88
99 Soruda Kur’an-ı Kerim

99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

  • Upload
    others

  • View
    28

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

99 SorudaKur’an-ı Kerim

Page 2: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3

ÖnsözKur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde

rehber olması için gönderdiği ebedi yasadır. Yeryüzünü hakikata iletmek için gökyüzünün kanunudur.

Allah Rasulü’nün (sav); “Her doğan İslam fıtratı üzerine doğar, ana-sı babası (çevresi) onu yahudileştirir , hıristiyanlaştırır veya mecusileşti-rir” hadis-i şeriflerinde dikkatimizi çektiği ana-babalar, ciğer pareleri ço-cuklarının aynı zamanda tertemiz yaratılmış fıtratlarını değiştirip dünya ve ahiretlerini karartan en tehlikeli olabilecek yakınlarıdır. İslam fıtratı-nı korumak, bu emanete sahip çıkmak herkesin vazgeçilemez önceliği-dir. “Ben insanları ve cinleri Beni tanısınlar ve Bana kulluk etsinler diye yarattım” vazife ve gayesine erişmek, İslam fıtratını korumak... Ben Rab-bimi nasıl tanırım? Nasıl Allah’ın istediği bir kul olabilirim? sorularına bu-lunacak doğru cevaplarla mümkündür. Bizlere merhameti sınırsız Mev-lamız gönderdiği elçilere, indirdiği mesajlarıyla bu soruların cevaplarını da insanlık tarihi boyunca vermiştir. En son alemlerin Efendisi’ni (sav), en sevdiğini bizlere göndermiş, Kendini O’nun pak dilinden anlatmış ve ya-şantısıyla da bizlere örnek eyleyerek şöyle buyurmuştur: “Allah’a ve kıya-met gününe kavuşacağını uman sizler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır”.

Allah’ın Rasulü (sav) bizlere, bütün hayatının en ince detaylarıyla “seç-kin”, “tam örnek” ve “ahseni takvim” dir.

Kur’an-ı Kerim’in gayesi işte bu seçkin “ahseni takvim”(en güzel kı-vamda yaratılmış) insan modelini hepimizde oluşturmak, korumak ve Hz. Aişe (ra) validemizin “O’nun ahlakı Kur’an idi” buyruğunda bahsedilen Hz. Muhammed’i (sav) bütün insanlığa, Kur’an-ı Kerim’in nasıl canlandı-rıldığı konusunda örnek göstermektir.

“Ebedi Mucize” olan Kur’an-ı Kerim hakkında hepimizin aklına takı-lan, bilmek istediğimiz sorular vardır . Biz, bu naciz çalışmamızda sorulan bu sorulara, ana kaynaklardan cevaplar sunmaya çalıştık ve bu kaynakla-rı dipnotlarda açıkladık. Amacımız; Kur’an-ı Kerim hakkında belki önsöz olabilecek bir tanıtım çalışmasıdır. Asıl Kur’an-ı Kerim’i anlamak, Kur’an-ı Kerim’e müracaat ederek, kare kare ele alarak, üzerinde tefekkür edip, öğrendiklerimizi hayatımıza geçirip yaşayarak mümkündür.

Evet, hepimiz tertemiz yaratılmış fıtratımıza dönmeli ve onu kullanım kılavuzumuz Kur’an-ı Kerim’le korumalıyız.

Necmi ATİK

Antalya 2010

Hazırlayan

İlahiyatçı Yazar

Dr. Necmi ATİK

Mizanpaj

WebixdesignI-Design Advertising

Tel: (0242) 321 41 01 Antalya

Tasarım

Muhammed Enes ATİK

Baskı

Kutlu Avcı OfsetTel: (0242) 346 85 85 Antalya

Temmuz 2011

Her Hakkı Mahfuzdur

İrtibat

99 soruda Kur’an-ı Kerim.com

[email protected]

Page 3: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

4 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 5

İÇİNDEKİLERÖnsöz .......................................................................................................................... 3KUR’AN-I KERİM’İN TARİHÇESİ .................................................................................... 9Kur’an-ı Kerim İndirilen Peygamberin Vasıflarından Bir Damla .................................. 9Vahiy Nedir? Nasıl gerçekleşir? ................................................................................ 11 İlk Vahiy Nasıl ve Nerede İnmiştir? .......................................................................... 12Kur’an’ı Kerim Ne Zaman İnmeye Başlamıştır? ......................................................... 13Kur’an-ı Kerim Nasıl Kaydedildi? ............................................................................... 13Vahiy Katipleri Kimlerdir? ......................................................................................... 15Kur’an-ı Kerim’in Yazı Şeklindeki Gelişmeler Nasıl Oldu? ......................................... 15 Kur’an-ı Kerim’in Hepsini Rasulullah (sav) Zamanında Yazan Sahabeler Kimlerdir? 15 Kur’an-ı Kerim Bir Araya Nasıl ve Ne Zaman Getirildi?............................................. 16Kur’an-ı Kerim Nasıl Çoğaltıldı? ................................................................................ 17Kur’an-ı Kerim’e Ne Zaman Hareke ve Nokta Kondu? ............................................... 17 Kur’an-ı Kerim Değişmiş midir? ............................................................................... 18En Eski Tarihli Kur’an-ı Kerim’ler Nerededir? ............................................................ 20KUR’AN-I KERİM HAKKINDA BİLGİLER ....................................................................... 24Kur’an’ın Manası Nedir? ........................................................................................... 24Kur’an-ı Kerim’in Gayesi Nedir? ................................................................................ 24Kur’an-ı Kerim’in Diğer İsimleri Nelerdir? ................................................................. 24Kur’an-ı Kerim’in Kısaca Muhtevası Nedir? ............................................................... 25Kur’an-ı Kerim Niçin Arapçadır? ................................................................................ 26Âyet Ne Demektir? ................................................................................................... 26İlk İnen ve Son İnen Ayeti Kerime Hangisidir? .......................................................... 27Muhkem ve Müteşabih Ayet Ne Demektir? ............................................................. 27Ayetlerin Tertibi Neye Göre Yapılmıştır? ................................................................... 29Sure Ne Demektir? ................................................................................................... 29Surelerin İsimlerini Kim Koymuştur? ........................................................................ 29Mekki ve Medeni Ayet / Sure Ne Demektir? ............................................................ 30Sebeb-i Nuzül (iniş sebebi) Nedir? ............................................................................ 30Kur’an-ı Kerim Kaç Sureden Oluşur? ......................................................................... 30Terceme ve Meal Nedir? ........................................................................................... 30Tefsir Ne Demektir? ................................................................................................. 31Herkes Tefsir Yapabilir ve Anlatabilir mi? .................................................................. 32Kur’an-ı Kerim’de Te’vil Yapılır mı? ............................................................................ 34Kur’an-ı Kerim Kaç Kelime ve Kaç Harftir? ................................................................ 34Kur’an-ı Kerim’de Bildirilen İlahi Hükümler Hangi Sure ve Hangi Ayetlerdedir? ....... 35Kur’an-ı Kerim’de Hangi Meslekler Zikredilir? .......................................................... 35Kur’an-ı Kerim’de En Çok Tekrar Edilen Kelime Hangisidir? ...................................... 36Kur’an-ı Kerim’de Geçen Ülke, Şehir ve Yer İsimleri Nelerdir? .................................. 36Kur’an-ı Kerim’de Geçen Hayvan Türleri Hangileridir?.............................................. 36Kur’an-ı Kerim’de Geçen Bitki ve Meyve İsimleri Nelerdir? ...................................... 37Haklarında ayet inen kişiler ve inen ayetler hangileridir? ......................................... 37Kur’an-ı Kerim Modern İlimlerle Çelişir mi? ............................................................. 38

Kur’an-ı Kerim’in Fazileti nedir? ................................................................................ 39Allahu Teala ile Konuşmak Mümkün müdür? ........................................................... 40Kur’an Sûrelerinin Faziletleri Nelerdir? ..................................................................... 40Fatiha Suresi ............................................................................................................. 41Bakara Suresi ............................................................................................................ 42Ayetü’l Kürsi .............................................................................................................. 43Amene’r-Rasulü ........................................................................................................ 44Al-i İmran Suresi ....................................................................................................... 44Nisa Suresi ................................................................................................................ 46Maide Suresi ............................................................................................................. 46En’am Suresi ............................................................................................................. 46Tevbe Suresi .............................................................................................................. 47Hud Suresi ................................................................................................................ 47İsra Suresi ................................................................................................................. 47Kehf Suresi ................................................................................................................ 47Enbiya Suresi ............................................................................................................ 48Rum Suresi ................................................................................................................ 48Secde Suresi ............................................................................................................. 48Yasin Suresi ............................................................................................................... 49Zümer Suresi............................................................................................................. 50Mü’min Suresi .......................................................................................................... 50Duhan Suresi ............................................................................................................ 50Vakıa Suresi .............................................................................................................. 50Haşr Suresi ................................................................................................................ 51Mülk Suresi ............................................................................................................... 51Tekvir Suresi .............................................................................................................. 52Kadir Suresi ............................................................................................................... 52Tekasür Suresi ........................................................................................................... 52Zilzal Suresi ............................................................................................................... 52Kafirun Suresi ........................................................................................................... 52Nasr Suresi ............................................................................................................... 53İhlâs Suresi ................................................................................................................ 53Felak ve Nas Sureleri ................................................................................................ 54Kur’an-ı Kerim’in En Büyük Suresi Hangisidir? .......................................................... 55Kur’an-ı Kerim’in En Büyük Ayeti Hangisidir? ........................................................... 55Cehennem Ehline En Ağır Gelen Ayet Hangisidir? .................................................. 56Kur’an-ı Kerim’de En Ümit Verici Ayeti Kerime Hangisidir? ...................................... 56Kur’an-ı Kerim’de en ümit verici ayet şöyledir: ......................................................... 56Kur’an-ı Kerim’den Daha Güzeli Var mı? .................................................................. 56Kur’an-ı Kerim’de Allah Neden “Biz” Kelimesini kullanır? ......................................... 57Kur’an-ı Kerim Neden Melek ile gönderilmedi?........................................................ 57Kur’an-ı Kerim İnsanlara Her Devirde Yeterli midir? ................................................. 58KUR’AN-I KERİM ÖĞRENMEK - ÖĞRETMEK ve OKUMAK - OKUTMAK .................... 60Kur’an-ı Kerim Okumayı Öğrenmek Gereklimi? Ne Zaman Öğrenmeli? ................... 60

Page 4: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

6 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 7

Çocuklar Kur’an-ı Kerim Okumayı Nasıl Öğrenmelidir? ............................................ 61Kur’an-ı Kerim Okunuş Tarzları Nelerdir? ................................................................. 62Kurra Kime Denir? .................................................................................................... 62Yedi Harf Nedir? ....................................................................................................... 63Yedi Kıraat (Kıraat-ı Seb’a) Nedir? ............................................................................. 63On Kıraat (Kıraat-ı Aşere) nedir? ............................................................................... 63Kur’an-ı Kerim’i Öğrenme ve Öğretmenin Fazileti Nedir? ........................................ 64Kur’an-ı Kerim’i Tecvidle Okumanın Hükmü Nedir?.................................................. 65Kur’an-ı Kerim’in her okunan harfine elli bin sevap kazandıran dua nedir? ............. 65Allah’ın Ehli Kimlerdir? ............................................................................................. 66Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti nedir? .................................................................. 66Kur’an-ı Kerim Okumaya Başlarken Neden Eûzü Çekilir? .......................................... 68Kur’an-ı Kerim Okumadaki Niyet Nasıl Olmalı? ........................................................ 68Kur’an-ı Kerim’i Yüzünden mi Yoksa Ezbere mi Okumalıyız? .................................... 69Kur’an-ı Kerim’e Bakmak İbadet midir? .................................................................... 70Kur’an-ı Kerim Nasıl Okunmalı? ................................................................................ 70Kur’an-ı Kerim’i Sesli mi Sessiz mi Okumalı? ............................................................. 71Kur’an-ı Kerim Makam ile Okunabilir mi? ................................................................. 71Kur’an-ı Kerim Ne Kadar Okunmalı? ......................................................................... 72Kur’an-ı Kerim Nerede ve Ne Zaman Okunmalı? ...................................................... 73Kur’an-ı Kerim Nerede Okunmamalı? ....................................................................... 75Evde Kur’an-ı Kerim Okumanın Faydaları Nelerdir? .................................................. 75Kur’an-ı Kerim Toplu Halde (Mukabele) Okunur mu? ............................................... 76İnsanlar Kur’an-ı Kerim Okumada Kaç Sınıfa Ayrılır? ................................................ 76Kur’an-ı Kerim Okumayı Nasıl Bitiririz? ..................................................................... 77Kur’an-ı Kerim Ne Kadar Zamanda Hatmedilir? ........................................................ 77Hatim Duası Var mı ? ................................................................................................ 78Meal Okumak Hatim Yerine Geçer mi?..................................................................... 79Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’i Okuyacak mı? .............................................................. 79Rasullah’ın (sav) ve Ashabının Kur’an-ı Kerim Okuyuşu Nasıldı? .............................. 79Kur’an-ı Kerim’i Unutmanın Akibeti Nedir? .............................................................. 81Kur’an-ı Kerim Okunduğunda Neden Tesir Ediyor? ................................................... 82Neden Kur’an-ı Kerim Okumak Usandırmıyor? ......................................................... 83Ayakta ve Yatarken Kur’an-ı Kerim Okunur mu? ....................................................... 84Kur’an-ı Kerim Hangi Tavır ile Okumalı?.................................................................... 85Kur’an’ı Kerim Nasıl Ezberlenir? ............................................................................... 85Kur’an-ı Kerim En Az Ne Kadar Ezberlenmelidir? ...................................................... 86Kur’an-ı Kerim En Kolay Nasıl Ezberlenir? ................................................................. 86Çocuğunu Hafız Yetiştirmenin Fazileti Nedir? ........................................................... 88Kur’an-ı Kerim Hafızlarının Özellikleri Nelerdir? ....................................................... 88Kur’an-ı Kerim, Okuyanına Kıyamette Şefaat Edecek mi? ......................................... 91Kur’an-ı Kerim Hafızı Ahirette Şefaat Edebilir mi? .................................................... 91Kur’an -ı Kerim Hafızına Neden Hürmet Edilir? ........................................................ 91Kur’an-ı Kerim Nasıl Dinlenilmelidir? ........................................................................ 92

Kur’an-ı Kerim’i Anlamaya Engel Olan Şeyler Nelerdir? ............................................ 93Toplumlar Kur’an-ı Kerim’le yücelir ve alçalır mı? .................................................... 93Kur’an-ı Kerim İlminin Kaybolması Nasıl olacaktır? .................................................. 93Kur’an-ı Kerim Yeryüzünden Ne zaman Kaldırılır? .................................................... 94Fitnelerden Nasıl Korunulur? .................................................................................... 94Kur’an-ı Kerim’in Bereketinden Neden Mahrum Oluruz? ......................................... 94Riyakar (İki yüzlü) Kur’an-ı Kerim okuyucuları kimlerdir? ........................................ 95KUR’AN-I KERİM HAKKINDA ÇEŞİTLİ KONULAR ......................................................... 96Kur’an-ı Kerim’le Tedavi olunur mu? Şifası Var mı? .................................................. 96Kur’an-ı Kerim’de Şifa Ayetleri Hangileridir? ............................................................. 97Kur’an-ı Kerim’de Hangi Ayetler Hangi Hastalıklara Devadır? ................................... 97Sihir ve Büyüye Kur’an-ı Kerim’de Çözüm Var mı? .................................................... 99Cinlerde Kur’an-ı Kerim’le sorumlu mudur? ........................................................... 101Cinlerden Hangi Ayetle Korunulur? ........................................................................ 102Nazar Değmesine Karşı Hangi Ayetler Okunur? ...................................................... 102Hased edilebilecek iki konu nelerdir? ..................................................................... 103Abdestsiz Kur’an-ı Kerim’e Dokunabilinir mi? ......................................................... 103Abdestsiz Kur’an-ı Kerim Okunabilir mi? ................................................................ 104Cünüp Veya Hayızlı Olan Bir İnsan Meal Okuyabilir mi? ......................................... 104Kur’an-ı Kerim Ayetleri Abdestsiz Yazılabilir mi? ..................................................... 105Kur’an-ı Kerim Ancak Arapça Dilde mi Okunur? ..................................................... 105Ücretle Kur’an-ı Kerim Öğretmek, Okumak ve Okutmak Uygun mudur? ............... 106Kur’an-ı Kerim Hakkında Münakaşa Edilir mi? ........................................................ 107Kur’an-ı Kerim’e Nasıl Hürmet ve Tazim Gösterilir? ................................................ 107Kâfir, Kur’an’ı Dinlemekten Men Edilebilir mi? ....................................................... 108Tilavet Secdesi Nedir ve Nasıl Yapılır? .................................................................... 108Tilavet Secdesi Hangi Surelerde ve Hangi Ayetlerde Geçmektedir? ....................... 109Kur’an-ı Kerim Alınıp Satılabilir mi? ........................................................................ 110Kur’an-ı Kerim’i Yakmak Caiz midir? ....................................................................... 110Kur’an-ı Kerim’le Fal Bakılır mı? .............................................................................. 110Kur’an-ı Kerim Okunurken O’nu Alaya Almanın Cezası Nedir? ............................... 110 Ölülere Kur’an-ı Kerim Okunur veya Okutulur mu? ............................................... 110Kur’an-ı Kerim Okurken Selam Verilip Alınır mı? .................................................... 111Kur’an-ı Kerim Latinize Edilmiş (Latin harfleriyle) Şekliyle Okunur mu? ................. 112Sadece Kur’an-ı Kerim Yeterli mi? Allah Rasulünün (sav) Sünnetine Gerek Yok mu? ............. 112Kur’an-ı Kerim’in Diğer Kutsal Kitaplara Bakışı Nasıldır? ......................................... 115Kur’an-ı Kerim, Tevrat ve İncil’in Ortak Noktaları Nelerdir? .................................... 116Kur’an-ı Kerim ile Tevrat ve İncil Arasındaki Fark Nedir? ........................................ 116Kur’an-ı Kerim Dururken Tevrat Ve İncil Okunur mu? ............................................. 119Kur’an-ı Kerim’in Tercümesini Hangi Mealden Okumalıyız? ................................... 119Meallerden Kur’an-ı Kerim’in manası tam anlaşılır mı? ......................................... 120Kur’an-ı Kerim Mahluk mudur? .............................................................................. 120Nesih (Nasih-Mansuh) Nedir? ................................................................................ 121Kur’an-ı Kerim’de Gaybe Ait Haberler Varmı dır? ................................................... 123

Page 5: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

8 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 9

KUR’AN-I KERİM’DE PEYGAMBERLER ...................................................................... 125Kur’an-ı Kerim’de Âdem (as) ve Havva (as) ............................................................. 125Kur’an-ı Kerim’de Nuh (as) ..................................................................................... 126Kur’an-ı Kerim’de İbrahim (as), İsmail (as) ve İshak (as) ........................................ 128Kur’an-ı Kerim’de Yakub (as) ve Yusuf (as) .............................................................. 131Kur’an-ı Kerim’de Musa (as) ve Harun (as) ............................................................. 133Kur’an-ı Kerim’de Davud (as) ve Süleyman (as) ...................................................... 136Kur’an-ı Kerim’de Yahya (as) ................................................................................... 138Kur’an-ı Kerim’de Hz. Meryem ................................................................................ 139Kur’an-ı Kerim’de İsa Mesih (as) ve Havariler ......................................................... 142Kur’an-ı Kerim’de Hz Muhammed (sav) .................................................................. 146KURAN’I KERİM’İN İ’CAZI ....................................................................................... 152(Taklidinden bütün insanları aciz bırakması) .......................................................... 152 Kur’anı Kerim’in Yedi İcaz Yönü .............................................................................. 155KURAN HAKKINDAKİ YORUMLAR ........................................................................... 160KUR’AN-I KERİM HAKKINDA BİLİMSEL YORUMLARDAN BAZILARI .......................... 169BİBLİYOGRAFYA ...................................................................................................... 171

KUR’AN-I KERİM’İN TARİHÇESİ

Kur’an-ı Kerim İndirilen Peygamberin Vasıflarından Bir Damla

Bizans hükümdarı Herakliyus, Suriye’den çekilmeden önce, Hudey-biye sulh anlaşmasından sonra Mekkeli müşriklerden Şam’a bir ticaret kafilesi gitti. Aralarında Ebu Süfyan da vardı. Herakliyus Mekke’de bir peygamberin çıktığını duymuştu. Mekke’den gelen ticaret kafilesinin istihbaratını alınca onları yanına çağırttı. Herakliyus yalan söylemeye-ceklerine dair teminat aldıktan sonra Ebu Süfyan’a soru sormaya baş-ladı. Olayı Ebu Süfyan şöyle nakleder;

Herakliyus bana sordu: -Peygamberin nesebi, ailesinin mevkii nasıldır? Ebu Süfyan:-Büyük ve asil ailedendir.-Çevresinde O’ndan önce bu sözü söylemiş, peygamberlik iddia et-

miş olan var mı?-Hayır-Ataları içinden hiç hükümdar gelmiş midir?-Hayır-Ona tabi olanlar eşraf mı, yoksa yoksul ve zayıf kimseler mi?-Zayıf kimseler-Ona tabi olanlar artıyor mu, eksiliyor mu? -Artıyor-Onun dinine girdikten sonra beğenmeyip çıkan oluyor mu?-Hayır-Bu davadan önce yalan söylediğini görmüş müydünüz?-Hayır-Aldatır, verdiği ahdini bozar mı?-Hayır. Fakat kendisiyle son zamanda bir anlaşma yaptık, ona riaye-

tini göreceğiz bakalım! (Ebu Süfyan: “Bu kadarcık olsun itham için fır-sat bulabildim” diyor)

-Onunla harbettiniz mi? -Evet-Neticeleri ne oldu?

Page 6: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

10 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 11

-Harp talihi kâh ona, kâh bize güldü-Size ne emrediyor?-“Yalnız Allah’a ibadet edin, ona ortak koşmayın, dedelerinizin iba-

det ettiklerini bırakın” diyor. Bize namazı, zekatı, doğruluğu, iffeti, te-miz olmayı, akrabayı kollayıp gözetmeyi emrediyor.

Bunun üzerine Herakliyus tercümana dedi ki: “Ona söyle:

1.Nesebini sordum, “yüksek” dedin, Peygamberler de öyledir.

2.Ondan önce bu sözü söylemiş kimse var mı diye sordum, “hayır” dedin. Ondan önce bu sözü söylemiş biri olsaydı, bu da o sözlere uya-rak ona kapılmış diyebilirdim.

3.Ataları içinde hükümdar var mı diye sordum, “hayır” dedin. Öyle ise babasının mülkünü geri getirmeye çalışmıyor.

4.” Ona tabi olanlar zayıflar dedin”, Peygamberler öyledir.

5.”Ona tabi olanlar artıyor, beğenmeyip dönen yok” dedin. İman huzur ve inşirah verince böyle olur.

6.”Yalanı yok dedin”, halka yalan söylemeyen Hakka karşı yalana cü-ret edemez.

7.”Ahdini bozmaz” dedin, Peygamberler ahdini bozmaz. Emrettikle-ri güzel şeyler. Eğer bu dediklerin doğru ise bu ayaklarımın bastığı yer-lere yakında o sahip olacak. Zaten bu Peygamberin çıkacağını bilirdim, lakin O’nun Arabistan’dan çıkacağını tahmin etmezdim. Arabistan’a gi-dersem kendi elimle onun ayaklarına su dökerdim.” 1

İbni Haldun Mukaddimesi’nde bu olayı değerlendirirken şöyle der: “Herakliyus ismet, davet, emanet, ibadet gibi hallerden O’nun hak Peygamber olduğunu, davasında doğruluğunu bakın nasıl anladı da başka mucize istemedi.”

Bu sorular akıl ve mantık dairesinde, kültür sahibi kişilerin soruları-dır. Müşrikler ve Yahudiler’in sorduğu “Yerlerden ırmaklar fışkırtabilir misin?” “Gökleri parça parça yere düşürebilir misin?” “ Altından evler yapabilir misin?” gibi saçma sapan sorular değil.

Bu saçmalıklara Rasulullah (sav) şöyle cevap veriyordu: “Ben bir be-şer olan Peygamberim.”

1- Osman Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s.37-39; İbni Kesir, 1, 366.

Rasulullah (sav) elçileriyle devlet başkanlarına mektuplar gönderi-yor ve onları İslam’a davet ediyordu. Herakliyus’a da gönderdiği mek-tup ve Herakliyus’un bu mektuba yazdığı cevabı şöyledir:

Bu mektup Rum Kralı Kayser’edir.

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

Allah’ın kulu ve rasulü Muhammed’den Rum’un büyüğü Herakl’e.

Selam hidayete tabi olana olsun. Bundan sonra; Seni İslam’ın yo-luna davet ediyorum. Müslüman ol selamete er. Allah mükafatını iki kere versin. Şayet yüz çevirirsen Rumların günahı üzerinedir. “De ki: Ey kitap ehli! Sizinle aramızda ki şu ortak ilkeye gelin: Allah’tan başkası-na kulluk etmeyeceğiz, O’ndan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmaya-cağız, Allah’ın yanı sıra başka birilerini rabler olarak kabul etmeyece-ğiz! Ve eğer yüz çevirirlerse o zaman deyiniz ki: Şahid olun ki biz, ke-sinlikle O’na teslim olduk”

Rum Kralı Kayser’in Allah’ın Rasulü’ne (sav) cevabı.

“İsa’nın müjdelediği Allah’ın Rasulü Ahmed’e. Elçinle mektubun bana geldi. Ben şehadet ederim ki sen Allah’ın rasulüsün. Meryem oğlu İsa seni bize müjdeledi. Yanımızdaki İncil’de seni bulduk. Ben Rumları sana iman etmeye davet ettim ama kabul etmediler. Şayet bana itaat etselerdi onlar için hayırlı olurdu. İsterdim ki yanında olsay-dım da sana hizmet etseydim ve ayaklarını yıkasaydım.”2

Vahiy Nedir? Nasıl gerçekleşir?

Vahiy, seri işaret etmektir. Remz yoluyla ve söz ile olur. Başkalarına gizli kalan bir şekilde kendisine yönelinen kimseye husûsi ve seri bir halle gizli olarak bildirmektir. Yani Allah Teala’nın Peygambere bir hük-mü seriyi bildirmesi, onu kalbine yerleştirmesidir.3

Vahiy, akıl ile bilinemeyecek hususların bildirilmesidir.

Vahiy, Allah’ın Peygamberler vasıtasıyla insanlara tebliğ etmek iste-diği emirleri, hükümleri, vaazları Peygamberlerin kalplerine ilham et-mesiyle olur.4

Etimoloji itibarıyla, özgün, hızlı ve gizli bir yolla nitelikli ve yüksek değerli bilgiler sunmak anlamına gelen vahiy sözcüğü, Allah’ın pey-

2- [email protected] Tercümesi, Okyanus-Mütercim Asım Efendi4-Abdülaziz Çavuş, Esrar-ı Kur’an Mukaddime, s.9-17

Page 7: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

12 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 13

gamberlerine mesajını iletmesi5, göklere kozmik yasalarını yerleştir-mesi6, bal arısına fıtri çalışma düzenini bildirmesi7, Musa’nın (as) an-nesine de keskin bir idrak ve anlayış bahşetmesi8 anlamlarına işaret eden terimdir.

Vahiy; sâdık rüyalar, kalbe ilka, Cebrail’in (as) insan suretine girme-si, Cebrail’in (as) çan sesine benzer sesle hitabı, Cebrail’in (as) gerçek şekliyle görünmesi ve Mirac gecesinde olduğu gibi vasıtasız ilahi ke-lamla olmaktadır. Vahyin hakikatini kavrayabilmek çok güçtür, hakika-tini idrâk ise imkansızdır.

Umumi manada vahiy şuuraltı ilhamdır, hayvanlara bile vahiy vardır.

Hristiyanlıkta, İslamdaki vahiy anlayışı yoktur. Onlara göre İsa’ya (as) vahiy gelmesine ihtiyaç yoktur, çünkü İsa (as) haşa “Allah’ın oğlu” dur. İslam’da ise peygamber beşerdir ve Allah kendisine vahyeder.

İlk Vahiy Nasıl ve Nerede İnmiştir?

Hz. Muhammed (sav) kırk yaşlarında iken yalnız kalma ve tefekkü-re dalma arzusuyla Hira mağarasına gitmeye ve orada azığı bitinceye kadar kalmaya başladı. Burada kendisindeki gelişmeleri ve yeni halle-ri anlamaya çalışıyor ve Allah’a ibadet ediyordu. Dört – beş yıl kadar sürdüğü tahmin edilen9 bu hazırlık döneminin ardından vahiy mele-ği Cebrail (as) ilk defa yanına gelerek O’na “oku” dedi. “Ben okuma bilmem” cevabını verince melek onu kavrayarak iyice sıktı ve bıraktı. Sonra yine “oku” dedi. Hz. Muhammed (sav) yine “Ben okuma bil-mem” deyince melek onu yeniden sıktı ve bıraktı. Aynı cevap üzerine Cebrail (as) kendisini üçüncü defa sıktı ve bıraktıktan sonra “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı aşılanmış bir yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir. O kalemle öğretendir. O insana bilmediğini öğretti” mealindeki ayetleri10 okudu ve uzaklaşıp gitti. Dehşete kapılan Hz. Muhammed (sav) evine dönerek eşi Hz. Hatice’ ye “Beni örtünüz” dedi, bir süre dinlendi ve kalkınca başından geçen olayları anlattı. Hz. Hatice, Allah’ın kendisini yalancı çıkarmayacağını söyleyerek onu sakinleştirdi. Ardından birlikte Hz. Hatice’nin amca-sının oğlu Varaka b. Nevfel’e gittiler. Varaka, kutsal kitaplar konusun-

5-Nisa Suresi, ayet 163 ; Araf Suresi, ayet 117, 160 vd.6-Fussılet Suresi, ayet 12.7-Nahl Suresi, ayet 68.8-Taha Suresi, ayet 68.9-İbni Hişam, I , 263-267 ; M. Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 77-8410-Alak Suresi, ayet 1-5

da bilgili ve saygın biriydi. Hz. Muhammed’e (sav), kendisine gelenin daha önce Hz. Musa’ya da gelen “namus” (Cebrail) olduğunu, tebliğe başladığında hayatta olursa kendisine uyacağını ve yardım edeceği-ni söyledi.11 Böylece Hz. Muhammed (sav) kendisinin peygamberlikle görevlendirildiğini anladı. Hanımı Hz. Hatice de O’na inanma şerefini kazanan ilk kişi oldu.

Kur’an’ı Kerim Ne Zaman İnmeye Başlamıştır?

Kur’an’ı Kerim Rasulullah’a (sav) vahiy yoluyla nazil olmuştur.

Kur’an Rasulullah’a (sav) kırk yaşında iken (m.610) nazil olmaya başlamıştır. Ramazan ayında Pazartesi günü. Ramazan ayının hangi Pazartesi günü olduğu belli değildir.

Kur’an’ı Kerim 22 sene, 2 ay, 22 günde inmiştir. Bu zaman zarfında Kur’an, ayet ayet veya ayetler halinde veyahut sure sure inmiştir. Son ayet Rasulullah’a (sav) 63 yaşında iken, hicretin onuncu senesi, Zilhic-ce ayının dokuzuncu gününde veda haccında inmiştir. Bundan sonra Rasulullah (sav) 81 gün yaşamıştır.12

Kur’an-ı Kerim Nasıl Kaydedildi?

Hz. Peygamber (sav) Devrinde Yazı:

Arap yazısı İslam’dan önceki devirde de bazı noktalı harfleri ihti-va ediyordu. Birbirine benzer harfler, noktalar ve özel işaretler yardı-mıyla birbirinden ayırtediliyordu. Rasulullah (sav) zamanında yazılan Kur’an metinlerinde nokta kullanılmıştı.

Hendek muharebesinde İslam ordugâhının kurulduğu yerde bulu-nan Salâ Dağı’nın kayaları üzerinde yirmi kadar kitabe bulunduğunu ve bunlardan pek azının okunabildiğini söyleyen Prof. M. Hamidullah okunabilen kitabelerden birinin üzerine ashaptan bazılarının “Ben fi-lanım” diyerek, isimlerini yazmış oldukları ve bu arada Hz. Ali b. Ebi Talib’in, Hz. Ebu Bekir’in ve Hz. Ömer’in isimlerinin olduğunu ifade et-mektedir. Bu kitabelerin İslami devre ait en eski kitabeler olması ihti-mali kuvvetlidir.13

Bütün kaynakların ittifakla haber verdiklerine göre, Rasulullah’a (sav) ne zaman Kur’an’dan bir vahiy gelse, hemen vahiy katiple-

11-Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 232; Buhari, Bed’ül-Vahy, 3 ; Müslim, İman, 252.12-Osman Keskioğlu, Kur’an Tarihi, s.74-79.13-M.Hamidullah, İslam Peygamberi, I, s.201.

Page 8: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

14 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 15

rinden birini çağırır:” Bunu falan sureye koyunuz” diye emreder ve yazdırırdı.14

Gelen bu vahiy, bazen bir ayet, bazen birkaç ayet, bazen de bir veya birkaç sure olurdu. Rasulullah (sav) yeni gelen vahyi, daha önce ge-lenlerin neresine yazılacağını bilirdi. Yalnız bu gelen vahiyler, krono-lojik bir sıraya göre değil, Kur’an-ı Kerim’in kendine has üslûbuna ve Allah’ın iradesine göre sıralanırdı. Bütün ayetler Rasulullah’ın (sav) huzurunda yazılır ve hane-i saadete konurdu. Vahiy Kâtipleri de bir sûretini kendileri için yazarlardı. Âyetlerin, vahiy katiplerince kendile-ri için yazılması ve yazılan nüshalardan birinin de hane-i saadette kal-ması, ezberlenmesi ve zabtı bakımından çok önemli idi.15

Vahiy kâtiplerince yazılan âyetler Hz. Peygamber’e (sav) arz edilir, şayet bir eksiklik olursa onu tashih ederdi (düzeltirdi).16

Kur’an-ı Kerim’in yazılmasına gösterilen titizlik nedeniyle, Allah Ra-sulü (sav) Kur’an metniyle karışmasın diye bir süre kendi sözlerinin (hadisi şerif) yazılmasını yasaklamış ve şöyle buyurmuştur:

“Benden Kur’an’dan başka hiçbir şeyi yazmayınız! Kim benden, Kur’an’dan başka herhangi bir şey yazmışsa onu silsin”17

Kâğıdın azlığı sebebiyle Kur’an-ı Kerim, işlenmiş ince derilere (rıkk), tahta levhalara, işlenmemiş deri parçalarına (kıta’ul-edîm), develerin kürek kemiklerine (al-aktaf), beyaz yassı taşlara (lihaf), hurma dalları-na (el-usub), kaput parçalarına ve porselenler üzerine yazılırdı.18

Kur’an’ın tümü Rasulullah (sav) zamanında yazıldı. Fakat tamamı itibariyle bir cilt halinde Mushaf’ta toplanmadı. Cebrail (as) her aye-tin nereye yazılacağını Rasulullah (sav) bildirirdi. Ayetlerin tertibi, kat’i bir emir ve kat’i bir hükümdür. Cebrail (as) “falan ayeti falan yere ko-yunuz” derdi.19

Kâfirlerin, Rasulullah’a (sav) karşı: “O’na Kur’an bir (hamlede) toplu bir halde indirilmeli değil miydi ?”20 sorularına şöyle cevap verilmiştir: “ Biz onu (Kur’an’ı) senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (yaptık).

14-Zerkeşi, el-Bürhan fi ulumi’l-Kur’an, I, s.232.15-İsmail Hakkı İzmirli, Tarih-i Kur’an, s.916-M.Hamidullah, Kur’an-ı Kerim Tarihi, s.4317-İbn Ebi Davud, Kitabu’l-Mesahif, s.4.18-Buhari, es-Sahih, VI, 101; Zerkeşi, age, I, s.232.19-Zerkeşi, age, I, 256.20-Furkan Suresi, ayet 32.

Onu (çok güzel bir nizam ile) âyet âyet ayırdık”. 21

Vahiy Katipleri Kimlerdir?

Vahiy katipleri tarih kitaplarının kaydettiğine göre 42 yi bulur. Asha-bı kiramdan başlıcaları şunlardır: Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Zübeyr, Âmir bin Fuheyre, Amr bin As, Abdullah ibni Erkam, Sabit bin Kays, Hanzala bin Rebi’, Mugire bin Şu’be, Abdullah bin Re-vaha, Halid bin Velid, Halid bin Said, A’la bin Hadrami, Huzeyfe bin Yeman, Muaviye bin Ebi Süfyan, Zeyd bin Sabit (ra).22

Kur’an-ı Kerim’in Yazı Şeklindeki Gelişmeler Nasıl Oldu?

Arap yazısında tam noktalama ve hareke yoktur. Araplar, İslam’ın ilk devirlerinde Nebatı ile Kûfi adını alan Hiyri yazı kullanırlardı. Kur’an’ı Hiyri yani Kûfi yazı ile yazarlardı. Bu yazıya başta Hicazi denirdi.

Yazı noktasız ve harekesizdi. Kur’an böyle yazılıyordu. Böyle yazılan Mushafların okunması güç olmakla birlikte, muhtelif kıraatleri topla-yabiliyor veya kelimenin müsaadesi nisbetinde kıraat ediliyordu. Yedi kıraatin hepsi Hz. Osman Mushafı’nın resmine, yazısına uygun kıraat-lerdir.

Yazı, Basra ve Kûfe’de ilerledi. Bağdadi yazı da meşhurdu. Yazıya ilk okunaklı ve güzel şekli veren İbni Mukle’dir. İbni Mukle (ö 328/939) nesih yazıyı kullanmıştır. Günümüzde Kur’an-ı Kerim’ler okunuşu daha kolay olduğu için nesih hattıyla yazılmaktadır.

Yazı sanatı, otuza yakın hat çeşidiyle Türk hattatlarının elinde en mükemmel şeklini aldı.23

Kur’an-ı Kerim’in Hepsini Rasulullah (sav) Zamanında Yazan Sahabeler Kimlerdir?

Rasulullah (sav) zamanında Kur’an’ın hepsini toplayan ashabtan bazıları şunlardır: Ubeyy bin Kaab, Muaz bin Cebel, Zeyd bin Sabit, Ebu Zeyd bin Said, Abdullah bin Mesud, Ali bin Ebi Talip, Osman bin Affan, Ebu Bekir Sıddık, Ömer bin Hattab, Amr bin As, Hz. Aişe, Hz. Hafsa, Hz .Ümmü Seleme (r.a).24

21-Furkan Suresi, ayet 32.22-Halebi, Siretü’l-Halebiyye, III, 236.23-Osman Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s.153.24-Ferid Vecdi, Dairatü’l-Mearif, c.VII, s.666, Kahire.

Page 9: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

16 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 17

Kur’an-ı Kerim Bir Araya Nasıl ve Ne Zaman Getirildi?

On ikinci hicri senesinde meydana gelen Yemame savaşında birçok hafız, kurra sahabe şehit olunca, Hz. Ömer (ra) endişelenerek bu tür olayların tekrarıyla Kur’an’ı Kerim’e büyük zarar geleceğini halife Hz. Ebu Bekir’e (ra) anlatıp, Kur’an’ı Kerim’in toplanıp Mushaf haline ge-tirilmesinin zaruretinden bahsetti. Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra) bu işi en iyi yapacağına inandıkları Zeyd b. Sâbit’i (ra) çağırarak görevi üstlenmesini istediler. Zeyd bin Sabit (ra) başkanlığında kalabalık bir heyet kurularak Kur’an-ı Kerim’i toplama işlemine başlandı. Zeyd en-dişe içerisinde “Allah’a yemin ederim ki, bana, bir dağı taşımayı teklif etselerdi, Kur’an’ın toplanmasında ki (bir teklif) onun bana emretti-ğinden daha ağır gelmezdi” sözleriyle anlattığı hadise sonucu Kur’an’ı Kerim toplandı. Toplanan bu sayfalar, vefat edinceye kadar Hz. Ebu Bekir’in (ra) yanında kaldı. Daha sonra hayatı boyunca Hz. Ömer’in (ra) yanında, daha sonra da Hz. Ömer’in (ra) kızı ve Rasulullah’ın (sav) eşi Hz. Hafsa’nın (ra) yanında kaldı.25

Kur’an-ı Kerim tamamıyla toplandıktan sonra Hz. Ömer (ra) Ashab-ı Kiram’ı (ra) toplattı. Onlara Kur’an’ı başından sonuna kadar okudu. Ashab-ı Kiram (ra) tamamıyla tasdik ettiler. İçlerinden hiçbir itiraz eden olmadı.26

Neden Zeyd b. Sabit (ra) seçilmişti? Bunun en önemli nedeni Ra-sulullah (sav) vefat senesi, Kur’an’ı Cebrail’e (as) nasıl arzetmiş ise, Zeyd’de (ra) aynı sene Rasulullah’a (sav) baştan sona Kur’an’ı oku-muş, böylece arza-i ahire”yi (son arz olunanı) tam olarak yazmış idi.27 Her Ramazan’da, o senenin Ramazan ayına kadar inmiş olan surele-ri Cebrail (as) Hz. Peygamber’e (sav) okur ve Peygamberden de din-lerdi. Sonra da Resulullah (sav), mescidde halka okurdu. Bu tatbika-ta arza denmektedir. Resulullah’ın hayatının son Ramazan’ında bu, iki sefer icra edilmiştir ve buna arza-i ahire denmiştir. Kur’an tarihin-de arza’ların, hususen arza-i ahire’nin ayrı bir ehemmiyeti vardır. Bu, hem öğrenilmiş olanları kontrole ve dolayısıyle hata, unutma gibi ih-timalleri bertaraf ederek vahiy hususundaki itimadı artırmaya ya-rıyordu. Zeyd b. Sabit (ra) , Allah Rasulü (sav) kendisine, “Sen biraz İbranice’yi belle” buyurduğu zaman, 15-20 gün içinde mektup yazıp, mektup tercüme edecek kadar İbranice’yi öğrenen bir dahiydi.28

25-Buhari, es-Sahih, VI, 98-9926-İzmirli, Tarih-i Kur’an, s.11.27-Mekki b. Ebi Talib, el-İbane, 58; İ. Hakkı İzmirli, age, 10.28-Tirmizi, İstizan, 22 ; Ebu Davud; İlim, 2 ; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 5/186.

Hz. Ebubekir’in (ra) bu büyük hizmetinden dolayı, Hz. Ali (ra) şöy-le buyurmuştur:”Allah’ın rahmeti Ebu Bekir’in üzerine olsun. Mushaf’ı toplama işinde en büyük ecir onundur. Kur’an’ı iki kapak arasında top-layanların ilki odur.”29

Kur’an-ı Kerim Nasıl Çoğaltıldı?

Hz. Osman’ın (ra) hilafeti zamanında, İslam Devleti’nin sınırları daha da genişleyince, ihtilafları önlemek ve Kur’an’ı Kerim eğitim ve öğretimini sağlamlaştırmak için fethedilen beldelere Hz. Hafsa’nın (ra) yanındaki Kur’an’ Kerim yedi tane çoğaltılarak gönderildi.

Çoğaltılan Mushaflardan birer tane olmak üzere, Mekke’ye, Şam’a, Yemen’e, Bahreyn’e, Basra’ya ve Kûfe’ye gönderilmiş, bir tanesi de Medine’de bırakılmıştır. Hz. Osman (ra) Mushaf’lardan her birini, ihti-va ettikleri kıraat vecihlerini iyi bilen birer kişi ile göndermiş ve bu ki-şiler Mushaf’ların kıraat özelliklerini gittikleri yerde öğretmişlerdir.30

Ebu Kılabe de şöyle anlatır: “Hz. Osman, istinsah işini tamamlayınca bütün İslam beldelerine şu tamimi gönderdi: “Ben şöyle şöyle bir hiz-met gerçekleştirdim. Ve yanımda bulunan eski nüshaları imha ettim, siz de oralarda bulunan eski nüshaları imha edin.”31

Hz. Ali (ra), Hz. Osman’ın (ra) Mushafları çoğaltmasına tam destekçi olmuş ve şöyle demişti: “Ey İnsanlar! Mushaflar (ın çoğalması) husu-sunda Osman hakkında aşırılık yapmayın ve onun için ancak ve ancak güzel şeyler söyleyin. Çünkü o, bu konuda yaptıklarını, bizden bir top-luluğun da onayıyla yaptı”.32

Kur’an-ı Kerim’e Ne Zaman Hareke ve Nokta Kondu?

Hz. Osman’ın (ra) hilafeti zamanında çoğaltılan Mushaf’larda ha-reke ve nokta yoktu. Bu muhtelif kıraatları ihtiva etmesi içindi. Arap-lar Emevi hükümdarı Abdülmelik b. Mervan (86/705) devrine kadar kırk yıl, Kur’an’ı Kerim’i harekesiz ve noktasız okudular. Araplar için bu gayet normaldi. Arap olmayan milletler İslam’a girince, harekesiz ve noktasız Kur’an-ı Kerim’i okuma da yanlışlar baş gösterdi.

Ebu’l-Esved ed-Düeli (69/688) Kur’an-ı Kerim’i harekeleme işiyle görevlendirildi ve o da harekelemeyi yaptı. Nasr b. Asım (89/707) ve

29-Sicistani, Kitabü’l-Mesahif, I, s.5.30-Zerkani, Menahilü’l-İrfan, I, 396 ; İbn Ebi Davud, Kitabu’l-Mesahif, s. 21,22,23.31-İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/491.32-İbn Ebi Davud, Kitabu’l-Mesahif, s. 22-23.

Page 10: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

18 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 19

Yahya b. Yamer (129/746) noktalamayı yaptılar.33

Harekeleri bu günkü şekliyle kullanan İmam Halil b. Ahmed (130/746) dir. Hemze, şedde, sıla, ravm, işmam … gibi işaretleri koyan ve noktaların geri kalanını ikmal eden de bu zattır.

Kur’an-ı Kerim Değişmiş midir?

“Rabbi’nin kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini de-ğiştirebilecek yoktur. O’ndan başka bir sığınakta bulamazsın.”34

“Muhakkak ki Kur’an’ı Biz indirdik, elbette onu yine Biz koruyacağız.”35

“Onu (Kur’an’ı) toplamak ve onu okutmak bize aittir.”36

“Ona (Kur’an’a) önünden de, arkasından da bâtıl gelemez. O, hik-met sahibi, çok övülen Allah katından indirilmiştir.”37

Semavî kutsal kitaplar içerisinde, indirildiği gibi, hiç değiştirilemez özelliğini Allahu Teala Kur’an’ı Kerim’e vermiştir. 14 asırdan bu yana ümmi bir peygamberin getirdiği Kur’an’ın bir benzeri hala yazılama-mış ve yazılamayacaktır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim, benzerini getir-mek isteyenlere meydan okumaktadır.

“Eğer yapamazsanız ki asla yapamayacaksınız öyleyse o ateşten sakının ki, yakıtı insanlarla taşlardır (ve) kâfirler için hazırlanmıştır.”38

Kur’an’ı Kerim bizzat Allah Teala’nın koruması altındadır. Ayrıca iki yönden daha koruma altındadır:

1.İndiği günden bu yana sayısız kişiler tarafından ezberlenerek,

2.İndiği günden beri sayısızca yazılarak çoğaltılmasıyla. Ne ezber-leyenler arasında ne de yazılanlar arasında en ufak bir fark günümü-ze kadar olmamıştır. Bu tarihin kaydettiği eşi benzeri olmayan bir ha-disedir.

Ashab-ı Kiram (ra), o kutlu zamanın birer hafıza dahisiydiler. Gü-nümüzde Kur’an-ı Kerim’in tamamını dört ayda ezberleyene dahi gö-züyle bakılıyor. Halbuki o günün insanları bunun çok çok ötesindeydi.

33-Dani, Muhkem, s.5; İzmirli, Tarih-i Kur’an, s.16.34- Kehf Suresi, ayet 27.35-Hıcr Suresi, ayet 9.36-Kıyame Suresi, ayet 17.37-Fussılet Suresi, ayet 42.38-Bakara Suresi, ayet 33-34.

Mesela; Ebu Hüreyre (ra) duyduğu bir şeyi ikinci defa tekrar etmeye lüzum görmeden ezberleyen bir hafıza dahisiydi. İbn Abbas (ra) daha sağlığında “ümmetin alimi” manasına “hibru’l-Ümme” yüce ünvanını almıştı. Hz. Aişe (ra) aynı şekilde bir hafıza kahramanıydı. Onlar, duy-duklarını bir defada ezberleyen ve bir daha da unutmayan insanlar-dı ve ashabı kiram (ra) arasında böylesi yüzlerce insan vardı. Onlar, Kur’an-ı Kerim hakkında çok hassas davranmışlar ve en ince detayları-nı dahi hafızalarına almışlar ve yazma bilenler yazmışlardır. Rasulullah (sav) sağken Kur’an-ı Kerim’i eksiksiz onlarca sahabe yazmıştır.

İbn Mesud (ra) şöyle buyurur: “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın kitabında hiçbir sure yoktur ki onun nerede indiğini bilmeyeyim; Allah’ın kitabında hiçbir ayet yoktur ki onun ne için indiğini bilmeyeyim. Eğer Allah’ın kitabını benden daha iyi bilen biri olduğunu bilsem, ona ulaşmak mümkün ise mutlaka ona ulaşırdım.”

Hz. Ebubekir (ra) (Rasulullah’ın (sav) rahatsızlığında Kur’an-ı Kerim’i en iyi bilen olduğu için Rasulullah (sav) namazları onun kıldırmasını emretmişti), Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra), Hz. Ali (ra), Ubey b. Kab …gibi sayıları binleri bulan ashab da aynı İbn Mesud gibi Kur’an-ı Ke-rim konusunda bilgili idiler. Kur’an-ı Kerim için canlarını, mallarını her şeylerini feda eden bu mümtaz şahsiyetler asla Kur’an-ı Kerim’in bir tek harfine dahi zarar gelmesine müsaade etmezlerdi. Kur’an-ı Kerim toplanırken hepsi işin içerisinde ve şahitlerdi. Yazı bilenlerin yanlarında kendi yazmış oldukları Kur’an-ı Kerim’ler zamanımıza ka-dar ulaşmıştır.39 Çeşitli yollarla bize ulaşan bu Kur’an-ı Kerim’lerde bir kelime farkı dahi yoktur. İslam toplumunda tarih boyunca Kur’an-ı Kerim’in değişmiş olduğuna dair hiçbir konu gündeme bile gelmemiş-tir.

Rasulullah (sav) “Ümmetimin en şereflileri Kur’an’ı ezberleyenler-dir” buyurarak Kur’an’ı Kerim ezberini teşvik ve tavsiye ettiklerinden, günümüzde dahi Kur’an hafızlarının sayısı yüzbinlere ulaşmaktadır.

Hadis imamlarından Beyhaki (ö458/1065) şöyle bir olayı nakleder: Yahudinin biri Halife Memun’un huzuruna girerek güzel sözler söy-ler. Memun’un hoşuna gider. Onu islamiyete davet eder ama Yahudi buna yanaşmaz. Aradan bir yıl geçtikten sonra bu Yahudi müslüman olmuş olduğu halde Memun’un huzuruna gelir. Fıkıh hakkında da gü-zel malumat sahibidir. Memun ona müslüman olmasının sebebini so-

39-Osman Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s.132-141.

Page 11: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

20 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 21

rar. O da şöyle anlatır: Sizden ayrıldıktan sonra dinleri şöyle bir dene-yeyim “dedim. Evvela Tevrat’la işe başladım. Üç nüsha yazdım; ayetle-rini ziyadeleştirdim ve noksanlaştırdım, bazısına kattım, bazısından at-tım. Üçü de birbirinden farklı oldu. Onları Havra’ya götürdüm. Yahudi-ler hepsini satın aldılar. Sonra İncil’i aldım. Ondan da üç nüsha yazdım; ayetlerini ziyade ve noksan yaptım. Onları da kiliseye götürdüm. On-larda satıldı. Sıra Kur’an’a geldi. Üç nüsha yazdım. Ayetlerini ziyadeleş-tirdim noksanlaştırdım. Onları kitapçılara götürdüm. Alıp karıştırdılar, yapraklarını çevirdiler, ziyade ve noksan olduğunu görünce bir kenara attılar, satın almadılar. Anladım ki bu kitap, yani Kur’an korunuyor. İşte benim Müslüman olmamın sebebi budur.”40

Kur’an’daki kıraat farklılıklarından hareketle farklı Kur’an metinleri-nin varlığını isbat etmek üzere Alman oryantalist (doğu bilimci) Bergs-trasser ve Otto Pretzl ile Amerikalı oryantalist Arthur Jeffery tarafın-dan Münih’te yıllar süren bir çalışma yapılmıştır. Bu oryantalistlerin amacı, dünyada ki çeşitli Kur’an nüshalarını toplayarak bir Kur’an ar-şivi oluşturmak ve sonunda da Kur’an’ın farklı versiyonlarının oldu-ğunu isbat etmekti. Bu amaç doğrultusunda yaklaşık 42.000 Kur’an-ı Kerim’in mikrofilmini topladılar ama 42.000 Kur’an-ı Kerim arasında hiç bir fark bulamadılar.41

Bütün olarak Kuran’da en zeki insanlar, en büyük filozoflar ve en ye-tenekli politikacılardan alınabilecek bir akıl koleksiyonu buluruz. Ama Kuran’ın ilahi kaynaklı olduğunun başka bir kanıtı daha bulunmakta-dır; vahyedildiği günden bugüne kadar çağlar boyunca bozulmadan korunmuş olması... Müslüman dünya tarafından tekrar tekrar okunan bu kitap, iman eden kişide hiçbir bıkkınlık meydana getirmez, aksine tekrarları yoluyla her gün daha da çok sevilir. Onu dinleyen ya da oku-yan kişide derin bir huşu ve saygı hissi uyandırır... Dolayısıyla, İslam’ın büyük ve hızlı bir şekilde yayılmasını sağlayan, her şeyden öte, bu ki-tabın Allah’ın kitabı olmasıdır...42 (Laura Veccia Vaglieri’ın Apologie de I’Islamisme (İslamiyet Adına Bir Açıklama) adlı kitabından)

En Eski Tarihli Kur’an-ı Kerim’ler Nerededir?

Bilindiği üzere, Rasulullah’ın (sav) hayatında vahiy katipleri tara-fından yazılan Kur’an sahifeleri Hz. Ebubekir’in (ra) hilafet devrinde

40-Zurkani, Ale’l-Mevahib, c.5, s.254.41- The American Journal Of İslamic Science, cilt 12, sayı 2, s. 170-184.42-[Laura Veccia Vaglieri, Apologie de I’Islamisme, ss. 57-59]; http://www.islamweb.net/eng-

lish/quran/miracalous/ARCHIVE.htm

toplanıp bir cilt haline getirilmişti. Bu cilde “Mushaf” adı verilmişti. 43

“Mushaf” Hz. Ebubekir’in (ra) vefatından sonra, Hz. Ömer’in (ra) hilafetinde onun yanında kalmış, Hz. Ömer’in (ra) vefatından sonra da kızı, Rasulullah’ın (sav) eşi Hz. Hafsa’da (ra) bırakılmıştı.

Hz. Osman’ın (ra) halifeliği zamanında, yine Zeyd b. Sabit’in (ra) başkanlığındaki heyetle bu “Mushaf’” yedi kopya edilmiş, bu kop-yalar önemli İslam merkezlerine (Mekke, Kufe, Basra, Şam, Yemen, Bahreyn)gönderilmişti. Bir nüshası da Medine’de bırakılmıştı. Bu ço-ğaltma işi Hz. Osman (ra) tarafından yaptırıldığı için bu Mushaflara “Mushafı Osman” denir.

Medine Mushafı, Medine’yi Münevvere de, Ravza-yı Mutahhara-da koruma altındadır. Rusya Müslüman alimlerinden Musa Carullah Bigi, Mushaflar üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu bu nushanın Medine’de, Ravza’da olduğunu neşrettiği yayınlarda açıklamıştır.

Mekke Mushafı’nı, Mevlana Şibli hicri 735 senesinde Mekke’de gördüğünü söylemektedir.

Kufe Mushafı Humus’ta koruma altındadır.

Basra Mushafı, Fas’ta Devlet Hazinesi’nde uzun süre koruma altın-da kalmıştır.

Şam Mushafı, Sultan Hamit devrinde Şam Camii’nde çıkan yangı-na kadar koruma altında kalmıştır. Şamlı Şeyh Abdülhakim Afgani (as-rımız alimlerinden) Şam Mushafı’ndan bir nüsha çoğaltmıştır. Bu nüs-ha Şam’da halen mevcuttur.

Bir de Taşkent’te Beylerbeyi Camii’nde bir hücre de “Mushafı Os-man” koruma altındadır.44 Noktasız, harekesiz ve parşömen üzerine kufi hatla yazılmış, 68*53 cm. ebadında 353 yapraktan ibarettir. Timur tarafından savaş ganimeti olarak Dımaşk’tan Semerkant’ta; oradan da Çarlık Rusyası’nın Semerkant’ı işgalinden sonra Leningrad’a götürül-müştür. Çarlık rejiminin devrilmesinden sonra da Taşkent’e nakledil-miştir.

İstanbul’da Türk ve İslam Müzesi’nde şu tarihi Mushaflar bulun-maktadır:

457 numarada: Hz. Osman’ın (ra) imzasını taşıyan hicri 30 senesi ta-

43-Buhari, es-Sahih, VI, 98-9944-Darü’l-Kütübi’l-Mısrıyye, Kısmu’l-Mesahif, No.204.

Page 12: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

22 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 23

rihli Mushafı Şerif. 32,5*23,5 cm ebadında, parşömen üzerine nokta-lı kûfî hatla yazılmıştır.

557 numarada: Hz. Ali (ra) imzalı Mushafı Şerif.

458 numarada: Hz. Ali (ra) yazısıyla Mushafı Şerif. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde Hz. Ali’ye (ra) ait kayıtlı (nr. Y 4572, A, 2, M 2; Emanet Hazinesi, nr. 2) mushaflar vardır.

Hz. Ömer’e (ra) nisbet olunan ve ceylan derisine yazılmış, tahtaya yapıştırılmış bir Kur’an sahifesi. Yine Hz. Ömer’e (ra) isnat edilen Top-kapı Sarayı Müzesi’nde kayıtlı (Emanet Hazinesi, nr. 32) bir en’ân-ı şe-rif vardır.

Birinci Sultan Abdülhamit’in (1774-1789) hicri 1196 tarihli Kütüp-hanesi fihristinde şu Mushafların bulunduğu kayıtlıdır:

Hz. Osman (ra) hattı şerifiyle evveli sure-i Araf, kelamı kadim, sa-tır 13, cilt 1.

Hz. Ali (ra) hattı şerifiyle evveli sure-i Hucurat, kelamı kadim, satır 7, cilt 1.

İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Hırka-i Saadet Dairesi’nde kayıtlı bulunan (nr.194) mushaf 46*40 cm ebadında, 413 yaprak, parşömen üzerine kûfî hatla yazılmıştır. Hz. Osman’ın şehadeti esnasında okudu-ğu Kur’an-ı Kerim olarak bilinmektedir. Ayrıca Emanet Hazinesi’nde, (nr. 1, 11) muhafaza edilen iki mushaf, Hırka-i Saâdet Dairesi’nde cüz-ler (nr. 175, 177) ve İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (AY, nr. 6760, 6771) Kur’an’dan parçalar bulunmaktadır. Emanet Hazinesi’nde kayıtlı cüz ve Kur’an’dan parçalar (nr. 19, 34, 36, 37, 233; Y 4563), İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde Kur’an’dan bir sayfa (AY, nr. 6533) bulunmaktadır.

Bezm-i Alem Sultan’ın hicri 1267 tarihli vakıf kitapları fihristinde ka-yıtlı, Hz. Ali (ra) hattı şerifiyle Mushaf’ı Şerif.

Mısır Kahire’de Seyyidüna Hüseyin Camii’nde, Hz. Ali (ra) hattı ile Kufi kadim yazma Mushafı şerif. Parşömen üzerine, noktasız ve hare-kesiz olarak kufi hatla yazılmıştır.

İran Meşhed’de İmam Rıza Kütüphanesi’nde , Necefü’l-Eşraf Medresesi, Necef Ravza-i Haydariyye ve Necef Emirü’l-Mü’minin Kütüphanesi’nde Hz. Ali (ra) hattıyla Mushaflar bulunmaktadır.45

45-Osman Keskioğlu, Kur’an-ı Kerim Bilgileri, s.132-141.

Dr. Morris “Le Parle Francaise Roman” isimli gazetede, Kur’an’ın Fransızca mütercimlerinden Salmen Ronah’ın tenkitlerine verdiği ce-vapta şöyle demiştir:

“Yeni nesiller ve modern okulların mezunları da Kur’an’a ve Müs-lümanlığa karşı alaycı bir cümlenin sarf edilmesine tahammül etme-mektedirler.. Çünkü Kur’an iki sıfatla bu ehliyeti haizdir: Bunlardan bi-rincisi, bugün elde olan Kur’an’ın Hz. Muhammed’e vahyolunan kita-bın aynı olmasıdır. Hâlbuki İncil ile Tevrat hakkında birçok şüpheler ile-ri sürülmektedir. İkincisi; Kur’an’ı, Arapça’nın en kuvvetli muhafızı ve dini esasların ameli bir mahiyet almasının en kuvvetli kaynağı telak-ki ederler.”

Page 13: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

24 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 25

KUR’AN-I KERİM HAKKINDA BİLGİLER

Kur’an’ın Manası Nedir?

Kur’an; Allah Teala tarafından Cebrail (as) vasıtasıyla mahiyeti bi-linmeyen bir şekilde son peygamber Hz. Muhammed’e (sav) indirilen, Mushaflarda yazılan, tevatürle nakledilen, okunmasıyla ibadet edilen, Fatiha suresiyle başlayıp Nâs suresiyle biten, başkalarının benzerini getirmekten aciz kaldığı Arapça muciz bir kelamdır.46

Kur’an; Fu’lan vezninde olup, toplamak anlamına gelen “karae” kelimesinden türemiştir. Semavi kitapların iniş sırasına bakılınca da, Kur’an’ın en son indirilen semavi kitap olması itibariyle, kendinden önceki kitapların semeresini toplayıp bir araya getiren ilahi vahiylerin toplamı olduğu görülür.47

Kur’an-ı Kerim’in Gayesi Nedir?

Kur’an, insanlar için bir hidayet rehberi olmakla beraber, asıl gaye olarak, insan aklını ve değerini yükseltmek, maddi ve manevi yönden onu ödüllendirmek ve daima doğru yolda devamını sağlamak ve insan-ları hem dünyada hem de ahirette mutluluğa kavuşturmak için inmiştir.

Ayrıca; seçkin “ahseni takvim”(en güzel kıvamda yaratılmış) insan modelini korumak. “O’nun ahlakı Kur’an idi”48 “Yüceliğime and ol-sun ki Allah’ın Rasulü’nde sizler … için mükemmel bir numune (usve) vardır”49 ayetinde de bahsedilen Hz. Muhammed’i (sav) bütün insanlı-ğa, Kur’an-ı Kerim’in nasıl canlandırıldığı konusunda örnek göstermek.

Nihayet Kur’an, Allahu Teala’nın insanlara rehber olması için gön-derdiği ebedi bir yasadır. Yeryüzünü hakikata iletmek için gökyüzünün kanunudur.50

Kur’an-ı Kerim’in Diğer İsimleri Nelerdir?

Kur’an-ı Kerim’in, yaklaşık 55 kadar ismi sayılmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de geçen isimleri ise şöyledir: Kitab, Furkan, Zikr, Ruh, Şifa,Nur, Mecid, Kelamullah, Hablullah, Kerim, Mübin, Mübarek, Rahmet.ra,

46-TDV İslam Ansiklopedisi, c.26, s.383.47-İbni Manzur, Lisanü’l-Arab, Beyrut, 1955, I, 29.48-Ahmed bin Hanbel, Müsned, VI, 91,163,216.49-Ahzab Suresi, ayet 21.50-Zerkani, Menahil, I, 10.

Başlıca birkaç ismini anlamlarıyla zikredelim:

1.Kitap: Yazılı.2.Furkan: Hak ile batılı, helal ile haramı ayırt eden.3.Zikir: Allah’ı andıran ve hatırlatan, unutturmayan.4.Hüda: Doğru yola hidayet eden en mukaddes rehber.5.Nur: Kalpleri, fikirleri, akılları nurlandıran.6.Hakim: Hikmet kaynağı, her hükmü doğru olan.

Kur’an-ı Kerim’in Kısaca Muhtevası Nedir?

İnsanları hem dünyada hem de ahirette mutluluğa kavuşturmak için gönderilmiş bulunan Kur’an-ı Kerim başlıca şu konuları kapsamak-tadır:

1.İtikad: Başta Allahu Teala’ya iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kaza ve kadere, ahirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeşitli meseleler.

2.İbadetler: Müslümanların yapmakla yükümlü oldukları namaz, oruç, zekat gibi ibadetler…

3.Muâmelat: Toplumsal ve şahsi hükümler. Alışveriş, emanet, ba-ğış, vasiyet, miras, aile hayatı, nikah ve boşanma…. vd

4.Ukûbat: Toplumun düzenini bozan, insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler için cezalarla ilgili hükümler.

5.Ahlak: Ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliği emret-me, kötülükten sakındırma, adalet, doğruluk, alçak gönüllülük, mer-hamet, sevgi…gibi ahlaki hükümler.

6.Nasihat ve Tavsiyeler: İnsanları emir ve yasaklar konusunda du-yarlı olmaya davet, nefislerine esir olmamalarını, dünyayı ahirete ter-cih etmemelerini, dünyada imtihanda olduklarını hatırlatan, çeşitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler.

7.Va’d ve Vaîd : Allah Teala’ya itaatın mükafatının Cennet, Allah Teala’ya isyanın ise Cehennemle cezalandırılacağı.

8.İlmî Gerçekler: İlmî gerçekler pozitif bilim kitabı gibi değil de, ale-min yaratıcısının kudret ve büyüklüğünü düşünmeye, Allah’ın nimet-lerini anarak O’nu yüceltmeye teşvik şeklindedir.

9.Kıssalar: Önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatını tarih kita-

Page 14: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

26 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 27

bı gibi değil, insanların ibret alacakları bir üslup ile anlatır.

10.Dualar: Allah’a olan ihtiyacın dile getirilmesi ve O’na yönelme.51

Kur’an-ı Kerim Niçin Arapçadır?

Vahyin Arap diliyle indirilişi Kur’an’ın bir sıfatıdır. Anlaşılabil-sin diye beşer türünün konuştuğu dillerden bir dille indirildi. Yani Arapça, Kur’an’ın dilidir. Her Peygamber de kendi kavminin diliyle gönderilmiştir.52 Vahiy anlaşılsın diye.

“Biz sana Kuran’ı indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın.”53

Kur’an’ın Arapça olması, vahyin mesajının evrensel olmasına mani değildir. Zira mana ruh, lisan o ruhun üflendiği beden gibidir. Nasıl ki beden ruhun aracı ise, dilde mananın aracıdır. Kur’an’daki hakikatler önceki kitaplarda beyan edilmiştir. Önceki kitaplar ise farklı dillerde yazdırılmıştır. Mesela, Tevrat veya İncil neden İbranice indirildi? soru-su ne kadar anlamsızsa, Kur’an neden Arapça indirildi? sorusuda en az o kadar mantıksızdır. Dil, vahyin insanlara ulaştırılma vasıtasıdır.

Kur’an Arapça olmasına rağmen, Arap olmayan mü’minler de Kur’an’ı öğrenmekte ve telaffuzda zorluk çekmezler. Zira Cenab-ı Hakk: “Biz Kur’an’ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık”54ve, “Andol-sun ki, Kur’an’ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık...”55buyurmaktadır.

Allahu Teala şöyle buyurur:”Eğer Biz bu (vahyi) yabancı dille oku-nan bir hitap kılsaydık, kesinlikle “Neden onun ayetleri açık ve anla-şılır değil; ne yani bir Arab’a dili yabancı bir (hitap) mı?” derlerdi.”56

Âyet Ne Demektir?

Ayet; alamet, nişan, ibret, mucize, delil, hayranlık uyandıran, bur-han manalarına gelir.

Emare manasına gelir ki, bir nesneye delalet edip yakın ifade eden şey ve hâl ve keyfiyetten ibarettir.

Ayetül- Kur’an’da, Kur’an’ın ayeti demektir.51-TDV İslam İlmihali, c.I, s.103-104.52-İbrahim Suresi, ayet 4.53-Nahl Suresi, ayet 4.54-Meryem Suresi, ayet97.55-Kamer Suresi, ayet 22.56- Fussilet Suresi, ayet 44.

En uzun ayet Bakara Suresi’nin 282. ayeti olan “Mudayene” ayeti-dir. En kısa ayet Fecr Sûresinin 1. ayeti ile Duhan Sûresinin 1. ayetidir.

Ayetlerin sayısı yuvarlak rakam olarak 6666 tanedir. 6236 sayısı daha makbul sayıdır. Bu fark mukattaat’ın ayet sayılıp sayılmaması, durakların yerlerinin farklı olması ve Besmelenin ayet sayılıp sayılma-masındandır.

Ayetler: 1000 tanesi Emir, 1000 tanesi Nehiy, 1000 tanesi Vaad, 1000 tanesi Vaid, 1000 Haberler ve Kıssalar, 1000 Mesel ve İbretler, 500 Ahkam helal ve harama dair, 100 Tesbih ve Dua, 66 Nasih ve Men-suh hakkındadır.57

İlk İnen ve Son İnen Ayeti Kerime Hangisidir?

İlk inen ayetler Alak suresinin ilk beş ayetidir: (1.Yaratan Rabbi’nin adıyla oku. 2. İnsanı yapışkan bir hücreden yaratan, 3. Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir. 4. Kalemle yazmayı öğretendir. 5. İnsana bil-mediklerini öğretendir.)

Son inen ayet Maide Suresi’nin üçüncü ayet-i kerimesidir. (…İşte bu-gün sizin dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamla-dım. Sizin için din olarak İslamı beğendim…)58

Mekke’de ilk inen sure, Alak suresi; son inen sure Müminun veya Ankebut suresidir. Medine’de ilk inen sure Mutaffifin; son inen sure Berae suresidir.59

Muhkem ve Müteşabih Ayet Ne Demektir?

Muhkem ayet; pek açık olan ve anlamında en ufak kapalılık dahi olmayan, açıklanmaya ihtiyaç duyulmayan ayet-i kerimelerdir.

Müteşabih ayet; çok yönden tevil kabul eden, anlaşılması için baş-ka açıklamaya ihtiyaç duyulan, kendi başına bağımsız, açık bir anlam ifade etmeyen ayet-i kerimelerdir.

Allahu Teala şöyle buyurur:

“Sana kitabı indiren O’dur. O’nun (Kur’an’ın) bazı ayetleri muhkem-dir ki, bunlar Kitab’ın esasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerin de eğrilik olanlar , fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müte-

57-O.Keskioğlu, age, s.129.58-Suyuti, İtkan, I, 23,26-28; Müsned, VI, 232; Buhari, Bed’ül-Vahy, 3 ; Müslim, İman, 252.59- İmam Nisabûri, Esbâbu’n-Nuzül, s.3.

Page 15: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

28 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 29

şabih ayetlerin peşine düşerler. Halbuki onun tevilini ancak Allah ve ilimde yüksek dereceye erişenler bilir ve “O’na inandık, hepsi Rabbi-miz tarafındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akl-ı selim sahipleri dü-şünüp anlar.”60Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ayetin okunması-nı tamamlayınca şunu söyledi: “Kur’an’ın müteşâbih ayetlerine tâbi olanları gördüğünüz vakit bilin ki onlar Allah’ın ayette haber verdiği kimselerdir, onlardan sakının.”61

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Ümmetimin üzerine ancak üç hasletten korkarım. (Birincisi) Dün-ya servetlerinin çoğalıp bu sebeble birbirlerini çekememeleri, (İkinci-si) Kitap (dan) onlar için (yol) açılır (kitabı bilirler) o zaman bir mümin bazı müteşabih (birkaç manaya gelebilen) ayetlerin tevilini (hakikatı-nı) araştırır. Halbuki Allah’tan başka kimse onların tevilini bilemez. Ra-sihler (sağlam bilgi sahipleri ise) : “Biz ona iman ettik, hepsi Rabbimiz tarafındandır” derler. Bunları ancak halis akıl sahipleri iyice düşüne-bilir, (Üçüncüsü) İlim sahibini görüp (bulup) onu zayi ederler ve kendi-sine (gereken) kıtmet (i) vermezler.”62

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu ki:”Evvelki kitap (önceki peygam-berlere inen kitaplar, semanın) bir kapı (sın) dan bir harf üzere (tek mevzuda) indirildi. Kur’an-ı Kerim ise, (göklerin) yedi kapı (sın) dan, yedi harf üzere (yedi mevzuda) indirildi. (Bunlar da)

1.Zâcir (yasaklardan meneden)

2.Âmir (emreden)

3.Haram (yasak)

4.Helal (serbest)

5.Muhkem (manası ve ifade ettiği hükümler açık olan)

6.Müteşabih (manası ve ifade ettiği hükümler açık olmayan)

7.Emsal (misaller)

O halde helalini helal edinin, haramını haram edinin, emrolunduğu-nuzu yapın, yasakladığından vazgeçin, misallerinden ibret alın, muh-kemiyle amel edin, müteşabihine de iman edin ve :”Biz buna iman et-

60-Al-i İmran Suresi, ayet 7.61-Buhârî, Tefsir, Âl-i İmrân 1; Müslim, İlim 1, (2665); Tirmizî, Tefsir, Âl-i İmrân (2996);Ebu Da-

vud, Sünne 2, (4598).62- Heysemi, Mecmeu’z-Zevâid, s 132-133.

tik, hepsi Rabbimiz tarafındandır” deyin, (bunları) ancak akıl sahiple-ri düşünebilir.”63

Ayetlerin Tertibi Neye Göre Yapılmıştır?

Ayetlerin tertibi Allahu Teala tarafından bildirilmiştir. Elimizde ki Kur’an-ı Kerim’lerdeki ayetlerin tertibi, Allah Rasulü’ne (sav) Cebrail’in (as) bildirdiği şekildedir ve değiştirilemezler.64

Kur’an’ı Kerim’in yazılış tertibi nüzul sırasına göre değil, Allah Rasulu’nün (sav) bizzat bildirdiği tertibe göredir. Zeyd b. Sabit (ra) baş-kanlığındaki Kur’an’ı toplayıp yazan heyet Rasulullah’ın (sav) işaret ve irşad buyurdukları üzere o tertipte yazmışlardır.

Elimizdeki Kur’an’ı Kerim’ler, Rasulullah (sav) tarafından tertip edil-diği şekliyledir.

Yalnız nüzul sırasına göre tertip edilen tefsir amaçlı yazılan şahsi Kur’an’ı Kerim’ler de vardır.

Sure Ne Demektir?

Sûre; yüksek makam, yüce derece, şeref ve şan , alamet ve nişan, bir yer etrafına çevrilmiş sur, hisar manalarına gelir.65

En uzun sûre Bakara Sûresi olup 286 ayettir. Fatiha’dan sonraki yedi uzun sureye “seb’i tıval”, ayetleri yüzden fazla veya buna yakın olan-lara “miûn” (yüzler), ayetleri yüzden az olanlara “mesâni”, daha kısa olanlara da “mufassal” sure denir. En kısa sûreler ise, Kevser, Asr ve Nasr sûreleri olup üçer ayettirler.

Kur’an’da ilk inen sureler, içinde Cennet ve Cehennem’in zikredildi-ği inanç esaslarını konu alan mufassal surelerdir. Daha sonraları helal ve haramları konu alan sureler inmeye başlamıştır.66

Surelerin İsimlerini Kim Koymuştur?

Kur’an’ın surelere bölünmesi ve surelere isim verilmesi bizzat vahiy sahibi Rasulullah (sav) tarafından yapılmıştır. Hadisi Şeriflerde sure-lerin adları zikrolunur: İhlas Suresi, Fatiha Suresi, Yasin Suresi, Kevser

63- Hakim, Müstedrek, 2, 289-290.64-Suyuti, İtkan, I, 61-62 ; Suat Yıldırım, Kur’an-ı Kerim ve Kur’an-ı Kerim İlimlerine Giriş, s.41-

42.65-Mütercim Asım Efendi, Kamus (Okyanus).66-Buhari, Fezaili’l-Kur’an, 6.

Page 16: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

30 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 31

Suresi… gibi.67

Sureler isimlerini, içerisinde geçen kıssadaki kimi şahsiyetlerden (Nuh, Hud, İbrahim vd), topluluklardan (Cin, Fatır vd), veya konuların birinden ya da ilk kelimelerden (Kad Semia, Sübhan, Lem Yekün vd), veyahutta başlarında ki hurufu mukattaadan (Taha, Yasin vd) almıştır. Bazı surelerin birden fazla ismi olabilir. Bazan da iki veya daha çok sure grubuna verilen isimler de vardır. Muavvizeteyn (Felak ve Nas) gibi.

Mekki ve Medeni Ayet / Sure Ne Demektir?

Mekki Sureler; Medine’ye hicrete kadar nazil olanlardır. Mekke dışında da olsalar bu sureler Mekki’dir. Bu müddet 12 sene 5 ay 13 gündür. Rasulullah’ın (sav) 41inci yaşının Ramazan’ından başlayarak 54. yılının Rebiulevvel’ine kadar sürer. Mekki sureler, genellikle kısa olup ifadeleri vurguludur. Yaratılış, Adem (as), İblis, geçmiş ümmetler, ahiret hayatı ve kıyamet gibi konular yer alır.

Medeni Sureler; hicretten başlayarak hicretin onuncu yılı-na, Rasulullah’ın (sav) vefatına kadar nazil olanlardır. Bu müddet 9 sene 9 ay ve 9 gündür. Rasulullah’ın (sav) doğumunun 54. yılının Rebiulevvel’inden başlayıp, 63. yılının zilhiccesinin 9. gününe kadar sürer. Medeni surelerde; miras, cezalar, cihad ve cihad hükümleri, aile hukuku, içtimayi yasalar gibi konular yer alır.

Sebeb-i Nuzül (iniş sebebi) Nedir?

Ayetler doğrudan doğruya indiği gibi, çoğunlukla meydana gelen bir olayın hemen sonrasında olayı çözümlemek ve sorulan soruları ce-vaplamak için inerdi ki, ayetin veya surenin inmesine sebep olan olay veya soruya “sebeb-i nüzül” (iniş sebebi) denir.

Kur’an-ı Kerim Kaç Sureden Oluşur?

Kur’an’ı Kerim, Fatiha sûresinden başlayıp Nas sûresiyle son bulur. Bu surelerin toplamı 114 tanedir.

Terceme ve Meal Nedir?

Terceme; bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek veya “bir kelamın manasını diğer bir dilde dengi bir tabiri ile aynen ifade et-mektir.” Bu noktayı nazarla Kur’an’ın harfi veya mânevi tercemesinin

67-O. Keskioğlu, aeg, s.111.

yapılamayacağını bütün İslam alimleri ittifakla belirtmişlerdir. Çünkü harfi terceme bedeldir. Kur’an’ın bedeli, benzeri getirilemez. Bu yüz-den Kur’an-ı Kerim’in diğer dillere yapılan çevirilerine “aslına yakın mana” anlamına Kur’an meali denir.

Tefsir Ne Demektir?

Tefsir; Arapça’da kapalı bir şeyi açmak anlamı taşıyan f-s-r kökün-den gelmektedir.

Tefsir; ayet, sure ve kıssaların nüzul sebeplerini, onlarda inen işa-retlerini, sonra Mekki ve Medeni tertiplerini, muhkem ve müsteşa-bihlerini, nâsih ve mensuhlarını, hâs ve umumiliklerini, mutlak ve mu-kayyedliklerini, mücmel ve müfesserliklerini bilmektir. Bazıları bunla-ra, “helal ve haramlarını, va’d ve vaidlerini, emirlerini ve yasaklarını, ibretlerini ve mesellerini bilmektir” ilavesini yapmışlardır.68

Tefsir; Hz. Muhammed’e (sav) indirilen Allah’ın kitabını, manaları-nın beyânını, hüküm ve hikmetlerinin istihracını anlatan bir ilimdir.69

Tefsir; beşer kudreti nispetinde, Allah Teala’nın muradına delâleti cihetinden Kur’an’ı Kerim’den bahseden bir ilimdir. Bu manayı anla-maya ve muradı beyân etmeye yarayan her şeye şâmildir.

Rasulullah’ın (sav) vefatından sonra, sahabeler Kur’an’ı tefsir etmiş-lerdir. Bunlardan on sahabe Kur’an’ı tefsir etmekle meşhurdur. Bu on sahabe şunlardır; Dört halife, İbn Mesud, İbn Abbas, Ubeyy b. Ka’b, Zeyd b. Sabit, Ebu Musa el-Eş’ari ve Abdullah b. Zübeyr (ra).

Tefsir çeşitleri üçtür:

1.Rivayet Tefsiri; Kur’an da, Rasulullah’ın (sav) sünnetinde veya as-habın sözlerinde Allah’ın kitabındaki ilahi muradını açıklamak için gel-miş olan izahlardır.70 Mesela; Taberi Tefsiri, İbni Kesir Tefsiri, Suyuti-nin Tefsiri.. gibi

2.Dirayet Tefsiri: Tümüyle rivayetlere bağlı kalmayıp, dil, din, edebi-yat ve daha başka çeşitli bilgilere dayanılarak yapılan tefsirler. Mesela; Zemahşeri’nin, Fahruddin Razi’nin, Beydavi’nin tefsiri gibi.

3.İşari Tefsiri: Sülûk ve tasavvuf erbabına zâhir olan gizli bir işaret-le Kur’an’ın zahiri manasına bağlı kalınarak yapılan tefsirdir. Mesela;

68-Zehebi, et-Tefsir ve’l-Müfessirin, Mısır, 1961, I, 13.69-Zerkeşi, el-Bürhan, II, 148 70-Zerkeşi, age, II, 164-166.

Page 17: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

32 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 33

Tüsteri’nin, Sülemi’nin, Kuşeyri’nin tefsiri gibi.

Herkes Tefsir Yapabilir ve Anlatabilir mi?

Tefsir; Kur’an-ı Kerim’in dil ve tarih açısından incelenmesidir. Va-hiylerin tarihsel bağlamlarını anlatan rivayetler ve dilbilimsel bilgiler; Bunlar da, Allah Rasulü’nden (sav) gelen nakiller, sahabeden gelen nakiller, sahabeden öğrendikleri için tabiundan gelen nakiller, sonra da Arap dilinin bilinmesidir.71 Kur’an-ı Kerim’in indiği (dönemin) dilini ayrıntılarıyla ve sanatsal özellikleriyle bilmeyen ve garip kelimelerini anlamayan kimseler bugün de tefsir yapamazlar.72 Bu konulara vakıf olan herkes tefsir yapabilir. Herhangi bir tefsirin metnine bağlı kalına-rak, herkes tarafından tefsir yapılabilir, anlatılabilir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu :“Her kim Kur’an hakkında kendi gö-rüşüne dayanarak bir şey derse (bir karar verirse), cehennemde yerini hazırlasın.”73

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu : “Benim hakkımda da bildiğiniz dı-şında sözden kaçının. Kim bana bile bile yalan nisbet ederse ateşteki yerini hazırlasın. Kim de Kur’an hakkında re’yi ile söz ederse ateşteki yerini hazırlasın.”74

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu :”Arapça olan dini ilimlere dayanma-dan kendi görüşüyle Kur’an-ı Kerim’e mana veren kimse isabet etse bile gerçekten hata etmiş olur”75

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu :”Benim ümmetimden öyle bir ka-vim vardır ki, kötü hurmayı saçtıkları gibi Kur’an’ı saçarlar. Onu gerçek tefsirinden başka bir şekilde tefsir ederler.”76

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu :”Ulûm-i arabiyye’de âlim olmayan (Arapça olan alet ilimleriyle dini ilimleri bilmeyen) kimse Kur’an ayet-lerine mana verirse Cehennem ateşinden kendine yer hazırlasın.”77

Ebu Bekir Sıddık’a (ra); “ve fakiheten ve ebba” (…meyveler ve çayır-lar bitirdik)78 ayetinin tefsiri sorulduğunda: “Ben Allah’ın kitabından

71-Zerkani, Burhan, II, 156-161.72- Şah Veliyyullah Dehlevi, Huccetullâhil Bâliga, 1, 491.73-Tirmizi, Tefsir, 1; Buhari, İlim, 38.74-Tirmizi, Tefsir: 1, 2952.75-Tirmizi, Tefsir, 1. ; Ebu Davud, İlim, 5.76- Suyuti, Dürrü’l-Mensur, 2, 149.77- Buhari, İlim, 38; Ahmed b. Hanbel, 1, 323, 327.78-Abese Suresi, ayet 31.

bir harf hakkında Allahu Teala’nın murad ettiğinden başka bir şey söy-lersem, beni hangi gök gölgelendirir ve hangi yer taşır. Nereye gidebi-lirim ve nasıl yaparım” buyurmuştur.79 Manasını kati olarak bilmeden Kur’an’ın tefsirine kalkışmak büyük hatadır.

Dünyaya ait herhangi bir işten dolayı Kur’an’ı Kerim’i te’vil etme-ye kalkışmamalı, Kur’an’dan olmayan şeyler Kur’an’a karıştırılmamalı, ona karşı son derece edepli ve hürmetkâr olunmalıdır.

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu ki:”Yer (yüzün)den ilk kaldırılacak olan ilimdir.” (Sahabeyi kiram) dediler ki:”Ya Rasulallah! Kur’an kaldırı-lır mı?” (Rasulullah (sav)) buyurdu ki:”Hayır, Kur’an kaldırılmaz. Fakat onu bilenler ölür.” veya şöyle buyurdu:”Onun tevilini (hakiki manası-nın tefsirini) bilenler (rasihler) ölür ve onu (Kur’an’ı) kendi arzularına göre tefsir edenler (hayatta) kalır.”80

Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Ümmetimin üzerine öyle bir zaman gelecek ki, Kur’an-ı Kerim’in ancak ismi, İslamında ancak resmi (görün-tüsü) kalacaktır. Camileri (insanşarla) dolu (fakat kalpleri) hidayetten boş olacaktır. O zamanın fıkıh alimleri, göğün gölgesinin altındaki fa-kihlerin en şerlileridir, fitne onlardan çıkıp (yine) onlara dönecektir.”81

Sabig isimli bir adam Medineyi Münevvere’ye geldi ve Kur’an’ın müteşabih ayetlerinden sormaya başladı. Hz Ömer (ra) onu yanına çağırttı, bir yandan da onu dövmek için hurma dallarından hazırlattı ve ona “Sen kimsin?” diye sordu. O da “Ben Abdullah Sabig” dedi. Hz. Ömer’de (ra) “Ben de Abdullah Ömer” dedi ve dallardan birini alarak ona vurdu. O kadar ki , kafasını kanattı. O zaman o ; “Ya Emirel mümi-nin! yeter, kafamda bulduğum (yanlış fikirler) gitti” dedi. Bunun üze-rine Hz. Ömer (ra) onun memleketine gitmesine izin verdi ve orada vali olan Ebu Musa el-Eşari’ye (ra) “müslümanlardan hiç bir kimsenin onunla oturmamasını” emreder mahiyette bir mektup yazdı. Ebu Os-man Nehdi (ra) “Bu emir üzerine biz, yüz kişi bir arada iken Sabig gelse hemen o meclisi terkederdik” der.82

79-Alauddin el-Muttekı, Kenzu’l-Ummal, c.2, s.327.80-Suyuti, Dürru’l-Mensur, 2, 69.81- Deylemi, Firdevs, 2, 319,320.82- Darimi, Mukaddime, 19; Suyûti, Dürrü’l-Mensur, 2, 152-153.

Page 18: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

34 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 35

Kur’an-ı Kerim’de Te’vil Yapılır mı?

Tevil; ayetin muhtemel olduğu manalardan birine döndürülmesidir. Bir delilden dolayı tercih edilen manaya çevirmektir.83 Tümüyle riva-yetlere bağlı kalmayıp, dil, din, edebiyat ve daha başka çeşitli bilgilere dayanılarak yapılan tefsirler de tevil vardır.

Tefsir ile Te’vil Arasındaki Fark Nedir?

1.Tefsir, te’vilden daha geneldir. Tefsirin kullanılışı daha çok lafız-larda ve müfredatta, te’vilin ki mana ve cümlelerdedir. Tefsir daha çok dini kitaplarda, te’vil ise hem dini, hem de gayri dini her yerde kullanılır.84

2.Tefsir, tek bir yöne ihtimali olan lafzın beyanıdır. Te’vil ise bir lafzı, çeşitli manalardan birine, açık delillerden dolayı yönlendirmektir.85

3.Tefsir, lafızdan ne kastedildiğini kesin bir şekilde belirtmek ve Allah’ın bu lafızla bunu kastettiğine Allah’ı şahit getirmektir. Te’vil ise, kesin bir şey söylemeden ve Allah’ı da şahit tutmadan, muhtemel ma-nalardan birine tevcih etmektir.86

4.Tefsir, ister hakikat olsun, ister mecaz olsun lafzın kullanılışını açıklamaktır. Te’vil ise lafzın bâtıni anlamını beyan etmektir.87

5.Tefsir, rivayetle ilgilidir; te’vil ise dirâyetle.88

6.Tefsir, ibareden anlaşılan manalar, te’vil ise işaret yoluyla anlaşı-lan manaları açıklamaktır.89

Kur’an-ı Kerim Kaç Kelime ve Kaç Harftir?

Kur’an’ı Kerim 77,934 kelime ve 326,048 harften oluşur. Kıraat fark-larına göre 77,437 kelime ve 323,671 harfte olabilir.

Üstün harekesi 370,143, Esre 309,586, Ötre 40,804, Hemze 3,283, Med 1,771, Nokta 156,681, Şedde 19,253 tanedir.90

83-Zehebi, age, I, 18.84-Zerkeşi, age, II, 149.85-Cerrahoğlu İsmail, Tefsir Usulü, Ankara, 1979, s.215.86-Zerkeşi, age, II, 149.87-Zehebi, age, I, 20.88-Suyuti, el-İtkan, IV, 167-168.89-Zerkeşi, age, II, 150.90-O. Keskioğlu, age, s.129-130.

Kur’an-ı Kerim’de Bildirilen İlahi Hükümler Hangi Sure ve Hangi Ayetlerdedir?

İlahi hükümler, Kur’an-ı Kerim’de tekraren de verilir. Biz her hükme bir ayeti kerimeyi dikkatinize sunuyoruz.

Namaz (Taha Suresi, ayet 132), Oruç (Bakara Suresi, ayet 183), Ze-kat (Tevbe Suresi, ayet 60), Hacc (Hacc Suresi, ayet 22), Abdest, Gusül ve Teyemmüm (Maide Suresi, ayet 6), Zina (İsra Suresi, ayet 32), İçki, Kumar, Dikili Taşlar ve Fal Okları (Maide Suresi, ayet 90), Faiz (Ali İm-ran Suresi, ayet 130), Ölü, Kan, Domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilenler (Nahl Suresi, ayet 115 ; Maide Suresi, ayet 4), Hırsızlık (Ma-ide Suresi, ayet 38), Tesettür (Nur Suresi, ayet 31), Tagut (Nisa Sure-si, ayet 76), Yahudi ve Hiristiyanları dost edinmek (Maide Suresi, ayet 51), Tartı ve ölçüde hile yapmak (İsra Suresi, ayet 35), Kasten adam öl-dürmek (Nisa Suresi, ayet 93), İsraf etmek (Araf Suresi, ayet 31), Gıy-bet etmek ve kötü zan (Hucurat Suresi, ayet 12), Kur’an-ı Kerim’e do-kunmak (Vakıa Suresi, ayet 77-79), Cuma namazı (Cuma Suresi, ayet 9), Kısas (Bakara Suresi, ayet 179), Allah’a, Rasulüne ve müminlerden olan ulu’l-emre itaat (Nisa Suresi 59), Ana-babaya itaat (İsra Suresi, ayet 23), Adalet (Nahl Suresi, ayet 90), Yemin etmek (Maide Suresi, ayet 89), Cihad (Enfal Suresi, ayet 39), Emanet (Nisa Suresi, ayet 58), Mehir (Nisa Suresi, ayet 4), Rüşvet (Bakara Suresi, ayet 188), İffetli ka-dınlara iftira (Nur Suresi, ayet 4), Zinanın cezası (Nur Suresi, ayet 2), Al-lah Rasulü’ne (sav) salavat (Ahzab Suresi, ayet 56), Müşriklerle Evlen-mek (Bakara Suresi, ayet 221), Müşriklerin Mescid-i Haram’a girme-meleri (Tevbe Suresi, ayet 28), Ziyaret adabı (Nur Suresi, ayet 28), Ha-beri araştırmak (Hucurat Suresi, ayet 6), Harp meydanından kaçmak (Enfal Suresi, ayet 1-16), İyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymak (Ali İmran Suresi, ayet 104), Namazda Kabe’ye yönelmek (Bakara Sure-si, ayet 144), Hayız hali (Bakara Suresi, ayet 222), Haremlik-Selamlık (Nisa , ayet 22-23), Karı-koca arasını bulmak (Nisa Suresi, ayet 34-36).

Kur’an-ı Kerim’de Hangi Meslekler Zikredilir?

Kur’an’ı Kerim’de pek çok ayette sanat ve meslekten bahsedilir. Bunlar; madenlerle ilgili sanat (Sebe Suresi, ayet 10-12), İplikçilik (Nahl Suresi, ayet 80-81 ve 92), Kuyumculuk (Araf Suresi, ayet 148; Ra’d Suresi, ayet 17), Fırıncılık (Yusuf Suresi, ayet 36), Züccaciye (Neml Suresi, ayet 44), Çiftçilik (Vakıa Suresi, ayet 63), Marangozluk (Hud Suresi, ayet 37), Kasaplık (Bakara Suresi, ayet 67 ve 71; Maide Suresi, ayet 3), Balıkçılık (Nahl Suresi, ayet 14; Fatır Suresi, ayet 12), Oymacı-

Page 19: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

36 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 37

lık (Araf Suresi, ayet 74; Şuara Suresi, ayet 149; Saffat Suresi, ayet 95), Terzilik (Araf Suresi, ayet 26), Denizcilik (Kehf Suresi, ayet 71 ve79; An-kebut Suresi, ayet 15), Çömlekçilik (Kasas Suresi, ayet 38), Demircilik ve zırh yapma (Enbiya Suresi, ayet 80; Kehf Suresi, ayet 96; Sebe Su-resi, ayet 10-11), Dalgıçlık (Sad Suresi, ayet 37; Nahl Suresi, ayet 14), Aşçılık (Hud Suresi, ayet 69), Yıkamacılık (Müddesir Suresi, ayet 4), Boyacılık (Bakara Suresi, ayet 38; Fatır Suresi, ayet 27), Kâtiplik (Alak Suresi, ayet 3-4), İnşaatçılık (Bakara Suresi, ayet 127; Araf Suresi, ayet 74; Kehf Suresi, ayet 77; Şuara Suresi, ayet 128-129), Gemicilik ( Hud Suresi, ayet 37-38), Set yapma (Kehf Suresi, ayet 94-97)

Kur’an-ı Kerim’de En Çok Tekrar Edilen Kelime Hangisidir?

Kur’an’ı Kerim’de en çok tekrar edilen kelime “Allah” kelimesidir. Bu kelime Kur’an’da 2697 defa tekrarlanmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de Geçen Ülke, Şehir ve Yer İsimleri Nelerdir?

İrem (Fecr Suresi, ayet 7), Medyen (Araf Suresi, ayet 85), Babil (Ba-kara Suresi, ayet 102), Mekke (Ali İmran, ayet 96; Fetih Suresi, ayet 24), Sina (Müminun Suresi, ayet 20), Mısır (Yusuf Suresi, ayet 21 ve 99, Yunus Suresi, ayet 87; Zuhruf Suresi, ayet 51; Bakara Suresi, ayet 61), Medine (Ahzab Suresi, ayet 13 “Yesrib” diye geçer, Sebe Suresi, ayet 15)

Kur’an-ı Kerim’de Geçen Hayvan Türleri Hangileridir?

Dişi deve (Araf Suresi, ayet 77), Köpek (Araf Suresi, ayet 176), Do-muz (Bakara Suresi, ayet 173), Sinek (Hac Suresi,73), Kurt (Yusuf Su-resi, ayet 13), Sığır (Bakara Suresi, ayet 67), Maymun (Bakara Suresi, ayet 65), Kurbağa (Araf Suresi, ayet 133), Balık (Saffat Suresi, ayet 142), Fil (Fil Suresi, ayet 1), Eşek (Cuma Suresi, ayet 5), Yırtıcı hayvan (Maide Suresi, ayet 3), At, Katır (Nahl Suresi, ayet 8), Aslan (Müdde-sir suresi, ayet 50-51), Ejderha (Büyük yılan)(Araf Suresi, ayet 107), Koyun (En’am Suresi, ayet 146), Deve (En’am Suresi, ayet 144), Keçi (En’am Suresi, ayet 143), Sivrisinek (Bakara Suresi, ayet 26), Çekirge (Kamer Suresi, ayet 7), Bal arısı (Nahl Suresi, ayet 68), Karınca (Neml Suresi, ayet 18), Haşere (Araf Suresi, ayet 133), Örümcek (Ankebut Suresi, ayet 41), Hüdhüd (çavuş kuşu) (Neml Suresi, ayet 20), Karga (Maide Suresi, ayet 31), Bıldırcın (Bakara Suresi, ayet 57).

Kur’an-ı Kerim’de Geçen Bitki ve Meyve İsimleri Nelerdir?

İncir ve Zeytin (Tin Suresi, ayet 1), Hurma (Rahman Suresi, ayet 11), Reyhan (Rahman Suresi, ayet 12), Üzüm (İsra Suresi, ayet 91), Nar (Rahman Suresi, ayet 68), Kabak (Saffat Suresi, ayet 146), Mercimek, Soğan, Sarımsak ve Bakla (Bakara Suresi, ayet 61), Muz (Vakıa Suresi, ayet 29).

Haklarında ayet inen kişiler ve inen ayetler hangileridir?

Ebu Lübabe b. Abdü’l-Münzir (Enfal Suresi 27-28), Hâtib b. Ebi Bel-tea (Mümtehine Suresi, 1), Abdullah b. Ümmü Mektum (Abese Sure-si), Ebu Süfyan (Enfal Suresi,36-37), Ammar b. Yasir (Nahl Suresi,106), Sa’d b. Ebi Vakkas (Lokman Suresi,14-15), Ka’b b. Mâlik, Hilal b. Ümey-ye, Mürâre b. Rebi (Tevbe Suresi,118), Übade b. Samit (Maide Sure-si,51-53), Abbas b. Abdülmuttalip (Enfal Suresi,70), Hamza b. Abdül-muttalip (Nahl Suresi,125-127), Ebu Ubeyde b. Cerrah (Mücadele,22), Abdullah b. Revaha (Bakara Suresi,221), Sabit b. Kays (Hucûrat,2), Useyd b. Hudayr (Ali İmran,100-103), Abdullah b. Cahş (Bakara Sure-si,217), Abdullah b. Mesud (Kehf Suresi,28), Süheyb b. Sinan (Bakara Suresi,207), Zübeyr b. Avvam (Nisa Suresi,65), Necaşi (Maide,82-84), Abdullah b. Selam (Bakara Suresi,146), Zeyd b. Harise (Ahzab Suresi ,37), Selmanı Farisi (Bakara Suresi,62), Ka’b b. Ucre (Bakara Suresi, 196), Zeyd b. Erkam (Münafikun Suresi, 57,58), Ebu Kays Sırma b. Kays (Bakara Suresi, 187), Hilal b. Ümeyye (Nur Suresi, 6-7), Eş’as b. Kays (Aliİmran Suresi, 77), Kâtâde b. Numan (Nisa Suresi ,110-112), Mesud b. Ebi Mersed (Nur Suresi, 2-3), Ubeyy b. Ka’b (Beyine Suresi, 1-5), Mus’ab b. Umeyr (Ali İmran Suresi, 128-129), Ebu Bekir Sıddık (Ahkâf Suresi, 15), Ömer b. Hattab (Câsiye Suresi, 14-15), Osman b. Affan (Zü-mer Suresi, 59), Osman b. Mazun (Maide Suresi, 87-88), Enes b. Nadr (Ahzab Suresi, 23), Ayyâş b. Ebi Rebia (Zümer Suresi, 53-54), Abdullah b. Mesud, Ammar b. Yasir, Sa’sa b. Ebi Vakkas, Habbat b. Eret (Kehf Suresi,27-28), Osman b. Talha (Nisa Suresi, 58), Ma’kil b. Yesâr (Ba-kara Suresi, 232), Câbir b. Abdullah (Nisa Suresi, 176), Abdurrahman b. Ebu Bekir Sıddık (Ahkâf Suresi 17), Abdullah b. Übey b.Selül (Mü-nafikun Suresi ), Velid b. Muğire (Müddesir Suresi, 11,30), Ebu Cehil, Amr b. Hişam (Alak Suresi, 9-10), Ebu Leheb (Tebbet Suresi), Ka’b b. Eşref, Huyey b. Ahtab (Nisa Suresi, 51-52), Ümeyye b. Halef (Hümeze Suresi), Ukbe b. Ebi Muayt (Furkan Suresi, 27-29), Amir b. Tufeyl, Utbe b. Rebia (Ra’d Suresi, 10-13), Süheyl b. Amr ve grubu (Ali İmran Suresi, 128-129), Sa’d b. Rebi (Nisa Suresi, 11-12), Bilal b. Rabâh (En’am Su-

Page 20: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

38 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 39

resi, 52), Nadr b. Haris (Enfal Suresi, 31), Hz. Aişe (Nur Suresi, 11-18), Hz. Fatıma (Ahzab Suresi, 33), Ebu Süfyan’ın kızı Remle (Mümtehine Suresi, 6-7), Havle binti Sa’lebe b. Arsam (Mücadele Suresi, 1-4), Ali b. Ebi Talib (Secde Suresi 18-20), Mikdad b. Esved (Nisa Suresi, 94), Ebu Eyyub Ensari (Bakara Suresi, 195), Ebu Talib (Tevbe Suresi, 113-114), Velid b. Ukbe (Hucurat Suresi, 6-7), Abdullah b. Ümeyye (İsra Suresi, 90-93), Celas b. Süveyd (Tevbe Suresi, 61), Ümmü Gülsüm binti Ukbe (Mümtehine Suresi, 10).91

Kur’an-ı Kerim Modern İlimlerle Çelişir mi?

Dinlerle ilim arasındaki ilişkiler her yerde ve her devrede aynı ol-muştur. Tek Tanrı’lı dinin hiçbir kutsal kitabı ilmi kınamaz.

İslam’ın miladi sekiz ile on ikili asırlar arasındaki yükselme döne-minde, Hıristiyan ülkelerinde ilmi gelişmeler zorla kısıtlanmaktayken, büyük bir sayıda araştırma ve keşifler İslam üniversitelerinde yapıl-mıştır. İşte harikulade ilim tahsili imkânlarının mevcut olduğu görülen çağ, bu çağdır. Bu dönemde Kurtuba Halife Kütüphanesi, dört yüz bin cilt kitap ihtiva ediyordu.

Burada İbn Rüşd ders veriyordu. Yunan, Hind ve İran kültürü Kurtuba’ya aktarılıyordu. Nasıl ki günümüzde bazı ilim dallarında daha iyi tahsil yapmak için Birleşik Amerika’ya veya Avrupa’ya gidiliyorsa, o zaman da çeşitli Avrupa ülkelerinden ilim tahsili için Kurtuba’ya gi-diliyordu. Fethedilmiş ülkelerde kültür aracı olan Arap bilginleri saye-sinde, bize kadar ulaşmış nice eski el yazmalar vardır! Matematik’te, Astronomi’de, Fizik’te, Jeoloji’de, Botanik’te, Tıp’ta ve benzeri ilimler-de Arap kültürüne ne kadar çok şey borçluyuz! İlim, milletler arası bir özelliğe ilk defa İslam Üniversitelerinde kavuşmuştur. O devrin insanla-rı, şimdiki insanlardan daha çok dindar idiler. Bu durum, onların İslami ortam içerisinde, aynı zamanda, hem mü’min, hem bilim adamı olma-larına engel olmamaktaydı. İlim, dinin ikiz kardeşiydi, hala da öyledir.92

Onun içindir ki, İslam’ın vahiy mahsûlü kitabını yakından tanımak temel bir esastır. Zira Kur’an’daki bir çok ayetler, özellikle bilimsel ve-rilerle yakın bir ilişkisi olan ayetlerin tercüme ve yorumu önemlidir.

91- Abdulfettah el-Kâdı, Esbâbu’n-Nuzûl, Kahire, Tarihsiz.92-Maurice Bacaille, Tevrat, İnciller ve Kur’an, 189-191.

Kur’an-ı Kerim’in Fazileti nedir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kur’an Allah’tan başka her şeyden faziletlidir. Kur’an’ın diğer ke-lamlara üstünlüğü aziz ve celil olan Allah’ın yarattıklarına üstünlüğü gibidir.”93

Rasulullah (sav) buyurdu ki:“Kur’an Allah’a semâlardan, arzdan ve ondakilerden daha sevimlidir.”94

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Sözün en hayırlısı, Allah’ın kitabıdır.”95

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an, bir ucu Allah’ın (diğer) ucu si-zin elinizde olan bir iptir. Ona sımsıkı tutunursanız ondan sonra ebedi olarak sapmaz ve yok olmazsınız.”96

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kim Kur’an’a saygı gösterirse, Allah’a saygı göstermiş olur. Kim de Kur’an’a saygı göstermezse, Allah’ın hak-kını küçümsemiştir.”97

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Allah katında Kur’an’dan daha fazilet-li bir şefaatçi yoktur. Ne bir peygamber, ne melek, ne de O’ndan bir başkası”98

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Ey müminler! Size gün gibi açık ve aşikar bir emanet bırakıyorum ki; O’na sımsıkı sarıldıkça asla dalalete düşmezsiniz. Bu da Allah’ın Kitabı (Kur’an) dır.”99

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Allah’ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehidlerdir. Üstelik Kıyamet günü Al-lah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler de, şe-hidler de onlara gıbta ederler.”

Orada bulunanlar sordu:

“Ey Allah’ın Resulü! Onlar kim, bize haber ver!”

“Onlar aralarında ne kan bağı ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde, Allah’ın ruhu (Kur’an) adına birbirlerini sevenler-

93-Şerhu S. Tirmizi, XI, 30-31.94-Zerkeşi, age, I, 454.95-Acluni, Keşfu’l-Hafa, II, 94; Suyuti, İtkan, IV, 104.96-Buhari, Edeb, 70.97-Suyuti, el-İtkan, IV, 106.98-İmam Gazali, İhya, I, 281.99-Müslim, İmare, 36; Tirmizi, Cuma, 8, Cihad, 28.

Page 21: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

40 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 41

dir. Allah’a yemin ederim, onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken, onlar üzülmezler.

Ve şu ayeti okudu: “Haberiniz olsun Allah’ın dostları var ya! Onlara ne korku var ne de onlar üzülecekler” (Yunus 62).100

Allahu Teala ile Konuşmak Mümkün müdür?

Allah’ın Rasulü (sav) şöyle buyurdu:” Sizden birisi Cenab-ı Hakk ile münâcât ve mükâlemeyi (O’na yalvarıp O’nunla konuşmayı) severse huzuru kalp ile Kur’an okusun”.101

Kur’an Sûrelerinin Faziletleri Nelerdir?

İmam-ı Gazali (ra) “Cevheru’l-Kur’an” isimli eserinde buyurmuştur ki:”Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin birbirinden üstün olup olmadığı konu-sunda karar veremeyenler, Rasulullah’ın (sav):”Surelerin en faziletlisi ve surelerin en büyüğü” şeklindeki hadis-i şeriflerini ecir ve sevap ile tevil etmişlerdir. Yani bu üstünlük ve büyüklük sevap bakımındandır, yoksa Allah’ın kelamı olmak bakımından üstünlükleri aynıdır, farklılık ancak ecirdedir. Zira Allahu Teala’nın kelamı, Allahu Teala’nın zatıyla kaim olan kelamı kadim olması itibariyle eşittir.

Kur’an-ı Kerim’in ayetleri hakkında, Allahu Teala’nın kelamının ba-zısı fesahat ve belagat yönünden daha üstündür demek caiz midir?

İmam-ı Suyuti, “İtkan” isimli eserinde bu soruya şöyle cevap vermiştir:”Bazıları anlayış noksanlığından dolayı bunu caiz görmüşler-dir. Ancak şu bilinmelidir ki; “şu kelam şu kelamdan daha belagatlıdır” diyen bir kimsenin bu sözünün manası;”Şu söz yerli yerinde söylan-miş, güzel, latif ve belig bir sözdür, diğer sözde kendine göre güzellik ve letafete sahiptir, fakat birincinin güzelliği bunun güzelliğinden daha üstün ve daha fazladır” demektir.

Dolaysıyla;”İhlas suresi, Tebbet suresinden daha belagatlıdır” den-mesi uygun olamaz, ancak; “Tebbet suresi, Ebu Leheb’e beddua ma-nasını taşımaktadır, beddua da bu surenin ifadeisnden daha güzel bir üslup bulunabilir mi? İhlas-ı Şerifte Allahu Teala’nın vahdaniyyetine delalet etmektedir ki, Mevla Teala’nın birliğni isbat hususunda ondan daha belagatlısını bulmak mümkün değildir” denebilir.

100-Ebu Davud, Büyü 78, (3527).101- Ebu Nuaym, Hılye, VII, 99.

O halde beddua babında Tebbet suresini, tevhid konusunda da İh-las suresini düşünüp dikkate alan bir alimin, ikisinden herhangi biri için;”Bu, diğerinden daha belagatlıdır” denmesi mümkün değildir.

Surelerin faziletleri hakkında çeşitli kaynaklar kullanılmakta ve de-ğerlendirmeler arttırılmaktadır. Biz yoruma ve tecrübeye dayalı değil, sadece sahih kaynaklarda, Rasul-i Ekrem’den (sav) ve ashabı kiramdan edilen rivayetlerin bir kısmını istifadenize sunuyoruz.

Fatiha Suresi

Ebu Hureyre’den (r.a) rivayet edilmiştir ki, Resulallah’ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu işittim:

“Allah şöyle buyurmuştur: Ben, namaz suresi olan Fatiha’yı kendim-le kulum arasında ikiye böldüm; yarısı benim diğer yarısı da kulumun-dur ve kuluma ne isterse verilecektir. Kul:

“Elhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemiin” dediğinde, Allahu Teala :

-“Kulum Bana hamd etti” buyurur. Kul:

“Errahmâni’r-Rahiim” dediğinde, Allahu Teala :

-“Kulum Beni övdü” buyurur. Kul:

“Mâliki yevmi’d-diin” dediğinde, Allahu Teala :

-“Kulum Benim şan ve şerefimi yükseltti” buyurur. Kul:

“İyyâke na’büdü ve iyyâke neste’iin” dediğinde, Allahu Teala :

-“Bu Benim ile kulum arasındadır, kulum ne isterse verilecektir. ” buyurur. Kul:

“İhdina’s-sırâtal müstakıim. Sırâtallezine enamte aleyhim gayri’l-magdûbi aleyhim vele’d-daalliin” dediğinde, Allahu Teala :

-“Bu da sadece kuluma aittir, kulum ne isterse verilecektir. ” buyurur.102

Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:“Fatiha Suresi, ölümden başka her derde devadır”103

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Yatağa girildiğinde, uyumadan önce Fatiha ve İhlas surelerini okuyan ölüm hariç bütün tehlikelerden emin

102-Müslim, Salat, 1/296103-Süneni Darimi, 2, 445.

Page 22: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

42 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 43

olur”104

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Fatihatü’l-Kitap ne için okunursa onun için geçerlidir”105

Bakara Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Kim (Bakara suresini) evinde gece-leyin okursa, evine şeytan üç gece giremez. Kimde onu evinde gün-düzleyin okursa, evine şeytan üç gün gir(e)mez.” 106

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Bakara Suresini okumaya devam ediniz. Çünkü belleyip öğrenmek büyük berekettir. Onu terk etmek yani öğrenmemek ise büyük bir ziyandır. Onu okuyanlara sihirbazların sihri tesir etmez.” 107

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Muhakkak içinde Bakara Suresi okunan evden şeytan kaçar.” 108

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Kur’an’ı Kerimi öğrenmeye devam ediniz. Çünkü Kur’an’ı Kerim, Kıyamet günü okuyucularına şefaatçi olarak gelecektir. İki çiçeği (Bakara ve Al-i İmran Sureleri) de okumaya devam ediniz. Çünkü bu iki sure, kıyamet gününde iki bulut kümesi veya iki gölgeleyici veya gökyüzünde kanatlarını açmış saf saf iki bölük kuş gibi gelecekler ve kendilerini okuyan kişileri hararetten, ateşten koruyacaklar, şefaat edeceklerdir.”109

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Her şeyin bir zirvesi vardır. Kur’an’ı Kerim’in zirvesi de Bakara suresidir. Bu surenin her ayeti ile seksen melek inmiştir.”110

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Her kim Bakara suresinin başından dört ayet, Ayet’el Kürsi, ve ondan sonraki iki ayet, surenin sonundan da üç ayet olmak üzere, bir gece içinde Bakara suresinden on ayet okursa, o gece o eve şeytan giremez.”111

* Bir rivayette ise şöyledir: “(Her kim bu ayetleri okursa, ) ona ve

104-Münziri,Tergib, 1, 416.105- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c.2 / 1816.106-İbni Hibban, es’Sahih, 2,78.107-Müslim, 1/553.108-Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 1/539 ; Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an: 2, (2780).109-Müslim, 1/553.110-Ahmed bin Hanbel, Müsned, 5/26.111-Heysemi, Mecmeuzzevâid, 10/121.

aile efradına o gün şeytan yaklaşamaz; çoluk çocuğunda ve malında istemediği şeyle karşılaşmaz ve bu ayeti kerimeler hangi deliye oku-nursa, Allahu Teala’nın izniyle mutlaka akıllanır”112

Enes (ra) den:”Peygamber (sav) Efendimiz’in bir katibi vardı ki Ba-kara ve Âl-i İmrân surelerini (ezberden) okurdu. Bir kimse Bakara ve Âl-i İmrân surelerini okuduğu zaman aramızda (manevi bakımdan) çok büyük sayılırdı.”113

Ka’b (ra) den:”Her kim Bakara ve Âl-i İmrân surelerini okursa (o su-reler şefaatçı olarak) kıyamet gününde gelip:”Ey Rabbimiz! Bu (sure-leri okuya) nın aleyhine herhangi bir yol yoktur (biz buna azap edilme-sini istemiyoruz) derler.”114

Ayetü’l Kürsi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her şeyin bir zirvesi vardır. Kur’an’ın en yüksek noktası da Bakara Suresi’dir. Onun içinde bir ayet vardır ki, o da Ayetü’l Kürsi’dir.”115

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim namazın peşinden Ayetü’l Kürsi’yi okursa, onunla cennete girmek arasında ancak ölüm vardır (yani, öldüğü gibi cennete girer.)”116

* Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyruldu: “Her kim her farz na-mazın arkasında Ayete’l Kürsi’yi okursa, öteki namaza kadar (maddi manevi bütün belalardan) korunur ve buna (bu sureyi her namazın ar-kasından okumaya) ancak Peygamber, Sıddık veya Şehit devam eder.” 117

* Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim Ayetü’l Kürsi’yi yatağına ya-tarken okursa, Allah o kimseyi, komşusunu, komşusunun komşusunu ve etrafındaki evleri muhafaza altına alır.”118

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Bakara Suresinde bir ayet vardır ki, Kur’an ayetlerinin efendisidir. Şeytan olan herhangi bir evde (bu ayet) okunursa, (şeytan) o evden çıkar. (O ayet) Ayetü’l Kürsi’dir.”119

112-Dârimi, Fezâilü’l-Kur’an, 14.113- Ahmed bin Hanbel, Müsned, 3, 120.114- Darimi, Fezâil’ul-Kur’an, 15.115-Taç, 4/16116-Sünen-i Nesei:100.117-Beyhaki, Şuabü’l-İman, 2/458, 2396.118-Beyhaki, Şuabü’l-İman, 2/457, 2395.119-Beyhaki, Şuabü’l-İman, 2/457, 2389.

Page 23: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

44 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 45

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Her kim Ayetü’l Kürsi’yi ve Bakara Suresi’nin sonunu sıkıntılı (kederli) anında okursa, Allahu Teâlâ ona yardım eder.”120

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Ayetü’l Kürsi, Kur’an’ın dörtte biridir.”121

*Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: “Her kim akşam olunca Hâmim el-Mü’min suresini baştan, “ve ileyhil masıir” ayetine kadar ve ayete’l-Kürsi’yi okuyacak olursa bu iki Kur’an kıraati sayesinde sabaha kadar muhafaza olunur. Kim de aynı şeyleri sabahleyin okursa onlar sayesin-de akşama kadar muhafaza edilirler.”122

Amene’r-Rasulü

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Her kim bir gece içerisinde Bakara Suresi’nin iki ayetini (amene’r-rasulü) okursa, artık o iki ayet ona (iba-det etmek için ve belalardan korunmak için) kafi gelirler”123

*Ebu Zer’den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) buyur-du ki: “Allah Teala Bakara Suresi’ni iki ayetle sona erdirdi ki, bunları bana arşın altındaki hazineden verdi. Bunları öğreniniz, kadınlarını-za, oğullarınıza öğretiniz, talim ediniz. Çünkü bu iki ayet; hem bir sa-lat (namazda okunan Kur’an), hem bir Kur’an (ayetleri), hem de bir duadırlar.”124

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Şüphesiz Allahu Teala, gökleri ve yeri yaratmadan 2000 yıl önce bir kitap yazdı ve o kitaptan iki ayet indire-rek Bakara Suresi’ni bu iki ayetle bitirdi. Bu iki ayet, bir evde üç gece okunursa, şeytan o eve yaklaşamaz.”125

Al-i İmran Suresi

*Resulullah (s.a.v) her gece Al-i İmran suresinin sonundan on ayet okurdu.126

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Kim Al-i İmran suresini Cuma günü okursa, güneş batıncaya kadar ona Allahü Teala rahmet, melekler de

120-Suyütî, Dürru’l-Mensûr, 2/11.121-Ahmed bin Hanbel, el’Müsned, 3/221.122-Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 2, 2882.123-Buhari, Fezailü’l-Kur’an, 10,17.124-Hâkim,Müstedrek, 1, 562.125-Tirmizi, Fezâiü’l-Kur’an, 3, 5/159, 2882.126-Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, 2, 77.

istigfar ederler”127

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki :”Kur’an-ı Kerim’i okuyun. Zira Kur’an, kendini okuyanlara kıyamet günü şefaatçi olarak gelecektir. Zehraveyn’i yani Bakara ve Al-i İmran surelerini okuyun! Çünkü on-lar kıyamet günü, iki bulut veya iki gölge veya saf tutmuş iki grup kuş gibi gelecek, okuyucularını müdafaa edeceklerdir. Bakara suresini okuyun! Zira onu okumak berekettir. Terki ise pişmanlıktır. Onu tahsil etmeye sihirbazlar muktedir olamazlar.” 128

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Allahu Teala’nın kendisiyle dua edil-diğinde (yapılan duaları) kabul ettiği İsmi Azam’ı (en büyük ismi) Âl-i İmran (suresi)nin bu (26. ayet) ayetindedir.”129

Muaz b. Cebel (ra) anlatıyor:”Bir kişinin benim üzerimde bazı hak-ları (alacağı) vardı. Ben ondan çekinerek iki gün dışarıya çıkamadım. Sonra çıkıp Rasulullah’a (sav) geldim. Rasulullah (sav) bana:”Ya Muaz! (bana gelmekten) seni ne geri bıraktı” buyurdu.

Ben de:”Bir adamın ben de alacağı vardı, ondan çekindim ve utan-dım ve onunla karşılaşmak istemedim” dedim. Bunun üzerine Rasu-lullah (sav):”Sana bir takım kelime (dua) lar (okumanı) emretmeye-yimmi ki (onları okuduğunda) üzerinde dağlar kadar (borç) olsa Al-lahu Teala onları öder.” buyurdu. Ben de :”Evet, emredin Ya Rasulal-lah!” dedim.

Rasulullah da (sav):”Âl-i İmran suresi 26 ve 27. ayeti okumamı emir buyurdu. Sonuna da: “Allahümme agninii minel fakri vakdı annid dey-ne ve teveffenii fii ıbaadike ve cihaadi fii sebiilike” “Allahım! beni fa-kirlikten kurtar, benden borcumu öde, beni Senin ibadetinde iken ve yolunda savaşırken al” manasındaki duayı ilave etti.”130

Ebu Eyyüb el-Ensarî (r.a) den rivayet edilir ki:”Fatiha suresi, Ayet’ül-Kürsi ve Âl-i İmran suresi 18. ayeti kerime ve Âl-i İmran 26-27. ayeti ke-rime inince, bu sure ve ayetler arşa sarıldılar ve:”(Rabbimiz) Bizi isyan eden bir kavim üzerine indirirmisin!” dediler.

Bunun üzerine Allahu Teala (bu sure ve ayetlere hitaben) buyurdu ki:”İzzetime, Celalime ve Şanımın yüksekliğine yemin ederim ki sizi her hangi bir kul, her farz namazın arkasında okursa mutlaka onda

127-Suyuti, Durrü’l-Mensur, 2, 140.128-Müslim, Müsafirin: 252, (804).129- Ali el-Mütteki, Kenzu’l-Ummal, 1, 421.130- Heysemi, M.Zevâid, 10, 185-186.

Page 24: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

46 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 47

olan (günahlar)ı magfiret ederim. Onu Firdevs cennetine yerleştiri-rim. Ve her gün ona yetmiş kere (rahmetle) nazar ederim. Ve onun yetmiş ihtiyacını görürüm. O ihtiyaçların en aşağısı magfiret (günahla-rının bağışlanması) dır.”131

Nisa Suresi*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Nisa Suresindeki (31.ve 40.ve 48. ve

110.) ayetler bana, dünyanın hepsinden daha sevgilidir.”

Maide Suresi

*Tarık İbnu Şihab anlatıyor: “Yahudiler, Hz. Ömer’e (ra) şöyle dedi-ler: “Siz bir ayet okuyorsunuz ki o, şayet bize inseydi o günü bayram ittihaz eder (her yıl kutlardık).”

Hz. Ömer (ra) diyor ki: Ben onun indiği anı ve yeri, indiği sırada Resulullah’ın (sav) bulunduğu noktayı biliyorum: Arafe günü inmişti. O zaman ben de Arafat’ta idim ve bir cuma günüydü. Kasteddikleri ayet de: “Size bugün dininizi tamamladık” (Maide: 5/3) ayeti idi.132

En’am Suresi

*Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:”Elbette bir münadî “Ey En’am su-resini okuyan! Onu sevmen ve okuman sebebiyle Cennet’e gel” diye nida eder.”133

*Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:”Her kim En’am suresinin başında-nüç ayeti okursa, Allahu Teala, ona kıyamete kadar yaptıkları ibadet-lerin bir mislini kendisi için yazan kırk bin melek görevlendirir. Bera-berinde demirden bir külünk bulunan bir melek yedinci kat semadan iner, şeytan o kimseye vesvese vermek veya kalbine bie şey atmak is-terse, o melek ona bir darbe vurarak o kişiyla arasına yetmiş perde koyar.

Kıyamet günü olduğunda Allahu Teala: “Gölgemden başka hiçbir gölge bulunmayan bu günde, Benim gölgemde yürü, Cennetimin meyvalarından ye, Kevser suyundan iç, Selsebil suyundan yıkan. Sen benim kulumsun, Ben de senin Rabbinim” buyurur.”134

131- İbn Sünnî, Deylemi, Suyutî, Dürrü’l-Mensur, 2, 165.132-Buhari, İman: 33; Meğazi: 77; Tefsir, Maide: 2; İ’tisam giriş; Müslim, Tefsir: 3, (3017);

Tirmizi, Tefsir, Maide: (3046); Nesai, İman: 18, (8, 114); Hac: 194, (5, 251)133- Deylemi, Müsned-i Firdevs, 5, 495.134- Kurtubi, el-Câmi’ül-Ahkâmi’l-Kur’an, 6, 359; Suyuti, Dürrü’l-Mensur, 3, 245.

Tevbe Suresi

* Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Allah bana yeter, O’ndan başka hiç bir ilah yoktur, ancak O’na güvendim ve O büyük arşın Rabbi’sidir” (ayet 129) okursa, o gün ve gece kendisine ne bir sıkıntı, ne bir soygun, ne de bir boğulma isabet etmez”135 Diğer rivayette şöyledir:”Allahü Teala onun dünya ve ahiret hususundaki bütün sıkıntılarına kafi gelir”136

Hud Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Beni Hud, Vakıa, Amme ve İzeşşemsü küvvirat sureleri ihtiyarlattı.”137

İsra Suresi

*Hz. Aişe (r.anha) buyuruyor ki: Resulallah (s.a.v) İsra ve Zümer su-relerini okumadan uyumazdı.138

*Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Her kim sabah –akşam İsra suresinin son iki (110-111) ayetini okursa, o gün ve gece kalbi ölmez”139

Kehf Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Kehf Suresi, hepsi bir defada berabe-rinde yetmişbin melekle indirilmiştir.”140

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Kim Kehf suresinin başından on ayet ezberle(yip okumaya devam eder)se, deccalin şerrinden emin olur (korunur). Her kim Kehf suresinin son on ayetini okursa ve sonra da deccal çıksa, ona asla zararı dokunmaz.”141

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim uyuyacağı zaman Kehf suresi-nin sonunu (110 veya en sonundan on ayet) okursa o kişi için kıyamet gününde başından ayağına kadar nur olur.”142

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim Kehf suresini Cuma günü

135-Suyuti, Dürrü’l-Mensur, 4, 334.136-Ebu Davud, 4, 321.137-Tirmizi, Tefsir, Vakı’a, (3293).138-Tirmizi, Fezailü’l-Kur’an, 2920.139-Alauddin el-Muttakı, Kenzu’l-Ummal, 1, 574, 2594.140- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c.2 / 2855.141-Müslim, Salatü’l-Misafirin, 1/554; Ebu Davud, Melahim 14, (4323); Tirmizi, Fedailu’l-

Kur’an 6, (2888).142-Zebîdi,İthaf, 5/161.

Page 25: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

48 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 49

okursa, iki Cuma arası nur ile aydınlatılır.”143

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Cuma gecesi Kehf Suresini okuyan kimseye, kendisi ile Beytü’l-Atik (Mekke) arasındaki mesafe kadar nur ile aydınlatılır.”144

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim Cuma gecesi veya günü Kehf suresini okursa, o kişiye okuduğu yerden Mekke-i Mükerreme’ye kadar ulaşan bir nur ihsan edilir. Bir dahaki Cuma’ya kadar yapaca-ğı günahlar bağışlanır. Sabaha kadar 70.000 melek kendisine dua eder. Bütün hastalıklardan, özellikle verem, karın tümörü, alaca ve cüzzam hastalıklardan kendisine afiyet verilir ve deccalin fitnesinden kurtarılır.”145

Enbiya Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Ben biliyorum ki, kim onu söylerse, mutlaka aydınlığa çıkar. O da kardeşim Yunus’un şu kelamıdır. Karan-lıkta “Laa ilaahe illaa ente sübhaaneke innii küntü mine’z-zaalimiin” (87. ayet) diye seslendi”146

Rum Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim sabahladığında, Rum suresi-nin şu üç ayetini (17, 18, 19) okursa, o gün yapamayacağı bütün hayır-ların sevabına ulaşmış olur. Akşamladığında bu ayetleri okuyan ise, o gece yapamayacaklarına yetişmiş olur.”147

Secde Suresi

*Resulullah (s.a.v) Secde ve Tebareke surelerini okumadıkça uyumazdı.148

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim yatsıdan sonra Mülk ve Sec-de surelerini okursa, bu iki sureyi Kadir gecesinde okumuş gibi sevap almış alır.”149

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim evinde Secde suresini okursa,

143-Hâkim, Müstedrek, 2/399; İthaf, 3/292.144- Nesâî, Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle, s.528.145-Müslim, Müsafirin. 257. Tirmizi, Fezâiü’l-Kur’an, 6.146-Tirmizi, Daavat, 4505.147-Ebu Davud, 5076.148-Tirmizi, Fezailü’l-Kur’an, 9.149-Tirmizi, Fezailü’l-Kur’an, 8.

üç gün evine şeytan giremez.”150

Yasin Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Yasin ne için okunursa onun için geçerlidir.”151

*Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Ağrıyan dişin üzerine şehadet parma-ğını koyup Yasin-i Şerifin âhirini sonuna kadar okumalı (77-82 arası). Allah’ın izni ile şifa bulur.”152

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim bir gece içerisinde Yasin-i Şe-rifi okursa, sabaha affolunarak çıkar.”153

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Yasin-i Şerif’i okuyanın geçmiş günah-ları affedilir.”154

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi de Yasin’dir. Her kim Yasin-i Şerif’i okursa, Allah ona Kur’an’ı Kerim’i on kere okumuş kadar sevap yazar.”155

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kal-bi de Yasin’dir. Her kim onu gündüzleri okursa, bütün sıkıntılarına karşı ona kafi gelir. Her kim geceleri okursa, bütün günahları affedilir.”156

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her gece Yasin suresini okuyan kimse, muhakkak surette şehit olarak ölür.”157

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Cuma gecesi (veya Cuma günü) Ya-sin ve Saffat surelerini okuyan kişiye Allahu Teala Hazretleri dilediğini verir.”158

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “ Cuma geceleri Yasin suresini okuyan kimse, Allahu Teala’nın magfiretine kavuşmuş halde sabahlar.”159

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Ölüleriniz için Yasin-i Şerif okuyun.”160

150-Deylemi, 5, 15.151- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c.2 /3213.152- Münavi, Kunuz’ul-Hakâyık, s.86.153-İthaf: 5/154; Beyhakî, es’Sünenü’l-Kübra, 5/154.154-Darimi, 2/913; İthaf, 5/154.155-Tirmizi, Fezaiü’l-Kur’an, 5/162.156-Edu Davud, 3, 191.157-Taberani, Mu’cemu’s-Sağir, 1010, Kenzü’l-İrfan, 66.158-Alaüddin el-Muttaki, Kenzü’l-Ummal, 2694, 1, 591.159-Hilyetü’l-Evliya, 2, 159.160-Ebu Davud, Cenaiz, 3, 191.

Page 26: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

50 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 51

Zümer Suresi

* Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Ben size Zümer suresinin sonundan okuyacağım, içinizden herkim ağlarsa, cennet ona vacip olur. Ağlaya-mayanlarda ağlar gibi olsun.” Bunun üzerine “Kullar Allah’ı hakkıyla takdir edemediler” (67. ayet) mealindeki ayet-i celileden itibaren su-renin sonuna kadar okudu.”161

Mü’min Suresi

*Resulullah (s.a.v) : “Her kim sabahladığı zaman, Mü’min suresin-den 1-3 ayetlerini ve Ayete’l Kürsi’yi okursa, akşama kadar bunların sayesinde korunur ve kim bunları akşamladığı zaman okursa, bunların sayesinde sabaha kadar (bütün bela ve musibetlerden, zarar ve şer-lerden) korunur.” buyurdu.162

Duhan Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Cuma gecesi, Duhan suresini okuyan, sabaha affolunmuş olarak çıkar.”163

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Bir gece içerisinde (bir rivayette ise Cuma gecesinde) Duhan suresini okuyana sabaha kadar 70.000 me-lek istiğfar eder (okuyan kimsenin günahlarının affedilmesi için Allah’a dua ederler).”164

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Her kim Duhan suresini Cuma günü yahut gecesi okursa, Allahu Teala o kimse için cennette bir köşk bina eder.”165

Vakıa Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Vakıa suresi, zenginlik suresidir. Onu okuyunuz ve o sureyi çocuklarınıza da öğretiniz.”166

*Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Kadınlarınıza Vakıa suresini öğretiniz. Çünkü Vakıa suresi, zenginilik suresidir.”167

161- Alaüddin el-Muttaki, Kenzü’l-Ummal, 1, 592.162-Tirmizi, Fezaiü’l-Kur’an, 28790.163-Tirmizi, 5, 163; Tergib ve Terhib, 1/513.164-Tirmizi, 5, 163.165-İthaf: 3/293, Taberani, el’Mu’cemü’l-Kebir, 8, 316 . 166-Fethu’l-Kadir, 5/146.167-Fethu’l-Kadir, 5/146.

Haşr Suresi

Enes bin Malik’den (r.a) rivayet edildiğine göre, Resulallah (s.a.v) bir kişiye, yatağına yatacağı vakit Haşr suresini okumayı vasiyet etmiş ve: “Ölürsen, şehit olarak ölürsün” veya “cennet ehlinden olursun” buyurmuştur.168

*Resulallah (s.a.v) buyurdu: “Her kim sabahladığında üç kere:

(Eûzü billlaahissemii’ıl-aliimi mineşşeytânirracîim) ve bir kere Bes-meleyi okuyup bu sureyi (Haşr Suresi, 21-24) okursa ve o gece veya gündüz ölürse, muhakkak cenneti kendisine vacip kılmış olur.” 169

Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: “Kim sabaha erdiği zaman üç kere “Eûzü billlaahissemii’ıl-aliimi mineşşeytânirracîim” der ve Haşr sure-sinden üç ayet okursa, Allah onun için yetmiş bin meleği vekil tayin eder de onlar, akşam oluncaya kadar kendisine rahmet okurlar. Şayet o gün ölecek olsa şehid olarak ölür. Akşam vaktinde aynı şekilde oku-yacak olsa, (keza sabaha kadar aynı şeyler sözkonusudur).170

Başka bir hadisi şerifte ise şöyle zikredilmektedir: “Her kim, Haşr suresinin sonunu okur da, o gün veya gece ölürse, yapmış olduğu bü-tün günahları silinir.”171

Mülk Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Kur’an’ı Kerim’de otuz ayetlik bir sure, (kendisini okuyan) kimseye (kıyamet günü) şefaat eder ve o da mağfiret olunur. Bu sure, Mülk suresidir.”172

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Kur’an’ı Kerim’de otuz ayetlik bir sure vardır. Her kim o sureyi uyuyacağı zaman okursa, o kişiye otuz sevap yazılır, otuz günahı silinir, otuz derece yükseltilir. Allahu Teala o kişiye bir melek yollar. O melek o kişinin üzerine kanadını gererek, uyanıncaya kadar onu her şeyden korur. O sure, kabirde kendisini oku-yan o kişi (ye azap olunmaması) için mücadele verir. İşte o sure, Mülk suresidir.”173

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Tebareke suresi, sahibini kurtarmak

168-Münziri, et’Tergib ve’t-Terhib, 1/416.169-Nevevi, Ezkâr, 69.170-Tirmizi, Fedailu’l-Kur’an 22, (2923).171-Suyutî, Durru’l-Mensûr, 8/122.172-Ebu Davud, Ramazan, 2/119-120; Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 9, (2893).173-Deylemi, el-Firdevs, 3, 300.

Page 27: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

52 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 53

için kabirde mücadele eder, insanı kabir azabından kurtarır.”174

Tekvir Suresi

* Resulullah (A.S.V.) buyurdular ki: “Kıyameti gözüyle görür gibi ol-maktan hoşlanan kimse (şu sureleri okusun): “İze’ş-Şemsü Küvviret”, “İze’s-Semaau’n-Fetarat”, “İze’s-Semau’n-Şakkat.”175

Kadir Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Her kim, abdestinin arkasından “İnnaa enzelnaa” suresini bir kere okursa sıddıklardan olur, iki kere okuyan şehitler divanına yazılır, üç kere okuyanı ise Allahü Teala, peygamber-lerin cem olduğu makama ulaştırır.”176

Tekasür Suresi

*Resulullah (s.a.v) bir kere ashabına buyurdu ki: “Sizin her biriniz her gün 1.000 ayet okuyamaz mı?” Ashâb-ı Kiram (r.a): “Buna kimin gücü yeter ya Resulallah?” dediklerinde, Resulallah (s.a.v): “Sizin biri-niz Tekasür Suresi’ni okumaya kâdir değil midir?” buyurdu.177

Zilzal Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdular ki:“İzaa Zülzilet” suresi Kur’an-ı Kerim’in dörtte birine denktir.”178,

“İzaa Zülzilet suresi Kur’an-ı Kerim’in yarısına denktir. Kul hüvalla-hü ehad (İhlas) suresi Kur’an-ı Kerim’in üçte birine denktir. Kul yaa eyyühe’l Kaafiruun suresi de Kur’an-ı Kerim’in dörtte birine denktir.”179

Kafirun Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Her kim bir gece içerisinde Kafirun Suresi’ni okursa, Kur’an’ın dörtte birini okumuş gibi olur.”180

*Resulullah (s.a.v) buyurdu:”Kalâil surelerinin (Kafirun, İhlas, Felak

174-Tirmizi, Fezaiü’l-Kur’an, 5/164.175-Tirmizi, Tefsir, Tekvir, (859).176-Ramuzu’l-Ehadis, 438, 5463.177-Münzirî, et- Tergib, ve’t-Terhib, 2/379; Hakim, 1/755.178-Tirmizi, Fedailu’l-Kur’an 10, (2897).179-Tirmizi, Fedailu’l-Kur’an 10, (2896).180-Tirmizi, 3057.

ve Nas) okunması fakirlikten emandır (kurtuluştur)”181

Nasr Suresi

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “İzaa Caae Nasrullaahi ve’l-Feth Su-resi, Kur’an’ın dörtte biridir.”182

İhlâs Suresi

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Resulullah (s.a.v) yanımıza geldi ve: “Size Kur’an’ın üçte birini (200 sayfasını) okuyayım.” Buyurdu. Arka-sında da “Kul hüvallahü ehad…” diyerek bütün sureyi bitirinceye ka-dar okudu.183

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Kim Kul hüvallahü ehad suresini ta-mamlayıncaya kadar 10 defa okuyacak olursa, Allah ona cennette bir köşk bina eder”184

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Yanını yatağa koyduğunda, Fatiha-i Şerife’yi ve İhlas-ı Şerif’i okursan, muhakkak ki ölüm hariç (böcekler, hırsızlar ve eziyet veren) her şeyden kurtuldun.”185

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Her kim uyumak istediğinde sağ tarafına yatar da, 100 kere İhlas suresini okursa, kıyamet günü ol-duğunda, Rabb Teala ona: “Ey kulum! Sağ tarafından cennete gir” buyurur.”186

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Her kim sabah namazından sonra, kimseyle konuşmadan 100 kere İhlâs suresini okursa, her ihlâs okuyu-şunda bir senelik günahları affolunur.”187

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: “Kim her gün 100 defa “Kul hüvalla-hü ehad”i okursa, onun 50 yıllık günahı silinir. Üzerinde borç bulun-ması müstesnadır.”188 “Kim Kul hüvallahu ehad suresini günde iki yüz sefer okursa, üzerindeki kul borcu hariç, elli yıllık günah (amel defte-rinden) silinir.”189

181-Acluni, Keşfü’l-Hafa, c.2 / 1872.182-Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 10, (2897).183-Müslim, 2, 199.184-Müsned, 3, 437.185-Tergib, 1/416.186-Tergib, 1/416.187-Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid , 10/112.188-Tirmizi, 5, 168.189-Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 10, (2900).

Page 28: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

54 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 55

* Resulullah (s.a.v) bir bölük askerle bir kimseyi düşmanı keşfe gön-dermişti. Geriye döndükleri vakit bu durumu Resulullah’a (s.a.v) an-lattılar. Resulullah (s.a.v) onlara: “Ona sorunuz, niçin hep İhlas suresi ile namaz kıldırmış?” buyurdu. Ona sordular, o dedi ki: ‘İhlas suresi, Allahu Teala’nın sıfatlarını kendinde toplamıştır. Ben onu okumayı çok severim.’ Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ona haber verin, Allahu Teala da onu sever.”190

* “Bir kimse (ihlas suresini kastederek): “Ey Allah’ın Resulü, ben bu sureyi seviyorum” dedi. Resulullah (sav): “Onu sevmen seni cennete sokacaktır” dedi.191

Felak ve Nas Sureleri

Ebu Said’den (r.a) rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) cinlerden ve insanların nazarından Felak ve Nas sureleri nazil oluncaya kadar (çe-şitli dualarla Allah’a) sığınırdı. Bu iki sure indirilince, diğerlerini bıraktı, yalnız bu ikisiyle Allah’a sığınmaya başladı.192

Ukbe bin Amir’den (r.a) nakledilmiştir: Resulullah (s.a.v) her nama-zın arkasından Felak ve Nâs surelerini okumamı emretti.193

Abdullah İbnu Hubeyb (ra) anlatıyor: “Hafif bir yağmur ve karan-lığa maruz kalmıştık. Bize namaz kıldırsın diye Resululluh’ı (sav) bek-ledik.” (Ravi der ki; Abdullah İbnu Hubeyb şu manada birşeyler daha söyledi: “Resulullah (sav) çıktı ve:

“- Söyle!” dedi. Ben:

“- Ne söyleyeyim?” diye sordum. Bunun üzerine:

“- Akşama ve sabaha erince Kul hüvallaahu ehad ve Muavvizeteyn surelerini üçer kere oku. Bu sana, her şeye karşı yeterlidir” dedi.194

* Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: “Bu gece indirilen ayetler var ya, onlar gibisi hiç görülmemiştir: Kul euzu birabbi’lfelak ve Kul euzu birabbi’n-nas sureleri”.195

*Hz. Cabir (r.a) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v) bana: “Ey Cabir oku!”

190-Buhari, 13, 347, Müslim, 1, 557.191-Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 11, (2903).192-Tirmizi, Tıb, 4/395.193-Tirmizi, Fedaiü’l-Kur’an, 7/171.194-Nesai, İsti’aze 1, (8, 250-253).195-Müslim, Misafirin 264, (814); Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 12, (2904), Tefsir, Muavvizateyn,

(3364); Ebu Davud, Salat 354, (1462, 1463); Nesai, İstiaze 1, (8, 251-254).

dedi. Ben:

“- Annem babam sana kurban olsun, ne okuyayım?” diye sordum. Bunun üzerine:

“- Kul euuzu birabbi’l-felak ve Kul euzu birabbi’n-nas surelerini oku!” dedi. Ben de onları okudum. Resulullah ilaveten:

“- Bu iki sureyi oku, bunlar gibisini asla okuyamayacaksın!” dedi.196

Hz. Aişe (r.anha) dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v) her gece yatağına geldiğinde, her iki elini birleştirir, sonra onların içine üf-ler ve bu avuçlarına İhlâs, Felâk ve Nâs surelerini okur, sonra cesedin-den ulaşabildiği her yere ellerini sürerdi. Evvela başından, yüzünden ve ön tarafından başlardı ve bunu üç kere yapardı.197Hz. Aişe (r.anha) diyor ki: Kendisi hasta olunca, bunu O’na benim yapmamı emrederdi.

Kur’an-ı Kerim’in En Büyük Suresi Hangisidir?

Said b. El-Mualla (ra) anlatıyor: Mescitte namaz kılıyordum. Derken Allah Rasulü (sav) beni çağırdı, ama ben o anda kendisine cevap vere-medim. Daha sonra yanına gittim ve :”Ey Allah’ın Rasulü! Ben namaz kılıyordum” dedim. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav) “Ey iman eden-ler! Sizi çağırdığı zaman, Allah’a ve Rasulüne icabet edin”198 ayetini okudu ve “Mescitten çıkmadan önce sana Kur’an’daki en büyük su-reyi öğreteceğim” dedi. Sonra elimden tuttu, mescitten çıkmak iste-diğimizde ben:”Ey Allah’ın Rasulü! Bana Kur’an’daki en büyük sureyi öğreteceğini söyledin” dedim. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu: “O, Fatiha suresidir. Bu bana verilen en büyük Kur’an ve es-Sebu’l-Mesani’dir (tekrarlanan yedi ayet).199

Kur’an-ı Kerim’in En Büyük Ayeti Hangisidir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Allah’ın kitabındaki en büyük ayet, Ayete’l-Kürsi’dir.”200

“Her şeyin bir zirvesi vardır, Kur’an’ın zirvesi de Bakara Suresi’dir. O’nda, Kur’an ayetlerinin efendisi olan bir ayet vardır. O, Ayete’l-

196-Nesai, İstiaze 1, (8, 254).197-Buhari, 5017, 6319.198-Enfal Suresi, ayet 24.199-Buhari, Tefsir, 8/156.200-Müslim, I, 566 ; Süneni Darimi, II, 447.

Page 29: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

56 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 57

Kürsi’dir.”201

Cehennem Ehline En Ağır Gelen Ayet Hangisidir?

Cehennem ehline en ağır gelen ayeti kerime Nebe suresi 30. ayettir. Allahu Teala şöyle buyurur:

“Kafirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.”

Kur’an-ı Kerim’de En Ümit Verici Ayeti Kerime Hangisidir?

Kur’an-ı Kerim’de en ümit verici ayet şöyledir:

“De ki: Ey nefislerine karşı haksızlık yapmakta aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, yarlıgayıcı ve bağışlayıcıdır.”202

“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bu-nun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar...”203

Kul kusursuz olmaz. Bazılarının kusuru ise gerçekten büyük, çok bü-yük olabilir. Ama bir de Allah’ın rahmeti vardır. Her dinde söz konusu edilen Allah’ın rahmeti, gerçek ifadesini dinimizde bulmuştur. Dünya-da hiçbir din, bu âyetin verdiği teselli ve ümidi veremez. Çünkü âyet, Allah’ın engin rahmeti karşısında, işlenen bütün kusur ve günahların önemini kaybedeceğini ve her insanın o ilâhî rahmetten istifade ede-bileceğini ifade buyurmaktadır. Bu sebeple Hz. Ali ve Abdullah İbni Ömer gibi bazı sahâbîler, Kur’an’da en ümit verici âyetin bu âyet oldu-ğu görüşündedirler.

Ayrıca âyette, Allah’ın mağfiretinden değil de “rahmetinden ümi-dinizi kesmeyin” buyurulmuş olması, çok daha büyük ümit kaynağı-dır. Çünkü rahmetle muamele, bağışlamaktan sonraki lutuf ve ikram-ları da içine alır. Nitekim ümit kesmemenin gerekçesi olarak âyette “Allah’ın bütün günahları bağışlayacağı” zikredilmektedir.

Kur’an-ı Kerim’den Daha Güzeli Var mı?

Allahu Teala şöyle buyurur:

201-Tac, 4/16; Tirmizi; Hakim.202-Zümer Suresi, ayet 53.203- Nisa suresi, ayet 48.

“De ki (ey Habibim), eğer sözün gerçeğini söylüyorsanız, onlardan daha iyi hidayet yoluna iletici bir kitap Allah tarafından getirin ona uyayım. Şayet senin bu teklifini kabul etmezlerse, bil ki onlar yalnız heva ve heveslerine uyuyorlar. Allah tarafından hidayete ermeksizin kendi hevesine uyan kimseden daha sapık kim olabilir. Şüphe yok ki Allah zalimlere asla hidayet vermez.”204

Kur’an-ı Kerim’de Allah Neden “Biz” Kelimesini kullanır?

“Biz” sözü şu sebeblerden kullanılır:

1.Ta’zim, Allahu Teala’yı yüceltmek için.

2.Allahu Teala’nın emirlerine kayıtsız-şartsız itaat eden, sayısını an-cak Kendisi’nin bildiği, insanların bilemeyeceği kullarını haber vermek ve onları “Biz” yani “Bizden” anlamında şereflendirmek için.

“Rabbi’nin ordularını(n sayısını) Zatından başka kimse bilmez” 205

3. Kullarına edebi, nezaketi öğretmek için. “Ben” değil “Biz” deyi-niz. Allahu Teala, Rabbimiz, mürebbimizdir yani bizi terbiye edendir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Beni Rabbim terbiye etti ve edebimi en güzel eyledi”206

Kur’an-ı Kerim Neden Melek ile gönderilmedi?

Allahu Teala, elçileriyle kullarını mükellef tuttuğu helal ve haramla-rı, hayat tarzını, insanlık vasıflarında olan, yiyip- içip, evlenen, yaşayıp örnek olan, kendilerinden biriyle bildirmektedir.

“Ben size: “Allah’ın hazineleri benim yanımdadır” demiyorum, gay-bı da bilmem. “Ben bir meleğim” de demiyorum” 207

Allahu Teala inanmayanların “Kur’an-ı Kerim melek ile gelmeli değil miydi?” bahanelerine şöyle cevap verir:

“Eğer sana kağıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar el-leriyle onu tutmuş olsalardı, yine de inkar ediciler; Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir, derlerdi.

Muhammed’e (görebileceğimiz) bir melek indirilseydi ya! dediler.

204-Kasas Suresi, ayet 49-50.205- Müddesir Suresi, ayet 31.206- Aclûnî, Keşfü’l-Hafa, c. 1, 164.207- Hud Suresi, ayet 31.

Page 30: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

58 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 59

Eğer Biz öyle bir melek indirseydik elbette iş bitirilmiş olur, artık kendi-lerine göz bile açtırılmazdı.”208

“Onlar şöyle dediler:”Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!.”209

“Şunu söyle:Eğer yeryüzünde yerleşmiş gezip dolaşanlar me-lekler olsaydı, elbette onlara gökten, peygamber olarak bir melek gönderirdik.”210

Kur’an-ı Kerim İnsanlara Her Devirde Yeterli midir?

Kur’an Kelâmulllah’tır (Allah’ın kelamı), yani mahluk değildir. Mah-luk olanlar yetersiz ve acizdirler. Kur’an ise tek bir harfi dahi değişme-den kıyamete kadar bâki olan İlâhî Kitab’dır. Yetersiz ve aciz olmaktan beridir.

Allahu Teala şöyle buyurur:“Muhakkak ki Kur’an’ı biz indirdik, el-bette onu yine biz koruyacağız.”211

“Ona (Kur’an’a) önünden de, arkasından da bâtıl gelemez. O, hik-met sahibi, çok övülen Allah katından indirilmiştir.”212

Kur’an-ı Kerim kıyamete kadar insanların bütün ihtiyaçlarını karşıla-yacağını şöyle bildirir:

“Sana indirdiğimiz o Kitab ki (müstemirren, kıyamete kadar, ardı arası kesilmeksizin) karşılarında okunup duruyor- onlara kâfi gelmedi mi? Onda iman edecek bir kavim için elbette (büyük) bir rahmet (ve nimet) ve bir öğüt var”.213

Geçmişte ve günümüzde her daldaki bilim adamlarını hayretler içe-risinde bırakan Kur’an’la alakalı, her dönemin ihtiyaç duyulan bilgisini kapsadığına ve kapsayacağına dair, konularının uzmanları tarafından açıklamalar yapılmış ve yapılmaktadır. İşte bunlardan sadece iki ta-nesi:

Eğer Allahu Teala bir şeyi ihmal edecek (Kur’an’da zikretmeyecek) olsaydı elbette zerreyi, hardal tanesini ve sivri sineği ihmal ederdi. Bu

208- En’am Suresi, ayet 7-8.209- FurkanSuresi, ayet 7.210- İsra Suresi, ayet 95.211-Hıcr Suresi, ayet 9.212-Fussılet Suresi, ayet 42.213- Ankebut Suresi, ayet 51.

kadar ufak şeylere bile Kur’an’da yer verdiğine göre Kur’an’da zikredil-meyen bir şey kalmamıştır.214

“Bazı ayetler (Kuran ayeti), hücre karışımından organların yara-tılışına kadar insan gelişiminin son derece kapsamlı tanımını yapar. Aşamaları, terminolojisi ve açıklaması ile insan gelişiminin böylesine açık ve eksiksiz kaydı daha önce var olmamıştı. Hepsinde olmasa bile çoğu durumda bu açıklama, geleneksel bilim literatüründe kayıtlı olan insan embriyosu ve insan cenini gelişiminin pek çok aşamasını yüz-yıllar öncesinden bildirmektedir”. (Gerald C. Goeringer, Georgetown Üniversitesi’nde tıbbi embriyoloji dalında doçent)215

“Kuran’da, doğru astronomik gerçekleri bulduğum için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle. En küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kı-sımlarını görebiliyoruz. Öyleyse Kuran okuyarak ve soruları Kuran’dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabile-ceğimi düşünüyorum”. (Prof. Yushidi Kusan, Japonya, Tokyo Rasatha-nesi Direktörü)216

214- İbni Ebî Hatim, Suyuti, el-Vani, 2, 287.215- http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm216- http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.htm

Page 31: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

60 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 61

KUR’AN-I KERİM ÖĞRENMEK - ÖĞRETMEK ve OKUMAK - OKUTMAK

Kur’an-ı Kerim Okumayı Öğrenmek Gereklimi? Ne Zaman Öğrenmeli?

Kur’an-ı Kerim’i öğrenip okumamız gerektiğini kısaca şu başlıklar altında değerlendirebiliriz:

1. Kur’an-ı Kerim okumak azaptan kurtuluştur.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:”Kur’an okuyunuz, Şüphesiz Allah, Kur’an anlayışı (Kur’an’la meşgul) olan kalbe azab etmez.”217

2. İlahi vahiy olan Kur’an-ı Kerim Arapça olarak indirilmiştir. Kur’an-ı Kerim kendisiyle ibadet edilen bir kitaptır. Namazda Kur’an-ı Kerim’i Arapça orjinalinden okumak farzdır, yani Kur’an orjinalinden okun-mayan namaz bozulur. Allah Teala, namaz için “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun”218 buyurmaktadır, “mealinden, tercümesinden veya tefsirinden okuyun” değil. En azından bir müminin namazı tamamla-yacak kadar Kur’an-ı Kerim bilmesi farzdır yani şarttır.

3. Diğer yandan Kur’an-ı Kerim’in her harfine sevap verilir. Bu sevap okunduğu yere göre daha da artar (namazda okuyuş gibi).

4. Allahu Teala ve Rasulü (sav) Kur’an-ı Kerim’in öğrenilip okunma-sını tekrar tekrar emrederler.

Allah Teala şöyle buyurur: “ Kur’an’ı tertil ile oku”219 .

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:“Kur’an’ı öğrenin, okuyun ve okutun.”220 “Feraizi ve Kur’anı öğrenin ve halka da öğretin, zira benim ruhum kabzedilecek (ve ben aranızdan gideceğim).”221

5.Kur’an-ı Kerim, orjinaliyle her derde deva her hastalığa şifadır. Ruhların ve bedenlerin huzur ve sükunet kaynağıdır. Kur’an-ı Kerim’in, ayet ve sureleri maddi ve manevi korunma tedbirleridir.

6.Rasulullah (sav) şöyle buyurur:”İçerisinde Kur’an’dan bir şey bu-lunmayan kimse, harap olmuş bir eve benzer”222

217- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c. 1 / 493.218-Müzzemmil Suresi, ayet 20.219- Müzzemmil Suresi, ayet 4.220-Tirmizi, Sevab’ul-Kur’an, 2.221-Tirmizi, Feraiz 2, (2092).222-Darimi, 2, 429.

Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğrenmek çok kolaydır. Allah Teala O’na bu kolaylığı bahşetmiştir.

Allah Teala şöyle buyurur:” Ve doğrusu Biz bu Kur’an’ı ders alnsın diye kolaylaştırdık; öyleyse yokmudur ders alan?223

Çocukluk çağlarında bile rahatlıkla öğrenilir. Yani , öğrenmenin yaşı ve zamanı yoktur, yediden yetmişe herkes çok kolay bir şekilde ve en kısa sürede öğrenebilir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kim gençliğinde Kur’an öğrenirse Kur’an onun etine ve kanına ka-rışır. Kim de yaşlılığında tekrar ede ede zorluk çekerek onu öğrenirse o kimseye iki defa ecir vardır.”224

Çocuklar Kur’an-ı Kerim Okumayı Nasıl Öğrenmelidir?

Anne-babalar çocuklarının dini eğitimiyle sorumludurlar. Çocukla-rın Allahu Teala’ya kulluk vazifelerini yapabilecekleri kadar dini bilgi-leri öğrenmelerini sağlamak anne-babaların vazifesidir. Kur’an-ı Kerim okumayı bilen anne-babalar, vakitleri müsait ve herhangi bir özürleri yoksa çocuklarına Kur’an-ı Kerim’i öğretmelidirler.

Kur’an-ı Kerim’i okumayı bilmeyenler ise çocuklarına Kur’an-ı Ke-rim okumayı öğrenecekleri ortamı sağlamak durumundadırlar. Kur’an kurslarından, camilerden veya hocalardan yardım alınmalıdır. Kaset, CD ve internet ortamı ek destek olabilir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Çocuklarınızı üç haslet üzerine yetiştiriniz: Peygamberinizin sevgi-si, ehli beytinin sevgisi ve Kur’an-ı Kerim okumak.

Şüphesiz Kur’an hamili (hafızı) Allah’ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde Allah’ın peygamberleri ve asfiyası (seçkin kulları) ile beraberdir.”225

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Evladına Kur’an öğretene kıyamet günü Cennette tac giydirilir.”226

*Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Kıyamet gününde insanların azap ci-

223- Kamer Suresi, ayet 17, 22, 32, 40.224-Buhari; Beyhaki, Şuabü’l-İman.225- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c.1 / 174.226-Suyuti, İtkan, IV, 104.

Page 32: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

62 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 63

hetinden en şiddetli olanı, ehlini (çoluk çocuğunu) cahil bırakandır”.227

Kıraat Nedir? Tilavet Nedir?Kıraat; Sesli veya sessiz, tecvitli ya da tecvitsiz, yüzünden veya ez-

bere, kelimeleri dil ile telaffuz ederek veya etmeden Kur’an-ı Kerim okumaya kıraat denir. Kıraat,Kur’an-ı Kerim okumanın genel ifadesidir.

Tilavet: Tilavet kelimesi, Kur’an’ı Kerimi okumada kullanılan bir ta-birdir. Tilavet, Kur’an’ı bir ibadet maksadıyla, bir niyete bağlı olarak okumaktır. Tilavet, sesli olarak, tecvit kaidelerine dikkat edilerek, gü-zel ses ve makamla, özel bir tarzla yapılır.

Kur’an-ı Kerim Okunuş Tarzları Nelerdir?

Kur’an-ı Kerim dört tarzda okunur:

1.Tahkik Tarzı: Kur’an-ı Kerim’i her harfin hakkını vererek, tecvid il-minin bütün detaylarını uygulayarak yapılan okuyuş tarzıdır. Aşr-ı Şe-rif okuyuşları gibi…

2.Tertil Tarzı: Kur’an-ı Kerim’i teenni (sakin ve yavaş) ve teemmülle (manasını tefekkür ederek) tecvidli okumak. Namazda ki okuyuş gibi…

3.Tedvir Tarzı: Ne yavaş ne de hızlı, orta bir okuyuş. Cemaate namaz kıldıran imamın okuyuşu gibi…

4.Hadr Tarzı: Tecvid kaidelerinin asgarisine uyarak hızlıca okumak. Hatim veya mukabele okuyuşu gibi…

Kurra Kime Denir?

Kurra kelimesi kıraattandır. Kıraat, okumak ve tilavet manasınadır. Okuyana kâri denir. Çoğulu kurra’dır, yani “okuyanlar” anlamındadır. Kurra, Kur’an’ı ezberleyen hafızlar ve onu başkalarına öğretmekle ta-nınmış kimselerdir. Özel anlamda aşere (on kıraat) ve takrib (rivayet edilen bütün kıraat türlerini) okuyabilenlere verilen isimdir.

Huzeyfe (ra) şöyle demiştir: “Ey Kurra cemaati, doğru yolda gidin. Siz çok öne geçmiş kimselersiniz. Eğer (doğru yoldan ayrılarak, ifrat ve tefritle), sağa sola meyledecek olursanız (kötülükte çok öne geçmiş bulunarak) büyük bir dalalete düşmüş olacaksınız.” 228

Sahabeden meşhur Kurra’lar şunlardır: Hz. Osman, Hz. Ali, Übey

227- Ruhu’l-Beyan, 2, 184.228-Buhari, İ’tisam 2.

ibni Ka’b, Zeyd ibni Sabit, Abdullah ibni Mesud, Ebu’d Derda, Ebu Musa el-Eş’ari (ra).229

Kâri, Kur’an’ı usûl ve kaidesine uygun şekilde okuyandır.

Yedi Harf Nedir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kur’an, muhakkak ki yedi harf üzerine nazil olmuştur.”230

Yedi harf, yedi lûgattır. Lafız ve maddesi başka başka kelimeleri bir-biri yerine kullanmaktır. Bu da Arap lehçeleri arasındaki farktan dola-yıdır.

Kur’an’ı Kerim Arap dili üzerine nazil olmuştur. Kureyş lehçesi esas-tır. En fasih Kureyş lehçesi olduğu halde Kur’an’ın yayılması, kolaylaş-tırılması için diğer lehçelerle kıraate de müsaade edilmiştir.

Arap dilinin aynı anlamı ifade eden yedi lehçesi vardır. Kur’an’ı Kerim’deki yedi lehçe; Kureyş, Huzeyl, Sakîf, Hevazin, Kinane, Temim ve Yemen lehçeleridir.

Yedi Kıraat (Kıraat-ı Seb’a) Nedir?

Kıraat; kıraat imamlarından birinin Kur’an’ı, başka bir imamın oku-yuşuna aykırı olarak, Allah Rasulüne isnadı sabit olan bir tarzla oku-masıdır.

Kur’an’ı Kerim’in yedi okunuş şekline yedi kıraat denir. Yedi kıraat ilk ekoldür. Bu ekolün yeri ve imamları şöyledir: Mekke’de Abdullah b. Kesir (ö 210/737), Medine’de Nâfi (ö 205/810), Şam’da İbnu Âmir (Ö 118/736), Basra’da Ebu Âmir (ö 154/770) ve Yakub (ö205/810), Kûfe’de Âsım (ö127/744) ve Hamza (ö188/803).

Günümüzde Dünya’nın büyük bir bölümünde Asım kıraatı ile Kur’an okunmaktadır.

On Kıraat (Kıraat-ı Aşere) nedir?

Hicri altıncı asra kadar kıraat ilmi, “Kıraat-ı Seb’a” (Yedi Kıraat) tarz-larıyla okunmuştur. Hicri altıncı asır tefsir ve kıraat alimleri yedi ima-ma, Ebu Cafer (ö130/747), Yakub ve Halefi’yi (ö229/843) ekleyerek imam ve kıraat adedini ona çıkarmışlar ve kıraat şekilleri de “on kıra-

229-O. Keskioğlu, age, s. 129-130.230-Buhari, VI, 100 ; Müslim, I, 560.

Page 33: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

64 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 65

at” olmuştur.

Kârilerin aynı ayeti tekrar tekrar okumalarının sebebi, her okuyuş-larında ayrı ayrı kıraat şekilleriyle (on kıraat) okumalarındandır.

Kur’an-ı Kerim’i Öğrenme ve Öğretmenin Fazileti Nedir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.”231

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Evladına Kur’an öğretene kıyamet günü Cennette tac giydirilir.”232

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Şu Kur’an’ı öğreniniz. Şüphesiz ki O’nu okumakla her harfine bedel on sevapla mükâfatlandırılırsınız.”233

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an’ı öğrenin, okuyun ve okutun.”234

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an öğreniniz. Muhakkak O, kıya-met günü ehline ne güzel şefaatçidir.”235

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kim Allah’ın kitabından bir ayet öğre-nirse, kıyamet günü onu ( o ayet) yüzüne gülerek karşılar”236

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Ey Ali! Kur’an’ı öğren ve insanlara öğret. Senin için her harfine on hasene vardır. Eğer sen ölürsen şe-hid olarak ölürsün. Ey Ali! Kur’an’ı öğren ve insanlara öğret. Sen öl-düğünde melekler kabrini, insanların Allah’ın evini haccettikleri gibi haccederler.”237

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Öğrettiklerinize ve öğrendiklerinize karşı yumuşak olunuz”238

Sahabeyi Güzinden Sabit bin Aclan (ra) şöyle demiştir: “Allahu Te-ala yer halkına azap etmek istediğinde, bir hocanın çocuklara Hikmet (Kur’an) öğrettiğini görünce azabı onlardan çevirir.”239

231-Buhari, VI, 108.232-Suyuti, İtkan, IV, 104.233-Sünen-i Darimi, II, 429.234-Tirmizi, Sevab’ul-Kur’an, 2.235-Darimi, F. Kur’an, 1.236-Suyuti, age, IV, 105.237-M. Mekki, Nihayetü’l-Kavli’l,Müfid, s.255.238-Nevevi, Tıbyan, s.20.239- Tefsiri Kurtubi, 3, 330.

Kur’an-ı Kerim’i Tecvidle Okumanın Hükmü Nedir?

Tecvid, harflerin hakkını vermek, mertebelerini tertib etmek, harfi mahrec ve aslına reddetmektir.240

“Kur’an’ı açık açık, tane tane tertil ile oku”241 ayeti Kur’an okuyana tecvidin muhakkak lazım olduğunu göstermek için gelmiştir.242 (Tertil; ayetlerin harflerini birbirinden seçerek tana tane okumaktır) Kur’an okurken tecvide riayetin vacib olduğunun delili bu ayeti kerimedir.

Tecvide uymada insanlar üç kısma ayrılır:

1.Tecvide riayet ederek ecir kazananlar.

2.Tecvide riayeti terk ederek günaha girenler.

3.Tecvide uyamamakta özrü olanlar.243

Kur’an-ı Kerim’in her okunan harfine elli bin sevap kazandıran dua nedir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur: “Her kim Kur’an-ı Kerim okumak isterse evvela bu duayı okuyarak başlarsa, okumuş olduğu Kur’an’ın her harfine elli bin hasene verilir:

“Allaahümme bilhakkı enzeltehü ve bilhakkı nezele, Allaahümme azzim ragbetii fiihi vec’alhü nuuran libasarıi ve şifaaen lisadrıi, Alla-ahümme zeyyin bihi lisaanii ve cemmil bihii vechii ve kavvi bihi ce-sedii verzuknii tilaavetehü alaa taa’atike aanaael-leyli ve etraafen-nehaari vahşurnii ma’an-nebiyyi sallallaahü aleyhi ve selleme ve aalihil-ahyaar”244

“Allahım! Sen Kur’an’ı hak ile indirdin, o da hak ile indi. Alla-hım! Kur’an’a olan ragbetimi (sevgimi) çoğalt (artır), onu gözlerime nur, sadrıma (gönlüme) şifa kıl. Allahım! Kur’an’la dilimi ziynetlen-dir (süsle, beze), onunla yüzümü güzelleştir, bedenimi kuvvetlendir. O’nu taatın üzere gece-gündüz okumayı bana nasip et. (Allahım!) Beni Peygamber (sav) ve O’nun hayırlı âilesi (yakınları) ile beraber haşret

240-İbnü’l-Cezeri, Neşr, I, 212; Temhid, V, 219/a.241-Müzzemmil Suresi, ayet 4.242-Zamahşeri, Keşşaf, III, 281.243-İbnü’l-Cezeri, Neşr, I, 210.244- Müslim.

Page 34: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

66 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 67

(mahşerde onlarla beraber kıl)”

Allah’ın Ehli Kimlerdir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“İnsanlardan Allah ehli olanlar vardır.” Ashab: “Onlar kimlerdir, ey Allah’ın Rasulü” dediler. Rasulullah (sav) ;“Kur’an ehli olanlar, Allah ehli ve O’nun hâs (kullarıdır)” buyurdu.245

Kur’an ehli, Kur’an hükümlerini bilen ve onlarla amel eden kişidir. Diğer taraftan, Kur’an-ı Kerim’i ezberlediği halde manasını bilmeyen ve onunla gereğince amel etmeyen onun ehli değildir.

Kur’an-ı Kerim Okumanın Fazileti nedir?

Allah Teala şöyle buyuruyor:

“Allah’ın kitabını okumaya devam edenler, namazı dosdoğru kılan-lar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve aşikâr infak eden-ler katiyyen kesat bulmayacak bir kazanç umabilirler. Çünkü (Allah) onların mükâfatlarını eksiksiz öder. Onlara fazlından ziyadesini de ve-rir. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok nimet vericidir.”246

Bir adam Peygamberimiz’e (sav):

“Ey Allah’ın elçisi, Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir?” diye sor-du. Rasulullah (sav) “Konup göçendir” buyurdu. “Konup göçen kim-dir?” diye sorunca Rasulullah (sav) :”Kur’an’ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince hemen tekrar başlayandır” buyurdu.247

Rasulullah (sav) buyurdu ki:“Ey Ebû Zer, Allah’ın kitabından bir ayet öğrenmek için sabahleyin evinden çıkman, senin için yüz rek’at namaz kılmandan daha hayırlıdır.”248

Rasulullah (sav) buyurdu ki : “Ümmetimin ibadetinin en faziletlisi, Kur’an okumaktır.”249

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kalpler demirin paslandığı gibi pas-lanır.” “Onun cilası nedir, ey Allah’ın Rasulü?” denildi. Buyurdular ki:”

245-Süneni İbni Mace, I, 78.246-Fatır Suresi, ayet 29-30.247-Şerhu Tirmizi, XI, 66.248-Süneni İbni Mace, I, 79.249-İbnu’l-Cezeri, en-Neşr, I, 3.

Kur’an okumak ve ölümü hatırlamaktır.”250

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Her kim ayakta namaz kılarken Kur’an okursa, ona okuduğu her harfe karşılık yüz sevap verilir. Her kim otu-rarak namaz kılarken okursa, ona da her harfe karşılık elli sevap vardır. Her kim namazın dışında abdestli olarak okursa yirmi beş sevap alır. Her kim abdestsiz olarak okursa (ezbere), on sevap kazanır.”251

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kişi kabrinden kalkınca Kur’an, o kim-seyi rengi değişmiş ve zayıflamış bir halde karşılar ve “Beni tanıyor musun?” der. O da “hayır” der. O zaman “Ben senin arkadaşın olan ve seni şiddetli sıcaklarda susuz, geceleri uykusuz bırakan Kur’an’ım” der. 252 Sonra o şahsa vakar tacı, anne babasına da iki değerli elbise giydirilir. Anne babası bunun sebebini sorunca, çocuklarının Kur’an’la olan meşguliyeti söylenir.253

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kıyamet günü Kur’an gelir;”Ya Rab-bi! (Bu Kur’an ehlini) süsle” der. Hemen o keramet tacını giyer. Sonra Kur’an “Ya Rabbi! O’na (nimetini) arttır” der, o da keramet elbisesini giyer. Sonra (Kur’an tekrar); “Ey Rabbim! Bu kişiden razı ol” der, Allah Teala da ondan razı olur. O’na; “Oku ve (Cennetin derecelerine) yük-sel” denilir ve her ayete bir hasene ziyade edilir”254

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“İki kişiye karşı hased caizdir: Birincisi o kimsedir ki, Allah kendisine Kur’an-ı Kerim’i nasib etmiştir, o da onu, gece ve gündüz boyu ikame eder. İkincisi de o kimsedir ki, Allah Teala ona mal vermiştir de o da gece ve gündüz (hak yolda) infak eder.”255

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kur’an okuyan mü’min portakal gibi-dir; Kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’an okumayan mü’min hurma gibi-dir; Kokusu yoktur, tadı ise güzeldir. Kur’an okuyan münâfık fesleğen gibidir; Kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’an okumayan münâfık Ebû Cehil karpuzu gibidir; Kokusu yoktur ve tadı da acıdır.”256

Rasulullah (sav) buyurdu ki :””Kur’an-ı Kerim’i çokça okuyunuz. Asılı olan (fakat içindekiyle amel edilmeyen) mushaflar sizi aldatma-

250-Muhammed Mekki, Nihayetü’l-Kavli’l-Müfid, s.251.251-Müslim, Misafirun, 142 ; Tirmizi, Cuma, 56.252-İbni Mace, Edeb, 52; Darimi, Sünen, 2, 451.253-Müslim, Misafirin, 252.254-Tirmizi Şerhi, 1, 37.255-Buhari, Fedailu’l-Kur’an 20, Tevhid 45; Müslim, Müsafirin 266 (815); Tirmizi, Birr 24,

(1937).256-Buhârî, Et’ime 30 Fezâilü’l-Kur’ân 17, Tevhîd 36; Müslim, Müsâfirîn 243. Ayrıca bk. Ebû

Dâvud, Edeb 16; Tirmizî, Edeb 79; İbni Mâce, Mukaddime 16.

Page 35: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

68 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 69

sın. Allahu Teala, Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen bir kalbe azap etmez.”257

Rasulullah (sav) buyurdu ki:”Beş şey için gök kapıları açılır: Kur’an okunduğunda, iki ordu (İslam ordusuyla küfür ordusu) karşı-laştığında, yağmur yağdığında, mazlumun bedduası anında ve ezan okunduğunda.”258

Kur’an-ı Kerim Okumaya Başlarken Neden Eûzü Çekilir?

Allahu Teala şöyle buyurur: “Kur’an okuduğun zaman, öncelikle koğulmuş şeytandan

Allah’a sığın (Eûzu ile başla).”259 Eûzü’nün Besmele’den önce gelmesinin sebebi “Tahliye” (arındır-

ma) dir. Küfürden kurtulmaktır, şirkten kurtulmaktır, münafıklıktan kurtulmaktır, büyük günahtan, küçük günahtan, Allahımızdan gayri bütün düşüncelerden kurtulmaktır. Besmele ise Allahu Zülcelale her-şeyimizle yönelmektir.

Kur’an-ı Kerim Okumadaki Niyet Nasıl Olmalı?

Kur’an yalnız lafızlarının okunması için inmemiştir. O’nun ayetle-rinin tedebbürü, manasının tefekkürü ve ihtiva ettiği hükümlerle de amel edilmesi gerekir.

Mekki b. Ebi Tâlib (ö 437/1045), Kur’an’ı Kerim okuduğu halde O’na ittiba etmeyenlerin durumunu “afetin en büyüğü” olarak vasıflandır-dıktan sonra: “Kur’an’a uymayı terk etmek, O’nun mucibince amelden uzak kalmak en büyük günah ve tehlikeye en yakın olan şeydir” diye-rek meselenin önemini anlatmıştır.

Rasulullah (sav) buyurdu ki :”Nice Kur’an okuyan vardır ki, Kur’an onlara (amel etmedikleri için) lanet eder.”260

Ebu Musa’l-Eş’ari: “Kur’an’a uyunuz, Kur’an size tabi olmasın, Kur’an’a insanların en yakını, hafız olmadığı halde, O’nunla amel edendir. Kur’an’a karşı insanların en bedbahtı da, hafız olduğu halde O’nun mucibince amel etmeyendir” der.261

Rasulullah (sav) Kur’an’dan nasibi olmayanlar hakkında şöyle bu-257- Darimi, Sünen, 1, 828.258- Taberani, Mu’cem’üs-Sagir, 204.259- Nahl Suresi, ayet 98.260- Gazali, İhya, II, 281.261-Seyyid Ali Zade, Şerhu Şirati’l-İslam, s.51.

yurur: “Onlar Kur’an okurlar (fakat okudukları) boğazlarından aşağıya geçmez.”262

Ashabı Kiram, Kur’an’dan her on ayeti, o ayetlerin ihtiva ettiği iti-kada, amele, muamelata ait bütün inceliklerini öğrenip, gereğince ameletmedikçe, diğer ayetleri öğrenmeye geçmezlerdi.263Bu özellikle-rinden dolayı Rasulullah (sav) onlar için şöyle buyurmuştu: “Ashabım Yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz.”264

Kur’an-ı Kerim’i Yüzünden mi Yoksa Ezbere mi Okumalıyız?

Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okumak, ezbere okumaktan daha fa-ziletlidir. Çünkü Mushafa bakmak arzu edilen bir ibadettir. Mushafa bakmak, O’nu tutmak, manasını düşünmek… gibi şeyler amelin ço-ğalmasına, amelin çoğalması da ondan beklenen sevabın artmasına vesile olmaktadır.265

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Gözlerinize ibadetten nasibini veriniz. (Sahabe) dediler ki: “Gözle-rin nasibi nedir, ey Allah’ın Rasulü? Rasulullah (sav) “Mushafa bakmak, O’ndakileri düşünmek ve inceliklerden ibret almaktır” buyurdu.266

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kim Mushaf’tan Kur’an okursa, ana ve babası kâfir bile olsalar, azapları hafifletilir.267

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kişinin Mushafsız kıraatı (ezberden) bin derece, Mushaf’a bakarak kıraatı ise ikibin derece ziyadedir.”268

Rasulullah (sav) buyurdu ki :”Kur’an’ı bakarak okumanın, ezbere okumaya karşı üstünlüğü, farzın nafileye üstünlüğü gibidir.”269

Sahabe-i Kiram hazretleri yüzünden Kur’an okurlar ve Mushaf’a bakmaksızın evlerinden çıkmayı doğru bulmazlardı. Kur’an okumak bir ibadettir. Önemli olan Kur’an okurken kalp huzuru, huşû ve ihlas içinde olmak ve ayetlerin manasını tefekkür etmektir.

262-Er-Riaye,s.12.263-Buhari, VI, 115.264-Acluni, Keşfü’l-Hafa, I, 381.265-İmam Gazali, el-İhya, I, 287.266-Aynî, Ümdetü’l-Kari, IX, 336.267-Aynî, Ümdetü’l-Kari, IX, 336.268-Suyuti, İtkan, I, 110; Tebrizi, Mişkatü’l-Mesabih, I, 668.269- Suyuti, el-Fethu’l-Kebir, 2,269; Ali el-Mutteki, Kenzu’l-Ummal, 1, 526.

Page 36: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

70 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 71

Kur’an-ı Kerim’e Bakmak İbadet midir?Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kabe’ye bakmak ibadettir, anne-babanın yüzüne bakmak ibadet-tir, Allah’ın Kitabı’na (Kur’an’a) bakmak ibadettir”.270

Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Beş şey ibadettendir; az yemek, ca-milerde oturmak, Kabe’ye bakmak, okumadan da olsa mushafa bak-mak, alimin yüzüne bakmak.”271

Kur’an-ı Kerim Nasıl Okunmalı?

Allahu Teala şöyle buyurur:“Onlar hiç Kur’an üzerinde derin derin düşünmezler mi? Yoksa kilit

vurulmuş kalplere mi sahipler.”272

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Sizin içinizden öyle zümreler türeyecektir ki, siz onların namazla-rının yanında kendi namazlarınızı, onların oruçlarının yanında oruçla-rınızı, onların iyi amelleri yanında kendi salih amellerinizi küçük göre-ceksiniz. Onlar Kur’an da okuyacaklar. Fakat Kur’an (ın feyzi) onların hançerelerini geçmeyecek. Onlar, okun avdan (delip) çıktığı gibi, din-den çıkacaklar. (Okun sahibi, avı delip geçen) okunun demirine bakar, (kan namına) bir şey göremez. Ağaç kısmına bakar, orada da bir şey göremez. Sonra avcı (acaba ava dokunmadı mı?) diye fok (denilen ve-fez girişin)e bakar, (orada da bir kan izi görülmez.)273

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Hüzün kuyusundan Allah’a sığının!” deyince, Ashabı Kiram “Hüzün kuyusu nedir, ey Allah’ın Rasulü? de-diler. Rasulullah: “(O) cehennemde bir kuyudur ki, cehennem her gün dört yüz defa ondan (Allah’a) sığınır” dedi. Ashabı Kiram: “Ona kimler girecek Yâ Rasulallah?” diye sorunca, Rasulullah (sav): “(O), amelleriyle riyakarlık yapan Kur’an okuyucuları için hazırlanmıştır” buyurdular.274

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Bir zaman gelecek, ümmetimin içinde Kur’an okuyanlar çoğalacak, ama O’nu anlayanlar azalacaktır. İlim yok

270- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c.2 / 2858.271- Deylemi, Müsned-i Firdevs, 2, 190.272- Muhammed Suresi, ayet 24.273-Buhari, VI, 115.274-Buhari, VI, 114.

olacak, her kafadan bir ses çıkacaktır. Daha sonra bir zaman gelecek ki, benim ümmetimden bir takım adamlar Kur’an okuyacaklar, ama okudukları boğazlarından aşağı geçmeyecektir.”275

Kur’an-ı Kerim’i Sesli mi Sessiz mi Okumalı?

Nafile ibadetler içinde en faziletli olan Kur’an’ı Kerim okumaktır.

Kur’an okumak dil ile yapılır. Sesli veya sessiz okunabilir. Sadece göz ile takip etmek tilavet sayılmaz.

“Geceleyin Rasulullah’ın (sav) kıraati, bazen yüksek sesle, bazen de alçak sesle olurdu.”276

“Rasulullah (sav) mescidde itikafa girmişti. Aşikâre Kur’an okuyan-ları duydu. Örtüyü açarak (onlara) dedi ki:”Dikkatli olunuz, hepiniz Rabbinize nida ediyorsunuz. Bazınız bazınızı rahatsız etmesin. Kur’an okurken bir kısmınız (sesini) diğerlerinin üzerine çıkarmasın.”277

Kur’an okurken riya ve gösterişten endişe edilirse gizli kıraat ya-pılmalıdır. Böyle bir endişe yoksa kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde aşikare okunabilir. Kıraatte itidale riayet, kıraatlerin en faziletlisidir.278

Namaz kılarken, kendi işiteceği kadar okumalıdır. Namazda düşün-ce ile kıraat olmaz. Ağız kıpırdamalı ve okuduğunu kendisi işitmelidir.

Efendimiz (sav) Ebu Bekir Sıddık’ın (ra) yanına uğradı, o namazda idi ve gizli okuyordu. Ona bunun sebebini sordu. Hz. Ebu Bekir (ra):” Kendisine münacat ettiğim (yalvardığım) Zat beni duyuyor (Bana çok yakındır)” dedi. Hz. Ömer’e (ra) uğradı, o, açıktan okuyordu. Ona da bunun sebebini sorunca o; “Uyuyanları uyandırıyorum, şeytanı kovu-yorum” dedi. Oradan Bilali Habeşi’nin (ra) yanına geldi, o da, o sure-den bir ayet, bu sureden bir ayet, hepsini birbirine karıştırıyordu. Ona da bunun sebebini sorunca o;”Temizi temizle karıştırıyorum” dedi. Bunun üzerine Efendimiz (sav):”Gerçekten hepiniz isabet ettiniz (doğ-ru yaptınız)” buyurdu.279

Kur’an-ı Kerim Makam ile Okunabilir mi?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

275-Süneni İbni Mace, Mukaddime, I, 94.276-Süneni Ebu Davud, I, 305.277-Süneni Ebu Davud, I, 306.278-Nevevi, el-Ezkar, s.50.279- Ebu Davud, Tatavvu, 25; Beyhaki, S. Kübra, 3, 17.

Page 37: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

72 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 73

“Seslerinizle Kur’an’ı süsleyiniz. Muhakkak ki güzel ses, Kur’an’a gü-zellik katar.”280

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Her şeyin bir süsü vardır, Kur’an’ın süsü de güzel sestir.”281

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an’ı okurken teganni (güzel oku-mak, makam yapmak) yapmayan bizden değildir.”282

Rasulullah (sav) buyurdu ki : “Allah, Kur’an’ı teganni etmekte (makamla okumakta) olan bir peygamberi dinlediği gibi hiç bir şeyi dinlemez.”283

Hz. Aişe (ra) validemiz yatsıdan sonra Rasulullah’ın (sav) yanına gel-mekte biraz gecikir. Bunun sebebini soran Rasulullah’a (sav) “Senin ashabından bir adamın Kur’an okuyuşunu dinliyordum. Onun kıraa-tı ve sesi gibisini hiçbir kimseden duymadım” cevabını vermişti. Hz. Aişe (ra) validemiz dedi ki: “Rasulullah (sav) onu dinlemek için kalktı, ben de O’nunla beraber kalktım. Sonra bana dönerek şöyle dedi: “Bu Sâlim Mevlâ Ebu Huzeyfe’dir. Böylesini benim ümmetim içinde yara-tan Allah’a hamdolsun.”284

Hz. Ömer (ra) Ebu Musa Eş’ari’ye (ra): “Rabbimizi bize hatırlat” (yani bize Kur’an oku) der, O da makamla Kur’an okur. Hz. Ömer (ra) O’nun bu husustaki maharetini şu tasvipkâr sözleriyle dile getirmiş-lerdir: “Kim Ebu Musa’nın okuduğu gibi, teganni ile okuyabiliyorsa okusun.”285

Kur’an-ı Kerim’i makamla okumak için meşhur hafızlar örnek alın-malı, usülüne uyulmalıdır.

Kur’an-ı Kerim Ne Kadar Okunmalı?

Kur’an’ı Kerim okunduğu zemin ve mekana göre Kur’an okuyan, okuyacağı miktarı iyi tayin etmelidir.

Topluluk içerisinde okunduğu zaman, okunacak Kur’an metninin, konu itibariyle, yerinde ve mahalline muvafık olması, ayrıca okuna-cak miktarın da iyi ayarlanması gerekir. Tabir yerindeyse “tadında” bı-

280-Buhari, VI, 107 ve VIII, 214 ; Müslim, I, 545.281-Süneni Darimi, II, 474.282-Müslim, VI, 81.283- Buhari, Tevhid, 32; Müslim, Musafirin, 34; Ebu Davud, Vitir, 20.284-Buhari, VI, 112 ; Müslim, I, 546.285-Süneni İbni Mace, I, 426; Süneni Darimi, II, 473.

rakılmalıdır.

Namazda cemaate imam olan kişinin de, cemaatin durumuna, mevsimine, zamanın genişliğine veya darlığına göre kıraatını ayarla-ması ve genellikle kısa tutması gerekir.

Tek başına, gerek namazda, gerek namaz dışında ki Kur’an okuyuş-larını kişi kendi durumuna göre ayarlayabilir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur: “Kur’an’la kalpleriniz birleştikçe O’nu okuyunuz. Kalben ondan ayrıldığınızda okumayı bırakınız.”286

Burada önemli olan Kur’an’ı Kerim’in az da olsa her gün okunma-sıdır.

Rasulullah (sav) her zaman Kur’an-ı Kerim okurdu. Bir gece Rasulul-lah (sav) rahatsızlandı. Sabahladığında, O’na:”Ya Rasulallah! elbette üzerinizde rahatsızlık eseri görünüyor” denildiğinde:

“Allah’a hamdolsun, ben bu halimla de yedi uzun sureyi (Bakara, Âl-i İmran, Nisa, Maide, En’am, A’raf ve Tevbe) bu gece okudum” buyurdu.287

Kur’an-ı Kerim Nerede ve Ne Zaman Okunmalı?

Kur’an’ı Kerim kıraatına her zaman devam etmek çok faziletli bir ameldir. Bununla beraber Kur’an kıraatının fazileti çok olan zaman ve zeminler vardır. Bunlar:

1. Ramazan ayında, bilhassa son on gününde.

2. Namazda Fatiha’dan sonra;

Cuma günü sabah namazının birinci rekatında Secde Sûresi, ikinci rekatında Dehr Sûresi,

Cuma namazının birinci rekatında Cuma Sûresi, ikinci rekatında Âlâ Sûresi.

Bayram namazında birinci rekatta Kâf, ikinci rekatta Kamer Sûresi, Sabah namazlarının sünnetinde birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas Sûresi,

Akşam namazının sünnetinde, tavaf namazı ve istihare namazında Kâfirun, ikinci rekatta İhlas Sûresi,

286-Buhari, VI, 114.287- Suyuti, Dürrü’l-Mensur, 2, 422.

Page 38: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

74 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 75

Vitir namazının birinci rekatında Alâ, ikinci rekatında Kâfirun, üçün-cü rekatında İhlas sûrelerinin okunması.288

3. Cuma günü Kehf Sûresi’ni okumak müstehaptır. İmam Şafi (ra) Kehf Sûresi’nin Cuma gecesi de okumasının müstehap olduğunu bil-dirir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kim Cuma gecesi Kehf Sûresi’ni okursa, onun için, kendisi ile Kabe’nin arası nur ile aydınlanır.”289

Cuma geceleri Ali İmran ve Hud Sûrelerinin okunması da müstehaptır.290

4. Ayet’el-Kürsi’nin bol bol okunması hoş görülmüştür. Efendimiz (sav) bu ayetin fazileti hakkında şöyle buyurur: “Allah’ın kitabında en büyük ayet Ayet’el Kürsi’dir.291

“Kim ki, her farz namazın sonunda bu sureyi okursa, ölümün o şah-sa henüz gelmemesi hariç, hiçbir şey onun cennete girmesine engel olamaz.”292

Her gece yatarken Ayet’el Kürsi’nin; her namazı müteakip de el Mu-avvezeteyn (Nas, Felak Sûreleri) okunması müstehaptır. Ukbe b. Âmir (ra) “Rasulullah (sav) bana, her namazın sonunda muavvezeteyni oku-mamı emretti” buyurmuştur.293

5. Yatarken Ayet’el Kürsi’yi, İhlas ve muavvezeteyn sûrelerini ve Ba-kara sûresinin son iki ayetini okumak müstehaptır ve bu konuda çok itinalı davranılmalıdır.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur: “Kim, Bakara sûresi’nin sonundan iki ayeti geceleri okursa, bu iki ayet ona yetişir.” (o geceyi ibadetle ge-çirmiş gibi olur, o gece ki olabilecek kötülüklere karşı yeter)294

“Muhakkak ki Nebi (sav) her gece yatağına girerken iki avucunu toplar, sonra İhlas, Felak ve Nas Sûrelerini okuyarak, avuçlarına üf-ler, sonra da vücudundan yetişebildiği kadarını sıvazlardı. Buna ba-

288-Nevevi, Tıbyan, s.106289-Süneni Darimi, II, 454.290-Süneni Darimi, II, 452-454.291-Müslim, I, 566 ; Süneni Darimi, II, 447.292-Suyuti, el-İtkan, IV, 108.293-Nevevi, Tıbyan, 108.294-Nevevi, Tıbyan, 108.

şından, yüzünden ve vücudunun ön tarafından başlar, bunu üç defa tekrarlardı.”295

Rasulullah’ın (sav) buna devam ettiği, hatta rahatsız oldukları za-man Hz.Aişe (ra) validemize bu işi yapmasını emrettikleri296 vefat et-tikleri hastalıklarında dahi bunu terk etmedikleri rivayet edilir.297

Hz. Ali (ra) şöyle buyurur: “Ben müslümanlığa girmiş olup da Ayet’el Kürsi’yi okumadan uyuyan bir kimseyi akıllı sayamam.”298

Rasulullah’dan (sav) uykudan uyandıkları zaman Al-i İmran Sûresinin 190. ayetinden başlayarak surenin sonuna kadar okuduğu rivayet olunur.299

Kur’an-ı Kerim Nerede Okunmamalı?

Kur’an-ı Kerim okunmaması gereken yerleri şöyle sıralayabiliriz:

1.Namaz kılarken rükuda, secde de, kıyam hariç namazın her rük-nünde, kıraat mahalli kıyam da olduğu için, onun dışında Kur’an oku-mak mekruhtur.

2.Şafii mezhebinde olanlar için, imama uyan kimsenin imamın ceh-ri (sesli) okuması halinde;

Fatiha’dan sonra Kur’an okuması mekruhtur. Hanefi mezhebinde ise, imama uyan, imam ister sesli ister sessiz okusun, sükut etmesi la-zımdır, okuması mekruhtur.

3.Hela da, gusül yaparken, banyoda, uyuklarken ve okumaya istek-sizken Kur’an tilaveti mekruhtur.

4.Hatib hutbe okurken, Kur’an okumak mekruhtur.

Evde Kur’an-ı Kerim Okumanın Faydaları Nelerdir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Bir evde Kur’an okunduğunda melekler hazır olur. Şeytanlar uzak-laşır. Ev halkına genişlik hasıl olur ve hayır çok, şer az olur. Bir evde Kur’an okunmadığında ise, orada şeytanlar hazır olur, melekler uzak-

295-Buhari, Fedailü’l-Kur’an, 14.296-Buhari, Fedailü’l-Kur’an, 39.297-Müsned, VI,124.298-Nevevi, Tıbyan, 108.299-Nevevi, Tıbyan, 108.

Page 39: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

76 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 77

laşır, ev halkına darlık gelir, hayır azalır ve şer çoğalır.”300

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Doğrusu gerçek şu ki, içinde Kur’an okunmayan evde hayır az, şer çok olur ve içinde oturanlar sıkıntı için-de bulunurlar. Çünkü bu evlerden melekler uzaklaşır, şeytanlar üşü-şür. Şeytanların bulunduğu evlerde gönül huzuru olmaz, bereket bu-lunmaz. İçinde Kur’an okunan, anlamıyla meşgul olunan ev, yıldızların yeryüzünü aydınlattığı gibi, sema ehli için aydınlatılır”301

Kur’an-ı Kerim Toplu Halde (Mukabele) Okunur mu?

Kur’an-ı Kerim’i, herkesin takip edeceği bir toplulukta baştan sona okuyup hatim yapmaya mukabele (karşılıklı okuma) denir. Toplu halde Kur’an okumak müstehaptır, güzel görülmüştür.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur: “Allah’ı toplu halde zikreden bir ce-maati, mutlaka melekler kuşatır; onları rahmet kaplar ve üzerlerine huzur iner; Allah Kendi katındakilere onları zikreder.”302

Rasulullah (sav), ashabından halka halinde toplanmış bir cemaatin yanına geldi ve onlara; “Sizi bu şekilde toplayan sebep nedir?” diye sordu. Onlar da: “Allah Teala’yı zikretmek, İslam dinine bizi hidayet ettiği ve O’nunla nimetlendirdiği için şükretmeye oturduk” dediler. Peygamber (sav) buyurdu ki: “Cebrail (as) bana gelerek haber verdi ki, Allah Teala, meleklerine karşı sizinle öğünmektedir.”303

Rasulullah (sav) buyurdu ki : “Kim Allah’ın kitabından bir ayeti din-lerse, onun için bir nur olur.”304

Selef ve haleften büyükler, toplu halde Kur’an dersleri yapmışlardır.305

İnsanlar Kur’an-ı Kerim Okumada Kaç Sınıfa Ayrılır?

İnsanlar Kur’an okumada üç sınıfa ayrılır:

1.Güzel ve düzgün okuyup sevap alanlar.

2.Düzgün okumayıp mazeretleri olanlar; bunlar Kur’an’ı doğru oku-maya çalışan, ancak dili dönmeyen, doğrusunu kendisine öğretecek birini bulamayan, şartları müsait olmayanlardır.

300-Darimi, Sünen, 2/429-430.301-Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, 7/171.302-Tirmizi, K. El-Kur’an, 10.303-Nesai, K. Adabü’l-Kur’an, 37.304-Süneni Daeimi, II, 444.305-Nevevi, Tıbyan,57.

3.Düzgün okumayıp günahkâr olanlar; öğrenme imkânı olduğu hal-de büyüklenen, yanlış görüşünde ısrar eden ve kendisini eksiksiz zan-nedenlerdir.

Kur’an-ı Kerim Okumayı Nasıl Bitiririz?

Kur’an’ı Kerim’in tilavetinin bitirileceği yeri tayin etmek mühimdir. Kelamın lafız ve mana cihetinden, gerek başlangıcı ve gerekse bitişin-de tamam olması gerekir.

Öncelikle okumaya başlarken, başlanılan ayetin, bir konunun ve cümlenin başı olmasına dikkat edilir ve her ayetin müstakil bir cümle başı olmadığı bilinir. Bitirileceği zamanda lafız ve mananın tamam ol-masına özen gösterilir. Sayfanın sona ermesi önemli değildir.

Sure başlarından kıraate başlandığında ise yine lafız ve mananın ta-mam olmasına dikkat edilir.

Lafız ve mananın tamamlandığını gösteren işaret, ayet bitimlerine konulan ayn harfidir. Aşr-ı Şerifte dediğimiz iki ayn durağı arası, lafız ve mananın tamam olduğunu gösterir ve aşır ezberleme de bu duru-ma özen gösterilir.

Kur’an-ı Kerim Ne Kadar Zamanda Hatmedilir?

Kur’an-ı Kerim’i Fatiha Suresi’nden başlayarak, Nas Suresi’ne kadar okumaya hatim denir. Bu okuma ezberden veya Kur’an-ı Kerim’e ba-karakda olabilir.

Kur’an’ı Kerim tilavetinde devamlılık, Rasulullah (sav) tarafından teşvik edilmiş, Ashab-ı Kiram (ra) ve İslam büyükleri çok kısa zamanda Kur’an’ı Kerim’i hatmetmişlerdir. Bunlardan bazıları şöyledir: Osman b. Affan (ra), Tamimü’d-Dari (ra), Said b. Cübeyr, Mücahid, İmam Şafii biri gecede ve biride gündüzde iki hatim indirirlerdi.306 Yani gündüz bir hatim okur, gece bir hatim okurlardı. Abdullh b. Mesud (ra), Zeyd b. Sabit (ra), Ubey b. Kab (ra), tabiinden Abdurrahman b. Yezid, Alkame, İbrahim yedi günde bir hatim indirirlerdi.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kur’an’ı yedi günde oku, bunun üzerine ziyade etme”307

Rasulullah (sav) buyurdu ki “Kur’an’ı üç günden daha az bir zaman-

306-Ayni, Umdetü’l-Kari, IX, 345.307-Nevevi, Tıbyan, s.31.

Page 40: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

78 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 79

da okuyan (hatmeden) O’nu anlayamaz”308

Daha fazla okuma imkânına sahip olmayanlar için, senede iki defa Kur’an’ı hatmetmek lazımdır. Ebu Hanife (ra) şöyle demiştir: “Kim Kur’an’ı bir senede iki defa hatmederse, Kur’an’ın hakkını yerine ge-tirmiş olur. Çünkü Rasulullah (sav) vefat edeceği sene Kur’an’ı iki defa arzetmişti (hatim etmişti).309

Kur’an’ı Kerim hatmedilmesinde herkes kendi durumuna göre hareket eder. Kur’an ile meşguliyete mani olacak bir durum mevcut değilse, herkes istediği kadar okuyabilir.310 İmam Malik’e her gece bir hatim yapan kimsenin durumu sorulduğunda: “Bu ne güzel şeydir! Kur’an her hayrın öncüsüdür” 311 buyurmuştur.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Allah’ın en çok sevdiği amel, Kur’an’ı başından sonuna kadar oku-yan, bitirince de hemen tekrar başlayan (kimsenin amelidir).312

Hatim Duası Var mı ?

Rasulullah (sav) Nas suresini okuduğu zaman, Fatiha suresine baş-lar sonra Bakara suresinden “… ve ülaike hümü’l-müflihun”a kadar okur, sonra hatim duasını yapar, daha sonra da kalkarlardı.313

Ashabtan biri Medine mescidinde Kur’an okumakta idi. İbni Abbas, onu takip etmek üzere birini görevlendirdi. Nihayet hatimi tamam-layacağı gün (vazifeli şahsın haber vermesi üzerine) mescide gitti ve (duada) hazır bulundu.314

Hatim sonunda dua yapmak sünnet kabul edilmiştir.315Nevevi ise bunun kuvvetli bir müstehap olduğunu söylemiştir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kim Kur’an’ı okur, yahut kim Kur’an’ın tamamını okursa, Allah ka-tında onun kabul olunmuş bir duası vardır. Allah dilerse onu dünyada

308-Zerkeşi, Bürhan, I, 470.309-Nevevi, Tıbyan, s.32; Zerkeşi, Bürhan, I, 471-477; Gazali, İhya, I, 295.310-Süneni Ebu Davud, I, 321 ; Süneni İbni Mace, I, 428.311-Zerkeşi, Bürhan, I, 471.312-Gazali, İhya, I, 295.313-Şerhu Sahihu’t-Tirmizi, XI, 66 ; Zerkeşi, Bürhan, I, 474.314-Süneni Darimi, F. Kur’an, 33.315-İbnu’l-Cezeri, Neşr, II, 440.

verir, isterse onun için ahirete biriktirir.”316

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kim Kur’an’ı okur, sonra dua ederse, dört bin melek onun duasına amin der”317

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an’ı hatmedenin duası makbuldür”318

Ramazan ayında Kur’an’ın cemaatle hatmedilmesi ve hatmi esna-sında dua edilmesi güzel görülmüştür.319

Rasulullah’a (sav) vahyin gelmesi kesilince, Rasulullah (sav) üzül-müştü. Allah Teala habibini terk etmediğini yeminle haber veren Ve’d-Duha suresini indirdi. Rasulullah (sav) sevincinden ve şükrünü eda etmek için tekbir getirdi. Bu yüzden hatim okunduğunda Ve’d-Duha Suresi’nden sonuna kadar ki surelerde tekbir getirmek sünnettir.

Hz. Ali (ra): “Sen Kur’an okuduğun zaman, kısa surelere geldiğinde tekbir getir. Çünkü tekbir, Allah’a karşı şükür ve sevgi, hatmin bittiğini de ilandır” 320 buyurmuştur.

Meal Okumak Hatim Yerine Geçer mi?

Meal okumakla yapılan hatim, meal hatmidir, Kur’an-ı Kerim hat-mi değildir. Kur’an-ı Kerim hatmi yerine geçmez, ama meal okuma (Kur’an-ı Kerim’i anlama) ecri kazanılır.

Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’i Okuyacak mı?

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:”Muhakkak Cennet ehli her gün iki kere Cebbar’ın (Allah’ın) huzuruna girerler. Allahu Teala onlara Kur’an okur, böylece onu (Kur’an’ı) Allahu Teala’dan dinlediklerinde, evvelce onu sanki hiç duymamış gibi olurlar (o zamana kadar Kur’an’dan ala-madıkları lezzeti o zaman alırlar).”321

Rasullah’ın (sav) ve Ashabının Kur’an-ı Kerim Okuyuşu Nasıldı?

Rasulullah’ın (sav) Kur’an’ı kısımlara bölerek okuduğu rivayet edilmektedir.322 Bunun keyfiyet ve miktarı belli değildir.

316-İbnu’l-Cezeri, Neşr, II, 452.317-İbnu’l-Cezeri, Neşr, II, 452.318-Süneni Darimi, II, 468; Sahavi, Cemalü’l-Kurra, V, 32/a.319-Nevevi, Ezkar, s.49.320-İbnu’l-Cezeri, Neşr, II, 408.321- Ali el-Mütteki, K.Ummal, 14, 476.322-Süneni Ebi Davud, I, 321 ; İmam Malik, el-Muvatta, I, 200.

Page 41: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

80 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 81

Abdullah İbnu Ebi Kays anlatıyor: “Hz. Aişe’ye, “Resulullah’ın gece-leyin kıraati nasıldı? gizli mi okurdu, sesli mi okurdu?” diye sordum. Bana:

“- Her iki şekilde de okurdu: Bazan gizli, bazan sesli!” diye cevap verdi. Ben: “Bu işte genişlik yapan Allah’a hamdolsun” dedim”.323

Katade (merhum) anlatıyor: “Hz. Enes’e (ra) Hz. Peygamber’in (sav) kıraatından sordum. Şu cevabı verdi: “Resulullah (sav) medleri (uzun heceleri) uzatırdı.” Sonra örnek olarak Bismillahirrahmanirrahim’i okudu ve uzatılacak yerleri belirgin şekilde uzattı: Bismillaahi’yi uzattı, errahmaan’ı uzattı, er rahiim’i uzattı.”324

Hz. Aişe (ra) anlatıyor: “Resulullah (sav), Bismillahirrahmanirrahim, elhamdu lillahi rabbilalemin diye Fatiha suresini ayet ayet tertil üze-re okurdu.” Tertil; kelime olarak, bir şeyin tertib ve tanzimini güzel kıl-mak, açık seçik beyan etmek demektir. Kur’an’ın tertili, her harfinin, edasının, nazmının, manasının hakkını doyura doyura vererek okun-masıdır. Bu okuyuş ağır ağır ve teenni ile yapılır. Müzzemmil suresi dördüncü ayette Kur’an’ın tertil üzere okunması emredilmektedir.

Muaz radıyallahu anh:

“Ey Ebu Musa, Kur’an’ı nasıl okuyorsun?” diye sordu.

“Yatağımın üzerinde, namazımda, bineğimde zaman zaman (fırsat buldukça) parça parça okuyorum!” dedi. Sonra Ebu Musa, Muaz’a:

“Ya sen nasıl okuyorsun?” diye sordu.

“Bunu sana bildireceğim: Ben uyurum, sonra kalkar Kur’an’dan okurum. Böylece uyanıkken ümid ettiğim sevabı uykumda da kazana-cağımı ümid ederim” diye cevap verdi.”325

Ashabı Kiram Kur’an’ı üç, beş, yedi, dokuz, onbir, onüç cüz(hizib)e bölerek okudukları nakledilir.326 Her okuyuşta bir bölüm olmak üzere bu yedi taksimat şöyledir:

1.Üç: Bakara, Al-i İmran, Nisâ.

2.Beş: Mâide, En’am, Ârâf, Enfâl, Berâe.323-Tirmizi, Salat 330, (449), Sevabu’l-Kur’an 23, (2925); Ebu Davud, Salat, 343, (1437); Ne-

sai, Salatu’l-Leyl 23, (3, 224)324-Buhari, Fedaili’l-Kur’an 42, 29; Ebu Davud, Salat 355, (1465).325-Buhari, Megazi, 60, İcare 8, İstitabe 2, Ahkam 7, 12; Müslim, Cihad 7, (1733), Eşribe 71;

Ebu Davud, Hudud 1, (4354, 4355, 4356, 4357); Nesai, Taharet 4, (1, 10).326-Süneni Ebi Davud, I, 322.

3.Yedi: Yunus, Hûd, Yusuf, Râ’d, İbrahim, Hicr, Nahl.

4.Dokuz: İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hacc.

5.Onbir: Şuârâ, Neml, Kasas, Ankebut, Rûm, Lokman, Secde, Ahzâb, Sebe, Fâtır, Yâsin.

6.Onüç: Saffat, Sâd, Zümer, Mü’min, Fussılet, Şûra, Zuhruf, Duhân, Câsiye, Ahkâf, Muhammed, Fetih, Hucurat.

7.Bundan sonra Kaaf Suresi’nden başlayıp Kur’an’ın sonuna kadar devam eden sûrelerdir.327

Kur’an-ı Kerim’i Unutmanın Akibeti Nedir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kur’an’ı okuyan sonra da O’nu unutan bir kimse kıyamet günü Al-lahu Teala’ya cüzzam hastalığına yakalanmış olarak ulaşır.”328

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an sahibi hafızın benzeri, bağlı devenin sahibinin misali gibidir. Deve sahibi devesini gözetirse onu tu-tabilir. Şayet onu bırakırsa deve kaçar gider.”329

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Ümmetimin sevapları bana gösterildi, hatta bir kimsenin mescidden atmak için çıkardığı çerçöpe varıncaya kadar. Ümmetimin günahları da bana gösterildi, (bunlar içerisinde) Kur’an’dan bir sure veya ayet kendisine verilip de onu unutan kimse-nin günahından daha büyüğünü görmedim.”330

Ezberlenen Kur’an’ı hâfızada korumanın ve unutmamanın çaresi onu sık sık tekrarlamaktır. Peygamber Efendimiz ashâb-ı kirâma ez-berledikleri Kur’an’ı sık sık tekrarlamalarını, onu sürekli tilâvet etme-lerini tavsiye ederlerdi. Çünkü ezberlenen Kur’an’ı unutmak, elde edi-len hâfızlık nimetini yitirmek, en büyük kayıplardan sayılır. Bu sebeple Efendimiz: “Filân ve filân sûreyi unuttum; ya da filân ve filân âyetleri unuttum demek bir adam için ne kadar çirkin bir şeydir. Belki kendi-sine bunlar unutturulmuştur” buyurmak suretiyle, bilerek, kasten ve ihmalkâr davranıp önemsemeyerek Kur’an’ı unutmanın çok çirkin bir davranış olduğunu hatırlatmışlardır.331 Hatta hâfızasındaki Kur’an’ı kaybeden kimsenin “unuttum” demek yerine “bana unutturuldu”

327-Zerkeşi, Burhan, I, 247.328-Süneni Ebi Davud, I, 339.329-Buhari, VI, 109.330-Şerhu Tirmizi, XI, 37.331-Müslim, Müsâfirîn 230.

Page 42: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

82 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 83

demesinin uygun olacağı ifade edilmiştir. Çünkü unutmakta bir nevi terketmek ve ona gereken önemi vermemek vardır.

Rasulullah (sav) buyurdu ki:”On kişinin emiri olan herhangi bir kim-se mutlaka kıyamet günü bağlı olarak getirilecektir ki, onu o bağdan ancak adaleti kurtaracaktır. Kur’an’ı öğrenip sonra unutan herkes de mutlaka Allahu Teala’ya eli kesik olarak kavuşacaktır.”332

Kur’an-ı Kerim Okunduğunda Neden Tesir Ediyor?

Surelerin faziletlerinde görüldüğü gibi, Kur’an-ı Kerim her ne za-man okunursa okunsun, ilahi şifreler açılıyor ve okuyan Allahu Tea-la ve gönderdiği meleklerle maddi ve manevi koruma altına alınıyor. Okuyan, büyük huzur ve mutluluk içinde oluyor. Bu Allah Kelamı’nın tesiridir ve hak olduğunun delilidir. İndirilen bütün vahiylerin ortak özelliği, ruhlara ve bedenlere, yani Yaratan’ın yarattıklarına ilahi iksiri-dir. Bu özellik Kur’an-ı Kerim’de doruk noktasındadır.

Allahu Teala şöyle buyurur:” Doğrusu Biz sabah akşam onun-la (Davud’la) beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi ona yönelmiştir.”333Rivayete göre Davud (as) Zebur’u okurken bütün vahşi hayvanlar etrafında toplanır ve onu dinlerlerdi. Vahşi hayvanlara bile tesir eden, onları yaratan Allahu Teala’nın kelamıdır.

Bir Fransız filozofu Kur’an’ın tesiri hakkında şöyle demiştir: “Mu-hakkak ki Muhammed (sav) Kur’an’ı öyle içten, huşu ve hudu içerisin-de okurdu ki insanları imana cezbetmede onun kıraatinin icra ettiğini, önce geçen peygamberlerin bütün mucizeleri yapamamıştır”334

Evet, Rasulullah’tan (sav) önce pek çok peygamber, ıslahatçı, alim, hukukçu, felsefeci, hukema vs gelip geçmişse de, bunların hiçbirisi in-sanlık tarihinde, Hz. Muhammed’in (sav) itikat ve ahlakta, ibadet ve muamelatta, siyaset ve idarede, insanlığın islahı hususunda bu göz ka-maştırıcı başarıyı gösterememişlerdir.

Regis Blachere “İntroduktion au Coran” (Paris, 1947, s.118) isimli eserinde şöyle diyor: “Kur’an’ı dinleyenlerdeki bu heyecan, Valery’in deyimiyle bu vecd hali, Kur’an diline münhasır bir hususiyetten başka ne ile izah edilebilir? Hatta Arapça bilmeyen Avrupalı bir dinleyici bile bazı sureler okunurken heyecana gelmektedir.”

332- Ahmed bin Hanbel, Müsned, 8, 412; Ebu Ya’la, Müsned, 1, 443.333-Sad Suresi, ayet 18-19.334-Zerkani, Menahil, II, 307.

Kur’an’ın tesirinden kurtulmak için Mekkeli müşrikler çevrelerinde-ki insanlara şöyle diyorlardı:” Bu Kur’an’ı dinlemeyin, (okunurken de) onun hakkında gürültü edin”335

Ebu Cehil gibi bazı müşrik ileri gelenleri ise, müşrik kaldıkları halde Peygamberimizin Kur’an kıraatini gizlice ve hayranlıkla evinin pence-resinden dinlemekten kendilerini alamıyorlardı.

Rasulullah (sav), İslam’ı kabul eden Medineli müslümanlara Kur’an’ı ve İslam’ı öğretmek üzere Musab b.Umeyr (ra) ile Abdullah b. Ümmi Mektum’u (ra) görevlendirmiş ve Medine’de Kur’an-ı Kerim’in tesiriy-le çok başarılı olmuşlardı. Evs kabilesinin reisi Sa’d b. Muaz, müslü-manların çoğalmasından endişeye kapılarak, kardeşinin oğlu Usayd b. Hudayr’ı yanına çağırarak bu adamlara gitmesini ve faaliyatlerini ya-saklamasını emretti.

Useyd onların yanına vardı ve kendilerini tehdit etti. Medine’yi terk etmelerini, aksi halde onları öldüreceğini söyledi.

Musab (ra) onun bu tehdidini duymazlıktan gelerek:”İstersen sen de otur ve Kur’an’ı dinle, eğer o hoşuna giderse kabul edersin, şayet beğenmezsen, beğenmeyişin sana yeter ve artar, dedi. Sonra Musab (ra) Kur’an okudu, Useyd onu dinledi ve hemen oracıkta müslümanlığı kabul ediverdi. Daha sonra Useyd, Sa’d’ın yanına döndü ve ona: “Val-lahi ben, bu iki adamın bir zararlı taraflarını görmedim” dedi. Sa’d bu duruma çok kızdı. Hemen Musab’ın (ra) yanına gitti. Musab (ra) Sa’d’ı Useyde davrandığı gibi karşıladı. Sa’d da, Kur’an-ı Kerim’in tesiriyle, Useyd gibi İslam’a girdi ve reisi bulunduğu kabilesinin yanına dönerek onları topladı. Onlara şöyle sordu: “İçinizde benim mevkim nedir?”

“Sen bizim efendimiz ve efendimizin oğlusun”, dediler. Sa’d o za-man: “Sizin erkek ve kadınlarınızla, müslüman oluncaya kadar ko-nuşmak bana haram olsun” dedi. Bunun üzerine kabilesinin hepsi de müslüman oldu.336

Neden Kur’an-ı Kerim Okumak Usandırmıyor?

Kur’an’ı okumak, dinlemek, onun ahkâmıyla meşgul olmak… bir ibadettir. İbnü’l-Cezeri (öl 833/1429) nafile ibadetler içerisinde Kur’an tilavetinin en faziletli ibadet olduğu hakkında selef alimlerinin ittifak halinde olduğunu nakletmiştir.337

335-Secde Suresi, ayet 26.336-İbn Sa’d, Tabakat, III, 420-436, 603-607.337-İbnu’l-Cezeri, en-Neşr, I, 3.

Page 43: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

84 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 85

Ayeti kerimelerde (Fatır suresi, 29; Âli İmran suresi, 113; Enfal Su-resi, 2; Zümer Suresi, 23; Araf Suresi, 204 vs) Kur’an tilavetine teşvik edilmektedir.

“Ümmetimin ibadetlerinin en faziletlisi, Kur’an okumaktır.”338

“Hafız olupta Kur’an okuyan kimse melâike-i kirâm ile beraberdir”339 gibi birçok hadisi şeriflerinde Rasulullah (sav) Kur’an’ı Kerim tilavetine yönlendirmektedir.

Allah kelamı olan Kur’an, bu dünyada öyle nûrani, saadetli, hakikat-li bir tesire sahiptir ki, insanların hem cesetlerinde, hem ruhlarında, hem kalplerinde, hem akıllarında, hem şahsi, hem sosyal ve siyasi ha-yatlarında eşi ve benzeri bulunmayan bir inkilap yapmış; hem de var-lığını ve çekiciliğini muhafaza ve idame ettirmiştir.

On dört asırdan beri her dakika onun ayetleri milyonlarca müslü-man tarafından okunmakta, dinlenmekte, muhtevası da derinliğine incelenmektedir. O, insanları terbiye, nefislerini tezkiye, kalplerini tas-fiye ediyor; ruhlara inkişaf ve terakki, akıllara istikamet ve nur, hayata canlılık ve saadet bahşediyor.

Cenab-ı Hak ona öyle gerçek bir haz ve lezzet ihsan etmiştir ki, en hoş ve en güzel olan şeylerden usandıran çok tekrar, onda usandır-mak şöyle dursun, kalbi çürümemiş ve zevki bozulmamış kimselerde onun tadına tat katıyor. Aynı zamanda da tazeliğini, teravetini ve genç-liğini öyle koruyor ki, hemen nazil oluyormuşçasına cazibesini muha-faza ediyor.

Elbette böyle bir kitabın benzeri yoktur, hârikadır, fevka’l-beşerdir ve mucizedir.340

Kur’an-ı Kerim’in inanan ve inanmayanlardaki bu tesiri alemlerin Rabbi olan Allah’ın gerçek ve hak kelamı olmasındandır. O’nda konu-şan Allahu Teala’dır.

Ayakta ve Yatarken Kur’an-ı Kerim Okunur mu?

Ayakta ve yatarken Kur’an’ı Kerim tilavet etmekte beis yoktur.341

Hz. Aişe (ra) şöyle diyor: “Ben sedirimin üzerine uzanmış iken

338-Münavi, Feydu’l-Kadir, II, 44.339-Buhari, II, 80.340-Said Nursi, Sözler, II, 108-110.341-El-Fetava Hindiye, c.5, s.323.

Kur’an’ı Kerim okurdum.”342 Bu okumalar ezberden, Kur’an-ı Kerim ol-madan olan okuyuşlardır. Kur’an’ı Kerim elimizde, önümüzde olursa hürmet ve tazim gerekir.

Kur’an-ı Kerim Hangi Tavır ile Okumalı?

Kur’an’ı Kerim’i Arap tavrı ile okuma mecburi değildir. Asıl olan tec-vide uygun olan tüm milli tavırlarla okumaktır. Bu Kur’an-ı Kerim oku-ma da tavır zenginliğidir.

Kur’an’ı Kerim Nasıl Ezberlenir?

Namaz gibi ibadetlerimizi yapabilmek için, Kur’an’ı Kerim’den ez-berlememiz gereken öncelikle Fatiha Suresi’dir. Daha sonra Kur’an’ı Kerim’in son on süresini ezberleriz. Ezberimizin doğru olduğunu kont-rol içinde, ezberlediğimizi bir bilene dinletmemiz en uygunudur. Din-leteceğimiz kimse yoksa ezberlediğimizle ibadetimizi yaparız.

Kur’an-ı Kerim’i ilk ezberleyen Rasulullah (sav) dir. Ümmi bir kişi olması nedeniyle, inen vahyi eksiksiz ezberlemek için acele ederdi. Allah, Rasulüne (sav) Kur’an’ı göğsünde hıfzettireceğine, lafzının kı-raati ve manasının anlaşılması hususunda kendisine kolaylaştıracağı-na dair garanti verinceye kadar bu hal devam etti.343 Bundan sonra Rasulullah’da (sav) ayetlerin ezberlenmesi ve anlaşılması konusunda bir huzur ve itminan oldu. Kur’an’ı Kerim Rasulullah’ın (sav) kalbinde toplandı, hafızların önderi, Kur’an ve ilimleri konusunda herkesin baş-vuru kaynağı oldu.

Rasulullah’ın (sav) ; “Ümmetimin en şereflileri Kur’an’ı ezberleyendir”344 müjdesine nail olabilmek için Ashabı Güzin (as) bir-birleriyle Kur’an’ı ezberleme konusunda adeta yarış etmişlerdir.

Kur’an tilavetinin ibadet oluşu, namaz ibadetlerinin şartlarından sayılması, Kur’an’ın İslam’ın esasını teşkil etmesi.. gibi sebepler-le Kur’an’ın öğretim ve eğitim işini yürütmek, doğru bir şekilde ez-berlenmesini sağlamak için, Rasulullah (sav) daha hicretten önce Medine’de Mus’ab b. Umeyr ile İbn Ümm-i Mektum’u, hicretten sonra ise Mekke’de Muaz b. Cebel’i (ra) görevlendirmiştir.345

Ashabı Kiram içerisinde bulunan hafızların adedi binleri 342-El-Mugni, c.1, s.803.343-Ta-ha Suresi, ayet 114.344-Acluni, Keşfu’l-Hafa, I, 129; Münavi, Feydu’l-Kadir, I, 522.345-Zerkani, Menahilü’l-İrfan, I, 234.

Page 44: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

86 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 87

bulmaktaydı.346

Mukaddes kitapların ezberlenebilme kabiliyeti, Allah tarafından yalnız Muhammed (sav) ümmetine bahşolunmuş en şerefli bir lütuf ve mazhariyettir.347

Kur’an-ı Kerim En Az Ne Kadar Ezberlenmelidir?

En azından bir müminin namazı tamamlayacak kadar (Fatiha Suresi ve namaz sureleri) Kur’an-ı Kerim bilmesi farzdır yani şarttır. Fazlasını ezberlemek fazilet ve müjdelere nail olmaktır.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kim Kur’an’ı okur ve O’nu ezberlerse, Allah onu cennetine sokar ve ailesinden cehenneme girmeyi hak eden on kişiye şefaat etme hak-kı tanır.”348

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Ey Muaz! Saadete ermişlerin hayatını, şehidlerin ölümünü, haşir günüde kurtuluşu, korku gününde emniye-ti, karanlık günde nuru, sıcak günde gölgeyi, susuzluk gününde suya kanmışlığı, hafiflik gününde ölçüyü, sapıklık gününde doğru yola gir-meyi istersen Kur’an’ı ezberle. Çünkü O, Rahman’ın zikridir, şeytandan sığınak ve mizanda da ruçhan (ağır gelme sebebi) dir.”349

Kur’an-ı Kerim En Kolay Nasıl Ezberlenir?

“Hz. Ali bin Ebi Talib (ra) Resulullah’a (sav) gelerek: “Annem ve ba-bam sana kurban olsun, şu Kur’an göğsümde durmayıp gidiyor. Kendi-mi onu ezberleyecek güçte göremiyorum” dedi. Resulullah (sav) ona şu cevabı verdi: “Ey Ebal-Hüseyin! (Bu meselede) Allah’ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğ-rendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?”

Hz. Ali (ra): “Evet, ey Allah’ın Rasulü, öğret bana!” dedi. Bunun üze-rine Hz. Peygamber şu tavsiyede bulundu:

“Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gece-nin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de ha-zır bulunduğu) meşhud bir andır. O anda yapılan dua müstecabtır. Kar-deşim Ya’kub da evlatlarına şöyle söyledi: “Sizin için Rabbime istiğfar

346-M.Kamil Miras, Sebilü’r-Reşad Mecmuası, sayı 167, s.267.347-İbnu’l-Cezeri, en-Neşr, I, 6.348-Süneni İbn Mace, I, 78.349-Deylemi, Nihayetü’l-Kavli’l-Müfid, s.253.

edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin.” Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evve-linde kalk. Dört rekat namaz kıl. Birinci rekatte, Fatiha ile Yasin suresi-ni oku, ikinci rekatte Fatiha ile Hamim, ed-Duhan suresini oku, üçün-cü rekatte Fatiha ile Eliflammim Tenzilü’ssecde’yi oku, dördüncü re-katte Fatiha ile Tebareke’l-Mufassal’ı oku. Teşehhüdden boşaldığın za-man Allah’a hamdet, Allah’a senayı da güzel yap, bana ve diğer pey-gamberlere salat oku, güzel yap. Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü’min kardeşlerin için istiğfar et. Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:

“Allahım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebe-diyen terkettirerek merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere te-şebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden razı kılacak şeylere hüsn-i nazar etmemi bana nasib et. Ey semavat ve arzın yaratıcısı olan ce-lal, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sahibi olan Allahım. Ey Allah! ey Rahman! celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğret-tiğin gibi hıfzına da kalbimi icbar et. Seni benden razı kılacak şekil-de okumamı nasib et. Ey semavat ve arzın yaratıcısı, celalin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açma-nı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkama-nı istiyorum. Çünkü, hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Herşeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah’tandır.”

Ey Ebu’l-Hasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın. Allah’ın izniyle duana icabet edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü’min icabetten mah-rum kalmadı.”İbnu Abbas (ra) der ki: “Allah’a yemin olsun, Ali (ra) beş veya yedi cuma geçti ki Resulullah’a (sav) aynı önceki mecliste tekrar gelerek:

“Ey Allah’ın Resulü! dedi, geçmişte dört beş ayet ancak öğrenebili-yordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidi-yorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar ayet öğrenebiliyorum ve onları ken-di kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek iste-diğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına okumak istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anla-tabiliyorum.”

Resulullah (sav) bu söz üzerine Hz. Ali’ye (ra): “Ey Ebu’l-Hasan! Ka-

Page 45: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

88 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 89

benin Rabbine yemin olsun ki sen mü’ minsin!” dedi.”350

Çocuğunu Hafız Yetiştirmenin Fazileti Nedir?

Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberleyenlere “hafız” denir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“ Çocuğuna Kur’an’ı Kerim’i yüzünden okumayı öğreten kimsenin geçmiş ve gelecek günahı mağfiret edilir. Çocuğunu hafız yapan kim-seyi de Cenab-ı Hakk, kıyamet gününde ayın ondördü gibi parlak bir surette diriltir. Çocuğuna “Oku”denilir. Çocuğu bir ayet okudukça Allah Teala’da babasının (makamını) bir derece yükseltir. (Bu durum) ezber-lediği Kur’an’ı Kerim’in sonuna kadar (okuyuncaya) devam eder”351

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kişi kabrinden kalkınca Kur’an, o kim-seyi rengi değişmiş ve zayıflamış bir halde karşılar ve “Beni tanıyor musun?” der. O da “hayır” der. O zaman “Ben senin arkadaşın olan ve seni şiddetli sıcaklarda susuz, geceleri uykusuz bırakan Kur’an’ım” der. 352 Sonra o şahsa vakar tacı, anne babasına da iki değerli elbise giydirilir. Anne babası bunun sebebini sorunca, çocuklarının Kur’an’la olan meşguliyeti söylenir.353

Kur’an-ı Kerim Hafızlarının Özellikleri Nelerdir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Hamili Kur’an (Hafız) öldüğünde, Allah Teala arza, onun etini ye-memesini vahyeder. Arz ise şöyle der: “İlahi, senin kelamın onun için-de iken ben onun etini nasıl yerim.”354

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kim Kur’an’ı ezberlerse Allah onu ölünceye kadar aklıyla faydalandırır (bunamaz)”355

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Bir kimse Kur’an okurda, Allah Teala’nın yarattıklarından birine bundan daha efdal bir şey verildiğini zannederse, Allah’ın büyülttüğünü küçültmüş ve Allah’ın küçülttüğü-nü büyültmüş olur.”356

350-Tirmizi, Daavat 125, (3565).351-Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, c.7, s.165-166.352-İbni Mace, Edeb, 52; Darimi, Sünen, 2, 451.353-Müslim, Misafirin, 252.354-Deylemi Cabir’den (ra).355- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c. 2 / 2455.356-Muhammed Mekki, Nihayetü’l-Kavli’l-Müfid, s.251.

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an hamiline de (hafızına) her-kes gibi her şeye dalmaması, cahillik edenler gibi cahillik yapmama-sı, Kur’an’ın izzeti sebebiyle affetmesi ve cahillerden yüz çevirmesi yaraşır”357

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Hafız olupta Kur’an okuyan kimse, melaikeyi kiram ile beraberdir. Kendisine zor geldiği halde Kur’an oku-yana ise iki ecir vardır.”358

Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Hamili Kur’an olana (Kur’an hafızla-rına) iki rekat da olsa, gece namazına kalkmak farz (mutlaka lazım)dır.”359

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Şu hususlar da Allah’ı büyüklemenin birer şubesidir:

-Bir müslüman yaşlıya ikramda bulunmak.

-İçindekiyle amel hususunda ölçüyü aşmayan ve ondan uzaklaşma-yan Kur’an hamiline (hafızına) ikramda bulunmak.

-Adil olan iktidar sahibine ikram.”360

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kıyamet günü iIk çağrılacaklar, Kur’ân-ı ezberleyen biri, Allah yolunda öldürülen biri ve bir de çok malı olan bi-ridir. Allah Teâla Hazretleri Kur’ân okuyana:

“Ben Resülüme inzal buyurduğum şeyi sana öğretmedim mi?” diye soracak. Adam:

“Evet ya Rabbi!” diyecek.

“Bildiklerinle ne amelde bulundun?” diye Rabb Teâlâ tekrar sora-cak. Adam:

“Ben onu gündüz ve gece boyunca okurdum” diyecek. AlIâhu Teâlâ Hazretleri:

“Yalan söylüyorsun!” diyecek. Melekler de ona:

“Yalan söylüyorsun!” diye çıkışacaklar. Allahu Teâla Hazretleri ona:

“Bilakis sen, “Falanca Kur’an okuyor” densin diye okudun ve bu da söylendi” der.

357-Gazali, İhya, I, 282; Nevevi, Tıbyan, s.29.358-Buhari, VI, 80.359- Ali el-Mütteki, K.Ummal, 3, 218.360-Ebu Davud, Edeb 23, (4843).

Page 46: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

90 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 91

Sonra, mal sahibi getirilir. Allah Teâlâ Hazretleri:

“Ben sana bolca mal vermedim mi? Hatta o kadar bol verdim ki, kimseye muhtaç olmadın?” der. Zengin adam, “Evet yâ Rabbi” der.

“Sana verdiğimle ne amelde bulundun?” diye Rabb Teâlâ sorar. Adam:

“Sıla-i rahimde bulunur ve tasadduk ederdim” der. Allâhu Teâla Hazretleri:

“Bilakis sen: “Falanca cömerttir” desinler diye bunu yaptın ve bu da denildi” der.

Sonra Allah yolunda öldürülen getirilir. Allah Teâlâ Hazretleri:

“Niçin öldürüldün?” diye sorar. Adam:

“Senin yolunda cihadla emrolundum. Ben de öldürülünceye kadar savaştım” der. Hakk Teâlâ ona:

“Yalan söylüyorsun!” der. Ona melekler de:

“Yalan söylüyorsun!” diye çıkışırlar. Allah Teâla Hazretleri ona tek-rar:

“Bilakis sen: “Falanca cesurdur” desinler diye düşündün ve bu da söylendi” buyurur. Sonra Resülullah (sav) Ebü Hüreyre’nin dizine vu-rup:

“Ey Ebu Hüreyre! Bu üç kimse, Kıyamet günü, cehennemin, aleyh-lerinde kabaracağı Allah’ın ilk üç mahlukudur!” dedi.” 361

Rasulullah (sav) buyurdu ki :”Zebaniler, puta ve ateşe tapanlardan çok, Kur’an’ı yüklenmiş olan (hafız)ların fasıklarına (Kur’an’la amel et-meyenlerine) koşarlar ve (onlara azap ederek);”Bilen, bilmeyen gibi olmaz” derler.”362

İbni Mesud (ra) der ki; Kur’an hafızının, insanlar uyurken onun gece ibadetine kalkması, insanlar sevinirken onun üzüntülü olması, insan-lar gündüz oruç tutmazken onun oruç tutması, insanlar gülerken onun ağlaması, insanlar boş söz ve eğlenceye dalarken onun susup düşün-mesi, insanlar saygı duymazken onun saygı duyması gerekir.

Kurtubi (671/1272) şöyle der: “Farzları, hükümleri ihtiva eden Kur’an lafızlarını okuduğu halde, manasını anlamayan Kur’an hafızı ne

361-Müslim, İmâret 152, (1905); Tirmizi, Zühd 48, (2383); Nesâi, Cihâd 22, (6, 23, 24).362- Deylemi, Firdevs, 2, 302.

kadar fenadır! Manasını anlamadığı şeyle nasıl amel eder”363

Hasan-ı Basri (ra) buyurmuştur ki:”Bana ulaşan habere göre, hafızlı-ğa çalışan bir mümin, Kur’an-ı Kerim’i ezberleyemeden ölürse, Allahu Teala onun koruyucu meleklerine ona Kur’an öğretmelerini emreder, neticede onu kıyamet gününde Kur’an ehliyle birlikte diriltir.”364

Tezkiretü’l-Kurtubi’de, toprağın; peygamberlerin, şehitlerin, alim-lerin, Allah rızası için müezzinlik yapanların ve hamele-i Kur’an’ın (Kur’an hafızlarının) cesetlerini yemeyeceği zikredilmiştir.

Kur’an-ı Kerim, Okuyanına Kıyamette Şefaat Edecek mi?

Resulullah (s.a.v) şöyle buyurur:

“Oruçla Kur’an kıyamet gününde kula şefaat edeceklerdir. Şöyle ki: Oruç “Ey Rabbim! Ben onu gündüzleri yemekten ve şehvetlerinden menettim, onun için beni, onun hakkında şefaatçi kıl” diyecek. Kur’an de :”Ben onu geceleri uykusuz bıraktım, beni de onun hakkında şefa-atçı kıl” diyecek. Böylece ikisi de (o kula) şefaat edeceklerdir.”365

Kur’an-ı Kerim Hafızı Ahirette Şefaat Edebilir mi?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kim Kur’an’ı okur ve onu güzelce ezberler, helâlini helâl, haramını haram kabul ederse, Allah bu sayede o kimseyi cennetine sokar. O kişi de kendi ailesinden hepsi cehennemi hak etmiş on kişiye şefaat eder”366

Kur’an -ı Kerim Hafızına Neden Hürmet Edilir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kur’an hamiline (hafızına) hürmet ediniz. Kim onlara (Kur’an hafızlarına) hürmet ederse bana hürmet etmiş olur, kim de bana hürmet ederse Allah’a hürmet ve ta’zim etmiş olur.”367

363-Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, I, 18.364- Ruhu’l-Furkan, 5, 590.365- Ahmed ibni Hanbel, Müsned, 2, 174.366-Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 13; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 148.367- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c. 1 / 507.

Page 47: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

92 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 93

Kur’an-ı Kerim Nasıl Dinlenilmelidir?

Allah Teala şöyle buyurur:

“Gerçekten mü’minler ancak o mü’minlerdir ki, Allah anıldığı za-man yürekleri ürperir, karşılarında ayetler okunduğu zaman imanları-nı artırır, onlar ancak Rablerine dayanıp güvenirler.”368

“Kur’an okunduğu zaman O’nu dinleyiniz ve susunuz. Umulur ki esirgenmiş olursunuz.”369

“(Kur’an okunduğu zaman) ağlayarak yüzüstü secdeye kapanırlar. Kur’an onların saygısını artırır.”370

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Ben Kur’an’ı başkasından dinlemesini de severim.”371

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kim Allah’ın kitabından bir ayet din-lerse ona kat kat sevap verilir, kimde okuyacak olursa kıyamet günün-de onun için nur olur.”372

Rasulullah (sav) buyurdu ki :“Kur’an’ı okunurken dinlediğiniz za-man, insanların en güzel seslisi, Allah’tan korktuğunu zannettiğiniz kimsedir.”373

Ayeti kerime de “dinleyiniz” ve “susunuz” emirleri namaz içinde veya dışında, Kur’an okunurken dinlemenin ve susmanın vacip oldu-ğunu gösterir. Kur’an’ı Kerim kıraatini dinlerken son derece edepli va-kar içinde, laubalilikten uzak bulunmalı, bağırıp çağırmaktan, üstünü başını yırtmaktan, riya ve gösterişten son derece çekinerek, huşû ve hudû içerisinde göz yaşlarıyla dinlenilmelidir.374

Kur’an-ı Kerim dinlerken ağlamak, bir samimiyet ve ihlas belirtisidir. Rasulullah (sav) Abdullah b. Mesud’tan (ra) Kur’an-ı Kerim dinlerken ağlamıştır.375 Kıraat esnasında ağlamak, ariflerin sıfatı, salihlerin şiarı-dır.

Allah Teala şöyle buyurur:

368-Enfal Suresi, ayet 2.369-Araf Suresi, ayet 204.370-İsra Suresi, ayet 109.371-Buhari, VI, 113.372-Ahmed bin Hanbel, Müsned, III, 241.373-Süneni Ebu Davud, I, 338.374-Elmalılı Hamdi Yazır, Hak dini Kur’an Dili, IV, 2360.375-Buhari, VI, 114.

“Onlara Rahman olan (Allah’ın) ayetleri okunduğu zaman ağlaya-rak secdeye kapanırlardı”376

Rasulullah’da (sav) şöyle buyurur: “Muhakkak Kur’an hüzünle in-miştir. O’nu okuduğunuz zaman ağlayın. Şayet ağlayamazsanız, ağlar gibi okuyunuz”377

Kur’an-ı Kerim’i Anlamaya Engel Olan Şeyler Nelerdir?

Kur’an-ı Kerim’in manalarını anlamaya engel olan dört husus vardır. Bunlar:

1.Bütün gücü harflerin mahreçlerine sarf ederek, harfleri mahreç-lerinden çıkarmaya uğraşmak. Bütün Kur’an okuyucularını, Kur’an’ın manasını okumaktan alıkoyan bir şeytan vardır, onları daima harfleri tekrar etmeye yöneltir.

2.Taklit yolu ile bir mezhebe bağlanarak, inceleme yapmadan, yal-nız duyduğuna inanmak suretiyle körü körüne orada donup kalmak.

3.Bir günahı işlemekte ısrar etmek yahut kibirli olmak veyahutta Dünya’nın geçici heveslerine müptela olmak.

4.Zahiri tefsir kitaplarına bakıp, Kur’an’daki kelimelerin bunların anlayışlarının dışında başka manaları olmadığına inanmak.378

Toplumlar Kur’an-ı Kerim’le yücelir ve alçalır mı?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Allah bu Kitap’la (Kur’an’la) kimi toplumları (onunla amel edenleri) yükseltir (yüceltir), diğerlerini (onunla ameli bırakan-ları) ise zayi eder (alçaltır)”.379

Kur’an-ı Kerim İlminin Kaybolması Nasıl olacaktır?

Ebu’d-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile beraberdik. Gözünü semaya dikti. Sonra: “Şu anlar, ilmin insanlardan kapıp kaçırıldığı anlardır. Öyle ki, bu hususta insanlar hiç-bir şeye muktedir olamazlar!” buyurdular.

Ziyad İbnu Lebid el-Ensari araya girip: “Bizler Kur’an’ı okuyup durur-ken ilim bizlerden nasıl kapıp kaçırılır? Vallahi biz onu hem okuyacağız,

376-Meryem Suresi, ayet 58.377-İbni Mace, I, 424.378-Karaçam İsmail, Kur’an-ı Kerim’in Faziletleri, s.391-392.379-Müslim, 1/201; Süneni İbn Mâce, 1/218.

Page 48: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

94 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 95

hem de çocuklarımıza, kadınlarımıza okutacağız!” dedi. Resulullah da: “Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayıyordum. (Bak) işte Tevrat ve İncil, yahudilerin ve nasranilerin elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla amel mi ediyorlar)?” buyurdu. Cübeyr der ki: “Ubade İbnu’s-Samit radıyallahu anh’a rastladım. Kardeşin Ebu’d-Derda ne söyledi, işittin mi? dedim. Ve ona Ebu’d-Derda’nın söyledi-ğini haber verdim. Bana: “Ebu’d-Derda doğru söylemiş, dilersen kal-dırılacak olan ilk ilmin ne olduğunu sana haber vereyim: İnsanlardan kaldırılacak olan ilk ilim huşu’dur. Büyük bir câmiye girip huşu üzere olan tek şahsı göremiyeceğin vakit yakındır!” dedi.”380

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu ki:”Yer (yüzün)den ilk kaldırılacak olan ilimdir.” (Sahabeyi kiram) dediler ki:”Ya Rasulallah! Kur’an kaldırı-lır mı?” (Rasulullah (sav)) buyurdu ki:”Hayır, Kur’an kaldırılmaz. Fakat onu bilenler ölür.” veya şöyle buyurdu:”Onun tevilini (hakiki manası-nın tefsirini) bilenler (rasihler) ölür ve onu (Kur’an’ı) kendi arzularına göre tefsir edenler (hayatta) kalır.”381

Kur’an-ı Kerim Yeryüzünden Ne zaman Kaldırılır?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Kur’an Allah’a yüksek sesle yalvarıp şöyle deyinceye kadar kıyamet kopmaz: “(Allahım) Ben okunuyorum ama benimle amel edilmiyor”. İşte o anda Kur’an (yeryüzünden) kaldırılır.”382

Fitnelerden Nasıl Korunulur?

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Yakında fitneler kopacak”. Bunun üzerine :”O fitnelerden kurtuluş çaresi nedir?” diye sorulduğunda:”Allah’ın kitabıdır, Allah’ın kitabıdır. Onda, sizden öncekilerin haberi ve aranızda ki (müşkil)lerin hükmü (kararı) vardır” diye cevap buyurdu.383

Kur’an-ı Kerim’in Bereketinden Neden Mahrum Oluruz?

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Ümmetim dünyaya tazim ettiği zaman İslamın heybeti onlardan

380-Tirmizi, İlm 5, (2655).381-Suyuti, Dürru’l-Mensur, 2, 69.382- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c. 2 / 3007.383- Darimi, F.Kur’an, 2, 893; Tirmizi, F. Kur’an, 14.

alınır. İyiliği emredip, kötülükten nehyetmeyi bıraktığı zaman vahyin (Kur’an’ın) bereketinden mahrum olurlar. Ümmetim birbirine sövdü-ğü (birbirinin aleyhine gittiği) zaman Allah’ın gözünden (nazarından) düşerler.”384

Riyakar (İki yüzlü) Kur’an-ı Kerim okuyucuları kimlerdir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:”Üzüntü kuyusundan Allah’a sığı-nın.” O zaman ashabı kiram :”Ey Allah’ın Rasulu! üzüntü kuyusu ne-dir? diye sorduklarında, Rasulullah (sav) :”Cehennemde bir vadidir ki her gün dörtyüz defa Cehennem ondan (Allah’a) sığınır” buyurdu.

Bunun üzerine ashab-ı kiram:”Ona kim girecek Ya Rasulallah?” de-yince, Rasulullah (sav):”Orası, amelleriyle gösteriş yapan kurra (hafız ve hocalar) için hazırlandı. Şüphesiz ki Allah’ın en sevmediği kurra, ümerayı (devlet reislerini) ziyaret edenlerdir” buyurdu.385

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:”Meşrık cihetinden (güneşin doğ-duğu taraftan) bir takım insanlar çıkacak, onlar Kur’an okuyacaklar, fa-kat Kur’an onların hancereleri ile köprücük kemikleri ötesine geçme-yecek. Onlar okun av hayvanını delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar, ok bir daha kirişine dönmediği gibi onlarda artık bir daha dine dönmeye-ceklerdir.”

Bunun üzerine:”Onların alametleri nedir?” diye sorulunca, Rasu-lullah (sav):”Onların alametleri tıraştır, yahut tüyleri kökünden gider-mektir.” buy urdu.386

384- Hakimi Tirmizi, Nevâdirü’l-Usul, 2, 270; Münavi, Feyzu’l-Kadir, 1, 518.385- İbn Mace, Mukaddime, 23; Tirmizi, Zühd, 48.386- Buhari, Tevhid, 57.

Page 49: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

96 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 97

KUR’AN-I KERİM HAKKINDA ÇEŞİTLİ KONULAR

Kur’an-ı Kerim’le Tedavi olunur mu? Şifası Var mı?

Kur’an-ı Kerim’in tamamı şifadır, tedavidir.

Allahu Teala şöyle buyurur:”Ey insanlar! İşte size Raabinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rah-met (olan Kur’an) geldi.”387

Belli sure ve ayetlerin tedavi edici özelliği hakkında Rasulullah’tan ( sav) hadis-i şerifler rivayet edilmiştir. 388

Sahabeden Ebu Saidi’l-Hudri’nin (ra) akrep sokan bir kabile reisi-ni, Fatiha Suresi’ni okuyarak tedavi etmesi ve Rasulullah’ın (sav) bunu onaylaması şeklinde özetlenen “rukye hadisi” 389, İslam alimlerinin hastalıkların tedavisinde Kur’an’dan bazı ayet ve surelerin okunmasını caiz görmelerinin gerekçesini teşkil eder.

“Fatiha suresi ölümden başka her derde devadır”390. Denilir ki: Fatiha’nın nefes edilen kısmı “iyyâke na’budu ve iyyâke nesteîn” (yal-nız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz) ayetidir. Bu iki kelime (na’budu ve neste’în), işi tamamen Allah’a bırakma ve Allah’a tevekkül etme, Allah’a yakarma ve Allah’tan yardım dileme, Allah’a muhtaçlığı belirtme ve ihtiyaçları ondan isteme, yalnız Rabbe kulluk etme gibi, gayelerin en yücesini, Kendisine kullukta yine Kendisinden yardım dilemek gibi, yolların en şereflisini içinde toplama ve benzeri başkalarında bulunmayan anlamları içerir. Bu bilinçle okunduğunda hadis-i şerifteki müjde gerçekleşmiş olur.391

Rasulullah (sav) şöyle buyurur: “Şifalı şu iki şeye sarılın; Bal ve Kur’an”392, “İlaçların en hayırlısı Kur’an’dır”.393

Allah Rasulü (sav) bal ve Kur’an’ı beraber zikretmekle, beşeri teda-vi ile ilahi tedaviye, bedensel tıp ile ruhsal tıbbı, yerdeki ilaç ile gökte-ki ilacı bir arada zikretmiştir. Her iki güçte Allah’tandır. Ancak Allah’ın kelamı daha güçlü ve etkisi daha büyüktür. Kur’an ile birlikte, Allah’ın

387- Yunus Suresi, ayet 57.388-Buhari, Tıb, 32-34 ; Müslim, Selam, 67.389-Buhari, İcare, 16 ; Müslim, Selam, 65.390-Darimi, 2, 445.391-İbni Kayyım el-Cevziyye, Tıbbu’n-Nebevi, s.228.392-İbn Mace, Hakim Sahihinde. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Ya-

yınları: 17/442.393-İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/449.

bereket ve şifasını umarak ilaçlarla tedavi olmak daha faziletli ve doğ-rusudur.

Kur’an yalnız mü’minlere etki eder ve fayda sağlar. Allah (cc) şöyle buyurur: “Biz Kur’an’ı mü’minlere şifa ve rahmet olarak indiriyoruz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.” 394Kur’an’ın şifa ve rah-meti, sadece Kur’an ehli olan, ona inanan ve içindekilerle amel eden-ler içindir.

“De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifa-dır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalıdır.”395

Kur’an-ı Kerim’de Şifa Ayetleri Hangileridir?

Kur’an’ı Kerim’de altı yerde şifa ayeti vardır:

Tevbe Sûresi, ayet 14; Yunus Sûresi, ayet 57; Nahl Sûresi, ayet 69; İsra Sûresi, ayet 82; Şuara Sûresi, ayet 80; Fussılet Sûresi, ayet 44.

Kur’an-ı Kerim’de Hangi Ayetler Hangi Hastalıklara Devadır?

Her hastalık için: Fatiha suresi yedi defa zemzem suyuna okunur ve bir hafta boyunca içilir.

Ruhsal hastalıklarda: Şuara suresi 80 ve arkasından Ali İmran 172 okunur.

Kederlenip üzülen kimse: Enbiya suresi 87 ve 88 okur.

Aldanmamak, tuzaklardan korunmak için: Mü’min suresi 44 ve 45 okunur.

Hastalanan kimse: Enbiya suresi 83 ve 84 ü okur.

Baş ağrısı ve migren için:Sağ elle hastanın başı tutulur ve Bakara suresi 178, Nisa suresi 28, Enfal suresi 66, Meryem suresi 1-3, Baka-ra suresi 186, Enam suresi 13, Furkan suresi 45, Şura suresi 1-2 ayet-lerinin hepsi okunur.

Veya okuyan sağ eliyle başını tutar, işaret ve baş parmaklarıyla iki şakağını bastırır ve Fatiha suresini yedi defa okur

Gözhastalıkları için: Ellerin baş parmaklarının dışına Kâf suresi 22. ayetini yedi defa okur ve her okuyuş sonunda Peygamberimize (sav)

394-İsra Suresi, ayet 82.395-Fussılet Suresi, ayet 44.

Page 50: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

98 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99

salavat getirir. Sonra baş parmaklarının dışına hafifçe üfürür ve gözle-rine sürer.

Diş ağrısı için: Ağrının olduğu yanağın üzerine Mülk suresi 23 ile Enam suresi 13. ayeti yazılır.

Boğaz ağrısı için: Bol Kur’an okunur.

Burun kanaması için: Burnu kanayan kişinin alnına Hud suresi 44. ayet yazılır.

Kulak ağrıları için: Okuyan sağ elini ağrıyan kulağın üzerine koyar ve Haşr suresi 21-24 okur.

Cilt hastalıkları için: Sağ elinin işaret parmağı ile hastalığa işaret eder ve Bakara suresi 259. ayeti okur.

Sivilce ve tümör için: Tâ-hâ suresi 105-107. ayetler okunur.

Göğüs hastalıkları için: Tâ-hâ suresi 25-28. ayetler, İnşirah sure-si, Yunus suresi 57. ayet okunur. Ayrıca Fatiha suresi zemzem suyuna okunur, bu sudan içilir ve göğüs silinir.

Kalp, mide, karaciğer için: Fatiha suresi yedi defa zemzem suyuna okunur ve aç karnına içilir.

Kalbin üzüntü ve sıkıntısı için: Yasin suresi okunur ve “Allah” zikri-ne devam edilir.

Zehrin etkisini yok etmek ve titremeyi tedavi için: Besmele ile Ku-reyş suresi yedi defa okunur.

Akrep ve yılan sokmalarına: Sokulan yer su ve tuzun içine konur, İhlas, Felak ve Nas sureleri ağrı dinene kadar okunur ve Fatiha sure-si okunur.

Romatizma için: Sağ el ağrıyan yerin üzerine konur ve Al-i İmran suresi 145. ayet okunur ve ardından 7 defa Kadir suresi okunur. Sonra Enbiya suresi 30. ayet okunur.

Mesane ağrıları için: El ağrıyan yerin üzerine konur ve üç defa Ba-kara suresi 106-107 okunur.

Sıtma için: Besmele ile Enbiya suresi 69-70 okunur.

Kolay doğum için: Naziat suresi 46, Ahkaf suresi 35, İnşikak 1-4 okunur.

Küçüklerde korku ve büyüklerde sıkıntı ve stres için: Zemzem su-yuna Kehf suresi 11-12 okunur ve içilir.

Haset ve kıskançlık için: Felak ve Nas sureleri okunur.

Cin çarpmasından korunmak için: Fussılet 36, Felak ve Nas suresi, Bakara suresinin son ayetleri, Mü’min suresi 1-3 okunur.

Sara hastalığı için: Sağ kulağına yedi defa ezan okunur. Fatiha sure-si, Felak, Nas, Ayete’l Kürsi, Saffat suresinin ilk ayetleri, Haşr suresinin son 3 ayeti, Târık suresi ve Müminun suresi 115- 118 ayetler okunur.

Akıl hastaları için: Yasin suresi okunur.

Unutkanlık için: Her gün uyumadan önce Bakara suresinin ilk dört ayeti, Ayete’l Kürsi ve sonrasındaki iki ayet ve Bakara suresi son üç ayeti okur.

Vesveseden kurtulmak için: Hadid suresi 3, Mü’min suresi ve ihlas suresi okunur.396

Sihir ve Büyüye Kur’an-ı Kerim’de Çözüm Var mı?Büyü yapmak insanı helak eden büyük günahlardandır. Hatta insanı

İslam dininden çıkaran hususlardandır.397

Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim (sihir maksadıyla) bir düğüm vurur sonra da onu üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirke düşer. Kim birşey asarsa, o astığı şeye havale edilir.”398

Falcı, büyücü ve kâhinlere gitmek, onlara herhangi bir konuda soru sormak, söylediklerini tasdik etmek caiz değildir. Gaybı Allahu Teala’dan başka , ne insan, ne cin hiç kimse bilemez. Gaybı biliyorum diyen küfre girer.

Allahu Teala şöyle buyurur:

“Bu suretle (Süleyman) yere kapanıp yıkıldığı zaman besbelli olduki eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı böyle horlayıcı bir azab içinde kalıp durmazlardı.”399

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

396-M. Abdullah Hayreddin, Bin Soruda Kur’an, s.340-358.397-Bakara Suresi, ayet 102-103.398-Nesai, Tahrim: 19, (7, 112); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayın-

ları: 8/95.399-Sebe Suresi, ayet 14.

Page 51: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

100 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 101

“Kim bir kahine uğrar ve onun söylediklerini tasdik ederse Muhammed’e indirilenden beri olur, kim de kahine gelir ve fakat söy-lediklerini tasdik etmezse kırk gün namazı kabul edilmez.” 400

Büyüyü tedavi etmeye gelince, bu şer’i rukye ile Kur’an ayetleri ve Peygamber’in (sav) hadislerinden olan duaları hastanın üzerine oku-yup üflemekle yapılan bir tedavi şekliyle ve mübah olan faydalı ilaçlar kullanmakla olur. Büyü yapılan kimsenin üzerine;

Fatiha Sûresi, Ayete’l Kürsi, Araf Sûresi 117-119. ayetler, Yunus Sûresi 79-82. ayetler, Tâhâ Sûresi 65-69. ayetler, Kâfirûn Sûresi, İhlas Sûresi, Felak Sûresi ve Nâs Sûreleri üçer defa okunur ve üflenir ve şu duaları 3 defa okunur.

“Ezhibil be’se Rabben naasi eşfi ve enteş şaafii laa şifaae illaa şi-faaüke şifaaen laa yügaadiru sekamen”

“İnsanların Rabbi olan Allah’ım! Hastalığı giderip şifa ver. Şifa veren sensin. Senin Şifandan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki hiçbir has-talık kalmasın.”401

“Bismillaahi ürkııke min külli şeyin yü’ziike ve min şerri külli nefsin ev aynin haasidin Allahü yeşfiike bismillaahi urkııke”

“Allahın adıyla. Sana eziyet veren her şeyden, her (kötü) nefisten ve haset eden gözden, senin üzerine okurum. Allah sana şifa versin. Allahın adıyla senin üzerine okurum.”402

Büyü yapıldığı zannedilen düğümlenmiş ip gibi şeyleri yok etmek-te tedavi yoludur.

Hacamatta sihir ve büyünün tedavisinde çok etkilidir. Allah’ın Rasu-lü (sav) hacamatın her hastalığa deva olduğunu bildirmiş, ümmetini hacamat olmaya teşvik etmiş, kendisi de defalarca hacamat yaptı-rarak örnek olmuştur.403 Hacamatla alınan kan temiz kan değil; kirli, koyu, pıhtılaşmış ve derinin altında ki uyuşuk kandır. Bu kan, damar-dan değil, deriden alınır.

Sihir ve büyüden korunmak için:

400-Müslim, Selam: 35, Hakim, Müstedrek, 1, 50; Beyhaki, S. Kübra, 8, 233, Ahmed ibni Han-bel, Müsned, 3, 419; İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/96.

401-Buhari, Merdai 20; Müslim, Selami 46; Ebu Davud, Tıb, 18,19.402-Müslim.403-Buhari, Tıb, 13; Müslim, Musakat, 62-63 ;Ebu Davud, Tıb, 3859; Tirmizi, Tıb, 2052; İbni

Mace, Tıb, 3484.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Bakara Sûresini okuyun! Çünkü onu okumak, bereket; bırakıp okumamak ise üzüntü ve pişmanlıktır. Ayrıca büyücüler onunla baş edemez.”404

Sabah ve akşam üçer defa İhlas, Felak ve Nas sûreleriyle birlikte şu dualar okunur:

“Euuzü bikelimaatillaahit taammeti min şerri maa halak”

“Yarattığı şeylerin şerrinden , Allahın noksansız sözlerine sığınırım”405

“Bismillaahillezii laa yadurru ma’asmihii şeyün filardi ve laa fis semaai ve hüves semiiul aliim”

“Yerde ve gökte, adıyla hiçbir şeyin zarar veremediği Allah’ın adıyla, O, (her şeyi) hakkıyla işiten ve bilendir.”406

Cinlerde Kur’an-ı Kerim’le sorumlu mudur?

Bilindiği gibi cinlerin asilerine, sapkınlarına ve azgınlarına şey-tan denilmektedir. Cinlerden de iman edenler olduğu gibi inkar edip kafir olanlar da vardır.

Allah Rasulü (sav) cinlerin ve insanların peygamberidir. O, alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Cinlere de tebliğini yap-mış ve onların içinden elçiler seçip kendi kavimlerine gönder-miştir. Kur’an-ı Kerim’de bu konu şöyle anlatılır:

“Bir zamanlar, cinlerden bir grubu Kur’an dinlesinler diye sana yönlerdirmiştik. Nihayet o (vahye) kavuşur kavuşmaz “sükûnetle dinleyin” demişler, (okuma) biter bitmez de kendi toplumlarının yanına uyarıcılar olarak dönmüşlerdi.

Onlar “Ey kavmimiz!” dediler, “Biz Musa’dan sonra indirilen ve kendisinden önceki vahyi tasdik eden bir ilahi mesaj dinle-dik; o vahiy (kendisine uyanı) hakikate ve dosdoğru bir yola yö-neltiyor.

Ey kavmimiz! Allah’ın davetine icabet edin ve ona iman edin (ki), günahlarınızı bağışlasın ve sizi elim bir azaptan korusun.

404-Müslim, 1/553.405-Buhari, Enbiya, 10; Müslim, Zikir, 54.406-Ebu Davud, Edeb, 101; İbn Mace, Dua, 14.

Page 52: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

102 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 103

Ama kim Allah’ın davetine icabet etmezse, asla O’nu (Allah’I) yeryüzünde atlatmış olmaz; ve ona (Allah)tan başka hiçbir dos-tun yararı dokunmaz; böyleleri fark edilir bir sapıklığın ortasına düşerler.”407

“...Gerçekten biz hidayet rehberini (Kur’an’ı) işitince ona inan-dık. Kim Rabbine inanırsa, artık ne hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar.

Kuşkusuz içimizde müslüman olanlar da var, hak yoldan sa-panlar da var. Kim müslüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır. Hak yoldan sapanlar gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır.”408

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”409

Cinlerden Hangi Ayetle Korunulur?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Bakara Suresi’nde bir ayet vardır ki, Kur’an ayetlerinin efendisidir. Şeytan olan herhangi bir evde (bu ayet) okunursa, (şeytan) o evden çıkar. (O ayet) Ayet’el-Kürsi’dir”410

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Her kim her farz namazın arkasında Ayete’l Kürsi’yi okursa, öteki namaza kadar (maddi manevi bütün be-lalardan) korunur ve buna (bu sureyi her namazın arkasından okuma-ya) ancak Peygamber, Sıddık veya Şehit devam eder.” 411

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Cinnilerin azılılarına Bakara suresin-de ki şu ayetlerden daha şiddetli gelen bir şey yoktur; “Ve ilaahüküm ilaahün vaahidün” den itibaren iki ayet (Bakara suresi, 163-164)”.412

Nazar Değmesine Karşı Hangi Ayetler Okunur?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Allah’ın kitabında nazar için sekiz ayet vardır. Bir evde bir kul oku-sunda o gün ona insan nazarı değsin, olmaz. Sekiz ayet; Fatiha Suresi

407- Ahkaf suresi, 29-32.408- Cin suresi, ayet 1-15.409- Zariyat suresi, ayet 56.410-Beyhaki, Şuabü’l-İman, 2, 457, 2389.411-Beyhaki, Şuabü’l-İman, 2/458, 2396412-Ramüzü’l-Ehadis, c.2 , sy 363, Deylemi Enes (ra) den.

(yedi ayet) ve Ayete’l Kürsidir.”413

Ayrıca Kalem Sûresi’nin nazar ayeti olarakta bilinen 51. ve 52. ayet-i kerimeleri de nazar için okunur.

Hased edilebilecek iki konu nelerdir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“İki şey dışında hased olmaz (edilmez):(Birincisi) Bir kişi ki Al-lah ona Kur’an’ı öğretmiştir, o da gece ve gündüz boyunca onun-la amel eder. (İkincisi) Yine bir kişi ki Allah ona mal vermiştir, oda gece ve gündüz boyunca onu (hak yolda) infak eder.”414

Abdestsiz Kur’an-ı Kerim’e Dokunabilinir mi?

Allah Teala şöyle buyurur:

“Ona (Kur’an’a) tertemiz olanlardan başkası el süremez.”415

Öğrenmek maksadıyla Mushafın abdestsiz tutulması caizdir, bu Kur’an öğrenmekten geri kalınmasın diye bir ruhsattır. Faziletli olan ise abdestsiz tutulmamasıdır. Su yoksa bile teyemmüm edilir. Fakat Kur’an’ı öğreten kimse için abdestsiz tutulması caiz değildir.

Su bulamayan kimse, Mushaf’a dokunmak için teyemmüm etmek mecburiyetindedir.

Bir örtü ile Mushaf’ı tutmak caiz olduğu gibi, abdestsiz olan kimse-nin kılıflı bir Mushafı taşımasında bir sakınca yoktur.

Cd, Kaset ve Mp3… gibi üzerlerinde ayet-i kerime yazılı olmayan, fa-kat içerilerinde ayeti kerime kaydı bulunan malzemelere dokunmak-ta bir beis yoktur.

Fıkıh, hadis ve akaid gibi şer’i kitaplara abdestsiz dokunmayı mene-den bir hüküm yoktur. Ama bunlara abdestsiz dokunmamak müste-haptır. Tahrif edilmiş semavi kitaplara abdestsiz dokunmakta mahzur yoktur. Yalnız, Tevrat, Zebur ve İncil’in abdestsiz okunması mekruhtur. Çünkü aralarında Allahu Teala’nın kelamı vardır. Onlar arasından han-gisinin değiştirildiği belli değildir.

Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu

413-Deylemi, İmran’dan (ra).414- Acluni, Keşfü’l-Hafa, c. 2 / 3058.415-Vakıa Suresi, ayet 79.

Page 53: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

104 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 105

vesselâm), cünüb olmadıkça her halimizde bize Kur’an okutup ta’lim ederdi.”

Nesâi’nin bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) heladan çıkınca Kur’an okutur, bizimle et yer-di. Cenabet halinden başka hiçbir şey O’nunla Kur’an arasına perde olmazdı.’’416

Maliki mezhebine göre; Kur’an öğrenen ve öğreten büluğ çağına girmiş kimse için Kur’an’a dokunmak ve taşımak caizdir. Velev ki, ay-başı ve loğusa bir kadın olsun. Çünkü onların böyle bir engeli ortadan kaldırmaya güçleri yoktur. Cünüp için caiz değildir. Çünkü cünüp olan kimse, gusül ya da teyemmüm ile bu engeli ortadan kaldırabilir. Ha-nefi, Şafii ve Hanbeli mezheblerine göre aybaşı ve loğusa olan kadının Kur’an-ı Kerim’e dokunması caiz değildir.417

Abdestsiz Kur’an-ı Kerim Okunabilir mi?Kur’an kıraatının abdestli olarak yapılması müstehaptır. Çünkü zi-

kirlerin en faziletlisi Kur’an tilavetidir. Rasulullah’da (sav) abdestsiz Allah’ı zikretmeyi çirkin görmüştür.418 Bununla beraber Rasulullah’ın (sav) abdestsiz olarak Kur’an tilavet ettiği sabit olmuştur ve icma-i üm-met de abdestsiz Kur’an okumanın caiz olduğudur. Bu okuma Kur’an-ı Kerim’e dokunmadan veya ezberden yapılan okumadır. İmamu’l Hara-meyn (478/1085) “Kur’an’ı abdestsiz okuyan kerâhete düşmüş değil-dir, ancak daha faziletli olanı terk etmiştir”419 demiştir.

Burada önemli olan husus, Mushafa dokunulmaksızın yapılan kıra-attır. Mushafa ancak abdestli olanlar dokunabilir.420

Cünüp olanların ve âdet gören kadınların Kur’an okumaları haram-dır, velev ki bir ayet veya daha az olsa bile. Tesbih, tehlil, tahmid, tek-bir ve salavatı şerife getirmek ise caizdir.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur: “Hayızlı ve cünüp olan Kur’an’dan bir şey okumasın.”421

Cünüp Veya Hayızlı Olan Bir İnsan Meal Okuyabilir mi?

416-Ebu Dâvud, Tahâret 91, (229); Tirmizi, Tahâret 111, (146); Nesai, Tahâret 171, (1, 144).417-Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ans., C I, s 213-214.418-Suyuti, el-İtkan, I, 195 ; Zerkeşi, Bürhan, I, 459.419-Nevevi, Tıbyan, s.39.420-Vakıa Suresi, ayet 79.421-Tirmizi, Tahare, 98.

Okunan mealde Arapça bir metin (ayet) yoksa ele alınıp okunabilir. Tefsir okunabilir. Çünkü okunan Kur’an-ı Kerim değil meal veya tefsir kitabıdır.

Kur’an-ı Kerim Ayetleri Abdestsiz Yazılabilir mi?

Kur’an-ı Kerim ayetlerinin yazılı olduğu eşyaya dokunamadığımız gibi, yazarken de dokunmak mecburiyetinde kalınırsa abdestsiz yazı-lamazlar. Yazılan şeye dokunmadan yazılabilir.422

Kur’an-ı Kerim Ancak Arapça Dilde mi Okunur?

Allah Teala şöyle buyurur:

“Biz her gönderdiğimiz peygamberi, ancak bulunduğu kavminin di-liyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın.”423

“Biz bu kitabı anlayasınız diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” 424

“Onu Ruhu’l Emin (Cebrail) korkutuculardan olasın diye kalbine açık bir Arapça dili ile indirdi.” 425

“Onu pürüzsüz ve dosdoğru Arapça bir Kur’an olarak indirdik. Umu-lur ki sakınırlar.”426

Yine Zuhruf Sûresi 3. ayet, Ahkaf Sûresi 12. ayet ve Tâ-hâ Sûresi 113. ayette de Arapça indirildiği bildirilmektedir.

“Anlayasınız diye Arapça” ibaresinden maksat “açık ve anlaşılır li-san”, “Arap kavminin kendi lisanı” demektir. Bu Arapça dilinin özellik-lerindendir. İfadeleri ve işaretleri nettir. Arapça’ya vakıf olan herkes Kur’an’ın Allah’ın Kelamı olduğunu ve mükemmelliğini kabul eder.

Kur’an, nazm ve mana bütünlüğü ile sabit olduğundan, nazil oldu-ğu dil üzere okunabilir. Kur’an’ın beşer kelamı olmayıp Allah kelamı oluşu (icazı), nazm ve mananın beraberliği ile mümkündür. Mananın lafızdan ayrılması halinde ise, Kur’an’ın icazı kaybolur ve ona Kur’an denilmesi caiz değildir.427

Gerek namazda ve gerekse nazmın dışında Kur’an ancak nazil oldu-

422-Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ans., C I, s 213-214.423-İbrahim Suresi, ayet 4.424-Yusuf Suresi, ayet 2.425-Şuara Suresi, 193-195.426-Zümer Suresi, ayet 28.427-Bedaiu’s-Senayi, I, 112; es-Serahsi, Mebsut, I, 37.

Page 54: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

106 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 107

ğu dil Arapça ile okunduğunda kıraattir. Bunun dışındakiler kıraat sa-yılmaz. Vahiy lafızları dışında, Arapça lafızlarla dahi olsa kıraat, Kur’an tilaveti olamaz.

Kur’an’ın diğer dillere tercüme ve tefsiri ayrı bir konudur ve bu müs-lümanların vazifesidir. Ancak yapılan tercüme ve tefsirler Kur’an hük-münde olamazlar. Allah namazda indirdiği Arapça Kur’an’ın okunma-sını emretmektedir, başka bir dilde tercüme veya tefsiri değil.

Ücretle Kur’an-ı Kerim Öğretmek, Okumak ve Okutmak Uygun mudur?

İmam Şafi (ö 204/819), Ahmed b. Hanbel (ö 241/855), Ebu’l-leys (ö 373/983)’e göre karşılıklı anlaşmak sûretiyle Kur’an öğretmek için ücret almak caizdir. Yalnız o belde de ondan başka Kur’an okutacak, öğretecek bir kimse yoksa, o zaman o kimseye Kur’an okutmak vacip olduğundan ücret alması helal değildir.

İmam Malik (ö 179/795) ücret almayı mutlak sûrette caiz gören-lerdendir. Muallimin aylık, haftalık veya herhangi bir şekilde anlaşma yapmasında bir mahzur yoktur.

İmam Ebu Hanife (ö 150/767), Zühri (ö 230/844) ve bunla-ra tâbi olanlar, ücret mukâbili Kur’an okumayı ve okutmayı câiz görmemişlerdir.428

İslam alimleri, vaktini Kur’an öğretimine ayırmış kimselerin bu hiz-metleri karşılığında hazineden mali yardım ve maaş almasının caiz ol-duğunda görüş birliği içerisindedirler.429

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Üzerine ücret almada en haklı olduğunuz şey Kitabullah’tır.”430

Yukarıdaki konular Kur’an-ı Kerim’in öğretilmesi ile alakalıdır. Kur’an-ı Kerim’in üçretli okunup okunmama meselesine gelince; Osmanlı’nın yüz akı alimlerinden İmam Birgivi risalesinde, Kur’an-ı Kerim’in üçretli okunmasını enine-boyuna işlerken, üçret alınmasının çok kötü olduğunu söyler. İbni Abidin de konuyu çok ayrıntılı bir şe-kilde anlatarak, üçretli okunmasının kesinlikle haram olduğunu, oku-yanların günaha girdiğini, böyle bir ücretin caiz olmadığını, Kur’an-ı Kerim’i küçük düşürmekte olduklarını ve çok çirkin bir iş yapıldığını

428-İmam Gazali, el-İhya, I, 282; Nevevi, Tıbyan, s.29.429-TDV İslam Ansiklopedisi, c.26, s.411.430-Buhari, İcare 16, (muallak olarak kaydetmiştir), Tıbb 34.

belirtir.

İmam Birgivi, İbni Abidin’den daha şiddetli açıklama yapar. Birgi-vi, kendisine gelip, “Kur’an okuyanların aç olduğu, aç insan zor du-rumda kaldığında domuz etinin yenmesi bile caizken, niçin Kur’an-ı Kerim’den alınan üçret caiz olmasın?” diye soranlara;”Ben onlara fet-va veriyorum, onlar domuz eti alsınlar, yesinler ama asla Kur’an-ı Ke-rim okuma karşılığında üçret alıp yemesinler.

Kur’an-ı Kerim Hakkında Münakaşa Edilir mi?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“ Kur’an hakkında münakaşa (ve mücadele) etmek küfürdür.”431

Kur’an-ı Kerim hakkında münakaşa etmek ve yersiz mücadeleye gi-rişmek haramdır.

Allah, kelamının muhafazasını âlim kullarına bırakmıştır. İlimsiz ve delilsiz Kur’an’ın tefsirine kalkışmak küfürdür.432

Abdullah İbni Amr (ra) şöyle rivayet eder: “Bir gün erkenden Rasulullah’a (sav) gittim, biz otururken iki kişi bir ayet hakkında ihtilaf ederek seslerini yükseltttiler. O anda Rasulullah (sav):

“Sizden evvelki ümmetler ancak kitapta ihtilaf etmeleri sebebiyle helak olmuşlardır.” buyrudu.433

Hadis-i Şerif’te geçen ihtilaftan murad, ehil olmayan kişilerin ihti-laf caiz olmayacak hususlarda lüzumsuz yere cahilane ihtilaf etmele-ri yahut şüpheye ve kavgaya sebeb olacak şekilde ihtilaf etmeleridir.

Kur’an-ı Kerim’e Nasıl Hürmet ve Tazim Gösterilir?

Kur’an’ı Kerim’e hürmet ve tazim göstermenin, onu korumanın ve paklığına dikkat etmenin vacib olduğu hakkında İslam âlimlerinin itti-fakı vardır. Onun bir harfini bile inkar etmenin veya bir harf dahi ziya-de etmenin küfür olduğunda da yine icmâ vardır.434

Kâdı İyâd (554/1149) şöyle demiştir: “İyi bil ki, Kur’an’ı veya Mushaf’ı veyahut ondan bir şeyi küçümseyen, ona söğen veya ondan bir harfi inkar eden, onda açık bir şekilde açıklanan bir hükmü veya

431-Süneni Ebu Davud, II, 505.432-Nevevi, Tıbyan, s.101.433- Müslim, İlim, 1; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, 2, 624.434-Nevevi, Tıbyan, s.98.

Page 55: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

108 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 109

bir haberi yalanlayan, onun isbat ettiğini inkar veya inkar ettiğini isba-ta yeltenen veyahutta Kur’an dan şüphe eden kimse, müslümanların ittifakı ile kâfirdir.”435

Kur’an’ı Kerim’in feyzinden istifade edebilmek için, ona karşı son derece edepli ve hürmetkâr olmak lazımdır. El-Ferre (207/822) şöyle der: “Maddi ve mânevi temiz olmayanlar Kur’an’ın gıdasını, tadını ve faydasını bulamazlar.”436

Kur’an okurken gülmekten, gürültü etmekten, konuşmaktan, vücu-dun herhangi bir uzvuyla oynamaktan, zihnini meşgul eden şeylere bakmaktan çekinmek gerekir. Mushaf’ı ve dini kitapları karalamak ha-ramdır. Kur’an’ı pis bir şeye yazmakta haramdır.437

Mushaf’ı çanta, torba, sandık, örtü veya buna benzer şeylerle tutup taşımakta bir beis yoktur.

Kâfir, Kur’an’ı Dinlemekten Men Edilebilir mi?

Kâfir, Kur’an’ı dinlemekten men edilmez. Allahu Teala şöyle buyu-rur:

“Eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah’ın Kelamı’nı işi-tip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (Müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır.”438

Tilavet Secdesi Nedir ve Nasıl Yapılır?

İçinde secde olan bir ayeti okuma veya canlı dinleme nedeniyle ya-pılan secdeye tilavet secdesi denir.

Hanefi Mezhebi’ne göre, Kur’an-ı Kerim’i okuyan ve dinleyen üze-rine tilavet secdesi vacibdir. Şafii ve Hanbeli mezhebine göre sünneti müekkede, Maliki mezhebine göre ise sünnet veya menduptur.

Tilavet secdesini, ayeti duyar duymaz yapmak efdaldir. Geniş za-man içinde de yapılabilir. Kıbleye karşı yönelinir, tilavet secdesine ni-yet edilerek hemen secdeye gidilir. Tek secde yapılıp ayağa kalkılarak “Semi’na ve eta’na gufraneke rabbena ve ileykel masîr” denilerek sec-de bitirilir.

435-Nevevi, Tıbyan, s.98.436-Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, IX, 6395.437-Zerkeşi, Burhan, I, 478.438-Tevbe Suresi, ayet 6.

Kerahat vakti secde ayetini duyan, aynı vakitte tilavet secdesi ya-pabilir.

Tilavet secdesinde teşehhüd ve selam yoktur. Tekbir ve tespihleri sünnettir. Secde ise, vaciptir. Bu secde sehiv secdesi gibi iki secde ola-rak değil tek secde ile yapılır.

Namaz kılan kimsenin, namazda okuduğu secde ayetinin secdesini namazda eda etmesi lazım gelir.

Bir mecliste secde ayeti tekraren okunursa ne lazım gelir?

Aynı mecliste aynı secde ayeti birkaç kez ard arda okunduğu tak-dir de, hem okuyanın hem de dinleyenlerin bir defa secde etmeleri yeterlidir. Aynı secde ayeti ayrı ayrı meclislerde okunursa, ya da aynı mecliste ayrı ayrı secde ayeti okunursa, her biri için ayrı ayrı tilavet secdesi yapmak gerekir.439

Bir kimse secde ayetini radyo, tv veya hoporlörden dinlese tilavet secdesi yapmak gerekir mi?

Bir kimse secde ayetini eğer papağandan yahut kayıt aletlerinin kaydından dinlese yahut ses yankısını dinlese tilavet secdesi yapma-sı gerekmez.

Abdestsiz veya cünüp olan veya hayız ve nifas halinde bulunan bir kimse secde ayetini işitirse ne olur?

Abdestsiz veya cünüp olan bir kimse secde ayetini işitirse, abdest-sizliğini ve cünüp halini giderdikten sonra, tilavet secdesini yerine ge-tirmesi vaciptir. Hayız ve nifas halinde tilavet secdesini işiten kadınla-ra secde yapmak vacip değildir.

Tilavet Secdesi Hangi Surelerde ve Hangi Ayetlerde Geçmektedir?

Hanefi mezhebine göre secde ayetleri Kur’an-ı Kerim’de on dört yerde geçer: Araf Suresi, 206; Rad Suresi, 15; Nahl Suresi, 50; İsra Su-resi, 109; Meryem Suresi, 58; Hac Suresi, 18; Furkan Suresi, 60; Neml Suresi, 25; Secde Suresi, 15; Sad Suresi, 24; Fussılet Suresi, 37; Necm Suresi, 62; İnşikak Suresi, 21; Alak Suresi, 19.

Şafii mezhebinde Hac Suresi’nin 77 nci ayeti de secde ayetidir. Yine İmam Şafiye göre Sad Suresi 24 ncü ayetinde ki secde şükür secdesi-

439-Dürru’l-Muhtar, I, 276.

Page 56: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

110 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 111

dir.

Kur’an-ı Kerim Alınıp Satılabilir mi?

Mushaf’ın alınıp satılmasında bir mahzur yoktur. İbni Abbas, Hase-ni Basri, İkrime, İbni Uyeyne bu görüştedir.

İmam Nevevi şöyle der: “Hadis, fıkıh ve faydalı şeyleri ihtiva eden her kitabı alıp satmak caizdir.”440

Kur’an-ı Kerim’i Yakmak Caiz midir?

Kur’an’ı Kerim yıpranır, istifade edilemez hale gelse bile onu yak-mak caiz değildir. Üzerine basılmayan ve pislik atılmayan bir arazide çukur kazıp onu gömmek veya temiz bir şeye sarıp mağara da sakla-mak lazımdır.441

Kur’an-ı Kerim’le Fal Bakılır mı?

Büyü yapmak insanı helak eden büyük günahlardandır. Hatta insanı İslam dininden çıkaran hususlardandır.442

Falcı, büyücü ve kâhinlere gitmek, onlara herhangi bir konuda soru sormak, söylediklerini tasdik etmek caiz değildir. Gaybı Allahu Teala’dan başka , ne insan, ne cin hiç kimse bilemez. Gaybı biliyorum diyen küfre girer.

Kadı Ebubekir ibnü’l-Arabi Ahkam adlı kitabında, “Mushafla fal bak-mak helal değildir” der.

Kur’an-ı Kerim Okunurken O’nu Alaya Almanın Cezası Nedir?

Kur’an’ı Kerim Allah kelamıdır. Ona hürmetsizlik Allah’a hürmetsiz-liktir. Bu bakımdan bir yerde Kur’an okunurken, bir takım yakışıksız söz ve davranışlardan sakınmak gerekir. Onu alaya almak ise küfürdür. Aynı zamanda çalgı çalındığı, def, darbuka ve benzeri gürültü çıkaran şeylerle oynandığı yerlerde Kur’an okumak büyük günahlardan biridir. Hatta o gibi yerlerde sırf kazanç olsun diye okuyanların küfre girdikleri çağın alimleri tarafından kabul edilmiştir.443

Ölülere Kur’an-ı Kerim Okunur veya Okutulur mu?440-Nevevi, el-Mecmu, 9, 275.441-El-Fetava’l-Hindiyye, c.5, s.323.442-Bakara Suresi, ayet 102-103.443-Fetavayi Bezzaziye, c.6, s.349.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Ölülerinize Yâsin Sûresini okuyunuz”444

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an’ın kalbi Yâsin’dir. Kim onu Allah rızası ve ahiret sevabı dileyerek okursa, Allah onun günahlarını affe-der. Onu ölülerinize okuyunuz”445

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Sizden biri öldüğünde onu fazla bekletmeyin, kabrine götürmekte acele edin. Kabrinde onun başucunda Fâtihatü’l-Kitab ve ayak ucunda da Bakara’nın sonu okunsun”446

Ölüler için en güzel hediye Yâsin ve Mülk sûrelerinin okunması-dır. Bunun dışında Vakıa, Tekâsür, İhlas, Felak, Nas, Fatiha ve Bakara Sûresi’nin ilk beş ayeti veya Kur’an’ı Kerim’den herhangi bir yer oku-nabilir.

Alimler, hac ve sadaka gibi kısmen veya tamamen mali ibadetler-le dua ve istiğfar gibi amellerin sevabından ölülerin yararlanabileceği görüşünü benimserken, namaz, oruç, Kur’an okuma gibi bedeni iba-detlerde daha tereddütlü davranmış, çoğunluk bu konuda Allah’ın di-lemesi kaydını da getirerek iyimser bir yaklaşım sergilemiştir. Bağış-lanmak üzere okunan Kur’an’ın sevabından ölülerinde faydalanabile-ceği görüşü, İmam Malik ve İmam Şafii hariç fakihlerin çoğunluğun-ca kabul edilir.

Kur’an okumayı dilenme, mal edinme ve dünyevi menfaat sağla-ma vasıtası yapmak yasaklanmıştır.447 Ücret karşılığı okunan Kur’an’da halis ve sahih niyet olmayacağı için bu okuma ibadet vasfını almaz ve sevap hasıl olmaz. Böyle bir işleme başvurmak zaruret de değil-dir. Asıl olan ücret karşılığı olmayan bir okuyuş veya kişinin ölülere kendisinin Kur’an-ı Kerim okumasıdır. Kim Kur’an okumayı bilmiyor ve geçerli mazereti de (özürlü) yoksa acilen Kur’an okumayı öğrenmesi vazifesidir.448

Kur’an-ı Kerim Okurken Selam Verilip Alınır mı?

Kur’an okuyarak yürüyen bir kimse bir topluluğa rastlarsa, hemen

444-Süneni Ebu Davud, II, 170.445-Bekir Sadak, Tac Tercünesi, IV, İstanbul, 1974.446-Ramüzü’l-Ehadis, c. 1, s,63 Tabarani ve Beyhaki’den.447-Müsned, III, 428 ; IV, 432,439 ; Tirmizi, F.Kur’an, 20.448-İbni Abidin, VI, 56-57.

Page 57: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

112 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 113

kıraatını kesmeli, onlara selam vermeli, sonra euzu çekerek kıraatına dönmelidir.

Kur’an okuyana selam vermemek daha faziletlidir. Şayet birisi ona selam verirse, işaretle selamını alması kâfidir. Eğer sözle selam alırsa euzu çekerek tilavetine döner. En güzeli sözle verilen selama sözle kar-şılık vermektir.

Kur’an okuyandan bir şey istenirse, işaret etmek suretiyle cevap ve-rir, isteyenin kalbi kırılacaksa, kıraatını keser ve cevap verir.

Kur’an okurken, ilimce, makamca, yaşça veya anne-baba gibi hür-met gereken kimseler gelirse, hürmet için ayağa kalkmak müstehaptır. 449

Kur’an okurken hapşıran “elhamdülillah” derse, veya dinleyen hap-şırıp “elhamdülillah” derse, “yerhamükellah” demek müstehaptır.

Kur’an okuyan, müezzinin ezanını duyunca kıraatını kesmeli, eza-nın ve kametin lafızlarını tekrar ederek icabet etmeli, sonra kıraatı-na dönmelidir.

Kur’an okuyan yanılır ve kıraatının arkasını getiremeyecek olursa bir başkasına sormalı, sorulan kişide biliyorsa cevap vermelidir.

Ayet-i kerime’yi delil getiren kimse önce “Allah buyuruyor” demelidir.450

Kur’an-ı Kerim Latinize Edilmiş (Latin harfleriyle) Şekliyle Okunur mu?

Kur’an’ı Kerim’i, Arapça’sı Latin harflerine dönüştürülmüş şekliyle okumak caiz değildir. Okuyan ve okumakta ısrar eden günahkâr olur.

İmam Malik hazretlerine; “İnsanlar tarafından meydana getirilen bir yazı ile Kur’an-ı Kerim yazılabilir mi? diye sormuşlar. O da: “Hayır (asla caiz olmaz). Ümmetin alimlerinden buna cevaz veren kimse yok-tur” cevabını vermiştir.

Yazım şekli caiz olmadığı gibi bu tür yazılardan Kur’an-ı Kerim oku-makta caiz değildir.451

Sadece Kur’an-ı Kerim Yeterli mi? Allah Rasulünün (sav) 449-Nevevi, Tıbyan, s.70 ; Suyuti, el-İtkan, I, 205.450-Suyuti, el-İtkan, I, 205.451-Mehmet Talu, Dini Meseleler, c.3, s.60.

Sünnetine Gerek Yok mu?

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Herhangi birinizi, koltuğuna yaslanmış olup, benim emrettiğim veya yasakladığım bir husus ona intikal edince (umursamadan): “Bile-meyiz (Kur’an’da başka bir şey tanımayız ve tabi olmayız). Biz Allah’ın kitabında ne bulduksa ona tabi olduk (artık hadislere tabi olmayız) derken sakın ha bulmayayım.”452

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Sizden birinin, kürsüsüne dayanmış olduğu halde, beni yalanlayacağı zaman gelir. Şöyle ki, kendisine ben-den bir hadis ulaştığında, der ki: “Allah’ın Rasulü böyle bir şey söyle-medi. Bunu bırak, Kur’an’dakini bana getir.”453

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Sizden biri, (rahat) koltuğuna kuru-lup, Allah’ın sadece şu Kur’ an’da yazdıklarını mı haram ettiğini sa-nıyor? Haberiniz olsun, vallahi ben (Allah’ın yasaklarını) duyurdum, (Kur’an’da olmayan hayırlar) emrettim, birçok şeylerden sizleri yasak-ladım; bunlar, Kur’an’ın bir misli kadar ve belki de daha çoktur. ”454

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Allah’ın kitabından size verilenle amel icab eder ve onu terkte kimse özür sahibi olamaz. Onda bulunmayan için Benden câri olmuş Sünnet, ondan da yoksa ashabımın sözlerine bakılır. Zira ashabım semadaki yıldızlar gibidir. Hangisini takip etseniz hidayete erersiniz. Ashabımın ihtilafı sizin için rahmettir.”455

Terim olarak sünnet, söz, fiil ve takrirleri ile Hz. Peygamber’in İslâm’ı yaşayarak yorumlaması demektir. Bu anlamda sünnet, ha-disten daha kapsamlıdır. Nitekim “Size iki şey bırakıyorum. Onla-ra sıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız: Allah’ın kitabı ve Resûlü’nün sünneti..”456 hadisinde bu anlam açıkca görülmektedir. Hz. Peygamber’e nisbet edilen her şeyin yazılı metni mânasında hadis, günümüzde sünnet yerine de kullanılmaktadır. Artık bugün hadis de-yince sünnet, sünnet deyince hadis anlaşılmaktadır. Sünnetin çoğulu sünen olduğu gibi Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirlerine ait hadisle-ri içeren kitaplardan bir kısmının adı da Sünen’dir.

Sünnet, Kur’ân’ın açıklayıcısı olduğu için Kur’ân-ı Kerîm’den hemen

452- Ebu Davud, Sünnet,5 ; Tirmizi, İlim,10 ; İbni Mace, Mukaddime, 2.453-Ramuz el-Ehadis, C. 2, s 315/10.454-Ebu Davud, Harac 33; Darimi, Mukaddime, 49; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6, 95.455-Ramuz el-Ehadis, C I, s. 293/8 Deylemi’den.456-Mâlik, Muvatta’, Kader 3.

Page 58: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

114 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 115

sonraki ikinci delildir. Kur’an, okunan vahiy; sünnet, rivayet olunan va-hiy457; hadis ise,“rivayet edilen sünnet”458 demektir.

Kur’an-ı Kerim bizden, Allahu Teala’ya “itaat” etmemizi isterken; Rasulullah’a (sav) hem “itaat” hem de “ittibâ” etmemizi istemektedir. İttiba ise; günlük hayatta izini takip etmek, arkasından gitmektir.

Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulmaktadır:

“Peygamber size ne verirse onu alın, neyi yasaklarsa ondan da kaçının!”459

“De ki: Allah’ı seviyorsanız, bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın”460

“Allah’a ve kıyamet gününe kavuşacağını uman sizler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır”461

“Allah’a ve Resûlü’ne inanıyorsanız, anlaşmazlığa düştüğünüz ko-nuları Allah’a ve Resûlü’ne arz ediniz!”462

“Hayır Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan anlaşmazlıklar-da seni hakem tayin edip verdiğin hükmü, içlerinde hiç bir sıkıntı duy-madan kabul edip teslim olmadıkları sürece tam mü’min olamazlar”463

“Gerçekten sen, doğru yola, Allah’ın yoluna çağırıyorsun”464

“Peygamber’in emrine muhâlefet edenler, fitneye ya da can yakıcı bir azaba uğramaktan çekinsinler”465

“Kim Peygamber’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur”466

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır:

“...Kim benim sünnetimden (yaşama tarzımdan) yüz çevirirse ben-den değildir”467

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Dinin elden çıkışı sünnetin terkiyle 457-Şâfiî, Risâle, s. 91-92.458-Kâsımî, Kavâidü’t-tahdîs, s. 35-38; Cezâirî, Tevcîhü’n-nazar, s. 2.459-Haşr Suresi, ayet 59.460-Âl-i İmrân sûresi , ayet31.461-Ahzab Suresi, ayet 21.462-Nisa Suresi, ayet 59.463-Nisa Suresi, ayet 65.464-Şura Suresi, ayet 52.465-Nur Suresi, ayet 63.466-Nisa Suresi, ayet 80.467-Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5.

başlar. Halat nasıl lif lif kopup parçalanırsa, din de sünnetin birer birer terkiyle ortadan kalkar”468

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Namazınızı, beni nasıl kılarken görü-yorsanız, öyle kılın”469

Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Hac ile ilgili ibadet ve uygulamalarını-zı, benden sorup öğrenin”470

Rasulullah (sav) buyurdu ki: ”Âgâh olun! (Dikkatli olun) Şüphesiz ki Allah’ın Rasulu’nün haram kıldığı, Allah’ın haram kıldığı gibidir.”471

İmamı Şafii (ra) şöyle der:” Rasulullah (sav) verdiği bütün hüküm-leri Kur’an’dan almıştır. Bütün ümmetin alimlerininin söylediklerinin tamamı sünnetin (hadis-i şeriflerin) şerhi, bütün hadis-i şerifler de Kur’an’ın izahıdır.”472

Allah Rasulü (sav), Kur’an-ı Kerim’in tefsirini yapmıştır; özellikle iba-detler ve ferdi-toplumsal konularda. Mesela; hac, namaz, zekat gibi konular Allah Rasulü (sav) tarafından açıklanmış ve uygulanmıştır. Al-lah Rasulü’nün (sav) sünneti olmadan İslam nasıl yaşanabilir?.

Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:”Hayır (doğru yol), Kur’an’a ve benim sünnetime uymaktır.”473

Kur’an-ı Kerim’in Diğer Kutsal Kitaplara Bakışı Nasıldır?

Kur’an-ı Kerim kronolojik olarak, Tevrat, Zebur ve İncil gibi diğer kitaplardan sonra gelmiştir. Takdim ettiği dini tamamen yeni ve ön-cekilerden büsbütün farklı bir din değil, Hz. Adem’den itibaren bütün peygamberlerce tebliğ edilen ilahi dinin son şekli olarak tanımladığı için diğerlerini kuşatıcı bir mahiyet arz etmekte, önceki peygamber-lere inanmayı da şart koşmaktadır.474Nitekim Kur’an geçmişte bir çok peygamber gönderildiğini, onlara kitap veya sahifeler verildiğini bil-dirmekte, bu kitaplar arasında Hz. İbrahim’in sahifelerini, Hz. Musa’ya verilen Tevrat’ı, Hz. Davud’a verilen Zebur’u ve Hz. İsa’ya verilen İncil’i ismen zikretmekte, “evvelkilerin kitapları” ifadesiyle475 daha önceki

468-Dârimî, Mukaddime 16.469-İbni Hacer, Fethu’l-Bari, II, 163.470-Nevevi, Şerhu Müslim, VIII, 220.471- İbn Mace, Mukaddime, 2; Beyhaki, S.Kübra, K.Zahâyâ, 74; S.Dârekutnî, 4, 286.472- İmamı Şafii, el-Hâvî, 2, 286.473- Suyuti, Dürrü’l-Mensur, 2, 289.474-Nisa Suresi, ayet 136.475-Şuara Suresi, ayet 196.

Page 59: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

116 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 117

kutsal metinlere de atıfta bulunmaktadır. Özellikle Tevrat ve İncil hak-kında ayrıntılı bilgiler içermesi yanında bu kitaplarda ki bir çok kıssa ve konuyu ihtiva etmekte, bunlarda yer alan, kendisinin de benimsediği evrensel ilkeleri tekrarlamakta, geçmiş kitapların içeriklerini orijinal şekliyle ne oranda muhafaza edilebildiğini, hangi hususlarda değişikli-ğe uğratıldığını bildirmektedir.476

Tevrat, Kur’an’a göre bir nur, bir rahmet ve bir hidayet kitabı olarak takdim edilir. Hakkı batıldan ayıran, bütün hakikatleri apaçık gösteren ve insanları doğru yola sevk eden bir rehber olarak tanıtır.477

İsa (as) ve Muhammed (sav), Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderil-mişlerdir. Tevrat, Hz. Musa’ya (as) vahiy yoluyla indirilen hak kitaptır. Tevrat’ın ASLININ hak kitap olduğuna inanmak her müslüman’a farz-dır, inkar ve red küfürdür.

Tevrat, Kur’an’ı Kerim’de onsekiz yerde zikredilir; Ali İmran Suresi,3, 48,50,65,93; Maide Suresi, 43,44,46,66,68,110; Araf Suresi 157; Tev-be Suresi, 111; Fetih Suresi 29; Saff Suresi 6, Cuma Suresi 5.

İncil, Hz. İsa’ya (as) Allah tarafından gönderilen ilahi bir kitaptır. İncil’in de ASLINA hak kitap olarak inanmak her müslüman’a farzdır, inkar ve red küfürdür.

Kur’an’da İncil, bir hidayet, bir nur, bir rahmet ve müttakiler için bir nasihat olarak tanıtılır.

İncil, Kur’an’ı Kerim’de onlarca yerde zikredilir; Ali İmran 3,47,65; Maide Suresi 46,66,68,110; Araf Suresi 157; Tevbe Suresi 111 gibi.

Kur’an-ı Kerim, Tevrat ve İncil’in Ortak Noktaları Nelerdir?

Allah Teala şöyle buyurur:

“(Rasulüm) de ki; Ey ehl-i kitap! (Yahudiler ve Hristiyanlar) sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah’tan başkasına tapmayalım; O’na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah’ı bırakıp ta ki-mimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman; şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.”478

476-Bakara Suresi, 89, 136; Ali İmran Suresi, ayet 3, 84 ; Maide Suresi, ayet 48; Enam Suresi, ayet 92; Hadid Suresi, ayet 26-27.477-Ali İmran Suresi, ayet 43; Enam Suresi, ayet 91 ; Hud Suresi, ayet 17 ;Müminun Suresi,

ayet 49 ; Kasas Suresi, ayet 43 ; Saffat Suresi, ayet 117; Fussılet Suresi, ayet 12.478-Ali İmran Suresi, ayet 64.

Kur’an-ı Kerim ile Tevrat ve İncil Arasındaki Fark Nedir?

Allah’ın bütün Peygamberlerine iman etmek İslam inanç esasla-rındandır. Allah’ın inzal buyurduğu hak kitaplara (mukaddes kitaplar) inanmakta zorunludur. Bütün hak kitaplar İlahi vahiy kaynaklıdır.

Semâvi ve ilahi kitaplara inanan insan grupları arasında farklar var-dır. Müslümanlar dört kitaba da hak kitap olarak inanırken, Yahudiler Tevrat’tan başka hiçbir kitaba inanmazlar. Hristiyanlar da yalnız Tevrat ve İncil’i mukaddes kitap olarak kabullenirler.

Tevrat, Zebur ve İncil’in asli hüviyeti değiştirilmiş, Allah’tan vahye-dildiği hali tahrife uğratılmıştır. Güç ve iktidar sahibi insanlar işleri-ne gelmeyen Allah’ın vahiylerini şahsi görüşlerine, arzu ve isteklerine göre değiştirmişlerdir. Hatta bu tahrifat öyle ileri dereceye varmıştır ki peygamberlere dahi iftira edilmiştir.

Yapılan tahriflere birkaç örnek verelim:

1.Tevrat’ta Tekvin’de (9/20-22) Nuh Peygamber hakkında “Ve Nuh çiftçi olmaya başladı ve bir bağ dikti ve şaraptan içip sarhoş oldu ve ça-dırının içinde çıplak oldu. Ve Kenan’ın atası olan Ham, babasının çıp-laklığını gördü ve dışarıda iki kardeşine söyledi” denilmektedir.

Faziletli bir Peygambere atılan bu iftirayı hangi akıl kabul edebilir. Nuh Peygamberi bağ dikip, şarap içip, çırılçıplak soyunacak derecede zilzurna sarhoş olması iftirasının kaynağı hasta ruh ve mantığın ürü-nünden başka ne olabilir!

2.Tekvin’de (19/30-36) nakledildiğine göre, Lut Peygamberin iki kızı babalarını sarhoş ederek zina etmişler ve gebe kalmışlardır.

Bu korkunç iftira, ne ahlaka, ne akla ne de mantığa sığmayacak ka-dar çirkin ve iğrençtir. Bu Musa Peygambere (as) vahyolunmuş Tevrat olabilir mi?

3.Çıkış’da (32/1-6) Harun Peygamber, puta tapıcılıkla itham edilmiş-tir. Aynı şekilde Süleyman Peygamberde puta tapma iftirasına uğra-mış; İsa Peygamber de yalan söylemekle aynı iftiraya hedef olmuştur.

Bu iftiralar ve bûhtanlar hak ve vahiy olduğuna inanılan bir kitap-ta bulunur mu?

4.Tesniye’de (34/5-6) şöyle denmektedir: “Ve Rabbin sözüne göre, Rabbin kulu Musa orada, Moab diyarında Beyt-Pear karşısındaki de-rede onu gömdü, fakat bugüne kadar kimse onun kabrini bilemez.”

Page 60: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

118 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 119

Bu yazılan bilgiler, Hz. Musa’nın (as) vefatından yüzlerce sene son-ra yazılmıştır. Zira Allah’ın yaşayan bir insan olan Musa’ya (as) ölü mu-amelesi yapıp: “Bugüne kadar kimse kabrini bilemez” demesi, aklın ve mantığın kabul edeceği bir şey değildir. Musa Peygamber öldüyse bu vahyi kim aldı da Tevrata yazdı?

Ya şunlar:

“Ve İsrail oğulları, Moab ovasında otuz gün Musa’ya ağladılar ve Musa için ağlama günleri tamam oldu” (Tesniye, 34/8); “ Ve Musa gibi Rabbin yüz yüze bildiği bir peygamber daha İsrail’de çıkmadı” (Tesni-ye, 43/10) gibi cümleler, bu kitabın Yahudiler tarafından değiştirilip Musa’nın vefatından çok sonra yazıldığını göstermektedir. Bu örnek-leri çoğaltmak mümkündür.479

5.İncilin Allah katından indirilmiş İncil olmadığına en büyük delil onun dilidir. Çünkü İsa ve ona inanan Havariler Yahudi oldukları için, dilleri de İbranice idi. Eğer İncil orijinal şekliyle muhafaza edilmiş ol-saydı, onun dilinin İbranice olması gerekirdi. Ama İncilin İbranice bir nüshası dünyada mevcut değildir.

6.Luka (3/23) ‘ya göre Meryem’in kocası Yusuf, Heli’nin oğlu idi. Halbuki Matta (1/16)ya göre Yusuf, Yakub’un oğludur.

7.Yuhanna (4/3 ve 43-45) İsa’nın ilk memleketini Yahudiye der. Mat-ta (13/54-58), Luka (4/24) ve Markos (6/4), İsa’nın memleketinin Ya-hudiye değil, Galile olduğunu söyler.

8.Yuhanna (2/1-4) da şöyle denilmektedir: “Üçüncü gün Galile’nin Kana şehrinde düğün oldu, İsa’nın anası da orada idi. İsa ile şahitleri de düğüne çağrıldı ve şarap eksilince, İsa’nın anası ona dedi: “Şarap-ları yok. İsa ona dedi: “Kadın benden sana ne? Saatim daha gelmedi”. Hz.İsa (as) gibi asil ve Allah’ın terbiye ettiği kibar bir peygamber anne-sine bu sözleri söyleyebilir mi?

İsa Peygamberin annesine karşı son derece üstün edebini Kur’an’ı Kerim şöyle açıklar;“(Rabbim) beni anneme hürmetkâr kıldı, beni bir zorba, bir bedbaht olarak yaratmadı.”480

9.İncil hakkında, Hristiyan müellif Felicien Challye şöyle der: “Mu-hakkak olan şu ki, bunlar (İncili meydana getiren kitaplar), insan elinden çıkma eserlerdir. Bu kitapları Tanrı kelamı saymana imkân

479-Karaçam İsmail, En Büyük Mucize, s.71-76.480-Meryem Suresi, ayet 32.

yoktur.”481

Allahu Teala kutsal kitapları menfaatları için değiştirenler hakkında şöyle buyurur:

“Yazıklar olsun onlara ki, kitabı kendi elleriyle yazıp da az bir ge-tiri sağlamak için “Bu Allah katındandır” derler. Elleriyle yazdıkların-dan dolayı yazıklar olsun onlara, kazandıklarından dolayı da yazıklar olsun!”482

“Şüphesiz Allah’ın indirdiği ilahi mesajdan bir kısmını gizleyenler ve bunu az bir gelir karşılığında pazarlayanlar da var. Onlar karınları-na ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onları temizlemeyecek , can yakıcı bir azabta onların olacak . İşte onlar hidayet karşılığında sapkınlığı, magfiret karşılığında azabı satın aldılar. Meğerse ateşe ne kadar da dayanıklıymışlar!.”483

“Yine onlardan öylesi de var ki, Kitap’tan olmadığı halde ona ait olduğunu sanasınız diye Kitabı çarpıtırlar ve o Allah katından olmadı-ğı halde “Bu Allah katındandır” derler; sonuçta onlar bile bile Allah’a iftira etmiş olurlar.”484

Kur’an-ı Kerim Dururken Tevrat Ve İncil Okunur mu?

Ömer ibni Hattab (ra) ehli kitabtan aldığı bir kitabı (yazıyı) Rasulullah’a (sav) getirdi. Sonra Rasulullah’a (sav) onu okuyunca, Ra-sulullah (sav) kızdı ve buyurdu ki:

“Ey İbnu’l-Hattab! Siz hayret edici (şaşkın) mısınız? Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ben size onları (ehli kitabın kitab-larında yani İncil ve Tevrat’ta olan bilgileri) bembeyaz, tertemiz (apa-çık, karışıksız bir şekilde) getirdim. Onlardan (ehli kitaptan) bir şey sormayın, onlar size doğruyu haber verir, siz onu yalanlar (böylece günaha girer) siniz veya bir batılı haber verir, onu tasdik eder (böylece günaha girer) siniz. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, eğer Musa (as) sağ olsaydı bana tabi olmaktan başka çaresi olmazdı.” diğer rivayette “Allah’ın kitabı size yeter” buyurdu.485

Kur’an-ı Kerim’in Tercümesini Hangi Mealden Okumalıyız?

481-F. Challaye, Dinler Tarihi, s.125.482- Bakara Suresi, ayet 79.483- Bakara Suresi, ayet 174-175.484- Al-i İmran Suresi, ayet 78.485- Ahmed İbni Hanbel, Müsned, 5, 195.

Page 61: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

120 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 121

Muhammed b. Sirin (110/728), Malik b. Enes (179/795) gibi çoğu selef alimleri şöyle demişlerdir:”İlim bir dindir. Dininizi alacağınız kim-selere dikkat ediniz”

Her Kur’an-ı Kerim meali okunmamalıdır. İtikadına güvendiğimiz, il-miyle amel eden, şöhret ve servet peşinde olmayan, muhakkik alim-lerin yazdığı mealleri okumak faydalıdır. Bu konuda zorluk çekiyorsak, bir bilene danışmak en güzel yoldur.

Meallerden Kur’an-ı Kerim’in manası tam anlaşılır mı?

Kur’an-ı Kerim’i anlamaktan kasıt eğer, Allahu Teala’nın bizden ne istediğini hiçbir noktayı atlamadan, “tam olarak” anlamak ise mealin bunu vermesi kesinlikle imkansızdır. İki sebebten: Birincisi; mealler ilâhi kelamı ihata edemez. İkincisi; İlâhi olanı beşeri olana birebir dö-nüştürmek mümkün değildir. Kur’an-ı Kerim’i hakkıyla anlamak, zihni ve ilmi noktada süreklilik, pratikte ihlasla devamlılık gerektirir

Kur’an-ı Kerim Mahluk mudur?

Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın kelamıdır. Kelam ise Allahu Teala’nın Zat’ının sıfatıdır. Mahluk değildir. Ancak Allahu Teala’nın Kelam’ı oku-nurken ses mahluk ağzından çıkar. Ses ise mahluktur. Yazılan kağıt ve mürekkeb mahluktur. Yazılıp okunmayınca insanlar yararlanamaz. Kulağın duyması, gözün görmesi için İlahi Kelam’ın bu hale gelmeye ihtiyacı vardır.

Rasulullah (sav) şöyle buyurur:

“Allah’ın sözü olan Kur’an mahluk değildir; kim mahluktur derse, ulu Allah’ı inkar etmiş olur.”486

Şafii, Malik ve Cafer-i Sadık (ra) gibi alimler “Kur’an mahluktur” sö-zünün küfür, bunu söyleyeninde kâfir olduğunu söylemişlerdir.487

Kur’an’ı Kerim mahluk olsaydı, meydan okuyan ayetlerine, bütün asırlar boyunca çeşitli anlayış ve görüşe sahip Arap şair ve edipleri, sa-natkarlar Kur’an’ın benzerini getirmeye muvaffak olurlardı.

Bir gün meşhur şakacı Abbade, Mutezile’nin etkisiyle “Kur’an mah-luktur” iddiasında olan Halife Vâsık’ın yanına girdi ve ;

“Ey mü’minlerin emiri, Allah hayrınızı versin, Kur’an hususunda ba-

486-Acluni, Keşfu’l-Hafa, II, 122-124.487-Süleyman Uludağ, Kelam ilmi ve İslam Akaidi, s.169.

şınız sağolsun”, dedi. Vâsık: “Yazıklar olsun sana, hiç Kur’an ölür mü?” dedi. Abbade:

“Ey müminlerin emiri her mahluk ölür değil mi?” dedi ve sözüne devamla “Ey müminlerin emiri, Allah aşkına, Kur’an ölünce halka te-ravih namazını ne ile kıldıracaklar?” deyince, Halife Vasık işin farkına vardı ve gülerek: “Allah belanı versin, dilini tut (bunu kimseye söyle-me)” deyip konuşmayı bitirdi.488

Nesih (Nasih-Mansuh) Nedir?

Nessih; sözlükte, menetmek, değiştirmek, iptal etmek, bozmak, bir şeyi başka bir şey yerine getirip koymaktır.

Fıkıh Usulü’nde nesih; önceki tarihli bir nassı, ayetin hükmünü, son-raki tarihli bir nas ile değiştirmektir. Sonradan gelen hükmün önceki hükmü kaldırmasıdır.

İçinde nesih olan sureler Medine’de inenlerdir. Mekki ayet ve sure-lerde nesih olmaz. Çünkü Mekki ayet ve sureler usulü dindendir.

Nesih neden var?

Bunun sebeblerini şöylece özetleyebiliriz:

1.İslam hükümlerinin tedriciliği vardır. Allah kullarına takatlarına göre azar azar teklif eder. Birdenbire ağır gelecek bir teklif karşısında bırakmaz. Tekamül sözkonusudur. Onları İslamiyet’e alıştırır ve ısındı-rır. Sevapları artsın, dereceleri yükselsin diye. Aşure orucu yerine Ra-mazan orucunun farz kılınması gibi. Tedriciliğe örnek içkinin yasaklan-masıdır. Birinci adım Bakara Suresi, ayet 19; İkinci adım Nisa Suresi, ayet 43; Üçüncü adım Maide Suresi ayet 90.

2.Kulunu imtihan ettiği şiddetli ve ağır bir hükmü hafifletir. Ümme-te kolaylık ve iyilik dilemek için. Lütuf ve merhamet buyurur. Kolaylık-lar gösterir. Kocası ölen kadının bir yıl evlenmeyip beklemesinin dört ay on güne indirilmesi gibi.

3.İnananların emre uyma veya uymama konusunda sınanması için. Kıblenin değiştirilmesi gibi.

Nesih Kur’an’da çok azdır ve olanlarda incelendiğinde, tedriciliği, Allah’ın lütuf ve keremini, kullarına olan merhametini gösterir. Hintli alim Veliyyullah, Kur’anda ancak beş ayetin mensuh olduğunun (nes-

488-M. Ebu Zehra, Ahmed b. Hanbel, s.77-84.

Page 62: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

122 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 123

hedildiğinin) sübutunu söyler.489

Kur’an’ı Kerim’de; hükümler, güçlük yapmamak, az teklif, tedricen ahkâm vazetmek şeklindedir.

Allah Teala şöyle buyurur:

“Biz kimseye gücünün yetmeyeceğini teklif etmeyiz.”490

“Allah kimseye takatından fazla teklif etmez.”491

“Sizin üzerinizde, dinde hiçbir zorluk kılmamıştır.” 492

Yahudiler neshi tamamen inkar ederler. Ama Hz. Musa (as) huku-kunun kendinden önceki hukukları neshettiğini söyleyerek çelişki içe-risine düşerler. Hz. Musa (as) hukukunun önceki hukukları neshettiği hakkındaki görüşleri doğrudur. Tıpkı Kur’an’ın kendinden önceki hu-kukları neshettiği gibi.

Nesih aklen caizdir ve şeran gerçekleşmiştir. Bu açıdan:

1.Allah’ın fiilleri nedenlerle açıklanamaz. O, dilediği bir şeyi dilediği vakitte emretme veya yasaklama hakkına sahiptir.

2.Kur’an’da ki ayetler ve Rasulullah’ın (sav) hadisi şerifleri neshin caiz olduğuna ve gerçekleştiğine delalet eder.493

Neshin üç şekli vardır:

1.Tilavetin ve hükmün birlikte nesh olması. Buna, süt kardeşliğinin sabit olması için on kez emmeyi şart koşan ayeti örnek verebiliriz.

2.Tilavetin kalıp hükmün nesh olması. Buna, kocası ölen bir ka-dının bir yıl iddet beklemesi gerektiğini belirten ayeti kerime örnek verilebilir.494 Bu ayet-i kerimenin hükmü iddeti dört ay on güne indiren ayet-i kerimenin hükmü ile neshedilmiştir. Tilaveti ise Kur’an’da vardır. Bu Allah’ın kullarına ikram ettiği kolaylığa yazılı bırakılan bir örnektir.

3.Hükmün kalıp tilavetin nesh olması. Buna recm ayeti örnek veri-lebilir. Bu ayet şöyleydi:”İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, Allah’tan bir ceza olarak onları mutlaka recmedin. Elbette Allah aziz-dir, hakimdir”

489-Osman Keskioğlu, age, s.206-211.490-Müminun Suresi, ayet 62; Araf Suresi, ayet 42; Enam Suresi, ayet 152.491-Bakara Suresi, ayet 286.492-Hac Suresi, ayet 78.493-Nahl Suresi, ayet 101.494-Bakara Suresi, ayet 240.

Daha hafif neshe örnek: Önceki kavimlerdeki oruç gibi, geceleri ka-dınlara yaklaşmak haramdı. “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı”495 ayeti ile neshedildi.

Benzer bir bedelle neshe örnek: Namazda Beytü’l-Makdis’e yönel-me, Bakara Suresi 144. ayet-i kerime ile Mescid-i Haram’a yönelme emredilerek neshedilmiştir.

Daha ağır bir bedelle neshe örnek: Zina yapan kadınları evde hap-setme hükmü, evli olanları recmetmek, bekar olanlara yüz değnek vurmak hükmü ile neshedilmiştir.

Bedelsiz yapılan neshe örnek: Hz. Muhammed (sav) ile konuşma-dan önce verilmesi emredilen sadaka, herhangi bir bedel olmadan neshedilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de Gaybe Ait Haberler Varmı dır?

Kur’an-ı Kerim’in Allah Kelamı oluşunun delillerinden birisi de, onun ihtiva ettiği gaybe ait haberlerdir. Rasulullah’ın (sav) bunlara va-kıf olabilecek bir bilgisi olmadığı gibi, bu gayb haberlerini öğrenmeye onu götürecek bir neden, açık bir delil ve yol da yoktu.496 Geleceğe ait olanlar ise, her türlü imkanın kesildiği, akıl, firaset, deha ve zekanın idrakten aciz kaldığı gayb haberleridir.

Geçmişe ait olanlara örnek:

Nuh Peygamber’e ait haberde şöyle buyurulur:”İşte bunlar, sana vahiy ile bildirdiğimiz gaybe ait haberlerdir. Daha önce ne sen bunu biliyordun, ne de kavmin.”497

Hz. Meryem kıssası hakkında ise şöyle buyurulur:”(Ey Habibim) Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem’e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken sen onların yanında değildin, çekiştikleri zamanda sen onların yanında değildin.”498

Bilhassa Medine’de ehli kitaptan Yahudi ve Hıristiyanlar ellerinde bulunan Tevrat, İncil, Zebur, İbrahim ve Musa sahifelerini bildiklerin-den Rasulullah’a (sav) peygamberlerin kıssalarını, yaratılışın başlangı-cı … gibi konularda çok soru soruyorlardı. Verilen kesin, net ve doğ-ru cevaplarla insaflı olanlar müslüman oluyorlardı. Ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar, Rasulullah’ı (sav) sorularına verdiği cevaplarda asla

495-Bakara Suresi, ayet 187.496-Zerkani, Menahil, II, 234-236.497-Hud Suresi, ayet 49.498-Ali İmran Suresi, ayet 44.

Page 63: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

124 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 125

yalanlayamadılar.499 Bu sorular arasında şunlar da vardı; Peygamber-lerden, kitaplarının muhtevasından, onların ilimlerinin sırlarından, ra-sullerin hayatlarından, dinlerinin gizli yönlerinden, ruh, Zülkarneyn, Ashab-ı Kehf, özellikle Hz. İsa (as), recmin hükmü, Beni İsrail’il kendi-lerine helal kılındığı halde nefislerine haram kıldıkları hayvanlardan…

Allah Teala’nın zatı, melekler, cinler, Cennet, Cehennemin halleri, ahiretin halleri, sırat, mizan ve bunlara benzer hususlarda gayb haber-leridir. Rasulullah’ın (sav) bunları görmesi ve bilmesi mümkün değildir.

Bizans’ın 613 miladi yılında İranlılar’a yenilmesinin ardından nere-deyse yok olan Doğu Roma’nın galib geleceği “Onlar bu yenilgilerinin arkasından, birkaç sene içerisinde muhakkak galip gelecekler”500 ayeti ile haber verilmesi ve bunun aynen gerçekleşmesi, Rasululah’ın (sav) insanların kendisine zarar vermelerinden korunacağı501, bu ayetten sonra Rasulullah’ın (sav) korunmasını istememesi, Kur’an-ı Kerim’in bir benzerinin getirilemeyeceği ki halen mümkün olamamış ve ola-mayacaktır, Mekke’nin fethi… gibi haberler geleceğe ait gayb haber-lerindendir.

499-Suyuti, İ’cazü’l-Kur’an, I, 241.500-Rum Suresi, ayet 2-6.501-Maide Suresi, ayet 67.

KUR’AN-I KERİM’DE PEYGAMBERLERKur’an-ı Kerim’de adları zikredilen yirmibeş peygamber vardır. Ad-

ları zikredilen peygamberler şunladır: Adem, İdris, Nuh, Hud, Salih, İbrahim, Lut, İsmail, İshak, Yakub, Yusuf, Eyyub, Şuayb, Musa, Harun, Davud, Süleyman, Yunus, İlyas, Elyesea, Zülkifl, Zekeriyya, Yahya, İsa ve Hz Muhammed (sav).

Kur’an-ı Kerim’de Âdem (as) ve Havva (as)

Hz. Adem (as) ilk yaratılan insan, insanların atası, ilk peygamberdir.

Âdem kelimesi “Edîmü’l-Ard, yeryüzünden süzülmüş toprak ürü-nü” anlamındadır.502 Adem toprağın değişik yerlerinden alınan unsur-lar anlamına da kullanılır. Toprağın değişik elementlerinden yaratılma-sı, farklı tipte insanların oluşmasına vesile olmuştur.503

Günümüzde, modern bilim ve teknoloji, insan vücudunun belli başlı elementlerden meydana geldiğini ispatlamıştır. Karbon, oksijen, hidrojen, fosfor, kükürt, azot, kalsiyum, magnezyum, demir, manga-nez, bakır, iyot, flor, kokalt, zink, silisyum, alüminyum insan vücudunu oluşturan elementlerdir. Toprağı meydana getiren elementlerin aynı-larıdır. Bu elementlerin oranları insandan insana değiştiği gibi toprak-tan toprağa da değişmektedir.

Al-i İmran Suresi 59. ayeti kerimede: “Allah katında İsa’nın misa-li Adem’in misali gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi, o da oluverdi” buyrularak, babasız dünyaya gelen Hz. İsa’nın (as) bu sıra dışı durumuna, hem anasız hem de babasız olan Hz. Adem örnek ola-rak gösterilmiştir. Bu sıra dışı durumlara her şeye gücü yeten Allah’ın “ol” demesinin yeterli olduğu vurgulanmıştır.

Allahu Teala yeryüzünü insanın yaşayabileceği durumda yarattıktan sonra, yeryüzünü imar edecek çok üstün özelliklere sahip, en mükemmel kıvamda insanı (Adem’i) yaratmak isteyince: “Hani Rabbin meleklere, ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti…”504 “Sizi topraktan ya-ratması, O’nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayı-lan insanlar oluverdiniz”505 gibi çeşitli ayetlerde, Adem’in toprak, çamur, işlemeye hazır balçık, şekil verilmiş çamur ve pişmiş kuru çamur aşa-malarından geçirilerek yaratıldığını belirtir. Şekli tamamlandıktan sonra

502-Ragıb el-İsfehani, Müfredat, 70.503-Taberi, Tefsir-i Taberi, I, 214.504-Bakara Suresi, ayet 30-37.505-Rum Suresi, ayet 20.

Page 64: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

126 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 127

Allahu Teala ona kendi ruhundan üfledi ve o bir insan haline geliverdi.

Yaratılış tamamlanınca, Allahu Teala Adem’e (as) isimleri (her şeyin ilmini) öğretti.506 Meleklerin dahi bilmediği bu ilimle insanın üstünlüğü “Ona secde edin” emriyle tescillendi.507 İblis/şeytan secde etmeyince Allah’ın rahmetinden kovuldu. Buna öfkelenen Şeytan, hasedinden Adem’e ve soyuna karşı kıyamete kadar düşman kesildi.

Allahu Teala, Adem’e (as) kendi cinsinden bir eş yarattı ve onla-rı cennete yerleştirdi. Cennette “Bu ağaca yaklaşmayın, sonra zarar edersiniz”508 emriyle bir ağacın meyvesini yasakladı. İblis onlara ves-vese vererek kandırdı ve yasak ağacın meyvesinden yemelerine sebep oldu. Allah’ın koyduğu yasak işlenince Cennet nimetlerini kaybettiler. Şeytan onları şöyle aldatmıştı:“ Size hiç bitmeyecek bir mutluluk, de-vam edecek bir saltanat göstereyim mi?”509

Adem ile Havva Dünya’ya gönderildiler. Dünya’da yaptıklarına piş-man olup tevbe ettiler. Allahu Teala’da tevbelerini kabul etti.510

Adem’in ve çocuklarının yeryüzüne yerleşip kalmaları ve burada çoğalmaları, geçinmeleri ve imtihan edilmeleri takdir edildi.511

Adem ile Havva’nın çocukları oldu. Hz. Adem çocuklarına peygam-ber oldu ve onlara Allahu Teala’yı, iman edecekleri hususları, ibadet-lerini öğretti. Kendisine on suhuf ilahi kitap verildi.

Yeryüzünde ilk defa, hem de kendi oğulları arasında (Kabil ile Habil) bir cinayet gördü ve bunun acısını yaşadı.512

Kur’an-ı Kerim’de Nuh (as)

Nuh peygamber ulu’l azim (azim, aksiyon, karar, irade ve sabır sahi-bi) peygamberlerin ilkidir.513

Hz Nuh’dan (as) başka, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Mu-hammed (as) ulu’l azm peygamberlerdendir.

Hz. Nuh’un (as) gönderildiği kavim de yeryüzünde fesat çıkarıp put-

506-Bakara Suresi, ayet 31.507-Bakara Suresi, ayet 35.508-Araf Suresi, ayet 19.509-Taha Suresi, ayet 120.510-Araf Suresi, ayet 23.511-Araf Suresi, eyet 24.512- Mâide Suresi ayet 27-31.513-Ahkaf Suresi, ayet 35.

lara tapan ilk insan topluluğudur.

Kur’an’ı Kerim’de 71. sure Nuh suresi’dir.

Nuh; Çağıran, yalvarıp yakaran ve insanlara çağrı yapan, kendi nefsi için çok ağlayıp hıçkıran anlamındadır.514 Nuh’un (as) uzun ömrü hep bu şekilde geçmiştir.

Nuh (as) putperest kavmine Allah’ı ve nimetlerini hatırlatıyor, on-ları doğru yola davet ediyor, onlara “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. O’ndan başka ilahınız yoktur; doğrusu sizin için büyük günün azabın-dan korkuyorum”515 diyordu. Buna karşılık kavminin ileri gelenleri ve zenginleri, Nuh’a “Şaşırmış, daha düne kadar akıllı adamdın, sana ne oldu? Daha önce senden böyle şeyler duymamıştık” diyorlardı. Daha da ileri gittiler ve Nuh’u delilik ve fakirlikle suçladılar,516 “Sana ayak ta-kımından başkası uymuyor”, “Sana inanmamızı istiyorsan, yanındaki fakirleri kov, biz onlarla bir arada bulunamayız” dediler.

Nuh (as) her türlü eziyete katlanarak onları İslam’a çağırıyor, onlar ise alay ediyordu. Nuh (as) şöyle dedi: “Bizimle alay edin bakalım, biz de, bizimle alay ettiğiniz gibi, sizinle alay edeceğiz.”517 Fakat onlar “İs-ter öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bizce birdir dediler”518 ve bu işinden vazgeçmezse ona kendisini taşlayacaklarını söylediler.519 Bir-birlerine de Vedd, Suva, Yegûs, Yeûk ve Nesr adını verdikleri putlarını terk etmeyin dediler. Azgınlıkları arttıkça arttı ve Nuh’a (as) meydan okuyarak “ Ey Nuh! Bizimle cidden tartıştın; hem çok tartıştın. Doğru sözlülerden isen tehdit ettiğin azabı başımıza getir dediler.”520

Bunun üzerine Allah Teala Nuh’a (as) bir gemi yapmasını, mü’minleri gemiye almasını emretti. Bir tufan olacağını ve zalimlerin bu tufanla cezalandırılacağını Nuh’a (as) bildirdi.

Nuh (as) gemi yapmaya başlayınca, onu inkar edenler alay edip ona deli diyorlardı.521 Geminin yapımı tamam olunca Allahu Teala, ona bütün hayvanlardan birer çift ve müminleri gemiye almasını emretti. Nuh (as) emri yerine getirdi.

514-Ragıb el-İsfehani, Müfredat, s.827.515-Araf Suresi, ayet 59.516-Müminun Suresi, ayet 25.517-Hud Suresi, ayet 38.518-Şuara Suresi, ayet 136.519-Şuara Suresi, ayet 116.520-Hud Suresi, ayet 32.521-Hud Suresi, ayet 36-39.

Page 65: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

128 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 129

Çok kuvvetli yağmur yağmaya ve yeryüzünde kaynak suları fışkır-maya başladı. Nuh’un (as) kavminin yaşadığı bölge sular altında kaldı. Gemide olanların dışında herkes boğuldu.

Nuh (as) kendisine iman etmeyen oğlunu dalgalar arasında görün-ce gemiye çağırdı ama o “yüksek dağlara çıkarım” diyerek gelmedi ve boğuldu.

Bir müddet sonra sular çekildi. Yer kurudu, Nuh (as) ve gemidekiler yeryüzünde hayata yeniden başladılar. Bu yüzden Hz. Nuh’a (as) “ikin-ci Adem” denilir.

Nuh’un (as) 950 senelik peygamberliği boyunca O’na pek az inanan olmuştu.522

Kur’an-ı Kerim’de İbrahim (as), İsmail (as) ve İshak (as)

Hz. İbrahim (as); ulu’l-azm peygamberlerinin ikincisi, tevhid inan-cının bayraktarı, peygamberlerin babası, Allah’ın dostu, cömertlikte meşhur, çok zor imtihanları başarmış bir Peygamberdi.

İbrahim ; Süryanice de ve Arapça da aynı anlamda olup; “merha-metli, yufka yürekli baba” manasınadır. Onun bütün çocuklara mer-hametli baba olduğu ve hanımı Sâre ile birlikte berzah âleminde (ruh-lar alemi) kıyamete kadar ölen çocuklarla ilgileneceği rivayet edilir.523 Kendisinden sonra gelen bütün peygamberler onun soyundan gelmiş olduğundan bütün peygamberlerin de şefkatli babasıdır.524

Kitabı Mukaddes’te de “yüce baba, cumhurun babası” anlamında geçmektedir.525

İbrahim (as) Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar tarafından kabul edilip sevilen bir peygamberdir. Babası putperestti ve ismi Âzer’di.526

Nemrud’un falcıları kendisine, bu sene doğacak bir çocuğun halkın dinini değiştireceğini, Nemrud’un saltanatına son vereceğini söyleyin-ce Nemrud o sene doğan çocukların hemen öldürülmesini emretmiş-ti. İbrahim’in (as) annesi kaçarak İbrahim’i (as) bir mağarada dünya-ya getirmişti.

Babilliler yıldızlara tapar, onların adına putlar yapıp o putlara iba-522-Ankebut Suresi, ayet 14.523-Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, II, 96.524-Bakara Suresi, ayet 124.525-Tevrat,Tekvin, Bap 17/5 (haşiye).526-Enam Suresi, ayet 74.

det ederlerdi. Putları ve yıldızları, ruhların sembolü olarak kabul eder-lerdi. Bu inanca “Sabiilik” denir. Putçuluk o kadar ilerledi ki devlet bu işlere bakan “puthane bakanı” bile atamıştı.

Allahu Teala Babil halkını bu yanlış inançtan kurtarıp, gerçeği anlat-ması için İbrahim’i (as) peygamber olarak gönderdi. Yıldızların, ayın, güneşin tanrı olup olmayacaklarını sorgulamış, sönüp giden, batanla-rın ilah olamayacağını ifade ederek şöyle demişti; “Hiç şüphesiz ben, bir tevhid ehli olarak yüzümü yerleri ve gökleri yaratan Allah’a yönelt-tim. Ben müşriklerden değilim.”527

İbrahim’e (as) on suhuf ilahi kitap indirilmiştir.528 Allahu Teala ona “Halilullah” Allah’ın dostu ünvanını vermiştir.529

Peygamber olunca önce babasını hakka davet etmiş, babası onu kovmakla tehdit etmişti.530 Halkı da ona hemen inanmadı. O da onla-ra somut bir şey göstermek istedi. Bir gün halk şenlik yerine gidince mâbeddeki bütün putları kırdı ve sadece büyük putu bıraktı. Kullandı-ğı aleti onun boynuna astı. Halk geri gelip putların kırıldığını görünce, onu sorguya çektiler. O “belki de bu işi büyük put yapmıştır, ona so-run” diyerek putların mahiyetini anlatmak istedi. Halk putun konuş-madığını söyleyince, “o halde henüz konuşmasını bile bilmeyen birine nasıl tanrı diye inanıyorsunuz?” diye sordu. Bununla, halkının hiçbir zarar ve fayda veremeyen putları düşünmelerini ve gerçeği görmele-rini istiyordu.531

Babil’in Kralı Nemrud, sahip olduğu servet ve saltanatıyla, kendini ilah gibi görmekteydi. İbrahim (as), Nemrud’u tek olan Allah’a inan-maya davet etti. Nemrud kabul etmeyerek, İbrahim’in (as) “Allah hem diriltir hem de öldürür” sözüne karşı, “ben de bunu yaparım” deyip iki adamı getirterek birini öldürdü ve birini serbest bıraktı. İbrahim (as) “Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan getirsene…” deyince Nemrud şaşırıp kalakaldı.532 Nemrud ve adamları İbrahim’in (as) ateşe atılarak cezalandırılmasına karar verdiler. Çok büyük bir ateş yakarak ateşe yanaşamadıkları için İbrahim’i (as) mancınıkla ateşe attılar. Bu sırada İbrahim (as) şöyle diyordu “Allah bana yeter, O ne güzel ve-kildir.” Ancak Allahu Teala ateşe emrederek “Ey ateş, İbrahim’e karşı

527-Enam Suresi, ayet 79.528-Ala Suresi, ayet 19.529-Nisa Suresi, ayet 125.530-Meryem Suresi, ayet 42-48.531-Enbiya Suresi, ayet 52-68.532-Bakara Suresi, ayet 258.

Page 66: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

130 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 131

serin ve selametli ol” dedi ve ateş onu yakmadı.533 Bundan sonra İbra-him (as) memleketini terk etti.

İbrahim’in (as) yaşı ilerlemiş ama çocuğu olmamıştı. İlerlemiş ya-şında Allah’tan salih bir evlat istedi. Allah Teala O’na İsmail ve İshak’ı müjdeledi.534 Hanımı Hacer’den İsmail (as) dünyaya geldi. Hacer’le, İsmail’i Filistin’den alıp Mekke’nin bulunduğu yere bıraktı. O zaman orası çöl topraklarıyla kaplıydı. Hiç bir şey yoktu. Büyük bir imtihan daha olmaktaydı. İbrahim (as) şöyle dua ediyordu: “Ey Rabbim, bu şehri emniyetli kıl, beni ve oğlumu putlara tapmaktan uzak tut.”535

Zamanla Hacer’in suyu bitti. Hacer su bulmak için Safa ve Merve te-peleri arasında koşmaya başladı ama bulamadı. İsmail’in (as) yanına döndüğünde yerden suyun çıkmaya başladığını gördü. Bu su şu anki Zemzem suyu idi. Su olunca kabileler oraya Hacer’in izniyle yerleştiler. Zamanla Mekke bir yerleşim yeri haline geldi.

İmtihan devam ediyordu. İsmail (as) gençlik yaşlarına gelince, İbrahim’e (as) İsmail’i (as) kurban etmesi emredildi. İbrahim (as) oğlu-na dedi ki “Ey oğulcuğum, doğrusu ben, rüyada iken seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak ne dersin.” İsmail (as) şöyle cevap vermişti; “Baba-cığım, sana emrolunanı yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacak-sın.” İmtihan başarılmış ve Allah Teala İbrahim’e (as) büyük bir kurban-lık göndermişti.536 Sonraları İbrahim (as) ile İsmail (as) Kâbe’yi yaptılar. İbrahim (as) insanları kıyamete kadar hac için Mekke’ye çağırdı.537

İbrahim’e (as) inananlara İbrahim milleti denir. İbrahim’de (as) Nuh milletindendir.538 O ne Hristiyan, ne de Yahudi idi. O, samimi bir müs-lüman ve Tek Allah’a yönelen bir Hanif idi.539

İbarahim’in (as) hanımı Sâre’den540 ilerlemiş yaşına rağmen İshak (as) dünyaya geldi. İbrahim (as) şöyle diyordu “Bana kocamışken İsma-il ve İshak’ı veren Allah’a hamd olsun”.541 Bu ayeti kerimeden anlaşıldı-ğı gibi İsmail ilk dünyaya gelen çocuğudur. Çünkü ayeti kerimede önce o söylenmiş sonra İshak denilmiştir. Yahudi kaynakları ise İshak’ın ilk

533-Enbiya Suresi, ayet 69.534-Saffat Suresi, ayet 99-101.535-İbrahim Suresi, ayet 35.536-Saffat Suresi, ayet 101-109.537-Bakara Suresi, ayet 127.538-Saffat Suresi, ayet 83.539-Ali İmran Suresi, ayet 67; Nahl Suresi, ayet 120.540-Sarre, sevinçli kadın manasınadır. Tevrat’ın yorumcuları Prenses anlamında derler.541-İbrahim Suresi, ayet 39.

oğul olduğunu ve babası tarafından kurban edilmek istenenin İshak olduğunu ileri sürerler. İshak’ın (as) oğlu da Yakub’dur (as).

İsmail; İbranice de Yeşmail “Allah’ın kabul buyurduğu duanın ürü-nü” demektir.

İsmail (as) Arapların atasıdır. Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurdu: “Allah, İbrahim’in çocuklarından İsmail’i, İsmail’in çocukları içinden Beni Kinâne’yi, Beni Kinâne’den Kureyş’i, Kureyş’den de Beni Hâşimi, Beni Hâşim’den de beni seçti.”542

İsmail (as) mahir bir ok atıcı idi.543

İshak; Dahhak yani gülen anlamındadır.

İshak (as) salih bir Peygamber, doğru yola iletilmiş, kendisine bere-ketler verilmiş, kavrayış sahibi, imanda kuvvetli birisiydi.544

Kur’an-ı Kerim’de Yakub (as) ve Yusuf (as)

Yakub; Kardeşi İso (esav) ile birlikte aynı batında ikiz olarak doğar-ken, kendisinden önce dünyaya gelen kardeşinin ökçesini tuttuğu için bu ismi almıştır. Yakub “Akib” kelimesinden türemiştir. Akib ise, ökçe anlamındadır.545

Kitab-ı Mukaddes’te de: “Ve ondan sonra (Esav’ın) kardeşi doğdu ve onun eli Esav’ın topuğunu tutuyordu; ve onun adı Yakub konuldu”546 denilmektedir.

Yakub’un bir ismi de İsrâil’dir. İbranice de İsrâil, Abdullah (Allah’ın kulu) ve Safvetullah (Allah’ın tertemiz kulu) demektir.547 “İsrâ” Arapça ve İbranice de gece yürüyüşü “il” ise İbranice de Allah demektir. Hz. Yakub bir gece Allah’a hicret etmek üzere yolculuğa çıktığı için bu adı almıştır.548 Beni İsrâil’de; samimi ve salih bir kulun oğulları demektir.

Yakub (as), Hz. İshak’ın (as) oğludur.549 Lakabı İsrâil’dir. O da seçilmiş elçilerdendi.550 Allah’ın ölçülerine bağlı salih bir kimseydi. Büyük bir

542-Müslim, Fedail, I, 5938.543-Buhari, Enbiya, 12/3373.544-Enbiya Suresi, ayet 72; Enam Suresi, ayet 84; Saffat Suresi, ayet 113.545-İbn Manzur, Lisanu’l-Arab, (AKB) maddesi.546-Tekvin, 25/26.547-Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, I/331.548-Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, I/331.549-Hud Suresi, ayet 71; Meryem Suresi, ayet 49.550-Nisa Suresi, ayet 163; Bakara Suresi, ayet 136.

Page 67: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

132 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 133

sabrı vardı. En doğru yola iletilmiş, evladı Yusuf ile imtihan edilmişti.551 On iki oğlu vardı.

Hz. Yusuf çocukken rüyasında on iki Yıldızın, Güneşin ve Ay’ın kendi önünde secde ettiğini gördü. Rüyasını babasına anlatınca, Yakub (as) Yusuf’a bu rüyasını kardeşlerine anlatmamasını istedi.

Kardeşleri Yusuf’a karşı olan kıskançlıklarından ona kötülük yapma-ya karar verdiler. Yusuf’u gezmeye götürelim diye babalarını ikna et-tiler. Önce öldürmek istediler ama vazgeçip kuyuya attılar.552 Oradan geçmekte olan bir kervan Yusuf’u bulup Mısır’a götürdüler ve az bir para karşılığı onu Mısır’ın azizine sattılar.

Babalarına kurt yedi deyip kanlı gömlek getirdiler. Yakub (as): “Nef-siniz sizi bir iş yapmaya sürükledi. Artık bana düşen güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı Allah’tan yardım isterim”553 dedi.

Yıllar sonra bölgeyi bir kıtlık kapladı. Hz. Yakub’un ülkesini de etkile-di. Mısır vezirinin cömertliğini duydular. Hz. Yakub (as) erzak için oğul-larını Mısır’a gönderdi. Birinci seferde yüklü miktarda yiyecekle dön-düler. Ama ikinci sefer yanlarında küçük kardeşlerini de götürmek zo-runda idiler. Babalarına güvence vererek Bünyamin’i Mısır’a götürdü-ler. Mısır veziri Yusuf (as) idi. Bünyamin’i yanına alıkoydu. Yakub’un (as) hüznü daha da arttı.

Oğulları üçüncü sefer Mısır’a gittiklerinde Yusuf (as) kendini onla-ra tanıttı. Kardeşleri ondan af dilediler, O da onları affetti. Gömleğini babasına götürmelerini ve gözüne sürdüğünde, şifa bulacağını söyle-di. Müjdeci, Yakub’a (as) gelip gömleği verdi ve Yakub (as) tekrar gör-meye başladı.

Oğulları babasından af dilediler. Hep birlikte Mısır’a gittiler. Yusuf’un yanına vardıklarında hepsi Allah için secde ettiler. Yusuf (as); “Babacı-ğım, işte bu, yıllar önce gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir” dedi.554

Yakub (as) bundan sonraki hayatını Mısır’da geçirdi.. Ölümü yakla-şınca oğullarına şöyle sordu “Oğullarım, Allah dini sizin için seçti, sizde ancak ona teslim olmuş olarak can verin. Benden sonra kime ibadet edeceksiniz? Oğulları da “Senin Rabbine ve ataların İbrahim, İshak’ın

551-Sad Suresi, ayet 45-46; Enbiya Suresi, ayet 72; Yusuf Suresi, ayet 83; Enam Suresi, ayet 84; Saffat Suresi, ayet 47.552-Tekvin, Bap 37/2-28.553-Yusuf Suresi, ayet 16-18.554-Yusuf Suresi, ayet 1-101.

Rabbi olan tek ilaha kulluk edeceğiz. Bizler O’na teslim olmuşuzdur” dediler555

Kur’an-ı Kerim’de Musa (as) ve Harun (as)

Musa; Kıptice’de iki kelimeden meydana gelir; biri su anlamında ki Mu, diğeri ağaç anlamında ki Sa kelimesidir. Hz. Musa, Firavun aile-si tarafından bulunduğu zaman, o yerde (nehir) su ve ağaçlar vardı. Çocuğa bulunduğu yerin bir simgesi olarak su+ağaç anlamına gelen Musa adı verildi.556

Harun; Arapçalaşmış bir kelimedir. Aynı kökten el-Heyrun kelime-si Arapça olup, taze hurma anlamındadır. Bir bakıma sevilen hurma demektir.557

Musa (as) Kur’an’da kendisinden en fazla bahsedilen ulul’azim pey-gamberdir. Kur’an’da 136 defa ismi geçer.

Hz. Yusuf (as) dan sonra İsrailoğulları’nın Mısır’daki sosyal, ekono-mik ve siyasi durumları zayıfladı. Firavunlardan köle muamelesi gör-meye başladılar.

Firavun’un sihirbazları ona, İsrailoğulları arasından doğacak birinin, onun devleti ve saltanını yıkacağını söylediler. Bunun üzerine Firavun, doğacak bütün erkek çocuklarının öldürülmesini emretti ve emir ye-rine getirildi.

Musa (as) doğunca annesi onu Allah’ın ilhamıyla Nil nehrine bıraktı. Nehrin kenarındaki Firavun’un sarayına ulaşınca Firavun’un kız karde-şi tarafından saraya alındı ve orada büyütüldü. Musa (as) Firavun’un sarayında öz annesi tarafından emzirildi, ama bunu Musa’nın (as) kız kardeşinden başka kimse bilmedi.558

Musa (as) delikanlılık çağında bir gün, İsrailoğlu ile kavga eden Mı-sırlıyı itiverince Mısırlı ölüverdi. Hz. Musa (as) bunun şeytanın işi ol-duğunu anladı ve Allah’tan af diledi.559 Firavun’un adamları tarafından arandığı haberini alınca Mısır’dan çıkıp gitti. Medyen diyarına ulaştı-ğında, hayvanlarını sulamakta olan Hz. Şuayb’ın iki kızına yardım etti. Medyen’in peygamberi olan babaları Şuayb’in daveti üzerine onlara

555-Bakara Suresi, ayet 132-133.556-Taberi, Tefsir-i Taberi, 1/28 ; Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, 1/395.557-Ragıb el-İsfehani, Müfredat, HRN maddesi.558-Kasas Suresi, ayet 13; Taha Suresi, ayet 40.559-Kasas Suresi, ayet 18-21.

Page 68: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

134 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 135

misafir oldu. Ücret karşılığı on yıl orada çalıştı ve Şuayb’ın (as) bir kı-zıyla evlendi. Ailesiyle Medyen’den ayrılıp Tur dağının yanına geldi-ğinde bir ateş gördü. Ateş getirmek üzere oraya gittiğinde Allah ona vahyetti.560 Allah tarafından parlayan bir el ve âsa mucizesi verilerek Mısır’a geri dönmesi ve Firavun’u doğru yola davet etmesi emredildi. Allahu Teala’dan kardeşi Harun’u (as) kendisine yardımcı vermesini niyaz etti

Allahu Teala, Musa ve Harun’a (as) Firavun’a gitmelerini, onu yu-muşak bir dille hakka davet etmelerini vahyetti.561

Firavun, ülkenin hakimi, güçlü ve zengindi. Sapıklıkta o kadar ileri gitmişti ki insanlara “Ben sizin Rabbinizim” diyordu.562

Musa (as) ve Harun (as) birlikte Firavun’a gittiler ve onu İslam’a da-vet ettiler.563

Musa (as), Firavun’a ve adamlarına; kendisinin bir peygamber oldu-ğunu, hakkı konuştuğunu, İsrailoğulları’na eziyeti bırakmasını ve onları kendisiyle göndermesini istedi.564Firavun ve adamları Musa’dan (as) mucize isteyince, o da parlayan el ve âsa mucizesini gösterdi. Fakat on-lar “Bu adam çok bilgili bir sihirbaz” deyip, Musa’ya (as) karşı en güçlü sihirbazlarını çıkardılar.565 Buluşma günü sihirbazlar sihir yapınca, ipleri ve sopaları hareket etmeye başladı. Musa (as) Allah’ın emriyle asasını yere bırakınca onların bütün sihirlerini ejderha olan asası yutuverdi. Bu olağanüstü gerçek gücü gören ve sihri en iyi bilen sihirbazlar, bunun bir sihir olmadığını anladılar ve hemen Musa’ya (as) iman ettiler.566

Bu yenilgi Firavun’un çok ağrına gitti. Hz. Musa (as) ve ona inanan herkesi öldürmeye karar verdi.567 Musa (as) ve Harun (as) Rablerine dua edince, Allahu Teala, Firavun kavmine kuraklık, su baskını, kurba-ğa, haşerat, kan felaketi gibi cezalar verdi. Firavun ve adamları “eğer bu azabı bizden kaldırırsan sana inanacağız ve İsrailoğulları’nı seninle göndereceğiz” diye söz verdiler, ama sözlerinde durmadılar.568 Alla-

560-Kasas Suresi, ayet 29-30; Taha Suresi, ayet 10-16; Neml Suresi, ayet 8-9.561-Taha Suresi, ayet 44.562-Naziat Suresi, ayet 24; Kasas Suresi, ayet 38.563-Şuara Suresi, ayet 12-14; Taha Suresi, ayet 25-35; Kasas Suresi, ayet 34.564-Araf Suresi, ayet 104-105.565-Şuara Suresi, ayet 29-42; Araf Suresi, ayet 108-114.566-Şuara Suresi, ayet 47-48; Araf Suresi, ayet 121-122; Taha Suresi, ayet 70.567-Müminun Suresi, ayet 25-26.568-Araf Suresi, ayet 133-136.

hu Teala, Musa’ya (as) “Kullarımı geceleyin yürüt” diye vahyetti.569 Bir gece Firavun ve adamları duymadan, Mısır’ı terk ettiler. Sabah, Fira-vun ve adamları durumu fark edince onların peşine düştüler. Musa (as) ve İsrailoğulları’na yaklaştıklarında denizde onlar için bir yol açıl-dı. Müslümanlar geçip kurtuldular. Firavun ve askerleri ise üzerlerine kapanan denizde boğuldular.570

Musa (as) beraberindekilerle Filistin’e doğru giderken, İsrailoğulla-rı yolda puta tapan bir topluluk gördüler ve Hz. Musa’dan (as) böyle gözle görünür bir tanrı istediler. Musa (as) onları cahillerden olmaktan sakındırdı.571

Hz. Musa (as), yerine Harun’u (as) bırakarak Allah’tan vahiy almak üzere mikat denilen yere gitti. Musa (as), Allahu Teala ile doğrudan konuşurdu. Mikatta Allah’ı görmek istedi. Allahu Teala dağa bakma-sını söyledi. Allahu Teala dağa tecelli edince dağ paramparça oldu. Musa (as) bunu görünce bayılıverdi. Ayılınca tevbe etti.572 Allahu Teala Musa’ya (as) levhalar halinde Tevrat’ı vahyetti.573

Musa (as) mikatta iken, İsrailoğulları Harun’u (as) dinlemeyerek Samiri’nin yaptığı buzağı heykeline tapmaya başlamışlardı.574Musa (as) bu durumu görünce çok hiddetlendi. Kavmine Allah’ı ve nimet-lerini hatırlattı. Bu buzağıyı da eritip denize attı.575 Musa (as) kavmine bu hatalarına tevbe etmelerini söyledi. On iki kabileyi temsil eden yet-miş kişi seçerek tevbe için ayrıldılar. Yetmiş kişi “Allah’ı açıkça görme-dikçe sana inanmayacağız” deyince onları bir yıldırım yakalayıverdi.576

Kavmi, Musa’ya (as) devamlı zorluk çıkarıyor ona eziyet ediyorlardı. İnek boğazlama hadisesinde olduğu gibi işi hep yokuşa sürüyorlardı.577

Allahu Teala onlara va’d edilen yere girebilmeleri için savaşmala-rı gerektiğini emredince, orada güçlü bir topluluk olduğunu, onlarla savaşmanın imkansız olduğunu, daha da ileri giderek “savaşmak ge-rekiyorsa ey Musa! Sen ve Rabbin, ikiniz gidin savaşın. Biz burada

569-Şuara Suresi, ayet 52; Duhan Suresi, ayet 23.570-Şuara Suresi, ayet 63; Taha Suresi, ayet 78; Araf Suresi, ayet 138.571-Araf Suresi, ayet 138-140.572-Araf Suresi, ayet 142-143.573-Bakara Suresi, ayet 51.574-Taha Suresi, ayet 88.575-Taha Suresi, ayet 92-98; Araf Suresi, ayet 150-151.576-Bakara Suresi, ayet 55.577-Bakara Suresi, ayet 68-71.

Page 69: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

136 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 137

oturacağız” bile dediler.578 Allahu Teala bunun üzerine onlara 40 yıl çölde sürgün cezası verdi. Kırk yıl sonra yeni bir nesil yetişti. Allahu Teala onlara nimet verdi ve çölde on iki pınar fışkırttı.579 Bulutları göl-gelik için gönderdi. Gökten onlara Kudret helvası ve bıldırcın eti ihsan etti.580 Buna karşılık bu nimetlerden bıktılar ve sarımsak, bakla, soğan, mercimek gibi şeylere tenezzül ettiler.581

Musa (as), Yahudi kaynaklarda da “On Emir” diye bilinen ilahi emir-leri haber vererek, bunlara uymalarını tavsiye etti. Onlar ise “işittik ve isyan ettik” dediler.

On Emir şunlardı: 1. Namaz kılınız 2. Zekatı veriniz 3. Peygambere inanıp yardım ediniz 4. Allah yolunda harcayınız 5. Allah’tan başkası-na kulluk etmeyiniz 6. Ana-babaya iyilik ediniz 7. Yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik ediniz 8. İnsanlarla güzel konuşunuz 9. Birbirinizin kanını döküp yurdunuzdan sürmeyiniz 10. Allah’tan sakınıp, Kitaba kuvvetle sarılınız.582

Kur’an-ı Kerim’de Davud (as) ve Süleyman (as)

Davud; Arapça olmayan bir kelimedir. Dvd kökünden türeyen dev-dat; bir araya gelen insanların çıkardığı ses anlamındadır.583

Süleyman; Yabancı kökenli bir kelimedir.

Davud (as), Hz. Yakub’un (as) soyundandır. Filistin bölgesinde yaşa-dığı söylenir.

Davud (as), genç yaşlarında İsrailoğullarının sultanı Tâlût’un ordu-suna asker olarak katıldı. Güçlü düşmanları Calut’u öldürdü.584

Tam bir yönetici, güçlü bir saltanat sahibi idi. Hükümdar peygamberlerdendi.585 İsrailoğulları onun zamanında en muhteşem yönetime ve en güçlü devlete ulaştılar. Yahudiler onu saygın ve önem-li bir kumandan olarak bilirler. Kur’an-ı Kerim’de ise kendisine Zebur verilen peygamberdir.

Hz. Davud (as) devamlı Allah’a yönelen bir kuldu. Allah’ın yanında 578-Maide Suresi, ayet 20-23.579-Bakara Suresi, ayet 60; Araf Suresi, ayet 160.580-Taha Suresi, ayet 80.581-Bakara Suresi, ayet 93.582-Bakara Suresi, ayet 83-84.583-Kamusu’l-Muhit, “DVD, CCB” maddesi.584-Bakara Suresi, ayet 249-251.585-Bakara Suresi, ayet 249-251.

bir yakınlığı ve yüce bir makamı vardı. Fazilet sahibi idi. Şerefli üstün bir karaktere sahipti.586 Rabbini zikreder kulluktan geri kalmazdı. Dağlar ve kuşlar gece gündüz, sabah akşam onunla birlikte tesbih ederdi.587

Allah tarafından kendisine önemli ilim verilmiş elçiydi.588

Demir, Davud (as) için yumuşatılmıştı. Zırhlar yapar, geçimini ondan sağlardı. Bu nedenle onun lakabı da “zerrâd” yani zırh ustası idi.589

Davud’a (as) dört büyük kitaptan biri olan Zebur verildi.590

Hz. Süleyman, Davud’un (as) oğludur. Davud’dan (as) sonra hem peygamber, hem de yönetici oldu. Mülk ve saltanat sahibi idi. İnsanla-ra hükmettiği gibi, cinlere ve şeytanlara da hükmederdi. Onlara çeşitli görevler verir, onları yönetirdi. Hayvanların dilinden de anlardı.591 Çün-kü o, Allah’tan bağışlanma ve kimseye verilmeyecek olan bir mülk ve saltanatın kendisine verilmesini istemiş, Allah duasını kabul etmişti.592 Rüzgar da onun emrine verildi. O nereye dilerse oraya doğru eserdi. Erimiş madenler onun için su gibi akıtıldı.593

Geniş bir ilim sahibi ve adaletle hükmetme kabiliyeti vardı.594 Kuş-ların dili kendisine öğretilmişti. Bu konuda şöyle demişti: “Ey insanlar! Bize kuş mantığı (dili) öğretildi. Ve bize her şeyden bolca verildi. Doğ-rusu bu apaçık bir lütuftur.”595

Hz. Süleyman’ın ordusu vardı ama onun ordusu insanlardan, kuş-lardan ve cinlerden meydana geliyordu.596 Ordusuyla karınca va-disinden geçerken, karıncaların reisi karıncalara “Yuvanıza girin, Süleyman’ın ordusu bilmeden sizi ezmesin” demiş Süleyman (as) bunu duymuştu.597

Süleyman (as) devrinde İsrailoğulları tek bayrak altında birleştiler ve güçlü bir idari yapı kurdular. Yahudi kaynakları ona peygamber gö-züyle değil, saygın bir lider olarak bakarlar.

586-Sad Suresi, ayet 17-25; Sebe Suresi, ayet 10.587-Enbiya Suresi, ayet 79.588-Neml Suresi, ayet 15.589-Enbiya Suresi, ayet 80; Sebe Suresi, ayet 10-11.590-İsra Suresi, ayet 55; Nisa Suresi, ayet 163; Enbiya Suresi, ayet 105.591-Sebe Suresi, ayet 12; Neml Suresi, ayet 16.592-Sad Suresi, ayet 35.593-Sad Suresi, ayet 36-38; Sebe Suresi, ayet 12-13.594-Enbiya Suresi, ayet 78-79.595-Neml Suresi, ayet 16.596-Neml Suresi, ayet 17.597-Neml Suresi, ayet 18-19.

Page 70: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

138 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 139

Sebe melikesi Belkıs, Süleyman (as) vasıtasıyla müslüman olmuştu.598

Kur’an-ı Kerim’de Yahya (as)

Yahya, sözlükte yaşar/dirilir anlamındadır. İbn Abbas’a (ra) göre Al-lah onunla annesinin kısırlığını giderip rahmini çocuk doğurmaya el-verişli kılmakla dirilttiği için kendisine bu isim verilmiştir. Genel olarak kalbini iman ve salih amelle dirilten manasınadır.599

İbranice Yuhanna isminin karşılığı Yahya’dır. İngilizce’de; Saint John Baptist, Fransızca’da Saint Jean Baptiste yani Vaftizci Aziz Yahya’dır.

Hristiyanlara göre, Hz. İsa’nın (as) peygamberliğini haber vermiş ve onu Ürdün nehrinde vaftiz etmiştir.

İsrailoğulları için son peygamberdir.

Allah, Yahya’dan önce hiç kimseye bu ismin verilmediğini beyan eder.600

Luka İncil’in de “Ona babası, Zekeriya’nın adını koymak istediler. Ama annesi “Hayır, Yahya olacak” dedi. Onlar, “Akrabalarının içinde bu adı taşıyan kimse yok!” dediler. Bunun üzerine çocuğa hangi ismi koymak istediğini babasına sordular. Zekeriya bir taş levha istedi ve “Adı Yahya’dır” diye yazdı” 601diye geçmektedir.

Yahya’nın (as) doğumu, İsmail (as) ve İshak (as) gibi mucizevîdir.

Hz. Zekeriya (as) Allah’a dua ederek, ihtiyarladığını, karısının da kısır olduğunu, buna rağmen kendisine bir oğul bağışlamasını istedi. Doğacak çocuk Yakuboğulları’na hak yolda mirasçı olacaktı.602 Allah Teala, Zekeriya’nın (as) duasını kabul etti ve ona Yahya adında bir oğul müjdeledi.603 Zekeriya (as) çocuğun doğacağına dair bir işaret isteyin-ce, insanlarla üç gün boyunca konuşamayacağı vahyolundu.604 Bu üç gün sonunda Hz. Yahya dünyaya geldi. Hz. İsa’dan altı ay önce doğdu. Son derece güzel yüzlü biriydi. Sekiz yaşında iken, Mescid-i Aksa’nın hizmetine başladı ve on beş yaşına kadar orada kaldı. Kıldan dokun-

598-Neml Suresi, ayet 44.599-Hazin, Tefsir-i Hazin, 1/490.600-Meryem Suresi, ayet 7.601-Luka, 1. Bab, 59-63.602-Ali İmran Suresi, ayet 38.603-Meryem Suresi, ayet 7-9.604-Meryem Suresi, ayet 10; Ali İmran Suresi, ayet 41.

muş bir elbise giyer, gece gündüz ibadetle meşgul olurdu. Hz. Yahya (as), Allah’tan o kadar çok korkardı ki babası Hz. Zekeriya, insanlara nasihat ederken, oğlu eğer yanındaysa çok dikkatli konuşur, cehen-nemle ilgili söz söylemezdi.

Hz. Yahya’ya (as) daha küçükken hikmet, kalp yumuşaklığı ve safi-yet verildi. O, Allah’tan sakınan ve ana- babasına karşı iyi davranan bir kimseydi. Baş kaldıran bir zorba değildi.605 Toplumun efendisi, if-fetli ve nefsinin isteklerini kontrol altında tutmasını bilen olgun bir insandı. Salih bir kişi ve salih bir peygamberdi.606

Herkesin Hz. İsa’yı (as) yalanladığı, taşa tuttuğu, hatta öldürmeye teşebbüs ettiği bir ortamda Hz. Yahya (as) O’nu doğrulamış, destekle-miş ve yanında yer almıştı.607

O Allah’ın selâmına mazhar olmuş bir seçkindi. “Doğduğu günde, öleceği günde ve dirileceği günde, ona selam olsun.”608

Allah ona şöyle vahyetti: “Ey Yahya! Kitabı kuvvetle tut”609 Hz. Yahya (as) hayatı boyunca bu emre uyarak, gerçek Tevrat’ın ve İncil’in hü-kümlerine göre yaşadı ve insanları o ilkelere davet etti.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Meryem

Meryem kelimesinin üç önemli anlamı vardır. Birincisi; İbra-ni ve Süryani diline göre, İbadet eden kimse,610 Rabbin hizmetçisi anlamındadır.611 İkincisi; Mariye olup, cariye anlamındadır.612 Cariye bayan hizmetçi, dinine bağlı ve ibadet eden demektir. Üçüncüsü; Arapçada RYM kökündendir. İki manası vardır:

1.Bir yerden diğer bir yere intikal, uzaklaşma.

2.Üstünlük, yüksek derece.613

İffet âbidesidir Hz. Meryem. Kendisi hakkında Kur’an’da ismiyle bir sure vardır. Meryem Suresi. Bu surede Hz. İsa’yı (as) nasıl dünyaya ge-tirdiği de anlatılır.

605-Meryem Suresi, ayet 12-14.606-Ali İmran Suresi, ayet 39; Enam Suresi, ayet 85.607-Ali İmran Suresi, ayet 39.608-Meryem Suresi, ayet 15.609-Meryem Suresi, ayet 12.610-Zamahşeri, Keşşaf, 1/356.611-Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, IV/68; Beydavi, 1/487; Nesefi, 1/487.612-Alusi, III/142.613-Cevheri, es-Sıhah, “RYM” maddesi.

Page 71: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

140 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 141

Hz. Meryem Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında bulunan Filistin topraklarında, Yahudi bir toplumda doğmuştur.

Al-i İmran soyundandır. Hz. Meryem’in soyu Hz. Süleyman ta-rafından Hz. Yakub’a, oradan da Hz. İbrahim’e (as) ulaşır. Bu soy in-sanlık içinden seçilen çok özel bir ailedir.614 Kur’an’ı Kerim’de “Allah Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesi ile İmran ailesini seçip alemlere üstün kıldı”615 diye bahsedilir. İmran’ın hanımı kamil iman sahibi biridir. Hz. Meryem’e hamile kalınca, Allah’a duasında, doğuracağı çocuğu Alla-hu Teala’ya adayacağını söylemiştir. Beklentisi erkek çocuktur, ama kız çocuğu doğunca ismini “âbide” yani “mâbedin hizmetkârı” anlamına Meryem koyar ve mâbede adar.616 Hz. Meryem’i ve soyunu şeyta-nın şerrinden koruması için Allah’a içtenlikle dua eder: Allahu Teala, İmran’ın hanımının duasını kabul eder ve “Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir çiçek gibi yetiştirdi” ayetin-de buyurduğu gibi üstün bir ahlak ile ahlaklandırır.617

Hz. Zekeriya (as), Hz. Meryem ile yakından ilgilendi. Meryem’in ha-yatı mucizevi olaylarla doluydu. Bir tanesini nakledelim: “Zekeriya’yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriya onun yanına, mabede her girişinde orada bir rızık bulur ve: “Ey Meryem, bu sana nereden geli-yor?” der, o da: “Bu Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir, derdi.”618

Hz. Meryem’in üstünlüğü Kur’an’da şöyle geçer; “Hani melekler de-mişlerdi: Ey Meryem! Allah seni seçti ; seni tertemiz yarattı ve seni bü-tün dünya kadınlarına tercih etti. Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et.”619

Hz. Meryem iffetine ve namusuna çok hassas ve titizdi. “İffetini ko-rumuş olan, İmran kızı Meryem’i de (Allah örnek gösterdi). Biz ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.” 620

Ve Hz. İsa’ya (as) hamile kalması : Bu hadise mucizevi muhteşem bir olaydı. Kur’an’da şöyle buyrulur :“İffetini koruyan (Meryem); Biz ona Kendi Ruhumuz’dan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet

614-Ali İmran Suresi, ayet 33-34.615- Ali İmran Suresi ayte 32.616-Ali İmran Suresi, ayet 35-36.617-Ali İmran Suresi, ayet 37.618-Ali İmran Suresi, ayet 37.619-Ali İmran Suresi, ayet 42-43.620-Tahrim Suresi, ayet 12.

kıldık.”621

“Allah nezdinde İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Allah onu (Adem’i) topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi ve oluverdi.”622

“Rasulüm! Kitap’ta Meryem’i de an. Hani O, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti. Meryem onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de O, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.

Meryem dedi ki; Senden, çok esirgeyici olan Allah’a sığınırım! Eğer Allah’tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma)

Melek: “ Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbimin bir elçisiyim” dedi.

Meryem: “Bana bir insan eli değmediği, iffetsizde olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.

Melek: “Öyledir” dedi: (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.

Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki ço-cukla) uzak bir yere çekildi. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (da-yanmaya) sevketti. “Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!”

Aşağısından (İsa yahut melek) şöyle seslendi: “ Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir.” Hurma dalını kendi-ne doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün. Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merha-metli olan Allah’a oruç adadım, artık bugün hiçbir insanla konuşma-yacağım.

Nihayet onu (kucağında) taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın! Ey Harun’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi.

Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. “Biz, dediler beşikteki bir sabi ile nasıl konuşuruz?”

Çocuk şöyle dedi: “Ben Allah’ın kuluyum. O, bana Kitab’ı verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı;

621-Enbiya Suresi, ayet 91.622-Ali İmran Suresi, ayet 59.

Page 72: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

142 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 143

yaşadığım sürece bana namazı ve zekatı emretti. Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.

İşte hakkında şüphe ettikleri Meryem oğlu İsa- hak söz olarak- bu-dur. Allah’ın bir evlat edinmesi, olur şey değildir. O, bundan münezzeh-tir. Bir işe hükmettiği zaman, ona sadece “ol” der ve hemen olur.

(İsa şunu da söyledi) Muhakkak ki Allah, benimde Rabbim, sizinde Rabbinizdir. Öyle ise O’na kulluk ediniz, işte doğru yol budur.”623

Hz. Meryem, İsa’nın (as) Allah katına yükselmesinden sonra altı sene kadar yaşamıştır.

Kur’an-ı Kerim’de İsa Mesih (as) ve Havariler

İsa; Süryanice veya İbranice bir kelime olan Iysu’dan türetilmiştir.624 Bu kelime İyşu ve Yeşu olarak da okunmuştur ki bu kelimenin anlamı “mübarek” demektir.625

Diğer anlamı ise er-suyu (sperma) demektir ki, yaratılışında ki ola-ğanüstü konuma işaret edilmiştir. Hz. Adem’den (as) sonra er-suyu (sperma) olmadan babasız olarak dünyaya gelen tek insandır.

Mesih kelimesi, MSH kökünden gelen, değişik hastalara el sürüp onları Allah’ın izniyle sağlıklarına kavuşturduğu için İsa’ya (as) lakab kılınmıştır.626 Bu kelime İbranice’de Meşiha olup, güzel bir yaratılışı ve mübarek bir sima ve kişiliği ifade etmektedir. Ayrıca tertemiz anlamın-da günahlardan arındırılmış bir insan da demektir.627

Meryem oğlu İsa’nın (as) yaratılışı, Adem’in (as) yaratılışı gibi-dir. Adem (as) babasız ve annesiz yaratılmış, İsa’da (as) babasız ola-rak Hz. Meryem’e ilka edilen bir ruhla yaratılmıştır. Bu yüzden ona “Kelimetullah-Allah’ın Kelimesi” denmiştir.628

Hz. İsa’nın (as) ailesi Al-i İmran’dı. İsa’nın (as) annesi Meryem, İmran’ın hanımı tarafından mâbede adanmış ve Mabed’de Zekeriya (as) tarafından bir çiçek gibi yetiştirilip büyütülmüştü.629 Belli bir yaşa

623-Meryem Suresi, ayet 16-37.624-Cevheri, es-Sıhah, “AYS” maddesi.625-Ebu’s-Suud, 1/127; Alusi, 1/316.626-Ali İmran Suresi, ayet 49.627-Taberi, IV/35.628-Ali İmran Suresi, ayet 59.629-Ali İmran Suresi, ayet 35-37.

gelince Cebrail (as) tarafından bir çocukla (İsa as) müjdelendi. Hz. Meryem’in (as) hayatında anlatılmıştı. (Bkz. Hz. Meryem)

İsa (as) annesinin kucağında bebekken konuşma mucizesi karşısın-da insanlar ona ve annesine kötülük yapmaya cesaret edemediler.

Zamanı gelince Allah Teala İsa’ya (as) vahyetti ve onu kendi kavmi-ne peygamber olarak gönderdi. “ Kavmine şöyle dedi: “Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri de helal kılmam için gönderildim. Size Rabbinizden bir mucize getirdim. O halde Allah’tan korkun, bana da itaat edin. Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz’dir. Öyle ise O’na kulluk edin. İşte bu doğru yoldur.”630

Toplumun ileri gelenleri, iktidar sahipleri bu davete karşı çıkıyor onu tanımıyorlardı.

Hz. İsa’nın (as) mucizevi doğuşu, annesinin üstün kişiliği, Hz. Zekeriya’nın sözleri, Hz. Yahya (as) onlar için hiçbir şey ifade etmiyor-du. Değiştirilmiş Tevrat’ı hak yol sayıyorlardı.631 Hz. İsa (as) Allah’ın izniyle mucizeler gösteriyor; alaca hastalığını tedavi ediyor, körlerin gözlerini açıyor, kuş heykeli yapıp üfleyince canlı olup uçuveriyordu. İnsanların evlerinde sakladıklarını haber veriyor hatta ölüleri diriltiyor ama onlar İsa’ya (as) iftira ederek “Bu apaçık büyüdür” diyorlardı.632

Hz. İsa’ya (as) havari denilen bir avuç müslüman iman etmişti. İsrailoğulları’nın düşmanlığından endişe eden İsa (as) havarilere :”Al-lah uğrunda benim yardımcılarım kimlerdir? diye sordu. Onlar da: “Biz Allah’ın dininin yardımcılarıyız, Allah’a inandık şahit ol ki biz müs-lümanlarız” dediler.633

İsrailoğulları, Hz. İsa (as) ve havarilerin Tevhid mücadelesini engel-lemek için Hz. İsa’yı (as) öldürmeye karar verdiler ve Onu aramaya başladılar. Ancak Allahu Teala onların hilesini boşa çıkardı.634 Onlar Hz. İsa’ya (as) benzeyen birini635 Hz. İsa (as) zannederek çarmıha gerdiler ve “Meryem oğlu İsa’yı öldürdük” dediler.

İsrailoğulları’nın bu iğrenç peygamberleri öldürme teşebbüsleri Kur’an’da şöyle anlatılır: “Andolsun ki biz Musa’ya Kitab’ı verdik. On-

630-Ali İmran Suresi, ayet 50-51.631-Ali İmran Suresi, ayet 93.632-Maide Suresi, ayet 110; Saff Suresi, ayet 6.633-Ali İmran Suresi, ayet 52-53.634-Ali İmran Suresi, ayet 54-55.635-Bu kişi havarilerden olup Hz. İsa’ya ihanet eden Yahuda İskariyottu. İhanetine karşılık, sureti İsa (as) suretine döndürüldü ve Hz. İsa (as) diye onu çarmıha gerdiler.

Page 73: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

144 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 145

dan sonra ardı ardına peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da mucizeler verdik. Ve onu Ruhu’l Kudüs (Cebrail) ile destekledik. ( ne var ki) gönlünüzün arzulamadığı şeyleri söyleyen bir elçi geldikçe, ona karşı büyüklük tasladınız. (Size gelen) peygamberlerden bir kısmını ya-lanladınız, bir kısmını da öldürdünüz.” (Hz. Zekeriya, Hz. Yahya gibi).636

Kur’an olayın içyüzünü şöyle anlatır: “Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkın-da ihtilafa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler. Bilakis Allah onu (İsa’yı) kendi nezdine kaldır-mıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.”637

“(İsa) Beşikte (mehd) ve yetişkin (kehl) iken insanlarla konuşacaktır ve salihlerdendir”638 Ayet-i kerimedeki “kehl” kendisinde yaşlılık ala-metleri gözüken veya otuzdört ile elllibir yaş arası olan kimselerdir. İsa İsa (as) göğe kaldırıldığında 33 yaşında idi. Dolayısıyla İsa’nın (as) “kehl” iken konuşması âhir zamanda gökten indirildiği vakitteki ko-nuşmasıdır. Nitekim İbn Zeyd (ra) “İsa (as) onlarla beşikte konuştu. Deccal’i öldüreceği zaman da onlarla konuşacaktır ki o, o gün “kehl” (yetişkin çağında) bulunacaktır.639

Kur’an, Hz. İsa’ya (as) ilahlık isnad edenleri şiddetle reddederek şöyle diyor: “Ey ehl-i Kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkın-da hakikatten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın Peygamberidir. (O) Allah’ın, Meryem’e ulaştırdığı “Kûn: ol” ke-limesi (nin eseri) dir. O’ndan bir ruhtur. Şu halde Allah’a ve Peygambe-rine iman edin. “(Tanrı) üçtür” demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah’tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.”640

“Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, “Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin” diye sen mi dedin? buyurduğu zaman O, “Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim Sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bi-

636-Bakara Suresi, ayet 87.637-Nisa Suresi, ayet 156-158 ; Ali İmran Suresi, ayet 49.638- Al-i İmran suresi, ayet 46.639- Taberi, Câmi’ul-Beyan, 2, 271; Âlûsi, 1,174; 3,163.640-Nisa Suresi, ayet 171.

len yalnızca sensin.”641

“Meryem oğlu Mesih ancak bir peygamberdir. Ondan önce de (bir-çok) peygamberler gelip geçmiştir. Anası da çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar.”642

Ve İsa (as) kavmine şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ge-lecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim.”643

Havariler

Havari: Arapçada “haver” kökünden türetilen “havari”; seçilmiş, kusursuz, taraftar, dost, bir kimseye ileri derecede yardım eden an-lamlarına gelir.

İslami bir kavram olarak, Allah’ın peygamberlerine inanıp onlara davalarında son derece yardımcı olan mü’minler demektir. Bu mana-da peygamberlerin bütün yardımcıları havaridir.

Kur’an’da havari, Hz. İsa’ya (as) iman eden, ona tebliğ ve irşad göre-vinde yardımcı olan seçkin mü’minler hakkında kullanılır.

İsrailoğulları, Hz. İsa’nın (as) çağrısını reddedip ona düşmanlığa ni-yetlenince; İsa (as) “Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir? dedi.” Havariler: “Biz Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah’a inandık, şahit ol ki bizler müslümanlarız,” cevabını verdiler.” (Havariler) “Rab-bimiz! İndirdiğine inandık ve peygamber’e uyduk. Şimdi bizi (birliğini ve peygamberlerini tasdik eden) şahitlerden yaz” dediler.644

Havarilere “Allah’a ve Hz. İsa’ya iman edin” diye ilham edildiği za-man, “Onlar (da), “İman ettik, bizim Allah’a teslim olmuş kimseler (müslümanlar) olduğumuza sen şahit ol” demişlerdi.645

“Hani havariler “Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten, donatıl-mış bir sofra indirebilir mi? demişlerdi. O, “iman etmiş kimseler iseniz Allah’tan korkun” cevabını vermişti.

Onlar “Ondan yiyelim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doğru söy-lediğini (kesin olarak) bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım

641-Maide Suresi, ayet 116.642-Maide Suresi, ayet 75.643-Saff Suresi, ayet 6.644-Ali İmran Suresi, ayet 52-53; Saff Suresi, ayet 14.645-Maide Suresi, ayet 111.

Page 74: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

146 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 147

istiyoruz” demişlerdi.

Meryem oğlu İsa şöyle dedi: “Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra in-dir ki, bizim için, geçmiş ve geleceklerimiz için bayram ve senden bir ayet (mucize) olsun. Bizi rızıklandır; zaten sen, rızık verenlerin en ha-yırlısısın.

Allah da şöyle buyurdu: “Ben onu size şüphesiz indireceğim; ama bundan sonra içinizden kim inkar ederse, kainatta hiçbir kimseye et-mediğim azabı ona edeceğim!”646

Havariler, gökten inen sofradan yediler, kalbleri mutmain oldu.

İnciller, havarilerin sayısını on iki olarak verir ve isimlerini sayarlar. İncile göre Hz. İsa’ya onların içinden Yahuda İskariyot ihanet etmiştir. Hz. İsa’nın (as) yerini göstermiş, Allahu Teala ceza olarak onu İsa su-retine çevirmiş, İsrailoğulları’da Yahuda’yı İsa (as) zannedip çarmıha germişlerdir.

Hz. Muhammed’de (sav) havari kelimesini kullanmış ve şöyle bu-yurmuştur;

“Benden önce Allahu Teala hangi ümmete peygamber göndermiş-se bu peygamberlerin hepsinin de ümmeti içinde havarileri ve sünne-tini takip eden, emrine uyan yakın dostları olmuştur.”647

“Her peygamberin bir havarisi vardır, benim havarim Zübeyr ibni Avvam’dır.”648

Kur’an-ı Kerim’de Hz Muhammed (sav)

Muhammed; Kur’an’ın ilk kelimesi olan hamd kökünden türetilmiş-tir. Pek çok övülmeye layık kimse anlamındadır.

Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurur: “Benim ismim, Tevrat’ta Ahmed’dir; Çünkü ben ümmetimi Cehennem ateşinden uzaklaştırı-rım. İsmim Zebur’da Mâhi’dir; Çünkü Allah, benimle puta tapanları mahveder. İsmim İncil’de Ahmed’dir. Kur’an’da ise Muhammed’dir; Çünkü ben yer ve gök sakinleri tarafından övgüyle anılacağım.”649

Tevrat’ta Muhammed (sav):

646-Maide Suresi, ayet 112-115.647-Buhari, İman, 80/179.648-Buhari, Cihad, 40-41.649-Kurtubi, el-Camiu’l-Ahkami’l-Kur’an, XVIII/84.

“Rabb (Allah’ın emri) Sina’dan geldi ve onlara Seir (sair) den doğdu, Paran Dağı’nda parladı.” 650 Paran Dağı ile Hz. Muhammed’e (sav) işa-ret edilmektedir.

Allahu Teala’nın, Sina’dan gelmesinden maksat, Tûr-i Sina’da Hz. Musa’ya (as) Tevrat’ı indirmesi; Sair’den doğması ise Hz. İsa’ya İncil’i vermesidir. Hz. İsa (as), Şam bölgesinde bulunan Sair civarı köylerin-den Nâsıra’da bulunduğu sırada kendisine İncil’in indirildiği bilinmek-tedir.

Paran (Faran) Dağında parlaması ise Hz. Muhammed’e (sav) Kur’an’ın indirilmesine işarettir. Paran Mekke’nin eski adlarındandır. Tekvin kitabının (Bab 21 ayet: 21) Hz. İsmail hakkındaki: “Ve Fârûn (Paran) çölünde oturdu” ayeti bunu isbat ediyor. Çünkü Hz. İsmail (as), annesi Hz. Hacer’le Mekke’de oturdu.651

Ka’b el-Ahbar, Hz. Muhammed (sav) ve ümmetinin Tevrat’ta şöyle geçtiğini nakleder: “Ahmed ve ümmeti, Hammâdûn (çok hamd eden kimseler) dur. Ferah ve sıkıntıda, her halükarda Allah’a hamd ederler. Her yüksek yerde Allah’ı yüceltirler (tekbir getirirler). Her mekanda Allah’ı tesbih ederler. Sesleri, çağrıları göklerde yankılanır.”652

Zebur’da Muhammed (sav)

Allah Zebur’da Hz. Davud’a (as) şöyle hitab etmişti: “Ey Dâvûd! Şüp-hesiz senden sonra ileride, adı Ahmed ve Muhammed olan doğruluğu ile meşhur bir peygamber gelecektir. Ben ona hiçbir zaman darılmam. Oda hiçbir zaman bana karşı isyan etmez. Onun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışladım. Onun ümmeti de merhumedir.”653

Hz. Davud’dan (as) sonra, Muhammed ve Ahmed ismindeki pey-gamber sadece kendisine Kur’an indirilen Muhammed’dir (sav). “Ben ona hiçbir zaman darılmam” cümlesi Kur’an’da “Rabbin ne seni terk etti ve ne de sana gücendi”654 ayetiyle aynıdır. Son cümlede Kur’an’da Fetih suresi ikinci ayeti kerimesinin aynısıdır. “Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar.”

İncil’de Hz. Muhammed (sav)

Cârud b. El- Alâ, Bahreyn’de Hz. Muhammed’in (sav) peygamber-

650-Tensiye, Bab 33/2.651-Hüseyin el-Cisr, Risaleyi Hamidiyye, s.51-52.652-Suyuti, Hasais, I/32.653-Suyuti, Hasais, I/37.654-Duha Suresi, ayet 3.

Page 75: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

148 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 149

liğini duyunca, kabilesinin ileri gelenleriyle Hz. Muhammed (sav)e gelmişti. Kendisi büyük bir hristiyan alimi idi. Hz. Muhammed’e (sav) ne ile geldiğini sordu ve aldığı cevap karşısında şöyle söyledi: “Seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, senin vasfı-nı İncil’de buldum. Seni Meryem’in oğlu müjdeledi. Her an ve zaman Allah’ın selamı senin üzerine olsun; Seni (bize) ikram edene (Allah’a) şükürler olsun! Göz gördükten sonra iz aramaya; kesin bilgiden sonra şüphe etmeye yer yoktur. Lütfen elini uzat; ben şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur ve Sen Allah’ın peygamberisin.”655

Yuhanna İncil’inde şöyle geçer: “(Hz.İsa) Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız. Ben de Babaya (Rabb’e) yalvaracağım, ve size başka bir Faraklit (tesellici), bir hakikat ruhunu verecektir, taki daima sizinle beraber olsun”656 “Fakat benim ismimle Babanın gönderece-ği Faraklit (tesellici), Ruhu’l-Kudüs, o size her şeyi öğretecek ve size söylediğim her şeyi hatırınıza getirecektir.”657 “Artık sizinle çok şeyler konuşmayacağım, çünkü bu dünyanın reisi geliyor”658 “Babadan size göndereceğim tesellici, Babadan çıkan hakikat ruhu geldiği zaman, benim için o şehadet edecektir.”659

“Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum, benim gitmem si-zin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem, Tesellici size gelmez, fakat gider-sem onu size gönderirim.”660

“Fakat o, hakikat ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek; zira kendiliğinden söylemeyecektir. Her ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir..”661

Acaba herkesi hakikate davet eden ve her haberini vahiyden veren ve Cebrail’den işittiğini söyleyen, kıyamet ve ahiretten tafsilatlı haber veren, Hz. Muhammed’den (sav) başka kimdir? Kim olabilir?662

Faraklit kelimesi, Yunanca İncil’de Paraklitos şeklinde yazılıdır. İncil’in asıl metninde ki bu kelime, Paraklitos değil Piriklitos’dur ki, bu-nun anlamı Yunanca’da tam olarak Ahmed demektir.663

655-Suyuti, Hasais, I/35.,;H. Cisr, Risale, 56-62.656-Yuhanna, Bab 14, ayet 15-16.657-Yuhanna, Bab 14/26.658-Yuhanna, Bab 14/30.659-Yuhanna, Bab 15/26.660-Yuhanna, Bab 16/7.661-Yuhanna, Bab 16/13.662-Said Nursi, Mektubat, s.169.663-H. Cisr, Risale, s. 58-59.

İncil’deki müjde Kur’an’ı Kerim’de şöyle anlatılır: “Meryem oğlu İsa:“Ey İsrailoğulları! Ben size gönderilen Allah’ın elçisiyim. Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adın-da bir peygamberi müjdeleyici olarak geldim” demişti. Fakat onlara apaçık delillerle gelince “Bu, apaçık bir büyüdür” dediler.664

Zerdüştlerin Kutsal Kitaplarında Hz. Muhammed (sav)

Modern araştırmalar göstermiştir ki, Zerdüşt tek Allah’a inanmıştır. Meleklere, onun seçtiği kimselere ilahi vahiy gelebileceğine, cennete ve diğerlerine iman ediyordu. ZENO AVESTA’nın bugün elimizde bu-lunan parçalarında (YASHT 13, XXVIII, 129) putları kıracak olan SO-ESHYANT): Herkese, “Alemlere Rahmet” adında biri ile, keza ASTVAT EREAT (manası, halkı ayağa kaldıran)’ın geleceğini önceden haber vermiştir.665

Budizm’de Hz. Muhammed (sav)

Budizm’in kurucusu Buda da bazı ifadelerinde dini tamamlaya-madığını ifade etmiştir. Ona göre (Maitreya) (Bir diğer okunuşa göre (Metteya) yani herkese, alemlere rahmet (rahmeten lil alemin) gelip bu iş düzelecektir. (Bakınız, Buda’nın Mukaddes Kitabı).666

Brahmanizm’de Hz. Muhammed (sav)

Daha evvelki diğer dinler gibi Brahmanizm’de de “ilerde gelecek” ve “beklenen bir kimse” inancı vardı. Mesela ASRAVA VEDA adını ta-şıyan dini kitaplarında bu kimsenin ismi de verilmiştir: NARASANŞAH, ASTİVİŞYAT, yani “Alkışlanacak olan, övülmeye layık kişi.” Onun bine-ceği araba çok sür’atli. Koşan develer tarafından cenete varana kadar koşturulacaktır. vs.

VİŞNHU PURAN adlı kitabın 24. bölümünde denmektedir ki, Veda-lar yani gerçek ilim kitapları tarafından öğretilen hareket ve fiiller, hu-kuki müesseseler mevcudiyetlerini tam kaybedecekleri sırada bu ka-ranlık çağların sona ermesi yaklaşacak ve Tanrı’nın son tenasuhu, bir “cenkçi muharip” şeklinde tezahür edecektir.

Bu muharip, Sambla Dib (Kumlu Ada)’de arif ve namlı bir aileden dünyaya gelecek, babasının adı Visnuyaşa (Allah’ın kölesi: Abdullah), anasınınki ise Somti (Emin olunan kimse: Emine) olacaktır. vs.

664-Saff Suresi, ayet 6.665-İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/64.666-İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/64-65.

Page 76: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

150 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 151

Brahmanizm’de Allah’ın yeryüzüne insan şeklinde ineceğine inanı-lır. Bunların kutsal kitaplarından müteşekkil bir külliyatı vardır. Bu ki-taplara “PURANA” denir. Tam karşılığı “Eski Yazılar”demektir. Kur’an-ı Kerim bu kitaba işaret etmiştir: “Şüphesiz bu Kur’an alemlerin rabbi-nin indirmesidir. Uyarıcılardan olasın diye onu senin kalbine Ruhu’l-Emin apaçık bir Arapça ile indirdi. O “Zuburu’l-Evvelin” (eski yazılar) da vardır.”

Hindistan Brehmenlerin kutsal kitabı olan Vedalara göre yukarıda işaret edilen muharip, kumlar diyarında doğacak, sonra vatanını terk edip kuzeydeki bir yere iltica edecektir. Göğe değecek bir arabası ola-caktır. Bu zat, deve sahibi bir hakim (hikmetli kişi) olacak, yapacağı iki büyük savaşın birincisinde üç yüz, ikincisinde on bin askeri buluna-caktır.

Peygamberimiz kumlar diyarı olan Mekke’de doğmuş, peygamber-liğinin ortalarında Medine’ye iltica etmiştir. Gerçekten onun ilk savaşı Bedir’de kendisi ile üç yüz, son savaşı Mekke’nin fethinde on bin as-keri bulunmuştur. Göğe değen arabası da şüphesiz yaptığı mirac’ın ifa-desidir.

İşte görülüyor ki, bütün semavi kitaplar Fahr-i Kainat efendimizin geleceğini açıkça ifade etmişlerdir. Onun son peygamber, peygambe-rin zübdesi olduğundan zerre kadar şüphe yoktur. Adem’den beri her peygamber Allah’ın bir sıfatında fani olmuş iken, o ferdaniyet maka-mına ulaşmış, Allah’ın doğrudan zatında fani olmuştur. Onun içindir ki, ona Ruhu’l-Hak deniliyor. Salat ve selam ona, tazim ve tekrim as-habına.

Rasulullah’a (sav) verilen en büyük mucize Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an-ı Kerim dışında sayısız mucizeleri yanında; susuzluk sıkıntısında parmakları arasından çıkan su ile üçyüz kişinin su ve abdest ihtiyacını karşılaması mucizesi667, Ay’ın ikiye bölünmesi mucizesi668 İsra ve Miraç mucizesi669, ölüleri diriltme mucizesi 670, dilsizi konuşturma mucize-si671, çıkan gözü yerine koyma mucizesi672 gibi mucizeler sayılabilir.

Hz. Hasan (ra), dedesi Hz. Muhammed’in (sav) ismi hakkında şöy-667-Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercemesi, IX, 335-336 ; Buhari, Sıhah, IV, 171.668-Kamer Suresi, ayet 1-4; Buhari, Sıhah, VI, 52 ; Müslim, Sıhah, IV, 2158.669-İsra Suresi, ayet 1; Buhari, Sıhah, IV, 247-248; Müslim, Sıhah, I, 156-157; İbn Sad, Taba-

kat, I,213-216.670-M. Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 136-136.671-M. Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 136.672-M. Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 137.

le demiştir:

“Allah, O’nun ismini kendi isminden türetmiştir. Arşın sahibi (Allah) Mahmud’dur, O ise Muhammed’dir”673

Mahmud ismi ile Muhammed isminin türetildiği kök, hamd (övgü) kelimesidir. Yani her iki isimde sonsuz övgüye layık demektir.

Allah Teala, Hz. Muhammed (sav) hakkında: “ Sen gerçekten büyük bir ahlak üzeresin”674 buyurmuş;

Hz. Muhammed (sav) ise: “Allahım! Ben Seni her türlü noksanlık-tan tenzih ederim. Ben, Seni gereği gibi medh ü sena edemem, Sen Seni övdüğün gibisin”675 diyerek Rabbi’ne karşı gereken kulluk edebini takınmıştır.

673-El-Bagdadi, Abdülkadir b. Ömer, Hazinetü’l-Edeb, s.223-225.674-Kalem Suresi, ayet 4.675-Müslim, Salat, 222.

Page 77: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

152 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 153

KURAN’I KERİM’İN İ’CAZI

(Taklidinden bütün insanları aciz bırakması) İcaz, Hz. Muhammed’in (sav) peygamberlik davasındaki en büyük

mucizesi olan Kur’an-ı Kerim’in, benzerini yapmaktan bütün insanla-rın “aciz” olduklarını göstermek suretiyle, hakkaniyetini ortaya koy-ması demektir.

İcaz, Kur’an-ı Kerim’in üzerindeki ilahi tuğra ve sikkedir, onun ezeli konuşan Cenab-ı Hakk’la alaka ve irtibatını gösteren mührüdür.

İcaz, Kur’n-ı Kerim’in câzibeli bir hususiyeti, aynı zamanda onun Al-lah katından geldiğinin en büyük delili ve Kura’nı Kerim’in tahrifine en büyük engeldir. Kur’an-ı Kerim’den beslenmeyen bütün sözler top-lansa, değil bütün Kur’an’ı, en kısa bir ayetinin dahi benzerini getire-mezler.

İcaz, belâgat nüktelerindeki inci gibi incecik parıltıların karışıp top-lanmasından meydana gelen harika bir nurdur. İksir gibi tesirli olan icazın en mühim ciheti ve esası ise, Kur’an’ın nazmındaki belâgatıdır.

Kur’an-ı Kerim’in her ciheti ve surelerinin harflerine kadar istisnasız her cüzü mucizedir. İnsanoğlu, taklidinden acizdir.

Alemlerin Rabbi’nin emir ve yasaklarını ve dinin hükümlerini kul-lara tebliğ etmek, Kainat kitabının sahifelerinde nakşedilmiş olan hik-metli manaları okuyup, diğer insanlara okutmak ve yaratılış ile ölüm-den sonraki hayatın sırrını ve hikmetlerini insanlara öğretmek için gönderilen Peygamberlere, davalarını tasdik için verilen ve insanla-rın benzerini yapmaktan aciz kaldığı harikulâdeliklere, bilindiği üzere mucize denir. Peygamberlerin mazhar oldukları mucizeler, gönderil-dikleri zamana ve içinde bulundukları kavmin özelliklerine göre fark-lılıklar arzeder.

Meselâ, Hz Musa (as) zamanında sihir ve sihirbazlık çok ileri git-miş, gelişmiş olduğundan mucizeleri de sihirbazlara galip gelecek şe-kilde olmuştur. Hz İsa (as) zamanında ise, tıp çok meşhur olduğun-dan, gösterdiği mucizeler de o tarzda olmuş ve ölüleri Allah’ın izniy-le diriltmiştir.

Bunun gibi, belagat ve fesahatin, şiir ve hitabetin, kâhinlik ve gayp-dan haber vermenin ve geçmiş ümmetlerin halini ve bazı yaratılış ha-diselerini bilmenin revaçta olduğu bir zamanda kendisine peygam-

berlik vazifesi verilen ve sözleriyle, halleriyle tüm insanlığa örnek bir şahsiyet olan Hz. Muhammed’in de (sav) en büyük mucizesi Kur’an-ı Kerim’dir.

Kur’an-ı Kerim nazil olduğu zamandan günümüze, bindörtyüz sene-dir cinlere ve insanlara:

“Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur’an) dan şüphe içinde iseniz, haydi, hemen onun benzerinden bir sure getiriniz, eğer (iddianız-da) doğru kimseler iseniz, Allah dışında tanıdıklarınızı da yardıma çağırınız”.676

“Ama eğer şimdiye kadar (bunu) yapamadınızsa, bundan böyle de asla yapamayacaksınız demektir; o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkar edenler için hazırlanmış ateşten sakının.”677 meâlindeki ayetlerle meydan okumaktadır.

Netice de: Kur’an; “ (Habibim ya Muhammed) De ki; “Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardımcı da olsalar, (yine) onun benzerini getiremezler”678 meâlindeki âyetin açıkladığı üzere, bütün insanları ve cinleri taklidinden aciz bırakmış ve hepsi hayretle dinleyip belagatına secde etmişlerdir.

O zamanın insanları, dile oldukça hakimdiler. Allah Rasulü’nün (sav) getirdiği Kur’an-ı Kerim, her şeyden evvel bir lisan mucizesiydi ve Araplarda da o zaman en yaygın olan sanat, dil ve edebiyattı. Mual-laka şairlerinde de görüldüğü üzere, adeta gerçek söz sultanları o dö-nemde yaşamıştı. Ancak, Kur’an-ı Kerim karşısında dilleri tutulan bu dil ve beyan üstatları, kalemlerini kırıp secdeye kapanmışlardı. Bunlar-dan biri olan Hansa, başlı başına bir şiir üstadıydı. Cahiliye döneminde ölen kardeşi Sahr için söylediği mersiye, öylesine güçlü ve içtendir ki, hala son derece etkilidir. Hansa, şiir ve söz söylemede öylesine mahir-dir ki, kafirleri hicvedip gerekli cevaplarını verip İslam’ı yücelttiği için, Allah Rasulü (sav) “Allahım! Onu Ruhu’l-Kudüs’le destekle”679 diye dua ettiği Hasan bin Sabit’in (ra) cahiliye döneminde söylediği dört mısra-lık bir şiirinde sekiz yanlış bulmuş ve bir söz üstadı olduğunu ortaya kotmuştu.

İşte böylesine söz sultanı Hansa, Kur’an-ı Kerim’in mucize sözleri 676-Bakara Suresi, ayet 23.677-Bakara Suresi, ayet 24.678-İsra Suresi, ayet88.679-İbn Esir, Üsdü’l-Gabe, 7/90; İbn Hacer, el-İsabe, 7/616.

Page 78: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

154 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 155

karşısında şiir söylemeyi terkederek, kendisini Kur’an-ı Kerim’in at-mosferine bırakmıştır. Sadece o değil, o dönemin insanları, büyük ço-ğunluğu itibariyle söz ustaları ve söz sultanlarıydı. Kur’an-ı Kerim kar-şısında sözleri basit kaldığı için söz söylemeyi bırakıverdiler.

Öyle ki, Kur’an’ın indirilmeye başlandığı dönemde gurur kaynakları olan büyük şairlerin altın ile yazıp, Kabe duvarına astıkları Muallakat-ı Seba (yedi askı) adındaki en meşhur şiirleri indirilmiş, hükümler kal-dırılmıştır. O kadar ki, meşhur şair Lebid’in kızı babasının şiirlerini Kabe’nin duvarından indirirken :” Ayetlere karşı bunların kıymeti kal-madı” diye de itiraf etmiştir.

Hz Ömer’in (ra) içlerinde olduğu Ashab-ı Kiram’dan pek çok zat, Kur’an’ın ayetlerini dinledikten sonra “bu kelam, asla bir insan kelamı değildir” diyerek müslüman olmuşlardır.

Ebu Cehil gibi bazı müşrik ileri gelenleri ise, müşrik kaldıkları halde Peygamberimizin Kur’an kıraatini gizlice ve hayranlıkla evinin pence-resinden dinlemekten kendilerini alamıyorlardı.

Bazı müşrikler âyetleri işitince secdeye kapanıyor ve kendilerine: ”Sen müslüman mı oldun?” diye sorulunca:”Hayır! Ben bu âyetin be-lagatına secde ettim!” diyorlardı. Nitekim bunlardan birisi “Sen em-rolunduğun şeyi açıkça söyle ve (Allah’a) şirk koşanlara aldırma”680 ayetini duyunca secdeye kapanmış, sen müslüman mı oldun? denildi-ğinde o,” yok ben bu ayetin belagatına secde ettim” demişti.681

Kur’an-ı Kerim, erişilmez üslûbu ile zamanının en büyük edip ve şa-irlerini (mesela el-Velid, el-A’şa, Lebid ve Ka’b b. Zübeyr) etkisi altın-da bırakmıştır.

Bir gün Hz. Ömer (ra) Lebid’e (ra) bir şiir inşad etmesini söylemiş, Lebid (ra) şu cevabı vermişti:

“Cenab-ı Hakk’ın Bakara ve Al-i İmrân surelerini göndermesinden sonra bana şiir yazmak düşmez”

Lebid (ra), Alak sûresi nâzil olduğu zaman arkadaşları ile birlikte bu sûreyi görmüş, bunun bir kul kelamı olmayacağını hemen anlaya-rak Hz. Muhammed’in (sav) yanına gidip müslüman olmuş ve Kur’an-ı Kerim’e hayranlığı sebebiyle de bir daha asla şiir söylememiştir.

Gıfâr kabilesinin şairi Üneys, Rasul-u Ekrem’in (sav) risaletinden ha-680-Hicr Sûresi, ayet 94.681-Said Nursi, Sözler, 2.109.

berdar olarak Mekke’ye gelmiş, Rasulullah’ı (sav) dinlemiş, sonra yur-duna dönmüştü. Döndükten sonra ona ne gördüğü sorulmuş, o da şu cevabı vermişti:”Bu adam ne bir şair ne de bir sihirbaz. Şimdiye kadar ben çok kahin dinledim, fakat Muhammed’in (sav) lisanı, bunların li-sanı gibi değil. Biz şiirin her veznini biliriz, fakat o, bu vezinlerin hiç bi-risini de kullanmıyor. Bana kalırsa Muhammed hak yol üzeredir, Ku-reyş ise bâtıl yoldadır.”

Hz. Câfer (ra) Meryem sûresini Necâşi’nin huzurunda okuduğu za-man, Necâşi’nin gözlerinden yaşlar gelmiş ve:” Yemin ederim ki, bu söz, İncil gibi aynı meşalenin ışığıdır” demişti.

Bir gün Kureyşliler, Arap kültürü, dili ve edebiyatında liderleri sa-yılan Utbe b. Ebi Rebia’yı, peygamberlik davasından vazgeçmesi şar-tıyla, kendisine mal, mülk, mevki, saltanat gibi insanın nefsine hoş gelen şeyleri teklif etmesi için Rasulullah’a (sav) gönderdiler. Rasulul-lah (sav), onun bu teklifleri karşısında Kur’an’dan Secde Sûresini (41. sure) secde ayetine (37. ayet) kadar okudu ve tilavet secdesini yapa-rak, Utbe’ye “Benim duyduğumu sende duydun. İşte sen, işte Kur’an” demişti. Utbe arkadaşlarının yanına dönerken, onu gören arkadaşları, dinlediklerinden hayrette kalıp değişmiş olan yüzünü uzaktan görüp, birbirlerine:”Utbe gittiği yüzden başka bir yüzle geliyor” demekten kendilerini alamamışlardı. Utbe yanlarına oturunca ne gibi bir haber getirdiğini sordular. Utbe hayret ve dehşetini şu sözlerle ifade edebil-di: “Ben bir söz dinledim, Allah’a yemin ederim ki, bunun gibisini hiç duymamıştım. O, bir şiir değil, sihir değil, kahin sözü de değildir”.682

Yine bir Arap, Yusuf Sûresi 80. ayeti duyar duymaz şöyle demişti: ” Ben şehadet ederim ki, bir mahluk, bu kelamın benzerini söyleme-ye güç yetiremez”

Kur’anı Kerim’in Yedi İcaz Yönü

1-Bedaat (güzellikte benzeri olmamak), 2- Belâgat (kelamının fasih olmasıyla beraber, muktezayı hale mutabık olması), 3-Beraat (bütün meziyetlerde ve faziletlerde yükseklik), 4-Cezâlet (dürüst konuşmak, net olmak), 5-Selâset (ifadede kolaylık ve düzgünlük), 6- Fesâhat (doğ-ru ve hatasız söylemek), 7- Garâbet (garip olmak, ifadelerinde alışıl-madık uslûb sahibi olmak)

“Eğer bunun Allah kelamı olduğunda şüpheniz varsa, haydi ben-zerini getiriniz” meydan okuması sırasıyla sekiz mertebededir:

682- Cürcâni, er-Risâletü’ş-Şâfiye, s. 122-123.

Page 79: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

156 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 157

1-Yüksek nazmıyla, gaybe dair haberleriyle, ihtiva ettiği ilimlerle ve yüksek hakikatlerle beraber, tam Kur’an’ın mislini ve benzerini, ümmi bir şahıstan getiriniz!

2-Eğer böylece benzerini getirmeye takatiniz yok ise, belâgatlı bir nazımla uydurma şeylerden olsun getiriniz!

3-Eğer buna kudretiniz yetmezse, Kur’an’nın tamamını değil, on sûresine benzer getiriniz!

4-Eğer bunu da yapamadıysanız, uzun bir sûresinin benzerini yapı-nız!

5-Eğer bu da size kolay değilse, kısa bir sûresinin benzerini olsun yapınız!

6-Eğer ümmi bir şahıstan getiremediyseniz, âlim ve kâtib bir şahıs-tan olsun getiriniz!

7-Şayet buna da imkân bulamadıysanız, birbirinize yardım ederek ve eski güzel eserleri, hatta istikbaldekileri de yardıma çağırarak ol-sun yapınız!

8- Bunu da yapamazsanız, bütün âlimleriniz, belâgatçılarınız, hatta taptığınız putlarınız size yardım etsin! Hatta bütün insanlar ve cinler de size yardım etsinler!

“Yoksa din, can ve aileleriniz dünyada ve ahirette büyük tehlikeye düşecek” 683

Alman Filozofu Joham Jakob Reiske şöyle demiştir:

“Biraz Arapça öğrenen bazı kimseler, Kur’an ile alay etmeye başlı-yorlar. Fakat bunlar Kur’an’ın, tesir eden, fasih ve insanları elektrik-leyen tilavetini dinlemiş olsalar, Rasul-i Ekrem’in ashabına Kur’an’ı anlatırken kullandığı akılları hayrette bırakan lisanı duyarlar, Allah’ın huzurunda secdeye kapanırlar ve hepsi:”Ey Allah’ın Peygamberi! Bi-zim elimizden tut ve bizi Senin dinine dahil olmak şerefinden mahrum etme!”.684 derlerdi.

Bindörtyüz senedir tüm insanlık Kur’an-ı Kerim karşısındaki aczini ve çaresizliğini kabul etmiş ve bundan sonra da kabul etmeye mec-burdur.

683-Said Nursi, Risaleler.684-Karaçam İsmail, En Büyük Mucize, s. 667.

Meşhur belagat alimi Cahız şöyle der: “Harflerle benzer getireme-diklerinden, kılıçlarla harb etmeye mecbur kaldılar! Harflerle yapama-dıklarını, harblerle yapmak istediler!.”

Rafii ise şöyle demektedir:” Eğer sen, Arap ediplerinin veya diğerle-rinin nesrinden bir parçayı, Kur’an’ın kıraat hükümlerine ve yollarına riayet etmek suretiyle tilavet şeklinde okursan, kendi nefsinde ediple-rin kelamındaki noksanlığı ve bu hususta Kur’an’ın mertebesinden ne kadar düşük olduğunu açıkça anlarsın. Hatta sen yaptığın bu deneme ile kelamı tanınmaz bir hale sokmuş, değiştirmiş, fasih olmaktan çı-karmış üslubun ziynetinden soymuş, tadını kaçırmış, tamtakır bırak-mış olursun. Çünkü sen bu düzenleme ile, her yönüyle kamil olma-yan bir kelamı, mükemmel bir kelam olan Kur’an ölçüleriyle tartmış oluyorsun”685

Kuran’ı taklit edilemez yapan unsurlardan bir diğeri de, Kuran’ın edebi yapısından kaynaklanır. Kuran Arapça olmasına rağmen, Arap edebiyatında kullanılan kalıplardan hiçbiriyle benzerlik taşımaz.

Kuran’daki kafiye sistemine “seci” denilir ve dilbilimciler Kuran’daki bu kafiye kullanımını da mucize olarak ifade etmektedirler. Ünlü İngi-liz bilim adamı Prof. Adel M. A. Abbas, Kuran’ın dilbilim açısından bir mucize olduğunu ispatlamak üzere hazırladığı Science Miracles (Bi-limsel Mucizeler) adlı kitabında, Kuran’da kullanılan harfleri, kafiye sistemini grafik ve şemalar aracılığıyla kapsamlı olarak incelemiştir. Bu kitapta Kuran’daki kafiye sistemi ile ilgili oldukça dikkat çekici tespit-lerde bulunmuştur.

Bilindiği, gibi Kuran’da, 29 sure 1 ya da 1’den fazla sembolik harf-le başlar. “Mukattaa harfleri” olarak bilinen bu harfler, aynı zamanda başlangıç harfleri olarak da adlandırılırlar. Arapçadaki 29 harften 14 tanesi, mukattaa harflerini oluşturur: Ayn, Sin, Kaf, Nun, Ra, Ya, Ta, Ha, Elif, Lam, Mim, He, Sad, Kef.

Bu harflerden “Nun” harfinin Kalem Suresi’ndeki kullanımına ba-kıldığında, ayetlerin %88.8’inde “Nun” harfi ile kafiye olduğu görülür. Şuara Suresi’nin %84.6’sı, Neml Suresi’nin %90.32’si, Kasas Suresi’nin %92.05’i “Nun” harfi ile kafiyelenmiştir.

Kuran’ın tamamı göz önünde bulundurulduğunda ise, %50,08’inde 685-Rafii, İcazü’l-Kur’an, s.244.164. Dr. Adel M. A. Abbas, Anne P. Fretwell, Science Miracles,

No Sticks or Snakes, Amana Publications, Beltsville, Maryland, ABD, 2000, s. 13.

Page 80: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

158 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 159

“Nun” harfi ile kafiye yapıldığı görülür. Diğer bir deyişle Kuran’daki ayetlerin yarısından fazlası “Nun” harfi ile biter. Aynı uzunluktaki hiç-bir edebi çalışmada, metnin yarısından fazlasında tek ses ile kafiye ya-pılması mümkün olmamıştır. Bu sadece Arapça için değil, tüm diller için geçerlidir.

Kuran’ın kafiye açısından genel incelemesi yapıldığında ise, kafiye-lerin yaklaşık %80’inin Elif, Mim, Ya ve Nun harfleri tarafından oluştu-rulan üç sesten (n, m, a) oluştuğu görülür. % 64 “Nun” harfinin dışın-da, ayetlerin %30’u “Mim”, “Elif” ya da “Ya” ile kafiyelidir.

Tarihte bazı kendini bilmezler ortaya çıkarak Kur’an-ı Kerim’e nazi-re (benzer) yapmaya kalkmışlar ama sonunda aciz kaldıklarını itiraf et-mişlerdir.

Meşhur Arap filozofu Kindi’ye (260/873) Kur’an’a benzer bir şey yapmasını teklif ederler. O da bazı kısımlarına nazire yapmaya söz ve-rir ama aradan uzun bir zaman geçtikten sonra bu işi beceremeyece-ğini anlar ve şöyle der: “Allah’a yemin ederim ki, ben ona benzer bir şey yapamadım. Hiç kimseninde buna gücü yetmez. Mushaf’ı açtım, karşıma Maide Suresi çıktı. Onun ilk ayeti ahde vefa ile başlayıp, akit-leri bozmaktan nehyetmekte, genel olarak helal kılmakta sonra istis-nadan sonra bir istisnayı istisna etmektedir. Daha sonra da kudret ve hikmetini bildirmektedir. Bunların hepsi iki satırda anlatılmaktadır. Bu geniş ifadenin anlatılabilmesi için çiltlerle eser yazılması gerekir.”686

Arapça Kuran’ın yüce belagatını zayıf da olsa yansıtacak bir şey-ler üretme girişimim, mesajın kendisinin yanı sıra, kompleks ve zen-gin kafiyeleriyle çeşitlenmiş insanlığın en büyük edebi başyapıtı olan Kuran’ın karşısında sönük kaldı... Müslüman Pickthall’ın Kutsal Kitabı tarif ederken kullandığı tabirle bu “taklit edilemez ahenk” daha önce-ki tercümanlar tarafından neredeyse tümüyle göz ardı edilmiştir; bu yüzden muhteşem şekilde süslenmiş orijinaliyle kıyaslandığında (me-allerin) donuk ve düz seslere sahip olması şaşırtıcı değildir.687 (Arthur J. Arberry’nin The Koran Interpreted (Açıklamalı Kuran) adlı kitabından)

Denemeler (Kur’an-ı Kerim’i taklit etme çalışmaları)

Yalancı peygamber Müseylime el-Kezzab (12/633) Yemame’de pey-gamberliğini ilan etmişti. Peygamberliği kehanetten bir bölüm zanne-

686-Cerrahoğlu İsmail, Tefsir Tarihi, Ankara, 1988, I, 15-16.687-[Arthur J. Arberry, The Koran Interpreted, Oxford University Press, London, 1964, s. x.];

http://www.quran.org.uk/ieb_quran-feedback.htm

diyordu ve kahinlerin kullandıkları secileri kullanıp bir takım saçma sözler söylüyordu. Şu anlama gelen sözlerdi bunlar:

“Ey iki kurbağanın kızı kurbağa! Temizleyebildiğin kadar temizle, se-nin yarın suda, yarında çamurdadır, suyu bulandırmıyorsun, içmeye de engel olmuyorsun”

“Fil, Fil nedir? Filin ne olduğunu sana kim öğretti? Onun sert bir kuyruğu ve uzun bir hortumu vardır.”688

Evet, aslında Müseylime, Arap ediplerinin önde gelenlerinden bi-risiydi. Konuştuğu zaman, verilen örneklerle çok daha güzel ifadesi-ni anlatırdı. Ama peygamberlik davasına kalkışıp, Kur’an ile boy ölçüş-meye girişince, kendisini gülünç ve maskara durumuna düşürmüştü.

Ayhele b. Ka’b (Esvedü’l-Ansi) (10/631), Tuleyha b. Huveylid (21/642), Secah bintü’l-Haris (55/675), Nadr b. Haris (2/624), Ahmed b. Yahya (İbnü’r-Ravendi) (293/905), Mütenebbi (354/965), Ebu’l-Ala el-Mearri (444/1057) gibi meşhur arap şair ve filozofları Kur’an’la boy ölçüşmeye kalkmışlar, neticede rezil olmuşlar ve boylarının ölçüsünü almışlardır.

Yine meşhur Arap edip ve belagatçısı İbnü’l-Mukaffa (142/759) bir müddet Kur’an’la muarazaya kalkışmış “Ey arz, suyunu yut ve ey gök yağmuru tut” denildi. Su azaldı, iş bitirildi. (Gemi) Cudi’ye oturdu. Haksızlık yapan kavim yok olsun” denildi.689 ayetine gelince: “Bir be-şer, bunun bir benzerini meydana getiremez” deyip, yaptığı işin Kur’an karşısında basitliğinden utanıp, yazdığı şeylerin hepsini yırtıp atmıştır.

688-Rafii, İcazü’l-Kur’an, s.198.689-Hud Suresi, ayet 44.

Page 81: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

160 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 161

KURAN HAKKINDAKİ YORUMLARKuran’ın Edebi Mükemmelliği ve Taklit Edilemezliği Hakkındaki Yo-

rumlardan Bazıları

Mekkeliler hala ondan mucize istiyorlardı ve Hz. Muhammed (sav), dikkate değer bir cesaretle ve kendinden eminlikle misyonunun teyidi olarak Kuran’ın kendisine başvurdu. Tüm Araplar gibi onlar da li-san ve konuşma sanatında uzmandılar. Eğer Kuran onun kendi yazması olsaydı, diğer kişiler onunla rekabet edebilirdi. Bırakalım onun gibi on ayet yazsınlar. Eğer yazamazlarsa (ki kesinlikle yazamazlar) o zaman Kuran’ı açık bir mucize olarak kabul etsinler. (Oxford Üniversitesi’nden ünlü Arap dili uzmanlarından Hamilton Gibb)690

İslam düşmanı İngiliz müsteşriki Charles Millis’in Fransızca’ya “Histoire du Nahometisme” (Paris 1875, s.305) adıyla tercüme edilmiş eserinde, Kur’an’ı Kerim’in üslûbunun, ölüleri diriltmekten daha mu-cizevi sayıldığı söylenmiş ve: “Kur’an üslubunun zenginliğiyle ahengini kafir bir Avrupalı bile onu tercüme ederken taklit edemez” demiştir.

Ernest Renan, “Histoire Generale et Systeme Compose des Lan-gues Semetiques” (Paris 1878) adlı eserinde:“Üslûp itibariyle Kur’an, daha ilk anından itibaren büyük bir yenilik olarak ortaya çıktı. Hat-ta denilebilir ki, bu kitap dini bir inkılap kadar edebi bir inkılaba da alamettir”..”Bu ne şiirdir, ne nesirdir, ne sihirdir, yalnız ruha nüfuz eden bir şeydir” der.

Cl. Huart, “Litterature Arabe” (Paris 1902, s. 37)’de şöyle der: “Şu unutulmamalıdır ki, bütün Kur’an’da konuşan yalnız Allah’tır. Pey-gamber ise yalnız vahyin tebliğine vasıta olmuştur.”

Nathan Söderblom’un Fransızca’ya “Manuel d’Histoire des Re-ligions” (Paris 1925, s. 185) adıyla çevrilen eserinden:“Kur’an, muay-yen zamanlarda Hz. Muhammed’e tebliğ edilmiş Allah kelamıdır ve semadaki nüshasının aynı olarak tebliğ olunmuştur. İşte bundan do-layı yanılmazdır.”

H. Holman, “Mahomet, Prophete de I’İslam” (Paris 1947, s. 118) adlı eserinde şöyle der:“Hz. Muhammed son peygamberdir. Allah’ın kitabını en doğru şekilde yeryüzüne getirmek için dünyaya gelmiştir. Hakikatte İslamiyet, vahyedilmiş dinlerin en sonuncusudur.”

690-[H. A. R. Gibb, Islam-A Historical Survey, 1980, Oxford University Press, s. 28.]; http://www.islamic-awareness.org/Quran/Miracle/ijaz.html

Philip K. Hitti’nin Prof. Planiol tarafından Fransızca’ya çevrilen “Precis d’Histoire des Arabes” (Paris 1950, s. 42) adlı eserinde şöyle der: “Yüksek sesle okunmak üzere tertip edilmiş olan Kur’an, hakikat-te kudret ve hayat dolu bir ses olmak itibariyle, layık olduğu derecede takdir edilebilmek için asıl metninden dinlenmelidir. Kuvvet ve kudre-tiyle başarılı tesirinin mühim bir kısmı belâgatiyle kafiyelerinden, tatlı üslubu ile ahenginden doğmuş olduğu için, herhangi bir tercümeden bu hususta hiçbir fikir hasıl etmek imkanı yoktur”.

“Jacques Jomier’in “Bible et Coran” (Paris 1959, s. 15) isimli eserinden: Müellif, Kur’an-ı Kerim’in taklit edilemeyeceği gibi, tercü-mesinin de imkansız olduğu hakkında Batı bilginlerinin ittifakı olduğu-nu kaydederek şöyle demiştir: “Kur’an’ın bir çok Fransızca tercümeleri vardır. Fakat bunların hiç biri Arapça metni hakkında tam bir fikir ve-remez. Çünkü Kur’an üslubunu tercüme etme imkanı yoktur”…“Hiç bir Kur’an tercümesinin, asıl metnini tam olarak ifade imkanı yoktur”.

Joseph Dacr Carlye’den:“Kur’an’ı bir defa dikkatle okursanız, onun özelliklerini açıkça görürsünüz. Kur’an’ın güzelliği, diğer bütün edebi eserlerin güzelliklerinden ayırt edilebilir… Kur’an’ın başlıca özel-liklerinden biri onun asliyetidir. Benim fikir ve kanaatime göre Kur’an, serapa samimiyet ve hakkaniyetle doğrudur. Hz. Muhammedin ciha-na tebliğ ettiği davet, hak ve gerçektir”.

İngiliz Mr. Rodwel’den:“Kur’an’ı okudukça onun bizi sihirlediği-ni ve hayrete düşürdüğünü, nihayet bize üstünlüğünü teslim ettirdiği-ni ve huzurunda bizi secdeye vardırdığını görürüz. Kur’an, temas ettiği konular ve hedef aldığı maksatlar itibariyle üslubu temiz, yüksek ve hayret vericidir. Belagat nokta-i nazarından bu eser, en ulvi şahikada-dır. Hülasa bu eser, her asırda izini bırakmaya namzettir”.

Jaun Davenport’dan:“Kur’an’ın i’cazı, onun belagatında, fesahat ve ahengindedir. Arapça bilmeyen bir kişi Kur’an’ı dinlese, onun diğer Arapça eserlerden üstünlüğünü derhal anlar. Herhangi bir yazıya ikti-bas olunan Kur’an ayeti onun içinde bir yakut parçası gibi durur, göz-leri kamaştıran mücevherler gibi parlar. Kur’an-ı Kerim vahyolunduğu günden beri belagatiyle alimleri hayran bırakmıştır”.

Prens Bismark’dan :“ Çeşitli devirlerde beşeriyeti idare etmek için Allah tarafından geldiği iddia olunan bütün inzal edilmiş semavi ki-tapları tam ve etraflıca tetkik ettimse de hiç birisinde bir hikmet ve isa-

Page 82: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

162 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 163

bet göremedim. Bu kanunlar, değil bir cemiyetin, bir hane halkının sa-adetini bile temin edecek mahiyetten pek uzaktır. Lakin Muhammed’e (as) mensup olanların Kur’an’ı bu sınırlamadan azadedir. Ben Kur’an’ı her yönden tetkik ettim, her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Müslümanların düşmanları, bu kitabın Hz Muhammed’in kendi eseri olduğunu iddia ediyorlarsa da en mükemmel, hatta en mütekâmil bir akılda böyle bir harikanın zuhurunu iddia etmek, hakikatlere göz ka-payarak kin ve garaza alet olmak manasını ifade eder ki, bu da ilim ve hikmetle kabil-i telif değildir”.

“Ben şunu iddia ederim ki: Hz. Muhammed mümtaz bir kuvvettir. Allah’ın kudret tezgahının böyle ikinci bir vücudu imkan sahasına ge-tirmesi ihtimalden uzaktır”.

“Seninle aynı asırda bulunamadığımdan dolayı üzgünüm ey Mu-hammed! Muallimi ve naşiri olduğun bu kitap senin değildir; o, Allah’a aittir. Bunun ilahi bir kitap olduğunu inkar etmek, mevcut ilimlerin ba-tıl olduğunu ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için beşeriyet, senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra da göremeye-cektir. Ben yüksek huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim”.691

Hirschfeld’den:“Kur’an, haiz olduğu ikna kuvveti, belagati ve in-şası itibariyle kâbına erişilemeyecek bir kitaptır. İslam aleminde bütün ilim ve irfan şubelerinin hayrete şayan inkişafı, dolayısıyle Kur’an sa-yesinde olmuştur”.

Misyonunun gerçekliğinin bir kanıtı olarak ne zaman Hz. Mu-hammed (sav)’ten bir mucize istense, O, Kuran’ın İlahi kaynağının bir kanıtı olarak Kuran ifadelerini ve kıyaslanamaz üstünlüğünü kullan-mıştır. Aslında Müslüman olmayan kişiler için bile hiçbir şey onun an-laşılır bir bütünlüğe ve kavrayıcı bir tokluğa sahip dilinden daha harika değildir... Gösterişli ahenklerle dolu seslerin bolluğu ve olağanüstü ritimler, en düşmanca ve kuşkuyla yaklaşan kişilerin değişmesinde önemli olmuştur.692 (Paul Casanova’nın “L’Enseignement de I’Arabe au College de France” (Fransız Kolejinde Arap Eğitimi) adlı makalesinden)

Kuran, Cebrail tarafından Hz. Muhammed (sav)’e dikte ettirilmiş, kelimesi kelimesine Allah’ın bir vahyidir. Kendisi ve Allah’ın peygam-beri Hz. Muhammed (sav)’in doğruluğunu teyit eden bir mucizedir. Mucizevi niteliği kısmen tarzında yatar -o kadar mükemmel ve yücedir

691-Eşref Edip, Kur’an Garp Mütefekkirlerine Göre, 4-5.692-. [Paul Casanova, “L’Enseignement de I’Arabe au College de France”, Lecon d’overture,

26th April 1909]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm

ki hiçbir insan ve cin en kısa suresiyle kıyaslanabilecek tek bir sure ya-zamaz- kısmen de öğretisinin içeriğinde, gelecek hakkındaki bilgilerin-de ve Hz. Muhammed (sav)’in asla kendi kendine elde edemeyeceği bilgilerin olağanüstü derecede doğruluğunda yatar. 693(Harry Gaylord Dorman’ın Towards Understanding Islam (İslam’ı Anlamaya Doğru) adlı kitabından)

Arapça Kuran’a aşina olan herkes bu dini kitabın güzelliğini övmede hemfikirdir; biçimindeki ihtişam o kadar üstündür ki, her-hangi bir Avrupa lisanına tercüme edildiğinde gerektiği gibi takdir edilemeyebilir.694 (Edward Montet, Traduction Francaise du Coran (Kuran’ın Fransızca Tercümesi) adlı kitabından)

Orijinal Arapçası ile Kuran insanı harekete geçiren bir güzelliğe ve cazibeye sahiptir. Özlü ve üstün stili, genellikle kafiyeli olan, birden çok anlamlar içeren kısa cümleleri, kelime kelime tercümesinde ifade edilmesi son derece zor olan anlamlı bir etkiye ve patlayıcı bir enerjiye sahiptir.695 (John Naish’in The Wisdom of the Qur’an (Kuran’ın Hikme-ti) adlı kitabından)

Kuran evrensel olarak, Arapların en asil ve kibarı olan Kureyş lehçesinde, en güzel ve saf bir dille yazılmıştır… Kuran’ın stili güzel ve akıcıdır… ve birçok yerde özellikle de Allah’ın haşmeti ve nitelikle-ri tarif edildiği zamanlar yüce ve görkemlidir… O kadar başarılıdır ve dinleyicileri o kadar hayrete düşürür ki, bazı muhalifleri bunun bir bü-yücülük ve sihir etkisi olduğunu düşünmüşlerdir. (George Sale’in, The Koran: The Preliminary Discourse (Kuran: İlk Vaaz) adlı kitabından)

Gerçekliğin, hikmetin ve üslup sadeliğinin mucizesi... (Aziz Bos-worth Smith’in Mohammed and Mohammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından)

Kuran seçkin güzellikte bir kafiyeye ve kulağı büyüleyen bir ahen-ge sahiptir. Pek çok Hıristiyan Arap, Kuran’ın stilinden hayranlıkla bah-seder ve pek çok Arapça uzmanı onun mükemmelliğini kabul eder... Gerçekte, hem şiir hem nesirde engin ve verimli olan Arap edebiyatı içinde onunla kıyaslanacak hiçbir şey yoktur. (Alfred Guillaume’ın Is-lam (İslamiyet) adlı kitabından)

693-. [Harry Gaylord Dorman, Towards Understanding Islam, New York, 1948, s. 3.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm

694-[Edward Montet, Traduction Francaise du Coran, Introduction, Paris, 1929, s. 53.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm

695-[John Naish, M. A. (Oxon), D. D., The Wisdom of the Qur’an, Oxford, 1937, önsöz s. 8.]; http://www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.ht

Page 83: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

164 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 165

Bütün olarak Kuran’da en zeki insanlar, en büyük filozoflar ve en yetenekli politikacılardan alınabilecek bir akıl koleksiyonu buluruz. Ama Kuran’ın ilahi kaynaklı olduğunun başka bir kanıtı daha bulun-maktadır; vahyedildiği günden bugüne kadar çağlar boyunca bozul-madan korunmuş olması... Müslüman dünya tarafından tekrar tekrar okunan bu kitap, iman eden kişide hiçbir bıkkınlık meydana getirmez, aksine tekrarları yoluyla her gün daha da çok sevilir. Onu dinleyen ya da okuyan kişide derin bir huşu ve saygı hissi uyandırır... Dolayısıy-la, İslam’ın büyük ve hızlı bir şekilde yayılmasını sağlayan, her şeyden öte, bu kitabın Allah’ın kitabı olmasıdır... (Laura Veccia Vaglieri’ın Apo-logie de I’Islamisme (İslamiyet Adına Bir Açıklama) adlı kitabından)

… Edebi bir ürün olarak onun değeri bazı subjektif ve estetik zevklerin ön yargıları ile ölçülmemelidir, ancak Hz. Muhammed (sav)’in çağdaşları ve hemşehrilerinde oluşturduğu etki göz önünde bulundu-rulmalıdır. Şimdiye kadar düşman olan elementleri tek bir vücutta birleştirmenin yanı sıra, eğer dinleyenlerin kalbine bu kadar güçlü ve ikna edici sesleniyorsa, şimdiye kadar Arapların zihniyetinin ötesinde olan fikirleri canlandırıyorsa belagatı mükemmeldir, çünkü kabileler-den medeni bir ulus kurmuştur.. (Dr. Steingass’ın, T. P. Hughes’un Dic-tionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü)

Modern bilginin ışığında Kuran tamamen objektif olarak ince-lendiğinde, pek çok kereler belirtildiği gibi ikisi arasındaki uzlaşma fark edilir. Hz. Muhammed (sav)’in zamanındaki bir kişinin o günün bilgisiyle böyle ifadelerin sahibi bir yazar olması düşünülemez. Bu tür düşünceler Kuran’ın eşsizliğini gösteriyor ve tarafsız bilim adamını, materyalist sebeplere dayanan bir açıklama getirmedeki yetersizliğini kabul etmeye zorluyor. (Dr. Maurice Bucaille, Paris Üniversitesi, Cer-rahi Klinik Başkanı)

… Kuran, başlangıç noktası olarak değişmeyen yerini muhafaza etmiştir… Herkesin anlayabileceği özlü bir anlatıma sahip olan bu din, insanların vicdanını harekete geçirmeye yönelik üstün bir güce de sa-hiptir. (Ünlü Fransız aydınlardan Edward Montet)

… Hem korunmuş olması hem de özü itibariyle tamamiyle eşsiz bir kitap var… hiç kimsenin ciddi bir şüphe ortaya atmayı başarama-dığı gerçek bir otorite. (Aziz Bosworth Smith’in Mohammed and Mo-hammadanism (Hz. Muhammed ve Muhammedçilik) adlı kitabından)

… Kuran, vicdan özgürlüğünü açık bir şekilde destekler. (James Michener’ınn “Islam: The Misunderstood Religion” (İslamiyet: Yanlış Anlaşılan Din) adlı makalesinden)

…Kuran’ı bir kaynak, bilimlerin başı olarak bulmak bizi şaşırtma-malı. Kuran’da gökler ve yerle, insan hayatıyla, ticaret ve çeşitli işlerle ilgili her konudan söz edilmektedir ve bu da kutsal kitabın bölümlerin-deki tefsirleri oluşturan tek bir konuyla ya da bir konunun tek bir yö-nüyle ilgili metinleri meydana getirmektedir. Kuran bu şekilde Müslü-man dünyasındaki tüm bilim dallarındaki muhteşem gelişmelerin te-mel sebebidir... Bu sadece Arapları etkilemekle kalmamış aynı zaman-da Yahudi felsefecilerin metafizik ve dini konulara Arap metotlarıyla yaklaşmalarına neden olmuştur. Son olarak, Hıristiyan skolastisizmi-nin Arap din felsefesi ile ne şekilde harmanlandığı hakkında daha faz-la tartışmaya gerek yoktur.

İslami sınırlar içinde uyanan manevi hareket, sadece dini tahmin-lerle sınırlı değildir. Yunanlıların felsefi, matematiksel, astronomik ve tıbbi yazılı eserleriyle olan tanışıklık bu çalışmaların devamlılığına yol açmıştır. Hz. Muhammed (sav) açıklayıcı vahiylerle Allah’ın mucizele-rinin bir parçası olarak insanın hizmetine verdiği, dolayısıyla tapınıl-maması gereken gök cisimlerinin hareketlerine defalarca dikkat çek-miştir. Tüm ırklardan Müslümanların astronomi ilmi üzerinde nasıl ba-şarıyla çalıştıkları onların yüzyıllarca bu ilmin başlıca destekçisi olma-larından anlaşılmaktadır. Şimdi bile pek çok Arapça yıldız ismi ve tek-nik terim kullanımdadır. Avrupa’da Ortaçağ astronomları Arapların öğrencileri olmuştur.

Aynı şekilde Kuran, tıbbi çalışmalara da güç vermiş, genel olarak doğa üzerinde düşünmeyi ve çalışmayı tavsiye etmiştir.� (Prof. Hart-wig Hirschfeld’ın New Researches into the Composition and Exegesis of the Qur’an (Kuran’ın Yapısı ve Tefsiri Üzerine Yapılan Yeni Araştır-malar) adlı kitabından)

Kuran, genel kabulle dünyanın büyük İlahi kitapları arasında önemli bir yer tutar. Çağ açan çalışmaların en yenileri edebiyat sınıfına ait olsa da, bunların hemen hiçbiri büyük insan kitleleri üzerinde böyle muhteşem bir etki bırakmamıştır. Kuran insan düşüncesinde yeni bir evre ve taze bir özyapı meydana getirmiştir. Önce Arap Yarımadası’nın birbirinden farklı çok sayıdaki çöl kabilesini kahramanlar milletine dönüştürmüş, daha sonra da bugün Avrupa ve Doğu’nun en büyük

Page 84: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

166 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 167

güçlerden biri olarak dikkate alınması gereken Hz. Muhammed (sav) döneminin çok geniş politik-dini organizasyonlarını oluşturmaya de-vam etmiştir. (Aziz J. M. Rodwell’in Arapça’dan tercüme İngilizce Ku-ran mealine, G. Margoliouth tarafından yazılan giriş bölümünden)

… elimize her aldığımızda… kısa bir süre içinde bizi cezbeden, hayretler içinde bırakan ve en sonunda önünde eğilecek kadar hayran bırakan bir eserdir… Kuran’ın üslubu, içeriği ve amacına uygun olarak çok kuvvetli, yüce ve muhteşemdir… bu kitap tüm çağlar boyunca en etkili kitap olarak kalacaktır. (Goethe’nin T. P. Hughes’un Dictionary of Islam (İslam Sözlüğü) adlı kitabında yer alan bir sözü)

Herşey son derece mantıklı geldi. İşte bu Kuran’ın güzelliği, siz-den tepki vermenizi ve akletmenizi bekler... Kuran’ı daha fazla oku-duğumda, duadan, iyilikten ve yardımdan bahsediyordu. O zamanlar daha Müslüman olmamıştım, ama benim için tek cevabın Kuran ol-duğunu ve Kuran’ı Allah’ın göndermiş olduğunu anladım.(Yusuf İslam [Cat Stevens], eski İngiliz pop starı)

”Allah’a teslim olmuş kişi” anlamında bir “Müslüman” olduğu-mu umuyor olmama rağmen, alışılmış anlamıyla bir Müslüman de-ğilim. İnanıyorum ki benim ve diğer Batılıların Kuran ve diğer İslami düşünceyi yansıtan kaynaklarda iyice işlenmiş ve daha öğrenmemiz gereken çok büyük İlahi gerçekler vardır. Ayrıca, İslam kesinlikle gele-ceğin tek dininin temel çatısını oluşturacak en kuvvetli adaydır. (Islam and Christianity Today (Günümüzde İslam ve Hıristiyanlık) adlı kitap-tan)

Benim, dinimi değiştirerek İslamiyet’i seçmemin en önemli et-kenlerinden biri Kuran’dı. Ben, İslam dinini seçmeden önce Batılı bir entelektüelin eleştirel ruhuyla Kuran üzerinde çalışmaya başladım.... Bu kitapta, Kuran’da, onüç asırdan daha evvel vahyedilmiş, modern bilim araştırmalarının çoğunun içerdiği fikirleri tam anlamıyla taşıyan ayetler var. İşte bu kesinlikle benim dinimi değiştirmeme sebep oldu. (Ali Selman Beroist, Fransız Tıp doktoru)

Ben bütün dinlerin kutsal kitaplarını okudum, İslam’da karşılaş-tığım şeyi hiçbirinde bulamadım; mükemmelliği. Kuran diğer okudu-ğum metinlerle karşılaştırıldığında, bir kibritin ışığıyla karşılaştırılan bir güneş gibidir. Kesinlikle inanıyorum ki, gerçeğe tamamen kapalı olmayan bir akılla Allah’ın sözlerini okuyan herkes Müslüman olacak-tır. (Saifuddin Dirk Walter Mosig)

Kuran’ı güçlü kılan hususlardan birisi şudur; bir Müslüman veya herhangi bir insan Kuran’ı eline alıp herhangi bir sayfasını açıp oku-duğunda, hayatın özüne dair alması gereken mesajı alır. (Ünlü teolog John Esposito)

Dünyadaki bütün alim ve bilgin kişileri biraraya getirerek, yega-ne doğru ve insanları mutluluğa ulaştıracak tek vesile olan Kuran’ın prensiplerine dayalı ortak bir rejim kuracağım dönemin pek yakın ol-duğunu umuyorum. (Fransız imparator Napoleon Bonaparte)

Page 85: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

168 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 169

KUR’AN-I KERİM HAKKINDA BİLİMSEL YORUMLARDAN BAZILARI

“Bu kitap (Kuran) geçmişten, yakın zamandan ve gelecekten bahsediyor. Hz. Muhammed’in (sav) döneminde insanların kültürel seviyesini bilemiyorum ve bilimsel düzeylerini de bilemiyorum. Eğer bu geçmiş dönemde bildiğimiz düşük bilim düzeyi ise ve teknoloji yok ise, hiç şüphe yok ki, bu günlerde Kuran’da ne okuyorsak hepsi Allah’ın ışığıdır. Bunu Hz. Muhammed’e (sav) ilham etmiştir. Böyle-sine mükemmel bir bilgi olabilir mi diye Ortadoğu’daki medeniyetin başlangıç tarihi hakkında bir araştırma yaptım. Bu ataştırma Allah’ın Hz. Muhammed’i (sav) gönderdiği inancını daha da güçlendirdi. Ona engin biliminden yakın zamanda keşfettiğimiz küçük bir parça gön-derdi. Jeoloji alanında Kuran’la bilimin sürekli bir diyaloğu olmasını umuyoruz”. (Prof. Palmar, Amerika’da jeoloji alanındaki önemli bilim adamlarından biri)696

“Tüm bunları birleştirirseniz ve Kuran’da dünya hakkındaki konular ile dünyanın oluşumu ve genel olarak bilim ile ilgili tüm bu ifadeleri birleştirirseniz, pek çok şekilde burada açıklanmış ifadelerin kesinlikle doğru olduğunu ve şimdi bunların bilimsel metotlar ile te-yit edildiğini… söyleyebilirsiniz. Kuran’da geçen ifadelerin pek çoğu o zaman için henüz kanıtlanmamıştı, fakat modern bilimsel metotlar şimdi Hz. Muhammed’in (sav) 1400 sene önce söylemiş olduklarını kanıtlayan bir pozisyonda.” (Prof. Alfred Kroner, Almanya, Mainz Üni-versitesi jeobilim profesörü)697

“Böyle bir bilginin o zaman yani 1400 sene önce var olduğunu hayal etmek son derece güç. Belki bazı şeyler basit birer fikir olabilir-di, ama bunları çok detaylı bir şekilde anlatabilmek son derece zor. Öyleyse bu kesinlikle insan bilgisi değil. Normal bir insan bu olguyu bu kadar detay ile açıklayamaz. Öyleyse bilgi doğaüstü bir kaynaktan gelmiş olmalı diye düşünüyorum”. (Prof. Dorja Rao, Suudi Arabistan, Jeddah, Kral Abdulaziz Üniversitesi’nde deniz jeolojisi profesörü)698

“Kuran’da doğru astronomik gerçekleri bulduğum için çok faz-la etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını

696- http://islamweb.net/english/new/week15697- http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.htm698- http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.htm

dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle. En küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kı-sımlarını görebiliyoruz. Öyleyse Kuran okuyarak ve soruları Kuran’dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabile-ceğimi düşünüyorum”. (Prof. Yushidi Kusan, Japonya, Tokyo Rasatha-nesi Direktörü)699

“Kesinlikle gördüğümüz şeyin harikulade olduğunu (belirt-mek) isterim. İster bilimsel açıklamayı kabul etsin ister etmesin, gör-düğümüz bu yazıları (Kur’an’ı) değerlendirmek için bizim sıradan bir insan tecrübesiyle anlayacağımızın çok daha ötesinde bir şey olmalı”. (Prof. Armstrong, NASA’da görevli astronomi profesörü)700

“(Kuran’da) çok fazla doğru var ve tıpkı Dr. Moore gibi ben de bu açıklamaları yaptıranın İlahi bir ilham olduğu konusuna inan-makta kesinlikle zorlanmıyorum”. (Prof. T. V. N Persaud, Manitoba Üniversitesi’nde anatomi, pediatri ve çocuk sağlığı, obstetrik, jineko-loji alanlarında profesör)701

“… Bence genetik ve din arasında hiçbir çatışma yok, bilakis din, bazı geleneksel bilimsel yaklaşımlara vahiy ekleyerek bilimi yönlendi-rebilir ki bunlar da Kuran’da var olan sözlerdir, asırlar sonra geçerli ol-duğu gösterilmiştir ve Kuran’daki bu bilgi desteği Allah’tandır”. (Prof. Joe Leigh Simpson, obstetrik, jinekoloji, moleküler ve insan genetiği alanlarında profesör)702

“Bir bilim adamı olarak, sadece kesin olarak gördüğüm şeyler-le ilgilenebilirim. Embriyoloji ve gelişimsel biyolojiyi anlayabiliyorum. Kuran’dan bana tercüme edilen kelimeleri de anlayabiliyorum. Daha önce vermiş olduğum örnekte olduğu gibi eğer kendimi o çağa gö-türebilseydim, bugün bildiklerimle ve tanımlayabildiklerimle, o za-man tarif edilmiş olan şeyleri tanımlayamazdım… Öyleyse (Kuran’da) yazılan herşeyde İlahi müdahalenin olduğu düşüncesi ile hiçbir çe-lişki göremiyorum”. (Prof. E. Marshall Johnson, Thomas Jefferson Üniversitesi’nde anatomi ve gelişimsel biyoloji profesörü) 703

699-http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.htm 700- http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.htm701- http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm702- http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm

703- http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm

Page 86: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

170 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 171

“Bazı ayetler (Kuran ayeti), hücre karışımından organların ya-ratılışına kadar insan gelişiminin son derece kapsamlı tanımını yapar. Aşamaları, terminolojisi ve açıklaması ile insan gelişiminin böylesine açık ve eksiksiz kaydı daha önce var olmamıştı. Hepsinde olmasa bile çoğu durumda bu açıklama, geleneksel bilim literatüründe kayıtlı olan insan embriyosu ve insan cenini gelişiminin pek çok aşamasını yüz-yıllar öncesinden bildirmektedir”. (Gerald C. Goeringer, Georgetown Üniversitesi’nde tıbbi embriyoloji dalında doçent)704

“İnsanın gelişimi hakkında Kuran’daki ifadelerin açıklanmasında yardımcı olmak benim için çok büyük bir zevk. Ben kesin olarak söy-lüyorum ki bu ifadeleri Hz. Muhammed (sav)’e Allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu pek çok yüzyıl sonrasına kadar keşfedilmedi. Bu bana şunu kanıtlıyor ki, Hz. Muhammed (sav) Allah’ın elçisidir”. (Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü, seçkin bir embriyolog ve pek çok tıp ders kitabının yazarı) 705

“... İnsan embriyosunun geçirdiği evreler kompleks olduğundan -ki bunu gelişim sırasındaki sürekli değişim sürecine borçludur- Kuran ve sünnetteki deyimler kullanılarak yeni bir sınıflama sistemi öneril-miştir. Önerilen sistem basittir, çok kapsamlıdır ve günümüzdeki emb-riyolojik bilgiyle tam uyum halindedir”. (Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü)706

“… Ben inanıyorum ki Kuran’da 1400 sene önce ifade edilmiş olan herşey doğrudur ve bilimsel yollar ile kanıtlanabilir… Bu, tüm bilimleri bilen Allah’ın ilhamıdır. Böylece, şunu söylemenin vakti gel-miştir, “Allah’tan başka İlah yoktur ve Hz. Muhammed (sav) O’nun el-çisidir”. (Prof. Tejatat Tejasen, Tayland, Chiang Mai Üniversitesi embri-yoloji ve anatomi departmanının başkanı)707

“Kuran birkaç yüzyıl evvel gelmiştir ve ne keşfettiysek teyit et-miştir. Bu demektir ki Kuran, Allah’ın sözüdür”. (Prof. Joly Sumson, ji-nekoloji ve obstetrik profesörü) 708

704- http://www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm705- http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.htm706- http://www.islamic-awareness.org/Quran/Science/scientists.htm

707- http://islamweb.net/english/new/week15708- http://islamweb.net/english/new/week15

BİBLİYOGRAFYA-ABDÜLAZİZ ÇAVUŞEsrar-ı Kur’an Mukaddime, İstanbul, 1333.-ABDÜLCEBBAR el-ESDÂBÂDÎel-Mugnî fî Ebvâbi’t-Tevhîd, Kahire, 1380/1960-ABDULFETTAH el-KÂDI Esbâbu’n-Nuzûl, Kahire, Tarihsiz.-ACLUNİ, İsmail b. MuhammedKeşfü’l-Hafa, Beyrut, 1405.-AHMED B. HANBELel-Müsned, Mısır, 1313.-AHMED ZİYÂÜDDÎN GÜMÜŞHÂNEVÎRâmûz’el-Ehâdîs,(Terceme, Abdülaziz Bekkine) İstanbul, 1982.-ÂLÛSİ, Ebu’l-Fadl Şihâbüddin MahmudRûhu’l-Meânî, Bulak, 1310.-ÂSIM EFENDİKamus Tercemesi, İstanbul, 1304-1305.-AYNÎ, Bedrüddin Mahmud b. AhmedÜmdetü’l-Kâri fî Şerhi Sahîhu’Buhârî, İstanbul, 1308.-BUHARÎ, Ebu Abdillah Muhammed b. İsmailSahîhu’l-Buhârî, İstanbul, 1315.-CERRAHOĞLU İSMAİL Tefsir Tarihi, Ankara, 1988.-CEVHERÎ, Tantâvîel-Cevâhir fî Tefsîru’l-Kur’ân, Mısır, 1350/1931.-ÇANTAY, Hasan BasriKur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, İstanbul, 1379.-DÂNÎ, Ebu Amr Osman b. Saîdel-Muhkem fî Naktı’l-Mesâhif, Dimeşk, 1379.

Page 87: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

172 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 173

-DÂRİMÎ, Abdullah b. AbdirrahmanSünenü’d-Dârimî, yersiz ve tarihsiz.-EBÛ DÂVUD, Süleyman b. Eş’as b. İshakSünen-ü Ebî Davud, Mısır, 1952.-EBU’S-SUÛD, b. Muhammed el-İmâdîİrşâdü’l-Akli’s-selîm, İst. 1308.-FELİCİEN CHALLAREDinler Tarihi (Terc. Semih Tiryakioğlu) İst. 1950.-FERİD VECDİel-İslam fî Hâmid Asrı’l-İlm, Beyrut, 1967.-GAZİ AHMED MUHTAR PAŞASerâiru’l-Kur’an, İstanbul, 1336.-GAZZÂLÎ, Ebu Hâmid Muhammed b. Muhammedİhyâu Ulûmi’d-Dîn, Mısır, tarihsiz.-İBN ABİDİN, Reddü’l-Muhtâr alâ’d-Dürri’l-Muhtâr, İstanbul, 1307.-İBN HİŞAM, Ebu Muhammed Abdulmelik es-Sîretü’n-Nebeviyye, Beyrut, 1985.-İBRAHİM CANAN Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992-94.İBN KESİR-Tefsîru İbn Kesir, Mısır, 1371.-İBN MANZUR Lisanü’l-Arab, Beyrut, 1955.-HAKÎM, Muhammed b. Abdullah en-Nısâbûrîel-Müstedrek, Beyrut, 1341.-HALEBÎ Siretü’l-Halebiyye, yersiz, 1320.-HAMİDULLAH, Muhammedİslam Peygamberi (Tercüme, Said Mutlu), İstanbul, 1969.Kur’an’ı Kerim Tarihi (Tercüme, Said Mutlu), İst.,1965.

-HAZİN, Alâü’d-DînLübâbü’t-Te’vîl fî Meâni’t-Tenzîl, yersiz ve tarihsiz.-ISFAHANI, Râgıbel-Müfredât fî Garîbi’l-Kur’an, Mısır, 1970.-İBNÜ’L-ARABÎŞerhu Sahîhı’t-Timizî, Mısır, 1931.-İBNÜ’L-CEZERÎen-Neşr fi’l-Kırââti’l-Aşr, Mısır, Tarihsiz.-İBN HALDUNMukaddime (Tercüme, Süleyman Uludağ), İst. , 1983.-İBN MÂCE, Ebu Abdullah Muhammed b. YezîdSünenü İbn Mâce, Mısır, 1952.-İZMİRLİ İSMAİL HAKKITarih-i Kur’an, İstanbul, 1956.-KARAÇAM, İsmailKur’an-ı Kerim’in Faziletleri ve Okuma Kaideleri, İst., 1984.-KESKİOĞLU, OsmanKur’an Tarihi, İstanbul, 1953.Kur’an-ı Kerim Bilgileri, Ankara, 1989.-KURTUBÎ, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmedel-Câmiu’l-Ahkâmi’l-Kur’an, Kahire, Tarihsiz.-MAURİCE BUCAİLLETevrat, İnciller ve Kur’an (Tercüme M.Ali Sönmez), Konya, 1979.-MEKKÎ B. EBÎ TÂLİBel-İbâne an Maâni’l-Kırâât, Mısır, Tarihsiz.-MUHAMMED MEKKÎNihâyetü’l-Kavli’l-Müfîd fî ilmi’t-Tecvîd, Mısır, Tarihsiz.-MÜNÂVÎ, AbdurraûfFeyzu’l-Kadîr şerhu Câmi’us-Sagîr, Mısır, 1356.-MÜNZİRÎ, Zekiyyü’d-Din Abdü’l-azîm b. Abdü’l-kavîet-Terg^b ve’t-Terhîb, Mısır, 1954.

Page 88: 99 Soruda - Necmi ATİK2 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 3 Önsöz Kur’an-ı Kerim, Allahu Teala’nın insanlara dünya ve ahiret saadetinde rehber olması

174 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 99 Soruda Kur’an-ı Kerim 175

-MÜSLİM, Ebü’l-Hüseyin Müslim b. el-HaccâcSahîhu Müslim, Mısır, 1375.-MÜTTEKİ, Ali, Kenzu’l-Ummal, Müessetü’r-Risâle, Beyrut, 1989.-NESÂÎ, Ebu Abdirrahman Ahmed b. ŞuaybSünenü’n-Nesâî, Mısır, 1964.-NEVEVÎ, Ebu Zekeriyya Yahya b. ŞerefSahihu Müslim bi Şerhi’n-Nevevî, Mısır, 1348.el-Ezkâru’l-Müntehab, Kahire, 1378.-RÂFİÎ, Mustafa Sadıkİ’câzü’l-Kur’an, Kahire, 1389.-SÂBÛNÎ, Muhammed Aliet-Tıbyân fî Ulûmi’l-Kur’an, Mekke, 1390.-SADAK, BekirTâc Tercümesi, İstanbul, 1974.-SAİD NURSÎSözler, Ankara, 1957.-SEYYİD ALİ ZADE Şerhu Şirati’l-İslam, İstanbul, 1320.-SİCİSTÂNÎ, Ebu Bekr AbdullahKitâbu’l-Mesâhıf, Mısır, 1371.-SÜYÛTÎ, Celâlüddînel-Itkân fî Ulûmi’l-Kur’an, Kahire, 1387.-TABERÎ, Ebû Cafer Muhammed b. CerirCâmiu’l-Beyân an Te’vîl-i Âyi’l-Kur’ân, Mısır, 1373.-TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul.-TDV İslam İlmihali, istanbul.-TİRMİZÎ, Muhammed b. ÎsaSünenü’t-Tirmizî, Medine, 1387.-ULUDAĞ, SüleymanKelam İlmi ve İslam Akaidi, İstanbul, 1982.

-YAZIR, Muhammed HamdiHak Dini Kur’an Dili, İstanbul, 1960.-ZAMAHŞERÎ, Cârullah Mahmud b. Ömerel-Keşşaf an Hakâikı’t-Tenzîl, Mısır, 1367.-ZEHEBÎ, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmedet-Tefsir ve’l-Müfessirin, Mısır, 1961-ZERKÂNÎ, Muhammed AbdulazîmMenâhilü’l-İrfan fî Ulûmi’l-Kur’an, Kahire, 1372.-ZERKEŞÎ, Bedrüddin Muhammed b. Abdillahel-Bürhân fî Ulûmi’l-Kur’an, Mısır, [email protected]/Quran/Miracle/ijaz.html-www.islamweb.net/english/quran/miracalous/miracalous1.htm-www.islam-guide.com/ch1-1-h.htm-www.quran.org.uk/ieb_quran-feedback.htm