8
v01-15 NİSAN 2014 vSAYI: 19 vÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL İLETİŞİM GAZETESİ n Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bö- lümü tarafından 22-24 Mayıs 2014 tarihleri arasında “Elma ve Kiraz Yetiştiriciliği, Yeni Çe- şit Islahı ve Üretim Teknolojile- ri” başlıklı bir çalıştay gerçek- leştirlecek. Türk-Alman Bilim Yılı kapsa- mında düzenlenecek olan ça- lıştaya T.C. Gıda, Tarım ve Hay- vancılık Bakanlığı, Almanya Kültür Bitkileri Federal Araştır- ma Enstitüsü (JKI), Ravensburg Meyve Yetiştiriciliği ve Depola- ma Enstitüsü’nün yanı sıra TÜ- BİTAK da destek veriyor. Çalıştay yürütücülüğünü Zi- raat Fakültesi Bahçe Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayzin B. Küden, koordinatörlüğünü Prof. Dr. Ali Küden ve sekreter- ya görevini ise Doç. Dr. Okan Özkaya yapıyor. Çalıştayla ilgili detaylı bilgile- re üniversitemiz resmi web si- tesi www.cu.edu.tr adresinden ulaşılabilir. TÜBİTAK Yurtiçi Bilimsel Etkinlikleri Destekleme Programı n Türkiye’de bilim insanlarını destekleyen kurumların başın- da gelen TÜBİTAK, Doğa Bilim- leri, Mühendislik ve Teknoloji, Tıbbi Bilimler, Tarımsal Bilim- ler, Sosyal ve Beşeri Bilimler alanlarında kamu kurum/ku- ruluşları ve üniversiteler ile özel hukuk tüzel kişilikleri ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları himaye- sinde yurt içinde düzenlenen ulusal, uluslararası katılımlı ve uluslararası nitelikli kongre, kolokyum, sempozyum ve ça- lıştay türü etkinlikler için kısmi destek vermeye devam ediyor. TÜBİTAK’ın destek program- larından olan 2223/B Yurt İçi Bilimsel Etkinlik Düzenleme Desteği Programı 2013 yılı 6. dönem ve 2014 yılı 1. dönem sonuçları ile 2223/C Çok Ka- tılımlı Uluslararası Etkinlik Düzenleme Desteği Programı 2014 yılı 1. dönem sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Desteklenen bilim insanları- na ve etkinliklere ait listelere http://www.tubitak.gov.tr/tr adresinden ulaşılabilmektedir. Kabul edilen başvurulara ait destek miktarları ve diğer bel- geler ile reddedilen başvurula- ra ait gerekçeli ret yazıları ise iki hafta içinde başvuru sahip- lerine e-posta yoluyla ulaştırı- lacak. 4-5. SAYFADA Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği Balcalı Hastanesi’nden baş ağrısına çözüm n Baş ağrısı, genellikle başta ve bazen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isim. KampüsHa- ber Gazetesi olarak, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Baş Ağrısı Polikliniği sorum- lusu ÇÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şebnem Bıçakçı ile baş ağrısı hakkında bir söyleşi ger- çekleştirdik. Elma ve Kiraz Yetiştiriciliği Çalıştayı Mayıs ayında düzenlenecek n Yayına başladığı günden bu yana Çukurova Üniver- sitesi ile ilgili kurumsal ha- berleri okurlarına aktaran KampüsHaber Gazetesi, her sayısında üniversitemizde çalışmalarını sürdüren bilim insanları, araştırmacılar ve onların çalışmalarıyla ilgili yazılara da yer veriyor. Siz de yürütmekte oldu- ğunuz bilimsel çalışmalar, araştırmalar, projeler ve dü- zenlediğiniz ya da katıldığı- nız ulusal ya da uluslararası bilimsel etkinlikler ile ilgili haberlerin KampüsHaber Gazetesi’nde yer almasını istiyorsanız çalışmalarını- [email protected]. tr e-posta adresine iletebi- lir ya da (322) 338 67 77 / 413’ten bize ulaşabilirsiniz. Çalışmalarınızı KampüsHaber’de görmek ister misiniz? 8. SAYFADA

Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

v01-15 NİSAN 2014vSAYI: 19vÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL İLETİŞİM GAZETESİ

nÇukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bö-lümü tarafından 22-24 Mayıs 2014 tarihleri arasında “Elma ve Kiraz Yetiştiriciliği, Yeni Çe-şit Islahı ve Üretim Teknolojile-ri” başlıklı bir çalıştay gerçek-leştirlecek.

Türk-Alman Bilim Yılı kapsa-

mında düzenlenecek olan ça-lıştaya T.C. Gıda, Tarım ve Hay-vancılık Bakanlığı, Almanya Kültür Bitkileri Federal Araştır-ma Enstitüsü (JKI), Ravensburg Meyve Yetiştiriciliği ve Depola-ma Enstitüsü’nün yanı sıra TÜ-BİTAK da destek veriyor.

Çalıştay yürütücülüğünü Zi-raat Fakültesi Bahçe Bölümü

öğretim üyesi Prof. Dr. Ayzin B. Küden, koordinatörlüğünü Prof. Dr. Ali Küden ve sekreter-ya görevini ise Doç. Dr. Okan Özkaya yapıyor.

Çalıştayla ilgili detaylı bilgile-re üniversitemiz resmi web si-tesi www.cu.edu.tr adresinden ulaşılabilir.

TÜBİTAK Yurtiçi Bilimsel Etkinlikleri

Destekleme Programı

nTürkiye’de bilim insanlarını destekleyen kurumların başın-da gelen TÜBİTAK, Doğa Bilim-leri, Mühendislik ve Teknoloji, Tıbbi Bilimler, Tarımsal Bilim-ler, Sosyal ve Beşeri Bilimler alanlarında kamu kurum/ku-ruluşları ve üniversiteler ile özel hukuk tüzel kişilikleri ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları himaye-sinde yurt içinde düzenlenen ulusal, uluslararası katılımlı ve uluslararası nitelikli kongre, kolokyum, sempozyum ve ça-lıştay türü etkinlikler için kısmi destek vermeye devam ediyor.

TÜBİTAK’ın destek program-larından olan 2223/B Yurt İçi Bilimsel Etkinlik Düzenleme Desteği Programı 2013 yılı 6. dönem ve 2014 yılı 1. dönem sonuçları ile 2223/C Çok Ka-tılımlı Uluslararası Etkinlik Düzenleme Desteği Programı 2014 yılı 1. dönem sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Desteklenen bilim insanları-na ve etkinliklere ait listelere http://www.tubitak.gov.tr/tr adresinden ulaşılabilmektedir.

Kabul edilen başvurulara ait destek miktarları ve diğer bel-geler ile reddedilen başvurula-ra ait gerekçeli ret yazıları ise iki hafta içinde başvuru sahip-lerine e-posta yoluyla ulaştırı-lacak.

4-5. SAYFADA

Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği

Balcalı Hastanesi’nden baş ağrısına çözüm

nBaş ağrısı, genellikle başta ve bazen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isim. KampüsHa-ber Gazetesi olarak, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Baş Ağrısı Polikliniği sorum-lusu ÇÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şebnem Bıçakçı ile baş ağrısı hakkında bir söyleşi ger-çekleştirdik.

Elma ve Kiraz Yetiştiriciliği Çalıştayı Mayıs ayında düzenlenecek

nYayına başladığı günden bu yana Çukurova Üniver-sitesi ile ilgili kurumsal ha-berleri okurlarına aktaran KampüsHaber Gazetesi, her sayısında üniversitemizde çalışmalarını sürdüren bilim insanları, araştırmacılar ve onların çalışmalarıyla ilgili yazılara da yer veriyor.

Siz de yürütmekte oldu-

ğunuz bilimsel çalışmalar, araştırmalar, projeler ve dü-zenlediğiniz ya da katıldığı-nız ulusal ya da uluslararası bilimsel etkinlikler ile ilgili haberlerin KampüsHaber Gazetesi’nde yer almasını istiyorsanız çalışmalarını-zı [email protected] e-posta adresine iletebi-lir ya da (322) 338 67 77 / 413’ten bize ulaşabilirsiniz.

Çalışmalarınızı KampüsHaber’de görmek ister misiniz?

8. SAYFADA

Page 2: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

2 HABER KampüsHaber

KAMPÜS HABERSahibi

Prof. Dr. Mustafa KİBAR(Rektör)

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüDoç. Dr. Nüket ELPEZE ERGEÇ

Haber EditörleriYrd. Doç. Dr. Murat Ertan DOĞAN

Öğr. Gör. Aydın ÇAM

Tasarım KoordinatörüYrd. Doç. Dr. Tülay GÖRÜ DOĞAN

Masaüstü Yayıncılık Uygulama Birimi

Dil EditörüYrd. Doç. Dr. Yeter TORUN

Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Masaüstü Yayıncılık Uygulama Biriminde hazırlanmış ve Çukurova Üniversitesi Basımevinde 2000 adet basılmıştır.

Fotoğraf: Engin ESENDEMİR, Fatih ERAY, Kadir PUSLU Muhabirler: Meryem KILIÇ, Songül BULUT(322) 338 67 77 / [email protected]

Göksu Söker’den büyük başarı

n“Putuhepa Kültür Günleri” kapsamında, Adana Kültür ve Sanat Derneği’nin katkılarıyla gerçekleştirilen 2014 Putuhe-pa Bilim ve Sanat Ödülleri sa-hiplerini buldu.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabi-lim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Figen Doran, Çukurova Üniver-sitesi Fen–Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serdar Girginer, Adana Barosu Başkanı Avukat Men-gücek Gazi Çıtırık ve Adana

Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü İkbal Kalın gecede ödül alan isimler oldu.

Prof. Dr. Figen Doran’a ödülü-nü Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mehmet Göl, Yrd. Doç. Dr. Serdar Girginer ve İkbal Ka-lın’a ödülünü Adana Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Nuran Terliksiz ve Avukat Mengücek Gazi Çıtırık’a ödülünü Adana Kültür Eğitim Sanat ve Araştır-ma Vakfı Başkanı Alper Tansel verdi.

nÇukurova Üniversitesi Dev-let Konservatuvarı öğrencile-rinden Göksu Söker, Bulgaris-tan’ın Provadia kentinde 3–6 Nisan 2014 tarihleri arasında düzenlenen 24. Bulgaristan Ulusal Svetoslav Obretenov Genç Enstrümancılar ve Şan-cılar Yarışması’nda birinciliği kazandı. Söker’e yarışma sıra-sında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi Tsvetelina Tunteva piyanosuyla eşlik etti.

“Yeni başarılar için çalışmalarımız

sürüyor”

Aldıkları başarıdan duydu-ğu memnuniyeti ifade eden Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü ve Sahne Sanatları Bölüm Başka-nı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bayık, “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı olarak nitelikli, çağdaş, uluslararası düzeyde bir eğitim vererek, ülkemizin ve dünyanın çağdaş sanat ku-rumlarına aydın, modern, çok yönlü, vizyonu geniş, değer yaratan sanatçılar yetiştiriyor olmaktan onur duyuyoruz. Yeni başarılara imza atmak için çalışmalarımız aralıksız devam edecek. Öğrencilerimiz hiçbir başarının tesadüf olmadığını kanıtlıyor” dedi.

nÜniversite–sanayi işbirliği kapsamında Adana İl Bilim, Sa-nayi ve Teknoloji Müdürü Rem-zi Özdoğan, Araştırmacı Bilal Adıyaman, Şube Müdürü Ha-tice Dinçer ve Mühendis Hacer Yentur Tarım, Çukurova Üni-versitesi Fen–Edebiyat Fakül-tesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Serin’i ziyaret etti.

Ziyarette, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü’nce “Verim-lilik Haftası” ve “Temiz Üretim” konularında Adana’da yürütü-lecek çalışmalar ve üniversite–sanayi işbirliğinin geliştirilme-si konuları görüşüldü.

n4. Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi-tesi’nin ev sahipliğinde 17-19 Nisan 2014 tarihlerinde Çu-kurova Üniversitesi Mithat Öz-san Amfisi’nde düzenlenecek. Türkiye’nin değişik bölgele-rinden gelen yaklaşık 600 ki-şinin katılımıyla gerçekleşecek sempozyumda gıda sektörü temsilcileri, akademisyenler ve öğrencilerle buluşacak.

Çukurova Üniversitesi Zira-at Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Gıda Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ve Gıda, Tarım ve Hay-vancılık Bakanlığı’nın katkıla-rıyla düzenlenen sempozyuma 450 bilimsel bildiri başvurusu yapıldı. Sempozyumla ilgili bil-gi veren Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühen-disliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Zerrin Erginkaya, Türki-ye’de geleneksel gıdaların top-lumsal yaşamda büyük yer tut-tuğunu ifade etti.

Geleneksel gıdalar

Adana’da masaya

yatırılacak

Üniversite–Sanayi İşbirliği çalışmaları

hız kazandı

Prof. Dr. Figen DORAN

Yrd. Doç. Dr. Serdar GİRGİNER

nÇukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölü-mü Fizikokimya Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet ERBİL’in kurumsal emekliliği onuruna bir Korozyon Çalış-tayı düzenlendi. Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve Ko-rozyon Derneği işbirliğinde dü-zenlenen çalıştaya Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden aka-demisyenler ve sektör çalışan-

ları yoğun ilgi gösterdi.

Çalıştayda, Türkiyede koroz-yon çalışmaları ile araştırma ve endüstriyel kuruluşlara verilen destekler çerçevesinde Koroz-yon Derneği’nin rolü, TÜBİTAK ve sanayi kuruluşlarının koroz-yon konusunda gerçekleştiri-len projelere verdiği destekler, endüstriyel ve akademik kuru-luşların araştırma projelerine ilgisinin yetersizliği, elektro-kimyanın korozyon araştırma-larındaki yeri ve önemine iliş-kin konular tartışmaya açıldı.

Prof. Dr. Mehmet Erbil kimdir?

20 Nisan 1947 Niğde doğum-lu Prof. Dr. Mehmet Erbil, lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümün-de tamamlayarak 1969 yılında

aynı bölümde asistan olarak çalışma hayatına başladı. 1971 yılında yüksek lisans ve 1975 yılında doktora öğrenimini ta-mamlayan Prof. Dr. Erbil, 1980 yılında doçent unvanını aldı. 1981 yılında Çukurova Üniver-sitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümüne öğretim üye-si olarak atandı ve 1988 yılında profesör oldu. Evli ve iki çocuk babası olan Prof. Dr. Erbil, Türk

Kimya Derneği, Korozyon der-neği, Uluslararası Elektrokim-ya Derneği (ISE), Uluslararası Enerji Konseyi Türk Milli Ko-mitesi, Niğdeliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesidir. Uluslararası dergilerde 78 adet makalesi olan ve çok sayıda atıf alan Prof. Dr. Erbil, 14 doktora ve 18 yüksek lisans çalışmasın-da danışmanlık yapmıştır.

Prof. Dr. Mehmet ERBİL’in Kurumsal Emekliliği Onuruna Korozyon Çalıştayı Düzenlendi

Prof. Dr. Mehmet ERBİL

Çukurova Üniversitesi’ne iki ödül

Page 3: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

3HABERKampüsHaber

nÜniversite Hastaneleri Birli-ği Derneği (ÜHBD) Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Çukuro-va Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, Ankara Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Er-kan İbiş ve İstanbul Üniversite-si Hastaneleri Genel Direktörü Doç. Dr. S. Haluk Özsarı, Danış-tay Başkanı Zerrin Güngör’ü ziyaret etti.

Ziyarette, Üniversite Hasta-neleri Birliği Yönetim Kuru-lu Üyeleri, Danıştay Başkanı Güngör’le üniversite hastane-lerinin sorunları ve sorunların giderilmesi konularında görüş alışverişinde bulundu.

nYemen Sanaa Üniversite-si Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hamuud Ahmed Ed-Dafiriy ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar geçti-ğimiz günlerde Ankara’da, Çu-kurova Üniversitesi ve Sanaa Üniversitesi işbirliği ile ilgili bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşme sırasında Prof. Dr. Ed-Dafiriy, Yemen’deki hasta-ların Balcalı Hastanesi’nde te-davi edilebilmesi için Çukurova Üniversitesi ile işbirliği yap-mak istediklerini ifade ederken Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar ise Çukurova Üniversitesi ve Balcalı Hastanesi hakkında de-taylı bilgi verdi. Yapılan görüş-meler sonucunda, Yemen Sa-naa Üniversitesi ile Çukurova Üniversitesi arasındaki ilişkile-rin geliştirilmesine, öğrenci ve akademisyen değişimi işbirliği protokolü imzalanmasına ka-rar verildi.

Hukuk Fakültesi binası inşaatına başlandı

nÇukurova Üniversitesi, yeni binalarıyla öğrencilerin eğitim ve öğretim imkanlarını geliş-tirmeye yönelik faaliyetlerini devam ettiriyor. Uzun süredir İletişim Fakültesi binasında eğitim veren Hukuk Fakültesi için bina yapımına başlandı. Toplamda 10 500 m2 kapalı alana sahip olan Hukuk Fakül-tesi binasında 4 adet 60 kişilik derslik, 4 adet 225 kişilik amfi ve çok amaçlı derslikler bulu-

nuyor. Bunun yanı sıra Hukuk Fakültesi binası projesinde li-sansüstü öğrenciler için ders-lik; toplantı ve organizasyonlar için seminer salonları, konfe-rans ve sergi salonları yer alı-yor.

Hukuk Fakültesi öğrenci-lerinin öğrenimleri sırasında uygulamalı eğitim görmeleri-ni sağlayacak olan 50 kişilik kurgusal duruşma salonu ve

bilgisayar ofisleri yeni yapılan binada yer alacak. Gerçek bir mahkeme salonu örneğinde oluşturulan kurgusal duruşma salonunda öğrenciler örnek hukuki olaylar üzerinde çalış-malar yaparak hem araştırma yeteneklerini hem de topluluk karşında konuşma yetenekleri-ni geliştirecekler. Öğrenci mer-kezli bir bina olarak tasarlanan Hukuk Fakültesi binasında öğ-rencilerin ders dışında zaman-

larını geçirecekleri 100 kişilik okuma ve çalışma salonu, kü-tüphane, açık çalışma alanları ve sosyal alanlar da bulunuyor.

Ayrıca Hukuk Fakültesi bi-nasında engelli öğrenciler için asansör ve ortak kullanım alan-ları bulunmaktadır. Akademis-yenler için de 60’a yakın ofisin planlandığı Hukuk Fakültesi bi-nasının inşaatının iki yıl içinde bitirilmesi planlanmaktadır.

nTürk Oftalmoloji Derneği (TOD) Çukurova Şubesi tarafın-dan düzenlenen “TOD XI. Mart Sempozyumu”nun konusu “Geriatrik Oftalmoloji” olarak belirlendi. Göz doktoru Zehra Sarıdoğan Uğurbekler anısına düzenlenen program kapsa-mında, geriatrik göz hastalık-larının tanı ve tedavisindeki önemli güncel gelişmelerin ele alındığı beş panel, beş yuvar-lak masa toplantısı, bir konfe-rans, bir etkileşimli konuşma gerçekleştirildi. Ayrıca, “Genç Oftalmologların Yaşlı Hastaya Bakışı” temalı, ödüllü bir olgu sunumu seansı ve TOD Temel Eğitim ve Mesleki Planlama

Birimi tarafından düzenlenen “Yaşlılık Döneminde Oftalmo-loji” konulu panel de yapıldı.

“Hekimlik, doğası gereği,

eğitim sürecindeyken

başlayan bir meslektir”

Sempozyumun açılış konuş-masını yapan Çukurova Üniver-sitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, meslek örgütlerinin öne-mini belirterek, “Günümüzde

tıp pratiğinde, meslek örgütle-rinin katkısı tüm dünyada ka-bul gören bir gerçektir” dedi. Teknolojinin katkılarıyla da tıp dünyasında baş döndürücü gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Kibar, “Hekimlik, elbette doğası gere-ği, icrası henüz eğitim sürecin-deyken başlayan bir meslektir. Bu nedenle tıp fakültesinde atılmış olan sağlam temeller üzerine, sağlam bir bina inşa etmek gerekmektedir. İşte bu bina inşa edilirken dayanağı-mız, meslek örgütleridir, uz-manlık dernekleridir” dedi.

Çukurova Üniversitesi Tıp

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Di-lek Özcengiz ise sempozyuma katkı sağlayan meslektaşlarına teşekkür etti. Ardından kürsü-ye gelen TOD Çukurova Şubesi Başkanı Prof. Dr. Gülhanım Ha-cıyakupoğlu, tıp teknolojisin-deki gelişmelerin ve ortalama yaşam süresinin uzamasının, geriatrinin hem bir bilim dalı olarak önem kazanmasına hem de anabilim dalları bünyesinde geriatrik alt disiplinlerin öne çıkmasına yol açtığını ifade etti.

TOD Genel Başkanı Prof. Dr. Bora Eldem ise derneklerinin faaliyetleri hakkında bilgi ver-di.

TOD XI. Mart Sempozyumu gerçekleştirildiÜHBD Yönetim Kurulu, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ü

ziyaret etti

Çukurova Üniversitesi ve Yemen Sanaa Üniversitesi

İşbirliği

Prof. Dr. Mustafa KİBAR

Prof. Dr. GülhanımHACIYAKUPOĞLU Prof. Dr.

Bora ELDEM

Page 4: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

4 SÖYLEŞİ KampüsHaber

- Sayın Hocam, AVES ve APSİS sistemlerinin nasıl hayata geçirildi-ğinden kısaca söz eder misiniz?

AVES ve APSİS sitemleri için çalışmaya 2012-2013 akade-mik yılı bahar döneminde baş-ladık. APSİS Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) biriminin kul-landığı bir otomasyon sistemi-dir. AVES’i ise daha çok öğretim üyelerimizin akademik perfor-mansıyla ilgili bir akademik veri tabanı ve değerlendirme sistemi olarak düşünebiliriz. Bizim için AVES’e geçiş APSİS’e geçmekten nispeten daha ko-laydı. APSİS’e geçişte bizi zor-layan konular vardı. İlk olarak sistemin dönüşümünde önce-likle yeni Bilimsel Araştırma Projeleri yönergesinin ve har-cama ilkelerinin değiştirilme-si gerekiyordu, bu çalışmalar yapıldı. Bu konuda başta Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Musta-fa Kibar olmak üzere, Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu (BAPKOM) üyeleri, ilgili Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Seyhan Tükel, BAPKOM üyeleri ve bi-rim olarak biz, birlikte yoğun bir mesai harcadık. Sonuç iti-bariyle, birçok ihtiyacı karşıla-yacak bir yönerge ve harcama ilkeleri oluşturulduğuna inanı-yoruz.

- Otomasyon sistemine geçiş nasıl gerçekleşti?

Otomasyon sistemimiz AP-SİS’in yeni yönergelere göre uyarlanması gerekiyordu, çünkü bu otomasyon sistemi

standart bir yazılım, bir paket program değil ve standart bazı bölümlerin üniversitenize özgü yapınıza uyarlanması gereki-yor. Bizi en çok zorlayan konu-lardan birisi bu oldu.

Bir başka konu ise devam etmekte olan projelerdi. APSİS uygulamaya girmeden önce geçmiş yıllardan kalan yaklaşık 1200 tane devam eden proje-miz vardı ve bu projelerin oto-masyon sistemine adaptasyonu hem bizi hem de kullanıcıları çok zorlayan bir konuydu. Şu an içerisinde bulunduğumuz geçiş sürecinde de bu konuyla ilgili küçük sıkıntılar yaşana-biliyor ama iki üç ay içerisinde bunları da aşacağımızı düşünü-yoruz.

Devam eden projelerin siste-me aktarımı gerçekleşti, fakat bu süreçte öğretim üyelerimiz-den de bazı beklentilerimiz var. Eski projeler birimimizdeki dosyalarda basılı olarak bulun-dukları ve herhangi bir elektro-nik sistemde kayıtları olmadığı için, bu projelerin harcama ka-lemlerine özel bir modül yazı-lımı gerçekleştirildi. Bu çerçe-vede öğretim üyelerimizin ilk önce sisteme girip daha sonra-da harcama talebi oluşturarak harcama yapmaları gerekiyor. Biz söz konusu harcama talep-lerini kontrol ediyoruz, öğre-tim üyelerimizin projelerinin orijinal dosyalarında var olan harcama kalemlerini aktarmış olmaları gerekiyor.

Sistemin işleyişi kapsamın-da öğretim üyelerimizin alışık olmadığı durumlar da söz ko-nusu. Mesela, proforma fatura ve teknik şartname eklenmesi gibi. Bunlar sisteme giriş ya-

panlara başlangıçta biraz zor gözükebilir ama oldukça basit işlemler. Örneğin, proforma fa-tura için başlangıç aşamasında bazı zorunlulukları kaldırdık. Herhangi bir mal alımı için in-ternet sayfasından yapmış ol-duğunuz kayıtlar proforma ye-rine geçiyor. Bir başka deyişle, alınması istenen herhangi bir malın fiyatının bulunduğu bir web sayfasını kaydederek sis-teme yüklediğinizde bunu pro-forma olarak kabul ediyoruz. İkinci olarak, teknik şartname olarak alımını yapmak istedi-ğiniz malzeme ile ilgili kısaca bir açıklama yazmanız teknik şartname için yeterlidir. Bun-lar sanıldığı kadar kullanıcıyı zorlayan konular olmamakla birlikte birim olarak bizim işle-rimizi çok hızlandıran süreçler. Bununla birlikte öğretim üyele-rimizin çalışmaları için gerekli malzemeleri edinmesi sürecini de kısaltıyor, yani her iki tarafa da büyük yarar sağlanıyor.

- Bilimsel araştırma projeleri biriminde kaç kişi çalışıyor? Nasıl bir iş süreci var?

Bu birimde on bir kişi çalı-şıyor. Daha önceki dönemlere göre farklı bir iş yapma süre-cimiz var. Örneğin, önceleri ta-leplerle, ihaleyle ilgilenen ekip arkadaşlarımız birbirlerinden çok keskin biçimde ayrılmış-tı, fakat yeni sistemde biz bu ayırımı minimuma indirdik. Bir arkadaşımız herhangi bir talebi alıp sonuçlandırılıncaya kadar tüm işlemlerden sorum-lu olacak. Öğretim üyelerimizin de hangi arkadaşımızın kendi talebiyle ilgilendiğini bilmesi-

ni sağlayacağız. Bu önemli bir konu çünkü. BAP biriminde bazen evrakların nerde oldu-ğu, kimin sorumlu olduğu ko-nusunda bazı sıkıntılar yaşa-yabiliyorduk. Bundan sonraki süreçte bir arkadaşımız bir projenin alım işleminde ba-şından sonuna kadar sorumlu olacak.

- AVES ve APSİS’in hem kurumsal hem bireysel açıdan başlıca avantajları nelerdir?

AVES’in en önemli özelli-ği kurumsal olarak akademik performansımızı görme ve iz-leme şansımız olmasıdır. Bu doğrultuda kurum olarak güç-lü ve zayıf yönlerimizi görme şansımız olacak. Farklı kuru-luşların, üniversitelerin başarı-sını değerlendirmek için çeşitli yöntemleri var. Bunlar içerinde biz üniversitemizin sıralaması-nı görebiliyoruz, ama açıkçası çok ayrıntılı bir değerlendirme şansımız olmuyor. Üniversitele-rin hangi kriterlere göre değer-lendirildiği çok ayrıntılı değil. Bu nedenle AVES bizim birey-den başlayarak bölüm, fakülte ve üniversite bazında farklı katmanlarda yerimizi görmek, güçlü ve zayıf yönlerimizi de-ğerlendirerek üst yönetimin üniversitenin genel stratejisini belirlemesinde avantaj yarata-cak bir sistem. Bu doğrultuda AVES, başta Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Kibar olmak üzere, üniversite üst yönetimi tarafın-dan çok önemseniyor.

Öğretim üyelerimizin AVES’e akademik bilgilerini girmele-rinin oldukça zaman alan bir

süreç olduğunun farkındayız. Bu konuda rektörlüğümüzün bize çalışacak ekstra iş gücü sağladığını belirtmek isterim. Bu çerçevede, öğrenci arka-daşlarımızdan yararlanıyoruz. Öğretim üyelerimizin vakti ol-madığında ya da sisteme giriş yapma konusunda sıkıntı yaşa-dıklarında, çalışmalarını içeren özgeçmişlerini [email protected] adresine MS Word dosyası olarak göndermeleri yeterli. Bize gönderilen özgeçmişlerin sisteme girişlerini yapıyoruz. Açıkçası bu anlamda çok fazla talep gelmedi. Bunu her top-lantıda duyurmaya çalışıyoruz.

APSİS’in avantajlarını kısaca özetleyecek olursak; birincisi bilimsel araştırma projelerinin kabulü sürecinde hızı artırma-yı hedefliyoruz. Bununla bir-likte, APSİS her ne kadar kağıt işlerini azaltan, birim içerisin-de işleri hızlandıran bir sistem olsa da, bağlı olduğumuz yö-netmelikler ve kanunlar çerçe-vesinde süreçleri belirli bir öl-çüye kadar hızlandırabiliyoruz. Bizi ilgilendiren yasal mevzuat nedeniyle belli işlemleri halen kağıt üzerinde yapmamız ge-rekiyor. Bununla birlikte, üni-versitemizin Bilgi İşlem Daire Başkanlığının yürüttüğü elek-tronik imza çalışmaları tamam-landığında bir miktar daha hız-lanabileceğimizi düşünüyoruz. APSİS’in hız dışında bize sağla-yacağı en önemli avantajlardan bir tanesi de izlenebilirliktir. APSİS birimimizde yapılan tüm harcamaların günlük, haftalık, aylık, yıllık raporlamalarının çok ayrıntılı biçimde çıkartıla-bilmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra harcamaların ve mali sü-reçlerin doğru bir şekilde yapı-labilmesini sağlıyor.

n Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi sorumlusu Prof. Dr. Süha Berberoğlu ile üniversitemizde kullanıma açılan Akademik Veri Yönetim Sistemi (AVES) ve Proje Süreçleri Yönetim Sistemi (APSİS) hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Page 5: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

5SÖYLEŞİKampüsHaber

- APSİS projelerin takip sürecinde ne gibi avan-tajlar sağlıyor?

APSİS ile proje yürütücüle-rimiz projelerini kendi sayfa-larında görebilecekler. Proje kapsamında yapılan tüm har-camaları izleyebilecekler, ta-leplerini görecekler ve proje ile ilgili başvurularını tümünü sistem üzerinden yapabilecek-ler. Ek bütçe talepleri, ek süre talepleri, ara raporlar, sonuç raporlarının gönderilmesi gibi işlemler de dâhil olmak üzere tüm proje işlemleri elektronik olarak sistem üzerinden yapı-labiliyor.

Bunun bir diğer avantajı da fakültelerimizin uzmanlık gruplarının çalışmalarına da hız kazandırmasıdır. APSİS’e girilen projelerin hakem ata-maları çok hızlı bir şekilde değerlendirilebiliyor. Örneğin, bugün yapılan bir başvuruyu biz 24 saat içerisinde ön de-ğerlendirmeden geçirerek ilgili uzmanlık gruplarına aktarı-yoruz, uzmanlık grubu da sis-tem üzerinden hızlı bir şekilde

hakemlere göndererek cevap alabiliyor. Tüm bu işlemlerin tamamını elektronik ortamda yapabilmek büyük bir avantaj sağlıyor. Tabi, yeni başladığı-mız sistemin tam performan-sını şimdi göremiyoruz ama önümüzdeki birkaç ay içerisin-de performans hissedilebilir ölçüde artacaktır.

- Hocam, APSİS ve AVES’in modüler ya-pısından söz edebilir misiniz? AVES içeri-sinde öğretim üyeleri için kişisel web sayfası oluşturmak gibi özellik-ler var. Öğretim üye-lerimiz hangi modülleri nasıl kullanabilecekler?

AVES için bir kişisel web si-tesi oluşturma ve özgeçmiş oluşturma modülleri var. Bun-ların yanında, öğrencilerinize ve halka açık sunmak istediği-niz tüm dokümanları koyabile-ceğiniz bir ara yüz de mevcut. Öğrenciler ders notlarına sizin

sayfanızdan bu yolla ulaşabi-lirler. Bunun dışında, dışarıdan üniversitedeki araştırmacılarla ilgili bir araştırmacıya ulaşmak isteyenler için kolaylaştırıcı bir ara yüz var. Buradan sor-gulama yaparak, hangi alanda hangi kişiler çalışıyor, bunu görebiliyorsunuz. Bu akademik ya da özel sektör iş birliklerine yardımcı olacak bir sistemdir.

AVES ile ilgili en önemli şey-lerden bir tanesi, akademik performans raporlarının elde edilebilmesidir. Yılda en az iki kez değişik kurum ve kuruluş tarafından rektörlüğümüzden faaliyet raporlarımız isteniyor. Bu raporların oluşturulabilme-si için birimlerden yılda birkaç kez veriler isteniyor. AVES bu konuda aslında ciddi bir kolay-lık sağlayacak. Bu tür akade-mik faaliyet raporlarını AVES üzerinden rahatlıkla bölüm ve fakülte bazında üretmek müm-kün olacak.

APSİS de yine modüler yapı-ya sahip bir sistem. Burada her-kesin kullandığı bir araştırmacı işlemleri modülü var. Söz etti-ğimiz modüler yapı içerisinde, her bir grup farklı bir ara yüzle sisteme giriş yapabiliyor. Araş-tırmacıların kendi gördükleri proje işlemleri modülü varken, BAPKOM üyeleri ise projeleri farklı bir ara yüzle görebiliyor. BAP birimi de yine farklı bir ara yüzle sisteme giriyor. Bura-da önemli bir nokta var; hiçbir grup her hangi bir şekilde bir başkasının projesine veya ta-lebine müdahale etme şansına kesinlikle sahip değildir. Siste-min kendi içerisinde böyle de-netimi söz konusudur.

Bunun yanı sıra, sistemde taşınır işlemleri modülü var. Projelerden daha önce alınmış olan taşınırların kayıtları bura-da tutuluyor. Öğretim üyeleri-miz ya da bölümler üzerlerinde kayıtlı olan makine teçhizatını görebiliyorlar. Sitemin BAP bi-rimini ilgilendiren muhasebe işlemleri modülü var. Bu mo-dül sayesinde tüm harcama-ları mali kodlara göre ayrıntılı bir biçimde sistem üzerinden görme şansımız oluyor. Bu bize önümüzdeki yıllarda artan çok

sayıda projenin bütçelerini yö-netebilme avantajı sağlayacak-tır. Hangi proje gruplarında ne kadarlık bir harcama yapıldığı-nı görmek, önümüzdeki yıllar-da özellikle bütçe artışlarıyla ilgili planlama çalışmalarına yardımcı olacaktır. Başta Sayın Rektörümüz olmak üzere, ilgili komisyonlara bu konuda so-mut karar vermeyi kolaylaştı-racak bilgileri sağlayacağız.

- Bu sistemlerin kulla-nılması ile ilgili yaşa-nan sıkıntılar ve çözüm önerileri nelerdir?

Öğretim üyelerimizden ri-camız mümkün olduğunca AVES’te bulunan bilgilerini güncellemeleridir. AVES’e ya-kın zamanda yeni bir modül eklendi. Yeni eklenen bu “Web of Science modülü” duyurusu hem üniversitemiz senato-sunda yapıldı hem de en son düzenlediğimiz Hippokrat Sa-lonundaki toplantıda yaptık. Öğretim üyelerimizin Web of Science modülünü kullanarak SCI kapsamında yayınlanan makalelerini sisteme otomatik olarak yüklemesi mümkündür.

APSİS’le ilgili aktarılan önemli konulardan biri, pro-je kapsamındaki harcama ka-lemlerinin yeni başvurulan projelerde ayrıntılı bir şekilde sisteme giriliyor olmasıdır. Es-kiden projelerde bu anlamda bir esneklik söz konusuydu,

ama şimdi ayrıntılı bir şekilde satın alınacak malzemelerin yazılması gerekiyor. Bu durum hepimizi biraz zorladı, ancak otomasyon sisteminin doğası gereği bundan vazgeçmemiz mümkün değil. Harcamalarla ilgili bu işlemler bu şekilde ya-pılmadığı zaman, otomasyon sisteminin bir anlamı kalmıyor. Türkiye ve Dünya’daki otomas-yon sistemi örneklerinde de sisteme girişler böyle yapılıyor. Bu doğrultuda biz sistemle ilgi-li her şeyi elimizden geldiğince kolaylaştırmaya çalışıyoruz.

- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Son olarak, öğretim üyeleri-mizden mal veya hizmet alımı talep başvurularını yaptıkları zaman, bu talep formunun im-zalı kopyalarını birimimize ge-tirmek için çok acele etmeme-lerini rica ediyoruz. Islak imzalı formları birimimize bizden ge-len mesajdan sonra getirmele-rinde yarar var, çünkü gereğin-den önce gelen formlar birim içerisinde karışıklığa neden oluyor. Bu konuda tüm öğretim üyelerimizden bize yardımcı olmalarını rica ediyoruz.

Öğretim üyelerimiz BAP bi-rimine [email protected] e-posta adresinden veya dâhili 2909 nolu telefondan ulaşabilirler.

Prof. Dr. SühaBERBEROĞLU

Page 6: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

6 HABER KampüsHaber

nÇukurova Üniversitesi Tıp Fa-kültesi tarafından düzenlenen “Sürekli Mesleki Gelişim Etkin-likleri Cuma Toplantıları”nın son konukları, Hacettepe Üni-versitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Kansu ve Dicle Üniversitesi Edebiyat Fa-kültesi Sosyoloji Bölümü Öğre-tim Üyesi Doç. Dr. İnan Keser oldu.

1996 yılından bu yana Ulus-lararası Hematoloji Derneği, Avrupa ve Afrika Bölümü (ISH–EAD) Genel Sekreterliği göre-vini yürütmekte olan Prof. Dr. Kansu, Hippokrat Konferans Salonu’nda yapılan toplantıda “Akademik Mikroçevre” adlı konferans verdi. Akademisyen ve öğrencilerin katıldığı konfe-ransta Prof. Dr. Kansu, yurt dışı eğitimlerini ve deneyimlerini dinleyicileriyle paylaştı.

Moderatörlüğünü Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümü Öğ-retim Üyesi Prof. Dr. Mahir Fü-sunoğlu’nun yaptığı diğer top-lantıda ise Doç. Dr. İnan Keser, “Postmodernizm ve Sağlık” adlı bir konuşma gerçekleştirdi.

nÇukurova Üniversitesi Ka-dın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KADAUM) Müdürü Prof. Dr. Gülseren Ağ-rıdağ istatistiklere geçmeyen cinayetler ile ilgili yaptığı araş-tırmayı “Sessiz Cinayetler” ola-rak tanımladı ve kadına yönelik şiddetle ilgili verilen istatistik-lerde eksiklikler olduğunu ifa-de etti.

Prof. Dr. Ağrıdağ, haber bül-

tenlerinde neredeyse her gün, erkek şiddetine maruz kalan, ölen, linç edilen, sakat bırakı-lan kadınların dramlarını gör-düğümüzü, ancak diğer yandan göremediğimiz, istatistiklere geçmeyen, şiddete maruz kalan kadınların olduğunu ifade etti.

“Kadına yönelik şiddet haberleri

kaygı verici”

Dünya’da ve özellikle Tür-kiye’de sayıları gittikçe artan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleriyle ilgili açıklama yapan KADAUM Müdürü Prof. Dr. Ağrıdağ, haber bültenleri-nin ön sıralarında yer alan ka-dına yönelik şiddet haberleri-nin kaygı verici olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ağrıdağ, son 5 yılda kadın cinayetindeki istatistiki rakamların binin üzerine çık-tığını vurgulayarak, “toplum tarafından adı konulmuş kadın cinayetleri var. Ama burada dikkatlerin çekilmesi ve belki de üzerinde en çok durulması gereken konu, üzeri kapatılma-ya çalışılan cinayetler. Biz buna ‘Sessiz Kadın Cinayetleri’ diyo-ruz. Çünkü erkek terörüne kur-ban verilen bu guruptaki ka-dınların ölümleri, normal ölüm ya da sıradan bir darp olayıy-mış gibi kayda geçtiği için kim-se onların yaşadığı travmadan haberdar değil” dedi.

Prof. Dr. Ağrıdağ, kadın ci-nayetleriyle ilgili toplumda sı-radanlaşan bir algı sisteminin de yaygınlaştığına dikkat çekti ve hiçbir gerekçenin cinayet gerekçesi olamayacağını vur-guladı.

“Cinayetlerin büyük bir kısmı “namus”

ya da “boşanma” gerekçeleri ile

işleniyor”

Prof. Dr. Ağrıdağ, 10. sınıf öğ-rencileri ve velilerine yönelik, kadın cinayetleriyle ilgili yapı-lan bir anket sonuçlarında ve-lilerin % 12’sinin, öğrencilerin ise % 9’unun, ailenizde namus cinayeti olursa nasıl bakarsı-nız? sorusuna “Normal baka-rım” cevabını verdiğini belirtti: Prof. Dr. Ağrıdağ, “Cinayet işler misiniz? sorusuna cevap çok ilginç. Öğrencilerin % 4, velile-rin de % 5 kadarı Evet, cinayet işlerim” diyor. Bu basit araştır-madan elde edilen veriler ger-çekten dehşet verici” dedi.

Sürekli Mesleki Gelişim

Etkinleri Cuma Toplantıları

devam ediyor

nÇukurova Üniversitesi Mü-hendislik Mimarlık Fakültesi Konferans Salonu’nda Akdeniz Türk-Alman İşadamları Der-neği ve Pink Organizasyon Yö-netim Kurulu Başkanı Namık Kemal Biçer tarafından “Risk Bir Başarı Mıdır?” başlıklı kon-ferans verildi. Çok sayıda ulus-lararası ve ulusal organizasyo-na imza atan Biçer, Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühen-disleri Enstitüsü Öğrenci Birli-ği Çukurova Üniversitesi Şube-si tarafından organize edilen

konferansta, 35 yıllık çalışma hayatından örnekler vererek, riskin başarı ve başarısızlıktaki etkisini anlattı.

“İçinizdeki riski her zaman canlı tutun

ve eğitin”

Çalışma hayatında “Birey”, “Hedef” ve “Risk” başlıklarıy-la başarı üçgeni oluşturan Bi-çer, “Bulunduğunuz en kötü mekânda dahi beş yıldızlı dü-

şündüğünüz sürece başarılı-sınız. Risk cesaretin eğitilmiş halidir. İçinizdeki riski her za-man canlı tutun ve eğitin” dedi. Öğrencilere başarısız olmaktan korkmamalarını, yeniden de-nemelerini öneren Biçer, için-deki cesareti eğiterek başarıya ulaştığını, sıra dışı projelere imza attığını ifade etti. Biçer, yayına hazır hale gelen “Bağ Bozumu” adlı şiir kitabından da şiirler okuyarak konferansı renklendirdi.

Risk bir başarı mıdır?

Kadın cinayetlerinin görülmeyen yüzü “sessiz cinayetler”

Namık Kemal BİÇER

Prof. Dr. GülserenAĞRIDAĞ

Doç. Dr. İnan

KESER

Prof. Dr. Emin KANSU

Page 7: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

7HABERKampüsHaber

nBu yıl ikincisi düzenlenen Portakal Çiçeği Festivali kapsa-mında Adana’ya gelen Ceyhun Yılmaz, Çukurova Üniversite-si’nde hayranlarıyla buluşarak Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi’nde bir gösteri gerçekleştirdi.

Çukurova Üniversitesi öğre-tim üyeleri ve öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği şov öncesi açıklama yapan Ceyhun Yılmaz, Çukurova Üniversitesi’nde ger-çekleştirdiği bir önceki gösteri-sinde gördüğü ilgiyi her prog-ramında anlattığını belirtti ve üniversitemizde olmaktan duy-duğu memnuniyeti dile getirdi.

Ceyhun Yılmaz’a ÇÜ’de yoğun ilgi

nAltmıştan fazla ülkede eği-tim, değişim ve gelişim prog-ramlarıyla ilgili faaliyet göste-ren bir sivil toplum kuruluşu olan World Learning’in orga-nize ettiği, Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın Supports United hibesiyle destek verdiği proje kapsamında 12 ABD’li öğren-ciyle birlikte ünlü NBA yıldızı Gheorghe Muresan ve iki Ame-rikalı basketbol antrenörü Çu-kurova Üniversitesi’ni ziyaret etti.

Çukurova Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. Kibar, proje kap-samında 14 Türk öğrencinin de Amerika’ya gittiğini hatırla-tarak, “Bu program sayesinde Amerikalı ve Türk öğrenciler birbirlerinin kültürünü öğ-renmiş ve uzun yıllar sürecek sıcak dostluklar kurmuş ola-caklar. Programda emeği geçen herkesi kutluyorum” dedi.

2.32 metrelik boyu ile dünya-nın en uzun basketbolcusu olan Muresan ve ABD’li öğrenciler görüşmenin ardından, Çukuro-va Üniversitesi’ni gezdi. Çuku-rova Üniversitesi’ni çok beğe-nen konuklar hatıra fotoğrafı çektirdi. ABD’den gelen konuk-lara Çukurova Üniversitesi Mü-hendislik – Mimarlık Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvican Ünlügenç ve Adana’dan ABD’ye giden Türk öğrenciler refakat etti.

NBA yıldızı Gheroghe Muresan

ÇÜ’de

nGeçtiğimiz yıl birincisi dü-zenlenen ve geleneksel hale getirilen Portakal Çiçeği Kar-navalı binlerce kişinin katılı-mıyla tamamlandı. Karnaval kapsamında Çukurova Üniver-sitesi’nde de çeşitli etkinlikler düzenlendi.

“Cumartesi Konferansları’nın

konusu Portakal Çiçeği Karnavalı”

Çukurova Üniversitesi Ra-

mazanoğlu Kültür Merke-zi’nde düzenlenen Cumartesi Konferansları’nın son konuğu, birincisi Nisan 2013’te gerçek-leştirilen “Kokudan Coşkuya Portakal Çiçeği Karnavalı”nın koordinatörü İlhami Günsel oldu.

Adana’da bu kadar güzelli-ğin arasında, son 30 yıldır bir umutsuzluk ve vazgeçmişlik havasının hâkim olduğunu ifa-de eden İlhami Günsel, “Bu ha-vayı nasıl tersine çevirebiliriz, Adana’nın hakiki değerlerini nasıl tekrar gündeme getirebi-liriz diye düşündük. Karşımıza

portakal çiçeği ile bir coşku çıktı. Biz bunu artık eski haline çevirmek istiyoruz. Halkımızın, kentin başrol oyuncusu olması-nı amaçlıyoruz. Bunu yaparken vatandaşın kendi kendine bunu başarmasını arzuluyoruz” dedi.

“Çukurova Üniversitesi

Portakal Çiçeği Karnavalı’nda”

Çukurova Üniversitesi Gü-zel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarım Bölümü öğrencileri

kendilerine özgü tasarımlarıy-la Portakal Çiçeği Karnavalı’na renk kattı.

II. Portakal Çiçeği Karnavalı etkinlikleri kapsamında bin-lerce kişinin katılımıyla kortej yürüyüşü gerçekleşti. Renkli görüntülere sahne olan kortej yürüyüşünde Çukurova Üni-versitesi Tekstil Tasarım Bölü-mü öğrencilerinin hazırladığı birbirinden renkli kıyafetler kortejde sergilendi. Kostümler, karnavala katılan vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü.

nÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen “I. Çukurova Üni-versitesi Tıp Fakültesi Kariyer Geliştirme” etkinliği “Gelece-ğin Seni Bekliyor” sloganı ile Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Hippokrat Salonun-da gerçekleştirildi.

Öğrencilerin mesleklerini her yönüyle tanımalarına ola-nak vermek ve doğru hedefler belirleyerek kişilik özellikleri, ilgi ve yetenekleri doğrultu-sunda bilinçli tercihler yap-malarını sağlamak amacıyla düzenlenen etkinlikte, Çuku-rova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri alanında uzman ki-şilerle bir araya geldi.

Etkinliğin açılış konuşma-sında söz alan Çukurova Üni-

versitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Koç, amaçlarının üniversite eğitimi sonrasında öğrencilerin karşı-sına çıkacak olan fırsatları ve seçenekleri önceden tanıma fırsatı bulmalarını sağlamak ol-duğunu ifade etti.

Prof. Dr. Koç, “Kariyer, kişinin

başlangıç yaptığı yaşamının üretken yıllarını kullanarak geliştirdiği ve genelde çalış-ma hayatının sonuna kadar sürdürdüğü iş ya da pozisyon şeklinde tanımlanır. Üniversi-te eğitimi sonrasında kariyer yolculuğuna başlayacak olan sizlerin, mümkün olduğunca kendisini ve karşısına çıkacak

seçenekleri önceden tanımış ve tanımlamış, gelecek hedefle-rini netleştirmeye başlamış bi-reyler olmalarını desteklemek amacındayız. Çukurova Üni-versitesi Tıp Fakültesi Kariyer Geliştirme Komisyonu da bu amaç doğrultusunda oluşturul-muştur” dedi.

“On bir farklı konu hakkında

bilgilendirme yapıldı”

Toplam üç oturumda on bir konu hakkında alanında uzman kişiler, kariyerlerine dair bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. Sunumların ardından öğrencilerin sorularının cevap-lanması ve katılımcılara plaket verilmesi ile etkinlik sona erdi.

Kokudan coşkuya Portakal Çiçeği Karnavalı

Ceyhun YILMAZ

I. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kariyer Geliştirme Etkinliği yapıldı

Page 8: Bilimsel Araştırmalara AVES ve APSİS desteği · 2014 yılı 1. dönem sonuçları ... Geleneksel Gıdalar Sem-pozyumu, Çukurova Üniversi- ... dan düzenlenen “TOD XI. Mart

KampüsHaberSÖYLEŞİ

nBaş ağrısı, genellikle başta ve bazen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağ-rılara verilen ortak isim. En yaygın ağrı şikâyetlerinden biri ve hemen hemen tüm insan-lar hayatlarında pek çok kez değişik nedenlerle baş ağrısıy-la karşı karşıya kalmışlardır. KampüsHaber Gazetesi olarak, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Baş Ağrısı Poliklini-ği’nin sorumluluğunu yürüten ÇÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Ana-bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şebnem Bıçakçı ile baş ağrı-sı hakkında bir söyleşi gerçek-leştirdik.

- Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Baş Ağ-rısı Polikliniği ne zaman ve nasıl kuruldu? Bu polikli-niği ortaya çıkaran ihtiyaç nedir?

1993 yılında ben asistan olarak başladığımda, şu anda emekli olan Hocamız Prof. Dr. Yakup Sarıca, çok yaygın ve ge-niş bir hastalık grubu olduğu için Baş Ağrısı Polikliniği’nin bir ihtiyaç olduğunu ve üniver-site hastanelerinde yer alması gerektiğini söyleyerek polikli-niği açmıştı. İlk kayıtlı hasta-larımızı aynı yıl almaya başla-dık. 1994 yılında ise Baş Ağrısı Polikliniği’nin sorumluluğunu ben devraldım ve o günden bu yana çalışmalarımı sürdürüyo-rum.

Baş ağrısı çok yaygın bir semptom ve aynı zamanda bir hastalık; bir Nöroloji Poliklini-ği’ne girdiğiniz zaman hastala-rın yarısının baş ağrısı nedeniy-le başvurduğunu görürsünüz. Baş ağrısı nedenlerinden biri olan migreni ele alalım; ortala-ma her üç kadından ve her altı erkekten birinin migren hasta-sı olduğu görülmektedir. Genel nüfus içinde en sık karşılaşılan şikâyettir baş ağrısı. Bu neden-le Baş Ağrısı Polikliniği’nin ayrı yapılandırılması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Baş ağrısı tek başına bir semptom ya da hastalıktır ama aynı zamanda hayati teh-like yaratabilen, acil müdahale-ler gerektirebilen, hayat kalite-sini de bozabilen bir hastalıktır. O yüzden de bu hastaların ay-rıca değerlendirilmesi ve ya-kından takip edilmesi gerek-mektedir. Diğer yandan bizim nörolojik acilleri de atlamama-mız gerekmektedir; örneğin beyin kanaması, diseksiyon ya da menenjitin ilk bulgusu da baş ağrısıdır.

- Baş ağrısı insanların en çok karşılaştığı ağrı türü belki de. Baş ağrısı ile kar-şılaştığımızda ne yapma-lıyız? Baş ağrımızın ciddi bir sağlık sorununa işaret ettiğini ne zaman düşün-meliyiz?

Bazı insanlar için baş ağrısı hayatın bir parçasıdır. İnsanlar baş ağrılarını üzerlerinde bir elbise gibi taşır, çocuklukların-dan beri baş ağrısı yaşarlar. Bu insanlar çoğu zaman doktora bile gitmezler; ilk doktorları anneleridir. İlk ilaçlarını an-nelerinden, komşularından ve sonra da eczanelerden alırlar. Bu insanlar, hayatlarının bu rit-mine alışmışlardır, baş ağrıları onların hayat kalitelerini boz-maya başladığında ya da çok sık aralıklarla tekrar ettiğinde doktora başvururlar. İnsanlar bir süre sonra artık baş ağrı-larının nedenini öğrenmeye karar verdiklerinde ya da baş ağrıları çok sıklaştığında po-likliniğimize gelirler. Bazen baş ağrısına karşı aldıkları ilaçların yan etkileri görülmeye başla-dığı için bazen ise baş ağrıları tarz değiştirdiği için gelirler.

Baş ağrısı yaşayan bir insa-nın ne zaman doktora gitmesi gerektiğinin tek bir yanıtı yok. Örneğin, ayda bir kez her za-man yaşadığınız ağrılar geli-şiyorsa, bu ağrıların meydana geliş şeklinde bir değişiklik fark etmiyorsanız bunun için doktora gitmeyebilirsiniz. Baş ağrınızın nedenini öğrenmek için doktora gitmek sizin en do-ğal hakkınız ama aldığınız bir ilaçla baş ağrınız çok kısa süre içinde geçiyorsa ve yıllardır bu böyle devam eden bir şeyse bü-yük ihtimalle kötü bir durum yaşamıyorsunuz demektir. Pek çoğumuz benzer baş ağrıları yaşıyoruz zaten. Ancak, eğer artık her sabah baş ağrısı ile uyanıyorsanız, haftada iki–üç defa baş ağrısı krizlerine giri-yorsanız, krizleriniz nedeniyle günlük aktivitelerinizi gerçek-leştiremiyorsanız, yaptığınız işler baş ağrılarınız nedeniyle artık son derece kötü ve kalite-siz oluyorsa, bildiğiniz bir ağrı şeklinizin tamamen dışında bir ağrı şekliyle karşılaşırsanız, baş ağrılarınızı o zamana kadar hiç yaşamadığınız eşlikçilerle yaşamaya başladıysanız dok-tora gitmeniz gerekir. Klasik bilgilerimiz bize, bir insanın haftada birkaç kez baş ağrısı nedeniyle ağrı kesici kullan-

mak zorunda kalıyorsa ciddi sorunları olabileceğini ve mut-laka bir doktora başvurması gerektiğini söylüyor.

- Pek çok insan baş ağrısı ile karşılaştığında tepki-sel bir biçimde ağrı kesici kullanmaya başlıyor. Bu davranış ne kadar doğru?

Öğrencilerime başlarının ağ-rıyıp ağrımadığını sorduğumda çok azı, genellikle sadece me-deni cesareti olanlar, başlarının ağrıdığını söylüyorlar. Çantala-

rında ağrı kesici bulundurup bulundurmadıklarını sordu-ğumda ise pek çoğu çantasında ağrı kesici bulundurduklarını ve hiç beklenmedik zamanlar-da baş ağrısı ile karşılaştıkla-rını ve o sırada çaresiz kalmak istemediklerini ifade ediyorlar. Demek ki baş ağrısı bazı insan-ları hiç beklemedikleri bir anda ve yerde yakalayıp hayatlarını zorlaştırıyor; bu, o insanların şiddetli bir ağrı yaşadıkları an-lamına gelir. Eğer hayatlarını etkilemiyorsa neden çantala-rında sürekli ağrı kesici bulun-dursunlar ki?

Dolayısıyla, baş ağrısı karşı-sında ağrı kesicilere sarılmanın yanlış olduğunu söyleyemeyiz. Sadece bunun sıklığı önemli-dir; bir insan son üç ayda on beşten fazla baş ağrısı atağı yaşadıysa ve eğer bu ataklar migrenöz özellikteyse artık kronik migrenden bahsedilme-si gerekir. Yine bir insan son üç ayda on beşten fazla gerilim baş ağrısı atağı yaşadıysa artık kronikleşmiş bir gerilim baş ağrısının araştırılması gerek-mektedir. Çok sık yaşanan baş ağrısı atakları karşısında bir ta-kım koruyucu tedavilerin uygu-lanması gereklidir. Ama tekrar etmek gerekir ki her ağrının ilk tedavisi o ağrıyı sonlandır-

maktır. Ağrıyı sonlandırmak ise ağrı kesicilerle ya da başka bir takım ilaçlarla olur. Bunlar bazen o hastalığa özel ağrı ke-sicilerdir, bazen de hemen her ağrımızda kullandığımız ağrı kesicilerdir. Diğer taraftan, baş ağrısı şikâyetleri olan insan eğer çok fazla ağrı kesici alma-ya başlamışsa bu da baş ağrısı-na neden olabilmektedir; ilacın aşırı kullanımının yol açtığı bir baş ağrısı meydana gelecektir.

- Bir hasta kliniğinize baş ağrısı şikâyetiyle baş-

vurduğunda teşhis, tanı ve tedavi süreçleri nasıl işliyor? Bunlarla ilgili bilgi verir misiniz?

İnsanlar en çok gerilim/stres baş ağrısı adını verdiğimiz baş ağrısını yaşarlar; gerilim baş ağrısı örneği üzerinden bu sü-reci anlatabiliriz. Gerilim baş ağrısının tipik bir öyküsü var-dır, hasta şakaklarında basınç hisseder. Çok şiddetli bir ağrı değildir, hasta bazen ağrı ke-sici alır. Mide bulantısı ya da kusma gibi eşlikçiler görülmez ama hasta açık havaya çıkma ihtiyacı duyar, stresli ortamdan uzaklaşırsa rahatlar… Özellikle yoğun strese maruz kalanlar-da, bilgisayar karşısında çalı-şanlarda, öğrencilerde, uzun yolculuklar sırasında yaşanan hafif-orta şiddette bir ağrıdır. Bu en sık görülen baş ağrısıdır; bunu takip eden baş ağrısı ise migrendir. Özellikle kadınlarda görülür ve yaşam kalitesini cid-di olarak etkiler.

Hastanın baş ağrısı tipi ve bu baş ağrısını yaşama sıklığı be-lirlendikten sonra –seyrek, sık ya da kronik biçimlerde ortaya çıkıyor olabilir– öncelikle has-ta baş ağrısı konusunda bilgi-

lendirilir. İnsanlar baş ağrısı ile hayatlarının uzun bir döne-minde birlikte olurlar. Örneğin, migren hastası bir kadın adet görmeye başladığı yaklaşık 15 yaşından itibaren adetten kesildiği 50–55 yaşına kadar yaklaşık 40 yıl bu ağrıyla arka-daşlık edecektir. Buna karşın hastalar genellikle migrenleri olduğunu kabul etmeme eğili-mi gösterirler. Migrenin kronik bir hastalık olduğu ve hayatla-rının uzun bir dönemini onun-la birlikte geçirmek zorunda kalacakları gerçeğiyle yüzleş-mekten kaçınırlar; dolayısıyla bilgilendirme çok önemlidir. Hastanın migren ataklarının nedeni tespit edilmeli ve bu nedenlerden kaçınılması konu-sunda bilgilendirilmelidir. Has-tanın atakları nadir ise sadece ağrı kesicilerle tedavi edilebilir, eğer sık ataklar yaşıyorsa bu atakların gelmesini engelleye-cek tedavi de uygulanmalıdır.

- Gündelik hayatımız-da baş ağrısına yol açan etmenler nelerdir? Bu etmenlere karşı ne yapma-lıyız?

İnsan hayatının doğal ritmi-ni bozan her şey baş ağrısının nedeni olabilir. Havaların bir-den ısınması, mevsim deği-şiklikleri, sıcaklık karşısında klimaların kullanılmaya baş-lanması, iş değişiklikleri, başa-rılı olmanız gereken sınavlar, akademik kariyeriniz ve diğer pek çok şey… Bu etmenleri ha-yatımızdan çıkarmamız ne ka-dar mümkün olabilir ki? İnsan hayatındaki hemen her deği-şiklik baş ağrısını tetikleyebi-lir. Örneğin, basınç değişikliği baş ağrısını tetikleyen önemli bir faktördür; uçağa binmeniz ya da mevsimlere bağlı olarak alçak bölgelerden yayla gibi daha yüksek bölgelere çıkma-nız baş ağrısına yol açacaktır. Yaşam şartlarınızı değiştirmek ne kadar mümkün olabilir ki? Dolayısıyla, baş ağrısının ha-yatımızın bir parçası olduğunu görmek öncelikle pek çok kay-gınızı azaltacaktır.

Tüm bunlarla hayatımızı de-ğiştirmek yerine bakış açımızı değiştirmeye çalışmamız ve bazı konulara dikkat etmek baş ağrısından kaçınmanıza yar-dımcı olacaktır: Spor yapmak, kafeinli içeceklerden sakın-mak, dengeli beslenmek, stres ortamlarından mümkün oldu-ğunca kaçınmak size yardımcı olacaktır.

Balcalı Hastanesi’nden baş ağrısına çözüm

Doç. Dr. Şebnem BIÇAKÇI