68
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı KASIM 2014 SAYI: 387 ’NİN SESİ DüNYA DEVLERi iSTANBUL’U MERKEZ YAPACAK TAŞIMACILIK LOJİSTİĞE DÖNÜŞECEK Lojistik Master Planı hazırlanacak Kurumların lojistikte üstleneceği roller tanımlanacak Demiryolları özel taşıyıcılara açılacak Lojistik merkezler oluşturulacak Liman altyapıları geliştirilecek Teknoloji ve Ar-Ge desteklenecek iRAN-TüRKiYE TiCARETi 4 MiLYAR DOLAR ARTACAK

’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın OrganıKASIM 2014 SAYI: 387’NİN SESİ

dünya devleriistanbul’u merkez yapacak

Nakliyeci İran’ı by-pass edecek

TAŞIMACILIK LOJİSTİĞE

DÖNÜŞECEK

Lojistik

Master P

lanı

hazırlanacak

Kuru

mla

rın

lojis

tikte

üs

tlene

ceği

rolle

r ta

nım

lana

cak

Dem

iryo

lları

öze

l ta

şıyı

cıla

ra a

çıla

cak

Lojistik merkezler

oluşturulacak

Liman altyapıları

geliştirilecek

Teknoloji ve Ar-G

e

desteklenecek

iran-türkiye ticareti 4 milyar dOlar artacak

Page 2: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 3: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 4: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

Kasım

2014

16 Pittella’ya sektörün AB ülkelerinde yaşadığı sorunlar anlatıldıAvrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu Başkanı Pittella’ya “Sektörümüzün AB Ülkelerindeki Sorunları” aktarıldı.

4236

18 UND Yönetimi DEİK İş Konseyleri Olağan Genel Kurulu’na katıldıLütfi Kırdar Kongre ve Etkinlik Merkezi Rumeli Salonu’nda gerçekleşen DEİK İş Konseyleri Olağan Genel Kurulu’na UND Yönetim Kurulu olarak tam kadro katıldı.

20 İran, gündemin sıcak maddesi olmaya devam ediyorİran’ın ülkemiz uluslararası taşımacılarına yönelik uygulamış olduğu haksızlık-lar yaklaşık son üç ayın en sıcak gündemini oluşturmaya devam ediyor.

36 Hatay Ro-Ro lojistik sektörünün sorunlarını çözecekSuriye’deki iç savaş nedeniyle Ortadoğu’daki dokuz ülkeye deniz yoluyla taşı-macılık yapan, ancak anlaştıkları Ro-Ro firmalarıyla sorunlar yaşadıkları için zarara uğrayan Hataylı 55 nakliye firması, Hatay Ro-Ro Line İnc. A.Ş. adıyla şirket kurdu.

Sayı: 387

Page 5: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına SahibiÖmer Çetin Nuhoğlu

Genel Yayın YönetmeniFatih Şener

Sorumlu ve Yazı İşleri MüdürüHatice Hacısalihoğlu

Yayın KuruluAli Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan

Yazı KuruluAlper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim

Haber MerkeziAlpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin

Mali İşler MüdürüMuhammet Haybarlık

Reklam SorumlusuHatice Hacısalihoğlu0212 359 26 00 / 208

Yayına HazırlıkLOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ

Genel YönetmenMutlu Doğan

EditörAhmet Doğan

Grafik TasarımErhan Aydın

İletişim0212 579 92 35

ctp baskı ve ciltİstanbul Basım Ltd.Şti0212 603 26 20Kasım 2014

adresCennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B BlokCennet / Küçükçekmece İSTANBUL - TÜRKİYETel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 [email protected] ve Süreli Yayın

5660

40 Omsan marka değerini artırıyor Omsan Lojistik, 58 milyon dolar marka değeri ile sektörün en değerli markası seçildi. Om-san Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, Türkiye’nin bir lojistik ülkesi olarak marka-laşması için yapılan çalışmaların önemine vurgu yaptı.

46 Şerafettin Aras’ın kaleminden500 milyar Dolar’lık ihracat hayal mi gerçek mi?

50 Kış lastiği genelgesi yenilendiKarayollarında 1 Aralık tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan kış lastiği zo-runluluğu ile ilgili bazı konular bir genelgeyle yeniden düzenlendi.

55 Satış karlılığını ikiye katlamanın yolu ihracattan geçiyorBilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, 2006-2013 dönemi gerçekleşmelerinin yer al-dığı Girişimci Bilgi Sistemi verilerine göre tasarım ve ihracat yapan şirketler, yapma-yan şirketlere oranla daha yüksek kârlılık elde ediyor.

62 ADR ve Transit Serbestisi derinlemesine işlendiLogitrans 2014 Fuarı’nda gerçekleştirilen konferanslarda ADR konusu ve Transit Serbestisi konusu, konunun uzmanları tarafından katılımcılara aktarıldı.

’NİN SESİ

Page 6: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 7: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

ÖMER ÇETİN NUHOĞLUUND YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Değerli Dostlarım,

Lojistik sektörünün ülke ekonomisinin gelişimi için taşıdı-ğı önemi, yıllardan beri ifade ediyoruz. Bu gayretlerimizin kamu kesiminde de karşılık gördüğünü, son dönemde lojis-tik sektörü ile ilgili politikaların, resmi devlet politikası hali-ne geldiğini, memnuniyetle izliyoruz. Geçtiğimiz haftalarda bu konuda sevindirici bir başka gelişme yaşadık. Sayın Baş-bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı 10. Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planları kap-samında öncelikli dönüşümü planlanan 9 sektörden birinin taşımacılık ve lojistik sektörü olarak resmen açıklandı. Bu gelişme, lojistik sektörü için kritik öneme sahip. Türkiye’nin milli rekabet gücünün lojistikte başarılı performanstan geç-tiğini her fırsatta belirten UND olarak, 500 milyar dolar ih-racat hedefi temelinde şekillenen Kalkınma Modelimizin başarısı için sektörümüze büyük görevler düştüğünün bilin-cindeyiz. Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarında özellikle, lojistik alanında tüm kurumlar arasında eşgüdümün sağlanacağını ifade etmiş olması, mevcut durumda zaman zaman, önemli sektör projelerinde yaşanmakta olan yetki karmaşasının or-tadan kaldırılması ve yakın gelecekte verimlilik tartışmaları-nı beraberinde getirmesi muhtemel dağınık yapının topar-lanması yönündeki kararlılığı ortaya koydu. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planımızda Dünya Bankası’nın 160 ülkenin lojis-tik hizmet performansı üzerinden ekonomik rekabet gücünü değerlendirdiği Küresel Lojistik Performans Endeksi sırala-masında Türkiye’nin 2023 yılında ilk 15 ülke içinde yer al-ması hedefinin, ülkemizin kalkınma hedeflerinin temel per-formans göstergeleri arasında yer alması, bizler için çok he-yecan verici olan bu yeni yaklaşımın bir göstergesi. Türkiye’nin, lojistik performansını son 3 Endeks’te 39. sıra-dan 30. sıraya yükselerek artırmış olması, bu anlayışın bir yansıması olarak, son yıllarda ulaştırma altyapıları ve sis-temlerine, gümrük ve sınır kapılarımızın modernizasyonu-na, sektör firmalarımızın küresel ekonomiye entegrasyonu-na yapılan yatırımların bir sonucudur. Son birkaç senedir lojistik performansımızın, ihracatçıları-mız tarafından da izlenmekte olduğu ayrı bir gerçek. Tür-kiye, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyar do-

larlık bir ihracat rakamını hedeflerken UND olarak ‘lojis-tik sektörü olmadan bu hedeflere ulaşılamayacağını’ süre-cin en başında söylemiştik. Ancak meselenin daha önce faz-laca belirtilmemiş olan boyutunu da ifade etmekteyiz. İh-racat odaklı büyüyen ülkemizin ihracatının hedef pazarları-na ulaştırılmasında, son yıllarda ‘yabancı taşımacıların’ ar-tış oranlarına vurgu yaparak ‘ihracat yaparken yabancı ta-şımacılardan yapılacak hizmet ithalatının cari açığımızı bü-yüteceği” uyarılarında da bulunmaktayız. Ülkemizin üretimi, yine ülkemizin yerleşik taşımacıları tarafından taşındığı tak-dirde, elde edilecek döviz geliri de ülkemizin kazanç hane-sine yazılacaktır. Dünyada gelişmiş ülkelerin tamamının, küresel lojistik per-formans sıralamasında ilk sıralarda yer aldığını görüyoruz. Ekonomik büyüme ve lojistik performansının birbirine pa-ralel geliştiğini ve bunun tesadüf olmadığının da özellikle altını çizmek isterim. Dış ticaretle kalkınma modelini seç-miş olan Türkiye’nin ihracatını hedef pazarlara etkin şekilde ulaştıracağı alternatif güzergâhların araştırılmasından, ülke ve sektör bazındaki ihracat hedeflerinin Karayolu Taşımacı-lığı Kotaları ile eşleştirildiği bir çalışmanın yapılmasına ka-dar, sektörün yıllardır talep ettiği birçok projenin, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planımız dâhilinde önümüzdeki 5 yıl için ka-munun çalışma programına yerleştirilmesi gerekiyor. Taşı-macılık ve lojistik sektörü ile ilgili eylem planlarının, kamu ve özel sektörden tüm paydaşların ortak kararı, önerileri ve uz-laşıları temelinde, reel sektör kaygıları ve rekabet gücü un-surları gözetilerek aynı zamanda gerekli bütçelendirme ça-lışmaları yapılarak belirlendi. Bu süreçte UND de çeşitli sek-törel projeler sunarak kalkınma hedeflerimize katkılar sağ-ladı, dolayısıyla bu projelerin birçoğunda UND, sorumlu ku-ruluşlar arasında görevlendirilmiş bulunuyor. Bizler, ülke-mizin refahı ve rekabetçi geleceği için tüm kaynaklarımızı seferber edip, azim ve kararlıkla çalışmalarımızı sürdürmek-teyiz. Kalkınma Planımızın lojistik hedeflerinin en başında zikredilen ve belki de en öncelikle hayata geçirilmesi gerek-tiğini düşündüğümüz “Lojistik Koordinasyon Kurulu” kapsa-mında bizlere verilecek tüm görevleri layığıyla yerine getir-meye hazırız.

Saygı ve Sevgilerimle...

BAŞYAZI

Page 8: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

8

Kasım 2014

Page 9: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

Editör’den

Merhaba,Türkiye’de lojistik firmalarımızın yaptığı yatırımların ağırlıklı bölümünü araç ve depo yatırımları oluşturu-yor. Uluslararası taşımacılık yapan firmalarımız araç parklarını sürekli yenilemek ve genç tutmak zorunda-lar. Rekabetin sürekli artması da firmaları yatırım yap-maya zorluyor. Hayatta kalmak için minimum maliyet-le en kaliteli hizmeti vermeye çalışan üyelerimizin, ta-şımacılığa sadece bir ürünü iki nokta arasında ulaştır-mak olarak bakan bir kesim ile aynı şartlar içinde re-kabet etmeleri de oldukça güç. Sektörümüzün hizmet verdiği firmaların da nereden ve nasıl hizmet almaları gerektiği konusunda bilinçlen-meleri gerekiyor. Firmalarımız yatırım yaparak reka-betin gerektirdiği koşulları yerine getirirken, büyük bir maliyetin altına giriyorlar. Bu lojistiğin temelinde olan ve müşterilerin en büyük beklentilerinden. Firmaları-mızın yurtdışı yatırımlarına baktığımızda ortaya çıkan tabloyu net şekilde ortaya koyarsak resmi tam olarak okuyabiliriz. Türkiye’nin en büyük lojistik firmaları, ki bunların yurtiçinde çok güçlü yapılanmaları ve 400 bin metrekareleri geçen depo yatırmaları, binli adetle-re ulaşan filo yönetimleri var. Bu firmalarımız Avrupa başta olmak üzere birçok bölge ve ülkede şirket ku-ruyorlar. Resmin diğer boyutunda ise Türkiye’de her-hangi bir yatırımı olmayan, farklı ülke ve bölgelerde acentelik anlaşmaları dışında bir yapılanmaları bulun-mayan firmalar var. Ve bunlar lojistik hizmet verdik-leri iddiasında bulunuyorlar. Ellerindeki paketi müşte-rilerine sunuyorlar. Güzelce ambalajlanmış bu pake-ti alan müşteri, işine yarayacağını düşündüğü hizme-ti alıyor. Bir sorunla karşılaşınca da karşısında muha-

tap olarak paketin içindeki her bir hizmet için ayrı ayrı kişileri buluyor. Lojistik sorumluluk gerektiren bir sektördür. Bu sorum-luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini lojistik firmaları yöne-tiyor. Firmaların yarısı kendi ürünlerine kendi depola-rında hizmet verme yoluna gidiyorlar. Bunun birçok sebebi olabilir. Ama sektörü ilgilendiren tarafını irde-lersek ve kendimize bundan bir pay çıkarırsak ilk akla gelenini; uygun maliyetle, yüksek kalitede ve sürdürü-lebilir bir lojistik hizmet verilemediğidir. Kendi depo yatırımı bulunan ve mali yüke girmiş olan firmaları-mızın müşterilerine en yüksek kalitede ve sorumluluk-ta hizmet üreteceği aşikardır. Ve bunun sürdürülebilir olması için de ek yatırımlarla bunu destekleme yoluna gideceklerdir. Ancak “müşteri bulursam depo kolay”, mantığı hizmet kalitesini düşüren önemli bir etkendir. Çünkü oyunu kendiniz oynamıyorsunuz. Şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapıyorsunuz. Bu da lojistik hizmet alan müşterilerin kendi başlarının çarelerine bakmala-rına neden oluyor. Türkiye toplam 8 milyon metrekarelik depolama ala-nına sahip ve bunların ancak yüzde 20’si A sınıfı di-yebileceğimiz alanlar. Son dönemde üyelerimizin özel ihtisas depo yatırımlarına yöneldiklerini, Avrupa’da bile eşine az rastlanır standartları yerine getirdiklerini görüyoruz. Bu depolar konvansiyonel depolara oran-la yüzde 40 daha fazla maliyet getiriyor. Ancak üyele-rimizin bu yatırımı yapmaları müşteriye nasıl baktıkları-nın çok önemli bir örneği ve bundan gurur duyuyoruz.

Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar hoşçakalın…Saygılarımla…

Fatih ŞENERUND İcra Kurulu Başkanı

“Üyelerimiz Avrupa’da bile eşine az rastlanır standart-larda depo yatırımı yapıyorlar. Bu depolar konvansiyo-nel depolara oranla yüzde 40 daha fazla maliyet getiri-yor. Üyelerimizin bu yatırımı yapmaları; müşteriye na-sıl baktıklarının çok önemli bir örneği ve bundan gurur duyuyoruz...”

Page 10: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

10

Kasım 2014

UND’DEN

Bolu’da, iş sağlığı ve güvenliği kanunu gereği yangın eğitimi gerçekleştirildi

İş güvenliği çağımızın olmazsa ol-mazları arasında geliyor. ‘Önce iş emniyeti sonra iş’ prensibi ülkemiz-de de ivedilikle yerine oturmaya başlıyor. İş güvenliğinin en önemli öğesi ise kuşkusuz iş eğitimden ge-çiyor. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Gü-venliği Kanunu kurum ya da kuru-luşlarda işyerinin ölçeğine bakmak-sızın, yangın önleme, koruma, tahli-ye, yangınla mücadele konularında uygun donanıma sahip ve bu konu-da eğitimli yeterli sayıda kişinin gö-revlendirilmesini zorunlu hale geti-riyor. Kanun yönetici ya da işvere-nin yangın ihtimaline karşı araç ve gereçleri sağlayarak, eğitim ve tat-bikatları yaptırmasını ve yangın ih-timaline karşı eğitilmiş kişi/kişilerin kurum ya da kuruluşlarda her za-man hazır bulunmalarını şart koşu-yor. Bolu’da Orhan OSGB ve UND işbirliği ile iş güvenliği ile ilgili ko-

nuları içeren şu teorik eğitim verildi: Yanma ve yanma üçgeni, yanmanın koşulları, yanma ürünleri, yangın, yangının çıkma nedenleri, yangının safhaları, yangın sınıfları, yangınla mücadele yöntemleri, yangın sön-

dürme maddeleri, yangın söndür-me teknikleri, yangın anı ve sonra-sı. Eğitimin ikinci aşaması olan uy-gulamalı yangın söndürme eğitimi-nin ise aralık ayında gerçekleştiril-mesi planlanıyor.

Macaristan KEK Toplantısı’nda Türkiye’ye yönelik kısıtlamalar gündeme getirildi

Türkiye ile Macaristan arasında 13-14 Kasım tarihlerinde gerçekleş-tirilen Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı’nda (KEK) Macaristan’ın ülkemiz taşımacılarına yönelik kısıt-layıcı ve maliyet arttırıcı uygulama-ları masaya yatırıldı. Macaristan ta-rafından ücretli geçiş belgeleri için Türk plakalı araçlarda tahsil edilen 436 Euro’luk ücretin yanı sıra otoyol kullanımı için ödenen 120 Euro’nun maliyet arttırıcı uygulamalar olduğu gündeme getirilirken 436 Euro’luk belge ücretinin sadece Türk taşıma-cılarından ayrımcı bir şekilde alını-yor oluşunun kabul edilemeyece-ği, 1968 tarihli İkili Karayolu Anlaş-masında yer alan “Mal nakliyatı ya-pan araçlar, karşılıklı olarak, gerek plaka ve seyrüsefer ile ilgili olan ver-gi ve resimlerden, gerek idari ve ba-kım masraflarını karşılamak üzere

alınan vergi ve resimlerden muaf tu-tulacaktır.” hükmüne aykırılık teşkil eden bu ücretin kaldırılması gerek-liliği Macar heyetine aktarıldı. KEK Toplantısı’nda gündeme getirilen bir başka konu da, iki ülke arasındaki 1992 tarihli KUKK Protokolü’nde yer alan “Yeşil araçlara belge muafiye-ti” hükmünün yine iki ülke arasındaki protokollere aykırı şekilde işletilme-diği hususu oldu ve iki ülke arasın-daki ekonominin gelişmesi için yeşil araçların belgeden muaf olmasının sağlanmasının önem arz ettiği ifade edildi. Gündeme getirilen son konu ise, son dönemde Macaristan ma-kamları tarafından kesilen ve 1968 tarihli anlaşmadaki “Her sefer ve her vasıta için (römorklar dahil) ayrı bir müsaade belgesi verilecektir.” hük-münün yanlış yorumlanması ve fark-lı çekici – römork kombinasyonu ile

UBAK belgesi kullanılarak gerçek-leştirilen taşımalarda sadece römor-kun Türk olması nedeniyle firmaları-mıza kesilen ve Türk ihraç eşyasına ambargo niteliği taşıyan haksız ce-zai işlemler gündeme getirildi. Hem UBAK kuralları hem de iki ülke ara-sındaki anlaşma hükümlerini ihlal eden ve iki ülke arasındaki ekono-mik ilişkilere zarar veren uygulama-nın kaldırılması talep edildi. Toplan-tıya UND adına Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak katılım sağladı.

Page 11: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 12: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

12

Kasım 2014

UND’DEN

Halkalı Gümrük Müdürlüğü yolunu bekliyor Bilindiği üzere, Çatalca’da inşa-atı devam eden Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün yeni binası bitme aşamasına geldi fakat Karayolları Genel Müdürlüğü’nün devam eden yol inşaatı sebebiyle taşınma süre-cinde gecikme yaşanıyor. Bitme aşa-masına gelen inşaat faaliyetleri, yol yapım süreci ve alternatif yol ola-naklarını incelemek ve karşılıklı fi-kir alışverişinde bulunmak amacıy-la UND Genel Sekreteri Ali Çiçek-li, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke, İs-tanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Mü-dür Yardımcısı Hasan Cingöz, Güm-rük ve Turizm İşletmeleri A.Ş. İşlet-me Uzmanı Ali Nehir Yücel ve Mu-ratbey Gümrük İnşaat Sorumlu-su Mustafa Köseoğlu’nun katılımla-rı ile gerçekleştirilen Halkalı Güm-rük Müdürlüğü’nün yeni hizmet bina-sı ziyaretinde; gümrüklü sahalar, mu-ayene alanları, sosyal tesisler, itha-

lat ve ihracat operasyonlarının ger-çekleştirileceği alanlar, depolar, ofis-ler ve taşınması sürecini hızlandıra-bilmek adına kullanılabilecek yol al-ternatifleri gözlemlendi ve çalışma-larla ilgili bilgi alındı. Halkalı Güm-rük Müdürlüğü’nün mevcut yerine kı-yasla hem taşımacılar hem de güm-

rük personeli açısından büyük ola-nakları beraberinde getirecek, güm-rük süreçlerinde yaşanan sorunları ve beklemeleri en aza indirecek olan yeni hizmet binasının açılışının önün-de tek engel olarak duran “Yol Ya-pım Sürecinin” hızlandırılması adına UND girişimleri devam ediyor.

Barselona Limanı yetkilileri UND’yi ziyaret etti Barselona Limanı yetkilile-ri UND’yi ziyaret etti. UND Yöne-tim Kurulu Başkan Yardımcısı Mu-rat Baykara’nın başkanlığında ger-çekleşen toplantıya İspanya Liman yetkileri Carlos Alvarez Cascos, Ana Arevalo, UND İspanya Çalış-ma Grubu Üyeleri ve firma avukat-ları katılım gösterdi. Toplantıda Bar-selona liman yetkilileri ile bir ara-ya gelindi. Başta geçiş belgesi prob-lemleri ve Toulon Limanı’ndan yarı

römork çektirme işlemleri sırasın-da İspanya ve ardı ülkelere taşıma-cılık faaliyeti gerçekleştiren üyelerin İspanya’da karşılaşmış olduğu cezai işlemler gündeme alındı. Barselona liman yetkilileri, ülkemiz taşımacıları-nın karşılaşmış olduğu sorunlarla ya-kından ilgilendi ve bağlı bulundukla-rı İspanya Ulaştırma Bakanlığı yetki-lileri ile en yakın zamanda bir araya gelerek sorunların çözümünde des-tek olacaklarını ifade ettiler.

UND, Türk Konseyi’ni ziyaret etti Türk Konseyi’nin daveti üzerine UND, Türk Konseyi Genel Sekreterliği’ni 14 Kasım’da ziyaret etti. Azerbaycan, Ka-zakistan, Kırgızistan ve Türkiye’den oluşan bir uluslararası örgüt olan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin sekreteryası, 2010 yılında kuruldu ve merkezi İstanbul olarak be-lirlendi. Üye ülkeler arasındaki ilişkile-ri derinleştirerek daha ileri bir noktaya taşımak ve ülkeler arasında ekonomik ve ticari fayda yaratmak amacıyla ku-rulan Türk Konseyi “ulaştırma işbirliği” konusuna büyük önem veriyor. Türk Konseyi’nin üzerinde çalıştığı konular-dan biri de, taşımacı firmaların saha-

da karşılaştıkları sorunları hızlı bir şe-kilde giderebilmek amacıyla üye ülke ulaştırma bakanlıklarının eşgüdümün-de bir ‘irtibat hattı’ oluşturulması. Bu irtibat hattının çalışma usulü, iş mode-li ve ilgili ülkelerde yaşanan taşımacı-lık sorunları, Hazar geçişi ve UND’nin bu konulardaki çalışmaları hakkın-da UND’nin görüş ve destekleri talep edildi. UND tarafından, Türk Cumhu-riyetleri ile ulaştırma alanında işbirliği-nin önemi vurgulanarak bölgede ya-şanan sorunlar aktarıldı. UND’nin iş-birliğine hazır olduğumuz paylaşıldı ve Türk Konseyi toplantılarına UND’nin katılımına karar verildi.

Page 13: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 14: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

14

Kasım 2014

UND’DEN

Uluslararası Ulaştırma Forumu’nda kotaların yarattığı sorunlar paylaşıldı

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) bağlı olarak faa-liyet gösteren Uluslararası Ulaştırma Forumu-ITF (eski adıyla ECMT/UBAK) bünyesinde geçen yıl kurulan “Şirket-lerle Ortaklık Kurulu” 3. toplantısında, sektörün özellikle Avrupa Birliği ülke-leri tarafından uygulanan haksız kota kısıtlamaları sebebiyle yaşadığı prob-lemler gündeme getirildi. Toplantı-da, firmaların Ro-La hatlarında yaşadı-

ğı beklemeler, yetersiz geçiş belge tah-sisleri sebebiyle karşı karşıya kaldığı zaman ve maddi kayıplar ve vize zo-runluluğu dahilinde oluşan problem-ler ve engellemeler vurgulandı. Dün-ya Bankası’nın 2 yılda bir yayınladı-ğı Lojistik Performans Endeksi kriter-lerinden “Sevkiyatların planlanan za-manda ya da beklenen teslim saatin-de varış yerine ulaşmasındaki zaman-lama” kriterine doğrudan etkisi olan

ve ülkemiz performansını direkt ola-rak etkileyen söz konusu sorunların çözüm bulabilmesi ve Lojistik Perfor-mans Endeksi’nin temel kriterleri ara-sına ülkelerin kota kısıtlamaları ve vize uygulamalarının da dahil edilebilme-si amacçlanıyor. Türkiye’nin pilot ülke olarak incelendiği ITF –OECD araş-tırmasının ilk bulgularının görüşüldü-ğü toplantıya UND adına İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke katılım sağladı.

UND, Halkalı Gümrük Müdürü’ne çözümle gitti

UND Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu tarafından 20 Kasım’da ger-çekleştirilen Halkalı Gümrük Müdür-lüğü ziyaretinde Gümrük Müdürü Osman Bölükbaşı Dara ziyaret edil-di ve sektörümüzün yaşadığı sorun-lar masaya yatırıldı. Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün taşınması süreci ta-

mamlanana kadar mevcut şartların iyileştirilmesi, saha içinde yaşanan ak-saklıkların ve TIR trafiğinin çözümlen-mesi adına alınabilecek tedbirler is-tişare edildi. Mevcut saha şartlarının yetersiz olması sebebiyle özellikle saha içinde ön bölümünde ve saha dışın-da oluşan TIR trafiği azaltmak adına

gümrüklü sahaya giren araçların sa-hanın arka bölümüne doğru park et-mesinin hem giriş çıkışları kolaylaştı-racağı hem de TIR kuyruğunu azalta-rak saha içi ve dışı beklemelerin önü-ne geçeceği hususunda fikir birliği-ne varıldı. Konu ile ilgili gerek Hal-kalı Gümrük Müdürlüğü’nde çalışan firma personelinin gerek ise sürücü-lerin uyarılması ve sahada trafik ya-ratmamak adına arka tarafa yönele-rek park edilmesine katkıda bulunul-ması önem arz ediyor. Gümrük Mü-dürü Osman Bölükbaşı Dara tarafın-dan UND heyetine iletilen ve sektörü-müzün yaşadığı sorunlardan biri olan gümrük işlemini tamamlayamayarak bir sonraki iş gününe kalan araçların gümrük işlemlerinin aynı gün içinde tamamlanması hususunda idare ola-rak gerekli gayretin ve özverinin ger-çekleştirileceği aktarıldı.

Page 15: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 16: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

16

Kasım 2014

UND’DEN

Pittella’ya sektörün AB ülkelerinde yaşadığı sorunlar anlatıldıAvrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu Başkanı Pittella’ya sektörün AB ülkelerindeki karşılaştığı sorunları aktarıldı.

Avrupa Parlamentosu Sosyalist-ler ve Demokratlar İlerici İttifa-kı Grubu Başkanı Gianni Pittella, İstanbul’da İktisadi Kalkınma Vak-fı ve Dış Ekonomik İlişkiler Kuru-lu (DEİK) ev sahipliğinde iş dünya-sı temsilcileri ile bir araya geldi. Av-rupa Parlamentosu’nun ikinci büyük grubu olan Sosyalistler ve Demok-ratlar Grubu Başkanı Gianni Pittel-la, Türkiye ile müzakere sürecinde yeni başlıklar açmaya hazır oldukla-rını belirtti. 23 no’lu (yargı ve temel haklar) ve 24 no’lu (adalet, özgür-lük, güvenlik) fasılların açılabilece-ğine vurgu yapan Pittella, Türkiye’nin AB’nin önemli bir ortağı olduğunu, aynı zamanda AB ile Türkiye arasın-da ekonomik işbirliğinin güçlendiril-mesi gerektiğini belirtti. Gianni Pit-tella, Türkiye’nin dünyada önemli bir ülke konumunda olduğunu belirt-ti ve AB’de yeni Parlamento’nun gö-reve başlaması ve yeni Komisyonun seçilmesi ile başlayan yeni dönem-de Türkiye-AB ilişkilerinin kalitesinin yükseltilmesi yönünde bir değişim olacağını umduğunu ekledi. Sosya-listler ve Demokratlar Grubu Baş-kanı Gianni Pittella, grubunun vize serbestisine yönelik olarak çalışma-ya yetkili olduğunu, yeni Parlamento ve Komisyon kadroları ile Türkiye-AB ilişkilerinin yeni dönemde değişece-ğine inancını belirtti. Pittella, müza-kere sürecinin vize diyaloğu ile hız-lanmasını beklediğini açıkladı.

Çözüm bulmak için birlikte çalışalımPittella, AB-ABD arasındaki Trans-Atlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşma-sı müzakere sürecinde Türkiye’nin de rol alması için bir ara formül üretme-yi planladıklarını söyledi ve “çözüm bulmak için birlikte çalışalım” dedi. Toplantıya Türkiye uluslararası taşı-macılık ve lojistik sektörü adına katı-lım sağlayan UND, Pittella’ya “Kara-yolu kotaları ve sürücü vizelerinde ya-şanan sorunlar” hakkında bilgiler ve-rerek, Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin bir gereği olan “malların serbest dola-şımının, malları taşıyan araçların ser-best geçişi olmadan mümkün olama-yacağını” , ayrıca Türkiye-AB arasın-daki vize muafiyeti sürecinde meslek-leri gereği sınırlar arasında dolaşma-

sı gereken profesyonel sürücülere ön-celik verilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra İtalya özelinde iki ülke arasın-da 2008 yılından beri gerçekleştirile-meyen Kara Ulaştırma Komisyon top-lantısının yapılması gerektiğini, mev-cut kotaların iki ülke ticaretine zarar verdiğini, sektörümüzün bu konular-da kendisinden destek beklediğini ak-tardı. İKV ve DEİK ev sahipliğinde dü-zenlenen toplantıya UND adına ka-tılan İcra Kurulu Başkan Yardımcıla-rı Evren Bingöl ve Alper Özel ‘in yanı sıra TOBB, İstanbul Sanayi Odası, İs-tanbul Ticaret Odası, TİM, DEİK Çek İş Konseyi, DEİK Eğitim Ekonomi-si İş Konseyi, DEİK Litvanya İş Konse-yi, DEİK Estonya İş Konseyi ve DEİK Letonya İş Konseyi’nden de üst düzey katılım gerçekleşti.

Müşteri memnuniyetini artırmak içinmüşteri şikayetleri iyi yönetilmeli UND üyelerinin müşterileri ile olan ilişkilerini doğru ve etkin şekilde sür-dürebilmeleri ve müşteri memnuni-yeti ve müşteri şikayetlerinin yöneti-mini doğru şekilde kurgulayabilme-leri amacıyla, UND ve UNAS Gro-up International firması işbirliğinde “ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri Şikayetleri Yönetim Sistemi” semineri gerçekleştirildi. Tüm dünya-

da lojistik firmalarının daha rekabet-çi olmak için uyguladıkları Uluslara-rası Standartlar Örgütü İSO’nun ka-bul edilmiş standartlarının en yenile-rinde olan 10002 standardının de-taylarının aktarıldı seminer, ücret-siz olarak gerçekleşti. Söz konusu se-minerde, firmaların müşterileri ile olan ilişkilerinde yaşadıkları sorunlar, memnuniyeti artırmanın yöntemleri,

müşteri memnuniyeti yönetim siste-minin ana unsurları, müşteri şikayet-leri yönetiminin esasları katılım sağ-layan üyeler ile paylaşıldı.

Page 17: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

17

Kasım 2014

Page 18: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

18

Kasım 2014

UND’DEN

und yönetimi deik iş konseyleri Olağan Genel kurulu’na katıldı

DEİK İş Konseyleri Olağan Genel Kurulu’na UND Yönetim Kurulu tam kadro katıldı. Başkan Ömer Cihad Vardan, kurulun yeni yapılanmasıyla Türkiye’nin itici gücü

olacağını söyledi.

EİK (Dış Ekonomik İliş-kiler Kurulu) İş Kon-seyleri Olağan Ge-nel Kurulu; Başba-kan Ahmet Davutoğ-lu, Ekonomi Bakanı Ni-hat Zeybekci’nin katılı-

mıyla DEİK Yönetim Kurulu Başka-nı Ömer Cihad Vardan ev sahipli-ğinde Lütfi Kırdar Kongre ve Etkinlik Merkezi Rumeli Salonu’nda gerçek-leşti. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun İcra Kurulu’nda görev aldığı ve UND’nin kuru-cu kuruluşları arasında olduğu DEİK’in İş Konseyleri Olağan Ge-nel Kurulu’na Yönetim Kurulu tam kadro katıldı. Vardan: DEİK, yeni Türkiye vizyonunun bir parçası olacakDEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan açılış konuşmasında, DEİK’in önümüzdeki döneme iliş-kin hedeflerini ve stratejisini açık-ladı. Vardan, DEİK’in yeni yapısına ilişkin olarak “Bugün 112 bölge-sel, 5 sektörel ve 2 de özel amaç-lı olmak üzere toplam 119 iş kon-seyi ile DEİK, ilk iş olarak tüm kon-seylerini yoğun bir faaliyet programı

içine sokacaktır. Ayrıca ihtiyaçlara göre bu iş konseylerine yenilerini de katacak ve tüm varlığı ile yeni Tür-kiye vizyonunun önemli bir parçası olacaktır. Yeni dönemde DEİK; sa-dece heyet ve organizasyon düzen-leyen değil; iş geliştiren, dış ekono-mi gündemine katkı veren, proje-ler üreten bir kurum olacaktır. DEİK ayrıca problemlere değil fırsatlara, çatışmalara değil uzlaşmaya, pas-tadan dilim kapma yarışına değil pastayı büyütmeye odaklanacaktır” şeklinde konuştu. DEİK Yönetim Ku-rulu Başkanı Ömer Cihad Vardan ayrıca, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi ve Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm programlarının da yeni dönemde DEİK olarak eğilecekleri diğer konular olacağını ifade etti.

Davutoğlu: Yeni Türkiye’de devlet iş insanlarının önünü açacak Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun İş Konseyleri Genel Kurulu’nda yaptı-ğı konuşmada, ticaretin yeniden ya-pılanan, küresel ekonomide ve ül-kelerin kalkınmalarında her zaman olduğundan daha belirleyici hale

geldiğini ifade ederek, ticaretin, kalkınmanın ana unsuru olduğu-nu, orta sınıfı güçlendirerek istih-damı ve büyümeyi tek başına yük-lenmeye başladığını söyledi. Baş-bakan Ahmet Davutoğlu, iş adam-larına hitaben yaptığı konuşmada, “Yeni Türkiye’de devlet olarak gö-revimiz sizlerin önünü açmak; siz-lerden de isteğimiz ölçeğinizi küçük tutmamanızdır. Şirketler ölçekleri-ni ve hedeflerini küçük tutarlarsa, ülke siyasetçileri ne kadar büyük hedeflerden bahsederlerse bahset-sinler, o hedeflere ulaşılmaz” dedi. Davutoğlu, Türkiye’nin Batı’da Almanya-Fransa-İtalya; Doğu’da ise Hindistan-Çin ekseni ortasın-da yer alan ve en fazla üretim ya-pan ülke olduğunu; bundan sonra-ki hedefin ise teknoloji yoğun üre-time ağırlık verilmesi olduğunu ifa-de etti. Türkiye olarak son 12 yıl-da önemli açılımlara imza attıkları-nın altını çizen Davutoğlu, bu kap-samda Türkiye’nin dünyada en faz-la yabancı temsilciliği bulunun ül-kelerden biri haline geldiğini söy-ledi ve açılan her yeni temsilciliğin iş insanları için bir ‘işaret fişeği’ ol-duğunu belirtti.

D

Page 19: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

19

Kasım 2014

Page 20: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

20

Kasım 2014

UND’DEN

iran sorunu gündemdem düşmüyorİran sorunu son üç ayın en sıcak gündemini oluşturuyor. İran Karayolları Transit ve Sınır Geçişleri Genel Müdürü Muhammed Cevad Atrçiyan’ın İran resmi haber ajansı IRNA’ya

yaptığı açıklamanın ardından UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener de bir açıklama yaparak “İran yetkililerinin bu açıklamalarını anlamakta zorlanıyoruz” dedi.

ran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya konuşan İran Kara-yolları Transit ve Sınır Geçiş-leri Genel Müdürü Muham-med Cevad Atrçiyan, “İran, iki ülke arasında transit ko-

nusundaki ihtilafları ortadan kal-dırmak için yapılan müzakereler-de Türk makamlarına önerilerde bu-lundu. Önerilerimizin kabul görme-mesi durumunda İran sınırları içe-risinde Türk TIR’larına yakıt satı-şı durdurulacak” açıklaması üzerine UND’den bir basın açıklaması gel-di. Açıklamada şu bilgilere yer veril-di: İran’ı Transit Geçen Türk araçla-rından gidiş dönüş için 974 Euro üc-ret alan İran, Türkiye’nin buna kar-şılık mesafe bazlı 818 Euro ücret al-ması üzerine misilleme olarak aldığı ücreti 1.948 Euro’ya yükseltmiş, Tür-kiye de bunun üzerine geçiş ücreti-ni iki katına çıkarıp 1.636 Euro yap-mıştı. İran, bu arada bir başka mi-silleme olarak, ülke çıkışında Türk araçlarından aldığı bir başka hak-sız ücret olan 550 USD ek vergiyi de iki kat artırarak 1.100 dolar seviye-sine çıkarmıştı. İran üzerinden Tür-ki Cumhuriyetler’e giden bir Türk aracı bugün itibarıyla İran’a yakla-şık 3.000 dolar ‘Deli Dumrul’ parası ödemeye devam ediyor…

Şener: İran’ın açıklamalarını anlamakta zorlanıyoruz UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şe-ner, İran Karayolları Transit ve Sı-nır Geçişleri Genel Müdürü Mu-hammed Cevad Atriçyan’ın 10 Ekim günü başlayan mütekabiliyet uygula-masını Türk tarafının yapmış olduğu bir haksızlık olarak tanımlayan söz-lerini değerlendirdi. Şener “Sadece son 10 yılda bizden aldıkları 1 mil-yar dolar üzerinde hava parasını, 3 katına çıkardıkları ücretleri gözleri görmüyor. Sanki İran hiçbir ücret al-mıyormuşçasına yapılan açıklamala-rı anlamakta güçlük çekiyoruz” dedi.

İran lokantalarında tavuklu pilav da ucuz, ona da fark mı ödeyeceğiz?Atriçyan’ın açıklamalarının gerçek-leri yansıtmadığını vurgulayan Şe-ner, konuya ilişkin şu değerlendir-melerde bulundu: “İran’ın ülkesi-ne gelen başka bir ülke vatandaşı-na bir malı satmayacağını açıklama-sını ilk kez duyuyoruz. Yapılan açık-lama anlamsızdır. Biz onlara Yakıt fi-yat farkı alamayacaklarını, alacak-larsa Türkiye’nin de aynı farkı ala-cağını söylüyoruz. Doğru olan, her iki ülkenin de bu ücreti almama-sı, ticaretin kolaylaşmasıdır.” İran’ın

Türkiye’ye çok ciddi haksızlıklar yap-tığını aktaran Şener, “Ben özel ara-cımla İran’a gitsem, yakıt alıyor ve fark ödemiyorum. Sadece İhracat malı taşıyan araçlardan bunu iste-mesi Türki Cumhuriyetlere giden malı daha pahalı hale getirmekten başka işe yaramıyor. Türkmen, Öz-bek, Kırgız, Tacik, Kazak pazarında bizim ihraç ürünlerimiz İran ürünle-ri ile de rekabet ediyor. Ürün kali-tesinde rekabet edemeyen İran, bu yolla bizi zayıflatmaya çalışıyor. Türk taşımacısının yıllarca ‘bana izin ver Türkmenistan’dan daha ucuza al-dığımı yakıtı doldurup, İran’ı geçe-yim. Benden, almadığım yakıtın far-kını niye alıyorsun?’ demesine ku-lak tıkayan İran’ın bugün depoları mühürleyerek geçişe izin vermesi ve ‘yakıt almadan da geçebilirsiniz’ de-mesi bir aşamadır” dedi.

Bu bize uyar, sektör bu uygulamadan memnun olurFatih Şener, İran araçlarının Türkiye’ye 50 Litre’den fazla mazot-la girmemeleri gerektiğini ifade ede-rek İran araçlarının ‘Transit geçece-ğim’ diyerek 1.500-2.000 Litre ma-zot ile ülkemize girdiğini, fazla ma-zotu satıp ülkemizde tek kuruş har-camadan yükümüzü de alıp gitti-ğini söyledi. Şener, “Bu kaçak se-bebiyle kendi ihracatımızı taşımak-tan aciz hale gelirken, diğer yandan maliyemiz de milyonlarca lira ver-gi kaybı yaşıyor. Türkiye bir an önce İran araçlarının kaçak mazot sa-tışı ile yaptığı haksız rekabete son vermelidir. Biz AB ülkelerine, tran-sit geçecek olsak dahi, 200 litreden

İ

Page 21: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

21

Kasım 2014

fazla yakıt ile giremiyoruz. AB ülke-leri, ‘ülkeme geliyorsan yakıtı ben-den al, yakıt içindeki vergiyi de bu-raya öde’ diyor. Ülkemizin yollarını kullanan bu araçlar da AB ülkelerin-de olduğu gibi ülkemizden mazot al-mak zorunda olmalıdır” dedi. Ayrıca, İran’da yaşadığımız tek sorunun yakıt fiyat farkı olmadığını ifade eden Şe-ner, sınır gümrük geçişlerinde ‘önce İran aracı geçer’ kuralı ile 15 güne varan beklemeler yaşandığının da altını çizdi. Konuyla ilgili Şener şun-ları kaydetti: “Transit ve Sınır Geçiş-leri Genel Müdürü Atriçyan, açıkla-ması ile Transit geçişte yakıt sorunu-nu ‘yakıt satmayarak’ çözmüş görü-nüyor. Sınır geçişlerinde İran araçları vızır vızır geçerken, 15 gün bekletilen Türk araçları sorununu da sanıyoruz, ‘Türk araçlarının geçişlerini yasak-layarak’ çözecektir. Türk araçlarının özellikle sorun yaşanan kapıları kul-lanmaya zorlanması, araçlara para karşılığı takip cihazı takılması, araç-ların hiçbir uluslararası kurala da-

yanmayan transit sürelerde İran’da beklemeye zorlanması diğer so-runlarımızdır.” Bu haksızlıklara aci-len bir son verilmesi gerektiğini ifa-de eden Şener, “Türk taşımacıların İran’da piyasa fiyatından yakıt kul-lanmasını ‘kaçakçılık’ olarak gören Sayın Atriçyan cevaplasın: Her yıl 13 bin aracınızın Tahran’dan Tiflis’e giderken 1.100 km olan Azerbay-can yolundan değil de 1.800 km olan Türkiye üzerinden gitmesinin sebebi nedir ? Türkiye’ye Gürbu-lak kapısından girip Sarp üzerinden Gürcistan’a gitmenin kaçak mazot satmaktan başka ne amacı olabilir? Taşımacınız bu parayı kazanırken si-zin de devlet olarak Türk taşımacı-sını para kaynağı görmeniz adil mi-dir? Bu paralar helal midir?” diye çeşitli sorular da yöneltti. Komşumuz İran ile uzun yıllardır sorun yaşadı-ğımızı kaydeden Şener, haksız reka-betle bir noktaya varılamayacağını belirterek ticarette, taşımada adale-tin esas olduğunu da vurguladı.

İran, kendi ülkesinin ihraç yükü-nü taşıyan Türk TIR’larına “Vergi Zammı Uygulamasını” geri aldı!

İran, Türkiye’nin 10 Ekim 2014 ta-rihinden itibaren akaryakıt fiyat

farkı uygulaması başlatmasının ar-dından kendi ülkesinde ödenen

akaryakıt fiyat farkını iki katına çı-kardı ve İran’dan alınan mazotun vergisine de yüzde 100 oranın-

da zam uygulaması başlattı. Ge-linen son noktada İran, transit ve ikili taşımalarda Türk TIR’larından aldığı ‘Akaryakıt Fiyat Farkı’ ücreti-ni aynı şekilde uygulamakla birlik-te, İran’dan alınan mazot için yap-tığı 550 dolarlık zammı iptal ede-rek uygulamayı geri aldı. Son uy-gulamaya göre, eskiden olduğu gibi “İran’ın ihraç yükünü taşıyan Türk TIR’larından” 1100 dolar ye-rine 550 dolar mazot vergisi uygu-

laması başlatıldı.

Page 22: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

22

Kasım 2014

GÜNCEL

lojistik Ödülü ‘atlas’ 18 elde yükseldi Lojistik Ödülü ‘Atlas’ 5. kez sahiplerini buldu. Ulaştırma belgesine dayalı hizmetler dalında

5 kategoride değerlendirme oldu. Aynı kategoride her firmaya yalnızca bir ödül verildi.

Logitrans Fuarı 2014, İstanbul Fuar Merkezi’nde (IFM) gerçekleştiril-di. Fuarda Lojistik Ödülü ‘Atlas’ 5. kez sahiplerini buldu. 2014 yılın-da üç kulvarda gerçekleşen yarışma sonrasında 18 kişi ve kurum, lojistik ödülü Atlas’ı almaya hak kazandı. Ekol, Ceynak, Netlog, Omsan, Rey-saş, Ulusoy, ALC gibi önemli mar-kaların performansları, projeleri ya da yöneticilerinin yer aldığı yarışma; her geçen yıl daha da güçlü bir ka-tılıma sahne oldu. Faaliyet verileri-nin değerlendirilmesi ve online oyla-ma olmak üzere üç ayrı dalda yapı-lan yarışma, adayların başvurusuna bağlı olarak gerçekleşti. Başvuru-lar kategorilere göre dosyalanarak jüri üyelerinin incelemesine sunul-du. Ödüller, Uluslararası Logitrans Transport Lojistik Fuarı sırasında, 20 Kasım’da İstanbul Fuar Merkezi 9. Hol Forum Alanı’nda gerçekleştiri-len bir törenle sahiplerini buldu.

Hizmetler 5 kategoride değerlendirildiUlaştırma belgesine dayalı hizmet-ler dalında 5 kategoride değerlen-dirme oldu. Aynı kategoride her firmaya yalnızca bir ödül verildi. Yarışmanın belgeye dayalı hizmet-lere ilişkin ödül değerlendirme so-nuçları şöyle gerçekleşti: Ulusla-rarası Lojistik İşletmecileri: Ekol Lojistik, Uluslararası Taşıma İşle-ri Organizatörleri: Omsan Lojistik, Uluslararası Ticari Eşya Taşımacı-ları: ALC Lojistik, Yurtiçi Lojistik İş-letmecileri: Netlog Lojistik, Yurtiçi Taşıma İşleri Organizatörleri: Cey-nak Lojistik. Ulaştırma Bakanlığı yetki belgeleri dışında, oda, der-nek, birlik gibi üyeliklere göre ya-pılan başvurularda şu sonuçlar elde edildi: Uluslararası Deniz Ta-şıması Firmaları (Forwarder): Trans Okyanus Denizcilik, Demiryolu Ta-şıması Firmaları (Operatörler):

Reysaş Lojistik, Liman İşletmecileri: Mersin Liman İşl. Yarışmada, jüri üyelerinin seçimine bağlı şekilde sonuçlanan Lojistik Proje Ödülle-ri dalında ise 16 aday yarıştı. Jüri, altı projeyi ödüle değer buldu. Bu projeler ve gerçekleştiren şirketler harf sırasına göre şu şekilde belir-lendi: Ahmet Aytoğan; ‘Konşimen-to Koleksiyonu ve Sergisi’ projesi, Aliağa Ticaret Odası; ‘Aliağa’da Yapılan Lojistik Sektör Çalışmala-rı’ projesi, BALO; ‘Demiryolu Ağır-lıklı İntermodal Taşımacılık Hizme-tinin Lojistik Şirketlerine Verilme-si’ projesi, Erenteknik Otomotiv; ‘Araçlar da Yakıt Hırsızlığını yüz-de 100 Önleyen Sistemler Buluşu’ projesi, Ulusoy Lojistik; ‘İntermo-dal Taşımacılık’ Projesi, Yeşilyurt Liman İşletmeleri; ‘Yeşilyurt Lima-nı Yüzey Suları Toplama ve Arıt-ma’ projesi. Aday belirleme ve oy-lama işlemleri www.lojistikodulle-ri.com web sitesinden internet kul-lanıcıları tarafından yapılan online yarışmada ise elde edilen sonuç-lar jüri tarafından incelenerek tes-cil edildi. 4 kategoride toplam 21 adayın yarıştığı yarışmada, sonuç-lar lojistik sektörünün tüm kesimle-rinden gelen oylarla belirlendi. Yı-lın Lojistik Şirketi: Ulusoy Lojistik, Yılın Lojistik Yöneticisi (Karayolu): H. Hüseyin Özdener (DESA), Yılın Lojistik Yöneticisi (Denizyolu): Elb-rus Aslan (Saras Lojistik), Yılın Lo-jistik Yöneticisi (Havayolu): Ertunç Laçinel (Ulusoy Lojistik).

ALC Lojistik (Ali Çiçekli) ve Ekol Lojistik (Cavit Değirmenci) de ödül alanlar arasındaydı

Page 23: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 24: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

24

Kasım 2014

GÜNDEM

eren teknik Otomotiv’in başarısı ödüllendirildi

Uluslararası taşımacılık firmaları-nı bir araya getiren LOGITRANS Fuarı’nda gerçekleştirilen Atlas Lo-jistik Ödüllü’nde Yakıt Güvenlik Sis-temleri kategorisinde Eren Teknik Otomotiv Özel Jüri Özel Ödülü’nü kazandı.

Jüri üyelerinin tamamının oyunu aldı bir ilke imza attıFirma beyanları, online oylama ve jü-rinin değerlendirmesi esas alınan At-las Lojistik Ödülleri’nde Eren teknik otomotiv jüriden de tam not aldı. Ya-rışmada ödüle layık görülen firmalar, sektörel dernek ve yayınların temsil-cilerinden oluşan 11 kişilik bir jüri ta-rafından belirlendi. Aralarında UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, UTİ-KAD Başkanı Turgut Erkeskin gibi sektör duayenlerinin de bulunduğu jüri üyelerinin tamamının oyunu ala-rak bir ilke de imza attı.

Türk Mühendislik ürünüEren Teknik Otomotiv’in Genel Mü-dürü ve şirket sahibi Mehmet Hani-fi Bulut, tamamen Türk mühendisle-rinin geliştirdiği yakıt güvenlik siste-minin tüm jürinin tam notuyla ödüle layık görülmesinden duyduğu mem-nuniyeti belirterek, “Yakıtlarda mü-kemmel koruma, mükemmel tekno-loji’ sloganı ile lanse ettiğimiz ürünü-müzün Ar-Ge çalışmaları tamamıyla Türk mühendisler tarafından yapıldı ve üretiliyor. Lojistik sektörünün önde gelen isimlerinin yer aldığı jüri üyele-rinin firmamızın ödüle değer bulun-mamızdan dolayı gururluyum” dedi.

Yakıt hırsızlığına sonEren Teknik’in araçlarda izinsiz ya-kıt alımlarını ve yakıt hırsızlıklarını ön-leyen sistemler üreterek sektörün ka-nayan yarası olan mazot çalınmasına çare ürettiğini vurgulayan Eren Teknik Otomotiv Genel Müdürü Mehmet Ha-nifi Bulut Bulut şöyle devam etti: “Lo-jistik firmaları için akaryakıt, hatırı sa-yılır bir gider kalemidir. Tam bu nok-tada sektörde birçok firmanın yıllar-dır karşı karşıya kaldığı yakıt hırsızlık-larının ve izinsiz yakıt alımlarının önü-

ne geçen sistemler üretiyoruz. Tama-mıyla Türk mühendislerimiz tarafından üretilen ‘Yakıt Güvenlik Sistemleriy-le hem yakıt hırsızlığını önlüyoruz hem de kaçak yakıt alımlarının da önü-ne geçerek motorun ömrünü uzatıyo-ruz. Mazot kaçakçılığı da sadece sek-törün değil Türkiye’nin önemli bir so-runudur. Ürünlerimiz kırılmaz, aşıl-maz, darbelere karşı dayanıklı olup, mükemmel sonuçlar sağlamaktadır. Ürünlerimiz sayesinde yakıt deposu-nun üst seviyesinde bile yakıt çalına-mamaktadır. Sektör için ideal ve mü-kemmel bir sistem olan bu ürünler montajı yapıldıktan sonra firmalara ayrı bir kârlılık ve akaryakıt giderlerin-

de inanılmaz tasarruf sağlamaktadır. Yakıt güvenlik sistemlerimiz için ya-pılan yatırımların 2 ay gibi kısa süre-de kendini amorti ettiğini söyleyebili-rim. Ürünümüz, bugüne kadar mon-tajını yaptığımız 40 bin araçla bu test edilmiştir.” Müşteri memnuniyetinin kendileri için son derece önemli ol-duğunu ifade eden Bulut, lojistik sek-töründe yakıt hırsızlıklarının olduğu-nu ve firma sahiplerinin bu durum-dan son derece muzdarip olduğunu söyledi. Bulut, geliştirdikleri bu sistem ile lojistik sektörünün kanayan yara-sını sardıklarını ve ülke ekonomisine çok önemli bir kazançta bulundukla-rının da altını çizdi.

Page 25: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

25

Kasım 2014

satış karlılığını ikiye katlamanın yolu ihracattan geçiyorBilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, 2006-2013 dönemi gerçekleşmelerinin yer al-dığı Girişimci Bilgi Sistemi verilerine göre tasarım ve ihracat yapan şirketler, yapmayan şirketlere oranla daha yüksek kârlılık elde ediyor. Ölçek büyüdükçe, ihracat ve tasarım

yapan firmaların kârlılık oranlarındaki fark da açılıyor.

ilim Sanayi ve Teknolo-ji Bakanlığı’nın, 2006-2013 dönemi gerçekleş-melerinin yer aldığı Giri-şimci Bilgi Sistemi verile-rine göre tasarım ve ih-

racat yapan şirketler, yapmayan şir-ketlere oranla daha yüksek kârlılık elde ediyor. Türkiye genelinde ihra-cat yapan firmaların faaliyet karlılı-ğı yüzde 5.6 iken, yapmayan şirketle-rin karlılığı yüzde 2.7 düzeyinde kaldı. İmalat sanayiinde ise tasarım yapan firmaların karlılığı yüzde 7.6, yapma-yanların karlılığı ise yüzde 5.7 olarak hesaplandı. Bakanlığın uzun süren çalışmanın ardından tamamladığı ça-lışmada, Türk sanayisinin mevcut du-rumuna ilişkin ilginç tespitler yer aldı. Bu tespitler içinde en önemlilerinden biri ihracat ve tasarıma dayalı üre-tim yapanların, diğer şirketlere oran-la faaliyetlerini daha karlı olarak yü-rütmeleri oldu. Türkiye genelinde ih-racat yapan şirketlerin faaliyet karlılı-ğı yüzde 5.6 seviyesindeyken, ihracat yapmayan şirketlerin karlılığı yüzde 2.7’de kalıyor. Karlılık mikro şirketler-

de ihracat yapıp yapmama durumu-na göre çok değişmezken, ölçek bü-yüdükçe aradaki farkın da yükseldi-ği gözleniyor. Mikro ölçekli şirketlerde ihracat yapmayanların karlılığı yüzde 2, yapanların karlılığı ise yüzde 2.3 düzeyinde. Küçük ölçekli şirketlerde ihracat yapanlar yüzde 4 karlılık ora-nına ulaşırken, ihracat yapmayanların karlılık oranı yüzde 2.9 seviyesinde kaldı. Buna karşılık orta ölçekli şirket-lerde ihracat yapmayanlar yüzde 3.1 kar ederken, ihracat yapanların karlı-lık oranı yüzde 4.7 düzeyinde gerçek-leşti. KOBİ üstü şirketlerde ise ihracat yapanlar yüzde 6, ihracat yapmayan-lar yüzde 2.7 oranında faaliyet karlılı-ğı sağladılar.

İmalat sanayiinde tasarım ya-panların kârlılığı yüzde 7.6 Firmaların tasarım yapıp yapmama-larına göre yapılan değerlendirmede ise yine ölçek büyüklüğüne bağlı ola-rak karlılık oranlarının yükseldiği göz-lendi. Mikro ölçekli şirketlerde tasarım yapanların karlılığı yüzde 2.5, yapan-ların karlılığı ise yüzde 3.1 düzeyinde

hesaplandı. Küçük ölçekli şirketlerde tasarım yapmayanlar yüzde 4.3, ta-sarım yapanlar ise yüzde 5.7 faaliyet karlılığı elde ederken, orta ölçekli şir-ketlerde tasarım yapanlar yüzde 6.7, tasarım yapmayanlar yüzde 5.3 fa-aliyet karlılığı sağladı. KOBİ üstü şir-ketlerde tasarım yapmayanlar yüzde 6.5, tasarım yapanlar ise yüzde 7.7 faaliyet karlılığına ulaştı. Firmaların tamamına göre yapılan değerlendir-mede tasarım yapmayanların yüzde 5.7, tasarım yapanların yüzde 7.6 fa-aliyet karlılığına ulaştığı hesaplandı.

En kârlı sektör madencilik ve taşocakçılığıSektörel faaliyet karlılığı sıralama-sına göre en yüksek karlılığın yüz-de 15.5 ile son zamanlarda özellik-le çalışma sistemi çok tartışılan ma-dencilik ve taşocakçılığı sektörün-de olması dikkat çekti. Bunu yüzde 10.1 ile bilgi ve iletişim, yüzde 9.7 ile mesleki, bilimsel ve teknik faa-liyetler takip etti. İnşaat sektörü ise yüzde 5.6 faaliyet karlılığına ulaştı.

HANGİ SEKTÖR NE KADAR KARLI?

Sektör Faaliyet KarlılığıMadencilik ve taşocakçılığı 15.5Bilgi iletişim 10.1Mesleki bilimsel teknik faaliyetler 9.7İnsan sağlığı ve sosyal hizmetler 9.0Gayrimenkul faaliyetleri 8.9İmalat 5.9 İnşaat 5.6Konaklama ve yiyecek 4.5Enerji 4.2Ulaştırma 3.9 Eğitim 2.7 Toptan ve perakende ticaret 2.7 İdari ve destek hizmetleri 2.6Tarım ormancılık ve balıkçılık 2.4.Finans ve sigorta faaliyetleri 0.7

B

Page 26: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

26

Kasım 2014

DOSYA

ekOnOmi lOJistikle

Türkiye’nin, Lojistik Perfor-mans Endeksinde ilk 15 ülke arasına girmesi amaçlanıyor - Ulaştırma tür-leri ve koridorları, lojistik merkezleri ve diğer lojistik faaliyetleri ile asgari ve azami gereklilikleri kapsayan Tür-kiye Lojistik Master Planı hazırlana-cak. Yüksek katma değerli malların ticareti yoğun olan bölgelerde yeni hava kargo terminali yatırımları yapı-lacak. Ulaştırma türleri ve koridor-ları, lojistik merkezleri ve diğer lojis-tik faaliyetleri ile asgari ve azami ge-

reklilikleri kapsayan Türkiye Lojistik Master Planı hazırlanacak. Taşımacılıktan Lojistiğe Dö-nüşüm Programı Eylem Planı ile Türkiye’nin ihracat, büyüme ve sür-dürülebilir kalkınma hedeflerine ula-şılmasında, son yıllarda hızlı bir ge-lişme gösteren lojistiğin, büyüme po-tansiyeline katkısının artırılması ve Lojistik Performans Endeksinde ilk 15 ülke arasına girilmesi amaçlanıyor. Program, lojistik alanın-da etkin ve verimli planlama yapa-bilmek amacıyla mevzuat, şehirleş-

me, gümrük, altyapı, yurtiçi ve yurt-dışı lojistik merkezler ve firmaların rekabet gücünün artırılması konuları üzerine yoğunlaşıyor. Bu kapsamda kurumlar arası koordinasyon için yeni bir yapı oluşturularak, lojistik mevzuat dü-zenlemesine ilişkin çalışmalar yürü-tülecek. Kamu kurumlarının lojistik-te üstlenecekleri roller tanımlana-cak, lojistik maliyetlerin düşürülme-si ve işlem sürelerinin kısaltılmasına ilişkin tedbirler alınacak. Ulaştırma türleri ve kori-

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Ekonomide Öncelikli Dönüşüm Programı Eylem Planı” programını açıkladı. 25 alanda geniş kapsamlı dönüşüm öngören programın ilk 9 mad-desi belli oldu. Bu maddelerin sektör için en önemli olanı ise Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı Eylem Planı idi. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Ta-şımacılık ve lojistik sektörünün planlanan sektörler arasında yer alması çok önemli bir gelişme. Türkiye’nin milli rekabet gücü lojistikten geçiyor” dedi.

kalkInacak

EYLEM PLANINDA NELER VAR?

Page 27: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

27

Kasım 2014

dorları, lojistik merkezleri ve diğer lo-jistik faaliyetleri ile asgari ve azami gereklilikleri kapsayan mevzuat nite-liğinde Türkiye Lojistik Master Planı hazırlanacak. Türkiye Demiryolu Ulaştır-masının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun kapsamında, ikincil mevzu-at çalışmalarının tamamlanarak, de-miryollarının özel taşıyıcılara açılarak demiryolu taşımacılığında serbestleş-me sağlanacak. Şehirlerin gelişmesine para-lel lojistik altyapının iyileştirilmesi ve şehirlerde belirli alanların lojistik faa-liyetler için ayrılarak lojistik merkezle-rin oluşturulmasına yönelik çalışma-lar yürütülecek. Komşu ülkeler ve dış tica-ret yapılan diğer ülkelerle gümrük iş-lemlerinin hızlandırılmasına yönelik adımlar atılacak. Gümrüklerin fizi-ki ve beşeri kapasitesinin artırılacak, bilgi teknolojisinin kullanımı yaygın-laştırılacak. Çandarlı Limanı’nın altyapı ve üst yapıları kademeli olarak ger-çekleştirilecek. Limanın ilk etabını 2018’de tamamlanması öngörülü-yor. 2013 yılında Yatırım Programı-na alınan Filyos Limanı altyapı işle-ri 2018’de tamamlanacak. Fizibilite çalışmaları tamamlanmış olan Mer-sin Konteyner Limanının imar planı çalışmaları tamamlanarak yapımına başlanacak. Otomotiv sektörünün dış ti-

caretinin kesintisiz sağlanması için; Doğu ve Güney Marmara Bölgesin-de mevcut tesisler de dikkate alına-rak otoport kurulması için yer tespit çalışmaları ve fizibilite etüdü yapıla-cak. Ana limanların karayolu ve demiryolu bağlantıları ve sınır kapı-larına bağlantı yapan koridorlarda karayolu yatırımları tamamlanacak. Yüksek katma değerli mal-ların ticareti yoğun olan bölgelerde yeni hava kargo terminali yatırımları yapılacak. Demiryollarında yapımı de-vam eden 20 lojistik merkezi ta-mamlanacak ve trafiğin yoğun oldu-ğu kesimlerde çift hat demiryolu ya-pımları gerçekleştirilecek. Mevcut konvansiyonel hatlarda eksik olan

elektrifikasyon ve sinyalizasyon sis-temleri tamamlanacak. Organize sanayi bölgeleri, serbest bölge ve büyük fabrikalara iltisak hatlarının yapılmasına yönelik çalışmalar yü-rütülecek. Hemzemin geçitler stan-dartlara uygun hale getirilecek. Lo-jistik firmalarının taşımacılık yanında modern depoculuk anlayışıyla teda-rik zincirini yönetecek şekilde yapı-lanması sağlanacak. Lojistikte yer-li küçük firmaların birleşmesi ile lo-jistik firmalarının teknoloji kullanımı ile Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri des-teklenecek. İhracatta hedef ve öncelikli ülkelerde lojistik merkezler kurulması-na yönelik çalışmalar yapılacak. Yeni ihracat güzergahları oluşturulacak.

Page 28: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

28

Kasım 2014

DOSYA

und başkanı nuhoğlu: milli rekabet gücümüz

lojistikten geçiyor Taşımacılık ve lojistik sektörünün kalkınma planında ve öncelikli dönüşümü planlanan sektörler arasında yer almasının çok önemli bir gelişme olduğunu söy-leyen UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin mil-

li rekabet gücünün lojistikten geçtiğini vurgulayarak, “UND’nin son yıllarda kamu gündemine taşıdığı so-

runların, uluslararası platformlarda bertaraf edilmesi gibi hedefler sektörün önünü açacaktır” diyor.

UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin nuhoğlu, taşımacılık ve lojistik sek-törünün 10. Kalkınma Planı’nda yer almasını önemine değinerek “Sayın Başbakanımızın açıklamalarında lo-jistik alanında tüm kurumlar arasın-da eşgüdümün sağlanacağını ifa-de etmiş olması, şu anda çok baş-lı olarak yürümekte olan ve yakın ge-lecekte verimlilik tartışmalarını bera-berinde getirecek dağınık yapının to-parlanması yönündeki kararlılığı or-taya koydu” diyor. Lojistik hedefle-rin ilk kez resmen bir devlet politikası haline gelmiş olmasının, sektör adı-na son derece memnuniyet verici bir yaklaşım olduğunu ifade eden Nu-hoğlu, “Özellikle Türkiye’nin, Dünya Bankası’nın 160 ülkeyi değerlendir-diği Küresel Lojistik Performans En-deksi sıralamasında 2023 yılında ilk 15 ülke içinde yar alması hedefinin, ülkemizin kalkınma hedeflerinin te-mel performans göstergeleri arasın-da yer alması, bizler için çok heye-can verici. Ülkemizin kalkınması ve rekabet gücü için lojistik altyapılar ve sistemler büyük önem taşıyor. Son yıllarda karayolları, demiryolları, de-nizyolu ve havayollarına yapılan yatı-rımlar hâlihazırda ekonomimizde ta-rihi gelişmelerin önünü açtı” diye ko-nuşuyor.

Lojistik performansı güçlü olan ülkelerin ekonomik gelişimi tesadüf değil “Dünyada gelişmiş ülkelerin tama-mının, bahsettiğimiz Küresel Lojis-tik Performans sıralamasında ilk sı-ralarda yer aldığını görüyoruz” yoru-

munda bulunan Nuhoğlu, ekono-mik büyüme ve lojistik performan-sının birbirine paralel geliştiğini ve bunun tesadüf olmadığını söylüyor. Nuhoğlu, dış ticaretle kalkınma mo-delini seçmiş olan Türkiye’nin ihra-catını hedef pazarlara etkin şekilde ulaştıracağı alternatif güzergâhların araştırılmasından, ülke ve sektör ba-zındaki ihracat hedeflerinin Kara-yolu Taşımacılığı Kotaları ile eşleş-tirildiği bir çalışmanın yapılması-na kadar, sektörün yıllardır talep et-tiği birçok projenin kalkınma planı-mız dâhilinde önümüzdeki 5 yıl için kamu planlarına yerleştirilmesinin önemini vurguluyor.

UND, sektörel projelerle kalkınma hedeflerimize katkı sunuyorUND Başkanı Nuhoğlu, taşımacılık ve lojistik sektörü ile ilgili eylem planları-nın, kamu ve özel sektörden tüm pay-daşların ortak kararı, önerileri ve uz-laşıları temelinde, reel sektör kaygıları ve rekabet gücü unsurları gözetilerek, aynı zamanda gerekli bütçelendirme çalışmaları yapılarak belirlendiğini, bu süreçte UND’nin de çeşitli sektörel projeler sunarak kalkınma hedefleri-mize katkılar sağladığına dikkat çeki-yor. Nuhoğlu, lojistiğin her alanında faaliyet gösteren kamu kurum ve ku-ruluşları arasındaki koordinasyonun, sektörün ve ekonominin performansı-na doğrudan etki ettiğini, yapısal dö-nüşüm programının ana unsurunun bu koordinasyonu sağlayacak yapıla-rı kurmak olmasının memnuniyet veri-ci olduğunu belirtiyor.

500 milyar dolar ihracat hedefinin reçetesiKüresel ekonomik gerçeklerle bağ-lantılı bakış açısını yansıtan 10.Kal-kınma Planı eylem planları arasın-da, özellikle UND’nin son yıllarda kamu gündemine taşıdığı uluslara-rası karayolu taşımacılığında karşı-laşılan güzergâh ve mod zorlama-ları, kota sınırlamaları, çeşitli isimler altında alınan ilave ücretler gibi en-gellemelerin farklı uluslararası plat-formlarda bertaraf edilmesi gibi he-deflerin zikredildiğinin altını çizen Nuhoğlu, 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmek için şu öneri-lerde bulunuyor: “2023 yılı için be-lirlediğimiz 500 milyar dolarlık ih-racat hedefini gerçekleştirecek ulus-lararası lojistik ağlara henüz sahip değiliz. Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde 2010’dan 2014’e, 39. sıradan 27. sıraya çıktık fakat 2012’den 2014’e 27. sıradan 30. sıraya geriledik. Komşu coğrafyalar-da rakiplerimiz lojistik performansı-nı sürekli artırmaya çalışıyor. Hak-sız ve ayrımcı engellemelerle reka-bet gücümüzü yok etmek için yo-ğun gayretleri, lojistik performansı-mızda, özellikle zamanında sevkiyat ve teslim ve sınır-gümrük işlemleri-nin etkinliği alanlarında performan-sımız düşerken, sektör firmalarımızın hizmet kalitesi ve geniş çaplı ulaşım altyapısı yatırımlarımız performan-sımıza olumlu yansıyor. Lojistik per-formansımızın, dış ticaretimizin ge-lişimine dayalı kalkınma modelimiz çerçevesinde mili bir politika haline gelmiş olması bizleri mutlu etti.”

Page 29: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

29

Kasım 2014

başkanlar ve sektör temsilcileri 10. kalkınma planı ve taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm programı’nı und’nin sesi dergisi’ne değerlendirdiler…

Reformların başarıya ulaşması için elimizden gelen desteği vermeye hazırız“Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan reform planlarını son de-rece olumlu buluyoruz. Türk özel sektörü olarak hükümetimizin açık-lamış olduğu reform planlarını son derece olumlu ve olmazsa olmaz buluyoruz. Küresel ekonominin ve coğrafyamızın oldukça kritik bir sü-reçten geçtiği bu dönemde; Türk iş dünyasının uzun zamandır bekledi-ği reform ateşini, yeniden canlan-dıran Sayın Başbakanımıza ve ilgili tüm bakanlarımıza şükranlarımızı su-nuyoruz. Orta Vadeli Plan’da (OVP)

yazılanların planda kalmayacak bi-çimde somut eylem planlarına doğru ilerleyişini görmekten oldukça mut-luyuz. Açıklanan 9 dönüşüm prog-ramı ve şeffaf bir takvime bağlanan tüm eylemler, Türkiye’nin ve Türk gi-rişimcilerinin küresel rekabette eli-ni güçlendirecektir. Sayın Başbakanı-mızın bizzat açıkladığı ve önümüzde-ki günlerde de devamı açıklanacak eylem planlarının başarıya ulaşması, reformların başarıyla tamamlanması için TOBB camiası olarak elimizden gelen desteği vermeye hazırız.”

İhracata dayalı büyüme modelinin sonuna kadar arkasındayız“Üretim açığı ithalatı artırıyor ve sür-dürülmesi zor olmayan cari işlem-ler açığı doğuruyor. Bu sebeple bu-gün açıklanan yeni büyüme modeli-nin detaylarını heyecanla bekliyoruz. TİM olarak eylül ayının sonunda Sa-yın Başbakanımıza ‘Sanayinin ve Sa-nayiciliğin Yeniden Özendirilmesi ve Desteklenmesine’ yönelik kapsam-lı bir sunum gerçekleştirdik. Bu su-numda öne çıkardığımız başlıkların Sayın Başbakanımızın açıklamasında da yer almasından büyük memnuni-yet duyuyoruz. Türkiye’nin hizmetler sektörlerinde yakaladığı başarının yanı sıra katma-değerli imalatı hızla geliştirmesi ve küresel markalarla re-

kabetçi şirketler çıkarması için öne-rilerimizi yaptık. Günümüzde, tek-noloji kapasitesinin geliştirilmesi ve inovasyon odaklı çalışmaların ger-çekleştirilmesi, küresel arenada sür-dürülebilir rekabet için hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişen ülkelerin önceliği haline geldi. Ülkemizin de büyük çaplı bir büyüme ve kalkın-ma atılımı gerçekleştirmesi için be-lirlediğimiz dört ana kategori olan inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve mar-kalaşmaların da daha çok çalışmak adeta memleket meselesi olmalıdır. Bu konuların yeni açıklanan prog-ramda yer alması bizleri ziyadesiyle memnun ediyor.”

Türkiye arzu ettiğimiz sanayi vizyonuna kavuşacak“Eylem Planı’nda çizilen sanayi viz-yonunu İstanbul Sanayi Odası (İSO) olarak çok önemli ve değerli bul-duğumuz özellikle vurgulamak isti-yorum. Biz sürekli istişare ve çözüm önerilerimizin dikkate alınacağı inan-cıyla bugün açıklananların altını ta-mamlayacak yöntem ve çalışmala-rın da yaratacağı olumlu ivmeyle,

Rifat HisarcıklıoğluTOBB Başkanı

Mehmet BüyükekşiTİM Başkanı

Erdal BahçıvanİSO Başkanı

Türkiye’nin arzu ettiğimiz sanayi viz-yonuna kavuşacağına inanıyoruz. Bu vizyon da, yüksek teknoloji ve ino-vasyona dayalı bir katma değer üre-ten sanayi vizyonudur. Sayın Başba-kanımızın bizzat açıklamış olduğu bu eylem planı ülkemizin sanayisi ve sa-nayimizin sürdürülebilir olması açı-sından da son derece önemlidir.”

Page 30: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

30

Kasım 2014

DOSYA

“Sayın Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı 9 sektörel dönüşüm prog-ramının hem makro istikrarı destek-leyeceğini hem de işletmelerin üre-tim ve rekabet gücünü kamçılaya-cağını vurgulamakta fayda var. He-pimiz biliyoruz ki, sanayicimizin ger-çek sorunu teknoloji ağırlıklı ve yük-sek katma değerli üretim. Eylem

Reel sektörü canlandırır

“Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan ilk 9 sektörel dönüşüm programının ekonominin dinamo-su olan reel sektörü canlandıraca-ğını Ankara Ticaret Odası (ATO) olarak belirtmek istiyorum. İthalata bağımlılığın azaltılmasından, yerli üretimin desteklenmesine, tarım ve

Türkiye’yi geleceğe taşıyacak hamleler olarak görüyoruz

planında yer alan ithalata bağımlı-lığın azaltılması, yerli üretime des-tek verilmesi, tarım ve enerjide ve-rimliliğin artırılması gibi başlıkların Türkiye’yi geleceğe taşıyacak ham-leler olduğu aşikar. İş programının bir uygulama takvimine bağlanma-sından da ayrıca memnuniyet duy-duk.”

İbrahim ÇağlarİTO Başkanı

Salih BezciATO Başkanı

enerjide verimliliğin temel alınma-sından, teknolojik ürün yatırımları-nın desteklenmesine, ilaç ve tıbbi cihaz ihtiyacının büyük oranda yer-li üretimle karşılanmasından sağlık turizmini geliştirmeye kadar açıkla-nan tüm tedbirler Türkiye ekonomi-sini çok daha güçlendirecektir.”

Üretilmesi gerekenler tespit edilmeli

“İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İh-racatçı Birlikleri (İHKİB) Başkanı olarak bu 9 maddelik eylem planı-nı son derece önemli buluyorum. Plan’ın kulağa hoş geldiğini belirt-mekte fayda var. İthalata bağımlı-lığın minimum düzeylere çekilme-si ve üretim için ayrılan kaynakla-rın daha doğru yönetilmesi gereki-

Hikmet TanrıverdiİHKİP Başkanı

yor. Türkiye’nin neler üretmesi ge-rektiğini çok iyi tespit etmek la-zım. Türkiye önümüzdeki yıllar-da üretimini artıracaksa, sanayile-şerek büyüyecekse ciddi bir enerji ihtiyacı doğacaktır. Yüzde 35 yerli enerji hedefine ulaşmak için enerji yatırımlarının önünün açılması ge-rekiyor.”

Hedeflerin yakalanacağına inanıyorum

“Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) olarak, eylem planında 9 sek-tör için ortaya konan saptamaların Türkiye’nin gelişen ekonomisine kat-kı sunacağına inanıyoruz. Ülkemizin orta gelir tuzağına düşmeden, ken-

Hüseyin DoğanBMD Başkanı

dine yeni ve daha güçlü bir rota çi-zebilmesini önemli görüyoruz. Bir yandan inovasyon ve teknoloji diğer yandan marka ekonomisini sahiple-nen stratejilerle belirlenen hedeflerin yakalanacağına inanıyoruz.”

“Sayın Başbakanımızın açıklamasın-da yer alan ‘Serbest bölgelerin cazi-besinin artırılmasına’ yönelik ifade-ler bizim açımızdan çok önemli. Bu noktada hem ithalata olan bağımlı-lığın azalması, hem de teknoloji yo- Kemal Şahin

Şahinler Holding Yön. Krl. Bşk.

Serbest bölgeler ilaç olacakğun üretimin yapılması için serbest bölgeler ilaç olacaktır. Hükümetin alt yapısını oluşturduğu serbest böl-gelerde, ithal girdisi az olan tekno-loji yoğun üretim yapılacak ve ihra-catımız artacaktır.”

Page 31: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

31

Kasım 2014

Dış ticaretin performansı lojistik sektörünün performansı ile doğru orantılıdır

“Türk ekonomisinin lokomotif sektör-lerinin başında hiç şüphesiz ki lojis-tik geliyor. Lojistik faaliyetler, ihracat ve ithalatın belirlenmesinde büyük rol oynuyor. Lojistik hizmetlerin ve-

rimli, kaliteli ve sürdürülebilir bir şe-kilde verilmesi ekonomimize olumlu yansıyor. Son dönemde Türk ihraca-tının yükselme grafiği çizmesi, ülke ekonomisi açısından oldukça sevin-dirici bir gelişme. Dış ticaretimizin ana pazarı olan Avrupa’daki göre-celi iyileşmenin yanı sıra kurların ar-tışı da ihracatımıza ve de ihracat-çılarımıza pozitif ivme kazandırmış durumda. Ekonominin nabzını yan-sıtan lojistik sektörünün, 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşılma-sında hayati bir önem taşıdığı kesin-likle yadsınamaz. 2014’te hedef bü-yüten lojistiğin 2015 ve sonrasın-da da bu şekilde performans sergi-leyerek, ekonomiye desteğini sürdü-receğine inanıyoruz. Özellikle Av-rupa pazarında bazı hatlarda ya-şanılan ihracat-ithalat dengesizliği-ni optimum şekilde yönetmek, doğ-ru taşıma modlarını yerinde kullan-mak, lojistik firmalarının verimlili-ği açısından dikkat edilmesi gereken hususların başında geliyor. Belirle-nen hedefi yakalamak ve hatta geç-mek kesinlikle mümkündür. Ancak lojistik sektörünün global konjonk-

törde yaşadığı haksız uygulamala-rın devam etmesi halinde bu sorunla-ra ilişkin bir devlet politikasının belir-lenip üzerine gidilmemesi durumun-da artacak olan maliyetler ve tıkan-malardan kaynaklı hız kayıpları sonu-cu hedefleri yakalamak bir yana yak-laşmak dahi mümkün olmayacak-tır. Dış ticaretin performansı kesinlik-le lojistik sektörünün performansı ile doğru orantılıdır. Bu nedenle ülke lo-jistik politikaları dünya gerçekleri ve normları paralelinde dizayn edilme-li ve hayata geçirilmesi için öncelikler arasında olmalıdır. Yabancı yatırım-cıların Türkiye’ye olan ilgilerinin sü-rekli olarak arttığı bu dönemde, re-kabet piyasasını göz önünde bulun-durarak doğru hamleler yapmak ge-rekliliği ortaya çıkıyor. Üzerinde bu-lunduğumuz coğrafyanın önemini bi-lerek, bu sayede Türkiye’nin, dünya pazarının lojistik üslerinden biri ola-cak konuma ulaşabileceğine inanıyo-ruz. Son olarak, devlet ve özel sektö-rün işbirliği ile bazı sıkıntılar yaşanan yasal prosedürlerin düzenlenmesiyle, sektörün önünün daha da açılacağı-nı söyleyebiliriz.”

Cavit DeğirmenciEkol Lojistik Filo Müdürü

500 milyar dolarlık ihracat hedefine lojistik olmadan ulaşılamaz

“Cumhuriyetimizin 100. yılında böy-le güzel ve böyle büyük bir hede-fin konulması, gerçekten bizleri he-yecanlandırmaktadır. Bu hedefi koy-muşken toplumun her birey, kurum ve kuruluşuna önemli görevler düş-mektedir. Bu hedefin en önemli yapı taşlarından biri de şüphesiz lojistiktir. Kanatsız bir kuşun uçmasının müm-kün olmadığı gibi hedefini koydu-ğumuz 500 milyar dolarlık ihraca-tın da lojistiksiz olmasını düşünemi-yoruz. Bizler lojistik sektörünün birey-leri olarak bu hedef için taşın altına bedenimizi koymalıyız. İnovasyon ve yenilikler ile lojistiği daha da hızlan-dırmalıyız ve altyapıyı şimdiden oluş-turmalıyız. Değerlendirme ve ana-lizler yaparak mevcut yapının üzeri-ne neler koyabileceğimizi düşünme-liyiz. Biliyoruz ki başarı için plan ya-

pılmalıdır. Bu başarı da şüphesiz iyi bir lojistik alt yapısından geçe-cektir. Biz bu planları yaparken de devletimizin lojistik sektörüne en-gel teşkil eden sorunlarına çözüm-ler üretmesini talep ediyoruz. Lojis-tik sektörümüzün uluslararası veya diğer ülkelerin lojistik sektörleriyle rekabet etme şansı aşağıdaki ne-denlerle zayıflatılmaktadır. Bunlar; Schengen vize sorunları, kapılar-daki geçiş süreleri ve keyfi uygu-lamalar, geçiş ve otoyol ücretleri ve zorunlu tren uygulamaları gibi önemli nedenler olarak göstere-biliriz. Bu sorunlar aşıldığı taktirde 2023 hedeflerini tutturmada lo-jistik sektörü olarak üzerimize dü-şen görevleri layıkıyla yapacağımı-za ve hedefe ulaşacağımıza inan-cımız tamdır.”

Hasan ÖcalYörük Transport Yön. Kr. Baş.

UND Konya Çalışma Grubu Bşk.

Page 32: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

32

Kasım 2014

DOSYA

2023 ihracat hedeflerine ulaşmanın yolu lojistikten geçiyor

“10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda resmen lojistiğin tanımı yapıldı ve lojistik, branşlara ayrılarak Ekono-mi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlı-ğı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma, Habercilik ve Denizcilik Bakanlığı tarafından dört ayrı bakan-lığımızca işlenmeye başladı. Her ba-kanlığın lojistik ile ilgili görev taksi-matının yapılması kavram kargaşa-sını ve görev bölüşümünü de kolay-laştırdı. Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun 9 Maddelik Eylem Planı’nda lojistik sektörünü işleme-si sektördeki herkesi eminim ki çok sevindirmiş ve heyecanlandırmıştır. Türkiye, son 12 yıldır ihracat odak-lı büyümesini sürdürüyor. Sürdürü-lebilir bir başarı yakalayan Türkiye, gerek sanayi gerekse de üretimler-le dünya pazarlarında aktif rol oynu-yor. 2023 ihracat hedeflerimize ula-

şabilmenin en kolay ve olmazsa ol-maz yolu şüphesiz ki lojistik sektö-ründen geçiyor. Burada bizlere çok ciddi sorumluluklar düşüyor. Bu so-rumluluğun farkında olarak çalış-malı ve ona göre yaptığımız işi cid-diye almalıyız. Ekonomimizin olmaz-sa olmazı durumunda olan ihraca-tımızın daha hızlı taşınması ve anın-da pazara ulaşması için taşıma ve lojistik sektörü kaçınılmazdır. Lojis-tik sektörü olarak daha yapacak çok işimizin olduğunu biliyor ve görü-yoruz. Hükümetimizin de desteği ile sektörümüzün önünün son derece açık olduğunu görüyoruz. Cumhuri-yetimizin 100. yılı olan 2023, bizler için bir milat olacaktır. 2023’e ka-dar tüm organizasyon şemamızı hal-letmemiz gerekiyor. 2023 yılında lo-jistiğin bir tık daha yükseleceğini ön-görüyorum.”

500 milyar dolar hedef için lojistik altın anahtardır

“2023 senesinde 500 milyar dolar ih-racat hedefleyen ülkemizde, bu ama-ca ulaşmak için lojistik olmazsa ol-maz sektörlerden birisidir. Burada bu sektörün eksik yönlerini ve alt yapısını mutlak gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunun akabinde lojis-tik sektörü ile ilgili bir kanunun çıkarıl-ması vazgeçilmezdir. Hem dış ticareti hem de iç ticaretin gelişimini ve 2023 yılı hedeflerini olumsuz etkilememek için bu bir şarttır. Bunun önünde de pazarlama karmasını içine alan bü-yük kapsamlı lojistik kanunun olma-sı gerektiği kanaatindeyim. Lojistik, bu gelişimi sağlayacak tüm etkenleri için-de topluyor. Pazarlama karması de-nilince akla gelen 4P yani Ürün (Pro-duct), Fiyat (Price), Dağıtım (Place), Tutundurma (Promotion). Hepsi lojis-tiğe etkendir, lojistik olmadan bunla-rı başarmak imkansızdır. En ufak ay-rıntısına kadar inmeden bu kavram-ları kısaca açıklamak isterim: Ham-maddelerin çeşitli işlemlerden geçiri-lerek bir araya getirilmesi Ürünü elde etmenin unsurudur. Bunu yapabil-mek için de bir akış olması lazım. Bu akış yine lojistikten geçer, Fiyat için-de birim maliyetler hesaplanırken bu-nun nakliyesi, depolaması, ambalaj-lanması, dağıtımı vs .yani lojistiği de

önemli birim unsurudur. Dağıtımda ise bir ürünümüz var ve bunun artık fiyatını da tespit ettik; tüketicilerin de bu ürüne ihtiyaçları var. Peki, nerede bulabilirler? İşte pazarlama karma-sının 3. “P”si olan ‘Dağıtım’ın göre-vi, ürünü doğru yere, doğru zaman-da ulaştırmaktır. Yani kısaca lojisti-ğin içinden geçer… Tutundurmada fiyatlandırdığımız ve olması gerekti-ği yerlere doğru zamanda ulaştırdı-ğımız üründen acaba tüketiciler far-kında mı? Reklam, kişisel satış, halk-la ilişkiler, duyurum ve indirim, çe-kiliş, yarışma vb. unsurlardan olu-şan satış tutundurma’dır. Bunun un-surlarını da bir araya getirirken lojisti-ğin temel etkenlerini kullanırsınız. Bu-rada kafalarınızı karıştırmamak adına bir kez daha başa dönüyorum, Lojis-tik denilince kısa ve öz olarak; ürün, hizmet ve insan gibi kaynakların, ihti-yaç duyulan yerde ve istenen zaman-da temin edilmesi için bir araç ola-rak tanımlanabilir. Herhangi bir pa-zarlama veya üretim organizasyonu-nun lojistik destek olmadan başarıl-ması çok zordur. Lojistik, nakliye, en-vanter, depolama, malzeme idaresi ve ambalajlama bilgilerinin birleştiril-mesini kapsar. Lojistik işletme sorum-luluğu, hammaddenin coğrafik ko-

numlanması, prosesin işletilmesi ve ih-tiyaçların mümkün olan en düşük ma-liyetle karşılanarak işin bitirilmesidir. Bu doğrultuda 2023 hedefleri açısın-dan stratejik önemde olan 10. Kalkın-ma Planı’nda ulaştırma ve lojistik için-de yeni hedefler belirledi. Kısaca di-yebiliyorum ki 500 milyar dolar hedef için lojistik altın anahtardır. Bunun bi-lincini, önemini üstüne basarak plan-lama ve strateji geliştirilmesi için üzeri-mize düşeni yapmamız gerektiği kana-atindeyim.”

Selçuk HititHitit Global Yön. Krl. Bşk.UND Çalışma Grubu Bşk.

Emin TahaTaha Kargo Yön. Krl. Bşk.

MUSİAD Lojistik Sek. Krl. Bşk.

Page 33: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

33

Kasım 2014

Lojistik sektörü olarak yapacak çok işimiz var

“2023 hedeflerimiz kapsamında 500 milyar dolarlık bir ihracat raka-mı gündemde. Bu rakamlara ulaşa-bilmenin en önemli ve olmazsa ol-maz şartı lojistiktir. Lojistik olmadan, taşıma, nakliye olmadan bu hedef-lere ulaşmak imkansızdır. Biz nakli-yeciler olarak bu hedeflerin bilincin-deyiz. Ülkemize turizm sektöründen sonra en fazla katma değeri sağla-yan sektörüz. Araştırmalar 400 bin kişinin sektörümüzden ekmek yedi-ğini ortaya koyuyor. Ülkemizde lo-jistik sektörünün önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Hükü-metimiz ve yetkililerimiz de bu öne-mi bilerek çalışmaktadırlar. Kasım ayı içerisinde sayın Başbakanımızın

bizzat açıklamış olduğu 9 madde-lik eylem planını büyük bir heyecan-la karşıladık. Bu eylem planları içe-risinde 9. madde “ulaştırmadan lo-jistiğe geçişi” esas alıyordu. Bizler de UND çatısı altında sayın başka-nımız Çetin Nuhoğlu’nun da yıllar-dır dile getirdiği gibi “Lojistik Master Planı”nın oluşturulması gerektiğinin altını defalarca çizdik. Geldiğimiz bu son noktada böylesine bir düzenle-menin hükümetimizin başındaki isim olan sayın başbakanımız tarafından bizzat açıklanmış olmasını son dere-ce önemli buluyorum. Yapacak çok işimiz olduğunu düşünüyor ve işimize dört elle sarılmak gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyorum.”

Lojistik çeşitliliğin sağlanması gerekiyor

“Küresel ekonomi içinde giderek daha önemli bir rol almaya baş-layan ülkemizin ciddi anlamda bir lojistik master plana ihtiyacı var. 2023 senesinde 500 milyar dolar ihracat hedefleyen ülkemizde, bu hedeflerimize ulaşmak için lojistik sektörünün zayıf yönleri ve altyapı eksikliklerinin net olarak tespit edi-lip, nasıl iyileştirilmesi gerektiğinin planlanması gerekmektedir. Geliş-miş ülkelerin lojistik sektörleri ile kı-yaslamalar yapmak önceliklidir. Lo-jistik sektöründeki tehditlerinin tes-pit edilip, kaldırılması ve önlenmesi için hem sektör içinde hem de hü-kümet bazında planların oluşturul-ması ve hayata geçirilmesi uygun düşmektedir. Kara, hava, deniz ve

demiryolu taşımacılıkları tüm yönleri ile tekrar gözden geçirilip ülkemizin hedeflerine paralel hedeflerinin be-lirlenmesi gerekmektedir. 2023 yı-lında 500 milyar dolar olacak olan ticaret hacminin sadece mevcut yol-lardan yapılabilmesi mümkün de-ğildir. Lojistik çeşitliliğin sağlanması gerekmektedir. Tüm süreçleri şeffaf ve müşteri odaklı olarak tasarlanmış lojistik sağlayıcıların hizmet alan fir-malara optimum süre-maliyet çö-zümleri ve en önemlisi sürdürülebilir kaliteli hizmeti sunmaları gerekmek-tedir. Bunları yaparken de lojistik hizmet veren firmaların zamanımızın şartlarına uygun teknolojik altyapı-larını da tamamlamış olması gerek-mektedir.”

Ali TulgarMars Lojistik Genel Müd. Yard.

Ergün BilenABC Lojistik Yön. Krl. Bşk.

“Türkiye’nin 2023 yılı hedefle-ri doğrultusunda 500 milyar dolar-lık ihracat rakamına ulaşmada en önemli sektör kuşkusuz lojistik ola-caktır. Ancak bu hedeflere ulaşmak için sektörün çok iyi bir planlamaya ihtiyacı vardır. Kendi Ticaret kori-dorlarını geliştiren ve entegrasyonu sağlanmış bir yapıya sahip olmamız gerekmektedir. Avrupa Birliği, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu ticare-

timizde karayolu verimliliği çevre, konfor, inovasyon ve kalite odak-lı hedefler doğrultusunda gelişti-rilmelidir. Dünya ortalamalarının son derece altında kalan demiryo-lu taşımacılığında yenilikler yapıl-malıdır. Bunlarla eş zamanlı ola-rak gümrüklerim modernizasyonu, e-gümrük, e-beyan ve e-onay uy-gulamalarının geliştirilmesi de ol-dukça önemlidir.”

Taner AnkaraBatu Lojistik Yön. Krl. Bşk.

Sektörün çok iyi planlanması gerekiyor

Page 34: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

34

Kasım 2014

DOSYA

“Türkiye ekonomisinin iç ve dış tica-retinin büyümesinde büyük rol oy-nayan lojistik sektörü hükümetimi-zin 2023 yılı hedeflerinden olan 500 milyar dolarlık ihracatın loko-motifi olacaktır. Türk lojistik sektö-rü son yıllarda yapılan önemli yatı-rımlarla ve yetiştirmiş olduğu kalifi-ye elemanları ile yerli ve yabancı fir-maların gözdesi haline gelmiştir. Sa-nayicinin ürettiği malları müşteriye kara, hava ve deniz yolu ile ulaştı-rılmasında lojistik olmadan gönder-mek mümkün değildir. Türkiye gibi dünyada eşi az olan bir coğrafi öne-mi olan ve üç tarafı deniz ile çevrili Avrupa, Asya ve Ortadoğu’ya açılan kapı durumundaki bir ülkede yeterli bir lojistik alt yapı oluşturmalıyız. Ül-kemizin son yıllarda hızla artan ih-racatına lojistik firmalarının katkı sağlayabilmesi için acil atılması ge-rekli adımlar var. Öncelikle altya-pı ve lojistik ihtiyacının tamamlan-ması için lojistik köylere ihtiyacı var. Bu köylerin bir an önce kurulup fir-maların yükleri depolama, gümrük-

leme, dağıtım işlerini bu köylerden yürütebilmesi için bu köylerde oluş-turulacak TIR parkları, depo ve or-tak iletişim sistemleri, lojistik sektö-rünün daha dinamik ve dış pazar-larda ülkemizin daha rekabetçi ol-masına yardımcı olacaktır. Taşıma-cılıkta deniz yollarımızı yeteri kadar kullanmak zorundayız. Yüklerin bo-şaltılması ve yüklenmesi için liman-larımızda yeterli sahalar yaratıp iç bölgelerde konteyner ve kargo yük-lerin depolanması için gerekli olan yatırımları yapmalıyız. Yurt dışında kuracağımız güçlü acente ağları ile çözüm üreterek az maliyet ve kaliteli hizmet üretebiliriz. Özellikle bölge-mizde yaşanan ve ülkemizin ihraca-tını ve sektörümüzü önemli ölçüde etkileyen sınır komşu ülkelerde ya-şanan iç savaş durumları 2023 yılı ihracat hedeflerinden uzaklaştırma-ması için her zaman yeni pazarlara yönelmemiz gerektiğini hatırlatmış oldu. Lojistik sektöründeki firma-ların sorunlara bireysel değil bağ-lı olduğumuz derneğin bölge çalış-

ma gruplarında birlikte tartışarak ve çözüm üreterek merkez yönetimdeki arkadaşlarımızın sorunlara hızla çö-züm bulmalarında yardımcı olacak-tır. Sonuç olarak sektör sanayici ve hükümet yetkilileri ile birlikte hareket ederek gerekli olan yatırımların ha-yata geçirilmesi ile 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşmamız hayal değil gerçek olacaktır.”

Lojistik sektörümüz yabancı firmaların gözdesi halinde

Erkan Yurteriİskender Albert & Trading Co.

Yön. Krl. Baş.UND Mersin Çalışma Grubu Bşk.

“Türkiye’nin ulaştırma ve taşımacı-lık bakış açısından lojistik bakış açı-sına geçişini ilan etmesi başlı başı-na olumlu bir gelişmedir. Taşımacılık ve ulaştırmanın ortaya koyduğu dar çerçevenin lojistik sayesinde dışına çıkılabilecek ve ülkemizin uluslara-rası ticaretten alacağı payın artma-sının yolu açılacaktır. Lojistiğin dev-let politikası olarak kabul edilmesi hem sektörde yer alan firmaları hem de bu sektör için nitelikli eleman ye-tiştiren eğitim kurumlarını doğru-dan etkileyecektir. Devletin sektörü şekillendirecek nitelikteki faaliyetle-ri özellikle sektörde kalite odaklı ça-lışan ve Türkiye’nin lojistik faaliyet-lerini küresel kurallar zemininde yü-rütmek isteyen firmalara katkı sağ-layıcı olmalıdır. Lojistik eğitim sunan eğitim kurumlarının devletten bek-lentisi ise ulaştırmadan lojistiğe ge-çiş sürecinde maddi kaynak sorunla-rının çözümüne katkı sunulması ya-nında eğitim materyali, eğitim labo-ratuvarları vb. desteklerin sağlanma-sıdır. Türkiye’de uzun zamandır sek-

tör temsilcileri ve Üniversitelerin lo-jistiğin ülkemizde hak ettiği konuma gelmesi için büyük çabalar göster-dikleri ve bu çabaların halen devam ettiği yadsınamaz bir gerçektir. Hü-kümetimizin eylem planı içine lojistik dönüşümü almasında da bu çabanın etkili olduğu görülmektedir. Dünya artık lojistikle beraber Tedarik Zinci-ri Yönetimi kavramını peşi sıra kul-lanmakta ve elektronik ortam üzerin-den Lojistik ve Tedarik Zinciri Yöne-timi faaliyetlerinin uygulanabilirliğini tartışmaktadır. Türkiye’nin Lojistisyen eğitim planına ihtiyacı olduğu kesin-dir. Lojistik gibi küresel ölçekte düşü-nülmesi gereken bir iş kolunun için-de yer alacak insan gücünün de kü-resel anlamda kullanabileceği bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olması gerekmektedir. Ülkemizin lojistik eği-timi veren birçok kurumunda sayılan niteliklerde insan gücünün yetiştirile-bildiği söylenemez. Gelişmiş ülkeler-de Lojistik eğitimi sınıf ortamı yanın-da uygulama ve yetenek temelli ola-rak öğrencilerin yetiştirilmesi yolu-

na doğru evrilirken Ülkemiz eğitim kurumlarının da benzer yaklaşımla-rı benimsemesi doğru olacaktır. Her ülkenin ve hatta her eğitim kurumu-nun kendine özgü bir ekol yaratma-sı ve bu çerçevede bir lojistisyen ye-tiştirmesi elbette mümkündür ve Ül-kemiz şartları göz önüne alındığın-da da oldukça anlamlıdır. Ancak bir lojistisyende genel geçer olarak ka-bul görmüş vasıfların(yabancı dil bilgisi, karar verme yeteneği, takım çalışmasına uyum, strese dayanıklı-lık vb.) öğrencilere mutlaka kazan-dırılması temel hedef olmalıdır.”

Celil DurdağBeykoz Lojistik MYO Öğr. Gör.

Ulaştırmadan lojistiğe geçerken Lojistisyen’in eğitimi

Page 35: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

35

Kasım 2014

“Devletimizin ve sivil toplum örgüt-lerinin böyle bir hedef tayin etmiş ol-ması beni ziyadesiyle heyecanlandır-mıştır. Diğer taraftan bu ihraç değe-rini taşıyacak hizmet sektörlerinden biri olarak üzülerek söylüyorum ki devletin lojistiğe yaklaşım açısı mev-cut haliyle devam ettikçe bu hedef ve fikir hayaldir ve öyle de kalacak-tır… İhracat, bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetleri dış ülkelere satması an-lamına gelmekte ise ihracata daya-lı ekonomik büyümeyi hedeflemiş bir ülkenin bu işi daim kılmak adına, ih-racata konu ürünlerin temas ettiği tüm sektörleri egemen kılması, dün-ya çapında ihracat atağı devamlılığı-nı sağlaması ve sürdürülebilir olması açısından son derece gereklidir. Bi-zim yaptığımız iş, lojistiğin yapı taş-

larından biri olan nakliye, eşyaların sevkidir. İhraç eşyalarının varış ülke-lerine hızlı ve sorunsuz taşınabilmesi-nin ilk adımı iç gümrükler, ikinci adı-mı sınır gümrükleridir. Diğer bakan-lıklarca ve kendi bakanlığında eş-yaya son kontrol yetkisinin verildiği gümrüklerdeki iş süreçlerinin kısal-tılması ve sonuçlandırılması son de-rece önemlidir. Eşyaları yurt dışına göndermemiz yetmez, eşyanın giriş yaptığı her ülkede eşyayı taşıyan TIR, ülke makamlarınca kazanç kapısı olarak görülür. Bu nedenle tarife dışı engel diye tabir ettiğimiz anlaşmalar-da yazılı olmayan uydurma hususla-ra göre zaman zaman sizlere cezalar yazılır, araçlarınız yani eşyanız gün-lerce sınır kapılarında ya da eşyanın varış ülkesine kadar ki transit ülke-lerde bekletilir. Bu gayri resmi yürü-tülen tezgah sırasında yanınızda dev-letinizi görmek ister ve dış temsilcilik-lerdeki büyükelçiliklere ya da ticaret müşavirliklerine müracaat yapar ve yardım talep edersiniz. Bu başvuru-ların büyük bir bölümü hüsranla ne-ticelenir, isyan edersiniz biz sahipsiz miyiz, bizim sahibimiz, devletimiz yok mu diye? Düşünsenize ihraç eşya-sı taşıyorsunuz, sorun sanki nakliye-cinin sorunuymuş gibi ülkelerle savaş halindesiniz ve sürekli sektör olarak kan kaybediyorsunuz. Devletten ye-

terli desteği görmeyen bizler, UND bünyesinde 2001 yılında çalışma grupları oluşturduk. Sorunlarımı-zı bu gruplar üzerinden çözümleme-ye çalıştık. Devletin ihracata değen tüm bakanlık birimleri ve sivil top-lum örgütlerinin temsilcileriyle buna benzer çalışma grupları oluşturma-sı, oluşan sorunlara devletin gücü ile çözüm bulması gerekiyor. Bunda çok geç kaldılar… İçerde ya da dı-şarda hiç fark etmez müşteri bir eş-yaya ihtiyaç duyduğunda aklından geçen en önemli iki husus hız ve fi-yattır. Bir ürünü satmak öyle ya da böyle bir şekilde kolaydır. O ürünü sürekli satılabilir kılmak ise, işte bu zor olandır. Devletimizin bu zor ola-nı başarması, sevk süresinde oluşan gecikmelerden dolayı eşyaya müş-teri ve pazar kaybı yaşatmaması ge-rekir. Gümrük ve Ticaret Bakanımız bir konuşmasında sınır gümrüklerin-de kısa bir zaman sonra tek pencere sisteminin hayata geçileceğini söyle-mişti. Bunu dört gözle beklediğimi-zi sayın bakanımızın bilmesini isteriz. Sayın Başbakanımız geçtiğimiz gün-lerde 10. Kalkınma Planı’nda açık-ladığı üzere lojistik hizmetlerinin ge-liştirilmesi hususunu gündeme taşı-dı. Artık biliniyor: Lojistik planlaması olmadan hiçbir şey mümkün değil, başarılı olamaz.

Alişan Ender TopaloğluBaşoba Ulus. Nak. ve Tic.

AŞ. Yön. Krl. Baş. UND Gürcistan ve Azerbeycan

Çalışma Grubu Bşk.

Tek pencere sistemini dört gözle bekliyoruz

“2023 yılında 500 milyar dola-rı yakalayabilmemiz için kanımca Türkiye’de mevcut olan lojistik sek-törünün yeniden yapılandırılma-sı gerekmektedir. Bütün endüstriyel şehirlerde gümrüklü depo, güm-rüklü antrepo, bilhassa soğutucu depolarımızın olması gerekmekte-dir. Bunlar maalesef Türkiye’de sa-dece İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde bulunmaktadır. Bence bunun Malatya’da, Urfa’da, Kayseri’de, Hatay’da, Trabzon’da ve hatta TIR çıkışı olan bütün iller-de bulunması gerekmektedir. Ör-neğin TIR trafiğinin bulunduğu Gürbulak için düşünürsek; bu böl-geye yakın olan tüm yerlerde güm-rüklü depoların olması şarttır. Di-ğer yönden Türkiye’de hedefle-

nen bu rakama ulaşmanın bir diğer yolu lojistik köydür. Lojistik köy uy-gun olan tüm şehirlerde kurulmalı-dır. Mesela Hatay, Mersin, Gazian-tep ilk aklıma gelen şehirlerdir. Bü-yük şehirler de ise bu köyler zaten bulunmalıdır. Şahsen Türkiye’de en az 20 lojistik köyün kurulması ge-rektiği fikrindeyim. Dünya ülkele-rine baktığımızda bu konuda İtal-ya ve İspanya’yı örnek almamız ge-rektiğini düşünüyorum. Bu konu-da dünyada 21 lojistik köye sahip bu iki ülke ilk sıradadır. Türkiye’nin bu ülkelerden geri kalır yanı yok-tur. Bu şartlarda neden biz de aynı standartlara ulaşmayalım ki? Kısa-ca lojistik sektörü kısıtlı tutulmama-lı, devlet teşvikleriyle bu sektörü desteklemelidir.”

Lojistik sektörü kısıtlı tutulmamalı, devlet teşvikleriyle desteklemelidir

Mahmut RıdvanoğullarıPalatform Ulus. Taş. Gen. Md.

UND Hatay Çalışma Grubu Bşk.

Page 36: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

36

Kasım 2014

RO-RO

ektörün en önemli ihti-yaçlarından biri Ro-Ro. Gerek Ro-Ro firma sa-hiplerinin sektörü sa-hiplenmemesi, gerek-se de Ortadoğu ve Ku-

zey Afrika’da yaşanan durumlar Ro-Ro’yu çok daha önemli bir hale getiriyor. Hatay’daki nakliyeciler bu durumu görerek işbirliği yaptı-lar ve bu sorunu aşma yolunda sek-töre önemli bir kazanımda bulun-dular. Suriye’deki iç savaş nede-niyle Ortadoğu’daki 9 ülkeye de-niz yoluyla taşımacılık yapan, an-cak anlaştıkları Ro Ro firmalarıy-

suriye sorununa ro-ro çözümüSuriye’deki iç savaş nedeniyle Ortadoğu’daki 9 ülkeye deniz yoluyla taşımacılık yapan, ancak anlaştıkları Ro Ro firmalarıyla sorunlar yaşadıkları için zarara uğrayan Hataylı 55 nakliye firması, Hatay Ro Ro Line İnc. A.Ş. adıyla şirket kurdu. Hatay Ro-Ro Line A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler, kurduklarını Ro-Ro ile lojistik sektörünün so-

runlarını çözeceklerini ifade ediyor.

la sorunlar yaşadıkları için zarara uğrayan Hataylı 55 nakliye firma-sı, Hatay Ro Ro Line İnc. A.Ş. adıy-la şirket kurdu. Hataylı nakliyeciler, kiraladıkları Ulusoy-5 adlı Ro Ro Gemisi’ne İskenderun Limanı’ndan TIR’larını yükleyip, dualar eşliğinde çifte kurban keserek Mısır’a uğur-ladı. Hatay’ın Türkiye lojistik sektö-ründe İstanbul’dan sonra en büyük filoya sahip önemli bir şehir oldu-ğunu ifade eden Hatay Ro-Ro Line A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbra-him Güler, Hataylı lojistik firmala-rının büyük bir çoğunluğunun Or-tadoğu ülkelerine çalıştığını ve bu

blokta önemli yatırımları bulundu-ğunu söylüyor. Güler, “Suriye deki iç savaştan sonra güzergah dur-muş; Ekonomi Bakanlığı ve Ulaştır-ma, Denizcilik ve Haberleşme Ba-kanlığı girişimleri ile Mısır üzeri Ro-Ro seferleri başlamıştır. Ancak bugüne kadar gelen tüm Ro-Ro fir-maları ihtiyaca cevap veremediği ve istikrarlı bir hat oluşturamadık-ları gibi bölge nakliyecilerinin ciddi sıkıntılar yaşamasına neden olmuş-tur. Araçlarımız Suudi Arabistan, Mısır limanlarında uzun süre bekle-miş, şoförlerimiz zor koşullarda li-manlarda yatmak zorunda kalmış-

S

Page 37: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

37

Kasım 2014

tır. İhracat ve ithalat ürünlerin bo-zulması durumları ile karşı karşıya kalınmış, transit sürelerin uzaması-na neden olmuştur. Hatta bir Ro-Ro firmasının acentasıyla borç ilişkisin-den ötürü 98 Türk plakalı TIR rehin alınmış ve UND Başkanı Sayın Çetin Nuhoğlu ve Ekonomi Bakanlığı’nın girişimleriyle kurtarılmıştır. Bütün bu olanlardan sonra akıllara, peki Ro-Ro firmaları neden istikrar yaka-layamadı sorusu geliyor. Cevap as-lında basit ve net. Kimi uygun kapa-sitede gemi kullanmadı, kimileri re-kabete girip dip fiyatlar uygulayıp if-las etti, kimi tarife günlerine uyma-dı” diyor.

Kötü komşu ev sahibi yaparBu gibi nedenlerin bölge nakliye-cisinin kendi TIR’ını, kendi yükünü kendi gemisiyle taşımaya zorladığı-nı ifade eden Güler, 2012 yaz dö-neminden beri bu durumun sürek-li gündeme gelen bir konu olduğu-nun da altını özellikle çiziyor. Gü-ler konuşmasını şu şekilde sürdü-rüyor: “Hani kötü komşu, ev sahibi yapar denir ya, bizimki de öyle bir şey… Limanda beklemelere maruz kalmış araçların durumunu görüş-

mek üzere yaptığımız bir toplantı-da bu fikir tekrar ortaya çıktı ve hız-lı bir şekilde firmanın kuruluş çalış-maları başladı.” ‘Şirketin amacını Ortadoğu ülkelerine gönderilen ih-racat yüklerini, Türkiye‘den yükle-nen ve transit gelen TIR’ların sevki-ni sağlamak’ olarak özetleyen Gü-ler, “Her geçen gün kan kaybeden Türkiye karayolunu bu güzergahta

canlı tutmak ve karayolu taşımacılı-ğının en önemli cazibelerinden biri-si olan transit süreyi kısa tutarak ih-racat ve ithalat ürünlerinin en hızlı şekilde müşterisine ulaştırmaktır” di-yor. Bu amacın aynı zamanda böl-gede en önemli sektörlerden biri olan lojistik sektörünün canlanması-na yol açacağına vurgu yapan Gü-ler, bu durumda istihdam yaratacak-larının da altını özellikle çiziyor. Böl-gede yaşanan ticaret ve lojistikte-ki taşımacılıktaki sıkıntılarına yöne-lik olarak Güler, “Maliyet odaklı ha-reket ederek sefer başı birim mali-yetleri düşürmek. İhracat yüklerinin hızlı teslimatını sağlayarak karayolu-nun cazibesini artırmak. Güzergah-taki sorunların çözüm noktası olmak ve bu vesileyle gemi doluluk oranını çoğaltmak ilk akla gelen çözümleri-miz” diyor. Firmanın zor koşullarda ve sektörün, bölgenin problemleri-ni temelli çözmek, aynı dili konuşan aynı problemleri yaşayanlar tarafın-dan kurulduğunu ifade eden Güler, “Kuruluş aşamasında titiz bir çalış-ma yapıldı. Fizibilite çalışması pro-fesyonelce yapıldı ve olası tüm risk-ler, olasılıklar dikkate alındı. Bu ça-lışmalarda UND İcra Kurulu eski Başkanı Mine Kaya bulundu ve hala şirketin yönetim danışmanlığı görevi-ni de yürütmektedir. Bugün görüyo-ruz ki biz doğru adımlar atmışız. Her şey adım adım ve sistemli ilerliyor. Bu ilerleyişin büyüyerek devam ede-ceğinden hiç şüphem yok. Kısaca-sı kalıcıyız, büyüyerek yolumuza de-vam edeceğiz” diyor. Ortaklık yapı-sı hakkında Güler, ortakların tama-mının C2 yetki belgeli firmalar ol-

Hatay Ro-Ro Line İnc. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler, şirketin yöne-timinde görev alan nakliye firmalarının yöneticileri ve ortaklar, İskenderun Limak Port Limanı’nda kiraladıkları Ulusoy-5 Ro-Ro Gemisi’ni gezdi.

Page 38: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

38

Kasım 2014

RO-RO

duğunu söylüyor. Ortakların tama-mının Hatay merkezli Lojistik firma-lardan ve tüzel kişilerden oluştuğu-nu ifade eden Güler, “Oluşuma ya-tırımcı olarak ortak olmak isteyen firmalar oldu. Ancak aynı sektörü, dili kullanmamızın istikrar açısından önemli olduğunu düşündük. Ortak-lar arasında denge kurulması için hisse oranını maksimum 5 ile sınır-landırdık” diyor. İşin hacmine göre önümüzdeki zamanlarda ek gemiler ya da yeni yatırımlar düşünüyor mu-sunuz sorumuza yönelik olarak Gü-ler, “Firmanın ortaklarına baktığı-mızda oldukça güçlü bir yapıya sa-hip. Hatta direk gemi satın alarak başlanması düşünüldü ancak emin adımlar atmak adına başlangıcın gemi kiralama yoluyla yapılması-nın daha makul olacağı fikri hakim oldu. Şu an kapasite haftalık 280 Tır. Bu kapasite mevcut koşullar-da yeterli görünüyor. İlerleyen dö-nemlerde kapasite durumuna bağ-lı ek gemi için hazırlık içindeyiz. Bir-kaç ay sonraki hedefimiz ilk gemiyi satın almaktır” diyor. Satın alma ile ilgili görüşme içinde oldukları çeşit-li firmalar olduğunu ifade eden Gü-ler, bu ve benzeri gelişmeleri ilerle-yen dönemlerde ortaklarla paylaşa-caklarını da sözlerine ekliyor.

Bu hizmetten tüm lojistik firmaları faydalanacakBu hizmetten tüm lojistik firmaları-nın faydalanabileceğini vurgulayan

Güler son olarak şu bilgileri veriyor: “Tüm ortaklar lojistik firma olsa da firmanın kuruluş amacı sadece or-takların değil tüm nakliye araçları-nı taşımaktır. Bu konuda ortaklara pozitif bir avantaj sağlanmayacak-

55 Hataylı nakliye firmasının oluşturduğu Hatay Ro Ro Line İnc. A.Ş.’nin ilk taşı-mayı Mısır’a yapacağını belirten İbrahim Güler, TIR’ların daha sonra After Woder Ro Ro Gemisi’ne aktarılıp, Suudi Arabistan’a ulaşacağını belirtti. Suriye’deki iç savaş nedeniyle karayolu güvenli olmadığı için Ortadoğu’daki 9 ülkeye deniz yoluyla Mısır üzerinden ihracat yapıldığını, 3 yıldır bu yöntemin uygulandığını kaydeden İbrahim Güler, “Anlaşma yaptığımız Ro-Ro firmalarıyla çeşitli sorunlar yaşadık. Mısır’da, Su-udi Arabistan’da ve İskenderun’da araçlarımız uzun süre beklemek zorunda kaldı. TIR’larımızdaki gıda ürünleri, yaş sebze ve meyve yükü bozulmuş, ihracatçılarımız mağdur olmuş, bizler de zor durumlar yaşamıştık. Hataylı 55 nakliye firması ola-rak bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için şirket kurup, gemi kiraladık. Lojistik sektö-rünün ve ihracatın büyümesini sürdürmesi konusunda üzerimize düşeni yaptık. Ha-taylı nakliyeciler olarak, bir yıl süren, daha sonra durdurulan teşvik uygulamasının devam ettirilmesini istiyoruz” dedi.

tır. Asıl amaç konteynere giden ve teslimatları çok geç yapılan ihracat ürünlerinin tekrar karayoluna dö-nüşünü sağlamaktır. 2012 Nisan ayında bu hat, Ekonomi Bakanlı-ğı önderliğinde kurulmuş ve o dö-nemde 1000 dolar/TIR teşvik ve-rilmiştir. Ancak bir yılı tamamlan-dığında bu teşvik kesilmiş ve hat o günden sonra bir türlü istikra-rı yakalayamamıştır. Teşvik sonra-sı yaşananlar gösterdi ki, 2023 ih-racat hedefleri yakalanmak isteni-yorsa karayolu cazibesinin deva-mı, bölge esnaf ve lojistik firmala-rının yaşadığı kan kaybı durdurul-mak isteniyorsa Ekonomi Bakanlı-ğı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Ha-berleşme Bakanlıklarımız başta ol-mak üzere ilgili kamu kurumları-nın Hatay Ro-Ro’ya destek olma-sı ve bu teşviğin tekrar verilmesidir. Hatay Ro-Ro bir anlamda milli bir proje ve sosyal sorumluluk özelliği taşıyan yürekli insanların kurduğu büyük bir oluşum. Bu yüzden hem UND ve UND nezdinde Başkan Sa-yın Çetin Nuhoğlu’nun bu oluşuma sahip çıkmaları ve desteklemeleri büyük önem taşımaktadır.”

Page 39: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

39

Kasım 2014

Osmaniye Osb, erzin limanı ile ihracatına ivme kazandıracak

3’üncü etapla istihdamını 25 bin kişiye çıkarmayı hedefleyen Osmaniye OSB, Erzin Li-manı projesi ile ihracatına ivme kazandıracak. İskenderun Limanı’nın 2 katı büyüklükte

olması planlanan liman projesinin inşaatına yakında başlanacak.

smaniye Organize Sa-nayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şe-rif Tosyalı, Osmaniye OSB’ye ivme kazandıra-cak Erzin Liman proje-sinin tüm izinlerinin ta-

mamlandığını söyledi. Liman projesi-ne çok yakında başlanılacağını kay-deden Tosyalı, “Bu liman sayesinde Osmaniye OSB transfer maliyetleri konusunda rahatlayacak” dedi. Yol-larının kamulaştırılmasıyla birlikte li-man projesinin start alacağını vurgu-layan Tosyalı,” Erzin bölgesinde ya-pılacak olan liman projesi sayesin-de 100 kilometre uzaklıktan getirilen ürünler artık 10 kilometreden getiri-lecek. Dökme yük, sıvı yük, kontey-ner taşımacılığının yapılabileceği li-man tamamen Osmaniye OSB’nin hizmetinde olacak. Çok entegre bir liman projesi olan Erzin Limanı İs-kenderun Limanı’nın 2 kat büyüklü-ğünde olacak” diye konuştu. Yeni yatırımlarla Türkiye’nin sayılı OSB’leri arasına gireceklerini belirten Tosyalı,

Osmaniye OSB’de son 3 yılda or-talama 600 milyon dolarlık yatırım yapıldığını söyledi. Son olarak Tos-yalı Grup’un yaptığı Japon yatırı-mı Tosyalıtoyo yatırımı ve Yolbulan Baştuğ’un Haddeanesi’nin Osmani-ye OSB’ye ciddi kazançlar sağlaya-cağını vurgulayan Tosyalı, “Tosya-lı Grup’un yatırımı olan Tosyalıtoyo ile Osmaniye OSB katma değerler üretiminde 2 kademe daha öne çık-mış olacak. Bu ürünlerle birlikte be-yaz eşya ve otomotiv sanayinin bi-rebir hammaddesini üretiyor olaca-ğız. Yani Osmaniye artık bir anda beyaz eşya ve otomotiv sanayinin de bir merkezi haline gelecek. Çev-re OSB’lerde ya da Osmaniye’de yeni bir OSB açılması halinde bu bölgede hem otomotive hem de be-yaz eşyaya yan sanayiler oluşacak” açıklamasını yaptı.

3’üncü etabın sadece yüzde 20’lik kısmı kaldı Osmaniye OSB’deki altyapı çalış-malarının yüzde 80’inin tamamlan-

dığını ifade eden Tosyalı, “3’üncü etap çalışmalarının da sadece yüzde 20’lik bir kısmı kaldı” şeklinde ko-nuştu. Şu anda OSB’de 12 bin kişi-ye istihdam sağlandığı bilgisini ve-ren Tosyalı, 3’üncü etaptaki yatırım-lardan sonra istihdamın yaklaşık 25 bin kişiye çıkarılmasını hedefliyoruz” diye konuştu.İplik üreticileri için ciddi teşvikler varTosyalı, Osmaniye OSB’nin iplik üretiminde çok önemli bir yerde ol-duğunu vurgulayarak, “Pamuk ipli-ği üreticileri için ciddi teşvikler var. OSB’den çıkan ürünlerin yüzde 70’i ihracata gidiyor. 1,5 milyar dolar ih-racatımız var. Türkiye ekonomisinin dış açık borcuna ciddi katkısı olan bir OSB’yiz.. 2023 hedefl eri doğ-rultusunda da yatırımlar planlıyoruz. Orta vadede ayakları daha yere ba-san, daha kontrollü büyümesi gere-ken bir ekonomimiz olacak. Bu plan-ları hemen kendimize çevirdik ve ya-tırımlarımızı daha kontrollü yapma-mız gerektiğini buradaki bütün sana-yicilerle de paylaştık” dedi.

O

Page 40: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

40

Kasım 2014

SÖYLEŞİ

Omsan marka değerini artırıyor Omsan Lojistik, 58 milyon dolar marka değeri ile sektörün en değerli markası seçildi. Yur-tiçi ve yurtdışı yatırımlarına devam eden Omsan Lojistik’in Genel Müdürü Osman Küçü-

kertan, Türkiye’nin bir lojistik ülkesi olarak markalaşması için yapılan çalışmaların önemine vurgu yaparken lojistik bilincin oluşmasında aslan payının UND’ye ait olduğunu söylüyor.

ürkiye lojistik sektörü-nün önemli firmaların-dan olan Omsan, kü-resel bir lojistik şirket olma yolundaki vizyo-nuyla çalışmalarını sür-

dürüyor. Yatırımları ile göz dolduran Omsan, şubeleşme çalışmaları, böl-ge müdürlükleri ile de yaygın ağı-nı daha da perçinliyor. Omsan, müş-terilerine ‘çözüm ortağı’ olarak hiz-met veriyor. Müşteri memnuniyeti il-kesinden taviz vermeyen firma, kalifi-ye eleman ve profesyonel yönetim sis-temi ile de farklılığını ortaya koyuyor. Omsan Genel Müdürü Osman Kü-çükertan, “Omsan, gerek operasyo-nel gerekse finansal alanda başarılı iş sonuçlarına imza atmış, küresel bir lojistik şirket olma vizyonuna yöne-lik çok önemli yatırımları hedefleri ile uyumlu bir şekilde hayata geçirmiştir. Bu yılsonunu da hedeflediğimiz iş so-nuçlarına uygun olarak sonlandıra-cağız. Bu yıl önemli bir ticaret ve sa-nayi merkezi olan Gaziantep’te yeni bir Bölge Müdürlüğü kurduk. Haziran ayında faaliyete başlayan Gaziantep Bölge Müdürlüğü ile Omsan, Gazi-antep ve çevre illerdeki lojistik ihtiyaç-

lara sağlayacağı rekabetçi çözümler-le bölge ticaretinin gelişimine katkıda bulunmayı hedefliyor” diyor. 2013 yı-lında Fas’ta yeni bir şirket kuran Om-san, 2014 yılında oto taşıyıcı yatırımı yaptı ve Fas/Casablanca’da 45 dö-nümlük bir arazide 2 bin 300 araç kapasiteli bir araç parkı kurdu. Firma, bu araç parkında PDI hizmeti de su-nacak. Omsan depolarında yoğun işçilik gerektiren dolayısıyla hataya en açık süreçlerden birini oluşturan ürün ayrıştırma işlemleri, yazılımı-nı kendi mühendislerinin geliştirdiği-ni ve “Otomatik Ayrıştırma Sistemi” (Sorter) ile gerçekleştirilmeye baş-landığını anlatan Küçükertan, proje-nin ikinci fazında TÜBİTAK-TEYDEB

kapsamında alınan mali destek ile Sorter’in etkinliğinin artırılmasının hedeflendiğini de belirtiyor.

58 milyon dolarlık marka değeri ile sektörünün en değerli markasıAvrupa’nın çeşitli ülkelerinde şirket-leri ile faaliyetlerini yürüten Omsan, iş dünyasının en saygın ödül or-ganizasyonlarından biri olarak ka-bul edilen ‘International Business Awards’ Yarışması’nda Yılın Taşı-macılık Şirketi kategorisinde ‘Gü-müş Stevie’, kurumsal film katego-risinde ‘Bronz Stevie’ ve aldığı oy-larla ise ‘Halkın Seçimi ile Veri-len Stevie’ ödülünü aldı. Yine Om-san Avrupa’nın en prestijli iş dün-yası ödüllerinden biri olarak gös-terilen ‘European Business Awards 2013/14’ Yarışması’nda ‘150 Mil-yon Euro ve Üzeri Yıllık Cirosu Olan Büyük Şirketler’ kategorisin-de Avrupa’nın en başarılı 10 firma-sı arasında yer alan tek Türk şirke-ti olarak Onur Nişanı ile ödüllen-dirildi. Dünyaca ünlü marka de-recelendirme kuruluşlarından biri olan Brand Finance tarafından ger-çekleştirilen ‘Türkiye’nin En Değer-li Markaları – 2014’ araştırması so-nuçlarına göre Omsan, 58 milyon dolar marka değeri ile lojistik sektö-rünün en değerli markası olarak lis-tede yerini aldı. Çalışmaların takdir toplamasının kendilerini mutlu etti-ğini, bu mutluluğun da çalışma ha-yatlarında ayrı bir motivasyon oluş-turduğunu ifade eden Küçükertan Omsan ekibinin birlikte çalışmaktan büyük bir keyif aldığını söylüyor.

Anadolu’yu Avrupa’ya intermodal ile bağlayacakFirma olarak yatırıma büyük önem verdiklerini, kazanırken aynı zaman-da kazandırdıklarını da anlatan Kü-çükertan 2015 yılındaki hedefleri-ni şöyle anlatıyor: “2015 yılında de-polama ve araç stoklama kapasitesi-

“Altyapı eksikliklerinden kay-naklanan verimsizlikler, hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatla-

rın getirdiği bürokratik engeller, lojistik konusunda eğitimli işgü-cünün azlığı ve teknolojinin ye-terince etkin kullanılamamasını

sektörün önemli sorunları.”

T

Page 41: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

41

Kasım 2014

ni artırmayı, depo ekipmanlarını mo-dernleştirmeyi, bilgi teknolojileri ya-tırımlarını tamamlamayı ve bir sos-yal sorumluluk projesi olarak geliştir-diği simülatör ile ekonomik ve güven-li sürüş sağlamaya yönelik şoför eği-timlerine ağırlık vermeyi planlıyoruz. Denizyolu ve demiryolu taşımalarının portföyümüzdeki ağrlığımızı artırmak için; gemi, lokomotif ve müşterilerinin sektörlerine özel vagon yatırımlarıyla intermodal taşımacılığın avantajlarını kullanarak, Anadolu’nun her köşesin-deki müşterilerimizi Avrupa’nın tama-mına en rekabetçi koşullarda ulaştır-mayı hedefliyoruz.”

Bölgelere göre özel yapılanma oluşturuyorYapılanma hedeflerini bölgesel dina-mikleri göz önünde tutarak belirle-yen Omsan, Malatya’da yeni bir böl-ge müdürlüğü kurmak amacıyla çalış-malarını hızla sürdürüyor. Türkiye’nin çok önemli bir lokasyonda olduğunun altını çizen Küçükertan, Asya, Orta-doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinin ge-leceğin ekonomik güçleri olarak or-taya çıkması ve Türkiye’nin bu bölge-ler arasında kavşak olma konumunun Türkiye’deki lojistik firmaları açısından mutlak değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu ifade ediyor. Ancak, tabii ki sadece coğrafi konum avan-tajının bu konudaki başarı için yeter-li olmayacağının da altını çizen Küçü-kertan, “Ülke olarak mevcut konumu-muzun modern ve güçlü ulaşım alt-yapıları ve trafiği kolaylaştırıcı mevzu-at ile aktif olarak desteklenmesi ge-rekmektedir. Türkiye olarak, bölge-mizden geçen uluslararası ticaretten daha fazla pay alabilmek için mesle-ki eğitim kalitesinin ve bilgi becerile-

rin geliştirilmesinden lojistik köylerin kurulmasına, fiziksel altyapı eksiklik-lerinin tamamlanmasından ticari iş-lemlerde ve mevzuata getirilecek her türlü kolaylığa kadar bir dizi iyileştir-menin bir an önce hayata geçirilmesi çok önemlidir. Ülkemizin lojistik açı-dan ‘tanınan bir marka’ olması için bu konularda yaşanan sorunların gi-derilmesi kaçınılmazdır” diyor.

Lojistik bilincin oluşturulma-sında aslan payı UND’ye aitUND’nin çalışmalarını da değer-lendiren Küçükertan, “UND, lojistik sektöründe yaşanan sorunlara çö-züm üreten sektörün en büyük si-vil toplum örgütü. En önemli başa-rısı ise kamuya lojistiğin hak ettiği öneminini anlatılması oldu. Bugün, kamu adına görüş bildiren çoğu yet-kili kişi, birçok beyanatında lojistiğin önemine vurgu yapıyor. Bu bilincin oluşturulmasında UND’nin büyük katkısı oldu. Bunun dışında UND,

sektörde gerek yurtiçi gerek yurtdışın-da sorun yaratan bazı uygulamala-ra karşı sonuç odaklı girişimleri ile de öne çıkmaktadır” diyor.

2023 hedefi lojistikle mümkün2023 yılında 500 milyar dolarlık ih-racat rakamının hedeflendiğini ve bu rakamın sıklıkla konuşulduğunu ifade eden Küçükertan, “Ülkemizde ihra-cat yapan sektörlerinin rekabet gücü-nü doğrudan etkileyen lojistik sektö-rünün 2023 hedeflerine ulaşılabilme-si için oynadığı rol her geçen gün ar-tıyor. Türk lojistik sektörü Türkiye’nin 2023 yılı büyüme ve dış ticaret vizyo-nu, sektörün sürekli Türkiye’nin genel büyüme oranının üzerinde gelişme göstermesi, firmaların dış kaynak kul-lanım oranlarının artması ve lojisti-ğin rekabet avantajı yaratmadaki ro-lünün anlaşılması nedeniyle büyüme-nin mümkün olduğu dinamik bir sek-tör” diye konuşuyor.

İşimizi zorlaştırıyorlarKüçükertan, geçiş belgesi, kota ve vize sorunları ile yüksek otoyol vergi-lerinin varlığının lojistik hizmeti sunan şirketlerin işini zorlaştırdığını da vur-guluyor. Küçükertan, “Sektörde nite-likli ve tecrübeli iş gücü sorunu yaşa-nıyor. Her ne kadar 2000’li yıllarda lojistik eğitimi veren birçok eğitim ku-rumu açılmış olsa da yeterli sayıda ve nitelikte iş gücü sektöre kazandırıla-mıyor. Bu doğrultuda sektörün kamu kurum ve kuruluşlarından en büyük beklentisi sektöre yönelik kolaylaştırı-cı mevzuat değişikliklerinin gerçekleş-tirilmesi ve sektörde faaliyet gösteren tüm firmaların mevzuata tam olarak uymalarının sağlanmasıdır” diyor.

Omsan 2015 yılında; depolama ve araç stokla-ma kapasitesini artırmayı, depo ekipmanlarını mo-dernleştirmeyi, bilgi tek-nolojileri yatırımlarını ta-mamlamayı ve bir sosyal sorumluluk projesi ola-rak geliştirdiği simülatör ile ekonomik ve güven-li sürüş sağlamaya yöne-lik şoför eğitimlerine ağır-lık vermeyi planlıyor.

Page 42: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

42

Kasım 2014

SÖYLEŞİ

“uygun ücretler ve hızlı taşıma alternatifleri daha fazla ihracat

yapmamıza destek olacak”Form Düğme’nin Kurucu Ortağı Mustafa Oktay, lojistik firmalarından ‘çözüm ortağı’

mantığıyla hareket etmelerini beklediklerini ifade ederek, “İhracatın artmasında lojistik firmaların önemi çok büyük. Çoğu ihracat bağlantılarımız taşıma ücretleri ve

teslim sürelerinin uzunluğu gibi sebepler yüzünden gerçekleşemeyebiliyor. Tarafımıza sunulacak olan uygun ücretler ve hızlı taşıma alternatifleri, daha fazla ihracat

yapmamıza destek olacaktır” diyor.

oğal düğme üretimin-de dünyanın en önem-li üreticileri arasında ye-rini alan Form Düğme, Paris’te düzenlenen Mo-damont Fuarı’nda ünlü

moda tasarımcılarından ve marka-lardan yoğun ilgi gördü. Üretimi-nin yüzde 40’nı ihraç eden Form Düğme’nin Kurucu Ortağı Mustafa Oktay, fuar sonrasını kapsayan bir yıllık süreçte bu oranda yüzde 10 ar-tış beklediklerini vurgularken, hedef-lerinin yüzde 60’a ulaşmak olduğu-nu söyledi. Paris’te düzenlenen Mo-damont Fuarı, Türkiyeli tekstil ve ak-sesuar markalarının ihracat anlamın-daki önemli kapılarından biri haline geldi. Ünlü moda tasarımcılarının, dünyaca ünlü giyim markalarının ve alanında lider ürün tedarikçilerinin boy gösterdiği fuarda, Türkiye’nin en büyük düğme üreticilerinden Form Düğme de yer aldı. Fuarın ihracat paylarını arttırmaları açısından öne-mine değinen Form Düğme Kurucu Ortağı Mustafa Oktay uluslararası büyüme stratejileri doğrultusunda ih-racat rakamlarını yüzde 40’tan yüz-de 60’lara çıkarmayı hedefledikleri-ni vurguladı. 2011 yılında İtalya’nın en büyük düğme üreticilerinden olan Bottonoficio Fossanese’yi bünyeleri-ne kattıktan sonra Avrupa pazarında da tanındıklarını belirten Oktay, bü-yümede yakaladıkları olumlu ivmeyi, bundan sonrası için de devam ettir-mek istediklerini söyledi. “Form Düğ-me olarak büyüme hızımız ve yüksek ihracat rakamlarımızın ana neden-lerinden birisi ürünlerimizdeki yüzde 100 doğallık felsefemiz” diyen Mus-tafa Oktay, geri dönüşümlü ham-madde kullanımının Avrupa ülkeleri-

nin ürün satın alma kriterleri arasın-da önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Çin’i geride bıraktıkDüğme ihracatında gelmiş oldukla-rı noktaya dair bilgiler de veren Ok-tay, “Kaliteli ve doğal ürünler sayesin-de düğme ihracatında Çin’i yendik. Çin’den gelen ürünlerde rastlanan ve kanserojen olduğu bilinen ftalat mad-desinin zararları ortaya çıktıktan sonra doğala olan özlem ve dönüş kendisini yoğun bir şekilde hissettirmeye başladı” değerlendirmelerinde bulundu.

Önümüzdeki 3 yılın en değerlisi ‘Pamuk Düğme’Deniz kabuğu, korozo, boynuz, ke-mik gibi doğal ve farklı hammadde-lerden düğme üretimi yapan Form Düğme’nin yeni doğal düğmesi pa-muktan. İtalyan bir tasarımcının yüz-de 100 pamuk kullanarak ortaya çı-kardığı düğmenin Türkiye ve çev-re ülkelerdeki pazarlama faaliyet-lerine başladıklarını belirten Oktay, 2015 yılında bu ürünün Türkiye’de üretimine başlamayı hedefledik-lerini söyledi. Pamuk düğme, hiç-

D

Page 43: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

43

Kasım 2014

bir katkı maddesi kullanılmadan yal-nızca saf pamuğun sıkıştırılmasıy-la oluşturuluyor ve hiç bir şekilde da-ğılmıyor. Oktay, insan sağlığına hiç-bir zararı olmayan bu düğmenin kul-lanımının, önümüzdeki 3 yıl içerisin-de tüm dünyada hızlı bir şekilde ar-tacağını düşünüyor. Önümüzdeki yıl-larda Türkiye’de bir düğme tasarım atölyesi kurmayı hedeflediklerini be-lirten Mustafa Oktay, bu sayede hem tasarım anlamında hem de düğme-nin yapısında yenilikçi genç fikirleri yetiştirip, onlara yol gösterici olmayı istiyor. Form Düğme Kurucu Ortağı Mustafa Oktay ile Form Düğme’nin başarı hikayesini ve ihracattaki son durumu değerlendirdik.

Form Düğme’yi tanıyabilir miyiz? 1996 yılında Ahmet Ok-tay ve Mustafa Oktay tarafın-dan Merter’de kurulan Form Dış Tic. Ltd. Şti, 2010 yılında İstan-bul – Esenyurt’taki 6 bin metreka-re kapalı alana sahip yeni fabrika-sında her çeşit doğal düğme, akse-suar üretimi ve ihracatını yapmak-tadır. Form Düğme, 2011 yılında İtalya’nın en büyüğü olan ve dün-yanın da en büyük beş düğme üre-ticisi arasında yer alan Bottonifi-cio Fossanese’yi tüm makineleriy-le birlikte satın alarak ülkemize ta-şıdı. Özellikle üst düzey markalara düğme ve aksesuar satışı yapan fir-ma, doğal düğme üretiminde dün-yanın lider firmalarından biri hali-ne gelmiştir.

Form Düğme olarak yaptığınız iş hakkında bilgi verir misiniz?Form Düğme’nin politikası hiç-bir zaman değişmeyecek üç un-sur üzerine kurulu. Bunlar yük-sek kalite, uygun fiyat, kaliteli ser-vis. Bu unsurların çatısı altında üst düzey markaların her türlü düğme ve aksesuar ihtiyaçlarını karşılaya-bilecek altyapıyı sağlamakta. Do-ğal malzemelerden yapılan düğ-melerde, özellikle korozo düğme alanında (palmiye ağacının çekir-deği) ürün çeşitliliği ve servis ka-litesi sayesinde sektörde lider fir-madır. Korozo, sedef, kokonat, deri ve boynuz düğmeler gibi do-ğal malzemelerden üretilen ürün-

ler, yüksek rakam ve çeşitlilikte, her zaman stoklarımızda mevcut-tur. Modern boyahanesiyle, her tür-lü korozo ve sedef düğme, istenilen renk ve adetlerde boyanabilmekte bu da servis kalitesini artırmaktadır. Dünya piyasasını çok yakından ta-kip ederek sektördeki her türlü ye-niliği Türkiye’ye getiriyoruz. Form Düğme’nin ürettiği tüm ürünler do-ğaya dönüş için birer adım.

Yüzde kaçlık bir üretimle şu anda hizmet veriyorsunuz?Şu anda aylık üretim kapasitemiz yaklaşık olarak 100 milyon adet düğ-me civarında. Yüzde 100’e yakın bir kapasiteyle çalışıyoruz.

Page 44: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

44

Kasım 2014

SÖYLEŞİ

2014 yılının ilk 6 ayını firmanız adına 2013’e kıyasla anlatır mısınız? 2014’ün ilk 6 ayındaki üretim ra-kamlarımız 2013’ün ilk 6 ayına oranla yüzde 15 artmıştır. Her sene üretim ve satış hedeflerimiz doğ-rultusunda özellikle ihracata yöne-lik gerçekçi ve istikrarlı adımlar at-maya özen gösteriyoruz. Geçtiği-miz ay Paris’te düzenlenen Moda-mont Fuarı’na katılırken ihracat ora-nımız yüzde 25’ti. Önümüzdeki 1 yıl-lık süreçte bu rakamda yüzde 10’luk bir artış olmasını hedefliyoruz. Yıl so-nunda toplam olarak 1 milyar adet düğme üretmiş olacağımızı düşünü-yoruz.

Türkiye’de 2023 hedefleri ko-nuşuluyor. Sizin firma olarak 2023 hedefleriniz nelerdir?Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında, ülkemiz adına başarılı ihra-cat rakamlarına ulaşmak ve alanı-mızda dünyanın en iyileri arasında ilk sıralarda yer almayı hedefliyoruz.

İhracat odaklı çalışan bir firmasınız. İhracat yapmanın zorlukları nelerdir? İhracat yaparken öncelikli adım mar-kanın yurt dışında varlığını göstermesi-dir. Kendinden söz ettirmeye başlayan firma, daha sonrasında güçlü izler bı-rakabilmek adına da oradaki varlığını kanıtlamalı. Bu etkileri de ürünlerinizin kalitesiyle ve ihracat yaptığınız firmayla kurduğunuz ilişkilerin güvenilirliği sa-yesinde sağlayabilirsiniz.

Hangi ülkelere ihracat gerçek-leştiriyorsunuz, hedefteki ih-racat pazarları hakkında bilgi verir misiniz?Form düğme olarak çok geniş bir ihracat ağına sahibiz. Yeni pazar-lara açılabilmek adına, yurt dışı fu-arlarına katılarak ülkelerin ekono-milerini yakından gözlemliyor ve yatırım yapılabilecek alanların ha-vasını en iyi bu şekilde alıyoruz. Son olarak Paris’te gerçekleştiri-len Modamont Fuarı’nda yer aldık. Ünlü moda tasarımcılarının, dün-yaca ünlü giyim markalarının ve alanında lider ürün tedarikçileri ile bir araya geldiğimiz fuarda, sek-tör ile ilgili en yeni hareketleri bire-bir gözlemleme imkânı yakalamış olduk. Hedefimiz var olan ihracat pazarlarımızı genişletmek. Ağrılığı-

mızı Kuzey Afrika, Çin, Hindistan, Amerika ve Avrupa ülkelerine ver-meyi planlıyoruz.

Hızlı taşıma yapabilen lojistik firmalarını tercih ediyoruzİhracat yaparken hangi lojistik firması ile çalışıyorsunuz. Bu lojistik firmasını neye göre se-çiyorsunuz. Bir lojistik firması-nın Form Düğme ile çalışması-nın kıstasları nelerdir?İhracatta iki farklı kanal kullanıyoruz. Birinci kanal olarak siparişlerimiz kü-çük ebatta ve acil olduğunda DHL, UPS, TNT gibi hızlı taşıma firmaları-nı tercih ediyoruz. İkinci kanal ola-rak ise, karayolu taşımacılığı yapan ve gerektiğinde havayolu-denizyolu taşımacılığı da gerçekleştirebilecek kapasitedeki lojistik firmalarını tercih ediyoruz. Tek çatıda tüm işlemlerin yapılıyor olması ve uluslararası tem-silciliklerinin yaygın olması seçimde öncelikli kriterimizi oluşturmaktadır.

ÇALIŞTIĞIMIZ LOJİSTİKÇİLER ÜRÜNLERİMİZİ GEVENLİ ŞEKİLDE TAŞIYORLAR...

Çalıştığınız lojistik firmasından memnun musunuz, Çalıştığınız lojistik firmaları size ne gibi katma değerler, çözüm ortaklıkları sunuyor?Çalıştığımız firmalardan gayet memnunuz. Ürünlerimiz uygun taşı-ma alternatifleriyle zamanında müş-teriye ulaşıyor. Bir diğer önemli hu-sus da ürünlerimizin güvenli şekil-

de taşındığına inanıyoruz. Lojistik fir-malarından genel olarak beklentile-riniz nelerdir, firmalar bu beklentileri yeterince karşılıyor mu? Ürünü güve-nilir ve zamanında taşımaları, fark-lı alternatifler ışığında en uygun fiya-tı sunabilmeleri ve problemlerle kar-şılaştığımız zaman gerekli çözümü üretebilmeleri beklentilerimizin ba-şında geliyor. Çalıştığımız firmala-rın bu beklentileri karşıladığına ina-nıyoruz.

LOJİSTİK FİRMALARININ GENİŞ DAĞITIM AĞI VE ACENTALARI-NIN OLMASI BİZLERE AVANTAJ SAĞLIYOR...

Lojistik firmaları ihracat işinizde özellikle ne ifade ediyor. Lojis-tik firmalarının artılarını ya da eksilerini anlatır mısınız?Dünyanın birçok ülkesine ihracat yapı-yoruz. Çalıştığımız firmaların geniş da-ğıtım ve acenta ağı olması bizim için en büyük artı. Bu durum, ürünü yolla-dığımız ülkelerde ürünlerimizin gidece-ği yere güvenilir şekilde ve zamanın-da ulaşmasını sağlıyor. Bunun yanında zaman zaman sevkiyat tarihlerinde ba-zen de ellerinde olmadan yaşanabile-cek olan gecikmeler ise eksi kısımlar-dır. İhracatın artmasında lojistik firma-ların önemi çok büyük. Çoğu ihracat bağlantılarımız taşıma ücretleri ve tes-lim sürelerinin uzunluğu gibi sebepler yüzünden gerçekleşemeyebiliyor. Ta-rafımıza sunulacak olan uygun ücretler ve hızlı taşıma alternatifleri, daha fazla ihracat yapmamıza destek olacaktır.

Page 45: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

45

Kasım 2014

ekim ayı ihracatı rekor kırdıTİM verilerine göre ekim ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,7 artışla 12 milyar 598 mil-yon dolar oldu. Böylelik-le Cumhuriyet tarihinin en yüksek ekim ayı mal ihra-catı gerçekleştirilmiş oldu.

ürkiye İhracatçılar Mec-lisi (TİM) Başkanı Meh-met Büyükekşi, ekim ayı ihracat rakamlarını Kırklareli’nde açıkladı. TİM verilerine göre ekim

ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,7 artışla 12 milyar 598 milyon dolar oldu. Böylelikle Cum-huriyet tarihinin en yüksek ekim ayı mal ihracatı gerçekleştirilmiş oldu. TİM’in açıkladığı verilere göre ilk 10 ayda ihracat yüzde 5,6 artışla 131 milyar 140 milyon dolar oldu. Türkiye’nin son 12 aylık ihracatı ise yüzde 5,3 artışla 158 milyar 516 milyon dolara yükseldi. Ekim ayı mal ihracatı Cumhuriyet tarihinin en yük-sek ekim ayı mal ihracatı olarak ger-çekleşti. Senenin ilk 10 ayındaki top-lam ihracat ise yüzde 5,6 artışla 131 milyar 140 milyon dolar oldu. İhra-cat rakamları toplantısında konuşan TİM Başkanı Büyükekşi, Trakya’nın incisi Kırklareli’nin 2013 yılında 155 milyon dolar ihracat yaptığını hatır-latarak, teşvikte 2. bölge kapsamın-da olan kente yatırım yapmaları için işadamlarına çağrıda bulundu.

Dünya ekonomilerinden yavaşlama sinyalleri gelmeye devam ediyorMehmet Büyükekşi, küresel ekonomik veriler hakkında da değerlendirme-lerde bulundu. İkinci çeyrek itibarıy-la dünya ekonomilerinden yavaşlama sinyalleri geldiğini belirten Büyükekşi, bunun üç ana nedenini AB’nin tekrar resesyona girme endişesi, hızla artan jeopolitik riskler ve FED etkisi nede-niyle gelişmekte olan ülkelerdeki kur ve faiz dalgalanmaları olarak açık-ladı. Dünyanın birçok ekonomisin-

de 4.çeyrek güven endekslerinin de pek olumlu olmadığını açıklayan TİM Başkanı, “Dünya Ticaret Örgütü sene başında yüzde 4,5 olan ticaret hac-mi artış beklentisini eylülde yüzde 3,1 olarak revize etti. Öte yandan Avrupa

bölgesindeki duraklama sinyallerini yakından takip ediyoruz. Çünkü bu sene AB’ye ihracatımız son derece iyi gidiyor. Alınacak önlemlerle, 2015 yılında ihracat hedeflerine ulaşmada AB belirleyici olacak” dedi.T

Ekim ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,7 artışla 12 milyar 598 milyon dolara yükseldi. Ekim ayında Cumhuriyet tarihin en yüksek ekim ayı mal ihracatı gerçekleştirildi.

İlk 10 ayda ihracat yüzde 5,6 artışla 131 milyar 140 milyon dolar oldu.Son 12 aylık ihracat ise yüzde 5,3 artışla 158 milyar 516 milyon dolara yükseldi.Ekim ayında en fazla ihracatı, 1 milyar 713 milyon dolarla otomotiv sektörü ya-parken, kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü, 1 milyar 508 milyon dolar ih-racat ile ikinci sırada, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ise 1 milyar 503 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı.

En fazla ihracat artışını yüzde 267 ile gemi ve yat, yüzde 91 ile tütün ve yüzde 70 ile mücevher sektörleri yakaladı.

En fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke sırasıyla Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve ABD oldu.Almanya’ya ihracat yüzde 11 artarken;İngiltere’ye ihracat yüzde 6,İtalya’ya ihracat yüzde 9,ABD’ye ihracat ise yüzde 27 arttıIrak’a ihracat ise yüzde 23 geriledi.

En fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışı yüzde 79 ile Mısır’a gerçekleşti. Mısır’ı yüzde 72 artışla İran ve yüzde 48 artışla Kanada takip etti.

Ekim ayında ihracat artışında öne çıkan ülkeler şöyle oldu; Ekim’de Umman’a ih-racat yüzde 348 artarken, Peru’ya yüzde 228 ihracat artışı yakalandı.

AB’ye ihracat yüzde 8 artarken, Orta Doğu’ya yüzde 3, Afrika’ya yüzde 13 arttı.En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında ihracatını en fazla artıran il yüzde 16 ar-tış ile Denizli oldu. Denizli’yi yüzde 11 artış ile İstanbul ve Mersin takip etti.Kırklareli’nin Ekim ayı ihracatı yüzde 79 artarak 26 milyon dolara, ilk 10 aylık ih-racatı ise yüzde 59 artarak 219 milyon dolara yükseldi.

Öne ÇIkan rakamlar

Page 46: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

46

Kasım 2014

MAKALE

500 milyar dolarlık ihracat hayal mi gerçek mi?

Şerafettin ArasUND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Gerçekçi olmak gerekirse, eski za-manlara nazaran daha uzun so-luklu planlar yapabilmekle bera-ber, günümüz koşullarında ve sek-törümüzün konuları kapsamında 10 sene sonrası için hedef koymaktan çok temennide bulunmak, hali ha-zırda daha uygun bir yaklaşım olur. Devletimizin deklare ettiği hedefle-ri tabii ki önemsiyor ve ilgiyle takip ediyoruz. Dileğimiz, bunların adım adım hayata geçirilmeleri ve bizle-rin de her adımda uygun pozisyonu alarak, Cumhuriyetimizin 100. yılı-na devletimizle birlikte dünyanın en güçlü ekonomilerinden birinin lojis-tik sektörü olarak ulaşmamızdır. Ya-rım trilyon dolarlık ihracat hedefi, lojistiğimizi bu ölçeklerde ticaret ya-pan ülkelerin lojistiğinin seviyesine getirmeden zaten bir hayalden öte-ye geçemez. Hedefe ulaşmak için ne yapılacaktır? Mal (ve hizmet) üre-tilecek ve satılacaktır. O halde, satı-lan mal üreticinin kapısından zama-nında alınacak, muhafaza edilecek, sevkiyatı planlanacak, taşınacak ve neticede satın alanın tayin ettiği ye-rin kapısına zamanında teslim edile-

cektir. Buna kısaca lojistik diyoruz ve hedef yolunda nasıl bir kilit rol oy-nayacağını daha fazla anlatmak ge-rekmiyor. Peki, bu işler nasıl olacak-tır? Türkiye, çok önemli bir kavşak-ta yer alıyor fakat içinde bulundu-ğumuz bölgede savaş, kargaşa bol. Suriye ve Irak’ta yaşananları endi-şe ve üzüntüyle izliyoruz. Ortado-ğu ve Kuzey Afrika pazarları Türkiye için önemli olduğu kadar da sorun-lu. Lojistikçiler olarak global ölçek-te vuku bulan siyasi gelişmelere pa-ralel cereyan eden ekonomik hadi-selere müdahil olmamız ve bu hadi-selere yön vermemiz elbette müm-kün değil. Bizlere ancak izlemek, akılcı öngörü ve çıkarımlarda bulun-mak, bunların doğrultusunda stra-tejiler geliştirmek düşer. Lojistikçi-nin işi müteşebbisin işine bağlı olup, dolayısı ile ticareti hareketli ve gü-venli olan yerdedir.

Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı10. Kalkınma Planı kapsamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı’nın

koordinasyonlarında uygulanacak olan “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönü-şüm Programı”, bize vizyon hedefi-ne giden bir yol haritası sunmakta-dır. Programın ana amacı ülkemizin lojistikteki uluslararası konumunun güçlendirilmesi, sanayi ürünlerinin toplam maliyeti içindeki lojistik ma-liyetinin azaltılması ve nihai ürünle-rin tüketim pazarlarına ulaşım süre-sinin kısaltılması olarak özetlenebi-lir. Ülkemizin global lojistik perfor-mans endeksindeki 30. sıradaki ko-numunun, önümüzdeki ilk 5 yıl için-de ilk 15’in arasına çekilmesi he-deflenirken, bu girişimlerin başlan-gıç hamlesini bu yol haritasını önü-ne alarak çalışmalara başlayacak bir “Lojistik Koordinasyon Kurulu” oluşturmak olacaktır. WEF (Dünya Ekonomi Forumu) “Küresel Rekabet Gücü 2013-2014 Endeksi”ne bak-tığımız zaman 148 ülkenin 100’den fazla alt kriter üzerinden değerlen-dirildiğini görüyoruz. Ulusal gelişi-min önündeki engelleri ve kullanıl-ması gereken avantajları net rakam-larla ortaya koyan rapor 148 ülkeyi rekabet gücü açısından sıralıyor. İs-viçre 1. sırada (ve ülkemiz 44. sıra-da). Derneğimizin 2013 yılı sektö-rel raporunda da ifade edildiği gibi, İsviçre’de mükemmel seviyede işye-rinde eğitim ya da yerinde öğren-me fırsatları oluşturulmuş. İş dün-yasında üretkenlik son derece yük-sek ve en son teknolojileri benim-semeye hem vatandaşların, hem de özel sektörün pro-aktif eğilimi olma-sı, üretkenliği perçinliyor. Ayrıca ül-kede işçi-işveren çıkarlarının denge-lenmesi ve kamu kuruluşlarının et-kin ve şeffaf çalışması da İsviçre’nin küresel rekabette 1 numara olması-nın temellerini atıyor. Sektör olarak

Page 47: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

47

Kasım 2014

bundan çıkartacağımız dersler var, bunlara aşağıda da değineceğiz. Yİne derneğimizin raporunda belirti-len “500 Milyar Dolar İhracat Hede-finin Lojistiğinin ‘Ortak Akıllı’ Tasarı-mı Projeleri” başlığı altında sıralanan birçok projeden ben şu 15 tanesini çok önemsiyorum.

Transit serbestisi hakkının takipçisi olup bunu elde edene kadar mücadeleMevzuat konusunda bakanlıklar ara-sı eşgüdümün artırılması,Mevzuatın güncel ihtiyaçları karşılar hale getirilmesi,İntermodal taşımacılığın geliştirilmesiSınır ve iç gümrüklerdeki bekleme sürelerinin azaltılması,Ortak transit, E-TIR sistemlerine tam entegrasyon,Taşımacılık şirketlerinin lojistik hizmet sağlayıcısı haline gelmesi,Sektörde Ar-Ge’ye ve inovasyona ya-tırım yapılmasının kolaylaştırılmasıBM Konvansiyonlarına taraf olma, olunanlara uyum,Sorun yaşanan ülkelerle ilgili Kamu-STK koordinasyon grubu kurulması, lobi faaliyetleri, Mesleki yeterliliklerin tanımlanması, geliştirilmesi, Sektörel mevzuatın eşit-sizlik yaratmayacak şekilde düzen-lenmesi,Gümrük Kanunu revizyonuYurtdışındaki haksız uygulamalar için resmi şikayet mekanizmasıSektörel İş Kanunu’nun hazırlanması.

Sektörümüzdeki sorunları iki başlık altında toplayabilirizEğer vizyon 500 milyar dolarlık ihra-catın (ve karşılığındaki ithalatın) lojis-tiğine talip olmaksa, bu başlıklardan hareketle sektörün önümüzdeki 9 yıl içerisinde halledilmesi gereken so-runlarına bakmak gerekiyor. Bunları iki ana başlık altında toplayabiliriz:1.) Dışarıdaki sorunlar2.) İçerideki sorunlarDışarıdaki sorunlar, genel anlamda yukarıda önemle belirttiğim 15 pro-jenin kapsamında da bulunuyor. Bir noktadan sonra sektör mensupları olarak gücümüzü aşan mahiyette ol-dukları için, bunların detaylarına gir-mek yerine elimizin altında halledil-meyi bekleyen içerideki sorunları mer-cek altına almamız daha yerinde ola-caktır. Fakat dışarıdaki sorunların en başında gelen geçiş belgesi kotaları-na kısaca değinmeden geçemeyece-

ğim. İkili taşıma kotaları, adil ve ma-kul şartlarla müzakere edilebilir ol-makla beraber, Türk plakalı araçla-rın transit geçişlerinin de kotaya tabi tutulması her şeyden önce 2013 Ara-lık ayında Bali’de aralarında AB ül-kelerinin de bulunduğu 159 DTÖ üyesi tarafından parafe edilen “Ti-careti Kolaylaştırma Anlaşması”nın 11. maddesine konu olan “Tran-sit Serbestisi”nin ihlali anlamına gel-mektedir. Uluslararası Taşımacılar Derneği (UND) olarak da AB üye-si ülkeler üzerinden yapılan transit ta-şımalarda Türk araçlarına yönelik olumsuz ayrımcı uygulamaları çürüt-me çabalarımıza temel teşkil eden bu maddeyi, kazanımlarımızı elde edin-ceye kadar sürekli gündemde tutma-mız gerekiyor. Ana tezimiz; “İkili ta-şımalar, ilgili ülkeler arasında geçer-li olan anlaşmaların özel hükümleri ile düzenlenebilir. Ancak transit, ev-rensel bir hak ve coğrafi sorumluluk-tur. Bu hak, ikili anlaşmaların kapsa-mı dışında ve üzerinde değerlendiril-melidir.”

Hukuki düzenlemelerimizden kaynaklı iç sorunlarİçerideki sorunlar ise, lojistik sektörü-nün kendisinin ve tabi olduğu huku-ki düzenlemelerin sorunlarından olu-şuyor. Sektör son derece hareket-li ve ortama uyumlu bir tabiat arzedi-yor. Örneğin; taşıma sayısının artma-sına rağmen bariz şekilde ve sürekli azalan TIR Karnesi kullanımı, sektö-rün NCTS’i hızla benimsediğinin en somut göstergelerinden biri. Demek ki düzenlemeler ön açıcı ise, sektö-rümüz onyılların alışkanlıklarını ko-layca terkederek bu düzenlemeler-den azami şekilde faydalanmayı ba-

şarabiliyor. Burada en büyük handi-kap, nitelikli iş gücü olarak karşımıza çıkıyor. Meslek hayatlarının başlangı-cında branş olarak uluslararası ticareti tercih eden yetenkli ve becerikli genç-ler çoğunlukla maalesef lojistik sektö-rünü değil, dış ticaret ile iştigal eden sair sektörleri tercih ediyorlar. Sebep gayet basit; bu sektörlerde kurumsal-lık daha yaygın ve oturmuş durumda. Lojistik sektörünü tercih eden azınlık da sektörün kurumsallığa en azından yakın durmayı başarabilen en büyük-lerini dikkate alıyor, ki bunların sayı-sı (yabancı global markalar hariç) bir-kaç taneyi geçmiyor. Böylece karşımı-za bir kısır döngü çıkıyor. Sektörde ku-rumsallaşma yaygınlaşacak ki, nitelikli gençler sektörü tercih etsinler, nitelik-li gençler sektörü tercih edecekler ki, sektörde kurumsallaşma yaygınlaşsın ve bu böylece karşılıklı evrilip, sektör, kadrolarıyla birlikte vizyonun gerektir-diği niteliğe ulaşsın. Bu nasıl olacak? Kolay değil, zira tabir caizse döngü-yü tetikleyecek “ham madde” kıt. Şöy-le ki; günümüzde uluslararası ticaretin tekliften teslimata kadar her aşaması, global ölçekte İngilizce üzerinden yü-rütülmektedir. Hoşumuza gitsin veya gitmesin “de facto” (durum) tartışma-sız budur. Dolayısı ile sektörün nitelikli elemanında aranacak en başta gelen beceri, yeterli seviyede sözlü ve yazı-lı genel ve sektörel İngilizce bilgisidir. Hal böyleyken, Dünyanın önde ge-len yabancı dil eğitim kuruluşlarından English First’ün 2011 raporunda yer alan “Milli Dili İngilizce Olmayan Ül-kelerin İngilizce Yeterlilik Endeksi”nde ülkemiz, 44 ülke arasında 43. sırada yer almaktadır (sonuncu Kazakistan). AB ülkelerinin hepsinin çok açık aray-la arkasında yer aldığımızı belirtmeme

Page 48: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

48

Kasım 2014

MAKALE

gerek yok sanırım.

Üniversitelerden mezun olan öğrenciler...Dil konusu böylece bir yana, son yıllarda açılan dış ticaret ve lojis-tik meslek/yüksek okullarını bitirmiş gençlerimiz, görüldüğü kadarı ile bazı harcıalem bilgiler dışında sektö-rel pratik bakımından hiçbir donanı-ma sahip olmadan mezun ediliyor-lar. Okullar böyle de, staj gördükleri şirketler daha mı iyi? Stajyer, en azın-dan orta düzey yönetim kadrosu ta-rafından bire bir ilgi gösterilmesi ge-rekirken, alt kadroların yardımcılı-ğına terk edilirse olacağı budur. Bi-raz önce bahsettiğim “Küresel Reka-bet Gücü” şampiyonu İsviçre’deki iş-yerinde eğitim ve yerinde öğrenme imkanı seviyesini hatırlatayım. Gö-rüldüğü gibi sektörün nitelikli iş gücü handikapını aşması kolay değil, hat-ta pek zor. Zira sorun sektörelden zi-yade hem temel eğitim, hem yükse-köğretim, hem de genel kültür sevi-yeleri bakımından milli bir sorun gibi duruyor. Sorunu irdelemeye başlar-sak konu çok başka kulvarlara taşı-nacağı için burada bu kadarını ifade etmem yeterli olacaktır. Çok paramız olup, en modern tesislere, araçlara, gereçlere, teknolojilere sahip olabi-liriz. Fakat hepsinin toplam değeri, ancak onları kullanan kadrolarımı-zın becerileri kadar olacaktır. Şimdi-lik bu basmakalıp tespiti tekrarlamış olalım ve içerideki hukuki düzenle-meler faslına geçelim.

İlgili mevzuat bir diğer iç sorun olarak karşımıza çıkıyorİçeride halledilmesi gereken sorun-ların diğer bir ayağını ilgili mevzu-at teşkil ediyor. Malumunuz, Türk Ticaret Kanunu büyük ölçüde revi-

ze edildi. Taslak halindeyken tartış-maya açılmasından ve son şeklin-de sektörümüzle ilgili bölümlerinin mümkün olduğu kadarı ile uluslara-rası konvansiyonlarla uyumlu hale getirilmesinden memnuniyet duy-duk. Bunun yanında 10 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması” baş-lıklı yönetmelikle sektöre çağ atla-tıcı bazı imkanların kapısı aralan-dı. Onyıllardır Avrupa ülkelerinde imrenerek izlediğimiz “Yetkilendiril-miş Yükümlü, Yerinde Gümrükleme, İzinli Gönderici...” gibi uygulama-ların ülkemizde de en azından ya-sal altyapıya kavuşması bizleri he-yecanlandırdı. Bu uygulamalar he-nüz pek ham bir durumda olmak-la beraber, vizyon hedefi sürecin-de sektör-devlet dialogu ile yeter-li olgunluğa ulaşacaklarını umuyo-ruz. Gel gelelim halihazırdaki gün-lük iş hayatımızla ilgili olarak böy-le iyimser ifadeler kullanabilmek-ten maalesef pek uzağız. Mevzuat-tan referanslar vererek laf kalabalı-ğı yapmak istemiyorum, konuya va-kıf olanlar bunları zaten bilecekler-dir. Bazı örneklerden özetlemek ge-rekirse, devletimiz:Türkiye’de mukim A firmasının çe-kicisi ile Türkiye’de mukim B firma-sının römorkunun yurt içinde ta-şınmasını yasaklıyor. Fakat yaban-cı ülkelerde kayıtlı olup limanlarımı-za gelen römorkları aynı A firması-nın yurt içinde dilediğince taşıması-na izin veriyor, milli nakliyecilerimizi işbirliğinden men ediyor, yabancıla-ra imtiyaz tanıyor,Yabancı taşıtların, fatura muhata-bı 3. ülke olmakla beraber taşıma-sı taşıtın kendi ülkesine/ülkesinden olan taşımalarını 3. ülke taşıması olarak nitelendiriyor, geçerli ikili ta-

şıma izni belgelerini kabul etmiyor, uluslararası camiayı hayrete düşü-rüyor, aslında kendi müteşebbisimi-zi ve mütekabiliyet esası sebebi ile milli filomuzu mağdur ediyor, üste-lik bundan dolayı kendi mahkeme-lerimizde mahkum oluyor ve hala bu yanlışında inat ve ısrar ediyor,İtfaiye raporu ile yandığı ya da po-lis raporu ile çalındığı tevsik edi-len geçiş belgesini sıradan zayi iş-lemine tabi tutuyor, mücbir sebep tanımıyor, taşımacıya ceza puanı/para cezası tahakkuk ettiriyor, bun-dan dolayı gene kendi mahkemele-rimizde mahkum oluyor ve hala bu yanlışında inat ve ısrar ediyor,Sınır kapısında görevli memurun basit bir hatası sebebi ile oluşan yanlış ya da eksik kayıtların ancak yazışma yolu ve merkezi irade ile düzeltilmesine izin veriyor, bu ara-da taşımayı yapan araca günler-ce sürebilen yazışmaların neticesi-ni bekletiyor,Gümrüklere sunulan beyanlarda-ki bir bakışta anlaşılacak kadar ba-sit tapaj, takdim-tehir hatalarının bile düzeltilmesi ve beyan sahibinin “aklanması” için mahreç ülkelerin resmi makamlarından tasdikli özür beyanlarını şart koşuyor,Karayolu taşımacılarından Dünya’da eşi-benzeri bulunmayan meblağlarda yetki belgesi ücretleri talep ediyor,Sınır kapılarında beyan farklılığı tespit ederse taşımacıyı en ağır şe-kilde cezalandırıyor, fakat tespite uğramadan iç gümrüğe ulaştığında ibra ediyor,Tek başına bırakıldığı yerden çekici araç olmaksızın 1 santim bile hare-ket edemeyecek olan treyleri, geçiş belgesi tahsisinde sanki nakliyeyi icra eden unsur olarak ele alıyor,daha bunun gibi neler neler...İstanbul’umuzun sadece yarısı ka-dar nüfusu ile 230 milyar dolarlık ihracat yapan İsviçre’nin lojistikçile-ri bunları dinleselerdi acaba ne dü-şünürlerdi diye sormadan edemi-yor insan. Bu soruyu devlet ve sek-tör olarak kendimize her gün bık-madan, usanmadan sorup, bir an önce cevabını verip, gereğini ha-yata geçirmeden 2023 vizyonunu gerçekleştirmemiz asla mümkün ol-mayacaktır. Ne 500 milyar dolar-lık ihracat, ne de bunun lojistiği... Hepsi hayal olarak kalmaya mah-kumdur.

Page 49: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

49

Kasım 2014

Türkiye ekonomisinin küresel ekono-mik sistem içinde değişime ayak uy-durması ve sanayi-ekonomi temelli bir ivme kazanarak önde gelen eko-nomiler arasında yer alması amacıy-la oluşturulan reform paketi, ülkemi-zin çeşitli sektörlerine yönelik ihra-cat, büyüme ve sürdürülebilir kalkın-ma hedeflerine ulaşmasını hedefle-mektedir. Sürdürülebilir kalkınma iş-letmelerin, sektörlerin ve ülke ekono-milerinin en stratejik hedefi bir nevi temel misyonudur. Bu hedefe ulaş-mak için izlenecek strateji ve politika-ların ortak bileşeni ise lojistik sektö-rü ve lojistik firmalarıdır. Türkiye’nin jeo-politik konumundan kaynaklanan fırsatını güçlü bir avantaja dönüştür-mesinin temel koşulu lojistik sektörü-nün diğer sektörlere stratejik bir or-tak olarak destek ve kaldıraç göre-vi yapmasıdır. Katılımcıları arasında ULAKDER Kurucu üyelerinin de bu-lunduğu 10. Kalkınma Planı’nın “Lo-jistik Hizmetlerinin Geliştirilmesi Özel İhtisas Komisyonu”nun çalışmalarının çıktılarının da yer aldığı “Taşımacılık-tan Lojistiğe Dönüşüm Programı” ey-lem planı da lojistiğin öneminin kav-randığının, lojistiğin diğer sektörle-rin başarısı için kilit bir rol üstlendiği-nin bir kanıtıdır. Türkiye’nin uluslara-rası ve küresel lojistikteki konumunun güçlenmesi, lojistik faaliyetlerin daha ekonomik, verimli ve etkin şekilde icra edilmesi hedefiyle bir dizi iyileş-tirme hedefleyen eylem planı, lojistik sektörünün devletimizin ihracat he-deflerine ulaşması için altyapı sağla-yacak, sektörlerimize daha rekabet-çi olma fırsatı sunacak faaliyetlere odaklanmaktadır.Lojistiğin temel fonksiyonu olan taşı-macılık üretilen ürün ya da hizmet-

Yrd.Doç.Dr.A.Özgür Karagülleİstanbul Üniversitesi

Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu

ten bağımsız olarak mutlaka ihtiyaç duyulan bir unsurdur. Taşımacılıktan lojistiğe dönüşümü ise bir kaç baş-lık altında değerlendirilebilir. Şöyle ki; ticarete konu olan ürünlerin teda-rik zincirindeki hareketi, yalnızca taşı-maya değil, taşıma, depolama, am-balaj, bilgi ve belge yönetimi gibi lo-jistik fonksiyonlarına dayanmaktadır. Lojistik yönetiminde egemen olan te-darik zinciri bakış açısı, işletmele-re tüm süreci bütüncül bir yapı içinde ele almak, yönetmek ve koordinas-yonunu sağlamak üzerine kurulmuş-tur. Bu nedenle günümüzün çok bi-leşenli tedarik – üretim-dağıtım alan-larında lojistik fonksiyonlarının en-tegre bir şekilde yerine getirilmesi re-kabet açısından önem kazanmış-tır. Diğer yandan Avrupa Birliği’nin bu alandaki manifestosu olarak ad-landırılabilecek Beyaz Kitap da bu yönde bir dönüşümü öngörmekte-dir. Türkiye ekonomisinde on yıllar-dan beri önemli önemli rollar üstle-nen taşımacılık işletmeleri de böy-le bir dönüşümün gerekliliğini ya-kın geçmişte fark etmiş ve bu alan-da eğitimli iş gücünün eğitilip sektö-re kazandırılması amacıyla lisans ve ön lisans düzeyinde eğitim kurumla-rının kurulması için öncülük etmiştir. Bu öncülüğün en somut ve güzel ör-neği UND’nin öncülüğünde bir kon-sorsiyumla kurulması için çalışma-lar yapılan ve yine sektörün önde ge-len STK’ları ve işletmeleri tarafından pek çok yönden desteklenen İstan-bul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojis-tik Yüksekokulu’dur. Bu model, ben-zerleri için örnek olmuş ve günümüz-de sayıları onlarla ifade edilen eğitim kurumları, yine benzer oluşum ve ku-rumlarca desteklenerek sektörün ihti-

yaç duyduğu insan kaynağının eğiti-minde önemli yol alınmıştır. Bu ba-kış açısından hareketle ekonominin en üst düzeyinde gündeme gelen bu dönüşüm ihtiyacı yıllar öncesinde lojistik sektörü tarafından hissedil-miş ve bu alanda ilk adımlar atılmış-tır diyebiliriz. Lojistiğe ilişkin süreçle-rin etkinleştirilmesi ve yeniden yapı-lanmasında görev alacak, gelecek-te sektörü yönlendirecek kişilern eği-timinin yanı sıra üniversite-sanayi iş-birliği çerçevesinde araştırma ve ge-liştirme faaliyetleri, ortakl çalışmala-rın bir yandan akademik hayatı zen-ginleştirmesi diğer yandan sektörde-ki firmaları geliştirmesi yönünde ça-balarla Taşımacılıktan Lojistiğe Dö-nüşüm Eylem Planı’nda başarıyı ar-tırmak mümkün olacaktır. Unutul-mamalıdır ki, bir sektörde söz konu-su olan değişimi sağlayacak faktör-lerin en başında insan kaynağı ve bu kaynağın yetkinliği gelmektedir. Orta vadede Türk lojistik sektörünün arzu edilen düzeye yükselmek için yapacağı hamle, bu alanda eğitim ve araştırma faaliyeti yürüten aka-demik kuruluşlarla bu alanda faali-yet gösteren, yalnızca günlük yaptığı işi değil startejik bakış açısına sahip olarak sektörü ve diğer paydaşlarını da düşünen taşımacılık ve lojistik iş-letmelerinin birlikteliğinde olmalıdır. Bu aşamada başarı için kritik olan, kamu – özel sektör tüm paydaşların ortak vizyon ve kararlılıkla hareke-te geçmesi, işbirliği imkanlarının art-ması ve lojistiğin stratejik önemine yönelik bilincin tüm sektörlere anla-tılmasıdır. Böylelikle zorunlu olan bir dönüşüm, ülke ekonomisi, sektör ve sektördeki işletmeler için stratejik bir hamle yapma fırsatı haline gelebilir.

taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm programı” nasıl okunmalı?

Page 50: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

50

Kasım 2014

LASTİK

arayollarında 1 Aralık tarihinden itibaren uy-gulanmaya başlaya-cak olan kış lastiği zo-runluluğu ile ilgili bazı konular bir genelgey-

le yeniden düzenlendi. Lastik Sana-yicileri ve İthalatçıları Derneği LA-SİD, Ulaştırma Denizcilik ve Haber-leşme Bakanlığı tarafından yayın-lanan yeni genelgeyle yapılan de-ğişikliklere dikkat çekti. Buna göre; kış lastiği yeniden tanımlandı, ti-cari araçlarda tüm lastikler için 4 mm diş derinliği aranacak. Rö-morklarda ise kış lastiği zorunlu ol-mayacak. Binek otomobiller bu kış

da “kış lastiği takma zorunluluğu” kapsamına alınmadı.Lastik Sanayici ve İthalatçıları Der-neği LASİD’den bildirildiğine göre yeni genelgede otomobiller bu kış da zorunluluk kapsamına alınmadı. LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ün-sal, 10 Kasım 2014 tarihinde yürür-lüğe giren genelgede öne çıkan de-ğişiklikleri şöyle değerlendirdi:1. Yenilenen genelgede kış lastiği tanımı yeniden yapıldı. Buna göre eski genelgenin 1/a şıkkında las-tiklerin kış lastiği olduğunun an-laşılması için kullanılan M+S işa-reti ile birlikte, ‘’ve/veya kar tane-si (snowflake) işareti”nin bulunması da yeterli olacak. Ayrıca buzlu ze-minlerde kulanılabilen çivili lastik-ler de kış lastiği yerine geçecek.2. Kamyonet, minibüs ve “A” türü yetki belgelerine kayıtlı otomobil-lerin tüm lastiklerinin kış lastiği ol-ması zorunludur.3. Kamyon, çekici, tanker, oto-büs, minibüs, otomobil ve kamyo-net türü araçların lastiklerinin ya-nağında; a) (M+S) işareti veya b) (M+S) işareti ile birlikte kar ta-nesi (snowflake) işareti veya c) Sadece kar tanesi (snowflake) işareti aranacaktır.4. Değişikliklerin en önemlisi ise kamyon, çekici, tanker, otobüs,

yarı römork ve römork türü araç-larda lastik diş derinliğinin en az 4 mm olması zorunluluğudur.5. Diğer önemli değişiklik ise, “yarı römork ve römorkların frenleme ter-tibatı bulunan dingilleri üzerindeki tüm lastiklerin kış lastiği olması” zo-runluluğunun kaldırılmış olmasıdır.

519 TL ceza kesilecek araç lastik değişimine gönderilecek LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ün-sal, Bakanlık yetkililerince yapıla-cak yol kenarı denetlemeleri ile il-gili olarak yeni genelgenin koydu-ğu kuralı şöyle anlattı: ‘’Yol kena-rı denetlemelerinde denetçiler, ku-rallara uygun olmayan araçlara bir idari para cezası karar tutanağı ile ceza kesecek ve araç; denetimle görevli olanlar tarafından lastik de-ğiştirebileceği en yakın yerleşim bi-rimine gönderilecek, yerleşim ye-rinin adı idari para cezası karar tu-tanağı üzerinde belirtilecektir.’’

kış lastiği genelgesi yenilendi!

K

Page 51: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

51

Kasım 2014

kış lastiği genelgesi yenilendi! kIŞ lastikleri yük ve can GüvenliĞi saĞlIyOr

Türk Pirelli Ticaret Direktörü Aşkın Bedük, hava sıcaklığının +7 derece-nin altına düşmesi durumunda, kış lastiklerinin kullanılması gerektiği-ni söylüyor. Bedük, “Her yıl karlı ve buzlu zeminde yaklaşık 20 bin adet kaza medyana geliyor. Kış lastikleri +7 derecenin altındaki havalarda ıs-lak, karlı ve buzlu zeminde meydana gelebilecek kazaların önüne geçme-yi, yaya ve yol güvenliğini sağlamayı kolaylaştırıyor” diyor.

Kış lastiklerinin, farklı desen ve ka-uçuk bileşenleri sayesinde frenle-me ve yol tutuşta en iyi performan-sı sunduğunu söyleyen Aşkın Bedük “Marka, model ve güvenlik dona-nımına bakılmaksızın, +7 derece-nin altındaki hava sıcaklıklarında kış lastikleri kullanılan araçlar, 90 km hızla giderken yaz lastikleri kulla-nanlara göre 5 metre daha kısa fren mesafesinde durabiliyor. Araç kulla-nıcılarının bu mesafenin hayat kur-taracağını akıllarından çıkarmama-larını diliyoruz” diye konuşuyor. Unutulmaması gereken bir diğer ko-nunun da kış lastiklerinin sağladıkla-rı güvenlik avantajından yararlana-bilmek için diş derinliklerinin düzen-li olarak kontrol edilmesi gerektiğini belirten Aşkın Bedük, diş derinlikleri-nin 4 mm’nin altında olmaması ge-rektiğini belirtiyor. Özellikle geçtiğimiz yıllarda, büyük kentlerde aniden bastıran kar yağış-larının, tüketicilerin lastik bayilerine akın etmesine neden olduğuna dik-

Continental’in kamyon ve otobüsler için özel geliştirdiği 3. nesil kış lastik-leri üst düzey güvenlik ve yüzde 40’a varan daha üstün çekiş gücü sunu-yor. Continental, geçtiğimiz yıl ilk kez pa-zara sunduğu 3. nesil lastiklerini gü-venli sürüş teknolojileri doğrultusun-da geliştirmeye devam ediyor. Con-tinental kış sezonunda, kamyon ve otobüslerin tüm akslarında kış lastiği kullanılmasını tavsiye ediyor.Brüt ağırlığı 12 tona kadar veya 12 tondan daha ağır olan araçların kul-lanıldığı dağıtım şirketlerine yöne-lik kış lastiği üreten ilk firma olan Continental’in kamyonların ön, çekiş ve treyler akslarına yönelik, 17.5’’ ve 19.5’’ ebatlarındaki jantlarına özel geliştirdiği lastik konsepti yüzde 40’a varan üstün çekiş gücü sunuyor.Kış koşullarında kullanıma uygun görülen lastiklerin gereklilikleri, ge-

nelde çekiş aksları ile sınırlı olup, bu lastiklerde M+S etiketine sahip olması aranıyor. Ön, çekiş ve trey-ler akslarında kullanılacak kamyon lastiklerinde ise gereklilikler daha geniş bir yelpazeye yayılıyor. M+S etiketine sahip standart kış lastikleri-nin, kış mevsiminin ıslak, karlı veya buzlu yollardaki tüm koşullarına uy-gun sürüş sunabilmesi gerekliliğin-den yola çıkan Continental, lastik-lerinde yalnızda M+S’e değil, “Üç Zirveli Dağ İçerisinde Kar Tanesi” (3PMSF) sembolüne de yer veriyor. Ön akslar için üst düzey manevra becerisi ve yanal hareket, çekiş aks-ları için ise üst düzey çekiş ve fren-leme kuvveti önem taşırken; treyler aksları için de viraj alma ve frenle-me sırasında üstün yol tutuşu sun-ması aranıyor. Continental’in tüm bu akslara uygun kış lastikleri, stan-dart lastiklere kıyasla yüzde 40’a

Tüm akslarda kış lastiği kullanılmalı

varan çekiş gücü sunarken, karlı ze-minde 50km/s hızda yapılan frenle-meleri 10 metre kısaltıyor.

kat çeken Aşkın Bedük “Canlarını ve mallarını tehlikeye sokacak durumla-rın önüne geçmek adına kullanıcıların daha dikkatli davranması gerektiği-ne inanıyoruz. Araç kullanıcılarının kış lastiğiyle ilgili hazırlıklarını önceden yapmaları her anlamda daha avantaj-lı olacaktır” diyor.

Sıcaklık 7 derecenin altındaysa kış lastiği takın!

Page 52: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

52

Kasım 2014

DEPOLAMA

dünya devleri istanbul’u lojistik üs yapmayı planlıyor

JLL Türkiye’nin “Avrupa Lojistik ve Sanayi Eğilimleri Kullanıcı Araştırması” raporuna göre, Batı Avrupa ülkeleri araştırmanın dışında bırakıldığında, EMEA Bölgesi’nde Türkiye, Rusya’dan sonra ikinci en fazla büyüyen lojistik pazarı oluyor. Önümüzdeki beş yıl içinde, Türkiye lojistik pazarının yüzde 48 büyümesi beklenirken endüstriyel pazarın yüzde 26 büyümesi planlandığını açıklayan JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, 2023 hedeflerine paralel olarak birçok dünya markasının İstanbul’u lojistik üs yapma planları olduğunu ve bu doğrultuda kendilerinden yardım istediklerini dile getirdi.

Page 53: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

53

Kasım 2014

JLL Türkiye, bir basın buluşması dü-zenleyerek lojistik sektörü trendle-rini değerlendirdi. Sanayi ve Lojis-tik Birimi ile lojistik sektörünün nab-zını tutan JLL Türkiye, Araştırma Departmanı’nın hazırladığı “Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı Görünü-mü” raporunda yer alan lojistik sek-törü gayrimenkul piyasasına dair ve-rileri sundu.

İstanbul ve Kocaeli en çok tercih edilen bölgelerJLL Türkiye Sanayi ve Lojistik Biri-mi verilerine göre, 2013 yılının ikin-ci yarıyılı itibariyle 7 milyon metreka-re olan İstanbul ve Kocaeli bölgesin-deki toplam lojistik arzının, 2014 yılı

Yurtiçi Yük Taşımacılığı 2023 Ton-km yurtiçi yükler

Pay 2011 2023Karayolu 60,0 80,6 Demiryolu 15,0 4,8 Havayolu 1,0 0,4 Denizyolu 10,0 2,7 Boru Hattı 14,0 11,5

2023 Öngörüler & Hedefler/DolarNüfus 84.5 MDış Ticaret Hacmi 1.1 trilyonİthalat 500 milyonİhracat 600 milyonYurt İçi Ticaret Hacmi 1.19 milyarGSYH 1.7 - 2.0 trilyonKüresel Ekon. Sıralam ası 10.Loj. Sektör GSYH Payı 10-12%Loj. Yıllık Büyüme Oranı 10-15%Loj. Altyapısı 6xLoj.Performans Indeksi 10.

İstanbul – Kocaeli Lojistik Dep. (m2) Mevcut Stok 7.648.082 İnşa at Halinde 617.861Proje Halinde 2.582.916

Lojistik Depo Boşluk Oranı İstanbul Avrupa 13,1% İstanbul Anadolu 9,2% Kocaeli 8,5% Toplam 10,5%

birinci yarıyılında 7,6 milyon metre-kareye ulaştığı görülüyor. Pazardaki kullanılabilir stoka ve kur dalgalan-malarına rağmen, 2014 yılı lojistik sektörü birincil kira değerleri metre-karesi 6,5-7 dolar seviyeleri aralı-ğında seyrediyor.JLL Türkiye’nin “Türkiye Ticari Gay-rimenkul Pazarı Görünümü Raporu” verilerine göre 2013 yılının ilk yarı-yılında İstanbul ve Kocaeli bölgesin-de 259.799 metrekare işlem ger-çekleştirilirken, 2014’ün ilk yarıyı-lında gerçekleşen işlem büyüklüğü 373.523 metrekare oldu. Bu kap-samda 2014 yılında yapılan kirala-ma işlemleri bir önceki yılın aynı dö-nemine göre yüzde 44 oranında ar-

Page 54: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

54

Kasım 2014

DEPOLAMA

tış gösterdi.Tesis büyüklüğü açısından 20 bin metrekare ile 50 bin metrekare ara-sında alan sağlayan lojistik tesis-ler verimlilik ve işletme karlılığı açı-sından Türkiye lojistik pazarı kirala-ma işlemlerinde en fazla tercih edi-len alan aralığı olarak öne çıkıyor. Birincil lojistik pazarları olan İstan-bul ve Kocaeli’ye olan ilgi, A sını-fı lojistik arzına yönelik büyüyen ta-leple birlikte, 2014 yılının birinci ya-rıyılında daha da artıyor. Avrupa Yakası’nda Hadımköy ve Esenyurt, Asya Yakası’nda Kurtköy ve Tuzla, Kocaeli’nde ise Çayırova-Gebze-Dilovası aksı en çok tercih edilen bölgeler olarak öne çıkıyor. Bu böl-gelerin 3. Köprü, Kuzey Çevreyolu ve İzmit Körfez Geçiş Köprüsü pro-jeleriyle birlikte, önümüzdeki dö-nemde önemini daha da arttıracağı öngörülüyor.JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, lojistik altyapısının öneminin 2023 hedeflerine ulaşmasında çok büyük rolü olacağını dile getirdi. “Türki-ye sadece mal ihraç etmek zorunda değil hizmet de ihraç edilmek zo-runda. Çinlilerden sonra dünyada inşaat sektöründe ikinci olduk” di-yen Alkaş, 2023 hedeflerine para-lel olarak birçok dünya markasının İstanbul’u hub olarak kullanılması yönünde kendilerine başvurduğunu dile getirdi.Türkiye’ye gelişmiş teknolojilerin gelmesi için önemli bir köprü görevi de üstlendiklerini anlatan Alkaş, te-darik zincirin de lojistiğin daha mo-dern yapılmasını sağladığını dile getirdi.

Denizyolu ve demiryolu 3 kat büyüyecekJLL Türkiye Ofis ve Lojistik Hizmet-leri Yardımcı Direktörü Gün Gök-kaya ise şöyle konuştu: “Hüküme-tin 2023 planı ile bizim projemiz öl-çüşüyor. Birçok lojistik köyün gelişi-mine de katkılar sunmaya başladık. Hükümetin 2023 hedeflerinin geliş-mesi için denizyolunun ve demiryo-lunun 3 kat büyüyeceği öngörülü-yor. İstanbul, bölgenin lojistik ve iş merkezi haline geliyor. JLL Sanayi ve Lojistik Müdü-rü Muharrem Çay ise İstanbul ve Kocaeli’nde yaptıkları saha araş-tırmaları sonucunda depolaşma-nın Kurtköy-Dilovası ve Hadımköy-

Esenyurt hatlarında yoğunlaştı-ğını kaydetti. Türkiye’de depo arsa maliyetlerinin çok yükseldi-ğin işaret eden Çay, Almanya ile Türkiye’deki depo fiyatlarının başa baş gittiğini söyledi. “Türkiye’de depolarda en ideal yükseklik 12.5 metre. Türkiye’de yatırımcılar 12.5

metreden yüksek olan yatırımları tercih etmiyor. Hem inşaat maliye-ti artıyor, hem de kullanılan ekip-man yatırımı artıyor.” diyen Çay, depolama alanında kiralama ve satışın dışında en verimli depola-rın tasarımı konusunda da hizmet verdiklerini söyledi.

Page 55: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

55

Kasım 2014

“türkiye’nin ImF’deki oy gücü artacak”IMF İcra Direktörü Çanakcı, “Türkiye, İcra Direktörleri Kurulu’nda doğrudan temsil

edilmesiyle birlikte gelişmelere çok daha aktif bir şekilde yön verebilecek” dedi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Di-rektörlüğü görevini kısa süre önce devralan İbrahim Çanakcı, bu po-zisyonunun Türkiye’nin uluslarara-sı arenadaki görünürlüğü açısından önemli bir kazanım olduğunu vur-gulayarak, “Türkiye, İcra Direktörle-ri Kurulu’nda doğrudan temsil edil-mesiyle birlikte küresel ekonomideki gelişmeleri çok daha yakından takip ederek, bu gelişmelere çok daha ak-tif bir şekilde yön verebilecek” dedi. Hazine Müsteşarlığı yaptığı 11 yılı aşkın süre boyunca IMF ile çok ya-kın çalışarak, kurumun görev alanla-rı ve işleyişine yönelik bilgilere vakıf olma imkanı yakaladığını vurgula-yan Çanakcı, Türkiye’nin ilk kez doğ-rudan temsil edilme hakkı kazandığı IMF İcra Direktörleri Kurulu’nda gö-rev almaktan büyük onur duyduğunu dile getirdi. Müsteşarlık döneminde G20 kapsamında oluşturulan Ulus-lararası Finansal Mimari Çalışma Grubu Eşbaşkanlığı görevini de yü-rüten Çanakcı, şöyle konuştu: “Türki-ye, İcra Direktörleri Kurulu’nda doğ-rudan temsil edilmesiyle birlikte kü-resel ekonomideki gelişmeleri çok daha yakından takip ederek, bu ge-lişmelere çok daha aktif bir şekilde yön verebilecek daha etken bir ko-numa sahip oldu. Ayrıca, görevimin Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığıy-la aynı dönemde başlamış olmasının da önemli bir avantaj olduğunu dü-

şünüyorum. Bu sayede, Türkiye’nin G20 bünyesinde yapacağı çalışma-lara IMF’nin sunacağı katkıları daha etkin bir şekilde koordine etme im-kanı bulmuş olacağız.”

Türkiye’nin IMF’deki oy gücü artacakIMF’nin Orta ve Doğu Avrupa gru-bu içinde yer alan Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovak-ya, Slovenya, Belarus, Kosova ve Türkiye’nin birbirinden oldukça fark-lı özelliklere sahip olduğuna dikkat çeken Çanakcı, Hazine Müsteşarlı-ğı döneminde IMF’nin kaynakları-nın güçlendirilmesi ve borç verme enstrümanlarının iyileştirilmesi, iki-li ve çok taraflı gözetim fonksiyonla-rının geliştirilmesi gibi çeşitli konu-larda yaptıkları çalışmaların kendisi-ne yeni görevinde de yardımcı oldu-ğunu anlattı. Çanakcı, görevi süre-since IMF ve Ankara arasındaki ile-tişimi de etkin bir şekilde sağlamayı hedeflediklerini, Türkiye’nin IMF’nin 2010 yılında önerilen ancak henüz hayat geçirilemeyen kota ve yöne-tim reformuna büyük önem verdiği-ni dile getirdi. ABD’nin kota ve yö-netim reformunu onaylamadığına işaret eden Çanakcı, “ABD onay-ladığında bu reform yürürlüğe gi-recek ve Türkiye’nin kota payı yüz-de 0,61’den yüzde 0,95’e çıka-cak. Böylece, Türkiye bu bakımdan

IMF’ye üye olan 188 ülke içinde ilk 20 ülke arasında yer alacak” dedi. IMF’deki kotası 2006 ve 2008 yıl-larında artırılan Türkiye, şu anda bu açıdan 32. ülke konumunda bulunu-yor. Türkiye’nin oy ve temsil gücün-deki artışın Türk ekonomisinin son 12 yılda yakaladığı başarıyı yansıttığı-nı ifade eden Çanakcı, “Türkiye, IMF ile olan stand-by anlaşması 2008 yı-lında başarıyla sonuçlandırdı. Bu ta-rihten sonra IMF’yle ilişkilerimiz Ola-ğan Madde IV Görüşmeleri ve tek-nik destek alanlarında devam edi-yor. Bu ilişkiler önümüzdeki dönem-de de sürecek ve bizim bu noktada-ki rolümüz bu alanlardaki çalışmala-rın Türkiye’nin ihtiyacı olan konulara doğru bir şekilde odaklanmasını sağ-lamak olacak” diye konuştu. Çanak-cı, G20 Dönem Başkanlığı ile birlik-te Türkiye-IMF ilişkilerine yeni bir bo-yutun daha eklenmiş olacağına işaret ederek, bu dönem süresince IMF’yle yapılacak işbirliğinin Türkiye’nin ön-celikleri doğrultusunda gelişmesi-ne katkı sağlayacaklarını dile getirdi. “Bölgemizdeki gelişmeleri yakından takip eden IMF, buradaki bazı ülke-lerle hem aktif finansman ilişkisi hem de politika diyaloğu içerisinde... Fon bu konularda Türkiye’nin değerlen-dirmelerine çok ciddi önem veriyor. Türkiye ekonomisi özellikle son 12 yılda büyük bir yapısal dönüşüm ge-çirdi ve Türkiye tecrübesi uluslararası düzeyde emsal alınan bir model ha-line geldi. Türkiye’nin deneyimlerinin Fon’un çalışmalarına azami ölçüde katkı sağlaması için gayret göstere-ceğiz” diyen IMF İcra Direktörü İbra-him Çanakcı, Türkiye’nin IMF’nin ka-rarlarında etkin rol oynamaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

Page 56: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

56

Kasım 2014

EKONOMİ

iran’la imzalanan tercihli ticaret anlaşması’nda hedef 4 milyar dolarlık artış

29 Ocak’ta Türkiye ile İran arasında imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması Resmi Gazete’de yayınlandı. Böylece İran’da haziran ayında kabul edilen anlaşma TBMM ta-rafından da kabul edildikten sonra resmen yürürlüğe girdi. İran’ın Ankara Büyükel-çisi Ali Riza Bikdeli, Türkiye ile İran arasında resmen yürürlüğe giren Tercihli Ticaret Anlaşması’na ilişkin değerlendirmesinde, anlaşmanın ilk etapta ikili ticareti 4 milyar

dolar artıracağını söyledi.

9 Ocak’ta Türkiye ile İran arasında imza-lanan Tercihli Tica-ret Anlaşması Resmi Gazete’de yayınlandı. Böylece İran’da haziran

ayında kabul edilen anlaşma TBMM tarafından da kabul edildikten son-ra resmen yürürlüğe girdi. Anlaşma-yı değerlendiren İran’ın Ankara Bü-yükelçisi Ali Riza Bikdeli, ikili ticaretin 30 milyar dolara çıkmasında önem-li bir adım olan anlaşmanın ilk etap-ta ticareti 4 milyar dolar artıracağını söyledi. Türkiye ile İran arasında 15- 20 milyar dolar arasında gidip gelen ikili ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarması beklenen Tercihli Ticaret Anlaşması resmen yürürlüğe girdi. Anlaşmayla birlikte birçok ürünün ti-caretinde yüzde 15’ten yüzde 100’e kadar değişen oranlarda gümrük vergilerinde karşılıklı olarak indirim uygulanacak. Resmi Gazete’de ya-yınlanan metne göre, peynir ve yu-murta gibi gıda ürünlerinde yüzde

15, sebze ve çiçeklerde yüzde 50, sanayi ürünlerinde yüzde 30 tekstilde ise yüzde 40 oranında gümrük vergi-lerinde indirim yapılacak.

İkili ilişkilere büyük katkı sağlayacak anlaşmanın kapsamı genişletilecek İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi Bikdeli, anlaşmanın ikili ilişkilere bü-yük katkı sağlayacağını söyledi. An-laşmanın İran tarafında Ruhani’nin haziran ayındaki Türkiye ziyaretinden önce yürürlüğe girdiğini hatırlatan Bikdeli, “Anlaşmanın Türkiye tarafın-da da yürürlüğe girmesi iki ülke ti-caret hacminin 30 milyar dolara çık-ması açısından çok önemli bir adım. Ve bu rakama ulaşılmasında büyük ölçüde yardım edebilir” dedi. Tercih-li muafiyete tabi ürünlerin kapsamı-nın genişletileceğini söyleyen Bikdeli, bu konuda her iki ülkenin bakanlık-ları bünyesinde uzman gruplar oluş-turulduğunu anlattı. Tercihli Ticaret Anlaşması’nın, Serbest Ticaret An-

laşması için başlangıç niteliği taşıdı-ğına dikkat çeken Bikdeli, “Biz isti-yor ve ümit ediyoruz ki iki ülke ara-sında yürürlüğe giren anlaşma mev-cut ticaret hacmini de 4 milyar do-lar daha artıracak” dedi.

Aygül: Lojistikte sorunlar giderilmezse 30 milyar dolar mümkün değil Türkiye-İran Tercihli Ticaret Anlaş-ması, Türkiye tarafında da resmen yürürlüğe girerken iki ülke arasında karşılıklı olarak TIR’lardan alınan ek vergilerle ilgili sorunlar devam edi-yor. Bir süre önce iki ülke birbirleri-nin TIR’larının ülke içindeki seyaha-ti sırasında yüksek oranlı akaryakıt vergisi konusunda restleşmişti. An-laşmayı ve iki ülke arasındaki sorun-ları değerlendiren DEİK Türk-İran İş Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Bilgin Aygül, akaryakıt fiyat farkı arttığı için İran’da Türk TIR’larının taşıdıkları malları Bazaryan’da İran TIR’larına devrettiğini söyledi. Aygül, “Dolayı-

2

Page 57: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

57

Kasım 2014

sıyla Türkmenistan’a gidecek ürün-ler, İran TIR’ına yükleniyor. Orada-ki devirden dolayı İran’a ihracat ola-rak gözükebilir. Basra’ya inmek için de İran kapısı kullanıyor. Bu doğrul-tuda iki yönlü bir artış var. Yoksa bi-zim bildiğimiz bir artış yok İran’a” dedi. Anlaşma kapsamında İran’ın tarım ağırlıklı 140, Türkiye’nin ise sanayi ağırlıklı 125 ürününde ver-gi indirimine gidildiğine dikkat çe-ken Aygül şunları söyledi: “Bu anlaş-ma, Türkiye’nin ihracatının artmasın-da önemli bir faktör olabilir. Türki-ye ile İran arasındaki dış ticaret hac-minin yüzde 80’i petrol, doğalgaz ve altından kaynaklanıyor. İki ülkenin dış ticareti 2012’de 22 milyar do-lardı. 2013’te bu 14.6 milyar dola-ra geriledi. Dolayısıyla çok riskli bir dış ticaret hacmi söz konusu. Bizim gelecek için birtakım şeyleri yönlen-direbilmemiz gerekiyor. İhracatın en önemli kalemi lojistiktir. Türkiye’de lojistik olarak da ihracatın artmasın-da bir engel var. Petrol boruyla, altın tek seferde uçakla gönderiliyor. Di-ğer ürünler ise böyle değil. Akaryakıt fiyat farkının artması karşılıklı olarak, Türkiye’nin de akaryakıt fiyat farkı koyması sıkıntı yaratıyor. Bu şartlarda ihracatın 30- 35 milyar dolar ola-rak hedeflenmesi bence çok müm-kün görünmüyor. Çünkü lojistik ola-

rak çok ciddi sıkıntı var, ambargo-ların koşulları henüz istediğimiz şek-le gelmedi. 30-35 hayal ediyorsanız yüzde 80’i petrol, doğalgaz ve altın olan ticareti çeşitlendirmeniz gere-kiyor.” Bütün bu gelişmeler; Türkiye ile İran ticaretinin artacağını gösteri-yor. Ülkemiz için son derece önem-li olan İran, komşularımız arasında ‘güvenle’ ticaret yapabildiğimiz bir ülke olması bakımından da önem-li. Arap coğrafyasının en önemli ak-törlerinden olan İran için de Türkiye, olmazsa olmaz ülkelerden biri ko-

numunda. İhracatçılarımız, Türkiye ile İran arasında gerçekleştirilen Tercihli Ticaret Anlaşması’ndan memnun gö-rünüyorlar. Yapılan değerlendirmele-re bakınca ‘bu bölgede yapacak çok iş’ olduğunu söylemek de mümkün…Türkiye ile İran arasında tercihli tica-ret anlaşmasının onaylanmasının uy-gun bulunduğuna dair kanunun yü-rürlüğe girmesi bölgeye ihracat po-tansiyeli bulunan sektörlerde heye-can dalgası yarattı. Türkiye ile İran arasında 2013 sonunda 14,5 mil-yar dolar seviyesinde gerçekleşen ti-caret hacminin önümüzdeki yıl itiba-riyle 35 milyar doları bulacağı öngö-rülürken, 500 milyar dolarlık ekono-miye sahip İran ile yapılan anlaşma en çok da mobilya, otomotiv, tekstil, gıda ve beyaz eşya sektörlerinde et-kin olan Bursa ekonomisini yakından ilgilendiriyor.

Sorunlar ihracatı etkilediAnlaşma ile yüzde 40’a varan ver-gi indirimlerinin yanı sıra ürünlerden spesifik vergi alınmayacağı için in-dirimlerin 3 katı bulacağını söyleyen İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği (İMOS) Başkanı Mustafa Akyol, “İran, mobilya konusunda Türkiye’nin en önemli pazarlarından biriydi. Ne var ki, siyasi sorunlar ve devalüasyon ne-deniyle Türkiye’ye kapandı. 2011’de

İhracatçının yeni rotası ‘istikrarlı’ İran pazarı

Türkiye-İran Tercihli Ticaret Anlaşması tekstil, mobil-

ya, otomotiv, gıda ve beyaz eşya sektörlerinde öne çı-kan Bursa ekonomisini he-yecanlandırdı. Sektör tem-silcileri, önümüzdeki yıl iti-barıyla ihracat oranlarında

artış öngörüyor.

Page 58: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

58

Kasım 2014

EKONOMİ

110 milyon doları bulan ihracatımız orada toplanacak mobilya parçala-rı da dahil olmak üzere 2013’te 31 milyon dolara geriledi” diyor. Libya ve Irak’ta geleceği görme noktasın-da sıkıntılar yaşadıklarını belirten Ak-yol, oturmuş bir yapıya sahip İran’ın özellikle mobilya için önemli bir pa-zar olduğunu vurguluyor. Akyol, an-laşmanın sektör lehine sonuçlarını önümüzdeki yıl görmeye başlayacak-larını ifade ediyor. Uludağ Yaş Mey-ve Sebze İhracatları Birliği (UYMSİB) Başkanı Salih Çalı, dönemsel ola-rak İran’ın getirdiği ek gümrük tari-feleri nedeniyle yaş meyve sebze ih-racatında duraksamalar yaşandığı-nı belirterek, “Bunlar giderilirse Tür-kiye ve UYMSİB ihracatını hedefle-diği değerlere çekebilir. Birliğimiz ile İran arasındaki ihracat rakamları

çok değişiklik gösteriyor. Son 2 yıl-dır ise ihracatımız bulunmuyor” di-yor. Uludağ Meyve Sebze Mamulle-ri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Baş-kanı Orhan Gençoğlu da anlaşma-nın genel ihracata olumlu yansıya-cağını söylüyor.

‘Otomotiv için ciddi bir pazar olabilir’ İran’ın toplam otomotiv ihracatı içe-risindeki payının yüzde 1’in altın-da olduğunu söyleyen Uludağ Oto-motiv Endüstrisi İhracatçıları Birli-ği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, 2013’te yüzde 55 gerileyen İran’a yönelik otomotiv ihracatının 2014 Ocak-Eylül döneminde yüzde 24 arttığını belirtiyor. İran’ın otomotiv-de ciddi bir pazar olabileceğini vur-gulayan Sabuncu, “Tercihli ticaret

anlaşması ile bazı otomotiv yan sa-nayi ürünlerinin ülkemizden ithala-tında İran’ın uygulayacağı gümrük vergileri kademeli olarak yüzde 30 azalacak. Bu indirimlerin de etkisiy-le İran’a ihracatımızda artış bekleye-biliriz” diye konuşuyor.Anlaşmanın kapsamı genişletilmeli Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Başka-nı Şenol Şankaya, komşu ülkelerde yaşanan siyasi karışıklıklara rağmen İran’a yönelik ihracatta bir önceki yıla göre yüzde 100’ün üzerinde artış yakaladıklarını ifade ediyor. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Baş-kanı İbrahim Burkay da söz konusu anlaşma kapsamının her iki ülkenin menfaatleri de gözetilerek genişletil-mesi, ayrıca ticaret ve yatırımlara iliş-kin temasların artırılmasını istiyor.

Mustafa Akyol İMOS Başkanı

Şenol ŞenkayaUHKİB Başkanı

Orhan Sabuncu OİB Başkanı

Page 59: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

59

Kasım 2014

luslararası taşımacı-lık, depolama ve da-ğıtım alanında 29 yıl-lık tecrübeye sahip olan Orkun Group, araç fi-losunu 101 adet yeni

Mercedes-Benz Axor ile genişletti. Kamyonlar, Mercedes-Benz Türk’ün Pazarlama Merkezi’nde yapılan tö-ren ile Orkun Group Yönetim Ku-rulu Başkanı İlhan Karadeniz’e tes-lim edildi. Mercedes-Benz Türk Yetki-li Bayii Has Otomotiv aracılığıyla ya-pılan satış kapsamında Orkun Gro-up, 100 adet Axor 4140 B ve 1 adet Axor 1840 LS olmak üzere toplam-da 101 adet Mercedes-Benz kamyo-nu filosuna dahil etti. Mercedes-Benz Türk A.Ş. Pazarlama ve Satış Direktö-rü Süer Sülün, Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır, Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Ergiz Esen, Kamyon Filo Satış Müdürü Alper Kurt Orkun Group Yönetim Kurulu Başka-nı İlhan Karadeniz’i Mercedes-Benz Türk Pazarlama Merkezi’nde düzen-lenen törenle ağırladılar. Bu işbirliği-ne aracılık eden Mercedes-Benz Türk Bayii Has Otomotiv Yönetim Kuru-

U

Filoların tercihi axor olmaya devam ediyor Mercedes-Benz Türk, Orkun Group’a 101 adet Axor kamyonu törenle teslim etti.

Orkun Group filosunu Mercedes-Benz araçlar ile güçlendirdi.

lu Başkanı Latif Karaali, Genel Müdü-rü Cem Aşık, Kamyon Satış Müdürle-ri Onur Güldik ve Erdem Bahadır, Sa-tış Sonrası Hizmetler Müdürü Yusuf Ziya Ataman ve Servis Müdürü Okan Altun araçların teslimatında hazır bu-lundular. Karadeniz: Bu son yatırımı-mız ile birlikte 400 araçlık filo hede-fimizi aştık Türkiye ve Avrupa’da ka-rayolu nakliye hizmeti ve gayrimen-kul yönetim hizmeti faaliyetlerini sür-düren Orkun Group’un Yönetim Ku-rulu Başkanı İlhan Karadeniz, satın al-dıkları araçların anahtarlarını törenle teslim aldı. Karadeniz, törende “Or-kun Nakliye ve Lojistik olarak başla-dığımız serüvenimizi 2004 yılında bir üst seviyeye taşıdık ve Orkun Gro-up Şirketler Topluluğu’nu kurarak sür-dürdük. Nakliye ve lojistik hizmetleri-nin yanı sıra bugün ilave olarak verdi-ğimiz gayrimenkul yönetim hizmetle-rimiz ile şirket olarak yatırım yapma-ya, kendimizi geliştirmeye ve büyüme-ye devam ediyoruz. Bu son yatırımı-mız ile birlikte 400 araçlık filo hede-fimize de ulaşmış, hatta aşmış bulu-nuyoruz.” dedi. İlhan Karadeniz bün-yelerine katmış oldukları Axor kam-

yonlarını hafriyat kullanımına uygun-lukları ve satış sonrası servis gibi hiz-metlerin sektörde öncü konumda ol-ması sebepleriyle tercih ettiklerini ifa-de etti. Mercedes-Benz Türk Pazarla-ma ve Satış Direktörü Süer Sülün tö-ren sırasında yaptığı konuşmada iş-birliğinden duydukları memnuniye-ti dile getirdi.

Page 60: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

60

Kasım 2014

GÜMRÜK

yeni gümrük kapıları açılacakGümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, gümrük kapılarında verilen hizmetin hız-landırılması ve kalitenin yükseltilmesi çerçevesinde yeni gümrük kapılarının açılması ve mevcut gümrük kapılarında iş akışının daha rasyonel hale getirilmesi konusunda çalış-maların devam ettiğini söylüyor.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nuret-tin Canikli, Başbakan Ahmet Davu-toğlu tarafından “Öncelikli Dönü-şüm Programları Eylem Planları’nın” birinci bölümünün açıklandığı basın toplantısına katıldı. Ankara Palas’ta yapılan basın toplantısında gümrük işlemlerinin hızlandırılacağı ve güm-rük kapısı sayısının artırılacağı bilgisi verildi. Toplantıda Başbakan Davu-toğlu, önemli mesajlar verdi. “Son 12 yıl içinde en yakından takip edi-len hususlardan birinin Türk ekono-misinin dünyaya açılması. ABD, Rus-ya, Kanada, Brezilya gibi kıta ölçek-li ve coğrafi olarak Türkiye’den daha büyük ülkelerden Türkiye’nin ölçeği-ni coğrafi olarak büyütebilmesi için önündeki engelleri kaldırması gere-kir. Vize, ticaret kısıtlamaları gibi... Dolayısıyla vizeler kaldırılacak, ser-best ticaret anlaşmaları artırılacak, daha çok ülkeyle sektörel bazda et-kileşime geçilecek ve ticaret alanı-mızı genişleteceğiz. Ticaret alanımızı genişletmenin de en önemli araçla-rından biri gümrük kapılarındaki iş-lemlerin kolaylaştırılması ve gümrük kapılarının sayısının artırılmasıdır. Türkiye’nin dışarıya dönük perspek-tifinin bu anlamda güçlendirilme-si gerekir” diyen Başbakan Davutoğ-lu, Türkiye’nin siyasi istikrarla bera-ber büyüdüğünü ve güçlendiğini ifa-de ederek iş adamlarının önünü aç-mak için hükümetin var gücüyle ça-lıştığının da altını çizdi.

Gümrüklerdeki kalitenin artırılması için yeni gümrük kapılarına ihtiyaç varGümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli de gümrük kapılarında veri-len hizmetin hızlandırılması ve kali-tenin yükseltilmesi çerçevesinde yeni gümrük kapılarının açılması ve mev-cut gümrük kapılarında iş akışının daha rasyonel hale getirilmesi ko-nusunda çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Bakan Canikli, yeni güm-rük kapılarının açılması çerçevesin-

de Gürcistan, İran ve Irak başta ol-mak üzere söz konusu ülkelerle ila-ve gümrük kapılarının açılması nok-tasında çalışmaların sürdüğünü dile getirdi. Bunlardan birkaçının önü-müzdeki günlerde açılacağını bil-diren Canikli, birkaçının da yatırım aşamasına geldiğini söyledi. Mev-cut kapılardaki işlemlerin hızlandırıl-ması noktasında da tek durak pro-jesinin son aşamaya geldiğini belir-ten Canikli, “Sarp, Kapıkule ve Ha-bur sınır kapıları başta olmak üze-re bir araç işlem görürken 4 durak-ta 6 işlemden geçmektedir. Şim-di tamamını tek durakta eğer ger-çekleştirebilirsek, tümünü bakanlı-

ğımız elemanları tarafından yapıla-bilir hale getireceğiz” diye konuş-tu. Hızlandırma yapılırken güvenli-ğin elden bırakılmamasının önemi-ne değinen Canikli, gümrük mevzu-atına aykırı işlemler konusunda ge-rekli denetimlerin yapılması ve za-fiyetin oluşmaması gerektiğini söy-ledi. Etkili bir denetim için teknolo-jik imkanları yoğun bir şekilde dev-reye gireceğini ifade eden Canik-li, “Özellikle araç ve eşyaların tümü-nün hızlı bir şekilde X-Ray cihazla-rından geçirmeyi hedefliyoruz. Bu-nun için 2015 bütçesinden ciddi bir kaynak ayrıldı. Bu şekilde, uluslara-rası standartların da ötesinde bir or-

Page 61: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

61

Kasım 2014

ganizasyon gerçekleştirilmiş olacak. Bazı gümrük kapılarında işleyişte tek-nik anlamda sıkıntılar var. Sarp Sı-nır Kapısı bunların başında geliyor. 6’sında proje ihalesi yapılıyor. 8 ay içerisinde tamamlanmış olacak. Ye-niden inşa ediyoruz. Diğer kapıları-mızda da benzer çalışmalar var. Her ay, her geçen gün kalitenin artması-nı, hızlı işlemlerin sonuçlarını görece-ğiz inşallah” dedi.

Bakan Canikli’den İran’a ‘TIR’ uyarısıGümrük ve Ticaret Bakanı Nuret-

tin Canikli, İran’ın mazot fiyat farkı adı altında Türk tırlarından kilomet-re başı para aldığını, daha sonra bu rakamı yükselttiğini belirterek, “Ka-rarlıyız. Belli noktaya kadar kabul ederiz. Ötesine geçilmişse kendi tır-larımızın hakkını korumamız gereki-yor. Onların daha fazla zarar göre-ceğini tahmin ediyoruz” dedi.

Uygulamadan sonra İran TIR’ları da ciddi zarar görecekİran’ın Türkiye’nin önemli bir partne-ri olduğunu kaydeden Canikli, İran’ın daha önce kendi ülkesinde mazot fi-

yatlarının ucuz olmasını gerekçe gös-tererek mazot fiyat farkı adı altında Türk tırlarından kilometre başı para aldığını, rahatsız edici bu uygulama-nın ilişkiler zarar görmesin diye kabul-lenildiğini belirtti. İran’ın daha son-ra bu rakamı yükselttiğine dikkati çe-ken Canikli, şunları kaydetti: “Rakam-ları yükseltince ciddi yük getirdi sektö-re. Adeta bizim Tır’larımızı oradan si-linmesi sonucunu doğuracak noktay-la karşı karşıya kaldık. Biz de misil-leme hakkımızı kullandık. Tabii önce normal yöntemlerle görüşmeler yapıl-dı. Ama İran bunda ısrar etti. Çünkü o şekildeki yükle ulaştırma sektörümü-zün orada faaliyetini icra edebilme-si mümkün değil. Bu gibi durumlarda eğer normal yöntemlerle halledemez-seniz yapacağınız şey misillemedir. Biz de zarar görüyoruz ama bu İran tırla-rı için de geçerli. O kanalı kullanarak normalleşmeye çalışıyoruz. Türkiye’ye giren İran tırları ve İran’a giren Türk tırlarında ciddi azalma var. Biz karar-lıyız. Sonuç itibarıyla belli noktaya ka-dar hazmedebileceğimiz bir noktaya kadar kabul ederiz. Ama ötesine ge-çilmişse elbet kendi tırlarımızın hakkını korumamız gerekiyor. Sanıyorum bu uygulamadan sonra İran tırları da cid-di zarar görecek. Onların daha faz-la zarar göreceğini tahmin ediyoruz. Maliyetler ortaya çıkınca zararlar rea-lize edilince İran açıkçası normal sü-rece geçeceğini, anlayabileceğini tah-min ediyoruz.”

Gümrüklerimizden IŞİD’e ait bir gram petrol geçmiyorIŞİD militanı olduğu belli olan ya da o konu hakkında istihbari bilgisi olan herhangi bir kişinin Türkiye gümrük-lerinden içeri girmesi veya dışarı çık-masının, işlem yapılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Canikli, şun-ları söyledi: “Mutlaka tutuklanır ve gereği yapılır. 15 gündür buna ben-zer iddialar gündeme getiriliyor ama kimse somut olarak isim ya da olay noktasında örnek veremiyor sadece afaki şeylerden bahsediyor. Böyle de-ğerlendirme olmaz. Hodri meydan diyoruz varsa elinizde bir şey değer-lendirelim, konuşalım açıklayın tüm dünya bilsin. Bu algı oluşturma ope-rasyonu. Gümrüklerimizden IŞİD’e ait bir gram petrol geçmiyor, ticaret söz konusu değildir. Belki katır sırtında kaçak olarak ufak tefek kaçabiliyor. Bunlar algı oluşturma operasyonu-dur ve dezenformasyondur.”

Page 62: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

62

Kasım 2014

PANEL

‘adr ve transit serbestisi’ anlatıldı

Logitrans 2014 Fuarı’nda gerçekleştirilen konferanslarda ADR ve Transit Serbestisi konusu, konunun uzmanları tarafından katılımcılara aktarıldı.

19 Kasım tarihinde İstanbul’da Lo-gitrans 2014 Fuarı’nda gerçekleş-tiren ADR Konferansı’nda ADR ile ilgili birçok konu ele alandı. Ka-muoyunun gündeminden düşme-yen ADR, fuarda düzenlenen kon-feransla enine boyuna tartışıldı. Konferansa TREDER Genel Sekre-teri Ayhan Eryazar, UND İcra Ku-rulu Başkan Yardımcısı Alper Özel, Alışan Lojistik Operasyonlar Ko-ordinatörü Jan Devrim, TSE Ula-şım Ve Lojistik Sistemleri Merke-zi Başkanlığı Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Müdürü Öz-lem Gümrah katıldı. Tehlikeli Mad-de Taşımacılığında ADR’ye uyum konusunda TREDER olarak yıllardır çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarıy-la çalışmalar yapıldığına dikkat çe-ken Ayhan Eryazar, konunun öne-mini ve bir memleket meselesi ol-duğunu sürekli gündemde tutmaya dikkat ettiklerini dile getirdi.

Özel: ADR’de eğitimler çokeskiye dayanıyorADR sözleşmesinde eğitim, teknik standart ve denetim olmak üzere üç önemli sac ayağının olduğundan bahseden Alper Özel, Türkiye’de sac ayağının oturtulduğundan bahsetti. ADR’de eğitimin çok eskilere dayan-dığını söyleyen Özel, bunun başlan-gıç hikayesini şöyle anlattı: “1979 yı-lında İspanya’da bir tanker sürücü-sü kamping alanında geçerken kaza geçiriyor. Patlama sonrasında sürü-cü, 200 kişinin ölmesine 300 kişi-nin de yaralamasında sebebiyet veri-yor. Bunun üzerine sürücülere de eği-tim verilmesi kararı alınıyor.” Türki-ye tehlikeli madde konusunda çok da geri bir ülke olmadığına da dikkat çe-ken Özel, “1950’li yılında limanlar-da tehlikeli maddelerin elleçlenme-si ile ilgili yönetmelik var. 1976 li teh-likeli madde karayolu taşımacılığı yö-netmeliğimiz yayınlandı.” şeklinde ko-

nuştu. Türkiye’nin yola erken başla-masına karşın yapısal dönüşümde yükümlülüklerini yerine getirmediğine dikkat çeken Özel, yakın zamanda bunun da yapılabileceğine işaret etti. Tehlikeli madde lojistiği konusunda istatistiklere sahip olmadıklarını ifa-de eden Jan Devrim ise var olan bil-gilerin akaryakıt ve enerji sektörün-den yola çıkılarak tahmini veriler ol-duğuna dikkat çekti. Türk Standard-ları Enstitüsü’nün 60 yıldır standardi-zasyondan sorumlu yerli kuruluş ol-duğunu dile getiren Özlem Gümrah, 6 Mart 2013 tarihinde Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde zorunlu olan tehlikeli maddelerin taşınmasında kullanılan ambalaj, tank ve kapların test, serti-fikalandırma ve muayenesi işlemin-de ülkemizin yetkili kuruluşu olarak atanması ile birlikte daha önce ürün-lerine yurtdışından belge alan Türk

Page 63: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

63

Kasım 2014

firmaları, belgelendirme ve muayene işlemlerini ülkemiz sınırları içinde ger-çekleştirme imkanına sahip olduğunu hatırlattı. Gümrah, Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Müdürlüğü olarak yaptığı faaliyetlerde Araç ADR Uygunluk, Tasarım Onay, Üretim Ve Üretim Yeri Uygunluk, İlk / Ara / İstis-nai / Periyodik Muayene ve Tasarım Onay’ı yaptıklarına değindi.

Transit Bir Hak mıdır Yoksa Tehdit Unsuru mu?Logitrans 2014 Fuarı’nda “Türkiye’nin Dış Ticaret Lojistiğinde Riskler ve Fırsatlar: Transit Bir Hak mıdır Yoksa Tehdit Unsuru mu?” konulu bir panel gerçekleştirildi. Pa-nelde, malların serbest dolaşımın-dan, Gümrük Birliği’ne, transitten, 2023 ihracat hedeflerine kadar bir-çok konu katılımcıların sunumla-rıyla derinlemesine işlendi. Mode-ratörlüğünü UND İcra Kurulu Baş-kan Yardımcısı Alper Özel’in yap-tığı Türkiye’nin Dış Ticaret Lojisti-ğinde Riskler ve Fırsatlar: “Tran-sit Bir Hak mıdır Yoksa Tehdit Un-suru mu?” konulu panel 21 Kasım tarihinde Logitrans Fuarı’nda ger-çekleştirildi. Konuşmacıların, Eko-nomi Bakanlığı Dış Ticaret Uzma-nı Dr. Tolga Tuncer, Ekonomi Ba-kanlığı Dış Ticaret Uzmanı Çiğdem Koşan, Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreteri Mustafa Mente, AB Uzmanı Can Baydarol gibi önem-li isimlerden oluştuğu panelde sek-tör temsilcileri ve Bolu Abant İzzet Baysal Lojistik Bölümü öğrencileri de hazır bulundu. Panel’de Ekono-mi Bakanlığı Dış Ticaret Uzmanı Dr. Tolga Tuncer, ‘transit serbestisi’ ko-

nusunda bir sunum gerçekleştirdi. Tuncer, transit serbestisi bir hak mı-dır, tehdit midir sorusunun ulusla-rarası taşımalarda sıklıkla gündeme geldiğini belirterek, “Transit serbes-tisi bir haktır” dedi. Tuncer, tran-sit serbestisi konusunun uluslara-rası hukuk boyutu ve dünya ticaret örgütü bağlamında iki şekilde ele alınması gerektiğini belirterek dün-yadan bu konularla ilgili çeşitli ör-nekler verdi. 1900’lü yılların başın-da ‘Milletler Cemiyeti’nin kurulma-sında bile transit serbestisine vurgu yapıldığını ifade eden Tuncer, ta-raf ülkelerin birbirlerine transit ser-bestisi sağlaması gerektiğini ve bu hükmün kanun olarak güvence al-tına alındığını söyledi. 1964 New York Sözleşmesi’ne ve Barselona Konvansiyonu’na da atıfta bulunan Tuncer, uluslararası sözleşmelerde transit serbestinin bir hak olduğu-nun teyit edildiğini ifade etti. Dün-ya Ticaret Örgütü’nün uygulama-ları paralelinde 1947’de GATT’ın 5. Maddesi’nin transit serbestisi-ni düzenlediğini söyledi. Son ola-rak Tuncer, ‘DTÖ, taraf ülkelerinin birbirlerine transit serbestisi sağla-yacak’ maddesi ile transit serbesti-sinin sadece mallar için transit ser-bestisi olmadığını, malları taşıyan araçlar için de bu durumun geçerli olduğunu sözlerine ekledi.

“Karayolu ile ilgili bir şey almadan eve dönmeyin!” Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Uz-manı Çiğdem Koşan, ’Uluslarara-sı Hizmet Ticareti Anlaşma Müza-kereleri’ konusunda bir sunum ger-çekleştirdi. Koşan, mal ihracat eder-

ken hizmet ithal edilmemesi gerekti-ğini ifade ederek transit serbestisi ko-nusunda mallar kadar bu malları ta-şıyan araçların da bu anlaşma müza-kereleri kapsamında olduğunun altı-nı çizdi. Ekonomi Bakanlığı olarak bu konuları yakından takip ettiklerini ifa-de eden Koşan, eşit koşullarda reka-betin olabilmesi için engellemelerin, kotaların, geçiş ücretlerinin vs. orta-dan kaldırılması gerektiğini ifade etti. Bu konularla ilgili Ekonomi Bakanı’na da bir sunum yaptığını ifade eden Ko-şan, Ekonomi Bakanı’nın “Karayo-lu ile bir şey almadan eve dönmeyin!” dediğini belirtti. Konuyla ilgili olarak Koşan son olarak AB’nin transit konu-larında bir bütün içerisinde değil tek tek, ülke ülke müzakere ettiğini ve bu durumun da bir kaos ortamı yarattığı-nın altını çizdi. Panelde, Türkiye İhra-catçılar Meclisi Genel Sekreteri Mus-tafa Mente, “2023 İhracat Hedefle-rinde Lojistik Hizmetlerinden Beklenti-ler” konusunda bir sunum gerçekleş-tirdi. Mente, TİM olarak uluslarara-sı taşımacılık konusunda UND ile bir-likte çok önemli çalışmalar gerçek-leştirdiklerini ifade ederek, kotala-rın, vizelerin, geçiş ücretlerinin ve çe-şitli engellemelerin ticarete zarar ver-diğini ifade etti. Mente, malların ser-best dolaşmadığı bir ortamda bu en-gellemelerin aslında tüketiciye yapılan bir haksızlık olduğunu söyledi. Men-te, Türkiye’nin 2023 ihracat hedef-leri doğrultusunda 500 milyar dolar-lık bir rakamı kendine hedef seçtiğini ve bunun da lojistik ile gerçekleştirile-bileceğini belirtti. Panelde AB Uzmanı Can Baydarol, “18. Yılında Gümrük Birliği Bir Başarı Hikayesi (mi?)” ko-nulu bir sunum yaptı. Baydarol, “Ge-çen sene Zafer Çağlayan bakanımız iken ‘Gümrük Birliğinden çıkalım’ de-mişti. Ben de sayın bakanımıza ceva-ben ‘girmediğiniz yerden çıkamazsınız ki’ demiştim. Türkiye’nin Gümrük Bir-liği serüveni çok farklı bir konu” dedi. Hak ve yükümlülüklerin birbirine gir-diğini ifade eden Baydarol, Türkiye-Gümrük Birliği konularının çok teknik bir konu olduğunu da ifade etti. Ge-linen noktada Gümrük Birliği’nin Tür-kiye açısından son derece kısıtlayıcı, engelleyici olduğunu ifade eden Bay-darol, Kıbrıs meselesinin de bu konu-da bir siyasi mesele olarak karşımıza çıktığını ifade etti. Baydarol 1960’lı yıllardaki mantıkla Gümrük Birliği’nin günümüz için yorumlanamayacağını da ifade etti.

Page 64: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

64

Kasım 2014

EĞİTİM

“uygulamalı eğitimlerimizle öğrencilerimizi iş dünyasına hazırlıyoruz”

Yaşar Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mehmet Hulusi Demir, lojistik sektöründe en az bir yabancı dilin şart olduğunu belirterek uygulamalı eğitimlerle, öğrencilerin iş dünyasına adım atarken zorlanmamalarını sağladıklarını söylüyor.

Yaşar Üniversitesi, ilk öğrencilerini 2002-2003 öğretim yılında alıyor. Üniversitenin 2002 yılından beri öğ-renci ve personel sayısı oldukça artı-yor. Şu an üniversitede bulunan öğ-retim elemanı sayısının 45’i profe-sör, 20’si doçent, 103’ü yardımcı doçent, 68’i öğretim görevlisi, 82’si okutman ve 100’ü araştırma görev-lisi olmak üzere toplam 418 akade-misyenden müteşekkil. 30 bin met-re kare alana kurulmuş olan Yaşar Üniversitesi’nde 2 enstitü, 7 fakül-te, 1 meslek yüksekokul ve 1 de Ya-bancı Diller Yüksekokulu içerisin-de toplam 6707 öğrenci bulunu-yor. Yaşar Üniversitesi Meslek Yük-sekokulu (MYO) üniversitenin kuru-luşu ile birlikte faaliyet göstermeye başlıyor. Halen MYO’da 11 prog-ram ve toplam 907 öğrenci bulu-

nuyor. MYO’da profesör, yardım-cı doçent ve öğretim görevlisi ola-rak 29 öğretim elemanı görev yapı-yor. Bunlardan lojistik ile ilgisi bakı-mından öne çıkan programlar, lo-jistik programı, deniz ve liman işlet-meciliği, marina işletme ve dış ti-caret programları olarak sayılabilir. Yaşar Üniversitesi pek çok öğrenciye çeşitli burs imkanları sağlıyor. Lojis-tik Programı’na kayıtlı 143 öğrenci-nin yüzde 64’ü yüzde 25, yüzde 50 ve yüzde 100 oranlarındaki burslar-dan faydalanıyor. Okula geldikten sonra da ortalamalarını yüksek tut-tukları takdirde öğrencilerin bursa başvurma imkanları her zaman bu-lunuyor. Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nu öğrenciler neden tercih etmeli sorumuza yönelik Yaşar Üniversitesi Lojistik Bölüm Başka-

nı Prof.Dr. Mehmet Hulusi Demir, “Tüketici beklentileri gün geçtikçe artmaktadır. Pek çok ürün için çe-şitlilik artmış aynı zamanda ürünle-ri sunan şirket sayıları artmıştır. Tek bir satıcıya muhtaç olmayan tüketi-ciler ise ürün çeşitliliğinin yanı sıra daha yüksek kalite, daha hızlı tes-limat gibi beklentilere girmişlerdir. Bugün Türkiye’den sipariş verdiği-niz bir ürünün aynısını veya muadi-lini çok daha düşük fiyatlarla nere-deyse aynı kargo parasını ödeyerek ABD’den veya Çin’den sipariş et-meniz ve 2-3 iş günü içerisinde tes-lim alabilmeniz mümkün olmakta-dır. Rekabetin etkilerinden az zarar görmek için üretim sektörü ile lo-jistik sektörü hız kazanmaktadır. Bu sebeple öğrencilerimiz sektöre gir-diklerinde lojistik alanında teknik

Page 65: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

65

Kasım 2014

bilgi ve donanıma sahip olmaları-nın yanı sıra öğrendiklerini hızla uy-gulayabilen bireyler olmasını önem-siyoruz ve bu donanıma sahip olma-ları için onları derslerle ve uygula-malar ile destekliyoruz” diyor. Lojis-tik sektöründeki firmaların müşteri-lerin hız beklentisini karşılayabilme-leri için lojistik alanında yetişmiş bi-reyleri istihdam etmeleri gerektiğini belirten Prof. Demir, lojistik alanın-da çalışanların büyük bölümünün ya çekirdekten yetişmiş çalışanlardan ya da işletme, endüstri mühendisli-ği gibi alanlardan mezun olan kişi-lerden oluştuğunun altını özenle çizi-yor.

Lojistik programlardan mezun-ların arzı gün geçtikçe artıyorÜniversitelerden kuramsal bilgiye ha-kim olan lojistik bölümü mezunları-nın arzının gün geçtikçe arttığını ifa-de eden Prof. Demir, “Sektör yeni mezunlardan kuramsal bilgilere ha-kim olmalarını talep etmekte. Ayrıca deneyimlerinin olmasını da istemek-tedir. Bu nedenle kuramsal dersleri-mizin yanı sıra müfredatımızda şirket-lere giderek uygulama yapabilecek-leri dersler de eklenmiştir. Bu dersler sayesinde öğrencilerimiz haftada bir günlerini firmada geçirip öğrendikle-ri bilgileri uygulama imkanını bulu-yorlar. Ayrıca yine uygulamalı dersler kapsamında teknik geziler düzenliyo-ruz ve şirketleri yerinde inceliyoruz” diyor. Prof. Demir, sektörden alanın-da uzman kişileri seminerlere davet ederek öğrencilerle buluşturduklarını ifade ederek sektör-üniversite işbirli-ğini gerçekleştirdiklerini de söylüyor En az bir yabancı di bilmek gerekliLojistik sektörünün istihdam edece-ği elemanların en az bir yabancı dili bilmesi gerektiğini ifade eden Demir, bu bilinçte olduklarını söyleyerek, “Bu nedenle üniversite sınavını kazanan öğrencilerimiz bir yabancı dil sınavı-na tabi tutuluyorlar. Başaramayan-lar hazırlık okumak zorunda kalıyor-lar. 2 yıl boyunca mesleki terimler ya-bancı dilde öğretilmekte ve mesleki İngilizce dersleri bulunmaktadır. Ay-rıca seçmeli olarak ikinci yabancı dil dersleri de alabilmektedirler” diyor. İngilizce kadar uygulama da önem verdiklerini ifade eden Prof. Demir, sektör-üniversite yakınlaşmasını sağ-layarak büyük bir sinerji ortaya çıkar-dıklarını ifade ediyor. Staj konusunda Demir, “Öğrencilerimizin 30 iş günü staj yapmaları gerekiyor. Bizimle staj-

yer ihtiyacı konusunda iletişime ge-çen firmalara öğrencilerimizi yön-lendiriyoruz. Ancak öğrencilerimizin mülakat deneyimi yaşayarak staj yer-lerini kendilerinin bulmalarını da teş-vik ediyoruz” diyor.

Hiçbir sektörde işe yeni alınan mezundan hemen çok şeyler beklenemezSektörde kalifiye ana eleman ihti-yacı olduğunu ifade eden Demir, “Hiçbir sektörde işe yeni alınan me-zundan hemen çok şeyler beklene-mez. Öğrenci iyi bir temel bilgi al-mışsa ve öğrenmeye, başarılı ol-maya hevesli ise çok kısa zaman-da çalıştığı kuruma uyum sağlaya-cak ve bilgisini uygulamaya yönelte-cektir” diyor. Türkiye’de çeşitli lojis-tik programı veren üniversitelerin ol-duğunu ve bu üniversitelerde birbi-rinden farklı müfredat programları-nın olduğunu ifade eden Yaşar Üni-versitesi Lojistik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mehmet Hulusi Demir, “Çeşit-li lojistik programlarında veya lo-jistik MYO’larında farklı müfredat-lar olmasını doğal olduğunu düşü-nüyoruz. Uluslararası lojistik yapısını göz ardı edemeyiz, ancak bölgelere göre sektörün gereksinimleri değiş-mektedir. İzmir’de bulunan liman-lar dolayısı ile öğrencilerimizin de-nizyolu ile ilgili işlemlerde çalışma-ları olasıdır. Bu sebeple ‘Liman Ter-

minal İşlemleri’ gibi dersler almakta-dırlar” diyor. Müfredat hazırlıkları sı-rasında mezun öğrencilerin sektörde-ki ihtiyacı karşılaması için müfredat-taki dersleri çeşitlendirdiklerini ifade eden Demir, aynı zamanda öğrenci-lerin 4 yıllık programlara devam et-melerini de teşvik ettiklerini söylüyor. Demir, seçmeli dersler ile isteyen öğ-rencilerin 4 yıllık bölümlere uyum-lu dersler almalarına olanak tanıdık-larını da belirtiyor. Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu yapılandırma-sında bölümlere gelişmelere açık ol-malarını istediklerini ifade eden Prof. Demir, bu nedenle bölümde gerek-sinimler çerçevesinde yeni program-lar da açılmasının mümkün oldu-ğunu söylüyor. Halihazirda bölüm-de tam zamanlı 1 profesör, 2 öğ-retim görevlisi bulunduğunu söyle-yen Demir, ayrıca her yarı-yıl, dersle-rin gerektirdiği sayıda, konunun uz-manı sektörden yarı-zamanlı öğre-tim görevlisi istihdam edildiklerini de vurguluyor. Öğrencilerin en iyi biçim-de yetişmeleri ve sektörün beklenti-lerini karşılayabilmesinin amaçlandı-ğını kaydeden Demir, lojistik progra-mında tam-zamanlı öğretim eleman-larının, Prof.Dr.Dr. Mehmet Hulu-si Demir (Bölüm Başkanı), Öğr. Gör. Ece Dizbay (Program Sorumlusu) ve Öğr. Gör. Yeliz Kocaman (Öğretim elemanı) isimlerinden oluştuğunu da sözlerine ekliyor.

Page 66: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini

medya

Page 67: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini
Page 68: ’NİN SESİ - und.web.tr · luluk aynı zamanda hizmet verdiği firmanın da ken-di müşterisine karşı sorumluluğudur. Bugün Türkiye’de depoların sadece yüzde 50’sini