68
KAFDAĞI 15 TEMMUZ Özel Sayısı 1 Kafdağı’nın Kıymetli Okurları, Müdürlüğümüzün kültürel-sanatsal faali- yetlerinin en önemlilerinden biri olan Kafdağı Edebiyat dergisi 15 Temmuz özel sayısıyla yol- culuğuna kaldığı yerden devam ediyor. “Gün Olur Asra Bedel” dedirtecek bir gün yaşadık 15 Temmuz’da. O gece şahit olduğu- muz her şey bize emanet! Bu emaneti gelecek kuşaklara aktarmanın en güzel yolu ise edebi- yat! İstedik ki bu sayımızla bir 15 Temmuz bel- leği oluşturarak hem şehitlerimize, gazilerimize vefa borcumuzu ödeyelim hem de ülkemizin bir daha aynı acıyı yaşamaması için elimizden geleni yapmış olalım. 15 Temmuz’daki darbe girişimi ve ardından gelen destansı direniş, hesapların üstünde bir hesap olduğunu dosta düşmana gösterdi ve darbeciler dâhil herkesi tüm dünyayı şaşırttı. Meydanlara eline al bayraktan gayri bir şey almadan koşan millet, sadece hain tayfasına değil; zulme, zorbalığa, vesayete arka çıkan herkese dur dedi. Sessiz yığınların ilk defa sesi duyuldu; kararlı ve mağrur bir millet sahip çıktı istikbaline ve siz yazılarınızla ebedi kıldınız bu destanı. Şair diyor ya; “Zamanın nabzında atan bizimdir İhanet onların, vatan bizimdir” Ne mutlu ki zamana ve mekâna milletin mührü vuruldu; ne mutlu ki ihanet ve utanç hainlere vatan ve gurur bizlere kaldı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet gazileri- mize şifalar dilerken aziz milletimizi de böy- le bir zulme canı pahasına dur dediği için bir kez daha tebrik ediyoruz. Rabbim bu büyük millete bir daha böyle günler yaşatmasın, birliğimiz ve dirliğimiz daim olsun. Hepinize katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyoruz, ka- leminiz baki olsun. Muzaffer GÜL İlçe Millî Eğitim Müdürü

baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı1

Kafdağı’nın Kıymetli Okurları,

Müdürlüğümüzün kültürel-sanatsal faali-yetlerinin en önemlilerinden biri olan Kafdağı Edebiyat dergisi 15 Temmuz özel sayısıyla yol-culuğuna kaldığı yerden devam ediyor.

“Gün Olur Asra Bedel” dedirtecek bir gün yaşadık 15 Temmuz’da. O gece şahit olduğu-muz her şey bize emanet! Bu emaneti gelecek kuşaklara aktarmanın en güzel yolu ise edebi-yat! İstedik ki bu sayımızla bir 15 Temmuz bel-leği oluşturarak hem şehitlerimize, gazilerimize vefa borcumuzu ödeyelim hem de ülkemizin bir daha aynı acıyı yaşamaması için elimizden geleni yapmış olalım. 15 Temmuz’daki darbe girişimi ve ardından gelen destansı direniş, hesapların üstünde bir hesap olduğunu dosta düşmana gösterdi ve darbeciler dâhil herkesi tüm dünyayı şaşırttı. Meydanlara eline al bayraktan gayri bir şey almadan koşan millet, sadece hain tayfasına değil; zulme, zorbalığa, vesayete arka çıkan herkese dur dedi. Sessiz yığınların ilk defa sesi duyuldu; kararlı ve mağrur bir millet sahip çıktı istikbaline ve siz

yazılarınızla ebedi kıldınız bu destanı.

Şair diyor ya;

“Zamanın nabzında atan bizimdir

İhanet onların, vatan bizimdir”

Ne mutlu ki zamana ve mekâna milletin mührü vuruldu; ne mutlu ki ihanet ve utanç hainlere vatan ve gurur bizlere kaldı.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet gazileri-mize şifalar dilerken aziz milletimizi de böy-le bir zulme canı pahasına dur dediği için bir kez daha tebrik ediyoruz. Rabbim bu büyük millete bir daha böyle günler yaşatmasın, birliğimiz ve dirliğimiz daim olsun. Hepinize katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyoruz, ka-leminiz baki olsun.

Muzaffer GÜL İlçe Millî Eğitim Müdürü

Page 2: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 2

Uğur BENTBAŞI

15 Temmuz’du

Hilal AKÇAKAYA

Sonsuz Gece

Egemen ERDEM

15 Temmuz

Naciye PATLAR

Bir Şehîdin Hikâyesi

Selenay TÜMER

Tunç Yürekli Türkler

Pınar ŞENGÜL

Kan Kırmızı Gece

Fatma TÜRKDOĞAN

Eşinin Dilinden 15 Temmuz Şehîdi:Hakan Ünver

Bilge KILIÇ

Selam SanaCennet Kokan Aziz Şehîdim

Ayla ABAK

İsyan Ahlâkı

Muhammet Tarık ALTINIŞIK

Karanlığa Direniş

Tuğba ÖZTEMEL

Hepimiz Ömer Halisdemir’iz

Eylül EREN

Sarıkamış

Emine ARINAN

Kahramanlarıma

İÇERDENE

VAR?

04

14

07

24

16

09

30

12

18

20

23

27

28

Page 3: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı3

Berat TAŞKAFA

Sessiz Bir Gece

Tunahan İPEKÇİ

15 Temmuz İhaneti

Selvi Dilara BİLGİ

O Gece

Ayşe DEMİR

Karanlık Gecenin Sabahında

Gülşah ERGÜN

Vatan İçin

Sevde Betül BİRCAN

Şehîdime

M. Bilge ÖZEN

Ecdâdın Şanlı Nesli

CihangirÖzgür KOÇ

Halkın Direnişi

Bahar YILDIZ

15 Temmuz Kahramanlarına

Sude Duru ÇEMREK

15 Temmuz’u Unutmadık

Elif A. KOTAN, Betül AYMERGEN, Müşerref S. OKUMUŞ 15 Temmuz GâzisiM. Fatih Zengin ile Röportaj

Şevval Helin KARADAĞ

O Gece

Nazife ÖZGE

Yeniden Dirilişin Adıdır: 15 Temmuz

Dilara ÇELİK

Cesur Yürekler

Aytaç TÜMREN, Duran SAFİ

Âkif’in Gözüyle Millî İrâde

Dilşah AKMAN

Bir Millet Düşünün

KAFDAĞI

3253

4866

38

40

52

33

46

50

63

64

36

56

59

60

Page 4: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

D E N E M E

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 4

İ SYA N A H L Â K I

Ayla ABAKTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Şehit Ömer Halisdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi

Page 5: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı5

Kavurucu bir temmuz günüydü. Yüksek yay-lalara kurulmuş olduğu için bulutların ortalıkta gezindiği, kırlangıçların bile alçak uçuş yaptıkları Erzurum, bütün gün keskin güneş altında yandı. Tepelerdeki bitkiler bu sıcağa aldanmadığı için özünü, balını, suyunu yine içinde, derinlerde sak-lamaya devam etti. Güneşin önce yumuşak tepe-lere, en son bulutlara yalancı bir saltanat bahşet-tiği altın ışıklar da eridikten sonra serin akşamdan soğuk geceye aniden geçiliverdi. Dünya işlerine fazla bulaşmayanlara özgü bir durgunluk içindey-ken not defterime şunları yazdım:

Sabah kuşları aynı zikirde, kargalar onların se-sini bastırmak için aynı kabalıkta, şahin gece yav-rularının telaşıyla aynı çığırtkanlıkta; peki insanlar ne âlemde? Onlar da mı bostanlarına rutin suyu verip vişne ağacının altında başlarını yukarı dike-rek meyvelerin olgunlaşmasını bekliyorlar? Çayır-lar biçilecek olgunluğa geldiğinde ya da nadasa yatırılmış bir tarla uyandırılması gerektiğinde yola çıkıp akşam da yorgun sürünün yeryüzüne dağıl-mış fertleri olarak belli çatılar altında toplanıyor, geçmişi konuşarak çaylarını mı içiyorlar?

Bir şehirli için köy yaşamı oldukça durgun ve düşündürücü... Belki de burada, zamanın uyuştu-rucu etkisi daha çok fark edilir oluyor. Peki, niçin

ben bir şeylere hazırlıklı olmak gerektiğini düşü-nüyorum. Niçin aklım şehrin kalabalık caddele-rinde? Bir göktaşı düşecekmiş gibi teyakkuzda bir direncim var.

Bunları yazdıktan sonra son derece rahatsız bir uyku içinde kâbuslarla cebelleşirken bağırışla-ra uyandım. İşte dedim, bir şey oldu. Her şey çok sakindi, lüzumundan fazla sessizdi ortalık. Bir yer-lerde kaynayan bir kazan varken hiçbir kımıltının olmaması bir patlama olacağına işaret etmiyor mu?

Bunları yazışım bir darbe girişimini zaten beklediğim anlamına gelmiyor. Tersine ben hâlâ şaşkınım, hâlâ olanların bir kâbus olduğunu sana-biliyorum.

Olayları yeterince çekmeyen telefonumdan ve yayını gidip gelen televizyondan anlamaya çalışır-ken zihnimde belirmeye başlayan yazının konusu, İslamcı büyük padişah II. Abdülhamit’in “Savaş yalnız sınırlarda olmaz, savaş bir milletin topyekûn ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamış-sa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir.” cümlelerinde özetleniyordu.

Darbe olunca evlerine saklanan halk, bu defa sokaklara meydanlara çağrılıyordu. Çok cesurca bir karardı bu. Cesurca ve yerinde. Halkı önemse-

Devlete zeval gelecek, özgürlüklere, namuslara hatta masum canlara zarar gelecek en-dişesiyle uykusunu, rahatını, konforunu bırakan insanımız; sorumluluk kılıcını kuşanmış, hayatını bir pelerin gibi arkasına atmış ve tamamen silahsız bedeniyle meydana atıl-mıştır. Ahlaklı bir iradeyle başkaldırmış, zulme ve baskıya karşı onuruyla direnmiştir. Ne kendi menfaati ne bir ihtirası tatmin arzusu vardır bunda. İyi ile kötünün farkına vararak tercihini iyiden yana kullanan insanın meleklerin üstündeki ahvaline işaretler vardır.

Bu, hür bir harekettir. Kimse hürriyetin insan için anlamını inkâr edemez. Bizler hareket etme ve gidişatı yönlendirme vasıflarına sahip mahlûklarız. Bizler sadece odalarda otu-rup yağmurun yağmasını, ekinlerin biçilmesini beklemek için yaratılmadık. Bizler sade-ce, markete taze ekmeğin gelmesini, çöp kamyonunun çöpleri alıp gitmesini beklemek için yaratılmadık. Bizden öncekilerin geleneklerini makine bilinçsizliğiyle tekrar etmek için var edilmedik.

Page 6: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 6

yen, halka güvenen, halkı adam yerine koyan biri yapabilirdi bu çağrıyı ancak. Halk kendi savaşının bir parçası olmaya çağrılıyordu. Vişnelerin kızar-masını bekleyen adam da çağrılıyordu, kahve-hanelerde eskilerden söz açan adam da. Ekranı başında oyun oynayan delikanlı da çağrılıyordu, hangi selfisinin daha güzel olduğuna karar ver-meye çalışan genç kız da. Herkes kendi hakkını korumaya çağrılıyordu. Kalk, hadi şimdi, zorbalığa dur de, bırak kargalar günlük ötüşlerini yapmaya devam etsin, bırak gece aynı örtüyü üstümüze atmaya çalışsın, bırak tarlada buğday altın sarısı olmak için gün ışığını emsin dursun. Sen insansın, kalk ve olanlara karşı isyan et.

“Biz, hem uysallığa, hem de anarşizme karşı-yız. Bencil ve katı ferdiyetçiliğin de karşısındayız. Ferdin sadece bütün iradeleri aynı şekilde belirle-yen bir irade karşısındaki uysallığını kabul ediyo-ruz.” diyor Nurettin Topçu.

İslamcı sosyalist, İsyan Ahlâkı kitabında hare-ket düşüncesinden isyan ve ahlaka doğru bir temel kurar. Günlük eylemlerimizi, hayattaki savunma-larımızı ve muhalefetlerimizi anlamlandırmamızı sağlayan bir temel oluşturur. İsyanın bağlandığı unsur olarak “sorumluluk”u temel alan Topçu, buna bağlı kavramlar olan hürriyet, irade, sezgi, dayanışma, hâkimiyet vb. kavramların anlamlarını çözümleyerek “Hareket, insan ile Allah`ın bir ter-kibidir.” sonucuna ulaşır.

Topçu’dan öğrendiğime göre özgür ve faydalı bir hayat sürmenin ön şartı muhalefet ve isyan ile ahlak arasında bir bağ kurabilmekte. Öfkenin ne-fislere haz veren bir duygu olmaktan çıkıp haklı ve güzel bir öfke olması buna bağlı. Kitabın detayına girmeyeceğim. Ama buradan yola çıkarak düşün-menizi umuyorum.

İnsanın öfkesi hangi durumlarda haklıdır ve güzeldir? Ne zaman bu öfke mukaddesleşir? Uzun düşünmeye gerek yok. Az önce şehit edilen arka-daşlarının yerde yatan cesedine bakarak ve bir kez daha bayraklarını kaldırıp kendilerine nişan almış

askerlere de doğru yürüyen o insanların, o köp-rüdeki insanların cesaretleri muhteşem, öfkeleri mukaddestir.

Devlete zeval gelecek, özgürlüklere, namusla-ra hatta masum canlara zarar gelecek endişesiyle uykusunu, rahatını, konforunu bırakan insanımız; sorumluluk kılıcını kuşanmış, hayatını bir pelerin gibi arkasına atmış ve tamamen silahsız bedeniyle meydana atılmıştır. Ahlaklı bir iradeyle başkaldır-mış, zulme ve baskıya karşı onuruyla direnmiştir. Ne kendi menfaati ne bir ihtirası tatmin arzusu vardır bunda. İyi ile kötünün farkına vararak ter-cihini iyiden yana kullanan insanın meleklerin üs-tündeki ahvaline işaretler vardır.

Bu, hür bir harekettir. Kimse hürriyetin insan için anlamını inkâr edemez. Bizler hareket etme ve gidişatı yönlendirme vasıflarına sahip mah-lûklarız. Bizler sadece odalarda oturup yağmurun yağmasını, ekinlerin biçilmesini beklemek için ya-ratılmadık. Bizler sadece, markete taze ekmeğin gelmesini, çöp kamyonunun çöpleri alıp gitmesini beklemek için yaratılmadık. Bizden öncekilerin geleneklerini makine bilinçsizliğiyle tekrar etmek için var edilmedik.

Bir takım merasimlerle çok iş yapmış gibi görünen taife, kendini olduğundan daha dindar, daha cesur, daha akıllı göstermek isteyen insanlar, bu köprü üzerinde sınava çağrılsalardı ne yapar-lardı? Ruhundan sıyrılmış bir iskelete iman adını versek hangi hareketin içinde yer alabilirdi?

“Hayat hareket etmek için kendi imkânlarını bulamayınca kendi üzerine döner ve kendi ken-disinin bir paraziti gibi kendi cevherini sömürür.” (N. Topçu)

Harekete geçmek için daima diri olun sevgili okurlar... Mücadele gerekiyorsa hakiki bir şeyler yapmak için hakiki bir ıstırap çekin. Bir şeyin ıs-tırabını yaşamayan onun değerini bilemez, hatta onu tanıyamaz. Hepimize insan oluşumuzu unut-turmayan ameller diliyorum Allah’tan.

Page 7: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı7

M E K T U P

Nasıl anlatılır ki? Nasıl yazı-lır? Nasıl okunur? O gece, 15 Temmuz gecesi, o hainler ve yaptıkları aklıma geldikçe si-nir harbi yaşıyorum. Sıktığım yumruklarımı geçiriyorum du-vara. Allah şahidimdir ya ağa-bey, tutamıyorum kendimi.

HEPİMİZÖMER HALİSDEMİR’İZ

Tuğba ÖZTEMELAlaeddin Özdenören

İmam Hatip Ortaokulu, 7/A

Page 8: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 8

10.10.2016, Perşembe

Namusumuz uğruna can veren kahramanımız Ömer Halisdemir, selam olsun sana...

Nasıl anlatılır ki? Nasıl yazılır? Nasıl okunur? O gece, 15 Temmuz gecesi, o hainler ve yaptıkları ak-lıma geldikçe sinir harbi yaşıyorum. Sıktığım yum-ruklarımı geçiriyorum duvara. Allah şahidimdir ya ağabey, tutamıyorum kendimi.

Ne uzun bir geceydi, o gece! Önce üstüme sı-cak su döktüler sandım. Beynimi yitirdim. Nerede olduğumu unuttum. Oturduğum yerden fırlayarak çığlık attım. Daha sonra ölüyorum sandım. Tam olayın farkına varacağım, yine aynı ses! Bir F16’nın gür sesi. “Bu sefer” dedim. “Kesin öldüm.” Keli-me-i Şehadet getirmeye başladım. Ses kesildi. İçime dökülen sıcak su, yerini buzlu suya bıraktı. İkisi de aynı derecede acıttı vücudumu. O an sakin olmayı denesem de hala uçaklar vardı üzerimizde. Aynı korkuyu tekrar yaşayacağım diye çok kork-tum. Ve ben ilk defa “ölüm” ile “yaşam” arasında-ki çizgiyi gördüm. O ince çizgiyi...

O an, seni bana anlattıkları an, tüm korkum gitti, bitti. Yüzümde acı bir tebessüm belirdi. O sı-rada ağlamaya başladım. Mutluluktan ya da üzün-tüden, bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey, duygu karışımı yaşadığımdı. “Şimdi” dedim. “Şimdi burayı ayağa kaldırma zamanı.” O hain gecede… Saat 01.30 suları. Çorum’da sokağa döküldük. Yü-rüdük kilometrelerce. Bağırdık avazımız çıktığı ka-dar. Yorulmadık. Sesimiz kısıldı belki, umursama-dık. Caddelere çökmüş Kuran-ı Kerim okuyanlar, parkların çeşmelerinde abdest alıp namaza katı-lanlar, banklarda uykuya dalmış masum küçükler gördüm ağabey. Hepsi birer Ömer’di. Hepsi birer Halisdemir’di. Hepsi birer Ömer Halisdemir’di.

Geçti, gitti. Şimdi herkes gülüyor ağabey, gü-lüyoruz. Sayende mutluyuz. Ama senin için acıyor mu ailenden ayrıldığın için? Yoksa uğruna can verdiğin bu vatan evlatlarının gülmesi, mutlu mu ediyor seni?

Şimdi, Otuz Kuş şiirini dinliyorum. Yaşadık-ların geliyor gözümün önüne, ağlıyorum. Biliyor musun yazmayı çok severim ben. Kalemimle bir-

likte, kalemimin aşığı olan kağıda sürekli yazıyo-rum. Önceden her gün günümün nasıl geçtiğini anlatırdım. Artık seni anlatıyorum her bir satırda. Şimdi olduğu gibi.

Bu mektup, sana. Bu kelimeler, bu gözyaşları sana. Dedim ya kağıtlarım seni dinliyor diye. Gö-rüyorsun değil mi? Şu kalemi tutan elim, elimde duran kalemim, şu yazdığım kağıdım, bu küçük kalbim ve tüm benliğim... Hepsi seni yazmak is-tiyor. Hepsi “Sen” diyor. Hepsi birlik olmuş “Ömer Ağabey” diye bağırıyorlar. Tek ses çıkıyor. Tek ve tok bir ses. 15 Temmuz gecesi milletimin birlik olup yek ses halinde “Allah” dediği gibi...

Elimde kalemim, gözlerimde gözyaşlarımla yazıyorum bu mektubu. Senden cevap alamaya-cak olsam da yazıyorum. İnsan böyledir işte; umut eder, bekler. İster hani umut ettiği şeyin olmasını. Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer Ağabey…

Ben 15 Temmuz gecesi vatan için nasıl yaşa-nır, nasıl uğruna şehit olunur, senden öğrendim. Sen bir şehit, bir önder, bir öğretmen ve soy ismini hakkıyla yaşayan bir Ömer Halisdemir’sin. 15 Tem-muz gecesi en iyi bunu öğrendim ben. En iyi bunu öğrettin belki de...

Ve... Şehitler, Şehidim! Onlar ölmezmiş! Kal-bimizdesin...

Şehit Ömer HALİSDEMİR

Page 9: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı9

R Ö P O R T A J

O tam bir vatanseverdi. İnançları onun için her şeydi. Dünya hayatından bir beklentisi yoktu. Dünya ile ilgili plan yapmazdı. Ba-zen ben bu konular üzerinde düşünmeye başladığımda işlerin yoluna gireceğini söyler ve rahat olmam konusunda telkin-de bulunurdu.

EŞİNİN DİLİNDEN 15 TEMMUZ ŞEHÎDİ:Hakan ÜNVER

Röportaj:Fatma TÜRKDOĞAN Şehit Hakan Ünverİmam Hatip Ortaokulu Md. Yrd.

Page 10: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 10

“Kendinizi ve ailenizi kısaca tanıtır mısınız?

Ben Ayşe Nur Lüy ÜNVER. Biz dört kişilik bir aileyiz. Ben Kırıkkaleliyim, rahmetli eşim Niğdeli.

Birinci sınıfta bir oğlum ve ikinci sınıfta bir kızım var. Böyle bir çekirdek aileyiz. Aile bağla-rımız oldukça güçlü, eşimin ailesi ve benim ailem karşılıklı oturuyoruz. Bizler çalıştığımız için ailele-rimiz özellikle çocuklar konusunda bize yardımcı oluyorlar.

Merhum Hakan ÜNVER Bey günlük hayatta nasıl bir insandı? Bahseder misiniz?

Hakan öncelikle yardımsever ve güler yüzlü bir insandı. Herkesle ilk anda samimiyet kurabi-len son derece sıcakkanlı ve tatlı dilli bir insandı. İnsanlarla hemen kaynaşır ve insanları çok sever-di. Kendisiyle alakalı olmayan işlere dahi koştu-rurdu. Elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışan biriydi. Çok hareketli bir kişiliği vardı. Zaman za-man ben Hakan’ı nasıl durdurabilirim, diye düşü-nürdüm. İnsanlara yardımcı olmak için telefonlar açar, görüşmeler yapardı. Bu yönden çok değişik bir kişiliğe sahip olduğunu hep düşünmüşümdür. Böyle bir insana nasip olan bu mertebe, gerçek-

KAFDAĞI

ten de çok yakıştı. Bu koşturmanın sonucu galiba peygambere komşuluktu.

15 Temmuz gecesi eşinizle aranızda geçen konuşmaları ve gelişmeleri aktarır mısınız?

15 Temmuz her şeyiyle tuhaftı. O gün anne-min rahatsızlığı dolayısıyla ben işten erken çık-mıştım. Hakan, 19.30 gibi beni arayıp toparladığı birkaç arkadaşıyla bir büyüğümüze taziyeye gideceğini belirtti. Arkadaşlarla dua edip Kur’an okuyup yatsı namazını da kılıp öyle gelirim, dedi. Çocuklar uyuduktan sonra rahatsızlığı olan kar-deşimle ilgilenirken saat 22.00 civarında bazı sesler ve haberler gelmeye başladı. O sırada Başbakanın “kalkışma “ ifadesini duydum. Silah, uçak sesleri gelmeye başladı. Hakan’ı arayıp bir şeyler olduğunu ve eve gelmesi gerektiğini söy-ledim. Nasıl bir şey olduğunu sorunca : “Darbe girişimi ”deyince çok heyecanlandı ve: “Hocam darbe oluyormuş!” deyip telefonu kapattı. Defa-larca aradım ve sonunda telefonu açıp korkma-ma gerek olmadığını söyledi. Ben henüz ailemle olduğumdan eve gelip çıktığını görmedim. Eve gelip abdest alıp hızla çıkmış. Eve geldiğinde televizyonu açmış ve ben geldiğimde de te-

Ayşe Nur Lüy ÜNVER15 Temmuz Şehîdi Hakan ÜNVER’in eşi.

Page 11: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı11

levizyon hala açıktı. Cumhurbaşkanının çağrısı yayınlanıyordu. O da muhtemelen bu çağrıyı duymuştu. Apartman kamerasından 00.40 ‘ta evden çıktığını öğrendik. Karşılaştığı arkadaşları-nı da sokağa çıkmaya çağırmış. Eczaneye gelmiş bir müddet buralarda dolaştıktan sonra arabası-na atlayıp Emniyete doğru yola çıkmış. Durduğu yerlerde tekbirler getirmiş. Emniyette çok sayıda arkadaşı olduğundan oraya gitmiş ve giderken aradığı arkadaşlarına : “Dayanın, geliyorum.” de-miş. Emniyete ulaşınca 15-20 kişilik bir grupla yü-rümüşler. Hakan en öndeymiş ve tanktan açılan bir ateşle vurulmuş. Anında bilincini kaybetmiş ve gülümseyen bir ifadeyle yere düşmüş. Bir am-bulansa bindirmeye çalışmışlar fakat ambulans-takiler kapıyı çekmiş. Ticari tipli bir arabaya atıp götürmüşler. Ben arayınca birisi açtı ve yaralan-dığını hastaneye getirdiklerini söyledi.

Çocuklarınızı babalarının şehadetleri konu-sunda nasıl bilgilendirdiniz? Şu anki duygu ve düşüncelerinden bahseder misiniz?

Bizim için en zor durumlardan biri buydu. Evet, eşim şehit olmuştu ama çocuklarımızın ge-leceği de çok önemliydi. Birkaç psikologdan öneri aldıktan sonra çocuklarıma, etrafımızda bir kala-balık olduğunu, bu kalabalığın dağıldıktan sonra artık hayatımızı nasıl sürdüreceğimizi, kimlerle sürdüreceğimizi ve babalarının vefat ettiğini bir aile ortamında söyledim. Babanız cennete gitti, gibi bir ifade riskli bir tabir. Babanız şehit oldu, dedim. Kızım : “Ben istemiyorum, hayır olmaz.” gibi ifadelerle çok ağladı. Oğlum : “Ben biliyor-dum.” dedi ve çok sert bir tavır takındı. Cenaze kalabalığından çocukları uzaklaştırarak şoku daha da derinleştirmemeye çalıştık. Mezarı ziya-ret ettikten sonra acıları biraz hafiflemiş gibiydi.

Merhum Hakan ÜNVER Bey’in vatan – millet sevgisi ve inançlarına olan bağlılığından da bah-seder misiniz?

O tam bir vatanseverdi. İnançları onun için her şeydi. Dünya hayatından bir beklentisi yoktu. Dünya ile ilgili plan yapmazdı. Bazen ben bu ko-

nular üzerinde düşünmeye başladığımda işlerin yoluna gireceğini söyler ve rahat olmam konu-sunda telkinde bulunurdu. Tamamen kendisini tevekküle adamış biriydi. Ben buradan “Allah ‘a sığınınca gerisinin kolay olduğu” dersini çıkarıyo-rum.

Hakan Bey çevre esnafı ve halkı tarafından tam bir “gariban dostu” olarak biliniyor. Bu konu-da neler söylemek istersiniz?

Ben Hakan’ a kötü bir düşünce besleyen bir kişinin bile olabileceğini hiç zannetmiyorum. Ko-nuştuğu herkesin anında gönlünü kazanırdı. Her-kesin muhabbetini, sevgisini kazanıverirdi.

Şehit ailelerinin sıkıntıları nelerdir?Şehit ailelerinin asıl probleminin manevi ol-

duğunu düşünüyorum. Aslına bakarsanız buna bir sorun da diyemiyorum. Çok yüksek bir mer-tebe, belki de şükredilmesi gereken bir durum. Şehit olmak herkese nasip olacak bir durum da değil. Kendisi de hep şehit olmak için dua eder ve dua isterdi. Psikolojik olarak insan çok sayıda çatışma yaşıyor. Maddi olarak ise bizim zaten bir sıkıntımız yok. Zaten devletimiz şehit ailele-rine sahip çıkıyor, yardımcı oluyor. Ben burada tanıştığım bazı ailelerin zor şartlarda yaşadığını gördüm. Yani bazı şehit yakınları haklarını talep etme, neler talep edeceklerini bilememe sorunu yaşıyorlar. Bu insanlara tespitler yapıldıktan son-ra belirli aralıklarla rehberler, görevliler gönderi-lerek sıkıntıları sorulabilir.

Son olarak şehit ailelerine bir mesajınız var mı?

Şehit olmak onurlu ve gururlu bir şey. Şehit yakınlarının acılarını paylaşıyorum ve onları çok iyi anlıyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ge-ride kalanlarına sabır ve güç diliyorum.

Page 12: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 12

Ş İ İ R

1 5 T E M M U Z ’ D UUğur BENTBAŞI

Batıkent Şevket Evliyagil Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9/A

“15 Temmuz Şehitleri”Konulu Şiir Yarışması İlçe 1.si

Page 13: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı13

15 TEMMUZ’DU

Demir bir yumruktu geceye inen,Milletimin bağrını delip geçen.Kan kokusu vardı zifiri karanlıkta,15 Temmuz’du cumaydı günlerden.

Birkaç çapulcuydu hainlerden, kalleşlerden,Bu vatanın ekmeğini yiyip suyunu içenlerden.İhanet kol geziyordu damarlarında.15 Temmuz’du cumaydı günlerden.

Bir millet doğmuştu iman dolu göğüslerden,Genci, yaşlısı, kadını, erkeği neferlerden,Bir tek emirle erdi bir yiğit şehitliğe,15 Temmuz’du cumaydı günlerden.

Korkmadı milletim zalimin zulmünden,Siper etti göğsünü alçaklığa, kalleşliğe,Sökemediler vatan sevgisini yüreklerden,15 Temmuz’du cumaydı günlerden.

Tanklar geçti palet palet bedenlerden,Allah razı olsun vatana canını feda edenlerden,Bir destan yazıldı, cihana nam salındı,15 Temmuz’du cumaydı günlerden.

Page 14: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

D E N E M E

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 14

Unutulmamalıdır ki: “Güneş doğudan doğar, batıdan ba-tar. Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Doğruların kaderidir yalnızlık. Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar.” Bu hain girişimde bulunanların unuttuğu bir şey vardır ki bu ulu soyun milli marşı “Korkma!” diye başlayıp “İstiklâl” diye biter.

KARANLIĞA DİRENİŞ

Muhammed Tarık ALTINIŞIKDemetevler Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi , 11/A

MEB Orta Öğretim Genel Müd. “Darbeden Demokrasiye:15 Temmuz Demokrasi Zaferi” Kompozisyon Yarışması

İlçe 1.si

Page 15: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı15

KAFDAĞI

Tüm dünya Türk’ün gücünü bir kez daha görmüştür. Ezelden beri hür yaşayan mille-

timiz tek başına dimdik durmuştur. Tek başına başarıya ulaşan bu milletin sırtı Allah’ın

izniyle ebediyen yere gelmeyecektir. Unutulmamalıdır ki: “Güneş doğudan doğar, ba-

tıdan batar. Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Doğruların kaderidir yalnızlık.

Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar.” Bu hain girişimde bulunanların unuttuğu bir şey

vardır ki bu ulu soyun milli marşı “Korkma!” diye başlayıp “İstiklâl” diye biter.

Milliye ruhu. Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevisi, Sünnisi, Suriyelisi, A Partilisi, B Partilisi herkes bir olmuş bu çirkin girişime karşı durmuştu. Devletimizi içine düştüğü balçık denizinden çıkarmak, bize zorla giydirilmek istenen ateşten gömleği yırtmak için toplandı tüm halk. Tankların önüne mallarını daha da önemlisi canlarını koydular. Kahramanlık Destanı bir kez daha yazıldı. Devletimiz ve milletimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde zafere ulaştı.

Tüm dünya Türk’ün gücünü bir kez daha gör-müştür. Ezelden beri hür yaşayan milletimiz tek başına dimdik durmuştur. Tek başına başarıya ulaşan bu milletin sırtı Allah’ın izniyle ebediyen yere gelmeyecektir. Unutulmamalıdır ki: “Güneş doğudan doğar, batıdan batar. Karanlık aydın-lıktan, yalan doğrudan kaçar. Doğruların kade-ridir yalnızlık. Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar.” Bu hain girişimde bulunanların unuttuğu bir şey vardır ki bu ulu soyun milli marşı “Kork-ma!” diye başlayıp “İstiklâl” diye biter.

Devletimizin başkenti Ankara ve tarihi baş-kentimiz İstanbul’un palet sesleriyle uyku-sundan uyandığı, karanlığın bomba ve mermi ışıltılarıyla delindiği bir geceydi. Bu cennet vata-nımızın istikbaline leke sürüp istiklâlini elinden almak isteyen karanlık insanların kurguladıkları hain planın kahraman Türk milleti tarafından bozulduğu bir geceydi. Büyük fedakârlık sava-şımızın her anını yüreğimizde yaşadığımız ikinci Kurtuluş Savaşı: 15 Temmuz gecesi.

15 Temmuz 2016 akşamı saat 22.30 suları idi. Dedem, babaannem ve ben oturmuş tele-vizyon izliyorduk. Bir ses duyuldu. Ev titriyor-du, deprem zannettik ilk başta. Ama F16’lar on beş metre üstümüzden geçiyordu. Talim olabi-lir miydi acaba? Temmuzun ortasında ne tali-mi? Bu olay talimi daha önceden defalarca kez yapılan karanlık bir “kalkışmaydı”. Bu milletin aklından hiç çıkmayacak bir ihanetti. Türkiye Radyo Televizyon (TRT) kanalında yayınlanan darbe bildirisiyle korkmuştuk, şaşkındık. Tepe-mizden geçen Fl6’lar korku saçıyor, kundaktaki bebekleri ağlatıyordu. Ve o an, bir TV kanalın-dan Sayın Cumhurbaşkanımız halkı sokaklara çağıryordu. Bir an dahi düşünmeden içtiği çayı yarım bırakıp, pijamasıyla, terlikleriyle ve imanlarıyla sokağa koştu halk. Dirildi Kuvayı

Page 16: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 16

M E K T U P

KA H R A M A N L A R I M A

Emine ARINANŞehit İlker Aydın Ortaokulu, 7/CAnkara İl Millî Eğitim Müdürlüğü

“15 Temmuz Demokrasi Şehitlerine Mektuplar”İl 2.si

Page 17: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı17

KAFDAĞI

ramanlığı geçmişte de vardı, şimdi de var ve gelecekte de olacak.

Bizim vatanımız kanla yoğruldu. Kanla güç-lendik biz. Kanla düşmanları defettik biz. Kanı sevdiğimizden değil kan vermekten korkmadı-ğımızdan. Charles Macfarlene’nin bir sözünde dediği gibi:

“On ulusun, on yiğit adamın gücü tek bir kimsede toplansa yine bir Türk’e bedel olmaz. Türklerin en çok konuştuğu şey savaştır, zaferdir. Eğlenceleri ise attır, silahtır. Türklerin doğruluk-ları ve namuslulukları ne kadar övülse yeridir.”

Senin vatan sevdana kimse müdahale ede-mez. Bunun için can vermemiş miydin zaten sen? Ama bil ki bu ecdat da seni unutmayacak.

Kan ile yoğrulmuş bu toprağın aziz şehitleri, bu millet sizi unutmayacak!

06.11.2016

Kahramanlarıma,

Kurşun sıkıldı, yiğit yıkıldı. 241 ana ocağı yandı. Ben rahat uyuyayım diye 241 can ebedi-yete uyudu. Utanıyorum şehidim, utanıyorum kendimden. Utanıyorum senin değerini bileme-mekten. Utanıyorum elime iğne batmasından korkarken senin tanka yürümenden.

Ben daha o kara gecede demokrasi düşman-larını yeneceğinden emin değildim. Umudum tükenmişti. Tamam, artık bitti demiştim ama ben damarlarımda akan asil kanı unutmuşum şehidim! Ben insanımın gücünü unutmuşum. Senin can vermekten korkmayan kalbini unut-muşum.

Demişti ya ünlü bir asker:

“Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyor-lar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeye-ceğini bilecek kadar tecrübeliyim.”

Planını harika hazırlayan demokrasi düş-manlarının unuttuğu tek bir şey vardı. Benim marşım “Korkma!” diye başlıyordu. Ama o ha-inler bunu anlamadılar. Hâlbuki Türklerin kah-

Demişti ya ünlü bir asker:

“Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.”

Planını harika hazırlayan demokrasi düşmanlarının unuttuğu tek bir şey vardı. Benim marşım “Korkma!” diye başlıyordu. Ama o hainler bunu anlamadılar. Hâlbuki Türklerin kahramanlığı geçmişte de vardı, şimdi de var ve gelecekte de olacak.

Bizim vatanımız kanla yoğruldu. Kanla güçlendik biz. Kanla düşmanları defettik biz. Kanı sev-diğimizden değil kan vermekten korkmadığımızdan. Charles Macfarlene’nin bir sözünde dedi-ği gibi:

“On ulusun, on yiğit adamın gücü tek bir kimsede toplansa yine bir Türk’e bedel olmaz. Türk-lerin en çok konuştuğu şey savaştır, zaferdir. Eğlenceleri ise attır, silahtır. Türklerin doğrulukları ve namuslulukları ne kadar övülse yeridir.”

Page 18: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 18

Çorbaya baharatını da atınca altını söndürdü. Masayı kurmaya başladığında gözü sürekli saate gidiyordu. Çoktan gelmesi gerekiyordu. Islanmış ellerini havluyla kurulayıp telefondan ‘’KOCACI-ĞIM’’ yazan yere bastı ve kulağına götürüp bek-lemeye başladı. Telesekretere bağlandığında kötü düşünceler de beynini yavaş yavaş sarıyordu. On-ları kovalayıp kızının tatil ödevlerine yardım et-mek için içeriye geçti. Ödevler, onu uzun bir süre düşüncelerinden uzaklaştırmıştı. Ama kızının ani gelen sorusuyla hazırlıksız yakalandı.

- Anne babam gelmeyecek mi? Ben çok acık-tım.

- Gelecek kızım hatta dur bir daha arayayım.

Eşini ararken gözü televizyona takıldı. Sesini biraz daha açıp dikkatlice dinlemeye başladı:

‘’Kalkışma ihtimalinin üzerinde duruyoruz. Belli ki emir-komuta zinciri olmadan asker içer-sindeki bazı kişilerin kanunsuz bir eylemi söz ko-nusu. Ancak vatandaşlarım ve milletim şunu bil-

H İ K Â Y E

S O N S U ZG EC E

Hilal AKÇAKAYAMehmet Âkif ErsoyAnadolu Lisesi, 9/B

sin ki demokrasiye herhangi bir zarar getirecek, hiçbir faaliyete izin verilmeyecektir.’’

Korku. Tüm bedenini sararken eli biraz önce koltuğa attığı telefonuna gitti. Defalarca araması sonuçsuz kalırken kadın her dakika daha da kötü oluyordu.

- Anne ben acıktım!

- Canım, baban bugün biraz gecikecekmiş. Sen ye hadi…

Endişe tüm bedenini yoklarken her gün böyle beklemek onu hayli yoruyordu. Hamza ile bunu bilerek evlenmişti. Onun polis olduğunu bilerek… Ama aklı ve kalbi onu bir daha görememe ihtima-lini kabul etmiyordu. Ne kadar zaman geçti bil-miyordu ama uzun bir süre haberleri dinledi. Ba-kışları kızına çevrildiğinde onun koltuğa kıvrılmış uyuduğunu gördü. Yanda duran battaniyeyi üze-rine örtüp onun masum yüzünü izleyip biraz da olsa düşüncelerinden uzaklaşmayı umdu. Haber-

Page 19: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı19

KAFDAĞI

Endişe tüm bedenini yoklarken her gün böyle beklemek onu hayli yoruyordu. Hamza ile bunu bilerek evlenmişti. Onun polis olduğunu bilerek… Ama aklı ve kalbi onu bir daha görememe ihtimalini kabul etmiyordu. Ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama uzun bir süre haberleri dinledi. Bakışları kızına çevrildiğinde onun koltuğa kıvrılmış uyuduğunu gördü. Yanda duran battaniyeyi üzerine örtüp onun masum yüzünü izleyip biraz da olsa düşüncelerinden uzaklaşmayı umdu. Haberlerdeki her kötü olayı duyduğunda canı acı-yordu.

lerdeki her kötü olayı duyduğunda canı acıyordu.

Gece ilerliyordu… Meraklı bekleyiş sürüyordu. Bitmeyen gecenin haberlerinden biriyle Cumhur-başkanı herkesi sokaklara davet etti. Bu davetten biraz sonra sokaklarda kornalar çalmaya, arabalar hız kesmeden gitmeye başladı.

Zil çalıyor, gelenin Hamza olmasını umuyordu kadın. Koşarak kapıyı açtığında gelenin üst katta-ki komşusu Nermin olduğunu görmek onu hayal kırıklığına uğrattı. Bunu belli etmemek için hızlıca konuştu:

- Hayırdır canım, ne oldu?

- Canım biliyorsun Cumhurbaşkanı herkesi so-kaklara davet etti. Biz de duramadık evde. Eğer gelmek istersen sen de gel!

- Aslında ben de evde duramıyorum. Ama Ecem uyuyor.

- Annem onunla kalsın istersen.

Kalabalığın içinde bir kargaşa ile arabalara doluşup MİT’in önüne geldiler. Her dakika gelen kişiler çoğalıyor ve bu da onun içindeki gururu ön plana çıkarıyordu. Kim gurur duymazdı ki böyle bir sahne içinde. Onlarca insan tek bir amaç için toplanmıştı.

Ne güzel söylemişti Mehmet Akif Ersoy:

‘’Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

‘’Medeniyet!’’ dediğin tek dişi kalmış cana-var?’’

Korkusuzca canavarların üstüne gitmek onları daha çok hırçınlaştırmıştı. Kadın gurur ve sevin-ci aynı anda yaşarken korkunç bir gürültü bütün

kulakları sağır etmişti adeta. Ardından gelen yer sarsıntısı insanları panikletirken herkes kendini yere atmıştı. Atılan kurşunlar herkesi ölüme ya-kınlaştırırken kadın “Şimdi ölsem ne olur?” diye düşündü. Arkasında bırakacağı kızını, eşi Ham-za’yı bir an unuttu ve sadece şehit olmak istedi. Atalarının bu ülkeyi korumak için kendilerini nasıl feda ettiğini hayal etti. Aklını, gönlünü öyle yoğun bir istek sardı ki hışımla ayağa kalktı. Birkaç sani-ye etrafına bakakaldı. Henüz on altısında olan bir kız öylece dona kalmış etrafa boş boş bakıyordu. Büyük ihtimalle şoka girmişti. Ateş açan askerler-den gelen kurşunun ona isabet etme olasılığı çok yüksekti. Tereddüt etmeksizin genç kıza doğru koşarken ona bir şey olmaması için de içinden binlerce dua ediyordu. Çıkan kurşunların sesi or-tamı daha korkunç yaparken kızın yanına ulaşmış, onu bir hışımla yere yatırmıştı.

Tüm bedeninde dolaşan acı kadını şaşkına uğ-ratırken elleri acının merkezine gitti. Eline gelen ıslaklığın ne olduğunu kavramıştı. Kız da şoktan çıkmış olmalı ki durmadan bağırıyordu.

- Ambulans, birisi ambulansı arasın! Yaralı var!

Onun için zaman kavramı yok olurken his-settiği gurur içine sığmıyordu. Dudakları çoktan tebessümü misafir etmişti bile. Bu cennet vatan var oldukça yok edilmeye çalışılacaktı. Lakin her kalkışmada elbet bir kahraman çıkacaktı. Nefesi yetmeyeceğini anladığında son sözlerini söyledi:

- Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasulühu…

Page 20: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 20

Ş İ İ R

Kahraman Türk milleti

Bayrağını kapıyor.

Kadın çocuk demeden

Tanklara saldırıyor.

Egemen ERDEMÖğretmen Kubilay

Ortaokulu, 5/B

15 TEMMUZ

Page 21: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı21

KAFDAĞI

15 Temmuz gecesi,Ortalık silah sesi.Havada jetler, helikopterler,Karada tankların sesi.

Kimse bir şey bilmiyor,Haberleri dinliyor.Televizyondaki spiker,“Ordu yönetime el koydu.” diyor.

Kahraman Türk milletiBayrağını kapıyor.Kadın çocuk demedenTanklara saldırıyor.

Düşman orduya sızmış,Masum asker bilmiyor.Türk askeri kendini,Eğitimde sanıyor.

Gerçek anlaşılınca,Ordu millet el ele Savaşıyor düşmanla,Şehitler vere vere.

Askeri, polisiyleKahraman Türk milleti,Büyük bir zafer ileKurtardı Türkiye’mi.

Page 22: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 22

B İ Y O G R A F İ

Page 23: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı23

B İ R Ş E H Î D İ NH İ KÂY E S İNaciye PATLARTürkçe ÖğretmeniŞehit İlker Aydın Ortaokulu

KAFDAĞI

likanlı, 1993 yılında askere gitti. Böylece haya-lindeki askerlik mesleğine ilk adımı atmış oldu. Uzman çavuş olarak orduya katıldı. 24 yaşında evlendi. Evliliğinden Elifnur ve Doğan Ertuğrul adında iki çocuğu oldu. O, aynı zamanda iyi bir eş, iyi bir babaydı. O, çocuklarının gerçek kah-ramanı… 1996’da Özel Kuvvetler Komutanlığına geçti. İşini, vatanını böylesine severken işinde yükselmek hiç zor değildi onun için. 1999 yılında astsubay oldu, yirmi yıl Özel Kuvvetlerde kaldı.

HayaliOnun hayali vatanında, doğduğu toprakta,

köyünde bir ev yaptırmaktı. Temelini attığı evi-ne ilk fidanları kendi eliyle dikmişti.

Şehadeti15 Temmuz gecesi yaşanan hain kalkışmada

darbecilere ilk kurşunu sıkan ve olayın seyrini değiştiren Halisdemir otuz kurşunla vatan ha-inleri tarafından 42 yaşında şehit edildi. Şu an Niğde’nin Bor ilçesi Çukurkuyu beldesindeki ebedi istirahathanesinde yatmaktadır. Her gün binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

Ondan KalanlarBugün Niğde Üniversitesi adını Ömer Halis-

demir Üniversitesi olarak değiştirmiştir ve onun ismi binlerce bebeğe verilmiştir ve daha nicele-rine de verilecektir. Ondan asıl geriye kalan ise: VATAN AŞKI…

Kimdir?15 Temmuz şehitleri denilince, demokrasi şe-

hidi denilince ilk akla gelen isimdir, Ömer Halis-demir. O, darbe gecesinde hainlere ilk kurşunu sıkan ve sonrasında otuz kurşun ile şehit edilen kahramandır. O, komutanının şehadet emri-ne “Emredersiniz komutanım.” diyerek cevap veren cesur askerdir. O; hepimizin, ülkemizin kaderini canı karşılığı değiştiren vatanseverdir.

Çocukluk YıllarıÖmer Halisdemir 20 Şubat 1974 tarihinde

Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu köyün-de doğdu. Babası Hasan Hüseyin Halisdemir çiftçilikle uğraşıyordu. Yedi çocuklu bir aileden gelen Halisdemir, annesi Fadimeana’nın yaptığı tarhana çorbasını çok severdi. Babasının aslan parçası; ilkokulu köyündeki Fatih İlkokulunda okudu, ardından Çukurkuyu İsmail Erol Ortao-kulunu bitirdi. Yedi çocuklu ailede okutmak da zordu, okumak da… Bu sebeple zaman zaman çobanlık yaptı Ömer Halisdemir. Niğde Endüstri Meslek Lisesisinde okuyabilmek için her gün 50 km yol gitti ama o hiç şikâyet etmedi ne çoban-lıktan ne de uzun okul yolundan…

Gençlik yıllarıO, aslında kendi deyimiyle tam bir delikan-

lıdır. Devresi: “Delikanlılığı senden mi öğrene-ceğiz Ömer?” dediğinde “Benim delikanlılığımı tahmin bile edemezsin.” demişti. Ve o yiğit de-

O, aslında kendi deyimiyle tam bir delikanlıdır. Devresi: “Delikanlılı-ğı senden mi öğreneceğiz Ömer?” dediğinde “Benim delikanlılığımı tahmin bile edemezsin.” demişti. Ve o yiğit delikanlı, 1993 yılında as-kere gitti.

Page 24: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 24

D E N E M E

Kar değildi yağan sanki! Beyaz bir ölümdü! Karın geçit vermediği Sarıkamış’ta vatan toprağına gözünü dikmiş düşmanı püskürtmek için vatan sevdasıyla yollara düşmüş neferlerdiniz. Soğuktan neredeyse buz tutmuş elleriniz te-tikte; diz dize, omuz omuza, sırt sırta vermiş şafak söksün diye beklediniz.

Eylül ERENProf. Dr. Mehmet SAĞLAM Ortaokulu

8/BSarıkamış Şehitlerine Mektup Yarışması İlçe 1.si

SARIKAMIŞ

Page 25: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı25

saydığınız toprağa. Cansız bedenlerinizin üze-rine bin bir kederle yağan kar, kefeniniz oldu. Cennetin kapılarını açtınız. Doksan bin ananın yüreğine kor düştü. Sarıkamış’ın ayazına tezat yandı yürekleri. Kavruldu Yemen sıcağı gibi...

Allahuekber Dağları’nda fedakârlığın, ta-hammülün, inancın ve sevdanın destanını yaz-dınız. Sizler; kalenin en yüksek burcundaki san-cak gibi görkemli duruşuyla düşmana korkudan diz çöktürecekmişçesine, öylece -olduğu yer-de- donarak şehit olan Binbaşı Mustafa Nihat’ın neferleriydiniz! Sizler, vatan uğruna ölümü göze alan Alay Komutanı Lütfi Bey’in neferleriydiniz!

Doksan bin yiğide can veren analar, silin gö-zünüzdeki yaşları! Dindirin yüreğinizdeki acıyı! Bilin ki Sarıkamış’ta toprağın koynunda yatan şehitlerimiz bir asır sonra bile yüreğimizde. Cennetteki mekânlarında huzurla uyusunlar. Allahuekber Dağları’nın eteklerinde toprak ana her bahar yeniden doğuruyor evlatlarınızı. Kar-lar eriyip de toprağın üzerinden yavaş yavaş çekilirken kardelenler açıyor. Her bir “Sarıkamış Şehidi” bir kardelen olup dönüyor yeryüzüne...

23 Aralık 2016, Ankara

Sarıkamış’ın Koynunda Yatan Şehitlerimiz,

Gözümde canlandınız birer birer. Zaman ve mekân birbirine karıştı. Siz mi bir asrı arkanızda bırakıp geldiniz, ben mi bir asır evveline gittim? Soğuğu iliklerime kadar hissediyorum. Bir yan-dan tipi, bir yandan meşakkatli yollar, bir yan-dan salgın hastalıklar... İlaçsız, erzaksız, bir kuru ekmeğe hasret; sıcak iklimlere alışkın bedenle-rinizde yazlık üniformalarınızla çaresiz kaldınız, biliyorum.

Kar değildi yağan sanki! Beyaz bir ölümdü! Karın geçit vermediği Sarıkamış’ta vatan top-rağına gözünü dikmiş düşmanı püskürtmek için vatan sevdasıyla yollara düşmüş neferlerdiniz. Soğuktan neredeyse buz tutmuş elleriniz tetik-te; diz dize, omuz omuza, sırt sırta vermiş şafak söksün diye beklediniz.

Gece gittikçe uzadı. Düşmana saldırmak için beklediğiniz gecenin sabahını göremediniz. Tek bir kurşun bile sıkamadan Allahuekber Dağla-rı’nın eteklerinde gökyüzünde kayan yıldızlar gibi tek tek kaydınız. Tek tek düştünüz kutsalınız

“Yıl 1914. Yaman esiyordu rüzgâr. Zemheri aman vermiyordu Sarıkamış’a. Allahuekber Dağları, adının hakkını veriyordu adeta. Gittikçe daha da büyüyormuş gibi, yaklaştıkça uzaklaşıyormuş gibi... Eskiden kar yağdı mı dedem, toprağı kucaklayan kar tanelerini şefkatli bir anaya benzetirdi. Toprağı sarar sarmalar, ta ki baharda kardelenler açana kadar... Ama bu zemheride kar taneleri asiydi! Neye isyan ediyordu? Toprak, hırçındı. Neydi bu hiddetin sebebi? Çocuk aklımla pek anlayamamıştım. De-dem, ‘Gâvur göz dikmiş toprağıma. Evlatlarım, gâvurun kirli ayakları altında çiğnetmeyin toprağımı!’ diyordu.”

Yıl 2016. Rus işgalini, Sarıkamış’ta yaşanan hazin olayı anlatan kitabımı bırakıp penceremin önü-ne geçtim. Karanlığın içinde, sokak lambasının ışığından seçebildiğim kadarıyla kar, olanca şiddetiyle yağmaya devam ediyordu. Döne döne, çarpışa çarpışa... Pencereyi hafifçe araladım, o anda bir kar ta-nesi masada bulunan kâğıdın üzerine düşüverdi. Sanki bir asır öncesinden gelip beni bir asır öncesine götürdü. Dışarıda bir ağıdı andıran rüzgârın sesi, dondurucu soğuk, zifiri karanlık... Yüreğimin sesini duydum, az önce kar tanesinin eriyerek bütünleştiği kâğıdın üzerinde...

Page 26: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 26

KAFDAĞI

Page 27: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı27

KAFDAĞI

D E N E M E

çağdaş olduğu demokrasiye nasıl sahip çıktı-ğıyla ölçülür.” sözünü özümsedik. Adalet, eşitlik ve özgürlüğü içinde barındıran, demokrasiye sımsıkı sarılıp bu topraklarda şehit olanlar için, kendimiz için, gelecek neslimiz için ölümü göze aldık. Demokrasinin asla son bulmayacağını o gün sen ben değil “biz” olarak kanıtladık. Ba-zen farklılıklara savrulsak da biz her zaman bir bütündük.

Gece saat 00.25 civarlarında Cumhurbaş-kanımız tarafından halk meydanlara çağırıldı. Ellerimizde asla yere düşürmediğimiz Türk bay-raklarıyla sokaklara indik. “Ezan dinmez, bayrak inmez.” diye inlettik yeri göğü. Tankların altına yattık, üzerimize doğrultulan silahlar karşısında dimdik ayakta durduk. Biz o gün darbecilerin tuzağına düşen Mehmetçik olduk. Tankın için-de kalan askeri kurtaran polis olduk. “Askere düşmanlık, düşmana askerliktir.” dedik. “Halka sıkacağıma kendime sıkarım.” diyen ve kendine sıkan Türk askeri bizdik. Çocuklarını, torunlarını ve komşularını kamyona bindirip bizlerin ge-leceği için yola çıkan Şerife Boz’duk. Darbeye karşı ilk kurşunu sıkan Şehit Astsubay Ömer Ha-lisdemir’dik. İki yüz kırk bir şehidi, iki bin doksan dört gaziyi yüreğimize taşıyıp orada yaşattık, yaşatacağız da...

Biz her ne olursa olsun tarihini unutmayan, düşmana fırsat vermeyen tunç yürekli Türkleriz. Bu vatanı böldürtmeyiz!

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!

Muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda mevcut olan aziz Türk milleti olarak 15 Temmuz gecesi yaşadığımız darbe girişimi asla unutulamaz.

O gün bağımsız ruhumuzu esir etmek iste-diler. Işığımızı özgür düşüncelere borçlu oldu-ğumuzu biliyorlardı. Bu yüzden bizleri demok-rasiden koparmayı hedeflediler. Ateş sesinden, tanktan korkar, birlik olamaz dediler; yanıldılar. Vatan bekçilerimizi kışlalarından tatbikat yalanı ile çıkardılar ve kurdukları oyunda ipleri kendi ellerinde sanıp onları kukla gibi oynatmak iste-diler.

Karanlık fikirlerinin kusursuz işleyeceğini düşünen hainler, akşam saat 22.00 sularında planlarını uygulamaya başladılar. Askerler tara-fından Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprü-sü geçişe kapatıldı. Ankara ile İstanbul’dan jet-ler uçuyor ve etrafta silah sesleri duyuluyordu. Kalbinde vatan sevgisini eksik etmeyen halk bu duruma her ne kadar şaşırmış olsa da asla kork-muyordu. Çünkü tarihinde asla yılmayan Nene Hatun’u, vatan sevgisi için imkânsızı gerçekleş-tiren Seyit Onbaşı’sı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in hadisinde yer verdiği şanlı Fatih Sultan Mehmet’i, Cumhuriyet’i armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü olan bir Türk asla korkmazdı.

Aramıza sızdırdıkları ve bizi görüş ayrılığına sürükleyen kavramlar, birlik olmamızı engeller sandılar. Bizse “Bir toplumun ne kadar aydın ve

T U N Ç Y Ü R E K L İT Ü R K L E RSelenay TÜMERBatıkent Anadolu Lisesi, 11/F MEB Ortaöğretim Gen. Müd. “Darbeden Demokrasiye:15 Temmuz Demokrasi Zaferi” Kompozisyon Yarışması İlçe 2.si

Adalet, eşitlik ve özgürlüğü içinde barın-dıran demokrasiye sımsıkı sarılıp bu top-raklarda şehit olanlar için, kendimiz için, gelecek neslimiz için ölümü göze aldık. Demokrasinin asla son bulmayacağını o gün sen ben değil “biz” olarak kanıtladık. Bazen farklılıklara savrulsak da biz her za-man bir bütündük.

Page 28: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 28

A N I

Sıcaktan kavrulan bir günü ateşe çevirmek…

Evet, tam da buydu yaptıkları. Vatanı sattılar,

üstelik hâlâ o vatanın toprağına basarken. O

vatanın üniformalarını taşırken. O vatanın si-

lahını tutarken… Acımadan yaptılar, acınacak

hale düştüler. Dün paşayken bugün hain ol-

dular. En başından beri öyleydiler ama bunu

tamamen ilan ettiler. Bayrağında şehit kanı

olan bir ulusu, yalan bir haberle, iki helikop-

terle bitirebileceklerini sandılar. Yanıldılar.

İşte ben bu günü hafızamdan silemiyorum ki

hiçbir zaman, hiçbir zihinden çıkmayacak bir

gün yaşattı, Türk ulusu.

KA N K I R M I Z IG EC E

Pınar ŞENGÜLŞehit Abdullah Tayyip OLÇOK

Anadolu Lisesi, 9/A

Page 29: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

...Bu, hür bir harekettir. Kimse hürriyetin insan için anlamını inkâr edemez. Bizler hareket etme ve gidişatı yönlendirme vasıflarına sahip mahlûklarız. Bizler sadece odalarda otu-rup yağmurun yağmasını, ekinlerin biçilmesini beklemek için yaratılmadık. Bizler sade-ce, markete taze ekmeğin gelmesini, çöp kamyonunun çöpleri alıp gitmesini beklemek için yaratılmadık. Bizden öncekilerin geleneklerini makine bilinçsizliğiyle tekrar etmek için var edilmedik.

Bir takım merasimlerle çok iş yapmış gibi görünen taife, kendini olduğundan daha din-dar, daha cesur, daha akıllı göstermek isteyen insanlar, bu köprü üzerinde sınava çağrıl-salardı ne yaparlardı? Ruhundan sıyrılmış bir iskelete iman adını versek hangi hareketin içinde yer alabilirdi?

15 TEMMUZ Özel Sayısı29

Sıcak…

Sıcaktan kavrulan bir günü ateşe çevirmek… Evet, tam da buydu yaptıkları. Vatanı sattılar, üstelik hâlâ o vatanın toprağına basarken. O vatanın üniformalarını taşırken. O vatanın sila-hını tutarken… Acımadan yaptılar, acınacak hale düştüler. Dün paşayken bugün hain oldular. En başından beri öyleydiler ama bunu tamamen ilan ettiler. Bayrağında şehit kanı olan bir ulusu, yalan bir haberle, iki helikopterle bitirebilecek-lerini sandılar. Yanıldılar. İşte ben bu günü ha-fızamdan silemiyorum ki hiçbir zaman, hiçbir zihinden çıkmayacak bir gün yaşattı, Türk ulusu.

15 Temmuz 2016. Normal sanılan bir gün. Sabahında yürüyüş ve spor yaptığım bir gün. O kara gün, Türk milletinin alnının akıyla, yüre-ğinin pakıyla, kanının kızılıyla temizlendi. Kan kırmızı bir gün yine kanla temizlendi. Şehitleri-mizin kanıyla… Kimisi gazi oldu, kimisi şehit. Tek ortak noktaları şu ki yıllardır bin tane armayla gezip, vatanını satan hainlerden bin kat daha ulu oldular. Tankların altına yattılar. Vatan için bu kadar basitti, bir can. Vatan için bu kadar basitti, bir ruhun bedenden sökülüşü ve geride

bıraktığı çığlık. Türkiye için bu kadar basitti. O gece vatanı uğruna ölen şehitlerimiz sayesinde tutuyorum bu kalemi, onlar sayesinde yaşıyo-rum bu hayatı. Onlar sayesinde hala bir vata-nımız var. Boynumuz onların karşısında kıldan ince. Bayraksız bir millet, millet olabilir miydi? Ezansız bir ülke, “Müslümanız” diyebilir miydi? Hayır. Darbelerle susturulan ezan, darbeyi sus-turdu. Allah inancıyla, vatan aşkıyla kurtuldu bu devlet. O darbe gerçekleşseydi çok kötü şeyler olacaktı, Rabbim korudu. Unutmamalıyız ki dar-be askerler tarafından değil, vatanımızı yıkmak isteyen düşmanlarımız tarafından yapılacaktı. Bu işin en can sıkıcı kısmı burasıydı işte. Türk üniformalı birine düşman demek… “Ya Allah, Bismillah, Allah-u Ekber!” duyduğum bu ses-lerle gözyaşlarım saklandıkları yerden ürkekçe başını çıkardı. O an kendimi tutamadığım andır. Gözyaşımı şiddetlendiren ise uçak sesini sustur-maya yeten sala sesidir…

O gece bir damar yırtıldı, kan aktı. Şehitler gözlerini yumdu ve vatan yeniden uyandı.

Page 30: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 30

M E K T U P

S E L A M SA N AC E N N E T KO KA N A Z İ Z Ş E H Î D İ M

Bilge KILIÇYahyalar Durali Bezci

Ortaokulu, 8/A

Page 31: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı31

15.12.2016

Selam Sana Cennet Kokan Aziz Şehidim,

Ey bu dünya ve cennetin en yüksek merte-besine ulaşmış, şehadet şerbetinden içmiş va-tanımın aziz şehidi! Ucunda ölüm olacağını bile bile vatan aşkına, millet uğruna göğsünü siper eden ölümsüz kahramanım!

Nasılsın diye sormuyorum çünkü biliyorum ki cennetin en güzel köşesinde, en güzel bah-çelerinde, peygamberimizle beraber güzel bir şekilde ağırlanıyorsun. Çünkü sen koynumuzda, kanımızla beslenen sinsi düşmana kafa tuttun. Sen bir direnişe, bir milletin kurtuluşuna önder-lik ettin.

Sen ki koca yürekli Ömer… Meğer hepimizin kaderi sana bağlıymış. Nereden bilelim, gizli bir kahramanmışsın. Ben senin gibi kahramanları sadece filmlerde olur zannederdim. Koca dün-ya bir kahramanlık filmi izledi sayende. Dünya diyorum çünkü biz Türkler tarihimiz boyunca alışkınızdır kahramanlara, kahramanlığa. Tabi ben bunları tarih kitaplarından ve öğretmenle-rimden okuduğum, duyduğum kadarıyla biliyo-rum. Sen benim bizzat gözlerimle gördüğüm ilk gerçek kahramansın.

Buraları soracak olursan haberler hiç iyi de-ğil, Müslümanlara kan ağlatıyorlar. Kadınları, ço-cukları hatta kundaktaki bebekleri bile acıma-dan öldürüyorlar. Analar çocuklar hep ağlıyor. Biliyor musun yiğidim bu vicdansızların gücü bize yetmiyor, yetmez de. Çünkü bu ülkede Ömerler çok hem de o kadar çok ki.

Çocukların çok iyi, onları sakın merak etme. Onlar artık yetmiş milyon Türk milletinin evladı. Onlara gözümüz gibi bakıyoruz.

Biliyor musun her gün sana ve diğer şehitle-rimize Kur’an-ı Kerim okumaya çalışıyorum. Ba-zen derslerden dolayı sadece sure okuyup her ezandan sonra size ve diğer şehitlerimize dua ediyorum.

Sen hem çok uzaklarda hem de çok yakını-mızdasın. Sen hem cennette hem yüreklerdesin. Yine yazarım sana, habersiz bırakmam seni. Umarım bundan sonra çok kötü şeylerden söz etmem. Şimdilik yazacaklarım bu kadar.

Kucak dolusu, yürekler dolusu selam ve sev-giler gönderiyorum. Koca yürekli kahraman...

Sen hem çok uzaklarda hem de çok yakınımız-dasın. Sen hem cennette hem yüreklerdesin. Yine yazarım sana, habersiz bırakmam seni. Umarım bundan sonra çok kötü şeylerden söz etmem. Şimdilik yazacaklarım bu kadar.Kucak dolusu, yürekler dolusu selam ve sevgiler gönderiyorum. Koca yürekli kahraman...

Page 32: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 32

Tarihin kanla yazıldığı geceDemokrasinin kazandığı geceO gece… 15 Temmuz 2016.Vatan hainlerinin ekmek yediği toprağı kana bürüdüğü gece…Ve o kara gecede korkmadı gözümüz, korkutamazdı da kimse…Elimizde bayrak, kulağımızda sala sesleri, kalbimizde iman.Tek bir düşünce vardı beynimizde: BAŞARAMAYACAKSINIZ! Vatan bölünmeyecekti.Attı herkes kendini tankların önüne.Siper ettiler kendilerini topa, tüfeğe…Onca şehit verdik biz bu bayrak uğruna.Yaşlı teyzem sen sakın ağlama.Biz yedirmeyiz bu vatanı hainlere.Şahit olsun herkes, duysun tüm dünya. Bu vatan uğruna kendini feda eden aziz şehitlerimiz, yiğitlerimiz.Aslında biz biriz.Bizler vatan aşkı uğrunda öleceğiz.Geleceğin aydınlığı bizleriz.Ey hainler… Unutmayın!Biz hep el eleyiz.Bizlerin, hepimizin kalbinde, dudağında aynı tını:Hiçbir güç bu vatanı bölmeye yetmez.Çünkü şehitler ölmez vatan bölünmez…

Ş İ İ R

O G EC E

Şevval Helin KARADAĞŞehit İlker Aydın Ortaokulu8/İ

Page 33: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı33

G Ü N L Ü K

16 Temmuz 2016 Cumartesi saat 18.40’ta ya-zıyorum bu satırları. Dün günlüğüme yazamadım. Tüm günüm koşuşturmaca ve telaş ile geçti. Abilerim, kardeşim, annem hepimiz 16 Temmuz günü saat 10.00’da Çankırı’ya doğru yola çıkacak, planımıza göre 12.00’de orda olacak ve bana kız isteyecektik. 15 Temmuz günü çok heyecan-lıydım. Gün boyu şeker, tatlı, çiçek, elbise almak-la vakit geçirmiş, çok yorulmuştum. Akşama kadar tüm alınacakları, yapılacakları ancak bitirebildim. Akşam saat yedi gibi yemeğimi yiyip biraz uzandım yatağa, ta ki kardeşimin nişanlısı bizi arayana kadar. Kardeşim Nurullah’ın nişanlısı Pınar, o akşam Yenimahalle’de halasını ziyarete gitmiş, akşam saat 20.00 sularında kardeşim Nurullah’ı aramış ve MİT’in helikop-terlerce tarandığını söylemiş. Nurullah bunu duyar duymaz beni kaldırdı. Hemen kalktım ve balkona yöneldim. Oturduğumuz semt Yenimahalle, MİT’i gören bir konumdaydı. İlk duyduğumda inanmamıştım. Ama gerçekten de çatışma sesleri geliyor, helikopterler Yeni-mahalle’nin üstünde sürekli daire çiziyordu. Panikle televizyonu açtım, sosyal medyaya baktım. Haberlerde hiçbir şey yoktu, her şey rutindi. Fakat sosyal medyada gördüklerimizi doğrulayıcı paylaşımlar vardı.

Tunahan İPEKÇİTürkçe Öğretmeni

Abdulkadir Geylaniİmam Hatip Ortaokulu

1 5 T E M M U Zİ H A N E T İ

Hemen en büyük abimi -Ali abimi- aradım. O da benzeri haberleri duymuştu. Kazan’dan yola çıkmıştı ve kendisini beklememi, Karşıyaka Mezar-lığı’na yaklaştığını az sonra evde olacağını söyledi. Bu arada komşularımızla sokağımızdaki polis ka-rakoluna gittik Polislere ne yapabileceğimizi sor-duğumuzda karakoldaki polislerden bazıları evle-rimize girmemizi telkin etti. Biz iyice şüphelendik. Birkaç polis karakolun etrafına çöp konteyneri ve taşlarla barikat kuruyor, sokağımızı trafiğe kapatı-yordu. Onlara neler olduğunu sorup bize bilgi ver-melerini istediğimizde “Bombalı araç ihbarı aldık.” yanıtını verdiler. Eve geldik ve anneme sokağa çıkmamız gerektiğini söyledim. Annem ilk başta bizim meydanlara gitmemize, evden çıkmamıza karşı çıktı. Tam bu esnada uçaklar semtimizin üs-tünde alçak uçuş yapmaya başlamıştı, büyük bir gürültüyle milletimizi yıldırmaya, eve hapsetmeye çalışıyorlardı. Anneme “Eğer biz bugün çıkmazsak yarın ülkemiz belki Suriye’den daha kötü olacak, gitmemiz gerek anne!” dedim. Ali abim bu sırada gelmişti. O da evimizin en büyüğü olarak aynı şeyi söyleyince annem karşı çıkmayı bıraktı, helalleştik. Yanımıza gelen kuzenim Numan’ı da aldık, araba-ya binip MİT’e gitmek için yola çıktık. MİT’e geldi-ğimizde buradaki çatışmaların bittiğini gördük ve

Page 34: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 34

Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gitmemizin daha iyi olacağını düşündük. Sosyal medyadan herkese bu kalkışmaya tepki göstermesi gerektiğini belirten mesajlar attık. Yakınlarımızı aradık. Ben herkesin sokağa döküleceğini, Külliyeye gitmemizin çok zor olacağını düşünüyordum. Demetevler’de cad-deler ve sokaklar bomboştu. Bu durum beni daha çok endişeye sevk etti. Kimse sokağa çıkmayacak sandım.

Külliyeye yaklaştığımızda 1 nolu kapıya dönen köprünün altında durmak zorunda kaldık. Araba-yı, içinde bulunan bayrakları yanımıza alarak orda bıraktık. Tanklar, tomalarca çevrelenmiş, az sayıda polis ve vatandaşımız küçük bir kalabalıkla orda bekliyordu. Polislerin bizi yönlendirmesiyle bize en yakın kapı olan 1 nolu kapıya koşarak gittik. Kapıda büyük bir kalabalık vardı, bir askeri araç ve birkaç tank gelmişti. Kapıdan içeriye girmeye çalışmışlar direnişimizi görünce tank Yenimahalle yönüne doğru kaçmış, askeri araç kaldırıma otur-muş, Külliye görevlileri tarafından milletimizin yardımıyla darbeci rütbeli-rütbesiz askerler ya-kalanıp, içeriye alınmıştı. Helikopterler Külliyenin üzerinde ve bizim üzerimizde alçak uçuş yapıyor, Külliyeye inmeye çalışıyorlardı. Külliye görevlileri tarafından hafif silahlarla karşılık verilip helikop-terler geri püskürtülmeye çalışılıyordu. Takım elbiseli bir görevli halkı kenetlenmeye çağırıyor, sürekli bizden kendilerini yalnız bırakmamamızı istiyordu. Helikopterler gidiyor, peşinden alçak uçuş yapan uçaklar Külliyeye neredeyse sıfır uçuş yaparak bize korku salmaya çalışıyordu. Milletimiz kenetlenmiş, hiç korkmuyordu. Hepimiz kapıda Külliyeye siper olmuştuk, dimdik duruyorduk. Uçakların her geçişinde tekbir sesleri ile o ürperti-ci jet seslerini geri savıyor, “Allahuekber” nidaları ile birbirimize cesaret aşılıyorduk.

Bir ara kalabalıktan kapının önünü açması, içeriye mühimmat alınacağı megafonla söylendi. İçeriye zırhlı bir araç alındı ve gerçekten de kısa bir

süre sonra helikopterlere rokete benzer bir silahla karşılık verilmeye başlandı. Helikopterler bunun üzerine Külliyenin etrafında uçmamaya başladı. Telefonlarımızın şarjı bitmek üzereydi. Herkeste bu problem vardı. Telefonlarımızın internetini ka-patmıştık. Yakınlarımız bizi ararsa veya bizim on-ları aramamız gerekirse kalan şarjımızı bunun için kullanacaktık. Belli aralıklarla yakınlarımızı arıyor, televizyondaki haberler hakkında bilgi alıyorduk. TRT’de bildiri okunduğu, Meclisin bombalandığı, Özel Harekât Daire Başkanlığının bombalandığı, Genelkurmay Başkanının rehin alındığı gibi olum-suz haberleri alınca endişemiz on kat artıyordu.

Sabaha doğru olumlu haberler gelmeye baş-lamıştı. Kuvvet komutanlarımızın darbecilerin safında olmadıklarını, hainlerin karargâh olarak seçtikleri Akıncı Üssü pistinin uçuşa elverişsiz hale getirildiğini öğrendik. Sabah namazlarımızı çimle-ri sulamak için yapılan fıskiyelerden ve akşamdan beri bazı hayırseverler tarafından dağıtılan pet şişe sularla abdest alarak beraber kıldık. Günün ağarması ile uçaklar gitmişti, helikopterler tek tük uzaktan geçiyordu. Yer yer Jandarma Genel Komutanlığından gelen çatışma sesleri dışında bir sessizlik hâkimdi. Birçok vatandaş gelen se-vindirici haberlerle oradan ayrılmıştı. Çok az kişi kalmıştık.

Biz o gün saat 12.00’de Çankırı’da olacağımı-zı söylemiştik müstakbel eşim Birgül’ün ailesine. Kalan son şarjımla Birgül’ü aradım, gelemeyece-ğimizi, isteme işini ileri bir zamana ertelememiz gerektiğini söyledim. Bana hak verdi. Kendime dikkat etmemi söyledi ve kapattık.

Kuzenim Numan, Külliyeye gelen arkadaşla-rım ve hemşerimiz olan, orada karşılaştığımız, bir kurumda genel müdürlük yapan abimizle kaldı-rıma oturmuş duyduğumuz haberler hakkında konuşuyorduk. Aniden uçak sesleri geldi ve ar-dından bombalar atılmaya başladı. Millet Camii toz bulutu içerisinde kalmıştı. 300-400 metre

Page 35: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı35

aralıklarla bombalar atılmıştı. Toz bulutu o kadar büyüktü ki ben komple bir bina yıkıldı sandım. Ben bombaların atıldığı yöne “Bomba attı hainler! Yardım edin!” diye bağırarak koşmaya başladım. İnanılmaz bir kaos vardı. Ambulanslar geldi. Ben o sırada yanımızda olmayan Ali abimi aramaya başladım. 15 dakika boyunca onu aradım. Birbiri-mizi kaybettiğimizde buluşacağımız bir yer belir-lemiştik geceden. Orda da yoktu. Ali abime bir şey olacak diye çok korkmuştum. Sürekli yanımızdan ayrılmamasını söylüyordum ama bir kez ayrıldı, o esnada da bombalar atıldı. Bu atılan bombalardan sonra abimi sağ salim bulunca çok sevindim.

Bombaların hemen akabinde Jandarma Genel Komutanlığındaki çatışmalar daha da yoğunlaştı. Helikopterler sıra halinde geçiyor, Jandarma Ge-nel Komutanlığına bir yandan indirme yapıyor bir yandan da ateş ediyordu. O bölgedeki binalardan da ateş ediliyordu. Bu çatışma yaklaşık olarak saat 08.30’a kadar devam etti. Yakınımızda bulunan bir otomobilin radyosu yüksek seste açılmıştı, haberleri dinliyorduk. Her yerden olumlu haberler geliyordu. Ben şahit olduğumuz şeylerden sonra inanamıyordum bu haberlere. Çünkü az önce sa-dece televizyonlarda görmeye alışık olduğumuz, Suriye’dekilere, Irak’takilere benzer manzaralara şahit olmuştuk.

Külliyenin kapısındaki görevlilerin “Sayın va-tandaşlarımız, kardeşlerimiz! Biz bu savaşı ka-zandık. Allah sizlerden razı olsun!” demesiyle yüreğimize su serpildi. Hepimiz kapının önünde toplandık. Birbirimizle kucaklaştık, birbirimize sarıldık. Gece Külliyeyi ele geçirmeye gelen fakat derdest edilen hainler, bizim isteğimizle Külliye görevlileri tarafından avluda dizildi. Rezil bir du-rumdaydılar.

Biz yine de ne olur ne olmaz, hemen eve dön-meyelim diye bir saat daha bekledik. Orda bir va-tandaşımızın arabasında telefonlarımızı biraz şarj ettik. Eve gidip olanları öğrenmek istiyorduk. An-

nemi aradım, eve geleceğimizi söyledim. Külliye-nin oradan gece geldiğimiz istikamette eve doğru yola çıktık. Geceleyin darbeye tepki olarak, mille-timizin sokağa dökülmesi için bastığımız kornaya bu sefer zafer edasıyla basa basa evimize gittik. Her yerde hayat normale dönmüştü. Şahit olduk-larımızdan sonra hayatın ülkemizde normale dön-mesi beni hem çok şaşırttı hem de çok sevindirdi. Hayatını kaybeden, şehit olan vatandaşlarımızı görünce çok üzüldüm. Ama milletimizin korku-suzca yaptıklarını gördükçe, öğrendikçe de böyle büyük, cesur bir millete mensup olmakla gurur duydum.

Yarın Çankırı’ya gitmeyi kararlaştırdık. Zaten tüm hazırlıklarım tamamdı. Annem iyi ki gittiniz, evde durmadınız diyerek bizimle gurur duydu-ğunu söyledi. O gece evde oturmadığım, olanları oturduğum yerden seyretmediğim ve büyük Türk milletinin bir ferdi olduğum için kendimle gurur duydum.

Ben Türkiye’nin yakın tarihine çok meraklı birisiyim. Geçen ay ülkemizin darbeler geçmişini anlatan bir kitap okumuştum. O kitapta 1960’ta darbecilerin Meclisin üstünde uçak uçurduklarını okumuş bu nasıl bir hadsizlik, nasıl bir pervasızlık diye hayretler içinde kalmıştım. Orda okudukları-ma benzer şeylerin bir daha yaşanmayacağını dü-şünüyordum. Bu hainler o darbeci zihniyete bile rahmet okutur karakterde çıktı. Onlar 1960’ta mil-letvekillerini korkutmak için Meclisin üstünde uçak uçururken bu hainler daha da alçaklaşarak Meclisi bombaladı.

Allah bir daha necip milletimize darbe yaşat-masın. Dünyadaki en büyük alçaklık vatan hain-liği olsa gerek. Allah’ım o gün bize hainleri değil Hakk’ı tutmayı nasip ettiğin için sana binlerce şü-kürler olsun. Sen tüm düşmanlarımızın tuzaklarını -aynı 15 Temmuz’da olduğu gibi- başlarına geçir…

Page 36: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 36

D E N E M E

Yine şanlı Türk komutanı Alparslan Malazgirt Savaşı’n-dan önce ordusuna bir konuşma yapar. Konuşmasında der ki, “Savaşmak istemeyen herkes geri dönebilir. Tek başı-ma da olsam, mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Eğer şe-hit olursam beni bu elbisemle (beyaz kefen gibi) gömün.” Bunun üzerine kimse geri dönmeyi düşünmemiş ve savaşı aziz Türk milleti kazanmıştır. Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır.

M. Bilge ÖZENGazi Anadolu Lisesi

11/BMEB Ortaöğretim Gen. Müd."Darbeden Demokrasiye:

15 Temmuz Demokrasi Zaferi" Kompozisyon Yarışması, İlçe 3.sü

ECDÂDIN ŞANLI NESLİ

Page 37: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı37

Türkler tarih boyuncu hür yaşamış, kimse-nin boyunduruğu altına girmemiş, bağımsızlı-ğına son derece düşkün bir millettir. Türklerin en önemli özelliği budur. Hürriyet için her daim sonuna kadar mücadele etmiş ve gerektiğinde ölümü bile vuslat saymışlardır.

Tarih Türklerin bu özelliğine birçok kez şa-hitlik etmiştir. Çinlilerin zulmü altında bulunan Göktürklerin içinden bir Kürşad çıkmıştır. Bu kahraman sadece kırk çerisiyle Çin sarayını bas-mış ve Çinlilere hayatında görmediği korkuyu yaşatmıştır. Bu kırk yiğit kanının son damlasına kadar, ölümden bir an olsun korkmadan şehadet şerbetini içmiştir. Kürşad’ın bu yiğit mücadelesi sonucunda Çin’deki esir Göktürkler bağımsızlı-ğa kavuşmuştur.

Yine şanlı Türk komutanı Alparslan Malazgirt Savaşı’ndan önce ordusuna bir konuşma yapar. Konuşmasında der ki, “Savaşmak istemeyen herkes geri dönebilir. Tek başıma da olsam, mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Eğer şehit olursam beni bu elbisemle (beyaz kefen gibi) gömün.” Bunun üzerine kimse geri dönmeyi düşünmemiş ve savaşı aziz Türk milleti kazan-mıştır. Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır.

Türk milleti 15 Temmuz’da çok büyük bir teh-like ile karşı karşıya kalmıştır. İçimizde sinsice örgütlenmiş kahpe bir terör örgütü milletimizi

arkadan vurmuş, milletimize kurşun sıkmıştır. Bu örgüt TSK’ ya sızarak o gün büyük bir dar-be girişiminde bulunmuştur. O gece sokaklara tanklar çıkmış, helikopterler insanlarımıza ateş açmış, uçaklar Meclisimizi bombalamış, asker kılığındaki teröristler Boğaziçi Köprüsü’nü ele geçirip masum vatandaşlarımıza ateş açmışlar-dır. Bütün bunların karşısında durumun vaha-metini anlayan Türk ordusu, hainlerin karşısın-da durmuştur. Kürşad ve Sultan Alparslan gibi şanlı ecdadımızın vatansever torunları, bunun üzerine bütün her şeyi bir kenara koydular ve o hainlere karşı vatanımıza canları pahasına sahip çıktılar. 15 Temmuz’un en büyük kahramanların-dan biri olan Ömer Halisdemir, o gece darbeci komutanını vurarak adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır ve her Türk vatandaşının örnek ala-cağı bir şahsiyet olmuştur. Türk milletinde daha nice Ömer Halisdemirler yetişecektir.

Allah bir daha kimseye böyle bir 15 Temmuz gecesi yaşatmasın. Allah bütün demokrasi şe-hitlerimize rahmet eylesin, ruhları şad olsun. Onları hiçbir zaman unutmayacağız.

Page 38: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 38

Ş İ İ R

B İ R M İ L L E TD Ü Ş Ü N Ü N

Dilşah AKMANHacı Bektaş-ı Veli

Ortaokulu, 8/B

Page 39: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı39

Bir millet düşünün;Bombalanırken vatanı, seyirci olmak yerineDışarı çıkıyor korkusuzca.Adımları yerleri inletircesine,İniyor şehit kanıyla al al olmuş asfalta.

Bir millet düşünün;Vatan hainlerinin gözünde büyüttüğü tankın,Altına yatıyor savunmasızca.Vücudunu siper ediyor,Vatanının mermilerine, silahlarına…

Bir millet düşünün;Kendisiyle gururlanan bir devlet,Gözleri yaşlı bir aile bırakıp arkasındaVatandaşı tarafından öldürülüyor,Şehit düşüyor vatanının bir karış toprağına.

Bir millet düşünün;15 Temmuz darbesini zafere çeviriyor.Onca ölüme rağmen, boğulmuyor yasa.Yüzünde bir gülümseme;Şehit gidiyor vatanına.

Bir millet düşünün;Milli birliği, beraberliği sağlayıp,Mücadele veriyor vatanı uğruna.Son nefesinde bile vazgeçmiyor.Gömülüyor kendi kanının suladığı toprağa.

Bir millet düşünün;Vatan hainlerinin gözünde büyüttüğü tankın,Altına yatıyor savunmasızca.Vücudunu siper ediyor,Vatanının mermilerine, silahlarına…

Page 40: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 40

R Ö P O R T A J

15 TEMMUZ GÂZİSİ Tevfik İleri Anadolu İHL

Müdürü M. Fatih ZENGİN ile Röportaj

Elif Azra KOTAN A11/ İBetül AYMERGEN A11/H

Müşerref Serra OKUMUŞ A10/JTevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi

Page 41: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı41

Page 42: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 42

Değerli Hocam, röportajımıza öncelikle Rab-bimizden bu şanlı ve necip millete bir daha böyle günler yaşatmamasını niyaz ederek başlamak isteriz. Bu vesileyle tüm şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifalar ve şehit ailelerine de sabırlar diliyoruz.

Hocam belki biz birebir şahit olmadık ama biliyoruz ki bu millet 27 Mayıs gibi 12 Eylül gibi darbeleri yaşadı ve sessiz kaldı. Bu kez yani 15 Temmuz gecesi ne oldu da halkımız canı pahası-na darbeyi geri püskürttü?

Yani insan hayatında yaşanan bazı hadiseler vardır ki bu hadiselerin nedenleri konusunda yorumlar yapabilirsiniz ama bir gerçek vardır bir de İlahi kudretin takdiri. 15 Temmuz’da yaşanan bu hadiseyle alakalı şüphesiz İlahi kudretin tak-diri ve ben eminim ki son dönemde Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada takip ettiği insanlıkla alakalı, inancımızla alakalı, ideallerimizle alakalı, işin sonunu düşünmeden tamamıyla bu sami-mi duygularla takip ettiği politikayla alakalı bir durum. Bu politikanın Allah katındaki değerinin etkisini de unutmamak lazım. Evet, aynen de-diğin gibi 27 Mayıslara susan, 12 Martlara susan, 12 Eylüllere susan, 28 Şubatlara gereken tepkiyi tam manasıyla veremeyen ya da başarılı olama-yan bu millet o gece öyle bir tepki verdi. Nede-nini burada aramak lazım. Allah’a şükürler olsun Rabbim o günlerde tüm İslam Ümmetinin duası diyelim insanlarımızın hüsnüniyetinin yüzü suyu hürmetine diyelim inşallah bu darbeyi boşa çı-kardı. Hiçbir ülkede darbe akşam 21.30-22.00’de başlamaz. Ama Allah takdir ederse o zaman di-liminde başlar ve sonuç itibarıyla böyle de olur.

Hocam darbe girişiminden nasıl ve ne zaman haberdar oldunuz? Ve ilk anda neler hissettiniz?

15 Temmuz Cuma sabahı babam ameliyat olmuştu. Mesai bitince ben babamın yanına refa-katçi kalmak için gitmiştim. Akşam 21.30-22.00’ e doğru artık yatsı namazını kılmak için bekler-ken önce ağabeyimden ardından televizyondan haberimiz oldu ama hiç kimse bu işi darbe olarak

düşünemedi. Ben de düşünemedim. Biz hep ak-lımıza Doğu’da Güneydoğu’da devam eden ope-rasyonlara Ankara’dan kalkan jetlerimiz destek veriyor ya da Boğaz Köprüsü’ndeki hadiseye o günlerde Fransa’da yaşanan kamyonlu bombalı saldırı düşüncesiyle baktık. Ben TRT’den bildiri okununca artık işin sonunu beklemeye gerek yok diye düşündüm, bildiri okununca işin rengi belli oldu. Babamı hemşireye bırakıp çıkmam gereki-yor diyerek çıktım. Artık o dakikadan sonra ülke-nin varlık-yokluk meselesiydi, beklemek mantıklı değildi. Bu noktada tabi bir düşünceyi de unut-mamak lazım, öyle anlar vardır ki o anlar geldi-ğinde Müslümanın takınması gereken müminin takınması gereken tavır -inşallah müminizdir Allah katında- eşini, çoluğunu çocuğunu düşün-mek değildir. Artık tehlikeli bir dönem başlamış-tır orda düşünecek tek bir şey vardır o da vatan-dır. Hani babam için söylüyorum babam hasta yatağında da olsa vatan elden gitmek üzereydi benim için ve ben babamı bıraktım gittim, gider-ken de büyüklerimle konuştum, nereye gidiyo-ruz, nerde toplanacağız, ne yapacağız diye. Evet, herkes sokağa çıkmadı ama sokağa çıkarken de bölük pörçük çıkmamalı belli yerlerde merkezler oluşturulmalıydı. Büyüklerimizden aldığımız bil-giler doğrultusunda hareket ettik. Elhamdülillah Rabbim o gün bana, bu milletin hakikaten önem-li bir kesimine, zilleti göstermedi bundan dolayı da Allah’a binlerce kez şükürler olsun.

15 Temmuz gecesinde neler yaşadınız? Orda nasıl bir ortam vardı? Ve en zor yanı neydi o ge-cenin?

En önemli yanı, zor yanı şuydu galiba- Allah korusun- orda nefse ve dünyevi anlamda bir-takım arzulara mahkûm olabilmekti. Mahkûm olmadıktan sonra zor bir tarafı yoktu. Çünkü ni-yet belli yani o gece Türkiye’de hatırlıyorsunuz, havuzlarda abdest alıp yola çıkanlar... Bunlar artık birtakım şeyleri göze almış insanlar, onlar için zorluk ne olur? Her halde zorluk olarak ifade edecek tek bir şey varsa şehitliği göze alan için hayatta kalmaktır… Çok güzel bir ortam var-

Page 43: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı43

dı orda bir defa onu söyleyeyim. Sıhhiye’de sol kolunda bir çocuğuyla bir bacımızın tankla mü-cadelesini asla unutamam. Dönüp bakıyorsunuz çocuğunu kucağına almış mücadeleye çıkmış bir bayan şimdi onun için zorluk kavramı nasıl olabilir? Ana için evlattır en çok değer verilen, o kucağında evladıyla kadın olmasını unutmuş yola sokağa dökülmüş. Şimdi bunlar için nedir zorluk? O gece şehit olma niyetiyle yola çıkan binlerce insan Allah katında inşallah şehitlik pa-yesini aldı. Binlerce insan gazilik payesini inşal-lah aldı. Tabi o gece hep söylerim bir defa daha söyleyeyim gözümden gitmeyen bir görüntü de Kızılay Meydanı’nda elinde al bayrağımızla siyahî bir çocuğun varlığı idi. O hakikaten o kadar ma-nalı ki benim için. Bu ülkenin kendi öz evladı diye ifade edilen ırki anlamda Türk olan inanç nokta-sında Müslüman gözüken insanların gökyüzünde uçarak yaptıklarına, zeminde elinde Türk bayrağı ile bir siyahî çocuk karşı duruyordu. Hâlbuki kim daha fazla bu ülkenin ekmeğini yedi noktasını düşündüğünüz anda arada çok bariz bir fark var-dı. Hakikaten samimi noktada dert edinerek bu ülkenin bir ferdi olmak çok daha kıymetli bence. O gece bir test vardı o testten geçenler oturup Allah’a şükretmeliler elhamdülillah deyip.

15 Temmuz darbe girişimini aynı zamanda bir işgal girişimi olarak algılayan halkımızın feraseti hakkında neler söylemek istersiniz?

Kızım beni biliyorsunuz branşım tarih. Şim-di tarihi olayları değerlendirirken biz kritik dö-nemlerde bu milletin üstlendiği fonksiyonları

görürüz. Çok kritik dönemler rast geldiğinde ya-şandığında bu millet tepkisini çok farklı veriyor. O zamana kadar emin olun tokat yer tekmele-nir umursamaz ama zamanı gelince de hani ne derler ataların güzel bir ifadesi var sessiz atın çiftesi pek olur. O an gündeme geldiğinde artık kritik bir noktaya varıldığı düşünüldüğünde bu milletin tarih boyunca üstlendiği fonksiyon yeter artık demesini bilmesidir. Şimdi Kurtuluş Sava-şı’na bakıyorsunuz aynı tavır orda var. Elde yok avuçta yok ama “vatan elden gidiyor” mevzusu yetiyor. Biz Kurtuluş Savaşı’nı tam manasıyla samimi duygularla ele aldığımızda o dönemde yaşananların da çok sıra dışı ekstrem hadiseler olduğunu görüyoruz. 15 Temmuz’da da bu mil-let artık kaderiyle alakalı bir sürecin yaşandığının farkındaydı. Rabbim o hikmeti kalplerde, gönül-lerde ve zihinlerde uyandırdı. Tabii ki Rabbimin lütfu keremi ile bu millet yollara, sokaklara dö-küldü. Tabi burada şunu unutmamak lazım evet başta bir lidere ihtiyaç var. Bu milletin bir özelliği de şudur; asker kökenli bir millet olduğu için ba-şında bir lider tipini arar ama güvendiği, samimi olduğuna inandığı bir lider tipini arar, o gece öyle bir lider de vardı. O liderin bakın CNN TÜRK’te yayınlanan görüntülerine, lütfen bakın Cum-hurbaşkanımıza, kelimeleri pekiştire pekiştire söylüyor, ben buradayım, başınızdayım, sizden bir şeyleri istiyorum ama yapacağınız bu şeyler-le birlikte ben de oradayım diyor. Şimdi dönüp bakıyorsunuz lider ne diyor, kararlı net bir du-ruşla kelimelerini seçe seçe konuşuyor yani ben ayaktayım diyor. İşgal edilmiş havaalanına iniyor

En önemli yanı, zor yanı şuydu galiba- Allah korusun- orda nefse ve dünyevi anlamda birtakım arzulara mahkûm olabilmekti. Mahkûm ol-madıktan sonra zor bir tarafı yoktu. Çünkü niyet belli yani o gece Tür-kiye’de hatırlıyorsunuz, havuzlarda abdest alıp yola çıkanlar... Bunlar artık birtakım şeyleri göze almış insanlar, onlar için zorluk ne olur? Her halde zorluk olarak ifade edecek tek bir şey varsa şehitliği göze alan için hayatta kalmaktır…

Page 44: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 44

bu noktada gözü kara, ölümü göze almış bir lider var. Şunu da unutmayın 15 Temmuz yaşandı bitti bir daha yaşanmayacak mı? Hayır. Bakın yakın zamanda farklı aylarda farklı günlere hazır olmak lazım. Bu mesele 15 Temmuz’la bitti değil yeni günlere hazır olup yeri geldiğinde yine aynı tep-kiyi göstermek lazım. Şimdi 15 Temmuz’la Türki-ye bir darbe sürecinden geçti başarılı olunamadı ama devamına bakın sürekli patlamalar var ta-biri caizse bu milletin sinir uçlarına dokunuluyor. Mevzu şu; sinir uçlarına dokunulduğunda dağıl-ması beklenilen bir millet bir araya geliyor. O da Allah’ın bir lütfu. Bunun ötesinde bir şeyler olur mu? Olabilir. Yeni günler yaşandığında tıpkı o gece olduğu gibi elinde bayrağı kalbinde şehitlik duygusu ile yola koyulalım. İşin sonu ne olur o da Allah’ın takdiri.

Hocam, 15 Temmuz’dan önce gençler hakkın-da ne düşünüyordunuz? Ve daha sonrasında bu düşünceniz ne yönde gelişti?

Gençlerle alakalı benim düşüncemde hiç-bir zaman bir değişiklik olmadı. Burada mevzu şudur, çocuklar görüntü değil de mayadır. Bu milletin mayası sağlamdır, o an denk geldiğinde hiç tahmin etmediğiniz insanların tahmin et-mediğiniz davranışları göstereceği muhakkak. O gece şunu anlatayım: Bana gelen ilk bilgi İl Başkanlığında toplanmaktı. İl Başkanlığına git-tiğimde kimseyi göremedim. Ardından Kızılay üzerinden Ulus’a ve Ulus’tan havaalanına doğru giderken radyodan aldığım Cumhurbaşkanımı-zın İstanbul’a ineceği haberi üzerine geri dön-düm. O yolu bilenler bilir. Ulus Meydanı’ndan Dışkapı’ya giderken yolun sağında, solunda, etraflarında nahoş mekânlar vardır. Ama o gece geri dönerken o nahoş mekânlardan ellerinde tabancalarıyla çıkan insanları gördüm. Ama ne vardı? Her milletin damarlarında olan birtakım genetik formüller vardır. O formüllerle zamanı geldiğinde yola çıkılır. Onun için denilecek tek bir şey var, o geceyle alakalı gençlerimiz, toplu-mun farklı kesimleri hakikaten ellerinden geleni fazlasıyla yaptılar. Kimi demokrasi adına yaptı,

kimi salt vatan, millet, bayrak adına yaptı, kimi vatan, millet, bayrak, din, inanç noktasıyla yaptı, kimi de farklı nedenlerle yaptı. Ama bir gerçek var; bu millet bir şekilde yola sokağa döküldü. Dökülürken de havadan uçan uçağa, karadan giden tanka, önündeki askere bakmadan yaptı. Bunlar arasında da önemli bir kesim gençlerdi. Elhamdülillah yani belki inanmayanlara bu gü-zel bir cevap oldu ama ben özellikle kendi görev yaptığım okulumdaki öğrencilere baktığımda; en yaramaz dediğim, hayta dediğim öğrencilerin bile 15 Temmuz’da çok güzel hareketlerine şahit oldum. Ama toplumun tekrar kendi gençliğini ta-raması açısından da güzel bir gelişme oldu.

Hocam peki, Paralel Yapının dini kullanarak bu kadar yerleşmesi ve sonucunda da bu olaya kalkışması açısından ne düşünüyorsunuz?

Kızım belki de en zor soru bu. Ve cevaplan-ması noktasında en çok zorluk yaşadığımız tablo da bu. Şimdi bakın 27 Mayıs ile alakalı eleştiri-lerimiz çok net, çok sarih. 12 Mart ile alakalı çok net, 12 Eylül ile alakalı çok net, 28 Şubat ile ilgili çok net. Ama 15 Temmuz ile alakalı tahlil yap-makta zorlanıyoruz. Çünkü o güne kadar hep şunu söylerdik biz; Türkiye’de devletin gerçek sahibi olduğunu iddia eden fakat gerçek sahibi olup olmadığı şüpheli bir kesim sürekli Türki-ye’nin kaderiyle oynuyor. Bunlar toplumun bir kesimini dışlıyorlar, reddediyorlar. Toplumda inanan kesimleri de anlamak, algılamak, değer-lendirmekten bu insanlar uzak. Bunlar toplumu bölüyorlar, parçalıyorlar. Hâlbuki bu toplum bir bütündür. İnancıyla, farklı görüşleriyle bir bütün-dür diyorduk. Diyen kimdi? Bizim camia. Şimdi 15 Temmuz’la alakalı açıklaması o kadar zor bir tabloyla karşı karşıyayız ki keşke 15 Temmuz’da alnı secdeye gittiğini iddia eden kesimler bu olayın içerisinde yer almasaydı. Bu belki de bi-zim en fazla üzerinde durmamız gereken nok-ta. Bakın burada şöyle bir tabloyu doğurmama noktasında üzerimize vazife düşüyor. Türkiye’de İslami cemaatler yanlıştır, hatalıdır, her şey dev-let kontrolünde olmalıdır şeklindeki bir yanlış

Page 45: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı45

mantaliteye de cevap vermemiz gerekir. Evet, cemaatler, cemiyetler, gruplar, vakıflar, dernek-ler olabilir. Ama bunlar hiçbir zaman kendilerini devlet yerine koymamalılar. Çünkü devlet yerine koyduğunuz anda ister istemez kapalı bir sosyal grup ortaya çıkıyor. Bu kapalı sosyal grup; bizim 27 Mayıs’ı yapanları, 12 Eylül’ü yapanları eleştir-diğimiz gibi dar çerçeveli kendilerini bu ülkenin asli unsuru kabul eden bir kitleyi de beraberin-de doğuruyor. Hâlbuki unutmayalım devlet asıl olan çatı kuruluşudur, bu çatı kuruluşun altında o çatı kuruluşuna halel getirmeyecek şekilde fark-lı sivil toplum örgütleri, düşünce grupları, inanç grupları, cemiyetler, cemaatler olmalıdır. Lakin Türkiye’deki İslami kesimin kendini bu noktada tekrar bir elden geçirmesi, düşünce bağlamın-da tekrar gözden geçirmesi bakımından da 15 Temmuz iyi, hayırlı işlere vesile olacak. Ama ne Paralel Yapı ne şu ne bu hangi grup hangi ce-miyet olursa olsun devletin üstünde değildir. Bu millet devlet kurmayı daha yeni öğrenmedi! Devleti yönetmeyi de daha yeni öğrenmedi. İki bin küsur yıllık devlet tecrübesi olan bir milletin fertlerinin şunu unutmaması lazım; devletin çatı yapı olduğu bir ülkede hiçbir yapı, hiçbir teşkilat, hiçbir sivil toplum örgütü kendini devlet yerine koymaya yeltenmemeli. Halkımız da bu tavır içinde olanlara bundan sonra bir dakika karde-şim dur, önümüzde bir kötü örnek var demeli. Ama bunları demek; cemaatleşmeye hayır, sivil topluma hayır, farklı düşüncelere hayır demek anlamına da gelmemeli. Yani amiyane bir tabirle biz iyiyi de kötüyü de birbirinden ayırt etmeliyiz. İyiler üzerinden, iyi görüntüler üzerinden tekrar bir yapılanma işlemine girmeliyiz.

Hocam son olarak neler söylemek istersiniz?Tabi çok şükür geldi geçti atlattık o günleri.

Rabbim bir daha yaşatmasın, bir daha göster-mesin. Ama daha önce dediğim gibi bu ülkede emin olun daha çok 15 Temmuzlar yaşanabilir. Ayı ve günü değişerek yaşanabilir. Önemli olan o günler geldiğinde bizim nasıl tavır gösterece-ğimizdir. Unutmayalım; bizler Allah’ın verdiği bir

ömrü yaşıyoruz, o ömrü yaşarken de nasıl geçir-diğimizden mükellefiz. Bu noktada o günlerin tekrar yaşanması mümkün olursa ne olur ema-neti taşıdığımızı unutmadan hareket edelim. Biz canın sahibi değiliz, canın emanetçisiyiz. Ema-neti sahibine zamanı gelince teslim edeceğiz. Mevzu teslim ederken huzura nasıl varacağımız. Allah katında da huzura en güzel gidiş şekli şe-hadettir. Onun için o günler geldiği anda korku-muz, kaygımız olmasın. Ve şu son yaşanan ha-diselerle alakalı, patlamalarla ilgili, şehitlerimizle alakalı toplum dik durmasını daima bilmeli ve unutmayalım; ölen her bir şehide ancak ve ancak imrenilir. Yoksa efendim o kadar insanımız şehit oluyor, durum kötüye gidiyor. Hayır. Anadolu topraklarına bir bakın bakalım 1071’den bu yana sakin geçen bir yıl, hiçbir problemin yaşanmadığı bir zaman dilimi olmuş mu? Olmamış. Bu mille-tin tarihinde de olmamış. Onun için diyeceğimiz tek bir nokta var; olaylar oldu, yine olacak, mev-zu bizim nerde olduğumuz. Amerika dediğiniz iki yüz elli yılda şekillenen bir toplum. İngiltere dediğiniz Kavimler Göçü ’nün ardından şekillen-meye başlayan bir toplum. Etrafınıza bakın en köklü millet olarak bizimle yarışabilecek belki bir İran vardır bir de Yunanlılar vardır. Biz kendimizi küçük görmemeliyiz. Bu millet inancı ile örfü ile adeti ile devlet şekillenmesi ile milletinin mayası ile daha çok güzelliklere gebe ve elhamdülillah bu güzelliklere doğru milleti yönlendiren bir yö-netici kitlesi de var. Çocuklar, rezilliklere, insanlık dışı uygulamalara karşı tavır gösterebilen yanlış-lığa yanlış diyebilen bu duruşu gösterebilen bir ülkem var benim bir liderim var liderlerim var ve bundan dolayı da şükrediyorum. Teşekkür ediyo-rum hepinize.

Biz de her şey için çok teşekkür ederiz hocam.

Page 46: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü

KAFDAĞI

Ş İ İ R

O G EC ESelvi Dilara BİLGİMehmet Âkif ErsoyAnadolu Lisesi, 10/D

Zindan gibi bir gece düşünün...Kurtuluş Savaşı gibi...Herkes bir arada bir anda.Sokaklarda, meydanlarda,Elinde ay yıldızlı al bayraklarla.

46

Page 47: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı47

KAFDAĞI

Gökyüzü kapkara,Bir 15 Temmuz gecesi.Havalar sıcak, yürekler soğuk.Sokağa dökülüyor ülkemin yaşlısı genci.

Ülkemde başladı bir karmaşık bilmece,Düşman kim, dost kim belli değil.Nasılsın diye sorma,Ülkem gibiyim işte,Bir yanım kan, diğer yanım gözyaşı.

Zindan gibi bir gece düşünün...Kurtuluş Savaşı gibi...Herkes bir arada bir anda.Sokaklarda, meydanlarda,Elinde ay yıldızlı al bayraklarla.

Askerim şehit mi düştü yoksa?Her yer cennet koktu da...Anası ağlar Mehmet’imin,Ben ağlarım burada, VATANIM için!

Page 48: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 48

M E K T U P

Dilara ÇELİKÖğretmen Kubilay

Ortaokulu, 6/H

CESUR YÜREKLER

Page 49: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı49

sokaklara çıktınız. Bu güzel vatanımızın sahipsiz olmadığını, gerektiğinde vatanımız, bayrağımız ve özgürlüğümüz için her türlü zorluğu birlik ve beraberlik içinde aşabileceğimizi biz gençlere gösterdiniz.

Emin olunuz ben o gece sizlerin kocaman tankların önünde korkusuzca duruşunuzu, TRT binasına giren hainleri dışarı çıkarışınızı, terö-ristlere karşı kararlı duruşunuzu asla unutmaya-cağım.

Aziz Şehitlerimiz! Sizler o gece vatanımı-zı korudunuz, yurdumuzun üzerinde emelleri olanlara gereken dersi verdiniz, toprağınızda rahat uyuyunuz. Çünkü bizler de sizleri örnek alarak kanımızın son damlasına kadar güzel yurdumuzu korumaya devam edeceğiz. Hatta sizin kahramanlıklarınızı gelecek nesillere de ak-taracağız ki gelecekte de ülkemiz üzerinde hain planları olanların hevesleri kursaklarında kalsın.

Ruhunuz şad olsun karanlık gecemizi aydın-latan yiğitler…

Cesur Yürekler,

Sizlere olan sevgimi, cesaretinize olan hay-ranlığımı ve duyduğum minnettarlığı anlatacak kelime bulamıyorum.

15 Temmuz 2016 Cuma gününü zindana çeviren Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sızmış bir grup hain terör örgütü mensuplarının kal-leş planını bozan kahraman şehitlerimiz; biz çocukların geleceğini kurtarmak, demokrasiye sahip çıkmak, ülkemizin karanlığa gömülmesini engellemek amacı ile kendinizi hiç düşünmeden tankların, uçakların, helikopterlerin önüne attı-nız.

O kara gecede milli birlik ve beraberliğimizin asla bozulamayacağını, dışardan ve içerden ya-pılan sinsi planların bile işe yaramayacağını, de-mokrasimizden asla vazgeçmeyeceğimizi tüm dünyaya gösterdiniz. Sizler gibi cesur, vatanse-ver, inançlı, inandığı değerleri savunan insanla-rımız olduğu sürece ülkemiz ve demokrasimiz sonsuza kadar var olacaktır.

Kahraman şehitlerimiz, o gece demokrasi-mizi korumak için annenizi, babanızı, eşinizi, çocuğunuzu düşünmeden sadece demokra-simiz yara almasın, hainler sevinmesin, düş-manlarımızın hain planları işe yaramasın diye

O kara gecede milli birlik ve beraberliğimizin asla bozulama-yacağını, dışardan ve içerden yapılan sinsi planların bile işe yaramayacağını, demokrasimizden asla vazgeçmeyeceğimizi tüm dünyaya gösterdiniz. Sizler gibi cesur, vatansever, inanç-lı, inandığı değerleri savunan insanlarımız olduğu sürece ül-kemiz ve demokrasimiz sonsuza kadar var olacaktır.

Page 50: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 50

KAFDAĞI

D E N E M E

Milletimin silahını, milletime doğrultan hainler! Hiçbir zaman emellerinize ulaşamayacaksınız. Bu vatan kolay kazanılmadı, kolay kolay da tes-lim edilmeyecek. Çünkü damarlarımızdaki asil kan, ruhumuzdaki vatan sevgisi her şeyin üstün-dedir. Vatan borcu, namus borcudur. Gerekti-ğinde bu uğurda canımızı seve seve vermekten kaçınmayız. Sizler ekmeğini yediğiniz, yaşadığı-nız bu topraklara ihanet ettiniz. Dilerim ki böy-le bir hainliğe, kalkışmaya bir daha girişmeyin. Aksi takdirde karşınızda tarihe adını kanlarıyla yazmış atalarımızın torunlarını, bu kahraman milletimizi bulacaksınız.

KA R A N L I K G EC E N İ NSA B A H I N DA

Ayşe DEMİRTürkçe Öğretmeni

Şehit Öğretmen Mehmet Ali Durak Ortaokulu

Page 51: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı51

Evde çocuklarını bırakıp meydanlara koşan kah-raman bacılarım! O gece şehadet şerbetini içen asil evlatlarımız!

Biliniz ki bu millet sizi unutmadı, unutmaya-cak. Tarihe kanlarınızla yazdığınız bu kahraman-lık destanı, içimizde ölümsüzleşecek.

Siz rahat uyuyunuz. Geride bıraktığınız bu kutsal vatanı korumak bizim namus borcumuz-dur. Vatanımıza yan gözle bakan karşısında biz-leri bulacaktır. Her karış toprağı, şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu vatan, sizin mukaddes emanetinizdir.

Bizler, ecdadı Çanakkale’de savaşmış, her türlü yokluğa göğüs germiş, gerektiğinde de vatanı uğrunda canını seve seve vermiş bir mil-letin torunlarıyız.

“Ey şehit oğlu şehit isteme benden makberSana aguşunu açmış duruyor peygamber.”diyen kahramanlık şairimiz Mehmet Akif

Ersoy’un dizeleriyle satırlarım son bulurken Rabbimden tek dileğim şudur ki bir daha bu ka-ranlık geceler yaşanmasın. Bir daha vatanımıza yan gözle bakılmasın, bir daha analar, evlatlar, bacılar ağlamasın.

Aziz Milletime!O gece, minarelerden yükselen sala sesleri

halkımıza yapılan birlik çağrısıydı elbet.O gece, gökyüzündeki bu hareketlilik neyin

göstergesiydi? Milletimizin yaşadığı acı telaş, evdeki yavrularımızın korkudan odalara sakla-nışı, uzun süre hafızalarımızdan silinmeyecek…

O gece, beş buçuk aylık bebeğime mama alabilecek miyim? İki çocuğum babalarını bir daha görebilecekler mi? Bu endişeler ruhumu sararken tedirgin bekleyişim, bir türlü son bul-madı.

Milletimin silahını, milletime doğrultan hain-ler! Hiçbir zaman emellerinize ulaşamayacaksı-nız. Bu vatan kolay kazanılmadı, kolay kolay da teslim edilmeyecek. Çünkü damarlarımızdaki asil kan, ruhumuzdaki vatan sevgisi her şeyin üstündedir. Vatan borcu, namus borcudur. Ge-rektiğinde bu uğurda canımızı seve seve ver-mekten kaçınmayız. Sizler ekmeğini yediğiniz, yaşadığınız bu topraklara ihanet ettiniz. Dilerim ki böyle bir hainliğe, kalkışmaya bir daha gi-rişmeyin. Aksi takdirde karşınızda tarihe adını kanlarıyla yazmış atalarımızın torunlarını, bu kahraman milletimizi bulacaksınız.

Göğsünü tanklara siper etmiş eşsiz milletim!

Page 52: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 52

KAFDAĞI

Ş İ İ R

Sessiz bir gece…Yıldızların parlamadığı,Karanlık bir gündü.Yıkık dökük bir sokak…Cansız ve hareketsiz kalpler,Sulu ve kanlı gözler,Uyanmamak üzere uyuyan vücutlar…Salaların dinmediği bir gece.Yirmi dört saati, yirmi dört yıl yapan bir gece.Şehadet şerbetini içenlerin gecesi,

Mutsuz ve uğursuz bir gece.Sabahını düşünmediğimiz bir gece,Delik deşik olmuş bir zırh,Yıkık dökük bir köprü,Sönmeyen bir ateş…Yaralı balık bizler,Kanı gören aç köpek balıkları sizler,İdamı istenen sizler,Kefeni giyen bizler…Özgürlüğü için, ölümü göze alan bizler,Sizin gibiler yüzünden ateşi sönen mumlar,Karanlık geceyi aydınlatan kahramanlar,Sabaha ay ve yıldız gibi parladılar!

S E SS İ ZB İ R G EC E

Berat TAŞKAFAYahyalar Durali BezciOrtaokulu, 8/B

Page 53: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı53

M A K A L E

Türkiye’nin demokrasi geçmişine baktığımızda darbe bazen de muh-tıra olarak adlandırılan kara lekelerin olduğunu görürüz. Askeri dar-be, devletin emrindeki resmi askeri kurumlara mensup kişilerin silah zoru ile mevcut hükümeti devirmesi ve iktidara el koyması olarak ta-nımlanır. Darbeler çoğunlukla tanımından da anlaşıldığı üzere şiddet içerir. Devrimlerden ( Devrim=İhtilal) farkı ise geniş halk kitlelerinin desteğini alamayışı ve köklü bir değişim hareketi olmayışıdır.

YENİDEN DİRİLİŞİN ADIDIR:15 TEMMUZ

Nazife ÖZGETarih ÖğretmeniYenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü

Page 54: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 54

15 Temmuz 2016…

O gece yaşadıklarımızı bir türlü anlayamamış-tık. Neydi olanlar? Bir askeri darbe miydi? Başba-kan Binali YILDIRIM ekranlarda bir kalkışma olarak adlandırmıştı o gece olanları. Askeriyenin içindeki bir grup cuntacının emir komuta zinciri olmaksızın yönetime el koyma girişimi miydi sadece, 60 dar-besinde yaşadığımız gibi? Yoksa daha darbenin ilk saatlerinde çıkıp ekranlarda utanmadan oynanan bir tiyatro sahnesi(!) olduğu iddia edilen ama ne-ticesinde 241 şehidimizin ve 2 bin küsur gazinin tek vatan, tek bayrak, tek millet ve tek devlet uğ-runa canları pahasına verdiği mücadeleyle zafer kazandığımız bir kutlu direniş gecesi miydi? Bir kalkışmaya karşı halkın kıyama kalkışı, bir diriliş miydi? Yoksa hala analiz etmekte zorlandığımız ardında derin planların yattığı bir işgal planı mıy-dı? Neydi 15 Temmuz? Olanları daha iyi kavramak için tarihin tozlu sayfalarını biraz karıştırmak ve öyle bir analiz yapmak daha doğru olacaktı.

Türkiye’nin demokrasi geçmişine baktığımızda darbe bazen de muhtıra olarak adlandırılan kara lekelerin olduğunu görürüz. Askeri darbe, dev-letin emrindeki resmi askeri kurumlara mensup kişilerin silah zoru ile mevcut hükümeti devirmesi ve iktidara el koyması olarak tanımlanır. Darbeler çoğunlukla tanımından da anlaşıldığı üzere şiddet içerir. Devrimlerden ( Devrim=İhtilal) farkı ise ge-niş halk kitlelerinin desteğini alamayışı ve köklü bir değişim hareketi olmayışıdır. Türk Silahlı Kuv-vetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinde yer alan ‘Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriye-ti’ni kollamak ve korumaktır.’ hükmüne dayanarak darbeye meşruiyet kazandırmaya çalışılmış ve tarihimizdeki 2 darbe ve 3 muhtıraya bu madde hukuki gerekçe olarak kullanılmıştır. Cuntacılar tarafından çoğunlukla darbe sebebi olarak hükü-metin ekonomik ve sosyal sorunları çözmekteki başarısızlığı öne sürülmüştür.

Maalesef, ülkemiz 1950 yılındaki demokratik seçimlerle çok partili hayata geçiş yaşamasının ardından neredeyse her on yılda bir askeri müda-haleyle kesintiye uğramıştır. İlki 27 Mayıs 1960’ta

emir komuta zinciri olmaksızın 37 düşük rütbeli subay tarafından planlanıp icra edilmiştir. Yaklaşık bir buçuk sene milli irade engellenmiş ve yöne-timi Milli Birlik Komitesi eliyle cuntacılar gerçek-leştirmiştir. 9 Temmuz 1961’ de yapılan anayasa değişikliği ile 1924 Anayasası yürürlükten kal-dırılmıştır. 60 Darbesi tarihimizde çok büyük bir demokrasi utancı olarak yer almıştır çünkü Yassıa-da mahkemelerinde Demokrat Parti yöneticileri yargılanmış ve halkın seçilmiş Başbakanı Adnan Menderes alınan kararla 17 Eylül 1961 tarihinde idam edilmiştir. İsmet İnönü hatıratında Yassıada mahkemelerinden “Bir adalet mercii olmaktan çok bir siyasi hesaplaşma kurumu” olarak bahset-miştir. 15 kişi hakkında idam kararı alınmış, 31 kişi müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Demokrat Parti kapatılmıştır. Tarihimizdeki ikinci askeri dar-be ise 12 Eylül 1980 yılında emir komuta zinciri içerisinde gerçekleşmiştir. Yönetime el koyulmuş, tüm siyasi partiler kapatılmış, siyasi parti liderleri yargılanmış ve Başbakan görevden alınmıştır. 12 Eylül sonuçları itibariyle çok ağır bir askeri darbe olarak tarihimizde yer almıştır zira 650.000 kişi gözaltına alınmış ve 517 kişi idam edilmiştir. Ha-zırlanan 1982 Darbe Anayasası ile 61 Anayasasının getirdiği tüm hak ve özgürlükler geri alınmış, mu-halefet sindirilmiş ve tarihimizin en sert anayasası yürürlüğe girmiştir. Bu iki darbede de yapılanlar ve sonuçlar benzerlik göstermektedir. O dönem devrim diye adlandırılmak istense de yaşananlar tam anlamıyla askeri müdahale yani darbedir. Askeri darbelerde ordu öncelikle iktidarı ele geçi-rir ve lideri devirir. Radyo, televizyon gibi iletişim kanallarını işgal eder ve resmi kurumlar üzerinde kontrol sağlar. Elektrik santralleri gibi temel altya-pı tesislerinin kontrolünü ele geçirir. Darbe sonrası Türkiye’de hükümet kurma şekli olarak cunta ile birlikte çalışacak devrimci bir meclisin oluştu-rulması ve üyelerinin cunta tarafından seçilmesi yöntemi benimsenmiştir. 60 ve 80 darbesi sonrası yönetimi ele geçiren cuntalar Milli Birlik Komitesi ya da Milli Güvenlik Kurulu olarak ülkeyi mutlakı-yet anlayışı ile yönetmiş ve kendi seçtikleri sivil temsilciler ile Kurucu ya da Danışma Meclisini kur-muşlardır. Türkiye’nin yaşadığı bu acı deneyimler,

Page 55: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı55

özgürlüklerin kısıtlanması, halkın iradesinin üze-rinde ordu gücünün olması ve tüm bunlara karşı bir refleks olarak halkın direnişi bize 15 Temmuz 2016’yı daha iyi anlatmaktadır. Ordu siyasetten bağımsız olmalıdır ve hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin hakkıdır. Geçmişin karanlık yüzü aralandı-ğında, bir daha o günleri yaşamak istemeyişin ve o günlerde gösterilemeyen direnişin bir pişman-lığıdır 15 Temmuz. Milletin iradesine el sürenlere en doğal isyanıdır ve yıllarca beklenen, arzulanan bir kıyama kalkıştır. Bir uyanıştır aslında. Yeni bir milattır demokrasi tarihinde Türkiye’nin.

Askeri darbe geçmişimiz ne yazık ki bunlarla da kalmamış ve cumhuriyet rejiminin en temel esası olan halk iradesi ülkemizde bazen de muh-tıralar ile engellenmiş ve kesintiye uğramıştır. Muhtıra, genellikle verilen uyarı ya da anımsat-ma yazısıdır. İlki 12 Nisan 1971 tarihinde Türk Si-lahlı Kuvvetleri’nin Cumhurbaşkanına gönderdiği muhtıradır ki hükümet istifaya zorlanmıştır. 28 Şu-bat 1997’de yaşanan ve daha sonra post-modern darbe olarak adlandırılan muhtıra ile parlamento devre dışı bırakılmış, yasama organı Milli Güvenlik Kurulu olmuştur. Hükümet elinde yürütme yetkisi barındırsa da aslında ömrünü yasama organının tavsiye kararlarına ne denli bağlı kaldığı belir-lemiştir. Yani halkın iradesinin üzerinde asıl güç olarak cuntacıların kararları bulunmaktadır. Günü-müze en yakın muhtıra ise internet aracılığıyla ve-rildiği için e-muhtıra olarak adlandırılan 27 Nisan 2007 muhtırasıdır.

Sonuç olarak Türkiye’de TSK içinde oluşan bir grup ya da yönetimi ele geçiren bazı güç odakları, iç güvenliğin tehdit altında olduğunu savunarak askeri müdahalelerle kimi zaman bazı yasaların geçmesini engellemiş bazen geçirmeye zorlamış, bazen de hükümeti istifaya zorlayarak ya da ala-şağı ederek demokratik, sivil ve halkın seçtiği yö-netime müdahale etmiştir. Bu durum asla TSK’nın tamamını kapsamaz. Bunu halkın silahlarını kul-lanarak kendi halkına karşı silah zoru ve şiddet kullanarak gerçekleştirmiş ve buna hukuki kılıflar bulmaya çalışmıştır. Demokrasinin var olduğu hiç-bir yerde darbe savunulamaz zira halk, yönetimi

ancak kendi belirler ve kendi kararıyla değiştirir. 15 Temmuz tarih sayfalarında, halkın demokrasiye sahip çıkışı ile kıymetli bir yer bulacaktır. 15 Tem-muz, içteki vatan hainlerinin el birliği yaptığı dış güçler ile Türkiye’nin geleceğini ve kaderini ele ge-çirme ümidiyle kurdukları hayallerin suya düştüğü gecedir. 15 Temmuz demokrasiye set çekilmek istenilen tankların, milli iradeye atılan bombaların ve geleceğimize, bayrağımıza, namusumuza sıkı-lan mermilerin adıdır aslında. Türk’ün bir asır evvel Çanakkale’de gösterdiği direnişi ve Sarıkamış’taki cesareti, ölümün üzerine bile bile korkusuzca gidi-şi bir kez daha 15 Temmuz’da göstermiştir kendini. Aynı ruh tekrar dirilmiş ve kıyama geçmiştir. 15 Temmuz’da aziz milletimiz demokrasi tarihimize bir daha darbe utancını yazdırmamış ve bir daha da yazdırmayacağını kanıtlamıştır. Bir destan ya-zılmıştır tüm hainlere inat, bir destan yazılmıştır yedi düvele karşı ve bir destandır unutulmayacak olan… Bizlere bu gururu yaşatan, o gece canları ve mallarıyla tankların önünde yer alan, duaları ile destek veren tüm Türk milletine şükranlarımı su-nuyorum. Şehitlerimizin ruhu şad olsun…

Kaynaklar:

1. Ahmad, Feroz (1994) ; Demokrasi Sürecinde Türkiye ( 1945- 1980) , İstanbul .

2.Hale, William (1996) ; Türkiye’de Ordu ve Si-yaset 1789’dan Günümüze, İstanbul.

3. Alkan , Necmettin (2016) ; Tarihimizde aske-ri darbeler ve müdahaleler, www.beyaztarih.com.

4. Askeri Darbe nedir? Türkiye’nin Darbelerle imtihanı (2016) , www.eğitimajansı.com.

5. Türkiye’de Darbeler (2009) , trde- darbeler.blogspot.com.tr

Page 56: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 56

D E N E M E

H A L K I N D İ R E N İ Ş İ

Cihangir Özgür KOÇÖzel Kariyer

Ortaokulu, 7/D

Page 57: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı57

Yıllarca bu ülkeye ne darbeler ne saldırılar yapıldı. Tüm bu saldırıları önlemek, vatanı sa-vunmak için nice şehitler verildi. Halk ister miydi çocuklarına böyle şeyler göstermek? İstemezdi elbet. Bu sefer halk, böyle bir şeyi hem istemedi hem de böyle kötü bir olayın gerçekleşmesini engelledi.

O gece ben de büyüklerimle beraber dışarı çıktım. Halk sokakta bas bas bağırıyor: “Halkın iradesine darbe vurulamaz!” diye haykırıyor-du. Vatandaşlar önce birkaç devlet kurumunu ardından da vatanı kurtardı. Vatandaşlara bu gücü veren bir yiğit vardı: Ömer Halisdemir... Tıpkı Hasan Tahsin’in İzmir’de düşmana ilk kur-şunu sıkması gibi onun da ilk kurşunu vatanın kurtulması için bir başlangıç oldu.

O gün şehit düşen tüm askerlerimize, tüm vatandaşlarımıza ne kadar şükretsek azdır. Çok zor ve yorucu bir işte çalışıp biriktirdiği para ile araba alan insanlar o arabalarını ve hatta bedenlerini tankları durdurmak için gözünü kırpmadan siper etti. Daha hayatının baharın-

da gençlerimiz; evinde çoluğunu çocuğunu bırakan büyüklerimiz tankların ve kurşunların önünde dimdik durdu. Halk artık ülkeye yapılan bu saldırılardan, darbelerden bıkmıştı. Bu sefer kaybetmeye de niyeti yoktu. Birbirini tanıyan, tanımayan herkes aynı düşünce için omuz omu-za mücadele etti: “Vatanı savunmak...”

Tüm bu fedakârlıklar yeni nesillere aktarıla-cak destansı bir direnişi meydana getirdi. Şehit-lerimize Allah’tan rahmet, ailelerine de sabırlar dilerim.

O gün şehit düşen tüm asker-lerimize, tüm vatandaşlarımıza ne kadar şükretsek azdır. Çok zor ve yorucu bir işte çalışıp biriktirdiği para ile araba alan insanlar o arabalarını ve hatta bedenlerini tankları durdurmak için gözünü kırpmadan siper etti.

Page 58: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 58

Page 59: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı59

D E N E M E

14. 12. 2016

15 Temmuz Kahramanlarına,

Aslında uzun zamandır düşünüyordum bu mektubu yazmayı. İçimde hep bir tereddütle kağıdı elime alıyor, sonra kararsızlıkla geri bıra-kıyordum. Ama şimdi önümde kâğıt, elimde ka-lemle yazıyorum sana, size, tüm şehitlerimize…

Öncelikle bana ve bu ülkeye kazandırdığın her şey için sana teşekkürlerimi iletiyor, sonsuz saygılarımı sunuyorum. O gece kim bilir senin gibi kaç can kurban oldu. Kaç kişi ailesini arka-sında bırakarak savaşa gidip sırf vatanı uğruna canından vazgeçti? Tanklar etten duvarları bile yok sayıp üstünden geçerken kaç kişi altında can verdi?

Düşman vatanıma saldırdığında sen korku-suzca silaha, tanka karşı koştun. Düşmanın bir kurşunuyla o tertemiz alnından vuruldun belki de. Demiş ya şair:

“Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, yâ Rab ne güneşler batıyor.”

Sırf bayrak indirilmesin diye ne canlar veril-

Şimdi vicdanımı rahatlatmamda yardımcı olan bir hadis-i şerif var: “Her kim bugün düşmandan yüz çevirmeyip sebat eder, şehit düşerse, Cenabı Hak elbette onu cennete koyacaktır. Bugün şehit olanlara Firdevs cenneti hazırdır. Hücum ediniz. Hamle ediniz.” (İbn-i Hişam II 267-268)

Bahar YILDIZŞehit İlker Aydın Ortaokulu

7/C

“15 Temmuz Kahramanlarına

di ne dualar ne tekbirler döküldü dudaktan. Al bayrağımızı göğsüne siper ederek gittin belki ya da son kez öpüp sol göğsünün üzerindeki cebe yerleştirdin şanlı bayrağımızı. O gece babanı, abini, oğlunu kaybetmişken bile direndin sen. Şimdi kim itiraz eder bayrağımızın bağımsızlı-ğına…

Ne zaman İstiklal Marşı’nı okusam, ne zaman bayrağımıza baksam, sizi görürüm ben. Bilirim ki bayrağa rengini veren sizin kanlarınız.

Şimdi vicdanımı rahatlatmamda yardımcı olan bir hadis-i şerif var: “Her kim bugün düş-mandan yüz çevirmeyip sebat eder, şehit dü-şerse, Cenab-ı Hak elbette onu cennete koya-caktır. Bugün şehit olanlara Firdevs cenneti hazırdır. Hücum ediniz. Hamle ediniz.” (İbn-i Hişam II 267-268)

Bu dünyada huzura eremesen de esaslar bahçesinde ermişsindir umarım. Şimdi tek ga-yem siz şehitlerin hakkını ödeyebilmek…

Rahat uyuman dileğiyle...

Page 60: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 60

Ş İ İ R

15 Temmuz, o kanlı gün,

O gün hep hatırlanır.

Ama hiç düşünmediler mi

Çocuklar gözyaşlarını nereye akıtır?

Sude Duru ÇEMREKMehmet Âkif İnan

Ortaokulu, 5/E

15 TEMMUZ’U UNUTMADIK

Page 61: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı61

KAFDAĞI

15 Temmuz, o kanlı gün,O gün hep hatırlanır.Ama hiç düşünmediler miÇocuklar gözyaşlarını nereye akıtır?

Hiç düşünmediler mi,Babasızlığın annesizliğin ne demek olduğunu,O sevgi dolu kucaklardan çocukların mahrum kaldığını?İşte tam da bu yüzden o gün hep hatırlanır.

Atatürk bir vatan bıraktı bize,Sahipsiz kara parçası değil.Çanakkale ruhu taşıyordu o gece sokakta her canİşte tam da bu yüzden o gün hep hatırlanır.

Vatan bizim yarınımızdı,Geleceğimizin aydınlık olmasının teminatıydı,Eğer vatan olmazsa bize ne kalırdı?İşte tam da bu yüzden o gün hep hatırlanır.

Page 62: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 62

D E N E M E

Page 63: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı63

KAFDAĞI

Tarih 15. 07. 2016. Bu günü de aynı diğer günlerden sayıyorduk. Sıcak bir temmuz günü sanıyorduk ki yanılmışız. Meğer hainlerin planı daha sıcakmış. Bir milleti yakıp kavuran sıcak… Hain ellerin vatanımıza, bayrağımıza, ezanımı-za, camimize, kısacası insanımıza, insanlığımıza bu kadar alçakça saldıracaklarını tahmin bile et-miyorduk. Ta ki o gün saatler 22.00’yi gösterene kadar. Kalleşlerin İstanbul’da köprüyü, havali-manını işgal edeceğini; Ankara’da ise Külliyeyi, Genelkurmayı, Özel Harekâtı ve daha nice yer-leri bombalayacağını kim tahmin edebilirdi ki?

Biz bu ülkeyi böleriz, istediğimizi yapabiliriz sanıyorlardı. Maksatları Müslümanları bölmek, yok etmek; Türkiye’de iç savaş çıkarmak vatanı-mızı Suriye ve Irak gibi yapmaktı. Ta ki bir yiğit çıkıp: “Aziz milletimi meydanlara, havaliman-larına davet ediyorum.” diyene kadar. Talimatı duyan millet abdestini alıp al bayrağıyla sokağa inene kadar.

Bu millet Cumhurbaşkanının talimatını din-leyip tonlarca ağırlığı düşünmeden tankın önü-ne yatan, helikoptere sanki tutabilecekmiş gibi eliyle hamle yapan, elinde hiçbir şey olmayan ama kalbinde iman olan, din kardeşlerinin ar-kasında güç kuvvet bulan, bana ne olursa olsun yeter ki vatan bölünmesin, bayrak inmesin, sa-lalar, ezanlar dinmesin diyen bir millet… Bu va-tan ve millet için duyulan büyük bir sorumluluk duygusu değil de nedir?

Cumhurbaşkanının halkına, ülkesine karşı sorumluluğuydu yaptıkları. Bu ülke için canla-rını veren nice vatandaş, vatanları, bayrakları için duymuştu aynı sorumluluğu. Peki, onların yaptıklarına karşı bizim sorumluluklarımız yok mu şimdi?

Bir daha böyle günler yaşamamak için ima-nımıza, vatanımıza, ezanımıza sahip çıkmalıyız. Ve asla unutmamalıyız!..

VATAN İÇİNGülşah ERGÜN

Ostim MTAL, 9/C

Page 64: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 64

KAFDAĞI

M E K T U P

Ş E H Î D İ M E

Sevde Betül BİRCANDemetevler Kız Anadoluİmam Hatip Lisesi, 11/F

Çıktın dışarı korumasız kalkansız, geride bıraktıklarını düşünmeden. Sen biliyordun ki vatan olmasa ana da baba da eş de çocuk da yoktu zaten… Ne yapacaktın peki, sa-ğanak sağanak yağan mermilere nasıl karşı koyacaktın, nasıl durdu-racaktın tankları? Sende öyle bir iman vardı ki ondan aldığın güçle gittin ölüme, gittin meydanlara, Meclise, köprüye… Seni orada bek-leyen düşmanı görünce gözlerinin içi alev aldı.

Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü 15 Temmuz Demokrasi Şehitlerine Mektuplar İlçe 1.si

Page 65: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

15 TEMMUZ Özel Sayısı65

Ankara, 12.11.2016Şehidime,Hava sıcaktı o gün, sanki olacakların işaretçisi gibi bu-

naltıcı bir hal almıştı. Akşam olmuş içimdeki sıkıntı daha bir artmıştı, dualar etmiş rahatlamaya çalışmıştım. Hava iyice kararmıştı, karanlık gök ilk defa yıldızlarla değil mermiler ile ışıldıyordu. Korktum tabi ne olduğunu anlayamadım. Ben bu duygular içindeyken sen kalktın yerinden düştün yol-lara… Ne olduğunu anlayamamıştın ama ne önemi vardı, vatan semalarında kara bulutlar dolaşıyordu ve seni çağı-ran bir ses vardı, kulak verdin o sese. Annen, baban, eşin, çocukların haykırdılar, yalvardılar “gitme ’”diye. Fakat sen durmadın, duramadın çünkü melekler kulağına şehadetini fısıldıyordu. Nasıl geri çevirecektin ki böylesine yüce bir ma-kamı?

Çıktın dışarı korumasız kalkansız, geride bıraktıklarını düşünmeden. Sen biliyordun ki vatan olmasa ana da baba da eş de çocuk da yoktu zaten… Ne yapacaktın peki, sağa-nak sağanak yağan mermilere nasıl karşı koyacaktın, nasıl durduracaktın tankları? Sende öyle bir iman vardı ki ondan aldığın güçle gittin ölüme, gittin meydanlara, Meclise, köp-rüye… Seni orada bekleyen düşmanı görünce gözlerinin içi alev aldı. Namusuna, vatanına göz diken kansızlar karşın-daydı. Yürümedin, koştun adeta üstüne üstüne. Sendeki bu cesarete bütün dünya şaşırdı onlarla birlikte. Vatanını böl-meye çalışanlar karşındaydı ve sana ateş ediyordu. Sonra durdun, durduruldun… Dizlerinin üzerine çöktün, elini göğ-süne götürdün. Eline bulaşan sıvıdan anladın vurulduğunu. Tam kalbinden vurulmuştun. Sevdiklerin geldi aklına tebes-süm ettin son bir kez onlara. Acı yoktu, kanın süzülerek top-rağa can suyunu veriyordu. Ruhun sonsuzlukta kanat çırptı uçtu uçtu boşlukta… Özgürdü artık…

Mutluydun çünkü vatanın ve imanın için can vermiştin. Yalnız değildin orada; Bedir’den, Çanakkale’den kardeşlerin vardı yanında. Sonra sala sesleri duydun tüyleri diken diken eden. Kendi salanı… Annen, baban, eşin, çocukların ağlıyor-du fakat başları dikti, gururluydular.

Yaşın on altı, kırk altı, elti altı, yetmiş altı… Senin adın Abdullah, Halil, Ayşe, Ömer… Ve sen şehitsin!

Page 66: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 66

KAFDAĞI

D E N E M E

 K İ F ’ İ N G ÖZ Ü Y L EM İ L L Î İ R  D E

Aytaç TÜMREN ve Duran SAFİ İMKB Süleyman Demirel Fen

Lisesi, Kahramanmaraş

MEB Anadolu Mektebi Yazar Okumaları Projesi Panel Bildirisi

Page 67: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

15 TEMMUZ Özel Sayısı67

KAFDAĞI

İşte milletini yürekten seven insanların acı çığlığıydı Akif. Halkı, halkın sesiyle birlik olmaya çağırdı. Çünkü biliyordu ki bu elim vaziyetten halkı yalnız halkın iradesi kurtarabilirdi. Ana-dolu’yu karış karış gezdi Eskişehir’den Dinar’a, Sandıklı’dan Konya’ya. Millete seslendi günler-ce, onlara birlik olmayı anlattı. İletişimin zayıf olduğu o günlerde, milletin sesi oldu, millete ses oldu, milletle oldu ve milletin iradesine yürekten inananların başında geldi. İmanlı bir milletin ira-desiyle tarih yazılabileceğini biliyordu. Meseleyi anlattı: “Düşman bizden bugün falan vilayet, falan sancak istemiyor. Bizden başımızı, boynu-muzu, devletimizi istiyor.” Aynı vaazında yine millete “Canla başla savaşırsak tek yürek, tek bilek olursak vatanı kurtarırız.” diyerek milleti birlik olmaya çağırmış, iradelerini güçlendirip düşmana yönlendirmelerini sağlamıştı.

Akif’in sözleriyle irkildi bu millet. Bir zaman-lar ne büyük millet olduğunu yeniden hisseden bu halk, gereğini yapma adına kendine gelmeye başladı. Onu öyle iyi anlamıştı ki bu aziz millet, kimi zaman hep birlikte heyecanlanmış kimi za-man ise ağlaşmıştı.

Aslında Akif milletini ve onun durumunu Balkan harbi yıllarında ve sonrasında sitemkâr, kızgın ve uyarıcı ifadelerle çok defalar ifade etmiş; var olan özelliklerini kullandığı takdir-

Yıl 1911, vatan aşkıyla yanan canların, hürri-yet aşkı ile kabaran yüreklerin, iman zırhını giy-mişlerin üzerine çökmüş soğuk, gamdan karar-mış ağlayan sema… Adeta bir yaprak dökümü yaşıyor benim aziz yurdum.

Bu acı levha karşısında inliyordu bedeni, dinmiyordu gözyaşı, yanıyordu yüreği, bitmek bilmiyordu acı sancısı Akif’in. Adeta enkaz ol-muştu bedeni. Gözleri umutla irkildi bir anda; yüreği iman zırhını giydi, çelik kesildi göğsü, kanı coştu, fırtınalar koptu Akif’in şakaklarında. Milletine bu denli gafleti, esareti ve kederi yakış-tıramazdı. “İmanla yoğrulmuş kalkanın önünde hiçbir kuvvet duramaz!” diyordu. Biliyordu ki kanında dünyaya hâkim olan atalarının kanı geziyordu. Bile bile çekilebilir miydi bir köşeye? İçindeki iman, ümit, vatan aşkı yüreğini kor gibi alev alev yakarken. Milletin miskinler tekkesinde konaklamasına yüreği el verebilir miydi hiç?

Bir hamaset destanı yazılacakken vatan top-rağında bir güneş gibi doğmalıydı Mehmet Akif. Tanrısına sitemkâr bir şekilde yalvarıyordu hazin hazin:

“Ya Rab bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?Mahşerde mi biçarelerin yoksa felahı?Nur istiyoruz, sen bize yangın veriyorsun!“Yandık!”diyoruz boğmaya kan gönderiyor-

sun.”

Evet, denilebilir ki Asım’ın bu nesli geçmişini, vatanın ve bağımsızlığının değe-rini; ezansız, bayraksız ve şuursuz asla yaşanamayacağını kesinlikle bilen, ger-çek bir nesildir. Bütün bu çerçeve akıllara 15 Temmuz 2016’da iradesine sahip çıkmak suretiyle bu neslin bugün de yaşadığını, hem de dimdik ayakta olduğu-nu en güzel şekilde hatırlatmıştır. Çünkü bu nesil ki büyük şairin mısralarındaki Asım’ın ta kendisidir. Bu Aziz Türk Milleti, rüzgâr ne yönden eserse essin, ne kadar eserse essin inancından, vatan ve millet yolundan asla sapmadan yoluna devam edeceğini önü karanlık, arkası aydınlık o gecede-15 TEMMUZ GECESİN-DE- tek yürek olarak bütün dünyaya bir kez daha ispatladı. Şimdi ise iradesiyle kendisine giydirilmeye çalışılan bütün esaret gömleklerini yırtmanın, pranga-ları bir bir kırmanın ne demek olduğunu dosta düşmana göstermenin haklı gururunu yaşamaktadır.

Page 68: baki olsun. - MEB ANKARAyenimahalle.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_05/... · Ama olsun. Seni şu çocuk kalbimde yaşatacağım. Umudumu ve sevgimi, kalbimde büyüteceğim Ömer

KAFDAĞI

Yenimahalle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü 68

de kahraman ırk, tembellikle hareket ettiğinde meyyit / leş olarak tanımlamış ve her iki durum-da da milletine ve iradesine yüklediği anlamı, kıymeti vurgulamıştır. Çünkü Akif, kendine yani aslına dönmesi durumunda bu heybetli ve aziz milletin iradesi ve dirayetiyle nelere gücünün yettiğini ve bağımsızlığına düşkün olduğunu bildiği için uyuşuk durumuna gönlü de razı ola-mazdı. Bu yüzden denilebilir ki çok önemsediği milli iradeyi ve milleti eleştirmekten de geri dur-mamıştır.

Akif, ancak aşılanacak bir ümitle milli mü-cadelede yorulan, yoksullaşan milletin ayakla-nacağını düşlüyordu. Çünkü ona göre milletin iradesi ancak ümitle canlı ve heyecanlı olabilirdi. Milli mücadelede Akif’in dizeleriyle milli uyanı-şa, milli iradeye bir davet, bir yöneliş yok mu-dur? Böylesine tarihi ve heybetli bir milli uyanı-şı, milli dirilişi, milli bir irade teşekkül etmemiş midir? Sırtlan kümelerini kovan, gayri milli olana göğsünü siper eden milli irade değil midir?

Birlikten kuvvet doğar, denilerek tembihle-nen bizler, bu dizelerde bir kez daha milletler nezdinde Akifane tarzda, kıyametin ne demek olduğunu anlıyoruz.

İşte Milli iradeye bu denli anlam yüklenme-den, bunun önemi kavranmadan, milli mücade-lenin ne kadar eksik kalacağını düşünme eylemi ile Akif’in gözünden milli iradeyi yazma fikri ortaya çıkmıştır. Milletin iradesi olmadan, millet olmadan, milli ruh olmadan başarı ve istikbal ne kadar inşa edilebilirdi ki?

İmanlı sinelerin taşıdığı potansiyel kuvveti gören ve bu kuvvetle dünyayı bile tir tir titrete-bileceğimizi haber veren Akif, Milli mücadelenin yöntemini ve sonucunu gayri millilere, milletin iradesinin ne kadar güçlü olduğunu haber veri-yor:

“İşte gördün ya, Hocam, Millet için lazım olan,

Hoca Mandal’daki iman gibi sağlam iman.Titretirsin yine dünyayı, emin ol, tir tir;

Hele sen Şark’a o imanda beş on sine getir.”Korkusuzdu Mehmet Akif, söyleyeceği söz-

den kaçınmazdı. Bu nedenle yazdıklarıyla hem milletin sesi hem de rehberi oldu. Ya Rab, nasıl aşktır bu böylesine derin!? Nasıl bir yürektir ki bu böylesine iman, sadakat, cesaret dolu? Nasıl bir vatanı kurtarma iradesiyle dolu yüreklerdir bunlar ki gözü kapalı koşuyor “Vatan!” diyerek mermiye? Bu nasıl insandır sana hasret, vatana âşık, milletin canına can, kundaklı bebeğin ka-nına kan?..

Milli şair, kendi döneminde milli irade üzeri-ne verdiği vaazların etkisini, yalnızca o yıllardaki halkın üzerinde derin duygularla mühürlemekle kalmayıp, gelecek nesillere de aktardı.

Evet, denilebilir ki Asım’ın bu nesli geçmişi-ni, vatanın ve bağımsızlığının değerini; ezansız, bayraksız ve şuursuz asla yaşanamayacağını ke-sinlikle bilen, gerçek bir nesildir. Bütün bu çer-çeve akıllara 15 Temmuz 2016’da iradesine sahip çıkmak suretiyle bu neslin bugün de yaşadığını, hem de dimdik ayakta olduğunu en güzel şekil-de hatırlatmıştır. Çünkü bu nesil ki büyük şairin mısralarındaki Asım’ın ta kendisidir. Bu Aziz Türk Milleti, rüzgâr ne yönden eserse essin, ne kadar eserse essin inancından, vatan ve millet yolundan asla sapmadan yoluna devam ede-ceğini önü karanlık, arkası aydınlık o gecede-15 TEMMUZ GECESİNDE- tek yürek olarak bütün dünyaya bir kez daha ispatladı. Şimdi ise ira-desiyle kendisine giydirilmeye çalışılan bütün esaret gömleklerini yırtmanın, prangaları bir bir kırmanın ne demek olduğunu dosta düşmana göstermenin haklı gururunu yaşamaktadır.

“Asım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş ger-çek

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecekŞüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.”