25
TÜRKLER ORTAÇA/ 759 ürkler 10. yüzy›lda Müslüman oldular. Bu ta- rihlerde, Müslümanl›¤›n do¤uu (610) üze- rinden 300-350 y›l geçmi; ‹slâm dini, Suri- ye, M›s›r, Kuzey Afrika, ‹spanya, Mezopotamya, ‹ran ve k›smen Azerbaycan ile Bat› Türkistan’a yay›lm›bulu- nuyordu. 300 y›l içinde, temelinde ‹slâm dininin esasla- r› bulunan yeni bir medeniyet do¤mutu. Bu medeniyet, yay›ld›¤› bütün co¤rafyalardaki eski kültürlerden etki- lenmiti. Orta Do¤u’da daha önce ortaya ç›km›bulunan Musevîlik ve H›ristiyanl›k’tan, Abbasîler zaman›nda ya- p›lan tercümeler yoluyla eski Yunan medeniyetinden, ‹ran’›n ve Hint’in eski inanç, kültür ve edebiyat›ndan te- sirler alm›bulunan bu yeni medeniyete genellikle ‹slâm medeniyeti ad› verilmektedir. Yay›ld›¤› co¤rafî alan› ve kendisini oluturan kül- türleri de dikkate alarak bu medeniyete Ön Asya medeniyeti ad›n› da verebiliriz. Dolay›s›yla Türklerin 10. yüzy›lda içine girdikleri dünya, sadece Hz. Muhammed devrindeki saf din dünyas› de¤il, 300 y›ldan beri olumakta bulunan yeni bir medeniyetti. 10. yüzy›ldan çok önce Müslüman olan Türkler de vard›. Orta Ça¤’›n ilk as›rlar›ndaki en büyük güçlerden biri olan 400 y›ll›k Sasanî Devleti’nin 642’deki y›k›l››ndan sonra Müslüman Araplarla Türkler kar›lat›lar. ‹te bu tarihten itibaren, münferit olarak veya gruplar hâlinde Müslüman olan Türkler bulunmaktayd›. 9. yüzy›lda Ab- basî ordusunda görev alan Müslüman Türklerin say›s› birkaç yüz bini bulmutu. Fakat bu say›lar, genel Türk nüfusu içinde çok küçük oranlar tekil ediyordu; 10. yüzy›la gelinceye dek Türklerin büyük ço¤unlu¤u Müs- lüman de¤ildi. ‹lk Müslüman Türk devleti ‹dil Bulgar Devleti’dir. Bu devletin Müslüman olutarihi genellikle 922 kabul edilmektedir. Bu tarih, Ba¤dat’tan ç›kan ve içinde ‹bni Fadlan’›n da bulundu¤u kervan›n Bulgar ehrine ulat›- ¤› tarihtir. Ba¤dat’tan yard›m isteyen ‹dil Bulgar yöne- ticilerinin daha önce Müslüman oldu¤u muhakkakt›r. Ancak ‹dil Bulgarlar› Türk dünyas›n›n uç bölgesinde bulunduklar› için onlar›n Müslümanl›¤› di¤er Türkler üzerinde etkili olmam›t›r. Bu dönemde Türk dünyas›n›n merkezî devleti Karahanl› Devleti’ydi. 10. yüzy›l›n ortalar›na do¤- ru, muhtemelen 946’da Karahanl› hü- kümdar› Satuk Bu¤ra Müslüman oldu. Bu, büyük bir devrimdi ve Türk dünya- s› tarihi için önemli bir dönüm nokta- s›yd›. Satuk Bu¤ra ve o¤lu Musa Baytazaman›nda Karahanl› Devleti’ne ba¤l› Türk halk›n›n büyük ço¤unlu¤u yeni di- ne girdiler. 10. yüzy›l›n ortalar›nda, Sey- T ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyat PROF. DR. AHMET B. ERC‹LASUN Manas Üniversitesi / K›rg›zistan Buhara’da Kalan Mescidi

‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄759

ürkler 10. yüzy›lda Müslüman oldular. Bu ta-rihlerde, Müslümanl›¤›n do¤uflu (610) üze-rinden 300-350 y›l geçmifl; ‹slâm dini, Suri-

ye, M›s›r, Kuzey Afrika, ‹spanya, Mezopotamya, ‹ran vek›smen Azerbaycan ile Bat› Türkistan’a yay›lm›fl bulu-nuyordu. 300 y›l içinde, temelinde ‹slâm dininin esasla-r› bulunan yeni bir medeniyet do¤mufltu. Bu medeniyet,yay›ld›¤› bütün co¤rafyalardaki eski kültürlerden etki-lenmiflti. Orta Do¤u’da daha önce ortaya ç›km›fl bulunanMusevîlik ve H›ristiyanl›k’tan, Abbasîler zaman›nda ya-p›lan tercümeler yoluyla eski Yunan medeniyetinden,‹ran’›n ve Hint’in eski inanç, kültür ve edebiyat›ndan te-sirler alm›fl bulunan bu yeni medeniyete genellikle ‹slâmmedeniyeti ad› verilmektedir. Yay›ld›¤›co¤rafî alan› ve kendisini oluflturan kül-türleri de dikkate alarak bu medeniyeteÖn Asya medeniyeti ad›n› da verebiliriz.Dolay›s›yla Türklerin 10. yüzy›lda içinegirdikleri dünya, sadece Hz. Muhammeddevrindeki saf din dünyas› de¤il, 300y›ldan beri oluflmakta bulunan yeni birmedeniyetti.

10. yüzy›ldan çok önce Müslümanolan Türkler de vard›. Orta Ça¤’›n ilkas›rlar›ndaki en büyük güçlerden biriolan 400 y›ll›k Sasanî Devleti’nin642’deki y›k›l›fl›ndan sonra MüslümanAraplarla Türkler karfl›laflt›lar. ‹flte bu

tarihten itibaren, münferit olarak veya gruplar hâlindeMüslüman olan Türkler bulunmaktayd›. 9. yüzy›lda Ab-basî ordusunda görev alan Müslüman Türklerin say›s›birkaç yüz bini bulmufltu. Fakat bu say›lar, genel Türknüfusu içinde çok küçük oranlar teflkil ediyordu; 10.yüzy›la gelinceye dek Türklerin büyük ço¤unlu¤u Müs-lüman de¤ildi.

‹lk Müslüman Türk devleti ‹dil Bulgar Devleti’dir.Bu devletin Müslüman olufl tarihi genellikle 922 kabuledilmektedir. Bu tarih, Ba¤dat’tan ç›kan ve içinde ‹bniFadlan’›n da bulundu¤u kervan›n Bulgar flehrine ulaflt›-¤› tarihtir. Ba¤dat’tan yard›m isteyen ‹dil Bulgar yöne-ticilerinin daha önce Müslüman oldu¤u muhakkakt›r.

Ancak ‹dil Bulgarlar› Türk dünyas›n›nuç bölgesinde bulunduklar› için onlar›nMüslümanl›¤› di¤er Türkler üzerindeetkili olmam›flt›r. Bu dönemde Türkdünyas›n›n merkezî devleti Karahanl›Devleti’ydi. 10. yüzy›l›n ortalar›na do¤-ru, muhtemelen 946’da Karahanl› hü-kümdar› Satuk Bu¤ra Müslüman oldu.Bu, büyük bir devrimdi ve Türk dünya-s› tarihi için önemli bir dönüm nokta-s›yd›.

Satuk Bu¤ra ve o¤lu Musa Baytaflzaman›nda Karahanl› Devleti’ne ba¤l›Türk halk›n›n büyük ço¤unlu¤u yeni di-ne girdiler. 10. yüzy›l›n ortalar›nda, Sey-

T

‹lk MüslümanTürk DevletlerindeDil ve Edebiyat PROF. DR. AHMET B. ERC‹LASUN

Manas Üniversitesi / K›rg›zistan

Buhara’da Kalan Mescidi

Page 2: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄760

hun boylar›nda yaflayan O¤uzlardan da yüz binlerce in-san, Müslüman olmufltu. 1000 y›l›na bir kala, 999 tari-hinde Karahanl›lar, Farslar›n son Müslüman devleti Sâ-mâno¤ullar›n› y›kt›klar› zaman, kaba bir hesapla Türkdünyas›n›n %70’i Müslüman olmufl durumdayd›. En ka-labal›k Türk boylar›ndan olan O¤uzlar›n büyük k›sm›,Karahanl›lar›n aslî unsurlar› olan Karluk, Ya¤ma, Çigil,Tohs› boylar›, Kuzeybat›da ‹dil Bulgarlar› Müslümand›.Tar›m havzas›ndaki Uygurlar, ‹rtifl boylar›ndaki Kimek-ler ve Yenisey boylar›ndaki K›rg›zlar henüz Müslümanolmam›fllard›. Uygurlar Burkanc› (Budist) ve Manici(Maniheist) idiler; di¤erleri ise eski Türk dinini devamettiriyorlard›.

‹lk Müslüman Türk devletleri, Müslüman olmadanönce kurulmufl olan ‹dil Bulgar Devleti ile Karahanl›Devleti ve Müslüman olan Türklerce kurulan Toluno-¤ullar›, ‹hflido¤ullar›, Gazneliler ve Büyük SelçukluDevletleridir. Büyük Selçuklulara ba¤l› olarak kurulanKirman, Anadolu, Suriye ve ‹rak Selçuklular› ile Dânifl-mendliler, Mengücekliler, Saltuklular, Ahlatflahlar veArtuklular da ilk Müslüman Türk devletleri aras›nda sa-y›labilir. Karahanl›lar, Gazneliler veSelçuklular büyük dünya devletleriy-di ve onlar›n zaman›nda ‹slâm mede-niyetine Türk kültür unsurlar› da ka-t›larak bu medeniyet daha da büyü-yüp geliflti. Dünyan›n bir numaral›gücü olan Bizans’›n 1071’de Alpas-lan önünde yenilgiye u¤ramas›ylaBüyük Selçuklu Devleti o zamankidünyan›n bir numaral› gücü hâlinegelmiflti. ‹lk Müslüman Türk devlet-lerinde yaz› dili olarak büyük ölçüdeArapça ve Farsça kullan›lm›flt›r. Bi-lim eserlerinde Arapça, edebiyat eser-lerinde Farsça hâkim durumdayd›.Devlet ifllerinde ise Farsça ve Arapçakullan›labiliyordu. Bu dillerin hâki-miyeti o derecede idi ki Orta Ça¤’›nen büyük bilgin ve flairlerinden birk›sm›, Arap ve Fars dillerinde yaz-d›klar› eserlerle ilk Müslüman Türkdevletleri çevrelerinde yetiflmifllerdi.Kitâbi’s-Saydana adl› t›p ve eczac›-l›kla ilgili Arapça eserinin mukaddimesinde “kendi anadilinin ilim dili olmayan bir lisan oldu¤unu, bununla kitapyazamad›¤›n›, Arap ve Fars dillerinin ise kendisine yabanc›olup, onlar› sonradan ö¤rendi¤ini ve bu sebep ten bu dillerikullanmakta zorluk çekti¤ini” anlatan (Gökmen, 1997:636) Ebû Reyhan Birunî, bu ifadelerine göre Türk olma-l›d›r. Harezm bölgesinde yetiflen ve Sultan Mahmud ta-raf›ndan Gazne’ye getirilen Birunî; t›p, tabiî ilimler, fi-zik, astronomi, riyaziyat, felsefe, tarih, co¤rafya vb. alan-larda yazd›¤› 100’den fazla eserle Ortaça¤’›n en büyükbilginlerinden biri say›lm›flt›r. ‹flte bu büyük bilgin eser-lerinin büyük ço¤unlu¤unu Arap dilinde yazm›flt›r.

12. yüzy›lda Azerbaycan’da yaflayan ve eserlerini ço-¤unlukla Türk hükümdar ve beylerine sunan Genceli

Nizamî de Türktür. Mesnevî türünün en büyük ismi ka-bul edilen ve dünyan›n büyük flairlerinden biri say›lanNizamî eserlerini Farsça yazm›flt›r. Yine Azerbaycan’dayaflam›fl olan ve Nizamî’nin ça¤dafl› olup kasideleriyletan›nm›fl bulunan Hakanî de eserlerini Fars diliyle yaz-m›flt›r. Gazneli Mahmud ve o¤ullar› döneminde saray›nen önemli kaside flairlerinden biri olan Ferruhî Sîstânî deTürk olmal›d›r. Gazneli Mahmud’un ölümü üzerine yaz-d›¤› fliir, ‹ran Edebiyat›’n›n “en güzel mersiyelerindenbiri say›labilir.” (Ritter, 1997: 573) Ritter’in C∏l∏g oku-du¤u Ferruhî’nin baba ad› Çavlug olmal›d›r.

Görüldü¤ü gibi ilk Müslüman Türk devletlerindedünya bilim ve edebiyat›na önemli katk›lar› olan, fakateserlerini Arap ve Fars dilleriyle yazan bilgin ve flairlervard›r. Elbette ilk Müslüman Türk devletlerinde, Türkolmayan pek çok bilgin ve flair de yetiflmifltir. ‹ran fliiri-nin en büyük isimlerinden say›lan Firdevsî ile ÖmerHayyam, Gazneli ve Selçuklu muhitlerinde eserlerinivermifllerdir. Ömer Hayyam ayn› zamanda Melikflah Dö-nemi’nin en büyük matematikçi ve astronomlar›ndan bi-riydi. Fars kasidecili¤inin önemli isimlerinden Unsurî

ise Gazneliler saray›n›n “melikü’fl-flu-arâ”s› (flairler hükümdar›) idi. Gerdi-zî, Beyhakî gibi tarihçiler Gazne; Si-yasetname yazar› Nizâmülmülk Sel-çuklu, büyük bilgin Zemahflerî Ha-rezmflahlar saray›nda yaflam›fllard›r.

‹dil Bulgar Türklerinden kalmamezar tafllar›n› bir yana b›rak›rsak ilkMüslüman Türk devletlerinde Türk-çenin bilim ve edebiyat dili olarak sa-dece Karahanl›larda kullan›ld›¤›n›görürüz. Muhammed bin Kays tara-f›ndan yaz›lan ve Celâleddin Harezm-flah’a sunulan T›byânü’l-lügati’t-Türkî alâ lisâni’l-Ka]l› adl› eser isebugüne ulaflmam›flt›r.

‹lk Müslüman Türk devletlerin-de kullan›lan dil ve edebiyat›n duru-muna böylece genel olarak göz att›k-tan sonra Karahanl›lar Dönemi’ndeTürkçe yaz›lm›fl eserlere geçebiliriz.Karahanl›lardan bugüne ulaflan Türk-

çe dil ve edebiyat metinleri flunlard›r: 1. Kutadgu Bilig(1069-1070) 2. Dîvânü Lügati’t-Türk (1074) 3. ‹lkKur’an tercümeleri 4. Atebetü’l-Hakay›k 5. Hukukbelgeleri 6. Ahmet Yesevî ile izleyicilerinin fliirleri.Bu metinlere dayanarak Karahanl› Dönemi’ni “dil veedebiyat” olmak üzere iki bafll›k alt›nda inceleyece¤iz.

DilTürk dilini, eski, orta, yeni olarak üç döneme ay›ran

Türkologlara göre Karahanl› Türkçesi, Orta Türkçeninilk dönemini oluflturur. Böyle düflünen Türkologlara gö-re 10-15. yüzy›llar aras›, Orta Türkçe dönemidir. Kara-hanl› Türkçesinden sonraki Harezm, K›pçak ve EskiAnadolu Türkçeleri de Orta Türkçenin di¤er dönem ve

Herat, fiirin'in Hüsrev'in resmine bakmas›,Nizâmî, Hamse, (1494-95) s.39b

Page 3: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄761

alanlar›d›r. Bu görüfl, Bat› Türkçesinin ilk dönemi olanEski Anadolu Türkçesinin, di¤erlerinden önemli farkl›-l›klar gösterdi¤ini dikkate almaz. 13. yüzy›ldan itibarenTürk yaz› dilinin (Kuzey-) Do¤u ve (Güney-) Bat› olarakiki ayr› kol hâlinde geliflti¤ini göz önünde bulundurandi¤er bir k›s›m Türkolog, Karahanl› Türkçesini EskiTürkçe içine al›r. Göktürk, Eski Uygur, Karahanl› dö-nemleri Eski Türkçeyi oluflturur ve Karahanl› Türkçesi-nin sonunda Türk yaz› dili Do¤u-Bat› olarak ikiye ayr›-l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara aitolan Karahanl› Türkçesi Eski Uygur Türkçesiyle ça¤dafl-t›r. Karahanl› Türkçesi Kâflgar ve Balasagun gibi Müslü-man Türk merkezlerinde kullan›l›rken, Eski UygurTürkçesi daha do¤uda Turfan, Hoço, Beflbal›k gibi Ma-niheist ve Budist Türk merkezlerinde kullan›lmaktayd›.

Dönem ayn›, ama co¤rafya ve medeniyet çevrelerifarkl›yd›. Maamafih Eski Uygurca Karahanl› Türkçesin-den önce, 9. yüzy›lda bafllam›fl ve daha sonra da (15. yüz-y›l sonlar›na dek) devam etmifltir. Göktürkçe ise 7-8.yüzy›llarda Orhun vadisinde kullan›l-m›flt›r. Dönem, saha (co¤rafya) ve me-deniyet çevreleri ayr›l›klar›ndan mey-dana gelen birkaç küçük farkl›l›¤› dik-kate almazsak Göktürk, Eski Uygur veKarahanl› Türkçelerini tek bir yaz› di-li olarak kabul edebiliriz. NitekimKâflgarl› Mahmud da “Uygur flehirlerinevar›ncaya dek Ertifl, ‹la, Yamar, Etil ›r-maklar› boyunca oturan halk›n dili do¤ruTürkçedir. Bunlar›n en aç›k ve en tatl›s›Hakaniye-Hakanl›lar ülkesi halk›n›n di-lidir.” (DLT I, 1941: 30) diyerek Uygurflehirlerindeki dil ile Hakaniye (Kara-hanl›) ülkesi halk›n›n dilinin “do¤ru”(standart) Türkçe oldu¤unu belirtmifl-tir. Gerçekten de medeniyet çevreleri(din) farkl›l›klar›ndan do¤an kelimehazinesindeki farkl›l›klar d›fl›nda Uy-gurca ile Karahanl›ca gramer bak›m›ndan ayn› dildir;tek ve ortak bir yaz› dilidir.

Ses Bilgisi

Karahanl› Türkçesinde 8 ünlü, 26 ünsüz bulunur: a,e, ›, i, o, ö, u, ü, b, c, ç, d, difl aras› d, f, g, E, h, s›z›c› h,j, k, H;, l, m, n, ], p, r, s, fl, t, v, w, y, z. Ünlülerden o, ösadece birinci hecede, di¤erleri her yerde bulunabilir.Baz› Türkologlara göre Karahanl›cada kapal› e de vard›r(Mansuro¤lu, 1979: 145). Ünsüzlerden c, f, h, s›z›c› h, v,al›nt› kelimelerde görülür (cef#, hav, haber, ajun, vezNr,devlet.); Türkçe köklü sözlerde bulunmaz. j, h, ile s›z›c›h’ye baz› ünlemlerde ve birkaç Türkçe sözde de rastlana-bilir (jag›la-, hay, ohfla, ahtar-). d, difl aras› d, g, E, l, <,p, r, z ünsüzleri Türkçe kökenli sözlerin bafl›nda bulun-maz; sadece söz ortas›nda ve sonunda bulunabilir. m, n,fl ünsüzleri de söz bafl›nda seyrek görülür. m, geniz sesle-rinin bulundu¤u durumlarda (men, min-, miH, mun-dag); n, ne ve türevlerinde (neçe, negü, nelük.), fl, birkaçkelimede (flifl, flaflur-) söz bafl›nda görülebilir. Göktürk,

Eski Uygur ve bugünkü Karluk, K›pçak, O¤uz lehçele-riyle karfl›laflt›r›ld›¤›nda Karahanl› Türkçesinin bafll›cases özellikleri flunlard›r:

1. Türk lehçelerinin ço¤unda y’ye dönen difl aras› dsesi Karahanl› Türkçesinde yayg›nd›r: adak, bod, edgü(iyi), öd (zaman). Kâflgarl›’ya göre Çigil Türklerinde bu-lunan difl aras› d daha o dönemde birçok boyda y ve z’yedönmüfltür; ancak Kâflgarl› do¤ru biçimi d kabul eder(DLT I, 1941: 32). Göktürk ve Uygur yaz›s›nda difl ara-s› d, d’den ayr› bir harfle gösterilmez. Ancak Göktürk veUygur Türkçelerinde de iki d aras›nda fonetik bir farkoldu¤u muhakkakt›r.

2. Göktürkçenin söz ortas› ve söz sonu b’leri Uygur-cada oldu¤u gibi Karahanl›cada da w’dir: aw›n-, kawufl-, tawar, aw, ew, sew-. Uygurca metinlerde w yan›nda bde görülür.

3. Göktürkçedeki ny, Maniheist Uygur metinlerin-deki n; Budist Uygurlarda oldu¤u gibi Karahanl›larda

da y’dir: koy (koyun), ç›gay (yoksul),kayu (nerede).

4. Dar ünlüler, dudak ünsüzleri ya-n›nda yuvarlaklaflm›flt›r: tapug (hiz-met), sewüg (sevgili), yawuz (kötü),kamug (bütün).

5. O¤uz lehçelerinde ço¤unluklatonlulaflan (g, E, d’ye dönen) söz bafl› k,H;, t sesleri, Karahanl› Türkçesindetonsuzdur: kerek, küç, köl, kara, k›l›ç,kufl, tifli, ton, tün.

6. Türkiye ve Azerbaycan yaz› dil-lerinde var, var-, ver- sözlerinde s›z›c›-laflm›fl bulunan ünsüz, Karahanl› Türk-çesinde süreksiz b’ir: bar, bar-, bir-.

7. Türkiye ve Azerbaycan yaz› dil-lerinde n’ye dönen ], Karahanl› Türk-çesinin aslî seslerinden biridir: ö<, so<,

te<iz, a<la-, kö]ül.8. K›pçakçada c-, Azerbaycan yaz› dilinde baz› du-

rumlarda Ø-olan ses, Karahanl› Türkçesinde y’dir: y›l,y›lan, yol, yüz.

9. Birincil uzunluklar Karahanl› Türkçesinde henüzk›salmam›flt›r: _t (atefl), †t (isim), s#t (süt), +s#-/+sê-. Budönemde ikincil uzunluklar da bulunmaktad›r: alÑr,aç†r, alm†k, birmêk. Ancak Kâflgarl› Mahmud’un baz›kay›tlar›ndan anlafl›ld›¤›na göre k›salma süreci bu dö-nemde bafllam›flt›r.

Biçim Bilgisi

Yap›m Ekleri

Karahanl› Türkçesi biçim bilgisi de Göktürk ve Uy-gur Türkçeleriyle hemen hemen ayn›d›r. +lXK, +lXG,+sXz, +k‹, +ç‹, dAfl, +k‹yA, +rAk isimden isim yapmaekleri; +lA-, +A-, +U-, +Ad-, + (A) r-, +sA-isimden fi-il yapma ekleri; -mAk, -g, -(X) fl, -m, -ç, -(U) k, -g X fi-

Niflabur’da Ömer Hayyam’›n Türbesi

Page 4: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄762

ilden isim yapma ekleri; -d-, -mA-, -n-, -l-, -fl-, -t-, -Ur,DUr-, gUr-, -Ar-fiilden fiil yapma ekleri, Karahanl›Türkçesinin s›k kullan›lan yap›m ekleridir. Bu ekler ta-rihî yaz› dillerinde ve bugünkü lehçelerin ço¤unda das›k kullan›lan yap›m ekleridir.

+lXk: ak›l›k, könilik, edgülük, ulugluk.+lXg: hat#l›g, biliglig, kutlug, körklüg.+sXz: bah#s›z, biligsiz, körksüz. +k‹: künki, kidin-

ki, kodk›.+ç‹: baflç›, idiflçi, içgüçi, kapugç›.+dAfl: kadafl, erdefl, adafl.+k‹yA: sözkiye, tuzk›ya.+rAk: azrak, üküflrek, edgürek.+lA-: baflla-, sözle-, kizle-, imle-.+A-: ula-, küçe-, afla-, tüne-.+U-: bayu-, ki]ü-, taru-.+Ad-: kutad-, küçed-, mu]ad-, yokad-.+ (A) r-: akar-, karar-, eskir-, tüner-.+sA-: bar›gsa-, keligse-, suwsa-.-mAk: almak, birmek, turmak, körmek. -g: bilig,

tat›g, kurug, ölüg.-(X) fl: alk›fl, bilifl, ukufl, üküfl, söküfl.-m: al›m, kedim, ulam, ötrüm.-ç: ›nanç, um›nç, ökünç, sewinç.-(U) k: y›rak, artak, yazuk, süzük, açuk.-gU: aw›ngu, öggü, b›çgu, sorgu, içgü.-d-: kod-, yüd-, yod-, ›d-.-mA-: alma-, kesme-, bulma-, sewinme-.-n-: körün-, tonan-, bezen-, urun-.-l-: egil-, urul-, kar›l-, bitil-, süzül-.-fl-: s›g›fl-, bilifl-, urufl-, körüfl-.-t-: ar›t-, sewit-, suwsat-, törüt-.-Ur-: kaçur-, keçür-, tatur-, yetür-.-DUr-: afl›ndur-, bildür-, uktur-, yitür-.-gUr-: yatgur-, tezgür-, kigür-.-Ar-: ç›kar-, kiter-, kopar-.

‹sim çekimi

Çokluk eki-lAr’d›r: alplar, begler, er]ekler, k›rlar,ülüfller.

‹yelik ekleri afla¤›daki flekildedir. -(X) m: öpkem,sözüm, kö]lüm, at›m, kutum. -(X)]: sözü], yolu], be-gi], tileki], bafl›].

-(S) ‹: tüpi, kan›, süsi, yakfl›s›, boguz›.-(s) ‹: tüpi, kan›, süsi, yakfl›s›, boguz›. -(X) mXz: bi-

rimiz, kö]lümüz. -(X) ]Xz: bafl›]›z, közü]üz.-lArI: afllar›, iflleri. Hâl ekleri flunlard›r.‹lgi hâli+n‹]: illerni], bun›].

Yükleme hâli+g: ajunug, bafl›g, begig, beglerig, edgüg.+n‹: tilekimni, kayun›, mun›, kiflilerini, bafl›]n›, be-

gini, born›.+n (3.flh. iyelikten sonra): közin, bafl›n, biliglerin,

cef#s›n.+I (ço¤unlukla 1. ve 2. flh. iyeliklerden sonra): at›-

m›, k›lk›m›, bafl›.Yönelme hâli+GA: kiflike, arslanka, tapugka, yirke, düny†ka,

ewi]ke, içimke. +]A (3. flh. iyeliklerden sonra): boguz›-]a, bulgak›]a, ewi]e.

Bulunma hâli+DA (ç›kma için de kullan›l›r): ödte, kar›nda, bilig-

de, bodunda, çeride, çiçeklikte, erenlerde, ewi]de.Ç›kma hâli+DIn: kamugd›n, anad›n, bayatt›n, bedüktin, bilig-

din, busugd›n, edgüsindin.Vas›ta hâli+n: adak›n, yaz›n, küzün, sü]ün.Eflitlik hâli+çA: c†nça.

Fiil Çekimi

Fiil çekiminde kullan›lan flah›s ekleri, görülen geç-mifl zaman d›fl›nda, zamir kökenlidir.

men: biçer men, kesmegey men, yazsa men.sen: kelir sen, bolga sen, bulmasa sen. (ol): un›tur,

ukar ol, tutm›fl, kodsa.-m‹z: k›lur-m›z, erse-miz, barmas-m›z.siz: tezer siz.(-lAr): ok›r-lar, kelge-ler, ögrense-ler.Görülen geçmifl zamanda iyelik kökenli flah›s ekleri

kullan›l›r. Göktürkçede zaman zaman görülen 2. flah›s-lardaki -g’li biçimler Karahanl› Türkçesinde yoktur.

-m: ograd›-m, bezendi-m, uktu-m, büttü-m. -]: ay-d›-], eflitti-], koldu-], yü-gürdü-].

-Ø: bad›, tidi, ukt›, bütti.-mIz: k›ld›-m›z. -]Iz:

bold›]›z.-(lAr): bulmad›-lar, kir-

di-ler, köçti-ler.Görülen geçmifl zaman

eki 1. ve 2. flah›slarda -DX,3. flah›slarda -D‹ biçiminde-dir: bayudum, ay›tt›], bold›.Ö¤renilen geçmifl zaman eki-m‹fl’t›r: un›tm›fl men, kizle-mifl sen, kötürmifl.Köl-Tigin Yaz›t› do¤u yüzü

Page 5: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄763

Genifl zaman eki ünlüyle biten fiillerden sonra -r’dir: yor›-r men, ok›-r sen, ti-r; bazen -Ur ekine de rast-lan›r: ti-y-ür, yara-y-ur, üfli-y-ür.

ç, g, ∫, k, ];, m, ], p, s, fl, t, w, y,z ünsüzleriyle bi-ten tek heceli fiillerde genifl zaman eki -Ar’d›r: aç-ar, ög-er, to¢-ar, tök-er, bak-ar, um-ar, si]-er, kap-ar, es-er, afl-ar, art-ar, sew-er, tuy-ar, bez-er. g, t,y ile bitti¤i hâldeteg-, yat-, ay- fiileri -Ur ile genifl zaman yap›l›r: teg-ür,yat-ur, ay-ur. l, n, r, difl aras› d ile biten tek heceli fiiller-de -Ar,-‹r,-Ur ekleri kar›fl›k olarak görülebilir: al-ur ~al-›r, bil-ür ~ bil-ir, kal-ur ~ kal-›r, tol-ur ~ tol-›r, kan-ur ~ kan-ar, ön-ür ~ ön-er, yan-ur ~ yan-ar, kör-ür ~ kör-er, ur-ur ~ ur-ar, bar-ur ~ bar-›r, bir-ür, er-ür, kir-ür, tur-ur, ir-er or-ar, sor-ar, ser-er, sür-er, ked-ür ~ ked-er, kod-ur ~ kod-ar, tod-ur ~ tod-ar, ›d-ur, küd-er, yüd-er, yod-ar, t›d-ar, yad-ar.

Ünsüzle biten çok heceli fiiller ço¤unlukla -Ur ilegenifl zaman yap›l›r: ar›t-ur, tüket-ür, küdez-ür, küwen-ür, o]ar-ur, yarafl-ur, küldür-ür, ötür-ür. Ancak +k‡, +r-,+kNr-,-sXk-,-k-, (geçifllilik bildirmeyen)-gXr- ekleriyleyap›lanlar›n genifl zamanlar› -Ar’l›d›r: çaw›k-ar, tag›k-ar,belgür-er, kadgur-ar, kegir-er, b›rk›r-ar, pürkür-er, als›k-ar, ursuk-ar, sezik-er, turuk-ar, kelgir-er, saçg›r-ar (Erci-lasun, 1984: 102-120).

Olumsuz genifl zaman -mAz ekiyle yap›l›r: s›k-maz,ok›-maz, keç-mez, sew-mez.

Göktürkçedeki -Taç‹ ve-s‹k gelecek zaman ekleri,Karahanl› Türkçesinde görülmez. Karahanl›can›n gele-cek zaman eki, Uygurcada oldu¤u gibi -gAy’d›r; ancak ysesi ço¤unlukla düfler: kesme-gey men, k›l-ga men, bol-ga sen, aç›l-gay, bir-ge. Ayr›ca yak›n gelecek zaman› an-latmak üzere -gAl‹r eki de kullan›l›r: al-gal›r, bar-gal›r.

Göktürkçedeki -sAr flart zarf-fiiline karfl›l›k Kara-hanl›cada -sA flart eki vard›r: kelme-se men, iç-se sen,ek-se, ur-sa-m›z, sew-se-ler.

Karahanl› Türkçesinde gereklik kipi, -gU+ (kerek)kal›b›yla kurulur; flah›s ifadesi için flah›s zamirleri veyadönüfllülük zamiri (öz) kullan›l›r: öte-gü kerek men, senay-gu kerek, iwme-gü, bil-gü ol, ayd-gu öz.

Karahanl› Türkçesinin emir ekleri afla¤›daki gibidir. Tek. 1. flh.-AyIn: ay-ay›n, bir-eyin.-y‹n: sewme-yin, sözle-yin.-AyI: ay-ay›, bir-eyi.-y‹: y›ra-y›, tüne-yi.-(A) y: kel-ey, tap-ay, öte-y.Tek. 2. flh.-Ø: eflit, birme, kör, körme, ya]›lma.Tek. 3. flh.-sU: art-su, bir-sü, yaz›l-su, tiril-sü.-sUn: kel-sün, barma-sun, k›l-sun.Çok. 1. flh.

-AlIm: bar-al›m, kör-elim, kir-elim.-l‹m: ok›-l›m, s›na-l›m.Çok. 2. flh.-]: yafla-], bofla-]. -]lar: tut-u-]lar.Çok. 3. flh.-sUlAr: ögren-süler, ögret-süler.-sUnlAr: bilme-sünler, körme-sünler.Teklik 2. flah›sta pekifltirme eki olarak -g‹l ve -g‹n

ögeleri de kullan›labilir: eflit-gil, bolma-g›l, keçür-gil;bol-g›n, sözleme-gin. Yine pekifltirme amac›yla A ve ‹ünleme edatlar› da kullan›lmaktad›r: tur-a, eg-e, kör-gil-e, yan-g›l-a, k›lsun›, bolsun›, kelsüni.

Hikâye, rivayet, flart birleflik çekimlerinde er- fiili-nin görülen, ö¤renilen geçmifl zaman ve flart kipleri kul-lan›l›r: sewdim erdi, tiler erdi, turgay erdim, bilgey er-di], yatgal›r erdi, ölsün erdi; tiler ermifl, sewse ermifl;kördüm erse, buldu] erse, keçti erse, ölmifl erse, k›lur er-se sen; ud›r erdi] erse, ölür erdi erse.

S›fat-Fiil

Karahanl› Türkçesinde geçmifl zaman s›fat-fiili için-DUk,-m‹fl ekleri; genifl zaman s›fat-fiili için -Ar, (X) r,-mAz, -gl‹, -gAn ekleri; gelecek zaman s›fat-fiili için -gU, -DAçI ekleri kullan›l›r.

-DUk: kirmedük (il), keldüküm, k›lduku], içtü-kü], boldugunça, sunduku] (elig), togmaduk (teg), ti-düdü] (üçün).

-mIfl: aym›fl (söz), ökünmifl (kifli), b›flm›fl (afl), bilmi-flig, birmiflin, sözlemiflke, birmiflindin, tutm›fl›mça, yi-mifl (teg), kelmiflinde (berü), k›lm›fl (üçün).

-Ar,-(X) r: akar (suw), buflar (öd), teprer (til), (sü)bafllar (er), sewerim, k›luru], körerke, biliri] (üçün). -mAz: yan›lmaz (kifli), körüflmez (yag›), sewmezig, tepre-mezi (üçün), kat›lmazda (aflnu).

-glI: bak›gl› (kifli),birigli (ugan), (iç tafl) bi-ligli, togugl›, buzugl›,yor›tmagl›, körüglisi, ya-rat›gl›n›, kaç›gl›ka.

-gAn: törütgen (idi),keçürgen (idi), eflitgen(kifli), kelgen (ifl), k›lgan(er), k›lganka.

-gU: kitgü (yir), kel-gü (yol), sar›ngu (böz),birmegü (ne]), bargu(öd), turgu (yir), kawufl-gum, sözlegüsi, birgü]i,kelgümizni, kelmegüsiz,kelgü (teg). -Daç‹: (elig)tuttaç›, tegdeçi (ne]), (ti-rig) boldaç›, bildeçi (er),keldeçike, k›ldaç›]ka. Mo¤olistan-Ubsu, yaz›l› tafl

Page 6: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄764

Zarf-Fiil

Karahanl› Türkçesinde-A,-U,-p,-pAn,-mAd‹ (n), -g‹nça, -gAl‹, -gUkA, -ArdA (-UrdA), -DUktA, erkenzarf-fiilleri bulunmaktad›r.

-A: sewe (bak-), aça (ay-), y›ga (tut-), katgura (kül-),adra seçe, (sewnü) küle.

- U: sewnü (tur-), (yir) kulaçlayu (yügür-), sayu ata-yu (biç-), yaranu (bil-), yor›yu turu, bilü bilmeyü.

-p: bilip (sözle-), mu]ad›p (ay-), bilip (tur-), kelip(al-), yor›p (kir-), (kadgu) yutup (bar-), tilep (bul-). -

pAn: barupan, kelipen, ögrenipen, yat›pan (bir-). -mAdI (n): bilmedin (yak›n tut-), t›nmad› (tezgin-),

tapnumad›n (bar-), ukmad›n (ay-). -gInçA: bolmag›nça, ölmeginçe, s›mag›nça, körün-

ginçe. -gAlI: körgeli (kel-), ölgeli (tog-), turgal› (kal-), al-

gal› (kel-), tuflgal›. -gUkA: (ajun) itgüke (yol aç-),

(al›p) birgüke (ne]i bol-), agguka,bulguka, yüdgüke.

-ArdA (-UrdA): ç›karda, bolur-da, körürde, keserde.

-DUkDA: ay›ttukta, tidükte,birdükinde.

-erken: (yir) erken, (tutmaz) er-ken, (teprer) erken.

Söz Varl›¤›Dîvânü Lügati’t-Türk’te yaklafl›k olarak 8000 mad-

de bulunmaktad›r. Kâflgal› Mahmud kullan›lmayan söz-leri almad›¤›n›, sadece kullan›lan kelimeleri sözlü¤üneald›¤›n› belirtmifltir. Üstelik o dönemde Türkçeye gir-mifl bulunan ve gerek Kutadgu Bilig ve Atebetü’l-Haka-y›k’ta, gerek ilk Kur’an tercümelerinde örneklerine rast-lad›¤›m›z Arapça ve Farsça sözler de Dîvân’da yer alma-m›flt›r. Kâflgarl›’n›n sözlü¤ünde yabanc› kökenli kelimeolarak s›n›rl› say›da So¤dakça, Mo¤olca ve Çince kelimevard›r; bunlar da o dönemde Türkçe say›lan kelimeler-dir. Kâflgarl›’daki kelimeler, esas itibariyle, “Hakaniye”ad› verilen ölçünlü dilin kelimeleridir. Ancak Kâflgarl›dönemin a¤›zlar›n› da eserinde yans›tmak istedi¤indenbaz› sözlerin hangi Türk boylar›na ait oldu¤unu da be-lirtmifltir. O¤uzlara ait oldu¤u belirtilen sözlerin say›s›185’tir. K›pçaklara ait 45, Çigillere ait 39, Argulara ait36, Ya¤malara ait 23 söz belirtilmifltir. Kençek, Tohs›,Suvar gibi a¤›zlara ait sözlerin say›s› daha azd›r (Kaçalin:1994, 448).

Tabiî ki bu say›lar söz konusu a¤›zlar›n toplam ke-lime say›s› demek de¤ildir. O¤uz, K›pçak vb. flekildebelirtilmemifl sözler ölçünlü dilde oldu¤u gibi, bua¤›zlarda da var say›lmal›d›r. O¤uzca oldu¤u belirtilen185 kelime O¤uz a¤z›na özgüdür. ‹hmal ve unutmalard›fl›nda yukar›daki say›lar› bu flekilde de¤erlendirmekgerekir.

Kutadgu Bilig’deki kelime say›s› 2861’dir. GerekKutadgu Bilig ve Atebetü’l-Hakay›k’taki, gerek ilkKur’an tercümelerindeki kelimelerin ço¤u Dîvânü Lüga-ti’t-Türk’te de bulunan kelimelerdir. Kur’an tercümele-ri, hukuk belgeleri, Dîvânü Lügati’t-Türk, Kutadgu Bi-lig ve Atebetü’l-Hakay›k’taki bütün kelimeleri toplay›portak olanlar› ç›kararak Karahanl› Türkçesinin kelimehazinesi hakk›nda tahminî bir fikir edinmek mümkün-dür. 10.000’i aflt›¤› muhakkak olan kelime say›s›, 11-12.yüzy›llar için önemli bir rakamd›r. Bunlar›n da büyükço¤unlu¤unun Türkçe kökenli oldu¤u gözden uzak tu-tulmamal›d›r. Kutadgu Bilig ve Atebetü’l-Hakay›k’tanrastgele derlenen afla¤›daki Arapça ve Farsça sözler, daha11. ve 12. yüzy›llarda Türk dilinde birçok al›nt›n›n bu-lundu¤unu gösterir.

Arapça: #bid, aceb, #ciz, ad#vet, aded, #det, adl,amel, afv, ahd, bahil, baz›, bedel, bel#gat, ber#t, basal(so¤an), bedi‘, bek#, cef#, cev#b, c#hil, cedel, cevr, cüm-

le, du#, devlet, düny#, delil, ecel,gaflet, hab#b, h#cet, har#m, hikmet,k#fir, kit#b, melik, r#hat, sabr, su#l,v#cib, vakt, vef#, z#hid, zahmet, zikr,ziy#de. Farsça: baht, bend, b#¤çe,bedbaht, ber#ber, bülend, c#n, cih#n,c#d, d#r#, derm#n, dil, d#st, düflm#n,feriflte, gevher, hergiz, hüner, ka¤az,k#n, p#difl#h, pend, per#, r#ze, zer,zülf… Ancak Karahanl› Türkçesin-deki al›nt›lar› abartmamak ve sözvarl›¤›n›n çok büyük k›sm›n›n Türk-çe kökenli oldu¤unu unutmamak lâ-

z›md›r. Somut ve temel kelimeler d›fl›nda pek çok soyutkelime ve kültür kavram› da Karahanl› dönemi dilininsöz varl›¤› aras›ndad›r ve bu söz varl›¤›n›n büyük k›sm›bugünkü Türk lehçelerinde yaflamaya devam etmektedir.

Edebiyat

Kutadgu Bilig

Kutadgu Bilig, ‹slâmî Türk edebiyat›n›n bilinen ilkbüyük eseridir. 6645 beyitten oluflan manzum bir siya-setnamedir. 11. yüzy›lda Türkçenin bilim dili olarakkullan›ld›¤›n› gösteren en büyük tan›kt›r. Kutadgu Bi-lig’in kelime anlam› mutlu olma bilgisi, terim anlam›siyaset bilgisidir. “Siyaset bilgisi” anlam›, eserin ön sö-zünde de vurgulanm›flt›r: “(Kitaba) Çinliler edebü’l-mü-lûk ad›n› verdiler. Mâçin hükümdarlar›n›n bilgeleri #yi-nü’l-memleke dediler. Maflr›kl›lar zînetü’l-ümer# diyead koydular. ‹ranl›lar fl#hn#me-i Türkî ad›n› vermifller;baz›lar› ise pendn#me-i mülûk demifller. Turanl›lar Ku-tadgu Bilig diye söylemifller”. “Hükümdarlar›n terbiye-si”, “memleketin aynas›”, “emirlerin (beylerin) zineti”…anlamlar›na gelen bütün bu adland›rmalar bugünkü “si-yaset bilimi” kavram›n› ifade etmektedir. Eserin Türkçead›nda siyasetle mutluluk aras›nda iliflki kurulmas› ilgiçekicidir. Bu iliflki, Türklerin, siyasetten insanlar›n mut-lulu¤unu anlad›¤›n› gösterir.

Kazakistan Cambul’da Karahanl› Türbesi, (14.yy.)

Page 7: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄765

Kutadgu Bilig’in yazar› Yusuf Has Hâcib hakk›nda,eserin bafl›nda yer alan mensur ve manzum önsözlerdek›sa bilgiler vard›r. Buna göre Yusuf Balasagunludur.Manzum önsözde Kuz Ordu ad›yla geçen ve Karahanl›-lar›n yazl›k merkezi olan Balasagun, bugünkü K›rg›zis-tan’›n baflkenti Biflkek’in 50 km do¤usundaki Tokmakflehri civar›ndad›r. Bölgede hâlâ Karahanl›lardan kalmabir minare (Burana) ve kümbetler bulunmaktad›r. Yusufeserinin, “Kit#b at› yörügin yime avuçgal›k›n ayur” (Ki-tab›n ad›n›, anlam›n› ve yafll›l›¤›n› söyler) bölümündeOk›r emdi altm›fl ma]ar kel tiyü (ça¤›r›r flimdi altm›fl banagel diye) dedi¤ine göre kitab› yazd›¤› s›rada 55-59 yafl-lar›nda olmal›d›r. Eser 1069/1070’te yaz›ld›¤›na göreYusuf’un 1010/1015 y›llar› aras›nda do¤du¤unu tahminedebiliriz.

Yusuf’un kendisini, eserinin ana kahramanlar›ndanAy Told› ile özdefllefltirdi¤ini düflünebiliriz. Eserde AyTold› baflka bir flehirde kendini yetifltirdikten sonra dev-letin merkezine gider ve hükümdar Kün Togd›’n›n hiz-metine girer. Yusuf’un da ayn› flekilde Balasagun’da ye-tiflti¤i ve Kâflgar’a giderek Tavgaç Ulu¤ Bu¤ra Han’›nhizmetine girdi¤i ön sözde belirtilmifltir: “… bu kit#bn›tasnNf k›l›gl› Balasagun mevludlug perhNz idisi er turur amm#bu kit#bn› Kaflgar ilinde tükel k›l›p maflr›k meliki TavgaçBu¤ra Han üski]e kigürmifl turur” (… bu kitab› yazan Ba-lasagun do¤umlu, takva sahibi bir kiflidir; ancak bu ki-tab› Kaflgar ilinde tamamlay›p do¤u [Karahanl›] hü-kümdar› Tavgaç Bu¤ra Han kat›na sunmufltur.) Yu-suf’un nas›l bir aileden geldi¤ini, nas›l bir e¤itim gördü-¤ünü Ay Told›’ya bakarak tahmin etmek mümkündür.Ay Told›, yumuflak huylu, ak›ll›, bilgili, düflünceli birgenç idi. Do¤ru ve yumuflak sözlüydü. Görenin gözünükamaflt›racak derecede yak›fl›kl›yd›. Her türlü erdemi(bilgi ve hüneri) ö¤renmiflti. Birçok erdemiyle kendisinimemleketinin önde gelenlerinden say›yor; fakat bir ifleyaramad›¤›n› düflünüyordu. Bundan dolay› hükümdarkat›na gidip faydal› olmay› ve ondanihsan almay› istedi. Gurbette s›k›nt›çekmemek için yan›na alt›n, gümüfl,eflya ve mal ald›. At›n› haz›rlay›p yo-la ç›kt›. Zaman zaman mola vererekhükümdar flehrine ulaflt›. Bafllang›ç-ta s›k›nt› çekti, yüzü sarard› ve birimarette geceledi. Sonunda çeflitliinsanlarla tan›flarak kendine bir evtuttu ve Küsemifl adl› biri arac›l›¤›y-la hükümdarla tan›flt›.

Buna göre Yusuf’un seçkin vehatta zengin bir aileden geldi¤ini,iyi bir e¤itim gördü¤ünü tahminedebiliriz. Devrinin “erdemleri” ola-rak Arapçay›, Farsçay›, edebiyatlar›-na vâk›f olacak derecede ö¤rendi¤i-ni, dönemin belli bafll› bilimlerin-den haberdar oldu¤unu, yine o dö-nem insanlar› için aranan hünerler-den olan binicilik, dö¤üfl sanat›, sat-

ranç gibi hünerlerde usta oldu¤unu düflünebiliriz. Hiçflüphesiz Balasagun’da Türkçeyi edebî dil olarak kulla-nan çevreler de vard› ve Yusuf Türkçede de usta idi. Ya-k›fl›kl› bilgin ve flairin Kâflgar’da bir süre s›k›nt› çekti¤ive sonunda eserini, Do¤u Karahanl› hükümdar› TavgaçUlu¤ Bugra Han’a sundu¤u anlafl›l›yor.

Manzum ön sözde Yusuf Has Hâcib’in özellikleriflöyle belirtilmifltir:

Baka kör kit#bn› bu tirgen kifli Hünerlig er ermifl kifliler bafl› (Bak da gör kitab› yazan kifli) (Hünerli er imifl, kifliler bafl›.)

Bu türlüg fezâyil ukufllar bileAr#ste ol ermifl yor›m›fl küle (O, türlü erdemler, ak›llar ile) (Bezenmifl imifl, yaflam›fl sevinçle)

Bütünlük me hurmet bu zuhdl›g üze Sak›nuk biliglig ar›gl›g oza (Güvenilir ve sayg›n zühdü ile,) (Müttaki, bilgili, temiz evvelâ.)

Bu te#i turuglag kuz ordu ili Tüp asl› nesebdin yor›m›fl tili (Yaflad›¤› yer Kuz Ordu ili,) (Asil kök ve nesepten gelmifl dili). 50 yafllar›nda Kâflgar’a gelip Kutadgu Bilig’i ta-

mamlayan ve hükümdara sunan Yusuf, erdem ve gayre-tinin neticesini alm›fl; saraya has hâcib (baflmâbeyinci)olarak tayin edilmifltir. Yusuf Has Hâcib’in bundan son-raki ömrünü devlet hizmetinde geçirdi¤i; ak›ll›, bilgili,erdem ve takva sahibi bir kifli olarak çevresinden sayg›ve itibar gördü¤ü anlafl›lmaktad›r. Nitekim mensur önsözde Melik Bu¤ra Han’›n onu ululay›p has haciblik

verdi¤i; “ulu¤ has hâcib” olarak Yu-suf’un ad›n›n cihanda yay›ld›¤› be-lirtilmifltir.

* * *Kutadgu Bilig’in bugüne ulafl-

m›fl bulunan üç nüshas› vard›r: He-rat, M›s›r, Fergana nüshalar›. Heratnüshas› fiahruh Dönemi’nde, 17 Ha-ziran 1439’da Herat’ta istinsah edil-mifltir. Temürlülerin siyaset, kültürve bilim flehirleri olan Herat ile Se-merkant, 15. yüzy›l›n ilk yar›s›ndadünyan›n en büyük merkezleri du-rumundayd›. Türkler üç as›rdan be-ri Arap harflerini kullan›yorlard›; fa-kat baz› eserleri bir ata yadigâr› olanUygur alfabesiyle istinsah etmek debir moda hâline gelmiflti.

15. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Tür-kistan’da âdeta bir rönesans yaflan›-Kahire-Bafltak Saray› (1334-39)

Page 8: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄766

yordu. Hatta bu moda Osmanl›lar›n Edirne saray›na deketkisini göstermifl ve 2. Murad’›n o¤lu flehzade Meh-med’e (Fatih Sultan Mehmed) Uygur harflerini ö¤rete-cek hocalar tutulmufltu. Kutadgu Bilig’in Herat nüsha-s›, iflte bu modan›n tesiriyle Uygur harfleriyle istinsahedilmifltir. 15. yüzy›l›n 2. yar›s›nda dünyan›n güç, bi-lim, kültür merkezi Do¤u Türklü¤ünden Bat› Türklü-¤üne geçtikten sonra ‹stanbul’da da bu moda bir süredevam etmifl, Fatih’in ve 2. Bayezid’in saraylar›nda Uy-gur harfleriyle meflgul olan yaz›c›lar bulunmufltur. Bun-lardan biri olan fieyhzade Abdürrezzak Bahfl›, KutadguBilig’in Herat nüshas›n› Tokat üzerinden ‹stanbul’a ge-tirtmifltir. Muhtemelen 16. yüzy›l›n ortalar›ndan sonra‹stanbul’da Uygur harflerini bilen kimse kalmam›fl vebu eser bir tarafta unutulmufltur. Osmanl› tarihçisiHammer 18. asr›n son y›llar›nda bu eseri bulup Viya-na’ya götürmüfl ve baz› sayfalar›n kopyas›n› Paris’te bu-lunan Amédée Jaubert’e göndermifltir. Jaubert’in1825’te Journal Asiatique’te yazd›¤› bir makale ile Ku-tadgu Bilig, bilim dünyas› taraf›ndan tan›nm›flt›r. Bunüsha hâlen Viyana’da Avusturya Devlet Kütüphanesi’n-dedir. M›s›r nüshas›, 1374’ten önceki bir tarihte ‹zzed-din Aydemir ad›na Arap harfleriyle istinsah edilmifltir.

Çengiz’in torunu Batu Han’›n 1236-1241 aras›nda-ki büyük Deflt-i K›pçak ve Avrupa seferinde M›s›r’a ka-çan K›pçak asker ve kumandan-lar›, 1250’de M›s›r’da K›pçakTürk (Memlûk=Kölemen) dev-letini kurmufllard›. Yavuz SultanSelim’in M›s›r’› Osmanl› top-raklar›na katt›¤› 1518 y›l›na deksüren bu Türk devletinde yöne-ticilerin ve kumandanlar›n ço¤uTürk, fakat ahali büyük ço¤un-lukla Arap oldu¤undan halkaTürkçeyi ö¤retmek üzere birçoksözlük ve gramer yaz›lm›flt›. Yö-netici ve kumandanlara Türkçeeserler de sunuluyordu. Kutad-gu Bilig’in M›s›r nüshas› da K›pçak Türk kumandanla-r›ndan Aydemir ad›na istinsah edilmifl bir kitapt›. Ese-rin yüzy›llarca Kahire’de kald›¤› anlafl›l›yor. Hidiv Kü-tüphanesi müdürü Moritz 1896’da kütüphaneyi düzen-lerken bu nüshay› bodrum kat›nda, yapraklar› kar›flm›flvaziyette bulmufltur. Nüsha hâlen Kahire’de, M›s›r Dev-let Kütüphanesindedir. Fergana nüshas› 14. yüzy›l›n ilkyar›s›nda Harezm muhitinde Arap harfleriyle istinsahedilmifl olmal›d›r.

Bu dönemde Bat› Türkistan, Ça¤atay Hanl›¤› yöne-timindeydi ve Kâflgar Türk kültür merkezi Harezm’ekaym›fl bulunuyordu. Eser Bat› Türkistan’da uzun as›r-lar boyunca özel kütüphanelerde kald›ktan sonra, Kata-nov’un asistan› Ahmet Zeki Velidi (Togan) taraf›ndan1913 y›l›nda Fergana’da bulunmufl ve küçük bir yaz›ylatan›t›lm›flt›r. Fakat Birinci Dünya Harbi, Bolflevik ihti-lâli ve Türkistan istiklâl mücadeleleri s›ras›nda tekrarkay›plara kar›flan nüsha 1925 y›l›nda, Özbek bilgini F›t-

rat taraf›ndan yeniden bulunmufltur. Nüsha bugün Tafl-kent’te bulunmaktad›r. Görüldü¤ü üzere en eski nüshaolan Fergana nüshas› dahi eserin yaz›l›fl›ndan en az 200-250 y›l sonra istinsah edilmifltir. M›s›r nüshas› afla¤› yu-kar› 300 y›l, Herat nüshas› 370 y›l sonrad›r. Buna ra¤-men nüshalarda Karahanl› devri dil özellikleri önemliölçüde korunmufltur.

Kutadgu Bilig, beyitler hâlinde yaz›lm›fl, mesnevîtarz›nda (her beyit kendi içinde) kafiyelenmifl çok büyükbir eserdir. Ancak eserin sonundaki üç bölüm gazel tar-z›nda kafiyelenmifltir. Ayr›ca eserin içine serpifltirilmifl173 dörtlük vard›r ki bunlar mani tarz›nda kafiyelen-mifltir. Kutadgu Bilig, fiark edebiyat›n›n klâsik naz›mbirimlerinden mesnevî tarz›nda ve aruz vezniyle yaz›ld›-¤› hâlde, beyit sonlar›nda tam ve zengin kafiyeden çokyar›m kafiye kullan›lm›flt›r. Redif ise çok azd›r. Bunakarfl›l›k Eski Uygur fliirindeki m›sra bafl› kafiyesi yer yerKutadgu Bilig’de de görülür. Eser, fiehnâme vezni olanfeûlün feûlün feûlün feûl kal›b›yla yaz›lm›flt›r. Sadecesondaki eklemelerden ilk ikisinde 4 feûlün kal›b› kulla-n›lm›flt›r.

Kutadgu Bilig’in vezni, uzun süre araflt›r›c›lar› u¤-raflt›rm›flt›r. Bunun sebeplerinden biri eserde s›k görülenaruz hatalar› (özellikle imale) ise önemli sebeplerden bi-

ri de kula¤a devaml› olarak çar-pan 6+5’lik hece ahengidir. Ya-r›m kafiyeleriyle, hece ritmiyleve zaman zaman görülen manitarz›ndaki kafiye flemas›yla Ku-tadgu Bilig Türk halk fliiri ahen-gini de tafl›maktad›r. Eserdekiaruz hatalar›n› da abartmamakgerekir. Bir kere Kutadgu Biligsan’at amac›yla de¤il didaktikamaçla yaz›lm›flt›r. ‹kinci olarakbugün bize imale gibi görünenpek çok uzunlu¤un, o devirde

Kâflgarl› Mahmud’un deyifliyle fasîh söyleyifle uygun ola-bilece¤i, yani aslî uzunluk olabilece¤i gözden uzak tu-tulmamal›d›r.

Kutadgu Bilig, Bayat at› birle sözüg bafllad›m Törütgen, igidgen, keçürgen idim(Tanr› ad› ile söze bafllad›m;) (Yaratan, besleyen, ba¤›fllayan rabbim.)

beytiyle bafllamaktad›r. Kutb’un Hüsrev ü fiirin’i, Süley-man Çelebi’nin Mevlid’i (Allah ad›n zikr idelüm evvelâ)gibi birçok mesnevî, afla¤› yukar› ayn› kal›p sözle bafllar.Kutadgu Bilig’in 33 beyitlik bu ilk bölümü “Tanr› Az-ze ve Celle Övgüsünü söyler.” Yani bütün klâsik flarkeserleri gibi Tanr›’ya hamd bölümüdür. 34. beyitle “Ya-lavaç (peygamber) Aleyhisselâm Övgüsü” bafllar. 49. be-yitle 62. beyit aras› “Dört Sahâbenin Övgüsü”dür. 63.beyitle bafllayan ve 124. beyte dek süren bölümün bafll›-¤› “Yaruk (parlak) Yaz (bahar) Fasl›n, Ulu¤ Bu¤ra Han

Tirmiz, Sultan Saadet Külliyesi, (12. yy.)

Page 9: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄767

Ögdisin (övgüsünü) Ayur (söyler)” fleklindedir. Bu bölü-mün ilk 20 beyti san’atkârca tasvirlerin yer ald›¤› bir ba-hâriyedir.

Togard›n ese keldi ö]dün yiliAjun itgüke açt› ufltmah yol›(Do¤udan ese geldi bahar yeli,) (Dünya süslemeye açt› Cennet yolu.)

beytiyle bafllayan bahariye, Yag›z yir yafl›l torku yüzke bad› H›tay ark›fl› yadt› tavgaç edi(Kara toprak, yeflil ipek büründü;) (H›tay kervan›, Çin kumafl› sundu.)

Yaz› tag k›r opr› töflendi yad›p ‹tindi kol› kafl› kök al kedip(Ova, da¤, k›r, vadi döflendi yay›p,)(Süslendi vadi, yamaç, al yeflil giyip.)

gibi teflhis (kiflilefltirme) sanat›n›n uyguland›¤› tasvirler-le devam eder. fiu beyitle kufllar›n ötüflü, k›zla-r›n sevgililerini ça¤›r›fl›na benzetilir:

Ular kufl ünin tüzdi, ünder iflin Silig k›z ok›r teg kö]ül birmiflin(Keklik sesini düzdü, ünler eflini,) (Sanki güzel k›z ça¤›r›r gönüldeflini.) Afla¤›daki beyitte görüntü tasviriyle birlik-

te tekrarlanan k sesiyle, manzarayla ilgili seslerde kula¤›m›za doluflur:

Ünin ötti keklik küler katgura K›z›l agz› kan teg kafl› kapkara(Öttü keklik, güler kat›la kat›la,) (K›z›l a¤z› kan gibi, kafl kapkara.) Bahariyenin sonunda çok usta bir geçiflle hükümdar

övgüsü bafllar: Da¤ keçileriyle karacalar çiçekler üzerin-de oynaflmakta, yaban s›¤›rlar›yla geyikler kâh a¤nan-makta, kâh z›play›p kofluflmaktad›r. Bu s›rada gök kafl›-n› çat›p gözünden yafllar saçma¤a bafllar; ya¤mura sevi-nen çiçekler yüzlerini yay›p gülerler. O zaman dünyakendi kendine flöyle bir bakar, gururlan›r, sevinir; bezek-lerine bakarak bana döner ve sözünü açar. “Bak, bu ha-kan›n yüzünü görmedin mi? ” der; “uyuyor idiysen kalkve flimdi gözünü aç; iflitmedinse, benden bu sözü iflit.Binlerce y›ld›r dul idim, benzim solmufltu. Dul elbisesi-ni att›m ve beyaz kak›m (kürk) giydim. Bezendim; uluhakan kocam oldu. Dile¤im buydu, flimdi can›m feda ol-sun.” O anda bulut gürledi, nöbet davulu vurdu; flimflekçakt› ve hakan tu¤unu çekti. Biri (flimflek) k›ndan ç›kt›,uzan›p ülkeler al›r; biri (gök gürlemesi), flan ve flöhretiâleme yayar.

Ajun tutt› Tabgaç Ulu¤ Bu¤ra Han Kutadsu at› birsü iki cihan(Cihan tuttu Tavgaç Ulu¤ Bu¤ra Han;) (Kutlu olsun ad›, verilsin iki cihan). Böylece ustaca bir manevrayla bahar tasvirinden hü-

kümdara geçiveren Yusuf Has Hâcib 123. beyte dek

devrin hükümdar›n› över ve ona dua eder. 124-147. be-yitler, yedi y›ld›z ile on iki burç hakk›ndad›r. 148-161.beyitlerde insano¤lunun itibar›n›n bilgi ve ak›lla olabi-lece¤i anlat›l›r. 162-191. beyitler dilin fayda ve zararlar›üzerinedir. 192. beyitten 230. beyte dek “Kitab ‹disi (sa-hibi = Yusuf) Öz Özrin” söyler.

Yusuf Has Hâcib burada do¤rudan doruya okuyucu-ya hitap etmekte ve ondan ricada bulunmaktad›r. Onagöre dünyada bilgisiz ve anlay›fls›z kifli çoktur ve bunlarsay›s› az olan ak›ll› insanlara düflmand›r; onlar› k›skan›r-lar. “Ben cahilin dilini bilmem” diyor Yusuf, “sözlerimibilgili insanlara söylüyorum”, yani bu kitab› bilgiliolanlara yaz›yorum.” “Bilgisiz ile hiç sözüm yok benim;ey bilge kifli ben senin hizmetkâr›n›m. Sana dönüyor veözrümü bildiriyorum: Söz söyleyen her zaman yan›labi-lir; anlay›fll› insan onu iflitince onar›p düzeltir. Söz, deveburnu gibi halkal›d›r; nereye çekilirse oraya gider.”

Yusuf Has Hâcib böylece okuyucudan özür dileye-rek daha bafltan onlardan anlay›fl bekledi¤ini ifade ettik-

ten sonra 230-286. beyitler aras›nda “iyilikk›lmak”, 287-349. beyitler ara-s›nda “bilgi ve ak›l” konular›n›ifller. 350. beyitle bafllayan bö-

lüm kitab›n ad›n›, mahiyetini an-lat›r ve flairin yafll›l›¤›na döner.Yusuf gençlik günlerini anar, ki-tab› bitirmek için Tanr›’dan ken-disine güç vermesini ve günahlar›-

n›n ba¤›fllanmas›n› diler. Kitab›nad›n›, okuyana kut (baht) versinve elini tutsun diye “Kutadgu Bi-

lig” koydum, der. Sonra kitab›n kah-ramanlar›n› ve temsil ettiklerini kav-ramlar› sayar. Buna göre eserdeki kah-

ramanlar ve temsil ettikleri kavramlar flunlard›r. 1. Kün Togd›: köni törü (do¤ru kanun = adalet) 2. Ay Told›: kut (baht) 3. Ögdülmifl: ukufl (anlay›fl, idrak, ak›l) 4. Odgurm›fl: ak›bet. fiairin yafll›l›¤›n› anlatt›¤› k›s›m, edebiyat›m›z›n ilk

yaflnamesi (yafl fliiri) gibidir: Kimi] k›rkta keçse tiriglik y›l› Esenleflti erke yigitlik tili(Kimin k›rk› geçse ömrünün y›l›,) (Veda eder ona gençli¤in dili.)

Tegürdi ma]a elgin elig yafl›mKugu k›ld› kuzgun tüsi teg bafl›m(De¤irdi bana elini elli yafl;) (Kuzgun tüyüydü, ku¤uya döndü bafl.)

Ok›r emdi altm›fl ma]ar kel tiyüBusug bolmasa bard›m emdi naru(Ça¤›r›r flimdi altm›fl bana gel diye,) (Ecel pususu yoksa, vard›m oraya.)

Kaflgarl› Mahmut taraf›ndantertiplenen Dünya haritas›

Page 10: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄768

Kimi] yafl› altm›fl tüketse sak›fl Tat›g bard› and›n yay› bold› k›fl (Kimin yafl›nda tükenirse altm›fl,) (Tad› gider onun, yaz› olur k›fl.) “Söz Bafl›-Kün Togd› Ilig Üze” (Kün To¤d› Han

Hakk›nda) bafll›¤› ile 398. beyitten itibaren as›l konu-ya girilir. 6520. beyitte sona eren as›l bölümün flekli,muhtevas› ve ifllenifli flöyle anlat›labilir: Adaleti temsileden Kün Togd›, hükümdar; baht› temsil eden Ay Tol-d› vezirdir. Akl›n temsilcisi Ögdülmifl vezirin o¤lu,ak›betin temsilcisi Odgurm›fl ise Ögdülmifl’in arkada-fl›d›r. Konu, Kün Togd›’n›n tasviri ile bafllar. Kün Tog-d›, ad› ve kutu belli, cihanda ün tutmufl bir hükümdaridi. ‹fli do¤ru, hâl ve hereketleri düzgün idi. Dili do¤-ru ve güvenilir, gözü gönlü bayd›. Bilgili, anlay›fll› veuyan›k bir beydi. Kötü için atefl, düflman için kahredi-ci idi. Kahraman ve yi¤itti. Bu vas›flar› onu gündengüne yüceltmiflti. Kün Togd›, bir gün yaln›z bafl›naotururken bunal›r; beylik iflinin büyük ifl oldu¤unu dü-flünür ve iflleri yürütecek, içini d›fl›n›anlayacak, ak›ll›, bilgili, iflbilir, hâlve hareketleri düzgün, dili ve gönlüdo¤ru, sad›k bir yard›mc›s› olmas›n›ister. Öte yanda Ay Told› adl› zekibir kifli vard›. Ak›ll›, anlay›fll›, bilgi-li, hareketleri sakin, yüzü güzel, sö-zü yumuflakt›; her türlü erdemi ö¤-renmiflti. “Ben burada niçin kurukuruya yürüyorum; hükümdara gi-dip hizmet edeyim” diyerek haz›rl›kgördü ve at›na binip yollara düfltü.Hükümdar flehrine geldi¤i zamankonaklayacak bir yer bulamay›p birimarette geceledi. Bir süre gariplikçekti. Sonra baz› kiflilerle tan›flarakbir oda tuttu. Nihayet Küsemifl adl›bir kifli onu hâcibe götürdü; hâcib deKün Togd›’ya takdim etti.

581. beyitte Ay Told›, hüküm-darla tan›fl›r. 581-1157. beyitler, hükümdar Kün Togd›ile onun hizmetine girmifl bulunan Ay Told›’n›n karfl›-l›kl› konuflmalar›yla geçer. Bölümün sonunda Ay Told›ölümcül bir hastal›¤a yakalan›r.

1158-1314. beyitler Ay Told› ile o¤lu Ögdülmifl’inkonuflmalar›, daha çok Ay Told›’n›n ö¤ütleridir.

1342-1495. beyitler Ay Told›’n›n hükümdara yaz›l›vasiyetidir; vasiyetin sonunda o¤lu Ögdülmifl’i ona ema-net eder. Yaz›s›n› bitirince k⤛d› dürüp ba¤lar, eliniuzat›p o¤luna verir, hükümdara götürmesini ister(1496-1498). O¤luna son sözlerini söyleyerek onu ku-caklar (1499-1510).

Közin kökke tikti kötürdi elig fieh#det bile kesti teprer tilig(Gözünü gö¤e dikti, kald›rd› elini,) (Kelime-i fleh#detle kesti dilini.)

Yaruk can üzüldi tünerdi küni Bayat ad› birle kesildi t›n›(Parlak can koptu, gece oldu gündüzü,) (Tanr› ad› ile kesildi nefesi.)

Edizlik tiledi süzük can turugUçup bard› can kald› kalbüd kurug (Yücelik diledi süzgün can duru,)(Uçup gitti can, kald› beden kuru.)

Bolup togmaduk teg yitip bard› canAjunda at› kald› belgü niflan. (Olup do¤mam›fl gibi yitip gitti can,) (Cihanda ad› kald› belge, niflan.) Ay Told›’n›n ölümünden sonra hükümdar Ögdül-

mifl’in sorumlulu¤unu üzerine al›r. Ögdülmifl yetiflkinolunca hükümdar›n hizmetine girer.

1581-3186. beyitler Kün Togd› ile Ögdülmifl ara-s›ndaki konuflmalarla geçer. Sonundahükümdar Ögdülmifl’ten kendisi gibibir kifli daha bulmas›n› ister. O da hü-kümdara inzivada yaflayan Odgurm›fl’›tavsiye eder. 3187. beyitten itibarenhükümdar Odgurm›fl’a bir mektup ya-zar ve Ögdülmifl vas›tas›yla gönderir.

3302-3712. beyitler Ögdülmifl ileOdgurm›fl’›n karfl›l›kl› konuflmalar›d›r.3713. beyitten bafllayarak bu defa Od-gurm›fl, hükümdara mektup yazar veÖgdülmifl’le gönderir. Hükümdar’laÖgdülmifl aras›ndaki konuflmalardan(3842-3895) sonra hükümdar Odgur-m›fl’a ikinci bir mektup yazar (3896-3940). Mektubu yine Ögdülmifl götü-rür. 3960-4030. beyitler aras›nda Od-gurm›fl ile Ögdülmifl konuflurlar; so-nunda Odgurm›fl beylere nas›l hizmetedilece¤ini sorar. 4031. beyitten itiba-

ren Ögdülmifl, beylere nas›l hizmet edilece¤ini; saraymensuplar›na, avama; bilgin, doktor, flair vb. çeflitli mes-lek mensuplar›na nas›l davran›laca¤›n›, aile efrad›ylailiflkilerin nas›l olaca¤›n›, yemek adab›n› Odgurm›fl’aanlat›r. Buna karfl›l›k Odgurm›fl da 4680. beyitten bafl-layarak Tanr›’ya kulluk etmeyi anlat›r ve hükümdardankendisini ba¤›fllamas›n› diler (4871). Ögdülmifl tekrardönerek durumu hükümdara anlat›r. Hükümdar onudinledikten sonra üçüncü defa Ögdülmifl’i Odgurm›fl’agönderir; sonunda Odgurm›fl raz› olarak hükümdar›ndavetine icabet eder (4934-5030).

Hükümdar Kün Togd› ile Odgurm›fl’›n konuflmala-r› 5031-5438. beyitler aras›nda yer al›r; konuflma bittik-ten sonra Odgurm›fl tekrar da¤daki inzivas›na döner.5455-5667. beyitler aras›nda yine Kün Togd› ile Ögdül-mifl’in konuflmalar› vard›r. Sonunda Ögdülmifl geçmiflgünlerine ac›y›p tövbe etmek diler ve Odgurm›fl’a git-mek üzere hükümdardan izin ister. 5685-5821. beyitler-

Tirmiz, fiehir D›fl› Saray› süslemelerdenayr›nt›, (11.-12. yy.) (M. Cezar, 1977)

Page 11: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄769

de Ögdülmifl ile Odgurm›fl karfl›l›kl› konuflur. 5831-5937. beyitler aras›nda tekrar Ögdülmifl ile hükümdar›nkarfl›l›kl› konuflmalar› vard›r. 5953-6195. beyitler ara-s›nda Odgurm›fl’›n hastalan›p Ögdülmifl’i ça¤›rtmas› veikisinin konuflmalar›yla geçer. Ögdülmifl vedalafl›p tek-rar hükümdara gelir; hükümdarla karfl›l›kl› konuflmalar›6227-6282. beyitler aras›nda yer al›r. Ögdülmifl tekrarOdgurm›fl’› görmeye gider; fakat art›k Odgurm›fl öl-müfltür. Ögdülmifl yas tutar, hükümdar bafl sa¤l›¤› dilerve tekrar hükümdarla Ögdülmifl’in konuflmalar› görülür(6299-6419). Ögdülmifl hükümdar›n uzun yaflamas›n›,sevenlerinin çok olmas›n›, yerinin genifllemesini dileye-rek sözünü bitirir. “Yer öpüp ç›kar, at›na binerek evinegider. Evine girip yeme¤ini yer ve yat›p dinlenir. Ertesigün tekrar kalk›p iflinin bafl›na gider; konuflur, ö¤üt ve-rir, ifl görür. Gönül ve dilini daima düz tutarak ifl yapar;bütün e¤riler düzgün hâle gelir. Cihan düzene sokulur;hay›r dua artar; günleri iyi dualar içinde mutlulukla ge-çer” (6420-6424).

Sonunda Olar bard› kald› edgü at›Yitip bargu ermez at› hurmeti.(Onlar gitti, geride kald› iyi adlar›;) (Yitip gitmeyecek ad ve hürmetleri.) Hükümdarla Ögdülmifl böylece yaflay›p

gitmifller; e¤ri iflleri düzeltip dünyay› düzenekoymufllar, halk›n duas› ile mutlu bir ömürsürmüfller, sonra da gitmifller; iyi adlar› insan-l›¤a yadigâr kalm›fl, edas›yla sona eren hikâ-yeden sonra sözü Yusuf Has Hâcib al›r; 6426-6520. beyitler aras›nda düflüncelerini söyler:Bu dünya kimseye kalmam›flt›r; saraylar,ba¤lar, bahçeler yok olup gitmifltir; zalimler,kan dökücüler toprak alt›na girmifltir; malmülk y›¤anlar iki arfl›n bezle gömülmüfltür.Onun için sab›rl› olup flükretmek en iyisidir.

Yusuf daha sonra zamaneden flikâyet eder, her fleyinbozuldu¤undan yak›n›r. Sonunda 462 (1069-1070) y›-l›nda kitab› bitirdi¤ini söyler; okuyucudan kendisinedua etmesini diler; günâhlar›n› ba¤›fllamas› için Tanr›yayalvar›r ve kitab› bitirir.

6521-6645. beyitler aras›nda gazel tarz›nda kafiye-lenmifl üç ek vard›r. Birincisi gençlik dönemine ac›ma veyafll›l›k; ikincisi zamanenin bozuklu¤u, dostlar›n cefas›hakk›ndad›r. Üçüncü ilâvede, Yusuf Has Hâcib kendikendine ö¤üt verir.

Görüldü¤ü gibi Kutadgu Bilig’in temel yap›s› man-zum hikâye fleklindedir: Dünyaya hükmeden, fakat yal-n›zl›ktan s›k›lan ve ak›ll›, iflbilir bir yard›mc› arayan birhükümdar (Kün Togd›); buna karfl›l›k kendisini çok iyiyetifltirmifl, ak›ll›, erdemli Ay Told›. Bulundu¤u yerdebir ifle yaramad›¤›n› düflünen Ay Told›, baflkente giderekhükümdar›n hizmetine girer; ona kut, adalet, dil hak-k›nda düflüncelerini uzun uzun anlat›r. Ölümcül bir has-tal›¤a yakalan›nca hükümdara bir mektup yazarak o¤luÖgdülmifl’i ona emanet eder. Ay Told›’n›n ölümündensonra Kün Togd›, Ögdülmifl’i o¤lu yerine koyup yetifl-

mesini sa¤lar, daha sonra hizmetine al›r. Hizmeti s›ras›n-da Ögdülmifl Kün Togd›’ya, hükümdarl›k, vezirlik, ku-mandanl›k, has hâciblik, elçilik vb. konularda düflünce-lerini uzun uzun anlat›r. Sonunda hükümdar Ögdül-mifl’ten kendisi gibi bir kifli daha bulmas›n› ister; o dainzivada yaflayan Odgurm›fl’› tavsiye eder. Hükümdarmektupla ve Ögdülmifl arac›l›¤›yla birkaç kez Odgur-m›fl’› ça¤›rmas›na ra¤men Odgurm›fl inzivas›ndan ayr›-l›p dünya ifllerine kar›flmak istemez. Sonunda raz› olupgelir ve hükümdarla uzun uzun konuflarak tekrar inziva-s›na çekilir. Ögdülmifl ile hükümdar›n konuflmalar› de-vam eder, bu arada Odgurm›fl ölür; onun yas›n› tutarlar.Hikâye, Ögdülmifl’in iflini yapmaya devam etti¤ini,mutlu bir ömür sürdü¤ünü, dünyan›n düzene girdi¤inianlatan beyitlerle sona erer. Hikâyenin as›l sonu böyle-dir; ancak son beyitte “onlar gitti, geride iyi adlar› kal-d›.” denilerek nihayet Ögdülmifl’le Kün Togd›’n›n da öl-dükleri belirtilir.

Eserde alt yap›y› teflkil eden bumanzum hikâye, kitab›n büyük k›s-m›n› içine alan karfl›l›kl› konuflmalardolay›s›yla tiyatro görünümü kazan›r.Gerçekten de olaylarla ilgili geçifllerbirkaç cümleyle seyirciye anlat›l›rsaeserin geri kalan bölümü bir tiyatrofleklinde sahneye konulabilecek özel-liktedir. Bu bak›mdan Kutadgu Bi-lig’e, Türk Edebiyat›’n›n ilk tiyatroeseri denilebilir. Kutadgu Bilig’denönce yaz›ld›¤› kabul edilen Burkanc›(Budist) Uygurlara ait Maytrisimitde tiyatro görünümünde olmakla be-raber, Maytrisimit’in Toharcadan ter-cüme edildi¤i göz önünde bulundu-rularak Kutadgu Bilig’in ilk tiyatroeseri say›lmas› do¤ru olur. Eserin

kahramanlar›, adalet, kut (baht) gibi kavramlar› temsiletti¤ine göre Kutadgu Bilig’in temsilî (allegorik) bir eseroldu¤unu da söyleyebiliriz. Bütün yap› özelliklerini dik-kate alarak Kutadgu Bilig’i “alt yap›s› hikâye, üst yap›s›tiyatro tarz›nda kurulmufl allegorik, manzum bir mesne-vî” fleklinde tan›mlamak mümkündür. Eserin ilmî neflirve tercümesini yapan Reflit Rahmeti Arat’›n bu konuda-ki hükmü flöyledir: “Eser, flâirin intihap etmifl oldu¤u yar›hikâye ve yar› temsil tarz›nda, arada hareketi haz›rlay›c› veizah edici monologlar ve canl› tabiat tasvirleriyle süslenmifl olansahneleri ile, bütün olarak, öyle mükemmel bir üslûp ve mima-rî içine yerlefltirilmifltir ki, bu malzemeye baflka ne gibi flekil ve-rilebilece¤ini düflünmek bile güçtür.” (Arat 1947, XXVI).

Kutadgu Bilig’in ana temi “ideal insan”d›r. Arat’agöre eser “… insana her iki dünyada, tam mânas› ile, kutluolmak için lâz›m olan yolu göstermek maksad› ile, kalemeal›nm›fl bir eserdir. Birbiri ile çok s›k› ba¤l› olan ferd, cemiyetve devlet hayat›n›n ideal bir flekilde tanzimi için lâz›m olanzihniyet, bilgi ve fazîletlerin ne oldu¤u ve bunlar›n ne flekildeelde edilece¤i ve nas›l kullan›laca¤› üzerinde” durur (Arat1947, XXV).

Afganistan, Mihrap motifli çini,(12.-13. yy.) (Geza Fehevari, Seramicsof the Islamic World, London, 2000)

Page 12: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄770

Yusuf Has Hâcib’in ideal insan›, “bütün kötü vas›flar-dan ar›nm›fl ve iyi huylarla bezenmifl bir insand›r. Allaha s›-k› s›k›ya ba¤l›, takva sahibi bir mü’mindir. Zaman›n›n bü-tün ilim ve hünerlerini ö¤renmifl bir âlim ve hakîmdir. Bütünalfabeleri ve dilleri bildi¤i gibi fliir, belâgat, hesap, hendese,t›p, he’yet vb. ilimlere vâk›f; okçuluk, avc›l›k, satranç vb. hü-nerlere sahiptir. Adaletten ve do¤ruluktan flaflmaz; a¤›r bafll›ve alçak gönüllüdür. H›rs›zl›k yapmaz, yalan söylemez, içkiiçmez, dedikodu etmez. Son derece cömert ve iyilikseverdir. Et-raf›ndaki insanlara merhametli ve insafl› davran›r. Âdet vean’anelere, görgü kurallar›na uygun hareket eder.” (Ercilasun1985, 132-133).

“‹deal insan” ana temi eserde monoton bir tasvirleverilmez. Eserin tiyatro yap›s›na uygun olarak karfl›l›k-l› konuflmalar içinde verilir. Kahramanlar›n çeflitli ko-nular hakk›ndaki karfl›l›kl› soru ve cevaplar›, sonuç ola-rak “ideal insan” tipini ortaya koyar. Kün Togd›-AyTold›, Kün Togd›-Ögdülmifl, Ögdülmifl-Odgurm›fl,Kün Togd›-Odgurm›fl aras›ndaki soru ve cevaplarla ifl-lenen konular flunlard›r: Kün Togd›-Ay Told›: Kut(baht), adalet, dil. Ögdülmifl-Kün Togd›:Ukufl (ak›l, anlay›fl); hükümdar, vezir,kumandan, has hâcib (baflmabeyin-ci), kap›c›lar bafl›, elçi, devlet sek-reteri, hazinedar, saray aflç› bafl›s›,hayvan yetifltiricilerinin hangi nite-liklere sahip olmas› gerekti¤i; devletgörevinde çal›flanlar›n hükümdar üzerin-deki haklar›, ülkenin nas›l yönetilmesi ge-rekti¤i. Odgurm›fl-Ögdülmifl: Dünyan›nay›plar›; dünyay› ve ahireti kazanmak; bey-lere hizmet etmenin kurallar›; saraydakigöreliler, halk, peygamber soyundan gelenler, bilginler,doktorlar, efsuncular, rüya tabircileri, müneccimler, fla-irler, çiftçiler, esnaf ve tüccarlar, hayvanc›lar, zanaatkâr-lar, yoksullar ile iliflkilerin nas›l olmas› gerekti¤i; evle-nilecek han›mdaki nitelikler; çocuk e¤itimi; evde çal›-flanlara nas›l davran›lmas› gerekti¤i; yemek ve yeme¤eça¤›rma adab›; öbür dünyaya haz›rl›k; iyili¤e iyilikle,insanl›¤a insanl›kla mukabele etme. Kün Togd›-Od-gurm›fl: Selâmlaflma, beyin sözünde durmas›, iyilik, d›flgörünüfle aldanmamak, Odgurm›fl’›n hükümdara çeflit-li ö¤ütleri.

Kutadgu Bilig’in flekil ve muhtevas›n› daha somutolarak göstermek için karfl›l›kl› konuflmalardan birkaçörnek vermek uygun olacakt›r. Ay Told› su’#li iligke (Hü-kümdara Ay Told›’n›n sorusu):

Bu Ay Told› ayd› eflittim mun› Tak› bir sözüm bar ayu bir an›(Bu Ay Told› dedi, iflittim bunu,) (Daha bir sözüm var, cevapla onu.)

Bu edgü kayu ol neteg ol özi Negü teg bolur edgü k›lk› tözi(Bu iyilik nedir, nas›ld›r özü;) (Neye benzer iyili¤in mahiyeti?)

‹lig cev#b› Ay Told›ka(Hükümdar›n Ay Told›’ya cevab›):

‹lig ayd› edgü bu k›lk› ya]› Tusulur bolur halkka asg› ö]i (Hakan dedi, fludur özellikleri:) (Faydal›d›r; halka vard›r yarar›.)

Tözü halkka barça k›lur edgülük Yana minnet urmaz kiflike külük (Bütün halka hep k›lar iyilik;) (Fakat minneti kifliye vurmaz yük.)

Öz asg›n tilemez kiflike as›g Birür ol as›gd›n bu kolmaz yan›g(Menfaat dilemez, insana fayda)(Verir; o faydadan karfl›l›k beklemez.) 854-858 Görüldü¤ü gibi yöneticilerin ve devlet görevlileri-

nin sahip olmas› gereken nitelikler yan›nda, halk›n gö-revleri, çeflitli meslek mensuplar›yla iliflki-

ler de ayr›nt›l› bir flekilde Kutadgu Bi-lig’de anlat›lm›flt›r. Böylece eser siya-

set bilimi, sosyoloji, halkla iliflkilergibi modern sosyal bilimlerin ko-

nular›n› ifllemek suretiyle ideal in-san tipini ortaya koymufltur. Eserin

muhtevas› ve bu muhtevay› ortaya koy-mak için tercih edilen biçim (form), flairinüslûbunu da belirlemifltir. Buna göreolaylar›n anlat›ld›¤› bölümlerde tahkiye,karfl›l›kl› konuflmalar›n yer ald›¤› bölüm-

lerde mükâleme (diyalog) ve hikmet (ö¤üt) üslûbu kul-lan›lm›flt›r. Yusuf Has Hâcib’in araya girdi¤i bölümler-de de hikmet üslûbu hâkimdir. Bu üç ana üslûbun d›fl›n-da yer yer tasvir üslûbuna da baflvurulmufltur.

Ay Told›’n›n hükümdar hizmetine girmek için bafl-kente gidiflini anlatan flu bölüm tahkiye üslûbunun tipikbir örne¤idir:

Evindin turup ç›kt› keldi berü Bir ança yor›yu bir ança turu (Evinden kalk›p ç›kt›, düfltü yola;) (Bazen yürüdü, bazen verdi mola.)

Kelip tegdi ilig turur orduka Ögi kö]li kolm›fl tilek arzuka(Gelip ulaflt› hân›n durdu¤u flehre,) (Can›gönülden diledi¤i yere.)

Kirip kend içinde tiledi tüflün Tüflün bulmad› kör tarud› ajun(Girip kentte arad› inecek yer,) (Yer bulamay›nca dünya geldi dar.)

Mu]adt› muyanl›kta tüflti bar›p Kiçe yatt› anda tünedi serip

Afganistan, Sar› S›rl› alt›genseramik çini, (12.-13. yy.)

(Geza Fehevari, Seramics of theIslamic World, London, 2000)

Page 13: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄771

(Bunald›, imarete indi gidip,) (Yat›p orda geceledi sabredip.) 486-489 Hükümdarla Ögdülmifl’in konufltu¤u flu parçada ise

mükâleme üslûbunun tipik bir örne¤ini görürüz: ‹lig bir kün ündedi ögdülmifligAyur aytay›n söz sen ay bilmiflig(Bir gün ça¤›rd› Ögdülmifl’i hakan.)(Dedi ben soray›m, sen söyle ne biliyorsan.)

Etöz yitti end#mka baksa kör erTat›g buld› barça öz ülgin tirer (Vücut yetince endama, baksa er,) (Tat bulur ve kendi pay›n› derer.)

Kö]ül tatg› ne ol bu köz tatg› ne Bu iki tat›gd›n özüm ülgi ne(Gönül tad› nedir, göz tad› nedir?) (Bu iki tattan özümün pay› nedir?)

Yanut birdi ögdülmifl ayd› tat›gKö]ül arzu kolsa bekürtse kat›g(Yan›t verdi Ögdülmifl, dedi tat gelir,) (Arzusunu sa¤lam tutarsa gönül.)

Sevitmifl yüzin körse közke tat›g Kö]ül arzus›n bulsa özke tat›g(Sevgili yüzü görülse göze tat,) (Gönül arzusunu bulsa öze tat.)

Yana ayd› ilig ay ögdülmifl ay Seviglig nifl#n› negü ermifl ay(Yine sordu han: Ey Ögdülmifl söyle!) (Sevgili niflan› ne imifl, söyle!)

Sever men tiyü barça da’vN k›lurBu da’vNka ma’nN negü teg bolur(Severim diye herkes iddia eder;) (Bu iddiaya delil nedir, deyiver.)

Yanut birdi ögdülmifl ayd› bolurSevüg yüzke baksa severin bilür(Yan›t verdi Ögdülmifl, dedi olur;) (Seven yüze baksa sevdi¤ini bilir.)

Kamug ne]ke örtüg bolur baksa köz Kö]ülke yok örtüg mun› bilgü öz(Her fleyde örtü olur göz için,)(Yaln›z gönüle örtü yok, bilinsin.)

Sever sevmezin öz bileyin tise Kö]ülke baka körgü bilgey basa (Sevip sevmedi¤ini bileyim desen) (Gönüle bakar, sonra bilirsin sen.)1889-1898. Odgurm›fl’›n Ögdülmifl’e ö¤üt verdi¤i flu beyitlerde

hikmet üslûbunu buluruz:

Köni bol yitürme könilik yol›n Bu yol iltge arzu tilekke bilin (Do¤ru ol, yitirme do¤ruluk yolunu;) (Bu yol iletir arzu dile¤e, bil bunu!)

Bag›rsak bolun barça t›nl›g üze Tapug k›l bayatka kö]ül til tüze (fiefkatli ol ey kardefl, her canl›ya;) (Hizmet k›l gönülle, dille Tanr›’ya.)

Sak›nç k›sga tutg›l tapug k›l uzun ‹verde amul bol buflarda tüzün (Derdi k›sa tut, hizmeti uzun k›l;) (‹vme, sakin ol, öfkelenme, ol asil!)

Ölümüg un›tma itigil k›l›n Özülni un›tma tüp asl›] bilin (Ölümü unutma, haz›rl›¤›n› k›l;) (Özünü unutma, kök asl›n› bil!) 6088-6091 Yusuf Has Hâcib, san’atkârl›k kudretini, tasvire bafl-

vurdu¤u yerlerde gösterir. Kitab›n baflla-r›nda yer alan tasvir üslûbunun hâkim

oldu¤u “bahâriye” bölümü “Türkpastoral fliiri”nin en güzel örnekleriaras›nda yer almaya lây›kt›r. Baharyelinin esmesiyle beyaz karlar eri-

mifl, dünya cennet gibi güzelleflmeyebafllam›flt›r. Kurumufl a¤açlar yemye-

flil donanm›fl; sar›, pembe, mor, k›rm›z›çiçeklerle bezenmifltir. Sanki Çin’den ge-len kervanlar yeflil ipekten kumafllarlakara topra¤› örtmüfllerdir. Ovalar, k›rlar,

vadiler, da¤lar ve yamaçlar al yeflil elbisele-rini giymifl gibidirler. Bin bir çeflit çiçekâdeta gülümseyen yüzler gibi aç›lm›flt›r. Sa-bâ yeli onlar›n kokusunu her tarafa yaym›fl,yeryüzü misküamber kokusuyla dolmufltur.”(Ercilasun 1985,135).

* * *Yusuf Has Hâcib kendi dönemindeki ideal yönetim,

toplum ve insan anlay›fl›n› eserine yans›tm›flt›r. Ancakbu anlay›fl Yusuf’un süzgecinden geçerek tamamiyle öz-gün bir biçim ve kal›p içinde okuyucuya sunulmufltur.Dolay›s›yla Yusuf Has Hâcib’i sadece bir flair veya siya-setname yazar› olarak de¤erlendirmek do¤ru de¤ildir; o,11. yüzy›l Karahanl› Türk çevresinin seçkin bir düflünü-rüdür. Onun fikir kaynaklar›, araflt›r›c›lar› çok meflguleden konulardan biridir. Kutadgu Bilig’in öncelikle, es-kiden beri devam etmekte olan Türk devlet ve siyasetanlay›fl›n› yans›tt›¤› muhakkakt›r.

Türk hukuk tarihi aç›s›ndan Kutadgu Bilig’i incele-yen Sadri Maksudi Arsal, eserin ilmî yay›n›n› yapan Re-flit Rahmeti Arat, eserin Türk kültür tarihi içindeki ye-rini araflt›ran ‹brahim Kafeso¤lu ve Kutadgu Bilig’e da-yanarak Karahanl› devlet teflkilât›n› inceleyen Reflat

Güney Kazakistan,Seramik kap, (10-11. yy.),

Maflrapa, GüneyKazakistan-Kuyruktepe,

(10.-11. yy.)

Page 14: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄772

Genç bu görüfltedir. Gerçekten de kendilerinden s›k s›kal›nt›lar yap›lan Türk han›, Türk buyruk›, Ötüken begi,‹la begi, il kend begi, Yagma begi, Uç Ordu han› vb.devlet yöneticileri, Yusuf Has Hâcib’in as›l kaynaklar›-n›n bunlar oldu¤unu aç›kça göstermektedir. Sözleri ak-tar›lan yöneticilerin adlar›n›n belirtilmemifl olmas› dahada ilgi çekicidir. Demek ki bu sözlerde ifadesini bulandüflünceler, Yusuf Has Hâcib’in Türk çevresi ve dönemi-nin genel kabul gören anonim düflünceleridir. Hatta çokdefa sözleri aktar›lan kimseler daha da belirsizdirler:Ajun tutguç›, ajun ilçisi, bodun baflç›s›, ilçi beg, bögübeg, törü bilmifl er. Unvanlardan Türk olduklar› anlafl›-lan bu belirsiz yöneticilerin o devirdeki Türk anlay›fl vedüflüncelerini temsil ettikleri muhakkakt›r. “Vecize” di-yebilece¤imiz bu sözlerin yan›nda mesel terimiyle s›ks›k atasözlerinin de kullan›ld›¤›n› belirtelim. Ayr›ca Ku-tadgu Bilig’de Kün Togd› taraf›ndan temsil edilen “kö-ni törü” kavram›, Ay Told› taraf›ndan temsil edilen“kut” kavram› ve Ögdülmifl taraf›ndan temsil edilen“ukufl” kavram›, Göktürk bengü tafllar›n›n da temel kav-ramlar›d›r. An›tlarda hükümdar›n “bilge” olmas› gerek-ti¤i (ukufl), “kut”u oldu¤u için ölecek milleti diriltti¤i,her fleyden önce “il”i tutup “törü”yü düzenledi¤i s›k s›kbelirtilir. Bu da gösteriyor ki Kutadgu Bilig’in üç temelkavram› ile Orhun an›tlar›n›n temel kavramlar› ayn›d›r.Ayr›ca “alp”l›k da her iki eserde önem verilen kavramlar-dan biridir. Ancak Kutadgu Bilig’in Odgurm›fl’ça tem-sil edilen dördüncü kavram› “ak›bet” ‹slâmî bir kavram-d›r. ‹slâma ve Ön Asya medeniyetine ait baflka kavram vefikirlerin de Kutadgu Bilig’e yans›d›¤› flüphesizdir.“Geçmifl günlerine ac›y›p tövbe etmek”, “iyili¤e iyiliklemukabele etmek”, “sak›nuk” (takva sahibi) olmak, Od-gurm›fl’›n seçti¤i hayat tarz› olan “inziva” gibi düflünce-ler tabiî ki Müslümanl›ktan ve Müslümanl›¤›n yay›ld›¤›yerleflik medeniyetlerden esere yans›m›flt›r.

Kutadgu Bilig’in 4513-4526. beyitleri aras›nda be-lirtilen “kad›n› evden ç›karmamak, yeme ve içmede er-kekler aras›na katmamak, kap›y› kapat›p yabanc› er-kekleri evden uzak tutmak” gibi düflüncelerin tarihîTürk töresine uymad›¤› aç›kt›r. Kad›n konu-sunda eski Türk tavr›n› yans›-tan Dede Korkut’tatam tersine yaban-dan bir erkek gelsekad›n onu a¤›rlay›pyedirip içirmek zorundad›r.

Eserde Farabî ve ‹bni Sina tesirleri veonlar yoluyla gelen Eflâtun ve Aristo te-sirleri de araflt›r›lm›flt›r. Halil ‹nalc›k ise Kutadgu Bi-lig’deki Türk izleri yan›nda Hint-‹ran tesirlerini de in-celemifltir. Kutadgu Bilig’de ‹slâm ve Ön Asya çevresin-den gelen tesirler bulunmakla beraber bunlar› abartma-mak gerekir. Yönetim anlay›fl›n›n ve yöneticilerde bu-lunmas› gereken niteliklerin ço¤unlukla Türk anlay›fl›n›yans›tt›¤› muhakkakt›r.

Eserdeki üç temel kavram›n Orhun bengü tafllar›n-daki temel kavramlarla örtüfltü¤ünü tekrar hat›rlarsak

bu iddian›n mübalâgal› olmad›¤›n› anlar›z. Kutadgu Bi-lig, birçok ifade tarzlar›, kal›p sözler bak›m›ndan dabengü tafllarla karfl›laflt›r›labilir.

Bu kul kü] at adg›r bu yir suv kamug‹ligdin tegip açt› devlet kapug(Kul cariye, at ayg›r, yer su hepsi;) (Hakandan geldi, açt› devlet kap›s›.) (5781)

Yulug k›l a]ar emdi c#n›] teni]Ud›p yatma tün kün iflin k›l an›](Feda et ona can›n›, tenini;) (Uyuma gece gündüz, yap onun iflini.) (5793)

Bayat birmiflin halk t›dumaz küçünYag›z yir yafl›l kök tirilse öçün(Tanr›’n›n verdi¤ini halk alamaz zorla;)(Kara yer, mavi gök derilse de öçle.) (1800)

beyitlerindeki kul kün, yir suv, ud›p yatma tün kün, ya-g›z yir yafl›l kök vb. ifade kal›plar› küçük farklarla ben-gü tafllarda da vard›r.

Bu kök tirgüki ol könilik törüTörü artasa kök turumaz örü (fiu gögün dire¤idir do¤ru töre,)(Töre bozulsa gök duramaz ayakta.)

beytinde ifade edilen fikir; bengü tafllarda geçen “üzete]ri basmasar asra yir telinmeser, Türk bodun ili]in törü]inkim artat› udaç› erti” (Üstte gök basmasa, altta yer delin-mese, Türk milleti, ilini töreni kim boza bilecekti?)”cümlesindeki fikirle ayn›d›r.

* * *Kutadgu Bilig Karahanl› Dönemi’nin ölçünlü (stan-

dart) Türkçesi ile yaz›lm›flt›r. Eserin mensur ön sözündedönemin ölçünlü dili için “Bu¤ra Han tili”

(manzum ön sözde “han tili”) terimi kullan›l-m›flt›r. Ön sözün meçhul yazar› flöyle diyor: ÇNn

ü M#çNn #limleri ve hakNmleri kamug ittif#k bold›larkim maflr›k vil#yetinde kamug Türkist#n illerindeBugra Han tilinçe Türk lugatinçe bu kit#bd›n yak-fl›rak hergiz kim erse tasnNf k›lmad› (Çin ve Mâçin

âlim ve bilgelerinin hepsi ittifak ederler ki do¤uvilâyetinde, bütün Türkistan ellerinde Bu¤ra Han

dilinde, Türk lisan›nda bu kitaptan daha iyi-sini asla kimse yazmad›.)

Görüldü¤ü üzere devrin ölçünlü dili“Bu¤ra Han dili” terimiyle anlat›lmakta, fa-

kat dilin genel ad› “Türk lugati (dili)” olarak geçmekte-dir. Önsöz yazar› manzum ön sözde kendi dilini “Türk-çe” olarak adland›rm›flt›r: Bu Türkçe kofluglar (fliirler) tü-zettim sa]a. Yusuf Has Hâcib de kendi dilini “Türkçe”olarak adland›r›r:

Keyik tag› kördüm bu türkçe sözüg An› akru tuttum yakurdum ara(Geyik gibi gördüm bu Türkçe sözü,) (Onu yavaflça tuttum ve yaklaflt›rd›m.) (6617)

Güney Kazakistan-Taraz,S›rl› seramikkandil, (11.-12. yy.)

Page 15: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄773

Yusuf Has Hâcib eserini “Türkçe” yazd›¤›n› belirt-mifl, fakat kulland›¤› alfabeden bahsetmemifltir. Bu yüz-den Kutadgu Bilig’in as›l nüshas›n›n hangi alfabeyle ya-z›ld›¤› tart›fl›lm›flt›r. Reflit Rahmeti Arat “Kutadgu Bi-lig’in hükümdara takdim edilen as›l nüshas›n›n uygur harfle-ri ile yaz›lm›fl oldu¤unu kabûl etmek, flimdilik, daha do¤ruolur.” diyor (Arat 1947, XXXII).

Gerçekten de ayn› y›llarda eserini yazm›fl olan Kâfl-garl› Mahmud’un “Bütün Türk dillerinde kullan›lanharfler on sekizdir. Türk yaz›s› bu harflerle yaz›l›r.” diye-rek Uygur harflerinin listesini vermesi (DLT I, 1941: 8),bu fikri kabul etmeye bizi mecbur b›rak›yor. ÜstelikKâflgarl› Uygur harfleri ve yaz›s› hakk›nda baz› bilgilerverdikten sonra “Kâflgar’dan Yukar› Çin’e dek, çepçevre bü-tün Türk ülkelerinde hakanlar›n ve sultanlar›n yarl›glar›,mektuplar› eskiden beri-bu yaz› ile yaz›lagelmifltir.” diyerekUygur yaz›s›n›n o y›llarda bütün Türk ülkelerinde yay-g›n flekilde kullan›ld›¤›n› da aç›kça belirtiyor (DLT I,1941: 10).

Türkçe için Arap harflerinin 11. yüzy›lda kullan›l-d›¤›n› gösteren belgeler bulunmas›na ra¤men bu kulla-n›m›n 12. yüzy›lda yayg›nlaflt›¤›n› düflünebiliriz. Arat,eldeki nüshalar›n dayand›¤› nüshan›n ise Arap harfli ol-du¤unu düflünmektedir (Arat 1947, XXXII). Biz man-zum ön sözdeki

Kit#bd›n eflitgen bilür ufl an› Ok›gan bitigen ukumaz mun›(Kitab› ifliten bilir iflte onu,) (Okuyan, yazan anlayamaz bunu.)

beytine dayanarak ilk nüsha gibi, manzum önsözü yaza-n›n elinde bulunan nüshan›n da Uygur harfli oldu¤unudüflünmekteyiz. O s›rada Uygur harfleri ço¤unluk tara-f›ndan unutulmufltur; dolay›s›yla kitab› ifliten anlar amaokuyan anlayamaz; daha do¤rusu okumak istese de oku-yamaz. Bu dönemin de 12. yy’›n 2. veya 13. yy’›n 1. ya-r›s› oldu¤unu düflünüyoruz.

Karahanl›lar Dönemi’nden çok az eser bugüne ulafl-m›flt›r. Buna karfl›l›k Kutadgu Bi-lig üç nüsha ile bugüne ulaflm›fl,hatta Ankara’daki eski bir yazmadave Sarayc›k’ta bulunan bir küp üze-rinde baz› beyitlerine rastlanm›flt›r.Bu durum, onun Türk dünyas›ndayayg›n bir eser olarak çok okunmufloldu¤unu gösterir. Mensur önsöz-deki “Bu kitap hangi padiflaha,hangi iklime ulaflt› ise o illerin bil-geleri ve âlimleri kabul edip her bi-ri bir türlü ad verdiler.” ifadesin-den de eserin yayg›nl›¤›, özelliklehükümdarlar kat›ndaki itibar› aç›kça anlafl›lmaktad›r.Kitaba ayr› ayr› ad veren ülkeler, mensur ve manzum önsözde Çin, Mâçin, Maflr›k (Do¤u), ‹ran, Turan fleklindesay›lmaktad›r. “Çin ve Mâçin” ile o zamanki Türk dün-yas›n›n en do¤u bölgeleri kastedilmektedir. Elimizdekinüshalardan birinin Herat’ta yaz›l›p ‹stanbul’a getiril-

mifl olmas›, birinin Fergana’da, üçüncüsünün ise Kahi-re’de bulunmas› da Türkistan’dan M›s›r’a ve ‹stanbul’aulaflan bir co¤rafyay› iflaret etmektedir. Eldeki nüshala-r›n 14 ve 15. yüzy›llara ait olmas› da esere gösterilen il-ginin 15. yüzy›l sonlar›na dek sürdü¤ünü göstermekte-dir. 11. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yaz›lan Kutadgu Bilig,400 y›l boyunca bütün Türk dünyas›nda sürekli ilgi gör-müfl, 16. yüzy›ldan itibaren unutulmufltur. 1825’teki ilktan›t›m›n› bir yana b›rak›rsak Vambery’nin 1870’tekikitab›ndan itibaren Kutadgu Bilig’in tekrar bilim dün-yas›n›n sürekli ilgisine mazhar oldu¤unu; Do¤u Türkis-tan’da dahi ilmî yay›n›n›n yap›ld›¤›n› ve son y›llarda ba-¤›ms›z Türk cumhuriyetlerinin tamam›nda neflredildi¤i-ni görmekteyiz. Böylece ulu¤ Has Hâcib Yusuf’un, ese-rinin sonunda belirtti¤i dilek yerini bulmufltur. Yusufflöyle diyor:

Tilim sözledi söz bitidi elig Ölür bu elig til ay k›lk› silig(Dilim söyledi, el ise yazd› söz;) (Ölür el ile dil ey huyu temiz!)

Elig til nifl#n› munu bu bitigSa]a kodtum emdi bitip ay tetig(El ve dilin niflan› iflte bu eser;) (Yaz›p sana b›rakt›m ey zeki er!)

Un›tma mini ay ok›gl› tirigÖzüm düny# kodsa töflense yirig(Unutma beni ey okuyucu er!) (Dünyay› koysam, üstüme döflense yer.) Yusuf’un üstüne toprak döfleneli 900 y›l› geçti; fakat

onun dilinin ve elinin niflan› olan kitap Kâflgar’dan ‹s-tanbul’a kadar hâlâ bütün Türklerin elinde.

Divânü Lügati’t-Türk

Dîvânü Lügati’t-Türk, Türkçenin bilinen ilk sözlü-¤üdür. Kâflgarl› Mhamud bin Hüseyin bin Muhammed

taraf›ndan 1072 Oca¤›nda yaz›l-maya bafllanm›fl, 1077 Oca¤›ndabitirilmifltir. Mahmud eserini, Ab-basî halifesi Muhammedü’l-Muk-tedî bi-Emrillâh’›n o¤lu Ebü’l-Ka-s›m Abdullah’a sunmufltur. Eserinmalzemesi Türk dünyas›ndan top-lanm›fl, Ba¤dat’ta kitap hâline ge-tirilmifltir. Eserin tam ad› “KitâbüDîvân› Lügati’t-Türk”tür; “Türkdillerini toplayan kitap” demektir.Kâflgarl› Mahmud, döneminin öl-çünlü (standart) dilinin sözlü¤ünü

yazmakla birlikte çeflitli Türk boylar›n›n a¤›zlar›na dayer vermifltir. Bu bak›mdan eserine “Türk lügati (Türkdili)” yerine “Türk lüg#ti (Türk dilleri)” demifltir. Bura-daki “diller”den maksat a¤›zlard›r: O¤uzlar›n dili, K›p-çaklar›n dili, Argular›n dili. “Dil” kelimesi bugün de buanlamda kullan›lmaktad›r: ‹stanbul’un dili, Mu¤la’n›n

Kazakistan, Taraz, Türbe (10. yy.)

Page 16: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄774

dili, Erzurum’un dili. Hatta farkl› kullan›m ve üslûpözelliklerini belirtmek üzere Peyami Safa’n›n dili, Tan-p›nar’›n dili gibi anlat›mlara da baflvurulur. ‹flte Kâflgar-l› Mahmud’un “lüg#t (diller)” terimini tercih etmesininsebebi budur. Nitekim Amerika’daki yay›n›nda da ese-rin ad› “Compendium of Turkic Dialects (Türk fiiveleriLugat›) ” olarak verilmifltir.

Kâflgarl› Mahmud’un Karahanl› Hanedan›’na men-sup bir flehzade olmas› kuvvetle muhtemeldir. Babas›Hüseyin Ça¤r› Tigin 1056-1057 y›llar›ndan önce Bars-gan emiri idi. Eserinin Barsgan maddesinde Kâflgarl›,“Bu flehir, Mahmud’un babas›n›n flehridir.” kayd›n› düfl-müfltür (DLT ‹‹‹ 1941: 417-418). Babas›n›n babas› Mu-hammed Bu¤ra Han 1056-1057 y›llar›nda Kâflgar’daDo¤u Karahanl› hükümdar› idi ve 1057’de yerini Hüse-yin Ça¤r›’ya b›rakm›flt›. Bu y›llarda Kâflgar’daçok fliddetli taht kavgalar› görülür. Kâflgar-l› Mahmud’un dedesi Muhammed Bu¤raHan’›n ikinci kar›s›, ailenin bütün fert-lerini öldürterek kendi o¤lu ‹brahim’itahta ç›kard›; fakat ‹brahim de hane-dan›n baflka bir üyesi taraf›ndan öl-dürüldü (Merçil 2000, 25). Bu hadi-seler s›ras›nda Kâflgarl› Mahmud’unbabas› Hüseyin Ça¤r›’n›n da öldü-rüldü¤ünü ve 1057-1059 y›llar› ara-s›nda Mahmud’un Kâflgar’dan kaçt›¤›-n› tahmin etmek mümkündür.

Mahmud Türk ellerini bir süre dolafl-t›ktan sonra Ba¤dat’a gitmifl olmal›d›r. Ma-lazgirt Savafl› s›ras›nda onun Ba¤dat’ta oldu-¤u ve eserinin haz›rl›klar›yla meflgul bulun-du¤u düflünülebilir. 26 A¤ustos 1071’deMalazgirt’te Bizans’› bozguna u¤ratan Sel-çuklu Türkleri, dünyan›n bir numaral› gücü hâline gel-mifller; bütün Ön Asya ve Orta Asya’ya hâkim olmufllar-d›. Mahmud’un eserini, bu siyasî üstünlü¤ün fluurundaolarak yazd›¤›, Araplara önemli mevkilere gelmek içinTürkçe ö¤renmelerini tasviye etmesinden ve Tanr›’n›n,dünyan›n idare yular›n› Türklerin eline verdi¤ini belirt-mesinden aç›kça bellidir. Standart dilin d›fl›nda en çokO¤uzlar›n a¤z›na yer vermesi ve di¤er Türk kollar›n›nboylar›n› saymazken O¤uzlar›n 22 (bilâhare 24) boyunudamgalar›yla beraber saymas› da bu siyasî üstünlük do-lay›s› iledir.

Mahmud’un dedesi Muhammed Bu¤ra Han, YusufKad›r Han’›n o¤ludur. O da Harun Hasan K›l›ç Bu¤raHan veya Ebü’l-Hasan Ali vas›tas›yla Satuk Bu¤raHan’›n o¤lu Baytafl’a ba¤lanmaktad›r. Bu durumda Kâfl-garl› Mahmud, Satuk Bu¤ra Han’›n 6. veya 7. göbektentorunudur. Son y›llarda Kâflgar yak›nlar›nda Mah-mud’un mezar›n›n bulundu¤u ileri sürülmüfltür (Mutiy-Osmanov, 1984). E¤er bu do¤ru ise 1077’den sonraMahmud’un Kâflgar’a döndü¤ü ve orada öldü¤ü kabuledilebilir. Bu s›rada Kâflgar taht›nda Tavgaç Ulu¤ Bu¤-ra Kara Han Ebû Ali Hasan bin Arslan Süleyman Hanoturmaktad›r ki bu hükümdar, Yusuf Has Hâcib’in Ku-

tadgu Bilig’i sundu¤u hükümdard›r. Onun uzun hü-kümdarl›k döneminde “Kâflgar, ard› aras› kesilmeyenmücâdeleden b›km›fl âlim ve mütefekkirler için, arzuedilen bir huzûr diyar› say›lm›fl olabilir” (Arat 1947,XVIII).

Bilim ve dile çok önem veren Balasagunlu Yusuf’unda ulu¤ has hâcib oldu¤u bu dönemde Mahmud’un Kâfl-gar’a rahatça geldi¤i ve sarayda bir hanedan üyesi olmak-tan çok bir bilim adam› olarak itibar gördü¤ü tahminedilebilir. Kâflgar’da bulunan mezar gerçekten Mah-mud’a ait ise onun Balasagunlu Yusuf’la tan›fl›p görüfl-müfl olmas› gerekir. Ancak bu tan›flma her ikisi de eser-lerini yazd›ktan sonra olmufltur.

Kâflgarl› Mahmud sadece bir sözlük yazar› de¤ildir.Sözlü¤ünde belirtti¤ine göre o, Cevâhirü’n-Nahv fî

Lügati’t-Türk (Türk dilinin gramer cevherleri)adl› bir de gramer yazm›flt›. Ancak bu gramer

bugüne dek bulunamam›flt›r. Sözlükte ve-rilen bilgilere bak›nca Kâflgarl›’y› sadecebir sözlükçü ve gramerci olarak nitele-menin de yeterli olmad›¤› anlafl›l›r. Oayn› zamanda bir dialektolog (a¤›zaraflt›rmac›s›), etnolog ve halk edebi-yat› araflt›rmac›s›d›r. 11. yüzy›l›n buçok yönlü Türkolo¤unu Radloff hakl›

olarak “Türkolojinin babas›” saym›flt›r.Kâflgarl› Mahmud’un Türkçe ve Arapça

yan›nda Farsçay› da iyi bildi¤ini; bafltaco¤rafya, tarih ve din bilimleri olmak üzere

döneminin bafll›ca ilimlerinden haberdar ol-du¤unu düflünebiliriz. Kâflgarl› Mahmud, ese-rinin mukaddimesinde kendisini ve yapt›¤› ifliflöyle anlat›yor: “Ben onlar›n en uz dillisi, en aç›kanlatan›, ak›lca en incesi, soyca en köklüsü, en iyi

karg› kullanan› oldu¤um hâlde onlar›n flarlar›n›, çöllerinibafltan bafla dolaflt›m. Türk, Türkmen, O¤uz, Çi¤il, Ya¤ma,K›rg›z boylar›n›n dillerini, kafiyetlerini belliyerek fayadalan-d›m; öyle ki, bende onlardan her boyun dili, en iyi yolda yer-leflmifltir. Ben onlar› en iyi surette s›ralam›fl, en iyi bir düzen-le düzenlemiflimdir” (DLT I, 1941: 4).

Görüldü¤ü gibi Kâflgarl› kendi niteliklerinin far-k›ndad›r. Kendisini ölçünlü (standart) dili en iyi bilenbirisi olarak nitelemekte ve Türk dünyas›n› dolaflarakbirçok boyun dilini ö¤rendi¤ini ifade etmektedir. Kâfl-garl› Mahmud ayn› zamanda bilinçli bir Türkçüdür. Ese-rinin Türk maddesinde “Yüce Tanr› ‘benim bir ordum var-d›r, ona Türk ad›n› verdim, onlar› do¤uda yerlefltirdim. Birulusa k›zarsam Türkleri, o ulus üzerine musallat k›lar›m’ di-yor” fleklindeki kutsî hadisi aktard›ktan sonra Kâflgarl›flöyle devam ediyor: “‹flte bu, Türkler için bütün insanlarakarfl› bir üstünlüktür. Çünkü, Tanr› onlara ad vermeyi kendiüzerine alm›flt›r; onlar› yeryüzünün en yüksek yerinde, havas›en temiz ülkelerinde yerlefltirmifl ve onlara ‘kendi ordum’ demifl-tir. Bununla beraber Türklerde güzellik, sevimlilik, tatl›l›k,edep, büyükleri a¤›rlamak, sözünü yerine getirmek, sâdelik,ö¤ünmemek, yi¤itlik, mertlik gibi ö¤ülmeye de¤er, say›s›z iyi-likler görülmektedir” (DLT I, 1941: 351-352). Eserinin gi-

Seramik Kase (12.-13. yy.)(Pottier Koleksiyonu)

(A.U. Pope, A Survey ofPersian Art, 1971)

Page 17: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄775

riflinde de, birkaç cümlelik Tanr›’ya övgü ve peygambe-re dua k›sm›ndan hemen sonra Kâflgarl› flöyle diyor: “‹m-di, bundan sonra Muhammed o¤lu Hüseyn, Hüseyn o¤lu Mah-mud der ki: ‘Tanr›n›n devlet güneflini Türk burçlar›nda do¤-durmufl oldu¤unu ve onlar›n milkleri üzerinde göklerin bütünte¤relerini döndürmüfl bulundu¤unu gördüm. Tanr› onlaraTürk ad›n› verdi ve onlar› yeryüzüne ilbay k›ld›. Zaman›m›-z›n hakanlar›n› onlardan ç›kard›; dünya milletlerinin idareyular›n› onlar›n ellerine verdi; onlar› herkese üstün eyledi; ken-dilerini hak üzere kuvvetlendirdi. Onlarla birlikte çal›flan›,onlardan yana olan› aziz k›ld› ve Türkler yüzünden onlar›her dileklerine erifltirdi; bu kimseleri kötülerin-ayak tak›m›-n›n-flerrinden korudu. Oklar› dokunmaktan korunabilmekiçin, akl› olana düflen fley, bu adamlar›n tuttu¤u yolu tut-mak oldu. Derdini dinletebilmek ve Türklerin gön-lünü almak için onlar›n dilleriyle konuflmaktanbaflka yol yoktur” (DLT I, 1941: 3-4).

Türklerin üstün bir millet oldu¤u-na ve pek çok üstün nitelikler tafl›d›-¤›na dair bu düflünceler Mahmud’unnas›l bir Türkçü oldu¤unu aç›kça gös-terdi¤i gibi dönemin gerçekçi bir gö-rünüflünü de yans›tmaktad›r.

* * * Dîvânü Lügati’t-Türk’ün tek yazmas›

vard›r; Ali Emirî Efendi taraf›ndan ‹stan-bul’da Beyaz›t Camii yan›ndaki bir sahafta,1917 y›l›nda bulunmufltur. Hâlen, EmirîEfendi’nin ba¤›fllad›¤› kitaplarla kurulmuflbulunan, ‹stanbul’un Fatih semtindeki Mil-let Kütüphanesi’ndedir. Yazma, Sâveli Mu-hammed bin Ebî Bekr ibni Ebi’l-Feth taraf›ndan1266’da fiam’da tamamlanm›flt›r.

Dîvânü Lügati’t-Türk, Türkçeden Arapçaya bir söz-lüktür. Türkçe sözlerin Arapça karfl›l›klar› verildiktensonra mutlaka kelimelerin içinde bulundu¤u bir örnekcümle verilir. Örnekler s›k s›k bir atasözü veya bir dört-lük de olabilmektedir. Daha sonra örne¤in Arapça karfl›-l›¤› yaz›l›r. E¤er madde bafl› olan kelime Türk kifli veyaboy adlar›ndan biri ise ayr›ca aç›klamalar yap›l›r. Özeladlar d›fl›ndaki önemli kelimeler için de bazen aç›klama-lar yap›lm›flt›r. Madde bafl› fiil ise “ald›, yazd›” fleklindebilinen geçmifl zaman›n teklik 3. flahs›nda verilir. Örnekve Arapça anlam bittikten sonra fiilin genifl zaman› ilemastar› (alur-almak, yazar-yazmak) mutlaka yaz›l›r. Bu-nun sebebi, genifl zaman ekinin, bugün oldu¤u gibi o za-man da kurala ba¤lanamamas› (almak’ta-ur, fakat yaz-mak’ta -ar eki); mastar ekindeki kaf veya kef harfi vas›-tas›yla fiilin kal›n veya ince oldu¤unun belirtilmek is-tenmesidir. Tabiî ki eserde, bugünkü sözlük düzenleme-sinde oldu¤u gibi madde bafllar› alt alta s›ralanmam›fl;yeni madde bafl›, önceki maddenin bitti¤i yere yaz›lm›fl-t›r. Bu durumda okuyucunun maddeyi rahatça görebil-mesi için madde bafl›n›n üstü k›rm›z› mürekkeple çizil-mifltir. Türkçe örneklerin üstünde de k›rm›z› çizgi var-d›r. Örnek cümleleri ve aç›klamalar›yla Dîvânü Lügati’t-Türk modern ve ansiklopedik bir sözlük gibidir.

Kâflgarl› Mahmud yer yer gramer aç›klamalar› dayapar. O kadar ki bu aç›klamalar bir araya getirilse, ek-sik de olsa, küçük bir Karahanl› Türkçesi grameri eldeedilebilir. Ayr›ca çeflitli Türk boylar›n›n a¤›zlar› hakk›n-da verilen bilgiler, dönemin diyalektolojisine dair genelbir fikir edinilmesini sa¤lar.

Eser Araplara Türkçe ö¤retmek maksad›yla yaz›l-m›flt›r. Bunun için eserin mukaddimesi ve aç›klamalar›hep Arapçad›r. Yine bunu için madde bafllar›, Arap söz-lükçülük gelene¤ine göre s›ralanm›flt›r. Türkçe kelime-ler Arapça kelime s›n›fland›rmalar›na (hemzeli, salim,fleddeli, üçlü, dörtlü vb.) ve vezinlere göre tasarlanarak(söz gelifli yazd›, fa’lN vezninde) ayn› vezindeki kelimeler

bir bafll›k alt›nda toplanm›fl; kendi içlerinde ise alfabes›ras›na konulmufltur. Bir Arab›n yararlanabi-

lece¤i bu düzenden bir Türk kolay kolayyararlanamaz. Bunun için eserin modern

yay›nlar›nda Lâtin alfabesi s›ras›na gö-re dizinler yap›lm›flt›r.

Dîvânü Lügati’t-Türk’te kelime-lerin örnekleri olarak kullan›lan fliir-ler, Karahanl› Devri’ne ait küçük birantoloji oluflturur. fiiirlerin tamam›

764 m›srad›r. Özellikle koflma tarz›halk fliirinin pek çok örne¤i vard›r. Eser

antoloji olarak haz›rlanmad›¤›, bir sözlükoldu¤u için fliirler hiçbir zaman bütün ola-rak görülmezler. Sözlü¤ün gere¤i olarak ke-limelere örnek diye verilirler ve dolay›s›ylaya bir dörtlük ya bir beyit fleklinde karfl›m›-za ç›karlar. Ancak dörtlüklerin son m›sra›n-daki ortak kafiye ve konu birli¤i, ayn› fli-

irin, eserin farkl› yerlerindeki dörtlüklerini bir araya ge-tirmemize imkân sa¤lar. Araflt›r›c›lar bu yolla eserdekibentleri bir araya getirmifller ve eksik parçalar› bulunsada fliirleri bütün olarak görmemizi sa¤lam›fllard›r (Broc-kelmann 1920; Stebleva 1971; Ercilasun 1985; Tekin1989). Bunlar aras›nda 14 dörtlükten oluflan uzun savaflve bahar fliirleri de vard›r. Dîvânü Lügati’t-Türk’teki fli-irlerde en çok ifllenen konular s›ras›yla savafl ve bahard›r.Savafl sahneleri ve bahara ait manzaralar yo¤un birkaçdörtlük içinde, çok canl› tasvirler hâlinde yans›t›l›r. Afla-¤›daki dörtlüklerde erlerin durumlar› ve savafl›n kanl›sahneleri çok canl›d›r:

Eren ar›g örpeflür Öçin kekin irteflür Sakal tutup tart›flur Köksi ara ot tüter (I-230) Erler yaman kabar›r, (Öçle kinle bak›fl›r, Sakal tutup çekiflir, Gö¤üslerden atefl tüter.)

Öpkem kelip ograd›mArslanlayu kükredimAlplar bafl›n tograd›mEmdi meni kim tutar (I-125)

Rey, seramik tabak,(12. yy. bafl›) New York

The Metropolitan museumof Art. (A.U. Pope, A Survey of

Persian Art, 1971)

Page 18: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄776

(Öfkem gelip u¤rad›m, Arslan gibi kükredim, Alplar bafl›n› do¤rad›m, fiimdi beni kim tutar?)

Kan› ak›p yufluld› Kab› kamug teflildi Ölüg bile kofluld› Togm›fl küni ufl batar (II-128) Kan› ak›p f›flk›rd›, Bedeni hep deflildi Ölülerle kofluldu Do¤mufl günefli batar Budist Uygurlar üzerine yap›lan ve baflar›yla sonuç-

lanan ak›n bir zafername gibidir: Kimi içre oldurup ‹la suv›n keçtimiz Uygur tapa bafllan›pM›]lak ilin açt›m›z (III-235) (Gemi içre oturup ‹li suyunu geçtik; Uygurlara yönelip M›nglak elini açt›k.)

Tünle bile bast›m›zTegme ya]ak bust›m›z Kesmelerin kestimizM›]lak erin b›çt›m›z (I-434)Geceleyin bast›k, Her tarafa pustuk, At perçemini kestik, M›nglak erini biçtik.

Kel]izleyü akt›m›z Kendler üze ç›kt›m›z Furhan evin y›kt›m›z Burhan üze s›çt›m›z, (I-343)Seller gibi akt›k, Kentler üstüne ç›kt›k, Buda evini y›kt›k, Burkan üstüne s›çt›k. Yabakular üzerine yap›lan ak›n› anlatan fliirin afla¤›-

daki dörtlükleri varsa¤› havas›ndad›r: Tünle bile köçelim Yamar suv›n keçelim Ter]ük suv›n içelim Yuvka yag› ovulsun (II-5)Gece ile göçelim, Yamar suyunu geçelim, Kaynak sudan içelim, Yufka düflman didilsin.

K›kr›p at›g kemflelimKalkan sü]ün çumflal›mKaynap yana yumflal›mKatg› yag› yuv›lsun (I-441)

Hayk›r›p at sürelim, Kalkan, süngü vural›m, Kaynay›p yumflayal›m, Kat› düflman incelsin.

Terge al›p egrelim Att›n tüflüp yügrelim Arslanlayu kükrelim Küçi an›n kevilsün (II-13)Çepçevre kuflatal›m, Attan inip kofluflal›m, Arslan gibi kükreyelim, Onun gücü gevflesin. Afla¤›ya ald›¤›m›z dörtlüklerde çok canl› bir bahar

tasviri göze çarpar. Kulan tükel kom›tt› Arkar sukak yum›tt› Yaylag tapa emitti Tizig turup segriflür (I-214Kulanlar hepsi cofltu, S›¤›n geyik toplaflt›, Yayla taraf koflufltu, S›ra s›ra z›plan›r.

Al›n töpü yaflard› Urut ot›n yaflurd› Kölni] suv›n küflerdi S›g›r buka mü]reflür (II-79)Da¤ tepeler yeflerdi, Kuru otlar gizlendi, Gölün suyu kabard›, S›¤›r bo¤a bö¤rüflür.

Yagmur yag›p saç›ld› Türlüg çeçek suçuld› Yinçü kab› aç›ld› Ç›ndan y›par yugruflur (II-122) Ya¤mur ya¤›p saç›ld›, Türlü çiçek soyuldu, ‹nci kab› aç›ld›, Misküamber kar›fl›r.

Tegme çeçek üküldi Bukuklan›p büküldi Tügsin tügün tügüldiYargal› mat yörkeflür (I-437)Her bir çiçek y›¤›ld›, Tomurcuklar büküldü, Dü¤üm dü¤üm dü¤üldü, Aç›lmak için sarmafl›r.

Tümen çeçek tizildiBükünden ol yaz›ld› Üküfl yat›p üzeldi Yirde kopa adr›flur (I-233) Bin bir çiçek dizildi,

Page 19: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄777

Tomurcuklar aç›ld›, Pek çok yat›p s›k›ld›, Yerden kopup ayr›fl›r. Dîvânü Lügati’t-Türk’teki bu bahar tasviri, afla¤›ya

baz› beyitlerini ald›¤›m›z Kutadgu Bilig’deki bahar tas-virine çok benzer. Bu benzerlik ayn› ça¤da, ayn› co¤raf-yada yaflayan, ayn› milletin fertlerinin, benzer manzara-lar karfl›s›ndaki benzer duygulan›fl ve tav›r al›fllar›n›n ta-biî sonucudur.

Kurum›fl y›gaçlar tonand› yafl›lBezendi yipün al sar›g kök k›z›l (67) (Kurumufl a¤açlar donand› yeflil,) (Bezendi mor, al, sar›, yeflil, k›z›l.)

Tümen tü çiçekler yaz›ld› küleY›par told› kâfur ajun y›d bile (70)(On birlerce çiçek gülerek yay›ld›,) (Dünya misk ve kâfur kokusuyla doldu.)

Elik külmiz oynar çiçekler üzeS›gun muygak agnar yor›r tip keze (79)(Keçi, karaca oynar çiçeklerde;) (S›¤›r, geyik a¤nan›p durur yerde.)

Kal›k kafl› tüzdi közi yafl saçarÇiçek yazd› yüz kör küler katgurar (80)(Gök kafl›n› çatt›, gözü yafl saçar;) (Çiçek açt› yüz, kat›larak güler.) Dîvânü Lügati’t-Türk’ün çeflitli dörtlüklerinin bir

araya getirilmesiyle oluflturulan afla¤›daki fliirde eskibozk›r yaflay›fl›ndan bir kesitin canland›r›ld›¤› bir av vee¤lence partisi vard›r; belki de av mevsimindeki bir âdetcanland›r›lmaktad›r:

Yigitlerig ›fllatuY›gaç yemifl ›rgatuKulan keyik avlatuBadram k›l›p avnal›m (I-263)Yi¤itleri iflletip, Meyva yemifl toplat›p, Kulan geyik avlat›p, Bayram k›l›p avunal›m.

Çagr› birip kufllatu Taygan ›d›p t›fllatu Tilki to]uz tafllatu Erdem bile öglelim (II-243) Do¤an verip kufllat›p, Taz› koflturup diflletip, Tilki domuz tafllat›p Hüner ile övünelim.

‹vr›k bafl› kazlayu Sagrak tolu közleyü Sak›nç kod› kizleyü Tün kün bile sevnelim (I-100)

‹brik bafl› kaz gibi, Kadeh dolu göz gibi, Kayg› sakl›, giz gibi, Gece gündüz sevinelim.

Ottuz içip k›kral›m Yokar kopup segrelim Arslanlayu kükrelim Kaçt› sak›nç sevnelim (I-142) Otuz içip hayk›ral›m, Aya¤a kalk›p z›playal›m, Arslan gibi kükreyelim, Gitti kayg›, sevinelim. Yukar›da örneklerini gördü¤ümüz hamasî ve pasto-

ral fliirler Dîvânü Lügati’t-Türk’te ço¤unluktad›r. Az daolsa lirik dörtlükler de vard›r. Afla¤›daki dörtlüklerdenbirinde bir güzelin tasviri, di¤erinde canl› bir aflk sahne-si görülür:

Bulnar mini ulas köz Kara me]iz k›z›l yüz And›n tamar tükel töz Bulnap yana ol kaçar (I-60)Yakar beni o bayg›n göz, O kara ben, o güzel yüz, Tav›rlar› pek soylu k›z Tutsak edip yine kaçar.

kö]lüm a]ar kaynayu ‹çtin a]ar onayu Keldi ma]a boynayu Oynap meni argarur I-225) Gönlüm ona kayn›yor, ‹çten içe oynuyor, Geldi, boyun k›r›yor; Oynafl›p beni yoruyor. Dîvânü Lügati’t-Türk’te dokuz dörtlü¤ü bulunan

Alp Er To]a sagusu, Türk destan›n›n belki de en eskiparças› ve edebiyat›m›z›n en eski a¤›t›d›r:

Alp Er To]a öldi mü Esiz Ajun kald› mu Ödlek öçin ald› mu Emdi yürek y›rt›lur (I-41) Alp Er Tonga öldü mü, Yaman dünya kald› m›, Felek öcün ald› m› Art›k yürek y›rt›l›r.

Ödleg yarag közetti Ogr› tuzak uzatt› Begler begin az›tt› Kaçsa kal› kurtulur (II-233) Felek f›rsat gözetti, Gizli tuzak uzatt›, Beyler beyin flafl›rtt›, Kaçsa nas›l kurtulur?

Page 20: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄778

Ulfl›p eren börleyü Y›rt›p yaka urlayu S›kr›p üni y›rlayu S›gtap közi örtülür (I-188) Ulufltu erler kurt gibi, Y›rt›p yaka, hüngürdedi, Yükseltip avaz, y›rlad›, Feryattan gözler örtülür.

Begler at›n argurupKadg› an› turgurupMe]zi yüzi sargar›pKörküm a]ar türtülür (I-486) Beyler at koflturuyor, Kaygu gelip durduruyor, Beniz yüz sarar›yor, Sanki safran sürtülür.

kö]lüm içün örtedi, Yatm›fl bafl›g kartad› Keçmifl ödüg irtedi Tün kün keçip irtelür (I-245) Gönlüm içini yakt›, Yatm›fl yaray› kafl›d›, Geçmifl günü arad›, Geçmifl günler aran›r. Dîvânü Lügati’t-Türk’te beyitler hâlindeki fliirler

azd›r. Bunlar›n ço¤unlu¤u hikemî beyitlerdir. Pastoral,lirik ve hamasî beyitler de vard›r. Konusu itibariyle ayn›fliirin parçalar› olan afla¤›daki üç beyit terken katuna(kraliçeye) yaz›lm›fl bir kasideye benzemektedir:

Terken katun kut›]a tegür mendin koflug Ayg›l sizi] tapugç› ötnür ya]› tapug (I-376) (Sultan hatun hazretlerine ilet benden bu fliiri;) (De ki, sizin kulunuz arz eder kullu¤unu.)

Tutç› yagar bul›t› altun tamar ar›g Aksa an›] ak›n› kand› meni] kan›g (I-376) (Devaml› akar bulutu, som alt›n ya¤d›r›r.) (Ya¤sa onun ya¤muru, sevincimi kand›r›r.)

Urm›fl ajun busug›n k›lm›fl an› bal›g Em sem a]ar tilenip sizde bulur yak›g (I-407) (Kurmufl felek pusuyu, vurmufl ona yaray›,) (Yaras›na ilâç arad›, sizde buldu çareyi.) Dörtlükler hâlindeki fliirler hece vezniyle yaz›lm›fl-

t›r. Ço¤unlu¤u 4+3 durakl›, 7 hecelidir. Baz› dörtlükler-se 4+4 durakl›, 8 hecelidir. 6 ve 5 heceli dörtlükler devard›r, fakat çok azd›r. 4. m›sralar›ndaki ortak kafiyeler-le birbirlerine ba¤lanan dörtlükler, koflma tarz›n›n Türkedebiyat›ndaki ilk örnekleridir. Dörtlüklerin ilk üç m›s-ra›, kendi aralar›nda kafiyelidir. Duraklar, yar›m kafiyeve redif sonraki dönemlerin koflmalar›nda oldu¤u gibibu fliirlerin de bafll›ca ahenk unsurlar›d›r. Dîvânü Lü-gat’t-Türk’teki dörtlüklerin aruzla yaz›ld›¤›n› ileri süren

araflt›r›c›lar da vard›r (Stebleva 1971, Tekin 1989). Eser-deki beyitlerin ço¤u ise aruzla yaz›lm›flt›r. En çok kulla-n›lan vezinler “3 müstef’ilün”, “mef’ûlü fâilâ”tünmef’ûlü fâilâtün” ve “mef’ûlü fâilâütün mef’ûlü fâ-ilün”dür.

Türk dili için bir hazine de¤erinde olan Dîvânü Lü-gati’t-Türk; Göktürk, Eski Uygur ve Karahanl› Dönemimetinlerini çözmede kullan›labilecek en önemli sözlük-tür. Bu sözlü¤ün bulunup yay›mlanmas›yla Eski Türkçedöneminin pek çok sorunu çözülmüfltür. Kâflgarl› Mah-mud eserine, pek az istisna ile, sadece Türkçe kökenlikelimeleri alm›flt›r. Araplar›n Türkçe ö¤renmesi için ya-z›lan bir sözlü¤e Arapça kelimelerin al›nmamas› çoknormaldir. Ayn› y›llarda yaz›lan Kutadgu Bilig’den an-

lafl›ld›¤›na göre 11. yüzy›lTürkçesinde az say›lamayacakderecede Arapça ve Farsça keli-me vard›.

Bulunur bulunmaz Ziya Gö-kalp taraf›ndan resmî makamlara

önemi anlat›lan Dîvânü Lügati’t-Türk, 1917-1919 y›llar›nda Kilisli Rifat

taraf›ndan yay›na haz›rlanm›fl ve Ma-arif Vekâletince ‹stanbul’da yay›mlan-m›flt›r. Herhangi bir tercüme ve dizinbulundurmayan bu yay›n, eserin Arapharfleriyle bas›lmas›ndan ibarettir. An-

cak ilk ihtiyac› karfl›lam›fl ve eser üzerinde hemen çal›fl-malar bafllam›flt›r. Brockelmann’›n 1928’de Budapefle’deyapt›¤› yay›n, eserdeki kelimeleri Lâtin alfabesi s›ras›nakoymufl ve Almanca karfl›l›klar›n› vermifltir. Eserin tamtercümesi ve dizini Besim Atalay’ca 1940-1943 y›llar›n-da yap›lm›flt›r. Türk Dil Kurumu’nun bu yay›n›, birçokyanl›fl›na ra¤men y›llarca bilim dünyas›n›n ihtiyac›n›karfl›lam›flt›r; bugün de çok s›k kullan›lmaktad›r. SalihMutallibov’un Taflkent’te 1960-1967 y›llar›ndaki tercü-me ve dizini Sovyetler Birli¤i’ndeki ilk yay›nd›r. EserDo¤u Türkistan’da ve son y›llarda Kazakistan’da da ba-s›lm›flt›r. James Kelly ve Robert Dankoff’un ‹ngilizcetercüme ve dizini (Harvard Uviversity 1982-1985) isebu konudaki en güvenilir çal›flmad›r.

Atebetü’l-Hakay›kAtebetü’l-Hakay›k, Yüknekli Edib Ahmed bin

Mahmud taraf›ndan tahminen 12. yüzy›lda yaz›lm›flmanzum bir ö¤üt ve ahlâk kitab›d›r. Ulu emir, Türk veAcem meliki, milletlerin efendisi Muhammed Dâd ‹s-pehsâlâr Bey’e sunulmufltur.

Edib Ahmed’in eserini sundu¤u ulu emir (emîrü’l-a’zam), Türk ve Acem meliki (meliki’t-Türk ve’l-acem)Muhammed Dâd ‹spehsâlâr Bey’in ne zaman ve neredeyaflad›¤›, kim oldu¤u tespit edilememifltir. Bu tarihîflahsiyetin kimli¤inin tam olarak tespiti, Edib Ahmed’inyaflad›¤› zaman› tespit bak›m›ndan da önemlidir.

Dil özellikleri ve muhtevas› Atebetü’l-Hakay›k’›n,Kutadgu Bilig’den sonra yaz›ld›¤›n› göstermektedir. Ohâlde Muhammed ‹spehsâlâr Bey’i ve Edib Ahmed’i

Sava, seramik kase, (1187)(Oscar Raphael Koleksiyonu)

(A.U. Pope, A Survey ofPersian Art, 1971)

Page 21: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄779

12. veya 13. yüzy›llarda aramak gerekir. Bu yüzy›llar-da Türk ve Acem ülkelerinin hükümdar› (meliki) un-van›n› hak edebilecek iki Muhammed vard›r. Birincisi,Sultan Sencer’in Bat› Karahanl› taht›na oturttu¤u ye-¤eni Arslan Han 2. Muhammed bin Süleyman, ikinci-si Harezmflah hükümdar› Sultan Alâeddin Muhammed.Birincisi 1102-1130 aras›nda Semerkant’ta, ikincisi1200-1220 aras›nda Gürgenç’te hüküm sürmüfltür(Merçil, 2000: 27-28, 193-196). Her ikisi de Mâvera-ünnehir ve Horasan’› hâkimiyetleri alt›nda bulundur-mufllard›r. Gerek Yâkut’un Mu’cemü’l-Büldân’›nda,gerek Cüveynî’nin Târih-i Cihângüflâ’s›nda geçen veSemerkant civar›nda oldu¤u belirtilen Agnak ve Yag-nak imlâl› flehir, Edib Ahmed’in babas› Mahmud’unmensup oldu¤u Yüknek (belki de Yügnek) flehri ile ay-n› ise Edip Ahmed’in Semerkant’ta yahut da oraya ya-k›n bir yerde yaflad›¤› tahmin edilebilir. Selçuklu hü-kümdar› Sencer’in ye¤eni olmas› dolay›s›yla melik un-van›n›n, 1102-1130 y›llar› aras›nda Semerkant’ta hü-küm süren Muhammed bin Süleyman’a daha uygundüflece¤i aflikârd›r. Bütün bu se-beplerle Edib Ahmed’in eserinisundu¤u Türk ve Acem melikiMuhammed Dâd ‹spehsâlârBey’in, Muhammed bin Süley-man oldu¤unu düflünmekteyiz.Bu durumda Atebetü’l-Haka-y›k 1102-1130 y›llar› aras›ndaSemerkant’ta Muhammed binSüleyman’a sunulmufl olmal›-d›r. Böylece Edib Ahmed’in de11. yüzy›l›n ikinci yar›s› ile 12.yüzy›l›n ilk yar›s›nda, Bat› Ka-rahanl›lar›n hâkim oldu¤u Se-merkant ve civar›nda yaflad›¤›n›tahmin edebiliriz.

Atabetü’l-Hakay›k’›n sonunda, Edib Ahmed hak-k›nda üç ek vard›r. Bunlardan ikincisinin müellifi EmirSeyfeddin (Barlas) ve üçüncüsünün müellifi Emir Ars-lan Hoca Tarhan, Temür ve o¤lu fiahruh zaman›nda ya-flam›fl beylerdir. fiairi bilinmeyen birinci ekin de yak›ny›llarda yaflad›¤› tahmin edilebilir. Birinci ekte EdibAhmed’in gözlerinin do¤ufltan kör oldu¤u (toga kör-mez erdi edNbni] közi), kitab› 14 bâb (bölüm) olarakyazd›¤› ve de¤erinin alt›n yüklü file eflit oldu¤u belir-tilmifltir. Emir Seyfeddin taraf›ndan yaz›lan ikincidörtlükte Edib Ahmed, “edibler edîbi” ve “fâz›llar ba-fl›” olarak nitelenmektedir. Arslan Hoca Tarhan’›n be-yitler hâlindeki eki daha uzundur ve daha fazla bilgiiçermektedir.

EdNbni] yiri at› yüknek erür Saf#l›g ‘aceb yir kö]üller yarur(Edib’in yerinin ad› Yüknektir;) (Safâl›, güzel yer, parlar gönüller.)

Atas› at› Mahmûd-› YüknekN EdNb MahmÜd ogl› yok ol hNç fleki

(Babas› ad› Mahmûd-› Yüknekî,)(Edib Mahmud o¤lu, yok hiç flüphesi.)

Tam#m› erür KaflgarN til bile Ay›tm›fl edNb rikkat-i dil bile(Tamam› yaz›lm›fl Kâflgar diliyle,) (Söylemifl Edib ince bir gönülle.)

Eger bilse Kaflgar tilin her kifli Bilür ol edNbni] ne kim aym›fl›(E¤er bilse Kâflgar dilini insan,) (Bilir Edib’in dedi¤ini o zaman.) Demek ki 15. yüzy›l›n ilk yar›s›nda yaflam›fl Arslan

Hoca Tarhan’a göre Edib Ahmed’in memleketi Yük-nek, babas›n›n ad› Mahmuddur. Eserini Kâflgar dili ileyazm›flt›r. Temürlüler devrinde bu terimle Karahanl›Türkçesi kastedilmektedir. Son beyitte, 15. yüzy›ldaKarahanl› Türkçesinin, herkes taraf›ndan bilinmedi¤ide ifade edilmektedir.

Kaynaklarda hakk›ndafazla bilgi bulunmayan EdibAhmed’in, Karahanl› dönemi-nin ölçünlü Türkçesiyle fliirleryazd›¤› anlafl›lmaktad›r. ‹slâ-mî ilimleri ö¤rendi¤i ve Arap-ça ile Farsçay› da bildi¤i tah-min edilebilir. Erdemli, ahlâk-l›, takva sahibi bir zat oldu¤uanlafl›l›yor. Yayg›n flöhretininyüzy›llarca sürdü¤ü, eserinin15. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Se-merkant’ta, ikinci yar›s›nda ‹s-tanbul’da istinsah edilmifl ol-mas›ndan bellidir. Nevayîdevrinde Edib Ahmed art›k

menk›beleflmifltir. Nesâyimü’l-Mahabbe min fiem#yi-mi’l-Fütüvve adl› eserinde Nevayî, Edib Ahmed hakk›n-da flu bilgiyi veriyor: “Türk ülkesinden imifl. Onun ifllerihakk›nda garip fleyler nakledilmifltir. Derler ki gözleri körmüflve asla görmezmifl. Görücü imifl ama gözü olup da görmeyen gö-rücüler gibi de¤ilmifl. Çok da ak›ll›, zeki, zâhit ve takva sahi-bi kifliymifl. Hak Teâlâ zâhir gözünü kapal› yaratm›fl olsa dagönül gözünü çok parlak k›lm›fl. Lobyaya el sürermifl, koyunböbre¤ine benziyor dermifl; nohudu parma¤›yla okflarm›fl, kuflbafl›na benziyor dermifl. Oturdu¤u yer Ba¤dat’tan birkaç a¤aç,baz›lar›na göre dört a¤aç yol imifl. Her gün ‹mâm-› Âzam soh-betinde haz›r olurmufl. Bir mesele ö¤renmek için bu yolu yayagidermifl. Derste yeri arka s›ralar imifl. Naklettiklerine göre‹mâm-› Âzam hazretlerinden sormufllar: “Talebelerinizdenhangisinden memnunsunuz, hangisini gönlünüz diler?” ‹mamMuhammed ve ‹mam Yusuf gibi olanlar da varm›fl talebeleraras›nda. ‹mâm-› Âzam flöyle diyesiymifl: “Hepsi iyidir ama oarkada oturan kör Türk var ya bir meseleyi ö¤renmek için dörta¤açl›k yerden yaya gidip gelir; öylelikle tahsilini sürdürür.”Onun dili Türk sözleriyle mev’›zalar ve ö¤ütler söylermifl; ço¤uTürk boylar›nda onun hikmet ve nükteleri yay›lm›flt›r. Naz›mfleklinde söylermifl. Bu, onun faydal› sözlerindendir.

Kelile ve Dimne, fiahincinin kar›s›n›n hikayesi (Münich)

Page 22: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄780

Uluglar ni birse yimes min dime ‹lig sun ag›z ur yimese] yime (Büyükler ne verse yemem ben deme,) (El uzat, a¤›z vur, yemezsen yeme.) Bu da onundur: Sü]ekke iligdür irenke bilig Biligsiz iren ol sü]eksiz ilig (Kemikte iliktir, erlerde bilgi;) (Bilgisiz erler, kemiksiz ilik gibi.) (Eraslan, 1996:

390-391). Demek ki Edib Ahmed’in flöhreti 15. yüzy›l sonlar›-

na kadar ulaflm›flt›r. Ancak hayat› hakk›ndaki bilgilerinmenk›beleflmifl oldu¤u görülüyor. Nevayî’nin verdi¤ibilgilerden Edib Ahmed’in gözlerinin görmedi¤i; ak›ll›,zahit ve takva sahibi oldu¤u; manzum flekilde Türkçeö¤ütler söyledi¤i ve bunlar›n Türk boylar› aras›nda yay-g›n bulundu¤u fleklindeki bilgiler, di¤er kaynaklarlauyuflmaktad›r. Ancak onun, ‹mâm-› Âzam devrinde ya-flamad›¤› muhakkakt›r. Bu rivayeti ancak onun Hanefîmezhebinden oldu¤u fleklinde de¤erlendirmek müm-kündür. Edib Ahmed’in Ba¤dad’a gitmifl oldu¤u da çokflüphelidir.

Atebetü’l-Hakay›k 40 beyit ve 101 dörtlüktenibaret (484 m›sra) bir eserdir; aruzun feûlün feûlün fe-ûlün feûl vezniyle yaz›lm›flt›r. Beyitler hâlin-deki bölüm eserin girifl bölümüdür ve gazeltarz›nda kafiyelenmifltir. Dörtlükler hâlindeyaz›lan bölüm, eserin ana bölümüdür ve mâ-ni tarz›nda (a a x a) kafiyelenmifltir. Eserdetam kafiyeler yan›nda yar›m kafiyeler de var-d›r. M›sra bafl› kafiyelerine de s›k rastlan›r.Girifl bölümünde Tanr›’ya, peygambere vedört halifeye övgüden sonra (20 beyit), kita-b›n sunuldu¤u Emir Muhammed Dâd ‹speh-sâlâr Bey’e övgü bulunur (14 beyit). Dahasonraki 6 beyit kitab›n niçin yaz›ld›¤› hak-k›ndad›r. Eserin dörtlükler hâlindeki ana bö-lümünde flu konular ifllenmifltir: ‹lmin fayda-s› ve bilgisizli¤in zarar›, dilin muhafazas›,dünyan›n dönekli¤i, cömertlik ve hasislik,tevazu ve tekebbür, h›rs, kerem-yumuflakl›kve baflka iyilikler, zamanenin bozuklu¤u.

Atebetü’l-Hakay›k yaz›l›fl amac›na uygunolarak tamamen ö¤üt üslûbuyla kaleme al›n-m›flt›r. Bu bak›mdan Kutadgu Bilig’in ö¤üta¤›rl›kl› bölümleri Atebetü’l-Hakay›k ile ben-zer üslûptad›r. Ancak Atebetü’l-Hakay›k’taKutadgu Bilig’deki çeflitlilik ve zenginlik yoktur. Ate-betü’l-Hakay›k’›n muhtevas› ve üslûbu hakk›nda fikiredinmek için afla¤›daki dörtlüklere bakmak kâfidir.

Bilig bildi bold› eren belgülüg Biligsiz tirigle yitük körgülüg Biliglig er öldi at› ölmedi Biligsiz tirig erken at› ölüg

(Bilgi bilen insan, tan›nm›fl olur,)(Bilgisiz, diriyken yitik say›l›r.) (Bilgili er ölse de ad› ölmez,) (Bilgisizin diriyken ad› ölür.)

Eflitgil biliglig negü tip ayur Edebler bafl› til küdezmek tiyür Tili] bekte tutg›l tifli] s›nmasun Kal› ç›ksa bektin tifli]ni s›yur(‹flit, bilgili neler deyip söyler,) (Edebin bafl›, dili gözetmek der.) (Dilini s›k› tut, diflin k›r›lmas›n,) (Ç›ksa s›k›l›ktan, diflini k›rar.)

An›n ufl ç›kard›m bu türkN kitib Kerek k›l tap ey dost kerek k›l itib Bitidim bu ta]suk turaf sözlerin Kal› barsa özüm sözüm kalsu tip(O sebeple ç›kard›m Türkçe kitap,) (‹ster yeter bul, ister ilâve yap.) (Yazd›m bu nadide, zarif sözleri,) (Ben gidersem sözüm kals›n diye hep.) Atebetü’l-Hakay›k’›n dört yazmas› bugüne ulaflm›fl-

t›r. Semerkant nüshas›, Temür’ün o¤lu fiahruh dönemin-de, 1444’te Semerkant’ta, hattat Zeynelâbidin taraf›ndan

istinsah edilmifltir. Düzgün bir hatla, Uygurharfleriyle yaz›lm›flt›r. fiimdi ‹stanbul Süley-maniye Kütüphanesi’nde Ayasofya bölümün-dedir. Ayasofya nüshas›, 1480’de ‹stanbul’dafieyhzade Abdürrezzak Bahfl› taraf›ndan dü-zenlenmifltir. Üst sat›rlar› Uygur, alt sat›rlar›Arap harflidir. Topkap› Müzesi nüshas› Fatihveya 2. Beyaz›t Dönemi’nde, ‹stanbul’da istin-sah edilmifl olmal›d›r; Arap harflidir. AnkaraSeyid Ali nüshas› Arap harflidir; bafltan, orta-dan, sondan eksiktir. Eserin yazmalar›n›n Se-merkant ve ‹stanbul’da istinsah edilmesi, He-rat’ta yaflayan Nevayî’nin eserinde Edib Ah-med’in uzunca yer almas›, esere ait bir dörtlü-¤ün, Uygur harfli olarak Turfan yazmalar› ara-s›nda bulunmas›, bütün Türk dünyas›nda 15.yüzy›l›n sonlar›na dek ne kadar yayg›n oldu-¤unu gösterir. Atebetü’l-Hakay›k’› ilk defaNecip As›m bularak bilim dünyas›na tan›t-m›flt›r (1906). Eserin ilk yay›n›n› yapan da yi-ne Necip As›md›r (1918). ‹lk defa tan›t›lan veyay›mlanan nüsha Ayasofya nüshas›d›r. Semer-kant nüshas›n› da yine ilk olarak Necip As›mtan›tm›flt›r (1925). Eserin bütün nüshalar›n›

karfl›laflt›rarak ilmî yay›n›n› yapan Reflit Rahmeti Arat’-t›r (1951). Bu yay›nda bütün nüshalar›n t›pk›bas›m›,bugünkü Türkçeye aktarma, gramatikal dizin ve aç›kla-malar da vard›r. Arat’tan sonra, Türk cumhuriyetlerindede eser üzerinde çal›flmalar yap›lm›flt›r. K. Mahmu-dov’un Taflkent yay›n›nda (1972) eser üzerinde fonetikve morfolojik çal›flma da bulunmaktad›r. 1980’de HamitTömür ve Tursun Eyüp taraf›ndan Pekin’de, 1985’te E.

Ahmed Yesevi Türbesi,a¤aç sütun

Page 23: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄781

Kur›fljanov ve B.Sa¤›nd›kov taraf›ndan Almat›’da da eseryay›mlanm›flt›r.

Dîvân-› Hikmet

Hoca Ahmed Yesevî’nin fliirlerinin topland›¤› yaz-malara “Dîvân-› Hikmet” denir. Bunun sebebi AhmedYesevî’nin fliirlerinin “hikmet” terimiyle an›lmas›d›r.Ahmed Yesevî, 12. yüzy›lda Bat› Türkistan’da yaflam›flmutasavv›f bir flairdir. Sayram (‹sfîcab) flehrinde do¤mufl,7 yafl›nda Yesi flehrine göçmüfltür. “Yesevî” mahlâs›, “Ye-si flehrine ait” anlam›na gelmektedir. Güneybat› Kaza-kistan’daki Yesi flehri bugün “Türkistan” olarak adland›-r›lmaktad›r.

11. yüzy›l›n sonlar›nda do¤du¤u tahmin edilen Ah-med Yesevî’nin babas›n›n ad› ‹brahim, annesinin ad› Ay-fledir. Annesi bir fleyh k›z› oldu¤u gibi, babas› da kera-metleriyle tan›nm›fl bir fleyh idi. 7 yafl›nda yetim kalanAhmed Yesevî önce Yesi flehrinde Arslan Bab’ya intisapederek ondan el al›r. Fakat Arslan Baba’n›n bir y›l için-de ölümü üzerine Buhara’ya gider ve Yûsuf-› Hemedâ-nî’ye intisap eder. Ahmed Yesevî’nin as›l hocas› ve fleyhi-nin Yûsuf-› Hemedânî oldu¤u, ilim ve feyzini büyük öl-çüde ondan ald›¤› tahmin edilebilir. Elbette Buhara’da-ki çeflitli bilim ve tasavvuf çevrelerinde bulunmufl vekendisini gelifltirmifltir.

Ahmed Yesevî, Hemedânî’nin 3. halifesidir. Heme-dânî 1140’ta ölmüfl, ilk iki halifeden sonra 3. olarak Ah-med Yesevî tarikat fleyhi olmufltur. Ancak 1160’ta He-medânî’nin postuna oturan Yesevî, k›sa bir müddet son-ra bundan vazgeçmifl ve Yesi’ye dönmüfltür. Peygambe-rin 63 yafl›nda ölmüfl olmas› dolay›s›yla Yesevî’nin de 63yafl›na gelince Yesi’de bir kuyu yapt›r›p içine girdi¤i vekalan ömrünü orada geçirdi¤i rivayet edilir. “Yir ast›gakirdim muna” (Yer alt›na girdim iflte) nakaratl› fliiri, buhadiseye telmihte bulunmaktad›r. Ahmed Yesevî 1166y›l›nda Yesi’de vefat etmifltir.

Ahmed Yesevî’nin, dönemin önemli bir bilim vekültür merkezi olan Buhara’da iyi bir e¤itim gördü¤ü,Arapça ve Farsçay› çok iyi ö¤rendi¤i, ‹slâmî ilimler ko-nusunda da çok iyi yetiflti¤i tahmin edilebilir. Geçimi-ni tahta kafl›k yontup satarak sa¤lad›¤› rivayet edilmek-tedir.

Ahmed Yesevî’nin en önemli taraf› kurdu¤u Yesevî-lik tarikat›, yapt›¤› irflatlar ve yazd›¤› fliirler yoluylaMüslümanl›¤› sade bir flekilde göçebe Türk halk›na an-latmas›yd›. Bu konuda o kadar tesirli olmufltu ki kendi-sinin ve müritlerinin yetifltirdi¤i yüzlerce fleyh Türkis-tan ve Anadolu’da ayn› yoldan yürüyerek birçok yeni ta-rikat kurmufllar ve yüzlerce y›l Türkistan ve AnadoluTürklerinin manevî cephesini beslemifllerdi. Türklerin,Müslümanl›¤› taassuptan uzak, sade bir flekilde alg›la-malar› ve uygulamalar›nda Ahmed Yesevî ve takipçile-rinin çok önemli rolü olmufltur. Müritlerinin say›s›n›nçoklu¤unu menk›beler 99.000 ile ifade ederler. 12. yüz-y›lda vefat etmifl bulunan Yesevî’nin tesiri 14. yüzy›lsonlar›ndaki Temür devrinde çok güçlü bir flekilde de-

vam etmekteydi. 1396-1397 y›llar›nda Temür, Yese-vî’nin kabrini ziyaret etmifl ve Yesi flehrinde onun içinabidevî bir türbe yapt›rm›flt›. 16. yüzy›l bafllar›nda fii-ban Han da türbeyi tamir ettirmifltir. 17. yüzy›lda Ev-liya Çelebi’nin dahi soyunu Yesevî’ye ba¤lamas› onuntesirinin süreklili¤ini gösterir. Esasen Türkistan flehirle-rinden Kazan ve ‹stanbul’a dek yay›lm›fl bulunan Dî-vân-› Hikmet yazmalar› da çok sonraki as›rlara aittir.“Türk Edebiyat›nda ‹lk Mutasavv›flar” adl› eserindeFuat Köprülü, Yesevî tesirini ve Ahmed Yesevî -YunusEmre çizgisini mükemmel bir flekilde incelemifltir. Ah-med Yesevî’nin türbesinin bütün dünyadaki Türkler ta-raf›ndan bugün dahi ziyaret edilmesi ve Türkistan fleh-rinde onun ad›na Türkiye-Kazakistan ortak üniversitesikurulmas› Yesevî tesirinin hâlâ devam etti¤inin en so-mut delilleridir.

Dîvân-› Hikmet yazmalar› çok sonra (16. yüzy›ldansonra) istinsah edildikleri için dil bak›m›ndan Karahan-l› Türkçesinin de¤il Ça¤atay Türkçesinin özellikleriniyans›t›rlar. Ancak Yesevî, Karahanl›lar Dönemi’nde ya-flad›¤› için onun hikmetlerini Karahanl› Dönemi edebi-yat› içinde de¤erlendirmek gerekir. Hikmetlerin ço¤ukoflma tarz›nda kafiyelenmifl dörtlükler hâlindedir vehece vezniyle yaz›lm›flt›r. Mesnevî tarz›ndaki münâcatve nât ile gazelleri aruz vezniyle kaleme al›nm›flt›r. He-ceyle yaz›lm›fl gazel kafiyeli fliirleri de vard›r. Heceyleyaz›lm›fl koflma tarz›ndaki hikmetler 4+4+4=12 heceli;gazel tarz› hece fliirleri ise 7+7=14 veya 8+8=16 heceli-dir. Yesevî’nin kulland›¤› aruz vezinleri ise 2 fâilâtün 1fâilün, 2 mefâîlün 1 feûlün, 4 mefâîlün ve mef’ûlü me-fâîlü mefâîlü feûlün’dür. Görüldü¤ü gibi bunlar Türkfliirinde en s›k kullan›lan basit aruz vezinleridir. Esasengazellerin bir k›sm›, m›sra ortalar›ndan da kafiyeli olanmusammat gazellerdir ve bu hâlleriyle 4+3=7’lik koflmatarz›yla ayn› biçime sahiptirler. Dörtlükler ço¤unlukla10-12 k›t’a, gazeller ise 7 beyittir. Ancak 5-28 k›t’a ara-s›nda de¤iflen dörtlükler ve 5-15 beyit aras›nda de¤iflengazeller de vard›r. Arapça, Farsça kelimelerde tam kafi-yeyi, Türkçe kelimelerde yar›m kafiyeyi, hatta bazen sa-dece redifi tercih eden Yesevî’nin fliirlerinde çok güçlübir zikir ritmi vard›r.

Hikmetlerin birço¤unun zikir s›ras›nda okunmakiçin yaz›ld›¤› anlafl›lmaktad›r. On birimde + rahmet derya+ dolup taflt› Allah didim + fleytan mindin + y›rak kaçt› Hâyu heves + mâ vü menlik + turmay köçti On ikide + bu s›rla-r›n› + kördüm muna (On birimde rahmet denizi doluptaflt›;) (Allah dedim, fleytan benden uzaklaflt›;) (Arzuheves, benlik-bizlik, durmad› göçtü;) (On ikide bu s›r-lar› gördüm iflte.) dörtlü¤ünde, halk fliiri tarz›ndaki ka-fiyeler ve 4+4+4’lük duraklarla Ahmed Yesevî’nin zikirritmini kolayca yakalad›¤› aç›kça görülmektedir. Herkim sohbetke kildi + irendin ülüfl ald› Bat kildi bilifl bold› +dervifller sohbetinde (Her kim sohbete geldi, erlerden nasipald›;) (Tez geldi, tan›fl oldu, dervifller sohbetinde.) bey-tinde de iç kafiyelerle yine zikir ritminin yakaland›¤›görülüyor. Yesevî, gerek sa¤lad›¤› bu ritim yoluyla, ge-rek halk›n ruhuna hitap eden sade söyleyifllerle coflkun,

Page 24: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄782

ak›c› ve samimî bir üslûbun sahibi olmufltur. Onun fliir-lerini yüzy›llarca yaflatan da bu sadelik, samimiyet, cofl-kunluk ve ak›c›l›kt›r. Zikir s›ras›nda m›sralar müritlerindilinde âdeta ritmik davul sesi gibi yank›lanmaktad›r.Bu sesin flaman ayinlerinden Yesevî’nin hikmetlerineulaflt›¤› ve oradan Yunus Emre, Hac› Bayram, KaygusuzAbdal gibi tekke flairlerinin fliirlerine uzand›¤› muhak-kakt›r. Esasen tekke fliirlerinin birço¤unda bu ritmi sez-mek, hatta duymak mümkündür.

Yesevî’nin hikmetlerinde ifllenen konular çok derinde¤ildir. Dinin esaslar›, tasavvuf adab›, cennet-cehen-nem, k›yamet ahvali, peygamber sevgisi, dünyadan flikâ-yet dervifllere ait menk›beler hikmetlerin bafll›ca konula-r›d›r. Ahmed Yesevî kendi hayat›na ait baz› anlar› da fli-irlerinde anlat›r. Yaflname (yafl fliiri) tarz›ndaki uzun fliir-de onun hayat safhalar›n› görmek mümkündür:

On üçümde nefs hev#n› kolga ald›m Nefs bafl›ga yüz mi] bel# karmap sald›m Tekebbürni yirge urup bas›p ald›m On törtümde tofrak-s›fat boldum muna (On üçümde nefs hevesi ele ald›m;) (Nefsin bafl›na yüz bin belâ tutup sald›m;) (Tekebbürü yere vurup, bas›p ald›m,) (On dördümde toprak gibi oldum iflte.) fiu dörtlükte de Ahmed Yesevî, fleyhi Arslan Ba-

ba’dan, peygamber emaneti olan hurmay› ald›¤›n› anla-t›r. Rivayete göre Hz. Muhammed, sahabesinden ArslanBaba’n›n dama¤›na, ümmetinden Ahmed adl› birisineteslim edilmek üzere bir hurma yerlefltirir; Arslan Babada 400 y›l sonra hurmay› küçük Ahmed’e verir:

Agz›] açg›l ey kÜdek em#netin bireyin Mezesini yutmad›m aç agz›]a salay›n Hak resÑln› buyrug›n ümmet bolsam k›lay›n Arslan Babam sözlerin ifliti]iz teberrük (A¤z›n› aç ey çocuk, emanetini vereyim;) (Lezzetini tatmad›m, aç a¤z›na salay›m;) (Hak resûlün emrini, ümmet isem, k›lay›m;) (Arslan Babam sözlerini iflitin teberrük!)

fiu dörtlüklerde öbür dünya için haz›rl›k yapmak ge-rekti¤i, k›lavuzsuz (fleyhsiz) bu iflin olamayaca¤› kervanve k›lavuz benzetmesiyle sade bir flekilde anlat›lmaktad›r:

K#rv#n eger köçer bolsa azuk alur SÑd u ziy#n bolgan›n› anda bilür Azuks›z›n yolga kirgen yolda kalur Yükin yüklep yolga kirgen kalmas irmifl(Kervan e¤er göçer olsa az›k al›r;) (Kâr ve ziyan oldu¤unu orda bilir;) (Az›ks›z yola girenler yolda kal›r;) (Yük yükleyip yola giren kalmaz imifl.) Ahmed Yesevî, Bat› Karahanl›lar›n hüküm sürdü¤ü

Bat› Türkistan’da, Karahanl›lar›n son dönemlerinde ya-flam›fl ve eser vermifl mutasavv›f bir flairdir. Ancak onunmüritleri de ayn› tarzda hikmetler yazm›fllard›r. Bunlar-dan bilhassa Hakim Süleyman Ata meflhurdur.

Müritlerinin fliirleri de bazen Yesevî’ye mal edilmifl-tir. Dolay›s›yla Dîvân-› Hikmetlerdeki bütün fliirlerinYesevî’ye ait oldu¤unu söylemek zordur. Ancak yine deTürk tasavvuf fliirinin ilk örnekleri olan hikmetleri Ka-rahanl› Dönemi edebiyat› içinde de¤erlendirmek do¤rubir yaklafl›m say›lmal›d›r.

* * * 11. yüzy›lda Yarkent’te, Uygur ve Arap harfleriyle

kaleme al›nm›fl mahkeme belgeleri, edebiyat›n de¤il dilve hukuk tarihinin konusuna girer. Biri ‹stanbul Türk‹slâm Eserleri Müzesi’nde, di¤eri Londra’da, üçüncüsüSn. Peterburg’da bulunan sat›r alt› Kur’an tercümeleride Türk dil ve din tarihinin konular› aras›ndad›r. Kur’antercümeleri özellikle biçim bilgisi (morfoloji), leksikolo-ji ve anlam bilgisi (semantik) için zengin malzeme olufl-tururlar. Bütün bu eserler dikkate al›nd›¤›nda ‹slâm di-nini seçen Türklerin ilk din, hukuk, siyaset bilimi, sos-yoloji, sözlük, gramer ve edebiyat metinlerinin Karahan-l›lar Dönemi’nde meydana getirildi¤i ortaya ç›kar ve budurum, Gazneliler, Selçuklular gibi di¤er MüslümanTürk devletleri yan›nda Karahanl›lara özel ve seçkin biryer ay›rmam›z› gerekli k›lar.

ARAT, Reflit Rahmeti, Kutadgu Bilig I-Metin, ‹stanbul 1947. ARAT, Reflid Rahmeti, Atebetü’l-Hakay›k, Ankara 1951. ARAT, Reflit Rahmeti, Kutadgu Bilig II-Tercüme, Ankara 1959. ARAT, Reflit Rahmeti, Kutadgu Bilig III-‹ndeks, ‹stanbul 1979 (Haz›r-

layanlar: Kemal Eraslan, Osman F. Sertkaya, Nuri Yüce). ARSAL, Sadri Maksudi, Türk Tarihi ve Hukuk, ‹stanbul 1947. ATALAY, Besim, Divanü Lugat-it-Türk Tercümesi I, Ankara 1940. ATALAY, Besim, Divanü Lugat-it-Türk Tercümesi II, Ankara 1940. ATALAY, Besim, Divanü Lugat-it-Türk Tercümesi III, Ankara 1941. ATALAY, Besim, Divanü Lugat-it-Türk Dizini “Endeks”, Ankara

1943. B‹RTEK, Ferit, En Eski Türk Savlar›, Ankara 1944. BOMBAC‹, A., “Kutadgu Bilig Hakk›nda Bâz› Mülâhazalar”, Fuat Köp-

rülü Arma¤an›, ‹stanbul 1953. BROCKELMANN, Carl, Mitteltürkischer Wortschatz nach MahmÑd

Al K#flgarNs DNv#n Lug#t At-Türk, Budapest 1928.

BROCKELMANN, Carl, Osttütkische Grammatik der islamischenLitteratursprachen Mittelasiens, Leiden 1954.

CAFERO⁄LU, Ahmet, ‹lk Türk Dilcisi Kâflgarl› Mahmut, ‹stanbul1938.

CAFERO⁄LU, Ahmet, Türk Dili Tarihi Notlar›, ‹stanbul 1943.

CAFERO⁄LU, Ahmet, Türk Dili Tarihi II, ‹stanbul 1964.

CLAUSON, Sir gerard, An Etymological Dictionary of Pre-Thirte-enth-Century Turkish, Oxford 1972. DAMES, M. Longworth,“Gazneliler”, ‹A 4, 1997.

DANKOFF; Robert-KELLY, James, Compendium of the Turkic Di-alects (Türk fiiveleri Lugat›), Harvard I: 1982, II: 1984, III: 1985.

DANKOFF, Robert, Wisdom of Royal Glory (Kutadgu Bilig), Chica-go-London 1983.

D‹LAÇAR, A., Kutadgu Bilig ‹ncelemesi, Ankara 1972. Drevnetyurks-kiy Slovar, Leningrat 1969. ECK

Kaynaklar

Page 25: ‹lk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · l›r. Bugüne ulaflan metinleri 11. ve 12. yüzy›llara

TÜRKLER ORTAÇA⁄783

MANN, János, Middle Turkic Glosses of the Rylands ‹nterlinear Ko-ran Translation, Budapest 1976.

EKEWBAYEV, Askar, Jusup Balasagun-Kutt› Bilik, Almat› 1986(Çin’de Arap harfleriyle: Ulttar Baspas›, 1989).

ERASLAN, Kemal, Ahmed-i Yesevi: Dîvân-› Hikmetten Seçmeler,Ankara 1983.

ERASLAN, Kemal, “Divan-› Hikmet”, TDV ‹A, C. 9. ‹stanbul 1994.ERC‹LASUN, Ahmet B., Kutadgu Bilig Grameri-Fiil, Ankara1984.

ERC‹LASUN, Ahmet B., “Karahanl› Devri Edebiyat›”, Büyük TürkKlâsikleri 1, ‹stanbul 1985.

GABA‹N, Annemarie von, Eski Türkçenin Grameri, Ankara 1988 (çe-viren: Mehmet Akal›n).

GENÇ, Reflat, Karahanl› Devlet Teflkilât›, ‹stanbul 1981. GENÇ, Reflat, Kâflgarl› Mahmud’a Göre XI. Yüzy›lda Türk Dünyas›,

Ankara 1997. GÖKMEN, Fatin, “Bîrûnî” ‹A 2, 1997. HACIEM‹NO⁄LU, Necmettin, Karahanl› Türkçesi Grameri, Ankara

1996. ‹NALCIK, Halil, “Kutadgu Bilig’de Türk ve ‹ran Siyaset Nazariye ve Ge-

lenekleri”, Reflit Rahmeti Arat ‹çin, Ankara 1966. ‹NAN, Abdülkadir, “Kutadgu Bili¤ T›pk›bas›mlar›na girifl”, Kutadgu

Bili¤, T›pk›bas›m I, ‹stanbul 1942. KAÇAL‹N, S. Mustafa, “Dîvânü Lug_ti’t-Türk”, TDV ‹A, C. 9, ‹stanbul

1994. KAFESO⁄LU, ‹brahim, “Kutadgu Bilig ve Kültür Tarihimizdeki Yeri”

Tarih Enstitüsü Dergisi, 1, ‹stanbul, Ekim 1970. KAFESO⁄LU, ‹brahim, Türk Millî Kültürü, ‹stanbul 1999. Kilisli

Rif’at, Kitâbü Dîvân› Lügati’t-Türk, cild-i evvel: ‹stanbul 1333,cild-i sânî: ‹stanbul 1333, cild-i sâlis: ‹stanbul 1335.

KOZUBEKOV, Tölögön, Cusup Balasa¤›n-Kuttuu Bilim- Dastan,Moskva 1993. Köprülüzâde Mehmed Fuad, Türk Edebiyat› Tarihi,‹stanbul 1926.

KUR‹fiJANOV, E.-SA⁄‹ND‹KOV, B., Ahmet Yükneki- Akikat Suy›,Almat› 1985.

Kutadgu Bili¤, T›pk›bas›m I, Viyana nüshas›, ‹stanbul 1942. KutadguBili¤, T›pk›bas›m II, Fergana nüshas›, ‹stanbul 1943.

Kutadgu Bili¤, T›pk›bas›m III, M›s›r nüshas›, ‹stanbul 1943. MAHMUDOV, K., Hibatu’l-Hakayik, Taflkent 1968. MAHMUDOV, K., Ahmad Yugnakining “Hibatu’l-Hakayik” Eseri

Hakida, Taflkent 1972. MANSURO⁄LU, Mecdut, “Karahanl›ca”, Tarihî Türk fiiveleri, Anka-

ra 1979 (çeviren: Mehmet Akal›n). MUTALL‹BOV, S. M., Mahmud Kaflgariy, Turkiy Sözlar Devani, Tafl-

kent I: 1960, II: 1961, III: 1963, IV: 1967. MUT‹Y, ‹brahim-OSMANOV, Mirsultan, “Mehmut Keflkeriyni Juti, Ha-

yati ve Mazari To¤risida”, Tarim, say›: 3, 1984.

Necib As›m Balhasano¤lu, “Un texte ouïgour du X‹‹e siècle” KeletiSzemle, VII, 1906.

Necib As›m, “Uygur Yaz›s› ile Hibetü’l-Hakay›k’›n Di¤er Bir Nüshas›”,TM ‹, ‹stanbul 1925.

Necib As›m, Hibetü’l-Hakay›k, ‹stanbul 1334.

N‹GMATOV, H. G., Morfologiya Tyurkskogo glagola po materialamslovarya Mahmuda Kaflgarskogo, Leningrad 1970.

PR‹TSAK, Omeljan, “Mahmud Kâflgarî Kimdir?” TM, X, ‹stanbul 1953.

PR‹TSAK, Omelyan, “Karahanl›lar”, ‹A 6, 1997.

RADLOFF, Wilhelm, Kudatku Bilik, Facsimile der uigurischenHandschrift der K. K. Hofbibliothek in Wien, St. petersburg1890.

RADLOFF, Wilhelm, Das Kudatku Bilik des Jusuf Chass-Hadschibaus Bälasagun, Theil I, Der Text in Transcription, St. Petersburg1891.

RADLOFF, Wilhelm, Das Kudatku Bilik des Jusuf Chass-Hadschibaus Bälasagun, Theil ‹‹, Der Text und Übersetzung nach denHandschriften von Wien und Kairo, 1. Lieferung, St. Petersburg1900.

RADLOFF, Wilhelm, Das Kudatku Bilik des Jusuf Chass-Hadschibaus Bälasagun, Theil II, Text und Übersetzung nach denHandschriften von Wien und Kairo, 2. Lieferung, St. Petersburg1910.

R‹TTER, H., “Ferrûhî”, ‹A 4, 1997.

fiÇERBAK, A. M., Grammatiçeskiy oçerk yaz›ka tyurkskih tekstovX-XIII vv. iz vostoçnogo Turkestana, Moskva-Leningrad 1961.

STEBLEVA, ‹ V., Razvitiye Tyurkskih poetiçeskih form v XI veke,Moskva 1971.

TAL‹BOV, Tu¤lukcan, Kutad¤u Bilik ve Uni] Leksika -StilistikilikAlahidilikliri, Almuta 1996.

TEK‹N, Talât, Volga Bulgar Kitabeleri ve Volga Bulgarcas›, Ankara1988.

TEK‹N, Talât, XI. Yüzy›l Türk fiiiri-Divanü Lügati’t-Türk’teki Man-zum Parçalar, Ankara 1989.

TÖMÜR, Hemit-EYÜP, Tursun, Atebetü’l-Hakay›k, Pekin 1980.

ULUTÜRK, Xelil R›za, Yusif Balasagunlu: Gutadgu Bilik (poema),Bak› 1998.

ÜLKÜTAfi‹R, fiakir, Büyük Türk Dilcisi Kâflgarl› Mahmut, ‹stanbul1946.

VAMBERY, H., Uigurische Spachmonumente und Kudatku Bilik,‹nnsbruck 1870.

VEL‹YEV, Kâmil-ESKER, Ramiz, Yusif Balasagunlu: Gutadgu Bilik-Xoflbextliye Aparan elm, Bak› 1994. Yusup Xas Hâcip, KutadguBilig, Ürümçi 1984.