22
1 AR&GE B Ü L T E N 2014 ARALIK İÇİNDEKİLER Sunuş ----------------------------------------------------------------------------------------------------- 2 Türkiye İşsizlik Oranı Açıklandı-------------------------------------------------------------------3 Erdem ALPTEKİN Aydınlatma Ekipmanları Sektörü Durum Analizi--------------------------------------------5 Nurel KILIÇ Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı Eylem Planı Açıklandı ------8 Şebnem BORAN & Gözde SEVİLMİŞ Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----------------------------12 Melisa KORKMAZ Türkiye’de Teknik Tekstil Süreci----------------------------------------------------------------17 Hande UZUNOĞLU ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖREL EKONOMİ

ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

  • Upload
    others

  • View
    23

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2009 ARALIK - SUNUŞ

1

AR&GE B Ü L T E N

2014 ARALIK

İÇİNDEKİLER

Sunuş ----------------------------------------------------------------------------------------------------- 2

Türkiye İşsizlik Oranı Açıklandı-------------------------------------------------------------------3 Erdem ALPTEKİN

Aydınlatma Ekipmanları Sektörü Durum Analizi--------------------------------------------5 Nurel KILIÇ Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı Eylem Planı Açıklandı------8 Şebnem BORAN & Gözde SEVİLMİŞ Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----------------------------12 Melisa KORKMAZ Türkiye’de Teknik Tekstil Süreci----------------------------------------------------------------17 Hande UZUNOĞLU

ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ

SEKTÖREL

EKONOMİ

Page 2: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK SUNUŞ

2

Değerli Üyelerimiz, Bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. 2014 hem dünya hem Türkiye için çok hareketli bir yıl oldu. Yeni yılı karşılamaya günler kala, küresel ekonomide iyimserlik havası hakim. Euro Bölgesi’nde sınırlı da olsa bir toparlanma yaşandı. ABD ekonomisi son 10 yılın en hızlı büyümesini yaşıyor. 2014’e damgasını vuran en önemli olaylar ise; Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim ile IŞİD sorunu oldu. Dolayısıyla ülkemiz yüksek gerilim hattında. Siyasi ve ekonomik riskler devam ediyor. Bununla birlikte son aylarda petrolde hızlı bir düşüş yaşanması, Rusya ekonomisinin alarm vermesi küresel ekonominin gidişatını endişelendiren durumlar. Alınacak önlemlerin ne kadar faydalı olacağını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Önümüzdeki yıl Türkiye’nin ana gündemi ise, genel seçimler olacak. Bu ay bültenimizin ekonomi bölümünde; Eylül 2014 itibariyle ülkemizde açıklanan işsizlik rakamlarına ilişkin bir değerlendirme raporumuz yer alıyor. Açıklanan rakamlara göre; işsizlik oranı yine çift haneye ulaştı. Çarpıcı olan bir diğer husus da genç işsizlik oranının %19,1’e yükselmiş olması. Görülen o ki ekonomi yeni iş imkanları yaratsa da bu yetmiyor. Çalışmaya hazır nüfus hızla artıyor. Ali Babacan’ının da ifade ettiği gibi yapısal reformlar bir an önce hayata geçirilmeli. Üretim artışı ve büyümeyi ivmelendirerek işsizlik oranını tek haneye düşürebiliriz. Bültenimizin sektörel bölümünde ise;

Aydınlatma ekipmanları sektörü durum analizi,

Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı Eylem Planı,

Yerli otomobil projesi ve

Türkiye’de teknik tekstil süreci konularındaki yazılarımızı bulabilirsiniz. Odamız Araştırma ve Meslekleri Geliştirme Müdürlüğü uzmanları tarafından hazırlanan AR&GE Bülten'in üyelerimize, kamu otoritelerine ve ilgililere yararlı olacağını umuyor, bol kazançlı günler diliyoruz. Ekrem DEMİRTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı

Page 3: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK– EKONOMİ

3

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; Eylül 2014 itibariyle ülkemizde işsizlik oranı % 10,5 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı ise, 2014 yılı Eylül döneminde 3 milyon 64 bin kişi olmuştur. İşsizlik oranı erkeklerde % 9,1 kadınlarda % 13,6 olmuştur. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı % 12,7 olarak tahmin edilmiştir. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ise %19,1 olmuştur.

15-64 yaş grubunda ise bu oran % 10,7 olarak gerçekleşmiştir. Eylül 2014 döneminde 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin sayısı, 26 milyon 169 bin kişi, istihdam oranı ise % 45,8 olmuştur. Bu oran erkeklerde % 65,2, kadınlarda ise % 26,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 5 milyon 625 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 20 milyon 545 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. İstihdam edilenlerin % 21,5’i tarım, % 20,3’ü sanayi, % 7,5’i inşaat, % 50,7’si ise hizmetler sektöründe yer almıştır. İşgücü nüfusu 2014 yılı Eylül döneminde 29 milyon 233 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise % 51,1 olarak gerçekleşmiştir. Yani iş gücüne dahil olan 57 milyon 175 bin kişi nüfustan, 29 milyon 233 bini çalışıyor görünmektedir.

TÜRKİYE İŞSİZLİK ORANI AÇIKLANDI

Erdem ALPTEKİN

Page 4: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – EKONOMİ

4

Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısı bir önceki döneme göre 98 bin kişi artarak 25 milyon 916 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. İstihdam oranı ise 0,1 puanlık artış ile % 45,3 olmuştur. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlerin sayısında 2014 yılı Eylül döneminde, bir önceki döneme göre 103 bin kişilik artış gerçekleşmiştir. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık artış ile % 10,7 olmuştur. Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre 0,2 puanlık artış ile % 50,7 olarak gerçekleşmiştir. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerde en fazla artış 49 bin kişi ile hizmet ve sanayi sektörlerinde gerçekleşmiştir. İşgücüne katılma oranı erkeklerde % 71,7 kadınlarda ise % 31,1 olmuştur. Kayıt dışı çalışanların oranı ise % 35,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran tarım sektöründe % 83,9 iken, tarım dışı sektörlerde % 22,5 olmuştur. Mevsim etkilerinden arındırılmış temel işgücü göstergelerine göre 2014 Eylül’de 2013 Eylül’e göre;

İşgücünün zaman zaman azalsa da, genelde artış gösterdiği,

İşsiz sayısının da işgücüne benzer bir eğilim gösterdiği,

İşsizlik oranının Eylül 2013-Mayıs 2013 arasında tek hanede, Haziran 2014’den sonra ise çift hanede seyir izlediği,

Genç nüfus ve tarım dışı işsizlik oranının zirveye tırmandığı görülmektedir. Sonuç olarak, Türkiye’nin bir numaralı sorununun işsizlik olduğu görülmektedir. Özellikle yeni istihdam alanları yaratılarak ve iş ile yatırım ortamı iyileştirilerek, istihdam üzerindeki yükler düşürülerek; kadınların işgücüne katılımının arttırılması, genç işsizlik oranının azaltılması ve tarım sektöründe kayıtlı çalışmanın özendirilmesi konularında çalışmalar yapılması gerekmektedir. Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, www.tuik.gov.tr

Page 5: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK– SEKTÖREL

5

90’lı yılların başında çok küçük rakamlarla faaliyet gösteren aydınlatma sektörü, 2013 yılı sonu itibari ile 2 milyar doları aşan bir pazar büyüklüğüne ulaşmıştır.

Aydınlatma ekipmanları, sektörün elektrikli teçhizat imalatı sanayi içinde son on yılda en hızlı büyüme ve gelişme gösteren alt sektörü konumundadır. Küresel ölçekte aydınlatma sektörü genel aydınlatma, otomotiv aydınlatması ve backlight (arka plan) aydınlatması olarak faaliyet göstermektedir. Türkiye’de ise faaliyetler genel aydınlatma alanında yoğunlaşmıştır.

Aydınlatma ekipmanları sektöründe 3 bine yakın girişimci bulunmakla birlikte, 50 büyük ve 300’e yakın küçük-orta ölçekli işletme, kurumsallaşmış yapıları ile sektördeki üretimin önemli bir bölümünü gerçekleştirmektedirler. Diğer firmalar ise atölye ölçeğinde işletmelerdir. Türkiye’de aydınlatma kültürü ve bilincinin yeni gelişmekte olması ve gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında hane halkı/konut/bina başına düşen aydınlatma birimi sayısının düşük olması, aydınlatma ekipmanları sektörü için önemli fırsatlar sunmaktadır. Kentsel dönüşüm, konut ihtiyacı, konut dışı bina yatırımları ve dış mekân aydınlatması alanlarındaki gelişme potansiyeli sektörün büyüme dinamiklerini güçlendirmektedir. Sektörde üretim yoğun olarak dışa bağımlı girdilerin tedariği ve bunların montajı şeklinde gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle üretimde katma değer sınırlı kalmaktadır. Sektör, özelikle dekoratif aydınlatma ürünleri gibi yüksek katma değerli alanlara yönelmektedir.

AYDINLATMA EKİPMANLARI SEKTÖRÜ DURUM ANALİZİ

Nurel KILIÇ

Page 6: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

6

Aydınlatma teknolojisinde yaşanan gelişmeler, aydınlatma ekipmanları sektörünü de şekillendirmektedir. Küresel ölçekte aydınlatma sektörünün geleceğini belirleme de LED belirleyici rol oynamaktadır. Bir diğer belirleyici unsur ise enerjinin verimli kullanılması amacıyla yürütülen çalışmalar ve bu amaçla uygulamaya konulan yönetmeliklerdir. Bu yönetmeliklerin getirdiği standartlar da aydınlatma ekipmanları sektöründe değişimi beraberinde getirmektedir. Mevcut standart ampullerin yerini enerji tasarruflu ampuller ve LED ampuller almaktadır.

Türkiye’de 18 milyon konutta 5′er ampulden toplam 90 milyon adet ampulün enerji verimli ve LED ampullere dönüşümü, önemli bir yenileme pazar potansiyeli yaratmaktadır. Aydınlatma ekipmanları sektörü; son dönemde ihracatını da arttırmıştır. 2012 yılında ihracat verileri 249 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. İhraç ürünleri ağırlıklı olarak dekoratif aydınlatma ürünlerinde yoğunlaşmıştır.

Sektör, global markalara fason üretim/ihracat yapan yapısına karşın, giderek kendi markalarını da oluşturmaya başlamıştır. Müteahhitlik hizmetlerinin yurtdışında üstlendikleri işler, aydınlatma ekipmanları ihracatına da önemli katkı sağlamaktadır. Aydınlatma ekipmanları sektörünün; 2012 yılı itibariyle iç pazar büyüklüğü yaklaşık 2,1 milyar dolar olarak belirtilmiştir. Bu büyüme potansiyelinin iki kaynağından ilki;

Kentsel dönüşüm, yenileme, konut ve konut dışı bina ile dış mekân yatırımlarındaki büyüme eğilimi ile ortaya çıkan ilave talepler,

İkincisi ise; enerji verimliliği ve enerji tasarrufu yüksek aydınlatma ekipmanları kullanımı ile oluşacak yenileme talebidir.

İç pazarda ürünlerin 2015 yılında % 50′sinin, 2020 yılında ise % 75′inin LED ve enerji tasarruflu ampullerden oluşacağı öngörülmektedir. Aydınlanma bilincinin ve kültürünün gelişmesi, mimari ve tasarım unsurlarının eklenmesi de bu pazarın büyümesini desteklemektedir. Bu iç pazar olanakları ile birlikte, hızlı gelişen pazarlara yakın olan aydınlatma ekipmanları sektörünün bölgesel bir üretim merkezi olma potansiyeli de bulunmaktadır. Ancak bu potansiyelin kullanılmasının önünde mevcut bazı engeller mevcuttur.

Page 7: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

7

Bunların başında; özellikle Uzakdoğu menşeli olarak ithal edilen ucuz ve kalitesiz, standart dışı ürünlerin yarattığı haksız rekabet, yurtiçindeki kayıt dışı üretim, yurtiçinde yaşanmaya başlanan LED ürün kirliliği olarak baş göstermektedir. Yine yurtiçinde üretilen LED’li sistemlerde kullanılan güç kaynaklarının içinde yer alan bileşenlerin çoğu kez kalitesiz ve standart dışı ithal ürünler olması ile ürün performansları ve ömürleri düşük olmaktadır. Bu engellerin ortadan kaldırılması halinde sektörün bölgesel üretim merkezi olan potansiyeli kullanılabilecektir. Nitekim bu eğilime bağlı olarak yabancı firmaların sektöre ilgisi ve yatırım yapma kararları artabilecektir. Aydınlatma sektöründe yapılacak çalışmalar, uygulanacak bir takım stratejiler ile sektör, imalat yapan markaların artmasına neden olacak, ekonomimize ciddi bir katma değer sağlayacaktır.

Page 8: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

8

Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) Eylem Planlarından biri de tarımda su kullanımının etkinleştirilmesine yöneliktir. Ülkemiz toplam 112 milyar metreküp ve kişi başına 1.500 m3 düzeyinde toplam tüketilebilir su potansiyeliyle su kısıtı yaşayan bir ülkedir. Avrupa’da su kullanımının üçte biri tarım sektöründe gerçekleştirilirken ülkemizde toplam su kullanımının % 73’ü tarım sektöründe gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede tarımsal alanlarda kullanılan yüksek su miktarı göz önünde bulundurulduğunda suyun iyi yönetiminin çok büyük bir önem taşıdığı aşikardır. Bu anlamda Programın ana hedefi; ülke çapında ve havza bazında iklim şartlarıyla yanlış ve aşırı su kullanımından kaynaklanan ve önümüzdeki dönemde beklenen sorunların çözümü yoluyla tarımda su kullanımının etkinleştirilmesini sağlamaktadır. Programın hedefleri;

Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından geliştirilen sulama tesislerinde, su tasarrufu sağlayan tarla içi modern sulama yöntemlerinin (damlama ve yağmurlama) uygulandığı alanın toplam sulama alanı içindeki payının % 20’den % 25’e yükseltilmesi,

DSİ sulamalarında % 62 olan sulama oranının % 68’e, % 42 olan sulama randımanının ise % 50’ye çıkarılması,

Su tasarrufu sağlayan toplam modern sulama sistemi sayısının her yıl % 10 oranında artırılması,

Yeraltı suyu kullanımının boyunca % 5 düşürülmesi olarak belirlenmiştir.

TARIMDA SU KULLANIMININ ETKİNLEŞTİRİLMESİ PROGRAMI EYLEM PLANI AÇIKLANDI

Şebnem BORAN Gözde SEVİLMİŞ

Page 9: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

9

Bu çerçevede eylem planı 5 bileşen altında toplanmıştır.

1- Mevcut Sulama Altyapısının Modernizasyonu ve Etkinliğinin Artırılması, 2- Suyun Bilinçli Kullanımı İçin Tarım Üreticilerine Yönelik Eğitim ve Yayımın

Artırılması, 3- Destekleme Politikalarının Su Kısıtı Esas Alınarak Gözden Geçirilmesi, 4- Su Havzaları Bazında Su Bütçesi Çalışmaları Yapılması, 5- Sulamada Kurumsal Yapıların Etkinleştirilmesi.

2023 hedefleri doğrultusunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın koordinatörlüğünü yürüttüğü eylem planının sorumlu kuruluşları; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’dır. Program bileşenleri kapsamında yer alan politika ve eylemler aşağıda değerlendirilmiştir. Öncelikle eylem planı ile birlikte eskiyen kanal ve şebekelerin tespit edilerek mevcut sulama tesislerinin rehabilitasyonunun gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır. Bu çerçevede, 2016'da 40 bin, 2017 ve 2018'de ise 50'şer bin alanın rehabilite edilmesi hedeflenmektedir. Türkiye’de tarımdaki sulama altyapısına bakıldığında; % 13 oranında yağmurlama sulama ve % 7 oranında ise damlama sulama yönteminin kullanıldığı görülmektedir. Ne yazık ki, % 80 oranında yüzey sulama yöntemi izlenmekte olup bu yöntem suyun israfına yola açmaktadır. Bu eylem planı ile modern sulama yöntemlerinin (damla ve yağmurlama) yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Plan dönemi boyunca her yıl DSİ tarafından 168'er bin hektar arazinin sulamaya açılması ve modern sulama hizmeti götürülen tarla içi alan miktarının da yıllık 10'ar bin hektar olması planlanmaktadır. Tarımsal üretimde verim ve kalite artışı, sulama suyu tüketiminde tasarruf, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve işgücü ihtiyacının azaltılması için modern basınçlı sulama sistemlerinin kullanımı bir gereklilik olup bunun yaygınlaştırılması için üretici desteklerinin sürdürülmesi önemlidir. Diğer yandan; eylem planında sulama suyunun tasarrufu için ileri teknik ve teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmalarına arttırılmasına da yer verilmiştir. Ülkemizde tarım arazilerinde toplulaştırma çalışmalarına son yıllarda hız verilmiş olup eylem planında da tüm sulama ve rehabilitasyon projelerinde arazi toplulaştırma faaliyetlerinin öncelikle uygulanması yer almaktadır. Bu kapsamda; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve DSİ tarafından gelecek yıl 1 milyon 50 bin hektar, 2016 ve 2017 yıllarında 660'ar bin hektar, 2018 yılında ise 665 bin hektar alanın toplulaştırılması hedeflenmektedir.

Page 10: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

10

Suyun bilinçli kullanımı için tüm tarafların (tarım üreticileri, sulama kooperatifleri, sulama birlikleri, tarımsal araştırma enstitüleri vb.) yer aldığı eğitim ve yayım faaliyetlerinin arttırılması amaçlanmakta olup, bu çalışmalar plan süresince devam edecektir. Plan dönemi boyunca, yıllık 2 bin 240 çiftçi ile konunun diğer ilgilileri eğitilecek ve sertifikalandırılacaktır. Eylem planı ile tarımsal destekleme politikaları su kısıtı göz önünde bulundurularak yeniden belirlenecektir. Tarım havzaları bazında ürün deseni ile su kısıtı gözetilecek şekilde tarımsal destekler yeniden tespit edilecektir. Bununla birlikte spesifik olarak kuraklığa dayanıklı ürün çeşitleri de geliştirilerek yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Tarımda bir diğer önemli husus tarımsal kaynaklı kirliliğin önlenmesi ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının hayata geçirilmesidir. Bu çerçevede 81 il bazında mevcut su kalitesi izlenecek ve kirlenen bölgeler belirlenecektir. Tarımsal kirliğin azaltılması ve önlenmesine yönelik çiftçiler bilinçlendirilecek ve kamuoyunda farkındalık arttırılacaktır. Bu kapsamda, sulardaki tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik oranının, % 20’den % 19,25'e çekilmesi hedeflenmektedir. Modern sulama tekniklerinin yaygınlaştırılabilmesi amacıyla Sulama Birlikleri için açık sulama kanal şebekelerinde uygulanacak su kullanım hizmet bedeli tasarruflu kullanımı özendirecek şekilde yeniden belirlenecektir. Tarımsal su kullanımında tasarrufa yönelik yeni politikalar havza bazında yürürlüğe geçirilecektir. Su ve toprak kaynaklarının potansiyeli, bunların mevcut kullanımının sektörel bazda hem kalite hem de miktar olarak belirlenmesi çalışmalarını içeren “Havza Master Planı” (toplam 26 adet) hazırlanacaktır. Sulama şebekelerinde modern izleme sistemleri yaygınlaştırılacaktır. Sulamada yer altı suyu kullanımının sınırlandırılması, kayıt altına alınarak kontrolünün sağlanması hedeflenmektedir. Günümüze kadar tarımda suyun etkin kullanımına yönelik olarak çok sayıda plan ve program farklı kurum ve kuruluşlarca yapılmıştır. Kuşkusuz, bu şekilde çok başlı ve yatay bir yapılanma ile su kaynakları yönetiminin başarılı bir şekilde yürütülmesi son derece zordur. Bu açıdan eylem planında kurumsal sorumluluklardaki çakışmaların giderilmesi ve işbirliğine yönelik çalışmalara yer verilmesi kurumsal yapılarda etkinlik sağlanması açısından yararlı olacaktır.

Page 11: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

11

Sonuç olarak; su kaynaklarının etkin kullanımını hedefleyen bu eylem planı, ülkemiz için çok önemli olmakla birlikte geç kalmış da bir uygulamadır. Halen tarımsal sulamamızın % 80’ni yüzey sulama yöntemlerine dayanmaktadır. Ne yazık ki bilinçsiz sulama yapılması nedeniyle ülkemizde binlerce dekar arazi tarım yapılamaz hale gelmiş ve verim kayıpları oluşmuştur. Bununla birlikte, 10. Kalkınma Planında su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı sağlamak üzere “Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı”nın yer alması son derece olumludur. Tarımda etkin sulama yapılması, yıllardır Odamızca da dile getirilmekte olup Hükümetimizin öncelikli olarak gündeminde yer alarak bir eylem planı ile 10. Kalkınma Planı çerçevesinde planlanması ve hayata geçirilecek olması memnuniyet vericidir. Kaynaklar:

T.C. Kalkınma Bakanlığı Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı Eylem Planı

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, www.tarim.gov.tr

Page 12: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

12

Küreselleşen dünyada insan kendi yaşamını kolaylaştırmak amacıyla, ihtiyaçlarını karşılayacak birçok ürün icat etmiştir. İcat ettiği ürünlerin belki de en önemlilerinden biri motorlu taşıtlardır. Motorlu taşıtlar yıllardır insanların ulaşımını sağlamış ve insan hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Motorlu taşıtların yakıt kaynağı olarak benzin, mazot gibi tükenebilen fosil kaynakların kullanılması ise gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki ulaşım yoğunluğunun artması nedeniyle çevre kirliliğini de beraberinde getirmiştir. Dizel, benzinli, LPG’li gibi her türlü içten yanmalı motorların kullanımı sonucu azot oksitler-NO, karbonmonoksit -CO, küçük partiküller, uçucu organik bileşikler nedeniyle atmosferin kirlenmesine neden olmakta, bölgesel ve hatta global ölçülerde çevreye önemli zararlar vermektedir. Almanya'da ve Amerika'da yapılmış olan araştırmalar havadaki küçük partiküllerin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu göstermektedir. Her ne kadar katalitik dönüştürücülerin kullanılması emisyonları azaltsa da trafikteki artış nedeniyle emisyon konsantrasyonları artmaya devam etmektedir. Artan araç sayısına bağlı olarak, atmosferde kirletici emisyonların ve karbondioksit gazı miktarının hızla artması sera etkisinin oluşmasına ve iklim değişikliği sorunlarının yaşanmasına neden olmaktadır. Petrol ve doğal gaz gibi fosil kökenli yakıtların rezervlerinin sınırlı olması sonucu yakın bir gelecekte tükeneceği öngörülmektedir. Bu ürünlerde ileride yaşanacak kıtlık, maliyetlerin artmasına buna bağlı olarak da ekonomik ve sosyal sorunlara neden olacaktır. Ayrıca, İnsanların eğitim düzeylerinin artması sonucu bilinçlenmeleriyle çevreye olan duyarlık da artmış; bunun sonucunda ortaya çıkmış çevre kirliliğini azaltmayı amaçlayan ulusal ve uluslararası yasal düzenlemeler nedeniyle, otomobillerde kullanılan içten yanmalı motorların yerlerine yeni alternatifler geliştirmek için çalışmalara başlanmıştır.

YERLİ OTOMOBİL PROJESİNDE SON NOKTA:

ELEKTRİKLİ OTOMOBİL

Melisa KORKMAZ

Page 13: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

13

Ancak, motorlu taşıtlarda fosil yakıtlardan alternatif yakıtlara geçilmesi; üretim potansiyelleri, üretim teknikleri, dağıtım, pazarlama ve motor uyumu gibi sistem ve altyapı olanağından kaynaklanan kısıtlamalar nedeni ile beklenen hızda gelişmemektedir. ELEKTRİKLİ ARAÇLAR Elektrikli araçlarda,

Bataryalı elektrikli araç (tümü-elektrikli),

Birden fazla tahrik gücüne sahip (örneğin elektrik motoru ve içten yanmalı motorlu) Hibrid elektrikli araçlar ve

Bataryalı ya da bataryasız yakıt pilli olmak üzere üç değişik tahrik sistemi bulunmaktadır. Aslında otomobillerin tahriki için kullanılan elektrik enerjisi ve elektrikli araç teknolojisi yaklaşık 1800'lü yıllardan ve otomobilin icadından beri mevcuttur. Ancak, ağırlık güç oranının düşük olması ve yakıt için kullanılan petrolün enerji yoğunluğunun yüksek olması nedeniyle 1900'lerin başlarında içten yanmalı motorlar daha fazla ilgi görmüştür. Otomobillerde elektrikli tahrik, birçok açıdan üstün olmasına rağmen bataryaların enerji yoğunluğunun az olması nedeniyle 1970'lere kadar geri planda kalmıştır. Ancak 1970'teki petrol krizi petrol fiyatının ve yakıta bağımlılığın artmasıyla birlikte yeni teknoloji arayışları ile elektrikli araçlar yeniden gündeme gelmiştir. 1990'larda elektrikli araçların gelişmesi için batarya teknolojisinin de gelişmesi gerektiği çeşitli platformlarda dile getirilmiş; bu amaç doğrultusunda da elektrikli araçların batarya ve menzil kısıtlarını gidermek için hibrid elektrikli araç geliştirme çalışmaları başlatılmıştır.

1997 yılında Japonya'da bu amaçla gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda bir otomotiv firması, gerçek anlamda ilk kez modern hibrid elektrikli aracı geliştirerek pazara sunmuştur. Otomobil sektörünün ar-ge bölümleri, elektrikli araçlar konusunda geçtiğimiz son on yılda yoğun olarak çalışmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda seri üretime geçme aşamasına gelinmiştir.

Özellikle hibrid (karma) elektrikli araçların, sabit şarj sistemlerinden bağımsız, konvansiyonel araçlara benzer şekilde menzile sahip olmaları nedeniyle önümüzdeki dönemde tüm araç sınıflarında ağırlıklı olarak tercih edileceği düşünülmektedir.

Page 14: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

14

Ulaşım maliyetlerini azaltması, fosil kökenli yakıtların kullanımını azaltacak olması, özellikle kentlerde hava kirliliğini azaltacak olması, global ölçekte değerlendirildiğinde sera gazı oluşumunu bertaraf edecek olması nedeniyle elektrikli araçların kullanımı artacaktır. TÜRKİYE’DE YERLİ OTOMOBİL PROJESİ Ülkemiz otomotiv sektöründe üretim, 1950’li yıllarda başlamış, 1960’lı yılların ortalarına gelindiğinde de hız kazanmıştır. Günümüzde de farklı segmentlerde üretim yapan pek çok firma bulunmaktadır.

Geniş ürün yelpazesinde ve yüksek standartlarda üretim yapan otomotiv yan sanayi de otomotiv sanayine parça sağlamakta ve pek çok ülkeye de ihracat yapmaktadır. Türk otomotiv sektörünün güçlü bir endüstri olması nedeniyle son dönemde yerli otomobil projesi gerek medya gerekse özel sektörde sıklıkla gündeme gelmektedir.

Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de otomotiv sektörü, teknolojik ve ekonomik gelişmelerin devamlılığı için önemli bir unsur olarak görülmektedir. Bu nedenle, yerli otomobil projesine son derece önem verilmektedir. Ülkemizdeki otomotiv sektöründe üretim konusunda yıllardan beri gelen deneyimi ve dünyaca ünlü markaların yanı sıra Çin, Hint ve Güney Kore menşeli markaların da artık Türkiye otomotiv pazarına girmeye başlaması, yerli otomobil üretilmesi fikrinin haklı ve uygulanabilir bir görüş olduğunu göstermektedir. Tablo 1: Otomobil Pazarı (2010-2014 Ocak-Eylül)

2010 2011 2012 2013 2014

Yerli 96.921 128.497 103.676 99.279 94.199

İthal 215.482 283.606 275.941 353.075 272.569

Toplam 312.403 412.103 379.617 425.354 366.768

İthalat (%) 69 69 73 78 74

Kaynak: OSD Ancak yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi iç pazarda tüketiciler yerli araçlardan ziyade ithal araçları satın almaktadır. Örneğin 2014 yılında ilk dokuz ay içerisinde satın alınan otomobillerin %74’ü ithaldir. Marka, kalite, fiyat, bulunabilirlik, servis, garanti, satış sonrası hizmetler gibi faktörler tüketicilerin otomobilde hangi ürünü satın alacaklarına karar verirken göz önünde bulundurdukları faktörlerin başında gelmektedir

Page 15: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

15

Yerli otomobil satın alan tüketicilerin yerli otomobil tercih etmelerinin sebepleri; Alım satım kolaylığı, Yedek parça ve servis imkanları, Milli ekonomiye katkı, Servis hizmetlerinin ve yedek parçanın ucuzluğu, Bakım onarım süresinin kısalığı, İthal araçları satın alanların kısa sürede yedek parça ve servis nedeniyle sorun

yasayacağına inanılması, Mali imkanlarının ithal oto alımına yeterli olmaması

şeklindedir. İthal otomobil satın alanlar ise; Aracın sağlamlık, dayanıklılık, kalite, güçlü motor, konfor, sessiz olma, üstün

teknik özellikler güvenlik gibi fiziksel üstünlükleri, Yerli araçlardan bıkkınlığı, Fiyatın ve ödeme şartlarının uygunluğu, Yerli araçların fiyatının yüksek oluşu, Yerli oto beğenmemeleri ve yerli otoya güvenmemeleri, Yakıt sarfiyatının az oluşu, Aracın prestij sağlaması, Yedek parçasının rahat bulunması ve servis garantisi, Aracın prim yapmasının; dolayısıyla satışının kolay olması, Uzun yolda rahat olması ve yeni teknoloji içermesi, Kendisine tavsiye edilmiş olması, Alıcının üretici firmaya olan güveni

gibi sebepler için tercihlerini bu yönde kullanmaktadırlar. Tüketicinin tercihini yerli otomobilden yana kullanmasının sağlanması için üretim aşamasında tüketici tercihlerinin göz önüne alınması ve tercihlere uygun üretim yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede, son dönemde dünyadaki gelişmeler ve tüketici eğilimleri doğrultusunda yerli otomobilin elektrikli olacağına dair açıklamalar yapılmaktadır. Ancak elektrikli otomobillerde batarya üretimi son derece maliyetlidir. Başta bataryanın üretimi, bataryaya enerji dolumu, dolum süresinin kısaltılması, araç menzilinin arttırılması gibi unsurlar en önemli maliyet unsurlarını oluşturmaktadır. Elektrikli otomobilin yüksek üretim maliyeti dikkate alındığında elektrikli otomobil üretimi başına belli bir devlet desteğinin sağlanması, belli bir süre için elektrikli otomobillerin satışında tüketiciye ÖTV ve KDV kolaylığının sağlanması, elektrikli batarya dolum ünitelerinin dinlenme tesislerinde ve belli mesafelerdeki akaryakıt istasyonlarında yer almasına ilişkin yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Page 16: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

16

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Fikri IŞIK’ın yaptığı açıklamalara göre, yerli otomobil konusunda menzili artırılmış seri hibrit araca odaklanılmıştır. Bakan ayrıca, aracın şehir içinde ortalama 100 kilometreyi 3 liralık maliyetle katedilebileceğini ifade etmiştir. Yapılan açıklamalara göre otomobille şehir dışında akaryakıtla çalışan küçük bir jeneratör aracılığıyla elektrik üretilerek bataryaya aktarılmak suretiyle uzun mesafe yolculuk yapılabilecektir. Bu sayede yerli elektrikli otomobilin hem uzun mesafe gidebilmesi hem de şu anda piyasada kullanılan en ekonomik içten yanmalı motorlu araçlardan ortalama yüzde 30-40 daha ekonomik olması sağlanacaktır. SONUÇ Ülkemizin en önemli sorunlarından biri cari açık ve işsizliktir. Cari açığın 2014 sonu itibariyle 60 milyar dolar düzeyinde olması hedeflenmektedir. Cari açığın en önemli sebebi ithalatın ihracattan fazla olmasıdır. Otomotiv sektöründe ihracatın yükseliş trendinde olmasına rağmen ihracat ithalata bağımlıdır. Yerli elektrikli otomobil markası ve üretimi ile ithalata olan bağımlılığın azalacak olması konunun önemini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Elektrikli otomobil üretiminin yaygınlaşmasıyla da yeni istihdam sahaları açılacak bu sayede de işsizliğin azalmasına katkı sağlanacaktır. Bu nedenle, küresel rekabet ortamında dünyanın tercih edeceği bir yerli otomobil üretmek isteniyorsa bu otomobilin elektrikli olması gerekmektedir. Yerli otomobil projesinin hayata geçirilmesi sırasında otomotiv sektörü ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili tüm kamu ve özel sektör paydaşları bir araya gelerek uyum içinde çalışmalıdır. Yerli otomobil ile daha yüksek katma değer yaratmak için AR-GE’ye ağırlık vererek özgün tasarımlar yaratılması ve bu sayede küresel pazarlarda sürdürülebilir rekabetin sağlanması hedeflenmelidir. KAYNAKLAR

Arslan, K. (2003), “Otomobil Alımında Tüketici Davranışlarını Etkileyen Faktörler”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Dergisi, Sayı:3, Haziran 2003, İstanbul.

Özçelik, C. (2011), “Marka’mız Yolunda İlerlerken”, Mühendis ve Makina Dergisi, Cilt:52, Sayı:622, Kasım 2011, Ankara

Murat A. (2013), “Kamuoyunun Yerli Otomobil Projesi Algısı”, Marmara Üniversitesi Öneri Dergisi, Cilt 10, Sayı 39, Ocak 2013, İstanbul

“Bakan Işık’tan Hibrit Otomobil Müjdesi” Milliyet Gazetesi, 30.11.2014

“Yerli Elektrikli Otomobil Hemen Şimdi” Dünya Gazetesi 11.10.2014

www.osd.org.tr

www.ekonomi.gov.tr

Page 17: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

17

GİRİŞ Tekstil sektörü dünyada sanayileşme adımlarının atılması ile birlikte gelişmeye başlayan ve daha sonra sanayinin en önemli üretim alanı haline gelen bir sektördür. Emek yoğun olmasından dolayı pek çok kişiye istihdam kapısı sağlamaktadır. Dünya genelinde ticaretin artması, teknolojik gelişmeler ile birlikte tekstil sektöründe rekabet günden güne artmaktadır. Günümüzde ise, tekstilde kalite ve fiyat konusunda önemli bir rekabet yaşandığı görülmektedir. Türkiye geçmişten bugüne tekstil üretiminde önemli ülkeler arasında yerini almıştır. Doğu ülkelerin fiyatları, Batı ülkelerinin kalitesi ile rekabet etme durumundadır. Bu yüzden farklılaştırma ve kaliteyi arttırma konuları üzerinde daha fazla durulması gerekmektedir. Öte yandan son yıllarda güçlendirdiği tasarım yönü ile küresel pazarlarda adından söz ettiren tekstil sektörü, koleksiyon çeşitliliği ile de fark yaratmaya çalışmaktadır. Teknik özellikleri ve performansları için geliştirilen ve her geçen gün çeşitliliği artan ürünler ve üretim tekniklerini belirten “Teknik Tekstil” uygulamaları ise Türkiye’de 1980’li yıllarda başlamıştır. Pahalı ve katma değeri yüksek “Teknik Tekstil” ürünleri kimyasallara, hava şartlarına, mikro organizmalara dayanıklı, yüksek direnç, yanmazlık gibi üstün performans özelliklerine sahip ürünlerdir. Teknik tekstil sektörü, son yıllarda kaydettiği büyüme oranıyla, tekstil ve konfeksiyon sanayinin önemli bir bölümünü oluşturmaya başlamıştır. Söz konusu raporda; Türkiye’de teknik tekstil sektörünün gelişimi ve uygulama alanlarına değinilmiş ve sektörün gelişimine yönelik değerlendirmeler yapılmıştır.

TÜRKİYE’DE TEKNİK TEKSTİL SÜRECİ

Hande UZUNOĞLU

Page 18: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

18

Türkiye’de Tekstil Sektöründe Gelişmeler Ülkemizde tekstil sanayi 23 bini bulan girişimci sayısı, yarattığı 340 bin istihdamı, 11 milyar dolarlık ihracatı, 59,7 milyar TL üretim değeri, 11,8 milyar TL katma değeri ile ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır. Son 5 yıllık gelişime bakıldığında; küresel ekonomik krizin etkilerinin sektöre yansıdığı görülmektedir. Bununla birlikte, 2011 yılında tekstil sektörü tekrar bir yükselme eğilimine girmiştir. Türk tekstil sektörü dünya tekstil ihracatı içindeki payını arttırmaya devam ederken dünya sıralamasında yedinci sırada yer alma başarısını da göstermiştir. Tablo 1: Tekstil Sanayinde Temel Göstergeler

Yıllar Girişim Sayısı

Ücreti Çalışan Sayısı

Üretim Değeri (Milyon TL)

Katma Değer (Milyon TL)

Yatırımlar (Milyon TL)

2007 18.614 334.971 37.602 7.295 3.719

2008 19.730 311.115 35.377 7.460 2.231

2009 18.147 265.957 32.211 7.217 2.354

2010 19.836 312.745 44.697 8.862 2.858

2011 23.012 342.474 59.763 11.813 5.231

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri 2013 yılında tekstil sanayi ihracatı bir önceki yıla göre % 8 artış göstererek 8,4 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu durumda ülke ihracatındaki payı % 5,5’tir. Tekstil ithalatı ise 2013 yılında bir önceki yıla göre % 7,2 artışla 9,3 milyar dolara ulaşmıştır. Ülke ithalatındaki payı ise % 3,7’dir. Tablo 2: Tekstil ve Hammaddeleri Dış Ticareti

Yıllar İhracat (ABD $) Yıllık Değişim

(%) İthalat(ABD $)

Yıllık Değişim (%)

2010 6.352.784.994 - 9.079.066.534 -

2011 7.709.384.326 21,4 10.386.750.480 14,4

2012 7.749.255.552 0,5 8.674.485.448 16,5

2013 8.370.751.010 8,0 9.301.556.059 7,2

Kaynak: İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Yıllık İstatistik Rakamları 2013 yılında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırayla; Rusya, İtalya, Romanya, İngiltere ve ABD olmuştur. En fazla ithalat yapılan ülkeler olarak; Rusya, Çin, Almanya İtalya ve ABD’nin ilk beş içerisinde yer almıştır.

Page 19: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

19

Yıllar itibariyle bakıldığında, 2012 yılında sektörün ihracat artışında bir yavaşlama gözlemlenmektedir. Bu durum, sektörün ihracatının büyük bir kısmını gerçekleştirdiği AB ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz ve mali belirsizlikten kaynaklanmıştır. Ayrıca komşu ülkelerdeki çatışmaların da etkileri olumsuz yansımıştır. 2014 yılı Ocak-Ekim döneminde tekstil ihracatı 7.4 milyar dolara yaklaşmıştır. Geçen yıla göre % 8,3’lük bir artış kaydetmiştir. Bu dönemde yapılan ihracatta başı çeken ülkeler sırayla; İtalya, Rusya, Almanya, İngiltere ve Romanya’dır. Tekstil sektörü 2013 yılını temkinli ve tedbirli geçirmiştir. 2014 ilk çeyreğinde seçimler geride bırakıldıktan sonra iç piyasada ve dış pazarlarda yakalanan artış sektörün yüzünü güldürmüştür. 2014 yılsonu içinse beklentiler yüksektir. İkinci çeyrekte sektörün ivmesini hızlandırması ile birlikte sene sonuna kadar kapasite ve ihracatta artış beklenmektedir. Böylece tekstil ihracatının 8 milyar doları aşması beklenmektedir. Türkiye’de Teknik Tekstil Teknik tekstil kavramı günlük hayatta pek fazla bilinmemesine rağmen; bina donanımından otomobile, giyimden tarıma, mobilyalardan hastaneye kadar günlük hayatın pek çok alanında kullanılan ürünleri kapsamaktadır. Teknik tekstil, 1980’li yıllarda bilhassa teknik özellikleri ve performansları için geliştirilen ve çeşitliliği her geçen gün artan ürünler ve üretim teknikleridir. Bir başka ifadeyle; özel olarak tasarlanan, herhangi bir üründe veya proses dahilinde veya yalnız başına belirli bir özelliği yerine getirmek amacıyla kullanılan malzemelere denilmektedir. Bu malzemelerin en önemli özelliği katma değeri yüksek ve pahalı olmalarıdır. Yanı sıra bu ürünler kimyasallara, hava şartlarına, mikro organizmalara dayanıklı, yanmazlık gibi üstün performans gibi özelliklere sahip olabilmektedir. Günümüzde tekstil sektörü örtünme, barınma ve dekorasyon işlevinin yanı sıra insan sağlığını koruyan ve ortam koşullarına uyarlanabilen ürünler olarak tasarlanmaktadır. Teknik tekstil bu amaçlarla kullanılabilmektedir. Isıya dayanıklı veya nabız ölçebilen giysiler, uçakların pist dışına çıkışını engelleyen kuvvetli fileler, uçak veya uzay araçlarının hızını yavaşlatan paraşütler, hava yastıkları, ağır iklim kıyafetleri yanında özel ısı yalıtımında ve ısı tutan kumaşlar, ter tutmayan, nefes alabilen ve yanmaz kumaşlar, yelken kumaşları, ameliyat iplikleri örnek gösterilebilir. Tablo 3’de görüldüğü üzere, teknik teksitilin pek çok kullanım alanı bulunmaktadır. Teknik tekstiller esas itibariyle polyester, polipropilen, naylon, viskos, pamuk, cam ve aramidden üretilmektedirler.

Page 20: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

20

Tablo 3: Teknik Tekstilde Kullanım Alanları

Kaynak: Teknik Tekstiller Sektörü, T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Tekstil ve Konfeksiyon Ürünleri Daire Başkanlığı, 2014 Son yıllarda önemli bir büyüme kaydeden teknik tekstil sektörü, tekstil sanayide yükselen bir trend eğilimine girmiştir. Her geçen gün yeni ürünlerin, malzemelerin üretilmesi ve bu nedenle kullanım alanının artması beklenmektedir. Bununla birlikte, kullanım alanlarındaki sektörlerdeki gelişmeler, teknik tekstil alanındaki firmaların başarısını belirleyen en önemli faktördür. Teknik tekstil, daha çok gelişmiş ülkelerde üretim yapmaktadır. Yüksek teknoloji ve vasıflı işgücü gerektirmektedir. Çin gibi ucuz maliyetle üretim yapan ülkelerin karşısında, teknik tekstillerin bir rekabet avantajı sağlayabileceği düşünülmektedir. Ülkemizde teknik tekstil yatırımları yeni olmakla birlikte, gelişme sürecine girdiği belirtilmektedir. Mevcutta ise; dokunmamış mensucat, nakil vastılarının iç ve dış lastiklerinde kullanılan yüksek mukavemetli ipliklerden mensucat, big-bag tabit edilen dökme maddeler için torba ve çuvallar, kaplanmış, lamine edilmiş mensucat gibi ürünler üretilmektedir. En güçlü olunan ürün grubu ise bigbag olarak adlandırılan dayanıklı çuvallardır. Ülkemizin gelişme kaydettiği bir diğer alan ise medikal sektöründedir. Örneğin ıslak mendil, çocuk bezi, kadın bağı gibi ürünlere yönelik üretim artmakta ve bu ürünler ihraç edilmektedir.

Page 21: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK – SEKTÖREL

21

Teknik tekstil sektör ihracatının 2011 yılında 1,5 milyar dolara ulaştığı, 2012 yılında 1,6 milyar dolar olarak gerçekleştirdiği belirtilmektedir. Güney Amerika, Rusya, Suudi Arabistan belli başlı ihraç ülkeleri. Genel olarak bakıldığın, teknik tekstil ihracatının artış eğiliminde olduğu görülmektedir. Bu durumda tekstil ihracatı içindeki payının da arttığı söylenebilir. Sonuç Dünyada tekstil konusunda bilgi birikimi yüksek, ar-ge kapasitesi zengin, inovasyon ve tasarım gücü yüksek olan ülkeler rekabette öne çıkmaktadır. Türkiye de sahip olduğu avantajları değerlendirerek yüksek katma değer yaratma ve ileri teknoloji üretme anlamında çalışmalarını hızlandırmak durumundadır. Türkiye’de katma değer açısından önemli olan tekstil sektörü, AB başta olmak üzere büyük pazarlara yakınlığı, kalifiye insan kaynağı ve tedarik zincirinin güçlü olması gibi özellikleri ile dünyanın en rekabetçi sektörleri arasındadır. Nitekim sektörün bu gücünü esnek üretim, ürün geliştirme, yenilikçilik, tasarım ve markalaşma yetenekleri ile desteklemesi gerekmektedir. Ülkemiz çok önemli bir tekstil üreticisidir ancak üretim teknolojisinde istenilen seviyede değildir çünkü dışa bağımlıdır. Ar-ge faaliyetleri henüz yeterli düzeye gelmemiştir. Oysa katma değeri yüksek olan teknik tekstil önemli avantaj sağlayacaktır. Dünyada teknik tekstilin tekstil ve hazır giyim sektörleri içerisindeki payının % 25-30’larda olduğu tahmin edilmektedir. Özellikle teknolojinin hızla gelişmesi, ar-ge çalışmalarının artması, nanoteknolojideki gelişmelerin teknik tekstilin gelişmesine büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Türkiye’nin teknik tekstil üretimini arttırması gerekmektedir. Bu konuda sektör daha fazla bilinçlendirilmeli ve üniversite-sanayi işbirliği yapılmalıdır. Tekstil ve teknik eğitimin yaygınlaştırılması da önemlidir. Özellikle ar-ge çalışmalarının teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde Türkiye’nin teknik tekstil üretmesi veya bu alanda ilerlemesi zorlaşacaktır. Kaynaklar

T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu, Sektörel Bilgiler, http://www.ibp.gov.tr/pg/sektorpdf/sanayi/tekniktekstiller.pdf

İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birlikleri, Raporlar&İstatistikler http://www.itkib.org.tr

İstanbul Sanayi Odası, http://www.iso.org.tr/Sites/1/upload/files/Tekstil_Raporu-385.pdf

Teknik Tekstiller Sektörü, T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Tekstil ve Konfeksiyon Ürünleri Daire Başkanlığı, 2014

... Türkiye’nin Teknik Tekstil Ticareti Üzerine Güncel Bilgiler 2011 Yıllık, İtkib Genel Sekreterliği Ar-Ge Mevzuat Şubesi, 2012

Page 22: ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMݱk/ARGEBÜLTEN_ARALIK.pdf · Yerli Otomobil Projesinde Son Nokta: Elektrikli Otomobil-----12 Melisa KORKMAZ Türkiye

AR&GE BÜLTEN 2014 ARALIK

22

SORULARINIZ, YORUMLARINIZ VE

İSTEKLERİNİZ İÇİN

ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ 2014 ARALIK BÜLTEN EKİBİ

Birol EFE Tel: 498 42 36 E-Mail: [email protected]

Günnur ALTINTAŞ Tel: 498 42 45 E-Mail: [email protected]

Nurel KILIÇ Tel: 498 42 38 E-Mail: [email protected]

Melisa KORKMAZ Tel: 498 41 03 E-Mail: [email protected]

Şebnem BORAN Tel: 498 43 05 E-Mail: [email protected]

Gözde SEVİLMİŞ Tel: 498 41 47 E-Mail: [email protected]

Erdem ALPTEKİN Tel: 498 41 44 E-Mail: [email protected]

Hande UZUNOĞLU Tel: 498 43 61 E-Mail: [email protected]

WEB http://www.izto.org.tr/IZTO/TC/IZTO+Bilgi/bulten/

FAX

+90 (232) 498 46 35

E-MAIL

[email protected]