8
www.ahaber.anadolu.edu.tr ANADOLU ÜNİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 535 15 - 21 MART 2010 Dünya Kadınlar Günü kutlandı Kütüphanede yeni bir hizmet daha Farklı bir ABD belgeseli ETO ile giyim tasarımında iş birliği Eskişehir Ticaret Odası, üyelerinin gelişim ve de- ğişimlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlediği üniversite ile iş birliği girişimleri çerçevesinde En- düstriyel Sanatlar Yüksekokulu’na bir ziyaret ger- çekleştirdi. düzenlenen ziyarete ETO Başkanı Harun Karacan ile Başkan Yardımcısı Mustafa Ön- der’in başkanlığında giyim grubu 6. ve 15. komite- leri katıldı. 3. SAYFADA Antik çağda yemek kültürü konferansı Arkeoloji Kulübü’nün düzenlediği konferans ve kokteylde “Antik Çağ’da Yemek ve Yemek Kültürü” tanıtıldı. Salon 2009 ve Öğrenci Merkezi fuaye ala- nında düzenlenen etkinlikte kulüp danışmanı Alper Oransay, antik çağda tüketilen yemekler ve dünya mutfağı hakkında bilgi verdi. Oransay, yemek kültürünün bir toplumun en önemli özellik- lerini barındırdığını söyledi. 6. SAYFADA Ç‹ZG‹M‹ZAH/Atila Özer ‘İki Dil Tek Ses’te Buluştu ‘Sporcular kaderine terkediliyor’ İletişim Bilimleri Fakültesi ve Ameri- kan Büyükelçiliği tarafından ortaklaşa düzenlenen “Split: A Divided America” adlı belgesel film gösteriminin ardından filmin yönetmeni Kelly Nyks seyircilerle bir araya geldi. 3. SAYFADA Edebiyat Fakültesi tarafından düzen- lenen “Türkiye’de Laiklik ve Demokrasi” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan NTV Siyaset Danışmanı ve Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır, laiklik, de- mokrasi, temel hak ve özgürlüklerin de- ğişen çağ ile birlikte yeniden tanımlandığını söyledi. 3. SAYFADA ‘Laiklik özgürlüğün teminatı için var’ Bilek güreşinde madalyaları topladık Türkiye Üniversitelerarası Bilek Güreşi Şampiyo- nası’nda mücadele eden Anadolu Üniversitesi Bayan ve Erkek Bilek Güreşi Takımı 15 altın ve 1 bronz ma- dalya kazanarak fırtına gibi esti. 7. SAYFADA Beden Eğitimi ve Spor Yüksekoku- lu’nun düzenlediği “Sporda Kalite Uygula- maları” konulu seminerde konuşan Öğr. Gör. Meh- met Ali Çeliksoy, dün- yada ve Türkiye’de sporun yeri, yakalanması gereken standartlar ve sonuçlar konu- sunda bilgi verdi. 5. SAYFADA 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Ana- dolu Üniversitesi’nde düzenlenen çe- şitli etkinliklerle kutlandı. Endüstriyel Sanatlar Yüksekokulu sergi açarken, ASO Yaylı Çalgılar Dörtlüsü de bir kon- ser verdi. 5. SAYFADA Öğr. Gör. Mehmet Ali Çeliksoy Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi, yeni alınan iki “Selfservis Ödünç İstasyonu” ile ödünç kitap alma işlemlerinde tam otomasyona geçiyor. Böylece ödünç alma ve iade işlemleri sırasında yaşanan kuyruklar da tarihe karışacak. Yeni sistemle daha önce alınan materyallerin sü- resi de uzatılabilecek. 3. SAYFADA Radyo A’da 2009-2010 Bahar Dönemi’nde yayında olan özel program sayısı: 18 ‘Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz’ Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Eği- tim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Der- neği, Mimarlık Programı ise Mimarlık Akreditasyon Kurulu’dan akreditasyon aldı. Fakülte, uzun ve zorlu bir sürecin ardından elde edilen bu başarıları düzenlediği etkinliklerle kutlar- ken, bu arada dekanlık devir teslim törenini de ger- çekleştirdi. 4. SAYFADA Sinema Anadolu’da gerçekleşen “İki Dil Tek Ses” konserinde Ame- rika Birleşik Devletleri Haverfort ve Bryn Mawr Kolejleri’nin Oda Ko- rosu ile Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Ana Sanat Dalı Korosu aynı sahneyi paylaştı. 5. SAYFADA Bilek güreşinde madalyaları topladık

Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

www.ahaber . anado lu .edu . t r ANADOLU ÜNİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI : 535 15 - 21 MART 2010

DünyaKadınlar Günükutlandı

Kütüphanedeyeni birhizmet daha

Farklı bir ABDbelgeseli

ETO ile giyimtasarımında iş birliği� Eskişehir Ticaret Odası, üyelerinin gelişim ve de-ğişimlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlediğiüniversite ile iş birliği girişimleri çerçevesinde En-düstriyel Sanatlar Yüksekokulu’na bir ziyaret ger-çekleştirdi. düzenlenen ziyarete ETO BaşkanıHarun Karacan ile Başkan Yardımcısı Mustafa Ön-der’in başkanlığında giyim grubu 6. ve 15. komite-leri katıldı. 3. SAYFADA

Antik çağda yemekkültürü konferansı

� Arkeoloji Kulübü’nün düzenlediği konferans vekokteylde “Antik Çağ’da Yemek ve Yemek Kültürü”tanıtıldı. Salon 2009 ve Öğrenci Merkezi fuaye ala-nında düzenlenen etkinlikte kulüp danışmanıAlper Oransay, antik çağda tüketilen yemekler vedünya mutfağı hakkında bilgi verdi. Oransay,yemek kültürünün bir toplumun en önemli özellik-lerini barındırdığını söyledi. 6. SAYFADA

Ç‹ZG‹M‹ZAH/Atila Özer

‘İki Dil Tek Ses’te Buluştu

‘Sporcularkaderineterkediliyor’

� İletişim Bilimleri Fakültesi ve Ameri-kan Büyükelçiliği tarafından ortaklaşadüzenlenen “Split: A Divided America”adlı belgesel film gösteriminin ardındanfilmin yönetmeni Kelly Nyks seyircilerlebir araya geldi. 3. SAYFADA

� Edebiyat Fakültesi tarafından düzen-lenen “Türkiye’de Laiklik ve Demokrasi”konulu konferansa konuşmacı olarakkatılan NTV Siyaset Danışmanı ve VatanGazetesi yazarı Ruşen Çakır, laiklik, de-mokrasi, temel hak ve özgürlüklerin de-ğişen çağ ile birlikte yenidentanımlandığını söyledi. 3. SAYFADA

‘Laikliközgürlüğünteminatı için var’

Bilek güreşinde madalyaları topladık� Türkiye Üniversitelerarası Bilek Güreşi Şampiyo-nası’nda mücadele eden Anadolu Üniversitesi Bayan

ve Erkek Bilek Güreşi Takımı 15 altın ve 1 bronz ma-dalya kazanarak fırtına gibi esti. 7. SAYFADA

� Beden Eğitimi ve Spor Yüksekoku-lu’nun düzenlediği “Sporda Kalite Uygula-

maları” konulu seminerdekonuşan Öğr. Gör. Meh-

met Ali Çeliksoy, dün-yada ve Türkiye’de

sporun yeri, yakalanmasıgereken standartlar ve

sonuçlar konu-sunda bilgi

verdi.5. SAYFADA

� 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Ana-dolu Üniversitesi’nde düzenlenen çe-şitli etkinliklerle kutlandı. EndüstriyelSanatlar Yüksekokulu sergi açarken,ASO Yaylı Çalgılar Dörtlüsü de bir kon-ser verdi. 5. SAYFADA

Öğr. Gör.Mehmet Ali

Çeliksoy� Kütüphane ve DokümantasyonMerkezi, yeni alınan iki “SelfservisÖdünç İstasyonu” ile ödünç kitapalma işlemlerinde tam otomasyonageçiyor. Böylece ödünç alma ve iadeişlemleri sırasında yaşanan kuyruklarda tarihe karışacak. Yeni sistemledaha önce alınan materyallerin sü-resi de uzatılabilecek. 3. SAYFADA

Radyo A’da2009-2010 Bahar

Dönemi’ndeyayında olan özel

program sayısı:

18

‘Avrupa mühendisietiketi veriyoruz’� Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Eği-tim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Der-neği, Mimarlık Programı ise Mimarlık AkreditasyonKurulu’dan akreditasyon aldı.

� Fakülte, uzun ve zorlu bir sürecin ardından eldeedilen bu başarıları düzenlediği etkinliklerle kutlar-ken, bu arada dekanlık devir teslim törenini de ger-çekleştirdi. 4. SAYFADA

� Sinema Anadolu’da gerçekleşen “İki Dil Tek Ses” konserinde Ame-rika Birleşik Devletleri Haverfort ve Bryn Mawr Kolejleri’nin Oda Ko-

rosu ile Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Ana SanatDalı Korosu aynı sahneyi paylaştı. 5. SAYFADA

Bilek güreşinde madalyaları topladık

Page 2: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

Telefon: (222) 335 05 80 - 1790 Fax: (222) 330 74 40e-mail: [email protected]

Haber Merkezi: (222) 33505 80 - 24 96 - 24 97ISSN 1302-0005 Yayın Türü: Yerel süreli yayın

Anadolu Üniversitesi Basımevi’nde5000 adet basılmıştır.

Yıl: 12 Sayı: 535Bas›m tarihi: 15 Mart 2010

ANADOLU HABER

Sahibi: Rektör Prof. Dr. Davut AYDINGenel Yayın Yönetmeni

Rektör Danışmanı: Prof. Dr. Halil İbrahim GÜRCANSorumlu Yazı İşleri Müdürü: Doç. Dr. Erkan YÜKSEL

Yayın Koordinatörü: Uzman Ufuk TOZELİKTasarım Koordinatörü: Burcu ÜÇOK

Pazartesi günleri yayımlanır

A K A D E M İ K Ç A L I Ş M A L A REditör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Onur KÜÇÜKYILMAZ2

Öğr. Gör. Dr. Gülay BüyükköroğluYard. Doç. Dr. Ahmet Oğuz Alp

� Anadolu Üniversite’si Edebiyat Fakültesi öğre-tim üyesi Yard. Doç. Dr. Ahmet Oğuz Alp, “TheNew Discovered Middle Byzontine Churchces atBasara in Eskişehir Cphiygia” (Eskişehir’in Han İl-çesi’ndeki Başarı Köyü’ndeki Ortaçağ’dan KalmaKiliselerin Mimari Özellikleri) başlıklı bildirisini 17Kasım 2009 tarihinde Rısya’nın St Petersburgkentinde düzenlenen 9. Yüzyıldan 12. YüzyılaKiev Rusya’sı ve Bizans Mimarisi adlı Seminer’desundu.Eskişehir Arkeoloji Müzesi ve Yard. Doç. Dr.Ahmet Oğuz Alp’in bilimsel danışmanlığında yü-rütülen çalışmada Han ve Başarı İlçeleri’nin kur-tarma kazıları ve temizlik çalışmaları yürütüldü.Bu kapsamda 2006’da başlayan çalışmaların2009’da son bulduğunu ifade eden Oğuz Alp,yaptıkları kazılarda Başarı Köyü’nde iki adet ki-lise bulduklarını ifade etti. Kiliseler’ in kırsal kentmimarisine sahip olduğunu söy-

leyen Alp; “Büyük kentlerin mimarilerini biliyo-ruz, bu yüzden böyle farklı bir mimariyle karşı-laşmak bizim için çok iyi oldu” dedi. Ekonomikseviyesi düşük kırsal kesimde olan kiliselerin nasıldeğişime uğradığı nasıl dekore edildiği hakkındabilgi sahibi olduklarına değinen Yard. Doç. Dr.Oğuz Alp; kiliselerin geçen yüzyıllarda değişimeuğradığını bundan dolayı farklı şekillerde bul-duklarını söyledi. Alp, verdiği seminer dışında daHan İlçesi’nde çeşitli çalışmalar yapıldığını belir-terek; antik dönem nekropolüne ait birkaç me-zarın açığa çıkartıldığını sözlerine ekledi.Çalışmanın başından itibaren Anadolu Üniversi-tesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü öğrencileri-nin de kazılarda aktif olarak çalıştığını;kazılardan elde edilen örneklerin yurtiçinde veyurtdışında araştırmalara gönderildiğini belirten

Alp 2006 yılında Eskişehir Arkeoloji Mü-zesi ile beraber bir protokol imzalayarakböyle bir çalışma sürdürdüklerini dilegetirdi. Kazılardaki sonuçların beklenti-lerini her zaman karşılamadığını söyle-yen Alp sözlerini şu şekilde noktaladı:“Kazılarda umduklarınız ve buldukla-rınız genelde farklı olur özellikle Başa-rı’da yapılan kazılarda biz villabulmayı beklerken bir buçuk yıl sonraerken Bizans Dönemine ait bir kili-seyle karşılaştık” dedi. Kendi beklen-tilerinin karşılanmasının önemliolmadığını sözlerine kaydeden OğuzAlp; önemli olan tarihte var olan bilgiile kazı alanlarından çıkan yapıtlarınne kadar birbirine uyduğudur.”

Bizans dönemindekırsal kiliseler

� Son yıllarda deriden aşılamayabüyük ilgi gösteriliyor. Eskiden berisüregelen aşılama yöntemi artık pekçok nedenden dolayı kullanılmak is-tenmiyor. Çünkü aşılama işleminingerçekleşmesi için hem eğitilmiş in-sanlara ihtiyaç duyuluyor hem deaşı olmak çoğu insan için bir panikdurumu yaratmaya yetiyor. Aşınınenjeksiyonla olan bu bağını kopar-mak ve kişilerinin bir krem ilekendi kendilerini aşılayabilir halegelmelerini sağlamak amacı ile başlatılanbir çalışma söz konusu. Bu çalışmaDNA’nın deriden emilim yöntemi ile kanakarışmasını sağmayı amaçlıyor. Bir invitrosalım, yani laboratuar ortamında gerçek-leşen bir araştırma olan bu çalışmada ön-celikle, katı lipid nano partiküller, taşıyıcısistemler olarak hazırlanmış gen taşıyansistemler olarak düzenlendi. Çalışmayı ger-çekleştiren Eczacılık Fakültesi FarmasötikTeknoloji Bölümü Öğr. Gör. Dr. Gülay Bü-yükköroğlu, “DNA’nın bu sistemlerle ta-şınmasını sağlamak için katı lipid nanopartiküllerin pozitif hale getirilmesi gerek-liydi. Biz bunu yapmış durumdayız. Pozi-tif hale getirdiğimiz bu partikülleri negatifyüklü olan DNA ile birleştirdik. Gen taşıyıcısistem olarak kullanılabileceğini gördük.Son yıllarda DNA aşılarına ilgi arttı. BizdeDNA aşısı geliştirmek amacı ile bu çalış-mayı hazırladık ve katı lipid nano parti-küllerinin deriden emiliminin mümkün

olduğunu gördük. ” dedi. DNA kulla-nırken invitro çalışmalarda partiküllerinilaç taşıyıcılığını test etmek için yapay deriya da insanlardan ve hayvanlardan eldeedilmiş derilerin kullanıldığını belirtenGülay Büyükköroğlu, bu çalışmalarındaderi kullanmadıklarını ifade etti. Büyükkö-roğlu, “Çünkü DNA ile çalışıyoruz ve deri-nin içerisinde de DNA çok fazla vekullandığımız partikülde ne kadarınınkana geçtiğinin tespit edilebilmesi oldukçazor. Deride de bazı enzimler var veDNA’nın parçalanması mümkün o yüzdengenellikle kozmetik çalışmalarda bazımemranlar kullanılmakta bizde bu yapaymemranları kullandık.” dedi. Çalışmanınhenüz tamamlanmadığını dile getiren Bü-yükköroğlu, hayvanlar üzerinde deneyle-rin devam edeceğini belirtti. Çalışma 20Ocak 2010 tarihinde Singapur İlaç TaşıyıcıSistemler Sempozyumu’nda sunuldu.

AnadoluHaber

� Kekemeliği olan bireylere yardım etmek ama-cıylayapılançalışmalar içeri-

sinde internet ortamındabir program geliştirmeuygulaması Türkiye’deilk defa denendi. Çalış-mayı Anadolu Üniversi-tesi öğretim üyesi, Dil ve

Konuşma BozukluklarıEğitim, Araş-

tırma ve Uy-g u l a m a

Merkezi( D İ L -

KOM)Mü-

dürü Prof. Dr. Saime Seyhun Topbaş anlattı. Pro-jenin 3 aşamada gerçekleştiğini belirten Prof. Dr.Saime Seyhun Topbaş, evrelerden ilkinin keke-meliği olan bireylerin kendilerine ve kekemelikol-gusuna yönelik tutumlarının ölçülmesi olduğunukaydetti.Amerika’dakiölçekleriTürkiye’yeadapteederek 83 bireye uyguladıklarını ifade eden Top-baş, ikinci evrede 83 katılımcıdan 53’üne bireyselkonuşma terapisi verildiğini ve kekemeliklerininasıl kontrol altına alabileceklerinin öğretildiğinisöyledi.Ayrıcaçalışmada8kişidenoluşanbirgrupçalışmasınıngerçekleştirildiğini ifadeedenProf.Dr.Topbaş. Grup çalışmasında katılımcı sayısının az-lığının ise kekemeliği olan bireylerin iletişim kur-mada çekingen olmalarından kaynaklandığınısöyledi. Topbaş, çalışmanın zaman serisi modeli

üzerine kurulu, kekemeliği kontrol etme ön test-leri, kekemelik terapisi sırasında izleme ve ölç-meye dayalı bir proje olduğunu dile getirdi.“Türkiye’de ilk defa akıcılık şekillendirme ve keke-meliğin kontrol altına alınması süreçlerinin öğre-tilmesi yönetimi uygulayarak bir grup terapisininilk defa başlatıldığını söyleyen Prof. Dr. Topbaş,projenin 3’üncü evresinde de kekemeliği olan bi-reylerin aktif terapi süreçlerine katıldıktan sonrabaşkalarınadayardımedebilmeyi,birbirleriyle ile-tişim kurarak ve kekemeliğe olumlu bakarak ke-kemeliklerininüstesindengelmeyiamaçlayanbirinternet programı başlattıklarını belirtti. Bu prog-ram ile kişisel iletişim kurmak isteyenlere yardımetmeye çalıştıklarını dile getiren Topbaş, çalışma-nın Türkiye’de ilk olduğunun altını çizdi. Prof. Dr.

Topbaş, “Kullandığımızterapiyöntemlerininetkiliolduğunu göstermesi açısından önemli bir ça-lışma bu. İki yıl boyunca yürüttüğümüz bu proje-den olumlu sonuçlar aldık.” dedi. “e-OZYARDEP:Topluluk Temelli İnternet Ortamında KekemeliğiOlanlar İçin Bir Program Geliştirme ve Etkililik Ça-lışması” adlı TÜBİTAK destekli proje 5-8 Ağustos2009 tarihlerinde Brezilya’nın Rio de Janeiro şeh-rinde gerçekleştirilen 6’ıncı Dünya Akıcılık Bo-zuklukları Kongresi’nde sunuldu. Saime SeyhunTopbaş’ın yine TÜBİTAK destekli bir projesi olanveerkendilgelişimtestininTürkçe’yeuyarlanmasıolan“TELD-3’ünTürkiye’yeAdaptasyonu:PilotUy-gulama Örneği” adlı çalışması de Kasım 2009’daAmerikan İşitme-Konuşma Birliği (ASHA) YıllıkKongresi’nde sunuldu.

Prof. Dr. Saime Seyhun Topbaş

İnternetle kekemeliğe olumlu bakmak

İğneci korkusutarih oluyor

Page 3: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

H A B E RAnadoluHaberEditör: Araş. Gör. Onur BEKİROĞLU

Tasarım: Burcu ÜÇOK 3

ETO ile giyimtasarımındaişbirliği

Amerika’yafarklı bir bakışatan belgesel

Mevlüt DEMİRCİOĞLU

� Anadolu Üniversitesi Kütüphaneve Dokümantasyon Merkezi, yenialınan iki Self Servis Ödünç İstas-yonu ile kullanıcılarına yeni bir hiz-met sunmaya hazırlanıyor.Sistemle ödünç kitap alma işlemle-rinde tam otomasyona geçilecek.

Türkiye’deki üniversite kütüpha-neleri arasında üçüncü olarak gös-terilen ve haftada 87 saatkullanıcılarına hizmet veren üni-versitemiz Kütüphane ve Dokü-mantasyon Merkezi’nde, 2009yılında 235.000 kitap ödünç verildi.Yeni uygulanacak Self Servis Ödünçİstasyonu hizmeti ile kütüphaneiçinde yer alan ödünç bankosuönünde yığılma ve kuyrukların or-tadan kalkması hedefleniyor.

Yeni sistem sayesinde okuyucu-lar bundan böyle ödünç istasyon-larını kullanarak, kitap alabilecek

ve iade işlemi gerçekleştirebile-cekler. Ayrıca daha önce aldıklarımateryallerin sürelerini de uzata-bilecekler.

Yeni alınan Self Servis Ödünç İs-

tasyonları, güvenlik ve güvenirlilikaçısından da kütüphane güvenliksistemleri ile tam uyumlu olarak ça-lışıyor ve yapılan her işlemi bir de-kont ile belgeliyor.

Burcu DURMUŞOĞLU

� Devlet Konservatuvarı OyunculukBölümü öğrencileri için düzenlenenatölye çalışmasında Erasmus prog-ramı için üniversitemizde konuk öğ-renci olarak bulunan ve ülkesindedans eğitmenliği yapan İvea Sabali-auskaite eğitim verdi.

4 Mart günü düzenlenen etkin-likte Sabaliauskaite çağdaş dans fi-gürleri konusunda bilgileriniaktardı. İki bölümden oluşan eğiti-min ilk aşamasında temel dans fi-gürlerine yer verilirken, ikinciaşamada doğaçlama hareketlerüzerinde çalışmalar yapıldı.

İletişim Bilimleri Fakültesi Sinemave Televizyon Bölümü’nde öğrenimgören İvea Sabaliauskaite, Uk-rayna’da Aura isimli kumpanyada ça-lışıyor. Ülkesinde de dans dersleriverdiğini belirten Sabaliauskaite,oyunculuk bölümü öğrencilerini ba-şarılı bulduğunu söyledi.

Gökhan YILMAZ

� Eskişehir Ticaret Odası (ETO),üyelerinin gelişim ve değişimlerinekatkı sağlamak amacıyla düzenle-diği üniversite ile iş birliği girişim-leri çerçevesinde EndüstriyelSanatlar Yüksekokulu (ESYO)’na birziyaret gerçekleştirdi. 26 Şubatgünü düzenlenen ziyarete ETO Baş-kanı Harun Karacan ile Başkan Yar-dımcısı Mustafa Önder’inönderliğinde giyim grubu 6. ve 15.komiteleri katıldı.

Önemli Bir Adım

Konuyla ilgili açıklamada bulu-nan ESYO Müdür Yardımcısı DoçDr. Celal Hakan Kağnıcıoğlu, “Sene-lerdir dilimize doladığımız sanayi-üniversite iş birliği dediğimiz amasadece kağıt üzerinde kalan projele-rin gerçekleştirilmesi için önemlibir adım atılmış oldu. Bu durumaher iki taraf açısından da bakmakgerekiyor. Ticaret ya da sanayi açı-sından baktığımız zaman biz bilgibirikimimizle onlara yardımcı ola-cağımıza inanıyoruz ve bunu ken-dilerine anlatmaya çalışıyoruz.Bizim açımızdan baktığımızda daöğrencilerimiz sadece teorik bilgi-lerle değil, uygulama içerisinde ola-bilmeleri açısından bu tipçalışmaların hem öğrencilerimizehem de akademisyenlerimize çokbüyük faydalar sağlayacağına ina-nıyoruz.” dedi.

Amaç Deneyim Kazandırmak

Kağnıcıoğlu, yaptıkları projeler,bilgi birikimleri ve gelecekte neleryapacakları konusunda ETO komi-telerine bilgi verdiklerini söyledi.Kağnıcıoğlu, “Buradaki amacımız,öğrencilerimizi ve akademisyen ar-kadaşlarımızı tecrübelendirmek.Öğrencilerimizin mezun olduklarızaman çıktıkları iş ortamlarındamümkün olduğunca acemiliklerinive bulundukları ortamlara kısa sü-rede adapte olabilmelerini sağla-maktır. İşletmeler açısından isebilgi birikimimizle belirli adımlaratarak ilerleyebilmelerini ve şu anrekabetin yoğun olarak yaşandığıgünümüzde nasıl rekabetçi olabile-cekleri konusunda yardımcı olmayıhedefliyoruz.” diye konuştu.

Teoride gördüklerini uygulamaalanında da görebilecek olmaları-nın öğrencileri heyecanlandırdığınıbelirten Doç. Dr. Celal Kağnıcıoğlu,öğrencilerin de bu iş birliğinin ken-dilerine mesleki açıdan sağlayacağıavantajları gördüklerini ve bu duru-mun onları daha fazla motive etti-ğini sözlerine ekledi.

Doç. Dr.Celal Kağnıcıoğlu

Hale KARAKAYA

� EdebiyatFakültesi tarafındandüzen-lenen“Türkiye’deLaiklikveDemokrasi”konulu konferansa konuşmacı olarakkatılanNTVSiyasetDanışmanıveVatanGazetesi yazarı Ruşen Çakır, laikliğin,demokrasinin, temelhakveözgürlükle-rin değişen çağ ile birlikte yeniden ta-nımladığını söyledi.

Öğrenci Merkezi Salon 2009’da 6Mart günü gerçekleştirilen konferansaRektör Prof. Dr. Davut Aydın da katıldı.

RuşenÇakıryaptığıkonuşmada, laik-lik ve demokrasi başlığının çok zor birbaşlık olduğunu, Türkiye’de bir süredirsiyasi konuların tartışılamadığını vebunun nedeninin de var olan kutuplaş-maların son yıllarda şiddetlenmesi ol-duğunu söyledi.

Birçok kişinin Türkiye’de laiklik,demokrasi ve din-siyaset ilişkisi soru-nunun yarattığı sonuçlardan etkilen-diğinin altını çizen Çakır, “Benimhitap etmeye çalıştığım kesim çözümarayan, birbirini eşit ve kardeş göreninsanlar.” dedi.

Türkiye’de dinin en önemli olgular-

dan birisi olduğunu belirten Çakır, in-sanların gündelik yaşam tercihlerindeve siyasi tercihlerinde dinin çok önemliolduğunuvurguladı.Türkiye’decumhu-riyetin inşasıyla birlikte benimsenen la-ikliğin Türkiye’nin yapısına uyan birmodel olduğunu ifade eden Çakır,“Ancak değişen şartlarda laiklik uygula-masındaçoksıklıklahatalaryapıldı.Dev-let ne zaman başka bir güce karşı dinikullanmak istese bir silah gibi din devle-

tinelindepatladı.BudurumsadeceTür-kiye’yeözgübirdurumdeğil.Böyleolay-lar İslam dünyasında da aynı tarihlerdeyaşanan olaylar.” diye konuştu.

Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Din-darların sosyal hayatta kendilerini gös-terme arayışlarına yapılan hermüdahale,müdahaleyiyapanlarınaley-hine, muhatap olanların da lehine so-nuçlanmıştır. Şimdiye kadar başörtüsüüniversitelerde yasaklanmamış olsaydı

Türkiye şimdi çok daha laik bir ülkeolurdu.Laiklik insanlarınözgürlüğününteminatı için vardır.”

Laiklik, demokrasi, temel hak ve öz-gürlüklerin değişen çağ ile birlikte yeni-den tanımladığını ve geliştirildiğinivurgulayanRuşenÇakır,Türkiye’ninde-mokrasi anlamında geliştiğini ancak la-iklik konusunda ciddi bir sorunyaşadığını söyledi. Türkiye’de bir dinolarak İslam ile bir ideoloji olarak İslam-cılık’ın karıştırıldığını kaydeden Çakır,İslam dininin de her din gibi ideolojikbir yönünün olduğunu ama bunun yu-muşak bir ideoloji olduğunu ifade etti.

Türkiye’de halkın din konusundakihassasiyetine dikkat çeken Çakır, “İn-sanların dindar diye önünün kesilmesilaiklikdeğildir.Laiklik,dindarındaözgürbirşekildesonunakadaryaşayabileceğibir atmosferi yaratmaktır.” dedi.

Çakır, laikliğin Türkiye Cumhuriye-ti’nde en temel kavram olduğunu,cumhuriyetin temelinde laikliğin ol-duğunu ve cumhuriyetin laik olma-dığı sürece demokratikliğini deyürütemeyeceğini sözlerine ekledi.

Edebiyat Fakültesi’ninkonuğu olan NTV SiyasetDanışmanı ve VatanGazetesi yazarı RuşenÇakır laikliğin, demokrasinin,temel hak ve özgürlüklerindeğişen çağ ilebirlikte yenidentanımlandığınıve geliştirildiğinisöyledi.

‘Laiklik özgürlüğün teminatı için var’

ErasmusÖğrencisindenAtölye Çalışması

Kütüphane kullanıcılarına bir yenilik daha

Burcu DURMUŞOĞLU

� İletişim Bilimleri Fakültesi veAmerikan Büyükelçiliği tarafındanortaklaşa düzenlenen “Split: A Divi-ded America” adlı belgesel filmgösterimi, 2 Mart günü SinemaAnadolu’da gerçekleştirildi.

Yapımcılığını, yönetmenliğini vesenaryo yazarlığını Kelly Nyks’inüstlendiği filmde Amerika BirleşikDevletleri’nin dünyaya yansıtmak-tan çekindiği politik ve kültürelideolojisi, aktör Kelly Nyks’in gö-zünden dünyayla buluşuyor. Fil-min ardından Nyks ile bir söyleşide gerçekleştirildi.

Los Angeles’tan Washington’adek tüm kıyıları dolaşılarak Ameri-kan halkının görüşlerine başvuru-lan filmi Nyks, “Amerikasınırlarında çok az bilinen Ameri-kan halkının görüşlerini aktar-maya çalıştık. Tarafsız bir şekildeözeleştiri yapmayı amaçladık.” şek-linde tanımladı. İzleyicilerin Ameri-kan taraftarı bir filme geldiklerinidüşünerek önyargılı olduklarınısöyleyen Nyks, “Filmi izleyenler ta-rafsız bakış açısı karşısında şaşkın-lık duyarak salondan ayrılıyorlar,bu da beni mutlu ediyor.” dedi.

Entelektüel kesimden hükümetçalışanlarına, medya sektöründenhalka kadar geniş kitlelerle yapılanröportajlarda her-kese aynı 6 so-ruyu yöneltenNyks, bu şe-kilde tarafsız-lığıyakalamayıamaçladı-ğını dabelirtti.

YönetmenKelly Nyks

Page 4: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

H A B E REditör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Aziz Arda ATASEVEN4 AnadoluHaber

Nilüfer KUTLU

� Mühendislik Mimarlık Fakültesi,Mühendislik Eğitimi Programları De-ğerlendirme ve Akreditasyon Derneği(MÜDEK)’nden, Mimarlık Programı iseMimarlık Akreditasyon Kurulu(MİAK)’ndan akreditasyon aldı.

Fakülte, uzun ve zorlu bir sürecinardından elde edilen bu başarıları, 4Mart’ta, MMF Seminer Salonu’nda dü-zenlenen etkinliklerle kutladı. Etkin-likte aynı zamanda fakültenindekanlık görevi için devirteslim töreni de gerçekleş-tirildi. Etkinlik çerçeve-sinde ayrıca, Rektör Prof.Dr. Davut Aydın’ın doğumgünü de kutlandı.

MMF’de gerçekleştiri-len kutlama ve törenlereRektör Prof. Dr. DavutAydın ve Rektör Yardım-cıları Prof. Dr. HasanMandal, Prof. Dr. H. NüvitOktay, Prof. Dr. Naci Gün-doğan, MÜDEK ve MİAKsürecine katkı veren üni-versitemizin akademik veidari birim yöneticileri,dış danışma kurulu üye-leri, bölüm başkanları, öğ-retim elemanları, idaripersonel ve öğrenci tem-silcileri katıldı.

“Hepimizin Ortak Başarısı”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapanDekan Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu,Mühendislik Mimarlık Fakültesi’ninMÜDEK ve MİAK başarısını anlattı. Altıyıl önce fakültenin akreditasyonu içinbaşlatılan sürecin başarı ile sonuçlan-masından mutluluk duyduğunu be-lirten Döğeroğlu, şunları söyledi:“MÜDEK mühendislik programlarımı-zın akreditasyon süreci uzun solukluzorlu bir süreçti. Bölümlerde başlatı-lan yoğun çalışmalar, bölüm öz de-ğerlendirme raporlarının ve fakültekurum profilinin hazırlanışı, değer-lendirme takımının saha ziyareti, ta-kibinde değerlendirme aşamasıolmak üzere uzun bir yolculuktansonra, geçtiğimiz temmuz ayında so-nuçlar açıklandı ve akreditasyon sü-recine giren tüm programlarımızınbeş yıl süre ile tam akreditasyon aldı-ğını öğrendik.

Eylül 2009 tarihinden itibaren beşyıl süre ile akredite olan altı mühen-dislik programımızın EUR-ACE (Euro-pean Accreditation of EngineeringPrograms) etiketi de almış olması me-zunlarımızın Avrupa’da da tanınırhale gelmesini sağlamıştır.

Mimarlık programımız ise 2008 Ha-ziran itibarıyle iki yıl süre ile MİAK ta-rafından akredite edilmişti. Mimarlıkprogramımız MİAK tarafından akre-

dite edilmiş Türkiye’deki ilk ve halatek program olma özelliğini taşımak-tadır. MÜDEK ve MİAK çalışmaları vefakültenin sürekli iyileşme çalışmalarıkapsamında bölümlerde komisyonlaroluşturuldu ve her bölüm öz değer-lendirme raporu, fakülte yönetimi isebir kurum profili hazırladı. Bu rapor-lar değerlendirme kuruluna gönde-rildi, ardından değerlendirmesürecine giren bölümlere saha ziya-reti gerçekleştirildi. Bu ziyaret sıra-

sında yazdıklarımızın ne kadargerçeği yansıttığını görmeye çalıştı-lar.

Sürekli iyileşme sürecini yapılan-dırırken bölüm başkanlarımızın daiçinde yer aldığı toplam on kişidenoluşan danışma kurulumuz ve idaripersonel ve öğretim üyelerinden olu-şan‘Araştırma’, ‘Eğitim-Öğretim’, ‘Top-lumsal Katkı’ ve ‘Yönetim İletişim’alanlarında destek veren ‘Sürekli İyi-leşme Ekibi’miz ve ‘Odak ÇalışmaGrupları’mızın bu sürece büyük kat-kıları oldu. Fakültemizin elde ettiği bubaşarı hepimizin ortak başarısı.”

İki Eylül’e Rektörlük Odası

Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, ko-nuşmasında Rektör Prof. Dr. DavutAydın’ın bundan sonra İki EylülKampusü Mühendislik Mimarlık Fa-kültesi Dekanlık Binası’nda bir ofisi-nin olacağını söyledi. Rektör Prof.Dr. Aydın’ın haftanın bir günü İkiEylül Kampusü’nde olacağını ifadeeden Döğeroğlu “Dolayısıyla hem bukampuste hem de diğer kampustekihocalarımız eğer rektör hocamızıgörmek isterlerse Mühendislik Mi-marlık Fakültesi Dekanlık Bina-sı’ndaki ofisinde de ziyaretedebilecekler. Bu gerçekten hepimiziçin çok büyük bir motivasyon ola-cak, o yüzden kendisine teşekkürediyorum.” diye konuştu.

Törende söz alan Rektör Yardımcısı

Prof. Dr. Hasan Mandal da MÜDEK ça-lışmasının başlangıcında zor günlergeçirdiklerini belirtti. İletişimde sıkın-tılar yaşadıklarını ve süreç içerisindedeğişik modeller denediklerini kay-deden Prof. Dr. Mandal, “Akreditas-yon kavramı çok alışıldık bir kavramdeğildi. Ama sonuçta gerçekten birbaşarıya ulaştık. Şunu görüyoruz kiAnadolu Üniversitesi Mühendislik Mi-marlık Fakültesi olarak artık karşılaş-tırılan bir fakülte olduk. Yaniyaptığımız akreditasyon çalışması ileTürkiye’de ilk ve tek, aynı anda altıprogramına birden giren ve altısınabirden tam akreditasyon alan tek fa-külteyiz. Mezunlarımıza ‘Avrupa Mü-hendisi’ etiketi veren Türkiye’dekinadir fakültelerden biriyiz.” şeklindekonuştu.

Prof. Dr. Hasan Mandal, sözlerinişöyle sürdürdü: “Ben iyi bir fakültedevraldım, yani araştırma altyapısı vebinası tamamlanmış bir fakülte dev-raldım. Benim yapabileceğim, bu fa-külteyi kurumsal hale getirmek,dolayısıyla altı yıllık süreçte daha ku-rumsal ve hem ülke içi hem de ülkedışında daha tanınır bir fakülte teslimetmekti. Tuncay Hoca’ya böyle bir fa-külte teslim ediyorum. Eminim bun-dan sonraki süreç kurumsallaşmaylada büyümeyle de devam edecektir.”

MÜDEK çalışmalarının başladığıdönem rektör olan Prof. Dr. EnginAtaç da o zamandan bu yana her

şeyin çok değişti-ğini ifade ederek,“Benim için böylebir şeyi başlatmakgerçekten bir o-nur vesilesi. Za-ten benim hepdüşündüğüm ev-rensel ölçülerdeü n i v e r s i t e n i nböyle olması gere-kiyor. Benim bü-tün dileğim,kazanılmış olanbu büyük başarı-nın diğer fakülte-lere de örnekolmasıdır.” dedi.

Rektör Prof. Dr.Davut Aydın ise yaptığı konuşmadaProf. Dr. Engin Ataç ve Prof. Dr. FevziSürmeli’ye, rektör oldukları dönem-deki emeklerinden ötürü teşekküretti.

Hedef Açıköğretim Fakültesi

MÜDEK çalışmasının başarı ile so-nuçlanmasından dolayı çok mutlu ol-duğunu belirten Prof. Dr. Aydın daşunları söyledi:

“Fakültelerimizin ve Türkiye’de pekçok üniversitenin gelmek istediği yerşu anda Mühendislik Mimarlık Fa-kültesi’nin geldiği yerdir. Dolayısıylaçok önemli bir iş başarmış oldunuz.Bu bilgi birikimi bundan sonra diğerüniversitelere taşınacaktır. Bunun ba-şında Açıköğretim Fakültesi geliyor.Açıköğretim’in yeniden yapılandırmasüreci başladı. Belki de Türkiye’de ilkkez programları akredite olan fakülteprogramları Açıköğretim olacak.Bunu başardığımız gün, Türk yükseköğretiminin yarısını akredite etmişolacağız, yeni bir aşamaya taşımış ola-cağız. Dolayısıyla yaptığımız bu akre-ditasyon işi çok önemli bir iştir” dedi.

Törende MÜDEK sürecinin başarıile sonuçlanmasına katkıda bulunantüm birimlere teşekkür belgesi ve pla-ket verildi.

Dekanlık devir-teslim töreninin ger-çekleştiği etkinlikte ayrıca Rektör Prof.Dr. Davut Aydın’ın doğum günü depasta keserek kutlandı.

‘Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz’Etkinlik kapsamında düzenlenen

törende Rektör Yardımcısı Prof. Dr.

Hasan Mandal, dekanlık görevini Prof.

Dr. Tuncay Döğeroğlu’na teslim etti.

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Akreditasyon Sürecini Başarıyla Tamamlamasını Törenle Kutladı Sanal ortamdaders notupaylaşımı

‘Kamu yararınaçalışıyoruz’

Egemen KILIÇ

� Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu(BESYO)’nun düzenlediği “Ders Notları-nın İnternet Ortamında Paylaşılması”konulu konferans 5 Mart günü BESYOKonferans Salonu’nda gerçekleştirildi.Konferansa konuşmacı olarak katılanBESYO öğretim üyesi Doç. Dr. HayriErtan, farklı web sitelerinden örneklervererek, Anadolu Üniversitesi’nin websitesindeki “AnaPod” ders portalını an-lattı. Ertan, ayrıca “Blogger” internet si-tesi üzerinden de öğrencileriyle süreklivideo, fotoğraf, dosya ve not alışverişiyapabildiğini söyledi. Dünyada kulla-nımı yaygın olan “Wikipedia” ve “SesliSözlük”ün aslında bir “blog”sayfası ol-duğunu kaydeden Ertan, bunun sanıla-nın aksine kurum veya kişilerceoluşturulmuş bir web sitesi olmadığınıbelirterek, “Bu web sitelerine takipçileritarafından eklenen bilgiler, belli site yö-neticileri tarafından değerlendirme so-nucunda kabul edilip siteyekonulmaktadır.” dedi.

İnternet ortamındaki hırsızlığa dadikkat çeken Ertan, özellikle öğretimelemanların bu konuda uyanık olmasıgerektiğini ifade etti. Ertan, “Sıklıkla kul-landığımız “Word” ve“Powerpoint” dosya-larının internet orta-mında paylaşılırken“PDF” formatına dön-üştürülmesini öneri-yorum. Bunun için deücretsiz olan PDF995 sürümüne baş-vurulabilir.” diyekonuştu.

‘Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz’

Hale KARAKAYA

� Turizm ve Otel İşletmeciliği Yükseko-kulu’nun turizm seminerleri kapsa-mında düzenlediği “Turing’in Dünü,Bugünü ve Yarını” konulu bir seminer 3Mart günü Turizm ve Otel İşletmeciliğiYüksekokulu Amfi 1’de gerçekleştirildi.Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Tür-kiye Turing Otomobil Kurumu Turistikİşletmeleri Genel Müdürü Kaner Şen-yüz, katılımcılara Türkiye Turing Oto-mobil Kurumu hakkında bilgi verdi.

Türkiye Turing Otomobil Kuru-mu’nun kamu yararına çalıştığını vur-gulayan Şenyüz, kurumun cumhuriyettarihinin en eski kurumu olduğunu veTürkiye ve dünyada çok saygın birkurum olduğunu söyledi. Bu kurumunneler yaptığını dünyanın çok iyi bildi-ğini belirten Şenyüz, Türkiye TuringOtomobil Kurumu’nu Türkiye’de de öğ-retme zamanının geldiğine dikkat çekti.

Kurumun misyonunu anlatan Şen-yüz, asla reklam vermediğini, tüzüğügereği reklam vermenin yasak oldu-ğunu belirtti. Türkiye Turing OtomobilKurumu’nun kamu yararına çalışan birkurum niteliğinde olduğunu ifade edenKaner Şenyüz, “Aldığı-mız bedeli kamu ya-rarına aktarmakzorundayız. Bubedel ile kütüp-hane ve okulda yaptırıyo-ruz.”dedi.

Doç. Dr.Hayri Ertan

KanerŞenyüz

Rektör Prof. Dr. Aydın, doğum günü dolayısıyla hazırlanan pastayı kesti.

Page 5: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

H A B E R Editör: Araş. Gör. Onur BEKİROĞLUTasarım: Burcu ÜÇOK 5AnadoluHaber

Duygu KEÇELİ

� Endüstriyel Sanatlar YüksekokuluModa Tasarımı Bölümü öğretim ele-manları tarafından 8 MartDünya Kadınlar Günü do-layısıyla açılan “KadınlıkSergisi” adlı karma sergi,büyük ilgi gördü. 5-12Mart günleri arasında Te-pebaşı Belediyesi KültürEvi’nde açılan sergideYard. Doç. Nilay Ertürk,Yard. Doç. Dilek AlkanÖzdemir, Araş. Gör.Ayşe Seçil Tekin Akbu-

lut, Irmak Bayburtlu, Öğr. Gör. DuyguÖzgül Dursun, Uzman Duygu İrem Er-doğan, Öğr. Gör. Ece Kanışkan, Araş.

Gör. Şakir Özüdoğru, OkutmanAyla Canay Tek, Melih Can Toygulve Araş. Gör. Esra Varol’un çalış-maları yer aldı.Endüstriyel Sanatlar Yükseko-

kulu Müdürü Prof. Dr. Bedia YeldaUçkan, Tepebaşı Belediyesi KültürEvi’nin cumhuriyetin kuruluş yıl-larında Eskişehir’de gelişen en-

düstri yapılarından biriolduğunu ve günümüz cum-huriyet kadınlarına vurgu

yapan Kadınlık Sergisi’nin burada ya-pılmasının anlamlı olduğunu belirtti.

Cumhuriyetle birlikte kadına çağ-daş haklar tanıyan yasalarla kadınla-rın toplumun hemen her alanındaetkin rol oynamaya başladığına dik-kat çeken Prof. Dr. Uçkan, bunu vur-gulayan etkinliklerin yapılmasınıönemsediğini belirtti. Bedia YeldaUçkan, hem üretimin içinde kadınınyerine hem de üretimin içinde yeralan erkeklerin gözünde kadınınnasıl algılandığına yönelik olarak buserginin yapılmasının önemli oldu-ğunu sözlerine ekledi.

Hale KARAKAYA

� Sinema Anadolu’da gerçekleşen “İkiDil Tek Ses” konserinde Amerika Birle-şik Devletleri’nin köklü üniversitelerin-den Haverfort ve Bryn MawrKolejleri’nin Oda Korosu ile AnadoluÜniversitesi Konservatuvarı Opera AnaSanat Dalı Korosu aynı sahneyi paylaştı.

8 Mart günü gerçekleşen konserde,Türk kültürünü daha yakından tanı-mak ve ortak şarkılar seslendirmek içinTürkiye’ye gelen Amerikalı topluluk, kla-sik repertuvarının yanı sıra Türk koroeserlerini de seslendirdi. Dinleyenlereunutulmaz bir gece yaşatan konserdeŞef Thomas Lloyd yönetimdeki Haver-ford ve Bryn Mawr Oda Korosu, Muam-mer Sun’un “Bebek”, “Karanfil DesteGider”, “Yeni Cami Avlusunda” ve ErdalTuğcular’ın “Ayvanın İrisine” adlı parça-larını seslendirdi.

Şef Gülsevin Doğanay yönetimindekiAnadolu Üniversitesi Devlet Konserva-tuvarı Opera Ana Sanat Dalı Korosu daAhmet Adnan Saygun’un Yunus EmreOratoryosu’ndan “Sensin”, “Kerim Bah-tiyar Vahabzade’nin Gülüm Yoktur”,Muammer Sun’un “Entarisi Ala Benzi-yor” ve Giuseppe Verdi’den “L’a Gitana”parçalarını seslendirdi.

Korolar ortak olarak da AhmetAdnan Saygun’un “Yavuz Geliyor” veSaip Egüz’ün “Niksarın Fidanları” parça-larına yer verdi.

Kadınlar Günü’nü Notalarla KutladılarDuygu KEÇELİ� Anadolu Üniversitesi SenfoniOrkestrası 8 Mart Pazartesi günüDünyaKadınlarGünüKonseridü-zenledi. Katılımın yoğun olduğu

konser Salon 2003’te gerçekleşti-rildi. Aso Yaylı Çalgılar Dörtlüsüadı altında kemanda DidemÖzlemBalkiveVerdaSaygıdeğer,viyolada Ece Hopa ve viyolon-

selde Elif Erkli müzikseverlere ke-yifli dakikalar yaşattı. Sanatçılar,Wolfang Amadeus Mozart,Dmitri Şostakoviç ve AlexanderBorodin’den parçalar seslendirdi.

Moda tasarımcılarındanKadınlar Günü sergisi

Egemen KILIÇ

� Beden Eğitimi ve Spor Yüksekoku-lu’nun düzenlediği “Sporda Kalite Uy-gulamaları” konulu seminer 4 Martgünü BESYO Konferans Salonu’ndagerçekleştirildi. Seminerde konuşanBESYO Öğr. Gör. Mehmet Ali Çeliksoy,“Sporun toplumsal değişimi hızlandı-ran, birey ve toplumun fiziksel, zihin-sel sağlığını koruyan, uluslararasıfaaliyetlerde önemli ekonomik, sosyalboyutları bulunan bir araç olarak gö-rülmesi gerekir. Ülkeler yüz binlerceziyaretçi çeken Olimpiyat Oyunları,Formula 1 yarışları ve Dünya Ku-pası’na ev sahipliği yapmak için bir-birleriyle yarışıyor.” dedi.

Destek Verilmiyor

Hem branşında hem de akademikolarak gelişmiş kaliteli sporculara ilgi-nin artmakta olduğunu ve bu sporcu-lara dev firma ve eğitim kurumlarınınmaddi ve manevi destek verdiğini be-

lirten Çeliksoy, “Ancak ülkemizde aka-demik başarısı yüksek sporcu yetiş-memekteveyabusporculara istihdamvemalidesteksağlanmamaktadır.Eği-tim sistemi akademik başarıyı destek-ler nitelikte değil.

Sporu Bırakıyorlar

Sporcu yetiştirme ve spor alanınayönlendirme görevi altyapı ve kadrosorunu olan 8-9 spor lisesine bırakıl-mış durumda. Ender yetişen başarılısporcular kendi kaderlerine terk edil-mekte, başarılı öğrenciler ise sınırlı sa-yıdaki özel okul burslarındanyararlanmaya çalışmakta ya da gele-cek kaygısından ötürü sporu bırak-maktadır. Gençler haftada 1-2 saatlikbeden eğitimi dersleriyle hareketsiz,sosyal paylaşımdan ve sokak oyunla-rından uzak, içe dönük, kendini bilgi-sayar oyunlarıyla ifade eden, suç vekötü alışkanlıklara eğilimli, obezite ris-kini taşıyan birer birey olarak yetişi-

yorlar.” dedi.Çeliksoy, sözlerini şöyle sürdürdü:“Başarılı sporcuların yasalarla des-

teklenmediğini, belirli spor politikala-rının, altyapının, bilimselliğinolmadığını, sporsektörüneelemanye-tiştiren kurumların niteliğinin geliş-mediğini, okul, aile, birey, bedeneğitimi öğretmeni iş birliğinin sağlan-madığını, sağlıklı insan-spor ilişkisineyeterli vurgu yapılmadığını görüyo-ruz. Medyayla spor alışkanlığı özendi-rilmeli, başarılı sporcular yaşam boyukanun ve yönetmeliklerle korunmalı,spor özel okullarda devlet tarafındandesteklenmeli, özel okul kolej liglerikurulmalı ve rekabet arttırılmalı, üni-versite ligleri kurulmalı, yasalarla bir-likte sporcu öğrencilere tam burslukontenjanların açılması gerekmekte-dir. Spor eğitimi veren kurumlar bellistandartlara kavuşmalı, üniversitelerarası spor federasyonlarının daha iş-levsel hale gelmesi gerekmektedir.”

Başarılı sporcular kaderine terkediliyor

‘İki Dil TekSes’te buluştu

Moda tasarımcılarındanKadınlar Günü sergisi

Bir Asteroid,Dinozorları Yok Etmiş

� Bilim adamları, 65 milyon yıl önce,dinozorların kesinlikle devasa bir as-teroid tarafından yok edildiğini bil-dirdi. Araştırmaya göre, asteroidinçarpmasından sonra büyük miktardatoz ve kül atmosfere yayıldı, zincir-leme tepki yaratıp Dünya'nın soğu-masına yol açtı ve böylece hayvantürlerinin yarısından fazlası birkaçgün içinde öldü.

‘İnternet ErişimiTemel İnsan Hakkıdır’

� BBC'nin yaptığı bir araştırma, in-sanların internet erişiminin temelinsan haklarından biri olduğunu dü-şündüğünü ortaya koydu. AralarındaTürkiye'nin de bulunduğu 26 ülkede27 binden fazla yetişkinle yapılanaraştırmaya göre, yüzde 80'e yakınbir kesim,interneterişiminintemel hakolduğu gö-rüşünübelirtti.Finlan-diya ve Estonya'nın halihazırdainternet erişimini insan hakkı olarakkabul ettiği ifade edilirken, Türkiye,Meksika, Brezilya ve Güney Kore, in-ternet erişiminin temel hak olmasınıen çok destekleyen ülkeler oldu.

Çinliler Uzaya KadınTaykonotlar Gönderecek

� Çin, uzay programlarında görevalmak üzere uzaya ilk kez kadın tay-konotlar gönderecek. Yetkililer, 15kadın taykonot adayının arasında2008 Sıçüen depreminde kurtarmaoperasyonlarına katılmış pilotlarınyanı sıra yaşları 27 ile 34 arasında de-ğişen savaş jeti pilotlarının olduğunubelirtirken, kimlerin bu görev için se-çildiğini açıklamadı.

İpad'in Piyasa ÇıkışıErtelendi

� Apple'ın aylardır beklenen taşınabi-lir bilgisayar ve akıllı telefon arası çokfonksiyonlu tablet bilgisayarı ''iPad''in

Mart sonunda değil, Nisanbaşında piyasa çıkacağı

bildirildi. Gruptan ya-pılan açıklamada,iPad'in 3 Nisan’daABD'de piyasaya çıka-cağı belirtildi.

BİLİM ve TEKNOLOJİSezin IŞIK

Page 6: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

Editör: Selda ALPARSLANTasarım: Onur KÜÇÜKYILMAZ6 K Ü L T Ü R - S A N A T AnadoluHaber

TürkiyeİktisadiveTicari İlimlerTalebeleriStajKomitesiDerneğiEskişehirŞubesiLiderlikveKalkınmaZirvesio Salon20090 09:30-18:30AIESECEskişehir

1155 MMaarrtt / Pazartesi

Okul Öncesi Çocuklarda HareketinDeğerio Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Konferans Salonu 0 14:00Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu

Gençsen Geleceksin! 3.0o Salon 2009 0 13:30 - 16:30Bilgisayar Kulübü

Besteciler Kuşağı "Semih Korucu"Klasik Müzik Konseri o Salon 2003 0 20:00Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası

AIESEC Eskişehir Tanışma Toplantısıo Kongre Merkezi Kırmızı Salon 0 12:00 - 14:00AIESEC Eskişehir

1177 MMaarrtt / Çarşamba

AIESEC Eskişehir Tanışma ToplantısıoMühendislik Mimarlık FakültesiSeminer Salonu 0 12:00 - 14:00AIESEC Eskişehir

1188 MMaarrtt / Perşembe

TRZ468 Turizm Seminerleri "Kap-lıca ve Sağlık Turizmi"o Turizm ve Otel İşletmeciliğiYüksekokulu Amfi 1 0 14:00Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu

Karikatür Kulübü "300 Spartalı"o Salon Anadolu 0 14:00Karikatür Kulübü

Bilim ve Sanat Bağlantıları Üzerine o Kongre Merkezi Kırmızı Salon 0 14:30Güzel Sanatlar Fakültesi

Flüt ve piyanobüyüledi

1166 MMaarrtt / Salı

Polislero Salon 2003 0 19:00(17 Mart’ta da sahnelenecektir.)Tiyatro Anadolu

Cemile Hande BIÇKI

� Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Ku-lübü tarafından 26 Şubat’ta gerçekleş-tirilen konferans ve kokteylde “AntikÇağ’da Yemek ve Yemek Kültürü” tanı-tıldı. Salon 2009 ve Öğrenci Merkezifuaye alanında verilen etkinlikte kulüpdanışmanı Yard. Doç. Dr. AlptekinOransay Antik Çağ’da yenilen yemek-lerden ve dünya mutfağından söz etti.

Antik yazarlar tarafından Romalıla-rın MÖ 3.yy.ın sonlarına doğru Yunanyiyeceklerini keşfetmeden önce “lapayabarbarlar” olduğunu söyleyen Oransay,bu söylentinin bile yemek ve adetlerino toplumun gelişmişlik düzeyiyle olanilişkisini göstermesi açısından ilginç birnokta olduğunu söyledi. Yunan veRoma mutfağındaki baskın tatların

esas olarak bal,sirke, mayalandı-

rılmış bir balıksosu olan lor vebol miktarda

ot ve baharat ol-duğundan bah-

seden kulüpdanışmanıYrd. Doç.

Dr. Alpte-kin

Oransay, işin sırrının tatlı, acı, ekşi gibidiğer alışılmamış tatların bir araya gel-mesi olduğuna, özelliklede soslarda ço-ğunlukla bal ve üzüm şurububulunduğuna da değindi.

Konferansı slaytlar eşliğinde sunanYrd. Doç. Dr. Alptekin Oransay, AntikÇağ’da Yunanlarda yemek düzeniningünümüzdekiyle benzer biçimde 3öğünden oluştuğunu, fakat yenilen ye-meklerin insanların ekonomik durum-larıyla şekillenmekte olduğunu,çoğunlukla da en önemli yemek öğü-nün akşam yemeği olduğunu söyledi.

Akşam yemekleri yenildikten sonraikinci sofra olan sempozyum seremo-nisinin (çeşitli malzemelerden tatlan-dırılan şarap, tatlılar ve çeşitlimeyvelerden oluşan atıştırmalık öğün)gerçekleştirildiğini kaydeden Oransay,bu etkinlikte ozanların şarkılar söyledi-ğinden dansçıların da bu şarkılar eşli-ğinde dans ettiğinden söz ederek,“Yunanlıların bu şölenlerinin dikkatçeken en önemli özelliği erkek misafir-lere yönelik olması, bu sofrada kadın-ların bulunmamasıdır. Romalılarınşölenlerinde ise Yunanlılardan farklıolarak kadınların da erkeklerle eşit yeresahip olduğunu görüyoruz. Bu açıdanözellikle Roma evlerinde trikline deni-

len çok genişalanlar ay-rılmıştır.”dedi.

A r -keolojiKulübübaşkanıH a v v aBulut iseetk in l ikhakkında“ G ü n ü -müz yemeklerini Antik Çağ yemekle-rine uyarlamaya çalıştık. Bu etkinliğiaktif hale getirebilmek için çok uğraş-tık. Bütün malzemeler orijinaline yakınmalzemeler. Başlangıçta soğuklarlabaşladık: Pan keke benzer kekler, hur-manın içerisine doldurulmuş cevizlergibi… Ardından da kırmızı ve beyaz et-leri kullandık. Soğuk balık yemekleri vearkasından tatlılar geliyor. Neredeysebütün yemeklerimizde bal bulunuyor.Baharatlı şarabımızda da safran baha-ratı ve karabiberi kullandık. Yazılı kay-naklardan yararlandık. Aşçılıkokulunda okuyan arkadaşlarımız bukonuda çok yardımcı oldu. Kulübü-müzün ilk etkinliği ve bu etkinliğin ile-riki yıllarda da sürmesini isteriz.” dedi.

Duygu KEÇELİ

� Anadolu Üniversitesi Devlet Kon-servatuvarı 1 Mart Pazartesi günüFlüt Piyano Resitali düzenledi. Salon2003’te gerçekleşen etkinlikte Ulu-dağ Üniversitesi Devlet Konservatu-varı’ndan Öğr. Gör. Sibel Ayhan veÖğr. Gör. Aylin Çakıcı sahnedeydi.Philharmonie der Nationen, JustusFrantz daimi üyesi ve Türkiye temsil-cisi olan Sibel Ayhan flütte, doktoraçalışmalarını Anadolu ÜniversitesiDevlet Konservatuvarı’nda Doç. Dr.Toros Can ile sürdüren Aylin Çakıcıise piyanodaydı.

Sanatçılar Wolfgang Amadeus Mo-zart, Johann Sebastian Bach, T.Boehm, Georg Philipp Telemann,André Jolivet ve Olivier Messiaen’denparçalar seslendirdiler.

Antik Çağ’daki yemek kültürü

11 farklı meslek aynı sergide buluştu

Nilüfer KUTLU

� Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakül-tesi Güzel Sanatlar Eğitimi BölümüResim-iş Eğitimi Anabilim Dalı Pers-pektif Dersi birinci sınıf öğrencilerininoluşturduğu resim sergisi, 1 Mart Pa-zartesi günü, Eğitim Fakültesi Galeri 1ve Galeri 2’de açıldı. Öğrencilerindönem boyu yapmış oldukları iki ve üçboyutlu çalışmalardan oluşan ve 5Mart’a kadar süren sergi, Araş. Gör.Tuğba Şenyavaş ve Araş. Gör. Elif Avcıdanışmanlığında gerçekleştirildi.

Öğrencilerin sanat öğretiminde kul-lanılacak sınırlılıkta temel perspektifbilgisi edinmelerini ve bu bilgileri re-simsel düzlemde

uygulayabilmelerini sağlamak amacıile düzenlenen sergi, doğadaki üçboyut algısını (mekânsal derinlik) iki bo-yutlu resim düzlemine aktarabilme be-cerisini kazandırmayı hedefliyor.

Sergide, mekan ve figür ilişkisine yö-nelik kolaj çalışması, üç kaçışlı pers-pektif tekniğine yönelik şehir çizimi,hava perspektifi, konu ile ilgili olarakresim planlarından oluşan kompozis-yon çalışması gibi konularda çalışma-lar yer aldı. Sergiye ayrıca, İngilizsanatçı Patrick Hughes’a ait bir teknikolan “Reverspective” (Ters Perspektif)çalışmaları da dahil oldu.

Araş. Gör. Elif Avcı sergi ile ilgili ola-rak şunları söyledi: “Bu sergi iki kişi ile

yürütülen bir ders kapsa-mında yapıldı ve yeni uygula-maları takip ederek bir farkyaratmak istedik. Her şeye öğ-rencilerle birlikte karar verdikve hep birlikte çalıştık. Yakla-şık altmış kişinin ortak çabasıile oluşturulan bir sergi oldu.”

Araş. Gör. Tuğba Şenya-vaş ise, “Ters perspektiftekniğini internetten araş-tırarak bulduk. Başta te-reddütlüydük amaumduğumuzdan daha iyiişler çıktı. Bunu görüncede bu sergiyi açmaya kararverdik.” diye konuştu.

Bu resimler hareket ediyorBu resimler hareket ediyor

Yard. Doç. Dr. Alptekin Oransay

Hale KARAKAYA

� 1-6 Mart tarihleri arasında resim ser-gisi gerçekleştirildi. Prof. Dr.Fikri Cantürk’ün atölyesi tara-fından gerçekleştirilen ser-gide, “Grup 2005” üyelerininserbest konulu çalışmalarıbüyük ilgi gördü. Prof. Dr. FikriCantürk, sergide çalışmalarıbulunan isimlerin meslekleri-nin ressamlık olmadığını söy-ledi. Sergide yer alan

çalışmaların haftada bir gün atölye ça-lışması sonucunda çıktığını ifade edenCantürk, bu atölye çalışmalarında iyisonuçlar aldıklarını ve genellikle ser-best çalıştıklarını belirtti. Bundan son-raki çalışmalarının düşünceye dayalıolacağını ifade eden Cantürk, farklı ko-nularda kompozisyonlar üretmeyiamaçladıklarını kaydetti.

Anadolu Üniversitesi, Fen Fakülte-si’nin eski Dekanı Prof. Dr. Ersoy Can-küyer, emekli olduktan sonra hobisi

olan resim ile ilgilenmeye başladığınıbelirtti. Gerçekleşen serginin, Prof.Fikri Cantürk’ün sergisi olduğunu be-lirten Canküyer, “Bu sergi Prof. Dr.Fikri Cantürk’ün kurduğu atölyedeeğitim alan 11 arkadaşımızın sergisi.”şeklinde konuştu. Bu 11 kişinin2005’ten bu yana ekip olarak çalıştı-ğını ifade eden Canküyer, 2007 yı-lında da kendisinin bu ekibekatıldığını ve genellikle natürmort ça-lıştıklarını söyledi.

Page 7: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

S Ö Y L E Ş İAnadoluHaber 7

Bilek güreşinde 15 altın aldık

Editör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Aziz Arda ATASEVEN

Mevlüt DEMİRCİOĞLU

� Çankırı Karatekin Üniversitesi BallıcaSpor Salonu’nda 6-28 Şubat günleri ara-sında düzenlenen “Türkiye Üniversite-lerarası Bilek Güreşi Şampiyonası”nakatılan Anadolu Üniversitesi Bayan veErkek Bilek Güreşi Takımı 15 altın ve 1bronz madalya ile döndü. Güreş takımı-mızın antrenörlüğünü Antrenör ŞenerArslan yaptı.

31 üniversitenin katıldığı müsabaka-larda, bayan bilek güreşi ekibindeki 5bayan sporcumuz rakiplerine hiç puanvermeden 100 tam puanla hem sağhem de sol kolda ikişer altın madalyakazanarak Türkiye şampiyonu oldu. Er-keklerde ise 7 kişilik ekipten üçü, ikişermadalya aldı ve takım olarak 68 puanlaTürkiye şampiyonluğunu kazandı.

Madalya kazanan sporcularımızşöyle:

Bayanlar

� 49 kg’da Elif Sena Uğuz, sağ kolda 1.,sol kolda 1. � 54 kg’da Gülşen Savaş, sağ kolda 1.,sol kolda 1.� 60 kg’da Arzu Dönmez, sağ kolda 1.,sol kolda 1.� 67 kg’da Tuğba Koç, sağ kolda 1., solkolda 1.� 75 kg’da Elvan Dönmez, sağ kolda 1.,sol kolda 1.

Erkekler

� 57 kg’da Kadir Harun Kurtçu, sağkolda 1., sol kolda 3.� 70 kg’da Evren Serhat Arslan, sağkolda 1., sol kolda 1.� 95 kg’da Kamil Yücel, sağ kolda 1., solkolda 1.

Sezonu galibiyetle kapattılar

Güven AKYAYLA

� Play-off’u garantilen Anadolu Üniver-sitesi Erkek Voleybol Takımı, son ma-çında, Konya DSİ takımını 3-0 yenereksezonu galibiyle kapattı.

Takımımız Aroma Erkeler 3. Ligi’nin14. hafta maçında Anadolu Üniversi-tesi Spor salonu’nda Konya DSİ takı-mıyla karşılaştı. 28 Şubat günüoynanan maçı 3-0 kazanan takımımız2009-2010 sezonunda 14 maçta 10 ga-libiyetle ligi 32 puanla ikinci sırada bi-tirdi. Voleyboycularımız böylece Martayında oynanacak play off maçlarınakatılma hakkı elde etti.

Voleybocularımız play off maçlarındabaşarılı olursa önce de mücadele ettiği2. lige geri dönme şansını yakalayacak.

� Türkiye’de kadın hareketinin gelişiminasıl olmuştur? 1980’li yıllardan bu-güne neler yapıldı, bugün neler yapılı-yor?

Türkiye’de kadın hareketi, 1980’degerçekleşen askeri darbe sonrası geliş-meye başlamıştır. Apolitikleşen bir or-tamda, siyasal yaşamın özellikle halkınsiyasal yaşamının oldukça azaltıldığı birortamda kadınlar böyle bir örgütlenmeiçerisine giriyorlar. 1980’den bugünekadın hareketi açısından çok önemli de-ğişiklikler oldu. İlk olarak İstanbul’da da-yağa karşı kadın yürüyüşü yapıldı. Bubir başlangıç noktası oldu. ArkasındanAnkara’da örgütlenmeler ve tartışmalarbaşladı. Ben de o zamanlar üniversitedeöğrenciydim. Perşembe günleri topla-narak tartışılan bir gruba dahil oldum.Uzunca bir süre de bu toplantılardakadın hareketini konuştuk. Tabii o dö-nemde İslamcılık da yükseliyordu. Tür-banlı kadınların feminist tartışmalaradahil olup olamayacakları tartışılıyorduama çok yeniydi. Ben de bundan etkile-nerek master ve doktora tezlerimi kadınüzerine yaptım. Zaten 1990’ların ortala-rından itibaren üniversitelerde kadınaraştırma merkezleri kurulmaya baş-landı. Yine, yüksek lisansta kadın prog-ramları açılmaya başlandı. Çok sayıdalisans ve yüksek lisans tezleri yazılmayabaşlandı. Ben de kadın çalışmaları anla-mında o dönemin bir ürünüyüm. Yine ogünlerden bugüne çok fazla kadın ör-gütü kuruldu. Bugün Türkiye’ye baktığı-mızda oldukça fazla kadın örgütüolduğunu görüyoruz. Bunlar kadınlarakarşı en ufak bir yanlışlıkta, taciz, teca-vüz gibi olaylarda -sona erdirmelerimümkün olmasa da- meseleyi kadınınlehine çevirmeye çalışıyorlar.

Hayat Hakkı Arama Anlayışı Arttı

� Peki, tüm bu süreç içinde belirgin birözgürleşme sağlandığına inanıyor mu-sunuz?

Yasal anlamda birtakım değişiklikleryapıldı. Büyük kentlerde yaşayan ka-dınlar nispeten daha fazla özgürleştiler.En azından evliliğe bakış değişti. Eskidenkadınlar evleniyorlardı, karşılarına çıkanerkek nasıl olursa olsun, aile ortamı nasılolursa olsun evliliklerini devam ettir-meye çalışıyorlardı. Şimdi kadınlarınhayat hakkı arama anlayışı fazlalaştı. Birkere gerek yargı olsun gerekse kollukkuvvetleri olsun çok önemli gelişmeleryaşanıyor. Kolluk kuvvetleri kadın hare-keti konusunda eğitiliyor. Kadın konu-sunda duyarlılık gelişti en başta.Kadınlar yasalar karşısında bizim istedi-

ğimiz kadar olmasa da güçlü konumageçtiler. En azından şiddete uğradıkla-rında ne yapmaları gerektiğini biliyorlar.Boşandıklarında eskisi kadar mağdur ol-muyorlar. Yine kadın cinayetleri devamediyor, kadına yönelik şiddet devam edi-yor ama kadınlar da en azından artıkhaklarının farkındalar. Bugünkü durum1980’lerde çok farklıydı. 438. maddevardı, tecavüze uğrayan kadın hayat ka-dınıysa tecavüz edenin cezası 3’te 1 ora-nında indiriliyordu. Buna karşı büyükbir kampanya başlatıldı ve yasa değişti-rildi. Tecavüz kime yapılırsa yapılsın çokbüyük bir suçtur.

� Geleneksel yapı ve dinin kadın üze-rinden yürüttüğü iktidar mücadelesininasıl değerlendiriyorsunuz? Özelliklegeleneksel yapıda bir çözülme var mı?

Geleneksellikte bir çözülme olduğunudüşünmüyorum. Çünkü bugünlerde gö-rüyoruz, devlet her dönemde ve sürekliaileyi kadının cinselliği üzerinden de-ğerlendiriyor. Böyle olunca da tabiikadın yine mağdur durumda. Aile içeri-sine erkeğin cinsellikle olan meselesi hiç-bir zaman gündeme gelmiyor, yinekadının bedeninin üzerinden tartışma-lar gerçekleşiyor. “Kadın gidip başkasıylabirlikte olmasın, şunu yapmasın, bunuyapmasın.” şeklinde ortaya çıkıyor. Do-layısıyla bu muhafazakar bakış herzaman vardı, şu anda da var. Gelenek-sel yapı ve din birleşince kadın için dahaçok baskı ortaya çıkıyor. Bütün oyunlarkadının bedeni ve cinselliği üzerindenoynanıyor. Çünkü arzu nesnesi yalnızcakadınmış gibi değerlendiriliyor. Tecavü-

zün kadının kapatılmasıyla yok olaca-ğına inanıyorlar. Bu çok yanlış.

� Çözümü ne olmalı?Çözüm, kadının daha fazla özgürleş-

mesinde. Kadın hakkını daha fazla ara-malı, korkmamalı. Türkiye’de neredeyseher gün hakkını arayarak boşanan birkadın eski kocası tarafından öldürülüyor.Bunların dışında en önemlisi zihniyet de-ğişmeli. Tüm yasal prosedür günlük ya-şamda uygulanmalı. Kahta’da ailesininerkekleri tarafından öldürülen kız defa-larca polise gitmiş, devamlı feryat etmiş,çare aramış, o koşullarda bile kurtulmayaçalışmış ama kurtulamadı tabii ki…

� Türkiye’de, erkeklerin kadın hareke-tine desteğini nasıl görüyorsunuz? Türkerkeklerinin feminizm algısı nedir?

Öncelikle kadınların kendi durumla-rını fark etmeleri gerekiyor, kendi ko-numlarını güçlendirmeleri gerekiyor.Erkeklerin de daha iyi bir toplum için ka-dınlara destek vermeleri gerekiyor. Fe-

ministlere destek veren erkekler varancak toplumun yapısı ortada. Örneğin,erkek 8 Mart’ta yapılan yürüyüşe katılı-yor, kadınlara destek veriyor ancakevine gidiyor, televizyon karşısına otu-ruyor, kadın da mutfağa giriyor. Dahabir saat önce eylemde eşine destekveren, alkışlayan erkek gündelik hayattabu desteğini sürdürmüyor. Fikir olarakdestek verenlere teşekkür ederiz, dü-şünce olarak feminist harekete destekvermek çok iyi bir şey ama bunun gün-lük hayatta da benimsenmesi gerekiyor.

Görünmeyen Şiddet Görülmeli

� Kadınlara yönelik fiziksel şiddet kadınhareketini destekleyenlerin çok fazlaüzerinde durduğu ve çözmeye çalıştığıbir konu. Peki, ya görünmeyen şiddet?

Doğrudan uygulanan şiddette olduğugibi kadınlar ilk şiddet gördüklerindehiçbir yere başvurmuyorlar. Bu tekrarettiğinde ve artık dayanılamayacak birhale geldiğinde gidip şikayetçi oluyorlar.

O ilişkiyi, evliliği gözden çıkardıklarında,bitirmeye karar verdiklerinde başvuru-yorlar ancak, o zaman da çok geç olu-yor. Bu yapılmamalı. Bir taraftan dabilinçlenmeleri gerekiyor. Mesela üni-versitelerdeki genç kadınların bilinçlen-meleri gerekiyor. Görüyoruz, erkekarkadaşlarıyla olan ilişkilerinde bir annegibi fedakarlık yapıyorlar. Erkek arka-daşları için temizlik yapıyorlar, bulaşıkyıkıyorlar, yemek yapıyorlar. Yapmasın-lar demiyorum ama insanın kendi var-lığının farkında olması başka bir şey.Erkekler de aynı oranda korumacı dav-ranıyorlar.

Çoğu zaman farkında bile değiliz as-lında. Ekonomik şiddetin olduğununayırdına varamıyoruz mesela. Kadındiyor ki, “Çantaya ihtiyacım var, çantaalacağım.”, erkek ise “Ne gerek var, niçinalıyorsun, şimdi çanta da nereden çıktı?”diyor. Bu da şiddet. Kadının özgür irade-sine müdahale ediyor. Bu çok kısıtlayıcıbir şey. Hele ev kadınları. Bunun bir şid-det olduğunun kadının farkına varması

gerekiyor. Kadının gideceği yerleri kont-rol etme, giyeceği şeyleri kontrol etme,bunlar birer şiddettir. İlişkinin ilk yılla-rında bu tür kontroller kadınlar tarafın-dan “Beni kıskanıyor, beni çok seviyorondan yapıyor” şeklinde savunuluyor.Bu o değil, bunun gerisi gelir. Bir insanınsizin giyiminize, kuşamınıza, hayatınıza,yaptığınız şeylere müdahale etmesineizin verirseniz ona hayatınız boyuncaizin vereceksiniz anlamına gelir. Ben onanasıl saygı duyuyorsam o da bana saygıduymalı. Ha tavsiyede bulunabilir, “Burenkler sana uymamış, yakışmamış” di-yebilir ama “Bunu giyemezsin, bu eteğigiyersen bir daha benimle yürüyemez-sin.” dememeli. Bu noktada da kadınla-rın bilinçlenmesi gerekiyor.

� Bir taraftan da ülkemizin en büyük so-runlarından biri, hatta kadın programla-rını en fazla meşgul eden konu, kadınınkadına uyguladığı şiddet…

Kadını kendi hayatıyla ilgili bir şeyyapmaya zorlamak, biriyle istemediğihalde evlendirmek ya da istediği haldeevlendirmemek, kaynana-gelin, gelin-gö-rümce meselesi… Görüyorum mesela,gelinine şiddet uygulayan kaynanalarvar. Yalnızca fiziksel değil, psikolojik şid-det uygulayanlar var, ekonomik şiddetuygulayanlar var. Kadının eşiyle ilgili hiç-bir sorunu yok ama sürekli kaynanasorun çıkarıyor. “Oğluma iyi bakmıyor-sun, sen ne biçim bir kadınsın, torunla-rıma iyi bakmıyorsun, pissin.” diyor,sürekli evine girerek kontrol ediyor, bun-ların hepsi kadının kadına yaptığı şid-dettir. O insan üzerinde bir egemenlikoluşturmaya çalışıyor, her şeyine karı-şarak hayatını yaşanmaz hale getiriyor.Anneler ile babalardan etkilenerek kızçocuklarına yapabiliyor. Çoğunlukla na-musu korumak adı altında oluyor.

� Tüm bu konuştuklarımız ışığında ka-dınlar ne istiyor?

Kadınlar özgürleşmek istiyor, gecelerisokağa çıkabilmek istiyor. Ekonomikgüce ihtiyaçları var. Gelirlerinin olmasıgerekiyor güçlenebilmeleri için. Gelirolsa bile şiddete maruz kalabiliyorlar.Ekonomik güç ve bilinçlenme çokönemli. Bunun için de kadın örgütlerineçok fazla iş düşüyor. Kadınların örgüt-lenmeye ihtiyaçları var. Kadınlar örgüt-lenmek isterler. Ancak örgütlenerek, biraraya gelerek, sorunlarını tartışarak çöz-mek isterler. Çünkü yaşanılan şey neolursa olsun, kadınlar çok güçlü ve biraraya gelerek her şeyin üstesinden gele-bilirler. Düşünsene bir kadının günlükhayatta yaptığı bir şey o kadar büyük birgüç gerektiriyor ki… Kadının bu gücünükadınlara yönelik, kadın hareketine, ka-dınların özgürleşmesine yönelik kullan-dığını düşünelim. Bunun örneklerinizaten görüyoruz.

153 yıl önce,ABD'de tekstil iş-çisi kadınların eşit

hak talebiyle başlattığıgrev, dünya kadınla-rına ilham oldu. 8 MartDünya Emekçi KadınlarGünü’nde kadın hare-ketine gönül vermişSosyoloji Bölümü öğre-tim üyesi Yard. Doç. Dr.Nadide Karkıner ilegörüştük.

8 Mart’ın Tarihi8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin

New York kentinde 40.000 dokumaişçisi daha iyi çalışma koşulları iste-miyle bir tekstil fabrikasında grevebaşladı. Ancak polisin işçilere saldır-ması ve işçilerin fabrikaya kilitlen-mesi, arkasından da çıkan yangındaişçilerin fabrika önünde kurulan ba-rikatlardan kaçamaması sonucundaçoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçile-rin cenaze törenine 100 bini aşkınkişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihindeDanimarka'nın Kopenhag kentinde2. Enternasyonale bağlı kadınlartoplantısında (Uluslararası SosyalistKadınlar Konferansı) Almanya Sos-

yal Demokrat Partisi önderlerindenClara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindekitekstil fabrikası yangınında ölenkadın işçiler anısına 8 Mart'ın"Dünya Emekçi Kadınlar Günü" ola-rak anılması önerisini getirdi veöneri oy birliğiyle kabul edildi.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yıl-ları arasında bazı ülkelerde anılmasıyasaklanan Dünya Kadınlar Günü,1960'lı yılların sonunda Amerika Bir-leşik Devletleri'nin de anmaya baş-lanmasıyla daha güçlü bir şekildegündeme geldi. Birleşmiş MilletlerGenel Kurulu, 16 Aralık 1977 tari-hinde 8 Mart'ın "Dünya KadınlarGünü" olarak anılmasını kabul etti.

Kaynak: http://tr.wikipedia.org

Meltem Türkeri Yard. Doç. Dr. Nadide Karkıner:

“Kadınlar örgütlenmek isterler. Ancak örgütlenerek; sorunlarını tartışarak çöz-mek isterler.”

Kadınlar özgürleşmek istiyor8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Sosyoloji Bölümü’nden Yard. Doç. Dr. Nadide Karkıner İle Görüştük

Page 8: Avrupa mühendisi etiketi veriyoruz

AnadoluHaber

� Eğitimin herhangi bir aşamasındabir hobiye zaman ayırmak gerektiğinidüşünüyorum. Bir hobi edinmekgerek ders yoğunluğumuz gereksemaddi olanaklar gibi diğer faktörlernedeniyle zor bir şeymiş gibi görüne-bilir. Bence önemli olan kişinin o ho-biyi ne kadar yapmak istediğidir. Birinsan gerekli ayarlamaları yaparsakitap da okur, gezmeye de gider, ens-trüman da çalar. Bu tamamen isteyip

istememekle alakalı. “Ben şunu yapmak istiyorum, ama hiç zama-nım yok.” demek sadece bahane. İsteyen insan zaman yaratabilir.

Aykan Karaahmetoğlu Eğitim Fakültesi

� Üniversitede ilk senem. Henüzüniversiteyi tanıma aşamasındaolduğumdan hobilerimle ilgilen-diğimi söyleyemem. Anadolu Üni-versitesi’nin öğrencilere birçokolanak sunduğunu biliyorum.Önümüzdeki yıllarda bize sunulanbu olanaklardan daha çok yarar-lanmayı düşünüyorum. ÖğrenciMerkezi’nde faaliyet gösteren pekçok öğrenci kulübü olduğunu öğ-

rendim. Bu kulüplerden birine üye olmaya karar verdim.Dans Kulübü ilgimi en çok çeken kulüp oldu. Kendimi bu ko-nuda geliştirmek istiyorum.

Helin Okur Yunus Emre M.Y.O.

� Günümüzde hem üniversiteokuyup hem de sosyal aktivitele-rin tamamına vakit ayırmak pekmümkün olmuyor. Yine de hobile-rime zaman ayırmaya çalışıyorum.Mühendislik Mimarlık Fakülte-si’ndeyim. Derslerimin gün geç-tikçe ağırlaşması beni zamanzaman sosyal aktivitelerimdenuzaklaştırıyor. Çok yoğun olmadı-ğım dönemlerde sinemaya gitmeyeve düzenli spor yapmaya çalışıyorum.

Ayfer Karaalp Mühendislik Mimarlık Fakültesi

� Öğrenci olduğumuz için hobi-lerimizle ilgilenemiyoruz. Çünkühobi edinmek zaman ve para ge-rektiriyor. Bazen para oluyorzaman olmuyor, bazen de zamanoluyor para olmuyor. Bu yüzdenherhangi bir öğrencinin, eğerokulu ile ilgileniyorsa, sosyal ha-yatı sıfıra iniyor. Yapılan tek şeyokumak ve sisteme adapte olarakgerekenleri yerine getirmek. Hepsibu kadar işte başka bir şey yapılamıyor. Sosyal hayatımızıistediğimiz gibi yaşayamıyoruz.

� Üniversitede biz öğrencileri ençok kısıtlayan şeyin yoklama sis-temi olduğunu düşünüyorum. Busistem nedeniyle sosyal faaliyet-lere yeterince vakit ayıramıyorum.Üniversitemizde pek çok etkinlikgerçekleştiriliyor olmasına rağmen,bu etkinliklerin ders saatleriyle ça-kışması ve derslerde yoklamanınzorunlu tutulması nedeniyle bu ak-tivitelere katılamıyorum. Hatta kendi

fakültemizin düzenlemiş olduğu etkinliklere bile katılamıyo-ruz. Hocalarımızın bu konuda daha toleranslı olması gerekti-ğini düşünüyorum. Çünkü öğrenciler ancak böyle faaliyetlerekatılarak kendilerini geliştirebilir ve daha donanımlı olabilirler.

Merve Üstünel Edebiyat Fakültesi

� Beden Eğitimi ve Spor Yükseko-kulu öğrencileri olarak bu konudaşanslı olduğumuzu söyleyebilirim.Derslerimiz ve spor hayatımız prog-ramlı olduğu sürece sosyal aktivite-lere katılmamıza engel değil. Ayrıcaikisini birbirine paralel devam ettirdi-ğimiz sürece bize ve derslerimizeolumlu etkisi olduğunu düşünüyorum.Sportif aktivitelerle uğraşmanın yanısıra tiyatro ve sinemayla da ilgilenmekiçin yeterince vakit bulabiliyorum. Her öğrencinin etkili zaman kul-lanımıyla hobilerine vakit ayırabileceğine eminim. Artık hobileri-mize zaman ayırmanın öğrencilik hayatımıza olumsuz etkisiolduğuna ilişkin ön yargının aşılması gerektiğini düşünüyorum.

Pınar Gören BESYO

� Derslerimizin yoğunluğu nede-niyle sosyal faaliyetlere vakitayırmak konusunda zorluk çek-mekteyiz. Ama ben yine de gereklizamanı ayırmaya çalışıyorum.Çünkü sosyal faaliyetlerin insanıolumlu etkilediğine inanıyorum.Fakültede derslerin işleniş biçimi-nin sosyal unsurları da içeren veöğrencileri teşvik eden nitelikte ol-ması gerektiğini düşünüyorum.

Ethem Murat Gül Edebiyat Fakültesi

� Uzaktan eğitim sisteminde oku-yorum. Bu nedenle boş zaman ko-nusunda sıkıntım yok. Boşzamanımı en iyi şekilde değerlendir-meye çalışıyorum. Çünkü biliyorumki bir üniversite diplomasına sahipolmak tek başına yeterli olmayacak.Kendimi geliştirmek için çeşitli kurs-lara giderek hem sertifika alıyor hemde kendimi farklı alanlarda donatıyo-rum. Kendimi ileriye dönük geliştir-menin yanı sıra sportif faaliyetlere de vakit ayırmaya gayretediyorum. Halı saha maçları benim hobim haline geldi. Haftada enaz iki kere arkadaşlarla halı saha maçı yapıyoruz. Tabii bunu dahaçok ilk dönem yapıyoruz. İkinci dönem başlayınca herkeste birsınav stresi olduğundan çok fazla zaman ayıramıyoruz.

Hakan Yıldırım A.Ö.F

� İlk senelere nazaran ders progra-mımın daha ağır olması nedeniylehobilerime zaman ayıramıyorum.Aslında artık arkadaş sohbetlerimizbile ders üzerine. Tabii öğrenci ola-rak asıl önceliğimiz dersler ve ödev-ler olmalı. Ancak bu yoğun geçençalışma dönemleri arasında kendi-mizi rahatlatmak için hobilerimizezaman ayırmamız da gerekiyor. Diğeryandan tüm gün okulda olmak bazen

insanı yoruyor ve kendiniz için bir şey yapmaya gücünüz ve iste-ğiniz de kalmayabiliyor.

Parisa Golzarıan Sivil Havacılık Y.O.

� Anadolu Üniversitesi’nin kül-türel ve sosyal etkinlikler açısın-dan zengin bir ortamı olduğunudüşünüyorum. Geçen yıl boyuncaTiyatro Kulübü’ndeki faaliyetlereaktif olarak katıldım. Bu yıl dadevam etmeyi çok istememe rağ-men derslerimin yoğunluğu sebe-biyle çoğu matematik bölümüöğrencisi gibi sosyal hayatımı er-telemek zorunda kaldım. Diğer fa-kültedeki arkadaşlarımızın durumunu bilemiyorum ama enazından Fen Fakültesi öğrencileri için derslerle birlikte sosyalhayatı yürütmenin zor olduğunu düşünüyorum.

Ferhan Çiftçi Fen Fakültesi

� Hobiler insan hayatında önemlibir yere sahiptir. Eskişehir sosyalimkanlarıyla birçok hobinin yapıla-bilmesi için uygun. Bu imkanlar sa-yesinde ben de kendi hobilerimigerçekleştirme fırsatı buluyorum.Eskişehir’in birçok önemli şehreyakın olmasından ve ulaşım imkan-larının gelişmiş olmasından dolayıbu önemli şehirlere seyahat etmeimkanı buluyorum. Seyahatlerin dı-şında şehir içinde de hem kültürel hem sosyal hem de sportiffaaliyetlerde bulunabiliyorum. Üniversitemiz bu açıdan ger-çekten bizlere sonsuz olanaklar sunmuş. Bizler de bunları eniyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz.

İhsan Kılıç Hukuk Fakültesi

� Hobilerime yeterince vakit ayı-rabiliyorum. Herkesin de vakitayırması gerektiğini düşünüyo-rum. Çünkü hobiler boş zamanıdeğerlendirecek değersiz şeylerdeğildir. İnsanların gelişimine kat-kısı olan etkinliklerdir. Meselabenim en değerli hobim olan si-nema bana çok katkı sağlamakta.Aynı şekilde müzik dinlemek stres-ten uzaklaşmama yardımcı ol-

makta ve çalışmaya yönelik motivasyonumu arttırmakta.

Mustafa Murat Ülgüp İ.İ.B.F

Hobilerinize yeterince vakit

ayırabiliyormusunuz?

Hobilerinize yeterince vakit

ayırabiliyormusunuz?

Editör: Araş. Gör. Pelin ÖĞÜT / Tasarım: Evren TÜRKGELDİRöportaj ve fotoğraflar: Mine DEMİREL - Sezin IŞIK- Ayşenur SARIPINAR ÖĞRENCİ GÖRÜ ŞLERİ

Buğra Onur Erdem Güzel Sanatlar Fakültesi

� Üniversite içinde öğrenci kulüp-lerinin ve spor komplekslerinin bu-lunması gün içerisinde ilgialanımıza göre kendimize zamanayırmamıza yardımcı oluyor. SinemaAnadolu, fitness salonu ve yüzmehavuzunun makul bir ücret karşılı-ğında hizmet vermesi, üniversitebünyesinde konserler ve tiyatrooyunları gibi pek çok faaliyetin ger-çekleştirilmesi bizler açısından çok

olumlu. Bence bu kadar etkinlik içerisinde bir öğrencinin ken-dine ayıracak zaman bulamaması oldukça zor.

Erman Ayışığı EMYO