174
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ İLAHİYAT ANABİLİM DALI İSLAM TARİHİ BİLİM DALI II. ABDÜLHAMİD’İN KIZI NAİME SULTAN’IN HAYATI Yüksek Lisans Tezi BETÜL KÜBRA BAĞCE İstanbul, 2008

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

T.C.MARMARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜİLAHİYAT ANABİLİM DALIİSLAM TARİHİ BİLİM DALI

II. ABDÜLHAMİD’İN KIZI NAİME SULTAN’IN HAYATI

Yüksek Lisans Tezi

BETÜL KÜBRA BAĞCE

İstanbul, 2008

Page 2: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

T.C.MARMARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜİLAHİYAT ANABİLİM DALIİSLAM TARİHİ BİLİM DALI

II. ABDÜLHAMİD’İN KIZI NAİME SULTAN’IN HAYATI

Yüksek Lisans Tezi

BETÜL KÜBRA BAĞCE

Danışmanı Doç. Dr. İSMAİL SAFA ÜSTÜN

İstanbul, 2008

Page 3: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden
Page 4: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

I

İÇİNDEKİLER

Sayfa No.İÇİNDEKİLER……………………………………………………………….. IKISALTMALAR……………………………………………………………… IIIÖNSÖZ………………………………………………………………………… IV

GİRİŞ…………………………………………………………………………..... 1A. TEZİN KONUSU VE METODOLOJİK PERSPEKTİF……………….… 1B. OSMANLI SARAY KADINI VE BATILILAŞMA………………………. 4

I. BÖLÜM

NAİME SULTAN’IN AİLESİ VE EVLİLİK ÖNCESİ HAYATI

A. NAİME SULTAN’IN AİLESİ………………………………………………. 91. Babası Sultan II Abdülhamid…………………………………………….. 92. Annesi Bidar Kadın efendi……………………………………………….. 143. Kardeşleri………………………………………………………………… 17

B. NAİME SULTAN’IN DOĞUMU……………………………………………. 21C. EĞİTİMİ VE YETİŞTİRİLME USÛLÜ…………………………………….. 23 1. Saraydaki ilk Eğitimi…………………………………………………….. 23 2. Örgün Eğitimi……………………………………………………………. 26 3. Müzik Eğitimi……………………………………………………………. 28D. SULTAN’IN GELİRLERİ VE MAL VARLIĞI…………………………….. 29 1. Maaşı, Tahsisatı ve Tayinatı……………………………………………... 29 2. Şirket-i Hayriyye Hissesi, Bank-ı Osmanî’deki Mevduat Hesapları ve Manganez Madeni İşletmesi İmtiyazı………………………………………. 31 3. Nişantaşı Konağı…………………………………………………………. 35

II.BÖLÜM

SULTAN’IN EVLİLİK SONRASI HAYATI VE NAİME SULTAN SARAYI

A. NAİME SULTAN’IN EŞİNİN SEÇİLMESİ VE DÜĞÜN HAZIRLIKLARI.. 371. Naime Sultan’ın Eşinin Seçilmesi…………………………………………. 372. Çeyiz Masrafları ve Çeyizinin Hazırlanması………………………………. 39

B. SULTAN’IN DÜĞÜNÜ VE DAMAD MEHMED KEMALEDDİN PAŞA İLEEVLİLİK HAYATI……………………………………………………………… 43 1. Nikah Akdi ve Düğünü……………………………………………………. 44

2. Eşi Damat Mehmed Kemaleddin Paşa……………………………………. 503. Çocukları………………………………………………………………….. 534. Kemaleddin Paşa’nın İhaneti ve Sarsılan Evlilikleri……………………… 595. Boşanması…………………………………………………………………. 67

C. DEFTERDARBURNU’NDA NAİME SULTAN SARAYI…………………. 69

Page 5: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

II

1. Sarayın İnşası, Tadilatı ve Mefrûşatı……………………………………… 71 2. Sarayın Isıtılması………………………………………………………….. 82 3. Hane Halkı……………………………………………………………….... 83 4. Sarayın Varidatı ve Mesârifi………………………………………………. 86 5. Dağ Köşkü ………………………………………………………………... 89

III. BÖLÜM

NAİME SULTAN’IN İKİNCİ EVLİLİĞİ, SÜRGÜN HAYATI VE ÖLÜMÜ

A. NAİME SULTAN’IN DAMAD İŞKODRALIZÂDE MAHMUD CELALEDDİN PAŞA İLE EVLİLİĞİ………………………………………….. 92 1. İkinci Eşi Damad İşkodralızâde Mahmud Celaleddin Paşa………………. 92 2. Naime Sultan’ın Celaleddin Paşa ile Evliliği……………………………... 94B. NAİME SULTAN’IN SÜRGÜNE GİDİŞİ, SÜRGÜNDEKİ GÜNLERİ VE ÖLÜMÜ…………………………………………...……………. 96C. NAİME SULTAN’IN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ VE ŞAHSİYETİ….......... 102

SONUÇ.................................................................................................................. 106EKLER………………………………………………………………………….. 110KAYNAKÇA…………………………………………………………………… 161

Page 6: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

III

KISALTMALAR

A. :Ayşe

BCA :Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi

bkz. :Bakınız

BOA :Başbakanlık Osmanlı Arşivi

CA :Cemâziyelevvel

çev. :Çeviren

DİA :Diyanet İslam Ansiklopedisi

Edt. :Editör

hzl. :Hazırlayan

İ.Ü. :İstanbul Üniversitesi

İSAR : İslam Tarih, Sanat ve Kültürünü Araştırma Vakfı

L :Şevval

M :Muharrem

MSHHA :Milli Saraylar Hazine-i Hassa Arşivi

nr. :Numara

R :Rebiülâhir

RA :Rebiülevvel

S :Safer

s. :Sayfa

S. :Selaheddin

Ş :Şaban

Ş. :Şadiye

trc. :Tercüme eden

TSMA :Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi

TY :Türkçe Yazma

Yay. :Yayınları

Z :Zilhicce

ZA :Zilkâde

Page 7: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

IV

ÖNSÖZ

Osmanlı Devleti’nin dağılma döneminde yaşamış bir padişah kızının (sultan) hayatı,

o dönemin saray yaşantısını anlamak için iyi bir örnektir. Bundan dolayı bu çalışmada,

Naime Sultan’ın doğumu, yetiştirilmesi, evliliği, şahsiyeti ve sosyal hayatı incelenerek bir

döneme ışık tutulmaya çalışılmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nda dünyaya gelip, hanedânın

sürgüne gönderilmesi ile büyük bir sefalet içinde Arnavutluk Tiran’da hayata veda eden

Naime Sultan’ın hayat öyküsü, aynı zamanda bir dönüşümün de hikâyesidir. Bu devirde

Osmanlı Devleti’nde Tanzimat ile başlayan Batılılaşma süreci daha da hız kazanmıştır.

Devletin bir çok kurumunda ve halkın yaşayışında etkili olan bu değişim süreci, aynı şekilde o

dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden biri olarak Naime Sultan’ın hayatında da

izlenmiş olacaktır.

Bu çalışma muhakkak ki bir çok kişinin emeği ile ortaya çıktı. Bu süreçte yardımda

bulunan tüm hocalarıma ve arkadaşlarıma teşekkür ederim. Öncelikle konunun seçilmesi ve

kaynaklara ulaşılması hususunda bizimle fikirlerini paylaşan hocam Prof. Dr. Ali Akyıldız’a,

çalışmamımızın her aşamasında gösterdiği hoşgörü, destek ve yönlendirmelerinden dolayı

hocam ve danışmanım Doç. Dr. İsmail Safa Üstün’e, kullandığımız arşiv kaynaklarının

okunmasında ve değerlendirilmesinde her türlü emeği bulunan hocam Dr. Mustafa Küçük’e,

yine yabancı dilde olan belgelerin çevirisinde yardımlarını esirgemeyen arkadaşım Ataullah

Faramarzi’ye, tezimin son şeklini almasında katkısı bulunan arkadaşım Fatma Turgay’a

sonsuz şükranlarımı sunarım.

Özellikle bu çalışmanın ortaya çıkmasında en fazla hoşgörüsü ve emeği olan annem

Fatma Bağce’den minnet ve teşekkürlerimin kabulünü dilerim.

İstanbul, 2008 Betül Kübra Bağce

Page 8: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

II. ABDÜLHAMİD’İN KIZI NAİME SULTAN’IN HAYATI

GİRİŞ

A. TEZİN KONUSU VE METODOLOJİK PERSFEKTİF

Bu çalışmada, bir padişah kızının(sultan) biyografisi ortaya konuldu.

Dolayısıyla tezimizde ağırlıklı olarak bu sultanın doğum yılı olan, 1876 ile ölüm yılı

olan, 1945 tarihleri arasında cereyan eden olaylara yer verildi. Ancak tezin yazılış

amacı, sadece bu tarihler arasında vuku bulan olayları aktarmak değil, aksine bu tarihler

arasında, öncesinde ve sonrasında gelişen hadiseleri anlamaya çalışmaktır. Kısacası bir

şahıs çerçevesinde, o şahsın etkilendiği dönemin özelliklerine ışık tutmaktır.

Bu amaç doğrultusunda, II. Abdülhamid’in kızı Naime Sultan’ın hayatı

araştırma konusu olarak seçilmiştir. Söz konusu sultanın hayatı, kendi döneminin dikkat

çekici ve sıradışı bir unsuru olmamakla birlikte, bugünden bakıldığında padişah

kızlarının hayatını yansıtması açısından iyi bir örnek olabilmektedir. Zira bir sultanın

doğumu, yetişmesi, evlenmesi ve saraydan ayrılması, yaşam alanı, bağlı bulunduğu

kurallar, toplum içindeki rolü ve ölümü gibi konular, bulundukları statülerin ve

yaşadıkları devrin aynası olmaktadır.

Naime Sultan’ın seçilmesinde bu sıradanlığın yanında, sultanın hayatını

diğerlerinden farklı kılan bilgilerin ve hikâyelerin bulunması da etkili olmuştur. Bu

durum özel hayatı ile alakalı olduğu gibi, zaman zaman yaşadığı devrin siyasal ve

kültürel olayları ile de ilgili olmaktadır. Örneğin Naime Sultan, babası II.

Abdülhamid’in tahta çıkışından dört gün sonra doğduğu için padişah, sultanı “cülus

kızım” diyerek sevmiş ve bütün hayatı boyunca diğer evlatlarından daha ayrıcalıklı

davranmıştır. Bunun yanı sıra Naime Sultan, bir meşrutiyet bebeği olarak, 1876 yılında

dünyaya gelmiştir. Bu sebeple sultan, bu kültür ortamında büyüyerek ve yetişerek,

yaşadığı dönemi yansıtmaktadır.

Page 9: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

2

Naime Sultan’ın yaşam öyküsü ve hayatını etkileyen olaylar, aynı zamanda o

dönemin özelliklerini de iki açıdan gözlemlememize imkân sağlamaktadır. Öyle ki

Osmanlı Devleti, o dönemde dağılma sürecine girmiş ve kendisini bu durumdan

kurtarmak için çeşitli çareler aramaya başlamıştır. Bu nedenle, kimi zaman eski

alışkanlıklarını Avrupaî alışkanlıklarla değiştirmiş, kimi zaman da bunlara sıkı sıkıya

bağlı kalmıştır. Böyle bir ortamda her iki kültüründe özelliklerini taşıyarak yetişen

Naime Sultan’ın hayat hikâyesi, aynı zamanda bir dönüşümün hikâyesi olmaktadır.

Bunlarla birlikte Naime Sultan’ın hayatını araştırmamızda bir tez çalışmasına

kaynaklık teşkil edecek dökümanların var olması da teşvik edici olmuştur. Bu

kaynaklar, daha çok çeşitli arşivlerden çıkardığımız vesikalardır. Bu nedenle tezin ana

iskeleti, bu belgelerden oluşmaktadır. Kullandığımız belgelerin büyük bir çoğunluğu,

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’den elde edilmiştir. Bunun yanı sıra, Dolmabahçe Sarayı

Arşivi, Topkapı Sarayı Arşivi, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi ve İstanbul Üniversitesi

Nadir Eserler Kütüphanesi’nden de faydalanılmıştır. İ. Ü. Nadir Eserler

Kütüphanesi’nde, Naime Sultan’ın eşi Kemaleddin Paşa’ya ait el yazması bir çok

mektup bulunmaktadır. Üniversitenin kayıtlarındaki özette, bu mektupların Naime

Sultan’a hitaben yazıldığı ifade edilmektedir. Ancak mektupların içeriğinden bu bilginin

doğru olmadığı ve aslında mektupların Kemaleddin Paşa tarafından Hatice Sultan’a

yazıldığı anlaşılmaktadır.

Dönemin tarihçilerinin eserlerinde, Sultan II. Abdülhamid devri saray

kadınlarının ve yine Naime Sultan’ın yaşayışı hakkında ayrıntılı bilgiler

bulunmamaktadır. Bu sebeple, daha çok o devirde yazılan hatıralardan faydalanılmıştır.

Özellikle “Ayşe Osmanoğlu’nun hatıraları” tez çalışmamız için, adeta mihenk taşı

niteliğindedir. Yine “Şadiye Osmanoğlu’nun, Şair Nigâr’ın, Doktor Atıf Hüseyin’in

hatıratları” başvurduğumuz kaynaklardan bazılarıdır. Sayısı fazla olmamakla birlikte

bazı araştırma eserlerinde de Naime Sultan ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Bunlardan

Çağatay Uluçay, Nahid Sırrı Örik ve Yılmaz Öztuna, en fazla bilginin yer aldığı

eserlerdir.

Arşiv vesikalarına ve kitabî kaynaklara dayanan bu bilgilerin yanı sıra, özellikle

Naime Sultan’ın sürgün yaşamı ile ilgili şifahî yolla ve internet aracılığı ile malumatlar

Page 10: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

3

da elde edilmiştir. Bunlar, zaman zaman Osmanlı Hanedanı’ndan olan, kimi zaman da

onların tanıdıkları vasıtasıyla aktarılan bilgilerdir. Örneğin, tezin ekler bölümünde

bulunan Naime Sultan’ın sürgün hayatında çekilmiş bir fotoğrafı, hanedan üyeleri ile

tanışıklığı olan bir kişiden elde edilerek, ilk kez bu çalışmada insanların nazarına

sunulmaktadır. Bunun yanı sıra “Bir Çerkez Kızının Harem Hatıraları” isimli, ki Leyla

Açba’nın hatıralarından meydana gelmektedir, eseri yayına hazırlayan Harun Açba ile

internet aracılığı ile irtibat kurulmuştur. Bu yolla da bazı bilgiler elde edilmiştir. Bu

bilgiler daha çok, Naime Sultan’ın sürgün hayatı ile alakalı olup daha önce araştırma

kaynaklarında yer almayan farklı bilgilerdir.

Çalışmamız sırasında başvurulması gereken kaynakların başında dönemin

gazete ve dergileri de bulunmaktadır. Bu yayınların büyük bir kısmı tam koleksiyon

olarak günümüze ulaşmadığı gibi ulaşabilenlerin de kullanılmasında kimi güçlüklerle

karşılaşılmıştır.

Bunların başında söz konusu yayınların günümüze kadar ulaşması sırasında

gereken korumanın yapılamadığı, bulunduğu mekânların elverişsizliği ve yayınların

saklanması sırasında yapılan yanlış yerleştirme ve paketlenmelerden dolayı

kullanılamaz hale gelmeleri, kullanılabileceklerin bulunduğu kütüphaneleri kullanma

sırasında ortaya çıkan zorluklar( bakım, onarım, sayım gibi durumlar ile yayınların

ciltletilecek/ tamir edilecek tarzındaki ifadelerle okura çıkarılmaması) bulunmaktadır.

Özellikle, bu tür yayınlara ulaşmamızda önemli bir yere sahip olan Atatürk

Kitaplığı’nın tezimizin yazımı sırasında araştırmaya kapalı olması, yine karşılaştığımız

önemli güçlüklerden biridir.

Ulaşılabilen yayınlarda da konuyla ilgili bilgilerin benzer ifadelerle ve ağırlıklı

olarak sadece hanedanın yurt dışına çıkarılması ile ilgili olması da bir başka zorluk

olarak karşımıza çıkmıştır. Ayrıca o dönemde yayımlanan bazı gazeteler hanedan

taraftarı olduğu için bu tür haberlere (sürgün ile ilgili) hiç değinmek istememişler gibi

görünmektedir.

Tez çalışmasında kullanılan bütün bu kaynaklar, kronojik bir bakış açısına göre

öncelikle arşiv vesikalarının aktardığı bilgilerin doğruluğu esas alınarak kullanılmıştır.

Page 11: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

4

Çalışmanın tarih konusu olması ve literatürün az olması dolayısıyla, bazı konular

hakkında muhtelif bilgiler bulunmaktadır. Böyle bir sorunla karşılaşıldığında, bütün

bilgiler ortaya konularak, karşılaştırma metodu kullanılarak ve kronolojik bir

perspektifle doğru olan tesbit edilmeye çalışılmıştır.

Genel anlamda Osmanlı Sarayı’nda yaşamış kadınlarla ilgili yapılmış olan

çalışma sayısı sınırlıdır. Özellikle de bu tez, Naime Sultan’ı müstakil olarak ele alan ilk

çalışmadır. Bu sebeple bu çalışma hem özel olarak Naime Sultan’ın hayatını ortaya

koymakta hem de genel anlamda o devrin saray kadınlarının özelliklerini

yansıtmaktadır.

B. OSMANLI SARAY KADINI VE BATILILAŞMA

Osmanlı’da saray kadınlarının konumunu anlamak için öncelikle sarayda

kadınlara tahsis edilen “harem”e bakmamız gerekir. Osmanlı Sarayı’nda harem,

girilmesi yasak olan, kadınların ikamet ettikleri mekâna verilen isimdir. Saraydaki

konumları ve yerleşim düzenleri de buna göre haremde yaşayanların önem dereceleri

itibariyle belirlenmiştir. Padişah, devletin ve haremin başı olduğu için harem teşkilatı,

hünkâr dairesinin etrafında kurulmuştur. Bundan sonra, padişahın ardından haremin başı

sayılan valide sultanın, kadınefendilerin, ikballerin, sultanların, şehzadelerin, ustaların,

kalfaların ve cariyelerin daireleri yer almıştır1. Buradan sarayın yanı sıra haremin içinde

de bir hiyerarşinin var olduğu anlaşılmaktadır.

Harem hiyerarşisinin en üst noktasında, gücü bütün saraya yayılan, zaman

zaman da sarayın sınırlarını aşan valide sultan bulunmaktadır. İkinci sırada, sultan diye

anılan padişah kızları gelmektedir. Onlardan sonra, padişahın resmen odalık olarak

seçtiği, harem içerisinde ayrı birer daire tahsis ettiği kadınefendiler gelmektedir. Ve bu

kişilerden sonra, önem sırasına göre diğer harem halkı sıralanmaktadır2.

Harem halkı içerisinde, padişah kızı olma özelliğine sahip olan kadınların

ünvanları, isimlerinin önüne devletlü ismetlü, arkasına ise sultanefendi veya sultan

1 Çağatay Uluçay, Harem II, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara 1992, s. 9.2 Fanny Davis, Osmanlı Hanımı, çev.: Bahar Tırnakçı, Yapı Kredi Yay., İstanbul 2006, s. 15.

Page 12: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

5

kelimeleri getirilerek söylenmektedir. Protokoldeki sıralamaları ise yaşın ekberiyeti

(büyüklüğü) esasına dayanmaktadır3. Sultanlar, sarayda anneleri, anneleri hayatta

değilse, çocuksuz kadınlardan biri tarafından yetiştirilmekteydi. Sultanlar, hanedan

soyundan biri olarak diğer saray kadınlarına göre hatırı sayılır bir özgürlüğe sahiptir.

Örneğin, vezir eşlerini ziyaret etmek, alış veriş yapmak ve dolaşmak maksadıyla saray

dışına çıkabiliyor ve evlendiklerinde kendi saraylarında oturabiliyorlardı. Bunların yanı

sıra, kadınefendilerin aksine, saray dışından konuk, hatta zaman zaman yabancı misafir

kabul edebiliyorlardı4.

Ancak sultanların bu özgürlüğü, Osmanlı Devleti’nin kuruluş, gelişme ve

dağılma dönemlerinde, kadınların statüsündeki değişime bağlı olarak değişmiştir.

Devletin erken dönemlerinde kadınlar, toplumla daha iç içe bir rol üstlenmişlerdir. Öyle

ki 14. yüzyılda, Orhan Gazi’nin eşlerinden birisi, yabancı konukları bizzat kendisi

ağırlamıştır. 15. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti, sınır beyliğinden İslam

İmparatorluğuna dönüşmekte, kadının statüsü de buna bağlı olarak değişmektedir. 16.

asırda, Kanuni Sultan Süleyman dönemine gelindiğinde ise, Osmanlıda kadınların

toplumsal yönünün sona erdiği görülmektedir. 17. yüzyılda, açıkça olmasa da saray

kadınları idarede baskın bir rol almıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda ise, kadınlar saltanatının

baskın karakterleri artık görülmez olmuştur5.

Bu farklılıkların yanı sıra, 18. ve 19. yüzyıllarda Batı’nın fikir ve siyaset

hayatında meydana gelen köklü değişiklikler, Osmanlı Devleti’ni de etkilemiştir.

Özellikle Osmanlı Devleti’nin, Avrupa karşısında gerilemeye başlaması, hatta yenilgiler

alması bu süreci hızlandırmıştır. Bütün bunların sonucu olarak, Osmanlı yönünü Batı’ya

doğru dönmüş, yenileşme hareketlerini öncelikle askerî alandan başlatmıştır. Ancak bu

yapılanlar, kötüye gidişi engellemekte yeterli olmayınca, zamanla sosyal ve siyasi

3 Şehzade Ali Vâsıb Efendi, Bir Şehzadenin Hâtırâtı Vatan ve Menfâda Gördüklerim ve İşittiklerim,

hzl.: Osman Selaheddin Osmanoğlu, Yapı Kredi Yay., İstanbul 2004, s. 409.4 Davis, s. 30.5 Davis, s. 12.

Page 13: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

6

hayatta da Batı tarzı düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Bu durum, özellikle 1839’da

Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesi ile yaygınlık kazanmıştır6.

Batı’nın askerî ve idarî yapısı, Osmanlı Devleti’ne aktarılırken bir yandan

Batı’nın günlük kültürü de etkin bir biçimde imparatorluğa girmiştir. Giyim ve ev

eşyaları, evlerin stili, insanlar arası ilişkiler artık Avrupaî olmaya başlamıştır7. Bunların

sonucu olarak Osmanlıda, Avrupalı sosyal âdetler benimsenmiştir. Padişahlar, yabancı

diplomatları Osmanlı protokolüne göre değil, Avrupa protokolüne göre kabul etmeye

başlamış, hatta bu durum, resepsiyonlar vererek misafirleriyle sohbet etmeye ve

hanımlara hürmet göstermeye kadar varmıştır8.

Yapılan bu değişiklikler yüzeysel değişikliklerdir. Zira Batılılık bir felsefe ve

iktisat sistemi olarak görülmemiş, Batı daha çok adabı muaşeret usulleri ve orada hakim

olan modalar açısından takip edilmiştir. Öyle ki batılılaşmanın bu tip tezahürleri,

zamanın yazarlarınca devamlı olarak eleştirilmiştir. Ahmet Mithat’ın “Felatun Bey”i,

Recaizade’nin “Bihruz”u, Ömer Seyfeddin’in “Efruz”u Tanzimat edebiyatının ana

karakterlerini oluşturmuşlardır.

Batılılığının bundan daha farklı anlaşılmaya başlandığı devre, Sultan II.

Abdülhamid devridir. Bu anlaşılmada, yeni kurulan okullarda okuyanların ve yabancı

dil bilenlerin artmasının olduğu kadar, padişahın kendisinin de Batı’yı model almasının

etkisi vardır. II. Abdülhamid, batıcılığı Batı’nın tekniğini, idari sistemini ve özellikle

askerî teşkilatını ve eğitimini alma şeklinde anlamaktadır. Bu amaçla, Harbiye, Mülkiye

ve Askerî Tıbbıye’nin programları geliştirilmiş ve okullarda bu anlamda bilgili bir

kuşak yetişmiştir9.

Osmanlı Devleti’nde yapılan bu yenilikler, Türk toplumunda kadının statüsünde

de bir takım değişiklikler meydana getirmiştir. Bu hususta en belirgin gelişme, eğitim

6 Şefika Kurnaz, Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını, Milli Eğitim Bakanlığı Yay., İstanbul 1992, s. 15.7 Şerif Mardin, Türk Modernleşmesi, İletişim Yay., İstanbul 1991, s.15.8 Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, çev.: Metin Kıratlı, Türk Tarih Kurumu Basımevi,

Ankara 1991, s. 103.9 Mardin, s. 17

Page 14: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

7

alanında olmuştur. Bununla birlikte kadınların hukuk ve çalışma hayatıyla da ilgili

değişiklikler yapılmış ve çeşitli haklar tanınmıştır10.

Osmanlı toplumunu büyük ölçüde etkileyen bu değişikliklerin, Osmanlı

sarayında yaşayan kadınlara olan etkisi de doğal olarak kaçınılmazdır. Ancak Osmanlı

toplumunda sıradan bir kadın ile saray kadının geçirdiği süreç aynı şartlar altında

gerçekleşmemektedir. Hanedana mensup olmayan bir kadın sosyal anlamda toplum

içerisinde yer bulmaya çalışırken, saray mensubu kadın harem hayatının katı

kurallarından kurtulmanın mücadelesini vermektedir. Bu değişim, özellikle tezimizin de

konusu olduğu üzere, o devirde yaşayan padişah kızlarının yaşamlarına bakılarak

gözlemlenebilir. Nitekim Naime Sultan’ın hayatında da bu anlamda kendisini

göstermektedir.

Padişah kızları, 19. yüzyıla gelindiğinde daha bağımsız bir hayata sahip

olmuşlardır. Örneğin, daha önceleri kendileri için yaşları büyük erkekler eş olarak

seçilirken, ki bu durum padişah kızlarında büyük hoşnutsuzluk yaratıyordu, II. Mahmud

döneminden sonra bu adet kaldırılmış ve sultanlar için genç ve yakışıklı damat adayları

seçilmeye başlanmıştır11. Bu serbestlik alanı, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra daha da

genişlemiştir. Örneğin, bu dönemde sultanlar, eşlerinden boşanma konusunda daha fazla

özgürlük kazanmışlardır. Bunun sonucu olarak sadece, 1908 ile 1922 tarihleri arasında,

sultan saraylarında sekiz boşanma olayı vuku bulmuştur. Bunların yanı sıra, saray

kadınları, saraylarının dışına daha rahat çıkmaya başlamışlar, özellikle de mesire

yerlerinde serbestçe dolaşabilmişlerdir12.

Tanzimat dönemi ile hız kazanan yenileşmenin bunlarla birlikte sultanların

yaşamlarında daha farklı tezahürleri de olmuştur. Bunun bir örneği de bu dönemde

Avrupa’nın etkisinde kalarak büyük lüks yarışı içine girmeleridir. Öyle ki bu

harcamalar, çoğunlukla israf sınırlarını aşmıştır. Sultanlar ve diğer saray kadınları,

gayrimüslim tüccarlar aracılığı ile Avrupa’dan, özellikle de Paris’ten giyim, mefruşat ve

lüks tüketim mallarını ayaklarına kadar getirtmişlerdir. Bu durum, özellikle Sultan

10 Kurnaz, II. Meşrutiyet Döneminde Türk Kadını, Milli Eğitim Bakanlığı Yay., İsatanbul 1996, s. 1511 Davis, s. 35.12 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, İş Bankası Yay., İstanbul 2002,s. 44.

Page 15: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

8

Abdülmecid’in saltanatı sırasında ayyuka çıkmış ve padişah, saray kadınlarının

masraflarını karşılamada oldukça zorlanmıştır13. Bu sıkıntılara şahit olan II.

Abdülhamid, kendisinden önceki Tanzimat padişahlarının bu konudaki serbest

tavırlarına katılmadığı için, kendi saltanatı döneminde daha hassas ve sıkı

davranmıştır14.

Sultanların gündelik hayatta en fazla kullandıkları Avrupaî tarz eşyalar; giyim,

mefruşat ve ev eşyalarıdır. Giyim ve kuşam konusundaki değişimin Abdülmecid

döneminde başladığı söylenebilir. Örneğin; bu dönemde içgiyim, korse, eldiven artık

Avrupa’dan ithal edilmiştir. Buna rağmen, 19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa modasının,

henüz saray çevresinde bile tam olarak yayılmadığı görülmektedir. 19. yüzyılın ikinci

yarısında ise, Avrupa ve Doğu modelleri harmanlanmıştır. Modayı takip edenler artık

şalvar giymemiş, eskinin üç etekli entarisi Avrupaî bir giysiye dönüşmüş ve yüksek

topuk benimsenmiştir. Ancak mücevher merakı hâlâ devam etmiştir. 19. yüzyıldan 20.

yüzyıla geçildiğinde ise, büyük çoğunlukla Avrupa modası hâkim olmuştur15.

Hanedan ailesine mensup olanların, 1924 yılında yurt dışına çıkarılmalarını

öngeren kanunun kabulü ile, sultanlar da ülkeden ayrılmışlardır. Sultanların büyük bir

bölümü Avrupa ülkelerine yerleşmiştir. Bu devirde çektirdikleri fotoğraflardan ve

yazılmış olan bazı hatıralardan – Ayşe Osmanoğlu ve Şadiye Osmanoğlu’nun hatıraları

– sultanların, özellikle eğlence tarzlarında ve kıyafetlerinde tamamen Avrupaîleştikleri

anlaşılmaktadır. Buna bir örnek, özellikle saray dışına feracesiz çıkamayan sultanların,

sürgün hayatında başörtüsünü çıkarmayı tercih etmeleridir.

İşte böyle bir ortamda dönemin havas hayatını temsil eden kişilerden biri olarak

Naime Sultan’ın yaşamını irdeleyeceğiz. Böylece o dönemin saray yaşamını, gelişen

olaylarını ve kültür yapısını da gözlemlemiş olacağız.

13 Ali Akyıldız, Refia Sultan, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 1998, s. 4.14 Davis, s. 218.15 Davis, s. 93.

Page 16: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

9

I. BÖLÜM

NAİME SULTAN’IN AİLESİ VE EVLİLİK ÖNCESİ HAYATI

A. NAİME SULTAN’IN AİLESİ

1. Babası Sultan II. Abdülhamid

19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında dünyanın en çok konuşulan

şahsiyetlerinden biri olan Sultan II. Abdülhamid, 16 Şaban 1258 / 22 Eylül 1842’de

doğmuştur. Babası Sultan I. Abdülmecid (1839 / 1861), annesi ise Tîrimüjgân

Kadınefendi’dir16.

Tîrimüjgan Kadın, Çerkezlerin Şapsıh kabilesinden olup, I. Abdülmecid’in

kadınlarından biridir17. Abdülhamid on bir yaşına geldiğinde annesini kaybetmiş,

babasının emri ile hiç çocuğu olmayan Perestû Kadınefendi tarafından evlatlık

edinilmiştir18. Abdülhamid, hayatı boyunca kendisini öz evladı gibi seven anneliğinin

gözetimi ve yönlendirmesi altında yetişmiş ve eğitimini almıştır.

Sultan Abdülhamid, şehzadelik yıllarını Maslak ve Kağıthane’de kendisine ait

kasırlarda geçirmiştir. Bu dönemde sanatın değişik dalları ile ve binicilik, atıcılık,

avcılık gibi sportif faaliyetlerle meşgul olmuştur19. Dolayısıyla rahat bir şehzadelik

dönemi geçirmiştir. Bunda kardeşi V. Murad’ın birinci veliaht olmasının etkisi vardır.

İkinci veliaht olması sebebiyle saray içinde ve halk arasında arka planda kalmış, bu da

onun şehzadelik döneminde daha özgür hareket etmesine olanak sağlamıştır. Sultan

16 Vahdettin Engin, Sultan Abdülhamid ve İstanbul’u, Simurg Yay., İstanbul 2001, s. 7.17 Ayşe Osmanoğlu, Babam Sultan Abdülhamid, Güven Yayınevi, İstanbul 1960, s. 12.

Annesinin ismini Ziya Şakir “Gülnihal”, Ahmed Saib ise “Çandır” olarak göstermiş ise de bu doğru

değildir. Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. (Ziya Şakir, Sultan İkinci Abdülhamit Şahsiyeti ve

Hususiyetleri, Anadolu Türk Kitap Deposu (Muallim Fuat Gücüyener) , İstanbul 1943, s. 29; Ahmet Saib,

Sultan II.Abdülhamid ve Saltanatının İlk Yılları, hzl.: Adem Kara, IQ Yay., İstanbul 2006, s. 39; İsmail

Hami Danışmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Türkiye Yay., İstanbul 1972, IV, 285)18 Cevdet Küçük, “Abdülhamid II” , Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA) , İstanbul 1988, I, 217.19 Ali Said, Saray Hatıraları ve Sultan Abdülhamid’in Hayatı, hzl.: Ahmet Nezih Galitekin, Nehir Yay.,

İstanbul 1994, s. 24.

Page 17: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

10

Abdülhamid, bu rahat ortamı olumlu yönde kullanıp çiftlikler ve maden ocakları

işleterek ticaretle ilgilenmiştir. Öyle ki diğer şehzadeler borç içinde yüzerken

Abdülhamid cülûs bahşişini kendi parasından verecek kadar hatırı sayılır bir servetin

sahibi olmuştur20.

Bu serveti biriktirmesinde ticaretteki başarısının yanı sıra, düzenli ve iktisatlı

yaşamasının etkisi olduğu da düşünülebilir. Her ne kadar Abdurrahman Şeref, sultanın

köşkler, parklar, havuzlar ve sayısız cariyelerle Yıldız Sarayı’nın çevrilmiş duvarları

arasında israfla dolu debdebeli bir hayatı olduğunu söylese de21 Abdülhamid’in hususî

ve ailevî hayatında hiçbir israfı olmadığını, ancak israf olarak değerlendirilen

harcamaların idarenin devamını sağlamak için jurnalcilere, bir takım bendegânına

dağıtılan paralar ve ihsanlar olduğunu22 ve en büyük harcamasının dünya saraylarının en

kalabalıklarından olan Yıldız’da yaşayanların masrafı olduğunu söyleyenler de

olmuştur23.

Sultan II. Abdülhamid ikinci veliaht olmasına rağmen, kısa sürede padişah

olmuştur. Sultan V. Murad’ın sağlık sorunları nedeniyle hal’edilmesinin ardından 11

Şaban 1293 / 31 Ağustos 1876 tarihinde tahta çıkmıştır. Ertesi gün Beşiktaş Sarayı’nda

geniş ölçüde bir biat töreni yapılmış, bu töreni, ülkede üç gün süren şenlikler takip

etmiştir. Tahta çıkışının dördüncü günü padişahın bir kız çocuğu dünyaya gelmiş,

beşinci gününe Abdülhamid’in doğum günü rastlamış, altıncı günü ise kılıç kuşanma

töreni yapılmıştır. Bu suretle ülkede bir hafta aralıksız bayram havası sürüp gitmiştir24.

Sultan Abdülhamid’in otuz üç yıl gibi uzun süren saltanatı döneminde, bir çok

önemli hadise meydana gelmiştir. Bu dönem, Mebusan Meclisi’nin toplanıp ilk

parlamento tecrübesinin gerçekleştirildiği, ancak Abdülhamid’in toplumun henüz böyle

20 M.Metin Hülagü, Sultan II.Abdülhamid’in Son Günleri Hususi Doktoru Atıf Hüseyin Bey’in

Hatıraları, Pan Yay., İstanbul 2003, s. 215.21 Son Vak’anüvis Abdurrahman Şeref Efendi Tarihi, hzl.: Bayram Kodaman - Mehmet Ali Ünal, Türk

Tarihi Kurumu Basımevi, Ankara 1996, s. 9-10.22 Tahsin Paşa, Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları, Milliyet Matbaası, İstanbul 1931, s. 11-12.23 Ahmet Reşit Rey, “Gördüklerim-Yaptıklarım”, Canlı Tarihler, Türkiye Yay., İstanbul 1945, III, 46.24 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1988, VIII, 1.

Page 18: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

11

bir deneyime hazır olmadığına hükmederek, şahsi idaresini yürüttüğü dolayısı ile ülkeyi

kendi düşünceleri doğrultusunda yönettiği bir dönem olarak değerlendirilebilir.

Ancak bu dönemde Tanzimat Fermanıyla başlayan modernleşme sürecinin

devam ettiği ve Tanzimat reformlarının öngördüğü modernleşmeye uygun bir

politikanın izlendiği görülmektedir. Modernleşmenin en önemli unsuru olarak eğitime

ağırlık verilmiş, bu sebeple de ülkedeki modern eğitim veren okulların sayısı artmıştır.

Eğitim yanında, maliye, ulaşım, haberleşme, sağlık, sanayi ve ticaret, ziraat, hayır

kurumları gibi alanlarda gelişme gösterilmiş ve birçok müessesenin oluşturulmuş

olduğu bilinmektedir.

Sultan Abdülhamid, dış politikada bir denge siyaseti güderek Osmanlı

Devleti’ni ayakta tutmaya çalışmıştır. Dış borçlanmanın ülkeye getirdiği maddî

sıkıntıya ve bunun getirdiği siyasî bağlılığa şahit olmuştur. Düyûn-ı Umûmiye idaresi

kurulup borçların yarısı silindikten sonra, kalanların düzenli ödenmesine önem vermiş

ve yeni dış borçlanmanın yapılmamasına gayret göstermiştir. Bunların yanı sıra

tasarrufa dikkat ettiği ve buna kendisinin de riayet ettiği ifade edilmektedir25.

Ancak, mâlî sıkıntılar yüzünden çıkan kargaşalar, dış politikada karşılaşılan

güçlükler, devletin işleyişindeki aksaklıklar, genç memur ve subaylar arasındaki tepkiler

gizli bir muhalefet cephesi oluşturmuştur. İttihat ve Terakki Komitesi’nin başını çektiği

bu hareket, imparatorluğun kurtuluşunun meşrutî bir yönetimle gerçekleşeceğine

inanmaktadır. Bunun sonucu olarak 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet ilan edilmiştir.

Bununla birlikte, İttihatçılar’ın bir takım icraatları halk arasında karşı bir muhalefetin

oluşmasına neden olmuştur. Bu muhalefetin kışkırtmaları ve tahriki ile 13 Nisan

1909’da “Otuz Bir Mart Olayı” olarak bilinen isyan meydana gelmiş26, İstanbul’da

çıkan bu isyan, Selanik’ten gelen Hareket Ordusu tarafından bastırılmıştır. Meşrutiyet

taraftarları, olaylardan Abdülhamid’i sorumlu tutmuşlardır. Bu nedenle 27 Nisan

1909’da Yeşilköy’de toplanan Meclis, II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi kararını

almıştır. Buna ilave olarak, İttihat ve Terakki’nin kararı ile Abdülhamid Selanik’te

25 Engin, s. 19-21.26 Küçük, 221-222.

Page 19: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

12

Alâtini Köşkü’nde göz hapsinde tutulmaya başlanmıştır27. Sultan Abdülhamid bir

müddet burada kaldıktan sonra Balkan Savaşı’nın çıkması üzerine tekrar İstanbul’a

getirilmiştir28.

İstanbul’da Beylerbeyi Sarayı’na yerleştirilen Abdülhamid, I. Dünya Savaşı’na

ve ülkenin içinde bulunduğu dar boğaza tanık olarak hayatının son günlerini burada

tamamlamıştır. 28 Rebiülâhir 1336 / 10 Şubat 1918 yılında hayatını kaybeden II.

Abdülhamid, çok kalabalık bir cenaze töreni ile defnedilmiştir29. Sultan’ın kabri

Divanyolu’ndaki Sultan Mahmut türbesine, dedesi II. Mahmut ve amcası Sultan

Abdülaziz’in yanlarına konulmuştur30.

Abdülhamid’in karakterinin ve kişilik yapısının oluşmasında çocukluk

döneminde annesini kaybetmiş olmasının etkisinin olduğu söylenmektedir. Özellikle,

‘annene yaklaşma hasta olursun’ uyarıları, onda hastalık ve ölüm gibi bir takım

vehimlerin erken yaşta oluşmasına sebep olmuştur31. Amcası Sultan Abdülaziz’in ve

kardeşi V. Murad’ın tahttan kolaylıkla indirilmesi de padişahlığı döneminde vehmini

artırmış ve saraya kapanıp, devlet idaresini de sarayda toplamıştır32. Kısacası Sultan’ın

iyi ve kötü olarak değerlendirilebilecek davranışlarının bir kısmı bu korkularından ileri

gelmiştir33.

Sultan Abdülhamid’in tutumluluğu, insan ilişkilerinde etkili olabilme başarısı,

duyduğu veya gördüğü bir şeyi hafızasında tutabilme gücü, dış politikada yürüttüğü

siyaseti, az konuşması ve iyi bir dinleyici olması, onun kişiliğinin ince eleyen sık

dokuyan bir yapıda olduğunu göstermektedir34. Sultan’ın bu özelliği özel hayatında

27 Engin, s. 28-29.28 A. Osmanoğlu, s. 181.29 Nizamettin Nazif Tepedenlioğlu, İlan-ı Hürriyet ve Sultan II.Abdülhamit Han, Yeni Matbaa, İstanbul

1960, s. 67.30 Engin, s. 31.31 Koloğlu, s. 26.32 Danışmend, 286 33 Bürokrat Mehmet Tevfik Biren Bey, II. Abdülhamid, Meşrutiyet ve Mütareke Hatıraları, hzl.: Fatma

Rezan Hürmen, Pınar Yay., İstanbul 2006, II, 132.34 Seyfullah Arpacı, Sultan II. Abdülhamid, Işık Yay., İstanbul 2005, s. 19-21.

Page 20: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

13

etkili olduğu gibi çalışma hayatına ve yönetim anlayışına da yansımaktadır. Çalışma

sistemi çok düzenli olan padişah, sabah gün doğmadan kalkıp, duşunu alıp, hafif bir

kahvaltıdan sonra çalışmaya başlamaktadır. Öğle saatlerine kadar süren bu çalışmadan

sonra tekrar yemek için ara verip, bir süre dinlenip sonra çalışmalarına devam

etmektedir. Bu çalışmanın işin yoğunluğuna bağlı olarak kimi zaman erken bittiği, kimi

zaman da gece yarılarına kadar sürdüğü görülmektedir35. Hatta bu tempo önemli bir işin

çıkması durumunda sultanın geceleri uyandırılmasına ve haberdar edilmesi için izin

verilmesine kadar varmıştır36.

Çalışma hayatında olduğu gibi özel yaşantısında da bir düzen vardır. İşlerinin

hafif olduğu zamanlarda, hareme geçip kızları ve oğulları ile görüşmüş, kızlarının

piyano çalışlarını dinlemiş, çocukları ile vakit geçirmiştir37. Huzurlu bir aile hayatı olan

Sultan Abdülhamid, çocuklarının eğitimini ve haremdeki kadınların davranışlarını titiz

bir şekilde kontrol altına almıştır. Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz döneminin

sarayında yaşanan dedikodu ve entrikalardan hiç hoşlanmayan Sultan Abdülhamid,

kadınların sokağa çıkmalarını sıkı bir takip altına aldığı gibi38, devlet işlerine müdahale

etmelerine de izin vermemiştir39. Sıkı kurallara bağlı bu ortamda, sarayda en serbest

yaşayanlar, sultanın kızları ve oğulları olmuştur. Çocuklarının dışarı çıkmaları izne tabi

olmuş, sultan da izin isteklerini çoğu zaman geri çevirmemiştir40.

Bir baba olarak Sultan Abdülhamid’e baktığımızda, çocuklarının

kıyafetlerinden davranış biçimlerine, eğitimlerinden sanatsal faaliyetlerine,

başarılarından kusurlarına kadar ayrıntılı bir şekilde terbiyeleriyle alakadar olduğu

görülmektedir41. Evlat acısı ile, küçük yaşta kaybettiği kızı Hatice Sultan adına

“Hamidiye Etfal Hastanesini” yaptırmış 42 , Alâtini Köşkü’nde sürgünde iken “ben

35 Ali Akyıldız, Osmanlı Bürokrasisi ve Modernleşme, İletişim Yay., İstanbul 2004, s. 174.36 Akyıldız, Osmanlı Bürokrasisi, s. 186.37 A. Osmanoğlu, s. 25.38 Şakir, s. 29.39 A. Osmanoğlu, s. 24.40 Şakir, s. 163.41 A. Osmanoğlu, s. 24-25.42 Ömer Faruk Yılmaz, Sultan Abdülhamid Han’ın Harem Hayatı, Eylül Yay., İstanbul 2002, s. 100.

Page 21: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

14

şimdi sadece bir babayım” diyerek, çocuklarının gelecekleri ve nişanlı olan kızlarının

düğünlerinin yapılması için zamanın hükümetine mektup yazmıştır43.

Yine Tahsin Paşa hatıratında Sultan’ın, şehzadelerin ve sultanların iyi ve rahat

yaşamaları için bütün ihtiyaçlarını eksiksiz karşıladığını ve eğitimlerinin istediği

seviyede olmadığında bundan üzüntü duyduğunu ifade etmiştir44. Bütün bu bilgilerden

Sultan Abdülhamid’ in çocuklarıyla olan ilişkilerinde, ilgili bir baba olduğu

anlaşılmaktadır.

2.Annesi Bîdar Kadınefendi

Harem hiyerarşisinde önemli bir yere sahip olan Osmanlı padişahlarının

kadınlarına, genel olarak “kadın-kadınefendi” denilmektedir. Bu konum da kendi

arasında bir sıralamaya tabidir. Kadınefendilerin sayıları dört ile sekiz arasında

değişmiş, padişahın ilk kadını başkadın, ondan sonra gelenler ise sıralamaya uygun

olarak, ikinci, üçüncü, dördüncü şeklinde isimlendirilmiştir45.

Sultan II. Abdülhamid’ in cülûsu ile birlikte eşlerinden dördü “kadınefendi”

ünvanını almıştır. Başkadın Nâzikeda’nın vefatı ve Üçüncü kadın Nurefsûn’un

boşanması üzerine Bedrifelek birinci, Bîdar ikinci, Dilpesend üçüncü, Mezide Kadın da

dördüncü kadın olmuştur. Böylece Abdülhamid’in cülûsunda dördüncü kadınefendi

olan Bîdar Kadın, ikinci sıraya yerleşmiş ve ölümüne kadar da bu konumunu

korumuştur46.

Bîdar Kadınefendi’nin doğum tarihi hakkında en ayrıntılı bilgi 05 Mayıs 1858

tarihidir.47Doğumunun 1851 olduğunu söyleyenler olmuşsa da48 1875’de evlendiğini

43 Ali Fethi Okyar, Üç Devirde Bir Adam, hzl.: Cemal Kutay, Tercüman Yay., İstanbul 1980, s. 67.44 Tahsin Paşa, s. 125.45 Uluçay, Harem II, s. 41-42.46 A. Osmanoğlu, s. 235.47 Mehmed Süreyya, Osmanlı Devletinde Kim Kimdi, hzl.: Gültekin Oransay, Küğ Yay., Ankara 1969, I,

151; Yılmaz Öztuna, Devletler ve Hanedanlar Türkiye (1074 – 1990), Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara

1996, II, 315; Alderson, Anthony Dolphin, Bütün Yönleri İle Osmanlı Hanedanı, hzl.: Mustafa Armağan,

çev.: Şefaettin Severcan, Erkam Matbaacılık, Tarihsiz, s.293.

Page 22: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

15

göz önüne alırsak 49, evliliğinde yaşının yirmi yedi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu da

haremdeki evlilikler için geç bir yaştır. Yine ağabeyi Çerkez Mehmet Paşa’nın 1856

doğumlu olduğu da50 düşünülürse 1858 tarihinin daha doğru olduğu düşünülebilir.

Ayrıca Osman Selaheddin Osmanoğlu da “Osmanlı Hanedanı” adlı eserinde, Bîdar

Kadın’ın doğumunu 1858 olarak göstermektedir51.

Sultan Abdülhamid dönemi haremindeki cariyelerin genelini Çerkez kızları

oluşturmaktadır52.Bîdar Kadın da küçükken Abdülhamid’in dairesine girmiş olan bir

Çerkez kızıdır. Sultan Hamid’in en güzel haremi olduğu söylenen Bîdar Kadın, sarışın,

mavi gözlü ve endamlı bir yapıya sahiptir53.

Evlilikleri Sultan Hamid’in şehzadeliği döneminde, hatta cülûsuna çok az bir

zaman kala 02 Eylül 1875 yılında gerçekleşti54. Şehzade Hamid’in büyük bir sevgi ile

iltifat ettiği Bîdar Kadın55, Şehzade’nin tahta çıkmasından önce hamile kalmış ve

cülûstan birkaç gün sonra bir kız evlat, bundan iki yıl sonra da bir erkek evlat dünyaya

getirerek haremdeki konumunu sağlamlaştırmıştır.56. Bu çocuklardan kız olanı Sultan

Abdülhamid’in üçüncü kızı Naime Sultan, erkek olanı ise ikinci oğlu Şehzade

Abdülkadir Efendidir57.

Sultan Hamid, Bîdar Kadın’a büyük bir sevgiyle bağlıdır. Bu nedenle

Abdülhamid’in, zaman zaman Bîdar Kadın’ı zor durumda bırakacak kıskançlıklar 48 Yılmaz, s. 91.49 Öztuna, 315.50 Leyla Açba, Bir Çerkez Prensesinin Harem Hatıraları, hzl.: Harun Açba, Leyla ile Mecnun Yay.,

İstanbul 2004, s. 52.51 Osman Selahaddin Osmanoğlu, Osmanlı Devletinin Kuruluşunun 700. Yılında Osmanlı Hanedanı,

Tak: Ertuğrul Osman, İslam Tarih, Sanat ve Kültürünü Araştırma Vakfı Yay. (İSAR), İstanbul 1999, s.

31.52 Şadiye Osmanoğlu, Hayatımın Acı ve Tatlı Günleri, Bedir Yay., İstanbul 1966, s 17.53 Örik, Abdülhamid’in Haremi, Arba Yay., İstanbul 1989, s.19.54 Alderson, s. 293.55 Şakir, s. 167.56 M. Çağatay Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1980,

s. 173.57 A. Osmanoğlu, s. 234.

Page 23: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

16

gösterdiğini görmekteyiz. Bu kıskançlıklarda, saray dedikodularından hiç hoşlanmayan

sultanın, haremdeki kadınları denetim altına alma düşüncesinin olduğu da kuvvetle

muhtemeldir.

Bîdar Kadınefendi çocukları ile birlikte, Sultan Abdülhamid ile aynı dairede

birkaç yıl kalarak, haremdeki diğer kadınlardan daha üstün bir konuma gelmiştir. Ancak

Bîdar Kadın, Sultanın başka kadınlarla olan ilişkilerini kabullenememiş ve sürekli

kıskançlık sahneleri ile Abdülhamid’i usandırmıştır. Öyle ki zaman zaman saraydaki

diğer kadınlarla mücadeleye girmiş, Abdülhamid de bu münasebetlerini önemli gece

komisyonlarına katılmak şeklinde gizlice yürütmeyi denemiştir. Kadınefendinin bunu

haber alması çok gecikmemiş, bu gece kaçamaklarının birinde sultanı, kapıları

kilitlemek suretiyle belli bir süre dairesine almamıştır. Sultan Abdülhamid, Bîdar

Kadın’ın şikayetlerini ve feryatlarını dinleyerek başı önünde içeriye girmek durumunda

kalmıştır. Bîdar Kadınefendi’nin bu halleri, Sultan Abdülhamid’in artık kendisiyle

kalmamasına rağmen, Yıldız’ın son günlerine kadar devam etmiştir58.

Bîdar Kadınefendi bünyesinin zayıflığı ve bu mücadele dolu hayatı neticesinde

sinir hastalığına tutulmuş 59, öyle ki çok defalar sarayda “Bîdar Kadın yine bayılmış”

sözü duyulmuştur. Ancak, her defasında Sultan Abdülhamid’in kadınefendiyi dairesine

giderek ayıltması da ona karşı hassasiyetinin devam ettiğini ve hâlâ önemini

koruduğunu göstermektedir60.

Kadınefendinin bu önemini koruduğunu, Alman İmparatoru II. Wilhelm’in

1889 ve 1899’da olmak üzere iki kez İstanbul’u ziyaretinde, Bîdar Kadınefendi’nin tek

zevce olarak takdim edilmesi de ortaya koymaktadır61.Bu takdimde, Bîdar Kadın’ın

Abdülhamid’in diğer haremlerinden vücutça daha narin olması ve kilo almamış

olmasının da etkisinin olduğu söylenmektedir62.

58 Örik, Abdülhamid’in Haremi, s. 20-21; Şakir, s. 167-168.59 Hülagü, Doktor Atıf Hüseyin Bey’in Hatıratı, s. 185; Şakir, s. 168.60 Örik, Abdülhamid’in Haremi, s. 22.61 A. Osmanoğlu, s. 46.62 Örik, Abdülhamid’in Haremi, s. 22.

Page 24: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

17

Sultan II. Abdülhamid 1909 yılında tahtan indirilip, Selânik’e sürgüne

gönderildiğinde haremindeki kadınların bir kısmı kendisiyle birlikte gitmiş, bir kısmı ise

İstanbul’da kalmıştır. Bîdar Kadınefendi İstanbul’da kalan haremlerindendir63.

Kadınefendi, İstanbul’da Fenerbahçe taraflarında bir köşke taşınmıştır.64 Hayatının

sonuna kadar burada kalıp kalmadığı hakkında bir bilgiye ulaşamamakla birlikte,

Yılmaz Öztuna ölüm yerini “Erenköyü” olarak göstermiştir65. Kadınefendi, bu dönemde

geçimini hükümetten aldığı on bin kuruş maaş ile sağlamıştır. Bu maaş, Bîdar Kadın’ın

ölümünden sonra dördüncü kadın olan, Sazkâr Hanımefendi’ye intikal etmiştir66.

Bîdar Kadınefendi, ulaşmış olduğumuz bir arşiv vesikasına göre, Sultan

Abdülhamid’in ölümünden on ay sonra 09 Rebiülevvel 1337 / 13 Aralık 1918 cuma

günü, tanzim edilen doktor raporuna göre, bağırsak iltihabına bağlı bir hastalıktan

dolayı vefat etmiştir67. Ancak kadınefendinin ölüm tarihi kaynaklarda genellikle 13

Ocak 1918 olarak geçmektedir68. Bu bilgiye göre Bîdar Kadın, Sultan Abdülhamid’ten

yaklaşık olarak bir ay önce vefat etmiş görünmektedir. Ancak ulaşmış olduğumuz bu

arşiv vesikası ile kadınefendinin gerçek ölüm tarihini tespit ederek, bu bilginin doğru

olmadığını ve Bidar Kadın’ın Sultan Abdülhamid’ten önce değil, sonra vefat etmiş

olduğunu tevsik etmiş olduk.

Bîdar Kadın, ölümünden sonra Beşiktaş’ta Yahya Efendi Dergâh’ı yanındaki

şehzadeler ve kadınlar türbesine defnedilmiştir69.

3. Kardeşleri

63 A. Osmanoğlu, s. 142.64 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 127.65 Öztuna, 315.66 BOA, DUİT, 7 / 15.67 BOA, DUİT, 6 / 146.68 Alderson, s. 93; Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s. 173; Süreyya, 151; Öztuna, 315; Nazım

Tektaş, Harem’den Taşanlar, Çatı Kitapları, İstanbul 2004, s. 473.69 Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s. 173.

Page 25: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

18

Sultan II. Abdülhamid’in dokuzu erkek, sekizi kız olmak üzere on yedi çocuğu

olmuştur.

a. Ulviye Sultan

II. Abdülhamid’in ilk çocuğu şehzadeliği zamanında, Nazikeda Kadın’dan,

1868 yılında doğan Ulviye Sultan’dır. Sultan bir kaza sonucunda 1875 yılında yanarak

ölmüştür70.

b. Mehmed Selim Efendi

Sultanın ikinci çocuğu ve ilk oğlu olan Mehmed Selim Efendi, 18 Şubat 1872

yılında Dolmabahçe Sarayı’nda dünyaya gelmiştir. Hanedanının sınır dışı edilmesinden

sonra, 5 Mayıs 1937 yılında Lübnan/Junyah’ta ölmüş ve Şam’da Sultan Selim Camisi

türbesine defnedilmiştir. Annesi Bedrifelek Kadınefendi’dir71.

c. Zekiye Sultan

Sultanın üçüncü çocuğu olan Zekiye Sultan, 21 Ocak 1872 yılında Dolmabahçe

Sarayı’nda doğmuştur Fransa’nın Pau şehrinde 1950 yılında vefat etmiş ve oraya

defnedilmiştir. Annesi Bedrifelek Kadınefendi’dir.72

d. Mehmed Abdülkadir Efendi

Abdülkadir Efendi, tezimizde hayatını araştırdığımız Naime Sultan’dan sonra

dünyaya gelmiştir. Sultanın beşinci çocuğu olup, 16 Ocak 1878’de Dolmabahçe

Sarayı’nda doğmuştur. 1944 yılının ocak ayında Sofya’da vefat etmiştir. Annesi Naime

Sultan’ın da annesi olan Bîdar Kadınefendi’dir.

e. Ahmed Nuri Efendi

Ahmed Nuri Efendi, 11 Şubat 1878 yılında Yıldız Sarayı’nda dünyaya

gelmiştir. Yurtdışına çıkarıldıktan sonra Fransa/Nice’e yerleşmiş ve 1944 yılının 70 A. Osmanoğlu, s. 236.71 S. Osmanoğlu, s. 31-42.72 S. Osmanoğlu, s. 46; Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s. 178.

Page 26: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

19

ağustos ayında orada ölmüştür. Şehzadenin kabri, Şam’da Selimiye Camisi’nin

bahçesindedir. Annesi Bedrifelek Kadın’dır.

f. Naile Sultan

Naile Sultan, 9 Ocak 1884 yılında Yıldız sarayı’nda dünyaya gelmiştir. Sürgün

hayatından sonra İstanbul’a tekrar geri dönmüş ve İstanbul’da 25 Ekim 1957 yılında

vefat etmiştir. Yahya Efendi türbesine defnedilmiştir.

g. Mehmed Burhaneddin Efendi

Sultan Abdülhamid’in sekizinci çocuğu olan Burhaneddin Efendi, 18 Aralık

1885’te Yıldız Sarayı’nda doğmuştur. 15 Haziran 1949 tarihinde New York’ta vefat

etmiş, cenazesi Şam’da Selimiye Camisi’nin türbesine defnedilmiştir. Annesi Mezide

Mestan Kadınefendi’dir.

h. Ayşe Sultan

Sultan Abdülhamid’in dokuzuncu sırada doğan çocuğu Ayşe Sultan’dır.Ayşe

Sultan, 31 Ekim 1886 tarihinde Yıldız Sarayı’nda dünyaya gelmiştir. İstanbul’da 11

Ağustos 1960 yılında vefat etmiş ve Yahya Efendi türbesine defnedilmiştir. Annesi

Ayşe Müşfika Kadınefendi’dir.

ı. Şadiye Sultan

Şadiye Sultan, 30 Kasım 1886’da Yıldız Sarayı’nda doğmuş, sürgün yıllarından

sonra İstanbul’a dönmüştür. 20 Kasım 1977 tarihinde İstanbul’da vefat eden sultan, II.

Mahmud Türbesi’nde medfundur. Annesi Emsâlinur Kadınefendi’dir.

i.Refia Sultan

Refia Sultan, 15 Haziran 1891’de Yıldız Sarayı’nda doğmuştur. Hanedanın

yurtdışına çıkarılması üzerine Beyrut’a gitmiş ve orada 1938 yılında ölmüştür. Refia

Sultan’ın kabri Şam’da Selimiye Camisi bahçesindeki türbededir. Annesi Sazkâr

Hanımefendi’dir.

Page 27: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

20

j.Abdurrahim Hayri Efendi

Sultan Abdülhamid’in onikinci evladı olan Abdürrahim Efendi, 14 Ağustos

1894 tarihinde Yıldız Sarayı’nda dünyaya gelmiştir. Hanedanın yurtdışına

çıkarılmasıyla Paris’e gitmiştir. 1 Ocak 1952 tarihinde Paris’te vefat etmiş ve orada

defnedilmiştir. Annesi Peyveste Hanımefendi’dir 73.

k. Hatice Sultan

Hatice Sultan, 10 Haziran 1897’de Yıldız Sarayı’nda doğmuştur. Sultan daha

bir yaşını doldurmadan, sebebi bilinemeyen bir hastalık neticesinde vefat etmiş ve

Yahya Efendi Türbesi’ne defnedilmiştir. Sultan II. Abdülhamid, ölen evladının acısı ile

“Hamidiye Etfal Hastanesini” yaptırmıştır. Annesi Fatma Pesend Hanımefendi’dir.74

l. Mehmed Bedreddin ve Ahmed Nureddin Efendiler

Bu iki şehzade ikiz olarak, 22 Haziran 1901 tarihinde Yıldız Sarayı’nda

dünyaya gelmişlerdir. Bedreddin Efendi, 1903’te hastalıktan dolayı vefat etmiştir.

Nureddin Efendi ise, sürgün yıllarında Paris’e gitmiş ve orada 1944 yılının Aralık

ayında vefat etmiştir.Kabri Paris’te Bobigny Müslüman Mezarlığı’ndadır.Anneleri

Behice Maan Hanımefendi’dir.

m. Mehmed Abid Efendi

Sultan II. Abdülhamid’in son erkek evladı olan Mehmed Abid Efendi, 17 Eylül

1905 tarihinde Yıldız Sarayı’nda doğmuştur. Hanedanın yurt dışına çıkarılması ile

birlikte Paris’e gitmiştir. Dünyanın değişik ülkelerini dolaşan Abid Efendi, 8 Aralık

1973 yılında Beyrut’ta vefat etmiştir. Kabri Şam’da Selimiye Camisi’nin türbesinde’dir.

Annesi Saliha Naciye Kadınefendi’dir75.

n. Samiye Sultan

73 S. Osmanoğlu, s. 31-42-46.74 Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s. 182.75 A. Osmanoğlu, s. 239; S. Osmanoğlu, s. 31-42.

Page 28: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

21

Sultan II. Abdülhamid’in onyedinci ve son çocuğudur.16 Ocak 1907 tarihinde

Yıldız Sarayı’nda doğmuştur. Küçük yaşta zatürre hastalığına yakalanmış ve 24 Ocak

1909’da vefat etmiştir. Annesi Saliha Naciye Kadınefendi’dir.76

B. NAİME SULTAN’IN DOĞUMU

14 Şaban 1293 / 3 Eylül 1876 yılında Pazar günü saat yedi on yedi sularında,

Dolmabahçe Sarayı’nda dünyaya gelen Naime Sultan, Sultan II. Abdülhamid’in Bîdar

Kadınefendi’den olan kızıdır77.

Osmanlı haremindeki doğumlar için bir takım hazırlıklar yapılırdı. Yapılacak

olan hazırlıklarla Valide Sultan ilgilenirdi. Doğum için gerekli olan elbiseler, takılacak

mücevherler, çocuk için yapılacak olan takımlar ve bunun gibi ihtiyaçlarla bizzat

kendisi meşgul olurdu.

Doğum için haremde bulunan büyük odalardan birisi tahsis edilirdi. Doğumu

yaptıracak olan ebe ve sütnine (daye) de tespit edilirdi. Ayrıca doğumun gerçekleşeceği

oda süslenerek bütün takımları değiştirilirdi78. Nitekim Naime Sultan’ın kız kardeşi

Ayşe Osmanoğlu’nun doğumundan önce, altın yaldızlı beşik, işlemeli örtüler, gümüş

taslar, eski geleneklere uygun olarak gümüş kaplumbağa tas, mabeyn hademeleri

tarafından getirilip, hazır bulundurulmuştu79.

Sultan II. Abdülhamid tahta çıktıktan sonra, yedi ay gibi kısa bir süre

Dolmabahçe Sarayı’nda ikamet etmiştir. Naime Sultan bu süre içerisinde dünyaya

gelmiştir. Naime Sultan’ın doğduğu odanın, Dolmabahçe Sarayı Haremi’nin üst kat

ikinci büyük salonundan (Pembe Salon) sonra gelen ve koridor üzerinde bulunan altı 76 Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s. 182.77 BOA, Y.EE, 75 / 62; BOA, İ. DH, 735 / 602163; S. Osmanoğlu, s. 46.

(Nevsal-i Osmanî’de Naime Sultan’ın doğumu 15 Şaban 1393 olarak verilmektedir. bkz. Ekrem Reşad ve

Osman Ferid, Nevsal-i Osmanî, İkbal Kitaphanesi, İstanbul 1328-1329, s. 63.)78 Uluçay, “İstanbul’da XVIII ve XIX. Asırlarda Sultanların Doğumlarında Yapılan Törenler ve

Şenliklere Dair”, İstanbul Enstitüsü Mecmuası, İstanbul 1958, sayı: 4, s. 201.79 A. Osmanoğlu, s. 103.

Page 29: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

22

pencereli ilk oda olduğu ifade edilmektedir. Bîdar Kadınefendi doğumunu burada

yapmış ve lohusalık günlerini bu odada geçirmiştir. Geleneksel Osmanlı Saray

Haremi’nin yerleşim düzeninde bu odanın, Hünkâr Dairesine yakınlık açısından, Valide

Sultan veya hazinedar ustaya ait daireler kapsamında olması gerektiği ve bu odayı bir

kadınefendinin kullanmasının tekil bir uygulama olduğu düşünülmektedir. Günümüzde

yatak odası olarak düzenlenen bu oda, sarayın (110) numaralı odası olarak

sergilenmektedir80.

Padişah çocuklarının doğumunun resmi bir protokolü vardı. Çocuk doğduğu

zaman bu haber bir hatt-ı hümayunla Bâbıâli’ye bildirilirdi. Doğumun ertesi günü

sadrazam, şeyhülislam, vezirler ve diğer devlet adamları bir araya gelerek, saraya

giderler ve padişahı tebrik ederlerdi81.

Bu gibi doğum haberleri, İstanbul halkına da İmparatorluk halkına da(özellikle

18. yüzyıldan sonra) duyurulurdu. Doğan çocuğun cinsiyetine göre yapılan şenlikler de

değişiklik arz ederdi. Eğer dünyaya gelen şehzade ise yedi, kız ise üç gün top atışı

yapılır ve böylece halk bundan haberdar edilirdi82.

Naime Sultan’ın doğumu da aynı adet gereğince Bâbıâli’ye duyurulduktan

sonra, üç gün beşer adet top atılması ve arzu eden bendegânın gece kandil yakması

şeklinde, bir hatt-ı hümayun ile bildirilerek, kutlanmıştır83. Yine bu gibi durumlarda

doğum yapan padişah eşi için de, doğumun yedinci akşamı eğlence tertip edilmektedir.

Bu eğlence, saray haremindeki kızlardan kurulmuş saz takımının müzik çalması, şeker

ve şerbet dağıtılması, paralar serpilmesi şeklindedir84.

80 Haluk Y. Şehsuvaroğlu, Tarihi Odalar, İnkılap Kitapevi, İstanbul 1954, 33-34; Cengiz Göncü-Serpil

Çelik, “Arşiv Belgeleri Işığında Dolmabahçe Sarayı Bölümleri, Mekan İşlevleri ve Plan Özellikleri”,

Dolmabahçe Sarayı, Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yay., İstanbul 2003, s. 41.81 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin Saray Teşkilatı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara

1984, s. 171.82 Uluçay, Harem II, s. 75.83 TMSA, E. 3781.84 A. Osmanoğlu, s. 103.

Page 30: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

23

Sultan Abdülhamid’in kızı Naime Sultan’ı, diğer çocuklarına nazaran daha

fazla sevdiği ve hayatı boyunca ona hususi bir alaka gösterdiği bilinmektedir. Bu

ayrıcalığın sebebi, Naime Sultan’ın, babasının tahta çıkışından dört gün sonra dünyaya

gelmesidir. Sultan Abdülhamid, bu doğumun hayırlı olduğuna inanmış olmalı ki, Naime

Sultan’ı “uğur kızım-taht kızım” diyerek sevmiştir85.

Naime Sultan’ın adı, Sultan Abdülhamid’in annesi Tîrimüjgan Kadınefendi’den

doğan halasının adıdır. Sultan Abdülhamid, küçük yaşta çiçek hastalığından ölen kız

kardeşinin adını, kendi kızına vermiştir86. Bu uygulama özel bir nitelik taşımaz. Küçük

yaşta ölmüş olan çocukların isimlerinin yeni doğanlara verilmesi, Osmanlı

padişahlarının önceden beri uygulamış oldukları bir gelenektir87.

C.EĞİTİMİ VE YETİŞTİRİLME USÛLÜ

1. Saraydaki ilk Eğitimi

Naime Sultan, Dolmabahçe Sarayı’nda dünyaya gelmiş88, ancak yedi ay gibi

kısa bir zaman sonra, Sultan Abdülhamid ve saray halkı 7 Nisan 1877 tarihinde Yıldız

Sarayı’na taşınmıştır89. Dolayısı ile Naime Sultan’ın çocukluğu ve genç kızlığı Yıldız

Sarayı’nda geçmiştir.

Naime Sultan, Yıldız Sarayı’nın ilk günlerinde annesi ile birlikte Sultan

Abdülhamid’in dairesinde kalmıştır. Bu daire daha sonradan Hünkâr Dairesi olarak

isimlendirilen odadır. Hünkâr Dairesi, harem dairesine girildiğinde, tiyatro tarafına

giderken, sol tarafta köşe başına gelen iki katlı ve kafesli odadır. Alt katında sultan

Abdülhamid, ikinci katında ise çocukları ile beraber Bîdar Kadınefendi kalmıştır. Bu

85 Örik, Abdülhamid’in Haremi, s. 19; Şehsuvaroğlu, Tarihi Odalar, s. 31.86 A. Osmanoğlu, s. 12.87 Uluçay, Harem II, 67.88 S. Osmanoğlu, s. 46.89 Yıldız Sarayı Şâle Kasr-ı Hümâyunu, TBBM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yay., İstanbul 1993,

s.11.

Page 31: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

24

oda Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz’in dönemlerinde de harem dairesi olarak

kullanılmıştır90.

Ancak bir süre sonra Sultan Abdülhamid, Yıldız Sarayı’nın ikinci avlusuna

Hususi dairesini (daire-i hümayun) inşa ettirmiş ve burayı kendi dairesi olarak

kullanmaya başlamıştır. Bu avluda aynı zamanda kadınefendilerin, hanım sultanların,

şehzade ve cariyelerin kullandıkları köşklerle Yıldız Tiyatrosu da bulunmaktaydı91.

Naime Sultan, ilk çocukluk devresinde annesi, babası ve kardeşi ile birlikte aynı

evi paylaşarak büyümüştür. Buradan sultanın ilk çocukluğunun sevgi ve huzur

içerisinde, aile ortamında geçtiği sonucuna ulaşabiliriz. Bu ortamın, Sultan

Abdülhamid’in Hususi dairesini, o tarihte baş ikbal olan Müşfika Kadın ile paylaşmaya

başlamasına kadar sürdüğü anlaşılmaktadır92. Ayşe Osmanoğlu hatıratında, Sultan

Abdülhamid’in annesine, kendisinin doğumundan bir yıl önce nikâh yaptığından

bahsetmektedir. Ayşe Sultan’ın doğumu 1886 yılı olduğuna göre bu tarih 1885 yılına

tekabül etmektedir93. Bu tarihte Naime Sultan dokuz yaşındadır. Bu bilgilerden de

Naime Sultan’ın babası ile aynı dairede yaklaşık olarak en fazla yedi-sekiz yaşına kadar

kaldığı düşünülebilir.

Sarayda sultanların kendine has bir yetiştirilme usûlü vardı. Bu eğitimden,

çocuğun annesinin yanı sıra, anneye yardımcı olmak için görevlendirilen kişiler sorumlu

idi. Öncelikle, sultanlar doğmadan önce sütnine (daye)bulunurdu. Sütninenin görevi

çocuğun emzirilmesi ile sınırlı idi. Bununla birlikte sultanlar doğar doğmaz, bakımları

için dadı, kalfa ve cariyeler tayin edilirdi. Dadı, çocuğun yetiştirilmesinde en önemli

paya sahipti. Sultanların banyosundan, giydirilmesine; uykusundan, gezip dolaşmasına

90 Şehsuvaroğlu, İstanbul Sarayları İlavesi, Yapı Kredi Bankası’nın Onuncu Yıldönümü Hatırası, Doğan

Kardeş Yay., 1954,s. 27; Şakir, 167-168; Örik, Abdülhamid’in Haremi, 20.91 Yıldız Sarayı Şâle Kasr-ı Hümâyunu, s. 14.92 Örik, Abdülhamid’in Haremi, s. 20.93 A. Osmanoğlu, s. 100; S. Osmanoğlu, s. 46.

Page 32: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

25

kadar bütün hizmetlerine dadı bakardı. Bu nedenle dadılar, saray terbiyesinden geçmiş

iyi ahlaklı kalfalardan seçilirdi94.

Harem dairesinin dışında veya bahçedeki gezintilerde ise lala denilen erkek

saray çalışanları görevli idi. Nitekim, Ayşe Osmanoğlu hatıratında, Üçüncü Muhasip

Said Ağa’nın kendisine lala tayin edildiğinden bahseder. Lalasının kendisini, selamlık

kapısında dadısından teslim aldığını ve bahçede dolaştırdığını ifade eder95. Bu bilgiden

lalaların sadece şehzadelerin değil aynı zamanda sultanların da hizmetinde bulundukları

anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, lalaların sultanların eğitimindeki rollerinin,

şehzadelerinki kadar etkin olmadığı da muhakkaktır96.

Küçük sultanların eğlenme ve vakit geçirme yöntemlerinden biri de oyunlardı.

Sultanlar, Kafkasya’dan anneleri ile beraber getirilmiş olan küçük kızların saçlarını

tarar, elbiselerini dikip giydirir, temizlikleri ve terbiyeleri gibi şeyler ile meşgul

olurlardı. Bu oyunlar sultanların hem eğlenme ihtiyaçlarını giderir hem de yetişmelerine

yardımcı olurdu97. Bunun yanı sıra Ayşe Osmanoğlu, hatıratında oyun odasının ve

oyuncak bebeklerinin olduğunu da söylemektedir. Bu bebeklerle, saraya getirilen küçük

kız çocuklarıyla birlikte oynadıklarından bahsetmektedir.

Ancak sultanlar oyun sırasında bile gözlem altında tutulmuş ve oyuna bazı

kurallar konulmuştur. Örneğin, bu çocuklardan birisi hoş olmayan bir davranış

gösterirse, kapıda bekleyen kalfa tarafından oyundan çıkarılarak cezalandırılmıştır98.

94 Uluçay, Harem II, s. 85; A. Osmanoğlu, s. 105; Hülya Tezcan, Osmanlı Sarayının Çocukları, Aygaz

Yayınları, İstanbul 2006, s. 152.95 A. Osmanoğlu, s. 105.96 Lalaların şehzadelerin yetiştirilmeleri ilgili görevleri için bkz. (Uzunçarşılı, s. 110; Tezcan, s. 154).97 Leyla Saz, Haremin İçyüzü, Düzenleyen: Sadi Borak, Milliyet Yay., 1974, s. 98.98 A. Osmanoğlu, s. 105.

(Hülya Tezcan, Osmanlı sarayında oyuncak bebeğe Dürrüşehvar Sultan’dan önce rastlanmadığını ifade

etmiştir. Ve yine Şadiye Sultan’ın, hatıratında sadece Kafkasya’dan getirilen kız çocuklarından

bahsetmesinin de, o dönemde sarayda oyuncak bebeğin bulunmadığını düşündürdüğünü söylemiştir.

Ancak, Şadiye Sultan ile aynı yaşta olan Ayşe Sultan’ın hatıratındaki bu bilgilerden, oyuncak bebeğin

sarayda o dönemde mevcut olduğu bilgisine ulaşmaktayız.). ( Ayrıntılı bilgi için bkz. Tezcan, s. 115-158).

Page 33: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

26

Bununla birlikte oyunlar aracılığı ile sultanların farklı arkadaşlıklar kurarak,

sosyalleşmelerinin sağlandığı da anlaşılmaktadır.

Sultanların oyuncak paralarının bizzat padişah tarafından ceyb-i hümayundan

ödendiğini görmekteyiz. Naime Sultan’ın oyuncak parası için mutad olarak ödenen

miktar 120 kuruştur. Bu miktara ait bilgiler 1886 yılına aittir. Oyuncak parası olarak

ayrılan bu para her hafta düzenli olarak verilmektedir99. Bu bilgiden sultanların

çocukluk dönemlerinde, gelişim düzeylerine uygun olarak ihtiyaçlarının karşılanması

hususunda hassas davranıldığı düşünülebilir.

Naime Sultan’ın diğer sultanlar gibi, saray geleneklerine uygun olarak

yetiştirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Bu konuda özellikle, Naime Sultan’ın kız

kardeşleri olan Şadiye ve Ayşe Sultanların hatıraları, bizim için önemli bir örnek teşkil

etmektedir.

2. Örgün Eğitimi

Osmanlı sarayında şehzadeler ve sultanlar, okul yaşları geldiğinde bir irade ile,

saray adetlerine uygun olarak, eğitime başlamaktadır. İlk ders, bazen padişahın derse

iştirak etmesi ve besmeleyi çektirmesi ile tören şeklinde olmaktadır.

Derse başlamadan önce yapılan bir takım hazırlıklar vardır. Öncelikle ders

yapılacak oda hazırlanmaktadır. Daha sonra dershane olarak tasarlanan odanın içi, ders

işlenecek şekilde döşenmekte ve süslenmektedir100. Yıldız Sarayı’nda sultanlar için

genellikle küçük mabeyn odasında derslik hazırlanmıştır. Ancak derslerin zaman zaman

sarayın dışındaki farklı saraylarda mektep haline çevrilen odalarda işlendiği de

olmuştur101.

99 BOA, Y. PRK. HR, 9 /35.100 Safiye Ünüvar, Saray Hatıralarım, Cağaloğlu Yay., İstanbul 1964, s. 24.101 Uluçay, Harem II, s. 86.

(Sultan II. Abdülhamid’in kızları Ayşe ve Şadiye Sultanlar küçük mabeyn odasında ders görmüşken,

Selim Efendi, Mecid Efendi, Şevket Efendi, Seyfeddin Efendi, Tevfik Efendi, Zekiye Sultan, Esma

Sultan ve bazı bendegândan çocukları İhlamur Kasrı’nda okul haline getirilen bir odada ders

görmüşlerdir.). (BOA, Y. EE, 72 / 131; A.Osmanoğlu, s. 105; Ş.Osmanoğlu, s. 13).

Page 34: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

27

Yapılan hazırlıklardan biri de sultanlar için hazırlanan hocalık takımlarıydı. Bu

takımın içinde, derslikte kullanılması için rahle ve minderler, öğrenciler için yazı

takımları, genellikle kadifeden yapılmış ve üzeri işlemeli okul çantası, değerli taşlarla

süslenmiş hilaller, bir Elifba ve bir Amme cüzü, bir çift ayakkabı, .bir entari ve bunun

gibi bir takım değerli eşyalar olurdu102. Bu takımlar hazırlanırken sultanların zevkleri

göz önünde bulundurulur ve derse karşı alâkadar olmaları sağlanırdı103.

Sultanların tahsilleri, yedi-sekiz ay gibi bir müddet sürüyordu. Bu süre içinde

genellikle Kur’an-ı Kerim tilaveti; Dürriyektâ okunması; Türkçe kıraat; hüsn-i hat;

coğrafya; Fransızca kıraat, gramer, tercüme ve hüsn-i hat; Lafonten hikâyelerinin ezberi

gibi dersleri görüyorlardı. Ders döneminin bitiminde imtihana giriyorlar ve sorulan

sorulara beş doğru cevap verdiklerinde başarılı sayılıp, şehadetnamelerini alıyorlardı104.

Sultanların, eğitimlerine evlenip nikâh akdiyle saraydan ayrıldıktan sonra da

devam edebildiklerini görmekteyiz. Örneğin, Sultan Abdülmecid’in kızı Refia Sultan,

evlendikten sonra kendi sarayında, özel hocalar tutarak, Fransızca, Farsça, hat ve güzel

yazı gibi bir takım dersler almıştır. Refia Sultan’ın tahsil düzeyinin iyi bir seviyede

olduğu, almış olduğu derslerden ve mektuplarındaki üslûbundan anlaşılmaktadır105.

Naime Sultan’ın özel ders alıp almadığı ile ilgili herhangi bir arşiv vesikasına veya

kitabî bilgiye ulaşamadık. Ancak, Naime Sultan’ın Fransızca ve resim dersi aldığına

dair şifahî bir bilgiye ulaşmış bulunmaktayız106.

Naime Sultan’ın aldığı örgün eğitim ile doğrudan alâkalı bilgiler bulamamakla

birlikte, aldığı eğitimin yukarıda aktarmış olduğumuz uygulamalara çok yakın olduğu

102 Akyıldız, Refia Sultan, s. 11.

(Refia Sultan’ın hocalık takımı hakkında daha fazla bilgi için bkz.).103 A. Osmanoğlu, s. 106.104 BOA, Y. EE, 72/131 (Sultan II. Abdülhamid’in şehzadeleri, kerimeleri ve bendegândan bazılarının

çocuklarının Ihlamur’daki mektepte okudukları ve tahsil derecelerinin tespiti için yapılması hususunda

irade çıktığına dair Sadaret’e gönderilen tezkire.) Bu derslerin okutulduğunu belgede çıkarılmış olan

imtihan programından anlıyoruz.105 Akyıldız, Refia Sultan, s. 12-13.106 “Bir Çerkez Prensesinin Harem Hatıraları” isimli eseri yayına hazırlayan Harun Açba ile 22.08.2006

tarihinde e-mail yolu ile yapmış olduğumuz yazışmadan elde ettiğimiz bilgidir.”

Page 35: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

28

kanaatindeyiz. Tabii ki bununla beraber, eğitimde bireysel farklılıkların etkili

olabileceği de göz ardı edilmemelidir.

3. Müzik Eğitimi

Sultan II. Abdülhamid müzikle uğraşmaktan hoşlanmakta ve aynı zamanda

çocuklarının da iyi bir müzik eğitimi almalarını istemektedir107. Bu sebeple çocuklarının

birçoğu müzikle ilgilenmiş, aile arsasında da olsa, toplanıp konser verebilecek kadar

çeşitli müzik aletlerini mahirane bir şekilde kullanmışlardır108.

Bu dönemde saray halkının ilgi duyduğu ve icra ettiği müzik, Batı tarzı

müziktir. Tanzimat’tan sonra saraya piyano ve keman girmiş, özellikle de piyano yaygın

bir biçimde öğrenilen ve kullanılan bir saz olmuştur109. Bu değişime bağlı olarak

şehzadelerin ve sultanların müzik eğitimlerinde de bu sazlara yer verilmiştir.

Naime Sultan’ın iyi bir seviyede piyano çaldığını Sultan Abdülhamid’in hususi

doktoru Atıf Hüseyin’in hatıralarından öğrenmekteyiz. Sultan Abdülhamid’in

ifadelerinin neredeyse aynen not edildiği hatıratta Sultan Abdülhamid, kerimesi Naime

Sultan’ın güzel piyano çaldığından bahsetmiştir110. Naime Sultan’ın piyano ve müzik

hocası o dönemin saray hocalarından olan Lombardi Bey’dir111. Naime Sultan, Alman

İmparatoru II. Guillaume’un 1889 yılında İstanbul’a ilk gelişinde, İmratoriçe

Augusta’nın haremi ziyareti sırasında piyanoda Alman müziği çalmıştır112. Bu tarihte on

üç yaşında olan Naime Sultan’ın küçük yaştan itibaren piyano ve müzik eğitimi aldığını

anlamaktayız.

Naime Sultan’ın müziğe olan ilgisinin evlenip saraydan ayrıldıktan sonra da

devam ettiğini görmekteyiz. Sultan’ın kendi sarayında kızlardan müteşekkil bir saz ve

107 A. Osmanoğlu, s. 25.108 Hülagü, Doktor Atıf Hüseyin Bey’in Hatıraları, s. 299.109 Bülent Aksoy, “Osmanlı Geleneğinde Kadın”, Osmanlı Ansiklopedisi, Ankara 1999, X, 793.110 Hülagü, Doktor Atıf Hüseyin Bey’in Hatıraları, s. 307.111 Öztuna, 318.112 Joan Haslip, İngiliz Merkezli Şark Politikası ve II. Abdülhamid, trc.: Zeki Doğan, Fener Yay., İstanbul

1998, s. 224.

Page 36: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

29

oyun takımı olduğu, bunları iki haftada bir saraya getirip alaturka oyunlar oynattığı ve

müzikli eğlenceler düzenlettiği bilgisi günümüze kadar ulaşmıştır113. Burada alaturka

oyun takımlarından bahsedilmiş olsa da bu dönemde sarayda ve sultan saraylarında

daha çok batı kaynaklı eğlence usûlü yaygındır. Sultan II. Abdülhamid’in alafranga

müziği alaturka müziğe tercih etmesi114, yine Naime Sultan’ın halası Refia Sultan’ın

terekesinde bulunan sazların içinde, Türk müziğine ait sazlardan sadece bir adet

kemençenin bulunması, bu duruma örnek teşkil edebilir. Böylece bu dönemin havas

hayatında Batı tarzı müziğin önemli bir yer tuttuğu görülmektedir.115.

Sonuç olarak Naime Sultan’ın yaşadığı dönemin ve ortamın gerektirdiği usûle

uygun bir müzik eğitimi aldığını ve aldığı eğitimi de iyi bir şekilde icra ettiğini

görmekteyiz.

D. SULTAN’IN GELİRLERİ VE MAL VARLIĞI

1. Maaşı, Tahsisatı ve Tayinatı

Padişah kızları, kendilerine ait gelirlere ve mal varlığına sahip olup; bu gelirler

sultanların yaşına, evli olup olmadığına ve konumuna göre değişmektedir. Bu gelirlere

çocukluklarından itibaren sahip olmaktadırlar. Ancak bu gelirler evlenip kendi

saraylarına yerleşmeleri ile beraber arttırılmaktadır. 116.

Sultanların tahsisatları, tayinatları ve kendilerinin adına bağlanmış maaşları,

gelir elde ettikleri kaynaklardan bazılarıdır.

Sultanlar doğar doğmaz bütün harem halkı gibi, onlara da tayinat verilmektedir.

Ancak evlendikleri zaman bu tayinatları kesilmektedir117. Tayinatlar bazen aynî bazen

de nakdî olarak dağıtılmaktadır. Aynî tayinatlar, kışlık odun, kömür, et, balmumu, kar

ve buz gibi ihtiyaçlardan oluşmaktadır. Naime Sultan’a verilen tayinatla ilgili herhangi

113 A. Osmanoğlu, s. 66.114 A.Osmanoğlu, s. 25.115 Akyıldız, Refia Sultan, s. 17.116 Akyıldız, Refia Sultan, s. 18.117 Uluçay, Harem II, s. 114.

Page 37: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

30

bir belgeye ulaşamadık. Ancak saraydaki uygulamaların genellikle benzer nitelikte

olduğu düşünülürse, Naime Sultan’ın da benzer tayinatlar aldığı kuvvetle muhtemeldir.

Sultanların ayrıca yaz dönemleri, yılbaşı ve dinî bayramlar gibi özel ve belirli

günlerde para tahsisatları mevcuttur. Bu gelenek devletin son dönemlerine kadar

varlığını sürdürmüştür118. 3 Mart 1315 / 26 Mart 1898 tarihli bir belgede Naime

Sultan’a Zekiye Sultan’a verilen miktarda tahsisat verileceği ifade edilmektedir. Ancak

verilen tahsisatın miktarı belirtilmemiştir119. Buradan aynı konumda olan sultanların eşit

miktarda tahsisat aldıkları anlaşılmaktadır. Nitekim belgenin tarihinden bu tahsisatın,

Naime Sultan’ın düğününün yeni yapıldığı günlerde verildiği görülmektedir.

Sultanların aynı zamanda yaşları ve konumlarıyla orantılı olarak belli maaşları

da bulunmaktadır. Naime Sultan’ın maaşı, 4 Muharrem 1322 / 21 Mart 1904 tarihli bir

belgede 75 bin kuruş iken 5 bin kuruş zammıyla 80 bin kuruşa yükseltilmiştir. Bu,

sultanın maaşı ile ilgili ulaşabilmiş olduğumuz tek vesikadır. Bununla birlikte, aynı

belgede Naime Sultan’ın ablası Zekiye Sultan’ın da 80 bin kuruş maaş aldığı yer

almaktadır.120. Bu durum, daha önce de belirttiğimiz gibi, evlenerek saraydan ayrılmış

olan iki sultanın aynı konumda olmaları ile alâkalıdır.

Sultanların gelirleri bunlarla sınırlı değildir. Bundan sonraki bölümlerde gelir

elde ettikleri diğer kaynaklara da yer verilecektir.

Sultanların kendilerine ait maaşlarının ve gelirlerinin olması maddi

bağımsızlığa sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Buna bağlı olarak kendileri

diledikleri gibi rahatça harcamalarda bulunmaktadırlar. Hatta harcamalarının dönem

dönem gelirlerinin üstüne çıktığı bile olmaktadır. Bu dönemlerde açığı borçlanma

yoluna giderek kapatmaktadırlar. Örneğin, Sultan Abdülmecid’in kızı Refia Sultan,

yaptığı aşırı harcamalardan dolayı gelirleri yetersiz kalınca, piyasaya bir hayli

borçlanmıştır121.

118 Akyıldız, Refia Sultan, s. 20-21.119 BOA, İ. ML, 26 / 1315 ZA 01.120 BOA, İ. ML, 58 / 1322 M 02.121 Akyıldız, Refia Sultan, s. 59.

Page 38: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

31

Nitekim Sultan Abdülmecid dönemi, saray kadınlarının en fazla harcama ve

israf yaptıkları dönemlerden biridir. Öyle ki padişah bu durumla başa çıkamamış,

sonuçta saraya mensup kadınların masraflarını kısmaları yönünde ferman çıkarmıştır122.

Sultan Abdülhamid, tahta geçtikten sonra bir takım tasarruf tedbirlerine

başvurmuştur. Bu tedbirlerden biri de şehzade ve sultanların dağınık halde olan

tahsisatlarını toparlamak ve derecelerine göre maaşlarının verilmesine dikkat etmek

olmuştur123. Bu dönemde 1876-78 Osmanlı- Rus savaşının patlak vermesi ile birlikte

ülkenin malî buhrana düşmesi ve bunun sonucu olarak 1881 yılında Düyûn-ı Umûmiye

İdaresinin kurulup devletin borçlarının bir programa bağlanarak ödenmeye başlanması

bu tedbirlerin alınmasını zorunlu hale getirmiş olmalıdır124.

Böylece Sultan Abdülhamid, babasının padişahlığı döneminde masrafları

ayyuka çıkan saray kadınlarının harcamalarını, kısmen de olsa azaltmaya çalışmıştır.

2. Şirket-i Hayriyye Hissesi, Bank-ı Osmanî’deki Mevduat Hesapları ve

Manganez Madeni İşletmesi İmtiyazı

Naime Sultan’ın yukarıda değindiğimiz gelirlerinin yanında, farklı

kaynaklardan elde ettiği gelirleri de vardır. Bu gelir kaynaklarının farklılaşmasında

Osmanlı Devleti’nde malî alanda meydana gelen değişikliklerin etkisi olmuştur.

Osmanlı Devleti, Tanzimat dönemine girmesi ile birlikte pek çok alanda olduğu

gibi ticarî sahada da Batı tarzı uygulamaları benimsemektedir. Bu alanda yapılan

yeniliklerden birisi, ülkede Batı hukuku verilerinin esas alınarak şirketlerin kurulmasını

sağlamak olmuştur125. Şirketleşmenin oluşumunu sağlamakta temel amaç, devletin

122 Saz, s. 194.123 Şakir, s. 29.124 Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Edt.: Halil İnalcık ve

Donald Quataert, trc.: Ayşe Berktay - Süphan Andıç-Serdar Alper, İstanbul 2004, II, 890-891.125 Akyıldız, Osmanlı Dönemi Tahvil Ve Hisse Senetleri, Tarih Vakfı Yay., İstanbul 2001, s. 21.

Page 39: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

32

yetersiz olan sermaye birikimini arttırmak ve yabancı şirketlerin yatırımlarını teşvik

etmektir126.

Bu amaçla kurulan şirketlerden birisi, ilk yerli anonim şirketi olan Şirket-i

Hayriyye’dir. 1851’de kurulan şirket, başlangıçta 2000 hisse senedi ile satışa

sunulmuştur. Şirketin hissedarlarının içerisinde Sultan Abdülmecid, annesi Bezmiâlem

Valide Sultan, devrin ileri gelen bürokrat, tüccar ve bankerleri vardır127. Ancak hisse

sahiplerinden çoğunun hisseleri isteksiz olarak, o dönemin sadrazamı Mustafa Reşit

Paşa’nın hatırı için aldıkları ifade edilmiştir128.

a. Şirket-i Hayriyye Hissesi

18 Şevval 1307 / 6 Haziran 1890 tarihli bir belgeden Naime Sultan’ın da Şirket-

i Hayriyye’ye ortaklığının olduğunu anlamaktayız. Hazîne-i hassa tarafından Naime ve

Naile Sultanlar ile şehzade Burhaneddin Efendi’nin adına toplam 13 adet hisse senedi

alınmıştır. Bunların dörder adedi sultanlara, beş adedi de şehzadeye pay edilmiştir. Her

hissenin senelik faizi beş yüzlük Osmanlı altını, temettuu da iki buçuk yüzlük Osmanlı

altını olarak belirlenerek, Mart ve Eylül aylarında Şirket-i Hayriyye Sandığı’ndan

ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ancak temettuun, şirketin muhasebesinin, her senenin

başında Ticaret ve Nafia Nezareti tarafından tetkik edilmesi sonucunda, bir seviyede

kalmayıp, artıp azalabileceği de ifade edilmiştir. Bununla birlikte hisse sahiplerinden

birinin ölümü halinde, bu hisselerin hissedarların çocuklarına intikali, çocukları

olmadığı takdirde diğer hisse sahiplerine bırakılması Padişah tarafından şart

koşulmuştur129.

Hisse senetlerinin her birinin o zamanki değeri, 29 Ekim 1888 tarihinde şirketin

düzenlediği bir iç tüzüğe göre, 20 lira olarak belirlenmiştir. Bu senetler aynı zamanda

126 Akyıldız, Osmanlı Dönemi Tahvil ve Hisse Senetleri, s. 28.127 Ahmet Güleryüz ve Hande Yüce, Şirket-i Hayriyye’nin Boğaziçi Vapurları, Denizler Kitabevi,

İstanbul 2002, s. 11.128 Akyıldız, Osmanlı Dönemi Tahvil ve Hisse Senetleri, s. 49.129 BOA, Y. EE, 5 / 19; BOA, Y. PRK. BŞK, 23 / 17.

Page 40: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

33

senelik %5 faiz getirisine sahiptir130. Bu bilgilere göre Naime Sultan’ın Şirket-i

Hayriyye’deki hisse senetlerinin 100 lira değerinde olduğu ortaya çıkmaktadır.

Senetlerin satın alındığı tarihte çocuk yaşta olan şehzade ve sultanlar, bu hisse

senetlerini bizzat kendileri satın almamışlardır. Senetler hazine-i hassa marifetiyle satın

alınmıştır. Buna rağmen, bu uygulama, Osmanlı Devleti’nde anonim şirketlere olan

güvenin arttığının ve artık şirketlerin yatırım yapılabilecek yerler olarak görüldüğünün

bir ifadesi olabilir. Bunun yanı sıra, devletin şirketleşmeyi desteklemek ve teşvik etmek

amacıyla yaptığı bir faaliyet olduğu da düşünülebilir.

b. Bank-ı Osmanî’deki Mevduat Hesapları

Naime Sultan’ın yatırım yaptığı kurumlardan birisi de Osmanlı Bankası(Bank-ı

Osmanî-i Şahane)’ dır. Osmanlı Devleti’nin Tanzimat ile giriştiği çağdaşlaşmanın malî

cephesini oluşturan kurumlardan biri olan Osmanlı Bankası, dönemin yatırım

tercihlerine farklılık ve bir yenilik getirmiştir. Daha güvenli bir ortam sağlayan banka,

toplumun bütün kesimlerinden müşteri kazanmıştır131.

Osmanlı Hanedanı’ndan Sultan II. Abdülhamid başta olmak üzere, Mehmed

Selim, Abdülkadir, Abdürrahim, Nureddin, Abid Efendilerle Zekiye, Naile, Ayşe

Sultanlar’ın ve bunlar gibi birçok kişinin Osmanlı Bankası’nda hesapları mevcuttur132.

Sultan II. Abdülhamid’in, 1886 yılından itibaren düzenli olarak bankaya yatırmış

olduğu vadeli mevduat hesapları 90.000 liranın üstünde bir miktara ulaşmıştır. Bunun

yanı sıra Padişah, ailesinden bazı kimselerin adına da 3.000 liradan fazla para

yatırmıştır133.

Naime Sultan’ın en erken 20 Ağustos 1886 tarihinde 315.59 lira olarak

yatırılmış olan mevduat hesabına ulaşmış bulunmaktayız. Bundan sonraki tarihler 1889

yılına ait olup, anaparanın düzensiz olarak aylara göre kazandırdığı meblağı

130 Akyıldız, Osmanlı Dönemi Tahvil ve Hisse Senetleri , s. 49.131 Edhem Eldem, 135 Yıllık Bir Hazine Osmanlı Bankası Arşivinde Tarihten İzler, Osmanlı Bankası

Yay., İstanbul 2001, s. 147.132 BOA, Y. EE, 108 / 17; Eldem, Osmanlı Bankası, s. 143.133 BOA, Y. EE, 108 / 17; Eldem, Osmanlı Bankası, s. 154

Page 41: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

34

göstermektedir. %4 faiz oranı ile yatırılan para, 1-13 Mart tarihleri arasında 32.36 lira

kâr getirmişken, bu para 18 Martta 32.53 liraya ulaşmıştır. 24 Nisan tarihinde 33.79, 31

Ağustos tarihinde ise 38.21 lira kâr elde edilmiştir 134. Bununla beraber Naime Sultan’ın

1903 yılına ait cari bir hesabının var olduğuna ulaştık. Ancak bu hesabın aynı hesabın

devamı olup olmadığına ve hesabın miktarına ulaşamadık135.

Sultanın nakit mevduat hesabının yanında bankaya emanet ettiği esham ve

tahvilat geliri de mevcuttur. 17 Rebiülâhir 1303 / 23 Ocak 1886 tarihinde yazılmış bir

iradeye göre, Mehmed Selim Efendi’ye, Zekiye ve Naime Sultanlar’ a, 1299 senesinin

nihayetinde verilen eshamın faizi, 1712 lira 53 kuruş 8 paradır. Ancak bu eshamın

Osmanlı Bankası’na emanet edildiğine dair her hangi bir bilgiye ulaşamadık. Bu

eshamın banka aracılığı ile değil, daha önceki sisteme bağlı olarak işletildiği kuvvetle

muhtemeldir136. Bundan başka hazine-i hassa tarafından 4 Receb 1325 / 13 Ağustos

1907 tarihinde yazılmış olan bir belgeden, Naime Sultan’ın Osmanlı Bankasında da

eshamı olduğunu anlamaktayız. Ancak bu eshamın miktarı belli olmayıp, temettuatının

hazineye gönderildiği, oradan da haremin masrafları için sarf edildiği

bildirilmektedir137.

Naime Sultan’ın Osmanlı Bankası’nda Trabluşşam Şose Şirketi ve Şirket-i

Hayriyye adına satın alınmış tahvilat senetleri de mevcuttur. Trabluşşam Şose Şirketi

hissesinden 250 adet tahvil alınmıştır. Tahvillerin birinin bedeli 3 lira olup, toplamının

bedeli 750 liraya ulaşmaktadır. Şirket-i Hayriyye hissesinden de 13 adet tahvili vardır.

Bu tahvilin birinin bedeli 152 lira olup, tamamının bedeli 1976 lirayı bulmaktadır138.

Naime Sultan’ın Osmanlı Bankası’ndaki esham ve tahvilat emanet fişi, Osmanlı

Bankası Arşivi’nde, müşteri kart dolabında günümüzde hâlâ muhafaza edilmektedir139.

134 BOA, Y. EE, 108 / 17; Y. PRK. ML, 9 /28; Eldem, Osmanlı Bankası, s. 155.135 BOA, Y. PRK. ML, 23 / 41.136 BOA, İ. DH, 975 / 77033; Eshamla ilgili daha fazla bilgi için bkz.(Mehmet Genç, “Esham”, Diyanet

İslam Ansiklopedisi(DİA),İstanbul 1995, XI, 376).137 BOA, Y. MTV, 301 / 12.138 BOA, Y. PRK. ML, 28 /76.139 Eldem, Osmanlı Bankası, s. 163.

Page 42: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

35

Dönemin yatırım tercihlerine bakıldığında tahvil ve hisse senedi alımının

arttığı, nakit mevduatın yanında, dönemin yeni ve makbul yatırım araçlarından olan

esham ve tahvilat portföylerinin bankaya emanet edilmeye başlandığı görülmektedir140.

Buradan Osmanlı toplumunda bankacılık sisteminin oturmaya başladığı ve yatırım

tercihlerinde Batı tarzı uygulamaların benimsendiği anlaşılmaktadır.

c. Manganez Madeni İşletmesi İmtiyazı

Naime Sultan’ın bu gelirlerinin yanında, Aydın’ın Mekri kazasının Karacaören

Köyü’nde mevcut olan manganez madeninin sultana ihale edilmesi de söz konusu

olmuştur. Bu madenin sultana verilmesi için Padişah tarafından ferman çıkarılmıştır.

Ancak madenin îtasında gecikme olunca Naime Sultan’ın arzuhali üzerine bu konu

Meclis-i Vükelâ’da görüşülmüştür. 23 Safer 1327 / 16 Mart 1909 tarihli Meclis-i

Vükelâ mazbatasından, gecikmeye, madenin müzayedesiz satımından dolayı, hesap

işlerinden sorumlu olan komisyonun itirazının neden olduğunu anlamaktayız141.

Madenin Naime Sultan namına işletilip işletilmediği hakkında bu mazbatanın

dışında başka bir vesikaya ulaşamadık. Bu nedenle bu madenin sultanın gelirleri

arasında olup olmadığı ile ilgili bir bilgiyi de kesin olarak verememekteyiz.

3. Nişantaşı Konağı

Hazîne-i hassa-i şahane tarafından yazılan, 25 Muharrem 1311 / 08 Ağustos

1893 tarihli bir belgeden, Nişantaşı’nda Naime Sultan’a ait bir konağın var olduğunu

anlamaktayız. Bununla birlikte belgede, bu konakta o zamanın sadrazamı olan Ahmed

Cevad Paşa’nın ikamet ettiği, konağın ve müştemilâtının bu tarihten sonra, Naime

Sultan’ın senetleri iptal edilerek, Ahmet Cevad Paşa’ya bırakılması hususunda

padişahın irade çıkardığı bilgisi de yer almaktadır. Ancak Naime Sultan’a ait senetlerin

bulunamamasından dolayı, senetler iptal edilememiş ve bu senetlerin Zekiye Sultan

140 Eldem, Osmanlı Bankası, s. 143.141 BOA, MV. , 131 / 75.

Page 43: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

36

namına mukayyed olduğunun anlaşılması üzerine, gereğinin yapılacağı ifade

edilmiştir142.

İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Sadrazamlar isimli eserinde, Padişah’ın

Ahmed Cevad Paşa’ya Nişantaşı’nda bir konak tahsis ettiğinden ve bu konağın

mükemmel bir şekilde tamir ve tezyin edilmek suretiyle, büyük bir masraf

yapıldığından bahsetmektedir143.

Bu bilgi Nişantaşı konağının Naime Sultan’ın tasarrufundan alınıp, Sadrazam

Ahmed Cevad Paşa’ya verildiğini teyid etmektedir.

142 BOA, Y. MTV. , 80 / 183.143 İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul

1946, X, 1481.

Page 44: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

37

II.BÖLÜM

SULTANIN EVLİLİLİK SONRASI HAYATI VE NAİME

SULTAN SARAYI

A. NAİME SULTAN’IN EŞİNİN SEÇİLMESİ VE DÜĞÜN

HAZIRLIKLARI

1. Naime Sultan’ın Eşinin Seçilmesi

İlk Osmanlı padişahları kızlarını Anadolu hükümdarlarına veya onların

oğullarına nikâhladıkları gibi kendi maiyetindeki beylere de verebilmektedirler144.

Ancak Osmanlı padişahları Anadolu birliğini kurunca, kızlarını büyük devlet

adamlarıyla evlendirmeye başlamışlardır. Bu evlilikler genellikle siyasî bir özellik

taşımaktadır145. Örneğin Padişah, gücünden faydalanmak istediği bir paşayla veya

oğluyla hanedandan olan bir yakınını evlendirmeyi tercih edebilmektedir146.

Eş seçiminde genellikle damadın ve gelinin rızası alınmadan karar verildiği

görülmektedir. Zaman zaman yaşı geçmiş olan damatların seçilmiş olması bunun bir

göstergesi olabilir. Ancak son dönem düğünlerinde sultanların eşlerini seçmede daha

yetkin oldukları görülmektedir. Bunun göstergesi ise, sultanların eşlerini görerek veya

fotoğraflarına bakarak seçmeleridir. II. Abdülhamid’in kızı Ayşe Sultan’ın Ahmet Nami

Bey’i ve Mediha Sultan’ın da ikinci kocası Ferit Paşa’yı fotoğraftan beğenerek

evlenmeleri buna birer örnektir147.

144 Uzunçarşılı, s. 159.145 Uluçay, Harem II, s. 89.146 Akyıldız, Refia Sultan, s. 24.147 Uluçay, Harem II, s. 91; Godfrey Goodwin, Osmanlı Kadının Özel Dünyası, çev.: Sinem Gül, Sabah

Kitapları, İstanbul 1998, s. 134.

Page 45: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

38

Naime Sultan’ın eşinin seçiminde, kendi kararının etkili olup olmadığına dair

her hangi bir bilgiye ulaşabilmiş değiliz. Ancak Sultan’ın evliliğinden önce farklı

isimlerin değerlendirildiğini görüyoruz.

Bu isimlerden ilki, Mısır Hidivi Tevfik Paşa’nın oğlu Hidiv Abbas Hilmi

Paşa’dır148. Nezâret-i Umûr-ı Hâriciye tarafından padişaha sunulan 08 Zilhicce 1310 /

22 Haziran 1893 tarihli bir belgede, Paris’te çıkan Memorial Diplomatik Gazetesi’nin

11 Haziran 1893 tarihli nüshasında çıkmış olan bir yazının tercümesine yer verilmiştir.

Bu yazının tercümesinde Abbas Hilmi Paşa’nın çok yakında dersaâdeti ziyaret edeceği,

bu ziyaretin sebebinin padişahın küçük kızı Naime Sultanla tasavvur edilen bir evlilik

kararı olduğu söylenmektedir. Ve yine Abbas Hilmi Paşa’nın validesinin de, bu evliliği

çok fazla istediği zikredilmektedir149. Ancak bu yazılanlar bir gazete yazısından ibaret

olup, bunların gerçekleşip gerçekleşmediği hakkında bir bilgiye ulaşamadık.

İkinci isme ise, N. Sırrı Örik’in “Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar” adlı

kitabında rastlıyoruz. Burada Sultan Abdülhamid’in, kızı Naime Sultan’ı öncelikle

veliahtın büyük şehzadesine ( V. Mehmed Reşad’ın oğlu Ziyaeddin Efendi ) vermek

istediğinden, ancak şehzadenin babası Mehmed Reşad bu fikre yanaşmadığı için

evliliğin gerçekleşmediğinden bahsedilmektedir. Ve yine kitapta, padişahın bu

girişimden sonra kızını Mısır Hidivine vermeyi düşündüğü ancak, daha sonra fikrini

değiştirdiği söylenmektedir150.

Bütün bu isimlerden sonra, Sultan Abdülhamid kızını döneminin en ünlü devlet

adamlarından biri olan Gazi Osman Paşa’nın oğlu Kemaleddin Paşa’ya vermiştir. Sultan

Abdülhamid daha önceden de kızı Zekiye Sultan’ı Gazi Osman Paşa’nın büyük oğlu

Nureddin Paşa ile evlendirmiştir151. Böylece Sultan Abdülhamid, cuma selamlıklarında

ve bayram alaylarında, arabada kendi karşısında oturtacak kadar önemsediği 152 bir

148 İlhan Şahin, “Abbas Hilmi II”, Diyanet İslam Ansiklopedisi(DİA), İstanbul 1988, I, 25.149 BOA, Y. PRK. HR, 17 / 30.150 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 40-56.151 A. Osmanoğlu, s. 62.152 Tahsin Paşa, s. 50.

Page 46: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

39

devlet adamının tam olarak desteğini almış ve ikinci bir sıhriyet bağı ile bağlılığını

pekiştirmiş olmaktadır.

Kemalleddin Paşa’nın damat namzetliğine kabul edilmesinin ve Naime

Sultan’la nişanlarının yapılmasının tarihini tam olarak bilememekteyiz. Ancak yukarıda

bahsettiğimiz Memorial Diplomatik Gazetesinde çıkan yazının tarihinden (11 Haziran

1893), o tarihte sultanın henüz nişanlanmamış olduğunu anlamaktayız. Bunun yanı sıra

17 Zilkâde 1311 / 23 Mayıs 1894 tarihli bir belgeden de Naime Sultan’ın çeyizlerinin

hazırlanmaya başladığını görmekteyiz153. Buradan bu iki tarih arasında Kemalleddin

Paşa ile Naime Sultan’ın evlilik kararının verildiği sonucuna ulaşabiliriz.

2. Çeyiz Masrafları ve Çeyizinin Hazırlanması

a. Sultanın Çeyiz Masrafları

Osmanlı toplumunda, bir ailenin kız evladına hazırladığı çeyiz, ailenin servet ve

kudretinin en iyi göstergelerinden birisidir154. Bir gelinin sahip olduğu çeyiz aynı

zamanda onun içinde bulunduğu sosyal sınıfın da bir yansıması olmaktadır. Buna bağlı

olarak, gelin hanedan ailesinden olduğu zaman, verilen çeyiz büyük meblağlara ulaşan

bir harcamayı da beraberinde getirmektedir. Öyle ki sadece geline takılan mücevherler

yüzlerce kese karşılığında alınabilmekte155, padişah tarafından düğünde bulunanlara

oldukça pahalı hediyeler dağıtılmakta ve milyonlarca kuruş tutarında çeyiz

hazırlanabilmektedir156.

Yukarıdaki tabloya uygun olarak, Naime Sultan’ın çeyizi de önceki sultanlar

gibi büyük masraflar yapılarak hazırlanmıştır. Ancak sultanın çeyiz masrafları

belgelerde farklı meblağlarda karşımıza çıkmaktadır. Bu belgelerden bir kısmı tahmini

153 BOA, Y. PRK. HH, 27 / 64.154 Abdülaziz Bey, Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri, hzl.: Kâzım Arısan ve Duygu Arısan Günay,

Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 2002, s. 114.155 Saz, s. 160.156 Uluçay, Harem II, s. 94.

Page 47: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

40

olarak yapılacak olan harcamaların hesabı şeklindedir. Belgelerden birinde, çeyizin

tamamlanabilmesi için hazineden ayrılan tahmini masraf miktarı 14.138.92 kuruşken157,

bir diğerinde 16.749.29 kuruştur158. Başka bir belgede bütün masrafların miktarı yine

16. 749.29 kuruş159, diğerinde 17. 688.58 160, daha başka bir belgede ise, sultana tahsis

edilen sahilhâne ile köşkün tefrişatı ve mücevherlerin fiyatı dahil olmak üzere ortaya

çıkan meblağ 17.152.79 kuruştur. Ancak kiler ve mutfak masrafları bir komisyon

kurularak hesaplanacağı için bu miktarın dışında tutulmuştur161. Yapılan bütün bu

masraflar genellikle hazine-i hassa tarafından karşılanmaktadır162. Naime Sultan’ın

çeyiz masrafları da doğrudan doğruya padişah tarafından karşılanmış, ancak Naime

Sultanla birlikte çeyizleri hazırlanan Emine Sultan’ın ve Cemile Sultan’ın kızı Ayşe

Hanımsultan’ın çeyizleri Maliye Nezareti’nce ödenmiştir163. Bu bilgiden zaman zaman

çeyiz masraflarının karşılanmasında Maliye Nezareti’nin bütçesinin de kullanıldığını

öğrenmekteyiz.

b. Sultan’a Verilen Düğün Hediyeleri

Osmanlı sarayında düğünlerde verilen hediyeler, bunların değerleri ve

özellikleri o dönemin kültür hayatını, debdebesini ve zenginliğini göstermesi açısından

büyük önem arz etmektedir. Öyle ki saray düğünlerini konu alan kimi sûrnâmelerde

düğün hediyelerinin ihtişamı yüzlerce beyitte anlatılmıştır. Hediyeler aile içinden

geldiği gibi yabancı hükümdarlardan, devletin ileri gelenlerinden, esnaftan ve bunlar

gibi saray dışındaki kişilerden de gönderilebilmektedir164.

Bu geleneğe uygun olarak, Naime Sultan’ın da çok fazla hediye aldığını

bilmekteyiz, ancak hediyelerin mahiyeti ve kimler tarafından verildiğine dair birkaç

157 BOA, Y. PRK. HH, 33 / 56.158 BOA, Y. PRK. HH, 31 / 17.159 BOA, Y. PRK. HH, 28 / 672.160 BOA. Y.PRK. HH, 11 / 33.161 BOA, Y.PRK. HH, 27 / 64.162 Uluçay, Harem II, s. 94.163 BOA, Y. PRK. HH, 27 / 64.164 Mehmet Arslan, Türk Edebiyatında Manzum Surnâmeler, Atatürk Kültür Başkanlığı Yayınları,

Ankara 1999, s. 158-159.

Page 48: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

41

örnekten başka bir bilgiye ulaşabilmiş değiliz. Bu hediyelerin başında Padişahın, kızına

Ortaköy’de Zekiye Sultan’ın sarayının yanında inşa ettirdiği sarayı (Defterdarburnu

Sarayı) söyleyebiliriz165. Binanın inşa edilmesinin yanın sıra, daha önce belirttiğimiz

gibi bu sarayın içinin tefrişi de yaptırılmıştır166. Ancak Naime Sultan’a saray tahsis

edilmesi özel bir durum olmayıp, evlenen bütün sultanlar için ortak bir uygulamadır.

Naime Sultan’ın aile içinden aldığı hediyelerden biri de Gazi Osman Paşa’nın gelinine

gönderdiği taçtır. Bu taca karşılık padişah da kayınvalideye Mecidî nişânı ihsan

etmiştir167.

Bu bilgilerin yanında, aile dışındaki kişilerden gelen hediyelerden sadece bir

tanesinin ne olduğuna ve göndereninin kim olduğuna ulaşabildik. Bu hediye Naime

Sultan’a düğün hediyesi olmak üzere yaptırılarak, hazine-i hassaya götürülmüş olan bir

tuvalet masasıdır. Bu tuvalet masası, sultanın çeyizlerini hazırlamış ve düzenlemiş olan

terzi Madam Harisûnî(?) tarafından gönderilmiştir168. Öte yandan bu bilgilerden Naime

Sultan’ın çeyizlerinin kim tarafından imal edilmiş olduğunu da öğrenmiş olmaktayız.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Naime Sultan’a gönderilen hediyeler bunlardan

ibaret değildir. Bunlar sadece bizim ulaşabildiğimiz bilgilerdir. Düğünleri konu alan

sûrnâmelere bakıldığında, düğün ve şenliklerde, padişaha ve onun yakınlarına verilen

hediyelerin uzunca dökümü görülebilir. Örneğin, bunlar arasında kitaplar, değerli

kumaşlar, giyecekler, mefruşat eşyaları, kürk çeşitleri, saatler ve bunlar gibi birçok

değerli eşyalar sıralanmaktadır169. Bunların yanı sıra, kına gecesi günü hediye olarak

damat tarafından gelin tarafına, çeşit çeşit ve bol miktarda kuruyemiş, meyve ve

şekerleme gibi yiyecekler de gönderilmektedir170.

165 A. Osmanoğlu, s. 62.166 BOA, Y. YPK. HH, 27 / 64.167 A. Osmanoğlu, s. 62.168 BOA. Y. PRK. EŞA, 29 /24.169 Arslan, s. 166-170.170 Hatice Aynur, “Saliha Sultan’ın Düğün Töreni ve Şenlikler” , Tarih ve Toplum, İstanbul 1989, XI, 38.

Page 49: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

42

Saray düğünlerinin genel anlamda birbirine benzer olduğu düşünülürse,

yukarıdaki hediye çeşitlerinin Naime Sultan’ın aldığı hediyeler hakkında fikir sahibi

olmamıza yardımcı olması da söz konusu olabilir.

c. Naime Sultan’ın Çeyizinin Hazırlanması ve Çeyizindeki Eşyalar

Osmanlı toplumunda kız çocuğu olan aileler, kızlarının evlendikten sonra

kullanacakları eşyaları büyük bir ihtimamla hazırlamaktadırlar. Eğer aile ekâbir

takımındansa bu hazırlıklar hem ihtimamlı hem de ihtişamlı olmaktadır. Hazırlanan

çeyiz düğünden önce, çeyiz odası denilen -bütün bu zenginliklerin sergilendiği- yerde,

davetlilerin seyrine sunulmaktadır. Bu sergi gelin için büyük önem taşımaktadır. Öyle ki

Osmanlı toplumunda yaşamış ve o döneme tanıklık etmiş olan Melek Hanım

hatıralarında, gelin olan kişinin hayatı boyunca birçok şeyi unuttuğunu ancak çeyiz

odasını unutamadığını ve yaşamı süresince en tatlı anılarından biri olarak hatırladığını

ifade etmektedir171.

Naime Sultan’ın çeyizi Yıldız Sarayı’nda küçük mabeyn odasında sergilenmiş,

sergi bütün aile bireyleri tarafından seyredilmiştir. Çeyiz düğünden bir hafta önce

toplanarak sultanın sarayına götürülmüş ve hazinedar usta maiyeti ile beraber

hazırlıkları tamamlamıştır172. Muhtemelen bu çeyiz muhteşem bir çeyiz alayı ile

sultanın sarayına nakledilmiştir. Zira hiçbir çeyiz alayı saltanatınkiyle kıyaslanacak

kadar zengin olamamaktadır.

Çeyiz için hazırlanan eşyalar çok çeşitli ve değerli olmaktadır. Bunlar arasında

gümüşten mamul tepsiler, kâseler, ibrikler gibi mutfak eşyaları; mangallar, sedef

kakmalı tabureler, halılar, sırma işlemeli yastıklar ve perdeler gibi mefruşat eşyaları;

yatak takımları, çok değerli mücevherler, giysiler ve bunlar gibi çok sayıda irili ufaklı

eşyalar yer almaktadır173. Bu eşyaların benzerleri Naime Sultan’ın çeyizinde de vardır.

Sultanın çeyiz masrafları hazine-i hassa tarafından tek tek başlıklar halinde

hesaplandığından dolayı, çeyizdeki eşyaların muhtevası günümüze kadar ulaşmıştır.

171 Melek Hanım, Haremden Mahrem Hatıralar, çev.: İsmail Yerguz, Oğlak Yay., İstanbul 1996, s. 183.172 A. Osmanoğlu, s. 62.173 Davis, s. 83.

Page 50: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

43

Naime Sultan’ın çeyiz listesini ekler bölümünde ayrıntılı olarak vereceğimiz için,

burada çeyizde olan eşyaların listesini sadece başlıklar halinde sıralayacağız.

Devletlü İsmetlü Naime Sultan hazretlerinin tertibat-ı cihâziyelerinin emsâli sevâbıkına nazaran ber-vech-i tahmin mikdarı174

Ber-vech-i tahmin Mevâd________________________________________________________________________

Kuruş

200000 Atebe-i seniyye-i hazreti padişahî0 Mücevherat esmânı158000 Melbûsat mesârifi26100 Nişan takımı mesârifi18142 Damad-ı şehriyarî beyefendiye i’tası mu’tad olan çamaşır ve sâire bahası106700 Sırma ve inci işlemeli seccade ve abdest ve hamam takımları esmânı99400 Kezâlik sırma ve inci işlemeli yatak takımları esmânı201800 Evâni-i simiyye esmânı28750 Kiler ve mutfak takımları esmânı27500 Saraylarda cemiyyet esnasında taam mesârifi7500 Nakliye ve mesârif-i müteferrika41000 Akid cemiyyeti günü i’ta olunan avâid ve mesârif-i sâire(?)silinmiş Defterdarburnu’ndaki saraylardan sultan müşarünileyhâ hazretlerine tahsis buyrulan sarayın mefruşatı ile tezyinatına sarfı lazım gelen___________ 1413892

B. SULTAN’IN DÜĞÜNÜ VE DAMAT MEHMED KEMALEDDİN PAŞA İLE EVLİLİK HAYATI

Osmanlı sarayında düğünler Tanzimat dönemine kadar aynı usul üzerine

yapılmaktadır. Ancak özellikle Sultan II. Mahmut’tan sonra bazı değişiklikler meydana

gelmiştir. Örneğin, sultanların çocuk yaşta evlendirilmeleri yasaklanmış, ergenlik çağı

sınır kabul edilmiştir175. Topkapı Sarayı’nın önemini kaybetmiş olmasından dolayı,

düğünlerin yapıldığı mekânlar değişmiş Çırağan, Dolmabahçe ve Yıldız gibi saraylar

kullanılmaya başlanmıştır. Yine o dönemde devlet örgütlenmesinde de yeni

düzenlemelere gidilmiştir. Bu nedenle düğünlerde başrol oynayan bazı görevlilerin

174 BOA, Y. PRK. HH, 27 / 64 (Naime Sultan’ın tam çeyiz listesi için Ek I’e bkz.).175 Uluçay, Harem II, s. 93.

Page 51: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

44

ağırlılıkları azalmış, yerlerini başkaları doldurmuştur. Örneğin sultanların vekilliğini

yapan darüssaâde ağası eski önemini yitirmiş, onun yerine zaman zaman baş

mabeyncinin görevlendirildiği vâki olmuştur176.

Saray düğünlerinde 19. yüzyılın sonlarından itibaren Batının etkisi daha fazla

görülmeye başlanmıştır. Öyle ki sultanların işlemeli koyu kadife gelinliklerinin yerini

Avrupa modasına uygun pastel veya beyaz renkli kumaşlar almıştır. Bunun yanı sıra

düğünlerde uygulanan bazı göreneklerden de vazgeçilmiştir. Ancak bu değişiklere

rağmen saltanat varlığını sürdürdükçe birçok eski görenek de yaşamaya devam

etmiştir177.

1. Nikâh Akdi ve Düğünü

Sultan II. Abdülhamid “cülus kızım” diyerek sevdiği kızı Naime Sultan’ın

düğününü, başka sultanların düğünlerine katmadan tek başına yapmıştır178. Bu

padişahın sultana verdiği önemin bir göstergesi olmaktadır. Yine aynı zamanda evlenen

sultanların önemine göre nikâhlarının yapıldığı mekânlar da farklı olmaktadır. Eğer

sultan gözde bir sultan ise nikâh, divân-ı hümayunda, değilse darüssaâde ağasının

odasında ya da misafir odasında kıyılmaktadır179.

Naime Sultan ile Kemaleddin Paşa’nın nikâh akitleri, Perşembe günü 24 Şevval

1315 / 18 Mart 1898 tarihinde Yıldız Sarayı’nda mabeyn-i hümayunda kıyılmıştır.

Nikâhta vükelâ ve bütün devlet ricali hazır bulunmuş ve ziyafete iştirak etmiştir. Nikâh

akdi, mihr-i müeccel 1001 kese, mihr-i muaccel 1001 kese olarak belirlenerek,

Şeyhülislam Mehmed Cemaleddin Efendi (1848 / 1917) tarafından icra edilmiştir.

Nikâhta gelin ve damat geleneklere uygun olarak vekiller tarafından temsil edilmiştir.

Gelinin vekili Darüssaâde Ağası Gani Ağa ibni Abdullah, damadın vekili de Adliye

Nazırı Abdurrahman Paşa olmuştur. Nikâhta şahit olarak Müsteşar-ı Meşîhat Derviş Ali

Rıza Efendi, Ser-muhâsip Cevher Ağa ibni Abdullah, Sadrazam Halil Rıfat Paşa ve

176 Uluçay, Harem II, s. 109.177 Davis, s. 93.178 A. Osmanoğlu, s. 61.179 Uluçay, Harem II, s. 95.

Page 52: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

45

Şurâ-yı Devlet reisi Said Paşa gibi isimler yer almıştır. Nikâhtan sonra duayı Ayasofya

şeyhi Akif Efendi yapmıştır. Yine Ayasofya camisinin baş ve ikinci imamları tarafından

da Kur’an-ı Kerim okunmuştur. Nikâh merasimine gelen misafirler tarafından Naime

Sultan’a hediyeler sunulmuş, padişah tarafından da merasimde hazır bulunanlara

muhtelif hediyeler vermiştir. Örneğin müneccimbaşına, teşrifâtî efendiye, Ayasofya

şeyhine, Sultan Ahmed şeyhine farklı miktarlarda ihsanlarda bulunulmuştur. Böylece

nikâh merasimi tamamlanmıştır180. Zamanın gazetelerinden olan Hanımlara Mahsus

Gazete de Naime Sultan’ın nikâhının Perşembe günü yapıldığını yayınlamıştır. Aynı

zamanda gazete, yazının çıktığı 2 Zilkâde 1315 / 25 Mart 1898 tarihinde, hâlâ düğünün

devam ettiğini ifade etmektedir181.

Osmanlı sarayında düğünler genellikle, düğün hazırlıklarının başlamasından

düğünün sona ermesine kadar bir program dahilinde yapılmaktadır. Düğünün hangi gün

başlayacağı, kimlere ziyafet verileceği, kimlerin huzura kabul olunacağı gibi konuların

hepsi bu programa göre uygulanmaktadır182.

Naime Sultan ile Kemaleddin Paşa’nın düğünü de bir düzene göre

programlanmıştır. Bu programda velime cemiyetinin(düğün ziyafeti) bilgisi yer

almaktadır. Buna göre ziyafetler salı günü ulemanın kıyafetlerini giyerek gelmeleri ile

başlamaktadır. Ulemadan şeyhülislam, Seyyid Fazıl Paşa, Şeyh Zafir Efendi, Rumeli ve

Anadolu kazaskerliği payelileri davet edilmiştir. Bu cemiyette velâdet-i nebevî

okunmuş ve ardından da öğle yemeği yenmiştir. Çarşamba günü akşamı olan cemiyete,

bilcümle yabancı devletlerin sefirleri ile vükelâ katılmıştır. Aynı zamanda bu yemekte

sefirlerin bulunmasından dolayı davete katılacakların büyük üniformalarını giyerek ve

yabancı nişanlarını takarak gelecekleri belirtilmiştir. Davetler perşembe günü akşam da

devam etmiştir. Perşembe günü olan ziyafet mabeyn-i hümayundaki vezir odasında

Damat Kemaleddin Paşa ve bendegândan davet edilecek kişilere verilmiştir. Muhtemel

ki bu yemek damat paşa şerefine verilmektedir.

180 BOA, Y. PRK. BŞK, 55 / 97; A. Osmanoğlu, s. 62, Abdülaziz Bey, s. 111.181 Hanımlara Mahsus Gazete, nr. 154, s. 2, ( 2 Zilkâde 1315 / 25 Mart 1898).182 Arslan, s. 135.

Page 53: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

46

Padişahın bizzat sarayda verdiği bu ziyafetlerin yanında, bütün saray

düğünlerinde adet olduğu üzere, sarayın civarında olan medrese, mektep ve

karakolhanelere yemek dağıtılacağı da bu programda yer almıştır. Aynı zamanda

dersaâdette görevli olan askerlere de düğün devam ettiği müddetçe pilav, zerde ikram

edilmesi ve cuma gecesi et ve tatlı ihsan buyrulması kararlaştırılmıştır.

Düğün programında davetin dışında kalan kişilerin kimler olduğu da

yazılmıştır. Buna göre Mevlevi şeyhleri, meşâyih meclisi reisi ve azaları, imamlar ve

hatipler davetin dışında kalmıştır. Ancak bu kişilere atiyyeler ihsan edileceği ifade

edilmiştir183.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi bu düğün programı düğünün bütün aşamalarını

ve eğlencelerini kapsamamakta, yalnızca velime cemiyeti hakkında bilgi vermektedir.

Bu bilgilere ek olarak bir kısım arşiv vesikalarından velime cemiyetine katılan

bazı sefaretlerin bilgisine ulaşabilmekteyiz. Örneğin, Beyoğlu’ndan Roma’ya çekilen

bir telgrafnâmeden Roma sefaretinden yalnızca Galita Trucu Kayıhyan’ın katıldığını

öğrenmekteyiz184. Yine Beyoğlu’ndan Londra’ya yazılan Vrandal imzalı bir telgrafta

bütün sefirlerin akşam yemeğine davet edildikleri ifade edilmiştir185. Aynı şekilde

Beyoğlu’ndan Viyana’ya gönderilen bir telgrafta da bütün sefirlerin ve sefaret-i maiyyet

vapurları kumandanlarının velime cemiyetine katılacakları yazılmıştır186. Bununla

birlikte Naime Sultan’ın düğününde bulunmuş olan bütün sefirler, düğünün bitiminden

sonraki gün selamlık törenine katılmışlardır187. Yine Beyoğlu’ndan Londra’ya çekilen

telgraftan ruhanî reislerin de velime cemiyetinde olduklarını ve yemekten sonra

padişahın huzuruna çıktıklarını anlamaktayız188. Yemeğe katılan davetliler bizim burada

zikrettiklerimizle sınırlı değildir. Muhakkak ki biz burada sadece ulaşabildiklerimizin

183 BOA, Y. EE, 89 / 47.184 BOA, Y. MTV, 174 / 168.185 BOA, Y. MTV, 174 / 119.186 BOA, Y. MTV, 174 / 139.187 BOA, Y.MTV, 175 / 26.188 BOA, Y.MTV, 175 / 35.

Page 54: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

47

bilgisini aktardık. Böylece velime cemiyetleri salı gününden başlayarak Perşembe günü

akşama kadar devam etmiştir.

Velime cemiyetlerinin sonuncusu olan perşembe günü Naime Sultan ile

Kemaleddin Paşa’nın düğünleri yapılmıştır189. Düğünün başlamasından önce Sultan

Abdülhamid kızı Naime Sultan’ı huzurunda kabul edip dualar ve nasihatler etmiştir.

Yine kızının alnından öperek vedalaşmıştır. Bundan sonra Naime Sultan gelin kıyafeti

olmadan günlük elbiseleri ile arabaya bindirilerek kendi sarayına götürülmüştür. Naime

Sultan’ın düğün alayı hakkında kaynaklarda ayrıntılı bir bilgi bulunmamaktadır.

Kuvvetle muhtemel ki muhteşem bir düğün alayı ile sarayına gitmiştir. Araba ile

götürüldüğüne göre gelin deniz yolu ile değil kara yolu ile sarayına ulaştırılmıştır.

Valide Sultan başta olmak üzere bütün saray halkı sultan için Ortaköy’de yapılan saraya

geçmişlerdir. Sarayın kapıları açılmış ve bütün davetliler düğüne iştirak etmişlerdir. Ev

sahipliği görevini, Gazi Osman Paşa’nın büyük oğlu Nureddin Paşa ile evli olan Zekiye

Sultan yürütmektedir190.

Naime Sultan’ın gelin kıyafeti o zamana kadar yapılmış olan bütün saray

düğünlerinde giyilen kıyafetlerden farklı bir nitelik taşımaktadır. Naime Sultan hanedan

kızlarının giydikleri koyu kırmızı renkli gelinlik yerine, Avrupa modasını yansıtan rengi

beyaz bir gelinlik giymeyi tercih etmiştir. Böylece kaynaklarda, saray düğünlerinde

beyaz renkli gelinliği ilk kez giyen sultan olarak yer almıştır. Bunu gerçekleştirmek için

ısrarcı davranmış etraftaki bazı kişilerin eleştirilerine rağmen başarılı olmuştur.

Saray düğünlerinde 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren batılılaşmanın

etkisinin olduğu bilinmektedir. Yaşlı olan hanımlar geleneksel kıyafetleri tercih ederken

genç hanımlar etek ve ceketten oluşan batı tarzı elbiseleri giymeye başlamışlardır191.

Naime Sultan’ın tercihi de yaşadığı devrin özelliklerine ışık tutması bakımından önem

arz etmektedir

189 BOA, Y.MTV, 175 / 26.190 A. Osmanoğlu, s. 62.191 A. Osmanoğlu, s. 63; Uluçay, Harem II, s. 113; Tezcan, s. 129.

Page 55: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

48

Gelinin kıyafeti renk olarak Avrupaî olsa da şekil olarak eski usul olarak

hazırlanmıştır. Kıyafet dört etekli ve gayet uzun olup etekler yerde bırakılarak,

omzundan arka eteklerin üzerine kadar kürk gelecek şekilde tasarlanmıştır. Kürk, inci

ve sırma işlemelidir. Aynı zamanda önü göğüsten aşağıya kadar pırlantalı düğmelerle

bezenmiştir. Beline altından yapılmış mücevher tokalı bir kemer takınmıştır. Başında

ise taç bulunmaktadır.

Sultan kıyafetini giymiş, sarayın harem bölümünün aşağısında hazırlanan

salonda, tahta benzeyen bir kanepenin üzerine oturtulmuştur. Bundan sonra damat,

babası Gazi Osman Paşa tarafından selamlık kapısına kadar getirilmiş, kızlar ağasına

teslim edilmiştir. Bir saray geleneği olarak damat bey gelin hanıma merasime

başlamaları için ayağa kalkmasını rica etmiştir. Ancak gelinin hemen kalması adetten

olmadığı için, Naime Sultan yarım saate yakın kalkmamış, Kemaleddin Paşa ise bu süre

zarfında ter dökerek gelini ikna etmeye çalışmıştır. Valide Sultan’ın geline kalkmasını

ve damadı üzmemesini rica etmesinin ardından, Naime Sultan yerinden kalkmıştır.

Sultanın yerinden kalkmasıyla beraber etrafı “maşallah” sesleri doldurmuş, bir yandan

da hamidiye marşı çalınmıştır. Adet olduğu üzere gelinin bir kolundan kocası, diğer

kolundan da kızlar ağası tutmaktadır. Böylece büyük bir kalabalığın arasından

yürüyerek sultan gelin odasına götürülmüş ve damat gelini köşesine oturtmuştur.

Kemaleddin Paşa odadan çıkarken gülerek elini cebine sokmuş ve etrafa altın

serpmiştir. Büyük bir izdihamın arasından harem ağalarının yardımı ile kurtulmuş ve

selamlığa çıkarılmıştır. Bundan sonra sırasıyla Padişah tarafından, Valide Sultan

tarafından ve bütün sultanların adları bağırılarak altınlar serpilmiştir.

Naime Sultan, gelin odasında beyaz sırmalarla işlenmiş tahtın üzerinde oturmuş

tebrikleri kabule başlamıştır. Gelin odası da beyaz sırmalı Hereke kumaşlarıyla

döşenmiştir. Sultan, küçük sultanları yanına oturtmuş onlarla sohbet ederken bir yandan

da ziyafetler başlamıştır. Salonlarda, sofalarda, bahçede, harem ve selamlıkta sofralar

kurulmuştur. Yoldan gelip geçenlere ve seyircilere bile yemeğin dağıtıldığı, büyük bir

ziyafet verilmiştir. Yemek süresince mızıka çalınmış, bu hal akşam vaktine kadar

sürmüştür. Akşam olunca bütün misafirler gitmiş sadece yakın akrabalar kalmıştır.

Page 56: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

49

Yatsı vaktinin gelmesi ile beraber Gazi Osman Paşa yine oğlu damat beyi

kapıya kadar getirmiş ve kızlar ağasına teslim etmiştir. Damat gelinin odasına girmeden

evvel Valide Sultan’ın ve orada bulunan sultanların ellerini öpmüştür. Naime Sultan

damadın gelmesinden önce ayakta beklemektedir. Kemaleddin Paşa içeri girer girmez

doğruca sırma işlemeli seccadede namaza durmuştur. Gelin odasının kapısı hala açıktır.

Naime Sultan’ın halaları açık olan kapıdan içeriye bakıp gülüşmektelerdir. Kızlar ağası

odanın kapısını kapatmış ve böylece orada bulunan herkes kendi evlerine

dönmüşlerdir192.

Padişahın en sevdiği kızı olan Naime Sultan’ın düğününün, Sultan II.

Abdülhamid döneminin en göşterişli düğünü olduğu söylenmektedir. Bu düğün uzun

yıllar düğüne katılanların ve halkın hafızasından silinmemiş ve dilden dile

dolaşmıştır193. Daha önce zikrettiğimiz gibi düğün diğer sultanların düğünlerinden ayrı

düzenlenmiş ve nikâh mabeyn-i hümayunda yapılmıştır. Bütün bunlar düğüne verilen

önemin birer göstergesi olabilmektedir.

a. Sultan’ın Evlenmesinden Dolayı Gönderilen Tebrikler

Naime Sultan ile Kemaleddin Paşa’nın düğününe katılamayıp tebriklerini

gönderen bazı kimselerin tebrikleri günümüze kadar ulaşmıştır. Örneğin, Viyana

sefaretinden Mahmut Nedim imzalı gönderilen bir şifreden, Prens Ferdinand’ın sefareti

ziyaret ederek düğün münasebetiyle tebriklerini sunduğu anlaşılmaktadır. Bulgaristan

Reis-i Nazırı tarafından da tebrik telgrafı çekilmiştir. Aynı zamanda Markuf imzalı bir

telgrafta Bulgar Prensi’nin düğün hediyesi gönderdiği ve buna karşılık Naime Sultan’ın

ve Kemaleddin Paşa’nın teşekkürlerini ilettikleri ifade edilmektedir. Sultan

Abdülhamid, Prens Ferdinand ve bazı Bulgarların tebriklerine ve sadakatlerine mukabil

192 A. Osmanoğlu, s. 64; Uluçay, Harem II, s. 113; Uluçay, Osmanlı Sarayında Harem Hayatının İçyüzü,

İnkılap Yay., İstanbul, s. 73.193 BOA, Y. PRK. EŞA, 29 / 24; Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 40; Uluçay, Harem II, s.

95.

Page 57: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

50

cevap yazarak memnuniyetini bildirmiştir194. Aynı zamanda Padişah, düğün dolayısıyla

suç işlemiş olan Bulgarlardan bazılarını da affetmiştir195.

Yine İspanya, Romanya ve Belçika sefirlerinin düğün tebrikleri, tercümanları

aracılığıyla Teşrifat-ı Umumiye Dairesi’ne ulaştırılmıştır196. Yine Beyoğlu’ndan

Bükreş’te Reis-i Nüzzar Storca’ya yazılan bir başka telgrafta, selamlık töreninden sonra

tebriklerinin padişaha iletildiği haber verilmektedir197. Padişah tarafından Baş Kitabet

Dairesi’nden yazdırılan bir telgraf müsveddesinde de, Avusturya İmparatoruna samimi

tebriklerinden dolayı teşekkür edilmiştir198.

Yabancı devletlerden gelen telgrafların yanı sıra İstanbul dışında görev yapan

şahıslardan da tebrikler gelmiştir. Teselya’da bulunan ordu-yu hümayundan, aynı

şekilde Yunan hududu umum kumandanı ve ordu-yu hümayun müşiri Edhem tarafından

tebrikât gönderilmiştir199.

2. Eşi Damat Mehmed Kemaleddin Paşa

Daha evvel ifade ettiğimiz üzere, Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa (1832 /

1900)’nın oğlu olan Mehmed Kemaleddin Paşa 1869 yılında doğmuştur. Annesi Ferik

Neşet Paşa’nın kız kardeşi Zatıgül Hanım’dır. Sultan Abdülhamid, Gazi Osman Paşa’ya

iltifat olmak üzere, oğullarının şehzadelerin okudukları okulda eğitim almalarını

sağlamıştır. Böylece Kemaleddin Paşa ilk tahsilini şehzadegân okulunda almıştır. Nahid

Sırrı Örik, Kemaleddin Paşa’nın Tevfik Fikret’in ve Ali Ekrem’in talebesi olduğunu

ifade etmiştir. Bu kişiler Mekteb-i Sultanî’de öğretmenlik yapmışlardır. Bu bilgilerden

Paşa’nın da orada öğrenim görmüş olduğu düşünülmektedir200. Daha sonra Sultan

Abdülhamid, Gazi Osman Paşa’nın oğullarına iki kızını vererek onları damad-ı şehriyârî

194 BOA, Y. PRK. EŞA, 29 / 24.195 BOA, Y. PRK. HR, 25 / 26.196 BOA, Y. PRK. EŞA, 29 / 24.197 BOA, Y. MTV, 175 / 119.198 BOA, Y. PRK. NMH, 4 / 57.199 BOA, Y. PRK. EŞA, 29 / 24.200 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 43.

Page 58: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

51

yapmıştır. Paşa’nın büyük oğlu Ali Nureddin Paşa da Sultan Abdülhamid’in büyük kızı

Zekiye Sultan ile evlenmiştir201.

Düğünden kısa bir süre sonra Kemaleddin Paşa’nın rütbesi mirlivalıktan

ferikliğe yükseltilmiş ve paşalık ünvanı verilmiştir.202. Kemaleddin Paşa, Naime Sultan

ile evlendikten beş yıl sonra da 1903’te müşirliğe atanmıştır203. Yine aynı şekilde

düğünden hemen sonra diğer damatlara ödenen miktarda dokuz bin kuruş maaş tahsis

edilmiştir204. Ancak bu maaşın bağlandığı tarihte Paşa’nın rütbesi henüz ferikliğe

yükseltilmemiştir. Bu miktar düğünden üç sene sonra on bin kuruş zammıyla on dokuz

bin kuruşa çıkarılmıştır205. Kemaleddin Paşa’ya 1315 / 1898 yılında Sırbistan Kralı

tarafından Takova nişânı takdim edilmiştir206. 1316 / 1899 tarihinde murassa Mecidiye

nişânı ve Yunanistan savaşında şecaat gösterenlere verilen Yunan madalyası

verilmiştir207. Yine Kemaleddin Paşa’ya Fransa reisi cumhuru tarafından yıldız ve haç

motifli, kıymetli taşlarla süslü Legion d’Honneur nişânı tevcih edilmiştir208.

Sultan II. Abdülhamid’in, damadı Kemaleddin Paşa’yı resmi davetlerde ve

yabancıların katıldığı cemiyetlerde daima yanında bulundurduğu ifade edilmektedir.

Damadının tahsilli, lisan bilir, mûsikîşinas ve Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın

oğlu olması ile övündüğü de söylenmektedir209. Kemaleddin Paşa’nın müzikle olan

ilgisi, ulaşabildiğimiz kadarıyla piyano çalıyor olmasından ileri gelmektedir210.

201 Ali Vâsıb Efendi, s. 425; Hülagü, Yaralı Mareşal, Yitik Hazine Yay., İzmir 2006, s. 283-284; Öztuna,

s. 319.202 BOA, İ. TAL. 02 L 1316; A. Osmanoğlu, s. 62.203 Hülagü, Yaralı Mareşal, s. 284.204 BOA, İ. ML, 20 / 21 ZA 1315.205 BOA, Y. A. HUS, 407 / 55.206 BOA, Y. PRK. EŞA, 29 / 21.207 BOA, Y. PRK. A, 12 / 6.208 BOA, Y. PRK. M, 4 / 74; Erol Özbilgen, “Nişanlar ve Madalyalar”, Antika ve Dekorasyon ve Sanat

Dergisi, İstanbul 1994, sayı: 27, s. 26.209 Semih Mümtaz, “Evvel Zaman İçinde”, Canlı Tarihler Serisi, Türkiye Yay., İstanbul 1946, IV, 40.210 Öztuna, s. 319.

Page 59: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

52

Kaynaklarda yazan bilgilerden Kemaleddin Paşa’nın zeki bir kişi olduğunu

öğrenmekteyiz. Ancak zeki olmakla birlikte davranışlarında aklını kullanmadığı da

söylenmektedir. Gururlu, inatçı, nasihat dinlemez, söylenin aksini yapan, insanlarla

eğlenmekten hoşlanan bir kişilikte olduğu ifade edilmiştir. Örneğin, denizden korkan bir

adamı sandala bindirip Ortaköy’den adalara kadar götürüp, adamın korkudan titrediğini

gördükçe kahkahalarla güldüğü anlatılmaktadır211.Naciye Neyyal’in de hatıralarında

çocukluğunda Gazi Osman Paşa’nın haşarılıklarıyla canını sıkan bir oğlunun var

olduğundan bahsetmesi paşanın çocukken de oldukça yaramaz olduğunu ortaya

koymaktadır212.

Bu özelliklerinin yanı sıra çok sempatik, giyim kuşam konusunda her zaman

özen gösteren ve başkalarına benzer kıyafetler giymeyen biri olduğu da kaynaklarda yer

almaktadır213.

Kemaleddin Paşa ile Naime Sultan’ın evlilikleri 1904 yılına kadar devam

etmiştir. Bu tarihte Kemaleddin Paşa, Sultan Abdülhamid’in baskısı ile Naime Sultan’ı

boşamış ve Bursa’ya sürgüne gönderilmiştir. Bu olayların sebebi, Kemaleddin Paşa’nın

eşi Naime Sultan’a olan ihanetidir214. Kemaleddin Paşa, boşanması ile birlikte damad-ı

şehriyârî olmasından kaynaklanan bütün haklarını kaybetmiştir. Kendisine daha

önceden tevcih edilmiş olan bütün nişân ve rütbeler 1904 yılında geri alınmıştır215.

1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, Kemaleddin Paşa’nın sürgün

hayatı bitmiş ve İstanbul’a geri dönmüştür. 1327 / 1909 tarihli bir arşiv vesikasından

geri alınan nişân ve rütbelerinin kendisine iade edildiğini görmekteyiz216. Ancak Paşa,

özgürlüğüne kavuştuktan sonra da arzu ettiği hayata kavuşamamıştır. Ömrü eşinden

ayrılmadan önce sahip olduğu haklarını geri kazanmak için mahkemelerde dolaşmakla

211 Mümtaz, s. 42.212 Fatma Rezan Hürmen, Ressam Naciye Neyyal’in Mutlakiyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet Hatıraları,

Pınar Yay., İstanbul 2000, s. 150.213 Mümtaz, s. 43.214 Örik, Bilinmeyen Yaşamları ile Saraylılar, s. 43-44.215 BOA, Y. A. HUS, 474 / 54.216 BOA, İ. AS, 10 R 1327.

Page 60: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

53

geçmiştir. Bundan sonraki yıllarda hayata tutunamamış, hiçbir işle meşgul olamamıştır.

Annesinin kendisi ile kalma teklifini bile kabul etmemiş ve genellikle uzakta kalmayı

tercih etmiştir217. Kemaleddin Paşa, 1920 yılında vefat etmiştir218. Gazi Osman Paşa’nın

oğlu ve Sultan II. Abdülhamid’in damadı olarak geçirdiği parlak hayatı büyük sıkıntılar

içinde son bulmuştur.

Kemaleddin Paşa ve Naime Sultan’ın bu evlilikten iki tane çocukları olmuştur.

İlk çocukları erkek, ikincisi ise kızdır219. Bundan sonraki bölümde çocukları üzerinde

ayrıntılı olarak duracağımız için burada bu kadar bilgi ile yetineceğiz.

3. Çocukları

a. Oğlu Mehmed Cahid Beyefendi

Naime Sultan’ın dünyaya getirdiği ilk evladı oğlu Mehmed Cahid Bey’dir.

Mehmed Cahid Bey, 1316 / 1899 yılının Şaban ayında Ortaköy Sarayı’nda dünyaya

gelmiştir220. Mehmed Cahid Bey’in doğumundan dolayı bir çok yerden tebrikler

gönderilmiştir. Almanya İmparatoru ve İmparatoriçesi de bu doğum sebebiyle

tebriklerini bildirmişlerdir221. Bu tebriklerde İmparatoriçe ve Naime Sultan’ın

dostluğunun bir etkisinin olduğu muhakkaktır.

Mehmed Cahid Bey’in eğitimi ile ilgili herhangi bir arşiv belgesine ulaşamadık.

Ancak Murat Bardakçının Son Osmanlılar isimli eserinde, Sultan Abdülhamid’in

torunlarından olan Mehmed Orhan, kendisinin Mekteb-i Sultanî’de okuduğundan ve

bütün şehzadelerin de burada eğitim aldıklarından bahsetmektedir222. Bu bilgilerden

sultanzâde olan Mehmed Cahid Efendi’nin de buraya gitmiş olabileceği düşünülebilir.

217 Mümtaz, s. 40 / 41.218 Öztuna, s. 319.219 Öztuna, s. 319.220 Ekrem Reşad ve Osman Ferid, Nevsal-i Osmanî, İkbal Kitaphanesi, İstanbul 1328-1329, s. 70;

Öztuna, 319.221 BOA, Y. PRK. TŞF, 5 / 72.222 Murat Bardakçı, Son Osmanlılar, Gri Yay., İstanbul 1991, s. 15.

Page 61: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

54

1323 / 1905 tarihli bir vesikadan, bu tarihte Cahid Bey’e birinci dereceden

Mecîdiye nişanı ihsan edilmiş olduğunu görmekteyiz223. Nişanın verildiği tarihte

Mehmet Cahit Bey altı yaşındadır. Buradan nişanların verilmesinde herhangi bir yaş

kısıtlamasının olmadığını anlamaktayız.

Şehzade ve sultan çocuklarının kendilerine tahsis edilmiş maaşları vardır.

Mehmed Cahid Bey’in 1323 / 1905 yılına ait ödenmemiş maaşlarının olduğunu ve

bunların ödenmesi için Rüsûmat Emanetine havale edildiğini görmekteyiz224. Daha

önce adından bahsettiğimiz Mehmed Orhan da Mekteb-i Sultanî’ye giderken kendisine

100 lira maaş bağlanmış olduğunu ifade etmektedir225. Yine aynı şekilde 1324 / 1906

yılına ait olmak üzere, Mehmed Cahid Bey’in adına Emniyet Sandığı’nda on bin dört

yüz kuruş on para bulunmaktadır226. Bütün bu bilgilerden şehzadelerin çocuk yaşta

kendilerine ait bir gelire sahip oldukları ortaya çıkmaktadır.

Naime Sultan ve Kemaleddin Paşa’nın boşandıkları tarihte Mehmed Cahid Bey

beş yaşındadır. Babasının sürgüne gönderilmesi ve geri dönüşü dört yıl sürmüştür.

Naime Sultan, eşinden boşandıktan sonra üç yıl evlenmemiş daha sonra ikinci evliliğini

yapmıştır227. Kemaleddin Paşa sürgünden dönene kadar Mehmed Cahid Bey’in annesi

ile kaldığı muhakkaktır. Ancak paşa, döndükten sonra çocuklarını geri almak için ve

karısının zorla boşatıldığı gerekçesi ile boşamanın geçersiz olduğunu iddia ederek farklı

mahkemelerde davalar açmıştır. Hatta bütün parasını bu uğurda tüketmiş ve zamanını

sadece bunlara hasretmiştir228. Ulaşmış olduğumuz arşiv vesikalarından kaynaklarda

geçen bu bilgilerin doğru olduğunu görmekteyiz. 08 Zilkade 1327 / 21 Kasım 1909

tarihinde Dahiliye Nezareti Muhâberatı Umumiye Dairesi’nden yazılan bir tezkirede,

Mehmed Cahid Bey’in babası Kemaleddin Paşa’ya teslimine dair bilgiler yer

almaktadır229. Bu tarihten on dört gün sonraya rastlayan başka bir belgede ise, Galata

223 BOA, İ. TAL, 14 RA 1323.224 BOA, İ. HUS, 19 S 1323.225 Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 15.226 BOA, Y. PRK. ML, 27 / 73.227 Öztuna, s. 319.228 Mümtaz, s. 40.229 BOA, DH. MUİ, 36-1 / 41.

Page 62: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

55

Mahkemesi’nin Cahid Bey’in babasına iadesine karar verdiği ancak, bu karara Naime

Sultan’ın itiraz ettiği ifade edilmektedir. Bu belgeden Kemaleddin Paşa’nın Naime

Sultan ile olan evlilik akitlerinin bozulmamış olduğunu iddia ettiğini de anlamaktayız.

Sonuç olarak bu davanın sıradan davalar gibi yürütülemeyeceği, bunun için Fetva

Emini, Anadolu Kadıaskeri, İstanbul kadıları ve daha bazı kimselerin oluşturacağı bir

heyette görüşülmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu heyet tarafından tetkik edilerek

neticelendirilmesi konusunda da Rumeli Kadıaskeri görevlendirilmiştir230.

Naime Sultan’ın bu davalarda savunma yapmak için avukatlar tuttuğu ve her

birine 100’er lira ödediği 03 Muharrem 1327 / 25 Ocak 1909 tarihli bir vesikada yer

almaktadır231. Avukatların tutulmasının, yukarıda bahsettiğimiz heyetin toplanma

kararının alınmasından bir ay sonraya rastladığı anlaşılmaktadır. Demek ki dava hemen

sonuçlanmamış bir süre devam etmiştir.

Mehmed Cahid Bey’in babasına teslim edilip edilmediğine dair kaynaklarda her

hangi bir bilgi yoktur. Kaynaklarda böyle bir bilginin yer almaması, annesinde kaldığı

fikrini güçlendirmektedir.

Mehmed Cahid Bey, Şehzade Ziyâeddin Efendi’nin kızı Dürriye Sultan ile 4

Recep 1338 / 26 Mart 1920 tarihinde, Yıldız Sarayı’nda Şeyhülislam Haydarîzâde

İbrahim Efendi’nin kıymış olduğu nikâh ile evlenmiştir. Nikâh, Mehmed Cahid Bey’in

1001 kese müeccel ve 1001 kese muaccel mihri kabulü ve gelenek olduğu üzere vekiller

aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda Dürriye Sultan nikâhtan önce boşanma

hakkını kendi elinde bulundurmayı da şart koşmuştur. Nitekim Dürriye Sultan bu

hakkını evliliklerinin üzerinden çok zaman geçmeden kullanmıştır. 5 Rebiülevvel 1340 /

6 Kasım 1921 tarihinde Dürriye Sultan’ın talak hakkını kullanması üzerine, Şeyhülislam

Nuri Efendi nikâh akdini feshetmiştir232.

Dürriye Sultan boşanmadan bir yıl sonra 1922 yılında vefat etmiştir. Mehmed

Cahid Bey de Dürriye Sultan’ın teyzesi olan Lâverans Hanım ile ikinci evliliğini

230 BOA, İ. İLM, 21 ZA 1327.231 BOA, Y. PRK. MYD, 26 / 113.232 BOA, A. DVN. HND, nr. 1.

Page 63: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

56

yapmıştır. Kaynaklarda Cahid Bey’in Dürriye Hanım’ın ölümünden sonra evlendiği

geçmektedir233. Bu bilgi kronolojik olarak doğru olsa bile Cahid Bey’in ikinci evliliği,

Dürriye Sultan’ın ölümü ile bağlantılı değildir. Nitekim Mehmed Cahid Bey ile Dürriye

Sultan daha önceden ayrılmışlardır.

Mehmed Cahid Bey, 1924 yılında hanedanın sınır dışı edilmesi ile birlikte eşi

ile birlikte Fransa’ya gitmiştir. Bir müddet Nice’de yaşamışlar ve daha sonra Savoie

vilayetinde kalmışlar ve uzun yıllar Paris’te yaşamışlardır234. Mehmed Cahid Bey ve

ailesi çok büyük zorluklar çekmişlerdir. Özellikle de Naime Sultan’ın ölümünden sonra

aile daha sıkıntılı günler geçirmiştir. Bu dönemde Mehmed Cahid Bey fabrikada

çalışmaya başlamıştır. Eşi Lâverans Hanım ise dikiş dikerek aileye destek olmaya

çalışmıştır235.

Mehmed Cahid Bey, sıkıntılı dönemden sonra Hanedan üyelerinin Türkiye’ye

girmeleri serbest olunca İstanbul’a dönmüştür. Ancak son günlerini İstanbul’da sefalet

içinde geçirmiştir. 1977 yılında bir arabanın çarpması sonucu Taksim İlkyardım

Hastanesi’nde vefat etmiştir. Öldüğünde cebinden 225 kuruş paranın çıktığı

söylenmektedir236. Kabri İstanbul Kozlu’da bulunmaktadır237.

Mehmed Cahid Bey’in Nice’de ikinci evliliğinden bir oğlu olmuştur. İsmini

Bülent Osman koymuşlardır. Bülent Osman, sürgün yıllarında büyükannesi Naime

Sultan’dan Türkçe öğrenmiş ve hanedanın geçmişteki debdebelerle dolu hayat

hikâyesini dinleyerek büyümüştür. Bülent Osman lise eğitiminden sonra maddi

sıkıntılar nedeni ile üniversiteye gidememiş ve çalışma hayatına atılmıştır. Otomobil

yıkama işi ile başlamış ve işçi olarak girdiği bir şirkette yükselerek yönetici olarak

233 A. Osmanoğlu, s. 246.234 A.Osmanoğlu, s. 246; Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 78; Ali Vâsıb Efendi, s. 165.235 Sonat Bahar, “Sultan Torunu İstanbul’da”, Sabah Gazetesi, 16 Eylül 2006,

http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/16/cpsabah/gnc104-20060916-101.html (15 Aralık 2007).236 Ömer Faruk Yılmaz, s. 105; Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 78.237 Öztuna, s. 319.

Page 64: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

57

emekli olmuştur. Uzun yıllar Fransa’da yaşayan Bülent Osman Türk vatandaşlığına

geçmiştir. Hâlâ hayatta olan beyzâde yılın bir kısmını İstanbul’da geçirmektedir238.

b. Kızı Adile Hanımsultan

Naime Sultan’ın dünyaya getirdiği ikinci çocuğu Adile Hanımsultan’dır.

Kaynaklarda Adile Hanımsultan’ın 12 Kasım 1900 yılında Ortaköy Sarayı’nda doğduğu

yer almaktadır239. Nevsâl-i Osmanî’de doğum tarihi hicrî 1317 olarak yazılmıştır240. Bu

tarih miladî takvime göre 1900 yılına tekabül etmektedir.

Yapmış olduğumuz arşiv araştırmalarında ne yazık ki Adile Hanımsultan’a ait

herhangi bir bilgiye ulaşamadık. Bu nedenle doğumu, eğitimi ve evliliği gibi konularda

daha çok ikincil kaynaklardan faydalanma yolunu tercih ettik.

Leyla Saz’ın hatıralarında sarayda küçük sultanların eğitimleri ile ilgili bilgiler

bulunmaktadır. Saz, küçük sultanların eğitimleri için, özel olarak muallimlik yapmak

üzere kalfaların yetiştirildiğinden bahsetmektedir. Bu kalfalar iyi yetişmiş, tahsilli ve iyi

bir musiki bilgisine sahiplerdir. Küçük sultanlar, bu kalfalardan hem ilk eğitimlerini

almakta hem de müzik öğrenmektedirler241. Leyla Saz, padişahın sarayında uygulanan

bu usulün, sultan saraylarında da aynen takip edildiğini ifade etmektedir242. Bu

bilgilerden hareketle, Adile Hanımsultan’ın da eğitimini aynı usule göre Ortaköy

Sarayı’nda almış olabileceği düşünülebilir.

Daha önceki bölümde beyzâdelerin çocuk yaşlarından itibaren, kendilerine ait

gelirlerinin olduğundan bahsetmiştik. Aynı durum hanımsultanlar için de geçerlidir.

Hanımsultanlar da hazineden maaş almaktadırlar243. Aynı şekilde Adile Hanım

238 A. Osmanoğlu, s.246; Sonat Bahar, “Sultan Torunu İstanbul’da”, Sabah Gazetesi, 16 Eylül 2006,

http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/16/cpsabah/gnc104-20060916-101.html (15 Aralık 2007).239 Öztuna, s. 319.240 Reşad ve Ferid, s. 71241 Saz, s. 97242 Saz, s. 101243 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, s. 166

Page 65: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

58

Sultan’ın da -belgelerle tevsik edememiş olsak da- emsalleri gibi kendisine ait bir

maaşının olması kuvvetle muhtemeldir.

Adile Hanımsultan, Şehzade Seyfeddin Efendi’nin oğlu Mahmud Şevket Efendi

(1903 / 1973) ile evlenmiştir. Bazı kaynaklarda, düğününün 4 Mayıs 1922 yılında

Üsküdar Sarayı’nda yapıldığı söylenmektedir244. Adile Hanımsultan’ın evlendikten

sonra, zaman zaman annesi Naime Sultan’a ait Kuruçeşme’deki bir köşkte oturduğu da

ifade edilmektedir245.

Hanedanın yurtdışına gönderilmesi üzerine, Adile Hanımsultan ve Mahmud

Şevket Efendi’nin evvela hangi ülkeye gittikleri kaynaklarda farklı olarak aktarılmıştır.

Murat Bardakçı, Son Osmanlılar isimli eserinde Fransa’ya yerleştiklerinden ve orada bir

kızlarının olduğundan bahseder246. Kadir Mısıroğlu ise Mısır’a gittiklerini ve kızlarının

İstanbul’da doğduğunu söylemektedir247. Şehzade Ali Vâsıb Efendi hatıralarında sürgün

yıllarında Fransa’da bulunan kişileri sayarken, Naime Sultan’dan ve eşinden, Adile

Hanımsultan’ın kızından, Mehmed Cahid Bey ve eşi Lâverans Hanım’dan

bahsetmektedir. Bu kişilerin içinde Adile Hanımsultan ve Şevket Efendi’nin ismi

bulunmamaktadır248. Adile Hanımsultan’ın torunlarından olan Kubilay el- Bekrî ile

yapılmış olan bir ropörtaja göre ise, Adile Hanımsultan önce Fransa’ya gitmiş daha

sonradan Mısır’a geçmiştir249.

Adile Hanımsultan, evlilik hayatında mutluluğu yakalayamamış ve eşinden

ayrılmıştır. Boşanmalarının Kahire’de 28 Mart 1928 tarihinde gerçekleştiği

söylenmektedir250. Adile Hanımsultan ile Mahmud Şevket Efendi’nin evliliğinden bir

kızları dünyaya gelmiştir. Vâsıb Bey’in hatıralarında bu çocuğun ismi Hamide Nermin

Nezahat, doğum tarihi 27 Ocak 1923, doğduğu saray da Üsküdar Sarayı olarak 244 Öztuna, s. 319245 Kadir Mısıroğlu, Osmanoğullarının Dramı, Sebil Yay., İstanbul 1974, s. 280.246 Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 78.247 Mısıroğlu, s. 280.248 Ali Vâsıb Efendi, s. 165.249 Altınoluk Dergisi, “Vatan Bizim İçimizde Yaşar Biz Onun Değil”, Ocak 1998, 143,

http://www.davetci.com/d_soylesi/rop_muhammed_kubilay.htm (27 Ocak 2008).250 Öztuna, s.319.

Page 66: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

59

geçmektedir251. Nermin Hanım, sürgün yıllarında büyükannesi Naime Sultan’ın yanında

kalmıştır. Uzun yıllar yakalandığı kemik veremi hastalığından dolayı hastanelerde

yatmıştır. Naime Sultan’ın vefatından sonra, babası ile birlikte Fransa’da Bagnoles

kasabasında yaşamıştır. Burada Cezayirliler için kurulmuş bir mülteci kampında müdire

olarak çalışmıştır252. Nermin Hanım, 1998 yılında Kasım ayının yedinci günü Bagnoles

Kasabası’nda vefat etmiş ve bu kasabaya da defnedilmiştir253.

Adile Hanımsultan, eşinden ayrıldıktan iki yıl sonra Kahire’de Türk asıllı ve

toprak zengini olan Orhan el-Bekrî ile ikinci evliliğini yapmıştır. Bu evlilikten Adile

Hanımsultan’ın üç çocuğu dünyaya gelmiştir.

Çocuklarının en büyüğü olan Kubilay el-Bekrî, Kahire’de yedek parça ticareti

ile uğraşmış ve babasından kalan birkaç küçük çiftliğin idaresi ile meşgul olmuştur.

Kubilay Bey, Türk asıllı olan Gönül hanımla evlenmiştir. .Bu evlilikten Şehnaz, İnci ve

Orhan isimli üç çocuğu olmuştur254. Adile Hanımsultan’ın diğer çocukları ise Şermin ve

Ayten el-Bekrî’dir. Şermin Hanım, Mısırlı biri ile evlenmiş ve daha sonra dul kalmıştır.

Ayten Hanım ise, Mısırlı Profesör Zekeriya Nasr ile hayatını birleştirmiş, Samir ve

Aysel isimli iki çocukları dünyaya gelmiştir. Şermin ve Ayten Hanımlar daha sonra

Paris’te Versay Sarayı civarında bir yere yerleşmişlerdir255.

Adile Hanımsultan, Mısır vatandaşıyken 1952 yılında getirilen aftan sonra Türk

uyruğuna geçmiştir. Ortaköy Sarayı’nda bir hanımsultan olarak dünyaya gelen Adile

Hanımsultan, 1979 yılının Şubat ayında Kahire’de vefat etmiştir. Ve Cenaze işlemleri

Türk uyruğunda olmasından dolayı, yabancı olarak Türk pasaportu ile yapılmıştır256.

4. Kemaleddin Paşa’nın İhaneti ve Sarsılan Evlilikleri

a. Naime Sultan’ın Ortaköy Sarayı’ndaki Hayatı

251 Ali Vâsıb Efendi, s. 448.252 Mısıroğlu, s. 307.253 Ali Vâsıb Efendi, s. 448.254 Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 79.255 Hülagü, Yaralı Mareşal, s. 285.256 Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 79.

Page 67: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

60

Evlenen sultanlara sultanın itibarına göre saray, sahilsaray veya konak tahsis

edilmektedir. Sultan saraylarında da tıpkı sarayda olduğu gibi zengin ve göz alıcı bir

yaşam sürülmektedir257. Bu saraylar genellikle Boğaziçi’nde bulunmaktadır. Böylece

sultanlar, hem kendilerine ait bir evin rahatlığını, hem de Boğaziçi’nin renkli ve

müstesna hayatının güzelliklerini yaşamaktadırlar. Bu yalılar eğlenceleri, muaşeret

âdâbı, kayık âlemleri, mûsikî fasıllarıyla ince bir zevkin ve debdebeli bir yaşamın birer

sembolü gibidirler258. Öyle ki Abdülhak Şinasi Hisar, eserinde bu yalıların önlerinden

geçerken, binbir gece masallarını andırdığından bahsetmektedir259.

Daha önce bahsettiğimiz üzere, Naime Sultan 18 Mart 1898 tarihinde

Kemaleddin Paşa ile nikâhlanmış, düğünü yapıldıktan sonra, babasının kendisi için

yaptırdığı Ortaköy Sarayı’nda yaşamaya başlamıştır. Böylece Naime Sultan da

Boğaziçi’nin bu rengârenk yaşamına dahil olmuştur.

Sultan saraylarında eğlencenin en iyi bilinen şekli, saz takımları kurarak

fasılların yapılması, kayık âlemlerine çıkılması ve mesire yerlerine geziler

düzenlenmesidir. Sultanlar kendi saraylarında kızlardan müteşekkil saz takımları ve

oyun grupları kurmuşlardır. Naime Sultan da sarayında kızlardan oluşan saz takımı ve

oyun grubu oluşturmuştur. Naime Sultan’ın saz takımları ve oyuncuları, Sultan

Abdülhamid döneminin en ünlülerindendir260.

Sultanların başka bir vakit geçirme şekilleri, İstanbul hayatının vazgeçilmez

eğlencelerinden olan mesirelerdir. Kağıthane, Çamlıca, Küçüksu, Beykoz çayırı ve

Göksu ünlü mesire mekanlarından bazılarıdır261. Sultan Abdülhamid döneminde

özellikle Göksu, saray halkının tercih ettiği mekanlardan biridir. Mevhibe Celâlettin

hatıralarında cuma ve pazar günleri Göksu’ya doğru süzülen kayıkları gıpta ile

seyrettiğinden bahsetmektedir. Yine Valide Paşa’nın, kenarlarından denize sarkan

257 Uluçay, Harem II, s. 114.258 Şehsuvaroğlu, “Boğaziçine Dair”, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, İstanbul 1923, s. 190.259 Abdülhak Şinasi Hisar, Boğaziçi Yalıları ve Geçmiş Zaman Köşkleri, Ötüken Neşriyat, İstanbul 1978,

s. 14.260 Uluçay, Harem II, s. 154.261 Saz, s. 234.

Page 68: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

61

gümüş balıkların olduğu üç çifte kayığı ile, Naime ve Zekiye Sultanlar’ın şâhâne

kayıkların içine oturmuş, en güzel feracelerini giyerek Göksu’ya doğru gittiklerini

anlatmaktadır262.

Bu gezintilerin yanı sıra, Sultanların en önemli vakit geçirme usullerinden biri

de karşılıklı yapılan ziyaretlerdir263. Şair Nigâr, bu ziyaretlerden hatıralarında sıkça söz

etmektedir. Hatta öyle ki neredeyse hatıralarının bir kısmını, sultanlara yapmış olduğu

ziyaretlere ayırmaktadır. Sultanların kendisine arabalar göndererek, saraylarına

götürdüklerini anlatmaktadır. Nigâr Hanım, Naime Sultan’dan da söz ederek, kendisini

sarayına davet ettiğini yazmaktadır. Aynı şekilde hatıralarının farklı yerlerinde, Naime

Sultan’a uğradığından veya Sultan ile birlikte ziyaretlere gittiklerinden

bahsetmektedir264.

Sultanların arkadaş ve dostlarıyla yaptıkları ziyaretlerin yanı sıra, bazen daha

önemli konukları ağırladıkları da olmaktadır. Örneğin, Almanya İmparatoriçesi Ogüsta,

İstanbul’a ikinci gelişinde Zekiye ve Naime Sultanlar’ın saraylarına giderek ziyaret

etmiştir265. İmparatoriçenin ziyareti, ilk gelişinde sultanlarla tanışıp, dostluk kurması ile

alakalıdır. Nitekim İmparatoriçe, Naime Sultan’a on iki yaşlarındayken hediyeler

göndermiş, Sultan da teşekkür mektubu yollamıştır266.

Sultanların eğlenme ve vakit geçirme şekilleri, muhakkak ki yukarıda söz

ettiklerimizle sınırlı değildir. Bunların yanı sıra Ramazan akşamları, bayramlar,

düğünler gibi daha bir çok şenlikler sultanlar için birer neşe kaynağı olmuştur267.

Boğaziçi eğlenceleri Sultan Abdülhamid zamanında, önceki zamanlara göre

parlaklığını kaybetmiştir. Bazı dönemlerde mesire yerlerine çıkma yasağı konulmuş ve

zaman zaman da dışarıda dolaşanlar sıkı takip altında tutularak hareketleri

262 Sara Ertuğrul, Geçmiş Zaman Olur ki, Anlatan: Mevhibe Celâlettin, M.Sıralar Matbaası, İstanbul

1953, s. 72.263 Melek Hanım, s. 103.264 Şair Nigâr, Hayatımın Hikâyesi, Ekin Basımevi, İstanbul 1959, s. 79-81-82.265 BOA, Y. PRK. TŞF, 6 / 4.266 BOA, Y. PRK. NMH, 4 / 10.267 A. Osmanoğlu, s. 65-70.

Page 69: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

62

jurnallenmiştir. Örneğin, 15 Cemaziyelevvel 1310 / 15 Aralık 1892 tarihli bir arşiv

vesikasından Zekiye Sultan’ın bir günlük gezisinin takip edilip, padişaha sunulduğu

anlaşılmaktadır268.

Naime Sultan, evlendikten sonraki altı yıl içinde eşi Kemaleddin Paşa,

çocukları Mehmed Cahid Bey ve Adile Hanımsultan ile mutlu bir şekilde ömür sürdü.

Ancak bu mutluluk, Kemaleddin Paşa’nın Naime Sultan’ı yine başka bir sultan ile

aldatmasına kadar devam edebildi.

b. Kemaleddin Paşa’nın İhaneti

Naime Sultan, mutlu bir evlilik hayatı yaşamakta ve eşi Kemaleddin Paşa’yı

çok sevmektedir. Hatta kocasına âşıktır. Ancak Kemaleddin Paşa, son zamanlarda eşini

ihmal etmekte ve Sultan’a karşı ilgisiz davranmaktadır. Bu halin uzamasıyla Naime

Sultan yemeden içmeden kesilmiş ve günden güne erimiştir269. Sultan Abdülhamid, çok

sevdiği kızının hastalığını yakından takip etmektedir. Nihayetinde doktorlar şırınga

tedavisi ile Naime Sultan’ı tedaviye başlamışlardır. Şırıngaların kullanılması sırasında

sultanın vücudunun görünüyor olmasından dolayı, bu vazifeyi Kemaleddin Paşa kendi

üstüne almıştır270.

Bu sırada ortaya çıkan bir hâdise ve İstanbul’da yayılan bir dedikodu, olayın

seyrini ve Naime Sultan’ın hayatını değiştirmiştir. Bu hâdise, (Naime Sultan’ı yataklara

düşüren ilgisizliğin sebebi), Kemaleddin Paşa’nın V. Murad’ın büyük kızı Hatice Sultan

ile yaşadığı gizli bir aşk ilişkisidir271. Bu ilişkinin gün yüzüne çıkmasından sonra,

Kemaleddin Paşa’nın Naime Sultan’ı zehirlediği şüphesi üzerinde durulmuştur. Sultan

Abdülhamid olayı titizlikle tetkik ettirmiş, ancak bir kasıt bulunamamıştır272.

268 BOA, Y. PRK. ASK, 87 / 54.269 Kenize Mourad, Saraydan Sürgüne, çev.: Nuriye Yiğitler ve Gökçe Tuncer, Everest Yay., İstanbul

2006, s. 23.270 Süleyman Kâni İrtem, Osmanlı Sarayı ve Haremin İçyüzü, hzl.: Osman Selim Kocahanoğlu, Temel

Yay., İstanbul 1999, s. 191.271 Davis, s. 144; Uluçay, Harem II, s. 92.272 İrtem, s. 192; Bürokrat Tevfik Biren Bey, s. 63; Şakir, s. 188.

Page 70: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

63

Kemaleddin Paşa ile adı dillere düşen Hatice Sultan’ın konağı, Naime Sultan’ın

konağının hemen bitişiğindedir. Sultan Abdülhamid kardeşinin kızının çeyizini,

düğününü ve sarayını kendi kızlarınınkinden ayırmamış, aynı mükemmellikte

yaptırmıştır. Ancak eşler aynı seçkinlikte değildir. Naime Sultan’ın kocası, Gazi Osman

Paşa’nın yakışıklı oğlu Kemaleddin Paşadır. Hatice Sultan’ın eşi ise, alelâde,

enderundan yetişmiş, bir takım sorgu işleri ile uğraşan, genç ve yakışıklı olmayan Vasıf

Bey’dir. Damatlığa kabul edildikten sonra paşalık ünvanı verilmiştir273.

Hatice Sultan son derece güzel, ihtiraslı ve bir o kadar da asi ruhludur. Vasıf

Paşa ile evlenmeyi, Çırağan Sarayı’nın çekilmez bir hal alan hapis hayatından

kurtulmak için kabul etmiştir. Hatice Sultan çocukken girdiği Çırağan Sarayı’nda otuz

yaşına kadar kalmıştır. Sultan V. Murad, kızlarının evlendirilmeleri için Padişah’a haber

göndermiştir. Sultan Abdülhamid, kardeşinin kızlarını bir daha Çırağan’a dönmeme

şartı ile Yıldız Sarayı’na aldırmıştır. Hatice Sultan, Sultan Abdülhamid’in bulduğu

hiçbir damat namzedini beğenmemiştir. Ancak, en sonunda daha rahat bir hayata

kavuşmak için Vasıf Bey’i kabul etmiştir. Bundan dolayı kocası Vasıf Paşa’yı hiçbir

zaman sevmemiştir. Amcası Sultan Abdülhamid’e, kendi kızlarını Gazi Osman Paşa’nın

oğullarına verdi, bizleri de kimlere lâyık buldu diyerek her zaman sitem etmiştir274.

Kemaleddin Paşa ile Hatice Sultan arasında yaşanan bu yasak aşkın nasıl ortaya

çıktığı konusunda, kaynakların bir çoğu aynı fikri ortaya koymaktadır. Bu fikre göre bu

aşk hikâyesi, Hatice Sultan’ın kurduğu bir tuzaktan ibarettir. Böylece babasını yıllarca

Çırağan Sarayı’nda hapis tutan, kendisini otuz bir yaşına kadar bekâr bırakan ve hiçbir

zaman sevmediği biriyle evlenmesine neden olan Sultan Abdülhamid’ten intikam

almaktadır. Padişah’ı yaralamanın en mükemmel yolu ise, en sevdiği kızının kocasını

elinden almak ve kızına acı çektirmektir275.

273 Hülagü, Doktor Atıf Hüseyin Bey’in Hatıratı, s. 185; Uluçay, Padişahın Kadınları ve Kızları, s. 169;

Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 102.274 Şakir, s. 182; Uluçay, Padişahın Kadınları ve Kızları, s. 168-169; Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla

Saraylılar, s. 102.275 Niyazi Ahmet Banoğlu, “Hadice Sultan’ın Aşk Mektupları”, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul 1969,

sayı: 5, s. 16; Bürokrat Tevfik Biren Bey, s. 63; Mourad, s. 23.

Page 71: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

64

Kemaleddin Paşa ile Hatice Sultan’ın aşkı, mektuplarla başlamış ve

buluşmalara kadar varmıştır. Bu ilişkinin seyrini ve nasıl ilerlediğini Kemaleddin Paşa

ile Hatice Sultan’ın karşılıklı yazmış oldukları mektuplardan öğrenmekteyiz.

Yaptığımız arşiv çalışmaları sırasında Kemaleddin Paşa’nın Hatice Sultan’a hitaben

kaleme aldığı mektupların orijinal metinlerine ulaşmış bulunmaktayız276. Hatice

Sultan’ın mektuplarının aslına ulaşamamakla birlikte, ikincil kaynaklarda yer alan

bilgileri aktaracağız.

Kemaleddin Paşa’nın mektupları, hadisenin gelişim sürecini ortaya

koymaktadır. Kemaleddin Paşa, yazdığı ilk mektuplardan anladığımıza göre, Hatice

Sultan’ın yeni yeni farkına varmış ve sultanın sarayını gözlem altına almıştır. Daha

sonra sultanın, sarayın dışında bulunduğu zamanları kollayarak, selamlaşma bahanesi

ile iletişime geçmeye çalışmaktadır. Bununla birlikte saraylarının bitişik olması

hasebiyle, artık gününün büyük bir bölümünü Hatice Sultan’ı görebilmek için odasından

gözetlemekle veya bahçede fırsat kollamakla geçirmektedir. Bu durum fazla uzun

sürmemiş, Kemaleddin Paşa duygularını Hatice Sultan’a açmıştır. Hatice Sultan’ın

kabul mektubunun gelmesiyle, ilişki daha da ilerlemiştir. Bundan sonraki dönemlerde

Kemaleddin Paşa’nın mektuplarından aşkının şiddetlendiği görülmektedir. Öyle ki

günlerce göremediği Sultan’ı görmek için saatlerce beklemektedir. Hatice Sultan ile

rahat haberleşebilmek için, yurtdışından kendilerinin durumunu bilmeyen bir çocuk

getirtmeyi bile düşünmektedir. Bunun yanı sıra Sultan’ın yüzünü, Allah’ın cemâline

benzetmektedir. Sultan’ın yüzünü gördüğünde takatinin kesildiğini ve eridiğini ifade

etmektedir.

Bu aşk zaman geçtikçe rutin bir hal almayacak, hatta dayanılamayacak bir

duruma gelecektir. Kemaleddin Paşa, ayrılığın ve aşkın acısından yataklara düşecektir.

Ancak bu halde bile, Tevfik Fikret’in talebesi olması dolayısıyla, edebî yönü bol olan

(Ziya Şakir, İkinci Sultan Hamit Şahsiyeti ve Hususiyetleri isimli eserinde bu aşk hikâyesinin,

Kemaleddin Paşa’nın Hatice Sultan’ın sarayını gözetlemesi ve Hatice Sultan’ın bunu fark etmesi sonucu

başladığını ifade etmektedir). 276 (Kemaleddin Paşa’nın Hatice Sultan’a yazmış olduğu mektupların orijinali için Ek II’ye bkz.).

Page 72: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

65

nâmeler göndermeye devam edecektir. Artık âşıklar zamanla mektuplaşma ile

yetinmeyecek, buluşmanın yollarını arayacaklardır.

Buluşmaları evvela sarayın bahçesinde uzaktan görme şeklindedir. Sonra

mesire yerlerine geziler düzenleyerek görüşmeye başlamışlardır. Örneğin, Kemaleddin

Paşa, Hatice Sultan’ı Kağıthaneye davet etmiş, Sultan da bu teklifi kabul etmiştir. Bu

görüşmeler, aralarındaki samimiyeti daha da artırmıştır. Öyle ki artık rahat görüşmeler

sağlayabilmek için bazı tedbirler almışlar ve düzenlemelere gitmişlerdir.

Saraylarının duvarında bulunan ortak kapıyı kapattırarak, insanların geçişini

engellemişlerdir. Böylece kendilerine rahatça haberleşecek bir alan yaratmışlardır.

Ayrıca buluşmalar artık saraylarda yapılacak kadar ilerlemiştir. Kemaleddin Paşa,

Hatice Sultan’ın sarayına geçmektedir. Ancak bunun için her iki taraf da bir takım

tedbirler almaktadır. Örneğin, Kemaleddin Paşa, hizmetinde olanları bir gün önceden

izinli olarak saraydan göndermektedir. Hatice Sultan ise, bir huzursuzluk çıkarıp Vasıf

Paşa’yı evden uzaklaştırmaktadır277.

Aşıklar zaman zaman birbirlerine bir takım hediyeler de göndermişlerdir.

Kemaleddin Paşa, Hatice Sultan’a Avrupa’dan getirttiği Konyaklardan dört şişe hediye

etmiştir. Aynı şekilde öksürük ve soğuk algınlığına iyi geldiğini ifade ettiği bir ilaç

yollamıştır. Yine Kemaleddin Paşa’nın mektuplarından, aşk ve sevda konulu bir kitap

yazdığını öğrenmekteyiz. Bu kitabın yazdığı bölümlerini Hatice Sultan’a göndermiş ve

eleştiride bulunmasını istemiştir.

Kemaleddin Paşa’nın sırılsıklam âşık olarak yazdığı bu mektuplar sürüp

gitmektedir. Bu mektuplardan, Kemaleddin Paşa’nın Hatice Sultan’ı gerçekten sevdiği

anlaşılmaktadır. Hatta Kemaleddin Paşa bazı mektuplarında aşkı için her şeye razı

olduğunu yazarak samimiyetini ortaya koymaktadır278.

277 İ. Ü. Kütüphanesi, TY, nr. 810 / 009911.

(Kütüphane kayıtlarındaki özette mektubun Kemaleddin Paşa tarafından, eşi Naime Sultan’a yazıldığı

ifade edilmektedir. Ancak özet ile mektubun içeriği aynı değildir. Mektupların metninden Naime Sultan’a

değil, Hatice Sultan’a yazılmış olduğu anlaşılmaktadır).278 İ. Ü. Kütüphanesi, TY, nr. 810 / 009911.

Page 73: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

66

Hatice Sultan’ın mektuplarına bakıldığında ise daha temkinli ve soğukkanlı bir

üslup göze çarpmaktadır. Kemaleddin Paşa kadar gözü kara değildir. Daha uzak görüşlü

ve makûl mektuplar yazmaktadır. Örneğin, iki âşık Vasıf Paşa’yı zehirlemek suretiyle

öldürmeye karar vermişlerdir. Ancak Hatice Sultan bunun kendisi için faydadan ziyade

zarar getireceğini ve bu suretle sahip olduğu bütün özgürlüğü kaybedeceğini söyleyerek

vazgeçmiştir.

Yine Hatice Sultan, Kemaleddin Paşa’ya sevgisinin zamanla azalacağını

yazmaktadır. Bu büyük aşkın ayrı ve uzak olmaktan kaynaklandığını, vuslatın aşkın

mezarı olduğunu söylemektedir. Muhabbetlerinin devamının ayrılığın devamında

olduğunu ifade etmektedir. Bu yazılanlar, Hatice Sultan’ın mektuplarını yazarken

mantık süzgecinden geçirdiğini ortaya koymaktadır.

Ancak zaman zaman Hatice Sultan da kendini tutamayarak daha ateşli

mektuplar göndermektedir. Ve bu zamanlarda eşi Vasıf Paşa’nın engel olduğu aklına

gelmekte ve ondan kurtulma planları yapmaktadır. Ancak bu fikrinden bir sonraki

mektubunda vazgeçmektedir279. Böylece sürekli bir gelgit yaşadığını görmekteyiz.

Bunların yanı sıra Hatice Sultan’ın Kemaleddin Paşa’yı oyalamak için böyle bir yol

izlemiş olduğu da düşünülebilir.

Bu ilişki gizli bir şekilde uzun süre devam edememiş, Kemaleddin Paşa’nın

mektupları Sultan Abdülhamid’in eline geçmiştir. Mektupların Padişaha nasıl ulaştığı

kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bunun Hatice Sultan’ın bir planı olduğu

söylenmektedir. Sultan Abdülhamid’e mektupları Hatice Sultan’ın kendisinin yolladığı

ifade edilmektedir. Böylece hem intikamını almış olacak hem de özgürlüğüne kavuşmuş

olacaktır280.

Bu hâdise Sultan Abdülhamid’i son derece kızdırmıştır. Hiç vakit kaybetmeden

Kemaleddin Paşa’ya eşi Naime Sultan’ı boşaması için haber göndermiştir. Ve

Kemaleddin Paşa’yı Bursa’ya sürgüne göndermiştir. Ayrıca Sultan Abdülhamid, belli

279 Niyazi Ahmet Banoğlu, “Hadice Sultan’ın Aşk Mektupları”, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul 1969,

sayı: 6, s. 29.280 Mourad, s. 24; Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 44.

Page 74: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

67

bir süre kadınların mesire yerlerine gitmelerini yasaklayarak bu gibi olaylara son

vermeye çalışmıştır281.

Kemaleddin Paşa ve Hatice Sultan arasındaki bu yasak ilişkinin ne zaman

başladığı ve ne kadar sürdüğü tam olarak belli değildir. Yazılan mektupların hiçbirinde

tarih belirtilmemiştir. Ancak Hatice Sultan’a ait olan mektuplardan birinde, 26

Muharrem 1322 / 12 Nisan 1904 tarihi ve “K ile olan birinci buluşma” şeklide bir not

bulunmaktadır. Buradan Hatice Sultan’ın Kemaleddin Paşa ile ilk buluşmasının tarihini

yazdığı anlaşılmaktadır282. Bu ifadeden bu tarihte ilişkilerinin yeni başlamış olduğu

düşünülebilir.

5. Boşanması

Kemaleddin Paşa ile Hatice Sultan’ın aşk serüvenleri fazla uzun sürmemiş, ilk

buluşmalarının üzerinden bir yıl bile geçmeden duyulmuştur. Kemaleddin Paşa saraya

çağırılmış ve derhal eşi Naime Sultan’dan boşanması istenmiştir. Hatta Sultan

Abdülhamid’in Kemaleddin Paşa’nın direnmesinden dolayı tabanca çektiği, kayınpeder

ve damadın saatlerce bu şekilde uğraştıkları söylenmektedir. Kemaleddin Paşa, bütün

bunlara rağmen boşanmaya razı olmamıştır. Naime Sultan’ın da kocasının affedilmesini

istememesi üzerine şer’i bir hileye başvurularak Naime Sultan kocasından boşatılmıştır.

Kemaleddin Paşa’nın Hatice Sultan’a yazdığı mektuplarda “mabûdem”, “sana

tapıyorum” gibi ifadelerinden dolayı, bir müşrikin nikâhının sahih olamayacağı

hükmüne varılmıştır283.

Osmanlı Devleti’nde sultanlarla evlenen damatların, eşlerini boşama hakkı

bulunmamaktadır. Bu boşanma her halükârda ya sultanların istemesi üzerine padişahın

izni ile ya da bizzat padişahın damatlıktan atması şeklinde gerçekleşmektedir. Ancak bu

durum, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra biraz değişmiş ve boşanma olayları daha fazla

görülmeye başlamıştır284. Kemaleddin Paşa da Sultan Abdülhamid tarafından

281 Ertuğrul, s. 79.282 Banoğlu, Hayat Tarih Mecmuası, sayı:6, s. 18.283 Mümtaz, s. 40; Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 44.284 Uzunçarşılı, s. 164; Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 44.

Page 75: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

68

damatlıktan çıkarılmıştır. Ancak Kemaleddin Paşa nikâh akdini bozmakta direnince,

ancak böyle bir hile ile boşanma kabil olmuştur.

Kemaleddin Paşa ile Naime Sultan 1904 yılında boşandıktan sonra, Kemaleddin

Paşa, bütün rütbeleri geri alınarak Bursa’ya sürgüne gönderilmiştir. Böylece

Kemaleddin Paşa, Hatice Sultan’a mektubunda yazdığı gibi bir sevdaya kurban

gitmiştir:

“Ümidsiz bir aşk ve sevdaya kurban ol Kemal;

Gönlündeki aşkınla muhabbetinle divân-ı Hüdâya öyle çık Kemal”285

Kemaleddin Paşa için Bursa’da bir ev kiralanmıştır. Yanına birkaç tane muhafız

verilerek denetim altında tutulmuştur. Bu evde hapis hayatı yaşamaktadır. Ancak Sultan

Abdülhamid, muhafaza altında tutularak çarşıya çıkmasına ve hamama gitmesine

müsaade etmiştir. Kemaleddin Paşa’nın yaptıklarından pişman olarak düzenli olarak

namaz kıldığı, abdest aldığı ve Kur’an-ı Kerim okuduğu ifade edilmektedir. Paşanın

elbise, çorap, yatak ve traş edilmesi gibi ihtiyaçları karşılanmış, ayrıca paşanın iâşesi

için de tahsisat verilmiştir. Kemaleddin Paşa Bursa’da çok sıkı bir muhafaza altında

tutulmuştur. Dışarıdan kişilerle irtibatı kesilmiştir. Hatta evinin bulunduğu sokaktan

geçmek dahi tehlike arz etmektedir. Çünkü Sultan Abdülhamid’in hafiyeleri tarafından

sürekli olarak İstanbul’a jurnaller gönderilmektedir. Ve İstanbul’dan da dikkatli

olunması yönünde yazılar gelmektedir. Öyle ki o dönemin Bursa valisi Tevfik Biren

Bey hatıralarında, bu jurnallerden dolayı çoğu zaman kendi işleriyle ilgilenemediğini

ifade etmektedir286.

Kemaleddin Paşa, 1908 yılında İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte, bütün

rütbeleri geri verilerek serbest bırakılmıştır. Paşa İstanbul’a döndüğünde, eski eşi Naime

Sultan ikinci evliliğini yapmıştır. Kemaleddin Paşa, sevgilisi Hatice Sultan’a evlilik

285 İ. Ü.Kütüphanesi, TY, nr. 810 / 009911; Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 77.286 BOA, Y. PRK. ASK, 219 / 1; BOA, Y. PRK. ASK, 223 / 85; BOA, Y. PRK. ASK, 224 / 50; BOA, Y.

PRK. UM, 70 / 5; Mümtaz, s. 38; Bürokrat Tevfik Biren Bey, s. 415; Hürmen, s. 149.

Page 76: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

69

teklifinde bulunur. Ancak Hatice Sultan, eşi Vasıf Paşa’dan ayrılmış olmasına rağmen

kabul etmez287.

Hatice Sultan, Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesi ve Meşrutiyet’in ilanı

ile birlikte hemen eşinden boşanmak isteyecektir. 12 Muharrem 1327 / 3 Şubat 1909

tarihli bir arşiv vesikasından Hatice Sultan’ın, rızası olmadan evlendirildiğini ve eşi

Vasıf Paşa’dan ayrılmak istediğini konu alan bir yazı gönderdiğini görmekteyiz. Aynı

şekilde daha sonra da bu konun sonuçlandırılması için mektup yazarak ricada

bulunmuştur288. Hatice Sultan, nihayetinde yüklüce bir tazminat ödemek suretiyle

eşinden boşanmıştır. Sultan, 1909 yılında bir eğlence yerinde dolaşırken tanıştığı, yaşça

kendinden küçük olan, Dışişleri kâtiplerinden Rauf Bey ile hayatını birleştirmiştir289.

Naime Sultan ise, eşi Kemaleddin Paşa’dan ayrıldıktan sonra üç yıl dul olarak

yaşamıştır. Ancak, üç yıl sonra 1907 yılında İşkodralızâde Damat Mahmud Celâleddin

Paşa ile evlendirilmiştir290.

C. DEFTERDARBURNU’NDA NAİME SULTAN SARAYI

Naime Sultan Sarayı, Ortaköy ile Kuruçeşme arasında bir bölgede

bulunmaktadır. Daha önceden sarayın yerinde Sultan Abdülmecid’in kızı Refia

Sultan’nın Sarayı bulunmaktadır. Ancak Sultan Abdülhamid, bu sarayı yıktırarak kızları

Zekiye ve Naime Sultanlar için saraylar yaptırmıştır291. Bu saraylara o zamanlar çifte

saraylar denilmektedir292.

Sultan sarayının inşa ediliş tarihi tam olarak belli değildir. Bu sarayın satın

alınması ile ilgili ulaşmış olduğumuz en erken arşiv vesikası 1310 / 1893 tarihlidir. Bu

belgede Naime Sultan için bir konak satın alındığından bahsedilmektedir. Ancak bu

287 Uluçay, Padişahın Kadınları ve Kızları, s. 169.288 BOA, Y. EE. KP, 34 / 3357; BOA, Y. EE, 86 / 43.289 Uluçay, a.g.e, s. 169; Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 103.290 Öztuna, s. 319.291 Akyıldız, Refia Sultan, s. 105-108.292 A. Osmanoğlu, s. 62.

Page 77: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

70

konağın Defterdarburnu Sarayı olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır293. Sarayın

1899–1901 yılları arasında bina edildiğini söyleyenler olmuşsa da Naime Sultan’ın

düğünü 1898 yılında yapıldığı için bu tarihin geç bir tarih olduğu ortaya çıkmaktadır294.

Sultan’ın Sarayı, 26 Zilhicce 1315 / 18 Mayıs 1898 tarihli ulaşmış olduğumuz

bir belgedeki haritaya bakılırsa epeyce büyük bir arazi üzerine yapılmıştır. Bu haritada

Naime Sultan’ın dağ cihetindeki arazilerinin yüzölçümü verilmiştir. Tahmini olarak on

altı bin dokuz yüz elli dört metre ölçüsündedir. Ayrıca aynı vesikaya göre Naime

Sultan’ın arazilerinin haricinde bulunan arsaların, sultanın arazilerine katılmasının

istendiği de anlaşılmaktadır. Bu nedenle bu arazilerin krokileri çıkarılmış ve fiyatları

hesaplanmıştır295. Ancak bu arazilerin sultanın arsasına katılıp katılmadığı hakkında

kesin bilgiye ulaşabilmiş değiliz. Bununla birlikte yine 1323 / 1905 yılında da Naime

Sultan’ın arazisine bazı kimselerin arazileri ilhak edilmiştir296. Böylece Naime Sultan’ın

arazisinin zamanla daha genişlemiş olması ihtimali artmaktadır.

Naime Sultan Sarayı günümüzde hâlâ varlığını sürdürmektedir. Ancak 13

Temmuz 2002 yılında çıkan bir yangın sebebi ile binanın büyük bir kısmı hasar almış

ve bina kullanılamaz duruma gelmiştir. Sultan sarayı, Naime Sultan’ın 1924 yılında

sürgüne gitmesinden ve orada ölmesinden sonra devlet tarafından kamulaştırılmıştır297.

Bundan sonra okul olarak kullanılmaya başlanmış, uzun yıllar Gazi Osman Paşa

Ortaokulu olarak hizmete sunulmuştur. Sarayın ismi kaynaklarda Gazi Osman Paşa

Ortaokulu ve Fehime Sultan Sarayı olarak da geçmektedir.298. Ancak bu saray,

zannedildiği gibi Fehime Sultan’a ait değildir. Fehime Sultan’ın Sarayı, bu saraydan

293 BOA, İ. HUS, 27 C 1310. 294 Orhan Erdenen, Boğaziçi Sahilhaneleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Dairesi

Başkanlığı Yay., İstanbul 1994, IV, 813.295 BOA, Y. PRK. MYD, 21 / 3.296 BOA, Y. MTV, 272 / 150; BOA, Y. MTV, 281 / 129.297 Ali Aksoyer, “Naime Sultan Yalısı’nı Benzinle Kundaklamışlar”, Hürriyet Gazetesi, 25 Ocak 2003,

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=123845 (20 Ocak 2008).298 Şehsuvaroğlu, “Boğaziçine Dair”, s. 219; Erdenen, s. 813.

Page 78: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

71

daha sonra yer almaktadır ve günümüze kadar varlığını koruyamamıştır. Kaynaklarda

Fehime Sultan Sarayı olarak geçen bilgilerin bir çoğu, Naime Sultan Sarayı’na aittir299.

Bu bölümde Naime Sultan’ın sarayının inşası, geçirmiş olduğu tadilatları, tefriş

edilmesi, ısıtılması, sarayın giderleri ve saray çalışanları gibi konulara değineceğiz. Bu

konudaki araştırmalarımız yok olmaya yüz tutmuş, bu asırlık sarayın hikâyesi açısından

da önem arz etmektedir. Böylece tıpkı içerisinde yaşamış olan sahipleri gibi bu sarayın

da var oluş ve yok oluş öyküsünü görmüş olacağız.

1. Sarayın İnşası, Tadilatı ve Mefruşatı

a. Sarayın İnşası

Naime Sultan Sarayı’nın bina edilmeye başlandığı tarihe tam olarak

ulaşamadığımızı bir önceki bölümde ifade etmiştik. Dolayısıyla sarayın ilk inşa ediliş

sürecine ait bilgilere sahip olamamaktayız. Ancak sarayın bir takım eksik kalan

bölümlerinin tamamlanması ile ilgili bir çok arşiv vesikasına ulaşmış durumdayız. Bu

belgelerden hem sarayın inşa ediliş tarzını hem de kullanılan malzemeler açısından

yapısal özelliklerini anlamamız mümkün olabilmektedir.

Saray inşa edilirken haftalık jurnaller tutulmuştur. Ulaşabildiğimiz bu

jurnallerin en erken tarihlisi 5 ilâ 18 Zilkâde 1315 / 28 Mart ilâ 10 Nisan 1898 zaman

aralıklarına aittir. Bu haftalık raporlarda belirtilen tarih aralıklarında, satın alınan

malzemeler, malzemeleri satan esnafların isimleri ve haftalık yapılan masraflar gibi

bilgilere yer verilmektedir300. Örneğin, 11 ilâ 17 Rebiülâhir 1316 / 29 Ağustos ilâ 11

Eylül 1898 tarihleri arasında tutulan haftalık bir jurnalde çinko, çivi, kalay, kireç,

püsküllü parmaklık, menteşe, beton, oyma kilit, oyma taç, toprak, maymuncuk vb.

malzemelerin satın alındığını görmekteyiz. Yine kalfaların sayısı ve malzemelerin

hammâliyesi ve malzemelerin alındığı kişilerin isimleri de bulunmaktadır. Bu kişilerin

isimleri Tatyos Efendi, Kireççi Yani, Oymacı Misak, Tuğlacı Matos, Kirkor Efendi,

299 Bardakçı, “Yüzme İhtisas’ın Bulunduğu Yalı Daha Önce Başka İhtisasların Mekânıydı”, Hürriyet

Gazetesi, 06 Ağustos 2006, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4876110 (05 Nisan

2007).300 MSHHA, Evrak I, nr. 174.

Page 79: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

72

İbrahim Efendi, Kassap Hasan Efendi, Ömer Ağa’dır. Burada görüldüğü üzere,

müslüman esnaftan çok gayrimüslim esnafın ismi geçmektedir. Bu hafta zarfında

yapılan masrafın toplamına yer verilmiş ve 16.525 kuruş olarak hesaplanmıştır301.

Ulaşmış olduğumuz bu jurnallerin en sonuncusu ise, 3 ilâ 10 Ramazan 1316 /

16 ilâ 22 Ocak 1899 tarihine aittir302. Ancak bu tarih sarayın yapımının tamamlandığı

anlamına gelmemektedir. Nitekim daha farklı arşiv vesikalarından bu inşaatın devam

ettiği anlaşılmaktadır.

Sarayın ilave inşaatının bitmediğini, şahıslar adına tanzim olunan senetler

ortaya koymaktadır. Sarayın yapımında çalışmış veya malzeme satışında bulunmuş çok

sayıda kişinin ismi geçmektedir. Şahıs adına düzenlenmiş bu senetlerin elimizde

bulunan en sonuncusu 30 Rebiülevvel 1317 / 8 Ağustos 1899 tarihine aittir. Bu bilgiden

inşaatın bu tarihe kadar devam ettiğini öğrenmekteyiz. Bu senet, Kireççi Yani adına

düzenlenmiştir. Ve sarayın yapımının onuncu haftasında satmış olduğu 500 kuruşluk

kirecin parasını, Ebniye-i Seniyye Ambarı’ndan aldığına işaret etmektedir303.

Sarayın yapımı ile alakalı olarak buna benzer çok sayıda şahıs adına yazılmış

senetler vardır. Bunlardan bir kısmını burada aktaracağız. Bu senetlerin içerisinde en

fazla yekûn tutanı, 1990 kuruş 50 santimlik bir senettir. Senedin içeriğinde ne tür

malzemelerin satıldığına dair bilgi bulunmamaktadır304. Sarayın pencere üzerlerine

yapılan oyma işlerinin bedeli ise 1300 kuruştur. Bu senetten Oymacı Misak isminde bir

şahısın sarayın ahşap oyma işlerini yaptığı anlaşılmaktadır305.

Dökmeci Seyyid Mehmed için tanzim edilen senetlerde, pirinç tavan çengelleri,

fildişi saplı yaldızlı kapı topları, pirinç deve boynu musluk ve menteşe gibi

malzemelerin sarayın ilavesinde kullanıldığını görmekteyiz. Kullanılan bu

malzemelerin toplam tutarı ise 564 kuruştur306. Yine saray için yirmi adet kebir püsküllü 301 MSHHA, .Evrak II, nr. 443.302 MSHHA, Evrak II, nr. 443.303 MSHHA, Evrak II, nr. 443.304 MSHHA, Evrak I, nr. 174.305 MSHHA, Evrak II, nr. 443.306 MSHHA, Evrak II, nr. 381; Evrak II, nr. 491.

Page 80: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

73

parmaklık yapılmıştır. Belgede, bunları yapan şahsın ismi ise Uzunçarşı’da Ömer Usta

olarak yer almaktadır. Parmaklıkların bedeli ise yedisi nakliye olmak üzere 120

kuruştur. Sarayın sıva işleri de, Sıvacı Osman olarak ifade edilen bir usta tarafından

yapılmıştır. Bu şahsa bunun için sarayın onuncu haftasında Ebniye Ambarı İdaresi’nden

500 kuruşluk bir ödeme yapılmıştır307. Yine 12 ilâ 25 Şaban 1316 / 26 Aralık ilâ 8 Ocak

1898 tarihleri arasında yapılan kartonpiyer ve sekiz anahtarı bulunan kapı kilidi için ise

255 kuruş ödeme yapılmıştır308. Naime Sultan’ın sarayının hamam işlerini de Hamamcı

Harar isminde bir şahsın yapmış olduğunu görmekteyiz. Bu kişi yapmış olduğu işe

karşılık, saray ilavesinin on beşinci haftasında 84 kuruş, on yedinci haftasında ise 70

kuruş para almıştır309. Saray ilavesinin dokuzuncu haftasında sarayın çatı tasmaları ve

civataları için de 630 kuruş harcama yapılmıştır. Bu malzemeleri İstanbul’da tavuk

pazarında mukîm olan Gözcü Haçik isminde bir şahıs satmıştır310.

Bu senedâtın içinde miktarı en az olan senet, Aram isminde bir kişi için

düzenlenmiştir. Ne tür bir hizmette bulunduğu veya sattığı malzemelerin bilgisi mevcut

değildir. Ancak bu şahsa, saray ilavesinin on sekizinci haftasında yaptığı hizmetten

dolayı, Ebniye-i Seniyye İdaresi’nden 12 kuruş ödeme yapılmıştır311.

Şahıs adına düzenlenmiş olan senetler, yukarıda ifade ettiklerimizle sınırlı

değildir. Ancak hepsinin genel nitelik olarak birbirine benzemesinden ve her birini tek

tek yazmanın güçlüğünden dolayı önemli gördüklerimizle yetindik. Bununla birlikte

ulaşmış olduğumuz şahıs adına düzenlenmiş senetlerin tümünde, kişilere ödenen para

8438 kuruş toplamını bulmaktadır. Bu bilgi de sarayın yapımında yapılan harcamaların

miktarı açısından önem arz etmektedir.

Bunların yanı sıra bu tarihlerde yapılan saray ilavesi inşaatı için, şirketlerin

hazırladıkları faturalar bulunmaktadır. Bu faturalarda yer alan bilgilerden yine sarayın

inşa edilme süreci hakkında bilgi sahibi olabilmekteyiz.

307 MSHHA, Evrak II, nr. 443.308 MSHHA, Evrak II, nr. 443.309 MSHHA, Evrak I, nr. 174; Evrak II, nr. 491.310 MSHHA, Evrak II, nr. 381.311 MSHHA, Evrak II, nr. 443.

Page 81: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

74

Sultan sarayının yapımında ismi en çok geçen şirketlerden biri T. Moldovack

Cie’dir. Bu şirket İstanbul’un Galata semtinde bulunmaktadır. Moldavack Şirketi

tarafından düzenlenmiş bir faturanın tarihi, Naime Sultan’ın sarayının inşa edilmeye

başlandığı tarih açısından önemlidir. Yukarıdaki bölümde sarayın bina ediliş tarihi ile

ilgili ulaştığımız en erken tarihin 1310 / 1893 oluğunu söylemiştik. Moldovack

şirketinin yazdığı faturalardan biri de 29 Cemaziyelâhir 1314 / 5 Aralık 1896

tarihlidir312. Bu tarih ulaşabildiğimiz en erken ikinci tarihtir. Böylece 1310 / 1893

tarihinde sarayın alınıp, ilerleyen zamanlarda inşa ediliş sürecinin devam ettiği fikri güç

kazanmaktadır. Moldovack Şirketi’nin sahibi Tatyos Moldovack’tır. Bu şirketin sattığı

malzemeler, genellikle çinko, kalay, dip çivisi, sokak kapıları için kullanılan büyük ve

sekiz anahtarlı kilit ve zemberek, gömme klişeli kapı kilidi ve zımpara bezi gibi

maddelerdir. Bu şirketin tanzim kıldığı tüm faturaların toplamı 2027 kuruştur313.

İsmi geçen şirketlerden biri de Hasan Tahsin’in Mağazasıdır. Bu mağazanın

farklı yerlerde şubeleri bulunmaktadır. Beşiktaş Dolmabahçe Caddesi’nde 50 numarada,

Salı Pazarı’nda 48 numarada ve İstanbul’da Nalburlarda Rüstem Paşa Cami altında 67

numarada mağazaları bulunmaktadır. Bu mağazalarda ebniyeye dair her çeşit eşya

satılmaktadır. Örneğin, çapamarka İngiliz çimento, Fransız alçısı, mermer, mermer

kireci gibi malzemeler satın alınmıştır. Bu mağazadan alınan bütün malzemelerin tutarı

1904 kuruştur314.

Sarayın kereste ihtiyacı, Deraliyye’de Keresteciler Caddesi’nde bulunan,

kereste tüccarları Haralambus Köseoğlu ve Şürekâsı tarafından karşılanmıştır. Bu

mağazanın verdiği yirmiye yakın fatura bulunmaktadır. Bu faturalarda Nemçe kalası,

taban kalası, yüklük(taşıyan) kalas, akmar kavağı, fabrika tahtası gibi malzemelerin

satıldığı görülmektedir. Elimizde Haralambus’a ait olan bütün faturaların toplamından

sarayın yapımı sırasında bu şirketten 9672 kuruşluk mal alındığı anlaşılmaktadır315.

312 MSHHA, Evrak I, nr. 174.313 MSHHA, Evrak I, nr. 174; Evrak II, nr. 443.314 MSHHA, Evrak I, nr. 174.315 MSHHA, Evrak II, nr. 443; Evrak II, nr. 381; Evrak I,nr. 174.

Page 82: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

75

Sultan sarayının boya işleri ise, Anavi Crespi ve Şürekâsı aracılığı ile

yapılmıştır. Bu şirket, Galata’da Kürekçilerde 49 numaralı, İstanbul’da Alaca

Hamam’da 45 numaralı adreste bulunmaktadır. Şirket binaların her türlü boya işlerini

yapmaktadır. Bu şirketten Naime Sultan’ın sarayı için, vernik, muhtelif kurşun boyası,

kaynatılmış bezir, İngiliz beziri, Amerikan nefti, yeşil boya, siyah boya, toprak sarı

boya, mavi boya, muhtelif yerlerde kullanılmak için sarı, kırmızı, eflatun boya ve

bunlara benzer malzemeler satın alınmıştır. Bu şirketten alınan tüm mallar için

düzenlenmiş olan faturaların toplam bedeli 4876 kuruştur316.

Alış veriş yapılan mağazalardan birisi de Yuvanaki Mihailidis ve Şürekâsı’dır.

Bu şirket, Keresteciler Çıkmaz sokakta 29 ve 8 numaralı mağazada ve Beyoğlu’nda

Kalyoncu Kolluğu 91 numarada bulunmaktadır. Adresten de anlaşılacağı üzere bu şirket

kereste şirketidir. Saray için şirketten Bartın latası, maun gibi bir takım malzemeler

satın alınmıştır. Sarayın inşası için bu şirketten alınan malzemelerin yekûnu 889

kuruştur317.

Galata’da Mahmudiye Caddesi’nde 29 ve 38 numaralı adreste bulunan hurdacı

Akribbas Stepanian mağazasından da alış veriş yapılmıştır. Bu mağazadan vida,

menteşe, maymuncuk, halka, iki takım gömme oda kapı kilidi, nikel top, on üç takım

sarı kaşlı gömme kilit, bir metrelik çift sürme ve benzeri hırdavat eşyaları alınmıştır.

Sarayın ihtiyaçları için, bu mağazadan da toplam olarak 1080 kuruşluk malzeme

getirtilmiştir318.

Sultan sarayının çinilerinin alındığı yer, H. G. Laghos mağazasıdır. Bu

mağazadan alınmış olan sadece bir tane fatura bulunmaktadır. Bu mağazada kargir

binalar için tuğla, kiremit, taş, kireç, çimento, çini künk gibi levazımat satılmaktadır.

Aynı zamanda döşemelik çiçekli çini üretimi de yapılmaktadır. Saray için bu

316 MSHHA, Evrak I, nr. 174; Evrak II, nr. 381.317 MSHHA, Evrak I, nr. 174; Evrak II, nr. 381.318 MSHHA, Evrak II, nr. 381; Evrak II, nr. 443.

Page 83: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

76

mağazadan 950 adet çini, 100 adet köşe çinisi, 90 adet kenar çinisi alınmıştır. Toplam

bedeli nakliye ücreti de dahil olmak üzere 867 kuruştur319.

Naime Sultan Saray’ının inşa edilmesi ile ilgili bilgiler, muhakkak ki bizim

aktardığımız bilgilerle sınılırlı değildir. Ancak sarayın inşa ediliş sürecinin bir aşamasını

ortaya koymuş olduk. Nitekim sarayın inşasında kullanılan eşyalar bir bütünün

parçalarını oluşturmaktadır. Bu noktada parçaların bilgisine sahip olmak bütünü

anlamamız açısından önemlidir.

b. Sarayın Tadilatı

Naime Sultan Sarayı, inşa edildikten sonra zaman içerisinde yıpranmış olmalı

ki 8 Zilhicce 1322 / 13 Şubat 1905 tarihinde tadilattan geçirilmesi için bir keşif raporu

hazırlanmıştır. Bu tamiratın ve telvinâtın(boyanın) yapılması için padişahın iradesi

çıkmış ve sarayın inşa edilmesinde olduğu gibi tamirinde de masraflar, emlâk-ı

hümayun tarafından ödeneceği ifade edilmiştir.

Sarayın tahrip olan yerleri keşif defterinde tek tek yazılarak masrafları

çıkarılmıştır. Bu arşiv vesikasının keşif raporu olması dolayısıyla söz konusu tadilatın

yapılıp yapılmadığını kesin olarak bilememekteyiz. Ancak bu konuda padişah iradesinin

bulunması tamiratın yapılma ihtimalini arttırmaktadır.

Söz konusu tadilatta sarayın bir çok yeri tekrar elden geçirilmiştir. Buna bağlı

olarak da yüklüce bir masraf husule gelmiştir. Bu tamirat için emlâk-ı hümayunun

ödeyeceği miktar, 62.375 kuruş olarak hesaplanmıştır.

Sarayın harem cihetindeki odasının, selamlıktaki yemek salonunun, deniz

hamamının, kayıkhanenin yüzünün, kameriyenin ve kubbesinin dışının, haremin ve

selamlık cihetindeki kapıların, sarayın dört tarafının ve bazı dairelerin boyalarının

bozulmasından dolayı telvinatı yapılmıştır. Kimi odalar, üç kat yağlı boya ile

boyanmıştır. Örneğin, harem cihetindeki iki katlı dairenin boyası bu şekilde yapılmıştır.

Sarayın sıvaları dökülen yerleri tamir edilmiş ve badana yapılmıştır. Örneğin, harem

319 MSHHA, Evrak I, nr. 174.

Page 84: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

77

duvarı badana edilerek, kiremitleri aktarılmıştır. Yine aynı şekilde bendegân dairesinin

harici de badana görmüştür.

Çürümüş olan bazı pervazlar, panjurlar, korkuluklar, çatı ve soba bacaları

yenilenmiştir. Yine akmakta olan oluk ve dereler çinko, parmaklıkların bozulanları

çimento kullanılarak tamir edilmiştir320.

Sarayın tadilattan geçtiği 13 Şubat 1905 tarihine baktığımızda, Naime Sultan’ın

Kemaleddin Paşa’dan bir yıl önce boşanmış olduğunu görmekteyiz. Bundan dolayı

yapılan bu kadar masrafın, Sultan Abdülhamid’in, çok sevdiği kızına yalnızlığını

hissettirmemek ve yanında olduğunu göstermek için yapmış olduğu bir jest

olabileceğini akla getirmektedir.

c. Sarayın Mefruşatı

Sultanın sarayının mefruşatı, ayrıntılı bir şekilde oda oda anlatılmak üzere, bir

defter şeklinde bulunmaktadır. Bu bilgiler, o devirde sarayların içinde nasıl bir yaşamın

olduğunu ve ne tür bir döşeme zevkinin tercih edildiğini ortaya koymaktadır. Burada

mefruşatın oda oda anlatılması, Naime Sultan Sarayı’nın mimarî planı, odalarının

yerleşimi ve kullanımı açısından da önem taşımaktadır.

Sarayın mefruşat masrafları, hazine-i hassa tarafından karşılanmaktır. Tek tek

anlatılan bu mekânların döşenmesi, hiç de azımsanmayacak bir miktara ulaşmıştır. Bu

tefriş, hazineye 541.858 kuruşa mâl olmuştur.

Bu mefruşatın tarihi hakkında belgede herhangi bir ibare bulunmamaktadır.

Ancak sarayın kapsamlı bir şekilde tefriş edilmesi, yeni inşa edildiğinde yapılan

döşemeler olabileceğini akla getirmektedir. Bu tefrişat, sarayın kırk bir adet mekânını

kapsamaktadır. Bunların bir çoğu oda olmak üzere, farklı mekânlar da bulunmaktadır.

Burada bu mekânların benzer nitelikte olanlarını tek tek yazmak yerine, diğerlerini de

temsil edecek şekilde önemli olanlarını aktaracağız321:

320 BOA, Y. MTV, 271 / 39.321 BOA, Y. PRK. HH, 11 / 33.

Page 85: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

78

Üst Katta Denize Nâzır Oda

Bu oda, bir ayaklı gelin kanepesi, iki kanepe, altı sandalye, iki koltuk, iki ayna,

bir kebir yaldızlı orta sehpası, iki tane yaldızlı safir sehpa, altı tane yaldızlı safir

sandalye, bir tane sekiz mumlu kebir avize, dört adet yaldızlı puf gibi eşyalarla

döşenmiştir. Ayrıca odada dört kanatlı bir de kapı bulunmaktadır. Odanın mefruşatında

kullanılan eşyaları tamamlayan bazı malzemeler de kullanılmıştır. Sırmalı kumaş,

canfes, sırmalı saçak, perde kolu, tül, ibrişim saçak, kurşunlu püskül, gaytan, kemik

halka, yaldızlı korniş, sandalye ve kanepeler için kılaptanlı sandalye şeridi, gelin

kanepesi için atlas, fırfîrî gaytan, sarı dökme püskül, yaldızlı şişe, pamuk, peluş kadife,

kılaptanlı kalın kordon, ince amerikan, bürümcük, ağır dantela odanın tefrişinde

kullanılan malzemelerdir. Bu odanın dizilmesi, 76.663 kuruşa mâl olmuştur.

Üst Katta Bahçeye Nâzır Yatak Odası

Yatak odası olarak geçen bu oda, yüz on altı arşın Gördes halısı, bir aynalı

dolap, bir somya mea kanepe, bir gece dolabı, bir konsol mea ayna, bir fantâziye orta

sehpası, iki koltuk, iki fanteziye sandalye, bir tuvalet, bir avize gibi eşyalar satın

alınarak döşenmiştir. Odanın dört kanatlı bir tane kapısı vardır. Odanın süslemesinde ve

döşemesinde, kumaş, saçak, perde kolu, karyola püskülü, peluş kadife, atlas, on beş

takım perde takımı, yaldızlı korniş, sarı dökme püskül, çifteli tül, elli beş fanila, canfes,

sandalye şeridi gibi malzemelerin kullanıldığı görülmektedir. Bu odanın tefriş masrafı,

50.175 kuruştur.

Üst Katta Aralık Yoldaki Odanın İttisalinde, Hamam Yolunda Soğuk

Camekân

Camekân, hamamın dâhilinde bulunan, banyo yapacak kişinin soyunup

giyinmesine mahsus olarak yapılmış, camlı çerçevelerle bölünmüş mekâna verilen

isimdir322. Saraydaki bu mekân da oldukça özenli bir şekilde döşenmiştir. Burada eşya

olarak, yirmi beş metre halı, iki koltuk, bir tane yaldızlı ayna mea konsol, on iki mumlu

avize vardır. Bunların yanı sıra, kumaş, perde saçağı, perde kolu, saçaklı tül, yaldızlı

322 Şemseddin Sami, Kamûs-ı Türkî, Kapı Yay., İstanbul 2004, s. 466.

Page 86: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

79

korniş, iki takım perde takımı, dantela, gaytan, kırmızı gaytan, sandalye saçağı, pamuk,

dökme püskül gibi mefruşat malzemeleri de kullanılmıştır. Soğuk camekânın tefriş

edilmesi 4776 kuruşa ulaşmıştır.

Üst katta Sıcak Camekân

Bu mekanın döşemesi de, otuz metre kumaş, altmış kıyye pamuk, bir kerevet,

on beş metre saçak, kırk adet yaldızlı şişe, bir adet pirinç perde takımı, yirmi beş adet

çuha kullanılarak yapılmıştır. Bu camekânın mefruşat masrafı, 2370 kuruştur.

Üst Katta Aralık Yol

Her mekânın mefruşat eşyaları, kullanım amaçlarına göre farklılık arz

etmektedir. Bu mekânın odaları birbirine bağlayan yol olması, eşyaların türünün

değişimini sağlamıştır. Bu yolun mefruşatında, kumaş, kadife, sekiz adet perde kolu,

korniş, saçak, dantela, gaytan, elli metrelik yol halısı, dört takım perde takımı, otuz iki

metre dok, dökme püskül, altmış metrelik oda halısı, sekiz adet fenâr, merdiven teli,

dökme püskül, arşınlık tül, bir adet kebir fenâr, yine altı takım perde takımı, yine

doksan metrelik yol halısı, yaldızlı korniş, dantela gibi malzemeler kullanılmıştır. Bu

mekânın tefrişi ise, 11.178 kuruşa mâl olmuştur.

Ulaşmış olduğumuz bu arşiv vesikasında, sarayın üst katında, dördü denize

nâzır, dördü bahçe veya karaya bakan, dördü de aralık yolda bulunan on iki odanın

mefruşatına yer verilmiştir. Bu odaların yanı sıra sofa, aralık yol, camekân gibi

mekânlar da bulunmaktadır. Bu yerlerin mefruşat eşyaları, zaman zaman faklılık

gösterse de bir çoğu aynı malzemelerle döşenmiştir. Bu nedenle biz burada bir kaçını

aktarmayı kâfi gördük.

Orta Katta Kara Tarafında Oda

Sarayın bu odasında eşya olarak, üç kanepe, iki koltuk, dört sandalye, altmış

metre halı, iki fanteziye sandalye, bir tane on iki mumlu avize, bir orta sehpası, yaldızlı

ayna mea konsol bulunmaktadır. Diğer odalarda olduğu gibi mefruşat malzemeleri

olarak, saçak, perde kolu, farbela püskülü, peluş, on altı takım perde takımı, dok, iki top

Page 87: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

80

gaytan, yaldızlı korniş, dökme püskül, tül, sandalye şeridi kullanılmıştır. Bu oda, 15.050

kuruşa tefriş edilmiştir.

Orta Katta Deniz Tarafında Oda

Bu mekân, seksen metrelik oda halısı, bir tane yaldızlı ayna mea konsol, üç

kanepe, dört koltuk, dört sandalye, bir tane yaldızlı orta sehpası, bir tane yirmi dört

mumlu avize eşyaları kullanılarak döşenmiştir. Bu döşeme, kumaş, saçak, perde kolu,

farbela püskülü, peluş, yaldızlı korniş, dok, on takım perde takımı, dantela, gaytan, tül,

sandalye saçağı gibi mefruşat malzemeleri ile de tamamlanmıştır. Bu odanın mefruşat

masrafı, 16.716 kuruştur.

Orta Katta Merdiven Pencereleri

Sarayın mefruşatında pencereler önemli bir yer tutmaktadır. En ağır

malzemelerin kullanıldığı yerlerden biridir. Sarayın pencere sayısının fazla olması da bu

mekânların tefrişinin önemini arttırmaktadır. Orta kattaki merdiven pencerelerinin

mefruşatı, elli metre kumaş, yirmi beş metre peluş, altmış metre saçak, altı adet perde

kolu, altı adet farbela püskülü, altı top dantela, dört top gaytan, doksan metre yol halısı,

kırk beş metre dok, altı takım perde takımı, bir adet yaldızlı fenâr, otuz metre tül, altı

adet püskül, altmış adet merdiven teli kullanılarak yapılmıştır. Bu mefruşat, 6681

kuruşa mâl olmuştur.

Sarayın orta katı, dördü deniz tarafında dördü de kara tarafında sekiz oda, iki

sofa ve biri soğuk diğeri sıcak camekân olmak üzere toplam on iki mekândır.

Bodrum Katta Deniz Tarafında Oda

Bu oda, bir adet erkân minderi mea yastık, iki koltuk, yetmiş metrelik halı, bir

adet yaldızlı ayna, bir orta sehpası, çerağ takımı, dört hezârân sandalye ile döşenmiştir.

Bu eşyaların yanı sıra, seksen metre dâmâs, saçak, altmış arşın tül, korniş, pirinç çengel,

gaytan, dantela, iki top ince amerikan, pamuk, boru, sandalye saçağı, şerit malzemeleri

de kullanılmıştır. Bütün bu döşemelik eşyaların toplamı, 3582 kuruşu bulmuştur.

Bodrum Katta Kara Tarafında Oda

Page 88: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

81

Bodrum katında bulunan bu oda deniz tarfındaki odadan daha büyük bir odadır.

Bir çok eşyadan çift olarak bulunmaktadır. Bu eşyalar, bir çerağ takımı, bir erkan

minderi mea yastık, dört hezâran sandalye, kırk beş metre kareli halı, bir adet yaldızlı

ayna, bir sehpa, iki koltuk, dört sandalye, bir adet ot minder mea yastık, yine iki koltuk,

dört sandalye, yirmi metre halı, iki adet hezârân sandalye, bir adet yaldızlı ayna, bir

sehpa olarak odada yer almaktadır. Yine mefruşatın tamamlanması için, dâmâs, perde

saçağı, yaldızlı korniş, dok, gaytan, dantela, tül, ince amerikan, pamuk, saçak, perde

kolu, şerit, taşlı boru gibi malzemeler satın alınmıştır. Bütün bu malzemelerin masrafı,

4925 kuruştur.

Yol ve Kiler Pencereleri

Belgede kullanılan bu başlıktan, bodrum katta kilerin bulunduğunu da öğrenmiş

olmaktayız. Yol ve kiler pencereleri için, gaytan, bez, dantela, çerağ takımı, dâmâs,

saçak yaldızlı korniş gibi malzemeler kullanılmıştır. Bu mefruşat, 425 kuruşa mâl

olmuştur.

Ağalar Dairesinin Üst ve Alt Katında Yirmi Oda

Bu başlık altında muhtemelen sarayda görevli olan kişilerin kaldıkları yirmi

odanın döşemelik eşyalarına yer verilmiştir. Kırk takım çerağ takımı, on dört adet

minder mea yastık, altmış dört sandalye, iki yüz metre halı, yedi ayna, dört sehpa, bir

adet hezârân sandalye, iki sandalye ile bu odalar döşenmiştir. Yine bu eşyalara ek

olarak, dört yüz metre dâmâs, yüz metre saçak, kırk adet yaldızlı korniş, seksen adet

çengel, on top gaytan, yüz kırk kıyye pamuk, beş top ince amerikan, yüz metre saçak,

yüz yirmi metre şerit, yedi adet taşlı boru gibi mefruşat malzemelerinden

faydalanılmıştır. Bu yirmi odanın tefriş masrafı, 20.349 kuruştur.

Hamlacılar(Kürekçiler) Dairesinde Sekiz Adet Oda

Hamlacılar dairesinde bulunan sekiz odanın tefrişine yer verilmiştir. Bu

odalarda döşemelik eşya olarak, üç takım çerağ takımı, sekiz adet minder ve yastık, on

iki adet sandalye, ceviz sandalye, iki adet ayna, yüz yirmi metre halı, beş bin endâze

İskenderiye hasırı, bin beş yüz hasır şişesi, elli kıyye hasır çulu, bir yemek sofrası, on

Page 89: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

82

iki maroken sandalye, bir adet büfe bulunmaktadır. Mefruşat malzemeleri olarak da,

dâmâs, perde saçağı, yaldızlı korniş, perde kolu, çengel, pamuk, ince amerikan, saçak,

şerit, gaytan kullanılmıştır. Bu yirmi odanın masrafı, 80.056 kuruşa mâl olmuştur.

Sarayın bodrum katında bu odaların yanı sıra dört tane odanın, bir sofanın ve

bazı pencerelerin mefruşatı yapılmıştır323.

Sarayın tefrişinde en büyük masraf, üçüncü kattaki odalarda yapılmıştır. Ayrıca

denize nâzır odaların, kara tarafındaki odalara göre daha dikkatli ve özenli döşendiği de

dikkat çekmektedir. Sarayın bodrum katında saray görevlilerinin kaldığı odalar ise, üst

katlardaki odalara göre daha basit eşyalarla tefriş edilmiştir. Örneğin, üst katlarda

yaldızlı korniş, yaldızlı sehpa gibi eşyalar bulunurken, bodrum katta yaldızlı eşya sayısı

sınırlıdır.

Naime Sultan Sarayı’nın mefruşatında, konsol, kanepe, sehpa, avize, tuvalet

masası gibi Avrupaî eşyalar tercih edilmiştir. Bu durum batılılaşmanın, Osmanlı

toplumunda -bir çok alanda olduğu gibi- evde kullanılan eşyalara da yansıdığının bir

göstergesidir. Ancak muhtemel ki bu eşyalar, henüz şehrin havas tabakasının

saraylarında arzı endâm etmektedir.

2. Sarayın Isıtılması

Naime Sultan, sarayının ısıtılması işini, 29 Rebiülevvel 1321 / 25 Haziran 1903

yılında Almanya’dan gelen bir şirkete yaptırmıştır. Bu şirketin adı, Gebr. Koerting

olarak geçmektedir. Şirket, merkezi ısıtma, havalandırma sistemleri ve her türlü banyo

ve hava basma odalarının montajı gibi işleri yapmaktadır. Saray, otomatik olarak düşük

basınçlı buharla çalışan bir sistem ile ısıtılacaktır.

Sarayın ısıtılması için önceden bir rapor hazırlanmış ve genel şartname

düzenlenmiştir. Hazırlanan rapora göre, bazı odaların sıcaklıkları 8, 22, 35, 15 gibi

farklı derecelerde ısıtılıp, geri kalan odalar sisteme bağlı olarak 20 derece olarak

ayarlanacaktır. Yine raporda, kullanılacak borulardan, ısıtma ve soğutmayı sağlamak

için yapılacak kazanlardan, ısının üretildiği kazan için ayrıca bir yakıt odasının 323 BOA, Y. PRK. HH, 11 / 33.

Page 90: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

83

ayarlanmasından ve buhar borularının giriş katından kanalizasyona bağlanmasından

bahsedilmiştir.

Şirketin iş yapmaya başlamadan önce ortaya koyduğu şartnemede ise, daha çok

şirketin çalışma prensiplerine ve garanti şartlarına yer verilmiştir. Şirket yaptığı işin

fiyatlarını İstanbul piyasasına göre belirlemektedir. Ancak gümrük vergisi fiyata tâbi

değildir. Şirketin, kullanılacak malzemelerin ulaştırılması sırasında işci grevi, yol

kapanması, trenlerde sorun çıkması veya savaş gibi olağan üstü hallerde malın teslimi

ile ilgili şartnameye uymayacağı belirtilmektedir.

Şirkete ait malların montajlanması sırasında, çerçeve, ısı kazanının kaplanması,

boru takviyesi için kireç, çivi çakma işleri ve buna benzer faaliyetlerin işi yapan

müteahhite ait olması da şartnamenin maddelerindendir. Bu nedenle bina montaj için

hazır olmadığı takdirde, montaj ertelenmekte ve gecikme sebeplerinden sayılmaktadır.

Aynı zamanda malzemelerin montajlanması boyunca bina sahibinden

kilitlenebilecek ayrı bir odanın temini istenmektedir. Böylece montaj işleri için

masrafsız bir yer ayarlanmış olmakta ve yine malların sorumluluğu da bina sahibine ait

olmaktadır. Bunların yanı sıra malzemelerin varış yerinden binaya taşınmasını da şirket

üstlenmemektedir.

Şirket, malın montajı sırasında olabilecek zararlar, hatalar, malın bozuk çıkması

ve düzeltmelerin yanlış yapılması gibi halleri, garanti kapsamında tuturak, masrafları

karşılamaktadır. Ancak şirket, yanlış kullanma veya ani bozulma konusunda sorumluluk

kabul etmemektedir.

İçeriğinden bahsettiğimiz bu rapor ve şirket şartnamesinin dili Almanca’dır. Bu

durumdan ve şirketin isminden anlaşıldığına göre, sarayın ısıtılma sisteminin kurulması

için Alman bir şirket bu işe vazifelendirilmiştir324.

3. Hane Halkı

324 BOA, Y. PRK. TKM, 47 / 3.

Page 91: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

84

Sultanlar evlendikleri zaman saraylarında padişahın sarayındaki teşkilatın

aynısı bulunmaktadır. Ancak bu teşkilat saray-ı hümayunda olduğu kadar kalabalık

olmayıp daha küçük ölçektedir. Sultan saraylarında da hazinedar ustalar, ikinci

hazinedarlar, kahveci usta, kilerci usta, ibrikdar usta, çeşniyar usta, çamaşırcı usta

çalışmaktadır325. Bunların yanı sıra, kutucu usta, hoca hanım, başağa, başkapıgulamı

ağa, lala, arabacıbaşı, kandilci, sultan tavlacıları, sultan kayıkçıları, sultan hademeleri,

harem kapıcısı, matbah kapıcısı, kömürcüler, oduncular, tablakârlar, tamiratçı,

bekçibaşı, harem çöpçüsü, matbah çöpçüsü, kalfalar, tayin kayıkçısı gibi görevliler de

bulunmaktadır326.

Naime Sultan’ın bendegânından bir kısmının isimlerine ve görevlerine muhtelif

arşiv vesikalarında rastlamaktayız. Bu şahıslardan biri, Kethüda-yı Umûr-ı Divan-ı

Muhasebat azasıdan Hafız Said Efendi’dir. Naime Sultan’ın kethüdalık işleri Hafız Said

Efendi’ye verilmiştir. Said Efendi aynı zamanda Zekiye Sultan’ın kethüdalığını da

yürütmektedir. Hafiz Said Efendi, Naime Sultan’ın evliliğinden beş sene evvel 1311 /

1893 yılında bu işe vazifelendirilmiştir327.

Sultan’ın kethüdalığı daha sonra 25 Şevval 1315 / 19 Mart 1898 tarihinde

Şehremaneti Mektupçusu Emrullah Efendi’ye geçmiştir. Emrullah Efendiye maaş tahsis

edilmiş ve daha sonra da rütbe verilmesi yönünde irade çıkmıştır328.

Naime Sultan’ın başağalığında ise, 4 Şaban 1315 / 29 Aralık 1897 tarihine

kadar Gani Ağa bulunmaktadır. Gani Ağa, bu tarihten sonra saray-ı hümayunun

darüssade ağalığına geçmiştir329. Aynı yıl içinde Naime Sultan’ın sarayında ikinci

ağalık vazifesini de Ferid Ağa isminde bir kişi yerine getirmektedir330. Gani Ağa’dan

sonra başağa olarak, 13 Zilhicce 1320 / 13 Mart 1903 tarihinde Dilaver Ağa’nın

325 A. Osmanoğlu, s. 80.326 Akyıldız, Refia Sultan, s. 111.327 BOA, İ. DH, 1308 / 1311 R 22; BOA, İ. TAL, 36 / 1311 R 108.328 BOA, İ. DH, 1353 / 1315 L 30; BOA, Y. EE, 150 / 63; BOA, İ. TAL, 134 / 1315 ZA 033.329 BOA, İ. DH, 1352 / 1315 Ş 04.330 BOA, İ.TAL, 133 / 1315 L 185.

Page 92: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

85

görevlendirilmiş olduğunu görmekteyiz331. Daha önceden 1318 / 1901 yılında, Dilaver

Ağa’nın saraydaki vazifesi başkapıgulamlığı’dır. Bu bilgiden, Dilaver Ağa’nın bu

görevden sonra başağalığa getirildiği anlaşılmaktadır332.

Sultan sarayında harem ağası olarak da Cafer Ağa ve Halid Ağa’nın isimleri

geçmektedir. Cafer Ağa, 1318 / 1901 yılında mâlûlen emekli edilmiş ve Mekke-i

Mükerreme’de ikamet etmek üzere kendisine beş yüz kuruş maaş bağlanmıştır333.

Daha önce ifade ettiğimiz gibi saraylarda görevli olan kişiler arasında, kalfalar

da bulunmaktadır. Naime Sultan’ın kalfalarından Nazımestan, Kâmuran ve Gülistan

Kalfaların isimlerine ulaşabilmekteyiz. Bu kişiler de 1322 / 1904 yılında üçer yüz kuruş

maaş bağlanarak çırak edilmişlerdir334.

Yine Naime Sultan’ın bendegânından serhademe olarak vazifeli Hafız Ali Rıza

Ağa, ikinci hademe Ali bin Süleyman Ağa, hademe Ali bin Hüseyin Ağa, hademe

Ahmet Ağa emsalleri gibi dörder yüz kuruş çıraklık maaşı ile saraydan ayrılmışlardır335.

Ulaşmış olduğumuz 12 Receb 1325 / 21 Ağustos 1907 tarihli bir arşiv

belgesinden, Naime Sultan’ın sarayında cinayet işlenmiş olduğunu anlamaktayız. Saray

bendegânından Kemahlı Şerif isimli biri öldürülmüştür. Bundan dolayı da aynı odada

kaldığı arkadaşları tevkif edilerek Mahkeme-i Cinaiyye’ye sevk edilmişlerdir336.

Naime Sultan’ın katibi olarak da Naci Bey adında bir kişinin vazifeli olduğu,

Osmanlı Bankası’nda adına düzenlenmiş olan bir esham ve tahvilat fişinden

anlaşılmaktadır337.

331 BOA, İ. TAL, 297 / 1320 Z 055.332 BOA, İ. TAL, 246 / 1318 Z 017.333 BOA, İ. ML, 50 / 1320 S 04; BOA, İ. TAL, 246 / 1318 Z 017.334 BOA, İ. ML, 60 / 1322 Ş 02.335 BOA, İ. ML, 64 / 1323 RA 18.336 BOA, Y. PRK. AZN, 25 / 8.337 Eldem, Osmanlı Bankası, s.168.

Page 93: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

86

Naime Sultan’ın hizmetinde olan bendegânı, tabii ki bu şahıslarla sınırlı

değildir. Bizim burada aktardıklarımız, arşiv vesikaları vasıtasıyla günümüze kadar ismi

ulaşmış olanlardır.

4. Sarayın Varidatı ve Mesârifi

Naime Sultan’ın gelirleri hakkında daha önceki bölümlerde ayrıntılı olarak bilgi

vermiştik. Bu bilgilere ek olarak, Naime Sultan’ın bir senelik gelirlerini ve masraflarını

gösteren, farklı yıllara ait iki cetvele ulaşmış bulunmaktayız.

Bu cetvellerden ilki, 21 Zilkâde 1316 / 2 Nisan 1899 tarihinde sarayın bir

senelik varidatını ve mesârifini ortaya koymaktadır. Bu tarihte Sultan’ın gelirleri farklı

kaynaklardan elde edilmektir. Bu kaynaklar, “Esham ve Şirket Senedatıyla Tasrifât-ı

Sâireden”, “Hazine-i Celile-i Maliye’den”, “Hazine-i Hassa-i Şahane’den”, “Hazine-i

Maliye’den” ve “Hazine-i Hassa’dan Matlûbat” olmak üzere dört kalemde toplanmıştır.

Esham ve şirketlerden gelen gelirle ilgili olarak sadece, Eylül ve Şubat aylarına ait bir

döküm vardır. Eylül ayında 13.268, Şubat ayında ise 23.126 kuruş kazanç elde

edilmiştir. Maliyeden düzenli olarak bir ödeme yapılmıştır. Her ay muayyen olarak, 78.

947 kuruş alınmıştır. Ancak sadece Mart ayında 43.548 kuruş ödeme yapılmak

suretiyle, Maliyeden toplam olarak, 864.593 kuruş gelir elde edilmiştir. Hazine-i

hassadan da düzenli olarak her ay 15.000 kuruş verilerek, icmâli 165.000 kuruşa

ulaşmıştır. Son olarak ise, maliyeden ve hazine-i hassadan talep edilen meblağ

bulunmaktadır. Bu sütunda sadece Teşrinievvel ve Şubat aylarına ait bilgiler mevcuttur.

Bu yolla elde edilen gelirin toplamı da 62.372 kuruştur.

Bütün bu kalemlerden elde edilen gelirler, aylık olarak toplandığında farklı

meblağlar ortaya çıkmaktadır. Bu meblağlardan en düşüğü 58.548 kuruş olarak Mart

ayına, en yükseği ise 117.073 kuruş olmak üzere Şubat ayına aittir. Bütün ayların geliri

toplanarak elde edilen meblağ ise, 1316 / 1899 yılında Naime Sultan Sarayı’nın bir

senelik varidatını ortaya koymaktadır. Bu seneye ait gelirlerin toplamı, 1.128.359

kuruştur. Bu miktar, 216.000 kuruşluk yapılan bir ihsanla 1.344.359 kuruşa ulaşmıştır.

Bu bilgilerin bulunduğu cetvelde aynı yılın giderleri de hesaplanmıştır. Sarfiyat

kalemleri de dört kalem altında toplanmıştır. Bu kalemlerden biri “Maaşât-ı

Page 94: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

87

Bendegândır”. Saraydaki bendegânın maaşları, aylara göre farklı miktarlarda

görünmektedir. Ödenen maaşlardan en düşük miktar 9139 kuruş olup Mart ayına aittir.

En yüksek miktar ise, Nisan ayında 15.741 kuruştur. Sarayda çalışanların maaşlarına

sarf edilen toplam para, 131.585 kuruştur.

Sarayın masraf kalemlerden biri de “Matbah Mesârifi”dir. Mutfak masrafları

için her ay sabit bir harcama yapılmamıştır. Yapılan harcamalar her ay farklılık

göstermektedir. Bunların en düşük miktarı Mart ayında 10.992 kuruş, en yüksek miktarı

da Kânûnısâni ayında 19.017 kuruş olmak üzere, bütün ayların toplamı 162.543

kuruştur.

Sarfiyyatı gösteren başlıklardan bir diğeri ise, “Mübayaât, İnşaât ve Sarfiyyat-ı

Mütenevvia”dır. Burada inşaât, alış-veriş ve bir takım şeyler için yapılan harcamalardan

bahsedilmektedir. Bu sütundaki en düşük meblağ, Mart ayında 7192 kuruş, en yüksek

meblağ ise Kânûnıevvel ayında 35.321 kuruştur. Bu kaleme ait bütün ayların masraf

miktarı, 259.602 kuruştur.

Masraf kalemlerinden sonuncusu ise, “Aliyyetüşşan Hazretlerine Nakden

Takdim Kılınan” olarak ifade edilmektedir. Bunun Naime Sultan’ın şahsen yaptığı aylık

harcamaları olduğu anlaşılmaktadır. Burada da sabit bir miktar olmayıp, harcamalar

aydan aya farklılık göstermektedir. Naime Sultan en az harcamayı Teşrinievvel ayında

15.000 kuruş, en fazla harcamayı da Mart ayında 58.200 kuruş olarak yapmıştır.

Sultan’ın bu yıl içinde yapmış olduğu toplam harcama miktarı ise, 337.242 kuruştur.

Sultan’ın aylık harcama miktarlarına bakıldığın da dikkat çekici bir durum göze

çarpmaktadır. Sultan’ın aylık yaptığı en düşük harcama miktarı bile, sarayda

çalışanların toplamının aldığı bir aylık maaş tutarından fazladır.

Naime Sultan’ın sarayının 1316 / 1899 yılına ait toplam sarfiyyatı, 890.973

kuruşa ulaşmaktadır. Bu miktara varidattan artan 453.385 kuruş da eklenmiştir. Böylece

bu yıla ait sarfiyyat miktarı 1.344.359 kuruş olmuştur.

Page 95: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

88

Bu tablodan Sultan’ın harcamalarında muvazeneli olduğu ve yapılan

harcamaların elde edilen geliri aşmadığı görülmektedir. Hatta varidattan bir miktar

paranın da arttığı anlaşılmaktadır338.

Naime Sultan’ın senelik gelir ve giderini gösteren cetvellerden ikincisi ise, 26

Muharrem 1321 / 24 Nisan 1903 senesine aittir. Bu hesap özetinde yer alan varidat

kalemleri de dört başlıktan oluşmaktadır. Bunlar, “Miktar-ı Matlûbat”, “İktisâd ve

Müteferrika”, “Hazine-i Hassa-i Şahane’den” ve “Hazine-i Celile-i Maliye’den”

ibarettir.

Miktar-ı matlûbât olarak hazine-i maliyeden ve hazine-i hassadan istenen

meblağ, sadece Teşrinisâni, Kânûnısâni ve Şubat aylarına ait olup, toplam olarak

203.414 kuruştur. Ancak bu miktar önceden alacaklarla birlikte 151.187 kuruşu

bulmaktadır.

İktisâd ve müteferrikadan, yılın bütün aylarında gelir elde edilmiştir. Ancak

elde edilen bu gelirler her ay sabit miktarda değildir. Bu gelirlerin en düşüğü, Temmuz

ayına ait olup 646 kuruştur. En yüksek meblağ ise 67.010 kuruş olarak Nisan ayında

kazanılmıştır. Bu yolla senelik olarak 80.661 kuruş kazanç elde edilmiştir.

Hazine-i hassadan ödenen meblağ daha önceki yıla ait cetvelde olduğu gibi

15.000 kuruştur. Sadece Ağustos ayında 11.458 kuruşluk bir ödeme yapılmıştır. Bu

kalemden elde edilen gelirin toplamı, 146.453 kuruştur.

Hazine-i maliyeden her ay muayyen olarak 78.832 kuruş tesviye edilmiştir.

Sadece Teşrinisâni ayında 63.082 kuruşluk bir ödeme yapılmıştır. Hazine-i maliyeden

de yıl boyunca toplam olarak, 772.570 kuruş gelir elde edilmiştir.

Bütün bu kalemlerden 1321 / 1903 senesine ait, elde edilen varidatın toplam

miktarı, 1.150.187 kuruştur.

338 BOA, Y. PRK. HH, 31 / 14.

Page 96: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

89

Bu sene içerisinde yapılan sarfiyyatın türleri de yine dört başlık altında

toplanmaktadır. Bunlar tabloda, “Bendegân Maaşları”, “Matbahlar Masrafı”, “Sarfiyyat

Mütenevviası” ve “Nakden Teslim Edilen” şeklinde yer almaktadır.

Bendegân maaşlarının aylara göre dağılımı genellikle aynı miktardadır. Ancak

bazı aylarda küçük miktarda farklılıklar bulunmaktadır. En düşük miktar Kânûnısâni

ayında ödenen 11.800 kuruş, en yüksek miktar ise, 14.080 kuruştur. Bu kalemde yapılan

toplam harcama, 150.825 kuruşa ulaşmaktadır.

Bütün aylar boyunca matbahlar için yapılan harcamalar da birbirine yakın

miktardadır. En az mutfak masrafı, Şubat ayında 10.890 kuruş, en fazla ise Teşrinisâni

ayında 19.882 kuruş olarak yapılmıştır. Sarayın toplam senelik mutfak masrafı da

170.906 kuruştur.

Sarfiyyat mütenevviası, sene içerisinde yapılmış çeşitli harcamaları ifade

etmektedir. Bu kalemde toplam 306.220 kuruşluk bir harcama yapılmıştır.

Naime Sultan’a 1321 / 1903 yılında aylık olarak nakden takdim edilen paranın

miktarı bir önceki cetvele göre artış göstermiştir. Dolayısıyla buradan Naime Sultan’ın

yaptığı harcamanın arttığı da anlaşılmaktadır. Bu yıl içerisinde en az harcamayı Mart

ayında 7594 kuruş olarak yapmıştır. En fazla parayı ise, Teşrinisâni ayında 177.220

kuruş olarak harcamıştır. Sene içerisinde toplam olarak sarf ettiği paranın miktarı da

452.398 kuruştur.

Daha önceki yıla ait cetvelde olduğu gibi bu cetvelde de Naime Sultan’ın bir

senelik şahsi harcaması, saray çalışanlarının tümünün bir senelik maaşlarından da

sarayın bütün mutfaklarının senelik sarfiyyatında da fazladır. Buna rağmen sarayın

gelirleri giderlerinden 70.521 kuruş fazladır. Bütün bu masraf kalemlerinin toplamı

1.080.350 kuruştur. Ancak, 70.521 kuruş varidat fazlalılığının giderlerin toplamına

eklenmesi ile Sultan sarayının toplam sarfiyyat miktarı, 1.150.871 kuruşa çıkmıştır339.

5. Dağ Köşkü

339 BOA, Y. PRK. SGE, 10 / 1.

Page 97: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

90

Naime Sultan’ın Ortaköy’deki sarayının dağ cihetinde bir köşkü bulunmaktadır.

Bu köşkün inşaatının ikmali için Ebniye-i Seniyye İdaresi tarafından bir keşif raporu

hazırlamıştır. 8 Rebiülâhir 1323 / 1 Haziran 1905 tarihinde düzenlenen bu rapora göre

yapılacak masrafın miktarı, 471.465 kuruştur. Ancak, daha sonra köşkün tezyinatında

ve duvar masrafında indirim yapılarak toplam 4259 Osmanlı lirasına ikmal edilmesine

karar verilmiştir340.

Köşkün tezyinatında yapılan bu indirimin, nerelerde yapıldığına farklı bir arşiv

vesikasında rastlamaktayız. Ancak bu belgenin tarihi, 8 Zilhicce 1321 / 25 Nisan 1903

olmak üzere, diğer belgedeki keşif defterinden daha erkendir. Buradan köşkün

tezyinatının yapılmasına daha önce karar verildiğini anlamaktayız. Belgede bir takım

yerlerin süslemesinde kemâl derecede tasarrufa dikkat edilerek, masrafın azaltılması

istenmektedir. Örneğin, cevizden yapılması istenilen kırk oda kapısının üçte birinin

cevizden, üçte birinin ceviz kaplama, üçte birinin de ceviz rengi maun olması

söylenmektedir. Böylece bu tasarruftan 500 Osmanlı lirası artırılmaktadır. Yine

kartonpiyerlerin biraz hafif surette yapılmasından 200, parkelerden 50, büyük mermer

merdivenden 50 ve yapılacak diğer tasarruflardan 229 lira olmak üzere, toplam 1029

lira artırılacağı hesaplanmaktadır. Ancak, bunlardan daha fazla bir tenzilat

yapılamayacağı ve toplam olarak tezyinatın, 4600 liraya ulaşacağı ifade edilmektedir341.

Bu keşif raporundan aynı zamanda köşkün eksik kalan bölümlerinin

tamamlandığını anlamaktayız. Örneğin, bodrum katta bir çok çalışmanın yapıldığı

görülmektedir. .Bodrumun tabanları çimento ve betonla döşenmiştir. Bodrumda, taş ve

tuğladan duvarlar, yağlı boya kalas ve camdan imal edilen camekân, yağlı boya ve

doğrama kapılar, tavan ile duvarların sıva ve badanası, pencerelerin yapılması gibi bir

çok inşaat yapılmıştır. Yine bodrum katta Marmara mermerinden abdesthane taşıyla

musluk, pirinç musluk ve akarı olan abdesthaneler yapılmıştır. Bodrumdan orta kata

çıkmak için bir merdiven de inşa edilmiştir. Bunların yanı sıra, bodrum dahilinde

mutfak, kiler, hamam ve çamaşırlık gibi bölümler de bina edilmiştir.

340 BOA, Y. MTV, 275 / 80.341 BOA, Y. PRK. HH, 35 / 30.

Page 98: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

91

Köşkün sofalarında, merdivenlerinde ve odalarında da bir takım ilavelerde

bulunulmuştur. Köşkün orta ve üst katında, mevcut döşeme üzerine cila ve parke

döşemesi yapılmıştır. Yine balkonların tabanı çini porselenlerle kaplanmıştır. Her iki

katta bulunan muhtelif pencereler boyanmış ve panjur takılmıştır. Katların tavanları

kartonpiyer yapılmış ve odalara yaldızlı ve yağlı boyalı bir tarafı taçlı kapılar

yapılmıştır. Üst kata cam ve kalastan mamul camekân inşa edilmiştir. Ve bunlara benzer

bir çok eksiklikler tamamlanmış ve süslemeler yapılmıştır.

Köşk için Marmara mermerinden musluk ve kurna imal edilmiştir. Aynalı

lavabolar, abdest muslukları ve helâ yapılmıştır. Köşkün üst katına tezyini biraz daha

fazla olan bir hamam yapılmıştır. Bu hamam için alafranga tarzda eşyalar alınmıştır.

Hamamın zemini, çini porselenlerle döşenmiş ve suların cereyânı için bir sistem

kurulmuştur.

Yine köşkün tavanlarında bir takım süslemeler yapılmıştır. İki katta bulunan

tüm sofaların, balkonların, yemek salonlarının, odaların, merdivenlerin ve helâların

tavanları elden geçirilmiştir. Tavanlar kartonpiyer, yağlı boya ve yaldız ile tezyin

edilmiştir. Bunların yanı sıra, çatı üzerine de yağlı boya çinko döşemelik yapılmıştır.

Naime Sultan’ın sarayının bahçesi içinde bulunan sebze bostanı tarafına, diğer

yalıların nazarının kesilmesi için bir duvar yapılması düşünülmüştür. Bu duvarın, yeni

taş, kum, kireç, tuğla gibi malzemeler kullanılarak yapılması ve sıvanarak badana

edilmesi kararlaştırılmıştır342.

Söz konusu bu duvarın inşa edilmiş olduğunu 9 Ramazan 1324 / 27 Ekim 1906

tarihli bir arşiv vesikasından anlamaktayız. Bu duvarın, Ortaköy Caddesi’ndeki

karakolhaneden başlayıp, çeşmeye kadar örüldüğü ifade edilmiştir. Duvarın uzunluğu

toplam 622 arşını bulmaktadır. Duvarın malzeme masrafları ve işçilik ücretleri dahil

olmak üzere bütün masrafı, 36.524 kuruştur343.

342 BOA, Y. MTV, 275 / 80.343 BOA, Y. PRK. HH, 37 / 57.

Page 99: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

92

III. BÖLÜM

NAİME SULTAN’IN İKİNCİ EVLİLİĞİ, SÜRGÜN HAYATI

VE ÖLÜMÜ

A. NAİME SULTAN’IN DAMAT İŞKODRALIZÂDE MAHMUD

CELALEDDİN PAŞA İLE EVLİLİĞİ

1. İkinci Eşi Damat İşkodralızâde Mahmud Celaleddin Paşa

Mahmud Celaleddin Paşa, Şûrayı Devlet âzâsı İşkodralı Mustafa Şerif Paşa’nın

oğlu Ali Rıza Bey’in oğludur. Ali Rıza Paşa da Şûrayı Devlet âzâlığı görevinde

bulunmuştur. Ali Rıza Bey, II. Mahmud’un kerimesi Adile Sultan’ın kızı Hayriye

Hanımsultan ile evlenmiş ancak, eşinin ölümü üzerine daha sonra tekrar evlenmiştir.

Mahmud Celaleddin Paşa, Ali Rıza Paşa’nın ikinci evliliğinden dünyaya gelen

çocuğudur344.

Celaleddin Paşa’nın ailesi Arnavutluktaki en ünlü ailelerden biri olan İşkodralı

Hanedanı’ndan gelmektedir. Bu aile İşkodra’yı uzun yıllar soya bağlı bir yönetimle

idere etmiştir. Celaleddin Paşa da İşkodra valileri ailesinin son üyesi olma sıfatını

taşımaktadır345.

Celaleddin Paşa’nın doğum tarihi hakkında farklı bilgiler bulunmaktadır. Sicil-i

Ahval İdaresi tarafından yazılmış olan bir arşiv vesikasında Paşa’nın doğum tarihi, hicrî

1299 senesi olarak geçmektedir346. Bu tarih, milâdî 1881 senesine tekabül etmektedir.

Ancak ulaşmış olduğumuz bazı ikincil kaynaklarda Paşa’nın doğum tarihi, 1874 yılı

344 Ferdâ Mazak, Sultan II. Mahmud’un Kızı Adile Sultan, Çamlıca Kültür ve Yardım Vakfı Yay.,

İstanbul 2000, s. 33; Öztuna, s. 319.345 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s.41.346 BOA, DH. SAİD, 178 / 149.

Page 100: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

93

olarak yer almaktadır347. Paşa’nın doğumunu, 1299 / 1881 yılı olarak kabul edersek eğer

Celaleddin Paşa, Naime Sultan’dan altı yaş küçük olmaktadır.

Celaleddin Paşa İstanbul’da doğmuştur. Eğitiminin bir bölümünü Mekteb-i

İdâdi-i Mülkî’de almıştır. Fransızcayı, okuyup yazacak derecede kullanabilmektedir.

Ayrıca Celaleddin Paşa, müzikle de ilgilenmekte ve keman çalmaktadır. Paşa, 1316 /

1898 tarihinde, divan-ı hümayun bünyesinde bir göreve 500 kuruş maaşla tayin

edilmiştir. 1322 / 1904 yılına kadar maaşı aralıklarla arttırılarak 2650 kuruşa ulaşmıştır.

Ancak, 1324 / 1906 senesinde sıhriyyet bağının oluşmasından (muhtemel ki damat

namzetliğinin ilani ile) dolayı 10.000 kuruş maaş bağlanmıştır. Celaleddin Paşa, 10

Cemaziyelâhir 1325 / 21 Temmuz 1907 tarihinde Şurâyı Devlet Mülkiye ve Nâfia ve

Meârif Daireleri âzâlığına getirilmiştir. Ve bir süre sonra maaşı 20.000 kuruşa

yükseltilmiştir.

Celaleddin Paşa, Naime Sultan ile evlendiğinden dolayı bir süre sonra üçüncü

rütbeden nişân-ı âli Osmanî, daha sonra ikinci rütbeden Osmanî nişanı verilmiştir.

Bundan sonraki tarihlerde kronolojik olarak, ikinci rütbeden Mecîdî nişanı, rütbe-i bâlâ,

murassa nişân-ı âli Osmanî ihsan buyrulmuştur348. Bunların yanı sıra Celaleddin

Paşa’ya, dedesi İşkodralı merhum Mustafa Paşa’dan kalan murassa İftihar nişân-ı âlî

intikal etmiştir. Bu nişanın Celaleddin Paşa tarafından takılması hususunda da padişahın

müsaadesi çıkmıştır349.

Celaleddin Paşa, Naime Sultan ile evlendikten sonra belli bir süre huzurlu bir

hayat sürmüştür. Ancak bu durum Osmanlı Hanedanı’nın yurt dışına çıkarılmasına

kadar devam etmiştir. Paşa, 1924 yılında ülkeden sınır dışı edilen eşini yalnız

bırakmamış ve Naime Sultan ile birlikte O da sürgün hayatı yaşamıştır350. Bu

bilgilerden Naime Sultan’ın, ilk eşi Kemaleddin Paşa’da bulamadığı vefayı, ikinci eşi

Cemaleddin Paşa’dan gördüğü anlaşılmaktadır.

347 Öztuna, s. 319; Ali Vâsıb Efendi, s. 425.348 BOA, DH. SAİD, 178 / 149; BOA, İ. DUİT, 3 / 5; Öztuna, s 319.349 BOA, İ. TAL, 460 / 1327 M 08.350 Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s. 179.

Page 101: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

94

Naime Sultan ve eşi Cemaleddin Paşa, ülke dışına çıkarılmaları üzerine

Fransa’da Nice’de uzun yıllar kalmışlardır351. Celaleddin Paşa, Nice’de hastalanmış ve

dört yıla yakın bir süre hasta yatmıştır. Celaleddin Paşa’nın hastalığı kaynaklarda

“maldöpot” adında bir hastalık olarak geçmektedir. Ancak Paşa’nın hastalığının bu

olmadığını ortaya koyan bir arşiv vesikasına ulaşmış bulunmaktayız. Bu vesika,

Dahiliye Vekâleti Emniyet Umum Müdürlüğü tarafından yurt dışında bulunan hanedan

üyelerinin durumlarını izleyen bir rapordur. 13 Haziran 1939 tarihli bu belgeye göre

Celaleddin Paşa, verem hastalığına yakalanmış olduğu ve sağlık durumunun vahim bir

hal aldığı ifade edilmiştir352.

Naime Sultan, elinde avucunda bulunan bütün parasını eşini kurtarmak için

harcamıştır. Ancak Celaleddin Paşa, yakalanmış olduğu hastalıktan kurtulamamış ve

dört yıla yakın süren hastalık döneminden sonra vefat etmiştir. Paşa, Fransa’da Nice’de

vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir. Ölüm tarihi, kaynaklarda 1944 yılı olarak

geçmektedir. Ancak, Murat Bardakçı’nın “Son Osmanlılar” isimli eserinde, Naime

Sultan’ın yeğeni Mehmet Orhan ile yapılan bir görüşmeye yer verilmiştir. Bu

görüşmede Mehmet Orhan, Naime Sultan’ın eşinin vefat ettiğinden ve kendisinin

defnettiğinden bahsetmektedir. Mehmet Orhan, Celaleddin Paşa’nın ölüm tarihini

belirtmemektedir. Ancak Almanya’nın Paris’i işgal etmek üzere olduğunu ifade

etmektedir353. Almanya Paris’i 1940 yılında işgal ettiğine göre, böylece paşanın ölüm

tarihi ilgili muhtelif bir bilgi de ortaya çıkmaktadır354.

2. Naime Sultan’ın Celaleddin Paşa ile Evliliği

351 Ali Vâsıb Efendi, s. 165.352 BCA, 030. 10. / 203. 390. 22; A. Osmanoğlu, s. 247; Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, s.

179.353 Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 20; Ali Vâsıb Efendi, s. 165; Uluçay, Padişahın Kadınları ve Kızları, s.

179; Öztuna, s. 319.354 1899-1999YüzyılCentury

http://64.233.183.104/search?q=cache:BHtUGuHav7MJ:www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/yuzyil/19

40-1949.htm+paris+i%C5%9Fgal+1940&hl=tr&ct=clnk&cd=13&gl=tr (12 Mart 2008).

Page 102: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

95

Daha önce bahsedildiği üzere Naime Sultan ilk eşi Kemaleddin Paşa’dan

boşandıktan sonra üç yıl dul olarak kalmıştır. Daha sonra uygun bir damat adayı

bulunmuş ve Arnavut İşkodralızâde Mahmud Celaleddin Paşa ile evlendirilmiştir355.

Niame Sultan ile Celaleddin Paşa’nın evlilik tarihleri, 30 Cemaziyelevvel 1325

/ 11 Temmuz 1907’dir. Nikâhları, Perşembe gününe denk getirilerek Yıldız Sarayı’nda

kıyılmıştır. Âdet olduğu üzere nikâh vekiller aracılığı ile kıyılmıştır. Naime Sultan’ın

vekili, Tophâne-i Âmire Müşiri Zeki Paşa’dır. Nikâh şahitleri de Darussaâde ağası Gani

Ağa ve Ser-Kurenâ-yı Şehriyârî Hacı Ali Paşa’dır. Damat Celaleddin Paşa’nın

vekilliğini, Dahiliye Nazırı Memduh Paşa yapmıştır. Damat paşanın nikâh şahitleri ise,

Ser-Muhasib-i Şehriyârî Cevher Ağa ve Yâverân-ı Hazret-i Şehriyârî’den birinci ferik

İsmail Paşa’dır356. Naime Sultan’ın ilk evliliğinde de Gani Ağa ve Cevher Ağa’nın ismi

geçmektedir. Gani Ağa gelinin vekilliğini yapmıştır. Cevher Ağa ise nikâh şahitlerinden

biridir357.

Naime Sultan ile Celaleddin Paşa’nın nikâh bilgilerini edindiğimiz arşiv

vesikasında, nikâhın kim tarafından kıyıldığına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Aynı zamanda nikâh programı ve nikâha katılanlarla ilgili bilgiler de yer almamaktadır.

Bu bilgilerin yanı sıra, nikâhtan sonra düğünün yapılıp yapılmadığına dair bir ibarede

bulunmamaktadır. Yaptığımız araştırmalar sonucunda düğünün yapıldığını işaret eden

bir arşiv vesikasına da ulaşamadık. Bu durum nikâhtan sonra düğünün yapılmadığı

ihtimalini arttırmaktadır.

Bu konu hakkında Nahid Sırrı Örik, “Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar”

isimli kitabında, Naime Sultan’ın Celaleddin Paşa ile nikâhlandıktan sonra düğününün

yapılmadığını aktarmaktadır. Nikâhı gerdeğin izlediğini ifade etmektedir. Bunun da 355 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 41.356 BOA, İ. HUS, 155 / 1325 CA 93.

(Naime Sultan ile Celaleddin Paşa’nın evlilik tarihleri, Çağatay Uluçay’ın Padişahın Kadınları ve Kızları

isimli eserinde 1904 yılı olarak ifade edilmektedir. Ancak bu tarihin doğru olması mümkün değildir. Hem

ulaşmış olduğumuz bu vesika hem de Naime Sultan ile Kemaleddin Paşa’nın 1904 yılında yeni boşanmış

olmaları bu tarihin yanlışlığını ortaya koymaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Uluçay, Padişahın Kadınları

ve Kızları, s. 179).357 BOA, Y. PRK. BŞK, 55 / 97.

Page 103: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

96

sultanın ikinci evliliği olmasından kaynaklandığını söylemektedir. Bu durumun sadece

Naime Sultan için uygulanmadığını, bunun saray geleneklerinin bir sonucu olduğunu,

yine yazarın bu kitabından öğrenmekteyiz. Nitekim yazar, Naime Sultan’dan önce

Mediha Sultan’ın da dul olması sebebiyle düğünsüz derneksiz ikinci evliliğini yaptığını

ifade etmektedir358.

Naime Sultan, ilk evliliğinde kullandığı sarayını değiştirmemiş, Celalleddin

Paşa ile evlendikten sonra da Ortaköy’de Defterdarburnu Sarayı’nda yaşamaya devam

etmiştir.359.

Naime Sultan ile Celaleddin Paşa’nın evlilikleri, Celaleddin Paşa’nın vefatına

kadar otuz yedi yıla yakın uzun bir süre huzur ve sadakat içerisinde devam etmiştir. Bu

duruma işaret eden bilgilere, Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra,

Beylerbeyi Sarayı’ndaki tutsak günlerinde hususi tabipliğini yapan Atıf Bey’in

hatıralarında rastlanmaktadır. Bu hatıralarda Doktor Atıf Hüseyin, Sultan Abdülhamid

ile yaptığı diyaloglara yer vermiştir. Bu konuşmalardan birinde sâbık padişah kızlarının

hayatlarından bahsetmektedir. Kızlarından Naime, Zekiye ve Naile Sultan’ın

saraylarının yan yana olduğunu ve hepsinin de durumlarının iyi olduğunu ifade

etmektedir360.

Yaptığımız araştırmalar sonucunda her hangi bir arşiv vesikasında veya

araştırma kaynaklarında, Naime Sultan ile Celaleddin Paşa’nın bu evlilikten

çocuklarının olduğuna işaret eden bir bilgiye ulaşamadık.

B. NAİME SULTAN’IN SÜRGÜNE GİDİŞİ, SÜRGÜNDEKİ GÜNLERİ

VE ÖLÜMÜ

Hilafetin ilgası ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına

çıkarılmasına dair kanun, 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilmiştir. Bu kanuna göre,

Osmanlı Hanedanı’ndan olan erkekler, kadınlar, damatlar ve kadınlardan mütevellit

358 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 41.359 Öztuna, s. 319.360 Hülagü, Doktor Atıf Hüseyin Bey’in Hatıratı, s. 281.

Page 104: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

97

şahısların tümü buna tâbidir. Bu kimselerin, kanunun ilânından sonra on gün içerisinde

vatanı terk etmeleri zorunlu tutulmuştur361.

Bu kanun gereğince Naime Sultan’ın da Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına

çıkması gerekmektedir. Böylece Dolmabahçe Sarayı’nda bir prenses olarak dünyaya

gelmiş olan Naime Sultan’ın sürgün hayatı başlamaktadır.

Tasvir-i Efkâr Gazetesinin haberine göre, Naime Sultan ve ailesi 29 Receb 1342

/ 6 Mart 1924 tarihinde vatandan ayrılacaktır. Vatandan ayrılmaları gerekenler, zabıta

memurları vasıtasıyla bir tebligat almışlar ve hummalı bir hazırlık içine girmişlerdir. Bu

tebligatın alâkadarları, bir yandan vesîka(pasaport) almaya bir yandan da beraberlerinde

götürecekleri eşyaları ayırmaya çalışmaktadırlar. Yine aynı şekilde devlet tarafından

kendilerine verilecek olan, 1000’er lirayı almak için vilâyete veya defterdarlığa

müraacat ediyorlardır. Bu resmi işlerin yanında bir taraftan da mücevher ve kıymetli

eşyalarını elden çıkarmaya, ki genellikle yok pahasına Rum ve Yahudiler satın alıyordu,

çalışıyorlardır362.

Naime Sultan’ın vatandan ayrılışı ile ilgili en ayrıntılı bilgiye Kadir

Mısıroğlu’nun, “Osmanoğullarının Dramı” isimli kitabında rastlamaktayız. Bu kitapta

Naime Sultan’ın damadı Şehzâde Mahmud Şevket Efendi’nin anılarına yer verilmiştir.

Bu anıların içerisinde, Mahmud Şevket Efendi’nin kendisinin, eşinin, çocuğunun ve

Naime Sultan’ın vatandan ayrılış bilgileri mevcuttur.

Mahmud Şevket Efendi, Naime Sultan’ın torunu Nermin Hanımsultan’ı

yanında götürmek istediğinden bahsetmektedir. Bu durum, hem Sultan’ın torununu çok

sevmesinden hem de çok genç olan anne ve babasının torununa bakamamaları

korkusundan kaynaklanmaktadır. Bu kararın verilmesinden sonra Şevket Efendi, 6 Mart

1924 tarihinde ülkeyi terk ettiklerini ifade etmektedir. Mahmud Şevket Efendi, eşi Adile

Hanımsultan ile kendisinin Mısır’a gittiklerinden bahsetmektedir. Naime Sultan’ın ise,

eşi Celaleddin Paşa ve torunu Nermin Hanımsultan ile birlikte Arnavutluk’a doğru yola

çıktıklarını söylemektedir.

361 Tasvir-i Efkâr, nr. 3999–971, s. 1–2, (29 Receb 1342 / 6 Mart 1924); Mısıroğlu, s. 115.362 Tasvir-i Efkâr, nr. 3999–971, s. 1–2, (29 Receb 1342 / 6 Mart 1924).

Page 105: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

98

Şevket Efendi, Naime Sultan’ın ve ailesinin kısa bir süre Arnavutluk’ta

kaldıklarını ve oradan da Fransa’da Nice’e geçtiklerini anlatmaktadır363. Ancak, Naime

Sultan’ın sınır dışı edilmesinden sonra, evvela hangi ülkeye gittiği konusunda farklı

bilgiler bulunmaktadır.

Bu bilgilerden birini, Dahiliye Vekâleti Emniyet Umum Müdürlüğü tarafından

düzenlenmiş olan bir vesikadan öğrenmekteyiz. Bu belge, 26 Nisan 1924 tarihlidir.

Belgenin tarihine göre, Naime Sultan’ın Türkiye’den ayrılışının üzerinden iki aya

yaklaşık bir süre geçmiştir. Vesikada, Damat İşkodralı Celal Paşa’nın ailesiyle birlikte

Cenova civarında bir otel kiralayarak oturdukları ifade edilmektedir364. Cenova, Fransa

sınırında Nice’e yakın bir İtalya kentidir. Buradan, Naime Sultan’ın ve ailesinin Nice

istikametinde ilerledikleri anlaşılmaktadır. Ancak Nice’den önce Arnavutluk’a uğrayıp

uğramadıklarına dair bir bilgi bulunmamaktadır.

Naime Sultan’ın Nice’e yerleştiğini ve orada uzun yıllar yaşadığını hem yeğeni

Mehmed Orhan’ın hem de Ali Vâsıb Efendi’nin anlattıklarından da öğrenmekteyiz. Ali

Vâsıb Efendi, sürgün yıllarında Nice’de yaşayanları sayarken Naime Sultan’ın ve

ailesinin de isimlerini zikretmektedir. Yine hatıralarının farklı yerlerinde

anlattıklarından, 1926 ve 1930 yıllarında Naime Sultan’ın Nice’de bulunduğu ortaya

çıkmaktadır365. Bunların yanı sıra, Murat Bardakçı’nın eserinde de Mehmed Orhan,

zaman zaman Nice’de halası Naime Sultan’ı ziyaret ettiğini söylemektedir. Bu

ziyaretlerden sonuncusunun tarihi belli olmamakla birlikte, Almanların Paris’i işgal

etmeye başladıkları dönem olduğu anlaşılmaktadır366. Daha önceki bölümde de

zikredildiği üzere, bu tarih 1940 yılına tekabül etmektedir. Buradan da Naime Sultan’ın

1940 yılına kadar hâlâ Nice’de yaşadığı sonucuna ulaşabiliriz.

Naime Sultan’ın sürgün yıllarında yanında kimlerin olduğuna dair bir takım

bilgilere ulaşmış bulunmaktayız. Daha önce de bahsettiğimiz üzere Adile Hanımsultan

ve Şevket Efendi, çocuklarını Naime Sultan’a bırakarak vatandan ayrılmışlardır. Naime

363 Mısıroğlu, s. 173-281.364 BCA, 030. 10. / 202. 381. 19.365 Ali Vâsıb Efendi, s. 200-221.366 Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 17-20.

Page 106: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

99

Sultan, eşi ve torunu ile birlikte Türkiye’den ayrılmıştır. Bunların yanı sıra oğlu

Mehmed Cahid, eşi Lâverans Hanım ve sürgünden sonra dünyaya gelen oğulları Bülent

Osman’da Naime Sultan ile birlikte Nice’de yaşamaktadırlar367.

Naime Sultan, ailesi ile birlikte her an vatana dönme umudu ile yaşamıştır.

Türkiye’den ayrılırken elinde bulunan para, O’nu ve ailesini ancak birkaç yıl idare

edebilmiştir. Daha sonra yoksulluk ve yokluk yılları başlamıştır. Saray yaşamına alışık

olan Naime Sultan, para nasıl kazanılır ve nasıl idare edilir bilmemektedir. Böylesi zor

günlerde bile umudunu kaybetmeyen sultan, torunu Bülent Osman’a Türkçe’yi

öğretmektedir. Geri dönme umuduyla torununun yabancı memlekette eğitim almasını

bile istememektedir. Bunların yanı sıra, sürgün sonrası doğan ve saray hayatını hiç

bilmeyen torununa, eskinin ihtişam dolu hayatını da bir masal gibi anlatmaktadır368.

Ailesinden olan bu kişilerin yanı sıra, Naime Sultan’ın sürgüne giderken

yanında birlikte götürdüğü başkalarının olduğu da ifade edilmektedir.

Tasvir-i Efkâr’da yer alan bilgiye göre Naime Sultan, eşi Celâl Paşa’nın yanı

sıra, Lalaları Zekiye, Hatice ve ikinci bir Zekiye Hanımlarla vatandan ayrılmıştır.

Burada aynı zamanda Celâl Paşa’nın Kerimesi olarak geçen, Emine Hanım isminde

birinden de bahsedilmiştir369. Bu kişilerin içinde Nermin Hanımsultan’ın bulunmaması

dikkat çekicidir.

Başka bir kaynaktan edindiğimiz bilgiler bu isimlerden farklıdır. Bu kaynaktan

aktarılan kişiler, Bîdar Kadın’ın dayısının kızı Lütfiye Hanım (1902 / 1969), nedimesi

Taciser Hanım (? / 1955), nedimesi Ferhamet Hanım (? / 1962)’ dır. Bu bilgilerin

Lütfiye Hanım’ın daha sonra, Fransa’da evlenerek dünyaya getirdiği kızı tarafından

aktarıldığı söylenmektedir370.

367 Ali Vâsıb Efendi, s. 165.368 Sonat Bahar, “Sultan Torunu İstanbul’da”, Sabah Gazetesi, 16 Eylül 2006,

http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/16/cpsabah/gnc104-20060916-101.html (15 Aralık 2007).369 Tasvir-i Efkâr, nr. 3999–971, s. 1–2, (29 Receb 1342 / 6 Mart 1924).370 “Bir Çerkez Prensesinin Harem Hatıraları” isimli eseri yayına hazırlayan Harun Açba ile 22.08.2006

tarihinde e-mail yolu ile yapmış olduğumuz yazışmadan elde ettiğimiz bilgidir”.

Page 107: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

100

Naime Sultan, İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalyanlar’ın Nice’i işgal etmeleri

ve artık tamamen parasız kalması üzerine Arnavutluk’a geçmiştir. Sultan’ın, sürgün

yolunun son aşaması olarak Arnavutluk’u tercih etmesinin sebebi, vefat etmiş olan

ikinci eşinin Tiran’da bulunan topraklarından faydalanmak istemesidir. Oğlu Mehmed

Cahid ve ailesi, Naime Sultan ile birlikte Arnavutluk’a gitmemişler, Nice’de

kalmışlardır371. Naime Sultan’ın, Arnavutluk’a giderken yanında, torunu Nermin

Hanımsultan’ı, Lütfiye Hanım’ı, nedimeleri Taciser Hanım ve Ferhamet Hanımlar’ı

beraber götürdüğü söylenmektedir372.

Naime Sultan, Tiran’da bir müddet eşinden kalan araziler ile geçinmiştir. Ancak

daha sonra bu arazilere komünistler tarafında el konulmuştur. Böylece Naime Sultan,

tekrar yoksulluk içine düşmüştür. Ancak Naime Sultan, bu olaylardan sonra çok fazla

yaşamamış ve Tiran’da vefat etmiştir373.

Naime Sultan’ın ölüm tarihi ve ölüm şekli ile ilgili çeşitli bilgiler

bulunmaktadır. Naime Sultan’ın torunu Bülent Osman’ın aktardığı bilgilere göre Naime

Sultan, İkinci Dünya Savaşı sırasında evinin bombalanması üzerine Tiran’da vefat etmiş

ve cesedine bile ulaşılamamıştır374.

Ulaşmış olduğumuz farklı bir bilgiye göre ise, Naime Sultan’ın ölümü daha

vahim bir şekilde olmuştur. Buna göre Naime Sultan, İkinci Dünya Savaşı sırasında

Naziler tarafından götürüldüğü bir kampta ölmüştür. Ve kampın yakınında bir yere

defnedilmiştir. Bu bilgilerin, Naime Sultan’ın yanında bulunan Lütfiye Hanım’dan,

daha sonra Fransa’da yapmış olduğu evlilikten doğan kızı Jeanine Beaumont Hanım’a

aktarıldığı söylenmektedir375.

371 Örik, Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, s. 69; Sonat Bahar, “Sultan Torunu İstanbul’da”, Sabah

Gazetesi, 16 Eylül 2006, http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/16/cpsabah/gnc104-20060916-101.html (15

Aralık 2007).372 “Harun Açba ile 22.08.2006 tarihinde yapılan yazışmadan elde edilen bilgidir”.373 Uluçay, Padişahın Kadınları ve Kızları, s. 179.374 Sonat Bahar, “Sultan Torunu İstanbul’da”, Sabah Gazetesi, 16 Eylül 2006,

http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/16/cpsabah/gnc104-20060916-101.html (15 Aralık 2007).375 “Harun Açba ile 22.08.2006 tarihinde yapılan yazışmadan elde edilen bilgidir”.

Page 108: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

101

Bu anlatılanlara benzeyen bir bilgi de Kadir Mısıroğlu’nun kitabında

bulunmaktadır. Bu eserde, Mahmud Şevket Efendi’nin kızı Nermin Hanımsultan’ı,

Arnavutluk’ta bir temerküz kampında bulduğundan bahsedilmektedir. Nermin

Hanımsultan’ın Naime Sultan ile birlikte olduğu düşünüldüğünde, bu bilgiler daha önce

aktarılan bilgileri desteklemektedir.

Sultan’ın ölüm tarihi ve defnedildiği yer de tam olarak tesbit edilememiştir.

Bazı kaynaklarda ölüm tarihi 1945 olarak yer almaktadır. Bazılarında ise savaş sırasında

bilinmeyen bir tarihte hayata veda ettiği ifade edilmektedir. Yine defin yeri olarak Tiran

şehri geçmekte, ancak mezarının yeri bilinmemektedir376.

Dolmabahçe Sarayı’nda bir padişah kızı olarak dünyaya gelen Naime Sultan,

mezarının yeri bile belli olmayacak bir şekilde böylece hayata veda etmiştir. Her an

dönmeyi umut ettiği sevgili vatanına hasret olarak, yabancı ülkelerde kim bilir hangi

duygularla göçüp gitmiştir.

Ayşe Osmanoğlu’nun vatandan ayrılışını anlatan cümleleri, aynı durumda

bulunan bütün hanedan üyelerinin duygularını yansıtır gibidir377: “…Nihayet

korktuğumuz günler gelip çatmıştı. Memleketi, sevgili vatanı terk etmeye mecbur

olmuştuk. Hangi diyarlara gidecektik? Biz Türkiye’nin taşından, toprağından

yaratılmıştık. Cesetlerimiz, kemiklerimiz o toprağın mahsulü idi. Yabancı ülkelerde

ölmek istemiyorduk. Suçsuz olarak vatandan kovuluyorduk. Bu ne kadar acı idi.

Biz Avrupa prensesleri gibi yetiştirilmiş, hayatın ne olduğunu bilen insanlar da

değildik. Üstelik servetimiz de yoktu. Yegâne malımız, mülkümüz, yaşadığımız evlerden

ibaretti. Milletimizin bize bahşettiği, elimize geçen maaşlarla bendegânımıza bakmış,

kalanını hayır işlerine sarfetmiştik. İnsanlığa kıymet veriyor, paraya asla tamah

etmiyorduk. Böyle görmüş, böyle yaşamıştık. Şimdi ecnebi diyarlarda yersiz yurtsuz ne

yapacaktık? Encamımız ne olacaktı? Yegâne günahımız Hanedan âzâsı olmaktan

ibaretti.

376 Hülagü, Doktor Atıf Hüseyin Bey’in Hatıratı, s. 358; Bardakçı, Son Osmanlılar, s. 78; Uluçay,

Padişahın Kadınları ve Kızları, s. 179.377 A. Osmanoğlu, s. 220.

Page 109: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

102

Yol hazırlığımızı yapmak için evimizin kapısını açıyor, mevcut eşyalarımızı

haraç mezat satıyorduk. Topladığımız bu para ile bizim gibi çocuk sahibi olanlar kaç yıl

yaşayabilirdi?

İşte bu halde göz yaşları içinde vatanı terk ettik…”

C. NAİME SULTAN’IN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ VE ŞAHSİYETİ

Ayşe Osmanoğlu hatıralarında, hemşiresi Naime Sultan’ın fiziksel

özelliklerinin babası Sultan Abdülhamid’e benzediğini ifade etmektedir. Yine Naime

Sultan’ın tipinin ufak tefek, gözlerinin fevkalâde güzellikte yeşil elâ arası bir renk,

kaşlarının ince uzun, teninin beyaz ve şeffaf olmak üzere, güzel bir sultan olduğunu

söylemektedir. Yine Osmanoğlu, babası Sultan Abdülhamid’in, Naime Sultan’ın

gözlerini annesi Tîrimüjgân Kadın’ın gözlerine benzettiğinden de bahsetmektedir378.

Ancak bu bilgilerin yanı sıra bazı kaynaklarda, Naime Sultan’ın güzel bir sultan

olmadığı geçmektedir. Bu kaynaklardan birisi de Kenize Mourad’ın “Saraydan

Sürgüne” isimli eseridir. Bu eserde Kenize Mourad, Naime Sultan’ın son derece çirkin

olduğundan bahsetmektedir. Öyle ki bundan dolayı annesi Selma Hanımsultan, Naime

Sultan’ın elini öpmek istememiştir379. Naime Sultan’ın fiziksel olarak insanlarda

hayranlık uyandıracak bir güzellikte olmadığı söylenebilir. Ancak Kenize Mourad’ın,

Naime Sultan’ı adeta yüzüne bakılmayacak kadar çirkin olarak ifade etmesi de

düşündürücüdür. Nitekim Kenize Mourad, Hatice Sultan’ın torunudur. Bundan dolayı

yazarın, bu ifadeleri duygusal bir bakış açısı ile yazmış olması kuvvetle muhtemeldir.

Naime Sultan’ın karakter yapısına ve fiziksel özelliklerine işaret eden bir

bilgiye daha ulaşmış bulunmaktayız. Bu bilginin Sultan Reşad’ın kadınlarından olan

Nazperver Kadın’ın nedimelerinden Mülkicihan Hanım (1902 / 1998) vasıtasıyla

günümüze ulaştığı ifade edilmektedir. Mülkicihan Hanım’ın henüz yayınlanmadığı

söylenen hatıralarından Naime Sultan ile ilgili bölümü aynen aktaracağız380:

378 A. Osmanoğlu, s. 12-64.379 Uluçay, Padişahın Kadınları ve Kızları, s. 169; Mourad, s. 22.380 “Harun Açba ile 22.08.2006 tarihinde yapılan yazışmadan elde edilen bilgidir”.

Page 110: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

103

“…Erenköy taraflarında cennetmekân Abdülhamid Han’ın zevcâtından ve

evladlarından bir kaçı yalı ve köşk sahibi olmakla beraber pek çok saray mensubu

hanım ve beyefendiler ikamet ederdi. Bunlardan pek takdir edilen Şadiye Sultan’ın pek

nefis bir manzaraya sahip yalısı vardı. Yaz günlerinden birinde Kadınefendimize Şadiye

Sultan’dan davet geldi. Aslında Sultan Abdülhamid ile Sultan Reşad soyları birbirlerini

pek sevmezlerdi. Efendime söyliyeyim, bizim kadınefendi tabii pek iyi kalpli ve saf

olmakla beraber şimdiye kadar hiç kimsenin davetini reddetmiş de değildi, bu yüzden

kabul etmişti. Kabul mektubunu dahi bana yazdırdı. İki gün sonrada davete icabet ettik.

Biz orada istirahat ederken, birden bir tantana bir tantana, sanki Zât-ı Şâhâne

iştirak ediyor. Aman bir de baktık ki Naime Sultanefendi gelmişler, sonra bizim

bulunduğumuz odaya girdiler. Yanında da pek çok kalfa. Bizim Kadinefendi’yi

selamladı, elini öptü, bilahare bizim yanımızda yer aldı.

Naime Sultan pek nazik, pek halûk pek de iyi kapli bir sultanefendiydi. Sohbeti

pek tatlı olurdu. Bir de kendisinde iktidar ruhu vardı. İnsanlar ne yapacağını ne

edeceğeni bilmezlerken o daima yol gösterir, nasihat verirdi. Maiyetindeki kimsesiz

çerkez kızların düğünlerini yaptırır fakir ve fukaraya yardım ederdi. Hanedan ve millet

tarafindan pek takdir edilirdi. İşte bu sultanefendi o yaz günü karşımıza oturmuş,

ellerini üst üste dizlerinin üzerine koymuş badem elâ gözleriyle bize bakıyor ve latif sesi

ile maziden bahsediyordu. Gayet güzel bir sultandı, saçları vaktiyle kumral idi, ancak

pederi cennetmekân Sultan Abdülhamid Han’ın vefatından sonra saçına ak düşmüştü.

Daima taş kına kullanır, saçı da bu sebeple gecenin karası denilecek derecede

kapkaraydı. Beyaz teni çok düzgün ve temizdi. Kılık kıyafeti ise tamamıyla Avrupaî idi,

zaten o zamanlar kimse alaturka giyinmezdi. O gün seçtiği kıyafeti ise, beyaz renkte o

günün modası olan ama kendi yaşına uygun uzun etekli ve kuyruklu bir elbiseydi. Beline

sadece saraya mahsus olan ve değişik renklerde bellere bağlanan bir şal - ki bu şal

bazen yerlere kadar uzun oluyordu - bağlamıştı. Mücevherleri ise pek değerli olmakla

beraber, rahmetli pederinden ve validesinden kalma takıları vardı ki bunlardan,

vaktiyle annesine ait olan bir kolye ve pederinin kendisine hediye ettiği yüzükler

Page 111: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

104

takınmıştı. Saçlarını o zamanın modası olan bir şekilde Madame Ernestine namında ve

maiyetine aldırdığı bir saç tuvaletçisine yaptırmıştı…(1920) „

Naime Sultan’ın şahsiyeti ile ilgili burada aktarılanların yanı sıra, sultanın

özelliklerini yansıtan farklı bilgiler de mevcuttur. Örneğin, sultanın kendi sarayında

kızlardan müteşekkil saz ve oyun takımı kurması ve bunların o dönemin saraylarındaki

takımların en meşhurlarından olması, Naime Sultan’ın müziğe ve eğlenceye olan

merakını ortaya koymaktadır381. Yine buradan sultanın sazı sözü seven, neşeli bir

kişiliğinin olduğu da düşünülebilir. Aynı şekilde o dönemin ünlü şairlerinden Nigâr

Hanım, hatıralarında Naime Sultan’ın kendisini sarayına davet ettiğinden ve kendisine

daima iltifatta bulunduğundan bahsetmektedir382. Bu bilgi de sultanın şiire ve sanata

karşı bir ilgisinin olduğunu yansıtmaktadır.

Naime Sultan’ın kişilik yapısını ortaya koyan olaylardan biri de Kemaleddin

Paşa’nın ihanetinde gösterdiği tavrıdır. Naime Sultan, bu olayda duygusal davranarak

eşini affetme yoluna gitmemiştir. İki çocuğu olmasına rağmen eşini korumamıştır.

Ancak buna mukabil, ikinci eşi Celaleddin Paşa’nın sürgün yıllarında, uzun yıllar süren

hastalığı döneminde, bütün parasını eşini iyileştirmek için harcamış ve bir çok

fedakarlıkta bulunmuştur. Bu iki örnek üzerinden, Naime Sultan’ın güçlü bir karakter

yapısının olduğu ve aynı zamanda da sadakat ve vefa gibi ahlâk kurallarını önemsediği

sonucuna varabiliriz.

Bu özelliklerinin yanı sıra Naime Sultan’ın 18 Şaban 1310 / 7 Mart 1893

yılında Baş Kitabet Dairesi’nden çıkarılan bir belgeye göre, sanayi madalyası almış

olduğunu görmekteyiz383. Bu madalya genellikle ziraat, sanat ve mesleklerin

gelişmesine yardımcı olan kişilere, yangın ve salgın hastalıklar gibi millete ve insanlığa

dair her türlü hizmette bulunanlara verilmekteydi384. Örneğin, II. Abdülhamid’in kızı

Ayşe Sultan, bir yardım sergisine sunduğu elişlerinden dolayı sanayi madalyası

381 Uluçay, Harem II, s. 154-155.382 Şair Nigâr, s. 79.383 BOA, İ.TAL, 157 / 18 Ş 1310.384 Metin Erüreten, Osmanlı Madalyaları ve Nişanları Belgelerle Tarihi, çev.: Erhan Uzsay, DMC

İstanbul, İstanbul 2001, s. 257.

Page 112: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

105

almıştır385. Naime Sultan’ın bu madalyayı ne tür bir hizmetten dolayı aldığını

bilememekteyiz. Ancak, Naime Sultan’ın bu madalyayı almış olması, üretken olduğunu

ve topluma karşı bazı hizmetlerde bulunduğunu ortaya koymaktadır.

Naime Sultan’ın şahsiyet özellikleri çok tabii ki burada aktardıklarımızla sınırlı

değildir. Burada zikrettiklerimiz ulaşabildiğimiz bilgilerden ve bir asrı aşkın süre önce

yaşamış bir kişinin iç dünyasını okumak için sarfettiğimiz çabalardan ibarettir.

385 Eldem, İftihar ve İmtiyaz Osmanlı Nişan ve Madalyaları Tarihi, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma

Merkezi, İstanbul 2004, s. 290.

Page 113: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

106

SONUÇ

Naime Sultan, Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışından dört gün sonra

doğduğu için, babasının sevgili kızı olarak dünyaya gelmiştir. Harem hayatının çok

ortaklı ortamında, şanslı bir çocuk olarak, annesi Bîdar Kadınefendi ile birlikte ilk

çocukluk devresini, babası ile aynı dairede yaşayarak geçirmiştir. Saray adetlerine

uygun olarak yetiştirilmiştir. Örgün eğitimi ile ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşamasak da

benzer olduğunu düşünerek, diğer kardeşlerinin eğitimlerini burada anmayı uygun

bulduk. Naime Sultan’ın iyi bir şekilde piyano çalması ve kendi sarayında saz ve oyun

grupları kurması da iyi bir müzik eğitimi aldığını ve müziğe olan ilgisini

göstermektedir. Naime Sultan’ın yetiştirilme sürecinde diğer sultanlarınkinden farklı bir

bilgiye ulaşmış değiliz. Ancak Sultan II. Abdülhamid’in Naime Sultan’a karşı olan

ayrıcalıklı tavırlarının onun kişiliğinin oluşumunda etkili olduğu düşünülebilir.

Naime Sultan güzel bir sultan değildir. Ancak, kendine güveni olan kuvvetli bir

kişilik yapısının olduğunu düşünmekteyiz. Nitekim, eşi Kemaleddin Paşa’nın ihanetinde

eşinden boşanma konusunda oldukça kararlı bir tutum sergilemiştir. Oysa ki kız kardeşi

Zekiye Sultan, Gazi Osman Paşa’nın diğer oğlu eşi Nureddin Paşa’nın bütün

çapkınlıklarını bildiği halde boşanmayı tercih etmemiştir. Daha önce de belirttiğimiz

üzere, kendisine olan bu güven duygusunda, babasının desteği de küçümsenmemelidir.

Naime Sultan, diğer emsali olan sultanlar gibi hem evlenmeden önce hem de

evlendikten sonra maddi bağımsızlığa sahiptir. Hazineden kendisine tahsisat ve maaş

ödendiği gibi, farklı yatırım alanları da bulunmaktadır. Sultan’ın yaşadığı devirde,

yatırım şekilleri değişmeye başlamıştır. Eskinin toprakların işletilmesi yoluyla kazanç

elde edilen sistemi, yavaş yavaş yerini banka ve şirketlerden satın alınan hisse

senetlerine ve tahvillere bırakmıştır. Naime Sultan da yaşanan bu gelişime uygun

olarak, yatırımlarını buralarda değerlendirmiştir.

Naime Sultan, ilk evliliğini yaparak Yıldız Sarayı’ndan ayrılmış ve kendi

sarayına geçmiştir. Sultanların evlenerek saraydan ayrılmaları kısmen de olsa özgürlüğe

kavuşmaları anlamına gelmektedir. Böylece kendi saraylarının ve kendi bendegânının

hanımı olmaktadırlar. Yine ayrıca haremin katı kurallarından kurtulup, dışarıyla irtibat

Page 114: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

107

kurma şansına daha çok sahip olmaktadırlar. Boğaziçi’nde Ortaköy Sarayı’na yerleşen

Naime Sultan, o dönemin Boğaziçi yaşantısına uygun olarak renkli ve eğlenceli bir

hayata başlamıştır. Ancak, Naime Sultan’ın ilk evliliği, o zamana kadar hanedan

tarihinde hiç görülmemiş bir ihanetle yıkılmıştır. Buradaki orijinallik, ihanetin vuku

bulması değil, ihaneti yapan kişilerin kimliğidir. Zira Naime Sultan’ın evliliğinin

yıkılmasına sebep olan kişi, yine kendi soyundan (hanedan) olan bir sultandır. Bu olay

giriş bölümünde de değindiğimiz üzere, Naime Sultan’ın hayatını diğer sultanlardan

farklı kılan, sıra dışı bir hayat hikâyesi haline getirmektedir.

Tezimizde büyük bir yer tutan Naime Sultan Saray’ı, geçmişten günümüze

kadar varlığını korumuş, nadir sultan saraylarından biridir. Ancak Naime Sultan Saray’ı,

daha evvel bahsettiğimiz üzere, 2002 yılında çıkan bir yangın dolayısıyla büyük hasar

almıştır. Bu sebeple, tezimizde Naime Sultan Sarayı’na ayırdığımız bölümde

akardığımız bilgilerin, sarayın yanarak yok olmuş özelliklerini ortaya koyması

açısından, önemli olduğunu düşünmekteyiz.

Sultanların, saraylarına ve masraflarına yetecek derecede gelirleri olmasına

rağmen, lüks harcamalarından dolayı zaman zaman bütçeleri açık vermiştir. Bu

zamanlarda genellikle piyasaya borçlanarak açığı kapatmaya çalışmışlardır. Bu durum,

özellikle Sultan Abdülmecid zamanında oldukça artmıştır. Ancak Sultan II. Abdülhamid

döneminde, saray kadınlarının harcamalarının daha makul seviyelere inmiş olduğunu

görmekteyiz. Bunu Naime Sultan’ın sarayının bir yıllık gelir ve masraflarına

baktığımızda da anlamaktayız. Zira Naime Sultan’ın sarayının masrafları, gelirlerini

aşmamış, hatta varidattan bir miktar para da artmıştır. Aynı şekilde yapmış olduğumuz

arşiv çalışmalarında Naime Sultan’ın piyasaya borcunun olduğuna dair bir bilgiye de

rastlamadık. Böyle bir sonucun ortaya çıkmasında, II. Abdülhamid’in genel tutumunun

yanı sıra ve Naime Sultan’ın harcamalarında dikkatli olmasının etkili olduğu

görülmektedir.

Naime Sultan’ın hayatı bir dönüşümün hikâyesidir. Naime Sultan, devlet

yönetiminde meşrûtî bir sisteme geçildiği yıl dünyaya gelmiştir. Ancak bu sistem fazla

uzun sürmemiş ve Meclis-i Mebusan kapatılmıştır. Sultan II. Abdülhamid kendi

saltanatı döneminde idareyi, kendi iradesi altında yürütmüştür. Bu dönem, buna benzer

Page 115: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

108

bir çok değişimin yaşandığı bir devirdir. Özellikle bu dönemde idarî, askerî, tedrîsî,

ictimaî ve bunlar gibi bir takım alanlarda, Batılı unsurlar Osmanlı Devleti’ne girmiştir.

Ancak giriş bölümünde de değindiğimiz üzere, sıradan halk ile saray mensubu kişilerin

hayatlarındaki değişim, aynı yönlerde ve aynı şartlar altında gerçekleşmemiştir. Biz de

tez çalışmamızda Batılı unsurların saray çevresine nasıl etkide bulunduğunu müşahede

etmiş olduk.

Bu dönüşümün saraydaki serüveni, Naime Sultan’ın hayatında kendisini ortaya

koymaktadır. Nitekim Naime Sultan’ın müzik eğitimi ve kullandığı müzik aleti,

geleneksel kıyafetlerden ziyade Avrupaî tarz giyinmesi, sarayında kullandığı eşyaların

türleri ve ekonomik açıdan yatırım tercihlerini Batı’da olduğu gibi banka ve şirketler

aracılığı yürütmesi bu dönüşümün bazı tezahürleridir. Bunların yanı sıra bu dönüşümü

yansıtan değişimlerden birisinde, Naime Sultan aktif rol oynamıştır. Şöyle ki Naime

Sultan evlenirken Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan bu yana kullanılan kırmızı renkte

gelinlik giymeyi istememiş, bunun yerine Avrupa modasına uygun beyaz renkte bir

gelinlik diktirmiştir. Bu davranışı ile Naime Sultan, ilk kez beyaz gelinlik giyen sultan

olma sıfatını almış ve ülkede böyle bir geleneğin oluşmasına öncülük etmiştir. Bize göre

bu tercih, Osmanlı Devleti’ndeki Batılılaşmanın ileri dereceye ulaştığının bir

göstergesidir.

Yaşanan bu dönüşümün yanı sıra, Osmanlı Devleti’nde yeniliğe kapalı alanlar

da vardır. Özellikle bu durum, şer’i hukukta ve aile yapısında hâkimdir. Örneğin Naime

Sultan’ın boşanması konusunda padişahın emri olmasına rağmen, eşi Kemaleddin Paşa

boşanmamakta direnince süreç uzamış, sonunda şer’i bir hileye başvurularak boşanma

gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla evlenme ve boşanma gibi konularda, dini kurallar ön

planda tutulmuş, bu alanlarda Batılı kanunlar etkili olmamıştır.

Naime Sultan’ın Yıldız Sarayı’nda başlayan debdebeli hayatı, Osmanlı

Devleti’ndeki köklü değişimlerden olan, hanedanın ülke yönetimindeki üstünlüğüne son

verilmesi ile sona ermiştir. Bu dönemden itibaren Sultan, hayatının geri kalan kısmını

yabancı ülkelerde sürgünde geçirmiştir. Osmanlı Devleti’nin girmiş olduğu I. Dünya

Savaşı yıllarını kendi ülkesinde geçiren Naime Sultan, Avrupa’da geçirdiği sürgün

hayatında da II. Dünya Savaş’nın tam ortasında kalmıştır. Böylece sürgün hayatının

Page 116: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

109

zorluklarının yanı sıra, savaş ortamının meşakkatlerine de maruz kalmıştır. İşte böyle

bir ortamda vefat ve defin yeri, ölüm şekli ve tarihi meçhûl bir şekilde, arkasında bir

çok sır bırakarak hayata veda etmiştir. Tezimizde bu konu ile alakalı ulaşabildiğimiz

tüm bilgileri ortaya koyduk. Ancak buna rağmen, Sultan’ın hayatının bu safhası ile ilgili

kesin kanaata sahip olmak için henüz yeterli bilgiye sahip değiliz.

Naime Sultan’ın hayatını incelerken, yaşadığı ortamın şartlarını göz ardı etmek

mümkün değildi. Nitekim Sultan, dönemin havas hayatını temsil eden, o devrin en

önemli simalarından biriydi. Böylece Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki değişimleri

izleyebilmek ve özellikle de saray çevresini anlamak için, bir padişah kızının yaşamı,

bizim için bir numune teşkil etmiş oldu.

Page 117: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

110

EKLER

Page 118: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

111

EK I - Naime Sultan’ın Çeyiz Listesi

Devletlü İsmetlü Naime Sultan hazretlerinin tertibat-ı cihâziyelerinin emsâli sevâbıkına nazaran ber-vech-i tahmin mikdarı386

Ber-vech-i tahmin Mevâd________________________________________________________________________

Kuruş

200000 Atebe-i seniyye-i hazreti padişahî0 Mücevherat esmânı158000 Melbûsat mesârifi26100 Nişan takımı mesârifi18142 Damad-ı şehriyarî beyefendiye i’tası mu’tad olan çamaşır ve sâire bahası106700 Sırma ve inci işlemeli seccade ve abdest ve hamam takımları esmânı99400 Kezâlik sırma ve inci işlemeli yatak takımları esmânı201800 Evâni-i simiyye esmânı28750 Kiler ve mutfak takımları esmânı27500 Saraylarda cemiyyet esnasında taam mesârifi7500 Nakliye ve mesârif-i müteferrika41000 Akid cemiyyeti günü i’ta olunan avâid ve mesârif-i sâire(?)silinmiş Defterdarburnu’ndaki saraylardan sultan müşarünileyhâ hazretlerine tahsis buyrulan sarayın mefruşatı ile tezyinatına sarfı lazım gelen____________1413892

Mücevheratın miktarını mübeyyin defterdir

Kuruş Mikdarı Esâmî _______________________________________________________________________________

1 Murassa tac 1 Murassa küpe 1 Murassa bilezik 1 Murassa yüzük____________260000Melbûsat

Kuruş Mikdarı Esâmî_______________________________________________________________________________

1 Düğme mahalleri murassa incili ve sırma işlemeli kürk kabı maa samur kürk 1 Sırma ve inci işlemeli elmasla müzeyyen entari 1 çift Sırma ve inci işlemeli düğme mahalleri murassa potin 1 Sırma ve inci işlemeli atlas entari 1 çift Sırma ve inci işlemeli potin 1 Kadife kaplı samur nakasi kürk 1 Pembe atlas kaplı alma kürk 1 Atlas kaplı ve vaşak kürk

386 BOA, Y. PRK, HH, 27 / 64.

Page 119: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

112

1 Sırma ve inci işlemeli duvak 1 Sırma ve inci işlemeli kahve puşîdesi____________158000

Nişan takımının müfredatını mübeyyin defterdir

Kuruş Mikdarı Esâmî_______________________________________________________________________________

1 Sîm kulplu sini 1 top Şal 1 Altın ve murassa sigara tabakası 1 Altın ve murassa sigaralık 1 Kadife üzerine sırma ve inci işlemeli fes puşîdesi____________26100

Damad-ı şehriyarî beyefendiye i’tası mu’tad olan çamaşır ve saire

Kuruş Mikdarı Esâmî_______________________________________________________________________________

12 Keten Frenk gömleği 12 Fanila gömlek 12 Keten don 12 Keten mendil 12 Keten çorap 12 Yün çorap 6 İpekli boyun bağı 1 Sîm berber leğeni 1 Sîm berber tası 6 Keten ve mantin berber puşîdesi 1 Mahfaza derûnunda ustura takımı 1 Meşin berber çantası 2 Güziye kaplı samur ve kakum kürk 1 Altın kol düğmesi takım murassa___________17142

Sırma ve inci işlemeli seccade ve abdest ve hamam takımları

Kuruş Mikdarı Esâmî_______________________________________________________________________________

1 Kılaptanlı ağır abdest futası 2 Sarı kılaptan işlemeli hamam takımı 1 Beyaz sırma işlemeli atlas leğen puşîdesi 1 Sırma işlemeli göğez ihram 2 Kadife üzerine kaplı sandık 5 Beyaz sırma işlemeli terpûşt 3 Sırma işlemeli marikon taam nihalesi 1 Kadife üzerine sırma ve inci işlemeli seccade maa minder 1 Atlas üzerine sırma işlemeli seccade maa minder 2 Mantin üzerine sûznî işlemeli seccade maa minder 4 Yazma seccade maa minder 2 Sırma ve inci işlemeli abdest havlusu

Page 120: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

113

2 Sırma işlemeli ayak havlusu 8 Sırma işlemeli abdest havlusu 8 İşlemeli ayak havlusu 2 Üstûfe abdest takımı bohçası 4 Üstûfe esvab bohçası 1 Sarı sırma işlemeli çârnigîr puşîdesi

10 Sarı sırma işlemeli şerbet bağlığı 20 Sarı ve beyaz sırma işlemeli taam havlusu 2 Sarı sırma işlemeli atlas sukre (?) 4 Mantin üzerine sûznî işlemeli sukre 1 Beyaz sırma işlemeli atlas sukre____________106700

Sırma ve inci işlemeli yatak takımları

Kuruş Mikdarı Esâmî_______________________________________________________________________________

1 Bürümcük üzerine kılaptan işlemeli yatak puşîdesi 12 Pembezâr yatak çarşabı 30 Tire ve kılaptan işlemeli yastık örtüsü 30 Dokuma yatak bağı 25 Kılaptan ve sade ipek ve canfes yatak bağı 1 Sırma ve inci işlemeli atlas yorgan 1 Şal yorgan 1 Sırma işlemeli atlas yorgan 6 Tefârik yorgan 6 Sûznî işlemeli yorgan 26 Yazma yorgan 12 Basma yorgan 3 Sırma ve inci işlemeli yastık 1 Sırma ve inci işlemeli yastık örtüsü 15 Sırma işlemeli yastık 5 Sırma işlemeli yastık örtüsü 51 Sûznî ve tire işlemeli yastık 1 Sırma ve inci işlemeli yatak çarşabı 1 Beyaz sırma işlemeli yatak çarşabı 20 Mermerşâhî yatak çarşabı 12 Atlas şilte 25 Dibet (?) ve basma şilte____________99400

Evânî-i sîmiyyenin mikdarını mübeyyin defterdir

Kuruş Mikdarı Esâmî_______________________________________________________________________________

1 Sîm fener 1 Kebîr sîm abdest leğeni maa ibrik 1 Yaldızlı sîm beyaz yaşmak aynası 1 Sîm müdevver yaşmak aynası 2 Sîm hamam tası 1 Sîm hamam badiyesi 1 Sîm çalhane 1 Sîm gece kandili

Page 121: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

114

2 Elmaslı kahve zarfı 12 Aznavur işi yaldızlı sîm kahve zarfı 10 Sîm kahve zarfı 1 Sîm kabaralı kahve tablası 10 Yaldızlı sîm tatlı kaşığı 10 Sîm şerbet kupası 2 Yaldızlı sîm bardak maa kapak ve tabak 10 Sîm kahve altı tabağı maa terpûşt 1 Sîm burunlu tas 1 Sîm süzgeç 12 Sîm taam bıçağı 12 Sîm taam çatalı 12 Sîm taam kaşığı 20 Uçları mercanlı tatlı kaşığı 20 Uçları mercanlı aniyuz (?) taam kaşığı 20 Uçları mercanlı …(?) hoşaf kaşığı 1 Kebîr taam tepsisi 1 Yaldızlı sîm tuzluk maa kaşık 6 Ayaklı sîm meyve tabağı 12 Sîm kapaklı sahan ve çorba kâsesi ve pilavlık 1 Sîm kaplı taam iskemlesi 1 Sîm leğen maa ibrik 1 Kebîr sîm mangal 2 Maun sandık 5 Ceviz sandık 1 Sîm leğen maa ibrik 2 Sîm buhurdan maa kılaptan 2 Altı kollu kebîr şamdan 2 Maa tepsi tek mumlu şamdan 1 Yaldızlı sîm kahve askısı maa ibrik 1 Yaldızlı sîm şerbet tepsisi 1 Sîm kahve tepsisi 1 Sîm kahve altı tepsisi 1 Yaldızlı sîm tatlı kahve hokkası maa kapak____________201800

Kiler ve mutfak takımlarının müfredat defteri

Kuruş Miktarı Esâmî_______________________________________________________________________________

28 Porselen ve billur bardağı mea kapak ve tabak 1 Fakfon şerbet tepsisi 6 Saksonya su testisi 1 Sarı yaldızlı fakfon tepsi 8 Mütenevvi saksonya kase mea kapak ve tabak 2 Saksonya sahan takımı boyalı ve yaldızlı 28 Saksonya salata tabağı 50 Saksonya reçel tabağı 18 Mütenevvi …(?) tepsi kebir vasat safir 2 Yaldızlı pirinç leğen mea ibrik 3 Nühas leğen mea ibrik 6 Üzeri yaldızlı pirinç tek mumlu şamdan mea fanus 4 Üç mumlu yaldızlı pirinç şamdan mea fanus 6 Yaldızlı pirinç el şamdanı 24 Yaldızlı tombak zarf

Page 122: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

115

2 Üzeri yaldızlı pirinç taam tepsisi 5 Nühas taam tepsisi 5 Pirinç mangal mea takım 10 Pirinç helâ ibriği 2 Yaldızlı tombak kahve tepsisi 1 Mea sandık tombak çay takımı 50 Nühas sahan mea kapak 12 Nühas çorba kasesi ve pilavlık 12 Kenarlı nühas tatlı tabağı 12 Kenarsız nühas börek tabağı 5 Nühas yedek (?) mea kapak 10 Nühas helvahane mea kapak 10 Nühas doğrama mea kapak 40 Nühas kuşhane mea kapak 15 Nühas perhiz kuşhanesi mea kapak 5 Nühas kadaif tepsisi 5 Nühas mücver …(?) 5 Nühas …(??) mea kapak 5 Nühas pilav …(?) mea kapak 5 Nühas karavana 2 Nühas süzgü 5 Nühas saplı tas 2 Nühas kebir kazan 5 Nühas cameşuy leğeni 2 Nühas bakraç 3 Nühas sitil 10 Nühas su testisi mea kupa 10 Nühas kefkîr ve kefîr (?) 4 Nühas güğüm 3 Nühas el leğeni mea ibrik 5 Nühas elmâsiyye kalıbı 1 Nühas hamur kalıbı 2 Nühas yağ …(?)____________(Belirtilmemiş)

Page 123: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

116

EK – II BelgelerKemaleddin Paşa’nın Hatice Sultan’a Yazdığı Mektuplar387

387 İ. Ü. Kütüphanesi, TY(Yazma), nr. 810 / 009911

Page 124: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

117

Page 125: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

118

Page 126: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

119

Page 127: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

120

Page 128: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

121

Page 129: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

122

Page 130: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

123

Page 131: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

124

Page 132: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

125

Page 133: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

126

Page 134: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

127

Page 135: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

128

Page 136: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

129

Page 137: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

130

Page 138: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

131

Page 139: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

132

Page 140: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

133

Page 141: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

134

Page 142: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

135

Page 143: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

136

Page 144: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

137

Page 145: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

138

Page 146: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

139

Page 147: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

140

Page 148: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

141

Page 149: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

142

Naime Sultan’ın doğum ilanı (TSMA, E. 3781)

Page 150: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

143

Naime Sultan’ın Sanayi madalyası aldığına dair belge (BOA, İ. TAL, 157 / 18 Ş 1310)

Page 151: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

144

Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın Naime Sultan ile evlilik düşündüğüne dair gazete ilanı (BOA, Y. PRK. HR, 17 / 30)

Page 152: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

145

Naime Sultan ile ilk eşi Kemaleddin Paşa’nın nikâh akitleri (BOA, Y.PRK. BŞK, 55 / 97)

Page 153: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

146

Naime Sultan ile ikinci eşi Cemaleddin Paşa’nın nikâh akitleri (BOA, İ. HUS, 155 / 1325 CA 30)

Page 154: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

147

Naime Sultan’ın çeyizinin tahmini miktarı ve liste başlıkları (BOA, Y. PRK. HH, 27 / 64)

Page 155: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

148

Naime Sultan’ın aldığı maaş miktarı (BOA, İ. ML, 58 / 1322 M 02)

Page 156: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

149

EK – III Fotoğraflar

(Naime Sultan). İ. Ü. Nadir Eserler Kütüphanesi, nr. 90622 /14

Page 157: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

150

(Naime Sultan). Bu resim Ayşe Osmanoğlu’nun “Babam Sultan Abdülhamid” isimli eserinden alınmıştır.

Page 158: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

151

(Naime Sultan). Harun Açba’nın yayına hazırladığı “Bir Çerkez Kızının HaremHatıraları” kitabından alınmıştır.

Page 159: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

152

(Naime Sultan. Nice-1931). Bu fotoğraf Memduh Süzer’den alınmıştır.

Page 160: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

153

(Naime Sultan’ın ilk eşi Mehmed Kemaleddin Paşa). Nahid Sırrı Örik’in “Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar” isimli eserinden alınmıştır.

Page 161: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

154

(Naime Sultan’ın ikinci eşi Mahmud Celaleddin Paşa). Nevsâl-i Osmanî’den alınmıştır.

Page 162: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

155

Naime Sultan Sarayı’nın Resimleri

(Naime Sultan Sarayı). İ. Ü. Nadir Eserler Kütüphanesi, nr. 779-75 / 4-5

Page 163: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

156

(Naime Sultan Sarayı). Orhan Erdenen’in “Boğaziçi Sahilhaneleri”isimli eserinden alınmıştır.

Page 164: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

157

(Naime Sultan Sarayı). Orhan Erdenenen, Boğaziçi Sahilhaneleri

Page 165: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

158

Orhan Erdenen, Boğaziçi Sahilhaneleri

Page 166: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

159

Orhan Erdenen, Boğaziçi Sahilhaneleri

Page 167: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

160

Naime Sultan Sarayı’nın 13 Temmuz 2002 tarihindeki yangından sonraki hali.

Page 168: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

161

KAYNAKÇA

ARŞİV KAYNAKLARI

A. Başbakanlık Osmanlı Arşivi(BOA)

1. Vesikalar

a. İrade Tasnifi

Dahiliye(İ.DH), Dosya Usûlü İrade Tasnifi(DUİT), Hariciye(İ. HR), Taltifat(İ. TAL), Maliye(İ. ML), İlmiye(İ. İLM), Askeri(İ. AS).

b. Yıldız Tasnifi

Hariciye Nezareti Maruzatı(Y. PRK. HR), Mâbeyn Başkitâbeti(Y. PRK. BŞK), Maliye Nezareti Maruzatı(Y:PRK. ML), Hazîne-i Hassa Nezareti Maruzatı(Y. PRK. HH), Elçilik ve Şehbenderlik Tahriratı(Y. PRK. EŞA), Mâbeyn Erkânı ve Saray Görevlileri Arîzaları(Y. PRK. DGE), Sadaret Maruzatı(Y. PRK. A), Teşrîfat-ı Umumi Dairesi(Y. PRK. TŞF), Yâveran ve Maiyet-i Seniyye Erkân-ı Harbiye Dairesi(Y. PRK. MYD), Askeri Maruzat(Y. PRK. ASK), Umum Vilayetler Tahriratı(Y. PRK. UM), Adliye ve Mezahib Nezareti Tahriratı(Y. PRK. AZN), Mütenevvî Maruzat Evrakı(Y. MTV), Yıldız Esas(Y.EE), Sadrazam Kâmil Paşa Evrakı(Yıldız Esas Evrakına Ek)(Y. EE.KP), Sadaret Hususi Maruzat Evrakı(Y. A. HUS).

c. Dahiliye Nezareti

Muhaberât-ı Umumiye İdaresi Belgeleri(DH. MUİ).

d. Bab-ı Âlî Bünyesindeki Diğer Dairelere Ait Belgeler

Meclis-i Vükelâ Mazbataları(MV).

2. Defterler

Bâb-ı Asafî Hanedan Defterleri(A. DVN. HND), nr. 1.

B. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi(BCA)

Dahiliye Vekâleti (030. 10 / 202. 381. 19), Dahiliye Vekâleti(030. 10 / 203. 390. 22).

C. Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi(TSMA)

Evrak (E.).

D. Milli Saraylar Hazine-i Hassa Arşivi(MSHHA)

Evrak I, II.

Page 169: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

162

E. Yazmalar

İ. Ü. Kütüphanesi, TY(Yazma), nr. 810 / 009911

F. Fotoğraflar

İ. Ü. Nadir Eserler Kütüphanesi, nr. 90622 / 14; Ü. Nadir Eserler Kütüphanesi, nr. 779-75 / 4-5.

KAYNAK VE ARAŞTIRMA ESERLER

Abdülaziz Bey, Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri, hzl.: Kâzım Arısan ve Duygu Arısan Günay, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay., 2002.

Açba, Leyla. Bir Çerkez Prensesinin Harem Hatıraları, Haz: Harun Açba, İstanbul: Leyla ile Mecnun Yay., 2004.

Ahmet Saib. Sultan II. Abdülhamid ve Saltanatının İlk Yılları, hzl.: Adem Kara, İstanbul: IQ Yay., 2006.

Akyıldız, Ali. Osmanlı Bürokrasisi ve Modernleşme, İstanbul: İletişim Yay., 2004.

_______. Refia Sultan, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay., 1998.

_______. Osmanlı Dönemi Tahvil Ve Hisse Senetleri, İstanbul: Tarih Vakfı Yay., 2001.

Alderson, Anthony Dolphin, Bütün Yönleri İle Osmanlı Hanedanı, hzl.: Mustafa Armağan, çev.: Şefaettin Severcan, Erkam Matbaacılık, Tarihsiz.

Ali Said. Saray Hatıraları ve Sultan Abdülhamid’in Hayatı, hzl.: Ahmet Nezih Galitekin, İstanbul: Nehir Yay., 1994.

Arpacı, Seyfullah. Sultan II. Abdülhamid, İstanbul: Işık Yay., 2005.

Arslan, Mehmet. Türk Edebiyatında Manzum Surnâmeler, Ankara: Atatürk Kültür Başkanlığı Yayınları, 1999.

Bardakçı, Murat. Son Osmanlılar, İstanbul: Gri Yay., 1991.

Bürokrat Mehmet Tevfik Biren Bey, II. Abdülhamid, Meşrutiyet ve Mütareke Hatıraları, hzl.: Fatma Rezan Hürmen, İstanbul: Pınar Yay., 2006, II.

Dağlı, Yücel ve Üçer, Cumhure. Tarih Çevirme Kılavuzu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1997, V.

Danışmend, İsmail Hami. İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul: Türkiye Yay., 1925, IV.

Page 170: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

163

Davis, Fanny. Osmanlı Hanımı, çev.: Bahar Tırnakçı, İstanbul: Yapı Kredi Yay., 2006.

Dolmabahçe Sarayı, İstanbul: TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, 2005.

Ekrem, Reşad ve Osman, Refik. Nevsâl-i Osmanî, İstanbul: İkbal Kitaphanesi, 1327-1329.

Eldem, Edhem. 135 Yıllık Bir Hazine Osmanlı Bankası Arşivinde Tarihten İzler,İstanbul: Osmanlı Bankası Yay., 2001.

_______. İftihar ve İmtiyaz Osmanlı Nişan ve Madalyaları Tarihi, İstanbul:Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, 2004.

Engin, Vahdettin. Sultan Abdülhamid ve İstanbul’u, İstanbul: Simurg Yay., 2001.

Erdenen, Orhan. Boğaziçi Sahilhaneleri, İstanbul: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Dairesi Başkanlığı Yay., 1994, IV.

Ertuğrul, Sara. Geçmiş Zaman Olur ki, Anlatan: Mevhibe Celâlettin, İstanbul:M.Sıralar Matbaası, 1953.

Erüreten, Metin. Osmanlı Madalyaları ve Nişanları Belgelerle Tarihi, çev.: Erhan Uzsay, İstanbul: DMC İstanbul, 2001.

Goodwin, Godfrey. Osmanlı Kadının Özel Dünyası, çev.: Sinem Gül, İstanbul: Sabah Kitapları, 1998.

Güleryüz, Ahmet ve Yüce, Hande. Şirket-i Hayriyye’nin Boğaziçi Vapurları,İstanbul: Denizler Kitabevi, 2002.

Haslip, Joan. İngiliz Merkezli Şark Politikası ve II. Abdülhamid, trc.: Zeki Doğan, İstanbul: Fener Yay., 1998.

Hisar, Abdülhak Şinasi. Boğaziçi Yalıları ve Geçmiş Zaman Köşkleri, İstanbul:Ötüken Neşriyat, 1978.

Hülagü, M.Metin. Sultan II.Abdülhamid’in Son Günleri Hususi Doktoru AtıfHüseyin Bey’in Hatıraları, İstanbul: Pan Yay., 2003.

______. Yaralı Mareşal, İzmir: Yitik Hazine Yay., 2006.

Hürmen, Fatma Rezan. Ressam Naciye Neyyal’in Mutlakiyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet Hatıraları, İstanbul: Pınar Yay., 2000.

İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1946, X.

İrtem, Süleyman Kâni. Osmanlı Sarayı ve Haremin İçyüzü, hzl.: Osman Selim Kocahanoğlu, İstanbul: Temel Yay., 1999.

Page 171: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

164

Karal, Enver Ziya. Osmanlı Tarihi, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1988, VIII.

Kurnaz, Şefika. II. Meşrutiyet Döneminde Türk Kadını, İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yay., 1996.

_______. Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını, İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yay., 1992.

Lewis, Bernard. Modern Türkiye’nin Doğuşu, çev.: Metin Kıratlı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1991.

Mardin, Şerif. Türk Modernleşmesi, İstanbul: İletişim Yay., 1991.

Mazak, Ferdâ. Sultan II. Mahmud’un Kızı Adile Sultan, İstanbul: Çamlıca Kültür ve Yardım Vakfı Yay., 2000.

Melek Hanım. Haremden Mahrem Hatıralar, çev.: İsmail Yerguz, İstanbul: Oğlak Yay., 1996.

Mourad, Kenize. Saraydan Sürgüne, çev.: Nuriye Yiğitler ve Gökçe Tuncer, İstanbul: Everest Yay., 2006.

Okyar, Ali Fethi. Üç Devirde Bir Adam, hzl.: Cemal Kutay, İstanbul: Tercüman Yay., 1980.

Osmanoğlu, Ayşe. Babam Sultan Abdülhamid, İstanbul: Güven Yayınevi, 1960.

Osmanoğlu, Osman Selahaddin. Osmanlı Devletinin Kuruluşunun 700. Yılında Osmanlı Hanedanı, Tak: Ertuğrul Osman, İstanbul: İslam Tarih, Sanat ve Kültürünü Araştırma Vakfı Yay. (İSAR), 1999.

Osmanoğlu, Şadiye. Hayatımın Acı ve Tatlı Günleri, İstanbul: Bedir Yay., 1966.

Örik, Nahid Sırrı. Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar, İstanbul: İş Bankası Yay., 2002.

_______. Abdülhamid’in Haremi, İstanbul: Arba Yay., 1989.

Öztuna, Yılmaz. Devletler ve Hanedanlar Türkiye (1074 – 1990), Ankara: Türk TarihKurumu Yay., 1996, II.

Quataert, Donald. Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Edt.: Halil İnalcık ve Donald Quataert, trc.: Ayşe Berktay - Süphan Andıç-Serdar Alper, İstanbul 2004, II.

Saz, Leyla. Haremin İçyüzü, Düzenleyen: Sadi Borak, Milliyet Yay., 1974.

Son Vak’anüvis Abdurrahman Şeref Efendi Tarihi, hzl.: Bayram Kodaman veMehmet Ali Ünal, Ankara: Türk Tarihi Kurumu Basımevi, 1996.

Page 172: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

165

Süreyya, Mehmed. Osmanlı Devletinde Kim Kimdi, hzl.: Gültekin Oransay, Ankara: Küğ Yay., 1969, I.

Şair Nigâr. Hayatımın Hikâyesi, İstanbul: Ekin Basımevi, 1959.

Şakir, Ziya. Sultan İkinci Abdülhamit Şahsiyeti ve Hususiyetleri, İstanbul: Anadolu Türk Kitap Deposu (Muallim Fuat Gücüyener) , 1943.

Şehsuvaroğlu, Haluk Y. . Tarihi Odalar, İstanbul: İnkılap Kitapevi, 1954.

_______. İstanbul Sarayları İlavesi, Yapı Kredi Bankası’nın Onuncu Yıldönümü Hatırası, Doğan Kardeş Yay., 1954.

Şehzade Ali Vâsıb Efendi. Bir Şehzadenin Hâtırâtı Vatan ve Menfâda Gördüklerim ve İşittiklerim, hzl.: Osman Selaheddin Osmanoğlu, İstanbul: Yapı Kredi Yay., 2004.

Şemseddin Sami. Kamûs-ı Türkî, İstanbul: Kapı Yay., 2004.

Tahsin Paşa. Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları, İstanbul: Milliyet Matbaası, 1931.

Tektaş, Nazım. Harem’den Taşanlar, İstanbul: Çatı Kitapları, 2004.

Tepedenlioğlu, Nizamettin Nazif. İlan-ı Hürriyet ve Sultan II.Abdülhamit Han, İstanbul: Yeni Matbaa, 1960.

Tezcan, Hülya. Osmanlı Sarayının Çocukları, İstanbul: Aygaz Yayınları, 2006.

Uluçay, M. Çağatay. Harem II, İstanbul: Türk Tarih Kurumu Yay., 1992.

_______. Padişahların Kadınları ve Kızları, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1980.

_______. Osmanlı Sarayında Harem Hayatının İçyüzü, İstanbul: İnkılap Yay.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devletinin Saray Teşkilatı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1984.

Ünüvar, Safiye. Saray Hatıralarım, İstanbul: Cağaloğlu Yay., 1964.

Yıldız Sarayı Şâle Kasr-ı Hümâyunu, İstanbul: TBBM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yay., 1993.

Yılmaz, Ömer Faruk. Sultan Abdülhamid Han’ın Harem Hayatı, İstanbul: Eylül Yay., 2002.

SÜRELİ YAYINLAR

Page 173: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

166

Aynur, Hatice. “ Saliha Sultan’ın Düğün Töreni ve Şenlikler” , Tarih ve Toplum, İstanbul 1989, XI

Banoğlu, Niyazi Ahmet. “Hadice Sultan’ın Aşk Mektupları”, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul 1969, sayı: 6.

_______. “Hadice Sultan’ın Aşk Mektupları”, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul 1969, sayı: 5.

Göncü, Cengiz ve Çelik, Serpil, “Arşiv Belgeleri Işığında Dolmabahçe Sarayı Bölümleri, Mekan İşlevleri ve Plan Özellikleri”, Dolmabahçe Sarayı, İstanbul: Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yay., 2003.

Mümtaz, Semih. “Evvel Zaman İçinde”, Canlı Tarihler Serisi, Türkiye Yay., İstanbul 1946, IV.

Özbilgen, Erol. “Nişanlar ve Madalyalar”, Antika ve Dekorasyon ve Sanat Dergisi, İstanbul 1994, sayı: 27.

Rey, Ahmet Reşit. “Gördüklerim-Yaptıklarım”, Canlı Tarihler, İstanbul: Türkiye Yay., 1945, III.

Şehsuvaroğlu. “Boğaziçine Dair”, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, İstanbul 1923.

Uluçay. “İstanbul’da XVIII ve XIX. Asırlarda Sultanların Doğumlarında Yapılan Törenler ve Şenliklere Dair”, İstanbul Enstitüsü Mecmuası, İstanbul 1958, sayı: 4.

ANSİKLOPEDİ

Aksoy, Bülent. “Osmanlı Geleneğinde Kadın”, Osmanlı Ansiklopedisi, Ankara 1999, X.

Genç, Mehmet. “Esham”, Diyanet İslam Ansiklopedisi(DİA),İstanbul 1995, XI.

Küçük, Cevdet. “Abdülhamid II” , Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 1988, I.

Şahin, İlhan. “Abbas Hilmi II”, Diyanet İslam Ansiklopedisi(DİA), İstanbul 1988, I.

İNTERNET

Altınoluk Dergisi, “Vatan Bizim İçimizde Yaşar Biz Onun Değil”, Ocak 1998, 143, http://www.davetci.com/d_soylesi/rop_muhammed_kubilay.htm (27 Ocak2008).

Page 174: T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · dönemin havas hayatını temsil eden şahsiyetlerden

167

Bahar, Sonat. “Sultan Torunu İstanbul’da”, Sabah Gazetesi, 16 Eylül 2006, http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/16/cpsabah/gnc104-20060916-101.html (15Aralık 2007)

Aksoyer, Ali. “Naime Sultan Yalısı’nı Benzinle Kundaklamışlar”, Hürriyet Gazetesi, 25 Ocak 2003, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=123845 (20Ocak 2008)

Bardakçı, “Yüzme İhtisas’ın Bulunduğu Yalı Daha Önce Başka İhtisasların Mekânıydı”, Hürriyet Gazetesi, 06 Ağustos 2006,http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4876110 (05 Nisan 2007).

1899–1999YüzyılCenturyhttp://64.233.183.104/search?q=cache:BHtUGuHav7MJ:www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/yuzyil/19401949.htm+paris+i%C5%9Fgal+1940&hl=tr&ct=clnk&cd=13&gl=tr. (12 Mart 2008)

GAZETELER

Hanımlara Mahsus Gazete, Tasvir-i Efkâr.

ELEKTRONİK POSTA

Harun Açba ile e-mail yoluyla elde edilen bilgiler (22. 08. 2006).