmiştir. Bütün bu çalışmalar ve gelişmeler elektronik, kimya, fizik, malzeme bilimi, uzay ve hatta sağlık bilimlerini bir ortak arakesitte buluşturmuştur.

Önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde nanoteknolo-ji sayesinde süper-bilgisayarlara mikroskop altında bakılabilecek, insan vücudunun içinde hastalıklı do-kuyu bulup iyileştiren, ameliyat yapan nano-robotlar bulunabilecek, insan beyninin kapasitesi ek nano-ha-fızalarla güçlendirilebilecek, kirliliği önleyen nano-parçacıklar sayesinde fabrikalar çevreyi çok daha az kirletecektir. Yalıtım, nakil ve aydınlatma alanlarında ciddi enerji kazanımı sağlayacak olan nanoteknoloji, güvenlik alanında ise biyolojik ve kimyasal etkenlere karşı ön uyarı amaçlı kullanılabilecektir.

Akıllı Malzemeler: Akıllı malzemeler, çevresel olayları hisseden, çevreden gelen verileri işleyen ve nasıl prog-ramlandıysa ona göre harekete geçen malzemelerdir. Akıllı malzemelerde üç bileşen bulunmaktadır:1- Algılayıcı (sensör): Sinyalleri algılar,2- İşletici (actuator): Algılanan sinyaller uyarınca gö-rev yapan ve belirli mekanizmaları harekete geçirir,3- Kontrolör (controller): Çevresel şartları algılayarak, içinde bulunduğu ortama göre tepki verir ve bu duru-mu uyum sağlar.

Akıllı malzemelerin ileride çok yaygınlaşacağı tahmin edilmektedir. Mimaride kullanılan bazı akıllı malzeme-ler şunlardır:*Akıllı beton: Deformasyonu önceden hisseder. Silin-dirik karbon lifler içeren beton malzemelere elektrot-ların yerleştirilmesiyle, yapının kullanım esnasındaki strüktürel davranışı, maruz kaldığı basınç, çekme ge-rilmeleri ölçülebilmektedir.*Akıllı cam: Camın özelliklerini isteğe göre değiştirme olanağını yaratarak, gizlilik veya ışıktan korunma, Gü-neş spektrumunun farklı dalga boylarındaki ışınımları seçerek geçirme özelliğine sahiptir. Elektrik enerjisi ile kararır. Fotokromik camlar, elektrokromik camlar, termokromik camlar, holografik camlar ve sıvı kris-tallerin kullanıldığı camlar akıllı camlara örnek olarak

Page 27:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

25

verilebilir. Nitelikleri geliştirilmiş akıllı camlar, camlı yüzeylerin mevsimlik değişimlerine adaptasyon yete-neğine sahip, dinamik filtreler olarak tasarlanmaktadır. Doğal aydınlatmayı sağlarken, güneşten ısı kazancını, güneş kontrolünü amaca göre seçen farklı cam tipleri geliştirilmektedir. ABD Lawrance Berkeley Ulusal La-boratuarı (LBL), bu alanda önemli çalışmalar gerçek-leştirmektedir.

Cam stabil olarak kullanımın ötesinde çevresel etkilere tepki vererek dış ortam koşullarına karşı kendini uyum sağlayacak şekilde değiştirmektedir. Akıllı camların, dış ortamdan gelen ışık, elektrik akımı, sıcaklık, elekt-rik alanı gibi uyarılar karşısında; geri dönüşümü olacak şekilde renk ve saydamlıkları değişir. Bunun sonucu olarak da ışık geçirgenlikleri değişir…”

Aygün Atasoy’a göre “Yapılan tanımların ışığında akıllı binayı şu şekilde tanımlayabiliriz; yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, içinde teknolojik alt sistemleri barındıran, yapımında akıllı malzemeler kullanılan, sa-hip olduğu aktif ve pasif sistemlerle; enerjiyi verimli ve etkin kullanan, konfor ve sistem işletimi en yüksek düzeyde olan, bugünün ve yarının kullanıcılarının fi-ziksel ve psikolojik gereksinmelerine cevap verebile-cek, esnek kullanım özelliklerine ve çözümlerine sahip, ekolojik açıdan duyarlı, sürdürülebilir yapıdır.

Akıllı bina özellikleri:1) Kullanıcı rahatlığı ve uyumunu sağlayarak, rahat ve güvenli bir çalışma veya yaşama ortamı sağlamalı,2) Enerji etkin tasarım kriterlerini içermeli,3) Ekolojik tasarım kriterlerine uyarak çevreye duyarlı

Page 28:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

26

olmalı,4)İleri teknoloji sistemlerini kullanmalı, bu sistemler algılayan, ölçen değerlendiren, gerektiğinde karar ve-ren ve birbirleriyle entegre çalışan ve değişime uygun bir teknolojik altyapı olmalı,5) Akıllı malzemeler kullanılmalı,6) Sürdürülebilir olmalı,7) Tasarım aşamasında maliyet analizleri yapılmalı8) Atıklar azaltılmalı9) Tüm bu kriterler tasarım aşamasında dikkate alına-rak akıllı bina yapımı; mimar, ilgili mühendisler, çev-rebilimciler ve kullanıcılar ile birlikte organize olarak yürütülmeli, şeklinde sıralayabiliriz.”

Aygün Atasoy’un “Akıllı Binalarda Tasarım Ve Tekno-lojik Sistemler” değerlendirmeleri şöyle: “1970’lerdeki enerji krizi ile birlikte ister istemez, yeni bir anlayış gelişerek, yapılarda sadece mekanik sistemler değil, ancak mekanik sistem çözümleri ile yapının kendi ta-sarımının birleşimi sayesinde, konforun verimli bir bi-çimde sağlanabileceği fikri kabul görmüştür. 1980’ler den itibaren ise, mimari tasarımların mekanik ve elekt-rik uzmanlık alanları ile entegrasyon ihtiyacı ve bu doğrultuda gelişimi, ‘yapı teknolojisi’ biliminin ayrı bir uzmanlık dalı olarak ortaya çıkmasına yol açmıştır.

İnşaat teknolojilerinin sürekli gelişmesi sonucu büyük

ilerleme gösteren inşaat sistemlerinde, her geçen gün bir yenilik ortaya çıkmakta ve binalar; çağdaş, modern ve güvenli bir görünüm kazanmaktadır.

Akıllı binalar için yapılan tüm çalışmalar ışığında, tek-noloji kavramının karar almadaki önemli faktörlerden birisi olduğu görülmektedir. Akıllı bir binada bir çok teknoloji bir arada kullanılır, ancak önemli olan bu teknolojilerin entegrasyonu ya da birlikte çalışabil-mesidir. Akıllı binaların bünyesinde çok sayıda bilgi, yönetim ve otomasyon sistemleri bulunmaktadır. Bu sistemlerin tümünün etkin bir biçimde işletilmesi ge-rekmektedir ve bu çok çeşitli yollarla yapılabilir. Bu yollardan akıllı olanı, bina kullanıcıları ve işletmecile-rinin bu sistemlerin bazılarını ya da tümünü kullana-rak nasıl kar edeceklerini anladıktan sonra buna izin veren teknik ve operasyonel entegrasyon stratejisini geliştirmektir. Asıl amaç uygun olan her yerde toplam bir bütünleşmeyi tek ve kolay anlaşılır işletme işlevini gerçekleştirerek sağlamaktır.

Konfor ve donanım artışının maliyetini düşürmek için, bina performansının bina bütününde optimizasyonu, enerji etkin sistem tasarım ve işletimi, entegrasyon, otomasyona dayalı enerji ve maliyet denetimi önem kazanmaktadır…”

Page 29:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

27

Aygün Atasoy’un “Akıllı Bina Teknolojisinin Yapısal Özellikler Açısından İncelenmesi” isimli Yüksek Li-sans Tezi’nden aktarmaya devam edelim: “1970’li yıl-larda enerji krizinin baş göstermesi ile gündeme gelen otomatik kontrol sistemleri günümüzde enerji tasarru-funun yanı sıra konforlu bir çalışma ortamı yaratmak için özellikle ofislerde çok sık kullanılmaktadır.

Otomatik kontrol sistemleri ya da bina kontrol sis-temleri, özellikle karmaşık sistemlerle donatılmış yük-sek binalarda, önemli ölçüde yer kaplayan ve enerji tüketimine neden olan ısıtma-soğutma-havalandırma sistemleri ile yangın ve can güvenliği sistemlerinin daha etkin çalışmasını, bu sistemlerin çok çeşitli ekipmanlarının belli bir merkezden kontrol edilmesini sağlamaktadır. Bu sistemler akıllı donanım olarak da isimlendirilmektedir. Aktif bina sistemlerini oluştur-

maktadırlar.Kontrol sisteminde kullanılan cihazlar detektör ve ak-tivatör olarak ikiye ayrılır. Bir saat veya bir termostat detektör kategorisine girer ve bunlar kontrol sistemi-ne ‘girdi verileri’ sağlarlar. Aldığı bir sinyale göre bir pompayı çalıştıran veya durduran kontrol cihazı ise, ikinci sınıfa girerek aktivatör olarak adlandırılır.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Sistemleri: İletişim, hızla gelişen bir teknolojidir. İnsanoğlu yaptığı işlerde sü-rekli bir iletişim halindedir. Eskiden olduğu gibi zah-metli ve yavaş değildir. Günümüzde özellikle internet sayesinde iletişim hızlanmaya devam etmektedir.

Bugün içinde bulunulan bilgi çağında, bilginin iletimi, saklanması ve paylaşılması büyük önem taşımaktadır. Elektronik araç gereçlerin göstermiş olduğu hızlı ge-

BİNA OTOMASYONUNDA OTOMATİK KONTROL SİSTEMLERİ

Page 30:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

lişim bilginin paylaşılmasında dönüm noktası olmuş ve iletişim hızı ve kapasitesi daha önce görülmemiş şekilde artmıştır. Kullanıcıların yapı içi ve yapı dışı iletişimini yazılı, görüntülü ve sesli sağlamak iletişim sistemlerinin görevidir.

Haberleşme ve İletişim Sistemleri: Kullanıcıların ya-şam alanı içi ve dışı iletişimini sağlamada (elektro-nik posta, fax), görüntülü ve sesli (video konferans sistemleri) iletişimini kurmak telekomünikasyon sis-temlerinin görevidir. Özellikle bir araya gelme mekan-larında önemli bir gereklilik olarak görünen, görün-tülü, sesli, yazılı iletişimin gerçekleşmesini sağlayan tüm bilgisayar ağını içeren sistem, yüksek blokların teknoparklara (bilim ve teknoloji alanındaki buluşları ve gelişmeleri girişimciler aracılığıyla, sanayi alanına aktarmak için bir araç) dönüşebilmesi için gereken koşullardan birini de açıklamaktadır.

Bilgisayar, tv, radyo, görüntülü telefon, telsiz, kamera

gibi iletişim araçları sayesinde, gerek iş gerekse özel yaşamda çok daha hızlı ve verimli iletişim sağlanmak-tadır. Özellikle bu tip sistemlerin akıllı binalara enteg-rasyonuyla bu iletişimdeki verimlilik daha da etkin bir hale getirilmektedir.

Geniş alan haberleşmeleri birçok organizasyon için kritik bir öneme sahiptir. Kullanılan yöntemler, mali-yet, özel mahallerdeki kullanılabilirlik, iletilmesi gere-ken data türünün miktarı, datanın güvenliği ve zaman gibi faktörlere bağlıdır. Geniş alan haberleşmelerinin organizasyonların işlevleri için kritik olduğu yerlerde, ana haberleşme metotlarında oluşabilecek problem-ler için yedekleme sistemleri hazır bulundurulmalıdır. Günümüzde, kurulmakta olan büyük iş merkezleri ve yerleşkelerde iletişim alt yapıları oluşturulması zorun-luluk haline gelmiştir.

Büro binaları başta olmak üzere, yüksek binalarda çok çeşitli iletişim sistemleri bulunmaktadır. Bunlar:

Page 31:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

29

* Seslendirme ve anons sistemleri* Çağrı Sistemleri* Yangın Anons Sistemleri* Simultane Tercüme Sistemleri* Audio- Visual Sistemleri* PBX telefon sistemi* Elektronik postadır.Enerji Yönetimi ve İzleme Sistemleri: Enerji yönetimi, minimum maliyet ile maksimum fayda elde etmek için, enerjininen verimli şekilde kullanılması şeklinde tanımlanmak-tadır. Tesis yönetiminin en önemli görevlerindendir. Binanın yapısına göre enerjiye harcanan bedeller, tüm işletme maliyetlerinin %10-% 50’sini teşkil etmekte-dir. Enerji yönetimi odaklı işletme, maliyetlerinde %10 ile %40 arasında tasarruf sağlamaktadır.

Enerji yönetimi ve izleme sistemleri aşağıda belirtil-miş olan konu başlıklarını içermektedir:• Enerji yönetimi,• Enerji ölçme sistemleri,• İzleme sistemleri,• Elde edilen bilgilerin dağıtılması,• Elde edilen bilginin depolanması,• Bilginin kolay kullanımı,• Enerji sistemlerinin güvenilirliğidir.

Enerji yönetim sisteminde verim alınabilmesi için enerji ile ilgili tüm sistemler arasında çok iyi bir en-tegrasyon sağlanması gerekir.

Aydınlatma Sistemleri ve Elektriksel Güç Sistemi: Dışarıdaki gün ışığını ve bina içindeki ışık seviyesi-ni algılayan sensörler, yaklaşım-hareket detektörleri, uzaktan kumanda (lar) ve ayarlanabilir anahtar yar-dımıyla manuel (el ile) olarak veya sisteme tanımla-nacak çeşitli senaryolar paralelinde tüm binanın ay-dınlatması otomatik olarak kontrol edilebilmektedir. Sistem ile aydınlatma armatürlerinin yanı sıra, açık /kapalı çalışan tüm cihazlar da kontrol edilebilmekte-dir. Aydınlatmada enerjinin etkili ve verimli kullanıl-ması ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.

İlk yatırım maliyeti yüksek olsa bile bu sistemler, yani enerji verimliliğini ön planda tutan aydınlatma ekip-manları uzun vadede kullanıcılarına kar getirirler. Bu sistemle açık unutulan ışıklar söndürüldüğü için, kul-lanıcıların hatalarından kaynaklanan enerji sarfiyatı düşürülmüş olur.

Aydınlatma sistemi tasarımı sürecinde, çok çeşitli hesaplama ve programları kullanılmaktadır. Bu prog-ramlarla, lamba ve diğer aydınlatma sistemi elamanla-rına ilişkin veriler doğru bir şekilde hesaplanmalıdır…

Akıllı binalarda kullanılan aydınlatma sistemlerinde etkili enerji kullanımında iç aydınlatma sistemi tasar-lanırken bir takım değişkenler göz önünde tutulmalı-dır. Bu değişkenler aşağıdaki belirtilmiştir:* Yapay aydınlatma sisteminin seçimi,* Lamba, aygıt ve yardımcı araçların seçimi,* Aygıtların yerleştirilme yükseklikleri,* Hesaplamalardaki doğruluk payı, kullanılan prog-ramlar,* Bakım faktörüdür.

Aydınlatma sisteminin tesis edileceği ortamın kullanım amacına göre uygun ışık kaynakları kullanılmalıdır. Böylece ortamın kullanım amacına uygun ışık kaynak-ları seçilerek enerjinin etkin kullanılması sağlanır. Ofis ortamında mekanların sık sık farklı ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmesi gibi durumlarda, aydınlatma düzeyi de bu ihtiyaçlara cevap verebilmelidir. Binanın kullanıcı ihtiyaçlarına cevap verebilmede daha duyarlı yapabilmek için ışık ayar anahtarlarının ve bina oto-masyon sisteminde otomatik anahtar kapatmanın kul-lanımı artan bir öneme sahip olmaktadır. Lamba, aygıt ve yardımcı araçların seçimi, enerjinin etkin kullanımı açısından üzerinde en çok durulan bir konu olmakta-dır. Lamba seçimi teknik, ekonomik ve pratik sorun-ların etkili olduğu karmaşık bir konudur. En basit bir seçimde bile ilk tesis ve kullanma giderlerinin karşı-laştırılması gerekmektedir. Özellikle lambalar etkinlik değerleriyle enerji tüketiminde büyük bir yer tutmak-tadırlar. Günümüzde kullanılan enerji verimli ampuller aynı kalitede ışığı beş kat daha az elektrik kullanarak

Page 32:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

30

üretirler ve ömürleri 15-20 kat daha fazladır. Renksel özellikleri açısından çoğu yaşam mekanlarında tercih edilen akkor telli lambalar, etkinlik değerlerinin çok düşük olması nedeniyle enerjiyi diğer lambalara göre daha fazla tüketmektedirler. Günümüzde aydınlatma elemanlarına dair eğilim, düşük kamaşmalı flouresan lambalar ve yukarı aydınlatmalı lambalar üzerinedir. İhtiyaç duyulan yerlerde kullanıcının kontrol edebil-diği aydınlatma elemanları kullanılarak ek aydınlatma sağlanmaktadır…

Aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamanın bir başka yolu ise doğal aydınlatmadan en üst düzeyde yarar-lanmaktır. Akıllı binalar gün ışığından en iyi şekilde yaralanacak şekilde tasarlanmalıdır. Böylece, doğal ışığın yeterli olduğu zaman, yapay aydınlatmaya gerek kalmaz ve enerjiden tasarruf sağlanmış olur.

Elektriksel Güç ve Kesintisiz Güç Kaynakları: Elektrik-sel güç sistemi bir yapıda, yapının ve insan aktivite-lerinin gerçekleşmesi için önemli sistemlerden biridir. Kesintisiz güç kaynakları özellikle bilgi işlem sistem-lerinde ve kişisel bilgisayarlarda şebekede bir arıza oluşması halinde o esnada çalışılan bilginin kaybol-maması ve genel olarak cihazın şebekeden gelebilecek bozucu etkilere karşı korunması amacıyla kullanılmak-tadır. Elektrik kesintisinden etkilenen sistemler, ke-sintisiz güç kaynağının (KGK) kesinti sırasında devre-ye girmesi ile güvenli bir şekilde kapatılabilmektedir. Şebeke arızaları, endüstriyel otomasyon sistemlerinde verimi büyük ölçüde etkilemektedir. Süreklilik isteyen işleyişlerde kesinti sonucu doğan malzeme ve işgücü kayıpları önemli boyutlardadır. Akıllı binalarda kesin-tisiz güç kaynaklarına neredeyse tüm sistemlerde ih-tiyaç vardır.

Isıtma, Havalandırma ve Klima (İklimlendirme) Sis-temleri (HVAC): HVAC (Isıtma, Havalandırma ve İk-limlendirme) sistemleri, taze hava, ısıtma, soğutma ve nem kontrolünün hepsini veya birini sağlamak için yapılarda kullanılan ekipmanları, dağıtım ağlarını ve terminalleri ifade etmektedir. HVAC sistemlerinin baslıca amacı istenilen iç hava koşullarını korumak

ve sağlamak, çalışanlarının verimliliğini arttırmaktır. Bu sistemlerden faydalanılmasının en önemli neden-lerinden birisi enerji tasarrufu sağlanabilmesi yani etken enerji kullanımıdır. Ortam ısısını dengede tutan birimler sensörler, termostatlar ve bilgisayarlardır. Günün değişik saatlerine göre iç mekan sıcaklıklarını dengede tutan HVAC sistemleri bu sayede mekansal konforu belli bir düzeyde tutar. Bunu sıcaklık deği-şimlerine göre havalandırmayı arttırıp azaltarak yapar. Havalandırma sistemi örneğin yangın anında duman tahliyesini yapar ya da yayılmayı engellemek için kesilir. Akıllı binalardaki tüm sensörler ait oldukları araca değil bilgisayara bilgi göndermekte ve kararlar bilgisayar tarafından verilmektedir. Dolaysısıyla mer-kezi bir ısı kontrol mekanizması söz konusudur. Isıt-ma, havalandırma ve klima sisteminin seçimi binanın kullanım amacına ve bina içindeki hacimlerin kullanım şekillerine göre seçilmelidir.

HVAC sistemleri, dışarıdaki koşullardan bağımsız ola-

Page 33:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

31

rak bir mekanın nem kontrolünün, ısıtma, soğutma ve hava hareketlerinin denetlenmesinde kullanılmaktadır.

HVAC sistemlerinin tasarımında birçok koşulun göz önüne alınması gerekmektedir. Sistem seçiminde göz önüne alınması gereken pek çok kriter vardır. Bunlar konfor servis bakım sıklığı ve kolaylığı, işletme kolay-lığı, çevre faktörü, sistem maliyeti (ilk tesis maliyeti, işletme maliyeti, yatırımın geri dönüşümü hesapları), binanın konumu (coğrafik durumu, yönü, şekli), bi-nanın tipi (konstrüksiyonu, şekli, eski ve yeni oluşu), enerji (mevcut enerjiler, fiyatlar), sistem tipleri (havalı sistemler, sulu sistemler, paket cihazlar ve kombinas-yonlar) ve sistem kontrolü (zon kontrolü, her mahalin bağımsız kontrolü) olarak sıralanabilir…

Akıllı binalarda, uygulanan iklimlendirme cihazları çok değişik ve çeşitli olmakla beraber sistemde prensip-leri aynıdır. Ancak, yapının çok değişik kot, cephe ve fonksiyonunu içeren bölümler aynı anda farklı konfor

şartlarını gerektirir. Bu nedenle tasarımda yapı, zonla-ra ayrılarak her zonun ayrı ayrı analizi yapılır. Bu zon-ların sayısı iklim, yükseklik, yön, rüzgar ve fonksiyon gibi parametrelere bağlıdır.

HVAC ekipmanları daima koşullandırılacak zonun yü-küne ve meşguliyetine bağlı olarak çalışmaya başlar-lar. Eğer oda sıcaklığı, oda yükünü oluşturacak insan ya da cihazlar çalışmaya başlamadan konfor şartlarına ulaşırsa bu durum enerji sarfiyatına neden olur. Aynı şekilde bu şartların oluşması, cihaz ya da insanların mahale gelmesinden sonra olur ise bu durum da is-tenilen konfor şartlarına uygun zamanda erişilmediği için zon içerisinde bulunanlar bu durumdan rahatsız olur. Optimum kontrolör yardımıyla oda şartları is-tenilen şartlara, yükü oluşturan cihaz ya da insanlar odaya dönmeden ve mümkün olan en kısa zaman içe-risinde gerekli şartları oluşturmak kaydıyla ekipman-lara kumanda edilir.

Geleneksel olarak HVAC sistemi, bir bina yönetim sistemi tarafından merkezi olarak her kattaki belli bir sayıda bölgede bulunan ısı kümeleriyle kontrol edil-mektedir.

HVAC sistemleri, kullanım amacı ve yerine göre farklı özellikler gösterdiğinden, performans iyileştirmeleri ve enerji tasarruf çalışmaları spesifik özelliktedir ve sistemden sisteme değişir. Fakat bir HVAC sisteminin enerji tüketimini belirleyen üç önemli faktörden bah-sedilebilir:a) İstenilen iç hava kalitesi ve termal kalite,b) Aydınlanma ve diğer ekipmanlar sayesinde içeride üretilen ısı,c) Yapının karakteristiği ve yeri.

HVAC sistemleri çalışma prensiplerine göre şu şekilde sınıflandırılmaktadır.1. Fan - coil Sistemleri (vantilatörlü konvektörler),2. Değişken Soğutucu Debili (VRV- Variable Refrige-rant Volume) Sistemler3. Tüm Havalı Sistemler

Page 34:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

32

1) Fan - coil Sistemleri: Daha çok alçak tavanlı ofis binalarında kullanılmaktadır. Üniteler cam önüne, asma tavan içine veya döşeme içine konulabilmekte-dir. Şu şekilde sınıflandırılabilir:a) İki borulu fan-coil sistemib) Dört borulu fan-coik sistemic) Çok zonlu otomasyonlu fan-coil sistemi

2) Değişken Soğutucu Debili (VRV- Variable Refri-gerant Volume) Sistemler: VRV Sistem (variable ref-rigerant volume)(değişken soğutucu debili sistem), Modüler yapısıyla çok katlı bir binadan, tek villaya kadar her türlü yapıda tam bağımsız kontrol imkanı vermektedir. VRV Sistem, sağladığı birçok özellik ile mimarlara daha tasarım aşamasında yardımcı olmak-tadır. Tasarım aşamasında, geniş kazan dairesi, yakıt tankı vb tesisat mahalleri gerektirmediğinden önemli bir yer tasarrufu sağlayarak ek mahaller kazandırmak-tadır. VRV Sistem, basit yapısı ve kompakt ölçüleri ile çok az yer kaplamaktadır. Ayrıca soğutucu taşıma boruları çapları da oldukça küçüktür. Bu durumda çok daha az tesisat şaftı boşluğuna gerek duyulmaktadır.

Ayrıca aynı şekilde çok daha kısıtlı asma tavan boş-luklarında tesisatın çözülmesi mümkün olmaktadır. Bu durum, inşaat maliyetlerinde tasarruf sağlamanın yanında, yasal düzenlemeler çerçevesinde binaların kat sayılarının yükselmesinde imkan tanımaktadır. Sistemin kat kat uygulamasının yapılabilmesi, her kat-taki farklı dekorasyona ve müşteri isteklerine uygun değişiklikler yapılabilmesi, hem esnekliği arttırmakta, hem de bağımsız kullanım imkanından dolayı farklı is-teklere cevap verebilmektedir.

Diğer yandan, VRV Sistemi kullanıldığında dış üniteler görüntü kirliliğine yol açmadan çözüm üretmek müm-kündür (Eşsiz, 2004). VRV sisteminin de kendi içinde çeşitleri vardır.

3) Tüm Havalı Sistemler: Merkezi bir klima santra-linde şartlandırılan havanın kanallar yardımıyla iklim-lendirilecek mahale gönderilmesidir. Özellikle büyük mahallerin iklimlendirilmesinde kullanılır.a) Sabit Havalı Tek Kanallı Tek Zonlu Sistemler: Tek bir zona hizmet eden, sıcaklık kontrollü bir sistemdir.

Page 35:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

Sistem istenildiğinde, komşu sistemlere zarar verme-den durdurulabilmektedir.b) Değişken Hava Debili Havalı Sistemler (VAV Sis-temleri): Çok zonlu sistemlerde kullanılmaktadır. Es-nek uygulanabilme ve yerleştirilebilme kabiliyeti var-dır. Belirli bir asma tavan yüksekliği gerekmektedir.

Güvenlik Sistemleri: Güvenlik sistemleri gün geçtikçe daha fazla güvenilir ve daha az insan tarafından fark edilebilir hale gelmiştir. Bir binadaki güvenlik sevi-yesi, organizasyonun türüne konumuna bağlı olarak değişmektedir.

Çağdaş binaların güvenlik sistemlerinin, bina otomas-yon sistemine bağlı olarak işletilmesinin sağlanması, çok büyük kolaylıklar getirmektedir. Bina otomasyon sisteminde, her türlü güvenlik önlemi, programlama yöntemi ile alınmıştır. Bilgi işlem merkezindeki sı-nırlı sayıda personel ile tüm güvenlik sistemi ayakta kalabilmekte; bina içindeki herhangi bir olumsuzluk, algılayıcılar ve kameralar kanalı ile merkeze ulaşabil-mektedir.

Güvenlik sistemlerinin en önemli birimi, sensör yani algılayıcı denilen, kullanıldığı amaca göre; ses, tit-reşim, ışık, ısı vb. değişik durumları algılayabilen elektronik aygıtlardır. Bilgisayar destekli merkezi bir güvenlik birimi tarafından tüm sensörler eş zamanlı kontrol edilmektedir.

Sık sık yapılacak testler ve yeterli bakım-onarım, sis-temin başarısızlık olasılığını en aza indirgeyecektir. Binanın yapısındaki, kullanımındaki veya personelin-deki değişiklikler incelenip güvenlik sistemlerinin ye-terliliği periyodik olarak gözden geçirilmelidir.

Bir güvenlik sisteminde aranan ana kriterler şunlardır:* Sistem uluslararası standartlara uygun olmalı* İstenilen amaçlara hizmet vermeli* Kullanımı basit olmalı* Sistem kendi kendini besleyecek bir UPS sistemine (kesintisiz güç kaynağı) sahip olmalı* Sistem haberleşmesinde uluslararası protokoller

kullanmalı* Sistem modüler ve genişletilebilir olmalı* Diğer sistemlerle entegre olmalıdır.

Giriş Çıkış Güvenlik Sistemleri: Bir geçiş kontrol sis-teminin en temel amacı, bir takım fiziksel araçlar kul-lanarak bir alan veya binaya girişi kontrol altına al-maktır. Basit manyetik şerit okuyuculardan biyometrik okuyuculara kadarı, kullanıcıların ihtiyaçlarına göre her biri farklı güvenlik seviyeleri sunan birçok farklı kart okuyucu ve kart çeşidi bulunmaktadır.

Kontrol Sistemleri: Kartlı geçişin en zayıf yanı giriş elde etmek için kullanılan kart ve bu kartın hakları arasındaki bağlantıdır. Kartlı geçişin çoğu durumda bir insana değil bir karta uygulandığını unutmamak gerekir.

Kontrol sistemleri ile doğru insanın, doğru zamanda, doğru yerde olup olmadığı kontrol edilerek, daha önce hazırlanmış programa göre gerekli düzenlemeler ya-pılır. Örneğin bir ofis binasının girişindeki güvenlik turnikelerinden kartınızı okutup geçtiğinizde sistem sizi tanır ve odanızı çalışma koşullarına göre ayarlar…

Alarm Sistemleri: Alarm sistemleri alarm paneli, alarm cihazları ve alarm sinyal cihazları olmaküzere üç bileşene sahiptir. Alarm cihazlarının ve uygu-lama şekillerinin (elle,otomatik, sesli, görsel vb.) ortam koşullarına göre be-lirlenmesi gerekmektedir.Otopark Sistemleri: Çok katlı otoparklarda, otoparka giren aracın en kısa yoldan boş bölgeye yönlendiril-mesini sağlayan sistemlerdir. Enerji ve zamandan tasarruf sağlanmasının yanı sıra zehirli ve korozif gazların birikimini de en aza indirir. Ücretlendirme, aydınlatma, giriş kontrol, gaz ve yangın ihbar, anons sistemleriyle koordineli çalışır. Binalarda yapılan yo-ğun giriş-çıkış denetimlerinin, o binalara ait otopark-larda da yapılmasının sistemin delinmemesi açısından çok büyük önemi bulunmaktadır. Bina güvenliğini teh-dit eden pek çok olayın otopark giriş kaynaklı olduğu düşünüldüğünde, bu konu daha da önem kazanmak-

Page 36:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

34

tadır.Otoparklarda giriş-çıkışları denetleyen görevlilerin ya-nında, elektronik patlayıcı algılayıcılarının bulunması da önem taşımaktadır. Otoparklarda kurulacak audi-ovisual sistemler sayesinde, park alanında olup bi-tenlerin kontrol edilebilmesi sağlanırken, herhangi bir olumsuz durumda güvenlik sistemlerinin uyarılması için gerekli elektronik donanımın da tam yapılması gerekmektedir. Alarm ve pilot ışıklarla donatılacak otopark katlarında, binanın üst katlarına geçişlerin tam bir kontrol altında tutulması ve kart sistemlerinin burada da uygulanması yararlı olmaktadır. Otoparkın her katında ve stratejik önemi olan bölgelerde düzen-lenecek alıcıların, kat monitörlerinden ve ana kuman-da odasından izlenmesinde de dikkatli otopark görev-lilerine gerek duyulmaktadır.

Kapalı Devre Video Kamera Sistemleri (CCTV): Bina-nın belirli bölgelerinin, özel seçilmiş noktalarına yer-leştirilen kameralar vasıtası ile görüntülenmesi sağ-

lanmaktadır. CCTV sistemlerinde aydınlatma, kamera ve lensler, video sinyallerinin taşınması, monitörler ve çevre birimleri elemanları bulunmaktadır. Sistemi kullananların, sistemi yeterince bilmeleri, kamerala-rın saptadığı görüntü ve olaylara anında gereken re-aksiyonu göstermeleri gerekmektedir. Özellikle satış reyonu, depo, büro, otopark gibi sürekli gözetimde tutularak hırsızlık veya saldırı olaylarının saptanması ve kayıt edilmesi için kullanılmaktadır.

Güvenlik sistemlerinin diğer bina sistemleriyle bü-tünleştirilmesi farklı sistemleri monitörle izlemek için gerek duyulan insan sayısını ve müdahalesini azalt-maktadır. Bir sistem sensörü tarafından fark edilen bir olay, tamamen ayrı bir sistem içerisindeki reaksiyonu tetiklemek için kullanılabilir. Örneğin, alarm duru-mundaki bir duman dedektörü, CCTV üzerinden etki altındaki alanın görüntüsünün otomatik olarak elde etmek için güvenlik sistemini harekete geçirir. Bu da güvenlik görevlisinin bir sonraki adımının ne olaca-

Page 37:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

35

ğına dair karar vermesine yardımcı olmaktadır. Tüm güvenlik sistemlerin birbirleriyle uyumlu çalışabilme-leri için, tek bir merkezden izlenmeleri ve kontrol edil-meleri gerekir. Bu sebeple sistemleri entegre edecek yazılımlar geliştirilmektedir.

Yangın Güvenlik ve Söndürme Sistemleri: İyi bir yangın güvenlik sistemi yangının çıktığını anlayıp, kullanıcılara haber vermeli, yangının çıkış kaynağını tespit etmeli, söndürme işlemini yapmalıdır. Bu arada entegre bir sistemde enerji kontrol sistemi de yangın çıkış kaynağının enerjisini kesip yangının daha fazla büyümesini engelleyebilmelidir.

Yangın anında uygulanmak üzere daha önceden ha-zırlanmış boşaltma planları uygulanmaya konmalı-dır. Yapı kullanıcıları için hazırlanmış yönlendirme sistemleri devreye girmelidir. Newcastle Monument İstasyonu’da yapılan bir araştırmada, yolcular binanın sadece alarm zili çaldığında 14.47 dakikada tahliye ederken bu amaca yönelik geliştirilmiş bir sistem sa-yesinde 5.45 dakikada boşaltmışlardır…

Asansör Sistemleri: Birden fazla katlı binaların ya-pılmasıyla düşey taşımacılık için yeni yöntemler göz önüne alınmaya başlanmıştır. Çok katlı binalarda ze-min kattan üst katlara insan ve yüklerin taşınması bir problem haline gelmiştir. İlk zamanlarda merdivenler-le karşılanan bu talep, zamanla zahmetli hale gelmiş ve mekanik taşıma sistemlerine talep artmıştır. Endüstri-yel devrim ile birlikte 1875 yılında New York’ta E.V. Haughwout & Company’e ait ilk yolcu asansörü tesis edilmiştir. Bunu 1853 yılında E.G. Otis’in geliştirdiği halatlı asansör takip etmiştir. Yüksek hızlı asansör-lerin bulunması ABD’de şehircilik ve mimarinin yeni boyutlar kazanmasına neden olmuş ve o güne değin

yatay olarak büyüyen kentler, dikey olarak büyümeye başlamışlardır.

Günümüzde asansörlerden beklenen taleplerin artma-sıyla, klasik kontrol sistemlerinin yanı sıra bilgisayar teknolojisinin kullanıldığı kontrol sistemleri de kul-lanılmaktadır. Bu sistemlerle asansör performansını belirleyen; asansör içi ve dışında beklenen zamanın azaldığı ve klasik kontrol sistemlerine göre daha iyi sonuçlar verdiği görülmektedir. Ayrıca asansöre binil-dikten sonra trafik düzeninde programlama ve düzen-lemeler yapılabilmektedir.

Asansör sistemleri; asansörün ne zaman ve nasıl çalışacağını, tehlike anında nasıl davranacağını üze-rindeki yazılımlar suretiyle uygulayan, diğer kont-rol sistemleri ile haberleşmesini sağlayan, güvenlik önemlerine uyarak makine ve motora kumanda eden sistemdir. Örneğin, yangın gibi acil bir durumda asan-sör sistemi, bina otomasyon sistemi tarafından devre dışı bırakılır.

Asansör sistemleri ile aşağıda belirtilen görevler yeri-ne getirilebilmektedir:* Bina trafiğine uygun, kendi kendine trafik hesapları yapabilmektedir.* Arıza anında bina yönetimini ve servisini haberdar edebilmektedir.* Cep telefonlarına mesaj gönderebilmektedir.* Üretici firmaya bağlanıp, programlarını güncelleye-bilmektedir.* Çoklu asansörlerden bilgisayardan takip yapılabil-mektedir.* Parmak izi taraması, retina taraması, akıllı kartlı ge-çiş gibi güvenlik sistemleri uygulanabilmektedir.* Kamera sistemleri uygulanabilmektedir.”

Page 38:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 39:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 40:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

38

“Akıllı binalarda yüksek oranda bilgisayarla yönetilen birçok sistem bir arada kullanılmaktadır. Bina komp-lekslerinde bulunan ısıtma, soğutma, iklimlendirme, kullanma suyu üretimi ve dağıtımı ile ilgili sistemler, zayıf akım sistemleri ve asansörler gibi teknik hizmet-lerin, işletme güvenilirliği ve işletme ekonomisi yö-nünden, tek merkezden yürütülmesini sağlamak üzere bilgisayarlı bir denetim ve kontrol sistemi kurulur ki buna Bina Otomasyon Sistemi (BOS, BAS: Building Automation System) denir. Bina Otomasyon Sistemi ile tüm sistemler birbiri ile bağlantılı olarak çalışabil-mektedir.

BOS’lar, 1950’lerde ortaya çıkmıştır. 1960’lı yılların sonlarında seri bilgi taşıma sistemleri ve elektronik ekipmanlar BOS sistemleri için önemli bir adımdır. Bu

sayede 2 telli bir haberleşme hattı üzerinden, binanın değişik noktalarına ulaşmak mümkün olmuştur. Bu sistemlerde bir saha bilgi toplama paneli, sahadaki sıcaklık, basınç vb. gibi bilgileri toplar ve ana merkeze gönderir; ana merkez bu bilgiyi yorumlar ve yapılması gerekeni, saha bilgi toplama paneline gönderir.

1970’lerin ortasında mini bilgisayarlar ana merkezde kullanılmaya başlanmış; bu, birkaç merkezden izleye-bilme ve yazıcı gibi ara birimlerin bağlanabilmesini sağlamıştır. Fakat maliyet ve yüksek eğitimli işletmeci ihtiyaçlarından dolayı, bu sistemler ancak çok büyük ofis binaları, askeri ve endüstriyel tesisler gibi kısıtlı uygulama alanlarında kalmışlardır.1980’lere gelindiğinde, bilgisayar kullanımının artışıy-la, saha bilgi toplama panelleri, ana merkezin görevini

BİNA OTOMASYONUNUN CAN DAMARI: BİNA OTOMASYON SİSTEMİ (BOS)

Page 41:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

39

kendisi yüklenebilir duruma gelmiştir. Böylece, bilgiyi aldıktan sonra kendileri yorumlayıp, gerekli kontrolle-ri kendi yapar ve son olarak da bilgileri izlenmesi için ana merkeze gönderir hale gelmişlerdir.

Enerjiyi kontrollü ve gerektiği kadar kullanma anlamı-na gelen Bina Otomasyonu ile kullanıcı bir merkezden binadaki tüm sistemleri önceden hazırlanan değişe-bilir programlara göre işletebilmekte, arıza ihbarları alabilmekte, kapasite kontrolü yapabilmekte, gelen ve gönderdiği komutları arşivleyebilmektedir. Bina oto-masyon sistemleri sayesinde sadece enerjiden değil, insan gücünden ve zamandan da büyük ölçüde kazanç sağlanmaktadır. BOS işletmeciye getirdiği kolaylık-lar, enerji ve işgücü tasarrufları ve sistemin 3-5 yılda kendini amorti ettiği düşünülürse, ilk yatırım maliyeti yüksek gibi, görünse de günümüzde elektronikteki ge-lişmeler maliyetlerde % 40’lara varan azalmalar söz konusu olmaktadır.

Bina komplekslerinde enerji yönetimi, bakım yöneti-mi, ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, ula-şım ( düşey sirkülasyon ), sulama, depolama, arıtma, yangın ve deprem algılama ve müdahale sistemleri, güç sistemleri ve kartlı geçiş sistemi kontrolünün sağlanması giderek zorlaşmış ve bu da teknolojideki mekanik ve elektronik alanındaki gelişmelerden yarar-lanılarak ‘ bina otomasyon sistemi’ (BOS) denilen sis-temin doğmasına yol açmıştır. Buna göre, tüm bu sis-temler, işletme kolaylığı, işletme güvenilirliği, işletme ekonomisi sağlamak amacıyla bilgisayarlı bir denetim ve kontrol sistemi kurularak tek bir merkezden yöne-tilir. Örneğin aydınlatma kontrolü sağlamaya yönelik, yapının kullanım amacına göre (çalışma, barınma…) günün saatine göre ışıklar kapatılır veya açılır. Bina Otomasyon Sistemi ile amaçlananları şu şekilde sıra-lamaktadır;* Merkezi denetim ve işletmeyi sağlamak,* Enerji tasarrufu sağlamak,* Güvenlik kontrolünü sağlamaktır.

Karmaşık havalandırma, tesisat ve elektrik sistemleri-ne sahip olan büyük ölçekli binalarda, bu sistemlerin göz önünde olmaması ve belirli bölgelerde yapılmış

olan işletim ve denetim noktalarından yararlanmanın pratik bir yol olmaması ve çok sayıda teknik personel gerektirmesi, bir merkezden yönetimi sağlayan oto-masyon sistemlerinin önemini arttırmaktadır.

Bina Otomasyon Sistemi yüksek teknolojiye sahip tüm binalar için önemli bir role sahiptir. Bu tip binalarda istenilen konforun, güvenliğin, verimliliğin ve tasarru-fun sağlanması ancak yüksek kapasiteli ve işlem hızlı bilgisayarlarla donatılan bina otomasyon sistemi ile insan zekası ve becerisinin bir arada kullanılmasıyla gerçekleşmektedir. Teknoloji ve ekonomi paralelinde BOS’nin kullanımı da genişlemektedir.

Tüm otomasyon sistemleri üç ana elemana sahiptir:* Algılayıcılar (sensors ve detectors),* Kontrolörler (controllers),* İşleticiler (actuators).

Bina otomasyon sistemleri; merkezi kontrol odası cihazları, saha bilgi toplama panelleri, saha eleman-ları ve iletişim kablolarından oluşmakta; modüler bir yapıya sahip olmaları ve merkezi bilgisayarlardaki herhangi bir arıza durumunda, bağlı oldukları saha panellerinden kumanda edilebilme özelliği taşımaları istenmektedir. Bina içindeki çeşitli algılayıcılardan, her konuda gelen bilgilerin, ana bilgisayarda top-laması ve istenilen programa göre, komutların ilgili birimlere iletilmesi sonucu hizmet veren otomasyon sistemlerinin, belirli noktalara, programlanan zamana göre anahtarlama, reaksiyon gösterme, çalışma za-manını denetleme, optimum çalışma, istatistiki prog-ramlar dahilinde çalıştırma ve durdurma komutlarının verilebilmesi, sistemin tam çalışmasında etkin rol oynamaktadır. Sistemin, durum ve bakım sinyalleri-ni alabilecek kapasitede olması ve işletmeyi optimize edecek gücünün olması da önem taşımaktadır.

Bina otomasyon sistemlerindeki hizmet programları,1) Merkezi kumanda ve kontrol programları:* Zamana bağlı başlatma ve durdurma programları: Belirli zamanlarda başlaması gereken işlemleri yönet-mektedirler. Örnek aydınlatma.* Olay programlar: Belirli olayların meydana gelmesi

Page 42:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

40

ile devreye girmekte ve programlanmış olan tüm ön-lemler dizisini devreye sokmaktadır.2) Enerji yönetim programlar:* Döngüsel kumanda programları: Genellikle ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin belli düzenlere göre dereye grip-çıkması işlemlerini yü-rütmekte ve optimum çalışma programları ile enerji tasarrufu sağlanmasına yardımcı olmaktadır.* Güç talep programları: Elektrik idarelerinin belli limitlerden sonra farklı fiyat uyguladıkları ülkelerde bina otomasyon sistemlerinin, limite yaklaşılması du-rumlarında, önceden belirlenen elektrik sistemlerini önem sırasına göre evreden çıkartarak ve harcanan li-mitlerine göre tekrar devreye sokarak tasarruf yoluna gidilmesini sağlayan programlardır.* Optimum başlatma ve durdurma programları: Sa-bahları binanın istenilen konfor koşullarına erişebil-mesi için, havalandırma, ısıtma, soğutma sistemleri-nin belirli saatlerde devreye girmesi sağlanırken; bu konfor düzeyine ulaşmada etken olan dış hava koşul-ları da saptanmakta ve en uygun havalandırma sistemi ile gücü devreye sokulmaktadır.* Yük ayar programları: Binadaki havalandırma zon-larına göre, en yüklü zonun ihtiyaçları göz önüne alı-

narak bir havalandırma sistemi uygulanmakta, diğer zonlara, bu yüke göre optimum ölçüler çerçevesinde hizmet verilmektedir.* Soğutucu optimizasyon programları: Birden fazla soğutma sistemi bulunan binalarda, soğutma suyu gidiş ve dönüş sıcaklıklarını ve harcayacakları elektrik enerji miktarlarını hesaplayarak, en uygun soğutucu-ların devreye girmesini sağlamaktadır.3) Güvenlik kontrol programları, olmak üzere değişik alanlarda hizmet verecek programlama türlerine ayrıl-makta; binalarda bunların tümü veya birkaçı kullanıl-maktadır.Günümüzde ise tüm bu gelişmeler sonucunda BOS; ofis binaları, hastaneler, alışveriş merkezleri, oteller, okullar gibi kamusal alanların yanı sıra konutlara ka-dar girmiştir.Akıllı binanın ulaştığı uç nokta “ANN” (“Artificial Neu-ral Networks”) öğrenen, tepki veren, karar veren, ge-lişmiş bir bina otomasyon sisteminin adıdır.

Bina Yönetim Sistemi (IBMS): Kullanıcıların hangi çeşit denetim istediklerini ve bireysel konfor için ge-reken ana parametrelerin hangileri olacağını kullanım süreçleri belirleyecektir. Binalardaki denetlenen çevre

Page 43:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

41

koşulları için daha seçici olmak; denetim çeşit ve pa-rametrelerin her ikisine de bağlı olarak, denetim sis-temlerine güvenilirlikle ilişkilidir. Günümüzde, ışıklar ve kapılar için alternatif denetim yolları istenmektedir. Çünkü yalnızca otomatik denetime güvenmek henüz mümkün değildir. Günümüzde kullanılan dağınık sis-temlerin evrimi, merkezi denetim panelleri ve ayrık alıcılardan merkezi bilgisayar ve ona bağımlı dış is-tasyonlara doğrudur.

Akıllı Bina Sistemlerinin Entegrasyonu: Dünyada de-ğişen ekonomik dengeler, enerji sorunu, süratle geli-şen teknoloji, mekanlardan beklentilerin yükselmesi, enerji ve maliyet etkin çözümlerin önemini artırmıştır. Mimarlık, yalnız sanat olmaktan çıkarak farklı disip-linlerden gelen bilginin sentezlendiği bir bilim haline gelmektedir. Binanın tüm sistemlerinin tek başına ve birbirinden bağımsız değil, entegre ve birbiri ile et-kileşim halinde çalışması, farklı disiplinlerden gelen bilgi ve deneyimlerden yararlanmayı zorunlu hale ge-tirmektedir.

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte gelişen bilgisayar tabanlı çok fonksiyonlu sistemler, akıllı binaların tek-nolojik alt yapısını oluşturan sistemlerin entegras-

yon düzeyini artırarak sistemleri enerji etkinlik amacı doğrultusunda birbirleriyle etkileşimli çalışmasını zo-runlu hale getirmektedir. Akıllı bina alt sistemlerinin entegrasyonu denildiğinde sadece elektro-mekanik sistemlerin entegrasyonu gelmemelidir. Bina bir bü-tün olarak ele alındığında, binayı oluşturan pasif ve aktif bina sistemlerinin birbirlerini tamamlamaları ge-rekmektedir. Tasarım aşamasında bu sistemlerin en-tegrasyonunun başarılı olarak gerçekleştirilmesi bina içerisine eklenecek diğer aktif bina alt sistemlerinin entegrasyon düzeyinin de daha başarılı olacağını gös-termektedir. Tüm sistemlerin tek bir merkezden yöne-tilmesi gerekir.

Pasif bina alt sistemler (strüktür, kabuk gibi) ve aktif bina alt sistemlerinin (HVAC, aydınlatma sistemleri gibi) entegrasyon düzeyi binanın temel amaçları, bi-nanın tasarım ve yapım sürecine etki eden teknolojik, endüstriyel parametrelere bağlı olarak belirlenmekte-dir. Örneğin, bina ömrü ve bu süre içinde fonksiyon değişimi beklentisi olup olmadığı; sistemlerin birbir-lerine ve bina ömrüne göre yaşam süreleri, bina sek-törünün teknolojik ve endüstriyel düzeyi, tasarımcı ve üreticilerin bilgi, deneyim ve isteklilik düzeyi v.b. gibi faktörler sıralanabilmektedir.”

Page 44:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 45:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 46:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

44

İlk adım olarak, Anadolu Ajansı’nın Şubat 2016 tarihli ve “Yeşil binalarla enerji ithalatı frenlenecek” başlıklı haberine bakıyoruz. Habere göre Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) tarafından Ceylan Intercontinental Otel’de dü-zenlenen “ÇEDBİK Yeşil Binalar Kongresi 2016” etkinliği başlamış. Ana teması, “Dayanıklı Şehirler İçin Düşünsel Dönüşümler” ve “Binadan Yerleşkeye Bütünsel Tasarım için Diyalog” olarak belirlenen ve sürdürülebilir binalar konusunda önemli konuları ele alan kongrenin açılışında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Erdal Çalıkoğlu, kalkınmakta olan Türkiye’de artan nüfus ve refah düzeyi, sanayileşme gibi nedenlerden dolayı enerji kullanımının

hızla arttığından bahsetmiş.Enerjide dışa bağımlılığın yüzde 75’lerde olduğunu dile getiren Çalıkoğlu, “Enerji ithalatının faturası ise 55 milyar dolar seviyelerinde. Enerji ihtiyacımızın artmasına karşılık enerji üretiminde kullanılan kaynakların giderek azalması, enerji kullanımından kaynaklı sera gazlarının iklim değişik-liği ve küresel ısınma üzerindeki etkisi, acil ve etkin ted-birler alınmasını zorunlu kılmakta” demiş ve Türkiye’nin 2030 yılında sera gazı emisyonlarını yüzde 21 azaltmayı hedeflediğini anımsatmış.

Erdal Çalıkoğlu, “Bu hedefi gerçekleştirmek için güneş enerjisi santrali kapasitemizin 10 bin, rüzgar enerjisi sant-

BİNA OTOMASYONUNDA SON HALKA: YEŞİL BİNA

Page 47:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

45

rali kapasitemizin 16 bin megawatta çıkarılması, hidroe-lektrik potansiyelimizin tamamının kullanılması, 1 nükleer santralinin devreye alınması, elektrik iletim ve dağıtımın-daki kaybın yüzde 15’e indirilmesi, termik santrallerin rehabilitasyonunun yapılması ve mikro-kojenerasyon ve kojenerasyon gibi diğer yerinden üretim sistemlerinin ku-rulması gibi hedefler belirlenmiştir” diye konuşmuş.

Yapı sektörünün karbon ayak izi artışında diğer sektörle-rin önüne geçtiğini ifade eden Çalıkoğlu, doğal kaynakların neredeyse üçte birini kullanan yapı sektörünün taze suyun yüzde 12’sini kullanırken toplam katı atığın yüzde 40’ından sorumlu olduğunu bildirmiş.

Çalıkoğlu, binaların daha yapım aşamasında, entegre bir yaklaşım sergilenmesi, enerji modellemelerinin yapılma-sı, modellemeden elde edilen sonuçlara uygun tedbirlerin uygulanmasının sadece sosyal bir sorumluluk değil, aynı zamanda insani zorunluluk olduğunu söylemiş.

Çalıkoğlu, enerji modellemesi yapılması ve gerekli tedbir-lerin uygulanması halinde sağlanacak faydalara değinerek, şöyle devam etmiş: “Çevre dostu, enerji verimli, sürdürü-lebilir yeşil binalar üzerinde yapılan araştırmalar, binaların bu şekilde tasarlanması ve işletilmesi durumunda, gele-neksel yöntemlerle tasarlanmış ve işletilen ortalama bina-lara göre enerji kullanımında yüzde 20 ila yüzde 50 arasın-da, CO2 emisyonlarında yüzde 30 ila yüzde 40 arasında, su tüketiminde 30 ila 50 arasında, katı atık miktarında yüzde 70 oranında, bakım maliyetlerinde ise yüzde 10-15 oranın-da azaltım sağlanabileceğini göstermektedir. Türkiye gibi enerji kaynakları bakımından diğer ülkelere bağımlı ve sa-nıldığının aksine kullanılabilir su bakımından çok da zengin olmayan bir ülkenin, çevre dostu, enerji verimli, sürdürü-lebilir yeşil ve sürdürülebilir binalar sayesinde tek kalemde kazancı milyarlarca doları bulabilir.”

Türkiye’nin 2023’te enerji yoğunluğunu 2011 yılı değerine göre en az yüzde 20 azaltmayı hedeflediğini anımsatan Ça-lıkoğlu, “Bu amaçla yapılagelen çalışmaların sonucu ola-rak 2000 yılı baz alınarak karşılaştırma yapıldığında, 2014

verileriyle birincil enerji yoğunluğu indeksinde yaklaşık yüzde 13, nihai enerji yoğunluğu indeksinde ise yüzde 15 iyileşme sağlandığı görülmektedir” demiş.

Çalıkoğlu, enerji ve iklim konusundaki hedeflerine ulaşma-da en yüksek katkıyı, yüksek tasarruf potansiyeli dolayısıy-la, yapı sektöründen beklediklerini aktarmış. Bu bağlam-da binaların enerji taleplerinin ve karbon emisyonlarının azaltılması gerektiğini vurgulayan Çalıkoğlu, şu ifadeleri kullanmış: “Ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, enerji verimli, sürdürülebilir, yani, çevre dostu binaların yaygınlaştırılması, binalara azami enerji ihtiyacı ve azami emisyon sınırlaması getirilmesi, karbondioksit salım mik-tarları ilgili mevzuatta tanımlanan asgari değerlerin üze-rinde olanlara idarî yaptırım uygulanması, 2010 yılı yapı stokunun en az dörtte birinin sürdürülebilir yapı haline getirilmesi, Türkiye’nin stratejik hedefleri.”

Kongreye katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Oral da, enerji verimliliği sunan sürdürülebilir yeşil binalar üretilmesinin Bakanlığın ana hedeflerinden olduğunu söylemiş ve “Ha-vayı, suyu, toprağı daha az kirleten yapılar üreterek şehir-leri rehabilite etmek istediklerini” dile getiren Oral, enerji tüketimini ve salınımı azaltan binalar üretmeyi ciddi şekil-de önemsediklerinin altını çizmiş.

İkinci adım olarak, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği si-tesinde yer alan “Yeşil Bina Nedir?” başlıklı metni aktara-lım. Metne göre Yeşil Bina “Bugün sürdürülebilir, ekolo-jik, yeşil, çevre dostu vb. pek çok isim altında karşımıza çıkan doğayla uyumlu yapılar, yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildi-ği, bütüncül bir anlayışla ve sosyal & çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı, iklim verilerine ve o yere özgü ko-şullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzeme-lerin kullanıldığı katılımı teşvik eden, ekosistemlere duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir.

Dünya’daki Ulusal Yeşil Bina Konseylerinin deneyimi, yeşil

Page 48:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

46

binaların yaygınlaşmasını sağlamanın en etkili yollarından birinin bu binalara bir “yeşil etiket” vermek olduğunu or-taya koymuştur. Nasıl yediğimiz yemekler veya satın aldı-ğımız ürünler için bir “eko etiket” söz konusu ise ayni şeyi binalar için de yapmak bu binaların teşviki ve yaygınlaşma-sı anlamında olumlu bir adımdır. Bu etiketler sayesinde bir binanın birtakım standartlar çerçevesinde yeşilliği tescil edilir. Bu standartlar aynı zamanda yeşil bina tasarlamak isteyen mimar ve mühendisler için kılavuz niteliği taşır. Sosyal so-rumluluklarını yerine getirdiklerini kamuoyu ile paylaşmak isteyen şirketlere de geçerli bir etiket sağlar. Yeşil yapı-laşmaya yönelmek şirketler için aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak da görülmelidir.

Binaların ve yerleşimlerin küresel ısınmaya sebep olan başlıca seragazı olan CO2 salınımının %40’ından sorumlu olduğunu düşünürsek, mimarlar, mühendisler, şehir plan-cıları ve en önemlisi yönetmelikleri belirleyen devlet yetki-lilerine büyük sorumluluklar düştüğünü görürüz. Bina ve yerleşimlerin çevreye olan etkileri salgıladıkları CO2 gazıyla da sınırlı değildir. Aynı zamanda su kullanımı-nın yaklaşık %12’si, atıkların %65’i ve elektrik tüketiminin de %71’inden sorumludurlar.Bu rakamların büyüklüğü, binaların ve yerleşimlerin çevre-ye olan etkilerinin azaltılması için ayni zamanda büyük bir potansiyelin olduğu anlamına gelir. Amerika’da yapılan bir çalışma, “yeşil” veya “çevreci” olarak tabir edilen binaların enerji tüketiminde %24-50, CO2 salınımında %33-39, su tüketiminde %40 ve atıklarda %70’e varan bir düşüş sağ-lanacağını ortaya koymaktadır.”

Bu tasarruf değerleri hiç kuşkusuz çok dikkate değer. Umarız bu konu ilgili sektörlerin de çok daha fazla dikka-tini çeker ve bu yönde gelişmeler çok daha fazla gündeme gelir.

Konuyla ilgili olarak önemli bir kaynağa daha bakalım. Bu kaynak, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen “Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması İçin Teknik Yardım Projesi” kapsamında, Mayıs 2016 tari-hiyle yayınlanan “Çevre Dostu Binalarda Enerji Verimliliği Örnek Uygulamalar” kitapçığı.Kitapçığın Giriş’inde “Çevre dostu binalarda enerji verimli-

liği alanında teknik kapasitenin arttırılması amacıyla oluş-turulmuş olan bu çalışma, bazı örnek bina ve yerleşkeleri, enerji kullanım ve sürdürülebilirlik özellikleri perspektifin-de incelemeyi ve kazanımları tanımlamayı amaçlamakta-dır” denilmiş.Metnin devamı şöyle:“Yapılı çevrenin oluşumunda, çevreye verilen zararı mini-mumda tutmak için bütüncül bir yaklaşım gerekmektedir. Binaların çevresel ayakizi, birçok bileşenden meydana ge-len ve her biri ayrı çalışma konusu olan ilişkiler bütünü olarak tanımlanabilir. Bir binanın çevresel etkilerinin en az olması için benimsenmesi gereken prensipler şöyle liste-lenebilir: *Binanın güneşe göre konumlandırılması ve şekillenmesi, açıklıkların buna göre düzenlenmesi ve doğal ışığın etkin kullanımı*Enerjinin ve doğal kaynakların kullanımında verimlilik*Binaya bütünleştirilmiş pasif ve aktif ısıtma / soğutma sistemleri* Düşük CO2 emisyon hedefleri*Düşük karbon enerji kaynaklarının uygulanması*Alan içerisinde enerjinin toplanması ve üretilmesi*Geri dönüşümlü malzemelerin kullanılması*Malzemelerin sürdürülebilir kaynaklardan alınması*Yerel ve doğal malzemelerin ağırlıklı kullanımı*İnşaat sürecinde atıklarının minimuma indirilmesi*CFC, HCFC ve ozon aşınımına sebep olan malzemelerin kullanılmaması*Doğal kaynaklara en az şekilde müdahale edilmesi*İç hava kalitesi ve uçucu organik bileşen içermeyen mal-zeme kullanımı*Ulaşılabilirlik, güvenlik ve sosyal servislere yakınlık*Ekolojik peyzaj tasarımıİncelenecek örneklerde, bu prensiplerin nasıl uygulama-ya geçirilmeye çalışıldığı açıklanacaktır. Örnek binaların özelliklerine bakıldığında, sağlıklı ve üretken bir ortamın hedeflendiği, çevresel etkenlere duyarlı arazi ve malzeme seçimi yapılan, enerji ve su verimliliği uygulamaları ile yenilenebilir enerji kullanımı gibi bileşenleri barındıran, yüksek performanslı mekanik ve aydınlatma sistemleri ile donatılmış, ekonomik ve kullanım maliyeti düşük olan ya-pılar olduğunu söylemek mümkündür.Çevre Dostu Binalarda Enerji Verimliliği:Çevre dostu binaların en önemli özelliklerinden biri enerji

Page 49:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

47

kullanımı ve verimliliğidir. Günümüzde binalar için enerji verimliliği ısıtma ve soğutma talebinin sistematik bir şe-kilde azaltılmasıyla sağlanmaktadır. Binanın, en uygun mi-mari tasarımı ile enerji tüketim yükünün azaltılması, enerji tüketen tüm sistemlerinin ayrı ayrı ve mimari ile bütünleşik olarak optimize edilmesini benimseyen “Bütünleşik tasa-rım anlayışı” çağdaş yüksek performanslı binaların tasarı-mında kullanılan yöntem olarak benimsenmektedir. Bütün-leşik tasarım ile ilgili bileşenlerin dengeli tasarımıyla, hem yatırım maliyetlerinde, hem de geri dönüşlerde büyük eko-nomik faydalar sağlanmaktadır. Güncel pratiklerde, enerji verimliliğine ilave olarak, yenilenebilir enerji teknolojileri-nin kullanılması, fosil yakıtlarına bağımlılığı azalttığı gibi, sera gazı salınımlarının da daha az olmasını sağlamaktadır. Bina ve ulaşım sistemlerini içeren yapısal çevre tüm sera gazı salınımının üçte ikisini oluşturmaktadır. Sürdürüle-bilir binalarda, ‘zarar ver ve tamir et’ veya 2salım yap ve ofsetle’ yaklaşımı yerine, yapılacak analizlerle desteklene-cek tasarım iyileştirme süreçleri ile daha az salımlı veya karbon nötr binalara ulaşmak mümkündür. Binaların tüm yaşam döngüsünde en az salım ve en az toplam çevre-sel zarar hedeflerine ulaşılmaktadır. Tasarım iyileştirme süreçlerinde binalara bütünleştirilebilecek bazı sistemler Şekil 1’de görülmektedir. Sürdürülebilir bir bina tasarı-mında enerji verimliliği sağlamak için uygulanabilecek sistemler bir sonraki kısımda örnekler ile incelenecektir

Şekil 1. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara Etimesgut Sincan TKGM Binası enerji verimliliği uygulamaları (Ref: Ekodenge, AtelierTen, Willen Associates)

BİNA ÖLÇEĞİNDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÖRNEK ÇALIŞMALARI

Bu kısımda Ekodenge tarafından mimari tasarımı ve sür-dürülebilirlik mühendisliği yapılan örneklere yer verilmek-tedir.

Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü Sağlık Bilimle-ri Kütüphanesi Projesi:2014 yılında tasarlanmış olan kütüphane projesinde temel hedef tüm çalışma mekânlarının doğal havalandırma ve doğal aydınlanma koşullarına sahip olmasıdır. Bu sebeple bina, iki bağımsız kütle olarak tasarlanmış, ortadaki avlu sayesinde çalışma alanlarının farklı açılardan gün ışığını alması sağlanmıştır. Avludaki peyzaj tasarımı ile bir mik-roklima oluşturulmuş, çapraz havalandırma prensibi ile tüm alanlara bu bölümden taze hava alınması sağlanmıştır.

Şekil 2. Binanın üst görünüşü (Ref: Ekodenge arşivi)

Binanın avlulu mimari yapısı, aynı zamanda gürültü kayna-ğı olan ana caddeden ayrılarak ses kontrolünü sağlamak için bir çözüm olarak düşünülmüştür. Güney cephedeki çift cidar uygulaması da ses kontrolüne destek olacak di-ğer bir önlem olmuştur. Bu kısım aynı zamanda trombe duvarı şeklinde çalışmaktadır. Bina kabuğundan ısıl kütle olarak yararlanılmakta, kışın, arada ısınan havanın sisteme verilerek, ısıtma yüklerinin azaltılması hedeflenmekte, ya-zın ise havanın ısınarak dışarıya atılmasıyla, baca etkisinin yaratılması ve böylece çalışma mekânlarının havalandırıl-masının sağlanması hedeflenmektedir.

Page 50:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYONDOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

48

Şekil 3. Bina avlusu ve avluya bakan cephelerden görünüşBinanın tüm mekânları için doğal aydınlatma analizleri ya-pılarak, açıklıkların optimize edilmesi sağlanmıştır. Isı ka-yıpları gözetilerek, tüm cephelerdeki açıklık miktarları he-saplanmış, bulundukları yöne uygun olacak şekilde, güneş kırıcı tasarımı yapılmıştır. Modellemeler ile bu kırıcıların biçimi, derinliği ve sıklığı optimize edilmiştir.

Şekil 4. Güney cephe ve çift cidar uygulamasıBina kabuğu yüksek yalıtımlı olarak ve yoğuşmaya engel olacak şekilde tasarlanmıştır. En dış katmanda binanın ge-nelinde doğal taş, idari blokta ise ısıl ahşap kullanılmıştır.

Şekil 5. Kuzey cephe görünüşü

Bina enerji tüketim değerleri modellenerek, tasarım süre-cinde yapılmış olan tasarruf, LEEDkriterlerine göre seçilmiş baz binaya göre %42 olarak be-lirlenmiştir. İyileştirme aşamaları sırasıyla:�* Önerilen Dış Kabuk ve Aydınlatma Kontrolü�* Yüksek Verimli Mekanik Sistem Tasarımı�* Yenilenebilir Enerji Sistemleri Kullanımı olmuştur.

Şekil 6. Bina enerji tüketim tablosu (Ref: Ekodenge)

Tablo incelendiğinde, projede önerilen iyileştirme prensip-leriyle, ısıtma yüklerinde büyük bir azalmaolduğu dikkat çekmektedir. Soğutma yüklerinde, sistem fanları ve pompalarının kullandığı elektrikmiktarlarında, aydınlatma ve diğer elektrikli ekipmanlarda da tasarruf yapıldığı ortaya çıkmıştır.Bu projede, önce talebi azaltarak, sonra verimli sistemlerin kullanımı ve en sonunda yenilenebilirenerji sistemlerinin eklenmesi prensibi benimsenmiştir.”

ULUSLARARASI BİR YEŞİL BİNA ÖRNEĞİSon olarak, yine “Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması İçin Teknik Yardım Projesi” kapsamında, Mayıs 2016 tari-hiyle yayınlanan “Çevre Dostu Binalarda Enerji Verimliliği Örnek Uygulamalar” kitapçığında yer alan uluslar arası bir yeşil bina örneği bölümünü aktaralım.

Kitapçığın “Avrupa Birliği’nden Örnek Bina Tasarımları” bölümündeki ilk örnek olan bu yapının adresi, BedZED- Beddington Sıfır Enerji Yerleşkesi, Hackbridge, Londra, İngiltere.BedZED- Beddington Sıfır Enerji Yerleşkesi, “Güney

Page 51:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

49

Londra’da 2002 yılında inşa edilen, 82 konut, yaklaşık 1600m2 ofis alanı, tıp merkezi, kreş, spor alanları, kafe-bar, sosyal tesis vb. fonksiyonları içeren bir karma kulla-nım yerleşkesidir. İngiltere’deki en büyük eko-köy olarak da tanımlanmaktadır.

Teraslı yapılarıyla tüm evlerin bahçesi olması hedeflenmiş, konutlar pasif güneş sistemi prensipleriyle ve maksimum ısı kazanımı için güneye cephe vermiştir. Terasların arka-sında ofis kütleleri, fazlaısınmayı engellemek, soğutma ihtiyacını azaltmak ve gün ışığından optimum yararlanmak için kuzeye yönelimle yer-leştirilmiştir. Yüksek izolasyonlu yapı kabuğu, cepheye bütünleşik olarak tasarlanmış fotovoltaik paneller, rüzgar etkisiyle çalışan havalandırma bacaları ve kojen sisteminin kullanılmasıyla konvansiyonel olarak tasarlanmış benzer yapılara göre %25 enerji tasarrufu elde edilmiştir.

Şekil 27. BedZED yerleşkesi yapı izometrik çizimi (ref: www.inhabitat.com)

Enerji kullanımı daha bütüncül bir bakış açışıyla, sadece binanın harcadığı miktar olarak değerlendirilmeyip, yapıda kullanılan malzemelerin 60 km yarıçaplı bir alandan temin edilmesiyle ulaşım için gerekli enerjinin de azaltılmasına çalışılmıştır.2003 yılında yapılan ölçümlere göre, BedZED yerleşkesi, İngiltere’deki ortalama değerlere kıyaslara aşağıdaki kaza-nımları başarmıştır:*Isıtma gereksinimleri: %81 daha az*Elektrik kullanımı: %45 daha az*Sıcak su kullanımı: % 57 daha az* Kişi başına elektrik kullanımı: ortalama vatandaşlara göre %25 daha az. Bu harcamaların da %11’i güneş panel-

leri ile üretilmektedir.*Araç kullanım mesafeleri: %64 daha az

Şekil 28. BedZED Yerleşkesi Konutların Görünüşü (ref: http://webarchive.nationalarchives.gov.uk)

Şekil 29. BedZED Yerleşkesi Konutların Görünüşü (ref: www.solaripedia.com)

Şekil 30. BedZED Yerleşkesi Sürdürülebilirlik Mühendisliği Arup Fir-ması tarafından yapılmıştır. (Ref: http://www.energy-cities.eu) Ref: Mimarlık ve Yapılı Çevre Komisyonu (Commission for Architecture and the Built Environment) Arşivi. www.zedfactory.com”

Page 52:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ENDÜSTRİ OTOMASYON

50

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİ

HABER / MITSUBISHI ELECTRIC TÜRKİYE

Sağlık için taze havanın şart olduğu her yerde konfor ve verimlilik, Mitsubishi Electric Lossnay Havalandırma Cihazları’nda buluşuyor.

Yaşanılan ortamlarda havanın düzenli olarak taze hava ile yenilenmesi, sağlıklı ve yüksek kaliteli bir yaşam için olmazsa olmazdır. Pencere açmak, ortamın taze hava ih-tiyacını karşılamak için en kolay çözüm gibi gözükse de bilinenin aksine birçok dezavantajı bulunur. Pencere aç-mak, örneğin hava ve ses kirliliğinden rahatsız olunması, kaliteli hava eksikliğinden kaynaklanabilen baş ağrısı, baş dönmesi, göz kaşınması, boğaz kuruması, konsantrasyon eksikliği, çalışan-öğrenci veriminin düşmesi gibi sorunla-ra yol açabilmektedir… Oysa iklimlendirme sektörünün öncü inovatif markası Mitsubishi Electric Klima Sistemle-ri, Lossnay Havalandırma Cihazları ile bu sorunlara çare oluyor. Mekanların taze hava ihtiyacının sağlıklı bir şekil-de karşılanmasına imkan tanıyan Mitsubishi Electric, aynı

zamanda ısıtılan, soğutulan veya nem dengesi sağlanan havanın dış ortam havası ile karışmasını önleyerek enerji kayıplarını da önlüyor.

Taze havanın; evlerde geçirilen zamanın daha huzurlu ol-ması, iş yerleri ve okullarda konsantrasyonun sağlanması ve verimin artması gibi birçok avantajı vardır. Ama sağlığı ve yaşam kalitesini etkileyen iç mekan havasının tazelen-mesi ve ortamın ısıtılıp soğutulması sırasında ise enerjiyi en verimli şekilde kullanarak kayıpları minimuma indirmek gerekir.

Bu durumda Mitsubishi Electric Türkiye, 90 yılı aşkın tecrübesiyle tüm dünyada konutların, okulların, ofislerin, hastanelerin ve alışveriş merkezlerinin bina otomasyonun-daki iklimlendirme ihtiyacını karşılayan Mitsubishi Electric Lossnay Havalandırma Cihazları ile merkezi ya da bireysel yaşam alanlarının konforu için taptaze bir hava sağlıyor.

BİNA OTOMASYONUNDA KONFORLU VE VERİMLİ KLİMA ÇÖZÜMÜ MITSUBISHI ELECTRIC TÜRKİYE’DEN!

Page 53:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

DOSYA / BİNA OTOMASYON SİSTEMLERİENDÜSTRİ OTOMASYON

51

Lossnay Havalandırma Cihazları, enerji verimliliği avan-tajıyla ısı kaybını minimumda tutarak taze havayı ortama aktarıyor.

Ekonomik ve taptaze serinlik için LossnayMitsubishi Electric’in Lossnay Havalandırma Cihazları ile dış hava sıcaklığına bağlı olarak mekanların sıcaklığının düşürülmesi de mümkün. Yaz aylarında ısınan bina içi, gece ve sabah saatlerindeki düşük sıcaklıktaki dış hava ile serinletilebiliyor. “Serbest soğutma” olarak adlandırılan bu işlem, klimalara düşen yükü de azalttığı için enerji tasar-rufuna büyük katkı sağlıyor. Bu özellik, yatak odalarında gece klima kullanmak istemeyenler tarafından ekonomik serinleme sağlamak amacıyla yaygın olarak tercih ediliyor.Lossnay Havalandırma Cihazları, yapısında barındırdığı iki fanın bağımsız kontrolü sayesinde, karbondioksit veya si-gara dumanı gibi kirletici gazların yoğun olduğu kirli hava-nın ortamdan emilmesini de sağlıyor. Bu özellik sensörler aracılığıyla programlı ve otomatik olarak uygulanabiliyor. Ortama toz veya kirleticilerin girmesini engellemek için yüksek basınçlı mekanlar oluşturmayı mümkün kılıyor. Yüksek verimli LossnayMitsubishi Electric, Lossnay Havalandırma Cihazları ile sa-

atte 100 m3‘lük bireysel ihtiyaçlardan, tek gövdede 2.500 m3’lük üniteler ve bu ünitelerin kombinasyonlarıyla elde edilebilecek yüksek kapasiteler sayesinde endüstriyel alan-ların havalandırma ihtiyaçlarına kadar alternatifli çözümler sunuyor.

Lossnay cihazların sıcaklık ve nem transferi sağlayan özel selülozik güçlendirilmiş zarlı eşanjörü ile yüzde 80’i aşan verimlerde çalışma sağlamak mümkün. Bu özel ısı değiş-tirici eşanjör teknolojisi, içeriden atılan hava ile dışarıdan alınan havayı birbirine karıştırmadan havalandırma yapa-bildiği için kirli havanın tekrar içeri dönüşünü engellemiş oluyor. Sıradan plakalı ısı değiştirici sistemlerden farklı olarak selülozik eşanjör nem transferi de gerçekleştiriyor. Böylece yüzde 100 taze havayı, ısı kaybı minimumda tu-tularak ve nem dengesi sağlanmış olarak ortama aktara-biliyor.

Mitsubishi Electric Lossnay Havalandırma Cihazları, son zamanlarda yeniden artan şehir merkezi yapılanmalarında kolay montajı, basit kullanımı, sağladığı enerji tasarrufu, akıllı bina otomasyonuna uyumlu yapısı ile yeşil bina ser-tifikasyonlarının öne çıkan ürünü olarak dikkat çekiyor. Bu cihazlar, katma değerli projeleri ile fark yaratan inşaat fir-maları ve konfor arayan bireysel tüketiciler tarafından her geçen gün daha fazla tercih ediliyor.

HABER / MITSUBISHI ELECTRIC TÜRKİYE

Page 54:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

52

Modern tesisatın ayrılmaz parçası akıllı bina teknolojileriAkıllı bir ev, kullanıcılarına maksimum konfor sağlar. Akıllı ev duva-rınızdaki anahtarlar ile veya akıllı tablet veya telefonunuz ile kontrol edilebilir. Bu binaya klasik konvansiyonel sistemin sunamadığı yeni imkanlar tanır. Bu sistemden başka yeni çıkan teknolojileri evinize kolaylıkla adapte edebileceğiniz başka bir sistem yoktur. Dolayısıyla evinizi sadece rahat, güvenli ve verimli yapmaz aynı zamanda gele-cek teknolojilere açık bir eve sahip olmuş olursunuz.Akıllı bina teknolojisi günümüzde modern yapıların ayrılmaz bir parçasıdır. Yaşam alanı olarak tanımladığınız ev değişen kişisel ih-tiyaçlara da cevap verebilmelidir. Akıllı bina teknolojilerinin avantajı bariz ortadadır. Evinizin dışında olsanız dahi tablet veya telefonu-nuzdan kameralarınızı, aydınlatmalarınızı, ısıtma ve soğutma sis-teminizi kontrol edebilirsiniz. Tüm bu konforla beraber verilerinizi güvende tutmak risklerinizi minimuma indirecektir. RisklerÖrnek verecek olursak başkalarının özel hayatınıza ve alışkanlıkla-rınıza müdahale etme riski vardır. Özelinizdeki kapılarınız, pence-releriniz veya internet üzerinden izlediğiniz kameralarınız için ciddi önlemler alırsınız. Özellikle internet üzerinden kameranıza ulaşma-ya çalıştığınızda verilerin başkasının kullanımına geçme riskini art-tırırsınız. İnternet üzerinden aydınlatmalarınızın açılıp kapanması gibi komutların dahi kötü niyetli insanların eline geçmesi onların

sizin hakkınızda günlük yaşam programınız veya alışkanlıklarınız hakkında bilgi sahibi olmalarına sebep olacaktır. Diğer bir risk ise sisteminizin izniniz dışında kontrolü ve programlanması olabilir. Birisi sisteminizin yönetimini izinsiz ele geçirerek binanızın fonksi-yonlarını yeniden programlayarak sabit çalışma sisteminizi sekteye uğratabilir.

ABB güvenliğin arttırılması konusunda ne yapar?Endüstriyel gelişimler siber suçları yoğunlaştırdı. Çözümlerinde is-tikrar, güvenlik ve sağlamlığı arttırmak amacı ile ABB resmen ürün geliştirme sürecinin bir parçası olarak siber güvenlik testini kurdu. Siber güvenlik bir ürünün geliştirme süreci de dahil olmak üzere tasarım, uygulama, yaşam döngüsü olmak üzere tüm aşamalarda önemlidir. Sağlamlık testi bu aşamanın önemli fazlarından biridir. Bu sepebten dolayı ABB bağımsız Cihaz Güvenliği Güvence Merke-zi (DSAC) ni kurdu. Test merkezi port tarama, ağ yoğunluğu, gü-venlik açığı ve protokol açığı gibi bir çok konuda testler yapar. Yu-karıda sayılan testler ile birikte diğer test araçları da sınıfının en iyisi test platformları üzerinden gerçekleştirilir. Test işlemi işinin uzmanı kişiler tarafından test platformunun üreticileri ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilir. ABB test uzmanları testlerini test platformu üretici-leri tarafından aldıkları talimatlar ve destekler ile yaparlar. Ürünler farklı konfigürasyondaki operasyonel performansları üzerinden sürekli teste tabi tutulurlar. Ürünlerin olabildiğince hassas bir şe-kilde performanslarını diğerlendirebilmek için bu testler herhangi bir koruma olmadan test edilirler. (Güvenlik duvarı gibi) Bağımsız DSAC tarafından elde edilen sonuçlar incelenmek üzere ürün geliş-tirme departmanına iade edilir. ABB nin ürünleri neden 3.şahıslar tarafından verilen ürün sertifikasyonları içermez? ABB bu konudaki enerjisini hızla değişen çevresel koşullara uyum için harcamaktadır.

Tasarımcı, yüklenici ve sistem entegratörü tarafından dikkate alınması gereken nedir? Malesef sadece üretici tarafından alınan önlemler yeterli değildir. Tasarımcının, elektrikçinin ve sistem entegratörünün de tasarım, kurulum ve devreye alma esnasında dikkat etmesi gereken bir çok

Akıllı bir ev nasıl güvenli olur ve güvenliği arttırmak için üretici, elektrikçi ve sistem entegratörü ne yapabilir?ABB / new.abb.com/tr

Page 55:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

53

husus bulunmaktadır. Aşağıda maddeler halinde yazılan önlemler KNX/free@home otomasyon sistemlerinin güvenliğini arttırmak için rehber niteliği taşıyor.

Farklı medyalara erişimin önlenmesiYetkisiz erişime karşı uygulanacak dikkatli koruma, korunma kavramının temelidir. KNX/free@home sistemine fiziksel erişim sadece yetkili personele sağlanmaldır. Bu kişiler teknik personel, bekçi veya tesisatçı olabilir. Planlama ve kurulum aşamasında kritik noktalar mümkün olabilecek en iyi şekilde izole edilmelidir. Genel bir kural olarak sensörler ve cihazlar yerlerine geçici olarak bırakılmamalı,yetkisiz kişilerin yerlerinden sökebileceği düşünüle-rek sabitleme elemanları ile yerlerine kalıcı olarak sabitlenmelidir. Pano cihazları erişimi sadece yetkili personel tarafından mümkün olan kilit altında tutulan elektrik odalarındaki panolar içerisine mon-te edilmelidir. Bükümlü kablo çifti-Sisteme bağlı tüm ekipmanlar kolayca sökülemeyecek şekilde monte edilmelidir. - Bükümlü kablo çifti bina içerisinde veya bina dışarısında görünür bir şekilde olmamalıdır.-Eğer varsa modüllerin hırsızlığa karşı koruma aksesuarları kulla-nılmalıdır.-Bina dışarısındaki veri hattı riskleri arttırmaktadır. Bu nedenden dolayı dış alanda bulunması gereken tesisat erişimin mümkün olduğunca zor olabilmesi için yer altından yapılmalıdır.-Dış ortam, otopark, WC ve benzeri erişimin daha kolay olduğu mekanlardaki cihazlar bağımsız bir hatta dahil edilmelidir. Bu hattı ana hatta bağlayan hat birleştiriciler-de sisteme girişi engellemek için filtre tablosu mutlaka oluşturulmalıdır.-KNx sistemi için BAU şifresinin kullanılması da sistemin yeniden programlanabilmesini önlemek için etkin koruma şeklidir.Bina içerisinde IP kablolama ve BT güvenliği-Bina otomasyonu ürünleri için mümkünse bağımsız bir LAN veya WLAN ağı kurulmalı ve cihazları (router, modem, switch) kullanılmalıdır.-IP ağları için kullanılan normal güvenlik mekanizmaları KNX/free@home sisteminde bağımsız olarak kullanılmalıdır. Bunlar;*Ağ ve bilgisayarlar güvenlik duvarı ve anti virüs programları tara-fından korunmalıdır.*Kablosuz ağ mutlaka WPA2 veya üstü şifreleme sistemi ile ko-

runmalıdır.*Karmaşık şifreler kullanmak yetkisiz kişilerin sisteme girişini zor-laştıracaktır.*MAC filtreleme kullanmak güvenliği arttıracaktır.

Güvenli bir şifre oluşturma -Şifre minimum 8 karakterden oluşmalıdır.-Şifre noktalama işaretleri, rakam ve büyük/küçük harf içermelidir.-Sık sık değiştirilmelidir.Uzaktan erişim ve kontrol-KNXnet/IP routing ve KNXnet/IP tunelling şifreleme olmadan in-ternet ile kullanımı çok güvenli değildir. Bu nedenle router hiç bir port kullanıma açılmamalıdır. Bu free@home sisteminizin internette yetkisiz kişilerin müdahale etmesine yol açabilir. -İnternet üzerinden sisteminize erişim aşağıdaki şekilde olmalıdır.*VPN bağlantı*Üreticinin sağladığı bulut bağlantısı

MyABB-Livingspace ABB nin uzaktan bağlantı çözümü-dür MyABB-Livingspace in avantajlı yönü derin IT bilgisine sahip olam-dan kolayca kurulum yapabilmenizdir. My.abblivingspace sitesine erişim sağladıktan sonra yönergeleri takip ederek kolayca kayıt olabilirsiniz. MyABB-livingspace mobil cihazlarınız ile sisteminiz arasında köprü oluşturur. İletişim uçtan uca şifreli ve TLS dir. Bu sayede kullanıcı evini herhangi bir risk olmadan güvenli bir şekilde kontrol edebilir.

Page 56:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

54

Otomotiv ve hafif ticari araçların krank kasnaklarının üretimini yapan Konya’nın büyüyen firmalarından Kentpar Otomotiv, sü-reçlerinin yönetimi için IFS Applications 9’u tercih etti.Modern üretim teknikleri ve sürekliliği sağlayacak Ar-Ge merke-zi ile ürün kalitesi ve müşteri memnuniyetini en üst seviyelere çıkartmayı hedefleyen Kentpar Otomotiv; büyüme ve OEM pa-zarına girme sürecinde kendini geliştirecek ve otomotiv sektörü için kapsamlı bir çözüm sağlayacak IFS ile yol alacak.Üretiminin yüzde 97’sini dünya pazarına ulaştıran Kentpar Otomotiv’de IFS ERP Proje Yönetimi ve kurulum süreçleri IFS Türkiye Çözüm Ortaklarından Egeria Yazılım tarafından yöneti-liyor. Kentpar Otomotiv Fabrika Müdürü Mehmet Selek IFS Applicati-ons seçim süreçlerine ve ERP Projelerine yönelik olarak şunları söyledi.” IFS’in otomotiv sektöründe çok fazla başarı hikâyesine imza atmış olması ve referanslarının güçlü olması bu anlamda bizi IFS’e daha da yakınlaştırdı. Referans müşterilerle yaptığımız görüşmelerde IFS’in otomotiv yedek parça sektöründeki başarı-sı bizi oldukça etkiledi. Ayrıca IFS’in sunmuş olduğu üretim yö-

netimi ve üretim planlama özelliklerinin diğer yazılımlardan daha üstün olması ve özellikle sonlu kapasite planlama konusundaki çözümlerinin diğer yabancı ve yerli yazılımlarda göremediğimiz düzeyde iyi olması IFS’i seçmemizdeki en önemli nedenler-dendi. Bununla birlikte IFS’in web tabanlı olması ve ekranların kullanımının kolay olması nedeni ile anahtar kullanıcıların da sevgisini kazanan bir yazılım oldu” dedi.Konya 4.Organize Sanayi içerisinde yer alan yeni fabrika binası ile OEM firmalarına hizmet vermeye hazırlanan Kentpar Otomo-tiv, IFS ERP Projesi ile dünya ile rekabet edebilir bir firma olarak dünyaya hizmet etmek, kontrol edilebilir ve verimli süreçler ve tam izlenebilir bir yapı kurmayı hedefliyor.IFS Otomotiv Çözümü dünyaca kabul görmüş GALIA Sertifika-sına sahip ve uçtan uca tam kapsamlı bir çözüm sunuyor. IFS’in gerek dünyada BMW, Volvo, Toyota Lanka, SSAB; Isuzu; Sca-nia, Tokai Rubber Industries gibi ve gerekse Türkiye’de Tekno-rot, SIO Otomotiv, SKT, Feka, Pakkens, Maysan Mando, Canel Otomotiv, FSS, NSK Group, Şahin Motor Yatakları, Mes Makina gibi pek çok referansı bulunuyor.

Kentpar Otomotiv, IFS ile daha da büyüyecekwww.ifsworld.com/tr

Page 57:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 58:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

56

PILZ / www.pilz.com/tr

Dördüncü endüstri devrimi olarak kabul edilen Endüstri 4.0’ ın ismini giderek daha çok duyduğumuz şu gün-lerde, konvansiyonel otomasyonun öğeleri de hayatı-mızdaki önemlerini güncellenerek hissettirmeye devam ediyorlar. Endüstriyel robotlar da bu öğelerin en önemli-lerinden. Robotların, genel bir ifade ile, insanların çalış-masının tehlikeli, problemli ya da yorucu ve hatta daha maliyetli olduğu yerlerde kullanılan ağır otomasyon iş-çileri olarak tanımlanması yanlış olmaz. Robot ekipman-ları, tabii ki, kendi başlarına bir işe yaramıyorlar, her za-man belli bir prosese entegre edilerek kullanılıyorlar. Bu noktada da robot kullanımının optimizasyonu, verimlili-ği, fizibilitesi, emniyeti gibi konuların değerlendirilmesi gerekiyor. Bu yazıda, robot denildiğinde gündeme gelen konulardan, robot emniyeti ele alınacaktır.

Mevzuat ve StandartlarRobotlarla ilgili mevzuatın iki kaynağı bulunmaktadır. Birincisi piyasa gözetimi ve denetimi için oluşturulmuş olan mevzuattır. Bunun bir parçası olan, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uy-gulanmasına Dair Kanuna dayanılarak çıkarılmış olan 2006/42/AT Makine Emniyet Yönetmeliği’ ne göre, ro-bot ekipmanı tek başına tamamen bitmiş makine değil, kısmen tamamlanmış makine olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla kendi başına bu yönetmelik açısından CE İşareti gerekliliklerini taşımamaktadır. Robot ekipmanı, hattın entegrasyonu tamamladığında ve komple bir pro-ses hattı halini aldığında tamamlanmış makine olarak değerlendirilir ve Makine Emniyet Yönetmeliği ve ilgili

diğer yönetmeliklerin (Alçak Gerilim, Elektromanyetik uyumluluk, vb.) gerekliliklerini yerine getirdiği takdirde CE İşareti alarak hizmete koyulabilir.Daha çok ekipman üreticileri ve entegratörlerin odak noktası olan mevzuattan sonra, son kullanıcıların oda-ğında olan mevzuattan bahsetmekte de fayda var. Bu noktada, başlangıç noktası, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Gü-venliği Kanununa dayanılarak çıkarılmış olan, 2009/104/AT İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği ve Risk Değerlendirmesi Yönetme-liğidir. Bu iki yönetmelik de emniyetli bir robot uygula-masının kanuni dayanaklarıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kendi amir metni ile de risk değerlendirmesini şart koşmaktadır. Risk değerlendirmesi, ayrıca, Makine Emniyet Yönetmeliği’ nin de bir gerekliliği olan teknik dosyanın mecburi bir parçasıdır. İş güvenliği literatü-ründe de, sezgisel olarak barizdir ki, bir iş güvenliği çözümüne geçmeden önce problemin tanımı ve büyük-lüğünün ve doğasının tespiti gereklidir. Dolayısıyla risk değerlendirmesi tüm çözümlerin öncesinde gerekmek-tedir.Emniyet gerekliliklerini belirlemek için risk değerlendir-mesi ile incelemeye başlanır. Risk değerlendirmesinde tüm çalışma evreleri düşünülür (öğretme, bakım, ayar, temizlik). Beklenmeyen çalışmaların önlenmesi, makul ölçüde öngörülebilir yanlış kullanım, kontrol sistemi arı-zaları, özel robot uygulamalarına ait tehlikeler de bu risk değerlendirmesinde yer alır. EN ISO 12100 standardı, risk değerlendirmesi için genel bir çerçeve ve rehberlik sağlayan A tipi standarttır. Her risk değerlendirmesinde

Ahmet Erdinç

Pilz Emniyet Otomasyon Ürünleri ve Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.Makine Emniyeti DanışmanıMakine MühendisiCMSE® Sertifikalı Makine Emniyeti Uzmanı – TÜV Nord

Page 59:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

57

bu standardın rehberliğinin kullanılması tavsiye edil-mekle birlikte, risk değerlendirmesi metodolojisi ile ilgili detaylara bu yazıda girilmeyecektir.Robot emniyeti ile ilgili başlıca referans dokümanlar, “EN ISO 10218-1 Robotlar ve robotik cihazlar - En-düstriyel robotlar için güvenlik gereksinimleri - Bölüm 1: Robotlar” ve “EN ISO 10218-2 Robotlar ve robot cihazları-Endüstriyel ortamlar için robotlar - Güvenlik kuralları - Bölüm 1: Robot sistemleri ve entegrasyonu” tanımlı, C tipi standartlardır. Bunlardan EN ISO 10218-1 standardı, tekil robot ekipmanın emniyet gerekliliklerini düzenleyen standart; EN ISO 10218-2 standardı ise ro-botların entegre edildiği sistemlerin emniyet gereklilik-lerini düzenleyen standarttır. Bu yazıda EN ISO 10218-2 dokümanına odaklanılacaktır.Yazının bir ikinci konusu kolaboratif robotlardır. Kolabo-ratif robot uygulamaları, EN ISO 10218-2 standardında genel olarak ele alınmış olmakla birlikte, detayları ISO/TS 15066 teknik spesifikasyon dokümanında yer almak-tadır.

Robot Sistemlerinde EmniyetBahsedildiği üzere, EN ISO 10218-2 standardı robot sis-temlerinin gerekliliklerini ortaya koymaktadır. Bu C tipi standartta, her C tipi standartta olduğu gibi, B tipi stan-dartlara da atıflar bulunmaktadır. Standartlardan gelen tüm bu gereklilikler 3 ana bölümde incelenebilir:

1. Robot ekipmanı ve fiziksel çevresi ile ilgili emniyet gereklilikleri2. Emniyet bileşenleri ve kontrol sistemi ile ilgili gerek-lilikler3. Robot sistemi ile ilgili çalışmalardaki diğer tedbirler1. Robot ekipmanı ve fiziksel çevresi ile ilgili emniyet gereklilikleriRobot ekipmanı asgaride aşağıdaki emniyet gereklilikle-rine sahip olmalıdır:• Motor milleri, tahrik kayışları, aktarma bileşenleri gibi hareketli kısımlar uygun sabit ya da hareketli ka-pamalara sahip olmalıdır. Kapamaların gereklilikleri EN ISO 14120 standardında belirtilmiştir.• Robotun kaidesine olan bağlantısı, mukavemet ge-reklilikleri üreticinin ve prosesin gerekliliklerine göre hesap edilmeli ve uygulanmalıdır.

• Robotların tasarımı ve imalatı öyle yapılmalıdır ki, hidrolik, pnömatik, elektrik ya da vakumun kaybedilme-sinin tehlikeye sebep olmamalıdır. Robot alanına sadece robotun enerjisi emniyetli şekilde izole edildiğinde eri-şim sağlandığında giriliyorsa, bu maddedeki gereklilik-ler ilk anda risk değerlendirmesinin konusu olmayabilir ancak bir şekilde kolaboratif çalışma (robot hareket et-mezken de robot alanına giriş bazı durumlarda kolabo-ratif çalışma sayılabilir) prosesin bir parçası ise o zaman bu maddenin önemi artacaktır.• Elektriksel bileşenler IEC 60204-1 standardına uygun olmalıdır. Genel olarak, güç dalgalanmalarına karşı ön-lemler, arızi durumlarda, yani topraklama problemleri ile canlı hale gelebilecek iletkenler için (dolaylı temas) gereklilikler, normal koşullarda canlı halde bulunan ilet-kenlere temasa karşı (doğrudan temas) gereklilikler, de-polanmış enerjiye karşı gereklilikler, kablolama gerek-lilikleri, pano gereklilikleri gibi gerekliliklere uyulması gerektiğinden bahsedilebilir.• Robotu çevreleyen kapamaların tümü EN ISO 14120 standardına uygun olmalıdır. 2. Emniyet bileşenleri ve kontrol sistemi ile ilgili gerek-liliklerBariz olmayan dolayısıyla da bu görünmezliği nedeniyle daha sinsi tehlikeler getirebilecek olan taraf kontrol sis-temi ve daha da talihsizi kötü mühendislik uygulanmış emniyet ekipmanlarıdır. Bu uygunsuzları bertaraf etmek için emniyet bileşenleri ve kontrol sistemi ile ilgili şu gereklilikler bulunmaktadır:• Emniyetle ilgili kontrol sisteminde bahsetmek için herşeyden önce performans seviyesi gerekliliğinden bahsetmek gerekir. Performans seviyesi EN ISO 13849-1 standardında tanımlanmış olan makinelerin risk sevi-yesine göre kontrol sistemi gerekliliğinin büyüklüklerini anlatmak kullanılan, en düşük seviyesi a’ dan en yük-sek seviyesi e’ ye kadar harflerle ifade edilen soyut bir derecelendirme sistemidir. EN ISO 10218 standartları-nın ikisinde de ifade edildiği üzere, robot sistemlerinde kontrol sisteminin emniyetle ilgili kısımları, Kategori 3, PL d gerekliliklerini sağlamak durumundadır. Perfor-mans seviyesini, bileşenlerin arızaya geçme ihtimalleri, arıza teşhis kabiliyetleri, birbirleriyle bağlantı şekille-ri, gibi pekçok faktör etkilemektedir. Tüm uygun veya tüm uygunsuz bağlantı şekillerinin hepsinin bu yazıda

Page 60:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

58

kapsanması mümkün değildir. Genel olarak çift kanallı kumanda sinyalleri ve orta-yüksek arıza teşhis kabiliyet-lerine ihtiyaç duyulduğunu, uygunluğu ispatlanmadıkça emniyet fonksiyonlarının serilenmeden kaçınılması ge-rektiğini söylemek mümkündür.

• Bir robot sisteminde her alandan tehlikeli alana eri-şim değerlendirmelidir. Prosesin ve verimlilik ihtiyaçla-rının gerektirdiği ölçüde giriş ya da varlık algılayan em-niyet ekipmanalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu emniyet ekipmanları için şu gereklilikler söz konusudur:o Işık perdeleri doğru çözünürlükte seçilmeli (parmak, el, vücut koruma), ve EN ISO 13855 standardına uygun şekilde pozisyonlandırılmalıdır. Bu da ancak robotun durma performansının ölçüldüğü bir ESPE ölçümü ile mümkün olabilir. Bu ölçümle, robotun durma süresi ve bu süre boyunca ne kadar hareket ettiği bulunarak ışık perdesinin emniyetli konumu belirlenir. Unutulmamalı-dır ki, ESPE ölçümü olmadan konumlandırılmış bir ışık perdesi, aldatıcı bir emniyet hissiyatı yaratacağından, hiç ışık perdesi olmamasından daha tehlikelidir. Çünkü ışık perdesi yakınında çalışanlar emniyette oldukları his-sine kapılacaklar ve “dikkatli olma zırhlarını” aşağı indi-recekler ancak ışık perdesinin yanlış konumlandırması nedeniyle kötü durma performansına sahip bir ekipma-nın oluşturduğu beklenmedik tehlikeye maruz kalacak-lardır.o Pilz SafetyEYE ® gibi üç boyutlu emniyet kamerası sistemleri ya da iki boyutlu alan tarayıcılar için de aynı ışık perdelerinde olduğu gibi ESPE ölçümü gerekliliği bulunmaktadır.o Işık perdelerinde muting ve blanking fonksiyonları dikkatli şekilde kurgulanmalı, sistemin malzeme giriş-çıkışı ile insan uzvunu ayırt edebilecek yeteneğe sahip olduğu doğrulanmalıdır.o Tehlike alanından malzeme, kıvılcım vs. fırlaması/sıç-raması riskinin bulunduğu durumlarda kapamasız optik koruma önlemleri uygun olmayacaktır.o İzlemeli kapılarda tek başına mekanik dilli siviç kulla-nımından kaçınılmalıdır. Çünkü bu bileşenlerin tek baş-larına PL d’ yi sağlama yetenekleri bulunmamaktadır.o Kontrol sistemlerinin öngörülebilir yanlış kullanımı ya da işletme kültürlerindeki farklılıklarından dolayı mani-pülasyonu gibi durumlar değerlendirilmelidir. Örneğin,

izlemeli kapıların hazırdaki bir ikinci aktüatör ile mani-püle edileceği düşünülüyor ise, kapı izleme için, EN ISO 14119 standardına göre, manipülasyon ihtimali daha düşük, kodlu, tam kodlu veya eşsiz tam kodlu izeleme sistemleri kullanılmalıdır. Ya da arıza teşhisi için içerde gözlem yapmak isteyen bir çalışanın varlığını algılayacak emniyet paspasları, alan tarayıcılar ya da Pilz SafetyEYE ® gibi üç boyutlu emniyet kamerası sistemleri kullanıl-malıdır.o Kontrol sistemi emniyet baskın kurgulanmalıdır. Ör-neğin emniyet kapısın açıldığı ve emniyet ihlali duru-munun mevcut olduğu durumda, robotun iş parçasının yerinde olduğu ve artık start alabileceği bilgisini veren standart bir sensörün aktivasyonu robot hareketliliğini başlatmamalıdır.o Öğretme amacıyla robot alanında bulunulması gereki-yorsa, üç konumlu ve sadece orta konumda çıkış üreten hold-to-run el kumandaları kullanılmalıdır. Öğretme mo-dunda sadece el kumandası aktif olmalı el kumandasın-dan kumanda edilirken robotun hızı 250 mm/s değerini aşmamalıdır. Manuel kumanda bileşenleri için sadece el kumandası aktif olurken, robot sistemi, hattaki herhangi bir acil stop butonundan acil duruşa geçirilebilmelidir.

3. Robot sistemi ile ilgili çalışmalardaki diğer tedbirlerArtık riskler için şu gerekliliklerden bahsetmek gerek-mektedir.• EN ISO 14118 standardına uygun olarak, her maki-nede olduğunu gibi robot sistemlerinde de, makineye (elektrik, pnömatik, vakum, vb.) ve prosese (bakım, ayar, temizlik) özel hazırlanmış, işletmenin çalışanları tarafından benimsenmiş, aktif şekilde kullanılan bir kilit-leme etiketleme (Lock Out Tag Out – LOTO) sistemi bu-lunmalıdır. Her makinedeki enerji kesme noktaları ya da pnömatik devresi ya da prosesler aynı olmadığından tek bir jenerik LOTO prosedürü de tüm makineler için kulla-nılamaz. Dolayısıyla makineyi uygun şekilde sıfır enerji düzeyine getirebilmek için makinenin enerji noktaları ve devre şemaları çalışılarak LOTO prosedürleri hazırlan-malıdır.• Kısa süreli robot alanına girişlerde, emniyet kapısının çalışanın üstüne kapanmasını önlemek için ilgili önlem-lerden biri yada birkaçı bir arada alınmalıdır. Unutulma-malıdır ki, bu önlemlerden her biri her işletmenin emni-

Page 61:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

59

yet kültürü, idari yapısı, çalışan yetkinliği ve farkındalığı için ya da ikinci kişilerin robot alanında bulunmasını al-gılamak için uygun olmayabilir. Hangi tedbirin riski ka-bul edilebilir seviyeye çektiğini riski değerlendiren ekip karar vermelidir. Kilitlemeli emniyetli kapı sistemi asma kilit takılabilir özellikte olmalıdır. Böylece kilit takarak içeri girme prosedürü idari şekilde uygulanabiliyorsa, bu çalışma şekli robotun beklenmeyen çalışmasını önle-yerek yeterli risk azaltımı sağlayacaktır. Çalışanın varlı-ğını algılayacak emniyet paspasları, alan tarayıcılar, ya-tay ışık perdeleri ya da Pilz SafetyEYE ® gibi üç boyutlu emniyet kamerası sistemleri kullanılmalıdır. Trapped key system olarak İngilizce’ de geçen, mekanik interlok sistemleri kullanılmalıdır. • Diğer tüm tedbirlerden sonra insan vücuduna karşı maruziyetleri minimize etmek için ilgili EN standartlarına uygun, CE işaretli kişisel koruyucu donanımların kulla-nılması gerekmektedir:• Artık risklerin iletişimi için uygun büyüklükte ve EN ISO 7010 standardına uygun olarak, uyarı, yasaklama ve zorunluluk piktogramlarının kullanılması gerekmektedir.• Tüm risklerin ve bu risklere karşı alınmış olan ted-birlerin ve bu tedbirlerin uygun işletmesinin çalışanların dikkatine sunmak için tüm çalışanların katılımının sağ-landığı eğitimler, alınan tüm tedbirlerin yerindeliğini gü-vence altına alan son bir tedbir hattı olacaktır.

Kolaboratif Robot ÇalışmalarıKonvansiyonel robotların varlığı endüstriyel ortamlar-da yeni değil. Ancak kolaboratif robot ekipmanlarının varlığı için aynı şeyi söylemek zor. “Kolaboratif robot ekipmanı” diye ifade ediyoruz çünkü kolaboratif çalışma, aslında tek başına bir ekipmanı değil, spesifik olmayan genel bir çalışma şeklini ifade ediyor.

Kolaboratif robot çalışması EN ISO 10218-2 standardına detaysız şekilde anlatılmakta. Ancak kolaboratig robot alanında üreticilerin hızı standart koyucuları geçince, or-tada standartları olmayan ekipmanların bulunması gibi bir durum ortaya çıkmaya başladı. Standart koyucu da (ISO) müstakil bir standart oluşturmanın uzun sürecini beklemeden bir çözüm üretmeye gerek duydu. Bunun sonucunda bir standart olarak değil ama yol gösterici bir rehber doküman olarak ISO/TS 15066 Robotlar ve

Robotik Cihazlar – Kolaboratif Robotlar teknik spesifi-kasyon dokümanı ortaya çıkmış oldu. Bu dokümanda, kolaboratif çalışma ile ilgili gerekli tanımlar ve robot ça-lışmalarında bir ilk olan robotun insana çarpmasındaki kabul edilebilir koşullar yer alıyor. Kolaboratif Çalışma MetotlarıISO/TS 15066 dokümanına göre, kolaboratif çalışma-lar 4 metot ile gösterilebilir. Bu metotlar, i) Emniyetli izlemeli duruş (Safety-rated monitored stop); ii) Elle yönlendirme (Hand guiding); iii) Hız ve mesafe izleme (Speed and separation monitoring); iv) Güç ve kuvvet sınırlama (Power and force limiting); olarak listelene-bilir.

i) Emniyetli İzlemeli Duruş (Safety-Rated Monitored Stop)

Bu metotta, operatör, robot ile etkileşime girmek için ve herhangi bir görevi gerçekleştirmek için (parça yükle-mek, takmak, vb.) kolaboratif çalışma alanına girmeden önce robotun hareketleri emniyetli izlemeli duruş özelli-ği ile durdurulur. Eğer operatör çalışma alanında yoksa robot kolaboratif olmayan modda çalışabilir. Operatörün alana girişi ancak robot emniyetli şekilde hareketsiz iken olabilir. Yani kolaboratfi çalışma alanında ya robot hare-ket halindedir ve yalnızdır, ya da çalışan hareket halinde-dir ve robot durur vaziyettedir.Bu metot için STO (safe torque off – emniyetli tork kapa-lı) özelliği ve robotun EN ISO 10218-1 standardına göre koruyucu duruş (protective stop) özelliği ile donatılmış olması gerekmektedir.

Page 62:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

60

ii) Elle Yönlendirme (Hand Guiding)

Bu mettotta, operatör hareket komutlarını robota aktar-mak için elle kumanda edilen bir cihaz kullanır. Opera-törün kolaboratif çalışma alanına girmesi için robotun emniyetli izlemeli duruşa geçmiş olması gerekmektedir. İşlem manuel şekilde, robotun uç iş aletine yakın bir noktaya yerleştirilmiş olan yönlendirme cihazının hare-ket ettirilmesiyle yapılır. Operatör sürekli emniyetli sı-nırlanmış hız (SLS – Safely Limited Speed) fonksiyonu ile koruma altındadır. Set edilmiş emniyetli hızın üstüne çıkıldığında, robot, STO yaparak duruşa geçer. Operatör elle yönlendirmeye başladığında emniyetli izlemeli duruş durumu ortadan kalkar, operatör yönlendirmeyi bıraktı-ğında tekrar aktive olur. Operatör kolaboratif çalışma alanından ayrıldığında robot kolaboratif olmayan modda çalışabilir. Yönlendirme cihazı operatörün yakınında olmalı böylece operatör robotun hareketini ve oluşabilecek herhangi bir tehlikeyi gözlemleyebilmelidir. Operatör robot kolunun ya da ağır yüklerin altında olmak gibi tehlikeli konumlar-da kalmamalıdır.

iii) Hız ve Mesafe İzleme (Speed and Separation Mo-nitoring)Bu mettotta, robot sistemi ve operatör aynı anda kolabo-ratif çalışma alanında hareket halindedir. Risk azaltımı, çalışmanın her anında, bu ikili arasında asgari bir ko-ruyucu ayrım mesafesi bırakılarak sağlanır. Bu ayrımın algılanabilmesi için, tabii ki, robot ekipmanına ek olarak

algılayıcı emniyet ekipmanları kullanılır. Bu metot, Pilz SafetyEYE ® gibi üç boyutlu emniyet kamerası sistemle-rinin kullanımı için tipik bir örnektir. Çalışan, kolaboratif çalışma alanına yaklaştığında, azalmış olan mesafenin emniyetli ayrım mesafesi olabilmesi için robot hızını azaltır. Bu hız azaltımı SLS özelliği ile gerçekleştirilir. Ayrım mesafesi set edilmiş değerin altına düştüğünde, robot koruyucu duruşa geçer. Operatör robot sistemin-den uzaklaştığında, kolaboratif olmayan modda çalışma-ya devam eder.

iv) Güç ve Kuvvet Sınırlama (Power and Force Limiting)

Şimdiye kadar anlatılan üç metotta, robot hareket ha-lindeyken çalışanın robota belli bir mesafeden fazla

Page 63:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

61

yaklaşması mümkün olmamaktaydı. Dolayısıyla çalışma şekli gereği robot – insan teması / çarpışması müm-kün değildi. Bu metotta, çalışanla robot aynı anda aynı alanda birbirlerine yakın mesafelerde hareket halindeler. Dolayısıyla artık tehlikeli olabilecek temas / çarpışma ih-timalinden bahsetmek mümkün. Bu nedenle de, diğer 3 uygulamada konvansiyonel robot donanımı kullanılabi-lirken, iv. Mettotta olası bir çarpışmanın etkisini azalt-mak için, fiziksel dış yapısı özel olarak tasarlanmış ve kuvvet algılama sensörleri bulunan kolaboratif robot do-nanımı (cobot) kullanılmaktadır.

Sadece kolaboratif robot donanımı kullanılmasının em-niyetli bir kolaboratif robot uygulaması için yeterli ola-cağını düşünmek doğru değildir. Tüm iş istasyonunun risk değerlendirmesi sonucunda, kolaboratif çalışmaya uygun şekilde tasarlanması gerekmektedir. Örneğin sı-kışma ihtimali oluşturabilecek yapısal bileşenler yerin-den çıkabilir şekilde tasarlanabilir. Böylece olası bir uzuv sıkışmasında o parça yerinden çıkarak sıkışmayı önlemiş olur. Ayrıca belli sıkışma noktalarının olası olduğu nok-talarda, emniyet siviçleri (Kategori 3, PL d’ yi sağlayacak şekilde) ile ya da soft eksenler ile sıkışma riskleri azal-tılmış olur.

ISO/TS 15066 dokümanında, her bir insan vücudu böl-gesi için azami kuvvet uygulama eşik değerleri veril-miştir. iv. Mettotta olası bir çarpışma senaryosunda bu kuvvet eşik değerlerinin aşılmaması gerekir. Tasarlanan kolaboratif bir iş istasyonunun emniyetli olduğunu is-patlamak için mutlaka kuvvet ölçümü yapmak ya da Pilz gibi bir hizmet sağlayıcısından kuvvet ölçümü hizmeti desteği almak gerekir. Böylece proses programı sırasın-da uygulanabilecek emniyetli azami kuvvet ve azami hız ortaya çıkar. Artık proses bu limit değerlerle çalışmak üzere set edilir.

Kolaboratif robot uygulamaları emniyetli çalışma kısıtları nedeniyle her uygulama için uygun olmayabilir. Örneğin kesici, delici takımlarla yapılması gereken uygulama-

lar, çok sert ve keskin yüzeyli veya çok ağır iş parçaları tutularak yapılan uygulamalar, ya da çok hızlı yapılma ihtiyacı duyulan prosesler için uygun olma ihtimalleri düşüktür. O nedenle, emniyet gerekliliklerinden de önce, kolaboratif robot donanımı satın almayı düşünen işlet-melerde, öncelikle proseslerinin gerçekten kolaboratif robot uygulamasına (iv. metot) uygun olup olmadığının ve gerçekten iv. metot robot uygulamasına ihtiyaç duyu-lup duyulmadığının analiz edilmesi gerekir.

Bu çalışma modları tek başlarına kullanılacağı gibi kom-bine şekilde de kullanılabilir. Örneğin iv. Metot, doğası gereği daha düşük hızlara izin verdiğinden çevrim zama-nını arttırır. Bunun yerine, kolaboratif çalışma alanında çalışan yokken tam hızda çalışmaya izin verilip alana ça-lışan girdiğinde iii. Metot ile bu giriş algılanıp hız azaltı-larak iv. Metottaki eşik değerlere indirilmesi sağlanabilir. Böylece daha verimli ve emniyetli bir kolaboratif çalışma sağlanmış olur.

SONUÇDonanımı kolaboratif veya konvansiyonel olsun, hiçbir robot ekipmanı kendiliğinden emniyetli değildir. Robot donanım üreticilerinin de böyle bir iddiası yoktur. Yani emniyetli robot yoktur, emniyetli robot uygulaması var-dır. Emniyetli robot uygulaması da, ancak teknik emni-yet konusunda uzmanlaşmış; ekipmanları, metodolojileri ve kontrol sistemini analiz etmeyi bilen uzman ekipler tarafından risk değerlendirmelerinin gerçekleştirilmesi, doğru emniyet çözümlerinin prosesin ve proses sahibi-nin teknik ve finansal ihtiyaçlarına göre belirlenmesi ve tasarlanlanması, doğru emniyet ürünlerinin seçilmesi, doğru mühendislik ile uygulanması ve emniyeti güvence altına almak için gerekli testlerin ve emniyet doğrulama-sının yapılması ile mümkün olacaktır. Unutulmamalıdır ki, teknik emniyetin tüm bu unsurlarını bir arada barındı-ran çözüm sağlayıcıları bu birliğin sinerjisi ile endüstride optimum hizmeti verme kabiliyetine sahip olacaklardır. Aksi takdirde teknik emniyetin görünmez kısımları ma-sum canları yakmaya devam edecektir.

Page 64:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

62

Microsoft’un yeni ofislerinde konfor ve enerji verimliliği ABB’nin akıllı bina sistemi KNX ile sağlanıyor.Güç ve otomasyon sektöründe Dünya lideri ABB, Danimarka’daki yeni Microsoft ofislerine KNX ürünleri ile bina otomasyonu çö-zümleri sundu. Kopenhag şehrinin dışındaki Lyngby’de bulunan ve “Henning Larsen Architects” tarafından tasarlanan yazılım de-vinin yeni 18.000 metrekarelik kurumsal binası, aralarında çalı-şanların kullanımına açık, aydınlık ve geniş V biçimli alan bulunan iki bitişik küpten oluşuyor. Henning Larsen Architects, Microsoft çalışanlarının modern bina otomasyon teknolojilerini kullanarak maksimum konfor içinde düşünebilecekleri ve çalışabilecekleri bir ortam oluşturma vizyonunu tatmin edecek bir bina tasarlamak üzere Microsoft ile omuz omuza çalıştı.

Genel yüklenici Hoffmann, bu vizyonu gerçekleştirmek amacıyla ABB’nin akıllı KNX sistemini projeye dahil etti. Akıllı bina sistemi, optimum sıcaklık, hava kalitesi ve aydınlatma kontrolü ile mü-kemmel ofis atmosferini oluşturmak üzere tasarlanmıştır. ABB Bina Ürünleri Yöneticisi Mike Mustapha proje hakkında şun-ları söyledi: “Bu proje, Microsoft gibi lider teknoloji şirketine ya-kışan son derece modern sistemlerin kullanıldığı abidevi bir bina projesidir. ABB’nin KNX sistemi, güneşin konumu da dahil olmak üzere muhteşem ritmini en doğal şekli ile binanın ofisleri ve kori-dorlarına aktarabilecek şekilde tasarlanmıştır.Binanın önemli özelliklerinden birisi de çalışanların pencerelere kolaylıkla erişimi olmasıdır. Binanın cam cephe sistemi sayesinde çalışanlar geniş açık ofislerinde hatta toplantı salonlarında dahi tavandan gelen gün ışığı ile aydınlanabiliyor. Mümkün olan yerlerde güneşin sıcaklığı ve ışığı hatta sunucuların ve bilgisayarların yaydığı ısı kullanılarak panjurların ve pencerelerin otomasyon tarafından en uygun pozisyonda konumlandırılması sayesinde konfordan ödün vermeden maksimum seviyede enerji tasarrufu sağlanmıştır. Daha önceden projelerinde ABB nin KNX akıllı bina kontrol sistemlerini kullanmış olan Hoffmann sistemler departmanı Newron System e ait KNX için grafiksel programlama arayüzü olan MooV’n’Group’u Danimarka’da kullanan ilk şirket olmuştur. KNX sisteminin kapsamı binayı, Danimarka’nın düşük enerjili binaları tanımlayan Gold International LEED Standardını

karşılayan en büyük binası haline getirmiştir. Hoffmann BMS Projesi Müdürü Jan Roed şunları söyledi: “Bu, Hoffmann’ın şimdiye kadar inşa ettiği en büyük teknik sistemdir. Binadaki diğer sistemler ile KNX’i en verimli şekilde entegre etti-ğimizi söyleyebilirim.”Anlatılan tüm bu faydaların yanında KNX bina kontrol sistemi çalı-şanların aydınlatmaları, güneşlikleri ve sıcaklığı bilgisayarlarını ve tabletlerini kullanarak web tabanlı bir arayüz üzerinden yönetilebi-leceği şekilde yapılandırılmıştır. Sadece toplantı odalarının duvar-larında termostatlar ve anahtarlar bulunur.Hoffmann Proje Müdürü Gorm Meyer şunları dedi: “Böylesine sofistike bir çözümü, deneyimlerinden faydalanmak amacıyla tedarikçileri ve entegratörleri sürecin en başında projeye dahil et-tiğimiz için oluşturabildik. Bize en iyi çözümü ve ürünleri sunduğu için seçimimiz ABB oldu.”Proje o kadar başarılı oldu ki Brüksel’de bulunan, KNX uluslarara-sı akıllı bina yönetimi standardının sahibi KNX Derneği, yeni Mic-rosoft binasını, 15 Mart 2016 tarihinde Frankfurt’ta düzenlenmiş olan Light and Building Fuarı’nda verilen 2016 KNX ödüllerine aday gösterdi.

Microsoft ofisleri ABB’nin KNX bileşenleriyle donatıldıABB / new.abb.com/tr

Page 65:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 66:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

64

Nesnelerin İnternetini Güvenli Hale Getirirken Sorulması Gereken 6 Soru

Tüm dünyadaki endüstriyel uygulamalar, yenilik getirmek ve yetersizliği ortadan kaldırmak için çok büyük fırsatlar yaratan daha çok sayı ve çeşitteki “nesneleri” bağlayarak dönüştürül-mektedir. Ancak, kurumunuz bir Nesnelerin İnterneti (IoT) stratejisi yarattığında, aşağıdaki bu önemli güvenlik sorularını cevaplamanız gerekmektedir.Ağınızı korumaya, verimliliği arttırmaya ve gelecekteki altyapı ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan bir nesnelerin interneti siber güvenliği stratejisini nasıl yaratacağınızı öğrenin.

Bir cihazın IoT için bir aday olup olmadığına nasıl karar veririm? Daha çok cihaz akıllı sensörlerle donatıldığı ve iletişim kurma kabiliyeti elde ettiği için, bu nesneler daha sonra kompleks süreçlerin daha iyi anlaşılması için kullanılan araç haline gel-mektedir. Daha iyi kontrol edilebilen ve böylece verimliliği arttıran daha akıllı makinelerin yapılmasına yardımcı olabil-mektedirler. Tüm bu cihazlar kablolu ve kablosuz ağ yoluyla, İnternet ile

aynı ağ teknolojisini kullanarak bağlanmaktadır. Böylece yapı-nın saldırılardan korunması, veri doğrulaması ve veri kontrolü gittikçe daha önemli bir hal almıştır.

Cihazınızın IoT’ye bağlanıp bağlanmamasına karar ver-mek için, yalnızca “Bunun ağda olmasının değeri nedir?” sorusunu sorun. Bir şey bağlayabiliyor olmanız, bağlamanız gerektiği anlamına gelmez. Eğer bağlamanın değeri riskten büyükse, o zaman bu cihazın bir aday olması muhtemeldir.Eğer ağınıza eklemeye karar verirseniz, standart EtherNet/IP™ teknolojisini kullandığından ve IP standartları ile en iyi uygulamalara uyum sağladığından emin olun. Bu durum, ve-rinin sürekli bir şekilde iletilmesine yardım eder ve güvenlik teknolojilerinin çeşitli seviyelerde kullanılmasına izin verir.

Kontrol sistemlerini olası bir IoT iletişim ve tehdit akının-dan nasıl koruyabilirim? Hepimiz, bölgede artan nüfusa elverişli hale gelmesi için değiştirilmeyen yollar nedeniyle meydana gelen trafik sıkı-şıklığında bulunmuş veya buna şahit olmuşuzdur. Ağınız da, dikkatli bir planlama olmazsa buna benzeyecektir. 2020’ye kadar, 20 trilyon tane cihazın IoT bağlantılı olacağı tahmin edilmektedir. Ev ödevinizi iyi yapın ve yalnızca bugünün ihti-yaçlarına değil, geleceğe yönelik ihtiyaçlara da yönelen düz-gün bir planı devreye sokun. Hiçbir ürün, teknoloji veya metodoloji, endüstriyel uygula-maları tamamen güvence altına alamaz. Hem iç hem de dış tehditleri ele almak için Derinliğine Savunma (DiD) yaklaşımı gereklidir. Bu yaklaşım, fiziksel, policy ve teknoloji gibi çeşitli güvenlik katmanlarını kullanır. Bir örnek olarak, tüm kullanıl-mayan portların ya programlanabilir bir biçimde ya da fiziksel olarak, lock-out kilitleriyle kilitlendiğini doğrulayın veya kont-rolörünüzü dışarıdan program değişikliğine kapatmak için “run mode”a getirin ve şifre kullanın. Bunlar bugün yapılabi-lecek basit güvenlik önlemleridir. Ayrıca, iç veya dış, sahada veya uzaktan operasyonlarda sis-

www.rockwellautomation.com/tr

Page 67:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

65

temlerinize insan etkileşimini kontrol etmek için politikalar oluşturmalısınız. Ağınızdaki kimse doğrulayın, ne yapabile-ceklerini yetkilendirin ve sonrasında ağınızda ne yaptıklarının raporunu yapın. Ağlarınızı bölmek için en iyi uygulamaları kul-lanın: güvenli domainler kurun ve VLANlar, VPNler, güvenlik duvarları, ACLler tanımlayın ve ağınızda kimin neye erişimi olduğunu sınırlandırmak için şifreler kullanın.

Ağınızı daha küçük ölçekli VLAN’lara bölmek bakım için yar-dımcı olur ve bir yalıtım seviyesi sağlar. Örneğin, bu ayrışım, bir ekipman hattındaki bir problem yüzünden tüm ağınızın hata vermesini engellemeye yardımcı olur.

IoT ile birlikte harika fırsatlar meydana gelir, ancak bunun zorlukları da vardır. Bunu yalnız yapmak zorunda değilsiniz. Sizin için, endüstriyel bilgi mimarinizi başarılı bir şekilde ha-rekete geçirmek için ihtiyacınız olan bilgiyi sağlayabilen En-düstriyel IP Advantage adında çevrimiçi bir topluluk (www.industrial-ip.org) gibi yardımlar mevcuttur. Siber güvenliğin IoT ve endüstriyel kontrol sistemleri gü-venliği için ne farkı vardır? Çok büyük bir fark yoktur. İyi bir siber güvenliği planı önleme-ye sahiptir: riskleri azaltmaya yönelik politika ve prosedürle-rin hazırlanması ve çözüm – bir güvenlik ihlali olduğunda ne yapılması gerektiği. Bu durum, endüstriyel kontrol sistemleri (ICSs), için de aynıdır ve aslında daha da önemli olabilir çün-kü operasyonların durdurulması şirket için yüksek maliyetli olabilir. IoT ve ICS siber güvenliği nasıl yönetilmelidir? IoT’nin sunduğu avantajları ve fırsatları tamamen elde etmek için, Bilgi Teknolojileri ve Operasyon Teknolojileri ağ altyapı-larının birleştirilmesini kabul etmeniz gerekmektedir. Bu da sizin tüm ağınızı, aynı teknolojileri ve personeli kullanarak yö-netmenizi sağlar ve varlık ve eğitimleri azaltmaya – iki yerine bir çalışan ile iki farklı şey yerine bir ortak hedef- yardımcı olmaktadır.

Ancak, bu kolay bir yolculuk değildir. Departmanlar, tesisler ve tedarikçiler arasında daha iyi bir işbirliğinin olması gere-kecektir. Fabrika ağlarının çoğu, işletme ile bağlanmak üzere tasarlanmamıştır bu nedenle kapsamlı bir değerlendirme, stratejinizin ve uygulama planınızın geliştirilmesinde iyi bir başlangıç olacaktır.

IoT siber güvenliğinin sağlanması konusunda sorumlu kim olmalıdır? Kontrol sistemlerinizi tamamen koruyacak bir ürün, teknoloji veya metodoloji olmadığı için, böyle bir sağlayıcı da yoktur. Her birinin, işiniz için ürün veya çözüm sunarken güvenliği aklında tutması gerekmektedir. Tüm tedarik zincirinizi buna dahil etmesi gerekmektedir. Ağ sahiplerinin kendi ağlarını onaylanmış tasarım ve en iyi uygulamaları ve ağ üzerindeki bilgilerin, kim, ne ve ne zaman mevcut olacağı planlarını kul-lanarak tasarlamaları gerekmektedir.

ICS sağlayıcıları, küresel standartlara ve zorunlu güvenlik ihti-yaçlarına uyan kontrol sistemlerini sağlamalı ve ürün geliştir-melerinde ortak, güvenli tasarım koşullarına sahip olmalıdır.OEMler makine ağlarında da en iyi uygulama tasarımlarını uygulamalıdır. Makinelerinin müşterilerinin operasyonlarına kolayca entegre olabilmesi, Bilgi Teknolojileri ve Operasyon Teknolojisi performans hedeflerini karşılamalıdır. Bu enteg-rasyon ayrıca makine üreticilerine, müşterilerine daha da çok değer katmalarına izin vermektedir. Örneğin, dünyanın her-hangi bir yerinden uzaktan güvenli erişimi kurabilme kabiliyeti ile, müşteri ekipman duruşu ve seyahat harcamaları en düşük seviyeye indirgenmektedir.IoT siber güvenliği yönetimindeki standart roller nelerdir? Standartlar IoT vaatlerinin gerçekleştirilmesi bakımından kritik önem taşır. Onlar olmadan bu “nesneler” sürekli bir şekilde bağlanmayacak, yani herkes için daha çok iş ortaya çıkacaktır. Standartlar teknoloji ve metodolojilerin kanıtlan-mış olduğunu ve daha fazla birlikte çalışabilirlik sağladığını doğrulamaya yardımcı olmaktadır. Ayrıca, kullanıcıların bu “nesneleri” ağa koymalarını böylece verinin doğru zamanda olması gerektiği yerde olmasını ve oraya güvenle ulaşmasını sağlamaktadır.

Çözüm sağlayıcıları ağınızı, bu standartlar üzerine kurulu mevcut ürün ve çözümlerle daha iyi korumanıza yardımcı olabilmektedir. Bu standartlara uymak, altyapınızın daha iyi değerlendirilmesini sağlayacaktır. Doğru bir şekilde tasarlan-mış ve evrimleşen standart ve teknolojilere sahip bir ağ ile gelecekteki trafik sıkışıklıklarını önleyebilirsiniz.

IoT’nin sunduğu avantajları ve fırsatları tamamen elde etmek için, Bilgi Teknolojileri ve Operasyon Teknolojileri ağ altyapı-larının birleştirilmesini kabul etmeniz gerekmektedir.

Page 68:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

66

IXXAT CAN@net NT 200 – çok işlevli CAN-Ethernet ağ geçidi

Yeni IXXAT CAN@net NT 200 ürünü kullanıcıların CAN ve Ether-neti bağlamasını sağlayan bir CAN-Ethernet ağ geçididir. CAN@net NT ürünü iki işlem modu sayesinde CAN-Ethernet-CAN köp-rüsü ve CAN-Ethernet ağ geçidi olarak kullanılabilir.

İki CAN ara yüzü ile donatılmıştır ve tanınmış CAN@net II ürü-nüne kıyasla daha fazla uygulamaya yönelik kullanımı destekler.

CAN@net NT (artık siyah kılıf içerisinde) kullanıcıların CAN ve Ethernet bağlantısı yapmasını sağlıyor

CAN ağlarının bağlanmasıÖzellikle bina otomasyonlarında kullanışlı olan CAN@net NT ürününün en önemli özelliklerinden biri de büyük alanlara dağı-lan CAN ağlarını ayırabilme kapasitedir. CAN@net NT, CAN ağ-larını omurga Ethernet sistemi aracılığıyla birleştiriyor, mevcut altyapıların kullanılmasını sağlıyor. Bu bölünme aynı zamanda

genel sistemin güvenilirliği ve dayanıklılığını artırıyor.

Uzaktan erişim sağlıyorZorlu ortamlarda yüksek per-formans için tasarlanan CAN@net NT için bir başka ortak uygulama ise CAN ağlarına Et-hernet aracılığıyla uzaktan eri-şimdir (örneğin rüzgâr enerjisi santrallerinde veya üretim sek-töründe).

CAN@net NT hizmet persone-linin dünya çapındaki tesislere erişmesini sağlar ve CAN-bazlı tesislerin kontrolünü, hizmetini ve denetlenmesini basitleştirir, maliyetleri ve arıza sürelerini

büyük ölçüde azaltır.

Köprü işlemine ve iki CAN ağının Ethernet aracılığıyla bağlan-masına ek olarak CAN@net NT 200’e aynı zamanda Windows, Linux, VcWorks veya QNX bazlı sistemlerden ve gömülü sis-temlerden standart TCP/IP soketi üzerinden basit bir ASCII pro-tokolü kullanarak doğrudan erişilebilir.

CAN@net NT 5 kBit/s ve 1 Mbit/s arasındaki tüm CAN bilgi akış hızlarını destekliyor ve aynı zamanda 11 ve 29 bit tanımlayıcılar kullanıyor. TCP/IP bazlı protokol Ethernet üzerinden aktarılan hiç bir CAN mesajının kaybolmamasını sağlıyor. Cihaz ayarları Windows ayarlama aracı kullanılarak kolaylıkla yapılıyor.

Yakın bir zamanda PC ara yüzlü çalışma modu, 4 CAN kanalı ve CAN FD desteği içeren farklı CAN@net NT türleri sunulacak.

HMS / www.hms-networks.com

Page 69:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 70:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

68

Endüstri 4.0 ve sensör teknolojisinin olası sonuçlarıOMRON / www.omron.com.tr

2011 yılında, farklı sektörlerdeki trendleri açıklamak ve aralarında ilişki kurmak amacıyla Hannover Messe fuarında ortaya atılan En-düstri 4.0 terimi, geçirdiği evrim sonucu üretim alanında yeni bir paradigmanın müjdecisi oldu. Genel anlamda üretimin bilgisayar ortamına taşınarak otomatikleştirilmesi olarak tanımlanan terim, bilgilerin giderek bireysel makinelere ve komponentlere dağıtılma-sıyla üretim operasyonlarının otomatik şekilde organize edilmesine doğru bir geçiş olarak nitelendiriliyor.

Endüstri 4.0 standardı esas alınarak ortaya atılan varsayımlarda, üretim hatlarının verimliliğini artıracak, ürün konumunu değiştirme sürelerini kısaltacak ve ürünlerde daha fazla çeşitliliğe olanak sağ-layacak şekilde otomatik olarak yeniden yapılandırılacağı savunulu-yor. Satışla kazanım ve sipariş işlemlerinden tedarik zinciri ve lojistik ve üretim yönetimine kadar uzanan geniş bir yelpazenin uçtan uca bir teknoloji dizisi ve yazılım sistemleriyle yönlendirildiği düşünül-düğünde, gelecek dönemde üretim makineleri ve komponentlerinin çok daha yüksek düzeyde IT sistemlerine dinamik ve kusursuz şe-kilde entegre edilmesi gerektiği gayet açık.Entegre sensörler makine ve üretim verimi artırıyor ve makine du-

ruş süresini kısaltıyor

Çoğu üretim makinesinin vazgeçilmez bir parçası olan sensör sis-temlerinde, Endüstri 4.0 için “hazır” bir makinenin taleplerini kar-şılayabilmek üzere gereken işlevleri sunması için bir dizi yeni tek-nolojinin kullanılması şart olacak. Standart sensörlerin pasif açma/kapama işlevinin gereken entegrasyon düzeyini destekleyecek ye-terlikte özellikler sunmayacağı gayet net.Otomatik izleme, yapılandırma ve parametre oluşturma özellikleri sunmak için daha yüksek düzeyde kontrol sistemleriyle iletişim kurabilen entegre sensörler şüphesiz Endüstri 4.0 konseptinde de açıklandığı gibi makine yapılandırmalarında dinamik değişiklikler yapılabilmesi için bir ön koşul olacak.Bir makinede ürünün konumunu değiştirme işleminin otomatikleş-tirilmesine yönelik basit örneği ele alırsak, akıllı ve entegre sensör sistemlerinin kullanılması bu süreci oldukça iyi bir düzeye taşıya-bilir. Klasik sensörler, üretim aşamasındaki ürünün gerektirdiği koşullara göre ürünlerin makinedeki konumlarının değiştirilmesi işlemi sırasında tek tek elle yapılandırılır. Bunun nedeni, ürünün ren-ginde ve boyutunda meydana gelen değişiklikler veya diğer fiziksel

Page 71:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

69

farklılıklar olabilir. Verim sağlamayan bu işlem zaman aldığı gibi elle yapılan hataların kaynağı olarak da değerlendirilebilir.

Bu süreç, Endüstri 4.0 kavramı dikkate alındığında, sipariş noktası ve üretim programından makine yapılandırması ve hatta sensör sistemlerini de içine alan komponent düzeyine kadar uçtan uca yönlendirilerek tamamen otomatik bir hale getirilebilir. Akıllı kontrol sistemlerinin, tespit parametrelerini ve ayarlarını ürün konumlarının sorunsuz biçimde değiştirileceği şekilde otomatik olarak ayarlaması sayesinde verimlilikte artış kaydedilebilir ve manuel yürütülen sü-reçlerde sık yaşanan hatalar ortadan kaldırılabilir.Ayrıca, sensör sistemlerinin giderek daha fazla entegre edilmesi sayesinde, bir sensörün çalışma durumu ve stabilitesi akıllı bağlantı üzerinde tekrar makine kontrol sistemine iletilebilir. Bu durum takip edilerek sensör otomatik olarak optimize edilebilir ve dolayısıyla ürün veriminde çok daha yüksek bir artış gözlenebilir. Aynı zaman-da arıza tanılamaları ve önleyici bakım bilgileri de verebilen akıllı bağlantı ile makinenin duruş süresi en aza indirileceğinden dolayı üretim veriminde artış elde edilebilir.Endüstri 4.0 konseptinin şimdilik geleceğe yönelik, henüz gerçek-leştirilmemiş teknolojilere dayalı pek çok öğesinin aksine, gelişmiş akıllı bağlantı içeren entegre sensör sistemleri günümüzde mevcut. Özellikle, bir fieldbus arayüzünü içeren kullanıma hazır entegre sen-sör çözümleri, tam entegre bir üretim sisteminin taleplerini karşıla-yacak gereken işlevleri sunuyor.

Günümüzde, sensörler için her birinin kendine özel avantajları ve kısıtlamaları olan çeşitli fieldbus çözümleri bulunuyor. I/O Link gibi sensör haberleşmesi için özel olarak tasarlanan bazı fieldbus tek-nolojileri, sensörlerin kendilerine has gerekliliklerini destekleyecek şekilde geliştirildi. Ancak sensör sistemleri dışında diğer cihazları da destekleyen ve tüm ortak makine komponentleri için tek bir makineden fieldbus çözümü sunan jenerik fieldbus çözümleri de mevcut.Omron, çeşitli fieldbus teknolojilerini destekliyor olsa da birincil olarak şu anda piyasada bulunan en hızlı fieldbus çözümü olarak bilinen EtherCAT sistemini kullanıyor. EtherCAT, çeşitli çevresel cihazların entegrasyonunu destekleme yönündeki esnekliğiyle de tanınıyor. Fieldbus ağına son derece kolay bir şekilde entegre edi-lebilen bu cihazlar sadece birkaç tıklamayla yapılandırılabiliyor ve makine kontrol platformu ile sensör sistemi arasında anında veri alışverişi yapılmasına olanak veriyor. Bu sayede karmaşık protokol-ler hazırlama veya özel kodlar yazma zorunluluğu ortadan kalkıyor ve entegrasyon süreci hızlı ve sorunsuz bir biçimde yürütülebiliyor.Günümüzde entegre sensörlerin işlevsel şekilde kullanıldığı bir gerçek olsa da, bu çözümleri kavrama sürecinin henüz başlangıç aşamasında olduğu da gayet açık. Ancak üreticilerin giderek artan talepleri ve Endüstri 4.0 konseptinin gerçeğe dönüştürülmesine yönelik devinimle bu entegre sensör çözümlerinin önümüzdeki yıl-larda daha çok kullanılması bekleniyor.

Page 72:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

70

NSK AIP+ Katma Değer Programını başlatıyor

NSK, makinelerin ve ekipmanların optimum ve kârlı şekilde çalış-masını sağlamaya yardımcı olmak amacıyla AIP+ Katma Değer Programını başlattı. Eksiksiz bir rulman bakım paketi sunmak ama-cıyla tasarlanan AIP+ makine performansını ve çalışma ömrünü maksimize etmeye yardımcı olmak için dikkatli bir şekilde gelişti-rilmiş dört yenilikçi bakım ve hizmet aracı (durum izleme, montaj ekipmanı, lazer hizalayıcı ve yağlama çözümleri) kullanıyor. NSK’nin Durum İzleme Hizmeti (CMS), çalışan makineler için kapsamlı bir sağlık kontrolüdür.

NSK’nın Durum İzleme Hizmeti (CMS) çalışan makineler için kap-samlı bir sağlık kontrolüdür. Sürekli bir uygulama süreci sunan CMS’de, hem CMS’nin uygunluğunu kontrol etmek hem de izleme yolunu belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bir ilk değerlendirme aşaması bulunur. Bunu, makinenin sağlıklı çalışıp çalışmadığını kontrol etmek ama-cıyla yapılan veri analizi ve tavsiye edilen eylemleri içeren tam bir raporla birlikte NSK titreşim, sıcaklık ve hız ölçüm ekipmanı kulla-narak yapılan veri toplama aşaması takip eder.

Örneğin, eş zamanlı olarak üç eksende titreşimi ölçebilen NSK du-rum izleme ekipmanının uygulamasının ardından, eksenel hizalama veya balans koşulları dışına çıkışlardan kaynaklananlar gibi isten-meyen kuvvetler kolayca belirlenecektir. İzleme ekipmanı aynı zamanda yağlama eksikliği ile ilgili her türlü sorunu veya erken yorgunluk potansiyelini belirleyecektir. Haliha-zırda NSK’nın Avrupa genelindeki taleplere cevap verebilecek tam

eğitimli bir CMS uzmanları ekibi vardır.

NSK’nın rulman montaj aletleri, tüm rulmanların hasar görmeden, doğru bir şekilde takılıp sökülmesini sağlayacak şekilde tasarlan-mıştır. Optimum performansın elde edilmesi için, rulmanlar hem şafta hem de yatağına doğru şekilde takılmalıdır. Rulmanın bir bi-leziğinde sıkı geçme olması nedeniyle, kuvvetin takılı bileziklere eşit

NSK Motion & Control / www.nsk.com

Page 73:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

71

şekilde uygulanması için kurulumda özel aletler gerekir. Alternatif olarak, montajın yapılması için yine AIP+’nin bir parçası olarak te-darik edilen NSK aletleri kullanılarak ısı uygulanabilir. NSK’nın montaj aletleri tüm rulmanların doğru şekilde taşınmasını ve takılmasını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.

NSK rulmanlarına güvenenler için, NSK aletlerinin kullanılması önemlidir çünkü bu, montaj ve söküm işlemlerinin doğru şekilde yapılmasının tek yoludur. Tüm NSK montaj aletleri dağıtım için stokta hazır bulunur. Eğer gerekirse, montaj ve sökümde en iyi uy-gulamanın nasıl yapılacağı konusunda bir eğitimin de yer aldığı bir paket sunulabilir.

NSK’nın AIP+ portföyündeki bir başka güçlü araç ise lazer hizala-yıcıdır. NSK’nın hizalama aletleri kayıpları en aza indirmek ve maki-nenin en az enerji ile optimum performans göstermesini sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Yapılan bir endüstri araştırması, makine-

lerin %50’sinin hizalama haricinde çalıştığını ve bu durumun daha fazla yüklemeye ve genel performansın düşmesine neden olduğu-nu öne sürüyor.

Son olarak NSK, rulman ve makinelerin kullanım ömrünü uzatmak amacıyla gerekli, kanıtlanmış bir bakım uygulaması olan yeni AIP+ Katma Değer Programının bir parçası olarak yağlama çözümleri de sunabilir.

NSK, ağırlık ve güç ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı boyutlara indüksiyon ısıtıcıları sunabilir.

Tipik bakım bütçelerinin, yıllık cironun %15-40’ı arasında değiştiği bir dönemde, elde edilebilen her türlü tasarrufun karlılığın üzerinde çok olumlu etkisi olduğuna şüphe yok. NSK’nın AIP+ Katma Değer Programı, yapılandırılmış ve kanıtlanmış bir sürecin parçası olarak tesis mühendislerinin bu tasarrufları elde edebilmesine yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir.

Page 74:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

72

Legrand’dan P17 Tempra ile endüstriyel çözümler

Bina, elektrik ve dijital altyapıları konusunda uzman Legrand, P17 Tempra Pro endüstriyel fiş ve prizleriyle, alışveriş merkez-leri, hastaneler, ticari binalar, fabrikalar gibi birçok kullanım ala-nına kesintisiz ve güvenli hizmet sağlıyor.

Bina, elektrik ve dijital altyapıları konusunda uzman Legrand, endüstriyel uygulamalar için birçok farklı çözüm sunuyor. P17 Tempra Pro endüstriyel fiş ve prizler, tesisatların optimum sevi-yede işlemesini, kullanım kolaylığını ve kullanıcı güvenliğini ar-tıran birçok yeni özelliğiyle, tüm iç ve dış mekan iş ortamlarına uyum sağlıyor.Su geçirmezlik, darbe direnci ve sıcaklık şartlarıyla ilgili spesi-fik sınırlandırmalar içeren ağır ortam şartlarına uygun olarak üretilen P17 Tempra Pro, endüstriyel uygulamaların yanı sıra alışveriş merkezleri, hastaneler, ticarı binalar, gıda tesisleri, taşı-macılık, veri merkezleri ve depolar gibi ihtiyaçlar için farklı ürün ve çözümlere sahip.

4 ana ürün ile farklı ve etkili çözümlerP17 Tempra Pro; Sıva üstü prizler, pano tipi prizler, düz fişler ve seyyar prizler, ihtiyacınız olabilecek 24-110-230-380 volt çalış-

ma gerilimlerinde, IP44 ve IP66/67 koruma sınıflarında ve 16-32-63-125 amper değerlerinde akım seçenekleriyle standartlara uygun bir çözüm sunuyor. IP44 koruma sınıfına sahip endüstriyel prizler, iç ve dış ortam kullanımlarında, her yönden gelen su damlalarına ve 1mm’den büyük katı cisimlere karşı koruma sağlarken, dar alanlarda kul-lanım boyutları, korozyon önleyici materyaller ve bileşimleriyle Legrand’ ın mevcut kombinasyon kutularıyla uyumludur.

IP67 koruma sınıfına sahip endüstriyel fiş ve prizler de toza kar-şı ve suya gömülme durumunda dahi koruma sağlayarak dış ortam kullanımı için mükemmel özelliklere sahiptir ve de kom-binasyon kutuları ile birlikte kullanıma uygundur.

Çevre güvenliği ilk öncelikHayatı kolay ve kullanışlı hale getirmek için, dizayn ve güvenlik konularında kapsamlı AR-GE çalışmalarına tabi tutulan Legrand P17 Tempra Pro, kimyasal ürünlere karşı çok yüksek direnç, anti-korozyon özellikli vidalar, -25ºC’den +40ºC’ ye sıcaklık, da-yanıklılığı ve geri dönüştürülebilir materyallere sahip yapısıyla çevre güvenliği konusunda da hassasiyetini gösteriyor.

LEGRAND / www.legrand.com.tr/

Page 75:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 76:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

74

Zorlu İşleme – yine de güvenilirHAIMER / www.haimer.com.tr

Kaba ve zorlu işlemeler söz konusu olduğunda dahi,takım tutu-cunun ne denli önemi olduğu,halen gözden kaçırılmaya devam edilmektedir. Bu tür işlemlerde talaş kaldırma hacmi, işleme ope-rasyonunun verimliliği için kritik öneme sahiptir. Özel takım tutu-cununiçerisinde yer alan setler ve takım şaftının üzerindeki spiral yivlere sahip özel form kullanılarak, zorlu olan malzemelerin yüksek

hızla, tam slot işlemelerinde 2 x D (50 mm)’ye kadar veya daha faz-la talaş kaldırılması mümkün hale gelmiştir. Takım tezgahı üreticisi Heller tarafından gerçekleştirilen uygulama çalışmaları, HAIMER Safe-Lock™ sisteminin etkilerini kanıtlamıştır.

Özellikle havacılık, enerji ve makine mühendisliği sektörleri içeri-

Page 77:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

75

sinde, üretim müdürlerinin işlemesi zor malzemeler ile çalışırken ekonomik verimlilik ve yüksek iş güvenilirliği arasındaki bağı sağ-lamlaştırmaları gerekmektedir. Bilindiği gibi, üretim sektörünün sürekli gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için makine teknolojilerinin de gelişmeye devam etmektedir. Heller takım tezgahları, söz edilen bu yeniliklerleher zaman ilham kaynağı olmuştur. Almanya, Nuer-tingen de bulunan şirket, yüksek kaliteye sahip 4 ve 5 eksenli CNC işleme merkezleri, CNC frezeleme/tornalama merkezleri, kam/krank mili işleme için CNC tezgahları ve esnek üretim sistemleri ile tanın-maktadır. Müşterileri, Heller’in ürün çeşitliliğine ve özel ihtiyaçlara cevap verebilme yetkinliğine değer vermektedir. Her iki kalite unsu-ru da Heller’in kendi bünyesindeki üretiminden kaynaklanmaktadır. Heller üretim merkezi, yenilikleri öncü olarak takip etmeyi sürdür-mek için müşteriler, tedarikçiler ve araştırma enstitüleri ile yakın ilişkinin devam ettirilmesinin gerekliliğine inanmaktadır.

Kaba işlemenin potansiyeli önemsenmelidir Heller Teknoloji Geliştirme Departmanı’nda çalışan ve “İşlemesi zor malzemeler” alanından sorumlu Werner Kirsten, konu ile ilgili görüşlerini şu şekilde dile getirmiştir: “Sunduğumuz hizmet, işle-me sürecinin müşterilerimiz ve tedarikçilerimiz ile beraber optimize edilmesi felsefesine dayanmaktadır. Bu tür hizmetlerimizi pratik denemeler ile desteklemek için, Teknoloji Merkezimiz çeşitli birçok tezgah ile donatılmıştır.” Birçok durumda amaç, işlem güvenilirliğini riske atmadan verimliliği arttırmaktır. Teknoloji uzmanı Kirsten açık-lamalarına şöyle devam etmiştir, “Belirtilen bu amacı genellikle, kısaltılmış imalat süresi sağlayan, optimize edilmiş kaba işleme operasyonu ile başarmaktayız. Aynı teknoloji değerlerini sürdürürken kesme derinliğini iki katına çıkararak, tüm işleme zamanını yarıya indirgemekteyiz. Yine de söz konusu işlem, kaba işleme süresince işlem güvenilirliği ve sistem kontrol edilebilirliğini gerektirmektedir.”

Bu durumdan dolayı, verimliliği arttırmak için işleme sürecindeki tüm etkenler dikkate alınmalıdır. İşleme sürecinde takım tezgahı göz önünde olan en önemli unsurdur.Fakat takım, takım tutucu sistemi, soğutma desteği ve diğer parçalar da başarılı bir işleme için ayrıca önem taşımaktadır. “İşleme sonucunda, bu zincirin en zayıf halkası elde edilecek tam başarıyı kendi kabiliyeti ile sınırlayacaktır” ifadesi ile Werner Kirsten konuyu vurgulamıştır. Werner Kirsten’ın düşün-cesine göre birçok tezgah satıcısı, yüksek kesme performansı için oldukça önemli olmasına rağmen, takım tutucuya gerekli önemli vermemektedirler. “Son birkaç yıldır yürüttüğümüz birçok deneme

çalışması bu önemi kanıtlar nitelikte olmuştur” diye belirtmiştir Werner Kirsten. “Takım tutucunun işleme üzerinde inanılmaz bir etkiye sahip olduğunu farkettik. Örneğin kuvvetlendirilmiş shrink fit takım tutuculardatitreşimleri karşılama noktası, işmili rulmanlarına daha yakın(daha büyük tutucu yapısından dolayı). Bu sayede aynı takım,tezgah, kesme parametreleri ve bağlama aparatları kullanı-lırkendahi daha az titreşim oluşuyor. Bu sakin kesme performansı sayesinde yüzey kalitesi iyileşip, kesme süresi kısalıyor.”

Takım tutucu- verimlilik için önemli faktör Doğru takım tutucu seçimi ile, temel standart kesici takımlar kul-lansanız bile yüksek verimlilik ve yüzey kalitesi elde edebilirsiniz. Werner Kirsten, içten su verme olmayan, dört ağızlı kesici takımlar ile yapılan karşılaştırmalı testlerden bahsetmektedir.

Çalışmalarda standart bir shrink fit takım tutucuya alternatif ola-rak, soğutucu sıvının direkt kesici ağızlara ulaşmasını sağlayan Cool Flash sistemi entegre edilmişHAIMER Power Shrink Takım Tutucu’su seçilmiştir. “Normal bir shrink fit takım tutucu ve dıştan soğutma örneği ile karşılaştırdığımızda, oldukça iyi sonuçlar elde ettik.”

Havacılık sanayi içerisinden bir grup, Dortmund ve Hamburg-Har-burg Mühendislik Fakülteleri, Heller’i ziyaret etmiştir. Bu ziyaret ileTitanyum Ti-6AI-4V üzerinde özel bir frezeleme uygulama çalış-ması gerçekleştirilmiştir.

Zorlu durumlardan yeni fikirler kazanmaKullanılan işleme merkezi şanzımanlı olan ve tork değeri2.290 Nm’ye kadar yükselebilen HSK-A100 arayüzlü iş miline sahipdört eksenli Heller H 5000 dir. Talaşlı kaldırma potensiyelini görebilmek için, 25mm çapındafarklı parmak frezelerile titanyum bloküzerine slotlar işlendi. Havacılık sanayi içinde kullanılan takım tutucu koşul-larını simule etmek için, kesici takımlar güçlendirilmiş shrink takım tutucularabağlandı. Eksenel kesme derinliği 0.5’ten 1xD ye kadar olan işlemeleriçin bu yapı oldukça güvenilir bulunmuştur. Ancak iş mili tam kapasiteye henüz çıkmadığından dolayı, denemeyekatılan-lar kanal derinliğini 2xD ye kadar arttırmaya karar vermişlerdir. Wer-ner Kirsten: “Bu şartlar altında, işleme operasyonu sırasında kesici takım, takım tutucudan dışarı çıkmakta ve aynı zamanda kesme de-vam ettikçe 2.5xD’ye yakın derinliğe sahip bir slot oluşturmaktadır. Kesmenin sonuna doğru ise takım, artan kesmekuvveti sonucunda kırılmıştır.”

Page 78:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

76

Frezeleme uzmanlarının hepsi,tutucunun sıkma kuvvetinin bu iş-lemde sınırlayıcı faktör olduğunda hem fikirler. Ayrıca oluşan kes-me titreşimlerinin yarattığı mikro kaymalar da eksenel yönde takım kaymasına neden olur ve takım tutucudan dışarıya yani iş parça-sının derinine doğru hareket eder. Aynı anda kesme zorlanması o kadar artar ki; sonunda takım kırılır ve iş parçası geri dönülemez bir şekilde hasar görür. Nedenleri ve muhtemel karşıt önlemleri yoğun bir şekilde tartışıl-mıştır.Sonuç olarak, Werner Kirsten şunu değerlendirmiştir; tutu-cunun maksimum sıkma kuvvetine erişildiğinde, takımlar iş miline doğru yaklaşmaya zorlanmalıdır. Böylece Kirsten, friksiyonel sıkma kuvvetine ve takım ile aynı helisel forma sahip olan patentli HAIMER Safe-Lock™ sistemi ile buluşmuştur. Teorik olarak, Kirsten farket-miştir ki; Safe-Lock™ sistemi kullanırken takım gevşese bile, helisel yivler yoluyla tutucu içerisine geri ittirilmekte ve böylece takım iş

parçasının derinine inememektedir. Söz konusu içeri hareket ise-boy dayama vidası ile kolayca önlenebilmektedir.

Takımın geri çıkmasını önleme Werner Kirsten, Safe-Lock™ sistemini test etmek için takım tutucu alanında Avrupa lideri olan HAIMER ileiletişime geçmiştir: “Düşün-düğümüz sistemin, pratikte çalışma şartları daha kötü olduğunda dahi işe yarayıp yaramayacağını anlamak için HAIMER sistemini kullanmak istedik.” Heller teknoloji geliştiricileri, birkaç önemli de-ğişiklik ile belirtilmiş olan denemeyi tekrarladılar. Kullanılan kesici takım üzerine HAIMER Safe-Lock™ yivleri açıldı, ayrıca uygulama-nın iş mili arayüzü HSK A100 yerine HSK A63 olan, yine şanzımanlı iş miline sahip fakat daha az rijit olan farklı bir makinada, daha basit bir bağlama ile yapılması gerekti.Sonuç: Tüm bu durumu kötüleştirici faktörlere rağmen takım ile

B03_Haimer_Heller_1707HAIMER Heavy Duty Takım Tutucu (ortada) ve Power Shrink Takım Tutucu (sağda) standart dış tasarıma sahip shrink fit takım tutucu yanında. Sağda yer alan her iki takım tutucu da, takımın geri çıkmasını önleyen sistem Safe-Lock™ ile donatılabilir. Söz konusu kom-binasyon yüksek salgı değeri, hassasiyet, işlem güvenilirliği sağlamakta ve takım geri çıkması gibi bir problemi ortadan kaldırmaktadır.

Page 79:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

77

2xD değerinde yani 50mm derinliğinde slotgüvenli bir şekilde iş-lenebilmiştir. Werner Kirsten düşüncelerini şu şekilde dile getirmiş-tir: “Bu yol ile Safe-Lock™ sisteminin çalıştığını ve dolaylı olarakta olsa bu teknolojinin HSK-A100 arayüz veşanzımanlı işmiline sahip 5-eksenli tezgahlarda daha fazla potansiyele sahip olduğunu kanıt-layabilmiş bulunmaktayız.” Tüm bu sonuçlardan sonra, bu örneğe benzeyen bir işleme, Farnborough’da yapılan Havacılık gösterisi de dahil bir çok etkinlikteTi-6AI-4V mazleme üzerinde gerçekleşti-rilmiştir. Bu denemelerde, bir önceki limit olan titanyum malzeme üzerindeki slot işleme limitinin1xD=25mm yerine Safe-Lock™ kul-lanımı ile iki katına çıkarıldığı kanıtlanmıştır.

Kirsten sonuçları şu şekilde özetlemiştir: “Zorlu işlemeler için bu oldukça güvenilir bir yöntemdir. Bundan dolayı, HAIMER Safe-Lock™ sistemini, hali hazırda kullanmakta olduğumuz diğer üretici-lerin standart kesici takımları ile beraberde kullanabildiğimiz, shrink-leme teknolojisi avantajlarına ek olarak; pratik, kullanımı kolay ve işlem güvenilirliği sağlayan bir sistem olarak görmekteyim.”

Birçok takım üreticisi Safe-Lock™ ürünlerini piyasaya sunmaktadır Safe-Lock™ sisteminin ilk ortaya çıkışından beri, HAIMER bu siste-min büyük potensiyele sahip olduğunu öngörmüş ve böylece; şir-ket yenilikçi takım üreticilerine takımın geri çıkmasını engelleyen pa-tentli Safe-Lock™ sistemini kendi takımlarına entegre edebilmeleri için bir lisans programı ortaya çıkarmıştır. Daha yaygın bir sistem yaratma vizyonlarının sonucu büyük bir başarıya ulaşılmıştır. Wal-ter, Widia, Sandvik Coromant, Seco Tools, Sumitomo, Kenname-tal, Helical, Emuge Franken, Data Flute, Niagara, OSG, SGS Tools ve en son Mapal dahil lider kesici takım üreticisi, lisans anlaşmasını imzalamış bulunmaktadır. Haimer ve lisanslı partnerlerinin sayesinde oluşanpiyasa içerisin-deki Safe-Lock™ sistemli takımların hızlı yükselişi nedeni ile, sis-tem zorlu ve kaba kesme uygulamaları için yeni standart haline gelmiştir. Safe-Lock™ sistemi kolaylığı ve popüleritesi ile trokoidal (dinamik) frezeleme işlemeleri gibi yeni frezeleme stratejileri söz ko-nusu olduğunda eski Weldon takım tutucu sisteminin yerini almaya başlamıştır. HAIMER Grup Başkanı Andreas Haimer düşüncelerini şu şekilde dile getirmiştir: “Safe-Lock™ sistemimiz ile takımın geri çıkmasını %100 oranında engelleyebilen özellik ile mükemmel salgı değerini birlikte sağlayabilen bir çözüm bulmuş olduk. Sistem genel olarak kaba ve zorlu işlemeler ve özellikle havacılık sanayi içerisin-de standart ve olmazsa olmaz bir sistem olarak başarıya ulaşmış

görünmektedir. Şimdi ise,trokoidal (dinamik) frezeleme stratejisini kullanan daha fazla şirket Safe-Lock™ sistemine geçmektedir ve bunun için iyi bir sebepleri bulunmaktadır.”Kesme hızı ve eksenel kesme derinliğinin yazılım desteği ile arttı-rılabileceği trokoidal frezeleme işlemleri sırasında, verimililik oranı oldukça artış göstermiştir.Bununla birlikte, yüksek kesme per-formansından dolayı hızlanmış olan freze ve üzerine binen baskı, takımın geri çıkmasını oldukça kolay hale getirir. Safe-Lock siste-minden önce, bu problem Weldon şaftlar ve tutucular ile engellen-mekteydi. Yine de, müşteri sıkma sisteminin tanımlı bazı özellikle-rinden dolayı hız, tam hassasiyet ve doğruluk ögelerinden feragat etmek durumunda kalmaktaydı. Safe-Lock™ sistemli shrink fit tu-tucular, Weldon sisteminde olduğu gibi aynı güvenliği sunmaktadır fakat ayrıca bu özelliğe ek olarak yüksek hassasiyet ve balans değeri sağlamaktadır. Shrinkleme teknolojisinin ideal balanslama ve mü-kemmel salgı değeri özellikleri ile beraber Safe-Lock™ sisteminin takım sıkma güvenliğinin birleşimi, mümkün olan hız değerleri ile daha iyi verimlilik elde etmeyi ve takım güvenlik garantisi sayesinde takım ömrünü uzatmayı hedeflemektedir.

B04_Haimer_Safe-Lock™_DetaylarHAIMER Safe Lock™ sistemini takım tutuculara entegre edebil-mek için, spiral yivler takım şaftına işlenmelidir. Tutucu içerisinde yer alan özel yarıklar ile beraber, zorlu işleme boyunca sistem takımın tutucudan geri çıkmasını önleyecektir.

Page 80:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

RENDÜSTRİ OTOMASYON

78

Unidrive M değişken hızlı sürücüler güvenilirlik sorunlarını ortadan kaldırıyor ve hız üretimini %300 artırıyorEMERSON / www.emerson.com

Önde gelen bir rulo işlemleme teçhizatı imalatçısı, bir Emerson şirketi olan Control Techniques’in ürettiği değiş-ken hızlı sürücüler kullanmaya başladı. Kuzey İspanya’da San Sebastian yakınlarında bulunan Athader, temelde çelik, paslanmaz çelik ve alüminyum malzeme için yarma teçhizatlarıyla düzleme ve kesme teçhizatlarından oluşan rulo işlemleme teçhizatları imal ediyor. Bradbury Group’un bir alt kuruluşu olan şirketin ürettiği teçhizat %80’i İspanya dışında bulunan çelik rulo işlemlemecileri, haddehaneler ve profil ve tüp imalatçıla-rına satılıyor.

Yakın zamana kadar Athader müşteri spesifikasyonlarını karşılayabilmek için çeşitli üreticilerin sürücülerini kulla-nıyordu. Ancak güvenilirlik konusu şirket için giderek so-

run olmaya başlıyordu. Bir rulo işlemleme teçhizatı arıza yaptığı zaman, müşteri için üretim kaybı olasılığı yüksek olduğu gibi, mekanik parçalar potansiyel olarak hasar da görebiliyor. Sonuç olarak, Athader Emerson’un sunduğu sürücü, motor ve küresel çözümleri kullanmayı seçti. Şir-ketin ifadesine göre, makinelerinden bazıları müşteri ihti-yaçlarına özel olduğu için, Emerson’un sunduğu uyarlan-mış çözümler ticari başarı açısından temel öneme sahip.

Bu, Athader’in çelik sarma/açma makineleri, istifleme makineleri, haddeleyiciler, uzunlamasına ve çaprazla-ma kesiciler, paketleme makineleri ve kesme sistemleri gibi makineler imal ettiği düşünülürse, özellikle önemli. Kesme sistemlerinde, yüksek kalınlıkta rulolar için döner bir kesme aygıtı dakikada 100 m hızında çalışırken, çok yüksek verimli stres malzemesi (nominal yüksek basınç 1100 Mpa) için uçar bir kesme sistemi de dakikada 50 m hızında çalışır. Bu yüksek hızlara rağmen, hassaslığın da ±0,2 mm içinde olması gerekiyor.

Unidrive M değişken hızlı sürücülerin yüksek performans ve güvenilirliğinin yanı sıra, Athader bu ürünlerin etkileyi-ci hız ve tepki verdiğini ve böylece üstün dinamik uygula-ma kontrolü ve tekrarlanabilir hassaslığı mümkün kıldık-larını ifade ediyor. Sürücülerde kullanılan akıllı modüller sayesinde, şirket birden fazla eksende hareket gerektiren kapsamlı programlar ve üstün hassasiyetle senkronize edilen profiller yönetebiliyor. Başarının ardında, reddedi-len ürünleri asgari düzeyde tutan ve üretim süresini azami düzeye yükselten, üstelik bunu mekanik parçalara stres uygulamadan gerçekleştiren hızlı ve hassas hareketler

Page 81:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

N V

E U

YGU

LAM

ALA

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

79

yatıyor. Çoğu geleneksel alan bus’larını ve en yeni Ethernet temelli teknolojileri destekleyen eksiksiz iletişim modülleri saye-sinde Unidrive M sürücünün sahip olduğu basit entegras-yon kapasitesi Athader için önem taşıyan bir özellikti.

Athader’de yakın zamanda gerçekleştirilen uygulamalar-dan biri, 25 mm kalınlık ve 1800 mm genişliğe kadar çelik bantlar için bir çapraz kesme teçhizatıydı. Emerson’un sunduğu çözüm bir kontrol dolabı (8 x 800 x 2200 mm modüller) ve üç kontrol masası (giriş, ana ve çıkış) içe-riyordu. Dolabın içinde bulunan, DC bus konfigürasyonu halindeki toplam 19 AC sürücü hem istikrar sağlıyor hem de enerji tüketimini optimal duruma getiriyordu.

Kesme teçhizatını sırasıyla izlersek, bir Si-Application se-çenek modülü ve özel rulo açma yazılımı içeren tek bir Unidrive M701 (45 kW) rulo açıcıyı çalıştırıyor. Buradan, açılmış olan rulo, herbiri iki paralel Undrive M700 birimi-ne (180 ve 160 kW) ve ilişkili yazılıma bağlı olan iki düz-leyiciye giriyor. Ayrıca, yardımcı unsurlar için dört adet Unidrive M200 sürücü (5,5 ile 7,5 kW arası) kullanılıyor. Bunun arkasından gelen uçar kesici, bir Unidrive M700 (110 kW) ile Emerson’un özel yazılımını ve bant için de tek bir Unidrive M200 (5,5 kW) içeriyor. Ayrıca, toplam 10 Unidrive M200 sürücü (0,55 ile 5,5 kW arası), siste-min teftiş ve boşaltma bantları, istifleyiciler ve depolar gibi diğer kısımlarını kontrol ediyor. Dolapta ayrıca paralel olarak çalışan iki adet Emerson SPMC2402 DC redresör bulunuyor.

Hattın bütünü bir Siemens PLC tarafından kontrol ediliyor ve ayarlarla gözetim renkli bir 15” dokunmatik ekran yo-luyla yapılıyor.

Sistemde iki adet ağ konfigürasyonu bulunuyor: sürücü-ler, kodlayıcılar ve uzaktan I/O PLC’ye Profinet ile bağla-nırken, Ethernet sayesinde sistem parametreleri, Emerson sürücülerinin parametreleri de dahil olmak üzere, içeren uzaktan bir PC yoluyla kontrol edilip değiştirilebiliyor. Bu olanak, arıza bulmayı ve unsur yenilemeyi kolaylaştırıyor. Athader, Emerson’un çözüm desteği sayesinde makine tasarımlarını optimal hale getirebilmiş olduğunu ifade

ediyor. Örneğin, uzunlamasına sistemler için üretim hızı 200 m/dk iken 600 m/dk olmuş, yani %300 oranında artmış. Ayrıca, makineler geçmişte 12 mm bant kalınlığı (500 MPa) işlemleyebilirken, şimdi 25 mm (1100 MPa) kalınlığında çok daha çeşitli malzemeler işlemleyebiliyor.

Bu değişimin sonucunda, Athader’in yeni kuşak makine-leri operatörler için daha sezgisel bir ortam sunuyor. Da-hası, işleme sokma süresi 6 haftadan 3-4 haftaya inmiş durumda ve kullanıcı dostu yazılımlarla Ethernet teknolo-jileri sayesinde makine başından ve uzaktan kumanda çok daha kolay yapılabiliyor.

Projeye başlamadan önce Athader, gelişme çabalarının daha hızlı ilerlemesini sağlayacak bir teknolojik ortak ara-maktaydı.

Sonuç gerçekten de böyle oldu. Ürün ve çözümlerinin yüksek kalitesinin yanı sıra, Athader’in Emerson’u seç-mesinin nedenleri şirketin deneyim ve uzmanlığı, proaktif yaklaşımı ve teknisyenlerinin işbirliğine yatkınlığı idi.

Önümüzdeki dönemde Athader’in, yüksek etkinlikli en-düksiyon motorları, yüksek dinamik AC motorları ve dişli içeren motorlar gibi bir dizi Emerson ürününü de üretim sürecinde kullanıma alması bekleniyor.

Page 82:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 83:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

81

Rockwell Automation, The Connected Enterprise ile farklılık yaratıyor

4. Sanayi devrimine girerken, Avrupa ülkeleri farklı evreler-deler. Roland Berger Strateji Danışmanlığı’nca hazırlanan RB Endüstri 4.0 Avrupa’nın Hazırlık Endeksi’nin bulgu-larına göre; Birleşik Krallık, Fransa, Danimarka, Belçika ve Hollanda yüksek potansiyel sahibi olarak görülüyor. Almanya, Avusturya, İsveç ve İrlanda ise en önde yer alıyor.

Dördüncü endüstri devriminin siyasi, iktisadi ve uygu-lamadaki sonuçları Hanley Otomasyon tarafından yakın zamanda İrlanda’da organize edilen İmalat 4.0 etkinliğinde önde giden operasyonel ve bilgi teknolojileri düşünürlerince tartışıldı. Başbakan Enda Kenny, sanayi temsilcilerinden Endüstri 4.0 ile ortaya çıkan fırsatlardan İrlandalı girişimcilerin faydalan-

masına yardımcı olabilecek devletin alabileceği “en önemli üç karar” önerisi yapmalarını istedi. Akıllı imalat teknolojilerinin ve yaklaşımlarının imalatçıların Endüstri 4.0 potansiyel fırsatlarından nasıl faydalanacakları üzerine tartışmalar dünya çapında yürütülürken, Rockwell Automation kendi devam eden yolculuğuna kayda değer bir adım daha attı. Rockwell Automation küresel imalatçıları anlıyor, çünkü bu aşamadan kendisi de geçti ve müşterile-rinin tek başına Akıllı İmalat ve Endüstri 4.0’ın prensiplerini hayata geçirme çabalarını desteklemeye devam ediyor.

Rockwell Automation, Connected Enterprise’ın işletme değerini hızla arttırmak ve küresel imalat tesislerini daha iyi birbirine bağlamak için birkaç yıl önce firma çapında bir

Page 84:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

82

stratejiyi, onlarca yıldır süre gelen daha iyi karar almak için üretim verilerini elde etme kararlılığı dolayısıyla, uygulama-ya koydu.

İmalata bu yeni yaklaşım Asya’dan Kuzey Amerika ve Avrupa’ya dokuz noktada gerçekleşen standardize, küresel bir bilgi sistemini içeriyor. Rockwell Automation, Connected Enterprise sistemini tüm kendi tesislerinde genişletecek ve 2016 itibariyle imalat tesislerinin yüzde 95’ine yaymış olacak. Bilgi Teknolojisi (IT) ile Operasyonel Teknoloji (OT) arasındaki ve firma çapında tesisin zemin katından gelen bilgiyi entegre ederek, Rockwell Automation kendi şirketini, tesisini, tedarik ağı performansını ve iş çevikliğini optimize etti. Monterrey, Meksika’daki kurulmakta olan iki tesisinin inşa-ası sırasında, tesis düzeyi ağı ile kurum ağı arasındaki iletişimi entegre edecek kapsamlı bir MES (Manufacturing Execution System) uygulaması tasarlanıp genişletildi. Yeni sistemi tüm belli başlı Rockwell Automation imalat tesis-lerinde kullanılabilen bir dizi uygulama oluşturuyor. Bir yandan etkin ve kesin bir KPI (Key Performance Indicator) ölçümü sağlarken, farklı bölge ve ürün gruplarına yayılabi-lecek ortak bir imalat platformu sunuyor. İlk yaygınlaştırma; Twinsburg, Ohio’daki (ABD) var olan bir tesise ilk kurulumun ardından yapıldı. Tesis geniş bir yel-pazede farklı kompleks ürünler, yılda yaklaşık 2,500 farklı

ürün imal ediyor ve bu yüzden çalışanların verimliliğinin maksimize edebilmesi için daha bilgilendirilmiş şekilde karar alınmasını sağlamak amacıyla tesisin zemin katından gelen daha iyi bilgiye ihtiyacı var. Beklenen çıktıya göre performans ve ölçütlerin gerçek zamanlı gösterimi yöneticilere başarının ölçümü için daha etkin bir yol sağladı. Kalite açısından, sistem sorunları tespit ediyor ve anında geri bildirim sağlıyor ki bu da hızlı bir şekilde yöneticilerin ve çalışanların sorunlara eğilmele-rine ve bir üst kademeye geri bildirim yapmalarına imkân sağlıyor.

Bireyler iş birliği yapmaya devam ederek tüm departmanlar-dan bilginin paylaşılmasını sağlıyorlar. İşlemler müşteriler için kalitenin daha iyi yönetilmesi amacıyla yalın üretime odaklanıyor. Bulut, mobil ve big data teknolojilerini etkin bir şeklinde kullanarak Rockwell Automation üretim stratejisini iyileştirmeye devam ediyorlar.

Planın hayata geçirilmesinden beş yıl sonra, firma büyüme-ye devam edecek bir başarıya şahit oldu. Bu başarıya daha iyi bilgi ile mümkün hale gelmiş olan daha iyi ve hızlı karar alma sayesinde azalmış stok, zamanında teslimde yüzde 80’lerden yüzde 96’ya varan bir artış, ilerlemiş müşteri hizmeti kalitesi ve yıllık verimlilikte yüzde 4 ile 5 arasında bir artış dâhildir.

ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr

Page 85:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

83

Fluke 438-II Güç Kalitesi ve Motor Analizörü

İdeal taşınabilir motor analiz test aracı olan 438-II; tek-nisyenlere, motor performansını etkin bir şekilde değer-lendirmeleri için gereken mekanik ve elektrik bilgilerini verirken üç fazlı ve tek fazlı güç dağıtımı sistemlerindeki güç kalitesi sorunlarını bulmaya, öngörmeye, önlemeye ve sorunları gidermeye yardım edebilir.

• Tork, RPM, mekanik güç ve motor verimliliği dahil olmak üzere doğrudan bağlantılı motorlardaki temel parametreleri ölçün• Motor indirgeme faktörünü yük ile karşılaştırarak NEMA/IEC yönergelerine uygun bir dinamik motor ana-lizi gerçekleştirin• Mekanik sensörlere ihtiyaç duymadan, mekanik güç ve verimliliği hesaplayın. Sadece giriş iletkenlerine bağlan-manız yeterli.

• Motor verimliliğini etkileyen özellikleri tanımlamak için gerilim, akım, güç, görünür güç, güç faktörü, harmonik bozulma ve dengesizlik gibi elektrik güç parametrelerini ölçün• Düşüşler, yükselmeler, geçici akımlar, harmonikler ve dengesizlik gibi güç kalitesi sorunlarını tanımlayın• PowerWave veri teknolojisi; elektrik sistemi dinamik-lerini (jeneratör ilk çalıştırmaları, UPS açma/kapama vs.) belirlemek için hızlı RMS verileri yakalar ve yarı çevrim ortalamaları ve dalga biçimleri gösterir• Dalga biçimi yakalama işlevi, ayar gerekmeden tüm modlarda, algılanan her olayın 100/120 çevrimini (50/60 Hz) yakalar• Otomatik geçici mod, 6 kV’a kadar aynı anda tüm faz-larda 200 kS/sn’de dalga biçimi verileri yakalar• Fluke Connect® uyumlu* – Cihaz üzerinde verileri,

Page 86:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

84

Fluke Connect mobil uygulaması ve PowerLog 430-II masaüstü yazılımı aracılığıyla yerinde görüntüleyin• Endüstriyel uygulamalar için güvenlik onaylı 600 V CAT IV/1000 V CAT III sınıfı, servis girişi ve aşağı akım-da kullanım için Fluke 438-II mekanik ölçme işlevleriMotor torkuBir motor tarafından üretilen ve tahrikli bir mekanik yüke aktarılan dönüş kuvveti (lb ft ya da Nm cinsinden görüntülenen) miktarını hesaplar. Motor torku, elektrik motorları ile tahrik edilen döner ekipmanın anlık meka-nik performansını niteleyen en önemli tek değişkendir.

Motor hızıAnlık motor şaftı dönüş hızını sağlar. Motor torku ile birleştiğinde motor hızı, elektrik motorları tarafından tahriklenen döner ekipmanın mekanik performansının anlık bir görüntüsünü sağlar.

Motor mekanik yüküMotorlar tarafından üretilen (hp ya da kW cinsinden görüntülenen) gerçek mekanik gücü ölçer ve basit bir şekilde motor akımına dayandırmadan aşırı yükleme koşullarına doğrudan bir bağlantı sağlar.

Motor verimliliğiBir makine, montaj hattı, fabrika ve/veya tesisteki her motorun verimliliğini, elektrik gücünü kullanışlı mekanik işe dönüştürerek gösterir. Birçok motorun verimliliği uygun bir şekilde bir araya getirilerek toplam (birleşik) verimlilik tahmin edilebilir. Gözlenen çalışma koşulla-rında beklenilen motor verimliliklerine ilişkin karşılaş-tırmalar, motor enerji verimsizliği ile ilişkili maliyeti belirlemeye yardım edebilir.

Nasıl çalışır?Tescilli algoritmalar kullanarak Fluke 438-II Güç Kalitesi ve Motor Analizörü; 1 saniyelik güncelleme hızında motor torku, hız, yük ve verimliliği hesaplamak için üç fazlı akım ve gerilim dalga biçimleri kullanır. Gerilim/akım dalga biçimleri aracılığıyla gözlendiği gibi motor hava boşluk alanı, ölçümlerin temelini oluşturur. Tüm elektrikli motor performansı analizini hiç olmadığı kadar hızlandırarak mekanik sensörlere ve kesintili yüksüz motor testine olan gereksinimi ortadan kaldırır.

Elektrik motoru analiziFluke 438-II, elektrik parametrelerinin tam bir dökümü-nü sağlar. Motor analizine başlamadan önce harmonik-

ler ve dengesizlik durumu motor performansı üzerinde ciddi bir negatif etkiye sahip olabileceğinden elektrik hizmeti çıktısı üzerinde bu iki özelliği değerlendirmek için referans güç kalitesi ölçümleri yapılması önerilir.Motor Analizi modundayken sonuçlar, elektrik perfor-mansı, mekanik performans ve azalma (NEMA önerileri-ne göre) için özetlenir.

Anlaması kolay dört seviyeli renkli şiddet derecesi; nominal güç, güç faktörü, dengesizlik ve harmonikler de dahil olmak üzere önerilen elektrik parametresi seviye-lerine ilişkin motor performansını belirtir. Mekanik güç için motor torku ve hızı ile birlikte mekanik çıkış gücünü anında görebilirsiniz. Mekanik çıkış gücü, gerilim altında verimlilik ölçümleri sağlamak için elekt-rik gücü ile anında karşılaştırılır. Bu özellik sayesinde makine performansını her çalışma döngüsü sırasında kolaylıkla ölçebilirsiniz. NEMA azalma ekranı, yük ve elektrik koşulları değiştikçe ve her yeni ölçüm, tolerans grafiğinde bir “+” işareti ile gösterildiğinde güncellenir. Bu örnekte o motorun tole-rans içinde olduğunu ama servis faktörüne yaklaştığını görebilirsiniz. Bu, güç kalitesi azaltımı, motor bakımı ya da ayarlamayı geliştiren bazı diğer performanslar için bir ihtiyaç olabileceğini belirtir. Zaman içinde bu testleri sıklıkla gerçekleştirerek, bilgiye dayalı bakım yatırım kararlarını devreye sokarak, bilinen karşılaştır-malı değerlendirmeler ve performans eğilimleri oluştu-rulabilir.

NETES MÜHENDİSLİK / www.netes.com.tr

Page 87:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 88:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

86

PAVILION MPC PROSES ÇÖZÜMÜ

Kontrol değişkenleri kimyasal büyüklükler olup Sıcaklık T, Gaz Basıncı P, Akış Debisi F, Seviye L gibi sıralanabilir. Bu değişkenler sistemde zaman, konum ve bozucu diğer proses etkilerinin varlığı sebebiyle devamlı değer değiştirme eğilimindedir. Bu dinamik sistemlerde ürün kalitesini düzeltmek, hızlı değişimle-ri kontrol altında güvenli limitler dahilinde tutabilmek amacıyla tesislerde proses değişkenlerinin otomatik kontrolüne ihtiyaç duyulmaktadır.Endüstride yaygın kullanılan kontrol algoritması PID (Proportional (Oransal), Integral (İntegral), Derivative

(Türevsel) kontrolüdür. Bu algoritma geri besleme tabanlıdır. PID kontrolörü istenilen değer ile ölçülen değer arasındaki farkı belirli zaman periyodunda hesaplayarak hata değeri bulur. Kontrolör, hatayı en aza indirerek istenilen ayar değerine ulaşmayı hedef-ler.

PID kontrol tipi aynı ortamda ya da sistemde bağımsız tek değişken kontrolü (tek döngü) varsa sonuçları olumludur. Birden fazla döngü olan sistemlerde ise proses şartları gereği kontrol edilmek istenen değiş-

Page 89:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

87

ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr

kenlerin birbirinin değerlerini arttıcı veya azaltıcı etkisi olmaktadır. Kaskat kontrol algortiması bu problemlerin önüne geçmek için uygulansa da bu kontrol algoritmasında da kontrolör cevap vermesi için hatanın oluşmasını mutlak beklemesi gerekmektedir. Yani geri besleme tabanlıdır. Aynı zamanda kaskat kontroller sadece iki ya da biraz daha fazla bağımlı değişken kontrolüne kadar olumlu sonuçlar vermektedir.

Bu tarz bağımlı kontrol değişkenlerinin bulunduğu sistemlerde, tesisi bilgisayardan yöneten operatörün prosesin yeni durumuna göre ayar değişkenlerini güncellemesi ve etkin şekilde değişimleri takip etme-si gerekmektedir. Bu durum da sistem kontrolünü operatör insiyatifinde kullanılmasına yol açmaktadır. Sıklıkla uzun stabilite zamanları, yüksek enerji (elekt-rik ve/veya ısı) maliyeti ile düşük kalitede ürün eldesi sorunları tesislerde baş göstermektedir.Bağımlı çok sayıda değişkenlerle ürün eldesi yapı-lan sektörler petrokimya, rafineri, kimya, maden, çimento vs. olarak sıralanabilir. Rockwell Otomasyon çözümlerinden “PAVILION” bilgisayar tabanlı paketi Model Öngörülü Kontrol algoritması ile kompleks ve karmaşık proses kontrol süreçlerini kolaylaştırmakta ve sistem performansını arttırarak, maliyetleri düşür-mektedir. Bu sayede emisyon değerlerini de kontrol altına alarak çevreye daha duyarlı tesis koşulları orta-ya çıkmaktadır.PAVILION Model Öngörülü Kontrol (Model Predictive Control)

PAVILION MPC algoritması ile çok sayıda bağımlı

kontrol değişkeni tek elden kontrol edilir. Bu algorit-ma ileri besleme tabanlıdır. Sistemin güncel proses şartları ile sistemin modelini kullanarak gelecekteki proses davranışlarını henüz oluşmadan tahmin eder. İlgili kontrol değişkenlerinin ayar değerlerinin gele-cekteki maliyet, karlılık, stabilite, verimlilik konuları için optimum değerlerini bulur.

PAVILION MPC yazılımının tesise uygulanması sıra-sında prosesin durmasına kesinlikle ihtiyaç yoktur. Yazılımın proses değişkenlerinin verilerini toplayacağı PLC, SCADA, DCS marka bağımlılığı olmadığından uygulama için mevcut otomasyonun yapısında deği-şikliğe gerek yoktur. Sistem PAVILION MPC ile kont-rol edilirken operatörler istediği zaman lokal kontrole geçebilirler. PAVILION MPC projesi başlatılmadan mevcut tesisin verilerinin eldesi ile fizibilite çalışması yapılır. Oluşan rapor ile PAVILION MPC projesi sonucunda elde edi-lecek performans gelişimi yüzdesel olarak sunulur. Performans kriter oranlarına göre tesis, çözümün uygulanmasına yönelik karar verdiğinde proje başlar. Proje 4 aşamadan oluşur.Kurulum; PAVILION MPC ve diğer gerekli yazılımların kurulumu Server bilgisayara yapılır. Tesis proses yetkilileri ile toplantılar yapılarak kontrol değişkenleri tespit edilir. Bu değişkenlerin devamlı kayıt altına alın-masına yönelik Server bilgisayarda çalışmalar yapılır. Kayıt altına alınan bu değerler için tesis yetkililerinin belirleyeceği 72 saatlik devamlı periyot performans kriter karşılaştırma için temel veriler olacaktır.

Adım Testleri; Kontrol değişkenlerinin tepkisini göre-bilmek adına bilinçli olarak değerler değiştirilerek diğer değişkenlere etkisi izlenir ve kayıt altına alınır.Fabrika Kabul Testleri; Sistemin modeli oluşturularak tesis yöneticileri ile simülasyonlar yapılır.Devreye Alma; Sistem PAVILION MPC algoritmasına yönelik çalıştırılarak modele uyumluluğu izlenir ve tesise kullanımı için devredilir.

PAVILION MPC yazılımı tüm dünyada farklı zorlu proseslerde uygulanmış ve çok olumlu performans ve enerji tasarrufu artışlarını tesislere kazandırmıştır. Süreçlerinizi optimize etmek için bizimle iletişime geçiniz.

Page 90:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

88

Pnömatik silindir seçiminde işletme ortamı, güvenilirlik ve çalışma süresi açısından çok önem taşımaktadır

Kabul edilebilir bir derecede güvenilirliğin istendiği ve maliyetli hizmet dışı sürelerinin azaltılmasının hedeflendiği durumlarda bir pnömatik silindirin seçiminde doğru tercihlerin yapılması ve işletme ortamının tüm yönlerinin dikkate alınması son dere-ce önemlidir.

Standart bir pnömatik silindiri, bir piston çubuğu rulmanı ve kazıyıcı contaların yanı sıra bir uç kapağı, silindir, piston, piston çubuğu ve ön kalkan duvar-dan oluşur. Bunların genel tasarımı ISO standartları-na uyar ve çok sayıda zorlu sektörde ve fabrika oto-masyon uygulamasında pek çok farklı performans gereksinimlerini karşılamaları amaçlanır.

Alüminyum, ağırlığı hafif tutarken gerekli dayanımı sağlamak için tipik olarak silindir ve uç kapaklarda kullanılırken, krom kaplamalı çelik veya paslanmaz çelik ise piston çubuğu için kullanılır.

Bir pnömatik silindir seçiminde iki ana konu dik-kate alınmalıdır. Öncelikle fiili işletim performansı ve parametreleri, ikinci olarak işletme ortamı. Her ikisinin de etkili bir şekilde dikkate alınması belirli bir uygulama için en ideal seçimin yapılmasını sağ-layacaktır. Önce işletme performansı gereksinimleri dikkate alınarak tasarım mühendisinin mevcut hava basıncı ve arzu edilen hız ve silindir gücü dahil bazı temel uygulama bilgilerini toplaması gerekecektir.

Dikkate alınması gereken ek faktörler arasında mak-simum teorik kuvvet yer almaktadır. Piston çubuğu üzerindeki sürtünme ve potansiyel yanal yükler gibi ve piston seyrinin sonundaki frenleme etkileri gibi etkileri dikkate almak için bu değer gereken temel kuvvetten %50-100 daha yüksek olmalıdır. Silindir üreticilerinin spesifikasyonları genelde bu değerleri

veya bunların kolayca hesaplanabilmesini sağlayan yönlendirmeyi içerir.

İlk aşama tamamlandıktan sonra çevresel faktör-ler dikkate alınmalıdır; bazen bir pnömatik silindir seçilirken bunlar göz ardı edilebilmektedir. Tasarım mühendisleri işletmeyi optimize etmeyi ve kullanım ömrü ve güvenilirliğini en üst düzeye çıkarmayı isti-yorsa bunlar önemlidir. Bu faktörler ortam sıcaklığı, titreşim ve işletme malzemelerini / kimyasalları ve bulunan diğer akışkanları veya maddeleri içerebilir

Standart bir silindir için temel performans özellik-leri genelde -20°C ile 80°C arasındaki bir işletme sıcaklık aralığı için belirtilir, ancak bazen bu sınır-

P1D-S ISO standart silindirlerAçıklama: Parker Hannifin üretimi P1D serisi çift hare-ketli silindirler bir korozyon dirençli tasarımı içeriyor

Page 91:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

PARKER / www.parker.com/tr

ların ötesinde daha da zorlu uygulamalar bulunur. Sonuç olarak bazı pnömatik silindir üreticileri, özel daha yüksek performanslı yağlayıcıların ve özel yalı-tım malzemelerinin yardımıyla -40°C’ye varan son derece düşük ortamlarda veya 150°C’ye varan çok yüksek sıcaklardaki uygulamalara değinen özel ürün türevleri üretebilirler.

İşletme ortamının diğer yönleri bir uygulamadan diğerine son derece farklılık gösterebilir ve nihai bir ürün seçimi yapılmadan önce dikkate alınmalıdır. Örneğin kuru, ‘aşındırmayan’ bir ortamda yüzeyleri korunmayan bir silindir kullanılabilir; bu tür ortam-

larda bir krom çelik piston çubuk normalde yeterli olacaktır. Bunun aksine tuz spreyi riski bulunabilen nemli işletim ortamlarında tüm harici silindir yüzey-lerinin kapsanması ve piston çubuğun paslanmaz çelikten yapılması gerekecektir.

Donanımın potansiyel olarak patlayıcı ortamlarda kullanıldığı durumlarda veya pnömatik silindirin özel belgelendirmesinin gerektiği gıda ve içecek üreti-mine yönelik uygulamalarda ve bakterilerin biriktiği noktaların miktarının azaltılmasını gerektiren özel ‘temiz’ tasarım özelliklerinin gerektiği ATEX sınıf-landırmalı ortamlar gibi ek özel işletme ortamları bulunmaktadır.

Gıda üretim ortamlarındaki başka bir zorlayıcı durum, çalışma alanının statik ve dinamik conta ve sızdır-mazlık elemanlarına zarar verebilecek şekilde sıkça yıkanmasıdır. Sonuç olarak mühendisler kendinden yağlanan ve böylece kuru çalışmak için tasarlanan bir silindir seçmelidir.

Diğer uygulamalarda piston çubuk üzerindeki tor-tular sorunlara yol açabilir; örneğin gıda donanım-larındaki şeker kalıntıları veya reçineler, asfaltlar ve hatta başka uygulamalarda çimento. Bu sorunu hafifletmeye yönelik seçenekler arasında plastik yerine metal sıyırıcı bileziklerinin monte edilmesi veya kalıntıyı silindir tertibatına zarar vermeden önce gidermek için kauçuk piston çubuğu salmast-ralarının kullanılması gibi seçenekler bulunmaktadır.

Pnömatik silindirlerin çeşitli zorlukları, çalıştırılma-ları gereken sektörler kadar fazla sayıdadır. Bakım veya onarım amacıyla hizmet dışı kaldıkları süreler maliyete ve üretim kaybına yol açmaktadır ve rutin bakım dışındaki her türlü hizmet dışı kalma durumu önlenmelidir. Dolayısıyla, işletme gereksinimlerine ve baskın çevresel etmenlerle dayanarak seçimin yapılmasına en başından itibaren büyük bir özen gösterilmelidir.

P1D Aşırı sıcaklık silindirleriAçıklama: P1D-X serisi gelişmiş salmastra teknolojisini ve -40C ile +150C arasındaki uç endüstriyel ortamlar-da çalışmalarını sağlayan başka tasarım özelliklerini barındırıyor

Page 92:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

90

Kontaktörlerde AC-3 ve AC-1 Kullanım Kategorileri

Kontaktör kataloglarına ve fiyat listelerine baktığımız zaman AC-1 ve AC-3 gibi farklı iki akım görürüz. Çoğu kullanıcıda bu akımlar yanlış anlaşılmalara sebebiyet verir. Aşağıdaki gösterimde görülebileceği gibi 400V’ta 4kW gücünde olan bir kontaktörün AC-3 akımı 9A ve AC-1 akımı 25A’dir.

Sistemlerimizde kontaktör kullanırken ilk göz önün-de bulunduracağımız şey bu kontaktörün hangi tip yükü kontrol edeceğidir. Kontaktörler motor, ısıtıcı, aydınlatma, transformatör gibi çeşitli yüklerinin anah-tarlamasında kullanılabilir. Yukarıdaki örnekteki AF09 tipindeki kontaktör farklı bir şekilde çalışmaz, ancak kullanılacak uygulamaya göre akım taşıma kapasitesi değişir diyebiliriz.

Kontaktörlerin kullanım kategorileri IEC60947-4-1 standardında belirtilmiştir. Bu standarda göre AC-1 ve AC-3 akımları şöyle tarif edilmiştir:

Bu tabloyu AF09’u da dahil ederek yorumlayalım:Bu kontaktör eğer bir sincap motorlu asenkron motor anahtarlamasında kullanılacaksa nominal akımı 9A’lik bir motora bağlanabilir. Aynı kontaktörü bir ısıtıcı anahtarlamasında kullanacaksak nominal akımı 25A’lik bir ısıtıcıya bağlanabilir denilebilir.Asenkron motorlar ilk kalkış anında nominal akımla-rının katlarına çıkabilen akımlar çekebilirler, ısıtıcılar

ise demeraj (ya da kalkış) akımı dediğimiz bu akımları çekmezler. Dolayısıyla motor anahtarlamasında kulla-nılan kontaktör, kapama sırasında nominal akımının katlarına ulaşabilen akımlara maruz kalabilir ve bu koşullarda kapar. Isıtıcıda ise nominal akımı ne ise o akıma maruz kalarak kapama yapar. Kesme duru-munda motor veya ısıtıcı farketmeksizin üzerinden nominal akım akarken keser.

(Motor ilk kalktıktan sonra yavaşça nominal akımına döneceğinden kesme anında nominal akımındadır) Yani motor devresinde kullanılan bir kontaktörün ısıtıcı devresinde kullanılan bir kontaktöre göre akım taşıma seviyesi düşük olur diyebiliriz.

Kullanım kategorisi göz önünde bulundurmadan yan-lış seçilen bir kontaktör zamanla aşınır, delinir ve kontakları yapışır. Bu da yükün zarar görmesine sebebiyet verir.

ABB / new.abb.com/tr

Page 93:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 94:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

92

Doğru Yumuşak Yolverici Seçimi Nasıl Yapılır?

Yumuşak yolvericiler; asenkron motorların uçlarına uygulanan gerilimi kademeli olarak yumuşak ve kararlı bir hızlanma elde etmek için arttıran mikroişlemci ve tristör tabanlı cihazlardır. Her fazda birbirine ters bağlı tristörlerin gerilimi kontrol etmesi (başlangıçta yavaşça arttırması, duruşta ise yavaşça azaltması) ile yol verme süresindeki ani gerilim değişimleri engellenir ve başlangıçta çekilen demeraj akımı azaltılmış olur. Gerilim ayar-lanan değerden nominal değere ulaşana kadar sürekli kontrol

edilir. Direkt yol verme ve yıldız-üçgende olmayan gerilim kontrolü özelliği ile şebekede ani gerilim düşümleri yaşamaz ve kaliteli bir enerji elde etmeniz mümkün olur.Günümüzde çoğu işletme elektriksel ve mekanik artıları nede-niyle geleneksel yolverme yöntemleri yerine yumuşak yolveri-ciler tercih eder olmuştur. Peki kullanımı günden güne artan yumuşak yolverici seçimi yaparken hangi hususlara dikkat etmeliyiz. Elimizde bir şartname, proje çizimi, malzeme listesi

Page 95:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

olduğunda nelere göre seçim yaparız?

Bu maddeleri 3 başlıkta toplayabiliriz:1. Motorun gücü veya akımı2. Uygulama tipi3. Ek fonksiyonlarÜreticiler şalt ekipmanları üretirken mutlaka yüke göre üretim yaparlar. Yük fazla akım çektiğinde zarar görmemesi için devre kesiciler geliştirilmiştir. Yük uzaktan kumanda edilmek istenir-se kontaktörler icat edilmiştir gibi.. Hep yükün gereksinimle-rine göre yeni çözümler üretilmiş ve geliştirilmiştir. O yüzden yumuşak yolverici seçiminde de dikkat edeceğimiz hususlar hep yükle alakalıdır. Yük ne? Neyi gerektiriyor? Nasıl daha ve-rimli çalışır?

Motorun gücü veya akımıYumuşak yolvericilerin bara ve iç tasarımı belli gücü taşıyacak şekilde dizayn edilmiştir. Doğal olarak yumuşak yolvericinin kontrol edeceği motorun nominal gerilimindeki gücü ve akımı-nı mutlaka bilmeliyiz.

Uygulama tipiYumuşak yolvericinin kontrol edeceği motor ne yapıyor? Bu motor hava basan bir makinede mi ya da bir fanda mı kullanılı-yor? Yoksa bir konveyörü mü döndürüyor? Bu sorunun cevabı çok önemli. Çünkü bilindiği gibi her yük farklı koşullarda çalışır. Başlatılmak istenen atalet momenti yüksek, volanı büyük veya yük altında kalkan bir bir makineyse ağır koşullarda çalışıyor demektir. Ağır şart bu makinelerin kalkış torkunu yenmeleri zordur. Eğer motor bir pompa, baş pervanesi, kompresör, kısa konveyör, asansör, yürüyen merdiven gibi normal şart bir uygulama ise motor gücüne denk gelen yumuşak yolverici seçilmesi uygundur. (Motor gücü 15kW ise 15kW’lık yumuşak yolverici seçilir) Eğer ağır şart bir motorda yumuşak yolverici kullanılacaksa motor gücünün bir üst boyunda yumuşak yol-verici seçilmelidir. (Motor gücü 15kW ise 18.5kW’lık yumuşak yolverici seçilir)Üzerinden akım geçen yumuşak yolvericilerin tristörleri her yol vermede biraz daha ısınır. Eğer kısa sürede çok sayıda yolver-me yapılırsa tristör aşırı ısınma koruması devreye girip motor

duracak veya zamanla zarar görecektir. Bu nedenle eğer saatte 10’dan fazla start-stop yapılacaksa bir üst boy yumuşak yolve-rici kullanıp tristölerin aşırı ısınması önlenebilir.

Ek fonksiyonlarKullanıcılar artık satın aldıkları cihazların sadece tek bir iş yap-masını istemiyorlar. Yumuşak yolvericiden de beklenti sadece motoru yumuşak bir biçimde kaldırıp durdurmak değil. Kul-lanıcılar aynı cihaz üzerinden koruma yapmak, haberleşme yapmak, uyarı sinyali almak da istiyorlar. Aynı zamanda cihaz kullanıcı dostu olsun, panoda yer kaplamasın, Türkçe menüsü olsun gibi kullanım kolaylığı sağlayacak artılara da sahip olmak istiyorlar. Üreticilerde de o yüzden 2-3 farklı yumuşak yolverici modeli mevcut. ABB için örnek verecek olursak PSR, PSE ve PSTX serisi ürün portföyümüzdeki yolvericilerdir. PSR serisi sadece kalkış, duruş gerilim ve zamanlarının ayar-lanabildiği temel bir seri, PSE ise koruma ve ürün özelliklerinin biraz daha fazla olduğu verimli bir seri, PSTX ise tüm istenen fonksiyonların tam olarak sağlandığı gelişmiş bir seridir. Kulla-nıcılar projelerinin teknik ve maliyet gerekliliklerine göre bu üç seriden birini tercih edebilirler. Şöyle örnek verebiliriz: 15kW bir yumuşak yolvericiye pompa uygulamasında ihtiyacınız ol-duğunu düşünelim. Eğer sizin projenizde yumuşak yolverici-nin sadece duruş ve kalkış ayarı yapılacaksa ve maliyet sizin için ön plandaysa PSR yeterli olacaktır. Sıkışık bir pompayı açmak için darbeli yolverme seçeneğine, motorun boşta dön-memesi için düşük yük korumasına ve ayrıca tork kontrolüne ihtiyacınız varsa PSE kullanılabilir. Dahası yumuşak yolverici yukarıda saydıklarımın tümünü yapsın ve ayrıca şebekedeki dalgalanmalara karşı motoru korusun, PTC ve analog output çıkışı olsun, ters yöne dönme koruması olsun, motor ısıtma fonksiyonu olsun vs. isteniyorsa en gelişmiş seri PSTX tercih edilmelidir. Pompa uygulamasında tercih edilen bu koruma ve parametreler, fan uygulamasında bir anlam ifade etmeyebilir. Fan uygulamasında da motor freni gibi bir özellik hayati öneme sahip olabilir. Ürün seçim aşamasında projenin gereklilikleri-ne göre istenen ek fonksiyonlar üretici kataloglarından kontrol edilmeli ve bu bilgiler ışığında doğru yolverici belirlenmeli ve sahada istenen koruma ve uyarı fonkisyonları yumuşak yolve-rici menüsü üzerinden aktif hale getirilmelidir.

ABB / new.abb.com/tr

Page 96:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

94

PILZ / www.pilz.com/tr

PILZ’in pazara sunduğu PSENopt Advanced serisi Işık Perdeleri sahip olduğu ileri teknoloji sayesinde kar-maşık uygulamalarda verimlilik ve esneklik sağlamak-tadır. PSENopt Advanced, sadece emniyetli uygulama imkanı sağlamayıp, konfigüre edilebilir yapısı sayesin-de farklı ihtiyaçlarına da rahatlıkla cevap vermektedir.

PSENopt Advanced serisi Işık Perdeleri;• 300 mm’den 1800 mm’ye kadar sensör koruma yük-sekliğine ve 14 mm parmak, 30 mm el ve 2-3 veya 4 ışın demetli vücut koruma çözünürlüklerine sahiptir.• EN 61496-1 standardına göre “Type 4”, EN 61508 ve EN 62061 standartlarına göre “SIL 3” ve EN ISO

13849-1 standardına göre de “PLe” uyumludur.• Muting (Susturma), Blan-king (Körleme) ve Kaskadlama fonksiyonlarını tek bir cihazda sunar.• Eşsiz kodlanabilme özel-liğine sahiptir. Bu sayede, aynı ortamda çalışan birden fazla ışık perdesi sinyallerinin birbirine karışmadan iletilmesi için her ışık bariyerine bir kod atanabilir.• Kaskadlanabilme özelliği sayesinde koruma alını doğrusal veya açılı olarak genişletilebilir.• Ölü bölge bulundurmayan sensör algılama yüzeyi saye-sinde tepeden uca tam kuruma sağlar.• Üzerinde bulunan LED işa-retçiler ile kolay ve hızlı hata teşhis olanağı sunar.

Gelişmiş PSENopt Configurator yazılımı sayesinde ışık perdesi montajı yapılırken program arayüzünde her bir ışın demeti izlenebilmektedir. Bu özellik, hiçbir ilave donanıma gerek duymadan cihazların hizalanabilme-sine olanak tanır. Ücretsiz olarak sunulan PSENopt Configurator yazılımı Ethernet üzerinden bilgisayara bağlanarak ışık perdesinin sahaya montaja gitmeden programlanabilmesini sağlar. Programlama adaptö-rü ile çevrimdışı oluşturulan programlar, daha sonra başka cihazlara da Klonlama özelliği sayesinde yükle-nebilir. Ek programlama kayıplarını yok eden bu özel-lik zaman tasarrufu sağlar.

Pilz’in PSENopt Advanced Serisi ile Emniyetli ve Esnek Üretim İmkanı

Page 97:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

95

PARKER / www.parker.com/tr

Mühendisler pnömatik silindirlerde kullanmak için basınçlı hava üretmenin maliyetinin jeneratör ve sistem verimsizlikleri nedeniyle yüksek olduğunu bilir. Bu durum dikkate alındığında, yeni elektrikli aktüatör çözümlerine yönelik göze çarpan bir endüstri eğilimi var-dır. Bunlar genellikle daha iyi performans seviyeleriyle beraber daha düşük toplam enerji tüketimini de başaran tasarımlara sahiptir. Gerçekten de, denemelere dayanarak, iki yıllık bir dönemde tipik bir tekli aktüatör uygulaması için 3.200 € tasarruf tahmin edilmektedir.Pnömatik sistemlerde basınçlı hava üretmek için iki aşama gerek-lidir. Önce hava üretmek için elektrik kullanılır ve ikinci olarak hava basıncı bir pnömatik silindir kullanılarak lineer harekete çevrilir. Benzer şekilde, geleneksel bir elektrikli çözümde, yani motor dönü-şünü elektrikli aktüatör hareketine çevirmede de iki sistem basama-ğı gerekir. Fakat bu iki basamak, Parker Hannifin’in ETT serisi gibi doğrudan lineer hareket üretebilen lineer motor rot tarzı bir aktüatör çözümü kullanarak ve sonuçta enerji tasarrufu elde ederek azaltıla-bilir. Bu çözümler, elektromanyetizma prensibinden faydalanarak, statörün motor mıknatıslarıyla temas etmesiyle oluşan manyetik alanın lineer hareket üretmesiyle bunu yapar. Bir lineer motor aktü-atörünün pnömatik bir çözüme kıyasla diğer bir olumlu özelliği ise tüm piston seyri boyunca hatasız konumlanmasıdır. Entegre ana-log konum sensörünce elde edilen tümleşik geribildirim 0,05mm’e varan hassas konumlandırmaya olanak sağlar. Ek olarak, hassas kapalı devre motor akım kontrolü, tork kontrolünü mümkün kılar. Yeni lineer motor aktüatörlerin teknik avantajları açıktır, peki ya ma-liyet karşılaştırması? Bu konuda tipik uygulama parametrelerini dik-

kate almalısınız: taşınacak 15kg yük; dakikada 30 devir; 0,8 m/s hız; 2,4 m/sn2 ivme; 0,12 € KWh enerji maliyeti; 0,03 € m3 başına hava üretim maliyeti ve filtre ve borular nedeniyle oluşan %10’luk ek kayıp. Böyle bir uygulamada, pnömatik çözüm yaklaşık 2 bar (4,3 litre/devir) basınçla çalışırken

ETT çözümü her devirde yalnızca 30W elektrik harcar. Lineer motor çözümünün ilk çalıştırma maliyeti pnömatik eşdeğe-rine göre daha yüksek olsa da kümülatif enerji maliyeti tasarrufu kısa sürede önemli bir tutara ulaşır. Örneğin, lineer motor sistemi ilk yatırım maliyetini genellikle bir yıl içinde rahatça telafi edecektir. İlk çalıştırmadan 24 ay sonra, tasarruf 3.200 €’ya ulaşmış olacak-tır. Bu yalnızca bir aktüatör için geçerlidir. Bu sayıyı tipik bir montaj hattında bulunan aktüatör sayısıyla çarpınca tasarruf potansiyelinin yüksekliği kolayca görülebilir. Enerji tasarrufu ve hatasız konum-lamanın yanı sıra, lineer motor aktüatörlerle ilişkili başka faydalar da vardır. Örnek vermek gerekirse, planlı bakımlar açısından, lineer tubular motor, hareketli parçası (rot) paslanmaz çelikten yapıldığı için özel bakım gerektirmez ve çoğu kirleticiye karşı yüksek direnç sergiler. Montajı da kolaydır çünkü ETT lineer motoru, pnömatik aktüatörler için kullanılan aynı DIN-ISO 15552 standartlarına sahip-tir. Tubular lineer motor yüksek performans, hatasız konumlanma ve minimal duruş süresinin gerektiği her tür lineer işleme ve “pick & place” uygulamasında ideal seçim olabilir. Bir lineer aktüatör se-çerken, doğru boyutlandırma için tüm uygulama parametrelerini değerlendirmek önemlidir. Düşük tahmin edilen değer, motorun kapasitesinin sınırında ve optimal olmayan verimlilikte çalışmasına yol açarken, yüksek tahmin edilen değerlerde motor gerekenden fazla enerji harcayacaktır. Sonuç olarak, sistem tasarımcıları maki-ne devrini, montaj konumunu, taşınacak kütleyi, piston hareketini ve herhangi bir mekanik sürtünmenin varlığını bilmek zorundadır.

Lineer motor aktüatörleri pnöma-tik silindirler karşısında enerji maliyeti tasarrufunu hatasız performans ile birleştiriyor

Page 98:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

96

Omron’un yeni Endüstriyel PC Platformu, üretim sahalarını “Entegre” ve “Akıllı” hale getiriyor

“Entegre”, “akıllı” ve “interaktif” konseptlerimiz ile otomas-yon yoluyla imalat tesislerine yenilik getiriyoruz. Endüstriyel PC Platformu (IPC), tüm dünyadaki üretim sahalarına ve ekipmanlara “entegre” ve “akıllı” otomasyon sunan yeni bir kontrol platformu. İmalatçılar ile birlikte PLC ve IPC dahil geniş bir FA ürün gamı ve EtherCAT gibi açık endüstriyel ağlar kullanan benzersiz otomasyonumuzu geliştirerek ima-latta yenilikçilik üzerinde çalışıyoruz.

IPC, fabrika otomasyon (FA) cihazları için gerekli katı kalite standartlarını karşılayan ve uzun vadede istikrarlı bir şekilde sunulabilen, PC mimarisi tabanlı bir platform. IPC yoluyla Nesnelerin İnterneti (IoT) ve büyük veriden faydalanarak imalatçıların üretim ekipmanlarını daha akıllı hale getirme-sine destek oluyoruz. Aynı zamanda Sysmac Otomasyon Platformu ile kazandığımız gelişmiş ince ayar kontrolü üzerine bilgi birikimimizi üretim hatlarına ve ekipmanlarına uygulayarak hem ekipman üretkenliklerini hem de imalat kalitelerinin artmasına yardım ediyoruz.Günümüzde yenilikçi üretim modelleri daha yaygın hale geliyor. Kestirimci bakım çözümleri için, PLC’lerden toplanan

datalar, kompleks yan çözümler ile ofis ortamlarında kulla-nılmak üzere PC’lere toplanır. Dahası, yarı iletken ve makina üreticileri, gerçek zamanlı işletim sistemleri ile bazı çözümler üretmektedir. Bunu yaparken, kontrol çözümlerini dışarıdan tedarik eder ve kendi ana teknolojilerine yoğunlaşırlar. Bu koşullar, çevresel etkenlere dayanıklı, güvenilir ve gelişime açık, PC tabanlı kontrol sistemlerinin ihtiyacını artırmıştır.

Endüstriyel PC PlatformuBu ihtiyaçları gördük ve üç tür IPC geliştirdik. Kullanıcılar, kutu tipi PC modelleri ve yerleşik monitörlü hepsi bir arada PC’ler arasından sistem yapılandırmalarına ve uygulamaları-na en uygun IPC’yi seçebilir. IPC, tüm dünyada üretim hat-ları ve ekipmanları için kullanılan bir açık ağ olan EtherCAT’i desteklemenin yanı sıra, kullanıcıların daha önceki PLC çözümleri ile imkansız olan, işlevsellik özelleştirmesine izin veren bir geliştirme ortamı sağlar.

• Endüstriyel PCEndüstriyel PC, FA ortamlarındaki uygulamalar için sağlamlık ve güvenilirlik sunar . Makine kontrolü ve otomasyonu için hem Windows yazılımları, hem programları için kullanıma uygundur. İstikrarlı makine operasyonu sağlamak için üretim verileri toplanabilir.

• Endüstriyel PC: IPC Makine Kontrol BirimiIPC Makine Kontrol Birimi, benzersiz bir hipervizör işlevi kullanarak tek bir platformda, Makine Otomasyon Kontrol Birimi NJ/NX serisinin hassaslığı ve hızını, Windows prog-ramlarının çok yönlülüğü ve çeşitliliği ile birleştirir. Bu da ILOR+S (Girdi, Lojik, Çıktı, Robotik + Güvenlik) kullanımı ile hem üretim verilerinin ele alınmasın,ı hem de gelişmiş ince ayar kontrolünü sağlar.

* Endüstriyel PC IPC Makine Kontrol Birimi, çok yakında sunuluyor.

OMRON / www.omron.com.tr

Page 99:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

97

Yokogawa Exaquantum™ R3.02 PIMS :Üretim tesislerinde gelişmiş ağ ve veri analizi fonksiyonları

Üretim tesislerinde sağlıklı bir kontrolün sağlanması için her geçen gün artan miktarlarda verilerin toplan-ması, depolanması ve analiz edilmesi önem taşımak-tadır; bu nedenle uygun operasyonel iyileştirmelerin yapilabilmesi adina gelişmiş özelliklere sahip tesis bilgi yönetimi sistemlerine (PIMS’lere) gün geçtikçe artan bir ihtiyaç doğmaktadır.

Tüm bunlara yanıt olarak, Yokogawa tesis operasyon-larını geliştirmek için kullanıcılara gerekli bilgi takibi-ni sağlayabilecekleri ağ ve veri analizi fonksiyonlarini ekleyerek Exaquantum’u geliştirmiştir.

Yokogawa Exaquantum™ R3.02 PIMS’in sahip olduğu donanımlara bir bakacak olursak;1.Gelişmiş web tabanlı işlevsellik Önemli tesis etkilerinin görnürlüğünü arttırmak adına; kullanıcılar, detaylı bilgiler sağlayacak dipnotlar ve analiz notları ilave edebiliyorlarken, aynı zamanda dosyalara ve web sayfalarına Exaquantum/Web kulla-nımıyla erişebilecekleri linkler ekleyebilmektedir. Bu özellikler Exaquantum/Explorer kullanıcıları da dahil olmak uzere diğerleriyle de paylaşılabilmektedir.

Veriler arasındaki ilişkilerin belirlenmesine yardım-cı olmak için, Exaquantum/Web kullanıcıları artık İnternet Explorer veya Safari tarayıcılarını kullana-bilir, grafik oluşturmak için X-Y Plot kontrollerinden yararlanabilirler.

Bu grafikleri, örneğin komprosördeki dalgalanmaların tahmini ve PID kontrollerinin analizi gibi amaçlarla kullanabilmeleri büyük yarar sağlayacaktır.

2.Windows 10 Exaquantum™, Microsoft’un en son işletim sistemi Windows 10‘u desteklemektedir.

3.Yeni veri analiz fonksiyonlarıBüyük miktardaki işlem verileri, alarm ve etkinlikler,

Exaquantum PIMS tarafından toplanan ve kayıt altına alınan tüm diğer (farkli türde) verilerin analizlerinin yapılması gibi yeni opsiyonel fonksiyonlar getirilmiş-tir. Tüm bunlara ISA-18,2 ve IEC62682 uyumlu alarm yöntemi fonksiyonu, güvenlik yönetim fonksiyonu ve üretim bilgileri fonksiyonu dâhildir.

YOKOGAWA / www.yokogawa.com

Page 100:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

98

Omron’un isteğe bağlı Ayar Konsolu kullanımı ve kullanıcı gereksinimlerine uygun ürün yelpazesi ile F3SJ Güvenlik Işığı Perdesi

Omron’un F3SJ güvenlik ışığı perdeleri parmak koruma, el koruma ve el/kol koruma yapılandırmalarında sunulmaktadır. Büyük iş parçalarının yer aldığı uygulamalar için yaklaşık 2,5 metreye varan koruma yüksekliklerine sahip sensörler bulun-maktadır.

F3SJ güvenlik ışığı perdesi önceki modellerden 6 mm daha incedir ve sensör monte edildikten sonra ışınların hizalanması-na olanak sağlayan, yeni tasarlanan montaj destekleri ile birlikte kullanıldığında, toplam kalınlığı sadece 26 mm olur ve bu da, 19 mm’lik bir azalma demektir. Düşük profil güvenlik ışık per-deleri engel teşkil etmeden, kullanıcıların mevcut ekipmanlara güvenlik özelliği kazandırmalarını sağlar. F3SJ kablolarında (0,3 m) M12 konektörleri bulunur ve bu kablolar 5mm’lik bükülme yarıçapına sahiptir ve kablo döşeme işlemlerinin kolayca yapılabilmesi sağlayacak şekilde, gerçekten de her yönde sevk edilebilir. 4 sete ya da 400 ışına kadar, seri olarak bağlanabilir ve uzunluğu 15 metreye varan seri bağlantı kabloları sayesinde, kullanıcılar geniş bir alanın güvenliğini etkili bir şekilde sağla-yabilirler.

İsteğe bağlı Ayar Konsolu kullanımıTüm F3SJ güvenlik ışık perdesi sistem parametreleri sezgisel yazılımla ayarlanabilir ve sistem durumu bir bilgisayarla kontrol edilebilir. Çalışma alanı için en kullanışlı aracın bilgisayar olma-dığı durumlarda, parametreleri ayarlamak, sistem durumunu izlemek ve hemen sorunları gidermek için isteğe bağlı Ayar Konsolu kullanılabilir. F3SJ aralarında alan verimliliğini en üst düzeye çıkarma ve montaj masraflarını en aza indirgeme, kablo döşeme süresi ve giderlerini düşürme ve hatta çok girişli bir emniyet devresi kullanma seçeneklerinin de yer aldığı, çeşitli güvenlik gereksinimlerine uygun Kategori 4 emniyet devresi yapılandırmak için kullanılabilir. Diğer birçok güvenlik ışık per-desinin muting özelliğinden yararlanması için özel bir “muting kontrolüne” ihtiyacı vardır ama bu F3SJ’de bu fonksiyon dahi-lidir ve sadece ünitenin kapağı isteğe bağlı bir muting düğmeli kapakla değiştirilerek kullanılabilir.

Yeni satışa sunulan kolay tip modellere ek olarak, F3SJ serisi güvenlik ışığı perdeleri çeşitli uygulama gereksinimlerini karşı-

layan gelişmiş tip modellerle de satışa sunulmaktadır. F3SJ-E modelleri düz el koruma uygulamalarının gereksinimlerini karşılarken, mevcut F3SJ-A gelişmiş tip güvenlik ışık perdeleri seri bağlantı, parmak ya da el/kol/vücut koruma yapılandırma-ları ve daha karmaşık uygulamalarda kullanılması ideal gelişmiş karartma ve muting işlevleri sunmaktadır. Her iki sürüm de en yeni Tip 4 PLe ve SIL3 gereksinimlerine uygundur.

Kullanıcıların sadece gerekli yapılandırma türünü ve sensör uzunluğunu belirtmeleri gerektiği için, tüm F3SJ modelleri güvenlik ışık perdesi seçimini ve montajını daha önce hiç olma-

dığı kadar kolay bir hale getirmektedir. Büyük iş parçalarının yer aldığı uygulamalar için yaklaşık 2,5 metreye varan koruma yüksekliklerine sahip sensörler bulunmaktadır.

Omron sadece makine operatörlerinin güvenliğini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda üretim verimliliği ve ürün kalitesini de artıran güvenlik sistemlerine yönelik son dönemde artan talebi

Page 101:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

99

OMRON / www.omron.com.tr

karşılamak için çalışmaktadır.

Müşterilerin gereksinimlerine uygun ürün yelpazesi Bugüne kadar, güvenlik ışık perdeleri birçok uygulamadaki gereksinimlerin çok ötesine geçen ve genellikle bu ekipmanları ulaşılamayacak kadar pahalı hale getiren birçok karmaşık işlev-le donatılıyordu. Omron’un yeni güvenlik ışık perdesi F3SJ seri-sinde, müşterilerin asıl gereksinimlerine daha iyi uyan ürünleri seçmelerini sağlayan bir ürün yelpazesi bulunmaktadır.Omron’un çok satan F3SJ serisine yeni eklenen F3SJ-E ve

F3SJ-B modelleri kullanımı kolay ekipmanlardır ve her tür üre-tim tesisinde ve uygulamada kullanıma uygundur.

F3SJ-E (“Kolay” tip) insan bulunduğu algılandığında, maki-nenin durdurulduğundan emin olunmasını sağlayan gerekli güvenlik ışık perdesi işlevini sağlamanın yanı sıra, montaj, bakım ve kalibrasyon için gerekli çalışma süresinde önemli azalmalar da sağlar. F3SJ-B (“Temel” tür) modelinde EDM, güvenlik kilidi ve muting özelliklerine ek olarak, daha zorlu uygulamalara yanıt vermesini sağlayan seri bağlantı özellikleri bulunmaktadır.Özellikler1.Sabit yanıt süresi bakım sürelerinin kısaltılmasına yardımcı olur • F3SJ serisi güvenlik perdeleri, güvenlik ışık perdesinin uzunluğuna bakılmaksızın, maksimum 15ms’lik yanıt süresine

sahiptir. Bu güvenlik ışık perdesinin uzunluğu değiştirildiğinde ya da seri bağlantı gerekli olduğunda, güvenlik mesafesini yeni-den ayarlama ihtiyacını ortadan kaldırır ve ek konum ayarları, şematik çizim hazırlıkları ya da güvenlik mesafesi hesaplamaları gerekli olmadığı için, bakım süresi önemli ölçüde azalır. Tek bir sürekli ve tutarlı yanıt süresine sahip olmak, güvenliği de artırır.2.Yarı yarıya azalan montaj çalışmaları • Yeni montaj destekleri alüminyum kasanın mekanik mon-tajını kolaylaştırır ve kolay hizalama olanağı sağlar. Tümleşik LED göstergeler, isteğe bağlı lazer işaretçileri ve “Kolay” tipteki azalan kablo sayısı ile birlikte, montaj ve ayarlama için gerekli süre yarı yarıya azalmıştır.3.Sezgisel hata göstergeleri istenmeyen çalışma kesintilerinin süresini azaltır • LED göstergeli basit ve sezgisel hata göstergesi kurtarma çalışmaları için gerekli süreyi kısaltır.4.Daha yüksek gürültü toleransı istenmeyen çalışma kesintile-rinin sıklığını azaltır • Geleneksel güvenlik ışık perdeleri, makineden aşırı yüksek gürültüler geldiğinde, çalışmayı durdurur. Bu gereksiz yere makineyi hizmet dışı bırakır, üretimi durdurur ve zaman ve para kaybına neden olur. Yeni F3SJ serisi ürünlerin gürültü tole-ransı, bu gibi gereksiz çalışma kesintilerini en az indirgeyecek şekilde geliştirilmiştir.5.Daha gelişmiş uygulamalara yanıt verecek işlevler (sadece F3SJ-B “Temel” tip) • F3SJ-B (“Temel” tip) modeli bir makineyi birçok taraftan korumak ya da U ya da L biçiminde montaj yapmak için üç sete kadar seri bağlantılar gibi daha gelişmiş uygulamaları des-tekler. Muting özellikleri de dahildir ve muting sistemi durumu tümleşik LED göstergesi ile net bir şekilde gösterilir ve bakım süresini kısaltır.

Üç adete kadar seri bağlantıÜç adede kadar güvenlik ışık perdeleri seri olarak bağlamak mümkündür. Bu sensörler daha az kablolama gerektiren tek bir elektrik hattıyla U ya da L şeklinde yerleştirilebilir.Muting esnasında süreç sorununu anında görmeTEMEL tip modelde bir iş parçası geçtiğinde, güvenlik ışık perdesini geçici olarak devre dışı bırakan muting işlevi bulunur. Herhangi bir sorun oluşması halinde, hata LED göstergelerin-den hemen anlaşılabilir ve bu da hızlı çözüm olanağı sağlar.‘KOLAY’ tipte bulunan işlevlerEvrensel güç gerilimi özelliği, kolay görüntülenen tanılar, sabit cevap süresi gibi basit İşlevler KOLAY tip modelden alınmış-tır. Sonuç olarak, tasarımdan, montaj ve çalıştırmaya kadar, kullanımın her aşamasında çalışma süresinde azalma olması beklenebilir.

Page 102:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

100

BECKHOFF / www.beckhoff.com.tr

Yeni CX81xx Gömülü PC serisiKüçük kontrolörler için daha fazla işlem gücü

Yeni CX81xx Gömülü PC serisinin tanıtımıyla, küçük kontrolör-ler artık önemli ölçüde yüksek işlem gücü sunuyor. Ethernet için CX8190 serinin ilk cihazı ve aynı zamanda TwinCAT 3 otomasyon yazılımı için ultra kompakt “Bus Kuplör” biçimindeki ilk PC tabanlı kontrolör.32 bit, 600 MHz ARM Cortex™-A9 işlemci, hâlihazırdaki CX8000 serisinin üç katı CPU performansının yanı sıra 512 MB RAM ile se-kiz kat bellek artışı da sunuyor.CX8190 Gömülü PC, bir Ethernet portu ve gerçek zamanlı Ethernet ya da EAP (EtherCAT Automation Protocol – EtherCAT Otomasyon İletişim Kuralı) için 2 portlu bir switch donanımıyla geliyor. Kulla-nılan işletim sistemi Windows Embedded Compact 7 ve küçük kontrolör “fieldbus” ya da ek Ethernet arabirimi üzerinden TwinCAT

3 ile programlanıyor. TwinCAT 3 I/O yazılımı daha fazla ama temel çalışma zamanı işlevselliği sağlıyor, fakat bunun da ötesinde Twin-CAT 3 ekleri seçenek olarak eklenebiliyor.CX8190 aynı zamanda, kalıcı veriyi saklamak için 1 saniyelik bir ke-sintisiz güç kaynağı, 8 GB’a kadar genişletilebilen 512 MB kapasiteli bir microSD kart ve - 25 ile + 60 °C aralığı gibi etkileyici bir çalış-ma sıcaklığı sunuyor. EtherCAT Terminal (E-bus) ve Bus Terminal (K-bus) I/O sistemleri, CX8190 Gömülü PC’ye doğrudan bağlana-biliyor ve böylece 1.000’den fazla kullanılabilir terminalle endüstri lideri bir I/O ürün yelpazesine anında erişim sağlıyor.CX81xx Gömülü PC serisi, ilk olarak Ethernet için cihazla pazara sunuluyor ve yakın gelecekte ek fieldbus’ları kapsayacak şekilde genişletilecek.

Beckhoff’un PC tabanlı kontrol teknolojisinin ölçeklenebilirliği, yüksek bilgi işlem gücüne sahip olağan üstü kompakt bir kont-rolör olan yeni CX8190 Gömülü PC’nin tanıtılmasıyla daha da genişliyor.

Page 103:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

Bosch Rexroth’un yeni ABPAC hidrolik güç ünitesi serisi, hidrolikle-ri Endüstri 4.0 devriminde açık veri alışverişi için hazır hale getiriyor.Geleceğin ağ bağlantılı otomasyonunda hidrolik sistemler, elektrikli tahrik sistemlerle aynı zekâyı ve iletişim kabiliyetini gösterecek. İşte Rexroth’un yeni hidrolik güç ünitesi serisi ABPAC, şimdiden bu ge-rekliliği gerçeğe dönüştürüyor. Elektrifikasyon ve Endüstri 4.0 devriminin habercisi olan ABPAC serisi, dağıtılmış zekâ ve opsiyonel sensör paketleriyle birlikte sunu-luyor. Bu güç üniteleri, tüm çalışma durumlarıyla ilgili sürekli olarak veri topluyor ve daha yüksek kontrol seviyelerinde açık ara yüzler, akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar aracılığıyla iletişim kuruyor. Değişken hızlı pompa tahrik sistemi Sytronix ise enerji tüketimini yüzde 80’e kadar azaltıyor.Açık Kaynak Mühendisliğinin ara yüz teknolojisi sayesinde, güç üni-teleri, yatay ve dikey ağ bağlantılı üretim ortamlarına, sorunsuz bir biçimde ve gelecekte meydana gelebilecek değişikliklerden etkilen-meyecek şekilde uyum sağlıyor. Entegre edilmiş ve evrensel olarak kullanılabilen bir sensör paketi, güç ünitesinin ilgili tüm sistemden sürekli olarak filtrelerin tıkanma derecesi, yağ kalitesi, çalışma, emiş ve akümülatör basıncı sensörleri, yağ seviyesi ve çeşitli sıcaklıklar gibi verileri alıyor. ABPAC, sensör verilerini, sistem değişkenlerini ve türetilmiş durum mesajlarını, standartlaştırılmış arayüzler için erişilir kılıyor. Kullanıcı, bu mesajları Ethernet veri yolu üzerinden makine kontrol panelin-den ya da bir akıllı telefon veya bir tablet bilgisayar kullanarak en-tegre bir web tarayıcısı aracılığıyla kablosuz bir şekilde okuyabiliyor.ABPAC tahrik teknolojisi ile yüzde 80 enerji tasarrufuTüm güç üniteleri, Sytronix FcP değişken hızlı tahrik sistemine uyumlu olarak tasarlandı. Bu tahrik teknolojisi kısmi yük işlemlerin-de hızı, talebe bağlı olarak azaltıyor ve hidroliklerin enerji ihtiyacını yüzde 80’e varan oranlarda azaltıyor. Bu akıllı tahrik teknolojilerinin yazılımlarında, akışkan gücü teknolojisinin özel gerekliliklerinin göz

önünde bulundurulduğu Sytronix SvP ailesinin sürücülerini en-tegre etmek de mümkün. Aynı zamanda bu sürücülerde, Rexroth elektrikli eksenler için kullanılan devreye alma ve tanı araçları mev-cut bulunuyor.Sytronix SvP ailesinin diğer sürücülerinin de entegre edilebildiği ABPAC serisi, 100 ile 400 litre arası hazne kapasiteleriyle yaygın olan tüm hidrolik uygulamaların ihtiyaçlarını karşılıyor. Kullanıcılar, istedikleri güç ünitesini endüstriyel uygulamalar için dünyanın en büyük hidrolik ve elektrohidrolik programı temelinde çevrimiçi ola-rak oluşturabiliyorlar. ABPAC, kesme makinesi araçlarından ağaç işlerine, matbaalardan plastik makinelere kadar sabit makinelerde hidrolik uygulamalarının hepsi için uygunluk gösteriyor.

Bosch Rexroth / www.boschrexroth.com.tr

Endüstri 4.0 için hazırlandıBosch Rexroth’tan enerji tasarruflu akıllı hidrolik güç üniteleriBosch Rexroth / www.boschrexroth.com.tr

Page 104:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

RENDÜSTRİ OTOMASYON

102

SAVIOR / www.savior.com.tr

Weintek Paneller ile Akıllı Binalar

Basit bir evden karmaşık bir fabrikaya kadar kullanışlı, enerji verim-liliğine sahip ve özellik açısından zengin Bina Yazılım Sistemlerine ihtiyaç sürekli olarak artmaktadır. Bunu başarabilmek için akıllı iz-leme ve kontrol amacıyla daha fazla sensör ve kontrolcü eklemek gerekecektir, bu da ek maliyetlere neden olmaktadır. Ayrıca interak-tif cihazlara daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Olası senaryo şu şekilde olabilir; sensörler bina sakininin girişini algıladığında bütün ışıklar yanar ve sensörler bina sakininin çıktığını algıladığında bütün cihaz-lar kapanır.

Bina Yönetim Sistemlerine ve ioT uygulamalarındaki teknolojik ge-lişmeye bağlı olarak Weintek AR&GE ekibi akıllı bina çözümü için panellere KNXnet/IP protokolü ekledi. Bina otomasyonu için ulus-lararası bir haberleşme protokolü olan KNXnet/IP ev aletleri, aydın-latma ve havalandırmaya uygun farklı markalara entegre olabilir ve kullanıcıların kullanışlı, enerji verimliliğine uygun ve zengin özellikle-re sahip bina yönetim sistemi kurulumlarını kolaylaştırır.Çok Noktayla İletişim, Kontrol Cihazı olarak Panel

Geleneksel yapıda, cihazların iletişimi paneller ya da sviçler arasın-da veri transferleri ile sağlanırdı. Cihazların haberleşme protokolleri farklı olabileceği için, cihazların kurulumu sorunlu bir iş haline geli-yordu, bu da kullanıcıların farklı cihazları kontrol merkezine verimli

şekilde entegrasyonunu zorlaştırmaktaydı.Artık KNX/IP protokolü ile Weintek Panel kontrolcü rolü oynamak-tadır. Bu mimaride, ethernet ağı temel omurga görevi görür, ve bü-tün KNX PLC’ler çoklu IP adresi kullanır (varsayılan: 224.0.23.12). Sistemdeki cihazlar hat bağlantısı ile KNX PLC’nin G/Ç’larına bağ-lanır ve bütün cihazlar birbirine aynı adres üzerinden bağlanmış olur. Aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi 2. Hatta bağlı olan 3 cihaz 1.2.1 adresini kullanır. Bu cihazları tetiklemek için kullanıcıların sa-dece 1.2.1 adresini kontrol etmeleri yeterlidir, birisinin içeri girmesi durumunda bütün ışıkların açılması gibi. Görüntüleme, izleme ve kontrol Weintek Paneller ile yapılabilir. Panel çoklu adresleme ile KNX PLC’lere bağlı oldukça bütün cihazları kontrol edebilir.

Yukarıdaki örnek 3 hatlı bir mimariyi göstermektedir,Hattaki cihazların KNX adresleri vardır ve ilgili KNXPLC’ye bağlıdırlar.

Not: KNX mimarisinde 15 ana hatta kadar bağlanabilir,Her ana hatta da 15 hat bağlanabilir ve her hat fiziksel olarak 1-63 (örnek 1.1.1-1.1.63) arası adres alabilir. Heradres uygulamaya bağlı olarak tekrar kullanılabilir.

Page 105:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

ÜRÜ

NLE

R

ENDÜSTRİ OTOMASYON

103

PILZ / www.pilz.com/tr

Emniyetin gerekli olduğu her yerde, sürücü kontrolörü olarak PMCprotego D modern servo sürücüleri kullana-bilirsiniz. PMCprotego D, emniyet giriş ve çıkışlarından kontrol edilir. Bu durum, cihazın standart sistemlere uyum sağlamasını garanti eder. Emniyet fonksiyonları ayrıca motordan ve kullanılan enkoder tipinden bağımsızdır. Böylece, kullanıcı ma-kinesini istediği şekilde donatma imkanına sahip olur.

Genişletme kart yuvası sayesinde, sa-yısız fieldbus bağlantısı yapılabilir. Bu sayede, PMCprotego D’nin uygulaması, ortak kullanılabilecek diğer ürünlerle kişiye özel ve esnek çözümler sağlaya-bilir.

PMCprotego D’nin sahip olduğu özel-likler:• Çözücüler veya sinüs/kosinüs kodla-yıcıları (Hiperface, Endat) gibi geri bes-lemeli motorlar için servo kuvvetlendi-rici• Senkron, asenkron, lineer ve daha pek çok motorun çalışması• CANopen arayüzü• Pozisyonlama kontrolü• Elektrik şanzımanı• En küçük kontrol kabinleri için kom-pakt tasarım• Genişleme kartı için slot (veriyolu etki alanı vb.)• Parametre ayarlarını ve sistem bilgisi güncellemelerini yedeklemek için Mul-timedya kartı (MMC)• Yerleşik arayüz üzerinden Ethernet

bağlantısı • Entegre motor fren kontrolü.

PMCprotego D ile esnek, ölçeklendirilebilir bir emniyet çözümüne sahip olur ve uygulamanızın ne kadar emni-yete ihtiyacı olduğunu siz belirlersiniz.

PMCprotego D ile Emniyetli hareket - Emniyetli, açık, eksiksiz

Page 106:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 107:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

105

ENDÜSTRİ OTOMASYON

ExxonMobil tarafından her yıl yayınlanan Energy Outlook raporuna göre, küresel enerji talebinin 2014-2040 yılları arasında yüzde 25 oranında artış göster-mesi bekleniyor.

Rapora göre öngörülen artışın neredeyse yarısı Hindistan ve Çin gibi gelişen ülkelerin ekonomik kal-kınmasından kaynaklanıyor. Küresel enerji talebinin yüzde 30’unu oluşturan 10 kilit pazar arasında Türkiye de yer alıyor.

Küresel enerji talebindeki artışın yüzde 40’ının doğal gazla karşılanması bekleniyor.

Dünyanın önde gelen enerji şirketi ExxonMobil’in yayınladığı 2016 Energy Outlook Raporu’na göre küre-sel enerji talebi 2015 ila 2040 yılları arasında yüzde 25 artacak. Talep artışının neredeyse yarısının Hindistan ve Çin’in nüfus artışı ve yükselen yaşam standartla-rından, yüzde 30’unun ise içlerinde Türkiye’nin de yer aldığı 10 kilit pazardan gelmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra; enerji verimliliği artışlarının, doğal gaz gibi düşük karbonlu yakıtların ve yenilenebilir enerji kaynakları-nın artan kullanımının da küresel ekonominin karbon yoğunluğunu yarı yarıya azaltmaya yardımcı olması bekleniyor.

Orta Sınıfın Büyümesi Ticari Taşımacılığı Ön Plana TaşıyorExxonMobil, Brookings Enstitüsü’nden alınan verilere dayanarak dünyada 2014 itibariyle 2 milyarın üzerinde olan orta gelirli nüfusun 2030 yılına kadar 5 milyara yaklaşmasını ve bununla doğru orantılı olarak da araba sayısının ve ticari taşımacılığın da artmasını bekliyor.

2014-2040 arasında küresel taşımacılıkta enerji talebi-nin yüzde 30 artış göstermesini ön gören ExxonMobil, araba sayısındaki artışın OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) kapsamında olmayan ülkelerde daha çok görüleceğini söylüyor. 2040’a kadar 800 milyon araca ulaşacağı tahmin edilen özel araçların doğuraca-

ğı enerji talebinin 2020’de zirve yapacağı ancak 2040’a kadar yüzde 10 düşüş göstereceği öngörülüyor.Türkiye’de büyük bir rol oynayan lojistik sektörün-de; ağır ticari araçlar için enerji talebinin ise dünya genelinde 2040’a kadar yüzde 45 artacağı; bu artışın da yüzde 50’sinin 10 kilit pazarın sebebiyet vereceği tahmin ediliyor.

Araçların Yüzde 40’ı Dizel OlacakExxonMobil Energy Outlook Raporu’na göre petrol, taşımacılıkta enerji tüketiminin yüzde 90’dan fazlasını karşılayacak. Dizel araç kullanımındaki artışla birlikte ağır ticari araçlardaki dizel kullanımı da 2040 yılına kadar küresel olarak yüzde 45 artış gösterecek.

ExxonMobil, Energy Outlook Raporu’nda enerji tüke-timinden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının da henüz zirve yapmadığını, değerlerin 2030’a kadar artacağını belirtiyor. Artışın Çin başta olmak üzere, gelişen ülkelerden kaynaklanacağını belirten rapor, OECD ülkelerinin karbondioksit emisyonlarının 2014-2040 arası yüzde 20 azalacağını öngörüyor.

ExxonMobil: Artan Enerji Tüketiminde Taşımacılığın Rolü Artıyor

Page 108:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

106

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Trans Adriyatik Boru Hattı için kompresör seti Yunanistan ve Arnavutluk’taki boru hattı istasyonlarına altı adet gaz türbin kompresör seti sunuluyor. Trans Adriyatik Boru Hattı, Hazar Denizi’nden Avrupa’ya doğal gaz taşıyacak

Siemens Trans Adriyatik Boru Hattı’ndan altı adet 15 megawatt SGT-400 turbo kompresör seti siparişi aldı. Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP), Avrupa’ya Güney Gaz Koridoru’nu açacak. Kurulum 2017’de yapılacak ve boru hattının 2019’un sonlarına doğru çalışmaya başlaması bekleniyor.

Güney Gaz Koridoru’ndaki boru hatları, doğal gazı Azerbeycan’ın Hazar Denizi’ndeki Şahdeniz 2 sahasından Avrupa’ya taşıyacak. TAP, doğal faz kaynaklarından faydalanılmasını sağlayacak kayıp bağlantıyı temsil ediyor. 878 kilometre uzunluğundaki Trans Adriyatik Boru Hattı, Türkiye-Yunanistan sınırındaki Kipoi’de Trans Anadolu Boru Hattı’na bağlanacak ve Yunanistan, Arnavutluk ve Adriyatik Denizi’ni geçerek güney İtalya kıyılarına ulaşacak. İtalya kıyılarının yapısı, doğalgazı Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık gibi büyük Avrupa pazarlarına ulaştırmak için birçok fırsat içeriyor.

“Engin deneyimi ve geniş ürün portföyü nedeniyle Siemens, Güney Gaz Koridoru’nu açacak olan TAP’a destek vermek ve Avrupa’ya verimli gaz iletimini güven altına almak üzere seçildi” diyen Siemens Enerji ve Gaz bölümüne bağlı Dresser-Rand şirketinin Yeni Ekipmanlar Direktörü Jesus Pacheco şöyle devam etti: “Boru hattı müşterilerimizin risklerini azaltmalarına ve mümkün olan en düşük yaşam döngüsü maliyetiyle güvenli ve sağlıklı bir operasyon yürütmelerine yardımcı oluyoruz.”

TAP’a tedarik edilecek altı adet gaz türbin kompresör setinin her biri SGT-400 endüstriyel gaz türbini ve bir Siemens silin-dirik gövdeli STC-SV kompresörden oluşuyor. Siemens üç kompresör setini Yunanistan’da Kipoi’deki kompresör istasyo-nuna yerleştirecek. Burası TAP’ın Türkiye sınırındaki başlangıcı konumunda bulunuyor. TAP’ın Arnavutluk topraklarına girmesi Fier’in 17 kilometre kuzey doğusundan olacak ve karadan 400 metre içeri doğru devam edecek. Burada doğal gaz 130 bara kadar sıkıştırılacak ve Arnavutluk’tan İtalya kıyılarına kadar deniz dibinden 105 kilometre yol alacak.

TAP konsorsiyumunun Genel Müdürü Ian Bradshaw, “Siemens, boru hattımızın bütünleyici parçası olan gaz türbini ve turbo kompresör birimleri konusunda uzmanlığı, teknik bilgisi ve

yüksek güvenlik sicili nedeniyle seçildi” dedi. Siemens Enerji Üretim bölümünün bir parçası olan Dresser-Rand şirketi, tüm dünyadan petrol, gaz, petrokimya ve süreç endüstrileri için kritik öneme sahip yüksek hızlı dönüşlü ekip-man çözümlerinin lider tedarikçilerindendir. Global Siemens ailesinin bir parçası olan Dresser-Rand şirketi turbo ve piston-lu kompresörler, buhar türbinleri, endüstriyel ve endüstriyel aeroderivetif gaz türbinleri, yüksek hızlı motorlar ve modüler yardımcı güç istasyonlarını kapsayan bir ekipman portföyü sunar. Dünyanın en büyük kurulu sistemiyle dünyanın en büyük teknik destek ve hizmet merkezi ağlarından biri olan ve 150’den fazla ülkede faaliyet gösteren Dresser-Rand, global ölçekte yerel çözümler ve hizmetler sunuyor.

Güney Gaz Koridoru’nun açılması Siemens, Güney Gaz Koridoru’nu açacak olan Trans Adriyatik Boru Hattı’na altı adet gaz türbini kompresör seti tedarik edecek.

Page 109:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 110:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

108

ENDÜSTRİ OTOMASYON

TÜRKİYE’NİN ENERJİSİ EIF İLE BÜYÜYOR

Büyüyen Türkiye hamlesinde büyük önem taşıyan enerji, yapılan son çalışmalarla birlikte dışa bağımlılıktan kurtuluyor. Enerjinin özel sektöre açılmasın ardından gelişen yenilenebilen enerji üretimi, muasır medeniyetlerin kullandığı nükleer enerji yatırımları ile Türkiye enerji alanında kendi kendine yetebilen ülke konumuna geliyor.

Bu yıl 9.su düzenlenecek olan EIF Enerji Kongresi ve Fuarı ve paralelinde gerçekleştirilecek olan Petrol ve Gaz Kongresi ve Fuarı uluslararası sektör liderlerini misafir ederek hem dünya piyasası hakkında bilgi verecek hem de yeni iş birliklerinin ve ticaret alanla-rının kapısını aralayacak.

Global Enerji Derneği Başkanı Çiğdem Dilek konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Türkiye son yıllarda özellik-le enerji alanında büyük gelişme kaydetti. Bu yapılan

çalışmalara EIF olarak bu sene de ciddi bir katkı sağ-lamayı hedefliyoruz. Geçen yıl katılan profesyonellerin % 83 ‘ü EIF’i Kongre ve Fuarı sektörünün en iyisi olarak nitelendirdi ve fuar katılımcılarının yüzde 74 ‘ü Fuara gelen ziyaretçiler ve diğer katılımcılar ile önemli iş anlaşmalarına imza attık-larını belirttiler” dedi.

“60 MİLYON DOLAR T İCARET HACMİ SAĞLADIK”EIF 2015’de Türkiye ve yurtdışından 6850 pro-fesyonel ziyaretçi, CEO, STK temsilcileri, kurum ve kuruluş ziyaret ettiğini ve 4 ülkeden Bakan ve Bakan Yardımcılarının iştirak ede-rek, beraberlerindeki Ticari

Heyetler ile B2B görüşmeler düzenlendiğini belirten Dilek şunları kaydetti: “Biz EIF olarak geçen yıl yaptığımız çalışmalar saye-sinde 60 milyon dolar bir ticaret hacmi sağladık. Hedefimiz bu sene de aynı başarıyı arttırarak sür-dürmek. Bu nedenle EIF 2016 bünyesindeki, yurtdışı alım heyeti çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Yurtdışı iş birlikleri için 7 ülkeyle anlaşmaya vardık. Şuan için Nijerya, İran, Hindistan, İngiltere, Hollanda, Yunanistan ve Brüksel’deki bazı STK ‘lar ile alım heyetleri çalışmalarımız netleşti. Bu ülkeler-den gelecek işadamlarının bazıları kendi ülkelerinde-ki yatırımlar için işbirliği çözümleri aramakta, bazı-ları ise birlikte çalışabilecekleri Türk firmaları ile yüz yüze görüşmeler yapmak için geliyorlar. Bu yapılan görüşmeler ülkemizin ticaret hacmi için büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Page 111:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

109

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Parker, “PPP HPT Team Engagement” Fuar Programını Hayata Geçirdi

Hareket ve kontrol teknolojileri alanında öncü firmalar-dan biri olan Parker Hannifin Türkiye, ilk defa bu sene, çalışanlarının “Kişisel Performans Hedefleri”ni (PPP) ve yıl içerisinde görev alacakları “Yüksek Performans Takımları”nı (HPT) etkin bir şekilde belirleyebilmeleri, kişisel gelişim ve kariyer planlama alanlarında önümüz-deki sene odaklanmak istedikleri konuları seçebilmeleri için iki hafta süren şirket içi bir etkinlik düzenledi.

Parker Türkiye Genel Müdür’ü Serpil Uzun, etkinliğin açılışında; “Global WIN stratejimizde de açıkça hede-

fimiz olduğu gibi, Parker Türkiye’de katılımcı, sadık ve yetenekli çalışanlardan oluşan bir ekip kurmayı ve bu ekibi oluşturan herkesin işi ile beraber kendi kişisel gelişimini de gözeterek çalıştığı etkin ve verimli bir çalışma ortamı yaratmayı başardık. Her geçen yıl yükselttiğimiz çıtayı aşarak ulaştığımız başarıların arkasındaki en büyük gücümüz bu.” sözleri ile konuş-masına başladı ve “Bugün burada, sizler için iki hafta açık kalacak ve sizleri odaklanarak düşünmeye davet eden bir fuar alanı oluşturduk. Global, bölgesel ve yerel stratejilerimiz size rehberlik etmek üzere fuar alanında

Page 112:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

110

ENDÜSTRİ OTOMASYON

yerlerini aldılar. Beyin fırtınası köşesinde, ezber bozan, özgür düşünme ve odaklanma tekniklerini ve ipuçlarını bulacaksınız. Yaratıcılığınızı konuşturun; kişisel hedef-lerinizi, stratejimiz ile aynı çizgide ve hedeflerimize hizmet edecek şekilde belirlemekle beraber kendinizi geliştirmek istediğiniz alanları ve içinde olmak istedi-ğiniz projeleri ön plana alın. İki haftalık fuar süresince, dilediğiniz zaman ve dilediğiniz kadar fuar alanını ziya-ret edin, ödüllü etkinlik ve yarışmalara katılın, sizler için özel olarak seçilmiş TED konuşmalarını izleyin ve her şeyden önemlisi PPP ve HPT seçimlerinizi eğlen-celi ve etkin bir şekilde gerçekleştirirken hem yeni öğrenimler kazanın hem de eğlenin.” sözleri ile fuarın açılışını tamamladı.

Parker’ın PPP HPT fuarı içerik ve tasarım açısın-dan Türkiye’de rakipleri arasında bir ilke imza attı. Öncelikle, fuar alanı olarak şirketin “Sultanahmet” kon-ferans salonu kullanıldığı için; alanın tasarımında etki-leyici, daha önce denenmemiş ancak kolay eski haline getirilebilir bir yöntem tercih edildi: “Post-It Pixel Art”. Ön hazırlık ve planlamaları 4 hafta, uygulaması ise 4 iş

günü süren tasarımlar için 2326 adet Post-It kullanıla-rak salonun bütün duvarlarına Pac Man, Super Mario ve Star Wars karakterinin piksel tasarımları uygulandı. Tasarımların fikir sahibi, Parker Pazarlama Lider’i Ercan Pala; “PPP HPT fuarının olmazsa olmazlarından

Page 113:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

111

ENDÜSTRİ OTOMASYON

ilki katılımı ve ilgiyi yüksek tutacak etkinlikler ve eğlen-ce olarak belirlendi. Fuarın eğlence kısmı için, çalışan-ların X-Box Kinnect oyunları ile egzersiz yapabilecekleri bir ortam oluşturduk. Bu sebeple, Post-It dekorasyon-ları için de ikonik oyun karakterlerini kulandık.” dedi.

PPP HPT Fuarının göze çarpan başlıca bölüm ve etkin-likleri arasında şunlar yer alıyor: o Beyin Fırtınası Köşesi: Parker’ın global, bölgesel ve yerel stratejileri ile birlikte “Etkin Beyin Fırtınası Teknikleri”ni içeren fikir geliştirme alanı. o PPP ve HPT Duvarları: Çalışanların hem kendileri hem de diğer çalışma arkadaşları için “Performans Hedefi” belirleyebilecekleri ve Yüksek Performans Takımları oluşturmak ve katılmak için kullanabilecekle-ri alanlar. o TED Konuşmaları: Her gün, yerli ve yabancı konuş-macıların ilham veren, etkileyici ve hayatın içinden konular ile ilgili konuşmalarının yayınlandığı TED saati.

o X-Box Kinnect: İçlerinde Kinnect Adventures, Just Dance, Motion Sports, Virtual Tennis ve Star Wars Kinnect oyunlarının yer aldığı egzersiz saatleri. o 3D Sultanahmet Puzzle: Adını konferans salonuna veren Sultanahmet Camisi’nin 3 boyutlu puzzle’ı. o Selfie Köşesi

Fuar katılımcılarından Uygulama Mühendisi Ege Atillâ, etkinlik ile ilgili düşüncelerini “Şirketimizin işleyişin-de önem arz eden HPT ve PPP gibi kritik konularda, çalışanların süreçlerin içerisine dahil edilmesi için bu derece eğlenceli ve etkin bir uygulamanın yapılması beni çok gururlandırdı. Parker’ın çalışanlarına son derece değer veren bir kurum olması, hissedarlarından iş ortaklarına, distribütörlerinden OEM ve müşterileri-ne kadar Parker ile çalışan herkes tarafından hissedilen bir olgu ve sürekli artan başarımızın temelini oluşturu-yor.” sözleri ile özetledi.

Page 114:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

112

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Otomotiv sektörünün heyecanla beklediği Automechanika Fuarı, bu yıl 13-17 Eylül tarihleri arasında Frankfurt’ta gerçekleşecek. İki yılda bir düzenlenen ve otomotiv yedek parça sektörünün nabzını tutan fuarda dev standıyla yer alacak Schaeffler, ziyaretçilerini sanal bir yolculuğa çıkaracak.Otomotiv yenileme pazarı olarak bilinen aftermarkette 40. yılını kutlayan Schaeffler, Almanya’nın Frankfurt kentinde 13-17 Eylül tarihlerinde düzenlenecek Automechanika Fuarı’nda ziyaretçilerine keşif heyecanı sunmaya hazırlanıyor. Schaeffler, teknik mükem-mellikle yaratılan ürün ve hizmetlerini bin 200 metrekarelik standın-da sergileyecek ve ziyaretçilerini 3D gözlüklerle sanal bir yolculuğa

çıkaracak. Ziyaretçiler, bir otomobil motorunun içinde küçük bir uzay aracıyla dolaşılan sanal gezi sırasında, motor bileşenleri ve INA markasıyla sunulan onarım çözümleri hakkında da bilgi edine-bilecekler. 3D teknolojisi sayesinde ziyaretçiler ayrıca LuK RepSet 2CT, ticari araçlar içinse yeni FAG SmartSET’i, ilk elden deneyimle-me şansını da yakalayacak.Schaeffler Automotive Aftermarket Yönetim Kurulu Başkanı Michael Söding, bu tür bir sunumun, giderek daha karmaşık hâle gelen mobilitenin anlaşılır olmasını sağlamak için tercih ettiklerini ifade etti. Bir yandan sürüş konforunu arttırırken bir yandan da yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını azaltmanın otomotiv aftermar-

Automechanika 2016 heyecanı başlıyorSchaeffler’den “keşif yolculuğuna” davet

Page 115:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

ENDÜSTRİ OTOMASYON

ketinin en önemli konularından biri olduğunu kaydeden Söding, “Automechanika’da, distribütörlere ve tamirhanelere Schaeffler ürünleri ile onarım çözümlerini kullanarak nasıl bu konunun bir parçası olabileceklerini ve bu gelişmelerden planlı şekilde nasıl faydalanabileceklerini göstereceğiz” dedi. Bu yılki fuarda, Schaeffler’in gelecek için mobilite konulu çözümle-rini sergilemek üzere katılacağı, “Geleceğin Hizmeti ve Mobilitesi” adlı özel bir sergi de olacak. ABT Schaeffler Formula-E yarış otomobilinin yanı sıra, orijinal ekipman üreticileri için E-Debriyaj, E-Tekerlek Çekişi ve Schaeffler Hibrid Modülü gibi inovatif sistem çözümleri de bu özel sergide ziyaretçilerle buluşacak.

Dört güçlü marka tek çatı altındaSchaeffler, fuarda dört markasını da bir arada sunuyor. Bu marka-lardan biri olan INA, geleceğin mobilitesini şekillendirmekte önemli bir rol üstleniyor. INA portföyü; motor sistemlerinden ana tahrik sistemlerine, yardımcı tahrik sistemlerinden, supap mekanizmaları ve motor soğutma için sistem uzmanlığı ve onarım çözümlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Schaeffler’in fuarda yer vereceği LuK RepSet 2CT ürünü de özel servis takımları sayesinde onarım-ların çok kısa sürede tamamlanmasını sağlıyor. Schaeffler, ticari araç segmentinde ise, montaja hazır yeni bir tekerlek rulmanı ona-rım çözümü olan FAG SmartSET’i tanıtacak. Özellikle yedek parça

pazarı için geliştirilen FAG SmartSET, konik makaralı rulmanlarla donatılmış tüm ticari araçların, otobüslerin ve treyler aks tiplerinin onarım işlerinde kullanılabiliyor. Fabrikada greslenip, montajlı ve sabit ön konumlandırmalı olarak satışa sunulan bu yeni konik makaralı rulman çözümü, işletme maliyetlerini düşürürken, hızlı ve verimli onarıma da imkân veriyor.

Tek bir kaynaktan kalite ve uzmanlıkFuarda, tüm araç segmentleri için ürünler ve onarım çözümlerinin yanı sıra, Schaeffler’in hizmet markası REPXPERT de ön plana çıkarılacak. Teknik eğitmenler, altı farklı tezgahta, doğrudan ürünler üzerinde çalışarak sadece onarım sürecini aktarmakla kalmayacak, aynı zamanda REPXPERT çevrim içi portalın, tamirhanelere gün-lük işlerinde nasıl artı değer sağlayabileceğini de gösterecekler. Schaeffler Automotive Aftermarket Pazarlama ve iletişim Direktörü Rouven Daniel, “İster canlı bir demo ürün üzerinde açıklama, çevrim içi portalımız REPXPERT ya da sanal 3D teknolojisinin kul-lanımı olsun, müşterilerimiz ve ziyaretçilerimiz kalitemizi ve uzman-lığımızı tek bir kaynaktan ve en yüksek kalitede deneyimleme fırsatı bulacak,” diyor. “Automechanika’da gelecek için mobilite temasına yönelik çözümler sunacağız. Ayrıca Schaeffler bu yıl otomotiv aftermarket pazarında 40. yılını kutladığı için, şirketin başarılarla dolu tarihine de göz atacağız.”

Page 116:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ERENDÜSTRİ OTOMASYON

114

Soğutma ve motor kontrol sistemleri eğitimiDanfoss, Ağustos ayını sektöre yönelik eğitimlerle yoğun ve verimli geçiriyor. Soğutma sistemleri alanında eğitim düzenleyen Danfoss, motor kontrol sistemleri alanında da iki eğitimle sektöre bilgi ve deneyimlerini aktardı

Danfoss’tan Ankara’da soğutma sistemleri eğitimi

Danfoss, Diktaş Üretim Tesisleri Termostatik ve Elektronik Genleşme Valfinin temel çalışma prensipleri ve valf çeşitlerine yönelik eğitim düzenledi. Eğitimde montaj ve çalıştırmada dikkat edilecek noktalar ile çalış-ma esnasında çıkacak temel problemlere karşılık alına-cak aksiyon ve tedbirler örneklerle anlatıldı. Genleşme valflerinden sonra Danfoss Selenoid valfleri ele alındı. Ürünlerdeki yeni özellikler ile birlikte kurulum ipuçları verildi.

Adana eğitiminin son bölümünde ERC21x serisi eva-poratör kontrol temel özellikleri tanıtıldı. Katılımcıların uygulama esnasında karşılaştığı zorluklar ve bunlara karşı çözüm önerileri sunuldu. Son olarak ise örnek

cihaz üzerinde birebir uygulama yapılarak pratik eğitim verildi.

Danfoss, Motor Kontrol Sistemlerini anlattı

Danfoss, Adana SASA Polyester Fabrikası ve Adana Çimento teknik ekibinin katılımıyla Danfoss FC 102 ve FC 302’nin uygulama alanları konusunda eğitimler düzenledi. Eğitimlerde katılımcılara hız kontrol cihaz yapısı, özellikleri ve kullanım alanları ile birlikte uygu-lamaya göre seçim hakkında bilgi verildi. Danfoss yet-kilileri eğitimlerde parametre ayarlarının kritik noktalara değindi.

Danfoss, ısıtma, soğutma ve motor kontrol sistemleri eğitimlerine çeşitli illerde devam edecek.

Page 117:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

ENDÜSTRİ OTOMASYON

115

Endüstri’nin geleceği Endüstri 4.0 çözümleri ile şekilleniyorSchneider Electric’in, şirketlerin makine ve proses perfor-manslarını artırmaya yönelik yenilikçi çözümleri hakkında bilgilendirmek üzere 5 şehirde gerçekleştirdiği seminerle-rin İstanbul ayağı gerçekleşti.

Enerji yönetimi ve otomasyon alanında global uzman olan Schneider Electric, iş ortaklarının makine ve pro-ses performansları artırmak üzere düzenlediği seminer-ler dizisine İstanbul’da gerçekleştirdiği 2 seminer ile devam etti. Sırasıyla Ankara, İzmir, Bursa ve İstanbul’da gerçekleşen seminerler ile Schneider Electric yenilikçi çözümlerini anlattı.

Mayıs ayında başlayan Schneider Electric “Endüstri Bölge Seminerleri”nde Makine ve Proses Performansı için Altivar Hız kontrol cihazları, Harmony Serisi, Yeni nesil Modicon M221 PLC, Hareket Kontrol Çözümleri, Motor Yolverme Çözümleri ve Telemecanique Sensör

Algılama Çözümleri hakkında iş ortaklarına bilgiler aktarıldı.İstanbul’da Asya ve Avrupa yakalarında 2 seminer ger-çekleştirilirken, Endüstri Bölge Seminerlerinin en ilgi çeken konularından biri Endüstri 4.0 oldu. Schneider Electric tarafından gerçekleştirilen etkinliklerde Endüstri 4.0’ın ne olduğunu, Türkiye’ye sağlayacağı katkıları ve Schneider Electric’in müşterilerine sunduğu fırsatlara dikkat çekildi.26 Mayıs’ta Ankara’da başlayan Endüstri Bölge Seminerleri, İzmir, Bursa ve İstanbul’da ücretsiz olarak gerçekleştirilirken, özellikle otomasyona geçmeye hazır-lanan firmalar tarafından yoğun ilgi gördü.

Page 118:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

116

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Dizel yakıta yönelik artan yurt içi talebin karşılanmasına yardımcı olan teknoloji.

Bu rafineri Honeywell’in Proses Çözümleri kontrol teknolojile-rinden de yararlanıyor.UOP, Türkiye’nin en büyük petrol rafinerisinin İzmit’teki tesisin-de dizel yakıt üretimini artırmak için Honeywell’in teknolojisini kullanmakta olduğunu duyurdu.Ülkenin en büyük sanayi şirketi olan Tüpraş, Jet A-1 havacılık yakıtı ve Euro V dizel yakıtı da dahil olmak üzere orta damıtık ürünlerden günde 75.000 varil (BPSD) üretmek için Honeywell UOP’nin Unicracking teknolojisi ile güçlendirilmiş, iki aşamalı proses ünitesini kullanıyor. Rafinerinin toplam dizel üretimini yüzde 7’ye kadar artırabilen bu teknoloji, Tüpraş’ın yurt içindeki talebi karşılamasına yardımcı olacak. Honeywell’in Türkiye ve Orta Asya Başkanı Orhan Geniş konuyla ilgili olarak: “Honeywell Tüpraş’a on yıllardır rafineri teknolojisi ve proses otomasyonu sağlayarak Türkiye’nin petrol sanayiinin yapı taşlarının konulmasına yardımcı oluyor. Bu proje, şirketlerimiz arasındaki bu stratejik ilişkinin başka bir önemli kilometre taşıdır.” şeklinde konuştu.İzmit tesisi, Türkiye’deki en büyük rafineri olup Türkiye’nin petrol ürünlerindeki yurt içi arzının yüzde 40’ını üretmektedir. Tesis, Honeywell’in UOP teknolojisine ek olarak Honeywell Proses Çözümleri’nin (HPS) otomasyon ve kontrol teknolojisini de kullanmaktadır. HPS, aynı zamanda, operasyonların iyileşti-

rilmesini ve bakım maliyetlerinin azaltılmasını hedefleyen beş yıllık servis, bakım ve destek sözleşmesi kapsamında diğer iki Tüpraş rafinerisindeki sistemlerde de geliştirmeler yapmaktadır.Honeywell UOP Proses Teknolojisi ve Ekipmanı Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Mike Millard şöyle bir yorum yaptı: “Türkiye halen dizel ithalatı yapıyor ve dizel tüketimi her yıl yüzde iki buçuk oranında artıyor. Bu teknolojinin Tüpraş gibi rafinerilerin yakıt üretimini iyileştirmesine katkıda bulunurken, rakip teknolojilerle karşılaştırıldığında enerji ve hidrojen tüketimi ile diğer maliyetleri azalttığı kanıtlanmıştır.”

Honeywell UOP’nin Unicracking prosesinin piyasaya sunuldu-ğu 1964 tarihinden günümüze bu teknoloji, daha etkili katali-zörlerin, ünite tasarımının ve reaktör iç yapılarının geliştirilmesi suretiyle daha da iyileştirilmiştir. Tekli ve iki-aşamalı prosesler de dahil olmak üzere çoklu akış programlarını içerir ve daha katı mevzuata uygun biçimde daha geniş bir yelpazede ham madde kullanarak yüksek verim elde edecek şekilde tasarlanmıştır. Honeywell UOP, 40’tan fazla ülkede 200’den fazla Unicracking ünitesine lisans vermiştir. İzmit’teki Tüpraş ünitesi de dahil olmak üzere Honeywell UOP, 14 adet geliştirilmiş iki aşamalı Unicracking proses ünitesine lisans vermiştir. Tüpraş ünitesinin faaliyete geçirilmesinden itibaren Honeywell UOP, Çin’de ve Güney Amerika’da başka güçlendirilmiş iki-aşamalı üniteleri de faaliyete sokmuştur.

Unicracking ünitesi, aralarında coker naphtha ile distillate Unionfining™ ünitelerinin de bulunduğu diğer Honeywell UOP proses teknolojileriyle entegre edilmiştir. Hammaddeleri ara-sında atmosferik dizel ürünü, coker dizel ürünü ve vakum ünitesi destilasyon ürünlerinin de bulunduğu sistemde sermaye maliyetlerini düşürmek ve Tüpraş’ın yatırım getirisini artırmak için ortak bir ayrıştırma kesiti kullanılmaktadır.Tüpraş, toplam 28,1 milyon tonluk yıllık ham petrol işleme kapasitesine sahip dört adet petrol rafinerisi işletmektedir. Şirket, DİTAŞ denizcilik şirketinde yüzde 80 ve petrol pera-kendecisi Opet’te de yüzde 40 payla ekonomide ilave sinerji yaratmaktadır.

TÜPRAŞ, DİZEL ÜRETİMİNİ ARTIRMAK İÇİNHONEYWELL’İN UOP UNICRACKING™ TEKNOLOJİSİNİ KULLANIYOR

Page 119:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 120:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

118

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Yeni sanayi devriminin öncü makinaları, “Endüstri 4.0 ve Geleceğin Akıllı Üretim Mühendisliği” teması ile MAKTEK Avrasya 2016’da sahne alacak. 1.5 mil-yar dolarlık iş hacmi yaratması beklenen MAKTEK Avrasya’da makina, robot ve insan etkileşimi ile Endüstri 4.0’ın işgücü, kurumlara sağlayacağı üret-kenlik, üretimde kol gücünün beyin gücüne dönü-şümü ve işgücü profilindeki dönüşüm için eğitim süreçleri, alanında uzman isimlerce aktarılacak.

Türkiye’nin stratejik sektörleri arasında yer alan “Makina” ve “Takım tezgahları”nı temsil eden iki büyük meslek örgütü Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) ve Makina İmalatçıları

Birliği (MİB) işbirliği ile düzenlenen sektörün Avrasya’daki en büyük buluşması, 11-16 Ekim tarih-leri arasında makina devlerini İstanbul’da ağırlaya-cak. Sanayiyi bekleyen büyük dönüşümün “Endüstri 4.0 ve Geleceğin Akıllı Üretim Mühendisliği” teması ile Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 14 salon, 120 bin metrekare alanda; makine, robot ve insan etkisiyle aktarılacağı organizasyonda önümüzdeki 10 yıl için-de gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için doğacak yeni fırsatlar alanında uzman isimlerce aktarılacak. Başta makina ve alt yapı olmak üzere Endüstri 4.0’ın kurumlara sunacağı üretkenlik, ciro artışı, yatırım, işgücü, teşvik, işgücü profilindeki değişim ve eğitim konularının masaya yatırılacağı organizasyonun bu

‘Endüstri 4.0’ kol gücünün beyin gücüne

dönüşümünü sağlayacak

“Makina, robot ve insan etkileşimiyetenekli işgücünü açığa çıkaracak”

Page 121:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

119

ENDÜSTRİ OTOMASYON

yıl 1.5 milyar dolarlık iş hacmi yaratması bekleniyor.

“ENDÜSTRİ 4.0, TÜRKİYE’NİN 2023 HEDEFİNDE KALDIRAÇ OLABİLİR”Makina ve Takım Tezgahları sektörünün Türkiye’nin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten TİAD Başkanı Hakan Aydoğdu, “Endüstri 4.0 sanayide, üretimde birçok avantaj sağlayacağı gibi, üretimde insan=kol gücü kavramını sıfırlayacak. Bu akımın ortaya çıkartacağı, kol gücü yerine beyin gücünün yoğun olacağı yeni meslekler ile istihdam artışı da sağlanmış olacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için yeni fırsatlar yaratacak olan Endüstri 4.0, insan kaynaklı üretim hatalarını sıfıra indirecek. Hatta iş sağlığı ve güven-liği açısından yeni bir dönemin kapılarını aralayacak” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZIN YENİ MESLEKLERİ BUGÜNDEN HAZIR”Modern makinalar, iletişim teknolojileri ve işgücü profilindeki dönüşümün üretimde yaşanan fiziksel problemlerin önüne geçeceğini de belirten Aydoğdu, şunları kaydetti:“Verimliliği, kaliteyi, esnekliği artıracak olan yeni sanayi devrimi ile 10 yıl içinde farklı iş kolları ve iş tanımlarını konuşmaya başlayacağız. Bu dönüşüm en çok çalışanlara yarayacak. Çünkü yeni iş tanımları çalışanların farklı alanlardaki yeteneklerinin açığa çıkmasını sağlayacak.

Robotlar üretimde hız kazandırırken, çalışanlar kendi-lerini farklı alanlarda geliştirip üretim, pazarlama ya da hukuksal açıdan bağlı bulunduğu iş koluna katma değer yaratacak. Çocuklarımızın; hatta torunlarımızın yeni meslekleri bugünden hazır. 10 yıl içinde aile ortamında ya da iş dünyasında siber güvenlik ana-listi, sanal gerçeklik tasarımcısı, makine öğrenim bilimcisi, şehir inovasyon/mekanik uzmanlığı gibi 16 farklı mesleği konuşacağız. Çocuklarımız bu meslek-leri tercih etmeye başlayacak. Ülke olarak jeopolitik konumumuzu da göz önünde bulundurduğumuzda, Endüstri 4.0 global yarışta bize önemli bir rol suna-cak. Hükümetimizin bu alanda sağlayacağı destek, Almanya, Amerika ve Japonya karşısında Türkiye’yi devler ligine taşıyacak.”

75 ÜLKEDEN 70 BİNİ AŞKIN SEKTÖR PROFESYONELİNİ AĞIRLAYACAKTürkiye’de üretilen makinaların dünyaya duyurulma-sında önemli bir ev sahipliği yapan MAKTEK Avrasya 2016’nın bu yılki içeriği hakkında da bilgi aktaran Hakan Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye ile birlikte Almanya, İspanya, Çin, Tayvan, Hindistan, Güney Kore, Japonya, İtalya, İngiltere gibi sektör-de söz sahibi 30’u aşkın ülkeden katılımcı yenilikçi ürünlerini sergileyecek. Dünya devlerinden KOBİ seviyesine kadar on binlerce sektör profesyonelini ağırlayacak olan MAKTEK Avrasya 2016’da katılımcı ve ziyaretçilere Endüstri 4.0’ın sağlayacağı avantaj-lar, kurumlara sunacağı üretkenlik, ciro artışı, yatı-rım, işgücü, teşvik, Endüstri 4.0’a geçiş için ihtiyaç duyulan teknolojik sistemler, eğitim konuları, semi-ner ve toplantılarla alanında uzman isimlerce aktarı-lacak. Ayrıca katılımcı ve ziyaretçiler, alım heyetleri ile fuar süresince farklı iş imkânları oluşturmak, yeni pazarlara açılmak için ‘Fuar Özel Ziyaretçi Programı’ kapsamında toplantılar gerçekleştirebilecek.”Sektörde ve üretimde küresel fırsat kapılarını aralaya-cak olan MAKTEK Avrasya 2016’da CNC ve universal talaşlı imalat makinaları, sac işleme makinaları, kesici takımlar, takım tutucular, CAD/CAM, PLM yazılımları, 3D yazıcılar, ölçü aletleri, kalite kontrol cihaz ve ekip-manları, kaynak, kesme ekipmanları, kaynak makina-ları, yedek parça, ısıl işlem donanımları, taşıma sis-temleri, yağlama ve soğutma sistemleri sergilenecek.

Page 122:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

120

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Schneider Electric, SKD için enerji yönetimi standartlarını anlattı

Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) Enerji Çalışma Grubu tarafından enerji verimliliği ile ilgili farkındalığı artırmak ama-cıyla düzenlenen “ISO 50001 Enerji Yönetimi Semineri”nde Schneider Electric Stratejik İlişkiler Direktörü Cihan Karamık ve Satış Müdürü Mahmut Dede, katılımcılara enerji verimliliği, enerji yönetimi ve ISO 50001 Enerji Yönetim Standardı hakkın-da bilgi ve uygulama detaylarını aktardı.

Enerji verimliliği, enerji yönetimi ve ISO 50001 Enerji Yönetim Standardı” konuları ile ilgili olarak bilgilendirme ve farkında-lığı artırmak amacıyla, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) Enerji Çalışma Grubu üyelerine yönelik olarak “ISO 50001 Enerji Yönetimi Semineri” düzenlendi. SKD Enerji Çalışma Grubu Başkan Vekili ve Schneider Electric Stratejik İlişkiler Direktörü Cihan Karamık ve Schneider Electric Satış Müdürü Mahmut Dede tarafından verilen seminerde katılımcı-lara, enerji verimliliği ve yönetiminin önemi, ISO 50001 Enerji Yönetim Standardı ve Enerji Yönetim Sistemi Uygulama Örneği aktarıldı.

Seminerde, günümüzün en temel ihtiyaçlarından biri olan enerjinin bugün artık çok kritik bir konu haline geldiğini belirten Schneider Electric Stratejik İlişkiler Direktörü Cihan Karamık, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin enerjiye olan ihtiyaçlarının giderek artmasının yanı sıra, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 17’sinin henüz elektriğe dahi erişemediğini belirtti. 2015 yılında düzenlenen Paris İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP21) amacı olarak küresel sıcaklık artışını +2 °C ile sınırlı tutma hede-fi doğrultusunda ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Karamık, bu hedefin “enerji” kavramının sistematik bir şekilde yönetilmesi gerekliliğini ortaya koyduğunu vurguladı.

Enerji tüketimini ve sera gazı emisyonlarını düşürmek, ener-jiden kaynaklanan giderleri kontrol altına almak ve azaltmak, enerji tüketimini izleyerek performansı takip etmek, verimliliği artırmak ve yasal düzenlemelere uyum sağlamak isteyen kuru-luşların birtakım “Enerji Verimliliği” çalışmaları yürüttüğünü anlatan Schneider Electric Stratejik İlişkiler Direktörü Cihan Karamık “Bu yöndeki çalışmaların bireysel inisiyatiflerden arın-dırılması ve sistematik bir halde yürütülmesi için “ISO 50001

– Enerji Yönetim Sistemi Standardı” önem arzediyor” dedi. Enerjinin giderek daha da büyük önem taşıdığı günümüzde, enerjinin verimli kullanılması esasına dayanan TS EN ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, her sektörde küçükten büyüğe her türlü işletmeye uygulanabilecek, tek başına olabileceği gibi diğer yönetim sistemleriyle entegre olarak da yürütülebilecek bir yönetim sistemi. Enerji Yönetim Sistemi, kuruluşların enerji politikalarını belirlemesi, amaç ve hedefleri doğrultusunda oluşturduğu enerji yönetim programları çerçevesinde enerji tüketimini yönetmesi ve enerji yönetim sisteminin performan-sını değerlendirerek iyileştirmelerin sağlanmasına dayanıyor.

Bu doğrultuda Enerji Yönetim Sistemi’nin kuruluşlarda geliş-tirilmesi sonucunda; enerji politikasının resmiyet kazanması, enerji tüketiminin sistematik bir yaklaşımla yönetilmesi saye-sinde enerji masrafında düşüş, çevrenin korunması, kay-nakların etkin kullanımı, sera gazı emisyonunun azaltılması, mevzuata uyumun sağlanması ve başta Çevre Yönetim Sistemi olmak üzere diğer yönetim sistemleri ile kolayca entegre olabil-mesi amaçlanıyor.

Page 123:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

121

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu, Su İsrafına Çözüm Olacak

Bir damla suyun dahi servet sayılacağı günlere yaklaşırken, TÜİK istatistikleri dikkat çekiyor. Ulusal ölçekte su kayıp oranı yüzde 43,6iken, oluşan kayıpların ülke ekonomisine yıllık mali-yetinin 6 milyar TL’den fazla olduğu görülüyor.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı himayelerinde, Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği (AKATED)tarafından düzenlenecek “Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu” ve “NO-DIG TURKEY (Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Kongresi)” ile INFRATURK (Altyapı İnşaat Teknolojileri Makine ve Malzeme Fuarı) Türkiye’de altyapı teknolojilerinin ve su yönetiminin ne denli önemli olduğu konusunda farkındalık yaratarak, su israfına çözüm olacak. MCI Grup tarafından organize edilen fuar, 20-23 Ekim 2016 tarihlerinde Kocaeli Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek.

Son kırk yılda büyüyen ve gelişen Türkiye’de şehirleşme ora-nının hızla artmasına rağmen, şehirleşme genellikle bina inşa etmek olarak algılandı. Bu genel algı, içme suyu, atık su, doğal gaz, haberleşme, enerji, vb. altyapı hatlarının kaliteli malze-meler ve nitelikli işçilik ile yapılanmasının önemini arka plana attı. Türkiye’de altyapı teknolojilerinin ne denli önemli olduğu

konusunda farkındalık yaratmak, sektöre kazanç sağlamak amacıyla; AKATED’in ve ISTT’nin (Uluslararası Kazısız Teknolojiler Derneği) ev sahipliğinde yapılacak etkinlikler ülkenin içme suyu, atık su, doğal gaz, haberleşme, enerji, vb. altyapı hatlarının geleceğine ışık tutacak…

YILLIK “3 MİLYAR TL’lik TEKNOLOJİK YATIRIM İHTİYACI VAR”AKATED Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Torun: “2023 vizyonu kapsa-mında Hükümet tarafından hazır-lanan ve Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanan Ulusal Çevre Strateji (UÇES) belgesine göre 2015 – 2023 yılları arasında içme suyu

yatırım ihtiyacının 7 Milyar 872 Milyon Euro ve atık su yatırım ihtiyacı toplam 11 Milyar 582 Milyon Euro olacağı öngörülü-yor.2023 yılına kadar su kayıplarını azami yüzde 25 oranına indirme zorunluluğu getirilen belediyelerin ve su idarelerinin içme suyu hatları için yıllık asgari 3 milyar TL’lik teknolojik yatırım yapma ihtiyacı bulunuyor.

Yurt içinden ve yurt dışından pek çok kamu ve sektör tem-silcilerinin birikimlerini paylaşacakları, WATER LOSS FORUM TURKEY(3. Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu) ve NO-DIG TURKEY (6. Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Kongresi) ile INFRATURK Altyapı İnşaat Teknolojileri Makine ve Malzeme Fuarına, Türkiye genelinden 10 bin kişinin katılmasını bekliyo-ruz” açıklamasında bulundu.

Forum konuşmacıları arasında; Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, İSU Genel Müdürü İlhan Bayram, SASKİ Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, DESKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Mahmud Güngör ile yurtiçinden ve yurtdışından pek çok akademisyen ile özel sektör yöneticileri bulunuyor.

Page 124:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

122

ENDÜSTRİ OTOMASYON

TEMSA, AKILLI VE ELEKTRİKLİ

ARAÇLARINI GİRİŞİMCİ VE YAZILIMCILAR

İLE HACKATHONLARDA BULUŞTURDU

TEMSA, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde ger-çekleşen Türkiye’nin ilk açık inovasyon kampı Hack’n Break etkinliğine katıldı ve etkinliğe katılanlara oto-büslerle ulaşım desteği sağladı. Türkiye’nin dört bir yanından Hack’n Break etkinliğine katılan girişimciler ile geliştiriciler mentör ve yatırımcılardan eğitim aldı, workshoplarda önemli deneyimler kazandı.

TEMSA Akıllı Otobüsü Avenue iBUS yazılımı-nı geliştiriciler için açtıDünyanın ilk Open Bus platformunu hayata geçiren TEMSA; bunun bir örneği olarak Rota Optimizasyonu ve Akıllı Araç Güvenliği başlıklı 2 farklı hackathon gerçekleştirdi.

TEMSA’nın MD9 ElectriCITY ve Avenue iBUS araçları ile katıldığı etkinliğin son gününde konferansın açılış konuşmasını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr.

Faruk Özlü gerçekleştirerek önemli mesajlar verdi.

Ülke olarak, açık inovasyon felsefesini yay-gınlaştıracak işler yapmalıyızBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, konuşmasında “Bu kampta yenilikçi iş fikirlerine, patent ve buluşlara sahip olan birçok firma, girişimci ve akademisyen arasında bilgi ve deneyim paylaşımı gerçekleşti. Bu tarz etkinliklerin önümüzdeki dönem-lerde hızla artacağına yürekten inanıyorum. Ülke olarak, açık inovasyon felsefesini yaygınlaştıracak işler yapmalıyız. Çünkü bilim ve teknolojide insanlar ve kurumlararası etkileşim ne kadar artarsa, yeni bir bilgi ve ürün çıkarmak da o kadar kolaylaşır. Bu bağlamda, birbirimizin zihninden, aklından, bilgi ve tecrübesinden yararlanmamız gerekiyor.

İşte açık inovasyon tam da buna imkan tanıyor. İş

Page 125:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

123

ENDÜSTRİ OTOMASYON

birliğini ön plana çıkaran açık inovasyon modelin-de tek tek bireylerin veya kurumların sahip olduğu kapasiteyi aşmak mümkün hale geliyor. Bu bağlamda herkesin riskleri ve kazançları paylaştığı bir ekosis-tem inşa edilebilirse en nihayetinde kazanan insanlık ve bilim olacaktır. Bu temele dayanarak, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleşen bu etkinliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu etkinlik üni-versitenin merkezi rolüne, firmalar, girişimciler ve akademisyenler arasındaki etkileşimin önemine vurgu yapıyor. Benzer etkinliklerin önümüzdeki dönemlerde de artarak devam edeceğine tüm kalbimle inanıyor, bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

TEMSA dünyada ilk olan Open Bus platfor-munu hayata geçirdiTEMSA İnovasyon ve Ürün Müdürü Mert Umut Özkaynak tarafından “TEMSA ile Ulaşımda Dijitalleşme Başlıyor” başlıklı sunum gerçekleştirildi ve TEMSA Smart Mobility stratejileri katılımcılarla paylaşıldı. Özkaynak konuşmasında “TEMSA Smart Mobility programlarının temelinde açık inovasyon projeleri yer almaktadır ve bu programlar için geliştirilecek uygulamalar tüm girişimci, geliştiriciler ve TEMSA mühendisleri ile birlikte hayata geçirilecektir. Open Bus platformuna güzel bir örnek olarak bu etkinlikte gerçekleştirdiğimiz hackathonlarla başlattık ve akıllı aracımızın topladığı verileri paylaştık. Sonrasında verilerin girişimciler ve geliştiriciler tarafından analiz

edilmesini ve konulara özgü çözüm üretmelerini istedik” dedi.

Etkinlikte ayrıca, 19 Ağustosta başlatılan ve 30 bin TL ödül-lü “Geleceğin Ulaşımını Sen Şekillendir” isimli açık inovasyon yarışması başvurularının http://smartmobility.temsa.com adresin-den yapılacağı ve yarışma tema-sının sanal gerçeklik olduğu belir-tildi.

Gelecek tüm fikirlerin değerlen-dirilerek en iyi fikirlerin TEMSA mühendisleri ile birlikte hayata geçirilerek son ürünlerin değerlen-dirileceği yarışmada, ödüllerin ara-

lık ayında “Türkiye İnovasyon Haftası”nda verileceği bilgisi paylaşıldı.

TEMSA 2 hackathon ile akıllı ulaşım ve siber güvenlik çözümleri geliştirdiTEMSA Open Bus platformunun bir örneği olarak Rota Optimizasyonu ve Akıllı Araç Güvenliği başlıklı 2 farklı hackathon gerçekleştirdi. İlk hackathon 6 saat süren rota optimizasyonu başlıklı olup hackathonda TEMSA araçları tarafından toplanan verilerin analiz edilerek rota optimizasyonu uygulamaları içeren çözümler üretildi. Hackathon sonunda yapılan değerlendir-meler sonucu 2 takım geliştirdikleri uygulamalarla birinciliği paylaştılar ve ödüllendirildiler. 2 gün süren diğer hackathonda ise siber güvenlik çözümleri için TEMSA’nın akıllı aracı Avenue iBUS yazılımı geliştiri-cilere açıldı. Avenue iBUS, Türkiye’nin en iyi yazılım-cıları tarafından yapılan testleri başarı ile geçti.

TEMSA Hack’n Break etkinliğinde tanıştığı girişimci ve geliştiricileri destekliyorHack’n Break etkinliğinde gerçekleştirilen start-up proje sunumlarında TEMSA, STEM eğitimi kapsa-mında 16 yaşındaki geliştiricilerden oluşan ve robot teknolojileri üzerine çalışan “Gelecek” adlı ekibin çalışmalarına sponsor olacak ve Türkiye İnovasyon Haftası’nda gösterime sunulacak olan robotun tasarı-mına destekte bulunacak.

Page 126:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

124

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Türk Plastik Sektörü ve Plast Eurasia İstanbul 2016

Hayatın her alanında kullanılan ve kimyanın mucizesi olan plastik; hafiftir, dayanıklıdır, esnektir, sürdü-rülebilir ve tüm sektörlerin yapı taşı niteliğindedir. İnşaattan otomotive, otomotivden beyaz eşyaya, beyaz eşyadan ambalaja… Birçok sektörün vazge-çilmezidir.

Dünyada sanayi ve teknolojinin gelişimi ile başlı başına bir endüstri kolu haline gelen plastik endüst-risi, Türkiye’de de güçlü bir konumda bulunmaktadır.

Bu konum sektör raporları ışığında Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) tarafından şöyle açıklanmıştır; “Türkiye’de çoğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 6 bin 500 civarında üretici firmanın faaliyet gösterdiği ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan plastik sektörü, 2015 yılında ülke ekonomisine 13 milyar dolarlık katkı sağladı.

Sektör, geçen yıl yakaladığı başarılı üretim grafiği ile Avrupa’da ikinciliğini devam ettirdi. 2014 yılında dünya sıralamasında 7. olan sektör, 2015’te yüzde 2,7 payla 6. sıraya yükseldi”. Sektörün sunduğu rakamlar incelendiğinde başarılı bir yükseliş grafiği yakalayan Türk plastik endüstrisinin, ülkenin eko-nomik istikrarının ve gelişiminin sürdürülmesine önemli bir şekilde fayda sağladığı görülmektedir. PAGEV’in sunmuş olduğu bu bilgiler sayesinde Türk plastik sektörünün gücü ve bu sektörün Türk ekono-misine katkısı net bir şekilde anlaşılmıştır.

Türk plastik sektörüne yapmış olduğu bu olumlu etki göz önüne alındığında; TÜYAP ve PAGEV işbirliği ile düzenlenen, dünyanın her sene düzenlenen en büyük ikinci, Türkiye’nin ve Avrasya’nın ise en büyük ulus-lararası plastik endüstrisi fuarı olan Plast Eurasia İstanbul; 26.Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı’nın önemi artmaktadır.

Sektördeki tüm yenilikleri ve son teknoloji ürünleri bir arada görme imkânı sunan bu ticari platforma sektör profesyonellerini bekliyoruz.

7 (Çarşamba) – 10 (Cumartesi) Aralık 2016 tari-hinde 1000’i aşkın nitelikli katılımcı ve 50.000’e yakın profesyonel ziyaretçiyi Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde bir araya getirmeye hazırlanan Plast Eurasia İstanbul’un tarihini şimdiden ajandanıza not edin. Sektör ile ilgili tüm gelişmeleri yakından görme fırsatını kaçırmayın.

Page 127:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

125

ENDÜSTRİ OTOMASYON

SWISSTECH 2016 – İsviçre’nin Mekanik,Elektrik ve Metal Endüstrisi bu fuarda buluşuyor.

15 – 18 Kasım 2016 tarihleri arasında İsviçre’nin Mekanik, Elektrik ve Metal endüstrisindeki tüm önem-li oyuncuları SWISSTECH’te buluşuyor. Alanında benzersiz bir portföy sunan ve İsviçre endüstri sek-törünün başka hiçbir yerde bulunamayan teknolojive bilgi birikimine Basel kentinde yer alacak bu fuar-da ulaşabilirsiniz.

Basel bu yıl yine İsviçre endüstrisinin en büyük ve en önemli fuarlarından birine sahne olacak,SWISSTECH – Uluslararası Ham Madde, Bileşen ve Sistem Yapı İhtisas fuarı. Makina, Hırdavat ve Üretim Ölçümü Teknolojileri fuarı Prodex ile paralel gerçekleşecek olan bu fuara 2014 yılında 4 günde 53,000’den fazla ziyaretçi ağırladı.

Yüksek üretim ve iş gücü maliyetlerinin yanı sıra güçlü bir İsviçre frangı dahi sektöre hiçbir şekilde bir olumsuzluk olarak yansımamakta. Artan verimlilik ve işletme operasyonundaki iyileştirmeler sağlıklı büyü-menin başlıca sebepleri. Endüstri 4.0’a odaklanacak bu fuarda İsviçre ve uluslararası pazarlarda rekabet edecek tüm yeni teknolojiler ve yenilikçi makinaürünleri sergilenecek. Önceki yıllarda olduğu gibi fuarda ‘Genç Profesyoneller Günü’ndeki çeşitli sunumlar ve workshop’lar gibi ilgi çekici etkinlikler düzenlenecek.

Hem Pazara hem de müşteriye yakınSWISSTECH ziyaretçisine ham madde, makina ve parçaları, nalburiye, ısı ve yüzey işleme, standart parçalar ve teknik ürünler, sistem yapısı ve teknik altyapı gibi geniş bir konu yelpazesi sunacak. Önceki yıllarda çok ilgi gören ‘Profesyonel 3D Yazma’ gös-terisi bu yıl da gerçekleşecek. SWISSTECH, tedarikçi, satın almacı ve karar vericiler için ideal bir buluşmanoktasıdır.

İki fuar, bir giriş bileti = daha çok teknolojiBasel, İsviçre Mekanik, Elektronik ve Makina

endüstrisinin en önemli buluşma ve pazar yeridir. Ziyaretçiler, kombine giriş biletiyle hem SWISSTECH hem de PRODEX fuarının sunduğu benzersiz ürün portföyünden yararlanabilirler.

Page 128:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

126

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Omron yeni yönetim kadrosuyla yeni yerinde değer yaratmaya devam ediyor

Son yıllarda büyük bir hızla artan Türkiye yatırım-larına paralel olarak 2015 yılındaki yüksek büyü-me oranıyla başarılı bir yılı geride bırakan Omron Türkiye’nin yönetim kadrosunda yeni atamalar ger-çekleşti.

Türkiye’de Endüstriyel Otomasyon sektöründe 1991 yılından beri geniş ürün portföyü, kusursuz satış öncesi ve sonrası desteği ile müşterilerine hizmet vermekte olan Omron ‘da Temmuz 2016 itibariy-le 16 yıldır Omron çatısı altında yer alan ve daha önce Operasyon Direktörü olarak görev yapan Bengi Pekmezoğlu, Genel Müdür olarak atandı.

Geçtiğimiz birkaç yılda müşterilerine yeni değerler sunma vizyonuyla yatırımlarına oldukça hız veren ve Türkiye ekibini devamlı büyüten Omron’ da,

Kanal ve Pano İmalatçıları bölü-mü Satış Müdürü olarak Yasin Dora, Makine Otomasyonu bölü-mü Satış Müdürü olarak İsmail Morgül yeni görevlerine atanır-ken, Pazarlama Müdürü göre-vinde Nurcan Konak yer alıyor.

Yeni yerinde daha verim-li hizmet

Yaklaşık 6 yıldır faaliyetlerini sürdürdüğü Bayrampaşa ofisin-den taşınarak, İstanbul Anadolu yakasında, Altunizade’de yer alan 1900m2’lik yeni yerine geçen Omron, çok daha büyük çalışma alanı, kendi binası içinde kendi toplantı ve eği-tim salonları imkânlarıyla önü-müzdeki dönemde müşterilerine sunduğu hizmeti daha verimli hale getirmeyi hedefliyor.

Endüstriyel otomasyon-da lider

Temel algılama ve kontrol teknolojilerini kullana-rak endüstriyel otomasyon, elektronik komponent endüstrisi ve sağlık hizmetleri gibi iş alanlarına yayılmış lider bir endüstriyel otomasyon şirketi olan Omron, dünya çapında yaklaşık 39.000 çalışanıyla 110’dan fazla ülke ve bölgede ürün ve hizmetler sunmaktadır.

Endüstriyel otomasyon alanında Omron, endüstriyel komponentler, algılama, güvenlik, otomasyon sis-temleri, hareket ve sürücüleri dâhil olmak üzere çok sayıdaki endüstriyel otomasyon ürünü için kapsamlı satış ve destek hizmeti sağlamanın yanı sıra ürün ve müşteri desteğine yenilik getiren otomasyon tekno-lojileri sunarak zengin bir toplum yaratmaya katkıda bulunuyor.

Page 129:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

127

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Bayhan, İstanbul‘daki şubenin başına geçti KOLLMORGEN Türkiye yeni yöneticisine kavuştu

İstanbul, Haziran 2016 - KOLLMORGEN’ın İstanbul’da bulunan Türkiye şubesinin yeni yöneticisi Noyan Bayhan oldu. Yüksek lisans mezunu olan 40 yaşın-daki mühendis; göreve gelişinden önceki son beş yıl boyunca Danaher Dental Group’ta çeşitli yönetici pozisyonlarında bulundu. Bayhan, şirketin yeni genel müdürü olarak İstanbul Boğazı ile yeni tanışan firma-nın bölgedeki makine ve tesis kurulumu gelişim orta-ğı rolünü genişletmeyi hedefliyor. KOLLMORGEN, Türkiye’de ve Yakın Doğu’daki komşu ülkelerde özellikle motion control teknolojisi ve mühendislik hizmetleri alanlarında başarılı bir markadır.

Otomasyon, görüntüleme, hareket kontrolü, devre-ye alım ve anahtar teslim proje alanlarında çözüm arayan iş ortakları ve uzmanlar: Bu alanlara yönelik olarak KOLLMORGEN, Türkiye’de ürün yelpazesinin yanı sıra kuruluma hazır otomasyon çözümleri için

de komple anahtar teslim proje ve devreye alım alanında hizmet sunuyor. Ayrıca İstanbul‘da bir eğitim ve uygulama merkezi de bulunuyor.

Noyan Bayhan’ın katılımıyla birlik-te artık ekipte 15 yılı aşkın süredir uluslararası ve ulusal pazarları stratejik olarak geliştirmiş bir şir-ket yöneticisi bulunuyor. Noyan Bayhan, kimyanın yanı sıra ecza-cılık alanında da sektör uzma-nı olarak tanınıyor. Bu noktada KOLLMORGEN, özellikle “Hijyenik Tasarım”’ alanındaki motion cont-rol çözümleri ile puan topluyor.

Page 130:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

128

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Eplan Platform 2.6 çıktı

Bu ürün alışılmışın dışına çıkan yenilik kültürüne harika bir örnek. Yeni Eplan Platform 2.6 sürümüyle kullanıcılar klemens tasarımı ve proje veri yönetimi, akışkan gücü mühendisliğinde boru hattının temsili ve optimize edilmiş bilgi teknolojileri entegrasyonu dahil olmak üzere olağan iş süreçlerine kolayca entegre edilebilen önemli teknik özelliklerden yarar-lanıyor. Bunun yanı sıra, Eplan Platform artık Türkçe de dahil olmak üzere on sekiz dilde sunuluyor.

Monheim, Almanya, 15 Ağustos 2016 - İngilizce, Almanca, Japonca ve Çince: Eplan yazılımı daha önce yalnızca on yedi dil konuşuyordu. Yeni 2.6 sürümüyle yazılım dillerine Türkçe de eklendi. Zira Eplan 2014’ten beri İstanbul’da kendine bağlı şirke-

tini işletiyor. Yeni sürümde ayrıca çok sayıda teknik yükseltmeler bulunuyor. Kullanılan aksamlar artık klemens şeritler işlenirken ve yönetilirken kolayca tanımlanabiliyor. Ayrıca otomatik veya manuel ola-rak tanımlanan atlatıcılar da kolayca belirlenebiliyor.

Kullanıcılar ayrıca gezginde temsil edilen şekliyle mevcut klemens durumunu görüntüleyebiliyor. Bir diğer yenilik de hangi klemens bağlantılarının hala serbest ve kullanılabilir olduğunu hızlıca gösteren yeni bağlantı odaklı görünüm. Bu fonksiyonlar tasa-rımı daha kolay hale getirmenin yanında tasarım mühendisliği süreçlerini önemli ölçüde hızlandırıyor.

Proje ve Proje Verilerinin Yönetimi

Terminal Editor.jpg: Mevcut klemens durumu genişleyen klemens düzenleyiciyle görüntüle-nebiliyor. Ayrıca manuel veya otomatik olarak tanımlanan atlatıcılar da kolayca belirlenebili-

yor. Aksamlar grafik olarak görselleştirilebiliyor.

Page 131:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

129

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Proje yönetimi için Hızlı Giriş Filtrelerinin kullanımı projelerin ve proje verilerinin işlenmesini ve yöne-timini çok daha kolay hale getiriyor. Alt projeler serbestçe tanımlanabiliyor ve isteğe göre kaydedi-lebiliyor ve isim verirken daha fazla esneklik sağla-nıyor. Örneğin kullanıcılar ana projeyi güncellemek amacıyla alt projeleri kaydetmek yerine yalnızca ana projeyi güncelleyebiliyor.

Proje yapı yönetiminde projenin tamamında belli yapılar için arama ve revizyon yapılabiliyor ve bu da proje gözetimini önemli ölçüde basit hale getiriyor. Basılı veya PDF çıktılar için sayfaları sıralama tanım-laması da önemli ölçüde iyileştirildi ve kullanıcılar bu anlamda artık daha hızlı sonuç alıyor. 3 Boyutlu Boru / Hortum Hatları

Hidrolikler ve pnömatiklerde olsun, soğutma ve yağlamada olsun pek çok uygulama yağ veya hava gibi ortamları aktarmak için boru ve hortum hatları kullanılmasını gerektirir. Eplan Fluid Professional, Eplan Pro Panel eklentisiyle birlikte boru ve hidrolik hortum hatlarını komple yerleşim fonksiyonuyla bir-likte doğrudan 3 boyutlu olarak temsil etme olanağı sunuyor.

Tasarım mühendisleri böylece yerleşimi veya örne-ğin hortum hatlarının uzunluğunu gözden geçirebi-liyor. Boru bükme için boru geometrilerini harici bir

üretim yazılımına aktarmak için dışa aktarma özelliği de mevcut.

Ön Planlamadan Detaylı İşlemeye

Eplan Platformunun müşterilerin mevcut süreçlerine entegrasyonunu basitleştirmek için pek çok yeni fonksiyon optimize edildi. Eplan Preplanning artık harici kaynaklardan verilerin içe aktarılmasına ola-nak sağlıyor.

Önizleme özelliği alınan verilerin içe aktarılmadan önce doğrulanmasına olanak sağlıyor. Farklılıklar kolayca tanınabiliyor ve daha önce silinen nesneler dahi artık kolayca bulunabiliyor ve ön planlama ve detay mühendisliğinden silinebiliyor. Bu özellik ön planlamadan detaylı işlemeye tasarım mühendisli-ğinde veri tutarlılığı ve veri sürekliliği doğrultusunda yeni bir adımı temsil ediyor.

Daha İyi Bilgi Teknolojileri Entegrasyonu

Kullanıcı yönetimi de daha kolay hale getirildi. Yeni bir kullanıcı oluşturmak zorunda kalmadan mevcut kullanıcılar kolayca bir bilgi teknolojileri altyapısı-na aktarılabiliyor. Eplan kullanıcı yetkileri yönetimi Aktif Dizin desteğiyle genişletildi. SQL veri taban-larının kullanımı da daha basit hale getirildi: arala-rından doğrusunu seçebileceğiniz mevcut SQL veri tabanlarının bir seçim listesi de mevcut.

Performance.jpg: Eplanın fonksiyon odaklı tasarımı Eplan Platformu’nun verimliliğini artıran bir kaynak oluyor.

Preplanning Import EN.jpg: Eplan Preplanning ile artık veriler, harici kaynaklardan içe aktarılabiliyor. Önizleme özelliği, alınan verilerin içe aktarılmadan önce doğrulanmasına olanak sağlıyor.

Page 132:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

HA

BERL

ER

130

ENDÜSTRİ OTOMASYON

Zürih, İsviçre, 26 Temmuz 2016 – ABB’nin anlaşmalı ortağı olduğu Solar Impulse dünya çevresindeki uçu-şunu sıfır yakıtla tamamlayarak, dünyayı, yerküreyitüketmeden de yönetebileceğimizi kanıtlıyor. Öncü bir teknoloji lideri olarak ABB bu mesajı hayata geçirmek-te.Solar Impulse, dünya çevresinde sadece güneş enerjisi kullanılarak gerçekleşen ilk uçuşu tamamlayarak tarih yazdı. Uçak, Kahire’den başlayan 48 saat 37 dakikalık son etabı bitirdikten sonra yerel saatle 04:05’te başlan-gıç noktası olan Abu Dabi’ye iniş yaptı.Bunun, “muazzam sembolik önemi olan, gerçek anlam-da bir tarihsel başarı” olduğunu söyleyen ABB CEO’su Ulrich Spiesshofer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uçuş, öncü bir ruh ve temiz teknolojilerle dünyayı, yerküre-yi tüketmeden de yönetebileceğimizi açıkça gösteri-yor. Bertrand Piccard’ı, André Borschberg’i ve Solar Impulse ekibinin diğer üyelerini ABB’deki herkes adına kutluyorum. Bu önemli projeye katkı sunabilmiş olmak bizim için büyük bir gurur kaynağı.”ABB, Solar Impulse ile bu projede bir inovasyon ve teknoloji ortaklığına girdi, çünkü 125 yıldır İsviçre’de

güç ve otomasyon teknolojilerinin lideri olarak ABB, bu projenin havada başardığını karada gerçekleştiriyor. Solar Impulse’ın pilotu Bertrand Piccard “Bu öncelikle yenilenebilir enerji ve temiz teknolojiler bakımından tarihsel bir olay” diye ifade etti. Projenin girişimcisi ve başkanı olan Piccard şunları ekledi: “Solar Impulse ve ABB, güçlerini birleştirerek, çığır açıcı inovasyonların güvenilir çözümlere nasıl dönüştürülebileceğini ve enerjinin daha temiz bir dünya yaratmak adına nasıl daha etkin biçimde üretilebileceğini ve depolanabilece-ğini göstermiş oldular.”

Solar Impulse projesinin diğer kurucusu, CEO’su ve pilotu André Borschberg de bu ortaklığın değerlerinionaylıyor: “Proje, ABB ve diğer organizasyonlar uzman-lıkları ve destekleriyle katkı sunmamış olsalardıgerçekleşmeyebilirdi. Solar Impulse ile yapılan ino-vasyon ve teknoloji ortaklığının bir parçası olan ABB, karadaki ekibin ayrılmaz bir birimi olarak uçuş boyunca hizmet veren mühendisler de dahil, bu projeyi destek-lemek üzere bize uzmanlar temin etti.”

Dünya çevresinde uçmak gibi bir işe girişirken Solar Impulse, güneş pillerinden alınan enerji veriminin mak-simize edilmesi, yenilenebilir enerjinin elektrik dağıtım sistemlerine entegre edilmesi ve enerji verimliliğinin arttırılması gibi pek çok problemle uğraşmak zorun-daydı ki, ABB bunları müşterileri için zaten çözüyordu.

Solar Impulse dünya çevresindeki uçuşu boyunca dört kıtada (Asya, Kuzey Amerika, Avrupa ve Afrika) mola verdi ve iki okyanus (Pasifik ve Atlantik) ile Akdeniz ve Arabistan Yarımadası üzerinden uçtu. Bu yolculukla birlikte, Japonya-Havai etabında André Borschberg tarafından kaydedilen, bir uçağın tek başına yap-tığı en uzun uçuş (117 saat 52 dakika) ve Atlantik Okyasunu’nun Bertrand Piccard yönetiminde ilk kez güneş enerjili bir uçakla geçilmesi gibi yeni uçuş rekor-larına da imza atılmış oldu.

Solar Impulse, inovasyonun, teknolojinin ve öncü düşüncenin, küresel sorunların üzerinegidebileceğini kanıtlıyor

Page 133:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 134:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

132

ENDÜSTRİ OTOMASYON

YAYI

N D

ÜN

YASI

Türkiye’de güç elektroniği sanayii hızlı bir ilerleme göstermiş; kesintisiz güç kaynağı, motor kontrolu, endüksiyonla ısıtma, elektrikli ev aletleri, otomotiv ve tekstil gibi geniş bir alanda tasarım ve üretim yapan firmalar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yurtdışından gelen sistemlerin çoğunda güç elektroniği teknolojisi kullanılmaktadır. Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunlarının belirli bir kısmı bu sektörlerde istihdam edilmektedir.

Güç elektroniği konusu, başta İ.T.Ü. olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversitede çeşitli isimdeki derslerle öğretilmektedir. Bu derslerin bir kısmı Türkçe olarak verilmektedir. Hangi dilde verilirse verilsin bir Türkçe kitabın gerek eğitim öğretimde gerekse uygulamalı mühendislikte çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Ya za rların›n Ad›: Ned Mohan, Tore M.Undeland,

William P. Robbins

Güç Elektroniği Çeviriciler, Uygulamalar ve

Tasarım

ISBN: 978-975-8431-99-1B. Y› l›: 2003 Say fa Sa y› s›: 896Fi ya t›: 45,00 TL

Page 135:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

133

ENDÜSTRİ OTOMASYON

YAYI

N D

ÜN

YASI

Genç mühendislerin elinden düşmeyen bu kitabın temel özelliği, geleneksel konuları basit bir dille ele alması, anlatımını uygulamaya yönelik örneklerle desteklemesi ve her baskıda yeni konuları bünyesine alarak sürekli güncel kalabilmesidir.

Yaklaşık 50 yıldır kendisini otomatik kontrol sistemlerinin uygulamalarına adamış, tecrübeli bir araştırmacı ve mühendis Benjamin C. Kuo tarafından kaleme alınmıştır. Yazarın en önemli özelliği bilimsel çalışmaları yanında, yıllardır sürdürdüğü eğitim hizmetinde otomatik kontrole çok sayıda kitap kazandırmış olmasıdır. İlk baskısı 1962’de yapılmış olan bu kitap, 60’lı yıllarda mühendislik eğitimine başlayan ve bugüne kadar aynı yolu izleyen pek çok öğrenciye otomatik kontrolü sevdirmiş, öğretmiş ve çalışma alanı olarak geniş bir öğrenci kitlesinin otomasyona yönelmesine neden olmuştur.

Ya za rların›n Ad›: Benjamin Kuo

Otomatik Kontrol Sistemleri

ISBN: 9789757860945B. Y› l›: 2013

Say fa Sa y› s›: 944Fi ya t›: 50,00 TL

Page 136:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 137:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 138:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz

■ ABB 3-55

■ ABB ARKA İÇ KApAK

■ AKBİL 109

■ ANKIROS 18

■ BECKHOFF 1

■ BETA 67

■ B&R ENDÜSTRİYEL OTOMASYON 5

■ ELİMKO 63

■ ENOSAD 80

■ E3TAM 117

■ LÖSEV 30

■ MAKTEK 2016 14

■ MEDEL 4-73-85

■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 9

■ NEUGART 95

■ SIEMENS 15

■ SOYLU OTOMASYON ÖN İÇ KApAK

■ SCHUNK ARKA KApAK

■ SCHMALZ 31

■ TOK 2016 ESKİŞEHİR 8

■ TURCK 19

■ TÜRKMEN 105

■ VIBRO ENGINEERING 42-43

Page 139:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz
Page 140:  · 2016-09-19 · bir durum. Ancak tam burada, bu süreci bir yandan da yepyeni bir dönemim başlangıcı olarak düşünmek de mümkün. Örneğin, bir önceki sayımızda da belirttiğimiz