Ad:ÖmerAd:ÖmerSoyad:BezerSoyad:BezerSınıf:6/GSınıf:6/GNo:787No:787konu:Hz Lokmanın Oğluna konu:Hz Lokmanın Oğluna NasihatleriNasihatleri

Hz.Lokmanın Oğluna Hz.Lokmanın Oğluna NasihatleriNasihatleri Resûl-i ekrem efendimiz, Hazret-i Resûl-i ekrem efendimiz, Hazret-i

Lokman'dan haber vererek:Lokman'dan haber vererek:

"Lokman, oğluna; Allahü teâlâ "Lokman, oğluna; Allahü teâlâ kendisine emânet edilen şeyi korur. kendisine emânet edilen şeyi korur. Ben de seni, malını, dînini ve Ben de seni, malını, dînini ve amelinin sonunu, Allahü teâlâya amelinin sonunu, Allahü teâlâya emânet ediyorum dedi," buyurdu.emânet ediyorum dedi," buyurdu.ALLAH ONLARDAN RAZI OLSUN.... ALLAH ONLARDAN RAZI OLSUN....

Ey oğlum! Bilmediğin şeyi tam Ey oğlum! Bilmediğin şeyi tam öğren! Bir kişiyle kardeşlik, öğren! Bir kişiyle kardeşlik, dostluk kurmak istediğin zaman, dostluk kurmak istediğin zaman, önce onu gazaplandır. Eğer önce onu gazaplandır. Eğer kızgınlığı ânında sana adâletle kızgınlığı ânında sana adâletle davranırsa, yaklaş; yoksa ondan davranırsa, yaklaş; yoksa ondan sakın! sakın! 

Ey oğlum! Dünya derin deniz Ey oğlum! Dünya derin deniz gibidir. Çok insanlar onda gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Takvâ gemin, boğulmuştur. Takvâ gemin, îmân yükün, tevekkül hâlin, sâlih îmân yükün, tevekkül hâlin, sâlih amel azığın olsun. Kurtulursan amel azığın olsun. Kurtulursan Allahü teâlânın rahmetiyle, Allahü teâlânın rahmetiyle, boğulursan günâhın boğulursan günâhın sebebiyledir.  sebebiyledir. 

Ey oğlum! Ben nice ağır yükler Ey oğlum! Ben nice ağır yükler taşıdım. Kötü komşudan ağırını taşıdım. Kötü komşudan ağırını görmedim. Nice acılar tattım, görmedim. Nice acılar tattım, fakat fakîrlik gibi acı tatmadım. fakat fakîrlik gibi acı tatmadım. 

Ey oğlum! Yalandan çok sakın! Ey oğlum! Yalandan çok sakın! Çünkü dînini bozar ve insanlar Çünkü dînini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini ve Bununla hayânı, değerini ve makâmını kaybedersin.  makâmını kaybedersin. 

Ey oğlum! Hep üzüntülü olma, Ey oğlum! Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma! İnsanların kalbini dertli kılma! İnsanların elinde olana temâh etmekten elinde olana temâh etmekten sakın! Kazaya râzı ol ve Allahü sakın! Kazaya râzı ol ve Allahü teâlânın sana verdiği rızka teâlânın sana verdiği rızka kanâat et!  kanâat et! 

Ey oğlum! Ölümden şüphe Ey oğlum! Ölümden şüphe ediyorsan uyku uyuma! Uyumak ediyorsan uyku uyuma! Uyumak mecbûriyetinde olduğun gibi, mecbûriyetinde olduğun gibi, ölüme de mahkûmsun. ölüme de mahkûmsun. Dirilmekten de şüphe ediyorsan Dirilmekten de şüphe ediyorsan uykudan uyanma! Uykudan uykudan uyanma! Uykudan uyandığın gibi, öldükten sonra uyandığın gibi, öldükten sonra da dirileceksin. da dirileceksin. 

Ey oğlum! Merhamet eden Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur. Sükût eden merhamet bulur. Sükût eden selâmete erer. Hayır söyleyen selâmete erer. Hayır söyleyen kâr eder. Kötü konuşan kâr eder. Kötü konuşan günâhkâr olur. Diline hâkim günâhkâr olur. Diline hâkim olmayan pişmân olur. olmayan pişmân olur. 

Ey oğlum! Seçilmiş kullara Ey oğlum! Seçilmiş kullara teslîm ol, kötülerle dost olma! teslîm ol, kötülerle dost olma! 

Ey oğlum! Dünya geçici ve Ey oğlum! Dünya geçici ve kısadır. Senin dünya hayatın ise kısadır. Senin dünya hayatın ise azın azıdır. Bunun da azının azı azın azıdır. Bunun da azının azı kalmış, çoğu geçmiştir. kalmış, çoğu geçmiştir. 

Ey oğlum! Sükût etmekten Ey oğlum! Sükût etmekten pişman olmazsın. Söz gümüş pişman olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır. ise sükût altındır. 

Ey oğlum! Altın, ateşle tecrübe Ey oğlum! Altın, ateşle tecrübe edildiği gibi; kul da, belâ ve edildiği gibi; kul da, belâ ve musîbetlerle tecrübe edilir. musîbetlerle tecrübe edilir. Kulun derecesi, bunlara olan Kulun derecesi, bunlara olan sabrı nisbetinde anlaşılır. sabrı nisbetinde anlaşılır. 

Hazret-i Lokman Hakîm'e dediler ki: Hazret-i Lokman Hakîm'e dediler ki: 

"Bize peygamberlerden öğrendiğiniz ilimleri özetliyerek, "Bize peygamberlerden öğrendiğiniz ilimleri özetliyerek, nefis terbiyesine dâir, en derli toplu bir nasîhat verir nefis terbiyesine dâir, en derli toplu bir nasîhat verir misiniz?" Lokman Hakîm buyurdu ki: misiniz?" Lokman Hakîm buyurdu ki: 

"Evet, peygamberlerin ilimlerinden kendim için özetleyip "Evet, peygamberlerin ilimlerinden kendim için özetleyip dünya ve âhıret işleri üzerine kurduğum kısa bir sözü size dünya ve âhıret işleri üzerine kurduğum kısa bir sözü size de söyliyeyim: de söyliyeyim: 

Sekiz şeye dikkat eden, öncekilerin ve sonrakilerin Sekiz şeye dikkat eden, öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel etmiş olur. Bunlar; dört yerde dört şeyi ilimleriyle amel etmiş olur. Bunlar; dört yerde dört şeyi korumak, iki şeyi hâtırdan çıkarmamak, iki şeyi de korumak, iki şeyi hâtırdan çıkarmamak, iki şeyi de tamâmen unutmaktır. tamâmen unutmaktır. 

Korunacak şeyler; namazda gönül, halk arasında dil, Korunacak şeyler; namazda gönül, halk arasında dil, yiyip-içme ânında boğaz, bir kimsenin evine girilince de yiyip-içme ânında boğaz, bir kimsenin evine girilince de öteye beriye bakmamaktır. Hiç hatırdan çıkmaması öteye beriye bakmamaktır. Hiç hatırdan çıkmaması gereken şeyler; Allahü teâlânın büyüklüğü ile ölüm hâlidir. gereken şeyler; Allahü teâlânın büyüklüğü ile ölüm hâlidir. Unutulması gereken şeyler de; bir kimseye yapılan iyilik Unutulması gereken şeyler de; bir kimseye yapılan iyilik ve kendine yapılan kötülüklerdir. ve kendine yapılan kötülüklerdir. 

Yavrucuğum! Sana iki şey tavsiye Yavrucuğum! Sana iki şey tavsiye ederim. Bunlara dikkat edersen ederim. Bunlara dikkat edersen dâimâ hayır üzere bulunursun. dâimâ hayır üzere bulunursun. Bunlar; geçineceğin para ve Bunlar; geçineceğin para ve ödeyeceğin borcundur. ödeyeceğin borcundur. 

Ey oğlum! Hak teâlâya tâbi ol! Ey oğlum! Hak teâlâya tâbi ol! Nasîhati önce kendine yap! Nasîhati önce kendine yap! Başkasına tavsiye edeceğin şeylerle Başkasına tavsiye edeceğin şeylerle önce kendin amel et! Sözünü, önce kendin amel et! Sözünü, bilgine, hâline göre söyle! bilgine, hâline göre söyle! 

yavrucuğum! Sana dost olanları, yavrucuğum! Sana dost olanları, sıkıntılı zamanlarda dene! sıkıntılı zamanlarda dene! 

Ey oğlum! Kötü huydan, gönül Ey oğlum! Kötü huydan, gönül dağınıklığından sakın! Sabırsız dağınıklığından sakın! Sabırsız olma! İşini severek yap, olma! İşini severek yap, sıkıntılara katlan! Bütün sıkıntılara katlan! Bütün insanlara karşı iyi huylu ol! insanlara karşı iyi huylu ol! 

Ey oğlum! Helâl kazanarak yoksulluktan korun! Ey oğlum! Helâl kazanarak yoksulluktan korun! Yoksul düşen kimse üç musîbetle karşılaşır: Yoksul düşen kimse üç musîbetle karşılaşır: 

1- Din zayıflığı; çünkü fakîrlik, insanı kötülüğe 1- Din zayıflığı; çünkü fakîrlik, insanı kötülüğe sürükler. sürükler. 

2- Akıl zayıflığı; çünkü ihtiyâç düşüncesi insanı 2- Akıl zayıflığı; çünkü ihtiyâç düşüncesi insanı şaşırtır. şaşırtır. 

3- Mürüvvet ve insanlığı kaybolur. Bunlardan daha 3- Mürüvvet ve insanlığı kaybolur. Bunlardan daha büyüğü de insanların maskarası olur. büyüğü de insanların maskarası olur. 

Ey oğlum! Mide dolunca; tefekkür uyur, Hikmet lâl Ey oğlum! Mide dolunca; tefekkür uyur, Hikmet lâl (dilsiz) olur ve âzâ ibâdetten tembelleşir. (dilsiz) olur ve âzâ ibâdetten tembelleşir. 

Birisi Lokman Hakîm'e:" İnsanların sana Birisi Lokman Hakîm'e:" İnsanların sana gelip, sözünü dinlemelerine şaşıyorum, gelip, sözünü dinlemelerine şaşıyorum, deyince şöyle cevap verdi: deyince şöyle cevap verdi: 

"Ey kardeşim! Sana söyleyeceğime kulak "Ey kardeşim! Sana söyleyeceğime kulak verirsen, sen de böyle olursun. Beni verirsen, sen de böyle olursun. Beni gördüğün duruma getiren şeyler; gözümü gördüğün duruma getiren şeyler; gözümü harâmdan korumam, dilimi tutmam, harâmdan korumam, dilimi tutmam, yemede ölçülü olmam, nâmusumu yemede ölçülü olmam, nâmusumu korumam, doğruyu söylemem, ahdime vefâ korumam, doğruyu söylemem, ahdime vefâ etmem, misâfirime ikrâmda bulunmam, etmem, misâfirime ikrâmda bulunmam, komşumu korumam ve beni ilgilendirmeyen komşumu korumam ve beni ilgilendirmeyen şeyleri terketmemdir." şeyleri terketmemdir." 

Hazret-i Lokman Hakîm'e: Hazret-i Lokman Hakîm'e: 

"Terbiyeyi kimden öğrendin?" dediler. O "Terbiyeyi kimden öğrendin?" dediler. O da: da: 

"Terbiyesizlerden. Onların beğenilmeyen "Terbiyesizlerden. Onların beğenilmeyen her şeyinden sakınmak sûretiyle" buyurdu. her şeyinden sakınmak sûretiyle" buyurdu. 

"Hikmeti kimden öğrendin?" dediler. "Hikmeti kimden öğrendin?" dediler. 

"Basacakları yeri görür gibi bilmeden "Basacakları yeri görür gibi bilmeden ayağını yere koymayan âmâlardan ayağını yere koymayan âmâlardan (körlerden)" buyurdu. (körlerden)" buyurdu. 

Resûl-i ekrem efendimiz, Resûl-i ekrem efendimiz, Hazret-i Lokman'dan haber Hazret-i Lokman'dan haber vererek: vererek: 

"Lokman, oğluna; Allahü teâlâ "Lokman, oğluna; Allahü teâlâ kendisine emânet edilen şeyi kendisine emânet edilen şeyi korur. Ben de seni, malını, dînini korur. Ben de seni, malını, dînini ve amelinin sonunu, Allahü ve amelinin sonunu, Allahü teâlâya emânet ediyorum dedi," teâlâya emânet ediyorum dedi," buyurdu. buyurdu. 

Hz. Lokman oğluna nasîhatinde buyurdu ki: Hz. Lokman oğluna nasîhatinde buyurdu ki: 

"Ey oğlum! Yapılan iyi veya kötü iş, bir hardal tanesi "Ey oğlum! Yapılan iyi veya kötü iş, bir hardal tanesi kadar olsa da, bir kaya içinde yâhut göklerde veya kadar olsa da, bir kaya içinde yâhut göklerde veya yerin dibinde gizlense, Allahü teâlâ o işi huzûruna yerin dibinde gizlense, Allahü teâlâ o işi huzûruna getirir ve onu senden suâl eder. Zîrâ Allahü teâlâ, getirir ve onu senden suâl eder. Zîrâ Allahü teâlâ, gizli, âşikâr her şeyi bilir. Her şeyi yaratan, terbiye gizli, âşikâr her şeyi bilir. Her şeyi yaratan, terbiye eden, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Allahü eden, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Allahü teâlâdır. Kuvvet, kudret sâhibi yalnız O'dur. O teâlâdır. Kuvvet, kudret sâhibi yalnız O'dur. O hatırlatmazsa, kimse, iyilik ve kötülük yapmayı hatırlatmazsa, kimse, iyilik ve kötülük yapmayı irâde, arzû edemez. Kulun irâdesinden sonra, O da irâde, arzû edemez. Kulun irâdesinden sonra, O da istemedikçe, kuvvet ve fırsat vermedikçe, hiç bir istemedikçe, kuvvet ve fırsat vermedikçe, hiç bir kimse, hiç bir kimseye zerre kadar iyilik ve kötülük kimse, hiç bir kimseye zerre kadar iyilik ve kötülük yapamaz. Kulun istediği her şey, O'nun irâde ve yapamaz. Kulun istediği her şey, O'nun irâde ve dilemesiyle meydana gelir. Yalnız O'nun dilediği dilemesiyle meydana gelir. Yalnız O'nun dilediği olur."  olur." 

Bir gün Dâvüd aleyhisselâm, Hazret-i Bir gün Dâvüd aleyhisselâm, Hazret-i Lokman'a: Lokman'a: 

"Bir koyun boğazlayıp, bütün vücûdunun en "Bir koyun boğazlayıp, bütün vücûdunun en iyisi olan iki parça et getir!", dedi. O da iyisi olan iki parça et getir!", dedi. O da gidip, dille yürek getirdi. Bir defasında da: gidip, dille yürek getirdi. Bir defasında da: 

"En kötü kısımlarını getir!" dedi. Yine dille "En kötü kısımlarını getir!" dedi. Yine dille yürek getirdi. yürek getirdi. 

Sebebini sorunca: "Dille yürek (kalb) iyi Sebebini sorunca: "Dille yürek (kalb) iyi olursa, bütün iyilerin iyisi olur, kötü olunca, olursa, bütün iyilerin iyisi olur, kötü olunca, bütün kötülerin kötüsü olur" deyip insanın bütün kötülerin kötüsü olur" deyip insanın iyilik ve kötülüğünün, dil ve kalbine bağlı iyilik ve kötülüğünün, dil ve kalbine bağlı olduğuna işâret etti. olduğuna işâret etti. 

Hazret-i Lokman Hakîm, oğlunu şirkten Hazret-i Lokman Hakîm, oğlunu şirkten sakındırıp, ona, Allahü teâlânın kudretinin sakındırıp, ona, Allahü teâlânın kudretinin sonsuz olduğunu bildirdikten sonra, namazı sonsuz olduğunu bildirdikten sonra, namazı ve herkese karşı iyiliği, ya'nî emr-i bil-ve herkese karşı iyiliği, ya'nî emr-i bil-ma'rûf ve nehy-i anil münkeri emretti. Bu ma'rûf ve nehy-i anil münkeri emretti. Bu husûs Kur'ân-ı kerîmde meâlen şöyle husûs Kur'ân-ı kerîmde meâlen şöyle bildirilmektedir: bildirilmektedir: 

" Ey oğulcuğum! Namazını dosdoğru kıl! " Ey oğulcuğum! Namazını dosdoğru kıl! İyiliği emret! Kötülükten nehyet! Sana bu İyiliği emret! Kötülükten nehyet! Sana bu emir ve nehiy sebebiyle isâbet eden emir ve nehiy sebebiyle isâbet eden şeylere sabret! Çünkü bunlar, kat'î sûrette şeylere sabret! Çünkü bunlar, kat'î sûrette farzedilen işlerdendir." (Lokman sûresi: 17) farzedilen işlerdendir." (Lokman sûresi: 17)