Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
LaMn2Si2 ALAŞIMININ NANOPARÇACIKLARININ
MANYETİK VE YAPISAL ÖZELLİKLERİ
Ali Şimşek TEKEREK
FİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ANKARA
2007
Her hakkı saklıdır
Prof. Dr. Ayhan ELMALI danışmanlığında, Ali Şimşek TEKEREK tarafından hazırlanan “LaMn2Si2 Alaşımının Nanoparçacıklarının Manyetik ve Yapısal Özellikleri” adlı tez çalışması 10/09/2007 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan: Prof. Dr. Ali GENCER Ankara Üniversitesi, Fizik Bölümü Üye: Prof. Dr. Ayhan ELMALI Ankara Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Bölümü Üye: Doç. Dr. Mehmet KABAK Ankara Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Bölümü Yukarıdaki sonucu onaylarım. Prof. Dr. Ülkü MEHMETOĞLU Enstitü Müdürü
i
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
LaMn2Si2 ALAŞIMININ NANOPARÇACIKLARININ
MANYETİK VE YAPISAL ÖZELLİKLERİ
Ali Şimşek TEKEREK
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Ayhan ELMALI
Bu tez çalışmasında, LaMn2Si2 nanoparçacıklarının manyetik ve yapısal özellikleri
incelenmiştir. İlk olarak, LaMn2Si2 intermetalik bileşiği bulk olarak elde edilmiştir.
Elde edilen bileşiğin X-ışını desenleri incelenmiş ve bu bileşiğin hacim merkezli
tetragonal ThCr2Si2 tipi yapıda, saf olarak kristalleştiği belirlenmiştir. Daha sonra bu
bileşik, mekanik öğütme yöntemi kullanılarak 30 dakika öğütülmüş ve bileşiğin
nanoparçacıkları elde edilmiştir. Elde edilen bu nanoparçacıkların, manyetik ve yapısal
özellikleri, X-ray ışını toz kırınımı, manyetik ölçümler ve TEM çalışmaları ile
araştırılmıştır. Elde edilen nanoparçacıklarda herhangi bir safsızlığın oluşmadığı ve
nanoparçacıkların 20 nm boyutlarına kadar indikleri TEM resimleri ile duyarlı olarak
belirlenmiştir. Bileşiğin manyetik histerisis ölçümü incelendiğinde, bulk halde bulunan
bileşikte gözlemlenmeyen zorlayıcı alanın, bileşiğin nano boyuta getirildiğinde oluştuğu
görülmüştür.
2007, 51 sayfa
Anahtar Kelimeler: Nanomanyetizma, Nanoparçacıklar, Mekanik Öğütme, Manyetik
Ölçümler, Zorlayıcı Alan.
ii
ABSTRACT
Masters Thesis
MAGNETIC AND STRUCTURAL PROPERTIES
OF NANOPARTICLES OF LaMn2Si2 ALLOYS
Ali Şimşek TEKEREK
Ankara University
Graduate School of Natural and Applied Sciences
Department of Physics Engineering
Supervisor: Prof.Dr. Ayhan ELMALI
In this thesis, magnetic and structural properties of nanosized LaMn2Si2 intermetallic
compounds are investigated. First, a bulk LaMn2Si2 intermetallic compound is
produced. This sample is investigated by using X-ray powder diffraction analysis and
the results confirm that the sample crystallize in the ThMn12-type body centered
tetragonal structure with no any impurity phase. After check of purity, the sample has
been milled for 30 minutes to produce nanoparticles of LaMn2Si2. Structural and
magnetic properties of nanoparticles of LaMn2Si2 have been investigated by means of
X-ray powder diffraction, magnetic measurements and TEM studies. TEM studies and
X-ray powder diffraction analysis show that there are no impurity in the nano-sized
samples and the size of particles are about 20nm. Magnetic hysterisis measurements
show that nanoparticles have coercive field, however the bulk specimen do not.
2007, 51 pages
Key Words: Nanomagnetism, Nanoparticles, Mechanical Milling, Magnetic
Measurements, Coercive Field
iii
TEŞEKKÜR
Yüksek lisans ve tez çalışmalarım boyunca büyük yardım ve desteğini gördüğüm,
hoşgörüsünü eksik etmeyen danışmanım Sayın Prof. Dr. Ayhan ELMALI’ya, bu
çalışmalarım sırasında elinden gelen tüm olanakları sağlayan ve yardımını esirgemeyen
hocam Sayın Prof. Dr. Yalçın ELERMAN’a, araştırma konum ile ilgili verdiği deneysel
bilgi ve yorumları ile çalışmalarımda büyük emeği olan Sayın Yard.Doç.Dr. İlker
DİNÇER’e, örneklerimin X-ışını toz kırınım deneylerini yapan ve bu konuda desteğini
esirgemeyen Sayın Öznur ÇAKIR’a, gösterdikleri ilgi, sevgi ve arkadaşlıklarından
dolayı arkadaşlarım Didem KETENOĞLU, Pınar SEVGİ, Zuhal ÖZDEMİR ve Tolga
İNAL’a teşekkür ederim.
Ali Şimşek TEKEREK
Ankara, Eylül 2007
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET................................................................................................................................. i ABSTRACT.....................................................................................................................ii TEŞEKKÜR ...................................................................................................................iii SİMGELER DİZİNİ .......................................................................................................v ŞEKİLLER DİZİNİ .......................................................................................................vi ÇİZELGE DİZİNİ ........................................................................................................vii 1. GİRİŞ .........................................................................................................................1 2. KURAMSAL TEMELLER......................................................................................4 2.1 X-Işını Kırınımı ......................................................................................................4 2.2 Kırınım Deseninin İncelenmesi.............................................................................5 2.3 Scherrer Formülü...................................................................................................7 2.4 Geçirmeli Elektron Mikroskobu (TEM)..............................................................7 2.5 Manyetizma ............................................................................................................9 2.5.1 Diamanyetizma.......................................................................................................9 2.5.2 Paramanyetizma...................................................................................................10 2.5.3 Ferromanyetizma .................................................................................................12 2.5.4 Antiferromanyetizma...........................................................................................14 2.5.5 Ferrimanyetizma..................................................................................................16 2.5.6 Doyma mıknatıslanması ......................................................................................17 2.5.7 Manyetik bölgeler.................................................................................................18 2.5.8 Manyetik histerisis ...............................................................................................19 2.5.9 Zorlayıcı alan (Coercivity) ..................................................................................21 2.6 Nanoparçacıkların Manyetizması ......................................................................21 2.6.1 Manyetik anizotropi.............................................................................................21 2.6.2 Parçacıklararası değiş-tokuş etkileşimleri .........................................................24 2.6.3 Nanomanyetizma..................................................................................................24 2.7 Mekanik Öğütme..................................................................................................26 2.7.1 Öğütme parametreleri .........................................................................................28 3. MATERYAL VE YÖNTEM..................................................................................34 3.1 Örneklerin Elde Edilmesi ....................................................................................34 3.2 X-Işını Toz Kırınım Ölçümleri ...........................................................................35 3.3 Nanoparçacıkların Üretimi .................................................................................36 3.4 Nanoparcıkların Karakterizasyonu ...................................................................38 3.4.1 Nanoparçacıkların X-ışını toz kırınımı ile incelenmesi ....................................38 3.4.2 Nanoparçacıkların TEM ile incelenmesi............................................................38 3.5 Manyetik Ölçümler ..............................................................................................39 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA....................................................41 4.1 X-Işını Kırını Desenleri .......................................................................................41 4.1.1 Bulk örneklerin X-ışını toz kırınım deseni ........................................................41 4.1.2 Nanoparçacıkların X-ışını toz kırınım deseni ...................................................42 4.1.3 Nanoparçacıkların büyüklüklerinin X-ışını kırınım deseninden
elde edilmesi ..........................................................................................................43 4.2 TEM Sonuçları .....................................................................................................44 4.3 Manyetik Ölçüm Sonuçları .................................................................................46 5. SONUÇ.....................................................................................................................49 KAYNAKLAR ..............................................................................................................50 ÖZGEÇMİŞ...................................................................................................................51
v
SİMGELER DİZİNİ
a, b, c, α, β, γ Birim hücre parametreleri
C Curie-Weiss
d Düzlemler arası uzaklık
e Elektronun yükü
H Magnetik alan
Ik X-Işını Şiddeti
L Parçacık büyüklüğü
M Mıknatıslanma
T Sıcaklık
TC Curie sıcaklığı
θ Saçılma açısı
λ Dalga boyu
µB Bohr magnetonu
RB Bragg Faktörü
χ Manyetik alınganlık
vi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1.1 ThCr2Si2 Tipi kristal yapı...................................................................................2 Şekil 2.1 X-ışınlarının kristaldeki paralel düzlemlerden yansıması..................................4 Şekil 2.2 Geçirmeli elektron mikroskobunun (TEM) yapısı.............................................8 Şekil 2.3 Diamanyetik malzemenin atomları ....................................................................9 Şekil 2.4 Diamanyetik bir malzemenin M-H grafiği ......................................................10 Şekil 2.5 Paramanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi.....................................10 Şekil 2.6 Dış manyetik alan altında paramanyetik bir malzemenin düzenlenimi ...........11 Şekil 2.7 Paramanyetik bir malzemenin M-H grafiği .....................................................11 Şekil 2.8 Ferromanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi ...................................13 Şekil 2.9 Dış manyetik alan altında ferromanyetik bir malzemenin manyetik ...............13 Şekil 2.10 Ferromanyetik bir malzemenin M-H grafiği..................................................14 Şekil 2.11 Antiferromanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi ...........................15 Şekil 2.12 Dış manyetik alan altında antiferromanyetik bir malzemenin düzenlenimi ..15 Şekil 2.13 Antiferromanyetik bir malzemenin M-H grafiği ...........................................15 Şekil 2.14 Ferrimanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi ..................................16 Şekil 2.15 Dış manyetik alan altında ferrimanyetik bir malzemenin düzenlenimi .........16 Şekil 2.16 Ferrimanyetik bir malzemenin M-H grafiği ..................................................17 Şekil 2.17 Doyma mıknatıslanmasının sıcaklıkla değişimi (T2 > T1).............................18 Şekil 2.18 Bir malzemedeki manyetik bölgeler ..............................................................18 Şekil 2.19 Manyetik bölgeler arasındaki bölge duvarının yapısı....................................19 Şekil 2.20 Manyetik histerisis eğrisi ...............................................................................20 Şekil 2.21 Manyetik anizotropiye sahip bir kristaldeki manyetik eksenler ....................22 Şekil 2.22 Manyetik anizotropik bir malzemenin manyetik eksenler göre M-H grafiği 23 Şekil 2.23 Eliptik bir parçacığın manyetik yapısı ...........................................................23 Şekil 2.24 Parçacık büyüklüğü – Zorlayıcı Alan Eğrisi..................................................25 Şekil 2.25 Mekanik öğütme işlemi .................................................................................28 Şekil 2.26 Parçacık büyüklüğünün örnek-bilye ağırlık oranına göre değişimi...............30 Şekil 3.1 Örneklerin üretiminde kullanılan ark fırını......................................................34 Şekil 3.2 Rigaku D.max 2200 x-ışını difraktometresi geometrisi...................................35 Şekil 3.3 Spex 8000M öğütme sistemi............................................................................36 Şekil 3.4 Öğütme kabı ve bilyeleri..................................................................................36 Şekil 3.5 Unilab argon-box .............................................................................................37 Şekil 3.6 SQUID sisteminin manyetik algılama yapısı...................................................39 Şekil 4.1 Bulk LaMn2Si2 x-ışını toz deseni.....................................................................41 Şekil 4.2 Nano LaMn2Si2 x-ışını toz deseni....................................................................42 Şekil 4.3 Dark-field TEM Görüntüsü..............................................................................44 Şekil 4.4 Bright-field TEM Görüntüsü ...........................................................................45 Şekil 4.5 Bulk örneğin sıcaklığa bağlı mıknatıslanma ölçümleri ...................................46 Şekil 4.6 Nano örneğin sıcaklığa bağlı mıknatıslanma ölçümleri...................................47 Şekil 4.7 Bulk ve nano örnekler için histerisis ölçümleri ...............................................48
vii
ÇİZELGE DİZİNİ
Çizelge 4-1 Arıtımlar sonucu elde edilen örgü parametreleri .........................................43
1
1. GİRİŞ
Önemli teknolojik uygulama alanları nedeni ile son yıllarda manyetik nanoparçacıklar
konusunda oldukça yoğun bilimsel araştırmalar yapılmaktadır. Bu uygulama alanlarına
örnek olarak, manyetik kayıt ortamları, manyetik soğutucular, transformatörler ve güçlü
kalıcı mıknatıslar verilebilir. Nano boyuttaki malzemeler, hacimli (bulk) malzemelerden
oldukça farklı yapısal, elektriksel ve manyetik özellikler göstermektedirler
(Hadjipanayis et al. 1999, Cantor et al. 2001). Bunlara örnek olarak nano boyuta
getirilen malzemelerim kalıcı mıknatıslanmalarının artması, zorlayıcı alan değerlerinin
artması, mukamevetlerinin artması gibi birçok örnek verilebilir. Yapılan deneysel
çalışmalarından çeşitli yöntemlerle nano boyuta indirgenen malzemelerin manyetik
özelliklerinde oldukça ilginç ve önemli sonuçlar bulunmuştur.
İlginç manyetik faz geçişleri gösteren ve özellikle metafaz geçişleri nedeni ile manyetik
direnç gibi fiziksel özellikler gösteren 122 (RT2X2 : R: nadir yer elementi, T: geçiş
metali ve X: Si, Ge) sistemleri üzerine oldukça yoğun bilimsel araştırmalar yapılmıştır.
122 sistemlerinden LaMn2Si2 intermetalik hacimli alaşımının yapısal ve manyetik
özellikleri daha önce çalışılmıştır. Hacimli LaMn2Si2 intermetalik hacimli alaşımında
herhangi bir zorlayıcı alan gözlenmemiştir. Literatürdeki bulk ve nano malzemelerin
manyetik özellikleri üzerine yapılan araştırmaların sonucu değerlendirilmiş, nano boyut
ile zorlayıcı alan arasında bir ilişki olabileceği düşünülmüştür. Bu değerlendirmelerin
ışığı altında, önce LaMn2Si2 intermetalik hacimli alaşımı ark fırınında elde edilmiştir.
Daha sonra X-ışını toz kırınımı ile yapıda yabancı bir faz olup olmadığı araştırılmıştır.
Daha sonra hacimli malzemenin manyetik özellikleri ölçülerek, sonuçlar bilimsel
literatürle karşılaştırılmıştır. Nanoparçacıkları elde edebilmek için hacimli LaMn2Si2
intermetalik alaşımı, mekanik öğütme aleti ile öğütülmüştür. Elde edilen öğütülmüş
örneklerin X-ışını toz kırınım ile incelenmesinden öğütme sırasında herhangi bir
yabancı fazın oluşmadığı belirlenmiştir. Daha sonra bu örneklerin yapısal özellikleri
Geçirmeli Elektron Mikroskobu (TEM) ile araştırılmıştır. Çalışmanın son aşamasında
manyetik özellikler sıcaklığa ve alana bağlı olarak araştırılmıştır. Yapılan bu çalışmalar
sonucunda, elde edilen LaMn2Si2 nanoparçacıklarının 20nm boyutlarına indikleri ve
daha önce hacimli (bulk) halde göstermedikleri zorlayıcı alanın nanoparçacık halinde
oluştuğu bulunmuştur.
2
RT2X2 tipi bileşikler hacim merkezli tetragonal ThCr2Si2 tipi yapıya sahip olup, uzay
grubu olarak da I4/mmm uzay grubundadır. RT2X2 tipindeki bileşikler ilginç manyetik
özelliklere sahip olduklarından oldukça fazla incelenmişlerdir (Szytula et al. 1981,
Szytula et al. 1982, Szytula et al. 1992). Bu yapılarda R nadir yer elementi, T 3d geçiş
metali ve X Silisyum(Si) ya da Germanyum(Ge)’dur.
Şekil 1.1 ThCr2Si2 Tipi kristal yapı
Şekil 1.1’de ThCr2Si2 tipi kristal yapı gösterilmiştir. RT2X2 yapısı içerisinde, R nadir
yer elementi 2a(0, 0, 0), T 3d geçiş metali 2d(0, 1/2, 1/4) ve X atomları 4e(0, 0, z)
konumlarına yerleşirler (Ban et al. 1965, Ban et al. 1967). Manyetik özellikler açısında
bakılacak olursa RT2X2 bileşiğinde geçiş metali (X) Cu, Co, Fe, Cu kullanıldığında
malzemede bir manyetik düzenlenime rastlanmazken, X yerine Mn kullanıldığında
manyetik düzenleme görülmüştür. Bu manyetik düzenlenme asıl olarak iki manyetik alt
sistemden oluşur. İlki 100 K sıcaklığın altında düzenlenebilen R nadir yer elementine
R
T X
3
bağlı altı sistemdir. İkinci sistem ise Mn-Mn alttabakarının birbirlerine uzaklığına ve
tabaka içi Mn-Mn uzaklığına bağlı olan manyetik düzenlenimdir. RT2X2 bileşikleri için
Mn-Mn alttabakalarına ve tabaka içi Mn-Mn uzaklıklarına bağlı düzenlenim şu şekilde
açıklanabilir: (dMn-Mn : Mn - Mn alttabakaları arası uzaklık)
daMn-Mn < 2.84 Å (a < 4.02 Å) ise tabaka içi antiferromanyetik, tabakalar arası
ferromanyetik,
2.84 Å < daMn-Mn < 2.87 Å (4.02 Å < a < 4.06 Å) ise tabaka içi antiferromanyetik,
tabakalar arası antiferromanyetik,
daMn-Mn > 2.87 Å (a > 4.06 Å) ise tabaka içi antiferromanyetik, tabakalar arası
ferromanyetik,
düzenlenimleri gözlenir. (Welter et al. 1995, Venturini et al. 1995, Venturini et al.
1995, Venturini et al. 1996, Ijjaali et al. 1998, Elerman et al. 2004)
4
2. KURAMSAL TEMELLER
2.1 X-Işını Kırınımı X-ışını kırınımı kristal yapıların analizinde kullanılan bir yöntemdir ve bu yöntemle
kristal olarak elde edilen bir malzemenin yapısı incelenebilir, içerisinde yabancı fazların
olup olmadığına karar verilebilir. İlk defa 1912 yılında W. L. Brag tarafından
bulunmuştur. Burada kırınım olayı, kristal örgü içerisindeki aynı miller indislerine sahip
ve aralarında “d” uzaklığı bulunan düzlemlerden yansıyan X-ışınlarının girişimi
sonucunda oluşur.
Şekil 2.1 X-ışınlarının kristaldeki paralel düzlemlerden yansıması
Şekil 2.1’de X-ışınlarının düzlemlerden yansımaları görülmektedir. Burada “θ” gelen
X-ışını ile düzlem arasındaki açıdır. A ve D noktalarından yansıyan ışınlar arasındaki
yol farkını;
θsin2dDCBD =+ (2.1)
şeklinde yazabiliriz. Bu yazdığımız yol farkı, gönderdiğimiz X-ışının tam katları ise
yapıcı girişim olayı, değilse yıkıcı girişim olayı meydana gelir. Ayrıca bu olay sırasında
X-ışınlarının kristal düzlemlerinde esnek olarak saçıldığını düşünürsek (şayet böyle
düşünmezsek X-ışınının örgü içerisinde enerjisi yani dalga boyu değişecektir), Bragg
yasasını aşağıdaki gibi yazabiliriz (Kittel et al. 1986):
θ θ A
B C
D
d
d
5
λθ nd =sin2 (2.2)
Denklem 2.2’de görüldüğü gibi iki ardarda farklı iki düzlemden yansıyan X-ışınları
arasındaki yol farkı dalga boylarının katlarına eşitlenmiştir. İşte biz buradan elde
edeceğimiz kırınım desenine bakarak kristal örgü hakkında bilgi edinebiliriz.
2.2 Kırınım Deseninin İncelenmesi Elde edilen bir örnekten alınan x-ışını ya da nötron kınımı deseninin elde edilmek
istenen kristal yapının deseni ile karşılaştırılması gerekir. Bu işleme arıtım denir ve bu
işlemde “Fullprof” programı kullanılır. Bu program örnekten alınan x-ışını deseni ile
elde edilmek istenen kristalin teorik x-ışını desenini “Rietveld Artımı” ile en küçük
kareler yöntemini kullanarak birbirine uyuşturmaya çalışır. Bu uyuşturma işlemi
yapılırken aşağıdaki parametreler değiştirilebilir.
Difraktometre ilgili parametreler:
• Skala Faktörü
• Difraktometrenin sıfır ayarı
• Çizgi genişlemesi ve şekilsellik
• Taban sayımı
• Tercihli yönelim
• Örnek yer değiştirmesi ve saydamlık
• Yüzeysel soğurma
• Sönüm
Yapı ile ilgili parametreler:
• Örgü parametreleri
• Kesirli atomik koordinatlar
• Doluluk parametreleri
• Sıcaklık faktörleri
6
Bu parametrelerin yanında birde arıtılmayan parametreler vardır, bunların değerleri
zaten kesin olarak arıtımdan önce bilinir. Bu parametreler şunlardır:
• Özel konumlarda bulunan atom koordinatları
• Uzay grubu
• Radyasyon dolgaboyu (x-ışını yada nötron dalgaboyu)
• Kα1 ve Kα2 ikilisinin yoğunluk oranı
• Taban sayımını tanımlayan profil fonksiyonunun başlangıcı
Arıtımda uyumun ölçüsü çok önemlidir. Böylece kristalin ne kadar kusursuz olduğunu
anlarız. Arıtımın iyi olması gözlenen ile hesaplanan şiddet değerleri arasındaki uyumun
en iyi hale getirilmesiyle sağlanır. Uyumun değerini “R-Bragg Faktörü” verir ve şu
şekilde tanımlanır:
∑∑ −
=)(
))(())(((
gözI
hesIgözIR
K
KK
B (2.3)
Buradaki IK(göz) gözlenen şiddet değeri iken, IK(hes) teorik olarak hesaplanan değerdir.
R-Bragg Faktörü’nün olabildiğince küçük (RB < 0.1) olması istenir, çünkü bu değer ne
kadar küçük olursa elde edilen kristal o kadar düzgün, saf ve önerilen yapının
uygunluğunu göstermektedir.
Rietveld arıtımı yaparken şu noktalara dikkat etmeliyiz:
• Difraktometre iyi ayarlanmış olmalıdır. İyi ayarlanmamış difraktometre çizginin
kaymasına ve genişlemesine neden olur, buda arıtımla düzeltilemez.
• İyi örnekler kullanılmalıdır, kötü örnekler şiddetleri rasgele düzenler, ayrıca
örnek yüzeyinin pürüzlü olmaması için örnek iyice öğütülerek homojen hale
getirilmelidir.
• İyi bir desen için yeterli sayım zamanı olmalıdır, eğer zaman azsa elde edilen
şiddet değerleri arıtım için yeterli olmayabilir.
7
2.3 Scherrer Formülü Scherrer formülü x-ışını deseninden yararlanarak elde edilen nanoparçacıkların
büyüklüklerinin bulunmasına yarar. Çünkü x-ışını alınacak bir örnekteki parçacıkların
boyutları ne kadar küçülürse, x-ışını desenindeki piklerde de buna bağlı olarak bir
genişleme söz konusu olur. Scherrer formülü aşağıdaki gibi ifade edilir (Yongsheng Liu
et al. 2005):
L
1sin2
cos+=
λθε
λθβ (2.4)
Burada L parçacık büyüklüğü, λ kullandığımız x-ışını kaynağının dalgaboyu, β x-
ışınında ele aldığımız pikin yüksekliğinin yarısındaki genişliği (radyan cinsinden), θ
pikin bulunduğu acı değeri ve son olarak da ε örgü gerilimidir. Formülde görüldüğü
gibi β pik yarı genişliği arttıkça parçacıklarında boyutları β ile ters orantılı olarak
azalmaktadır. L’nin birimi ise λ’ya bağlı olup, eğer λ µm ise µm, nm ise nm
cinsindendir.
2.4 Geçirmeli Elektron Mikroskobu (TEM) Geçirmeli elektron mikroskopları nano boyuttaki yapıların parçacıkların ya da yapıların
büyüklüğü hesaplarında, şekillerinin belirlenmesinde, kristal yapı bozukluklarının
saptanmasında ve bir bileşikteki elementlerin bileşik içindeki oranlarının
belirlenmesinde kullanılır. Geçirmeli elektron mikroskobu aslında bir slayt göstericisi
gibi çalışır. Slayt göstericisinde arkadan bir ışık kaynağı slaydın üzerine ışık gönderir ve
bu ışık slayt üzerindeki yapılardan ve nesnelerden etkilenerek bir perdeye düşer, tabi bu
esnada ışığın düzgün bir şekilde slayda gelip buradan yine düzgün bir şekilde perdeye
düşmesi için birçok optik eleman kullanılır. İşte geçirmeli elektron mikroskobu da bu
sistem gibi çalışır, ama buradaki fark ışık kaynağı yerine bir elektron kaynağının
bulunmasıdır. Bu sistemde de elektronlar kaynaktan çıkıp optik elemanlardan geçerek,
örnekle etkileşip daha sonra yine optik elemanlar yardımıyla gözlemin yapılacağı
ekrana düşürülür.
8
Elektron kaynağı
Birinci yoğunlaştırıcı mercek
İkinci yoğunlaştırıcı mercek Yoğunlaştırıcı yarığı
Örnek Objektif mercek Objektif yarığı
Bölge seçme yarığı
Birinci düzenleyici mercek
İkinci düzenleyici mercek
Projektör mercek
Ekran (fosfor)
Şekil 2.2 Geçirmeli elektron mikroskobunun (TEM) yapısı
Şekil 2.2’de bir geçirmeli elektron mikroskobunun yapısı gösterilmiştir. Burada
elektronlar elektron kaynağından dışarı çıktıktan sonra ilk olarak birinci yoğunlaştırıcı
ve ikinci yoğunlaştırıcı merceklere girerler. Bu mercekler kaynaktan çıkan elektronları
odaklayarak ışının şiddetinin sağlarlar. Buradan hemen sonra yoğunlaştırıcı yarığa gelir
ve bu yarık merceklerden gelen geniş açılı elektronları geçirmeyerek demetin düzgün
bir şekilde örneğim üzerine düşmesini sağlar. Bu işlemlerden sonra elektronlar örneğin
üzerine düşer ve örnekle etkileşerek diğer taraftan çıkarlar. Elektronlar örnekten
çıktıktan sonra objektif mercekte yeniden odaklanırlar. Objektif mercekten hemen
sonraki objektif yarığı objektif merceğinden çıkan ışındaki geniş açılı elektronları
durdurarak kontrastın artmasını sağlarken, bölge seçme yarığı da ekrana hangi bölgenin
görüntüsü düşürülmek isteniyorsa o bölgeyi seçme işine yarar ve bu yarık dışarıdan
kontrol edilir. Bu yarıklardan sonra elektronlar birinci ve ikinci düzenleyici merceklere
girerler bu mercekler elektron demetini uygun ve görüntü kalitesini bozmayacak şekilde
büyütürler. Daha sonra demet projektör merceğe girer ve bu mercekte görüntü ekrana
düşmeden demete son şeklini verir. Son olarak demet fosfor ekrana düşer ve bu şekilde
örneğin görüntüsüne ulaşırız. Bu görüntü bir resim karesi gibidir ve büyütme oranı da
bilindiği için görüntü üzerinden istenilen ölçümler alınabilir ve yapı ile inceleme
yapılabilir.
9
2.5 Manyetizma 2.5.1 Diamanyetizma Diamanyetik malzemeler negatif mıknatıslanmaya sahip manyetik malzemeler olarak
düşünülebilir. Diamanyetik malzemelerde atomlar net bir manyetik momente sahip
değillerdir. Fakat malzemeye dışarıdan bir manyetik alan uygulandığında yörüngedeki
elektronlar bu manyetik alanla etkileşir ve hızları değişir. Bu elektronlar bir teldeki
akım gibi düşünülebilir, bir çembersel telde akım değiştirildiğinde bu akımı eski haline
dönüştürmeye çalışan bir elektromotor kuvveti meydana gelir. Bu etki yörüngelerde
dolaşan elektronlarda da meydana gelir ve dışarıdan uygulanan manyetik alana karşı
başka bir manyetik alan oluşur. Bu durumda malzeme dışarıdan uygulanan manyetik
alanı yavaşça itmiş olur. İşte bu tip manyetik malzemelere “Diamanyetik” malzemeler
denir. Şekil 2.3’de görüldüğü gibi eğer her bir mavi daireyi bir atom olara düşünürsek,
bu atomların hiçbirinin net manyetik momentleri yoktur, sadece harici bir manyetik
alanla karşılaştıklarında tepki veririler.
Şekil 2.3 Diamanyetik malzemenin atomları
Şekil 2.4’de ise diamanyetik bir malzemenin dışarıda uygulanan bir manyetik alana (H)
nasıl bir tepki verdiği görülmektedir. Bu tepki görüldüğü gibi, malzemenin ters taraftan
bir manyetik alan (M) meydana getirmesidir. Ayrıca bu grafikten dış manyetik alanın
arttıkça, malzemenin meydana getirdiği alanında arttığı görülmektedir.
10
Şekil 2.4 Diamanyetik bir malzemenin M-H grafiği
2.5.2 Paramanyetizma Paramanyetik malzemelerde her bir atom net manyetik momente sahiptir, fakat bu
manyetik momentler örgü içerisinde rasgele yönlenmişlerdir. Bu rasgele yönelimden
dolayı malzeme üzerinde herhangi bir dış manyetik alanın etkisi yokken bu malzemenin
mıknatıslanması sıfırdır. Fakat dışarıdan bir manyetik alan uygulandığında bu rasgele
yönlenmiş manyetik momentler uygulanan alan doğrultusunda yönlenirler ve hepsi
birlikte toplam bir manyetik alan oluşturlar. Şekil 2.5’de dışarıdan bir manyetik alan
uygulanmıyorken örgü içerisindeki atomların manyetik momentlerinin yönelimleri
görülürken, Şekil 2.6’da malzemenin üzerine dışardan bir manyetik alan uygulandığında
atomların manyetik momentlerinin yaklaşık olarak nasıl dizildikleri görülmektedir.
Şekil 2.5 Paramanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi
H
M
11
Şekil 2.6 Dış manyetik alan altında paramanyetik bir malzemenin düzenlenimi
Şekil 2.6’da ise paramanyetik bir malzemenin üzerine dışardan bir manyetik alan
uygulandığında gösterdiği tepki verilmiştir. Grafikten görüldüğü gibi dış manyetik alan
(H) uygulanmaya başladığında malzeme içerisinde düzensiz olan atomik manyetik
momentler düzenlenmeye başlamış ve dış manyetik alanla aynı yönde bir
mıknatıslanma değeri oluşturmaya başlamışlardır. Ayrıca yine şekilden dış manyetik
alanın arttıkça, malzemenin toplam mıknatıslanmasının da arttığı görülmektedir. Bu, dış
alanın daha fazla atomik manyetik momenti düzenlemesinden kaynaklanır.
Şekil 2.7 Paramanyetik bir malzemenin M-H grafiği
Paramanyetik davranış Curie Yasası ile verilir. Curie Yasası’na göre manyetik
alınganlık ( χ ) aşağıdaki şekilde ifade edilir:
B
M
T
C==χ (2.5)
Burada “C” Curie sabitidir ve şu şekildedir:
M
H
12
k
NC B
2µ= (2.6)
Alınganlık ifadesinden görüldüğü gibi dışarıdan manyetik alan uygulandığında
malzemem içerisindeki manyetik momentler düzenlenir ve mıknatıslanma artar. Fakat
ısı arttırıldığında ısısal titreşimlerden dolayı mıknatıslanma ( M ) ve dolayısıyla
alınganlık ( χ ) değeri azalır. Çünkü ısısal titreşimler yüzünden atom hareket etmeye
başlar ve bu atomun manyetik momentinin de yön değiştirmesine neden olur. Bu da
toplam mıknatıslanmanın azalmasına neden olur. Fakat Curie yasası farklı manyetik
momentlerin birbirleriyle etkileşmediği durumlarda işe yarar. Eğer bu etkileşmelerin
olduğunu varsayarsak bu sefer devreye Curie-Weiss yasası devreye girer. Bu yasa ise şu
şekilde ifade edilir:
QT
C
−=χ (2.7)
Burada Q bir sıcaklık sabitidir. Bu sabit sıfır, artı ya da eksi işaretli bir değer alabilir.
Q = 0 olduğunda Curie-Weiss yasası Curie yasasına dönüşür. Yani bu durumda
malzeme içerisindeki manyetik momentler birbirleriyle etkileşmemektedir. Eğer Q
sıfırdan farklıysa bu sefer malzeme içerisinde bulunan manyetik momentler arasındaki
etkileşmeler göz önüne alınır. Bu durumda malzeme geçiş sıcaklığının (Curie sıcaklığı;
Tc ) üstünde “paramanyetik” olur. Q’nun artı işaretli olduğu durumlarda malzeme geçiş
sıcaklığının (Curie sıcaklığı; Tc) altında “ferromanyetik”, Q’nun eksi işaretli olduğu
durumlarda malzeme geçiş sıcaklığının (Neel sıcaklığı; TN) altında “antiferromanyetik”
olur.
2.5.3 Ferromanyetizma Ferromanyetik bir malzemede her bir atom net bir manyetik momente sahiptirler ve bu
atomların manyetik momentleri birbirleriyle etkileşir. Bu durumda bütün manyetik
momentler birbirlerine paralel ve aynı yönlü bir yapı alırlar. Bu etkileşme ilk kez Weiss
tarafından moleküler alan teorisi olarak bulunmuştur. Bu teoriye göre alan altında
ferromıknatıslar bir doyum mıknatıslanmasına ulaşır, çünkü bütün manyetik momentler
13
aynı yönlü ve paralel olduğundan mıknatıslanmada artık daha fazla bir artış olmaz.
Kuantum mekaniksel olarak, ferromanyetizmanın Heisenberg modelinde manyetik
momentlerin paralel düzenlenmesi komşu manyetik momentler arasındaki değiş tokuş
etkileşmeleriyle açıklanır. Şekil 2.8’de ferromanyetik bir malzemenin atomlarının
manyetik momentlerinin dizilimleri verilmiştir. Şekil 2.9’da ise manyetik alan altındaki
ferromanyetik bir malzemenin atomlarının manyetik momentlerinin dizilimleri
verilmiştir.
Şekil 2.8 Ferromanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi
Şekil 2.9 Dış manyetik alan altında ferromanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi
Şekil 2.10’da ise ferromanyetik bir malzemenin üzerine dışardan bir manyetik alan
uygulandığında gösterdiği tepki verilmiştir. Grafikten görüldüğü gibi dış manyetik alan
(H) uygulanmaya başladığında malzeme içerisindeki atomlar daha fazla düzenlenirler
ve malzemenin toplam mıknatıslanmasını arttırırlar. Dış alan daha arttığında ise
malzemede artık düzenlenecek atom kalmadığından, toplam mıknatıslanma bir doyuma
ulaşır.
14
Şekil 2.10 Ferromanyetik bir malzemenin M-H grafiği
Weiss ayrıca moleküler alan teorisinde malzeme içindeki manyetik bölgelerden
(domain) bahseder ve bu manyetik bölgeler içindeki manyetik momentlerin hepsinin
aynı yönlü ve paralel olduğunu söyler. Manyetik bölgeler malzemenin uygulanan alan
karşısında nasıl davranacağını belirler. Ferromanyetik malzemeler genelde doyma
mıknatıslanmalarına bakılarak karşılaştırılırlar.
2.5.4 Antiferromanyetizma Antiferromanyetik malzemelerde atomlar net manyetik sahiptirler ve bu manyetik
momentler birbirlerine paraleldir. Fakat birbirlerini yok edecek şekilde yönelimleri
birbirlerine terstir. Bu yönelimlerin ters olmasının nedeni değiş tokuş etkileşimleridir.
Bu durumda malzemede net bir manyetik moment olmadığından malzeme paramanyetik
gibi davranmış olur, çünkü atomların manyetik momentleri birbirlerinin etkilerini yok
ederler. Şekil 2.11’de antiferromanyetik bir malzemenin atomlarının manyetik
momentlerinin nasıl dizildikleri verilmiştir. Eğer şekildeki vektörler, eşit kuvvetli
düşünülürse birbirlerinin etkilerini nasıl yok ettikleri görülmektedir. Şekil 2.12’de ise bu
malzemeye dışardan bir manyetik alan uygulandığında atomik manyetik momentlerinin
nasıl düzenlendikleri verilmiştir.
H
M
15
Şekil 2.11 Antiferromanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi
Şekil 2.12 Dış manyetik alan altında antiferromanyetik bir malzemenin düzenlenimi
Şekil 2.13’de ise antiferromanyetik bir malzemenin üzerine dışardan bir manyetik alan
uygulandığında gösterdiği tepki verilmiştir. Grafikten görüldüğü gibi dış manyetik alan
(H) uygulanmaya başladığında malzeme içerisinde dış manyetik alana ters yönelimli
olan atomik manyetik momentler düzenlenmeye başlamış ve dış manyetik alanla aynı
yönde bir mıknatıslanma değeri oluşturmaya başlamışlardır. Ayrıca yine şekilden dış
manyetik alanın arttıkça, malzemenin toplam mıknatıslanmasının da arttığı
görülmektedir.
Şekil 2.13 Antiferromanyetik bir malzemenin M-H grafiği
H
M
16
2.5.5 Ferrimanyetizma Ferrimanyetizma karmaşık kristal yapılarında görülür. Bu tip malzemelerde değiş tokuş
etkileşmeleri manyetik momentleri paralel hale getirir. Fakat kristal içerisindeki bazı
bölgelerin manyetik yönelimi kristalin genel yönelimine ters olur, bu bölgelerde toplam
mıknatıslanmanın azalmasına neden olur. Bu malzemeler ferromanyetik malzemelere
benzemekle birlikte doyma mıknatıslanmaları ferromanyetik malzemelerden daha
düşüktür. Şekil 2.14’de ferrimanyetik bir malzemenin atomlarının manyetik
momentlerinin dizilimleri verilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi örgü içerisindeki manyetik
momentler birbirine paraleldir. Fakat yönelimleri farklı olan atomların, manyetik
kuvvetleri de birbirlerinden farklıdır. Şekil 2.15’de bu malzemeye dışardan bir manyetik
alan uygulandığında, atomların manyetik momentlerini nasıl dizildikleri verilmiştir.
Şekil 2.14 Ferrimanyetik bir malzemenin manyetik düzenlenimi
Şekil 2.15 Dış manyetik alan altında ferrimanyetik bir malzemenin düzenlenimi
Şekil 2.16’de ise ferrimanyetik bir malzemenin üzerine dışardan bir manyetik alan
uygulandığında gösterdiği tepki verilmiştir. Bu tepki ferromanyetik bir malzemenin
verdiği tepkiye oldukça benzemektedir. Fakat bu malzemelerin doyma mıknatıslanması
değerleri ferromanyetik malzemelere göre daha düşüktür. Grafikten görüldüğü gibi dış
manyetik alan (H) uygulanmaya başladığında malzeme içerisindeki atomlar
17
düzenlenmiş, yani aynı yöne yönelmiştir. Sonuçta da malzemenin toplam
mıknatıslanmasını arttırmışlardır. Dış alan daha da arttığında ise, malzemede artık
düzenlenecek atom kalmadığından, toplam mıknatıslanma doyum değerine ulaşmıştır.
Şekil 2.16 Ferrimanyetik bir malzemenin M-H grafiği 2.5.6 Doyma mıknatıslanması Doyma mıknatıslanması bir manyetik malzemeden elde edilebilecek en büyük
mıknatıslanma değeridir. En büyük mıknatıslanma değeri malzeme içerisindeki
manyetik bölgelerin hepsinin paralel olması ve aynı yöne yönlenmesiyle elde edilir.
Mıknatıslanma daha fazla artamaz, çünkü atomik manyetik momentler birbirine paralel
yönlenmiştir. Doyma mıknatıslanması sıcaklıktan etkilenen bir özelliktir, sıcaklık arttığı
zaman doyma mıknatıslanması değeri düşerken, sıcaklık azaldığı zaman artar. Bunun
nedeni ısısal titreşimlerden dolayı atomların manyetik momentlerinin yönelimlerinin
değişmesi ve toplam mıknatıslanmanın azalmasıdır. Doyma mıknatıslanması kavramı
sadece “ferromanyetik” ve ferrimanyetik malzemelerde görülmektedir. Diğer manyetik
malzemelerde ise bu doyum halinin olmamasının nedeni ısısal titreşimler veya değiş-
tokuş etkileşimleri gibi etkilerdir. Çünkü bu tip etkileşimler örgü içerisindeki atomların
manyetik momentlerinin aynı yönelimde olmalarını izin vermemektedirler. Şekil
2.17’de ferromanyetik bir malzemenin iki farklı sıcaklıktaki M-H eğrileri verilmiştir.
Bu şekilde T2 sıcaklığı T1 sıcaklığından yüksektir ve bu yüzdende T2 sıcaklığına ait
doyma mıknatıslanması daha düşük bir değerdedir.
H
M
18
Şekil 2.17 Doyma mıknatıslanmasının sıcaklıkla değişimi (T2 > T1)
2.5.7 Manyetik bölgeler Manyetik bölgeler çok sayıda (1012-1018) atomik manyetik momentlerin bir araya
gelerek oluşturdukları bölgelerdir. Bu bölgeler içindeki momentlerin hepsi birbirine
paralel olarak aynı yönde (kolay eksen yönünde) yönelmiş durumdadırlar. Yani her bir
manyetik bölge kendi doyma mıknatıslanma değerindedir. Şekil 2.18’de bir manyetik
malzeme içerisindeki manyetik bölgeler ve bu bölgelerin manyetik yönelimleri
görülmektedir.
Şekil 2.18 Bir malzemedeki manyetik bölgeler
Manyetik bölgeleri anlatırken bölge duvarlarından da bahsetmek gerekir. İki farklı
yönelimli manyetik bölge alırsak, bu manyetik bölgeler arasındaki bölgede iki farklı
yönelimden ve değiş tokuş etkileşmelerinden dolayı, bu iki yönelimden değişik olarak
H
M
T1
T2
19
başka yönelimli manyetik momentler oluşur. Bu yönelimler manyetik bölgelerin kolay
eksen yönelimlerinden farklıdır ve bu yüzden de daha yüksek enerjiye sahiptirler.
Şekil 2.19 Manyetik bölgeler arasındaki bölge duvarının yapısı
2.5.8 Manyetik histerisis Ferromanyetik ve Ferrimanyetik malzemeler gibi net manyetik momentlere sahip olan
malzemelerde çizgisel olmayan bir Mıknatıslanma-Uygulanan Alan ( M-H ) eğrisi
gözlenir, bu değişim malzemelerin “bölgesel manyetik” yapılarından kaynaklanır. Bu
eğri genel olarak, bir manyetik malzemenin manyetik olarak sert mi yoksa yumuşak mı,
doyma mıknatıslanması değeri, kalıcı mıknatıslık değeri, zorlayıcı alan değeri gibi
bilgileri verir.
Bölge Duvar Genişliği
Atomik Momentler
Kuzey
Güney
20
M
H
A B
C
D
1 2
3
Şekil 2.20 Manyetik histerisis eğrisi
Şekil 2.20’de ilk olarak 1 numaralı eğride sıfırdan başlayarak örneğe dışardan bir
manyetik alan uygulandığında, örnek içerisindeki manyetik bölgeler hemen
düzenleniyorlar ve malzeme “A” noktasında doyma mıknatıslanması değerine ulaşıyor.
Daha sonra dış manyetik alan sıfıra doğru azaltılmaya başlandığında, (2 numaralı eğri)
manyetik bölgeler kolay eksenleri doğrultusunda düzenlenmeye başlıyorlar. Fakat
uygulanan alan sıfır olduğunda bazı manyetik bölgeler kolay eksenlerine
düzenlenmeden kalırlar, işte bu manyetik bölgelerde “B” noktasında ki kalıcı
mıknatıslanma değerini oluştururlar. Dış alan ters yönde uygulanmaya devam edilirse
“C” noktasında ki uygulanan alan değerinde malzemeden hiçbir mıknatıslanma değeri
elde edilemez, yani dışarıdan bir etkiyle malzemenin mıknatıslanması “sıfır” yapılmış
olur. Bu değere zorlayıcı alan denir ve bu değer bize bir malzemenin
mıknatıslanmasının ne kadar kolay ya da zor kaldırılabileceği konusunda bilgi verir.
Manyetik alan ters yönde arttırılmaya devam ettirildiğinde malzeme içindeki manyetik
bölgeler ters yönde yönlenip “D” noktasında eksi olarak doyuma ulaşacaklardır. Bu
doyumdan sonra ters uygulanan alan azaltılıp daha sonra ilk yönelimle yeniden
uygulandığında da (3 numaralı eğri) üstteki eğrinin simetriği bir eğri elde edilmiş
olacaktır. İşte bu çevrime “manyetik histerisis” denir.
21
2.5.9 Zorlayıcı alan (Coercivity) Bir önceki bölümde söylediğimiz gibi zorlayıcı alan malzemenin mıknatıslanmasını sıfır
yapmak için gerekli dışardan uygulanan manyetik alan değeridir. Manyetik
malzemelerde genelde zorlayıcı alan değeri 10000 A/m’nin üzerinde olanlar “sert
manyetik malzemeler”, zorlayıcı alanı 10000 A/m’nin altında olanlar “yumuşak
manyetik malzemeler” olarak adlandırılırlar. Sert manyetik malzemelerde manyetik
bölgelerin kolayca düzenlenmemesi ve bölge duvarlarının kolayca hareket etmemesi
istenir. Bunun için malzemenin güçlü bir manyetokristalografik anizotropiye sahip
olması gerekir. Ya da buna alternatif olarak malzemeler nano boyutlarda gözlenen
“şekil anizotropisine” sahip olabilirler. Bu malzemeler nanomanyetizma bölümünde
daha ayrıntılı incelenecektir.
2.6 Nanoparçacıkların Manyetizması Giriş bölümünde de bahsedildiği gibi malzemeler normal boyutlarından nano ya da
mikro boyutlara indirgendikçe birçok özelliğinde değişikler olur. Bu bölümde
malzemelerin nano boyuta indirildikleri zaman gösterdikleri manyetik özellikleri
açıklanacaktır. Fakat bu açıklamadan önce nanoparçacıkların manyetizmasında oldukça
önemli etkenler olan anizotropi ve parçacıklar arası değiş tokuş etkileşimleri
konularından bahsetmek gerekmektedir.
2.6.1 Manyetik anizotropi Nano boyuttaki malzemelerde manyetik anizotropinin iki farklı kaynağı vardır. Bu
kaynaklar manyetokristal anizotropi ve şekil anizotropisidir. Ve malzemenin toplam
anizotropik karakteri bu iki farklı anizotropinin ortak etkisi olarak tanımlanır.
22
2.6.1.1 Manyetokristal anizotropi Manyetik malzemelere manyetik alan uyguladığımızda malzeme içerisindeki manyetik
momentlerin düzenlendiklerini yani manyetik alan doğrultusunda yönlendiklerini
biliyoruz. Bazı manyetik malzemelerde dışarıdan uyguladığımız manyetik alanın yönü
önemlidir, çünkü manyetik anizotropi gösteren malzemelerdeki manyetik momentler
kristalin bir doğrultusunda uyguladığımız dış manyetik alanın altında hemen
düzenlenirken, başka bir doğrultusunda uyguladığımız dış manyetik alan için daha zor
düzenlenirler. Yani burada manyetik düzenlenimin kolay mı yoksa zor mu olacağı
uyguladığımız alanın yönünün kristalin hangi doğrultusunda olacağına bağlıdır. İşte bu
tip özellik gösteren malzemelere “manyetik anizotropik” malzemeler denir. Ayrıca
düzenlenimin hemen olduğu eksene “kolay eksen”, düzenlenimin daha geç olduğu
eksene zor eksen denir. Bu olayı özetlersek kolay eksen doğrultusunda manyetik
düzenlenim daha az dış manyetik alanla sağlanırken, zor eksen doğrultusunda
düzenlenimin sağlanması için yüksek dış alan gerekir. Şekil 2.21’de kristal bir yapının
kolay ve zor eksenlerinin yönelimlerine bir örnek verilmiştir.
Şekil 2.21 Manyetik anizotropiye sahip bir kristaldeki manyetik eksenler
Kolay Eksen
Zor Eksen
23
Şekil 2.22 Manyetik anizotropik bir malzemenin manyetik eksenler göre M-H grafiği
Şekil 2.22’de anizotropik bir manyetik malzemenin kolay ve zor eksenlerinin dış
manyetik alana gösterdikleri tepkiler gösterilmiştir. Kolay ve zor eksenler arasındaki bu
farklılık elektron yörüngelerindeki eşleşmeden kaynaklanır. Kolay eksen
doğrultusundaki yörüngeler daha düşük enerji düzeylerindedirler. Bu nedenle, bu eksen
doğrultusundaki manyetik momentleri yönlendirmek daha kolaydır. Zor eksen
doğrultusundaki yörüngeler için ise bu olayın tam tersi geçerlidir.
2.6.1.2 Şekil anizotropisi Manyetik parçacıklarda kendi yüzeylerinde tıpkı büyük mıknatıslar gibi manyetik
kutuplar oluştururlar. Bu kutupların oluşumu daha çok bu parçacığın şeklinden
kaynaklanan manyetik yüklerin parçacık yüzeyi üzerindeki dağılımıyla ilgilidir.
Şekil 2.23’de eliptik bir parçacığın manyetik yapısı verilmiştir.
Şekil 2.23 Eliptik bir parçacığın manyetik yapısı
Şekil 2.23’de görüldüğü gibi manyetik parçacık üzerinde oluşan manyetik kutuplardan
dolayı parçacığın n kutbundan s kutbuna doğru bir manyetik alan oluşur. Bu durumda
n
n
n
s
s
s
H
M Kolay Eksen
Zor Eksen
24
da görünen ok boyunca bu manyetik parçacık için bir kolay eksen tanımlanırken, bu
eksene dik olan bütün durumlar için de bir zor eksen tanımlanır. Sonuç olarak tek bir
parçacık için bu durumda şeklinden kaynaklı olar bir anizotropi tanımlanmış olur.
2.6.2 Parçacıklararası değiş-tokuş etkileşimleri Parçacıklararası değiş tokuş etkileşimleri malzemenin genel manyetik karakterini
etkileyen önemli bir parametredir. Çünkü parçacıklar arası bu etkileşimler parçacıkların
manyetik momentlerinin yönelimlerini etkiyebilecek durumda olabilirler. Parçacıklar
arası bu etkileşimler parçacıkların yüzeylerindeki atomların sayısı ile doğru orantılı
artarken, parçacıklar arası uzaklıkla ters orantılı olarak azalmaktadır. Parçacık boyutu
azaldıkça yüzey/hacim oranı artar ve bu da diğer atomlarla etkileşebilecek atomların
sayısını arttırır, dolayısıyla da küçülen parçacık çevresindeki parçacıklarla daha çok
etkileşmeye başlar. Bu etkileşimin parçacıklar arasındaki mesafeye ile ters orantılı
olmasının nedeni ise mesafenin azaldıkça bu dış yüzey atomlarının etkileşme
mesafesinin değişmesidir. Yani parçacıklar birbirlerine yaklaştıkça yüzey atomları
birbirleri ile daha etkin etkileşirken, mesafe arttığında bu etkileşme azalır.
2.6.3 Nanomanyetizma Makro boyuttaki malzemelerin manyetik özellikleri önceki bölümlerde açıklanmıştır.
Bu malzemelerin manyetik özellikleri genel olarak malzemelerin elektronik
özelliklerinden ve kristal yapılarından kaynaklanmaktadır. Elektron kaynaklı
manyetizma yapı içerisinde bulunan atomlarındaki elektronların enerji düzeyleri ve
elektronların birbirleriyle olan ilişkilerinden kaynaklanır. Bu etkileşimler genelde
atomların kendi manyetik momentlerinden sorumludurlar. Kristal yapı kaynaklı
manyetizma ise atomların kristal örgü içerisinde yerleşimiyle ilgilidir. Bu yerleşim
yapıdaki anizotropi, atomlar arası etkileşim ve malzemenin genel manyetik
düzenlenmesinden sorumludur.
Nano boyuttaki malzemelerde ise malzeme içerisinde parçacıklar oluşması genel
yapının manyetizmasını etkileyen faktörleri değiştirmektedir. Çünkü bu durumda
25
malzeme içerisinde parçacıkların boyutları, parçacıkların kendi manyetik
düzenlenimleri ve birbirleri arasındaki etkileşimleri malzemenin genel manyetik
yapısından sorumludur. Parçacık boyutuna ve bu boyuttaki manyetik bölge yapısına
göre nanomanyetik malzemeler üç farklı yapıda bulunabilirler. Bu yapılar çok-bölgeli
yapılar, tek-bölgeli yapılar ve süperparamanyetik yapılar olarak adlandırılırlar. Şekil
2.24’de bu yapıların parçacık büyüklüğüne göre nasıl değiştikleri verilmiştir.
Şekil 2.24 Parçacık büyüklüğü – Zorlayıcı Alan Eğrisi
Şekil 2.24’de “Çok-bölge” olarak adlandırılan bölgede tek bir manyetik parçacık
içerisinde birçok manyetik bölgenin bulunduğu vurgulanırken, “Tek-bölge” olarak
adlandırılan bölgede ise tek bir manyetik parçacık içerisinde tek bir manyetik bölgenin
bulunduğu yani parçacığın kendisinin aslında bir manyetik bölge olduğu vurgulanmıştır.
DP olarak belirtilen parçacık büyüklüğü ise genel olarak 2–10nm olarak tanımlanmakta
ve bu büyüklüğün altındaki büyüklükler “Tek-bölge” durumunun bir alt durumu olan
“Süperparamanyetik” durumu göstermektedir.
Çok-bölge’de bir manyetik nanoparçacık içerisinde birden fazla manyetik bölge vardır
ve bu parçacığın manyetik özellikleri bu manyetik bölgelerin ortak davranışları ile
belirlenir. Bu bölgede parçacık büyüklükleri çok ufak olmadıklarından toplam
anizotropiye manyetokristal anizotropi, şekil anizotropisinden daha fazla katkıda
Parçacık Büyüklüğü
Çok - Bölge Tek - Bölge
H C
D S D P
26
bulunur. Parçacık büyüklüğü tek-bölge’ye doğru kaydıkça parçacık içinde artık tek bir
manyetik bölge kalır ve bu yüzden, bu bölgeye tek-bölge denir. Bu bölgede
parçacıkların boyutları oldukça azaldığından parçacıklarda şekil anizotropisi görülmeye
başlar yani, bu durumda ise toplam anizotropiye şekil anizotropisinden gelen katkı
manyetokristal anizotropiden gelen katkıdan daha fazladır. Parçacık boyutları daha da
küçüldüğünde ise artık parçacıklar üzerinde artık ısıl etkiler oluşmaya başlar ve bu ısıl
etkiler yüzünden artık hiçbir manyetik özellik oluşmaz, işte bu bölgeye de
süperparamanyetik bölge denir.
2.7 Mekanik Öğütme İlk olarak “mekanik alaşımlama ve öğütme sistemi” 1966 yılında “John Benjamin”
tarafından tanıtılmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Sistemin ilk kullanılma amacı Paul
D. Merico Araştırma Laboratuarlarında gaz tribünlerinde kullanılan yüksek
sıcaklıklarda oksitlenmeyen ve sağlamlığını yitirmeyen nikel tabanlı bir alaşımı
hazırlamaktı.
Mekanik alaşımlama ve öğütme sistemleri daha sonra seksenli yıllarda bilimsel
araştırmalarda çok daha fazla yer bulmaya başlamıştır. Bu çerçevede kristallerin, çoklu
kristallerin ve amorf yapıların alaşımlamalarında ve öğütmelerinde kullanılmıştır.
1990’lı yıllara gelindiğinde ise hem bilim dünyasındaki kullanımları daha da artmış hem
de bu bilimsel araştırmalar sonucu bulunan malzemelerin, endüstriyel anlamada
üretimlerinde de büyük ölçeklerde kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca bilimsel olarak bu
yöntem 1990’lı yıllarda seramiklerin, polimerlerin ve kompozit malzemelerin
alaşımlarının ve nanoparçacıklarının elde edilmesinde kullanılmışlardır.
Özellikle son yıllarda nano boyuttaki malzemelerin gerek manyetik, gerek elektriksel,
gerek dayanıklılık ve bunun gibi birçok özellikte gösterdikleri ilginç davranışlarından
dolayı büyük ilgi çekmektedirler. Bu sebeplerden dolayı nano boyutta malzeme
üretimini olanaklı kılan bu sistemler geçen yıllarda büyük bir gelişme ve çeşitlenme
göstermişlerdir.
27
Günümüzde alaşımlama ve öğütme sistemleri çok farklı amaçlarda kullanılan
ekipmanları, bunların yanında artık elektronik sistemlerle güçlendirilen kontrol
mekanizmalarıyla alaşımların ve bileşiklerin nanoparçacıklarının elde edilmesi
konusunda oldukça etkili ve güzel sonuçlar vermektedirler.
Bu işlem esnasında öğütme kabı içerisindeki toz halinde ki örnekler (bu toz
parçacıklarının büyüklerinin 1–200µm olması tercih edilir) ya bir bilyeler arasında ya da
bilyeler ile öğütme kabının çeperleri arasında kalırlar. Parçacıklar bu çarpışmalar ve
ezilmeler esnasında büyük etkilere yani enerji geçişlerine maruz kalırlar. Bu etkiler toz
parçacıklarının birbirleriyle soğuk kaynaklar yapmalarına neden olurlar, daha sonra ki
bir çarpışmada bu birleşen büyük parçacıklar yeniden kırılırlar. Bu şekilde süreç
kaynayıp, kırılma, yeniden kaynayıp, yeniden kırılma şeklinde devam eder ve her
döngünün sonucunda oluşan parçacıklarda daha fazla sayıda iç duvar oluşmaya başlar
ve bu şekilde nano boyuttaki parçacıklara ulaşılmış olur.
Mekanik öğütme işleminden önce öğütülecek malzeme önceden herhangi bir yöntemle
elde edilmiş olmalıdır. Eğer malzeme toz halinde değilse yani parça halinde ise bu
malzemeyi toz haline getirmek gerekmektedir. Bu işlemde basitçe bir agat yardımıyla
yapılabilir. Malzeme öğütme kabına koyulduktan sonra gerekli öğütme parametreleri
belirlenir ve öğütme işlemi yapılır. Bu parametrelerden ileriki bölümlerde
bahsedilecektir. Şekil 2.25’de mekanik öğütme olayını gösteren bir şekil görülmektedir.
28
Şekil 2.25 Mekanik öğütme işlemi
2.7.1 Öğütme parametreleri Öğütme parametreleri yapılacak bir öğütmede veya alaşımlamada çok önemli rol
oynarlar. Eğer bu parametreler iyi bir şekilde seçilmezlerse istenilen sonuçtan çok farklı
sonuçlar elde edilebilir. Bunlara örnek olarak örnek içerisinde başka fazların oluşması,
safsızlıkların oluşması, amorf faza geçilmesi veya topaklanma örnek verilebilir. (C.
Suryanarayana et al. 2001)
2.7.1.1 Öğütme kabı Öğütme kabının seçimi çok önemlidir, çünkü öğütme esnasında bilyeler öğütme kabının
çeperlerine vurduğundan, bu iç duvarlardan kopmalar olabilir, kopmalarda örnek
içerisinde safsızlığa neden olabilir. Bu nedenle genel olarak öğütmelerde daha sert
malzemelerden yapılmış öğütme kapları kullanılır. Fakat bazen de bir sıvı yardımıyla
öğütme yapılır. Buda çelik gibi malzemelerde oksitlenmeye neden olabilir. Böyle
durumlarda da plastik gibi malzemelerden yapılmış kaplar kullanılabilir. Bu yanı sıra
öğütme kabının içerisindeki atmosferde önemli ise bu durumda da kapalı vidalı ve
contalı veya önemli değilse normal bir şekilde kapanan öğütme kapları kullanılmalıdır.
29
Genel olarak öğütme kabı öğütülecek tozun sertlik derecesine ve öğütme enerjisine göre
seçilir.
2.7.1.2 Öğütme hızı Öğütme hızı sistemdeki enerjiye doğru orantılı bir parametredir, yani sistemde öğütme
kabının hızı arttırılırsa bilyelerinde çarpma hızları artacağında öğütme işlemindeki
enerjide artmış olacaktır. Fakat fazla enerji her zaman iyi ve doğru sonuçlara yol
açmayabilir. Bu yüzden öğütme hızının bazı limitleri vardır. Fazla hızın birkaç olumsuz
etkisi aşağıda verilmiştir.
Öğütme kabının çok hızlı olması özellikle Spex çalkalama sisteminde biyelerinde
öğütme kabının iç duvarlarına çok hızlı çarpması anlamına gelir ve bu sebepten dolayı
duvarlarda kopma olabilir, bu da örnek içerisinde safsızlığa neden olur.
Çok yüksek hızlarda özellikle gezegensel öğütme sisteminde bilyelerin duvar üzerinde
sabit bir şekilde kalabilir, bu da öğütme işleminin istenilen şekilde olmamasına neden
olabilir.
Hız çok yüksek olduğunda çarpmalardan ve sürtünmelerden dolayı sıcaklık artabilir. Bu
da mekanik alaşımlamada ve örneğin homojenleşmesinde bir avantajdır, fakat bazı
örneklerde de safsızlıkların oluşmasına da neden olabilir.
2.7.1.3 Öğütme zamanı Öğütme zamanı en önemli parametredir, çünkü bu sistemlerde öğütme zamanı arttıkça
öğütme süreci de devam etmiş olur ve bu şekilde parçacık büyüklükleri de git gide bir
limite kadar azalır. Fakat her zaman en düşük parçacık büyüklüğü istenmez. Hatta
bazen fazla öğütmeden dolayı kristal fazdan amorf faza geçiş olur, bu da genelde
istenmeyen bir şeydir. Bunların dışında fazla öğütme de örnek içerisinde safsızlıkların
ya da istenmeyen fazların oluşmasına neden olabilir.
30
Ayrıca öğütme zamanları boyunca öğütme kabı içerisindeki amorflaşan bir örnekte
yeniden kristalleşme gözlenebilir. Bu dururumda bu aradaki amorflaşmayı gözden
kaçırmamak gerekir. Bu nedenlerden dolayı eldeki örneğe göre en uygun öğütme
zamanın bulunup buna göre öğütmenin yapılması gerekir.
2.7.1.4 Bilye-örnek ağırlık oranı Bilye-örnek ağırlık oranı diğer bir önemli parametredir, bu oran arttıkça örneğin örnek
kendine göre daha büyük bir kütlenin çarpmasına maruz kalacağında üzerine etkiyen
çarpışma enerjisine artacaktır. Bu durumda bilye-örnek oranı arttıkça öğütme zamanını
da bir miktar azaltmak gerekir. Şekil 2.26’da bilye-örnek ağılık oranı değiştirilerek ve
diğer parametreler sabit tutularak yapılan öğütmelerin parçacık büyüklüğü-öğütme
zamanı grafikleri verilmiştir.
Şekil 2.26 Parçacık büyüklüğünün örnek-bilye ağırlık oranına göre değişimi
Şekil 2.26’da görüldüğü gibi bilye-örnek ağılık oranı azaldıkça ulaşılabilen en küçük
parçacık büyüklüğünde de bir artma gözlenmiştir. Literatürde bilye-örnek ağılık oranı
en düşük 1:1 verilirken en fazla olarak da 220:1 olarak verilmiştir. Ayrıca yapılan
çalışmalarda, elde edilen parçacıların büyüklüklerini homojen bir dağılımla elde
31
edebilmek için, mümkün olduğu kadar küçük yarıçapa sahip bilyelerin kullanılması
gerektiği söylenmiştir.
2.7.1.5 Öğütme kabının doluluk oranı Öğütme kabının içerisinde fazla boşluk olması bilyelerin örnekle etkileşmemesine, fazla
dolu olması ise bilyelerin hareket edemeyip örneğe gerekli çarpma enerjisinin
verilememesine neden olabilir, bu yüzden öğütme kabının içerisinde ki boşluk iyi
ayarlanmalıdır. Bu ayarlama yapılırken öğütme kabının iç hacminin büyüklüğü,
bilyelerin büyüklüğü ve kaba kaç tane bilye konulacağı hesaba katılmalıdır.
Literatürdeki çalışmalarda genel olarak öğütme kabının % 50 ‘sinin boş olması gerektiği
vurgulanmıştır.
2.7.1.6 Çözücü ile öğütme Öğütme esnasında oluşan plastik deformasyonlar parçacıklar arasında soğuk
kaynamalara neden olur ve bazen bu soğuk kaynamaların çok fazla olmasından dolayı
çok sayıda parçacık birleşerek daha büyük parçacıklar oluştururlar, bu durumda
istenilen nano boyuta ulaşılamamış olur. Bu olayı engellemek için çözücüler
kullanılırlar. Toz parçacıkları tarafından bu çözücüler soğurulur ve bu şekilde soğuk
kaynak etkisi azalır. Kullanılan çözücü türü ise öğütülecek örneğin kimyasal yapısına
göre belirlenmelidir, çözücü miktarı ise genellikle toplam toz ağırlığının % 1–5 ‘i
kadardır.
Kullanılan çözücü miktarının önemini vurgulayacak bir örnek vermek gerekirse; mesela
alüminyumum öğütülmesinde öğütme kabına toz ağırlığının % 1 ’i kadar sterik asit
eklendiğinde 5 saatte 500µm boyutunda parçacıklar elde edilirken, bu oran % 3 ‘e
çıkarıldığında parçacık boyutları 10µm olmuştur. Verilen bu örnek için çözücü miktarı
arttıkça parçacık büyüklüğü de belli bir limit büyüklüğe kadar üstel olarak azalmıştır.
32
2.7.1.7 Öğütme atmosferi Öğütme kabının içindeki atmosfer oldukça önemlidir, çünkü bu atmosfer öğütme
sırasında örneğin içerisinde safsızlıkların oluşmasına neden olabilir. Bu etkiden
kurtulabilmek için öğütme kabının havası alınmalıdır ya da kabın içerisine argon ya da
helyum gazı doldurulmalıdır. Bu işlemlerden biri yapıldığında kabın içerisinde öğütme
için çok uygun bir ortam oluşturulmuş olacak ve oksitlenme gibi safsızlıklardan
kaçınılmış olunacaktır.
Normalde örneklerin öğütme kabının içerisine konulması eldivenli kutu içerisinde
yapılır. Glove-box’ların içerisinde yüksek saflıkta argon atmosferi mevcuttur ve
dışarıdan tamamen yalıtılmıştır. Öğütme kabı böyle bir eldivenli kutu içine alınır ve
örnek kabın içerisine bu ortamda konulur. Bu işlemlerden sonra kabın ağzı sıkıca
kapatılır ve vidalanır. Vidalı kaplarda genelde içeri ya da dışarı sızıntıyı önleyecek
contalar bulunur. Bu durumda kap içerisine argon hapsedilmiş olur ve öğütmede bu
atmosferde yapılır.
2.7.1.8 Öğütme sıcaklığı Sıcaklık önemli bir öğütme parametresidir, alaşımlamada, örnek içerisinde başka
fazların, nano ve amorf yapıların oluşmasında önemli rol oynar. Daha öncede
söylediğimiz gibi fazla sıcaklık alaşımlama konusunda avantaj sağlarken, safsızlıkların
oluşmasına da sebep olabilir, bunun yanın düşük sıcaklıklar da amorflaşmayı
hızlandırır. Bu nedenlerden dolayı öğütme esnasında sıcaklık bir şekilde sabit
tutulmalıdır. Öğütme sistemlerinde öğütme kaplarının hareketli olması öğütme sırasında
artan sıcaklığı azaltmak için kullanılabilecek bir suyla soğutma sisteminin
kullanılmasını olanaksız kılmaktadır. Bu şekilde bir soğuta sistemi daha öncede
bahsettiğimiz gibi Attritor tipi öğütme sistemlerinde kullanılmaktadır, çünkü bu tip
sistemlerde öğütme kapları sabit şekilde durmaktadırlar.
Hareketli öğütme kaplarına sahip sistemlerde kullanılacak kullanışlı yöntem ise aleti
belli bir periyot içerisinde çalıştırıp dinlendirerek sıcaklığı dengede tutmaktır. Yani alet
33
bir miktar çalıştırıldıktan sonra kap içerisinde ki sıcaklığın düşmesi için bir miktar da
dinlendirilmelidir, su soğutması olmayan sistemler için en kullanışlı yöntem budur.
34
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Örneklerin Elde Edilmesi LaMn2Si2 bileşikleri % 99.9 saflıklara sahip, parça şeklindeki La, Mn, Si elementleri
kullanılarak üretilmişlerdir. Bu elementler ilk olarak elektronik terazide toplam örnek
ağırlığı 1 g olacak şekilde; La: 0.4555g, Mn:0.3603g ve Si:0,1841g ağırlıklarında
tartılmışlardır. Örnekler su soğutmalı bakır potada, herhangi bir şekilde oksitlenmeyi
önlemek için argon atmosferinde ark ergitme fırınında elde edilmişlerdir. Örnek elde
etmede kullanılan fırın Johanna Otto GmbH firmasının MAM 1 modelidir ve aşağıdaki
şekillerde görülmektedir. Bu ark fırını en fazla 200 A’lik akımla 3500 °C sıcaklığa
çıkabilmektedir. Şekil 3.1’de Johanna Otto GmbH firmasının MAM 1 modeli ark fırını
gösterilmektedir.
Şekil 3.1 Örneklerin üretiminde kullanılan ark fırını
İlk olarak parça şeklindeki elementler su soğutmalı bakır pota üzerindeki bir kanala ve
yine parça şeklindeki zirkonyum başka bir kanala uygun şekilde yerleştirilmiş daha
sonra kapak kapatılıp oksitlenmeyi önlemek için ortamdaki hava vakumlanmış ve
ortama argon gazı verilmiştir. Bu işlemlerden sonra eritme işlemine uygun hale gelen
ortamda bulunan su soğutmalı tungsten elektrot bakır pota üzerinde bulunan iğne ile
kısa süre temasta tutularak ark ateşlemesi sağlanmıştır. İlk olarak ateş zirkonyumun
üzerine getirilmiş ve zirkonyumun erimesi sağlanmıştır. Bunun yapılmasının nedeni
zirkonyumun erirken ortamda azda olsa geri kalan oksijeni almasıdır. Daha sonra ateş
35
parça elementlerin bulunduğu yarığa götürülerek elementlerin eriyerek birbirine
karışması sağlanmıştır. Bu işlemlerden sonra örnek elde edilmiş durumdadır fakat
homojenliğin sağlanması için bütün örnekler üçer defa daha eritilmişlerdir.
3.2 X-Işını Toz Kırınım Ölçümleri Örnekler ark fırınıyla elde edildikten sonra bunların saf olup olmadıklarını anlamak için
x-ışını ölçümleri yapılmıştır. Ankara Üniversitesi, Araştırma Merkezinde bulunan
Rigaku D.max 2200 x-ışını difraktometresi kullanılmıştır. Bu difraktometrenin
geometrisi Şekil 3.2’de verilmiştir.
Şekil 3.2 Rigaku D.max 2200 x-ışını difraktometresi geometrisi
Örnekler difraktometreye konulmadan önce ilk olarak agat havanda parçacık büyükleri
mikron mertebesine gelinceye kadar öğütülmüşler daha sonra örnek tutucuya
yerleştirilmişlerdir. Bu işlemlerden sonra ölçüm uygun zaman aralığında ve
00 8025 ≤≤ θ açıları arasında alınmıştır.
Elde edilen şiddet–2θ verileri “Fullprof” programında arıtılarak örneklerin kristal
yapıları, örgü parametreleri elde edilmiş ayrıca desenlerdeki teorik-deneysel veri
karşılaştırmaları yapılmış ve örneklerin saf olup olmadıklarına karar verilmiştir.
Örnek
Monokromatör
Algılayıcı
X-Işını Kaynağı Yarık
Yarık
36
3.3 Nanoparçacıkların Üretimi
Bu tez çalışmasında nanoparçacıklar Spex firmasının 8000M yüksel enerjili toplu
öğütme sistemiyle elde edilmişlerdir. Bu sistemde nano boyutlara getirilmek istenen
malzeme toz halinde istenilen ebattaki toplarla birlikte öğütme kaplarına konulur ve
sistem çalıştırılır. Sistem çalışırken yüksek bir enerjiyle öğütme kabını sallar ve bu
sallamadan dolayı kap içerisindeki toplar hareket ederek kabın çeperlerine çarpmaya
başlar. Bu çarpmalar esnasında örnek, kap çeperi ile toplar arasında kalarak ezilmeye
başlar ve plastik deformasyona uğrar. Bu olayda örnek sürekli olarak ortamda bir
çarpışmada kaynarken diğer bir çarpışmada yeniden kırılır ve bu şekilde örnekler
zamanla nano boyuta inmiş olur. Şekil 3.3’da “Spex 8000M” yüksek enerjili toplu
öğütme sisteminin, Şekil 3.4’da kullanılan sertleştirilmiş çelikten yapılmış öğütme kabı
ile bilyelerin resimleri görülmektedir.
Şekil 3.3 Spex 8000M öğütme sistemi
Şekil 3.4 Öğütme kabı ve bilyeleri
37
Nanoparçacıkların üretiminde x-ışını kırınımı sonuçlarının arıtılmasından sonra saf
olduğuna karar verilen örnek, öğütme kabı, bilyeler ve agat havan ilk olarak argon-box
‘un içine alınır. Bunun sebebi önek öğütme kabının içerisine konulurken örneğe bir
safsızlığın bulaşmaması ve öğütme kabının kapağı kapatılırken kap içinde hava yerine
argon bulunmasını sağlamaktır, çünkü bu şekilde öğütme esnasında da örnek hava ile
temas etmeyecek ve herhangi bir safsızlığa neden olmayacaktır. Bu ortamda H2O
miktarı 10 PPM ’in, O2 miktarı 5 PPM ‘in altındadır. Şekil 3.5’de Unilab Firmasının bir
Argon-Box’u gösterilmektedir.
Şekil 3.5 Unilab argon-box
Argon-Box’ un içerisinde örnek agat havanda iyice öğütüldükten sonra uygun ağırlıkta
yine argon-box’un içinde tartılmıştır. Örnek ağırlığı belirlenirken örnek-top ağırlığı
oranı 1:12 seçilip, iki topun ağırlığı 16.694 g olduğundan dolayı öğütme kabına koyulan
örnek ağırlığı da 1.391 g olarak hesaplanmıştır. Örnek tartıldıktan sonra iki bilye ile
birlikte öğütme kabına koyulmuş ve kabın ağzı hava almayacak şekilde sıkıca
vidalanmıştır. Bu işlemlerden sonra argon-box’ un dışında alınan öğütme kabı öğütme
aletine uygun şekilde yerleştirilmiş ve öğütme işlemi yapılmıştır. Öğütme toplamda 30
dakika olarak düşünülmüş ama 15 dakika çalışma, 15 dakika dinlenme, 15 dakika yine
çalışma şeklinde yapılmıştır, böyle yapılmasının sebebi kap içerisindeki sıcaklığın fazla
yükselmeden dengeli durumda kalmasını sağlamaktır. Sonuç olarak bu işlemler sonunda
örnek nano boyutlara indirilmiştir ve öğütme kabından alınarak başka bir kaba
konulmuştur.
38
3.4 Nanoparcıkların Karakterizasyonu Bu çalışmada öğütülerek elde edilen nanoparçacıların karakterizasyonunda iki farklı
teknik kullanılmıştır, bu teknikler şunlardır:
• X-ışını kırınımı
• TEM
Nanoparçacıkların karakterizasyonlarında bu iki yöntem genelde birbirlerini destekleme
amacı ile birlikte kullanılmaktadırlar. Bu yöntemlerden elde edilen sonuçlar birbirlerine
ne kadar yakınsa, sonuçların o kadar doğru olduğu söylenebilir.
3.4.1 Nanoparçacıkların X-ışını toz kırınımı ile incelenmesi Elde edilen nanoparçacıkların yeniden x-ışını desenleri alınmıştır. Bunun nedeni nano
boyuta inen örneğin x-ışını desenindeki piklerin genişlemesidir. Bu desenden hem
öğütmeden sonra örnekte bir safsızlığın oluşup oluşmadığı anlaşılmış, hem de
piklerdeki genişlemelerden faydalanılarak “Scherrer Formulu” ile örnek içerisindeki
nanoparçacıların büyüklükleri hesaplanmıştır. Bu işlem x-ışını deseninde ki 7 farklı
açıdaki pik kullanılarak yapılmıştır. Her bir pikten parçacık büyüklükleri ayrı ayrı
hesaplandıktan sonra ortalama bir parçacık büyüklüğü hesaplanmıştır.
Nanoparçacılar için yine zaten toz halinde bulunan örnek x-ışını difraktometresinin
örnek tutucusuna yerleştirilmiş, daha sonra uygun zaman aralığında ve 00 8025 ≤≤ θ
açıları arasında x-ışını toz kırınım deseni alınmıştır.
3.4.2 Nanoparçacıkların TEM ile incelenmesi TEM görsel olarak parçacık büyüklüklerinin bulunması, kristal yapının nasıl
olduğunun anlaşılması ve yapıda başka herhangi bir fazın bulunup bulunmadığına karar
vermede kullanılmıştır. Bu çalışmada TEM çalışmaları Almanya, Darmstadt Teknik
Üniversitesinde bulunan 300 kV’luk JEOL 3010 UHR geçirmeli elektron mikroskobu
ile yapılmıştır.
39
Örnek ilk olarak çözücü içerisine konulmuş, sonra da ultasonik titreştirici yardımıyla
sallanmıştır. Bu işlemin yapılmasının nedeni topaklanmış nanoparçacıkların birbirinden
ayrılmasını sağlamaktır. Bu işlemlerden sonra geçirmeli elektron mikroskobunun örnek
tutucusuna bu sıvıdan uygun miktarda damlatılmış ve örnek tutucu yerine yerleştirilip,
uygun parametreler ayarlandıktan sonra görüntüler elde edilmiştir.
3.5 Manyetik Ölçümler Bu çalışmada manyetik ölçümler iki yapı arasında ki manyetik farklılıkları anlamak
açsısından hem LaMn2Si2 nanoparçacıkları, hem de hem de bulk LaMn2Si2 için
yapılmıştır. Bu ölçümlerde her iki yapı içinde hem sıcaklığa bağlı manyetik ölçümler
(M-T) hem de manyetik histerisis ölçümleri yapılmıştır.
Şekil 3.6 SQUID sisteminin manyetik algılama yapısı
Algılama Kangalı
V
Örnek
İndükleme Gerilimi
Örnek Konumu
40
Manyetik ölçümler ‘Quntum Design’ firmasının 5 T süperiletken mıknatıslara sahip
olan SQUID (Superconducting Quantum Interference Devices) mayetometresiyle
yapılmıştır. Bu sistemde örnek algılama kangalı (SQUID) içinde hareket eder ve bir
indükleme gerilimi oluşturur. Bu gerilim de SQUID tarafından algılanır ve Şekil 3.6’ de
ki gibi bir eğri elde edilir. Bu sistemde mıknatıslanması iyi bilinen bir örnek için bu
işlem, herhangi bir manyetik alanda ve herhangi bir sıcaklıkta yapılır. Elde edilen
eğrinin tepe noktasındaki gerilim değeri de bu örneğin mıknatıslanmasına eşitlenerek
bir kalibrasyon sabiti bulunmuş olur. Sonraki örnekler içi ise bu kalibrasyon sabiti
kullanılarak örneklerin mıknatıslanma değerleri elde edilir. Bu sistemin hassasiyeti 10-8
emu’dur.
41
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA
4.1 X-Işını Kırını Desenleri 4.1.1 Bulk örneklerin X-ışını toz kırınım deseni
Şekil 4.1 Bulk LaMn2Si2 x-ışını toz deseni
Ark fırını ile elde edilen bütün bulk LaMn2Si2 alaşımları için x-ışını kırınım desenleri
Şekil 4.1’de ki gibi alınmış, şiddet - 2θ verileri “Fullprof” programında arıtılmıştır.
Buradaki kırmızı desen deneysel x-ışını desenini, siyah desen hesaplanan teorik x-ışını
desenini, yeşil çizgiler sistemde bulunması gereken Bragg piklerini gösterirken, mavi
desen ise hesaplanan teorik değer ile deneysel değer arasındaki farkı göstermektedir.
Burada bizim elde ettiğimiz x-ışını toz desenine bakarak, bulk örneklerimizin saf, yani
içlerinde başka yabancı fazların bulunmadığı görülmektedir.
Şidde
t [cp
s]
Ygöz Yhes Ygöz-Yhes Bragg konumları
2θ(°)
42
4.1.2 Nanoparçacıkların X-ışını toz kırınım deseni
Şekil 4.2 Nano LaMn2Si2 x-ışını toz deseni
Şekil 4.2’de mekanik öğütme sonunda elde edilen nanoparçacıkların x-ışını deseni
görülmektedir. Yine bu desende de kırmızı desen deneysel x-ışını desenini, siyah desen
hesaplanan teorik x-ışını desenini, yeşil çizgiler sistemde bulunması gereken Bragg
piklerini gösterirken, mavi desen ise hesaplanan teorik değer ile deneysel değer
arasındaki farkı göstermektedir.
Bu kırınım deseni daha önceden bahsedildiği gibi bulk sistemden nanoparçacıklara
geçişte gözlenmesi gereken piklerde ki genişleme ve pik şiddetlerindeki azalma
gözlenmiştir, fakat sistem kristal yapıya ait pikleri vermektedir. Bu da sistemin hala
kristal fazda olduğunu yani öğütme sırasında herhangi bir amorflaşmaya geçişin
olmadığını göstermektedir. Arıtımlar sonucu elde edilen örgü parametreleri Çizelge
4-1’de verilmiştir.
Şidde
t [cp
s]
Ygöz Yhes Ygöz-Yhes Bragg konumları
2θ(°)
43
Çizelge 4-1 Arıtımlar sonucu elde edilen örgü parametreleri
4.1.3 Nanoparçacıkların büyüklüklerinin X-ışını kırınım deseninden elde edilmesi
Şekil 4.2’de görüldüğü gibi nanoparçacıklardan elde edilen x-ışını deseninde beklendiği
gibi bir genişleme gözlenmiş ve daha önce 2.3’de bahsedilen pik yarı genişliklerinden
yola çıkılarak Scherrer formülü yardımıyla ortalama parçacık büyüklüğü aşağıdaki gibi
hesaplanmıştır;
L
1sin2
cos+=
λθε
λθβ (4.1)
Yukarıda görülen Scherrer formülün y = mx + a şeklinde bir eğriye benzetilirse;
λθβ cos
=y (4.2)
λθsin2
=x (4.3)
ε=m (4.4)
denklemlerine ulaşılır. Daha sonra bu x ve y değerleri bizim x-ışını desenimizdeki
büyük piklerin pik yarı genişlileri, açı değerleri ve x-ışını dalgaboyu kullanılarak
hesaplanır.
Bu hesaplamadan sonra bu x ve y değerleri kullanılarak bir eğri bulunur ve bu eğrinin
x=0’da ki değeri yani y0 değeri 1/L’ ye eşit olur. Yukarıdaki açı değerleri ve Fullprof
programından elde edilen pik yarı genişlikleri için işlemler yapıldığında y0 değeri 0.045
44
olarak bulunmuştur. Buradan da ortalama parçacık büyüklüğü 22nm olarak
hesaplanmıştır.
4.2 TEM Sonuçları
Şekil 4.3 Dark-field TEM Görüntüsü
45
Şekil 4.4 Bright-field TEM Görüntüsü
Şekil 4.3 ve Şekil 4.4’de elde edilen nanoparçacıkların bir TEM resimleri
görülmektedir. Burada da ortalama parçacık büyüklüğü 20 nm olarak görülmektedir. Bu
da daha önce Scherrer formülü ile hesapladığımız parçacık büyüklüğü ile oldukça
uyumlu bir sonuçtur. Şekil 4.4’de ayrıca sistemin hala kristal yapısını koruduğu açıkça
görülmektedir.
46
4.3 Manyetik Ölçüm Sonuçları Manyetik ölçümler daha öncede Bölüm 3.5’de anlatıldığı gibi iki şekilde alınmıştır. Bu
ölçümler sırası ile sıcaklığa bağlı mıknatıslanma ölçümleri ile dış alana bağlı
mıknatıslanma (histerisis) eğrileridir. Ayrıca sıcaklığa bağlı mıknatıslanma ölçümleri
hem 50 Oe’ lik dış manyetik alan altında hem de dış manyetik alan olmadan yapılmıştır.
Şekil 4.5 Bulk örneğin sıcaklığa bağlı mıknatıslanma ölçümleri
47
Şekil 4.6 Nano örneğin sıcaklığa bağlı mıknatıslanma ölçümleri
Şekil 4.5 ve Şekil 4.6’de görüldüğü gibi bulk sistemin eğrileri yuvarlak simgelerle
gösterilirken, nano boyuta getirilmiş sistemin eğrileri üçgen simgelerle gösterilmiştir.
Şekillerde de görüldüğü gibi bulk sistem için Curie sıcaklığı Tc=309 K olarak
bulunurken, nano boyuta indirgenmiş sistem için Tc= 285 K olarak bulunmuştur.
48
Şekil 4.7 Bulk ve nano örnekler için histerisis ölçümleri
Şekil 4.7’de ise bulk sistemin T = 5 K’ de ki histerisi eğrisi ve nano boyuta indirilmiş
sistemin T = 10, 200, 280, 300 K’ de ki histerisis eğrileri verilmektedir. Şekilden de
görüldüğü gibi bulk sistemde 5 K’ de dahi herhangi bir zorlayıcı alan gözlenmezken, 10
K’ de 6 kOe’ lik bir zorlayıcı alan gözlenmiştir. Ayrıca bu 10 K’ de ki eğride dış alanın
0’de ki düşüşün nedeni olarak sistemde nano boyuttaki parçacıkların yanında halen daha
büyük parçacıkların bulunmasıdır.
49
5. SONUÇ
Bu çalışmada ThCr2Si2 tipi yapıya ve I4/mmm uzay grubuna sahip olan LaMn2Si2
bileşiklerinin nanoparçacıkları elde edilip, bu nanoparçacıkların manyetik ve yapısal
özellikleri incelenmiştir. Bileşik ilk olarak argon atmosferi altında ark fırını ile saf bir
şekilde bulk olarak elde edilmiş, daha sonra yine atmosferi altında Spex firmasının
8000M yüksek enerjili toplu öğütme sistemiyle nano boyuta indirgenmiştir. Hem bulk
sistemin hem de nanoparçacıkların x-ışını desenleri Ankara Üniversitesi, Araştırma
Merkezinde bulunan Rigaku D.max 2200 x-ışını difraktometresi ile 5º≤2θ≤80º
aralığında çıkarılmıştır.
Elde edilen x-ışını desenleri FULLPROF programı ile arıtılarak, incelenmiştir. Hem
bulk örnekte hem de nanoparçacıklarda yabancı bir faz gözlenmemiştir.
TEM çalışması ise yine Darmstadt Teknik Üniversitesinde bulunan 300 kV’luk JEOL
3010 UHR geçirmeli elektron mikroskobu ile yapılmıştır. Alınan görüntülerde bulk
sistemin nano boyutlara indiği anlaşılmış, ortalama parçacık büyüklüğü 20 nm civarında
olduğu ve sisteminde hala kristal yapısını koruduğu görülmüştür.
Manyetik ölçümlerde yine Almanya, Darmstadt Teknik Üniversitesinde bulunan
SQUID ile yapılmış ve sistemin nanoparçacıklarının 10 K’ de zorlayıcı alan gösterdiği
görülmüştür. Bulk yapıdayken 5 K’ de hiçbir zorlayıcı alan gözlenmezken, nano yapıda
10 K’ de 6 kOe zorlayıcı alan gözlenmesi, bu malzemenin nano boyuta indiğinde
manyetik olarak sertleştiğinin de bir göstergesidir. Ayrıca nano boyuta inildiğinde Tc
Curie sıcaklığınında bulk boyuttaki Curie sıcaklığına göre daha düşük olarak
bulunmuştur.
50
KAYNAKLAR
Ban, Z. and Sikirica, M. 1965. Acta Crystallogr. 18, 594
Ban, Z., Sikirica, M., and Anorg, Z. 1967. Allg. Chemie 356, 96
Cantor, B., Allen, C.M., Dunin-Burkowski, R., Green, M.H., Hutchinson, J.L.,
O’Reilly, K.A.Q., Petford-Long, A.K., Schumacher, P., Sloan, J. and Warren,
P.J. 2001. Apllications of nanocomposites, Scripta Materialia, 44, 2055 – 2059
Elerman, Y., Dincer, I., Elmali, A., Ehrenberg, H., Fuess, H., Duman, E., Acet, M.
2004. J. Phys. Condensed Matter, 16, 111
Hadjipanayis 1999. Nanophase hard magnets, Journal of Magnetism and Magnetic
Materials, 200, 373 – 391
Ijjaali, I., Venturini, G., Malaman, B. and Ressouche, E. 1998. J. Alloys Comp. 266,61
Kittel, C. 1986. Introduction to Solid State Physics. John Wiley & Sons, New York,
London, Sydney.
Suryanarayana, C. 2001. Mechanical Alloying and Milling, Progress in Material
Science, 46, 1 – 184
Szytula, A. and Szott, I. 1981. Magnetic Properties of RMn2Si2 and RMn2Ge2
Compounds, Solid State Commun., 40,199
Szytula, A. and Siek, S. 1982. Magnetic Properties of Ce1-xLaxMn2Si2 RMn2Si2 System,
J. Magn. Magn., 27, 49
Szytula, A. 1992. Magnetic Phase Transition in Tetragonal Rare Earth Intermetallics, J.
Alloys Comp., 178,1
Venturini, G., Welter, R., Ressouche, E. and Malaman, B. 1995. J. Magn. Magn. Mater.
150, 197
Venturini, G., Welter, R., Ressouche, E and Malaman, B. 1995. J. Alloys Comp. 223,
101
Venturini, G., Malaman, B. and Ressouche, E. 1996. J. Alloys Comp. 241,135
Welter, R., Venturini, G., Ressouche, E. and Malaman, B. 1995 B., J. Alloys Comp.
218, 204
Yongsheng Liu, Jingcang Zhang, Liming Yu, Guangqiang Jia, Chao Jing, Shiun Cao
2005. Magnetic and Frequency Properties for Nanocrystalline Fe-Ni Alloys
Prepared by High-Energy Milling Method, Journal of Magnetism and Magnetic
Materials, 285, 138 – 144
51
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Ali Şimşek TEKEREK Doğum Yeri: Ankara Doğum Tarihi: 23/07/1983 Medeni Hali: Bekar Yabancı Dili: İngilizce Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl) Lise : Ankara Başkent Üniversitesi, 1998 Lisans : Ankara Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Bölümü, 2003 Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Bölümü, 2007 Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl Roketsan A.Ş. Ankara 2005. Halen çalışmaya devam etmekte. Yayınları (SCI ve diğer) Ayhan Elmali, Simsek Tekerek, Ilker Dincer, Yalcin Elerman, Ralf Theissmann, Helmut Ehrenberg, Hartmut Fuess 2007. Magnetic hardening of high-energy ball-milled Nanocrystalline LaMn2Si2, Journal of Magnetism and Magnetic Materials, Article In Press