45
T.C ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ KAZIM KARABEKİR EĞİTİM FAKÜLTESİ BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ BİLGİSAYAR ÇIKIŞ BİRİMLERİ Hazırlayanlar: Elif ACAR -100623029 Şule ESER-100623057 Soner GÜNDÜZ-100623028

BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

T.C

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

KAZIM KARABEKİR EĞİTİM FAKÜLTESİ

BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİ

BİLGİSAYAR ÇIKIŞ BİRİMLERİ

Hazırlayanlar:

Elif ACAR -100623029

Şule ESER-100623057

Soner GÜNDÜZ-100623028

Erzurum,2011

GRUP 9

Page 2: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

ÇIKIŞ BİRİMLERİ

Bilgisayarın iç ortamında işlenmiş verileri dış ortama aktarmayı sağlayan birimlere, çıkış birimi (Output device) adı verilir. En çok kullanılan çıkış birimleri, ekran ve yazıcıdır. Bazı çıkış birimleri, hem giriş hem de çıkış ünitesi olarak kullanılır. Örneğin; disk veya disket içine bilgi yazdırıldığında çıkış birimi, içerisinden bilgi alındığında ise giriş birimi olarak kabul edilir. Bilgisayarın giriş ve çıkış birimlerinden bazıları şunlardır:

YAN ÜNİTE GİRİŞ BİRİMİ ÇIKIŞ BİRİMİ

Klavye x -

Ekran - x

Yazıcı - x

Çizici - x

Optik Okuyucu x -

Mouse x -

CD x -

Disket x x

Sabit Disk x x

Kartuş x x

Optik Disk x ı

Tarayıcı (Scanner) x -

Modem x x

MONİTÖRLER

Ekranlar bilgisayarın en önemli veri ve görüntü çıkış birimidir. Bilgisayarda yaptığımız bilgi

giriş işlemlerinin yönünü, işlemlerin sonuçlarını burada görürü ve inceleriz. Buna göre

işlemdeki hata ve eksiklikleri gidermemiz mümkün olur. Sonuç olarak ekranlar tüm bilgi

çıkışlarını incelediğimiz, irdelediğimiz bir çıkış birimi olarak günümüz sisteminin ayrılmaz

bir parçasıdır.

2

Page 3: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Monitörde hareketli ya da sabit resim olarak algılananlar aslında tek karelik resimlerdir. Bu

tek karelik resimler satır satır oluşturulmuştur ve saniyede birçok kere yenilenirler.

Görüntülerin insan gözü tarafından akıcı olarak algılanabilmesi için en az 24 defa yenilenmesi

gerekmektedir. Modern monitörler 60 ile 240 hertz (240 hertz saniyede 240 resim anlamına

geliyor) arasındaki tarama oranları ile çalışıyorlar. Bu sayede hareketsiz nesneler de keskin bir

görüntü sağlıyor. Bu tarama oranı, her resim satır satır oluşturulduğu için gerekli.

Monitördeki satırları elektron ışınları oluşturuyor. Bu ışınlar monitörün arka kısmındaki

tüpten monitör yüzeyine kadar geliyorlar. Tüpün arka kısmında bulunan katot sayısı bir ile üç

arasında olabiliyor. Bu teller ısıtılıyorlar ve bir yüksek gerilim kaynağının eksi kutbuna

bağlanıyorlar. Buradan sürekli olarak artı yüklü elektronlar çıkıyor. Bunlarda eksi kutup

tarafından itiliyorlar. Bu elektronlar tüpte artı kutuplarına, elektrik yüklü ızgara ve plakalara

çarpıyorlar. Elektronik mercek olarak ta adlandırılan bu plakalar, elektronları hızlandırıyorlar

ve onları sıkıştırarak inceltiyorlar. Elektronların yolculukları onların gücünü ayarlayan

ızgarada devam ediyor.

Renksiz monitörlerde tek ışın yeterli oluyor. Renkli monitörlerde üç ışın gerekiyor. Burada üç

temel renk kullanılıyor. Bunlar kırmızı, yeşil ve mavi. Bu renklerin belli orandaki karışımıyla

diğer renkleri elde etmek mümkündür. Ekrandaki bir harfin yeşil olarak görünmesi için, üç

ışından biri monitörün üzerindeki yeşil noktanın üzerine yönlendiriliyor.

EKRAN STANDARTLARINI GELİŞİMİ

70'li yıllarda yeşil ve siyah beyaz olarak kullanılan monitörler IBM'in 1981 yılında geliştirdiği

CGA (Color Graphics Adapter) standardıyla yeni bir ivme kazandı. CGA monitörler 320*200

çözünürlüğü 4 renk derinliğini destekliyordu. Bunu 1984 yılında ortaya çıkan EGA

(Enhanced Graphics Adapter) standardı izledi. Bu kartlar 640*480 pixel çözünürlük ve 16

renk derinliğini destekliyordu.1987 yılında ise 640*480 destekli çözünürlüğü destekleyen

VGA standardı gündeme geldi. Daha sonra 16,7 milyon rengi 800*600 piksel altında

destekleyen SVGA standardı ortaya çıktı. Daha sonra ortaya çıkan XGA (1024*768) SXGA

(1280*1024) ve UXGA (1600*1200) gibi standartlar günümüze kadar geldi. BIOS

ayarlarında kullanılan monitörler EGA/VGA uyumluluğa göre ayarlanır.

3

Page 4: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Monitörleri genel olarak yapı bakımından iki kısma ayırabiliriz;

Katot Işınlı Ekran (CRT)

Likit Kristal Ekran (LCD)

Plasma Ekran

Dokunmatik Ekran

CRT'NİN (CHATOD RAY TUBE) ÇALIŞMA PRENSİBİ

Çalışma prensibi televizyonla aynı olan katod ışınlı ekranlar, günümüzde en çok kullanılan

ekran çeşididir. İlk zamanlarda sadece siyah üzerine yeşil yazı yazabilen ekranlar yerini artık

milyonlarca renkle gösterebilen ekranlara bırakmış durumdadır.

CRT monitörlerin çalışma prensibi hemen hemen tüm monitörlerde (monochrom, renkli)

aynıdır.

CRT, elektron parçacıklarının hareketini kolaylaştırmak için havası alınmış bir tüpten

ibarettir. Katod tarafından seri halde yollanan elektron parçacıkları, tüpün değişik kesimlerine

doğru hızla çarpar. Renkli monitörlerin çalışma ilkeleri de temelde aynıdır. Ama renkli

monitörlerde 3 adet katod (elektron tabancası) bulunur. Yeşil, mavi ve kırmızı ile bütün

renkler elde edilebildiğinden, renkli monitördeki her bir elektron tabancası, ekranın

berisindeki tabakada bulunan bir fosfor noktacığına ateş eder. Elektron fosfora çarptığında

onu parlatır, ama bu parlaklık çok uzun sürmez. Onun içindir ki, görüntü değişmese bile aynı

işlemin tekrar tekrar yapılması gerekir; katodlar ekranı sürekli olarak tazeler. Tarama ve

tazeleme işlemi, ekranda satır satır yapılır. Yüksek çözünürlükte (1024*768) ve daha fazla

renk kullanımında, "interlaced" adı verilen monitörlerde rahatsız edici bir görüntü

oluşmaktadır. Interlaced monitörlerdeki bu durum, hareketli görüntülerde fark edilmediğinden

bu tür uygulamalarda kullanılabilir. Interlaced monitörlerde, "interlacing" adı verilen görüntü

oluşturma işlemi sırasında önce tek numaralı satırlar, sonra da çift numaralı satırlar taranarak

çizilir. Bu işlem çok hızlı olduğu için fark edilmez ancak belirli bir hız kaybı ortaya çıktığı

için görüntü titrer. Bu nedenle, daha iyi olan "Non-interlaced" monitörler üretilmiştir. Bu

4

Page 5: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

monitörler, sabit ve hareketli görüntü ortamlarında, titremeyen, daha kaliteli görüntüler

sunarlar. Monitörlerdeki görüntü kalitesini doğrudan belirleyen ölçütler arasında, "dot pitch"

yer almaktadır. Dot pitch, ekran üzerinde bulunan aynı renkte iki nokta arasındaki mesafeyi

tanımlar. Bir ekranda "dot pitch" ne kadar küçükse görüntü o kadar iyidir. Bu değerler 0.39,

0.28, 0.26mm arasında değişmektedir. Monitör büyüklüğü "inç" olarak ifade edilir. Yaygın

olarak 14" lik monitörler kullanılmaktadır. Monitörlerde görüntü kalitesi, çözünürlüğe bağlı

olarak da değişmektedir. Bu çözünürlük standart monitör için 640*480 pixel'dir. Ekran

çözünürlüğünde sınır, grafik kartına da bağlı olarak, 800*600, 1024*768 ve 1280*1024 pixel

arasında değişmektedir. Görüntü kalitesini belirleyen son bir unsur da, ekran tazeleme hızıdır.

Bu hız 50-90 Hz arasındadır. Monitörler TV'de olduğu gibi bir radyasyon yaymaktadır.

Radyasyon oranı en aza indirilmiş, "LR/Low-Radiation" monitörler de üretilmektedir.

Bilgisayarların ilk çıktıkları zamandan bu yana ekranların temel yapılarında pek bir değişiklik

olmamıştır. Bu ekranların içinde TV'deki gibi bir trafo, gerekli ayarların yapılmasını sağlayan

ve bir katod ışını tüpü vardır. Katod tüpü şeklen bir huniye benzeyen ve içindeki hava

boşaltılmış, ön yüzeyi fosfor ile kaplanmış bir çam fanustan ibarettir. Bu tüp üç kısımdan

oluşmaktadır. Bunlar;

· Elektron tabancası: Ekranda her bir noktayı oluşturacak olan elektronları hızlandırıp

yönlendiren mekanizma

· Maske (Saptırıcı): Sadece renkli ekranlarda olan ve üç temel rengi içeren bölümdür. Bu

renkler yeşil, kırmızı ve mavidir.

· Fosfor Tabakası: Üzerine çarpan elektronların parlamasını sağlayarak görüntüyü oluşturur.

Yukarıdaki belirttiğimiz gibi renkli ekranlarda fosfor tabakasından önce bir maske tabakası ve

üç tane elektron kaynağı vardır. Bu kaynaklardan her biri bir renge denk gelir. Bu üç renk

maskede birleşerek milyonlarca rengi oluşturur.

Görüntünün oluşması sırasında elektronların fosfor tabakasının hangi bölümün hangi oranda,

hangi bölümüne çekileceği saptırıcı tarafından belirlenir. Yeni elektronların izlediği yolu

belirlemek ve elektron demetlerinin fosfor tabakasının farklı bölümlerine yönlendirmek

saptırıcının görevidir.

5

Page 6: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Saptırıcı bunun için tüpün uç kısmında bir manyetik alan oluşturur. bu kısma mıknatıs benzeri

manyetik cisimler yaklaştırılmamalıdır. Aksi takdirde görüntüde bozulmalar oluşabilir.

saptırıcının yarattığı manyetik alan kararlı değildir. Çünkü monitörün köşelerine giden

elektronların hedefe varma zamanları farklı olacaktır. Elektronlar fosfor tabakasının farklı

kısımlarına değişik zamanlarda ulaşması, görüntüde kolayca görülebilen bozulmalara sebep

olmaktadır. Bunu önlemek için özel bir devre kullanılır. Bu devre yardımı ile elektronlar

fosfor tabakasının tüm bölümlerine eş zamanda varmasını sağlar.

İnsan gözü saniyede 25'den fazla görüntüyü işleyebilir. Eğer bu görüntü sayısı saniyede 60'ın

altına düşerse gözde yorulmalar meydana gelir.

EKRANLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİ

a) Ekranın Tazelenmesi

Burada açıklayacağımız cam ekran milyonlarca fosfor noktacığından oluşur. bu noktacıklara

"DOT" adı verilir. Monitörlerde arkaya doğru uzayan ve bazen de kısa olan tüp içindeki

elektron tabancası bulunmaktadır. Ekrandaki bir görüntüyü oluşturmak için bu tabanca

elektronları ekranın üstünden başlayarak soldan sağa doğru teker teker gönderir. bu sırada

elektron fırlatarak fosfor parlatma işlemi ekran kartından gelen sinyallere bağlıdır.

Fosfor parladıktan sonra hemen geri söner. Bu sebeple Bu işlemin sürekli yapılması gerekir.

bu olaya ekranın tazelenmesi denir.

Kısacası Ekranın tazelenmesi ekranın saniyede kaç kez yenilendiğini gösterir. Bu durum

ekran ve ekran kartını çözünürlüğü ile değişir. Örneğin 800*600 ve 1024*768 çözünürlükte

bu tazeleme oranları 60 hertz ile 70 Hertz arasında değişir.

b) Ekranda piksel, dot ve çözünürlük kavramları

Ekranda görünen şekil, geometrik bir örümcek ağı olarak da adlandırabileceğimiz

dikey(sütun) ve yatay (satır) üzerindeki noktalardan oluşur. Bunların her birine piksel denir.

6

Page 7: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Bir seferde ekranda görüntülenebilen piksel sayısına çözünürlü denir. Örneğin 800*600

çözünürlük denilince 800 sütun ve 600 satır üzerindeki noktacıkların kullanıldığını belirtir.

Toplam noktacık adedi 480 000'dir. Dot ise ekrandaki milyonlarca fosfor noktacıklarına denir.

c)Görüntü Alanı (İzlenebilir alan)

Bir ekranın boyutları genellikle inç olarak verilir. Günümüzde 15" monitörler

kullanılmaktadır. Ama 17",19" ve 21" monitörlerde sıkça kullanılır. Buradaki değerler

monitörün bir köşesinden çaprazdaki diğer köşesine olan uzaklığı belirtir.

Fakat esasen monitörlerin çoğunluğunun görüntü boyutu bu değerlere tam olarak uymaz.

Hatta üç farklı modeldeki 17" monitör arasında izlenebilir alanlara çok ufak olsa da

farklılıklar vardır. Buradan görüleceği gibi "izlenebilir alan" monitörün dahil olduğu

kategorideki boyuttan farklı olarak bizim kullanabileceğimiz veya daha doğru bir ifade ile

görüntünün gösterebildiği alanı ifade eder. Örneğin; 17" monitörde, izlenebilir alan olarak

15,8" veya 16" olarak sunulur. Benzer olarak 15"monitörlerde izlenebilir alan 13,9" veya 14"

olarak belirlenir, 14" monitörler kategorisinde ise 13,3 civarındadır.

d) Boyut ve çözünürlük bağlantısı

Genellikle yanlış olarak belirlenen bir olay da, ekranın boyutunun arttıkça çözünürlüğünün de

yükseleceği şeklindedir. Oysa çözünürlük monitörün özelliklerine, kalitesine ve kullanım

süresine bağlı olarak değişebilir. Günümüz piyasasında bazı 17" monitörlerle aynı

çözünürlüğü sunan 15" monitörlerin oldukça çok olduğunu söyleyebiliriz.

Bir diğer noktada yüksek küçük bir alan daha çok piksel anlamına geldiği için, küçük bir

monitör üzerine yüksek çözünürlüğe ulaşmaya çalışmak ekranı ve kullanıcının gözünü

yoracaktır. çünkü tazeleme hızı düşecek ve ekranda titremeler oluşacaktır. ö yüzden üst

sınırları fazla zorlamamak gerekir. ayrıca farklı bir ekranı düşük çözünürlülükte kullanmaya

çalışmakta iyi değildir. Örneğin 21" monitörde 800*600 çözünürlüğü kullanmak gibi. Burada

piksellerin büyüdüğünü görürüz. Şeklin kırılan noktalarında görünen tırtıllar belirginleşir ve

görüntü kötüleşir.

e) Nokta aralığı (Dot Pitch)

7

Page 8: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Ekranlarla ilgili kısa bilgilerle boyuttan sonraki madde olarak dot pitch, yani nokta aralığı

görürüz. Burada nokta aralığını, pikseli oluşturan kırmızı, yeşil ve mavi noktaların birbirine

olan mesafesi olarak tanımlayabiliriz. Bu mesafe azaldıkça noktaların arası daralıp, elde

edilecek resmin kalitesinin daha kesin ve detaylı olabilmesini monitörlerde ise 0.27, 0.26 ve

0.24 aralığında değişir. tabii aralık azaldığında fiyat artar.

f) Shadow Mask ve Aperture Grill

Daha önce belirttiğimiz gibi ekranda renklerin doğru gözükmesi. için kırmızı, yeşil ve mavi

renkli dot'lardan doğru renkte olanların parlaması gerekmektedir. Elektronlar fosfor tabasına

ulaştıktan sonra buradaki fosfor noktalarını uyarırlar fakat fosfor tabakasının ön kısmında

bulunan özel bir maske olmazsa görüntüde bulanık ve renk karışması gibi problemler ortaya

çıkar. Bu kadar çok noktacık arasında bu işlemin yapılabilmesi amacıyla "shadow mask" adı

verilen metal bir nesne kullanılır. Shadow mask denilen deliklerle dolu bu özel maske

sayesinde uyarılan fosfor elementlerinin görsel olarak birbirlerini etkilemesi ve görüntünün

bozulması engellenir. Bunun sonucunda kırmızı, yeşil ve mavi fosfor noktacıkları ideal bir

şekilde uyarılarak tekbir nokta oluşturur. Burada "shadow mask" CRT"nin yüzeyine birebir

oturacak şekilde tasarlanmıştır. Shadow Mask bir anlamda fosfor noktacıklara ince ayar

yaparak görüntü keskinliğini sağlar.

Buna karşılık bazı monitörlerde ise bu teknik yerine "aperture grill" tekniği kullanılır. bu

tekniğin Shadow mask'a göre üstünlüğü ise fosfor noktalarına daha fazla elektron taneciği

yollanmasına izin verir. Böylece resim daha parlak çıkar. Monitör üreticilerinde SONY bu iki

teknik yerine dikey metaller kullanarak düz kare ekranlar geçerek trinitron tüpleri

kullanmaktadır.

g) Resim kalitesini oluşturan etkenler

Keskinlik / Netlik : En önemli görüntü kalitesi unsuru resimlerin ne kadar keskin veya

net gösterebildiğidir. Örneğin Shadow Mask kullanan monitör genelde sadece

ekranın ortalarına yakın kesimlerde ve düşük çözünürlüklerde kesin resim

8

Page 9: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

sunabilirler. Trinitron monitörler ise ekranın her köşesine her noktada net görüntü

verirler. Aşağıdaki resimde bu örnek açıkça görülmektedir.

Parlaklık : Parlaklık trinitron monitörlerde parlaklık daha net olarak görülmektedir.

Ayrıca ucuz monitörlerde dikkat edilecek olursa parlaklık ayarının çok geniş bir

dairede çalışmadığı görülür. Bu durum özellikle aydınlık ortamlarda çalışırken

uygun resmi yakalamaya sebep olabilir. grafik ile uğraşanın bu noktaya dikkat

etmesi gerekir.

Bombe Olayı : Ekrandaki dot'lar satırlarda ve sütunlarda tam dikey ve yatay

yerleştirilmeli. Özellikle ekranın köşesinden fazla eğrilik olması bombe olayına

sebep olur. Buna karşılık bazı monitörler bu hatayı düzeltmek için "pincushion"

ayarı sunuluyor. Fakat bu noktada eğer maddi açıdan elverişli ise "flat" yani düz

kare ekranlar tercih edilmelidir. Yalnız bu da kullanıcılara ilk bakışta ters gelebilir.

Çünkü bu tip monitörler görüntüyü iç bükey olarak sunarlar. Kullanıcının buna

alışması zaman alabilir.

Düz Kare Tüp Geleneksel Bombeli Tüp

Resim 6- Tüpler Arasındaki Fark

Parlama : Monitörlerde ekran camındaki ışık yansımalarından kaynaklanan parlamaları

önlemek için değişik teknikler kullanılır. Tepedeki fluoresan ışıktan dolayı ekranda

meydana gelen parlama rahatlıkla gözünüzü kısa sürede etkiler ve bozulmasına

neden olur. Oysa trinitron tüp kullanılan düz ekranlarda bu yansımanın en aza

indirildiği görülmektedir. Böylece göz kamaşarak yorulmayacaktır. Parlamalardan

korunmanın bir başka yolu da filtrelerdir. Filtreler yansıma önleyici özelliklerinden

dolayı göz bozulmalarını aza indirmektedir.

9

Page 10: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Renk Doğruluğu: Bir ekranda renklerin doğru yansıtılıyor olması gerekir. Yani mavi, tam

anlamı ile mavi rengi göstermeli, aksi halde düzenine veya ayarına bakılmadır.

h) Manyetik alan ve Degauss:

Bilindiği gibi CRT içerisindeki düzen manyetik alan dışında, çekim yaratan nesnelerden

kolaylıkla etkilenir. Mesela mıknatıs gibi nesneler monitörün ön yüzüne yaklaştırıldığında

renklerde bozulmalar görülür. Monitörün arka yüzüne yaklaştırıldığında görüntünün de

bozulduğu görülecektir. günümüzde kullanılan monitörlerde ise ilk açılışlarında bu manyetik

ortamı kullanabilir hale getirmek için degauss işlemi uyguluyorlar. Bu işlem istenildiği

ekranın ayarlar kısmını kullanarak ta yapılabiliyor. Fakat dikkat edilmelidir ki bu işlem

esnasında monitör çevresindeki elektronik medyalar veri kaybına uğrayabilirler.

i) Kontroller: Monitör kasanın içerisinde görüntü işlemlerini kontrol eden bar baskı devre

bulunur. Buradaki kart yada kartlar, ekran kartından gelen sinyalleri gerektiği şekilde

işlemekler ve monitörün üzerindeki kontrol düğmelerinin çalışmasına da yardımcı olurlar.

Buradaki ayar düğmeleri dijital veya analog olabilir. Analog veya dijital olmasının kendine

özgü zorlukları vardır.

j) Güç Kaynağı: Monitörün besleme kablosu direkt olarak prizden alınırsa daha iyi olacaktır.

Böylece bilgisayarın güç kaynağına fazla yüklenilmemiş olur. Ayrıca UPS'e bağlanması daha

iyi olacaktır. Herhangi bir elektrik dalgalanmasında monitör zarar görmemiş olur. yada zarar

gömesi en aza indirilir.

k) Data Kablosu: Günümüzde iki tür data kablosu bağlantısı kullanılır.

BNC tipi bağlantı: Karta takılan kısım 15 pinlik bir bağlantıya sahipken ekrana takılan kısım

BNC tipinde bağlantı noktaları içerir. BNC tip kablo standart 15 pin VGA bağlantı kablosuna

göre çevre şartlarından daha az etkilenmeyi sağlar.

LCD MONİTÖRLER

10

Page 11: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Tüplü ekranlara göre ince ve hafif olan LCD'lerin yapısı CRT'ye göre çok faklıdır. LCD yani

likit kristal monitörler aslında bilinenin tersine sıvı değil katı-sıvı arası özel bir materyal

kullanılırlar. Bu sıvı-katı karışımı özel materyal ekran içerisinde normal halde düzensiz

şeklinde bulunan ve elektrik verildiği zaman düzenli bir şekil alan özel bir sıvı kristaldir. Bu

yapıyı oluşturabilmek çok zordur. Bu yüzden tüplü ekranlara göre fiyatları çok daha

yüksektir. Yalnız bu özel madde sayesinde LCD ekran; elastikiyet, düşük yansıtma oranı gibi

özelliklere sahip olur.

LCD monitörler her şeyden önce CRT monitörlere göre çok az yer kaplarlar. Kapladıkları

alan sadece ekran içindir. Tüp kullanmadıkları için hafiftirler ve sadece ekran içindir. Tüp

kullanmadıkları için hafiftirler ve ısınma sorunları da yoktur. Çok az güç tüketirler ve

radyasyon yaymazlar. Ayrıca CRT monitörlerin aksine manyetik alanlardan etkilenmezler.

LCD monitörlerin en önemli iki dezavantajı vardır.

- Çok pahalıdırlar.

- CRT monitörler gibi geniş bir görüş açısı sunmazlar.

Gelişen teknoloji ile bu işlemlerin maliyeti düşerse LCD ekranlar tüplü ekranların yerini

alırlar.

Taşınabilir sistemlerdeki ekranların tamamı LCD tabanlıdır. LCD monitörlerde yada

notebook'larda 3 katman bulunur. En altta yansıtıcı v,bir materyal ortada sıvı kristal bir

karışım ve en üstte de yine yansıtıcı bir materyal bulunur. Bu noktadaki sıvının atasında

dolaşan akım kristallerinin aralarından ışık geçemeyecek şekilde sıralanmasını sağlar. Bu

yüzden her kristal bir nevi diyafram mantığı ile ışığı geçirecek ya da tutacak bir mekanizma

vardır.

LCD TÜRLERİ

TFT ( Thin Film Transistör ) ve Aktif Matris LCD Ekran : Bu teknolojide ekrandaki her

piksel bir ile dört adet transistör aracılığı ile yönlendirilir. Aktif matris teknolojisinde görüntü

hücresinin yönetimi panelin kendi üzerine entegre ediliyor. Her bir hücrede elektronların

gerilimini ayarlayan bir ince film transistör bulunuyor. Yerinde yönetim ile görüntü noktaları

arasındaki baskınlık hemen tümüyle ortadan kaldırılıyor. Böylece panelin tepki verme süresi

11

Page 12: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

gözle görülür bir şekilde iyileşiyor. Üst sınıf cihazlar, video sunumu için bile yeterli olan

yaklaşık 35 milisaniyelik görüntü oluşturmak sürelerine ulaşıyor.

Passive Matrix LCD Ekran: Bu tür ekranlarda yatay ve dikey kablolar kullanılıyordu. bu

yatay ve dikey kabloların kesiştiği yerde tek bir piksel bulunuyor ve ışığın geçmesine veya

kalmasına karar veriyor. Daha ucuz olmasına karşın kısıtlı bir kalite elde ediliyor. 90'ların

ortalarından itibaren nadir kullanılmaya başlanan bu tip ekranlar son zamanlarda DSTN,

CSTN ve HPA teknolojileri ile tekrar geri dönmeye hazırlanıyor.

Bu monitörler daha çok taşınabilir PC'lerde kullanılır. LCD monitör, plastik bir tabaka

içindeki sıvı kristalin ışığı yansıtması ilkesine göre çalışır. Pek çok LCD monitörde bulunan

bazı dezavantajlar şunlardır:

- Ekran tazeleme hızı düşüktür.

- Renk kontrastları azdır.

- Ortamdaki fazla ışığı yansıtırlar. Görüntü net değildir.

- Hareketli görüntüler bulanıktır.

-Sıvı kristal akışının yavaşlığı görüntü izinin hemen silinmemesine neden olur.

Bu dezavantajların yanı sıra, düşük güç harcamaları, çok küçük hacimleri ile taşınabilir PC'ler

için vazgeçilmezdir. Bazı LCD modellerinde, "arkadan aydınlatma" yöntemi kullanılarak

bulunduğu ortamdaki ışık dengelenir. Böylece ekrandaki istenmeyen yansımalar bir ölçüde

önlenir. LCD monitörlerde şuan aktif matris monitör çeşidi kullanılmaktadır. Pasif matriks

monitörlerin tersine aktif matrikslerde, her pixeli kontrol eden ayrı ayrı transistörler vardır. Bu

transistörler, piksellerin henüz parlaklığını yitirmeden yenilenmesini sağlar. Her pixelin

kendine ait bir regülatörü vardır. Bu regülatör yardımı ile her bir pixele ait voltaj değerini

etkilemediğinden daha iyi görüntüler elde edilir.

LCD monitörler henüz her kullanıcıya hitap edemiyorlar çünkü fiyatları gerçekten çok

yüksek. LCD ekranlar sıvı kristal ekranlardan yapılıyorlar. Sıvı kristal ekranların öncelikle

çok büyük avantajı var. En büyük özelliği sadece 1mm'lik bir kalınlığa sahipler. Bu yüzden

notebook bilgisayarlarda ve bazı masaüstü ki masrafından dolayı pek tutulmuyor. 15 cm'lik

kasa kalınlığıyla –hatta daha az olanları da var- normal bir 17'' monitörden yaklaşık olarak üç

kat daha az yer kaplıyor. Yalnız bu ekranların fiyatları birkaç bin dolar.

12

Page 13: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Likid kristal bir ekranda resim çeşit dağılımlı bir arka plan aydınlatması, iki cam arasındaki

sıvı kristal yüzey ve pikselin kontrolünü sağlayan iletken indiyum – kalay – oksit (ITO)

matris ile sağlanıyor. Sıvı kristalin molekülleri bir resim noktasının arka plan aydınlatması ile

aydınlanıp aydınlanmayacağına karar veriyor.

Sıvı kristaller, sabit kafes yapılarından dolayı sıcaklık, ışık veya elektriği etkini yönüne göre

etkileyebiliyor. Bu olaya verilen ad ‘antisotropi'... Sıvı maddelerde ise gelişi güzel dağılım

sebebiyle ışığın geliş yönü o kadar da önemli değil. Çubuk şeklindeki karbon, hidrojen ve

oksijen molekülleri de anisotrop davranıyorlar ve ışığı kırıyorlar. Katı cisimlerin

moleküllerinin aksine yönlerini değiştirebiliyorlar ve böylece ışık sübabı görevini

görebiliyorlar.

Sıvı Kristal Teknolojisi Piyasada Varlığını Sürdürüyor

Sıvı kristal alanlarda elektrik alanlarından etkileniyor. Kristalden bağımsız olarak çubuklar

elektriğin etkisiyle dikey (pozitif dielektrik anisotropisi) yada yatay (negatif dielektrik

anisotropisi) olarak pozisyon alıyorlar. Sıvının genel şekli sadece elektriğe değil, aynı

zamanda sıcaklığa da bağlı. Sıcaklığa bağlı olarak farklı düzenler oluşturuyor. Bu düzenlerden

biri de “nematik” düzen ve LCD monitörlerin birçoğu da bu düzene göre çalışıyor.

Arka aydınlatmadan yola çıkan ışık sıvı kristal tabaka sayesinde iki kere kırılıyor. Eliptik

salınımdan sonra renkli ışığa dönüşüyor. Beyaz bir arka plan rengi için cam tabakalar

üzerindeki folyolar belli bir salınım düzenine sahip ışığı perde üzerine bırakıyor. Burada

oluşan sorun ise ışığın büyük bir bölümünün kaybolması sonucu parlaklık ve aydınlığın

yetersiz kalması.

Twisted-Nematic-LCD'de ise bu sorun bir hile ile çözülüyor. Cam tabakalardan iri 90 derece

döndürülmüş olarak monte ediliyor. Yüzeye yakın sıvı kristal molekülleri de bu 90 derecelik

tabakaya uyarak dönüyor. Daha akım verilmeden sıkı ve düzenli bir ağ kurulmuş oluyor.

Salınım düzlemine gelen ışık ikinci polarizasyon filtresine ulaşıyor, ama onu geçemiyor.

Super-Twisted-LCD'de (STN) ve pahalı notebooklar'da kullanılan Double-Super-Twisted-

Nematic-LCD'de (DSTN) ortaya çıkan sonuçlar oldukça iyi.

Her Noktadan Elektrik Geçiyor

13

Page 14: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Işık sübaplarının açılıp kapatılması için iletken ve ışık geçirgen ITO-Matrisi cam tabaka

üzerine yerleştiriliyor. Bir dikey ve bir yatay satıra elektrik akımı verildiği zaman keşişim

noktasında oluşan elektrik alanı sıvı kristal molekülü yakmak için yeterli. Böylece bir piksel

aydınlanıyor. Buradaki sorun bir satır boyunca piksellerin hafifçe aydınlanması. Zayıf elektrik

alanı ve moleküllerin etkilemesi sonucu kirli satırlar elde ediliyor.

TFT-Ekran kullananlar bu sorunları yaşamıyor. TFT ekran larda elektriksel alan sadece

istenilen noktada oluşuyor. Yine her piksel zayıf bir akıma maruz kalıyor, ancak küçük bir

transistör (Thin Film Transistör) ile istenilen nokta güçlendiriliyor.

Twisted-Nematic (TN) modunda çalışan TFT ekranlarda elektrik alanı LC (sıvı kristal –

liquid crystal) hücresi içinde oluşuyor. Elektrotlar cam yüzeyine yayılıyor.

IPS ekranlarda ise 160 derecelik bir açıya kadar sabit kalıyor. LC hücresinin çalışma prensibi

radikal bir şekilde basitleştirilerek tekrar Akım=Işık denklemine geliniyor. Normally White

modunda ise tam tersi; Eğer elektrik alan yok ise pikseller parlıyor. IPS monitörler Normally

Black modunda çalışıyor: Elektrik alanı kuvveti arttıkça, moleküller dönerek daha fazla

geçirgen hale geliyor. Alan şiddeti arttıkça, ışık ta artıyor.

Daha fazla ışığın sağlanabileceği yöntemler gereksiz oluyor. Bunun yanında parlaklık sadece

ışık kümesinden oluşmuyor. Siyah hücrelerin de etkisi büyük. Cam yüzeyler üzerine 90

derece açıyla monte edilmeyen folyolar da yanlış salınım ile ön yüzeydeki polarizatöre

erişilmesine sebep oluyor.

LCD Ekran Kullanımında Dikkat Edilecek Noktalar

Piksel hataları: Bir 15 inç TFT ekranı 2,359,296 transistörden oluşur. Bu yüzden en titiz

üretime rağmen hatalı resim noktalarının söz konusu olabileceğinin belirtmek gerekir.

Üreticiler ise 10 piksel hatasından fazlasında cihazı bozuk olarak kabul ederler. Bunun için

LCD bir monitör seçimi için bu nokta öncelikle ve özenle gözden geçirilmelidir.

Bakış açıları : LCD ekranlar da görüntüye tam karşısından değil de bir başka açıdan

bakıldığında renk netliği ve kontrast değerleri düşüşte oluyor. Bu da önemli bir alım etkenini

oluşturuyor.

Bağlantı aranıyor: Yaygın olarak kullanılan analog bağlantı yönetiminde PC bilgisayarların

dijital görüntü sinyali, TFT'ye aktarıldıktan sonra yeniden dijitalleştirmek üzere, grafik kartı

14

Page 15: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

tarafından analog bir sinyale dönüştürülüyor. Bu da dönüşüm sırasında gereksiz bazı

kayıpların meydana gelmesine sebep oluyor. Bu yüzden gelecekte düz ekran monitörlerin

dijital bağlantılarla donatılması gerekecek.

PLAZMA EKRANLAR

PLAZMA EKRAN NASIL ÇALIŞIR?

Plazma ekranları CRT ekranlarına çok benzer bir şekilde çalışır, fakat tek CRT yüzeyinin

fosforla kaplı olması yerine, yassı, hafif bir yüzey matrisli küçük cam kabarcıklarıyla

kaplanmış her birinde gaz şeklinde plazma ve fosfor kaplanmış madde bulunmakta. Bu

matristeki piksellerin her biri aslında üç tane daha alt-pikselden oluşur, kırmızı yeşil ve mavi

renklere tekabül eder.

Bir CRT ekranında, uzun resim tüpünün arkasından bir elektron ışını gönderilir, ön yüzeydeki

fosfora vurunca da ışıldamasına neden olur. Karışık devre ve yüksek voltaj yansıtma bobinleri

gerekir, nişanlama, odaklama ve ışını hareket ettirme bütün bir görüntüyü yaratabilmek için.

Plazma ekranlar yüksek voltajlı yansıtma bobinleri ihtiyacını eler ve de bir CRT' nin uzun

boynunu. Bir yassı plazma ekranının içinde, matrisin uygun parçalarının içinden dijital

kontrolle elektrik akımı geçer, bu da kabarcıkların içindeki plazmanın ultra violet ışınlar

vermesini sağlar. Bu ışınlarda kabarcıkların fosfor kaplanmasının uygun renkte ışıldamasını

sağlar.

Plazmanın avantajları nelerdir?

Plazma ekranların CRT bazlı ekranların üstünde birkaç avantajı vardır.

İnce ve hafif: Sadece 8.8 cm ila 13 cm kalınlıkta ve 25-60 kg civarında, herhangi bir duvara

çok kolay asılır veya uygun standlara konulabilir

Çok parlak: Çevreleyen ışığa daha az hassas bir çok LCD projektörlerine göre plazma

ekranlarında kontrast ve parlaklık daha fazladır.

160° izleme konisi: Odanızın geniş olduğu zaman idealdir, izleyiciler uzaktan ve normalinden

açık eksenden de ekranı izleyebilirler.

15

Page 16: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Sabit ve çarpıklık serbest: Manyetik alanlardan etkilenmez; bir çok uygulamada CRT

ekranlarının veya LCD projektörleri problem çıkarır. Görüntü daima mükemmeldir,

merkezde, sadece merkezde değil, köşelerine kadar aynıdır.

PLAZMANIN DEZAVANTAJLARI NELERDİR?

Bu yeni teknolojinin bahsetmeye değer birkaç dezavantajı vardır.

Maliyet: Plazma LCD projektörlere göre daha pahalıdır. Sadece bu sebep den dolayı plazma

herkes için uygun olmayabilir. Bir çok yeni teknolojide olduğu gibi fiyatlar düşmektedir.

Ekran izi: Sürekli kalan logo, hep aynı tip ekran, iki ile üç sat boyunca her bir seferinde aynı

görüntüyü göstermek için uygun değildir, ekranda iz kalır. Fakat uygun tedbirlerle, ve bazı

durumlarda bir ekran koruyucusuyla, sorun çözülür.

Çözünürlük sınırlamaları: Plazmalarda da LCD veya DLP projektörlerinin çözünürlük

problemlerinin aynısı gözlenir. En iyi görüntüleri kaynağınızın çözünürlüğü ile ekranınızın

gerçek çözünürlülüğü uyarsa alırsınız. Fakat LCD'ler de olduğu gibi plazmalar da

bünyelerinde kompresyon veya genişleme şemaları bulundurur, otomatik olarak diğer

çözülüm kaynaklarını kendi çözülümlerine ayarlarlar ve çoğu müşteri tatmin olur. Yinede

eğer uygulamanız için berraklık kritikse ve birçok çeşit bilgisayar kaynakları kullanacaksanız

yüksek çözünürlük gereksiniminiz varsa, CRT bazlı bir ünite sizin için daha iyi olabilir

Plazma seyyar değildir. Bu ekranlar 30-60 kilogram ağırlığındadır. Ekran en ufak darbede

çatlar veya kırılır. Eğer bir plazma ekranla seyahat etmek istiyorsan, iyi bir nakliye kasasına

yatırım yapmayı planlamanız gerekir. Plazmalarla ilgili plazma ünitelerinin ömrünün uzun

olmadığına dair yanlış bir kanı vardır, doğru olmadığı ortaya çıkmıştır.. Esasen plazma

ekranların tahmini ömrü (Sony'e göre) 30,000 saat civarındadır- çevirdiğimizde aşağı yukarı

15 yıla denk gelir günde 8 saatten haftada 5 günden.

DOKUNMATİK EKRANLAR

16

Page 17: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Dokunmatik ekranlar nasıl çalışıyorlar?

Dokunmatik ekranların çalışma prensipleri, kullanım amaçlarına ve bulunacakları yere göre

birkaç farklı çeşitte olabiliyor. Bu tür ekranlarda günümüzde kullanılan üç temel teknoloji

mevcut: Dirençli (Rezistif) Teknoloji, Yüzey Dalgası (Surface Wave) Teknolojisi ve

Kızılötesi (Infrared) teknolojisi.

Dirençli Teknoloji

Rezistif ve kapasitif teknolojiler, dokunmayı algılamak için bir nevi devre anahtarlama

sistemiyle çalışırlar. İçi açılmış bir uzaktan kumanda veya hesap makinesi gördüyseniz,

tuşların temasını sağlamak üzere basınç noktalarında birbirine çok yakın iki yüzey

yerleştirildiğini ve bunların

üzerine baskı uygulandığında temas ederek devreyi tamamladıklarını görmüşsünüzdür. İşte

rezistif ve kapasitif dokunmatik ekran teknolojilerinin de dokunulan yeri algılamak için

kullandıkları prensip

aynıdır.

Rezistif teknolojide önemli olan, öncelikle tüm ekranı basınçla çalışan bir anahtarlama sistemi

haline dönüştürebilmek. Bunun için özel bir yapıya sahip kaplama ekran üzerine sıkı bir

şekilde yerleştirilir. Bu kaplama iki katmandan oluşur: Üstte dış etkilere dayanıklı polyester

panel, altta ise direnç özelliği gösteren panel. Üstteki panelin de ön ve arka yüzeyleri de farklı

özelliklere sahiptir. Ön yüzey dış etkilere dayanıklı bir yapı sunarken, arka yüzey ise yarı

iletkendir. Dokunma

işleminin algılanması için, öncelikle üst kaplamadaki iletken yüzey ve alttaki dirençli

kaplamanın bir şekilde birbiriyle temas etmesi gerekir. Ancak bunun bir dokunma etkisiyle

olması gerektiğinden dolayı, her iki kaplama arasına yerleştirilen yüzlerce şeffaf ayıraç

sayesinde paneller

arasından bir hava boşluğu oluşturarak iki kaplamanın durup dururken birbiriyle temas

etmesini engellenir.

Dirençli dokunmatik ekranlarda kullanılan kaplamanın yapısı

17

Page 18: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Ekranı kocaman bir anahtar haline getirdikten sonra sıra dokunulan pozisyonun nasıl

algılanacağını ayarlamaya gelir. Alttaki dirençli kaplama, dört adet tel tarafından sürekli

olarak sırayla düşey ve yatay eksenler üzerinde hareket eden +5 volt gerilimle beslenmektedir

ve kaplamanın direnç özelliği sayesinde bu voltaj bir taraftan diğer tarafa doğru azalan bir

değerle ilerler. Yani dirençli kaplamaya voltajı verdiğinizde bir tarafta +5 volt ile yola çıkan

voltaj, diğer tarafa doğru yol alırken giderek azalır ve diğer uçta topraklamayla sonlanor.

Ancak X ve Y eksenlerinde dönüşümlü olarak verilen bu elektrik akımının voltajındaki

azalma, dirençli kaplamanın özelliği sayesinde ekran üzerinde öyle düzenli bir dağılım

oluşturur ki, örneğin X ekseni üzerinden akım verilirken +2.5 volt ölçüm yaptığınız bir

noktanın ekranın X ekseni üzerinde tam olarak nereye denk geldiği konusunda tutarlı bir

tahmin yapabilir hale gelirsiniz.

Gelelim iletken kaplamaya. Herhangi bir dokunma olmadığı zaman iletken kaplama

üzerindeki voltaj değeri doğal olarak sıfırdır ve bu değer bir kontrolcü tarafından sürekli

olarak takip edilir. Ancak ekranın herhangi bir yerine dokunarak iletken ve dirençli

kaplamalar arasındaki teması

sağladığınızda, bir anda iletken yüzey üzerindeki voltaj değişir ve kontrolcü bunun farkına

varır. Daha sonra kontrolcü, koordinatları belirlemek için sırayla şu işlemleri gerçekleştirir:

1- Öncelikle X ekseni üzerinde hareket eden bir elektrik akımı oluşturarak iletken yüzeye

bağlı kontrolcüde beliren voltaj değerini okunur ve kontrol kartındaki işlemci tarafından X

konumu belirlenir.

2- İkinci olarak aynı işlem bu kez Y ekseni üzerinde hareket eden bir elektrik akımı üzerinde

gerçekleştirilir ve Y konumu belirlenir.

Özetle elde edilen X ve Y konumlarına dair elde edilen voltaj ölçümleri kontrolcü tarafından

ölçülüp yorumlandığında, iletken kaplamanın dirençli kaplamaya hangi noktada değdiği

anlaşılır ve bu bilgi sayısal hale çevrilerek ilgili yazılıma gönderilip, ilgili işlemin yapılması

sağlanır.

Bu teknolojinin kullandığı kaplama görüntü kalitesini bir miktar etkilemekle birlikte, yine

kaplamanın özelliklerinden ileri gelen ciddi avantajları mevcuttur. Örneğin kaplama olarak

kullanılan polyester malzeme, dış ortam koşullarına ve ağır kirlilik şartlarına camdan daha

18

Page 19: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

fazla dayanıklılık gösterebilir. Ayrıca üzerine yapışan toz, kir gibi etkenler dokunma etkisi

yaratmadığından dolayı ve eldiven, kalem gibi ekrana baskı uygulayabileceğiniz her türlü

dokunma etkisiyle çalışabilirler. Bu özelliği nedeniyle açık alan uygulamalarında ve ağır

kirlilik koşullarında çalışılması gereken durumlarda; örneğin endüstride, hastanelerde, sürekli

yanınızda dere tepe gezdireceğiniz el bilgisayarlarının ekranlarında ve kamuya açık alanlarda

kullanılan

cihazlarda bu teknolojiden faydalanılır.

Yüzey dalgası Teknolojisi

Yüzey dalgası teknolojisi, dokunmayı algılamak için nispeten daha ilginç bir prensip kullanır:

Ekran yüzeyini ultrasonik ses dalgalarından oluşan bir ızgarayla kaplamak ve olası bir

dokunmanın ızgarada oluşturacağı kesintinin yerini tespit ederek konum belirlemek.

Bu ilginç prensip, yine taşıdığı fikirle paralel olarak ilginç bir şekilde işler. Öncelikle ekran

üzerine yüzey dalga sistemini oluşturmak üzere, özel bir şekilde üretilmiş cam bir plaka

yerleştirilir. Bu cam plakanın her iki tarafında, X ve Y eksenleri üzerinde iki adet yaklaşık

5,53KHz'lik ultrasonik ses dalgaları oluşturan vericiler yerleştirilir. Cam kaplamanın dört bir

yanına ise, gelen ultrasonik ses dalgasını direkt ekran üzerine yönlendirecek şekilde 45 derece

açıyla yerleştirilmiş gümüş kabartma yansıtıcılar bulunur. Bu kabartma yansıtıcılar, aynı

zamanda üzerlerine gelen ses dalgasının yaklaşık %99'unu geçirirken, geri kalan %1'lik bir

kısmı ekranın üzerine yansıtma özelliğine sahiptirler. Böylece sıra sıra dizilmiş

yansıtıcılardan, ilk sırada olanının sesin bütününü yansıtması engellenmiş olur.

Vericiden çıkan ses dalgası, yansıtıcıya çarpıp ekranın üzerinde bir uçtan diğer uca geçerek

karşı tarafa ulaştığında bu kez ters açıyla yerleştirilmiş diğer bir yansıtıcı grubuyla karşılaşır

ve ekranın bir diğer ucundaki alıcıya yönlendirilir. Bu verici ve alıcı sisteminden hem X

ekseni için, hem de Y ekseni için birer tane mevcuttur. Böylece ekran üzerinde ultrasonik

seslerden bir ızgara oluşur.

Yüzey dalgalarının X ekseninde nasıl dolaştığını gösteren şema. Aynısı Y ekseninde de

tekrarlanır

19

Page 20: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Gelelim algılamanın nasıl yapıldığına... Vericiden yansıtıcılara gönderilen tek bir ultrasonik

ses dalgası, tek tek tüm yansıtıcılardan geçerek alıcıya ulaşır. Ancak her yansıtıcı, ultrasonik

ses kaynağına olan uzaklığına bağlı olarak değişen sürelerde bu cevabı alıcıya ulaştırır.

Örneğin ekran üzerinde toplam 10 adet yansıtıcı olduğunu düşünürseniz; vericiye en yakın

yansıtıcıdan ekrana yönlendirilen ultrasonik ses dalgasının alıcıya ulaşması diğerlerine oranla

en kısa zamanı alır ve en uzaktaki yansıtıcıdan gelen ses dalgası vericiye en uzun sürede

ulaşır. Dolayısıyla alıcı, tek bir ultrasonik ses dalgasına karşılık birbirinden farklı zamanlarda

kendisine ulaşan 10 farklı cevapla karşılaşır. Yani ses dalgasının vericiden çıktığı yerdeki ilk

yansıtıcıdan ekranı dolaşıp alıcıya ulaşması 1 saniye sürse, 2. yansıtıcıdan gelen ses dalgası

için 2 saniye ve 3. yansıtıcıdan gelen için 3 saniye sürer.

Alıcıya bağlı olan kontrol kartında, kullanılan cam kaplamanın boyutu gibi özelliklere bağlı

olarak kaç yansıtıcı olduğu ve her yansıtıcıdan ekrana yönlendiren ses dalgasının alıcıya ne

kadar sürece ulaşacağı baştan tanımlanmıştır. Dolayısıyla ultrasonik ses dalgası vericiden bir

kez gönderildikten sonra alıcı bunun yansımalarını kontrol etmeye başlar: A süresinde

ulaşması gereken birinci yansıma yerine ulaştı mı?

Ulaştı... B süresinde ulaşması gereken ikinci yansıma ulaştı mı?

Ulaştı... C süresinde gelmesi gereken 3. yansıma yerine ulaştı mı?

Ulaşmadı... Bu durumda alıcı, 3. yansıtıcının ekrana gönderdiği ses dalgasının bir engelle

karşılaştığını düşünüp bu noktada bir dokunma gerçekleştiğini anlar. Aynı işlem Y eksenine

de uygulanarak hangi yansıtıcıdan cevap gelmediği belirlendiğinde dokunmanın koordinatı

belirlenmiş olur ve bu bilgi kontrol yongalarında işlenerek yazılıma gönderilir. Bu süreç, yani

vericinin ses dalgaları göndermesi ve alıcı tarafından yansıtıcılardan gelen bütün cevapların

kontrol edilmesi

işlemi her saniye 25-50 kez tekrarlanır.

Yüzey dalgası teknolojisinde kullanılan cam kaplama.

Ekranda ultrasonik seslerden oluşan bir ızgara oluşturmak üzere yerleştirilen gümüş

yansıtıcıları resimde görebilirsiniz.

Bu teknoloji, dirençli teknolojiye oranla daha modern bir tekniğe sahiptir ve ekranın üzerinde

20

Page 21: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

polyester bir kaplama olmadığından dolayı bu teknolojiye sahip dokunmatik ekranlar

kullanıcılarına daha canlı bir görüntü sunarlar. Bu nedenle sunumun ön plana çıktığı

durumlarda, örneğin pazarlama, bilgi sağlama, oyun, elektronik katalog gibi uygulamalarda

bu teknoloji tercih edilir. Ancak ses dalgalarının uzun mesafede giderek etkisini yitirmesi

yüzünden, belli bir boyutun üzerindeki ekranlar için bu teknolojinin kullanılması uygun

değildir.

Kızılötesi Teknolojisi

Bu teknoloji, diğerlerine oranla anlaşılması en basit olanıdır. Kızılötesi teknolojisini kullanan

dokunmatik ekranlarda X ve Y eksenlerine belli sayılarda kızılötesi diyot, bunların tam

karşılarına

da birer kızılötesi algılayıcı yerleştirilir. Sonrası tahmin ettiğiniz gibi; elinizi bu ekranın bir

yerine dokundurduğunuzda, algılayıcının karşısındaki kızılötesi ışığı görmesini engellemiş

olursunuz ve X-Y eksenlerindeki algılayıcılardan hangilerinin bağlantısının kesildiği

bulunarak kesişme noktalarındaki koordinat hesaplanır. Bu teknolojiye sahip cihazlar, geniş

mesafede dokunma algılama yeteneğine sahipler ve direkt güneş ışığından veya sudan

etkilenmezler. Bu nedenle özellikle dev plazma ekranların dokunmatik hale getirilmesinde

tercih edilirler. Infrared teknolojisi, kolay monte edilen bir çerçeve sayesinde hemen her

ortama kolayca adapte edilebilme özelliğine sahiptir. Hatta bu işe özgü yazılımı geliştirmek

şartıyla bu tarz bir çerçeveyi vitrine yerleştirilerek dokunmatik bir vitrin bile

oluşturabilirsiniz. Örneğin vitrindeki bir ürün hakkında bilgi almak isteyen müşteri, vitrinde o

ürünün karşısına dokunarak yine vitrine yerleştirilmiş özel bir yazılıma sahip bilgisayar

ekranından fiyat ve garanti bilgilerine bile ulaşabilir.

Bazı durumlarda malzemenin dışarıdan montajıyla, dokunmatik özelliği olmayan ekranları

dokunmatik ekran haline çevirmek mümkündür.

Son olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine

dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu bilmek lazım. Ancak bunların arkasında bunlar

kadar önemli iki unsur daha var: Birincisi aldığı fiziksel verileri yorumlayarak sayısal

koordinat bilgilerine dönüştüren ve bunun yanında ortalama hesabı ve tolerans kontrolü gibi

21

Page 22: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

tüm işlem yükünü üzerinde barındıran kontrolcü, ikincisi de teknolojinin işletim sistemiyle

entegrasyonunu kurarak yazılımlarla uyumlu hale gelmesini sağlayan sürücü.

YAZICI(PRINTER):

Yazıcılar, bilgisayar ortamında üretilen sekil, grafik ve yazıların kağıda aktarılmasını sağlayan araçlardır her yazıcı, kendine özgü bir mikroişlemci ve sinirli sayıda karakter depolamasına olanak sağlayan bir tampon bellek taşır. Yazıcıların sınıflandırılmasında temel ölçüt, karakterlerin basımında kullanılan teknolojik farklılıktır. Bir yazıcının kalitesini belirleyen ölçütler ise, baskı hızı ve birim alandaki nokta yoğunluğudur. Renkli baskı yapabilmesi de yazıcı kalitesini belirleyen bir ölçüt haline gelmektedir. Baskı hızı, saniyede basılan karakter sayısı ya da lazer yazıcılarda olduğu gibi, dakikadaki sayfa sayısı ile ölçülür. Çeşitli türdeki yazıcılar bilgisayara paralel ya da seri olarak bağlanabilir. Bu bağlantıyı sağlayan arabirimler vardır. Seri bağlantı, halen bazı yazıcılarda kullanılmasına rağmen, çok yavaş olduğu için, daha hızlı olan paralel bağlantı tercih edilmektedir. Bilgisayar-yazıcı bağlantısında, veriler tek yönlü (bilgisayardan yazıcıya) olarak iletilir. Bilgisayar ile yazıcı arasında bilgilerin yani sıra kontrol işaretleri de yollanmaktadır. Bu işaretler kullanılarak, yazıcı ile bilgisayar arasında senkronizasyon ve işlem durumları hakkında bilgi alış verisi sağlanır. Örneğin, yazıcıda kağıdın bittiği bilgisayara bildirilerek, kullanılan programın kullanıcıyı uyarması sağlanır. Yazıcı teknolojileri, gün geçtikçe daha hızlı, daha çok renk verebilen, daha çok noktadan oluşan ve kaliteli çıkış verebilen ürünler ortaya koyabilmek için yarışmaktadır. Yazıcılar, farklı ihtiyaçları karşılayabilecek sekil ve modellerde üretilmektedir. Bunlar, nokta vuruşlu (matris), mürekkep püskürtmeli (inkjet) ve lazer yazıcılardır.

Nokta Vuruşlu (Matris) Yazıcılar:

Yazıcı türleri içinde en yaygın kullanılanıdır. İğneli yazıcı olarak da bilinir. Nokta vuruşlu yazıcıların yazma kafası, bir matris seklinde dizilmiş küçük iğnelerden oluşur. Nokta vuruşlu yazıcılarda bir karakterin kağıda basılması, yazma kafası içindeki iğnelerin bilgisayardan gelen sinyallere bağlı olarak hareket etmesi ile oluşur. İğneler, elektro mıknatısların yardımı ile öne çıkarak, gergin duran mürekkepli bir şerit üzerinden nokta vuruşlarla bir karakteri tanımlar. Bu şekilde, şerit üzerinden kağıda karakter basilmiş olur. Bu yazıcılarda kaliteyi belirleyen faktör yazma kafası içindeki iğnelerin şayisidir. 9, 18 ve 24 iğnelik yazıcılar bulunmaktadır. Bugün 9 ve 18 iğneli yazıcılar da kullanılmakla birlikte, 24 iğneli matris yazıcılar daha çok tercih edilmektedir. İğne şayisinin artışı, tek bir karakteri daha fazla nokta vurusu ile oluşturmayı, dolayısıyla birim alana daha fazla nokta sığdırabilmeyi sağlar. Bu ise, iğne şayisinin artması ile kalite arasındaki paralelliği ortaya koymaktadır. 9 iğneli yazıcılarda ortalama çözünürlük, 216 x 240 dpi (dot per inch/ inç basına nokta sayısı) kadardır. Tüm yazıcılarda olduğu gibi nokta vuruşlularda da bir tampon bellek bulunmaktadır. Nokta vuruşlular için bu bellek genel olarak 4kb ile 32kb arasındadır. Karakter çeşitliliğinin oluşturulması, bold karakterler için, aynı alana iğnelerin çift vuruş yapması ile, italik harfler

22

Page 23: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

için ise, farklı bir iğneler matrisi kullanılması ile gerçekleşir. Bu nedenle matris yazıcılarda karakter (font) sayısı çok azdır. Son yıllarda nokta vuruşlu yazıcıların renkli olanları da üretilmiştir. Yazma şeritleri birkaç renkten oluşan bu modeller, özellikle renk gerektiren grafikler için kullanılır. Genellikle kırmızı, sarı ve mavi bantlar

Taşıyan şerit, değişik renkler gerektiğinde, ikinci bir motor yardımı ile aşağı yukarı hareket ettirilir. Ancak bu şekilde iyi bir renk kalitesi alma olanağı yoktur. Renkli matris yazıcılar, yoğun renk kalitesi gerektirmeyen işlerde kullanılabilir. Nokta vuruşlu yazıcılar, normal kağıt kullanabilmelerinin yansıra, kenarlarında delikler bulunan ve "sürekli form" adı verilen özel kağıtlara da baskı yapabilmektedir. Nokta vuruşlu yazıcılar, fatura kesmek gibi çok kopya gerektiren baskı işlemleri için idealdir.

Mürekkep Püskürtmeli (Inkjet) Yazıcılar:

Bu yazıcılar, yazma kafaları delikler matrisinden oluşan yazıcılardır. Bu yazıcıların yazma kafasının ardında özel bir mürekkep içeren hazne bulunur. Bu hazneye kartuş adı verilir. Kartuştaki mürekkebin özelliği ise, manyetize edilebilmesidir. Bilgisayardan gelen komutlara bağlı olarak haznenin belli bölgeleri manyetize edilir. İçerdeki sıvı mürekkep, bu bölgelere denk düsen deliklerden dışarı fırlatılır. Isıtılarak fırlatılan mürekkep kabarcığı doğrudan doğruya kağıt üzerine yapışır. Mürekkep püskürtmeli yazıcılar, yazma kafası bakımından, iğneler matrisinden oluşan nokta vuruşlu yazıcılardan temel olarak ayrılırlar. Diğer yandan nokta vuruşlu yazıcılar ile benzesen yönleri de vardır. Bunlardan ilki özellikle mürekkep kullanma şekilleridir. Diğeri ise yazıları karakter karakter basmalarıdır. Püskürtmeli yazıcıların nokta vuruşlulara göre en önemli üstünlükleri baskı kaliteleridir. Ancak yine de bir lazer yazıcı kadar iyi baskı yapamamaktadır. Nokta vuruşlularda olduğu gibi, karbon kağıdı ile baskı çoğaltmaya olanak vermez. Mürekkep püskürtmeli yazıcılarda renkli baskı da yapılabilmektedir. Temel üç renk, üst üste aynı noktaya basıldığında diğer renkler elde edilir. Bazı modeller dışında renkli ve siyah kartuşlar ayrı ayrı bulunmaktadır. Mürekkep püskürtmeli yazıcıların çözünürlüğü ise, 75 ile 600dpi arasında değişmektedir. Püskürtmeli yazıcılarda bulunan tampon bellek, l6kb ile 4mb arasındadır.

Lazer Yazıcılar:

Lazer yazıcılar, su ana kadar üretilenler içinde, hızlı ve kaliteli baskı yapabilen, en iyi yazıcılardır. Üretildiğinden beri masaüstü yayıncılık alanında vazgeçilmez bir araçtır. Bu yazıcılardan, matbaa kalitesinde çıkış alınabilmektedir. Özellikle aydınger ya da asetat üzerine çıkış alınabilmesi önemli bir özelliğidir. Çünkü bu yolla baskı öncesi hazırlık aşamalarının yerine getirilmesi sağlanabilmektedir. Lazer yazıcılar, fotokopi makinelerine benzemektedir. Lazer

Yazıcılarda da fotokopi makinelerinde olduğu gibi toner kullanılmaktadır. Toner tanecikleri, bilgisayardan gelen veriler yardımı ile kağıt üzerine basılır. Her bir toner taneciğinin bir noktadaki yoğunluğu çözünürlüğü ifade etmektedir. Çözünürlük, dpi (dot per inch/ inç basına

23

Page 24: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

nokta sayısı) olarak gösterilen bir değerdir. Bugün yaygın olarak 600 dpi'lik lazer yazıcılar kullanılmaktadır. Yazıcının belleğinde oluşturulan sayısal sayfa görünümü, lazer tabancası yardımı ile tambur üzerine aktarılır. Tamburun, lazer ısınıyla manyetize edilen bölümlerine toner yapışır. Bu şekilde, tambura değen kağıt üzerinde, istenilen karakter ve grafikler oluşur. Lazer yazıcıların sessiz çalışmaları, kalite ve hızlarının yanında en büyük özellikleridir. Lazer yazıcıların bir dezavantajı, sürekli form kullanamamasıdır.

Bu yazıcıların hızı, ppm (page per minute/dakikadaki sayfa sayısı) ile ölçülür. Diğer yazıcılarda olduğu gibi lazer yazıcılar da bir mikroişlemci ve bellek taşımaktadır. Bellek 512kb ile 4mb arasında değişmektedir. Lazer yazıcıların renkli baskı yapabilenleri de üretilmektedir.

YAZICI ÖZELLİKLERİ 

Yazıcı, bilgisayardaki yerlerin ya da bilgilerin basılı kopyasını (hardcopy) alabilmenizi sağlar. Bir yazıcıyı bilgisayara bağlamanın en kolay yolu Centronics arabirimini (Paralel bağlantı noktası) kullanmaktır. Her çeşit yazıcı bilgisayarınızın seri ya da paralel portuna (LPT1, LPT2,...) bağlanabilir. Eskiden yazıcıların mekanik yapıları yavaş olduğu için seri bağlantıda (COM1, COM2,....) kullanılırdı. Günümüzde yazıcılar çok hızlı oldukları için paralel bağlantı tercih ediliyor. Paralel arabirim yüksek veri aktarım hızı sağlar. 

Yazıcı bağlantısında veriler tek yönlü olarak (bilgisayardan yazıcıya) iletilir. Bilgisayar ile yazıcı arasında verilerin yanı sıra kontrol kodları da yollanır. Bu kodlar kullanılarak iki birim arasında senkronizasyon ve işlem durumları hakkında bilgi alış verişi sağlanır. Örneğin yazıcıda kağıdın bittiği bilgisayara bildirilerek programın bununla ilgili olarak kullanıcıyı uyarması sağlanır. 

Yazıcı Kalitesini Etkileyen Faktörler

1. Baskı Kalitesi 

Baskı kalitesi, sıklıkla yazıcının çözünürlüğüne eşittir. Çözünürlük, belirli bir aralığa basılabilecek nokta sayısını temsil eder ve DPI (Dots Per Inch / Inch başına nokta sayısı) ile belirtilir. Değişik baskı yöntemleri ile elde edilen çözünürlükler, 75 DPI dan 600 DPI ya kadar değişmektedir. 

Çözünürlük grafik çıktısının kalitesi hakkında güvenilir bir kriter değildir. Genellikle kağıt üzerinde belirtilen çözünürlüğe erişilmez. Örnek olarak Nokta matrisli bir yazıcı 360 DPI çözünürlüğe ulaşabilir. Ancak iğnelerin kalınlığının yan yana noktaların örtüşmesine sebep olur ve iki nokta artık ayırt edilemez. 

Çok fazla kalın ve mürekkepli bir şeritte aynı sonucu doğurabilir. Ayrıca yüksek çözünürlüklü bir yazıcının sürücü mekanizmasındaki hassasiyetsizlikleri düzeltmek mümkün olmayabilir. 

24

Page 25: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

2. Yoğunluk 

Yazıcı kalitesini belirleyen başka bir faktörde yoğunluk (koyuluktur). Lazer baskı yönteminde yada mürekkep püskürtmeli yazıcılarda toner ve mürekkep azalsa da aynı baskı yoğunluğu elde edilebilir. Özellikle nokta matrisli nokta vuruşlu yazıcılarda mürekkep kullanıldıkça baskı yoğunluğu belirgin olarak azalır. Bu nokta vuruşlu yazıcılara da grafik basarken daha belirgindir. 

3. Yazı Tipi Çeşidi 

Her yazıcıda değişik boyutlarda da basabilen yerleşik (built-in) yazı tipleri (Font) vardır. Bir çok yazıcıda ek yazı tiplerine erişebi1menin yolları vardır. Bu yöntemde yazı tipleri PC den aşağıya yüklenir. (download) Özel bir yazılım yazıcınıza yeni karakterleri öğretir. Bütün değişik yazı tiplerini Nokta vuruşlu Mürekkep püskürtmeli (Ink-jet) Lazer yazıcılara yükleyen ücretsiz (shareware) dağıtılan birçok yazılım vardır. Fakat bunları kullanmak için yazıcının belleği yetmeyebilir. Bu durumda belleği artırmak gerekir. 

4. Hız 

Değişik yazıcıların baskı hızları çok farklıdır. Bir yazıcın hızı, CPS (Characters Per Second -Saniyede basılan karakter sayısı) yada dakikada basılan sayfa sayısıyla belirlenir. Üreticiler genellikle taslak kalitesindeki (Draft Quality) baskı hızını verirler. Aynı yazıcının mektup kalitesindeki (Letter Quality) veya mektup kalitesine yakın (Near Letter Quality) yazı tiplerini basması çok daha uzun zaman alabilir. Lazer yazıcılar ve diğer tek kağıtlı sistemlere de alışılmış belirtim olan dakikada basılan sayfa sayısı sadece başka yazıcıları birbirleriyle karşılaştırırken kullanılmalıdır. Üreticiler bu değerleri genellikle aynı sayfanın üst üste basılması için ölçerler. 

Taklit (emulation) kipinde çalıştırılan yazıcılar taklit için harcana zamandan ötürü daha yavaş basarlar. Bu nedenle yazıcılar üreticilerin belirttiği hıza ulaşamazlar. 

5. Kağıt Beslemesi ve Kağıt Formatları 

Yakın zamana kadar bütün yazıcılar sürekli form kullanıyordu. Günümüzün yazıcı teknolojisi hemen hemen her PC kullanıcısının yazışma kalitesinde baskı yapabilmesini sağlamıştır. Tek kağıt besleme sistemleri hemen hemen her yazıcı için vardır. Ancak birçok PC sahibi daha hesaplı sürekli form sistemini kullanmaktadır. Yazıcılar her iki seçeneği de sunabilmektedir. 

Bu ihtiyaçtan ötürü, kağıt parketme özelliği tasarlanmıştır. Bu özellik sayesinde delikli sürekli form kağıdını çıkarmadan tek kağıda baskı yapılması sağlanmaktadır. 

Otomatik tek kağıt besleme sistemlerinde yazıcıya bir seferde birçok kağıdı yükleyen kağıt tepsileri kullanılmaktadır. Böylece her sayfa elle değiştirilmeden kullanılır. Bazı yazıcıların

25

Page 26: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

birden fazla tepsisi vardır. Bunun sayesinde tepsi değiştirmeden farklı boyutlarda kağıtlara baskı yapılabilir. 

6. Yazıcı Gürültü Seviyeleri. 

Papatya çarklı ve nokta vuruşlu yazıcılar en gürültülü yazıcılardır. Bu yazıcılar bir mürekkepli şeridin üzerine vurarak görüntüleri yazıcıya basarlar. Vuruşlu olmayan yazıcılara bir miktar gürültü çıkarır. Asıl baskı işlemi gürültüsüzdür. Ancak Lazer yazıcıların havalandırma sistemleri bir PC nin vantilatöründen biraz daha gürültülü olabilir. En gürültülü sistemler zayıf ses yalıtımları ile 24 iğneli nokta vuruşlu matrisli yazıcılardır. Yeni Mürekkep püskürtmeli yazıcılar en sessizler arasındadırlar. 

7. Baskı Maliyetleri. En ucuz olanlar Nokta matrisli yazıcılardır. Lazer ve Mürekkep püskürtmeli yazıcılar biraz daha pahalıdırlar. Örneğin Nokta vuruşlu yazıcıda bir sayfayı X liraya mal ediyorsanız bunu Mürekkep püskürtmeli yada Lazer yazıcıda 3X yada 4X liraya mal edersiniz. Grafik basımlarında bu fark daha da fazla olur.

ÇİZİCİ(PLOTTER):

Standart bir yazıcı ile çizilmesi mümkün olmayan resim ve grafiklerin çizilmesi için kullanılan bir çıktı aygıtıdır. Özellikle mühendislik ve mimarlık alanlarında ayrıntılı planlar ve karmaşık tasarımlar için kullanılan çiziciler, bilgisayara seri porttan bağlanır. Çizicinin bütün yazıcılardan temel farkı, baskı yaparken kullandığı araçtır. Yazıcılar kağıdın üzerine birtakım harf ve karakterleri ya da noktaları basarken, toner ya da mürekkep kartuşu kullanır. Çiziciler ise, kağıdın üzerine şekilleri çizmek için bir kalem kullanır. Bu kalem çeşitli renklerde olabilir. Çiziciler, yazıcılardan çok daha büyük boyutlardaki kağıtlara baskı yapabilir. Standart bir çizici kağıdının boyutları, 21.59x27.94 cm ile 91.44x121.92 cm arasındadır. Çiziciler daha çok cad (computer aided design/bilgisayar destekli tasarım) yazılımları tarafından desteklenmektedir. Bilgisayardan gelen verilere göre, çizicideki kalemlerin hangi noktadan çizmeye başlayıp hangi noktada duracakları belirlenir. İki tür çizici çeşidi vardır:

1.Drum Çizici:

Çizim sırasında kağıt da kalem gibi hareket eder. Drum çizici modelleri, daha büyük kağıtlarla çalışma olanağı tanır.

2.Flatbed Çizici:

Bu çizicilerde kağıt sabittir. Kağıdın sabit tutulduğu modellerde, çizimler daha hassas ve kesindir.

26

Page 27: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

MODEM

Günümüzde yaygın olarak kullanılan modemler, bilgisayar sinyallerini (dijital sinyali) telefon sinyallerine (analog sinyale) ve analog sinyali dijital sinyale çevirerek, bilgisayarların telefon hatları üzerinden iletişim yapabilmesini sağlar.

Modemlerin hızları, bps (bits per second = saniyede iletilen bit sayısı) birimiyle ölçülür. Standart olarak 9600, 14400, 28800, 33600 ve 56000 bps hızlarında modemler bulunmaktadır. Günümüzde yaygın olarak 33600 ve 5600 bps (56 Kbps) hızında modemler kullanılmaktadır.

14400 bps ve daha üstü modemlerin birçoğu ses desteği de vermektedir. Bu tür modemlere Voice Modem denir. Bu modemler, özel yazılımlar ile telesekreter gibi kullanılabilir.

Dahili Modemler:

Dahili modemler, bilgisayara takılan diğer kartlar gibi, kasa içinde bir yuvaya takılır. Modem kartının üzerindeki iki çıkıştan biri telefon hattina, digeri ise telefon aygitina baglanir.

Projeksiyon Cihazı:

Projeksiyon Cihazları görüntülerin bir perdeye veya seçilen alana yansıtılması suretiyle görüntü izlemeye yarayan aletlerdir. Projeksiyon Cihazları markasına, özelliklerine göre değişen fiyatlarda satılır. Tüm teknolojik aletlerde olduğu gibi Projeksiyon Cihazlarında da özellikler ne kadar artarsa fiyat da o oranda artar. Birde Projeksiyon Cihazlarında isim yapmış olan markalar vardır. Bu markadaki Projeksiyon Cihazları fiyatları da marka güvencesi olduğu için daha pahalıdır. Projektör alırken kullanma amacınıza göre tercih yapabilirsiniz. Eğitim amaçlı kullanılan Projeksiyon Cihazlarında görüntü kalitesi, kontrast ve yüksek çözünürlük önemlidir. Özellikle tıp ve mimari eğitiminde kullanılan Projeksiyon Cihazları yüksek görüntü kalitesine sahip olmalıdır. Projeksiyon Cihazlarında görüntü kalitesi arttıkça her görüntüdeki en ince ayrıntılar bile gözden kaçmadan izlenebilir. Projeksiyon Cihazı özelliklerinde projeksiyon mesafesi de dikkate alınması gereken bir özelliktir. Projeksiyon Cihazları özelliklerinde kontrast oranı ve parlaklık dikkate alınması gereken özelliklerin başında gelir. Özellikle aydınlık ortamlarda izlenmesi gereken Projeksiyon Cihazlarında bu özelliğe dikkat edilmelidir. Fakat karanlık ortamda izlenecek olan Projeksiyon Cihazlarında bu değerler düşük olsa da görüntü kalitesi bozulmaz.

HOPARLÖR:

Bir insanın çıkardığı ses, boğazındaki ses tellerinin meydana getirdiği hava titreşimleridir. Bunlar hava vasıtasıyla nakledilir, kulak tarafından alınır ve beyin tarafından sese çevrilir. Bundan önce çıkmış olan bir yazıda anlatılan mikrofon, ses dalgalarının elektriksel bir örneğini meydana getiren bir alettir. Bunun değeri, ses dalgaları uzaklarda sönüp kaybolduğu halde bunların elektriksel örneğinin az veya çok büyük uzaklıklara gönderilebilmesinden ileri gelmektedir.

Fakat yalnız başına mikrofon büyük bir değer taşımaz; elektriksel işaretler gönderilmesi istenen yere erişince yeniden ses haline getirilebilmelidir Bunu yapan da hoparlördür. En çok rastlanan devingen bobinli hoparlör, aslında devingen bobinli mikrofonun tersidir.

27

Page 28: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

Mikrofonda diyaframa çarpan ses dalgaları bunun titreşmesine sebep olur ve diyaframa bağlı olan bobinde zaman ve şiddetçe konuşan kimsenin sesinin titreşimlerine uygun olarak değişen bir elektrik akımı meydana getirir. Hoparlörde ise bobinden geçen değişken elektrik akımı kendisine bağlı bir diyaframın zaman ve şiddetçe bu akıma uygun olarak titreşmesine sebep olur. Diyaframın titreşimleri havanın aracılığıyla kulaklarımıza iletilir ve beyin tarafından konuşan kimsenin sesinin tam bir röprodüksiyonu olarak yorumlanır.

Hoparlörde, amplifikatörden (işaretlerin şiddetlendirilmesi için kullanılan düzen) gelen teller sabit bir mıknatısın kutupları arasına asılmış küçük bir bobine bağlanır. Bu bobinden elektrik akımı geçtiği zaman bobin bir magnetik alan meydana getirir. Öyleyse mikrofondan gelen elektrik darbeleri bobinden geçtiği zaman bunu bir mıknatıs haline getirir ve bobin sabit mıknatısa doğru çekilir. Çekme miktarı (sabit mıknatısın manyetik alanı değişmediğine göre) bobinin manyetik alanının şiddetine yahut bobinden geçen elektrik akımına bağlıdır. Fakat hoparlörün bobinine gelen akım, mikrofonun diyaframına çarpan ses dalgalarının genliği (konuşan kimsenin sesinin şiddeti) ile kontrol edilmektedir. O halde bobinin hareketinin genliği konuşan kimsenin sesinin şiddetine bağlıdır ve aynı şekilde bobinin titreşimlerinin temposunu da mikrofonun diyaframına çarpan titreşimlerin frekansı (konuşan kimsenin sesinin perdesi) belirtir. Bunun yanı sıra hoparlördeki bobin, zaman ve şiddetçe, mikrofonun karşısında konuşan kimsenin sesinin titreşimlerine uygun olarak titreşir.

Bundan sonra geriye kalan, hoparlör bobininin titreşimlerini hava vasıtasıyla dinleyenin kulağına iletmektir. Bu işi gören bobine bağlı ve onunla birlikte titreşen ince kağıttan, sertleştirilmiş kumaştan, yahut madenden yapılmış bir konidir. Bu koninin titreşimleri etrafındaki havayı itip çeker ve böylece, beyin tarafından konuşan kimsenin sesinin tam bir örneği olarak yorumlanan ses dalgaları meydana getirir.

KULAKLIK:

95 Desibelin üzerindeki zararlı ses ve görüntülerin kulağa zarar vermesini engellemek amacıyla kullanılan güvenlik malzemesidir.

YAPISI:

Ayarlanabilir çelik baş bantlarının tuttuğu ABS plastikten yapılmış iki fincandan meydana gelmiştir.

Kulaklığın fincanları, darbelere dayanıklı, kulağı tam olarak örten, kulak çevresine iyi oturan ve temas yüzeyinden içeri ses sızdırmayacak şekilde dizayn edilmiş olmalıdırlar.

Kulaklık fincanlarının kulak çerçevesiyle temasını sağlayan yastıklar, terletmez ince plastik kaplı sentetik köpükten mamüldür.

Kulağın çelik baş bantları, ayarlanabilir olmalı, tercihe göre baş üstü ve çene altında kullanılabileceği gibi barete ve yüz siperliğine takılarak da kullanılanları olabilir.

TEKNİK ÖZELLİKLERİ:

1- Kulaklık 95 db’in üzerindeki ses ve gürültüyü önleyecek özelliğe sahip olmalı, konuşmaları engellememelidir.

28

Page 29: BİLGİSAYARIN ÇIKIŞ BİRİMLERİ Web viewSon olarak, anlattığımız bu dokunma algılayıcı teknolojilerin aslında basit fizik temellerine dayanan mekanizmalardan ibaret olduğunu

2- Kulaklığın çelik baş bant şekli, tercihe göre baş üstü ve çene altında kullanılan şekli ile sipariş edilebileceği gibi baret ve yüz siperliğine takılarak kullanılacak olanları siparişte belirtilmelidir.

3- Kulaklığın, kulak çevresine baskı noktaları tercihe göre yağ veya hava yastıklı olarak sipariş edilmelidir.

4- Kulaklıklar, hafif (yaklaşık 150 gr.) kullanımı kolay ve darbelere dayanıklı olmalıdır.

5- Kulaklıklar cilt rahatsızlığı ve meslek hastalıkları yaratmamalıdır.

6- Kulaklıkların ayarlanabilir yaylı çelik baş bantları zaman içerisinde paslanmamalı ve sıkma özelliğini kayıp etmemelidir.

7-Kulaklığın temizliği kolay olmalıdır.

8-Kulaklığın, kulak çevresine olan temas yüzeyinden içeri ses geçirmemeli ve ses izolasyonu iyi olmalıdır.

9- Kulaklığın kulak çevresine baskısı eşit dağılımlı olmalı, tek noktadan baskı yapmamalıdır.

10- Kulaklar, ayrı ayrı ambalajında olmalıdır.

11- Kulaklıklar TS EN 352, TS EN 352-1 e uygun olmalıdır

KAYNAKÇA

http://www.cahilim.com/yazicilar-printer-pdf-55

http://www.donanımhaber.com/videolar

http://www.nedirTurk.com/kulaklık-hoparlör

http://www.aklıbol.com/projeksiyon cihazı

http://www.donanımhaber.com/monitörler

http://tr.wikipedia.org/wiki/Yaz%C4%B1c%C4%B1_(bilgisayar)

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87izici

http://www.dijitalteknoloji.net/ev-elektronigi/data-show-projeksiyon-cihazi.html

29