4
Sermaye uşaklarından hesap soralım! Gündemde yeni yerel seçimler var. Düzenin efendileri bir kez daha biz emekçileri sandığa çağırıyorlar. Çürümüş düzenin kokuşmuş partilerinden birine oy vererek yerel yöneticilerimizi seçmemizi istiyorlar. 4-5 yılda bir tekrarlanan ve adına “parlamenter demokrasi” denen bu oyuna göre, biz oy vereceğiz, onlar da bizi yönetecekler ve sorunlarımızı çözecekler! Oysa dinci gericisinden laik gericisine kadar tüm sermaye partileri, onların rantçı, rüşvetçi adayları çözümün değil, sorunun bir parçasıdırlar! Onlar bu sömürü düzeninin efendilerinin hizmetindedirler. Sorunlarımızı çözmeye değil, sermaye sınıfının çıkarlarına uygun planları uygulamaya, bu arada kendileri için çalıp çırpmaya talip oluyorlar. Bizden de bunun için destek ve oy istiyorlar. Adı ister AKP, ister CHP, ister MHP, SP, DSP ya da DP olsun, bu burjuva-gerici siyaset bezirganlarının programı birbirinin aynıdır. Ölçüsüz vaatleri ise yalana ve aldatmacaya dayalıdır. Gerçekte hepsi sermaye uşağıdır. Hepsi emperyalizmin, İMF’nin ve sermaye kodamanlarının hizmetindedir. Hepsi emek düşmanıdır. Hepsi rant, hırsızlık ve soygun peşindedir. Hepsi rüşvet ve yolsuzluk bataklığında yüzmektedir. Hepsi bu düzenin çürümüşlüğünün ve kokuşmuşluğunun bir parçasıdır. Onlara oy vermek, bu sömürü ve soygun düzeninin sürmesi demektir. Sefaletimizin artması, emeğimizin ve ülkemizin kaynaklarının yerli ve yabancı sermaye tarafından talan edilmesi demektir. Onlara inanmaya, çözümü onlardan beklemeye devam mı edeceğiz? Böylece tüm sorunlarımızın kaynağı olan bu kokuşmuş kapitalist düzenin sürüp gitmesine seyirci mi kalacağız? Yoksa çıkar ve istemlerimizi koparıp almak için örgütlü mücadele yolunu mu tutacağız? Temel sorunlarımızın gerçek ve kalıcı çözümü için kendi devrimci iktidarımızı ve sosyalizmi kurmak üzere soluklu bir kavgaya mı girişeceğiz? Bizi bekleyen gerçek seçim işte budur! Kentler kapitalist yıkımın, sömürünün ve sefaletin aynasıdır! Kapitalizmin kentleri onun aynasıdır. En temel altyapı hizmetlerinden yoksun olarak hızla büyüyen yerleşim birimleri, zamanla kendileriyle birlikte sorunları da büyütürler. Sonuçta temel hizmetlerin yerine getirilmediği, çevrenin hesapsızca yağmalanıp tahrip edildiği, semtler ve bölgeler arasında korkunç bir sosyal eşitsizlik ve dengesizliğin yaşandığı, milyonlarca insanın yaşam güvencesinden yoksun bir hayat sürdüğü bugünkü kentler çıkar ortaya. Kapitalist düzende bu her zaman böyledir. Çünkü bu düzende, temel insani ihtiyaçlar ile insan ve çevre sağlığı değil, fakat kapitalist kâr yasası esastır. Çünkü bu düzende, asalak sermaye sınıfının vurgun üstüne vurgun vurup zenginliğine zenginlik katmasıdır önemli olan. Bugünün Türkiye’sinde de durum budur: Sağlıklı bir kentleşme planı olan, altyapısı tamamlanmış bir tek kent yoktur. Ulaşım, yol ve trafik sorunu çözülmüş bir tek kent Düzenin seçim oyununu bozalım! Temel hak ve özgürlükler için mücadeleyi yükseltelim! Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!

BDSP 2009 Yerel Secim Bildirgesi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

BDSP 2009 Yerel Seçim Bildirgesi

Citation preview

Page 1: BDSP 2009 Yerel Secim Bildirgesi

Sermaye uşaklarından hesap soralım!

Gündemde yeni yerel seçimler var. Düzeninefendileri bir kez daha biz emekçileri sandığaçağırıyorlar. Çürümüş düzenin kokuşmuş partilerindenbirine oy vererek yerel yöneticilerimizi seçmemiziistiyorlar. 4-5 yılda bir tekrarlanan ve adına“parlamenter demokrasi” denen bu oyuna göre, biz oyvereceğiz, onlar da bizi yönetecekler ve sorunlarımızıçözecekler! Oysa dinci gericisinden laik gericisinekadar tüm sermaye partileri, onların rantçı, rüşvetçiadayları çözümün değil, sorunun bir parçasıdırlar! Onlarbu sömürü düzeninin efendilerinin hizmetindedirler.Sorunlarımızı çözmeye değil, sermaye sınıfınınçıkarlarına uygun planları uygulamaya, bu aradakendileri için çalıp çırpmaya talip oluyorlar. Bizden debunun için destek ve oy istiyorlar.

Adı ister AKP, ister CHP, ister MHP, SP, DSP ya daDP olsun, bu burjuva-gerici siyaset bezirganlarınınprogramı birbirinin aynıdır. Ölçüsüz vaatleri ise yalanave aldatmacaya dayalıdır. Gerçekte hepsi sermayeuşağıdır. Hepsi emperyalizmin, İMF’nin ve sermayekodamanlarının hizmetindedir. Hepsi emek düşmanıdır.Hepsi rant, hırsızlık ve soygun peşindedir. Hepsi rüşvetve yolsuzluk bataklığında yüzmektedir. Hepsi budüzenin çürümüşlüğünün ve kokuşmuşluğunun birparçasıdır.

Onlara oy vermek, bu sömürü ve soygun düzenininsürmesi demektir. Sefaletimizin artması, emeğimizin veülkemizin kaynaklarının yerli ve yabancı sermayetarafından talan edilmesi demektir.

Onlara inanmaya, çözümü onlardan beklemeye

devam mı edeceğiz? Böylece tüm sorunlarımızınkaynağı olan bu kokuşmuş kapitalist düzenin sürüpgitmesine seyirci mi kalacağız?

Yoksa çıkar ve istemlerimizi koparıp almak içinörgütlü mücadele yolunu mu tutacağız? Temelsorunlarımızın gerçek ve kalıcı çözümü için kendidevrimci iktidarımızı ve sosyalizmi kurmak üzeresoluklu bir kavgaya mı girişeceğiz?

Bizi bekleyen gerçek seçim işte budur!

Kentler kapitalist yıkımın, sömürününve sefaletin aynasıdır!

Kapitalizmin kentleri onun aynasıdır. En temelaltyapı hizmetlerinden yoksun olarak hızla büyüyenyerleşim birimleri, zamanla kendileriyle birliktesorunları da büyütürler. Sonuçta temel hizmetlerinyerine getirilmediği, çevrenin hesapsızca yağmalanıptahrip edildiği, semtler ve bölgeler arasında korkunç birsosyal eşitsizlik ve dengesizliğin yaşandığı, milyonlarcainsanın yaşam güvencesinden yoksun bir hayat sürdüğübugünkü kentler çıkar ortaya.

Kapitalist düzende bu her zaman böyledir. Çünkü budüzende, temel insani ihtiyaçlar ile insan ve çevresağlığı değil, fakat kapitalist kâr yasası esastır. Çünkübu düzende, asalak sermaye sınıfının vurgun üstünevurgun vurup zenginliğine zenginlik katmasıdır önemliolan.

Bugünün Türkiye’sinde de durum budur:Sağlıklı bir kentleşme planı olan, altyapısı

tamamlanmış bir tek kent yoktur.Ulaşım, yol ve trafik sorunu çözülmüş bir tek kent

Düzenin seçim oyununu bozalım!

Temel hak ve özgürlükler için

mücadeleyi yükseltelim!

Çözüm devrimde,kurtuluş

sosyalizmde!

Page 2: BDSP 2009 Yerel Secim Bildirgesi

bulmak mümkün değildir. Sağlıklı içme suyuna sahip kent sayısı/nüfus oranı

alabildiğine düşüktür.Katı ve sıvı atıklar için arıtma tesisleri ya hiç yoktur,

ya da çok yetersizdir. Kirli atıklar ırmaklara, denizlereve yaşam alanlarındaki boş arazilere bırakılmaktadır.

En büyük kentler deprem fay hattı üzerindekuruludur ve buna karşı hiçbir özel önlemalınmamaktadır.

Bu ülkede milyonlarca emekçi yaşanılır, sağlıklıkonuttan yoksundur. Resmi rakamlara göre, kentlerdekinüfusunun yüzde 30-40’ı gecekondularda yaşamaktadır.Kırsal kesimlerdeki derme çatma konutlarla birlikte buoran yüzde 60-70’lere ulaşmaktadır.

Büyük kentlerde yaşayan halkın yaklaşık yüzde70’inin temel sorunu yoksulluk ve yoksunluktur. İşsizlikve sefalet sürekli olarak büyümektedir.

İşte sermaye sınıfının ve temsilcilerinin “halkahizmet” adına onlarca yıl içinde yarattıkları kentlertablosu budur.

Bir avuç asalağın içinde birer cennet kurup sefasürdükleri kentler, işçiler ve emekçiler için gerçek birersefalet yuvasıdır. Milyonlarca insanımız konut adınasağlıksız gecekondularda, hiçbir hizmetin ulaşmadığıvaroşlarda yaşıyor.

Yaşadığımız semtlerde kışın çamur deryasına dönenyollar bir parmak kar yağdığında kapanıyor, sık sıkkesilen sular akmaz oluyor, zaten sınırlı olan otobüsseferleri de iptal ediliyor. Sırf tekeller kâr etsin diye,elde edilmesi son derece kolay olan içilebilir sudanyoksun bırakılıyoruz. Zengin doğal enerji kaynaklarınasahip bir ülke olmamıza rağmen, elektriğe, ısınmaya veulaşıma fahiş fiyatlar ödüyoruz. Kreşi, çocuk yuvası,sağlık ocağı, parkı, sineması, tiyatrosu vb. bir yana,yeterli okulu, kanalizasyonu, yolu olan semtlerin sayısıbile sınırlıdır. Çöplüklerin yığılı olduğu semtlerde hertürlü salgın hastalık kol gezmektedir vb.

Düzenin egemenleri bu sorunları çözmek bir yana,halihazırda verdikleri sınırlı hizmetleri bile paralı halegetiriyorlar. “Ucuz ve kaliteli hizmet sağlamak” vb.yalanlar eşliğinde, belediye hizmetlerini de özelleştirmişbulunuyorlar. Ödediğimiz vergilerle yerine getirilmesizorunlu temel hizmetler bile ücretli hale getiriliyor.Artık belediyeler birer şirket, biz ise müşteriyiz.

Sermaye diktatörlüğü yıkılmadanemekçilerin sorunları çözülemez!

Tüm bu sorunları sorun olmaktan çıkaracak yeterlizenginlik ve kaynak bu ülkede elbette var. Fakatmilyonlarca emekçinin uzun onyılları bulan emeği ileyaratılan bu zenginlikler sermayenin elinde vetekelindedir. Sorunun çözümü, bu tekelinkırılmasındadır. Tüm bu zenginliklerin ve kaynaklarınhalka maledilmesinde, halkın hizmetinesunulmasındadır. İnsanca, sağlıklı ve dengeli bir kentyaşamı da ancak bununla mümkündür. Birikmişzenginlikler ve kaynaklar üzerinde sermaye sınıfınınbüyük mülkiyet tekeli sürdüğü sürece, sorunlarımızçözülmek bir yana daha da büyüyecektir. Zira sorununasıl kaynağı kapitalist sömürü düzeninin bizzatkendisidir.

Sadece zenginlikler ve kaynaklar değil, devletbütçesi de sermaye sınıfının elinde, yönetiminde vehizmetindedir. Devlet gelirleri binbir yolla sistemlibiçimde sermaye kodamanlarına peşkeş çekilmektedir.Bütçenin büyük bir bölümü, borç ve borç faizi altında,yerli ve yabancı sermayeye aktarılmaktadır. Sermayeninsınıf diktatörlüğü sürüp gitsin diye, devletin baskı veterör aygıtlarına her yıl milyarlarca dolarharcanmaktadır. Hortumcuların içini boşalttığıbankaların zararı emekçilerin sırtına yüklenmektedir.

Tüm bunlara karşılık eğitime, sağlığa ve altyapıhizmetlerine bütçeden ayrılan pay yüzde 3’lük, yüzde5’lik oranları geçmiyor. Sözde temel kamusal hizmetlersunmakla yükümlü belediye bütçeleri ise yalnızcakırıntılardan oluşmaktadır. Bunun bile nasıl kullanıldığıda ayrı bir sorundur. Yerinde kullanılsa bile bukırıntılarla hangi temel hizmetler verilebilir,onmilyonlarca emekçinin hangi temel sorunuçözülebilir, hangi temel ihtiyacı karşılanabilir?

Karşımızdaki tablo yeterince açık ve nettir. Üretimaygıtı ve birikmiş zenginlikler burjuvazinin elinde,iktidar bu asalak sınıfın tekelinde kaldığı sürece, işçi veemekçilerin temel sorunlarının çözülmesi mümkündeğildir.

Çözüm için, işçi sınıfı önderliğinde emekçilerin

Page 3: BDSP 2009 Yerel Secim Bildirgesi

toplumsal bir devrimle iktidarı ele alması, böylece tümbirikmiş zenginlikleri ve kaynakları emekçilerinhizmetine sunması gerekir. Ancak bu takdirde yerelhizmetler de dahil tüm temel sorunların tam ve kalıcıçözümü olanaklı hale gelir. Yerel yönetimlerde gerçekbir demokratik katılım ve işleyiş de ancak bu koşullardahayat bulabilir. Doğayı tahrip etmeden ve çevreye zararvermeden sağlıklı bir kentleşme, insanca yaşanacak birgelecek ancak bu koşullarda sağlanabilir. Bunundışındaki her çözüm iddiası kaba bir yalan vealdatmacadır.

Dayanaksız hayaller yayanlar sermaye düzenine hizmet ediyor!

Kokuşmuş düzen partilerinin yalan ve aldatmacalarıyetmezmiş gibi, şimdi de reformist sol parti ve çevrelerbu türden aldatmacalarla ortaya çıkıyorlar. Onlaremekçilerden oy desteği talep ederek, karşılığındaemekçilerin “yerel iktidar”ını kuracaklarını, “halkçıbelediyecilik” yaparak böylece sorunları çözeceklerinisöylüyorlar.

Burada çifte bir aldatmaca ile yüzyüzeyiz. İlkin, her kapitalist ülkede olduğu gibi bugünün

Türkiye’sinde de, sermaye sınıfının merkezi olarakkurulmuş sağlam bir iktidarı vardır ve bu iktidar binbirkolla yerel planda da hüküm sürmektedir. Sermayeninbu merkezi iktidarı yıkılmadıkça, yerine işçi sınıfıönderliğinde emekçilerin devrimci iktidarıkurulmadıkça, salt belediye yönetimleri üzerinden“yerelde halk iktidarlaşması”ndan sözetmek, emekçikitleleri aldatmaktır.

Öte yandan, temel zenginlikler ve kaynaklar sermayesınıfının özel mülkü olarak kaldığı sürece, yanısıradevlet bütçesi de bu sınıfın hizmetinde kullanıldığısürece, yerel planda halkın herhangi bir temel sorununuçözmek olanaklı değildir. Salt seçimle belediyeyönetimlerine gelmekle ve güya “halkçı belediyecilik”yapmakla sorunların çözülebileceğini iddia etmek,

emekçileri bir başka yönden aldatmak demektir.

Devrimci sınıf mücadelesini yükseltelim!

Bizler işçi sınıfının devrimci sosyalist adaylarıolarak, bu yalın gerçekleri dile getirmek; sermayedüzeninin seçim oyununu bozmak, sermaye uşağıpartilerin içyüzünü teşhir etmek, emekçileri tek çıkışyolu olan örgütlü mücadeleye kazanmak amacıylaseçimlere katılıyoruz ve devrimci bir seçim çalışmasıyürütüyoruz. Yalanlara ve boş vaatlere dayalı sahteçözümlere karşı işçi sınıfının devrimci çözümünü ortayakoyuyor, emekçilerin gerçek çıkarlarını savunuyoruz.

İşçilere ve emekçilere sesleniyoruz: Sorunlarımız düzenin içyüzü çoktan açığa çıkmış

seçim oyunuyla çözülemez. Bir avuç asalak iktidardümenini elinde tuttuğu sürece, sömürü, baskı ve zulümüzerine kurulu bu düzen devam ettiği sürece, temelsorunlarımız çözümsüz kalacaktır.

Çözüm, tüm sorunların kaynağı olan sermayediktörlüğünün temellerinden yıkılmasındadır. Çözüm,işçi sınıfı ve emekçilerin her alanda ve her düzeydeiktidarı ele geçirmesindedir. Böylece bir avuç asalağıntekelindeki tüm zenginliklerin ve kaynakların tümtoplumun hizmetine sunulmasındadır.

Bu sosyalizm demektir, çözüm sosyalizmdedir!Sosyalizm, temel iktisadi ve sosyal sorunlarımızınçözümünü sağlamakla kalmaz, emekçiler için gerçek birdemokrasinin de koşullarını yaratır. Ancak bukoşullarda emekçiler, hiçbir engelle karşılaşmadan,temel demokratik hak ve özgürlüklerini gerçektenkullanabilirler. Ve ancak bu durumda, yerelyöneticilerini özgürce seçmek, denetlemek vegerektiğinde görevden almak olanağına dakavuşabilirler.

Kahrolsun sermayenin sınıf diktatörlüğü!

Yaşasın sosyalist işçi-emekçi iktidarı!

Page 4: BDSP 2009 Yerel Secim Bildirgesi

Bağımsız DevrimciSınıf Platformu BDSP

Acil istemlerimiz uğruna mücadeleyi yükseltelim!

İşçi sınıfısavaşacak,

sosyalizmkazanacak!

Sosyalizm İçin Kızıl Bayrak Özel Sayı: 138 * Fiyatı: 25 Kr * Şubat 2009 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Millet Cad. 50/10Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92

İstanbul: Melek AltıntaşAnkara: Evrim Erdoğduİzmir: N. Şafak ÖzdoğanAdana: Fatma Sesli

Bursa: Özkan ÜnalManisa: Ahmet Subaşı Kayseri: Hacı Bora Koç

Devrimci Sosyalist Belediye Başkanı Adayları:

Sorunlarımız ve istemlerimiz bir bütündür. Bunlarınkesin ve tam çözümü, kurulu kapitalist düzenin devrimciyollardan aşılması ve yerine işçi sınıfının devrimciiktidarının kurulması ile olanaklıdır. İşçiler ve emekçilerolarak bu gerçeği bir an bile unutmaksızın, bu temelhedefe sıkı sıkıya bağlı olarak, acil iktisadi, sosyal vedemokratik siyasal istemlerimiz uğruna mücadeleyiyükseltmeliyiz.

Önemli bir bölümü kamusal hizmetler kapsamındaolan ve dolayısıyla yerel yönetimleri ilgilendiren aşağdakiacil istemleri de bu bakış açısıyla ileri sürüyoruz. Buistemler uğruna kararlılıkla mücadele edeceğiz. Koparıpalmak için tüm gücümüzü ve olanaklarımızı seferberedeceğiz. Bu mücadeleyi, temel istemlerimizin deeksiksizce elde edilmesini ve uygulanmasını olanaklıkılacak olan biricik yola, devrime ve devrimci sınıfiktidarı mücadelesine bağlayacağız.

4 Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi! 4 7 saatlik işgünü, 35 saatlik çalışma haftası!4 Tüm çalışanlara genel sigorta! 4 İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari

ücret!4 Tüm dolaylı vergiler kaldırılsın! Artan oranlı gelir

ve servet vergisi!4 Herkese parasız sağlık hizmeti!4 Her düzeyde parasız eğitim!4 Herkese ihtiyaca uygun, sağlıklı, güvenli ve ucuz

konut!

4 Ucuz elektrik, su ve ısınma hizmetleri!4 Güvenli, hızlı ve ucuz toplu taşıma!4 Tüm yerleşim birimlerine kreş, çocuk yuvası,

sağlık merkezi, spor, kültür ve sanat kurumları!4 Bedensel ve zihinsel engellilere, yaşlılara, kimsesiz

ve yetim çocuklara bakım ve yardım!4 İnsan sağlığını, doğayı ve çevreyi gözeten bir

kentleşme ve sanayileşme!4 Ormanlar, denizler-sahiller, göller, akarsular,

içme suyu kaynakları ve tüm doğal zenginlikler halkınhizmetine sunulsun!

4 Doğal kaynakların yağmalanmasına, çevrenin vetarihsel-kültürel mirasın tahrip edilmesine son!

4 Tüm çalışanlar için grevli ve toplusözleşmelisendika hakkı!

4 Sınırsız söz, basın, örgütlenme, gösteri vetoplanma özgürlüğü!

4 Borç ödemeleri durdurulsun, tüm borçlar geçersizsayılsın!

4 İMF, DB vb. emperyalist mali kuruluşlarla köleceilişkilere son!

4 Emperyalistlerle açık-gizli tüm anlaşmalar iptaledilsin!