345

Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern
Page 2: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

BernardLewis

ORTADOĞU

KitabınÖzgünAdı:TheMiddleEast

Page 3: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İÇİNDEKİLER

Önsöz

1.KISIM Giriş 1

2.KISIM Geçmiş

1 HıristiyanlıkÖncesi 23

2 İslamiyetÖncesi .37

3.KISIM İslamiyet’inDoğuşuveYükselişi

3 Kökenler 57

4 AbbasiHalifeliği 84

5 BozkırHalklanmnGelişi 97

6 Moğöllar’mArdından 116

-7 Barutİmparatorlukları 127

4.KISIM Kesitler

8 Devlet 153

9 Ekonomi 181

10 Seçkinler 207

11 Halk 238

12 HukukileDin 253

Page 4: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

13 Kültür 283

5.KISIM ModernÇağ

14 Mücadele 315

15 Değişim 331

16 EtkiveTepki 353

17 YeniDüşünceler 365

18 Savaşlar 385

19 Özgürlükler 415

Notlar 453

Kaynakça 458

TakvimHakkında 460

Kronoloji 462

Haritalar 470

Dizin 481

Page 5: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ÖNSÖZ

Ortadoğu’nun tarihini tek bir ciltle anlatan, çoğunluğu İslamiyet’in ortayaçıkışıyla başlayan ya da Hıristiyanlık çağının başlangıcıyla sona eren birçokkitap yazılmıştır. Ben kitabıma Hıristiyanlığın ortaya çıkışı ile başlarken ikiamaçgüdüyorum,ilkamacım,İslamDevleti’ninkurulmasıveHz.Muhammed’ingörevinin odağındaki İslamiyet öncesi Arabistan ile büyük Bizans ve Persimparatorluklarını tarihteki mütevazı yerlerinden kurtarmaktır. YüzyıllardırOrtadoğu’yu parçalayan ve paylaşan bu birbirinin karşıtı güçler yüzeysel biryaklaşımıhaketmiyordoğrusu.

İkinciamacım ise,bugün tanıdığımızOrtadoğu ilebölgenin tarihibelgeveanıtları aracılığıyla tanıdığımız eski uygarlıkları arasında köprü kurmaktır.Hıristiyanlığın başlangıcında, başka bir deyişle Hz. İsa ile Hz. Muhammedarasındaki dönemde, Pers İmparatorluğu’nun batısında kalan bölgelerHelenleştirme, Romalılaştırma ve Hıristiyanlaştırma süreçlerindensırasıylageçerkeneskiuygarlıkların tüm izleriolmasadaanılankaybolmuştur.Kaybolan anıların bir bölümü modem çağ arkeologları ve doğu bilimcileritarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarakOrtaçağ’danmodernOrtadoğu’yakadardoğrudansüregelenbağlantılardikkatedeğerdir.

Ortadoğu tarihinin kaleme alınması için yapılan ilk modem girişimlerde,tarihin derinlemesine ve kolay anlaşılmasında olmazsa olmaz değilse bilezorunluolan siyasiveaskeriolayların tarihçesineönemverilmiştir.Tarihçilereteşekkürlerimle birlikte, çok gerekmedikçe siyasi tarihi anlatmadan, özellikleekonomik, toplumsal ve en önemlisi kültürel tarih üzerinde durdum.Bu bakışaçısıyla, çağdaş kaynaklardan yararlandım; tarihçeler,seyahatnameler, belgeler,yazıtlar,zamanzamandaöykülerveşiirlerdenalıntılaryaptım.Kaynaklarınvarolan İngilizce çevirilerini kullandım, çevirisi olmayanları kendim çevirdim.Yazılıbelgelerinyanısıra,resimlerinkatkısıdaçokönemlioldu.Metinlerdenvehattaanalizlerdençokdakolayeldeedilemeyengörüşlersağladılar.

Böylesineönemli,zenginvehareketlibirbölgenin ikibinyıllık tarihinibirkitap cildine sığdırmaya çalışmak, taşıdığı önemin büyük bir kısmına değine

Page 6: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

memeyi de beraberinde getiriyor. Bu konuda çalışan her araştırmacının kendiseçiminiyapmasıgerekiyor.Benimdekendikişisel seçimimiyapmamgerekti.Dahaçokenözgünbulduğumolaylara,kişilerevedurumlaraönemverdim.Nekadarbaşarılıolduğumasizokurlarımkararvereceksiniz.

Princeton Üniversitesi’deki genç araştırmacılar, David Marmer, MichaelDoran, Kate Elliott ve Jane Baun’a bu kitabın hazırlanmasında ve sizlerlebuluşmasındakiönemlikatkılan için teşekkürlerimive takdirlerimisunuyorum.Özellikle titiz, bilimsel ve eleştirel yaklaşımı için Jane Baun’a sonsuzteşekkürler.Asistanım Annamarie Cerminaro’ya kitabın ilk taslağından sondurumuna kadar her aşamasındaki özenli ve sabırlı katkısı için teşekkürediyorum. Kitabın resimlendirilmesi, editörlüğü ve yayınlanmasında değerliemekleri ve sabırları için Benjamin Buchan, TomGraves ve dizini hazırlayanDouglas Matthews’e teşekkür ediyorum. Kitabın hazırlanma sürecinihızlandırmakvesonucunniteliğiniartırmakiçinçokçabagösterdiler.

Katkıda bulunan herkese, kabul ettiğim tüm önerileri ve fikirleri içinteşekkür ediyorum; kabul etmediklerim için ise kendilerinden özür diliyorum.Bundandaaçıkçaanlaşılacağıgibi,kitaptaolabilecektümhatalarbanaaittir.

BERNARDLEWISPrinceton,Nisan1995

Page 7: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

1.KISIM

Page 8: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

GİRİŞ

Gün içinde herhangi bir saatte insanların, aslında yalnızca erkeklerin, birmasada oturup bir bardak çay ya da bir fincan kahve içerken yanında dasigaralarını tellendirdikleri, gazetelerini okuyup, tavla oynarken bir kenardakitelevizyon ya da radyoya kulak verdikleri kahvehane ya da çayhanelereOrtadoğu’nunpekçokşehrindesıkçarastlanır.

Ortadoğu’dakikahvehanelerdezamanlarınıgeçireninsanlarındışgörünüşleriAvrupa’daki,özellikledeAkdenizAvrupası’ndakikahvehanelerdekiinsanlardanfarklı değildir. Ancak elli yıl önce aynı yerde bulunan insanlardan çok farklı,yüz yıl önceki insanlardan ise bambaşkadır. Böyle bir fark, Avrupa’daki birkahvehanede bulunan insanlar için de söz konusudur ama bu iki farklılıkbirbirinebenzemez.Avrupalı’nıngiyim,görünüş,tavırvedavranışlarındaortayaçıkan değişikliklerin neredeyse tamamı Avrupa kökenlidir. Birkaç istisnasıolmakla birlikte, bu değişim toplumun kendisinden kaynaklanır; istisnalar işeyakınilişkidebulunulanAmerikantoplumundanetkilenmiştir.

Ortadoğu’da gerçekleşen değişiklikler ise,bu durumun tam aksine dışkaynaklıdır.Ortadoğulu’nunkendigeleneklerinetümüyleyabancıtoplumlardanve kültürlerden kaynaklanmıştır.Kahvehanedeki bir masanın başında biriskemleye oturmuş gazete okuyan adam, kendisinin ve daha önce de annebabasınınyaşamlarını etkilemişolandeğişiklikleri taşımaktadır.Hali, tavrı, dışgörünüşü, giyinişi ve davranışları, hatta kimliği ile modem çağlarda Batı'dangelip Ortadoğu’yu etkisi altına alan son derece güçlü ve yıkıcı değişikliklerisimgeler.

Açıkçagörülenilkveenbelirgindeğişiklikgiyinişbiçimindedir.Gelenekselgiysilergiymesideolasıdıramaşehirlerdebunapekrastlanmaz.GenellikleBatıtarzında gömlek ve pantolon ya da günümüzdeki gibi tişört ve kot giyer.Giyinmek, özellikle dünyanın bu bölgesinde, yalnızca örtünmek, soğuktan vesıcaktankorunmakiçindeğil,kimliğinitanımlamak,kökeninigöstermekveaynıgruptakilerce tanınmak için çok önemlidir.M.Ö.VII.yy’da peygamber

Page 9: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Zephaniah’ınkitabında (1:8),Allah'ın“Kurbangününde tuhafbiçimdegiyinenherkesi” cezalandıracağı yazıyordu. Museviler’in ve sonra da Müslümanlarınkitaplarında inananların inanmayanlar gibi giyinmemeleri, kendi ayırt edicigiysilerini giymeleri buyrulur. “Onlar gibi olmamak için kafirler gibigiyinmeyin” genel bir uyarıdır.Hz.Muhammed’e atfedilen bir hadise göre“başörtüsü,inançsızlıklainançarasındakisınır”olarakkabulediliyor.Birbaşkahadisegöre,“diğerlerinebenzemeyeçalışanonlardanbiriolur".Yakınzamanlarakadar, bazı yerlerde günümüzde bile, her etnik grubun, her dini zümrenin, heraşiretin,herbölgeninvebazendehermeslekgrubununkendineözgü,ayırtedicibirgiyinişşeklivardır.

Kahvehanede oturan adamın (Türkiye dışında) hâlâ bir tür şapka, belki birtakke ya da daha geleneksel bir şey giymesi olasıdır. Osmanlı' dönemine aitmezarlıklarıgörenler,kişininyaşarkengiydiğibaşlığınmermerdenyapılmışbirbenzerininmezar taşlarınınüzerindeyeraldığınıanımsayacaktır.Birkadıyaaitmezartaşındakadısarığı,biryeniçerininmezartaşındakatlanmışelbisekolunabenzeyenözelyeniçeribaşlığıbulunur.Mezartaşlarındakişininyaşarkenyaptığımesleği simgeleyen başlık yer alır. Bir kişiyi mezarında da bırakmayanbir ayrımın, o kişi yaşarken ne kadar fazla önemli olduğu ortadadır. YakınzamanlarakadarTürkçedeki“şapkagiymek”deyimiİngilizcedeki“totumone’scoat” (paltosunu ters yüz etmek)şeklindeki-eski bir deyimle aynı anlamdakullanılıyordu. Deyimin anlamı dininden dönmek, başka dine geçmekti.GünümüzdeTürkiye’deşapka,kasketyadadindarlarıngiydiğibaşlıkgibipekçok türde şapka kullanıldığı düşünüldüğünde artık bu deyimin anlamınıkaybettiği açıktır. Öte yandan Arap ülkelerinde Batı tarzında şapkalar nadirkullanılır, İran’da bile durum aynıdır. Giyinme tarzının, özellikle de şapkanınBatılılaşmasüreci,Ortadoğu'nunmodernleşmeaşamalarınıgöstermesiaçısındanönemlidir.

Modernleşmenin gerçekleştiği pek çok alanda olduğu gibi giyimde dedeğişiminbaşlangıcıaskeriyeileolmuştur.Batılıaskeriüniformalar,reformcularaçısından büyülü bir çekiciliğe sahipti. Müslüman hükümdarlar, savaşalanlarında ordularının kafir düşmanlar karşısında peş peşe yenik düşmesiylebirlikte, istemeyerek de olsa düşmanlarının silahlarının yanı sıra, kurumlarını,Batı tarzında üniformalarını ve teçhizatlarını da benimsediler. XVIII.yysonlarında Osmanlı ordusundaki ilk reform çalışmalarında Batılı silahları vetalim yöntemlerini benimsemelerinin gerekli olduğu düşünülse bile, Batılıüniformaları benimsemeleri gerekli değildi. Bu, askeri değil toplumsal bir

Page 10: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

seçimdi.Buseçim,LibyaveİranİslamCumhuriyetidedahilolmaküzeretümMüslümanülkelerinmodernorduları tarafındanyapılmıştır.Batılı silahlarınvetaktiklerin etkileri ve güçleri nedeniyle tercih- edilmeleri bir zorunlulukolmuştur,ancaküniformavesiperlikasketiçinherhangibirzorunlulukolmadığıhaldehâlâgiymektedirler.Butarzdeğişikliği,şiddetevenetolarakkarşıçıkanlariçin bile Batı kültürünün süregelen çekiciliğinin ve otoritesinin bir kanıtıolmuştur.

Askeriüniformalardakiensondeğişiklikşapkadaoldu.ÇoğuArapülkesindekahvehanedeki adamınbugünbile,desenve rengiyle toplumsalyadabölgeselaidiyetini simgeleyen geleneksel bir şapka giyiyor olması mümkündür. Başınörtülmesinin sembolik durumu açıkça ortadadır. Müslümanlar için önemli birnoktada çoğuAvrupalı şapka tarzının siperli olmasınedeniylenamazkılmayaengel oluşuydu. Hıristiyanların aksine Müslümanlar, Museviler gibi bir saygıifadesi olarak başları örtülü ibadet ederler.Müslüman ibadeti olan namaz, alınyere değerek secde etmeyi gerektir ancak şapkanın siperi bunu engeller.Ortadoğu’daki Müslüman orduları Batılı üniformaların neredeyse aynısınıgiymişler ancak uzunca bir zamanBatılı şapkaları giymeyip, geleneksel şapkatarzlarını sürdürmüşlerdir. XIX.yy'ın ilk önemli reformcularından SultanMahmud (padişahlığı 1808-1839)Arapçada “tarbış” adı verilen yeni bir şapkatürünü,fesigetirmişti.Öncelerikabulgörmeyenvekafiricadıolarakgörülenfeszamanla kabul edilerek Müslümanlığın bir simgesi haline geldi. TürkiyeCumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürktarafından1925’te fesinkaldırılmasıda tıpkıkabul edilirkenolduğukadar serttepkilere yol açtı. Toplumsal sembolizmin uzmanı olan Atatürk, fesin vegeleneksel erkek şapkalarının yerine Avrupa şapka ve kasketlerin giyilmesiyasasını koyarken, yaptığı şey kesinlikle bir otoritenin yersiz kaprisi değildi.Kendisi de, yanında olanlar da, ona karşı çıkanlar da verdiği bu önemlitoplumsalkararınanlamınıçokiyibiliyorlardı.

Bu türden bir değişim ilk değildi. XHI.yy’da Ortadoğu’nun MüslümantopraklanMoğollar tarafından fethedilmiş, Hz.Muhammed döneminden sonrailkolarakMüslümanolmayanbirhükümdarbaşageçmişveMüslümanlaraskerialanlarda Moğol yöntemlerini benimsemişlerdi.Moğolların himayesine hiçgirmemiş olan Mısır’da bile Müslüman emirleri Moğollar gibi giyinmeye,onların teçhizatlarını kullanmaya ve Müslümanların adetleri saçlarını kısakesmek olduğu halde, Moğollar gibi uzatmaya başlamışlardı. MüslümanordularınınMoğollarınüniformalarınıveteçhizatlarınıbenimsemelerininnedeni

Page 11: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bugün giydikleri üniforma ve siperli şapkaları benimseme nedenlerinedayanıyordu.Buneden, benimsedikleri şeylerin zamanlarının enönemli askerigücünün dış görünüşünü ve taktiklerini simgeliyor olmasıydı. Moğollarınüniformalarının, teçhizatların ve saç biçimlerinin etkileri 1315 yılına kadarsürmüştür.Ortadoğu’dakiMoğol hakanlarınınMüslümanlığı kabul etmelerininardından, Mısır sultanı askerlerin saçlarını kesmelerini, benimsedikleri Moğoltarzınıbırakmalarını,gelenekselMüslümangiysileriniveşapkalarınıgiymeleriniemretmişti. Böyle bir değişiklik modem Müslüman ordularında henüzolmamıştır.

Askeriyeden sonra sarayda değişimler olmaya başladı. Sultanın giysileriBatıkların aynısı gibi görünmemesi için farklılaştırılmaya çalışılmış ama çokfarklı olmayan yine Batı giysisi gibi görünen bir değişim geçirmişti. SultanMahmud’un askeri giyim reformundan önce ve sonra yapılmış iki portresiTopkapı Sarayı’nda yer almaktadır. Aynı ressamın yaptığı anlaşılabilen bu ikiportredeII.Mahmudaynıatınüstünde,aynıaçıdangörünür.Portrelerdenbirindegeleneksel Osmanlı giysileriyle,diğerinde pantolon ve ceket ile resmedilmiştir.Atatürk daima yaptığı gibi konuyu temelinden ele alarak “Uygar giysilergiyelim” derken neyi anlatmak istemiştir? Eski uygarlıkların giysileri nedenuygardeğildir?Atatürk’egöreuygarlık,modernliktir,yaniBatıuygarlığıdır.

Sultandan sonra sarayda da Batık giyim tarzı etkili olmuştur. İlk ke2 odönemde siviller için giyim kanunları konuldu ve uygulandı. Osmanlı saraymemurlarının giymeye başladık-lan pantolon ve redingot, diğer memurlara dayayıldı. XIX.yy sonlarında artık Osmanlı topraklarındaki tüm devletmemurları;türlü pantolon ve ceketler giyiyorlardı. Giysilerdeki budeğişim,toplumsal yapının önemli bir değişim içinde olduğunun göstergesiydi.Yeni giyim tarzı memurlardan sonra şehirlerde yaşayan halk arasında dabenimsenmeyebaşladı.İran’dabuboyuttakibirdeğişimingerçekleşmesizamanalmıştır-Osmanlı’dada,İran’dadaişçisınıfınınvekırsalkesimdeyaşayanlarınBatılı giysileri benimsemeleri uzun sürmüştür ve henüz tamamenbenimsenmemiştir.1979İslamDevrimi’ndensonrabileİranCumhuriyetidevletadamları Batılı tarzı ceket ve pantolon giymişlerdir. Kravat takmayıbenimsemeyerek Batılı geleneklere ve kısıtlamalara karşı koyduklarınıgöstermeyeçalışmışlardır.

Kadınların giyiminde Batılılaşmaya ve modernleşmeye karşı direniş güçlüolmuştur. Değişim, çok sonraları yaşanmıştır, bugün de olduğu gibi, hiçbirzaman erkeklerdeki orana ulaşamamıştır.Müslümanların kadın ahlakı ile ilgili

Page 12: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kurallarıbudurumuoldukçakritikbirsorunvesıkçagündemegelenbirtartışmakonusuhalinegetirmiştir.Atatürkbileerkekleriçinfesivegelenekselşapkalarıyasakladığı halde, kesinlikle peçeyi yasaklamamıştır. Peçenin kaldırılmasını,erkeklerin başlıklarının kaldırılmasındaki gibi kanuni yaptırımlar değil,toplumsal baskı sağlamıştır. Kadın giyimindeki değişiklik süreci, başkakonulardaki gibi farklı kadın gerçeklerini ortaya koymaktadır. Kahvehanedekadınlaranadirenrastlanır,onlardaçoğunluklagelenekselgiyimtarzınauygunolarakörtünmüşlerdir.Amabazıülkelerde,zenginolanlarıngittikleripahalıotelve kafelerde modern giyimli, başka bir deyişle Batılı tarzı giyinmiş kadınlararastlanır.

Batıkarşıtı, radikalülkelerdegiyimdegerçekleşendeğişim,başkabir ciddideğişimi göstermektedir. Bu ülkelerde yaşayanların tamamen olmasa bile bazıBatılıgiysilerigiymesigibi,devletlerdeyazılıbiranayasa,biryasamameclisive çeşitli seçim biçimleri kullanarak Batılı tarzı ceket ve şapka giymişolmaktadır.Eskiİran’daveyakutsalİslamitarihlerindeyeralmamasınarağmen,İranİslamiCumhuriyeti’ndedurumböyledir:”

Kahvehanedeki bir masa başında, bir sandalyede otururken bıraktığımızadamadönecekolursak,herikieşyadaBatıetkisindengelenyeniliklerdir.Antikçağlarda ve Roma dönemindeOrtadoğu’damasa ve sandalye kullanılırdı amaArapfetihlerindensonrayokoldular.Araplarağacınaz,tahtanındeğerliolduğubir ülkeden gelmişlerdi. Yün ve deri bol öldüğü için evleri ve tüm binalarıdöşemekte, giysileri yapmakta bunları kullanırlardı. Halılarla kaplanmışminderlerde ve divanlarda (divan sözcüğünün kökeni Ortadoğu'dur) oturur,süslemeler yapılmış tepsilerde yemek yerlerdi. XVIII.yy’ın başında yapılanOsmanlı minyatürlerinde Osmanlı saray kutlamalarında Avrupalıların figürleriyer alır. Avrupalılar ceketleri, pantolonları ve şapkalarıyla birlikte üzerineoturdukları sandalyeleri ile Osmanlılardan ayrılırlar. OsmanlılarkonukseverlikleriiletanınırdıveAvrupalıkonuklarınısandalyeileağırlamışlardıamakendilerikullanmazlardı.

Kahvehanedeki adam şimdi kahvesini içerken sigarasını tüttürüyor. SigaraBatı, daha doğrusu Amerikan kökenlidir. Tütünün Ortadoğu’ya XVII. yy’ınbaşındaİngiliztüccarlartarafındangetirildiğiveçokkısasüredepopülerolduğubilinmektedir.KahveiseXVI.yy’dagelmiştir.Habeşistan’daçıkankahveGüneyArabistan’a oradan da Mısır, Suriye ve Türkiye’ye gitmiştir. Türk tarihçilerikahvenin Kanuni Sultan Süleyman’ın zamanında (1520-1566) biri Halep’ten,diğeriŞam’dangelenikiSuriyelitarafındangetirildiğinivebunlarınİstanbul’un

Page 13: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ilk kahvehanelerini açtıklarını söylemektedirler.-Kahve çok rağbet görmüştür,öylekiHaleplikahvehanesahibininüçyıliçindebeşbinaltınkazandığırivayetedilir. Kahvehane kültürünün oluşması, hem başkaldırıdan korkan devletadamlarının, hem de bu tür keyif verici maddelerin İslam hukukuna aykırıolmasından kaygılanan din adamlarının telaşa kapılmasına yol açmıştı. l633’teSultan IV. Murad kahveyi ve tütünü yasaklamış ve içenlerin öldürülmesinibuyurmuştu. Tütünün destekçileri ve karşıtları arasındaki tartışmalar sürerken,1634’tetütüntiryakisiolmasınedeniylegörevindenalınaraksürgünegönderilenbaş müftü Mehmed Bahai Efendinin fetvasıyla tütün yasal ilan edildi. Aynıçağda yaşamış Osmanlı yazar Katip Çelebi tütünün yasallaştırılmasını kendibağımlılığı yüzündendeğil, yasakolanın daha çok istek doğuracağı ilkesindenvehalkınyararınayapıldığınısöylemiştir.

Kahvehanedeki adamı gazete okurken ya da birinin okuduğu gazeteyidinlerkengörebiliriz.Gazete,tektekkişilerivetoplumuntamamımetkileyenengenel ve büyük değişikliklerden biridir. Gazete, bölgenin büyük bölümünde,Ortadoğu’da en yaygın kullanılan dil olan Arapça dilinde basılır. VerimliHilal’de(Mezopotamya-SuriyeveÜrdünbölgesi),KuzeyAfrika’daveMısır’daeski çağlarda konuşulan diller yalnızca dini törenlerde ya da küçük azınlıklararasında kalmak suretiyle yok olmuştur. Musevilerin dini ve edebi dil olarakkorudukları, modern İsrail devletinde siyasi ve gündelik dil olarak yenidenkullanmayabaşladıkları İbranice tek istisnaolarakkalmıştır. İran’dakonuşulaneski dilde değişiklikler olmuş ama yerini Arapça’ya bırakmamıştır. Ancakİslamiyet’in yayılmasıyla birlikte Arap harfleri kullanılmaya başlanmış, çoksayıdaArapçasözcükFarsça’yageçmiştir.Farsça'nınbaşınagelenler,Türkçe'ninde başına gelmiştir. Ancak reformcu CumhurbaşkanıMustafa Kemal Atatürk,Türkçenin yazımında kullanılan Arap alfabesinin yerine yeni Latin alfabesinigetirmiş ve böylece önemli bir kültürel değişimi gerçekleştirmiştir. Türki dilailesindendillerinkonuşulduğuSovyetlerBirliğininbazıeskicumhuriyetlerindedeTürklerdekidurumunbenzerinerastlanır.

Antik çağlardan itibaren Ortadoğu’da yazıya rastlanır. Yazınınbulunmasındanöncekullanılansimge,işaretveresimdizgeleriningeliştirilmesiilebulunanilkalfabeninanavatanıOrtadoğu’dur.İbrani,Arap,LatinveYunanalfabeleri, Levant kıyısında (Doğu Akdeniz) yaşayan ve ticaretle uğraşanhalkların ilkalfabelerindenkaynaklanmıştır.Alfabe ilemetinlerinyazılmasıveçözümlenmesi kolaylaşırken, VIII. yy’da Çin’den kağıdın gelmesi ile yazılımetinlerin üretimi ve yayılması çok daha hızlı olmuştur. Öte yandan,

Page 14: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Uzakdoğu’da ortaya çıkan matbaa Batı’ya doğru ilerlerken Ortadoğu’yauğramamıştır.Ancakmatbaanınhiçbilinmiyorolmadığı,Ortaçağ’dakullanılmışbir tür tahta baskısı izlerinden anlaşılmaktadır. XIII.yy'ın sonlarında İran'ınMoğol hükümdarların kağıt para basma girişimleri, işçilere kağıt para ödeyipvergilerini altın olarak almak istedikleri için paraya karşı doğan güvensizliknedeniyle başarılı olamamıştı. Matbaanın Ortadoğu’ya girişi Çin’den değil,Türkiye’den olmuştur. Kafir, ülkelerde olanlarla ilgilenmemeyi tercihedenOsmanlıtarihçileri,matbaanınicadıileilgilenmiş,Gutenberg;veilkmatbaamakinesi ile ilgili birkaç satır bile yazmışlardı.Ortadoğu’yamatbaayı 1492'deİspanya’dan sürgün edilen İspanyol Musevileri’nin de getirdiğine ilişkinkaynaklar vardır. Matbaa ile birlikte, basılı kitaplarla Batı el sanatlarını,düşüncelerini, yeteneklerini ve bunları üretme bilgisini degetirmişlerdi.Museviler’den sonra Müslüman olmayan başka topluluklar dabenzer etkilenmeye yol açmıştır. Bu etkinlikler, halkın tamamının kültürünüetkileyecek denli güçlü olamamış ama başlangıç noktası olmuştur. Osmanlıarşivlerindekivasiyetnamebelgelerinden,Avrupa’dakiArapçaharflerlebasılmışkitapları Müslümanların satın aldığı anlaşılmaktadır. XVIII.yy’ın başındaİstanbul’da kurulan ilk Müslüman matbaasında Hıristiyan ve Musevi ustalarçalışmışlar.

Gazetelerinortayaçıkışıçoksonraolduğuhalde,Müslümanaydınlarbasınınolanaklarının ve elbette tehlikelerinin farkındaydılar. l690’da Fas’ın İspanyaelçisiolan,Vezil-elGassanilakaplıMuhammedibnAbdülVahab,gazetelerden“haberler yazdığı söylenen ama sansasyonel yalanlarla dolu yazılar basan yazıfabrikaları” olarak söz etmiştir.XVIII. yy’da Osmanlılar’ın;Avrupa matbaasınıbildikleriilerisürülmekteydi.BasınOrtadoğu’yadoğrudanFransızDevrimi’ninbir sonucu olarak girmiştir. Ortadoğu’da basılan ilk gazete, 1795’te FransızElçiliği’nde basılmış olan Gazette Française de Constantinople’dir. Fransızvatandaşlarıiçinbasılmışolmasınakarşın,Fransızolmayanlarcadaokunmuştur.General Botıaparte aracılığıyla Mısır’a ulaşmasından sonra Kahire’de Fransızgazeteleri ve resmi gazetelerin basımına başlanmıştır. Kahire’de Fransızlartarafından Arapça bir gazete çıkarıldığı konusunda bilgiler olmasına karşın,bugünekadarbugazeteye rastlanmamışolması,gazeteninhayatageçirilmemişolduğunugöstermektedir.

Geleneksel Müslüman toplumlarında hükümdarlar, önemli değişiklikleriçeşidi yollarla halka bildirirlerdi. Sikkelerin üzerindeki yazılar ve camilerdekicumahutbesibuamaçiçinkullanılırdı.Sikkelerdevehutbelerdehükümdarınadı

Page 15: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

geçerdi.Duadahükümdarlardanbirininadının söylenmemesiyadayenibiradeklenmesi değişiklik olduğuna işaretti. Cuma hutbesinin devamında almanönlemlerveyenipolitikalaranlatılırdıvevergilerinkaldırılmasıkamuyerlerindeyazılı şekilde bildirilirdi. Saray şairleri hükümdar için övgü şiirleri yazarlardı.Bu şiirler kolay ezberlenebildiği ve hızla yayıldığı için halkla ilişkiler amaçlıolurlardı. Resmi tarihçilerin yayınladığı yazılı belgeler önemli olayları habervermek amaçlı kullanılırdı. Osmanlı sultanlarının askeri başarılarını bildirenzafermektuplarıolanfetihnamelerbaşkabirhalklailişkikurmayoluydu.Yazılıve sözlü iletişimi yönetime destek için kullanma deneyimi olan Müslümanhükümdarlar,ithalbiryenilikolangazeteyidenasılkullanacaklarınıbiliyorlardı.

Ortadoğu'dayerelbirmatbaanınkurulması,çağdaşverakipolanikiönemlireformcuyönetici,Mısır’daMehmedAliPaşaveOsmanlıSultanı II.Mahmudtarafından gerçekleştirilmiştir. Başka konularda olduğu gibi bu konuda daMehmed Ali Paşa öncü olmuş, Sultan Mahmud da bir paşanın yaptığını, birpadişahındahaiyiyapabileceğiilkesindenhareketleonuizlemiştir.MehmedAliPaşa önce Fransızca, sonra daArapça resmi gazete ile Sultan II.Mahmud iseFransızcaveTürkçebirgazeteileişebaşladı.Ortadoğu’dayayınlanangazeteler,uzun bir zaman yalnızca resmi gazeteler oldu. O zamanın bir makalesinde,“Gazeteninamacıhükümetinkararveemirlerinihalkabildirmektir.” sözleriyleanlatılanbasınınbudurumuveişlevi,bölgedebugündesürmektedir.

Gazete basımının Ortadoğu’daki tarihini yazmak oldukça zordur. Pek çokgazete birkaç sayı yayınlanıp kapanmış olduğundan tam bir arşivbulunmamaktadır. Bilindiği kadarıyla, resmi olmayan ilk gazete 1840’taİstanbul’daTürkçebasılanCeride-iHavadis’tir.Gazeteninsahibiveeditörü,birfermanelde eden ilkkişi olanWilliamChurchill adındabir İngiliz’dir.Gazetebelirli aralıklarla düzensiz olarak yayınlanmasına rağmen varlığınısürdürebilmiştir.

Ortadoğu’ya Kırım Savaşı ile gelen ve o zamana kadar görülmeyen biriletişim sağlayan telgraf, gazete basımının dönüm noktası olmuştur. Churchill,KırımSavaşıiçinbölgeyegelenİngilizveFransızsavaşmuhabirlerindenbiriyleanlaşmış ve raporlarım Londra’daki gazetesine göndermesinisağlamıştı.Churchill’in gazetesi, Ceride-i Havadis haftada beş gün çıkmayabaşlamıştı. Böylece önce Türkler, sonra da diğer Ortadoğulular tütünden de,kahvedendedahafazlabağımlılıkyapacakbiralışkanlığakapılmışoldular.Kısasüre sonraOsmanlı İmparatorluğu’nda yaygın dili Türkçe yerine,Arapça olanbölgeler için Arapça bir gazete çıkarıldı. Savaştan sonra, Arapça gazetenin

Page 16: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yayınısonaererken,Türkçegazeteninyaymısürdüveonubaşkalarıizledi.

1860'ta İstanbul’da Osmanlı hükümeti tarafından, yalnızca resmi bildirimamaçlıolmayan,aynızamanda imparatorluğun içindenvedışındanhaberlervemakalelerin bulunduğu, gerçek bir Arapça günlük gazete çıkarıldı. Aynızamanlarda, Beyrut’ta Cizvit papazları da Arap ülkelerinin ilk günlükgazetesiniçıkarmışlardı,emperyalistlervemisyonerlerinoluşturduğuikibüyüktehlikeden şikayet edenMüslümanlar, bu açıdan haksız da sayılmazlar çünküonlara günlük gazeteyi emperyalistler ve misyonerler vermiştir. Basınıngelişmesi gazeteciler ve okurlar için beraberinde propaganda ve sansür olmaküzereikiönemlisorunugetirdi.

IX.yysonlarıileXX.yybaşlarında,özellikleİngilizişgalininuygunkoşullaryarattığıMısırbaştaolmaküzere,günlük,haftalıkveaylıkbasındaçokhızlıveyaygın bir gelişme oldu. Mısır’da çıkan yayınlar Arapça konuşulan diğerülkelerde yaygınlaşınca, bu ülkeler de kendi gazete ve dergilerinihazırladılar.Basınıngelişmesininetkileriçokbüyükoldu.Hemülkeiçindenhemülkedışındansüreklihaberalınabilmesisayesinde,gazetevedergileriokuyanyadaokuyanlarıdinleyensıradaninsanlarda,yaşadıklarışehir,ülke,kıtavedünyahakkında öncesiyle karşılaştırılamayacak ölçüde önemli bir bilinçlenme oldu.Basın yeni bir siyasileşme ve toplumsallaşma da içeriyordu. Kırım Savaşı ilegelen tek yenilik basın olmamış, Batılı örneklere uygun belediyelerinoluşturulması, Batı tarzında devlet finansmanının, özellikle de kamuborçlanmasınıngetirilmesigibibaşkayeniliklerdeolmuşvebunlargazetelerdeyazılmıştı.

Dildedeçokönemlideğişikliklerolmuştu.ÖnceTürkçeveArapça’da,sonraFarsça’da, ilk gazetelerin resmi emirler gibi olan tarzından, sonraki yıllardaçıkanvebugünekadargelengazeteci tarzınadoğruhızlabir ilerlemeolmuştu.Moderndünyanınsorunlarını tartışmak içinOrtadoğugazetecilerininartıkyenibiriletişimortamıyaratmalarızorunluolmuştu.IX.yy’dakigazeteler,AmerikaİçSavaşı,Polonya'nınRusya’yadirenmesi,KraliçeVictoria'nınParlamento’yuaçışkonuşması gibi haberleri veriyor ve bunları tartışıyorlardı. Bu tür haberleriverme ve tartışma gereği Ortadoğu’nun modem gazetecilik ve siyasi dilininoluşmasındaoldukçaönemlibir etkendir.Dahadaönemlisi,Ortadoğu’dadahaönce hiç görülmemiş yeni ama çok önemli bir mesleğin, gazeteciliğin ortayaçıkmasıdır.

Günümüzde kahvehanede bulunan tek kide iletişim aracı gazete değildir.

Page 17: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Kahvehanelerde mutlaka bir radyo ve televizyon bulunur. Ortadoğu’daki ilkradyoyayıncılığı,Londra’dakindenüçyılsonra,1925’teTürkiye’debaşlamıştır.Ancak iletişimleri başka ülkelerin denetiminde olan pek çok ülkede radyoyayıncılığının başlaması gecikmiştir. Radyo yayıncılığı, Mısır’da 1934’tebaşlamış ve 1952devrimine kadar önemli bir gelişmegöstermemiştir.Türkiye1964’tekurulanvedoğrudandevletdenetimindeolmayanbağımsızradyoyaymkurumu ile yine öncü olmuştur. Bir ülkede radyo yayıncılığının bağımsızlığıgenellikle siyasi rejime koşuttur. İtalyan faşist hükümeti tarafından 1935’teBari’den yapılan Arapça yayın ile dışarıdan doğrudan propaganda yayınlarıbaşlamıştır. Böylece, sırasıyla İngiltere, Almanya, Fransa, ABD ve SSCB’ninkatıldıkları bir propaganda savaşı başlamıştı. Bu sırada, Ortadoğu ülkeleri debirbirlerine yönelik radyoyayınlan yapıyorlardı.Maliyeti televizyonungelişinigeciktirmişolsada,bugüntelevizyonOrtadoğu’nunheryerinegirmiştir.

Okuryazarlığınönemlibirsorunolduğubölgedekitle iletişiminindoğrudankonuşmayoluylabaşlamasınındevrimcibiretkisiolmuştur.1979İranDevrimi,Ayetullah Humeyni’nin nutuklarının kasetlerle dağıtılması ve emirlerinintelefonla verilmesi özellikleriyle dünya tarihindeki ilk elektronik olarakyürütülen devrimdir. Hitabet yeni bir boyut kazanmış, öncesinde hayal bileedilemeyecekkadarçokkişiyenutukvermeolanağıyaratmıştır.

Genellikle, radyo ve televizyon yayınlarını ülkenin hükümet biçimi vehükümeti yöneten devlet ya da devlet başkanı yönlendirir.Büyükolasılıkla dakahvehane duvarında resmi bulunur. Batı tarzı demokrasiyi başarıyla alan veuygulamakta olan az sayıda ülkede bu başkan demokratik yollarla seçilen birliderdir.Buülkelerdemedyadevletingörüşlerikadarmuhalefetingörüşlerinideaktarır. Ortadoğu’nun büyük bölümünde hükümdar genellikle otokratik birhükümetinbaşkanıdır.Bazıülkelerdeotoritegelenekselamaılımlıdırvebellibirölçüde görüş farklılıklarına izin verir. Bazı ülkelerde ise siyasi ya da askeridiktatörlerintotaliterdüzenlerihükümsürervemedyatotaliterbirfikirbirliğinitemsileder.

Kahvehanede asılan resim, hükümetin biçimi ya da devlet başkanınınotoritesi her nasıl olursa olsun, geleneklerden köklü uzaklaşmayı ve biryenileşmeyisimgeler.1721’deFransa’dakiOsmanlıelçisibiryazısındagelenekolarak kralın başka ülkelerin elçilerine portresini verdiğini belirtmiştir.Ancak ‘İslamiyet’te resmin günah olması nedeniyle” kendisi başka bir hediyeistemiştir.4Öteyandan,portrebilinmiyordeğildi.FatihSultanMehmedİtalyanressamıBellini’yeportresiniyaptırmış,ayncaİtalyanressamlarınıntablolarından

Page 18: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

birkoleksiyonoluşturmuştur.-Fatih’tensonrayerinegeçenvedahadindarolanoğlu bu koleksiyonu kaldırtmıştır. Ondan sonra gelen sultanlar bu kadar titizolmadıklarındanTopkapıSarayı’nda sultanlarınvediğerleriningenişbirportrekoleksiyonu vardır. Modem çağlarda-Şii ülkelerin Hz. Ali ve Hüseyinportrelerinden ve çok olmasa da Sünni ülkelerin lider portrelerinden tür İslamikonografisi oluşmuştur. Eski Yunan ve Roma’dan itibaren Avrupa’dagelenekselleşen portreli sikkelere Ortadoğu’da neredeyse hiç rastlanmaz.Anadolu’dakibirkaçküçükSelçuklubeyliğininsikkelerindeemirlerinportrelerigörülüramabunlardaBizansgeleneklerinintaklidindenbaşkabirşeydeğildir.

KahvehanedebaşkaresimlererastlanmazamaçerçevelenipaşılmışbirKuranayeti ya daHz.Muhammed’in bir hadisi kesinlikle bulunur. İslamiyet on dörtyüzyıldır bölgeye hakim en büyük din olmuştur. Kuran’daki birkaç sure ileyapılan cami ibadeti kolay ve sadedir. Namaz, yaratıcıya, ilahi ve tekolanAllah’a bağlılıktır, bir dram ya da sır içermez. İslam geleneğinde şiir vemüziğeizinverilmez,heykelveresimdeputa tapmaolarakkabuledildiği içinyasaktır. Müslüman sanatında soyut ve geometrik şekiller tercih edilir,süslemelerde çoğunlukla sistematik yazılar kullanılır. Cami süslemelerindeyaygın olarak kullanılan Kuran ayetleri, evler ve kamu binalarının duvarvetavansüslemelerindedekullanılır.Batıkültürüneaityöntemlerinilketkilerisanat alanında olmuştur. Batı’dan uzak ve Batı etkisine kapalı İran’da bileXVI.yy’dansonra resimdekigölgeveperspektifkullanımı, insan figürüçizimiBatıetkisindekalmıştır.İslamiyet’ininsanresminiyasaklamasınakarşın,uzucabir süredir Osmanlı ve İran sanatında var olan insan figürü özelleşip,kişiselleşmiş, klişe olmaktan çıkmıştı. Hükümdar portrelerinin para, pul veduvarların üzerine konması hemen kabul görmez ve tutucu ülkelerde putatapmayagirdiğidüşünüldüğündendineküfürsayılır.

Sanat dallarından tiyatro Ortadoğu’da pek etkili olamadığı halde, sinemaoldukça etkili olmuştur. 1897’de İtalya’dan Mısır’a sessiz film getirilmiştir.Ortadoğu, I. Dünya Savaşı sırasında Müttefik askerlerin izlediği filmlersayesinde yeni bir iletişim aracını tanımıştır. 1917’de Mısır’da yerel filmlerçekilmeye başlamış, 1927’de de ilk uzunmetrajlı film gösterilmiştir. Bu tarihOrtadoğu’da sinema sanayisinin başlangıcı olmuştur. Günümüzde sinemasanayisisıralamasındaABDveHindistan’dansonraüçüncüsıradaMısıryeralır.

Batıdan gelen yenilikler öyle yerleşmiştir ki, bunların batıdan alındıklarıneredeyse unutulmuştur.Kahvehanedeki adam eğitimli, çok okuyan biriyse vegözleri rahatsızsa, Ortadoğu’ya XV. yy’da gelen Avrupa icadı bir gözlük

Page 19: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

takıyordur. Kahvehanedeki duvar saati ve adamın kol saati, Avrupa’dangelmiştirvehâlâUzakdoğu’danyadaAvrupa’dangelmektedir.Geçenzamanınan be an ölçülebilmesi, toplumsal alışkanlıklarda günümüzde de süregelenönemlideğişikliklerinbelirleyicisiolmuştur.

Kahvehanedeki adam arkadaşları ile birlikte kahve içerken, ölçmesigerekmeyensaatlerinibölgedeçokeskilerdenberioynanagelenmasaoyunlarınaayınr. Tavla en favori oyundur, eğitimli kişilerin tercihi satrançtır. Batı’yaOrtadoğu’dan giden bu oyunlardan satrancın Hindistan’da doğduğubilinmektedir. İkioyun, İran’da İslamiyet’tenöncedeoynananoyunlardır.Herikioyun,Ortaçağ’dakiMüslümandinbilginlerininiradevekaderdenhangisinindahaönemliolduğukonusundakitartışmalarındaprototipvesembolidi.Hayat,her hamlesini oyuncunun seçtiği, öngörü ve ustalık sayesinde kazanacağı birtür satranç mıdır? Hayat, sonucunu zarların saptadığı, kimilerinin şans,kimilerininAllah’tangelenöncedenbelliyazgıolarakkabulettiği,’birtürtavlamıdır?

Kahvehanedehaberler vekonuşmalar ile birlikte’ geleneksel yadapopülerOrtadoğumüziğidinlenir.BirölçüdeDoğululaşmışBatıpopmüziğidedinleniramaBatı sanatmüziğinin dinlenmesi pek olası değildir.Kültürel ve toplumsalaçıdan en fazla Batılılaşmış öğeler arasında Batı sanat müziği pekbenimsenmemiştir. Aralarında İsrail Musevileri1 ve Lübnan Hıristiyanlarınınolduğu Batılılaşmış toplumlarda Batı sanat müziği dinlenir. Türk operaları,bestecileriveorkestralarınınvarlığıbatılılaşmanınTürkiye’demüzikalanındadagerçekleştiğini göstermektedir. Sanat dallarından müziğin, özellikle deenstrümantal müziğin dile duyarlı olmaması farklı kültürlere kolaycagirebileceğini düşündürse deOrtadoğu’da pek çok bölgede, Batı sanatmüziğisınırlı bir dinleyici kitlesi bulabilmiştir. Bunun nedeni, Ortadoğu’nun şarkınınçıkışyeriolmasıolabilir.Budurum,değişiminBatıetkisinindahaöncebaşlayıptamamlandığı mimari ve resimde, geleneksel biçimlerinin neredeysetamamen yok olduğu edebiyatta; roman, tiyatro ve hatta şiir gibimodemdünyanıngenelşablonlarınauyanyapılardakidiğersanatlardailginçbirçelişkiyaratmaktadır.Batılılaşmanınenyaygınolduğualanlardanbirisanatken,müzik en sonuncu ve en kısıtlı olduğu alandır.Aslında bir toplumununsurlarıiçindemüzikdışarıdangelenbiryabancınınanlayabileceği,kabuledebileceğiveuygulayabileceği en sonuncu unsur olduğu için bu da belki bir anlamtaşımaktadır.

Ortadoğu’dabirkahvehaneyegirildiğindedikkatiçekecekilkşeyhiçkadının

Page 20: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olmamasıdır; eğer varsa onların yabancı olduğunu düşünmek yanlışolmayacaktır.Tümmasalargrupolarakyadayalnızoturanerkeklerledoludur.Kadınların yaşamlarındaki değişiklikler erkeklerin yaşadıkları değişiklikleregöre epeyce az olmuştur. Hatta bazı yerlerde geriye doğru değişiklikler deyaşanmıştır.Böyleceortayaeskiveköklübirkültüre sahipbirbölgeçıkmıştır.Bu bölge, fikirlerin,malların ve hatta orduların çıkış noktası durumundaki birmerkez olmuştur. Aynı zamanda da insanları kendine çeken bir mıknatısolmuştur. Bu çekime kapılanlar hacılar, esirler, müritler, fatihler ve dehükümdarlar olmuştur. En önemlisi de bölge, uzak ülkelerin mallarının vebilgileringelipAvrupa’yagönderildiğibirpazaryerivebirköprübaşıdurumunagelmiştir.

Önceleri Avrupa'nın, sonra genel anlamda Batı’nın etkisi ile gerçekleşendeğişim, modem çağlarda Ortadoğu’daki bilinçlenmenin temel kaynağıdır.Bölgedemodemtarih,yabancıdünyanın tehdidi,çeşitlidurumlarınveetkilerinbaskısı, zorunlu ve hızlı değişim, karşı çıkışlar ve tepkilerin olduğu bir seyirizler. Pek çok açıdan değişim köklü ve geri dönülemez olmuş, daha ilerigötürülmesinden yana kişilerce desteklenmiştir. Bazı açılardan da değişimyüzeyselvekısıdıolmuştur.Bugün,bölgedebudeğişimleri tersineçeviripgeridönüşüyaygınlaştırmakisteyenradikalvetutucukesimlervardır.Bukişiler,Batıkültüründenkaynaklanandeğişimi, bölgeninbaşınagelenXIII. yy’dakiMoğolistilasındanbilebüyükbirfelaketolarakgörmektedirler.Humeyni’ninAmerikaBirleşik Devletleri’ni “Büyük Şeytan” olarak adlandırması, Batının etkisinekarşı olanların tavrını açıkça göstermektedir. Şeytan emperyalist değil,ayartıcıdır.Ofethetmez,tecavüzeder.Batıkültürünüyıkıcıvetecavüzedicibirgüçolarakgörüpondannefretedenvekorkanlarileonu,kültürlerveuygarlıklararasındaki sürekli ve verimli alışveriş için yeni bir olanak olarak görenlerarasındaki savaş bugün de sürmektedir.Ortadoğu’daki bu durumun nasılsonlanacağıbelirsizliğinihâlâkorumaktadır.

Page 21: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

2.KISIM

Geçmiş

Page 22: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

1.BÖLÜM

HIRİSTİYANLIKÖNCESİ

BugünOrtadoğuadımverdiğimizbölge,Hıristiyanlıkçağınınbaşlangıcında,ikibüyükimparatorlukarasında,bölgeninyazılıtarihininbinlerceyılında,neilkne de son olarak, paylaşılamayan bir yerdi. Bölgenin, Boğaziçi’nden Nildeltasına kadar uzanan Doğu Akdeniz kıyısındaki ülkeleri içine alan batıyarısının tamamı Roma İmparatorluğu’nun bir parçası durumuna gelmişti. BubölgenineskiuygarlıklarıyıkılmışveeskikentleriRomavalilerininyadayerlikukla prenslerin yöntemine girmişti.Bölgenin doğu yarısı, önceYunanlılar’ın,sonra da Romalılar’ın “Pers İmparatorluğu”, orada yaşayan halkın ise “İran”olarakadlandırdığıbaşkabirbüyükimparatorluğaaitti.

Bölgenin siyasi haritası, hem dış görünüşü hem de temsil ettiği gerçeklikaçısından, bugün olduğundan çok farklıydı. Ülkelerin adları gibi, üzerindebulunduklarıtopraklardagünümüzdekindençokfarklıydı.Buülkelerdeyaşayaninsanların çoğu, bugün oralarda yaşayanlardan farklı diller konuşmuş vefarklı dinleri benimsemişlerdi. Bugüne gelen bazı istisnalar ise, değişmedenkorunaneskigeleneklerdençok,yenidenfarkınavarılaneskiuygarlıklarıbilinçlianımsatmaçabasıdır.

Pers-Roma imparatorluklarının rekabet ve egemenliklerinin sürdüğü çağda,kuzeydoğu Afrika ve güneybatı Asya haritası da, Roma, Makedonya ve Persimparatorluklarının egemenlikleri altına girmeden çok daha önce, güçlükomşuları tarafından asimile olan eski Ortadoğu imparatorlukları vekültürlerizamanındakindençokfarklıydı.Hıristiyanlıkçağınınbaşlangıçınadek,varlığınısürdüreneskikültürlerden,kendieskikimliğininpekçokşeyiniveeskidilinikoruyarakkalaneneskikültür,kuşkusuzMısıridi.

Tarihvecoğrafyaaçısındankesin sınırları çizilmişolanMısır,Nilnehrininaşağıvadisiiledeltasınıiçinealır;doğuvebatısınırlarındadadenizbulunurdu.Fethedilmeye başlandığında, Mısır uygarlığı binlerce yıllıktı ve birbiri ardınaİranlılar, Yunanlılar, Romalılar tarafından istila edilmesine karşın, kendi özelniteliğinibüyükölçüdekorumuştu.

Page 23: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

EskiMısırdiliveyazısıbinyıllıksüreçtepekçokdeğişikliğeuğradığıhalde,dikkate değer bir süreklilik göstermiştir. Eski hiyeroglif yazısı ve onun halkarasında kullanılan el yazısı (demotic) Hıristiyanlık çağının başladığı yıllarda,yerlerini Kıpti yazısı alana dek kullanılmıştır. Kıpti yazısı,' eski Mısır dilininYunan alfabesine uyarlanarak çevrilen ve halk yazısından harfler eklenerekoluşturulan son biçimidir. Kıpti yazısına ilk olarak M.Ö.II.yy’da rastlanır veM.S.I.yy’a kadar görülür. Mısırlıların Hıristiyanlığı benimsemeleriyle birlikte,önceRoma,sonradaBizansegemenliğinegirenHıristiyanMısır’ınmillikültürdili olur. Mısır’ın Müslüman Araplar tarafından fethi ve sonrakiMüslümanlaştırma, Araplaştırma döneminde Hıristiyan kalan Mısırlılar bileArapça’yı benimserler. Bunlara bugün de Kıpti denilmektedir ama Kıpti diliyavaşyavaşyokolmuşturvegünümüzdeyalnızcaKıptiKilisesi’ninayinlerindekullanılmaktadır.TümbugelişmelerleMısıryenibirkimlikkazanmıştır.

Günümüzde de kullanılan Arapça adı “Mısır”, Arap fetihleriyle birliktegelmiştir. Bu ad, İbrani Tevratı ve diğer eski metinlerde geçenMısır’ın Samidillerindeki adlarıyla ilişki içindedir.Ortadoğu’nun Dicle ve Fırat uygarlığıolarak bilinen diğer bir nehir vadisi uygarlığı,Mısır’dan eski olsa bile,Mısırdevletinin ve toplumunun birliğini de, sürekliliğini de gösterememektedir.Bölgenin güneyi, ortası ve kuzeyinde, Babiller; Asurlar, Akadlar, Sümerlerolarakbilinenfarklıdillerikonuşan,farklıhalklaryaşıyordu.İbraniTevrat’ındaburası,AramNaharayim,başkabirdeyişleİkiNehrinAramıolarakadlandırılır.Helen-Romadünyasındaiseaynıanlamageldiğisöylenebilecek'Mezopotamya'adıverilmiştir.

Hıristiyanlık çağının ilk yıllarında, bölgenin güneyi ve ortası Persler’ininkesin egemenliğindeydi. Pers imparatorluğunun başkenti bugünkü Bağdatyakınlarındaki Ktesiphon kentiydi. Bağdat adı, “Tanrı verdi” anlamına gelenFarsça bir sözcüktür. Bağdat, yüzyıllar sonra Araplar’ın kuracağı yeniimparatorluk başkentinin olduğu yerdeki bir köyün adıdır. Irak, OrtaçağArapçası’nda, ülkenin bugünkü güney yarısının Takrit’in güneyinden denizekadar olan bölümünde bulunan bir eyaletin adı olarak kullanılıyordu. Kimizaman bu eyalet, güneybatı İran’a sınırı olan Irak-ı Acemi bölgesi ilekarıştırılmamasıiçinIrak-ıArabiolarakadlandırılmıştır.

Zaman içinde, Kuzey Mezopotamya Pers, Roma ve bazen de yerelhanedanlartarafındanyönetilmişolanpaylaşılamayanbirbölgeolmuştu.Bölgebazen de, sınırları güneyde Sina çölü, kuzeyde Toros dağlan, batıda Akdeniz,doğudaArapçölü ileçizilenveSuriyeolarakadlandırılanbölgeninbirparçası

Page 24: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olmuştu. Suriye sözcüğünün kökeni ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.Herodot’a göre Suriye Asuriye’nin kısaltılmış biçimidir. Modem çağ bilimadamları bu sözcüğün kaynağı olabilecek bazı yerel yer adlar saptamışlardır.Suriye adı ilk kez Yunanca'da görülür ancak Helen öncesi metinlerde izinerastlanılmıştır.Bizans ve Roma resmi diline geçen bu Yunanca ad, VII.yy’daArap istilasından sonra neredeyse tamamen kaybolmuştur. Avrupa’da, klasikbilgilere artan ilgi sonucu kullanılmaya başlanmıştır. Geçmişte Suriye adıylabilinenbölgeArap,genelanlamdaİslamdünyasında,Şamolarakadlandırılmıştı.BölgeninenbüyükşehrininadıdaŞam’dı.Suriyeadıcoğrafiyazılardanadirenkullanılmıştır ve XX. yy’ın ikinci yarısında Avrupa'nın etkisiyle yenidenkullanılanakadarçokbilinmezdi.

1865'te Osmanlı yönetimi tarafından Şam vilayetinin adı olarak resmenbenimsenen Suriye, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız mandasınınkurulmasıyla bu ülkenin adı olmuştur. Mezopotamya ve Suriye’ye yerleşenAramlılar’m adından gelen Aram adı, bölgenin eski adlarından en çokkullanılanıdır. Mezopotamya “İki Nehrin Aramı” olarak anılır, kuzey vegüneySuriyeise“ŞamAramı”ve“Zoba(Halep)Aramı”olarakanılırdı.(bkz:2Samuel8:6ve10:8)

ÖteyandanVerimliHilal’inbatıkolundakiülkelerinadlarıoralardahükümsüren krallıkların ve yaşayan halkların adlandır. Bunlardan en çok tanınanı vehakkında en çok belge bulunan Kenan, Tevrat’ta ve öteki eski meünlerde deanılan gü-, neyde yer alan topraklardır. İsraillilerim fethedip yerleştikleritopraklar “İsrailoğulları’nın toprakları” (Joshua 11:22) ya da “İsrail diyarı” (1Samuel13:19)olarakadlandırılmıştır.M.Ö.X.yy’daSüleyman’ınveDavud’unhükümdarlıklarınınyıkılmasınınardından,başkentiKudüsolangüneyYahudiye,kuzey İsrail ve sonrasında Samiriye olarak anılmıştır. Güney ve Kuzey kıyıbölgelere Fenike ve Filistiye olarak halklarının adları verilmiştir. Babilliler’infetihlerisırasındakaybolanFilistinlilerinadlarıbirdahaduyulmamıştır.

Bugünkü güney Lübnan ve kuzey İsrail bölgesinde Fenikeliler, Roma veerken Hıristiyan çağına dek kalmışlardır. M.Ö. VT. yy’daki Pers fethininardından sürgünden dönenler Yehud olarak tanınan bölgeye yerleşmişlerdir.Romalılarülkeninkuzeyine,güneyineveortasınaYahudiye,GalileveSamariyeadlarını vermişlerdir. Romalılar, bugünÜrdün nehrinin doğusundaki Necef vePeraeaadlarıylabilinen,Tevrat’ınEdom’unaatfengüneydekiçöleİdumeaadınıvermişlerdir.

Page 25: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Suriye ile Mezopotamya’da kullanılan Sami dilleri, kendi içerinde dilailelerineayrılmışlardır.BunlardaneneskiolanveçoğunluklaMezopotamya’dakullanılan Akadça dil ailesine bağlı diller arasında Babilce ve Asurcabulunmaktadır. Başka bir dil ailesi olan Kenan ailesi, Fenike dilini ve onunKuzey Afrika kolu olan Kartaca dilini, Tevrat İbranicesi’ni içine almaktadır.Hıristiyanlığın başlangıç döneminde bu dillerden pek çoğu nereyse tümüylekaybolmuş, onların yerine yine bir Sami dil ailesine bağlı ve birbirine çokbenzeyen Arami dilleri geçmiştir. Fenike dili Kuzey Afrika kolonilerinde veLevant limanlannda konuşulmaya devam ederken; artık Museviler’in ortakkonuşma dili olmayan İbranice ise bir edebiyat, bilim ve din dili olarakyaşamayadevamediyordu.BabilceveAsurcatamamenkaybolmuştu.Aramidiliuluslararası diplomasi ve ticaret dili olmuş, yalnızca Verimli Hilal ile sınırlıkalmayıpMısır’da,İran’davebugünkügüney(doğu)Türkiye’deyaygınolarakkonuşulmaktaydı.

Hıristiyanlık döneminin başlangıcında bölgeye giren Sami dillerindensonuncusuArapça,Arapyarımadasınınkuzeyveortabölümündekullanılıyordu.ŞimdikiYemen’deyeralangüneybatınıngelişmişşehirkültürlerinde,güneydekiArap kolonicilerinin Afrika'ya taşıdığı ve Güney Arapçası olarakbilinen Habeşçe’ye yakın başka bir Sami dili kullanılıyordu. VII.yy’da Arapça’nın bölgenin tamamında hakimiyet kurmasını sağlayan büyükArapfetihlerininöncesindebile,kuzeydeIrakveSuriye’yeArapçakonuşanlarıngelip yerleştiklerine ilişkin bulgular vardır. Verimli Hilal’de Arapça yeriniArami’yebırakmıştı.BugündehâlâDoğudakikiliseayinlerindeveuzakküçükbirkaçköydeyaşamaktadır.

Günümüzde Türkiye olarak tanınan ülke, Ortaçağ’da doğudan Türklerinburayagelişinekadarbu ad ile anılmıyordu, sonrasındabile sadeceAvrupa’dabuadlabiliniyordu.Hıristiyançağınınbaşlarındabölge içinAnadolu,AsyaveKüçük Asya adlan en yaygın kullanılanlardı. Bunlar Ege Denizi’nin doğukıyılarını anlatıyordu ve sonra da çeşitli yollarla doğuya yayılmıştı. Ülkegenellikle bölündüğü krallık, şehir ve eyaletlerin adlarıyla anılırdı. BölgedehakimdilolanYunanca,başlıcailetişimaracıydı.

“Anatolia” adı, İtalyanca “Levant”, Latince “Orient” sözcükleriyle aynıanlamdaki (güneşin doğması) Yunanca bir sözcükten gelmektedir. Bu adlar,tanıdıklarıdünyanınsınırlarıdoğuAkdeniz topraklanolanhalklarıngörüşlerinitaşımaktadır. Daha sonraları çok uzaklarda, çok daha büyük bir Asyaolduğunu öğrenen Akdeniz halkları, kendi Asya’larına “Küçük Asya” adını

Page 26: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

vermişlerdir. Yüzlerce yıl sonra da “Doğu” ‘Takın” ve Batı ufuklanndan çokdaha uzakta bir Doğu ile tanıtıldığında “Orta” Doğu doğmuştur. Yeni dahaUzakdoğuülkelerindenenönemlisiBatı’nınPersiaolarakadlandırdığıİranidi.

PersisyadaPersiaadıbirülkeyadamilletledeğil,bireyaleteaittir.Persyada Fars, adı verilen körfezin doğusundaki eyaletin adıdır. Persler bu adı tümülkeye vermeseler de bölgenin dilini kullanmışlardır.Perslerin kullandığı ve1935’te tüm dünyada kabul edilen “İran” adı, “Arilerin ülkesi” anlamınagelen ve Hint-Ari halkların ilk göç zamanlarından kalma eski Farsça’daki“Aryananı”sözcüğündentüremiştir.

Ortadoğu’nundiniharitası,dilveetnikharitasınagöredahakanşıktır.Eskitannlardan pek çoğunun ölmüş ve unutulmuş olmasına karşın ilginç ve farklışekillerde yaşatılanlar da vardı. Ortadoğu halklarının yaşadıkları göçler vefetihler sonucunda, önemli bir gücü olan Helen kültürü ve Roma yönetimisayesindeortayayeniinanışlarçıkmıştır.Romalılararasında,Roma’dabilebazıDoğu kültleri kabul görmüştü. Ortadoğu’nun yeni hakimleri Küçük Asya’danFrigya’lıKibele,Suriye’liAdonisveMısır’lıİsisdestekçikazandılar.

Eskitanrılarınvekültlerintümündenvazgeçilmesiveyerlerinitektanrılı ikidünyadininin alması, binlerceyılı alanuzunbir sürededeğil, yüzyıllara sığankısabirsüredegerçekleşmiştir.İslamiyetveHıristiyanlık,bölgedeartardaçıkanve birbirinin rakibi olan iki yeni dindi.VII. yy’da İslamiyet ortaya çıkışını vebaşarısını, büyük ölçüde Hıristiyanlığın ortaya çıkmasına ve yayılmasınaborçludur; tıpkı Hıristiyanlığın da kendinden önceki felsefi ve dini akımlaraborçlu olduğu gibi. İslam ve Hıristiyan uygarlıkları Ortadoğu’nun eskigeleneklerindekiortakkökleredayanmaktadır.

Tektanrıcılık tamamen yeni bir düşünce değildi. M.Ö. XIV. yy’da MısırfiravunuAkhenatonünilahilerindetektanrıcılıkdüşüncesinerastlanıramabutürdüşüncelerle sık karşılaşılmadığından etkileri yerel ve geçicidir. Ahlaki tektanrıcılık ilk kez Museviler tarafından dinin önemli bir parçası halinegetirilmişti. Museviler’in ilkel aşiret dini inançlarından evrensel tektann-cılıkinancına geçişleri İbrani Tevratı’nın kitaplarına yansımıştır. Aynı zamanda bukitaplarda,putatapan,çoktanrılıkomşularınınkendilerinibuinançlarıyüzündennasıldışladıklarıdaanlatılmaktadır.

Modem çağlarda, gerçeği bulduklarına inananlar, ona kendi başarılarısayesinde ulaştıklarına kolayca inanırlar. Ne var ki eski çağlardaki dindarlarınböyle bir düşünceye inanmalarımümkün değildi. Tek tanrı gerçeğine yalnızca

Page 27: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kendilerininsahipolduğunudüşünenMuseviler,Allah’ıseçmişolduklarıfikrinikesinlikle düşünmeyerek, mütevazı bir biçimde, Allah tarafından seçilmişolduklarına inanmışlardır. Aslında bu seçimleri onlara bir ayrıcalık değil,sorumluluk yüklüyor; hatta bazen taşınması çok güç bir yük getiriyordu:“Dünyadaki tüm halklar arasında yalnızca sizi bildim. Bu nedenle tümgünahlarınıziçinsizicezalandıracağım.”(Alnos3:22)

TekbirevrenseltanrıyainananvetapanyalnızcaYahudilerdeğildi.Doğuda,İranyaylasındaikiakrabahalk,PerslerveMedler,eskipaganizmlerinibırakmış,eninde sonunda iyiliğin kazanacağma ve tek bir tanrının kötülükle savaştığınainanmışlardı. Bu dini görüşün ortaya çıkışının peygamber Zerdüşt ile olduğubilinmektedir. Pers dilinin en eski biçiminde yazılmış Zerdüşt kaynaklarındaZerdüşt’ünöğretilerine rastlanmıştır.Zerdüşt’ünne zamanyaşadığına ilişkibirbilgi bulunmamasıyla birlikte bu konudaki tahminler yaklaşık bin yıllıkfarklarlayapılmaktadır.ZerdüştdinininençokyayıldığıdönemM.Ö.VI.veV.yüzyıllarıdır. Birbirlerinden habersizce Allah’ı arayan bu iki halk, kendiyollarında gitmeyi sürdürmüşlerdir. Onları bir araya getirenM.Ö. VI. yy’dakiönemliolaylar,yüzyıllarcadünyayısarsacaksonuçlardoğurdu.

Babil kralı Nabukadnezar, M.Ö. 586’daki fetih savaşlan ile Kudüs’ü elegeçirmeyi başardı. Musevi tapınağını ve Yahuda krallığım yıktıktan sonra ozamankigelenekleregöre,esiraldığıhalkıBabil’egönderdi.Buyüzyılınsonrakiyıllarında,ozamankiSuriye topraklarınaveçevresindehükümsürenyeniPersimparatorluğunun kurucusu Med’li Kiros, Babil krallığını fethetti. Butopraklarda yaşayan fethedilmiş halklar arasından bir grupla fethedenlerininançlarındabirbenzerlikolduğugörüldü.Kiros,Museviler’inİsrailtopraklarınageri dönmelerinemüsade etti. Kudüs’teki Tapınağı devlet bütçesi ile yaptırttı.Tevrat’taKiros'aMusevi olmayan bir hükümdara, bundan da öteMusevi-ler’egösterilebilecek en büyük saygı gösterilmiştir. Babil’deki tutsaklığın ardındanyazılmışolan İsa'yakitabınınsonbölümündeşunlaryazar:“Koreşçobanımvetüm isteklerimi gerçekleştirecek: Yeruşalim ve tapınağın temelleri atılacak.”(İşaya44:28)

Babil'deki esaretin öncesinde ve sonrasında yazılan Tevrat kitaplarınıninanışlarında ve düşüncelerinde, bir bölümü İran'ın dini düşünce yaşamınınetkisinden kaynaklanan önemli farklar vardır. En önemlileri; öldükten sonrayargılanma, cennette ödüllendirilme, cehennemde cezalandırılma düşüncesi;insan-lannda rolaldığı iyilikvekötülükgüçleriyleAllahveŞeytanarasındakikozmikmücadele düşüncesi; kutsal tohumdan çıkıp zamanı geldiğinde iyilikle

Page 28: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kötülükarasındakisavaştaiyiliğinzaferikazanmasınısağlayacakbirkurtarıcınıngeleceği düşüncesidir. Tüm bu düşünceler, Museviliğin son dönemindeveHıristiyanlığınilkdönemindedeçokönemiydi.

Musevi-Pers ilişkisi siyasi sonuçlar da içermekteydi. Kiros, Museviler’eiyilik yapmış, onlar daKiros’a bağlılıkla hizmet etmişlerdir. Sonraki yüzyıllarboyunca hem yurtlarındaki hem de Roma hakimiyetinde bulunan başkaülkelerdeki Museviler’in, Roma’nın Pers düşmanlarıyla yakınlık ve işbirliğiiçindeolduklarındanşüpheduyulmuştur.

Alman filozof ve tarihçi Kari JaspersM.Ö. 600 ile 300 arasındaki yılları,birbirleriyle ilişkileri olmayan, birbirlerinden uzak ülkelerde yaşayan halklarınentelektüel ve manevi gelişimleri açısından “mihver dönemi” olaraknitelendirmiştir.Budönem,İran’daZerdüşt’ünveönemlihavarilerinin,İsrail’depeygamberlerin, eski Yunan’da filozofların, Hindistan'da Buda’nın, Çin’deKonfüçyüs’un ve Lao-Tse’in birbirlerini tanımadan yaşadıkları yıllardır.Hindistan’dan gelen Budist misyonerler, Ortadoğu’da birtakım etkinliklerdebulunmuşlarancaktanınıpetkiliolamamışlardır.KirosveondansonragelenlerdönemindePerslerileMusevilerarasındakarşılıklıiyiilişkilerkurulmuştur.Buhalefler topraklarım Küçük Asya’nın Ege kıyılarına kadar genişletmişler,Yunanlılar ile olan ilişkileri ve çatışmaları sayesinde, Pers İmparatorluğu'nunçeşitli halklarıyla ortaya çıkmaya başlayan Yunan uygarlığı arasında köprükurulmuştur. Yunan uygarlığının din yerine bilime ve felsefeye dayanmasınarağmen Yunan bilim adamlarının ve filozoflarının fikirlerinin, Ortadoğu’nun,dahasıdünyanınsonrakidiniuygarlıklarıüzerindeçokönemlietkileriolmuştur.

Eski çağlardan itibaren Yunan paralı askerleri ve tüccarları Ortadoğu’nunçeşitliyerlerinikeşfederek,buyabancıdiyarlardanYunanbilimadamlarınınvefilozoflarının entelektüel ilgilerini çekecek bilgiler getirmişlerdi. Persİmparatorluğu’nun genişlemesiyle Pers hükümetinde Yunan yeteneklerindenfaydalanmaolanağıdoğmuştu.MakedonyalıBüyükİskender’in(M.Ö.356-323)Makedon hakimiyetini ve Yunan kültürel etkinliğini Orta Asya’ya, İran’a,Hindistan sınırlarına ve güneyde Suriye üzerinden Mısır’a kadar yayan doğufetihleri yeni bir çağın başlangıcı olmuştur. Büyük İskender öldükten sonra,Suriye,İranveMısır’daüçkrallıkkurulmuştur.

İskender’infetihlerininöncesindedeİranileilgilibilgileriolanYunanlılar’ınfetihlerinsonrasındaMezopotamya,SuriyeveMısır’ı tanımaşanslarıolmuştur.Bu topraklarda, kurdukları siyasi üstünlük sonunda Romalılar tarafından

Page 29: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yıkılmış olsa da, kültürel üstünlükleri Roma döneminde bile sürmüştür. M.Ö.64 yılında Romalı general Pompey Suriye’yi ele geçirmiş, çok kısa bir süresonradaYahuda’yıfethetmiştir.AntoniusveKleopat-ra’nınM.Ö.31’deAktiumsavaşındaki yenilgilerinin ardından Mısır’ın Greko-Makedon hükümdarları daRoma hakimiyetine girmişlerdir. Roma hakimiyetinin ve Helen kültürününbüyük zaferine karşı koyma cesaretini yalnızca Persler veMusevilergösterebilmişvebudirenişinçokçeşitlisonuçlarıolmuştur.

Arşakadlıbiri,M.Ö.247yıllarındaYunanyönetiminekarşıbaşarılıbirisyanbaşlatarak tarihte, geldikleri yerin ya da kabilelerinin adıyla Partlar olarakbilinen bağımsız birHanedanlık kurdu.Makedonya hakimiyetini tekrar kurmagirişimlerinin ardından Partlar varlıklarını sürdürdüler. Siyasi bağımsızlıklarınıgenişleterekRoma’nınkarşısında tehlikelivegüçlübir rakipolmayabaşladılarama Yunan kültürel etkisine açık kaldılar. Partlar, Zerdüşt inancını tekrarcanlandıranSasanihanedanlığınınkurucusuArdeşir (M.S.226-240) tarafındanyıkıldı. İran’da hakimiyetin, hükümetin, toplumun bir parçası ve devlet dinihaline gelenZerdüştlük, devlet baskısıyla dini sınıf ve hiyerarşik din adamlığıoluşturan; karşıt inançların belirlenmesi vebastırılmasıyla uğraşan tarihteki ilkdevlet dini sayılabilir. Bu açıdan Sasaniler’in uygulamaları gerek Partlarıngerekse imparatorluk Roma’sının büyük hoşgörüsüyle önemli bir çelişkiyaratmaktadır.

Zerdüşt dini ve rahipliği devletle olan sıkı bağı nedeniyle büyük bir güçkazanmış ancak devletin yıkılmasıyla birlikte de zarar görmüştür. Zerdüştrahipliği kurumu Pers İmparatorluğu ile birlikte yok olmuş, Arap fetihleriyleimparatorluğunyıkılmasıZerdüştlüğünuzunbirçöküşdöneminegirmesineyolaçmıştır.İslamdönemindeİran'ınkültürelvesiyasiyaşamınınyenidendirilmesisürecindeçöküştenkurtulamamıştır.İran’daİslamiyet’inyayılışınakarşıdirenişiZerdüşt rahipliği değil, muhalefet ve baskıya alışkın olan Zerdüşt karşıtlarıgöstermiştir.

Zerdüşt karşıtı düşüncelerden bazılarının Ortadoğu’da ve genel anlamdatarihte çok önemli yerleri olmuştur. Bunlardan en iyi bilineni, Romaİmparatorluğu’nda, özellikle askerler arasında, çok benimsenmiş olan veİngiltere’de bile kabul gören Mitraizm’dir. Ondan daha çok bilineni iseManiheizm’dir. Mani, 216 ile 277 yılları arasında yaşamış, Zerdüşt veHıristiyandüşüncelerininbirleşimindenoluşanbirdinkurmuştur.Mani277’deşehit olmuş ama dini yaşamını sürdürmüş, hem Avrupa’da hem Ortadoğu’daHıristiyan veMüslüman baskılarına direnmiştir. Zerdüşt karşıtı düşüncelerden

Page 30: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

daha yerel nitelikli ama çok önemli olan bir başkası Mazdak’tır. VI. yybaşlarındaİran’dayaşamışvebir türdinikomünizmkurmuş, İslamiyet'tedahasonrakimuhalifŞiihareketlereesinkaynağıolmuştur.

İran’ın dinlerinden biri olan Zerdüştlük, imparatorluğun kültürel dünyasıdışında yaşayanlara ciddi olarak açılmamıştı. Başlangıçta etnik kökenli olanuygareskidinlerintümügibibudaolağanbirdurumdu.Zamanlasiyasinitelikkazanan, sonra da kültlerini sürdüren siyaset ile birlikte çöken bu dinlerin tekbir istisnası vardır. Antik çağlarda tek bir din siyasi ve coğrafi üssü yokedildiktensonraayaktakalabilmiş,ikisideolmadanköklübirkendinideğiştirmesüreciyle yaşamayı sürdürmüştür. Önce İsrailoğulları, ardından da YahudahalkınınMusevioluşlarıbuşekildeolmuştur.

Museviler, Röma’ya ve Yunan’a karşı olan siyasi direnişlerinde başarıgösterememişlerdir. Başlangıçta Makabiler altında Suriye'nin Makedonyalıhükümdarı karşısında başarılı olmuşlar ve bir süreliğine Yahuda’dakikrallıklarının bağımsızlığını elde etmişlerdir. Ancak Roma’nın gücüne karşıkoyamamışlar ve bazı Persler’in yardımıyla peş peşe gerçekleştirdikleribaşkaldırışların tümü bastırılmış, sonunda sindirilip köle haline gelmişler,başrahiplerivekrallarıRoma’nınkuklalarıolmuştu.Yahuda,Romalıbirvalininhakimiyetindeydi. 66 yılında başlayan en önemli başkaldın zorlu birmücadelenin sonunda, isyancıların yenilgisi ile sonuçlanmıştı. Romalıların 70yılındaKudüs’ü fethedipBabilesaretindenkurtulanlarınyaptığı ikinci tapınağıyıkmaları bile Musevi direnişini durdurmayı sağlayamamıştır. 135’teki Bar-Kohba isyanının ardından Romalılar Musevilerden mutlaka kurtulmaya kararverdiler. Daha önce Babilliler’in yaptığını Çaparak Musevilerin büyükçoğunluğunu esir alıp sürgüne gönderdiler ama bu sefer onların imdadınayetişecekbirKirosyoktu.Museviler’intarihiadlandahisilindi,Kudüs’eAeliaCapitolina adı verildi ve yıkılan Musevi Tapınağı’nın yerinde Jüpiter’e birtapınak yapıldı, Samariya ve Yahuda adları kaldırıldı ve ülkeye çoktanunutulmuşolanFilistinliler’inadıverildi.

Aşağıdaki eski bir Musevi metni Musevi ve başka Ortadoğu halklarınınRoma imparatorlukyönetiminin faydalarınıvezararlarınınasılgördüğünüaçıkbir biçimde anlatmaktadır. Bölüm ll. yy’da üç hahamın konuşmalarındanalınmıştır:1

HahamYahudadediki:“Bu insanların (Romalılar) eserlerinedegüzel.Pazarlar, köprüler, hamamlar yapmışlar."HahamYose sessiz kaldı.Haham

Page 31: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Simeon Bar- Yohai yanıtladı: “Tüm yaptıklarını kendi gereksinmeleri içinyaptılar.Fahişeleriniyerleştirmekiçinpazaryerleri,kendilerinigüzelleştirmekiçinhamamlar,vergitoplamakiçinköprüleryaptılar."Yahudakonuşmalarınıyetkililereanlattıveyetkililerşukararıverdiler:“BiziövenYahudaövülsün.Sessiz kalan Yose, Seforis'e sürgün edilsin. Bizi suçlayan Simeon idamedilsin,"

Romalılar, -Museviler ve Yunanlılar, birbirlerine benzeyen önemli biryönleriyle antik çağlarda yaşayan diğer insanlardan farklıydılar- İşte bubenzerlik ve farklılıkların onların gelecekteki uygarlıktanbiçimlendirmelerindebüyüketkisiolmuştur.Ortadoğululardünyanınbaşkayerlerindeyaşayanlarındayaptığı gibi kendi grupları ile başkalarınınkini kesin sınırlarlaayırırlardı.Böylelikle grup saptanırken yabancılar grup dışında bırakılırdı.Gruplaşma ve yabancıyı dışlama, insanoğlunun içgüdüsel davranışıdır; hattaçeşitlihayvantürlerindedegörülmektedir.

Grubun içindekiler ile dışındakiler arasındaki değişmez ayrımya akrabalıkyakanyadagünümüzdekietnikkavramıile*belirlenir.Eskiçağlardaikihalk,Museviler ve Yunanlılar birbirlerini farklı şekillerde adlandırırlar: Yunanlılaronlardan olmayanları “barbar”, Museviler de kendilerinden olmayanları“gentile”olarakadlandırırlar.Aslındabuadlarbüyükengelleri simgelerdiamayinedebunlaraşılmazdeğillerdi.Buözellikleriyleakrabalığayadakanabağlıolan daha genel ve ilkel ayrımlardan farklıydılar. Tarafların karşılıklı olarakMusevi din ve. kanunlarını,Yunan dil ve kültürünü benimsemeleriyle engelleraşılabilir,hattakaldırılabilirdibile.İkigrupdayeniüyearamazlardıamakabuletmeyedehazırlardı.Hıristiyanlıkçağınınbaşlarında,Ortadoğu’daYahudileşmişgentile’lereveHelenleşmişbarbarlararastlanırdı..EskidünyadaMuseviler’inveYunanlıların diğer halklardan farklı bir yanları da düşmanlarına merhametgöstermeleriydi. Tevrat'ın Yunus kitabında Asur’un Ninova halkı içinkaygılanılması ya da Pers savaşlarına katılmış olan Yunan tiyatro yazanAeskilus’un yenilgiye uğrayan Persler’in acılarını paylaşarak betimlemesiçarpıcıörneklerdir.

Romalılar kendilerine dahil olma fikrini öyle genişletmişlerdi ki bir ortakimparatorluk yurttaşlığı kavramına kadar ilerletmişlerdi. Yurttaşlık kavramınıgeliştirenYunanlılarolmuştu.Yurttaşhükümetinkurulmasınaveyürütülmesinekatılma hakkı olan kişiydi. Yunan şehrinin üyeliği, şehrin kendi üyeleriveonlarınyerinegelecekolanlarlasınırlıydı.Yabancıbirkişiyalnızcaoşehirdeyaşayanyabancıkonumunaerişebilirdi.BaşlangıçtaRomayurttaşlığıdabenzer

Page 32: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

biçimdeydi ancak belirli süreçler sonucunda Roma yurttaşlarının görevleri vehaklantümimparatorlukeyaletlerinegenişletilmişti.

Musevi dininin, Helenistik kültürün ve Roma devlet sisteminin erişilebilirolması birlikte Hıristiyanlığın doğmasını ve yayılmasını sağlamıştır. Birkaçyüzyıl sonra, farklı yöntem ve içeriği ile İslamiyet ikinci evrensel din olarakdoğmuş ve aynı görevi üstlenmiştir. İnançları ve amaçları aynı olan, aynıbölgedeyanyanayaşayanikiayrıdünyadinininçatışmasıkaçınılmazolmuştur.

Page 33: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

2.BÖLÜM

İSLAMİYETÖNCESİ

Hıristiyanlık çağının yaklaşık ilk altı yüzyılını, yani Hıristiyanlığındoğuşundan İslamiyet’in doğuşuna kadar geçen süreyi, hem uygarlıklarınhareketlerindeki hem de yaşanan olaylar zincirindeki önemli gelişmelerşekillendirmiştir.

İlk gelişme ve birçok açıdan en önemli olam, Hıristiyanlığın yükselmesi,benimsenmesi ve yaygınlaşması, Persler veMuseviler dışında Hıristiyanlıktanönceki tüm dinlerin yok olması kaybolması, en azandan batmasıdır. KlasikHelen-Roma paganizmi bir süre yaşamış, hatta imparator Julian’ınhükümdarlığı süresince (361-363) son kez alevlenmiştir. Bu dönemin IV.yy başlarına kadar olan ilk yarısında Hıristiyanlık, Roma sistemine protestoolarak büyümüş ve yaygınlaşmıştır. Hıristiyanlık zaman zaman hoşgörü ilekarşılansa da çoğunlukla yargılanması nedeniyle devletten ayrılması ve kendikurumunu, Kilise’yi kurması zorunlu olmuştur. Kilise kendine özgü yapısı,sistemi, hiyerarşisi, liderliği, yönetimi, yasaları ve mahkemeleri ile zamanlaRomadünyasınıntamamınahakimolmuştur.

Hıristiyanlık,imparator Konstantin’in(311-337)Hıristiyan olmasıyla Romaİmparatorluğu’nuelegeçirmiş,birbakımadaHıristiyanlıkimparatorluğunelinegeçmiştir. Sonrasında Roma devleti Hıristiyan olmuştur. Yeni dinin yayılmasıotorite ve ikna ile sağlanmıştır. Roma’nın büyük gücü, Justinien döneminde(527-569)yalnızcaHıristiyanlığındiğerdinlereüstünlüğünüsağlamakiçindeğil,Hıristiyanların ayrıldıkları çeşitli düşünce akımlarının devlet onaylı öğretiyibenimsemesini sağlamak için de kullanılmıştır. O günlerde artık birden çokKilise vardı. Bu kiliseler teolojik öğretilerde anlaşamadıktan gibi, kişisel,bölgeselvedemilliyetçibağlarlabağlıydılar.

İkinci önemli gelişme, Roma İmparatorluğu’nun güç merkezinin batıdandoğuya,Roma’danKonstantin’indoğubaşkentiyaptığıKonstantinopolisşehrinetaşınmasıdır. 395’te İmparator Teodosius’un ölmesinin ardından, İmparatorlukKonstantinopolis’ten yönetilen doğu ve Roma’dan yönetilen batı olarak ikiye

Page 34: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ayrıldı. Çok geçmeden Batı imparatorluğu art arda gelen barbar istilalarısonucunda yıkıldı. Doğu imparatorluğu zorlukların üstesinden gelerek bin yıldahavarlığımsürdürdü.

Bugün çoğunluklaDoğu imparatorluğu için kullanılan Bizans adı, eskidenKonstantinopolisşehrininolduğuyerdebulunanbiryerleşiminadındangelenvemodembilimadamlarıtarafındanbulunanbiraddır.AslaBizanslılarkendilerineBizanslı demezler, Romalı derlerdi. Roma hukukunun uygulandığı, bir Romaimparatorununhükümdarlığındayaşarlardı, tabiiküçükfarklarla...İmparatorvetebaası dinsiz değil Hıristiyandı ve Bizanslıların kendileri için kullandıklarıRomalı adı, Latince’deki "romanı”’ sözcüğünden değil, Yunanca’daki“rhomaioi”sözcüğündengeliyordu.

Bazı Yunan yazıtlarında “hegemonia ton Rhomaion” (Romalılar’ınegemenliği) için dua ediliyordu. Persler’in yıktığı ve Romalılar’ın tekrarkurduğu Edessa prensliğinin prensi Yunanca “Philoromaios” (Romalılar’ındostu)unvanını almıştı.Yunanca,gücününenparlakolduğuzamanbileRomaİmparatorluğu’nda ikinci dil olarak kalmışken,DoğuRoma İmparatorluğu’ndabirinci dil olmuştu. Latince varlığını sürdürmeyi başarmıştı. BizanslıYunanlılar’ın veyüzyıllar sonrahalifelikArapça’sındaLatin terimlerinin izlerigörülmüştür. Yunanca, uzunca bir zarpan kültürün yanı sıra devletin de diliolarak kullanılmıştır.Doğu eyaletlerinde varlığım sürdürenYunanca- dışındakidillerveedebiyatlar,Kıpti,Aramidilleri,Arapça,Helenistikbilimvefelsefedenönemliölçüdeetkilenmiştir.

Üçüncüönemligelişme,yüzyıllarönce,BüyükİskenderileMısırveSuriyeimparatorluklarında başlamış olan Ortadoğu’nun Helenleşmesidir. Yunankültürü, Roma devletini de Hıristiyan Kiliselerini de etkileyerek daha çokyayılmıştır. İskender ve haleflerinin Roma Sezarlarınınkinden çok farklı olanYunanmonarşileriDoğuRomadevletininhükümetkurumlarınıetkilenmiştir.İlkHıristiyanlar,Yunanlılarıneskidenberiilgilendikleri,Museviler’iveRomalılar’ıpek rahatsız etmeyen felsefe konularına ilgi göstermişlerdir. Hıristiyanlarınkutsal kitabı Yeni Ahit, Yunanca yazılmıştı. Eski Ahit’in de yüzyıllarönce İskenderiye’de yaşayan ve dilleri Yunanca olan Museviler için yazılmışYunancaçevirisivardı.

Geçmiştekideğişikliklerinetkisiylegerçekleşenönemlibirbaşkagelişme'de,bugün güdümlü ekonomi olarak adlandırılabilecek ekonominin, devletotoritesiyle planlanma ve yönetilme düzeninin süregelen gelişmesidir. Nehir

Page 35: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

vadisi toplumlarında, özellikle de Mısır’da böylesi bir siyasi gelişmeolağandı. Mısır’da, İskender’in generallerinden birinin kurduğu Ptolemeushanedanındaileridüzeyeulaşmışbirgüdümlüekonomivardı.Hıristiyanlığınilkyüzyıllarında, özellikle de III.yy’dan itibaren devlet ticaret, sanayi, üretim vehatta tarım alanlarında etkinlik göstermeye başlamıştı. Devlet dışındaki özelgirişimcilerin ekonomik etkinlikleri, devlet tarafından denetlenmiş, bir devletekonomipolitikasıoluşturulupuygulanmayaçalışılmıştır.Devletpekçokalandaözel girişimcilerle ticareti tercih etmeyip kendi olanaklarını kullanmıştır.Örneğinordu,silah,donatımvekimizamandaüniformagereksinimlerinidevletgirişimlerinden sağlamıştır. Genellikle ordunun erzağı vergi olarak toplanıpaskerlere tayın olarak verilirdi. Devletin ekonomik etkinliklerinin giderekartmasıözelgirişimcilerinçalışmaalanlarınıbüyükölçüdekısıtlamıştı.

Devletin artan müdahalesi tarım alanında da olmuş, yavaş yavaş tarımalanları azalmıştır. Devletin, topraklarını terk eden, toprak sahiplerini veköylülerimaddiolarakvebaşkabazıözendirmelerletopraklarındakalmayaiknaetmeçabalarıvebukonudakikaygısı,imparatorluğunçoğubugünekadargelenkanunlarına da yansımıştır. Bu durum, ekonomik müdahaleciliğin önemlisavunucularından Diocletian (284-305) döneminden, İslami fetihlere, yaniekonomik güç ve işlevin tekrar sağlanmasına kadar, III.ile VI.yy’lar arasında,büyükbirsorunolmuştur.

Bizans ve Pers imparatorlukları,VII.yy’ın ilk birkaç on yılında yaklaşanİslamiyet dalgasına kapılmış olsalar da, kaderleri çok farklı olmuştur. AraplarBizansordularınıağıryenilgilereuğratarakpekçokeyaletlerinielegeçirdiklerihalde, Küçük Asya'nın merkez eyaleti Yunan ve Hıristiyan kalmıştı. ÖteyandanimparatorluğunbaşkentiKonstantinopolisaldığısaldırılararağmen,onudenizden ve karadan koruyan surlarıyla ayakta kalmayı başarmıştı. Bizansimparatorluğu gücünü kaybederek küçülmeye başlamasından sonra bile yediyüzyıldilini,'kültürünüvekurumlarınıözgünbiçimleriylesürdürerekyaşamıştır.

İran’ınkaderiçokdahafarklıydı.Fethedilenyalnızcadışeyaletleriolmamış,başkenti ve topraklarının tamamı da fethedilerek yeni Arap-İslamimparatorluğuna dahil olmuştu. Mısır ve Suriye’deki Bizanslı iş adamlarınınBizans’a kaçma şansları vardı ama İran'ın Zerdüşt destekçilerinin Müslümanyönetimine girmekten ya da gidebilecekleri tek yere, Hindistan’a göçmektenbaşka seçenekleri yoktu. İran’daki Müslüman hakimiyetinin ilk yüzyıllarındaeskidilveeskiyazı,küçükbirazınlıkdışında,kullanılmayarakunutuldu.Anglo-Saxon dilinin İngilizce’ye dönüşmesi sürecinde yaşandığı gibi fetih dili bile

Page 36: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

değiştirdi. İran'ın İslamiyet’ten önceki tarihi, modern çağlarda eski Persyazılarınınçözümlenmesiçalışmalarıylaaraştırılmayabaşlanmıştır.

İran İmparatorluğu tarihinde Hıristiyanlık çağının ilk altı yüzyıllıkbölümünde,SasanivePartdönemleriolmaküzere ikibüyükdönemvardır. İlkSasani hükümdan Ardaşir (226-240) Roma’ya yeni bir dizi savaş açmıştır.OndansonragelenI.Şahpur(240-271)savaştaRomaİmparatoruVaierianiesiralmış ve Valerian esarette ölmüştür. 1. Şahpur övündüğü bubaşarısının resimlerini İran’daki çeşitli dağların kayalanna yonttuımuştur. AtüstündekiPers şahının,yerdekiRoma imparatorununboynunaayağınıkoymuşolduğuburesimlerhâlâdurmaktadır.

İslamhalifeliğiortayaçıkanakadarbölgetarihineegemenolansiyasidurum,Pers-Roma, sonrasında da Pers-Bizans rekabetiydi. İslamiyet ise bir rakibiniortadankaldırmış,diğerinedeönemliölçüdegücünükaybettirmişti.Busonucabüyük etkisi olan sonu gelmek bilmeyen savaşlar bir istisnaylakesintiye uğramıştır. Bu istisna, yüz yıldan fazla süren Uzun Barış’tır.Şahpur(383-388) 384’te Roma ile barış yapmıştır. 421-22 yıllarındaki ufak bir sınırçatışmasıhariç,VI.yy’ınilkyıllarınakadarbirdahasavaşolmamış,butarihlerdebaşlayan ilk savaş kısa aralıklarla 628’e kadar devametmiştir.Bu sıralarda daçokyakındabuikidüşmanıgölgedebırakacakyenibirgüçdoğmayabaşlamıştır.

Modem veOrtaçağ tarihçilerine göre bu savaşların temel gerekçesi toprakolmuştur. Romalılar bu dönemde Persler’in egemenliğindeki Ermenistan veMezopotamyaüzerindehakiddiaediyorlardı.RomalılarimparatorlarıTrajan’ınfethettiğinisöyledikleributopraklanistiyorlardı,budaRomalılar’ın,Persler’in,sonra da Müslümanların ortak öğretilerine göre buralar üzerinde kendilerinesürekli hak tanıyordu. Ayrıca Bizanslılar, Mezopotamya ve Ermenistanhalklarının büyük çoğunluğu Hıristiyan olduğundan Hıristiyan imparatorunabağlıolmalarıgerektiğiniönesürüyorlardı.PerslerdeM.Ö.525'teKiros’unoğluKambiz’in fethettiğiFilistin,SuriyeveMısır’dabile hak iddia ediyorlardı.Butopraklansavaşlarsırasındazamanzamanelegeçirdiler.BuralardaPersleryadaZerdüştleryoktuamaonlarasempatiduyanHıristiyanolmayangruplarvardı.

Modemtarihçilertoprakdışındakibaşkanedenleridebulupbelgelemişlerdir.Bunların en önemlilerinden biri Doğu ile Batı arasındaki ticaret yollarını elegeçirmearzusudur.AkdenizdünyasıiçinÇin’denipek,HindistanveGüneydoğuAsya’dan baharat olmak üzere Doğu’dan yapılan iki ithalat büyükönemtaşımaktaydıvebumallarınticaretiçokyaygınlaşmıştı.Romayasalarında

Page 37: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ticaretimüdahaledenkoruyacakönlemlereyerveriliyordu.Bu ticaretRomaveBizans’ın,ÇinveHindistanuygarlıklarıylailişkideolmasınısağlıyordu.

Ülkeler arasında ne düzenli bir ilişki ne de ziyaret bulunuyordu ama herikisindendeithalatyapılıyordu.RomalılarvesonradaBizanslılarbuithalatiçinaltın ödüyorlardı. Hint baharattan ve Çin ipeğine karşılık Akdeniz dünyasınınverilebilecekbirşeyiyoktu.AltınherzamangeçerliydiveçokmiktardaRomaaltını Akdeniz havzasına yapılan ithalatın karşılığı olarak Doğu Asya’yagönderiliyordu. Bu arada, belirli dönemlerde hükümranlıklarını Orta Asya’yayayan Persler, ipek ticaretinin çıkış noktasındaki hakim güç olarak aracılıkyapıyorlar ve bu sayede büyük kâr elde ediyorlardı. Roma dünyası Doğu’yaaltın akışından şikayetçi oluyordu ama yine de bu ölçüde bir kaybadayanabilmişti.

Akdeniz’den doğuya giden en kısa yolun Persler hakimiyetindekitopraklardan geçmesi nedeniyle, Pers silahlarının olmayacağı başka yollarbulamakhemekonomikhemdestratejikaçıdanyararlıolacaktı.Çin’densonraAvrasya bozkırlarındaki Türk topraklarındanKaradeniz veBizans topraklarınaveya Hint Okyanusu’ndan geçerek güney denizlerine giden yollar var olanalternatiflerdi. Bu yollar, Basra Körfezi ve Arabistan’a veya Kızıldeniz’densonraMısır ve Süveyş kıstağından geçerek Akdeniz’e ya da Yemen’den BatıArabistankervanyollarıylaSuriyesınırlarınauzanıyordu.

Başta Roma’nın ve daha sonra Bizans’ın çıkan, Hindistan ve Çin ile dışticaret bağları yaratmak ve korumak, bu sayede Persler hakimiyetindeki ortabölgelerden uzak durmaktı. Öte yandan Pers İmparatorluğu transit yollardakidurumundan faydalanarak Bizans ticaretini denetim altında tutup barışzamanındakârsağlamak,savaşsırasındadayolukapatmakistiyordu.Budaheriki imparatorluğun, kendi sınırlan dışındaki topraklarda etkin olabilmek içinsüreklimücadelehalindeolmalarıanlamınageliyordu.

İki bölgede, tüm bu diplomatik, ticari ve nadiren de askeri müdahalelerinetkisideküçümsenemeyecekderecedeydi.BudurumdanilköncekuzeydeTürkbeylikleriveaşiretleri ilegüneydeArapbeylikleriveaşiretlerietkilenmişti.NeAraplar’ın ne de Türkler’in bölgenin eski uygarlıkları üzerinde önemli biretkileriolduğunadairkanıtbulunmamaktadır.Ancakdahasonradangelenistiladalgalarındaortaçağlardaİslamiyet’inmerkeziolantopraklardakietkileriönemliolmuştur.

Hıristiyanlık çağının ilk altı yüzyıllıkdönemindeAraplarveTürklerhenüz

Page 38: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

imparatorluk sınırlarının dışında, barbar ya da yan barbar olarak çöllerde vebozkırlarda yaşıyorlardı. Romalılar ve Persler, imparatorluklarını genişletirkenbile çöl ya da bozkır topraklarını ele geçirmekle ilgilenmemişler, hatta onlarlayakınlık kurmamayaözengöstermişlerdi. IV. yyRomalı tarihçisi Suriyeli olanAmmianusMarceilinusbozkırhalklarıiçinşunlarısöylemiştir:1

"Tüm bu bölgelerin halkları vahşi ve savaşçıdır. Çatışma ve savaş onlarakeyifverirOnlariçinsavaştaölenlerenmutlukişilerdir.Dünyadandoğalölümleayrılanlarıkorkaklıklasuçlayıphakaretederler.(XXI)

Ammianus Marceilinus, güneydeki çöl halklarını “dost da, düşman daolamayacak Araplar” sözleriyle anlatmıştır (XIV, 4.1). Bu komşuların silahgücüyle fethedilmesi tehlikeli,maliyetli vezordu.Buyüzden, iki imparatorlukda yaptıkları maddi, askeri ve teknik yardımlar, verdikleri unvanlar ile buhalkları kendi yanlarına çekmeye çalıştıkları, genel imparatorluk politikasışeklinegetirilecekbiryolizlediler.Kuzeyinvegüneyinaşiretreisleribudurumukendi çıkarlarına kullanarak, bir birinin bir ötekinin, bazen ikisinin birdenyanında oldular. Kimileri kervan ticaretinden elde ettiği servet ile kendişehirlerini ya da krallıklarını kurdular, imparatorlukların uydularıymış gibi,bazen demüttefikleri olarak siyasi rol üstlendiler.Bu imparatorluklar çıkarlarıdoğrultusundasınırbeyliklerinielegeçiripdoğrudanhakimiyetaltınaalmışlarsada, genellikle dolaylı hakimiyeti ya da müşteri devlet konumunu tercihetmişlerdir.

Bu çok eskiden kalan ilişki türünün kökeni şüphesiz antik çağauzanmaktadır. Romalılar M.Ö. 65’te Romalı Pompey’in bugün Ürdün Haşimikrallığında bulunan Petra’daki Nabat başkentine yaptığı ziyaretle çölpolitikalarınınbaşlangıcınıyaptılar.Nabatiler’inyazılıdillerivekültürleriAramiolduğu halde kendilerinin Arap olduktan bilinmektedir. Petra vahasındabir kervan şehri kurdular, Romalılar da onlarla kuracakları ilişkinin dostçaolmasınıdoğrubuldular.Petra,Romaeyaletleri ileçölarasındaki tamponülke,GüneyArabistan,veHindistan ile ticaretyollarınaulaşmak içinçokönemlibirkomşuydu. M.Ö. 25’te İmparator Augustus Yemen’i fethetmek için bir ordugöndererekbaşkabir politikadenedi.Romalılar’aKızıl deniz'ingüneyucundabir köprübaşı yaratarak Hindistan yolunu Roma’nın doğrudan hakimiyetinealmayı amaçlıyordu. Fetih başarılı olamadı ve Romalılar oraya bir daha seferdüzenlemediler.YenidenArabistan içlerineordularınıgöndermeyidenemediler,hatta barış sırasındaki ticari, savaş sırasındaki askeri gereksinimleri nedeniyleçöldekisınırdevletleriylevekervanşehirleriyleiyiilişkilerkurmayabaşladılar.

Page 39: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

RomalılarınbupolitikasıArapsınırbeyliklerininsayısındabüyükbirartışayolaçtı.BunlarınbirincisiPetraidi,enönemlilerindenbirideşimdigüneydoğuSuriye’deki Tadmur olan Palmira idi. Palmira Suriye çölündeki bir kaynağınetrafındabulunuyordu.Çokeskiçağlardaorasıbir ticaretveyerleşimşehriydi,Palmiralılar’ın. Fırat üzerindeDura’da birmerkezleri bulunduğu içinAkdenizileMezopotamyaveKörfezçölticaretyoluüzerindesözsahibiolmaları,onlarabirölçüdestratejikveticariönemsağlıyordu.

Benzer durum, iki imparatorluğun ve Karadeniz’le Hazar Denizi’ninkuzeyinde,Çin’euzananOrtaAsyayoluüzerindedegeçerliydi.BubölgedekiOrta Asya aşiretleri arasında I.yy'ın son çeyreğinde Çin’in otoritesine karşıbaşkaldırılarolmayabaşladı.Bubaşkaldıranların liderleri arasındaolanveÇintarihçileritarafından“HiungNu”olarakadlandırılanhalkın,AvrupatarihindekiHunlar oldukları bilinmektedir. Pan Chao adlı Çinli general Çin’den OrtaAsya’yagerçekleştirdiğiseferlebaşkaldırıyıdurdurarakHiungNu’larıipekyoluüzerindenatmıştır.BukezÇinlilerdahadailerigiderek,sonralarıadıTürkistanolan,bugünküÖzbekistanilebatıkomşularınıiçinealanbölgeyifethettiler.PanChaoburadaniçAsyaipekyolunuÇin’indenetimialtınaaldıveKanYingadlıelçisi önderliğinde bir heyeti Romalılarla görüşmeleri için batıya yolladı.Heyetin97’deBasraKörfezi’neulaştığıbilinmektedir.

Roma İmparatoru Trajan'ın Ortadoğu’da yayılma politikasını açıklamada,Doğu’nun bu ve diğer diplomatik ve askeri etkinlikleri yardımcı olmaktadır.106’da Trajan, Roma ile Petra eski ilişkisine son vererek şehri fethetti. ArtıkNabatiler’in ülkesi Provincia Arabia adlı bir Roma eyaleti oldu ve Basra’dabulunan bir Roma Lejyonu tarafından yönetilmeye başladı. Trajan, Romagemilerinin Akdeniz’den Kızıldeniz’e geçebilmelerini sağlamak için NilNehri’nin kanallarını ve kollarını birleştirip İskenderiye’den Clysma’ya dekuzananbirsuyoluyaptırdı.107’deHindistan’abirRomaelçisigönderildi,kısabirsüresonradaDoğuSuriyesınırındanKızıldeniz’ebiryolaçıldı.

Tümbuolayların iki imparatorlukarasındaki savaşıbaşlatanPartlar’ıhaklıolarak endişelendirdiği görülmektedir. Trajan 114’te başlattığı bir seferde ikiimparatorluğun paylaşamadığı en önemli bölgelerden Ermenistan’ı işgal etti.Bağımsız Hıristiyan bir hükümdar olan Edessa prensi ile anlaştıktan sonradoğuyadoğruDicle’dengeçerekllö’daşimdikiBağdatyakınındakibüyükPersşehriKtesiphon’u fethetti. Bu sıradaYahudiye’de büyük bir isyan çıkması birtesadüfgibigörünmüyor.117’deTrajan’ınölümüüzerineyerinegeçenHadrian,ProvinciaArabiadışındadoğudaişgaledileneyaletlerdençekildi.

Page 40: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Trajan’ınbölgedeyayıldığı100yıllarında,Arapyarımadasıyaklaşıkolarakşu durumdaydı: İç bölgelerde dışarıdan ve içeriden hiçbir otorite yoktu, öteyandan batıda Roma ve doğuda Part imparatorluklarıyla çeşitli ilişkileri olanküçükbeyliklerleçevrilmişti.BeyliklerArabistan’danYemen’e,oradandadenizyoluylaDoğuAfrikaveHindistan’auzananticaretyollarıylageçiniyorlardı.

Roma’nınPetra’yıhakimiyetinealmasıönemlibirpolitikadeğişikliğiolmuşveodönemingüçlerdengesinibozmuştu.RomalılarbundansonradaPalmira’dabenzerbirpolitikauyguladılaramaensonundabundanvazgeçerekbilinmeyenbirtarihtePalmira’yıimparatorluklarınadahilettiler.

İran'da Sasaniler'in ortaya çıkması ve bölgede dahamilitan vemerkezi birdüzenin kurulması ile durum tekrar değişti. Persler de Arabia’nın kuzeydoğusınırlarında birkaç beyliği aldılar. Persler, III. yy ortalarında eski bir Arapmerkezini,Hatra'yı ortadan kaldırdıktan sonra, doğu Arabistan'ın Körfez kıyısıboyundakibölgeleriniişgalettiler.

Roma tarihçilerine göre III.yy’ın üçüncü çeyreğinde Zenobia adındaki(büyük olasılıkla Arapça Zeyneb) kadın hükümdar, Palmira’nın bağımsızlığınıtekrarkazanması içinsonçabayıharcamıştır. İmparatorAurelian’ıngönderdiğiRoma ordusu Zenobia’yı yenmiş ve Palmira bir kez daha imparatorluğakatılmıştır.

Bu sırada Arap yarımadasının uzak güneyinde önemli değişiklikleryaşanmaktaydı.Tarımalanlarıolanvehanedanmonarşileriyleyönetilenşehirleriolan Güney Arabistan, yan çöl olan kuzeyden oldukça farklıydı. Ancakmonarşiler yıkılmış, yerini Himyaritik monarşi adı verilen yeni bir düzenebırakmıştı.BatıdanHabeşlervedoğudanPerslerolmaküzerebölgedışetkilerinçarpışmanoktasıolmuştu.Habeşistan’dabaşlayanmilitanHıristiyanmonarşisi,Kızıldeniz’indiğertarafındakigelişmeleredoğalolarakilgigösteriyordu.Perslerde onlar için birbirinden farklı olmayan Hıristiyan ya da Roma etkisinedirenmeyeherzamanhazırdurumdaydılar.

- Bu süreçte, eski dünyanın büyük ekonomik çöküşünden, özellikle III.yy’dan sonra ticaretin sonlanmasından Akdeniz uygarlığının bu uzak ilerikarakolları bile etkilenmişlerdi. Bulunan Roma sikkelerinin azalmış olmasıbunun bir göstergesidir. 217’de Hindistan’da ölen Caracalla’dan sonrakisikkelerden neredeyse hiç bulunamamıştır. Bu da IV. ile VI. yüzyıllararasındaArabistan’ınkaranlıkbirdönemyaşadığınıgöstermektedir.Budönem,bedevileşme ve yoksullaşma çağı olmuştur. Bu döneme değin var olan tarım

Page 41: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

gerilemiş, kurulan merkezler azalmış ve deve göçerliği yaygınlaşmıştır.İslamiyet'in ortaya çıkmadan hemen önceki zamana ilişkin ilk Müslümanöyküleribudönemiçoknetolarakanlatmaktadır.

Arabistan’ın gerileyişinin nedenleri arasında her iki imparatorluğunilgilerininyokolmasıdagözönünealınmalıdır.İranveRomabarışınınsürdüğü384yılından502yılınakadarkiuzunsüredeherikiimparatorlukdaArabistan’a,vahalarındanveçöllerindengeçenpahalı,uzunvetehlikeliticaretyollarınailgigöstermemişti. Ticaret yollannın yönü değişmiş, teşvik yardımları sona ermiş,kervan trafiği durmuş ve şehirler terk edilmişti. Ticaretin son bulmasıylagöçebeliğin başlaması, kültür ve yaşam standardım düşürmüş ve çok uzunsüreden soma ilk kezArabistan’ı uygar dünyadan soyutlamıştı. Bu durumdan,Arabistan'ındahagelişmişolangüneyideetkilenmiş,buradakigöçebeaşiretlerdahaiyiotlaklararamakiçinkuzeyegöçetmişlerdi.Araptoplumundagöçebelikdaimaönemliolmuşturamaartıkdahadaöneçıkmıştır.Müslümanlarbudönemi“Cahiliye”olarakadlandırırlarvebudönemileAydınlıkÇağyaniİslamiyetilearalarındaki çelişkiye dikkat çekerler. Bu dönem, yalnızca sonradan gelecekolanlaragöredeğil,dahaöncekileregöredeçokkaranlıktı. İslamiyet’inortayaçıkmasıbuaçıdanbirrestorasyonolarakdüşünülebilirvegerçektendeKuran’daHz.İbrahim’indinininrestorasyonuolduğubelirtilmektedir.

Hz.Muhammed’in doğduğu VI.yy’da her şey yeniden değişti.En önemlisiPersler ve Bizanslılar’ın yüz yıllık barış sürecinden sonra yeniden çatışmayabaşlamaları ve bugün neredeyse sonsuz bir savaşa dönüşmesidir. İkiimparatorluk savaş ve rekabet halindeyken bu mücadelenin bir nedeni olarakArabistanbir kez dahaortaya çıktı veAraphalkları yenidenher iki tarafın dasaygıveilgilerinikazandılar.NehirvadilerindenBasraKörfezi’neinenyol,barışdöneminde, Akdeniz dünyasındanDoğu’ya giden en elverişli yoldu. Uzun birkısmı su üzerinde geçen bu yol ötekilerle karşılaştırıldığında hem daha ucuz,hem de daha güvenliydi ama Bizanslılar ile Persler yeniden savaşmayabaşladığındadurumudeğişti.MezopotamyaveKörfezyoluBizanslılaraçısındançoksakıncalıydı.Buyol,Perslertarafındansavaşsırasındaaskerihareketle, ikiimparatorlukarasındakibarışsayılabilecekzamanlarda iseekonomikbaskılarlaher an kapatılabilirdi. Bunun için Bizanslılar,Persler’in ulaşamayacaklarıuzaklıktabaşkayollarbulmapolitikasınıbenimsediler.

Önceden de olduğu gibi güney çöl ve denizleri ile kuzey bozkırları olmaküzere iki önemli seçenek vardı. Karadan Asya yolunun tercih edilmesi, OrtaAsya bozkırlarının hanları ile Bizans imparatorlan arasında ilginç pazarlıklara

Page 42: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yolaçtı.TürkhanlarıKonstantinopolis’eelçilerinigöndermeyebaşladılar.Bizanstarihçilerinegöre,dahakurnazolanbazıhanlarhemBizans’ahemdePerslef’eelçi göndermişlerdir. Ancak hanlar genellikle Bizanslılar’ı ihanetlesuçlamışlardır. Bizans tarihçisi Menander, 576’da geçen bir olayı şöyleanlatmıştır:2

BirBizanselçisibanagüvenmektubuverirken,hantarafındankendisiyleiş yaparken düşmanlarıyla da yapmakla suçlanmıştı. Han, parmaklarınıağzına alıp şunları söylemişti: "Sen bir aldatması ve on tane dili olan oRomalılar'dandeğilmisin?Şimdiağzımdaolanonparmağımkadardilinvarseninvebirinibeni,ötekiniAvarlar'ıkandırmakiçinkullanıyorsun...Kurnazsözlerle ve hile yaparak herkesi aldatıyorsun... Ama bir Türk ’ün yalansöylemesituhafolurvegörülmemiştirde...”

Kuzeydeki ve güneydeki patronlar ile müşteriler birbirlerini oldukça iyianlarlardı. VI.yy başladığında, güney yolu hem Persler’in ulaşamayacağıuzaklıktaolduğu,hemdeçeşitli seçenekler sunduğu içinkuzeyyolundandahaönemli olmuştu. Eski kaynaklara göre, ilgili tarafların politikalarını veuygulamalarını ortaya koyan şöyle bir tablo çıkmaktadır: Bizans, PersdenetimindenuzakbirHindistanyoluaçmışveyoluaçık tutmuştur.Perslerdebu iletişim hattını önlemek ve kesmek için uğraşmışlardır. Bu arada yolüzerindekiçeşitlihalklarbudurumdankârsağlamayaçalışmışlar,kendiçıkarlarıiçin yolu açık tutmak ama Bizanslılar’ın da yolun denetimini ve tekelini elegeçirmesiniengellemekistemişlerdir.

Odönemdekipekçokolaybuörneğeuygungelişmiştir.HemBizanshemdePers tarafında uç beyliklerinin yeniden ortaya çıkmaları bunlardan biridir.Bizans'ın çöl sınırında bugünküÜrdün’ün olduğu yerdeArapGassani beyliği,İran tarafında da Hira beyliği bulunuyordu. İkisi de Arap’tı, ikisi de Ara-mikültürüne sahipti, ikisi de Hıristiyan’dı ama siyasi olarak biri İran’a, diğeriBizans’abağlıydı.

Yaklaşık 527’de Bizans İmparatoru Jüstinyen, Hira’ya savaş açmaları içinGassaniler’i iknaetti.BöyleceBizans ile İran’ın;başrollerdeolduklanbirsavaşbaşlamış oldu. Gassani beyine unvanlar verildi ve Roma İmparatorluğu’nun“partici”si ilan edilerek Konstantinopolis’e davet edildi. Roma silah veeğitmenleri ile birlikte yeterli miktarda da Roma altını verildi. Pers tarafındaolanlarlailgiliçokfazlabirbilgibulunmamasınakarşın,oradadaaynışeylerinolduğuanlaşılmaktadır.

Page 43: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Sina Yarımadası’nın güney köşesinin açıklarındaki Yotabe olarakadlandırılan küçük Tiran adasının tarih sahnesine çıkması, bu dönemin ikinciönemli gelişmesidir. Eski çağlardan bu yana adada transit ticaretle uğraşaninsanlar tarafından' kurulan küçük bir yerleşim merkezinin olduğuanlaşılmaktadır.473’teadadakibiraşiretreisininKonstantinopolis’iziyaretettiğiveonunardından,bazenimparatorluğundostubazendedüşmanıolarakgörülendiğerlerininolduğunailişkinbilgilerbulunmaktadır.AdadayaşayanlarhakkındaMuseviolduklarına ilişkinbilgilervardıramaeskiMuseviler’denmi,sonradanMuseviliği seçenlerden mi ya da Yahudi ülkesinden yeni gelenlerden mioldukları açık değildir. Kızıldeniz’de ticaret yapan ada halkı başlangıçtabağımsızdı ve Bizans’a düşmanlardı. VI. yy’da Kızıldeniz ticaretininilerlemesiyle birlikte, ada Bizans denetimine girdi ve kolaylık olması için birGassani beyine bağlandı.525’te birtakım ilginç gelişmeler oldu. Tiran-YotabeMusevileridenetimaltınaalındılaramaKızıldeniz’ingüneyucundaHimyariteskralının Museviliği seçmesiyle yeni Museviler ortaya çıktı. Böyle.ceArabistan’ın kuzeybatı köşesinde yüzyıllardır ilk defa bir Yahudi krallığıkurulmuşoldu.Kızıldeniz’inikiköşesinde,herikisideKızıldenizticaretiyapan,her ikisi de Pers destekçisi politika benimseyen bir Yahudi varlığının aynıandaortayaçıkmasınınbirbiriyleilişkiliolmasıgerekir.Bizansöncelikleİran’ayönelik bir politika izliyordu. Bizans eylemleri yalnız İran’ı hedef almıyordu,Kızıldeniz’in bir ucundan diğer ucuna değin Bizans üstünlüğünü ve ticarettekelini elde etmek, yerel güçleri boyunduruk altına almak ya da yok etmekamacınahizmetediyordu.KuzeydeArapdostlanndanaldıklarıyardımlarlabuişikendileri yapıyorlardı ama güneyde böyle bir olanak bulamadıkları içinYemen’deki Museviler’e ve onların doğusundaki Persler’e karşı Bizans ileittifakta olan Hıristiyan devleti Habeşistan’ı kullanmak istediler. O dönemdeHabeşistan, Hindistan’a kadar giden gemileri ve Arabistan yarımadasındabulunan askerleriyle uluslararası ticari güç durumundaydı. Ha-beşler yeniHıristiyanlıklarınınheyecanıiçindeBizanslıelçileriheveslekarşıladılar.Neyazıkki Habeşler kendilerine verilen görevde başarılı olamadılar. Başlarda GüneyArabistan’daki sonbağımsızdevletiyıkıpyokederekülkeyiHıristiyanlar’avebaşkadışetkilereaçıkhalegetirmeyibaşarmalarınakarşın,buzaferlerinidevamettirecekgüçleriyoktu.Yemen’denöteyegitmekisteyerek507’dekuzeyegidenkervan yolu üzerindeki Yemen ticaret merkezi Mekke’ye saldırı düzenlediler.AncakyenilgiyeuğrayarakYemen’dekiyerleriniPersler'ebıraktılar.

Hz.Muhammed’in doğduğu yıllarda Yemen’in başında bir Pers satrapıbulunuyordu ve ülke tamamen Persler’in denetimi altındaydı. Kızıldeniz’in

Page 44: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

güney köşesine yerleşenPers gücü,Bizans’ınDoğu’ya ayrı ve açık bir ticaretyolu açma politikasını başarısızlığa uğratıyordu. Bununla birliktekonununöneminitümüyleazaltanbaşkabirgelişmeolmuştu.YüzyıllardıripeküretimiÇin’deözenlebir sırolaraksaklı tutulmaktaydıve ipekböceğinin ihraçedilmesiölümlecezalandırılıyordu.Ancak ikiNesturikeşişinin552’deÇin'denBizans’a ipekböceğinin tohumunu kaçırmayı başarmalarından sonra KüçükAsya’da VII .yy’ın ilk yıllannda ipekböceği yetiştirme işi gelişmişti. Çin'deüretilen ipekliler daha kaliteli ve güzel olduğu için daha çok tercih ediliyorduamaartıkÇin’inbukonudakidünyatekelisonaermişti.

VI.yy iki rakip imparatorluğun zayıflaması ve geri çekilmeleri iletamamlandı. Arabistan’dan atılan Habeşlerin, Habeşistan’daki rejimleri desarsıldı. Bir süre daha direnen Persler, ülkelerindeki taht kavgaları ve Zerdüştdini içindeki tartışmalar nedeniyle başlayan büyük dini sorunlar yüzündenönemli ölçüde güç-kaybetmişlerdi. Öte yandan, Bizans Jüstinyen’inhükümdarlığınınardındansorunlaryaşamayabaşlamıştıveBizansHıristiyanlığıbüyükkilise tartışmaları ilesarsılıyordu.Arabistanyarımadasınınsonbağımsızgüçmerkezleridurumundakigüneybeylikleri,yerleriniyabancıların işgallerinebırakarakortadankalkmışlardı.

Bu olayların tümü Arap yarımadasını önemli derecede etkilemişti. Bugelişmelerin ardından Arabistan’a yanlarında yeni yöntemler, düşünceler veürünler getiren çok sayıda yabancı yerleşmişti. Arabistan’dan geçen ticaretyollan, tüccarlar ve ürünler, devam eden Pers-Bizans mücadelesinin sonucuolarak çoğalmıştı. Yine kuzeyde sınır devletleri ortaya çıkmış, imparatorlukefendilerinebağlıolmuşlarancakArapailesiiçindekalmayadevametmişlerdi.

Dışarıdan gelen bu etkiler Araplar içinde çeşitli tepkilere yol açmıştı.Bunlardan bir bölümümaddi kaynaklıydı. Daha sonra karşılaşacakları olaylaraçısından çok değerli bir ders olan silah, zırh kullanmayı ve dönemin askeriyöntemleriniöğrenmişlerdi.Öncedenhiçbilmediklerişeylerigetirmeyebaşlayantüccarlarilerlemiştoplumlarınzevkleriiletanışmışlardı.Kendilerindenileridekikomşularının din ve kültürleriyle ilgili bilgi sahibi olan Araplar, bir ölçüdeentelektüel, hattamanevi bir etkilenmede yaşamışlardı.Yazıyı öğrenerekyenibir alfabe oluşturmuşlar ve dillerini yazmaya başlamışlardı. Dışarıdaki yenidüşünceleri almışlar, en önemlisi, ilkel paganizme sahip olan ve yetersizbulduklarıdinlerininyerinebaşkabirdinarayışınagirmişlerdi.

Ulaşabilecekleriuzaklıktabirkaçdinbulunuyordu.Hıristiyanlıktabüyükbir

Page 45: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ilerlemeolmuştu.HemBizans,hemdeİransınırlarındakiAraplarınçoğunluğuHıristiyan olmuştu ve güneydeki Yemen ve Najran’da da Hıristiyanlar vardı.Museviler özellikle Yemen'de, ama Hicaz’ın başka yerlerinde bulunuyorlardı.Bunların bazıları Yahudiye’den gelmiş olan göçmenlerin torunlarıydı, bazılarıise yeniMusevi olanlardı.VII.yy'daArabistan’dakiMuseviler veHıristiyanlartamamen Araplaşmışlar ve Arap toplumunun bir parçası olmuşlardı. Persdinlerinibenimseyenpekolmamıştı.DininfazlacamilliolmasınedeniylePerslerdışındakilereçokçekicigelmemesiniilginçbulmamakgerekir.

İlk İslam tarihçilerine göre, Arapça’da Hanifi denilen bir grup putatapınmayı bırakmışlardı ama o dönemin rakip dini öğretilerinden hiçbirinibenimsemeye de hazır değillerdi. Hanifiler yeni İslam dinini ilk kabuledenlerdendir.

Page 46: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

3.KISIM

İslamiyet'inDoğuşuveYükselişi

Page 47: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

3.BÖLÜM

KÖKENLER

İslamiyet’in doğuşu, kurucusu, ilk kabul edenleri ve inananları ile ilgilibilgileryalnızcaİslamhadisleri,metinlerivetarihianılardanedinilebilmektedir.İslamiyet’in dış dünya tarafından fark edilmesi ve dışarıdan bakanlarca elealınması uzun zaman sonra olmuştur. Bu açıdan İslam tarihi de,Hıristiyanlık,Musevilikveinsanlığındiğerbüyükdinlerinintarihlerigibitarihçileriçinsorunolmuştur.Ortaçağ’dakientitizdindarMüslümanilahiyatçılarbilediniöğretinindoğruluğunu ve mükemmelliğini tartışmasız kabul ettikleri halde, kişiselbiyografik ve tarihi hadislerin doğru olup olmadığını sorgulamışlardır. Bu türkısıtlamaları olmayan çağdaş eleştirici ilahiyatçılar da daha başka sorunlarıgündeme getirmişlerdir. İslam tarihinin başlangıç dönemine ait başka belge,metinveyazıtgibibağımsızkanıtlarınbulunamamışolmasınedeniylebudönemgelenekselgörüşlerçerçevesindekisorunlarıylabilinecektir.

Müslümanlar açısından her şey kesin ve açıktır. Müslümanların tarihselbilincinin 'merkezinde,Hz.Muhammed’in görevi, savaşımı ve sonundaki zaferi,Müslümandünyasınınoluşması,inananlannveHz.Muhammed’densonrakilerinyaşadıkları,KutsalKitaptageçenlerveinsanlarınsonrakilereaktarılananılanyeralmaktadır.MüslümaninanışınagöreAbdullah’ınoğluMuhammedkırkyaşmadoğruPeygamberolmuştur.BirRamazanayıgecesiHiradağındauyumaktaolanHz. Muhammed’e Cebrail görünerek “Oku!” demiştir. Hz. Muhammed önceduraklamış,sonraCebrailüçkezdahaaymşeyisöyleyince,“Neyiokuyacağım?"diye sormuştur. Cebrail, “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O insanı bir kanpıhtısındanyarattı.Oku!Rabbinenbüyükcömertliğinsahibidir.O’durkalemleyazmayıöğreten.O, insanabilmediğiniöğretti.”BucümlelerKuran’ındoksanaltıncı suresinin ilk beş ayetidir. Kuran, Arapça bir sözcüktür, “okuma,ezberleme”anlamlarınagelirveİslaminancınagöreAllah'ınHz.Muhammed’eindirdiği vahiyleri içerir. Bu ilk ayetlerden sonra Hz. Muhammed’e pek çokvahiy inmiştir, Hz. Muhammed aldığı vahiyleri doğduğu yere, kendi halkına

Page 48: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

götürmüş ve artık puta tapmamalarını evrensel bir tek tanrıya tapmalarınısöylemiştir.

Hz.Muhammed, 571 yılında Batı Arabistan’daki Hicaz bölgesinin küçükvaha şehri Mekke’de Kureyş Arap aşiretinde dünyaya gelmiştir. O yıllardayarımadanın büyük bölümü yalnızca birkaç kervan yolu ile dağınık vahanınolduğu bir çöldü. Ha lk çoğunlukla göçebeydi, deve, koyun, keçi-yetiştirerek,bazen de rakip aşiretlere, vaha ve sınır halklarına yaptıkları baskınlarlageçiniyorlardı.Birkısmıolanakbulduklarıyerlerdeküçükçaptatarımlauğraşır,bir kısmı da dış dünyadaki gelişmeler tüccarları, Arabistan’a gönderdiğindeticaret yaparlardı. Roma ile Persler arasında VI.yy da çıkan savaş sayesindeAkdeniz ile Doğu arasındaki kervan yolunun küçük şehirleri kısa süreliğinetekrarhareketlenmişlerdi.Mekkedebuşehirlerarasındayeralıyordu.

Görevinin ilkyıllarındaHz.Muhammed’eönceailesi,daha sonradagenişçevreler inandılar. Mekke’deki ileri gelen aileler, bu yeni düşünceleri vekaynaklandıkları yeni oluşumu şüpheyle karşıladılar vemuhalif oldular.OnlariçinHz.Muhammed ve öğretisi gerekmaddi gerekse dini yönden, hem kendiotoritelerihemdevarolandüzeniçinciddibir tehditti.Gelenekselbiyografiler,bazı Müslümanların baskı ve zulüm yüzünden memleketlerini terk ederekKızıldeniz’in diğer yanındaki Habeşistan’a sığındıklarını anlatmaktadır.Hz.Muhammed ilk Çağrı’dan on üç yıl sonra, yaklaşık 622’de, Mekke’nin350kilometrekuzeyindebirbaşkavahadakiküçükYesribşehrindenelçilerlebiranlaşmayapü.YesriblilerHz.Muhammed ile beraberindekileri iyi karşıladılar,ondan anlaşmazlıklarında ara bulucu olmasını istediler, onu ve onunla birlikteMekke’yi terk edecek olanları savunmayı önerdiler. Hz. Muhammed ilk önceyaklaşık altmış aileyi gönderdi, o yılın sonbaharında da kendisi gitti. Hz.Muhammed ile yanında olanlarınMekke’denYesrib’e göçlerine “hicret” denirveMüslümanlarhicretiHz.Muhammed’inpeygamberliğininnişanıolarakkabulederler. Sonraları birMüslüman takvimi yapılır veArap takviminin başlangıcıhicretolur.Yesribİslamdinininvetopluluğununmerkezihalinegeldivezamaniçinde yalnızca El-Medine (Şehir) denilmeye başlandı. Yeni topluluğa daArapçadatoplulukanlamınagelen“ümmet”adıverildi..

Hz. Muhammed Mekke’deki, şehir yöneticilerinin başlangıçtaumursamazlıklarına, sonrasında da düşmanlıklarına direnmişti.Medine’de diniyetkinin beraberinde siyasi ve askeri yetkileri de alarak yöneten kendisi oldu.Medine’dekiyeniMüslümandevleti,kısabirsüresonraMekke’dekiputatapanyöneticilerlesavaşmayabaşladı.SekizyılsürensavaşsonundaHz.Muhammed

Page 49: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Mekke’yialdı.

Bunun sonucunda, Hz. Muhammed’in hayatı ile ondan öncekipeygamberlerin,Musa ve İsa'nın hayadan arasında önemli bir fark oluştu.Hz.Musa'nınvaatedilmiştopraklarınagirmeizniyoktu,halkıilerlerkenoölmüştü.Hz. İsa çarmıha gerilmişti ve Romalı imparator Konstantin, Hıristiyanlığıbenimseyip inananlarına güç verene kadar Hıristiyanlık bir azınlık diniolarak kalmıştı. Hz. Muhammed ise vaat edilen topraklarını ele geçirmiş,yaşarken güç ve zafer elde etmiş, peygamberlik otoritesinin yanında siyasiotoritedekullanmıştır.Allah’ınPeygamberiolarakgetirdiğidinivahiyvardıvebunu öğretiyordu. Bununla birlikteMüslüman ümmetinin lideri olarak yasalaryapıyor, diplomasiyi yönetiyor, vergi alıyor, adalet dağıtıyor, savaş vebarış kararı veriyordu. Başlangıçta bir topluluk olan ümmet, artık bir devletolmuştu,birsüresonradaimparatorlukolacaktı.

8Haziran 632 tarihinde yaşamını yitirenHz.Muhammed’in peygamberlikgörevi de tamamlanmış oldu. Müslümanlar açısından onun peygamberliğininamacı, ondan önceki peygamberler tarafından getirilen ama daha sonraçarpıtılmış ya da terk edilmiş olan gerçek tek tanrıcılığı tekrar canlandırmak,puta tapınmayı yok etmek ve Allah’ın en son vahyini getirmekti. Müslümaninancına göre o sonuncu Peygamberdi ve ölümüyle birlikteAllah’ın insanlığagönderdiği vahiyler tamamlanmıştı. Bir daha başka bir peygamber ve vahiygelmeyecekti.Böylecemanevi görev tamamlanmıştı amaKutsal Yasayı devamettirmevetümdünyayayaymaamacınıtaşıyandinigörevhâlâsonbulmamıştı.Bu amacın tam olarak gerçekleştirilebilmesi, bir devlet içinde siyasi ve askerigüçkullanılarakyaniegemenlikilemümkünolacaktı.

Hz. Muhammed, hiçbir zaman ölümlü bir insandan farklı olduğunu iddiaetmemişti,oAllah'ınPeygamberiveAllah’ınkullarınınlideriydiamabirinsandıve ölümlüydü. Bununla ilgili olarak Kuran da şunları söyler: “Muhammedyalnızca bir peygamberdir. O da kendinden önceki peygamberler gibiölümlüdür.”

Peygamberölmüştüveyerinebaşkabirpeygambergelmeyecekti.Müslümanümmetininvedevletin lideri artık yoktu, yerinebiriningelmesi gerekliydi.Buacilgereklilikkarşısındapeygamberinyakınındakiler,aralarındanbiriniseçtiler.Bu da,Müslümanlığı ilk kabul edenlerden ve en saygın kişilerden biri olanEbubekir’di. Ebubekir liderliği için,Arapça’da hem halef hem vekil anlamınagelenHalifeunvanınıseçti.Anlamıçokaçıkolmayanbuunvan,bazılarınagöre

Page 50: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Halifet-ül Resul-Allah yani Allah'ın peygamberinin halefi, bazılarına göre deHalifet-ül Allah yani Allah'ın vekili demekti. Ebubekir’i devletin başınagetirenler bunu düşünmemiş olsalar da, büyük halifelik kurumu, yani İslamdünyasınınenüstünegemenmakamıböyleliklekurulmuşoldu.

İslam halifeliğinin ilk dönemleri hakkındaki bilgiler Peygamberhakkındakilerideolduğugibiyalnızcaİslamkaynaklarındanedinilmiştir.Ötekiülkelerintarihçileri,yenidevletvedininortayaçıkmasıveilerlemesiileilgiliilkbilgileri epeyce sonra vermişlerdir. Müslümanlar arasında bilgiler nesillerboyunca sözle iletilmiş, çokdaha sonrayazıyageçirilmiştir.Bilgiler bozularakve değiştirilerek aktarılmıştır. Bunun doğal nedeni insan hafızasındankaynaklananhatalar olmuştur (aslında bu sorunokuryazar olmayanbir toplumiçin bugünolduğundandaha az önemli olurdu), ancakbaşkabir önemli nedende ilkMüslümanlar arasındaki birçok bireysel, ailevi vemezhep ayrılıkları vetartışmalarıdır.Buyüzden,savaşlarınsırasıvesonuçlarıgibientemelgerçeklerbileçeşitlianlatımlaragöredeğişmektedir.

Müslüman tarihçiler, peygamber öldüğü zaman, İslamiyetin henüz Arapyarımadasındakibazıbölgelerlesınırlıolduğunubelirtmektedirler.Müslümanlığıkabul eden Araplar da, Verimli Hilal sınırlarını biraz aşmış olsalar bile,sınırlıydılar.KuzeyAfrika,GüneybatıAsyaveİslamtopraklarında,yani,ilerideArap dünyası olacak yerlerde henüz başka dinlere inanılıyor, başka dillerkonuşuluyor ve başka hükümdarlara itaat ediliyordu. Bölgenin tamamı Hz.Muhammed’in ölümünden yüz yıl sonra insanlık tarihindeki en hızlı ve endramatikdeğişikliğesahneolacaktı.VI.yy’ınsonlarındaartıkdışdünyayenibirdin ve güç ile tanışmıştı. HalifelerinMüslüman imparatorluğu bazen Asya’daHindistanveÇinsınırlarınıaşıyor,batıdaGüneyAkdenizkıyılarındanAtlantikOkyanusu’na, güneyde Afrika’daki kara insanlarının, kuzeyde Avrupa’dakibeyaz insanların ülkelerine kadar ilerliyordu. İmparatorluğun devlet diniİslamiyet’ti ve Arapça hızla diğer dillerin yerine geçerek gündelik yaşamdakullanılanbaşlıcailetişimaracıoluyordu.

Günümüzde, İslamiyet’in başlangıcından on dört yüzyıl sonra, Arapimparatorluğuçoktanyokolmuştur.AncakyalnızcabatıdaAvrupa,doğudaİranve Orta Asya hariç, Araplar’ın fethettikleri tüm ülkelerde Arapça çeşitlibiçimleriilehâlâhalkdilidir.EdebiArapçadakültür,ticaretvehükümetintemeliletişim aracı olarak varlığım sürdürmektedir. Din dili olarak Arapça,konuşulduğuülkelerdençokuzaklara, sonralandaArap fetihlerininsınırlarınınötesine ve Asya ile Afrika’nın Arap hakimiyetine girmemiş yerlerine kadar

Page 51: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

gitmiştir.

İslam dini ile Arap imparatorluğunun yayılmasında, fethedilen ülkelerdeyaşayanlarındapayıolmuş,buhalklarhızla İslamiyet!kabuletmişvebayrağıaltındagirmişlerdir.BatıdaKuzeyAfrikaBerberileribaşlardaArapsaldırılarınaşiddetlekarşıkoymuşlarancaksonundaonlarakatılarakİspanya’nınfethinevekolonileştirilmesineyardımetmişler,dahasonradaonlarSahra’nıngüneyindekisiyahinsanlarıİslâmlaştırmışvesömürgeyapmışlardır.Doğudaimparatorluktanyıkılmış ve din hiyerarşisi zayıflamış olan Persler, İslamiyet’te yapı ve anlambulmuşlar, yeni dinlerini Orta Asya’nın karma İran ve Türk halklarınagötürmüşlerdir. Ortada yer alan ve uzun süredir Bizans ve Persimparatorluklarının hakimiyetinde olan Verimli Hilal’in dili Aramice, diniHıristiyan olan halkları ile Mısır’ın dili Kıptice olan Hıristiyanları, birimparatorluktan, diğer bir imparatorluğun hakimiyetine girmişler ve yeniefendilerinineskisindendahaiyiniyetlivehoşgörülüolduğunugörmüşlerdi.

İslamiyet’e geçiş süreci bu ülkelerde daha kolay yaşanmıştı. Araplar’ınvergileri, özellikle Müslümanlar için Bizans’ınkinden çok daha azdı. Arapdevleti, Konstantinopolis yönetimindeki Ortodoks olmayan Hıristiyanlar’a vekiliselerine çıkarılan zorlukları göz ardı ediyor, aynı kanunlar dahilinde tümHıristiyan-lar’a hoşgörülü davranıyordu. Parttar ve pagan Roma imparatorlarızamanındadinihoşgörügören,SasanilerveHıristiyanBizanslılarzamanındaisezulüm gören Musevilerin durumu Müslüman Arap devletinde çok daha iyiyegitti.

Arapdevleti yöneticileri ve ordukomutanları genellikleMedine veMekkevaha şehirlerinden oluyordu ama yine de çöl kökenlerinden çokuzaklaşmamışlardı. Fetihlerde zafer kazanan Arap orduları çoğunlukla çölinsanlarından oluşuyordu. Araplar’ın fetih savaşları, genellikle çöl gücünüustaca kullanma stratejisine dayanıyordu. Bu, daha sonralan Batı’nındeniz insanlarının kurduğu imparatorlukların deniz gücünü kullanmalarınabenzerbiryöntemdi.Araplariçinkendievlerigibiotançöl,düşmanlarıiçinöyledeğildi.ÇölAraplariçintanıdık,dostvekolayerişilebilirbiryerken,düşmanlarıiçinıssız,tehlikeli,korkutucuveuzaktı.Nasılbirkarainsanıdenizdenkorkarsaonlar da çölden korkuyorlardı. Araplar çölü acil durumlarda sığmak, başarıkazandıklarında zafere giden yol ve ikmal,mesaj, destek gönderme amaçlı biriletişim yolu olarak kullanıyorlardı. Aynca Arap imparatorluğunun Afrika ileAsya’yıbirbirinebağlayanSüveyşkıstağındangeçenbir çölyoluotanSüveyşKanalıdabulunuyordu.

Page 52: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Araplarfethettikleriherülkede,çölünhemenkenarındaanaaskeriüsleriniveyönetimmerkezlerinikuruyorlardı.Şamgibiyerinibeğendikleribirşehirolursahemen onu başkent yapıyorlardı. Ancak genelde yeni merkezler kurmalarıgerekiyordu. Bu merkezler de imparatorluk ve stratejik gereksinimlerikarşılamaküzeregarnizonşehirlerhalinegeliyorlardı.Bunlardanenönemlileriİran’daKum,Irak’taKüfeveBasra,Tunus’taKayrevanveMısır’daFustat’tı.

Bunlara, sınır anlamındaki eski bir Sami sözcüğü olan Arapça “mısr”(çoğuluamsar)adıverilirdi.BuadTevratİbranicesi’nde,AramiceveArapça’daMısır’a verilmiştir. Bölgelerin yönetiminde ve Araplaştırılmasında Amsar’inmerkezibirönemivardı.BaşlangıçtaAraplarkurdukları imparatorluğunküçükve tecrit edilmiş bağımsız bir azınlığıydı. Amsar’da Arap öncüleri ve diliegemendi. Her Amsar’ınmerkezinde bulunan askeri kantonlara Arap savaşçı-sömürgecileri aşiret düzeni içinde yerleşmişlerdi. Merkezin etrafında bulunandükkan sahipleri, zanaatkarlar ve öteki esnaf olmak üzere yerel halktankişiler,Arap yöneticilerin, askerlerin ve ailelerin gereksinimlerini karşılarlardı.Zamanlabudışşehirleryerleşme,zenginlikvedeğeralarakbüyüdülerveArapdevletinehizmetedenyerlimemurlarıdaiçlerinealdılar.Bumemurlarzorunluolarak Arapçayı öğrendiler ve Arapların davranışlarından, zevklerinden vedüşüncelerindenetkilendiler.

Genelde, İslamiyetin fetihler aracılığı ile yayıldığı ileri sürülür. Fetihler ilebirliktesömürgeleştirme,İslamdinininyayılmasınıönemliorandaetkilemişsedebunuiddiaetmekyanlışolurçünküfetihlerintemelsavaşamacıİslamiyetizorlakabulettirmekdeğildi.ÜstelikKuranbukonudaçokkesindir:“Dindezorlamayoktur.” (2:256). Bu sözler çoğunlukla, tek tanrılı bir dine inanan ve İslam’ınonayladığı kutsal kitaplara saygılı olan kişilerin dinlerini İslam devleti vekanunlarına uygun olarak uygulamalarına müsaade edileceği şeklindeanlaşılmıştır. Öte yandan fethedilen ülkelerde yaşayanlar İslam dinini kabuletmeleri için düşük vergiler ve benzeri şeylerle teşvik ediliyorlardı amazorlanmıyorlardı.ArapdevletibağımlıhalklarıAraplaştırmayaveözümsemeyedeçabalamıyordu.Tamtersine, ilk fetihlerdeArapolanlar ileArapolmayanlar(sonradan İslamiyeti kabul edip Arapça konuşmaya başladıkları halde)arasındakigüçlütoplumsalengellerkorunmuştu.ArapolmayanerkeklerleArapkadınların evlenmelerini hoşkarşılamaz, yeniMüslümanlar’akendileriyle aynıekonomik,siyasivetoplumsalhaklanvermezlerdi.Nevarkiİslamiyet’inikinciyüzyılında gerçekleşen devrimci değişikliklerle Arap ayrımcılığı sona ermiş,böylelikleAraplaştırmasürecihızkazanmıştır.

Page 53: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Arap imparatorluğunun askeri fetihlerinden daha çok, fethedilen yerlerdeyaşayanları Araplaştırması ve İslâmlaştırması şaşırtıcıdır. Arapların askeri vesiyasi üstünlük dönemi çok kısa sürdü ve kısa süre sonra imparatorluklarınınkontrolünü, hatta kendi yarattıkları uygarlıklarının liderliğini başkalarınabıraktılar.Yinedehukukları,dinlerivedillerihakimiyetlerinindevamedenanıtıolarakkaldıvebugündehâlâduruyor.

Aslında büyük değişiklik özümleme ve sömürgeleştirme çalışmaları ilebirliktegerçekleşmişti.ArapfetihlerinigüdüleyengüçlerindenbiriolarakkurakArabistan yarımadasının nüfusunun fazlalığı genel kabul gören bir görüştür.KrallığınilkzamanlarındapekçokArapeskiimparatorluklarınyıkılmışsurlarınıaşıp fethettikleri verimli topraklara göç etmişlerdi.Araplar önce egemen askersınıfıyla bir işgal ordusu, üst düzey memurlar ve toprak sahiplerinden oluşanyönetici bir azınlık olarak gelmişlerdi. Daha önceki yönetimlerin devlettopraklarına ve fetihlerden kaçan göçmenlerin topraklarına Arap devletitarafındanelkonulmuştu.ArapdevletibugeniştopraklanAraplar’adağıtıyoryada çok uygun şartlarla kiraya veriyordu. Bu topraklara yerleşen Araplar,topraklarında kalan yerli sahiplerinden daha az vergi veriyorlardı. Garnizonşehirlerde yaşayan zengin Arap toprak sahiplerinin topraklarını yerli halkişletirdi.

Arap etkisi, gerek doğrudan, gerek İslamiyet’i benimsemiş olan veçoğunluğu orduya hizmet eden yerli nüfus aracılığıyla şehirlerden çevredekikırsal bölgelere yayılıyordu. Yerli dönmelerin, toplumsal ve ekonomik açıdanistediklerieşitlik,safkanArapoldukları iddiasındaolanlarcakabuledilmezken,onlaryinedeartanbirhızlafatihlerindillerinivedinlerinibenimsiyorlardı.

İslam egemenliğinin ilk yüzyılındaki siyasi ve askeri değişiklikler, önemlitoplumsalveekonomikdeğişikliklerideberaberindegetirmişti.Tümfetihlerdeolduğu üzere Arap fetihleri ile kamu, özel ve kilisenin sahip olduğu donmuşhaldeki büyük zenginlikler tekrar piyasaya sürülmeye başladı. İlk Araptarihçilerininaşınmasrafvezenginganimetöykülerivardır.X.yyyazarlarındanel-Mesudi fetihlerde ele geçirilen büyük zenginliklerden söz etmiştir. Mesudi,HalifeOsman’ınöldürüldüğügünözelvarlığınınyüzbindinar(RomaveBizansaltını)vebirmilyondirhem(Persgümüşsikkesi)olduğunu,mülklerinindeyüzbindinarhesaplandığınıvepekçokatiledevebıraktığınısöyler.İslamiyet’iilkkabuledenlerdenveerkenİslamtarihininönemlikişilerindenEl-Zübeyribnül-Avvam, Irak’taKüfe ve Basra’da veMısır’da Fustat ve İskenderiye’de evleresahipti.Mesudi,odönemde(Hicri332/miladi943-44)onunBasra’dakievinde

Page 54: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

tüccarların ikamet ettiğini söyler.Öldüğündehesap edilenvarlığı nakit elli bindinar, bin kadın ve erkek köle, bin at ve söz konusu şehirlerde pek çok evdi.Aynıkaynakta,Peygamber’inyakınlarındanTalhaibnUbeydullahel-Taymi’ninKufe’debüyükbireviolduğundan,Irak’taki topraklarındangündebindinarveelŞarabölgesindekitopraklarındanisebundandahaçokgelireldeettiğindensözedilir.AyrıcaMedine’de tuğlave tikağacındanyapılmışbirdeevivardı.YineaynıkaynağagöreilkMüslümanlar’danAbdül-RahmanibnAvfyüzat,bindeveve on bin koyuna sahipti. Öldüğünde varlığının dörtte biri seksen dört bindinardı.ZaydibnTabitöldüğünde,baltalarlaparçalananaltınlarvegümüşlerileyüz bin dinarlıkmalmülke sahipti. Yala ibnMunya öldüğünde yanmmilyondinarveüçyüzbindinarlıkaraziveçeşitlimaddieşyalarıvardı.1

Şüphesiz, bu inanılmaz servetler, çok abartılmıştır ama yine de, bir fatihsoylular sınıfının çok fazla varlıklarının olduğunu, gittikleri ileri ülkelerin tümzevklerinden ve olanaklarından faydalandıklarını ve varlıklarını keyifleharcadıklarınıgöstermektedir.

Yeni düzen, sadeceAraplar’ı değil, onlarla birlikte pek çoklarını da refahakavuşturamamıştı. Tarihi metinlerde, edebiyatta ve özellikle de çağdaş şiirdegerek bireylerin gerekse de toplumsal grupların, zamanın siyasi, toplumsal vedolaylı olarak ekonomik gerilimlerine rastlanmaktadır. Bir fetih ve yenibirdevletdüzeni,öncedeniktidarveservet tekelinesahipolanönemligruplarıyerlerindenetmesikaçınılmazdır.Herhaldeböylebirdeğişikliğinetkisidoğudakieski Pers eyaletlerinde, batıdaki eski Bizans eyaletlerinden daha fazlagörülmüştür. Mısır ve Suriye’deki yerlerinden olan Bizanslı iş adamları eskitopraklarıyla halklarını yeni efendilerine bırakarak Bizans başkentineçekilebilirlerdi. Ancak Pers iş adamlarının kaçacak yerleri yoktu.İmparatorluklarınınbaşkentiniAraplarellerinegeçirmiştivebirkaçıdışındakileroldukları yerde kalarak yeni devlet düzeninde kendilerine bir yer bulmayaçalışmakzorundaydılar.

*BuyüzdenPerslerineskiayrıcalıklıveyöneticisınıfının,İslamkültürüneve devletine Bizans şehirlerinin halklarının yaptığından daha önemli katkılarıolmasıolağandı.

BaşlangıçtaPersyöneticisınıflarınınyenidevletdüzenineuyumgöstermiş,ayrıcalıklarıvegörevlerindenbirbölümünükorumuşolduklarıanlaşılmaktadır.AncakArap iktidarınıngüçlenmesi,Arapaşiretlerininbüyükçoğunlukla İran’ayerleştirilmeleri, sayıları zamanla artan İranlı Müslümanların Araplarla eşit

Page 55: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

haklara sahip olmak istemeleri ve aslında daha çok da şehirlerin büyümesisonucunda, yeni düzenlemeler yapılmış ve bunlardan kaynaklanan yeniçatışmalar olmuştu. Eski Bizans topraklarında şehir hayatı eskisi gibi kalmış,değişimdahaazolmuştu.Müslümanşehirlerinbuhızlıveaniartışıberaberinde,daha az şehirleşmiş olan eski Pers İmparatorluğu’na çatışma ve gerilimgetirmiştir.

İslamiyet’in ilk zamanlarında İslam toplumunun birliği veArap devletininistikrarıiçinenönemlitehditgruplararasındakirekabettenkaynaklanmıştır.Burekabet,Arapolanla,ArapolmayanMüslümanlar,hattaMüslümanlarileötekilerarasındaki ayrılıklardan doğmamış; kuzey-güney Arabistan kökenli aşiretler,erken-geçgelenler,durumları iyi-kötüolanlar,özgürbirArapaileninçocuklarıileözgürbirArapbabaveyabanacariyeninçocuklarıarasındayaniAraplarileAraplar arasında doğmuştur. Öte yandan, zafer kazananların yenilenlerüzerindekihaklarımuygulamaları,giderekyanAraplar’ınsayısınıartırıyordu..

Bu çatışmalar, Arap tarihinde bazen dini ya da aşiret kökenli, bazen dekişisel çatışmalar şeklinde anlatılır. Şüphesiz tümü önemli çatışmalardır ancakarada başka sorunların da olduğu açıktır. Bazı Arap grupları arasında devamedenveçoğukezsertolandüşmanlık,birsüresonraArapolmayanMüslümanhalkındakatıldığıbirdiziiçsavaşayolaçmıştı.

Roma ile İran arasındaki Ortadoğu ticaret yollarının paylaşılamamasıdurumu, Arap imparatorluğunun kurulması ile son bulmuştu. Büyükİskender’den sonra ilk kez Orta Asya’dan Akdeniz’e kadar Ortadoğu’nuntamamıtekbirimparatorlukveticaretdüzenialtınagirmişti.BirdönemBizansaltınıileİrangümüşüberaberdolaşımdakalmıştıveikiparaarasındakikuroramilk İslam hukuku için önemli bir konu olmuştu. Bu nedenle de İslampazarlarında sarrafların önemli bir yeri vardı.Çokmiktarda nakit paraya sahipyeni yönetici sınıfın ortaya çıkmasıyla sanayi ve ticarette büyümegerçekleşti.Tıpkı Ortaçağ Avrupası’nın Vikingler’i gibi, Ortadoğu’nun Arapfatihlerideparalarınısarayınvesoylularınözelilgileriolanüstünkalitelitekstileyatırdılar. Bu ekonomik gelişmeye, özel malikanelerin, sarayların, kamubinalarının, camilerin yapılması ve yüksek maaş alan askerlerle ötekiyerleşimcilerinçokveçeşitligereksinimlerininkarşılanmasıdaönemlibirkatkıyapmış olmalıdır. Büyük olasılıkla, hızla büyüyen şehirlerdeki huzursuzlukfakirliktençokkırgınlıktankaynaklanıyordu.İçlerindezengin,yetenekli,hemdeiktidar sahibikişilerinolduğuyanAraplarınkırgınlıklarınınnedenidevletinvetoplumun üst düzeylerine alınmamalarıydı. Başta Persler olmak üzere Arap

Page 56: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olmayan dönmeler, kendilerine verilen alt statüden memnun değillerdi veyenidinlerininevrensellikmesajınınanlattığıeşitliğiistiyorlardı.

Buçatışmalarveayrılıklardanbaşka,Müslümantopraklarınınbüyükvehızlıgenişlemesi de gerilim yaratıyordu.Böylece imparatorluğun ve devletinsürdürülmesi, yönetilmesi fazlasıyla zorlaşıyor ve ilk halifeler zor ve aşılmazsorunlarlakarşılaşıyorlardı.

Raşidun olarak anılan ilk dört halife miras yoluyla değil, seçimle başagelmiştir ve Sünni Müslümanlar onların dönemlerinden altın çağ olarak sözederler.DiniveahlakirehberliklerininkutsallığıHz.Muhammed’inkindensonraikinciolarakkabuledilir.Dörthalifenin ilkidışındakiüçükatledilmiştir. İkincihalifeHz.Ömer ibn el-Kattab’ı durumundan şikayetçi olanbirHıristiyanköleöldürmüştür.ÜçüncühalifeHz.Osman iledördüncühalifeHz.Ali,MüslümanArap isyancılar tarafından öldürülmüşlerdir. Hz. Muhammed’in ölümündenyirmibeşyılsonra,toplum,şiddetlimuhalefetleparçalanıyor,devletdeisyanveiç savaşlarla sarsılıyordu. Tüm olaylar fethedenlerle fethedilenler, yeniyle eskiMüslümanlararasındadeğil,Araplararasındameydanageliyordu.

Kısa süre iktidarda kalanHz. Ebubekir’in, ölümünden sonra,Hz.Ömer’in634’tebaşlayanonyıllık- iktidarı, İslamdevletininvehatta İslam toplumununortak tarih bilincinin oluşmasında çok önemlidir. Hz. Ebubekir’in ölümdöşeğindeyken Hz. Ömer’in halife olmasını istediği genel kabul gören birgörüştür.Hz.Ömer,Ashabtarafındanhemenkabuledilmişveiktidarısüresinceönemli bir muhalefet ile karşılaşmamıştır. Yalnızca Hz. Muhammed’inamcasının oğlu ve kızı Hz. Fatıma’nın eşi olan Hz. Ali’yi destekleyenlermuhalifiolmuştur.Bumuhalefetinnedeni,bazılarıaçısındanbiradayolarakHz.Ali’nin üstün özellikleriydi, bazıları açısından da onun yasal hakkı olmasıydı.Ancak Arap dünyasının büyük çoğunluğu Hz. Ömer’in halifeliğini kabuletmiştir. Hz. Ömer yalnızca birlik ve beraberliği sağlamakla kalmayıp ilerideimparatorluk hükümetinin sistemi olacak temeli de atmıştır. Getirilen yeni birunvanın,otoritedekideğişikliğingöstergesiolmuştur.Hz.Ömer’ehalifeunvanıile birlikte “Emir ül-Müminin” unvanı da verilerek siyasi,askeri ve diniotoritenin sahibiolduğugösterilmiştir.Halifelerençokbuunvanıkullanmışlarvehalifelikkurumundabumakambirayrıcalıkolmuştur.

Hz.Ömer elli üç yaşındaykenöldürülmüştür ve kendisinden sonra gelecekkişiyi seçmemiştir. Ölüm döşeğindeykenAs-hab’dan ileri gelen altı kişilik birşura toplayıp aralamadan birini halife seçmek için görevlendirdiği söylenir.

Page 57: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Mekke’nin büyük Ümeyye (Emeviler) aşiretinden ve ilk müminlerden oluşanMekke soylu sınıfının tek temsilcisi olan Hz. Osman, şura tarafından halifeseçilmiştir.îlk halifeler, büyük bir askeri güce ve düzenli bir orduya bile sahipdeğillerdi, Arap aşiretlerinden toplanan askerler orduyu oluşuyordu. Halifeleraskeri güçleri ile değil daha çok Peygamber halefi olduklan için ve kişiliközelliklerinegösterilensaygıilehükümsürüyorlardı.

Hz.Osman’ınkişiliközellikleri,kendisindenönceki ikihalifeninkazandığısaygınlığıkazanamamıştı.Hz.Muhammed’inölümündenonyıl sonradinibağzayıflamaya başlamıştı ve Mekke soylu sınıfı aralarından birinin halifeolmasının fırsatla-nndan yararlanmaya çalışarak durumu daha dazorlaştınyordu. Göçebe aşiretleri daima rahatsız eden otorite baskısı dahadayanılmazbirdurumageliyordu.

Hz.Osman-644yılındahalifeliğegetirildi.YüzyılınortalarındabatıdaMısırveSuriye,doğudaİranveIrak’ınbüyükbölümünüMüslümanlarelegeçirmişti.654-55’te Müslüman donanması Bizanslılara karşı büyük bir deniz zaferikazandı. Pers imparatorluğu yıkıldı. Savaşın geçici olarak durması, aşiretlerikendi istekleri ve hoşnutsuzlukları üzerinde durmaya yöneltti ve böyleceArapaşiretlerininhareketleriiçsavaşlarayolaçtı.

656yılında,Mısır’dakiArapordusundangelenbirgrupisyancışikayetleriniiletmek için Medine’ye geldiklerinde Halife Osman'ı öldürerek ilk iç savaşıbaşlatmışlardı. İsyancılar 17 Haziran 656’da evine saldırdıkları halifeyi ağıryaraladılar ve bu saldırı ile ardından gelen çatışmalar İslam tarihinde birdönümnoktasıoldu.İlkkezbirİslamhalifesiMüslümanlartarafındanöldürüldü.Müslümanordularınınarasındakırankıranabirsavaşbaşladı.Hz.Aliisyancılartarafındanhalifeseçildi.

Hz.Muhammed’inamcasınınoğluvekızınıneşiHz.AliibnebuTalib,çokyönlüvekarmaşıkilkİslamiçsavaşındaönemlibirroloynamıştır.Hz.Ali,Hz.Muhammed’inkızıFatıma’nın eşiydivepekdedikkat çekici özelliklere sahipdeğildi. Böyle bir akrabalık ilişkisi çok eşliliğin geçerli olduğu birtoplumda önem taşımazdı ama İslamiyet öncesi Arap uygulamasına görePeygamber’in akrabası olması nedeniyle, onun dini ve siyasi otoritesinin birbölümünü devralmak üzere aday olabilirdi. Konumu ve kişilik özellikleriylekendibaşınagüçlübiradaydeğildi.Öteyandan,Müslümanlar’ınçoğu,seçimlegelenhalifelerinyarattığıdüşkırıklığınedeniyleMuhammed’inbirakrabasınınbaşa geleceği yeni bir devlet düzeninin İslamiyet’in asıl özüne dönüşü

Page 58: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sağlayacağını düşünerekHz.Ali’yi destekliyorlardı.Bunlar, başlangıçta “ŞiatülAli”(Ali'ninpartisi)olarak,sonradaŞii’lerolarakanıldılar.

Neredeysetamamıçatışmalarlageçenbeşyılınardından,66l’inOcakayındaHalifeAli de öldürüldü.Bu sefer katil isyancı askerler yerine, radikal bir dinigrubuntemsilcisiydi.Buolayikincibirönemliörnekolmuştu.

Suriye eyaletinin valisi Muaviye ibn Ebu Sufyan’ın liderliğindeki grupbirinci İslam iç savaşında zafer kazanan taraf oldu. Muaviye’nin konumuoldukça güçlüydü. Öldürülen Halife Osman’ın amcasının oğlu olan veEmeviler’in Mekke kolundan gelen Muaviye’nin, İslam hukukuna ve Arapgeleneklerine göre, akrabasının öldürülmesine karşı misilleme isteme hakkıvardı.Onu Hz. Ömer vali yapmıştı ve görevine başlaması son iki halifeninmeydan okumalan ve rekabetlerinden önceydi. Suriye valisi olarak BizansHıristiyanveİslamdünyalarıarasındabeceriklivedisiplinlibirordusuvardıvekazandığısavaşdeneyimiylegüçlenmişti.

Hz.Ali öldürüldükten sonra oğluHaşan, birçoklarının kendisini yeni liderolarakgörmesinerağmen,halifelikiddiasındanvazgeçerek,Suriye’dehalifeilanedilenve tüm'imparatorluk tarafından tanınanMuaviye’ninegemenliğinegirdi.Muaviye’ninhalifeliğiileİslamtarihindeEmevihalifelikdönemibaşladı.Ondansonra da halifelik, bir ilke olmamakla birlikte daima babadan oğula geçerekEmevi hanedanında kaldı. Muaviye hayattayken oğlu Yezid’i veliahtı olarakgöstererek sonraki halifelere bir örnek oluşturdu.IX.yy yazarlarından biriöyküsündebudavranışınönemiçokaçıkanlatmıştır:

‘HalkMuaviye’ninönündetoplanmışken,YezidhatiplertarafındanHalifeilanedildi.Halktanbazılarımemnunolmayınca,Udraaşiretindenbiriayağakalkarak kılıcını kınından çekti ve' "Müminlerin Lideri odur”deyipMuamye’yi işaret ettikten sonra Yezid’i gösterdi ve “O öldükten sonra, buolacak”dedi.“Eğeritirazıolanvarsa,ozamandabu!"dedivekılıcımçıkardı.Muaviye,‘‘Hatiplerinprensisinsen”dediadama.2

Yüz yıl bile sürmeyen Emeviler’in halifeliklerinin ardından, Arap İslamtarihi geleneğine uygun biçimde yazılan tarihlerde sert eleştiriler yapılmıştır.Şiiler’egöreEmevilerzorbavegaspçıydı.HalifeliğiasılhaklanolanHz.Aliveoğlundan zorla alıp onların soyundan olanları öldürerek İslamiyet’in gerçekmesajını reddetmiş ve yozlaştırmışlardır. Sünni tarihçilere göre de Emevilergaspçıydılar,amaçlarıveyöntemleridinikaynaklıdeğil,dünyaişleriyleilgiliydi.

Page 59: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Klasik tarihçilere göre Emevi hükümdarlığı, onlardan önceki doğru yoldayürüyen hükümdarların halifelikleri ile onlardan sonra gelen ilahi olarakbenimsenmişhalifeler arasındabir "krallık”olmuştur.Emeviler’edüşmanolanArap tarihçiler Muaviye’nin politik ve diplomatik becerisine iki anlama dagelebilecekbiçimdeiltifatederler.

Modern araştırmacılarsa, Emeviler’e daha olumlu bir açıdan bakarlar.Özellikletehlikeliveyıkıcıiçsavaşlarsırasındaİslamdevletininvetoplumununkararlılığınıvesürekliliğinikorumuşolanönemlihükümdarlarıhaklıbulurlar.

BugöreviEmevihalifeleribirdiziuzlaşmavedüzenlemeyleyerinegetirerekbirliği sağlamışlar, fetih yapmayı sürdürmüşler, imparatorluğa özgü toplum,kültürü ve yönetim yapısının temelini hazırlamışlardır. Bunu yaparken îslamimesajının özünden bir ölçüde uzaklaşmayı göze almışlardır.Hükümdarlarınöldürülmesiveiçsavaşlaryüzündendinisadakatvediniotoritebağının saygınlığı neredeyse yok olacak kadar azalarak yerini Emevihalifelerinin yarattığı "Arap krallığı” ya da daha doğrusu, Arap yükselişinebıraktı. Yalnızca anne ve baba tarafından saf Arap olanlara ayrıcalığın veiktidarınenüstdüzeylerinegelmeolanağıtanınıyordu.BabasıArapolan,annesiArap olmayan çoğunlukla da köle olanYanAraplar, yalnızca bellimakamlaragelebiliyorlar,enüstdüzeylereçıkamıyorlardı.Örneğin,EmeviprensiMaslama,Emevihalifelerininenbüyüklerindenbirininoğluyduvebaşarılıbirkomutandıamaannesibirköleolduğuiçintahttanuzakkalmıştı.

YarıAraplar’dansonraArapolmayandönmeler,onlardansonradanüfusunçoğunluğunu oluşturan Müslüman olmayanlar geliyordu. Ancak Arapolmayanlar,Müslümanlığıbenimsemişolupolmamalarınabakılmaksızın,askerive siyasi yönetimde yer alamamalarına rağmen Emeviye hükümetinde çokönemli roller oynuyorlardı. Sonraki tarihçilerin Emeviler’i suçladıktan biruzlaşmayla vergi ve yönetim gibi çeşitli konularda Îslami görüşlerdenvazgeçilerek merkezde ve de eyaletlerde îslami halifelik tarafından çökertilenimparatorlukların yapısına, yöntemlerine ve özellikle de personeline dayalı birhükümetdüzenikurulmuştu.

Çokzorgeçirilenbusüreç,ahlakivesilahlıdirenişlereyolaçmıştır.Silahlıdirenişleri, Emevi halifeliğini dini açıdan eleştiren, tarikat şeklindeki iki grupgerçekleştirmiştir. Bunlardan biri Hariciler’di. Haricilik, Hz. Ali yanlılarındanküçük bir .grubun ilk iç savaşta ondan ayrılarak ona karşı çıkmasıylabaşlamıştı. Hz. Ali’yi bunlardan biri öldürmüştü. Hariciler, Emeviler’e

Page 60: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ve onlardan sonra gelenlere muhalefet etmeyi sürdürdüler. Hariciler aşiretbağımsızlığının en aşın noktasında duruyorlardı. Kendilerinin verdiği veistediklerinde geri alabilecekleri onaylarından kaynaklanmayan bir otoriteyikabul etmiyorlar ve doğumu ile kökeni ne olursa olsun, müminler tarafındanseçilecek her müminin halife olabileceğini iddia ediyorlardı. Şiiler'ingörüşleritamtersineydivehalifeliğinHz.Muhammed’insoyundangelenlereaitilahibirhakolduğunuilerisürüyorlardı.İkitarafdakuruludüzeniyıkıpyerineyenivedahagerçekİslamcıbirdüzenkurmayayönelikveçoğunluklatehlikeliisyanlarçıkarıyordu.

Bu isyanlardan biriyle ikinci iç savaş başladı. İsyan askeri ve siyasi etkisiaçısındanküçükolmasınakarşın,dinivedetarihiaçıdançokbüyükbirönemesahiptir.680’deHz.Ali’ninoğluveHz.Muhammed’intorunuHüseyin,Irak’takibir isyanın önderliğini yaptı. Kerbela’da Muharrem ayının onuncu günüHüseyin’inailesivedestekçileribirEmevigücüylegirdiklerisavaştayenildiler.Savaşta ve sonrasında yetmişten fazla kişi öldürüldü, bu gruptan yalnızHüseyin’inoğluAliölmediveolayıaktarabildi.Şiiler’inİslamtarihigörüşlerinideğiştirenKerbela katliamı nedeniyleMuharrem ayırım onuncu günü Şiiler’indinitakvimineönemlibirgünolarakgeçti.BugündeŞiiler,Hz.Muhammed’inailesinin şehit olmasını, öldürenlerin kötülüklerini ve kurtaramayanlarınpişmanlıklarını anmak için özveri, kefaret ve suçluluk temalı dini törenlerdüzenlerler.ŞiiveSünniMüslümanöğretileriarasındakifarklar,Hıristiyanlığınrakipkiliselerinibölenfarklardançokdahaazveönemsizdir.Şiiler’inzulümveşehitlik duygulan, yüzyıllar boyunca gaspçı kabul ettikleri hükümdarlarınegemenliğinde bir azınlık şeklinde yaşamaları, Sünni devlet ile aralarındapsikolojikbirengeloluşturmuş,buyüzdensiyasi,dini tavırvedavranışlarındafarklılıkyaratmıştır.

Kerbelakatliamı siyasibirpartiolanŞia'nındinibirmezhebedönüşmesinihızlandırdı ve ikinci iç savaşa şiddet ve kırgınlık kattı. Yeniden Halifeliktoprakları yıllar boyu süren bir savaşla parçalanmasında Araplar’ındışındakilerindekatkısıoldu.BunedenleAliyanlılarınınisyanıoandaolmasada, daha sonra en tehlikesi olmuştur. 685 yılında başa gelen Emevi halifesiAbdülmelik’in karşısındaki en ciddi tehdit Abdullah ibn al-Zübeyr ve Muşabkardeşlerin isyanıoldu.683yılındaAbdullahHicaz’dakendinihalife ilan etti,bir süre gücünü Irak’a dek yaydı imparatorluğun öteki eyaletlerinde de birölçüde tanındı.Abdülmelik ancak Abdullah’ın 692 yılında ölmesinin ardındanmuhalefetin üstesinden gelerek, monarşik olmaya yolunda ilerleyen devlet

Page 61: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

gücünühakimkılmayıbaşardı.

Abdülmelik (685-705) ve ondan sonra gelenlerin en başarılısı olan Hişam(724-743) zamanında Arap tarihçiler tarafından “düzenleme ve örgütlenme”olaraktanımlanançokönemligelişmeleroldu.Persler’denveBizans’tanalmaneski yönetim sistemine yeni bir imparatorluk düzeni getirildi. Yönetim vemuhasebediliolarakYunancaveFarsça'nınyerineArapçageçti.Araptarihindebu reformlarıAbdülmelik’in gerçekleştirmiş olduğu kesin kanıtlan ile sunulur.694’teAbdülmelik yeni bir halifelik altını yaptırmasının büyük yankılan oldu.Roma imparatorlarından miras alınan bir Bizans yöntemi olan altınsikke dünyada başka kimsede yoktu. Araplar’ın o güne dek yalnızca gümüşsikkeleri olmuştu, bunları da eski Pers ve Bizans eyaletlerinde bulduklarıdarphanelerde basılırlardı. Altın sikkeler eskisinden çok farklı değildi veyalnızca hükümdarların değişmesiyle değişiyorlardı. Araplar, Bizans’tan altınsikke ithal etmeyi de sürdürüyorlardı. Bizans imparatoru, Abdülmelik’in attındinarlarınıbirmeydanokumaolarakgördüvebunasavaşlakarşılıkverdi.AltınsikkelerinüzerindekiKuranayetleribumeydanokumayıaçıkçagöstermiştir:

Allah'tanbaşkatanrıyoktur,Hz.Muhammedonunresulüdür.(9:33)Allahbirdir.Allahuludur.Odoğurmamışvedoğurulmamıştır.(112:1-3)

Bu Kuran ayetleri, Hıristiyan öğretilerine doğrudan meydan okuyordu vehicretin720yılında(691-92)AbdülmeliktarafındanKudüs’ünibadettepesindeyaptırılanKubbet-üsSahra’dadayeralıyordu.Camiveyazıtlarıdinibiramacıgösterirken,üzerinde halifenin adının olduğu kilometre taşları ile yapılan yeniyollar da bir imparatorluk amacını göstermekteydi. Para ise her iki amaca dahizmetediyordu.ArtıkBizans İmparatorluğu’nunveHıristiyanlığın iddialarınameydanokuyacakyenibirevrenseldevletvedünyadiniortayaçıkmışoluyordu.

İslamtarihindekiilkbüyükdinibina,yarımdakiMescid-ülAksaileberaber.Kubbet-üs Sahra’dır. Artık uyarlama, ödünç alma ve düzeltme zamanı geridekalmış, yeni bir dönem başlamıştı. Emevi halifeleri Pers ve Romaimparatorluklarından bağımsız yeni bir evrensel devletti ve İslamiyet,Hıristiyanlığın devamı değil, yeni bir evrensel dindi. Kubbet-üs Sahra’nınkonumu,şekli,ençokdasüslemeleriamacımaçıkçagöstermektedir.Boyutuveşekliyle Hıristiyan kilisesiyle yarışarak onu geçmesinin amaçlandığıanlaşılmaktadır.Camiİslamiyet’tenöncekidinlerHıristiyanlıkveMusevilikiçindünyadakienkutsalyerde,Kudüs’teyapılmıştı.

Kudüs’ünseçilmişolmasıönemlibirnoktadır.Kuran’daKudüs’tenhiçsöz

Page 62: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

edilmemiştir. İlk Müslüman metinlerinde Kudüs „ adı kullanılmamış,Abdülmelik’in kilometre taşlan konusunda olduğu gibi ondan söz edilirken,şehirdeki Musevi ve Hıristiyan izlerini silmek amacıyla Romalılar’ın verdiğiAeliaadıkullanılmıştır. İslamiyet’in ilkmabedi içinKudüs’te seçilenyerdahada önemlidir.Cami hemHıristiyanlığın hemdeMuseviliğin kutsal tarihindekiönemliolaylarınıngeçtiğiTapınakTepesi’neyapılmıştır.Musevi inancınagöreHz. İbrahim oğlunu oradaki kaya üzerinde kurban etmek istemişti, aynı yerdedahasonradaSüleymantapınağınınmihrabıbulunmaktaydı.Abdülmelikcamiyiburaya yapürarak, onun son dinin mabedi olduğunu, Süleyman’ın tapınağınınyerine geçmesiyle de Hıristiyanlar’a ve Museviler’e vaat edilen vahiylerindevamettiğiniveonlarınyanlışlarınındüzelttiğinianlatmakistemiştir.

Caminin içini süslemek için seçilenayetlervediğeryazılardabuamaçlandesteklemektedir. Özellikle “La ilahe illallah” ayetinin sıkça yinelenmesi,Hıristiyanlar’ın Teslis öğretisinin reddedildiğini anlatmaktadır ve bu ötekiyazıtlardadagörülmektedir:

"Oğlu ve ortağı bulunmayan Allah 'a şükürler olsun ki O’nun kendinikoruyacakkimseyeihtiyacıyoktur!"

112. sure sıkça yinelenen bir başka yazıttır:“O,Allah'tır, tektir. Allah’tır,uludur. O, doğurmamış ve doğurulmamıştır.O’nun eşi ve benzeri yoktur,olamaz."Başkabirayetdeöncekivahiylerialanlariçinbiruyandır(Kuran3:18-19):

“Ey inananlar! Dininizde aşırılık yapmayın: Allah hakkında yalnızcagerçeği söyleyin. Meryem'in oğlu İsa, Allah’ın gerçektenpeygamberiydi...Allah'a ve peygamberlerine inanın."Üç"demeyin.Bundanvazgeçin,siziniçineniyiolanbudur.Allahtektir,oğluyoktur.”

BaşkabirayetdeyanlışyoldaolanMusevileriveHıristiyanlarıuyarmaktadır(Kuran3:18-19):

“Allah 'tanbaşkaAllah yoktur.Melekler ve ilim sahipleri de bunu ikraretmişlerdir. Evet,mutlak güç ve hikmet sahibi Allah 'tan başka ilah yoktur.Allah'ınnezdindehakdiniİslam'dır...Allah'ınayetleriniinkaredenler

bilmelidirlerki,Allah’ınhesabıçabuktur."

Bunların dini anlamlarının yanında siyasi anlamları da vardır.Yalnızca dinimparatorluğu haldi yapar ve dini imparatorluk devam ettirebilir.Allah,resulüMuhammed ve halifesi aracılığıyla dünyaya yeni bir düzen göndermiştir.

Page 63: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Abdülmelik yeni din ile bu dinin dünyadaki liderine adanmış olan yapısıylaİslam ile müjdeci dinler arasındaki ilişkiyi doğruluyor, bununla birlikte yenidinin diğer dinlerin düştüğü yanlışları düzeltmek ve üstlerine çıkmak üzeregönderildiğininetolarakifadeediyordu.

Abdülmelik’inardındanbaşagelenoğluhalifeVeliddeBüyükŞamCamiiyaptırırken aynı düşüncelerden yola çıkmış olmalıdır.X.yy coğrafyacısı el-Mukaddesiilginçbirkonuşmadansözeder:3

‘Amcamabirgündedimki:HalifeVelid’inMüslümanlar’ınparasınıŞamcamiine harcaması yanlıştı. Bu parayı su depolarının, kalelerin ve yollarıntamirineharcamasıçokdahauygunveyararlıolurdu.Amcamşöyleyanıtladı:Oğlum, böyle düşünme. Velid önemli bir şey yaptı.Hıristiyanların ülkesiSuriye’ningüzelveçekicikiliselerledoluolduğunugörünce,Müslümanlarınbu kiliselere ilgi göstermemesi için dünyanın harikalarından biri olan bucamiyi yaptırdı.Abdülmelik de kiliseninbüyük vehakimkubbesini görünce,onun Müslümanlar'ın etkileyeceğinden korkmuş ve bir kayanın üzerineKubbet-üsSabra'yıyaptırmıştı.”

Büyük olasılıkla bu büyük cami ve onun Süleyman'ın tapınağınıanımsatması' nedeniyle bir dönem Kudüs, tapınağın Tevrat’taki adı İbraniceBaytha-Mikdaş'la akrabalığı açıkça görülen Beyt al-Maqdis adı ile tanındı.Sonraları bu ad, Aelia daal-Quds, “kutsal şehir” olarak tarımdı. Kuran’da birayet(17:1)Allah'ınbirgeceHz.Muhammed’iMekke’dekiMescid-iHaram’danen uzak camiye (Arapçası el-Mescid ül-Aksa) götürdüğünü yazar. Eski birgörüşe göre “en uzak cami”cennette, başka bir görüşe göre ise Kudüs’tedir.Müslümanlar ikinci görüşü benimsemişlerdir. Bu ayet Kubbet-üs Sahra’dabulunmaz.Eskibaşkabirhadisledeİslamiyet’teKudüs’ekutsallıktanınmamasıtam bir çelişki oluşturmaktadır. Bu hadis yalnızMekke ileMedine’nin kutsalolduğunu söylemektedir. Bu tartışma yüzyıllarca devam etmiş ve modernçağlardaKudüs’ündekutsalolduğugörüşünevarılmıştır.

Amman’ınseksenkilometredoğusundaÜrdünçölündekibiravköşküolanKuseyrAmra’dakibir duvar resmidaha siyasi birmesajvermektedir.TahminiolarakVII.yy’dankalanresimde,altı tanekafirhükümdaroturmuşdurumdakihalifeyeitaatederkenresmedilmiştir.HemAraphemYunanalfabesiyleyazılmışolan hükümdarların adlarından dördü açıkça okuna-bilmektedir: Sezar, Bizansimparatoru;Roderik,Arapların711yılındayenilgiyeuğrattığı İspanya’NInsonVizigotkralı;Krezüs,PersİmparatoruveHabeşistanimparatoru.Diğerikiresim

Page 64: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bozulduğuiçintanınmayacakhaldediramabunlarınbirTürkyadaHintprensiveÇin imparatorunaait olma ihtimalivardır.Bu resimlerin ilginçolanyanı,odönemde yenilgiye uğratılmış krallar hor görülen esirler şeklinde gösterildiğihalde, burada itaat eden hükümdarlar şeklinde gösterilmesidir. Ancak bu defaanlatılmak istenen fetih değildir (Habeşistan ve Çin fethedilmemişti),İslamiyet’in üstünlüğünün, Müslüman halifesinin liderliğinin ve herkesinefendisiolduğunundünyahükümdarlarıtarafındankabuledildiğidir.

SonEmevilerzamanındahalifelerledanışmanlarımirasaldıklarıbazıparasalsistemleri yeni bir İslami vergi sistemi haline getirmek için uğraştılar. Sonrakibelgelere göre tüm Emeviler tarafından “kral” kabul edilen, “dindar halife"Ömer ibn Ab-dülaziz’e bir anahtar rolü verilmiştir. Ancak bu durumdanşikayetler'tükenmekbilmemiş,yarıAraplarınveArapolmayanMüslümanlarınsayılarının,hızlaartmasıylabirlikteolumsuzgörüşlerde.çoğalmıştı.

Edebiyattada sıkçagörülenbiranlayışagöre, silahlı"direnişyapmayanvealternatif bir öğreti iddiasında olmayanlar arasında bile, İslam tarihi yanlış biryöne girmişti ve toplumun liderleri tarafından günaha yönlendiriliyordu.Gerçekten dindar bir Müslüman açısından bu durum aşağılayıcı ve değersizgördüğü devlet hizmetinden geri çekilmişti. Devrimci bir değişikliğin tamsırasıydı ve İslamiyet’in yükselişi derin anlamıyla bir tür devrim niteliğitaşıyordu.Yeni din var olan öğretilerin ve kiliselerin ötesindeydi.Ondan öncegelenikidinindevamıdeğildi.Onlarıaşanbirkitapgetirmişti.Fetihlerlebirliktebaşageçenyenihükümdarlareskidini,toplumsalvesiyasidüzeniyıkarakyerineyenisini getirmişlerdi. İdeal İslam'da ruhban sınıfı, kilise, krallar, soylular,ayrıcalıklı sınıflar bulunmuyordu.Ancakdinegerçekten inanmışolanların onubilinçli olarak kabul etmeyenlerden, erkeğin kadından ve efendinin köledenüstünolması şeklindebazı doğal ve toplumsal gerçeklikler vardı.Yeni din, bueşitsizlikleri bile yumuşatıyor ve insancıllaştırılıyordu. Eski dünyanın tamtersine İslamiyet’te köle artık mal değil insan olarak görülüyor, hukuki veahlaksal bir statü kazanıyordu. Henüz kadınlar çok eşlilik ve cariyeliktenkurtulamamışlardı, öte yandan da sahip oldukları mülkiyet haklan Batı’damodernçağlaradekgörülmemişti.Müslümanolmayanlarbileçeşitli toplumsalvemaddizorluklanolmasınakarşınOrtaçağ’da,hattagünümüzHıristiyanlığındabilegörülmeyenbirgüvenliktenvehoşgörüdenyararlanıyorlardı.

Arap savaşçılarının fetihlerdekazanılanganimeti, eşitolmasada,paylaşmailkelerivardı.Çoğunluğudahafazlavebazendeçatışanayrıcalıklar talepederve bunları elde ederlerdi.Aşiretler, vahalarda, otlaklarda yaşayanlar, büyük

Page 65: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

malikaneler,Mekketüccarlarıdabüyükşehirlerinzenginticaretolanaklarındanfaydalanmak istiyorlardı. Halife hükümetlerine, özellikle de üçüncü halifeHz.Osman’ayöneltilenşikayetleİslam’ıngereksinimlerindendahaçok,bugruplarıngereksinimleriyleilgiliydi.

Her çeşit otorite göçebeliğin verdiği özgürlüğe alışkın insanlara yabanageliyor, sıkıntı veriyordu.Devletin veyöneticilerinin artangüçleri İslamiyet’inasılmesajınabirihanetolarakgörülüyordu.Dindarlaraveisyancılaragöreamacıİslamiyet’e hizmet etmek olan halifelik bu mesajı sürdürmek ve yaymak içinkurulmuştu ve ona otoritesini sağlayan, Müslümanların özgür iradeleriyleverdikleri ve geri alabilecekleri onaylarıydı. Onların çoğunluğuna göre devletise, İslamiyetyerinedevletiveötekialanları, İslamiyet’inyıkıpyerlerinialdığıeski imparatorlukların yöntemlerine hızla daha çok benzeyen yöntemlerleyöneten zengin ve güçlü küçük insan gruplarının çıkarlarına hizmet ederdurumdaydı.Bazılarıbuolayımeşruotoriteyekarşıbirbaşkaldırıeylemiolarakgörüyor ve yasalara göre en ağır biçimde cezalandırılması gerektiğinidüşünüyorlardı. Bazılarına göre de, bu bir cinayet değil, infazdı ve İslamtoplumunun en üst makamını kötüye kullanan (Şiiler’e göre gaspeden) birineverilmesi gereken adil bir cezaydı. Bu tartışma, sonraki yüzyıllar boyu çeşitlibiçimleriyleMüslümansiyasetkuramınıveuygulamasınıetkileyecekti.

İlkzamanlardahalifelik,kiminnasılhükümsüreceği,asılİslam'ıntanımıvetekrar canlandırılması konuları ortaya atılmıştır. Yalnızca devletingüçlendirilmesitoplumunbirliğinisağlayabilirdi,öteyandandagüçlenenİslamdevletinin İslamiyet’in etik ve toplumsal inançlarından pek çok ödün vermesigerekmişti. Bu süreçte sert ve sürekli bir direniş oldu. Direniş isyancılarıniktidarıelegeçirmeleriaçısındanbazenbaşarılıolduamazafer isyancılarında,devletin de olsa, her durumda devletin gücü daha da pekişerek İslami devletidealindenuzaklaşıpeskiOrtadoğutarzındakimerkeziotokrasiyedoğrubir'adımdaha gidiyordu. Direniş döneminde birtakım dini mezhepler ortaya çıktı. Bumezheplerin farklı öğretileri ve destekçileri olduğu halde, ortak amaçlanİslamiyetkurucularınınköklüetkinliğinigerigetirmekti.BaşlangıçtaMüslümanve Arap yaklaşık olarak aynı anlama gelirken, yaşanan dini mücadeleler birArapiçsavaşıydı.Sonralanise,İslamiyetfethedilentopraklardayaşayanhalklararasında giderek yayılmış ve dönmelerin bu hareketlerde etkinlikleri hızlaartmış, bazen de hakim rol almışlardır. İslam imparatorluğundaki büyük köklühareketlerin tümününİslamiyet’ekarşıdeğil, İslamiyet’in içindeolması, İslamidüşünceninsüregelendevrimcigücününveevrenselçabasınınbirkanıtıdır.

Page 66: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

743 yılında Hişam’ın ölümünün ardından gelen dört kısa hükümdarlık ileEmevi halifeliğinin hızlı sonugelmiştir.Çıkan aşiret kavgaları, yoğunlaşanŞiiveHaricimezhepçiliği ve İran’ındoğudakiHorasan eyaletindebaşlayangüçlüyenibirmuhalefetsonucundahalifelikSuriye’debilesorgulanan,diğeryerlerdeiseönemsenmeyenbirdurumagelmiştir.SonuncuEmevihükümdarıII.Mervan(744-750)yetenekliydiamahanedanıkurtarabilmesiiçinartıkçokgeçolmuştu.Doğuda İslamiyet tarihinde yeni bir hanedan, yeni bir güç ve yeni bir çağdoğmayabaşlamıştı.

Page 67: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

4.BÖLÜM

ABBASÎHALÎFELÎĞÎ

AzatedilmişPersbirkölevemilitanbirmezhebinlideriolanEbuMüslim9Haziran747tarihinekarşılıkgelenHicri25Ramazan129tarihinde,İran’ındoğueyaletiHorasan’dakaraisyanbayraklarınıaçü.EbuMüslimveondanöncekilerneredeyseotuzyıldıreylemlerinedevamediyor,dinsizEmeviler’isuçluyor,Hz.Muhammed’in akrabalarının, özellikle amcası Abbas’ın soyundan gelenAbbasiler’iniddialarınısürdürüyorlardı.EbuMüslim’inhazırbirdinleyicikitlesivardı. İran’daki Müslüman halk Emevi hakimiyetinin neden olduğueşitsizliklerle eziliyordu. Uzun bir zaman ikamet ederek yarı yarıya PersleşenArap ordusu ve yeni yerleşimciler, isyancılar zafer kazanmak üzereyken bileaşiretkavgalarınadevamediyorlardı.EbuMüslim,çokgeçmedenhemAraplannve Arap olmayanların desteği sayesinde Horasan’ı ele geçirip İran üzerindenbatıyadoğrueskiIrakeyaletineyürüdü.749’daordularıFırat’ıgeçtilervebaşkabirEmevigücünekarşıdazaferkazandılar.Kufe’dekiaskerlermezhebinlideriEbulAbbas’ıhalife ilanederekonael-Saffahunvanınıverdiler.749ve750’deSuriye’de ve Irak’ta kazanılan başka zaferler Emeviler’in sonu hazırladı.Böylece kısa sürede yeni halifenin otoritesi İslam imparatorluğunun tamamınayayıldı.

Sonucu Abbasi halifelerinin Emeviler’in yerine iktidara gelmesi olan bumücadelesıradanbirhanedandeğişimideğil,İslamtarihindebirdevrimdi.

Gerek-İslam gerek de Batı tarihçileri, Abbasi zaferinin bu özeliğini kabuletmişvekonuyaaçıklıkkazandırmak'içinçokçabaharcamışlardır.Tarihinmillive de ırkçı kuramlarının etkisinde kalanlar, Abbasiler’in iktidara gelmelerini,İranlılar’ın Araplara karşı kazandıkları bir zafer, Emevi Arap Krallığı’nındevrilmesi ve İranlaşmış İslamiyet etiketiyle yeni bir İran imparatorluğunundoğmasıolarakgörmüşlerdir.

Hemisyanöncülerininhemdeyenidevletdüzenininöndegelenleriarasında

Page 68: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İranlılar’ınçoğunluğuveAbbasisiyasikültüründegüçlübirİranöğesininolmasıilk bakışta bu görüşü destekleyecek bazı göstergelerdir ama sonrakiaraştırmalarlatarihçilerAraplar’ınyenilgisiveİranlılar’ınzaferikuramlarıbaştaolmaküzere bazı önemli konuları değiştirmişlerdir.19.yy’daBatılı ve 20.yy’daİranlı bazı bilim adamları “İranMilli Bilinci”nin ifadesi biçiminde düşünülenŞiiliğinkökeniningerçekteArapolduğunuortayakoymuşlardır.GüneyIrak’tâkikarmanüfustaŞiilikçokgüçlüydü.Şiiliğiİran’aArapsömürgecilerigetirmişveuzunzamandestekolmuşlardı.

İranlılar’ın yanı sıra Araplar da Abbasi yanlısı harekette bulunuyordu vearalanndakomutanlar,liderlerdeyeralıyorlardı.EbuMüslim’inisyanıAraplarakarşı değil, Emevi yönetimi ve Suriye üstünlüğüne karşıydı. Kuşkusuz etnikdüşmanlıklar etkili olmuş ve kazananlar arasında İranlılar’ın önemli bir yerivardı.Ancakbuhareket hilafet üzerindehak iddia edenbirArap içindi vebirArap hanedanı başa geçmişti. Kazanılan zaferin ardından devletin üst düzeygörevlere Araplar getirilmiş, Arapça tek kültür ve devlet dili olarak kalmıştı.Arap topraklarımali açıdan ayrıcalıklıydı ve toplumsal açıdanArap üstünlüğüöğretisi devam ettiriliyordu. Araplar yalnızca iktidar gücünden değil, artıkbaşkalarıyla ve özellikle de yarım kan kardeşleriyle paylaşmak zorundakaldıkları iktidarın olanaklarındanolmuşlardı.Emeviler zamanında devletin enüst düzey görevleri, yalnızca anne baba tarafından Arap olanlara verilirdi;Abbasiler zamanında hükümdarın gözdesi olarak saygınlık ve güç kazanılanhalifelik sarayında yükselenler, yalnızca yarım kan Araplar değil, İranlılar vebaşkalarıydı da. Arap krallığının ömrü, Arap savaşçılarının ayrıcalıklı sınıfkonumundanuzaklaşma-lanvehembaşkenttehemdeeyaletlerdekiözerkyerelhanedanlardaTürkler’iniktidarageçmesiylesonaerer.

Devrimlerin çoğunda olduğu gibi büyük değişiklikler çok yavaşgerçekleşmiş ve hem siyasi değişikliklerden önce hemde sonra gelmiştir. SonEmevi halifesi H. Mervan’ın annesi bir Kürt köleydi, I. Abbasi halifesi el-Saffah’ınannesiözgürbirAraptı,buyüzdendekardeşiyerineotercihedilmişti.Ancak annesi bir Berberi köle olan kardeşi, ondan sonra yerini almıştır ve elMansur (754-775) adı ile çeşitli yönlerden Abbasi yüceliğinin kurucususayılmıştır. Birkaç istisna hariç onun yerine geçenlerin ve sonraki Müslümanhanedanliderlerininbabalançoğunluklaünlüvehükümdar,anneleridegeneldeadsızveyabancıkölelerdir.

Abbasi zaferinin önemini zaferi kazandıran hareketten çok, onu izleyendeğişiklergöstermektedir.İlksıradakiveenönemlideğişiklikbaşkentin,yüzyıl

Page 69: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

boyunca Emeviler'in hüküm sürdüğü Suriye’den, eski Ortadoğu’nun büyükkozmopolit imparatorluklarının ağırlık merkezi olan Irak’a taşınmasıolmuştur.I.Abbasi halifesi el-Saffah, Fırat üzerinde geçici bir başkent kurmuş,ondan sonraki halife el-Mansur da, Dicle’nin batı kıyısında yeni bir kalıcıbaşkent kurmuştu. Yeni başkent, eski Sasani Pers başkenti Ktesiphon'unyakınlarındaveticaretyollarınınkavşağındayeralıyordu.

ResmiadıMedinet-ülSalam(BarışŞehri)olanyenibaşkent,genellikledahaönce aynı yerde bulunan küçük Bağdat şehrinin adıyla anılıyordu. İslamdünyasınınbüyükbölümününliderleriolarakAbbasiHanedanıhalifeleribeşyüzyıl -boyunca Bağdat’ta hüküm sürdüler. Başlangıçta imparatorluğungerçek hükümdarları olan halifeler, sonraları hızlı bir siyasi yıkımın ardından,etkingüçbaşkalarınıngeneldedeaskerihükümdarlarınelindeykensözdehükümsürdüler.

Abbasiler, iktidarı kendilerinden önce ve sonra gerçekleşen devrimci birhareketin sonucunda ele geçiren başkaları gibi, bir süre sonra onlara destekolanların istekleri ve amaçlan ile imparatorluğun ve hükümetin gereksinimleriarasında bir tercih yapmak zorunda kaldılar. Uzlaşmayı ve sürekliliği tercihettiler. Bazı kırgınlık ve kızgınlıklarla uğraşmak zorunda kaldılar, Abbasizaferinin mimarı EbuMüslim ile yakınında bulunanların pek çoğu öldürüldü.Yaptıklarıbutercihaşınlıkyanlılarınıveradikalleriuzaklaştırmışvekendilerinebaşka çıkış yolları aramalarına yol açmıştır. Ancak bu tercihleriMüslümanlarınçoğunluğunumemnunetmişveElMansur’unyabancısavaşlarlaiç isyanlan bastırmasını sağlamış, parlak ve uzun bir hükümdarlık dönemindeAbbasidevletinintemelleriniatmasınaolanaktanımıştır.

BugöreviyerinegetirirkenElMansuriaAbbasiegemenliğininilkelliyılındaönemli bir etkisi olacak İranlı olarak bilinen Bermekiler adlı bir aile yardımetmişti. Bermekiler, aslında Belh şehrindeki Budist rahiplerin soyundan gelenOrtaAsyaİranlılarıidi.Halidel-Bermeki,BağdatkurulduktankısasüresonraelMansur’un başveziri olmuştu. Onun yerine,onun soyundan gelenler vezirlerolarak, 803’teHarunReşid’in hükümdarlığında gözden düştükleri zamana dekimparatorluğuyönetipgeliştirmişlerdir.

Başkentİran’dakieskiuygarlıkmerkezlericivarınanakledilmişti.Araplarıniktidardaki tekeli son bulmuş ve ileri gelen yöneticilerin arasında İslâmlaşmışİranlılaryeralmayabaşlamışlardı.Siyasettedaha fazladeneyimliolan îranlılaryönetiminherkonumundabulunuyorlardı, devletinyönetimiyalnızcahalifenin

Page 70: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

üstün otoritesine bağlı olan vezirlerdeydi. Böylece doğal olarak İran’ın etkisidahadaarttı.

Sasani gelenekleri yeniden hayata geçirildi, Sasani metinleri Arapça’yaçevrildi, devlet yönetiminde ve saray törenlerindeSasani-Pers örnekleri alındı.Bu durum, Arap aşiret geleneğinden büyük ölçüde uzaklaşılması anlamınageliyordu.Ancakbu;gelenekherikidurumiçindeyeterlibirkılavuzdeğildi.İlkkezİslamdevletindePersörneğinegörekalıcıordununkurulmasıyla,hanedanınartık Arap aşiretlerinden gelen askerlere bağımlı olmaması, başkentte Arapetkisinidahadaazalttı.

İlkAbbasihalifeleripekçokaçıdankendilerindenöncekilerinpolitikalarınıgeliştirerek devam ettirdiler. Son Emeviler zamanında açıkça ortada plan bazıdeğişikliklere hızla devam edildi. Bundan böyle halife Arap aşiret reislerininistikrarsızonaylarıylahükümsürenbirArap“süperşeyhi”değil,eskiOrtadoğutarzında bir otokrattı. İlahi kökenli olduğunu ileri sürdüğü, otoritesini silahlıgüçleriyle sağlıyor, hızla büyüyen ve geniş bir bürokrasi sayesinde hükümsürüyordu. Bu noktada,Abbasiler Emeviler’den daha güçlü olmalarına karşın,dinibirhiyerarşininvefeodalsınıflarındesteğiolmadığı içineskidespotlardandaha güçsüzdüler. Bir de inançlarının temel bir kuralına uygun olarakkaldıramayacaklarıvedeğiştiremeyecekleriilahibirkanunabağlıydılar.

Halifeler bu durumun telafisi ve güçsüzleşen Arap etnik bağının yerinegeçmesiiçinİslammuhafazakarlığınıvekimliğinivurguladılar;farklıinsanlarınyaşadığıbüyük imparatorluklarınaortakbir dinvekültürbirliği sağlamak içinuğraştılar.Sasaniörneğindenhareketlehalifeliğin işlevleriniveotoritesinidinedayandırdılar,kabulgörenilahiyatçılarınyönlendirmesiyledevletdüzeniniresmibir din temsilcileri sınıfıyla desteklemeye çalıştılar. Bu toplumsal açıdanruhbanlıktı. Bu amaçlan doğrultusunda halifeler kutsal Medine ve Mekkeşehirlerini yeniden kurdular, Irak’tan buralara haçlı seferleri yaptılar. BazıMüslümanmezhepleriylebudönemdepekçoktaraftarkazanmışolanManiciliğiaraştırmaya başladılar. Halife el-Memun (813-833) ve ondan sonra gelenlerMutezileadlıdiniekolünöğretisinidevletinresmiöğretisiolarakbenimsetmeyeçabaladılarveötekiöğretilereinananlarazulmettiler.AncakbuçabalanbaşarılıolamadıvebaşkaldıranTürkaskerlerinekarşıdestekarayanel-Mütevekkil(847-861)MutezileöğretisindenvazgeçerekgenelSünnigörüşünübenimsedi.Sünniulema ve Sünnilik, adaletli Sünni bir halife varken bile, öğretilerinden tavizvermeden, hükümdarın istediğine direnecek ve üstesinden gelecek güçteydi.Başarılı olamayan Devletçi İslami girişim bir daha denenmedi.El-

Page 71: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Mütevekkil’densonraAbbasi!erenkoyudindarlığıresmiolarakkabulettilervesonradahiçbirhanedanaçıkçaİslamdinikurumunaöğretidayatmayıdenemedi.

Abbasi gücünün ulaştığı en tepe nokta olarak kabul edilenHarunReşid’inhükümdarlığıdönemi(786-809),aslındaçöküşünilkizlerinidetaşımaktaydı.Buizlerdenbiri,ondanöncekihükümdarlarzamanındahalifeliğinsiyasiotoritesinintaşrada hızla zayıflamasıdır. Abbasi hakimiyetini yalnızca ismen tanıyan,BatıdakiKuzeyAfrikave İspanya (756-800),kendikendileriniyönetenhemenhemenbağımsızülkelerdi.Bağdat’tangönderilenTürkvalisiAhmedbinTulunbağımsızlığını ilan;edip iktidarını Suriye’ye de taşıyınca 868’de Mısır dadüştü.OnunhanedanındansonraaynıkökenlidiğerbirTürkhanedanıbaşageçtive kısa bir dönem dışında Mısır, bir daha Bağdat’tan yönetilmedi. Mısır’dabağımsız bir siyasi gücün oluşması ve zaman zaman Suriye’de de hükümsürmesisonucundaIrakveSuriyearasındakimsesizbirbölgeortayaçıktıveçölkıyısında yaşayan Bedevi Araplar yitirdikleri bağımsızlıklarını yenidenkazanmakiçinburalarıişgalettiler.BedeviAraplar,SuriyeveMezopotamya'nıniskan edilmiş bölgelerine de girip şehirleri ele geçirerek geçici hanedanlarkurmayabaşladılar.

Buyıkımdoğudadaha farklı şekillerdeoldu.HarunReşid’inhükümdarlığıdöneminde Bermekiler’in ortadan kaldırılması ve Harun Reşid’in iktidardizginlerini ele geçirmesiyle sonuçlanan iç karışıklıklar sırasında Abbasihalifelerle İranlı destekçilerin ittifakı sarsıldı. Harun Reşid öldükten sonraoğullarıel-Memunileel-Eminarasındaçıkançatışmalar içsavaşadönüştü.El-Emin’ingücüIrak’tavebaşkentte,el-Memun’ungücüdeİran’daydı.BuiçsavaşİranlılarileAraplararasındamillibirsavaşadönüştüvezaferiİranlılarkazandı.AslındabuIrakileİranarasındakimillibirrekabettendahaçok,öncekidönemintoplumsal çalkantılarının devamıydı. Memun doğu desteğine de güvenerekbaşkenti Bağdat’danMerv’e taşımak istedi amaBağdat ve hak halkının güçlümuhalefetiyle karşılaşarak vazgeçmek zorunda kaldı. Bundan sonra İranemellerinin çıkış yolu yerel özerk hanedanlar oldu. 820’de Memun’un İranlıgenerali Tahir, Horasan’da hemen hemen bağımsız bir hanedan kurarak Sünniİslam’ınbaşıolarakhalifenin sözdehakimiyetinikabul edençok sayıdakişiyehükümdarlıklarındaki ülkelerde gerçek otoritedenmahrumolacakları bir örnekoldu.

Halifelerin doğu ve batı eyaletlerindeki güçleri bir bakıma “de facto"liderlerehükümdarlıkdiplomasıtanımaktanöteyegidemediveIrak’ınmetropoleyaletindekiotoritelerihızlaazalmayabaşladı.Bağdat’tangeçendeğerli ticaret

Page 72: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yollarının denetimi elinde olduğu sürece imparatorluğun siyasi bölünmesidurmuş, kültür ve ticaretin gelişmesi sürmüştür. Öte yandan başka tehlikelergelişmeye başlamıştı. Sarayın aşırı harcamaları ve şişkin bürokrasi nedeniylesürekli birmali kriz çıkıyordu. Taşradan elde edilen gelirlerinin kaybedilmesi,altın ve gümüş madenlerinin tükenmesi ya da yabancılara kaptırılmasısonucundamalikrizbüyüyordu.

Para akışı sorununa çözüm arayan halifeler, yerel valilere vergi toplamayetkisi verdiler. Vergi toplamaya başlayan valiler,bir de valiliklere ordukomutanlarınıngetirilmesiyle,kısa sürede İmparatorluğungerçekhükümdarlarıhalinegeldiler.Halifeler,Mutasım(833-842)veVasık(842-847)dönemlerindekendi generallerinin kuklalan gibiydiler. Generaller istedikleri gibi halifeyiindiripyerinebaşkasınıgeçiriyorlardı.

X.yy’ın başlarında halife otoritesi tümüyle son bulmuştu. Irak valisi ibnRaik’e, amir el ümera (Komutanlar Komutanı)unvanının verilmesi bunungöstergesidir.ŞüphesizbuunvanBağdataskerikomutanınınötekibölgelerdekiönceliğinibelirtmeyiamaçlıyorduamaaynızamandaonahalifeyerağmenüstünyönetme yetkisi tanıyor, halife de devletin ve dinin resmi başı, İslamiyet’indinsel birliğinin temsilcisi olarakkalıyordu.Batı İran’dabağımsızbir hanedandevletinin hükümdarı olan İranlı Şii Büveyh ailesi 17 Ocak 946 tarihindebaşkenti işgal etti. Artık halife kendi şehrinin efendisi değildi, daha dakötüsü,Sünni İslamiyet’in liderliği bir Şii’nin denetimine geçmişti. Şiileryalnızca faydalı olacağı için halifeyi yerinde bırakıyorlardı. Sonralan Şiiler’inyerinegelenSünnihükümdarlarzamanındadahalifeninbağımlılığısürdü.

Bu tarihten itibaren 1258 yılındaMoğollar’ın şehri ele geçirmesine kadarhalifelik bir unvan, Sünni îslami birliğin resmi sembolü ve asıl hükümranlığısürdürenpekçokaskeriyöneticiyimeşrulaştıranbirotoritehalinialmıştır.XII.yy’ınsonundaveXII.yy’ınbaşındakikısabirsürehariç,halifelerhükümdarlarınkuklalarıolmuşlardır.

Büveyhoğulları’nınBağdat’agelmesi,halifeliğinsiyasievrimindeönemlibirdönüm noktası olmakla kalmaz, aynı zamanda Ortadoğu tarihinde “İranİntermezzosu”adıverilenönemlibirdönemidebaşlatır.IX.yy'daArapgücününzayıflaması ve XI,yy’da Türk gücünün kalıcı biçimde yerleşmesi arasındakidönemde İran’da milli bir canlanma başlamıştır.Bu canlanma İranlı desteğinialmış İran hanedanlarına dayanıyor, İran topraklarında gerçekleşiyor, enönemliside,İranmillikültürünüveruhunuyenibirİslamibiçimşeklindeortaya

Page 73: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

çıkarıyordu.Doğuİran’daortayaçıkanilkbağımsızİranlıMüslümanhanedanını(821-873)doğudaSafeviler(867-903)veSamaniler(875-999),kuzeyvebatıdaBüveyhiler (932-1055) takip etmişlerdir. Bu hanedanların hepsiMüslüman’dı.Yine de bazıları Arap İslami ideallerine sahiplerdi ve İran kültürüne ilgisizkalıyorlardı. Ancak olayların gelişimi ve gördükleri destek onları bir tür İranrönesansınıngönüllüveyagönülsüzkoruyucuları yapıyordu. İçlerindeenetkinolanıSamaniler’inBuhara’dakibaşkentleriİrankültürelcanlanmasınınmerkeziolmuştu. Çoğu Samani hükümdarının döneminde Farsça resmi dildi.Hükümdarlar İranlı bilim adamlarını ve şairleri destekliyorlardı. X;XI.yy’daArap harfleriyle yazılan, İslam dini ve geleneğinden etkilenmesine rağmenözellikleİranlıolanyenibirİranedebiyatıdoğdu.

İran için bir canlanma dönemi olan Büveyhiler dönemi, Şiiliği decanlandırmıştır. Ancak her iki dönem de çoğunlukla yanlış tanımlanmıştır.Abbasi halifeliğinin kurulması Şii liderliğinde önemli bir değişikliğe nedenolmuştu. Emeviler döneminde Şiiler, Müslüman toplumunun başına geçmeiddialarını, Hz.Muhammed’in akrabalığına dayandırırken kızı Fatıma ile olanbağı değil, amcasının oğlu Ali’nin soyundan gelmeyi neden göstermişlerdi.Böyle olunca da Hz. Ali'nin Fatıma’dan başka eşlerinin soyundan ve hattaPeygamber ailesinin diğer-"kollarından gelenler de hak iddia etmeyebaşlamışlardı.İktidariddialarıbirŞiimezhebindebaşlayanAbbasiler’indurumuda böyleydi. Hz. Ali soyundan gelen iddiaları Abbasi kuzenleri tarafındanbenimsenince Hz.Muhammed’in soyumdan Fatıma yoluyla gelmeye daha çokönemverildivebuzamaniçindeŞiiler’inenönemlidayanaklarıoldu.Hz.AliveFatıma’nın oğullan, torunları ve onların soyundan gelenler Şiiler arasında“İmamlar"olarak biliniyordu. Altıncı Fatımi imamı Cafer el-Sadık’ın, 765’teölmesiyle taraftarları iki büyük gruba ayrılarak oğullan İsmail ile Musa'nınimamlık iddialarınıdesteklediler.Musa’yıdestekleyenler,Hz.Ali’densonraonikincikuşağakadarMusaileonunsoyundangelenleri,İslamdünyasınıngerçekimamlarıolarakkabulettiler.Musaçokbelliolmayanbirşekildekaybolduveonikinciimamolarakdönmesihâlâbeklenmektedir.Sünniİslamilearalarındaufakfarklarolanonikiİmamcılarınöğretilerigeneldeılımlıdır.

İsmail’i destekledikleri için İsmailiye olarak bilinen diğer grup, Emevidöneminin daha önceki Şiiliğinin aşırılıkçı öğretilerini miras alarak bunlarıdeğişen yeni durumlara uyarlamışlardı. Sanayinin gelişmesi, ticaretinyaygınlaşması, devletin bozulması ve askerileşmesi, şehirlerin, genişlemesi,toplumun artan çeşiüiliği ve karmaşıklığı imparatorluğun gevşek toplumsal

Page 74: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yapısıiçintaşınmasızorbiryükoluyorvegenelbirtatminsizliğeyolaçıyordu.Entelektüelyaşamıngelişmesi,düşüncevekültürçatışmalarıtoplumunteokratikdüzeninekarşıtepkilerindoğalifadesişeklindekibölücüeylemlerinçıkmasınıveartmasını teşvik ediyordu. IX. yy’ın sonunda veX.yy’ın başlarında bu gerilimkopma noktasına ulaştı. İslamiyet’in hükümdarları, İsmailiye taraftarlarınınihanete teşvik eden vaazları veBağdat’taki barışçımistiklerin vemoralistlerindahahafifamaetkilieleştirileri,

Doğu Arabistan ve Suriye-Mezopotamya’da Karmatiler’in silahlı isyanlarıilekarşıkarşıyakaldılar.DoğuArabistan’dakiisyancılartecritedilirken,Suriyeve Mezopotamya’daki Karmati isyanları güçlükle bastırıldı. Ancak İsmailiyeyanlılarıYemen'dekazandıktankalıcızaferleiktidaragelmeyibaşardılar.

Yemen’den Kuzey Afrika’ya elçiler gönderdiler ve 908 yılında kızıFatıma’nın soyundangeldiği içinHz.Muhammed’in akrabası olduğu iddiasıylabirinciFatımihalifesiolarakİsmailiUbeydullah’ıtahtaçıkaracakkadarbaşarılıoldular. İlk üç Fatımi halifesi yalnızca Kuzey Afrika’da hüküm sürdü amadördüncü halife el-Muiz 969 yılındaMısır’ı ele geçirerek Kahire şehrini yenibaşkentolarakkurdu.

BöyleceOrtadoğu’dailkkezAbbasiyetkisiniismenbiletanımayan,üstelikkendihalifelikleriniilanedenbağımsızvegüçlübirhanedanbaşageçtivetümİslamdünyasınınliderliğikonusundaAbbasiler’emeydanokudu.BunlarSünnihalifeliğininkuramsaltemelinibilekabuletmiyorlardı.Fatımilerdini,askerivesiyasi eylemlerinin yanı sıra, doğu ticaretini Basra Körfezi’nden Kızıldeniz’etaşıyarak Irak’ı zayıflatıp Mısır’ı güçlendirmek için başarılı bir ekonomikpolitikaizlediler.

Fatımiler çok geçmeden Suriye, Filistin ve Arabistan’da da etkinlikgösterdiler.GüçveetkinlikyönündenbirdönemBağdat’takiSünnihalifelerinigölgede bıraktılar. Halife el-Mustan-sir’in (1036-1094) hükümdarlığı sırasındaMısır’da Fatımi dönemi en üst noktasına ulaşmıştı ve Fatımi İmparatorluğuKuzeyAfrika'nıntümünü,BatıArabistan’ı,Mısır’ı,Suriye’yiveSicilya’yıiçinealıyordu. Fatımi yanlısı bir general 1056-57’de Bağdat’ı ele geçirdi ve Fatımihalifesinin hükümdarlığıAbbasi başkentininminberlerinden duyuruldu.Ancakbir yıl sonra halife Bağdat’dan kovuldu ve Fatımiler’in gücü zayıflamayabaşladı.BuçözülmesivilyönetimdebaşladıveKahire’debirdiziaskeriotokratınortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Fatımi halifelerinin artık güçleri tükendi veemirlerinkuklalarıhalinegeldilervezamanlamezhepyanlılarındesteğindende

Page 75: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

oldular.SonundarejimleriyıkıldıveMısıryenidenSünnihakimiyetinegirdi.

Fatımiler’inMısır’daki devlet düzeni en üst noktasında öncekinden çeşitliaçılardan farklıydı. En üstte bulunan halife, mutlak bir hükümdardı vetaraftarlarınıninancınagöreAllah’ınseçtiğibirailedengeliyorveilahiiradeylehüküm sürüyordu. Merkezi ve hiyerarşik hükümeti bürokratik, askeri ve diniolmaküzereüçkolaayrılıyordu.Bürokratikveaskerikolubirsivilolanvezirebağlıydı. Din işleriyle de özel olarak görevlendirilen yetkililer ilgileniyordu.İsmailiye propaganda örgütünden ve yüksek okullardan sorumlu olan bubölümün modern tek partili devletlerde partininkine benzer bir rol oynadığıgörülmektedir. Propaganda kolunun hâlâBağdat’dakiAbbasi halifesinin sözdedenetimindeki doğu eyaletlerinde geniş bir ajan ordusu vardı. Bu propagandaçeşitli alanlarda etkinlik göstermiştir. Irak’tan Hindistan sınırına kadar sürekliçıkanayaklanmalarİsmailiajanlarınıneylemlerinigöstermekteydi.

FatımidönemindeMısır’daönemlibirticarivesanayigelişmedeolmuştur.AskerigruplaraveNil’indüzensizliğinebağlıbirkaçkıtlıkdönemihariçbüyükbir refah sağlanmıştı. Fatımi hükümetleri imparatorluklarının refahı veetkinliğinin yayılması için ticaretin önemli olduğunu en baştan görmüşlerdi.Vezir Yakub ibn Kilis ondan sonraki hükümdarların da sürdüreceği ticari biratılım yapmıştı. Mısır’da ticaret Fatımi döneminden önce sınırlı ve azdı.Fatımiler sanayi kollan ve çiftlikler kurmuş ve Mısır ürünlerinin ihracınabaşlamışlardı.Bununyanısıra,özellikleAvrupaveHindistanbaştaolmaküzeregeniş bir ticari ilişkiler ağı kurmuşlardır. Batıdaki eski Tunus günlerindenkalmaİtalyansitecumhuriyetleriileilişkilerinedevametmişlerdir.BatıileMısırarasında önemli bir deniz ticareti vardı ve doğu Akdeniz Fatımi filolarınındenetimindeydi. Fatımiler doğuda Hindistan’la önemli ilişkiler kurmuşlar veegemenlikleriniKızıldeniz’in iki yanına genişletmişlerdir.Hindistan ticaretininönemli bir kısmı Fatımiler’in Sudan kıyısındaki Aydhab limanından geçerdi.Mısırlıtüccanngittiğiheryereİsmailimisyonerlerdegiderdivekısasüresonraİspanya ile Hindistan’daki Müslümanlar arasında aynı düşünceler görülmeyebaşlamıştı.

Fatımiler Abbasiler’e karşı son zaferlerini kazanmayı başaramadılar. 1094yılındaFatımihalifesiel-Mustansir’inölümününardındangüçleriazalarakartıkAbbasiler için önemli bir tehlike olmaktan çıktılar. Başarılı olamamalarınınnedenlerinden biri de Şii enerjisininOn iki İmamcılar ile îsmaililer arasındakiçatışmaya harcanması oldu. Bu sonuncuların, aralarında İran’ın pek çok yerelhanedanının da olduğu önemli bir taraftar kitlesi vardı. Fatımiler’in Bağdat’a

Page 76: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yönelttikleri enbüyük tehdit sırasındaAbbasiler’inOn iki İmamcıŞiiBüveyhemirlerininegemenliğindeolmasıilginçtir.Büveyhiler,Şiiolduklarıhaldehalifeolarak bir Alevi’yi başlarına geçirmediler (On ikinci imam;yetmiş yıl öncekaybolmuştu) ve Abbasiler’in egemenliğini tanıyormuş gibi yaparak onlarıSünnidünyasındapolitikalarınaaraçolarakkullandılar.

Page 77: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

5.BÖLÜM

BOZKIRHALKLARININGELİŞİ

XI.yybaşlarken İslam toplumuvedevletinin, içten içegücünükaybetmeyebaşladığım gösteren belirtiler vardı. Aslında bunlar, imparatorluğun bir grupözerkbölgeselhanedanabölünmesi;halifelerinbaşkentlerindebilesaygınlıkvegüç kaybetmesi; Bizans’tan ve Sasani İran’dan devir alman temeller üzerindeİslam imparatorluğunun kurduğu siyasi ve idari düzenin tamamen yıkılmasışeklindeXI.yy’danöncedegörülmeyebaşlamıştı.İslamidevletinvehalifeleringerçekgücüaskeriotokratlarınbaşagelmesiyleyokolmuşveSünniİslamiyet’inbaşı olarak halifenin dini konumu fazlasıyla değer kaybetmişti. Halkın büyükçoğunluğu diğer mezhepleri benimsemişler ve İran’dan Mısır’a kadar uzananimparatorluğunbüyükbölümü,hattahalifelerinşehribileŞiigeneralvebeylertarafındanyönetilmeyebaşlamıştı.

Ekonomik yaşamın çöküşünün belirtileri daha sonra ortaya çıkmıştır.Büveyhiler merkezi eyaletlerin refahını ve düzenini biraz daha sürdürdüler.Fatımiler Ortaçağ’da Mısır’ın tarihindeki en büyük refah döneminibaşlatmışlardıamadoğuda,dahasonradaMısır’dazorluklarartaraksürüyordu.Çin ile eskiden çok kazançlı olan ticaret, o ülkedeki iç karışıklıklar nedeniyleazalaraksonbulmuştu.VIII.,IX.veX.yy’daRusyaveBaltıkdevletleriylegelişenticaret de azalarak XI. yy’da tamamen sona ermişti. Değerli madenlerinazalmasıyla imparatorluktaki ticaret dar boğaza girmiş ve yan feodal birekonominingelişmesihızkazanmıştır.

VIII.,IX.veX.yykültürelyaşamdabüyükbirentelektüelgelişmeyesahneolmuştu.Ekonomidekigelişmeninsonucunda,şehirlerinbüyümesi,zevki, ilgisiveboşzamanıolanbirşehirlinüfusoluşmuştu.YunanfelsefevebilimyazınınınArapça’ya çevrilmesi “İslam Rönesansı” kavramını ortaya çıkarmıştı. Yunanbilgisi ve Pers bilgeliğine karşı bir tepki olarak, geleneksel ve Sünni İslamözdeşleştiğieskiArapedebiyatımyenilemişvezenginleştirmiştiamabukültürelgelişme güvenli ve sürekli değildi. Bir şehir kültürü olmasına karşın, şehirli

Page 78: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

nüfusun yalnızca bir kısmıyla sınırlıydı. Geleneksel İslami yaşayışla vegeleneklerleilişkisideyüzeyselvebelirsizkalmıştı.

XI. yy’da ve XII. yy başlarmda içerideki ve dışarıdaki düşmanlarınneredeyse aynı andaki saldırılarıyla imparatorluğun ne kadar güçsüz olduğugörüldü. Avrupa’daki Hıristiyan güçler İspanya ve de Sicilya’da saldırıyageçerek Müslüman egemenliğindeki büyük topraklan ele geçirdi ve sonundaHaçlılarYakındoğu’yagirdi.BerberilerarasındaAfrika’dabaşlayanyenibirdinihareket,KuzeyAfrikaveİspanya’dabirBerberi imparatorluğununkurulmasınısağladı.YukanMısır’dabulunanikibüyükBedeviArapaşiretiHilalveSüleyrn,oradançıkıpTunusveLibya’yıgeçerekKuzeyAfrika’yabirdahahiçbirzamantamamenkurtulamadığıbüyükbiryıkımyaşattılar.Halifeliğinkuzeysınırıdahaönceki yüzyıllarda Hazar baskınları ve Bizans saldırıları ile gücünükaybettiğindenHıristiyanGürcülerKaradeniz’denDağıstantepelerinedekgidenbir Gürcü imparatorluğunu tekrar kurarak oradan Müslüman topraklarınagirmeyebaşlamışlardı.

Doğudan büyük Asya bozkırlarının Altay halklarıyla gelen istila dalgasısürekli etkileri açısından en önemlisiydi. Müslümanlar ile Türkler’inkarşılaşmalarıilkkezimparatorluğundoğusınırlarındaolmuştu.Birsüredir,askerolarakyetiştirmeküzereköleolarakTürkçocuklarınıgetiriyorlardı.Bukölelere,evişlerindeveekonomikamaçlakullanılanlardanayırmakiçin,Arapça'dasahibiolan anlamına gelen Memluk adını veriyorlardı. Türk köleler ilk kezAbbasiler’de, hatta daha da önce imparatorlukta olmuştu ama yaygın olarakhalifeMutasım(833-842)dönemindekullanılmışlardır.Mutasımtahtaçıkmadanönce Türk askeri kölelerinden büyük bir güç oluşturmuş, daha sonra da doğueyaletlerinden topladığıvergininbirbölümünekarşılıkçoksayıdakölealmıştı.Mutasım’dan sonraTürk asker ve komutanları daha çok kullanılmaya başladı.Zaman içinde buTürkler İranlılar’ı veAraplar’ı ordudan dolayısıyla da siyasiyaşamdan uzaklaştırdılar. Türkler askeri sınıfı ele geçirerek ve İslam devletdüzeninin de giderek askerileşmesi ile bin yıl sürecek bir egemenlik kurmafırsatı yakaladılar. Bir Türk asker kölesi daha 868’deMüslümanMısır’da ilkbağımsızhanedanıkurmuştu.Mısır’dabundansonrakidevletdüzenlerininçoğuTürkkökenlioldu.İran’damillihanedanlarbirdönemdahasürdüamaenuzunömürlüveönemlisiolanSamanoğulları’ndadazamanlaTürkaskerleriartmayabaşladı. Sonunda da Samanoğulları hizmetindeki bir Türk köle tarafındankurulanGaznelilerTürkhanedanı(962-1186)yerlerinegeçti.

BunlarparalıaskeryadaköleolarakMüslümandevlederinhizmetinegirip

Page 79: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

dahasonradayerlerinegeçenaskergruplarıyada tekaskerlerdi.960'daİslamsınırları dışındaki Türk Karahan-lılar hanedamnın halkıyla birlikte Müslümanolmasıfarklıönemtaşıyanbirolayolmuştu.OzamanadekMüslümanolanlar,yalnızca gruplar ya da kişilerdi. Bununla ilk kez, bir Arap tarihçisine göresayılan iki yüzbin çadınbulanbir halk,MüslümanolmuştuveSiriDerya’nmdışındaki topraklarda ilk Müslüman Türk krallığı kuruluyordu. Karahanlılar,İslamiyet’i kabul ettikten sonra İslam öncesi Türk geçmişlerini unutarakkendileriniOrtadoğuİslamuygarlığıylaözdeşleştirmişlerdir.

Türkler’in yeni dinlerini bir bütün olarak benimsemeleri, en başından beriTürk İslamiyeti’nin belirleyici bir özelliği olmuştur. Türkler,milli kimlikleriniİslamiyet’egömerekîranlılar'ınveAraplar’ınaslayapmadıklarıbirşeyiyaptılar.Bununnedeni,hemputatapmanınveİslamiyet’insınırlarındakarşılaştıklarıbudininbasit inançyoğunluğu,hemdeİslamiyet’ikabuletmelerininonlandinsizakrabalarına karşı girişilen bir Cihad’a çekmesidir. İranlılar’ın eski İran'ıngeçmişteki zaferlerinden gurur duymalarının ya da Araplar’ın putperestArabistan'ın kahramanlık günleri anılarının benzeri bir durum Türkler’degörülmemiştir.İslamiyetöncesiTürktarihindekidevletler,uygarlıklar,dinlerveedebiyat, birkaç halk şiiri dışında unutulup gitmişti. Türk adı, Batılılar içinolduğu kadar Türkler için de Müslüman ile eşdeğer olmuştu. Türkler’inİslamiyet’e bağlılıklarının ciddiliği ve gerçekliği gibisine başka hiçbir halktarastlanmamıştır. Bu yüzden, Türk hanedanlarının koruması altında büyük birSünnicanlanmasınınbaşlayıpyayılmasıhiçşaşırtıcıdeğildir.

Fatımi halifeliği, XI.yy’da Mısır’dan Batı Arabistan’a ve Suriye’ye dekuzanan büyük bir güçtü ve iktidarı, çöl kökenli yerel Bedevi hanedanlarıylapaylaşıyordu. Irak ve Batı İran’da İran hanedanları hüküm sürüyordu vebunlardan en önemlisi olan Büveyhiler orta eyaletlerde yer alıyordu. DoğudaSamanoğul-lan’nınmirası,AmuDerya’nıngüneyindeGazneliler,kuzeyindedeKarahanlılarolmaküzereikihanedanarasındapaylaşılmıştı.HerikihanedandaTürkolmalarınakarşınbirbirlerindençokfarklıydı.GaznelilerbaşmdabirTürkgenerali ve Türk Memluk ordusu olan tipik bir Müslüman devletiydi.Karahanlılar ise hanın özgür Türk aşiretlerini yönetimi altında birleştirdiği birTürkdevletiydi.

Bu dönemdeki iki büyük Türk göçü ileOrtadoğu’nun ve bir süreliğine deDoğu Avrupa’nın görünümü değişmiştir. Kuzeyde, Siri Derya’nın ilerisindeOğuz Türkleri, onların da ilerisinde İrtuş ırmağı yakınlarında Kıpçaklarbulunuyordu. Kıpçaklar Siri Derya'ya kadar ilerleyerek Oğuzlar’ı oradan

Page 80: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kovdular.Sonradabatıyadoğrugittiler,GüneyRusya’yıaşarakPolovestlerveKumanlar olarak bildikleri Doğu Avrupa'ya girdiler. Oğuzlar yurtlarındanatıldıktansonraİslamtopraklarınagöçettiler.Adlarınıkendilerineöncülükedenaileden alan Selçuklular, bu göç dalgalarının en önemlisiydi. Selçuk ile ailesiİslamtopraklarınaX.yy’ınsonlarındagirmiş,Buhara’yayerleşerekİslamiyet’ibenimsemişlerdir.TopladıklarıordularlaçeşitliMüslümanhanedanlarınahizmeteden Selçuk ailesinin oğullan, sonuncu hanedan olan Gazneliler’den ayrılıponlarakarşıbaşlattıklarımücadeledebaşarılıoldular.Selçuk'untorunlarıTuğrulve Çağrı,Türk ordularını Horasan’a sürdüler ve Gazneliler’i yenerek büyükşehirlerinialdılar.

KısasüresonraSelçuklularkendileriiçinhareketetmeyebaşladılarve1037yılındaNişaburveMerv camilerinde adlarınahutbeokundu.SonrasındaDoğuİran’ı geçerek batıya doğru ilerlemeye başladılar ve hızla büyüyen ordulanylaBatı İran’ı fethettiler. 1055 yılında Tuğrul’un ordusu Bağdat’a girdi veson Büveyh emirlerinin elinden şehri aldı. Artık yeni bir İslam imparatorluğudoğmuştu.1079yılındaSelçuklular,FilistinileSuriye’yiyerelhükümdarlardanvegerileyenFatımiler’denaldılar.Bizans’tanAnadolu’nunbüyükbirbölümünüalarak İranlılar’ın ve Araplar’ın yapamadıklarını yaptılar. Bundan itibarenAnadolubirMüslümanTürktoprağıolarakkaldı.

Ortadoğu’da yeni bir düzen kuran Selçuklu fetihlerinden sonra, bölgeninbüyük kısmı ilk Abbasi halifeleri döneminden bu yana ilk kez tek bir otoritealtında toplanmıştı. Selçuklular Sünni Müslüman’dı ve halifeleri sözdehükümdarlarolarakkorudular.Bununlabirliktehakimiyetlerialtındakitopraklarıgenişleterek ve İslam’ın sözde lideri olmalarını bile kabul etmeyen bölücürejimleri ortadan kaldırarak halifeliğin gücünü artırdılar ama imparatorluğungerçek hükümdarları Büyük Selçuklu Sultanlarıydı. Tarihçiler, 1055 yılındaTuğrul’un Bağdat’ı fethetmesinin ardından aldığı Sultan unvanım,hakimiyetlerini halifelik dışında sürdüren Büveyhiler ve Gazneliler gibi dahaöncekihükümdarlaraatfederler.Ancakbuunvanıresmenkullananveparalarınınüzerine yazdıran ilk hükümdarlar Selçuklu sultanlarıdır. O zamandan beri enüstüngücüelindebulunduranlariçinbuunvankullanılmaktadır.

Büyük Selçuklu Sultanları,XI. yy’ın ikinci yarısında, halifeliğinGüneybatıAsya’daki topraklarının hemenhemen tamamı ileAnadolu’dan oluşan birleşikbir imparatorluğu hakimiyetleri altına aldılar. 1092 yılında III.Büyük SultanMelikşahöldüktensonraoğullanarasındaiçsavaşçıktıveSelçuklularınfethiyleduraklamışolansiyasibölünme,bukezdeSelçukluailesininçeşitlikollanyada

Page 81: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

subayları tarafından devam ettirildi. Bunların en önemlileri Irak, Suriye,AnadoluveKirman’dakiSelçuklumonarşileriydivetümüHorasan’dakiBüyükSultanabağlıydılar.

Bu çekişme ve güçten düşme zamanında 1096 yılında Haçlılar Levant’agirdiler. Müslüman dünyasındaki dağınıklık nedeniyle ilk otuz yıl istilacılarınişlerikolaylaştı.ÇokgeçmedenHaçlılarSuriye’denFilistin’egirdilerveTrablus,Edessa (Urfa), Antakya ve Kudüs’te Latin feodal prenslikleri kurdular.Haçlılar’ın bu ilk zaferleri yalnız Akdeniz’in kıyı bölgeleriyle sınırlıydı. İçkısımlardaki çöle ve Irak’a bakan topraklarda tepkiler oluşmaktaydı.Halep veŞam’dakiSelçuklubeyleripekbir şeyyapamadılaramahareketingerçekgücüdahadoğudangeldi.1127yılında,SelçuklularınhizmetindekiTürksubayıZengi,Musul’uelegeçirdiveKuzeyMezopotamyaileSuriye’degüçlübirMüslümandevletikurdu.OğluNureddin1154yılındaŞam’ıelegeçirerekSuriye’detekbirMüslümangücüoluşturduveHaçlılar’akarşıilkönemliorduyuçıkardı.

İki tarafda,FatımihalifeliğininyıkılmaküzereolduğuMısır’ındenetiminialmak içinmücadeleediyordu.Batı’daSelahaddinolarakbilinen,Salahel-Dinadındaki Kürt subayı hem Fatımiler’in veziri hem deNureddin’in çıkarlarınıntemsilcisi olarak Mısır’a gönderildi. 1174 yılında Nureddin öldükten sonraSelahaddin,MüslümanSuriye’yielegeçirdiveHaçlılar’akarşı1187’dekicihadahazırlandı. 1193 yılında öldüğünde Kudüs’ü almıştı ve Haçlılar’ı dar bir kıyışeridi hariç her yerden çıkarmıştı. Haçlı devletlerin bir yüzyıl direnebilmeleri,Selahaddin’den sonra gelenlerin aralarında Suriye-Mısır imparatorluğunubölmelerisayesindemümkünoldu.XIII.yy’daMemluklartarafındankurulanbirSuriye-MısırdevletiSuriye’nindiğerdevletlerininvehaçlılarınsonunugetirdi.

Anadolu’nun Türkler tarafından işgali Büyük Selçukluların belirli birhareketiyledeğil,göçebeboylarilegerçekleşmiştir.Fethinardındanyenieyaletidüzenleme görevi Selçuk beyi Süleyman ibn Kutalmış’a verildi.XII.yysonlarındadaAnadolu’da,merkeziKonya(İkonium)olangüçlübirTürkbeyliğikuruldu. XIV. yy başlarına dek Anadolu Selçuklular’ının çeşitli şekillerdehakimiyeti altında bulundurduğu Orta ve Doğu Anadolu yavaş yavaş Türktoprağı haline geldi. Doğudan gelen Türk göçmenler de gelince, YunanHıristiyanlığıyeriniTürkveMüslümanuygarlığınabıraktı.

Doğudaki Selçuklu devletleri, süregelen mücadeleler ve huzursuzluklagücünü kaybetmiş, yeni iç ve dış düşmanlarla karşı karşıya kalmışlardı.Kuzeydoğudaki bir bozkır halkı olan Karahitaylar da İslamiyet sınırlarında

Page 82: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

belirmişlerdi. Moğol soyundan olan Karahitaylar Çin’den geliyorlardı veilerideki çok daha büyük bir düşmanın öncüleriydiler.XII.yy ortalarındaKarahanlılar’danMaveraünnehr’i alarakAmuDerya’danYenisey ırmağına veÇin sınırlarına dek uzanan büyük bir imparatorluk kurmuşlardı. 1141 yılındaSelçukluSultanıSencer,KatavanBozkırıSavaşı’ndabudinsizistilacılarayenikdüşerek kaçmak zorunda kaldı. Müslüman ordularının uğradığı bu yenilgiHıristiyan Avrupası’na kadar giderek Haçlılar’ın yıkılan umutlarını diriltti.Göçebe Türk boylan arasındaki isyanlar Selçuklu gücünün yok olmasına yolaçtı. 1157 yılında Sencer’in ölümü ile imparatorluğun hakimiyeti sarsıldı,çoğunluğu eski Selçuklu subaylarının hükümdarlığında olan küçük devletlerebölündü. Bir süreliğine Bağdat’daki halife bile bağımsızlığına tekrarkavuşarakSünniİslamiyet’ineskibaşkentindebirhalifelikdevletikurdu.Dahadoğuda,AralGölü’nüngüneyindekiHarzem’inTürkvalisiBüyükSelçuklularıntopraklarını miras alabilecek bir devlet kurdu ama kısa süre ayaktakalabildi.Türk askeri ve siyasi üstünlüğünün güçlenmesi ve Türk göçleri ilegeçen bu dönemde hükümette, toplumsal yaşamda, kültürde, dinde veekonomideönemlideğişikliklergerçekleşti.

Selçuklular yönetimde büyük ölçüde İranlılar’a ve oturmuş olan İranbürokrasisine dayanıyorlardı. Büyük vezir Nizamülmülk dönemin en önemlikişilerinden biridir.Ondan önceki dönemin iltizam (OsmanlıDevletinde kamugelirlerinin kiralanmasına dayalı vergi sistemi) uygulamasındakifeodalizmeyöneliminigeliştirereksistemlibirhalegetirmiştir.Öncekidöneminyanlışuygulamalarıparayerinetoprağadayananyenibiryönetselvetoplumsaldüzenedoğruköklübirdeğişiklikyaşadı.SubaylaratımarolarakToprakverildi,onlar da belirli sayıda silahlı asker yetiştirdiler. Tımarlar yalnızca vergiüzerindenkomisyonalmahakkıilebirlikte,gelirlerinkendileriüzerindedehaksahipliği veriyordu. Devlet tarafından Şeriat’ın izin verdiği kelle ve toprakvergileri dışında sayıları hızla artan vergiler getirmişti.Böyle bir dönemdetoplumsal bir sarsıntı yaşanması kaçınılmazdı. Türk yönetici sınıfın ortayaçıkmasıyla, İran soylu sınıfı yerinden oldu ve giderek fakirleşti. Basılan paramiktarınınazalmasıylaesnafvetüccarzorlukyaşamayabaşladı.

İsmaili Şiiler muhalefetin başım çekiyorlardı ama şimdi kökten değişmişyeni bir muhalefet ortaya çıkmıştı. 1094 yılında Fatımi halifesi el-Mustansiröldükten sonra İsmaililer ikiye bölündüler. Bir grup el-Mustansir’in Kahiretahtının veliahtı küçük oğlunu, diğer grup daha önce İskenderiye’de öldürülenbüyükoğlunutanıdılar.BaşlarındaHaşanSabbahbulunanİranİsma-ilileriyeni

Page 83: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

FatımihalifesinikabuletmeyipKahireileilişkilerinikestilerveinanışlarınayenibir düzenleme getirerek Selçuklu topraklarında yeni bir şiddet ve radikalmuhalefet hareketine giriştiler. Genellikle Haşan Sabbah’m reformcu İsmailimezhebine, büyük olasılıkla tuhaf davranışları yüzünden “Haşha-şi” olarakanılmaktadır. İngilizce’de bu sözcükle ses benzerliği olan, Haçlılar’ı öldürenanlamındaki“Assassins”sözcüğükullanılmaktadır.

1090yılındaHaşanSabbah,Kuzeyİran'daıssızdağlararasındakiAlamut’ufethetti. Alamut Kalesi’nde ve Suriye’de kurulan üslerinde tarikatın üstadlantarafından sadık ve fanatik bir taraftar grubu kuruldu. Gizli ve esrarengiz birİmam için Müslüman prenslere ve krallara yönelik suikast ve terörkampanyası başlattılar.Üst düzeyMüslümandevlet adamları ile generalleri ve1092 yılında Nizamülmülk “Büyük Üstadlar” tarafından öldürüldüler. HaşhaşiterörüXIILyyMoğolistilalarınınardındandurduralabildiveİsmailiyeküçükbirtarikathalinegeldi.

Haşhaşiler’in eylemleri, Şiiler’in Sünni halifelik ve kurumunu yıkmayıamaçlayan son ciddi girişimlerdi. Bu süreçte ortaya çıkan büyük Sünnicanlanması İslami yaşamı, düşünce ve edebiyatı etkiledi. Sünni canlanmasınınköklerigeçmişinderinliklerineuzanmaktadır.Dinikurumlaruzuncabirsüredenberi devletten ayrılmış ve öğreti, hukuk, eğitim ve toplumsal kurumlardakiönceliklerini kıskançlıkla sürdürmüştü. Ayrıca tüm bunları kendi iç mantığınagöre geliştirerek, hükümetin ve devletin gereksinimlerinden ve baskılarındanancak dolaylı biçimde etkilenmişti. Bu durumun birtakım avantajları olmuştuama yine de tehlikeli bir koordinasyon eksikliği içeriyordu. Çeşitli gruplarıniktidarmücadeleleriveordukomutanlarınınzaferleri,devlet ile tebaa ilişkisiniyalnızca vergi ve güce dayalı hale getirince, devletle din arasında artan birgerilimolmuştu.Halk ile aynı etnik kökendengelmeyen askeri sınıfın halktanayrılmasıveSünniliğinklasiksiyasikurallarınıkabuletmeyenmezhepçilerinenüstyetkilerielegeçirmeleribugerilimidahadaartırdı.Hükümdar ile tebaanınarasındaki son kişisel ve ahlaki bağların kopması sonucunda teokrasi kökenlitoplumda İslamcı gelenek büyük bir krize girdi. Hükümet mezhepçiler veaskerlerinyönetiminebırakılırken,kamuyönetimidemeslekivekültürelniteliğidaha çok İslamiyet öncesi kaynaklara dayanan bir kalemiye sınıfına bırakıldı.DinialandabileSünniöğretininalternatifiolançeşitlimezheplerortayaçıkaraközellikleşehirlerdebüyükdestekgördü.

XI.yy başlarında, Müslüman dünyasının Şii yönetiminde bulunmayan tekönemli bölgesi Sünni Müslüman Gazneliler’e ait Horasan’da da Sünni

Page 84: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

canlanması başladı. Gazneli Mahmud’u (hükümdarlığı 999-1030) yanlarınaçekmeküzereŞiiler’inkararlıamabaşarısızçabalarıolduamaGazneliMahmud,Şii aleyhtan Sünni canlanmasının öncüleri olan Kerami mezhebini destekledi.GöreviGazneliler’denSelçuklulardevralarakSünnicanlanmasınıbatıya,Bağdatve ilerisine götürdüler. Sünniler, Selçuklular’ın Bağdat’ı ele geçirmelerini ŞiiBüveyhiler’denkurtuluşolarakgördüler.

Sünnicanlanmasınınbilinçliyadabilinçsizolaraküçamacıvardır.İlki,Şiidevletdüzenleriniyıkıptekrarhalifeliğigetirmektir.İkincisi,ŞiidüşüncelerininmeydanokumasınakarşıSünnisavunmasıyapmakveyaymaktır.Üçüncüveenzorolanıise,İslam’ınsiyasiyaşamınıniçinedinkurumunudahiletmektir.

İlkamacahemenhementamamenulaşılmıştır.DoğudaBüveyhilervediğerŞii hanedanları yıkılarak Sünni İslam’ın siyasi birliği elde edilmiştir. 1171yılında Fatımi halifeliğinin kaldırılmasının ardından, Orta Asya’dan Afrika’yakadar olan İslam topraklarında okunan hutbelerde Bağdat’daki Sünnihalifenin adı duyurulmuştur. Militan Haşhaşiler bile yenilmedikleri haldedağlarındaki kalelerine kapanmışlar ve Sünni düzeni devirme amaçlarınaulaşamamışlardır.

Türkler’inbunlarınolmasınısağlayansiyasitutarlılıkları,diniciddiyetleriveaskeri güçleri, onlara İslam dünyasına kafiri yenme gücünü, Anadolu’yuİslamiyet için fethetme gücünü ve Batı Hıristiyan dünyasının saldırılarınıpüskürtmegücünüvermiştir.

Şiiler’ekarşıdabaşarılıbirmücadelevermişlerdir.Bumücadele,Horasan’daSünniliğinsiyasiolarakyenidendoğuşuylabaşlamıştır.XI.yybaşlarındaSünnidinvehukukadamları,Fatımiler’inKahirevebaşkayerlerdekendidavalarıiçindini propagandacılar yetiştirdikleri İsmaili misyoner okullarını örnek alarakmedreseleraçmışlardır.Nizamülmülk,SelçuklufethininardındanBağdat’dabirmedreseaçmış,sonradamedreselerimparatorluğuntümşehirlerineyayılmıştır.

Medrese sistemi, Salahaddin ve ondan sonra gelenler tarafından Mısır’ayayılmıştır. Bu din okullarında, Sünni öğretmenler tarafından Fatımi Mısır’ınokullarından ve daha radikal olarak Haşhaşiler’in gizli elçilerinden gelenöğretilerebirSünniyanıtıhazırlandıveyayıldı.

Artık Sünni zaferi neredeyse tamamlanmıştı. Büveyhiler’in ve Fatımiler’ingüçsüzlüğüvekötüyönetiminedeniyle iki türŞiilikde inanılırlığınıyitirmişti.Şiiliğin ruhsal içeriğinin büyük bölümü popüler dindarlık düzeyinde Sofiliğekaydı.Sofiler,biryandanSünnisaflarındakalırken,biryandandaSünnidevlet

Page 85: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ve hiyerarşisinin soğuk dogmacılığı karşısında halkların sezgisel ve mistikdinlerinianlattılar.

Dinikurumlaryalnızcacanlanmadılar,aynızamanda ilk İslamdevletindekikonumlarındançokdahaiyibiryereulaştılar.Eskiçağlardakikalemiyesınıfınınyerini, Medreselerde yetişen yeni Sünni bürokrasisi aldı. Din adanılanhiyerarşileri içinde, ilk kez siyasi ve toplumsal düzenin ana unsurlarından birihalinegeldiler.

Türkler, en baştan bu yana kendilerini İslami gücü ve inancı koruyupilerletmeyeadadıklarımilitanözelliklerinihiçyitirmediler.KafirdünyasınakarşıDoğusınırlarındabaşlattıklarıbumilitanözelliklerini,Batısınırlarına taşıyarakHıristiyanlık dünyasına karşı da kullandılar. İslamiyet Doğulu kafirler veBatılı Hıristiyanlık ile birlikte içerideki din .düşmanlarına karşı Savunulduğusırada halifeliği de denetimi altına almıştı. Bu sancılı, uzun ve başarıylasonuçlanan mücadele Türk egemenliği döneminde İslam kurumlarını vetoplumunu da etkilemiştir. Din, Selçuklular zamanında devlet ve yönetimyapışım etkilemeye başlamış, Sünni hiyerarşisinin saygınlığı, gücü,örgütlenmesi, devlet memurlarının bile dini eğitimden geçmesi ve bireyseldindarlıkları hızla artmıştı. Dini kurumun öğretileri kural haline gelmiş,tutarlılığıartmış,etkisihemhalkhemdedevletiçindeyaygınlaştırmıştı.DinilesiyasiotoriteninbütünleşmesiOsmanlısultanlarızamanındagerçekleşmiştir.

Buarada, İslamiyet’ekarşıozamanadekvarolanların tümündençokdahatehlikeli bir tehdit hazırlanmaya başlamıştı.Moğol beyi Timuçin, CengizHanunvanı ile uzak kuzeydoğu Asya'da zor bir mücadelenin ardından göçebeboylarını bir araya getirerek Moğolistan’ın başına gelmişti. 1206 yılında,CengizHanMoğolboylarının tamamınıOnonNehrikaynağındabir toplantıyaçağırdı.Butoplantıda,odokuzatkuyruklubeyazbayrağınıaçtı,boylardaonakarşı olan bağlılıklarını bir kez daha yinelediler veDevMoğol imparatorluğukurulmuşoldu.

KalanMoğolveputperestTürklervedegüneySibirya’dakiormanaşiretleribile izleyen yıllarda boyunduruk altına alındılar. Bozkır halkları Cengiz Hantarafından büyük bir istilaya hazırlandı. 1218 yılında kuzeydoğu Asya’yıavucunun içinealdıktan sonrabatıyayöneldi.GeneraliCebeNoyan’ınbaşındaolduğuMoğolordularıKarahitaylar’ınülkesiniistilaederekSiriDer-ya’yakadartüm topraklan alarakHarizmMüslümanTürk Şah-lığı’na komşu oldular.YeniyılınbaşlarındaMoğolistan’dangelenbirkervan,SiriDerya ırmağıüzerindeki

Page 86: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sınır şehri Utrar’da Harizm valisinin emriyle pusuya düşürülerek neredeysetamamıMüslümanolan450tüccarkılıçtangeçirildi.

CengizHan’ınintikamıçokbüyükveanioldu.1219yılındaordularımİslamtopraklarına sürdü. 1220 yılında Semerkand,Maveraünnehir ve Buhara’nıntamamınıelegeçirdi.MoğollarertesiyılhiçbirzorlukyaşamadanAmuDerya’yıgeçtiler,Nişabur’uveMerv’ialarakDoğuİran’ıistilaettiler.

1227yılındaCengizHan’ınölümündensonrakısabirduraklamayaşandıysada,kısasüreiçindeyenihansaldınyısürdürmeyehazırdı.1230yılındaHarizmdevletiveordusununkalıntılarınayenibirsaldırıyapıldı.1240’daMoğollarBatıİran’ı ele geçirmiş, Ermenistan, Gürcistan ve Kuzey Mezopotamya'yagirmişlerdi. 1243 yılında Anadolu Selçuklu sultanının ordularını da yenilgiyeuğrattılar.

Yüzyılınortalarındabatıyadoğruyenibirhareketplanlandıveuygulanmayabaşladı.Cengiz’intorunuHülaguosıradaPekin’dehükümsürenBüyükHan’ınbuyruğu ileMısır’a kadar tüm İslam topraklarını ele geçirerekAmuDerya’yıgeçti. Birkaç ay içinde uzun saçlı Moğol atlıları karşılaştıkları tümdirenişleri,hatta daha önce kalelerinde her türlü saldırgana karşı koymuş olanHaşhaşiler’ibileezerekİran’ıbaştanaşağıgeçtiler.

SonundaMoğol orduları 1258’deBağdat’a yöneldiler. Son halifeMutasımboşunavekısabirdirenişinardındanmerhametistedi.Şehriyakıpyağmaladılarve 20 Şubat 1258 tarihinde halife ile ailesinden buldukları herkesi öldürdüler.BöylecebeşyüzyıldırSünniİslam’ınbaşıolanAbbasiHanedanısoftaerdi.

Yıkılışında bile hâlâ İslam'ın birliğinin simgesi ve hukuki merkezi olanbüyük tarihi halifelik kurumunun ortadan kaldırılması, yalnızca devletin vehükümranlığın dış görünüşlerinde değil, bozkır halklarının son büyük istiladalgasının yol açtığı değişimle önceki yüzyıllardan farklı kanallara yönelenİslam uygarlığı açısından da İslam tarihinde bir çağın sonu olmuştur.Ancakhalifeliğin yıkılışının moral etkileri bazılarının söylediği kadar büyükolmamıştır,çünkühalifelikuzunsürediretkinliğinikaybetmişti.Moğollarıntekyaptığızatenölmüşolanbirşeyinhayaletiniortadankaldırmakolmuştu.Askerive siyasi güçler açısından halifeliğin yok olması pek fark etmemişti. Sultanlıkİslam devletlerinin tümünde hukukçular ve dini kurumlar tarafından kabuledilmişveeskidenhalifelerinolandiniunvanlarısultanlaralmayabaşlamışlardı.

Moğolistilasınınetkileriyolaçtığızararınboyutlarıveyaygınlığıaçısındanda abartılmıştır. Moğol istilası klasik İslam uygarlığının çürümesi, hatta

Page 87: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sonrasında Ortadoğu’da görülen toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasibaşarısızlıklarıntümününnedeniolarakgösterilmişti.Ancaktarih,dikkatlicevegünümüzdekisavaşdeneyimleriylebirliktedeğerlendirildiğinde,varılanyargılaryumuşamış ve bu görüş ya büyük oranda değişmiş ya da tamamen terkedilmiştir.ArtıkMoğol istilasınınyıkıcı etkilerinin eskidendüşünüldüğükadarbüyük ve kalıcı, hatta yaygın olmadığı sonucuna varılmıştır. Modemstandartlara göre hiç şüphesiz önemsiz sayılabilecek Moğol fetihleri o çağdagerçekten yıkıcıydı. Bazı bölgeler tamamen yakılıp yıkılmış ve insansızbırakılmıştı.AncakMoğollarodönemdevedeondansonraArapkültürününanamerkezi olanMısır’ı işgal edemedikleri içinMısır dolaylı olarak etkilenmişti.Yalnızca baskınlara uğrayanSuriye, 1260 yılındakiAyn Jalut savaşında,MısırMemluk ordusununMoğollar’ı kesin bir yenilgiye uğratmasından sonra,Mısırsultanlığına bağlanarakMoğol saldırılarından korunmuştu. Anadolu, İran’dakiMoğol varlığı tarafından pek çok açıdan tekrar biçimlenmiş ama yine de enbüyük ve son İslam imparatorluğunun beşiği olmuştur. İran en fazla zararıgördüğü halde, ülkenin tamamı etkilenmemişti. Moğollar’a kendi istekleriyleboyuneğengüneydekiyerelhanedanların istilacılar tarafındanyağmalanmayanşehirleri gelişmeyi sürdürmüştür. Eski Persis olan Fars yine İran milliyaşantısının odak merkezi olmuş ve Eski Persepolis’in elli kilometreilerisindeki Şiraz, Moğollar’dan sonra Pers kültürünün canlanmasına tanıklıketmişti. Şair Hafız (1320-1389) ve Sadi (1184-1291), gök bilgini Kutbeddin(ölümü 1310) ve pek çok kişinin İran mimarisinin en büyük başarısı olarakgördükleriMeşhed’dekiGevherShadcamisiniinşaedenQawamal-Din(ölümü1439)döneminönemlikişilerindendir.

İran'ın istila edilen bölgelerinde de hızlı bir yenilenme gerçekleşmiştir.FethinilkşokundansonraMoğolhanlarıİran’dasiyasiistikrarlıbirdönemeizinvermişlerdir.Şehiryaşamının,ticaretinvesanayininyenidenkurulmasınıteşviketmişler,yararlıbilimolarakdüşündüklerişeylerigeliştirmişlerdir.1295yılındaİslamiyet’i benimsemelerinin ardından İslamedebiyatını bile desteklemişlerdir.XTV.yy’da Müslüman hanlar görkemli dini yapılar inşa ettirmişlerdir. Birbakıma Moğol fetihleri Ortadoğu’nun sallanmakta olan uygarlığına yeni biryaşamvermeyeyardımcı olmuşlardır.DoğuAkdeniz ve İran uygarlıklarını birdevlet altında birleştiren ilk Arap fatihler yeni bir kültürel ve toplumsal ilişkiçağı başlatmışlardı. Benzer biçimde,Moğollar da Ortadoğu ve Uzakdoğuuygarlıklarınıilkkezbirtekhanedanaltındabirarayagetirerekticaretvekültürüzerinde etkili olmuşlardır. Moğollar’ın Avrupa ile yeni ve karşılıklı faydalarsağlayanilişkilerekapılarınıaçmalarısonucundapekçokAvrupalı,Ortadoğu’da

Page 88: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Müslüman olmayan hükümdarların olmasını fırsat bilerek Çin’e gidenkarayolunu keşfe çıktılar. İranlı tarihçi Raşidüddin’in (1247-1318) Cami el-Tevarih, farklı uygarlıklar arasındaki bu ilişkilerin bir meyvesidir. Bir hekimvevezirolanRaşidüddinMuseviliğibırakıpMüslümanlığıseçmişti.Olcaytuhanve Gazan han onu evrensel bir tarih derlemesi yapmak üzeregörevlendirmişlerdi.RaşidüddinaralarındaKeşmirlibirBudistkeşiş,birFrankkeşişi,bazıİranlıbilimadanılankabilegeleneğiuzmanıbirMoğolveikiÇinlibilim adamının olduğu bir ekip kurdu. Bu ekiple birlikte İngiltere’denÇin’e uzanan geniş bir dünya tarihi yazdı. Raşidüddin ve hanları kendiuygarlıklarıdışınaçıkanevrenselbirtarihyazmakonusundaAvrupa’danbeşyüzyılöncedavranmışlardı.

Moğol İstilaları Irak’a kalıcı zararlar vermiş, Irak ve Bağdat, İslamdünyasındaki merkezi konumlarına bir daha kavuşamamışlardır.- İstilanınsonucundaöncelikle sivil hükümet devrilmiş, sonra da ülkenin refahının, hattavarlığının bağlı-olduğu hassas su kanalları çökmüştür. Yeni devlet düzeninindenetimielegeçirmesiyleİran’darefahvedüzeninyenidensağlanmasınakarşın,Irak’takiyıkımsürmüştür.İran’ınMoğolhükümdarları,başkentiAzerbaycan’dakurmuşlar,yaşadıklarıTebrizbüyükvezenginbirşehirhalinegelmiştir.Irakbirsınıreyaletiolmuştu;BedevilerMoğollar’ınaçtıklarıgediklerdenburayagiriyoramaMoğollargittiğihaldeonlarkalıyordu.FıratveDiclevadisi,batıdaçelikvekum duvarıyla Akdeniz ülkelerinden kopartılmış, doğusunda bağlı bulunduğuPersmerkeziyleçevrelenmişveartıkDoğuileBatıticaretiiçinbiryololmaktançıkmıştı.TicaretkuzeyevedoğuyadoğruAnadolu ileİran’a,batıyavegüneyedoğru da Mısır ve Kızıldeniz’e yön değiştirmişti. Böylece Irak ile halifelerinşehrigözdendüşmüştü.

Halifeliğin yıkılmasından sonraki dönemdeOrtadoğu’nun iki büyük kültürbölgesi arasında bir bölünme yaşandı. Kuzeydemerkezi İran yaylasında olan,batıda Anadolu ile Osmanlı Türkleri’nin Avrupa’da fethettikleri topraklara,doğudaOrtaAsya’yaveHindistan’ınyeniMüslümanimparatorluklarınauzananİran uygarlığı yer alıyordu. Bu ülkelerde din ve dilbilimlerinin, hukukun diliArapça’ydı, ancak Arap edebiyatı çok az biliniyordu. “İran İntermezzosu’’sırasındabaşlayıpTürkhanedanlarıdöneminde-sürerekMoğollarvesonrasındayenibirrönesansyaşayanMüslümanİrangeleneklerisanatsalveedebiyaşamaegemendi. İran’ın doğusu ve batısında, Orta Asya ve Anadolu’da Türklerarasında Pers klasiklerinden etkilenen ve beslenen yeni edebiyatlar ve dillerdoğuyordu.

Page 89: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İran bölgesinin güneyinde, batıdan ve güneyden Afrika kıtasına inenyollarıyla yeni bir merkez olan Mısır ile Arapça konuşan eski uygarlıkmerkezleri ve ihmal edilmiş Irak eyaleti bulunuyordu. Buralarda bazı Persetkilerine sanatta, özellikle de mimaride rastlanmasına rağmen Pers dili veedebiyatı- pek bilinmiyordu ve edebi kültür, eski Arap edebiyatı çizgisindeilerliyordu.

Moğollar ve Türkler siyasi açıdan her yerde egemendi. Akdeniz’den OrtaAsya ve Hindistan’a kadar uzanan ülkelerde Moğol ya da Türk hanedanlarıhükümsürüyorlardı.Memlukler’inSuriyeMısırİmparatorluğubileKaradeniz’inkuzeyindeki Kıpçak ülkesinden getirtilen.Türk Memlukler’den oluşan biryönetici sınıfın idaresinde bulunmakta ve savunulmaktaydı. Daha sonra daÇerkezler ve Kafkaslardan gelen başkaları onlara yardım etmişler, hatta bazıyerlerdeyerlerinegeçmişlerdi.

İki bölge arasındakigiderekbüyüyenbu siyasi çatışmavekültür çeşitliliğiçağındabirleştiricianaunsurdindi.ÖzellikleSelçuklulardönemindeGazali’ninSünnilik ve mistikliği uzlaştırmasından sonra kendini Sofi şekliyle ortayaçıkıyordu.XI.yy’da Sünni canlanması İslâmî birleştirmek üzere epeyce yolalmıştıamahenüzgörevinitamamlamamıştı.Sıragöçebelerevekırsalbölgelerdeyaşayanlaragelmişti.Göçebelersivilhükümetinyıkılarakbüyükhalkkitlelerininharekete geçtikleri bir çağda çok önem kazanmışlardı.Sofizm özellikle Türkboylarım çok etkilenmişti. Türkler ilk kez, çoğunluğu Türk olan ve inançları,dini öğretilerin karmaşık dogmatikliği ile ilişkili olmayan mistikler tarafındanİslamiyet’esokulmuşlardı.Gazalininuzlaşmasısayesindeteolojiilemistiklikiçiçe girmeye başlamıştı. Din bilimciler ile halkı kafirlerin fetihleri vehakimiyetleri yakınlaştırmıştı. Sonrasında ibadet ve inanç biçimlerinde çokfarklılıklar, kimi zaman aralarında çatışmalar olmakla beraber,Sofiler dedogmacılardaaynıSünnidiniuygulamışlardır.

Sofi kardeşliği, XII.yy’dan itibaren insanlığın büyük bölümü için diniyaşamın karakteristik ifadesi olmuştur. Sofilik, İslam birliğinin birleştiriciunsuru,diniduyguvebağlılığın temel ifadesi,giderekdeentelektüelkültürün,hatta siyasi gücünkaynağıhalinegelmiştir.Modemçağbaşlarında,MüslümanOrtadoğu'ya egemen olma rekabeti içindeki iki güç olan İran ve Türkiye’ninbaşındaki hanedanlar, kökenlerinden gelen Sofi örgütlerin ve ideallerin büyükölçüdeetkisindekalmışlardır.

Page 90: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

6.BÖLÜM

MOĞOLLAR'INARDINDAN

Halifeliğin yıkılışı veMoğol fetihlerinin ardındanMüslüman Ortadoğu’daİran, Türkiye ve Mısır olmak üzere üç büyük güç merkezi ortaya çıktı. İranbaşlangıçta putperest, sonrasında Müslüman olmuş, öte yandan da Moğolkimliği ve geleneğinin önemli unsurlarını koruyan Moğol hanlarınınhakimiyetindeydi.Türkiye,MüslümanTürkbeylerininhakimiyetindeydi, sonrabir dönem Moğol hakimiyetini kabul etmiş ve Moğol İranı’nın kültüründenbüyük ölçüde etkilenmişti. Mısır, çoğu Türk olan Memluk sultanlarınınhakimiyetindeydiveMoğolistilasınadirenişindebaşarılıolmuş,ancakpekçokaçıdan dünyanın o dönemdeki efendilerinin etkisinde kalmıştı. Ortadoğu’nunkenarındaki Orta Asya ve Rusya’da kalan öteki iki Moğol hanlığı, Moğoldünyasının politikalarında ve İslamiyet’i seçtikten sonra da Ortadoğupolitikalarındarolalmışlardır.

İranbaşlıcagüçmerkeziydi.Bağdat’ıfethettiktensonrakuzeybatıyaçekilenHülagu Han ve sonraki seksen yılda onun yerine gelenler İran etrafındakitoprakları yönetmişlerdir. Üstünlüklerini kabul ettikleri Moğolistan BüyükHanlarına bağlılıklarının göstergesi olarak İran’ın Moğol Hanlarına bölgehükümdarları, îlhan anlamında İlhanlılar deniliyordu. İlhanlılar İran’ı genelolarakbarışçıbirsiyasetleyönetmişlerveMüslümanlığıseçmedenöncebiletümdinlerin mensuplarına eşit hoşgörü göstermişler, eşit olanaklar tanımışlardır.İlhanlılar’ın temel dış politikaları fetihlerini batıya doğru genişletmekti.Anadolu’da Selçuklu sultanlarını yenmişler, Anadolu beyliklerini -Kendilerinebağlamakla ve bir işgal bölgesiyle yetinmişlerdir. Memluk sultanlığına karşıdahabüyükbirmücadelevermişlerdir.1259yılındaHülaguTebriz’denyenibirkampanyayürütmeyebaşlayarakErmenistanveYukarıMezopotamya’yıgeçip,güneye Suriye’ye yönelerek Halep ve Şam’ı ele geçirdi. Ancak 1260yılınınEylül ayında, Filistin’dekiAynCalud’da birMoğol öncü baskın birliği

Page 91: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Baybars adlı bir Kıpçak Türkü’nün komutasındaki Mısır Memluk ordusutarafındanyenilgiyeuğratıldı.Suriye’nintamamıMısırordusutarafındantekrarelegeçirildi.BununardındanMoğollarSuriye’yialmakiçinçokuğraştılaramaherdefasındaMemluklertarafındangeripüskürtüldüler.,

Bu dönemde Hıristiyan Avrupa ile Moğollar arasında ilginç ama sonuçalınamayan diplomatik ilişkiler yaşanmıştır. Bu ilişkiler ortak düşmanlarıMüslümanlar’aikicephedensavaşaçmayıamaçlıyorduamagirişimlerindenbirsonuç alınamadı.Mısır Sultanı olan Baybars ile Rusya’dakiMoğol devletininhanı Berke ile aralarında bir ittifak yaptılar ve Berke bağımsızlığını ilan edipMüslümanoldu.İlerideAltınorduHanlığıolaraktanınacakülkesi,KıpçakTürknüfusasahipbirİslamdevletiolmayolundailerliyordu.

İran ile Mısır çatışması on yıllar boyu, Gazan Han’ın İslamiyet’i kabuletmesindensonrabilesürdüvesonunda1323yılındabarışanlaşmasıyapıldı.Busırada İlhanlı krallığı da onlardanöncekilerin kaderini yaşıyordu. 1336yılındaİlhanlı hükümdarı Ebu Said öldükten sonra İran tekrar yerel hanedanlarınyönetimindeki küçük devletlere bölündü. Ancak bu devletlerin ömürleri kısaoldu. Orta Asya’da da Moğollar’ın başına Timur geçti ve Harizm ileMaveraünnehir’ialdıktansonra,İran’agirerekyediyıliçindeülkenintamamınıelegeçirdi.İkikezAltınorduhanımyenilgiyeuğrattıveHindistan’ıbastı,Irak’ıyerel hanedanın elinden alarak hakimiyetine kattıktan sonra Suriye’yi geçipMemluksultanınaegemenliğinikabulettirdi.Anadolu1394ve1400yıllarındaTimur’unistilasınauğradı.Timur1402yılındakiAnkarasavaşındaOsmanlılar’ıağır bir yenilgiye uğratarak Osmanlı sultanı Bayezid’i esir aldı ve 1405yılındaÇinistilasınahazırlanırkenöldü.

Moğol kökenli Türkleşmiş ve İslâmlaşmış bir aşirette doğan Timur’untoplumsal geçmişi oldukça mütevazıydı. Cengiz Han’ın hanedanından birprensesle evlenmişti.KarmaMoğolveTürkordularınaMoğollarhakimdi amaordu çoğunlukla Türkler’den oluşuyordu. Timur’un önceki Moğolhükümdarlarının tersine, dindar birMüslüman olduğu söylenir ya da bu onuniddiasıdır.Gerçekleştirdiğibüyükyıkımlarsırasındaİslamdinineaitbinalaraveçalışanlara gereken saygıyı göstermeyi unutmamıştır. Fetihleri Hülagu'nunfetihlerinden daha yıkıcıdır ve Altay istila dalgalarının sonuncusu olmuştur.Ölümüyle,X.yybaşlamış olanbozkır halklarınınbüyükhareketi sonbulmuşturama boyların akını devam etmiş, daha da Önemlisi Ortadoğu’daki göçebehalklarşehiryaşamınaveuygarlığagirmeyisürdürmüşlerdir.

Page 92: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Timur büyük bir fatihti ama bu başarısını imparatorluklar kurmada birgösterememişti ve ölümünün ardından geniş toprakları dağılmıştır. Osmanlılarve Memlukler, Anadolu ve Suriye’deki hakimiyetlerini sürdürmüşlerdir.Karakoyunlu ve Ak-koyunlu adlarında iki Türkmen boyu Batı İran,Mezopotamya ve Doğu Anadolu’nun denetimlerini ele almayıbaşarmışlardı. Timur’un soyu hakimiyetlerini ancak Doğu İran’da veMaveraünnehir’de sürdürebilmiştir. Başkentleri Buhara, Semerkand, özellikleHerat parlak bir uygarlığın merkezleri haline gelmiştir. Timur hanedanızamanındamimaride,sanatta,hemFarsçahemde-doğuTürkdillerindeedebiyatvebilimalanlarındabüyükbaşarılarkazanılmıştır.TürkdilininbüyükklasikçağıolanbudönemdeyazılaneserlerKonstantinopolis'tenUzakdoğuveHindistan’adektümTürkhalklarınınkültürelgelişiminikalıcıbirbiçimdeetkilemiştir.

Sonuçta Arapça konuşulan ülkelerde ağırlık merkezi Irak’tan Mısır’akaymıştır. Haçlılar döneminde Irak, güçsüz ve örgütten yoksun olması, hemistilacılar hem de tüccarların geleceği Akdeniz’e uzak olması nedeniyle birMüslümanüssüolmaolasılığıyoktu.Alternatifitekbirırmağınsuladığıvadidenoluşmasınedeniylemerkezibirhükümetgerektirenöteki ticaretyoluMısır’dı.Zaman içindeMısırHaçlılar’ıYakındoğu’dan atanyeni fetih savaşlarınınüssühalinegelmişti.MemluklerİlhanlIordularınıpüskürtüpArapdünyasınınbüyükbölümünüMoğolistilasındankurtarmalarınısağlayankaynaklarıMısır’daneldeetmişlerdi.

XII.yy ortalarında Selahaddin’in kurduğu Eyyubi hanedanı denetimiyitiriyor, etkin güç Türk Menllukler’in eline geçiyordu. Eyyubi sultanlığınınMısır’dakisonkrizi,FransızKralıIX.Louis tarafındandüzenlenenhaçlıseferisırasında, 1250 yalında Sultan’ın ölümüyle başladı. Sultanın cariyesi Şajar al-Durr’un(İnciAğacı)krizsırasındasağduyususayesindeMüslümandevletininveordusunun istikranın korudu. Sultanın ölümünü gizleyerek oğlu Turan SultanMezopotamya’dandönünceyedekonunadınaemirlerverdi.KısasüredeTuranŞah Haçlı ordusunu yenilgiye uğrattı. Kral Louis canım ve taraftarlarındanbazılarını kurtarmak için aldıklarını geri verdi ve yüklü bir tazminat ödemekzorunda kaldı. Turan Şah’ı da Baybars komutasındaki Memlukler öldürdü veEyyubimeşrutiyeti görüntüsü vermek » için Şajar al-Dun’u sultan ilan ettiler.Ancak bu anlamlı hareketleri Suriye’nin Eyyubi beylerine hanedanlarınınMısır’da devrildiği gerçeğini kabul ettiremedi ve hemen ardından yeni kadın“sultan” tahttan inmesini isteyen beyler koalisyonu ile karşılaştı. Bağdat’takihalifebiletümbuolanbitenlerledoğrudanilgilenmediğihaldebirkadınıntahta

Page 93: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

çıkarılmasına itiraz etti. Üstüne üstlük bu kadın kendi haremindendi ve onuMısır sultanına hediye etmişti. Halife Suriyeli Eyyubi beylerini destekleyerekMısır’dakiMemlukler’e kendilerine bir sultan seçmelerini buyurdu. BirMısırtarihçisinegörehalifeMemlukler’e“Eğeriçinizdeseçecekbirerkekkalmadıysasöyleyin,bizsizegöndeririz.”1demişti,

1260yılında,MemlukgeneraliBaybars,sonEyyubi’ninölümününardındançıkan karışıklıkta sultanlığını ilan etti. Baybars da Selahaddin gibiMüslümanMısır ile Suriye’yi bu kez daha kalıcı olacak şekilde tek bir devlet altındabirleştirdi. Yeni devletin doğudaki ve batıdaki dış düşmanlarını yenerek yenibirtoplumsaldüzenkurmayabaşladı.Selahaddin,Bağdat’takiAbbasihalifesininhakimiyetini resmi olarak kabul etmiş ve Mısır’ın Sünniliğe döndüğünüaçıklamıştı.Baybars,Bağdat’taki Moğol fatihlerden kaçan bir Abbasiyi kabulediphalifeliğiKahire’yegetirdiveonuilkgölgehalifeilanetti.BugölgeKahirehalifeleri tamamen güçsüzdüler ve tek işleri tahta çıkan yeni sultan için törendüzenlemekti. 1517 yılında Osmanlı Türkleri’nin Mısır’ı ele geçirmeleriylehalifeliklerisonaerdi.

Baybars ilehaleflerininyarı feodalMemluk sistemi,Eyyubiler’inSuriyeveMısır’a getirdikleri Selçuk sisteminden bir uyarlamaydı. Sistem Moğoldeneyiminden ve Mısır’da yaşamaya devam eden Moğol göçmenlerindenetkilenmişti. Moğollar’ın İslam direnişinin bu kalesinde bile önemli birsaygınlığıvardı.BirdönemMemluklerMoğolsilahlanın,yöntemlerinivehattadavranışlarınıvegiysilerinitaklitetmişlerdir.

BirMemluksubayıömrüboyuncayadadahakısabirsüreliğinebir tımarasahip olurdu. Genellikle topraklarında oturmaz, Kahire’de ya da tımarınınolduğubölgeninbüyükşehrindeotururdu.Sistemdegelirmülkiyettendahaçokönemli olduğu için Batı feodalitesinde olduğu gibi malikaneler, şatolar ya dagüçlüyerelotoritelergelişmemiştir.

Memlukler satın alınmış köleler olarak Mısır’da öğrenim ve eğitimgörmüşlerdi.Başlangıçta bunlarKaradeniz’in kuzey kıyılarından gelenKıpçakTürkleri’ydi ama sonraları aralarına Moğol asker kaçakları, başka ırklardaninsanlar, Yunanlılar, Kürtler, Çerkezler, hatta Avrupalılar bile karışmışlardır.HakimolansınıfındiliTürkçeyadaÇerkezçe’ydiveçoğu,bazısultanlarbile,Arapça bilmezlerdi. Baybars ve ondan sonra gelenlerin geliştirdikleriMemlukdevleti, askeri ve sivil şeklinde çok ince düzenlenmiş bir çifte yönetiminkontrolündeydi.İkisinin de başında sivil kadrolu Memluk subayları yer alırdı.

Page 94: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

1383 yılma dek Memluk sultanlığı çoğunlukla babadan oğula geçmiştir. BuyıldansonraÇerkezyadaİkinciMemluksultanlığındatahtageçenler.engüçlükomutanlar olmuştur. Bir sultan öldüğünde, tahta geçecek gerçek sultanbelirlenenekadarkısasüreliğineoğlubabasınınyerinegeçerdi.

Mısıriçin,AvrupaileyaptığıveAvrupa'nınOrtadoğuaracılığıylaUzakdoğuile yaptığı ticaret, gerek ticari açıdan gerek de kazandırdığı gümrük vergileriaçısından büyük önem taşıyordu. Memluk hükümetleri güçlü olduklarızamanlarda, Mısır'a bir ölçüde refah sağlayan bu ticareti koruyup teşviketmişlerdi.

Ne var ki, Baybars tarafından savuşturulanMoğol tehdidi henüz tamamenyokolmamıştı.-1400ve1401yıllarındaTimur’unTürk-MoğolgüçleriSuriye’yegirerekŞam’ıyağmaladılar.Moğollar’ınardındangelenveba,çekirgesürülerivebaşıboşkalmışBedevileronlarınbıraktıklarımtamamladılar.Memluksultanlığıaskeri ve ekonomik gücüne inen bu darbelerden bir daha asla tamamenkurtulamadı.

XV.yy’dakimali ve ekonomik zorluklar, transit ticaretten elde edilebileceken fazla parayı kazanmaya yönelik yeni bir mali politikayı da beraberindegetirdi. Bu politikaya yönelik olarak başlıca yerel ve transit ürünlerintekelleştirilmesiyöntemibenimsendi.AvrupayükselenfiyatlaratepkigösterdivebudurumMısır’ınekonomikyaşamınıçokuzunvadeliolaraketkiledi.

Orta ve Doğu Anadolu, Konya veya Anadolu Selçuk sultanlarınınyönetimindeydi ve git gide bir İslam devletine dönüşerek Yakın veOrtadoğu’daki İslam uygarlığının ayrılmaz bir parçası haline gelmişti. Selçukmonarşisinin gelişmesi sonucunda, ülkeyi fethetmiş ve sömürgeleştirmiş olanaşiretlerin ve göçebelerin siyasi bağımsızlıkları kısıtlanmış, halkın inancı, dinadamları tarafından oluşturulan bir hiyerarşinin denetimi altına alınmıştı.Müslüman hukukçular, bürokratlar, din adamları, esnaf ve tüccarlar yenisömürgeleşen topraklara yerleşmiş ve klasik İslam'ın şehirli uygarlığınıgetirmişler, kırsal bölgelere de İslam devletinin ve yaşamının gelenekselörneklerinibenimsetmişlerdi.

Selçuk devletinde Moğol istilasının şokuyla onarılmaz yaralar açılmıştı.YaklaşıkyarımyüzyılçabaladıamaXTVyybaşlarındayıkıldı.Merkezidevletotoritesinin çökmesi ve Anadolu'ya Moğollar’dan kaçan yeni Türk göçebeakınlannınbaşlamasısonucundasınırlardatekrarsavaşlarçıktı.XIII.yysonlarıileXIV.yy'da, Batı Anadolu’nun siyasi ve askeri yaşamına sınır boyundaki

Page 95: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

savaşçılar,dindededervişlerhakimoldu.BatıAnadolu’nuntamamınaTürkveMüslümanhakimiyetiniyayanBizans’akarşıyenibirdalgabaşladı.

Yeni fetihleri paylaşan beyliklerden güçlü ve büyük bir imparatorlukdurumuna gelen yalnız biri oldu. Bu beyliğin adı XIV.yy’ın ilk çeyreğindebaşındaolankurucusuOsmanBeydengelmektedir.Beylik,Bizans’ınBithyniasınırlarındaveKonstantinopolis’insavunmahatlarınınçokyakınındayeralmasınedeniyledahabüyükgörevlerüstlenip,dahabüyükolanaklarasahipolmuşvebaşka yerlerden destek bulabilmiştir. Osman Bey ve onun yerine geçenler,Bizanslılar’a karşı sürekli bir sınır savaşı sürdürmüşlerdir. 1326 yılındafethettikleriBursa’yıhızlıbirşekildebüyüyendevletlerinebaşkentyapmışlardır..1354 yılında Çanakkale Boğazı’nı geçerek Avrupa’ya giren Osmanlı güçleri,birkaçyılsonraGelibolu’yu,dahasonradayüzyılsüresinceAvrupa'dakibaşlıcaüsleri durumuna gelecek Edirne’yi ele geçirmişlerdir. Sırplar ve Bulgarlar ileyapılan özellikle Meriç (1371) ve Kosova (1389) savaşlarıyla Balkanyarımadasının büyük bir bölümü Osmanlı yönetimine girmiş,girmeyenler debağlıolmuşlardı.BununsonucundadaBulgaristan,SırbistanveMakedonya’dakazanılacakzaferlerhızlanmışoldu.

Osmanlılar Avrupa sahnesine yalnızca askeri yoldan çıkmamışlardır.Avrupa’ya yerleşmelerinin ardından, ticari rakipleri Venediklilerle savaşdurumundakiCenevizliler,Osmanlılar’danaskeriyardımtalepetmişler,karşılıkolarak damali yardım teklif etmişlerdi. ÇağdaşBizans tarihçisiKantakuzenosşunlan söyler: “...Cenevizliler çok miktarda para vaadinde bulunarak, buiyiliklerinin sonsuza kadar Ceneviz halkının ve senatosunun kalplerindekalacağını bildirdiler.” 1352 yılında yapılan ilk Osmanlı-Ceneviz ticarianlaşması ile Avrupa ve Ortadoğu tarihinin başlıca konularından biri tekraronaylanmıştır.

Osmanlının dördüncü padişahı 1.Bayezid (1389-1401) tahta çıktığı sıradaimparatorlukAvrupa’daveAsya’daönemlitopraklarasahipti.Bayezidülkesineyenibir karakterkazandırmayı amaçlayanoldukçahırslı bir kişiydivedoğuyayönelip Türk beyliklerini art arda yenerek Anadolu’nun tamamını hakimiyetialtınaaldı.Osmanlıpadişahları,genelbiryaklaşımlaenbaşındanberi“sultan”unvanını kullanıyorlardı. Bayezid bunu özelleştirerek, Kahire'deki “halife”den“RumSultanı” olarak tanınmasını istedi.AnadoluSelçuk sultanlarının bu eskiunvanları,Anadolu’nun eski İslami monarşisinde ve hatta Ortadoğu İslamİmparatorluğu’nda da iddia taşınması anlamına geliyordu. Bayezid’in 1396yılında Niğbolu’da Balkanlar’ı kurtarmaya gelen Batı Avrupa şövalyelerini

Page 96: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yenmesi onu teşvik etti. Ama ondan daha güçlü bir fatihle karşılaşmıştı.1402’deki Ankara savaşında Timur tarafından yenilgiye uğratılıp esir düşenBayezid,intihar ederek yaşantıma son verdi. Osmanlı topraklan, Bayezid'insultan olduğu zamanki sınırlarına dek daralmıştı. Oğulları arasında da bir içsavaş tehdidi belirdi ve büyük olasılıkla toplumsal kökenli olan bir dervişlerisyanıbaşladı.1.Mehmed1413yılındakardeşleriniyendi.1.Mehmedveondansonra gelenler bir süre daha çeşitli kesimlerin isyanlarıyla uğraşmak zorundakaldılar.

1. Mehmed tahta kaldığı süre boyunca, Osmanlı devletini eski durumunagetirmek ve pekiştirmekle uğraştı. Oğlu II. Murad döneminde (1421-1444 ve1446-1451) önemli ve büyük değişiklikler gerçekleşti. Yeni topraklar elegeçirildiveAvrupa’daSırplar,Macarlar,YunanlılarveHaçlılarkarşısındabüyükzaferler elde edildi. Anadolu’da ise daha önce Bayezid tarafından fethedilenyerler bir kez daha alındı. Sonrasında barış ve güçlenme dönemine girildi.Osmanlılar gerçek anlamda bir İslam saray yaşamı oluşturdular ve yazarları,şairleri,Müslümanbilginlerinidesteklediler.Budönemde,edebiyattaTürkmillibilincinin ortaya çıkması dikkat çekici bir gelişmedir. SultanMurad bu bilinciteşvik etmiş, şiir bile yazmıştır. SultanMurad zamanında'Oğuzlar’ın tarihi veefsaneleri araştırılmıştır. Osmanlı hanedanını Türk aşiret geleneğine veefsanelerine bağlayan, kökenini Oğuz Han'a kadar vardıran araştırmalaryapılmıştır.Müslüman hanedan devleti ilkesine bağlı ve Osmanlı hanedanınasadıkolangüvenilirkomutanlarınortayaçıkışıilebirliktetümbuyenisarayvehanedandüşünceleridesteklenmiştir.

XIV.yy sonlarına doğru başlayan, 1430 yılından sonra da düzenli biçimdedevam eden Hıristiyan halk arasından Osmanlı ordusu ve devlet hizmetindegörevlendirilmek üzere devşirmelerin toplanmasıOsmanlı hanedanının gücünegüç katmıştır. XVEI. yy İngiliz tarihçi Wılliam Seaman’m çevirisinegöre,XVI.yy Osmanlı tarihçilerinden Hoca Efendi olarak da tanınanSadeddin,devşirmesisteminişöyleanlatmıştır:3

"Sultanvezirlerindendinsizleriniçindenaskerliğeuyguncesurveçalışkangençlerin seçilip Müslüman yapılmasını istemiştir. Sultanın bu iş içingörevlendirdiği kişiler farklı ülkelerden yaklaşık bin kafir çocuğu toplayıpasker olarak eğiteceklerdir Bu dinsiz gençler dindar kişilerin yanındaolacaklarındangönüllerineİslamiyet’in ışığıdolacakvesahtedininkirindenarınacaklardır.”

Page 97: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

BusayedeHıristiyanhalkınenerjisiiledervişlerinruhuOsmanlıhanedanınahizmetedecekti.SelçuklularınsiyasivedinideğişiklikleriyledüzenlenenSünniİslammodellerine göre gelişen devlet ile hâlâ sınır boyları geleneğinin hakimolduğuorduarasındakibirleşmesorunlarınauygunbirçözümgetirilmişoldu.

Osmanlı devletinde İslam dini kurumu olgunluk dönemine ulaşmış, Sünnidevletiyle tam bir bütünleşme gerçekleşmiştir.Artık İslamiyet gerçek birkurumsal yapıya kavuşmuştu. Şeriatın onayladığı en üst dini otoriteninbaşkanlığında, belirli güçleri ve görev olan profesyonel ve eğitimli dinadamlarınınhiyerarşisisözkonusuydu.İleriderecedemaddiuygarlığasahipolanbir Müslüman devletinde, İslam Şeriatı’nı ülkenin etkin hukuku yapmak içingösterilen tek ciddi çaba Osmanlılar’a aittir. Osmanlılar, din bilginlerine veyargıçlarınadahaönceeşigörülmemişotorite,güçvestatüvermişlerdi.

1451yılında II.Mehmed,babasıSultanMurad’ınyerinegeçti.Yeni sultanacoğrafi olarak ikiye bölünmüş bir imparatorlukmiras kalmıştı. Artık AnadoluOrtadoğuİslamuygarlığıileyenidenbiçimlenmişvebuuygarlığabenzemişeskibirİslamtoprağıolmuştu.HenüzelegeçirilenRumeli,hâlâbirsınırboyuyduvesınır boylarında yaşayanların davranış ve idealleri ile dervişlerin mistikinançlarınınetkisialtındaydı.EskiveyeniikibaşkentBursaileEdimearasındayenibirbağkurmakgerekiyordu.Sultanıntahtageçmesininikiyıl,kuşatmanınbaşlamasınınyedihaftaardından29Mayıs1453tarihindeyeniçerilertarafındanKonstantinopolis’in yıkılmış surlarına son bir saldırı gerçekleştirildi. SonKonstantin, askerleri ile birlikte savaşırken öldü. Hilalli bayrak, Ayasofya’nınkubbesinedikildi,sultandaimparatorlukşehrineyerleşti.

Page 98: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

7.BÖLÜM

BARUTİMPARATORLUKLARI

Müslümanların yüzyıllardır sahip olmak istedikleri Konstantinopolis’i elegeçirmeleriylebirliktesonparçadayerineoturmuşoldu.SultanII.Mehmed,bufethin ardından Fatih adını aldı. Fatih SultanMehmed,Asya ileAfrika'nın veonlarışekillendirenikigeleneğinbirleşmesinitamamlamışoldu.Sınırsavaşçılarıbeyliği bir imparatorluk olurken, lideri de imparator olmuştu. Bu zaferleOsmanlı-Sultanlığı İslam’ın Batı’ya yönelmesinde aldığı öncü rolünükesinleşiyor ve İslam dünyasında önemli ölçüde saygınlık kazanmasınısağlıyordu.

SultanII.Mehmed’inpadişahlığındabundansonrakidönemAvrupaveAsyasınırlarına düzenlediği fetihlerle geçti. Avrupa’da Mora’dakİ son Rumdespotluklarınıaldı,SırbistanveBosna’yıOsmanlı topraklarınakattıveYunanadalarının çoğunu ele geçirdi. Asya’da Cenevizlilerden Amasra’yı,MüslümanbeyindenSinop’uveYunanimparatorundanTrabzon’ualdı.AncakdahadoğuyailerlemeyiyadaMüslümanhükümdarlarakarşısavaşaçmayıaslaistemiyordu.

SultanII.Mehmed,1473yılındakisavaşlakendisinemeydanokuyanDoğuAnadoluveMezopotamyaTürkmenhükümdarıUzunHasan’ıyenilgiyeuğrattı.Ancak bu zaferini ilerletmeye çalışmadı. Bunun nedenleri,XVI.yy tarihçisiKemalpaşazade’ninyazmışolduğusultanınbirkonuşmasındaşöyleanlatılmıştır:“Bu saldınsı yüzünden Uzun Hasan’ın cezalandırılması doğru olandı çünküİslam’ınbüyüksultanlarınınhanedanlarınınyokedilmesidoğruolmazdı.”Asılönemliolan,sultanın,Avrupa’dakiönemliişiolancihadaengelolmasıydı.”

Öte yandanOsmanlı sultanları güney ve doğu sınırlarının ötesinde önemlideğişikliklerin olduğu Müslüman topraklarına ilgisiz kalamazlardı.XIII.yy’ınortalarından itibaren Mısır ve Suriye’de hüküm süren Memluk sultanlığınınyıkılışı bu değişikliklerden biriydi. Son zamanlarında Mısır sultanlığı bir türArapBizansıhalinegelmişti.Kuzeydevedoğuda,Anadoluveİranyaylasında,

Page 99: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İslamiyet’in kültürel ve siyasi liderliğini ele geçirmiş olanTürkler ile İranlılararasında yeni devletler ve toplumlar ortaya çıkıyordu. Genellikle Türkler veİranlılar’ın kendi dilleriyle adlandırılan yeni bir uygarlık oluşmaya başlıyordu.Suriye veMısır’da, artarak doğudan gelen büyük etkilere rağmen eski düzenkorunabilmişti. Eski İslam kültürü Arapça şekliyle çok uzun yıllar sürmüştü.Ülkeyi savunan Memluk askerleri Nil vadisini istilalara karşıkorumuşlardı.Çoğunluğu Memlukler’in oğulları ve onların yerine geçenlerdenoluşanSuriyeliveMısırlıyetkililerdevletiyönetmiş,bununlabirliktedeklasikİslammirasınıkorumuşveyorumlayarakzenginleştirmişlerdi.

Suriye-Mısırsultanlığı,Timur’layapılansavaş,kötümaliyönetimyüzündenkaynakların kuruması, kuraklık, açlık ve veba, Memluk düzeninin vetoplumunun çökmesi başta olmak üzere çeşitli dış etmenlerle ve iç savaşlarlafazlasıylagüçkaybetmişti.

Sondarbelerdekuzeydenvebatıdanolmaküzeredışarıdanalındı.Bunlardanbiri, Portekizliler’in doğu sularına gelmesi sebebiyle ekonomikti. Portekizliler,Avrupa ile Hindistan arasında oluşturdukları doğrudan deniz yolları sayesindeMısır ticaretinin önüne geçtiler. Bu durumun gelecekteki etkileri eskidendüşünüldüğü kadar büyük olmayacaktı.XVI.yy’daLevant'ta ticaret çok önemlicanlanmalarolmuştur.Nevarki,durumunyarattığıilk'etkileroldukçaönemliydi.MemluksultanıKansuhel-

Guri (1500-1516) zamanında ticaretin ve gelirlerin azalması krize yol açtı.Venedikliler’in teşvikiyle Hindistan’a bir Mısır filosu çıkardı. Başta birkaçbaşarı kazanan filoyu Portekizliler yenilgiye uğrattı. Bunun ardındanPortekizliler Hint okyanusundaki Müslüman ticaret gemilerini yok etmeyebaşladılar,hattaPortekizgemileriBasraKörfeziveKızıldeniz’ekadarilerlediler.

Kuzeyden ise tehlikeli bir askeri darbe alındı. Memluk ile Osmanlısultanlarının ilişkileri bir dönem dostluk içinde sürmüştü amaXV.yy’ın ikinciyarısındabozulmayabaşladı.İkidevlet,1485ile1490yıllanarasındasavaştılar.ÇoğunluklaMemlukler’inOsmanlılarcakarşıüstünolduğusavaşlardakesinbirsonuçeldeedilemedi.

Askeri denge hızla Osmanlılar yararına değişiyordu. Bu değişiklikte,Osmanlılar’ınbüyükbiretkinliklevehızlaateşlisilahlanbenimsemeleribüyükönem taşıyordu. Memlukler ise yeni ateşli silahlara karşı istekli değillerdi.Osmanlılar’ın topraklarında madenler bulunuyordu ama Memlukler’intopraklarında madenleri olmadığı için ithal etmek zorundaydılar. Ancak bu

Page 100: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

somutzorluklardançokdahaönemliolanı,Memlukemirlerinin,eskininonurluve yasal silahlarına sahip çıkarak ateşli silahları ve kullananları değersizgörmeleriydi. Son zamanlarında Memlukler’in birkaç umutsuz ateşli silahedinme çabaları olmuştur. Silahları,siyah köleler ile Memlukler’in yerlilerdenolan çocuklarından oluşan özel askeri birliklere ve paralı yabancı askerlereverdiler ama bunlar yeterli değildi. Osmanlılar’ın tüfekli piyade ve topçularıMemlukler’inmızraklısüvariveokçularındançokdahaüstündü.

Osmanlılar’ınMemlukler'eyapılacaksonsaldırıdanöncedahafazlatehlikelibaşka bir Müslüman düşmanla savaşmaları gerekiyordu. Konstantinopolis’infethindenyarımyüzyılsonraOsmanlılar’ınkarşısınaHıristiyandeğil,Müslümanbir rakipçıktı.Buda İran’ınyeniSafevihanedanışahlarıydı.BunlarköklübirŞiihareketininardındanbaşagelerekyüzyıllardanberiilkdefaAkdenizileOrtaAsya ve Hindistan kapıları arasındaki bölgenin tamamını içine alan güçlü birbirleşik devlet kurmuşlardı. Kaynağı radikal Şii öğretileri olan ve Osmanlısınırlarınınkuzeybatısınayerleşenbumilitanyenigüç,Türkiye’debirtehditvedemeydanokumaolarakgörülüyor,İranveAnadoluyaylalarınınhükümdarlarıarasındaki eski rekabetinin tekrar dirilmesine dini bir nitelik kazandırıyordu.İran’dabulunanmilyonlarcaSünnibelkidehalkınçoğunluğunuoluşturuyordu.Osmanlıİmparatorluğu’ndaenazındanyüzbinlerceŞiibulunuyorduvebunlarında doğudaki yeni Şii rejimine eğilimleri olabilirdi. Safevi şahı ve Osmanlısultanı, birbirleri açısından kesinlikle hoşgörü gösterilmeyecek olan gaspçı vedin düşmanlarıydı. Safevi ailesinin Türk kökenli olması ve Türk olanAnadolu’da geniş bir destek görmesi Osmanlılar’a yönelik bu tehdidinciddiyetinidahaçokartırıyordu.

Osmanlılar’ın bu tehdide tepkileri erkenden geldi. 1502 yılında SultanBayezidAnadoluŞiileri’ninAnadolu’danYunanistan’asürülmesinibuyurduveîran sınırındaki güçlerine seferberlik ilan etti. 1511 yılında Orta Anadolu’daOsmanlılar’akarşı tehlikelibirŞii isyanıbaşladı.Yaşlı sultanertesiyıl tahttançekilerekyeriniilerideadıYavuzSultanSelimolacakolanoğluI.Selim’e(1512-1520)bıraktı.ÇokgeçmedenSultanSelimileŞahİsmailarasındakidüşmanlıkve rekabet savaşa dönüştü. İki hükümdar arasında savaştan önce oldukça sertyazışmalar olmuştur. Bu yazışmaları, sultanın kültürlü beylerin dili Farsça ile,şahın ise aşiret ve kırsal kökenlerinin dili Türkçe ile yapmış olması dikkatçekicidir.

SavaştaOsmanlılarzaferkazandı.İranordusu,23Ağustos1514tarihindeikiimparatorluğun sınırlan arasında yer alan Çaldıran ovasında, Osmanlı

Page 101: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yeniçerileri ve topçusu tarafından ağır bir yenilgiye uğratıldı. 7 Eylül 1514’tesultan, İran’ınbaşkentiTebriz’i elegeçirdi.YavuzSultanSelim,buzaferindensonra, kendinden önceki sultan II. Mehmed gibi doğuya yönelmedi. Şahıyenilmişvegüçsüzbirdurumdaamayineİran’dabirŞiidevletininlideriolarakbırakarak Türkiye’ye döndü. Bundan sonra iki imparatorluk arasında zorlu veuzunbirçatışmabaşladı.Bumücadelesırasında,İran’daSünniler’in,Türkiye’deŞiiler’inkanlıbirbiçimdebastırılmalarıortaknefretivekorkuyuşehitolanlarınkanıylabeslemiştir.

Tümbuyaşananlarİslam’ın liderliği ileOrtadoğu’nundenetimieldeetmekuğrunaydı. Mücadele yalnızca savaş meydanlarında değil, Şii ve Sünniinançlarının arasındaki propaganda savaşıyla da sürdürüldü ve Osmanlılar’ınsınırlı zaferleriyle son buldu, Osmanlılar İran imparatorluğunu tümüyle yokedemediler,ancaksınırlayabildiler.BöylecegüneydeArapçakonuşulanülkelerinOsmanlı topraklarına katılması fırsatı doğdu. Osmanlılar, 1516-17 yıllarıarasındakibirsavaşlasonikibuçukyüzyıldırSuriye,Mısır,veBatıArabistan’ıegemenliğine almış olan Memluk sultanlığını yok ederek, bu ülkeleri elegeçirdiler.BuyenitopraklarınalınmasıylabirlikteOsmanlıhakimiyeti,güneydeAfrika ve Arabistan’da Kızıldeniz'in iki kıyısına, doğuda Hint Okyanusu’na,batıda Fas sınırına kadar Kuzey Afrika’da, sonra da XVI. yy’da Irak'a kadargenişledi. Bu sırada Osmanlılar, uzun süren bir mücadelenin ardından İranlıhükümdarlarınınelindebulunanIrak’ıelegeçirmişveOsmanlıordularınıBasraKörfezi’ne kadar indirmişlerdi. Kutsal Medine ve Mekke şehirleri de dahilolmaküzereİslamiyet’inmerkezitopraklarınhakimiartıkOsmanlısultanlarıydı.Kutsalşehirlerinhakimiyeti ilesaygınlıktan,merkezi topraklarınhakimiyeti iledesorumluluklarıartıyordu.

Osmanlılar, İranlılar’ı yola getirip, Memlukler’i yıktıklarına göre artıkAvrupa’daki savaşa dönebilirlerdi. İmparatorluk Kanuni Sultan Süleymandöneminde (1520-1566) gücünün en üst noktasına ulaşmıştı. 1526 yılındakiMohaç Savaşı’nda Macaristan krallığı ordusu Osmanlılar tarafından bozgunauğratıldı.KemalpaşazadeOsmanlızaferinişöylekutlamıştır:2

"Muhteşemordular,ateşgibiparıldayankılıçlarıylaölümemahkumancakyine de cesur kafirlere saldırdılar. Tıpkı bir savaş bayramındaki şarapkadehlerigibikırmızırenkteler,başlarıerguvançiçeklerigibi,gözleriysebirerakik taşı ve elleri de mercan gibi parıldıyor... Savaş, gökyüzü kan kırmızısıoluncayadeksürdü...”

Page 102: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Kralzorlubirsavaşınardındanyenilir:

“Sultanınbuyruğuylayeniçeritüfekçileridüşmanaateşaçtılar...Veoandayüzlerce batta binlerce düşmanı cehenneme gönderdiler... Kral da hem budünyayıhemdeöbürdünyayıkaybetmişti.”

Bu zaferin ardından Kanuni Sultan Süleyman'ın orduları Macaristan’ıgeçerek 1529 yılındaViyana’yı ilk kez kuşattılar.DoğudaHintOkyanusu’ndaOsmanlıdonanmalarıPortekizlileremeydanokuyorlardı.Müslümandenizgücü,batıda Kuzey Afrika'nın denetim altına alınmasıyla Batı Akdeniz’e kadarilerlemiş, Atlantik Okyanusu’na ve Batı Avrupa kıyılarına baskınlar yapmayabile başlamıştı.Hıristiyan dünyasını bir kez daha İslamın yayılması tehdidiylekarşıkarşıyaydı.Haçlıseferlerisonbulmuşvecihadtekrarbaşlamıştı.Elizabethdöneminde Türkler’in tarihini yazan Richard Knolles, Türk imparatorluğuna“Dünyanın şimdiki belası” derken Avrupa’daki ortak görüşü ifadeediyordu.XVI.yy Türkler’in doruğa ulaştıktan sonra gerilemeye başladıktanyüzyılolmuştur.OrtaAvrupa’dailkViyana’yıalmaçabasındansonrayüzelliyılsürecek ama sonuçsuz kalacak kanlı bir mücadele başladı. Bu dönem 1683yılındaki ikinci Viyana kuşatılmasıyla sona buldu. Bu kez, kesin ve tam biryenilgi alan taraf Türkler olmuştu. Osmanlılar’ın doğuda önce Mısır, sonraIrak’taki üslerinden denizdeki güçleri devam etti. Osmanlı valileri bir süreAfrika Boynuzu ve Yemen’e yerleştirdiler. Avrupalı Hıristiyan düşmanlarınıkorumakisteyenyerelMüslümanhükümdarlarGüneydoğuAsya’yabirOsmanlıtopçubirliği yollamışlardır.Nevar ki, tümuğraşlar boşaydı,Portekiz ile ötekiBatılı savaş gemilerinin karşısında Osmanlı donanması bile güçsüz kalıyordu.Osmanlılar’ın yerelMüslüman hükümdarlardan aldıkları desteğe rağmen, BatıAvrupa’nın güçlenmeye devam eden donanmaları karşısında Güney veGüneydoğuAsya’dançekilmelerizorunluoldu.

Osmanlılar,1571yılındakiİnebahtıdenizsavaşıyladaAkdeniz’deilkbüyükyenilgiyeuğradılar.SadrazamLütfiPaşaKanuniSultanSülayman’adenizgücüsorunuyla ilgili şunları söylemiştir: “Karaya hükmeden çok olmuştur. Kafirlerdenizdebizdenüstünler.Onlarıyenmeliyiz.”3

İnebahtı Savaşı, Hıristiyan Avrupa tarafından büyük bir zafer şeklindekutlandı.Ancakbuzafer,OsmanlıdonanmalarınınAsyadenizlerindeyenilgiyeuğratılıpyokedilmesininyanındaçokdaönemlideğildi.KısasüredeOsmanlılarAkdeniz’deki deniz güçlerini çoğaltmışlar, böylelikle Avrupa’daki topraklarınısaldırılara karşı koruyabilmişlerdir. II.Sultan Selim (1566-1574) ile sadrazamı

Page 103: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Sokollu Mehmed Paşa’nın İnebahtı’da batırılan gemilerin yerine yeni birdonanmanın yapılmasıyla ilgili konuşması, bir Türk tarihçisi tarafından şöyleaktarılmıştır: “Sultan yeni donanmanın maliyetini sorduğunda sadrazam,“İmparatorluğumuzo kadar güçlüdür ki, istersek atlastan yelkenleri,ibrişimdenhalatlarıvegümüştençıpalarıolanbirdonanmainşaedebiliriz.”4demişti.

GerçektendedonanmayenidenyapılarakMüslümandenizgücüYakındoğuveKuzeyAfrika’daüslendi.SonradaXVII.yy’daAkdeniz’ehakimolmayıveAtlantik’e açılmayı sürdürdü. Hıristiyan Avrupa’ya oranla, İslam dünyasınıngerçekgücüönemliderecedezayıflamıştı,ancakOsmanlıaskerigücüsayesindehemHıristiyanlarhemdeMüslümanlarbugerileyişinhenüzfarkındadeğillerdi.

XVI.yy ortalarında, Kanuni Sultan Süleyman’ın sarayındaki Kutsal Romaîmparatorluğu’nun elçisi Busbecq, büyük bir Osmanlı gücü altında yaşanHıristiyanAvrupakonusundakiendişelerinişöyleifadeetmiştir:5

"Bizim lehimizde yalnızca İran hareket etmektedir ve düşman bizesaldırmaya hazırlanırken arkasındaki tehlikeye dikkat etmelidir... İranyalnızca kaderimizi geciktirir bizi kurtaramaz. Türkler İran'la işlerinibitirince, Doğu ’nun tüm desteğiyle boğazımıza sarılacak. Bunun için nekadarhazırlıksızolduğumuzusöylemeyedilimvarmıyor.’

Osmanlılar“İranilehesaplaşmadılar.”19.yybaşlarınakadardoğukomşularıve rakipleriyle mücadeleyi sürdürdüler ama artık Türkiye de, İran da Batı’yıtehditedecekhaldedeğillerdi.

MısırMemluksultanlarınınyaptığıgibiİranhükümdarlarıdaateşlisilahlarapek sıcak bakmadıklarından, başlangıçta bu silahlan almak için çok isteklideğillerdi. Onlar da tıpkı Memlukler gibi Osmanlı tüfekçilerini ve topçusunugörünce yanıldıklarının farkına vardılar. Ancak Memlukler’den farklı olarakyıkılmamışvealdıklarıdersleriuygulamaolanağıeldeetmişlerdi.XVI.özellikledeXVII.yy’daİranşahlarıordularınatüfekvetopalmışlardı.Venedik,Portekizveİngiltereönemliikmalkaynaklarıolmuştur.

İranlılar başlangıçta istekli olmamalarına rağmen, silah üretimini vekullanımını kısa sürede öğrendiler. 24 Eylül 1572 tarihinde Venedik elçisiVincenzodiAlessandri’ninOnlarKonseyi’neverdiğirapordaaçıkladığıgözlemisöyledin6

"Kullandıkları silahlarmızrak,kılıçvearkebüzdürvesilahları tümdiğerülkelerin silahlarından daha üstün, çelikleri de daha iyidir.Arkebüzlerin

Page 104: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

namlularınınuzunluğuçoğunluklaaltı karıştır ve yaklaşıkolaraküçonstanbiraz daha hafif olan gülleler atarlar. Bunları yaylarını çekmeyi ya dakılıçlarım kullanmayı aksatmadan kolayca kullanırlar. Kılıçlarına gerekduyana dek eyerlerinde asılı tutarlar. Arkebüzü sırtlarına astıkları vekılıçlarınıellerindetuttuklarındanbirsilahıkullanmalarıötekiniengellemez.”

Kılıç,yayveateşli silahıneredeyseaynı andakullanabilen İranlı süvarininresmedildiği tablo, gerçekleşen değişikliklerin karmaşasını başarıylasimgelemektedir.XVI.veXVII.yy’daateşlisilahlarİranhükümdarlarıtarafındanistenmeyerek de olsa kullanılmaya başlanarak, askerlerinin çoğunluğunu busilahlarla donatılmıştır. Kuşatmalarda, onlar kadar yoğun olmamakla birliktetıpkıOsmanlılargibitopkullanıyorlardı.Sahratopçusunukısıtlıvegenellikledeetkisizbirşekildekullanıyorlardı.

ŞahAbbas. (1587-1629),Şah İsmail’den sonrakihükümdarlardanen ilginçolanıdır.ŞahAbbas’ınOsmanlımodelinegöreyenibirpiyadeve topçubirliğikurmasıyaptığıenönemliiştir.1598yılındayirmialtıkişiyleİran’agelerekuzunsüreşahınhizmetindebulunanRobertveAnthonyShirleyadlıİngilizkardeşler,bubirliğinkurulmasındaŞahAbbas’ayardımetmişlerdir.ŞahAbbasilkolarak,İran'ın doğu eyaletlerinde pek çok şehri ele geçiren Orta Asya özbekleri’nidurdurdu. Bunu başarabilmek için de Osmanlılar ile barış yaptı ve Gürcistan,eski Safevi başkenti Tebriz ile Azerbeycan’ı onlara bıraktı. Özbekler’euyguladığıbaşarılıpolitikası sayesindedoğudakikaybetmişolduğuyerlerigerialdı ve yeniden gözünü batıya dikti. 1603 yılında Tebriz’i alarak ilerlemeyisürdürdüvedahaönceOsmanlılartarafındanfethedilmişolanIraktopraklarınınbüyük bölümünü ele geçirdi, l6l6 yılında Hindistan’da Surat’ta çalışmayabaşlayanİngilizDoğuHindistanŞirketi,ŞahAbbashükümdarlığızamanındakiönemli bir diğer olaydır. Portekizliler o döneme dek İran’daki Batılı ticaretinneredeysetamamınıellerindebulunduruyorlardı,ancakİngilizlerinbugirişiminidurdurmayı başaramadılar. 1622 yılında İngiliz tüccarları bir Iran ordusunun,1514 yılından bu yana Portekizliler’in elinde olan Basra Körfezi’ndekiHürmüz’üelegeçirmesineyardımettiler.Buolayiçinyazılanbirdestanileİranordusunun,bubaşarısıkutlandı.

“Büyük” olarak anılan Şah Abbas dönemi Safevi çağının zirvesiydi.Portekiz,HollandaveİngilizlerarasındakiBatılıgüçlerinBasraKörfeziveHintOkyanusu’ndakirakipdurumlarının,şahınyakalayıpfaydalanmadagecikmediğiavantajları vardı. 1597 yılında ŞahAbbas başkenti tekrar taşıdı, daha önce de

Page 105: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Tebriz’denKazvin’etaşmıştı.Başkentibudefa,doğudakivebatıdakidüşmanlarıolanÖzbekler’eveTürklercekarşıharekatlarınıdahayakındanizleyebileceğivedahamerkezibirkonumdakiİsfahan’ataşıdı,İsfahan’daŞahAbbaszamanındayapılanyeniyapılar şehrekalıcıbirgüzellikkattıveoradayaşanların“İsfahannısf-ıcihan"(Isfahandünyanınyansıdır)diyegururlanmalarınıdoğruladı.

Safevi hanedanı, Şah Abbas öldükten sonra hızla çökmeyebaşladı.OsmanlılarŞahAbbas’ınonlardangerialdığıyerleriveBağdat’ıyenidenaldılar. İran'ın doğudaki komşuları olan Afganlar ve Özbekler saldırılarınadevam ettiler. Kafkasya sınırlarına Kazakların akınlar yapmaya başladıklarısırada,ilkRusheyeti1664yılındaİsfahan’agirdi.

Osıradakuzeydeuzundönemdebüyükönemkazanacakbirtakımgelişmeleroluyordu. 1480 yılında Moskova çan Büyük İvan, Rus tarihçileri tarafından“Tatar boyunduruğu” olarak adlandırılan durumdan, bağımlılıktan ve haraçvermektensonundakurtulmuştu.RuslartıpkıBatıdakiPortekizlerveİspanyollargibi, ancak daha başarılı bir şekilde ülkelerini Müslüman egemenliğindenkurtarmış ve eski efendilerini kendi topraklan-na geri göndermeye başladılar.Uzuncabiruğraştansonra1552yılındaVolgaTatarları’nınbaşkentiKazan’ıelegeçirdiler.Bundan sonradabölgedaimaRusyönetimindekaldı.Ruslar,Volgaüzerinden aşağı inerek 1556 yılında Hazar kıyısındaki Astrakhan limanınıaldılar. Artık Ruslar Volga ırmağının tamamını ele geçirmişler ve HazarDenizi’ndebirköprübaşınasahipolmuşlardı.GüneyeindiklerisıradaMüslümandüşmanlarının çoğunu yenmişlerdi veOsmanlıKırımTatar topraklarına doğruilerliyorlardı.ButehlikeninfarkındaolanOsmanlılarkarşıkoymayaçalışıyorlarama sonuç alamıyorlardı.Osmanlılar’ın bir sefer düzenleyipAstrakhan’ı almavedonanmalarınıKaradeniz’denHazar’açıkartmakiçinVolgaileDonırmaklarıarasındabirkanalaçmaplanlandagerçekleşemedi.BirsüredahaKırım'ınTatarhanlarıRuslar’adirenerekOsmanlısultanlarınabağlıkaldılar.BusüreboyuncaKaradenizTatarveTürkdenetimialtındabulundu.ÇoğunluğugıdamaddesiveDoğuAvrupalıkölelerdenoluşanönemlibir ticaret İstanbul ileKırımarasındasürdü.

ÖteyandanRuslardailerlemeyedevamediyorlardı.XVILyy’daAstrakhan,Ruslar’ın kuzey Kafkasya'nın bağımsızMüslüman devletlerine doğru yayılmamerkezlerihalinegeldi.SonradaVolgaveDonırmaklarınınağızlarıarasındakiRusimparatorlukeyaletininyönetimmerkezioldu.1637yılında,Karadeniz’dekiTürk Azak deniz kalesi bağımsız hareket eden Don ;Kazakları tarafındanfethedildi.DonKazakları kaleyi yıllarcaTürk kara ve deniz saldırılarına karşı

Page 106: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ellerinde bulundurdular,sonra da Rus çarına hediye ettiler. Ancak Osmanlıİmparatorluğu ilesavaşagirme tehlikesinigözealamayanRusçanbuhediyeyikabul etmek istemedi.Karadeniz’e gidecek Rus yolu henüz açık olmamaklabirlikteartıkbelliydi.

1602 yılındaKutsalRoma imparatoru ileOsmanlı sultanı arasında yapılanZitvatorokAntlaşmasıönemlibirdeğişikliğingöstergesiydi.AntlaşmaHabsburgve Osmanlı imparatorluklarının sınırını çizen ırmağın üzerindeki bir adadaimzalanmıştı.Bu anlaşma, eskidenyapılanlar gibi zaferi kazananın başkentindedikteettiğibirbarışolmamış,eşitlerarasındatamdasınırdayapılanbiruzlaşmaolmuştur. Bu değişikliği simgeleyen başka bir şey de, o güne dek Türkbelgelerinde “Viyana kralı”şeklinde küçümsenen Habsburg hükümdarı içinOsmanlı sultanına ait “padişah” unvanının kullanılmasıydı.Osmanlılar’ınAvrupa’yagirdikleriilkzamanlardagerçekanlamdabirantlaşmadagörüşmedeyapılmamıştı.Dinibirgörevolanveİslamilekafirdüşmanlarıarasındasürekliyapılansavaşlar,arasırabarışlarladururdu.BubarışlardaOsmanlılartarafındanyenilen düşmanlarına İstanbul’da dikte edilirdi. Sonuç olarak ZitvatorokAntlaşması koşulların değiştiğini gösteriyordu. Dolayısıyla kavramlar veyöntemlerdedeğişmişti.

İstenmedenverileneşitliködünü ilebaşlayanXVII.yybiryenilgininkesinolarak kabul edilmesiyle son bulmuştur.Hıristiyan veMüslüman dünyalarındaaskerivesiyasigüçdengesindekideğişiklikoldukçayavaşolduğuiçinderslerinçıkarılması, anlaşılması ve uygulanması zaman almıştır. Ekonomik eşitsizlikhemenkavranmamıştı,ancakkavranışıçokderinvekesinolmuştu.Avrupa’nınticaret merkezleri, dolayısıyla da güç merkezleri okyanuslardaki keşiflerinsonucunda Akdeniz’den Atlantik’e, Orta ve Güney Avrupa’dan Batılı denizcidevletlerekaymıştı.

Batılılar, Ortadoğu’da ve başka bölgelerdeki İslam devletleriyle olanalışverişlerinde önemli üstünlüklere sahipti. Atlantik fırtınalarına dayanacakşekilde yapılan gemileri, Müslümanlar’ın Akdeniz ve Hint Okyanusu’ndakigemilerinden oldukça ağır ve büyüktü. Gemi yapımcılarının tasarladığı,Atlantik’teeğitimalmışkaptanlarınyönettiğibugemilerinmanevrayetenekleriçokdahafazlaydıveçifteavantajasahiplerdi:Barışzamanındadahafazlayükledahauzaklaradahadüşükmaliyetlerlegidebiliyorlar, savaşzamanındadadahafazlatoptaşıyorlardı.BatıAvrupa’dakidenizcidevletler,GüneyveGüneydoğuAsya ile Orta Amerika’daki tropik ülkeleri sömürgeleştirip önceden hiçbilinmeyen ya da Avrupa’da yetişmeyen ürünler yetiştirmişlerdi. Bu devletler,

Page 107: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ekonomilerindeki gelişmeler ve Amerika’dan gelen altın sayesinde, Ortadoğupazarlarınaoldukçagenişbirürünçeşidisunmayabaşlamışlardı.

Ekonomikkültürdedehızlaartmayadevamedenfarklılıklar,ticarialandakideğişiklikler kadar önemliydi. XVI. yy’da ve sonrasında Avrupa devletleriüretici güdümlü ekonomiler ve merkantilist politikaların yönlendirmesiyle,ticaret şirketlerini koruyarak ekonomik enerjilerini yoğunlaştırmaya ve ticarietkinlikleriniartırmayabaşlamışlardı.EndonezyaveHindistan’ayalnızcatüccarolarak değil, yönetici olarak da yerleşen Batı Avrupalılar,denizdeki güçlerisayesindebaharatvebaşkaönemliürünlerinAfrikaileAsyaarasındakiticaretinehakim olmuşlar, böylelikle ticari etkinliklerinin kapsamı önemli ölçüdebüyümüştü.

Yalnızca Batı’nın yükselişi, iki dünya arasındaki ekonomik dengedekideğişikliği açıklamada yeterli olmayacaktır. Müslüman gücündeki gerilemeninnedenlerinigörmekiçiniçdeğişiklikleridikkatealmakgerekmektedir.

Çağdaş Avrupalı gözlemcilerin XVI.yy’ın ilk yarısında en görkemlidönemini yaşayan klasik Osmanlı sisteminde etkin ve merkezi birmutlakiyetçilik modelini ve örneğini görmelerine şaşırmamak gerekir. EskiAvrupasistemindeyerleşmişayrıcalıklarasadıkkalanlar içinsultanlıkkeyfivekaprisli korkunç bir güçtü. Öte yandan Avrupa'nın milli devlette aydınlanmışkral despotizmi çağını sabırsızlıkla bekler de Türkiye’de disiplinli bir modemmonarşiolduğunudüşünüyorlardı.

MakyavelvebaşkaAvrupalısiyasidüşünürlerFransızkralınıngüçsüzlüğünüTürk sultanının gücüyle karşılaştınrken her iki ülkede de zaman içinde bu ikihükümdarınrollerinitersineçevireceksüreçlerbaşlıyordu.Fransa’daişadamlarısarayın ilerigelenleridurumunagelecek,özerkbölgeler idaribölgelerolacaktı.Kral halkı ve ülkesi üzerinde “Devlet Benim" diyecek ölçüde güç ve otoritekazanacaktı.

1520 yılında Kanuni Sultan Süleyman’a Hz. Osman'ın kılıcı verildiğinde,Karadeniz’denHintOkyanusu’na,Macaristan’danİransınırlarınadekbüyükbirimparatorlukta kusursuz bir mutlakiyetçi hükümetin efendisi olmuştu. GücüŞeriatındeğiştirilemezhükümleriyle sınırlıydıamamutlakgücünüdeŞeriattanalıyordu. Adeta sultanın özel köleleri olan hükümet ve ordu,yani yönetenlerlesavaşanlar, halk karşısında ayrıcalıklı ve bağışıklığa sahiptiler ama sultanıniradesi karşısında herhangi bir hakları yoktu. Eski kadroların yerine mütevazikökenlerden gelen yeni köleler getiriliyor, böylece de güç merkezlerindeki

Page 108: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

babadan oğula geçen aristokrasinin gelişmesi önleniyordu.Öte yandan sultanagerialınabilentımarlarlabağlıolanfeodalsınıfdatarımıgeliştiripkırsalalanınrefahınısağlayacakölçüdegüvenlikteydi.

XVI.yy’daAvrupa’yıyenisiyasiveekonomikgelişmeyollarınaitenbüyüktehdit,Osmanlıİmparatorluğuaçısındanherhangibirzorlukçıkarmadığıiçinbirmotivasyon da yapmıyordu. Avrupa devletleri arasında yalnızca Türkiye, yenisavaşmakinesini organize edecek ve finansmanını yapacakmerkezi denetime,insangücüne,toprağavekaynağasahipti.Avrupaülkeleri,yoğunbirçalışmaveilerlemeçağınabaşlıyorlardı,öteyandaTürkleriserahatlarınıbozmuyor,hareketetmiyor,dolayısıyladagerikalıyorlardı.

Osmanlı tarihçilerine göre, İmparatorluğun çöküşü Kanuni SultanSüleyman’mölümüylebaşlar.GerçektendeXVI.yy’ınikinciyarısındaOsmanlıkurumsalyapısındakiçözülmeninilkbelirtileriortayaçıkmayabaşlanmıştır.Bubelirtileri Osmanlı devlet adamları XVI.yy sonlarından Osmanlıİmparatorluğu’nunsongünlerinedekyazılıolaraktartışmışlardır.

Sipahi sınıfının bozulması, sıkça tartışılan bu belirtilerden biridir. İlkzamanlamadaOsmanlıdevletininbelkemiğiolanbufeodalsınıf,uzuncabirsürebuöneminikaybetmemiştir.Sultanınfeodaltımarlardantoplananaskerleryerine,daha etkin ve daha bağımlı profesyonel “köleler’i tercih etmesi çöküşütetikleyen etmenlerden biridir. Başka bir etmen de, savaştaki teknolojikgelişmeler nedeniyle daha uzun süreli ve uzman alaylara,lağımcılara,istihkamcılara ve topçulara ihtiyaç olması ve bunların feodal süvarininönemini,tümüyleyoketmesede,azaltmışolmasıdır.

AskerlikhizmetikoşulunabağlıolanOsmanlıtımarıdevredilebiliyorvegerialınabiliyordu. Uygulamada bir sipahinin oğlu babasının tımarına sahipolabiliyordu ama bu bir hak değildi ve askeri hizmet becerisine bağlıydı.Sipahiler sürekli bir tımardan ötekine ya da bir bölgeden başka bölgeyegönderilirdi.XVI.yysonlarında,tımarsahibiölüncetımarısonlandıraraktoprağısultanınarazisineeklemekyaygınlaşmayabaşlamıştı.XVI.yydan itibaren tapukayıtlarında tımararazisindekidüşüşoranındabeylikarazideartışa rastlanırveözellikleAsya’dadahafazla,Avrupa'dadahaazgörülür.

Feodalsipahilerazalırkendüzenliordudaartıyorveorduyubeslememasrafıdagitgideçoğalıyordu.Büyükolasılıkla,boş tımarlaraelkonmasınınönceliklinedenidebudur.Sultan,hızlanakitparasağlamaküzere,topraklarıngelirlerinitoplamaklauğraşmakyerinebirtakımayrıcalıklarla topraklankirayaveriyordu.

Page 109: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Bunlar askeri değil parasaldı; kimilerinin kullanma hakkını verir, kimilerinimültezimlere dağıtırdı. Bu haklar başlangıçta kısa süreliydi ama daha sonramültezimeömürboyuhakverildi.Birsüresonradaamacıdışınaçıkarakmirasbırakılabilir hale gelmesi toprağa yabancılaşmaya yol açtı. Giderek bu sistemİmparatorluğun tamamında yaygınlaştı. Sarayın ileri gelenlerine ya dagözdelerine pek çok tımar verildi ve bunlar da aynı şekilde amacı dışındakullanılmaya başlandı. Sonunda da bazı sipahiler bile tımarlarının gelirlerinitoplamayımültezimlerebıraktılar.

Toplumsalveekonomikgücünkaynağıiltizamınyereldenetimiydi.Bukirasözleşmeleriyle taşrada yeni bir mülkiyet sahibi sınıf ortaya çıktı ve yerelolaylardaönemli roller almayabaşladı.Köylü iledevlet arasınagirerekgelirinbüyükbölümüneelkoydu.Teorideyalnızcamültezimsıfatıylatoprağıellerindebulunduruyorlardıamabuyenitopraksahipleri,devletingüçsüzleşerektaşranındenetimini kaybetmesiyle hem topraklarını genişlettiler hem de güvenceleriniarttırdılar,hattaXVII.yy’dadevletinbazıgörevlerinibilegaspetmeyebaşladılar.

Osmanlıtarihindebusınıfa“ayanadı”verilir.Ayanterimiçokeskidenberitaşra ya da yörenin ileri gelenleri anlamında,özellikle de tüccarlar içinkullanılmıştır ama artık önemli siyasi görevleri bulunan eski ve yeni topraksahipleritoplumsalgrubuyadasınıfıiçinkullanılmayabaşlamıştı.Gaspçıolarakgörülen ayanlarbaşlangıçtadirenişlekarşılaştılar.XVHI.yy’da taşra işleri, hattataşra şehirlerinin yönetimi, mali ve idari sıkıntılar içindeki merkezi hükümettarafından gitgide mülkiyet sahibi toprak sahiplerine benzeyen ayanlarabırakıldı.

Feodalsipahilerinortadireğinioluşturduklarıtaşradabugelişmelerolurken,kölelik kurumunda da köklü değişiklikler gerçekleşiyordu. XVI.yy’ın ikinciyansında, bu değişiklikler, askere alma politikasındaki bir değişikliğin ilkbelirtileriyle başlamıştı.Yeniçeri ordusu ayrıcalıktan olan kapalı bir kurumdu.Yeniçeriler, başlangıçta yalnızca Hıristiyan tutsak ve köleler içinden devşirmeolarakseçilirlerdi.

YeniçeriordusukuruluşundanitibarenBektaşiliktarikatıylailişkideydivebutarikatın üyeleri olan yeniçerilerin arkadaşlarından başka aileleri, kışlalarındanbaşka evleri olmazdı. Yalnızca yeniçeri subayları, emekli ya da garnizonişlerindeçalışanyaşlıaskerlerevlenebilirlerdi.YeniçeritalimatnamesianlamınagelenKavanin-ıYeniçeriyaridabukonuşöyleanlatılmıştır:7

"Çok eskilerden beri, yeniçerilerin evlenmeleri yasaktır. Sultanın izniyle

Page 110: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yalnızca subaylar ve askerlik için yaslanmış erler evlenebilirler. Yeniçerilercinselperhizyaptıklarındanonlariçinyapılmışkışlalardayaşarlar."

Yeniçeriliğin satın alma ve miras yoluyla geçmesi yeniçeri ordusununçöküşünü başlatmıştır. Başlangıçta hem devşirme yöntemiyle hem de bu yeniyöntemlerleyeniçeriolunurken,zamanladevşirmekurumutamamenyokolmuşveyeniçerievlilikleriartmayabaşlamıştır.KanuniSultanSüleymanzamanındabu adet oldukça yaygınlaşmış,II.Selim’in tahta geçişinde de bir hak olarakverilmiştir.Bununardındanyeniçerilerinbüyükçoğunluğuevlenerekaileleriyleberaberyaşamayabaşlamışlardır.

Evlilikçocuksahibiolmakdademekti.Doğalolarak,ayrıcalıklıgruplardakibabalar, aynı ayrıcalıkları oğullan için de istiyorlardı. Arkası kesilmeyen buistekler nedeniyle, II.Selim 1568 yılında yeniçerilerin oğullarını asker adaylarıolarakesamidefterlerineyazdırmalarınıkabuletti.Çocuklaraküçükbirharçlıkvetayınveriliyor,zamanıgeldiğindedeyeniçeriordusunaalmıyorlardı.Buyeniyeniçeriler gerçek kölelerden ayrılabilmeleri için “köle oğulları” olarakadlandırılıyorlardı ve devşirme yöntemiyle alınanlar kadar özenle seçilmiyor,sıkıeğitimalmıyorlardı.1592yılınagelindiğindeyeniçeriordusununçoğunluğubuyeniçerilerdenoluşuyordu.

Böylece, kölelerden asker yapma disiplini bozuldu ve bir daha düzelmedi.XVI.yy sonlarında İran ile savaşılırken, ordunun durumu ve kökeni dikkatealınmayarak para karşılığı adlarını yazdıracak herkese esami defterleri açıldı.SultanMuradHan dönemindeki (1574-1595) durum, tarihçi SelanikliMustafatarafındanşöyleaktarılmıştır:8

“Yeniçeri ve topçu alayları, çiftliklerini terk eden çiftçilere, köylülere,Lazlar’a, Ruslar’a, Museviler'e, Çingeneler'e açıldı. Bunların orduyagirmesiylesaygıvegelenektamamenkayboldu,devletesaygıgösterilmezhalegelindi. Hem yetenek hem de beceriden yoksun kişiler iktidar makamlarınageldiler.”

Giderekyaygınlaşmayabaşlayanbu şikayeteKoçuBeyRisalesinde de yerverilmiştir.KoçuBey,yaşadığıXVII.yybaşlarındayeniçeriordusunaher türlüserserinin girdiğini şöyle ifade etmiştir: “Lazlar, Kürtler, Türkmenler,Çingeneler, dinleri bilinmeyenler, yabancılar, şehirliler, göçerler, şurupçular,eşkiyalar,katırvedevesürücüleri,yankesicilervehamallarorduyakatıldığıiçindisiplinvedüzenkalmadı,geleneklerveyasaçiğnendi.”9

Page 111: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

KoçuBeydeMakedonya’daGoriça’danbirdevşirmeydiveordunungeldiğiduruma çok endişelenerek, sultana ordusunu bu serserilerle doldurmasıgerekmediğini şöyle ifade ediyordu:“Hâlâ Arnavutluk’ta ve Bosna’da cesurinsanlarvar.”

Artıkçokgeçti.XVI.yysonlarındamaliveaskeribaskılarnedeniylerastgeleveaceleaskereseçmesonucundahızlıbirdeğişimsüreciyaşanmayabaşlamışveçok kısa sürede yeniçeri ordusunun yapısı tamamen değişmişti. Devşirmeyönteminin bırakılarak özgür doğanMüslümanların alınması sonucunda, ordubabadan oğula geçen ve kıskançlıkla korunan ayrıcalıklara sahip bir kurumdurumunageldi.Orduyaalınmakiçinbaşlıcayolmirastıancakesnafvetüccarlarda yeniçeri esami defterlerinde para ödeyerek yer alabiliyorlardı. Sözde hâlâsultanın köleleri olan yeniçeriler zaman zaman sultanın efendileri durumunageliyorlardı. Asker adı altında bir tür silahlı çete olmuşlardı. Din ya da saraykaynaklıbirkışkırtmayadakendiçıkarlarıvesözkonusuolduğundasokaklardadövüşmeye hazırlardı ama artık savaşta disiplinli bir düşman karşısındaduramazlardı.

Saraya ve devletin üst makamlarına memur yetiştiren Enderun okulu dadevşirme yönteminin bırakılmasından önemli ve ani bir şekilde etkilendi.Avrupa’dan gelen kölelerin azalması nedeniyle Kafkasya’dan köle ithalediliyordu. Ortadoğu haremlerinde Kafkas kadınların daima özel bir yerlerivardı.ÖzellikleMısırMemluksultanlığınıngeçdönemindeKafkaserkekkölelerönemli roller almışlardı ancak Osmanlı İmparatorluğu’ndaki rolleri küçükolmuştuveordudadakölekurumundadaAvrupaveBalkankökenli köleleringölgesindekalmışlardı.BudurumXVI.yysonlarınadoğrudeğişmeyebaşladı.Abhazlar, Çeçenler, Çerkezler ve Gürcüler olmak üzere Kafkasya kökenlilerimparatorluğun yönetici seçkinleri içinde yükselmeye başladılar. HadımMehmed Paşa, Kafkasya kökenli ilk sadrazamdır. Gürcü kökenli bir sarayhadımı olan Hadım Mehmed Paşa, 1622-1623 yıllarında dört ay sadrazamlıkyapmıştır. Bundan sonra Kafkasyalılar’ın sayısında büyük artış olmuş, XVII-XVIII.yy’dapekçoğuvezir,valivegeneralolmuşlardır.

Başkenttegruplarınçatışmasıdaçeşitlişekillerdesürüyordu.Buçatışma,birtaraftaimparatorlukyönetimininheryanınadağılmışköleveyaözgürinsanlarınolduğusaray ileharem,öteki taraftadabürokrasininözgürdoğanlarınınvedinihiyerarşinin desteklediği sadrazamlık olmak üzere iki kutup arasındagerçekleşiyordu.

Page 112: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

OsmanlıİslamiyetiileHıristiyanAvrupaçatışması,genelliklezamanınözgürdünyasıileSovyetlerBirliğiarasındakiçatışmayabenzetilir.Bubenzetmeyanlışda değildir. Batı, iki örnekte de, sürekli çatışmanın kesin bir zaferlesonuçlanacağı dogmatik inancında olan yayılmacı ve militan bir toplum iledevletanlayışınasahipti,amabubenzetmedahailerigötürülmemelidir.OsmanlıİslamiyetiileHıristiyanAvrupaçatışmasındaherikitaraftadadogmatizmvardıamaTürklerdahahoşgörülüydü,XV-XVI.yy’dagöçmenlerin,Lenin’indeyişiyle“ayaklarıyla oy verenlerin” yönleri bugünkü gibi Doğu’dan Batı’ya doğrudeğil,Batı’danDoğu’yadoğruydu.1492yılındaİspanya’dankovulupTürkiye’yesığınanMuseviler tek örnek değildi.Kiliselerin baskısı yüzünden ülkelerindenkaçan Hıristiyanlar da Osmanlı topraklarına sığınmışlardı. Osmanlılar’ınAvrupa’dakiegemenliklerisonbulduğunda,yüzyıllardanberiyönetimlerialtındaolan Hıristiyan milletler kültürleri, dinleri ve dilleri, hatta bazı kurumlarıylaayaktaydılar ve ayrımilli kimliklerini devamettirmeyehazırdılar.Öte yandan,İspanya’daArap veBalkanlar’da Türk egemenlikleri son bulduğunda oralardakalanMüslümanlariçinaynıdurumsözkonusudeğildi.

Osmanlı egemenliğinden yalnızca Avrupalı mülteciler yararlanmıyordu,fethedilmiş ülkelerdeki köylülerin de durumlarının düzeliyordu. Osmanlıimparatorlukhükümetidüzensizlikveçatışmaolanyerlerdegüvenliğivebirliğisağlıyordu.Ekonomikve toplumsalaçıdandaönemli sonuçlar sözkonusuydu.Toprak sahibi olan eski aristokrasinin büyük çoğunluğu fetih savaşlarındaortadankaldırılmış,sahipsizkalantopraklarıdaOsmanlıaskerlerinetımarolarakverilmişti. Ancak tımar, Osmanlı sisteminde vergi toplama hakkı anlamınageliyordu. Teoride, tımar sahibi ömür boyunca ya da kısa bir süre askerlikhizmetine çağrılmazdı ve tımarlarmiras yoluyla devredilmezdi. Köylülerin deOsmanlılar’ın hem mülkiyetin bölünmemesi ve hem de tek elde toplanmamagelenekleriyle korunarak bir tür miras bırakma biçimleri vardı. Bu sayede,çiftliklerinde daha önceki Hıristiyan hükümdarlar zamanındakinden daha çoközgürlerdi.Dahaöncekivekomşuülkelerdekineoranladaha insanca toplanan,dahadüşükvergiödüyorlardı.Burefahvegüvenliortam,OsmanlıyönetiminindahaazçekiciolanbaşkayönleriyleuzlaşmalarınıveBatı’dangelecekmilliyetçidüşünce akımına dek Osmanlı topraklarında sakin ve uzun bir döneminsürmesinisağlamıştı.

XIX.yy sonuna dek Avrupa’dan Balkanlar’a gidenler tarafından Balkanköylüsünün mutlu ve refah durumundan söz edilmiş, bu durum. HıristiyanAvrupa’daki olumsuz durumla karşılaştırılmıştır.Bu çelişki durum,XV-

Page 113: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

XVI.yy’da Avrupa’daki büyük köylü isyanları sırasında daha çok dikkatçekmişti. Devşirmelik çok kötüleniyor olsa da olumlu yanlan oluyordu.Devşirmelik sayesinde en basit bir köylü bile devletin en güçlü ve üstmevkilerineyükselebiliyorduvepekçokköylübunuyaparakailelerinedeyararsağlamıştı.Diğer yanda, çağdaşHıristiyan dünyasının aristokrat toplumlarındabutürbirtoplumsalhareketinolmasıimkansızdı.

Osmanlı İmparatorluğuAvrupa’yıpekçokşekildeetkilemiştir.Başlangıçta,tehlikelibirdüşmanolarakOsmanlılar’dankorkulmuşama tehlikeninardındanda bu korku sürmüştür. İmparatorluk üreticiler, tüccar, sonra da finansörleraçısından zengin ve açılmaya devam eden bir pazardı ve büyük bir çekiciliğivardı.Osmanlılar’ınmühtedi(dönme)adınıverdikleri,Avrupa’lıtatminolmamışve hırslı kişiler, Osmanlı olanaklarının çekiciliğine kapılmış ve Osmanlıhizmetinde parlak mesleklere sahip olmuşlardır. Ezilmiş olan köylüler,efendilerinin düşmanlarından umut bekliyorlardı. 1541 yılında yayınlanan biryazısındaMartin Luther,açgözlü toprak sahipleri ve prensler tarafından ezilenköylülerin böyle Hıristiyanlar yerine Türkler’in egemenliğinde olmayıisteyebileceklerini belirtmişti. Türk imparatorluğunun en parlak dönemindekiaskeri ve siyasi güç, kurulu düzenin savunucularını bile etkilenmişti. Türktehlikesiyle ilgili Avrupa’da yazılan eserlerin büyük çoğunluğunda Türksistemininüstünlüklerivetaklitedilmesininyararlananlatılmıştır.

KanuniSultanSüleyman’ın,5-6Eylül1566gecesiMacaristan’daZigetvarkuşatmasısırasındaçadırındaölmesibirkrizeyolaçtı.Savaşsürüyordu,nasılsonuçlanacağıbilinmiyorduvetahtınvarisiuzaklardaydı.Sadrazamsultanınöldüğünügizlemekararıaldı.YenisultanII.Selimİstanbul’agidinceyedekKanuni’ninkısmenmumyalanancesediüçhaftasüresincetahtırevandataşındıktansonrapadişahınöldüğüaçıklandı.

Tahtırevanınınperdelerininarkasındanordularınıkomutaedenölüsultanyalnızcabirsimgeydi.Türktarihinde“AyyaşSelim”olarakbilinenyenisultan,adetagerilemeyebaşlayandevletinveimparatorluğunhabercisiolmuştu.OsmanlıdonanmasıHintOkyanusu’ndan,ordularıdaViyana’dançekildi.Osmanlı’nıngerçekçöküşü,kısasüredeolsaOsmanlıaskerigücününgörkemligörüntüsüilegizlenmişti.AcımasızvekabiliyetlibirpadişaholanIV.Murad(1623-1640),ondansonradabaşarılıikisadrazamArnavutKöprülüMehmedileoğluKöprülüAhmed(1656-1678)merkezdekiçürümeyidurdurmuş,hattabirkaçzaferbileeldeetmişlerdi.Türkler’in,yenisadrazamKaraMustafaPaşazamanında,1683yılındabirkezdahaViyana’yıfethetmegirişimlerioldu.Ne

Page 114: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

var'ki,artıkçokgeçti.BudefaOsmanlılarkesinbiryenilgialdılar.ÖteyandanAvrupaaçısındanartıkOsmanlıdevletiningücüyerinegüçsüzlüğüsorunhalinegelmişti.Buna“Doğusorunu”adıverilmiştir.

Page 115: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

4.KISIM

Kesitler

Page 116: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

8.BÖLÜM

DEVLET

Müslüman hadisleri Hz. Muhammed'in Arabistan'dan kafirlerin kral veprenslerine peygamberliğini bildirdiğini ve onları İslam’a davet ettiğinisöylemektedir. Bu mektuplar pek çok hükümdar, vali ve piskoposagönderilmiştir, ancak bunlardan en önemlileri Ortadoğu’yu paylaşmış olanBizansveİranimparatorlarıSezarveHusrev’dir.

Konstantinopolis’teki imparator Sezar, Roma imparatorlarının varisi ve deKonstantin’den sonra Hıristiyan bir imparatorluğun hükümdarıydı. AyasofyapapazıAgapetus’un530’daİmparatorJüstinyenileilgilişuifadesiimparatorlukonuruanlatıyordu:1

“Efendimiz,sizbaşkaonurlarınhepsindenyüceolanonurunuzlailköncesize bu onuru lütfeden Tann’yı onurlandırıyorsunuz. İnsanların adaletdavasına devam etmelerini sağlamanız ve bu davanın karşısında olanlarıcezalandırmanız için size güç verdi. Siz adalet yasasının krallığı altındabulunuyorsunuzvesizetabiolanlarınyasalolarakdakralısınız."

Putperest Roma’da imparator, kral, rahip ve bir bakıma, da tanrı anlamınageliyordu. Hıristiyanlığa geçilmesinden sonra, hükümdar ilahi olma iddiasınısürdürmedi ve imparatorluk ve dini görevleri arasmda (imperium ilesacerdotium)ayrılıkolmasada,birsınırıkabulettiler.Incil’dededinilesiyasetyadamodemdildeKiliseileDevletarasındakifarklılıkyeralmaktadır.

*İncil’deHıristiyanlığınkurucusudestekleyenlerineSezar’ınolanıSezar’a,Tanrı’nınolanıTanrı’yavermelerinibuyurur(Matta22:21).İmparatorJüstinyendebu ikisi arasındakesinbir ayrımyapmıştır ve altıncınovella’sınıngirişindeKonstantinopolispatriğineşunlarısöylemektedir:2

“Tanrı’nın size bağışladığı hediyeler olan imparatorluk ve papazlıkotoritesi insanlığın en büyük nimetleridir. İmparatorluk otoritesi insani

Page 117: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olanlarla,papazlıkotoritesi ilahiolanlarla ilgileniramaher ikisininkaynağıdaaynıvetektir,herikisideinsanınyaşamınısüslerler.”

Önceki Bizans hükümdarları tarafından İmparator, Sezar ve Augustus gibiRoma unvanları kullanılırdı. Sonralan iki Yunanca sözcükle, “Basileus” ve“Autokrator” .olarak adlandırılmaya başladılar. Bizans’ta imparator Devlet’ekarşı sorumluluğu gibi Kilise’ye karşı da sorumluluk taşırdı. Görevi diniotoritelerintanımladığı“doğrugörüş”ü(Platon’danalınmaYunanca“orthedoxa”terimi)onaylamakveuygulamaktı.

İlk yüzyıllarda Konstantinopolis’deki imparatorlar görevlerinin evrenselolduğunu düşünürlerdi. İmparatorluk topraklarının hükümdarları ve Tanrıtarafından gönderilen tek doğru dinin başı olarak görevleri tüm dünyayaimparatorluk barışını ve Hıristiyan dinini yaymaktı. İmparatora Bizanstörelerinde dünya hükümdarı anlamına gelen Kosmokrator ve zamanınhükümdarı demek olan Khronokrator unvanları verilirdi. Altın sikke olanSolidusyadaDenarius’tu.Evrensel imparatorlukhükümranlığının işaretlerivearmalarıarasındaengüçlüsüydü.

III.yy’daki çatışmalar ve kaos sonucunda Bizans imparatorlarının elindekidevlet, güçsüzleşmiş ve fakirleşmiş bir askeri ve idari sistemleküçülmüştü.Konstantin’in başlattığı ve ondan sonra gelenlerin de devam ettiğireformlarla imparatorluk hükumetinin gücü ve etkinliği arttığı gibi, ileridegelecek tehlike ve yenilgiler karşısında ayakta kalabilme olanağı dasağladı.Gerekbaşkent,gerekdetaşrayeniörgütlenmedenetkilenmişti.Yönetim,merkezdeprofesyonelmemurlarınyeraldığı,devletgüvenliği,savunma,maliyevedış ilişkilere bakandairelere ayrılmıştı. İmparatorluk eyaletleri küçültülereksayılan artırılmış ve her eyalet bir vali yönetiminde dört büyük eyaletebölünmüştü .Valilerebüyükgüçlerverilmişti.Askerivemalialanlardaönemliderecedebağımsızolmaklabirlikte,kişiselolarakimparatorakarşısorumlulardı.

Yeni sistemin etkinliği önemli ölçüde askeri örgütlenmeye bağlıydı.İmparatorun kendine ait ileri düzeyde eğitimli düzenli ordusu, içeridekiisyancılarayadadışarıdakidüşmanlarakarşıhareketegeçmeküzereemrindeydi.

Şüphesiz en önemli düşman, İmparatorluk otoritesinin tek rakibi Pershükümdarıydı.Pershükümdarı I.Şahpur260’taRomalılar’akarşıkazandığıbirzaferianlatanbiryazıttaşunlarısöylemiştir:3

“Ben,İran’ın ve diğer ülkelerin Krallar KralıMazda'ya tapan tanrıların

Page 118: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

soyundan gelen İran krallar kralı Ardaşir'in oğlu ve Papak ’ın torunuŞahpurün...Ben,İrantopraklarınınhükümdarıyım."

Gerçekten de Şahpur, Romalılar’a karşısında büyük bir zafer kazanmıştı.Ancak ondan sonraki yüzyıllarda Roma devleti örgütlenerek güçlenmiş,İran’dakidevletisegücünükaybetmeyebaşlamıştı.

Anuşirvan (BüyükRuh)olarakbilinen I.Husrev’inhükümdarlığı (531-579)devrimcimücadelevedeğişiklikdönemininenüstseviyesiolmuştur.

Kendinden önceki hükümdar olan babası Kubad (448-496;499-531)zamanında Mazdak adındaki Manici bir dini isyancının başlattığı bir türkomünisthareket,kraltarafındanfeodalsoylularakarşıbirsilaholarakkorundu.Husrevbelirlibirorandahuzurusağladı.Mazdekiler’iezerekdevleti,hükümetive orduyu yeni bir düzene oturtmayı denedi. Başlangıçta başarı sağladı ve buçabasındansonraaskerialandagüçlübirdönembaşladı.

Ne var ki imparatorluk temelden güçsüzleşmiş, feodal yapısı bozulmuş veyerini ücretli sürekli orduyla askeri bir despotluk almıştı. Ayrıcalıklı sınıflarbağışıklıklarını vergilerden korurlarken, diğer yandan da krala bağımlı halegeliyorlardı.Dolayısıylayaşamsarayçevresineodaklanmayabaşlamıştı.Henüzdeğişim süreci tamamlanmamıştı, eski bağımsızlık ruhu sürüyordu. Husrev’inardından soylular tahtı yine tehdit ettiler. VI.yy’ın yabancı savaşları ve içkarışıklıkları döneminde askeri komutanlar dahi tımar sahibi olmuşlardı.Generallerinegemenliğindeyenibiraskerifeodalizmbaşladıamayerleşmesinefırsatverilmedi.

VII.yy başlarken İran Müslüman Araplar tarafından istila edildiği zamanmerkezi otorite dağılmaya başlamıştı. Eyaletlerde babadan oğula geçenbeyliklerin hakimiyetindeydi, ancak imparatorluk ordularının ilk yenilgilerininardındanbubeyliklertekertekerişgaledilerekhalifelerinhakimiyetinegirdiler.

Sasaniler’in son yüzyılının toplumsal ve siyasi krizine dini karışıklıklar daeşlik ediyordu. En önemlilerinden birinin Maniciler olduğu çeşitli Zerdüşttarikatları, kraliyete ve dine meydan okudular. Bu eylemler tamamen başarılıolamadılaramayinedeZerdüştdinikurumununotoritesinisarstılar.

Müslümanlar’ın karşılaştığı ve Abbasi halifeliğinin çeşitli siyasikurumlarının temel aldığı Sasani sistemin durumu böyleydi. Karakteristiközelliği görevden alma ve öldürmenin olduğu despotluktu ve bunlar içinArapfatihlerininhayranlığınıuyandıranşaşalıtörenlerdüzenlenirdi.Sistemdenkalan

Page 119: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

birbürokratikdahavardı.GeriyekalaneskiPersfeodalsoylularıaskeriaçıdanetkisiz ve önemsiz hale gelmişlerdi. Ancak soylu aileler güçlerini veetkinliklerini bürokrasi aracılığıyla koruyorlardı.İslam çağında Pers soylukalemiyesınıfınınbecerileriyenidensahneyeçıkacaktı.

Pers krallık kuramı dini temeller üzerine kuruluydu. Parthlar’ın tersine,Sasanilerbirtürdevletkilisesikurmuşlardı.Bukilisekraliyetiktidarınıkutsuyor,siyasi ve toplumsal yaşamda etkin rol oynuyordu. Bu durum, çok iyidüzenlenmiş ve başında bir baş rahibin yer aldığı bir hiyerarşi tarafındansağlanıyordu. Başrahip hem dini hem de dünyevi bir otorite durumundaydı,toprak ve ayrıcalık sahibiydi. Ruhban sınıfın üst düzeylerinde bulunanlararistokrasiden geldikleri için bir tür Noblesse de Robe (cübbe soyluluğu)oluşturuyorlardı.

Öncelikle aristokratik bir toplum olan Sasani İran'ında statü, kapalı üstsınıflara üye olmaktan gelirdi. Bu tür bir toplumun kusurları olduğu gibi iyiözellikleri de vardı. Bunların en başında, genellikleGreko-Romen dünyasındaolmayanşövalyelikvesaygıgeleneğigelirdi.

VI.yy’daki olaylarla Pers devletinin aristokratik temeli ciddi bir biçimdegüçsüzleşmiş, İslamiyet’le gelen demokratikleşme ile de ölümcül bir darbealmıştır.

Araplar tarafından yenilgiye uğratılan Bizans ve İran devletlerinikarşılaştırmakaydınlatıcı olacaktır. İkidevlet arasındacoğrafi bakımdan ilginçbir benzerlik vardı. Her iki imparatorluğun temelleri de, hakim imparatorlukhalkının dil ve kültürünün hakim dil ve kültür durumuna geldiği bir yayladaatılmıştı. (Pers ve Zerdüştiler İran yaylasında, Yunan ve HıristiyanlarAnadolu’da.)

İki imparatorlukdadinlerivedillerionlarınkindenfarklıolankomşularınıntopraklarını denetimleri altında almışlardı. Persler’in Irak’taki, Bizans’ın daSuriye’dekitebaalarıdilleriAramiceolanHıristiyanlar’dı.BizanslılarSuriye’dekiliselerdeki gruplarınmuhalefetiyle karşılaşmışlardı. Zaman içinde bu gruplarkendikimliklerini,diniuygulamalarınıvehiyerarşileriniyaratmışlardı.

İki imparatorluğun başkentlerinin coğrafi konumları en önemlifarklılıklarıydı.Anadolu yaylasının uzakköşesinde, yüksek surlarıyla güvenlikaltındakiKonstantinopolis’iAraplar’ınfethetmegirişimleribaşarılıolamamıştı.

İmparatorluk,güçlerinitekrartoplayıpbirleştirerekyüzlerceyıldahaayakta

Page 120: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kalmayı başaracaktı. Sasaniler’in Irak’taki başkentleri, İran yaylasınınyakınlarındakiKtesifon ise 637 yılındaki ilk saldırı hareketleriyle kaybedilmişve sonrasında da çeşitli Pers ordularının etrafında toplanacakları başka birmerkezolmamıştı.

Araplaryayılmasüreçlerindebirbirindençok farklı iki imparatorlukdevletigeleneğiyle karşılaşmışlardır.RomavePers geleneklerindenher ikisi de onlanfarklı şekillerde etkilemiştir. Geçmişte olmuş ve gelecekte olacak büyükimparatorlukları yutan istila dalgalan ileMüslümanArap istilaları arasında daönemli bir fark bulunmaktadır. Germenler Batı Roma İmparatorluğu’nu istilaettiklerinde,kendihiyerarşisi,hukukuvekurumlanbulunanbirdinvedevletle,Hıristiyanlık veRoma İmparatorluğu ile karşılaşmışlardı. İstilacılar bu dini vedevleti en azından ilke olarak kabul ederek amaçlarına Roma ve Hıristiyandevletinin ikili yapısı içinde ulaşmaya çalışmışlardır. Batılı imparator barbarefendilerinin kuklası haline gelmiş, barbarlar da bu kuklacılık oyununakatılmaktan memnun olmuşlar ve sonunda Batı imparatorluğu yıkıldığında,zaman içinde Almanya’da yeni bir “Kutsal Roma İmparatorluğu”kurulmuştu.Bizans’ı ve İran’ı istila eden Araplar ise çok farklı bir biçimdehareket ederek eski sistemin kurumlarını yıkmış ve kendi egemen kurumlarınıkurmuşlardır. Daha sonra Doğu’dan gelerek İslam topraklarını istila edenler,Avrupa’dakiGermen istilalarınabenzerbiçimdedavranmışlardır.Türkler,hattadindeğiştirdiktensonraMoğollar,İslamdinikurumlarıilehalifelikvesultanlıkdüzenini koruyarak, bunları çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. BatıdaLatince’nin korunduğu gibi, Doğuda da yeni efendiler Farsça ve Arapça’yıkorumuşlardır.

Diğerleri gibi vergi toplayan ve savaşan Müslümanlar, bu etkinliklerinedinlerini onlardan çok daha fazla karıştırmışlardır.Müslüman ve Hıristiyandeneyimi bu açıdan derin bir farklılık içerir. Konstantin’in Hıristiyan oluşunadekgeçenüçyüzyıl süresincebir azınlıkolarakHıristiyanlardevlet tarafındanhep şüpheli görülmüş ve genellikle işkence görmüşler ve bu dönemde kendikurumlarını oluşturarak Kilise’yi kurmuşlardır. İslamiyet’in kurucusu Hz.Muhammed kendisinin Konstantin’iydi. Tüm yaşamı boyunca İslamiyet dinolduğugibisiyasibirbağlılıktı.Hz.MuhammedMedine’dekitoplumunun,lideriolarak bir devleti ve bir halkı İslamiyet ile yönetmiştir.Hz.Muhammed’inyaptıklarıtümMüslümanlar’ıntarihselözbilincinintemelinioluşturanKuranvehadisleregeçmiştir.

Hz. Muhammed ve ashabı açısından Hz.İsa dışında pek çok Hıristiyan’ın

Page 121: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

içine girdiği Tanrı ile Sezar arasında seçim yapma tuzağına düşme ihtimaliolmamıştır.Müslümandeneyiminde ve öğretisindeSezar yoktu,Tanrı devletinbaşıydıveHz.Muhammedonunadınaöğretiyor,hükümsürüyordu.Peygamberolarakyerinegeçecekkimseolmayacaktıveolamazdı.İslamiyet’indinivesiyasihükümdarıolarakiseondansonrahalifelergelmiştir.

Zaman zaman halifenin Kilise’nin ve devletin başı, yani hem papa hemimparator olduğu belirtilmiştir. Ancak Batı terimleri ile yapılan bu tanımlamayanıltıcı olmaktadır. Hıristiyan imparatorluğundaki gibi imperium vesacerdotiumarasındabirayrımolmaması,kendihiyerarşisivebaşıbulunanaynbir din kurumu ile kilise olmaması kesindir. Halifelik daima dini bir makamolarak tanımlanmış, halifenin de Peygamber’in mirasını korumak ye Şeriat’ıuygulamaklagörevlendirildiğibelirtilmiştir.

Öte yandan halifenin dini bir görevi yoktu ve gerek eğitimiyle gerek deprofesyoneldeneyimiyleulemadandeğildi.Görevidiniyorumlamakdeğil,onukorumak ve tebaasının bu dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşayarak ötekidünyayahazırlanacağıkoşullarısağlamaktı.Bununiçindeİslamdevletisınırlandahilinde Tanrının gönderdiği Şeriat’ı sürdürmesi, bu sınırlan savunması vezamanı geldiğinde tüm dünya İslamiyet ışığını kabul etmeye hazır olana dekgenişletmesi gerekiyordu. İslam tarihinde ilk fetihlere “açıklıklar"’ anlamınagelenArapça“fütuh”adıverilir.

Halife, bulunduğu konumun çeşitli yönlerini simgeleyen çeşitli unvanlarasahipti.Hukukçularve ilahiyatçılarondançoğunlukla imamolaraksözederler.Askeri ve siyasi otoritesi “emir el-müminin’’ olarak ifade edilir ve bu en çokkullanılan unvanıdır. “Halife” unvanı genellikle tarihçiler tarafından kullanılır,çoğunlukla da sikkelerin üzerinde bulunurdu. Kuramsal olarak veHz.Muhammed’den sonraki birkaç yüzyıl da pratik olarak, tek bir devlettarafından yönetilen tek bir Müslüman topluluğu bulunuyordu ve başı dahalifeydi. Hıristiyanlığın tersine, İslamiyet egemenlik unvanlarında, genellikleetnik durum ve toprakla ilgili bir ad yoktur. İspanya, Fransa, İngiltere ya dabaşka Batılı ülkelerde kralların eşdeğeri bulunmaz.XVI.yy’da İran şahı veOsmanlı sultanı bu unvanları aralarındaki büyük savaşlarda birbirleriniaşağılamakamacıylakullanılmışlar,kendileri içinkesinliklekullanmamışlardır.İkisi de kendi ülkelerinde Müslümanların hükümdarı ve Allah'ın dünyadakitemsilcisiydi. Düşmanı, bir isyancı, bir muhalif ya da en fazla yerel birhükümdardı.

Page 122: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

HalifeliğinortayaçıktığıdönemdeilkMüslümanlarşuönemlisorularlayanıtaradılar: Kim Halife olacak? Nasıl seçilecek? Gücünün sınırlan ne olacak?Görevden alınabilir mi? Yerine kim geçecek? İlahiyatçılar ve hukukçular busoruları derinlemesine tartışmışlar, din öğretisinin ve hukukunun ilkelerini elealmışlar ve ilk halifeliğin deneyimini örnek göstermişlerdir.Şiiler halifeliğinPeygamber soyundan babadan oğula geçmesi gerektiğini iddia ediyorlardı. BuyüzdenonlaragöreHz.Ali ileoğluHasan’ınkısa sürelihükümdarlıklarıhariçdiğer halifelerin tümü gaspçıydı. Sünni Müslümanlar ise halifeliğin seçimleolmasıgerektiğiniveHz.Muhammed’inKureyşaşiretindenolanherkesinhalifeolabileceğini ileri sürüyorlardı.Sünni hukukçular eski Arap aşiretlerinden yenibir reisin seçileceği bir seçimi destekliyorlardı. Seçmenlerin kimler olacağı,sayılan ve seçim yöntemi kesin olarak tanımlanmamıştı. Kimi hukukçular dayeterliliklerinin ne olduğunu tanımlamadan yeterliliği olan seçmenlerin oyvermesiniistiyorlardı.Bazılarıdabelirlibirseçmensayısından,beş,üç,iki,hattatek bir seçmenden söz ediyorlardı. Halifenin tek bir seçmenle belirlenmesininsonrakiaşamasıhalifeninkendisininyerinegeçecekkişiyiseçmesiydi.

Tüm bu tartışma ve öğretiler, dindar hukukçuların siyasi gerçekleriistemeyerek de olsa kabul ettiklerini ortaya koymaktadır. Bir kurum olarakhalifeliğin geçirdiği evrim dört dönemde incelenebilir. İlk dönem modemtarihçilertarafındanpatriyar-kalolarakadlandırılır.SünniMüslümanların“doğruyönlendirilmiş”halifelikdönemidir.'Budönemdekidörthalifeyiöncekihalifeleryadameslektaşlarıseçmiştir.Nevarki,patriyar-kalhalifelikveberaberindedeseçilmiş hükümdarlık, iç savaş ve hükümdarın öldürülmesi ile sonaermiştir.Bunun ardından halifelik, teoride değilse de uygulamada,Emevi ileAbbasihanedanlarındababadanoğulageçmiştir.

İlk halifelerin sahip oldukları güç, onlardan öncekilerin ve sonrakilerindespotluğundan oldukça uzaktı. Güçleri İslamiyet’in siyasi ahlakı ve eskiArabistan’ın otorite karşıtı töre ve gelenekleriyle sınırlıydı. İslamiyet öncesişairlerden Abid ibn el-Abras bir şiirinde, aşireti için “lakah” sözcüğünükullanmıştır. Eski yorumcular bu sözcüğün bir krala asla boyun eğmemişaşiretler için kullanıldığını belirtmişlerdir. Abid’in halkını anlatırken duyduğugurur,söylemekistedikleriniaçıkçaanlatmaktadır:4

Krallarınuşağıolmayıkabuletmediler,aslaboyuneğmediler

Amasavaştayardımaçağrıldıklarındamemnuniyetlegittiler.

HakimlerveSamuelkitaplarındaanlatılaneski İsraillilergibi, eskiAraplar

Page 123: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

dakrallıkkurumunavekrallaragüvenmezlerdi.Etraflarındakiülkelerinmonarşikuruntunu bilirlerdi, kimileri bunu uyarlamaya bile çalışmışlardı. GüneyArabistandevletlerininvekuzeysınırbeyliklerininkrallarıbulunuyordu.Ancakbunlar Araplar açısından çeşitli ölçülerde marjinal kurumlardı.Güneyinkrallıklarının dilleri ve kültürleri farklıydı. Kuzeydeki sınır beyliklerininkökenleri Arap’tı ama Bizans ve Pers imparatorluklarından etkilenmişolduklarındaneskiArapdünyasındayabancıbirunsurdurumundaydılar.

Suriye sınırlarındaki Namara’da bulunan ve en eski Arap yazıtı olan 328tarihlibirmezartaşındaİmrülKaysibnAmriçin“tacgiyenveAsadveNizarilekrallarını boyunduruk altına alan tüm Arapların kralı” yazılmıştır.Söz konusukralbüyükolasılıklasınırbeyliklerindenbirindehükümsürmüştür.

Arabistan’ınİslamiyet’tenönceki tarihihakkındaoldukçaazbilgivardırveçeşitli efsanelerde kaybolmuştur. Arap tarihinde bir monarşi kurma girişiminerastlanmaktadır.Bu da V.yy sonu ve VI. yy başında kurulmuş ve kısa sürmüşKinda krallığıdır. Göçebe de olsa yerleşik de olsa monarşiye karşı Araplardüşmancabirtavırtakınmışlardır.Araplar,vahaşehriolanMekke’debilekrallartarafındanyönetilmeyideğil,üzerindefikirbirliğinevardıklarıreislertarafındanyönetilmeyitercihetmişlerdir.KralanlamınagelenArapça"malik”sözcüğüilahibirunvandırvekutsaldıramainsanlariçinkullanıldığındagenellikleolumsuzbiranlam içerir. Örneğin Kuran’da despot ve adaletsiz bir hükümdar örneği olanFiravuniçinsıkçakullanılmıştır(18:70,79).DiğerbirkaynaktadaHz.Süleymanile konuşan Saba Kraliçesi “Krallar girdikleri şehirleri yağmalayıp soylularınıfakirleştirirler,” demiştir. İlk Müslümanlar İran ve Bizans’taki imparatorlukmonarşisinin doğasını çok iyi tanıyorlardı. Peygamberin kurduğu, o ve ondansonraki halifelerinin yönettikleri devletin yeni ve farklı olduğunudüşünüyorlardı. İslam’ın dini liderliğini yeni bir imparatorluk haline getirmekşeklindealgıladıklarıgirişimlerekarşıçıktılar.IX.yybaşlarındayaşamışolanel-Cahiz, Abbasiler’in Emeviler’in yerini almasını haklı bulduğu bir yazısındaMuaviye’yisuçlamaktadır:6

“SonraMuaviyebaşageçerek"birleşmeyılı"olaraksözettikleribiryıldaMüslüman toplumunun, danışmanların, Medineliler’le Mekkeliler’in tekhakimioldu.Amabirleşmeolmadı,bununyerineayrılma,şiddetvebaskıyılıoldu.İmamlıkHusrev'inkrallığı,halifelikiseSezar'ındespotluğudurumunageldi."

El-CahizbudeğişikliklerdenMuaviye’yisorumlututarkenzamanındanönce

Page 124: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

karar vermiştir. Ancak son Emeviler dönemindeki durumu doğrudeğerlendirmiştir:

Danışmanlar,yaniŞuraüyeleriiçinsöylenenlerönemlidirveilkİslamiyet’inhatta İslamiyet öncesinin geleneklerini düşündürür. İslamiyet’ten önce, Arapaşiretindekiseyyidyadaşeyholarakadlandırılanreis,“bağlayanveçözenlerin”onayı olduğu sürece makamında kalabilirdi. Söz konusu kişiler reisi görevegetiren ve görevden alan saygın kişiler ve aşiret büyükleriydi. Eşitler arasındabirinci olan reis, tartışmalarda aracılık yapardı.Gerçekkomutayı kullanmasınayalnızcasavaşzamanındaizinverdirdi.Gerekbarış,gerekdesavaşzamanında,görevleriniyaparkenaşiretemiraskalangelenekleriyerinegetirmesigerekirdi.

Yeni aşiret reisinin seçimi genelde aile üyeleri arasından yapılırdı amababadan oğula geçme kuralı yoktu. Aşiret reisi genellikle soylu bir aileniniçindenseçilirdivebuailesoyluolduğukadardakutsalolurdu.Şeyhailesininsoyundan olanlar, yerel bir ibadet yerini ya da kutsal bir şeyi babadan oğulasaklarlardı.Aşiret reisi otorite de değil daha çok saygınlığı ile yerini korurdu.Hali hazırda bulunanmonarşi ve hanedana karşı olan hareketler, İslamiyet ilebirlikteİslamiinancınınmüminlerinkardeşliğiveeşitliği ilkesiyleortayaçıkanaristokrasikarşıtıgörüşlededesteklenmişti.

İlkMüslümanlarhalifeliği,biranlamdasüperşeyhlikgibiaynıtürotoriteningenişletilmiş şekli olarak görüyorlardı. Şeyh artık tek aşiretin değil, birleşikİslam toplumunu meydana getiren tüm aşiretlerin reisiydi. Aşiret geleneğininyerini de İslam dini ve hukuku alıyordu. Sürekli ve yaygın durumdaki savaşzamanları nedeniyle eski sistemdedevar olankomutagörevinin artıkyeni birönemivardı.

Aşiret reisinin zaman zaman “cemaa”, yani aşiretin deri gelenlerininoluşturduğumeclisebaşkanlıketmekgörevleriarasındaydı.Meclis’inilkanlamıoturulan yerdir, cemaa ise topluluk demektir.Meclis, eskiArabistan’da bir türoligarşi konseyi gibidir. Reis, burada önde gelen diğer üyelerle beraber adaletdağıtır, siyasi kararlar verir, günün konularının tartışılmasına başkanlık eder,şairleridinlervemisafirkabulederdi.

İlk halifelik dönemine dek bu uygulama sürmüş, sonra daha törensel halegelmiştir.Halifeimparatorluğunungenişlemesivesiyasiyaşamınınkarmaşıkbirdurumagelmesisonucunda,artıkeskimeclistarzıyeterliolmamayabaşlamıştı.HalifeMuaviye,kendiyerineoğluYezid’inadaygösterilmesinedestekaramakiçin Arap aşiretlerinin önemli reislerine heyetler yollamıştır. Muaviye bu

Page 125: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

hareketiyle yerineYezid’in geçmesinde bir derece başarı elde etmiş amabunugerçekleştirmek içindebir içsavaşıkazanmakzorundakalmıştır.Hz.Ömer’inölüm döşeğindeyken topladığı ünlü şura, yeni halifeyi danışma yöntemiyleseçmekiçinklasiksüreçtir.Klasikolaraknitelendirilmesinekarşın,busüreçbirdahayinelenmemiştir-

Danışma görevinin hükümdarlara verilmesinin kanıtı olarak sıklıklaKuran’daki iki ayet (3:153 ile 42:36) gösterilir. Müslüman yazarlar salıkverdikleri danışmayı, kınadıkları keyfi kişisel yönetimle karşılaştırırlardı. Pekçokyerdedanışmasavunulmuştur.Bunlararasında,Peygamberinuygulamalarınıve görüşlerini kaydeden hadisçiler, Kuran’daki danışma konularımyorumlayanlar, Farsça, Arapça, Türkçe yazan ve hem kalemiye hem ilmiyesınıfından olanlar bulunmaktadır. Kalemiyedekiler kendilerine danışmanın,ulemadaulemailedanışmanıngerektiğinibelirtmiştir.Öteyandan,danışmasalıkverilirken zorunlu tutulmamış; keyfi yönetim de kınanırken,yasaklanmamıştı.Hükümdar ya da memurlarının kişisel otoritelerini daha azdeğil,dahaçokkullanmalarıdoğrultusundabireğilimvardı.

Hükümetin otoriter bir kimlik almaya başlaması ve başarılı devrimcilerinhayal kırıklıkları çeşitli klasik yazarların dile getirdiği bir metinde açıkçaanlatılmıştır- Abbasiler’i destekleyen Sudayf, Abbasiler’in Emeviler’in yerinehalifeliğegeçmesininnedenolduğudeğişikliklerdenyakınarakşöylesöylemiştir:“Paylaşılan ganimetimiz zenginlerin yan geliri haline geldi. Danışmanlıkşeklindekiliderliğimizkeyfibirhâlaldı.Başageçmekiçinherkesinkatılımıylayapılan seçimlerin yerine veraset geldi.”En otokratik hükümdarlar zamanındabile bir tür halk meclisi bulunurdu. Bazı hanedanlardan halifelerce halktoplantıları düzenlenir, bu toplantılarda çeşidi toplumsal sınıflardan temsilciler,hükümdarın ya da onun yerine üst rütbeli bir memurun yanına çıkarılır vedilekçevermelerineizinverilirdi.Hamileriolunanbilginlerveşairlerdehuzuraçıkarılırvemesleklerindeilerleyebilirlerdi.Butoplantılaragirişikontroledenler,süreçlerle etkinlik ve bazen de güç kazanırlardı. Divan-ı hümayun Osmanlıdöneminde bir kurum haline gelmişti. Sultan XV. yy başlarında ya da dahaönceki bir dönemde, paşalar divanına başkanlık yapardı. Bir sultan öldüktensonra, yerine yenisi gelene kadar geçen sürede paşalar kendi başlarına divantoplantısıyapabilirlerdi.

II. Mehmed,bu divanlara başkanlık yapmayı bırakıp bu başkanlığısadrazamınadevredenilkpadişahtır.Osmanlı tarihçileri tarafındananlatılanbiröyküde bu durum şöyle açıklatmaktadır: “Bir gün bir köylü divana gelir ve

Page 126: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

heyete“Padişahhanginiz?Birşikayetimvar.”der.Padişahbuolayabozulunca,sadrazamdapadişahadivanakatılmakyerine,birkafesinarkasındantoplantılarıseyrederekbutürsıkıntılıdurumlardandakurtulabileceğinisöyler.’’8

Padişahın divandan çekilmesi, bu öykünün doğru olup olmamasındanbağımsız olarak, sultanın bir kafesin arkasında oturduğu açıkça belirtilen II.Mehmed’in usul kurallarıyla da doğrulanmaktadır. Kanuni Sultan Süleymandönemine dek bu uygulama sürmüştür. Kanuni divan toplantılarım kafesarkasından seyretmeyi bile bırakmıştır. XVI. yy'da divan haftada dört kezdüzenli olarak toplanırdı. Toplantılara şafakta başlanır ve tüm devlet işlerigörüşülürdü. Sabahlan çoğunlukla şikayetler dinlenir, dilekçeler kabul edilirdi.Divanınbaşındayasadrazamyadagörevlivezirolurdu.Öğlendilekçeverenlerve ötekiler gider, divandakilere yemek hazırlanır ve üyeler kalan işlerigörüşürlerdi.Çağdaşbelgelerde,divanıntamamendanışmaniteliğindeolduğuveson sözüpadişahınverdiği .açıkolarakbelirtilmiştir.Belli konularda sadrazamdivanın konuyla ilgili üyesinden bilgi alabilir, hatta fikir danışabilirdi, ancakdivanın bütününe danışmazdı. Hukuki konular başkadılara, askeri konularyeniçeriağasına,denizcilikleilgiliolanlardakaptanpaşayaaktarılırdı.

OsmanlıdivanıdahakurumsalvegösterişliözelliğiilehemOsmanlıdönemihakkındadahaçokvedoğrubilgivermekte,hemdegenelbirdeğişikliğiortayakoymaktadır. İlk önce Türkler, sonra da Moğollar olmak üzere bozkırhalklarının,Ortadoğu’yagelmesininardından,İslamtarihindeilkkezsüreklivedüzenli danışma kurullarının varlığı görülmektedir. İran’ın Moğolhükümdarlarının vezir başkanlığında topladığı üst düzey memurlardan oluşanbüyükbirmeclis olduğubilinmektedir.Büyükdivan anlamındaFarsça divan-ıbuzurg, olarak bilinen bu kurum, Moğollar’ın aşiret meclisi olankurultaylarındangelmişolabilir.Moğol sonrası İranhükümdarlarızamanındakibenzermeclisinçalışmalarınahemİran’danhemdedışarıdakaynaklar tanıklıkederlerdi.Mısır’dadaMemlukler zamanındayüksekdereceli emirlerdenoluşanbirmeclisvardı,ancakbumeclistendahasonrakiMemluklerdönemindenadirensözedilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda sabit bir toplantı saati ve çalışma düzeni olandivan-ı hümayunun yanı sıra, belirli üyeler tarafından Arapça şura kökündengelenmeşveretadlıbaşkatoplantılardadüzenlenirdi.Meşveret,divaniçindeğil,sadrazamınyadapadişahınbellibirsorunugörüşmekiçintopladıklarıaskerivediğererkanıntoplantılarıiçinkullanılırdı.XV.yy’daBalkansavaşlarısırasındabutür meşveretlerden sıkça söz edilmiştir. Bunlar XVI.yy ve XVII.yy’da da

Page 127: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sürmüş, XVIII.yy sonundaki krizlerde daha sık toplanmıştır. Osmanlı tarihinianlatan eski belgelerde Osmanlı hanedanının kuruluşu da bir meşveretebağlanmaktadır. Bu belgelere göre, bir lider seçmek için meşverette toplananbeyler uzun tartışmaların sonunda Osman Bey’i seçerek kendisinden reisolmasınıisterler,odakabuleder.BelkidebuOsmanlıdevletiningerçekdoğuşöyküsüdür. Bir efsane bile olsa, ilk Osmanlı tarihçilerinin böyle bir efsaneyiseçerekhanedantarihinemaletmeleribüyükönemtaşımaktadır.

Abbasihalifelerininotokratikgüçleri.artarken,Bağdat’takihalifelerinkişiselgüçleri azalmıştır. X.yy’dan sonraki zamanlarda İslam dünyasının tamamınıntartışmasız hükümdarları durumundaki Müminlerin Emirleri’nin kendiülkelerinde, kendi başkentlerinde, en sonunda da kendi saraylarındakomutanlıklarıellerindenalınmıştır.

Bu süreç geniş İslam imparatorluğunun uzaktaki eyaletlerinde başlamış,sonunda da başkentin hemen dışındaki tüm eyaletlere yayılmıştı. Halifelereyaletlerde bir süre merkezi hükümeti bir çeşit kuvvetler ayrılığı sayesindedevamettirebilmişlerdi.Maliye,yönetimvehaberleşmedoğrudanBağdat’akarşısorumlu olan reislere bırakılmıştı. Silahlı güçlerden, sınırlarda ve şehirlerdedüzenin sağlanmasından eyaletin valisi, vergilerin toplanmasından, yerelgiderlerden arta kalanının Bağdat’taki mâliyeye gönderilmesinden defterdar,imparatorlukkuryesistemininyürütülmesi,olaylarınbaşkenttekipostavehaberalma müdürüne düzenli olarak rapor edilmesinden de posta kethüdasısorumluydu. Bunlardan biri, bu da genelde vali olurdu,ötekileri denetiminealdığındamerkezidenetimzayıflar,çoğunlukladasonabulur,valiliközerk,hattababadanoğulageçenbirbeylikhalinegelirdi.

X. yy başlarında eski İslam imparatorluğunun tamamını babadan ©ğulageçen beylikler oluşturuyordu. Bu beylikler, Cuma namazlarında Bağdat’tabulunanhalifeninadınıanmak,bazenadınasikkeyaptırmakdışındatümönemlikonularda bağımsızdılar. İslam dünyasının liderliğini almak üzere Abbasiler’emeydan okuyan ve kendilerine halife unvanını veren Fatimiler ile birlikte, busözde hükümdarlık bağlılığı da sona ermişti. Bu sözde bağlılık, Fatimiler’indüşüşününardındantekrarortayaçıkmış,ancakMoğolların1258yılındaAbbasihalifeliğinin kalıntılarını yok etmeleriyle tüm önemi yitirmişti. MısırMemluksultanlar bir süre devam ettirdiği gölge halifeler soyu,1517 yılında Osmanlıfethiylesonbulmuştur.

Bundansonraasılhükümdarlarhalifedeğil,emirolarakadlandırılanaskeri

Page 128: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

komutanlardı,X.yybaşlarındansonrada,EmirlerEmirianlamınagelenEmirül-ümeraolmuştu.Buunvan, İslamiyet’tenönceki İran’dakullanılanbaşkomutaniçinkomutanlarkomutanı,başrahipiçinrahiplerrahibiveimparatoriçinkrallarkralıyadaşehinşahunvanlarınabenzemektedir.X.yyortalarında“kral” (malik)unvanahükümdarlarınkendilerinitanıttığıyazıtlardavesikkelerderastlanır.Buunvanı ilk kullananlar o dönemde başa geçen bazı yeni İran hanedanlarıydı.BunlarınardındanSelçuklular,Selahaddin’insoyundangelenlervedahaküçükhanedanlargelmiştir.Buunvan,halifeye,sonradasultanaeşitolmayıanlatmıyor,başka yerdeki üstün bir hükümdarın gevşek hakimiyeti altında olan yerel birhükümdarı belirtiyordu. Bu açıdan, çağdaş Avrupa’da çeşitli hükümdarlarınKutsal Roma İmparatoru’nun sözde üstünlüğü altında kendileri için “kral”unvanınıkullanmalarınabenzemektedir.

Arap dilinin oldukça zengin dil varlığının sunduğu pek çok seçenekarasındanbuunvanıntercihedilmesininnedeninitahminetmekzordeğildir.Buunvanı ilk kullananlar, İran kültürünün olduğu, eski İran'ın monarşigeleneklerinin yaşamaya devam ettiği topraklarda hüküm sürüyorlardı. İran’dagörevyapmışüstdüzeymemurlararacılığıylavesarayadabı,törenleriileilgilieski İran yazılarının çevrilmesiyle, İran’ın saray adabı ve unvanları, Abbasihalifelerinin saraylarını etkilemişti. Eski İran’daki “şah" unvanı henüzMüslüman hükümdarların kabul etmeyecekleri kadar yabancıydı ama Arapçakarşılığı olan “malik” kabul edilebilirdi. Sonraları kullanılan krallar kralıanlamındaki“malikel-mülk’’üneskiFarsça’daki“şehinşah”abenzediğiaçıktır.Hadislerde bu unvana karşı çıkılır veHz.Muhammed’in “krallar kralı’nın hiçkimseye denemeyeceğini, yalnızca Allah için kullanılabileceğini söylediğibelirtilir. Yine de Büveyhiler, Abbasiler ve sonraki hanedanlar bu unvankullanmışlardır. Bu unvanını çok açıktı, eyaletlerin hükümdarları kralsa,başkentinhükümdarıdakrallarkralıydı.

Bu değişiklikler sonucunda, taşradanmerkeze doğru yeni bir imparatorlukotoritesi sistemi oluşmaya başlıyordu. Bu yeni sistem halifelerle ilişkiliolmasının yanı sıra onun, askeri ve siyasi olaylardaki otoritesinin büyükbölümünü ele geçiriyordu. Selçuklu Türklerinin güneybatı Asya’nın büyükbölümünü hakimiyeti altına alarak “Büyük Sultanlık” adıyla bilinen devletiyaratmasıylabusüreçXI.yyortalarınadoğrutamamlanmışoldu.

Arapça’da “sultan” hükümdarlık ve otorite anlamına gelen soyut birsözcüktür. Bu sözcük en başından beri hükümeti ya da daha genel anlamdaotorite sahiplerini belirtmek üzere kullanılmıştır. Hükümdarın ve devletin

Page 129: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

genellikleaynıanlamageldiğibirtoplumdabuterimhemsiyasiotoriteninişlevi,hem de bu otoritenin sahibi için kullanılmıştır. Resmi bir biçimde olmasa davaliler, vezirler, kimi zaman da hem Abbasi hem de Fatımi halifeler içinkullanılmıştır.X.yy’dabağımsızhükümdarlarınunvanıolarakvehükümdarlarıbir üst makam tarafından göreve getirilen ve görevden alınabilenlerden ayntutmak üzere kullanılmış ama bu kullanım resmileşmemiştir. XI.yy’da,Selçuklular tarafından benimsenmesiyle resmileşmiştir. Selçuklularda yeni biranlam ve iddia içermeye başlamıştır. İslam ülkelerinin tümünün en üst siyasihükümdarlığı ve halifenin dini birincilliği ölçüsünde, en az ona eşit bir otoriteanlamım kazanmıştır. 1133 yılında Selçuk sultanı Sencer’in halifenin vezirineyazmışolduğubirmektuptabudurumaçıkolarakbelirtilmiştir:10

‘Dünyanın efendisinden... Dünya krallığını aldık ve bunu inananlarınliderliğindebabadanvedededenmiraslavehakkımızlaaldık..."

Başka bir anlatımla, hakimiyet Selçuk hanedanına aitti, Tanrı tarafındanverilmiştivediniotoriteaçısındandahalifetarafındanonaylanmıştı.Sultanlıkdatıpkıhalifelikgibievrenselvebenzersizdi.İslamiyet’intekdini liderininhalifeolmasıgibi, İslam imparatorluğununyönetilmesinin,güvenliğininvedüzenininsorumluluğu da yalnızca sultana aitti. Sultan ile halifenin arasındaki otoriteayrımı çok kesindi.Öyle ki, Selçuklular’ın güçsüz olduğu bir dönemde halifesiyasi otoritesini bağımsız;olarak uygulamaya kalktığında, sultan ve sözcüsübunu sultanlık yetkilerine müdahale olarak kabul ederek protesto etmişlerdi.Halifenin görevlerin en iyisi ve dünyanın yöneticilerinin koruyuculuğu olanimamlıkgöreviniyapmayısürdürmesini,devletiyönetmegörevinidebugörevinverildiğisultanlarabırakmasınıbelirtmişlerdi.11

Bu çifte hükümranlık durumu, siyaset ve devlet yönetimi hakkında yazanMüslüman yazarlar tarafından fark edilmişti. Bu fark ediş, pratik siyasetdeneyimleri olanların yazılarında doğal olarak çok açıktır, bununla birliktehukukçuların ve ilahiyatçıların eserlerinde de görülmektedir. İki grup da buayrılığı, eski Hıristiyan-Roma imperium sacerdotium ayrımında ve modemlaiklik-din ayrımında da görmemişlerdir. Sultanlık,Şeriat’ı en azından halifelikkadar uygulayan ve Şeriat’ın koruduğu dini bir kurum olarak görülüyordu.Selçuklu sultanları ve halefleri zamanındaki ulema devlet ilişkisi, halifelerinzamanındakinden daha yakındı. Ne halife, ne de taraftarları bir ruhban sınıfışeklinde tanımlanabilirdi. İranlı yazarlar başta olmak üzere Ortaçağ’ınMüslüman yazarları gerçek ayrımı, biri monarşik, öteki peygamberliğe ilişkinolan ama ikisi de dini iki otorite arasında görüyorlardı. Peygamber, Allah

Page 130: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

tarafından Allah’ın yasasını yerleştirmek ve yaymak üzere gönderilmişti.Peygamber semavi bir devlet kurmuştu, ancak insan yönetimini, otoritesiniaskerivesiyasiyollardaneldeeden,uygulayanvedevamettirenbirhükümdaryapmalıydı.Otoritesisayesinde,Allahkanunlarındanbağımsızolanamaonlarınaksine olmayan emir verme ve suçluları cezalandırma hakkını kazanırdı.Herçağda bir peygamberin olması gerekli değildir ve Hz.Muham-med’den sonrabaşka peygamber gelmeyecektir. Ancak her zaman bir hükümdarın olmasıgereklidir,aksihaldedüzenanarşiyedönüşür.

Siyasi istikrar ile dini Ortodoksluk ilişkisi açıkça anlaşılmış ve sıkça dilegetirilmişti. Müslüman yazarlar, bazen Hz.Muhammed’in bir deyişi, bazen deeskibirİranbilgeliğiolarakbuilişkişöyleifadeederler:“İslamiyet(yadadin)ve devlet ikiz kardeştir, biri yokken diğeri gelişemez. İslam temeldir, devletbekçidir.Temeliolmayançöker,bekçisiolmayandakaybolur.”HalifeyiSultanseçer ve atar, sonra da Sünni birlik ilkesinin somutlaşması ve toplumun başıolarak onun egemenliğini kabul eder. İki makamın farkı Walter Bagehot’unifadesiyle“hükümetinetkiliveonurluparçalan”şeklindeaçıklanabilir:“Halkınsaygısını kazanan ve koruyan ile bu sayede yürüyen ve yöneten arasındakiayrım.” Bagehot’un bu sözleri İngiliz anayasası ve Parlamento ile monarşihakkındaydı ama Ortaçağ İslamiyeti’ne de uygundur. Güç sultan, otorite deHalife tarafından temsil ediliyordu. Sultan halifeye güç veriyor, karşılığındahalifedeonayetkiveriyordu.Halifehükmediyoramayönetmiyordu,sultaniseikisinideyapıyordu.

BirsüreSelçuklusultanlığıevrenselvetekSünnikurumolarakdevamettivesaygıgördü.Selçuklusultanlığınınparçalanmasınınardından“sultan”unvanınınkullanımı sıklaşıp yaygınlaşarak bir devletin başı olduğunu ve üstünde birhükümdarı tanımadığım söyleyen herkesin kullandığı bir Sünni unvanı oldu.Ortadoğu’daXVI. yy başlarında üç büyük devlet bulunuyordu. İkisi, sultanlartarafındanyönetilenMısırveTürkiye,üçüncüsüde şahlar tarafındanyönetilenİran’dı. 1517 yılındaMısır’ın OsmanlIlar tarafından fethedilmesinin ardından,sonuncu Abbasi gölge halifesi Kahire’den İstanbul’a gönderildi ve birkaç yılsonradasivilbiryurttaşolarakgeridöndü.Bundansonrabaşkahalifeolmadıvebaşka yerlerdeki küçük taklitleri gibi, Osmanlı sultanları da topraklarında tekbaşlarına, her sultanınkendihalifesi olduğubüyükhükümdarlar olarakhükümsürdüler. Sultanların zaten çok fazla olan unvanlanna bir de “halife” unvanıeklendi.Halifelik,XVIII. yy sonlarında çokdaha farklı şartlar altındayenidencanlananadekeskiöneminikoruyamadı.

Page 131: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Öncekiçağlardanberigitgideartankarışıklıkvebüyüklüktebürokratikbirmekanizma, sultanların ve halifelerin hükümetlerini destekliyordu. Erkenhalifelikdönemine ait belgeler, hâlâ fetihlerinöncesindekigibi İranve Irak’daPers,MısırveSuriye’deHıristiyanbürokrasileri tarafındanenazından taşranınyönetiminin yürütüldüğünü, vergilerin salınıp toplandığını göstermektedir.Aradakitemelfarklılık,şimdigelirlerinyeniAraphükümetinegönderilmesiydi.Hükümet uygulamasının Araplaştırılması, standartlaştırılması ve merkezi birimparatorluk yönetiminin kurulması, ileride Emevi halifeler tarafındangerçekleştirilmiştir.HalifeHz.Ömer,Arap tarihgeleneğinde temel amacımaliolan,gelenparayıkaydedecek,ondanyararlanacaklarınlistesiniyapacak,hemenveadaletlibirbiçimdedağıtacakmerkezibiryönetimi,divanıkurmuştur.EmevihalifesiII.Ömer’inbürokrasiningelişiminigeciktirmekistediğisöylenir.Eskibiridaritarihçi,Hz.Ömer'denbirazçokpapirüsisteyenkatibineşunlarısöylediğiniaktarır

“Kaleminikeskinleştiripdahaazyaz.Budahaiyianlaşılır,“Halife,çokazpapirüsükaldığıiçinbirazdahaisteyenbirmemuradaşunlarısöyler:

"Kaleminisivrilt,cümlelerinikısaltveelindekipapirüsüidarelikullan.”

Bürokrasinin gelişmesi bu politikalarla geciktirilebildiyse de papirüsünyerine kağıdın geçmesiyle hızla yayılmaya başlamıştır. Arşivlerde yalnızcaOsmanlı dönemine ait ayrıntılı kayıtlar olduğu halde, tarihçiler, bürokratikedebiyatvebugünekadargelenpekçokbelgebürokrasinineskiçağlardanasılişlediğiyleilgilibilgilervermektedir.

Abbasiler çağında yönetim de modem devletlerde olduğu gibi her birininkendine özgü görevi olan, divan adlı kısımlara bölünmüştü. En önemli kısımmaliye,haberleşme,vergisalınmasıvetoplanmasıylailgiliydi.İçgüvenlik,ordu,bayındırlık, haber alma, kraliyet köleleri ve kölelikten azat edilenler, dinivakıflar ve hayırsever kurumlar diğer önemli kısımlardandı.Bunlar farklıdönemlerde ve rejimlerde farklı biçimde düzenlenmiş ve genellikle üç anabaşlıktatoplanmışlardı:Para,silahlıkuvvetlervehaberleşme.Bunlarınyanısıra,diğer divanları denetlemekle görevli teftiş divanları bulunuyordu. Bunlar,tamolarakŞeriatileilgiliolmayankonulardaOrtaçağİngilteresi’ndekiadaletdivanıgibigörevyaparlardı.

Halifenin, daha sonra da sultanın altındaki tüm hükümet mekanizmasınınbaşındavezirbulunurdu.BüyükolasılıklaArapçaolanbuterimbirgörevyadayükalmışkişianlamınıtaşımaktadır.Terim,çokdahaeskibirPerssözcüğünden

Page 132: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

türemişyadaetkilenmişdeolabilir.İlkkezAbbasiler’inkullanmışolduklarıbumakamı Sasaniler’i örnek alarak ya da taklit ederek oluşturduklarıdüşünülmektedir. Vezir, halifeler döneminde mâliyenin, adaletin ve tümyönetimin başıydı. Vezirler, ilk zamanlarda Doğu İranlı tek bir soylu ailedenseçiliyordu, daha sonra çoğunlukla kalemiye sınıfından gelerek bürokratikhiyerarşi içinde yükseldiler.Yönetimin başı olarak vezir genelde divan reisleriiçinden seçilirdi. Vezirlerin görevi sivildi ve askeri operasyonlara nadirenkatılırlardı.

Vezirlerin önemi, askeri emirlerin ortaya çıkmasıyla azaldı. Büveyhilervezirlerinibaşsekretervemaliyenazınolarakkorumalarınınyanısıra,odatıpkıefendisi gibi bir subaydı. Sultanlar zamanında vezirlik yeniden ortaya çıkarakyeni bir öneme kavuşmuştur. Genelde sultanlar okuma yazmayı, hükümetişlerinin yürütüldüğüArapça ve Farsça’yı bilmeyen asker olduğu için vezirlikmakamı yeni bir önem kazandı. Vezirlik, Selçuklu sultanlığı ile sona erdi.Onlardansonrakidönemde,askerlerherşeygibibürokrasinindenetiminidealdı.MemlukMısırı’ndaüstdüzeybiraskerolandavadar(mürekkepçi)bürokrasininbaşıydı.Davadarınyönetimindeönemliveyaygınbirbürokrasioluştu.Memluksultanları zamanında hükümeti yürütme sorumluluğunu da alan bu bürokrasi,sultanlığınuzunsüreyaşamasındaetkiliolmuştur.

Osmanlı sultanları tarafından askeri komutanlar içinden bir grup vezirseçilirdi.Avrupa’dabaşvezirolarakbilinensadrazam,askeri,sivil,hattahukukialanlardaoldukçagenişyetkilere sahipti.Osmanlı sadrazamınınmaddikazana,sorumluluklarıvegücüoranındaydı.KanuniSultanSüleyman'ınsadrazamıLütfiPaşa yıllık kazancının iki buçuk milyon akçe olduğunu belirtmiş ve şunlarısöylemiştir: “ŞükürAllah’a, bu daOsmanlı devletindeyeterli birmiktardır.”13SadrazamLütfiPaşakazancınınbirbuçukmilyonakçesinimutfakgideri,yarımmilyon akçesini hayır işleri için harcadığım, kendine de yarım milyon akçekaldığını belirtir. İran’ın Safevi şahlarının da bunlarla kıyaslanabilecek önemlistatüveyetkililerivardı.

Hükümet yönetiminin büyük bölümü gelir ve giderlerle yani mâliyeyleilgiliydi. Osmanlı dönemine, özellikle de XVI. yy ve sonrasına ait pek çokbölgesel ve merkezi arşiv belgesi bulunmaktadır. Bu belgeler Osmanlı maliyapısının aynntılı bir resmini çizmektedir. Ne yazık ki daha önceki İslamimparatorluklarına ait belge bulunmamaktadır. Dolayısıyla tarihçiler OsmanlIOrtadoğusu ve hatta Ortaçağ Batısındakilerle karşılaştırılabilecek gündelikkanıtlareldeedememişlerdir.Öteyandankimiküçükarşivlerdebulunmuş,kimi

Page 133: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

tesadüfenverastgeletoplanmışçoksayıdabelgebulunmaktadır.Ortaçağîslamimali kuruluşlarının işleyişinin izlenebileceği tarihi, coğrafi, hukuki veçoğunlukladabürokratikbilgilervardır.

Abbasiler’in ilk döneminde maliye de yönetimin diğer cepheleri gibidoğrudan vezirin sorumluluğunda bulunuyordu.Daha sonra, yalnızca malikonularlailgilenendahauzmanlaşmışbirmemurolmuştur.Bumemur,TürkvePersyönetimlerindedefterdarolarakadlandırılmıştır.

İslamhukukunungerektirdiğivepekçokMüslümanhükümetinuyguladığıgibibirigenel,diğeriözel(hassa)olmaküzerebirbirindenayrıikimaliyevardır.Bu ayrım bazen çok kesin olmasa da, zaman zaman birincinin açıklarınınİkincisiylekapatıldığınıgösterenkanıtlarbulunmaktadır.Genelhâzinenintemelgiderlerini başkentteki askeri birliklerin ve hükümdar sarayının harcamalarıoluşturuyordu. Halife el-Mamun’un hükümdarlığına ait bir belgede günde altıbindinarolduğu-yazmaktadır.

Genel hazine hükümdarın siyasi ve askeri lider olarak harcamalarınıkarşılarken, “özel” hazine Müslüman toplumunun dini lideri olarak yaptığıharcamaları karşılamaktaydı. Buna göre, cihad için gerekli sınır kalelerininbakımı, Mekke’ye hac masrafları, Şeriat'ı uygulamaktan sorumlu kadıların vediğerdingörevlilerininmaaşları, esirlerinkurtarmalıkları,ulaksistemi,elçilerinağırlanması, şairlere ve gerekli kişilere verilen bahşişler “özel” hâzinedenkarşılanırdı.

İlke olarak devletin geliri İslami vergilerden sağlanırdı. Bunlar,Müslümanolmayanlardan alınan kelle vergisi olan cizye, toprak vergisi olan haraç,Müslümanlar’dan alınan aşar ya da zekattı. Sağlanan gelir genel hâzineyeaktarılırdı. Genel bir uygulama olarak, bu vergiler “Mukus” adı verilen başkavergi ve resimlerle desteklenirdi. Hukukçuların karşı çıkmasına karşın,tümMüslüman hükümdarlar tarafından toplanmıştır- “Özel” hâzinenin gelirihalifeninözelmalikanelerivegelirlerindensağlanır,elkoymalar,devletekalanmallarvecezalarladadesteklenirdi.

Vergilermalolarakda,paraolarakdaalınırdı.EskiSasanitopraklarıİranveIrak ile daha doğuda Orta Asya ve Hindistan’daki uzantılarında para birimiolarakgümüşdirhemkullanılırdı.EskiBizanstopraklarıMısırveLevant’ta,BatıveGüneybatıArabistan’daparabirimiolarakaltındinarkullanılırdı.Dirhemiledinarınkurfarkıgümüşvealtınfiyatlarınagöredeğişirdi.Teorikolarakbirdinaron dirheme eşitti ama resmi hesaplardan anlaşıldığı kadarıyla uygulamada bu

Page 134: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

oranbüyükölçüdedeğişerekyirmidebiredüşüyordu.

Kaynaklardayerelgiderleryapıldıktansonra imparatorlukbaşkentinekalannetgelirleilgilipekçoklistevardırveeneskisiel-Hadi’ninhükümdarlığı(785-786) dönemindendir. Bir diğeri Harun Reşid dönemine (786-809) aittir. Dahasonraki halifeler dönemine ait olanlar da değişikliği ve sürekliliğigöstermektedir.Buverileregöreyaklaşıkolarakbatıeyaletleriningeliri5milyondinar,doğueyaletleriningeliride400milyondirhemdir.

Günümüze dek kalan listelerde nakit gelirlerle birlikte mal olarak almanvergiler de yer almaktadır. Örneğin; Fars’tan 150.000 ratl ayva ile portakal,15.000 ratl meyve konservesi ve 30.000 şişe gül suyu; Kumis’ten 40.000portakalve2000külçegümüş;Sind’den1000çiftayakkabı,4000kuşak,3filve400 maund (Hindistan’da kullanılan bir ölçü, yaklaşık 37 kg.) ödağacı;İsfahan’dan20.000ratlbalvebalmumu;Ermenistan’dan20.000ratltuzlubalık,58 ratl çeşitli kumaş ve 20 halı; Sicistan’dan 20.000 ratl şeker ve 300 karelikaftanalınmıştır.Roma,sonradaBizansvergiyöntemlerinealışmışolanMısırveSuriye’denalınanvergilerinönemidahaazdırveençokgıdamaddesi,sonrada giyim eşyası toplanıyordu, canlı mallar arasında,develer, atlar, şahinler vekölelerbulunuyordu.

Sonraki listelerden gelirlerin azaldığı anlaşılmaktadır. Kaldırılan vergilerinyerini para ödemeleri almıştır. Para ödemeleri de ekonomik değişikliklernedeniyle azalmıştır. Azalmanın başlıca nedeni ordu komutanlarının,mültezimlerin ve taşra yöneticilerinin aldıkları paylardır.Halife el-Muktedir’in918-19 yılı gelir listesindeki gelir tüm eyaletlerden 14.501.904 dinardır.Bulistede,öncekilistelerdeolmayanrüsumveelkoymalardayeralmaktadır.

Abbasihalifeliğiningerilemesiveyönetiminbölünmesindensonrakilistelersayıcaazolmaklabirlikte,verileriaçısındandagüvenilirdeğildir.Bugünekadargelen kesinmali bilgiler Osmanlı döneminden ve Osmanlı toprakların dandır.Bunun bir örneği 1669-70 yılı bütçesidir. Rakamlar, başlardaki değeri klasikdirhem olan, sonradan döviz kurlarına göre değişen akçe ile verilmiştir. BubütçedeOsmanlıdevletinintümvergilerdentoplamgeliri6l2.528.960akçedir.Oyılın toplam gideri 637.206.348 akçedir ve 398.392.602 akçesi silahlıkuvvetlerilesavaşmalzemesine;180.208.403akçesisaraylara;5.032.512akçesisultanın ailesine ilemerkezi hükümetinbürolarına44.572.831 akçesi de çeşitlibaşka giderler için kullanılmıştır.Bu listeler de öncekiler gibi vergilere vebölgelere göre ayrılmıştır, ama farklı olarak ayni malları vergi geliri içinde

Page 135: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bulunmaz. Öte yandan “nakit ödemeler dışında” imparatorluk atölye vemutfaklarına ayni olarak giren malzemelere ve gıda maddelerine ayrıntılıbiçimdeyerverilmiştir.

Müslümanlar devlete karşı çelişkili bir tutum içindedirler. Devlet, birtaraftan,diniöğretilerinegöredüzenininkorunmasıveAllah'ınisteğininyerinegetirilmesi için gereken ilahi kökenli düzenli bir kurumken, diğer taraftan da,çalışmasınadahilolanlarızehirleyen,birşekildeiçinegirenleraçısındantehlikeliolankötübirkurumolarakgörülmüştür.Hz.Muhammed’eaitolduğu söylenenbirdeyişegöredevletvecennetbirleştirilemez.Birbaşkadeyişegörehükümetetmeişindegerekliolarakgünahvekötülükvardır.Bazenbugörüşlerhükümetiçindebulunanlariçindedüşünülmektedir.IX.yy'daBağdat’tabirvezirinşunlarısöylemiştir:“Hükümetintemeligözboyamadır.Eğerişeyararveömürlüolursapolitikayadönüşür.”Biröyküyegöre,halifeel-Mansur’unsarayındamutluluğunneanlamageldiğihakkındakonuşulurken,halifeyegerçektenmutlubir insanınolacağı sorulmuş. Halife şöyle yanıtlamış: “Ne o beni tanır, ne de ben onu.”Açıkçagörüldüğügibibununanlamı,birinsanınhükümetlenekadarazişiolursaokadarmutluolacağıdır.İslamiyet’inötekidinlerlepaylaştığıhükümetinkırsalgörüntüsünde de bu çelişki söz konusudur. Bir tarafta sultan ya da halifeyi,sürüsüolanhalkınınçobanıolarakonlaradınaAllah’akarşısorumlu tutanpekçokdinimetinbulunmaktadır.KırsalgörüntününtamtersideMısır’ınArapfatihiAmr ibn ül-As’ın söylediği belirtilen bir sözdür. Amr, onuMısır askeri valisiolarak tutup gelirlerin başına da başkasını getirmek isteyenHz.Osman’ı şöylereddetmiştir:“Bu,biriineğisağarkenbenimineğinboynuzlarınıtutmamolur.”15

IX. yy başında bir Arap edebiyatçısının bir derlemesinde Ortaçağ’daMüslümanlarındevletindoğasıveamacı ile ilgili farklıgörüşleriaçıkçaortayakonmuştur:16

"Devlete İslamiyet tarafından dört görev verilmiştir: Adalet, ganimet,Cumanamazıvecihad.İslamiyet,devletvehalk,çadır,çadırdireği, ipleriveçomaklarına benzer. İslamiyet çadır, devlet direk, halk ip ve çomaklardır.Hiçbiriötekilerolmadanişeyaramaz.“

“Husrevşunlarısöylemiştir:Birülkedeşubeşşeyyoksa,oradadurmayın:Güçlüyönetim,adilyargıç,sabitpazar,bilgehekimvebirakarsu.”"Ömeribnel-Kattab da şunları söylemiştir: Güçsüz olmadan yumuşak, sert olmadangüçlüolanlariyiyönetebilirler."

Klasikİslamdevletidealiadıverilmeyenbirkralıntebaasıileilgilisöylediği

Page 136: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

şu sözlerle açıkça ifade edilmiştir. “Kalplerine nefretle kirlenmemiş saygı vesaygısızlıklakirlenmemişsevgiyerleştirdim.”

Page 137: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

9.BÖLÜM

EKONOMİ

Modem çağlardan önceki toplumsal ve ekonomik tarihi ile ilgili yeterincearaştırmaolmadığı içinOrtadoğu,çokazanlaşılırve tanınır.ÖzellikleOrtaçağAvrupa tarihi gibi başka alanlarla karşılaştırıldığında, Ortadoğu tarihi ile ilgiliaraştırmaların yetersizliğinin temel nedeni belge sorunudur. Ortaçağ BatıAvrupası’nındevletlerigeçirdiklerievrimlemodemAvrupa’nındevletlerihalinegeldiğinde de pratik amaçlar için gereken belge arşivleri modem çağlara dekkorunarak tarihçiler açısından değerli bir kaynak olmuştur. Osmanlıİmparatorluğu dışındaki Ortaçağ Ortadoğu devletleri, dış istilalar ve içkarışıklıklarlayıkıldıklarıiçin,açtıkhiçbirgereksinimikarşılamayanarşivleridekorunmadığındandağılarakyokolmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu, 20. yy’da Batı etkisinin ve idari yöntemlerininyaygınlaşmaya başlamasına dek, Ortaçağ sonlarından itibaren, idari ve siyasiaçıdankesintisizolarakvarlığınısürdürentekdevlettivearşivlerideneredeysetamamen el değmemiş haldeydi. Osmanlı arşivlerinde yapılan araştırmalar, odönemdeki Ortadoğu tarihini önemli ölçüde aydınlatmış, hatta daha öncekiyüzyıllara ait bazı karanlık noktalara bile ışık tutmuştur.Osmanlı arşivleri çokgeniştir ve bir o kadar da güçlükler içerir. Ortadoğu tarihinin, özellikle deekonomik ve toplumsal tarihinin, çok daha şanslı diğer alanların düzeyineulaşabilmesiiçinyapılmasıgerekençokşeyvardır.

Yinede,eldekiverilerdenhareketleOrtadoğutoplumlarınınveekonomisininevrimini ana hatlarıyla çizmek olasıdır. Bu sayede, bunlara paralel olarakdeğişensiyasiyapılarınaçıklanmasıdakolaylaşacaktır.Tarım,çokdahaöncekiçağlardan itibaren en önemli ekonomik etkinlik olmuştur. Bölge nüfusununbüyük çoğunluğunun geçim kaynağı tarımdır. Yakın zamana kadar devletingelirinin önemli bir bölümü de tarımla geçinenlerin emeklerindensağlanmaktaydı.

Page 138: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Geleneksel olarak Ortadoğu tarımı iki türdür. İlki ve daha önemlisi nehirvadisi tarımıdır.BunehirlerFırat-Dicle,NilveOrtaAsya’nın ikiönemlinehriAmu Derya ve Siri Derya’dır. Ortadoğu’nun öteki yerlerinde, Suriye-Filistinkıyılarında, Suriye vadilerinde, bugünkü Türkiye’nin ve İran’ın bazıbölgelerindedeikincitür,yağmurabağlıtarımyapılır.Butürtarımdahazordurvenehirvadisitürünegöredahaazürünverir.

Bölgedekiönemlibirsorundaormanazlığı,dolayısıylakeresteeksikliğidir.Eski çağlarda Kudüs tapınağının yapımında Lübnan’daki sedir ağaçlankullanılmıştı. Ancak İslam Ortaçağı döneminde Ortadoğu’ya, Afrika’dan veözellikleHindistanileGüneydoğuAsya’dankeresteithaledilmekteydi.

Bölgedekienönemliürüntahıldı.Eneskitahıllarınilkelbuğdaytürleri,arpave dan olduğu bilinmektedir. Ortaçağ başlarında buğday daha çok önemkazanmıştır. Bugün de benzer durum söz konusudur. Tarihi bilinmemeklebirlikte, Hindistan’dan pirinç getirildiği, tarımının İran ve Irak’tan Suriye veMısır’akadaryapıldığıanlaşılmaktadır.VH.yyArapfetihlerisırasındafatihlerinIrak’ta pirince rastladıktan ve bunun onlar için bir yenilik olduğuanlaşılmaktadır.

Basra bölgesinin fethinde bulunan bir Arap tarafından anlatılan öyküilginçtir:1

Bir Arap birliğince sazlık bir yerde pusuya düşürülen hanlı askerlerdenbirinde burma, ötekinde de daha sonra pirinç olduğu anlaşılan iki sepetkalmıştı. Arap komutan askerlerine, "Hurmaları yiyebilirsiniz ama diğeriniyemeyin, o düşmanın bize hazırladığı bir zehir olabilir, "dedi. Askerlerhurmalarıyiyipdiğersepetedokunmadılaramabiratpirinciyemeyebaşladı.Askerleratızehirlenmedenyiyebilmekiçinkesmeyidüşünürlerken,atınsahibiacele etmemelerini, zamanı geldiğinde gerekeni yapacağım söyledi. Ertesisabah atın ölmediğini gördüklerinde, ateşte pirincin kabuklarını yaktılar.Komutanları"Allahınadıylayiyin,dedi.Askerlerpirinciyedilerveçoklezzetlibuldular.

PirinçtarımıvetüketimiArapyönetimindebatıyayayıldı.

.Arşivlerdebaşkatahıllarındaadlangeçmektedir.Bunlararasında,bugündeOrtadoğu’nun ve özellikleMısır’ın başlıca besinmaddelerinden olan bezelye,fasulye,mercimekvenohutbulunmaktadır.

İçinde yağ bulunan bitkiler çok önemliydi ve bu bitkilerin yağlan

Page 139: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

aydınlatma, sabun yapımı ve yemek için kullanılıyordu.Ortadoğu ve KuzeyAfrikabölgesinde,enönemliyağkaynağıolanzeytinöndegelenürünlerindenbiriydi. Bölgeye doğudan gelen ve Arap-Müslüman yönetimi altında batıyagidenbirbaşkabesinmaddesideşekerkamışıydı.Şekerkamışıİran’da“Şeker”ve “Kand” olarak bilinirdi. Her iki sözcük de “sugar” ve “candy” olarakİngilizce’yegeçmiştir.Helen-Romadünyasındapek tamnmayan şekeryalnızcatıp alanında kullanılırdı. İçecekler ve yiyeceklerin tatlandırılması için balkullanılırdı. Ortaçağ’da üretimi Mısır’a ve Kuzey Afrika’ya dek yayılanşeker, Müslüman Ortadoğu’nün Hıristiyan Avrupa’ya ihraç ettiği başlıcamaddelerden biri oldu. Şekerkamışı tarımı ve plantasyon sistemi KuzeyAfrika’dan Müslüman İspanya’ya, oradan Atlantik adalarına, sonra da YeniDünya’yayayılmıştır.

Baharat Ortadoğu’da çeşitli bölgelerde yetiştirilir, ayrıca Güney veGüneydoğu Asya’dan da çok miktarda ithal edilirdi. Batı dünyasınaOrtadoğu’dan yapılan bu önemli ihracat, Avrupalı denizci devletler tarafındanAsya’yabirdenizyoluaçılarakdenetimaltınaalmasınadeksürdü.Sıcakiklimesahipbölgelerdeyiyecekler,özellikledeet çabukbozulmaması için tuzlanaraksaklanırdı. Bu yöntemle korunan yiyeceklerin yenmesi için baharat çokgerekliydi.

Hayvanlarınbeslenmeninyanısıra,ulaştırmaiçindeyoğunluklakullanıldığıbutoplumdahayvanyemideönemlibirgereksinimdi.Soğukiklimlibölgelerdegiyimiçinbaşlıcamalzemeolanderiveyün,sıcakiklimlereuygunolmadığındanince giysiler için işlenebilir ürünler gerekiyordu. Özellikle üç tanesi çokönemliydi.Ketenin,Ortadoğu’daözelliklemumyalarınsarıldığıbezlerebakarakMısır’da antik çağlardan itibaren üretildiği anlaşılıyordu. Pamuk, DoğuAsya’dangelmiş,ilkolarakİran’darastlanmış,oradandabatıyataşınmıştır.Dutağacıyla beslenen ipek böceğinin ürünü ipek VI.yy'dan sonra Ortadoğu’daüretilmeyebaşlamıştır.ÖzellikleSuriyeveİranipeklileriçokbeğenilirdi.Boyavekokuüretmektekullanılanbitkilerdeiyigiysileritamamlarlardı.

Papirüs,çokönemlidiğerbirsanayiürünüydü.Nilkıyıla-nndabüyüyenbirsazdan elde edilen papirüs önce parşömen, sonra da kağıt bulunana dekDoğuAkdenizdünyasındakitemelyazıaracıydı.

Sebzevemeyveyetiştiriciliğideoldukçayaygındı.Dahaöncekidönemlerdebaşlıcameyveler hurma, incir ve üzümdü.Meyvesinin yanı sıra, şarap üretimiiçin de yapılan üzüm tarımı İslamiyet’ten önce çok daha yaygındı.Hurma ise

Page 140: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

zatenvahaveyarıçöliklimibitkisidir.KayısıveşeftaligibiOrtadoğu’nunötekimeyvelerininçoğu, İranvedoğukökenliydi.Batı’dahalenenginar, ıspanakvepatlıcaniçinilkgeldiklerindekiArapçaveFarsçaadlarıkullanılmaktadır.

Narenciyetarımınınilginçtarihçesiçoknetdeğildir.BirçokOrtadoğudilindeportakal için Portekiz’den (Portugal) türetilerek Türkçe “portakal”, Arapça“bortakal”adıkullanılırveAfganistan’adebenzeradlarlaanılır.AslındaÇinveHindistan’da daha önceden tanınan portakalıOrtadoğu’ya,XVI. yy başlarındaPortekizliler getirmiştir. Pers İmparatorluğu’nda narenciye meyveleriİslamiyet’ten çok daha önce tanınırdı. Tevrat ve Pers kaynaklarında “turunç"admda (Arapça “utruja”, İbranice “ethrog”) güzel çiçekleri olan küçük, ekşi,yenilebilir bir narenciyenin süs için kozmetikte ve şerbetlerdekullanıldığındansöz edilmektedir. Farsça “narang” denilen bu meyve,. Arapça’ya da “naranç”adıyla geçmiştir. Portekiz’de veBatı’daki başka ülkelerde buna benzer adlarlaanılan yenilebilir tatlı bir meyve vardır. Bu meyve, IX.yy Arap şairi ibn al-Mutazz tarafından genç bir kızın yanaklarına benzetilmiştir. İbn al-Mutazz,büyük olasılıkla o dönemde Hindistan’dan gelen limondan da söz etmiştir.Ortadoğu’da hızla yaygınlaşan limon, Avrupa’ya gitmiştir. Avrupa’da bu ikimeyve halen Pers-Hint adlan kullanılmaktadır. Şüphesiz Ortadoğu’ya bumeyveleri Uzakdoğu’dan Müslüman kervancılar getirmişler,Haçlılar daAvrupa’yagötürmüşlerdir.

Ortadoğu’yamısır,tütün,domatesvepatatesgibihiçtanınmayanAmerikanbitkileri, Batı Avrupalılar, özellikle Portekizliler tarafından getirilmiştir. TürktarihçisiİbrahimPeçevi1635yılındakonuylailgilişunlarısöylemiştir:2

"İnsanın içini bulandıran dumanı ve kokusuyla tütünü 1009'da (miladi1600-1601) kafir İngilizler getirmiş ve birtakım rutubet hastalıklarınıiyileştireceğini söyleyerek satmışlardır. Kısa sürede zevk düşkünleri tütünebağımlı hale gelmişler, zevk düşkünüolmayanlar bile içmeye başlamışlardır.Bubağımlılığakudretlilerinvebüyükulemanındaçoğututulmuştur.”

Yakın zamanlarda, kökeni Ortadoğu olmayan iki bitki de bölgedekiekonomik ve toplumsal yaşamı çok etkilemiştir. Ortaçağ başlarında bir ArapgezginiÇin’denilginçbiröyküanlatır:

“Kaynamış suyla içilen bir bitkinin ve tuzun tüm gelirinin sahibi kral.Sakhadındakibubitkiherşehirdeçokpahalıyasatılıyor.Bubitkininyaprağıda, kokusu da naneden daha çok ve acımtırak bir tadı var. Kaynamış suyaatılıyor. Tüm kamumâliyesi geliri, bu bitkiden, tuzdan ve kelle vergisinden

Page 141: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sağlanıyor.”

XI.yy’daünlüyazarel-Biruni,ÇinveTibet’tekiçaytarımıvekullanımıileilgilidahaçokbilgivermektedir.İran’açayiçmealışkanlığınıXIII.yy’daMoğolfatihlerin getirdiği biliniyor ama fazla yaygınlaşmadığından buradan batıyailerlemesi hakkında bir kanıt bulunmamaktadır. İran’da çayın yaygın olarakiçilmeye başlaması, Rusya’dan getirildiği XIX.yy başına rastlar. XX.yy’daTürkiye ve İran’da devlet teşvikiyle çay tarımı yaygınlaştırılmıştır. Bunun buülkelerdeyetişmeyenkahveyebağımlılığıazaltmakiçinyapıldığıdüşünülebilir.Çaytarımıçokönemliolmamış,yalnızcayerel tüketimvebirazdaihracat içinyetiştirilmiştir. Çayla 1700’de tanışan Batı Mağrip, çayın çok tüketildiği biryerdir. Buraya çayı Fransız ve İngiliz tüccarlar, Kuzeybatı Afrika’nın Avrupapazarlarına katılması beklentisiyle getirmiştir.Fas’ın milli içeceği, naneyapraklarıylayapılançayolmuştur.

Öte yandan kahve, bölgenin tamamında en önemli içecektir. Kahvenin,Habeşistan’dan çıktığı, adım bugün de yabani kahve bitkilerinin yetiştiğiKaffa’dan aldığı bulunan kanıtlar arasındadır. XIV. ya da XV.yy’da kahveKaffa’danYemen’e getirilmiştir.Mısırlı bir yazar şunları söylemiştir: “Mısır’aYemen’de adına “kahva" denen bir içkinin yayıldığı, Sofi şeyhlerinin vebaşkalannınduaederkenuyanıkkalmakiçiniçtiğihaberigeldi.”Yazar,Yemen’ekahveyiHabeşistan’agidenbirgezginingetirdiğinianlatır:4

“Aden'edöndükten sonrahastalananadamgetirdiğikahveyi içip iyileşti.Kahvenin halsizliği ve yorgunluğu giderip vücudu canlandırdığım fark etti.Kendisi bir Sofi olunca, öteki Sofiler de kahve içmeye başladılar. Ardındanhalkın tamamı, aydınlar da sıradan insanlar da içmeye başladılar ve kahveiçmealışkanlığıyayıldı."

Gerçektendekahveiçmealışkanlığıyaygınlaşmıştı.1511’dekutsalMekkeşehrinde kahve içildiği belirlenmiştir. Büyük bir olasılıkla buradan daülkelerine dönen hacılarla birlikte Suriye’ye, Mısır’a, İran’a ve Osmanlıtopraklarına gitmiştir.XIX.yy başlarına dek kahve İran’ın en önemli içeceğiolmuştur.BatıdünyasıçayıÇinveHindistan’dandahaucuz,dahakalitelivedahabolbulurken,kahvebirsürebirOrtadoğutekeliolmuştur.

Avrupa'da kahve, kahve içenler ve kahvehaneler küçümsenmiştir.İstanbul’daki Venedik elçilerinden Gianfrancesco Morosini 1585 yılındagittiğibirkahvehanedenşöylesözeder:

Page 142: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

“Buinsanlarıntümükötügiysili,işigücüolmadığıiçinzamanlarınıboşaharcayan kişilerdir. Sürekli bir yerde oturarak insanlar arasında,sokaklardavedükkanlarda,“Kavee"dedikleribirtohumdanyapılan,oldukçasıcakkarasıvıyıiçerler.“

1610’da Türkiye’yi gezen İngiliz George Sandys’in görüşleri çok dahaolumsuzdur:“Tümgünkahvehanelerdeotururlarve“Koffa”adımverdikleriçoksıcakiçeceğiiçerler.İçtikleri isgibikararenktedirvetadıdaonabenzer...”Nevar ki, kahvede de, kahvehanede de Avrupalıların hoşuna gitmişti. ÜretimiçoğunluklaYemen’deolankahve,çokgeçmedenOrtadoğu’nunAvrupa’yaihraçettiği başlıca ürün oldu. Eskiden çok kârlı olan baharat ticaretini kaptıranMısırlılar için kahve, gittikçe büyüyen Avrupa pazarında, baharatın yerinegeçecek bir üründü.Avrupa’daki ilk kahvehane, Viyana’da ikinci Türkkuşatmasından sonra açıldı. Bu hak isteği üzerine, Türk hatları gerisindeAvusturyaistihbaratınayardımaolanbirErmeni’yeödülolarakverilmişti.

Kahve ve çayın Ortadoğu’da bu denli popüler olmasının, kahvehane veçayhanelerin önemli toplumsal merkezler olmalarının nedeni kolaycaanlaşılmaktadır.Musevilik veHıristiyanlık’tan farklı olarak,İslamiyette alkollüiçkileryasaklanmıştır.Amayasak tamamendeetkili olamamıştır.Şiirler’devebaşkayazılardayoğunolarakiçkiiçmeninvehattaayyaşlığınkanıtlarıbulunur.Ancak ya özel bir evin yüksek duvarları arkasında ya da bir İslam devletininyasak kapsamına girmeyen Müslüman olmayan halkı arasında, içkinin gizliiçilmesi gerekiyordu.Klasik Fars ve Arap şiirinde, meyhane ve meyhanecininşiirdekisembolleri,Hıristiyanmanastırı,keşişlerveZerdüştçürahiplerolmuştur.Hoş görüldüklerinde bile bunların gizli olması zorunlu olduğundan OrtaçağİslamşehirlerindeBatı’dakimeyhanelerinebenzeyenhiçbiryerbulunmuyordu.Bu boşluk kahvehane ve çayhanelerle gideriliyordu.Kısa süre içindekahvehanelerin ihanet ve dedikodu, en kötüsü de kumar yuvaları olduğuşikayetleribaşlamıştı.

Bölgede ilkel tarım teknikleri kullanılıyordu. Daha önceki çağlardakullanılanbasit tahtave tekerleksiz saban,bölgedekibazıyerlerdegünümüzdedekullanılmaktadır.Genellikle sabanakatır,öküz,çoğunlukladaatkoşulurdu.Zenginnehirvadisibölgelerindeki tarımdaverimliürünalmak içinçokçabayagerek olmazdı. Bazen yılda iki üç ürün alındığı için daha sert ve zayıf olaniklimlerinteknolojikicatlarıgerektirengüçlükleriolmazdı.

Bu ülkelerdeki iki karakteristik olgu, teknolojik gelişmelerin olmamasının

Page 143: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

başkabirnedeniydi.Manastırlardaürünyetiştirmeyekendileriniadayaneğitimlikişilerin, eğitimli çiftçilerin, üniversite eğitimi almış, çiftliğini idare ederkeneğitilen, karşılaştığı tarım sorunları için eğitiminden yararlanan İngiliz taşrabeyinin karşılığı bu toplumlarda bulunmuyordu. Ortadoğu’nun birkaç istisnadışındaki eğitimli beyleri çiftçilikle uğraşmaz, çiftçiler de'eğitimli olmazdı.Genel olarak, tarımdaki teknolojik gelişmeyi sağlayan entelektüel disiplin,teknikbecerivetarımlaiçiçeolmaeksikliğisözkonusuydu.

Klasik İslam dönemi, sulama dışında tarım teknolojisine pek katkısağlamamıştır ama Ortadoğu’daki tüccarlar ve çiftçiler özellikle gıda maddesiürünlerinin çeşitliliğinin artmasını sağlamışlardır. Doğu ve güneydoğu Asyaürünlerinin batıya gidişi İslamiyetten önce başlamıştır. Eski Irak'ta ve İran’daDoğuAsyakökenliürünleryetiştirilmiştir.Dahabatıdabuürünler,egzotik,lüksvepahalıürünlerolarakgörülmüştür.ÖrneğineskiRoma’daşeftali tanınanbirmeyveydivebugünküadıolan“peach”birRomaterimi“persicummalum’dan(İranelması)gelmektedir.İlkkezİslamifetihlerleBatı’daAvrupa’dan,Doğu’daÇin veHindistan’a dek tek bir ekonomik ve siyasi birimoluşturulmuştu.Yeniürünlerin keşfedilmesi ve yayılmasında, büyük olasılıkla Basra Körfezi’ndenHintOkyanusu’navedahailerileregidenMüslümandenizcilerin,OrtaAsya’dabulunanMüslümangezginlerinveaskerlerinönemlietkileriolmuştur.İslamiyetdöneminde İran’dan Mezopotamya’ya, Kuzey Afrika’ya ve Avrupa’ya doğrugerçekleşenhareket,pamuk,enginar,pirinç,karpuz,muz,patlıcan,narenciyeveşeker kamışı gibi çeşitli gıdamaddeleri, baharatlar, iplik yapımında kullanılanürünler, hayvan yemi, tıpta ve kozmetikte yararlanılan bitkileri de içeriyordu.OrtaçağMüslümangezginlerince,herbirininçeşitli alt türleribulunanoldukçagenişbirürünçeşitliliğianlatılmıştır.1400’deKuzeyAfrikakıyılarıylailgilibiryazıda,altmışbeşçeşitürün,otuzaltı çeşit armut,yirmi sekizçeşit incirveonaltıçeşitkayısıolduğuanlatılmıştır.

Ortadoğu’daenbüyükbeceri,büyüknehirlerinsularımkoruyarakdağıtmaküzere yapılan oldukça hassas kanal sisteminde, yani sulama alanındasergilenmiştir.Buyalnızcaçiftçilerleyapılmamış,bürokratlarınveteknokratlarındakatkılarıylagerçekleştirilmiştir.Kimitarihçileregöre,nehirvadisitoplumlarınmerkezi sulama işleri, modem bürokratik devletle güdümlü ekonomininçekirdeğiniörneklemektedir.

Tahıl kaybını önlemeküzere harman, çoğunlukla orak ile yapılırdı ve tahılyük hayvanları ya da köleler tarafından döndürülen değirmenlerde ya da elaletleriyle havanda öğütülürdü. Bugün de bölgede bazı yerlerde bu yöntemler

Page 144: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kullanılmaktadır.

Mısır’da toprak her yıl Nil’in taşıdığı alüvyonlar sayesinde yenidengübrelediğiiçingübreyegerekolmazdı.Genellikledeençokgerekolanyerlerdegübrenin bulunmaması, toprağın tükenmesine neden olurdu.Bu durum Irak’tanehirlerlegelen tuzlubirikintilerledahadaçoğalırdı.Düzeninvebarışınhakimolduğu zamanlarda buralar kurutulur ama karışık zamanlarda bu yerlerleilgilenilmezdi.Çiftçiler,nehirlerinyeterlisubıraktıklarınehirvadileridışındakitopraklanbiryılekerler,biryıldanadasabırakırlardı.

Antikçağlardadahierozyonsorunuyaşanmıştı.Ortaçağlardavegünümüzdede durum değişmemiştir. Göçebelerin her sivil düzen bozulmasında, çöldentarım topraklarına gitmesi, çölün ekilen topraklar aleyhine genişlemesiylesonuçlanmıştır.

Çölün ilerlemesinin birkaç nedeni vardı. Çölün genişlemesinin önlenmesiiçin savunma hatlarına ihtiyaç vardı. Sivil düzen kesintiye uğradığında çölgenişliyordu.Dahasomutbirnedendekeçiydi.Otukesipyiyenkoyununtersine,kopartıpyiyenkeçi,otlabirliktetoprağınüsttabakasınıdakaldırdığıiçintoprakzayıflayarakrüzgarlauçuyordu.Bununyanısıra,keçilerağaçlarınkabuklarınıdayediklerinden ağaçları öldürüyordu.Bu nedenle rüzgara açık hale gelen ovalaryine toprak kaybına uğruyordu. Bölgenin büyük bir bölümünde bu ve başkaetmenler-nedeniyletoprakkaybımeydanagelmiştir.Budurum,modernçağlarınekilitopraklan,eskiçağlarınarkeolojikbuluntularıylakarşılaştırıldığındaaradakiçarpıcıfarklaaçıkçagörülmektedir.XIV.yy’dayazanibnHaldun,“bina,heykel,şehirveköykalıntılarındangeçmiştebüyükbiruygarlığınvarolduğuanlaşılanKuzeyAfrika’dayıkımınhükümsürdüğünü”anlatır.5

Mali ve başka belgeler, tarım ürünlerinin ve onlardan sağlanan gelirlerinRoma’nın son çağlarından itibaren azaldığını göstermektedir. Bu durum Arapistilaları zamanındadahada artmış, kısa süreli bir düzelmenin ardından İslamiOrtaçağ’da da sürmüştür. Bu gerilemenin pek çok göstergesibulunmaktadır.Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki birçok bölgedeki terkedilmişköyler,çiftliklervekuyular,üretimindolayısıyladagelirinazalmasınınbelgeselkanıtlarıdır.Bununlabirlikte,genelliklevergiyükü,tefecilervebenzerisorunlarlaköydenşehregöçvenüfustaazalmaolduğudaanlaşılmaktadır.

Hükümetin, üst sınıfların ve bir ölçüde de dinin, toprağı işlemeyi veişleyenleri aşağı görmesi, tarımsal üretimdeki düşüşün önemli bir nedenidir.İslamiyet bir kervan şehrinde doğmuştu.Hz.Muhammed’in ailesi tüccardı ve

Page 145: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ölümünden sonra taraftarları fethettikleri büyük imparatorluğu tüm eyaletlerdebir garnizon şehirleri ağından yönettiler. Çok geçmeden bu garnizon şehirleri,İslamikültürveöğreniminmerkezleriolduamakırsalkesimdahauzunsürelerİslamiyetten önceki eski dinlere bağlı kaldı. Zaman içinde köylüler deİslâmlaştırıldı ama yine de eski izler silinmedi. Şehirli Müslümanların,Müslüman olmayan köylüleri yönetmesi örneği, Balkanlar’da ve Hindistan’dayeni Müslüman imparatorlukların kurulmasıyla yeniden yaşandı. Hz.Muhammed’inhadislerindesıkçaticaretiövdüğügörülürken,çokazındatarımasaygıgörülür.Benzerbiçimde,Şeriatdaşehirlilerinyaşamlarınavesorunlarınadaha fazla ilgi göstererek bunları en ince ayrıntılarıyla inceler ve düzenler.Köylülerin durumuyla, vergilerin ödenmesi dışında, fazla ilgilenmez. Devletinve tarım alanlarının, tarımdan anlamayan ve bölgelerinin uzun vadeli refahınıpek düşünmeyen askerlerin denetimine giren ekonomi yüzünden durum çokdahakötübirhâlaldı.

Bölgedeki toprakların büyük bölümü yan kuraktır.Tarıma ve büyükbaşhayvanların otlamalarına uygun olmayan bu topraklar, keçi ve koyunyetiştirilmesi için yeterliydi. Bu hayvanlardan et, yün ve postun yanı sıra,Ortadoğu’nunbaşlıcabesinkaynağıolansütveyoğurteldeediliyordu.Bölgeyebinyıldırhakimolangöçebehayvancılıkkültürüileilkilkeltarımınbirleşmesiuygarlığın başlamasını sağlamıştır. Tarih öncesine dek giden deve göçerliğibedevilerinekonomisininveyaşambiçimininmerkeziolmasınınyanında,barışzamanında da,savaş zamanında da önemli bir ulaşım aracı olmuştur.EskiArabistan’daçokatolmadığından,atlaradlarıvesoylarıylaanılırdı.

İslamiyet yayıldıktan sonra İran, Bizans, sonrasında da Berberi hayvanlarıkullananArap yetiştiricileri sürülerini olabildiğince genişlettiler ve bozkırlarınotlaklarındanfazlasıylayararlandılar.Avrasyabozkırlarınıngöçerleriarasındadaatınönemibüyüktü.Çalışmasıyadaetiiçinazsayıdaçiftlikhayvanıbeslenirdi.Ötekiuygarlıklariçinönemliolandomuz,İslamiyet’inMuseviliklepaylaştığıbirtabu nedeniyle yasaktı. Kimi tarihçilere göre, Müslüman fatihler İspanya’ya,Balkanlar’a ve Batı Çin’e ulaştıklarında domuz, fethin coğrafi sınırlarınıçizmiştir.Bu ülkelerde yüzyıllar boyuMüslüman egemenliğine sürdüğü halde,domuz yetiştiren ve yiyenler arasında İslamiyet kök salmamıştır. Kümeshayvanları et ve yumurtaları için beslenirdi.Mısır’da tavuk yetiştiriciliği,Batılılar’ın ilk gördüklerinde hayrete düştükleri bir teknikle yapılıyordu. 1655yılındaMısır’agidenFransızgezginiJeandeThevenotşöyleanlatır:-

“Kahire'de rastladığım ilginç şeylerden biri de tavuklar kuluçkaya

Page 146: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yatırılmadan yumurtalardan civciv çıkarılması,bu civcivlerin de kiloylasatılmasıydı. Burada yumurtalar ılık fırına konur ve fırının ısısı doğal ısıyaçok yakın olduğundan civcivler oluşarak yumurtadan çıkarlar... Fırınlarıağızlarınadeveyadaöküzdışkısıkoyarakısıtırlarvehergüneskisininyerineyenisıcakdışkıkoyarlar...Bazılarıbununiklimisıcakolduğu içinMısır'danbaşka bir yerde yapılamayacağı görüşündeler ama Floransa Büyük Dükübunu yapanlardan birini getirtip Floransa 'da da yaptırtmıştır.BununPolonya’dadayapıldığımduydum.”

Kuluçka makinesi adı verilen bu yöntem, Thevenot’nun da belirttiği gibidaha sonra Avrupa’ya da gitmiş ve çok yaygın biçimde uygulanmıştır. BatıAvrupa’dahayvancılıkiletarımyakınbirilişkiiçindeydivegeneldeaynıellerdebulunuyordu. Ortadoğu’da göçebeler ile köylüler arasında daha eskiçağlardan gelen bir çatışma ve ayrılık söz konusuydu. Hayvancılık ile tarımbirbirinden ayrıydı, çoğunlukla dakarşıttı.Bir köylügündelik işler için birkaçhayvana sahip olabilirdi ama taşıma için de, eti için de hayvan yetiştirmekgöçebenin işiydi. Bu çatışma eldeki en eski Ortadoğu öykülerinden biri olanHabil ile Kabil öyküsünün başında da geçmektedir. “Bu kardeşlerden birihayvancılık yapıyordu ve kurban olarak bir hayvan getirmişti. Öteki kardeştarımla uğraşıyordu ve doğanın ürünlerini getirmişti.Allah göçebeleri seçerekhayvankurbanı kabul etti ve doğanınürünlerini reddetti.BununüzerineköylüKabil, göçebe Habil’i öldürdü.” Ortadoğu’nun tarihinde genellikle bunun tamtersi gerçekleşmiş, yani göçebeler köylülere saldırmışlardır. Ortadoğu’da ekilitopraklarıntamamıgöçebelerinyaşadıklarıçöllerinçokyakınındadır.Göçebelerde sivil otoritenin savunmasının her zayıflayışında bu durumdanyararlanmayahazır olmuşlardır. Uygar toprakların güney ve kuzey sınırlarında, Arabistançöllerinde ve Avrasya bozkırlarında imparatorluk olmayı bekleyen göçebekrallıklarıvebeylikleribulunuyordu.

Sanayi içinözellikledeortaçağlarınenönemlisanayiiolankumaşçılık içinhemhayvancılıkhemdetarımhammaddesağlıyordu.Avrupa’yayapılankumaşihracatının önemini Ortadoğu kökenli kumaş adlan da göstermektedir:Musul’danMuslin,Şam’dan“damask”(damascus)yadateknikterimlerolarak“taffeta” (Farsça taftah) ve “mohair” (mukhayyer) gibi. Minderler, duvarkaplamalarıvediğerdöşemeeşyasıdaüretilenveihraçedilenkumaşlaradahildi.Deri ve yünü göçebeler, pamuk ve keteni köylüler sağlardı. Önemli hammaddelerdenkereste,çokazbulunduğuvepahalıolduğuiçinithaledilirdi.

Minerallerdeçokönemtaşıyordu.Metallermadenlerdençıkarılır,kilvetaş

Page 147: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

gibileri de toplanırdı. Tarih öncesi çağlardan beri Ortadoğu’da bakır, altın vegümüş madenleri işletiliyordu.Bronz, milattan önce üç bin yıl önce DoğuMezopotamya’da,ikibinyılönceMısır’dayapılıyordu.Kalay,uzaklardaki“kalayadaları’ndan yani ComwaU’dan, demir de kafkasya, Ermenistan ve bugünküDoğu Türkiye’den getiriliyordu. Ortadoğu madenlerinin çoğu antik çağlardatükendiğiiçinbirçokİslamdevletiningüvencesiuzaklardakiülkelerdenveuzakeyaletlerindenyaptıklarıithalattı.

İran’da, Ermenistan’daki uzak bölgelerde, yukarı Mısır’da ve Sudan’damaden kalmıştı ama Ortadoğu’da, yani Mısır ve Mezopotamya’da neredeysetümüyle tükenmişti. Gümüş ile altın başka yerlerden getirtiliyordu. Olaylarınakışnı bumadenlerin aranması ve getirtildiği yollar önemli ölçüde etkilemişti.Afrika;madenleri ve özellikle Sudan ile Mısır arasında kalan sınır bölgesindeAssuan'ıngüneyindeAllaki, İslamdünyası için enzenginaltınkaynaklarındanbiriydi.Altınveköleler,Müslümanlar'ınSahra’nıngüneyineinmenedenlerindenbiriydi.Gümüş,özellikle eski Sasani topraklarında olmak üzere birçok yerdebulunuyordu.

Sanayi teknikleri ilkel haliyle kalmıştı. Bazı istisnalar dışında, insan vehayvan gücü tek enerji kaynağıydı. İcat edilen ve kullanılan birkaç küçükotomatik makine daha çok oyuncak gibiydi.Mancınıktı ve değirmen, bunlardışındaki tekmakineydi.Bugündekullanılan,hemsuhemde rüzgarlaçalışandeğirmenler çok eski çağlardan kalmadır. Ancak değirmenlerin sayısı Ortaçağbaşlarının Batısı ile karşılaştırıldığında bile çok azdı ve sınai amaçlı değil,yalnızca tahıl öğütme ve sulama amaçlı kullanılıyorlardı. Diğer makine de,savaşlarda tutuşturucu sıvılarla dolu kovalan düşman gemi ve şehirlerinefırlatmakiçinkullanılanmancınıklardı.Avrupa’dantopvetopçununOrtaçağ’ınsonlarınadoğru ithaledilmesinekadar,mancınıklar,bükmeyle,gerilimleveençokgeliştirildiklerindedebirdizikarşılıklı ağırlığınhareketleriylekullanılırdı.Bu yöntemle, daha büyük gülleler, daha büyük bir kuvvetle, daha uzaklarafırlatılıyordu. Kalkan, kılıç, zırh ve hançer gibi öteki savaş araçları, sanayiüretimindeveuluslararasıticarettemalolarakönemlibiryeresahipti.

Uygun hammaddeler olmadığından enerji üretiminde ilerlenemiyordu.BatıAvrupa’dakiodunvekömürdenyadapekçokırmakveçağlayandansağlanansuenerjisiilekarşılaştırılabilecekhiçbirşeyyoktu.Petrolvardıamaçıkartılmasıvekullanılması daha çok uzun çağlar sonra mümkün olacaktı. Petrol, eski veortaçağlardaancakkendiliğindenyüzeyeçıktığındakullanılırdı.Petrol,Zerdüştİranı’nda tapınaklardaki kutsal alevi yanık tutardı. İslam ve Bizans

Page 148: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

imparatorluklarında ise petrol, savaş silahlan için patlayıcı karışım yapımındakullanılırdı.

Giyinmektensonragelenen temelgereksinimbarınmaktı.Özelvekamuyaaitbinalarıninşaatı,döşemevesüslemesiiçingerekenmalzemelerinüretimiiçinpek çok sanayi gelişmişti.Şehirlilerin gereksinimleri arasındakapkacak, başkaeşyalar,kokular, sabunlar, yazı için mürekkep, parşömen, papirüs ve dahasonralarıdakağıtyeralıyordu.

Ötekiuygarlıklardasanayiüretimiiçinönemlibiriticigüçolanulaşım,İslamtopraklarındaokadarönemlideğildi.Büyükbirolasılıklaodununvemadeninazolması nedeniyle tekerlekli araçlar çok az kullanılırdı ve onlar için çok az yolyapılmıştı.Kimizaman tekerlekli arabalarınvarlığından sözedilir, hattabazenanlatılır ve resimleri çizilir ama bunlar olağanüstü şeyler olarak görülmüştür.Fas'ınyerlisiolanibnBatuta,XIV.yy’daFas’tanOrtadoğuyoluylaOrtaAsya’yaseyahatinde, bozkırın Türk halkları arasında gördüğü tekerlekli arabalarıanlatacak denli önemli bulmuştur. XVIII.yy'da Fransız gezgini Volney şunlarısöylemiştir:7

“Suriye’nin hiçbir yerinde tek bir araba olmadığım belirtmemgerekir.Herhalde bu, hükümetin onlara el koyacağı için bir anda büyük birkaybauğranılacağındankorkulmasıyüzündendir."

Genellikle ulaşım ırmak ve denizlerden ya da yük hayvanları ilesağlanıyordu. İlk olarakM.Ö ikinci bin yılda evcilleştirilmiş olan develer 600kilo taşıyor, günde üç yüz kilometre yürüyor ve su içmeden 17 güngidebiliyorlardı.Nevarki,develerinkullanımıheryereuygundeğildi.Osmanlımalzemelerini taşımak için Suriye ve Anadolu’dan getirtilen çok sayıda deveBalkanlarınrutubetliiklimindehastalanaraköldüğüiçinOsmanlılar’ınilerlemesiaksamıştı.Öteyandan,kuruOrtadoğuikliminde,develergerçektenherhangibirarabaveyolsistemindençokdallaazmasraflıydı.Kısamesafelerdeeşekyadakatırbileinsanvemaltaşınmasıiçinyeterlioluyordu.Dahafarklıbirkonuolansuulaşımı,çokeskiçağlardanitibarenhemAkdenizvedoğudenizlerinde,hemde iç sularda gerçekleştirilmişti.Roma tarihçilerince yapılan hesaba göre,buğdayı Roma İmparatorluğu’nda karayolundan 120 kilometre taşımak,Akdeniz’in bir ucundan diğerine denizden taşımaktan daha pahalıydı. İslamçağlarındadabenzerdurumsözkonusuolmalı.

Tekstil üretimi aile içinde yapılır, zanaatkarlar evlerinde aileleriyle ya daküçük atölyelerde çalışırlardı. Üretim öncelikle topluluk, aile ve yerel

Page 149: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

gereksinimlerikarşılamakiçinyapılırdı.Enbaştahalıolmaküzere,birkaçürününuluslararası ticareti yapılırdı. Sanayi kuruluşları bazen daha büyük ölçekliolurdu.Örneğin, Ortaçağ Mısırı’na ait belgelerden bir girişimci tarafındangündelik ücretle keten işçilerinin tutuldukları anlaşılmaktadır.Mısır sanayindeönemli bir yeri olan şekerin rafine edilmesinde de benzer uygulamalar vardı.Devlet, bazen teşvik sağlama, bazen hükümdarların para yatırımları, bazen detekelleroluşturmagibiyollarlasanayiyemüdahaleederdi.

“Tiraz” büyük bir öneme sahipti.Klasik Arapça’da tiraz, kral tarafındangiyilenyadagiyilmesine izinverilenbirçeşit işlemelibrokarkumaşanlamınagelmektedir. Onu yalnızca hükümdarlar ve hükümdarın özel olarakonurlandırmakistediğikişilergiyebilirdi.Tirazınbirtürşerefvemadalyasistemiözelliği taşıması nedeniyle üretimi ilk yüzyıllarda kıskançlıkla korunan birdevlettekeliydi.Tirazatölyeleridevleteaitti,yöneticileridedevletmemurlarıydı.Zamanlabusanayideyaygınlaştı.Kimizamandevlet,savaşgemisivebazısilahtürlerininyapımıgibisavaşüretimlerinidedenetimaltınaalırdı.

Devlet fiyatları belirlemek için ekonomik yaşama müdahale ederdi. Bumüdahale antik çağlara, özellikle de büyük çaplı olarak bunu ilk kez yapanRoma imparatoru Diocletian'a dek uzanır.Hz. Muhammed’in bir hadisinde“Fiyatları yalnızca Allah belirler.” (Bu da laissez-faire ekonomisinin açık birifadesidir) denilmesine karşın Müslüman yetkililer, çoğunlukla Ortaçağekonomistlerince “adil bir fiyat” olarak adlandırılan fiyat belirlemesi yapmayaçalışmışlardır.Ancakbupolitikalarınneredeysetamamıbaşarıyaulaşamamıştır.Bazı hükümdarların fiyat belirlemesinden de öte, tekelleşme girişimleriolmuştur.Mısır’daMemlukler’insondöneminde,biberticaretindenvergialarakkazandığıparalarıgörenhükümetler,bukadarıyerine tümkârıeldeetmekiçinbiberticaretinitüccarlardanalmışlardır.MısırMemlukSultanıBaybars'ın(1422-38) devlet tekellerinde aşırılığa gitmesi, transit ticaretinin bozulmasına nedenolmuşvePortekizliler,Afrika'nınçevresindendolaşmakzorundakalmışlardır.

İslami dönemin diğer alanlardakine benzer biçimde, sanayide degerçekleştirdiğiönemlibirgelişmesi,çeşitlibölgelerin,birtaraftaDoğuAkdenizdünyasının eski uygarlıkları ile öteki tarafta İslam çömlekçiliğinde yeni birgüzelliğikeşfedenİrandünyasınıngelenekvetekniklerinibüyükbiruyumlabiraraya getirmesidir.Doğu veBatıAsya,XIII.yy’daki büyükMoğol istilalarıylailk kez tek bir hükümdarın yönetimine girmiş ve Ortadoğu, özellikle de İran,Uzakdoğu’nunstilvezevklerineaçıkdurumagelmiştir.

Page 150: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Değerli madenleri arama ve çıkarma çalışmalarıyla yaygın bir dağıtım vedeğiştokuşsisteminingelişmesiteşvikedilmiş,aynızamandadakolaylaşmıştır.EskiBizanstopraklarındaaltın,eskiSasanitopraklarındadagümüşolmaküzereaynıanda ikiayrıparanınkullanılması, ikimadenlibirekonomininvebirparadeğişim sisteminin gelişmesini sağlamıştır.Büyük yerlerdeki büyük ölçekliticaretgereksinimiylesarrafsınıfıoluşmuştur.Giderekherticarimerkezdegörevalansarraflar,dahasonralarıgelişmişbirbankacılıksistemikurmuşlardır.

Kuran'da “Allah almaya ve satmaya izin vermiş, ancak faizi yasaklamıştır.Faize başvuranlar cehennem ateşinde yanacaklardır...”' denilmektedir (2:275).Faizyasağı,Kuran'daaçıkbirşekildedilegetirildiğigibihadislerdevefıkıhtadavurgulanmıştır ve bir yerde bir tek faiz işleminin otuz üç zina suçundan dahakötü olduğu yazılmıştır. Faiz yasağı Müslümanlar tarafından daima ciddiyealınmıştır. Günümüzde de hâla bankacılık ve yatırım konusunda gerçekmüminlersıkıntıçekmektedirler.Pekçokhukukçuveilahiyatçıyagörebuyasak,, yalnızca aşırı faiz değil, her türlü faiz için geçerlidir. Kuralın böyle katı birbiçimde uygulanması kredinin, böylece de büyük ölçekli ticaretin gelişiminiönleyecekti.Ancakhukukçularvetüccarlarbaşkakonulardakigibibukonudadabiryolbuldular.Buyolile,teknikadıyla“hile-işeriye”ileyasalarıçiğnemedenkredi,ortaklık,yatırım,hattabankacılıkişlemlerinidüzenlediler.

İslamiyetinbaşlıcayükümlülüklerindenbiriMekke’yehaccagitmektirveherMüslüman’ın en az bir kez gitmesi gereklidir. Bu yolla uzun mesafeli ticaretgelişmiştir. Her yıl gerçekleşen hac ile İslam dünyasının her bölgesinden çoksayıdaMüslüman’ın bir araya gelerek aynı kutsal yerlerde aynı töreleri yerinegetirmeleri, ortak bir kimliğin yerleşmesi ve sürdürülmesi açısından oldukçaönemlidir.

İslamdünyasındaçoğunluklaçokgüçlüolanyerelgeleneklerolduğuhalde,hemen hemen başlangıçtan itibaren şehirlerin uygarlıklarında, standartlar,toplumsal adetler ve değerler açısındanOrtaçağHıristiyan dünyasında benzeriolmayanbirbirlikderecesivardır.Raşidel-Din,“Frenkleryirmibeşdilkonuşurve hiçbiri diğerinin dediğini anlamaz.” demektedir.Müslümandünyasındaki dilbirliğine, yani iki üç dilin, Batı Avrupa’daki Latince gibi yalnızca küçük birruhban sınıfının dili olarak kalmasına değil, pek çok düzeyde yerel dil velehçelerin yerini almasına alışmış olan birMüslüman açısından bu olağan biryorumdur. İslam dünyası, fiziki olduğu kadar eski ve orta çağlarda eşigörülmeyenkültürelvetoplumsalbirhareketliliğesahipolmuşvehemdenizdehemdekaradauzunmesafelerekadargidenbirhaberleşmeağıoluşturmuştur.

Page 151: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Ancak bu yolların biri korsan, diğeri eşkiya tehdidi ile tehlikeliydi ve herikisideçokağırvezahmetliydi.Denizyolu,karayolundanbirazdahaucuzduama yine de ikisi de pahalıydı.Tüm bu nedenlerden dolayı, uzaklara yapılanticaret, bu bir girişimin tehlikelerini haklı kılacak derecede pahalı ürünlerlesınırlıydı.

Bu açıdan, modern ticaretin önemli ürünlerinden besin maddeleri, eskizamanlardakısıdıbirönemesahipti.Besinmaddeleriçokyerkapladığıveucuzolduğundan, ticareti zahmetine değmezdi. Çok masraflı, az kârlı ve fazlariskliydi. Tüketim için besin maddesi üretimi neredeyse tamamen yereldi.Azbulunduklarıvepahalıolduklarıiçinkaravedenizyoluilenakliyeninrisklerinedeğen ve uzun mesafeli ticareti yapılan üç mal, köleler, lüks eşya ve önemlimadenlerdi.İthalata dayanmadan yerel olarak besin maddesi üretilebiliyordu.Ancak demir, altın ve gümüşün ne pahasına olursa olsun ithal edilmelerizorunluydu.

Uzunmesafelivegenişboyuttakiinsanticaretitemeldeİslamidönemdekibirgelişmeydi ve tarihin acı bir cilvesiyle kaynağı İslami hukukun insancıletkisiydi.Kölenüfus,eskiimparatorluklarda,hattaHıristiyanlığınilkçağlarındagenellikle yerel kaynaklardan sağlanırdı. Borçlu ya da suçlu olanların köleolması,aileleritarafındanterkedilençocukların“köleolarak”evlatedinilmelerive kendilerini ya da çocuklarını köle olarak satanlar köle kaynaklarınınsürekliliğini sağlardı. İslami fetihlerle ve İslam yasalarının uygulanmayabaşlamasıylatümbunlarsonbuldu.

İslamhukukçularınınbiçimlendirdiğiveMüslümanhükümdarların'çoğununkabulettiğiilkeyegöreherinsanözgürdü.

Müslüman devletin özgür doğan vatandaşları,Müslüman olsalar da, kabuledilen diğer iki dinden birine inanıyor olsalar da, silahlı isyan dışındaki birsuçlanyadaborçlanolduğu içinköleolamazlardı.Terkedilmişolançocuklar,köle oldukları ispat edilene dek özgür olurlardı. Anne ve babaları köle olançocuklar da köle doğmuş olurlardı ve özgürlükleri verilinceye dek kölekalırlardı.Özgür insanlar, yalnızca bir cihadda yakalanan kafirler olduklarındaköle yapılabilirlerdi. Bu koşulda kendileri de aileleri de yasal ganimet kabuledilerek onları ele geçirenlerinmalı olurlardı. Köle ailelerden doğan kölelerinsayısıOrtadoğu'nungiderilemeyengereksinimlerinikarşılamadayetersizolduğuiçin imparatorluk sınırlarına çok uzaklardan getirtilen dinsiz yeni köleler, çokönemli bir ticaret konusuydu. Bu köleler, özellikle de genç kadın köleler çok

Page 152: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

pahalıydı ama ticaret zahmetine değiyorlardı. Saraylarda, zengin evlerinde vebazıdinikurumlardaçalışacakhadımlaraçokrağbetgösterildiğiiçingençerkekkölelerhadımedilerekfiyatlarıartırılıyordu.İslamihukukagörebedenselzararvermek yasak olduğu için bu köleler İslam topraklarına girmeden sınırlardahadımediliyordu.

Köleler çoğunlukla Avrupa, Avrasya bozkırları ve Afrika olmak üzere üçbölgedengetiriliyordu.Çin,Hindistanvediğeryerlerdengetirilmişkölekayıtlarıolsa da sayılan oldukça azdı.KölelerOrtaçağ’danmodemçağlara dek düzenlibirbiçimdebuüçkaynaktangeliyordu.KuzeyAfrikaveMüslümanİspanya’nınönemlikölenüfusu,köleninİngilizcekarşılığıolan“slave”sözcüğününtürediğiDoğu ve Orta Avrupa’daki Slavlar’dan oluşuyordu. Ortaçağ’da bunlarıgenellikle Batı Avrupalı köle tüccarları ve aracıları sağlıyordu. OsmanlılarBalkanlar’a girdikten sonra, Doğu Avrupa’daki aracıları devreden çıkararakkölelerikaynağındansağlamayabaşladılar.BatıAvrupalıkölelerindahaazamaönemli bir bölümü de Berberi korsanlar tarafından sağlanıyordu. Berberikorsanlar 1627yılında İzlanda’yı basarakCezayir’deki kölepazarına242kölegetirmişlerdi.Bukorsanlar,20Haziranl631’deİrlanda’dakiBaltimore„balıkçıköyüne de baskın yaptılar. Döneme ait Londra’ya gönderilen bir rapordakorsanların eşleri, çocukları ve kadın hizmetçileri ile beraber toplam 107Baltimore’luyu kaçırdığı belirtilmiştir. Olaya şahit olan Peder Dan adlı birFransızpapazkölelerinlimanagötürülüşünüşöyleanlatmaktadır-.9

“Onların Cezayir’de satıldığını görmek çok acıklıydı. Baba çocuğundan,kadınkocasındanayrılıyordu.Bababirtaraftasatılıyor,kadındandabirdahahiçgöremeyeceğiçocuğuçekipalmıyordu.“

Aynı dönemde Doğu Avrupa'daki Tatar hükümdarlar da her yıl Polonya,Ukrayna ve Rusya köylerine baskın yaparak binlerce genç köleyi İstanbul’agötürüyor ve Osmanlı İmparatorluğu’nun şehirlerinde satıyorlardı.Bu ticaretXVIII.yysonunadeksürmüşve1783yılındaRuslar’ınKırım’ıilhaketmeleriylesonaermiştir.

Avrasya bozkırlarındaki Türkler, ikinci büyük köle grubuydu. Bu köleler,İslamiyet’in ilk çağlarından itibaren Karadeniz’in kuzeyinden Çin veMoğolistan'a dek uzanan topraklardan yakalanmaya ya da satın alınmayabaşlanmıştı.Ortaçağ’daDoğuİslamdünyasındakibeyazkölelerinbüyükbölümübunlardanoluşurveözellikleaskerihizmetlerdekullanılırlardı.TürkbozkırınınMüslüman olmasının ardından bu kaynak kuruyunca, Kafkasya’da yeni bir

Page 153: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kaynakbulundu.OsmanlıvePers topraklarınaburadanerkekvekadın,ÇerkezveGürcü köleler getirildi.XIX.yy’ın ilk çeyreğindeRuslar’ınKafkasya’yı elegeçirmesiylebirliktebukaynakdakurudu.

Üçüncü ve en uzun süreli köle ticareti Sahra’nın güneyindeki Afrika’dangetirilenzencikölelerleyapılmıştır.Romaçağındadazencikölelererastlanmıştırve Mısır’da antik çağlardan itibaren bulunmuşlardır. Ancak bunlar genellikleistisna olmuşlardır. Müslüman ordularının Afrika kıtasına girmeleriyle çoksayıda zenci köle ithali başlamıştır. Köleler üç önemli yoldan gelmekteydi:Deniz yoluyla Doğu Afrika’dan, Kızıldeniz veya Basra Körfezi’ndenArabistan’a, İran’a ve daha içerilere; kara yoluyla Sudan’dan Nil Vadisi’ndenMısır’a;BatıAfrika'dankuzeyedoğruSahra’dangeçerekFas’tanMısır’adek’Akdenizkıyısınıntamamına.BirsürebuikmalyoludatropikAfrika’dakurulanAvrupa sömürge yönetimiyle önlenmiştir. Zenci köleler, sanayide, ticarette,tarımda ve çoğunlukla da ev işlerinde kullanılıyordu. Zenci köleler,Irak’takibataklıkkurutmaçalışmalarında,madenlerdeveözellikleNubiaveSahra’nıntuzve altın madenlerinde ve bazı üretim alanlarında kullanılmışsa da, Ortaçağ’ınİslamekonomisi,eskidünyadakigibitemelolarakköleemeğinedayalıdeğildi.

Çok değerli ve pahalı olan ve az yer tutan lüks malların ticareti deyapılıyordu. Tekstil, özellikle de ipekli ve brokar en önemli mallardı. İpekli,Roma’nın son döneminde ve Bizans,Pers ve İslamiyet’in ilk çağlarında, ticarideğeri kadar siyasi önemi de sahipti. İpeklinin ithalatı, sonraları da üretimigenelliklekrallığıntekelindeydi.ZamanzamanBarbarprenslereipeklikaftanlarhediye verildiği için ipekli ticareti diplomatik bir önem taşıyordu. Bir süre,ipeğin doğudan ithal edilmesi, geçtiği yerlerin askeri ve siyasi tarihlerindeönemlibiryeresahipolmuştur.

Güney Arabistan’dan ve daha doğudan gelen günlük ve başka kokulumaddeler diğer ticari ürünlerdir.Günlük,Helen-Roma tapınaklarında, sonralandaHıristiyankiliselerindekullanıldığındançokönemibirüründü.Bazımodemtarihçileregöregünlük,birbakımaeskidünyanınpetrolticaretidir.

İslamiyet’te tapınma ve dua için günlük gerekli olmadığından, bu dininyayılmasıyla birlikte günlük, îslami dünyada değerini kaybetti. Günlükticaretinin azalmasının ardından, baharat ve özellikle Malabar kıyılarındangetirilenbiberenönemliticaretürünüoldu.Müslümantopraklarındaveötesindebaharat ile biber için önemli bir pazar vardı. Bu ürünlerin ticareti ile uğraşantüccarlarçokzenginvesaygınbirtoplulukolmuşlardı.

Page 154: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Hafifliklerine karşılık pahalı olan değerli taşlar da avantajlıydı.Benzerdurum, fildişi, değerli ağaçların kerestesi ve Romalılar döneminde sirkler içinçoksayıdaithaledilenhayvanlariçindesözkonusuydu.

Ortaçağ’ındoruknoktasında,İslamiOrtadoğu’dakiticaret,Avrupa’dakindendaha zengin, daha ileri, daha düzenli ve daha kapsamlı durumdaydı. Satacakdahaçokürünleri, satın alacakdahaçokparalanveoldukçagelişmişbir ticariilişki ağlan bulunuyordu. Ancak Ortaçağ’ın sonuna gelinirken rollerdeğişti.Eskiden sanılanın aksine, Ortadoğu ticareti keşif seyahatleri vePortekizliler’in Asya’ya gelmeleriyle sona ermemiştir. Bu ticaretin Vasco deGama’nınHindistan'agitmesindenyüzyılsonrabilesürdüğüartıkbilinmektedir.Okyanusötesikeşiflerde,Ortadoğuticaretininazalmanedenideğildir.Keşiflerinekonomik sonuçlan, Ortadoğu’daki değişikliklerin nedeni değil sonucudur.Portekiz’inBatıAvrupa’daküçükbirülkeyken,Doğu'dadenizcibirülkeolarakticarivarlıkgösterebilmesivebirsüreegemenlikkurmasıilginçtir.Öteyandan,Osmanlı Türkiye'si, Memluk Mısın ve Safevi İranı gibi büyük Ortadoğudevletlerinin Portekiz ile rekabet edecek ekonomik gücü ya da onu alt edecekdeniz gücünü bulamamış olmaları çok daha ilginçtir. Ortadoğu ticaretiningerilemesini keşifler hızlandırmış olmalıdır, ama ona neden olmamıştır.Tarihçilernedenleribaşkayerlerde’aramalıdır.

Gerilemeyalnızcaİslamitopraklarlasınırlıolmamıştır.Benzerdurum,BizanstopraklarındavedahaazorandaolmaklaüzereAkdenizAvrupası’nda,özelliklede büyük ticari devletlerin kuzeybatı Avrupa’nın kalkman ekonomileriningölgesinde kaldığı İtalya da da gözlenebilir. Gerileme yalnızca İslam dininindavranışlarınayadaŞeriat’adabağlanamazçünküvarlıklarıdahaönceticaretingelişimineengelolmamış,yokluklarıdaİtalyaveBizans’ıkurtarmamıştır.

Birtakım maddi nedenler açıkça görülebilir. Avrupadaki rakiplerininAmerika’da yeni altın ve gümüş kaynaklan buldukları bir sırada, değerlimetallerin ve madenlerin bitmesi ya da istilacılara kaptırılmasıyla İslamdevletleri maddi sıkıntıya düşmüştür. Doğal felaketler ve veba, İslamtopraklarını olduğu kadarHıristiyan topraklarını da etkilemesine karşın, İslamtoprakları özellikle Doğu’da Moğolların ve Batı’da Kuzey Afrikayı yerle biredenHilaliBedevilerininistilalarıyüzündenfazlasıylaharapolmuştu.

Uzun vadede, dış etkilerden daha yıkıcı olan şey belki de, ülkedeki siyasideğişikliklerveticaretleveüretimleilgisiolmayanaskeriaristokrasilerindevleteegemenolmasıdır.İtalyaherhangibirfetihyadabaskıolmaksızınyalnızcadaha

Page 155: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

etkiliveaktifticariyöntemlerleAkdenizdenizticaretinielegeçirmişti.Ortadoğutarımvesanayisişekervekahvegibibirkaçürünhariç,artıkihraçedilebilirbirürün fazlalığına sahip değildi. Artık Ortadoğu tüccarları, Avrupa ile Doğuarasındaki transit ticaretebağlanıyorlardı.Buyüzdenbu ticaretinbaşkayollarakaydırılması çok öneli bir darbedir. Öte yandan, Batılı tüccarlar,BatıAvrupa’daki, mali, ticari ve teknolojik ilerlemeler sayesinde,Ortadoğupazarlarında egemen olacakları kaynak ve beceriye sahip oluyorlardı.Osmanlıİmparatorluğu’nunsağladığıbirlikveistikrarsayesindedebupazarlarakolaycaulaşabiliyorlardı. Karaya Osmanlı orduları, denizlere de Osmanlı donanmasıhükmederkenpazarlarıdasessizvesakinceAvrupalıtüccarlarelegeçiriyorlardı.

Page 156: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

10.BÖLÜM

SEÇKİNLER

İslâmî uygarlıkta da tarihte bilinen tüm uygarlıklardaki gibi az ya da çokayrıcalıklı bazı sınırlı gruplarla halkın geri kalanı arasında farklar olurdu. BudurumaKlasikArapça’daözelvegenelanlamında“hassaveamma”adıverilir.İslamiyetteeşitlikilkesivardır.Birmümininbaşkabirmüminedoğum,soy,ırk,milliyetvetoplumsaldurumagöreherhangibirüstünlüğüolamaz.Diğerkardeşdinlerigibiklasikİslamiyettedekadınileerkek,köleileözgür,kafirilemüminarasındatemelbireşitsizlikkabuledilerekdahaaşağıolanlarınstatüleriŞeriat’labelirtilmiştir. İslami hukuk ve doktrin, müminler arasında, kabul edilen buyerleşik eşitsizliklerden başka hiçbir ayrımı kabul etmez. Dindarlık ve hayırişleri,güç,servetvesoyluluktandahaüstündürveinsanaonurduyurur.

Öte yandan, uygulamada burada da tüm toplumlarda kaçınılmaz olan,varlıklarınıçocuklarınabırakmakisteyen,güceveservetehattaöğrenimesahipşanslı soydan gelen ayrıcalıklı gruplar oluşmuştur. Osmanlılar’a dek biraristokrasininkurulupyerleşebilmesineyetecekkadaruzunsürençokazsayıdasiyasi rejimolmuştur.Ortaçağ’ın İslami rejimlerininçoğunluğu içkarışıklıklar,dahaçokdadıştangelenfetihlerlesonaermiştir.Yenihükümdarlar,destekçileri,akrabaları ve adamları ile yeni bir güç ve servet aristokrasisi kurmuştur. Herfetih, fatihleri ile aynı etnik kökenden gelenlere belli bir ayrıcalık sağlamıştırama bu ayrıcalık, iki istisna dışında, kısa süreli olmuştur. İstisnalardan biri,İslamidevletioluşturupbirsüreyönetmişAraplar,diğerideOrtaçağsonlarındanmodern çağlara dek neredeyse tamamen bir siyasi egemenlik ve askerikomutanlık tekeli oluşturmuş Türkler’dir. Araplar yerli halkın Araplaşmışnüfusu ile,Türkler deOsmanlı İmparatorluğu’nu yöneten çok uluslu seçkinlerile olmak üzere, ikisi de zaman içinde çeşitli yollarla özgün etnik kimliklerinibirleştirmişlerdir.

Page 157: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Doğumdaeşitlikveevlilikte toplumsal statüanlamınagelen“kafaa” ilkesi,toplumsalsınıflanmadaşeriatbilimcilertarafındantartışılantekkonudur.Ancakbu ilke aristokratik bir ayrıcalığın tanınması değildir. Eşit olmayan evlilikleryasaklanmazvefıkıhuzmanlarıarasındaeşitsizliğinneolduğuylailgilibirortakbirgörüşyoktur.Builkeilesaygınailelerin,isterlerseuygunolmayanevlilikleriönleyerek onurlarını korumaları amaçlanmaktadır.Kafaa ilkesi, bir kadınınizinsiz evlenmesini önlemek için babası ya da yasal hamisi tarafından veyaçocuk ya da hamilelik yoksa izinsiz bir evliliği iptal etmek için kullanılır. Birkadının toplumsal statüsünden düşük bir evlilik yaparak ailesinin onurunukırmasınıönlemekiçinbaşvurulur.Fıkıhçılargörekadınzatenaltstatüdeolduğuiçin bir erkek bu tür bir evlilikten toplumsal bir zarar görmeyeceğinden,kendindenaşağısınıftakibirkadınlaevlenmesineitirazedilmezdi.

Fıkıhçılar eşit statünün belirlenmesi ilgili çok farklı görüşler savunurlar-Kimilerine göre bu kural yalnızca dinle ilgilidir ve dindar bir kadını kendiisteğinekarşındindarolmayanbirerkekleevlendirilmesindenkorumak içindir.Büyük fakıh Malik ibn Anas, tüm başka açılardan “Müslümanların Allah’ınvahiylerine göre birbirlerine eşit olduklarını” belirtmiştir.Öte yandanİslamiyet’ten önceki İran’ın hiyerarşik fikir ve uygulamalarından etkilenmişolabilecek diğer bir fakıh ekolüne göre kafaa,karakter ve dindarlık dışındakikonulara ilişkindir.Soy,meslek,mali statü ve ihtida etmişler ya da azat edilmişkölelerinçocuklarıvetorunlarıiçinailelerininMüslümanyadaözgürolduklarıtarihbukonulardanbazılarıdır.

Hassa ile amme arasında yalnızca ekonomik bir farklılık yoktu, başka birdeyişle farklılık sahip olanlarla olmayanların arasındaki fark değildi. Ötekiedebiyatlarda olduğu gibi İslami edebiyatta da yoksul bey ile sonradan görmezengin kavramı bulunuyordu. Ancak aynı derecede kesin olan, nesiller boyusüren yoksulluğun hassa üyeliği ile uyumlu olmamasıdır. Aynı şey doğumda,kökendevestatüdekifarklılıkiçindegeçerlidir.Hassabirbabanınçocuğuolmak,hassa bir evde büyümüş olmak en azından bir hassa statüsünün varlığınıgetiriyordu. Başka yerlerde ve zamanlarda da olduğu üzere toplumsalfarklılıklar,onlarıoluşturansiyasiveekonomikgerçeklerdendahauzunömürlüolabilirdi. Asıl güç ve servet yok olduğunda bile, ardında toplumsal üstünlükduygusu bırakır. Meslek de önem taşıyordu ve Ortaçağ Müslüman yazarlarıçeşitli meslekleri ve zanaatları dikkatle sınıflandırarak toplumsal düzendekiyerlerinibelirlerlerdi.

Belirleyicibiröğe sayılabilecekeğitim,Kuran’a ilahibir statüveren,onun

Page 158: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yazılı olduğu dile ve o dili zarafetle kullananlara saygı gösteren bir toplumdaönem taşıyordu. Önce bir, sonra iki ve sonra da üç dil (Arapça, Farsça veTürkçe) Ortadoğu İslamiyeti’nin önemli' bölgelerinin kültürel kimliğinitanımlıyor ve eğitilmiş sınıflara büyük ölçüde kültürel ve moral birliksağlıyordu. “Genel” nüfus pek çok farklı yerel dil ve lehçe ile konuşuyordu.“Hassa”iseortakbiredebidil,birklasikgelenekvebunlararacılığıyladaortakadetlere,davranışve saygıkurallarına sahipti.Dahaeskidönemlerde,özellikleAbbasiBağdatı’ndaveFatımiKahire’sindeseçkinlersınıfınagirmekiçinhakimolan dinden olmak gerekli değildi; aynı çevrede Hıristiyan veMusevi şairler,bilimadamlarıbulunmaktaydıvebunlaryalnızcameslektaşdeğil,aynızamandaarkadaş,ortakveöğretmenlerdi.Ancakyurtiçiveyurtdışındadinimücadeleleryüzünden davranışlar giderek sertleşmeye başladı ve Müslüman hukukununöngördüğü hoşgörüye sahip olmakla birlikte, Müslüman olmayan toplumlar,gerçek Müslüman toplumundan ayrılarak tecrit edildiler. Ortaçağ sonu vemodem çağ başlarında genellikle Müslüman olmayan hekimler ve başkauzmanlarenüstdüzeydeyeralırlarken,farklıdindenolanlararasındatoplumsalvehattaentelektüeliletişimönemliorandaazaldı.

Eski çağlardan bugüne gelen belgeler neredeyse tamamen hassa’dankaldığından, tarihi kayıtların ve bunu temel alarak yazılan modem tarihinhassa’nınilgialanlarını,etkinlikleriniveendişeleriniyansıtmasıolağandır.Bilimadamlarıancaksonyıllardaayrıcalıksıztoplum,köylü,esnafveşehirlifakirlerinyaşamlarını incelemeye başlamışlardır. Ortaçağ’dan birtakım ilginç belgelerkalmıştır ama bu çalışmaya yalnızca ayrıntılı arşiv kayıtlarının bulunduğuOsmanlıdönemikonuolacaktır.

İslamtarihiaraştırmalarındakullanılankitap,mektupvebaşkabelgelergibiedebi kanıtlar, bürokrasi ve din adamları olmak üzere genellikle başlıca ikikaynaktansağlanmaktadır.Bürokrasikurumuçokeskizamanlardangelmektedir;belki de Ortadoğu’dan çıkmış olabilir. Bürokrasi belli pratik gereksinimlere,özellikle nehir vadisi toplumlarındaki sulama sistemlerinin oluşturulması vedevam ettirilmesine dayanır. M.Ö. 4000. yılın ikinci yarısında eski Mısırkrallığındafiravunlarbataklıklarıkurutmuş,sulamakanallarınıyaygınlaştırmış,şehirlerkurmuş,Mısır’agerekliolankerestevemadenlerigetirmekiçinkaravedeniz ticaretiyapmışlardır.Hükümetinveyönetimingelişmesive tapınaklar ilesarayların yapılması için bir muhasebe ve defter sistemi gerekliydi. Bu yenigereksinimleyazı,beraberindedeyenibirbürokrattoplumsalsınıfıoluşmuşvekayıt tutma, hesap yapma ve bilgiyi aktarma devrimci olasılıkları ortaya

Page 159: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

çıkmıştı. Mısır’da bürokrasi, firavunlar, Helenist hükümdarlar, Romalılar,HıristiyanBizanslılar,AraplarveonlarınçeşitliMüslümanhaleflerigibideğişikrejimve de uygarlıklar boyunca sürmüştü.Bürokratik geleneğinBabil’e kadardayandığı Irak ve İran'da da benzeri bir süreç yaşanmıştır. Onların prototipigörevveyetenekleriTevrat’takendiadınıtaşıyankatipEzra’dır.

Tüm bu bürokrasiler bazı karakteristik öğeler taşımaktadır. Belki de enönemli ve kalıcı olanı, bu hükümet biçiminin sürekli olması ve yazı ileyapılmasıdır.Mektupvehesaplar,yönetimdeönemlibirgerekliliktirveyazıilehesap bilgisi çalışanların sahip olması gereken özelliklerdir. Klasik îslamiedebiyatın önemli bir çoğunluğu bürokratlarca, bürokratlar için yazılmıştır vekendilerinin mesleki özellikleriyle mesleki endişe ve ilgilerini yansıtmaktadır.Buedebiyattahiyerarşikbirdüzeniçindekibirbürokrasiresmedilir.Hermemur,daha üst bir makamdan aldığı yetkiyle bir göreve sahiptir ve görevi tanımlı,yetkisi sınırlıdır. Sistemde emir komuta zinciri denebilecek bir durum sözkonusudurvebudurumaynızamanda terfimerdiveniolarakkullanılır.HerkesönündenelerinolduğunuveistediğiterfiiçinyapmasıgerekenleribilinBöylebirhiyerarşidedenetimvekontrolbulunurvebundanda.hesapvermeönemliilkesidoğar.

Bürokrasininistihdamveödemeyöntemleribelirleyiciözelliklerindendir.Birbürokrat,birmemurdur.Paragelirimiraslayadagelirgetirenbirvarlığasahipolmasıyla ya da statüsüyle olmaz. Gelir kaynağı olmadığı gibi, herhangi birİhsan da almaz. Bir iş karşılığı ücret alır. Daha iyi örgütlenen, daha başarılıbürokrasilerdenakitparaalır.Hükümdarlar,malisıkıntıolandönemlerde ihsanbiçiminde ödeme yapmışlardır ve bu da idari bozulmanın garantili bir yoluolmuştur.

Binyıllık süreçtepekçokhükümet,din,kültür,yazıvedildeğişikliklerinekarşın Ortadoğu bürokrasileri şaşırtıcı bir süreklilik göstermişlerdir.Hıristiyanlığın doğuşu ile İslamiyetin doğuşu arasındaki dönemde, yönetimsistemi bölgenin doğu yansında Pers, batısındaHelenistik’ti. Irak’ın batısında,önceRoma, sonra daBizans hakimiyetindeki topraklarda yönetimdili Latincedeğil,Yunancaidi.BununHelenmonarşilerininuygulamasınındevamettirilmesiolduğu anlaşılmaktadır.Mısır’daki merkezi yönetimin, bir ölçüde istikrarlı,sürekli olması ve kuru iklim sayesinde çok sayıda idari belge bugüne kadargelebilmiştir.Bunların yardımıyla, tarihçiler başka yerler için olanaksız olanayrıntı çokluğu sayesinde Roma, Bizans ve İslami Mısır idari süreçleriniizleyebilmekte, bürokrasinin nasıl işleyip değiştiğini görebilmektedirler.Suriye

Page 160: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bölgelerinden kalmış bunlarla karşılaştırılabilecek belge olmasa da, eldekibulgulardan buralarda da durumun Mısır’dan pek farklı olmadığıanlaşılmaktadır.Obölgelerdedegünlükidariişler,önceRoma,sonradaBizansbürokrasisi tarafından Yunanca yürütülmüş, hesaplar ve yazışmalar genellikleYunanca yapılmıştır. Yunanlılar’dan çok, Helenleşmiş yerliler memurlarınçoğunluğunu oluşturuyordu. İslami fetihler geldiğindeyse, bunların pek çoğuHıristiyanlaşmıştı.

Pers İmparatorluğu’ndanbenzerbirbelgebirikimininkalmamasınınnedeniiklim şartları ve siyasi kesintiler olmuştur. Öte yandan, hem Tevrat hem deYunanlı yazarlardan edinilen bilgilere göre, Pers imparatorları zamanındaprofesyonel bir bürokrasinin var olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonrakiMüslüman kaynaklan da oldukça ayrıntılı bir mali kayıt sisteminin olduğunudoğrulamaktadır. Gelecekte işe yarayacağı düşünülerek kayıtların toplanaraksistemli bir biçimde ciltlenmesi Pers yönetimi döneminde başlamış olabilir.Roma ve Bizans bürolarında kullanılan papirüs ciltlenmeye elverişliolmadığından,kitaplargibipapirüskayıtlandaçoğunluklaruloolaraksaklanırdı.Daha dayanaklı olan deri ile parşömen, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde artıkmodem bir şekil almaya başlayan kitaplarda kullanılırdı. İslam topraklarındakağıt kullanılmaya başlandığında, kayıt defterleri genel olarak tutulmayabaşlandı.

VII.yy’da Arap Müslüman fetihlerinden sonraki durum, bürokratiksürekliliğinbelkideen ilginçörneğidir.Persİmparatorluğuyıkılmış,Bizans’ınelinden alınan geniş topraklar, yeni birArap İslam imparatorluğunun olmuştu.AncakMısırpapirüslerindekibilgileregöre,budeğişikliklerekarşınhükümetingünlük işlerinde bir değişiklik olmamıştı. Mısırlı Hıristiyan memurlar aynıkurallaragöreaynıvergileritoplamışlar,aynıidaribelgeleriyazmışlarveeskisigibi eski Mısır Hıristiyan dönemi tarihlerini atmışlardı. Her şey eskisi gibikalmış, yalnızca gelirlerin son hedefi değişmişti. Bürokrasideki asıl değişiklikancak yüz yıl sonra gerçekleşmiştir. Hem Yunanca hem de Arapça olarak ikidildeyazılmışpapirüslerçokdahasonraortayaçıkmıştır.DahasonradagiderekArapça belgeler artmış, Yunanca belgeler azalmıştır. VIII.yy’ın sonunda daYunancayokolarak,yalnızcaArapçapapirüslerkalmıştır.IrakileSuriye’deveeski Pers yazısıyla dilinin yerini Arapça'nın aldığı Doğu’da da aynı durumyaşanmıştır.

Bu değişiklik bile, eski bürokratların atılarak yerlerine yenileriningetirildiğini göstermemektedir.Araplar’ın gelişinden çok sonra bile, eski

Page 161: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bürokrat aileleri mesleki sırlarım, özellikle de hesap tutma gizli sistemlerinikorumayısürdürmüşlerdir.Araptarihibelgelerinegöre,muhasebecilerdenbaşkakimsemuhasebekayıtlarınıokuyamadığıvememurlardışındakimseyazışmalarıanlayamadığı için fatih olarak gelen Araplar, hükümeti devir almak isteyipalamamışlardır. Bu yüzden Araplar,imparatorluğun kesin askeri ve siyasiefendileri oldukları halde, eski memurları yerlerinde bırakmak zorundakalmışlardır. İslamiyet döneminin ikinci yüzyılında Arap yöneticilerinkadrolarınaArapçaöğretmeleriyle sonunda imparatorlukeyaletleri arasındabirölçüdebirliksağlanmıştır.Amabudurumbileeskibürokratailelerinyerlerindenatılması anlamına gelmez, yalnızca Arapça öğrendiklerini gösterir. Yeni dilleberaber birçoğunun İslamiyeti benimsemiş olması da kesinlikle herkesinMüslüman olduğunu göstermez.Mısır’da XIII-XIV.yy'da bile dindarMüslümanlarKıptiler’in,yaniHıristiyanlar’ınyönetimdeolmalarındanvevergitoplamalarından yakınmış ve namuslu bir Müslüman’ın vatanında adil birolanağıolamadığınıdilegetirmişlerdir.

Bürokratik geleneğin bu ilginç ısrarı, büyük bürokrat ya da katip ailelerinvarlığınınhemnedenihemdesonucudur.Gelenekseltarihtegenelliklehalifeler,sultanlar,askerikomutanlar,eyaletvalileri,büyükpolitikveaskerikişilerdensözedilir.Ama tarihçilerin nadiren değindikleri ve ancak belgeler çok ayrıntılıincelendiğinde görülecek kişilere de en az diğerleri kadar önem vermelerigerekmektedir. Bu kişiler, genellikle nesilden nesile ve yüzyıldan yüzyılahükümet işlerini yürüten, bürokrasi soyluları ya da aristokrasisi olmalarınısağlayanhanedanlıkgeleneğioluşturandairemüdürleri,maliyedenetçileri,vergisalanlar ve toplayanlar gibi kişilerdir.VIII.yy’ın başında bir bürokratın başkabürokratlara yazmış olduğu bir mektupta, devlet ve toplumun devamettirilmesinekatkılarınıgururlaanlatmaktadır:2

“Allah, sizleri en seçkin yerlerde olacak, erdem, kültür, sağduyu ve bilgisahipleri olarak yaratmıştır. Sizin sayenizde halifeliğin düzeni ve işlerinindoğru yürümesi sağlanmaktadır. Allah ‘m devleti insanlara benimsetmesi veülkenin gelişmesi sizin sayenizde olmaktadır. Hükümdar sizsiz yapamaz vesizdenbaşkayetenektibirkişibulunamaz.Siz,hükümdarlarınduyankulaktan,görengözleri,konuşandillerivevuranellerisiniz."

Doğal olarak, bürokratların da makam ve güce sahip olan herkes gibiavantajlarını çocuklarınabırakmak istemeleri eğitimalanındaönemli sonuçlarayol açtı. İslam imparatorluklarında genel bir sınavla memur alma sistemikurulmamıştı, matbaa ve barut gibi bu sistem de bir Çin icadıydı ve İslam

Page 162: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

dünyasına Batı’dan germişti. Çıraklık yöntemiyle memur olunuyordu. Birbürokratuygunzamandaoğlunu,yeğeniniyadahimayesindekibirinimakamınagetiriyor, sıradan bir görevle, başlangıçta herhangi bir ücret almadan işebaşlıyordu. Sonra o kişi yavaş yavaş merdivenleri çıkıyordu. Bu uygulamamodemçağlarakadar sürmüşvebölgedememurluğa adaygösterme, atamaveönermegücüönemlibirsilaholmuştur.

Bürokraside de başka etkinlik biçimlerindeolduğugibi korumave hamilikyeterli olmuyordu. Çırağın bir eğitim düzeyine ve özel uzmanlıklara sahipolması gerekiyordu.Bunedenle toplumdabürokrat ve eğitimli kişiler arasındaönemlibirbağbulunuyordu.OrtaçağHıristiyanAvrupası’ndakikadarsıkbirbağolmasada,önemsizdeğildiveortaçağlarboyuncaartmayadevametti.

Ortaçağ’da İslamdünyasında iki farklı veokumuş sınıflaberaber iki farklıöğrenim ve edebiyat türü ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri olan “adab” tarih,edebiyat,şiirvekültürlübirkişininbiliptakdiretmesigerekençeşitlieserlerdenoluşurdu. Diğeri ise bilgi anlamına gelen “ilm” idi. Kuran ve yorumu,Peygamberinhadisleri,Peygamberinvekendisindenöncekilerlesahabınınhayatıve bunlardan doğan ilahiyat ve hukuk kardeş bilimleri gibi dini bilimlerdenoluşuyorduveulemasınıfınınegemenlikalanıydı.

Zamanla Bizans ve Pers yönetimleri değiştirilerek, uyarlanarak vehazmedilerek Araplaştırılmış ve İslamlaştırılmıştır. Bozkırdan gelen istilalarla,önce Türkler’in, daha sonra Moğollar’ın Ortadoğu İslam dünyasına hakimolmaları,sonradaİslamdünyasınınŞiilerileSünniler,FatımilerileAbbasilervebu grupların içinde radikaller ile ılımlılar arasındaki diniçatışmalarla parçalanması sonucunda yeni bir dönem başladı. Yeni dönemdebürokratların eğitimi ve genel görüşlerinde dikkatte değer bir değişiklikmeydana gelmiştir. İslamiyetin ve özellikle de İslam hukukunun veuygulamasının, bürokratların yetişmesinde ve eğitimindeki önemi daha çokartmıştır. Zamanla bürokratlar ulema sınıf tarafından sağlanan dini eğitiminürünlerihalinegelmişlerdir.

Katip olarak bilinen bürokratlar, İslam toplumu içinde güçlü, ukala vekalabalıkbirgrupolarakbulunuyorlardı.Katipler,“darraa”adındabirtürkaftanolan özel giysiler giyerlerdi ve sultanın ya da halifenin altında yönetimin başıolankendivezirleriolurdu.Hükümetaskerileşmedenönce,makamıötekilerdenüstün olan bu vezirin makamının simgesi olan mürekkep hokkası törenlerdekendisindenöncegelirdi.

Page 163: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İslamiyet’tebirruhbansınıfınbulunmadığısıkçabelirtilirveteolojikaçıdanda doğrudur. İslamiyet’te yalnızca kutsanmış bir din adamı tarafındangerçekleştirilebilecek özel törenler yoktur. Gerekli bilgisi olan herkes imamolabilir, camide vaaz verebilir ya da evlilik ve cenazelerde görev yapabilir.İlkeselanlamdaAllah ile inananaaracılıkedecekbir ruhbansınıfbulunmazvedinadamlarıhiyerarşisideyoktur.Yaşamlarınıdiniamaçlaraharcayankişilerinde geçimlerini zanaat, ticaret gibi onurlu mesleklerle başka bir yoldansağlamaları beklenir. Bu açıdan Hıristiyanlık’tan tümüyle farklı olanMüslümanlık, Tapınağın yıkılması ye ruhban sınıfın dağıtılmasıyla yeni birruhban sınıfıkabul etmeyerekhahamlarıyalnızcahukukçuveöğretmenolarakkabuledenMuseviliğeyakındı.TahminenIII.yy’daderlenmişbireserdeTevrat’ıöğrenipöğretenler“Onuparlayacakbirtaçveyakazacakbirkazmayapmayın.”şeklindeuyarılmıştır.Müslümanyazılarındadabutürdeuyarılaryeralmaktadır.

Nevarkigerçekfarklıydı,hahamlardaulemadagiderekamatörstatüleriniyitirdiler.Zamanlahukukunyaygınlaşmasıvekarmaşıkbirdurumagelmesi,onuyönetecek ve ona göre hüküm verecek tam zamanlı çalışacak uzmanlarıgerektirdi.BununiçinMüslümanlarda,Müsavilerdebirsistemkurdular;belirlibireğitimalanbiröğrenciyeöğretmenyadaöğretmenleri tarafındanonundinibilimlerde uzman olduğunu belirten bir belge verilmeye başlandı. Dinbilimcilerinin ve din öğrencilerinin maddi gereksinimlerini karşılayacak birsisteminkurulmasıgerekti.İslamiyet’teruhbansınıfıolmamasınakarşın,ruhbansınıfı olarak adlandırılması yanlış olmayacak profesyonel ve akademik açıdannitelikli din adamları ortaya çıktı. Onlara özel kıyafetlerinin en önemli öğesisarıklarıydı.Sarıkonlarınsimgesiveayrıcalıklarıhalinegeldiveböyledesürdü.

Ulema, bir köydeki sıradan bir görevliden ya da mahalle camisininimamından,müftüvekadıgibiönemlihukukadamlarınakadargidiyordu. İlkeolarakİslamiyet’teAllahtarafındanvahiyyoluylagönderilmişolantekbiryasaolduğundan,hukuk,dinibilimolarakkabulediliyorveuygulayıcılarıdaulemaarasındabulunuyordu.AralarındaŞeriat’ıuygulamaları içinhükümdarınatamışolduğukadılar,yasanıntartışılanbirnoktasındagörüşünebaşvurulanmüftülervedevlet tarafından atanan ve görevi, Kuran’ın bütün Müslümanlara emri olan“iyilik yapmak ve kötülükten kaçınmak” ilkesiyle tanımlanan ticaret ve ahlakmüfettişleri yer alıyordu.XIX.yy’a dek avukatlık Müslüman hukukundabilinmeyenmeslekti;

İslamiyetin eski dönemlerinde ulema ile devlet ilişkisi uzak ve bazen dekarşılıklışüphelerledoluydu.Devlet,gerçekdindarlaragöre, iyi insanlarınasla

Page 164: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

karışmamaları gereken bir kötülüktü. Gelirini zorla elde eden devlet içinçalışmak aşağılayıcı ve bir bakıma da günah olarak görüldüğü için devlettenücretalanlarbugünahıpaylaşırdı.Dindarveokumuşkişilereaitbiyografilerde,okişinindevletin teklifettiğibirgörevikabuletmediğininyazılmasınaçoksıkrastlanırdı. Teklif o kişinin ününü, kabul etmemesi de dürüstlüğünü gösterirdi.Kadıyı devlet atardı. (İslam folklorunda kadı alay konusu olmuştur.)Müftü bağımsızdı ve daha çok saygı görürdü. Müftüye görevi, daha öncekimüftülerin ortak görüşleriyle verilirdi ve gelirini aldığı ücretlerden ya da dinivakıflardan elde ederdi. Ulema ve kurumlan büyük oranda dini vakıflaradayanırdı.

Ulema ve devlet arasındaki resmi olmayan ve yazıya geçmeyen güçlerayrılığında, Şeriat ile ilgili her konuda ulemanın ayrıcalıklı yetkisi devlettarafından kabul edilirdi. Devlete uzak durmalarına karşın, devletin bu kabulüulemaya, özellikle de kamu görevlerinde olmayanlara önemli ölçüde otoritesağlardı. Şeriat, İslamiyet’te pek çok kişisel ve toplumsal ilişkiyi düzenlediğiiçin Şeriat’ın yetkili yorumcuları toplumda geniş ve üstün bir rol kazanırlardı.Halkrehberlik,evlilik,boşanmavemirasgibipekçokkonudaonlaragüvenirdi.

Devlet ve din adamlarının bu ilişkisi, daha doğru bir deyişle bu ilişkieksikliğiuygulamadaönemlisorunlarayolaçmıştır.Ulemanınoluşturduğukendisiyasal haklar ve görevler doktrini, imparatorluk yöneticileri tarafındangenellikle siyasi olarak uygulanamaz bulunmuştur. Hükümdarlar sık sıkulemanın desteğine ihtiyaç duymuşlardır ve kimi zaman bu desteğekarşılıkkendilerindenkutsanmışveefsaneleşmişbirgeçmişedayananidealbirsistem uygulamaları beklenmiştir. Sünni ulema için bu dört halife ile Emevihalifesi II.Ömer’in,Şii ulema içinseyalnızcaHz.Muhammed’invehalifeHz.Ali’ninuygulamalarıydı.

Ulema hiçbir zaman tam olarak siyasi yaşamdan çekilmemiştir ancakzamanla iki tarafarasındabirbarışsağlanmıştır.Hükümdarlar tarafındanŞeriatilke olarak kabul edilmiş, özellikle töresel ve toplumsal ahlakla ilgilihükümleriniaçıkçaçiğnenmemişvebazendeulemanıngörüşlerinebaşvurulmuşve onlara yetkili makamlar verilmiştir. Diğer taraftan ulema da kamuotoriteleriyleçokyakınilişkilerdenkaçınmayaözengöstermiştir.Aralarındanbirmakamkabuledenolursada,bunu isteksizkabuletmişvedahadindarolanlaronaşüpheylebakmışlardır.

Bu ilişki,ulemayı ikigrubabölmüştü.Gruplardanbiriaşırıdindardı;gerek

Page 165: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

meslektaşlarıgerekhalkonlarıgerçeğinyozlaşmayacaknamuslubekçilerikabulediyorlardı. Diğer gruptakiler gerçekçi ve itaatkardı. Bu grupta kamu görevikabul eden ve böylece ahlaki otoritelerinin çoğundan fedakarlık edenler yeralıyordu.Ulemanınaşırıdindarvevicdansahibiolanlarınındevlethizmetindenkaçınmaları devlet ve din üzerinde zararlı etkilere neden olmuştur. Popülersempati-devlet hizmetine girmeyenlerden yanaydı ve dini edebiyatta yer alangörüşlerinçoğunluğukamuhizmetininboykotulehindeolmuştur.

XII-XIII.yyönemlideğişiklikleresahneolmuştur.Budönemde,İslamdinivetoplumunun varlığına karşı tehditlerle büyük dini mücadeleler verilmiştir.İslamiyetiçtekivedıştakidüşmanlarınınsaldırısınauğruyordu.Butehlikelerdenönce saflar sıklaşmış, Müslüman toplumundan önceden ayrılmış ve muhaliföğeler bir araya gelmişlerdir. Devletin sivil ve askeri görevlileri gittikçe dinledahafazlailgilenmeyebaşlamışlarvedinisınıflarındevletdüşmanlığıazalmıştır.

Müslüman yüksek eğitiminin ana merkezi durumundaki medreselerin,hükümet,dinveburalardakigörevlilerinbirarayagelmelerindeönemlibirrolüolmuştur. Başlangıçta ilk ye orta dereceli eğitim, camilerde ya da camilerebağımlı yapılmıştı. IX-X.yy’da camilere bağlı dini bilimlerin yüksek eğitimprogramları bulunuyordu. Bu merkezleri hükümdarlar ve şahıslar vakfetmişti.Kimi büyük merkezlerde öğrenciler ile araştırmacılar için kütüphaneler vardı;ayncadakimya,matematik,tıp,müzikvefelsefegibidindışıalanlardakitaplarayer verilen yarı resmi kütüphaneler bulunuyordu.Abbasi halifesi el Mamuntarafından, IX.yy başında ilk yüksek eğitim akademilerinden biri olanBağdat’taki ünlü “bilgelik evi” açılmıştı. Bu akademinin kuruluşunda büyükolasılıkla, Bizanslıların dini baskılarından kaçıp Sasaniler’e sığınan NasturiHıristiyanlan’nın, İran’da Helenistik bilim, özellikle de tıp merkezi olanGondeşapurakademisiörnekalınmıştı.

MedreseninklasikbiçimiyleortayaçıkışıXI.yy’daolmuştur.Medresebazenbir camiye bağlı olur, bazen de öğrenci ve öğretmenlere kolaylık olmasıaçısından kendi içinde mescidi bulunan bağımsız bir yer olurdu. Medresesonralarıprogramıvemüfredatı,ücretlivesürekliöğretmenkadrosu,öğrencileredestek fon ve kolaylıklarıyla örgütlü bir kolej halini almıştır.Medreseler tıpkıOrtaçağ Avrupası’ndaki katedral okulları gibi temel din ve hukuk öğretimiveriyorlardıvebuikisideİslamiyet’teaynıbütününparçalarıydı.Ancakilerideonlar da Batı’daki kolej ve üniversiteler gibi öğrenim almış sınıfın oluşmasısürecindeönemlibirrolüstleneceklerdi.

Page 166: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Devletmemurlarıyenivedahaderinbirdinidürüstlüksergilemeyebaşlamış,profesyoneldinadamlarıdadevlettehizmetalmak-konusundadahaisteklihalegelmişlerdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda İslam din adamları, hiç şüphesizfethettikleri ülkelerde gördükleri Hıristiyan dini örgütlerinden esinlenerek,hükümet sistemininbir parçası halini almışlardır.Müftüler ile kadılar, devletinatayıp ve kendilerine bir yetki alanı verdiği memurlardı. Din adamları, bunoktada askeriye ve bürokrasinin yanı sıra imparatorluk hükümetinin üçüncükolu durumundalardı ve başta şeyhülislamın yer aldığı kendi hiyerarşileribulunuyordu.

Ulemanın devlete yaklaşması kaçınılmaz olarak halktan uzaklaşmasına yolaçıyordu. Bu durum da daha önce sahip oldukları etkinliği büyük ölçüdekaybetmelerinenedenolmuştur.SıradanMüslümanlariçinulemanınyerineçokdaha farklı bir dindarlığın temsilcileri olan Sofiler geçti. Ortaçağ sonlarındasofiler, her birinin kendi mistik yolu olan tarikatlar halinde örgütlenmişlerdi."Derviş”olarakdabilinentarikatliderleriveüyelerikonvansiyonelİslamiyet’inbirçok eksikliği gideriyorlardı. Derviş törenleri ile toplantıları manevi birbeslenme kaynağı ve bazen de insani gereksinimler için mücadelede yardımvedayanışmasağlıyordu.

Ortaçağ Müslüman yazarları, büyük olasılıkla toplumu yönetenlerikastederek, genellikle toplumu iki ana gruba ayırırlar:Askerlerden oluşan ehlikılıç ve bürokrat ile dini sınıfları içeren ehli kalem. Öte yandan edebibecerileriyleyadaentelektüelyaşayanamaherikigruptadayeralmayankişilerde vardır. Örneğin biyografik ve tarihi literatürde, hükümdarın tıbbidanışmanlığınıyapmış,İslamdünyasınınheryerindekihastanelerdeçalışmışyadaaraştırmalarıvekitaplarıylaönsıralaraçıkmışkişilerdevardır.Ortaçağİslamtıbbı aslında Helenistik kaynaklara dayanmaktadır ancak Müslümanlarınkatkılarıdaoldukçaönemliolmuştur.Ortaçağ’daİslamdünyasının tıbbibilgisiveuygulamadüzeyiAvrupa’yakıyaslaçoküstündü.

Ne var ki modem çağların başında tıpta epeyce gerideydiler. Avrupa, tıpkitaplarındanyalnızcabirkaçıçevrilmişti.ÇoğunluğuMuseviolanbazıAvrupalımülteciler,XV-XVI yy’da hekimlik yapmak için İslam topraklarınagitmişlerdir.XVII-XVIII. yy’da Osmanlı Hıristiyanlarından tıp eğitimi almakiçin Avrupa’ya gidip daha sonra memleketlerine dönerek hekimlik yapanlarolmuştur.Kimireformcuhükümdarlar tarafındanAvrupa tıpokullarınaöğrencigönderilmesi ve ülkelerinde tıp okulları açılarak yabancı öğretmengetirilmesiyle, tıbbın ortaçağlardan beri çok az değişen eski Helenist-İslam

Page 167: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

geleneğindenkurtarılmasınaancakXIX.yy’dabaşlanabilmiştir..

Ehlikalemden,dahadoğrubirdeyişle“ehli sözden”olanönemlibirbaşkagrup da şairlerden oluşuyordu. En küçük hükümdarların dahi kendisiyle ilgiliövgülerin kolaylıkla ezberlenip dilden dile yayılmasını sağlayacak en az birşairleriolurdu.Dahabüyükhükümdarlarınsabirtürpropagandabakanlığıolarakkullandıklarıbirşairordularıolurdu.Buövgücüşairler,özelzenginkişileriçindeçalışırlar,düğünleri,doğumlarıvebaşkaolaylankutlarlardı.Şairveşiir,kitlemedyasının olmadığı bu çağda, haberlerin yayılması ve olumlu imajoluşturulmasıiçinciddibirgöreviyaparlardı.

Hükümdarıngünlükimajımşairleryerleştirir,geleceğeyansıyacakimajınıdatarihçilerüstlenirdi.Ortaçağlardaçoğubürokratikyadailmiyyesınıfındanolantarihçiler,şairlerintersineneyazarnedeserbestsarayhizmetlileriydi.Belkidehalifeler döneminde sahip oldukları bağımsızlıktan ve ifade özgürlükleri buyüzdendi.SonralarıOsmanlı İmparatorluğu’ndahükümdarlarsarayşairlerigibisaray tarihçileri atamaya başladılar ve böylece İmparatorluk Tarihçisi makamıoluşturuldu. Sultan tarafından bu makama atanan kişinin temel göreviseleflerinin imparatorluğun tarihini yazmaya devam etmekti. Varlığı yüzyıllarboyusürenbumakam,Osmanlıİmparatorluğu’nunsonyıllarına-dekkorunaraksonuncuimparatorluktarihçisiOsmanlıTarihCemiyetininilkbaşkanıolmuştur.

Ressamlar ve hattatlar, astrologlar ve gök bilimciler, mühendisler vemimarlar gibi başkameslekler de vardı ama bumesleklerin çoğu son yıllardaonları istihdam eden kuruma bir şekilde bağlanmışlardı. Mühendislik vemimarlık,Osmanlızamanındaneredeysetamamenaskeriyeyeaitti.

Ortadoğu’dakihükümdarlarında,dünyadabaşkayerlerdeolduğugibi,bazenistilacıları kovmak ama daima ülkede düzeni korumak ve devlet otoritesinisavunmakiçinbirordularıvardı.

Roma İmparatorluğu’nda polis görevleri ve savunma yerel yedek güçlercedesteklenen Roma lejyonlarıyla sağlanırdı. Lejyoner sayısı oldukça azdı veimparatorluk barış zamanında İran sınırına en yakın Suriye’de dört lejyondanfazla bulundurmamasına karşın Avrupa’da Alman sınırlarında sekiz lejyonbulundururdu. Bu lejyonların sayıları savaş dönemindefazlalaştırılır,gerektiğinde lejyonlar kaydırılır ya da takviye güçlerledesteklenirlerdi. 58-66 yıllarındaki Ermeni savaşları ve 66-70 yıllarındakiMusevi isyanı çok önemli değişikliklere neden olmuştu. 10.lejyon olanFretensis’inkuzeySuriye’denKudüs’ekaydırılmasıvebubirliğinyenikurulan

Page 168: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

RomaYahudaeyaletininsürekligarnizonuolmasıbunlardanenönemlisiydi.

Yalnızca Roma vatandaşları lejyonlara almıyordu ancak zamanlavatandaşlığın eyaletlere de verilmesiyle oralardan da asker alınabiliyordu. Varolan kaynaklardan, İmparatorluğun her yerinde olduğu gibi, Küçük Asya veLevant’tan toplanan askerlerin, doğdukları yerde olmamak şartıyla bölgedegörevlendirildiğianlaşılmaktadır.Takviyebirlikler,lejyonerlereözelliklepolislikkonusunda yardım edebilirdi ve bazıları Roma’ya bağımlı hükümdarların birölçüdeRomalılaştırılmışaskerleriydi.AlaeDromedariorum(devesüvarileri)yada süvari okçular gibi özel birlikler Romalılar’dan meydana gelirdi. ÇölbölgelerindenolanAraplar,bubirliklerdehizmetederek,İslamifetihlersırasındaçok işlerine yarayacak askeri beceri ve yöntem deneyimine sahip olmuşlardı.Polislik işleri genellikle bir yedek birliğe verilirdi.Halifelik ve sonraki İslamirejimlerin döneminde polis birliklerine verilen Arapça “şuna” adı bugüne dekgelmiştir.

Pers İmparatorluğunun askeri gücü oldukça büyüktü veRoma’ya ciddi birrakipti. Romalı düşmanları, feodal beylerce sağlanan köylü erleri çok ciddiyealmazlardıamasüvariparalıaskerlervesavaşçısınırhalklarındanoluşanyedekbirlikler epeyce ciddi konuydu. Ordunun temelini soylular oluştururdu vemızrakla,okla silahlıPers zırhlı süvarileridöneminenönemli askerigücüydü.Parthlar’ın ünlü okçu süvarileri ve vur kaç taktikleri Roma’da tanınır vekorkulurdu.Atlımızrakçının vuruş gücünü arttıran ve bir ölçüde onuOrtaçağbaşları savaşların tankı yapan üzengi, Pers ordularındaki diğer bir önemliyenilikti.

Pers İmparatorluğunda, I. Husrev’in (531-579) hükümdarlığı sırasında,özellikleaskerialandaolmaküzereönemlideğişikliklerolmuştu.Ordudahaazfeodal, daha fazla profesyonel hale gelmişti. Askerler ücret ve teçhizat parasıalıyorlar, uzun süreli sıkı bir eğitimden geçiyorlar, çok disiplinli bir biçimdeyetişiyorlardı. Tek başkomutan yerine, Savunma Nazın, Başkomutan vegerektiğinde barış elçisi olan Eranspahbadh yönetimindeki orduda, artıkgeneraller, valiler ve subaylar hiyerarşisi bulunuyordu. Husrev’in orduları,ülkedeki iç savaşa son verilmesi, sınır bölgelerinin yatıştırılması, HabeşlerinYemen’denatılması,Hun tehdidinin sonaerdirilmesiveBizans’akarşı savaştaSuriye’nin işgal edilip Antakya'nın yağmalanması gibi birtakım başarılarkazandılaramaPersordularıMüslümanAraplar’ınkarşısındatutunamadılar.

İslamiyetten önceki Arabistan’da yetişkin erkekler topluluğu dışında

Page 169: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

profesyonelsüreklibirordu,tıpkıonunlailişkilendirilenmonarşidüşüncesigibiiticiveuzaktı.KuzeysınırbölgelerindekiküçükbeylerinhalklarızamanzamanPersyadaBizanstakviyebirliklerindeçalışırlardı.Güneyindahasakingelişmişdevletlerinde bir tür profesyonel orduların varlığı olasıdır ama orta ve kuzeyArabistan'ın büyük bölümünde ordu savaş ya da için seferber edilmiş silahlıkabilehalkıanlamınageliyordu.

İslam tarihinin çok daha eski zamanlarında başka bir durum dikkat çeker.Ayrıkökenlerdenveçoğuzamandahaönceçatışanbağlılıklardangelenkişilerinoluşturduğubirdini-siya-sitoplumunreisleriolanHz.Muhammedvehalefleri,bir kabileden daha fazla bir şeye hükmetmişlerdir. Önce putperest Kureyşlilerile, daha sonra da Hz. Muhammed’in ölümünden sonraki fetih savaşlarıylasürekli.savaş halindeydiler. Uzun süre devam eden ve çok geniş bölgelereyayılanfetihsavaşlarısonundakaçınılmazolarakuzmanlaşmaveprofesyonelliksağlamıştır. Arap kaynaklarından savaşanlar ile savaşmayanlar ve savaşanlararasındauzundönemuzmanlar ilekısadönemaskerler arasındaortavekuzeyArabistan’daozamanadekrastlanmayanbirfarklılığınolduğuanlaşılmaktadır.Sonralan İslam hukukçularının formüle ettiği bir ilkeye göre cihad görevisavunma yapmak için sağlıklı Müslüman erkeklerin tamamına,saldırı durumundaysa toplumumun tamamına düşer. Fetihler sırasında herkabileden, savaşabilecekerkeklerindençoğunuvermesi istenirvegenellikledekotagönüllülerledolardı.

HenüzMüslümanordularınınuzun süreli çekirdeğini oluşturanlar dahi tamzamanlı çalışan profesyonel askerler değillerdi; savaşmadıkları zaman başkaişlerle uğraşırlardı. Birkaç istisna hariç ailelerinden uzakta kışlalardayaşamazlardı ama ana işleri, geçim kaynaklan savaştı ve geçimlerini fetihsavaşlarındakazandıklarıganimetlesağlarlardı.

Arap orduları, Emevi halifeler zamanında imparatorluğun metropoliteneyaletiSuriye’nindışında,sonralarıgarnizonşehirleriolankamplardayaşarlardı.BugarnizonşehirleriarasındaIrak’taBasraveKufa,Mısır’daFustat,Tunus’daKayrevan ve İran’da Kum yer alıyordu. Arap askerler Suriye’de bir ordubirliğinin olduğu askeri bölgelere, kuzeyden güneye Hums, Şam,Ürdün veFilistin’e yerleşmişlerdi. Bu bölgeler, eski Bizans toprak bölünmesi temeliüzerinekurulmuşlardı.SuriyeArapbirliklerihemBizanssınırlarınadüzenlenenmevsimlik seferlerde hem de Konstantinopolis’e düzenlenen büyük seferlerdekullanılırdı. Giderek yüksek deneyimleri, ustalıkları ve daha düzenli ücretalmalarıyla, Emeviye halifelerinin Suriye temelli sürekli orduları niteliğini

Page 170: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kazanmışlardı.Irak ve Mısır’da yerleşmiş olan Arap askeriyesinde bunlarlakarşılaştırılabilecekbirörgütbulunmuyordu.Onlaraşiretmilisleristatüsündeveaskerliğekarşıaşirettensüregelenbirhoşnutsuzluğasahiptiler.

Abbasiler, iktidarayükseldikleri veuzunbir süre askeri destek sağladıklarıHorasan’dan getirdiklerini sürekli Suriye ordusunun yerine yerleştirmeleridışındaaynısistemedevamettiler.

Buönemlibirdeğişikliğenedenolmuştu.İlkzamanlardaHalifeordularınınneredeyse tamamını Araplar oluşturuyordu, Mısır’ın ya da Suriye’nin yerlihalkımaskerealmauygulamasıyoktu.BuhalklarRomaveBizanshakimiyetininsürdüğü uzun yüzyıllar boyunca askerlik yetenek ve isteklerini yitirmişlerdi.Durumİmparatorluğundoğusundakieskiİraneyaletlerindedahabaşkaydı.Batılıkomşuları gibi İranlılar yalnızca yeni bir imparatorun hakimiyetinegirmemişlerdi. Kısa süre öncesine kadar bir imparatorluk geçmişleri vekendilerinehasbiraskerigeleneklerivardı.Müslümanlığıkabulettiktensonra,İslami ordu ve hükümette önemli bir yere sahip olmaya hakları olduğunudüşünüyorlardı.Ufak tefek farklarlabenzerbir durum, artıkArapyönetimindeolan Kuzey Afrika’daki eski Roma eyaletlerinin Berberi halkı için de sözkonusuydu.

Aşiretlere bağlı Arap olmayan mühtediler, aşiretlerin Arap savaşçı reisleritarafındanaskerealınmayabaşlandı.Altdüzeylerdekullanılıyorvedahaazücretalıyorlardı. Bu askerlerin özellikle sınır boylarında önemli rolleri oldu.İspanya’yı fetheden Müslüman Arap ordularının büyük bir bölümü KuzeyAfrikaBerberilerindenoluşuyordu.OrtaAsyaveKuzeyİranhalklarıdahaihtidaetmemiş imparatorluk sınırları dışındaki akrabalarına yeni dini yaymaya çokçabaharcadılar.

Bu askerler, alınan ilk büyük zaferlerde bile imparatorluk ordusunun asliüyeleri değillerdi. Geri hizmetlerde ve sınır boylarında görevliydiler vebaşkentten uzak tutuluyorlardı. Irak’a Abbasi Horasanı güçlerinin gelmesiyleönemli bir değişiklik oldu. Nesiller boyunca Horasan’da yaşayan Horasaniler,ilke olarak Arap’lardı. İranlı kadınlarla evlenip İran göreneklerine sahipolmuşlardı.Kısasüresonra,doğuİran’dangerçekİranlılardaonlarakatılmayabaşladılar.

Abbasiler listelerde adları olan Araplar’a otomatik ödenen askeri aylıklarızamanla kaldırdılar.X.yy’dan itibaren orduya gerçekten hizmet edenlere aylıkverilmeyedevamedildi.Aylıkalaraktamzamanlıçalışanprofesyonellervetek

Page 171: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bir kampanyaya katılarak ganimetten pay alan gönüllüler olmak üzere iki türaskervardı.

Aradanyüzyılbilegeçmeden,EmeviseleflerininsürekliSuriyeordusundandaha fazla dayanamayan Abbasi halifelerinin Horasani muhafızları, yerlerinibaşkabiresasagöre toplananveİslamdevletlerininbinyılsüresinceaskerivesiyasigeleceğinişekillendirecekyenibirorduyabıraktılar.

Yedekbirliklerolarakkullanılanbarbarlarda,silahlıkölelerdeyenideğildi.Eski Atina bir süre şehrin malı olan İskitli silahlı kölelerce korunmuştu. .Roma'nın ileri gelenlerinden bazıları barbar kökenli köle muhafızlarınısilahlandırmışlardı. Müslüman hükümdarlar, onlardan önce Romalılar’ın,Persler’in ve Çinlilerin yaptıkları ve Batılı imparatorlukların yüzyıllar sonrayapacaklarınıyaparakİmparatorluksınırlandışındaki“savaşçıırklar”arasındanda asker toplamışlardı. Ancak İslam devletlerinin askeri tarihi, kölelerdenoluşan, başlarında köle generaller olan, sonunda da köle krallar ve hanedanlariçinhizmetedecekbirorduylayeniveözelbirdurumasahneolmuştur.

İngilizPaulRycaut,XVII.yyortalarındayaptığıTürkiyeziyaretindesisteminmantığınışöyleifadeetmiştir:3

“Türklerkendicinslerinden,kendilerininyetiştirdiğiveeğittiğiinsanlarınkendilerine hizmet etmelerini severler.Onları kendi erdem ve bilgelikleriyleerişkinolanadekyetiştiripbeslerler.Onlarıkıskanmadanyetiştiriptehlikesizcedeyokedebilirler.İmparatorluğunyüksekmakamlarınaçıkarılacakgençleriyasavaşlardaeldeederleryadauzakülkelerhediyegönderirler.Bupolitikaçokaçıktır ki, bu gençler farklı gelenek ve göreneklere göre yetişmiş anne vebabalarından nefret edecekler; uzaklardan gelmeleri nedeniyle hiçbirtanıdıkları olmayacak; devlet okullarına girdikten sonra kendisine sadıkolmakzorundayetiştirildikleriefendileridışındahiçbirakrabaları,çıkarilişkisiiçindebulunduklarıhiçkimseolmayacaktır.”

Bu sistemin kurulma nedeninin, her otokrat hükümdarın önemli birsorunu olan devlet içinde kendi gücünü engellemeyecek güvenilir askeri vesivil memur bulmayı sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Bu sonra, başkayerlerde, başka yüzyıllarda, başka hükümdarlar tarafından farklı şekillerdeçözülmüştür.İlk zamanlardan başlayarak Müslüman hükümdarlarcabulunan çözüm, yabancı kökenli çocukları devşirme olarak alıp, onlarıyetiştikleri kurumdan başkasına sadakat ve bağlılık duymayacakları uzunsüreliprofesyonelaskerleryapmakolmuştur.Bukişileruzaktakieyaletlerden

Page 172: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yada sınırlarındışındangetirilen yabancılar oldukları için yerelhalk ya datebaa ile herhangi bir akrabalık ve yakınlıkları olmadığı gibi, onlarlakonuşamazlardı bile. Ailelerinden ve geçmişlerinden zorla koparılıp kültürelolarakuzaklaştırıldıkları içingörüşebilecekleriakrabalarıdayoktu.Heryeniköleaskerkuşağıkendiçocukları yerine,uzakyerlerdengetirilenkölelerdenoluştuğu için, bir gün bir aristokrasi kurarak otokrat hükümdarınhakimiyetinebaşkaldırabilecekyenibiraskerigüçdoğuramazlardı.

Ne var ki, sistem kusursuz işlemiyordu. Zaman zaman köleler etnikdayanışma grupları ve hatta geldikleri yer ya da aşirete dayalı alaylaroluşturuyorlardı. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nda, köleler aileleri vememleketleriyle ilişkilerine devam ederler, para ve güç elde edecekleri birmakama geldiklerinde,bu olanaklardan yararlanmaları için akrabalarınıgetirtirlerdi. Diğer erkekler gibi, oğullarına miras bırakmak isteyen köleaskerler, oğullarımaskerliğealamazlaramaher zamanbirbürokratik yadadinibirişayarlayabilirlerdi.Busayede,Ortaçağsonlarındakibüyükkalemiyeveilmiyyeailelerinintemelleriatılmıştır.

Öteyandansistemoldukçabaşarılıydı.Ortadoğuİslamdünyası,yaratılangüçlüordularsayesindeHaçlılar’ıaltetmişlerveçokdahafazlatehlikeliolanMoğollâr’ıdurdurmuşlardır.Köleordularıonlarasahipolanhükümdarlarınabir tek açıdan hayal kırıklığı yaşatmışlardır. Teorik olarak köle askerlerhükümdarın dan başkasına sadakat göstermezlerdi ama uygulamadaalaylarına ve komutanlarına gösterirlerdi. Kölelikten gelen komutanlar, kısabirsüredeeyaletlerin,başkentinbilegerçekefendilerihalinegelmişlerveartıkgüçsüz kalan halifelere egemen olmuşlardı.Daha sonra da hükümdar olanbazıkölekomutanlar,çoğukısasürenhanedanlarınıoluşturdular.

İslamiyetin ilkçağlarındadaköleaskerlerolmuşturamagenellikleonlarözgürlüklerine kavuşmuş kölelerdir. Abbasi halifesi el-Mutasım’ın(hükümranlığı 833-842) köle ordusunu kuran ilk kişi olduğu bilinmektedir.Ordusu İslamiyet’in doğu sınırlarının dışındaki bozkırlarda küçük yaştayakalanıp askerlik eğitimi verilen Türk kölelerden oluşuyordu. ÇoğuMüslümanhükümdarsavaşanaskerlerinivegarnizongüçlerinikısabirsüreiçinde kölelerden oluşturmuştu. İslamiyet’in uzak batı bölgelerinde, KuzeyAfrika ve İspanya’da, uygun olduğunca, Avrupa’dan Slav köleler alınmıştı.Özellikle Fas ve Mısır’dan da askerlik için ara sıra zenci köleler alınırdı.Türkler’inİslamlaştırılmasındansonraartıkhukukenmümkünolmayıncayakadar, köle askerlerin çoğunluğu Türk’tü. Türk hükümdarlar ise köle

Page 173: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

askerlerini Kafkaslar ve Balkanlar’ın Müslüman olmayan halkları içindenalırlardı.

Savaş tekniklerinin değişmesi ve ateşli silahların kullanılmayabaşlamasıyla eski biçimiyle köle ordusu artık geçersiz olmuştu. En sonuncubüyük köle ordusu olanOsmanlıYeniçerileriXIX. yy’a kadar sürdürmüştürama XVII.yy’ın başından itibaren devşirme yöntemi bırakılmıştır. Ancak bueski gelenek tamamen ortadan kalkmamıştır. XIX.yy’da da Mısırlıhükümdarlaryaygınolarakzenci'askerkölelerikullanmışlardır.1863yılındaMısır hükümdarının, arkadaşı Fransız imparatoru III. Napolyon’a yardımiçin Meksika’ya gönderdiği birlikteki askerlerin çoğunluğu Yukarı Nilhavzasındanyakalananzencikölelerdi.

Ekonomikaçıdanservetintemelkaynaklanveservetinsağlayacağıgücünkaynağıticaretiletopraktı.Bürokratik,askeri,dinivehattakrallıkgibifarklıyöneticiseçkinlergenelliklesermayeleriniikisindenbirineyadaherikisinedeyatırırlardı.

îslami öğretide başlangıçtan beri ticaret olumlu görülmüştür. Kuran’dafaiz yasaklanırken, ticaret onaylanır. Başka ayetlerde de ticaretin hukukauygun ve namuslu yapılması; ağırlık ve ölçülerde hile olmaması;sözleşmelerin yerine getirilmesi; borçların ödenmesi konularına yerverilmiştir.(Kuran2:194,275,282;4:33;6:153;42:9-11).TicaretinKuran’ıntarafından bir yaşam biçimi olarak onay görmesi hadisler ile dedoğrulanmıştır.Kimihadislerdahada ilerigidereknamuslubir tüccarınalıpsatabileceği ipekliler,mücevherler, erkekvekadınkölelergibi lükseşyayıdasavunur.Hz.Muhammedbirhadisinde,'‘Allahbirkişiyeservetverinceonun,üzerinde görünmesini ister.” demiştir. Eski bir Şii eserinde imam Cafer el-Sadık ile ilgili olarak anlatılan bir öykü daha ilginçtir “İmama, atalarınınbasitvekabagiyinmesinekarşınonunnedensüslügiyindiğisorulmuş.İmam,atalarının yaşadıkları dönemin kıtlık zamanı olduğunu ama onun bollukzamanındayaşadığınıve insanınzamanagöregiyinmesinindoğruolduğunusöylemiş.”4

Kesinliklesonradanuydurulmuşolanbuhadisler,İslamimetinlerdesıkçayerverilen sofuluk gerekliliğine karşı lüks yaşamı ve lüks eşya ticaretini kabulettirmekiçindir.Muhammedel-Şeybanibiryazısında(ölümü804)Müslümanlariçingeçimikazanmanınyalnızcaizinverilmişbirşeyolmadığım,aynızamandabiryükümlülükolduğunubelirtmiştir.Şeybani’yegöreinsanınilkgöreviAllah’a

Page 174: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

hizmet etmektir ve bunu doğru bir şekilde yerine getirebilmek için yeterincebeslenmeli,giyinmelivebarınmalıdır.Bunusağlamanıntekyoludaçalışıpparakazanmaktır.5 Sonra da, insanın ancak yaşayacak kadarla kısıtlanmayacağını,lükseşyadasatınalıpkullanmasınaizinverildiğiniekler.El-Şeybani,sonradabaşkaları,Allah'ıngözündeticaretyadazanaatilekazanılanparanın,sivilyadaaskeri hizmet için devletten alınan paradan daha iyi olduğunu savunmuşlardır.Önemli klasik Arap yazarlarından el-Cahiz (ölümü 869) daha da ileri giderek“TüccarlaraÖvgü,MemurlaraYergi”adlıyazısındahükümdarahizmetedenlerinküçüklük, dalkavukluk ve kararsızlıklarıyla, tüccarların güvenilirlik, onur vebağımsızlıklarını karşılaştırmış ve onları kötüleyenlere karşı tüccarlarındindarlıklarını ve bilgililiklerini savunmuştur. Allah'ın vahiy göndermek içintüccar bir topluluğu seçmesinin, ticareti bir yaşam biçimi olarak onayladığınıgösterdiğinibelirtmiştir.Ortaçağlardaİslamilahiyatçılarınınöndegelenlerindenel-Gazali (ölümü1111)yazılarında idealbir tüccarportresi çizmişve ticaretin,insanınkendiniötekidünyayahazırlamayollarındanbiriolduğunuanlatmıştır.

Yüksek oranda tarım ekonomisinin egemen olduğu bir yerde, topraksahipliğininyadadenetiminin siyasi vekültürel önemibüyüktü.Gerçektendeklasik İslam toplumunda toprak sahipleri önemli bir grup oluştururlar. AncakbununOrtadoğubağlamınagöretekrartanımlanmasıgereklidir.BatıAvrupa’dakivediğeryerlerdekiküçükvebağımsıztopraksahibitürü,Ortadoğu’dadavardıamapekazdıvetipikdeğildi.Bağımsızküçükmülkiyetler,tarımınbüyükorandayapay sulamayla yapıldığı, merkezi denetimin gerekli olduğu, böylece dekolaycamerkezidenetimealındığıyerlerde,rahatçagelişmezler.Bölgeninbüyükbölümündepekçoktürdebüyüktopraksahipliğivardır.Geçmiştede,bugündeOrtadoğu’nuntarımkoşullarınıyazanlarsıkça“feodal”ve“tımar”gibiterimlerikullanırlar ama bunlar Batı Avrupa’ya ait terimlerdir ve anlamları BatıAvrupa’nın yerel tarihinden gelmektedir.Ortadoğu’nun çok farklı toplumsal veekonomik olguları için bu terimlerin benzetme olarak kullanılması yanıltıcıolabilir.

Bir toprak sahibi için toprağa sahip olmanın çeşitli hukuksal yolları vardı.İslam yasalarına göre bu yollardan biri “mülk”idi. Ayrıntılı belgeler bulunanOsmanlı döneminde, buna genellikle şehirlerde ve şehirlerin yakınlarındarastlanır.Mülk,inşaat arsası dışında, genellikle meyve bahçelerini,bostanları vebağlarıiçerir.

Kuramsal olarak devletin bir çeşit bağışıyla çoğu tarım arazisinin büyüktopraksahiplerininelindebulunduğukırsalyerlerdeyadaköylerdebutürdebir

Page 175: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sahipliğe, rastlanmaz. İslam döneminde yapılan bu tür en eski bağış, halifelertarafından kamu arazisinin, başka bir deyişle yeni kumlan Arap devletininfetihlerle ele geçirdiği toprakların ilke olarakMüslüman kişilere verilmesiydi.Bu topraklar, eski devletlerin, yani Bizans ve Pers rejimlerinin eski devlettopraklarıveeskisahipleritarafındanterkedilentopraklarolmaküzereikitürdü.Araplar’ın Kuzey Afrika’yı, Levant’ı ve Mısır'ı fetihlerinin ardından Bizanslıbüyüktopraksahiplerininçoğunluğumalikaneleriniterkederekkaçmışlarvebutopraklardevletmalıolmuştu.Ekilmeyenvekullanılmayan“ölüarazi”debağışkonusuolabilirdi.

Tamamı devletin elinde olan bu toprak türleri geri alınamayan bir bağışlasürekli kişilere veriliyordu.Hizmet ya da duruma bağlı olmayan, yaşam boyuolan bu bağış devredilebilirdi vemiras bırakılabilirdi. İslami yasalara göre, butür bir bağış alan kişi, kendi yerel halktan vergi aldığından, toprağı için kamumâliyesine vergi vermek zorundaydı. Bağıştan kazandığı gelir, köylülerdenaldığıvedevleteverdiğivergiarasındakifarktı.

Bizans'tan alınmış olabilecek bu sistem, bir süre devam etti ama fetihlerinkesilmesiyle sona erdi ve yerini daha yaygın bir düzenlemeye bıraktı. Yenisistem toprak bağışı değil, devletin toprak üzerindeki mali haklarınındevredilmesiydi.Busistemdedevletkişiyebirbölgedenvergi toplamahakkınıvererek karşılığında genelde askeri bir hizmet isterdi. İlke olarak subaylar vediğer devlet çalışanlarına aylık ücret ödenirdi ancak devlet hazinelerinde nakitparaazaldıkçasubaylarabubiçimdeödemeyapılmayabaşlandı.Artıkbirvergi»toplamasistemioluşturulmasıgerekiyordu.Subaylarbuvergileridevletinborcukarşılığındaalıyorlardı.

İlkeolarakbutürbirbağışbirhizmetekarşılıkolurdu.Bağışıalanherhangibir nedenle bu hizmeti yerine getirmezse,mali hakların devri sona ererdi. Bubağışlar, geçici ve sınırlıydı, kendisini yaratan neden sona erdiğinde gerialınabilirdi,yanidahaöncekihalifelerinbağışlarıgibigeri alınamazve süreklideğillerdi,devredilemezvemirasbırakılamazdı.Dahasonralarıbunlarındışınaçıkılarak sürekli, devredilebilir ve miras bırakılabilir hale gelmiş, hizmetverilmediği halde toprak elde tutulmaya devam edilmiştir.Bu noktada, sistembazı açılardan Ortaçağ Avrupası’nın feodal düzenine benzerlik göstermeyebaşlamıştı.

Ne var ki farklılıklar benzerlikten daha büyüktü. Bağışı alan kişi OrtaçağAvrupası feodal baronunun haklarına sahip değildi. Tımar topraklarının halkı

Page 176: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

üzerindevergi toplamaktanbaşkabirhakkıyoktuamabudavergiyi toplamakiçin gereken gücü kullanma hakkını veriyordu. Ancak Batılı toprak sahiplerigibiadaletdağıtmazdı.Tımartopraklaniçindendahaküçüktımarlarveremezdi.Özel ordu kuramazdı ama son dönemlerde bu da yapılmıştır. Batılı feodalbarondan farklı olarak genellikle tımar topraklarında yaşamaz ve onu yarıbağımsız bir beylik gibi yönetmezdi.Bağıştan çok sözleşmeye benzeyen başkatür bir sisteme göre, devlet bir malikane ya da bölgeden alınacak vergileriönceden kararlaştırılan toplam bir tutara satardı. Böylece artık devlet vememurlarıvergisalmavetoplamaişiyleuğraşmazlardı.

Buiş,biraşiretreisi,dinibir topluluğunbaşıyadakazançeldeetmekiçinişe talip olan bir girişimciye verilirdi. Bu tür iltizamlar devlet ya da devletgelirlerinitoplamayetkisiolanlardansatınalınabilirdi.Mültezimhâzineyeyadaanlaşmayıyaptığıkişiye,anlaşmayavarılantutanvermekleyükümlüydü,vergiyitoplama yolu kendine bırakılmıştı. Tüm bu süreçte devlet, katılımcı değil,denetleyiciolanbirvergimüfettişiyleyeralırdı.Toprağınuzunvadelirefahında,özel mülkiyet sahibinin ya da devletin doğal bir çıkan olurdu. Mültezimöncelikle kendi yatırımını geri almaya, sonra da kâr sağlamaya uğraşırdı.Genellikleiltizamlaryıllıkverilirdi.

Şiddetinvekararsızlığınsürdüğühiçdeazolmayandeğişimzamanlarında,toprak bağışı ya da gelir biriminin daha çok artırılması eğilimi olurdu. Budurum,büyükvegüçlübirtopraksahibininsıkıntılızamanlardakorumasınıdahaküçük ve zayıf komşuları üzerinde yaygınlaştırmasıyla görülürdü. Bu, bazengönüllübirbiçimdeolur,içsavaş,istilavedüzeninbozulmazamanlarındaküçüktoprak sahibi güçlü komşusundan yardım ister ve güvence verilen bir gelirkarşılığındahaklarını onadevrederdi.Zamanlabukorumauygulaması, büyüktoprak sahiplerinin küçüklerin topraklarına el koymalarına dönüştü. Bir rejimidestekleyenlerin devrilmesi ve yerlerine yenilerinin geçmesi kimi zaman çokdahaköklüdeğişikliklereyolaçtı.Böylebirdurumda, toprakvemalibirimler,yeni sahipleriyle devam edebiliyordu. Genellikle tüm birimler tekrardevletin denetimine giriyor, sonra da başka yollarla yeni kişileretekrardağıtılıyordu.

Kiralanan devlet topraklarıyla özel mülkiyet arasındaki ayrım çok netdeğildi. Devlet denetiminin güçlü olduğu zamanlarda devletin gücününgenişleme yönü özel mülkiyet sahibimin aleyhine olurdu. Siyasi zayıflık vebundankaynaklıolarakmerkezileşmeninbozulmasısonucundabireyin,devletingücünü, hatta toprağını gasp etme eğilimleri artmıştı. Örneğin XVII.yy

Page 177: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sonlarında ve XVIII.yy’da olduğu gibi, böyle zamanlarda iltizamlar dahi özelmülkiyet gibi soydan gelen bir sahiplik yapılabiliyordu. “Gasp” ifadesi hemdevlet topraklarınınözelleşmesi,hemdeözel topraklarındevletleşmesidurumuiçinuygundu.

Ortadoğu toplumu bağlamında kullanıldığında “feodalizm” gibi “soyluluk”ve“toprakağalığı”dafarklıbirbiçimalmaktadır.Öteyandanarasırakuramsalaçıdan bağış, tımar ya da iltizam yoluyla toprak elde eden ve bunu babadanoğula devreden toprak sahibi bir sınıfın oluştuğu da net olarak görülmektedir.İslam hükümdarlarının genel eğilimleri, bu durumu engelleme, önleme, geriçevirme hakkı ve tüm gücün, servetin, otoritenin kabul edilmiş bir toplumsaldurumdanyadamirastançokdoğrudandevlettenalınmasıyönündeydi.Otokrathükümdarlar sıkça kendi iyi niyetleri yerine, toprak sahipleri gibimiras kalanservete ya da ulema gibi halkın onayına dayanan bu durumları ortadankaldırmaya çalışmışlardır. Hükümdarlık otoritesinin bir şekilde gücünükaybettiğidönemlerde,varlıklarınıbuşekildedevamettirengruplaroluşmuşveayakta kalmış ama özellikle yeni bir fetihin ardından otoriteninyeniden güçlenmesiyle birlikte bu gruplar genelde ortadan kaldırılmış ya dastatülerinikaybetmişlerdir.

Bumücadele İslamtarihindesüregelmiştir.Modemçağlaragelindiğindebumücadele, otokratik devletin lehine ve onu sınırlayabilecek toplumsal güçleraleyhinebir gelişim izlemeyebaşlamıştır.Budurum, teknolojinin, özellikledemodern iletişim ve silahların gelişmesiyle olmuştur. Bu sayede merkeziotokrasinin karşısındaki engeller de yıkılmıştır. Teorik olarak gelenekselsistemlerde hükümdarın gücünün mutlak olmasına karşın, uygulamada çeşitliaracıotoritevegüçlerlesınırlanırdı.

Modernleşmesonucubugüçlerinsınırlanmasıveotoritelerinyokolmasıyla,hükümdar sınırsız güce sahip olurken, modern diktatörlerin en küçükleri bile,Arap halifelerinin,Pers şahlarının ve Türk sultanlarının en büyüğünden dahagüçlübirdenetimesahiptirler.Tiranlıkkonusundakigeleneksel sınırlarortadankaldırılmıştır.Yeniyadayenilenenbirtürsınırlamayolununarayışlarıhenüzsonbulmamıştır.

Page 178: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

11.BÖLÜM

HALK

Sıkçaİslamiyet’ineşitlikçibirdinolmasındansözedilirvebubüyükölçüdede doğrudur. İslamiyet’in ilkeleri ve başlangıçtaki uygulamaları, İran'ın sınıflıfeodalizmi, Hindistan'ın kast sistemi, Bizans ve Latin Avrupa'nın ayrıcalıklıaristokrasileri gibi çevresindeki ülkelerdeki uygulamalarla kıyaslandığındagerçektende İslamdininin eşitlik ilkesi taşıdığı söylenebilir! İslamiyetbugibitoplumsalveaşiretfarklılıklarsistemlerinibenimsememeklekalmayarakbunlarıkesinvenetolarakreddetmiştir.BukonudaKurançoknettir:

“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Vebirbirinizletanışmanıziçinsizikavimlerevekabilelereayırdık.Muhakkakki,AllahnazarındaendeğerliolanınızOndanençokkorkandır.”(Kuran49:13)

Hz.Muhammed’insözleri,hareketlerivehadislerlekorunanİslamiyet’in ilkhükümdarlarının örnekleri doğum, soy, toplumsal statü, servet ve ırkayrıcalıklarına karşı çıkarak rütbe ve şerefin ancak dindarlıkla ve İslamiyet’teerdemlekazanılacağınıbelirtmişlerdir.

Budüşüncelerbirgeçmişesahipti.İncil’dekiiyibilinenbirparagraftaşöylesöylenir:“NeYahudineYunanlıvardır,nekulneazatlıvardır,neerkeknedişivardır, çünküMesih İsa’da tümünüz birsiniz.” (Gal. 3:28) Daha önceki EyubKitabı’ndadaefendiveköleninortakinsanlığındansözedilmiştir.(Eyub3115)

NevarkiMuseviler,HıristiyanlarveMüslümanlaraçısındanortakinsanlık,insanlar arasında belli başlı farklılıkların gözetilmesine engel değildir.Yukarıdaki Galatyalılar bölümünden alınmış cümle etnik, toplumsal ve cinselayrımların küçültücü olduğunu ya da yok edilmesi gerektiğini değil, bunlarınherhangi bir dini ayrıcalık sağlamadığım anlatmaktadır. Cümlenin son üçsözcüğü inananlar ile inanmayanlar arasındaki dini ayrımı açıkça ortayakoymuştur.Üç din de bireyin değeri, özerkliği ve her ruhunAllah için önemikonularında ısrar eder.Üçüne göre de dindarlık ve hayır işleri servet, rütbe ve

Page 179: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

soylu doğumdan daha üstündür. İnsanların eşitliği ilkesindeki görüşleri ortakolsada,tarihselsüreçteüçüdebueşitliğidindar,özgür,yetişkinveerkekolmakgibigerekliözellikleritaşıyanlarlasınırlamışlardır.Başkabirdeyişle,herüçüdepek çok önemli açıdan köleyi, çocuğu, kadımve inanmayanı aşağı görmüştür.Üçünün de bu aşağı durumun ortaya çıkması ve sonlandırılması ile ilgilikurallarıvardır.Köleyiefendisiazatedebilir;inanmayangerçekdinikabukedipinançsızlığındankurtulabilir;çocuknasılsazamanıgeldiğindeyetişkinolacaktır.Gelenekseldindünyasındabirtekkadınaşağıdurumundankurtulamaz.

Üç dinin inananları açısından inanmayanların durumu kendi tercihlerininsonucudur.Üçdindeinanmamanınneolduğuvealgılanmasıileihtidaetmeyeninanmayanın durumu arasında önemli farklılıklar bulunur. Başka konularhakkındaki farklılıklar daha azdır.Kadın ve çocuklar doğuştan böyle olduklarıiçin statülerinin değişmesi mümkün değildir. Üç din de köle anne babanınçocuğuolarakköledoğmayıvekölelikdurumunukabulederler.Bukonudaeskikanunların uygulandığı Musevilik ve Hıristiyanlık’ta özgür insanların köleyapılabilecekleri bazı yollar vardır. Daha ilk başlarda İslam hukukunda veuygulamasındaözgürinsanlarınköleyapılmasıkısıtlanmışvebunlarsavaşlardaelegeçirilengayrimüslimlerlesınırlanmıştır.

Herüçdindedebudört toplumsaleşitsizlikdurumundan farklı tanımlananaradurumlarbulunur.Köleyleözgürarasındaazatlılarbulunur,başkabirdeyişle,sahibi tarafından azat edilerek hukuken özgür olan kölenin eski sahibine karşıbazı görevleri veyükümlülükleri olur.Yetişkinle çocuk arasındayeni yetmelikadıverilenhukukensınırlıoluptoplumsalbirönemtaşıyanarabirdurumvardır.Kadınlaerkekarasındahadımdenilenveserbestçeherikidurumarasındagidipgelebilenarabirdurumvardır. İnanmayanlagerçekinananlararasındaAllah’ıngerçeğinintamamınaolmasadabirbölümünesahipolanlarbulunur.

Sonuncu durumda üç din arasındaki en önemli farklılıklar ortaya çıkar.Musevilikte öteki, dışarıdakidir (gentile). Bu kategoride Hıristiyanlığın veİslamiyetin inanmayan kavramından çok Yunan barbar kavramı vardır. Engelaşılamaz değildir. Barbar Helenleştirilebilir, dışarıdaki (gentile)Musevileştirilebilirvebukoşuldatoplumunüyesiolarakbenimsenirler(Levtiler19:33-4). Ancak bu beklenen bir değişiklik değildir ve çok da gerekli olmaz.MusevilerveHelenleriçinyabancılarMuseviyadaHelenolmadandafaziletliolabilirler. Musevi öğretisi dürüst olan tüm insanların Cennet’te bir yeriolduğunu kabul eder. Öteki tarafta Müslümanlar ve Hıristiyanlar açısındanonlarıninançlarındanolmayanlarveonlarıihtidaetmeçabalarınakarşıkoyanlar

Page 180: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Allah’ın sözünü ya da önemli bir bölümünü inkar etmiş olduklarından budünyadacezalandırılır,ötekidünyadadacehennemegiderler.

Köle, kadın ve inanmayan olmak üzere üç yetişkin aşağı sınıf, kadınınındurumu şüpheli görülmekle birlikte, zorunlu görevleri olan insanlardır vearalarında çok önemli farklılıklar bulunur. İnanmayanın aşağı sınıftan olması,kendi tercihidir ve İslamiyet’i kabul ederek bu duruma son verebilir. Bukoşuldaonatüm-kapılaraçılır.Azatlıolarakkölenindurumudadeğişebiliramabunun içinhukukibir süreçlegerekirve en'önemliside,bununolmasıköleyedeğilsahibinebağlıdır.Enkötüsü,cinsiyetlerinikendilerinindehiçbirgücündedeğiştiremeyeceğikadınlarındurumudur.

Bu üç durum arasında önemli bir başka fark daha bulunuyordu. İslamülkelerindekikölelikdahaçokaileviydi,ekonomikdeğildi.Kölelerinevveaileyaşamı içinde bir yerleri vardı. Kölelikle ilgili kurallar Şeriat’ın iç kalesiniteliğindeki kişisel durum kanununun bir parçasıydı. Öteki tarafta gayrimüslimindurumukişiseldeğil,kamusalolduğu içinçokdahafarklıgörülürdü.Buradaki sınırlama, kadın ve köledeki gibi, Müslüman evinin kutsallığınıkorumak için değil, İslamiyet'in üstünlüğünüMüslümanlar tarafından yaratılantoplumdave devlette sürdürmek içindi.Bugrupların hukuki tabiyet durumunaitirazetmekyadadeğiştirmeyeçalışmaközgürveerkekMüslüman’ıMüslümanevindekişisel otoritesi ileMüslümandevletteki komünal önceliği olmaküzereiki hassas konuda tehdit edecekti. Asil ve normal doğanlar, zengin ve fakirdoğanlar, Arap ve Arap olmayanlar, beyaz ve siyah olanlar arasında kimizaman tırmanan ve İslam kardeşliğinin gerçek ruhuna ters düşen gerilimi yoketmek için Ortaçağ’ın başlarından itibaren İslam dünyasında bir dizi dini vetoplumsal radikal hareket olmuştur. Ancak bu hareketler kadının, kölenin veinanmayanıntabidurumlarınıbelirleyenkutsalayrımlarısorgulamamıştır.

İki gelişme, İslami öğretinin insancıl etkisini bazı açılardan azalmıştır. Bugelişmelerden biri Araplar’ın fethettikleri ülkelerde gördükleri Pers ve Romauygulamalarınınetkisi,dahagüçlüolabilecekdiğerideharaç,fetihvesatınalmayollan ile elde w edilen köle sayısındaki hızlı artıştır. Köleler için önemlihukuki sınırlamalar vardı. Özgür insanlar için yetkili olan birmakamagidemezler,şahitolamazlardı.Birköleyekarşıişlenensuçuncezası,osuçözgürbirinekarşı işlendiğindeverilecek cezanınyarısı olduğu içinkölelerözgür insanlardandaha az sayılıyorlardı.Köleler azdaolsamirasvemülkiyetkonularında birtakım medeni haklara sahipti. İslam hukukunda köle debeslenme, tıbbi bakım ve yaşlılıkta bakım haklarına sahiptir. Kadı, bu

Page 181: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yükümlülüklerini yapmayanköle sahibinekölesini azat etmesini emredebilirdi.Köle sahipleri kölelerini aşın çalıştırmazlardı ve onlara insanca davranmakzorundaydılar.Sahibininizniylebirköledeevlenebilirdi.Teorikolaraközgürbirkadınla evlenmesi mümkün olmasına karşın, bu pek olmamıştır. Sahibitarafındanazatedilmedikçekadınkölesiyleevlenemezdi.Kölelerinazatedilmesiiçinkanunlarcabelirlenenpekçokyolvardı.

Hicri 31 yılında (miladi 651-652) Mısır’daki Arap orduları ile güneydekiNubyalılar savaştıktan sonra imzaladıkları bir ateşkesle birbirlerine baskınlardüzenlememeyi taahhüt ettiler. Antlaşmaya göre Nubyalılar, Müslümanlar’ayılda 360 köle, Müslümanlar da onlara mercimek ve et vereceklerdi.Antlaşmanınsonmaddesişöyleydi:1

"Müslümanlar'ın imamına yılda 360 köle verilecektir. Bu köleler,ülkenizin iyikalitedekiköleleriolacak,kusurlarıolmayacak;hemkadınhemerkek olacak, ne çok yaşlı ne de küçük çocuk olacaktır. Köleler Assuanvalisineteslimedilecektir.BirMüslüman'ınkaçakbirkölesinibarındırıryadabir Müslüman i veya bir zimmiyi (korunan gayri müslim) ya daMüslümanlarla şehrinizde kurduğu camiyi yıkmaya ya da 360 köleyivermemeye kalkışırsanız antlaşma geçersiz olacak. En iyi yargıç olanAllaharamızdanbiriniseçenedeksavaşmayısürdüreceğiz."

Kimikaynaklardabuantlaşmadavalininözelkullanımı içinkırkköledahaeklendiğinden söz edilir. Antlaşmanın gerçekliği şüpheli olmakla birlikte,antlaşma pek çok hukukçu tarafından geçerli kabul edilerek Nubya’nınMüslümanimparatorluğudışında-haraçvererek-kalmasıiçinkarşılıklıçıkarlarıgözetmek için kullanılmıştır.Müslüman topraklarına köle alınması ve kölelerebedensel zarar verilmesiMüslüman kanunlarınca yasakladığı için ülke içindenelde edilebilecek köle ve hadım sayısı sınırlıydı ama Müslüman topraklandışındanikisinideithaletmekmümkündü.Nubyabununiçiniyibirkaynaktı.

Köleler birçok amaçla kullanılırlardı. İslam dünyasında ekonomi, Helen-Romadünyasındakigibiöncelikleköleliğedayalıdeğildi.Tarımbüyükorandaözgüryadayarıözgürköylülere,sanayideözgürzanaatkarlaradayalıydı.Ancakbirkaçistisnavardı.BazıekonomikprojelerdeçoğunluğunusiyahAfrikalılar’ınoluşturduğu kölelere çok sayıda rastlanırdı. İslami-yetin başlangıç yıllarındaGüney Irak’tâki tuz havzalarının kurutulmasında siyah kölelerin kullanıldığıanlaşılmaktadır. Kötü koşullar nedeniyle bir dizi köle isyanı çıkmıştır. Siyahköleler, Sudan ve Yukarı Mısır’daki altın, Sahra’daki tuz madenlerinde de

Page 182: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kullanılmıştır.

Kölelerinkullanıldığı başlıcayerler ev işleri ve askerlikolmuştur.Evlerde,saraylarda, camilerde çoğunlukla siyah köleler hizmet etmişlerdir. İslamordularında asker olarak genellikle beyaz köleler hizmet etmişlerdir. İslamdünyasının haremlerinde cariye ya da hizmetçi olarak her etnik kökenden çoksayıdakikölekadınikigörevarasındaherzamanaçıkbirfarkolmaksızınhizmetetmişlerdir. Köle kızlardan bazdan eğitilmiş, bir bölümü şarkıcı, müzisyen,dansöz olarak yetiştirilmişlerdir. Bunlar çoğunlukla sıradan halka değil,seçkinlereaitolmuşlardır.Hükümdarınharemindebulunanlarvegözdeolanlar,hatta hükümdarların anneleri olanların perde arkasında da olsa zaman zamandevletişlerindeönemlirolleriolmuştur.

Modem çağlara kadar süren kölelik kurumu, XIX. yy’da sömürgeimparatorluklarında ve XX. yy’da bölgedeki egemen devletlerde ortadankalkmıştır.

İslamiyet ilebirliktekadınlarıneskiArabistan’dakigeneldurumlarındapekçokiyileşmelerolmuş,mülkiyetvebaşkahaklarkazanmışlar,kocalarınınyadasahiplerinin kötü davranıştan karşısında bir ölçüde korunma elde etmişlerdir.İslamiyet, putperest Arabistan’da geleneksel bir uygulama olan kız çocuklarınöldürülmesini yasaklamıştır. Öte yandan kadınların durumu güçsüz kalmış,davranışlar ve göreneklerle değişip itici gücünü kaybeden İslamiyet'in özgünmesajı, başka açılardan olduğu gibi bu konuda da kötüye gitmiştir. Kanunengeçerliolançokeşlilik,dörtkadınlasınırlanmıştıramagüçlüvezenginolanlardışında nadiren uygulanmıştır. Ancak evlilik genellikle kanunen cariyeyletamamlanmıştır.Evlenmemişolankölekadınlarsahibininemrindeolurdu.Özgürolanbirkadın,erkekkölesahibiolabiliramaüzerindeherhangibirhakkasahipolamazdı.Fıkıhçılartarafındankadın,kendihaklanolanbirbireygibideğil,aileiçinde sahip olduğu rolleriyle, anne, kız kardeş, kız çocuk ya da eş olaraktanımlanmıştır. Kadına birtakım haklar tanınmış, mülkiyetle ilgili bazıkonularında erkekle eşit olmuştu.Kadına dini suçlar için verilen cezalar birazdaha hafif olur, örneğin dinden çıkarılma suçuna idam değil hapis vekırbaçlanma cezalan verilirdi. Ama kadınların bu durumu fıkıh uzmanlarıaçısındanayrıcalıklıdeğil,aşağıkonumdaolduklarınıgösterirdi.Kadındaköleilezımmiiçinolduğugibikanunlarcabazıalanlardaküçükgörülürdü.Örneğinbir kadın dava için şahitlikte ya damirasta bir erkeğin yansına eşdeğer kabuledilirdi.

Page 183: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Hoşgörüye sahip inanmayanlar, İslam devletinde hoşgörü-len ve korunangayrimüslim tebaa içinkullanılanhukuki terimlerlezımmiyadaehl-izimma,“anlaşma insanı” olarak aldırılırdı. Bu kişiler, Hıristiyanlar, Museviler veDoğu’da Zerdüştiler idi. Bu kişilerin statülerini belirten zimma, Müslümanhükümdar ile gayri müslim toplumlar arasındaki bir anlaşma sayılırdı ve buanlamda aslında bir kontrat idi. Kontrata göre zimmiler, bazı toplumsalsınırlamaları ve Müslümanlar’dan alınmayan cizye vergisini kabul ederekİslamiyet’in üstünlüğünü ve Müslüman devletin hakimiyetini tanımışlardı.Karşılığında da can ve mal güvenliği, dış düşmanlardan korunma, ibadetözgürlüğüveişleriniyürütmekiçinoldukçagenişbiriçözerklikkazanmışlardı.Bunlarınsonucundazimmilerindurumlarıkölelerdenoldukça iyiancakönemliaçılardan özgür Müslümanlar’dan oldukça kötüydü. Zimmi topluluklarıkadınlarla ilgili kendi kurallarına sahipti. Musevi hukukunun İslamtopraklarındaki yorumu ve uygulamasında çok eşlilik kabul edilmiş, ancakcariyelik durumu yasaklanıp cezalandırılmıştır. Bütün topluluklardakiuygulanışıyla,Hıristiyanhukukundaikisideyasaklanmışvebusuçlarıişleyenleraforozedilmişyadabaşkacezalaralmışlardır.

Kadın,köleve inanmayanlarınaşağı statülerinidüzenleyenhukukkurallarıdaima İslamiyet’in yüksek ahlaki ve dini ilkelerine uygun olurdu. Toplumsalgerçekleri açısından her üçü de çoğunlukla hukuk kurallarından oldukça iyidurumdalardı. Müslümanlar’dan aşağıda olmalarına karşın, büyükservetleri, ekonomik güçleri ve nadiren de olsa siyasi güçleri olan zimmilervardı. Erkeklerden aşağıda olmalarına karşın, evlerinde, pazarda ve saraydaotoriteleri olan kadınlar vardı. Özgür insanların altında olmalârına karşın,yüzlerce yıllık İslam tarihinde köle askerler, köle subaylar, köle valiler, kölehükümdarlarbileolmuştur.

İslam tarihinde, modem çağ öncesindeki dönemde gayri müslim tebaanındurumuhukukkurallarınıntanımladıklarındanoldukçaiyiydi.Hukukkurallarınsıklıkla tekrar düzenlenmesinden sınırlamaların kesin ya da düzenli olarakuygulanmadığı anlaşılmaktadır. Genellikle Sünni yönetimindeki zimmilerindurumları, öteki mezheplerin yönetimindekilerden daha iyi olmuştur. Pek çoksultan ve halifenin yönetiminde, Museviler de, Hıristiyanlar da İslamimparatorluklarının yönetiminde idari görevlerde bulunmuşlardır. Genel olarakböyle istihdamların karşısında olunmadığı görülmektedir. Bazen Hıristiyandevlet memurlanna karşı kampanyalar düzenlendiği, bazı şiddet olaylarıgerçekleştirildiğiolmuşturamabugibidurumlaranadirenrastlanmış,genellikle

Page 184: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

de bunlar zimmi memurların aşın ve rahatsız eden güç kullanımlarındankaynaklanmıştır.

Nevarkizimmilerinaşağıstatüdeolduklarınıunutmalarınaizinverilmezdi.Müslümanmahkemelerindeşahitolamazlar,kadınvekölelerdeolduğuşekilde,tazminatla ilgili konularda Müslümanların yansı değerinde kabul edilirlerdi.Müslümankadınlarlaevlenirlersecezalanölümolurdu.Öteyandan,Müslümanerkeklerin gayri Müslim kadınlarla evlenmeleri serbestti. Zimmilerinkıyafetlerinedesınırlamalargetirilmiştiveüzerlerindedurumlarınıtanımlayacakişaretler bulundurmak zorundaydılar. Yalnızca katır ve eşeğe binebilirler atabinemezlerdi. Kanunlara göre ibadethanelerini tamir edebilirler ama yenileriniyapamazlardı.Busınırlamalarındaimasıkıbirbiçimdeuygulanmasısözkonusudeğildiamaherankonuedilebilirlerdi.Zimmilerçokzenginolabilirlerdiamabuzenginliğin sağladığı siyasi ve toplumsal avantajlardan faydalanamazlar vezenginliklerini, siyasi amaçlarına ulaşmak için birtakım entrikalardakullanırlarsa,sonuçtakendilerideİslamdevletivetoplumudazarargörürdü.

İslam devletlerindeki özgür, erkekMüslümanlar geniş fırsat özgürlüklerinesahiplerdi.Fatihlerceeski imparatorluklarayayılanİslamdini,devrimciveçokbüyük toplumsal değişikliklere yol açmıştır. İslami öğretiye göre, monarşi dedahil,soydangeçeceklertürlüayrıcalıkreddedilirdi.Bueşitçilikanlayışıbirçokaçıdan değiştirilip çarpıtılmış olmasına karşın, yine-de soyluların ortayaçıkmasınıengellemişveliyakatileamacınödüllendirileceğibeklentisindekibirtoplumu koruyacak denli güçlü kalmıştır. Eşitlikçiliğe Osmanlı dönemininilerleyen zamanlamada bir ölçüde kısıtlama getirilmiştir. Devlet hizmetindekölelerin kullanılmasına son verilmesiyle toplumsal hareketliliğin yukarıyadoğru çıkış yolu kapanmış, ulema ve ayan gibi ayrıcalıklı gruplar da yenigelenler için olanaklara sınırlandırma getirmişlerdir. Ama ne var ki, XIX.yybaşlarındaOsmanlı İmparatorluğu halkının içinden fakir birinin, güç, şeref vezenginliğe sahip olma olasılığı, devrim sonrası Fransa da dahil olmak üzereherhangibirHıristiyanAvrupadevletindekindençokdahayüksekti.

Genellikle tarihçileryalnızcagüçlü,zenginvebilgilikişilerle ilgilendikleri;ülkelerin, uluslarınve çağların tarihini yazarkenyalnızca ayrıcalıklı birkaçbinkişiyi ele aldıkları ve büyük halk kitlelerini göz ardı ettikleri şeklindeeleştirilirler.Aslındabueleştiribirbakımahaklıdırancakbundatarihçilerinbirsuçu yoktur. Roman yazarının tersine tarihçinin elindeki malzeme kısıtlıdır.Çünkü çok daha yakın bir zamana kadar, bazı ülkelerde bugün bile, güçlü,zengin ve bilgili kişiler veya bunlar için çalışanlar yazabiliyor, böylece de

Page 185: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kitaplar,belgeler,yazıtlarvetarihçiningeçmişianlatmakiçinaradığıbaşkaizler,sadecebukişilerinarkasındakalıyordu.

Burada da bazı istisnalar bulunur. Son zamanlarda tarihçilerin çeşitliyerlerden toplayıp bir araya getirdikleri bilgiler sayesinde, az da olsa sessizkitlelerin tarih ve deneyimlerine ışık tutulmuştur. Helen-Roma dünyası,HıristiyanAvrupavebirölçüdedeOsmanlıİmparatorluğuhalksınıflarınıntarihiaçısındanilerlemelerolmuştur.AmahenüzOrtaçağİslamiyettarihiaçısındanbuaraştırmalara başlanamamıştır. Şehir ve şehirli nüfusla ilgili birtakım konularhakkında, toplumsal tarih yerine daha çok ekonomik tarih açısından birtakımaraştırmalar yürütülmüştür.Ortaçağ İslamiyeti’ndeki sıradan insanların günlükyaşamıyla ilgili tarih, yayınlanmış birkaç makale ve genelde başka konulardayazılmışkitaplarınbazıbölümlerindenibarettir.

XV.yy’danitibarenOsmanlı’nıntaşraveimparatorlukarşivlerişehirlerdevedeköylerdeyaşayansıradaninsanlarıngünlükyaşanılanhakkındaoldukçailginçve zengin bir kaynak olmuştur. Bu durum Ortaçağ açısından imkansızolmamakla birlikte çok zordur. Osmanlı İmparatorluğu veya Avrupadevletlerinin arşivleriyle karşılaştırılabilecek arşivler yoktur ama yine de,çoğunluğu Mısır’da bulunan önemli sayıda belge bugüne dek kalmıştır.Edebiyatınbazıtürleriyleyorumlanıpdesteklenenbubelgelersayesinde“hassa”nın (özel kişiler ya da seçkinler), “amme”nin (sıradan insanlar) yaşantılarıylailgilibilgileröğrenilebilmiştir.

Ortaya çıkan etkin ve çok çeşitli şehir nüfusun önemli bir kesimini çeşitliekonomik düzeylerdeki esnaf ve zanaatkarlar oluşturmaktaydı. Çoğunlukla ırkya da din açısından homojen olmadan loncalarda birleşmişlerdi. Bazen deşehirde kendilerine ayrılan yerlerde yaşıyorlardı. Hassa’nın parçalarından olanaskeri, siyasi ve dini kurumlardaki daha aşağı sınıftan olan, daha az ücretalanların yaşam şekilleri ve standartları seçkinlerin değil, sıradan halkkitlelerinin özelliklerini taşıyordu. Toplumsal düzeni, bazıları ordunun askeribirimleri, çoğunluğuşehirhalkındanyerelolarak toplanmışbirimlerdenoluşançeşitlipolisgüçlerisağlıyordu.Bupolisgüçlerinden“ases”lergecebekçilerive“ahdath”genççıraklararasındantoplananbirtürmilisgücüydü.

Bu polis güçlerinin işleri oldukça zordu. Bugüne gelebilmiş az sayıdakiArapça belge, Ortaçağ İslamiyeti’ndeki yeraltı dünyasının davranışları, ahlakkurallanvedilleriyle-ilgilibilgivermektedir.Katil,hırsız,yankesici,dolandırıcıgibi suçlular bunlardan bazılarıydı. Bazdan da meddah, cambaz, hokkabaz ve

Page 186: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

başkagösterisanatlarındakikişilerdi,gezicivaızlarveprofesyonelöykücülerdebunların arasında sayılabilir. Halkın büyük bir bölümüne tek sağlık bakımınısağlayan,hemhekimlik,hemdişçilik,hemdeeczacılıkveruhhekimliğiyapansahtedoktorlardabunlardandır.Büyü, falcılıkvemuskayazıcılığıyapanlardavardı.Bazılarıdabüyükhalkkitleleriningereksinimlerinikarşılayacakbasitveucuzürünlerisatangezicisatıcılardı.Dilenciler,kaynaklardaensıkgeçenveendikkat çekici olan gruptur. Dilencilerin, dindarların sadaka vererek dinigörevleriniyerinegetirmelerineolanaktanımalarıaçısındandinibirişlevleridevardı. Dilenciler mesleklerini yapmak için, kaynaklarda sevgiyle dile getirilençeşitlihilelerebaşvuruyorlardı.OrtaçağAvrupası’ndakiderbederinsanlarlailgilidaha çok belge bulunmaktadır ve daha ayrıntılı araştırmalar yapılmıştır amaOrtaçağİslamı’ndakileriçinbuyapılamamıştır.

Arap kültüründe dilencilerin bile şiirleri olmuştur. Aşağıdaki şiir X.yy’daklasiktarzdayazılmıştır:2

“Biz delikanlıyız ve karada ya da denizde önemli olan yalnızca biziz.Çin’denMısır'aveTanca'yakadarherkestenharaçtoplarız.

Biryerbizeçoksıcakgelincehemenbaşkabiryeregideriz.

İslamtopraklarıyadakafirlerinkifarketmezdünyanıntamamıbizimdir.

Buyüzdenyazıkarlıülkelerdegeçirir,kışgelincedehurmalarınyetiştiğiyerleregideriz.

Bizdilencilertarikatındanızvehiçkimsehaklıgururumuzuinkaredemez.“

Eşkiyalar, ıssızdağlardaveçölyollarındazenginkervanlarınyolunukesenözel bir gruptu. Bazıları basit eşkiyalardı ve böyle görülüp kabul edilirdi.Gösterdikleritoplumsaltepkinedeniylebazıeşkiyalarda,birtürpopülervehattaedebi kült unsuru haline gelmişlerdir. Eski Arabistan’daki suluk adı verilen(çoğulu saalik) “eşkıya şairler"' bunların örneklerindendir. Korumasındanyoksun olarak aşiret sistemi dışında yaşayan salik, Ortaçağ ve modem çağedebiyat tarihçilerininbeğenisinikazanmışbir şiir türüyaratmışlardır.OsmanlıAnadolusu’nuözellikleXVI.veXVII.yy’daharapedenCelaliadıverileneşkiyaçeteleri bunlardan çok farklıdırlar. Toprağı olmayan köylüler, terhis olmuşaskerler, din okullarındanmezun işsizler ve tatmin olmamış daha başkalarınınoluşturduğu Celaliler, başarı ve ün elde etmişler; bazı liderleri de Anadolufolklorundayeralmışlardır.

Page 187: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Tarihi bellek suçlamayı yadaunutmayı tercih ettiği başkadireniş türlerinepek de sıcak davranmamıştır. Kimi zaman kölelerin efendilerine karşıayaklanmaları bunun örneklerindendir.Ortaçağ’ın başında Irak’taki tarımprojelerinde çalıştırılan Doğu Afrikalı kölelerin ayaklanmaları bunlardan enönemlisidirve868-883yıllarıarasındaonbeşyıldevametmiştir.İmparatorlukordulârını yenen isyancılar, Bağdat’taki halife için bir süre önemli bir tehditdurumundaydılar.Mısır’da da 1446’da köleler kölelere karşı ayaklanmışlardır.TarihçileroyılKahiredışındakiodaklardaMemlukefendilerininadarınabakanbeş yüz zenci kölenin silahlanarak ayaklandıklarını kaydetmişlerdir. Mısırtarihçilerinin anlattıklarına göre bu köleler kendi küçük devletlerini vehükümdarlıklarınıkurmuşlardır.“Sultan”unvanımverdikleriliderlerinibirtahtaoturtmuşlar ve yakınındakilere de Memluk sultanının yüksek memurlarınınunvanlarınıvermişlerdir.

Siyasal ve toplumsal açıdan İslami düzeni tehdit eden ayaklanmalar, dahaçokamaçlarınadiniaçıklamalargetirenamagenellikleekonomikve toplumsaldoyumsuzluklar nedeniyle yapılmış -halk başkaldırıları olmuştur. Hariciler,İslam devletinin gittikçe güçlenen otokratik kimliğine başkaldırmalar veözgürlüklerine ve onurlarına bir müdahale olarak kabul ettikleri her çeşitotoriteyi reddeden Arap ya da öteki göçerlerin desteklerini almışlardır.Peygamber soyundan gelenlerin halifelik iddialarını ve halifeliğin gerçeksahiplerinin meşruluğunu sorgulayan Şiiler, kendilerini baskı altında vehaksızlığa uğramış hissedenlerin kızgınlıklarına bir çıkış yoluaçmışlardır.VIII,yy’da Abbasiler, X.yy’da Fatımiler ve XVI.yy’da Safevileraralarında olmak üzere bazı başkaldırılar, iktidarı kazanmışlar ama yarattıklarıbeklentileri karşılayamadıkları için taraftarlarının daha fazla aşın isyanlarınaneden olmuşlardır. Daha barışçı olan Sofi tarikatları bile halktan aldıklarıdestekleyaygınvetehlikeliayaklanmalardabulunmuşlardır.

Ortaçağİslamiyeti,popülergörüşüntersine,kırsalyadaçöluygarlığıdeğil,şehiruygarlığıydı.Tarihgeleneği,edebiyatıvekanunlarıileşehirlisorunlarıelealınmışve şehirdurumları tartışılmıştır.YalnızcaOsmanlı arşivlerigünlükköyyaşamıhakkındabilgivermektedir.Edebiyataköyyaşantısınıngirmesi,özellikledeköyedebiyatıdahasonrakizamanlardagörülmektedir.Toprağınkullanılması,kiralanması,teknolojivesulamagibikonulardaazdaolsabilgilerbulunmasınakarşın, Ortadoğu tarihinde nüfusun büyük bölümünü oluşturan köylülerhakkındakibilgileroldukçaazdır.

Toprağı gerçekten işleyen köylüler, çalışmalarının meyvelerinden

Page 188: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

faydalananlardanayrıolaraksessizolanlardır.Duyguvedüşünceleri,edebiyattavebölgenintarihinianlatankaynaklardabulunmaz.Kimizamanköykökenlilertüccar,ulema,topraksahibi,memuryadasubayolaraktoplumunüstkatmanlarıkatınaçıkarlarveköylükimlikvegörüşleriniterkederler.Yalnızcabirkaçisyanlideriveeşkiyanınhalklailişkisidevametmiştiramaonlarlailgilidefazlabilgiyoktur. Bugün eskiden olmadığı kadar iletişim aracı olduğu halde bile, buülkelerdeki köylülerin görüşlerine ulaşabilmek bir hayli zordur. Köylülerinduygu ve düşüncelerini yansıtan en önemli araçlar atasözleri, folklor ve halkedebiyatıdır. Osmanlı arşivlerindeki pek çok kaynak, köylülerin şikayet,tartışma, soruşturma ve kararlarıyla yaşamları hakkında bilgi vermektedir.Köyünhemenötesinde,Ortadoğuülkelerinin çoğunda çokyakınında, yiyecek,giyecek ve ulaşım için hayvan yetiştirerek geçimlerini sağlayan göçebeaşiretlerin yaşadığı çöl bulunur. Kuzey Afrika’daki ve Güneybatı Asya’dakiBedeviAraplar,Anadolu,İranyaylalarıveOrtaAsya’dakigöçebeTürkveİranaşiretleri,KuzeydoğuAfrika’daki göçebeBerberiler’in ekonomide, dolayısıylada devlette önemli yerleri olmuştur. Şehirleri ve köyleri yöneten çeşitlihükümetlerin göçebeleri hakimiyet altına almaya çalışmalarına karşın, onlarhayvanyetiştiriciliği ile tarımarasındakikarakteristik farklılıkyüzündenkendifarklı yaşam biçimlerini sürdürmüşlerdir. Devlet güçlüyken göçebeler sakinolmuşlar,devletgüçsüzleşincedebağımsızolmuşlar,köyleri,vahalarıbasmışlar,kervanlarıyağmalamışlarveöncedentarımarazisiolantopraklardahayvanlarınıotlatmışlardır.Bazendegerçekİslamiyet’edönülmesigerektiğinisöyleyenyenibirdinhocasındanetkilenmişveyerleşimyerlerinielegeçirerekyenihanedanlarvekrallıklarkurmuşlardır.

Page 189: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

12.BÖLÜM

HUKUKVEDİN

VII.yy ortalarında kurulan İslam imparatorluğu ile birlikte Ortadoğu’dakihakim din İslamiyet olmuştur. Önceleri fatihler, yöneticiler ve yerleşimcilerinoluşturduğu küçük bir azınlığın dini olmuş, eski Bizans ve Pers topraklarındayaşamakta olan nüfusun çoğunluğu eski dinlerine sadık kalmışlardır. Nezaman ve nasıl olduğu bugün de bilinmiyor olmakla birlikte, çoğunluk halinegelen Müslümanlar, bölgenin büyük kısmında yayılmaya devam ederek,çoğunluklarını bugüne dek korumuşlardır. Müslüman olmayanların yaşamasıyasak tek bir bölge olmuştur. Hadislerden anlaşıldığına göre, Halife Ömer’inyayınladığıbirfermanda,MüslümanlariçinHz.Muhammed’inmemleketiolanArabistan’da yani Kutsal Topraklarda yalnızca İslam dininin var olabileceği,Museviler’inveHıristiyanlarınbutopraklardangitmelerigerektiğibelirtilmiştir.Nevarki,bufermanGüneyArabistan’ıkapsamamıştırveoralardaHıristiyanlıkyüzlerceyıl,Musevilikdegünümüzedekvarolmuştur.

Müslümanların yönetiminde ya da etkisindeki Müslüman olmayantopluluklarınkaderleri,başkabölgelerdefarklıolmuştur.GüneydekiHabeşistanve kuzeydeki Gürcistan ile Ermenistan gibi İslam İmparatorluğu’nuneteklerindeki bazı ülkeler Hıristiyan karakterlerini korurken, bazılarıbağımsızlıklarını bile koruyabilmiştir.Hıristiyan Kiliseleri’nin Mısır’da veMezopotamya’dasayılarıgiderekazalsada,ayaktakalmayadevamedebilmişler,gerçek inancı zorla benimsetmeye çalışan Bizans’tan kurtularak bazı faydalarbile sağlamışlardır.Diğer taraftanKuzeyAfrika iseHıristiyanlık sonaermiştir.Orta, doğu ve batı eyaletlerde yaşayan Musevi topluluklara Hıristiyanyönetimindekindençokdahaiyibirkonumagelmelerinisağlayan,Hıristiyanlaraeşit bir statü verilmiştir. Zerdüştiler’in durumları ise, Hıristiyanlar gibi yurtdışında güçlü dostlarının teşviki ve Museviler’in ayakta kalma yetenekleriolmadığı için iyice kötüye gitmiştir. BunlardanHindistan’a kaçan bir bölümü,Parsileradıverilenküçükbirtoplulukolarakbugünedekgelmişlerdir.İran’daki

Page 190: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

dindarZerdüştilerküçükbirazınlıkhalinegelmişlerdir.Müslümanyönetimininilk yüzyıllarında, devlet gücü ve yerleşik bir ruhban sınıfı disiplinine daha azbağımlıolanmuhalifZerdüştigrupların,İran'ınkültürel,toplumsalvedesiyasitarihinderolleriolmuştur.İnançlarıOrtadoğu’daveAvrupa’daMüslümanlarileHıristiyanlar’ın zulmünden kaynaklanan ve her üç dinden de taraftar bulmayısürdürenManiciler,bugruplarınenönemlisidir.

KlasikhalifeliğinmerkezidurumundakiKuzeyAfrikaveGüneybatıAsya’dabölgenin eski kültürlerinin yoğun etkisinde bulunan, Müslüman olmayanazınlıklarsayesindezenginleşen,ancakkendibelirginvetanınabilirkarakterininyaşam biçimini, felsefesini, edebiyatını, bilimini, sanatlarını etkileyen veMüslüman olmayan azınlıkların yaşamlarında bile açıkça görünen bir İslamuygarlığıdoğmuştur.

Arapçaolan“İslam”sözcüğü,“inananınAllah’ateslimolması”anlamındadırveaynıköktentüreyen“Müslüman”sözcüğüdeteslimolmaeyleminiyapankişianlamına gelir. Bu sözcük, daha eski çağlarda,Arapça ve-öteki Sami dillerde,bütünlük anlamı taşımaktadır.DolayısıylaMüslümankendini tümüyleyalnızcaAllah’averenkişidir.Başkabirdeyişle,VII.yy’ınputperestArabistan’ınınçoktanrıcılarıylakarşılaştırıldığındabirtektanrıcıdır.

Müslüman geleneğinde Hz. Muhammed’in görevi bir yenilik değil,sürekliliktiveçoktanrıcılık ile tek tanrıcılıkarasındakiuzunmücadeleninyenive artık son aşamasıydı.Hz. Muhammed, Müslümanlar için kitabı olanpeygamberlerin sonuncusuydu. Hz. Muhammed, Tevrat, Mezmurlar ve İncilkitaplarını getiren Hz.Musa, Hz.Davud, Hz.İsa peygamberlerin en büyüğü vesonuncusuydu. Getirdiği Kuran eski vahiylerin tümünün üstündeydi ve onlarıtamamlıyordu.MüslümanlığagöreMusevilikveHıristiyanlıkbaşlangıçtagerçekdinler olarak ortaya çıkmıştı, aynı misyon ve vahiylerin daha öncekiaşamalarıydı. Hz.Muhammed, Allah’ın elçisi olduktan sonra eski vahiylergeçersiz olmuştu, gerçek artık onun bildirisindeydi. Onun kitabındabulunmayanlar gerçek değildi ve bunun nedeni eski kitapların değersizkoruyucularıncaçarpıtılıpyozlaştırılmasıydı.

“İslam” sözcüğü, bugün başka anlamlarda da kullanılmaktadır.Müslümanlara göre dünyanın yaratılmasından itibaren var olan tek gerçek dinanlamınagelir.BunagöredeAdem,Hz.Musa,Hz.Davud,Hz.İsaveötekilerintümüMüslüman'dır.Ancakvahiylerineskiaşamalarındabulunaninananlarfarklıadlarla yaşadıkları için İslam daha genel anlamda son aşama olan Hz.

Page 191: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Muhammed veKuran ile sınırlıdır. Burada bir anlam farklılığı bulunmaktadır.“İslam”terimininbirincilanlamıHz.Muhammed’inKuranaracılığıylagetirdiği,sonraki nesillerin görüş ve uygulamalarıyla öğrendiği din demektir. Gidereksonraki nesillerin Hz. Muhammed’in öğrettikleri ve ona atfedilen hadislerlegeliştirdikleri karmaşık din bilimi, hukuk ve görenek sistemi anlamımkazanmıştır.Müslümanların“Şeriat”adınıverdiklerikutsalkanunuve“kelam”adım verdikleri İslami teolojiyi kapsar. Genel anlamda “İslam" özellikle deMüslüman olmayanların kullanımında Hıristiyanlık yerine, Hıristiyandünyasının karşıtıdır veMüslüman inanç ve toplumunun himayesinde gelişenbüyük zengin uygarlığı ifade eder. Bu anlamıyla “İslam”Müslümanların neyeinandıklarını veya inanmalarının beklendiğinden çok, aslında ne yaptıklarını,yani, tarihten anlaşıldığı kadarıyla ve bugünkü haliyle İslam uygarlığınıanlatmaktadır.

“Cami”(mosque)sözcüğü,HıristiyandünyasındakonuşulandillerintümüneMüslümanların ibadet ettikleri yer anlamına gelen bir sözcük olarak çeşitlibiçimlerle ve farklı yollarla girmiştir. Arapça’da secde edilecek yer anlamınagelen “mescid” sözcüğünden gelmiştir ama bu Hıristiyan kilisesininMüslümanlıktaki karşılığı değildir.Cami bir bina, ibadet edilecek yer, hem detoplanılacak ve çalışılacak bir yerdir. Cami, Müslümanlık’ta asla kendi özelyapısı, hiyerarşisi, yetki alanı ve kanunları olan bir kurum anlamındakullanılmamıştır.İslamiyet’inbaşlangıçyıllarındabirbinabiledeğil,müminlerinberaber namaz kılmak için toplandıkları bir yerdi. Namaz evde,’ kamuya aitbinalarda, dışarıda ve fetihlerin ilk zamanlarında fethedilen yerlerdeki başkadinlere ait, paylaşılan veya fatihlerin el koydukları ibadethanelerde dekılınabilirdi.Bu şekilde ilk kez Şam’dakiAzizYuhannaKilisesiArap fatihlertarafından önce paylaşılmış, sonra da ele geçirilip değiştirilmişti. Bundanyüzyıllar sonra da Konstantinopolis’teki büyük Ayasofya katedraliimparatorluk camisi haline getirilmişti. Binanın kubbesinin üstüne bir hilal vedört köşesine dört minare yapılmış, binanın içindeki Hıristiyan resimleri vesembollerikaldırılmışveyaüzerlerineKuranayetleriyazılmıştır.

Caminin içi basit ve sade olur. İmamın görevi yalnızca duada önderliketmektir, başka bir dini görevi yoktur. Bu görevi süreci bilen her Müslümanyapabilirdi, ancak uygulamada imamlık sürekli bir meslek makamı halinegelmiştir.Mimber ve mihrap caminin içindeki en önemli yerlerdir. Genelliklebüyük camilerde bulunan mimber, Cuma namazlarında kullanılan yüksekkürsüdür. Mihrap, Müslümanların namaz kılarken döndükleri kıble yönündeki

Page 192: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

duvarda bulunan girintidir ve duvarın tam ortasında bulunduğu için binanınsimetriçizgisinibelirler.Müslümanlar’ın toplunamazlarıYaratıcı’yagösterilendisiplinlivetoplubirboyuneğmeşeklidir.Namazdadramaveesrara,müzikyadaşiiryeralmaz.Putatapmayabenzerbirküfürolarakgörülenheykelözelliklereddedilir. Müslüman sanatçılar, heykel yerine soyut ve geometrik çizimleritercih etmiş ve süslemelerini yazının yaygın ve sistematik birşekildekullanımınadayandırmışlardır.Camininduvarlarımvetavanınısüsleyenyazılar,Allah'ın,Hz.Muhammed’in, ilkhalifelerin isimleri, besmeleveKuranayetleridir.Müslümanlık’taKuran’ınmetnikutsaldırveonuyazmakveokumakdaibadettir.Kullanılançokçeşidiyazıbiçimleri,hatsanatıustalarınınellerindeçok zarif bir güzelliğe erişmişlerdir. Müslüman ibadetinin ilahileri, müziği veikonları olan bu dekoratif metinler, hem Müslüman estetiğinin hem deMüslümandindarlığınınanlaşılmasınınanahtarlarıdır.

Minare,camininençokbilinenvekarakteristikdışkısmıdır.Genellikleaynbir yapı şeklindeki minarenin en üstünden müezzin (Arapça’da mu’adhdhin)müminleri namaza çağırır ve bu çağrı Müslüman dünyasının birliğini veçeşitliliğini belirler. Kalabalık sokaklar ve'pazar yerlerinde yükselen minare,müminler için bir uyarı ve işarettir.Dini ve toplumsal sembolü her;yerde aynıolsada,İslam'ınherbüyükbölgesininkendiminarestilivardırveçoğunluklada,Babil kuleleri, Suriye’nin kilise kuleleri,Mısır'ın fenerleri gibi aralarında diniolmayanlarındabulunduğudahaeskibiryapıyıandırır.

Başkabiraçıdan,özellikleyenigarnizonşehirlerindeMüslümantoplumuvedevletinin merkezi olan İslam camisi, Roma forumunun ve Yunan agorasınınkarşılığıdır. Yalnızca vaiz ve namazı kıldıran kişinin yer olmayan camininmimberi, aynı zamanda memurların atanması ve görevden alınması, yenihükümdar ya da valilerin başa gelmesi, savaş, fetih gibi önemli -olaylarınduyurulduğu ve önemli bildirilerin yapıldığı bir platformdur. Garnizonşehirlerindecami,hükümetbinalarıveyerleşimmahalleleribir türkalegibidirvegenelliklemimberdenönemliaçıklamalarıhükümdaryadavaliyapardı. İlkçağlardan itibaren İslamiyet’in egemenliğinin simgesi olarak mimberdekikonuşmacının elinde bir kılıç ya da asa olurdu; eğer o yer saldın sonundadüşmüşsekılıç,koşulluteslimolmuşsaasabulunurdu.

Zamanla karmaşık bir duruma gelen Müslüman toplumu ve devletindecamininsiyasi rolüazalsada tamamenyokolmamıştır.Yenibirhalifenin tahtaçıkışı gibi önemli olaylar, yine mimberden duyuruluyor ve hükümdar ya davalinin adının anıldığı hutbe siyasi önemini koruyordu.Hutbede adın anılması

Page 193: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İslamiyet’tesiyasiotoriteninönemliişaretlerindendi.

Kuran’ın en çok yinelenen bir ayetinde Müslümanlar'a “Allah’a, onunPeygamberine ve amirlere itaat etmeleri” buyurulur (4:59). Bu ayet, hadislereKuran’a eşit bir otorite tanıdığı şeklinde yorumlanmış ve nesiller boyu Hz.Muhammed’in görüşleri ve uygulamalarını anlatan hadisler ağızdan ağzaaktarılmış,sonradabüyükderlemelerşeklindeyazılmıştır.Ancakbunlarınçokazbir kısmıMüslümanlar tarafından güvenilir olarak kabul edilir. OrtaçağlardakiMüslümanaraştırmacılarbazıhadislerindoğruluğunusorgularken,bunumodemaraştırmacılar daha radikal şekilde yapmıştır. Öte yandan, Müslümanlar hâlâstandart derlemelere Kuran’dan sonra ikinci derecede saygı gösterirler.İslamiyet’in kutsal kanunu Şeriat, Kuran ve hadislerden oluşur. Yüzyıllardırilahiyatçıların ve hukukçuların sevgiyle oluşturdukları bu görkemli kanunlar,İslamiyet’in entelektüel başarılarının en önemlilerin biri ve İslam uygarlığınındehasıvekarakterinineniyisimgesiniteliğindedir.

Mirza Ebu Talib, XVIII.yy’ın sonlarında İngiltere’yi ziyaret eden vegözlemlerini yazan ilk kişilerden biridir ve Avam Kamarası’nı ziyaretinianlatmıştır. Avam Kamarası’nın görevinin kanunları çıkarmak ve suçlularaverilecek cezalan belirlemek olduğu açıklandığındaki şaşkınlığını dilegetirmiştir. Mirza okurlarına İngilizler’in Müslümanlar’ın tersine gökteninme ilahi bir dini kabul etmedikleri için “zamanın, durumun ve yargıçlarındeneyiminin gereklerine uygun şekilde" kendi kanunlarını oluşturmak zorundakaldıklarınıbelirtmiştir.1

Teoride îslami hukuk sistemi, gezginin anlattığı İngiltere izlenimlerindenoldukçafarklıydı.Allah'ınvahiyyoluylabildirdiği,Kuran’davehadislerdeyeralanvesonradailahiyatçıvehukukçularıntarafındangenişletilerekyorumlanankanun,Müslümanlar için geçerli olan tek kanundu.HukukunAllah tarafındanyaratılıpPeygambertarafındanaçıklandığınınkabuledildiğiyerdedinbilimcilerve hukukçular aynı mesleğin farklı dallarını izliyorlardı. Devlet memuruolmayan,özelkişilerolanŞeriatuzmanlarınınkararlarıneresmenbağlayıcınedeittifaklaalınmışolurdu.Devlettarafındanatanankadı,mahkemesindeadaletdağıtırdı. Kadının görevi kanunu yorumlamak değil, uygulamaktı. Bu görevmüftünündüveonunfetvaolarakadlandırılankararlanyadadüşünceleri,kanunolmasada,hukukiotoriteolarakkabuledilebilir.

tike olarak Şeriat, özel ve kamusal, bireysel ve toplumsal olarak İslamyaşamının alanlarının tamamını kapsardı. Şeriat’ın özellikle evlilik, boşanma,

Page 194: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

mülkiyete ve miras gibi konularla ilgili bazı hükümleri, müminlerin boyuneğmeleri beklenenvedevletin uygulamak için önlemler aldığı kesinbir kanunşekline dönüşmüştür. Başka açılardan Şeriat, bireylerin de toplumun daulaşmalarıgerekliolanbirideallersistemiydi!Şeriat’ınhükümetleilgilisiyasivemeşruti hükümleri bu ikisinin arasında, kimi zaman, kimi yerde birine, kimizaman,kimiyerdedediğerinedahayakındır.

Şeriat,Müslümanhukukçular tarafındanikianabölümdeelealınmıştır.İlkimüminlerin kalpleri ve ruhlarıyla, yani ahlak ve öğretiyle; İkincisi Allah’a veinsanailişkindışeylemlerle,yanibirtaraftaibadet,diğertaraftadasivil,cezavekamu kanunlarıyla ilgilidir. Kanun bir kurallar sistemi getirmeyiamaçlar.Müminlerinbukurallaraboyuneğmesi,onlarabudünyadanamuslubiryaşam sağlayacak ve onları öteki dünyadaki sonsuzmutluluğa hazırlayacaktır.Bu kuralları ayakta tutmak ve uygulamak İslam toplumu ve devletinin temelişlevidir.

Aslında İslam ve Batı hukuk uygulaması arasında Mirza Ebu Talib’inanlattıklarındandahaazkeskinbirfarkvardı.İslamdevletindeŞeriatininsanınkanun koyma gücünü kabul etmemesine karşın, uygulamada durum tam tersiolmuştur. Geçen on dört yüzyılda Müslüman hukukçular ve hükümdarlarilahi vahiylerin tam olarak cevaplayamadığı çeşitli sorunlarla karşılaşmış vebunları çözmüşlerdir.Kanun olarak görülmeyen ve sunulmayan bu çözümlere,aşağıdan geliyorsa gelenek, yukardan geliyorsa yönetmelik ve sıkça olduğuüzere hukukçulardan geliyorsa da yorum denilmiştir. Kutsal metinlerinyenidenyorumlanmasındaİslamiyet’inhukukbilginlerienazdiğertoplumlarınavukatlarıkadarustalardı.MirzaAbuTalib’inkesinliklehaklıolduğubirkonuvardı.Yeni bir kanun konması yaygın ve sıradan bir şey olduğu halde, daimaneredeyse gizli bir şekilde yapıldığı için Avrupa demokrasisinin başlangıçnoktasınıoluşturanyasamameclislerineyeryoktu.

MüslümanlarKuran’ın değiştirilemeyenmetni ve hadislerin kabul .edilmişhükümlerine karşın hukukçuların “kurallar zamanla değişir" ilkesine uygunbiçimdekanunlarınıbüyükölçüdedeğiştiripgeliştirmişlerdir.Hükümdarınkendisözünün gücü ve ulemanın onayı olmak üzere iki önemli etken bu gelişmedeönemliroloynamıştır.

İslam devleti Sünni hukukçuların tanımlandığı biçimiyle bir teokrasiydi.Allah egemenliğin, meşruluğun ve hukukun tek kaynağı, hükümdar da onunaracı ve temsilcisiydi. Halifelere ve sultanlara verilen bir unvan “Allah’m

Page 195: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yeryüzündeki gölgesi”dir.Müslümanlar devleti yürütebilmek için uygulamadasofu Müslümanlar için de iktidar sahibi olmanın, kurallar koymanın, cezavermeningerektiğini daha ilkbaşlarda fark etmişlerdi.Ancakbu, ilahikanunakarşı çıkmadan, onu tamamlayarak gerçekleştirilecekti. Arapça’da bu güç“siyasa”olarakadlandırılıyordu.Siyasailkanlamıylaateğitmekveidareetmekdemektir,bugünpolitikaanlamındakullanılmaktadır.DahaeskidenveOsmanlıdöneminde hükümdarın Şeriat’ın verdiklerinden ayrıca sahip olduğu yetkiler,cezaveözellikledeölümcezasıvermeyetkisianlamındakullanılıyordu.İkitüryetkinin de olması gerektiği Şeriat bilginleri tarafından onaylanmıştı. Osmanlısultanları bir eyaletin, bir devlet dairesinin ya da monarşinin ve merkezihükümetin işlerini düzenleyen, kanun adı altında kurallar koymuşlardı. Birkanun, Şeriat’tan önde gelemez ve onun yerini alamazdı ama geleneklere vehükümdarlarınınfermanlarınadayanarakŞeriat’ıgüncelleştirebilirdi.

Özellikle Osmanlılar gibi daha dindar olan Müslüman hükümdarlar, bukuralları getirmek ve uygulamak için ulemanın desteğine, en azından onayınaihtiyaç duyarlardı. Eski çağlarda daha dindar ve saygın olanlar devletten uzakdurarakdevlethizmetininyolaçacağıruhsalkirlenmedenkaçınırlardı.XI.yy’danitibaren yurt içinde ve yurt dışındaki yeni tehditler nedeniyle hükümdarlar veulema birbirlerine yaklaşmıştır. Selçuklular, daha çok Osmanlılar ve başkayerlerdeki çağdaşlarının yönetiminde özellikle hukukla ilgili ulema, devletişlerine daha çok karışır oldu ve hükümet mekanizmasının bir parçası halinegeldi.

Ancak bu haliyle bile bir Kilise olmadılar ve terimin Hıristi-yancaanlamındaki gibi bir Ortodoksluk İslamiyet’te yaratılmamıştır. İslam tarihindegerçeğitanımlayan,yanlışlarıkınayandinmeclisleri,papalar,doğruinancı ilaneden, deneyen ve uygulayan engizisyoncular bulunmamıştır. .İslamiyet’tekihukuk ve din bilginleri olan ulema bireyler olarak ya da okullarda, sonra dakamugörevlileriolarakdogmaoluşturupKuran’ıyorumlamalarınakarşın,ondansapmanındinekarşıgelmekolacağıtekbirdogmabilegetirecekbirdiniotoritekurmamışlardır. Dolayısıyla, onaylanmış inanç şeklini insanlara dayatanbirKilise olmamıştır. Bu devlet tarafından yapılmaya çalışılmış ancak başarılıolunamamıştır.

Doğruinancınevrenselkabulgörensınavıicma,yanimüminlerinuzlaşması,modem terimlerle bilginler ve güçlüler arasındaki görüş alışverişidir. Buuzlaşmanın kuramsal temeli Hz. Muhammed’in “Benim toplu mum yanlışolandaanlaşmaz.”sözünedayandırılır.Busöz,Hz.Muhammedöldüktensonra,

Page 196: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ilahi rehberliğinbirbütünolarakMüslüman toplumunageçmesivedoğruolanİslam öğretisi ve uygulamasının toplum tarafından kabul edip uygulananlarolduğuanlamındakabuledilmiştir.Sünnihukukçularbazıkısıtlamalarlabirlikte,toplumdabilginlerinvedindarlarıngörüşayrılıklarıolabileceğinikabuletmişlerve böylece Şeriat kanunlarının farklı mezheplerin olmasını ve karşılıklıhoşgörülerini doğrulamışlardır. Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhepleribugüne kadar gelmiş ve aralarında Sünni İslam dünyasını paylaşmışlardır. Buicmaöğretisiylefarklılıkvedeğişimonaylanıpkolaylaştırılmıştır.

Yervezamanagöredeğişenbutürbiruzlaşmadaha"yapısalveotoriterolansistemlerlekarşılaştırıldığında tutarsızveönemsizgörülebilir.Aslında İslam’ınilkdönemlerindebubiçimdeydi.İnsanınmantığınavekişiselgörüşünegenişbiryerverilmişti.BunaŞeriat’ındilindeiçtihatadıverilirdi.Giderekdeğişikliksınındaralmış,ensonundadaçokküçük,yerel,marjinalveönemlibiristisnaolarakyeniolanla sınırlanmıştı. 900yılından itibaren,Şiiler bunukabul etmemişlersede, Sünniler arasında çıkmış tüm sorunların çözüldüğü ve “içtihat kapısınınkapandığı” konusunda bir uzlaşmaya varılmıştır. Ne var ki her zaman yenisorunlarolmuştur.Busorunlararasında,modemçağlarınbaşındaateşlisilahlar,kahve, tütün konuları ve bugün de birçok yeni konu vardır. Kapının tekraraçılmasınısavunanhukukçularolmuştur.Şiilerdekapınınkapandığınıkesinliklekabuletmemişlerdir.Onlarınulemalarınaiçtihadıuygulayankişianlamınagelen“müçtehid”denilirveonlardaSünnimeslektaşlarındanpekdefarklıdeğillerdi.

İslamhukukveteolojisininçekirdeğiolandoğrudavranışveinançkuralları,uzlaşmaveizinverilebilirbağımsızyargıuygulamasıileoluşturulduveevrenselolarak da kabul edildi. Geleneğe saygı olan “Sünnet” bu oluşumun rehberilkesiydi. Sünnet eskiArabistan’da, aşiretin kurallaşmış gelenekleri ve atalarınörnekleri anlamına gelirdi. Sünnet, İslamiyet’in başlangıç dönemlerinde,toplumuncanlıvegelişenbirgeleneğiydi.İlkhalifelerinveHz.Muhammed’inashabınıneylemvepolitikalarıylagelişmişti.İslamiyet’inikinciyüzyılındadahagelenekçibirgörüşvardı.GerçekhadisleriiletenlertarafındanHz.Muhammed’inemirleri ve uygulamasıyla eşit görülen Sünnet’in Kuran dışında her şeyinüstündeolduğukabulediliyordu.Bugörüşüngenelolarakkabuledilmesivebazıinanılırlık dereceleriyle Hz. Muhammed’in hadislerinin ortaya konulmalanyladüşüncenin, dolayısıyla uzlaşmanın rolü azalmış ama tamamen ortadankalkmamıştır.Zamanlaulema,içtihatyerine“taklid”e,başkabirdeyişleyerleşikdoktrinleri sorgulamadan kabul etmeye başladı. Bu durum bir çeşit İslamiOrtodoksluk meydana getirdi ama bu Hıristiyanlıktaki gibi dini otorite

Page 197: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kurumlarının belirledikleri doğru olan öğreti gibi değildi, daha dar anlamıylagenelolarakkabuledilengelenekselöğretiveuygulamaydı.Sapmalar,durumagörebirhata,suçyadagünaholarakkarşılanıyordu.

Bu Ortodoksluğu kabul edenler Sünni adını aldı. Sünnilik’te resmenbelirlenmişbirdogmayainançvedinibirotoriteyeitaattenyerine,birtopluluğabağlılık ve onun geleneklerinin kabulü söz konusudur. Müslümanlar’ınSünnet’ten sapmaları belirlemede kullandıktan teknik terimlerde benzerikomünalvetoplumsalatıflararastlanır.

Hıristiyanlık’taki “dalalet” kavramınınMüslümanlık’taki en yakın karşılığı“bida” başka bir deyişle yeniliktir. Gelenekleri devam ettirmek doğrudur veSünni İslam bununla belirlenir. Geleneklerden uzaklaşmak bida’dır ve doğruolduğu özel olarak belirtilmediği sürece yanlıştır. Hz. Muhammed’eatfedilen“Yenilikenkötüşeydir,heryenilikbiricattır,hericatbirhatadırveherhata da cehennem ateşine götürür.” sözü aşırı gelenekçi görüşü anlatmaktadır.Bir öğretiye getirilen bida suçlamasının temelinde yanlış olduğu değil, yeniolduğu bulunur ve Müslüman dininin kusursuz ve son oluşu inancıyladesteklenengeleneklerinçiğnenmesianlamınagelir.

Buna göreMüslüman bida kavramıyla Hıristiyan dalalet kavramı arasındabüyük bir farklılık bulunur. Dalalet teolojik bir sapma, yanlış bir öğretiseçimiyken, yenilik, teolojik bir suçolmaktan çok toplumsal bir suçtur.Doğruyoldansapmaanlamınagelen“ilhad”veaşırılıkanlamınagelen“guhıv”içindeaynı şey söz konusudur- Guluv, Kuran’ın öncelikle Musevilerle veHıristiyanlar’a hitap eden ayetinde yer alır: “Ey ehli kitap! Dininizde aşırıyagitmeyin ve Allah hakkında gerçekten başkasını söylemeyin" (Kuran 4:171).Burada geçen guluv terimi İslamiyet’in aşırılık olarak kabul ettiği Hıristiyaninançlarına gönderme yapmaktadır. Daha sonraları, guluv daha çokMüslümanlar’ınyanlışlarıiçinkullanılmıştır.

Topluluk içinde bir ölçüdeki görüş ayrılıkları zararsız ve hatta yararlıdır.Bunu anlatan “Cemaatim içinde görüş ayrılığıAllah’ın lütfudur.” sözüHanefihukukmezhebininkurucusubilginiEbuHanife’ye,sonradaHz.Muhammed’eatfedilmiştir. Şeriat hukukunda kendi ilkeleri, ders kitapları ve fıkıh bilginleriolan ama ortak bir hoşgörü içinde yaşayan çeşitli mezhepler yer alıyordu.Bazılarıöğretiyleilgiliolanfarklılıklarçoğunluklatörenseldi.Ancakfarklılığındabirsınırıvardıveaşırıyakaçanlaragalat(tekiligali)yadasapkınlaranlamınagelen Melahide (tekili mulhid) adı verilirdi. Bunları din bilginlerinin çoğu

Page 198: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Müslümanolarakka'buletmezlerdi.

Genellikledinbilginleriçizgiyiçekmelerigerekenyeribilemezler.İsmaililergibi radikal ve aşırılıkçı Şii grupları, birçok din bilgini tarafından İslam’dandışlanmıştır. Öte yandan bunlara, Müslüman toplumlarının çoğu tarafındanhoşgörü gösterilmiş, toplumsal olarak yıkıcı ve siyasi olarak ihanetsayılacak şeyler yapmadıkları sürece Müslüman statüsü vermekte sakıncagörülmemiştir.BugündebuhoşgörüLevant’takiAleviler’e,Dürziler’evebazıİslam ülkelerindeki İsmaililer’e gösterilmektedir. İslam tarihinde ve bugünküİslam dünyasında Sünni olmayan, ılımlı Şii denilen, önemli bir topluluk içindurumubirazdahakarışıktır.

Müslümanhukukunda,Müslümanteolojisindebirsınıfolmadığıiçindalaletyer almaz. Bir Müslüman, din bilimcilerinin asgari gereklerine bile uymazsainançsızlıkla, hatta irtidat (dininden dönme) ile suçlanır. Müslüman dinbilimcileri onaylamadıkları öğretilere karşı yenilikçi, aşırılıkçı ya da sapmaşeklinde suçlamaya hazır olsalar da, bu suçlamaları mantıklı sonuçlaraulaştırmak konusunda istekli değillerdir. Bir öğretiyi ve ona inananları İslamolmamakla suçlamak, sözde Müslüman olan bu kişilerin kanunun en ağırcezasınatabimürtetolduklarınıkabuletmekdemekti.Birmezhebemensubolankişi, bazı inançları İslamiyet’in akışından ayrılmış olsa bile Müslüman’dı vekanunlarkarşısında toplumda,evlilikte,mirasta, tanıklıktavekamuhizmetindebir Müslüman'ın statüsüne ve ayrıcalıklarına sahip olmaya devam ederdi.Savaşta, bir isyanda yakalansa bile onaMüslüman olarak davranılarak hemenöldürülmez ya da köle yapılmazdı ve ailesiyle malları kanunlarca korunurdu.Günahkar olsa da inançsız değildi ve öteki dünyada bir yer bulma ümidi hâlâvardı. İslamiyet’teki en önemli engel, Sünniler ilemezhepçiler arasında değil,mezhepçiler ile mürtet’ler arasındaydı. İrtidat hem günah hem de suçtu vemürtetbudünyadadaötekidünyadadalanetlenmişti.Suçuaitolduğuvebağlılıkborçlu olduğu toplumu terk etmek ve ona ihanet etmekti ve cezasını canıyla,malıylaöderdi.Okesilmesigerekenkurubirdaldı.

İrtidat suçlamalarına sıkça rastlanırdı ve ilk zamanlarda "inançsız" ve“mürtet” terimleri dini tartışmalarda sk sık geçerdi. El-Cahiz (ölümü 869),“İlahiyatçıların dindarlığı muhalifleri dinsizlikle itham etmekten başka bir şeydeğildir.” demiştir Gazali (ölümü 1111), “Allah'ın yüce merhametinihizmetkarlıklarıyla sınırlayan ve cenneti küçük bir ilahiyatçı kliğinin vakfıhaline getirecekleri”açıklanmıştı. Aslında bu suçlamalar uygulamada bir faydasağlamıyordu.Genelliklesuçlananlarçoğunluklarahatbırakılır,hattabunlardan

Page 199: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İslam devletinde yüksek makamlara gelenler olurdu. Müslüman kanunundakihüküm ve cezalar sistematize edilerek düzenli uygulanmaya başlayınca irtidatsuçlamalarıdaazaldı.Azsayıdadinbilimci,inançlarıkendilerininkindenfarklıolanlarakarşıirtidatiçincezaverilmesitaraftarıydı.Öteyandan,hertüryeniliğekarşı olan Suriyeli fakıh ibn Taymiyya (ölümü 1328) kuşkulu gruplarınuyarılmasıvekötüdurumlardazorlayıcıeylemlerlebirtürkarantinayaalınmasıgerektiğinden yanaydı. Bida’nın aşın, ısrarlı ve saldırgan olması durumunda,taraftarlarının İslam toplumundan atılmaları ve acımasızca yok edilmelerigerekirdi.

İslam’da tek bir zorunlu, dogmatik Ortodoksluğun olmaması, bir eksiklikdeğil,SünniMüslümanlarınkendiinançlarınayabanavetoplumlarınınçıkarlarıaçısındantehlikeliolduğunuhissetmelerinedeniyledir.Nevarki,başkadinlereinananlargibi,Müslümanlarında,kendiilkeleriniizlemedikleri,hattakitaplarınaboyun eğmedikleri olmuştur. Gerek klasik gerek de Osmanlı dönemlerindekiörneklerdehükümdarlarınİslamiyet’inbelirlibirbiçiminizorlakabulettirmeyevehattaMüslümanolmayantebaalarınızorlaMüslümanyapmayaçalıştıklarınarastlanmaktadır. “Sapkın” inançlara sahip kişilerin gerçek dini kabul etmeyezorlandıklarıvekarşıkoyduklarındaişkenceyleöldürüldükleridebilinmektedir.Ancak hoşgörü de hoşgörüsüzlük de yapısaldı, başka bir deyişle kanunlabelirlenmişti.Allah'ınbirliğinivevarlığınıinkaredenlere,yanidinsizlereveçoktanrılılarahoşgörügösterilemezdi.Fetihlerden sonraonlara tanınan“ihtida”yada ölüm seçenekleri, köleliğe çevrilebilirdi. Hoşgörü, eh azından inanca sahipolanlar, başka bir deyişle İslamiyet’in vahiy yoluyla inmiş ve gerçek kitabıolduğuna inananlara gösterilirdi ve bu kişilerin belirli mali ya da başkasınırlamaları kabul ederek uymalarına bağlıydı. Mürtet olana,yaniMüslümanlık’tan çıkana hiçbir koşulda hoşgörü gösterilemezdi ve cezasıölümdü. Bazı otoriteler pişman olan mürtet için cezanın hafifletilmesine izinverirken, bazıları da pişmanlık halinde dahi ölüm cezasından vazgeçmezlerdi.Bu kişiler öteki dünyadaAllah tarafından affedilebilirlerdi, ancak bu dünyadakanun"tarafındancezalandırılmalarıgerekirdi.

OrtaçağMüslüman dogmacılarının en büyüklerinden biri olan el-Aşari’nin(ölümü 935-36) son sözleriyle ilgili iki yorum yapılmıştır. Bu yorumlardanbirine göre son sözleri şunlardır: “Mekke’ye dönerek dua edenleri kafirsaymıyorum. Herkes dua ederken düşüncesini aynı yöne .çevirir, yalnızcaifadeleri değişik olur.” Diğer yoruma göre de, ölürken Mutazile’nin yaptığıyanlışlıklara küfür etmiştir. Bu yorumların hangisi doğru olursa olsun, ilk

Page 200: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yorumun Sünni İslam'ın doğru olan inanca karşı daha gerçekçi geneldavranışının ifadesi olduğu şüphesizdir. İslamiyet’in sikkelerde yazılı olan,minarelerdenokunan,hergündualardayinelenendüşüncesiAllah’ıntekolduğuve Hz. Muhammed’in onun Peygamberi olduğudur, bunun dışındakilerayrıntıdır.

İslam’ın beş şartından birincisi, “Kelimei şahadet”, yani imanınaçıklanmasıdır. İkincisi namaz (salat), özellikle de her gün doğarken, öğlen,öğleden sonra, gün batarken ve akşam belirli hareket ve dualarla kılmannamazdır.Müslümanlarınduaları herhangibir kuralabağlı değildir, her zamanedebilirler. Ancak namaz kadın-erkek her yetişkin Müslüman’ın görevidir.İbadet edecek kişinin temiz olması, temiz bir yerde bulunması ve yüzünüMekke’ye çevirmiş olması gereklidir. Dua, “Kelimei şahadet” ile bazı Kuranayetlerindenoluşur.

Müslümanlar da, Museviler ve Hıristiyanlar gibi haftanın bir günü topluolarak namaz kılıp dua ederler (Kuran 62:9-11)-Musevi Cumartesisi veHıristiyan Pazarı gibiMüslüman Cuması da toplu ibadet günüdür.Musevi veHıristiyanlar’dakinin tersinebubir dinlenmegünüdeğildir.Kuran’dayazıldığıve tarihin doğruladığı gibi pazarlarda ve başka yerlerde daha fazla hareketgünüdür. Bunun yanında haftalık tatil kavramı da vardır. Ortaçağ’da buuygulamanın olduğundan söz edilir. Osmanlılar zamanında haftalık tatil dahayaygınlaşmış ve bugün neredeyse tüm Müslüman ülkelerde evrensel durumagelmiştir.

Hac, İslam’ın beş şartından üçüncüsüdür. Her Müslüman en az bir defaMekke ve Medine’yi ziyaret etmelidir. Ancak bu Hıristiyanlar’ın veMuseviler’in Kudüs’ü ziyaret etmeleri gibi isteğe bağlı değildir, dini biryükümlülüktür. Her yıl hac Zilhicce ayının 7. ve 10. günü yapılır. MekkeCamii’ninortasındakiKabe’nin tavafedilmesivekurbanbayramıylasonaerer.AllahınEvi(Beytüllah)olarakadlandırılanKabe,Müslümanlariçinkutsalşehrinenkutsalyeridir.

İslam tarihindehaçcınçokönemlikültürel, toplumsalveekonomiketkileriolmuştur. Başlangıçtan itibaren İslam dünyasının her köşesinden toplumsalgeçmişleri ve ırkları birbirinden farklı olanMüslümanlar uzun yollar kat edipyurtlarını bırakarak ortak ibadet yapmak üzere gelmişlerdir. AncakAntikdönemdeveOrtaçağ’da aşiretlerinve insanların toplugöçlerinden farklıolan hac yolculuğu gönüllü ve bireysel olarak yapılan bir yolculuktur. Hac

Page 201: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kişisel bir eylem ve kişisel bir kararın uygulanmasıdır, çok önemli kişiseldeneyimlerle sonuçlanır.Modemolmayan toplumlarda benzeri bulunmayanbufiziki eylem, en başından itibaren önemli entelektüel, toplumsal ve ekonomiksonuçlar doğurmuştur. Zengin hacılar yol masraflarını karşılayabilmek içinyanlarında yol boyunca satabilecekleri köleler götürürlerdi. Tüccarsa hacılar,bunubirişyolculuğuylabirleştirirler,geçtikleriyerlerdemalalıpsatarakçeşitliülkelerin pazarlarını, tüccarlarını, ürünlerini, geleneklerini ve uygulamalarınıöğrenirlerdi. Bilim adamı olan hacılar, toplantılara katılarak, meslektaşlarıylatanışıp kitap satın alarak bilgi ve düşüncelerin yayılmasını ve değiş tokuşunusağlarlardı.

Hac birbirinden uzaktaki Müslüman ülkeler arasında bir iletişim ağıoluştururdu.Hac ileyenibiryolculukedebiyatıortayaçıkmışveuzakyerlerleilgilibilgiedinilmesisağlanmışveenönemlisi,dahabüyükbirtoplumaaitolmabilinci oluşmuştur. Bu bilinç, Mekke ve Medine’deki toplu ibadete katılmavebaşkaülkevehalklarınMüslümanları ilebirleşmeduygusunupekiştirmiştir.Önemli sayıda erkek ve çok sayıdaki kadının fiziki hareketliliği ile oluşantoplumsal hareketlilik, Ortaçağ İslam dünyasını Avrupa Hıristiyan dünyasınınsınıflı,katışekildehiyerarşikveyoğunyerelgelenekleresahipdartoplumun-dançokfarklıdurumagetirmiştir.GenişvefarklıolduğuhaldeneOrtaçağ’danedemodernHıristiyanlık’ta asla olmayan birlik, İslam dünyasında gerçekleşmiştir.İslam dünyasının kültürel birliği tek başına hac ile yaratılmamıştır ama ötekietkenlerdenenönemlisidir.

Oruçİslam’ındördüncüşartıdır.îslamitakvimindokuzuncuayıRamazan’da,hastalar, yaşlılar ve küçük çocuklar hariç er-kek-kadın her yetişkinMüslümangüneşin doğuşundan batışına kadar geçen sürede oruç tutmak zorundadır.Cihaddaolanlarveyolculukyapanlarorucuerteleyebilirler.

İslam'ın beş şartından sonuncusu, Müslümanlar’ın devlete ya da toplumaverdiklerizekattır.Başlangıçtamüminlerdendiniamaçlariçintoplananparaolanzekat, giderek bir vergi haline gelmiştir. İslamiyet’i kabul edenlerin diniyükümlülüğüolaraksadakavermesianlamınagelmektedir.

Olumlu yükümlülükler olan İslam’ın beş şartı, bir Müslüman'ın yapmasıgereken görevlerdir. Yapılması günah olan uzun bir olumsuz emirler dizisi debulunmaktadır.Buemirlerinçoğunluğuhırsızlıkvecinayetinyasaklanmasıgibibaşlıcatoplumsalkurallardır.Bunlardışında,domuzetiyemek,alkol,zinavefaizalma gibi özel dini çağrışımları olanlarda bulunmaktadır. Musevilik ve

Page 202: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Hıristiyanlık’tadayeralancinselveparasalsuçlarkarşısındakiendişe,onlardaolduğundandahafarklıtanımlanmıştır.DomuzetiyemeyasağıMusevilik’tedevardır. Alkollü içki içme yasağı yalnızcaMüslümanlar’a özgüdür. Domuz eti,alkol, zina ve faiz yasakları ekonomik ve toplumsal yaşamı çok derinden veyaygınbirşekildeetkilemişlerdirvehâlâdurumböyledir.

“Cihad”, ilahiyatçıların ve fıkıhçıların belirttikleri bir başka olumluyükümlülüktür.Cihad, saldındurumunda, toplumun tamamınınvebireyolarakherMüslüman’ınyükümlülüğüdür.CihadKutsalsavaşanlamınagelirveKurandilinde “Allah yolunda ilerlemek” (fi sebil Allah) demektir. Bazı Müslümandin bilginleri, özellikle modem zamanlarda, “Allah’ın yolunda ilerlemek”göreviniahlaksalveruhsalanlamdaelealmışlardır.Ancakcihadeskiotoritelerinçoğunluğu tarafından Kuran ve hadislerdeki metihlere dayanılarak askeri birterim olarak kabul edilmiştir. Şeriat kanununda yer alan cihad bölümündesavaşın başlatılması, yürütülmesi, kesilmesi, bitirilmesi ve ganimetinpaylaşılması ince ayrıntılarıyla tanımlanmıştır. Cihad yapanlar kendilerinesaldırmadıkları sürece çocukları ve kadınları öldüremezler, esirlere işkenceyapamaz,fizikselbirzararveremezler,anlaşmalarauymakzorundadırlar.Şeriatsavaşa katılmayanlara iyi davranılmasını buyururken, zaferikazananlara yenilenlerin kendileri, aileleri ve mallan üzerinde geniş haklarveriyordu.

Allahvediniçinsavaşmaanlamındakikutsalsavaşkavramı,Ortadoğuiçinyeni değildi. Tevrat'ın Tesniye ve Yargıçlar kitaplarında pek çok örnekbulunmaktadır.HıristiyanBizanslılar,İran’akarşısavaşlarını,ArapvesonradaTürk saldırganlar püskürtme eylemlerini bu şekilde açıklamışlardır. Ancakbunlar vaat edilmiş toprakların fethi, Hıristiyan dünyasının Hıristiyanolmayanların saldırılarından korunması gibi sınırlı hedefleri olan savaşlardı.Genellikle Müslüman cihadıyla karşılaştırılan Hıristiyan haçlı seferleri bileaslında cihada karşı gecikmiş, sınırlı bir cevap ve bir ölçüde taklitti. Ancakcihadın tersine, asıl amacından çıkmış ya da tehdit altındaki Hıristiyantopraklarınınsavunulmasıyadayenidenfethiydi.Birkaçistisnahariç,GüneybatıAvrupa’nın ele geçirilmesi için yapılan başarılı savaşlarla, Kutsal Topraklar’ıtekrareldeedipOsmanlılar’ınBalkanlardakiilerlemesinidurdurmakiçinyapılanbaşarısız savaşlarla sınırlıydı. Müslüman cihadı ise, tüm dünya İslamiyet!kabul edene veyaMüslüman yönetimine girene kadar sürecek sınırsız bir diniyükümlülüktü.Müslümanlığınvahiylegelmişbirdinolduğunukabuledenlere,bazımalivebaşkayükümlülükleriyerinegetirmekoşuluilediniuygulamalarına

Page 203: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

izin veriliyordu. Bunu yapmayanlara, çok tanrılılara ve puta tapanlara daihtida,ölümyadaköleliktenbaşkaseçenekkalmıyordu.

Müslüman kanunlarına göre, dinsizler, dinini inkar edenler, isyancılar veeşkiyaolmaküzeredörttürdüşmanakarşısavaşmakmeşrudurveilkikisicihadsayılır, farklı kuralları vardır ve kazananlara farklı haklar verir. Bu özellikleMüslümanların eşkiya ya da isyancı olduklarında bileMüslüman olmayanlaraoranla bağışıklı oldukları anlamına gelir. Cihadın amacı tüm dünyanın İslamhukuku altına girmesini sağlamaktır. Bu zorla din değiştirterek olmaz, dindeğiştirmenin önündeki engellerin kaldırılmasıyla olur.St. Thomas veSt.Bemard’ındaHıristiyanhaçlıseferleriiçinbunabenzergörüşlerivardır.

Kuran cihadda savaşanlara iki dünyada da ödül vaat eder: Bu dünyadaganimet, öbür dünyada Cennet nimetleri. Allah yolunda ölenler şehittir.Müslüman hukukçuları ve din bilginleri ilk zamanlardan itibaren cihadınköleciler ve yağmacılar tarafından kötü kullanılmasının tehlikelerininfarkındaydılar.Bununiçindegerçekcihadındinimotivasyonsuzolamayacağıvebunungerekliliğikonusunda ısrarladurmuşlardır.Cihadhakkındakibazı erkendönemhadisleri,ozamanlardabugörevinnasılalgılandığınıgöstermektedir:5

“Cennetkılıçlarıngölgesindedir."

"Cihad,dindaryadagaddarherhükümdarınyönetimindegörevinizdir.’’

“Bir karıncanın ısırması,bir şehidin canım, silahla vurulmasındandahaçokyakar.Silahlavurulmaksıcakbiryazgünündesoğukbirsudandahaiyigelir.”

Sıkça tekrarlananbirhadis, yenilmelerindenveköleyapılmalarından sonragiderek artan sayılarda Müslümanlaştırılan kafirlerle ilgilidir: “Allah, cennetezincirlerlebağlanaraksürüklenenlerehayreteder.”

İslam tarihindedinuğrunakutsal savaş sıkçayinelenenvebazendehakimolanbirkonudur.Cihad,canlılığını İslamdünyasınınsınırlanndasürdürmüştür.Genellikle İslamiyet’i yeni seçmiş olan sınır halkları yeni dinlerini savaş vevaazlasınırınötesindeki ihtidaetmemişakrabalarınagötürmeyeuğraşmışlardır.Özellikle Orta Asya ve Afrika’da, sınır beylikleri hükümdarlarının bu yerelcihadlarımodernçağlaradeksürmüştür.

Cihad kavramı, İslam'ın merkezi bölgelerindeki, daha gelişmiş kültür vepolitikası olan halklar arasında bir bazı değişikliklere uğramıştır. Arapyayılmacılığının Emevi halifeler yönetimindeki zamanlarında, İslam orduları

Page 204: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Allah’ınemirleriniuyguladıklarınaveyakınbirgelecektebununtümdünyanınİslamegemenliğinegirmesiylesonaereceğineinanıyorlardı.Cihad’ınetkilerineilkmaruzkalanHıristiyanlarolanBizanslılarcihad’akatılanları aşağılarvebusavaşçı heyecanlarının nedeninin aslında ganimet kazanmak olduğunudüşünüyorlardı.Ancak tamamı bu görüşte değildi. İmparatorVI.Leon,Taktikaadlıeserindekutsal savaşöğretisindenveaskerideğerindensaygıylasözetmişve Hıristiyanlar’ın böyle bir düşünceyi benimsemelerinin iyi olacağınıbelirtmiştir.

Bu konuda Leon yalnız değildi. 846’da bir Arap filosu Sicilya’dan çıkıpTiber’in ağzına kadar gelmiş, Arap güçleri Ostia ve Roma’yı yağmalamıştı.Fransa’da bir sinod toplanarak tüm Hıristiyan hükümdarlara “İsa’nındüşmanlarıyla”savaşacakortakbirordutoplamaçağrısıyapılmasınakararverdi.PapaIV.Leo,Müslümanlarilesavaşırkenölecekolanlarailahibirödülbilevaatetti. PapaVIII. Joharines (872-82) kutsalKilise,Hıristiyan din ve devleti içinsavaşanların günahlarının bağışlanacağını ve ölenlerin sonsuz yaşamaerişeceklerini açıkladı. Müslümanlar'ın cihad kavramını açık olarak gösterenpapalarınşehrindeAraplar’ıngirmesivebudüşünceler,dahasonrakiHıristiyanHaçlıSeferleri’ninöncülleriolmuştur.

Ancak ilk başlarda cihad yapıldığı ülkelerde boşa harcanan bir güçolmuştur.Araplar’ın Konstantinopolis’i ve Anadolu’yu fethetmek için sürençabalan hep başarısız kalmıştı. X.yy geldiğinde, İslam hükümdarları ufakdeğişikliklerolsadagenelolaraksabitbirsınıravebusınırınötesindedesabitbirMüslümanolmayandevletinvarlığınaveonunladiplomatik,ticarivebazendekültürel ilişkilerdebulunmagerçeğinealışmışlardı.Şeriataçısındandünyayıİslâmlaştırma sürekli çabasında yalnızca bir duraklama olarak kabul edilenateşkes, sonundaAvrupadevletleri arasında imzalananebedibarış antlaşmalarıkadaristikrarlıvekalıcıbirbarışanlaşmasıhalinegelmişti.MüslümanlarCihaddüşüncesindenodenliuzaklaşmıştıki,XI.yysonundaBatılıhaçlılarınFilistin’iişgal edip Kudüs’ü almaları karşısında, çevredekiMüslüman ülkeler fazla birtepki vermemişlerdi. Hatta bazı Müslüman hükümdarlar onlarla dostçailişkiler kurmak, için istekliydiler ve bazıları Müslüman devletler arasındakirekabetlerdeHıristiyanprenslerininittifakınıarayacakkadarilerigitmişlerdi.

Haçlılara karşı saldın niteliğinde yeni bir cihad, ancak yüz yıl sonraSelahaddin’in liderliğinde başlamıştır. Bunu başlatan nedenler, HaçlıliderlerindenChatillon'luReynald’mkışkırtıcıeylemlerive1182yılındaKudüsKralı ile Selahaddin arasındaki bir antlaşmayı çiğneyerek Müslüman ticaret

Page 205: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kervanlarına ve Mekke’ye giden bir hacı kafilesine saldırması, son olarak daKızıldeniz’inArap veAfrika kıyılarına bir deniz seferi yapmasıdır.Reynald’ınkorsanları bu sefer boyunca Medine’nin limanları Yanbu ve El Havıa’daMüslümangemileriniyakmışlarve1183yılındadaMekke’ninlimanlarındanElRabig’e kadar gitmişlerdi. Mekke kapılarına dayanan haçlılar, tıpkı üç yüzyılönce Roma kapılarındaki Mağribiler gibi, özsaygısı olan hiçbir Müslümanhükümdarıngörmezdengelemeyeceğibir tehditti.Mısır’dangönderilenbirfilotarafından Hıristiyan baskıncıları tamamen yok edilerek karşı sefer başlatıldı.Selahaddin hem Latin Krallığı’nı hem de onu kurtarmak için Avrupa’dangönderilenyenihaçlıseferleriniyendi.

Selahaddin’in cihadı hem amaç hem de süre açısından sınırlıydı. Ondansonra gelenler, yeniden Franklarla dostça ilişkiler geliştirdiler ve hatta 1229yılındaLevant’takalanMısırhükümdarıelMelikelKamil,genelbiranlaşmanınparçasıolarakİmparatorII.Friedrich’eKudüs’üverdi.

Müslüman hükümdar ve halkların haçlıların gelip gidişlerine karşı bukayıtsızlıklarının en önemli nedeni, onlara göre İslamiyet’in bütünlüğüne veİslam toplumunun birliğine yönelik çok daha büyük bir tehditle ilgilenmelerigerekliliğiydi.DöneminAraptarihçileriLevant’taikiyüzyılsürenhaçlıvarlığınıönemsemezken, edebi, siyasi ve teolojik yazarlar da neredeyse hiç sözetmemişlerdi. Öte yandan dönemin yazarlarının, Müslüman cemaatındaki dinidağınıklık sorunlarına karşı büyük bir ilgileri vardı.O dönemde, İsmaili Şiilergerçek tehdit olarak görülüyordu. X.yy’da İsmaili imamlarının taraftarlarıgüçlü ve aktif bir devrimci hareket yaratmışlardı. Ayrıca Abbasiler ile İslamdünyasının liderliği için rekabet eden bir tür anti-halifelik olarak kurduklarıFatimi halifeliğini Sünni İslamiyet’ten büyük oranda farklı bir öğreti temelineoturtmuşlardı.SünniMüslümanlar,Selahaddin’inbaşarısınıhaçlılarıdurdurmasıve onların elindeki toprakların bir kısmını alması olarak görmüyorlardı. Onunbaşansı Mısır’daki Fatımi halifeliğine son verip Abbasi halifelerin adınınMısır’ın tüm camilerinde hutbelerde okunmasıyla simgelenen İslam birliğinitekrarsağlamasıydı.

Müslümanhanedanları arasında İslamiyet’e veŞeriat’ı uygulamaya en çokbağlı hanedan olan Osmanlılar, Hıristiyanlığa karşı klasik cihad’ı yenidenbaşlatmışlardır. Cihad, Osmanlı tarihinin ilk yüzyıllarında askeri, siyasi veentelektüelyaşamdaçokönemlibirkonuydu.OsmanlıpadişahlarınınenazındanKanuni Sultan Süleyman’a kadar yüksek bir ahlaki ve dini amaç duygusutaşıdıklarıgörülmektedir.

Page 206: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Osmanlılar’ın 1683 yılında Viyana duvarları önünde Hıristiyan dünyasınakarşı sarsılan cihadları, o günden sonra, ara sıra bazı çabalar olmakla birlikte,hiçbir Müslüman devleti Hıristiyanlığa karşı onunla karşılaştırılabilecek birtehdit olmamıştır. Eski tür yayılmacı cihad sınırlarda devam etmiştir. 1896yılındaAfganistanhükümdarları,ozamanadekMüslümanolmayanlaryaşadığıiçinKabristandenilenkuzeydoğudakidağlıkbölgeyielegeçirmekiçinbircihadbaşlatmışlardır.Afgan fethindenve yaşayanhalkın İslamlaştırılmasından sonraülkeyeNuristan(ışıkülkesi)denilmiştir. İslamdünyasınındiğerköşesindeBatıAfrika’dakimilitanMüslüman liderlerputperestlere,MüslümanlıktançıkanlaraveXIX. yy sonlarındaAvrupalı emperyalist istilacılara karşı cihad ilan edereksavaşmışlardır. XIX. yy sonlarında ve XX. yy başlarında Hıristiyan Avrupadevletleri art arda Müslüman ülkeleri tehdit ettikçe en son cihad örneklerigörülmüştür.

Cihad klasik anlayışı ve sunuşu itibariyle savaş alanında yabancı birdüşmanla savaşmakanlamınageliyordu.Ancakkafirlereyadameşruolmayanrejimlerekarşı içcihaddüşüncesideyabancıdeğildi.TümSünnihükümdarlarıgaspçı,çoğunlukladazorbaolarakgörenŞiilerbunuiyibilirlerdi.BugörüşkafirMoğolların ya da İslamiyet’e bağlılıkları şüpheli olan sözdeMüslümanMoğolbeylerinin yönetimindeki Sünniler arasında da destek bulmuştur.Modernçağlarda bu görüş, yeni bir önem kazanarak İslamiyet’e içerden ihanet ettiğidüşünülenmodernleşmetaraftarıliderlerekarşıbirmuhalefetedönüşmüştür.

Kafirlere karşı klasik cihad bile her zaman evrensel destek bulamamıştır.XIX.yybaşındaOsmanlıtarihçisiEsadEfendi,1690’daAvusturyasavaşındakibirBektaşi’densözetmiştir:

. .BektaşigecekampkurmuşMüslümanaskerlerinyanınagidip,“Beheybudalalar,nedencanınızıboşunaharcıyorsunuz?Yazıklarolsunsize!Kutsalsavaşın erdemleriyle ilgili tüm söylenenler ve savaşta şehit olmak sadecesaçmalıktır.OsmanlısultanısarayındakeyfinebakarkenveFrenkler’inkralıülkesinde yan gelip yatarken, siz bu dağ başında niye canınızı ortayaatıyorsunuz?"dedi."6

Sultanın fermanıyla Bektaşi derviş tarikatı ortadan kaldırıldığında yazılmışolanbuöyküdoğruolmayabiliramaderviş tarikatlarınınşüphesiniveözellikleonlarınİslamiöğretivegörevlerebağlılıklarınıgöstermektedir.

Derviş tarikatları ile ilgili bilinenlerin çoğu Osmalılar zamanındadır. Butarikatların Osmanlı toplumunda kabul edilmiş önemli bir yerleri vardır ve

Page 207: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kökenleri,İslamiyet’inilkçağlarına,inançlarıveuygulamalarınınçoğunluğudaAntik çağlara dek uzanır. Kuzey ve Güney Avrupa’nın Hıristiyanlaştırılândinsizlerin, Hıristiyan Noel kutlamaları maskesi altında Roma Saturnalia veVikingYule’ununbüyükbölümünükorumalarınabenzer şekilde, daha eski birkültürün Müslümanlaştırılmış insanları da eski gelenek ve törenlerinikorumuşlardır.ÇeşitliderviştarikatlarınıninançveuygulamalarındaMısır,Babilveİran'ınmevsimtörenlerine,eskiEgetopraklarınındanskültlerine,OrtaAsyaTürkleri’ninşamanizmineveYeniEflatuncular’ınmistikfelsefesinerastlanır.

İslamiyet’in doğuşundan sonraki ilk zamanlarda mühtediler, ruhsal tatminbuldukları yeni dinin yetkili taraftarlarının rehberliğini hoş karşılıyorlardı.Ancakbunlardahaçokbilgilenipuzaklaştıkça,giderekçoksayıdaMüslüman'ınruhsal ve toplumsal gereksinimlerini karşılayamadıkları için bu insanlar darehberliği başka yönlerde aramaya başladılar ve yüzyıllarca bazıları muhalifîslamgruplarına,özellikledeŞiiler’edöndüler.Şiilerhalifelerin,sultanlarınveSünni ulemanın rehberliğindeki îslam toplumunun yanlış yolda olduğuna vedoğru yola getirilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Ne var ki, Şiiler’inİslamiyet’te devrim yapma uğraşları başarısızlıkla sonuçlandı. Bazıları buuğraşlar sırasında ezildiler, bazıları da iktidarı ele geçirmeyibaşardıkları haldehiçbir şeyde değişiklik yapamadılar. Şiilik gerilemeye devam ettikçe, Sofihareketietkinliğiniartırmayadevametti.

TamamenbireyselmistikbirdeneyimşeklindebaşlayanSofizm,genelnüfusiçinde çok sayıda taraftar toplayarak toplumsal bir hareket olmuştur. Sofilerzamanla tarikatlar halinde örgütlenmişlerdir. Şiiler gibi Sofiler de Sünnitutumunu resmen reddetmiyorlardı ve Şiiler’in tersine genellikle siyasi açıdanbarışçı olmuşlar ve bazıları devletle ilişkiye girerek çeşitli kollarıyla bağkurmuşlardır,örneğinBektaşiler’inbaşındansonunadekOsmanlıyeniçerileriylesıkı bir ilişkileri olmuştur. Sünni ibadetin ciddiliği, bazen de ulemanın soğukyasalcılığı Soft tarikatlarınca tamamlanmıştır. Bu anlamda, Sofi evliyaları veliderleri Sünni öğretininAllah ile insan arasındabıraktığı boşluğudoldurmayaçabalamışlardır. Sünni ulemanın tersine, Sofi liderleri rehber olarak hizmetetmişlerdir.Sünniler’inaksineibadetedeninAllahilemistikbirliğeulaşabilmesiiçinmüzik ve dansı kullanmışlardır. Ulema, hükümetmekanizması içinde yeralırken,Sofilerhalkın içindekalarakulemanınkaybettiği saygınlıkveetkinliğikazanmışlardır.

Sofilikpopülervemistikkarakterinerağmen,Müslümanolanvebirölçüdede Müslüman olmayan entelektüeller üzerinde giderek artan bir etkinlik elde

Page 208: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

etmiştir. Ortaçağ İslamiyeti’nin en büyük din bilgini ve felsefecilerinden biriolanMuhammedel-Gazali (1059-1111)Sofiöğretilerini İslamigeleneğin içinesokmuştur.Gazali’ninbazılanFarsça,çoğudaArapçaolanönemlieserlerindekidüşünceleri, İslam din bilimlerinin gelişimini etkilemiştir. Gazali, İran'ındoğusundaki Horasan eyaletinin Tus şehrindendir, Nişabur’da ve Bağdat’taeğitimgörmüştür.Nizamülmülk’ünBağdat’takurduğuNizamiyeadlımedreseye1091yılındaöğretmenolarakatanmıştır.Gazali,öğretmenolarakatandıktandörtyılsonra,istifaediptümkamugörevlerinibırakmışvedünyadanelayakçekerekkendinidinintemelsorunlarıüzerindedüşünmeyeadamıştır.Onydsürenburuharaştırması sırasında ilahiyat, felsefe ve hukuk alanlarında önemli araştırmalaryapmış, Kudüs, Mekke, Şam ve İskenderiye’ye gitmiştir. Şam’daki büyükcamininziyaretçilerineGazali’nindüşünceleriylebaşbaşakaldığıyergösterilir.Gazaliotobiyografikeserindeskolastiküahiyatta,rasyonelfelsefedevehattaŞiiöğretilerindearayıpbulamadığıgerçeği,sofizmdebulduğunusöylemiştir.Gazali1106yılındadoğduğuyeredönerekoradabirSofitekkesikurmuştur.

Gazali radikal değildi ve yazılarında Şiiliğin gizemciliği ve filozoflarınrasyonalizmikarşısındaSünniliği savunmuştur.Bununyanındadönemininbazıentelektüel eğilimlerine sert eleştirileri olmuş, onların entelektüalizmlerini,skolastikliklerini “sistemler ve sınıflandırmalar, sözcükler hakkındatartışma” saplantılarını kınamış, öznel dini deneyime daha çok önem vermiş,böylece Sofi öğreti ve uygulamasının bir bölümünü İslami öğretinin içinesokmaya çalışmıştır. Ondan sonraki nesillerin kendisine Muhiddin (dinincanlandırıcısı)unvanıvermeleri,bunuyapmadakibaşarısınınkanıtıolmuştur.

Kimi Sofi doktrin ve uygulamaları, özellikle de kimi Sofi öğretmenleriningerçekdinlediğerleriarasındakiengellerinveinançilehukukunsürdürülmesinegösterdiklerikayıtsızlık,şüpheylekarşılanmayadevametmiştir.EnönemliSofişairi Mevlana Celaleddini Rumi’nin (1207-1273) şiirlerinde bugünkü adıylarelativizminbutürünerastlanır.MevlanaOrtaAsya’daBelhşehrindedoğmuşveKonya’yayerleşipyaşamınıoradageçirmiştir.MevlanabazışiirleriniTürkçevebirkaçını da o sırada Anadolu’da yaygın olarak konuşulan Rumca yazmıştır.ÇoğunluğunuFarsçayazmıştır.Kimişiirlerindeskolastiklerinsofiliktehoşlarınagitmeyenkonularayervermiştir:

Sevgilinizingörüntüsükafirtapınağındaise

OzamanKabe‘yitavafetmekaçıkçahatadır.

Kabe'de0‘nunkokusuyoksa,Ozamanhatıradadır

Page 209: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

VehavradaO'nunlabirliğinkokusunuhissediyorsak

OzamanohavrabizimKabe’mizdir.

Başkaşiirindebudahaaçıktır:

Neyapılmalı,eyMüslümanlar?Benkendimdebilmiyorum.

NeHıristiyanım,neMusevi,neMüslüman

Nedoğudan,nebatıdan,nekaradan,nedenizdenim

Nedoğanıntaşocaklarındannedetopraktan,nesudan,nehavadannedeateştenim Ne'Hindistan’dan, ne Çin’den, ne Bulgaristan'dan, ne deSaksın'denimNeikiIrakkrallığından,nedeHorasantopraklarındanım

Yerimmekansızlıktır,izimissizliktir

Nebedendennederuh,benruhlarınrubundamm...8

Sünniulemanın,özellikleadaletalanındakilerinbugibiöğretilerkarşısındaSofiler’işüpheylekarşılamalarıkaçınılmazdı.OnlarıpanteistöğretilereinanarakAllah'ın birliğini, azizleri ve kutsal yerlere ibadeti, İslamiyet'in puta tapmayasağım çiğnemekle, büyücülükle itham ettiler. Allah ile bir olmaimkansızhedefiniizlerkenAllah’ınkanunlarınakarşıgelmelerivebaşkalarınıdabunateşviketmeleri,enyaygınsuçlamaydı.

Derviş liderlerinin denetleyebildikleri ve istediklerinde ortayaçıkarabilecekleri tehlikeli bastırılmış enerjilere karşı siyasi korkular daduyuluyordu. Selçuklu ve Osmanlı sultanları zamanında derviş ayaklanmalarıolmuşvebazenkuruludüzeneönemlibirtehditolmuşlardır.Devletinbirderviştarikatınıbenimseyipliderlerineayrıcalıklıbiryervermesi,büyükbirolasılıklabu yüzdendi. Mevlana’nın kurduğu Mevlevi tarikatı bunlardan biriydi.Mevleviler tarikatlar işinde en konformist olanlardı. Taraftarları çoğunluklaşehirli orta ve üst sınıftandı, öğretileri gelişmişti ve resmen onaylanmışöğretilerden çok az bir sapma gösteriyordu. XVT. yy’ın sonunda Mevleviler,Osmanlısultanlarınıngözünegirmişlerdi. İlkkezbir tarikatşeyhi1648yılındaSultanOsman’ınkılıçkuşanmatöreninekatıldı.Sonralarıdabazıtarikatşeyhleributörenlerekatılmışlardır.

Birbirinden çok farklı derviş tarikatları vardı ve aralarında re-Jkabetbulunurdu.Bazenyeniliksavunucularıolarakgörülürlerdi.XVII.yy’daOsmanlıİmparatorluğundaki dervişler, Sünni ulema tarafındanmüzik ve dans gibi fena

Page 210: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bir yenilik olarak suçlanan kahve ve tütünün yasal olduğunu savunmuşlardır.XVIII. yy sonunda ve XIX. yy’ın başında İngiliz, Fransız ve Rus hakimiyetiTranskafkasya, Hindistan ve Cezayir’e yayıldığında emperyalizme karşı halkdirenişi, yüzyıllarca iktidarı elinde tutan, her otoriteye boyun eğip bunu öğretiolarak kabul eden ulema tarafından değil, derviş tarikatları tarafındanbaşlatılmıştır.

Eski bir Türk öyküsünde Müslümanlar’ın dervişlerle ilgili şüpheleri vedervişlerinMüslümantoplumundanşikayetlerianlatılmıştır:Dervişinbiribirgünzengin bir adamın evine gidip sadaka istemiş. Dervişin dindarlığındanşüphelenenzenginadam,ondanİslam’ınbeşşartınısıralamasınıistemiş.Dervişkelimeişahadetdeyipsusmuş.Zengindiğerlerinibilmiyormusundiyesorunca,derviş, “Siz zenginler hacdan ve zekattan vazgeçtiniz, biz yoksul dervişler denamazdan ve oruçtan vazgeçtik, onun için geriye Allah’ın birliğinden ve Hz.Muhammed’inonunpeygamberiolduğundanbaşkabirşeykalmadı.”demiş.

Müslümanlar ve özellikle Müslüman devletinde yaşayan Museviler veHıristiyanlar için din yalnızca bir inanç, ibadet ve komünal bir örgüt değildi.Kimliğin temeli, bağlılığın öncelikli odak noktası, otoritenin tek yasalkaynağıydı. İslamdünyasındaAraplar, İranlılar veTürkler gibi etnikmilletler,ayrıcaMısır veOsmanlı sultanlarının ve İran şahlarının ülkeleri gibi devletlervardı.Ancakgeleneksel İslamdevletlerindebudüşüncelerAvrupa’nınkültürelve siyasi yaşamında olduğu gibi önemli olmamışlardır. Milli liderler ya dahükümdarlardininotoritesinivekabuledilmişsavunucularınıortadankaldırmakşöyledursun,kısıtlamayıdahiakıllarındangeçirmemişlerdi.

Page 211: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

13.BÖLÜM

KÜLTÜR

Ortadoğu dünyadaki en eski uygarlık bölgelerinden birisidir. Ortadoğuuygarlığı, Hindistan ve Çin gibi başka eski uygarlıklarla karşılaştırıldığında,Ortadoğusahnesinindiğerlerindenbelirginbirşekildefarklıikiözelliğiçokaçıkbirşekildegörünür.

Buözelliklerdenbiriçeşitlilik,diğeridesüreksizliktir.Çintarihininbinyılıboyuncaeneskiçağlardanmodemzamanlaradekbirsürekliliksözkonusudur.Aradabirçokdeğişiklikolmaklabirlikte,eskiÇin ilemodemÇinaynıdilinveyazınınbaşkabiçimlerinikullanmakta,aynıdinvefelsefeninbaşkabiçimleriniizlemektedirler- Çin uygarlığının en eski kayıtlarından bugünkü HalkCumhuriyeti’ne dek, birçok yerel farklılıklar olmuş amaÇin uygarlığının tümalanlarındaki ortak özbilinç sürekliliğine devametmiştir.Daha az olsa da aynıdurum Hindistan için de geçerlidir. Hint uygarlığı Çin’deki gibi kapalıve homojen olmasa da, birleştirici bir güç olmayı sürdürmektedir. Hindistanuygarlığında veHindistan’ın antik çağlardan bugüne dek kendini süregelen'birvarlık şeklinde görmesinde, Hindu dini, Nagari yazısı, Sanskrit klasikleri vekutsalmetinleriönemlietkenlerolmuşlardır.

Eski Ortadoğu’da bu şekilde bir birlik ve süreklilik bulunmuyordu. AntikçağdadaOrtadoğuuygarlıkları çokçeşitliydiveÇinyadaNagari,Konfüçyüsfelsefesi ve Hindu inançları gibi birleştirici ortak unsurlar yoktu. Ortadoğuuygarlığı farklı yerlerde başlayıp farklı çizgilerde gelişmiştir. Ancak bu eskifarklılıklardan çok daha önemli olan bölgenin kültürel tarihinin süreksizolmasıdır.HindistanveÇin’desüreklibiröğrenmegeleneğiylehâlâgeçmişlerineait belgeler korunarak öğrenilmeye devam edilirken, eski Ortadoğu kaybolupunutulmuştur. Dilleri ölmüştür, yazılanları kimse okuyamaz. Tanrıları veibadetleri az sayıda uzman ve bilim adamının bildiği çok uzaktaki antik birçağdakalmıştır.HindistanveÇingibi kolektif bir adı olmadığındanönceBatıdünyasında, sonra dünyanın başka yerlerinde ve son olarak da bölge halklarıarasında“Ortadoğu”ve“Yakındoğu”,gibikimliksiz,renksizvetamamenrölatif

Page 212: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

isimlerleanılmaktadır.

Bölgenin sırasıyla Helenleştirilmesi, Romalılaştırılması,Hıristiyanlaştırılması ve İslamlaştırılması sürecinde yaşadığı çok büyükdeğişikler, eski Ortadoğu kültür ve geleneklerinin yok olmasının en önemlinedenidir. EskiOrtadoğu’nun yazılı kültürünün büyük bölümünü yok eden budörtsürecinbugünedekgelmiş izlerivardır. İslâmlaştırmaVTI.yy’danitibarenbölgeyibiçimlendirmiştir.Mısır,Asur,Babil,Hitit,eskiİrandillerigibieneskidiller terk edilmiş vedoğubilimciler onları okuyupyorumlayarakönce tarihe,sonra da bölgede yaşayan halklara tekrar bırakana dek hiç bilinmemiştir.İslamiyet öncesi antik çağ ile görülen ilişki çok zayıftır ve İslami bir dirilişintehdidindedir.

Avrupa ile bir karşılaştırma yapılması daha açık olacaktır. Batı Romaİmparatorluğu’nuyağmalayanbarbarlarRomadevletininenazından formlarınıve yapısını korumaya özen göstermişlerdir. Roma nın dini olan Hıristiyanlığıbenimseyip,diliolanLatince’yikullanmışvekendibarbaryönetimleriniRomaimparatorlukhükümetivehukukunabenzetmeyeçalışmışlar,böylecedeyasallıkkazanmak istemişlerdir. VII-VIII. yy’da Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’daHıristiyan Roma İmparatorluğu’nun.büyük bölümünü ele geçiren MüslümanAraplarbuşekildedavranmamışlardır.Tamtersinekendidinleriolanİslamiyet’i,kendi dilleri olanArapça’yı, kendi kutsalmetinleri olanKuran’ı getirip kendiimparatorluk devletlerini kurmuşlardır. Bu devletin Müslüman olmayanseleflerinden ve komşularından etkilenmesine rağmen, İslam hakimiyetininyükselişi,yalnızcabirkimliktemelinideğil,bununlabirliktemeşrulukveotoritekaynağıolanyenibirdevletinveyenibirtoplumunbaşlangıcımgöstermektedir.Yeni kurulan İslam dünyasında Arapça, Helen dünyasında Yunanca’nın,Avrupa’daLatince’nin,güneyvedoğuAsya’daSanskritçeveÇince’ninrolünüüstlenmiştir.Arapçabirsüredevletin,hukukun,yönetimin,ticaretin,kültürünvegünlükyaşamındiliolmuştur.

TıpkıHıristiyanülkelerdekigibiİslamülkelerindedeeskidüzenyaniArapve İslamiyet öncesi geçmiş çoğunlukla ayakta kalmıştır.Hıristiyan ülkelerdekidurumdan farklı olarak, İslam ülkelerinde ayakta kalan geçmiş bir meşruluktaşımıyordu. İslam Arapçasında, İslamiyet öncesi ve Arap öncesi geçmiştenkalansözcüklererastlanır.Genelliklebutürsözcükler,yerinialdıklarıkonuşmadillerininözelliklerinikorumuşolanbazılehçelerdebulunur.Budurumstandartklasik Arapça’da da görülür, hatta Kuran’da da birkaç tane vardır. Bölgedekullanılmış daha eski dillerinden kalma sözcüklerin varlığı şüphelidir. Kalıntı

Page 213: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sözcüklerçoğunluklaİslamiyetöncesidahayakıngeçmeaittir.

ButürdensözcüklerklasikArapça’nınveArapçaileşekillenmişdiğerİslamdillerinin gelişiminde çok önemli rol oynamamalarına karşın, kültüreladaptasyon süreci açısından önemli bir kanıttırlar. Kimya ve felsefe gibisözcükler kolayca tanınırken, Romalılar döneminde polis görevindeki “şurta”(polis) ve Latince “exerdtus”dan gelen “asker” gibi sözcükler de çok açıktır.Müslümanlar’aKuran’ınilkcüzündegitmeleribuyurulan“elsıratelmüstakime”(doğruyol)ilginçbirörnektir:“sırat”,Romalılar’ınyolu“strata”dırveİngilizceStreet sözcüğüyle akrabadır. Kimi sözcükler de çeviri yoluyla dolaylı olarakalınmıştır.ÖrneğinklasikArapça’daelektrikanlamınagelen“kahraba”sözcüğüPerskökenlidir.Aslındakahrabakehribardemektirvebuanlamıylada,Batı’daYunanca amber anlamındaki “elektron” sözcüğünün anlambilimsel gelişiminigösterir. Mekke için kullanılan “Umm al-Qura’’nın (şehirlerin anası),Yunanca’daki“metropolis”tençevrilmişolmasımümkündür.

Bazı istisnalar dışında, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın dil ve din haritasıOrtaçağ’ın sonlarına doğru bugünkü durumuna gelmişti. Arapça, Farsça veTürkçeolmaküzereüçdilvardıvebudillerçeşitliülkelerdeveçeşitlişekillerdekonuşuluyordu. Persçe (zaban-i Farsi), ülkenin Yunanca, sonra da BatıülkelerindekiadınıntürediğiFarsveyaPerseyaletinindili,İran’da(ülkenineskiadı), Orta Asya’ya doğru doğuya, şimdiki Afganistan’ı ve TacikistanCumhuriyetinideiçerenbölgedekullanılıyordu.TacikveAfganistan’ınikiresmidilinden biri olan Dari de Farsça’nın türevleridir; İkincisi de İran ailesindengelenPaşti’dir.

Bu dillere akraba olan ve en batıdaki temsilcisi Osmanlı Türkçesi olanTürkçe ya daTürki diller,Karadeniz’in kuzey ve güney kıyılarındanPasifik’ekadar Asya’daki geniş bir alanda konuşuluyordu. Bu üç dilin beraberindekullanılan yerel diller de vardı. Arami ve Kıpti dilleri gibi eski kültürlerdenkalmavegenellikleHıristiyanazınlıklarbaştaolmaküzereMüslümanolmayangruplarcakullanılandillergiderekazalmıştır.BerbericeveKürtçegibibazıdillerde bugüne dek gelmiş olsalar da, yazıları olmadığı için yazılı bir geleneğinistikrarınavesürekliliğinesahipdeğillerdir. İbranice,Museviazınlıklaraaitbirdin ve kültür dili olarak ayakta kalarak, modem çağlarda konuşma dili vesonralarıdamillidilolaraktekrarcanlanmıştır.-

Klasik görüşe göre yalnızca edebiyat, uygar sanatlar arasında ve yalnızcaedebiyatçılar saygın kabul edilirdi. Gerek çalan gerekse de besteleyen

Page 214: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

müzisyenler,köleyada toplumsalolarakaltsınıftan,müzikdeşiireeşlikedenbir araçtı. Edebi bir bağlam içinde bulundukları için bugüne gelebilen çok azsayıdamüzisyen adı vardır. Görsel sanatlar da zanaatkarların işiydi. Çok eskizamanlardabunların çoğuMüslümanolmayanlardandı ve ele geçirenülkelerinyerel halkından toplanırlardı. İslâmlaştırmanın artmasıyla daha çokMüslümanressam ve mimar çıkmıştır ama Ortaçağ’ın büyük bölümünde onlarla ilgilihiçbir şey bilinmemektedir. Yüzlerce yıl sonra, Osmanlı Türkiyesi ile Safeviİranı’ndaressamlarsarayçevrelerindesaygınbirkonumagelebilmişlerdir.Çoğuisimleri, biyografik ayrıntıları ve ayırt edilebilen eserleriyle tanınmıştır vebazdan da okullar açarak ustalar yetiştirmişlerdir. Osmanlı dönemindeçoğunlukla askerlerden olan mimarların özel bir yerleri vardı. Sanatçıyeteneklerininyanındayöneticilikveorganizasyondayaparlar, istihdamyapanönemli kuruluşlarda yetkileri olur, devlet, din ve şehrin başlıca gereksinimleriolan saray, kale, cami, han, ev, medrese, köprü, hamam ve pazar yerleri inşaederlerdi.

Gereksaraylarıngerekdeevleriniçmekanlarındapekmobilyaolmazdı.EskiOrtadoğu’da yaygın olarak kullanılan masa ve sandalyeler Ortaçağ’da artıkkullanılmıyordu. Onların yerine göçebelerden kolayca sağlanan deri ve yünkullanılıyordu.İç mekanlarda çoğunlukla halı, şilte ve minderler kullanılıyor,dekorasyon için de tepsi, lamba ve tabak gibi çok miktarda madeni, cam vetoprakeşyakullanılıyordu.Ortaçağİslamiyeti’ninsanayisanatlarınınbaşlıcalarıdövmeveişlememadenieşya,boyalıseramikvecamdır.Tekstilsanatınınçeşitlieserlerininveinceişlemeliahşapparavanvepancurlarınkullanıldığıiçmekandayeralmışlardır.

Arap hakimiyetindeki dönemde ilk resimler dekoratif amaçlı olarakyapılmıştır. Bugüne dek gelen Emevi saraylarındaki freskler bir kültürsürekliliğinin canlı örnekleridir. Teknikleri ve dekoratif konulan ile Bizans veİslamiyet öncesi İranı’nın hâlâ canlı olan sanat geleneğine benzerler. Ancakbaşkakonulardadaolduğugibieskigeleneklerzamanlaasimileolmuştur.Sonuçolarakyenibirşey,temsilettiğiuygarlıkgibieskigeleneklerlezenginleşenamaonların hakimiyetinde kalmayan, Araplar’ın yarattığı ve yönettiği, İslamiyet’eadanmışbirsiyasitoplumunArapzevkininveİslamideğerleriningereksinimleridoğrultusundabirsanatgeliştirilmiştir.

Çıplak kadın figürlü eski freskler İslami olarak adlandırılamaz. Bunlar,BizanslıressamlarınHıristiyankosmokratörünüçizerkenkullandıklarıpozdabirMüslüman halifenin tasvirindeki gibi, eski konulan yeni amaçlara uyarlamaya

Page 215: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

başlamışlardı. Kısa sürede, Müslüman duvar resimlerinde ve içdekorasyonundaki, çıplak figürler ve de insan figürlerinin yerine dekoratif,özellikledekaligrafikşekillergeçmiştir.Duvarresimlerinintekrarortayaçıkışıyüzyıllar sonra, Safevi İran’ın saraylarında, kabul salonlarında ve sonra daOsmanlıTürkiyesi’ndeolmuştur. İleriki zamanlarda, İslam resmindekipekçokaçıdanenönemligelişmekitaplardakiresimlerdir.BusanatAraplar,dahaçokdaİranlılar ve Türkler’de yaygınlaşmıştır.Müslüman resmi, insan yüzü vebedeninin resmedilmesiyle ilgili tereddütler giderildiği için portrelerdenoluşmuştur.Ancakheykelyasaktıveinsanlarınikiboyutluportrelerineşüpheyleyaklaşılırdı.

Türk ressamlar,Osmanlı sultanlarının resimlerini yapmışlardır. Başta FatihSultan Mehmed olmak üzere, Avrupalı ressamlara portresini yaptıranlar daolmuştur. Bellini’nin ünlü Fatih Sultan Mehmed tablosu Londra’da NationalGallery’de bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmed’in ölümünden sonra yerinegeçen dindar oğlu, Sultan Bayezid tablo başka tablolarla beraber satmıştır.Osmanlı hükümdarları tarafından özel olarak yaptırılmış olsa da, sultanlarınresminiyapmakresmenyasaktı.Birkaçistisnadışında,Müslümanhükümdarlarıneparanedepulüzerineyüzleriniresmettirmemişlerdir.1721yılındaOsmanlıelçisi olarak Paris’e gidenYirmisekiz ÇelebiMehmet Efendi raporunda şöyledemiştir:“Buradakigelenekleregörekralelçilereelmaslarlasüslenmişportresinihediye olarak veriyor ama Müslümanlıkla resmin yasak olduğunu söyleyincebana elmas kakmalı bir kemer hediye etti.” Mehmet Efendi aldığı hediyeleriayrıntılarıyla anlatmış, kralın ona gösterdiği resim galerisine yalnızca iki satırayırmıştır. Duvarlardaki tablolar onun kültürüne ait değildir. Öte yandan çokdaha iyi bildiği bir sanat biçimiolangobleni daha çok anlatmıştır.BirAvrupagobleniningerçekçiliğindençoketkilenmiştir-.3

“Biri sevincini göstermek için gülüyor, öteki üzüntüsünü göstermek içinhüzünlenmişgörünüyordu.Birikorkuylatitriyor,diğeriağlıyor,birbaşkasıbirhastalığa yakalanmış görünüyordu. Yani, ilk bakışta herkesin ne durumdaolduğu anlaşılıyordu. Bu resimlerin güzelliği ne hayal edilebilir ne deanlatılabilir."

İslam ülkelerindeki müzisyenler, bazı derviş tarikatları dışında, Müslümanibadetinde müzik yer almadığından, Hıristiyan müzisyenlerin, Kilise ve onunyüksek makamlarındaki kişilerin korumasıyla elde ettikleri avantajlara sahipdeğillerdi.Onlar içindesarayınvezenginailelerinkorumasıvardıamasüreklideğildi vegüçlülerin kaprislerinebağlıydı.Müslümanmüzisyenler standart bir

Page 216: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

notalama sistemi oluşturamadıkları için eserleri ancak ezberlenerekaktarılabilmiştir.Avrupamüzikgeleneğiylekarşılaştırılabilecekbirklasikİslammüziğikorunamamıştır.İslammüziği ile ilgiliolarakkalanlar,yalnızcagenişçebir kuramsal edebiyat, yazarlar ve ressamların bazı müzisyenler ve müzikolaylarını anlatımları, resimleri, eskimüzik enstrümanları ve performanslardanhafızalardakalanlarolmuştur.

VI.yy’da klasik Arap şiiri, Arabistan yarımadası aşiretlerinin yarattıklarıortakdilveuzunzamandırArapşiirindeençokkullanılananlatımbiçimiolankasideningeliştirilmesisayesindebaşlamıştır.

Gerek Batılı gerekse de Arap araştırmacılar, eski Arap şiirlerininçoğunluğununözgünlüğündenşüphelenmişlerdir.Bugünedekgelenmetinlerdenözgün malzemeye sahip olanı çok azdır, bugünkü şekilleriyle VIII. yy'dakineoklasikyadaromantikcanlanmadönemişairlerininvefilologlarıneserleridir.İslamidönem şiiri de bu eleştiriyi almıştır.Gerçekliği şüpheli olmayan çağdaşşiir,Suriye’deEmevihalifelerzamanındagörülmüştür.

Suriye’de saray şairleri ve şair halifelerin yazdıkları kasideler bu şiirlerinbüyükçoğunluğunuoluşturuyordu.KimileriEmevikasidesininİslamiyetöncesikasidenin devamı, kimileri de bunun sonraki neoklasikçilerin bilinmeyengeçmişeyansıttıklarıbirmodelolduğunuilerisürmüşlerdir.Emevidönemineaitkasideler, eski bir gelenek ve klişe olmuş bir üslup taşımaktadırlar. Özgünhaliyle bir övgü olan en eski kasidede aşiretinin sözcüsü olan şair, aşiretinin,hayvanlarının ve kendinin erdemlerini ve başarılarını anlatırdı. Gelenekselolarak kaside, göç mevsiminden önce göçebelerin bayramlarındaki şiiryarışmalarındaokunurdu.Terkedilmişkampalanınabakan şairinoradaaşiretive sevdiğiylegeçirdiğimutlugünleri anlatanerotikbirgirişlebaşlayankaside,övgününbaşkaaşamalarıyladevamederdi.Emevizamanıvesonrasındakisaraykasidesinde,aşiretdeğilhükümdarövülürdü.

Giriş kısmında sıkça yinelene bazı konular vardır. Şair terk edilmiş kampalanınagelirveanılarınınkeyfinedalar' geridebıraktığımutlugünlerineağlar.Onuarkadaşları tesellietmeyeçalışırve tükenmeyenkederiyüzündenkınarlar.Genellikle şair ayrılıkgecesininuzamasından şikayet eder, yavaşgelen sabahasitem eder. Sevgilisi onu rüyada ziyaret edebilir ve hatta konuşarak onudayanılmaz bir uyanıklıkla baş başa bırakır. Giriş kısmında genellikle, komşuaşiretteki sevgilisinin kampına yaptığı gece kaçamaklarını anlatılır. Bu kısımbirazağıt,birazdaövgüdür.Başkabiraşiretten,belkidedüşmanaşirettenolan

Page 217: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sevgilisinigörmekiçinhayatınıtehlikeyeatarakonunolduğuyereyadabirkumtepesinin arkasında buluşacakları yere gitmek için çadırlar arasından gizlicegeçer. İkisi de nasıl bir tehlike içinde olduklarını bilirler, kadın namusunukorumak isteyen kocası, babası ya da ağabeyinden ve sevgilisiyle arasınıbozacak dedikoduculardan korkar. Sonra da bu ikisine, sevgililere karşı kötü,niyetliamakamuahlakınınkoruyucususansürcü(rakib)dekatılır.

Kampındağılmasıayrılıktemasıilişkilidir.İlkbaharınotlamamevsimibittiğiiçin aşiret gidecektir. Çığırtkanı aşirete hazırlanmalarını duyurduktan sonra,çadırlar sökülür, develer yüklenir ve aşiretler farklı yönlere giderek aşığıanılarıylayalnızbırakırlar.Korkulanbugününgelişinin,belirtileridevardır,sertsesiylesevgiliningideceğinihaberverenayrılıkkuşukargasürülerigibi.

Aşk şiirleri, klasik İslam şiirinin en iyi temsilleridir. Evrensel konusunedeniyle başka kültürlerden olanların da buna erişebilmesi çok kolaydır. Buşiirler,sevgililerinbuluşupayrıldıklarıdeğişentoplumsaliçeriğiylekültüreltarihgibitoplumsaltarihinsahnelerinideyansıtır.

Emeviler zamanında geleneksel kasidenin yam sıra, yeni bir aşk şiiri türüolarakHicaz’ın erotik şiiri ortaya çıkmıştır. Araplar’ın büyük fetihleriyle eldeettikleri servetler, başta Medine olmak üzere, Hicaz'ın şehirlerinde zengin,kültürlü, zevke düşkün ve sınır tanımayan bir grup ortaya çıkmıştır. Şaşaalıaristokrasinin eğlence merkezi haline gelen kutsal şehirdeki zenginlerinevlerindekölekızlar,şarkıcılarvedansözler,dinsavaşçılarınınsefihoğullarınınilgisiniçekmekiçinözgürArapkadınlarıylabirrekabetegirmişlerdir.

Yalnızca birkaçı bugüne gelebilmiş Hicaz’da yazılmış bu erotik şiirlerinincelenmesinde bazı zorluklar vardır. İsimleriyle tanınmış olan şairlerden çokazmindivanıkalmıştır,pekçoğudahasonrakiyıllardankalmaantolojilerdeveedebiyattarihlerindeparçaparçadağınıkolarakyeralmıştır.Geleneğindöneminkişilerine ve serüvenlerine düşürdüğü romantik gölgeyle, bu şiirleringerçekliğinin belirlenmesi de özel bir sorun olmuştur. Bunların çoğununkasidelerin kalan parçalan ya da tam bir şiir olup olmadığı belli değildir. Buşiirlerinkonulankasideningirişbölümünebenzemeklebirlikte,bazıfarklılıklarıbulunur.Çöl sahnesindeki macera, yerini şehirde başka bir evin hanımıylayaşananabırakır.Şair,özgürbirArapkadınındankasidedekigibiüstükapalısözeder, kadının adını gizler ve iffetini över. Köle ve meyhane kadınlarından daaçıkçasözeder.

Erkeğincinselgereksinimleriyleilgilicömerthükümleriolanİslamhukuku,

Page 218: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yasakaşkkonusundaçokserttir.Budurum,İslamiyetöncesiaşiretlerininözgüryaşamlarına kısıtlama getirmiş ve aşk şiirinin aşırılığım önlemiştir.HalifeHz.Ömer’in erotik şiiri yasaklamış olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla, şairleriniffete karşı saygıları artmış, böylece daha çok karşılıksız aşk acısı konusukullanılmıştır.Övünen,duygusuz sevgilininyeriniuzaktanhayranlıkduymaklayetinen iffetlikişileralmıştır.Bukişiler, sonrakiyüzyıldaoğullarınınkarşılıksızaşknedeniyleöldüğüsöylenenUdraaşiretindengelenUdriadıylaanılmıştır.

Udri şairdegeleneğeuyar,gecelerigizlice sevgilisinin .çadırınagideramabirgülücük,birdokunuşyadabirsözcüktenbaşkabirşeybeklemez.Udriler’insözde “platonik” aşklarının gerçeğe ne kadar uygun olduğu tartışılır. Fransızaraştırmacı Regis Blachere, Udriler ile klasik kaside yazan çapkınlar arasındapekfarkolmadığınıdüşünmektedir.AraparaştırmacısıKinani’nin,Udritemasınışehvetli aşk ile yeni dinsel ahlak arasında bir uzlaşma şeklinde tanımlamasıoldukçaisabetlidir.

İslamtarihindeyenibirçağbaşlatanEmeviler’inyerineAbbasihalifeleriningeçmesivebaşkentinSuriye’den Irak’a taşınması,Arap şiirindede aynı etkiyiyaratmıştır.İmparatorluğaArapfatihlerininaşiretaristokrasisiyerinekozmopolityöneticiseçkinlervetopraksahiplerihakimoldu.Bağdat’ınhiyerarşisiartmayabaşlayan sarayında aşiretlerin baş reisleri yerine, doğulu bir hükümdarbulunuyordu. Arap zevkleri ve gelenekleri, başta bir Arap hükümdar olduğu,Arapça devletin, toplumun ve kültürün tek dili olmaya devam ettiği halde,tartışmasız egemen durumda değildi. Arap kadım sarayda ve şehirdeki eskiyeriniveözgürlüğünükaybederekharemekapatıldı.Muhafızlarveharemağalarıyüzünden gizli ziyaretler imkansız olmasa da tehlikeli hale geldi. Artık kölekızlar ve cariyeler bunu gereksiz kılıyordu. Arabistan'ı hiç görmemiş şehirlişairlerinhayalikampyerleriiçinüzülmeyevehayalisevgilileriniövmeyedevametmesiyleeskiedebimodalarbirazdahasürdü.Geçmiştekikimikonulangerçekdurumauydurmayaçalıştılar.Söylenenegöre,Bağdatlıbirşair,şehirlibirkadınayazdığı kasidede klişe ifadelerle ondan, teselli etmesi için özlem dolu yalnızgecelerinde rüyalarınagelmesi içinyalvarır.Kadındaüçaltındinargönderirsebizzatgeliponuteselliedeceğinibildirir.

Arapşiirindeyenirüzgarlaresmeyebaşlamıştı.İslamiyet’iseçenlerarasında,fatihlerin dilini ve dini benimsedikleri halde, geleneklerini hor gören îranlılarbulunuyordu.İranlışairlerdeArapşiirineyenitemalarvemodalargetirdilerveaşk şiiri bunlardan biriydi. Bu şiirlerde genellikle bir köle kıza, özellikle de* şehir toplumunun dişi unsuru cariyelere hitap ediliyordu. Bu şiir türünde

Page 219: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

gizliliğe önem verilmediği için gizli buluşma ve ayrılma başka bir bağlamdakarşımıza çıkar. Müslümanlıktaki zina yasağı etkisini sürmemişti ama alkolyasağısürüyordu.Buyüzdendeşairgizlibuluşmaveayrılmasınıkadınlaryerinealkolşişesiyleyapıyordu.

İslam’daki alkol yasağına rağmen, Arap şiirinde yer alan şarap, İslamiyetiçindegelişenİranveTürkşiirindeçokdahafazladır.Müslümanlariçingeçerliolan şarap içme, üretme ve satma yasağı, Müslüman devletin Müslümanolmayan vatandaş-lan için geçerli değildi. Bu yüzden içki içmek isteyenMüslümanlar kafirlere gitmek zorunda kalıyorlardı. Arap şiirindeki Hıristiyanmanastırı ve Pers şiirindeki Zerdüşt tekkesi meyhane çağrışımlarıdır. Genelolarak birleştirilen aşk ve şarap konulan, özellikle îran ve Türk şiirinde, kimizaman dini bir önem kazanmaktadır. Sofi şairlerinin kullandıktan Baküsçü veerotikgöstergelerinsanınAllahilemistikbirliğinisimgelemektedir.Erotizmidiniamaçlarla kullanmanın Tevrat’ta Neşideler Neşidesi’ndeki Musevi-Hıristiyangeleneğincebilinendahaeskiörnekleridevardır.

Avşiirleri,özellikleTürklerveîranlılardakültürelbilgiaçısındanzenginbirbaşka türdür. Bu şiir türünün avcılığın artık başlıca besin sağlama kaynağıolmamasından çok sonra bile önemli bir kültürel, toplumsal ve askeri işleviolmuştur.Helenistikdünyanınoyunlarıveatletizmyarışmalarıîslamiyönetimdekaldırılmıştı.Güreş,deveveatyarışları,devevehorozdövüşleribirölçüdehalkıeğlendiriyor, at binmek ve ok atmak gibi askeri sanatlar askerlere meslekibeceriler sağlıyordu. Ancak avlanmak, spor modem çağda gelişinceye dekegzersiz,eğlenceveyararlıeğitiminbirleştiğienpopüleralandı.Büyükkraliyetavları, süresi, sayısıveboyutuaçısındanözelbirdeğeri taşıyordu.Modemçağöncesinde bu avlar, modem orduları savaşa hazırlayan savaş oyunlarına vemanevralara en yakın çalışmalar olarak, yönetme ve örgütlenme, ikmal vemalzeme, hareket, komuta ve denetim, başka bir deyişle savaşdeneyimikazandırıyordu.

Bu.etkinliklereedebiyattabüyükölçüdeyerverilmiştir.Şairlerat,devevefilgibi binek hayvanlarım, kılıç, yay, mızrak gibi silahlarını, şahin, köpek gibiavlanma yardımcılarıyla avlarını ayrıntılı olarak anlatırlardı. Dostluk, rekabet,avcıların aşkları, kovalamacanın verdiği heyecan, öldürmenin verdiği zevkiveavdansonrakieğlencekonularınaayrıntılarıylayerverirlerdi.

Şiirin toplumsal ve siyasi açıdan önemli bir işlev taşıyordu. Çoğu şairingeçim kaynağı, hiciv, özellikle de övgüydü. Henüz gazetecilik, reklamcılık,

Page 220: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

propaganda ve halkla ilişkilerin olmadığı zamanlarda bunların tümünü şairlerüstlenirdi. Bu durum şairler için yeni değildi. Roma İmparatoru Augustus’unsaray şairlerinden bazılarının eserleri genel olarak Roma İmparatorluğu’nun,özel olarak da Roma imparatorunun halkla ilişkiler çalışmalarıydı. Şüphesizdurumçokdahaöncekihükümdarlariçindeböyleydi.Şairlerinhükümdarlarınıövdüklerikolaycaezberlenipağızdanağzagezenbeyitlerleülkeçapındaonlarınimajlarını geliştirdikleri İslami Ortaçağ’da övgü sanatı en doruk noktasınaçıkmıştır.

Şiirsel propagandanın olumlu etkisi olduğu gibi olumsuz etkisi de sözkonusuydu. Hiciv sözcüğünün Arapça’daki karşılığı "hica" sözcüğününTevrat’taki, büyü yapmak anlamındaki “hegeh” sözcüğüyle yakınlığı ilginçtir.Hicivyalnızcahakaretveyermeanlamıtaşımaz,bunupratikbiramacayöneltir.Aşiret hicivcilerinin düşmanca propagandaları daha eskilere, hatta İslamiyetöncesine dayanır. Hz. Muhammed’in hadislerinden şiirsel propagandanıntehlikesinin ve öneminin farkında olduğunu görüyoruz. Şiire karşı genel birhoşnutsuzluk vardı, örneğin en önemli Arap şairlerinden İmr el-Kays için“cehennem yolundaki liderleri” deniyordu. Bu hoşnutsuzluğa rağmenHz.Muhammed ona şiirle saldıranlara tuttuğu hicivci ile yanıt vermiştir. Birdefasındadahiciviyazankişiilebirlikteşiiriokuyanşarkıcıkızöldürülmüştür.

İslamiçağınilkyüzyılındasarayşairleri tutanEmevihalifelerindensonrakitüm Müslüman hükümdarlar da bunu yapmışlar ve uygulama yalnızcahükümdarlaraözgüolmamıştır.Başkamakamlardakikişilerdehalklailişkilervereklamçalışma-laniçinşairtutmuşlarveböyleceşairlikkabulgörenbirmeslekhaline gelmiştir. Edebiyat tarihlerinde bu şairlerin ödüllendirilmesiyle ilgiliayrıntılıpekçokbilgiye rastlanır.Ödülgenelliklemakamsahibinindurumuveşairin yeteneğine bağlıydı.Benzerimesleklerde olduğugibi aynı ürünyenidenkullanılabilir, bir hükümdar için yazdığı bir şiiri, işvereni değiştikten sonra,başka birine satabilirdi. Şairleri korumalarıyla, yani yaygın propagandaçalışmalarıylaünlüolanhükümdarlarvardır.X.yy’daKuzeySuriye’deHamdaniBeyi Seyf el-Devle oldukça büyük bir şair kadrosuna sahipti. Bu şairlerin,dikkatsiztarihçileriyanıltmalarıylabugünbileonuniçinçalıştıklarısöylenebilir.Fatımi halifelerin onlardan beklenilebileceği üzere, Fatımi dünya görüşünü veAbbasi halifelerine karşı Fatımi davasını yayan ideolojik şairleri bulunuyordu.Tarihçilerin resmi şairlerin listelerini verdikleri de olmuştur. Ortaçağ’ın dahasonraki zamanlarındanMısırlı bir ansiklopedi yazarı, Fatımiler’in saraya bağlışair bir kadrosu olduğunu ve bunların iki gruba ayrıldığını yazmıştır. Bu

Page 221: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

gruplardan biri Sünniliği öven Sünni şairler, diğeri de İsmaili imamına uygundahaaşırıövgüleryapanİsmailişairlerdir.

Çeşitli mezheplerden olan kişiler, isyancılar, siyasi ve başka gruplarınkullandıklarışiirselpropaganda,kişiselçıkarlariçindekullanılmıştır,IX.yyArapşarkı kitabıKitab el-Aghanil’de yer alan iki örnekte şiirin ekonomik amaçlarahizmetettiğidegörülmektedir.Anlatılanbiröyküyegöre,VIII.yy’daIrakvalisikamu sulama sistemini genişletmek içinbir araziye zorla el koymuşve topraksahibininadınahareketedenünlüşairFarazdak,valiyibaskıcılıklasuçlayanveonasaldıranbirşiiryazmış.Buolayınnasılsonuçlandığıveşairenekadarücretödendiği bilinmemektedir. Aynı kaynaktan başka bir öykü de tamamıanlatılmayadeğerölçüdeilginçtir:2

“PeçesatmakiçinMedine'yegidenKûfe’libirtüccar,siyaholanlarhariçtümpeçelerisatmış.El-Darimi’ninarkadaşıolantüccarbunuonaanlatmış.Ogünlerde şiiri ve müziği bırakıp inzivaya çekilmiş olan El-Darimi, tüccara"Senhiçdüşünme,bensanaonlarıdasatırım"demişveşudizeleriyazmış:

GitsorsiyahpeçeliyeNeyaptındindarimama?

NamaziçincübbesinitoplamıştıSencamikapısındagöründüğünde

El-Danmi'nin bestesini de yaptığı,şiiri çok ünlü olmuş ve herkes onuninzivadançıkıp tekrar şiirebaşladığınıdüşünmüş.Medine'deki tümkadınlarsiyah peçe almaya başlamışlar, Iraklı tüccar da elindeki siyah peçelerinhepsinisatmış.Buolaydansonra,El-Darimiyenideninzivayaçekilmiş.”

Bu,şarkılıreklamınbilinenilkörneğisayılabilir.

Ortaçağ’da Araplar tarafından öykülü şiirlerin kullanımı yaygın değildi.Ortaçağ Avrupası’ndaki ve klasik antik çağdaki destan ve baladlarlakıyaslanabilecek, resmi edebiyat sayılmayan vezinli ve vezinsiz uzun popüleraşköykülerivebazısavaşparçalarıdışındabiresererastlanmaz.DestanınİslamiOrtadoğu’da tekrar doğması, İslamöncesi Pers şiir parçalarının eski Pers epikgeleneğinin bulunduğu İran’da olmuştur. Kısmen Pers milli kültürünün tekraruyanmasıveyenibirMüslümanİrandilininortayaçıkması,bugeleneğintekrarcanlanmasını sağlamıştır. X.yy şairi Firdevsi’nin eski İran’ın tanrılarının vekahramanlarının serüvenlerini anlattığı uzun şiiri Şehname, Pers-Türkkültüründeki yeri Batı’daki İlyada, Odise ve Eneid'e benzerdir. BatıdakibenzerlerindedeolduğugibiŞehname’nindetaklitleriolmuş,FarsçaveTürkçeçeşitlikalitelerdedestanlaryazılmıştır.OrtaAsyaTürkhalklarınınkahramanlık

Page 222: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

şiirleri Türkçe olanların önemlileridir. Genellikle bir kitabın tamamıuzunluğunda,çoğunlukladamutsuzaşıklarınserüvenleri,Türklerileİranlılar’ınyaygınolarakkullandıklarıbirbaşkaanlatımtürüdür.TümbuaşklarvedestanlarMüslümankitapresimlemesanatınabüyükölçüdeortamsağlamışlardır.

Arapça’da olay ya da oturum anlamındaki “Makama” tamamen Araplar’aözgübiredebitürdür.Makamaçoğunluklahayalibiranlatıcıvebirkahramanınkonuştukları makamat koleksiyonundan bir parçadır. Bunlar konuşma veanlatım, vezin ve nesir, vaaz ve tartışma ve mizahla ele alman büyük ölçüdetoplumsal yorum içerirler.Makamat koleksiyonları arasındaArap edebiyatınınşaheserleri bulunur. Farsça ve İbranice’de makamat taklit edilmiştir amakarakteristikArapbiçimikorunmuştur.

FarsçaveTürkçeşiirler tamamenİslami’dir.Benzerbiçimdebüyükorandaîslami olanArap şiiri, en erken ve en geç dönemlerinde önemli birHıristiyannitelik taşımıştır. Sayılan az olmakla birlikte Arapça yazanMusevi şairler deolmuştur. Genel olarak Musevi şairler, yalnızca din, bilim ve edebiyat diliolanİbraniceilelirikvedinişiirleryazıyorlardı.İslamülkelerindeki

İbranişiiriyapı,konuveedebigelenekleraçısındanArapörneklerinebenzer.

Makama dışında klasikArapça’da başka edebiyat türler de vardı. Denemesanatıoldukçagelişmişbirdüzeydeydi.Romanolmayanalegoriköyküler,dahahafif bir eğlendirici edebiyat türüydü. Bu öyküler hayali oldukları halde,halifeler döneminde çeşitli bölge ve toplumsal düzeylerdeki yaşamı canlı birşekildeyansıtırlar.

Mizah bu edebiyatta önemli bir yere sahiptir. Sivri anekdotlar ve hazırcevaplılıkOrtaçağArapyazarlarınınbaşlıcaözellikleriydi.Arapedebiyatınınenkutsalolanlarıdadahilolmaküzereher türüylehafiftenhafifealayetmek içinhicvi kullanırlardı. Buna örnek vermek gerekirse; halifeler döneminde,tıpkı başka yerlerde ve rejimlerdeki gibi devlet memurlarının ağır ve sıktekrarlarla dolu bir üslupları vardı. XI. yy’daki ‘'komik hatalar”koleksiyonundakiHalep prensinin öyküsü şöyledir: Prense bağlı olanAntakyavalisininbirazsafçaolansekreteri,ikiMüslümangemisinintümmürettebatıylabattığını efendisi adına prense şu şekilde iletmiştir: “Esirgeyen ve BağışlayanAllahadına.Allah,Prens’ekuvvetversinkiikikayık,yaniikigemi,girdap,yanidalgalar yüzünden, devrildi, yani battı ve herkes kayboldu, yani öldü.” Halepprensidevalisinişöyleyanıtlamış:“Mektubunbizegeldi,yaniulaştıvebizonuanladık, yani okuduk. Sekreterini döv, yani ona vur ve yerine başkasını getir,

Page 223: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yanionukov,çünküoahmak,yaniaptaldır.Hoşçakal,yanimektupbitti.’’3

Diğer bir öykü de şöyledir: Hicri birinci yüzyılda komik öyküleriyleünlenmiş Ashab adındaki kişiye, niçin iyi bir Müslüman gibi hadislerianlatmayıpboşşeylerleuğraştığınısormuşlar.Ashabdakendisinindehadisleribildiğini söylemiş. Onlar da birini anlatmasını istemişler. O da hadisin kiminağzın-

dan söylendiğinden başlayarak geleneksel bir şekilde anlatmaya başlamış.“İbn Ömer’den duyan Nafı bana şöyle anlattı: Allah'ın elçisi, Sahip olanlarınAllah'ınseçilmişkullarındanolduğuikinitelikvardır,demiş."Dinleyenlerbunungerçekten doğru bir hadis olduğunu belirterek bu iki niteliğin ne olduğunusormuşlar. Ashab, “Nafi birini unutmuştu, ben de diğerini unuttum," yanıtınıvermiş.4

EğlenceedebiyatıdaklasikArapedebiyatınındiğertürlerigibiTürkçe’yeveFarsça’ya geçerek biraz farklı biçimlere dönüşmüştür.Alegori ve öykü epeycegelişmişti.Öteyandandenemetürüdahaazmizahivedahaçokahlakçı,didaktikniteliktekidahaciddivedahadürüstbirtoplumunanlatımlarıolmuştu.

Tiyatro büyük olasılıkla antik çağdaki putperest törenlerleilişkilendiıüdiğinden, İslâmîOrtaçağ’daOrtadoğu’dayokolaraksonrakibirkaçyüzyıl bir daha ortaya çıkmamıştır. Pandomim, meddahlık, palyaçoluk olmaküzere dram sanatlarının yaygın bazı unsurları vardı. Aktörlerce doğaçlamasöylenen metinlerle kısa komik sahnelerden izler de vardır. Genellikle bunlarsıradanhalkınpopüler eğlenceleriydi, saraydadaha seçkingösteriler oluyordu.Ne var ki bu seçkin gösteriler kimi zaman daha çirkin bir amaca hizmetedebiliyordu. XII.yy’da Bizans prensesi AnnaKomnena, Selçuklu sarayındakiaktörlerin gut hastalığı olan babası Aleksios Komnenos ile alay ettiklerinisöylemiştir:5

"Barbarlar, hünerli aktörler onun acılarıyla dalga geçtiler.Gut hastalığıalaykonusuhalinegeldi.Doktorvehemşiregibirolyaptılarveimpara-tor’ubiryatağayatırarakonunladalgageçtilervekahkahalarattılar.”

XV. yy’da Bizans imparatoru II. Manuel Paleologos, Osmanlı sultanıBayezid’insarayınayaptığıziyaretinianlatırkenaktörler,müzisyenler,şarkıcılarvedansözlerdensözetmiştir.

Biranlatımıvehemenhemenhazırbirmetniolanoyun,ilkkezXIV.yy’daözellikle Mısır ve Türkiye’de görülmüştür. Bu oyun türünde karakterler

Page 224: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kuklalarla ya da bir perdeye yansıtılan gölgelerle canlandırılır ve kuklacıtarafından konuşturulurdu. Genel olarak komik bir içeriği olsa da sert birtoplumsalyadasiyasiyorumiçerirdi.Metinleribugünedekgelenbutüroyunlarvardırvebazılannınyazarlarınınadlandabilinmektedir.

Antikçağdanitibarenkuklalarvardı.Ortadoğuülkelerindedahapopülerolangölge oyunlannın Doğu ve Batı Asya arasında yeni iletişim kanallan açanTiirkler ya da Moğollar döneminden, Doğu Asya’dan gelmiş olmasımuhtemeldir.

Avrupa’dan, özellikle de XV. yy sonunda ve XVI.yy başında İspanya’dangöçenMuseviler'in eseri olduğu kesin olan ve aktörlerin hazır metinlere göreoynadıkları tiyatro, Osmanlı döneminde görülür. Musevi, sonraları Ermeni veRum gibi Hıristiyan gruplarının sarayda ve başka kutlamalardamuhtemelenTürkçeolarakoyunlaroynadıklarıbilinmektedir.

Ancak tüm bunların çok sınırlı etkileri ve boyutları vardı. Bir sanat dalıolaraktiyatronunortayaçıkışıXIX.yy’daAvrupaetkisiyleolmuştur.

ŞiileriinHz.HüseyinveailesininKerbela’daşehitolmasınıtemsilen,olayınyıldönümüolanMuharremayınınonuncugünündegerçekleştirilen“taziye”çokçarpıcı bir başkadramatikgösteri türüdür.Taziye,modemŞii dini törenlerinintemeliolmasınakarşınçokyenibirtürdür,eneskiolanlarıXVIII.yysonlarındankalmıştır.

Çoğunlukla eğlendirmek yerine, bilgilendirmek ve eğitmek i. için yazılmışolanklasiknesiredebiyatınınönemlibirkısmıgeçmişeaittarih,edebiyattarihi,biyografigibibilgileriaktarmakvekorumaküzereyazılmıştır.İslamiyetbirdinveuygar-

lıkolarakenbaşındanitibarengüçlübirtarihduygusutaşımıştır.XV.yy’dakiMısırlıbirbilgin“tarihi”savunurkenAllah'ındatarihianlattığınıbelirtmiştirki,aslında Kuran’da pek çok tarihi öykü vardır. “Peygamberlerin senin kalbinigüçlendirecek öykülerini sana anlatıyoruz. Böylece gerçeğin bilgisini,müminlere de öğüt ve uyan getiriyoruz” (Kuran 11:120). Eski hadisler Hz.Muhammed’in vahiylerinin tarihsel sıralamasının tamamını bilen veinsanoğlunun yaratılışından kıyamete kadarki konumunun farkında olanlarlailgilidir.Hz.Muhammed’ingörevitarihtebirolaydı;amacıveanlamıhafızalaravekayıtlaraalınarakkorunmuşveaktarılmıştır.

En başından beri tarihteki alacakları yerlerin farkında olan Müslüman

Page 225: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

hükümdarlar, geleceğe bırakacakları eylemlerinin kayıtlarına çok önemvermişlerdir. Hem kendilerinden önceki hükümdarların yaptıklarıylailgilenmişler hem de kendilerinin yaptıklarıyla ilgili kayıtların onlardan sonrageleceklere kalmasını istemişlerdir. Hz.Muhammed ve ashabının biyografilerive Arap aşiretlerinin kahramanlık destanlarının yazılmaya başlanmasıyla tarihyazımı başlamış, sonrasında da en ilkel bölgede-kiler de dahil olmak üzere,hüküm süren tüm Müslümanlar hanedanlardan bir tür tarih kalmıştır. Tarihyazımı bazı ülkelerde İslamiyet ile birlikte başlamıştır. Şiilerin görüşü farklıolmakla birlikte,SünniMüslümanlar’a göreAllah'ın cemaati,Allah'ın insanlıkiçin tasarladıklarınınsomutlaştırılmasıydıveO’nunilahirehberliğindeAllah’ınamacının işleyişini gösterirdi. Tarih, bu açıdan dinin en derin sonınlannda vehukukun en pratik konularında otorite bir rehber olması nedeniyle doğrubilinmeliydi.

ÖzedeMüslümanaçısındankenditarihiönemtaşıyordu.Müslümanolmayanülke ve toplulukların tarihleri ne bu tür bir rehberdi ne de böyle bir değerlerivardı.BuyüzdendeMüslüman'tarihçiler,HıristiyanAvrupa’dayadabaşkabiryerdeki

Müslüman olmayan tarihi ya da kendi Hıristiyan, Zerdüşti ve diğerMüslüman olmayan atalarının tarihlerini önemsemezlerdi. Kuran’da vehadislerdeeskitarihteönemliolanşeylerkorunmuş,gerikalanıtarihegömülerekunutulmuştu.

Muazzambir zenginlik, çeşitlilikvegenişlikteki İslamiOrtadoğu’nun tarihyazımı, imparatorluk, yerel, bölgesel ve evrensel tarihi, geçmişin ve gününtarihini, biyografileri ve az sayıda otobiyografileri, askerler, devlet adamları,nazırlar,şairler,bilimadamları,mistikler,yargıçlarveilahiyatçılarıntarihçelerinikapsamaktadır.Bunlardanbaşkadatarihyazımtürleribulunur.İslamiyetöncesikahramanlık tarihi geleneğinde putperestAraplar’ın savaşlarını ve baskınlarınıanlatan öyküler bulunur ve Hz. Muhammed’in putperestlere seferleri ve ilkMüslümanların büyük fetihleriyle yeni bir biçime dönüşmüştür. Sonraları daövgü ya da propaganda halini alan bu tür tarih yazımı, kimi zaman daSelahaddin’in Arapça biyografisindeki ve Kanuni Sultan Süleyman'ınfetihlerininTürkçeyazımlarındakigibidestanımsıbirbiçimedönüşmüştür.

Hukuksal, hatta bir anlamdada teolojik tarih yazımı türüdevardır.Bu türtarih yazımı, Hz. Muhammed’in sözleri ve eylemlerinin ve “doğru yoldaki”halifelerinin kayıtlarını ve özellikle kamu siyaseti konularında Şeriat’ın

Page 226: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

korunmasına hizmet eden örnekler olarak sunar. Tarih yazımı, Abbasilerzamanındadahagelişmişveedebibirbiçiminin, sayılanhızlaartanmemurlarayönelikolmuştur.Bubiçimler,onlaradahaazdindar,dahapratik,bürokratikveMüslüman olmayan ve özellikle de İran örneklerini içeren farklı hükümetörneklerisunmakiçinkullanılmıştır.

Bir dönem, bölge ve yazarı dikkate alınmaksızın, İslami tarih yazımınıntamamı Arapça olmuştur. Ortak İslam uygarlığında ortaya çıkan yeni edebidillerle, şiir, edebiyat ve tarih yazımında kültürel öz bilincinin yeni şekilleriortaya konulmuştur. Bununla birlikte başka değişiklikler de olmuştur. SünniİslamX.veXVIyy’damücadeleettiğiüçbüyükdüşmankarşısındaçoğunluklazafer kazanmışlardır. Hıristiyan haçlıları püskürtmüşler, dinsiz Moğollar’ıİslâmlaştırarak asimile etmişler ve Şii muhaliflerini bastırmış ya da yolagetirmişlerdir. Tüm bu gelişmelerle birlikte yaşanan büyük Sünni canlanışısürecindeuygarlıkbiçimdeğiştirmişvekültürelyaşamyeniyollardailerlemeyebaşlamıştır. Gerçekleşen değişiklikler, edebiyata, özellikle de tarihi edebiyataaçık olarak yansımıştır. Devlet memurunun eğitiminin önemli bir parçasıdurumundakitarihbirölçüdebugörüşleyazılmışolmalıdır.Öteyandan,Abbasizamanındaki bilgili ve nazik memur, Selçuklu sonrasının medrese öğrenimlidindar memurundan çok farklıydı. Ortaçağ sonlaRInda, çağdaşlaRI arasında,çoğu önemli Arap tarihçisinin asıl ilgi alanı ve ünü, genelde dini bilimlerdeolmaküzeretarihtenbaşkaalanlardaolmuştur.Tarihinaslamedresemüfredatınagirmemişolmasınakarşın,tarihçimedresemezunuolmayabaşlamıştı.

Bu değişiklik çok önemlidir. Başta Osmanlı İmparatorluğu ve İran olmaküzere,savaşsonrasıdönemdekidahakalıcıveistikrarlımonarşilerdetarihyazmaişi devletin ilgi alanına girmiş, tarihçi, devletin himayesinde alınarak devlettarafından istihdam edilmiştir. Böylece tarihçinin, öncelikle gerçeklereönem veren ve bunları yorumlarken dürüst olması gereken bir hadis toplayıcıözelliği taşıdığı zamanlardaki gelenekçi anlayışı azalmıştır. Öte yandan, bazıfarklılıkları olmakla birlikte eski gelenekler devam etmiştir. Osmanlıİmparatorluğundaki imparatorluk tarihçisi unvanındaki önemli tarihçiler,hükümdarlarının başarı ve erdemleri ile birlikte, başarısızlık ve eksikliklerinide anlatmışlardır. Osmanlı tarihçilerinin XVII.yy'dan sonra yaşanan Osmanlıyenilgilerikarşısındakieleştirelyaklaşımlarıbilimseldürüstlükaçısındanönemlibirörnektir.

Ortaçağ İslamiyet’inde başka ilimlerde de gelişmeler olmuştur. İslamiyet,Hıristiyanlığın tersine, özgün dilini bilmeyenlerin de okuyabilmeleri için

Page 227: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Kuran’ın çevrilmesini teşvik etmiyordu. Müslüman otoritelerinden bazılarıçeviriyidinekarşıgelmeyevedineküfüreeşgördükleri içinKuran’ınTürkçe,Farsçaveötekiİslamdillerineresmiçevirileriyapılmamıştır.Yorumadıaltındaresmiolmayanbazıçevirileryapılmıştır.Müslümanlar,anadilleribaşkaolsada,Kuran’ıkesinlikleveyalnızcaArapçaolarakokuyup incelemekzorundaydılar.Bu durum, sözlük ve dilbilgisi araştırmalarının gelişmesini sağlamıştır. Buaraştırmalar, öncelikle Kuran’m tüm müminlerce anlaşılmasınısağlamayı amaçlamıştır. Bunlar dilbilimlerinde daha önce görülmemişbirgelişmesağlamıştır.Zaman içindeArapçagibiöteki İslamidillerve İslamiolmayan İbranice dili bundan etkilendi. İslam ülkelerindeki Museviler,Müslüman örneğinden hareketle Tevrat’ı, İbranice’yi sonradan öğrenenlereerişilebilir yapmak için Tevrat İbranicesi'nde metin ve dil araştırmalarıyapmışlardır.

Sözcüklerin farklı anlamlarını ve klasik metinlerdeki örneklerini verenOrtaçağ’dakibüyükArapçasözlükleriönemlibirbaşarıeldeettiler.Buanlamdafilolojinintemelinioluşturanbusözlükler,alfabetikolarakdüzenlenmişbaşvurueserleriiçindeörnekoluşturmuşlardır.Busözlükleriniçindeülkeler,şehirlervecoğrafikonularlailgilibilgileriçerencoğrafisözlüklerveyüzyıla,ülkeyeyadamesleğegörehazırlanmışpekçokbiyografiksözlükdebulunmaktadır.

IX. yy ve sonrasındaki fizik, kimya, matematik, astronomi, tıp, eczacılık,coğrafya, tarım, felsefe ve başka konulardaki önemli Yunan eserlerininArapça’ya çevrilmesi araştırmacılığın, genel olarak da bilim ve öğrenimingelişimi açısından önemli olmuştur. Bu eserlerin kimileri Müslümanolmayanlarda bulunuyordu; kimileri de özel olarak Bizans’tan ithal edilmişti.Çevirmenler eski putperestlerin eylemlerini önemsemediklerinden Yunantarihçilerin çevirilerini yapmamışlardır. Hem Müslümanlar’ın şiir edebiyatlarızenginolduğuiçinhemdeşiirçevirisininzorluklarınedeniyleşairlerineserlerideçevrilmemiştir.

Hemçevirmenlerhemdehükümdarvebaşkahamileribirincilolarakfaydasağlayacak konularla ilgileniyorlardı. Bu konular arasında sonraki nesilleraçısından faydalı olacak, bu dünyanın sorunlarını çözme ve öteki dünyayahazırlanmafelsefesideyeralıyordu.BarbarvegenellikledeilgisizolanBatı’dageçici, bazen de kalıcı olarak yokolan birçok önemli Yunan eseri Arapçaçevirileriyletanınmış,sonradaLatinceçevirileriyapılmıştır.Çevirmenlerinçoğugerekli dil bilgisine sahip olan Müslüman olmayan kişilerdi. Kimi metinlerdoğrudan Yunanca’dan, kinlileri de Yunanca metinlerin Syriac çevirilerinden

Page 228: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

çevriliyordu.Yunanca’danbaşka,İslamiyetöncesiFarsça’danveHintçe’dendeçeviriler yapılmıştır. Latince'den yalnızca bir çevirinin yapıldığı bilinmektedir.Bukitap,Orosius’untarihçesidirveİspanya’dakiMüslümanlarıntarihiyleilgiliönemlibilgilervermiştir.

Yüzyıllarcapek ilgiduyulmayanBatı’yaçokdahasonrabilimadamlarıvearaştırmacılar pratik nedenlerle yakın ilgi göstermişlerdir. İki örnek bu yeniilginin farklı yönlerini gösterecektir. 1560'ta Osmanlı sadrazamının istediğiFransa tarihinin Türkçe çevrisi 1570’te bitirilmiştir ve çeviri tek bir metinolarak kalmıştır. Batı tarihi ile ilgili bir çalışma bundan sonraki yüzyıllarboyunca yapılmamıştır. Baha el-Devle (ölümü 1510) adlı bir İranlı hekiminHülasat el-Tecarib (Deneyimlerin Özeti) adlı kitabı Batı ile ilgili başka bireserdir. Bu kitapta El-Devle “Ermeni iltihabı” ya da “Frenk vebası” şeklindetanımladığı,frengiolduğuanlaşılan,yenibirhastalıktansözetmiştir.KitabagöreAvrupa’da ortaya çıkıp buradan İstanbul’a ve başka yerlere yayılan hastalık,1498yılındaAzerbaycan’dagörülmüş,sonradaIrakveİran’ayayılmıştır.XVII.yy’da artık Avrupa’da basılan metinlere dayanılarak Türkçe’de ve İslamdillerinin pek çoğunda “frengi” (Frenk hastalığı) olarak adlandırılan “sifilis”ayrıntılarıylaelealmıyordu.

Ortaçağ İslam biliminin ulaştığı başarı, yalnızca Yunan biliminin alınıpkorunması ve daha eski ve uzak Doğu unsurlarının benimsenmesiyle sınırlıkalmamıştır. Ortaçağ İslam bilim adamları, çabalan ve katkılarıyla moderndünyaya bıraktıkları mirası büyük oranda zenginleştirmişlerdir. Geneldekuramsal olan Yunan bilimine karşın, Ortaçağ Ortadoğu bilimi çoğunluklauygulamayayönelikti.Buçağdakimya,tıp,astronomivetarımgibikonulardakiklasikmiras,Ortadoğu’nungözlemvedeneyimleriyleaçıklanıpdesteklenmişti.Buna en güzel örnek matematik olmuştur. “Arap rakamları” Hindistan’dangelmiş olmasına karşın, Ortadoğulular, IX. yy’da yeni bir aritmetikgeliştirmişlerdir.Yunan geometrisi üzerine kurulan veHindistan öğretilerindenetkilenen İslam geometrisine kadastro, inşaat ve silahta gibi uygulamaalanlarında ve kuramsal olarak pek çok yeni ve özgün eklemeler yapılmıştır.Cebir tümüyle ve trigonometri bir ölçüdeOrtaçağOrtadoğu icadıdır. Doğu’damatematik yazılan veBatı’da boş zamanlarında yazdığı dörtlüklerle ünlü olancebirci Ömer Hayyam (Ölümü 1311) ünlü mucitlerdendir. Özellikle hekimlerolmaküzerebilimadamlarınınçoğunluğuHıristiyanveMuseviidi.BüyükkısmıyerelhalktandıamaaralarındaAvrupa’dakibaskılardankaçıpgelmişolanlardavardı. AncakMüslüman olan ve olmayan tüm bilim adamları tek bir bilimsel

Page 229: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

toplulukoluşturmuşve eserleri bölgeninortakOrtaçağ îslamiuygarlığındayeralmıştır. Önemli İslam yazarlarından bazılarının eserleri Latince’ye çevrilipAvrupa’da okunmuş vemodem bilimin gelişmesine önemli kalkılan olmuştur.Bunlardan biri, Avrupa’da Rhazes adıyla tanınan, çiçek hastalığıyla ilgili bireseri olan ve belki de Ortaçağ hekimlerinin en önemlisi olan TahranyakınlarındakiReyşehrindenMuhammedibnZekeriyael-Razi’dir(ölümü920).Avrupa’da Avicenna adıyla tanınan Buharalı İbni Sina (980-1037) Latince’yeXIII. yy’da Cremonalı Gerard tarafından çevrilen büyük tıp ansiklopedisi TıpKanunu’nuderlemişveyüzyıllarcaAvrupatıparaştırmalarınakaynakolmuştur.

BatıtıpbilimineOrtadoğu’danbilimselkatkılarınyanısırapratikkatkılardaolmuştur. 1717 yılında Lady Wortley Montagu, Edirneli Türkler tarafındanuygulanançiçekaşısıyönteminişöyleanlatmıştır:6

“Kesinlikle bilmek isteyeceğin bir şeyi anlatacağım. Bizde de sıkrastlanılanölümcül çiçekhastalığı buradadaaşınınbulunmasıyla tamamenzararsız duruma getirilmiştir. Bu uygulama bazı yaşlı kadınlar tarafındanyapılıyor.Her yıl sıcaklar sona erdiğinde, eylül ayında, aşı olmak isteyenlerhaber veriyorlar. On on beş kişi toplanınca, elinde içi en iyi çiçek hastalığımaddesi dolu bir ceviz kabuğu olan bir yaşlı kadın aşı olacak kişiye hangidamarının açılmasını istediğini sorup iğneyle daman deliyor İnsanın canımpekyakmayanbuişlemdensonraiğneninucuyladamarazehirikoyupiçiboşbirkabuklakapatıyor.Buşekildedörtbeşdamaraçıldıktansonrakişininateşiçıkıyor ve iki üç gün yatakta yatıyor. Hastalananlar sekiz günde eskisağlıklarına kavuşuyorlar. Bu ameliyat her yıl binlerce kişiye yapılıyor.Fransız elçisi, başka yerlerde içmelere giden insanlar gibi buradakilerin deçiçekaşısıolmayagittiklerinisöylüyor."

Bu durumdan çok etkilenen Lady Mary, sonraki yıl küçük oğlunuaşılatmıştır. Bu aşı yöntemi daha sonra İngiltere’ye ve oradan da Batı’yayayılmıştır.

Uzakdoğu kökenli iki buluş, edebiyat ve öğrenimin, böylece de eğitimingelişmesinekatkısağlamıştır.Çinbuluşuolankağıtlatanışma,751yılındaOrtaAsya’da Çinlilerle bir çarpışma sonunda Araplar’ın Çinli kağıt üreticileriniyakalamalarıylaolmuştur.Çinlilermeslekleriniİslamdünyasınatanıttıktankısasüre sonra,kağıdınkullanımı, sonradaüretimiOrtadoğu’danKuzeyAfrika’yayayılmış,X.yybaşlarındaİspanya’yagitmiştir.Papirüs,parşömengibiyetersizyazıaraçlarınınyerinialankağıtOrtadoğutoplumunubirçokaçıdanetkilemiştir.

Page 230: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Hızlı ve ucuz kitap üretimi eğitim ve araştırmalarda faydalı olmuştur. Diğertaraftan devlet ve ticaret işlerindeki kırtasiye işlemlerini artırmış vekolaylaştırmıştır. BirArap tarihçisi,HalifeHarunReşid’in, devlet dairelerindeyazılanların iz bırakmadan değiştirilememesi ve silinememesi nedeniyle kağıtkullanılmasınıemrettiğinisöyler.

DiğerbirUzakdoğubuluşuolanmatbaayıOrtadoğuİslamtoplumubukadarkolaykabul etmemiştir.XV.yy’daAvrupa’dabulunanhareketli harflerlebaskıtekniği Osmanlı topraklarında da ilgi çekmişti. Ancak 1485 yılında Sultan II.Bayezidmatbaayıyasaklamıştır.Buyenikitapbasımteknolojisibirkaçyılsonraİspanya’dangelenMusevigöçmenlerlebirliktegeldi.Museviler,XVI.yybaşındaİstanbul ve Selanik’te sonraki yıllarda da başka Türk şehirlerinde matbaalarkurdular. Türkçe ve Arapça baskı yapmamaları şartıyla bu matbaalara izinverildi. İslammetinleri ve İslamdilleri içinmatbaanınkullanılması dineküfürsayılıyordu.Büyükolasılıklabuyasağakalemiyesınıfınınvehattatlarınçıkarlarıdaetkiliolmuştur.BunedenleMusevimatbaalarındayalnızcaİbranicekitaplarvebirkaçAvrupadilindekitapbasılmıştır.Venedik’tetipografiöğrenmişTokatlıAbgar Tibir, 1567 yılında İstanbul’da bir Ermeni matbaası kurdu. Oxford’daBalliol Koleji mezunu Sefalonyalı Nikodemus Metaxas da İngiltere’den ithalettiğimakineveteknikle1627yılındabirRummatbaasıkurdu.RumveErmenimatbaacılaradaMusevimatbaacılarlaaynıkısıtlamalargetirilmişti.

İtalya’da XVI. yy başında Arapça baskı yapan matbaalar kuruldu. BumatbaalardaDoğu’dakiArapçakonuşanHıristiyanlar’aIncil’ler,duakitaplanvebaşka dini yayınlar basılırdı. “HorologiumBreve” bugüne kadar gelenArapçaharflerlebasılmışeneskikitaptırve1514yılındaKilisedevletlerinde,Fano’dabasılmışbirHıristiyandualarıkitabıdır.Diniolmayanbazıkitaplar,İbniSina’nıntıp kanunu, coğrafya eserleri ve 1538’de Paris’te Arapça bir dilbilgisi kitabıbasılmıştır.KlasikArapmetinleri doğubilimcilerin ortaya çıkmasıyla daha çoksayıda basılmaya başlamıştı. Bunlar arasında Ortadoğu ülkelerinin özelkitaplıklarınagirenlerdeolmuştur.

Ancak XVIII. yy başında Ortadoğu’da Arapça harflerle baskı yapılmasınaizin verilmiştir. 1721 yılında Osmanlı elçisi olarak Paris’te bulunan babasınınyanında olan Said Efendi adlı bir genç bu girişimi başlatmıştır.Matbaanın veyararlarınınönemini fark edenSaidEfendi,Türkiye’yedöndüğünde,başkenttebirmatbaa kurmak için sadrazamın desteğini almaya uğraşmıştır. SaidEfendi,mesleki ve tutucu muhalefete rağmen bunu başarmıştır. îlk Türk matbaasınınkurucusu ve müdürü İbrahim Müteferrika ile işbirliği yaptı. Müteferrika

Page 231: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Macaristan’da doğmuş, Müslüman olmuş ve Osmanlı devleti hizmetindeçalışmıştı.Müteferrika ileSaidEfendiyazdıklarımatbaanınfaydalarınıanlatanraporu sadrazama verdiler. Umulmadık bir destek geldi. Başkent müftüsü veİmparatorluğunMüslümanhiyerarşisininbaşıdinikonularhariçArapharfleriyleTürkçekitapbasılmasıiçinfetvaverdi.Kuran,hadisler,ŞeriatveKuranfıkıhlarıbasılmasıyineyasaktı.5Temmuz1727tarihindeTürkmatbaasınınkurulmasıveTürkçekitaplarbasılmasıiçinpadişahfermanıyayınlandı.BaşlangıçtamakinelervegereçlerşehirdekidiğerHıristiyanveMusevimatbaalardansağlandı,Musevidizgicilerden yardım alındı. Sonra da, Arapça matbaalar bulunan Hollanda’daLeiden ve Paris başta olmak üzere Avrupa’dan makineler ithal edildi. 1729yılında ilk kitap olarak iki ciltlik" bir sözlük basıldı. Sözlüğün ilk cildindepadişahınmatbaakurulmasınaizinverenfermanı,şeyhülislamınmatbaanıncaizolduğunu belirten fetvası, imparatorluğun iki baş kadısının onay belgeleri vematbaanınfaydalarınıanlatanbiryazıbulunuyordu.

1745 yılında İbrahim Müteferrika öldüğünde, dilbilgisi, askeri, coğrafya,matematikve tarihkonularındaonyedikitapbasılmıştı.Hemkitapsayısıhemdebaskıadediçokazdı.İlkikikitapbiner,üçüncüsübinikiyüzvediğerleridebeş yüzer adet basılmıştı.Bu kitaplar, İslamdünyasının entelektüel yaşamındayenibirçağınbaşlangıcınıgösteriyorlardı.

Ortadoğuİslamuygarlığınınbulunduğuendoruknokta,insanuygarlığınınozamana dek ulaştığı en yüksek noktaydı. O sıralarda çeşitli konularda İslamuygarlığından önde olan ileri ve gelişmiş Hint, Çin ve daha az olmak üzereAvrupa uygarlıkları da vardı. Ne var ki, tüm bunlar temelde yerel ve enfazla bölgesel uygarlıklardı. İslamiyet, dünyadaki tüm halklara kendilerineemanet edilen evrensel doğrulan ve Allah’ın son sözünü getirmekle yükümlüolduklarınainananilkdindeğildi.Ancaktekırk,bölgeyadakültürünsınırlarınıaşarak dini bir uygarlık yaratan ve bu hedefe ulaşma yolunda çok ciddiilerlemeler gösteren ilk toplum Müslümanlar’dı. İslam dünyası, Ortaçağ’dauluslararasıçokırklı,çokuluslu,polietnikvekıtalararasıydı.

S.D.Goitein, İslamdünyasının yer ve zaman açısından bir “ara uygarlık”olduğu doğru tepsini yapmıştır. Güney Avrupa’da, Orta Afrika’da, Güney,Güneydoğu ve Doğu Asya’daki dış sınırlan tüm bu yerlerin özelliklerinikucaklıyordu.Antikçağilemodemçağarasındabulunmasınedeniylezamanlararası bir uygarlıktı. Musevi ile Hıristiyan ve Avrupa ile Helenistik geçmişipaylaşıyor, onu uzak ülke ve kültürlerin özellikleriyle zenginleştiriyordu.Helenistik antik çağdan modem çağlara uzanan yollarda Yunan ya da Latin

Page 232: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Htristiyanlığı’ndançokAraplar’ınİslamuygarlığı,modernveevrenseluygarlığadoğruilerlemeyolundaumutveriyordu.

Ortadoğu İslam uygarlığının, gücü, yaratıcılığı ve enerjisi azalırken, ozamanakadarfakir,güçsüzverenksizolanHıristiyanAvrupa’nıngücüartmayabaşlamıştır. Bu kaybın hızla fark edilip nedenlerinin araştırılması ve eskiihtişamını tekrar kazanma isteği Ortadoğu uygarlığının bundan sonrakigelişiminegölgedüşürmüştür.

Page 233: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

5.KISIM

MODERNÇAĞ

Page 234: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

14.BÖLÜM

MÜCADELE

Ortadoğu’da modem çağın başlangıcım, dünyanın her yerindeki gibi,Batı’nın etkisiyle, daha net bir biçimde de Avrupa emperyalizminin ortayaçıkması, yayılması ve yol açtığı değişikliklerle anlatmak bir gelenek olmuştur.Bu etkinin başlangıcına ilişkin farklı tarihler kabul edilmiştir.Kimilerine göre,1798’deFransızordusununMısır’agirmesi;kimilerinegöredegalipRusya’nınmağlup Osmanlı İmparatorluğu’nu imzalamak zorunda bıraktığı yıkıcı KüçükKaynarca Antlaşması; kimilerine göre ise l683’te Türklerin Viyanakuşatmasındakisonbaşarısızlıkları,busürecinbaşlangıçtarihidir.

Müslüman uygarlığı, kendisini din ile tanımlıyordu. İslam hukukunun veMüslümanbirhükümetinegemenliğindekiülkelerintümüyaniuygardünyaDarül İslam’dı (İslam'ın Evi) olarak kabul edilmişti. Çevrelerindeki henüzMüslümanlığı benimsememiş ya da Müslüman egemenliğine alınmamışkafirlerin yaşadığı yerler de Dar ül-Harb (Savaş Evi) olarak görülüyordu.CoğrafivetarihibelgelerdekiMüslümangörüşü,İslamsınırlandışındakiyerlerarasında açık bir fark olduğunu ifade etmektedir. İslam dünyasının doğu vegüneyinde bulunan yerlerden bazılarında faydalı şeyler öğrenilebilecek uygarkişileryaşarken,bazılarındadabarbarlaryaşıyordu.Amabunlarhemdinolarakİslamiyet'e, hem de dünya devleti olarak İslam halifeliğine rakip olamazlardı.Aralarında hem uygar hem de barbarlar bulunan bu kafirleri İslam dünyasınakazandırabileceklerikişilerolarakkabulediyorlarvebununkaçınılmazolacağınıdüşünüyorlardı.

Doğudabir tehditbulunmuyordu. îslamdünyası içinHindistanveÇin’dekibüyükuygarlıklar,önemlibir tehditoluşturmamışlar,hattahiçkarşıkarşıyadagelmemişlerdi.DoğudanMoğollarlagelmişolanputperestistilasıçoketkiliolsada, zaman içinde fatihlerin ihtidaları ve asimile olmaları nedeniyle bir sorunolmamış,hattaİslamdünyasınınönemlibirparçasıhalinegelmişlerdi.

Page 235: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Batıda, yani İslamiyet’in kuzeybatı sınınndaki Yunan, Latin ve HıristiyanAvrupabölgesindekidurumçokfarklıydı.Müslümanlariçinburadaonlarınkinebenzer bir görevi olan ve rakip gördükleri bir dünya dini vardı. Rakipleri deAllah’ın son vahyine sahip oldukları ve bunu tüm insanlığa yayma göreviniüstlendikleri inanandaydılar.Hıristiyandünyasındada İslamdünyasındakigibi,bu inanan yayılması için pek çok yöntemkullanıldığı gibi, bu uğurda savaşanbüyük krallıklar ve imparatorluklar kurularak askeri ve siyasi destek desağlanmıştı.SonrasındadaHıristiyanbaşlıcakafir,HıristiyanAvrupaiseDarül-Harb’menönemlisimgesihalinegeldi.Müslümanlar,BizanslılarıeskiYunanveHıristiyan Roma’nın mirasçıları kabul ettiklerinden onlara bir ölçüde saygıduyarlaramaonlardankorkmazlardı.ÇünküBizansileİslamdünyasıarasındakisüregelen uzun ilişki sürecinde Bizans sürekli geriler durumdaydı ve l453’teTürklertarafındanKonstantinopolis(İstanbul)alınıncayadeksürmüştü.Öncekiyüzyıllarda Müslümanlar, Batı ve Kuzey Avnıpa’daki barbar kafirlerdenkorkmamışlarveonlarasaygıdaduymamışlardı.Onlarıtehditolarakgörmemiş,köleliktenbaşkabirişeyaramayankabaveilkelinsanlarolarakgörmüşlerdi.Bugörüşlerinin değişmeye başlaması,Hıristiyanlar’ın karşı saldırısı,Güney İtalyave İber Yarımadası’nı yeniden ele geçirmeleri, Haçlı seferleriyle Hıristiyanordularının Levant’a giymeleri ve Hıristiyanlık için kutsal olan yerleri almaküzeresonuçsuzçabalarıylaolmuştu.

Müslümanlar, bu iki dünya sistemi arasındaki uzun mücadelenin ilk binyılındagenellikleüstüngelentarafoldu.HaçlılarınLevant’agirişlerindensonrageçici,Portekiz,İspanyaveSicilya’yıkaybedişlerindensonradasürekliolanbirgerilemeolmuştu.Bugerilemenin telafisideTürkler’inGüneydoğuAvrupa’yagirişi ve yeni bir Müslüman devletinin Hıristiyan topraklarında kurularak birdönemAvrupa'nınkalbinitehditedişiolmuştu.

İslam dünyası ile Avrupa arasındaki kültürel ve toplumsal ilişkiler HaçlıSeferleri’nden önce başlamış, Haçlılar’dan sonra, daha da gelişipyaygınlaşmıştır. İslamiyet’in Doğu Akdeniz ve Asya’daki eski uygarlıklardanaldığıvedeğiştiripuyarladıkları ilekendiyarattıklarıAvrupa’yaönemlikatkısıolmuştur. Ortaçağ Avrupası, gelişmiş ve ilerlemiş Akdeniz İslam dünyasıuygarlığından birçok şey öğrenmiştir. Bunlardan yalnızca birkaçı Avrupa’daunutulduğu halde Müslümanların koruyup geliştirdikleri Yunan bilimi ilefelsefesi;ÇinkağıdıileHintrakamları;pamuk,şeker,portakal, limonvebaşkabirçokbitkiyetiştirmeyöntemidir.

Avnıpalılar,İslamdünyasınauzuncabirzamanyalnızcamaddiveteknikbazı

Page 236: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

katkılarda bulunmuştur. Sanat, edebiyat, bilim ve felsefe alanlarında OrtaçağAvrupası’nın,Müslümanlar’averecekbirşeyiyoktu.OlsabileMüslümanlarönyargılıolarak,aşılmışbirdin ile ilkelbir toplumdangelecekdüşüncelerikabuletmezlerdi. Öte yandan Avrupalılaşan Müslümanların faydalı bularakbenimsedikleri birçok şey üreten el becerileri vardı. XV.yy’da Ortadoğu’dazamanıölçensaat,görüşüartırandürbün ile teleskopbiliniyordu.Bunlarorayadaha önce gitmiş olması mümkündür. Avrupa’dan alınan bazı besin bitkilerivardı.Örneğin,bugündeArapçaveTürkçe’defasulyeiçinİtalyankökenliadlarkullanılmaktadır.Amerikakeşfedildiktensonra,aksiyöndegidenlerdenazolsadaBatı’danithaledilenbesinmaddelerivebitkilerdeartışolmuştur.Bunlardanbaşlıcalarıdomates,mısır,patatesveenönemlisidetütündür.İslamdünyasınınyaşam ve de ölümüne Batı’nın en önemli etkisi silah ile olmuştur. HaçlıSeferleri’ndeistihkamyapımındakullanılanFrenksavaştutsaklarıyetenekleriniefendilerineöğretmişlerdi.HalifeyeyazdığıbirmektuptaSelahaddinHaçlılardanaldığılimanlardaAvrupalıtüccarlarınolmasınagerekçeolarak“aralarındasavaşsilahıgetiripsatmayantekkişiolmadığı içinonlardanfaydalanıldığınıbelirtir.”BugelenekHaçlı Seferleri,Osmanlılar’ın ilerlemeve gerilemedönemlerindenmodernzamanlarakadarkesintiyeuğramadansürmüştür.

Silah ticareti kilise ve devlet tarafından durdurulmak istenmiştir. Devletlerbirbirlerini bu ticarete izin vermek ve onu teşvik etmekle suçlamışlardır. Bukonudakilisenintavrıçokaçıktı.XVI.veXVII.yy’dakipapalıkfermanlarındaşunlaryazılmıştır:“Türkler’e,Magripliler’evebaşkaHıristiyanlıkdüşmanlarınasilah, tel, demir, kalay, pirinç, bakır, kükürt, güherçile, at, top ya da silah vesaldınaraçlarıyapmakiçinbaşkaeşya,halat,kerestevedenizcilikgereçlerivebaşka yasaklanmış şeyleri satanlar aforoz edilecektir.” Ancak hem ticaretinkendisihemde,onuengellemeçabalarısonbulmamıştır.

ŞüphesizBatıdanithaledilenenönemlisilahlar,sahravekuşatmatoplaniletüfek gibi ateşli silahlar olmuştur. Başlangıçta bu kafir silahlarına karşıdirenilmişsede,busilahlarOsmanlılartarafındanyaygınbiçimdekullanılmıştır.Osmanlılar bu sayede Ortadoğu’daki öteki Müslüman rakiplerine karşıönemlibirüstünlükeldeetmişlerdi.

Tarihtebaşkadönümnoktalarınıkesinolarakbelirlemedekizorluk,İslamiyetileHıristiyan dünyaları arasındaki güç ilişkişi açısından da geçerlidir. Bu gibideğişikliklerde, yeni düzenin başlangıcı, her zaman onu açıkça görünür yapandramatikolaylardandahaönceolmuşveeskidüzen,ortadankaldırıldıktansonrada işlerliğini korumuştur. Bu “dönüm noktaları” tarihin gerçeği olmaktan çok,

Page 237: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

tarihçinin belirlemesi olarak, belirli ölçülerde yapay ve keyfi olsalar da, tarihitartışmalara yardımları açısından çok önemlidirler. İslam dünyası ile Avrupaarasındaki değişen ilişkileri belirleyen önemli pek çok olay içinden XVII.yysonlarındakilerideğerlendirmekyerindeolacaktır.

ViyanasurlarınıkuşatmışbekleyenTürkordularıaltmışgününardından12Eylül l683’te çekilmeye başladılar. Türklerin Viyana’yı almak üzere ikincikuşatmalarıveyenilgileriydi.İkikuşatmabirbirindençokfarklıydı.1529yılındaKanuni Sultan Süleyman’ın orduları ilk kez Viyana surlarına gelmişler,tümGüneydoğuAvrupa’yı ele geçirmişler veHıristiyan dünyasını tehdit edenyüzlerce yıllık fetih dalgasının zirvesindeydiler. Türkler’in düzenli olarak geriçekilmişlerdi ve kesin bir yenilgi yoktu. Kuşatma ile Habsburg ve Osmanlıimparatorluklarıarasında,Macaristan’ıdolayısıyladaOrtaAvrupa’yıhakimiyetaltınaalmamücadelesininverildiğiyüzelliyıllıksüreçbaşlamıştı.Ancakikincikuşatmaileberaberindekiyenilgiçokdahafarklıydı.ÇünküTürkler’inyenilgisitartışmasız olarak kesindi. Türk orduları Viyana’dan çekildikten sonra başkayenilgiler de gelmiş, birçok eyalet ve şehir kaybedilerek Osmanlı ordularıbozgunauğratılmıştı.

26Ocak 1699’daKarlofçaAntlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile yalnızcaOsmanlıveHabsburgimparatorluklarıarasındadeğil,genelanlamdaHıristiyanveİslamdünyalarıarasındayenibirsüreçbaşlamışoldu.Değişimiantlaşmanınhükümlerinde ve pazarlıklarında görmekmümkündür.Osmanlar açısından çokyenibirdiplomasisürecibaşlamışaveilkAvrupa'ya

girişleri içinanlamlıbirantlaşmaydı.Çokciddibirpazarlıkyoktu,yalnızcazafer kazananlar yenilenlere şartlar öne sürmüştü. İlk olarak l606 yılındaZitvatorok’tadüşmanlaeşitkoşuldagörüşmüşyapmışlaramaKarlofça’dadahadramatik bir değişiklik olmuştu. Osmanlılar savaş alanındaki kesin yenilgininardından, barış antlaşmasını zafer kazanan düşmanlarının belirlediği şartlaragöre imzalamışlardı. Yeni bir taktik olarak, mağlubiyetlerinin sonuçlarınıhafifletmek üzere hem onlar için aracılık yapacak hem de yakındakikomşularının güçlerini dengeleyecek, özellikle İngiltere ile Hollanda olmaküzereBatiAvrupadevletlerindenyardımistediler.Yeniaskeriilişkileredayalıbudiplomasi daha sonraki yüzyıllara örnek teşkil etmiştir. Viyana yenilgisi,Karlofça Antlaşması ile mühürlenerek Müslümanlar için Hıristiyan gücükarsısında neredeyse kesintisiz ve uzun bir gerileme döneminin başlangıcıolmuştur.

Page 238: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Osmanlılar da durumun farkındaydılar. Yüzyıl başında bir Türk tarihçisişunları yazmıştır: “Bu, Osmanlı devletinin kuruluşundan beri benzerigörülmemiş ölçüde büyük bir yenilgiydi.”Yenilginin hemen ardındannedenlerinin tartışılması önemli bir noktaydı. İslamiyükselişin ilk günlerindenitibaren, İslamdini ve siyasi görüşünde, dünyanın ve devletin eksik taraflarınıtartışmakönemli bir gelenekti.Ancak ilk defa tartışmada “biz” ve “onlar" yeralıyordu. Eskiden, hep zafer kazanan İslam ordularını mağlup eden bu“kafirlerin” nasıl yendikleri ve onlara neden yenildikleri tartışılıyordu. ButartışmayaXVIII.yybaşlarındaOsmanlıresmiçevrelerindebaşlandı,uzuncabirzaman da Osmanlı subayları, memurları ve entelektüellerinin dar çevresindekaldı.Halkınbüyükbölümü,çoğunluklada içeyaletlerdeyaşayanlardünyanındeğişen durumundan habersiz kaldılar. Tartışma zamanla üst sınıftaki halkarasında ve Hıristiyan dünyasının karşısında uzunca bir süre İslamiyet’insilahşörlüğünü yapmış olan Türklerden tümMüslüman dünyasına yayıldı. Budeğişim,önceRus, sonraBatıAvrupaordularının ilerlemeyi sürdürmeleri, çokfazlaMüslüman toprağınınAvrupaegemenliğindegirmesive İslamülkelerininaleyhine olan ticari gelişmelerle güçleniyordu. Ortadoğu pazarları, Batı’nınverimli üretimi veBatı sömürgelerinden ucuzamal olan ucuz tekstil ve başkaürünlerle dolduruyordu. Eskiden Ortadoğu’nun Batı’ya ihraç ettiği pamuk,kahve, şeker gibi ürünleri artık sömürgelerden sağlanarak Batılı tüccarlararacılığıylaOrtadoğu’yaihraçediliyordu.

XVI. yy başında İran’da Safevi hanedanı Osmanlılar karsısında yenildiğihalde, iki yüzyıldan fazla egemenliğine devam etmiştir. Bu dönemde;Osmanlılar’la askeri, siyasi ve dini mücadelenin sürmesi, Şiiliğin İranlılarınçoğunluk dini olarak kabul edilmesi, Orta Asya ve Hindistan’dakiMüslümanülkelerle yeni bir ilişki düzeninin gelişmesi, Avrupa ile ticaretin ve onunlabirlikte İran’a karşı Avrupa ticari ve siyasi rekabetinin artma-sı gibi birtakımönemli değişiklikler olmuştur. Safevi döneminde özellikle resim, mimari vesanayi sanatlarında önemli gelişmeler olmuştur. Safevi devleti ve toplumu bugösterişli görüntüsünün ardında hızla çürüyordu. Bu durum İran’ın XVIII.yybaşındabatıOsmanlı,doğuAfganvekuzeyRusistilasınauğramasıylaaçığaçıktı.

Zamanla Ortadoğu Müslüman devletleri arasındaki rekabet kuzeydeki ikibüyükHıristiyandevletin,AvusturyaveRusya’nın,tehdidindekalmayabaşladı.Her iki devlet savaşlarla Osmanlı ve İranlılar’dan ciddi toprak ve avantajlarsağladılar.Avusturyailkolarak,dahaönceTürkler’ekaptırdıklarıeskiAvusturya

Page 239: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

veMacaristan topraklarını geri aldı.Avusturyalılar,Balkan yarımadasında çokilerlemedileramaTuna’nınağzınakadarseyirhakkınıkazandılarveİstanbul’unyolusayılanMoravavadisinegirdiler.

Moskovagücününgüneyedoğruilerlemesiçokdahaönemliydi.XVIII.yy’daRus İmparatorluğu ’nun güneye doğru ilerlemesinde yeni bir aşama başlamışama ilk başlarda çok başarılı olmamıştı. 1710 yılında Prut Nehri’ni geçerekOsmanlı İmparatorluğu’na saldıran Ruslar, geri çekilmek ve ele geçirdikleriyerleri terk etmek zorunda kalmışlardı. İran’daki karışıklıktan faydalanmakisteyen Ruslar, 1723 yılında Kafkasya bölgesine girerek, Derbent ve Bakuşehirlerini-aldılar.BuseferOsmanlılarcabirliktehareketetmişlerdi.Osmanlılarkuzeydeki gibi doğu sınırlarında daRus ilerlemesini engellemek isterken, İrandevleti parçalanacaksa bir pay almak istiyorlardı ama Ruslar’ın başarılan kısasürdü.AskerikomutanNadirHan’ınbaşarılıliderliğindekiİranhızlatoparlandı.Batı ve doğudaki zaferlerinin ardından, 1736’da hükümdar öldükten sonra şaholan Nadir Han, Osmanlılar’ı, Ruslar’ı ve Afganlılar’ı İran’dan attı ve yeniyerlerfethetti.

İranveOsmanlıordularınınkazandıklarıbaşarılarınakarşın,İslamdevletleriveAvrupalırakipleriarasındakigüçlerdengesindeaçıkbirdeğişimoluyordu.BudurumXVIII.sonlarınadoğru iki tarafçadaanlaşılmıştı.1769yılındaOsmanlıİmparatorluğu’na saldıran Ruslar, bu defa büyük bir üstünlüğe sahipti. Rusordulanönlerindekiherşeyiyokederken,RusdonanmasıdaAvrupaçevresindendolaşarakAkdeniz’egirerekSuriyeveAnadolukıyılarınıtehditetti.

KüçükKaynarcaAntlaşması (1774) ile sonlanansavaşOsmanlılar içinçokbüyük bir yenilgi, Avrupa ile Ortadoğu arasındaki ilişkiler için de bir dönümnoktası oldu.Bu durum,RusÇariçesi II.Katerina tarafından “Rusya’nın eşiniyaşamadığıbirzafer”şeklindeanlatılmıştır.

Bu antlaşma ile Rusya’nın sağladığı kazançları toprak, ticaret ve etkinlikolmak üzere üç grupta inceleyebiliriz. Rusya’nın aldığı topraklar az olmasınakarşın, stratejik öneme sahipti. XVIII. yy başlarında Azak’ı alan Rusya, ozamanadektamamenTürk-MüslümandenetimindebulunanKaradeniz’inkuzeykıyısında bir köprübaşı elde etmişti. Rusya, Küçük Kaynarca Antlaşması ileKırımYarımadası’nındoğuburnundaKerçveYenikale limanları veDinyesterNehriağzındaKılbyrurikalesiolmaküzereönemliikibölgeyedahasahipoldu.Artık,yüzyıllardırOsmanlıhakimiyetindekiTatarHanlığıolanKirimyarımadasıda bağımsız olacak ve Tatar Ham ile ona bağlı olan Karadeniz’in kuzey

Page 240: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kıyısındaki beylikler, Osmanlı denetiminden ve etkisinden çıkarılacaktı. BusayedeRuslarınilerleyişive1783’teKırım’ınilhakıyoluaçılmışoldu.

Busüreççokönemlibirdeğişikliğenedenoldu.TürklerAvusturyaileolanönceki savaşlardan sonra bazı Avrupa eyaletlerinden çekilmişlerdi amaçoğunluğu nüfusuHıristiyan olan yeni fetihlerdi. AncakKırım'ın durumu çokfarklıydı. Tatar olarak bilinen Kırım halkı aslında Türkçe konuşanMüslümanlar’dı. XII.yyMoğol fetihlerinden, belki de ondan da önceden beriorada yaşıyorlardı. İlk defa eski bir Müslüman halkı ile toprağı Hıristiyanfatihlere verilmesi Müslüman gururu için çok ciddi bir darbeydi. KırımTatarlarınınRusdenetiminegirmeyerekbağımsızolmalarıbirölçüdebuküçükdüşürücü durumun telafisiydi.Öte yandan sultan Tatarların hükümdarı olmasada, halife olarak üzerlerindeki dini otoritesini sürdürüyordu. Ancak Tatarbağımsızlığı da Osmanlıların dini yetki alanında kalmaları da pek uzunsürmemiştir.

Küçük Kaynarca Antlaşması ile Ruslar ticari avantajlar da kazanmışlardı.Rusya Karadeniz’de ve Boğazlar yoluyla Akdeniz’de seyir özgürlüğünü veOsmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa ve Asya eyaletlerindeki deniz ve karaticaretinieldeetmişti.Budurum,tümAvrupadevletlerininXIX.yy’daOsmanlıİmparatorluğu’naticarigirişleriiçinönemlibiradımolmuştu.

Ruslarınsağladığıüçüncüavantaj,Osmanlıtopraklarıiçindegüçveetkieldeetmeleri olmuştu. Tuna’nın Eflak ve Boğdan (Romanya) prensliklerindeRusya’nın özel statüsünün tanınması bunlardan en önemlisidir. İlkesel olarakOsmanlı hakimiyetindeki bu iki eyalet artık bir ölçüde iç özerklik ve Rusetkinliği elde etmişti. Rusya eğer isterse, Osmanlı şehirlerinde elçilikler açmahakkı kazandı. Bu da Batılı devletlerin uzun süredir istedikleri ama eldeedemedikleriönemlibirayrıcalıktı. İstanbul'dabirRuskilisesininyapılmasıve“her türlü koşulda yeni kiliseyi temsil etme hakki” (7. madde) küçük gibigörünenönemlibirödündü.

Halife olarak Osmanlı hükümdarının Tatarlar üzerindeki dini otoritesietkisizdi, ama karşılığında Rus çariçesine verilen ödün için aynı şey geçerlideğildi.AntlaşmametninyalnızcatekbirRuskilisesiilesınırlıolmasınakarşın,kilise adına temsil hakkı, küçük bir yorumla, Osmanlı sultanının OrtodoksHıristiyantebaasınıntümünemüdahalehakkıolacakşekildegenişlemiştir.

1783 yılında Kırım’ın ilhakıyla Rusların yayılma politikalarındaki yeniaşama başladı. Buradan Karadeniz’in kuzey kıyılarında iki yönde de yayılan

Page 241: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Ruslar,dahaönceTürkler’in,TatarlarınveötekiMüslümanhalklarınyaşadıklarıülkeleri ele geçirdiler. 1785 yılında, doğuda Kafkasya’da bir Kafkasimparatorluk eyaleti kurarak bölge halkı ve beyleri üzerindeki egemenliklerinigüçlendirdiler.

BudurumOsmanlı İmparatorluğu ile bir savaşanedenoldu.Türkler, 1792yılında savaşın sonundaTatarHanlığı’nın ilhakınıve iki imparatorlukarasındasınırolarakGürcistan’dakiKubanırmağınıkabulettiler.1795yılındaeskiTatartopraklarında Odessa liman şehrini kuran Ruslar, Türkler ile bir kez dahasavaştıktan sonra 1812 yılında Osmanlılar’m Besarabya eyaletini ilhak ettiler.Müslümanlar'ın Karadeniz’deki yüzyıllardır süren egemenliklerini son erdirenRuslar,Osmanlıİmparatorluğu’nudoğudanvebatıdansıkıştırmışlardı.

Ruslar, 1794 yılında Kaçar hanedanının iktidarda olduğu İran’ı da tehditediyorlardı. Ülkede bir ölçüde otorite ve birlik sağlayan Kaçarlar, Ruslar’akaptırılan Kafkasya topraklarını geri almak için uğraştılar ama bunubaşaramadılar.İran'ınişgaledilmesinedeniyle,eskiGürcistanHıristiyankrallığıhalkınınbirbölümü,MüslümanfethinekarşıRusya’dankorumaistediler.1801Ocak ayında, Çar tarafından Gürcistan’ın Rus İmparatorluğuna ilhak edildiğiaçıklandı.Buolaydansonra,1802yılındaGürcistanileHazarDeniziarasındakiDağıstan,Ruskorumasıaltındayerelprenslerinoluşturduğubirfederasyonoldu.KüçükbirGürcükrallığıolanİmeretyada1804yılındailhakedildi.

BugelişmelerinardındanRusya’nınİran’asaldırması içinyolaçılmışoldu.1804-1813 ve 1826-1828 yılları arasında iki Rus-İran savaşı yapıldı. BusavaşlarınsonucundaRuslar,kısmenyerelhükümdarlardan,kısmendeİran’dan,ileride Sovyetler Birliğime bağlı Ermenistan ve Azerbaycan olacak yerlerialdılar.

Rusya, 1828 yılında İran ile imzaladığı barıştan bir ay sonra 1821 yılında,bağımsızlık savaşlarınabaşlamışolanYunanlılaradestekolmaküzereOsmanlıİmparatorluğu’nakarşısavaşaçtı.Ruslar1829yılındaEdirne’yegirerekönemliavantajlar elde ettikleri bir barış antlaşması imzalatabildiler. Rusya, ikiimparatorlukarasındakiBalkanveKafkassınırlarındaönemlikazançlareldeetti,aynı zamanda da, Tuna prensliklerinin içişlerinde etkili oldu ve tüccarları iledenizticaretihaklarınıtekraronaylattı.

Ruslar güneyeOrtadoğu’ya doğru ilerlemeye devam ederken,Batı’da yenibir tehdit ortaya çıkıyordu. XV.yy’ın ortalarından sonra Avrupa, karadanRusya’ya, Batı Avrupa’dan denize doğru ilerliyordu. İslam’a karşı Batı’da ve

Page 242: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Doğu’da ilerleme fetihlerle tekrar başlamış, Tatarlar'dan Rusya, Araplar’danİspanya ve Portekiz alınmıştı. Bu fetihlerden sonraki karşı saldırılar, savaşıdüşmantopraklarınagötürdü.RuslargüneyevedoğuyadoğruAsya’yagirdiler,öteyandadaMüslümanAraplar’danveMagripliler’denyarımadalarınıkurtaranİspanyollar ve Portekizliler eski efendilerini Afrika’ya ve daha da ilerileresürdüler.

Büyük keşif yolculukları birçokları için dini mücadele, Haçlı Seferleri’nindevamı ve ortak Müslüman düşmana karşı tekrar bir fetih girişimiydi.Portekizliler Asya sularına girdiklerinde, başlıca düşmanları kendilerinidurduramayan Osmanlı İmparatorluğu, Mısır, İran ve Hindistan’ın Müslümanhükümdarlarıydı. Portekizliler’in ardından Batı Avrupa’daki öteki denizcimilletler,İspanyollar,Fransızlar,HollandalılarveİngilizlergeldilerveAfrikaveGüney Asya’da XX. yy’a kadar sürecek bir Batı Avrupa hegemonyasıoluşturdular.

BatıAvrupa'nınPortekizliler’in ilkgirişimlerindensonra,GüneyAsya’dakietkinlikleri genellikle denizcilik ve ticaretle ilgiliydi ama sonraları siyasi biregemenlik kurulması yoluna gidilmiştir. Bu durum o zaman bile Hindistan,Güneydoğu Asya ve Doğu Afrika ile sınırlıydı ve Ortadoğu bundan dolaylıolarak etkileniyordu. Batılı devletler Ortadoğu ile büyük oranda ticari olarakilgileniyorlardı. İstanbul’daki İngiliz elçiliğini XIX. yy başlarına dek bölgedeİngilizticaretininönemliaracıolanresmiLevantşirketiişletipfinanseediyordu.

Ortadoğu,Asya’daHollanda ve İngiliz gücünün güçlenmesiyle iki taraftanBatı Avrupalılarla kuşatılmıştı. Bu gelişme, Kızıldeniz ve Basra Körfezi’ndengeçen baharat ticaretinin büyük oranda azalmasını Portekizliler’in daha önceAfrika'nın çevresini dolaşmalarından daha çok etkilemiştir. Avrupaimparatorluklarının Asya ve Afrika’daki egemenlikleri henüz doğrudanOrtadoğu’yaulaşmıyorduamabölgeninstratejikyollarındakiBatıilgisigiderekartıyordu. Fransasız devrimi ve Napolyon savaşlarının global özelliği budüşüncelereyenibirişlerlikgetirdi.Batımüdahalesi,Fransızlarileİngilizler’inmücadeleleri ve her iki ülkenin Ruslar’a karşı duyduğu endişe ileOrtadoğu’nunmerkezinetaşındı.ArtıkTürkleryalnızcaRusyaveAvusturyailedeğil, İngiltere ve Fransa’nın da aralarında olduğu dört devletle uğraşmakzorundakalmışlardı.

HaçlıSeferleri’ninardındanOrtadoğu’yadüzenlenenilkaskeriseferFransatarafından gerçekleştirildi. 1798 yılında General Bonaparte komutasındaki bir

Page 243: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

orduozamanlarOsmanlıeyaletiolanMısır’agirerekülkeyikolaycaelegeçirdiama Fransız işgalini Filistin’e kadar genişletme girişimi başarılı olmadı. 1801yılındaFransızlarMısır’dançekildiler.Busonuç,Mısırlılar’danda,Türklerdende kaynaklanmıyordu, mücadele Fransız ve İngiliz güçleri arasındaydı.Yerelöğelerin etkisi bunlara oranla daha azdı. Kısa süren Fransız işgalinden sonra,MısırtekrarTürkyönetiminegirdi.FransızişgaliileBatılıbirdevletinküçükbirordusunun bile Ortadoğu'nun önemli topraklarından birini kolayca elegeçirebileceğianlaşıldı.AyrıcaFransızlarınMısır’dançıkışıyineyalnızcabaşkabirBatılıdevletinonlarıçıkartabileceğinigösterdi.Buçifteders,dahasonralarıçokkötüsonuçlardoğurabilecekbirdurumuişaretediyordu.

BatıAvrupaülkeleri,XIX.yy’ınilkyansındaOrtadoğu’dadahaçokticaretleve diplomasiyle, özellikle de kendi aralarındaki rekabetlerle ilgilendiler.Ortadoğu’daki etkinlikleri, genellikle içişlerine önemli oranda müdahalegerektiriyordu ancak merkezi topraklara saldırmıyorlar, bölgeyi kenarlarındankemirmekle yetiniyorlardı. Fransızlar, Ruslar ile Türkler arasında imzalananEdime Antlaşmasından bir yıl sonra, 1830 yılında, o zaman Osmanlıhakimiyetinde özerk bir hanedanın yönettiği Cezayir’i işgal ve ilhak ettiler.OsıralardaİngilizlerdeArabistancivarınayerleşiyorlardı.1839yılında,Hindistanyolundaki önemli bir kömür ikmal istasyonu olan Aden işgal edildi. Benzerstratejik ve ticari endişelerle İngilizler de Basra Körfezine yerleştiler. 1853yılındayerelhükümdarlarlayapılanantlaşmaylabuyerleşmetamamlanmışoldu.

Ruslar, yüzyılın ortalarında tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na yüklenmeyebaşladılar ve 1853 Temmuz’unda kargaşa içindeki diplomatik bir bunalımsırasında Tuna prensliklerini işgal ettiler. Fransa ile İngiltere Osmanlıİmparatorluğu’nudestekledi.Rusya’yakarşı3854yılınınMartıayındabirittifakkuruldu ve iki yıl süren Kırını Savaşı Paris Antlaşması ile sona erdi.Rusya;birtakım ödünlerin yanı sıra, topraklarından da vermek zorunda kaldı.Osmanlı İmparatorluğu'nunAvrupaBirliği’ne alınması, toprak bütünlüğüne vebağımsızlığına saygı gösterilmesi kabul edildi.Bu,BatıAvrupalımüttefiklerinTürkimparatorluğutopraklarındaçoksayılardayeraldıktanilksavaştı.Batıilebudoğrudanilişkiilerideçokönemlideğişikliklereyolaçtı.

Ruslar Ortadoğu’da duraklayarak dikkatlerini Orta Asya’ya yönelttiler veorada çok ilerlediler. Hazar Denizi doğusunda Çin sınırına kadar olan bölgeyüzyıllardanbuyanaBuharaEmirliği,HokandveHiveHanlıklarıolmaküzereüçİslamTürkdevletiarasındapaylaşılmıştı.BunlaraskeriseferlersonundahızlaRusdenetiminegirdiler.Bölgeninbirbölümü ilhakedilirken,kalanbölümüde

Page 244: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Rusişgalivekorumasındaki“yerelbeylerinyönetiminebırakıldı.

Ruslar’ın Karadeniz’deki etkinlikleri 1856 yılındaki barış antlaşmasıylakısıtlanmıştı.AvrupaFransa-Prusyasavaşıyla ilgilenirken,1870yılında,Ruslarbunufırsatbilerekkısıtlamalardankurtuldular.Rusya’nınOsmanlılarüzerindekibaskılarıaçısındandayenibirdönembaşladıve25Nisan1877’desavaşçıktı.Türkler,merkezdekimeşrutiyetkrizivetaşradakiisyanlarlauğraştıklarıiçinRusordularının ilerlemesine karşı koyamadılar. Ruslar başkentten birkaç kilometreuzaktaki Ayastefanos’a (Yeşilköy) kadar girerek Padişah ile çok ağır birantlaşmayaptılar.Osmanlı İmparatorluğu,Ban,özelliklede İngilizdiplomasisisayesindekesinbirfelakettenkurtuldu.Ruslar’ınOsmanlılaraleyhineyayılması1878yılındakiBerlinAntlaşmasıilesınırlandı.

Ruslar, tekrar doğuya yönelerek 1881 yılında ilerlemeye başladılar veKafkasya’yasınırbölgeleriniilhakettiler.RusordularıbuonyılsüresinceHazarDeniziileAmuDeryaarasındakiyerlerindenetiminielegeçirdiler.1884yılındaMerv’i alarak Rus imparatorluk gücünü İran ve Afganistan’ın OrtaAsyasınırlarınadekgenişlettiler.

Doğu Avrupa’dan gelen ataklarla doğru orantılı olarak, Batı Avrupa dagenişliyordu.1881yılındaTunus’uFransızlar,1882yılındadaMısır’ıİngilizlerelegeçirdi.HerikibölgededetıpkıRusOrtaAsyası’ndakigibisiyasisistemlerve yerli monarşiler olduğu gibi korundu. Ancak askeri işgalle birlikte genelbirsiyasiveekonomikdenetimegirdiler.

Ortadoğu’dakiİngilizdiplomasisiHindistanyolundakiyabancıtehditleriiçinbirkalkanşeklinde“Osmanlıİmparatorluğu’nunbağımsızlığımvebütünlüğünükoruma”ilkesinedayanıyorduamasaldırılarsürüyordu.FransızlarveazdaolsaRuslar Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli bir yer kazandılar. 1880 ^yılındansonra,İngiltere’ninenbüyükrakibiolanAlmanyadaOrtadoğu’ya,giderekartanbir ilgi duymaya başladı.Alman hedeflerinin art arda gelenOsmanlı rejimleritarafından kabul edilmesi İngilizleri huzursuz ediyordu.Alman sanayicileri vemaliyecileri çeşitli ödünler elde etmişlerdi. Osmanlı ordusu, Alman subaylarıtarafından eğitiyor ve yeniden yapılandırılıyordu. İmparatorluğun Asyatopraklan Alman bilim adamları ve arkeologları tarafından araştırılıyordu.Berlin’i İstanbul,Halep,BağdatveBasrayoluylaBasraKörfezi’nebağlayacakolanünlüBağdatDemiryoluçalışmalarına1889yılındabaşlandı.

İngilizler’in başlangıçta geçici olmasını planladıktanMısır işgaline devametmelerinin en önemli nedeni, kuzeyden gelen Alman tehdidi olmuştur. Aynı

Page 245: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

endişelerle, 1907 yılında İran'ın Rus ve İngiliz etki alanlarına bölünmesi içinRusyaileanlaşmayapıldı.Buanlaşma,Almanya'nınOsmanlıIrağı’ndandoğuyavegüneyedahaçokilerlemesiniengellemeyiamaçlıyordu.

1911 yılında, Ruslar’ın İran’ın kuzey eyaletlerini ele geçirmeleri yeni birilerleme döneminin başlangıcı oldu. I. Dünya Savaşı’nın başlayana kadarkisüreçte, bazı direnişler olsa da, İran, Rus hakimiyetine girdi. Fransızlar da busırada Fas’taki etkilerini genişleterek 1912 yılında bir manda kurdular. İtalya,Fransızların Tunus’u ele geçirmeleri ve Fas’ta ilerlemeleri karşısındatelaşlanarak, 1911 Eylülünde Osmanlı İmparatorluğuna savaş ilan etti.SonrasındaOsmanlılar,TrablusveCyrenaicaeyaletleriniilhakettilerveherikisideİtalyansömürgesihalinegeldiler.

Artık İslami OrtadoğuXVI.yy’dan beri Avrupa'nın yayılmasıyla iki taraflıolarak kıstırılmıştı. Kuzeyden Ruslar, Türkiye ve İran’ı kıstırırken. BatıAvrupalılar daAfrika’nın etrafından dolaşarakAkdeniz’i aşıpArap dünyasınaulaşmışlardı.

Page 246: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

15.BÖLÜM

DEĞİŞİM

Ortadoğu’daAvrupa’nın siyasive ekonomiketkinliği aynıdönemdebüyükölçüdeartmıştı.Buartış,askerivesiyasikonulardakigibiönceliklebozulangüçdengesine bağlıydı. XIX. yy’da Ortadoğu, Batı ve Doğu Avrupa ilekarşılaştırıldığında XVI. yy’daki ihtişamlı dönemine göre oldukça güçsüzdurumdaydı.

Budurumanedenolanpekçokşeybulunmaktadır.Avrupa ile ilişkilerinde,Ortadoğu, savaşın hızla yarattığı karmaşa ve silahlanma gerekliliği yüzündenartan bir maliyetle karşı karşıyaydı. XVI-XVII. yy’daki yüksek enflasyonekonomiyi etkilemiş, sonrasında, da fiyat artışları sürmüştü. Dış ticaret,GüneyAfrika,GüneyAsyaveAtlantikdenizticaretyollannedeniylesarsılmış,transit ticaretin düşmesi de Ortadoğu bölgesinin önemini azaltmıştı. Osmanlıİmparatorluğu’nun doğusundaki ülkelerle ticaret dengesinin bozulması,Hindistanveİran’adoğrual-tinvegümüşünakışınınartmasıbaşkabiretkendi.Busüreçlerinhızlanmasında,Ortadoğu’nunnakliyat, sanayive tarımaçısındanteknolojikolarakgelişmemişolmasıdabüyükroloynuyordu.

Öte yandan toprak mülkiyeti sisteminde de değişiklikler olmuştu. Devlet,yönetimvesavaşiçinartannakitgereksiniminikarşılamaküzeregelenekselolanaskeri tımar sistemini terk etmek zorunda kalmıştı. Bunun yerine iltizam.sistemini uygulamaya başlamışa ama bu sistemin de hem taşrada hem demerkezde ters bir etkisi olmuştu. Özellikle XVIII. yy’da köyler başta olmaküzerenüfustagörülenhızlıazalışbirdiğerdeğişikliktir.Türkiye,SuriyeveMısırnüfuslarının1800’de1600’dekindendahaazolduğubelgelerdenanlaşılmaktadır.

XVI.yysonunadoğrufiyatlarbüyükölçüdeartmayabaşlamıştı.Budurum,Amerikan altın ve gümüşünün gelmesinin Ortadoğu’daki yıkıcı etkisinin birgörünümüydü. Osmanlı İmpara-torluğu’nda bu değerli madenleri alma gücüBatı’dakinden çok, îran ve Hindistan’dakinden azdı. İran ipeği başta olmak

Page 247: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

üzere,İranürünleri,Osmanlıtopraklarındada,Avrupa’dadaçokilgigörüyordu.Ancak Avrupa’da herhangi bir Osmanlı ürününe böyle bir ilgi söz konusudeğildi. Avrupa’ya ihraç edilen başlıca ürünler tahıl ve tekstil ürünleriydi.Eskiden genellikle üretim mallarından oluşan tekstil ticareti azalmıştı.Ortadoğu’dan Avrupa’ya yalnızca pamuklu bez ihracatı bir dönemsürmüştür. Artık tekstil ürünleri ve Hint kumaşlarının ihracatı durmuş, durumtersinedönerek,Avrupa’danOrtadoğu’yaithalatıbaşlanmıştı.Avrupa’datekstilürünlerinin hammaddesi, pamuk, moher ve ipek çoğunlukla İran’dan ithalediliyordu. Osmanlı belgelerine göre, Batı’dan altın ve gümüş ithal edildiğihalde,parabasmakiçinbileülkedeyeterlideğerlimadenbulunmuyordu.

Batı’danalınanyenitahıllartarımaazdaolsafaydasağlamıştıamayinedeekonomikveteknolojikbirduraklamavardı.OrtadoğuülkelerindeAvrupa’dakitarımdevrimiyaşanmamışveAvrupasanayidevrimihiçyansımamıştır.XVIII.yy ortaları-na dek Ortadoğu sanayisinde gelişme görülmüş ama herhangi birteknolojikgelişmeolmadanelzanaatlarıilesınırlıkalmıştır.

Silahyapımıvegemi inşası, teknolojide ilerlenmemişolmasınınenönemliiki göstergesiydi. XVIII. yy’da Osmanlı İmparatorluğu, Avrupalı denizcilikmühendislerindenfaydalanmışveİsveçveAmerikaBirleşikDevletlerindensivilveaskeriamaçlıteknelersatınalmıştı.İmparatorluktopraklarındakisukanalıveyolağınıgeliştirmekiçindegirişimleriolmamıştır.

TicaretleilgilişarlardaOsmanlıİmparatorluğuveötekiOrtadoğudevletlerialeyhine değişiyordu. Ortadoğu, açılan ve gelişen Okyanus yollarındanetkilenmemiş, Osmanlı İmparatorluğu için başlıca vergi geliri ve hammaddekaynağıdurumundakiİranipekticareti,büyükorandaBatıAvrupalıtüccarlarınkontrolüaltınagirmişti.BenzerdeğişikliklerleKaradeniz’dedeTürklergüçsüzduruma düşüyordu. Rus gücünün Kuzey kıyısında yayılması nedeniylebölgedeki Doğu Avrupa ticareti büyük oranda artmıştı. Rus tüccarlar vedenizciler,KüçükKaynarcaAntlaşması ilekazandıkları ticari haklar sayesindedoğrudan Osmanlı tebaasıyla çalışmaya başlamışlar ve Türk başkentine hiçgitmeden Boğazlar’dan geçip Akdeniz’e gitme olanağı elde etmişlerdi. ÇokgeçmedenötekiAvrupadevletleridekendileriiçinRuslar’ınkazandıklarıhaklanisteyip aldılar. Karadeniz ticaretini Avrupalılar’a, özellikle de Yunanlılar’akaptıranTürkleriniAvrupa ticaretindeki paylan da çok düşmüştür. İngiltere ileticaretleriXVII.yyortasındaondabir,XVIII.yysonundayüzdebir,Fransaileticaretleri de XVI. yy sonunda yüzde elli, XVIII. yy sonunda ise yirmide biroranında azalmıştır. Bununla birlikte, Avusturya ve Fransa başta olmak üzere

Page 248: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ithalatta büyük ölçüde artış olmuş, ucuz ve kimi zaman daha iyi olanAvrupamallanyerlimallarınbüyükbölümünüpiyasadançıkarmıştır.

BudönemdeAvrupa’daOsmanlı tarımürünleri,özellikleHıristiyanBalkaneyaletleriürünleri içinyenipiyasalaraçılmayabaşlamıştır.Budurum,Osmanlınüfusu için ciddi toplumsal sonuçlar doğurmuştur.ÇoğuMüslümanolan esnafve zanaatkarlar, geleneksel zanaatların azalmasınedeniyleniteliksiz işçihalinegelmişlerdir. Öte yandan, çiftçiler, tüccarlar ve nakliyeciler olarak Hıristiyanazınlıklar için yeni olanaklar doğmuştur. Bunlar, ticaret yaptıkları Avrupadevletlerinin yakınlıkları, teşvikleri ve bu yeni durum sayesinde servet,beraberindeeğitim,dolayısıyladaetkinlikvegüçeldeetmişlerdir.

Arap eyaletlerindemeydanagelen ekonomik çöküşOsmanlı İmparatorluğu’ndaolduğundançokdahadaağırolmuştur.Suriye,IrakveMısır’dahemtarımara2isihemdenüfusbüyükölçüdeazalmıştır.Nüfusazalmasışehirlerdegörülsede, daha çok kırsal kesimde olmuştur. Ayrıca, sanayide de gerileme olduğuanlaşılmaktadır.Şehirlerdekizanaatkarsayısıveüretimkaliteleridüşmüş;çoğubüyüklimandaöneminiyitirmiştir.

Ortadoğu’daoluşanbudeğişikliklerinnedenleriarasındaçoğunluklaotoriteeksikliği,kısmensiyasinedenler,birölçüdebağımsızyerelyöneticilerinçıkmasıve yerli göçebelerle ithal askerlerin taşrada yol açtıkları ciddi hasarlar yeralmaktadır. Yönetici askeri ve bürokrat gruplar çoğunlukla yerel ekonomikgelişmelere ilgi göstermişler, az da olsa sarf ettikleri çabalarsa Avrupa’nınekonomik çıkarları yüzünden engellenmiştir. Bu çöküş bir ölçüde ekonomiknedenlere, çoğunlukla da maden, su ve kerestenin eksik oluşuna bağlıydı.Enerjinin ve yakıtın azlığı nedeniyle sanayinin, nakliyenin ve önemliteknolojilerin gelişmesi sınırlı olmuştur. Ortadoğu, hayvan kullanımınıkolaylaştırangelişmişkoşumteknikleri,yelvesudeğirmenigibi ilk teknolojikgelişmelerdenpeketkilenmemişvebukonulardaAvrupa’danoldukçagerilerdekalmıştır.

Osmanlılar’daki gerilemenin nedenleri iç değişikliklerle birlikte, Batı’dakiyaşanan bilim ve teknolojideki, savaş ve barış sanatlarındaki, ticaret ve devletyönetimindekihızlıilerlemelereayakuyduramamışolmalarıdır.Türkliderler,budurumun farkındaydılar ve sorunun çözümüne yönelik birtakım düşüncelerivardı.Nevarkiyenidüşünceveyöntemlerinbenimsenmesikonusundakibüyükideolojik ve kurumsal engellerle baş edemiyorlardı. Bu konuda, ünlü bir Türktarihçisi şunları söylemiştir: “Bilimsel dalga, hukuk ve edebiyat engellerine

Page 249: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

çarparak kırıldı."Yeniliklere ayak uyduramayan Osmanlı İmparatorluğu,SovyetlerBirliğigibionlartarafındanyokedilmiştir.

OsmanlılarileSovyetlerBirliği’ninkaderininkarşılaştırmasındaliberalizminpatlayıcı güçleri, eski ideolojilerin iflası, eski siyasi yapıların çökmesi vemilliyetçilikgibiideolojikvesiyasikonulardikkatçekicidir.TümbukonulardaRuslar da, Türkler’in geçtikleri yollardan geçmişlerdi ve onların da millitarihlerindeyenibirsayfaaçacakbirMustafaKemalAtatürk’eihtiyaçlarıvardı.

Osmanlılar’daki gerilemede farklı bir yan söz konusudur. Ortadoğu’dakiekonomikgüçsüzlük,SovyetlerBirliği’ndekigibimerkezidenetiminaşırılığınabağlı değildi. Aksine, bu şekilde bir denetim neredeyse hiç bulunmuyordu.Kısmentaşraveloncapazarlarıdüzeyindebazıekonomikdüzenlemelerolsada,Osmanlılarekonomikgücünkullanılmasıveseferberedilmesikonusunda,BatıAvrupa’nın epeyce gerisinde kalmışlar daha çok tüketim toplumu halinegelmişlerdi.

Üretime yönelik olarak, Batı’da merkantilizmin ortaya çıkması, Avrupaticaret şirketleri ile onları teşvik edip koruyan devletlerin, gerçekte pazargüçlerininherhangibirkısıtlamaolmadan işlemekteolduğuDoğu’dabenzersizolan ve tanınmayan ekonomik enerjilerini yaygınlaştırmalarını ve bir ticariörgütlenmeye kavuşmalarını sağlamıştır. Artık Batılı ticaret şirketi, ticaretedestek olan hükümetlerin de yardımları sayesinde yeni bir güç olmuştu.Batılıtüccarlar, sonraüreticiler, daha sonradahükümetler, ekonomikgüçve iradedeartmaya başlayan eşitsizlik sayesinde, Ortadoğu pazarlarım ve sonuçta enbüyük Ortadoğu üretim sektörlerini neredeyse mutlak bir denetim altınaalmışlardır.

Bu dönemdeki tekstil ticareti, Batı’daki ilerlemeden etkilenmiştir. İran veOsmanlı imparatorluklarının limanlarına İngiliz tüccarlar tarafından, artanmiktarlardaHintpamuklusuvebaşkakumaşlargetirilmiştir.DahaucuzvedahasaldırganyöntemlerlepazarlananBatılı ürünler, eskidenBatı’da çok ilgi görenOrtadoğu tekstillerini önce dış, sonra da iç pazarlardan çıkarmıştır. Bu ticariilişkideki değişikliği Ortadoğu'nun geleneksel alışkanlığı olan kahve ileaçıklayabiliriz. Kahve ve onu tatlandıran şeker Avrupa’ya Ortadoğu’dangitmiştir. Hollandalılar, XVII. yy’ın son çeyreğinde Cava’da Avrupa pazarlaniçin kahve üretiyorlardı. Fransızlar da Osmanlı İmparatorluğu’na BatıHint sömürgelerinden kahve ihracatı yapıyorlardı. 1739 yılında Batı Hintkahvesi, doğuda Erzurum’a dek gitmişti. Batı’nın sömürge kahvesi daha ucuz

Page 250: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olduğuiçinKızıldeniz.bölgesindengelenkahveçokbüyükölçüdeazalmıştı.

Aslında bir Doğu icadı olan şeker, ilk kez Hindistan ve İran’da rafineedilmişti. Kuzey Afrika, Mısır ve Suriye’den Avrupa’ya ithal ediliyordu veAraplar tarafından İspanya ve Sicilya’ya da götürülmüştü. Burada Batı Hintsömürgeleri de iyi bir fırsat yakalamışlardı. Colbert’in emriyle 1671 yılındaFransızlarMarsilya’dabirrafinerikurdularveoradansömürgeşekeriniOsmanlıİmparatorluğu’na ihraç ettiler. Batı Hint kahvesi daha acı olduğu için Türklerşeker kullanmaya başladılar ve tüketim de çok büyük miktarlarda arttı. Mısırşekeri kullanıyorlardı ama Batı Hint şekeri çok daha ucuz olduğu için kısasürede Ortadoğu pazarını ele geçirdi. Bir Arap ya da Türk’ün XVI-II. yysonlarındaiçtiğibirfincankahveveşekeriAvrupasömürgeleriüretmişveithaletmiş oluyordu.Yerel kaynaklar yalnızca sıcak suyu sağlayabiliyordu veXIX.yy’da Avrupa şirketlerinin Ortadoğu şehirlerinde kurdukları yeni tesislerdensonrabudaşüphelioldu.

Batı’nınOrtadoğu’dakiekonomikegemenliğiçeşitlibiçimlerdedesteklenmişve devam etmiştir. Ortadoğu ürünlerinin Batıya ithal edilmesi, koruyucugümrüklercekısıtlanmışvekimizamandeengellenmiştir.AncakOrtadoğu’dakiBan ticareti sınırsız ve serbest giriş sağlayan kapitülasyon sistemi ilekorunmuştur. Osmanlılar döneminde, “Kapitülasyon” (Latince liste anlamınagelen;“bölüm”;capitula),OsmanlıveötekiMüslümanhükümdarlar tarafındanMüslüman ülkelerinde Hıristiyan devletlerinin tebaalarına tanınan iskan veticaret hakkı aynca-lığı için kullanılırdı. Onlar Müslüman olmayan tebaanınvergilerinden muaftı. Bu gibi ayrıcalıklar XTV-XV. yy’da İtalyan denizcidevletlerineverilmişti.Buayrıcalıklar,XVI.yy’daFransa’ya(1569),İngiltere'ye(1580)vebaşkaülkeleredeverildi.1580yılındakibirİngilizkapitülasyonundaşuhükümlereyerverilmiştir:2

..MüslümanİmparatoruSultanMuradHan,İngiltereKraliçesiElizabeth‘e dostluğumuzu göstermek üzere, Kraliçe ’nin tebaasının ve halkınınülkemizdegüveniçindemallarınıvediğereşyalarınıbüyükveküçükgemilerleve karadan araba ve kervanlarıyla getirebileceklerini, kendilerine bir zararverilmeyeceğini, kendi ülkelerinin geleneklerine göre hiçbir güçlüklekarşılaşmadanmal alıp satabileceklerini...Burada yerleşecek yadaburadangeçecek, evli olan ya da olmayan bir İngiliz'in kelle vergisiya da başka birvergi ödemeyeceğini... Ingilizlerin arasında bir anlaşmazlık çıkarsa kendielçiliklerine başvurabileceklerini... Bu anlaşmayı ve kutsal barışı İngilizKraliçesi koruduğu ve uyguladığı sürece bizim de aynısını yapacağımızı

Page 251: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bildiririz.."

Builişkiticaretlebirliktebaşkaşeylerdeiçeriyordu.Arşivdairesindekipekçok belgeden birisi olan Sultan III. Murad’ın 1590 Haziran’ında Kraliçe I.Elizabeth’egönderdiğimektubunsonuşöyledir:3

“Daimaçatışmadaolduğunİspanyolkafirlerinesaldırdığında,Allah’nınyardımıyla zafer kazanacaksın. Bizi gerektiğinde işlerinden haberdar etmeyiihmal etme. Allah 'a şükürler olsun ki, biz de boş durmayacak, zamanıgeldiğindekafirİspanyollar’ırahatsızetmekiçingerekliönlemlerialacağızvemutlakasizeyardımedeceğiz."

Kapitülasyonlar,Müslüman devletlerinin daha da zayıflaması veHıristiyankomşularıylailişkilerindekideğişiklikleryüzünden,başlangıçtaamaçlandığındandaha çok ayrıcalık içerir olmuşlardı. XVIII. yy sonu ile XIX. yy başında birAvrupa devletinin koruması mali ve ticari büyük avantajlar sağlıyordu ve buuygulama çok artmıştı. Daha da ileri gidilerek, Avrupa diplomatik misyonlarıkapitülasyon haklarını aşıp koruma belgeleri olan beratlar dağıtmışlardı.Başlardabubelgeler,Avrupakonsolosluklarınınyerelhalk arasından seçtiklerimemurveajanlarıkorumakiçindiamakısasüredepekçokyereltüccaraveriliryadasatılıroldu.Onlardakorunmuşveayrıcalıklıbir statükazanmışoldular.Böyle kötü kullanımı engellemek için Osmanlı yetkilileri boşuna uğraştılar.SultanIII.Selim,XVIII.yysonlarıileXIX.yybaşlarındaAvrupadevletlerininkonsoloslarıyla baş edemeyince katılarak Müslümanlar’a değil ama OsmanlıHıristiyanveMusevitüccarlarınaberatverdi.Buberatlarlabelirliticari,hukukive mali ayrıcalıklar, bağışıklıklar ve Avrupa ile ticaret hakkı tanınıyordu.Osmanlı tebaasını yabancı tebaalarla neredeyse tümüyle eşit düzeye getirmeyiamaçlıyordu. Bu durum yeni bir ayrıcalıklı sınıfın ortaya çıkmasına yol açtı.OsmanlıRumlarıdenizcilikyetenekleriveolanaklarıylagiderekdahaüstünbirduruma ulaştılar. Bu sistemXIX. yy başındaMüslüman tüccarlar arasında dayayıldıancakçokaztüccarfaydalanabildi.

Tarih boyunca daha karmaşık ve hareketli yapısı olan bir toplumun ticarietkisiyle canlanan daha basit ekonomi örnekleri de bulunmaktadır.Ortadoğu’daki örnekleri değişikliklerden faydalanan yabancılar ve ajanlardı.Yabancı olanlar Avrupalılar idi, ancak Müslüman ülkelerde dini azınlıklarınüyeleribaşaktörlerdiveçoğunluktoplumuonlarımarjinalbulurdu.Budurumu,Türkçe'deAvrupalıyabancılariçinkullanılan“Frenkler”veAvrupalılaşmışolanyerli Levanten nüfus için kullanılan “tatlısu Frenkleri” terimleri de

Page 252: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

göstermektedir.

XX. yy başında, azınlıkların ve yabancıların mali konularda ağırlıklarıoldukça fazlaydı.1912yılındakibir listede, İstanbul’dakikırközelbankacıdanon ikisiErmeni,on ikisiRum, sekiziMusevivebeşiLevantenyadaAvrupalıidi. Yine başka bir listede, İstanbul’daki otuz dört borsacıdan on sekizi Rum,altısıMusevi,beşiErmeniidivehiçTürkyeralmıyordu.

Ermeniler, Rumlar ve Türk Musevileri’ni komşularından ayıran yalnızcadinleri değil, dilleriydi de. Arapçanın konuşulduğu ülkelerde böyle bir ayrımyoktu.Museviler veHıristiyanlar,Müslümankomşularıyla aynı dili,Arapçayı,konuşuyorlardı. 1830’lardan sonra Beyrut limanında ve çevresinde yeniHıristiyanticaribuıjuvazisininortayaçıkıpgelişmesibudurumunbirsonucudur.Böyleceyüzyılınortalarınadoğru,öğrenimgörmüş,varlıklıveArapçakonuşanyenibirortasınıfdoğmuştur.BusınıfınHıristiyankimlikleriyüzündenönemlibirtoplumsalyadasiyasirolüolmamıştıamaArapçayıçokiyikullandıklarıiçinArapkültürününcanlanmasındaçokciddikatkılanolmuştur.

Ortadoğu ülkelerinde Batı sızmasının ikinci yolu, iktidar ve etkinlikmakamlarına gelen dini azınlıklardı. Ruslar, Küçük Kaynarca AntlaşmasınınardındanOsmanlı İmparatorluğu’nunOrtodoksHıristiyan toplumuüzerindebirölçüde hamilik elde etmişlerdi. Nüfusunun çoğunluğu OrtodoksHıristiyanlar,YunanveBalkaneyaletlerindenoluşturuyorduvebunlarSuriye’deve Anadolu’da önemli azınlıklardı. Çarların Ortodokslar üzerindeki hamiliği,Ruslar’a Osmanlı nüfusunun önemli bir unsuru üzerinde büyük etkinlikveriyordu. Benzer bir hamiliği sultanın Katolik tebaası üzerinde de Fransızlarelde etmişlerdi. Sayıları Ortodoks Hıristiyanlar’dan az olmasına karşın,önemliydi. Lübnan’daki önemli Maruni kilisesi de aralarında bulunuyordu.İngiltere,koruyacakbirdiniazınlıkbulamadığından,RusveFransızrakiplerinegöre oldukça avantajsızdı. Protestan topluluklar, İngiliz, Amerikan ve Almanmisyonerler tarafından sayılan arttırılmayaçalışılsada,önemsizderecedeazdı.Zaman zaman İngiliz dış işleri bakanları İngiliz korumasını Museviler ya daDürzilergibigruplardayaygınlaştırmayıdenemişlerdir.Benzeribirdezavantajlıdurumdaki, Protestan güç olan Almanya, bu durumu korumasını Osmanlıİmparatorluğu’nuntamamınagenişleterekavantajlıhalegetirdi.

Dini koruma çeşitli yollarla yapılıyordu. Korunan dindeki Osmanlıtebaasınınrefahlarıveçıkarlarıkorunuyordu.XIX.yy’daOsmanlılar’ıngüçtendüşmesi ve Avrupalılar’ın kapitülasyon sistemiyle oluşturdukları zor şartlar

Page 253: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

içinde bu neredeyse Osmanlı içişlerinin her alanına sınırsız müdahale hakkıanlamına gelmeye başlamıştı. Osmanlı Musevileri’nin ve Hıristiyanları’nıneğitimvedinleilgiligereksinimleri,misyonlar,okullarveötekiöğrenim,kültürve toplumsal kurumlar ağı ile gideriliyordu. Bunların pek çoğuHıristiyan, birbölümüdeMusevikurumlarıydıvelaikolarakkurulanbazılarıazınlıklarınyanısıra,Müslüman çocukları da kabul ediyordu. Ortadoğu’daki Batı okullarındanmezunolanlar,yükseköğrenimlerinideBatıüniversitelerindeyapıyorlardı.XIX.yy’ın ikinci yansından sonra, Ortadoğu şehirlerinin bazılarında Batı kolejleriaçıldı. Hami devletin, kültürel, dolayısıyla da siyasi ve ekonomik etkinliğiniyaymasında eğitim, önemli bir yol oldu. Fransızlar bu konuda en başarılıolanlardı. Onlardan sonra da sırasıyla İtalyanlar, İngilizler, Almanlar veAmerikalılargeliyordu.Rusgirişimleri,OrtodoksHıristiyanlararasındaönemliolmakla birlikte, diğerlerine oranla daha azdı. Batımisyonerleri,Müslümanlariçindebirkaçmühtedi buldular ama İslamhukukundadin değiştirmenin cezasıölüm olduğundan, Hıristiyan nüfus arasında daha başarılı oldular ve bazıErmeni,OrtodoksvediğerDoğuHıristiyanlarıKatolikliğinveProtestanlığınbirmezhebindenötekinegeçtiler.

Kudüs ve Filistin’deki Hıristiyan kutsal yerlerinin korunması, Avrupadevletlerinin dinle ilgi önem verdikleri başka bir konuydu. Bu konudakitartışmalar, yerel kiliselerde yüzyıllarca yapılmıştı. Bu konuda, Türkler horgören ama çoğunlukla etkin arabulucular olarak davranmışlardı. Büyükdevletlerinkiliselerininkoruyucularıolarakortayaçıkmalarıylayereltartışmalarda uluslararası çatışmalar haline geldi veKırımSavaşı’nı çıkaran nedenlerdenbirioldu.

KapitülasyonlarsayesindeOsmanlıİmparatorluğuiçindegenişbiryetkialanıve güce sahip konsolosluk ve elçilikler korumayı sağlıyordu. Bunların kendikanunları,mahkemeleri,cezaevlerivehattapostaneleribulunuyordu.

Avrupa, Ortadoğu’daki eğitim girişimlerinde askeri eğilime büyük önemveriyordu.Avrupa’nın,askerliksanatınınİslamiyet'inkindenüstünolduğusavaşdeneyimleri ile görülmüştü. Bu yüzden, İslam devletleri Avrupalılaşınöğrencileri olmak zorundaydılar. Bazı Avrupalılar Osmanlı İmparatorluğu’ndaaskeri uzman ve danışman olarak uzun süre kalmışlar ve önemli başarılarkazanmışlardı.XVIII. yy sonlarına doğru artık bu tür bireysel çabalar yetersizkalıyordu.1793yılınınsonbaharındaPadişah,birmesajlaFransa’dangetirtmekistediği subay ve teknisyenlerin listesini Paris’e gönderdi. Birkaç yıl sonraİstanbul’danKamuGüvenliğiKomitesi’nedahauzunikincibirlistegönderildi.

Page 254: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

1796yılındayeniFransızelçisiylebirliktebirgrupFransızaskeriuzmangeldi.1798-1802 savaşında, Osmanlılar ve Fransa karşı taraflarda oldukları için buişbirliği sona erdi ama daha sonra müttefik olduklarında yeniden başlayarak1806-1807’deRusveİngilizler’inaçtıklarısavaşlaenüstseviyeyeulaştı.

Reformcu sultan II.Mahmud’un, 1830’larda silahlı kuvvetlerinimodernleştirmek üzere Batılı devletlerden yardım istemesiyle yeni bir girişimbaşladı. 1835 yılında bir Prusya askeri heyetinin, 1838 yılında da bir İngilizdenizcilik heyetinin gelmesiyle XIX.yy süresince ve XX. yy başlarına dekdevamedecekbirilişkibaşladı.

Dahaönceleribunaparalelbirgelişme,Mısır’daOsmanlıvalisiMehmedAliPaşa’nın bağımsız bir beylik yaratmaya çalışmasıyla başlamıştı. Mehmed AliPaşa da özellikle Fransız olmak üzere tek tek yabancı askeri ve teknik uzmantoplamıştı. Napolyon’un son yenilgisinden sonra 1824 yılında, askeripersonelinçoğununboştaolduğuFransa’dandahasonragelmeyedevamedecekheyetlerinilkiolarakbiraskeriheyetgetirtmişti.

Avrupagüçlermerkezindenuzaktakiİran’dadeğişiklikdahayavaşolmuştu.İngiltere veFransa,Avrupa politikasına ilk kezNapolyon döneminde karışmışolan İran’ın ordularım eğitmek üzere ilk olarak 1807-1808’de, daha sonra1810’da heyetler göndermişlerdir. Sonrasında da orduda eğitmen olanRus, İtalyan ve Fransız subayların etkileri sınırlı olmuştur.XX. yy’a dek İranordusununmodernleşmesibaşlamamıştır.

Genellikle askeri eğitimciler başta İngiltere, Fransa ve Prusya, sonra daAlmanya olmak üzere Batı Avrupa’dan gelmiştir. Eğitmenlik yapan bazıİtalyanlardaolmuştur.AmerikanİçSavaşıbitinceülkelerindekendilerinegerekkalmayan bazı Amerikalı subaylar, mesleklerini Mısır’da sürdürmüşlerdir.Eğitmen ya da danışman olarak Ruslar’ın ortaya çıkmaları ancak XX.yy’dagörülür.

Askerieğitiminsonuçlanönemlidir.OrtadoğuluöğrencilerBatı’nınkaravedeniz harp akademilerine giderken, Batılı subaylar ise Ortadoğu kurmayokullarında öğretmenlik yapmışlardır. Batılılar danışman ve zaman zaman dasubay olarak istihdam edilmiş ve Batı’dan malzeme, silah ve teknoloji ithaledilmiştir.1950’lerdensonrakiönemevedüzeyeulaşmamaklabirliktebusüreç,XIX.yyveXX.yybaşlarınıngüçpolitikalarıaçısındançokönemlidir.

Avrupa devletleri,XIX. yy’da uluslararası ticaret vemaliye ağına girmeyebaşlayan Ortadoğu’nun ekonomik iç işlerine doğrudan karışır olmuşlardır. Bu

Page 255: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

durumdan kaynaklanan değişiklikler de Ortadoğu’daki hayatı her yönüyleetkilemiştir.

Yüzyıllardan beri ihmal edilen tarım alanlarının genişletilmesi budeğişikliklerden biri olmuştur. Genişleme, güvenlik şartlan genişletilip topraktekrarkazanılarakvebazıyerlerdeyaygınsulamasistemlerikullanılarakkolayolmuştur. İhracat amacıyla ipek, pamuk, tütün, kahve, haşhaş, hurma, arpave buğday gibi ürünler ekilmiştir. Öte yandan tarımın geçim yerine gelirsağlamak için yapılması ve bununla birlikte hukuk sistemindeki Batılılaşmatoprak sahipliğinde önemli değişikliklere yol açmış, toprakta aşiret ya da köysahipliği azalarak Avrupa tipi mülkiyet artmıştır. Bunun için ihtiyaç olansermaye, yurt dışından yatırım ya da borç olarak gelmiş, kapitülasyonlararacılığıyladevletdenetimindenkorunanAvrupaşirketleri,Ortadoğuülkelerininkaynaklarınınkullanımınahakimolmuşlardır.

Yabancılarınuzmanlığıvegirişimciliğihizmetleringelişmesindeönemlibirrol almıştır. Bunlar örnek olarak, Doğu Akdeniz’in başlıca limanları Mısır,Türkiye, Suriye ve Irak demiryolları, telgraf, belediye taşımacılığı, su, gaz,büyükşehirlerdekielektrikvetelefonverilebilir.

Karadeniz ve Ege Denizi’ne İstanbul’u yerel buharlı vapur şirketleribağlıyorsa da, Avrupa ile ilk bağ yabancı denizyolları ile kurulmuştur. 1825yılındaçalışmayabaşlayanbirAvusturyaşirketindensonra,OsmanlıveAvrupalimanlarıileimparatorluğunçeşitlilimanlarıarasındataşımacılıkyapanFransız,İngiliz, Rus ve İtalyan denizyolu şirketleri gelmiştir. 1837 yılında yeni birönemligelişmeolmuştur:Avrupa,İngilizvapurseferleriaracılığıylaSüveyş’tenİskenderiye ve Hindistan’a önce posta, sonra ürün ve insan taşımacılığıylabağlamıştı. Başlangıçta buharlı vapurlarla iç sularda ve arabalarla yeni açılankarayollarındataşımayapılıyordu.1851yılındaMısırdemiryollarınınyapılmasıve1869yılındaSüveyşKanalı’nınaçılmasıylaMısır,yenidenAvrupaileGüneyAsyaarasındakibaşlıcayolvedünyatrafiğininönemlibirnoktasıolmuştu.İran,oyıllardaHazarDeniziveBasraKörfezindebaşlayanbuharlıvapurseferleriyleRusya’yadaBatıAvrupa’yadabirazdahayaklaşmıştı.

Avrupa’nın mali nüfuzu, Kırım Savaşı sırasında yeni bir döneme girdi.XVIII.yy sonu ve XIX. yy başında Osmanlı hükümetleri iç borçla parasağlamaya çalışıyorlardı. Kırım Savaşı’nın olanakları ve gereksinimleriyle,Avrupaparapazarlarındanyenibir türborçalmayayöneldiler. İlkolarak1854yılındaLondra’danyüzdealtıfaizleüçmilyonsterlinborçalındı;sonrakiyılda

Page 256: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yüzde dört faizle beşmilyon sterlin borç alındı.Daha sonra 1854-1874 yıllarıarasındayaklaşıkolarakheryılalmandışborçlartoplamikiyüzmilyonsterlineulaştı.Budönemdebölgedeönemlibankafaaliyetlerideolmuştur.Öncekiyirmiotuz yıl içinde, hem İngiliz hem de başka özel bankacılar çeşitli Akdenizlimanlarına yerleşmişlerdi. 1850’lerden sonra önemli gelişmeler oldu.Ortadoğu’da Mısır Bankası (1855), Osmanlı Bankası (1856), İngiliz-MısırBankası (1864),büyükİngiliz,Fransız,Almanve İtalyanbankalarınınşubeleriile başkaları kuruldu. Tümü Avrupalılar’a ait olan bu bankalar, Ortadoğu'nunmâliyesinehakimdurumdaydılar.I.DünyaSavaşı’ndansonraaçıla-bilengerçekTürk, İran, Arap ve Mısır bankalarının toplam maliye işlerinin önemli birbölümünü denetim altına almaları da ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasındaolmuştur.

Türkiyerisklivegüçsüzgörüldüğüiçinçoğunluklaborçlarçokağırşartlarlaveriliyordu. Genellikle para bütçe açığının kapatılmasına ya da ekonomikolmayankalkınmaprojelerineharcanıyordu.Bunedenle6Ekim1875tarihindeekonomisi çöken Osmanlı devleti anapara ve faizleri ödeyemedi. Avrupalıalacaklıların temsilcileriyle yapılan görüşmelerin ardından 20 Aralık 1881fermanıyla yabancı alacaklılara karşı sorumlu ve onların yönetiminde olan“Düyunu Umumiye İdaresi” kuruldu. Görevi Osmanlılar’ın kamu borçlarınınödenmesi için “borcun tamamı ödenene dek” Osmanlı devletinin gelirlerinitahsiletmekti.DüyunuUmumiyeİdaresi’nde1911yılında8931kişiçalışıyordu.Busayı,OsmanlıMaliyeNazırlığı’ndaçalışanlarınsayısındançoktu.Benzerbiriflas yaşayan Mısır’da 1880 Likidasyon Yasası ile Mısır’ın toplam gelirininyansıMısırhükümetininyönetimharcamaları,yansıdaborçlarınödenmesiiçinayrıldı.İkiülkededebuyüzyılınilkyıllarındayeniborçanlaşmalarıyapıldıamabukezdealacaklılarınyatırımlarımkorumakiçinkurulanbazıkurumlarparanıntümününyadaönemlibirkısmınınverimlibirşekildekullanılmasınısağlamıştır.

Budeğişikliklerolurken,Avrupalıgirişimcilerin,onlarınyabancıveazınlıktemsilcilerine karşın halkın büyük bölümünün durumu pek değişmemişti.Yalnızca bir tek konuda önemli bir değişiklik olmuştu. Yüzyıllardır yaşanangerileme ve durgunluğun ardından, XIX.yy’da nüfusta ciddi bir artış olmayabaşlanmıştı. Şu veriler bunu açıkça göstermektedir. İstanbul, Anadolu veAdalar’ın nüfusu 1831 yılında 6.500.000, 1884 yılında 11.300.000 ve 1913yılında 4.700.000 kişidir. Mısır'ın nüfusu yaklaşık olarak, 1800 yılında 3-500.000, 1846 yılında 4.580.000, 1882 yılında 6.800.000, 1897 yılında 9-710.000 ve 1907 yılında 11.290.000.kişidir. Kırsal kesim ve şehir nüfusunun

Page 257: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yaşam standartlarında fazla bir gelişme olmadığı gibi gerileme olmuştur.Toplumsal açıdan üst sınıflardaki Batılılaşmaya paralel olarak alt sınıflardagelişmeolmaması,eskisistemdeonlarıbirbirinebağlayanyükümlülük,sadakatveortakdeğerlerağınızayıflatarakyeniçatışmalaraveliderliklereyolaçmıştır.

HıristiyanAvrupailekarşılaştırıldığında,Osmanlıİmparatorluğu’nunsiyasi,askeriveekonomikaçıdangüçsüzolmasıkonusundabirçokaçıklamalarvardır.Büyük keşiflerden sonraki dönemde, Batı dünyasında gerçekleşen büyükilerlemeler ve bunların sonucundaki teknolojik, toplumsal, siyasi ve ekonomikdeğişikliklerdenİslamdünyasıetkilenmemiştir.Avrupa'nınilerlemesitekbaşınayeterli bir açıklama değildir. Osmanlı topraklarında da pek çok güçsüzlükbelirtileri bulunmaktadır. Bir tarafta, Avrupa devletleri yeni rollerinin devamıiçin güç ve servet kazanırlarken, diğer tarafta padişahlar güçlerinin tamamınıbaşkenttevezirlerinevesarayerkanına,taşradaiseözerkvemirasyoluylabaşageçmişolanyöneticilerekaptırıyorlardı.

Güçleri bu şekilde erirken, diğer yandan da vergilendirme ve toprakmülkiyeti sisteminde önemli değişimler oluyordu. Osmanlılar’ın gelenekseldüzenine göre tımar sahibi olan sipahiler, mali ve askeri bakımdan toprakdağıtımsistemininmerkezindeydiler.

XVI.yybaşlarındaveortalarındasipahisistemienüstseviyesineulaşmıştı.Ancak sonralan, XIX. yy başlarında yok olana dek gerilemeye devametmişlerdir. Önemini yitiren sipahilerin yerlerine, kırsal kesimde mültezimler,savaşalanlarında isedüzenli askerlergeçmiştir.Sipahilerinazledilmeleriyadaölmeleri nedeniyleboşalan tımarlar, yeni sipahilereverilmemiş,mâliyeyedahaçokvergigeliri sağlamaları için tekrar imparatorluk topraklarınakatılmışlardır.Nevarki,genelliklebugelirlerdoğrudandevletmemurlarıncatoplanmıyor,ilkzamanlardayıllıkbirtutarüzerindenbirmültezimesatılıyorlardı.Dahasonralarıiltizamların kötüye kullanmalarıyla süreler uzamış ve sonunda da malikanesistemiortayaçıkmıştır.Busistemegöreteorikolarakbelirlibirsüreiçinvergitoplanıyorduamauygulamadaömürboyusürenvesatılabilenyadamirasolarakkalabilen bir sistem ortaya çıkmıştır. Bu sistem, XVII. yy sonlarına doğruimparatorluk eyaletlerinin çoğunda yayılarak, XVIII.yy’da, yok edilmeyeçalışılmasınarağmen,genelbiruygulamahalinegelmiştir.

Taşranın asıl hükümdarları haline gelen ayan açısından malikane sistemi,ekonomik bir temel olmuştur.Merkezi hükümetin güçsüz oluşu ve eyaletlerindenetiminikaybetmesi,ayanınsiyasigüçkazanmasını,hattakimizamanözerk

Page 258: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yerelhükümdarlarhalinegelmelerinisağlamıştı.İltizamlar,devlettensatınalmaya da bağış yollarıyla, zaman zaman da otoritelere karşı çıkılarak el koymayoluyla toprak mülkiyeti haline getirilmişti.Ayan, zengin toprak sahipleri,tüccarlar, bu işin askerliktendahakârlı vedaha az tehlikeli olduğunudüşünensipahiler,saraydaveharemdeçalışanlargibifarklıkökenlerdengeliyordu.Artıkayan, devletin tanıdığı ve kendi temsilcilerini ve liderlerini seçen, mülkiyetsahibibirsınıfolmuştu.

Ayanınekonomikgücüarttıkça,yasavedüzeninsürdürülmesiişlevlerinideelde etti, silahlı güçler oluşturdu ve bazıları belirli bölgelerin irsi yöneticilerioldular. İstanbul hükümeti de bu gelişmeler karşısında bazı taşra şehirlerininidaresinivetaşraişleriniayanabıraktı.Ayanmbüyüyengücündençekinensultanve hükümeti, 1786 yılında, onları şehir yönetimlerinden azledip yerlerine yeniyöneticiler getirmek için uğraştılar ama kısa süre içinde bu çabalarındanvazgeçerekayanınyönetiminikabuletmekzorundakaldılar.

Artık,ayanbirtaşrabeyivekadısındandahafazlasıydı.Anadolu’dakiyerelbeyler XVII.yy başlarından sonra, çok geniş arazilerin denetimini elegeçirmişlerdi. Derebeyi olarak adlandırılan bu beylerin kökenleri farklıydı.Aralarındaöncelerimerkezihükümetintaşramemurlarıolanlarvebölgeninöndegelen ailelerinin çocuklan bulunuyordu. Derebeyleri, merkezi hükümettarafından hoşgörüldü, kimi zaman da tanındı ve babadan oğula geçen özerkbeyliklerkurarakpadişahaitaatledeğil,birtürvasallıklabağlandılar.Savaşlardasultanın öteki birlikleri ile birlikte hizmet ettiler. Padişah ordularının büyükbölümüzatenbuyanfeodalaskerlerdenoluşuyordu.Babıalibunlaramüfettişyadavaliunvanlarıveriyorduamaonlaraslındakenditopraklarındabağımsızlardı.Anadolu’nun neredeyse tamamı XIX. yy başında çeşitli beyliklerin elindeydi.Yalnızca Karaman ve Anadolu beylikleri İstanbul’un doğrudan yönetimindekalmışlardı.

Benzeri bir gelişme Balkan yarımadasında da yaşanmıştı. Vidin valisiPazvanoğluOsman Paşa veYanya valisi ünlü Tepedelenli Ali Paşa gibi yerelliderler denetimi ele geçirmişti ve kendi ordularım oluşturup kendi vergilerinitopluyorlar,kendiadlarınasikkebastırıpyabancıdevletlerlediplomatikilişkileriçine giriyorlardı. Ali Paşa’nın sivil memurlarının ve askerlerinin çoğunluğuRumdu. Böylece onlar da bağımsızlığın tadını ve ona kavuşmak için gerekenbeceriyi kazanıyorlardı. İmparatorlukta Arapça konuşulan bölgelerden Mısır,neredeyse tümüyle özerk olmuştu. Güney Suriye’de ve Irak’ta merkezihükümetinatadığıvaliler,bağımsızhanedanlargibihareketediyor,hattafeodal

Page 259: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

beylerleveyerelaşiretlerleiktidarsavaşlarınagiriyorlardı.Arapyarımadasındazaten hiç yerleşmemiş olan Osmanlı otoritesi, şimdi de Vahabi dini hareketitarafındanbaşagetirilenSuudiHanedanı’nıntehdidindeydi.

XVIII.yy’da saraya ait Enderun okulunda, imparatorluğun yöneticileri vevalileri büyük oranda yetişmeye devam ediyordu. Bu okulda Kafkas kölelerçoğunluktaydı. Ancak buradan, Kafkasyalılar’ın bir zamanlar Balkankökenlilerin tümüyle yönetici seçkinler arasına girdikleri anlaşılmamalıdır.Çoğunluğu yerini korumuş olsa da geçmişte köleliğin geçerli olduğuöteki alanlardaki gibi, sarayda daMüslüman tebaaya yer açılıyordu.Devşirmeyönteminin bırakılmasından sonra, yeni kan ancak Kafkas kölelerdensağlanıyordu.Devletehizmetedecekuygunkişilerinsayısıyetersizolduğuiçin,öncedenbuyanabirtakımunsurları ayıran engeller küçülerek siviller geçmişteaskeri ve idari köle seçkinlerinin makamları olan taşra valiliklerine, hattasadrazamlıklaraatanmayabaşladı.

XVIII.yy’da Osmanlı sistemindeki sivil meslek yapısı, çoğunlukladevşirmelerin soyundan gelenlerin alındığı bürokrasi ve topluca ulema olarakadlandırılan dini hiyerarşi olmak üzere iki türdü. Genellikle tüm hizmetalanlarındakariyervemesleklerinmirasyoluylageçmeeğilimivardı.Bueğilimözellikle de genel güvensizlik döneminde, aile mallarını korumak ve mirasbırakmak için İslamdini vakıflar yasasını kullanan ulemada vardı.Daha 1717yılındaustagözlemciLadyMaryWortleyMontagubukonuyadeğinmiştir:4

"Bukişilerhukuktada,dindedeeşitölçüdeuzmanlaşmışlardıveikibilimbirbirinekarışmıştı:-Tümkârlıişlerve“dinkurumu”gelirleriimparatorluğungerçekten önemli olan bu kişilerinin ellerindeydi. Halkının genel mirasçısıolmasına rağmen Büyük Senyör, onların paralarına ve topraklarınadokunamazdı vebunlarkesintisizbiçimdeonlarınçocuklarınamiraskalırdı.Bu durum, imparatorluğun tüm bilimine ve neredeyse servetinin tamamınasahip, bu insanların güçlerini göstermektedir. Devrimlerin aktörlerininaskerlerken,aslındagerçekyazarlarbukişilerdir.”

Padişah bu yeni sınıfa taşranın denetimini bırakıyor ve merkezi gücü deonlarlapaylaşmakzorundakalıyordu.Bubabadanoğulageçenmülk sahibiveyönetici sınıfın oluşumunuOsmanlı sultanları önlemeye çalıştılarsa da başarılıolamadılar.Bu güçsüzlük döneminde, vergi toplayan, adalet dağıtan, toprağasahipolan, taşraya, sonuçta dabaşkente vehükümdarahakimolmak amacıylabirbirleriyleçarpışanyeniunsurlarortayaçıkmıştır.

Page 260: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Osmanlı tarihinin bu aşamasındaki bu gruplar kesin olarak teşhis ediliptanımlanamamışlardır.İstanbul’daXVII.yysonuveXVIII.yy’dameydanagelenolaylarıetkileyengruplarınveçıkarlarınçatışmalarıçoknetolmamaklabirliktegörülebilmektedir.

Sonraları Babıali olarak anılan sadrazamlık makamı, bunlardan biridir.Sadrazam, padişahın ve İmparatorluk Konseyi’nin gerçek gücü zayıfladıkça,otoriteninvehükümetinetkimerkezihalinegelmiştir.Sadrazamınaltındagüçlübir ortak mesleki bağlılığı olan geniş bir bürokrasi kadrosuyla üst düzeymemurlar hiyerarşisi yer alıyordu. Genellikle bu makamlara, başkentin,kökenleriBalkanlar’akadargidenbüyükyöneticiailelerisahipolmuştur.Ayncabumakamlar, başkentin ve taşra şehirlerinin eğitim görmüş, özgürMüslümannüfusuaçısındandabirmeslekkapısıydı.

İmparatorluk sarayı, vezirliğin büyük rakibiydi. Mirasla orada da birtoplumsal grup oluşuyordu, ancak Afrika’dan ve Kafkasya’dan gelen yenikölelerin güçlü etkinlikleri devam ediyordu. Afrikalılar genellikle hizmetişlerindebulunurlarken,hadımlarbüyükgüçleriolanmakamlaraçıkabiliyorlardı.Bir hadım olanKızlarAğası, Osmanlı sarayının en etkin kişilerinden biriydi..Saray ahalisi hükümdarın yanına girebilmek için denetimi elinde tutar veimparatorlukta büyük iktidara ulaşanlar kendi adaylarını sadrazamlığagetirebilirlerdi. Bu saray egemenliği dönemleri, vezirliğe ılımlı bakantarihçilerce “cariyeler ve hadımlar yönetimi” olarak adlandırılmıştır. Yine butarihçileregöresaraymensuplarıveadamlarıaçgözlü,sorumsuzvebencildir.

İktidar mücadelesi, Babıali ve saray bürokratları ile saray erkanı arasındabasit bir çatışma şeklinde görülürse, konu çok basite indirgenmiş olacaktır.Taraflarkendi içlerindebirtakım fraksiyonvekliklere ayrılmıştı.Bunlarbazenaralanndaki sınırlan kaldıran geçici koalisyonlar yaparlardı. Bumücadelede etkileri olan diğer çıkar grupları arasında yer alanlardan bazı-lanşunlardır:Kendiçıkarlarıvepolitikalarıolanbağımsızkurumlar;taşravemerkezbürokrasisi,yeniçerilervedinihiyerarşi; çoğunluğunun İstanbul’daçokparayasahipajanları bulunan taşra ayanıvebeyler; tüccarlarve çoğunluğuRumolansiyasetten uzak tutulmalarına rağmen sarayda da, Babıali’de de ortakları olanmaliyeciler; önemleri ve sayıları azalmasına rağmen, hâlâ belirli kritikdönemlerderolalabilenfeodalsipahikalıntıları.

Dönemin birçok gözlemcisine göre, saray erkanı ve bürokratlar, özgürdoğanlar ve köleler, Rumeliler ve Kafkasyalılar hükümet mekanizmasının

Page 261: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

denetiminehakimolmayauğraştıklarısırada,İmparatorlukölmeküzereydiamaölmedi. İmparatorluk, XVIII. yy’ın en karanlık günlerinde dahi Müslümantopraklarının neredeyse tamamının yabancıların ya da yerel rakiplerinin elinegeçmesineengelolacakgücübuldu.İmparatorluğunbaşkenttevetaşradahizmetverecek ve onu kendi düzensizlik ve dağınıklığının en kötü sonuçlarındankurtaracaknamusluvesadıkkişilerbulmayısürdürebilmesiçokdahaşaşırtıcıdır.

XV.yysonunadoğruartıksultanvedanışmanlarıyaşananbunalımınfarkınavarmışlardı. İmparatorluğun direnci, eyaletlerdeki isyancı liderlere karşı kısasüreli bir hükümranlık sağlamaya yetse bile, otorite daralmasını ve toprakkaybını engelleyemiyordu. Avusturya ve Rusya’ya karşı kazandıkları küçükzaferlerin kendilerinin güçlü olmalarından kaynaklanmadığını, düşmanlarınınaralarındaki endişe ve anlaşmazlıklara, Fransa’daki yeni karışıklığın yol açtığıkorkuvePrusyayayılmacılığınabağlıolduğununbilincindeydiler.

Page 262: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

16.BÖLÜM

ETKİVETEPKİ

Yüzyıllardan bu yana Müslümanların tarihi bakış açılarında, Allah’ıngerçeğinitüminsanlığakazandırmakgibikutsalbirgörevlerivardı.AitolduklarıİslamtoplumuAllah’ınamacınındünyadasomutlaştırılması,İslamhükümdarlarıda, Hz.Muhammed’in mirasçıları ve Allah’tan getirdiği mesajın bekçileriydi.Onlar Allah tarafından, Şeriat’ı uygulamak ve egemen olacağı alanıgenişletmekle görevlendirilmişlerdi. Teorik olarak bu sürecin bir sınırıbulunmuyordu.XVI.yy’daMüslümanlarınAmerikaileilgiliyazdığıilkveuzunbirzamantekolankitabınTürkyazarı,Avrupa’nın“YeniDünya”adınıverdiğikeşif ve fethinden söz etmiş ve oranın İslamiyet ile aydınlanarakOsmanlıtopraklarınakatılacağınıumutettiğiniyazmıştır.

Müslümandevleti ilekafir komşuları arasında zorunluvedevamlıolanbirsavaşdurumusözkonusuydu.Budurumunsonaermesigerçekdininegemenliğive dünyanın tümünün İslam olmasıyla mümkün olacaktı. Gerçeğin veaydınlanmanınteksahibiolanİslamdevletivetoplumununçevresinde,dinsizlikkaranlığı ve barbarlık vardı. Allah’ın toplumunu gözde tutmasının göstergesi,Peygamberzamanındanitibarendünyadagüçvezaferkazanmalarıydı.

Osmanlılar’ınİslamordularınınHristiyandünyasınınkalbinegirdikleriXV-XVI.yy’daki büyük başarılan Ortaçağ mirası bu düşünceyi desteklemiş veXVIII. yy’daki geçici ama etkileyici zaferleri de tekrar canlandırmışa. Artıkkoşulların Müslüman devleti yerine Hıristiyan düşmanlarınca belirleniyorolduğu yeni durumu ve devletin varlığını sürdürmesinin Hıristiyan devletlerinyardımına ve iyi niyetine bağlı olmasınıMüslümanların kabul etmeleri ve budurumauyumgöstermelerioldukçaacıveyavaşolmuştur.Tümtartışmalarınenkesinsonucusavaşalanındakiyenilgidir.Osmanlılar’ın ilkyenilgisinigösterenKarlofça Antlaşması imzalandıktan sonra, Osmanlı yöneticileri Batıyöntemleriniaraştırmavetaklitetmeçalışmalarınagirişmişlerdir.

Page 263: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Türkler,başlangıçtasorunuaskeriolarakgörüpaskeriçözümleraramışlardır.Savaş alanlarında Hıristiyan ordu lan onlardan üstün olduğu için onlarıntekniklerini, eğitim yöntemlerini ve silahlarını almak faydalı olacaktı. XVIII.yy’daOsmanlıhükümetiAvrupasavaşyöntemleriiçinokullaraçıpTürksubaylan için Avrupalı eğitmenler getirtmişti. Zaman içinde bu küçük başlangıç, çokbüyük değişikliklere yol açmıştı. Eskiden dinsiz ve barbar Batılılar’dan nefretetmeküzereeğitilengençMüslümanlar,artıkonlarıöğretmenolarakkabuletmişveonlarındilleriniöğrenipkitaplarınıokumakzorundakalmışlardı.GençTürksubay adayları, XVIII. yy sonlarında, istihkam ve topçu okullarındaki dersleriiçinöğrendikleriFransızca’yıbaşkakitaplarıokumaküzeredekullanmışlardır.Okudukları kitaplarda karşılaştıkları bazı düşüncelerin topçu öğretmenlerininöğrettikleriherşeydençokdahapatlayıcıolduğununfarkınavarmışlardı.

Askeri reformlardan sonra, iki dünyayı ayıran engellerden başka şeyler deolmuştur.Türkler’in uzun zamandırmatbaaya karşı sürdürdükleri direniş 1729yılında kırılarak bir matbaa kurulması izin çıkmıştır. 1742 yılında kapatılanmatbaaonyedikitapbasılmıştı.Bukitaplararasında,Avrupaordularınınaskerisanatlarıileilgilibiraraştırmave1721yılındaFransa’daelçilikyapmışolanbirTürk’ünFransaileilgiliolarakyazdığıkitapvardı.

Batı’nınkültüreletkinliğioldukçaazalmışdurumdaydı.Çevrilenkitapsayısıçok azdı ve çoğu askeri ve siyasi konulardaydı. Öte yandan, Avrupa ihracatıTürk’lerin zevklerini koşullandırmaya başlamıştı. Dini mimaride, Osmanlıimparatorluk camilerinde bile Avrupa'nın etkisine rastlanıyordu. Bir toplumundoğası,durumuvekendini algılayışbiçimi ile ilgilipekçok şeymimarisindenanlaşılabilir. Modem New York’un gökdelenleri, eski Mısır'ın piramitleri vetapınakları gibi, İstanbul’un büyük camileri de genişleyen ve müreffeh birtoplumunkendinegüveninivegücünüanlatmaktadır.HerşeydenönceOsmanlıİmparatorluğu da, Ortadoğu’daki selefleri gibi bir İslam devleti olduğundan,karakteristik ve ihtişamlı binalarının istisnası olmaksızın tamamı ibadetyerleriydi.YüzyıllarboyusultanlarınyaşadıklarıTopkapıSarayıbunlaraoranladahaazönemiolanbiryapıydı.Genişbiralanıkaplıyordu,büyüklükslerivardıama aslında her biri gösterişsiz olan bir dizi küçük binadan oluşuyordu:Tahtaçıkanyenibirsultanıkutlayanhalkın,“ÖvünmePadişahım,sendenbüyükAllahvar!”şeklindekihaykırıştanşüphesizburuhuyansıtıyordu.

Bu durumdaki büyük bir değişim, 1755 yılında Kapalı Çarşı’nın girişindeinşa edilenNuruosmaniyeCamisi ile başlamıştır.Genel olarakbubirOsmanlıimparatorluk camisidir ama süslemeleri İtalyan barok stiline benzemektedir.

Page 264: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Osmanlıdevletvetoplumununmerkezindekibirimparatorlukcamisinde,Gotikbirkatedraldearabesksüslemelerolmasıkadarşaşırtıcıolanyabancısüslemeler,azalmayabaşlayankendinegüveninilkişaretidir.

XIX.yy’dabutürişaretlerdendahapekçoklangörülmüştür.Enilginciolan,1853 yılında inşa edilen Dolmabahçe Sarayı’nda iki değişiklik göze çarpar.Bunlardan ilki, sultanların ve mimarlarının kaynaklarım harcadıkları ve dışdünyayıetkilemekistedikleriyerinartıkbircamiyerine,sarayolmasıdır.İkinciside,Osmanlıbinalarınıtanımlayangelenekseldeğerlerin,standartlarınvezevkintam anlamıyla yıkılmasıdır. Dolma-bahçe Sarayı o düğün pastası mimarisiyle,aşın süslemeleriyle, Avrupa’dan ithal edilme konu ve stillerin muhteşembirleşimiyle, XIX.yy’daki reformların amaçlarını ve nereyeyöneleceğinişaşırmışanlayışınınbirgöstergesidir.

Batının etkisi çok azdı ve Avrupa’nın düşünceleri halkın çok az birbölümüylesınırlıdurumdaydı.Busınırlımüdahalebilekısıtlıolmuşvebazende1742yılında ilkTürkmatbaasınınkapatılmasınanedenolangericihareketlerletersine dönmüştü. Askeri yenilgi tetikleyici olmuşsa da, Osmanlılar’ın birşekilde ayakta kalmayı başardıkları, bazen zaferler bile kazandıkları XVIII.yysüresince bunun etkisi azalmıştı. Bu tahrik, Küçük Kaynarca Antlaşması ileKırım'ıneldençıkarılmasıveFransızlarınMısır’ıfethetmeleriyledahabüyükbirgüçleyenilenmiştir.

XIX. yy’ın başından itibaren, Osmanlı İmparatorluğu toprak bütünlüğüneyönelik yeni bir tehditle karşı karşıya kalmıştı. Sınırlarına doğru yürüyenyabancıdevletlerdensonra,şimdibirdeülkeninçeşitliyerlerindekiyerelliderlerve hareketler özerklik, hatta bağımsızlık peşindeydiler. Bunlardan bazılarıXVIII.yy'daortayaçıkmışolaneğilimin,ayanın,derebeylerininvevalilikolarakgönderildikleri eyaletlerde kendileri için birer beylik kapmış itaatsiz paşalarınkazandıklarıbölgeselözerkliklerindevamıniteliğindeydi.Osmanlıimparatorlukhükümetinin başkentin otoritesini tekrar kurma çabası direnişle karşılandı.Osmanlı direnişçileri başlangıçta ciddi başarılar elde ettiler. 1808 yılındaİstanbul’da, derebeyleri ve ayanın kurduğu bir koalisyon ilemerkezi hükümetyetkilileriortakbirdestekanlaşmasıimzaladılar.Buanlaşmayıtahtayeniçıkmışolan Osmanlı sultanı II. Mahmud istemeden de olsa onaylayarak, XIX.yybaşlarında, İmparatorlukta feodal ayrıcalıkları ve bölgesel özerklikleri tanıyanbirbelgeimzalamakzorundakalmıştı.

Sultan imparatorluğun merkez eyaletlerinde otoritesini yavaş yavaş tekrar

Page 265: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kurarakgüçlendirmeyebaşladıamauzakeyaletlerdebunuyapmakçokzoroldu.Arabistan, Irak, Lübnan ve özellikle deMısır olmak üzere Arapça konuşulanülkelerdebazıbağımsızyöneticilergerçekdenetimesahipolmakiçinuğraşarak,Osmanlı hükümdarına sözde bağlılıklarını bildirmekle yetindiler. 1805-1848yıllanarasında,MısırvaliliğiyapanünlüMehmedAliPaşa,Osmanlı sultanınakarşı diplomatik ve askeri bir mücadeleye başladı. Avrupalı devletlerinmüdahalesi zaferkazanmasınaengelolduamaMısır’ıözerkvebabadanoğulageçenbirbeylikyapmayıvemodernleşmeyolunasokmayıbaşardı.Ondansonrayerine geçenler de XX. yy ortalarına dek Mısır’da hüküm sürdüler. Osmanlıİmparatorluğundaki yarı monarşik statülerini belirtmek üzere birkaç kezunvanlarında değişiklik yaptılar. Sırasıyla paşa,sultan ve sonunda dabağımsızlıklarını ilan edip önce Osmanlı, sonra İngiltere hükümdarlarıylaeşitliklerinigöstermeküzerekralunvanlarınıkullandılar.

XVIII.yysonlarındanXX.yyortalarınadekOrtadoğu’dayüzelliyılsürenBatıetkisiveegemenliğiyaşamınherdüzeyindeçokönemlideğişimlerenedenolmuştur.BudeğişimlerbirölçüdeBatılıhükümdarlarınvedanışmanlarıneylemyadamüdahalelerisonucundaolmuştur.Ancakbunlarpolitikalarındadikkatlivemuhafazakar olmak için özen göstermişlerdir.En önemli değişimBatılılar’dançokOrtadoğuluBatıyanlılarısayesindeolmuştur.

Ortadoğu hükümdarlarının ekonomik alandaki doğrudan katkıları çok azolmuştur. Bazı ülkelerde, özellikle Mısır ve Osmanlı İmparatorluğu’nda,hükümetler Batı’nın güç ve servet anahtarı olarak gördükleri hızlı ve zorunlusanayileşme yoluyla devlet denetiminde ekonomik kalkınma planlarıuygulamayı denemişlerdir. Bu planlar, XIX. yy’ın ilk yarısında çokbüyük oranda ortaya konmuş ama sürekli etkili olmamıştır. XIX. yy’ın ikinciyarısında, hükümetler sulama tesisleri, ulaşım ve iletişim gibi alanlara önemvererek üretken ekonomik faaliyetleri özel teşebbüse bırakmışlardır. Buyaklaşım, tarım dışında, girişimciliği yabancılara ve azınlıklara bırakmakanlamınagelmektedir.

Ortadoğu hükümetlerinin çabalarının askeri modernleştirme ve idarimerkezileşmeolmaküzere iki önemli amacı vardı. İçice geçmiş bu tasarılarla,hükümetin içeridemuhaliflere ve ayrılıkçılara, dışarıda da güçlenmeye devameden düşmanlara karşı otoritesinin tekrar kurulup güçlendirilmesiamaçlanıyordu. Hükümetler bu sonuçlara ulaşmak üzere çok ayrıntılı birreformprogramıbaşlattılar.

Page 266: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Reform, Avrupa’nın silahlı gücünün egemenliğindeki dünyada ayaktakalabilme zorunluluğu nedeniyle askeri alanda başladı. Ne var ki, modemordular kurmak yalnızca eğitmen tutup silah alarak üstesinden gelinecek bireğitimve teçhizat sorunudeğildi.Modernordular içinbir idari reform; eğitimgörmüşsubaylarvebireğitimreformu;orduyamalzemesağlayacakfabrikalar,yanibirekonomikreform;askereverecekpara,yaniuzunvadelimaliyeniliklergerekiyordu.

Askeri reformcularınamacı,uzunsüredir İslamiyet ileHıristiyanlığı ayıranengelde yalnızca bir gedik açarak buradan güdümlü ve kısıtlı bir akışgerçekleştirmekti amakontrollerindençıkanbir selmeydanagetirdiler.Avrupasilahlarını ve teçhizatını getiren kişiler yanlarında, eski düzeni sarsacakAvrupadüşüncelerini de getirdiler.Diplomasi, ticaret, eğitimve başkayollarlagelişen kişisel iletişim bu yeni düşüncelerin yayılmasını sağladı. ZamanlaOrtadoğuluların daha çok yabancı dil öğrenmeleri, çevirilerin artması vebunların matbaa sayesinde çoğaltılıp dağıtılması ve 1820 yılından itibarenhaftalık,dahasonradagünlükgazetelerinçıkmasıylabudüşüncelerdahabüyükbiralanayayıldı.

YüzyıllardırsürenüstünlükinancınınBatılısilahlarınetkisiyleparçalanmasıİslamtoplumundaderinbiryaraaçtıveilkifadesinireformhareketlerindebuldu.Reformlar, Müslüman ordusunun, böylece de İslam devletininmodernleştirilmesi amacına yönelikti. Batı uygarlığının teknolojinin kısıtlıalanındakalacağıumulanbazıürünleribenimsendiamaçokgeçmedenyabancıdüşünceler,dahasıyabancıdevletlerinmüdahalesiçokgüçlübirtepkiyarattı.

Başlangıçta bu tepki dini bir görünüşteydi.XVIII. yy’daki önemli iki yenihareket, İslam’ınBatı’nın giderek artan gücüne karşı tepkisini farklı yollardanortaya koymuştu. İlk başlarda her iki hareket de İslamiyet’in çöküşüne, dininsaflığından uzaklaşmaya karşı yapılan protestolardı ve ikisi de yabancılarınülkeyegirişleriyleilgiliydi.

Bu hareketlerden ilki Nakşibendi dervişleri tarikatınınkiydi ve Sofikökenliydi. Ortadoğu’ya Hindistan’dan gelen Nakşibendilik, ilk başta Arapülkelerine, sonra Osmanlı İmparatorluğu’na, sonra da Kafkasya’ya yayıldı.Mısır’daHintlibirNakşibendibilimadamıArapçaöğrenmeninyayılmasınaveMısır rönesansını başlatmaya çalıştı ama Fransız istilası yüzünden başarılıolamadı. Arabistan’da bir başka Nakşibendi, eski Araplar’ın yüceliklerini veonların gerçek İslamiyet’inin sonradan olan değişikliklerle çarpıtıldığını

Page 267: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yazmaya başladı. Orta Arabistan’da dönemin ikinci büyük hareketi olanVahabiler’in ortaya çıkışında, bu görüş etkili olmuş olabilir. Vahabiler dininbozulmasıyeçürümesininbirparçasıolarakkabulettikleriSofimistikliğinedekarşı çıkıyorlardı. Teoride safıyetçi, uygulamada militan olan Vahabiler, Arapyarımadasının büyük bir kısmını ele geçirdiler. XVIII.yy’dan sonra daMezopotamya sınırlarında Osmanlı İmparatorluğuna kafa tutmaya başladılar.1818 yılında güçleri kırıldı, ancak Vahabilik varlığını sürdürdü. Arabistan’dabirkaç defa canlandı ve ötekiMüslüman ülkelerde de dolaylı etkileri görüldü.Ortadoğu’da Vahabi öğretisinin çok taraftarı olmadı ama temsil ettiği dinicanlanma birçok ülkedeki Müslüman’ı etkileyerek, Avrupalı istilacılarkarşısındakimücadeleiçinyenibirmilitanruhukattı.

Yabancılar karşısındaki direnişin başında sultanlar, vezirler, askerler ya daulemayerine,bucanlananhareketlerdenbirinitemsiledenpopülerdiniliderleryeraldılarvegüçlüarzularuyandırarakbüyükenerjibirikimlerineyönverdiler.

Batı’nınetkisineİslam'ınverdiğiyanıtınsonrakiaşaması,RusOrtaAsyası,İngilizHindistanıveFransızKuzeyAfrikasıgibisömürgeimparatorluklarındakiuyum ve işbirliği olmuştur. Her üç bölgedeki liderler, halkı, efendilerinindillerini öğrenerek ilerlemek için ihtiyaç olan modem bilgiyeulaşmayaözendirmişlerdir.HenüzOrtadoğu’nunmerkezindeyabancıbirefendiolmasada,reformcuhükümdarlarvemodementelektüellerdebuyoluizlediler.

XIX.yy’ınreformhareketveetkinliklerindearalarındasüreklibirmücadeleolan iki farklı görüş dikkat çekmektedir. Görüşlerden biri Orta Avrupaaydınlanmasından çıkmış ve otoriter reformcuların benimsedikleri düşüncelerigetirmişti. Orta Avrupa’daki örnekleri gibi onlar da halk için doğru olanıbiliyorlardı ve doğru olanı yaparken sözde popüler hükümetin onlara engelolmasınıistemiyorlardı.Bugörüşegöre,boyuneğipseyircikalmayaalışmışolanhareketsizyığınlarınkendikaderlerinesahipçıkmalarımümkündeğildi.Bununiçin, tarihi görevleri öğretmek ve yönetmek olan entelektüeller ve askerlertarafındaneğitilmeleriveyönetilmelerigerekiyordu.

Öteki görüş Orta Avrupa yerine, Batı Avrupa’dan, ekonomik ve siyasiliberalizm öğretilerinden kaynaklanmıştı. Bu görüşün, önce Osmanlıİmparatorluğu, sonra da öteki ülkelerdeki taraftarlarına göre, ülkenin genelkalkınmasının beraberinde insanların güvenceye alınacak hakları vardı. Bu datemsili ve meşruti bir hükümetle sağlanabilirdi. Batılı gücün, servetin vebüyüklüğüntemelindekigerçeğinözgürlükolduğukabulediliyordu.

Page 268: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Özgürlük sözcüğü birçok anlam ifade ediyordu. Ancak XX.yy’ın başında,henüzOrta doğulular tarafından, Avrupa siyasi görüşlerinin ortaya çıkmasınınardından,ancakülkelerindedoğrudanAvrupayönetimininkurulmasındanönce,ileride bağımsızlık anlamına gelecek şekliyle kullanılmıyordu. Vatandaşınhükümetin yasal olmayan ve keyfi eylemlerinden bağışıklığı, daha dageliştirilerek,hükümetinkurulmasınaveyürütülmesinekatılmahakkı şeklinde,Batılıanlamındakullanılıyordu.Budüşüncelerinithali,uyumuvebirölçüdedeuygulanmasıXIX.veXX.yy’dakiönemlisiyasigelişmelerdenbiridir.

Mısır’daveOsmanlıİmparatorluğu’ndatümüatamaylakumlanilkdanışmameclisideneyleri tarım, eğitimvevergikonularınıgörüşmek için toplandıklarıXIX.yybaşındayapılmıştır.1845yılındaOsmanlısultanıhereyalettenikikişikatılacak şekilde bir eyalet temsilcilerimeclisi topladı.Meclis üyeler, "saygın,güvenilir, bilgili ve halk tanıyan kişilerden” seçilecekti.Ancak tüm bu iyiözelliklerinerağmenuygulamabaşarılıolamayaraksonaerdi.Aynıdurumkısabirzamansonraİran’dadagerçekleşti.

Sultan, şah ve paşalar bu gibi atanmış danışma kurumlarıyla ilgilenirkenhalktandadaharadikaldüşüncelerleuğraşmayabaşlayanlarolmuştu.Avrupa'yagitmişolanlaroradagördükleriparlamenterhükümeteövgüleryağdırıyorlardı.Ozamana dek Ortadoğu’dan Avrupa’ya gidenlerden resmi temsilciler veöğrencileresiyasisürgünlerdeeklendi.

1860-1870’lerde meşrutiyet düşüncesi güçlenmeye başladı. 1861 yılında,OsmanlıhakimiyetindekiözerkbirhanedanolanTunusBeyliğitarafındankabuledilen anayasa, bir İslam ülkesine ait ilk anayasadır. Bu anayasa 1864 yılındakaldırılmıştır ama aynı eğilim sürmüştür. 1866 yılında, Mısır hükümdarı üçyıllığınaseçilmişolanyetmişbeşdelegelikbirdanışmameclisikurdu.BusıradaOsmanlı İmparatorluğu’nda da meşrutiyet hareketleri gelişmeye başlamıştı.Ancak bu hareketlerin aktif destekçileri 1867 yılında Fransa ve İngiltere’yesığınmak zorunda kaldılar. Osmanlı anayasası, yeni sultan II. Abdülhamidtarafındanbüyükbirgösterişleilanedildi.

Osmanlılar’ınilkmeşrutiyetikısasürdü.İkiseçimyapıldıvepadişahcanlılıkbelirtisigöstermeyebaşladığındameclisikapattı. İlkOsmanlımeclisibeş aydayalnızcaikioturumyapabildivemeclisinbirdahaaçılmasınadekotuzyılgeçti.Osmanlı meclisi, Abdülhamid tarafından kapatıldıktan sonra meclis seçimleriyalnızcaMısır’dayapıldı,birkaçmeclisseçildiveçalıştı.1882İngilizişgalininardındandabusüreçsürdü.1883yılındaçıkarılan“KuruluşKanunu”ilesınırlı

Page 269: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

seçmenivegücüolan,arasırakısatoplantılaryapabilenikiyanmeclisaçıldı.Bumeclisler, 1913yılındabirleşerekgüçlerini artırdılar, ancak1914yılında savaşçıkınca,seçimlerdemeclislerdesonaerdi.

Busıradabaşkayerlerdedaharadikalgelişmeleryaşanıyordu.1905yılındameşruti Japonya’nın otokrat Rusya’ya karşı kazandığı zaferle, yüzyıllardır ilkdefa bir Asyalı devletin bir Avrupalı devleti yenmesi, çok popüler bir mesajveriyordu. Bu mesaj Rusya’dan bile duyuldu ve halkın baskısıyla bir çeşitparlamenterrejimkuruldu.

Meşrutiyet adeta hemen alınması zorunlu olan bir hayat iksiri gibiydi.İran’da 1906 yılı yazında olan meşrutiyet taraftarı bir isyan şahın bir milletmeclisi toplayıp liberal bir anayasayı kabul etmesini sağladı. İki yıl sonra,Osmanlı subaylarından oluşan Jöntürkler adlı bir grup, padişahı 1876anayasasınıtekrarkabuletmeyezorlayarakOsmanlıİmparatorluğundaçokdahaÖnemliolacakbirmeşrutiveparlamenterhükümetdöneminegeçişisağladı.

AvrupaetkiveörneğininveAvrupaileeşitşartlardabulunmaisteği,bugibiilkanayasalreformlarıdoğurmuştu.Bureformlargerekborçalabilmekgerekdemüdahale ve işgali önlemek üzere yapılmış uyum jestleri olma özelliğini detaşıyordu.Nevarki,buamaçlaraulaşmakkonusundapekdebaşarılıolunamadı.Hem Tunus’daki, hem de daha uzun süreli olan Mısır’daki parlamenterdeneyimler, karışıklığa, iflasa, denetim ve işgale doğru ilerleyişiengelleyemediler. Hatta bu sürecin hızlanmasını sağladıklarını öne sürenlerolmuştur.

BusıradaAvrupa’dakiikitaraftanilerlemesürmüştür.Buyenimüdahalelerekarşı Ortadoğu Müslümanları’nın gösterdikleri tepkiler dini terimlerle ifadeedilmiştir. Hıristiyan imparatorluklarının ortak tehdidine karşı Müslümanhalkların ortak cephesi olan pan-İslamizm, 1860-1870’lerde doğmuştur. Buharekette, Alman ve İtalyanlar’ın kendi halklarını ve ülkelerini birleştirmebaşarılarından esinlenilmiş olması mümkündür. Türkiye’de, varlığım sürdürentek bağımsız Müslüman devleti,Osmanlı împaratorluğu’nun Piyemonte’ninİtalyanlar ve Prusya'nın Almanlar için yaptıklarını yapacağına inanılıyor vebubütünMüslümanlar’ınbirliğivedayanışmasıolarakkabulediliyordu.

Resmi Osmanlı politikası kontrollü ve sınırlı bir pan-İslamizm oldu. Bupolitika, ülke içinde sultana bazı ihanetler karşısında Müslüman tebaasınayaptığısadakatçağrılaniçinyardımederken,ülkedışındadaOsmanlıolmayanMüslümanlar,özellikleAvrupa imparatorluklarındakiMüslüman tebaaarasında

Page 270: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

faydalıoldu.Ancakülkedışındakipan-İslamizmpolitikası,resmiolanOsmanlıpan-İslamizm politikasından daha radikal ve militan bir yapıdaydı. Bunu daönemli etkileri olan bazı liderler sağlıyordu. Öte yandan, o zamanki pan-İslamizm dönemin radikal seçkinlerinin izlediği siyasi programların temelunsurlarıarasındayeralmıyor,Avrupa'dan^aldıklarıliberalideolojilerinveyeni“birülkevemillet”düşüncesiningölgesindekalıyordu.

Page 271: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

17.BÖLÜM

YENİDÜŞÜNCELER

Eylül1802’deOsmanlıİmparatorluğu’nunhariciyenazırıAliPaşa,Paris’tebulunan elçisine yazdığı bir mektupla diplomatların “ufuk turu" olarakadlandırdıkları bazı bilgileri gönderdi. Avrupa'nın genel diplomatik durumunuinceledikten ve ülke ülke gezdikten sonra, milli birlik mücadelesi vermekteolanİtalya’yıanlattı.AliPaşamektuptaşunlarısöyledi:1

"Dini ve dili aynı olan tek bir ırkın yaşadığı İtalya, birliğini sağlamadaönemli zorluklarla karşı karşıyadır. Şu ana dek tüm başarısı düzensizlik veanarşidir. Tüm farklımilli özlemler serbest olursa, Türkiye'de olabilecekleribirdüşün.Azdaolsabiristikrareldeedebilmekiçinbiryüzyılaihtiyaçolacakveçokkandökülecektir."

Ali Paşa doğru kehanetlerde bulunuyordu ama “bir yüzyıl” tahminigerçeklerden oldukça uzaktı. Aslında bunlar, kehanetten çok çağın iyigözlemleriydivebudenliendişeduyduğumilliyetçilikvirüsüsiyasetebulaşmış,Osmanlı İmparatorluğu’nu güçsüzleştirip yıkacak süreç başlamıştı. Tariharaştırmalarında çok nadir görülen bir kesinlikle, bu sürecin kaynağı, şekli vezamanı bilinmektedir: Fransız Devrimi ile başlayıp Fransızlar tarafındanyayılmış, Osmanlı halkının başlangıçta az olan ama giderek artan ve zamanzamanhakimdurumagelenbirazınlığıtarafındankabuledilmiştir.

Hıristiyan Avrupa ile Müslüman Ortadoğu dünyasının etkileşimi yeni birdurumdeğildi.Yüzyıllardanberi,malve teknoloji ialışverişi,kimizamançokbüyükçaplıolarakyapılıyordu.Ortadoğu,çokdahaöncekiçağlardaAvrupa’yayeni teknikleri ve zevkleri öğretmiş ve sağlamıştı. Avrupa'nın ekonomik veaskeriaçıdangüçlendiğisondönemlerdeyse,büyükhareketbatıyerine,doğuyadoğruartmıştır.Ancakbudurum fazlabir entelektüelözelliği olmadan,maddidüzeyde kalmıştır. Ortaçağlardaki düşünce hareketleri sürekli olarak doğudanbatıya doğrudur. Batı Avrupa’nın geri kalmış ve fakir toplumları, astronomi

Page 272: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ve kimyada, matematik ve tıpta, felsefede ve İlahiyatta İslam dünyasınınöğrencileri olmuşlardı. Ancak Batılı tarihçilerce Ortaçağ olarak kabul edilendöneminsonunda,MüslümanDoğu’nunAvrupa’yaöğretecekbirşeyikalmamış,zaten Avrupa’nın buna ihtiyacı kalmamıştı. Yalnızca sanat, resim ve edebiyatalanlarında bazı önemli olmayan etkiler kalmıştı. Defoe’nunRobinsonCrusoeadlı romanının konusu, İngilizce çevirisi birkaç yıl önce yayınlanmış olmasıolasıbirOrtaçağArapfelseferomanındanalınmıştı.ArapöykülerkülliyatıolanBinbir Gece Masalları’nın 1704-1717 yıllan arasında Fransızca çevirileriyayınlandıktansonra,neredeyseAvrupadillerinintümündetaklitveuyarlamalarıyapılmıştı. Balkanlar’da Türk müziği ve İspanya’da Mağripliler, Avrupa sınırülkelerininfolkvesonradasanatmüzikleriniönemliölçüdeetkilemişti.Osmanlısefirlerinin Avrupa başkentlerini ziyaretleriyle, iç dekorasyonda, mimaride vezamanzamandagiyimdeTürkmodasıyaratılmıştır.

Bununtersiyönündekientelektüeliletişimneredeysehiçyoktur.Ortaçağ’daçokdahagelişmişve ileriolanİslamtoplumlarınaAvrupa'nınverebileceğipekbirşeyyoktu.Nevarki,dahasonramaddigüçdengesigibi,entelektüeldengededeğişmiştir.İslamdünyasıeskikabuledebilmeyeteneğiniyitirerekHıristiyandünyasından gelecek her şeye için bağışıklık kazanmıştır. Öte yandan,Avrupa'nınüstünlüğününerkenbirtarihtekabuledildiğiaskerikonulardakibilgiihtiyacıAvrupa’dankarşılanmaktaydı.AncakRönesans,Reform,AydınlanmaveBilimsel Devrim gibi hareketler hiç dikkatlerini çekmemiş ve hiçbir etkiyapmamıştır.Birkaçyüzyılönceİslamiyet’inkendiRönesans’ıgerçekleşmişveAvrupa’yabile etkileriolmuştur.AvrupaRönesansı’nabiryanıtvebirReformhareketiolmamıştır.Buhareketlerin tümüvedahasonrakiler,Hıristiyanolarakgörüldükleriiçingereksizbulunmuşveönemverilmemiştir.

Halklarının düşünce ve eylem süreçlerinde bir değişiklik başlatan FransızDevrimi, Ortadoğu’da ilk kez önem kazanan bir Avrupa düşünce hareketiolmuştur. Bu, Avrupa’da düşüncelerin Hıristiyan terimleriyle anlatılmadığı ilkbüyük ayaklanmaydı, hatta bazı savunucuları tarafından Hıristiyanlık karşıtıolduğu öne sürülüyordu. Avrupa’nın öteli hareketleri ile Fransız Devrimiarasındaki bir ayrımda, Fransızlar’ınOrtadoğu halkları arasında düşünceleriniyaymaküzereadımatmalarıydı.Fransızdevrimcipropagandasınailktepkiler,azorandaveHıristiyan tebaa ile sınırlıydı.Ancakbunlararasındadüşüncelerçokhızlıyayılarakkısasüreiçindeimparatorluğuntebaasıilebirlikteefendilerinideetkiledi. Dönemin Osmanlı yazarlarının bir benzetmesini ile “yeni Frenkdüşünceleri,yeniFrengihastalığıgibi”yayılmıştı.

Page 273: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İslam halkları için eşitlik, kardeşlik ve özgürlük tamamen yeni ve tuhafdüşünceler değildi. Kardeşlik, müminlerin kardeşliği, aralarındaki eşitlik gibitemelbirilkeydivearistokratikyadaetnikayrıcalıklarlaengellenmezdi.Başkayerlerdeolduğugibiİslamtopraklarındadayüzyıllarboyuncabutürayrıcalıklarolmuştu.Ancakbu ayrıcalıklar, İslamiyet’in bir parçası olarakdeğil, onakarşıçıkmışveaslaAvrupa’dakigibikabuledilmemişlerdi.

Müminler ile inanmayanlar arasındaki eşitlik farklı bir konuyduama İslamdininin seçilmesiyle irade dışı bu kusur ortadan kalkabilirdi.Kadın ve kölenineşit olmayan statüleri böyle kolayca ortadan kalkmazdı ama bu durum odönemdede,dahasonrakidönemlerdedegüçlübirduyguuyandırmamıştı.Azatedilen köleler yüksek makamlara çıkabiliyorlardı ve sultanın köleleri birçokaçıdan 'imparatorluğun gerçek yöneticileri olmuşlardı. Öte yandan, kadınlarınvahiyle gelen ve Şeriat’ta yer alan aşağı statüleri pek net değildi. MüslümankadınlarınbazımallariçinBatılıhemcinslerininhenüzsahipolmadıklarıhaklarıolduğundanŞeriat’ın tamamenolumsuzbir etkisiyoktu.Batı’dangelenbirçokkadınziyaretçibukonuyubelirtilmiştir.

Batıyönetimi,müdahalesiyadaetkisiylehukukicariyeköleliğikaldırılmışve fazla bir tartışma yaratmamıştı. Buna oranla kadınların özgürlüğü, Batılıdüşüncelerden etkilenmekle birlikte, Batı’nın müdahalesine ve baskısına bağlıdeğildir.Bukonudakaydedilenilerlemeoldukçahararetliiçtartışmalarlayapılaniç girişimler sonucunda olmuştur. Gerek geleneksel gerekse de radikal İslamimilitanlar, bu çok kısıtlı ilerlemeden bile şikayetçi olmuşlardır. Erkeklerinolmasa da, kadınların geleneksel kıyafetlerine dönmeleri, İslami canlanmanınçokönemlisonuçlarındanbiridir.Devrimdensonraİran’dakierkekler,Batıstiligiyinmeyip kravat takmayarak Batı’yı reddettiklerini göstermişlerdir.Kadınlardandaçokdahafazlasıistenmiştir.

Özgürlük, eşitlik ve kardeşliğe göre, en azından siyasi anlamıyla, yeni birsözcüktü.İslamikullanımda“özgürveözgürlük”sözcükleriöncehukuki,sonrada toplumsal bir anlamı taşımıştır.Özgür bir kadın ya da erkek köle olmayankişilerdi. Sözcük, zorunlu çalışmadan ve başka yükümlülüklerden kurtulmuşolmakgibibazıdurumlardabelirliayrıcalıklarıvebağışıklıklarıifadeetmekiçinde kullanıldı. Müslüman geleneğine göre uygarlığın karşıtı özgürlük değil,adaletti.Adalet, tebaanınbir hakkı değil, hükümdarıngörevi olarakgörülürdü.Devrimci Fransa’nın etkisiyle Batı’daki yurttaşlık kavramı ile beraberindekikatılımvetemsililkkezöğrenilmiştir.

Page 274: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İstanbul’dakiFransız elçiliği dahabaşlardabir pfopagan-damerkezi halinegelmişti. İmparatorlukta konuşulan Türkçe, Arapça, Rumca ve Ermenicedillerinde çevrileri yapılan devrimci edebiyat, Fransa’dan ithal edilmiş veyaelçilikteki bir matbaada basılmıştır. 1793 yılında Sarayburnu karşısındademirlemiş olan iki Fransız gemisine Cumhuriyet bayrağının çekilmesi büyükbir kutlama ile karşılanmıştı. Bu olay için Fransız elçisi şunları söylemiştir:“OsmanlıveAmerikanbayraklarıvesilahlarınıgünahkarzorbaların ittifakındabirleştiren diğer devletlerin bayrakları bu iki gemide dalgalanmıştır.” Bukutlama, Fransızlar ve arkadaşlarının Fransız Sefareti’nde Türk topraklarınadiktikleriözgürlükağacınınetrafındayaptıkları“cumhuriyetkarmanyolu"dansıilesonaermişti.

Bu olaylar, Türkler’den daha çok öteki Avrupa devletlerinin sefaretleriniendişelendirmişti.BirOsmanlı tarihçisinin yazdıklarına göreRusya,Avusturyave Prusya birlikte, Türkiye’de Fransızların üç renkli şapkalarını ve başkadevrimci amblemlerini giymelerinin yasaklanmasını istemişlerdir. Bu ortakistekkarşındaBabıali’denşuyanıtgelmiştir:3

"Sevgili dostlarımız, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir Müslüman devletiolduğunu sizlere sıkça ifade etmekteyiz. Aramızda onların buişaretlerineönemverenhiçkimseyoktur.Dostumuzolandevletlerintüccarlarıaramızdamisafirolarakbulunur,istediklerigibigiyinebilirler,bunakarışmakBabıali'ninişideğildir.Sizlerboşunaendişeleniyorsunuz

DiğerbirOsmanlıkaynağı,Babıali’ninyabancıkonuklarınınbaşlarınaveyaayaklarına giydikleri ile ilgilenmediğini belirtmektedir. Bu ve başka eskikaynaklardan anlaşıldığına göre, Türkler başlangıçta eskisi gibi Batılıdüşüncelerinbulaşmasınakarşıdinleriylebağışıklıolduklarınainanmışlardır.

Nevarki,kısabirsüreiçindedüşkırıklığınauğrayacaklardı.1797yılıEkimayındaCampoFormio antlaşmasıylaHabsburg İmparatorudevrimciFransa ilebarış yapmak zorunda kaldı. Antlaşmaya göre uzun bir ömür süren VenedikCumhuriyeti son bulmuş, topraklan da Fransız Cumhuriyeti ile Habsburgİmparatorluğu arasında paylaşılmıştı. Fransa’ya Preveze limanı ile İyonyaAdaları veYunanistan ileArnavutluk kıyılan verilmişti. Bu bölgede 1797’den1799’a ve 1807’den 18l4’e kadar kısa sürenFransız egemenliğinin çok büyüketkileriolmuştur.YüzyıllarboyuncaVenedikegemenliğindeolanbutopraklardayaşayan halk Yunanlı’ydı. Fransız yönetimi zamanında gerçekleşmiş olandevrimci ve radikal değişikliklerin Osmanlılar’ın Mora eyaletindeki Rum

Page 275: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

komşularımetkilememesiolasıdeğildir.

Çok uzun süredir Fransızlar, kendilerini Osmanlı İmparatorluğu’nungelenekseldostlarıgibigösteriyorlardı.Eskidost,atıkyenikomşuyduvebuşokkarşısında dostluk duramadı.Kısa süre içinde başkenteOsmanlıYunanistanı’ı,Fransızyönetimindeolanbölgelerdegerçekleşenolaylarla ilgili telaşlı raporlargönderilmeye başlandı: “Soyluların ayrıcalıkları ellerinden alınmıyor, köylülerzorunlu çalıştırılamıyor, seçimler yapılıyor, eşitlik ve özgürlük konuşmalarıserbestçe yapılıyordu.” Bir Osmanlı tarihçisine göre en kötüsü şuydu: “EskiYunanistan devletlerinin dönemini anımsatarak bölgedeki Ortodokslarıcumhuriyetçilik için kışkırtıyorlar ve komşu Osmanlı devleti tebaasını daetkilemeyeçabalıyorlardı.4

NüfusununçoğunluğuMüslümanolanbirOsmanlıeyaletiMısır’ıelegeçirenFransızlar,buradadaeskiihtişamlıgünlerdenvemodemözgürlüktensözetmeyebaşladıklarındaartıkdersalınmıştı.Buikidüşünceninçeşitlikarışımlardaçeşitlizevklere sunulan bileşimi karşı konulmaz olmaya başlamıştı. Vatandaşlıkanlamında-özgürlük, başlangıçta sınırlı bir çekiciliği olan alışılmadık bir tadvermişti ama Avrupa’dan ithal edilen yeni milliyetçilik ve yurtseverlikdüşünceleri ile birleşince ve sadakat ile kimliğin, dolayısıyla da bağlılık veyasallığındeterminantlarıolarakmilletveülkedininyerinegeçincegücü iyiceartıyordu.

Başta laik sonuçlan olmak üzere tehlike muhalefetsiz kalmadı. SultanınhükümetininArapçaveTürkçeyayınladığıbildirideşunlarvardı:5

"Fransızlar... Cennetin ve dünyanın Tanrısının birliğine inanmazlar...Tüm dinlen terk etmişlerdir... Onlar... kıyamet ve hesaplaşma günücezalandırma, imtihan, soru ve yanıt olmayacakmış gibi davranırlar...Onlartüminsanlarıninsanlıkaçısındaneşitolduklarınainanırlar;hiçkimseninbirüstünlüğü olmadığım ve herkesin kendi ruhundan ve yaşamından sorumluolduğunu savunurlar. Bu boş inançları ve saçma düşüncelerinden hareketleyeni kanun koymuşlardır. Şeytan‘ın söylediklerini yaparak, dinin temelleriniyıkmış,yasaklananlarıyasalyapmış,tutkuluarzularınaulaşmış,tüminsanlarıgünahlarına ortak etmeye çalışmış, dinler arasında nifak tohumlan ekmiş,krallar ve devletler arasına fesat sokmuşlardır. Yalanlarla dolu sahtekitaplarıyla“Bizsize,dininizevetoplumunuzaaitizdemişveherkesiŞeytanınbayrağıaltındabirleşmeyeçağırmışlardır.”

Burada Şeytan’a sıkça yer verilmiş olması ilginçtir. Kuran’ın son cüzü

Page 276: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

(114:5)Şeytan’ın“insanlarınkalplerinefısıldadığı”yazmaktadır.Budurum,XX.yy sonunda Avrupa’nın, sonra da Amerikan düşünce ve yaşayış tarzınınçekiciliğinekarşıkoymaçabalarındadagörülmüştür.

Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ve birtakım değişikliklerle İran şahlarınınülkesindekigeleneksel toplumsalvesiyasaldüzeninkökeniklasikİslamhukukve geleneklerine, bundan da öte eski Ortadoğu uygarlıklarına dayanır. Bu da,ötekidinikültürlerdekigibiAllah’ınsonvahyinikabuledenlervereddedenlereeşit davranmakmantıklı ve uygun olmayacağından, eşitsizliğe dayanmaktadır.Bunu eşit haklar düzeni olarak gösteren,geleneksel İslam rejimlerinin dinihoşgörüsünühakkıylaövenbazımodemsavunucularolmuşturamadurumböyledeğildi.Odönemdebu türbir eşitlikbir erdemgibi görülmez, görevinkötüyekullanılmasıolarakkabuledilirdi. İslamdevleti inanmayanlaraeşitlik tanımayıkabuletmeyerekiktidardakidinlerinuygulamasınıizlemekteydi.Ötekilerdekibufarklı yan, toplumda inanmayanlara Şeriatla tanımlanan, sınırlanan veMüslümantoplumununçoğunluğunukabulettiğibiryerveriyordu.Ancakbubireşitstatüdeğil,birhoşgörüdüzeyiydi.İslamiyet’inhoşgörüsü,eskidinlerolarakkabulettiği tek tanrılıolanlarlasınırlıydıveuygulamada,Ortadoğu’dakiçeşitlimezheplerden olan Musevileri ve Hıristiyanları içeriyordu. İran’da küçük birZerdüşttoplumuvardı.Osmanlıİmparatorluğu’ndabuazınlıklar“millet”olarakadlandırılıyordu.

Milletbirdinebağlılığıylatanımlanandinivesiyasibirtopluluktu.Üyeleri,o dinin, devlet kanunları ve çıkarlarıyla çatışmadığı sürece liderlerininkanunlarınavekurallarınauymakzorundaydılar.Budiniözgürlükvekomünalözerklik karşılığında Müslüman olmayan milletler devlete sadakat borçluolurlardıve“zimmi”statülerinineksikliklerinivesınırlılıklarınıkabulederlerdi.

Osmanlı İmparatorluğu’ndaMüslümanlar,Rumlar, Ermeniler veMusevilerolmak üzere başlıca dört millet vardı. Tümü de yalnızca dini terimlerletanımlanırdı.Müslümanmillete“millet-ihakime”dedenirdivearasındaTürkçe,Arapça, Kürtçe, Arnavutça, Rumca ve başka Balkan ve Kafkasya dillerikonuşanlarvardı.

Rummilletideaymölçüdefarklılıklartaşıyordu.EtnikYunanlılarlabirliktebaşka kökenlerden olduğu halde Ortodoks Kilisesi’ne bağlı olanlar vardı:Avrupa’da Romanyalılar, Sırplar, Arnavutlar ve Bulgarlar; Asya’da, Batılısınıflandırmasında Hıristiyan Türkler ve Araplar olarak bilinen Türkçe veArapçakonuşanlar.

Page 277: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Ermeni milleti homojen özellikteydi ve Ermeni Kilisesi’ne bağlıErmeniler’denoluşuyordu.TürkçekonuşankişisayısıçoktuvebunlarTürkçeyiErmeni alfabesi ile yazarlardı. Belirli zamanlarda Suriye Yakubi Kilisesi veMısır Kıpti Kilisesi’ne bağlı olanlar da Ermeni Kilisesi ile ilişki kurmuşlardı.GerekErmeni,gerekdeRummilletinde,diğerKatolikRumveErmenilerveyadahasonraherikimillettendeProtestanlığıseçenkimseninolmamasıönemlibirkonudur.

Musevi milleti, Suriye ve Irak’taki Arapça konuşan Museviler, 1492kovulma fermanıyla İspanya’dan kaçan ve İspanyolca konuşanlar, Mora’dakiRumca konuşanMuseviler ve daha başka dilleri konuşan daha küçükMusevigruplarındanoluşuyordu.

Dinlerine göre tanımlanan bu milletlerde çeşitli etnik ve bazen de aşiretgrupları yer alıyordu. İçteki bölünmeler de önemliydi ve bürokratik, siyasi,toplumsal ve ticari rekabetlerdeki dayanışma gruplarının temellerinioluşturuyorlardı.Bunlaryüzyıllardanberiedebikaynaklardarastlandığıüzerevebugündesürdüğügibiçeşitlietnikstereotiptipevealışılmışönyargılaranedenolmuşlardır. Ancak klasik millet sistemi henüz kendi iç mantığında yürüdüğüiçin bu gibi etnik dayanışmalar temel kimliği tanımlamadığı gibi, kesin birbağlılığı da belirlemiyordu.Bugün bizler tarafındanAraplar ve Türkler olarakadlandırılan, kendilerine de Arap ve Türk diyenler, çok yakın çağlara kadarkendilerini böyle tanımlamamışlardı. Dil Türkçe bilinse de İstanbul ve başkaşehirlerdekiuygarinsanlar,kendileriniTürkolarakadlandırmazlardı.TürkadınıAnadolu’nunilkelköylülerivegöçerleriiçinkullanırlardı.Benzerşekilde,MısırveVerimliHilal’dekiArapça konuşan kişiler dillerineArapça dedikleri halde,Arap adını çöl kıyılarında yaşayan Bedeviler için kullanırlardı. Şehirlerdeyaşayan eğitimli insanlar, ancak modem çağlarda ve Avrupa’daki milliyetdüşüncelerinin etkisiyle kendilerini bu etnik terimlerle tanımlamayabaşlamışlardır.

Doğal olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun Hıristiyan halklarını Avrupalıdüşünceler daha çok etkiliyordu.Buyeni ve güçlümilliyetçilik düşünceleriylesırasıyla Yunanlılar, Sırplar, öteki Balkan halkları ve son olarak da Ermenilerkarşılaştılar ve tepkileri olumlu oldu. Müslüman olmayan azınlıklardan enküçük, güçsüz ve en az tatminsizliği olan Museviler bile milliyetçiliklerinigeliştirmeyebaşladılar.OsmanlıSaraybosnaşehrindedoğanveyaşayan,HahamYehudaAlkalai1843yılındayazdığıkitabındaMuseviledinKutsalTopraklar’adönüp ilahi yardımbeklemeksizin, onu kendi çabalarıyla tekrar kurmaları gibi

Page 278: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yenibirdüşünceyeyerverdi.

XIX.yy’da Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Hıristiyan azınlıklar üç farklı veuyuşmayan hedefe yöneldiler. Osmanlı devletinde yaşayan Müslümançoğunlukla aynı haklara sahip eşit yurttaşlık, bu hedeflerden biriydi. Avrupalıdevletler, dini ayrım yapmadan bu eşit yurttaşlık konusunu Türkler’edayatıyorlardı. Ancak bazı durumlarda bu kendi ülkelerindeki uygulamalarlaçelişkili olsa da, Osmanlı liberalleri ve reformcuları tarafından benimsendi.Bundan daha azı dönemim aydınlanmış düşünce standartları karşısında kabuledilemezveküçültücükabulediliyordu.

Yalnızca yeni düşünceler yüzünden değil, yeni refah nedeniyle de eskieşitsizliklerkabuledilemezoluyordu.DevrimveNapolyonsavaşlarısırasındaveXIX. yy’ın başlarında Müslüman olmayan toplumlar çoğunlukla başarılıolmuşlardı. Eğitim düzeyleri Müslümanlar’dan daha yüksek olduğu ve dışdünya ile daha kolay iletişim kurabildikleri için gittikçe refah düzeyleriartıyordu. Böylece eski sistemin onlara dayattığı -siyasi ve toplumsalaşağılanmanınverdiği rahatsızlıkdahaazoluyordu.XIX.yy süresinceOsmanlıdevletindeki hakların eşitliği, bazı önemli reform fermanlarıyla resmensağlanmışoldu.Sonuçlarkanunlardakiboyutlarınaulaşamamışolmasınarağmençokönemliolmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Hıristiyan azınlıkların artarak daha fazla birilgiyle yöneldikleri ikinci hedef bağımsız, en azından kendi milli topraklarıüzerinde özerk olmaktı. XIX.yy’da ve XX. yy başında ilk önce Sırplar veYunanlılar, daha sonra Balkan Yarımadası’nın öbür halkları kendilerininmillitopraklarıkabulettikleriyerlerdeegemenbağımsızdevletlerkurmuşlarvehemOsmanlılarınhemdekomşularınıntopraklarınagözdikmişlerdi.Asya’dakiOsmanlılar’a ait topraklarının tamamınadağılmışolanamaheryerindeazınlıkolanErmeniler’indurumudahazordu.Balkanhalklarının,dahasonradaArapveMuseviler’in tersine, Ermeniler, Sovyetler Birliği yıkılıp eski Sovyet ErmeniCumhuriyeti bağımsızlığını alıncaya dekmodern çağlarda hiç egemen devletesahipolmamışlardı.

Ara sıragündemegeldiği halde, ısrarlaüzerindedurulanüçüncühedef ise,milletlerin eski sistemde sahip oldukları özerklikleri ve ayrıcalıkları, başka birdeyişle kendi dini yasalarını devam ettirme ve uygulama, eğitim sistemlerinikendi dillerinde denetim altına alma ve kendi farklı kültürlerini sürdürmehaklarınıkorumaktı.Avrupaicatlarından,XIX.yy’daaskerealmalisteninönemli

Page 279: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

birmaddesiydi.Öncelerisilahaltınaalınmadanbağışıktutulmakaşağılayıcıbirdurumken artık zorunlu askerlikten bağışık tutulmak bir ayrıcalık halinegelmişti,buayrıcalıkiçinufakbirbedelolarakaskerihizmetbağışıklıkvergisialtındaeskikellevergisiödeniyordu.

Sonuçitibariylebirbiriyleuyuşmayanbuüçhedefinkısavadedebileçeşitlidezavantajları olmuştu. Eşit yurttaşlık, yükseğe çıkmak gibi daha aşağı inmekanlamına da geliyordu. 1856 yılının Şubat ayındaki büyük Islahat Fermanı ileilgiliolarakçağdaşOsmanlıtarihçisiCevdetPaşaşunlarıyazmıştır:6

"...Patrikler, memnun değillerdi... Eskiden Osmanlı devletindekitoplumların bir sıraları vardı. Sırayla Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler veMusevilergelirdi.Artıktümüaynıdüzeyeindirilmişti.Budurumaitirazedenbazı Rumlar şunları söylemiştir: Devlet biziMusevilerle aynı yere koydu,bizİslamiyet’inüstünlüğündenmemnunduk.”

Rumlar’ın bu tepkisi olağandı. XVII-XVIII. yy’da Başkentteki Rumaristokrasisi Osmanlı devletiyle hemen hemen ortak bir ilişki kurmuştu.Adlarımİstanbul’dayaşadıklarıyerdenalarakFenerlilerolarakadlandırılansoyluaileler,Osmanlıhizmetindekibazıönemlimakamları elegeçirmişlerdi.BabıaliYüksekTercümanlığıbumakamlararasındaydı vedışardanyalnızcabir çevirmenlikmiş gibi görünse de imparatorluğun günlük dış ilişkileriniyürütmegöreviydi.Avrupa’yagönderilenherOsmanlısefiriilebirlikteYüksekTercümanlık’tan bir Rum çevirmen de bulunuyordu ve sefaret işlerininçoğunu o yapıyordu. İleride Romanya Krallığı olacak iki Tuna prensliğininvaliliklerideFenerliler’inyeraldıklarımakamlardandı.

Bağımsız olma isteği ve buna ulaşma çabaları, doğal olarakMüslümanolmayan tebaanın,özelliklededevletinMüslümanolmayanhizmetkarlarınıngüvenilirliği ve sadakati ile ilgili şüpheler doğurmaya başlamıştı. Bununsonuçlar çok ağır oldu. İleride Yunan Bağımsızlık Savaşı’na haline gelecekolan Yunan isyanının başlangıcında Babıali Yüksek dragoman’ı(tercümanı) büyük olasılıklar uydurma olan, isyancılarla birlik olduğuiddiasıylaasıldı.1840’taOsmanlılar’ınAtina’daaçtıklarıilkelçiliklerindebileilk elçileri, gelecekte Londra’daki sefirleri olacak Fenerli Rum KostakiMusurus idi. Ne var ki, Osmanlı Rumları bir toplum olarak Osmanlıdevletinde sahip oldukları güven ve güç makamlarına bir daha hiç sahipolamadılar.

Azınlıklarındurumlarındabaşkadeğişikliklerdeolmayadevamediyordu.

Page 280: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

XVI.yy’da, Osmanlı hükümdarları, devletin Avrupalı düşmanlarına sempatiduymalarından şüphe edilmeyen ama Avrupa bilgi ve becerisine sahip tektoplumolduklarındanMuseviler’dengerek siyasi, gerekde ekonomik işlerdeyararlanıyorlardı. Ancak Musevi toplumu, Osmanlı gücünün çökmesindenbütün azınlıklardan daha fazla etkilenmiştir. Onlar, OsmanlıHıristiyanları’nıngüvendiğigibi,AvrupalıtüccarlarınlütuflarınaveAvrupalıdevletlerinkorumasınagüvenemezlerdi.YineonlarıntersineXIX.yy’ıriikinciyansınadek,Hıristiyantoplumlarınıcanlandıranherhangibireğitimvekültürcanlanması yaşamamışlardı. Başkent ve taşrada iş ve hükümetteki yerleriniRumlar'a, Ermeniler’e ve önemli bir yeni unsur olan Levant’ın ArapçakonuşanHıristiyanlan’nabırakmışlardı.

Buazınlıklar,arasındanRumlargiderekşüphealtınagirmeyebaşlarken,ArapçakonuşanHıristiyanlarimparatorluktakiçokuzakyerlerdeyaşıyorlardıvehenüzgelecekte sahipolacakları etkinliği veönemi elde etmemişlerdi.Budeğişim en çok Ermeniler’in işine yarıyordu. Uzunca bir zaman “millet-isadıka”olarak adlandırılan Ermeniler’i yalnızca Osmanlılar değil,Batılı araştırmacılar da Osmanlı devletine en sadık azınlık olarak kabulederlerdi. Onlar da kendilerinden önceki Rumlar gibi Batı’nın eğitim veticaret olanaklarını kullanarak zengin olmuşlardı. Bir Ermeni grubu,XX.yy’ın başına dek, Jöntürkler’in Sultan II. Abdülhamid’in despotyönetimine son vermelerine ve 1908 Jöntürk devrimini yapmalarına yardımetmişlerdi.DevrimdensonrahükümettebirsürebirErmenidışişlerinazırıbilegörevyapmıştı.

Ne var ki,Rumlar için olduğu gibi,Ermeniler için de eski ortak ilişkiyedevametmekimkansızdı.Yenirefah,Rumlar’ıolduğugibionlarıdadahaiyibir eğitim ve kültür ortamınakavuşturmuş, dış dünyadaki düşüncelere dahaaçıkdurumagetirmişti.Batı’danda,Doğu’dandagelendüşünceler,genelliklebirbiriyle çatışan ve çelişen mesajlar içeriyorlardı. Batılı düşünceler, millibağımsızlık, liberal demokrasi ve sayılan hızla çoğalan misyoner okullarısayesinde büyüyen Hıristiyanlık duygusuydu. Doğulu düşüncelerse, Rusdevletinin koruma önerisi, Rus devrimcilerinin ihanet mesajları veyöntemleriydi.Tümbudüşünceler,iyikullanılsada“zimmi”statüsününartıkkatlanılabilirolmadığıkişilerarasındantaraftarbuluyordu.

Osmanlı gücününçokaçıkbir şekildegerilemesiyle yeniumutlardoğdu.1876 Bulgar krizi, sonra da Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilerek yabancıdevletlerin iç işlerine karışması,bu adımların tatmin yollarını gösteriyordu.

Page 281: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

1878 Berlin Antlaşması’nın 6l. maddesi ile Ayastefanos Antlaşması’nın 16.maddesi korunuyordu. Bu maddelere göre, Osmanlı devleti Ermeniler'inyaşadıklarıeyaletlerdegerekenyerelreformvedüzenlemeleriyapmak,onlarıKürtler’e ve Gürcüler’e karşı korumakla yükümlüydü. Bu konudakiuygulamaların, denetleyici olan(Avrupalı) devletlerine düzenli bir şekildebildirilmesigerekiyordu.

Bu durumun açık mesajını pekiştiren olaylar oldu.Bulgarlar dakendilerinden önceki Yunanlılar gibi ayaklanma, bastırılma ve müdahaleyollarıyla bağımsızlıklarını elde ettiler. Bu yolu izleyerek Ermeniler’in debağımsız bir devlet kuracakları düşünülüyordu. Kışkırtmanın silahlı eylemedönüşmesiyle çok uzun süredir uyuyan dini ve etnik düşmanlıklar tekraruyandı. 1890yılından sonra,özellikle1895-1896yıllarındaDoğuTürkiye’deisyanvebastırma,terörvekıyımhakimolduvebudurumdankısasüreliğineolsadabaşkentde etkilendi. II.SultanHamid’in emriyle,Ermeni isyancılarileonlarayardımveyataklıkedenleri sindirmeküzereyerelbaşıbozuklardanoluşanHa-midiye birlikleri tarafından çok sayıdaErmeni öldürüldü. Ancakbu olay devrimci eylemlerin bastırılması yerine, teşvikiyle sonuçlandı.Hıristiyanlar(Ermeniler)ileMüslümanlar(Türk,ÇerkezveKürtköylülerivegöçerleri)arasındakisavaşvebaskınlaryerelolaraksürdü.

Ermeniler’in durumu onlardan daha önce bağımsızlık mücadelesibaşlatan Balkan Hıristiyanları'ndan daha kötüydü. Çoğunluk olduklarıkasabalar,köylervebölgelerçokdağınıktı.BulgaristanyadaYunanistangibibir anavatan şeklinde birleşmemişti ve yaşadıkları her yerde azınlıkdurumundaydılar. Ermeni anavatanı ile eski başkentleri, çarlarınimparatorluğuna ilhak edilmişti. Koruma ve teşvik teklif etmelerine rağmenRuslar,özgürbir'Ermenistanistemiyorlardı.

Türkler, Araplar ve imparatorluğun diğer Müslüman halkları, eskibağışıklıklarınıkaybetmeyebaşlamışlardıveAvrupa’nınvatansever,milliyetçi,liberaldüşüncelerionlarıdaetkilemişti.

Geleneksel yasallık ve sadakat yapısını zayıflatarak eski düzeni yıkan budüşünceler, önce Batı Avrupa’dan vatanseverlik, sonra da Orta ve DoğuAvrupa’danmilliyetçilikşeklindeikiaşamalıolarakgelmişti.

Gelenekselİslamdünyasındada,Hıristiyandünyasındakigibi,ülkelervemilletlergüçlübirmillivebölgeselkimliğesahiplerdi.Ortadoğuİslamiyeti’ninbaşlıca üç halka Araplar, İranlılar ve Türkler, tarihleri, kültürleri, dilleri,

Page 282: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

edebiyatları,, ortak kökenleri, ayırt edici gelenekleri ve davranışlarındanoluşanmillimiraslarıylagururduyarlardı.Ayrıcainsanındoğduğuyerekarşıdoğal bağlılığı ile gelişen yurt sevgisi, yerel gurur, sıla özlemi gibi duygularBatı’da da olduğu gibi, İslam edebiyatında da vardı ama siyasi bir mesajiçermiyorlardı. Batılı düşüncelerin etkilerinden önce, milli vatanın ya damilletin siyasi kimlik ve egemenlik unsuru olduğu düşüncesi bilinmez vebenimsenmezdi. Müslümanların kimlikleri dinleriydi ve dinleri içinonlarıyönetenhükümdarayadahanedanasadakatlebağlıolurlardı.

İslam dünyası için milliyetçilik ve vatanseverlik yabancı kavramlardı.Tarihçilerin yazdıklarına göre ülke ve millet ne egemenliği kısıtlar, ne dekimliği tanımlardı.AliPaşa tarafındandagözlemlendiğigibi,budüşünceleryıkıcıetkileryapmıştır.

Batı uygarlığında, insanın yalnızca doğduğu yeri doğal olarak sevmesiolmayan, insanın vatanına karşı siyasi ve gerekirse askeri görevi anlamınagelen vatanseverlik yerleşmiş bir kavramdı ve kökeni eski Yunanistan veRoma’ya dayanıyordu. İngiltere, Fransa, sonraları da Amerika BirleşikDevletleri’ndebaşka ikidüşünceyle ilişkilihalegeldi:ülkenüfusununçeşitlibirimlerininbir tekmillibağlılıktabirleşmeleridüşüncesiveegemenliğin tekvegerçekkaynağınınKilisevedevletdeğil,halkolduğudüşüncesi.

İngiltere ve Fransa’nın farklı din ve dilleri olan halklarının birleşik vegüçlü milletler haline gelmelerini vatanseverlik sağlamıştır. Avrupa’nınOsmanlıgözlemcileri,budüşüncenin,Osmanlıİmparatorluğununfarklıdiniveetniktoplumlarınıana-vatanlarınaveonuyönetenOsmanlıdevletineortakbirsadakatlebağlamakiçinkullanılabileceğinidüşünmüşlerdi.

Vatanseverlikdüşüncesi,buamaçiçinçeşitliavantajlarıolanMısır’dabirazdaha geç etkili olmuştur.Bölgenin öteki ülkelerine göreMısır, gerek coğrafyagerekdetarihaçısındandahasınırlıdır.Mısır,tekbirnehrinvadisiiledeltasındanoluşuyordu. İslâmlaştırılmış ve Araplaştırılmış olduğu halde, bin yıl süresincesahip olduğu bir kimlik ve bölgede eşi görülmeyen bir homojenlik vemerkeziyetçilik vardı. Osmanlı sultanlığının sözde egemenliğindeki Mısır’daözerkbirdevletkuranHidivhanedanınınemelleri,ülkeninbuyenivatanseverlikdüşüncesini belirlemesine yardım etmişti. Hidivler, ayrı bir milliyet ve devletolarak tanımlanacak, ayrı birMısır kimliği düşüncesini yayacak bir ideolojiyekarşı açık bir ilgi duyuyorlardı. Batılı anlamda birmillet ve ülke olarakXIX.yy’ın çok dilli ve çoğulcuOsmanlı İmparatorluğu yerine,Mısır’ı görmek çok

Page 283: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

daha kolaydı. Öte yandan bu kimliğin kabul edilmesi Mısır’da da çokyavaş;olmuş ve itirazla karşılaşmıştır. Bugün bileMısırlılar’ın tamamının tamolarakkabuletmişolduğusöylenemez.

Yüzyılınortalamadansonra,vatanseverliğinardındançokfarklıbirdüşünceolanmilliyetçilikgelmişvedahailerigitmiştir.BatıAvrupa’davatanseverlikiyihizmet görmüş, bir taraftan ülke ve devlet, öteki taraftan damillet tam olaraktanımlanmıştır. Ancak bu durum, Orta ve Doğu Avrupa’daki bölünmüşAlmanya, Avusturya-Macaristan’ın etnik çeşitliliği ve çarların “milletlerinhapishanesi” gibi farklı koşullara uyum sağlayamamıştır. Çünkü vatanseverlikbu koşullarda statükonun desteklenmesi anlamına geldiğinden, giderek artansayıdaki kişi açısından kabul edilemez oluyordu. Bu kişilerin günlükyaşamlarına, ülke ve statü yerine, dil, kültür ve ortak soydan gelişolaraktanımlananmilletdüşüncesidahauygundu.OrtaAvrupamilliyetçiliğinin,Batı’nın liberalvatanseverliğindendahaanlaşılabilir vekabul edilebilir olduğuOrtadoğugerçekleridebudüşünceyedahayakındı.

Ortadoğu’yagelenvatanseverlikvemilliyetçilikdüşüncelerinin,özgürlükçümuhalefethareketleriyle ilişkisibulunuyordu.Genelliklevatanseverlikvarolansiyasi düzeni pekiştirirken, milliyetçilik baltalıyordu. Vatanseverlere göreülkeninbağımsızlığıkabuledilmişbirgerçektiveözgürlükülkedeyaşayanlarındurumlarınailişkindi.Milliyetçileregöredevletbaskıcı,yabancıolabilirdi;ülkevemilletyabancıvebölünmüşbiryönetimaltındaolabilirdi;husapmalarınsonuvemillibağımsızlıklabirliğineldeedilmesi,özgürlükdemekti.

‘ Hıristiyan Avrupa’dan gelen düşüncelere daha açık olan ve kendileriniyöneten devletin yabancı bir despot olduğuna daha kolay inanan Müslümanolmayan kesim, bu yeni düşüncelerin etkisini ilk hissedenler olmuştu ve budurum yalnızca devletle sınırlı değildi. İmparatorluğun tüm OrtodoksHıristiyanları’nıeskirejimaltındabirleştirenRummilletiiçindeaynıdurumsözkonusuydu. RumOrtodoks Kilisesi’nin Helen olmayan taraftarları, XIX.yy’daüst makamlarının neredeyse tamamı etnik Yunanlılar’ın elinde olan diniotoritedenhoşnutdeğillerdi.İlkönceBalkanhalkları,sonradadahaazbaşarıylaSuriye’ninArapçakonuşanOrtodoksHiristiyanlarıkenditoplumişlerindedahaçoksözhaklarıvekendidiniörgütleriolmasınıistediler.Rummilletiniiçteniçeyıkan, bu yeni milliyetçi eğilimler, daha sonra da Osmanlı İmparatorluğu’nuyıkacaktı.

Batı’dangelenanietkilerekarşıOsmanlıveRusimparatorluklarıtarafından

Page 284: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

korunanveAvrupa’dandahauzaktabulunan İran’da,Batılıdüşüncelerinetkisiçokdahazayıfyavaşvegeçolmuştur.Şahlardasultanlargibifarklıdinvedilleriolan çeşidi azınlıkları yönetiyorlardı ama İran’da bu azınlıklarının rolleri,Osmanlıİmparatorluğu’ndakindençokdahaönemsizdivevarolantoplumsalvesiyasi düzen için Osmanlı’da olduğu gibi bir tehdit hiç olmamıştı.Müslümanolmayan azınlıkların sayısıOsmanlı İmparatorluğu'ndakine göre daha azdı, buazınlıklar daha az zenginlerdi ve daha çok baskı altındabulunuyorlardı. Zerdüştiler ile Museviler kültürel açıdan bütünleşmişlerdi,yalnızca Farsça konuşuyorlardı ve kökenleri İslamiyetten önceki çağlaradayanıyordu, ancak toplumsal ve hukuki açıdan tecrit edilmişlerdi ve siyasigüçleriyoktu.Ermeniler, tekbüyükHıristiyan toplumuyduvepekçokkonudadurumlarıZerdüştiveMusevi tebaadançokdaha iyiydi.Ancakonların tersine,İranlılar’danyalnızcadinleriyledeğil, sahipolduklarıaynetnik,dilvekültürelkimlikle de ayrılıyorlardı. İran’daki Müslüman olmayan toplulukların kendiiçlerinde belirli bir özerk düzenleri olsa da, Osmanlı İmparatorluğu’nunmilletleriylekarşılaştırıldığındabutopluluklarçokönemsizlerdi.

İlk bakışta,Müslümanların içindeki dini ve etnik azınlıkların daha önemliolduğu düşünülebilir. Küçük bir Sünni azınlığı ve yeni Bahai inancının dahaaktiftaraftarlardanoluşanbirazınlıkvardıamaSünnilersessizlerdi,diğerleridesıkı kısıtlamalar altındaydılar. İran nüfusunun yansından çoğu Farsçakonuşanlardan oluşuyordu, nüfusun geri kalanı da etnik azınlıklardanoluşuyordu.Bunlar,kuzeydoğudaTürkmenler,kuzeybatıdaAzerilerveKültler,güneydoğuda Beluciler, güneybatıda Kaşgaylar ve Araplar idi. Pek çoğunundilleri, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarının ötesinde, çarların Transkafkasya veOrta Asya sömürgelerinde konuşulan Türki dillerin akrabalarıydı. Ancakbu etnik farklılıklar Osmanlılar’dakinden daha az önemliydi. Bu azınlıklarıntümü Müslüman, çoğunluğu Şii olduğundan, sahip oldukları dini bağlılık vekültürelyakınlıkAvrupa’dangelenyenimilliyetçilikdüşüncelerindençokdahagüçlüydü.

Tüm bunlara karşın İran, yine de yeni düşüncelerden milliyetçilik olmasada,vatanseverlikdüşüncesinikabuletmeyedahauygundu.Arapdünyasınahalinegelen Mısır, Kuzey Afrika ve Mezopotamya halklarının tersine İranlılar,İslamiyetten önceki geçmişlerinin bilincini korumuşlar ve başarılarıyla gururduyuyorlardı.Geçmiştekianılar, tarihiolmaktançokefsaneviolduğuhaldeçokcanlıydı, sanat ve edebiyatta önemli bir yerleri vardı. Yine Arap dünyasınıntersine kendi dillerini korumuşlardı. Dillerini yazarken Arap alfabesini

Page 285: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kullanıyorlardı,Arapça’dan da pek çok sözcük almışlardı ama Farsça,Arapça’dançokfarklıbirdildi.

İranlılar,XVI.yy’da Safevi hanedanının ortaya çıkmasının ardından tek birmeşrutihükümdaraltındabirleşmişlerdi.Onlarıkomşularındanayıran şeyFarsdili ve kültürü, daha çok da Safeviler’in resmi, sonra da bölgenin hakim diniolan Şiilikleriydi. İranlılar’ın Şiilikleri, Sünni komşuları Orta Asya’nın İslamdevletleri, Afganistan, Hindistan ve Osmanlılar ile sürekli bir çatışmayaşamalarınanedenoluyordu. İran’ageçgelenvatanseverlikgeldiğindede,Şiiradikal hareketlerin Batı, modernlik ve laiklik aleyhtarı liderleri tarafındansempatiylekarşılanmıştı.

Seymour’unraporunagöre,9Ocak1853 tarihinde‘TümRusyalar’ınÇarı”St. Petersburg’da İngiliz sefiri Sir George Hamilton Seymour ile birkonuşmasında,Osmanlılariçinşunlarısöylemişti:“Elimizdehastabiradamvarve gereken düzenlemeleri yapmadan elimizden kayarsa çok yazık olur.”Seymour da hasta adama iyi davranılarak iyileşmesi için yardım edilmesigerektiğini,cerrahyerinebirdoktorungerekliolduğunusöylemişti.Yurt içindeve yurt dışında pek çok doktor bulunuyordu ve bunlar ara sıra anlaşmazlığadüşseler de hasta adamı iyileştirmek için bir miktar ilerlemişlerdi. Sakin vesabırlı olarak başarıya ulaşabilirlerdi belki de ama bunun için zamana da,sakinliğedesahipolamadılar.

Page 286: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

18.BÖLÜM

SAVAŞLAR

Osmanlıİmparatorluğuyıkılışınadekgeçenyüzyılıaşkınsüreiçeridekivedışarıdaki düşmanlarıyla savaşmıştır. XVI. yy başlarından itibaren MüslümanOrtadoğu’daki güç olmak ve aralarındaki sınırı belirlemek için İran’la yapılansavaşların sonuncusu 1821-23 yıllarında olmuştur. Sonucunda sınırlarkesinleşmiş ve ortak bir komisyon tarafından çizilmiştir. Netlik kazanmayanbirkaç sınır çizgisi de, Türkiye ve İran cumhuriyetlerinin doğu sınırı olaraksonraki yıllarda belirlenmiştir. Osmanlı ve İran’ın bölgedeki hakim güç olmamücadelesiherikiülkenindeyerlerinidışgüçlerebırakmalarıylasonaermiştir.Yaklaşıkolarakikiyüzyılboyunca,budışgüçlerinbazenbölgeiçinde,bazendedışında sürdürdükleri rekabet ve mücadele, bölgenin siyasi tarihine hâkimolmuştur.Osmanlı İmparatorluğu’nun yaptığı zorlu ve uzun süren savaşlar, burakipdışgüçlervehimayelerindekiyereldevletlerarasındaolmuştur.

İmparatorluğun içinde bulunan düşmanlarla da çok savaşılmıştır. Busavaşlardakarşılarındaki,kimileribağımsızlıkisteyenmilliyetçigruplarvetümüHıristiyanolanvedışarıdanyardımalangruplarbaşarıkazanmışlardı.Osmanlıpaşaları da İmparatorluktaki karışıklıktan yararlanarak valilikleri olduklarıillerde kendilerine özerk beylikler kurmak isteyerek isyan çıkarmışlardır.Mehmed Ali Paşa bunlar arasında en başarılı kişidir ve sözde Osmanlıegemenliğinikabulederek,Mısır’dayanbağımsızbirdevletehükmedenyenibirhanedankurmuştur.IrakveSuriye’de,dahaküçükvekısasüreliolarakböylebirözerkligesahipbaşkapaşalardaolmuştur.

Arap topraklarında yaşayan ama. Arap olmayan bu paşaların çoğunluğu,BalkanyadaKafkaskökenliTürkçekonuşanOsmanlılar’dı.YalnızcaikialandaArapçakonuşanliderlerbirtürbölgeselözerkliğesahipolmuşlardı.HıristiyanveDürzi yerel liderlerin bir beylik kurdukları, gelecekteki BüyükLübnan Cumhuriyeti’nin temeli olan Lübnan bunlardan biriydi. Yüzyılın

Page 287: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ortalarından itibaren, bu beylik ve etrafındaki Osmanlı yönetiminde bulunantopraklarbirArapkültürveekonomirönesansınaşahitolmuşlardır.

Arabistan yarımadası, özellikle de Osmanlılar, İran ve sonra da İngilterearasında tartışmalı durumdaki Körfez bölgesi Arap hareketlerinin diğer alanıolmuştur. XVIII.yy’in sonuna doğru bu rekabetlerin yerel ve bölgesel aşiretreisleri tarafından kendi lehlerine çevrilmesiyle büyük bir ölçüde özerklikkazanmışlardı. 1756 yılında baştaki Sabah ailesinin iktidarı ele aldığı Kuveyt(Hintçe kale sözcüğünün Arapça kısaltmasıdır) prensliği bunlardan enönemlisidir.

Vahabilik,OsmanlıdevletininmeşruluğunakarşıgelentekAraphareketidir.Necid’deki bir diri adamı olan Muhammed ibn Abdülvahab, bu hareketinkurucusudurveHz,Muhammed'ingerçekvesafİslamiyeti’negeridönülmesiniistemiş,onu çarpıtıp yozlaştıran yanlış ve kör inançlara, kötü uygulamalara veonları destekleyip koruyan rejimlere karşı çıkmıştır.Necid’de Dariye emiriMuhammed ibn el-Suud onu destekleyenler arasındaydı. Muhammed ibnAbdülvahab taraftarlarına öğretilerini ve ateşli silah kullanmasını öğrettiğinianlatan bazı metinler vardır. XVIII. yy ortalarından sonra dinin bu yenisavaşçılarıibnSuud’unaskeriyeteneğiyleArabistan'ınbüyükbirbölümünüelegeçiripSuriyeve Iraksınırlarınıbile tehditettiler.Diniarındırmaçabalan,Hz.Muhammed’inveondansonrakilerinzamanındaki İslamiyet’inortayaçıkışınınyenilenmesi olarak sunuluyordu. Ancak Osmanlı İmparatorluğu içindebulunduğu tüm sıkıntılara rağmen, o güçsüz halinde, Vahabi Suudi saldırısınıkolayca püskürterek Bizans ve Pers büyük imparatorluklarının aksine başarıkazandı.VII.yy’dasaldıranlardasavunanlardaaynısilahlankullanmışlardıveXVIII-XIXyy’daiseOsmanlılar’ıntoplarıvardı.

OsmanlıordularınınisyancıBedevilerinüstesindengelebilecekolangüçleri,Avrupalılar’ıkovacakkadargüçlüdeğildi.Dışgüçleriniçisyanlarakarışmalarıdadış savaşlara yol açmıştı.Diğer dış savaşların nedenleri yabancı devletlerinarasındaki rekabetti. Rusya ile 1808-1876 yılları arasında dört defasavaşanOsmanlılar, tümündedetoprakkaybetmiştir.Batılılar’ınmüdahalesiyleRuslar kazandıklarının bir bölümünden vazgeçmeselerdi Osmanlı’nınmağlubiyetiçokdahakötüolurdu.

Bu müdahaleler, Osmanlı gerilemesinin, diplomatlarca “Doğu Sorunu”olarak adlandırılan duruma gelmesi gibi önemli bir değişikliği göstermektedir.DolayısıylaimparatorluğunayaktakalmasıyalnızcaOsmanlıordularınınbaşarılı

Page 288: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olamayan inatçı savunmalarıyla değil, bu yeni müdahalelere bağlı olarakdagerçekleşmiştir.Avrupadevletleri,Ruslarınyayılmasındanendişeduyuyordu.Diğer taraftandaOsmanlıdevletibu rakipleri tanıyıpeldeettikleri fırsatlardanfaydalanmaolanağıkazanıyordu.

Osmanlılar 1699 yılında,Viyana’dan ikinci ve son kez çekildiklerinde, biryenilginin ardından imzaladıkları ilk antlaşmayla ülkelerinin, Avusturya’nınilerlemesinden duyduğu endişeleri taşıyan İstanbul’daki İngiliz ve Hollandasefirlerinin düşüncelerinden ve yardımlarından yararlanmışlardı. XIX. yüzyılsüresince diplomatikmüdahale kadar, askerimüdahale de olağan durumdaydı.Fransız!adakarşıİngilizler,devrimveNapolyonsavaşlarısırasında,dahasonradaRuslar’akarşıFransızlar,Türkler’eyardımetmişlerdi.Prusyalıbirarabulucu,1829 yılında zafer kazanmış Rusları şartlarını yumuşatmaya ikna etmişti,Osmanlı müttefikleri olarak İngiltere ile Fransa, Kırım Savaşı’nda Rusya’yakarşıomuzomuzasavaşmışlardı.İngilizdiplomatikmüdahalesiile1878yılındaOsmanlı askeri yenilgisinin siyasi sonuçlan daha ılımlı hale getirilerek,imparatorluğun yıkılışı bir sonraki yüzyıla ertelenmişti. Bu sırada da, hastaadamın mirasından bir ön pay alan Batılı müttefikler, Osmanlı eyaletlerinidoğrudan yönetmek yerine daha uzak topraklardaki yerel yönetimleri elegeçirmişlerdi.

İranlılar da XIX.yy’da ve XX.yy başlarında, Osmanlılarla aynı tehditlerlekarşıkarşıyakalmışlardıve işleriçokdahakolayolsada, tehlikeliydi.Kısabirsüreliğinedeolsaîranlılarda,Napolyon’unşahayardımiçin,kuzeydeRuslar’akaptırılan toprakları geri almak ve güneyde Hindistan’da İngilizîer’esaldırmaküzere1806-1807yıllarındaTahran’abirheyetgöndermesiyle,Avrupamücadelesine karışmış oldular. Fransızlar’ın bu ilgileri,Tilsit’te 1807 yılındaimzalanan Fransız-Rus barışının ardından yok oldu. İngilizler ile Ruslaroldukları yerlerde kaldılar. İran tarihi bir yüzyılı aşkın bir süre Asya’daki enbüyükikiAvrupaimparatorluğununrekabetialtındageçti.

Rusya,yerelhükümdarlarınveşahınaleyhindeeldeettikleritopraklarlaönceHazar Denizi’nin batısında, sonra da doğusunda, İran'ın kuzey komşusu oldu.Hindistan’dagüçlenenyönetimiyledeİngiltere,İran’ıngüneydoğusınırınakoşuoldu ve etkinliklerini de daha ötelere götürdü. Rus birliklerinin güneye doğruilerlemesiyle Tahran’da Rus etkisinin artması sonucunda bu ilerlemeyiimparatorluk çıkarlarına bir tehdit olarak gören İngilizler, Rus yayılmasınıdurdurmaküzerekendiyayılmalarınıgenişletmeyeçalıştılar.

Page 289: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Fransızlarçekildi.AlmanlardaI.DünyaSavaşı’ndamüttefikleriolanakadarOsmanlı topraklarında görülmediler. O zamana kadar Osmanlılar’ın aksineİranlılar, güneyde İngiltere ve kuzeyde Rusya olmak üzere yalnızca ikiimparatorlukdevletiylekarşıkarşıyakaldılar.

Bazı açılardan İranlılar’ın durumlarıOsmanlılar’dan daha iyiydi.Özelliklede Ermenistan topraklarını Ruslar ele geçirdikten sonra, dini azınlıkları artıkönemli olmayacak derecede azalması ve daima İran devletine boyun eğmemişolan etnik azınlıkların da yeni bir devlet yaratmak ya da başka bir devletlebirleşmekistemektenvazgeçmesi,İranaçısındanoldukçabüyükavantajlardı.

Şahlar, silahlı kuvvetlerini, zorunlu olarak yönetim ve eğitimlerinimodernleştirmek ve merkezileştirmek; iletişim alanında modem bir altyapıkurmak ya da başkalarının kurmasına izin vermek; asgari ölçüde gerekenBatıteknikveyöntemlerinibenimsemekvekendilerineuydurmak,bunuyaparkenderakip imparatorluk güçlerini birbirlerine düşürerek bağımsızlıklarını korumakgibibazıpolitikalarındaOsmanlısultanlarınıörnekalmışlardı.

Nevarki,İranlılargerekiç,gerekdedışpolitikalardaOsmanlılar’dandahaazbaşarıeldeetmişlerdir.İranlılar’ınaskerivesivilreformlarıdahaazayrıntılıolmuştur.Merkezileştirmeönlemleri bölgeve aşiret tavırlarıylagecikmiş, kimizaman da engellenmiştir. Dolayısıyla da rakip imparatorlukların ilerlemeleriniengellemeamaçlarınaulaşamamışlardı.

Rus baskısı genellikle askeri olmuştu, Rus fetih ve ilhak aşamaları daantlaşmalarlayasallaştırılmıştı.İngiltere,anlaşmaveödünlerlebelirlenmişdahaçok ekonomik ve diplomatik bir nüfuz elde etmişti. Ancak her iki devlet debirbirlerinin yöntemlerini gözardı etmemişlerdi. Kimi zaman İngiltere İran’aisteklerini yaptırtmak için Hindistan’dan İngiliz askerleri getirtiyordu. Rus işadamlarıvediplomadandaRusetkinlikleriniartırmayaçabalıyorlardı.İngilizler,İran’da1864yılındaHindistan’la iletişimhattınınbir parçası olarak ilk telgrafsistemini kurdular. 1872 yılında da bir İngiliz şirketine Reuter İmtiyazı ileİran’ın maden kaynaklarını geliştirme, telgraf hattı ve bir banka kurma vedemiryolu inşa etme hakları verildi. Karşılık olarak İran gümrük gelirlerigösterildiama İranhükümetibu imtiyazı,hemşiddetliRusmuhalefetihemdepratikzorluklaryüzündeniptaletti.

Ruslar’ın bir başarısı da 1879’da Rus eğitimi almış, Rus silahlarıyladonanmış ve kısmen Rus subayları emrindeki Kazak Tugayı’nın sözde şahınmuhafızları olarak kurulmasıdır. Ruslar’ın Orta Asya'da ilerlemeleri Kuzey

Page 290: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İran’daki güçlerini sağlamlaştırarak güneye doğru ilerlemelerinde bir üsolmuştur.İngilizler’e1901’deverilenpetrolimtiyazıRuslar’ınilerlemesindevebaşarısındatekönemliistisnadır.

1905’te yalnızca İran’la sınırlı kalmayan tüm bölgede önemli olan birdeğişiklik gerçekleşti. Rus-Japon Savaşı’nda Rusya'nın ağır bir şekildeyenilmesi,AvrupalıbirimparatorlukdevletininbirAsyamilletikarşısındakiilkyenilgisi olmuştur. Bu yenilgi Rusya’da önemli sorunlara neden oldu, 1905yılının Ekim ayında temsili ve parlamenter hükümeti öngören bir anayasayapılması gerekti. İran dersini almıştı, çarların despotluğu yenilgiye uğramıştı.1889 yılında kendileri bir anayasa yapan Japonlar zaferi kazanmışlardı. Buörneği izleyen Ruslar da liberal demokrasinin gücünü ve etkinliğinigösteriyorlardı.

1905 yılının Aralık ayında İran anayasal devrimi başladı. Mücadelelerdensonra,ilkMeclis1906yılıEkimayında,Tahran’datoplandıveşahınimzaladığıanayasayı hazırladı.Bu sırada uluslararası durumda İran aleyhine değişiklikleroldu. Rusya ile İngiltere, Almanya’nın güçlenmesinden korktukları için, 1907yılınınAğustosayında İran’ıkuzeydeRus,güneyde İngiliz etki alanınaalacakve ortada iki devlete açık bir kuşak oluşturacak bir anlaşma yaptılar. Bununsonrasındaİran,şahilemeclis,gericilerileliberallerveRusileİngilizçıkarlarıarasındabirmücadeledöneminegirdi.Savaş1914yılındabaşladığındaRuslardaKuzeyİran’ıişgalebaşladılar.

DahaiyikoşullardabaşlayanOsmanlı1908anayasadevrimi,yenibirçağınbaşlangıcım müjdeliyordu. Sultan Abdülhamid’in despotluğuna son verilmiş,otuz yıl önce rafa kaldırılmış olan anayasa tekrar yürürlüğe girmiş ve özgürseçimler ilan edilmişti. Birbirleriyle kucaklaşan Türkler, Ermeniler,Müslümanlar,HıristiyanlarveMuseviler,yenibirkardeşlikveözgürlükçağınınbaşladığını müjdeliyorlardı. Türk tarihçisinin 1940 yılında yayınlanan birkitabındabudevrimleilgilişöyledenilmiştir:“Dünyadabunungibiumutvericive yine bunun gibi umutların bu kadar çabuk boşa çıktığı çok az hareketolmuştur.”1

Jöntürk Devrimi’ni ileriye doğru önemli bir adım olarak gören OsmanlıHıristiyanları ile Avrupa devletleri, onun kendi planlarına müdahale etmesineizin vermediler ve tam tersine, kaçırılmayacak bir fırsat olarak gördüler.Avusturya-Macaristan, Bosna ve Hersek! ilhak etti. Bulgaristan bağımsızlığınıilan etti. 1896 Yunan-Türk Savaşı’nın ardından imparatorlukta özerk statü

Page 291: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

verilmiş olan Girit de Yunanistan’la birleştiğini ilan etti. 1909 yılında karşıdevrimcibirisyankanlıbirçarpışmaylabastırıldı.

İtalyanlar’ın Trablus’a saldırmasıyla 1911 yılının Eylül ayında yeni birsavaşlar dizisi başladı. Bu sırada Mısır’dan Fas’a kadar bütün Kuzey AfrikakıyılarıİngilizyadaFransızdenetimin-deydi,yalnızcaikiOsmanlısancağıolanTrablusgarp ve Bingazi kalmıştı. İmparatorluk oyununa daha sonra dahil oluphasta adamın topraklarında bir köprübaşı tutmak isteyen İtalya, Avrupadevletlerinden izin alarak bir kara ve deniz harekâtı başlattı. Ancak KuzeyAfrika’da beklenmedik derecede güçlü bir Osmanlı direnişi ve yerel direnişlekarşılaştı. Ne var ki, aynı yılın. Ekim ayında daha yakın yeni bir tehditlekarşılaşanOsmanlılarbudirenişesonvermekzorundakaldılar

18Ekim1912tarihindebaşlayanI.BalkanSavaşı,30Mayıs1913tarihindeson buldu. Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan gibi Balkanlı müttefiklerOsmanlılar’dan büyük topraklar elde ettiler. Arnavutluk da bağımsız devletlerarasına girdi. 1913 yılının Haziran ve Temmuz aylarında yapılan II. BalkanSavaşı’ndaOsmanlılarkaybettikleritopraklarınbirbölümünüveözellikleMeriçırmağına dek Edirne’yi geri alma şansını elde ettiler ve burası da bugünküTürkiye’ninAvrupa’dakisınırıoldu.

Tüm bu zorluklara karşı büyük umutlarla kurulan Jöntürkler demokrasisisarsıldı ve 1913 yılınınOcak ayındaki bir darbeyle askeri bir diktatörlük başageçti. Sonraki yıl, Jöntürkler Merkezi Devletler tarafında bir dünya savaşınakatıldılarveOsmanlılarbuölümünesavaştagelenekseldostlarıiledüşmanlarınıkarşılarındaittifakhalindebuldular.

Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük devletler arasında yer alarak, büyük birdevlet olarak yaptığı son savaş Birinci Dünya Savaşı idi. İki AlmankruvazörününeşliğindekiTürksavaşgemileritarafından,1914yılınınEkimayısonunda Ruslar’ın Odessa, Sivastopol ve Theodosia limanları bombardımanatutuldu.Halifesultantarafındanonavemüttefiklerinekarşısavaşaçanherkesecihad ilan edildi. İngiltere, Fransa ve Rusya başlıca üç müttefikti ve KuzeyAfrika,OrtaAsyaveHindistan’daçokbüyükMüslümannüfuslarıbulunuyordu.TürklerveAlmanmüttefikleri,buMüslümanhalklarıncihadçağrısınakarşılıkefendilerine başkaldıracaklarını düşünmüşlerse de bu olmamıştır. OsmanlılardoğuvegüneysınırlarındaimparatorlukRusyasıveİmparatorlukİngilteresi'ningüçleriylekarşıkarşıyakaldılar.

Türkler savaşın başlarında başarılı oldular ve 1914 yılının Aralık ayında

Page 292: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

DoğuAnadolu’da saldırıyageçtiler. 1878yılındaRusya’yabağlananKars’ıvebir süreliğine yine Ruslar’dan İran'ın Tebriz şehrini aldılar. 1915 yılı başında,Osmanlı birlikleri Filistin’den Sina çölüne girdiler ve İngiliz işgalindekiMısır’daSüveyşKanalı’nasaldırdılar.

Osmanlılarınbubaşarılarıkısasürdü.DoğudaRuslarbüyükbirgüçlekarşısaldırıya geçtiler ve yerel halkın da yardımıyla girdikleri Van’a bir süreliğinehâkim oldular. Türkler tarafından Süveyş Kanalı’na düzenlenen saldırılan, osıradaHindistan’danBasraKörfezi’ne bir birlik gönderen İngilizler püskürttü.22 Kasım 1914 tarihinde bir Osmanlı limanı olan Basra bir İngiliz birliğinceişgal edildi. Öncelikli amacı İran’dan gelen petrol boru halimi korumak olanİngilizler,builkbaşarılarındansonradahabüyükplanlaryapmayabaşladılarve1915 yılında Dicle ve Fırat nehirlerinde bazı yerleri ele geçirerek kuzeye,Bağdat’adoğruilerlediler.

Osmanlılar da bu sırada başkentlerinin çok yakınında daha tehlikeli birsaldırıylakarşılaşmışlardı. 1915yılınınŞubat ayındaÇanakkalebölgesindebirdeniz harekâtı başlatan İngilizler Limni adasını işgal edip orayı bir üs halinegetirdiler. Boğazlar’daki Osmanlı savunma hatlarını yarmayı ve Karadeniz’deRuslarla birleşmeyi amaçlayan İngiliz ve Avustralya birlikleri ilkbahar ve yazsüresince Gelibolu yarımadasına çıkartma yaptılar. Ancak 1915 sonu ve 1916başmdaişleriyolundagidenOsmanlılar,Ruslar’ıVan’dançıkarıp,İngilizler!deIrak’ta yendiler. Sonra da SüveyşKanalı’na ikinci bir saldırıya giriştiler. 1916başındaki büyük bir savaşta ağır kayıplar veren İngiliz ve AvustralyalılarGelibolu’dan çekilerek Boğazlardan geçme girişiminden vazgeçtiler. Ancaksonuçta müttefiklerin üstün gücü galip oldu. 1917 Rus Devrimi’nden sonraDoğu’daki baskı azalmış olsa da, güneyden gelen İngilizler’i durdurmakmümkünolmadı.

Osmanlı İmparatorluğu halkının büyük bölümü, tüm bu mücadele vekarışıklık ortamında, etnik ve dini kimliklerini gözardı ederek, devletebağlılıklarını korumuşlardır. Yalnızca Anadolu’daki Ermeniler ve Hicaz’dakiAraplar arasında bu durumun istisnaları olmuştur. Ermeniler ve Araplar’ın daçoğunluğu kanunlara karşı gelmeyen, barışçı insanlardı ve erkekleri sultanınordularında hizmet ediyorlardı. Ancak bu iki grubun bazı milliyetçi liderleri,savaşıOsmanlıyönetimindenkurtulupmillibağımsızlığıeldeetmefırsatıolarakgörüyorlardı. Bunun sultanın düşmanları olan Avrupalı devletlerin yardımıylaolacağı açıktı. Ruslar 1914 yılında dört ve 1915 yılında beş büyük Ermenigönüllü birliği kurdular. Başlangıçta Rus Ermenistanı’ndan olan bu birliklerde

Page 293: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

aralarında asker kaçağı ve tanınmış kişiler olan Osmanlı Ermenileri debulunuyordu. Osmanlı parlamentosunun eski bir Ermeni üyesi birliklerdenbirininkomutanıydı.ÜlkedekiçeşitlibölgelerdeErmenigerillaçetelerifaaliyetebaşladılarveErmenihalkıAnadolu’daVanveKilikya’daZeytunşehirleribaştaolmaküzereayaklandı.

1915 yılı ilkbaharındaErmeni isyancılarVan’ın denetimini ele geçirdiklerisırada, İngilizler Çanakkale’ye girmişler, Ruslar da doğudan saldırıyorlardı.Diğer bir İngiliz birliği de Bağdat’a doğru ilerliyordu. Osmanlı hükümetince,Anadolu Ermeni nüfusunun sürülmesine ve başka yerlerde iskânına kararverildi.Bölgedebunabenzersertuygulamalardahaöncekiçağlardadaolmuştur.Katolikler,Protestanlar,demiryolu işçilerive silahlıkuvvetlerdekibazıErmenigrupları ve aileleri bu sürgünün dışında tutuldular. Anadolu'daki Ermeniler’inçoğunluğuvetehlikelibölgelerleşüpheligruplarındışındakilerbile,sürgüneveonunölümcülsonuçlarınadahiledildiler.

Sürgünlerde büyük zorluklar yaşandı. Savaş halindeki imparatorlukta insangücüeksikolduğundan,yeterliaskervejandarmabulunmadığıiçinyerelhalktanseçilengruplara sürgünlereeşliketmegöreviverildi.Sayılarıkesinolmamaklabirlikte yüz binlerce Ermeni’nin açlık, yorgunluk, hastalık ve hava koşullarınedeniyleöldüğübilinmektedir.Yerelaşiretleryadaköylüler,kendilerineeşliketmekiçinparaalmayan,açlıkçekenvedisiplinsizmuhafızlarlaişbirliğiyapanköylülervemuhafızlartarafındandaçok.sayıdaErmeniöldürülmüştür.

Bu aşırılıkları engellemek içinOsmanlımerkezi hükümetinin bazı çabalarıolmuştur.Arşivlerde yüksekOsmanlımakamlarının Ermeniler’e karşı şiddetincezalandırılması ve engellenmesi için telgrafları ve sürgünlerde işlenensuçlardanyargılananve hükümgiyen, kimileri de ölümcezasına alan bin dörtyüzkadaraskerimahkemekaydıbulunmaktadır.Ancaktümbuçabalarınetkisikısıtlıolmuş,Ermenilerlebirzamankibarışçıkomşularıarasındayıllardırbirikenetnikvedinianlaşmazlıklaryüzündendurumdahakötübirhalalmıştı.İstanbulve İzmir, sürgünden bağışık tutulurken, çoğunluk Osmanlı Suriye veMezopotamyası’nasürülmüştür.

Osmanlı yönetimine karşı Arap isyanı daha iyi planlama, zamanlama vedestekle yapılmıştı. Ermeniler Müslüman çoğunluk arasında Türkiye’ninortasında yaşarlarken, Arap isyanı yarı özerk Hicaz eyaletinde başlamıştı.Buradaneredeyse tamamıMüslümanolanAraplarvardı. İslamiyet’inenkutsaliki yeri olan Mekke ile Medine buradaydı ve bir Arap hükümdarı olan Şerif

Page 294: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Hüseyin baştaydı. Bölge Osmanlı güç merkezlerinden uzakta ve Mısır’dakiİngilizler’e yakındı. Arap isyancıların İngilizler’e sunacakları faydalı şeylervardı. Şerif, gizli ve uzun görüşmelerin ardından 1917 yılında Hicaz’ınbağımsızlığını ve sonra da kendini. “Araplar’ınKralı” olarak ilan etti.Bunlarıdestekleyen İngiliz hükümeti, daha önce de Hüseyin’e yazdıkları mektuplardaçokaçıkolmasadabirArapbağımsızlığındansözetmişti.

Müslüman tebaaları üzerindeki otoritelerini sürdürmek isteyen İngiliz veFransızlar için birkaç bin Bedevi başıbozuk, düzenli ve büyük ordular içindeaskeri önemi taşımıyordu ama Türkler’e karşı savaşan Arap ordusu ve kutsalyerlerinkoruyucusununOsmanlısultanınavesözdecihadınakarşıçıkmasıçokönemliydi. Arap isyanının zamanlaması, Osmanlı ordularının Arapeyaletlerindençekilmesinerastlamıştı.Araplar’ınseçtiklerikoruyuculardanyanadaha şanslı olmaları belki de en önemlisiydi. Ruslar’ın yaptığı gibi, İngilizlerkendi ülkelerinde bir devrimle uğraşmıyorlardı ve askeri destekverebilirlerdi. Siyasi vaatlerinin tutulması farklı bir konu olsa da, en azındanArapisyancılarıOsmanlımisillemesindenkurtarmışlardı.

1916 yılı sonunda İngiliz birlikleri, Mısır’dan Osmanlı Filistini’ne doğruilerlerken, bir diğer İngiliz birliği de Irak’a çıkarak kuzeye doğru ilerlemeyisürdürdü.İngilizgüçleri1917yılıilkbaharındaBağdat’ıveFilistin’deGazze’yialdılar. 1917 yılı Aralık ayındaKudüs’ü, 1918 yılı Ekim ayında da Şam’ı elegeçirdiler. 29 Ekim 1918 tarihinde, üç günlük ön görüşmenin ardından, birOsmanlı heyeti Limni Adası’nın Mondros limanı açıklarındaki İngilizÂgamemnonzırhlısınagittivesonrakigünateşkesimzalandı.

I.Dünya Savaşı, ilerleyen Batı karşısında İslam ordularının çekilmeleriylesona erdi ve resmen tarafsız olan İran yabancı askerler tarafından işgal edildi.Osmanlı topraklarında, daha önceki Kirim Savaşı gibi, bu sonuncu savaş daAvrupa ile yakınlaşmayı yoğunlaştırarak yaşanacak değişimleri hızlandırdı.KırımSavaşı’nıntersine,savaştanyenilgiyleçıkılmış,AraptopraklanİngilizveFransızlar’abırakılmıştı.Türkler,zaferkazanmışdevletlereyalnızcaAnadolu’dameydan okuyarak verdikleri mücadelenin ardından bağımsız TürkiyeCumhuriyeti’nikurdular.

Avrupa tarihinde 1918-1939 yılları savaşlar arası dönem olarakadlandırılmasına karşın, kimilerine göre de bu yıllar, aynı savaşın iki aşamasıarasındakiuzunbirateşkesyıllandır.AncakOrtadoğuaçısındanherikiaçıklamada yeterli değildir.Bölge tarihinde bu yılların bir ara dönemya da bir cerrahi

Page 295: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

müdahale gibi değerlendirilmesi daha anlaşılır olacaktır. Bu dönem, Ortadoğuaçısından hem iki dünya savaşı hem de onların arasındaki huzursuz banşyıllandır.

Ortadoğu’nun büyük bir kısmında dört yüzyıldan beri süren eski düzeninçöküşü, daha doğrusu ortadan kaldırılması bu dönemin başlangıcı olmuştur.Osmanlılar kendilerinden öncekilerin çalışmaları üzerine ayakta kalabilen birsiyasi yapı ve işleyen bir siyasi düzen kurmuşlardı. Geliştirdikleri oldukça iyianlaşılan siyasi kültürde, yer alan her grup ve birey, durumlarını, sınırlarını,güçlerini,enönemlisidenealıpvereceklerinivekimdenalıpkimeverecekleriniçok iyi biliyordu. Osmanlı düzeni zor zamanlarda da’ birçok zorluğa rağmenişlemeye devam ediyordu. Hıristiyan tebaasının çoğunluğunun onayını vebağlılığımkaybetmiş olsa da,Müslümanhalkın çoğunluğumeşruluğunukabuletmeyedevamediyordu.Osmanlıdüzenisonyüzyılıiçindekendinegelmeyevdüzelmeye başlamıştı ama I.Dünya Savaşı’na girilmesi ve imparatorluğunsonunungelmesiylebugelişmekesilmişti.

XVIII. yy sonunda General Bonapart’ın ordusuyla Mısır’a gitmesi,Ortadoğu'dakiolaylarınseyrinietkilemişveAvrupalıbüyükdevletlerinçıkarları,eylemleriveamaçlarıylakimizamankrizlerçakmıştı.EnsonundaOsmanlılar’ınçekilmesiyle yerlerine bölgenin hâkimleri olarak Batılı devletler geçince,imparatorlukrekabetlerideyenivedahadoğrudanbirdurumageldi.

Sözkonusurekabetlerinüçdönemivardır.İlkdönemde,bölgebüyükorandaİngilizler ve Fransızlar’ın elindeydi ve ikisi arasındaki mücadele uluslararasıilişkilerin başlıca konusunu oluşturuyordu. İkinci dönemde,1930’lar ve1940’lardaki İngiliz-Fransız hakimiyeti önce Faşist İtalya’dan, sonra da NaziAlmanyası’ndan yeni tehditlerle karşılaştı. Üçüncü dönemde, yani II.DünyaSavaşı'nda Almanlar ve İtalyanlar bertaraf edildiler. Sonrasında da güçlerinikaybeden Fransa ve İngiltere hakimiyetlerini de kaybettiler. Bu gelişmelerinardından, yeni bir mücadele daha uzaktaki yabana devletler olan SovyetlerBirliğiileBirleşikDevletlerarasındabaşladı.

OrtadoğusahnesiI.DünyaSavaşısonaerdiktensonra,savaşındumanlarıvediplomasininsisleriyokolunca,meydanagelmişolanbüyükdeğişikliklerortayaçıktı. Bazı değişiklikler, Doğu ve Batı Avrupa imparatorluklarınınhakimiyetindekiinsanlarayeniumutlarvermişti.Rusya’dakidevrim,sonrasındadamerkeziotoriteninazalmasıOrtaAsyaveKafkasyaötesi topraklardaliberalmilliyetçiMüslümanrejimlerininkurulmasınanedenoldu.Güneydeiseİngiltere

Page 296: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ve Fransa hakimiyetleri altına giren Arap halklarına önce özerklik, sonra dabağımsızlıkvaatediyordu.KuzeyAfrika’damilliyetçiliderlerin1918yılıKasımayında ilan ettiği Trablus cumhuriyeti, İtalya tarafından da bir süreliğinetanımıştı.

Ne var ki, kısa bir süre içinde bu umutlar hayal kırıklığıyla sonuçlandı.Kızılordu’nunOrtaAsyaveKafkaslar’dakigirişimleriveMoskova’nındenetimitekrar ele geçirmesiyle bağımsızlık deneyimleri son bulan bu ülkelerin tümüRusya'nın yörüngesine yerleştirildiler. Yerel hükümdarlarını deviren -Trablusgarp ve Bingazi’deki İtalyanlar da kendi otoritelerini hâkim kılarakİtalyansömürgelerioldularve1934yılınınOcakayındaLibyaadınıaldılar.

BarışanlaşmalarıGüneybatıAsya’daAraplararasındauyandırılanumutlarıtatmin etmemiş ama boşa da çıkarmamıştı. Verimli Hilal, İngiltere ve Fransatarafındanöncekisömürgeleryerine,yenisınırlanveadlarıolanyenidevletlerebölündü ve bağımsızlık hazırlıktan için Milletler Cemiyetinden yetkialındı.Sonradayenidevletlerkendilerineuygunmodellerde rejimlerkurdular.Önce Mezopotamya, sonra da Irak olarak bilinen doğudaki devlet İngilizMandası altında Şerif Hüseyin’in oğlu Kral Faysal yönetiminde bir monarşihalinegeldi.SuriyeveLevantolarakbilinenbatıdakidevletinkuzeyi ileortasıFransız Mandası’na, Filistin olarak adlandırılan güneyi de İngilizMandası’na girdi. Manda altındaki bu iki devlet kendi içlerinde topraklarınıböldüler.FransabirçokkezdenemesininsonucundaLübnanveSuriyeadınıalaniki cumhuriyet kurdu. Bölgelerini ikiye bölen İngilizler ise, doğuda ŞerifHüseyin’in diğer oğlu Abdullah’ın başına geçtiği Trans-Ürdün adım alan birArap emirliği kurdu; batıda Filistin adını alan Ürdün’ün yönetimini ellerinealdılar.

Arabistan’da daha-farklı bir durum vardı. Güneybatıdaki İngiliz kolonisiAden ve büyük bölümü İngiliz denetimindeki Basra Körfezi şeyhlikleri hariçyarımadanın çoğunluğu bağımsızdı. Vahabi öğretisinin ikinci seferinde dahabaşarılı olması sayesinde Suud Hanedanı’nın başa gelmesi, bu bölgedekien önemli gelişme oldu. 1914’te savaşın başladığı sıralarda hanedanın başındaolan Abdülaziz ibn Suud Doğu Arabistan’a kadar hâkimiyetini genişletti veTürkler’e karşı ihtiyaç duyduğu yardım için İngilizlerle ilişki kurdu. Savaşbitince de fetihlerini sürdürerekKuzey veGüneyArabistan’da yeni yerler elegeçirdivebuülkelerinhükümdarlarısürgünegönderdi.

İngiltere’nin Doğu ve Güneydoğu Arabistan’a ilişkisinden haberdar olan

Page 297: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

AbdülazizibnSuud,doğudabululanprensliklereveşeyhliklerekarşıhiçbirşeyyapmayıp yalnızca iki önemli rakibinin kaldığıBatı veGüneybatıArabistan’akonsantreoldu.Burakipler,Türkler’ekarşıolanArapisyanınınkahramanıŞerifHüseyin’in Hicaz Krallığı ile yarımadanın güneybatı köşesindeki Yemenİmamlığıidi.

1924 yılında ibn Suud, Hicaz’a karşı harekete geçti ve 1925 sonundaMedine,MekkeveCidde’yialdı.KralHüseyinoğluAli’ninbaşageçmesi içintahttançekilmişti.AliülkeyiterkettiveibnSuud8Ocak1926tarihindeHicazKralı ve Necid Sultanı ilan edildi. Krallığın adının Suudi Arabistan olarakdeğiştirildiği 1932 yılının Eylül ayına dek ibn Suud unvanını korudu. Bugelişmelerinardındanbarışçısüreçbaşladı.İbnSuud,İran,Irak,TürkiyeveuzuntartışmalarınardındandaÜrdüniledostlukanlaşmalarıyaptı.

1934 yılındaYemen ile yeni bir savaş patlak verdi. İbn Suud, askeri zaferkazanmalarına rağmen, İngilizler’in arabuluculuğuyla barış anlaşmasıimzalamak zorunda kaldı. Sınırlarında bir düzenleme elde ederken, Yemen’inbağımsızlığıdakorundu.

Yüzlerce yıldır bölgedeki hakim güç olma mücadelesi veren Osmanlıİmparatorluğuveİran,1918sonundakendibağımsızlıklarınıkaybetmeriskiylekarşılaşmışlardı. Yenilgiye uğramış olan Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentiişgaledilmiş,topraklarıdazaferkazanmışolandüşmanlarıveuydularıarasındapaylaşılmayabaşlanmıştı.İran,sözdetarafsızolduğuhalde,çarpışandevletlerinsavaşalanıhalinegelmişti.Almanlar,Türkler,Ruslarveİngilizler,bağımsızİrandevletini hiçe sayarak İran-topraklarında faaliyederini sürdürmüşlerdi. Batı’nınyükselengücükarşısında,onlariçindeötekiAsyaveAfrikaülkelerininkaderinipaylaşmaktanbaşkakurtuluşyoktu.

Sonuçta ikiülkedebukaderlerini farklı şekillerdedeğiştirebilmişlerdir.Budeğişim, 1919 yılında, ileride Atatürk adım alacak olan Türk subayı MustafaKemal’inAnadolu’daki düşman işgaline karşı başlattığı ve başında bulunduğudireniş hareketiyle başladı. Şaşırtıcı zaferlerinin sonucunda işgalcileri kovarak,zafer sahibidevletler tarafındanpadişahınhükümetinezorlakabulettirilmişveağır şartlar getirmiş olan barış antlaşmasını iptal etti. Padişahın hükümeti yenigüce katılmayı kabul etmeyince, padişahlığı kaldırarak cumhuriyeti ilan etti.Atatürk’ün başında bulunduğu cumhuriyet ile geniş ve kapsamlı birmodernleşme ve Müslüman dünyasında benzeri görülmeyen laikleşme sürecibaşladı.

Page 298: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İran’dada1919yılında,İran'ın toprakbütünlüğüvebağımsızlığını tanıyan,yanı sıra da etkin bir İngiliz üstünlüğü sağlayan İngiliz ve İran anlaşması sonbuldu. Anlaşmayı kanunlaştırmak üzere toplanan İran parlamentosundan onayçıkmadı. Rusya’nın Kuzey İran’da Bolşevik kisvesi altında tekrarortayaçıkmasıyladurumdahakarmaşıkbirhalaldı. İranKazakTugayısubayıRıza Han, anarşi döneminin ardından 1921 yılının Şubat ayında iktidarı elegeçirerekbirdiktatörlükkurdu.1925yılındada şahı tahttan indirdivekendinişah ilanederek iktidarınıgüçlendirdi.SonralarıPehleviadınıalanRızaŞah’ın,hanedanı,İranİslamDevrimiileyıkılanadek1979yılınakadardevametti.RızaŞah da Atatürk’ün yaptığı gibi modernleşme ve merkezileşme politikasıuyguladı. Ancak Atatürk’ün yaptığı gibi din ile devlet ilişkisini ayırmayıdenemedi.

Ortadoğu’daki yalnızca üç bölgede ayakta kalan bağımsız Müslümandevletler olmuştu. Bir süre sağlam görünen İngiliz ve Fransız egemenliğini,yalnızca iki devlet arasındakimücadeleler tehdit etti.Nevar ki, budevletlerinOrtadoğu’da egemenlik kurma istekleri iki dünya savaşı arasında azalmayabaşlamıştı. Ekonomik olarak güçsüz olmaları ve isteksizlikleri nedeniyle,kendilerinden önce imparatorluk kuranların sahip oldukları irade gücüne sahipdeğillerdi.

Her ikidevletinartankararsızlığı, tebaahalklarındayenibir isyan ruhununortaya çıkmasına yol açtı. Yüzyılın başlarında Rusya’yı yenerek anayasaldemokrasi ile sınai modernleşmenin canlandırıcı özelliklerine sahip olduğunugösteren Japonya’dan sonra, Türkler de galiplerin dayattığı anlaşmalardankurtularakmilliyetçiliğinfaydalarınıgörmüşlerdi.AsyaveAfrika’dailkbaşarılımilliyetçi devrimi kazanan Mustafa Kemal komutasındaki Türk ordularınınzaferi ve galip müttefiklerin karşısındaki başarıları, Batı karşısında onlarınsilahlarıylazaferkazanmanınyolunu ilkkezgörenMüslümanvediğerhalklariçin yeni bir umut olmuştu. İslami Osmanlı İmparatorluğu’ndansonra,ModernleşenTürkiyeCumhuriyetide,birsüreliğineİslamdünyasınayolgöstermiş oldu ama böyle bir niyeti olmayan Atatürk’ün devlet ile dinibirbirinden ayırarak hukuk ile devleti laikleştirmesi ve de sıklıkla Türkiye’yiAvrupa'nın bir parçası haline getirme amacından söz etmesi, başlangıçta onunzaferlerinialkışlayanMüslümanlarındüşmanlığınıkazandırdı.

Arap ülkelerin neredeyse tümünde, yeni efendilere karşı şiddet hareketleribaş gösterdi. Doğrudan yönetim gibi basit bir politikanın yürümeyeceğianlaşılarak, bunun yerinemanda kuran devletler amaçlarınaArap hükümetleri

Page 299: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

eliyledolaylıolarakulaşmakistediler.Böylecedeonlarabirölçüdebağımsızlıktanıdılar. Bununla birlikte kendilerinin ayrıcalıklı durumlarını ve millitopraklarda silahlı kuvvet bulundurma haklarını güvenceye alacak antlaşmalaryaptılar.

Ancakbupolitikabaşarılıolmadı.Mandaterdevletlercemilliyetçi isteklereverilenödünlerçokküçükvegeçordu.Antlaşmalaraktifsiyasidesteğiolmayanhükümetler tarafından ya da ortak bir dış tehdide karşı yapıldı. Habeşistan’ınİtalya tarafından istilaedilmesi, İngiltereveMısır’ı tehditetmeyebaşladığında1936yılındayapılanİngilizveMısırAntlaşmasıdaböylebirantlaşmaydı.

Bir takım milliyetçi hareketlerle Araplar’ın' hayal kırıklıkları kendinigösterdi. Mücadeleleri uzun, zorlu ve en azından siyasi amaçlarınaulaşmalarında başarılı olmuştu. Kısa bir süre sonra Mısır ile Irak resmenbağımsız oldular, birindeki himaye, diğerindeki manda rejimi son buldu. Öteyandan,Irak’taKraliyetHavaKuvvetleriüsleriveMısır’dakanalbölgesindeilediğeryerlerdeaskeriüslerleİngilizvarlığısürdü.Yabancıgüçlerinçekilmesiveeşit olmayanantlaşmaların iptal edilmesikonusunda resmibağımsızlığıgerçekbağımsızlığadönüştürecekmilliyetçiçabalardevametti.

Mandasistemi,Levantdevletlerindedahauzunsüredevametti.Fransızlar,Suriye ve Lübnan’da kalırken, İngilizler de, Ürdün emirine biraz daha fazlaözerklik vererek Filistin'de doğrudan yönetimi sürdürdüler.İki bölgede dedurumu karmaşık hale getiren şeyler vardı. . Lübnan, Osmanlıİmparatorluğu’nun Asya’daki kalıntıları üzerinde kurulan yeni Ortadoğudevletleri arasında özel bir konuma sahipti. Lübnan ötekilerin tersine, yenikurulmuş bir devlet değildi ve Osmanlı hakimiyetindeki yüzlerce yıl,genellikle büyük zorluklarla yerleşen ayn bir özerklik geleneğinesahipti. Fransızlar, dağ ve çevresindeki özgün Lübnan topraklarına ekledikleribölgelerle “Büyük Lübnan’ı kurmuşlardı. Bu ana bölgede genellikle Sünniolmayan Müslümanlar ve Hıristiyanlar” yaşardı ve bu bölge uzun zamandırOsmanlı dünyasında sosyal, entelektüel ve bir ölçüde siyasi bağımsızlığınsığınağıdurumundaydı.Hıristiyançiftçiler,Beyrut’unkuzeyindekibölgelerdeozaman tüm Ortadoğu’da tek bağımsız toprak sahipleri toplumunuoluşturmuşlardı. XIX.yy’da da gelişen Hıristiyan burjuvazisi Beyrut şehri velimanı etrafında yerleşmişti. Yetenek ve enerjileriyle Arap canlanmasına çokönemli entelektüel, siyasi ve ekonomik katkılan olmuştu. Tekrar canlananMüslüman milliyetçiliği, Hıristiyanlar’ın etkisini önemli derecede azaltmasınarağmen,LübnanbirsüredahaArapdünyasındakikültürelvediniçoğulculukla

Page 300: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

siyasi ve ekonomik özgürlüğün tek merkezi olarak benzeri olmayan görevinisürdürmüştür.

Arap-İslamdünyasının tek istisnasıolanLübnan’dakiHıristiyankalesindenbaşka, güneyde daha önemli bir istisna ortaya çıkmaya başlıyordu. Antikçağlardan itibaren Filistin’de bulunan Museviler, Roma döneminin sonugeldiğindeartıknüfusunçoğunluğudurumundadeğillerdi.Musevinüfus,göçlerve dini esinlenmelerle desteklenmeye çalışılıyordu. XIX.yy’ın son çeyreğindeDoğu Avrupa’dan gelen genç Museviler durumu değiştirdiler. Bu Museviler,önceAvrupa, sonra daOrtadoğu’da reddedilişlerine ve gördükleri zulme karşıgelişen ve bir ölçüde Musevi dini geleneğinden, bir ölçüde de yenimilliyetçi akımlarının Musevi biçiminden doğan Siyonist akımın öncüleriydi.Gelecektebuakımıdevamettirenlerinkurduklarıyerleşimbirimleriİsraildevletiolacaktı.

Gençlerin ve yaşlıların oluşturduğuMusevi toplumuBirinciDünya Savaşısonunda epeyce büyümüştü. Siyonist girişimi, 1917 yılının Kasım ayındaBalfour Deklarasyonuyla İngiliz hükümeti tarafından resmen tanındı.“Museviler’inmillivatanınınkurulması”projesinedevletdesteğivaatedildivebu konudaki hükümler İngiltere’nin Filistin’i yönettiği Milletler Cemiyetimandasına geçirildi. Araplar’ın İngiliz mandasına ve Musevi varlığına-karşımücadeleleribuvaadinverilmesivegerçekleştirilmesiyleözelkonumageldi.

1930’lardan sonra Ortadoğu’daki Batı’nın hâkimiyetinde yeni bir tehditortaya çıktı.Bu tehdidinkaynağı isyan edenhalkdeğil, imparatorlukgücününikiyenirakibiFaşistİtalyaileNaziAlmanyaidi.

1930’lardabölgedeliberalveanayasalkurumlarınbirdönemsahipolduklarıçekicilik etkisini yitirmeye başladı. Aslında bunların iyi işlememesi şaşırtıcıdeğildi. Çünkü bu kurumlar, küçük bir Batılılaşmış seçkinler grubu olarakkalmışlarvetoplumdabirbütünolarakgerçekbirdestekbulamamışlardı.Ayrıcagerek kavram olarak gerekse de görünüşte hiçbir etkileri yoktu. Geçmişicanlandıramadıkları gibi, günün gereklerine de yanıt olamıyorlar ve geleceğedairbirumutveremiyorlardı.Dahakötüsüde,artıkçoksayıdaAraptarafındanBatıAvrupa’dakinefretedilenimparatorlukgüçlerigibigörülüyorlardı.

Farklı bir alternatif sunan İtalya ile Almanya, yakın bir geçmişte birçokküçük devleti zorla özgürleştirip birleştirerek birlik sağlamışlardı. Onlar,durumlarınınveçözümlerininbenzerkoşullardaolduğunudüşünenlerinliderleriiçin fesin kaynağı ve örnek olmuşlardı. En önemlisi de, siyasi, stratejik ve

Page 301: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ideolojik olarak İngiltere, Fransa ve Filistin’de artmaya devam eden Musevivarlığınınhasımlarıolmalarıydı.

Hitlerbaşageçtiktensonra,1933yılındaİngilizlerinKudüsMüftüsüolarakatadıkları Hacı Emin el-Hüseyni, Alman konsolosuna desteğini bildirmiş veyardımteklifindebulunmuştu.HacıEminel-Hüseyni, İngilizlerveMusevilerleyıllarca süren mücadeleden sonra Filistin’den ayrılarak Beyrut, Bağdatve Tahran’a gittikten sonra 1941 yılında Berlin’e ulaştı. 1941 yılının Nişanayında Raşid Ali el-Geylani adlı Iraklı bir siyasetçinin askerin de desteğinialarak iktidarı ele geçirerekMihver ülkeler yanlısı bir rejim kurduğu Bağdat,müftünün en önemli durağı olmuştu. Vichy hükümetihin denetiminde bulunanSuriye’den az da olsa yardım almıştı amaMihver güçlerinin kurtaramayacağıuzaklıkta olduğu için rejimi Ingilizler ve İngiliz yönetimindeki birliklercedevrilmişti.RaşidAlirejiminedestekamacıylaSuriye’de,gelecekteBaaspartisiolacakverakipkollanSuriye’yideIrak’ıdayönetecekolanbirkomitekuruldu.

Raşid Ali kaçarak Berlin’de Kudüs Müftüsü ile buluştu. Savaş yıllarındaMihverdevletlerinedestekleriyadaonlara sempatileriolanbazıkişiler ilerideünlü kişiler olmuşlardır. Nasır, Almanya’ya sempatisini veAlman yenilgisiyleyaşadığı hayal kırıklığını ifade etmiştir. Enver Sedat, Almanya için gönüllücasusluk yaptığım belirtmiştir. Raşid Ali bile Saddam Hüseyin’in Irağı’ndakahramanolarakgörülmüştür.

Nazi davasına göre aşağı ırktan bir halka Nazi ırkçılığı çekici gelemezdi.Nazi propagandası Sami ırkı aleyhtarlığı yerine,Musevi aleyhtarı olduğu içindestekgörebilirdi.ÖteyandanMuseviler,Almanya’daNazilervebaşkayerlerdeonların taklitçilerininzulümleriyüzündenFilistin’egöçmekzorundakalıyorveoradaMusevi toplumu güçleniyordu. Naziler yalnızca bu göçe neden olmaklakalmadılar, îngilizlerAraplar’ın iyi-niyetini kazanabilmek içinFilistin’egiriştesınırlamalar getirirken, Naziler savaş başlayana dek bunu teşvik edipkolaylaştırmışlardı. Yine de çok sayıda Arap, Museviler’i Filistin’denuzak tutmaya çalışan îngilizler yerine, onları oraya gönderen Almanlar’ ıtutmuşlardır.

Mihverdevletleriolanlardanfarklışekillerdefaydasağlamayauğraştılar.İlkönce Faşist İtalya, sonra da Nazi Almanya Arap dünyasındaki geniş çaplıpropagandalarıylasiyasidüşünürveeylemciyeninesilietkilediler.ÖzellikledeNaziler,Museviler’e karşı nefreti körükleyerek kendilerinin yarattıkları sorunusömürmeyi-başardılar.

Page 302: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Mihverleredönüşaslındabir türönlemdi.Savaşın"başlangıcında,özelliklede1940-194l’de,Fransa’nındüşmesiyleRusya’nın işgali arasında İngiltere tekbaşınayken Mihver zaferi-kaçınılmaz görünüyordu. Artık Ortadoğu’dabaşlarındaki imparatorlukdevletlerinebağlılıkvesadakatduyankişisayısıçokazalmıştı.Irak’ınNuriSaid’i,Mısır’ınNahasPaşasıveArabistan’ınibnSuud’ugibiBatıdostlarıolduklarıiçinövgü(yadayergi)alankişilerbileBerlin’leilişkikurmaya uğraşmışlardır.Aldıklan çok sayıdaki yardım teklifini kabul etmeyenNaziler bu konuda başarılı olamadılar. Mihverler açısından destek kısmenideolojik olmasına karşın, “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” ilkesigeçerliliğini koruyordu. Batı’nın amansız düşmanları olmaları Mihverlerin ençekiciyanlarıydı. İlerideçokdaha farklıbirgüçolanSovyetlerBirliğideaynınedenle,hattaaynıkişilerdendestekalacaktı.

II. Dünya Savaşı’nda iki taraf Ortadoğu’daki destekçilerine hayal kırıklığıyaşatırken, onlar da kendilerini hayal kırıklığına uğrattılar. İki tarafa da az daolsa askeriyardımoldu.RaşidAli’nindevrilmesindeveOrtadoğu’daMüttefikdüzenindevametmesindeÜrdün’ünArapLejyonu’nunönemlibirrolüolmuştur.Almanlar’ın “Doğu Lejyonları” adıyla topladıkları Fransız Kuzey Afrikalıları,İngilizHintlileri,OrtaAsyaveKafkasyacumhuriyetlerindenKızılorduaskerlerigibiMüttefiksavaştutsaklarındanoluşangönüllügüçlerolmuştu.Bugüçlerebuhalkların Almanya’nın işgalindeki Avrupa’da yaşayanlarından gönüllüler dekatılmışlardıramabukatılımciddibirboyuttavesayıdaolmamıştır.Londra’nınpişmanlığınakarşınFilistin’deoluşturulanbirMuseviTugayı,KuzeyAfrikaveİtalyaseferlerinderolalmaklabirlikteaskeriaçıdanönemliolmamıştır.

OrtadoğuülkelerininMüttefikdavasınaenönemlikatkılantoprak,kaynakvetesislerinin kullanılması olmuştur. Bu da ülkelerin çoğunluğunda,inanda vehimayeşartlarındaoluşturulanaskerigarnizonlarileolanaklıolmuştur.Tarafsızİran’dada1941yılındaaynıanda İngilizveRusbirliklerinin İran topraklarınagirmeleriyle sağlanmıştır. Savaşın sonuna dek tarafsızlığını koruyan yalnızcaTürkiye olmuştur.Türk hükümeti, galip devletlerin yanında yer alabilmek içinancak son haftalarda savaş ilan etmiştir. Bu durum, bir Türk devlet adamıtarafından şu şekilde ifade edilmiştir: “Biz, yemek listesinde değil,konuklistesindebulunmakistedik.”

Durum Ortadoğu halkları ve hükümetleri açısından hüsranla son buldu.Almanlar Arap yandaşlarını hayal kırıklığına uğrattılar. Aslında NazilerAvrupa’yı hedef almış olduklarındanOrtadoğu ile gerçekten ilgilenmiyorlardı.Avrupalı dostları olan Faşist İtalya’yı, Vichy Fransası’nı ve 1939 yılının

Page 303: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Ağustosundan 1941 yılının Haziran’ına dek Sovyetler Birliği’ni tatmin etmekiçinOrtadoğu’dakoruduklarıdevletlerigözdençıkarabilirlerdi.

Müttefik kuvvetleri bağımsızlık ve çekilme sözlerine rağmen savaş bittiğizamanhalenArapülkelerindebulunuyorlardı.KuzeyAfrikagibibuülkelerdenbazıları halen sömürge yönetimindeydiler. Filistin’deki Museviler bile, İngilizmakamlarının, savaşın öncesinde ve sonrasında Avrupa’da kalanMuseviler’in Filistin’e gitmelerini engellemeye çalıştıkları içinyöneticilerineyabancılaşmışlardı.

Musevi Örgütleri’nin, Londra ve Washington’dan Auschwitz’teki Ölümkamplarını bombalamalarını istemeleri ve Berlin’deki Müftülük’ün de Almanhükümetinin Tel Aviv'i bombalamasını istemesi olmak üzere savaş sırasındasavaşan taraflara sürekli olarak istekte bulunulmuştu. Bu istekler kabuledilmemiştiamabunebirtarafınkötünedediğertarafıniyiniyetiyleolmamıştı.Her ikisinin kabul edilmeme nedeni de aynıydı: Bunların askeri bir amacıolamayacağıvesavaşınkazanılmasınakatkısağlamayacağıiçingetireceğiriskevemasrafadeğmeyecekti.

Sonuçolarak,1939-1945arasındakisavaşyıllanOrtadoğu’dakiherikitarafaçısından da tatmin edici olmadı. Mihver devletlerin büyük çabalarına vedavalarına duyulan büyük sempatiye karşın tepki çok yetersizdi. Vichyhükümetinin işgali altodaki Suriye’de birkaç tesis ile 1941 yılında Irak’takiMihver yanlısı darbe,Almanlar’ın tek kazanından oldu ama her ikisi de uzunsürmedi. İngilizler’in Arap milliyetçiliğinin dostluğunu kazanma girişimininsonucu daha da kötü oldu. Muazzam askeri varlıklarına rağmen Müttefiklerancakhoşgörüsüzbirtarafsızlıkeldeettiler.Mısır’ınönceİtalyanlar’a,sonradaAlmanlar’a karşı savunulması İngiltere’ye ve imparatorluk güçlerine, KuzeyAfrika’nınkurtarılışıdaAmerikalılar’abırakılmıştı.

Bubüyüksavaş, ilkindekigibi,yinehızlıveuzunvadelideğişikliklereyolaçtı.MüttefikveMihverpropagandacılarmilliyetçihareketlerinteşvikedilmesikonusunda yarışıyorlardı.Arap topraklarında kamp kurup savaşanMüttefik veMihverorduları, yanlarındamodemsavaşınayrılmazparçalarıolankaygıyıvealışılmamışbiryaşamıdagetirmişlerdi.ArtıkçoksayıdaArapdevletiazyadaçok oranda bağımsızlık elde etmiş ve dış siyasetlerini uygulamaya başlamıştı.1945 yılında kurulan Arap Birliği, Ortadoğu’nun egemen Arap devletlerinintümünü ortak siyasi amaçlar için bir araya getirmişti. Başlangıçta İngilizlertarafından desteklenen bu proje, çok geçmeden onlardan kurtularak üyelerinin

Page 304: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

zamanzamançatışanamaçlarınauygunşekildegelişmişti.

Petrolün bulunması, çıkarılması ve kullanılması, bu yüzyılda bölgedeki enönemli değişikliklerinden biri olmuştur veOrtadoğu’nunRusya yönetimindekiyerlerinde başlamıştır. 1842 yılındaApsheron yarımadasında ilk petrol sondajıyapılmıştır. Rus Azerbaycanı’nda petrol sanayiinin gelişmesi ilePennsylvania’dakiAmerikanpetrolününgelişmesiyaklaşıkolarakaymzamandaolmuştur.1863yılındaBakü’deilkrafineriinşaedilmiştir.1877-1878yıllarındaApsheronpetrolbölgesindenBakü'ye ilkpetrolhattı döşenmiştir.RusDevrimiyaklaşırkenRusya’nınpetrolününyüzdedoksanbeşiBaküpetrolyataklarındansağlanıyordu.Avrupalı veAmerikalı iş adamları, henüz bağımsız olan İran veOsmanlı topraklarında ayrıcalık kazanmak üzere ilk girişimlere başlamışlardı.XX.yy’ınbaşlarında İran şahı, aslındaYeniZelandalı olanbir İngiliz işadamıWilliam Knox D’Arcy’ye ilk önemli ayrıcalığı tanıdı. Sonra da D’Arcy’ninayrıcalığı Anglo-Iranian Oil Company tarafından alındı. Bu, çoğu İngiliz,Fransız,Hollandalı ve Amerikan olan imtiyaz şirketlerinin imtiyaz hakkınıödeyerekOrtadoğu petrolünü çıkartmalarının ilk örneği olmuştur. Sonraları dasırasıyla İran, Irak, Arabistan ve başka yerlerde yeni büyük petrol yataklarıbulundu.BöyleceOrtadoğupetrolüretenbaşlıcabölgelerdenbirioldu.

Ortadoğu ülkeleri bu yeni gelişmeyle çeşitli şekillerde etkilendi. Karaulaşımı, içten yanmalı motorun kullanılmaya başlamasıyla kolaylaştı. Öncekiyüzyıllardahayalbileedilemeyecekhızda,büyükmerkezleribirbirinebağlamak,insanları, ürünleri, basılı malzemeyi ve düşünceleri taşımak artıkolanaklıydı. Araba, kamyon ve otobüsün, at, eşek ve devenin yerini alması;matbaa, gazete, sinema, radyo ve televizyon gibi Batılı iletişim araçlarınınyaygınlaşması ve hızlı ekonomik gelişme ile çok uzunmenzilli toplumsal birdeğişimbaşladı.

Fransızların ve İngilizler’in Ortadoğu’dan ne umup ne buldukları merakedilebilir.Artıkkabuledilengerçekşudurkiikidevletindebölgeyegidiporadayirmibeşyılkalmasınınenönemlimedenistratejik,bölgeninaskeritehlikesiilepotansiyeli olmuştur. Bu stratejik amacın kapsamı, bir tampon,, bir kavşak,iletişimde bir merkez noktası, bir üs olarak Ortadoğu şeklinde sunulmuştur.BölgeyebaşkalarınıngirmesiniengellemekstratejikamaçlardanbiriydiveeğerBatılı güçler onları kovmak için orada olmasalardı başkalarının orayagireceklerindenemindiler.Fransızlarveİngilizleriçinçokönemlidiğerbirkonuda daha zengin imparatorluk topraklarını güvence altında tutmaktı. Hindistankonusundaİngilizler,KuzeyAfrikakonusundadaFransızlarendişeleniyorlardı.

Page 305: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İki devlet de bu topraklarını Müslüman Ortadoğu’dan çıkabilecek istikrarbozucu güçlere karşı korumaya gerek duyuyorlar, buna engel olmak için de,Ortadoğuhalklarınınveülkelerininimparatorlukkontrolündeyadahiçolmazsadenetimindeolmasıgerektiğinidüşünüyorlardı.

Şüphesiz daha başka unsurlar da söz konusuydu. O dönemde Fransızvarlığından yana olanlar, Fransa'nın kültürel ve dini misyonuna, Hıristiyan,özellikle de Katolik azınlıkların korunmasına ve Fransız kültürününyaygınlaştırılmasınıdesteklemişlerdir.Benzerdüşüncelerİngilizlertarafındandadestekbulmuştur.

Zamanında geçerli olan emperyalizm yorumunun tersine ekonomiknedenlerinçokönemiolmadığıgibifazlabirekonomikbeklentideyoktu.Tamtersine, İngilizler de,Fransızlar da stratejikve siyasi amaçlarınaulaşabilmeninyüksek maliyetleriyle çok uğraşmışlardır. İki devlet de maliyetiolabildiğincedüşüktutmayagayretetmişlerdir.Önemlibirunsurolarakoldukçageçortayaçıkanpetrolün ileridekazanacağıönembilinmiyordu.Savaşlararasıdönemdepetrolekarşıilgiekonomikolduğukadarstratejikti.

Fransızların ve İngilizler’in Ortadoğu’daki durumlarında birtakım hatalarıolmuştu. Güçlerini devam ettirmek için yapmaları gereken masraftankaçmıyorlar, muhalefete karşı koymak için de güç kullanmak istemiyorlardı.HemFransa’da,hemdeİngiltere’debirkararsızlık,duraklamavegüçsüzlüksözkonusuydu.Girişiminmasrafaveçabayadeğipdeğmeyeceğienbaşındatartışmakonusu olmuştu. Rivayete göre, Churchill Ortadoğu’yu olduğu gibi Türkler’egeri vermenin daha iyi olacağını söylemiştir; herhalde bu hediye TürkiyeCumhuriyetitarafındanaslakabuledilmezdi.

Fransızlar’ın ve İngilizler’inOrtadoğu’daki konumu önemini kaybederken,diğer taraftan bölge, halen imparatorluk havasının açgözlülük, acımasızlık vekendinibeğenmeruhhalinitaşıyanmilletlerverejimlerdenoluşandiğerdüşmangüçlerintehdidindeydi.Buunsurlarikidevletarasındayorgunluk,doygunlukvekendinden şüphelenme durumunu ortaya çıkarmıştı.Bir süreliğine her ikisi debirbirleri için oluşturdukları tehdidin farkına varmışlardı. Her ikisi de hembölgedekihâkimiyetlerinesonvermekisteyengüçlerdenyadadışardanonlarınyerinialmakisteyenlerdengelençokdahabüyüktehditlere,hemdebirbirlerinekarşıkararsızvegüçsüzdavrandılar.

Kavga ve didişmelerin sürekliliği de Fransızlar'ın ve İngilizler’inkonumununzayıflamasınanedenolmuştu.Budurum,Fransız'larveİngilizlerve

Page 306: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

diğerlerine karşı; Fransızlar ve İngilizler birbirlerine karşı; Fransızlar veİngilizler kendi kendilerine olmak üzere pek çok düzeyde ve pek çok şekildeyaşanıyordu. Bugün karar verme süreci olarak adlandırılan durum, yerelmakamlarlamerkezihükümetlerarasında,toplumsalkökenler,çatışançıkarlarveamaçlarlabölünmüşbürokratikfraksiyonlararasında,çeşitliservislervedairelerarasındaısrarlıvesayısızçatışmalarlasaptırılıyorvegecikiyordu.

Ortadoğu’ya bir yapı ve koruyucu bir perde sağlayan OsmanlIİmparatorluğu, bölgeyi dışarıdangelecek tehlikelere karşı korumuştu.Artık bukoşullarortadankalkmıştı.Osmanlısistemininveyapısınınyerinisonuçolaraktümüyıkılıpyokolanyenilerialmıştı.Koruyucuperdeyinevarolsada,Avrupalıdevletlerin sağladığı koruma ancak birbirleri için olduğundan, Ortadoğuülkelerininhalklarınınçoğunapekdefaydasağlamıyordu.

Bu dönemin bilançosu, bir taraftaki Fransızlar ve İngilizler için ve diğertaraftaki Ortadoğu halkları için ne olmuştu? Ortadoğu’daki Fransız ve İngilizgüçlerininhakimolduğudönem,modemtarihinenbüyükzaferlerindenbirindenhemen sonra sona erene dek ne başarmıştı? Batılı devletler ya da Ortadoğuvehalklarıaçısındansonuçlarbirdeğertaşıyormuydu?

Enolumlusonuçlar,büyükolasılıklaodönemdeenazönemtaşıyanhedeflerolan ekonomik ve pratik hedeflerle ilgili olmuştu. ŞüphesizOrtadoğu halkınınçoğunluğuaçısından1939yılındakiyaşam,1918yılındanvehatta1914yılındançok daha iyi olmuştur. Nüfusun tamamının olmasa da çoğunluğun yaşamstandardı yükselmişti. Konfor artmış ve yaygınlaşmış, yaşam süresi eskisinegöreuzamış,yenibiraltyapıkurulmuşveherçeşitgenelhizmetsağlanmıştı.

İngiliz Hindistanı veya Fransız Kuzey Afrikası gibi imparatorlukyönetiminindoğrudanbulunduğuyerlereoranlabuyararlarOrtadoğu’dadahaazolmuştu.Ortadoğulularemperyalizminkötüyanlanaltındayaşadıklarıveönemliavantajlarının çok azından faydalanabildikleri için şanssızdılar.Çok az da olsafaydalandıkları bu avantajlar önemli olmuştu. Birçok açıdan bölge halklarınındurumu1939yılındaaçıkçagörünürşekildeiyileşmişti.

OrtadoğulularınkazandığıçokönemlibirfaydadaLübnanveMısırdışındapek bilinmeyen İngilizce ve Fransızca dilleri olmuştu.Modem dünyaya, onunkültürüne ve bilimine bu diller sayesinde erişebilmişlerdi. Bölge halklarıaçısındanBatıbilimi,başkabirdeyişlemodembilimönemlibirkazançolmuştu.Batı kültürü ve toplumsal sonuçlarının etkileri çok daha farklı olmuş, kimileritarafından hevesle karşılanırken, kimileri tarafından da şüpheyle karşılanmış,

Page 307: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kimilerincedelanetolarakgörülmüştür.

Ortadoğu, Fransız ve İngiliz hâkimiyeti ile liberal ekonomi ve siyasiözgürlük dönemi yaşamıştır. Ancak özgürlük sınırlıydı ve zaman zamankaldırılırdı. Yine de tüm sınırlamalara ve iptallere rağmen, öncesinde hiçrastlanmamış,sonrasmdadarastlanmayacakdenligenişkapsamlıydı.ArtıkBatıtarzı kurumların çoğunluğu yok olmuş, terk edilmiş, hatta suçlanmışlardır.Ortadoğu’da liberal düşüncelereveuygulamalarakarşı tekrar bir ilgi doğmayabaşlamıştır ve bu değişim bölgenin bazı ülkelerinde daha uygun bir zeminbulabilir.

Fransızve İngilizhâkimiyetinin,öncelikleBatılı devletler, sonuçolarakdaOrtadoğulular açısından en olumlu sonucu, Ortadoğu’nun II. DünyaSavaşı’ndaki rolünden de anlaşılacağı üzere, istenen stratejik hedefeulaşılmasıdır. Ortadoğu’nun Mihver devletlere karşı savaşta üs ve destekkurumlan sağlaması, Batı için en önemli hizmeti olmuştur. Buna karşılıkolarakonuMihverdevletlerindoğrudanhâkimiyetindenkurtarmalarıdaBatı’nınOrtadoğu’yaenönemlihizmetiolmuştur.

Page 308: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

19.BÖLÜM

ÖZGÜRLÜKLER

1945'te Müttefikler’in kazandıkları zafer ve Mihver devletlerin aldıklarıyenilgi dünyaya hemen barış getirmemiştir. Doğu ve Orta Avrupa’da Sovyetİmparatorluğu’nun ilerlemesi, Asya ve Afrika'da Batılı sömürgeimparatorluklarının gerilemesi bu bölgelerde önemli sorunlara yol açmıştır.Kaybedilenvekazanılanbağımsızlık,eskinefretlerincanlanmasınaveyenilerinortaya çıkmasına neden olmuş ve milyonlarca kişiyi mülteci durumunagetirmiştir.Ortadoğuda savaş sonrası ve imparatorluk sonrası karışıklıklardan'nasibini almıştır. Bölge barışı, sıklıkla içeriden ve zaman zaman da dışarıdandüşmanlarla mücadelelerle huzursuz olmuş ve kesintiye uğramıştır.Ortadoğu’daki sıkıntılar, Sovyetlerin Orta ve Doğu Avrupa’dakihâkimiyetinden ya da İngiliz yönetiminin Güney ve Güneydoğu Asya’yıterk ederken yaşananlar kadar zarar verici ve yoğun olmamıştır. Ortadoğusorunları,büyükboyuttaolmasadasiyasivediplomatikçözümleribakımındanyoğunvezorolmuştur.

Ortadoğu’da da eski sömürgeler dünyasındaki başka yerlerde olduğu gibi,halkın bir süreliğine ilgilendiği tek konu bağımsızlık olmuştu.I. DünyaSavaşı’nınardından,Türkiye,İranveAfganistanolmaküzerebölgeninüçülkesitam bağımsızlıklarını kazanmış ve bu konuda da uzun süreli deneyimleriolmuştu. Bunlara iki savaş arası dönemde dört Arap devleti, SuudiArabistan, Yemen, Irak ve Mısır katılmıştır. Suudi Arabistan veYemen’in bağımsızlığı kuramsal olduğu kadar uygulamada da söz konusuydu,ancak- Irak veMısır, eşit olmayan antlaşmalarla' diplomatik olarak ve Ingilizgüçlerinin ve üslerinin varlığıyla askeri olarak eski hükümdarlarına bağlıdurumdaydılar.SuriyeveLübnandaFransazorunluolarakLevant’ıterkettiktensonra bağımsız Arap devletlerine katılmıştır. 1945 yılının Mart ayında, SuudiArabistan, Mısır, Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve prensipte halen İngiliz

Page 309: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

mandasında olan Filistin bölgesinin bir parçası durumundaki Trans-Ürdüntarafından Arap Devletleri Birliği kuruldu. Trans-Ürdün, 1946 yılının'MartayındabağımsızlığınıkazanarakÜrdünadınıaldı.

Antlaşmaları iptal ederek ve yabana varlığına son vererek sözdebağımsızlıklarınıgerçekbağımsızlıkyapmakbudevletlerinilkhedefiydi.Batılıimparatorlukların topraklarından çekilmesinden sonra, 1950’li yılların başındatambağımsızlıksürecitamamlandı.

Yine bu dönemde Arap dünyasının geri kalanında da bu süreç yayılmıştı.1951yılındaLibya,1956yılındaSudan,TunusveFas,1960yılındaMoritanya1960, 1961 yılında Kuveyt 1961, 1962 yılında Cezayir, 1967 yılında GüneyYemen (EskiAdenkolonisi),1971yılındaKörfezEmirlikleribağımsızlıklarınıkazandılar.GüneyYemenveCezayirbaştaolmaküzere,bağımsızlıklarınazorluve uzun bir mücadeleyle kavuşanlar da oldu. Diğerleri de bağımsızlıklarınıçoğunlukla barışçı yollarla, zaman zaman da anlaşmalarla yapılan sıkıpazarlıklarla kazandılar.Filistin mandası son bulduktan sonra 1948 yılındakumlan İsraildışında, savaştan sonrakidönemdebağımsızlığını eldeedenyenidevletlerin tümü Arap devletleriydi. 1990’lı yılların başlarında durumdadramatik bir değişiklik oldu. XIX.yy’da çarların ele geçirdikleri ve XX.yy’daSovyetlerin elindeki Kafkas ve Orta Asya ülkeleri, Sovyetler Birliğinin 1991yılında dağılmasıyla, hiç beklemedikleri bir bağımsızlığa kavuştular. Tüm buülkeler, tarihsel süreçte Ortadoğu’nun parçası ya da Ortadoğu’ya bağımlıolmuşlardı. Bu ülkelerden Gürcistan ve Ermenistan Hıristiyan’dı amayüzyıllarca Türk ya da İran Müslüman imparatorluklarına tabi olmuşlardı.Azerbaycan ve beş Orta Asya cumhuriyeti olan diğerlerindeki hâkim dinİslamiyet’ti; Farsça ve Türkçe’ye yakın diller konuşuyorlardı. Bunlar,Ortadoğu’daki güney komşularına tarihi, dini ve kültürel sayısız bağ ilebağlıydılar,içlerindenTacikistanhemdilihemdekültürüylebirPersülkesiydi.Kazakistan,Özbekistan,Kırgızistan veTürkmenistan olmaküzere diğer dördüTürkçe ile akrabadillerikonuşuyorlardı.Kazakça’nınhariç,budiller arasında,Irak’tan Fas’a kadar konuşulan Arap lehçelerinden daha fazla birfark bulunmuyordu ama Araplar’ın tersine, Türkler’in ortak bir yazılı dilleriyoktu. Çok uzun zamandır Ortadoğu’ya hâkim olan ve politikasını belirleyenArapdünyasınaparalelbirTürkdevletleridünyasıpekçokşeyvaatedenyenibir gelişmeydi. Ancak yeni devletlerin eski deneyimleri onlarımilli ve kişiselözgürlüğe pek hazırlamamıştı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasına rağmen, yeniRus devleti bu cumhuriyetlerle ilgilenmiş ve oralarda Rus varlığım devam

Page 310: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ettirmekistemişti.Türkdünyasının,birsüreönceArapdünyasınınyaşadığıeskiimparatorluk efendilerinden kurtulma deneyimlerini yeniden yaşamak üzereolduğugörülmüştür.

Nevarkiegemenbağımsızlığıneldeedilmesibölgedekisiyasisıkıntılarasonverememişti. Eski çatışmalar sürerken, iç, bölgesel ve uluslararası düzeylerdeyeniçatışmalarçıkmıştır.ArapdünyasındakiyenibağımsızmilletlerdenFasveMısır gibi aynbir kimliğe sahip eski ve sürekli bir tarihsel varlıkları olanlarınsayısıçokazdı;çoğunluğugerekülkegerekderejimolarakyeniyaratılmışlardı.SuudiArabistan, farklı aşiretvebölgegruplarının fetihleriylebir arayageldiğihalde,homojenlikgibibirüstünlüğe sahipti.TamamıArap, tamamıMüslümanvedoğubölgesi hariç tamamıSünni idi.Yeni devletlerdenpek çoğuböyle biravantaja sahip değillerdi. İç rekabetler ve nefretlerle parçalanmışlardı ve burekabetlerinisyan,devrimyadaiçsavaşadınıalansilahlıçatışmalaradönüştüğüdeoluyordu.

Yerel ve bölgesel,mezhepçi ve dinci, aşiretçi ve etnik bu rakip gruplar ilebazendeaynıgrubuniçindekirakipfraksiyonlararasındagerçekleşenenyıkıcıveuzunolanmücadeleLübnan’daolmuştur.Yabancıdevletlerinkatkılarıylabumücadelelerçokdahakarmaşıkdurumagelmişveuzamıştır.1958,1975-1976ve1983-1991yıllarındakiLübnaniçsavaşlarıdabuşekildegerçekleşmiştir.

Güney Arabistan da sürekli çatışmanın olduğu bir bölgedir. 1962 yılındaMısır’ın desteklediği devrimci bir hareketle İmam’ın geleneksel yönetimidevrilmişveyerinebir cumhuriyetkurulmuştur.SuudiArabistanveMısırgibidış devletlerin ve ülkedeki kralcı ve cumhuriyetçi grupların mücadeleleridaha uzun süre devam etmiştir. Eski imamlık ile merkezinde Aden olan eskiİngiliz topraklarının birleşmesiyle 1990 yılında kurulan Birleşik Yemen, 1994yılında güneyi ile kuzeyi arasındaki iç savaşla tekrar sarsılmıştır. 1965-1975yıllan arasında parçası olduğu Umman Sultanlığı’ndan ayrılmak isteyenDofar’dakiuzunsüreliçatışmayaYemenlilerdekatılmışlardır,şahıngönderdiğibir İran birliğinin yardımıyla bastınlan bu ayrılıkçı Do-far isyanı, o dönemdeSovyetlerBirliği’ne çokyakınbirmarksistdevletolanGüneyYemendedahilolduğuiçinçokbüyükönemtaşıyordu.

Ortadoğu ülkeleri arasında hükümetlerin muhalif azınlıkları ve bölgeleribastırmaküzeregüçkullandıklarıbaşkaülkelerdevardır.-TürkiyeveIrak,Kürtazınlıklar arasındaki tatminsizlikler ve zaman zaman da ayaklanmalarlakarşılaşmıştı. Irak, aslında ülkenin tamamında çoğunluk olan orta ve güney

Page 311: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

bölgelerdekiŞiinüfusakarşıaskerihareketlekarşılıkvermiştir.Sudan’ınArapçakonuşulanMüslüman kuzey bölgesi, çoğunlukla Arap veMüslüman olmayangüneydeki Afrikalılarla savaş durumundadır. 1970 yılının Eylül ayındaÜrdün’deki Filistin liderliği ile Ürdün krallığı arasındaki anlaşmazlık doruknoktasına ulaşması sonucunda, Ürdün devletinin otoritesine açıkça meydanokuyan Filistin Kurtuluş Örgütü kanlı bir yenilgiye uğramıştır. Tüm bugelişmelerden en kötü olanı 1990’ların başlarında, Cezayir’de güçlü İslamiköktendinci hareket ve liderliğin, Cezayir hükümetinin meşruluğuna veotoritesinekarşıiçsavaştır.

Bir Arap ülkesinin herhangi anlaşmazlığı sonuçlandırmak için başka birArap devletine karşı silah kullanmaması Arap Birliği’nin temel ilkelerindenbiridir. Arap devletlerinin aralarında çeşitli anlaşmazlıklar çıkmış, bazen birdevlet komşu devletin toprağında hak iddia ederek oranın kendi elindenemperyalist müdahaleyle alınan milli toprağı olduğunu savunmuştur. Mısır’ınSudan, Suriye’nin Lübnan, Fas’ın Moritanya ve Irak’ın Kuveyt üzerindekiiddiaları bu yönde olmuştur. 1953 yılındaMısır, Sudan’ın ayn bir egemenliğiolduğunukabuledereküzerindeki iddialarındanvazgeçmiştir.1970yılındaFasdaMoritanya’yıtanımıştır.Zorluveuzunbirmücadeleninardından1994yılınınKasım ayında Irak, Kuveyt’in egemenliğini ve bütünlüğünü kabul etmekzorundakalmıştır.

Irak’ınsınırdüzeltmesiveKuveyt’inbütünündehakiddiaetmesişeklindeikiayrı iddiası olmuştur. 1961 yılındaki Irak tehdidi nedeniyle Kuveyt’e İngilizaskerleri gönderilmişti. Böylece bir süreliğine de olsa Irak’ın ilerlemesidurdurulmuş ancak iddiasına son verilememişti. Suriye’nin Lübnan ve eskiFilistinmandasının tamamıüzerindeki iddiasına ilişkin sorunlarahenüzçözümbulunamamıştır. 1963 yılında Fas ile Cezayir arasındaki, 1980, 1986-87yıllarında da Libya ile Çad arasındaki ufak sınır çatışmaları, yerel düzeydekalmış ve önemli bir genel etkileri olmamıştır. 1990 yılında Irak’ın Kuveytegemendevletini istila, işgal ve ilhak etmesi,ArapBirliği’nin ilk büyük ihlaliolmuştur.OlayAraplararasıçatışmaşeklindebaşlayıphızlauluslararasıbüyükbirkrizhalinegelmiştir.

Pan-ArabizmidealidoğrultusundazamanzamanegemenArapdevletleri,birtürdoğrudanamagönüllübirliktelikçaba-' lanolmuştur.1958yılındaMısırveSuriye’nin birleşmesiyle kurulan Birleşik Arap Cumhuriyeti bunlardan enönemlisidir. Kısa süreli huzursuz bir birlikteliğin ardından BAC'den ayrılanSuriye, 1961 yılından itibaren varlığını birlik dışında sürdürmüştür.Daha çok

Page 312: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Libya’nınbaşlattığıbaşkaayrılmaçabalarıdasonuçvermemiştir.

Bölgelerini imparatorlukların terk etmelerinin ardından kumlan Arapdevletleri, bir iki istisna hariç, yapay nitelikli olmalarına karşın bağımsızdevletlerini ve toprak bütünlüklerini korumak konusunda hayret verici ölçüdeısrarlıolmuşlardır.İkiaçıdandasayısızgirişimolmasınarağmenArapdevletlerinedağılmışnedebirbirleriylebirleşmişlerdir(Yemenhariç).

Bölgede yakın geçmişte yapılan savaşlardan iki tanesi çok yıkıcı ve uzunolmuştur.Busavaşlar,1948yılındaİsrailileArapdevletleriarasındaçıkanvebirdizi kısa savaştan sonra 1994yılında sonbulan savaş ve 1980-1988yıllarındaİranileIrakarasındakisavaştır.

İsrail-Arap savaşlarının kökenleri, İsrail devletinin kuruluşundan dahaöncesine, Arap liderliğinin orada bir Musevi vatanı oluşturulma çabasınıengellemeye çalıştığı döneme kadar uzanır. Bu mücadele, henüz o günlerdeFilistinolarak tanımayan topraklarOsmanlı İmparatorluğu’aaitkenbaşlamıştır.Bumücadele,Filistin’deMusevileriçinmillibirvatanoluşturulmasıilkesinindeyer aldığı İngiliz mandasının uygulanmaya başlamasından sonra ivmekazanmıştır.1930-1940’lardaAlmanya’daNaziler’iniktidaragelmesiylebirlikteNazi düşünce ve uygulamalarının gerek zorla gerekse de başka yollarla diğerülkelereyayılmasıdurumukrizhalinegetirmiştir.Avrupa’nınortasındamilitanbirSami ırkı düşmanlığı, Siyonistler’iriMuseviler’in kaderiyle ilgili fikirlerinidoğrular nitelikteydi. Durgunluk nedeniyle ekonomilerinin çökmesinden sonraeski sığınılacak ülkelerin kapılarının kapanması, Avrupa'nın, daha sonra daOrtadoğu’nunMusevileri’negidecekyerbırakmayacaktı.

1945 yılında savaş bittiğindeAvrupa’nınAlmanya işgalindeki yerlerindekiMuseviler’in çoğunluğu öldürülmüş, sağ kalan birkaç yüz bini de genelliklekamplardayaşıyorlardı.BatıAvrupa’dangelmişolanlarülkelerinedönerekpekbirzorluklakarşılaşmadantekrarentegreoldular.Oysa,içkarışıklıklar,yabancıistilaveişgallerineuğrayanDoğuveOrtaAvrupaülkelerindengelenlerçokdahabüyük sorunlar yaşadılar; geri dönmek istediklerinde eski komşularının şiddetive düşmanlığıyla karşılaştılar. Sonuç olarak da Vaad Edilmiş Topraklar’agitmenintehlikelerini,onlarıkabuletmeyenvatandaşlarıarasındayenibirbaskıvezulümsüreciyaşamayatercihettiler.

BubeklenmedikMusevigöçmendalgası,İmparatorluğunyıkılansütunlarınatutunmaya çalışan, Filistin’de ve diğer yerlerde Araplar’ın artan öfkesininfarkında olan İngilizler açısından çok önemli bir sorundu. İki yıl boyunca,

Page 313: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İngilterehükümetininbazıülkelerdediplomasiaracılığıyla,açıkdenizlerdegüçkullanarakgelenbudalgayıFilistinmandasındapolisiyeeylemlerleengelleme,durdurma ve püskürtme çabalan girişimleri sınırlı oldu. Nazi kıyımınındehşetiylehenüzşaşkınadurumdakiBatıdünyasınınMuseviler’ekarşısempatisivardı.SovyetbloğudaMuseviler’ikendiyleilgilinedenleryüzündenİngiltere'yekarşıkoruduğundandiplomatikçabalardasonuçvermedi.

Hindistan’da İngiliz yönetiminin son bulmasının ardından İn-gilizler’inOrtadoğu’dakalmalannınasılamacıortadankalkmıştı.Savaşsonrasındafakirvegüçsüzdurumdakiİngiltere’deyurtiçiveyurtdışındapopülerolmayanbaşarısız.bir politikayı sürdürmek artık anlamlı değildi. İngiltere hükümeti, ortadankalkmışolanMilletlerCemiyeti’ndenaldığımandayıBirleşmişMilletler’eiadeedeceğini 2 Nisan 1947 tarihinde bildirdi ve 15Mayıs 1948 Cumartesi günümandayasonverilmesikaranalındı.

Bir yıl daha Filistin’de kalan İngilizler, bu sürede yalnızca geçici birhükümette görev aldılar. Artık eski manda bölgesinin geleceğinden BirleşmişMilletler sorumluydu. Yoğun ve uzun görüşmelerin ardından 29 Kasım 1947tarihindeGenelKurultarafındanFilistin’inüçebölünmesikararıverildi.Buüçbölüm, bir Musevi devleti, bir Arap devleti ve Kudüs şehrinin uluslararasıgözetimde olacağı bir ayn birim (corpus separatum). Bu karar, Genel Kurultarafındangerekliüçteikiçoğunluklaalınmasınakarşınuygulanmasıkonusundazorlayıcıbirhükümbulunmuyordu.

Öte yandan kararın uygulanmasını engellemeye çalışanlar da olmuştu. 17Aralıkta, Arap Birliği Konseyi bu bölünmeye gerekirse güç kullanarak karşıkoyacağınıbildirdi.MandahükümetineveMuseviyurdunakarşıFilistinliderliğitekrarsilahlıdirenişegeçti.Filistin’dekiMuseviliderliğiyseBirleşmişMilletlerplanım kabul etti. Manda “Sabat” günü son bulduğundan birkaç saat öncehareketegeçerek14Mayıs1948Cumagünü,BMbölünmeplanındaonlar içinayrılan topraklarda İsrail adını verdikleri devleti kurduklarını duyurdular. BirsüredirbudevletinkurulmasınıengellemekiçinsavaşanFilistinliderliği,şimdide komşu devletlerin ordularından ve uzaktaki Arap-ülkelerinden destekbuldular.

Filistin’de savaş zamanında azalan Museviler ile Araplar arasındakiçatışmalar,1947yılındatekrarbaşlayarakmandasonaerdiktensonradasürdü.Suriye’denArapKurtuluşOrdusuadlıgönüllübirbirlikdeFilistinArapları’nayardım ediyordu. ABD tarafından “de facto” ve SSCB tarafından “de jure’’

Page 314: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olarak kabul edilen İsrail devletinin kurulması ve komşu Arap devletlerininsilahlı müdahalesiyle çatışma resmen uluslararası bir boyut kazandı. BöyleceFilistiniçinmücadele,Arap-İsrailsavaşınadönüştü.

Bu şartlar altında yeni devletin dayanabilme şansı pek yoktu ama birkaçhaftalık mücadelenin sonunda durumda önemli bir değişiklik meydana geldi.Düşmanları ve deniz arasında sıkışmış olan Museviler umulmadık bir güçsergilediler. Öte yandan da Arap koalisyonu hanedan rekabetleri ile millirekabetleryüzündengücünükaybetti.

Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan hassas ateşkeslerle kesintiyeuğrayanilksavaşaylarcadevametti.Buaralıklısavaşlardaaskeridurumdakesinbir değişiklik oldu. İlk Arap saldırısı karşısında İsrail devleti, yalnızcadirenmedi,birazda toprakelegeçirdi. İleride“GazzeŞeridi”adınıalacakolanGazze’deMısırlılar,ŞeriaırmağınınbatısındaveDoğuKudüs’teÜrdünlüler,ÖlüDeniz’in doğu kıyısında Suriyeliler olmak üzere Filistin’in geri kalan kısmıkomşu devletlerin ordularının elinde bulunuyordu. İsrail ile komşu Arapdevletleriarasında1949yılınınOcakveNisanaylarındaRodosadasındaateşkespazarlıktanyapılarakanlaşmalarimzalandı.

Sonrakionlarcayılboyu,anlaşmaların taraflarıarasındaki ilişkileryalnızcabu anlaşmalara göre sürdü. Arap devletleri ateşkes anlaşmalarını kabuletmelerinin İsrail devletini ve sınırlarını da kabul etmiş olmaları anlamıtaşımadığınıkesinolarakbildirmişlerdi.Lübnan ileyapılananlaşma iki tarafınarasındaki eskiuluslararası sının tanıyordu.Suriye,MısırveÜrdün ileyapılananlaşmalar, yalnızca ateşkes hatlarını tanıyor, siyasi ve toprak sınırlarınınbelirlenmesini“Filistinsorunununkesinolarakçözülmesine”bırakıyordu.1

İsrail topraklarında yaşayan, sayılan o dönemin Birleşmiş Milletlerkuruluşları tarafından 726.000 olarak tahmin edilen Filistinli Arap savaşsırasındakaçmış,sürülmüşyadakomşuArapülkelerinesığınmıştı.

Kaçışınvesürgününyolaçtığıacıilesavaşınvediplomasininkarmaşasıvekararsızlığı içindekiFilistinlimülteciler, II.DünyaSavaşı sonrasındadünyanınkanlıbirşekildetekrarşekillenmesisırasındaHindistan,DoğuAvrupavebaşkayerlerdenkaçanyadavatanlarındankovulanmilyonlarcainsanınkaderineortakoldular.Ancak onlardan farklı ve benzeri görülmeyen bir şekilde, ne yerlerineiade edildiler, ne de yeni yerlerine yerleştirildiler, kamplarda tutularak, hemonlar ve hem de onlardan sonraki nesiller daima vatansız mülteci olarakgörüldüler. Ürdün bunun tek istisnası olmuştu. Haşimi devleti ırmağın batı

Page 315: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yakasında kendi işgalindeki topraklan resmen ilhak etmiş, sonra da ArapFilistinliler'in tümüne vatandaşlık hakkı vermişti. İsrail de Arap ülkelerindenkaçan ya da sürülen yüz binlerce Musevi’yi kabul etmişti. Bunların durumugiderekyoğunlaşanArap-Museviçatışmalarındaoldukçazorbirhalegelmişti.

İsrailveArapkomşularıarasındazamanzamantopluolarak,zamanzamanda ayrı ayn yapılacak savaşların ilki 1948-49 savaşıydı. Bu savaşlarınyapılmasındaher iki tarafdaeşit sorumluluğa sahipti.Arapdevletleri1948ve1973 savaşlarını başlatırken-İsrail de 1956 ve 1982 savaşlarını başlatmıştır.Sorumlusunu belirlemenin daha zor olduğu 1967 savaşının başlamasına nedenolan olaylarla ilgili daha fazla çok bilgi elde edildikçe, tarafların bir Yunantrajedisindeki gibi, savaşa doğru yaklaşmalarının kaçınılmaz olduğugörülmektedir.

1967savaşı,busavaşlarınendramatiğiydi.İsrailsilahlıkuvvetlerialtıgündeMısır, Ürdün ve Suriye ordularıyla bir Irak birliğini art arda yenilgiyeuğratmışlardı. İsrail savaşın sonunda Ürdün ırmağının batısındaki mandaFilistini ile birlikte güneyde Mısır’dan Sina Yanmadası’nı, kuzeyde deSuriye’denGolanTepeleri’nielegeçirmişti.Artıkİsrail’inaskerisınırlanSüveyşKa-nalı’nda, Ürdün ırmağında ve Şam’dan 48 km uzaktaki GolanTepeleri’ndeydi. 1979 yılma dek Sina Yarımadası İsrail’in elinde kalmıştı. Otarihte Mısır ile İsrail arasında imzalanan ve bir Arap devletiyle yapılan ilkanlaşmaolanbarışanlaşmasıyla ikidevletarasındabanşvenormaldiplomatikilişkiler sağlanmış, İsrail belirli aşamalarla manda Filistini ile Mısır Krallığıarasındaki eskiuluslararası sınıra çekilmeyikabul etmiştir.BirArapdevletiyleyapılanikincibarışanlaşması,İsrailileÜrdünarasında1994yılınınEkimayındaimzalanan barış anlaşmasıdır. Suriye ile de aynı amaca yönelik görüşmelerbaşlatılmıştır.

Anlaşmazlık, İsrail hâkimiyetinin Batı Şeria ve Gazze Şeri-di’neyayılmasıyla Filistin liderliğinin aktif katılımı şeklinde yeni bir boyutkazanmıştır.1949-1957yıllarıarasındaArapBirliğiveözellikleFilistin’debazıyerleri işgal etmiş olan Arap devletleri, Filistinliler adına konuştuklarını ilerisürmüşlerveFilistinlilerinsiyasisüreceaktifolarakkatılımınıteşviketmemişler,hatta zaman zaman da engellemişlerdir. 1967 yılında bu devletlerin topyekünyenilgileriyle bu gibi iddialar sona ermiş ve üç yıl _önce kurulan, o güne dekAraplar arası siyasetin aracı olan Filistin Kurtuluş Örgütü yeni bir önemkazanmıştır. Filistin Kurtuluş Örgütü tamamen yeni bir rol elde etmiş, İsrailkarşısındakiArapmuhalefetininsimgesigerileyenaskeryerineilerleyengerilla

Page 316: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

olunca da giderek uluslararası boyuta erişmiştir. 25 yıl süresince, FilistinKurtuluş Örgütü liderliği farklı görüşlerin gerilla savaşı, direniş ve terörizmolarakadlandırdığıbirmücadelesürdürmüştür.FilistinKurtuluşÖrgütü’nünilküssüÜrdün'debulunuyordu.1970yılındaÜrdünkrallıkhükümetiyleçatıştıktansonraLübnan’agitmişlerdi.Lübnan’dakiiçsavaşvemerkezihükümetingücünükaybetmesiyle Filistin Kurtuluş Örgütü denetiminde bir devlet içinde devletkurulmuştur.Budönem,1982yılındaLübnan’agiren İsrailordularınınFilistinKurtuluş Örgütü’nü ülkeden kovulmasını sağlamasına kadar sürdü. Sonra daTunus’ataşınanliderlikvekarargâh1994yılınakadaroradakaldı.

Bundan sonra da FilistinKurtuluşÖrgütü’nün İsrail’e karşımücadelesininyönü değişmiştir.O güne kadar öncelikli amaçlan propagandaydı ve eylemleridiğer ülkelerdeki İsrailli ve başka hedeflere yönelikti; 1980’lerin sonu ve1990’ların başında da mücadele işgal edilmiş topraklara taşınarak “İntifada”adıverilenyenibirisyanvedirenişdönemibaşladı.İntifadayabancıülkelerdekitarafsız hedefler yerine, ülke içindeki işgal personel ve araçlarına karşıydı vebirincil amacı dikkati çekmek değil, işgalin gücünü ve cesaretini kırmaktı.1993’te İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü hükümeti görüşmelere başlama vebirbirlerini tanıma karan aldılar. Görüşmelerin sonucunda İsrail polis veaskerlerinin Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki otoritelerinin Filistinliler’edevredilmesiileilgilianlaşmalaryapıldı.

Kaçınılmaz olarak bu gelişmeleri Arap-İsrail çatışmasının uluslararasıbağlamı etkilemiştir. ABD ile SSCB, 1948-49 yıllarında yeni İsrail devletinediplomatik destek sağlamışlardır. Bu tarihlerde Stalin, dünyadaki en büyükdüşmanıolarakABD’yideğil,‘İngiltere’yigörüyor;İngiltere’ninOrtadoğu’dakidurumunu sarsmak için yeni İsrail devletinin iyi bir fırsat olduğunudüşünüyordu. Amacını gerçekleştirmek için de o günlerde bir Sovyet uydusuolan Çekoslovakya’nın, İsrail’e ilk savaşından ayakta çıkmasını sağlayansilahları satmasına izin verdi. Her iki tarafın da genel olarak uyduğu resmiambargoya rağmen bazı özel ABD kaynaklarından askeri yardım gelmişti.Fransızlar ve İngilizler 1956yılında, öncesinde İsrail’le anlaşarak, sözde İsrailve Mısır'ın arasına girmek için Mısır’a asker gönderdiler. Ancak üç işgalcidevlete karşı sert bir tavır takmanABD ve SSCB hükümetleri çeşitli yollarlaMısırtopraklarındançekilmelerinisağladılar.

Bu sırada stratejik durum bazı radikal değişimlere uğramıştı. SavaştansonrakiyıllardaSovyetbaskısıdahaçokTürkiyeveİranüzerindeolduvebuikiülkeSovyetbaskıvetehditlerinekarşıAmerikaBirleşikDevletleri’ndenyardım

Page 317: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

istediler. İlk başlarda İngilizler’in çökmekte olan durumlarını desteklemekisteyen ABD, bunun mümkün olmadığını görünce, muhtemel bir Sovyetsaldırısına karşı Ortadoğu’da bir savunma sistemi kurmak üzere Ortadoğuişlerinekarışmıştı.TürkiyeileYunanistan,1952yılındaNATO’yagirdiler.1955yılındadaIrakhükümeti,İran,TürkiyeveİngiltereileBağdatPaktıadıverilenyenibirittifakkurmasıiçiniknaedildi.OgünlerdeAmerikaBirleşikDevletleribuittifaktaresmibirüyelikyerinegayriresmibirilişkiyitercihetti.

Bir Arap ülkesinin Batılılar’ın himayesindeki bir ittifaka alınmayaçalışılmasının verimli sonuçları olmadı. Eski egemen devletler olan İran veTürkiye, Sovyetler Birliği’nin güney sınırında olduklarından, gerek geçmişdeneyleri gerek de günün gerçekleri nedeniyle kuzeyden gelecek tehdidinfarkındaydılar. Bu tür bir deneyimleri olmayan Arap devletlerinin yakıngeçmişteki siyasi tarihleri önceBatı yönetiminden, sonra daBatı işbirliğindenkurtulmaçabalarındanoluşmuştu.Irak’ınBağdatPaktı’nagirmesi,ülkedeBatılıdevletlerin hâkimiyetine doğru bir geri adım olarak kabul edildi. Başta yenicumhuriyetçi rejimegirmiş olanMısır olmaküzere, ötekiArap ülkelerinde budurum güçler dengesinin Mısır aleyhine değiştirilmeye çalışılması olarakgörüldü. Sovyetler Birliği 1950’li yıllarda Mısır ve diğer Arap devletleriyleyakın ilişkiler kurmaya çalıştığında iyi karşılandı ve çok geçmeden kazandığıgüç ve etkinlikle Arap hükümetlerini antlaşma imzalamak ve kendine /üskolaylıklarıtanımakkonularındaiknaetti.

Birleşmiş Milletlerde ve diğer uluslararası alanlarda İsrail’e karşı Arapdavasını diplomatik olarak savunmaları, Sovyet politikasının 1950’li yıllarınortalarından başlayarak 1960-70’li yıllarda daha da güçlenen bir özelliğiolmuştur. Arap ordularına gelişmiş silahlarla teknik ve lojistik olarak askeriyardımsağlamışlardır.BudurumkarşısındaABD,İsrail ileyenivedahayakınbirstratejikilişkikurmakzorundakalmışveİsrail’inbaşlıcadiplomatik,stratejikvemalikaynağıolmuştur.

Bu gelişmelerle Arap-İsrail çatışması, Soğuk Savaş’ın en önemlikonularından biri haline gelmiştir. Diğer sorunlarda da yaşandığı gibiOrtadoğu’dasüperdevletlerinçeşitlidevletlerinyanındayeralmalarıkrizlereveyol açtıklarına kısıtlama getirmiş ama diğer taraftan da çözüm için gerçek biradım atılmasına engel olmuştur. Dünyanın başka yerlerindeki paralelbarış süreçleri için olduğu gibi, Ortadoğu barış süreci için de Soğuk Savaş’ınbitmesigerekiyordu.

Page 318: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Arap-İsrail çatışması, Ortadoğu devletleri ve halkları arasındaki savaşlariçindedışdünyanınençokdikkatiniçekensavaşolmuştur.Bununnedenikısmenrakipsüperdevletlerindoğrudanişekarışmaları,kısmendeolaylarakarşıendişeve ilgidir.Budışkaygılar, taraflardanbirininzaferkazanmasınaveçatışmanınkesinbirsonucaulaşmasınaengelolmuştur.Sertvekısasavaşlarşeklindesürenbu çatışmalar, uluslararasımüdahalelerle asla stratejik olmayan zaferler olmaküzere taktik zaferleriyle son bulmuştur. Uluslararası kurumların çatışmayıçözmek yerine devam etmeye götürmesi bu konuda amaçlanmayan bir sonuçolmuştur.

1980-1988 yılları arasında İran ve Irak arasındaki savaşa tepki daha farklıolmuştur. Onlar, İsrailliler ve Araplar gibi güçlü bir uluslararası destekalamamışlardır. Hatta tam tersine, her iki devletin de dış dünyada güçlüdüşmanları olduğundan, gerek diğer devletler gerek de uluslararası kurumlarsavaşasonvermekiçinriskalmayıveuğraşmayıgözealmamışlardır.Buikiülkearasında,tümArap-İsrailsavaşlarındakindençokdahafazlacankaybıolanveII.DünyaSavaşı'ndanbileuzunsürenbirsavaşolmuştur.

TemeldeçokaçıkvebasitolanArap-İsrailçatışmasındaortadaüçsoruyardi:İsrail var olacak mı? Olacaksa, sınırlan ne olacak? Bu sınırların içinde kimhüküm sürecek? Çok farklı yönleri olan Irak-İran savaşındaysa konu dahakarmaşıktı. Bir bakıma bu savaş, SaddamHüseyin veHumeyni gibi iki güçlülider arasında kişisel bir mücadele olarak düşünülebilirdi ve zaten de böylegösterilmiştir. Etnik açıdan Araplar ile İranlılar arasındaki bir mücadeleydi.İdeolojik açıdan İslama canlanma ile laik modernizm (sonradan SaddamHüseyin bu konuda fikir değiştirmiştir) arasında bir mücadeleydi. Mezhepaçısmdan Şiiler ile Sünniler arasındaki bir mücadeleydi. Ekonomikaçıdan bölgedeki petrolünün kontrolü için bir mücadeleydi. Bu mücadeledekiönemli bir başka nokta da hem Iraklılar’ın hem de İranlılar’m ülkelerine vekendilerini yönetenlere olan vatansever bağlılıklarıydı. Güneybatı İran’dayaşayanArapazınlıkIraklılarlabirleşmemiş;Irak’ınŞiinüfusuda,birkaçistisnadışındaİrandevrimiverejiminesempatiduymamıştır.

İranveIrak,içvedışbaskıaltındaolmadıklarıveikisidepetrolihraçettiğiiçinhenüzmalisıkıntılarıolmadığıiçinkarşılıklıolarakyıkıcısavaşlarına8yıldevam etmişlerdir. Başlarda üstünlüğü sağlamış gibi görünen İran, Irak’ın ilksaldırısını durdurarak güçlü bir karşı saldırıya geçmiş ve Irak topraklarınagirmiştir.Irak,ABD’denaldığıbüyükistihbaratvelojistikyardımınınyanısıra,zenginArapülkelerindendegördüğüdesteksayesindebusaldırıyıdurdurmuşve

Page 319: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kendisininbirazdahaavantajlıolduğubirbarışıİran’aimzalamayıbaşarmıştır.

Saddam Hüseyin, İran karşısında bu yarım zaferi kazanmasından ve dışdünyatarafındanonaylanmasındanaldığıcesaretle1990yılınınAğustosuayındaKuveyt’iişgalveilhaketmiştir.

SaddamHüseyin,bazıaçılardandoğrubazıaçılardandayanlışolanaskerivesiyasi hesaplar yaparak bu iki savaşı başlatmıştır. İran’a saldırırken doğrudüşünerek, hiçbir bölge ve dış devletin onları dehşete düşüren ve korkutandevrimci bir rejimi desteklemek için kılını kıpırdatmayacağınıhesaplamıştı. Ancak öte yandan yanlış düşünerek, devrim karışıldığıiçindeki İran’ı kolayca ve hızla işgal edeceğini hesaplamıştı.Aradan geçen 10yılınardındanKuveyt’iişgalederkenbudefadoğruveyanlışlarındengesitersti.Kuveyt’ikolaycavehızla işgaledeceğiaskerihesaplandoğruydu.Yanlışolan,bölge devletlerinin onu destekleyecekleri, en azından kabullenecekleri vedış güçlerin zorunlu ve etkisiz bir protestodan ileri gitmeyecekleri siyasihesabıydı.

Bu hataya dünyadaki değişikliği dikkate almaması nedeniyle düşmüştür.1990 yılının sonunda, birkaç ay sonra Sovyetler Birliği’nin dağılmasına veSoğukSavaş’ınsonaermesineyolaçacaksüreçlerbaşlamıştı.SaddamHüseyin,eskiden olduğu gibi bir süper devletin tedbirliliği ile bu tehlikeli serüvenleregirmekten kaçınmıyordu ve bu yeni özgürlüğünden sonuna faydalanmakistiyordu.Ancakbununiçinödemesigerekenbirbedelolacaktı.Çokgeçmedengöreceği üzere, süper devlet, bölgedeki kurbanlarının çağırdığı diğer süperdevletekarşıkendinikorumasıiçinhamisiniçağıramayacaktı.

Bölgedeki yeni oluşumda dış devletler artık Ortadoğu’daki olaylarla ilgilikarar vermiyor ve bunları yönetmiyor olduklarından,Ortadoğu hükümetlerinineylemleri ve siyasetleri giderek isteksizleşen yabancı devletlerin müdahalesinigerektiriyordu. 1990-1991 arasındaki Kuveyt savaşı, bölgedeki dahaönceki mücadelelerin tersine dış rakiplerce ne kışkırtılmış ne de uzatılmıştı;bölgesel, hatta Araplar arası bir mücadele olmuştu. Bu savaşa özellikle ABDolmak üzere yabancı devletler de karışmışlardı. Savaş ve sonrası, süperdevletlerinherikisinindeOrtadoğuiçinsavaştançekildiklerinigösterdi.Çünkübir imparator rolü oynamak ya da en azından bölgenin tehlikeli devletlerinekarşısındadiğerlerinikorumakiçinbiriningücü,ötekinindeisteğiyoktu.

8 yıl süren İran ve Irak savaşıyla karşılaştırıldığında, Saddam Hüseyin’inordularınınbölgeselvedışdevletler-koalisyonu tarafındanyenilmesi, çokdaha

Page 320: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kolayvehızlıolmuştu.ÖteyandanAmerikaBirleşikDevletlerivemüttefikleriIrakgüçleriniKuveyt’tençıkarmaklayetinmeyipSaddamHüseyin’iverejiminiiktidarda bırakmışlardı. Bu sonuca ilişkin çeşitli yorumlar yapılmışsa da,oldukçabasitbirnedenivardı.1991yılındarejimiyıkmakyerinebirbaşkasınıgetirmekanlamınageliyordu;budageçmiştekibazısıaçık,bazısıgizlimandavekoruma dönemlerini anımsatacak bir korumaya neden olacaktı. O günlerdeABD’ninBağdat’a bir yönetici konsül yerleştirme niyeti olmadığı belirtilmiştiveAmerika'nınArapmüttefikleridebunuistemiyorlardı.Böylecehükümetlerinikoruma ve değiştirme karan Irak halkına bırakıldı. Koalisyon güçleriyle Irakarasında yapılan ateşkesin hemen ardından bu politikanın pratik sonuçlangörüldü. Saddam Hüseyin güneyde Şiiler’i, kuzeyde Kürtler’i ve merkezdekimuhalifleriacımasızcabastırmayagirişti.

Ders açıkça ortadaydı; ABD kendinin ve uluslararası toplumun temelçıkarlarını savunacak şekilde davranacaktı; bu çıkarlar da deneme yanılmayöntemiyle tanımlanacaktı. Diğer taraftan Ortadoğu halkları ve devletlerininbaşlarının çaresine bakmaları gerekiyordu. Artık Ortadoğu daha özgür olduğukadardadahatehlikelibiryerdi.

SoğukSavaş:mbitmesiyleikisüperdevletinbazendüşmanolarak,bazendeberaber hareket ettikleri çift kutuplu sistemin çöküşü, süper devletlerinmüdahalesinden ya da kontrolünden kurtarılmış başka yerlerde olduğu gibiOrtadoğu'da da halkları zor bir seçim yapmak zorunda bırakmıştı. Dünyânınbaşka bölgelerindeki örnekleri gibi, sorunlarını çözmek için istemeden ve zorolsa da harekete geçerek yan yana barış içinde yaşamayı seçebilirler ya dasorunlarını ve birbirlerine karşı nefretlerini dizginlemeden kanlı çatışmalarıseçebilirlerdi.Bukanlıçatışmalaragirmeolasılıklarınıvebunubölgenindışındadeğil, içinde isteyen güçlerin varlığım fark etmeleri, Filistin Kurtuluş Örgütüliderlerinin,İsrailhükümetininvebazıArapdevletlerinin,baştaAmerikaolmaküzeredışyardımlarla,karşılıklıolarakbirbirlerini tanıma,ortakbirhoşgörüvedaha pratik olarak, işgal edilmiş toprakların İsrail’den Filistin yönetimineverilmesiilgiligörüşmeleryapmalarınısağlayanönemlibiretkendir.

Araphalklarının sonuncusuolanFilistinliler, işgal edilmişbölgelerde İsrailyönetimine son verilmesiyle ilgili anlaşma sağlanması üzerine özgürlükhayallerineulaşabileceklerdi.NevarkigeçmişteAraphalklarıarasındaolduğugibi,Filistinlilerarasındadaaciliyetkazananyabancıyönetimindenkurtulduktansonra kendilerini nasıl bir özgürlüğün beklediği sorusuna yanıt aranıyordu.Yabancıyönetimindekihalklarınkimileri için ilk,kimileri içinde tekhedefbu

Page 321: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

yönetimi sona erdirmekti. Ancak yabancı bir yönetim altındayken bile o sonaerdikten sonra gelecek rejim konusunda tartışmalar başlamıştı. Bu tartışmabağımsızlıkeldeedildiktensonradahaacilbirdurumageldi.

Fransızlar ve İngilizler kendilerini örnek alarak yeni devletler yaratmışlar;Fransızlar parlamenter cumhuriyetler, İngilizler anayasal monarşilerkurmuşlardı. Ancak efendileri çekildikten sonra bunların neredeyse tamamıyıkılmış ya da terk edilmiş; bölge halkları başka modeller aramayabaşlamışlardı.MihverlerinOrtadoğu’yayönelttikleristratejikvesiyasi tehdidinyenilmelerine neden olmasına rağmen, düşüncelerinin yeni ortaya çıkanmilliyetçiveonabağlıbaşkahareketlerdeartanbiretkisiolmuştu.

Bu yeni düşünce, toplumsal ve siyasi organizasyon biçimi iki nedenle çokçekiciydi. Bunlardan ilki, Batı hâkimiyetine karşı olması; İkincisi, sunulanideolojilerin ve toplumsal stratejilerin bölgenin geleneklerine ve gerçeklerinedaha yakın olmasıydı. Toprak tanımlamasının belirsiz olduğu, değişenmilli kimliğe sahip ülkelerde etnik milliyetçilik, vatanseverlikten dahaanlaşılabilir bir olguydu. Benzer biçimde, otoriter ve radikal ideolojilerinçekiciliği, özgürlükçü ve liberal düşüncelerden fazlaydı. Batı’nın gereksiz veuygunsuz görülen daha bireyci formülleri karşısında, kolektif ve komünalkimliklervehaklardahaanlamlıydılar.Irak’taveSuriye’deMısır’daolduğundandaha aktif olan bu etkiler, halen öyledirler. Mısır’da da daha güçlü bir millikimlikiledahayaygınveetkiliparlamentertecrübeyesahipeskibir liberalizmgeleneğivardır.

İsrail’indoğuşununBirleşikArapgüçleritarafındanengellenememesi,Arapülkelerindederinbiriçhesaplaşmaya'yolaçmışvesorumluolanyöneticilerinverejimlerin birkaç yıl içinde şiddet eylemleriyle yıkılmasına neden olmuştu. İlkrejim Suriye’de yıkılmıştır. Albay Hüsnü Zaim, 1949 yılının Mart ayındabaşkanlıkveparlamenterdüzeninikansızbirdarbeylesonaerdirmişvebirdizidarbeyi başlatmıştır. Askeri yönetim, parlamenter rejimin başlaması veseçimlerinyapılmasıyla1954yılındasonbulmuşamabudurumkısasürmüştür.1958-1961yıllarındaBirleşikArapCumhuriyeti’ninbir_parçasıolanSuriye,bubirlikten ayrıldıktan sonra hızla Baas partisinin diktatörlüğüne girmiştir.Ürdün’deFilistin’dekiArapyenilgisininsorumlusuolarakgörülen,dahakötüsüde, İsrail’le barış yapmaya çalışan Kral Abdullah 1951 yılında öldürülmüştür.Arap rejimlerinin en zayıfı olarak görülen Haşimi monarşisi ise bir şekildeayaktakalabilmişvekrallığınkurucusuAbdullah’tansonraoğlu,ondansonradatorunuhükümdarolarakbaşageçmişlerdir.

Page 322: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

EndramatikdeğişikliklerinolduğuMısır’da,KralFaruk1952-54yıllarındakibirdizihareketinardındansürgünedilmişvemonarşininyerinecumhuriyetilanedilmiştir. Kısa bir süre sonra devrimin lideri General Muhammed Necibindirilerekyerine,rejimdeğişikliğiniplanlayanvegerçekleştiren“HürSubaylar”örgütünün gerçek başı Albay Nasır geçmiştir. Askeri karakterini kaybetmeyebaşlayanCumhuriyetçihükümet,otoriterolmayısürdürmüştür.

Arap devle deri de zamanla başka devrimci dalgadan etkilenmişlerdir.Irak’ta, özellikle Batılı bağlan nedeniyle gözden düşen monarşi 1958 yılındakaldırılmış, yerine bir dizi askeri diktatör almıştır. Irak’ta daSuriye’de olduğugibi ordunun yerini, Baas’ın parti diktatörlüğü almıştır. Suriye’de hükümsüren partiyle ortak kökenleri olmasına rağmenBaas’ın iki kanadı birbirlerinedüşmandılar.

İsrail’e sınırı olan Arap devletlerinden yalnızca, 1948 askeri harekâtındaönemli bir rolü olan veRodos ateşkes anlaşmasıyla İsrail’le uluslararası sınırıkabul edenLübnan demokratik ve parlamenter sistemini korumuş, ama büyükölçüdedışmüdahalelersonucundaiçsavaşlayıkılmıştır.

Dahauzaktaki, İsrail’e sınınolmayanArap rejimlerinden,KuzeyAfrika’daLibya ve Cezayir ile Güney Arabistan’da da iki Yemen devrimle yıkılmıştır.Arap yarımadasında Filistin’deki çatışmaya daha uzak yerlerde ve Fas’tagelenekselrejimlervarlıklarınısürdürebilmişlerdir.

Olayda daha aktif olan ülkelerde arka arkaya gelip geçen devrimler vedevrimci rejimler olmuştur. Ancak her yeni rejimi iktidara getiren, İsrail’inbölgenin ortasında olması, tüm Arap dünyasının düşmanlığına karşın ayaktakalması,hattagelişmesitemelsorunlarıçözülemedensürmüştür.

Aylarca süren zorlu savaşların ardından İsrail’in halâ ayakta kalması,umutsuzluğun aşırı özgüvene karşısındaki zaferi olarak görülebilir. Ancak bugörüş, sonraki savaşlarda daha büyük ve daha donanımlı ordular karşısındakazandığıçokdahabüyükvehızlızaferleriçinyeterliolmayacaktır.

Kimileri açısından İsrail’in kurulması ve gelişmesiniBatı emperyalizmininArap ve İslam ülkelerine karşı saldırgan eylemlerinin devamı olarakgörüyorlardı.Buaçıdanbakıldığındaİsrail,Batıetkisi,nüfuzuvehâkimiyetiiçinbir köprübaşı olmak için çokuygundu.Siyonizmemperyalizminve İsrailBatıgücününbir aracıydı.Daha sonradakimileri debir açıklamayagerekduyarakAvrupa’nınSamiırkınaaleyhtarlığıdüşüncesindenhareketleolaylarıaynıölçüdedramatikamataraflarırollerideğiştirmişolarakgöstermekistemişlerdir.

Page 323: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Başkalarınınaçıklarınıaramakveonlarısuçlamakyerinekenditoplumlarınınhatalarınıbulmakvedüzeltmekleuğraşanbazıkesimlerdetaraflarınbilimselveteknolojik başarılarına, toplumsal ve ekonomik yapılarındaki farklılıklara,Araplar’da olmayan İsrail’in siyasi özgürlüğü gibi ayrıntılara dikkatçekmişlerdir. Nüfusunun büyük çoğunluğunun Ortadoğulu olmasına rağmenİsrail, yalnızca Batılı devletlerin bir aracı olarak değil, Batı uygarlığının birparçası olarak Batı’nın bir parçası gibi görülmektedir. Dolayısıyla İsrail’inbaşarısı,Müslümanların yüzyıllardır süregelen,Müslüman devletlerin fakir vegüçsüzolmasınakarşınBatı’nıngücüverefahıçelişkisininparçasıdır.

Bu çelişkiye çeşitli yanıtlar verilebilir. Kimilerine göre başlıca nedendağınıklıkvebirdöneminbüyükArapdünyasınınkendiaralarındaanlaşamayan,enerjilerini kısır rekabetler ve çatışmalarla harcayan küçük devletlere ayrılmışolmasıydıveçözümüdepan-Arabizm,yaniçeşitliArapdevletlerinindarfikirlipolitikalarındandahasafvesoyluolandahabüyükbirülkeyesadakatidealiydi.Emperyalizmekarşımücadelelerindebuidealenüstseviyesineçıkmıştı.Ancakbu ideal,devletlerbağımsızlıklarınıeldeettiktensonra liderlerinbugörevlerinikurumlara bırakmak konusunda isteksiz olmaları yüzünden gerilemiştir. ÖteyandanAvrupa,hattaBatıdünyasıtarihinde,ülkelerarasındabirlikolmamasınınmaddiveentelektüel ilerlemeyemutlakaengelolmadığı,hattabazıdurumlardailerlemeyekatkıbilesağladığıgörülmüştür.

Bölgenin ayrılmış olduğu devletler siyasi sınıf ve bölgenin gerçeklerikonusundabilinçlenmedebiristikrarsağladıklarında,hükümetlervehalklarmilliegemenlik yapısı içinde uygulanacak çözüm arayışına girdiler. Siyasibağımsızlık mücadelesi gerilerde kalmaya başlayınca, ekonomik sorunlar vedahahızlı ekonomikkalkınmagereksinimleri önplana çıktı.Ancakbu şekildemodem dünyadaki yerlerini alabileceklerini ve modem düşmanlarına karşıkoyacak gücü bulabileceklerini düşünen bu ülkelerin çoğunluğunda ekonomikdurum,,"yalnızcaBatıveUzakdoğu’nunyükselenekonomilerikarşısındadeğil,hızlaartannüfusunyaşamstandardınındüşmesiyledekötüyegidiyordu.

Bir süre tüm bu sorunlara yalnızca sosyalizmle çözüm arandı. Gelişmekteolan ülkelerin pazar ekonomisindeki yavaş ilerlemeyi bekleyecek zamanlanolmadığı ileri sürülüyorvebuanlayışgenelkabulgörüyordu.Bununlabirliktesiyasi demokrasinin kararsızlıklarına ve karışıklıklarına dayanacak sabırları dayoktu.Gerekenhızlıkalkınmaancakgüçlübirelvemerkeziplanlama,başkabirdeyişleotoriterbirsosyalisthükümettarafındangerçekleştirilebilirdi.Bugörüş,

Page 324: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

zamanınOrtadoğuveKuzeyAfrika’dakiensaygındevletiolanSovyetlerBirliğiörneğiveetkisiyledahadagüçleniyordu.

1950’li yıllarda entelektüeller arasında yayılmış olan sosyalizmi iktidaragetirenler entelektüeller olmamıştır. Sosyalizm de önceki neslin yaşadığıliberalizm gibi zorla tepeden inmişti ve durumu daha iyi değildi. Mısır’daiktidaragelişinin9-yılındaNasırcı rejiminbirkararıyla sosyalizmgetirilmişti.Başkaülkelerdedefarklıgörüşlerdekiaskerivemilliyetçi rejimlersosyalizminhızlı ekonomik kalkınmanın tek yolu olduğunu düşünüyorlardı. Sosyalizminçeşidi türlerivardı:AşağıyukarıMarksistveSovyet türü;Arapsosyalizmiadıverilen diğerleri daha insancıl, daha az katı ve Arap koşullarına daha uygungörülüyordu.

1990’larınbaşlarındaMarksistsosyalizmindeArapsosyalizminindebaşarılıolmadığıve reformcuhükümetleringenellikleyanlışyönlendirilmiş,beceriksizreformlarının ekonomik kalkınmayı hızlandırmak şöyle dursun, daha dayavaşlattığı görüldü. Ekonomik politikaların başarılı olduğu tek alan, ’geleneksel İslami düzenin ılımlılığının ve yeni Batılı düzenin özgürlüklerininbaltalandığı ve yok edildiği acımasız diktatörlüklerin yıkılması alanıydı.Bunların yerlerini, sözde sosyalist ülkelerdeki yeni siyasi düzenin en kötüörneklerinden,OrtaveDoğuAvrupamodellerindenbazenoralardanithaledilenuzmanların yönetimiyle taklit edilen çeşitli totaliter diktatörlükleraldı. Ekonomik politikalar başarılı olamadıkları halde, hızlı bir ekonomik vedaha hızlı bir toplumsal ve kültürel değişim dönemi yaşandı. Siyasi açıdan enazainenBatıetkisi,başkaaçılardanartıyordu.

Enmaddi, en kalıcı ama en az fark edilen Batı etkisi, çoğu eski Avrupalıyöneticiler ya da imtiyaz sahipleri tarafından yapılan modern devlet ve şehirhizmetleri alanlarında görülmüştür. Bu alandamodernleştirme süreçleri tersineçevrilmemişyadasaptırılmamıştır.Telefon,televizyon,araba,uçak,topvetanktopgibiBatılıolanyadaicatlarınıkolaylaştıranBatılıfelsefelerleilgilialanlardadabirengellemeolmamıştır.

Dahaşaşırtıcıolanıda,BatıaleyhtarıolduklarınıbelirtendevletlerinBatı’nınanayasaveyasamameclislerigibisiyasimekanizmalarınıkorumalarıdır.Gerçekİslam devletini kurduğunu iddia eden İran İslam Cumhuriyeti, bunu İslamdoktrinivetarihindebenzeriolmayanbirbiçimdeyazılıbiranayasaveseçilmişbirparlamentoylayapmıştır.

Bölgedeki Batılı siyasi düşüncelerinin en kalıcı ve güçlü olanının devrim

Page 325: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

düşüncesi olduğu söylenebilir. Müslüman Ortadoğu’nun tarihinde, başkatoplumlardaolduğugibi,hükümetlerinkomplolaryadaisyanlarladevrilmesineilişkin pek çok örnek vardır. Eski bir İslami gelenek de liderlerin siyasi vetoplumsalsistemdekikutsalgörevlerininuranlığıyıkarakyerineadaletigetirmekolduğuna inanmaktır. Hükümdara karşı gerekli saygının sınırlarını belirleyenİslamhukukuvegelenekleri,birhükümdarıntebaasınınbağlılığınıkaybettiğiveyasal olarak tahtından indirilmesi gereken durumları çok dikkatle ele alaraktartışmayaaçıktır.

İslam dünyası için XVI. yy Hollandası’nda, XVII. yy İngilteresi’nde veXVIII.yyAmerikaveFransası’ndaortayaçıkandevrimdüşüncesiçokyabancıveyeniydi.1905yılındaİran’dakimeşrutiyetçilerinve1908yılındadaOsmanlıİmparatorluğu’ndaki Jöntürkler’in kendilerine özgü devrimleri Ortadoğu’dagerçekleşen ilk devrimler olmuştur. Bunlardan sonra da pek çok devrimgerçekleşmiştir. XX. yy’ın son 10 yılında bölgedeki devletlerin önemli birçoğunluğu daha öncekilerin şiddet yoluyla yerlerinden atıldıkları rejimlerleyönetilmişlerdir. İlk başlarda yabancı efendilere karşı bir milli mücadeleverilmiş, sonraları da genellikle askerlerin, hizmet ettikleri ordularınhükümdarlarınıdevirmeleriylegerçekleşen rejimdeğişiklikleriolmuştur.Bütünbunlaraynıheyecanla,zamanlaOrtadoğu’dabirhükümetinmeşruluğunailişkinolarak en yaygın kabul gören sıfat olan “devrimci” unvanında iddia sahibiolmuşlardır.

Rejimdeğişikliği,bazıdurumlardatoplumundahaderinhareketlerinden,enüst konumdakileri değiştirmenin ötesinde, çok daha derin nedenlerden ve çokdaha büyük sonuçlara neden olarak yapılmıştır. 1979 yılındaki İran İslamDevrimi bunlardan biridir. Bu devrim, şekli, kökenleri ve kaderiaçısından Fransız ve özellikle de Rus devrimleriyle kıyaslanabilir.İran’da gerçekleşenler klasik-anlamda bir devrim gibi görülebilir. Hal-kınkatılımıylabirkitlehareketininsiyasiveekonomikgücüdeğiştirmesivebüyükbir toplumsal değişim sürecini başlatması, daha doğrusu devam ettirmesi sözkonusudur.

Fransa’daBourbonlarveRusya’daRomanovlardönemlerindekigibibüyükbirdeğişimsüreciİran’dadaPehlevilerdönemindebaşlamışbulunuyordu.Bunusürdürebilmek için siyasi güçte bir değişiklik olması gerekiyordu. İrandevriminde de başka yerlerdeki devrimlerde olduğu gibi değişim sürecininsapması ve durması olasılık dahilindeydi. Farklı ve kimi zaman çelişkiliaçılardan bakan kimi İranlılar, bunun daha ilk aşamada gerçekleştiğini ileri

Page 326: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

sürmüşlerdir. Devrimci rejim, iktidarı elde ettikçe onların bu görüşlerinekatılanlarınsayısıartmıştır.

İran'dakidevrim,devrimadıverilenöncekisüreçlerinaksine,IslamiDevrimadını almıştır.DevriminParis vePetrograd örneklerini önemsemeyen liderleri,tıpkı sağdakiler gibi Avrupa'nın sol ideolojilerini kendilerine karşı mücadelesürdürdükleri kafir düşmanın bir parçası gibi görüyorlardı.Onlarınki farklı birtoplumdu, farklı bir kitaba dayanıyordu ve farklı tarihi anılarla biçimlenmişti.Yalnızca onların mücadele için kitleleri seferber edecek gücü olduğu içindevriminsembollerivesloganlarıİslami’ydi.

İslamiyet sembol ve sloganlardan ibaret değildi ve devrimci liderler ilesözcülerinin yorumlayışlarına göre de varılacak hedefleri belirliyor, en az okadar önemli bir konu olarak mücadele edilecek düşmanları tanımlıyordu.Bunlar, ülke dışında kafirler, ülke içinde mürtetler olmak üzere tarihten,hukuktanvegeleneklerdentanıdıkkişilerdi.Devrimcileregöre“mürtet”onlarıngerçek İslamyorumlarına inanmayan, kafir veyabancı yöntemleri ithal ederekİslam toplumunu ve onun içinde yaşadığı hukuk ve inancı yıkan tümMüslümanlar ve özellikle de Müslüman hükümdarlardı. İran’daki İslamdevriminin ve bu tür hareketlerin yerleşeceği başka ülkelerdeki amacı,Müslümanülkelere vehalklara yabanahâkimiyetindeyken zorla kabul ettirilentüm yabancı ve kafir birikimleri yok etmek ve gerçek ilahi kudretin İslâmîdüzeninigetirmekti.

Ne var ki İran’da ve başka yerlerdeki bu devrimcilerin geçmişlerininincelenmesi sonucunda elde edilenler, onların Batı’yı ve Batı’nın sunduklarınıreddederken, propagandalarında ki gibi geniş kapsamlı ve ayrım gözetmezolmadıklarını ve dinsizlerin ülkelerinden gelen bazı şeylerin iyi karşılanmayadevamedildiğiniortayakoymaktadır.

Bunlardan bazıları çok belirgindir. İran’daki İslam devrimi elektronikçağdakiilkgerçekmodemdevrimdir.Humeynimilyonlarcavatandaşınasesinikasetlerleülkedışındangönderenilkkarizmâtikhatiptir.AynızamandasürgündeolupdayurdundakitaraftarlarınaŞah’ınİran’dagerçekleştirdiğiotomatiktelefonsistemiyle ulaşan ilk sürgün liderdi. (Ama bunu ilk sürgün yeri olan Irak’tandeğil, daha sonra Fransa’dan yapabilmiştir.) İran devrim liderleri resmi ve içsavaşlarda Batı’nın ya da Batı taklitçilerinin silahlarını kullanmışlar, ayrıcainternet ve uydu anteni gibi yine Batı’nın hediyesi olan silahlan daellerininaltındabulundurmuşlardır.

Page 327: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

İran’daki devrimci rejim Avrupa’dan başka bir alanı daha ödünç almıştır.Sembolleri Avrupalı’dan çok İslami olmakla birlikte, yöntemleri ve tarzlarıİslamiolmaktançokAvrupalı’dır.İdeolojikaçıdandüşmankabuledilenpekçokkişinin acilen yargılanarak idam edilmesi, özel mülkiyete büyük orandael konulması, yüz binlerce erkek ve kadının sürgün edilmesi, iktidarınpekiştirilmesi için uygulanan şiddet, endoktrinasyonvebaskı,Hz.Muhammedve Hz. Ali örneklerinden çok Robespieıre ve Stalin örneklerine çok yakındır.İslamiolmayanbuyöntemler,tamanlamıyladevrimcidir.

İrandevrimcilerideRuslarveFransızlargibikendiülkelerineolduğukadardiğerülkeleredehitapetmişlervedevrimleriyleaynıkültüresahipülkelerdedebüyük bir hayranlık yaratmışlardır. Doğal olarak bu hayranlık GüneyLübnan’daki Şiiler arasında ve Sünni komşuları arasında zayıf durumda kalanbazı Körfez devletlerinde çok daha fazla olmuştur. Hatta bir süre Müslümandünyasında Şiiliğin neredeyse hiç bilinmediği bölgelerinde de büyük güçkazanmıştır.Mezhep farklılığı önemli olmadığı içinHumeyni birŞii ya da birİranlıolarakdeğilbirİslamidevrimlideriolarakgörülmüştür.ZamanındaParisve Petrograd’daki gelişmelere ilahi bir heyecanla tepki gösteren genç Batılıradikallerin yaptığı gibi, İslam dünyasının her köşesinden milyonlarca genç,gençolmayan,erkek,kadındaaynıheyecanla,sonsuzumutla,hertürlüdehşetimazurgörmevebağışlamaisteğiyle,gelecekiçinendişelisorulansorarakİslamidevriminçağrısınakoşmuşlardır.

İran devrimin ardından zor yıllar yaşamıştır. Halk iç çatışmalar ve baskı,yabanasavaşlar,giderekartanekonomikkrizyüzündençokacıçekmiştir.Başkadevrimlerdekigibi,bazenaşırılıkçılarveılımlılar,başkabirdeyişleideologlarvepragmatikler olarak tanımlanan rakip fraksiyonlar birbirleriyle sürekliçatışmalardır. Tüm bunlar ve başka değişiklikler nedeniyle İran tarzı İslamidevrim ideali, çekiciliğinin tamamını olmasa da birazını yitirmiştir. BaşkaMüslüman ülkelerde ortaya çıkan ve ondan ilham alan,, etkilenen ya da onaparalel giden İslamidevrimhareketleri deoralarda iktidar için ciddi, bazendebaşarılırakiplerolmuşlardır.

Tüm bu devrimci rejimlerin, monarşilerin ve geleneksel rejimlerin ortakyanlan, modernleşmenin onlara sunduğu siyasi mekanizmaları ve ekonomikfaydaları korumaları ve kullanmaları olmuştur. İstenmeyen şey ekonomikmekanizmanın yabancı kökeni değil, mekanizmanın yabancılar tarafındankontrolüvesömürülmesiolmuştur.

Page 328: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Ortadoğu rekabetinde, Sovyetler ve ABD de onlardan önceki İngilizler veFransızlar gibi, kendi imajlarında devlet ve toplumlar oluşturmak istemişlerdi.Ancak bu hiç de kolay değildi. Otoriter bir devleti desteklemek bir sorunolmayabilirdi, ama bir İslam ülkesinde Marksist, sosyalist bir rejimyaratmak oldukça zor, Liberal bir demokrasi yaratmaksa fazlasıyla zordu.Öteyandan demokrasilerin yaratılması kadar yıkılması da zordur.Uzun vadede budurumbölgeiçindevedışındakidemokrasilereyararsağlarken,onlarınotoriterdüşmanlarınadazararvermiştir.

Sonuç olarak büyük güçlüklerle elde edilen bağımsızlığın kullanılması veinsanların kaderlerinin iyileştirilmesi konularında temel iki ideolojik görüşoluştu: Demokrasi ve İslamiyet. İkisi de çeşitli ve rekabetçi şekillerdeuygulandılar. Müslümanların kopya ya da taklitle kullandıkları çeşitli ithalyöntemlerin tümü açık bir başarısızlığa uğrayınca, zarardan başka birşeygetirmeyenyabancılarınvekafirlerinbuyöntemleriyleilgilitartışmalargüçkazandı.Müslümanlarınİslamdininevehukukunadönmeleri,devletvetoplumuyabancı birikimlerden arındırarak özbenliklerine kavuşmaları ve gerçek birİslâmîdüzenyaratmalarıçözümolarakgörüldü.

Diğerseçenekdemokrasiydi.AncakbarışzamanlarındauygulananyalnızcaenüstdüzeydekiküçükbirgrubunyönettiğiBatıdemokrasisinintaklidiyerine,köydenentepeyedekkamuyaşamınınherdüzeyindeözgürkurumlanylagerçekdemokrasinin uygulanmasıydı. Demokratlarla köktendinciler muhalefetteyse,köktendinciler çok daha avantajlıydılar. Çok despot olsa da hiçbir hükümetintamamen kontrol edemeyeceği ve başka hiçbir grubun rakip olamayacağıcamilerde ve vaazlarda gerçekleştirdikleri bir toplantı ve iletişim ağları vardı.Zaman zaman despot bir rejim tarafından rakipmuhalefet ortadan kaldırılarakköktendincilerinyoluaçılmıştır.Köktendincilerdışındatoplumdakitekbirgrup,bağımsız eylem yapacak birlik, yapı ve olanağa sahip ve bölgedeki siyasideğişimindiğerbüyükmotoruolanordudur.Ordu,çeşitlizamanvezeminlerde,Sudan’daki gibi köktendincilik, Türkiye’deki gibi demokrasi için hareketegeçmiştir.

Gerek demokratik gerek de İslami çözümlerin savunucularının kendiiçlerinde de büyük ayrılıkları, hatta zıt düşünceleri vardır.Müslümanlar içindeaktifveönemlibirazınlıkolanislamiköktendincileriçinyalnızcaiktidaragelmearacı olması dışında demokrasi gerekli değildir. Demokratlar içinde militanlaiklerdeİslamiyet’inbirdevletinkamuyaşamındaoynadığıgelenekselrolesonvermeya da en azından azaltma isteklerini gizlemezler.Batı’nın din ve devlet

Page 329: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ayrılığıdüşünceleriyledinedayalı İslamdevletigeleneğiarasındakiçatışmanınsüreceğigörülmektedir.

İslam ülkelerinde yaşanan uzun özgürlük döneminin kadınlar ve erkeklerüzerinde silinemeyecek derin etkileri olmuştur. Geri dönüşler olsa da Avrupatarzı demokrasi İslam topraklarında henüz ölmemiştir ve yeniden canlanmaişaretleri görülmektedir. Parlamenter ve anayasal sistemlerin etkinolmaya başladığı ülkeler bulunmaktadır. Aynca henüz daha küçük olsa daekonomik olduğu kadar siyasi liberalleşmeye doğru adımlar atan ülkeler devardır.

En militan ve radikal kesimlerin ya fark edemedikleri ya da kabul etmekistemedikleriAvrupa yöntemlerinin getirilmesi ve kabullenilmesi toplumsal vekültürel yaşamda çok ileri gitmiş ve ısrarla varlığım korumuştur. Gelenekselsanat ilk değişikliklere sahne olmuştur. Kitaplardaki eski minyatür vebinalardaki eski süsleme gelenekleri XVIII.yy sonlarına doğru yok olmayabaşlamıştı. Bunların yerini XIX.yy’da Batılılaşmış ülkelerde başlarda Avrupaörneklerinden etkilenen, sonra da onların hâkimiyetine giren örnekler almıştır.Eskiminyatür ve hat sanatları bir dönemdaha sürmüşolmasına karşın, birkaçistisna hariç, özgünlüklerini ve prestijlerini kaybetmişlerdi. Sanatsalanlamda toplumun kendini anlatma şekli olarak bunların yerine tuvale yağlıboyaylaçizenAvrupastiliressamlargeçmiştir.Mimari,camimimarisibile,BatıteknikleriylebirlikteBatısanatakımlarınadauyumgöstermiştir;bazıgelenekselİslamiörnekleredönmeçabalarıdabilinçlibirneo-klasisizmformunualmıştır.Heykel, İslami sanatsal normların değişmediği ve İslamiyet’in resimyasağınınihlaliolarakgörülen tekalanolmuştur. İran’daŞahveTürkiye’deAtatürkgibilaik modem liderlere karşı olan suçlamalardan biri kendi heykellerinidiktirmeleriolmuşvebuputperestlikolarakgörülmüştür.

EdebiyattadasanattakindendahayavaşvegeçbirBatılılaşmadanolmuştur.Geleneksel edebi biçimler,XIX. yy ortalarından sonra belirli kesimler dışmdabırakılmıştır. Yerlerini Batı’dan gelen yeni biçimler ve düşünceler alarak,geleneksel masal ve öykünün yerine roman ve öykü geçmiş; denemeler vegazetemakaleleriortayaçıkmış;modemşiiryenikonularvebiçimlerletümhalkkatmanlarına yayılmıştır. Bölgedeki ülkelerin tümünde Modem edebiyatınyazıldığı dil bile, Batı etkisiyle geri dönülemez, ve yaygın bir biçimdedeğişmiştir.

Avrupa sanatmüziğinin etkisininhâlâ çok azgörüldüğümüzik alanı en az

Page 330: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

değişiklik olan alandır. Avrupa etkisinin daha derin ve uzun süreli olduğuTürkiye’de, uluslararası ün kazanmış yetenekli sanatçılar ve Avrupa tarzındabesteciler yetişmiştir. Batı’mn kültürel bir parçası haline gelen İsrail’dekişehirlergibi,Ankaraveİstanbuldauluslararasıkonserşehirleriolmuştur.Ayncabuşehirlerdekonserleridolduruptaşıracakölçüdeçokvesadıkdinleyicikitleleribulunmaktadır.Ortadoğu’da diğer yerlerde Batı müziği besteleyen, çalan vedinleyenlerhenüzsayıcaçokazdır.Müzikhâlâçeşidigelenekselbiçimleriyleenyüksekdüzeydebestelenmeye,çalınmayavehalkınbüyükçoğunluğutarafındankabul ve takdir görmeye devam etmektedir. Son zamanlarda Batı müziğininpopüler türlerinekarşıgörülen ilgi,dahaçokbüyükşehirlerdekiküçükgruplararasındakalmıştır.Birkültürünenderinvemahremifadesiolanmüziğinyabancıetkilereenkapalıkültüralanıolmasıçoknormaldir.

Kıyafet,Avrupaetkisininçokaçıkbir şekildegözlendiğibiralanolmuştur.Müslüman ordular tarafındanmodem silahların ve donanımın kullanılması birihtiyaç olabilir. Aynca savaşta kafir düşmana karşı zafer kazanmak üzere onutaklit etmenin hukuka uygun olduğuyla ilgili hadisler de bulunmaktadır. Amakafirinkıyafetinitaklitetmekçokfarklıdırvehemsembolik,hemkültürel,hemdedinibirönemtaşır.

XIX. yy’da Osmanlılar subay ve askerleri için Avrupa tarzı üniformaları,atlarıiçinAvrupakoşumlarınıkullanmışlar,başkaMüslümandevletlerdeonlarıizlemişlerdir. Batıklaşmayan tek şey başlıklar olmuştur ki bunun da nedeniönemlidir. Türkiye’de İslami tutuculuğun bu son kalesi, Kemalist devrimledüşmüştür. Avrupa tipi şapka ve kepler, Türk ordusu ile halkı tarafındankullanılmaya başlamış ve bir süre sonra daMüslüman devletlerinin neredeysehepsindetümhalkvesonradaordulartarafındanbenimsenmiştir.

Kadınların durumudaha farklıydı.XIX. yy’daveXX.yybaşlarındakadınkıyafetininBatılılaşmasıçokyavaş,çokgeçveçoksınırlıolmuştur.Budeğişimgüçlü bir direnişle karşılaşmış ve nüfusun çok daha küçük bir kısmınıilgilendirmiştir. Toplumun çeşitli katmanlarında erkeklerin Batılı kıyafetlerinormal görülürken, kadınlar henüz geleneksel kıyafetleri içindeydiler. XX. yyortalarında önce modernleşmiş zengin sınıflar, sonra çalışan kadınlar veöğrenciler arasında Batılı kıyafetleri giyen kadın sayısında artış oldu. Budeğişimin tersine dönerek erkeklerden çok kadınların geleneksel kıyafetlerinedönmeleriİslamicanlanmanındikkatçekicisonuçlarındanbiridir.

Kadınların durumundaki değişim, Batılı etkisi ya da örneğine dayalı

Page 331: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

değişikliklerin hepsinin en büyüğü ve en uzun vadelisi olmuştur. Cariyelik,köleliğin kaldırılmasıyla birlikte kanun dışı olmuş, bazı yerlerde bir süre dahasürsede,kabuledilirliğiveyaygınlığısonaermiştir.ÇokeşlilikbaştaTürkiye,Tunusveşahındevrilişinekadarİranolmaküzerebirkaçülkedeyasaklanmıştır.Müslümandevletlerin çoğunluğundayasal olmayadevametse de, bazı hukukive başka sınırlamalar getirilmiştir. Çok eşlilik, Şehirli orta ve üst sınıflararasında toplumsalolarakkabul edilemezolmuş; şehirli alt sınıflarda isezatenekonomiknedenlerlehiçolmamıştı.

Ekonomik gereksinim kadınların özgürlüğünde önemli bir noktaydı. îlkçağlardan itibaren iş gücünün bir parçası olan köylü kadınlar ve şehirlihemcinslerine yasaklanmış bazı toplumsal özgürlüklere sahiptiler. Ekonomikmodernleşmeylekadınınelemeğinegereksinimortayaçıkmış,modernsavaşlariçin yapılan seferberlikle bu gereksinin artmıştır.Bu durum, özellikleOsmanlıİmparatorluğu’nda,I.DünyaSavaşı’ndaerkeknüfusunbüyükçoğunluğuaskerealındığındaönemkazanmıştır İkidünyasavaşıarasındakidönemevesonrasınakadaruzanmışolankadınlarınekonomiyekatılmasıvenedenolduğutoplumsaldeğişiklikler kadınlar lehine bazı hukuksal değişikliklere de yol açmıştır. Budeğişiklikler toplumsal yaşamı ve aile yaşamını da etkilemiştir. Kadınlarıneğitiminde de önemli gelişmeler olmuş, 1970-80'li yıllarda pek çok kadınüniversitelere yazılarak öncelikle, “kadın meslekleri” olarak tanımlananhemşirelikveöğretmenlikeğitimialmayabaşlamışlar,sonradabaşkafakültelerevemeslekleregirmişlerdir,İran’dabilekadınhastalariçinkadındoktorlar,dahaönemlisidekadınparlamenterlerbulunmaktadır.

Bazı militanlar, kadınların geleneksel mesleklere girmelerine bile tepkigöstermişlerdir. Humeyni, kadınların erkek çocuklara öğretmenlik yapmasınınmutlakaahlaksızlıklasonuçlanacağınıbüyükbiröfkeyleifadeetmiştir.

Parlamenter rejimlerin olduğu ülkelerde kadınların siyasi özgürlüklerindeönemli gelişmeler olmuştur. Bu, ordu ya da parti denetimindeki diktatörlükte,pekdeönemlideğildir, ikisi debüyükçoğunlukla erkeklerdenoluşur.Batılılarkadınların özgür olmasının liberalleşmenin bir parçası olduğunu ve kadınlarındurumunun otokratik rejimlere oranla liberal rejimlerde daha iyi olacağınıdüşünmüşlerdir. Bu varsayım şüpheli ve genel olarak yanlıştır. Irak veGüneyYemen, Arap ülkeleri arasında kadınların en çok hukuksal özgürlüğe sahipoldukları yerlerdir ve ikisinin rejimi de baskıcıdır. Mısır, Arap ülkelerinin enaçık ve en hoşgörülü ülkesi olduğu halde, orada kadın haklan çok gerilerdekalmıştır. Bu tür toplumlarda büyük bir bölümü erkek ve muhafazakâr olan

Page 332: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

kamuoyudeğişikliğekarşıkoymaktadır. İrangibiköktendincilikleyönetilenyada köktendincilerin etkin oldukları ülkelerde kadın hakları konusunda çokönemligerilemelerolmaktadır.Köktendincilerinbaşlıcaşikâyetlerindenbiriolankadınların özgürlüğüdür ve geri alınması programlarının en başında yeralmaktadır.

Öteyandangeridönülmezdeğişikliklerinolduğuçokaçıkortadadır.Şeriatıyeniden getireceklerini ileri sürenler dahi cariyeliği yasallaştıramayacaklardır.Ortadoğu şehirlerindeki eğitimli sınıflar arasında çok eşlilik olasılığı fazladeğildir. Kadınların eğitiminde köktendinci etkiler ve yöneticilertarafından önemli değişiklikler yapılmış olmakla birlikte, kadınlar eski cahilhallerinegetirilememiştir vebudapekmümkündeğildir. İslamülkelerindedeAvrupa ve Amerika’daki gibi kendi kurtuluştan için çalışan ve sesleriniduyurmaya çalışan kadınlar bulunmaktadır. İslam topraklarında Batı eğitimialmış çok sayıda kadın yaşamaktadır ve onların önemli etkileri görülmeyebaşlanmıştır.Nüfusundışlanmışyarısınınkatkılarıyla İslamkamuyaşamıdahazenginolacaktır.

Halk arasında kendilerinden önceki ve sonraki toplumsal, hukuksal vekültüreldeğişikliklerçokfarklıtepkileryaratmıştır.Tümbugelişmelerpekçokkadın içinkurtuluşve fırsat olmuş; pek çok erkek içingizli olanbir dünyanınyolu açılmıştır. Batı etkisi bazı yerlerde hayal edilemeyecek ölçüdeservet sağlamıştır. Batı teknolojisi ve Batı tarzı ticaret para kazanmanın yenikapılarını açarken,Batı tüketimkültürüdebuparanınharcanacağıyeniyollarıaçmıştır.

Modernleşme, kimilerine göre de Batılılaşma, fakir ile zengin arasındakiuçurumuiyicebüyütmüş,buuçurumugözlegörülür,elletutuluryapmıştır.Arapyarımadası dışındaki pek çok yerde artık zenginlerin kıyafetleri, yiyeceklerifarklıdır ve halkın modernleşmemiş kitlesinden farklı toplumsal kurallarçerçevesinde yaşamaktadırlar. Başta televizyon olmak üzere Batılı iletişimaraçları, fakirlerin kendileriyle zenginler arasındaki farkı ve daha da önemlisinelerikaçırdıklarımgörmelerinisağlamaktadır.

Bazı ülkelerin akıllı ve ılımlı hükümetleri bu hızlı değişim dönemindeyaşanan kaçınılmaz huzursuzluk ve sancıyı daha aza indirebilmişlerdir.Bazılarındadaotokratikrejimlerinekonomikyanlışlıklarıyüzündendurumdahada kötü olmuştur. Hızla artan nüfusa karşılık ülkedeki besin kaynaklarındaparalel bir artışın olmaması gibi ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır.Bazı ülkelerin

Page 333: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

ellerindebulunanönemlikaynaklardaboşaharcanmıştır.Ekonomiksıkıntılarınbüyükbirbölümü,ülkededüzenikorumak,ülkedışındadaolasıdüşmanlardankorunmak için askeriye ve güvenliğe yapılan çok miktardaki harcamalardankaynaklanmıştır. Ne var ki her şey bu harcamalarla açıklanamaz. Bir Fransızhaber dergisinde röportaj yapılan bir Cezayirli şunları söylemiştir: “EskidenCezayir Roma'nın tahıl ambarıydı ama artık ekmeklik buğdayı ithal etmekzorunda.Bahçelervesürülerülkesiamaetvemeyveithaletmekzorunda.Doğalgazvepetrolyönündenzenginamamilyarlarcadolardışborcuvemilyonlarcaişsizi var.” Ve bu durumun 30 yıllık kötü yönetimin sonucu olduğunu daeklemiştir.

Cezayir’in petrol geliri az ve nüfusu çoktur. Öte yandan gelirleri büyük,nüfusları küçük olan ülkeler de ekonomilerini altüst etmişler ve halklarınıfakirleştirmişlerdir.Petrolyataklarıolanülkeleruzunvadedebundanhemyararhem de zarar görebilirler. Petrol gelirleri siyasi olarak otokratik hükümetlidevletleri mali baskılardan kurtarıp güçlendirirler. Oysa başka ülkelerde aynımali baskılar hükümetleri demokratikleşmeye zorlarlar. Bu ülkeler, petrolzenginlikleri yüzünden tehlikeli bir şekilde dünyadaki petrol fiyatıdalgalanmaları ve petrol dışı enerji kaynaklan gibi, denetimleri dışındakietkenleremaruzkalmaktadırlar.Ortadoğu’nunbaskılarındanvekararsızlığındankaçmakisteyenler,Ortadoğu’danbaşkayerlerdedepetrololmasınıvepetroldenbaşkaenerjikaynaklarıbulunmasınıçözümolarakgörmektedirler.

OrtadoğuXX.yy’ınsononyılındaikibüyükkrizlekarşılaşmıştır.Bunlardanbiri ekonomik ve toplumsaldır; ekonomik yoksunluğun yol açtığı zorluklar vebunların toplumsal sonuçlandır. İkincisi siyasi ve toplumsaldır: Uyumun, birdevletin işlerliğini sağlayan ve otokratik bir yönetimde bile toplumun onlarolmadan işlevini göremeyeceği kabul edilmiş kuralların ve ilkelerinbozulmasıdır.UyumkaybınınsonuçlanveyenibiruyumyaratmanınzorlukvetehlikeleriiçinSovyetlerBirliği’nindağılmasıiyibirörnektir.

Ortadoğu devletleri ve halkları XX. yy’ın son on yılında bu sorunları,çözmek için yalnız kalmışlardır. Artık yabancı devletler bölgenin işlerinekarışmıyor, hatta aşırı bir isteksizlik gösteriyorlardı. Avrupa, Amerika veUzakdoğuülkelerigibidışdünyadevletleriOrtadoğuileüçkonudailgiliydiler:Enerji gereksinimleri içinkaynak;malvehizmetleri için zenginvegenişleyenbir pazar ve bu ikisini güvenceye almak için görünüşte de olsa, uluslararasıhukukvedüzeninsağlanması.

Page 334: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgal ve ilhakı ile Suudi Arabistan ve diğerKörfezülkelerinekarşıoluşturduğu tehdit, dış askerimüdahaleyikışkırtmışveen üst noktasına ulaştırmıştı. Çünkü dış dünya açısından iki tehdit sözkonusuydu.İlktehdit,bölgeninpetrolkaynaklarının,dahadoğrusudünyapetrolkaynaklarınınbüyükbirbölümünün saldırganbirdiktatörün tekelcikontrolünegirmesi; İkincisi de II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan uluslararası düzenedönülmesiydi.İlkkezBirleşmişMilletler’inbirüyesibaşkabirülkeninişgalineuğruyordu.

SaddamHüseyin’egözyumulması, çokgüçsüzleşmişdurumdakiBirleşmişMilletler’ineskiMilletlerCemiyeti’ninkaderinipaylaşmasıvedünyanınşiddettaraftarlarınabırakılmasıanlamınagelecekti.

Bölgenin içinden ve dışından büyük güçler, SaddamHüseyin’iKuveyt’tençıkarmakiçinbirleşerekonunkazanmasınaizinvermediler.ÖteyandanSaddamHüseyin, Irak’tan değil Kuveyt’ten çıkarılmış, ülkesindeki hükümet biçiminedevam etmesine izin verilmişti. Verilen mesaj açıktı.Iraklılar eğer istiyorlarsayenivefarklıbirhükümetikendileriyaratmakzorundaydılar,onlaradınabunubaşkasıyapmayacaktı.

XX.yy’ın son on yılında dış güçler, daha çok kendi çıkarlarını gözetmek,yani pazarlarını ve petrolü ve Birleşmiş Milletlerin temel kurâllarına gerekensaygıyı elde etmek, uluslararası toplumun çıkarlarını savunmak için hareketedeceklerimesajını veriyorlardı.Diğer taraftanOrtadoğu’da iki yüzyıldan beriilk defa halklar ve hükümetler kendi kaderlerini belirleyeceklerdi. İsterlerseberaberyenibölgeseldevletlerkurabilirleryadabölgehakimiyetiiçinrekabetegirebilirlerdi. Belki de Yugoslavya ve Somali gibi bölünerek bir kaosagirebilirlerdi; aslında bölgede dini görevleri ve milli haklan olduğunainandıklarındanödünvermektensebuyolutercihedecekleriniaçıkçaifadeetmişhareketler ve kişiler vardı. Lübnan’da iç savaş sırasında yaşananlar tüm bölgeiçin bir örnek teşkil edebilir. Tıpkı geçmişteki gibi yeni bir Haçlı Seferiyaratacakyenibircihadbaşlatabilirler.Belkidekendileriyle,komşularıylavedışdünyailebirbarışyapmakiçinbirleşerekdahatatminedici,zenginveözgürbiryaşamiçinmaddikaynaklarıylabirliktemanevikaynaklarınıdapaylaşabilirler.Modem çağların bu zor döneminde, Ortadoğu halkları ve devletleri en doğrukararıancakkendileriverecektir.

Page 335: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

NOTLAR

GİRİŞ

1.KâtipÇelebi,MizanAl-Haqq(İstanbul,Hicri1290),sf.42-43.

İngilizcesiG.L.Lewis,TheBalanceOfTruth(Londra,1957),sf.56.

2. Abu Abdallah Muhammad’ 'Abd Al-Wahhab, RihlaîAl-WazirfiîftikakAl-Asir,Ed.A.Bustani(Tangier,1940),sf.67.

3..Takvim-tVeka'i,IJumada11247/14Mayıs1832.

4. Mehmed Efendi, Paris Sefaretnamesi, Ed. Ebüzziya (İstanbul,Hicri1306),sf.139-146.

1.BÖLÜMHıristiyanlıkÖncesi

1.Sabbath33b;Bkz.TheBabylonianTalmud:SederMo’ed,Çev. I.Eps-tein(Londra,1930),cilt.I,sf.156.

2.BÖLÜMİslamiyetÖncesi

1. Ammianus Marcetlinus, Çev. John C. Rolfe (Cambridge, Mass.rLoebClassicalLibraıy,1963)ciltII,sf.375veciltI,sf.27

2. Menander, Excerpta De Legationibus, Ed. C. De Boor (Berlin,1903), cilt I, sf. 205-206; Cambridge Medieval History, cilt IVa, sf.479’dakiçeviri.

3.BÖLÜMKökenler

1. Al-Mas'udi, Muruj Al-Dhahab, Ed. Barbier De Meynard ve PavetDeCourteille,CharlesPellat(Beyrut,1970),ciltIH,sf.76-77.

2. İbn Qutayba, 'Uyun Al-Akhbar, Ed. Ahmad Zaki Al-’Adawi(Kahire, 1343-8/1925-30), cilt II, sf. 210; İngilizcesi Ed. ve Çev. BemardLewis, İslam From The Propbet Muhammad To The Capture O/Constanti-nople,2(1974),sf.273.

3. Al-Muqaddasi, Descriptio Imperii Moslemici, Ed. M. J. Goeje, 2.Baskı(Leiden,1906),sf.159.

6.BÖLÜMMoğollar’mArdından

Page 336: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

1.Al-Suyuti,HıtsnAl-Muhadara(Kahire,Hicri1321),sf.39.

2.C.Imber,TheOttomanEmpire1300-1481(İstanbul,1990),sf.24.

3.TbeReignOfTheSultanOrchan,SecondKingOfTheTurks,Transla-tedOutOfHojahEffendi,AnEminentTurkishHistorian,ByWilliamSeaman(bonûn,1652),sf.30-31.

7.BÖLÜMBarutİmparatorlukları

1- İbn Kemal, Tevârib-İÂl-t Osman VU Defter, Ed. Şerafettin Turan(Ankara,1957),sf.365.

2. Kemalpashazade, Mohaczname, Ed. M. Pavet De Courteille(Paris,1859),sf.97-109-

3.RudolfTschudi,DasAsafnameDesLutfiPasha(Berlin,1910),sf.32-33-

4.Peçevi,Tarih(İstanbul,Hicri1283),ciltI,sf.498-99-

5.TheTurkishLettersOfOgierGbiselinDeBusbecq,Çev.EdwardSey-mourForster(Oxford,1922),sf.112.

6. Ed.GuglielmoBerchet,LaRepubblicaDiVeneziaELaPersia (Tori-no,1865),sf.181; İngilizcesiA.NarrativeÖfltalianTravels inPersia inThe15thandI6thCenturies(Londra,1873),sf.227.

7. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanh Devleti TeşkilatındanKapıkuluOcakları,ciltI(Ankara,1943),sf.306,Notl’dekialıntı.

8.SelanikiMustafa,Tarib-iSelâniki,Ed.Mehmedİpşirli(İstanbul,1989),sf.471.

9.KoçuBey,Risale,Ed.AliKemaliAksüt(İstanbul,1939),sf.32;sonrakialıntısf.45.

8.BÖLÜMDevlet

1.Ed.veÇev.EmestBarker,SocialAndPoliticalThougbtinByzanti-umFrom Justinian I To The Last Palaeoiogos: Passages From Byzan-tineVvritersAndDocuments(Oxford.1957),sf.54-55.

2.Barker,op.cit.sf.75-76.

3. Metin ve çeviri M. Back, Die Sassanidischen Staatsinschrlften,

Page 337: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

AçtaIranica18(1978),sf.284-85.

4.TheDiıvansOf‘AbidB.Al-Abras,Ed.veÇev.SirCharlesLyaliOLei-den,1913),sf.81,sf.64.

5-RepertoireCbronologiqueD'EpigraphieArabe,ciltI(Kahire,1931),No.1.

6.Al-Jahiz.Rasa'il,Ed.A.M.Harun(Kahire,1964-65),ciltII,sf.10-11.

7.IbnQutayba,op.cit.CiltII,sf.115.

8. MustafaNuriPaşa,NetaicÖl-Vukuat (İstanbul,Hicri1327),cilt I, sf.59.

9. Lütfi Paşa, Tevarih-i Âl-i 'Osman (İstanbul, Hicri 1341), sf.21;YazıcıoğluAli,Selçukname,AgahSırrıLevend,TürkDilindeGelişmeveSadeleşmeSafhaları(Ankara,1949),sf.34'tekialınu.

10. ‘Abbas Iqbal, Vezarat Dar Ahd-i Salatin-i Buzurg-i Saljuqi(Tahran,1959),sf.302.

11.Ibn'Al-Rawandi,Rabat-Us-Sudur,Ed.MuhammadIqbal(Leiden,

1921),sf.334.

12. Al-Jahshiyari, Kitab Al-Wuzam Wa‘l-Kuttab, Ed. Mustafa Al-Saqqa,İbrahimAl-Abyari,‘AbdAl-HafizShalabi(Kahire,1938),sf.53-

13-LütfiPaşa,Asafname,sf.14-15-

14. Hilal Al-Şabi’,Kitab Al-Wuzara, Ed. H- F. Amedroz (Leiden-Bevnıt1904),sf64.

15- Al-Baladhuri,FutubAl-Buldan,Ed.M.J.Dc'Goeje (Leiden,18b6),ciltI,sf263.

16-IbnQutayba,op.cit.ciltI,sf2,6,9,10.

9-BÖLÜMEkonomi

1. Ibn Al-Faqih, Mukhtaşar Kitab Al-Buldan, Ed. M. J. De Goeje(Leiden,1885),sf187-88.

2.Peçevi,op.cit.ciltI,sf365.

3.AkbbarAl-ŞinWa’l-Hînd,Ed.J.Sauvaget(Paris,1948),sf.18.

Page 338: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

4. Ralph sf. Hattox, Coffee and Coffeebouses: The Origins Of ASocialBe-veragein The Medieval Near fiast(Seatde, Wash., 1985), sf. 14-15’tenalıntı.

5.IbnKhaldun,Al-Muc/addima,Ed.E.Quatremere(Paris,1858),ciltI,sf.272.

6. Jean De Thevenot, Relation D'un Voyage FaitAu Levant (Paris,1665), A. Lovell, The Travels OfMonsieurDe Thevenot înto The Levant(Londra,1687),bölümI,sf144’tenalıntı.

7.Volney,VoyageEnEgypte(Paris,1825),ciltli,sf254.

8. Kari Jahn, Die Frankengeschicbte Des Raşid Al-Din (AlmancaÇeviri)(Vienna,1977),Fol.415V.(FarsçaMetin),sf54(AlmancaÇeviri).

9. P.Dan,HistoireDeEarbarieEtDe SesCorsaires (Paris, 1637), sf.277. Calendar Of The State Papers Relating To Ireland Of The ReignOf Charles I, 1625-1632, Preserved in The Public Record Office, Ed. R.P.Mahaffy(Londra,1900),sf.621-622.

10.BÖLÜMSeçkinler

1. Malik İbn Anas, Al-Mudaunvana Al-Kubra (Kahire, Hicri 1323),ciltIV,sf.13-14;ATMuıvatta’(Kahire,Hicri1310),3,sf.57,262.

2. ‘AbdAl-Hamid,Risala ila ‘l-Kuttab,AhmadZaki Şafwat, famharatRa-Sa’ilAl-Arab (Kahire, 1356/1937), II, sf. 534; İngilizcesi Ed. ve Çev.B. Lewis, İslam From The Propbet Muhammad To The Capture OfCons-tantinople(NewYork,1974),cilt.I,sf186.

3.PaulRycaut,TheHistoryOfThePresentStateOfTheOttomanEmpi-re,4.Baskı(Londra,1675),sf.45.

4. Abu ‘Amr Muhammad Al-Kashshi, Ma'rifatAkbbar Al-Rijal(Bombay,Hicri1317),sf.249.

5.IbnSama'a,Al-IktisabPi'l-RizqAl-Mustatab(Kahire,1938),sf.16.

11.BÖLÜMHalk

1. Metin: Al-Maqrizi, Al-Khilat (Bulaq, 1270/1854), sf. 199-200;İngilizcesiYusufFadlHaşan,TheArabsAndTheSudan,FromTbeSeventbToTheEarlySvcteenthCentury(Edinburgh,1967),sf.23.

Page 339: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

2.AbuDulaf,QasidaSasaniyya,17-23-satırlar;Çev.C.E.Bosworth,TheMediaeval Islamic Undenuorld; The Banu Sasan in Arabic Soci-ety andLiteratüre(Leideıı,1976),bölüm2,sf.191-92.

12.BÖLÜMHukukileDin

1. Mirza Abu Talib Khan, Masir-i Talibi, Ed. H. Khadiv-Jam(Tahran,1974),sf.251.

2.Al-Jahiz,KitabAl-Hayawan(Kahire,1938),ciltI,sf.174.

3. Al-,Ghazali, Faysal Al-Tafriqa Bayn Al-Isiam Wa’l-Zandaqa(Kahire,N.D.),sf.68.

4. Ignaz Goldziher,Vorlesungen Über Den İslam (Heidelberg, 1925),sf.185-86’dakialıntı.

5. ‘Ali Ai-Muttaqi Al-Hindi, Kanz Al-'Ummal, bölüm I (HyderabadHicri1312),Nn.5350,5445,5451,5987.

6. Mehmed Esad, Uss-i Zafer (İstanbul, Hicri .1293), B. Lewis,İstanbul And The Civüization Of The Ottoman Empire (Norman, Okla.,1963),sf.156’dakialıntı.

7.JalalAl-t)inRumi,Ruba‘iyyat.

8.JalalAl-DinRumi,Divan-iShams-iTabriz.No.31.

13.BÖLÜMKültür

1. Mehmed Efendi, Paris Sefaretnamesi, Ed. Ebüzziya (İstanbul,Hicri1306),sf.109;FransızcasıLeParadisDesInfideles,Ed.GillesVeinste-in(Paris,1981),sf.163.

2. Abu’l-Faraj Al-Isfahani,KitabAl-Aghani (Kahire, 1372/1953), VII,sf.13-14.

3. Ghars Ai-Ni’ma Al-Şabi’, Al-Hafawat Al-Nadira, Ed. Salih Al-Ashtar(Damascus,1967),sf.305-306.

4.IbnQutayba,op.cit.ciltII,sf.55.

5. AnnaComnena,Alexiad, 15.1;Çev.E.R.A.Sewter (Londra,1969),sf.472.

6. Tbe- 'CompleteLettersOfLadyMaryWortleyMontagu,Ed.Robert

Page 340: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Hals-

band(Oxford,1965),ciltI,sf.338-39.

14.BÖLÜMMücadele

1.AbuShama,Al-RauıdataynFiAkhbarAl-Daıvlatayn,Ed.M.Hilmi■AhmadveM.MustafaZiyada(Kahire,1926),I/II,sf.621-22.

2.B.lewis,TheMüslimDiscoveryOfEurope,sf.193’tenalıntı.

3.SthhdarTarihi(İstanbul,1928),ciltII,sf.87.

15.BÖLÜMDeğişim

1. Abdülhak Adnan (Adıvar), La Science Chez Les Turcs Ottomans(Paris,1939),sf.57.

2. Richard Hakluyt, The Principall Navigations Of The EnglishNation,ciltV,sf.178-83.

3.StatePapers102/61/23.

4.Letters,op.ciLciltI,sf.316-17.

16.BÖLÜMEtkiveTepki

1.AhmedLütfi,Tarih(İstanbul,Hicri1290-1328),ciltVIII,sf.15-17.

17.BÖLÜMYeniDüşünceler

1.CavidBaysun,TarihDergisi5(1953),sf.137-45.

2.E.DeMarcere,UneAmbassadeAConstantinople:LaPolitiqueOrien-taleDeLaRevolutionFrançaise(Paris,1927)ciltli,sf.12-14.

3.Cevdet,Vekâyi-iDevlet-iAliye(İstanbul,1294/1877),ciltV,sf.130.

4.Cevdet,op.cit.ciltVI,sf.280-81.

5. E. Z. Karal, Fransa-Mtsır Ve Ostnanh İmparatorluğu (1797-1802) (İstanbul, 1940), sf 108; İstanbul arşivlerinden alıntı. Sir SidneySmith, Acre; CezzarPaşa, Ta'nkh Ahmad Basha Al-Jazzar(Beyrut, 1955),sf.125.

6.Cevdet,Tezakir1-12Ed.CavidBaysun(Ankara,1953),sf.67-68.

7. Harold Temperley, EnglandAnd TheNear East: The Crimea(Londra,1936),sf272'dekialıntı.

Page 341: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

18.BÖLÜMSavaşlar

1.HikmetBayur,TürkİnkılâbıTarihi(İstanbul,1940),ciltI,sf.225.

19-BÖLÜMÖzgürlükler

1. Şubat 1949 İsrail-Mısır Anlaşması, Madde V, Alt Bölüm 2, Suriye veÜrdünAnlaşmalarıylaBenzerHükümler.

Page 342: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

KAYNAKÇA

İki bin yıllıkOrtadoğu tarihi için hemnitelik hemde içerik açısmdan çokçeşitlipekçokkitapyazılmıştır.Ortadoğu tarihini tamamıylaolmasadabüyükölçüde anlatan önemli başvuru eserleri ve kaynakçalar da bulunmaktadır. Bukitapta ele alman konularla ilgili önemli başvuru eserleri, özellikle yeni vekapsamlıçalışmalaniçerecekşekildeaşağıdalistelenmiştir.

1.KaynakçalarveElKitapları

J.D.Pearson,IndexIslamicus,1906-1955.ACatalogueOfarticlesOnIs-lamicSubjectsInPeriodicalsAndOtherCollectivePublications.Camb-ridge,1958, I, 1956-1960 (Cambridge, 1962); II, 1961-1965 (Cambridge, 1967); m,1966-1970 (Londra, 1972); IV, 1971-1975 (Londra, 1977); V, 1976-1980(Londra, 1982), Quarterly Index Islamicus (Londra, 1977-). Deniş Sinor,IntroductionAl’EtudeDeVEurasieCentrale,Wiesbaden,1963.

Jean Sauvaget, Introduction To The History Of The Müslim East: ABibliog-rapbical Guide, Berkeley & Los Angeles, 1965- (Claude Cahen,FransızcaII.Basım)

J.D.Pearson,ABibliograpbyOfPre-IslanticPersia,Londra,1975.

Diana Grimwood-Jones, Derek Hopwood, J. D. Pearson, Arab IslamicBibliograpby:TheMiddleEastLibraryCommittee’sGuide,Hassocks,Süsse^1977.

Margaret Anderson, Arabic Materials In English Translation- ABibliograpbyOfWorksFromThePre-IslamicPeriodTo1977,Boston,1980.

ClaudeCahen, IntroductionA l’HistoireDuMondeMusulmanMedievalVII-XVSiecle: Metbodologie Et Elements De Bibliograpbie. Paris, 1982.WolfgangBehn,IslamicBookReuieıvIndex,Berlin/Millersport,PA,1982-.

L. P.Elwell-Sutton,ABibliograpbicalGuideTo Iran, Totowa,NY, 1983-JereL.Bacharach,AMiddleEastStudiesHandbook,Seatde&Londra,1984.

R. Stephen Humphreys, Islamic History: A Frameıvork For Enquiry,Prince-ton,NJ,1991.

2.KronolojiveŞecere

Page 343: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

Eduard Von Zambaur,Manuel De Geneaologie Et De Cbronologie Pourl’HistpireDel’Islam.Hanover,1927;II.Basım,1955.

C.E.Bosworth,TheIslamicDynasties:AChronologicalAndGeüealogicalHandbook.Edinburgh,1967.

H.U.Rahman,A.ChronologyOfIslamicHistory570-1000C.E.,Londra,İ989-

RobertMantran,LesGrandesDatesDeTlslam,Paris,1990.

3.Atlaslar

DonaldEdgar Pitcher,AnHistoricalGeograpbyOfTheOttomanEmpireFromTheEarliestTimesToTheEndOfTheSixteenthCentury,Leiden,1972.

TübingerAtlasDesVorderenOrtents,Wiesbaden,1977-.

WilliamC.Briçe,AnHistoricalAtlasOfİslam,Leiden,1981.

Jean Sellier, Andre Sellier, Atlas Des Peuples d'Orient, Moyen Orient,Cauca-se,AsieCentmle,Paris,1993.

4.Belgeler

Sylvia G. Haim, Ar ah Nationalism: An Antbology, Berkeley & LosAngeles,1962.

Charles Issawi, The Economic History Of Tbe Middle East, 1800-1914(Chi-cago,1966);TheEconomicHistoryOfIran,1800-1914(Chicago,1970);The Economic History Of Turkey, 1800-1914 (Chicago, 1980); The Ferti-leCrescent,1800-1914(NewYork,1988).

Kemal H. Karpat, Political And Social Thought İn The ContemporaryMiddleEast,Londra,1968.

Lewis,Bemard,İslam,FromTbeProphetMuhammadToTheCaptureOfConstantinople,2Cilt,NewYork,1974.

J. C. Hurewitz,TheMiddle East And Nortb Africa InWorld Politics. ADocu-mentaryRecord,II.Basım,NewHaven&Londra,1975.

Andrew Rippin, Jan Knappert, Tesctual Sourcesfor The Study Of İslam,Chicago,1986.

NormanStillman,TheJewsOfArabLands(Philadelphia,1979);TheJews

Page 344: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

OfArabLandsInModernTimes(Philadelphia,1991).

5.Ansiklopediler

TheEncyclopediaOfİslam,Leiden,1954-,

EncyclopediaIranica,EhsanYarshater.Londra&Boston,1982-.

The Cambridge Encyclopedia Of The Middle East And Nortb Africa,Camb-ridge&NewYork,1988.

TheOxfordDictionaryOfByzantium,NewYork,1991-

TAKVİMHAKKINDA

Kronolojide yer alan tarihler başlangıcı Hz. İsa’nın doğumu olan miladitakvimegöredir.1582yılındaPapaXIII.Gregor’unhazırladığıGregoryenadlıtakvim, tarihin çeşitli dönemlerinde, dünyanın çeşitli yerlerinde kullanılmıştır.Modern çağlara gelene dek Doğu kiliselerinin çoğunluğu ve OrtodoksHıristiyanlar tarafındaneski Julien takvimikullanılmıştır;halendedini takvimolarakkullanılmaktadır.Gregoryentakvimin7OcakgünüOrtodoksNoeli’dir.

Ortadoğu’da,İslamiyet’indoğuşundanitibarenbüyükçoğunluklaMüslümantakvimi yani hicri takvim kullanılmıştır.Müslüman takviminin başlangıcı, Hz.Muhammed’inMekke’denMedine’yehicretinintarihiolan16Temmuz622’dir.Hicritakvim10ay354gündür.Hicritakvimdegüneşyılınauygunbirdüzeltmeyapılmadığı içinaylarmevsimlereuygundeğildir.HacveRamazanorucugibiönemlidinigünlergüneşyılmagöredeğişir.Yaklaşıkolarak103Hicriyılı,100Gregoryenyılıdır.

Ay hesabına dayanana Hicri takvim idari ve mali amaçlara uygunolmadığından, Müslüman devletler, ilk dönemlerinden itibaren Hicri yılda,Hıristiyan, İran ve başka takvimlere uyacak düzenlemelere gitmişlerdir.Aşağıdakilerbaşlıcadüzenlemelerolmuştur:

1-TürkMaliYılıMaliye:

Hicritarihigüneşyılıilebirleştireneskimalitakvimlerdenuyarlamadır.İlkkez1789yılında,Osmanlıgelirleridaresindekullanılmıştır.

2-İranGüneşYılı.

İlkkez1925yılındakullanılmıştır.Hicretilebaşlarancakgüneşyılınagörehesaplanır. İran güneş yılını Gregoryen îakvimi-ne uygun hale getirmek içinhesaplama;1Ocak-21Marttarihlerine622ve21Mart-31Aralıktarihlerine

Page 345: Bernard Lewis ORTADOĞU - okumedya.com Lewis-Ortadogu.pdf · tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern

621eklenerekyapılır.Mart’ın3-haftasınadenkgelen1FarvardinYeniYıldır.Artıkİran’dayalnızcadiniamaçlariçinkullanılmaktadır.

Musevi takvimi ise, dünyanın yaratılışından itibaren başlar. Ay esasınagöredir. 19 yılda 1 ay eklenerek güneş yılma çevrilir. 5756 yeni yılı 25 Eylül1995 tarihinde başlamıştır. İsrail devletinde dini ve başka bazı amaçlar içinkullanılır.