10
Avrupa KÜLTÜR Aylık Kültür ve Sanat Dergisi Mart 2016’dan itibaren bu adreste... Aylık Kültür ve Sanat Dergisi | Şubat 2016 | Sayı: 0

Avrupa Kultur 00

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Avrupa Kultur 00

Citation preview

Page 1: Avrupa Kultur 00

Avrupa KÜLTÜR Aylık Kültür ve Sanat DergisiMart 2016’dan itibaren bu adreste...

Aylık Kültür ve Sanat Dergisi | Şubat 2016 | Sayı: 0

Page 2: Avrupa Kultur 00

2

Avrupa’da bir aydınlanmacı çıkış

Page 3: Avrupa Kultur 00

3

Avrupa KÜLTÜR ile yeni bir yol açılıyorÇağdaş, aydınlanmacı bir

dilin görevlerinden söz etme

ve harekete geçme zamanıdır

madem, soralım:

Entelektüel çapı geniş,

derinlemesine tartışmaların

tarafı olan çağdaş bir dil ve

kültür, Türkçe, bugünkü yaşlı

kıtada acaba hak ettiği bir

yerde mi bulunuyor?

Page 4: Avrupa Kultur 00

4

avrupa

Bir şeyi açıkça ifade etmek gerekir. Türkçe sadece dünyanın değil,

Avrupa’nın da büyük dillerinden biri ve kuşkusuz köklü bir kültürün taşıyıcısı.

Peki, 5 milyonu aşkın Türkçeli insanı yaşadığı Batı Avrupa’da, bu dilin

“sanatsal” gerekleri yerine getirilebiliyor mu? Bırakın çağımızın kültür ve sanat

hareketlerine müdahale edebilmeyi, bu “hadiselerin” Türkçe olarak

takibi mümkün mü?

Page 5: Avrupa Kultur 00

5

Asıl önemlisi, bu dil ve taşıdığı kültürün yaşlı kıtanın yarınına kalacağına dair bir garanti var mı?

Yok. Bir garanti yok, hatta tam tersine, böyle giderse 15-20 yıl sonra kökleri Türkiye ve Türkçede yatan 7-8 milyon Avrupalının, bu dili, onun hak ve talep ettiği düzeyde, yani aydınca kullanabileceğini söylemek bile zor. Türkiye’ye ve cumhuriyet projesine (“ 1923” ) hep bir “ anomali” olarak bakanların, buna çok üzüleceği kuşkusuz söylenemez. Ama çağdaş Türkçe, sonuçta, tarihsel anlamda ilericiliğe karşılık gelen, cumhuriyetçi bir aydınlanma hareketinin ürünüdür. Onun sonucudur. Dolayısıyla görev ve sorumluluklar da yükleyecektir. Bu yükümlülük sadece Türki-ye topraklarıyla sınırlı değil. Dijital dünyada ve kültür-sanat âleminde zaten böyle bir sınır yok.

Kuruluşu aşmak, ama içererek aşmak gibi bir görevin eşiğindeyiz. Geriye gidişleri ancak böyle önleyebiliriz.

Avrupa KÜLTÜR, aydınlanmacı bir sorumluluğun ürünü. Çok önemli bir boşluğa ve teknolojik bir talihe, yani internetin sınırtanımazlığına doğduğu da açık. Demek ki, içeriği beslemek anlamında, yapılacak çok iş var.

Gerçekten de, insanlığın ve teknolojinin bugün geldiği noktada, Avrupa aydınlanmasının bir parçası olarak çağdaş Türkçe, yaşlı kıtadaki kültür ve sanat hareketlerini dünya ölçeğinde 95-100 mil-yonluk bir topluluğa, internet ortamında rahatça taşıyabilir. Bilgilendirir, tartışmalar açar, doğru algıların öne çıkmasına yardımcı olur. Böylece zengin bir eleştiri zemini oluşturabilir. Bunu da, öncelikle kültür haberciliği üzerinden yapabilir.

İşte ekrandan okumakta olduğunuz bu aylık dergi, Avrupa KÜLTÜR, daha önce girilmemiş bir alanda, pek denenmemiş, daha doğrusu, bu ölçek-te hiç denenmemiş bir girişimde bulunuyor. Gerçi bu dergiyi hazırlayan kadronun da üretimi olan bazı çalıșmalar, çok daha düşük ölçekte de olsa, geçmişte yapılmamış değildir. Örneklerine bu sıfırıncı tanıtım sayımızın sayfalarında yer alan görseller üzerinden tanık oluyorsunuz. Vardılar, evet.

Fakat sanal dünya üzerinden yine de bir ilki yaşıyoruz: Türkçeyi de büyük bir dil olarak bağrında taşıyan “ muasır Avrupa” nın içindeki kültür-sanat olayları, sanatçıları, kültür insanları, bunların neden olduğu ve katıldığı tartışmalar, yukarıda sözü geçen Türkçeli milyonlar için bu

Page 6: Avrupa Kultur 00

6

dergi üzerinden ulaşılır kılınıyor. Bu, artık müm-kün. Azerbaycan coğrafyasından Batı Avrupa’nın çeşitli uçlarına kadar uzanan çok geniş bir alanda-ki okurlar, Avrupa’daki kültür ve sanat olaylarına, internet diliyle söylersek, www.avrupa-kultur.eu adresi üzerinden bir “ tık” la ve zahmetsizce ulaşabilecek.

Demek ki, sadece Avrupa’da yerleşik Türkçe-liler için değil, dünyaya yayılmış ve milyonları bulan Türkçeliler için de yayın yapacağız. Erişimle ilgili herhangi bir sınırlama söz konusu değildir. Türkiye ve Türkçeyi şu ya da bu şekilde, yani dolaylı veya doğrudan ilgilendiren her kültür olayı, her sanatsal etkinlik, dergimizin konusu olabilecektir ve burada da bir alan kısıtlamasına gitmeyi düşünmüyoruz. Ancak, kuşkusuz sadece “ yüksek” veya “ elit” kültürün değil, sokaktaki kültürün de izleyicisi, habercisi ve yorumcusu olacağız. Bu, böyle.

Buradaki mesele, bütün bunların nasıl haber-leştirileceğidir. Avrupa KÜLTÜR, bu çerçevede, daha önce görülmemiş bir alanda yol bulmaya, yol açmaya çalışacak ve temel yaklaşımı da şu olacak: Cumhuriyetçi bir müdahalenin ürünü olan çağdaş Türkçe, Avrupa kültürünü rahatça algılayıp tartışmaya açabilecek bir olgunluk ve cüretin sahibidir. Sadece o da değil, yani sadece olgunluk ve cüret değil, teknolojik sıçramalar nedeniyle yaşanan yaygınlık da yeni bir duruma işaret edi-yor. Bundan yararlanmak, çağın ve aydınlanmacı direncin bir gereği: İnternet bağlantısı olan ve Türkçe bilen her dünyalı, Avrupa’daki kültürel etkinliklere, sinemadan kitap dünyasına, kabare-den klasik müziğe, resimden fotoğrafa, mimariye, tiyatro ve heykele, her alanda ulaşabilmelidir.

Bu dilin, böyle işler için yeterli altyapıya sahip olduğu ortada: Türkiye Türkçesi, 100 milyona yakın bir çağdaş topluluğun rahatça anlayabileceği bir dil, demiştik. Azerbaycan’dan Madrid’e kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşayan Türkçeliler, içinde bulundukları yerel Avrupa dillerinden bir biçimde Türkçeye geçiş yapabiliyor, Avrupa kültür-sanat etkinliklerini tartışmaya açabiliyor-lar. Bu görevin altından kalkabilecek yazar, çizer, fotoğrafçı, yorumcu vs. yoğunluğumuz, hiç öyle yabana atılabilecek kadar düşük değildir.

Nasıl mı? Türkçelilerin en iyi ve en çok kullandığı Av-

rupa dili olan Almancadan örnek verebiliriz. Bu dilde neredeyse her hafta Türkiye ve Türkçeyle yakın ilişkili bir yazarın kitabı raflara çıkıyor. Bunlardan bazıları “ Bestseller” listelerinde zirveyi

zorlayabiliyor. Ancak bundan çok daha önem-lisi, bu yazarlar veya işledikleri konular, ciddi tartışmaları da tetikleyebiliyor. Türkçe konuşulan bir aile ortamından Almancaya geçmiş çoğu genç bu insanların sadece edebi yayıncılıkta değil, resimde, kabarede, karikatür ve fotoğrafta, mimaride özellikle de müzik ve sinemada büyük çıkışlar gerçekleştirdiği görülüyor.

Avrupa KÜLTÜR, bu geniş alıcı kitlesine yönelik üretimin, yeni teknolojilerin kanadında, bundan böyle nasıl rahatça yapılabileceğini de göstere-cektir. Bunun için özel bir çaba harcayacağımız, açık. Türkçenin çağdaş, aydınlanmacı, ileriye giden ve “ ileri olanı çağıran” bir dil olduğunu, Avrupa kültür etkinliklerine bakışımız

Page 7: Avrupa Kultur 00

7

ve değerlendirişimiz üzerinden “ test edip” kanıtlayabiliriz.

Tabii böyle bir hedefe hemen ve ilk denemede ulaşmamız mümkün değil. Bunun için yeni bir ilişkiler ağı ve bilgi alışverişi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ancak elimizden iki eski bahane alınalı, doğrusu, çok olmuştur: “ İnsanlara nasıl

ulaşacağız?” ve “ Kimler ne kadar yazıp çizebilir ki?” soruları, geçerliliğini yitirmiş bulunuyor.

Avrupa’nın bu büyük yerli dili, bu coğrafya-daki kültürel yaşamı tüm boyutlarıyla ele alıp sergileyecek, tartışmaya açacak ve yargılarda bulunacak kadar gelişkindir. Trajedimiz, bu dilin olanaklarının farkında olmayan, olamayan, ama kendisini nedense aydın kategorisinde gören çevrelerdir. İnternet üzerinden bu dille yapılacak üretimlere Türkçe okumayı seven ve merakını

yitirmemiş herkes ulaşabilir. Buradaki tüm engeller ortadan kalkmış bulunuyor. Teknik bir uçurum mevcut değil. Ama asıl soru şu: Böyle bir üretim var mı?

Sorun, gerçekten de gelişkin bir yayıncılık, habercilik yapma iradesinden, daha doğrusu bu iradenin yokluğundan kaynaklanıyor. İyi görselleştirilmiş ve çağımızın önemli tüm tartışmalarını rahatça aktaran bir “ web derginin” gerekli yankıyı uyandıramaması, dışsal değil içsel nedenlerin bir sonucu olmalıdır. Daha dolaysız bir ifadeyle: Eğer internet ortamındaki bir atılım yeterli yankı yaratamamışsa, bu ya içeriğindeki ya da tanıtımındaki gediklerin bir sonucudur. Öyle kabul edilmelidir. Bu tür bir saptama, kuşkusuz Avrupa KÜLTÜR için de geçerli olacaktır. Avrupa’da, böylesi boşlukları kolayca doldurabilecek sayı ve entelektüel enerjiye sahip insanlarımızın yaşamadığını nasıl düşünebiliriz? Daha doğrusu: Böyle düşünmeye, bu dil ve içinden çıktığımız kültür, acaba ne kadar izin veriyor? Avrupa’nın

kültür yaşamını konu ve Türkçeli insanları da hedef kitle edinen böyle bir yayına gerçekten de ihtiyaç var mı? Kuşkusuz var. Eğer Avrupa kül-türündeki en müşkülpesent, en çetrefilli sorunları bile rahatça algılama ve yanıt üretme, önerilerde bulunma gücü varsa çağdaş Türkçenin, bunu yayın yoluyla ve Avrupa’nın tam ortasından, üstelik Türkçe olarak yapma zamanı gelmiş demektir.

Page 8: Avrupa Kultur 00

8

İyi de, acaba dışarıdaki hayat başka bir şarkı mı söylüyor?

Kısmen öyle gerçekten: Türkçe günlük gazete-lerin sapır sapır döküldüğü, biri hariç tümünün işletme mantığı içinde çıkarılmasının hiçbir anlam taşımadığı Avrupa’da, Türkçe yayıncılık ne kadar gerçekçi bir iştir?

Bizce, gerçekçidir.

Günlük Türkçe gazetelerin doğal ölüm süre-cine girmesi, meseleyi tersinden okumamızı kolaylaştırıyor. Halk, bu gazeteleri yaşatmıyor, onlara ilgi göstermiyor ve gerekli de görmüyor. Ama tersinden bir gelişme de var ve o, şu: Avrupa’nın Türkçe konuşulan hemen her böl-gesinde yerel gazeteler çıkıyor. Avrupa Türkçesi, bir taraftan gerilerken, öbür taraftan bir yazı ve haber dili olarak yaşamını sürdürüyor. Yerel gazetelerin büyük bölümünün internet ortamında da varlık gösterdiğini biliyoruz. Yani İstanbul’da yapılıp Avrupa’da okur önüne çıkarılan günlük gazetelerin doğal ömrü biteli çok oluyor. Fakat neredeyse Türkçenin yoğunlaştığı her bölgede yeni yeni yerel gazeteler ortaya çıkıyor. Çoğu aylık, bazıları 15 günlük bu yayınların içinde 20 yılı geride bırakan birçok örnek de var. Parasız reklam gazeteleri bunlar, ama haberleriyle ister istemez çok büyük bir boşluğu dolduruyorlar. Kağıda basılanlardan çok daha fazlasının artık internet ortamında yayın yaptığını da biliyoruz. Avrupa KÜLTÜR bu yayınların en önde gelenlerine sayfaları içinde geniş yer vermeye çalışacak.

Kısacası, klasik Türk günlük gazeteciliği biterken, Avrupa’da Türkçe, yerel basın üzerin-den bambaşka bir doğuma sahne olmaktadır. Bu yayınların Türkçenin yeni taşıyıcıları olduğunu, ama bu büyük yükü yerel olanın ötesinde tek başlarına taşıyamayacakları ortadadır. Zaten böyle bir iddiaları da yok. Ama insanlarımız, her durumda, böyle yayınlar üzerinden yakın çevrelerindeki benzerleriyle ve dildaşlarıyla bir biçimde bağlantı kurmuş, onlardan “ haberlenmiş” ve onlarla “ haberleşmiş” oluyor.

Avrupa KÜLTÜR, Avrupa’da yaşayan, ama Türk-çeyi ve onun aydınlanmacı gücünü her zaman ciddiye alıp kullanan aydınlarımızı ve aydın adaylarımızı bağlantı kurmaya, destek vermeye çağırıyor.

KÜNYE | Impressum

YAYINCI | Verleger:Ali YıldırımAYPA Haber AjansıAYPA PresseagenturD-13585 BerlinLuther Platz 4.................................................Sorumlu Yönetmen (V.i.S.d.P.):Osman Çutsay.................................................Sanat Yönetmeni | Artdirector: Ömer Yaprakkıran .................................................Yazışma Adresi:[email protected]

avrupa

avrupa

Page 9: Avrupa Kultur 00

9

Adalbertstraße 310999 Berlin

Tel. 030/26 30 31 46 Fax: 030/26 30 31 47

Email:[email protected]:www.regenbogen-buch.net

15 Şubat 2016‘ya kadar Türkçe kitaplarda

indirim

% 25-40

Page 10: Avrupa Kultur 00

10

15 Şubat 2016‘ya kadar Türkçe kitaplarda

indirim

% 25-40

Adalbertstraße 310999 Berlin

Tel. 030/26 30 31 46 Fax: 030/26 30 31 47

Email:[email protected]:www.regenbogen-buch.net