11
977 BALKAN SAVAŞLARI’NDA İZMİT’TE SEFERBERLİK UYGULAMALARI Nurten ÇETİN * Giriş Balkan Savaşları Birinci ve İkinci Balkan Savaşı olmak üzere iki safhada gerçekleşmiştir. Birinci Balkan Savaşı, Karadağ’ın 8 Ekim 1912’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilanı ile fiilen başlar 1 . Osmanlı Devleti bu tarihlerde Trablusgarp’ta İtalya ile yaptığı savaşı diplomatik sahaya kaydırmıştır. İktidarda bulunan Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümeti kısa bir süre önce uzun süredir silâh altında bulunan, talim ve terbiye görmüş askeri birlikleri terhis etmiştir 2 . 1912 yılı yazında başlayan hükümet ile ittihatçılar arasındaki gerginlikler bu tarihlerde artarak devam etmektedir 3 . Bir bakıma, ülkenin içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık ordunun yönetimine yansımıştır. Ülke ekonomisi ise, seferberlik halindeki bir ordunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda değildir. Nitekim Trakya Seferinin oldukça ayrıntılı tarihini yazmış olan Mehmet Nihat, Osmanlı Devleti’nin savaş sırasındaki durumu ile ilgili olarak “Bu harbe ne siyaseten, ne de askerlikçe hiçbir surette hazır değildik…demektedir 4 . Bu nedenlerle Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümeti, Balkanlarda bir savaşa sıcak bakmaz ve savaşı önleme girişimlerinde bulunur. Ancak Balkan devletlerinin Osmanlı Devleti’ne karşı takip ettikleri siyaset İstanbul başta olmak üzere halkın tepkilerine neden olur. Balkanlarda savaş rüzgârlarının estiği bu dönemde Osmanlı Devleti de seferberlik ilan eder. Hükümet orduda terhislerle boşalan kadroları doldurmaya başlar. Savaş hazırlıkları halk tarafından desteklenir. Ülkenin birçok yerinde savaş yanlısı protesto ve mitingler düzenlenir 5 . Balkan devletlerinin saldırgan tutumları Anadolu halkının birlik ve beraberlik duygularını harekete geçirir 6 . Trablusgarp Savaşı, Osmanlılara karşı girişilen bir savaş iken Balkan Savaşları Haç’ın Ay’a karşı bir seferi olarak görülmeye başlanır 7 . 31 Ekim 1912 tarihli New York Times gazetesinde “Kanlı Savaş” başlığı ile tanımlanan Balkan savaşları modern savaşlarda görülmeyen acıları beraberinde getirir 8 . Yrd. Doç. Dr., Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, e-mail: [email protected] 1 Zeki Arıkan, “Balkan Savaşı ve Kamuoyu”, Dördüncü Askeri Tarih Semineri, Bildiriler, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1989, s. 168-169. 2 Rifat Uçarol, “Balkan Savaşı Öncesinde Terhis Olayı ve Seferberlik İlanı Sorunu”, Dördüncü Askeri Tarih Semineri, Genel Kurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1989,s. 267. 3 Rifat Uçarol, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Filiz Kitabevi, İstanbul 1989, s. 366. 4 Arıkan, “Balkan Savaşı...” s. 170. 5 Mehmet Özdemir, “Balkan Savaşı’nda Gönüllü Birlikler”, Dokuzuncu Askeri Tarih Semineri Bildirileri I, Ankara, Genelkurmay Basımevi 2005, s. 424. 6 Fikrettin Yavuz, “New York Times Gazetesinin Gözüyle Balkan Savaşları”, Tarih Okulu Dergisi, Yıl: 6, Sayı: XVI, Aralık 2013, s. 161. 7 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, C. 3, İletişim Yayınları, İstanbul 2000, s. 559. 8 Yavuz, “New York Times Gazetesinin...”, s. 158.

BALKAN SAVAŞLARI’NDA İZMİT’TE SEFERBERLİK … · İsmail Efendi’nin naklettikleri Osmanlı toplumunun bu sırada nasıl bir kenetlenme içerisine girdiğini göstermesi

Embed Size (px)

Citation preview

977

BALKAN SAVAŞLARI’NDA İZMİT’TE SEFERBERLİK UYGULAMALARI

Nurten ÇETİN*

Giriş

Balkan Savaşları Birinci ve İkinci Balkan Savaşı olmak üzere iki safhada gerçekleşmiştir. Birinci Balkan Savaşı, Karadağ’ın 8 Ekim 1912’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilanı ile fiilen başlar1. Osmanlı Devleti bu tarihlerde Trablusgarp’ta İtalya ile yaptığı savaşı diplomatik sahaya kaydırmıştır. İktidarda bulunan Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümeti kısa bir süre önce uzun süredir silâh altında bulunan, talim ve terbiye görmüş askeri birlikleri terhis etmiştir2. 1912 yılı yazında başlayan hükümet ile ittihatçılar arasındaki gerginlikler bu tarihlerde artarak devam etmektedir3. Bir bakıma, ülkenin içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık ordunun yönetimine yansımıştır. Ülke ekonomisi ise, seferberlik halindeki bir ordunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda değildir. Nitekim Trakya Seferinin oldukça ayrıntılı tarihini yazmış olan Mehmet Nihat, Osmanlı Devleti’nin savaş sırasındaki durumu ile ilgili olarak “Bu harbe ne siyaseten, ne de askerlikçe hiçbir surette hazır değildik…” demektedir4. Bu nedenlerle Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümeti, Balkanlarda bir savaşa sıcak bakmaz ve savaşı önleme girişimlerinde bulunur. Ancak Balkan devletlerinin Osmanlı Devleti’ne karşı takip ettikleri siyaset İstanbul başta olmak üzere halkın tepkilerine neden olur. Balkanlarda savaş rüzgârlarının estiği bu dönemde Osmanlı Devleti de seferberlik ilan eder. Hükümet orduda terhislerle boşalan kadroları doldurmaya başlar. Savaş hazırlıkları halk tarafından desteklenir. Ülkenin birçok yerinde savaş yanlısı protesto ve mitingler düzenlenir5. Balkan devletlerinin saldırgan tutumları Anadolu halkının birlik ve beraberlik duygularını harekete geçirir6. Trablusgarp Savaşı, Osmanlılara karşı girişilen bir savaş iken Balkan Savaşları Haç’ın Ay’a karşı bir seferi olarak görülmeye başlanır7. 31 Ekim 1912 tarihli New York Times gazetesinde “Kanlı Savaş” başlığı ile tanımlanan Balkan savaşları modern savaşlarda görülmeyen acıları beraberinde getirir8. ∗ Yrd. Doç. Dr., Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, e-mail: [email protected] Zeki Arıkan, “Balkan Savaşı ve Kamuoyu”, Dördüncü Askeri Tarih Semineri, Bildiriler, Genelkurmay Askeri Tarih ve

Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1989, s. 168-169.2 Rifat Uçarol, “Balkan Savaşı Öncesinde Terhis Olayı ve Seferberlik İlanı Sorunu”, Dördüncü Askeri Tarih Semineri,

Genel Kurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1989,s. 267.3 Rifat Uçarol, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Filiz Kitabevi, İstanbul 1989, s. 366.4 Arıkan, “Balkan Savaşı...” s. 170.5 Mehmet Özdemir, “Balkan Savaşı’nda Gönüllü Birlikler”, Dokuzuncu Askeri Tarih Semineri Bildirileri I, Ankara,

Genelkurmay Basımevi 2005, s. 424.6 Fikrettin Yavuz, “New York Times Gazetesinin Gözüyle Balkan Savaşları”, Tarih Okulu Dergisi, Yıl: 6, Sayı: XVI,

Aralık 2013, s. 161. 7 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, C. 3, İletişim Yayınları, İstanbul 2000, s. 559.8 Yavuz, “New York Times Gazetesinin...”, s. 158.

978

Hükümet, seferberlik ilan ettikten sonra halkı seferber olmaya teşvik eder9. Topyekûn savaş kavramı, bu savaşta uygulamaya konulur. Hükümet, ordunun lojistik kaynaklarını tespit yoluna gider. Nitekim 15 Ekim 1912 tarihinde İzmit Mutasarrıflığı tarafından Dâhiliye Nezaretine gönderilen yazıya göre İzmit’te bulunan hububat miktarı aşağıdaki gibidir10:

İzmit

Buğday Arpa Saman Ot151.586 kıyye 82821 kıyye 1600 kıyye 900 balya

Geyve

Buğday Arpa Saman Nohut17.500 kile 5.000 kile 3.50000 11.000 kile

Karamürsel

Buğday Arpa Saman Ot3.500 kile 500 kile 2.000 kantar 50.000 kile

Adapazarı

Buğday Arpa Fasulye Saman Ot320.000 kile 165.000 kile 10.000 kile 100.000 kile 100.000 kile

Diğer taraftan basında vatan, millet, namus ve şeref kavramları işlenir. Müslüman halk çocuğundan yaşlısına kadar haçlı zihniyetine karşı seferberliğe davet edilir. Nitekim 20 Ekim 1912 tarihli İkdam’da yayımlanan “Harb İçinde” başlıklı yazıda “...Biz Osmanlılar büyükten küçüğe kadar cümlemiz canımızla malımızla bu harbi kazanmaya çalışmaya mecburuz. Bu harbde herkes kendine hidmet için bir hisse çıkarmalıdır. İhtiyarlar kadınlar muharebeye iştirak edecek kadar genç olanlar hidmet başına koşmalıdırlar. Bizim bugün muharebeden başka ifa edecek bir vazifemiz yoktur. Ailelerimizin namusları mal ve mülkümüzün bekası heyet-i milliyenin muhafazası hep bu muharebe neticesine bağlıdır. Bizim için dünyada bundan böyle yaşamak namusla haysiyetle yaşamak milel-i mütemeddine (medenileşmiş milletler) arasında kendimize şerefli bir mevki temin etmek yalnız kazanmakla mümkün olabiliyor. Bunu millet böylece bilmelidir. Buralarda dahi rey’ül-ayn gördüğümüz hakikat işte budur. Yalnız herkese hüsnü muamele etmeyi bilelim. Murad Beyefendinin (tanzimat) bir bendi vardır ki pek muvafık-ı hakikat idi. Biz hukuka vazifeye muhalif bir şey yapmamalıyız. Düşmanla göğüs göğüse gelip muharebe etmeye azmeden kahramanlar bütün ef’al ve harekâtıkahremanane olmalıdır. Avrupa’nın bazı efkârında bir tarafgirlik vardır. Karadağlılar, Sırplılar kestikleri kulaklardan, burunlardan, ellerden burada bahseden yoktur... Osmanlıda böyle yalnız bir hareket vaki olsaydı bütün Avrupa aleyhimize kalkardı. Efradımız ahalimiz bu hakkını daima gözleri önlerinde tutmalıdırlar” deniliyordu11.

21 Ekim 1912 tarihli İkdam’da yayımlanan “Gafil Avlanmayalım” başlıklı haberde ise halka bazı telkinlerde bulunulur: “...Bu muharebe bizim için bir hayat ve memat meselesidir. Kazandığımız gibi netayici tasvire sığmaz derecede büyüktür. Mazallah kaybedersek artık Rumeli kıtasında ne devlet-i osmaniye ne de bir tek Müslüman bırakmazlar. Bunu görmekten ise Muradların, Orhanların, Hüdavendigarların bize açtıkları Avrupa kıtasındaki vatanımız toprağını müdafaaya can siper etmek bizim için en büyük bir şereftir. Ölümlerini gözlerine almazlar artık bu vatana bir iyilik edemezler bugün bu vatana hidmet yalnız silahla

9 Özdemir, “Balkan Savaşı’nda...” s. 424.10 BOA, DH.SYS, 112-3/2-2.11 İkdam, 20 Ekim 1912, nr. 5626, s. 1.

979

olabilir. Başka türlü olamaz. Osmanlı damarlarındaki kanlarının kaynadığını görenlerde büyük ümidler uyanıyor. Balkanlarda Prenslerde artık hastahane hidmetlerine giriyorlar... Bugün bu muharebeye karşı kadınlık erkeklik yoktur. Herkesin harpte ya doğrudan doğruya veyahud dolaylı mutlak bir vazifesi vardır. Çünkü bütün düşmanlarımızla birden harp edeceğiz. Hem ne düşman! ...Kadın çoluk çocuk demeden hamil demiyor elinin altında ne kadar masumin var ise onları parçalıyor. Fakat bu mezalimi Avrupa gazeteleri hiç kale almıyor...12.

29 Ekim 1912 tarihli Tanin’de çıkan bir yazıda ise “Vatan tehlikede iken Ey Osmanlı oğulları şu güzel ve yeşil vatan düşman çizmeleri altında ezilirken hiç birinizin hiç birimizin oturmaya rahat etmeye hakkı yoktur. Vatan tehlikede iken hiç kimsenin yaşamaya hakkı olamaz anlıyor musunuz. Vatan tehlikede iken hiç kimse yaşamak hakkını haiz değildir.İş ve silah başına...İlk vazife henüz orduda bir vazife faaliyeti deruhte etmemiş mütekaid vs. zabitlerimize terettüb ediyor. Onlar bir araya gelsinler hükümete müracaat etsinler. Bir kısmı ordunun boşluklarını doldurmaya koşarken diğer kısmı bir taraftan talimlerle uğraşsın...”13 denilmektedir.

Basında bu çizgide yayımlanan birçok habere rastlamak mümkündür. Anadolu’nun Müslüman halkı cephede savaşan askerlere yardım amacıyla seferber edilmiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti14, Donanma-yı Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti15, Vesait-i Nakliye Komisyonları gibi kurum ve kuruluşlar halkın destek ve yardımlarının cepheye ulaştırılması noktasında önemli görevler üstlenirler. Bu cemiyetlerin bünyesinde iane heyetleri oluşturulur. Halkın verdiği ayni ve nakdi yardımlar bu heyetler tarafından toplanır. İane toplanması sürecine halk, içinde bulundukları ekonomik koşulların elverişsizliğine aldırmadan katılır. Nitekim cephedeki askere yardım toplamak amacıyla civar köylere gönderilen heyet üyelerinden ve aynı zamanda Köstence Eşrafından Abdülhamid Hacı İsmail Efendi’nin naklettikleri Osmanlı toplumunun bu sırada nasıl bir kenetlenme içerisine girdiğini göstermesi açısından güzel bir örnek teşkil eder. Abdülhamid Hacı İsmail Efendi, iane topladıkları bir zamanda yaşadığı bir olayı şöyle anlatmaktadır: “Mangaliya Kazasına tabi Sarıgül Karyesine gittiğim zaman Gülizar bint (küçük kız çocuğu) Mehmed namında 7-8 yaşlarında mini mini bir kızcağız koşarak geldi ve bana dedi:

“İşittim siz bizim için muharebe eden Müslüman askerine iane topluyormuşsunuz. Benim kimsem yok ki size para versin... Şu boynumdaki birkaç altın zaten bana iane olarak verilmişti. Ben de size teslim ediyorum” diye boynundaki altınları aldığı gibi kopardı ve bana teslim eyledi. Orada bulunan cemaat-i islamiye gayri ihtiyari ağladı”16.

Buna benzer örnekleri çoğaltabilmek mümkündür. Ancak, konumuzun dışına çıkmamak adına ülke genelinde yaşanan seferberliğin toplumsal tabandaki yansımasına son vererek, esas mevzumuz olan İzmit bölgesinde yaşananlar üzerinde durmak istiyoruz.

1. İzmit’te Harp Lehinde Yapılan Tezahüratlar ve Gönüllü Olarak Harbe Katılma İstekleri

Osmanlı ülkesinin birçok yerinde savaş taraftarı tezahürat ve mitingler düzenlendiğini yukarıda belirtmiştik. Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümetinin savaşı önleme girişimlerinin devam ettiği günlerde, İzmit’in Karamürsel halkı genel bir toplantı yaparak savaş lehinde tezahüratlarda bulunurlar. Savaş isteklerini Karamürsel Kaymakamlığı aracılığı ile İzmit Mutasarrıflığı’na bildirirler. Osmanlı ülkesinin bütünlüğü ile milli haysiyet ve şereflerinin 12 İkdam, 21 Ekim 1912, nr. 5628, s. 1.13 Tanin, 16 Teşrin-i Evvel 1328/29 Ekim 1912, nr. 1495, s. 3.14 Cemal Sezer-Ömer Metin, “Balkan Savaşlarından Milli Mücadeleye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin Yardım Faaliyetleri

(1912-1922)”, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/1842/19401.pdf.15 Selahattin Özçelik, Donanma-yı Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000.16 İkdam, 16 Kasım 1912, nr. 5654, s. 2.

Nurten ÇETİN

980

korunması için bütün varlıkları ile hükümete yardım edeceklerini dile getirirler. Ayrıca her türlü fedakârlıktan geri durmayacaklarını taahhüt ederler17.

Karamürsel’den İstanbul’a gönderilen bir mektupta Karamürsel’in tarihi saatler geçirmekte olduğu bildirilir ve şu ifadelere yer verilir: “Kazada baştanbaşa bir sürûr-ı umumi hüküm ferma olmaktadır. İbraz-ı hamiyyet hususunda herkeste bir hissi rekabet mevcuttur. Henüz terhis olunmuş redif taburlarının tekrar sevk ve iğramı hakkında verilen emir bütün kazada büyük bir şevk derin bir hissi muhabbet uyandırmış ve bütün Karamürsel hamiyetli evlatları büyük bir coşuş göstermişlerdir. Dönmekte olan redif taburlarına heyet-i memurin adına mekari hayvanı ihda edilmesi üzerine reis Mehmet Paşa kendi namına bir hayvan ihda ve havan-ı mezkureyi bayraklarla müzeyyen olduğu halde komisyon-ı mahsusa teslim etmişlerdir. Memleketin büyük, küçük her ferdinde yalnız bir neşe bir harp neşesi vardır. Herkes kendisini serhadlere atmaya muheyyadır. Muharebe lehinde tertib edilen büyük ve muhterem bir miting bütün kazayı serapa inletti. Mini mini yavruların masum vatan şarkıları herkese bir ağlama hissi veriyordu”18.

Sapanca’nın ileri gelen mülki amirleri de savaş isteklerini hükümete gönderdikleri bir yazıda şöyle dile getirirler: “Ecdadımızın hatırat-ı hamasetini ihya ve ruhumuzun ihtiyac ve galeyanını tatmin için harbe muheyyayız. Hükümetten emin bir meslek bekliyoruz”19. Benzer şekilde Adapazarı halkı 5.000 kişilik bir miting düzenler. Vatansever nutuklar söyleyerek düşmanlara “darbe-i intikam ettirilmek için” hep birlikte hükümetin emrine hazır olduklarını ilan ederler20.

Gönüllü olarak cepheye gitme talepleri İzmit halkı tarafından sürekli dile getirilir. Bu hususta çocuklardan, yetişkin ve yaşlılara kadar birçok kimse gönüllü olarak harbe katılma talebinde bulunurlar. Nitekim İzmit’in Karasu Nahiyesi’ne bağlı Abaze Sılahiye Karyesinden Kubaşzade Süleyman Bey’in 80 yaşında bulunan validesi, on torununu çağırarak böyle bir zamanda köyde kalmanın caiz olmadığını, harbe gitmelerini ve aksi takdirde onlara hakkını helal etmeyeceğini söyler. Bunun üzerine hepsi yola çıkarlar. Karasu Karyesi’nden 60 yaşında ve evladları muharebede ölen Sinanzade Hacı Hasan Bey de onlara katılır21. Gönüllü yazılmak fikriyle on iki ve on yedi yaşlarındaki dört kız Adapazarı’na gitmek üzere saçlarını keser ve kıyafet değiştirirler22. İzmit Sancağı’nda yaşayan Çerkezler, gönüllü süvariler oluşturur ve İstanbul’a hareket ederler23. Ayrıca Bolu ve Düzce’den İstanbul’a gidecek olan Çerkez gönüllüler için İzmit, bir geçiş noktası olur. İzmit Mutasarrıflığı’nca süvarilerin ve hayvanlarının ihtiyaçları sağlanır. Süvariler, İstanbul’a ulaşana kadar hayvanları için gerekli ot ve arpa da tedarik edilir24.

Buraya kadar verdiğimiz bilgilerden de anlaşılacağı üzere, İzmit ve çevresindeki halk, savaşın başlangıcından itibaren gönüllü olarak cepheye gitme konusunda oldukça isteklidir.

2. Orduya Yapılan Ayni ve Nakdi Yardımlar

Balkan Savaşları sırasında, İzmit ve çevresinden orduya yapılan ayni ve nakdi yardımları belgelerden ve dönemin basınından takip edebilmek mümkündür. Burada bazı örnekleri sıralamakla yetineceğiz: İzmit’in kazalarındaki halk, kendi imkanları çerçevesinde ordu için yardımlar toplarlar. Adapazarı eşrafından Bosnalı Bağdadizade Seyfeddin Ağa 50 lirası harp ianesi ve 50 lirası yaralı askerlere yardım olmak üzere 100 adet Osmanlı lirası

17 BOA, DH.SYS,112-15/21-4.18 Tanin, 6 Ekim 1912, nr. 1462, s. 2.19 Tanin, 6 Ekim 1912, nr. 1462, s. 2.20 Tasvir-i Efkâr, nr. silik, 1912, s. 3.21 İkdam, 11 Kasım 1912, nr. 5649, s. 4.22 BOA, DH.SYS, 112-15/21-5, lef. 14/1.Bkz. Ek 1.23 BOA, DH.SYS, 112-3/2-4.24 BOA, DH.SYS, 112-15/21-2.

981

bağışta bulunur. Bunun dışında 25 Osmanlı lirası değerinde 7 yaşında bir at orduya teslim edilir25. İzmit merkezdeki hastaneden başka 40 yataklı, yaralı askerler için tesis edilecek hastaneye Karasu Nahiyesi’nden peşinen 800 ve aylık 350 kuruş iane ayrılmıştır. Eşraftan Kamburzade İbrahim Efendi’nin yol göstermesi ve Abdi Efendi damadı Ahmet ile Reji Kolcusu Rifat efendilerin yardımlarıyla 1150 kuruş toplanarak Adapazarı’na gönderilir. Bir hafta içerisinde 4.000 küsur kuruş Hilal-i Ahmer ianesi toplanmıştır26.

İznik Nahiyesi de Hilal-i Ahmer adına 1.000 kuruş toplamıştır27. Ayrıca 3.250 kuruş Harbiye Nezareti’ne verilmek üzere İkdam gazetesi idarehanesine gönderilir. Dört günde 725 parça askeri eşya İznik’ten ve iki günde 350 parça askeri eşya ile 101 metre dayanıklı yün kumaş Karamürsel’den Harbiye Nezareti’ne gönderilir28.

Savaşta bulunan Adapazarı Redif taburu kumandanı Binbaşı Baha Bey’in kız kardeşi ve eşi, yaralı gazilerden mülazım Kazım Bey ile yerli eşrafın ileri gelenlerinden Salim Beyzade Salih Bey’in eşleri, kaza tahrirat katibi Mehmet Faik Efendi’nin kız kardeşi ve yine eşraftan Akif Bey’in kızı, merhum Hacı Rıza Bey’in eşi ve mütekaid Hüsrev Bey’in eşinin öncülüğünde Adapazarı hanımları tarafından yaralı askerler için 137 pamuklu hırka, 22 çift çorap, 125 don, 113 gömlek ve 1 Şam hırkası, 16 mendil ve 1 havlu tedarik edilerek iane-i harbiye komisyonuna teslim edilir29.

Gönüllü olarak harbe gitmek isteyen Adapazarı halkından Kara Osman camii Şerif mütevellisi Mehmet Efendi ile Hacı Berberzade İbrahim, Nuh Necati ve Hacı Ömer efendilere katılan 70’ e yakın fedakar vatan evladı için, Karasulu Çerkez İbrahim Bey tarafından bağışlanan bir yük hayvanı gönüllüler tarafından müzayedeye konulur ve 3180 küsur kuruş toplanır. Müzayede sırasında mütevelli Mehmet Efendi ile Kambulat Beyzade Sait ve İzmitli Burhan Beyler, eşraftan Gökçüzade Hacı Himmed Ağa 5’er 6’şar lira vermişlerdir. Ancak daha sonra hükümet bu gönüllülerin askere alımını ertelediğinden bu paralar iane-i harbiye komisyonuna bağışlanmıştır30.

Harp ianesi olarak İzmit’ten toplanan 100 lira ile Karamürsel’de imal ettirilen 601 parça pamuk yelek, Harbiye Nezareti’ne gönderilir. İzmit’te kurulun İane-i Askeriye Komisyonu aracılığıyla toplanan 100 Osmanlı lirası Harbiye Nezareti’nde kurulan iane-i harbiye komisyonuna teslim edilmek üzere postaya verilir. Bir taraftan da iane toplanılmasına devam edilir31.

Adapazarı dâhilinde bulunan Sanduk Nahiyesi, vatansever halkı tarafından savaşan askerler için hediye olarak verilen 222 yelek, 124 gömlek, 169 dizlik, 55 çift çorap İstanbul’da kurulan harp iane-i ayniye komisyonuna gönderilir. İzmit merkez kazası halkı tarafından ianeten verilen 571 ve Karamürsel’de toplanan 739 askeri eşya ile yine bu kazaca satın alınan 1200 küsur kıye peksimet özel bir memurla Harbiye Nezareti komisyonuna gönderilir32.

Görüldüğü üzere, İzmit halkı savaşan ordunun her türlü ihtiyaçlarını karşılama noktasında seferber olmuştur. Ancak, halkın yaptığı bu yardımlar, Osmanlı ordusunun Balkan Devletleri karşısında beklenmedik bir yenilgi almasının önüne geçememiştir. Bilindiği gibi, bu yenilgi sonrasında ittihatçı subayların gerçekleştirdiği Bab-ı Ali Baskını’yla Kamil Paşa Hükümeti devrilmiş ve sadarete Mahmut Şevket Paşa getirilmiştir. Yeni hükümet,

25 Tanin, 15 Teşrin-i Evvel/ 27 Ekim 1912, nr. 1494, s. 3.26 İkdam, 11 Teşrin-i Sani 1912, nr. 5649, s. 4, Tasvir-i Efkâr, 11 Kasım 1912, nr. silik, s. 3.27 BOA, DH.SYS, 112-14/17-4.28 BOA, DH.SYS, 112-14/17-4.29 İkdam, 13 Teşrin-i Sani 1912, nr. 5651, s. 4.30 İkdam, 16 Kasım 1912, nr. 5654, s. 4.31 İkdam, 18 Kasım 1912, nr. 5656, s. 4.32 İkdam, 29 Kasım 1912, nr. 5667, s. 4.

Nurten ÇETİN

982

Londra Konferansı’nın sulh talebini kabul etmeyerek savaşa devam etme kararı almıştır. Bu karardan sonra bu tarihlerde kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti33 vasıtasıyla halk, ordunun her türlü ihtiyacını karşılama noktasında seferber edilmiştir. Osmanlı ülkesinin birçok yerinde olduğu gibi, İzmit Mutasarrıflığı’na bağlı birçok yerde Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’nin şubeleri açılmıştır. Bu şubeler askere gönüllü kayıtları yapmakta ve yardım toplamaktaydılar. Bu çalışmalarından dolayı hükümet tarafından İzmit Mutasarrıflığı’ndaki cemiyetin şubelerine sık sık teşekkür telgrafları çekildiği görülmektedir34.

Adapazarı Müdafaa-i Milliye Cemiyeti şubesi yarısı Müslümanlardan, diğer yarısı Ermenilerden ve Rumlardan olmak üzere 1.000 lira iane toplamaya karar verir ve bu amaçla iane toplanmaya başlanır. Fakat Ermeni ve Rum dükkân sahiplerinden ancak 25 lira toplanabilir. Az da olsa bu meblağın toplanması bile Müslümanlar üzerinde iyi bir etki oluşturur. Bu etki Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’nin Ermeni üyelerinin teklifi ile Ermeni ileri gelenleri bir toplantı yapmalarında kendisini gösterir. Bu toplantıda sadece Ermenilerden oluşan bir iane komisyonu kurulmasına ve böylece de 500 lira değil hiç olmazsa 400 liraya yakın bir meblağın toplanmasına teşebbüs edilir. Ermeni komisyonu bu konuda gerekli çaba ve gayreti gösterir. Adapazarı’nda yayımlanan Azadamar gazetesinin verdiği bilgilere göre; bu komisyon tarafından birkaç gün içinde yaklaşık 240 lira toplanır ve 100 liranın daha toplanacağı ümit edilir35. 14 Şubat 1913 tarihli İkdam gazetesinden edindiğimiz bilgiye göre Adapazarı’nın Müslüman halkı tarafından toplanan 500 lira merkeze gönderilir. Hıristiyan tebaa tarafından toplanacak miktar da merkeze gönderilecektir36.

Müdafaa-i Milliye ianatı olarak Kandıra kazasınca 34.683 ve Karamürsel’de toplanan 2.255 kuruş mal sandığına teslim edilmişti37. İznik nahiyesinde kurulan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti tarafından toplanan 16.200 kuruş, posta ile merkeze gönderilir ve ayrıca 50 lira elden ulaştırılır38. Ayrıca Kandıra’da iane-i harbiye olarak toplanan 21.724 kuruş Müdafaa-i Milliye Cemiyeti merkezine gönderilir39. İzmit’in hayırsever halkı tarafından bağışlanan iane miktarı 2 Mart 1913 tarihi itibariyle 2.000 liraya ulaşmıştır. Memurlar Ocak ayı maaşlarının yarısını iane-i harbiye olarak orduya bağışlarlar. Ayrıca hazine tahvilatı satışına başlanmıştır40. Adapazarı kazasıyla Hendek ve Akyazı nahiyelerinden çeşitli tarihlerde toplanan 570.718 kuruş harp ianesi olarak Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’ne verilmiştir41.

Karasu’nun hayırsever halkı tarafından bu defa da 8193 kuruş toplanmış ve Osmanlı Bankası’nın Adapazarı şubesine teslim edilmiştir. Sapanca nahiyesinden toplanan 5.000 kuruşta İzmit Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’ne gönderilmiştir42. Daha önceden de toplanan 250 Osmanlı lirası cemiyete gönderilmişti43.

Halkın sosyal ve ekonomik anlamda son derece ağır şartlar altında olduğu göz önünde tutulursa bu miktarların ehemmiyeti daha iyi anlaşılacaktır. İzmit Müdafaa-i Milliye şubesinin 1912-1913 (1328-1329) senesi geliri 281.890 kuruş 35 paradır44.

33 Cemiyet 1 Şubat 1913’de İstanbul’da kuruldu. Osmanlı ordusuna destek olmak amacıyla hayırsever halktan yardım toplama görevini yerine getirdi. Balkan Savaşları devam ederken kurulan cemiyet I. Dünya Savaşı süresince de faaliyet gösterdi. Bkz, Ayşe Zamacı, Müdafaa-i Milliye Cemiyeti ve Faaliyetleri, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı Yayımlanmamış Doktora Tezi, Edirne 2015, s. 1.

34 Tercüman-ı Hakikat, 6 Şubat 1913, nr. 11434, s. 3.35 İkdam, 16 Şubat 1913, nr.5742, s. 4.36 İkdam, 14 Şubat 1913, nr. 5740, s. 3.37 İkdam, 18 Şubat 1913, nr. 5744, s. 3.38 İkdam, 21 Şubat 1913, nr. 5747, s. 4, Tanin, 21 Şubat 1913, nr. 1518, s. 5, Tasvir-i Efkâr, 21 Şubat 1913, nr. 674, s. 4.39 Tanin, 28 Mart 1913, nr. 1553, s. 5.40 Tanin, 17 Şubat 1328/2 Mart 1913, nr. 1527, s. 3.41 Tanin, 21 Şubat 1328/6 Mart 1913, nr. 1531, s. 4.42 Tanin, 24 Şubat 1328/9 Mart 1913, nr. 1534, s. 4.43 Tanin, 23 Mart 1913, nr. 1548, s. 4.44 HR.HMŞ. İŞO, 155/8.(Bidayet-i tesis olan 19 Kanun-ı Sani 1328’den 1331 senesi gayesine kadar muamelat-ı hesabiyeyi

natık mizan-ı umumi ve hülasa-i hesabiyyedir), İstanbul 1335, s. 10.

983

Savaş ilerledikçe depo kıtaları için askere olan ihtiyaç artmaktaydı. Bu ihtiyacı gidermek için hükümet, harekete geçmiş geride kalan askerlerin sevki için 30 Mart 1913 tarihinde Fatih, Selimiye, İzmit, Bursa, Yozgat, Ankara, Kastamonu, Edremit redif fırkaları askeri memurluklarına gerekli tebligatta bulunmuştur45. Ancak bu kez de Osmanlı orduları yenilmiş ve 30 Mayıs 1913 tarihli Londra Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile Osmanlı devleti Edirne dahil Midye-Enez hattının batısında kalan Rumeli topraklarını kaybetmiştir. Ancak Rumeli’de kurulan yeni düzen Balkan devletlerini memnun etmemiştir. II. Balkan Savaşı başlamıştır. Osmanlı hükümeti bu durumu kaybedilen toprakların geri alınması için bir fırsat olarak görmüştür. Hükümetin yeniden savaşa dahil olmasıyla birlikte İzmit’e yönelik taleplerin yoğunlaştığı gözlemlenmektedir. İzmit Mutasarrıflığı’ndan 9 Temmuz 1913 tarihinde merkeze bağlı olan yerlere vesait-i nakliye temini için talimat verilir. Merkeze bağlı yerlerden o gün için 85 at, 7 kısrak, 4 katır satın alınır. Merkez, kasaba ve köyler hayvanlarının büyük bir kısmı yaylalarda, büyük bir kısmı da tüccar nakliyatında bulunmaktaydı. Bu nedenle ancak 3 çift manda, 9 yük hayvanı satın alınabilmiştir. Ertesi güne kadar bu mekarinin 40’a ve araba ile mandanın da 45’e ulaşacağı bilgisi merkeze aktarılır. Gerekli memurlar köylere sevk edilirler46. Dahiliye Nezareti tarafından 14 Temmuz 1913’de Hüdavendigar, Ankara vilayetleriyle, İzmit, Karesi mutasarrıflıklarına gönderilen yazıda “Çatalca ordusunun külliyetli miktarda öküz ve mandalar arabasızlık yüzünden muattal kaldığı ve 78 manda ve 651 adet öküz arabasına lüzumu acil olduğu” bildirilerek oralardan ne miktarda araba sağlanacağı sorulur ve derhal harekete geçilmesi istenir47. Vesait-i nakliye kaçıranlardan ceza alınacak ve bu ceza karşılığında kendilerine makbuz verilecektir. Bu makbuzlara mal sandıklarınca mühür basılacaktır48. Nakliye araçları bol miktarda satılmaktadır. Osmanlı hazinesinin durumu bunları peşinen ödemeye o vakitte uygun değildir. Dolayısıyla değerleri savaştan sonra ödenmek koşuluyla satın alınacaklar ve karşılığında kişilere Vesait-i Nakliye-i Askeriye Kanununa bağlı olarak mazbata verilecektir. Bu bir zorunluluktur. Bu yerlerden biri de İzmit muhasebeciliğidir. Mülki memurlara da bu konuda tebligatta bulunulması Maliye Nazırı tarafından Dâhiliye Nezareti’ne bildirilmiştir49.

İzmit Mutasarrıfı tarafından 22 Temmuz 1913 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen yazıda merkez ve dâhil livalardan demiryolu vasıtasıyla İstanbul’a sevk edilen nakliyat miktarı şöyledir50:

Dahil livadan

At ve Kısrak At Katır Manda Öküz MerkepÖküz ve Manda arabası

At arabası

404 32 60 139 224 22 119 11 çift ve 1 tek

Merkez liva ile Adapazarı’ndan

36 36 24 28

Hükümet savaşın ortaya çıkardığı olağanüstü koşulların gereği olarak diğer bazı uygulamalara da gider. Rumeli Vilayeti ile Marmara, adalar denizi ve iskelelerinden, Karadeniz ve diğer bütün deniz sahillerinden un, patates, buğday, arpa, yulaf ve fasulye, pirinç, ot, saman ile hayvanlar ile bakriyeden ibaret olan erzak ve hububatın ihracı yasaklanır51. Halkın temel ihtiyacı olan hububat ve yiyecekler dışında ambarlarda 45 BOA, DH.SYS, 112-2/1-5.46 BOA, DH.SYS, 112-4/3-4.47 BOA,DH.SYS, 112-4/3-4.48 BOA, DH.SYS, 112-4/3-6.49 BOA,DH.SYS, 112-4/3-2.50 BOA,DH.SYS, 112-4/3-4.51 BOA, DH.SYS, 112-3/2-6.

Nurten ÇETİN

984

saklanacak bütün hububat ve yiyeceklere askeriyece el konulacaktır. Vilayetlerdeki en üst rütbeli askeri ve mülki memurlardan oluşan bir komisyon bu görevi yürütecektir. Komisyonlar aracılığıyla toplanan hububat demiryolu istasyonları ve iskelelere sevk ettirilecektir. Bu konuda Dahiliye Nezareti tarafından İzmit Mutasarrıflığı’na da gerekli tebligatta bulunulur52. İzmit’teki her türlü hububat ordu adına satılır53.

İzmit Mutasarrıfı tarafından Dahiliye Nezareti’ne gönderilen 18 Ağustos 1913 tarihli tezkireden edindiğimiz bilgilere göre savaşın başlangıcından itibaren sadece İzmit merkez kazasından 1409 baş yük hayvanı ve 81 adet at, 169 öküz ve manda arabası, 262 manda, 134 öküz satın alınarak askeri kıtalara teslim edilmiştir. Halkın elinde çok cüzi miktarda ziraat hayvanı kalmıştır54.

Sonuç

Balkan Savaşları Anadolu’da yaşayan Müslümanların vatan topraklarının korunması yolunda birlik ve beraberlik duygusuyla tüm varlığını ortaya koyduğu savaşlardır. Anadolu’da yaşayan Müslümanlar, İzmit Mutasarrıflığı örneğinde görüldüğü gibi, sadece hükümetin zorunlu uygulamalarını yerine getirmekle kalmamış, çocuğundan yaşlısına kadar vatan topraklarının savunulmasında seferber olmuştur. Bu kenetlenme milli şuurun oluşması noktasında son derece önemlidir. Nitekim bu savaşlar sırasında Balkan Devletlerinin Müslüman halka yönelik baskı ve zulümleri Osmanlıcılık düşüncesinin devleti ayakta tutamayacağının açık ifadesi olmuştur. Balkan Savaşları’nda ortaya konan vatan topraklarının savunulması duygusu adeta Milli Mücadele’nin provası niteliğindedir.

52 BOA, DH.SYS, 112-3/2-4.53 BOA, DH.SYS, 112-3/2-6.54 BOA, DH.SYS, 112-4/3-5. Bkz. Ek 2.

985

KAYNAKLAR1. Başbakanlık Osmanlı Arşivi

BOA, DH.SYS, 112-2/1-5.

BOA, DH.SYS, 112-3/2-2.

BOA, DH.SYS, 112-3/2-4.

BOA, DH.SYS, 112-3/2-6.

BOA, DH.SYS, 112-4/3-2.

BOA, DH.SYS, 112-4/3-4.

BOA, DH.SYS, 112-4/3-6.

BOA, DH.SYS, 112-14/17-4.

BOA, DH.SYS, 112-15/21-2.

BOA, DH.SYS, 112-15/21-5.

BOA, HR.HMŞ.İŞO, 155/88.

2. Gazeteler

İkdam

Tanin

Tasvir-i Efkâr

Tercüman-ı Hakikat

3.Kitaplar ve Makaleler

Arıkan, Zeki, “Balkan Savaşı ve Kamuoyu”, Dördüncü Askeri Tarih Semineri, Bildiriler, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1989.

Özçelik, Selahattin, Donanma-yı Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000.

Özdemir, Mehmet, “Balkan Savaşı’nda Gönüllü Birlikler”, Dokuzuncu Askeri Tarih Semineri Bildirileri I, Ankara, Genelkurmay Basımevi 2005.

Sezer, Cemal, - Metin, Ömer, “Balkan Savaşlarından Milli Mücadeleye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin Yardım Faaliyetleri (1912-1922)”, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/1842/19401.pdf, s. 169.

Uçarol, Rifat, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Filiz Kitabevi, İstanbul 1989.

Uçarol, Rifat, “Balkan Savaşı Öncesinde Terhis Olayı ve Seferberlik İlanı Sorunu”, Dördüncü Askeri Tarih Semineri, Genel Kurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1989, s. 257-277.

Yavuz, Fikrettin, “New York Times Gazetesi’nin Gözüyle Balkan Savaşları”, Tarih Okulu Dergisi, Yıl:6, Sayı: XVI, Aralık 2013, s. 147-186.

Zamacı, Ayşe, Müdafaa-i Milliye Cemiyeti ve Faaliyetleri, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı Yayımlanmamış Doktora Tezi, Edirne 2015.

Nurten ÇETİN

986

EKLER

Ek 1.

BOA, DH.SYS, 112-15/21-5, lef. 14/1.

987

EK.2.

BOA, DH.SYS, 112-4/3-5.

Nurten ÇETİN