16
2013'te Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı 35 sayfalık yazıyla öven The Lancet şimdi reform niyetlerinin samimiyetini sorguluyor. “örgütlü emek, sağlıklı toplum” Sayı: 234 Ocak-Şubat 2018 www.ttb.org.tr g ün dem... 14 Mart’a Giderken... Sağlıkta Dönüşüm Programı Çöktü... Prof. Dr. Raşit Tükel’in yazısı sayfa 3’te TTB’nin düzenlediği Tedavi Hizmetlerinde Gizli Özelleştirme: Şehir Hastaneleri Çalıştayı’nın çalışma gruplarının raporları açıklandı. “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! 4 14 DTB: Tıp eğitimi müfredatında insan haklarına yer verilmeli 5 Hekimler şehir hastanesinde çalışmak istemiyor 10 TTB’ye açılan davalar ve hekimlik değerleri 12 Güvenlik soruşturması nedeniyle ataması yapılmayan hekimler görevlerine başlatılmalıdır! 13 Ankara Tabip Odası, Bilkent Şehir Hastanesi açıldığında kapatılacağı belirtilen 6 hastanenin kapatılmasına karşı Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açtı. ATO’dan hastanelerin kapatılmasına karşı dava 5 TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi’nin 5.’si Bursa Tabip Odası’nın ev sahipliğinde 23-25 Şubat 2018 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Kadınların sağlık hakkı için “ataerkil sisteme hayır!” 11 Meslektaşımız, arkadaşımız Onur Hamzaoğlu yalnız değildir. Bu haksız uygulama sonlandırılmalı, Onur Hamzaoğlu derhal serbest bırakılmalıdır.” Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu serbest bırakılmalıdır En yetkili ağızların özellikle 14 Mart ve seçim dönemlerinde yoğunlaşan açıklamalarına bakılırsa, Hükümet aslında sağlık çalışanlarının beklentilerinin ve acil taleplerinin farkında. Ancak buna karşı takındıkları tavır, giderek anlamsızlaşan ve gerçeklikten kopan “absürd bir tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı Çöktü” temasıyla yürüten TTB Merkez Konseyi, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın temel bileşenlerinden Genel Sağlık Sigortası, Aile Hekimliği ve Kamu Hastane Birlikleri uygulamalarının nasıl fiyaskoya dönüştüğünü kamuoyuna anlatıyor. 22 Mayıs 2016, Milliyet Taleplerimiz acil! Yıllardır aynı “müjde” ! Sağlıkta Dönüşüm Programı Çöktü! GSS uygulaması ile sağlık hizmetlerinin maliyeti artmış, koruyucu hekimlik uygulamaları teşvik edilmemiş, ilaç ve tıbbi malzeme harcamaları artmış, sosyal güvenlik sistemi açık vermiş ve GSS primleri bu açığı kapatmak için kullanılmıştır. GSS çıkmazda! AKP Hükümeti’nin “idari ve mali özerklik” getirerek hastanelerde etkililiği ve verimliliği sağlayacağını iddia ettiği model, yine AKP Hükümeti tarafından “çok başlılık getirdiği ve verimi düşürdüğü” gerekçesiyle kaldırıldı. Aile hekimliği sistemiyle hekimler, rekabet etmek ve ‘müşteri memnuniyeti’ni sağlamak zorunda oldukları, güvencesiz, kuralsız ve mesleki bağımsızlığın tehlikede olduğu bir çalışma ortamında ayakta kalmaya çalışıyorlar. KHB bitti! 7 6 6 The Lancet’ten itiraf: Sağlıkta Dönüşüm bir başarı öyküsü değilmiş meğer! 14 Mart 2017, İHA 8 9 20 Eylül 2017, a HBR 12 Mart 2015, YeniAsır Aile hekimliği kaosta! 2 TTB Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Yaşar Ulutaş ve Dr. Şeyhmus Gökalp’in, gözaltında bulundukları sırada görevlerinden alınmalarına tepki gösterildi. Ulutaş ve Gökalp görevlerine iade edilmelidir! 15 Artık vaat istemiyoruz!

“Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

2013'te SağlıktaDönüşüm Programı’nı35 sayfalık yazıyla övenThe Lancet şimdi reformniyetlerinin samimiyetinisorguluyor.

“örgütlü emek, sağlıklı toplum” Sayı: 234 Ocak-Şubat 2018www.ttb.org.tr

gündem...

14 Mart’aGiderken...

Sağlıkta DönüşümProgramı Çöktü...

Prof. Dr. Raşit Tükel’in yazısı sayfa 3’te

TTB’nin düzenlediği TedaviHizmetlerinde Gizli Özelleştirme: ŞehirHastaneleri Çalıştayı’nın çalışmagruplarının raporları açıklandı.

“Şehir Hastanesifark ücreti”nehazır olun!

4

14DTB: Tıp eğitimimüfredatında insan haklarınayer verilmeli

5Hekimler şehir hastanesindeçalışmak istemiyor

10TTB’ye açılan davalar vehekimlik değerleri

12Güvenlik soruşturmasınedeniyle ataması yapılmayan hekimlergörevlerine başlatılmalıdır!

13

Ankara Tabip Odası, Bilkent ŞehirHastanesi açıldığında kapatılacağıbelirtilen 6 hastanenin kapatılmasınakarşı Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

ATO’dan hastanelerinkapatılmasına karşı dava

5

TTB Kadın Hekimlik ve Kadın SağlığıKongresi’nin 5.’si Bursa Tabip Odası’nınev sahipliğinde 23-25 Şubat 2018tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Kadınların sağlıkhakkı için “ataerkilsisteme hayır!”

11

Meslektaşımız, arkadaşımız OnurHamzaoğlu yalnız değildir. Bu haksızuygulama sonlandırılmalı, OnurHamzaoğlu derhal serbestbırakılmalıdır.”

Prof. Dr. OnurHamzaoğlu serbestbırakılmalıdır

En yetkili ağızların özellikle 14 Mart ve seçimdönemlerinde yoğunlaşan açıklamalarınabakılırsa, Hükümet aslında sağlık çalışanlarınınbeklentilerinin ve acil taleplerinin farkında. Ancakbuna karşı takındıkları tavır, giderekanlamsızlaşan ve gerçeklikten kopan “absürd birtiyatro oyununa” dönüşmüş durumda.

14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “SağlıktaDönüşüm Programı Çöktü” temasıyla yürütenTTB Merkez Konseyi, Sağlıkta DönüşümProgramı’nın temel bileşenlerinden Genel SağlıkSigortası, Aile Hekimliği ve Kamu HastaneBirlikleri uygulamalarının nasıl fiyaskoyadönüştüğünü kamuoyuna anlatıyor.

22 Mayıs 2016, Milliyet

Taleplerimiz acil! Yıllardır aynı “müjde”

!Sağlıkta Dönüşüm Programı

Çöktü!

GSS uygulaması ile sağlıkhizmetlerinin maliyeti artmış,koruyucu hekimlik uygulamalarıteşvik edilmemiş, ilaç ve tıbbimalzeme harcamaları artmış,sosyal güvenlik sistemi açık vermişve GSS primleri bu açığı kapatmakiçin kullanılmıştır.

GSS çıkmazda!AKP Hükümeti’nin “idari ve maliözerklik” getirerek hastanelerdeetkililiği ve verimliliğisağlayacağını iddia ettiği model,yine AKP Hükümeti tarafından“çok başlılık getirdiği ve verimidüşürdüğü” gerekçesiyle kaldırıldı.

Aile hekimliği sistemiyle hekimler,rekabet etmek ve ‘müşterimemnuniyeti’ni sağlamak zorunda oldukları, güvencesiz,kuralsız ve mesleki bağımsızlığıntehlikede olduğu bir çalışmaortamında ayakta kalmayaçalışıyorlar.

KHB bitti!

766

The Lancet’ten itiraf:

Sağlıkta Dönüşüm bir başarı öyküsüdeğilmiş meğer!

14 Mart 2017, İHA

8 9

20 Eylül 2017, a HBR

12 Mart 2015, YeniAsır

Aile hekimliği kaosta!

2

TTB Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Yaşar Ulutaş ve Dr. ŞeyhmusGökalp’in, gözaltında bulunduklarısırada görevlerinden alınmalarına tepki gösterildi.

Ulutaş ve Gökalpgörevlerine iadeedilmelidir!

15

Artık vaatistemiyoruz!

Page 2: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

2Ocak-Şubat 2018

Hesap Numarası: Türkiye Vakıflar Bankası Maltepe Şubesi Hesap No: 00158007281178784Baskı Öncesi Hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam Hizmetleri Turgut Reis Cad. 47/6 Tandoğan Ankara Tel: 0532 664 0898 [email protected]ım yeri ve tarihi: İhlas Gazetecilik AŞ. Karacalar Mahallesi 57. Sokak No: 21/A Akyurt Ankara Tel: 353 29 61 4 Mart 2018

Tıp Dünyası Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:Türk Tabipleri Birliği adına Prof. Dr. Mehmet Raşit TükelGenel Yayın Yönetmeni:Mutlu Sereli Kaan

Katkıda bulunanlar:Dr. Hande Arpat, Dr. Eriş Bilaloğlu, Av. Özgür Erbaş, Dr. Deniz Erdoğdu,Dr. Selma Güngör, Dr. Yaşar Ulutuaş,Dr. Cavit Işık Yavuz, Dr. Bülent Nazım Yılmaz

Yayımlayan: Türk Tabipleri BirliğiYayın İdare Merkezi: GMK Bulvarı,Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2 Kat: 4Maltepe/Ankara Tel: (0312) 231 31 79 (pbx)Faks: (0312) 231 19 52 - 53 Yayının Türü: Yerel, süreli

Yıl: 27 Sayı: [email protected]://www.ttb.org.tr Tıp Dünyası Dergisi, Türk TabipleriBirliği tarafından ayda bir yayımlanır.Ücretsizdir. 8.800 adet basılmıştır.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Sü-rekli Tıp Eğitimi Dergisi’nce (STED)düzenlenen Fotoğraf Yarışması’nınbu yılki kazananları belli oldu.

16 Şubat 2018 tarihinde TTB Top-lantı Salonu’nda gerçekleştirilen Se-çici Kurul toplantısına, Seçici Kurulüyeleri Hafize Kaynarca, İbrahimDemirel, Dr. Mehmet Gökağaç, Dr.Mehmet Beyazova, Dr. Orhan Oda-başı katıldılar.

Yarışmaya başvuran eserler ara-sında yapılan değerlendirmede 40fotoğraf sergilenmeye dğer bulundu.Sergilenecek fotoğraflar arasındayapılan değerlendirmede de STED’in2018 yılı kapak resmi olacak 6 fo-toğraf seçildi. Bunlar arasından;

- Kamile Kurt'un Barkın-4 rumuzuile başvurduğu “Krom MadenindeGün Batımı” adlı eseri; Büyük Ödü-le,

- Kemal Göl'ün Başak-5 rumuzuile başvurduğu “Hayat” adlı eseriBaşarı Ödülüne,

- Kemal Göl'ün Başak-2 rumuzuile başvurduğu “Kızak” adlı eseriBaşarı Ödülüne,

- Müge Yemişçi Özkan Neuron-5ile başvurduğu “Bekleyiş” adlı eseriBaşarı Ödülüne,

- İsmail Aybey Şair141-4 rumuzuile başvurduğu “Tütüncü Kız” adlıeseri Jüri Özel Ödülüne

- Serdar Başboğan Virüs10-2 ru-muzu ile başvurduğu “Gürültü” adlıeseri Galeri Sanat Yapım Ödülünedeğer bulundu.

Tıp DünyasıANKARA

TTB STED Fotoğraf Yarışması sonuçlandıTTB STED Fotoğraf Yarışması’nda Büyük Ödül Kamile Kurt Barkın’ın “Krom Madeninde Gün Batımı” adlı eserine verildi.

Kamile Kurt, “Krom Madeninde Gün Batımı”

“Hayat” “Bekleyiş”

Türk Tabipleri Birliği (TTB) MerkezKonseyi, sekiz günlük gözaltı süresininardından 17 Şubat 2018 tarihinde tu-

tuklanan, TTB yayın organlarındanToplum ve Hekim Dergisi’nineditörü Prof. Dr. Onur Hamza-

oğlu’nun derhal serbest bırakılmasınıistedi.

TTB Merkez Konseyi’nden yapılanaçıklamada şöyle denildi:

“Hekimlik alanında annelerin ve be-beklerin sağlığını etkileyen çevre kir-liliği üzerine yaptığı çalışmalarla tanı-nan, kendini barış, özgürlük ve de-mokrasi mücadelesine adamış, halk

sağlığı uzmanı, bilim insanı, TürkTa-bipleri Birliği yayın organlarından Top-lum ve Hekim Dergisi'nin editörüProf. Dr. Onur Hamzaoğlu sekiz günlükgözaltı süresinin sonunda tutuklanmıştır.Meslektaşımız, arkadaşımız Onur Ham-zaoğlu yalnız değildir. Bu haksız uy-gulama sonlandırılmalı, Onur Hamza-oğlu derhal serbest bırakılmalıdır.”

Tıp DünyasıANKARA

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu serbest bırakılmalıdır

Page 3: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

3

AKP Hukumetlerinin 15 yıldıruygulamakta olduğu SağlıktaDönüşüm Programının (SDP)temel ayaklarını; Genel SağlıkSigortası (GSS) sistemi, birincisağlık sağlık hizmetlerinde ailehekimliğine geçiş ve kamu has-tanelerinin sağlık işletmeleri ha-line getirilmelerinin oluşturdu-ğunu söyleyebiliriz.

Sosyal sigorta sisteminde kök-lü bir değişiklik anlamına gelen5510 sayılı Sosyal Sigortalarve Genel Sağlık Sigortası Ka-nunu, 1 Ocak 2012 tarihindenitibaren uygulanmaya başlan-mıştır. Prime dayalı bu sistemde,sağlık hizmetleri için temel te-minat paketi oluşturulmakta;belli sağlık giderleri paketiniçine girerken, bazı harcamalarkapsam dışında tutulmaktadır.Yurttaşların, temel teminat paketidışında kalan sağlık uygulama-ları için ödeme yapmaları ge-rekmektedir. Ayrıca, hastaneyebaşvurulduğunda, muayene ka-tılım bedeli, ilaç katılım bedeli,tıbbi malzeme katılım payı gibi14 ayrı kalemde sağlıkta katkıpayı ödenmekte ya da diğer birifadeyle cepten ödeme yapıl-maktadır. GSS sisteminde primödeyemediği için sigorta kap-samı dışı kalanların sayısı hergeçen gün artmaktadır.

SDP’nin ikinci ayağında, böl-ge tabanlı, koruyucu ve tedaviedici hizmetlerin birlikte veril-diği, ekip çalışması üzerine ku-rulu sağlık ocağı sistemi yeriniaile hekimliği sistemine bırak-mıştır. 15 Eylül 2005 yılındaDüzce’de başlatılan aile hekim-liği pilot uygulamasına 13 Aralık2010 tarihinde tüm Türkiye’degeçilmiştir. Birinci basamak sağ-lık hizmetlerini parçalı hale ge-tiren, aile hekimine kayıtlı nü-fusa dayalı sağlık hizmetininverildiği, performans sistemiüzerinden sözleşmeli çalışmanındayatıldığı, aile hekimlerininkoruyucu sağlık hizmetlerindenuzaklaşılıp polikliniklere hap-sedildiği bu sistemde, sorunlargiderek artmaktadır.

SDP’nin temel ayaklarındanbir diğerini, döner sermayelisağlık işletmeleri modeli üze-rinden sağlık hizmetlerinin pi-yasalaştırılması oluşturuyor.2004 yılında Sağlık Bakanlığıhastanelerinde “performansa da-yalı ek ödeme sistemi”ne ge-

çilmesiyle başlayan bu süreçte,2 Kasım 2011 tarihinde yayım-lanan 663 sayılı Kanun Hük-münde Kararname (KHK) ile,Sağlık Bakanlığı teşkilat yapı-sında, merkezinde ayrı tüzel ki-şiliğe sahip ve idari yöndenözerk olan Kamu Hastane Bir-liklerinin yer aldığı yeni bir dü-zenlemeye gidilmiştir. Ancak,Sayıştay raporlarında iflasın eşi-ğinde olduğu belirtilen KamuHastane Birliklerinin ömrü uzunolmamış; 25 Ağustos 2017 ta-rihinde yayımlanan 694 sayılıKHK ile bu yapılanmaya sonverilmiştir.

SDP’nin üzerinden geçen 15yılda Türkiye’de sağlık ortamıve sağlık sistemi birçok açıdanetkilenmiş ve sorun çözme id-diasındaki bu programın yol aç-tığı birçok yeni sorun ortayaçıkmıştır. 2018 yılı 14 Mart sü-recinde, Türk Tabipleri Birliği(TTB) olarak SDP’nin yarattığıtahribata ve piyasacı anlayışladüzenlenen sağlık ortamının so-runlarına bir kez daha dikkatiçekmek istiyoruz. 14 Mart sü-recinde hazırlayacağımız dokü-manlarla AKP Hükümetlerininve SDP’nin iddialarını hatırla-tıyor ve gelinen noktayı gözlerönüne sermek istiyoruz.

Acil OlarakKarşılanması Gereken14 Mart Taleplerimiz

14 Mart sürecinde acil olarakkarşılanması gereken 14 Marttaleplerimizi 4 başlık altındatopladık.

1. Emekli Hekim veHekim ÜcretleriArtırılsın!

Hekimler, uzun yıllardır düşükve emekliliğe yansımayan birücretlendirmeyle çalıştırılmak-tadırlar. Hekimlere ücret tale-bimiz; mesleki bagımsızlık, iyihekimlik için olumlu çalısmakoşulları ve nitelikli çalısmaiçin gerekli olanaklardan ayrıdüsünülemez.

Performansa dayalı ek ödemesisteminden vazgeçilmelidir.Hekimler emeklerinin karşılığıolan, emekliliğe yansıyacak, gü-venceli, görev tanımına ve li-yakata uygun, tek işte çalışarakinsanca yaşamaya yetecek bir

ücret elde etmelidirler.

Kamudan emekli hekimlerinücretleri açlık sınırının birazüzerinde yoksulluk sınırının iseoldukça altındadır. SSK ve Bağ-kur'dan emekli hekim maaşla-rının ortalaması ise daha da dü-şüktür.

Bugüne kadar Sağlık Bakan-lığı ve hükümet yetkilileri tara-fından özellikle de 14 Mart dö-nemlerinde verilen sözler tu-tulmamıştır.

En düşük emekli hekim üc-retleri, yoksulluk sınırının üze-rinde, en düşük hekim ücretleriyoksulluk sınırının iki mislindenfazla olmalıdır. Türk-İş'in araş-tırmasına göre, 2018 Ocak ayın-da 4 kişilik ailenin açlık sınırıbin 615, yoksulluk sınırı 5 bin262 lira olarak hesaplandığınıda bu arada hatırlatalım.

2. Yıpranıyoruz,Hakkımızı İstiyoruz...

Gece, gündüz, hafta sonu,tatil demeden tüm yurttaşları-mıza kesintisiz bir hizmet su-nuyoruz.

2014 yılından bu yana da yıp-ranma payımızı istiyoruz. Bu-güne kadar Sağlık Bakanlığıve hükümet tarafından özelliklede 14 Mart dönemlerinde verilensözler tutulmamıştır. Basit birmedya taraması, 14 Mayıs 2014ile 2 Şubat 2018 tarihleri ara-sında Cumhurbaşkanı, Başba-kan, Sağlık Bakanı ve SağlıkBakanlığı Müşteşarı tarafından“Hekimlere müjde” başlığı al-tında toplam 10 açıklamanınyapıldığı görülmektedir.

TTB ve sağlık emek ve mes-lek örgütleri tarafından hazır-lanan 5510 Sayılı Sosyal Si-gortalar ve Genel Sağlık Si-gortası Kanunu’nun “Fiili hiz-met Süresi Zammı” başlıklı 40.Maddesinde Değişiklik Yapıl-masını İçeren Yasa Değişikliğiönerimizin bir an önce gerçek-leşmesini talep ediyoruz. Öne-rimiz; başta hekimler olmaküzere sağlık çalışanı ve sağlıkişyerlerinde çalışanlar için, ça-lışılan süreye, sağlık ve sosyalhizmet verilen işyerlerinin özel-likleri ve hizmet sınıfı göz önünealınarak, yılda 90 gün ile 180gün arasında değişen bir sürenineklenmesini içermektedir.

3. TTB Sağlıkta ŞiddetYasa Tasarısı Yasalaşsın!

Sağlık hizmetinin gereği gibiyürütülebilmesi ise, ancak gü-venli ve sağlıklı çalışma ko-şullarıyla mümkün olacaktır.Güvenli ve sağlıklı çalışma or-tamı; sağlık hizmetinin sunu-labilmesinin, bireylerin tedaviyeulaşma haklarını kullanabilme-sinin bir diğer deyişle hastahaklarının korunmasının da önkoşulunu oluşturmaktadır.

Sağlık çalışanlarına yönelikşiddeti artıran unsurlardan biriside, şiddeti uygulayan kişilerincezalandırılmayacakları ya daciddi bir yaptırımla karşılaş-mayacakları düşüncesidir. Sağ-lık çalışanlarına yönelik şiddetehoşgörü gösterilmeyeceği, şid-det suçlarının mutlak cezalan-dırılacağı düşüncesinin yerleş-tirilmesi önleyicilik açısındanönemlidir.

Ceza Muhakemesi Kanu-nu’nun 100. Maddesi uyarınca,tutuklama tedbiri hâkimin tak-dirinde olup, kasten yaralamasuçları dışında bırakılsa da, üstsınırı iki yılı geçmeyen yarala-ma suçlarında tutuklamaya ka-rar verilememektedir. Türk CezaKanunu’nun birinci maddesindebelirtilen önleyicilik ve koru-yuculuk işlevinin sağlanabil-mesi ve kamu sağlığının ko-runması amacıyla sağlık çalı-şanlarına yönelik şiddetle ilgiliolarak yeni bir düzenleme ya-pılmasına acil ihtiyaç bulun-maktadır.

Bu ihtiyaçtan hareketle,TTB’nin Türk Ceza Kanunu içinönerdiği ek madde; “1) Sağlıkkuruluşlarında çalışan sağlıkpersoneline karşı, sağlık hizmetisunumu esnasında veya verilensağlık hizmetinden kaynaklanannedenlerle cebir, şiddet veyatehdit kullanan kişi, iki yıldandört yıla kadar hapis cezası ilecezalandırılır. 2) Bu fiiller so-nucu sağlık hizmeti kesintiyeuğramış ise yukarıdaki fıkrayagöre belirlenen ceza yarı ora-nında artırılır.” hükümleriniiçermektedir.

Hazırlanan maddeyle, sağlıkçalışanlarının mesleki bağım-sızlık ve güvenlik içinde çalış-malarının hukuksal koruma al-tına alınması amaçlanmıştır.

4. Güvenliksoruşturmalarınedeniyle bekletilen yada ataması yapılmayantüm hekimlergörevlerine başlatılsın!

15 Temmuz 2016 tarihindegerçekleşen darbe girişimindensonra ilan edilen OHAL uygu-laması birçok demokratik hak-kımızın kısıtlanmasına yol aç-mıştır. Bilindiği gibi, bu süreçte3 binden fazla hekim kamu gör-evinden hukuksuz olarak ihraçedilmişlerdir.

OHAL öncesinde gizlilik de-receli birimlerde çalıştırılacakpersonel yönünden güvenlik so-ruşturması yapılması gerekliliğivar iken, 29 Ekim 2016 tarihlive 676 sayılı KHK ile, 657sayılı Yasa’nın 48. Maddesineek yapılarak devlet memurlu-ğuna alınacaklarda “güvenliksoruşturması ve/veya arşiv araş-tırması yapılmış olmak” koşu-luna da yer verilmiştir. Mecburihizmet yapmak üzere sağlıkkuruluşlarına ataması yapılançok sayıda hekim, haklarındayapılan güvenlik soruşturmasıtamamlanmadığı gerekçesiyleaylarca göreve başlatılmamak-tadır. Giderek artan sayıda mes-lektaşlarımızın ise, güvenlik so-ruşturmalarının olumsuz olduğugerekçesiyle atamaları yapıl-mamıştır.

OHAL uyarınca alınan ted-birler kapsamındaki KHK’larlakamu görevinden ihraç edilenlerarasında, eğitim açısından ge-rekli koşullara sahip olan tıptauzmanlık eğitimi öğrencisi olanasistan hekimler de yer almak-tadır.

İhraç edilme nedeniyle uz-manlık eğitimi engellenen asis-tan hekimlerin eğitimlerini ta-mamlamalarını, güvenlik so-ruşturmaları ile bekletilen yada ataması yapılmayan hekim-lerin görevlerine bir an öncebaşlatılmalarını talep ediyoruz.

14 Mart’ta artık vaaat dinlemekistemiyoruz. Taleplerimiz acilolarak yerine getirilmelidir!

gündem...

Prof. Dr. Raşit TükelTTB Merkez Konseyi Başkanı

14 Mart’a Giderken...Sağlıkta Dönüşüm Programı Çöktü...

Ocak-Şubat 2018

Page 4: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

4Ocak-Şubat 2018

Türk Tabipleri Birliği (TTB)tarafından 20 Ocak 2018 tari-hinde İstanbul Tabip Odası’nda(İTO) düzenlenen “Tedavi Hiz-metlerinde Gizli Özelleştirme:Şehir Hastaneleri” Çalıştayı’nınsonuç raporu açıklandı.

Şehir hastanelerinin bütün bo-yutlarıyla ele alındığı çalıştayda,çalışma gruplarının raporlarındaönemli tespitlere yer verildi.Buna göre, ileride hastalarınönüne “şehir hastanesi fark üc-reti” çıkabilir, hekimler ve sağlıkçalışanları daha fazla şiddetlekarşılaşabilir ve “iş kazası” riskiartabilir.

Tedavi Hizmetlerinde GizliÖzelleştirme: Şehir HastaneleriÇalıştayı kapsamında, “ŞehirHastanelerinde Kira ve HizmetBedelleri Nasıl Karşılanacak?”,“Şehir Hastanelerinde SağlıkHizmeti Sunumu, Tıp ve Uz-manlık Eğitimi” ile “Şehir Has-tanelerinde Sağlık EmekçileriniNeler Bekliyor” başlıklarındayürütülen çalışma gruplarınınraporlarında öne çıkanlar şöyle:

Şehir HastanelerindeKira ve Hizmet BedelleriNasıl Ödenecek?

Şehir hastanelerinin kamuyagetirdiği yük çok büyük. Bu pa-ralar ödenemeyecek gibi görü-nüyor. Ancak borçlar uluslararasıtahkime bağlı olduğu için devletzorlansa da öncelikle bu borçlarıödemek zorunda kalacak. Mev-zuat, bu paranın Bakanlığa ya

da bağlı kuruluşlara ait dönersermaye bütçesinden ve/veyamerkezi yönetim bütçesindenödeneceğini söylüyor. SağlıkBakanlığı’nın şehir hastanelerinebu kadar büyük kaynak ayırması,diğer hastanelerin ödeneklerindeazalmaya, daha zora düşmelerineneden olabilir. Oralarda çalışansağlık personelleri de, birincibasamakta çalışanlar da bunlar-dan hem çalışma koşulları hemde gelir yönünden etkilenebi-lirler. İleride hastalardan alınacakkatkı-katılım payları artışı vegiderek daha fazla sağlık hiz-metinin temel teminat paketinindışına atılması, daha çok sağlıkhizmetinin tümden paralı halegelmesi söz konusu olabilir. “Şe-

hir hastanesi fark ücreti” de ge-lebilir.

Şehir HastanelerindeSağlık Hizmeti Sunumu,Tıp ve Uzmanlık Eğitimi

Şehir hastaneleri modelindehekimlerin hukuksal zeminlerifarklılaşabilir. Uluslararası hukukdüzenlemelerinin etkileyebile-ceği koşullar incelenmelidir. Şe-hir hastanelerinin sağlık turizmiaçısından kullanılabilme olasılığıve getirebileceği sonuçlar de-ğerlendirilmelidir. Hastanelerinkapasite, mekânsal düzen, me-safe vb. açılardan hasta hakla-rında ihlaller olması, hekimlerinmesleki uygulamalarında aksak-

lıklar olması, eğitim alan he-kimlerin eğitiminin kesintiyeuğraması ve niteliği olumsuzetkilemesi olasıdır. Temel ta-sarımın eğitim araştırma hasta-nesi olarak yapılmaması nede-niyle eğitim süreçlerinde büyüksorun yaşanmaktadır ve şehirhastaneleri eğitim/vermeye al-maya elverişli değildir.

Sağlık emekçilerini nelerbekliyor?

Şehir hastaneleri hazırlıksız,bir çok eksikle, politik/ekonomikbeklenti ve baskılarla açıldı. Ya-şanan kaos hala devam etmek-tedir. Bu çalışma ortamı sağlıkçalışanlarının şiddete uğrama

olasılığının giderek artmasınave iş kazalarının sık görülmesineneden olacaktır. Şehir hastane-leri hasta ve tedavi odaklı plan-lanmıştır. Hekimlerin ve dğersağlık çalışanlarının ortak kul-lanma mekânları bulunmamak-tadır. Bu durum sağlık çalışan-larının birlikte iş üretme, yapılanişi değerlendirme ve öneri almaolanaklarını ortadan kaldırmak-tadır. Aynı zamanda iyi hekimlikuygulamaları ve nitelikli sağlıkhizmeti vermenin önünde önemlibir engel oluşturmaktadır. Yeniyapılanmanın olası etkileri do-layısıyla hekimlerin zorunlu malisorumluluk sigortası sistemi göz-den geçirilmelidir.

Tıp DünyasıANKARA

“Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun!TTB’nin düzenlediği Tedavi Hizmetlerinde Gizli Özelleştirme: Şehir Hastaneleri Çalıştayı’nın sonuç raporunda, şehir hastaneleriyle ilgiliönemli tespitler ortaya koyuldu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi, “sağlık sis-teminin ve hekimlerin değer-lendirilmesi” amacıyla, hasta-lara yönelik olarak e-Nabızsisteminde puanlama uygula-masının başlatılmasına itirazetti. Uygulamanın kaldırılma-sını isteyen TTB Merkez Kon-

seyi, sağlık hizmetinin değer-lendirmesinin bilimsel temeldeyapılması gerektiğini bildirdi.

TTB Merkez Konseyi, e-Na-bız sisteminde hekimlerin has-talar tarafından puanlanmasıuygulamasıyla ilgili olarak Sağ-lık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sis-temleri Genel Müdürlüğü’neyazı gönderdi. Yazıda, esasolarak sağlık alanındaki herolumsuzluktan hekimi ve sağlık

çalışanını sorumlu tutan anla-yışın ortaya çıkmasına katkıyapan tüm tutum ve eylemlerinsaptanarak önlenmesi gerektiğivurgulanarak, “subjektif mem-nuniyet” üzerinden yapılacakdeğerlendirmenin gerçekçi vesorun çözmeye dönük olama-yacağı kaydedildi.

“Sağlık hizmetlerinin değer-lendirilmesi yapılan hizmetleilgili kişiler tarafından ve bi-

limsel temelde yapılır. Sağlıkkuruluşlarındaki kurul, konseygibi yapıların yanı sıra dahabüyük ölçekli değerlendirmeyapan kurullar aracılığıyla dasağlık hizmetinin değerlendi-rilmesi mümkün ve gereklidir”denilen yazıda, sağlık hizmet-lerinin gerekleri ve ciddiyetiylebağdaşmayan bu uygulamanıngözden geçirilerek bir an öncekaldırılması istendi.

e-Nabız sisteminde hekimlerin puanlanması uygulaması kaldırılmalıdır

TTB Merkez Konseyi,e-Nabız sisteminde“sağlık sisteminin vehekimlerindeğerlendirilmesi”amacıyla getirilenpuanlamauygulamasınınkaldırılmasını istedi.

Tıp DünyasıANKARA

Page 5: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

5Ocak-Şubat 2018

Hekimler şehir hastanesinde çalışmak istemiyor

Ankara Tabip Odası’nca(ATO) yapılan anket, hekim-lerin şehir hastanelerinde ça-lışmak istemediğini, şehir has-tanelerinde hastalara daha ni-telikli bir hizmet verilebilece-ğine inanmadığını ortaya koydu.

ATO, 2018 yılı içerisindeBilkent, 2019’da da Etlik ŞehirHastanelerinin açılmasının bek-lendiği Ankara’da, farklı has-tane ve sağlık kuruluşlarındagörevli hekimler arasında şehirhastanelerine yönelik anket dü-zenledi. 22 Aralık 2017 tari-hinde başlatılan ve 7 sorununyöneltildiği anketi 530 hekimyanıtladı.

Ankette ortaya çıkan sonuçlarşöyle:

- Hekimlerin yüzde 73’ü şehir

hastanelerinde çalışmak iste-miyor.

- Hekimlerin yüzde 96’sışehir hastaneleri konusunda ye-terince bilgi sahibi olmadığınıbelirtiyor. Bunun yanında, he-kimlerin %86’sı şehir hastane-leri ile ilgili bilgilendirme top-lantısı yapılmasını talep edi-yor.

- Hekimlerin yarıdan fazlasıözlük haklarında kayıp olaca-ğını düşünürken, %64’ü ise işyüklerinin artacağı fikrine sa-hip.

- Hekimlerin yüzde 86’sışehir hastanelerine ulaşımınzorluk yaratacağını düşünüyor

- Hekimlerin yüzde 66’sışehir hastanesinde göreve baş-ladıktan sonra, hastalara şuanda verilen hizmete kıyasla,daha nitelikli bir sağlık hizmetiverilemeyeceğini düşünüyor.

Tıp DünyasıANKARA

Ankara Tabip Odası (ATO),Ankara’da Bilkent Şehir Has-tanesi açıldığında kapatılacağıbelirtilen 6 hastanenin kapatıl-maması için hukuki süreç baş-lattı. ATO, 21 Şubat 2018 tari-hinde söz konusu 6 hastaneninkapatılmasına karşı, Ankara İdareMahkemesi’nde yürütmeyi dur-durma ve iptal istemiyle davaaçtı.

Ankara’da, Bilkent Şehir Has-tanesi’nin açılmasıyla; AnkaraNumune Hastanesi, TürkiyeYüksek İhtisas Hastanesi, ZekaiTahir Burak Kadın Sağlığı veÇocuk Eğitim ve Araştırma Has-tanesi, Atatürk Eğitim ve Araş-tırma Hastanesi, Ankara FizikTedavi ve Rehabilitasyon Eğitimve Araştırma Hastanesi ile An-kara (Dışkapı) Çocuk SağlığıHematoloji ve Onkoloji Eğitimve Araştırma Hastanesi’nin ka-patılacağı açıklandı.

Süreç şeffaf değilATO Yönetim Kurulu, ko-

nuyla ilgili olarak 21 Şubatgünü düzenlenen basın toplan-tısında, hastanelerin kapatılma-sının yürütmesinin durdurulmasıve iptali istemiyle dava açıldı-ğını duyurdu. Basın açıklama-sını okuyan ATO Genel Sekre-teri Dr. Mine Önal, Ankara’daiki şehir hastanesinin yapımınınsürdüğünü belirterek, bunlardanBilkent Şehir Hastanesi’nin2018, Etlik Şehir Hastanesi’ninde 2019’da açılacağını kaydetti.Şehir hastanelerinin yapımı ileilgili süreçte en büyük sıkıntınınşeffaf davranılmaması olduğunubelirten Önal, şehir hastanesiaçılan diğer illerde örneklerigörüldüğü gibi, şehir hastaneleriaçılırken, o ilde bulunan mevcutdevlet hastanelerinin kapatıl-dığını hatırlattı. Önal, “Anka-ra'da önümüzdeki aylarda açı-lacak olan Bilkent Şehir Has-

tanesi için kapatılacak hasta-nelerin hangileri olduğunu an-cak Sağlık Bakanlığı'nın websayfasına konan bir haberle öğ-renebildik” diye konuştu.

Halkın sağlık hakkınadarbe

Kapatılacağı açıklanan kamuhastanelerinin her birinin bu ül-kenin paha biçilmez değeri ol-duğunu vurgulayan Önal, buhastanelerin kapatılmasının hal-kın sağlık hakkına ağır bir darbeolmasının yanı sıra, vicdanen dekabul edilemeyeceğini söyledi.

Sağlık çalışanları kaygılıKapatılacak hastanelerde bil-

gilendirme toplantısı yapılma-dığını, hekimlerin ve sağlık ça-lışanlarının bu sürecin planla-masına dair bilgi sahibi olma-dığını belirten Önal, ATO olarakyaptıkları anketin, hekimlerinşehir hastaneleri konusunda ne

denli az bilgiye sahip olduğunuve ne kadar kaygılı olduğunuortaya koyduğu bilgisini de pay-laştı. Önal, “Geç olmadan yar-gıyı ve yetkilileri göreve çağı-rıyoruz. Mevcut çok değerli has-tanelerimizi kapatmayın, onları

koruyup geliştirin, yeni açılacakhastanelerle birlikte iş yüklerininazalmasını ve daha rahat sağlıkhizmeti vermelerini sağlayın.Yurttaşlarımızın aldığı sağlıkhizmetini zorlaştırmayın, ko-laylaştırın” diye konuştu.

Tıp DünyasıANKARA

ATO’dan hastanelerin kapatılmasına karşı dava

Ankara Tabip Odası’nca yapılan anket, hekimlerin şehir hastanelerinde çalışmak istemediğini ortaya koydu.

Ankara Tabip Odası, Bilkent Şehir Hastanesi açıldığında kapatılacağı belirtilen 6 hastanenin kapatılmasına karşı Ankara İdareMahkemesi’nde dava açtı.

Bilkent Şehir Hastanesi'nin açılmasıyla, Ankara'da 1881 yılındanbu yana sağlık hizmeti vermekte olan tarihi Numune Eğitim ve

Araştırma Hastanesi'nin yanı sıra Türkiye Yüksek İhtisasHastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı ve Çocuk Eğitim ve

Araştırma Hastanesi, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma

Hastanesi ile Ankara (Dışkapı) Çocuk Sağlığı Hematoloji veOnkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi kapatılacak.

Page 6: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

6Ocak-Şubat 2018

Türk Tabipleri Birliği (TTB) MerkezKonseyi, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın(SDP) temel bileşenlerinden Genel SağlıkSigortası (GSS) sisteminin çıkmazda ol-duğunu ve terk edilmesi gerektiğini bil-dirdi.

14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağ-lıkta Dönüşüm Programı Çöktü” tema-sıyla yürüten TTB Merkez Konseyi, bukapsamda hazırladığı “Genel Sağlık Si-gortası: Ne dediler, Ne Oldu?” broşürünükamuoyuna açıkladı. AKP Hükümeti ta-rafından 2003 yılında SDP kapsamındayaşama geçirilen GSS uygulaması ileilgili olarak vaat edilenler ile bugün varolan durumun karşılaştırıldığı çalışmada,GSS’nin çöktüğüne dikkat çekiliyor vegenel bütçeden karşılanan bir sosyal gü-venlik sisteminin tek çözüm olduğu be-lirtiliyor.

Broşürde yer verilenler özetle şöyle:- GSS’nin sağlık hizmetlerinin mali-

yetini düşüreceği iddiası tam bir fiyas-koyla sonuçlandı. Sağlık hizmetlerininmaliyeti arttı. SGK’nin hastanelere öde-diği fatura tutarları 2010-2016 yıllarıarasında bazı hastaneler için 3 katınakadar çıktı.

- İlaç ve tıbbi malzeme harcamalarınındüşeceği söylendi. Ancak, 2009 ile 2013arasında 15 milyar TL civarında sabitle-

nen ilaç ve tıbbi malzeme harcamaları2016’da tekrar 22 milyar TL’ye çıktı.

- Koruyucu hekimlik uygulamaları teş-vik edilecek ve zorlanacak dendi amabu gerçekleşmedi. Toplumsal sağlık gös-tergelerinin en önemlilerinden bebekölüm hızında en iyi bölge ile en kötübölge arasındaki fark 2009 yılında 1.5kat iken, 2016 yılında 2.2 kata çıktı.

- Sosyal güvenlik sistemi açık vermeyedevam etti ve 20.2 milyar TL’ye yükseldi.Üstelik GSS ile toplanan sağlık primleride bu açıkları kapatmak için kullanıldı.

- Vatandaşlardan GSS pri-mini ödeyemeyenler sağlıkhizmeti alamaz hale geldiler.Bir yandan topladığı GSSprimleriyle sigorta sistemininaçıklarını kapatmaya çalışansistem, bir yandan da primborcu olana hizmet kapısınıkapattı.

- Hizmetin niceliği niteliği-nin önüne geçti, sağlık hiz-metine erişimdeki eşitsizlik-lerde iyileşme olmadı.

Aile hekimliği: Kandırmacadan ibaret!“Aile hekimliği sistemiyle birinci basamak sağlık hizmetleri parçalı hale getirildi. Piyasa yönelimli bir birinci basamak hizmeti oldu. Böyle biryönelimle hekimler, rekabet etmek ve ‘müşteri memnuniyeti’ni sağlamak zorunda oldukları, güvencesiz, kuralsız ve mesleki bağımsızlığıntehlikede olduğu bir çalışma ortamında ayakta kalmaya çalışıyorlar.”

Tıp DünyasıANKARA

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi,, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın (SDP)önemli bileşenlerinden biri olarak 2005yılında Düzce’de pilot uygulama ile baş-latılan Aile Hekimliği’nin, birinci basa-mak sağlık hizmetlerindeki sorunları bü-yüttüğünü açıkladı.

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Sağ-lıkta Dönüşüm Programı Çöktü” başlı-ğıyla yürüttüğü 14 Mart etkinlikleri kap-samında, “Aile Hekimliğinde Ne Dediler,Ne Oldu?” başlıklı bir broşür hazırladı.Broşürde, aile hekimliği sisteminin, iddia

edildiği gibi birinci basamak sağlık hiz-metlerindeki sorunları çözmediği, varolansorunlara yenilerini eklediği tespiti ya-pılıyor.

Broşürde özetle şu tespitlere yer ve-rildi:

- Aile hekimliği sistemiyle birinci ba-samak sağlık hizmetleri parçalı hale ge-tirildi. Bu hizmetlerin bütüncül yaklaşımıparçalanarak bireysel ve toplumsal sağlıkhizmeti birbirinden ayrıldı.

- Aile hekimliği sistemi ile oluşturulankurumlar; sağlık hizmetlerinin planlan-masında kullanılacak verilerin elde edi-lemediği, kişiye yönelik koruyucu hiz-

metleri performans gereklilikleriyle sı-nırlandıran, “müşteri memnuniyeti” odaklıhale getirildi. Bu kurumlarda çalışan he-kimlere bir tür “işletmeci” rolü verildi.

- SDP ile aile hekimliği sistemi, piyasayönelimli bir birinci basamak hizmetiolmuştur. Böyle bir yönelimle hekimler,rekabet etmek ve “müşteri memnuni-yeti”ni sağlamak zorunda oldukları, gü-vencesiz, kuralsız ve mesleki bağımsız-lığın tehlikede olduğu bir çalışma orta-mında ayakta kalmaya çalışmaktadırlar.

- Güçlü bir sevk sistemi oluşturulacağıbelirtilmişti. Ancak bu iddia çok kısasürdü. “Hastanelerdeki gereksiz yığıl-

maları azaltacak, tedavi hizmetlerindekalite artışına hizmet edecek, sağlık har-camalarındaki israfı azaltacak” olan sevksistemi, 2007 yılındaki Genel Seçim ön-cesinde kaldırıldı. 2008 yılında pilot uy-gulama olarak bazı illerde başlatılansevk sistemi, 15 gün sonra yeniden kal-dırıldı.

- Aile hekimleri, performansa dayalısözleşmeli çalışmaya zorlandı; iş gü-vencesinden yoksun, mesleki bağımsızlığıortadan kaldıran istismara açık ceza puansistemiyle sözleşme feshi baskısı kuruldu;ücret kesintileri uygulanarak yönetici vehasta baskısı ile şiddete maruz bırakıldı.

GSS çıkmazda!“GSS uygulaması ile Hükümet’in vaat ettiğinin aksine, sağlık hizmetlerinin maliyeti artmış, koruyucuhekimlik uygulamaları teşvik edilmemiş, ilaç ve tıbbi malzeme harcamaları artmış, sosyal güvenlik sistemiaçık vermiş ve GSS primleri bu açığı kapatmak için kullanılmıştır. GSS terk edilmeli, genel bütçedenkarşılanan bir sosyal güvenlik sistemi oluşturulmalıdır.”

!Sağlıkta Dönüşüm Programı

Çöktü!

Ne olmalı?“Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinde

performans sisteminin ve döner sermaye bütçesiuygulamasının kaldırılarak merkezi yönetimbütçesinin esas alınması; çalışmadığı görülmüşolan GSS’nin terk edilerek ülkedeki tüm bi-reyleri kapsamı içine alan ve kimsenin cebindenek para ödemek zorunda kalmadığı, finansmanıprim ödenerek değil, genel bütçeden karşılananbir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulmasıtek çözüm olarak görünüyor!”

Tıp DünyasıANKARA

Page 7: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi’nce hazırlanan“Kamu Hastane Birlikleri”(KHB) başlıklı broşürde, AKPHükümeti’nin KHB’yi yaşamageçirirken neler iddia ettiği vesonuçta neler olduğu ortayakonuyor.

TTB Merkez Konseyi’nin“Sağlıkta Dönüşüm ProgramıÇöktü” başlığı ile yürüttüğü14 Mart etkinlikleri kapsamındahazırlanan broşürde öne çıkan-lar şöyle:

- Sağlıkta Dönüşüm Programı(SDP) kapsamında büyük biriddia ile getirilen ve kaynakların

“etkili ve verimli” kullanılacağısavunulan KHB yapılanmasınınömrü sadece 6 yıl olabildi.

- 663 sayılı KHK ile yaşamageçirilen KHB, Ağustos2017’de yayımlanan 694 sayılıKHK ile kaldırılarak, TürkiyeKamu Hastaneleri Kurumu,Genel Müdürlüğe dönüştürüldü.“Bağlı kuruluş” statüsü ile be-lirli yönlerden “özerk” hale ge-tirilen yapı tekrar Bakanlıkmerkez teşkilatına bağlanarak“eskiye” dönüldü.

- Sağlık Bakanı bu “dönüşün”nedenini “çok başlılık” olarakifade etti. Dolayısıyla AKP Hü-kümeti’nin SDP’sinin “idarive mali yönden özerklik” geti-rerek etkililiği ve verimliliği

sağlayacağı hastane modeli ve663’ün yönetim modeli yineAKP Hükümeti tarafından “çokbaşlılık getirdiği ve verimi dü-şürdüğü” gerekçesiyle kaldı-rıldı.

- Sağlık Bakanlığı KHB mo-delini terk etmek zorunda kal-mış olsa da, toplum sağlığınıkorumanın ve nitelikli sağlıkhizmeti sunmanın yerini per-formans ölçütlerini tutturmaya,kâr elde etmeye bıraktığı mev-cut sağlık sistemi üzerinde birdeğişikliğe gitmemiştir. “Şehirhastaneleri” modeliyle sağlıktaözelleştirmenin farklı ve çapıdaha büyük bir uygulamasıyeni bir aşamayı göstermekte-dir.

Tıp DünyasıANKARA Bir kez daha haklı çıktık!

TTB olarak Kamu Hastane Birlikleri modelinin uygulamayagirmesinden önce sağlıkta “verimlilik/kârlılık” adına ticarianlayışı hâkim kılacağını, eğitim, araştırma, kamu sağlığı gibiönceliklerin geri plana düşeceğini, verimlilik söylemleri ileçalışan hakları baskılanmaya çalışılırken, yüksek ücret alanidari kadroların ise artacağını, bunun da ek bir maliyet getireceğinibelirtmiştik. Haklı çıktık. SDP’nin sağlık alanında oluşturduğutahribat giderek hem sağ-lık çalışanları hem dehalk tarafından daha yo-ğun olarak hissedilmek-tedir. Bu tahribata sonverilmesi ve sağlıkta pi-yasacı yaklaşımdan vaz-geçilmesi gerektiğini birkez daha paylaşıyoruz.

7Ocak-Şubat 2018

KHB iddiası: 6 yılda söndü !Sağlıkta Dönüşüm Programı

Çöktü!SDP’nin büyük bir iddia ile getirdiği ve kaynakların “etkili ve verimli” kullanılacağı Kamu Hastane Birlikleriyapılanmasının ömrü sadece 6 yıl sürdü. AKP Hükümeti’nin “idari ve mali özerklik” getirerek hastanelerdeetkililiği ve verimliliği sağlayacağını iddia ettiği model, yine AKP Hükümeti tarafından “çok başlılık getirdiğive verimi düşürdüğü” gerekçesiyle kaldırıldı.

Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK), Sağlık Uygulama Teb-liği’ndeki (SUT) acil sağlıkhizmeti nedeniyle özel hasta-neye başvuran hastalardan ta-burcu edilinceye kadar sunulantüm sağlık hizmetleri için hiçbir ilave ücret alınmayacağıyönündeki düzenlemeyi değiş-tirdi. Değişiklikte; acil servisebaşvurudan itibaren 24 saatiçinde hastanın stabilize edi-lerek ilgili kliniğe yatışı veyabaşka bir hastaneye sevk edil-mesiyle acil halin sona ereceği,24 saat dolduktan sonra iseilave ücret alınacağı düzen-lendi.

Tebliğde ayrıca, vakıf has-taneleri ve özel hastaneler ta-rafından ayakta ya da yataklıtedavi hizmeti sırasında has-talardan alacakları ilave ücret-leri gösterir belge verme zo-runluluğuna ilişkin kural dadeğiştirildi. Buna göre SGKile sözleşmeli/protokollü vakıf

üniversiteleri ile özel sağlıkkurum ve kuruluşları, yataraktedavilerde yapılan Kurumcakarşılanan sağlık hizmeti be-dellerinin toplamının 100 (yüz)TL’yi aşması halinde, bu hiz-

metleri ve varsa ilave ücret tu-tarını gösterir belgeyi en geçhastanın taburcu olduğu tarihtehastaya vermekle yükümlü tu-tuldu. Ayaktan tedavilerde isebu belgenin verilmesi zorun-

luluğu kaldırılarak bu hastala-rın, alınan ilave ücretleri görmeolanağı ortadan kaldırıldı.

Aynı tarihte Sağlık Bakanlığıtarafından hasta sayısı fazlaolan kamu hastanelerinde acil-

lerdeki yoğunluğu azaltma ge-rekçesi ile saat 23.00'e kadarvardiyalı poliklinik uygulamasıbaşlatılacağı açıklandı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi, SGK tara-fından 4 Şubat 2018 tarihindeyapılan bu değişiklik ile acilsağlık hizmetlerinin "ulaşıla-bilir" olmaktan çıkartıldığınıbildirdi. TTB’den yapılan açık-lamada, düzenlemelerin hiçbi-rinin acil servise gereksiz baş-vurulara yol açan etmenleriortadan kaldırmaya yönelik ol-madığı ve acillerde yaşanansorunları çözmeye yetmeyeceğivurgulandı.

“Sağlıkta Dönüşüm Prog-ramı”nın Türkiye’de sağlık hiz-metlerini içinden çıkılmaz birkaosa dönüştürdüğüne yer ve-rilen açıklamada, sorunun ne-denlerine değil sonuçlarınaodaklı bu hatalı düzenlemelerindüzeltilmesi için gerekli giri-şimlerin yapılacağı vurgulan-dı.

Acil sağlık hizmetleri ”ulaşılabilir” olmaktan çıkartılıyor!

Tıp DünyasıANKARA

SGK’nin SUT’ta acil sağlık hizmetleri ve ilave ücretlere yönelik olarak yaptığı değişiklikler, acil sağlık hizmetlerini “ulaşılabilir” olmaktançıkarıyor.

Page 8: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

22 Mayıs 2016, Milliyet

8Ocak-Şubat 2018

20 Eylül 201714 Mart 2017, İHA2 Şubat 2018, Sabah

22 Eylül 2017, SGK Rehberi

14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı Çöktü” temasıyla yürüten Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın temel bileşenlerinden Genel Sağlık Sigortası, Aile Hekimliği ve Kamu Hastane Birlikleriuygulamalarının nasıl fiyaskoya dönüştüğünü kamuoyuna anlatıyor.

14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağ-lıkta Dönüşüm Programı Çöktü” tema-sıyla yürüten Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi, Sağlıkta DönüşümProgramı’nın (SDP) temel bileşenlerindenGenel Sağlık Sigortası (GSS), Aile He-kimliği ve Kamu Hastane Birlikleri(KHB) uygulamalarının nasıl fiyaskoyadönüştüğünü kamuoyuna anlatıyor.

TTB Merkez Konseyi, 14 Mart TıpHaftası’na yönelik olarak yürütüleceketkinlik programını 16 Şubat 2018 tari-hinde düzenlediği basın toplantısıyla du-yurdu. Basın toplantısına TTB MerkezKonseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel,

TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Sinan Adı-yaman, TTB Merkez Konseyi üyeleriDr. Selma Güngör, Prof. Dr. Funda Obuz,Dr. Yaşar Ulutaş, Dr. Bülent Nazım Yıl-maz, Dr. Şeyhmus Gökalp ve Prof. Dr.Taner Gören katıldılar. Basın açıklamasınıProf. Dr. Raşit Tükel okudu.

Sağlıkta Dönüşüm Programıçöktü!

14 Mart etkinliklerinin “Sağlıkta Dö-nüşüm Programı Çöktü” başlığıyla yü-rütüleceğini bildiren Raşit Tükel, 2002yılında AKP Hükümeti’nin iktidara gel-mesiyle birlikte uygulamaya konulanSağlıkta Dönüşüm Programı’nın aradangeçen 15 yılda sağlık ortamını ve sağlık

sistemini birçok açıdan olumsuz etkile-diğini kaydetti. Tükel, sorun çözme id-diasındaki bu programın yeni bir çoksorun ortaya çıkardığını söyledi.

“Artık vaat dinlemekistemiyoruz”

Raşit Tükel, her yıl çeşitli zamanlarda;özellikle 14 Mart tarihi yaklaşırken baştaCumhurbaşkanı, Başbakan ve Sağlık Ba-kanı olmak üzere yetkili ağızlardan “Sağ-lık çalışanlarına müjde” diyerek çeşitlivaatlerde bulunulduğunu, aynı başlıklarve aynı cümlelerle tekraren basına yan-sıyan bu vaatlerin bir türlü gerçekleşti-rilmediğine dikkat çekti. Son dört yıldaemekli hekimlerin ücretleri, fiili hizmet

zammı ve sağlık çalışanlarına yönelikşiddet başlıklarında yoğunlaşan bu va-atlerin yer aldığı haber başlıklarındanbir kısmını basınla paylaşan Tükel, “Artıkvaat dinlemek istemiyoruz” diye konuş-tu.

Acil taleplerTükel, sağlık çalışanları olarak özellikle

fiili hizmet zammı, hekim ve emekli he-kim ücretlerinde artış ve sağlıkta şiddetyasasına ilişkin düzenlemelerin bir anönce yaşama geçirilmesini istediklerinivurgularken, güvenlik soruşturmaları ne-deniyle bekletilen ya da ataması yapıl-mayan tüm hekimlerin görevlerine baş-latılmasını beklediklerini aktardı.

Tıp DünyasıANKARA

12 Mayıs 2015, Sabah

13 Ekim 2017, Medimagazin

3 Ocak 2018, Habertürk

12 Mart 2016, TGRT

18 Eylül 2014, Medimagazin

Artık vaat is

14 Eylül 2014, Ekotrent

4 Ocak 2018, Vatan

Taleplerimiz acil!

Page 9: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

9Ocak-Şubat 2018

7, a HBR

12 Mart 2015, YeniAsır

10 Mayıs 2017, Milliyet

Türk Tabipleri Birliği, bu yıl 14 Marttıp haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dö-nüşüm Programı çöktü” teması üzerinekurdu ve ayrıca hekimler/sağlık çalı-şanlarının 3 ana talebini öne çıkardı:Sağlık alanında şiddetin önlenmesi, he-kim ve emekli hekim maaşlarının yük-

seltilmesi ve fiili hizmet zammı. Bu ta-lepler yeni değil; hekimlerin ve sağlıkçalışanlarının uzun zamandır içinde bo-ğuştukları sorunlara ilişkin, yıllardırdile getirilen talepler. Bu taleplerle ilgiliolarak hükümet ne söylemiş, SağlıkBakanlığı ne yapmış diye baktık; adetaönümüze bir “absürd tiyatro” örneğiçıktı.

Çok geriye gitmedik, yaklaşık 2012

yılından bu yana çeşitli gazeteleri taradık.Karşılaştığımız tablo enteresandı; heryıl çeşitli zamanlarda, özellikle 14 Martyaklaşırken, başta Cumhurbaşkanı, Baş-bakan ve Sağlık Bakanı olmak üzereyetkili ağızlardan “Sağlık ÇalışanlarınaMüjde” diyerek çeşitli vaatlerde bulu-nulduğunu, aynı başlıklar ve aynı cüm-lelerle tekraren basına yansıyan bu va-atlerin bir türlü gerçekleştiril(eme)miş

olduğunu gördük. Her yıl özellikle 14 Mart dönemlerinde

yoğunlaşan bu açıklamalar, tekrarlan-dıkça anlamsızlaşan ve giderek gerçek-likten kopan haliyle, absürt bir tiyatrooyununa dönüşüyor. Bütün yetkileri,olanakları ellerinde tutanlardan bu gü-lünç oyuna son vermelerini, görevleriniyerine getirmelerini bekliyoruz.

Tıp DünyasıANKARA

12 Mayıs 2017, Vatan

En yetkili ağızların özellikle 14 Mart ve seçim dönemlerinde yoğunlaşan açıklamalarına bakılırsa, Hükümet aslında sağlık çalışanlarınınbeklentilerinin ve acil taleplerinin farkında. Ancak buna karşı takındıkları tavır, giderek anlamsızlaşan ve gerçeklikten kopan “absürd birtiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. Bütün yetkileri, olanakları ellerinde tutanlardan bu gülünç oyuna son vermelerini, görevlerini yerinegetirmelerini bekliyoruz.

07 Ağustos 2015, Habertürk

stemiyoruz!

14 Temmuz 2016, YeniŞafak

28 Mayıs 2014, Memurunyeri

28 Nisan 2012, Ekspres

25 Ağustos 2017, Habertürk

2 Şubat 2018, Yeni Şafak

7 Aralık 2016, Mymemur

14 Mart 2014, Sözcü

29 Haziran 2015, Kelebek

1 Şubat 2017, Yenişafak

25 Nisan 2016, Habertürk

Yıllardır aynı “müjde”yi veriyorlar!

Page 10: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

10Mart 2018

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Ba-kanlığı tarafından 12.12.2017 tarihinde birkez daha değiştirilen “Ayakta Teşhis ve TedaviYapılan Özel Sağlık Kuruluşları HakkındaYönetmelik”in sağlık hizmetinin niteliğini vehekimlerin çalışma haklarını olumsuz etkile-yecek düzenlemelerinin iptali için Danıştay’dadava açtı.

Açılan davada, şu değişikliklerin iptali is-tendi:

• Yan dal uzmanı olan hekimlerin, sahipoldukları uzmanlık diplomalarına dayalı olaraksağlık kuruluşlarında mesleklerini icra etmeolanaklarının yasal dayanağı olmaksızın kı-sıtlanmasına ilişkin değişiklik,

• Sağlık kuruluşları tarafından kayıt altınaalınan kişisel sağlık verilerinin hastanın rızasıaranmaksızın sınırsız biçimde toplanmasına,anonim hale getirilememesine dair düzenle-me,

• Birden çok ilde çalışmayı toplum yararı,sağlık hakkı, bilimsel gerekçeler ve hekiminözlük haklarına aykırı olarak sağlık serma-yesinin kar ihtiyacına yönelik olarak işvereninçalıştırma yetkisi biçimde düzenleyen deği-şiklik,

• Özel sağlık kuruluşlarında çalışan tabip/uz-man tabipleri, işin iyi yapılması ve hekimlerinçalışma hakkını yok sayarak, sağlık serma-yesinin iradesini belirleyici kılarak başka birözel hastanede nöbet tutturma şeklinde sınır-layan düzenleme,

• Özel hastanede çalışanların bir başkasağlık kuruluşunda çalışabilmesini, işin iyiyapılması ve hekimin iradesini esas alarakdeğil sağlık sermayesinin isteğine tabi kılan“ kurumsal sözleşme düzenleme” zorunlulu-ğu,

• Ayakta Teşhis Ve Tedavi MerkezlerindeYapılabilecek ve Yapılamayacak İşlemler Lis-tesinin hastaların yararını, güvenli işlem ge-rekliliğine ilişkin bilimsel süreçleri işletmedendeğiştirip sınırlandıran düzenlemeler.

12 Aralık 2017tarihli Ayakta Teşhisve Tedaviye DairYönetmelikdeğişikliğinin iptaliistendi

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB)geçmişine baktığımızda dava süreç-leriyle ilk kez karşılaşmadığını görü-yoruz. TTB, tarihinde hekimlik mesleketiği değerlerini savunduğu ve emek,barış, demokrasi ve insan hakları mü-cadelesi verdiği için dördüncü kezyargılanıyor.

İlk dava Kasım 1985’te TTB MerkezKonseyinin idam cezasının kaldırılmasıiçin yürüttüğü çalışmalar nedeniyleaçıldı. O dönemde hekimler, idam ce-zasının infazında bulunuyordu. AdaletBakanının suç duyurusu sonrasında,Ankara Cumhuriyet Savcılığı, TTB’ninaltı yöneticisinin Cumhurbaşkanı, Baş-bakan ve TBMM üyelerine ölüm ce-zasının kaldırılması için bir mektupyazarak siyasetle uğraştıkları gerek-çesiyle görevlerine son verilmesi içinbir iddianame hazırlıyor. DöneminTTB Merkez Konseyi Başkanı Prof.Dr. Nusret Fişek soruşturma sırasında,“Ölüm cezasının tabiplik mesleği ilebağdaşmayacağı, mesleğin asıl ama-cının insanı yaşatmak olduğu ve bunedenle idam cezasının kaldırılmasınıdilediklerini”, “Bir doktorun ölüm ce-zasının infazında bulunmasının tıpmeslek etiği kurallarına aykırı oldu-ğuna inandıklarını” belirtiyor. Ankara3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 29Aralık 1985 tarihinde başlayan yar-gılamanın sonunda, TTB Merkez Kon-seyinin ölüm cezasına karşı gösterdiğitavrın TTB’nin amaçlarına aykırı ol-madığına karar veriyor. Bilindiği gibi,dava açılmasından 19 yıl sonra, 2004yılında, önce Anayasa’dan, ardındanda Türk Ceza Kanunu'ndan ölüm ce-zaları ile ilgili maddeler çıkartıldı. Odönemde dile getirdiğimiz hekimlikmesleğinin en temel görevi insanı ya-şatmaktır sözü, bugün de geçerlidir,yarın da geçerli olacaktır.

TTB Merkez Konseyi üyelerineikinci dava, Aralık 2000’de cezaev-lerinde yaşanan açlık grevleri/ölümoruçları sürecinde, amaçları dışındafaaliyet gösterdikleri iddiasıyla açıl-

mıştır. Bilindiği gibi, 19 Aralık 2000günü açlık grevleri/ölüm oruçlarınınyapıldığı cezaevlerine “Hayata Dönüş”adı verilen, ikisi güvenlik görevlisiolmak üzere toplam 22 kişinin yaşa-mını yitirdiği, sonraki günlerde ölen-lerin sayısının 32 kişiye çıktığı biroperasyon yapılmıştır. Bu kez amaçdışı faaliyet sayılan tutum, cezaevle-rinde bulunan tutuklu ve hükümlülere,eşit, ayrımsız, hekimlik etik ilkelerineuygun bir sağlık hizmeti verilmesinisavunmak, açlık grevindekilere zorlatıbbi müdahale yapılmasına karşı çık-mak olmuştur.

Davaya gerekçe olarak, TTB MerkezKonseyinin cezaevlerinde yaşanan aç-lık grevleri üzerine 22 Aralık 2000tarihinde yaptığı basın açıklaması gös-terilmiştir. Söz konusu açıklamada,“hekimlik mesleği ve Türkiye’de he-kimlik değerlerinin savunucusu olanTTB’nin varoluşundan bu yana insanyaşamı, sağlığının korunması ve ge-liştirilmesi noktasını varlık sebebi ola-rak gördüğü” belirtilmiştir. Açıklamadaaçlık grevl yapanlar için, “TTB vehekimlerin her bir ölümün acısını yü-reklerinde hissettikleri ve süreçte ya-şamın ölüme galip gelememesine da-yanamadıkları” vurgulanmış, operas-yona yönelik olarak “öldürerek hayatadöndürmeye herkes inansa da hekim-lerin inanması beklenmemelidir” de-nilmiştir. TTB Merkez Konseyi davaaçılması üzerine ise; hekimlerin, hiçbiretki ve nüfuza kapılmaksızın, vicdanive mesleki kanaatlerine göre hareketetmekle yükümlü olduklarını, TTB'ninaçlık grevi ve ölüm orucunda bulu-nanlar konusunda hekim tutumu ileilgili olarak kamuoyunu doğru bilgi-lendirmek amacıyla açıklamalar yap-tığını belirtmiştir. TTB Merkez Kon-seyi üyelerinin görevlerine son veril-mesi istemiyle açılan dava, 15. AsliyeHukuk Mahkemesini tarafından red-dedilmiştir. Aynı açıklama nedeniyleyürütülen ceza soruşturmasında isetakipsizlik kararı verilmiştir.

Yakın dönemde benzer bir durumGezi olayları sonrasında açılan dava-larda yaşandı. Bir kez daha hekimlik

mesleğimizi yapmamız dava konusuyapıldı. Hekimler bu süreçte de, mes-leki değerlerine bağlı kalarak olağan-dışı durumda ortaya çıkan sağlık so-runlarının giderilmesi, yaralıların ge-rekli sağlık hizmetine ulaşmasınınsağlanması için gönüllü olarak çabagösterdiler. TTB’nin Gezi protestola-rında sağlık sorunu olan herkese ay-rımsız sağlık hizmeti verilmesini sa-vunması, gönüllü sağlık hizmetlerinidesteklemesine Sağlık Bakanlığınınyanıtı gecikmedi. “Hukuka aykırı yet-kisiz ve kontrolsüz, revir adı altındasağlık hizmet birimleri oluşturarakamaçları dışında faaliyet gösterdikleri”gerekçesiyle Ankara Tabip Odası, Ha-tay Tabip Odası ve İstanbul TabipOdası’na Yönetim ve Onur Kurulla-rının görevlerine son verilmesi talebiile Bakanlık tarafından dava açıldı.Bu davaların hepsi reddedildi.

Şimdi ise barış ve demokrasi talep-lerimiz soruşturuluyor, yargı konusuyapılıyor. Barışla ilgili bir söz söyle-diğimizde ya da barışı talep ettiği-mizde, çatışmasız bir ülke ve dünyaistediğimizde suçlanır olduk. Son ola-rak, “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunu-dur” açıklamamız nedeniyle gözaltınaalındık. Sağlık Bakanlığı tarafındanamaç dışı faaliyet gösterdiğimiz ge-rekçesiyle görevden alınmamız tale-biyle bir kez daha dava açıldı.

TTB olarak sağlığı sadece klinikdüzeyde tanımlamıyoruz. Hastalıklarıntedavisi kadar, sağlığın çevre koşul-larıyla, yaşadığımız ortamla ilişkisiniher fırsatta vurguluyoruz. Toplumsaliyilik halinin ülkemizde ancak demo-kratik bir ortamın oluşması ile mümkünolduğunu biliyoruz.

Biz yine yaşamdan yana tavrımızısürdürüyoruz. İnsan yaşamını ve sağ-lığı her türlü kavramın önüne, herşeyinmerkezine koyuyoruz. İnsan sağlığınave dolayısıyla yaşamına zarar verenher şeyi, hekimliğin doğasına aykırıve kabul edilemez buluyoruz. En baştahekimlik değerlerimizin bir gereğiolarak, barıştan, demokrasiden yanaolmaktan hiçbir koşulda vazgeçme-yeceğiz.

Ocak-Şubat 2018

Sağlık Bakanlığı tarafından12.12.2017 tarihinde bir kez dahadeğiştirilen “Ayakta Teşhis ve TedaviYapılan Özel Sağlık KuruluşlarıHakkında Yönetmelik”in sağlıkhizmetinin niteliğini ve hekimlerinçalışma haklarını olumsuz etkileyecekdüzenlemelerinin iptali istendi.

Tıp DünyasıANKARA

Prof. Dr. Raşit Tükel

TTB’ye açılandavalar vehekimlikdeğerleri

Page 11: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

11Ocak-Şubat 2018

“Kadın, sağlık ve muhafaza-kârlık” konularının masaya ya-tırıldığı 5. Kadın Hekimlik veKadın Sağlığı Kongresi’nin so-nuç bildirgesi açıklandı. Muha-fazakârlık ve neoliberal sağlıkpolitikaları birlikteliğiyle, kadınsağlığını bütüncül ele alan yak-laşımdan çok annelik ile ilişkilisağlık hizmetlerinin öne çıka-rıldığı belirtilen raporda, top-lumsal cinsiyet eşitliğini temelalan uluslararası düzenlemelerinhayata geçirilmesi gerektiği vur-gulandı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)ve Bursa Tabip Odası (BTO)tarafından bu yıl 5.’si düzenlenenKadın Hekimlik ve Kadın Sağ-lığı Kongresi’nin sonuç bildirgesiaçıklandı. BTO’nun ev sahipli-ğinde 3 gün süren kongreninana teması “Kadın, Sağlık veMuhafazakarlık” oldu. 10 otu-rumda, kadın emeğinden, kadınbedenine, hukuktan felsefeye,cinsellikten ruh sağlığına, kadınayönelik şiddetten kadın müca-delesi biçimlerine kadar genişbir yelpazede kadın, sağlık vemuhafazakârlık konuları masayayatırıldı. 5. Kadın Hekimlik veKadın Sağlığı Kongresi’nin so-nuç bildirgesi, BTO’da düzen-

lenen basın toplantısıyla açık-landı.

Açıklamayı okuyan BTO Yö-netim Kurulu üyesi Doç. Dr.Emel İrgil, kongrenin Türkiye’dekadınlara karşı ayrımcılık veeşitsizliğin derinleştiği, gündelikyaşam ve uygulamalarla yerleş-tiği, kadın cinayetlerinin sıra-danlaştığı, kadının kamusal or-tam ve çalışma yaşamından dış-lanarak aileye hapsedilmeye ça-lışıldığı, çocuk yaşta evliliklerinyasal zeminin oluşturulduğu birortamda gerçekleştirildiğini söy-ledi. Muhafazakârlık kavramınınkadın bedeni ve emeği üzerindeneril denetimin arttığını, yeni birbaskı biçimine dönüştüğünü veevrim geçirdiğini ifade edenİrgil, “Günümüzde öne çıkan‘güçlü aile’ kavramı, ulusal vedinsel kimlikleri araçsallaştıra-rak, aslında neoliberalizmin birstratejisi olarak bir işlev gör-mektedir. Bir değer olarak su-nulan ‘güçlü aile’ temelde görevve itaate dayanmaktadır, bu yö-nüyle de kadın ve çocukları kişiolmaktan çıkarıp nesneleştir-mektedir. Ataerkil ile neolibe-ralizmin işbirliği zemininde, sos-yal devletin boşalttığı alanlarınkadının ev içi karşılıksız eme-ğiyle doldurulması meşrulaştı-rılmaktadır. Çalışma yaşamındakadın emeği, iş güvencesinden

yoksun, esnek çalışma koşulla-rında ucuz emek gücü halinegelmektedir. Verilen siyasi po-pülist mesajlar, kadınların tekkariyerinin annelik olduğunuher geçen gün daha yüksek seslevaaz etmektedir” dedi.

Ataerkil sistem kadınayalnızca “annelik”misyonunu yüklüyor

Muhafazakârlık ve neoliberalsağlık politikaları birlikteliğiyle,kadın sağlığını bütüncül ele alanyaklaşımdan çok annelik ile iliş-kili sağlık hizmetlerinin öne çı-karıldığına değinen İrgil, bilimselolarak dayanaktan yoksun birbiçimde doğurganlığı teşvik edenbir politikaya geçildiğine dikkatiçekti. Bununla birlikte aile plan-laması hizmetinin ihmal edildi-ğini, kürtaj hizmetinin fiilen ve-rilemez hale geldiğini vurgula-yan İrgil, “Kadın cinselliğininüremeye indirgenmesi, kadın-

ların cinsel sorunlarını görülmezhale getirmektedir. Türkiye’deyaşamı şekillendiren ataerkilnormlar, kadınların bedenselsağlığının yanı sıra ruhsal sağ-lığını da bozmakta, farklı cinselkimliklerin yok sayılmasına yolaçmaktadır. Toplumsal cinsiyetedayalı şiddetin, ataerkil yapınındoğasında taşıdığı eşitsizlik so-nucu ortaya çıktığı kabul edil-melidir. İtaate dayalı güçlü ailemodeli, günümüzde kadına yö-nelik şiddet olgularını artırannedenlerin başında gelmektedir”diye konuştu.

Cinsiyet eşitliğini temelalan uluslararasıdüzenleme

Kongre sonucunda çözümönerileri de açıklandı. Kadınayönelik şiddetin önlenmesindecezasızlık ya da kısasa kısas il-kesine dayalı uygulamalar ye-rine, toplumsal cinsiyet eşitliğini

temel alan uluslararası düzen-lemelerin hayata geçirilmesi ge-rektiğine işaret eden İrgil, “Ko-nuya ilişkin politikaların oluş-turulmasında sorunun yapısalkaynaklarına odaklanılarak zih-niyet dönüşümünü de içeren bü-tüncül bir yaklaşımın benim-senmelidir. Bu bağlamda; Tür-kiye’nin de imzaladığı uluslar-arası metinler, Kadına YönelikHer Türlü Ayrımcılığın Önlen-mesi Sözleşmesi (CEDAW) veİstanbul Sözleşmesi ile ulusalmevzuattaki 6284 sayılı AileninKorunması ve Kadına Karşı Şid-detin Önlenmesine Dair Kanunetkili bir biçimde uygulanmalıdır.Kongremiz, kadına yönelik hertürlü baskıya, şiddete ve ayrım-cılığa karşı bütüncül bir müca-deleyi sürdürme kararlığını birkez daha pekiştirmiştir. Kadın-ların sağlık hakkı için ‘ataerkilsisteme hayır!’ diyoruz” ifade-lerini kullandı.

Kadınların sağlık hakkı için“ataerkil sisteme hayır!”TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi’nin 5.’si Bursa Tabip Odası’nın ev sahipliğinde 23-25 Şubat 2018 tarihleri arasında

gerçekleştirildi.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Edirne Devlet Hastanesi GöğüsHastalıkları uzmanı Dr. TubaÇıkmaz, 2 Şubat 2018 akşamıgörevi başındayken iki hastayakını kadının saldırısınauğradı. TTB Kadın Hekimlik veKadın Sağlığı Kolu, saldırıyatepki gösterdi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın He-kimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, Edirne DevletHastanesi Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr.Tuba Çıkmaz’ın 2 Şubat 2018 akşamı görevibaşındayken iki hasta yakını kadının saldırısınauğramasına tepki gösterdi. TTB Kadın He-kimlik ve Kadın Sağlığı Kolu tarafından ya-pılan açıklamada, Dr. Çıkmaz’a ve klinikteberaber çalıştığı mesai arkadaşlarına geçmiş olsun dilekleriiletildi.

Sağlıkta şiddetin normalleştirilmesine hiç bir şekildeizin verilmeyeceğinin bir kez daha vurgulandığı açıklamada,

“Sağlıkta şiddete asla hoşgörü gösterilmemeli, şiddetsuçları mutlaka cezalandırılmalıdır. Sağlık çalışanlarınayönelik şiddetin ayrı bir suç tipi olarak düzenleneceğiSağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı’nın bir an önce yasalaşmasınıtalep ediyoruz” denildi.

Tıp Dünyası EDİRNEEdirne’de kadın

hekime şiddeteTTB’den tepki

Page 12: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

12Ocak-Şubat 2018

Güvenlik soruşturması nede-niyle ataması yapılamayan, ihraçedilen, hem çalışma hem de eği-tim hakkı engellenen genç he-kimlerin uğradığı haksızlıklarve yaşadıkları sorunlar, TürkTabipleri Birliği (TTB) MerkezKonseyi tarafından düzenlenenbasın toplantısıyla kamuoyunaduyuruldu.

3 Mart 2018 günü TTB’degerçekleştirilen basın toplantı-sına, TTB Merkez Konseyi Baş-kanı Prof. Dr. Raşit Tükel, TTBMerkez Konseyi üyeleri Prof.Dr. Funda Obuz ve Dr. SelmaGüngör ile güvenlik soruştur-maları nedeniyle eğitim ve ça-lışma hakları ihlal edilen he-kimlerden Dr. Mihriban Yıldı-rım, Dr. Selçuk Çelik ve Dr.Süleyman Koyuncu’nun yanısıra “Genç Hekimler Çalışmave Eğitim Hakları İçin Buluşu-yor” çalıştayı kapsamında An-kara’da bulunan ve süreçten çe-şitli şekillerde etkilenen çok sa-yıda genç hekim katıldı.

En yaygın ve en kapsamlıihlal çalışma hakkı

Basın açıklamasını okuyanProf. Dr. Raşit Tükel, OHALdöneminde en yaygın ve en kap-samlı ihlal edilen hakkın çalışmahakkı olduğunu belirterek,OHAL uygulamasının çalışmayaşamına ilişkin en ağır sonuç-larının çalışma hakkının ve kamugörevlilerinin iş güvencelerininortadan kaldırılması olduğunusöyledi. Sağlık alanında kamu-dan ihraçlar kadar önemli olanbir konunun da güvenlik soruş-turmalarının olumsuz olduğugerekçesiyle mecburi hizmetatamalarının yapılmaması oldu-ğunu belirten Tükel, mecburihizmet yapmak üzere sağlık ku-ruluşlarına ataması yapılan çoksayıda hekimin, haklarında ya-pılan güvenlik soruşturması ta-mamlanmadığı gerekçesiyle ay-larca göreve başlatılmadığınısöyledi. Tükel, 300’ün üzerinde

hekimin uzunca bir süredir atamabeklediğini, Sağlık Bakanlığıyetkililerinin açıklamalarınagöre, güvenlik soruşturmasınınolumsuz gelmesi nedeniyle ata-ması yapılmayan hekim sayısınınise 187 olduğunu bildirdi.

İşsiz hekim ordusuyaratılıyor

Tükel, hekimlerin atamalarınınyapılmamasının aynı zamandasağlık hizmetini de kesintiyeuğrattığını, kamu yararının ihlaledildiğini vurguladı. Bu sürecinhekimlerin maaş alamamaları,sosyal güvenlik ve sağlık gü-vencelerinden yoksun kalmaları,uzmanlık eğitimi haklarını kay-betmeleri gibi nedenlerle gide-rilmesi olanaksız mağduriyetlereneden olduğunu anlatan Tükel,bu durumdaki hekimlerin özelsağlık kuruluşlarında iş bulma-

larının da zorlaştığını kaydetti.Tükel, sağlık alanında giderekbüyüyen bir işsizler ordusu ya-ratıldığına dikkat çekerken, bualanda ciddi düzeyde bir emeksömürüsünün koşullarının ya-ratıldığını kaydetti.

TaleplerTükel, ivedilikle yerine geti-

rilmesini bekledikleri taleplerişöyle sıraladı:

1- Devlet hizmeti yükümlü-lüğü kurası ile sağlık kurum vekuruluşlarında çalışmak üzereatanacak hekimlere güvenlik so-ruşturması ve/veya arşiv araş-tırması yaptırılmasına ilişkin iş-lemlere son verilmelidir.

2- Güvenlik soruşturması de-vam eden hekimlerin bu işlem-leri sonlandırılarak atamalarıivedilikle gerçekleştirilmelidir.

3- Güvenlik soruşturması

olumsuz olduğu gerekçesiyleataması yapılmayan hekimler,işlemleri geri alınarak ivediliklegörevlerine başlatılmalıdır.

4- Tıpta Uzmanlık Sınavınıkazanan, ancak güvenlik soruş-turması süren ya da olumsuzgelen hekimler, uzmanlık eği-timlerine başlatılmalıdır.

Genç hekimlerdenbirlikte mücadele çağrısı

Basın toplantısına katılan he-kimlerden Dr. Mihriban Yıldı-rım, psikiyatri asistanı olarakgörev yapmaktayken 672 sayılıKHK ile ihraç edildiğini belir-terek, asistanlığının sona erme-siyle birlikte eğitim sürecininde sona erdiğini anlattı. Hekim-lerin OHAL ve KHK’ler ile gü-vencesizlik kıskacına alındığınıbelirten Yıldırım, “Bir araya ge-lerek OHAL’i durdurma ve ge-

lecek talebimizi dile getirmeyedevam edeceğiz. Mücadele et-mekten başka yolumuz yok”diye konuştu.

Dr. Selçuk Çelik, tıp fakülte-sinden 8 ay önce mezun oldu-ğunu belirterek, zorunlu hizmetkurasına girmesinden 7 ay sonra,herhangi bir yasal engel olma-masına ve gerekçe gösterilme-mesine karşın çalışma hakkınınengellendiğini, ancak özelde deçalışamadığını anlattı. Çelik,“Tüm genç hekimlerin TTB’yebaşvurmalarını, üye olmalarınıöneriyorum. Hep birlikte mü-cadele edeceğiz” dedi.

Dr. Süleyman Koyuncu da,YÖK’e bağlı bir üniversitedearaştırma görevlisi olarak ça-lışmaktayken ihraç edildiğinibelirtirken, KHK’lar ile herkessuçluymuş algısının oluşturul-duğunu söyledi.

Güvenlik soruşturması nedeniyle atamasıyapılmayan hekimler görevlerine başlatılmalıdır!300’ün üzerinde hekim uzun süredir atama bekliyor. Sağlık Bakanlığı yetkililerinin açıklamalarına göre, güvenlik soruşturmasının olumsuzgelmesi nedeniyle ataması yapılmayan hekim sayısının ise 187. Bu sayı giderek artıyor.

Tıp DünyasıANKARA

“Genç Hekimler Çalışma ve Eğitim Hakları İçin Buluşuyor” çalıştayı yapıldı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Asistan veGenç Uzman Hekim Kolu ile Tıp ÖğrenciKolu tarafından düzenlenen “Genç HekimlerÇalışma ve Eğitim Hakları İçin Buluşuyor”çalıştayı, 3 Mart 2018 günü TTB ToplantıSalonu’nda gerçekleştirildi.

Çalıştay, TTB Merkez Konseyi BaşkanıProf. Dr. Raşit Tükel’in açış konuşmasıyla

başladı. Tükel’in konuşmasının ardından,Dr. Mihriban Yıldırım ile Dr. Zülküf Akel-ma’nın kolaylaştırıcılığını yaptığı “Eğitimve Çalışma Hakkı: Sorunlar, Deneyim-ler… Neler Yapıldı? Ne Yapmalı?” başlıklıforuma geçildi. Forumun ilk bölümünde,kendisi de Ankara Üniversitesi Hukuk Fa-kültesi’ndeki görevinden KHK ile ihraçedilen bir akademisyen olan Cenk Yiğiter,eğitim ve çalışma hakkının anayasal te-

mellerini anlattı.Forumda, ihraç edilen, güvenlik soruş-

turması nedeniyle uzmanlık eğitimi engel-lenen hekimler, güvenlik soruşturmalarıile bekletilen, ataması yapılmayan, ihraçedilen pratisyen hekimlerin sorunları, de-neyimleri ve ileriye dönük yapılabileceklerkonuşuldu.

Çalıştay, çalışma grup toplantılarının ar-dından sona erdi.

Tıp DünyasıANKARA

Page 13: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

13Ocak-Şubat 2018

Bundan 5 yıl önce, bilimselliğine vesaygınlığına adeta gölge düşürecek biryaklaşımla, Sağlık Bakanlığı’nın siparişiüzerine 35 sayfalık bir Sağlıkta DönüşümProgramı (SDP) güzellemesi yayımlayanve gerek Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB)gerekse Türkiye’de sağlık alanında öndegelen isimlerin sert tepkilerine hedefolan The Lancet dergisi, TTB MerkezKonseyi’ne yönelik gözaltı sürecininardından, önemli bir özeleştiride bulundu.The Lancet’te 10 Şubat 2018 tarihindeyayımlanan editör yazısında, HükümetinSDP konusundaki niyetlerinin samimiyetisorgulandı.

Dünyanın önde gelen sağlık dergile-rinden İngiliz The Lancet’te Temmuz2013’te, Türkiye’de uygulanmakta olanSDP’ye ilişkin olarak “Türkiye’de GenelSağlık Kapsamı: Hakkaniyette Artış”başlığı ile oldukça yanlı bir övgü yazısıyayımlanmış, yazarları arasında eskiSağlık Bakanı Recep Akdağ ile Ba-kanlık bürokratlarının da bulunduğuyazıda, Türkiye sağlık sistemindeyaşanan değişim ele alınmıştı.1

Sağlıkta Dönüşüm’üdemokrasiye bağlamak

Derginin aynı sayısında yayımlananeditör yazısında da “sağlık alanındakibu başarıların ekonomik gelişimin yanısıra, demokratik geçiş süreciyle de bağ-lantılı olduğu, bu dönüşümün sert politiktartışmalar ve toplumun protestolarıyla(Gezi olaylarına atıfla) sürdüğü, bununise güçlü, katılımcı ve şeffaf bir demok-rasinin işareti olarak memnuniyetle kar-şılanması gerektiği” belirtilmişti.2

Söz konusu durum başta TTB olmaküzere, Türkiye’de geniş bir hekim kitle-sinin tepkisini çekmiş, yazının içeriğiningerçekleri yansıtmadığına, SDP’nin Dün-ya Bankası tarafından dikte ettirilmişbir özelleştirme programı olduğuna, özel-leştirilen bir sağlık sistemiyle hakkaniyetisağlama ve adil olmanın mümkün ola-mayacağına, programın tıbbın gelenekselköklerini ve tıp etiğini sarstığına ilişkineleştiriler The Lancet’e iletilmişti.3

Lancet’ten çarkAradan geçen zaman TTB’yi bir kez

daha haklı çıkardı. TTB Merkez Konseyi

üyelerinin “Savaş Bir Halk Sağlığı So-runudur” başlıklı açıklamaları dolayısıylagözaltına alınmalarının ardından dün-yadan gelen büyük tepki dalgasına TheLancet de eklendi. The Lancet, 10 Şubat2018 tarihinde yayımlanan “Türk Ta-bipleri Birliği – Barış İstediği İçin Göz-altında” başlıklı editör yazısında,TTB Merkez Konseyi üyelerinin

ifade özgürlüğüne yönelik bu saldırınınDünya Tabipler Birliği ve küresel sağlıktopluluğuyla birlikte kınandığı belirtilerek,tüm doktorların savaşa ve acılara karşıçıkma hakkını ve yükümlülüğünü sa-vunduğu vurgulandı.4

“Türkiye dünyanın inanamadığıgözlerle belirsiz bir geleceğesürükleniyor”

Yazıda SDP ile ilgili itiraf ise şu cüm-lelerle geldi:

“Bu çerçevede, bugünkü hükümetin

daha önceki geniş kapsamlı reform ni-yetlerinin samimi olup olmadığını sor-makta sakınca yoktur. 2013 yılında TheLancet Türkiye’nin iddialı Sağlıkta Dö-nüşüm Planı ile ilgili bir değerlendirmeyapmış, 2003 yılında başlayan siyasalistikrarın sağlık hizmetlerinin kapsamının

genişlemesi, eşitliğin sağlanması,anne ve çocuk sağlığı gibi

alanlarda elde edilen kazanımlarda payıolduğuna işaret etmişti. CumhurbaşkanıErdoğan da anayasal reform vaadiyleseçilmişti. Ne var ki 2016 yılındaki ba-şarısız darbe girişiminin ardından, ulusalgüvenlik adına 50 binden fazla insan tu-tuklanmış, 150 bin kişi de işten çıkarıl-mıştır. G20 üyesi, ekonomik büyümedesürekliliğiyle övülen ve 3 milyon Suriyelibarındıran (diğer tüm ülkelerden dahafazla) modern Türkiye bugün dünyanıninanmakta zorlanan gözleri önünde be-lirsiz bir geleceğe sürüklenmektedir.”

“Zamanlama manidar!”Gelelim bugüne… SDP’nin başarısız-

lığı ve çok temel ayaklarının çöktüğübugün TTB dışında farklı kesimlerce dedile getiriliyor. Bu itiraf TTB’nin haklı-lığının kabul edilmesi açısından olum-ludur. Ancak yine de bazı noktalaradikkat çekmek gerek.

TTB eski Merkez Konseyi Başkanla-rından Dr. Eriş Bilaloğlu, 17 Aralık 2017tarihinde www.bianet.org sitesinde ya-yımlanan “Sağlıkta Dönüşüm Progra-mı’na Ne Oldu?” başlıklı yazısında, çokönemli noktaların altını çizmişti.5 SağlıkBakanlığı bütçesinin açıklandığı günlerdeyayımlanan yazıda, Bilaloğlu geçmişbütçe sunum raporlarının bir karşılaştır-masını yaparak, 2003 yılından bu yanailk kez “Sağlıkta Dönüşüm Programı”adının raporda geçmediğine dikkat çek-mişti. Bilaloğlu’nun şu cümlelerini dik-katle okumakta fayda var:

“Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın mar-ka değeri bitmiş demek ki! Artık ‘SağlıktaGelişim, Kalite ve Sürdürülebilirlik Dö-nemi’ndeyiz ama yeni Türkiye, yeniufuklar yok. Söylenebilecek olan şudur:AKP’nin sağlıkta anlatacağı bir hikâyesi(de) artık yok.”

SDP görevini yaptı, miadını tamamladımı? SDP üzerinden “kamudan sağılacak”bir şey artık kalmadı mı? Peki ya AKP’nin“misyonu”? Yıllar önce SDP’nin başa-rılarını dünyaya pazarlamak amacıyladerginin yarısını buna ayıran The Lan-cet’in itirafını bir de buradan okumak,belki The Lancet’in samimiyetini de sor-gulamak ve çok yakında Türkiye’deşehir hastanelerinin başarılarını anlatanbir destana yer verirse de şaşmamak ge-rek!

Kaynakça1 - http://www.thelancet.com/journals/lan-cet/article/PIIS0140-6736(13)61051-X/full-text, erişim tarihi 16.02.2018 2 - http://www.thelancet.com/journals/lan-

cet/article/PIIS0140-6736(13)61181-2/full-text erişim tarihi 16.02.20183 - ‘The Lancet’ Sağlıkta Dönüşüm Prog-ramı’nın ‘Başarılarını’ Dünyaya Pazarlıyor,Toplum ve Hekim, Kasım-Aralık 2013,Cilt 28, Sayı 6: 412-4184 - http://www.thelancet.com/journals/lan-cet/article/PIIS0140-6736%2818%2930239-3/fulltext?elsca1=etoc, erişim tarihi14.02.20185 - https://m.bianet.org/bianet/saglik/192456-saglikta-donusum-programina-ne-oldu, eri-şim tarihi 16.02.2018

The Lancet’ten itiraf: Sağlıkta Dönüşüm bir başarı öyküsü değilmiş meğer!2013'te Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı 35 sayfalık yazıyla öven The Lancet şimdi reform niyetlerinin samimiyetini sorguluyor.

Mutlu Sereli Kaan

Page 14: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

14Ocak-Şubat 2018

Su ve Sağlıkla İlgili Dünya TabiplerBirliği (DTB) Bildirgesi, DTB’nin Ekim2017’de ABD’de yapılan 68. Genel Ku-rulu’nda güncellendi. DTB, yeterli vegüvenli/temiz ve içilebilir suya ucuz yada ücretsiz olarak rahatlıkla erişimin,gezegendeki tüm insanların hakkı oldu-ğunu vurguladı. Suyun bir kamu hizmetiolmak yerine kâr amacıyla temin edilmesianlamında suyun metalaştırılması, yeterliiçme suyuna erişim açısından önemliolumsuz etkilere yol açma potansiyelitaşımaktadır.

DTB’nin, sağlık alanında yüksek stan-dartlara erişebilmek için su, sanitasyonve hijyenin önemini vurgulamak amacıylaele aldığı belgede, temiz suya erişiminhalk sağlığı açısından önemi ve insanhakları bağlamındaki yeri hatırlatılırken,DTB’nin bu konuya verdiği önemin altıçiziliyor. Belgede ayrıca, su kaynaklarınınher ülke tarafından daha etkin biçimdekullanılması gerektiği vurgulanıyor vetemiz suya erişim konusunda ulusal tabipbirlikleri, sağlık alanındaki yetkililer vehekimlere düşen görevlere yer veriliyor.

Belgede öne çıkanlar özetle şöyle: - Temiz suyun (içilebilir ve mikropsuz)

yeterli miktarda temini kişisel sağlık ve

halk sağlığı açısından vazgeçilmez ol-duğu gibi sağlığın sosyal belirleyicile-rinden biridir ve insana yakışır, sağlıklıbir yaşam ve insan hakları açısındanmerkezi önemdedir. Pek çok kişi, aileve topluluk temiz suyun bol olduğu yer-lerde bile bu suya erişememektedir vebu kaynaklar kirliliğin, sanayinin veatıkların, yetersiz ya da etkisiz sanitas-yonun ve olumsuz diğer etkenlerin teh-didi altındadır.

- Eldeki kanıtlara ilişkin olarak ya-

kınlarda yapılan bir değerlendirme, temizsuya, sanitasyona ve el yıkayacak sabunaerişim yetersizliğinin dünya genelindekiçoğu sağlık kuruluşunda normal çalışmakoşullarında bile yaygın görülen bir du-rum olduğuna işaret etmektedir. Doğalve savaş dahil insan eliyle ortaya çıkanolağandışı durumlar ise temiz suya eri-şimi daha da kısıtlamaktadır.

- Hijyen, sanitasyon ve su (HSS) sağ-lığın önemli belirleyicileridir ve önle-nebilir hastalıkların, ölümlerin ve sağlık

hizmeti maliyetlerinin azaltılması içinanahtar müdahale stratejileridir. Sağlıksektörü ve özellikle hekimler bu belir-leyicilerin uygun yönetimi konusundagerekenin yapılmasında temel role sa-hiptir.

- Suyla geçen hastalıkların, özelliklegelişmekte olan ülkelerde görülen has-talıklılık ve ölümlülük oranlarında önemlibir payı vardır. Bu sorunlar, silahlı ça-tışmalar, nükleer ve petrol ve/veya kim-yasal maddelerin söz konusu olduğu in-san eliyle oluşan kazalar, depremler,salgınlar, kıtlık ve seller sırasında dahada belirginleşmektedir.

- Ekosistemlerde meydana gelen an-tropojenik değişiklikler, yeryüzünün kal-dırma kapasitesindeki azalma ve doğanınsuyu kirden arıtma kapasitesinin sınırlıhale gelmesi doğal ortama, özellikle suortamına giderek daha fazla zarar ver-mektedir. Fosil yakıt elde etmek amacıylauygulanan enjeksiyonlar yüzey sularıüzerinde önemli bir etki yaratabileceğigibi tıbbi ürünler ve haşere ilaçları dâhilmikro kirletici maddelerin birikiminede yol açabilir.

- Suyun bir kamu hizmeti olmak yerinekâr amacıyla temin edilmesi anlamındasuyun metalaştırılması, yeterli içme su-yuna erişim açısından önemli olumsuzetkilere yol açma potansiyeli taşımaktadır.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

Tıp Eğitimi Üzerine TutumBelgesi, Dünya Tabipler Birli-ği’nin Ekim 2017’deChicago/ABD’de gerçekleşti-rilen 68. Genel Kurulu’nda gün-cellendi. Tıp eğitiminde temelilkelere yer verilen belgede,DTB’nin, ulusal tabip birlikle-rinin ve hükümetlerin tıp eği-timiyle ilgili yapabileceklerikonusunda öneriler sıralanıyor.Belgede, DTB’nin tıp eğitimi

müfredatında tıp etiğinin yanısıra insan haklarıyla ilgili içeriğemutlaka yer verilmesi önerisidikkat çekiyor.

Belgede öne çıkanlar şöyle:- Tüm hekimler, bir bütün

olarak mesleğin kendisi, eğitimkurumları ve hükümetler, tıpeğitiminin süreklilik taşıyan birsüreç içinde yüksek bir nitelikstandardına sahip olması içinortak bir sorumluluk taşırlar.

- Bir tıp fakültesinde öğren-cilerin edinmesi gereken bilgi,beceri ve mesleki davranışlar,

öğretim kadrosunun ve eşyet-kilendirme kurullarının meslekiyargısını esas almalı, bölgeninve/ya da ülkenin sağlık alanın-daki gereksinimlerine duyarlıolmalıdır.

- Tıp fakültesine giriş önce-sinde öğrenciler genel kapsamlıbir eğitim almış olmalıdır; idea-li, bu eğitimin sanat, beşeri vesosyal bilimler, biyoloji ve fenbilimleri gibi alanlarda belirlibir temel sağlamasıdır.

• Bir tıp fakültesinde eğitimprogramı bölgenin ve/ya da ül-

kenin sağlık hizmeti gereksi-nimlerine göre geliştirilen eği-tim programı hedeflerini temelalmalıdır.

- Tıp eğitiminde müfredat,öğrenciyi tıp bilgisinin genelanlamdaki zeminiyle donatma-lıdır. Biyolojik ve davranışsalbilimler, ayrıca sağlığın sosyo-ekonomik yönleri, sağlığın sos-yal belirleyicileri, nüfus ve halksağlığı bu kapsamda yer alır.DTB tıp etiği ve insan haklarıylailgili içeriğe tıp eğitimi müfre-datında mutlaka yer verilmesini

önermektedir. - Ulusal hükümetler ve tıp

fakülteleri, temel tıp eğitiminidestekleyecek finansal meka-nizmaların geliştirilmesinde bir-likte çalışmalıdır. Bu destekgerek tek tek öğrenciler gereksetıp fakültelerinin kendisi açı-sından gereklidir. Tıp fakülte-leri, ulusal ya da bölgesel öl-çekteki sağlık hizmeti ihtiyacınıkarşılayacak sayıda tıp öğrencisiyetiştirebilecek finansal kay-naklara sahip olmalıdır.

Dünya Tabipler Birliği, güncellenen Tıp Eğitimi Üzerine Tutum Belgesi’nde, tıp eğitimi müfredatında tıp etiğinin yanı sıra insan hakları ileilgili içeriğe mutlaka yer verilmesi gerektiğini bildirdi.

Tıp DünyasıHABER MERKEZİ

DTB: Tıp eğitimi müfredatında insanhaklarına yer verilmeli

Su ve Sağlıkla İlgili Dünya Tabipler Birliği Bildirgesi güncellendi. Belgede, yeterli ve güvenli suya ucuz ya da ücretsiz olarak rahatlıklaerişimin, gezegendeki tüm insanların hakkı olduğunu vurgulandı.

Suyun kâr amacıyla metalaştırılması suya erişimin önünde engeldir

Page 15: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı

15Ocak-Şubat 2018

27.02.2015 tarih 29280 sayılı ResmiGazetede yayımlanarak yürürlüğe girenSağlık Bakanlığı ve Bağlı KuruluşlarıTarafından Evde Sağlık HizmetlerininSunulmasına Dair Yönetmeliğin hukukaaykırı düzenlemelerinin iptali istemiyleTürk Tabipleri Birliği (TTB) tarafındanaçılan davada Danıştay 15. Dairesi;

- “Kamu kurum ve kuruluşları ile siviltoplum kuruluşları arasında evde sağlık,bakım ve sosyal destek hizmetlerinin iş-birliği içerisinde yürütülmesi” başlıklı,kamu kurum ve kuruluşları ile sivil top-lum kuruluşları arasında evde sağlık,bakım ve sosyal destek hizmetlerininsunumu ve bu kapsamda elektronik or-tamda veri paylaşımını sağlayacak ya-zılımların geliştirilmesini düzenleyen26.maddesinin, bu işbirliğinin esaslarınınaralarında yapılacak protokollerle belir-lenmesine ilişkin 2. fıkrasının iptalinekarar verdi.

Kararın gerekçesinde; kişilerin sağlıkbilgilerinin hassas veya özel niteliği olankişisel veriler kategorisinde yer aldığı,bu nedenle özel bir öneme sahip olduğu,bu konudaki düzenlemelerin kanunla ya-pılacağını belirten Anayasanın 20. mad-desi ile kişisel verilerin korunması hak-kının, anayasal güvenceye bağlandığıve bu şekilde kamu makamlarının keyfimüdahalelerine karşı koruma altına alın-

dığı, bu hususun Anayasa Mahkemesi’ningerekçeli kararlarında da yer aldığı, davakonusu Yönetmeliğin dayanakları ara-sında gösterilen 3359 sayılı Yasanın 3ve 9. maddeleri ile 663 sayılı Kanun

Hükmünde Kararnamenin 8 ve 40. mad-delerinin Anayasal güvenceyi taşımaktanuzak olduğu, Yönetmeliğin 26. madde-sinin 2. fıkrasında yer alan işbirliğineilişkin usul ve esasların bir protokolle

belirleneceği, ayrıca bu protokolde der-nek, vakıf ve benzeri kuruluşlara görevverilebileceğine ilişkin düzenlemenin ki-şisel verilerin korunmasına dair üst hukuknormlarına aykırı olduğundan yasal da-yanağı olmadan kişisel sağlık verilerininpaylaşımını öngören düzenlemede hukukauyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığıifade edilmiştir.

Daire ayrıca,- Evde sağlık, evde bakım ve destek

hizmetlerinin etkinliğinin artırılması ama-cıyla ilgili kurum ve kuruluşlar tarafındansunulan sosyal bakım ve destek hizmet-lerinin entegrasyonunun sağlanacağı hiz-met modelinin koordinasyonunu gerçek-leştirmek üzere oluşturulacağı belirtilen,Valilik bünyesinde kurulacak “evde sağlıkve sosyal hizmetleri değerlendirme ko-misyonları”nda ve

- Evde sağlık, evde bakım ve destekhizmetlerinin ülke düzeyinde koordinas-yonunu ve hizmet sunumu sırasında or-taya çıkabilecek sorunların ilk elden çö-zümünü gerçekleştirmek üzere Bakanlıkbünyesinde kurulacak “Merkez Koordi-nasyon Komisyonu”nda,

“kamu hizmetinin en önemli paydaş-larından biri olan hekimlerin yasal tem-silcisi konumundaki” Türk TabipleriBirliği’nin bir üyesine, bulunması zo-runluluk olduğu halde yer vermeyen 7.maddenin 2. fıkrası ve 8. maddenin 2.fıkrasının iptaline karar verdi.

Tıp DünyasıANKARA

Evde sağlık hizmetlerinde kişisel veripaylaşımına ilişkin düzenleme iptal edildiDanıştay, Evde Sağlık Hizmetleri Sunulmasına Dair Yönetmeliğin, evde sağlık, bakım ve sosyal destek hizmetlerinin sunumu ve bu kapsamdaelektronik ortamda veri paylaşımını sağlayacak yazılımların geliştirilmesine ilişkin düzenlemesini iptal etti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi üyelerinden Dr.Yaşar Ulutaş ve Dr. ŞeyhmusGökalp, “Savaş Bir Halk SağlığıSorunudur” başlıklı açıklama do-layısıyla gözaltına alındıkları dö-nemde görevlerinden alındı. TTBMerkez Konseyi, Ulutaş ve Gö-kalp’in bir an önce görevlerineiadesini istedi.

Adana Valiliği, halen Seyhan132 No'lu Aile Hekimliği Biri-minde aile hekimi olarak görevyapan TTB Merkez Konseyi Üye-si Dr. Dursun Yaşar Ulutaş’ın

sözleşmesini, gözaltına alındığıve görevi başında bulunmasındasakınca görüldüğü gerekçesiyle2 ay süreyle askıya aldı.

Diyarbakır ili Merkez Banka-sı’nda işyeri hekimi olarak görevyapan TTB Merkez Konseyi Üye-si Dr. Şeyhmus Gökalp’in söz-leşmesi de ne yazık ki feshedildi.

Asıl sakınca sağlıkhizmetinin aksatılmasıdır!

TTB Merkez Konseyi görevdenalmalara tepki gösterdi. TTB’denyapılan açıklamada, “Arkadaş-larımızın meslek icrasından alı-konulması için hiçbir hukuksal

ve haklı neden yoktur. Buradaasıl sakıncalı durum; en temeldekoruyucu ve tedavi edici birincibasamak sağlık hizmeti sunaniki hekimin, çalışma ortamların-dan uzaklaştırılarak sağlık hizmetivermelerinin engellenmesi, yıl-lardır takip ettikleri hastaları ilebağlarının koparılmasıdır. Yetki-liler tarafından bu hatalı işlemlergeri alınmalı, meslektaşlarımızınAnayasal hakları ile toplumunsağlık hakkı gözetilerek her ikimeslektaşımız bir an önce gö-revlerine başlatılmalıdır” denil-di.

Tıp DünyasıANKARA Ulutaş ve

Gökalpgörevlerineiadeedilmelidir!TTB Merkez Konseyi üyelerinden Dr. Yaşar Ulutaş ve Dr. ŞeyhmusGökalp’in, gözaltında bulundukları sıradagörevlerinden alınmalarına tepki gösterildi.

Page 16: “Şehir Hastanesi fark ücreti”ne hazır olun! Artık vaat …...tiyatro oyununa” dönüşmüş durumda. 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerini “Sağlıkta Dönüşüm Programı