103
SEÇKİNLİK VE SIRADANLIK ÜZERİNE Toplu Eserleri - 2 SaY

Arthur Schopenhauer - Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Arthur Schopenhauer - Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine

Citation preview

  • SEKNLK VE SIRADANLIK ZERNE

    Toplu Eserleri - 2

    SaY

  • SEKNLK VE SIRADANLIK ZERNE

    Arthur Schopenhauer(d. 1788, Danzig - . 1860, Frankfurt am Main)

    nl Alman filozofu. 1813'te Jena 'da ber die vierfache Wurzel des Satzes vom Zureichender Orunde (Yeterli Sebebin Drtl Kk) adl bir tez savundu ve 1818 'de byk eseri Die Welt als Wille und Vorstellung'u (sten ve Tasarm Olarak Dnya) yaymland. Berlin nivesitesi'nde doent (1820) oldu; 1831'de retim yeliinden ayrlarak Frankfurt'ta mnzevi bir hayat yaad; alayc ve nkteli eserleri arasnda, ber den Willen in der Natur (Tabiatta rade stne) (1836), ber die Freiheit des Menschlichen Willens (nsan radesinin Hrriyeti stne) (1839), Die beiden Qrund- prob lem e der Ethik (Ahlakn ki Tem el Meselesi) (1841), Parerga und Paralipomena (1851 ) yer alr. ki eseri de lm nden sonra yaymland: Yaam Bilgelii zerine Aforizmalar, Dnceler ve Fragmanlar.Schopenhauer felsefesi, hem Kant idealizmine hem de Hint Filozoflarna dayanr. Btn doktrinini, zneyi de nesneyi de kapsayan tasavvur (Vorstellung) ve irade gc kavram stne kurar. Dnya bir tasavvurdur, yani o aklda tasavvur edildiinden baka bir ekilde dnlem ez (idealizm). Schopenhauer, bu fenom enler dnyasnn dayanana, "irade" (isten) adn verir ve her kuvveti bir irade olarak grr (iradecilik). Bu irade varlklarda, yaama istei veya yok etme sebeplerine kar direnme ve onlara hkim olm a eilimi olarak belirir. Zek bile yaam a isteinin hizmetindedir; bununla birlikte, insan, her yaantda ve abada ktlk ve acnn bulunduunu anlaynca, yaam a isteinden kendini gene zek yoluyla kurtarabilecektir. Bu, hayat artlarnn karamsar bir

    analizidir ve Schopenhauer, kendisine n salayan keskin zeksn ve ac sz syleme sanatn bu konuda ortaya koymutur. Ona gre, inkr eden cinsel perhiz, tutkularla isteklerin grltl alayann kurutan ilecilik yoluyla yaplmaldr. Schopenhauer'in ah

    lak, insanlarn zdeliinden ileri gelen acma duygusuna dayanr.

  • Arthur Sch openh auer

    Sekinlik ve Sradanlk zerine

    eviren:

    Ahmet Aydoan

    SEY

  • Say YaynlanSchopenhauer / Toplu Eserleri 2

    Sekinlik ve Sradanlk zerine

    ISBN 978-975-468-668-5 Sertifika No: 10962

    Yayn Haklar Say YaynlarBu eserin tm haklan sakldr. Yaynevinden yazl izin alnmakszn ksmen veya tamamen alnt yaplamaz, hibir ekilde kopyalanamaz, o- altlamaz ve yaymlanamaz.

    Makalelerin zgn adlar: Den Intellekt berhaupt und in jed e r Beziehung betreffende Gedanken (Parerga und Paraiipomena); Vom Oenie (Die Welt als Wille und Vorstellung); ber das innere Wesen der Kunst (Die Welt als Wille und Vorstellung); ber Erziehung (Parerga und Paraiipomena); Zur Physiognomik (Parerga und Paraiipomena); ber Lrm und Gerusch (Parerga und Paraiipomena)

    Yayn Ynetmeni: Asl Kurtsoy Hsm eviren: Ahmet Aydoan

    Bask: Lord Matbaaclk ve KtlkDavutpaa Cad. Davutpaa Matbaaclar Sitesi No: 103/430 Topkap/stanbu!Tel: (0212) 674 93 54

    1. bask: Say Yaynlar, stanbul, 20072. bask: Say Yaynlar, stanbul, 20083. bask: Say Yaynlar, stanbul, 2009

    Say YaynlanAnkara Cad. 54 / 12 TR-34410 Sirkeci-stanbul Telefon: (0212) 512 21 58 Faks: (0212) 512 50 80 web: www.sayyayincilik.com e-posta: [email protected]

    Qenel Datm: Say Datm Ltd. ti.Ankara Cad. 54 / 4 TR-34410 Sirkeci-stanbul Telefon: (0212) 528 17 54 Faks: (0212) 512 50 80 e-posta: [email protected] online sat: www.saykitap.com

  • NDEKLER

    SEKNLK VE SIRADANLIK..................................... ....17

    SEKNLK VE SIRADANLIIN DOASI........... ............41

    SANAT VE SEKNLK...................................................67

    ETM VE SIRADANLIK............................................... 75

    SEKNLK VE SIRADANLIIN NSANEHRESNDEK BELRTLER............................... ....83

    GRLTY KANIKSAMA NEYN BELRTSDR?.........95

  • Il ent est de la valeur des hommes comme de celle des diamans, qui, une certaine mesure de grosseur, de puret, de perfection, ont un prix fixe et marqu, mais qui, par-del cette mesure, restent sant prix, et ne trouvent point d'acheteurs.*

    Sebastien-Roch Nicolas Chamfort

    * Elmaslarn deeri naslsa insanlarnki de yledir: Hasl ki elmaslarn belli bir byklk, saflk ve kusursuzluk derecesine kadar belli ve sabit bir fiyat vardr, ama bu derecenin tesine geildiinde paha biilmez ve alcs bulunmaz ise...

  • Bitkilerin hayat sadece varolu emberinin iinde cereyan eder; dolaysyla onlarn zevki btnyle znel olan kr (algsz, ilgisiz, bilgisiz) bir holanmadn Hayvanlarla birlikte bilgi, ilave bir ey olarak gn yzne kar; ama yine de bu tmyle drtlerle, en yakn ve en acil drtlerle snrl kalr. Dolaysyla onlar da sadece varoluta tam bir tatmin bulurlar ve bu onlarn hayatlarn doldurmaya yeter. Bu nedenle zamanlarnn byk blmn endielenmeksizin ya da sabrszlanmakszn tam bir tembellik ierisinde geirebilirler, her ne kadar dnmeyip sadece sezgiyle alglasalar da. Ancak btn hayvanlarn en zekilerinde, kpeklerde ve maymunlarda bir eyle megul olma ihtiyac, dolaysyla can sknts varln hissttirir. Bu yzden onlar oyun oynamay ve gelip geenlere dik dik veya akn akn bakarak kendilerini elendirmeyi severler. Dolaysyla onlar her yerde baklarn zerimizde hissettiimiz cam kenar sakinleri kategorisine oktan girmilerdir, tek farkla ki, onlar renci olduklarn anladklarnda gerek biimde kzp fkelenirler.

    Ancak insanda bilgi, yani salt z-bilinten farkl olarak baka eylerin bilinci yksek bir dereceye varm ve akln ortaya kmasyla ngr ve dikkatlilik (yahut dncelilik) dediimiz dzeye ykselmitir. Neticede o- nun hayatn tek bana varolu doldurmaz, onun haya

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    tnn iinde bilginin de yeri vardr ve bu belli bir lde kendi kiiliinin dnda, baka varlklarda ve eylerde bir ikinci varolu demektir. Fakat insandaki bilginin byk blm drtlerle snrldr ve bu drtler her ne kadar uzaktaki eyleri ierse de (yneldii bilgi) herhangi bir ayrma tabi tutulmakszn alndnda "yararl bilgi" adyla anlr.

    Dier taraftan serbest bilgi, bir baka ifadeyle, belli bir amac veya hedefi olmayan bilgi onda genellikle anlama meraknn ve elenme arzusunun tesine gemez; ama yine de herkeste en azndan bu lde belirgindir, ne var ki eer bu drtler ona belli bir rahatlama yahut geveme sunacak olursa hayatnn byk blm (bitkilerde olduu gibi] safi varolu emberinin dma kmayacaktr. Bylesine yaygn lekte tesadf ettiimiz sadece akn akn baknma ve bo vakit geirme bunun belirtisidir; esas olarak baka insanlarla ya ar derecede sefil ve kymetsiz sohbetle ya da bu kadarna bile teebbs etmeksizin birlikte olmaktan ibaret olan dost- canllk da bundan farkl deildir.

    Gerekten insanlarn ou, her ne Kadar bunun aka farknda olmasalar da, kalplerinin en derinlerinde dnceye hayatlarnda mmkn olduunca az yer vererek idare etme kararndadrlar ve bu onlarn davranlarna yn veren en temel dsturdur, nk onlar iin dnme en zahmetli yktr. Dolaysyla onlar uratklar iin gereklerinin kendilerini baka k yolu brakmakszn dnmeye zorlad kadar dnrler ya da eitli elence trlerinin, her ikisinin de en asgari dnceyle idare edilebilecek ekilde dzenlenmi olduuna hkmedebileceimiz gerek oyunlarn gerekse ene almann zorlad kadar dnrler ancak. Ne var ki bo vakitlerinde by- lesi imknlardan mahrum kalacak olurlarsa ellerine d

  • nce glerini zorlayan bir Kitap almak yerine, cam kenarna kurulup en nemsiz olaylar saatlerce az ak seyredecekler ve bylelikle bize Ariosto'nun o zio lun- go d'uomini ignoranti* deyiinin canl rneini sunacaklardr.

    Ancak akl ya da dnme melekesi gerekenin tesine getiinde bilgi az veya ok, bizzat kendisi iin kendinden tr bir ama haline gelir. Dolaysyla herhangi birisinde akim, kendi doal iini, yani iradenin amalarna hizmeti, dolaysyla eylerin salt ilikilerini (kendi aralarndaki mnasebeti) kavramay brakp da kendisini btnyle nesnel bir tarzda megul edecek duruma gelmesi tamamen srad bir hadisedir. Fakat asl sanatn, iirin ve felsefenin kkeni tam da burada aranmaldr ve bu yzden bunlar ncelikle bu i iin tasarlanmam bir organ tarafndan yaratlrlar. Dolaysyla akl aslnda efendisi, yani irade tarafndan zahmetli bir ie koulan ve sabahtan akama kadar megul edilen, srekli emre amade tutulan bir rgat, bir cretli iiden baka bir ey deildir. Fakat bu ar ilerin rgat bir saat bo kalsa, hibir zorlama olmakszn hemen kendi iini yapmaya koyulur, sadece kendi zevki ve tatmini iin yapar bunu, yle ki hibir kar, hibir ahsi ilgi onu buna zorlamaz, ite o zaman bu hakiki sanat eseridir ve eer ulu yceliklere kacak olursa bir deha eseridir.

    Btnyle nesnel olan ey iin akln bu kullanm, elbette en yksek dereceleri itibariyle sanat, iir ve felsefe alanndaki her trl baarlarn ve genellikle sadece bilimsel diyebileceklerimizin temelini tekil eder. Byle eserlerin anlalmas ve incelemesinde, benzer ekilde

    * (Cahilin can sknts.)**** (Metinde ve dipnotlarda Keli parantez iinde yer alan

    aklamalar evirmene aittir.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    herhangi bir meselenin, demek istediim hibir ekilde kiisel kar ve ilgiyle ilikili olmayan bir meselenin serbeste ele alnp deerlendirilmesinde, ibanda olan zaten budur. Dorusu akln byle bir kullanm konusu btnyle nesnel olduunda, yani hibir surette kiisel karla, dolaysyla konuanlarn iradeleriyle ilgili olmadnda, bir sohbeti bile canlandrr. Akln bylesi tmyle nesnel kullanmyla znel olan, bir baka syleyile, her ne kadar hl dolayl olarak da olsa, kiisel bir kar ilgilendiren kullanm arasnda, dans etmekle yrmek arasndakine benzer bir iliki vardr. nk bu da, tpk dans etmek gibi, enerji fazlasnn amaszca harcanmasdr.

    Buna karlk akln znel kullanm kesinlikle doaldr; nk akl sadece iradeye hizmet iin ortaya kmtr. Tam da bu bakmdan ona hayvanlarla ortak olarak sahibizdir; o zorlayc bir ihtiyacn klesidir ve bizim sefaletimizin damgasn tar ve bu bakmdan glebae ads- criptiye* benzer grnrz. Bu sadece bizim iimizde ve kiisel etkinliimizde deil, yeme, ime ve dier keyif ve zevkler gibi, genellikle gerek ahsi gerek maddi konularla ilgili sohbetlerimizde de i bandadr, buna hayat artlarmz ve onunla ilgili her eyi, her trden fayda ve avantajlar, hatta toplum refahyla ilgili olanlar da dahil edebiliriz. Elbette insanlarn ou akllarn baka bir ekilde kullanma imknna sahip deildir, nk onlar iin akl iradenin bir aygtndan ibarettir ve yalnz onun hizmetinde kullanlr. Onlar neredeyse hayvanlar kadar ciddi derecede kt ve bn, skc ve usandrc yapan, herhangi bir nesnel mesele etrafnda fikir alveriinde bulunmaya tmyle kabiliyetsiz hale getiren bu-

    * (Topraa baml kleler.)

  • dur. Akl ve irade arasndaki ban ne kadar ksa olduunu onlarn yzlerinden de okuruz. Bylesine bunaltc biimde bu kadar sk karlatmz kaln kafalln davurumu, onlarn btn bilgilerinin iradelerinin ileriyle snrl olduuna iaret eder sadece.

    Ayrca ne fazla ne eksik, ancak hedefleri iin belli bir iradenin ihtiya duyduu kadar akim var olduunu da grrz; bunun iin onlar bu kadar kaba ve baya grnrler (kr. rade ve Tasavvur Olarak Dnya, C. II, Bl. 31). Dolaysyla irade mahmuzlamasn durdurur durdurmaz akllar hemen geveyip tembelleiverir. Onlar hibir eye nesnel bir ilgi duymazlar. ahslaryla hangi dzeyde olursa olsun bir ba bulunmayan hibir meseleye, dnmek yahut deerlendirmek bir tarafa, asla dikkat kesilmezler. Herhangi bir eyin onlarda ilgi uyandra- bilmesinin tek art budur.

    Hayatlarnda bir kez olsun bir latife veya nkteli herhangi bir ey onlar canlandrp neelendirmemitir; tam tersine herhangi bir ey, en alt dzeyde bile dnceyi gerekli klsa, bu onlarn nefretini ekmesi iin yeterlidir. Olsa olsa en kaba, en baya akalar glmelerini salar onlarn; dier zamanlarda her biri ciddi grnl birer hayvandr, bunun tek sebebi ancak znel bir ilgiye glerinin yetebilmesidir. Tam da bu yzden kt oyunlar, elbette para karlnda, onlar iin en uygun elencedir, nk bu tpk mzik, dram, sohbet vb. gibi iradeyi sadece bilgi alan iinde tutmaz, harekete geirir ve devingen halde tutar, ki asl olan ve ister istemez her yerde karlalan da budur. Kalan zamanlarda onlar i adamdr, beikten mezara alm satmla uraanlar, hayatn getir gtr ilerini yapanlardr. Zevkleri btnyle bedenidir, nk bakalar iin duyarlklar yoktur.

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    Onlarla baka eyleri deil, ancak i meselelerini konumalyz. Onlarla ahbaplk kurmak, yarenlik etmek bizi sradanlatrr; byle yapmakla kendimizi gerekten ucuz ve baya hale getiririz. Giordano Bruno onlarn sohbetlerini (Cena delle ceneri'nin sonunda) vili, ignobi- li, barbare ed indegne conversazioni* diye tarif eder ve bylesinden kesinkes uzak durmaya yeminlidir. Buna karlk u veya bu ekilde akllarn nesnel biimde kullanma kabiliyetine sahip insanlarn arasndaki sohbet, konu basit, hatta sadece akalamadan ibaret olsa bile, her zaman akli melekelerin zgrce oyununa dnr. Bu yzden byle bir sohbet ile bakalarmmki arasndaki iliki dans etmekle yrmek arasndaki iliki gibidir; dorusunu sylemek gerekirse bu iki veya daha fazla kimse arasndaki bir dans andrr; halbuki dier sohbet tarz, belli bir menzile ulamay amalayan insanlarn birbiri pei sra uygun adm yrmelerine benzer.

    Her zaman akl byle zgr ve srad kullanma kabiliyetiyle bir arada bulunan bu eilim, bu dhi dediimiz kimselerde yle bir dereceye eriir ki bilgi onun iin birincil bir ey, btn hayatnn hedefi ve gayesi haline gelir; buna karlk onun kendi varoluu ikincil derecede nemli bir ey, salt ara derecesine der. Bylelikle eylerin normal ilikisi btnyle tersine dnm olur. Dolaysyla deha dnyann kalann ayrt edici kavrayyla genellikle kendi ahsndan ok bunda yaar. Bilgi glerinin btnyle srad genilemesi onun iin zaman sadece varolula, onun hedef ve gayeleriyle geirmeyi imknsz hale getirir. Onun zihni srekli ve canl meguliyete ihtiya duyar. Bu yzden gnlk hayatn geni, byk sahneleri iinden geerken lazm olan sa

    * (Baya, soysuz, vahi ve deersiz sohbet.)

  • kinlik veya heyecanszlk onun mizacna aykrdr; o yaamn terifatla ilgili blmn bile gerek zevk duyarak yerine getiren sradan insanlara bahedilmi bu rahat ve uygun yetenee, kendisini gnlk hayatn iinde yabanc hissetmemek iin ihtiya duyar.

    Dolaysyla deha dediimiz ey sradan gnlk hayat iin sahip olunacak en son eydir, bunun iin uygun olan normal zihinsel kabiliyetlerdir, btn sradlklar gibi bu da bir dezavantajdr. nk zihinsel melekelerin bu ekilde genilemesiyle d dnyann sezgisel kavran- , ylesine byk bir nesnel akla kavumu ve iradenin hizmeti iin gerekli olandan o kadar ok fazlasn salam olur ki, bu fazlalk byle bir hizmeti kolaylatracana dorudan doruya onun iin bir engel, bir ayak ba haline gelir.

    Belirli bir nesnenin ya da bir olayn bu sfatla ve kendi bana dnlp deerlendirilmesi onun her zaman mnferit iradeyle ve birbiriyle ilikilerinin gzden karlmasna neden olur ve sonuta bunlarn sakin-heyecan- sz biimde kavranln bozar ve engeller. Buna karlk eylerin btnyle yzeysel biimde dnlp deerlendirilmesi iradenin hizmetinin grlmesi iin yeter- lidir; nk bu onlarn bizim imdilik belirli hedeflerimizle ve bunlarla yakndan ilgili olan eyle mnasebetinden baka bir ey salamaz. Bu bilgi tr eylerin gerek tabiatnn nesnel ve eksiksiz biimde kavranlmasyla bozulur ve karma kark hale gelir. Dolaysyla Lac- tantius'un u sz burada teyit edilir: Vulgus interdum plus sapit: Quia tantum quantum opus est sapit.* (Divi- nea institutiones, lib. 11, c. 5).

    * (Ayaktakm ou zaman daha fazla saduyu ve anlaya sahiptir, nk onlarda bu ancak gerekli olduu kadar bulunur.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    Bu yzden deha, gnlk hayatn ileri, zellikle bunun en yksek derecesi olan dnya siyaseti iin gerekli vasf ve niteliin tam zttdr; bunun tek nedeni akln soylu mkemmeliyeti ve ince duyarlnn iradenin enerjisinin nne set ekmesidir. Cesaret ve kararllk olarak grnen byle bir enerji, bir de kabiliyetli ve kendisini kolayca izah eden bir aklla, doru bir yarg gcyle, bir parack zekilik ve kurnazlkla bir araya geldi miydi, ite size bir devlet adam yahut ordu komutan... Eer buna bir de dikballk ve kstahlk eklenecek olursa uygun koullar altnda bu birleim, dnya tarihinde mehur bir karakteri bile dourabilir.

    Fakat dehay\ bu tr adamlarla kyas ya da mnasebet ierisinde konumaya kalkmak en hafif deyimiyle glntr. Kurnazlk, beceriklilik, belirli ve fakat daima tek yanl yetenekler gibi zihinsel melekelerin stnlnn daha aa dereceleri, zellikle yzszlk ve arszlk (az nce zikredilen kstahlk gibi) bu tr yetenekleri desteklediinde, bu kadan bir kimsenin hayatta muvaffak olmas ve dnya mutluluunun temellerini atmas iin ye- terlidir. nk zihinsel stnln btn bu daha aa derecelerinde akl kendi doal kaderine, kendi iradesinin hizmetinin gereklerine her zaman sadk kalr, ama bu grevi daha byk bir keskinlik ve kolaylkla yerine getirir. Buna karlk dehann durumunda akl bu hizmetten geri ekilir; dolaysyla deha bir kimsenin bu dnyadaki mutlu talihi iin her zaman elverisiz bir unsurdur; bundan dolaydr ki Goethe, Tasso'ya unlar syletir:

    Her nerede bir defne tac grseniz bilin kiBahtiyarlktan ok kederin bir iaretidir bu.

  • Kendisine bahedilmi insan iin deha dorudan bir kazantr, dorudur, ama yine de dolayl bir kazantr bu.

    * * *

    Hayvanlarda akllarnn sadece iradelerinin hizmetinde faal olduunu aka grrz ve insanlann durumunda da bu kural olarak ok farkl deildir. Hatta onlarda da genellikle ayn eyi grrz; esasen birok insann durumunda onun asla baka bir ekilde faal olmad, dikkatinin her zaman hayatn nemsiz ama ve hedeflerine ve bunlara ulamann, ou kez bylesine sefil, baya ve deersiz aralarna dnk durumda olduu bile grlr. Eer bir insan iradeye hizmet iin gerekli olann biraz zerinde belirli bir akl fazlasna sahip olsa ve byle bir fazla kendiliinden, hibir zorlama olmakszn iradenin harekete geirmedii veya onun amalaryla ilgili olmayan ve neticesi dnyann ve eyann tamamen nesnel biimde kavranlmasndan ibaret olan btnyle zgr bir etkinlie girise ite o zaman byle bir (fazlaya sahip) insana deha diyebiliriz. Bunun damgas onun ehresine vurulmutur, tpk daha nce szn ettiimiz ortalamann zerindeki her fazlann, ne kadar daha az gl biimde belirgin olursa olsun, iareti ya da alameti ehreye kaznd gibi.

    Akllarn yukardan aaya doru sralanmas iin gerekli olan en doru izelge ya da eteleyi, eya hakknda sadece tikellerin veya ksmlarn algland ya da tmel bir bak asna yaklald derece salar. Hayvanlar sadece tikel olan, ksmiyi alglar, onlann kavray tikellerden teye gemez. Fakat insan tikeli tmele evirir (mnferit olan kavramlar araclyla tmellere dntrr); onun akln kullanmas burada kendisini gs

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    terir ve akl ne kadar ykseklere eriirse genel tasavvur- lan-fikirleri de bunlarn tmellik vasfna brnd noktaya o kadar yaklar.* imdi eer tmellerin bu kavra- n sezgiseI bilgiye nfuz ederse ve sadece kavramlar deil, fakat ayn zamanda sezgisel olarak kavranlan eyler de dorudan doruya tmel bir ey olarak kavranrsa (Platon'un) dealarmm bilgisi ortaya kar. Bu estetik bir bilgidir ve kendiliindenlik zelliine sahip olduunda dehaya dnr ve en yksek noktaya eriir, o zaman buna felsefi bilgi denir. nk o zaman hayatn, var olanlarn ve onlarn gelip geici-deiken doalarnn, dnyann ve onun ierdiklerinin tm sezgisel biimde kavranm gerek zleriyle grnr. Bu biim ierisinde o kendisini bilincimize bir dnme konusu olarak sunar. Bu, dncenin en yksek derecesidir. Bu yzden bununla sadece hayvani bilgi arasnda saysz dereceler bulunur ve bu dereceler birbirinden kavraymzn gittike daha tmel nitelie brnmesiyle ayrt edilir.

    * (Ya da: Bu kavramlar ne kadar tmellik vasfna brnrse, akl da o kadar ykseklere eriir.)

  • SEKNLK VE SIRADANLIK*

    Hibir makam, mevki, soy sop fark yoktur ki, kafalarm sadece bellerinin hizmetinde kullanan, bir baka ifadeyle, onu iradelerinin emellerinin bir hizmetkr olarak gren milyonlarca insan ile "Hayr! Kafa bunun iin kullanlamayacak kadar deerlidir, o sadece kendi kendisinin hizmetinde kullanlmaldr, bu dnyann harikulade ve ok eitli manzaralarn honutluk iinde izleme ve dnmeye ve sonra da onu bir birey olarak kiiliime yant olabilecek ekilde, ister sanat ister edebiyat olarak,** bir biim ierisinde yeniden retmeye almaldr'' diyecek cesarete sahip ok az ve ender bulunur kimseleri, birbirinden ayran derin uurum kadar byk olsun. Bunlar dnyann gerek soylular, hakiki asilzadeleridir. Dierleri kleler ve rgatlardr glebae adscrip- ti. * * * Elbette burada sadece fedakrln yaplmaya defler olduunu gsteren sonula, kafasn iradesinin hizmetinden kurtaracak cesaretten deil, ayn zamanda byle bir iddia ve dolaysyla hakka da sahip olmayanlardan sz ediyorum. Btn bu konutuklarmzn kendileri iin ancak ksmen geerli olduunu syleyebileceimiz kim

    * Parerga und Paralipomena, Bd. II, Kap. III: Den Intellekt berha- upt und in jed e r Beziehung betreffende Oedanken'en seilip derlenmitir.

    * ' (Ya da: Resim veya anlatm olarak.)(Topraa baml kleler.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    seler iin bu derin yark, bu uurum o kadar byk deildir; fakat her ne kadar yetenekleri kk de olsa, gerek olduu kadaryla, bunlarla milyonlar arasnda keskin bir snr izgisi her zaman mevcut olacaktr.

    Ozel sanatlar, iir ve felsefe alannda bir milletin rettii eserler, ite sahip olunan bu akl fazlasnn sonucudur.

    insanlarn byk ounluu, tabiatlar gerei yeme, ime ve iftleme dnda herhangi bir konuda ciddi olamayacak biimde yaratlmlardr. Bu fevkalade nadir rastlanr ve yksek yaradla sahip kimselerin din, bilim veya sanat ad altnda dnyaya getirdikleri her ey, byk ounluk tarafndan hi vakit kaybedilmeksizin kendi baya amalar iin birer ara olarak kullanlacaktr, nk ou durumda onlar bunlar kendi maskeleri haline getireceklerdir.

    Herhangi bir eyi cura grano salis* anlayabilme kabiliyetine sahip birisi iin deha ile sradan insan arasndaki iliki belki de en iyi aadaki ekilde ifade edilebilir: Deha ifte akla sahip bir kimsedir: Biri kendisi iin ve iradesinin hizmetinde, dieri safi nesnel bir tavrla kavradndan tr aynas haline geldii dnya iin. Dehann gzel sanatlar, iir ve felsefe alannda meydana getirdii eser sadece bu dnce ve honutluk iinde izlemeye dayal tavrn, belli teknik kurallara gre gelitirilmi sonucu ya da (z anlamnda] zetidir.

    Dier taraftan sradan insann sadece tek bir akl vardr, buna dehann nesnel aklna karlk olarak znel akl denebilir. Bu znel akl ne kadar keskin olursa olsun ki deiik mkemmeliyet derecelerinde tesadf edilebilir dehann ifte aklyla asla ayn seviyede deil

    * (htiyat kaydyla. Doruluk snrlan iinde.)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    dir; nasl ki gr bir insan sesi, ne kadar yksek olursa olsun, her zaman olaanst tiz erkek sesinin tonlarndan esasl biimde farklysa. Bunlar, tpk fltn iki yksek oktav ve kemann armonikleri gibi, bir boum noktasnn bld titreimli hava stunlarnn iki yarmnn birlemesi ile meydana gelir. Halbuki gr insan sesinde ve fltn dk oktavnda sadece tam ve blnmemi hava stunu titreir.

    Bu aklama dehann szn ettiimiz bu zel niteli- ini-zelliini anlamasnda okuyucuya yardmc olabilir. Deha her kime bahedilmise bu zel nitelik onun eserleri, hatta fizyonomisi zerine kolayca fark edilecek biimde kaznmtr.

    Ne var ki bunun gibi bir ifte akim ou durumda iradenin hizmetine ister istemez engel olaca aikrdr ve bu dehann gnlk hayatn artlar iinde ou kere tank olunan yeteneksizliini izah edecektir. Ayrca dehay zel biimde belirleyen ey, ister kr ister keskin olsun kendisinde, her zaman sradan basit kafalarda karlalan hesapl kitapl, temkinli ihtiyatl ruh halinden eser bulunmamasdr.

    * * *

    Beyin bir tr asalaa benzetilebilir, insan bedeninin dorudan i ekonomisine katkda bulunmaz, ama onun bir paras olarak btn gdasn ve besinini ondan alr; bedenin en tepesinde gvenli bir ekilde konuk edilir ve burada kendi kendine yeterli ve bamsz bir hayat srer. Benzer ekilde denilebilir ki kendisine byk zihinsel kabiliyetler bahedilmi insan, herkes iin ortak olan ferdi hayattan ayr olarak ikinci bir hayat, tamamyla zihinsel olan bir hayat srer. Bu sadece renim ve bilginin deil, gerek sistematik bilgi ve kavrayn (ince se

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    zi gcnn) srekli artrlmasna, dzeltilmesine ve geniletilmesine de adanm bir hayattr. Yol atklaryla eserine veya peinde kotuu eylere zarar vermedii srece, zerine birdenbire ullanan kader onun sknetini bozmaz. Dolaysyla byle bir hayat insan yceltir ve onu talihinin, onun ini klarnn zerine ykseltir. O her zaman dnerek, renerek, tecrbe ederek, bilgisini uygulayarak, ok gemeden bu ikinci hayat, asli varolu tarz ve kendi ahsi hayatn da sadece kendisinden daha yksek amalarn gereklemesine hizmet eden ikincil bir ey olarak grmeye balar.

    Bu bamsz, kendi kendine yeten zihinsel varolu tarznn bir rneini Qoethe'nin hayatnda grrz. Cham- pagne'daki sava esnasnda, harbin btn kargaas ve kemekei ortasnda o renk teorisi iin gzlemler yapyordu ve bu savan saysz felaketleri ksa bir sre iin Luxemburg atosuna ekilmesine izin verir vermez Far- benlehre 'sini (Renk retisi) yazmaya koyulmutu. Bylece o bizlere takip etmemiz gereken bir rnek, bir lk (ideal) brakmt: Yeryznn tad tuzu olarak biz- ler dnyann selleri frtnalar, yanmz yremizi istila etse, hayatn gaileleri duygularmz heyecanlarmz tahrik etse de, zihinsel hayatmzn gereklerinin peinde koarken bizi asla hibir eyin rahatsz etmesine izin vermemeli ve kle kadnn deil, zgr kadnn ocuklar olduumuzu hibir zaman aklmzdan karmamalyz. Dum convelior mitescunt veya Conquassata sed ferax* zdeyiiyle birlikte kalkanlarmza ilenmek zere bir arma olarak rzgrn alabildiine sarsp sallad, fakat her eye ramen kpkrmz meyvelerini dallarndan dkemedi- i bir aac neriyorum.

    * (Sallanm, sarslm fakat meyveleri dalnda.)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    Kiilerin safi zihinsel hayatnn bir btn olarak insanlkta bir dengi veya karl vardr. nk burada da gerek hayat, szcn hem deneyime dayanan hem akn anlamnda iradenin hayatdr. nsanln safi zihinsel hayat, bilimler yoluyla bilginin artrlmas abasnda ve sanatlarn kusursuziatnlmas arzusunda kendini gsterir. Bylelikle hem bilim hem sanat alar ve asrlar boyunca yava yava ilerler ve gemiin karanlklarna karmazdan nce her bir kuak bu ilerlemeye kendince katkda bulunur. Bu zihinsel hayat gkten bahedilmi bir ey gibi dnyann tela ve koturmacas zerinde sessiz sedasz szlp durur ya da onu mayann kendisinden, iradenin egemenlii altnda bulunan uluslarn gerek hayatndan yaylan gzel kokulu bir havaya benzetebiliriz ve uluslann tarihinin yan banda felsefenin, bilimin ve sanatn tarihi masum ve kansz yolunu ar admlarla takip eder.

    * * *

    Deha ile sradan insan arasndaki fark bir derece veya seviye fark olduu kadaryla hi kukusuz niceliksel bir farktr; fakat kiiden kiiye deiiklikler gstermesine karn, sradan kafalarn benzer ekilde dnmeye dnk belli bir eilim iinde olduklarn dikkate alarak ben bunu ayn zamanda bir niteliksel fark olarak grme ei- limindeyim. Nitekim benzeri durumlarda sradan insanlarn dnceleri derhal benzer istikameti tutar ve benzer hatlar zerinde ilerler ve bu hakikate dayanmad halde yarglarnn srekli olarak birbiriyle nasl olup da badatn aklar. Tarih boyunca insanlar arasnda belli birtakm temel grlerin benimsenmesi, her zaman tekrarlanp yeniden yeniden ne srlmesi bu lde mmkn olur, halbuki btn zamanlarn byk kafalar bunlara aktan veya gizli olarak muhaliftirler.

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    Bir dhi, yle bir insandr ki, bir nesne bir aynada nasl yansyorsa dnya da onun zihninde yle yansr,* fakat sradan insanlarda eritiinden ok daha byk bir aklk ve daha byk bir belirginlikle. nsanlk ne - rendiyse ounu ondan renmitir; nk en nemli meselelere en derin kavray, ayrntlara taklan bir gzlemci dikkatinden deil, bir btn olarak eyann tam bir younluk iinde kavranndan doar. Eer zihni geliip olgunlua eriirse insanlarn drt gzle kendisinden bekledii eitimi o kimi zaman bir ekilde kimi zaman bir baka ekilde verecektir. Dolaysyla deha genel olarak eyann ve bu demektir ki eyann karsnda olann, yani kendi benliimizin fevkalade ak, berrak bilinci diye de tanmlanabilir. Dnya eyann ve eyann gerek tabiatnn bilgisini edinmek iin bylesine byk bir baa sahip olan insan drt gzle bekler.

    Fakat byle bir insann doumu iin fevkalade uygun koullarn bir araya gelmesi gerekir ve bu ok nadir rastlanan bir hadisedir. Fark edilebilir biimde allm lleri aan bir akla, irade ile her trl ilikinin dnda olduu iin, arzi ya da tesadfi gibi grnen bu ikinci melekeye sahip olan bir insann doumu ancak ara sra, diyebiliriz ki, yzylda bir vuku bulur. Doduunda da uzun bir sre tannmadan veya takdir edilmeden kalabilir, birinin nn ahmaklk keser, bir bakasn kskanlk boar. Fakat bir kez bu engellerin stesinden gelindi miydi, hayatlarnn karanln bir lde aydnlatabilecei ya da hayat hakknda kendilerini bilgilendirebilece- i umuduyla insanlk kalabalklar halinde onun ve eserlerinin etrafnda toplanacaktr. Onun insanlara syleye

    * [Ya da: Tasavvur olarak dnya onun zihninde daha byk bir akla kavuur ve daha byk bir belirginlikle sekinleir.)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    cei bir bakma vahye benzer ve kendisi her ne kadar alldk llerin ancak bir miktar zerinde ise de daha yksek bir varlktr.

    Sradan insan gibi deha da ncelikle kendisi iin vardr. Bu onun tabiat iin temel ve asli bir zelliktir: Bundan ne kalabilir ne de deitirilebilir. Onun bakalar iin olan taraf ikincil bir ey olarak ansa veya tesadfe baldr. Hangi durumda olursa olsun insanlarn onun aklndan elde edebilecei bir dnceden fazlas deildir, bu da ancak onun dncelerini insanlarn kendi akllaryla dnmeleri sayesinde mmkn olur, bunun iin her iki tarafn da abas gereklidir, ne var ki bu dnceler insanlarn kafalarnda egzotik bir bitkinin akbetini paylarlar ve neticede o bitkiler gibi cansz ve bodur kalrlar.

    * * *

    zgn, allmadk, hatta lmsz fikirlere sahip olmak iin kiinin birka dakikalna dnyaya ve eyaya, en alldk nesneler ve en bilindik olaylar btnyle yeni ve yadrgatc grnecek derecede yabanclamas ye- terlidir. Bu yabanclama sayesinde eya ve hadisenin gerek tabiat aikr olacaktr. Fakat burada gerekli olan, talep edilen ey iin yalnzca g veya zor demek yeterli deildir; tam tersine byle bir ey bizim gcmz dahilinde deildir, buras tam da dehann yurdudur.

    Bir kadn kendi kendisine ne kadar ocuk dourabilirse deha da kendi bana o kadar zgn dnceler retebilir. Bu yzden dehann bir ey dourabilecek.e- kilde verimli olmasn salamak iin d koullarn da deyi yerindeyse baba olarak ortaya kmas (msait olmas) gerekir.

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    * * *

    Lal ta kymetli talar arasnda ne ise deha da dier insanlar arasnda odur: Lal ta kendi n yayar, halbuki dier talar ancak aldklar yanstrlar. Ayn ekilde denilebilir ki dehann dier insanlar karsndaki durumu elektrik reten cisimlerin elektrik ileticilerinin karsndaki durumu gibidir. Bundan dolaydr ki bilginlere kelimenin gerek anlamnda dhi denemez, nasl ki elektrik ileticilerine elektrik reten cisimler denilemez ise, nk bunlar hayatlarn rendiklerini bakalarna reterek geirirler, bunun dnda baka bir meziyetleri yoktur. Tam tersine dehann bilgin diyebileceimiz kimseler karsndaki durumu bir gftenin notalar karsndaki durumu gibidir. Bir bilgin pek ok ey renmi bir kimsedir; bir dhi insanlarn kendisinden ok eyler rendii kimsedir, ama o bunlar hi kimseden renmemitir. Bu yzden belki yz milyonda bir tesadf edebileceimiz byk kafalar insanlk iin imek deerindedir; onlar olmasayd insanlk kendisini en berbat yanllklarn ve ahlakszlklarn usuz bucaksz denizi iinde kaybederdi.

    Bununla beraber biz bir tavana hangi gzle bakarsak, yani onu ancak ldrlp akam yemei iin servise hazr hale getirildikten sonra lezzetli bir ey olarak grrsek, gerek anlamda basit bir bilgin, szgelimi Gttingen'de ordinarys profesr de, dehaya hemen hemen ayn gzle bakar. Canlysa ne olursa olsun ldrl- melidir, ls her zaman canlsndan makbuldr.

    * * *

    Kim ki adalarnn takdirini kazanmay, vgsne mazhar olmay arzu eder, admlarn onlarn admlarna uydurmaldr. Fakat bu ekilde asla byk eserler mey

  • Sekinlik ve Sradanlk

    dana getirilemez. Her kim ki byk iler baarmay arzu eder, gzlerini gelecek nesillere evirmelidir ve tam bir zgvenle eserini gelecek kuaklar iin hazrlamaldr. Netice, hi kimsenin kukusu olmasn, adalarnn mehul olarak kalmak olacaktr ve ancak o, hayatn bir adada yalnz bana geirmek zorunda kalp da yaadnn ve bandan geenlerin bilgisini gelecekte kendisi gibi kazara bu adaya yolu decek olanlara anlatmak iin kendi elleriyle burada bin bir aba ve zahmetle bir abide diken adamla mukayese edilebilir.

    Eer o bunu zor bir talih olarak dnrse benzer bir kaderi yaayp da geriye bunu telafi edecek hibir ey brakma umudu olmayan sradan insanlar dnerek kendisini avutsun. Dolaysyla eer uygun ve elverili bir durumda olursa byle bir insan maddi anlamda etkin ve retken olacaktr. Bkp usanmadan her gn devam eden ayn aba ve gayretle kazanacak, satn alacak, temel atacak, ina edecek, yetitirecek, sergileyecek, tesis ve tanzim edecektir. Hep kendisi iin altn dnecek, ama neticede btn bunlarn zevk ve sefasn soyundan gelenler srecek ve hatta kimi zaman kendi soyundan gelenler de olmayacaktr. Dolaysyla o da diyebilir: Nos, non nobis* ve onun eseri onun dl olacaktr. Bu yzden (btn bu ura ve didinmelerin sonucunda) sradan insann payna den, doal olarak dl veya her halde itibar ve iltifat beklentisi iinde bulunan ve neticede her eyi sadece gelecek kuaklar iin yapm olan dehann- kinden fazla deildir. Elbette bunun iin her ikisine de atalarndan pek ok ey miras kalmtr.

    Az nce dehann ayrcal olarak zikrettiim tazmin veya telafi onun bakalar iin olan yannda aranmama-

    * (Bizden bize deil.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    ldr, bu onun kendi kendisi iin olan tarafnda bulunacaktr. Aslnda yle bir dnecek olursak sadece yanks yzyllarn grlts patrts arasndan sesini duyuran anlara sahip olmu birinden* kim daha fazla yaadn iddia edebilir? Her eye karn, sktrlmakszn, rahatsz edilmeksizin kendi kendisi olarak yaad srece kendi dncelerinin, vcuda getirdii eserlerin tadn karabildiyse, dnyaya da sadece byle dolu dolu yaanm zengin bir hayatn mirass nazaryla bakabildiy- se belki de bu, byle birisi iin en iyi, en mutlu ey olacaktr. Ondan kalan safi iz veya eser bir bakma dnyann ilk alarndan kalma, zerinde ayak izi bulunan bir ta gibi ancak lmnden sonra dnyaya ulaacaktr. (Kr. Byron, Prophecy of Dante, IV. Kantonun balangc).**

    Fakat dehann sradan insanlardan stnl en yksek kabiliyetlerinin etkinliiyle snrl deildir.*** Grlmedik derecede iyi yapl, atik evik bir bnyeye sahip insan btn hareketlerini emsalsiz bir rahatlk, hatta keyifle yapar, zira bilhassa yaradl bakmndan tam bir yatknlkla doduu bir hareketten dorudan zevk alr ve bu yzden onu ou kez amaszca yapp durur. Dahas eer bir cambaz veya dans ise sadece baka n-

    * (Ya da: "... dnce anlarnn yanks yzyllarn grlts patrts arasndan duyulan birinden...")

    ** (Byron'n msralar yledir:Many are poets who have never perm 'd Their inspiration, and perchance the best:They felt, and loved, and died, but would not lend Their thoughts to meaner beings; they com press'd The God whithin them, and rejoin 'd the stars Unlaurell'd upon earth, ...)

    * * * (Ya da: Dehay sradan insanlarn zerine karan en yksek kabi- leyitlerinin icras deildir.)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    sanlarn stesinden gelemeyecei ykseklere sramakla kalmaz, bakalarnn da yapabilecei daha kolay dans admlarnda, hatta allm yryte bile grlmedik bir esneklik ve eviklik sergiler. Benzer ekilde stn bir akla sahip insan da asla bakalarndan gelemeyecek dnceler ve eserler retmekle ve bykln bu trden ilerde gstermekle kalmaz, renme ve dnme gibi kendisine doal ve kolay gelen etkinliklerden de her zaman zevk alr. Bu yzden o bakalarnn (akllarnn) er(i)ebilecei kk meseleleri onlardan daha kolay, daha abuk ve daha doru bir ekilde kavrayacaktr. Dolaysyla bilginin her artyla, zlm her meseleyle, her zekice, ksa ve etkili dnceyle, ister kendisine ister bakalarna ait olsun, dorudan ve canl bir zevk alacaktr. Bu nedenle onun akimn srekli faal olmaktan baka bir hedefi veya gayesi olmayacaktr. Bu onun ard arkas kesilmeyen zevk kayna olacak, by- lece sradan erkeklerin ve kadnlarn korkulu ryas olan can sknts onun yanna yresine uramayacaktr.

    Ayn biimde, u da bir gerektir ki seleflerinin veya ada olan byk kafalann aheserleri gerekte btn anlamyla sadece onun iin vardr. Sradan, s ve basit kafaya sahip birine bir dhinin, byk bir kafann eseri tavsiye edilse, nikris (gut) hastalndan mustarip birisi top oyununa davet edildiinde ne kadar zevk duyarsa o da bundan o kadar haz duyacaktr. Birisi yaplan daveti geri evirmemek amacyla oyuna katlacak, dieri de o byk eseri zamann gerisinde kalmamak iin okuyacaktr. La Bruyre, tout l'esprit qui est au monde est inutile a celui qui n'en point* derken tamamen hakldr. Canl

    * (Dnyann btn akl ondan hi nasibi olmayan kimseler iin beyhude ve fuzuii bir eydir.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    ve arpc renklerle yaplm resimlerin durumu sadece eskizler veya suluboya cansz renklerle yaplm resimler karsnda ne ise, zeki bir adamn veya bir dehann tm dncelerinin durumu, esas itibariyle ayn olduklarnda bile, sradan bir kimsenin dnceleri karsnda odur. Btn bunlar dehann dlnn bir parasdr ve yabanc olduu, fke hisleriyle uzak durduu bir dnyada yapayalnz srd hayatn bir telafisidir.

    Fakat sonuta her trl byklk izafi olduu iin, Gaius'un byk bir adam olduunu da sylesem ya da Gaius'un acnacak derecede kk insanlarn arasnda yaamak zorunda kaldn da sylesem sonu ayn kapya kacaktr; nk Brobdingnag ile Lilliput* birbirlerinden ancak yola ktklar nokta bakmndan ayrlrlar. u halde lmsz eserlerin yazar gelecekte saysz kuaklara ne kadar byk, ne kadar hayranlk uyandrc ve elendirici grnrse grnsn, yaad srece adalarna o lde deersiz, sefil, biare ve ilgi uyand- rclktan yoksun grnm olmaldr. Bir kulenin temelden zirvesine uzunluu yz metre ise zirvesinden temele uzunluu da yz metre olacaktr derken kastettiim budur. Bu yzden byk kafalar kklere biraz dknlk gsterirler, nk byklkleri bakalarnn kkl sayesinde grnr hale gelir; zira her ey izafidir.

    O halde eer dhileri ou kez ekingen ve kimi zaman sert ve hain bulursak buna armamalyz. Bunun iin ayplanacak olan onlarn cana yaknlktan nasipsiz- likleri veya yabanllklar deildir; tam tersine bu dnyada onlarn takip ettikleri yol prl prl bir yaz sabah enfes tabiat btn tazelii ve ihtiam iinde seyretmek

    * (Swift'in ver'in Seyahatleri'ne baknz.)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    iin yrye kan birinin yoluna benzer. O bu manzarayla yetinmelidir, zira belki iki bklm olmu, toprakla uraan bir veya iki kylnn dnda baka bir insan topluluuna rastlamayacaktr. ou kere yle olur ki byk bir kafa monolou bu dnyada bulabilecei diyalo- a tercih eder. Olur da arasra tenezzl edip byle bir eye yanaacak olsa karlaaca slk muhtemelen onu yeniden kendi monologuna dnmeye zorlayacaktr. nk konutuu kimseyi unutacak veya her halkrda onun kendisini anlayp anlamadn dikkate almayacak ve onunla, bir ocuk oyuncak bebeiyle nasl konuursa yle konuacaktr.

    Byk bir kafada tevazu hi kukusuz insanlarn houna gidecektir, fakat ne yazk ki bu bir contradictio in ad/ectodur. Bu byle bir kafay bakalarnn, saylar milyonlar aan kalabalaklarn fikirlerini, grlerini ve kanaatlerini olduu kadar tarz ve tavrlarn da kendisi- ninkine tercih etmeye zorlayacaktr; byle bir ey onu kendi deiik fikirlerini bakalarnn fikirleriyle uyuturmaya, onlarn boyunduruu altna sokmaya, hatta bu bakalarnn piyasaya hkim olmasn salamak iin ken- dininkileri btnyle bask altna almaya zorlayacaktr. Ama bu durumda ya hibir ey retemeyecek ya da baarlar bakalarnnkiyle ayn seviyede kalacaktr. Byk, halis, hakiki ve fevkalade olan o ancak adalarnn yntemlerini, fikirlerini ve kanatlerini dikkate almad, onlarn eletirip durduklarn kendi bildiine sessizce meydana getirdii ve onlarn vp gklere kardklarndan tiksintiyle uzak durduu lde retebilecektir. Hi kimse bu tr bir byklenmeye (kendini beenmilie) sahip olmadka byk olamaz; fakat hayat ve ese

    * ("Sfat bakmndan elikili.")

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    ri bunlar bilip takdir edemeyecek bir zamana denk gelirse o zaman kedisine her halde sadk kalacak ve hali, geceyi berbat bir handa geirmek zorunda kalan soylu bir yolcuyu andracaktr ve bir sonraki gnn sabah yolculuunu neeyle huzurla srdrecektir.

    Her ne olursa olsun eer rahatsz edilmeksizin kendi kesinde kozasn rme imkn salyorsa bu kadar iin bile bir airin veya bir filozofun andan ikyeti olmamaldr ve bakalar iin tasalanmakszn (onlarn varlna yokluuna aldrmakszm] dnp iirlerini yazabilecei bir ke bahetmise eer bunun iin talihine kretmelidir.

    Beynin belin hizmetinde bir hizmetkr olmaktan te ie yaramad kimselerin durumuna gelince, kukusuz bu neredeyse elinin emeiyle yaamayanlarn tmnn ortak kaderidir ve onlar hisselerine den paydan ikyeti olmaktan ok uzaktrlar. Fakat bu beyin gleri iradelerinin hizmeti iin gerekli olan snrn tesine geen byk kafalar umutsuzlua drr ve byleleri, eer icap ederse en zor koullarda, en snrl imknlar iinde yaamay tercih edecektir, yeter ki bu ona yeteneklerini gelitirmek ve kullanmak iin zamann zgrce tasarruf edebilme imknn, bir baka ifadeyle, onun iin paha biilmez derecede kymetli olan bo vakti sunsun.

    Sradan insanlar iin bu doal olarak farkldr: Onlar iin bo vakit srf kendisinden tr deerli olmad gibi, tehlikelerden de beri deildir, onlar bunun farkndadrlar. Zira umulmadk noktalara gelmi olan zamanmzn teknik imknlar ihtiya harici lks maddeleri artrp oaltarak talihin kayrdklarna bir taraftan daha ok bo vakit ve kltr, dier taraftan iyi yaama imkn ve ilave lksler, fakat giderek artan etkinlik arasnda bir tercih sunmaktadr. Onlar bir bakma yaradllarna sa-

  • Sekinlik ve Sradanlk

    dik kalarak genellikle bu sonuncusunu seip ampanyay bo vakte ya da zgrle tercih etmektedirler. Bu da tutarl bir seimdir; nk onlar iin iradenin amalarna hizmet etmeyen her zihinsel aba veya etkinlik anlamszdr ve bu tr bir etkinlie olan eilimi onlar tuhaf ya da garip (merkez d, die Exzentriker) diye yaftalarlar. Bu yzden iradenin emellerine, belin hizmetine sadakat onlarn nazarnda ortak merkezli (merkezden uzak olmayan, konzentrisch) bir durumdur; dorudur irade kesinlikle merkezdir ve dnyann en i ekirdeidir.

    Fakat genellikle byle bir seenein sunulduuna ok nadir rastlanr. Zira nasl insanlarn ou, fazlasna deil ancak ihtiyalarn karlayacak kadar paraya sahipse akl iin de ayn ey sz konusudur; insanlarn ou iradenin hizmetini karlayacak kadar, yani hangi ile urayorlarsa onun icaplarn yerine getirecek kadar akla sahiptirler. in gerekleri yerine getirilip (de karnlar doyduunda) azlarn ap esnemeye balarlar ya da kendilerini maddi-bedeni zevklerin kucana, olmad kt veya zar oyunlar gibi ocuka elencelerin avuntusuna brakverirler yahut incir ekirdeini doldurmayacak eyler zerine ene almaya veya giyinip kuanp birbirlerine durduk yere sayg gstermeye ve iltifatlarda bulunmaya can atacaklardr.

    Zihinsel melekelerin szn ettiimiz bu fazlasna, hatta azck da olsa fazlasna sahip olanlar o kadar azdr ki... mdi nasl ki azck da olsa ihtiyacndan fazla paraya sahip olanlar kendilerini maddi-bedeni zevklere kaptrrlarsa, bu szn ettiimiz bakalar da kendilerini zihin- sel-dnsel hazlara brakrlar. Ya hibir maddi getirisi olmayan bir serbest almayla megul olurlar ya da bir sanatla itigal ederler ve genellikle eylere nesnel bir il

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    gi duyabilecek durumda olurlar, bylece onlarla sohbet etmek, fikir alveriinde bulunmak mmkn olur. Fakat dierlerine gelince, onlarla hibir ilikiye girmemek en iyisidir; nk kendi tecrbelerinin sonulann dile getirmedike veya kendi zel uralaryla ilgili bir eyler anlatmadka ya da her halkrda bakalanndan rendiklerini aktarmadka syleyecekleri okluk dinlemeye demeyecek eyler olacaktr. Onlar bizim syleyeceklerimizi nadiren doru dzgn kavrayp anlayacaklardr ve bunlar ou durumda onlarn grlerine aykr olacaktr.

    Baltasar Gradan bylelerini ok arpc biimde hombres que no lo son insan olmayan insanlar diye tarif eder ve Giordano Bruno ayn eyi u szcklerle ifade eder: Quanta differenza sia di contrattare e ritrovarsi tra gli uomini, e tra color, che son fetti ad imagine e simili- tudine di quelli* (Della causa, Dial. I, s. 224 Wagner ed.). Bu pasaj Kuraldaki** u ifadeyle olaanst biimde uyuur: "Sradan insanlar insan gibi grnrler; fakat benzer hibir taraflarn grmedim ben."

    Eer bu dncelerin hatta ifadelerin, tarihin ok deiik dnemlerinde ve dnyann ok farkl blgelerinde sylenmi olmalarna ramen, birbiriyle ne ok uyutuunu aklmzda tutarsak, bunlarn ayn maksadn (ayn eyi syleme niyetinin) ifadesi olduklarndan (dolaysyla hayatn gerekleriyle tam olarak uyutuklarndan) kuku duyamayz. Bundan yirmi yl kadar nce, bir enfiye kutusu yaptrmaya kalkp da kapana, mmknse mozaikten, iki gzel iri kestane ve bir de yanna at kestena- si olduunu gsterecek yaprak iletmeyi dndm-

    * (ster insanlarla uraalm ister sadece onlarn suretinde yaratlm olanlarla, ne fark eder ki!)

    ** (Tiruvalluvaer, Tirukkural (Kutsal Beyitler). Gelenee gre Tiruvalluvar'a (MS 2. yzyl) atfedilen ve Tamil dilinde yazlm 1330 maksimden oluan bir ahlaki dsturlar toplamas. Tamillerin Vedas olarak kabul edilir.)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    de kesinlikle zikrettiim bu pasajlarn etkisi altnda deildim (ki bunlardan biri henz baslmamt, dieri de on iki yl ncesine kadar elimde deildi). Benim iin bu simge (at kestanesi yapra) her zaman bu fikrin resim diliyle ifadesi olarak kalacaktr. Eer bir kimsenin can elence arzu ediyorsa, szgelimi kendi bana kaldnda bunun yalnzlk hissinden koruyacak trden bir ey olmasn istiyorsa, ona ahlaki ve akli niteliklerinin salayaca haz ve tatmin bakmndan neredeyse hibir zaman hayal krklna uramayaca kpeklerin yoldaln tavsiye ederim.

    ne var ki her zaman hakszla uramaktan uzak durmaya dikkat ederiz. ou kez kpeimin zekiliinden ve zaman zaman ahmaklndan hayrete dmmdr; insanlarla da hemen hemen ayn eyleri yaadm syleyebilirim. Saysz defalar yeteneksizlikleri, ayrt etme yeteneinden yoksunluklar, vahilikleri nedeniyle fkeden ldracak duruma gelmi ve u eski yaknmaya hak vermek zorunda kalmmdr:

    Humani generis mater nutrixque profectoStultitia est.*

    Fakat kimi durumlarda da, insan soyu hakknda btn bu sylediklerimize ramen, ok deiik trde gzel ve yararl sanatlarn, bilimlerin, her ne kadar her zaman tek tek kiilerden, ayrks durumda olanlardan gelmilerse de, doup kkletikten sonra varlklarn srdrerek gittike kusursuz hale geldiklerine de armmdr. Ayn biimde yine armadan edememiimdir ki Homeros, Platon, Horatius gibi byk kafalarn eserlerini, iki ya da bin yldr suretini karp gvenli yerlerde muhafaza ederek, sebat ve sadakatle yine bu insanlar unu

    * (Aptallk insan soyunun anas ve ebesidir.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    tulmaktan, yok olmaktan koruyup kollamlardr. stelik btn bunlar dnyada cereyan eden trl musibet ve belalara, vahilik ve gaddarlklara ramen yaplmtr. Dolaysyla insan soyunun tarihi bu gibi eylerin deerini takdir ettiini gstermitir.

    Benzer ekilde tek tek kiilerin bireysel baarlarna ve zaman zaman, baka bakmlardan kalabalklara mensup olanlarn durumunda, sanki birdenbire ilhamla ortaya karm gibi, akl veya yarg gcnn varlnn iareti olan niteliklere ve hatta yle zamanlar oluyor ki korosu tam ve eksiksiz hale gelir gelmez, ok kere tank olunduu zere, gayet doru yarglarda bulunduunda bizzat kalabala da aryorum. Bu ok sayda olmalar kaydyla hemen daima ahenkli olduklarn gsteren eitimden gememilerin sesidir. Allm olann ok zerinde akli melekelere sahip olduklarn syleyebileceimiz kalabaln dna kanlar, insan soyunun luci- da intervallasr* sadece. Dolaysyla onlar bakalarnn baarmalar mmkn olmayan eyi baarrlar. Onlarn zgnlkleri o kadar byktr ki ilk bakta sadece bakalarndan farkllklar anlalmakla kalmaz, kendi aralarnda da, gelmi gemi btn dhilerin hibirinin ruh ve miza zellikleri bakmndan birbirine benzemediini syleyebilmemize elverecek derecede gl farkllklara sahiptirler. Her bir dhi byle bir farkllk sayesinde eserleriyle dnyaya bir armaanda bulunur, ki tm insanlk tarihi boyunca baka kimsenin elinden kmam olan bir armaandr bu. Ariosto'nun benzetmesini by- lesine doru klan ve hakl olarak mehur eden de bu- dur: natura il fece, e poi ruppe la stampo. * *

    * (Arada bir grnen ltlar.)** (Doa ona damgasn vurur, ardndan da kalb paralar.)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    * * *

    Ne var ki insan yeteneinin her zaman bir snr vardr ve belirgin biimde zayf bir yan olmakszn hi kimsenin byk bir dehaya sahip olduu grlm deildir, bu zihinsel bir zayflk olabilecei gibi, kimi zaman, hatta vasat kabiliyetlere sahip olanlarn bile daha aasnda kalan bir nitelik, bir meleke olabilir. Bu eer glyse, o kimsenin kusursuz olduu nitelikleri veya meziyetleri kullanmasna engel tekil etmi olabileceini dnebileceimiz bir meleke olacaktr. Ne var ki belirli bir kiinin durumunda bile bu zayf noktann ne olduunu tek bir szckle tarif etmek her zaman g olacaktr. Bu yzden dolayl olarak anlatmak belki de en iyisidir: Szgelimi Platon'un zayf yan tam da Aristoteles'in gl olduu noktadr ve tersi; Goethe'nin byk olduu taraf Kant'n zayf yandr ve tersi.

    * * *

    nsanlar ayn zamanda bir eye hrmet etmeye de dkndrler; fakat onlarn bu saygs ou kez yanl bir hedefe ynelmitir ve sonraki kuaklar gelip onu yerli yerine oturtuncaya kadar bu yanllk devam eder. Bu yapldktan sonra, byk eitimli kesimin dehaya gsterdii sayg, inanl insanlarn azizlere gsterdii tazim ve hrmetin kolaylkla kalntlara, ocuka tapnmaya dnerek yozlamas gibi bozulup amacndan sapar. Binlerce Hristiyan, hayat ve retisi btnyle kendilerine mehul olan bir azizin kalntlarndan medet umar, ona yakarr. Binlerce Budacnn dini Buda'nm yce retisinin tam bilgisine ve sadkane yaanmas yerine Dalaba' ya (Kutsal Di) veya baka Dhatu'ya (Kutsal Kalnt) ya da btn bunlar iinde barndran Dagoba'ya (stupa), kutsal Patra'ya (Sadaka Ksesi), tataki ayak izine veya Bu

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    da tarafndan dikildiine inanlan kutsal aaca gsterilen yceltme ve hrmete dayanr. Petrarca'nn Arqua'da- ki evi, Tasso'nun Ferrara'da olduu varsaylan hapishanesi, Shakespeare'in Stratford'daki evi ile birlikte koltuu, Qoethe'nin Weimar'daki mobilyal evi, Kant'm eskileri ve bu byk kafalarn imzalan, hayatlarnda bu a- damlarn eserlerinin kapan kaldrmam oklarnca byk bir hayranlk ve dikkatle seyredilir. Azlar ak hayranlklarn belirtmekten bakas da gelmez ellerinden. Bunlarn daha zeki olanlarnda, bu byk kafalarn alakanlkla gzlerinin nnden ayramadklar nesneleri grme arzusuna tesadf edilir. Tuhaf bir yanlsamayla yanl bir fikre kaplarak bu nesnelerin kendilerini bu byk adamlara ulatracan veya onlardan bir eyin bu nesnelere yapm olmas gerektiini sanrlar. Bunlara yakn olanlar da byk bir hevesle bir airin eserlerinin konusunu, szgelimi Faust efsanesini ve onun etrafnda olumu yazn veya airin iinde bulunduu kiisel koullar yahut sz konusu eserin doumunda pay bulunan olaylar aratrmaya ve bunlarn iyzn anlamaya alrlar.

    Bu halleriyle onlar tiyatroda gzel bir oyun seyredip de destek grevi gren tahtadan dzenekleri incelemek iin sahneye yryen seyircileri andrrlar. Gnmzde Faust ve Faust efsanesinin, Sesenheim'daki Frederi- ca'nn, Weissadlergasse'deki Gretchen'in, Lottie Wert- her'in ailesinin vs. eletirmen aratrmaclar, bununla ilgili yeteri kadar rnek sunarlar. Bunlar insanlarn biimle, yani ele alma ve sunma tarzyla deil, ieriiyle ilgilendikleri gereini dorularlar; onlarn btn ilgilendikleri konudur. Bir filozofun dncelerini incelemek yerine hayat hikyesini okuyarak onu anlamaya alanlar, bir resmin kendisini gzard edip erevesinin biim ve

  • Sekinlik ve Sradanlk

    slubuna dikkat kesilenlere, ahabn iyi oyulup oyulma- ln, yaldznn kaa mal olduunu tartanlara benzerler.

    Btn bunlar iyi gzel de, ilgileri maddi ve ahsi mlahazalara ynelmi olmakla beraber daha ileri gidip bunu btnyle bouna ve gereksiz bir aba haline gelilecek bir noktaya vardran bir baka zmre daha vardr. nk byk bir kafa insanlara en derin varlnn hzinelerini amtr ve sahip olduu kabiliyetlerin s-I iin bir abasyla sadece onlarn ycelmelerine ve aydnlanmalarna katkda bulunmakla kalmayp, ayn zamanda onuncu hatta yirminci kuaa kadar gelecek nesillere de hayr dokunacak olan eserler meydana getirmitir, bylelikle bu adam insanla emsalsiz bir bata bulunmutur, bu ayaktakm belki de bundan cesaret alarak kendilerinin onun kiiliini ve davranlarn yarglayarak, onda kimi kusur ve lekeleri bulup ortaya karacak mevkide olduklarn dnrler, nk kendi hiliklerinin ezici duygusuyla karlatrldnda bylesine byk bir adamn karsnda duyduklar acy dindirmek isterler. Bu, szgelimi Goethe'nin hayatnn ahlaki yn zerine saysz kitap ve eletirilerde srdrlen btn bu kl krk yaran skc, usandrc tartmalarn gerek kaynadr: Genliinde k olduu u ya da bu kzla evlen- meli miydi evlenmemeli miydi ya da drst bir ekilde kendisini lkesinin hizmetine adamak yerine halktan birisi, kendisine Paulskirche'de bir sandalye ayrlm Alman yurtseveri olmas gerekmez miydi? vs. Bylesine arsz kadir bilmezlik ve ktcl ekitiricilikle bu sokulgan ve igzar yarglar, bunlarn zihni ve fikri bakmdan olduu kadar ahlaken de dzenbaz olduunu gstermektedir, ki bu ok ey syler.

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    Yetenek para ve hret iin alr; dehay eserlerini vermeye sevk edenin ayn drt olduunu sylemek o kadar kolay deildir. Para nadiren dehann yanna yresine urar; buna an hret tutkusu da denemez, ancak bir Fransz bunu byle anlayabilir. hret dediimiz ey fazlasyla gvenilmezdir ve yakndan bakldnda pek bir deeri yoktur:

    Responsura tuo nunuatn est par fama labori. *

    Benzer ekilde bu tam olarak dehann kendi zevki de deildir, nk eserini meydana getirmek iin harcad emek ve aba ou kez buna ar basar. Daha ok bu, dehay baka herhangi bir saikin farknda olmakszn, grp duyduklarna** srekli biim vermeye (onlar kalc olacak eserlerde dile getirmeye) sevk eden kendine zg bir igddr. Benzer bir zorunlulukla bir aa meyvelerini verir ve zerinde geliip serpilecei toprak hari dardan hibir eye ihtiya duymaz, hibir ey talep etmez.

    Daha yakndan bakldnda bir dehann durumunda bu sanki, insan trnn ruhu olarak yaama iradesinin, byle bir kimsede nadir bir rastlantyla ve ksa bir zaman aral iin daha byk bir akl aklna eritiinin bilincine varp da, imdi bu gr duruluunu veya hi olmazsa onun sonucunu yahut rnlerini en derin varlyla o kimsenin de mensubu bulunduu btn insan tr iin muhafaza etmeye almas gibi grnr; bylelikle onun kendi zerine tuttuu k sradan insan bilincinin karanlklarn ve sarln delip burada gzel bir etki uyandrr.

    * (Hakknz olan hret asla sizin emeinizin karl deildir.)** (Yani duygu ve infiallerine...)

  • Sekinlik ve Sradanlk

    Dehay hibir dl, onama, takdir veya anlalma beklentisi iinde olmakszn eserini tamamlamaya ve yalnzlk iinde, kendi ahsi refah ve mutluluuyla ilgili her trl mlahazay bir tarafa brakarak takat getirebil- diince en byk abay ve retkenlii eserine adamaya sevk eden bu igd byle ortaya kar. Bylece o ada dnyadan ok gelecek kuaklan dnmeye zorlanr, nk kulak verse ada dnya onu sadece takip ettii yoldan karacak ya da o yolu yrme azmini kreltecektir, halbuki trn ounluunu oluturan gelecek kuaklardr ve zaman nnde sonunda onun kadrini bilecek yarg gcne sahip aznl ortaya karacaktr. Bu arada Goethe'nin Knstlers Apotheose'sinde yaknan sanat iin durum ne ise onun iin de yledir:

    Ein Frst der die Talente schtzt,Ein Freund, der sich mit mir ergtzt,Die haben leider mir gefehlt. *

    Hayatnn kutsal bir tortusu ve gerek meyvesi olarak eserini insanln mlk klmak ve onu daha iyi deerlendirecek gelecek kuaklara iletmek, bu tm dierlerinden daha nemli olan amacdr onun ve bir gn tomurcuklanp defne elengine dnecek dikenli tac bunun iin bana geirir o. Btn g ve yetenei eserini tamamlama ve muhafaza etme abasnda younlamtr, nasl ki bir bcek geliiminin son aamasnda btn gcn yumurtalarnn gvenlii ve asla grecek kadar

    * (Yazk ki kader ne yarenliinden zevk alacak bir dost, ne de yeteneklerini dllendirecek bir prens karmtr yoluna onun; inziva- hanelerde aklsz anlaysz hamilerden bakas deildir nasibi, bylece ustasz talebesiz kendi kendine eziyet edip durmutur hep.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    yaamayaca yumurtalarn iindeki larvalarn gelecei zerine younlatrmsa. O, yumurtalarn gayet iyi bilindii zere larvalarn, hayat ve gday bulacaklar yere brakr ve ardndan korkusuzca lme koar.

  • SEKNLK VE SIRADANLIIN DOASI*

    Deha olarak anlmaya en fazla layk olan nceki iki blmde** tarif edilmi bilgi tarzna ait stn yetenektir. Sanat, iir ve hatta felsefe alanndaki hakiki eserlere kaynaklk eden bu stn yetenektir. te byle bir bilgi tarz Platon'un idealann kendine soyut olarak deil de sadece sezgisel olarak anlalan haliyle konu edindiinden dehann z sezgi bilgisinin [sezgili bilginin] enerjisinde ve kusursuzluunda bulunmak zorundadr. Buna gre dorudan doruya sezgiden kan ve sezgiye hitap edenlere, dolaysyla plastik ve resim sanatlarnnkilere (eitici sanatlara), bundan baka, sezgilerini hayal gcyle elde eden iir sanatnmkilere en kati ekilde deha eseri denildiini duyarz. te burada bile deha ile salt istidat arasndaki farkllk grlebilir. Doal yetenek, sezgisel bilgiden ok karmsal bilginin keskinliinde ve ok ynllnde bulunan bir meziyettir.*** Doal yetenek sahibi kimse tekilerden daha abuk ve daha doru dnr; buna karlk dhi onlarn hepsinden farkl bir dnyay sezer, her ne kadar buna onlarn da nnde bu

    * Die Welt als Wille und Vorstellung, Band II, Kapitel, XXXI: Vom Genie.

    * * (Kapitel XXIX: Von der Erkenntnis der Ideen, Kapitel XXX: Vom reinen Subjekt des Erkennens.)

    * * * (Ya da: Doal yetenein meziyeti sezgili bilgiden ok muhakeme- li bilginin keskinlii ve evikliinde yatmasndadr.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    lunan bir dnyaya sadece daha derinlemesine bakarak ularsa da, nk bu dnya onun aklna kendisini daha nesnel, dolaysyla daha saf ve belirgin bir ekilde sunar.

    Kaderi gerei akl, gdlerin aracsndan baka bir ey deildir ve dolaysyla o eyada asli biimde irade ile dorudan, dolayl, mmkn ilikilerin dnda hibir eyi kavramaz, neredeyse btnyle dorudan ilikiler aamasnda kald hayvanlarn durumunda bu mesele bu yzden en ok gze batar. radeleriyle irtibat olmayan ey hayvanlar iin yok hkmndedir. Bu sebepten tr en zeki hayvanlarn bile fazlasyla gze batan bir eyin hi farknda olmadklarn ara sra hayretle gzlemleriz ; szgelimi ahsmzda veya etrafmzda meydana gelen aikr deiiklikleri hi yadrgamazlar, normal insanlarn durumunda bunlara irade ile dolayl, hatta mmkn ilikiler de eklenir ve bunlarn toplam faydal bilginin btnn oluturur; fakat burada bile bilgi ilikilerle snrl kalr. Bu yzden sradan kafalarda eyann btnyle saf ve nesnel tablosuna ulalmaz; nk irade tarafndan mahmuzlanp harekete geirilmedike kavray gc derhal yorulur ve takatsiz kalp hareketsiz der. nk o dnyay tamamen nesnel biimde kendi esnekliinden ve bir amaca bal olmakszn kavramak iin yeterli enerjiye sahip deildir.

    Buna karlk bunun tersi vuku bulduunda, yani zihnin tasarmlar biimlendirme gc fazladan bir enerjiye sahip olduunda, yle ki bu durumda d dnyann saf, berrak, nesnel resmi kendisini bir amaca bal olmakszn iradenin emelleri-niyetleri iin yararsz bir ey olarak sunacaktr ki bu kadan bile ileri derecelerde rahatszlk vericidir ve onlar iin zarar verici hatta ykc olabilir ite bu durumda sradlk iin en azndan doal bir eilim zaten mevcuttur. Bu deha adyla anlr, ki burada ra

  • Sekinlik ve Sradanln Doas

    deye, yani bene yahut gerek benlie yabanc bir eyin, deyi yerinde ise dardan ie karan bir geniusun etkin duruma gelmi olduuna iaret edilir. Ne var ki mecaza, eretilemeye bavurmadan konumak gerekirse, deha iradeye hizmet iin -ki aslnda sadece onun iin meydana gelmitir- gerekli olandan hatr saylr derecede daha gl bir gelime kaydetmi olan bilme melekesine dayanr. Dolaysyla aslnda fizyoloji, byle bir ilave zihin etkinliini ve onunla birlikte bu zihnin kendisini belli bir lye kadar monstris per excessum ierisinde snflan- drabilir, ki bilindii zere fizyoloji, monstris per defec- tum ile monstris per situm mutatumu* ayn kme ierisinde deerlendirir. O nedenle deha ancak evrensel varolu sahasnda kullanlmas halinde faydal olabilecek srad bir zek fazlalna dayanr. Bu suretle o kendisini btn insan rknn hizmetine sunar, nasl ki sradan zek ait olduu kiinin hizmetinde ise.

    Meseleyi daha rahat anlalr klmak iin diyebiliriz ki eer sradan bir insan te iki irade te bir akldan ibaretse deha bunun tersine te iki akl te bir iradeden mteekkildir. Bu, kimyadan alnan bir rnekle yle de aklanabilir: Ntr bir tuzun baz ve asidi, bunlarn her birindeki kkn dierinde bunun tersi olan oksijene oranyla ayrlr. * * Dolaysyla baz ya da alkali dediimiz ey kendisinde kk oksijene gre baskn durumda olduu iin bazdr, asitse oksijen kke stn olduu iin asittir.*** te irade ve akl bakmndan sradan kii ile

    * (Srasyla arlk, kusur ve yanl konum nedeniyle ortaya kan

    bozukluklar.)** (Ya da: Her birinin oksijen kkne dierinin aksi oranda sahip ol

    mas ile ayrlabilir.)* * * (Ya da: Dolaysyla bir tuzun baz veya alkali olmas u ekilde

    olur: Eer kendisinde kk oksijene gre baskn durumda ise baz, oksijen kke stn ise asit olur.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    deha dediimiz kimse arasnda da tam olarak ayn iliki vardr. Bunlar arasnda, btn tabiat ve etkinlikleri bakmndan zaten aikr olan temel bir farkllk buradan kaynaklanr, fakat bu gerekte baarlarnda gn na kar. Buna bir ayrm daha ilave edebiliriz, kimyevi maddeler arasndaki toplam ztlk birbirlerine en gl benzerlii ve ekim gcn olutururken insan soyu iin genellikle grlen bunun tam zttdr.

    Bilgi gcndeki byle bir fazlaln sebebiyet verdii ilk alm kendisini byk lde gerekten asli ve en temel bilgide, yani s ezgi bilgisinde gsterir ve bir resimde yahut surette bunun tekrarn meydana getirir; bylelikle ressam ve heykeltra ortaya kar. Dolaysyla bunlarda dhiyane kavraytan sanatsal retime giden yol en ksa yoldur; bu yzden dehann ve etkinliinin bunlarda sergilendii biim en basiti, tasviri de en kolaydr. Ama yine de her sanatta, hatta iirde ve felsefede bile, her ne kadar bu durumlarda sre o kadar basit deilse de, her trl hakiki retimin kkenlerini bulduklar kaynak tam burada grlr.

    imdi burada ilk kitapta ulalm sonucu, yani her trl seziin salt duyulara ait olmayp zihinsel olduunu hatrlayalm. Eer imdi buna burada verilmi olan aklamay ekler ve ayn zamanda geen asr (on sekizinci yzyl) felsefesinin sezgiye dayal bilgi melekesini "ruhun aa gleri" arasnda saydn hesaba katarsak, dneminin diliyle konumak zorunda olan Adelung'un dehay "ruhun aa glerinin kayda deer bir kavilii" ierisine yerletirmesini tamamyla sama ve anlamsz grmez ya da Jean Paul'n Vorschule deresthetiMnde (Estetiin Alfabesi) zikrederken taknd ac alay bylesine zikre deer bulmayz. Bu hayranlk uyandrc adamn yukarda anlan eserinin sahip olduu meziyetler ne kadar

  • Sekinlik ve Sradanln Doas

    byk olursa olsun u kadarna .iaret etmeden gememeliyiz, her nerede gz nnde tutulan ama genel olarak teorik tartma ve eitim ise, nkte tehirine dkn olan ve salt tebihlerle ilerleyen anlatm yntemi uygun olamaz.

    Fakat her eyden evvel eyann gerek ve hakiki doasnn, hl snrl bir tarzda da olsa, kendisini ap ifa ettii sezgidir. Btn kavramlar, dnlen her ey aslnda soyutlamalardan, dolaysyla sezgiden ksmi tasarmlardan ibarettir ve sadece dnmemizin bir eyi ayklamasyla olumulardr. Her derin bilginin, hatta gerek bilgeliin bile kk eyann sezgiyle kavranna dayanr. Bunu birinci kitabn eklerinde uzun uzadya deerlendirmitik. Bir sezgisel kavray her zaman her hakiki sanat eserinin, her lmsz fikrin hayat kvlcmn elde ettii doum sreci olmutur. Her ilk ve zgn dn tasavvur halinde gerekleir. Buna karlk safi kavramlardan salt yetenek eserleri, safi akli tasavvurlar, taklitler ve genel olarak sadece iinde bulunulan ann ihtiyalar ve ada olaylar iin tasarlanm her ey meydana gelir.

    Ama eer sezgimiz her zaman eylerin gerek mevcudiyetine bal kalm olsayd malzemesi btnyle, eyleri nadiren tam zamannda meydana getiren, onlar nadiren dzgn biimde tertip eden ve ou zaman bize onlar hayli kusurlu suretler halinde sunan rastlant ve tesadfn hkimiyet alan ierisinde kalrd. Bu sebepten tr hayatn anlaml btn resimlerini derinlere nfuz eden bilginin ve anlaml eserin hedeflerinin gereklerine gre -ki bu sayede bakalarna iletilebilecektir- istedii gibi tamamlamak, dzenlemek, geniletmek, sa- bitlemek, muhafaza etmek ve tekrar etmek iin hayal gc gereklidir. Dehann vazgeilmez bir arac olarak hayal gcnn yksek deeri bunun zerine oturur.

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    nk deha her bir nesneyi veya olay resminin, iirinin yahut dnmesinin mnasebetinin gereklerine gre kendisine canl bir grnm ierisinde ancak hayal gc sayesinde sunabilir ve dolaysyla taze gdasn her zaman her trl bilginin asli, birincil kaynandan, yani sezgiden devirir. Kendisine hayal gc gibi bir meleke bahedilmi kimse, eyann yaln gerekliinin ancak belli belirsiz, o da nadiren ve ou zaman da yanl zamanlarda gsterdii hakikatleri, deyi yerinde ise, kendisine tam zamannda aa vuran ruhlar arabilir. Dolaysyla onun karsnda doutan hayal gcne sahip olmayan insann durumu, keyfince dolaan zgr, hatta kanatl hayvana nispetle rastlant ve tesadfn kendisine getirecei eyi beklemek zorunda olan kayasna sk skya bal midyenin durumu gibidir. nk byle bir insan duyularn fiili kavrayndan baka sezi ya da kavray tanmaz; o gelinceye kadar bilginin ekirdei deil sadece kabuk ve zar olan kavramlar ve soyutlamalarla oyalanp (onlar kemirip) durur. Aritmetik ve matematik bir tarafa braklacak olursa esasen byle birisi byk bir ey baaramaz. Plastik sanatlara, resim ve iir sanatna ait eserlere, keza tiyatro sanatndaki icralara, hayal gcne sahip olmayanlarn, sayesinde bu kusuru mmkn olduunca telafi edebilecekleri, hayal gcne sahip olanlarn da sayesinde kullanmn kolaylatrabilecekleri vasta nazaryla da baklabilir.

    Dolaysyla her ne kadar dehann kendine zg ve asli bilgi tarz sezgi bilgisiyse de tikel eyler hibir ekilde onun bilgisinin gerek konusunu, gayesini oluturmaz; tersine bu, o tikel eylerin iinde kendilerini da vuran dealarvr (Platon), bunlarn nasl anlalaca 29. blmde zmlemiti.* Tikelde tmeli (evrensel olan)

    * (Sayfa 41 'deki 2 numaral dipnota baknz.)

  • Sekinlik ve Sradanln Doas

    grmek dehann ayrt edici temel zelliidir, halbuki sradan insan tikel olanda sadece tikeli grr; nk bu sfatla gereklie ait olan yalnzca odur, ki onun iradesiyle ba olan ve onu ilgilendiren tek ey gerekliktir. Herhangi bir kimsenin tikel eyde fiilen sadece tikeli ya da trn en tmeline kadar, az veya ok tmel bir eyi sezip alglad lde bunlarn dncesinin konusunu tekil etmemesinin derecesi onun dehaya yaklamasnn lsn verir. Buna uygun olarak dehann gerek konusu sadece genel olarak eylerin asli tabiat, onlarda tmel olan, yani btnlktr. Konusu gerekte her zaman eylerin yekdieriyle ilikisinden ibaret olan modern bilimlerde tek olan fenomenlerin aratrlmas doal yeteneklerin sahasdr.

    Bir nceki blmde ayrntl olarak gsterilmi olan ey, yani idealarm anlalmas koulunun bilenin bilginin saf znesi olmas ve iradenin btnyle bilinten kaybolmas burada kendisini olabildiince ak biimde gstermektedir. Goethe'nin gzlerimizin nnde bir manzaray canlandran arklarnn oundan ya da Jean Pa- ul'n tabiat tasvirlerinden elde ettiimiz haz, bizim bu ruhlarn nesnelliine, bir baka syleyile, onlarda tasavvur olarak dnyann, irade olarak dnyadan ayrld ve deyi yerinde ise ondan kendisini btnyle ekip kopard safla, bu ekilde katlmamzdan kaynaklanmaktadr. Dehann ulat bilgi tr esas itibariyle her trl istenten, iradeyle her trl mnasebetten arnmtr ve dhiyane eserlerin dnp tasarlama ya da keyfi seimden kaynaklanmamas, bilakis dehay burada bir tr igdsel zorunluluun sevk ve idare etmesi de bundan ileri gelir. Dehann uyan, ilham saati, vecid yahut ycelme an denen ey akln bir an iin iradeye

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    hizmetinden kurtulup, atalete yahut hissizlie dalmasyla deil, bilakis ksa bir sre iin btnyle yalnz ve kendi isteiyle etkin hale gelmesiyle zgrlemesinden baka bir ey deildir. Akl o zaman en yce saflna ular ve dnyann saf aynas haline gelir; nk kkeninden, yani iradeden btnyle ayrlm olduundan o imdi kendisini tek bilinte younlatrm tasarm olarak dnyadr. te lmsz eserlerin ruhu, deyi yerinde ise, bu tr anlarda domutur. Buna karlk her trl ta- sarmsal (iradenin amalarna hizmet eden) dnme durumunda akl zgr deildir, nk onu ynlendiren ve ona konusunu buyuran aslnda iradedir.

    ehrelerin byk ounluunda izleri belirgin olan s- radanln damgas, bayaln ifadesi gerekte una dayanr: Bu ehrelerde bunlarn bilmelerinin istemelerine sk skya bal olmas, bu ikisini birbirine balayan salam zincir ve bundan ileri gelen, irade ve onun amalaryla iliki ierisinde olmadka eyleri kavrama imknszl grnr hale gelir. Dier taraftan btn yksek kabiliyet ve yetenek sahibi adamlarn birbirlerine (ayn ailenin mensuplar olarak kabul edecek denli) aikr benzerliini oluturan dehann ifadesi, yzlerinde akln iradenin hizmetinden zgrln, serazatl, bilmenin istemeye basknln ak seik biimde okumamzda sakldr. strabn her tr istenten-istemeden kaynakland, beri tarafta bilme kendi iinde ve kendi bana strapsz ve sakin-dingin olduu iin, bu onlarn iradenin ve onun ihtiyalarnn hizmetine tabi olmayan yksek alnlarna ve ak, nfuz edici baklarna muhteem bir grnm, deyi yerinde ise tabiatst, gayr dnyevi sknet (asudelik) verir. Zaman zaman bu sknet bozulur, ehrenin dier unsurlarnn, zellikle azn melan

  • Sekinlik ve Sradanln Doas

    kolisiyle uyum ierisinde olur ve ite o zaman Giordano ISruno'nun u vecizesi ile hedefini tam kalbinden vuracak ekilde tasvir edilebilir: In tristitia hilaris, in hilarita- tc tristis. *

    Zeknn kk olan irade akln her etkinliine, iradenin hedeflerinin dnda herhangi bir eye ynelmi her ameliyesine kardr. Bu yzden akln, d dnyann tamamen nesnel ve derin kavranna, ancak kendisini kknden, her halkrda bir vakit iin, kopardnda gc yeter. radeye bal (ve onun hizmetkr) kald srece, kendi kaynaklarndan hibir etkinlie muktedir olamaz; irade (ilgi) uyandrp harekete geirmedike ser- semlik-uyuukluk iinde uyur. Bu olsa (yani irade harekete geirse) bile o zaman yatknl iradenin ilgisine gre eylerin ilikilerini bilmekten teye gemez. * * Bu, ayrca her zaman uyandrlmas gereken ihtiyatkr aklla, bir baka ifadeyle, istemeyle canl bir ekilde uyarlan bir ruhla yaplr; fakat srf bu yzden eyann safi nesnel doasn kavramaya gc yetmez. nk isteme ve hedefler onu ylesine tek yanl hale getirir ki, eylerde sadece bunlarla ilgili olan grr ve geri kalan ksmen gzden kaybolur, ksmen de bilince bozulmu, deitirilmi bir biim ierisinde dhil olur. Diyelim ki endieli ve acelesi olan bir yolcu, Rhein ve kylarn bir izgi ya da kalem darbesi, zerindeki kpry de sadece bu izgiyi kesen bir hat olarak grecektir. Kendi hedefleriyle dolu olan adamn kafasnda dnya, bir sava alan taslanda gzel bir manzara nasl grnrse o ekilde belirir. Elbette bunlar konunun daha iyi anlalmas iin ve

    * (Keder ierisinde nee, nee ierisinde keder.)** (Ya da: ... o zaman baka bir ey iin deil iradenin ilgisine gre

    eylerin ilikilerini bilmek iin ok uygundur.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    rilmi olan u misallerdir; fakat iradenin en kk uyarm bile, onun neticesi olarak nemsiz, ama ona her zaman paralel olan bilginin bozulmasyla neticelenir. Dnya gerek rengi ve biimiyle, tam ve doru anlamyla ancak akln istemeden kurtulup, nesneler zerinde zgrce hareket etmesi, irade tarafndan mahmuzlanp harekete geirilmese bile yine de gl kudretli biimde etkin olmas halinde grnebilir. Bu hi phe yok akln tabiatna ve kaderine aykrdr; dolaysyla bir lde gayr tabii ve bu yzden fevkalade seyrek rastlanan bir durumdur. Fakat dehann gerek doas tam da burada sakldr ve bu durum sadece bunda yksek bir derecede ve bir mddet iin gerekleir, halbuki geri kalanlarda sadece yaklak ve istisnai olarak grnr. Jean Faul ( Vorschule der Aesthetik, 12. blm) dehann zn yanstclka* yerletirirken bunu burada tartlm olan anlamda alyorum. Dolaysyla sradan kimse iradesiyle ait olduu hayatn hayhuyu ve kouturmas iinde kaybolmutur; onun akl hayatn eya ve olaylaryla doludur, ama o nesnel anlamlan bakmndan bu eylerin ve hayatn zerrece farknda deildir; nasl ki Amsterdam emtia alm satm borsasmda bir tccar, komusunun sylediini mkemmelen iitir ve anlar, ama denizin uultusunu andran ve dardan bakan gzlemciyi akn brakan btn alm satmn hi aralksz devam eden homurtusunu hi iitmezse. Beri yandan dehann zeks iradeden ve dolaysyla kiiden kopmutur; bunlar ilgilendiren ey ondan dnyay ve eylerin kendilerini gizlemez; tam tersine o bunlarn ak se-

    * (: die Besonnenheit, m aalesef Trke'de bu birliktelii muhafaza etmek mmkn deil, dolaysyla ayn zamanda derin dnme-te- fekkr haline" diye de anlamak gerekir.)

  • Sekinlik ve Sradanhm Doas

    .lk farkndadr ve bunlar kendi iinde ve kendi balanl. nesnel sezgiyle kavrar; o bu anlamda yansjc/dr.

    Ressamn tuvali zerine gzlerinin nndeki tabiat .slna sadk biimde yeniden canlandrmasn ve airin soyut kavramlar sayesinde sezi-kavray ann ifade t tlerek ve dolaysyla onu ak bilince getirerek tam ve doru ekilde yeniden uyandrmasn mmkn klan bu yunstclktr; benzer ekilde bakalarnn sadece hissettii her eyi onun szcklerle dile getirmesini mmkn klan da ayn eydir. Hayvan hibir yanstcla sahip olmakszn yaar. Onun bilinci vardr, bir baka syleyile o kendisini, rahatn ve acsn ve ilave olarak bunlara sebebiyet veren eyleri bilir. Bununla beraber onun bilgisi her zaman znel kalr; hibir zaman nesnellemez, liu bilgi dhilinde vuku bulan her ey hayvan iin tabii- zaruri olarak grnr ve bu yzden asla zerinde durulacak mevzu (tasvir konusu) yahut mesele (tefekkr konusu) haline gelemez. Bu sebepledir ki onun bilinci tamamen ikindir. Sradan insann bilinci elbette ayn trden deildir, ama yine de ona yakn bir mahiyete sahip- lir, nk onun eyay ve dnyay kavray da esas itibariyle zneldir ve baskn biimde ikin kalr. O dnyadaki eyleri kavrar, fakat dnyay deil; kendi eylemlerini ve straplarn kavrar, fakat kendisini deil. Buna gre, bilincin akl-berrakl snrsz aama-derecelerde genilerken yanstclk gittike daha fazla ortaya kar; bu suretle zaman ierisinde o noktaya gelir ki, her ne kadar nadir olarak ve keza fevkalade farkl aklk derecelerinde de olsa u soru bir imek gibi zihninden geer: "Nedir btn bunlar?" ya da: "Bunlar gerekte nasl olumulardr?" Eer birinci soru byk akla ular ve srekli olarak varln hissettirirse bu filozofu ortaya

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    karacaktr ve tam olarak ayn ekilde dier soru da sanat ya da airi. Dolaysyla bu ikisinin yksek meslei kkn, ncelikle, dnyann ve kendilerinin bilincinde olduklar ve bylelikle bunlar zerine derin dnceye ulatklar aklktan-berraklktan kaynaklanan yanstc- lkta bulur. Fakat btn sre akln stnlyle kendisini kken itibariyle boyunduruu altnda bulduu iradeden bir mddet kurtarmasndan kaynaklanr.

    Deha ile ilgili bu dnceler, btn varlklar sahasnda gzlemlenebilir olan irade ve akl arasndaki srekli genileyen aynlk hakknda 22. blmde* yaplan aklamayla ilave dnceler olarak yakndan ilgilidir. Bu ayrlk en yksek derecesine muhakkak ki dehada ular, onda akl kknden, yani iradeden kendisini bsbtn koparacak noktaya varmtr, yle ki akl artk btnyle zgrdr, bu zgrlk sayesinde tasavvur olarak dnya her eyden evvel tam nesnelleme noktasna ular.

    imdi dehann bireysellii hakknda birka sz daha edelim. Cicero'ya gre (Tusc. 1:33) Aristoteles zaten iaret etmitir: Omnes ingeniosos melancholicos esse;* bu hi kukusuz Aristoteles'in Problematadaki 30, 1 numaral pasaja gndermede bulunur. Goethe de der ki:

    Meine Dichtergluth war sehr gering.So lang ich dem Quten entgegenging:Dagegen brannte sie lichterloh.Wann ich vor drohendem Hebel floh.Zart Gedicht wie Regenbogen,Wird nur auf dunkeln Grund gezogen:

    * (Die Welt als Wille und Vorstellung, Band II, Kapitel 22: Objektive Ansicht des Intellekts.}

    ** (Btn dhiler kasvetlidir.)

  • Sekinlik ve Sradanlm Doas

    Darum behagt dem Dichtergenie,Das Element der Melancholie. *

    Bu u ekilde izaha kavuur: rade hi ara vermeksizin akl zerindeki asli hkimiyetini yeniden ileri srdnden, akl gayr msait ahsi koullar ierisinde byle bir hkimiyetin boyunduruundan daha kolay syrlr, nk akl belli bir lde kendisini oyalamak iin ters koullardan kolaylkla yz evirir. O zaman akl kendisini daha da byk bir enerjiyle yabanc d dnyaya yneltir ve bylelikle daha kolay biimde btnyle nesnel hale gelir, ygun ahsi koullar tam tersi bir etkiye sahiptir. Bununla beraber genel olarak dehaya elik eden, onu bir glge gibi takip eden melankoli u gerekten kaynaklanr: Akl yaama-iradesini ne kadar parlak bir ekilde aydnlatrsa, iinde bulunduu durumun sefaletini, perianln o lde berrak bir ekilde idrak eder. Yksek kabiliyet ve istidatlara sahip ruhlarda by- lesine sk gzlemlenen kasvet eilimi simgesini, zirvesi ou kez bulutlarla kapl olan Mont Blanc'da bulur. Fakat zaman zaman, zellikle sabahleyin erken saatlerde, bulutlarn rts paralanr ve gne yla kzllam da bulutlarn zerindeki semavi ykseklikten Chamo- nix'e bakar, ite o zaman herkesin yreini derinden derine kprdatp heyecanlandran bir manzara haline gelir. ou zaman kasvet ierisinde olan deha da byledir,

    * (iir ateim ok snkt yi ile karlatm srece;Halbuki btn bir alev kesildi Tehditkr dumandan kap kurtulduumda.Nefis iir gkkuana benzerKi ancak karanlk bir zemin zerine izilir,Onun iindir ki airin dehas Zevk duyar melankoli unsurundan.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    yle bir zaman gelir Ki, daha nce tasvir edilmi olan kendine zg sknetini-sevincini gzler nne serer, bu sadece onun iin mmkn olan ve ruhun en kusursuz nesnelliinden kaynaklanan bir eydir. Sanki bu gz kamatran bir k prlts gibi yksek alnna yaylr; in tristitia hilaris, in hilaritate tristis. *

    Btn beceriksizler sonunda, akllar iradeye ok sk biimde bal olduundan ve ancak iradenin mahmuzuyla etkin hale gelip tamamen onun hizmetinde kald iin beceriksizdirler. Dolaysyla bunlarn kiisel hedeflerin dnda baka hibir eye gc yetmez. Bunun tabii neticesidir ki kt resimler, manasz ruhsuz iirler, anlam ve derinlikten yoksun ve ok kere dzmece felsefe taslaklar, safsata ve yanltmacalar meydana getirirler. Zira onlar iin mhim olan kendilerini yksek mev- kilerdeki kimselere ikiyzl sahtekrlkla tavsiye etmektir. Dolaysyla btn dnceleri ve eylemleri ahsidir ve bundan tr onlar olsa olsa yapmack suni sluplarla bakalarnn hakiki ve halis eserlerinde d, arzi ve keyfi olan kendilerine mal etmede baarl olurlar. ekirdek yerine kabuu kavrarlar, ama yine de her eye ulatklarn, hatta bu eserleri atklarn zannederler. Eer baarszlk gizlenemeyecek kadar aikrsa oklar iyi niyetleriyle sonunda baarya ulaacaklarn umut e- der. Fakat bunu imknsz klan tam da bu iyi niyettir, nk bu sadece kiisel amalara gtrr; ne var ki bunlara gre ne sanatn, ne iirin, ne de felsefenin ciddiye alnacak bir taraf vardr. Bu yzden kendi kendilerinin yolunu keserler (na mani olurlar) ifadesi bilhassa byle adamlar iin geerli bir ifadedir. Bir kimseyi halis ve hakiki eserler verebilir klacak olann sadece ira

    * (Keder ierisinde nee, nee ierisinde keder.)

  • Sekinlik ve Sradanln Doas

    denin ve onun btn tasarlarnn hkimiyet boyunduruunu krp paralam ve bylelikle zgrce hareket e- der hale gelmi akl olduu hususunda hibir fikirleri yoktur, nk gerek ciddiyeti, vakar, kaale alnmaya deer nemi baheden odur ve onlar iin bu iyi bir eydir, aksi halde kendilerini suya atarlard. Ahlakta iyi niyet her eydir, fakat sanatta hibir ey; nk sanat (Kunst) szcnn zaten gsterdii gibi, nemli olan sadece ve sadece yetenektir [knnen).

    Nihayetinde bir insann gerek neminin-vakanmn* nerede aranmas gerektii bal bana bir meseledir. Ne

    redeyse herkes iin bu sadece kendisinin ve ailesinin iyi- liinde-gnencinde aranmaldr. Bu yzden onlar baka

    bir eyi deil, bunu destekleyip gelitirecek bir durumdadrlar, nk hibir kararllk, hibir keyfi ya da kasti aba, asl hakiki, derin vakar bahetmez veya onun yerini

    tutmaz ya da onu daha doru bir ekilde donatmaz. nk o her zaman tabiatn onu yerletirdii yerde kalr; fakat onsuz her ey ancak yar yarya gerekletirilebilir. Dolaysyla ayn sebepten tr dhiler ou kez kendilerinin rahatna-refahna ok fazla dikkat etmezler. Nasl ki

    kurun bir sarka her zaman bir ktleyi byle bir sarka tarafndan belirlenen ekim merkezinin gerektirdii ko

    numa geri getirirse, insann gerek ciddiyeti-arball da her zaman aklnn gcn ve dikkatini gerisin geri sakl bulunduu yere eker; o dier her eyi gerek ciddiyet gstermeksizin takip eder, ura konusu yapar.

    Bu yzden ancak fevkalade seyrek rastlanan ve sra- d olan insanlar eyann ve dnyann asli unsurunu ve

    dolaysyla en yksek hakikatleri kavrayacak ve bir l

    * (: der Ernst, ayn zamanda ciddiyet, arballk, vehamet vb.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    de onlar yeniden canlandrabilecek bir konumdadrlar, ki onlarn gerek ciddiyeti-vakar ahsi ve pratik olanda deil, fakat nesnel ve teorik olanda bulunur. nk kiiye ait byle bir vakar-kymet kendisinin dnda nesnel olanla ilgili olduundan insan tabiatna yabanc bir ey, gayr tabii, kelimenin gerek anlamnda tabiatst bir eydir. Fakat ancak onunla bir insan byktr ve dolaysyla onun meydana getirdii veya hsl ettii ey ite o zaman kendisinden farkl olan, onu hkimiyeti altna alm olan bir geniusa balanr. Byle bir insan iin resmi, iiri, yahut dnmesi bir amatr; bakas iin bir aratr. Bu bakalar ona kendi karlar iin bakarlar ve kural olarak onu nasl gelitireceklerini gayet iyi bilirler, nk onlar gizli kapakl yollardan adalarnn tevecchlerini kazanmaya alrlar ve onlarn ihtiyalarna ve keyiflerine kul kle olmaya hazrdrlar. Bu yzden onlar genellikle uygun koullar ierisinde yaarlar; halbuki deha ou kez berbat koullar ierisinde sefil ve perian yaar. nk o kendi kiisel refah ve rahatn nesnel amaca feda eder; onun byle yapmasnn tek nedeni elinden bakasnn gelmemesidir, nk onun vakar ve ciddiyeti burada yatar. Onlar tam tersine hareket ederler, bu yzdendir ki onlar kktr; ama o byktr. Bundan dolay onun vcuda getirdii eser btn alar ve zamanlar iindir, ama onun tannmas genellikle ancak sonraki kuaklarla balar; onlar kendi zamanlar iinde yaayp kendi zamanlar ile birlikte lrler. Genelde byk olan sadece odur, ki ister pratik ister teorik olsun eserinde kendi ilgi-kannn peinde komaz, fakat sadece nesnel bir amac takip eder. Bununla beraber gnlk hayat iinde bu hedef ya da ama yanl anlaldnda ve bu yanl anlalma sonucunda bir su tekil

  • Sekinlik ve Sradanlm Doas

    etmesi halinde bile o byledir. Her trl Koulda onu byk yapan, onun kendisini ve kendi kann takip etmemesidir.

    Buna karlk kiisel ama veya hedeflere ynelmi her eylem veya her aba kktr, nk bu ekilde eyleme etkinlie srklenen kimse sonunda kendisini ancak kendi geici ve nemsiz kiilii iinde bilir ve bulur. Beri yandan byk diye o kimseye derler ki kendisini her eyde ve dolaysyla btn iinde bilip tanr; o bakalar gibi sadece kendi kk lemi iinde yaamaz, dahas onun yurdu byk lemdir. Bu yzden btndr onu ilgilendiren ve onu anlatmak, onu aklamak ya da gnlk hayat iinde onun zerinde etkinlikte bulunmak iin onu kavramaya alr. nk onun iin o yabanc deildir; onun kendisini ilgilendirdiini, tasalandrdn hisseder. Dnyasnn bu ekilde genilemesinden dolay byk denir ona. Dolaysyla bu yce sfat herhangi bir anlamda hakkyla sadece gerek kahramana ve dehaya mahsustur; bu insan tabiatna ters olmakla beraber onlarn kendi karlarnn peinde komadklar ve kendileri iin deil, fakat herkes ve her ey iin yaadklar anlamna gelir. te nasl ki byk ounluk her zaman gzle grlecek kadar aikr biimde kkse ve asla byk olamazsa tersi de, yani bir kiinin her bakmdan, bir baka ifadeyle, srekli olarak ve her lahzada byk olmas da mmkn deildir.

    Denn aus Gemeinen ist der Mensch gemachtUnd die Gewohnheit nennt er seine Amme. *

    Dolaysyla her byk adam ister istemez yine de ou kez sadece kii olacak, sadece kendisini gz nnde

    * (nk insan baya amurdan yaratlmtr Ve ananeye dads nazanyla bakar o.)

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    bulunduracaktr ve bu kanlmaz olarak onun kk olaca anlamna gelir. u ok doru "kimse hizmetkr iin kahraman deildir" sz buna dayanr, hizmetkrn kahraman nasl deerlendireceini bilmemesine deil; Qoethe Wahlverwandtschaften'de (2. Cilt, 5. blm) bunu Ottilie'nin birdenbire aklna geliveren bir fikir haline getirir.

    Deha kendi kendisinin dldr; nk bir kimse iin mmkn olan en iyi kanlmaz olarak kiinin kendisi iin olacaktr. "Her kim bir yetenekle, bir yetenek iin domusa en iyi hayat onun iinde bulur" der Qoethe. Geriye dnp eski zamanlarn byk bir adamna baktmzda, "Ne kadar ansl ki bugn bile hl hayranlmz uyandrmaktadr" diye deil, fakat "Bir ruh kendinde bulduu haz ve coku ierisinde ne kadar byk ansa sahip olmu olmal ki, ondan arta kalan izlerden yzyllar holanmaktadr" diye dnmeliyiz. Kymet hrette deil, fakat hretin sayesinde geldii eyde sakldr ve haz lmsz ocuklarn retiminde yatar. Dolaysyla lmden sonra gelen hretin boluunu onu elde edenin tadn karamayacandan hareketle ispata alanlar, kskanlk dolu baklarla gzn komusunun avlusundaki birine dikmi adama bir yn istiridye kabuunun faydaszln byk bilgelikle ispata kalkan ukala ile karlatrlmaldr.

    Dehann gerek tabiatna dair yapm olduumuz aklamaya uygun olarak (belirtmemiz gerekir ki bu) gerek kaderi iradenin hizmetkr olmak olduu halde kendisini bu hizmetten kendi iini takip etmek, kendi amac dorultusunda etkin olmak uruna kurtarm olan akla dayand kadaryla doaya aykrdr. Dolaysyla deha kendi kaderine sadakatsiz hale gelmi olan bir akldr; onunla balantl olan zarar ve sakncalar buna dayanr.

  • Sekinlik ve Sradanln Doas

    Biz imdi dehay akln daha az kararl stnl ile karlatrarak bunlar hakknda yaplacak bir deerlendirmenin yolunu hazrlyoruz.

    radesinin hizmetine sk skya bal olan ve dolaysyla gerekte sadece gdlerin alglanmas ve stlenip ilenmesi ile megul olan sradan insann akl ile kukla iplerinin a arasnda bir ba kurabiliriz; yle ki dnya tiyatrosunun sahnesini igal eden kuklalarn her biri karmak ve i ie gemi bu ip a sayesinde oynatlr. ou insann yavan, skc, arbal vakar buradan kaynaklanr, ki ancak asla glmeyen hayvanlarnki bunu geebilir. Buna karlk gem vurulmam aklyla deha nl Milano kukla gsterisinin byk kuklalar arasnda oynayan kanl canl insanla karlatrlabilir. Bu insan onlarn arasnda her eyi kavrayp anlayacak ve dolaysyla localardan oyunu seyretmek zere bir mddet sahneyi seve seve terk edecek tek kii olacaktr; bu dehann yanst- cldr.

    Fakat neredeyse bilge diyebileceimiz fevkalade zeki ve akll insan bile dehadan olduka farkldr ve aslnda o zeks pratik bir eilimi muhafaza ettii iin byledir. Onun zeks btn amalarn ve aralarn en iyisinin seimiyle ilgilidir; bu yzden iradenin hizmetinde kalr ve dolaysyla tabiatla gerekten ve hakiki manada uyum iinde bulunur. Romallarn gravitas dye tarif ettikleri salam, pratik hayat ciddiyeti zeknn kendisini ilgilendirmeyen eylerin peinde aylak ve amaszca dolamak iin iradenin hizmetini terk etmemesine dayanr. Bu dehann koulu olan irade ve zek ayrln kabul etmez. Pratik dnyada byk baarlar iin uygun, yetenekli hatta sekin insan bu kimliini phesiz iradesini keskin bir ekilde uyaran ve onu bunlarn kendi aralarndaki balantlar ve ilikileri tekdze aratrmaya sevk

  • Arthur Schopenhauer Sekinlik ve Sradanlk zerine

    eden nesnelere-olaylara borludur. Dolaysyla onun zeks iradesiyle sk bir mnasebet ierisinde gelimitir. Buna karlk dehann ruhu nnde, nesnel kavran iinde dnyann fenomeni, kendisine yabanc bir ey, bir dnme objesi olarak yzer ve istemesini bilinten uzaklatrr. lere yatkn kabiliyet ile eserlere yatkn kabiliyet arasndaki fark bu noktaya dayanr. Sonuncusu bir bilgi nesnellii ve derinlii talep eder, ki bu da akln iradeden tam ayrln gerekli klar. Halbuki ilki bilginin uygulamasn, zihin akln, karar verme abukluunu ve sebatkrl talep eder ve bunlar zeknn srekli olarak iradenin hizmetinde komasn gerekli klar.

    Akl ile irade arasndaki ban gevedii durumda akl kendi doal kaderinden yz evirecek, iradenin hizmetini savsaklayp ihmal edecektir. Szgelimi bir aciliyet durumunda bile serbestliini koruyacak ve muhtemelen ona mevcut yakn tehlikenin kiiyi tehdit ettii evreyi pitoresk izlenimine gre alglamaktan baka bir seenek brakmayacaktr. Buna karlk akll ve anlayl insann zeks her zaman kendisine verilen grevin bandadr ve artlara ve onun icap ettirdiklerine ynelir. Dolaysyla byle bir adam btn durumlarda i iin uygun olan ne ise onu seer ve yerine getirir. Bu sebepten trdr ki o dehann ak olduu tuhaflklara, kiisel yanllara, srmelere ve hatta budalalklara kesinlikle dmeyecektir. Deha bunlara akl yalnz iradenin klavuzu ve gzcs olarak kalmad, fakat az ya da ok tamamen nesnel olana dalp gittii iin maruz kalr. Tasso ve Antonio arasndaki tezatta Goethe, burada soyut olarak tarif-tasvir edilmi olan, birbirinden btnyle farkl iki kabiliyet trnn yekdierine kar arz ettii ztl somut bir ekilde gzlerimizin nne sermitir.

  • Sekinlik ve Sradanln Doas

    Sk sk tank olunmu olan deha ile lgnlk arasndaki yaknlk ncelikle, tabiata aykr olsa da deha iin birincil zellik olan, akln iradeden bu ayrlna dayanr. Fakat bu ayrln kendisi hibir surette dehaya, daha dk bir irade younluunun elik etmesine balanamaz, bilakis onu iddetli ve tutkulu kiilik ekillendirip koul- landrmtr; tam tersine bu pratik manada sekin insann, ilerin adamnn, sadece gl bir irade iin gerekli olan tam, btn lek zekya sahip olmasna bal olarak aklanmaldr, halbuki ou insan bundan bile yoksundur. Ne var ki deha hibir iradenin hizmeti iin gerekli olmayacak kadar btnyle srad, gerek bir zek taknlna dayanr. Bu sebepten tr halis ve hakiki eserlerin adam ilerin adamndan bin kere daha seyrek rastlanr birisidir. Bu srad zek taknl sayesindedir ki irade karsnda belirgin stnln elde edip kendisini iradenin hizmetinden kurtarr ve kkenini