13
Hz. Hilafeti Mua viye'ye Devrinin . . Hz. Hasan dönemi, tarih problemli bir donemdir. Söz konusu zaman ile ilgili yeterli Mevcut da da zaman mezhepsel ön plana Bu durum döneinin bir yana, sorunun daha da içinden bir" hal et- kili ve Ehl-i Sünnet, söz konusu devreyi, bir birinden oldukça Bu iki ekolünün, Hz. Hasan ile ilgi!.\ tarihi verileri kendi lan ve buna uygun bir tarih görülmek- tedir. Tann tarafindan belirlenen ikinci imam olarak kabul Hz. Hasan ile ilgili l'Utsal bir bale bu eksen ÜZerinden yaparken, sün- net ise bir taraftan Hz. Peygamberintorunu Hasan zedelemeden ve onu rencide etmeden dur- maya taraftan ise en bir gibi bir paradoksla Sünnet, Muaviye'nin gerek Hz. Ali gerekse Hz. Hasan tutUmunu temelde ve fazla Her iki grup da Hz. hilafeti Muaviye'ye teslim etmesini bulmama ortak bir paydada • Gazi Üniversitesi Faldiltesi l Hz. her o- nun da emrini yerine söylemektedir. Konu ile ilgili Kuleyni ''Ebfi Abdullah rivayet dir; Vasiyet, bir metin olarak indi. Vasiyet ile ilgili metin Muhammed'e göl..1en hiçbir metin ·Cebrail dedi ki: "811 Ehl-i Beyt'ine vasiyetindir.... sonra Ali o ilk açti etti. Sonra Hasan ikinci onunla ome/ etti. Onun sonra orada ve öldünil. insanlan kendinle beraber için gl'Jtflr . Sen onlara Ali b. verdi ... _" Kuleyni, Usulu Kafi, I-IV. tre_ Seyid Mustafa), Tahran ?, Tl, 28-29 M. Mahf uz SÖYLEMEZ* da, tillen aksi olan Muaviye'ye devri hadisesini te'vil etme yolunu tercih Ehl-i Sünnet bu "Benim bu seyyiddir. Umulur ki Allah bununla iki Müslüman kitlenin ''2 hadi- sine dayanarak, Muaviye ile bir zemine oturtma ise Hz. göstermek için ilahi bir yön veya veche verme gayretindedir. Hz. hilafeti Muaviye'ye ile muazzam bir hadis Bu durum söz konusu ideolojik k'Ufguyu göstennesi dan önem Biz, bu hadislerden sadece bir zikret- mekle Muaviye'yi Hz. Peygamberin görmeye edemeyen- Peygamberm Muaviye'yi ve "Onu minberimin üzerinde g(Jrürseniz, öldürünilz" aktanrlarken3 taraftan, "Resulul/ah bir- biri minbere g(Jrdü. Bu rüya onu üzdü kendisini l{!se/li etmek için yüce Allah Kevser suresini nazif buyurdu" Bir birinden iki ayn ifade eden bu haberlerden ilki, daha erken 2 Bu hadis bir çok hadis da yer Ör- nek olarak bk:z. Buhari, VD, 74; Tirmizi, 3775; Nesai, lll, 107; Ebü Oavud, 4662, 2588; Muhammed b. b. Osman Siyer A'lam ei-Arnavud- Hüseyin ei-Esed) 1-XXlll, Beyrut 1984-1988, · lll, 25 l; Zehebi, ve ve'l-A 'lôm b. Ebi 41-60, (thk. Ömer Abdusselam 1993, 34; {i b. Ebi M. ideolciiik Tarih içerisinde) 1999, 119; Aluned h. Nihôyetu'l- Ereb Fi Fumini'I-Edeb. Ebii'I-Fadl Kahlre 1975, xx. 230. 3 Hilli (726/1326), fi Ma'ri{eti'l-imôme, Siilim), 1962, l3 456 JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 14. NO: 3-4. 2001, Page: 456-468

Arkaplanı - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2001_3-4/2001_3-4_SOYLEMEZMM.pdfHasan ile ilgili l'Utsal bir bale oluşturarak, l'Ufgulamasıru bu eksen ÜZerinden yaparken, ı

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • Hz. Hasan'ın Hilafeti Muaviye'ye Devrinin . .

    Arkaplanı

    Hz. Hasan dönemi, İslam tarih yazıcılığı açısından problemli bir donemdir. Söz konusu zaman diliınİ ile ilgili yeterli araştıona yapılmamıştır. Mevcut çalışmalarda da çoğu zaman mezhepsel kaygılar ön plana çıkmıştır. Bu durum döneinin aydınlatılm~sı bir yana, sorunun daha da giriftleşip içinden çıkı.lmayacak bir" hal alınasında et-kili olmuştur. Özeİlikle Şia ve Ehl-i Sünnet, söz konusu devreyi, bir birinden oldukça tarldı şekillerde inşa etmişlerdir. Bu iki düşünce ekolünün, Hz. Hasan ile ilgi!.\ tarihi verileri kendi görüşleri doğrultusunda lnırguladıklan ve buna uygun bir tarih inşaına çalıştıklan görülmek-tedir. Şia, Tann tarafindan belirlenen ikinci imam olarak kabul ettiği Hz. Hasan ile ilgili l'Utsal bir bale oluşturarak, l'Ufgulamasıru bu eksen ÜZerinden yaparken, ı Elıl-i sün-net ise bir taraftan Hz. Peygamberintorunu Hasan imajını zedelemeden ve onu rencide etmeden Şia'ya karşı dur-maya _çalışmak, diğer taraftan ise Mu'!~ye)e y~pıla_!! aş ın eleştirilerin, en azından bir kısmınİ, göğüslemek gibi bir paradoksla karşı karşıya kalmıştır.

    Elıl-i Sünnet, Muaviye'nin gerek Hz. Ali gerekse Hz. Hasan karşısındaki tutUmunu temelde yanlış ve haksız bulmasına rağmen fazla eleştirmeme eğiliıııindedir. Her iki grup da Hz. Hasan'ın hilafeti Muaviye'ye teslim etmesini doğru bulmama nol1asında ortak bir paydada

    • Gazi Üniversitesi Çonım ltıılıiyat Faldiltes i l Şia Hz. Hasan'ın yaptığı her şeyin AUalı tarafından emredildiğini, o-

    nun da Allatı'ın emrini yerine getirdiğini söylemektedir. Konu ile ilgili Kuleyni şunlan aktıırmat..1adır. ''Ebfi Abdullah rivayet etınet..1edir; Vasiyet, yazılı bir metin olarak Muhamnıed'e indi. Vasiyet ile ilgili bıı yazılı metin dışında Muhammed'e göl..1en mı1hıirlıi hiçbir metin indirilmemiştir. ·Cebrail dedi ki: "811 Ehl-i Beyt'ine ıimmet hakkındaki vasiyetindir.... Muhaiiımed'in ölıimllnden sonra Ali o melaıtptan ilk mıihni açti onıınla_omel etti. Sonra Hasan ikinci mıihni açtı onunla ome/ etti. Onun ölıimıinden sonra Hı7seyin ıiçı1ncıi mıihni açtı, orada ştınun yazılı olduğıımı gördı1; savaş, t!ldı1r ve öldünil. insanlan kendinle beraber şahadet için gl'Jtflr. Sen olmaksızın onlara şahadet yoktıtr. Hıiseyin l'Jlıince mektlıbıt Ali b. Hıiseyin'e verdi ... _" Kuleyni, Usulu Kafi, I-IV. (Fıırsça'y:ı tre_ Seyid Cevııd Mustafa), Tahran ? , Tl, 28-29

    M. Mahfuz SÖYLEMEZ* buluşuyorlarsa da, tillen aksi gerçekleşmiş olan iınarnetin, Muaviye'ye devri hadisesini meşru kılacak tıırzda, te'vil etme yolunu tercih etmişlerdir. Ehl-i Sünnet bu noktadıı "Benim bu oğlum seyyiddir. Umulur ki Allah bununla iki Müslüman kitlenin arasım bulacaktır. ''2 hadi-sine dayanarak, Hasan'ın Muaviye ile banşrnasıru· meşru bir zemine oturtma çabasına girişirken, Şia ise Hz. Hasan'ı hııklı göstermek için hııdişeye ilahi bir yön veya veche verme gayretindedir.

    Hz. Hasan'ın hilafeti Muaviye'ye devretılıesi ile alakatı muazzam bir hadis liilliyatı uydurulınuştur. Bu durum söz konusu ideolojik k'Ufguyu göstennesi açısından önem arzetınel'1edir. Biz, çoğunluğu Şia tarafından uydurolmuş o~an bu hadislerden sadece bir kaçını zikret-mekle yetineceğiz:

    Muaviye'yi Hz. Peygamberin ıninberinde görmeye ta!iıfrı.llnü l edemeyen- Şiiler;-bir taraftım-Peygamberm Muaviye'yi lanetlediğini ve "Onu minberimin üzerinde g(Jrürseniz, öldürünilz" dediğini aktanrlarken3 diğer taraftan, "Resulul/ah rtıyasmda Ümeyyeoğullarının bir-biri ardınca minbere çıktıktarim g(Jrdü. Bu rüya onu üzdü kendisini l{!se/li etmek için yüce Allah Kevser suresini nazif buyurdu" iddiasında bulunınal1adırlar. Bir birinden iki ayn duruşu ifade eden bu haberlerden ilki, daha erken

    2 Bu hadis bir çok meşhur hadis mecınııalannd:ı da yer almaktadır. Ör-nek olarak bk:z. Buhari, VD, 74; Tirmizi, 3775; Nesai, lll, 107; Ebü Oavud, 4662, Taber.:ıni, 2588; Şemsuddin Muhammed b. Alımed b. Osman ez-Zelıebi, Siyer A'lam en-Nıtbela,(thk. Şuayb ei-Arnavud-Hüseyin ei-Esed) 1-XXlll, Beyrut 1984-1988, · lll, 25 l; Zehebi, Tarihıt'l-lslam ve Vefeyôtıı'l-MeşqJıir ve'l-A 'lôm -Ahdıı ljfııaviye b. Ebi Sıi{yôn 41-60, (thk. Ömer Abdusselam Tednıun}, Beynıt 1993, 34; İbn Teyıııiyye, Sııalım {i Mııaviyye b. Ebi Sıifyan:(trc. M. Malıfıız Söylenıez, ideolciiik Tarih Okumaları'nın içerisinde) Atıkarn 1999, 119; Şilıabuddiıı Aluned h. Abdulv:ıhhııb eıı-Nuveyn, Nihôyetu'l-Ereb Fi Fumini'I-Edeb. {tlık. Mııhamıned Ebii'I-Fadl İtırniıinı) Kahlre 1975, xx. 230.

    3 Allaıne İbıı Mut:ıhlıar Hilli (726/1326), Kitabıı Minhôcıı'I-Kerôme fi Ma'ri{eti'l-imôme, (tlık. Mııhnmmed Reşfid Siilim), Kııhire 1962, ı l3

    456 JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 14. NO: 3-4. 2001, Page: 456-468

  • HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARK:APLANI

    döneme ait iken, ikinci haber ise Emevi hanedaruna men-sup halifelerin peş peşe iktidara geldikleri bir döneme aittir. Nitekim rivayetteki teslimiyet havası Erneviierin güçlü olduğu dönemlerde uydurulmuş olduğunu göster-mektedir. İbnu'l-Esir, bilafeti Muaviye'ye teslim ettiğind~n dolayı eleştirilen Hz. Hasan'ın kendisini savunmak is:ln bu haberi kı.ıllandığını söylemek"tedir.4 Bu durum, aaha sonraki dönemlerde Peygambe~in torununu temize çıkanDak amacıyla bu uyduıma rivayetten Ebl-i Sünnet'in de yararlanmak istediğini ortaya koymak"tadır.

    Şilierin kendi aralarındaki tartışmaların da zaman zaman uydurulan hadisiere katıldığını görmekteyiz. Nitekim Peygambere söylettirilen "Hasan ve Hilseyin huruc etmeseler de etseler de imamdırlar"5 haberi aslında Şia'nın kendi içerisindeki tartışınalar ile alakalıdır. Hz. Hasan ile Hüseyin'in Emeviler karşısındaki farklı tutum-lan, Hz. Hasan'ın imametini tartışmalı hale getirince, böyle bir hadis uydurularak iınameti k-uı1arılmıştır!. Yine aynı düşünce ekolü tarafından uydurulan "İ/im anlamm-daki arş. öncekilerin dördil, sonrakilerin de dördil tarafından taşınır. Onceki dört selam üzerlerine olsun Nuh, İbrahim, Musa ve İsa'dır. Sonrakiler de Allah'ın salatı üzerlerine o/sım Muhammed, Ali, Hasan ve Hüseyin'dir''.6 Haberi aslıabm en aliminin kim olduğu ve iınametin ümınetin en alimine ait olduğu tartışmalara, yani hicri ikinci asra ait çekişmelerle yakından ilişkilidir. Bilindiği gibi Şia ümmetin en aliınİ olarak Hz. Ali'yi kabul etınek1e ve İmametin Hz. Ebubekir'in değil onun hakkı olduğunu iddia etınek"teydi.

    Nebi (as) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'e şöyle demiştir: "Sizinle savaşan kimsenin diişmam, sizinle barış halinçte olan m dostuyum". -ı }!adisi ise yine Şiüe! _tar~tindan uydurolmuş bir haber olup Cemel, Sıl'fin ve Kerbela'da Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin ile savaşmış olan

    4 İbnıı'l-EsiT aynen şöyle demeh.1edir: "H:z. Hasan Küfe'den aynidığında adamın biri onn hiicum ederek ''Ey Miisliimaııların yüzünü kara çıkartan adam" diye lıaj!ımıış, Hz. Hasım dn onn şöyle cevap vermişti: "Beni kınama! Resııhıllah riiyasında Ümcyyeoj!ullannın birbiri ardınca minbere çıl..1.ıgını gördii. Bıı rüya Peygamberi çok iiznıüştü, Ancak yüce Allalı bwıun üzerine şu :ıyeti indirdi "Biz sana Kevser'i verdik. Arkasından indirdiili ka dir suresinde şöyle buyıırdu: "Biz onıı Kur'an'ı kadir gecesinde indirdik ... (o gece) bin aydan dıılıa hayırhdır." Senden soı.ırıı Ümeyyeo~llan bu göreve geleceklerdir. Bkz. el-Kômi/, DI; 416

    5 Şeyh Razi Ali Yasin, Sıtlh·ı İmam Hasan -por şokveterin-i nermeş-1 kahnmu.indne·i tarih, (Farça'ya tre. Scyyid Ali Hıınıeııei), Tahrıın 1365, 269; Muhııııuııed Beyumi Melırıın, el-imam Hasan b. Ali, Beynıt 1990,44

    6 Ebü Cıı'fer Muhıınınıed b. Ali b. Balıeveyh cl-Kumi (Şeyh Saduk), Ri-.fôletıı'l-i'tikodiyeti'l-imömiyye: Şii imami)'Ytt'nin inanç Esasları. (Türkçe'ye tre. Et hem Rulıi Fığl;ılı), Ankara J91l!, 41

    1 Şeyh Saduk. 125. Bu rivayelin Hilli'deki versiyonu ise "Ey Ali senin le savaşan benimle savaşmış. seninle aniaşan benimle aniaşmış olur" şeklindedir. Bkz. H illi. ll:'i-1 16

    Emevileri toptan cehenneme gönderme amacına matuf . olarak uydurulmuştur.

    Mesudi'ye atfedilen İsbatu'l-Vasiyye adlı eserde bulu-nan aşağıdaki badise ise Şiiler tarafından bu konuda uydurulan hadislerde artık mantığın bije yok olduğunu göstennesi açısından son derece çarpıcıdır. "Hüseyin .(as) Aişe'nin [Hz. Hasan'ın dedesiiıin yamna defi1edilnıesine müsaade etmemesil üzerine kendisine gitti ve onun ta/akını verdi. Çı1nka Resulullah, kendi eşierini ·boşama yetkisini kendisinden sonra Emirıı'l-.mı7'min'e [Hz.Aii] vermişti. O da kendisinden sonra Hasan (as)'a vermişti. Hasan da Hi/sevin (as)'e vermişti. Resuluilah [bu yetkiyi verirken de J ştJyle buvurnıuştu: Eşlerimin içinde Kıyamet günil beni g6rnıeyecek olanlar, vasilerim tarafından ta/akları verilntiş olanlardır". 8

    "Benim bu oğlum seyyiddir. Umulur ki Allah bunun-la ilıi Müslüman kitlenin arasını bulacaktır." Siyasi badi-seler ile hadis ilişkisi konusunda bir çalışması bulunan Mehmet Hatipoğlu bu hadisin mevzu olduğunu söyledik-ten sonra şöyle demektedir:

    "Ehl-i Beyte aşırı derecede bağlı olan kimseler, onıın maddi men-

    faal kıırşılığı mttkııddes davadan yı1z çevimıiş olmasını hazmede-

    memişler. hatta anıt, "mıi'minlerin yı1z kara.rı" olarak ilan etmeye karar

    vemıişlerdir. Hasnıı'uı Iınreketi11i mnzıır görmeye çnlışmı çevreler ise,

    omm müdnfnnmıı Hz. Peygambere yaptırmaktan başka çıkar yol bula-

    mayacaklardır. Hz. Peygamber, i!..i bıiyt1k ordımun birbirini !..1rma~-ına

    mani olup sıtlhıt ikııme eden bıt ıonınımım tııtllmıtmı yerinde b11lacak.

    hatta övecekıir.9

    Yezid b. Humeyr b. Abdurrahman b. Cubeyrin ağzıyla Hasan'a söylettirilen "Arapların çoğunluğu bana itaat etmekteydiler. istediğim ile savaşıyor, istediğim ile barış inızalıyorlardı. Ama ben bütün bunlara rağmen hi/afeti Allah rızası ve ilmmetin kanının dökülmemesi için terket-tim"IO ifadesi de yukandııki badisi tamamlaması için inşa edilmiş gibidir.

    Yukanda sadece bir kaçını aktarmış olduğumuz haberlerden de anlaşıldığı gibi, Hz. Hasan dönemi sonra-ki k-uşaklar tarafindan bir çok kez restorasyona tabi tutul-muş ve "tarih kurgulayıcı lan" tarafından birden fazla kur-gulanmıştır. İşte "tarihin geriye dönük olarak ohınması"nın en güzel örneği olan, bu k-urgu tarih içerisinden doğruyu bulup çıkarmak İslam tarih yazıcısının önündeki en büyük problemlerden biri olarak durmaktadır.

    Biz bu çalışmamızda yukarıda saydığumz iki farklı

    8 Mesudi'ye atfedilen isbatu'l-Vasiyye ll İmam Ali b. Ebi Tali b, Beynıt 1988, 173

    9 Bkz. Melınıeı Hatipoğlu, Hz. Peygamberın Ve(aıından Emevilerin So nuna Kadar ·Siyasi-ictimai Hadiseler/e Hadis MıinasebeU. Basılııııımış Doçentlik Tezi, Aııkarıı, 41

    lO Zelıebi, Tarih (muaviye) 38

    İSLAMI ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, CIL T: 14, SA YI: 3-4, 2001 457

  • M.MABFUZSÖYLEMEZ

    ideolojik duruştan herhangi birinin tuZflğı.na düşmeden Hz. Hasan'ın bilafeti Muaviye'ye devretmesinin neden-lerini tartışmıık istiyoruz. Elde ettiğimiz mfllzemenin hem lehte hem de aleyhte olanlaımı dikkate alarak bir sonuefi varmaya çalışacağız.

    Hz. Hasan'ın Hilafete Getirilişi

    Hz. Ali ile Hz. Fatırufl'ın ilk çocuğu olan Hz. Hasfln, Medine'de 625 tarihinde doğdu. Tflberistfln'ın ve Kuzey Afrika'nın fethinde bulundu. Hz. Osıııfln'm asiler tru·afından h.-uşfltıldığı dönemde, kflrdeşi Hüseyin ile beraber, onu korumak amacıyla kapısında nöbet beklernesi dışınd(!, bflbflsırun hilatetine kfldar hiçbir siyasi lıfldisede yer almadı. Hz. Ali dönenıi.ıide ise Hz. Aişe'~ ordusuna karşı savaşmak üzere, asker toplflınak amacıyla, KiHe'ye, ünlü sfllıabi Alnınar b. Yilsir ile beraber gönderildi.•• Babasının hilafeti döneminde eeceyan eden saVfiŞifirın tamamına iştirak etti.

    Hz. Ali'nin vefatından sonrtı lıilaiete getirilen Hz. Hasan'ın seçiliş biçimi ile Hz. Ebubekiı'in göreve getiri-lişi arasındfl bir benzerlik bulunı~tıh.1tıdır. Bir üırklfl ki Hz. Ebubekir'in hilalete gelişinde Ensann, Sa'd b. Ubilde'yi halife seçmek aruacıylJ, dahfl önce bir ttıkım b;ızırlıklar yaptığı anlaşılmah.1adır.l2 Bu dururu sflhabenin tamamen hazırlıksız olıntıdığıru, en nınd~n hir kısmının Hz. Peygamberin hflstalığı esnasındfl, onun vetiıt edeceği gerçekliğine kendisini lıazu·Itıdığını oı1aya koymakttıdır.

    Hz. Htıstın'fl gelince; Kı1telilerin Hz. Ali'den sonrtı kimin halife olacflğılıususunda lıiçbir hazırlık yapmadıklan anlaŞılmah.1adır. Çün1.ii Hz. Ali'nin şehit edilmesi ani bir gelişmedir. Kılteliler bu durumfl tamıııuen bflzırlıksız yakaltınnuşlflrdır. Ancak Hz. Ali'nin yaralflnınflsı ile beraber kimin hıılife olacağının tıırtışılıuaya hflşlflndığını görmeh.1eyiz. Taı1ışma Hz. Ali'ye kadflr getirilıniş, ken-disinden sonrtı htılifelik yapacflk bir Şfllısı tflyin etmesi istenmiştir.ı:ı Hz. Hasan dışındfl, kflynflklflrunız tflra1in-dan zikredilıııeıniş alınasına mğmen, bflşka fldflylar da bulunmuş olınfllıdır. Babasının vefatından iki gün sonra kendisine biat edilmiş · olınflsı bu ihtimııli

    ll Hz. Hasan ve Aııuııfir b. Yasir'iıı Küfe valisi ~bii Musa el-E~:ır1 ile tartışmaları ıneydıııı:ı gelmiş, bıı t:ınışnı!ılıınıı :ık;ılıindeıı ancak 7000 kişilik bir lmvveı Hz. Ali'nin ordusuna katılııuşıır. Geniş bilgi için bkz. Halife b. Hayyaı, Tarihu Halife b. Hawaı, (thk. Siiheyl Zekkar). Beynıt 1993. 137-138; Ebu Cnfcr Muhammed b Ceıir et-T:ıberi, Tarilıu'/.Omem ve'/ Mu/ılk. l-XIU, Beyrut 1987, .Y, SOl!; Mesüdi, Murı1cu'z-Zelıeb. l-V, K\ını 1984, 11,368 ·

    12 Pey.gambedıı cenazesi kaldınlnıadaıı Eıısar'm Saldfetıı Beni Saide'de toplanarnk Sa' d b. Ub5de'yi halife seçmeye çalışıııalan, onlaruı Hz. Peygamberden sonra ldınin lıalife olacağı hususunda bir takım hazırlıklar yaptığını göstermektedir.

    13 Bkz. İbn Kesir, el-8/dôye ve'n-Nihll)'e, (Uık. Alımed Ebii MüUıim ve arkadaşları), I-XIV, Beynıt ?, Vlli, 16 .

    458

    k-uvvetlendinnektedir.t4 Anetık Hz. Hflsfln, bu adaylar tırflsından sıynlıp ön plflna çıkmıştır. Onun ön plana çıkınasının bir tflkun nedenleri olmfllıdır. Kendisini hilflfete taşımflda önceki bflşanlannın rolünün olmadığım bili-yoruz. Zira dfllıfl önce lıila1ete gelebilecek kadar büyük hir başan elde edemediği gibi katıldığı SfiVfiŞlarda da kaydfl değer bir vtırlık gösterememiştir. Nitekim lıilateıi onun hakkı olMak görenler de kendisine böyle bir bfiŞflrı fltletnıeıneh.1edirler. Dolflyısıyla Hz. Hflsfln'ı hilaiete rnşıyfln nedenleri bflşkfl yerde arııınak gerekmektedir.

    Şia, Hz. HasfiD't hilafete tflştyfln nedenin ilflhl olduğu kflrusındadır. OnlMa göre Hz. Hasfln, babasından sonrflki iımm olMak Tanrı tarafından belirleruniştir. Dolflyısıyla Hz. Ali, Tflnrının bu enırine dayıınarak, oğlunu kendisin-den sonrflki imam olarak tıçıklaınış ve balkın ona biat etmesini eıııretmiştir. Bu hadiseden sonrn da Kı1feliler, Hz. HfiSfln'fl biflt etmişlerdir. Şii müellifKuleyni, bu olayı flnlatırken, şöyle deıneJ...1edir: "Ali (fls) hasta olduğu z;ııuan onun yerine OfllUfiZı oğlu Hflsan kıldırdı. İıntıın Ali kitflbıru ve silfllıını ona vererek onu kendi yerine imam tflyin et1i ve şöyle dedi: "Yavrum! .41/ah Resulü benden sonra seni vasi tavin etmem ve kitabım ile silahımı sana vermemi emrelli. Pe'vgamber beni kendisine vasi tayin edip !.itabını ve silahını verdiği gibi, benim de seni vasi tavin etme11ıi ve omrilniln sonlarına doğru bunları kardeşin Hüseyin'e vermeni buyurmamı emretti ... "15 isbatu'I-Vasivve atliı eserde de Hz. Ali'nin on iki oğlunu bir araya toplat1ığıru, kendilerine Hasan ve Hüseyin'i vasi tayin ettiğini söylediğini, bundfln sonra da Hz. Hasan'a biat edildiğirıi ah.1annah.1adır. ı6 İbn A'sem Hz. Ali'nin vetatından sonra Kı11eWer "önce Hasan'ın, arkflsından da Hüseyin'in İnıaULolmasını kabul ettiler"t7 demeh.1edir. Ancak Şii kııynaklar dışıodfln gelen rivayetler Hz. Hasan'ın bu şekilde veliflbt olarak ııttındığına dair yeterli bilgi surınıflıuah.1adır. Aksine ltırafsız rivayetlerin büyük bir kısmı Hz. A]j'ye kendisinden sonra kimi halife tayin edeceğinin sorulduğunu, onun da hiçbir beyanda bulun-madığını aktannah.1adır. Örneğin İsianı Tarihinin önemli kııynakİanndan biri olfln Belilzfıri tartıfından ah.1anlan Cündeb b. Abdullfllı'ın Hz. Ali'ye geldiği ve oğlu Hasan'ı halife seçmek istediklerini, bu konudflki likrini sor-duğunu, Hz. Ali'nin . de "size emretmeyeceğinı gibi sizi

    14 Bk-z. Mesudi, Mıınic, lll, 4

    15 el-Kuleyrıi, Usul el-Ka/i,.Il, 65. Kuleyııi ınrafından nt..-ıarı1an bu ri-v:ıyeı kendisinden sonrııki kaynaklann tamamında yer :ıldığı gibi, bu giirı d:ıhi Şii kökenli ıır;~tınnacılar :ıyııı :ırgiirııııııı !..'llllaıunat..-tndırlar. Önıek olarak bkz. Razi Ali Yasin, Sulh~ı imam .Hasan, 16-11

    16 Bkz. isbaw'l-Vastwe, 165 vd.

    17 Bkz. Ebü Muh:ırıınıed Ahmed b. A'sem (314/926), el-Fıitiih, 1-VITI, Beynıt 1986, llUN, 284

    JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 14, NO: 3-4,2001

  • HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI

    bundan da alıkovmam"18 rivayeti bunlardan :;adece bil'i-sidir.

    Öyle anlaşılıyor ki Hz. Ali, kendisinden sonraki ha-lifeyi belirlemek isteıneıniştir. Nitek4u kendisine bu talepte bulunanlara Hz. Peygamberi örnek almak istediğini if

  • M.~UZSÖYLEMEZ

    Hasan'ın bu şartı kabul etmediğini söyleıueh.'1edir.30 Fakat hadiseyi Kılteli tarihçi Avvane b. el-Hakem'den (ö.l48) den ak-taran Belazılri, Kays'ın şartlı biat ettiğine dair bir bilgi a1.1annamak'1adır.31 Zaten Kays'ın şartlı biat etmek istemesi olayın akışı ile uyumlu değildir.

    İkinci rivayet ~iimesi ise Hz. Hasan'ın banşı sağlamak veya kendisine bir takım çıkarlar elde etmek amacıyla hilatete gelmek istediğini, hilatete seçilirken "banş yap-tığı ile banş, savaş yaptığı ile savaş yapmak" şartı ile biat aldığını,32 böylece lıilateti Muaviye'ye devretmek için hazırlık yaptığmı söylemeh."tedir. Nitekim bu rivayetlı::r Hz. Hasan'ın Muaviye ile savaşma niyetinde olmadığını,

    · tek amacının kendisine bir takım çıkarlar sağladık-tan sonra hilateti Muaviye'ye tesliıu etmek olduğunu belirten Zühri kanalıyla gelmeh.1edir.J:ı O bu h.-uı;gusunu, söz konusu şahıslar arasında hiçbir hadise meydana gelmemişcesine, Hasan'ın Muaviye'ye yazarak ondan bir takım şeyler talep ettiğini, bunların verilmesi durumunda biat edebileceğini söylediği iddiası ile tamamlamak-tadır.34 .

    Zühri Bınevi yanlısı bir tarilıçidir. Nitekim bu hanedan ile yakın ilişkileri bulunınah."ta idi. Abdulınelik b. Mervan fetva hususunda ona başvururdu.35 Emevl halile-si Hişaın döneminde ise bu hanedanının neredeyse bir parçası haline gelmiş, onlardan lıiç aynlınanuştır. Bu dönemde halitenin çocuklarının da lıocalığıru yapnııştır.36 Dolayısıyla Zühri tarafından ah.1anlan bu ri vayetin Hişam dönemindeki imam Zeyd b. Ali hareketiyle de yakın ilişkisinin bulunma olasılığını göz ardı etmemek gerekir. Bilindiği gibi Hişam b. Abdulmelik'e isyan eden Zeyd b. Ali döneıninde de bir takım ekonomik nedenler gündeme g~lıniş ve Zeyd b. Ali hadisesi bu ekonomik sorunlardan dolayı patlak venuiş idi.37 Hz. Hasan'ın lıilafeti para

    30 Bkz. T:ıbeıi, VI, 73 3 I Bkz. Bei5Zliıi, Ensab. ili, 279

    32 Belaztlıi, Ensab,lll, 279; Ta beri, VI, 77; İbn A'sern, lll/lV, 285; Mü-fid, Muhammed b. Muhammed b. Nu'mnıı, (413/1022) el-lrttid, (sWı. Seyyid Kllzım ci-Musevi), K1ıııı 1377, 169; Nııveyri, XX, 224

    33 Bkz. İbn Şilıilb ez-Z\ihti, ei-Meğtizi en-Nebeı•iyye, (thk.Siilıeyl Zek-kar), Beynıt 191! 1, 157; Ziihn knıı:ılıyla gelcıılııılıilgiler nyııı şekilde Taberi (VI, 73-74) ve İbıııı'I-Cevzi [el-Mııntazam {i Tevtirihi'I-Mıılıik ve'I-Ümem. I-XII, (tlık. Sülıeyl Zekkiir); Beynıt 1995, lll. 406) t;ırafınd:uı da eserlerine alınmıştır.

    34 Bkz. Tııbeıi, Vl, 77

    35 Hatta Kaderiye mezhebine mensup bir takım iıısanlıır onıın verdi~i fetva sonııcuııda öldiiriilnıiiştii. Bkz. Abdulkalıir ei-Ba~dııdi, Mezhepler Arasındaki Farklar, (tre. Rıılıi Fığlalı), Ankara 1991, 2l!9

    36 Bkz. Michael Lecker, "Biografıcnl Notes on İbn Şilıab ai-Zıılıri" Jıır-. nal o{Semftic Studies, XLIII spriııg 1996,22 vd; Aynca bkz. Tahıl Ko~yiğit, "Ziilıri", İA, XIII, 643-647

    37 İmam Zeyd hadisesi ile ilgili geniş bilgi için bkz. Muhammed b. Sa' d; Tabaktittı'I-Knbro. I-IX, Beynıı trs, IV, 326; Muhammed b. Ali b. Tabııtabıı b. Tiktaka, ei-Fahri (i Adôbi's-Stıltaniyye ve'd-Dtıveli'Iİslamiyye, Beynıt trs., 133; İbnıı'I-Cevzi, Muntaıom. IV, 673 vd.

    460

    karşılığında satlığını söylı::yen yukandaki rivayetler, aynı zamanda Zeyd b. Ali'yi karalamak için k-ullanılmış olmalıdır. Böylece bu ailenin öteden beri para düşkünü olduğu, ilkelerinin bulunmadığı iına edilerek, Zeyd b. Ali'yi halkın gözünden düşürme aınacıyh ileri sürülmüş olınası muhtemeldir. Bu rivayetler aynı zamanda Hz. Hasan'ın böyle bir şart ileri sürdüğünde, biat etınekt.e olan halkın tereddüt geçirdiğini, Muaviye ile a·nlaşınak niyetinde olduğundan şüphelendiklerini ve bu tutumunu kınadıklannı ah.1armah.-tadır.38 Fakat biraz sonra aktara-cağuuız hadiselerden de açık bir şekilde anlaşılacağı gibi Kfi!eliler hiç de bu kanaatde değillerdi. Aksine onlar savaşınayı istemiyorlardı.

    Kendisine h. 40 yılının Ramazan ayında biat edilen Hz. Hasan'ın ha lite olarak ilkicraatı babasının katili olan Abdurrahman b. Mülcem'e kısas uygulaması oldu.39 Rivayetler Hz. Hasan'ın bu ilk sınavını hiç de iyi ver-ınediğini aktannak1.adır. Zira bu rivayetlerin önemli bir kısmı Abdurrahman b. Mülceın'in işkence ile öldürüldüğü husus_unda hemen hemen ittifak halindedir. Bunlardan kiınisi ise İbn Mülcem'e müsle yapıldığını; yani önce elleri, sonra ayaklan, arkasından k-ulakları ve bwnu kesildik:teo sonra öldürüldüğünü söyleınektedir.40

    Muaviye İle Mücadelenin Başlaması İbn Mülceın'in kısas edilınesinden hemen sonra, Hz.

    Hasan, Muaviye ile başlayacağı mücadelede Kiltelilerin desteğini almak için harekete geçti ve atalarını yüzer dirhem artırdı.4 1 O, Kfifelilerin her ne kadar babasının

    . yanında yer alıyor gibi görünseler de onu sevmediklerinin farkındaydı. Zira gerek Sıffin savaşında, gerekse Nuhayla, Nehrevan ve devamındaki savaşlarda bu şehirden önemli sayıda i:ısan_ ölmüştü. Ölenl~n fazlalığını anlatmak için kaynaklar, şehirde ağıt sesinin yük-selınediği hiçbir evin olmadığını aktannah.1adırlar. Tüm bu insanlann, yakınlannın öldürülmesini gönül buzuru içerisinde kabullendiklerini söylemek safdillik olur.

    3l! Bkz. Nııvcyri, XX, 224

    39 Yakııhi, Tarihıı Yakııbi, I-II. Beynıt 1992, ll, 216; İbn Kutt!ybe, ei-Metirif. 240; Tn beri, Vf, 73; Mulıuınıııed b. Hibbiin, Kilabıı:r-Siktiı, I-IX, Hoyd:ır:ıbııd, 1975, II, 305; Knlkaşandi ve Nııveyıi Hı. Hasaıı'a b:ıb:ısuıııı katiedildiği ilk giin bi:ıt edildiğini söyleıııek1edir. Bkz. Alı nı cd b. Ali ei-Kalka.ş:ındi, Stıbhıı'I-A 'şa (i Sinaati'l-inşa, I-XV. (şrtı. Mıılıamıııed Hüseyin Şeııısııddiıı), Beyruı 1987, III, 266; Meôsinı'l-inii{e.I06; en-Nuveyri, XX, 224

    40 Bkz. Ebil Mııhuııınıed Abdulhıh b. Mii$liın b. Kııteybe ed-Dineveıi (276/Sl!9), el-iuhtime ve's-Siytise, I-11, Kum 1363, 1111, 161

    41 İsfehaııi, Mektilil. 55. Bıı dıınını Hı. Hosıııı'ııı Muaviye'ye karşı sa-vıışıııa isteğinin bir kanıtı olar.ık değerlendirilebilir. Nitekinı iddi::ı edildiği gibi Husıııı, göziinü ilk giinden itibaren Küfe beytu'l-malına dik, ni ş ols:ı idi. mukatilenin at51annı artırması anlamsız olurdu. Küfe'de o tarihte SO.OOO civanndn bir mukatilenin bıılundıı~nu biliyonız, (Bkz. Söylemez, Kıife, 951 bu beytıı'l-maldnıı 8.000.000 dirhem çıkması anlamına gelnıekiedir.

    JOURNAL OF ISLAMICRESEARCH, VOL: 14, NO: 3-4,2001

  • HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI

    Bunun bilincinde olan Hz. Hasan.42 Muaviye ile yapacağı b. Abdullah, Şaınlıların kendisine karşı savaşmak için mücadelede bunların desteğini sağlamak istedi ve ordu hazırlamakta olduklannı bildirerek, bu ordunun maaşlannı artırdı. Bu takfiğin geçici bir süfe için dahi olsa gücü ve sayısı hakkında bilgi verdi, bir an önce hazırlan-işe yaradığı ~nlaşılmaktadır. Nitekim Beliizfui, masını önerdi.47 Bu hadiseden kısa bir süre sonra Kılfelilerin Hz. Hasan'ı babasından daha çok sevdiklerini Muaviye'nin 60.000 kişiJik bir ordunun başında Şam'dan a~tarrnaktadır.43 . lrak'a doğru hareket ettiği, yerine vekil olarak da ed-./ Biat tam.arnJandıktan sonra yeni halife Hz. Hasan, Dahbiik b. Kays el-Fihri'yi atadığı haberi geldi.48 babasının öldüğünü, kendisinin onun yerine halite Rivayetlere göre; Hz. Hasan, Muaviye'nin ordusunun seçildiğini, babasının valilerine bildirdi ve biat istedi. Irak'a hareket ettiği haberini alınış olmasına rağmen Babasının atadığı valilerinin tamamı ona biat ettiler. Hz. harekete geçmemiştir.49 Büyük bir ilitimaile Muaviye'nin Hasan bu valilerden hiç birini değiştirmeyerek görev- saldımcağı yerin netleşmesini bekleıniştir. Kaynaklarırnız lerinin başında bıraktı. Böylece kendisine sadece Suriye ordusunun, Cisru Menbiç'e geldiği haberi üzerine Muaviye'nin kontrolünde bulunan Mısır ve Suriye biat Hz. Hasan'ın başta Hucr b. Adiyy, Kays b. Sa' d b. Ubiide etmemiş, bunun dışındaki yerleşim biri.mleriiı.in tamarnı ve Ab.dullah b. Abbas olınak üzere danışmanlannın biat etmiş oldu. Daha önce babasının kontrolünde bulu- uyanlarını d~te alarak orduyu haZ}rlamak ıçın nan yerleşim birimlerinin biatını alan yeni halife, hiç harekete geçtiğini ve Kiife ınescidinde halka bir konuşma zaman kaybetmeden Muaviye'ye mektup yazarak biat yaparak onlan Muaviye'ye karşı savaşa çağımıakla yetin-istedi.44 Fakat Muaviye bunu reddetti. Çün1.ii 0 Hz. ınediğini bunun bir cilıat olduğunu ilan ettiğini al,.-tannak-Ali'nin ölümü ile avantajlı bir konunı,a yükseldiğinin tadırlar.50 Hz. Hasan'ın mescitte yapmış olduğu bu konuş-farkında idi. Artık karşısında genç ve deneyimsiz biri ma, onun Muaviye ile mücadeleye bakışını yansıtmak-duruyordu. Onunla mücadele elmek daba kolay olacaktı. tadır .. Cihad çağrısı içeren bu konuşma banş yanlısı Dolayısıyla hiç zaman kaybetmeden kendisini halile ilan birinin yapacağı bir hitap değildir. Eğer Hz. Hasan, etti ve biat alrna.ya başladı.45 Böylece tslam aleıninin, ilk Muaviye ile savaşmak, ya da Demircan'ın ifadesi ile defa, iki halilesi olınuş oldu. Artık Muaviye meşru hali- "Milslı7manlar arasında meydana gelebilecek bir savaşın feye biat etmeyen birvali değil, kendisine, İslam aleminin sorumluluğunu iistlenme.nıek"5l amacında olsaydı, hadi-en azından bir bölümünde, biat e.dilıniş olan bir balite seye cihad olarak bakması anlamsız olurdu. Bu durum konumuna yükseldi. Şimdi Hz. Hasan'ı ikna etmek veya rivayetlerin aksine Muaviye ile ciddi bir şekilde savaşma en azından hareket alaruru daraltmak gerekiyordu. Bu niyetinde olduğunu gösten~ek-tedir. amaçla Muaviye ilk olarak Hasan'ı kendi tarafına çekmek Hali1e savaşa istekli olmasına rağmen Kuteliler onun için Jı.er zaman uyguladığı tak'tik. olan kesenin ağzını açtı · ile birlik-te savaşa gitme niyetinde değillerdi. Nitekim ve ona aslında hilafete layık olmakla beraber genç ve Beliiziiri ve İsfehani, Kute mescidinde Hz. Hasan'ın halkı tecrübesiz olduğunu, devlet işlerinin deneyim gerek- cihada davet ettiğinde hiç kimsenin olumlu cevap ver-tirdiğini bildirdi ve kendisine katılınası durumunda ona mediğini, herkesin susup kaldığını söyleınektedir.52 Hz. Irak Beytu'l-Malında bulunan tüm parayı ve istediği böl- Hasan'ın asker toplanıak:ta zorlandığıru gören Hz. Ali genin haracını tahsis edeceğini yazdı.46 Fakat Hasan, taraftarlarından Tay Kabilesi'nin lideri Adiyy b. Hatem buna razı olmayarak babasının başlaıtığı mücadeleyi et-Tai, Kays b. Sa'd b. Ubiide, Ziyiid b. Sa' sa' et-Teyınl, sürdürme niyetinde olduğunu ortaya koydu. · Ma'kil b. Kays er-Riyiihi devreye girerek ınescitte halka

    Muaviye'nin mektubunu Hz. Hasan'a getiren Cundeb

    42 Nitekim Hz. Hnsıın, lıilafeti Muaviye'ye devrederken Küfeiiiere yap-tığı konuşmada kendisini terk etıııelerinin nedeni olarak Sıffın ve daha sonnıki savaŞta ölenlerin öcünü almak istemeleri oldutııııu söylemekıedir. Bkz. İbnu'l-Esir, m. 414

    43 Bkz. Beliizı1ri, Ensôb,III, 291 44 Bel5züri, Ensôb,lll, 281; İbn A'senı, UIIIV, 286-287; İsfehani M eka-

    til. 55. Aynca bkz. İhnıltim Sançam, Emevi-Hôşimi ilişkileri -İslam Öncesinden Abbasilere Kadar-, Arıkarn 1997,281

    45 Bkz. İbn Hibbfin, n, 305. Muaviye, Hz. Ali'nin vef.ıt ettiği tariiate Kudü~'~e ~uluıunnkt.ıydı. Hz. Ali'nin vefat haberini alır alınnz ken-disine biat almaya başlamıştır. Bkz. İbn Kuteybe, el-İmôme, un, 162. Aynca bkz, lrfan Aycan, Saltanata Giden Yolda M11aviye b. Ebi Sıifyan, Arıkarn 1990, 176; Sançam, 281 ·

    46 BeUlzuri, Ensôb,Ill, 281

    yaptıklan konuplada Kutelileri halileye destek ver-meye çağırdılar. Burada vurgulanan tema ise imarnlarını yairuz bırakluaımılan gerek-tiği idi.53 Ama Kuieliler, hiç de bu kanaatte değillerdi. Onlar, yukarıda da arzetmeye

    4 7 Bel5zı1ri, Ensôb,Ul, 2111 48 Bkz. Ebü Bekr Ahmed b. Ali b. Hutib el-Bağdadi, Tarihıı Bağdad ve

    Medfnetu's-Se/6m, I-XIV, Beynıt trs, I, 208 49 Beliizüri, Aviine b. el-Hakem'den al..ıardığı bilgiye göre Hz. Hasan

    SO gün hiç savaştan bahsetmeden dıınnuştıır. Bkz. lll, 279

    SO Bel5züri, Ens6b,fll, 279-280; lsfehani, Mek61il, Gl

    51 Bkz. Demircan 67

    52 Bkz. Beliizüri, Ensôb. m, 28l, lsfehani, Mekôtil, 66 53 Konu ile ilgili geniş bilgi için bkz. Beliizüri, Ensôb,lll, 281 vd.; İsfe

    haııi, Mekiiıil, 62

    iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSt CİLT: ~4. SA YI: 3-4. 200 ı 461

  • M.MAHFUZSÖYLEMEZ

    çalıştığımız gibi artık bu kabil savaşlardan yorgun düşmüş ve banşın bir an önce gelmesini arzulamak1:ay-dılar.54

    Öte taraftan Hz. Hasan, Kı1telilerin kendisine destek vennek istemediklerini anlayınca amiUerine yazarak asker talebinde bulundu.55 Bütün bunlardan sonra Kitle ve bağlı yerleşim birinılerinden 40.000 kişilik bir k-uvvet oluştu.56 Adı geçen bu şehrin askeri potansiyeli dikkııte alındığında söz konusu rakamın çok da ·büyük olmadığı anlaşılmaktadır. Rivayetlerin ak1:ardığı rakarnların en yükseği olan 40.000 kişinin doğru olduğuna inansak bile b~ rakamın içerisinde çevre yerleşim birimlerinden gelen askerlerin varlığını da kabul etmemiz gerek.iı·. En kötü ihtimalle bunun 114'ünün dışardan geldiğini varsaysak bile Kute kökenli askerlerin 3Q.OOO kişi olduğu gerçeği

    ·ile karşı karşıya gelmiş olw-uz. Bu rakam da Kute'nin asker potansiyelinin ancak yansını teşkil etmek1:edir.57 Toplanan askerlerin hepsinin de Hz. Hasan'ı desteklediğini, onun başarılı olmasını istediğini veya ayru bedete var-ınağa çalıştığını söylemek de mümkün değildir. Aksine Hz. Hasan'ın ordusu birbirinden oldukça farklı kitlelerden oluşınak1aydı. Bu kitlelerin ilkini Muaviye ve Haricuerle yapılaı:i savaşlarda yorgun düşen, yakınlarını bu savaşlarda kaybeden ve artık savaşıhak istemeyen kitle oluşturuyorrlu ki bu kitle ordunun çoğunluğunu teşkil etınek1:eydi.

    Ordusunun ikinci önemli k'Uvvetini ise haricuer oluştunnak1aydı.58 Sayılan hakkında net bilgilere sahip olma-ınakla beraber, bunların Sabiit'ta59 çıkardıklan kanşıklığı dikkate alacak olursak, önenıli bir h.'Uvvet olduklannı düşünebiliriz. Bu orduda yer almabırının nedenine gelince; Muaviye'yi katlı· olarak gördükleri için onunla savaşmak istiyorlardı. Babası Hz. Ali'yi tektir etmiş - · olınalarına rağmen yeni haliteyi katir olarak hala değerlendirrniyor, en a:zından onun hakkındıı henüz bir karara varamadıklan anlaşılıyor. Sabat'ta barıştan bahsettiği esn~da Haricilerin kendisine daha önce babanm şirke girdiği gibi sen de şirke girdin demeleri60 de bu kanııa-

    54 Nilekim Muaviye ikiidanı geldik1eıı soııra haş gösteren Harici isy:ııılannın bastınlmasında da Kilfeliler yer ıılrnak isteınenıişler, oıııııı. tehditlerinden sonra istemeyerek katılnıışlıırdı. GeniŞ bilgi için bkz Taberi, VI, 81; Yak,ıbi,. II, 217. İbnu'l-Esir. el-Kamil, III, 4 18; Nuveyri, XX, 273

    55 Beliiziiri, Ensôb,III, 21!0; İbn A'seın, fii/TV ,289; İsfelı:uıi. Melı:ôtil. 61

    56 Bkz. Kalkaşandi, Measim'l-inafe, 108 57 Ziyad b. Ebilıi döneminde Kil te' de 80.000 kişiııin devletten atfı aldı

    ğı, yani asker olduğu bilirunektedir. Hz. Hasan döneminde de şehirdeki asker sayısı bundan çok farklı değildir. Geniş bilgi içiıı hkz. Söylenıez, Kıife. 95

    58 Bkz. Miifid, 171; Ali Yıısin, 175 59 Sabiit; Mediiin'e yakın bir yerleşim yeridir. Bkz. Yakut ei-Hanıevi,

    Mıt'cemu'l-Bıtldtin, I-V, Beyrııt 1975, lll. 166

    60 Bkz. Belazilri, E~sab. III, 282

    timizi destekliyor. Eğer onu daha önce kafir olarak değerlendirmiş olsalardı böyle bir cümleyi sarf etmelerinin bir anlamı kalmazdı.

    Ordudaki üçüncü kitleyi ise Hz. H{!san'ı yürek'ten destekleyen kimseler oluşturuyordu. Sayılan Muaviye ile savaşın kaderini tayinde etkili olamayacak kadar az olan bu insanlar çoğunlukla Hemdiin kabilesi ve Rebia'run bazı kollanna mensup idiler. Nitekim Hz. Hasan, Sa bat'ta saldınya uğradığında bunlar tarafindan korunınuştur.

    Kı1te ve bağlı yerleşim birimlerinden gelen bu askeri güçten sonra, Hz. Hasan, yukanda zikrettiğiıniz sorun-larm da tlukındıı olarıık, Muğire b. Neviel b. el-Hiiris b. Abdulınuttalib'i Kufe'de yerine vekil bırakarak61 Muaviye ile savaşmak üzere şelıirden aynldı. Deyru AbduiTahman'a geldiğinde 12.000 kişilik bir öncü birliği oluşturdu ve başına da Ubeydullah b. Abbiis'ı geçirdi62 ve kendisine Enbiir y~resine gitmesini, Muaviye'yi orada karşılaıuasıru, yaptığı her işte Kays b. Sa'd b. Ubiide ve Said b. Kays ei-Hemdiini'ye danışınasını, her gün kendi-sine haber göndennesini, öldüıülmesi durumunda yerine Kays b. Sa'd'ın geçmesini, onun da öldürülmesi duru-munda Said b. Kays'ın yerine geçmesini emretti.63 Öncü h.'Uvvetlerinin hemen arkasından hareke.t eden Hz. Hasan, Deyru Ka'b'ı geçerek oradan da Medliin'e yöneldi. Sabat'a gelinceye kadar ordusunu sürekli gözlediği aynı amaca sahip olmııyan böyle bir ordu ile savaşmanın kendisini başanya götünueyeceği sonucuna vardığı anlaşılınakladır. Bu yüıiiyüş csnıısında zihninde banş likri de, bir ihtimal olarak, be.limıiş olınalıdu·. Gerek bazu·lık aşamasında, gerekse Sabilt'a gelince kadar yolda geÇen zaman zartinda hiç barıştan ba!_l_setmeıuiş_:ıl~uısı ~u ihti-ınalin yolculuk esnasında düşünüldüğünü göstenneh.1:edir.

    Burada yaptığı konuşmada bu ihtimali dile getirme-

    61 Belfiziıri, Enstib, III, 282; K:ılkaş:ıııdi ise yeriııe Anuııfır b. Hassfuı'ı vekil olarak bırakıp gittiğini söylemekiedir. Bkz. Measinı'l-inti{e. 108

    62 Ziilıri'ııin Eınevi y:ınlısı tavn bu lıadisede de kendisini göstenııekıe ve diğer kaynaklardım f.,rklı bilgiler vennesine nedeıı olmak1adır. Ona göre Hz. Ali vef.,t etmeden önce Muaviye ile sav:ışmak iizere 40.000 kişilik bir J,,ıvvet ohıştlımııış ve başına da Kays b. Sa'd b. Ubıide'yi geçimıişti. Hz. Ali şelıid edilip yerine Hz. H :ıs an geçmi.~tir. Hasan, ta başından beri Muaviye ile anlaşnın yı diişiinınek1eydi. Tek anıacı ise bir taktm meııfaatler elde etmek idi. Bıı isteğini onayla-mayacağını bildiği Kays b. Sa'd b. Ubadeyi görevden alarak yerine Uhcydııllalı b. Abbas'ı getirdi. Ubeydıılhılı. Hasarı'ın bıı niyetini bildiği için Muaviye t:ır:ıfından kendisine teklif edilerı parayı lıiç çekiıııııedeıı k»hııl eni ve ona katıldı. [Bkz,. Zülıri. 157] Fakat Belfizfıri, bazı şahısların ordıırıurı lıaşın:ı Kays b. Sa'd'ırı geçtiğini söylediklerini, anc:ık lnınıınıııı doğnı olıııadığırıı söylemektedir. !Bkz. Belfızüri, In, 2!l 1] Bıı da Ziihri tarnfırıdan aktanları bilgilerin doğnı olınadığını ortaya koynıak1adır.

    63 Beliiziıri, Ensôb, III, 281 ; Yakıılıi, Tıırih, II, 214; İsfelıani, Mekôtil, 62

    462 JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH. VOL: 14, NO: 3-4,2001

  • HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI

    si, 64 Haricilerin, h.iifrüne billanetmelerine neden olmuştur.65 Hatta rivayetler bu k~nuşma üzerine baricilerin bir-· birlerine "Hasan daha önce babasının küfre girdiği gibi küfre girdi" dediğini ah:tannaktadır.66 Hz. Hasan'ın küfrüne hükmeden Haricilerden, içlerinde Abdunalunan ·p. Abdullah b. Ebi Cu'al el-Ezdi'nin de bulunduğu bir

    . lgurup onun çadırına saldınp, eşyasını yağmalamakla ye-. tinıneıuiş67 kendisini de öldünneye çalışınıştır.6(( Bu

    saldırı esnasında b!r taraftan d;ı "Daha önce baban m şirke girdiği gibi şirke girdin ey Hasan." diye bağınuaktan da geri durmuyorlardı.69 Birinci suikast ·girişiıninden sağ k.-urtulınayı başaran Hz. Hasan'ı bu gurubun sağ bırakma niyetinde olmadığı anlaşılınaktadır. Çünkü atma atlayıp olay yerinden uzaklaşmak isterken, Haricilerden el-Cerrah b. Sinan adındaki bir şahıs tarafindan dur-durulınuş, atının yularına yapışılarak babası gibi dinden çık.1ığı yüzüne lıaykınlınıştır. Bununla da yetinmeyen Cen:alı, Hz. Hasan'a saldınnış onu atından düşünnüş, kılıçla öldünneye yeltenıuiştir. Hasan, orada bul~anların yardımıyla bu suikast girişlininden ancak yaralı olarak kuıtulabilmiştir.7o Hz. Hasan kendisine düzenle-nen suikast girişiminden Hemdan ve Rebia kabilelerine sığınarak h.wtulabilıuiştiı-. Bu kabilder onun dratinda · canlı bir kalkan oluşturarak kendisini, Muhtar es-Sekafi'nin amcasının valiliK yaptığı, Medain'e7ı

    64 Beliizuri, Ensdb,In, 21>2; Ebit Hanife A.luııcd b. Davııd (2!)2/1>95), Ahbôm'I-Tıvdl, (thk. Ahdulıııüııinı Aıııir-Ceıııalettin eş~Şeyy;ii) , K.alıire 1960, 216; İbn A'seııı, III!IV, 2l:l9; Ayrıca bkz. Sarıçııııı, 28~. İsmail b. Raşid ise bu hıızursuı:hığuıı kayııagınm ordu :mısuıda gezen Kays b. Sa'd'ın öldıinildıiğıi haberi olduğunu söyleınekiedir. [Bkz. Tabeı:i, VI, 74. Aynı bilgiler Nuveyri tarafıııdan da aktanl-ıııaktadır. Bkz. XX . . 225.) Yukanda öııcii lmvvetleriııin lıaşıııd:ı Kays'ın bulunınadığinı belirttik, dolnyisiyla lııı rivayet kendiliğinden geçerliliğini yitinnckiedir. Şiiler de Hı:. Htls:ııı'a karşı dii:zenlenen lııı saldırıyı söz konusu konuşinaya bağlıınıakia, liıkat :ıınacıııırı f.ırklı olduğunu ileri siinuektedirler. Nitekim Ş iiierin önemli y:ızarlanndan Müfid, Hz. Hasan tarafından y::ıpılan hıı kouuşınanuı yegııne amaemın ordusunu denemek old11ğıınu iddia etıııekiedir. Bkz. Miifid, 172.

    65 Bkz. Diııeveri, 216. Nitekim Harici kaynaklarda H:z. H:ısan'ın Mua-viye ile ıuılaşınıısıııdan önceki dunıınıı ile ilgili biçbir beyanda bulunnıa:zken, onun iVhıaviye ile :uılaşınasuıdaıı dolayı ı..;ifrc girdiğini ifade etınekiedirler. Bkz. Alııııed lı. Said h. Abdulvıılılıid eşŞenımiilü, Kiıdb11_'.r-Siyer, (tlık. Atuııed lı. Sm1d es-Siyfıbi) I-11. Unıiiıı 191>7, I. 55

    66 Bk-z. Dineveri. 216

    67 Beliizüri, Ensdb,IIT, 2l:l2

    68 Belfizüri, Ensdb. III, 282: Yak,ıhi, Tarih. 11.214: Ta beri, VI, 74; lsfe-hani, Mekdlil. 63; Nuveyri, XX, 226

    69 Beliizüri. Ensdb. ırı. 21>2. Dineveri, 216 70 Bel5ziiı:i. En.\'ôb. III. 283: Diueveri. 217: İsfehııui. Mekiilil.' 64; İlın

    A'semi Ilfi!V. 290; Ufak değişikliklerle bkz. Nııveyri. XX, 226

    71 Mulıtıır es-Sckafi de burada buhıruııakiııydı. Mulıt:ır'ın, :ıınc:ısınıı Hz. Hasan'ı yakalayıp, Muaviye'ye, Cıılıii'nın hnr:ıcını öİııiir boyu kendi-lerine tahsis etmesi karşılığıoda teslim etmeyi teklif etmiş olduğu, amcasının ise kendisine Inı teklif karşısıuda sen Resulull:ıh'ın oğlu-

    getinuişlerdi.72 Nevbahri ve İsfeharu, Hz. Hasan'a suikast girişirn_inde bulunulduğunu, yaralı olarak h.'Uftulduğunu ve yarasının Medain'de tedavi edildiğini söylerken bura-da ne kadar kaldığı hakkında bilgi vennemeh.'tedirler.73 J?u boşluk Bağd.adi tarafindan doldurulıuuştur. B~ğdadi onun Medain'de 40 gün kadar kaldığını söylemeh.1edir.74

    Bu hadiseye rağmen kaynaklanıtuz Hariciterin Hz . Hasan'ın ordusundan aynldığına dair en uiiık bir bilgi aktarmamaktadırlar. Dolayısıyla Hz. Hasan'ın Medain'e gitmeye karar venuiş olması Haıicileri bir beklentiye sevk etmiş olınalıdu·. Belki de onlar, gelişen bu son durumdan sonra Hz. Hasan'ın Muaviye ile savaşa devam edeceğini talunin etmektey(tiler.

    Hz. Hasan'ın Muaviye ile Banş İmzalaması

    Muaviye'nin Irak'a gelişi, zaten bir arada zor duran ijz. Hasan'ın ordusunun ma neviyatını daha da bozınuştur. Çünkii bu ordu yukanda da vurgulamaya çalıştığımız gibi bir birine düşman ve aralarında bir çok savaş meydana gelmiş olan farklı kümelerden oluşuyordu. Kfıteli asker-lerin bu özelliğini gayet iyi bilen Mu!}viye, Irak'a geliı· gelmez bu orduyu dağıtmanın yollarını aramaya başladı. Buna Hz. Hasan'ın öncü h.-uvvetkri komutaru Ubeydullah b. Abbas ile başlanıayı uygun buldu ve kendisini yarısı peşin, yarısı KGfe'de ödenmek üzere L.OOO.OOO dirhem karşılığında sananna kalmayı başardıJS Yakubi, Ubeydullah'ın Muaviye'nin satlarımı sekiz bin kişilik bir t,'lllp ile katıldığını söylemektedir.76 istehani ise tek başına ve gece gizlice katıldığını, sabahleyin ordunun sabah naıuazına kalktığında kendilerine imanılık yapmak üzere onu aradıklannı ve bulamadıklannı, bunun sonucunda da Muaviye'ye katıldığını ariladıklarıru, daha soma kendile-rine Kays b. Sa'd'ın namaz kıldu·dığını beliıtmektedir.77 Ubeydullah'ın Muaviye'nin ordusuna katılması Hz. Hasan'ın ordusundaki çözülmeyi hızlandırınıştır. Ubeydullah, Hz. Hasan'ın yakın akrabasıydı, Hz. Ali'nin amcasının oğluydu. Yakın akrabasının Hasan'a ihanet

    ıı:ı buııa yapmaını rwsıl teklif edersin'? diyerek onu a:z:ırl:ıdığı rivayet · cdilnıek1cdir. Belii:zı1ri, Ensiih,III, 2l:l3; V, 214; Tııherl, VI, 74; Nııveyri, J\.'X, 226; Mııh:ıııııııed Bakır eı-t ... leclisi, Bihôm'I-Envôr. 1-CX, Beyrııt 191l3; 44, 2ı;

    72 İsfeh:ıııi. Mekôlil. 63 73 Ehı1 Mulıanııııed H:ısmı h. Mııs:ı en-Nevh:ılıli. Fırakıı'ş.Şia. Neccf

    1936, 24; isfehani. Mekiilil. 64

    74 ·akz. Bağdadi, Tarih. 1, 149 75 Belfızilri, Ensdb. lll. 284: Yıılnıbi, Tarih, Il, 2 14; Tııberi, VI, 79; İs

    felı;ıııi. Mekdıi/, 65: Kcşi. Ricdl. I-Il. (!lık. Es-Seyid Mehdi er-Reai), Kuııı 1404, I. 330; İsterııhudi (Keşi'nin Ricdfı ile bir ar~da), 1, 269. Nuvcyri Ulıeydııllah b. Abbas'ııı Hasan'ın Muaviye ile sulh yapma niyelinde olduğunil anlayıııc:ı kendisi iı;iıı lıir lakıııı ınenf.ı:ıtler elde etmek amacıyla Mıı:ıviye'niıı sadanna k:ıtddıgını söyle-ınel-.1edir. XX, 2l:l9.

    76 Bkz. Yıık,ılıi, Tarih. II, 2 14 77 Bkz. İsfehaıü, M ekiili i, 65

    İSLAMi ARAŞTıRMALAR DERGİSİ. CİLT: 'ı4 , SAYI: 3-4, 2001 463

  • M.~UZSÖYLEMEZ

    edip saf değiştinnesi, gönülsüz olarak bu mücadelede yer alınış olan, fakat kaçınanın yolunu arayan kitle ,üzerinde etkili olmuş, Muaviye'nin satlanna katılınalanna neden olmuştur. Ya'b.'"llbi'nin Ubeydullah ik 8000 kişinin Muaviye'ye katıldığını söylemesi de bu çözülme _ile alakalıdır. Kaynaklar Kays ile beraber 4000 kişinin kaldığım söyleınektedirler. Öncü h.'"Uvvetlerinin tamamı ise yukanda da ifade ettiğimiz gibi l 2.00Q kişi idi. Dolayısıyla Muaviye'ye 8000 kişi katılımş olmaktadır ki bu Ya'h.-tıbi'yi doğrulayan bir rakamdır.

    Ubeydullah'ın Muaviye'nin sa11anna katılmasıyla Hz. Hasan'ın ordusunun öncü k-uvvetlerinin başına Kays b. "Sa'd geçmişti. Kays, ordusunun hızlı bir şekilde dağıldığını görmüş, bunun önüne geçmek için 78 Ubeydullah'ı ihanetle suçlaımş ağır l1akaretlerde bulun-muştur.79 Ancak Kays'ın bu girişimleri hiçbir işe yara-maınıştır. Irak ordusunda Muaviye'nin beklediği çözülme hızla sürıneh.iedir. Kays'ın ordusunda bulunan sadece

    . sıradan askerler değil, Kilfe'nin ileri gelenleri de Muaviye'ye giderek ona biat etmişlerdir. Hatta bunlardan bazısı temsil ettikleri kabileler adıpa bial etmekleydiler.ı

  • HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI

    sabırla çarpışıp dunıyoııız. Ancak sommda selameı bıiyıi/; bir diiş

    maulığa diiuiişecektir. Bu sabır da :nte11 {şüudidellfeleme dömlştıi.

    Çiiukii siz/er Sıffm savaşma giderken düıiui;.i dii11ynm:m ömüıe

    abilll b~tbımıvordllımz. B11111111 arkasuulmı si: öldiiriile11 iki kişi

    araruıda kalduıız. Bir kesün Sıffuı'de öldiiriildii ve si: ou/nruı da

    iııtikauwıı alnıaya çolışıyorsllll/1:,. . Geri knlnu/nnmı. ise zoteıı kaçıp \

    giıo/4tir. Ağloya11lanmıa geliııce; mılar da bi::e isyan etmiş dltrum-

    t!n"mr. Büiııiz ki M11nviye bi;:i lı içbir izıeı, şer e( ı•e ndaleı yö11ii bulwımavnıı bir /ms11sn çağımuştır. Eğer ülı1mii tercüı edece~ ol11rraııı:

    lıemeıı Mllavive'IIÜI bit teklifilli kesüılikle redderler ve oııu .4llalı'uı

    lıii/mıii ve kılıçlaruıııuı ağ'Dyla m11lıakeme ederiz, Eğer diiııya fıa

    yatuııtercilı edecek ol11rsmu:: b11 /ııısııl·ta rıznm::ı alırız"

    Hz. Hasan'Ul bu konuşması üzerine orada bulunan-Iann hepsinin bir ağızdan, hayatta kalmak istediklerini bağırdıkları rivayet edilmektedir.90 Bu konuşma sonrasında oradakilerin verdiği cevaplar da Hz. Hasan'ın arkasındaki desteği tamamen yitirdiğini, barış dışında yapacağı bir şeyinin kalmadığıru ortaya koymaktadır.

    Hz. Hasan'ın arkasındaki desteği yitirdiği için lıilateti Muaviye'ye devretmek zorunda kaldığını bize gösteren başka veriler de bulunrnah.-tadtr. Sadece Sünni kaynaklar değil Şii kaynaklar da Hasan'ın bilafeti devretmesinin en önemli nedeninin, arkasındaki desteği yitinniş olması gerçeği olduğunda hem fikirdirler. Örneğin Şu dünyanın en önemli bilginlerinden biri olan Müfid., Hz. Hasan'ın etrafında hemen hemen hiç kimsenin ka lmadığını, tam bu esnada Muaviye'nin kendisine banş teklif ettiğini söylerken,91 Tabersl de buna katılınah.-tadtr.92 Yine bir başka Şu müellif olan Meclisi de 1ulafet devrinin temel nedeninin güç kaybı olduğunu vurgulamak"ta ve aşağıda-

    . ki haberi aktftnnaktadır: Hz. Hasan kuşatma altında iken "Zeyd b. Vehb el-Cüheyni, kendisine bundan sonra ne yapmayı düşündüğünü sorduğunda cevabı Şöyle olmuştur:

    Valiahi Muaviye'nin benim için bu insanlardan daha hayırlı

    olduğıımı dı7şünı1yonım. 811 insanlar benim tora(iarım olduklarını

    söylı7yorlar. fakat beni 6/dıirmek istiyorlar. malımı }'oğmalıyorlar.

    Valiahi Muaviye'den kendim ve ailem için bir gıivence alıp. canımızı ve

    mallllliZI !..ıırtarmam savaşmamdan daha hayırlı dır. V allahi Muaviye ile

    savaşacak olıırsam, bunlar bem boğazımdan ıııtarak kendisine teslim

    edeceklerdir. •

  • M.MAHFUZSÖYLEMEZ

    devretme niyet~de olmadığı ve onunla savaşı düşündüğü gibi bunda başanlı olabileceği ümidi de taşıyordu. Ama şaıtlar onu banş masasına oturmak zonında bırakmıştır.

    Barış Şartlan

    Banş antiaşması konusunda da yukanda zikrettiğiıniz siyası gruplar tarldı şartiann bulunduğunu ileri sür-müşlerdir. Her grubun zilıninde çok değişik ıneziyetlere sahip bir Hz. Hasan portresi bulunduğu için söz konusu gruplar zihinlerindeki Hasan'a uygun· şartlan antlaşma metninde var olduğunu iddia ~tınişlerdir. Banş müzııkereleri esnasında Abdullah b. Amir b. Kureyz Ye Abdurrahman b. Seınure,9S Muaviye adına; Abdullah b. el-Haris b. Nevtel b. el-Wlris b. Abdulıuuttalib ise Hz. Hasan adına elçilik görevi yürütınüşlerdir.99

    Antlaşma şartlan ile ilgili en detaylı bilgiler Belilzfiô tarafından aktarılmak-tadır. Adı geçen yazar, biri Muaviye'den Hz. Hasan'a, diğeri ise Hz. Hasan'dan Muaviye'ye olmak üzere iki mekiubun bulunduğunu kay-detmekte ve bunlan olduğu gibi nakletmek-tedir. Daha muahhar olan diğer kaynaklarda bulunan bilgiler de aşağı yukarı buna yakındır. Önce Belilzfiıi'nin naklettiği mek-tupları, sonra da büyük bir ihtimal ile Belilzfiri kaynaklı olan, diğer eserlerdeki bilgileri ak1ara lım:

    "Bisınillııhirrahııı:ınirrahiııı. H:ısaıı h. Ali'ye Muaviye lı. Ehi

    Siilyan'dan

    Ben seninle. benden sorını lıil:ıfetin smı:ı ait olması hususunda

    anlaştını. Bu koııııda Allalı ve Peygamberi armııızctıı kefil gösteriyor ve

    sana söz veriyorum. Saıııı k:ırşı hiç bir eıırrika çcvinneyecck ve diiş

    maıılık yııprnayacağıın. Kim söziirıderı dönerse Allalı'ın eıı şiddetli aza bı

    onun iizerine olsıın. S:ınıı beytıılnıaldaıı yılda 1.000.000 dirhem ile

    -FesaiOO ve Der:ibcird'iniOI lıaracıııı verecı.:ğiııı, . şimdiden -oraya

    98 Beliiziiri,Ensab. ITI, 286; T:ıberi, VI, 74; İstelı:ın'i, Mekiitil. 74; Nııveyri, XX, 227; Yalmhi, ise Abdullah b. Amir'in yanında Muğire b. Şıı'he ile Abdurrlunan b. Üııınıi'I-Hnkcnı'iıı de buhıııduğıııııı söyle-mel-.:tedir. Bkz. Tarih. ll, 214

    99 Belaziiri, Ensôb, m, 286 100 Fars bölgesinin önemli kentlerinden biri olan Fesa, İbnu'I-Belhi'ye

    göre istehan'ın birkaç katı biiyiikliikte idi. l'esa kenti ve çevresinde zerıgin su kaynaklan bulunduğu için bol ıııit...1ıırda tarını yapılmaktaydı. H;ıvasının ııygıırı olnııısı nedeniyle sıc;ık bölgelerde yetişerı meyvelerin yanı sıra soğuk bölgelerde yetişen ıııeyveleıjn de yelişiirildiği kaydedilınet...1edir. İbıııı'l-Bellıl her bahçede ceviz, na-renciye, iiziinı. incir gibi farklı iklimlerde yetişen meyveleri gör-mcnin miimldirı olduğunu belirtnıel...1edir. (Geniş bilgi için bkz.Aluned b. Ali lı. Alımed lı. Ali İbmı'I-Bellıi, Ki tabıı Far.vname. (nşr.G.L.Strange-R.A.Niclıolson.), Loııdr:ı 1921. 129~ 130) Himyeri ise Fesa'yı Şiraz kenti ile karşıl:ıştınn;ıktıı ve Fesa'nııı Şir.ız'ııı biiyiikliiğiinde bir kent oldıığıınıı. ;ıncak lı;ıvıısının Şinız'ın havasm-dau daha giizel, paz:ırlanııııı d:ı daha cmılı olduğıımı söyleıııet...1edir. Oııa göre Fesa'ııın ekoııoınisi biiyiik ölçiide tanıııa dayarıınaktaydı. Burııda yaş sebze ve meyve, hububat, hız. ceviz, ayva, tıınınç, iyi cins şeker kamışı iiretilınekteydi. (Bkz. Muhammed b. Abdıılmiiıı'iın ei-Himyeri, Revdıı'l-Mi'tôr {i Haberi'I-Akl6r. (tlık.İhsao Abbas),Beyrut 1980, 442) Makdisi, Fesa'da İslam alemi-

    466

    görevlilerini gönder senin için çalışsınlar.

    Abdullah b. Amir. Aııır b. Selem ei-Heınedfini, Abdurrahman b.

    Seınure. Mulıanuned b. Eş'iis ei-Kindl şahit olup. nıeh.1up h.41 yılı

    Rebiıılewel ayıııda yıızıldı."102

    Belilzilıi, ikinci mek-tubun Hz. Hasan tarafindan gön-derildiğini söylemek'tedir. Ona göre; Hz. Hasan Muaviye'nin kız kardeşinin oğlu olan Abdullah b. el-Hilris b. Nevtel b. el-Haris b. Abdulnıuttalib'i Muaviye'ye göndererek. kendisine biat edeceğini bildirmiştir. ıo3 Muaviye Hz. Hasan'a altı imzalı olan boş bir kağıt gön-denniş ve şıır! olarak üz~rine yazacağı ber şeyi kabul et-meye hazır olduı;runu beliıtilmiştir.I04 Hz. Hasan da Muaviye tarafından gönderilen kağıda şunlan yazrruştır:

    "Bisıııillalıimılııııanirralıiııı. Hasan b. Ali ile Muaviye amsında

    (lıilafetc gcçtil-.1eıı sonra) Muaviye'nin Allalı'ııı kitab!. Resuliinün sün-

    neti ve Hııle1iı-i Raşidüı'in sireli iizere amel etmesi, kendisinden sorıra

    veliaht tayin ctırıcırıesi ve kerıdisiııdcıı sonraki halifenin ş1ır.ı ile belir-

    lenıııesi, insaııl:ınıı nıallarırıa. canlarınıı ve nilelerine enıan verınesi

    (dol...1ııumınıası), Has:ırı b. Ali'ye gizli veyiı açık hiç bir cııtrikhda lıulun

    mıııııası ve dostlarıııdaıı hiç birine hiç bir şey yapnıayac;ığı ş:ırtıyla oııa

    hilafeti teslim edeceği ne dair yapılan ıınl:ışnıadır. Buna Abdullah b. el-

    Hiiris ve Anır b. Seleıııe ş;ılıittir" 105

    Yukanda adını zikreltiğiıniz yazara göre; Hz. Hasan tarafından yazılan fıu ıueh.iup Muaviye'ye ulaşınca, tüm şartları kabul ettiğini biJdimıiş, bunun üzerine bu iki şa!lns Ku te' de bir araya gelmişler ve Hz. Hasan ona · H. 41 yılının Rebiu !ahir ayında biat etmiştir. ı 06 BeJilzfiri konuya dair yukarıda zikredilen bu iki mek-tup dışında ilave hiçbir bilgi aktamıaı~aktadır.

    İbn Miskeveylı ve Kalkaşandi ise, Hz. Hasan'ın - Muaviye':}'e şu üç. şartı-ileri sürdüğünü belirtmeh.1edirler:

    Urak Beytu'l-Malında bulunan paranın kendisine

    nin hemen hemen her yerine ihraç edilerı irıce ipek elbiselcrin ya-nı sım sergi ve havlu çeşitleri ve değerli mendillerin tiretildiğini söyleıııet...1edir. Bkz. İbnu'l-Beşfiri ci-M:ıkdisi, Ahsenu't-Tekiisim {i Ma'ri(eti'I-Ekalim. (tlık. Mıılıaııııııed Malızıiııı), Beynıt 1987,337

    101 F:ırs bölgesinin önemli yerleşim birinılerinden biri oları Denilıc.ird. geniş tarımsal sahasının yaııında, bol madcıı yataklıırına da salıip idi.(Bkz. Ynl...11t, II, 4461 Bu durımı söz konusu yerleşim biriminden Eıııeviler döneminde biiyiik ıııit...1arda harııç gelirinin elde edildiğini göstenııel...1edir.

    102 Belfızıiri. Em·ab. lll. 21!6. Nııvcyri, ıııektııbu hıı k

  • yerilmesi

    2.Deriibcird'in baracının kendisine verilinesi

    3.Ali'ye lanet edilmemesi,I07

    HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN'ARKAPLANI

    KOte Beytu'l-Malında bulunan her şeyin kendisine ve-rilmesini, adı belirlenen bir yerin haracının kendisine bırakılıruısıru ve buranın haracının her yıl ona gönde-

    İbn Miskeveyh bunlan söyledik'ten soma BasraWann Derabcird'in kendilerine ait olduğunu söyleyerek, buramn hfl/acını Hz. Hasan'a vermediklerini de ilave etmekte-dir. ıos Bellizfui de bunu doğrula~l1adır. Ona göre Muaviye'nin emri üzerine Abdullah b. Amir Basrallları organize ~tıniş ve sözkonusu iki yerleşim biriminde bulu-nan Hasan'ın görevlilerini oradan çıkartnııştır.109

    İbn A'sem ve Nuveyr1 ise Hz. Hasan'ın, Muaviye'den soma hilatetin kendisine bırakılınasını şart koştuğunu aktannaktadırlar.ııo İbn A'sem dışındaki Şiilere gelince; Şia'mn en muteber hadis bilginlerinden biri olarak kabul edilen Keşi, Hz. Hasan'ın şart olarak sadece Hz. Ali taraftarianna iyi davranılması, onlann geçmişte yaptıklarmdan dolayı cezalandiDıınamalanm ileri sürdüğünü ah.1annal1adır.ııı Meclisi ise Hz. Hasan'ın Derabcird'in baracıru istediğini kabul etmekle beraber bu isteğİn Cemel ve Sıffin'de yakınlanm kaybeden ailelere yardım amaçlı olduğunu söylemeh.ied.ir. Ancak bunun neden Hz. Ali taratindan, Derabcird kendisine bağlı iken, yapılmadığını ise izah edeınemeh.1ed.ir.l12 Meclisi daha soma Hz. Hasan'ın şaı1 olarak "Muaviye'nin Kur'an ve sünnete uyması, hilateti kendisinden sonra şuraya bırakınası, Ali'ye sövülmemesi, her yıl kendisine 50.000 dirhem ve-rilmesi ve herkese hakkettiği atalann ödenınesini şaı1 koştuğunu" iddia etmeh.1edir.113 Yine Şii temayüllü olarak tanınan D ineveri daha farklı şartiann bulunduğunu beliıtmektedir. Ona göre yukandakilerden tarklı olarak Hz. Hasan şu şartlan ileri sünnüştür. "Iraklılardai! hiç birine hile yapılmayacak, siyah beyaz herkese eınan verilecek, Ahvaim yıllık haracı her yıl kendisine verilecek, her yıl kardeşi Hüseyin'e 200.000 dirhem verilecek, Haşimoğullan atil ve namazda Ümeyyeoğullanna önce-lenecek1ir" .ı 14

    Yine Şu müelli.flerden İsfeha.nl ise antiaşına şartlannı çok tarklı tespit etmektedir. Ona göre Hz. Hasan, Muaviye'den soma hilafetin kendisine bıı·akılınasını,

    107 İbn Miskeveyh, I, 386-387; Kalkaşmıdi,Measim'l-inô{e, 108; Hanıdullah b. Ehi Bekir b. Muhammed b. Nasr b. Mustafa et-Kazviııi, el-Müstevfi, Taıih-i Gıizide, (ıışr. Abdulhii~eyiıı Neviii), Tahran 1339, 199

    108 İbn Miskeveyh, 1, 388

    109 Bkz. Bela:zfıri, III, 290

    110 Bkz. İb!}:A's.em , III/IV, 292; Nuveyri, XX, 229 lll Bkz. Keşi, I, 285 112 Bkz. Meclisi. 44/3

    113 Meclisi, 44156

    ll4 Dineveri, 218

    rilınesini, Hz. Hasan'a damşılmadan hiçbir şeye karar ve-rilmemesini şart koşmuştur kiliS bizce bunlar abartılı iddialardır. Zira ·hem halüeye biat etmek hem de bir anlamda da onu kendine bağunlı kılmak anlamına gelen bu şaı1lar pek de tutarlı görünmemel'tedir. Şlııuüelliflerden Müstevfı el-Kazvini ise Şia'mn, İmaıniann iınametlerini gizlemelerinin nedeni olarak sürekli . al'tarmakta olduğu "can emniyeti teorisine" başvurrnal'tadır. O, "Hz. Hasım, Muhtar b. Ebi Ubeyd es-Sekafi. taratmdan yakalarup Muaviye'ye teslim edileceğini anlayınca, onun-la banş yapmanın daha ınab.-ul olduğu sonucuna vardı ve kendisi ile anlaşfı" demeh.iedir. 116

    Kanaatiınizce antiaşınanin büyük bir ihtimalle Ehl-i Sünnet ve Şia'nm ortak olarak aktardıklan kısmı doğru, aykırılık arzeden yanları taraflı ve yanlıştır. Farklılık ve birbiriyle çelişkiler arzeden kısımlar tarihi süreç içerisinde kurgulamnış ve daha erken bir döneme yer-leştirilmiştir.

    Ehl-i Sünnet ve Şia'nın ·ittifak ettiği şartlar ise şunlardır:

    l.Hz. Hasan, ailesi ve taraftarianna eman verilecel1ir:

    2.Hasan'a hayatını idaıne ettirecek bir gelir sağlana cal'tır

    Bunun dışındaki şartları dikkatle tahlil ettiğimizde döneınin koşullarına pek de uygunluk göstenİıediklerini de anlanz. Şimdi tarkWık arzeden bu şartlan gözden geçirelim. BelilzOri'nin ak1ardığı her iki mektupta şart olarak Muaviye'den sonra lıilatetin ne olacağının gün-deme geldiği ah."tarılınaktadır. Birinci mektuba göre Muaviye hilateti kendisinden soma Hasan'a bırakınak1a, ikinci ıneh.1uba göre ise veliaht tayin etmeyeceği ve ken-disinden soma lıilafeti şfuaya bırakacağı şartı kabullen-ınektedir. BelazOrl'deki bu bilgilere yakın rivayetler Nuveyr! tarafından da ab."tanlmah.1adır.l17 Antlaşma esnasında böyle bir şartın gündeme gelmiş olduğunu doğrulayan farklı bilgilere sahip değiliz. Aksine kay-naklar Muaviye'nin hicri eliilere kadar hilatetin kendin-den sonraki durumunu hiç düşünınediğini, bu dönemde Muğire b. · Şu'be'nin telkinleri ile oğlu Yezid'i veliabd tayin etmeye karar verdiğini ak1annah.1adıı:lar.ıı8 Yin~

    1 15 İsfehııni, 58

    1 16 Bkz. ei-Miistevfı, Tarih, 199 1 17 Büyük bir ihtiııııılle bu bilgiler Beliizı1ri'den alınmıştır. Çüıılcti Belii-

    zfıri'ııiıı, Nııveyri'ııin en önemli knyııaklanııdruı biri olduğu bilin-mektedir.

    118 İbmı'l-Esir, h 56 yılı hadiselerini anlatırken bu yılda Muaviye'nin Y czid'i veliaht tayin ettiğini söyledik1en soıını bıııııılıilzırlayan

    İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGiSi, ClL T: 14: SA YI: 3-4. 2001 467

  • M.~UZSÖYLEMEZ

    Muaviye'nin oğlu Yezid'i veliaht tayin ettiği zaman İslam aleminde aylarca süren tartışmaların meydana geldiği de aktanlmaktadır. Bu tartışmalar esnasında Muaviye'y,e yöneltilen suçlama ise bilafeti saltanata dönüştürme isteğiclir.ll9 Bazı rivayetler Hz. Hasan ile Sa'd b. Ebi Vakkas'ın, bilafeti Yezid'e bırakmak isteyen Muaviye tarafından, ona rakip olabilecekleri gerekçesi ile zelıirletilerek öldürilidüğünü belirtilmek-tedir. Ancak hiçbir rivayet Hz. Hasan'ın Muaviye'ye benim hakkum oğluna veremezsin dediğini aktannamak1adır. Aksine kimi rivayetlere göre; Kfifeli Süleyman b. Surad ve eliğer bazı kimseler Hz. Hasan' ı antlaşma metnine böyle bir şart yazdınnadığı hususunda suçlamışlardır.120 Bütün bunlar, bize göre, Hz. Hasan ile Muaviye'nin barış görüşmeleri esnasında hilafetin Muaviye'den somasını müzakere etmeeliklerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

    Dahası Hz. Hasan'ın zihninde Muaviye'nin kendisin-den sonra oğlu Yezid'i veliaht bırakacağına dair herhangi bir k'UŞk'ltnun olduğuna dair en utak bir bilgi kırıntısma rastlanmamaktadır. Aksine gerek İslam öncesi kabile reisierinin seçiminde gerekse ilk haluelerin hilatete gelişlerinde böyle bir sistem uygularunadığı için Hz. Hasan'ın Muaviye'den şüphetenerek böyle bir şart koy-dunnası da pek mak'Ul değildir.

    İsfehani'nin aktardığı "Hz. Hasan'ın Muaviye'nin yap-

    nedenlere değinmeJ,:te ve Muaviye'nin oğlu Yez.id'i veiahd tııyin etmeyi lıicri ellilerden once diişündüğünii vıırgulamaktadır. Ona göre; Muğire b. Şu'be, Kfıfe valili!!inden aziedileceğini anlayınca Şam'n gi1miş, Muaviye'ye kendisinden sonra oğlu Yez.id'i halife tayin ebnesini önermiş idi. Muaviye "bunu başiırabilir miyiz?" diye sanınca da Kı1fe'yi kendisine bırnkmasını, touranın bi:ıtını nincağını söylemiştir. Böylece Küfe emirfiğini kurtarmış olan Mu~ie, şehre geldikten sonra Y ez. id lehine biat almıştır. Bu konuda ciddi bir tepki ile de karşılıışmamıştıı:. İbnıı'I-Estr, ID, 504

    119 Nitel..im Mervan b. el-Hakem, Medine Mescidi'nde Muaviye'nin kendisinden soııra veliahd alıırak oğlu Yezid'i tayin ettiğini bildirince; Hz. Ebübekiı'in oğlu Abdumıluııaıı, Mervan'a iinunetiıı baynnı düşümıek için böye bir işe k:ılkışınadıklarını, ııksine Bizans yönetimini önıek aldıklannı, yönelimi babadan ağııla geçinnek istediklerini söyler. Orada bulunan Hz. Hüseyin, Hz. Aişe, Abdullah lı . Ömer ve Abdullah tı. Zübeyr de aynı gerekçelerle hint etmeyi reddederler. Bkz. lbnu'I-Esir. lll. 507

    120 Bkz. Beliizllri, lll, 291

    468

    tzğı her şeyi önce kendisine danışmasını istemesi" şartı ise gerçeğe hiç uyrnarııal-ıadır. ÇünJ...ii bu cümle Hz. Hasan'ın Muaviye'nin üstünde bir konum· kazanması, eo azından kendisinden görev beklediği anlamına gelmekte-dir. Oysaki Hz. Hasan böyle bir beklentinin içinde olmadığı gibi Muaviye tarafindan kendisine önerilen görevleri şiddetle reddetıniş,tıı Medine'ye dönerek ha-yatının geri kalan kısmını son derece sade bir şekilde geçinniştir.l22 Muaviye'nin politikalarından memnun olmayanlar onu sürekli isyana teşvik ettilerse df? Hz. Hasan hiçbir zaman bu oyuna gelmedi, Muaviye'ye biat ettiğini, o yaşadığı sürece biatını bozup, ona ihanet etmeyeceğini söyleyerek, bu tür insanların beklentilerini boşa çıkardı . l23

    Sonuç olarak Kutelilerin biatını aldıkian sonra halife olarak tarih sahnesindeki yerini alan Hz. Hasan, Hilafete geldikten sonra Muaviye ile mücadele etmek için harekete geçmiş, ancak ordusu tarafından yalnız bırakıldığı için onunla anlaşmak zorunda kalmış ve hilateti kendisine ·devretıniştir. Hilafeti devrettik'ten sonra Medine'ye yerleşmiş, siyasi hadiselerin hiç birinin içerisinde yer alınarnıştır. Onun bu tarihsel tutumu sonra-ki Jnışaklar tarafından yeniden kurgulanmış, değişik boyutlanyla veya tek taraflı yaklaşımlarla ele alınarak k'Ullanılınaya çalışılmıştır.

    121 Hz. Hasan hilafeti Muaviye'ye teslim etlik1eıı sonra Medine'ye git-mek için yoln çıktığında, yeni halife kendisine haber göndererek onu Hariciler ile savaşa göndermek istemiş, ancak Hz. Hastın Muaviye'nin bu isteğine karşı çıkmıştır. Gerıiş bilgi için bk:z. Beliizfiri, Eıısfib, lll, 289; İbnu'I-Esir, el-Kômil. ın, 417; Nuveyri, XX,273

    122 Tabe.ri, VI, 80; Kalkaşaodi, Sııbhu'l-A'şa. m, 266; İbnu'I-Esir, el-Kômil. IIJ, 415; Nuveyri, XX, 232. Hz. Hasan, Medine'ye döndük-lerı sonra buradan hiç aynlmadı, hiçbir siyasi hadisenin içerisinde de yer almadı. [Kalkoışandi, Meôslm'l-inô{e. 109] Medine'de vef.ıt eden Hz. Husnn, Abbas lı. Abdıılnıııttıılitı'in katırinin yanında Baki nıezarhğın;ı deliıedildi. Hz. Hıısıın'ın vef:ıt nedeni ise tartışılmaktııdır. Rivayetler eşi C;ı'de bnt. ei-Eş':ıs tarafından zehirfendiğini belirtmel..ıedir. [Kalk:ışandi, Meôsim'l-lnö(e, 107] Bu iddiny:ı sahip olan rivayetlerin büyük bir kısmı Muaviye b. Ebi Süfyan'ın bu harlisede d;ılıli olduğu yönünde kanaat serdederler. Bkz. Müstevli. 200

    123 lıkz.İhıı Kııteybe, el-imame. r, 164

    JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 14. NO: 3-4. 2001

    Button33: Button4: