15
Birinci Dünya Savaşı - Gerçek Sebepler: Ortadoğu petrolleri ve Berlin-Bağdat demiryolu hattı Toros Ekspresi olarak halen kullanılmakta olan tren yolunun hikayesi Amatör bir Araştırma Tanıl Esemenli 'Tarih tekerrürden ibarettir' çok sık kullandığımız bir deyiştir..ancak tarihi bilmezsek neyin tekerrür edeceğini de bilmemiz olası değildir. ABD nin Irak’ı işgali üzerine bölgenin tarihini okuyarak yanıbaşımızda neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. Okuduklarım beni 1. dünya savaşına kadar götürdü. Bize 1. dünya savaşı şöyle öğretilmişti: 'Avusturya Macaristan prensi bir Sırp tarafından öldürüldü. Savaş çıktı. Biz Almanların tarafında savaşa girdik. Almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık.' Bu savaşın gerçek sebebi nedir ve Osmanlı imparatorluğu bu savaşın neresindeydi. İşte size 1. Dünya savaşının gerçek hikayesi... 1-Almanya diğer avrupa ülkelerine göre oldukça geç sayılabilecek bir tarihte, 1880de birliğini sağlayabilmişti. Otto von Bismarck 22 küçük krallığı birleştirerek Alman imparatorluğunu kurdu. 2-Almanlar 1880-1914 arasındaki 30 yıllık dönemde kömür üretimini % 400 oranında arttırdı. Çelik üretimi de döneminin süpergücü olan İngilizlerin üretiminin yarısından az iken iki mislini geçti . Çelik üretimindeki artış 30 yıl içinde %1300 olmuştu. Rudolf Diesel 1898 de diesel makinası ile ilgili patentini almıştı. 1900lerde Avrupa’da ve Amerika’da otomobil seri üretimine başlanmıştı. Fransa’da 1903 yılında 30 000 adet otomobil üretilmişti. Bu dünya otomobil üretiminin yaklaşık yarısını oluşturuyordu. Aynı şekilde uçak üretimi de 1900 lü yıllarda hızlanmış hatta ilk kez Bulgarlar tarafından Balkan savaşında Osmanlılara karşı kullanılmıştı. Kömürün yerini artık petrol alıyordu.

Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Birinci Dünya Savaşının Gerçek Sebepleri- Amatör bir Tarih Çalışması

Citation preview

Page 1: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

Birinci Dünya Savaşı - Gerçek Sebepler: Ortadoğu petrolleri ve Berlin-Bağdat demiryolu hattı

Toros Ekspresi olarak halen kullanılmakta olan tren yolunun hikayesi

Amatör bir Araştırma

Tanıl Esemenli

'Tarih tekerrürden ibarettir' çok sık kullandığımız bir deyiştir..ancak tarihi bilmezsek neyin tekerrür edeceğini de bilmemiz olası değildir. ABD nin Irak’ı işgali üzerine bölgenin tarihini okuyarak yanıbaşımızda neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. Okuduklarım beni 1. dünya savaşına kadar götürdü. Bize 1. dünya savaşı şöyle öğretilmişti: 'Avusturya Macaristan prensi bir Sırp tarafından öldürüldü. Savaş çıktı. Biz Almanların tarafında savaşa girdik. Almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık.' Bu savaşın gerçek sebebi nedir ve Osmanlı imparatorluğu bu savaşın neresindeydi. İşte size 1. Dünya savaşının gerçek hikayesi... 1-Almanya diğer avrupa ülkelerine göre oldukça geç sayılabilecek bir tarihte, 1880de birliğini sağlayabilmişti. Otto von Bismarck 22 küçük krallığı birleştirerek Alman imparatorluğunu kurdu. 2-Almanlar 1880-1914 arasındaki 30 yıllık dönemde kömür üretimini % 400 oranında arttırdı. Çelik üretimi de döneminin süpergücü olan İngilizlerin üretiminin yarısından az iken iki mislini geçti . Çelik üretimindeki artış 30 yıl içinde %1300 olmuştu. Rudolf Diesel 1898 de diesel makinası ile ilgili patentini almıştı. 1900lerde Avrupa’da ve Amerika’da otomobil seri üretimine başlanmıştı. Fransa’da 1903 yılında 30 000 adet otomobil üretilmişti. Bu dünya otomobil üretiminin yaklaşık yarısını oluşturuyordu. Aynı şekilde uçak üretimi de 1900 lü yıllarda hızlanmış hatta ilk kez Bulgarlar tarafından Balkan savaşında Osmanlılara karşı kullanılmıştı. Kömürün yerini artık petrol alıyordu.

Page 2: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

Balkan savaşında Bulgarlar tarafından kulanılan Fransız yapımı uçak.

3-Almanya'nın endüstri alanındaki büyük gelişmesi askeri gücüne de yansıdı. 1914’de İngilizlerden sonraki ikinci büyük deniz gücü Almanların elinde bulunuyordu. ( 17 modern ağır toplu deniz zırhlısı, 5 muharebe kruvazörü, 25 adet kruvazör, 20 savaş gemisi 10 adet dizel U-boat (17 tane daha inşa edilmekte) ve 30 adet petrol ile çalışan denizaltı. Hava kuvvetleri ise 246 savaş uçağından oluşuyordu. 1911 yılında Fas’da halk kral’a karşı ayaklandı. Fransa yardım göndermek üzere iken bir Alman gemisinin (Panther) bölgeye gitmesi Almanların Atlantik okyanusunu kontrol altına alabilecek bir deniz üssü kurması tehlikesi nedeni ile İngilizlerin büyük tepkisini çekti (Agadir krizi). Bu olay İngilizler ile Fransızları Almanlara karşı birleşmeye ve Churchill’i İngiliz filosunun kömürden petrole geçmesi gerektiği fikrine sevketti. 4- Sömürgelerinin diğer Avrupa ülkelerine göre az olması Almanları kısıtlıyordu. 1914 itibarı ile Afrika’nın sömürge haritası aşağıda görüldüğü gibi idi.

Page 3: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

5-Bir çıkış yolu olarak Almanlar Anadolu ve Mezopotomya bölgesi ile ilgilenmeye başladılar. Bu amaçla Berlin-Bağdat demiryolu hattı gündeme geldi.Aslında Berlin İstanbul hattı 1888 de tamamlanmıştı. Almanların (Dr. Siemens'in Deutsche Bank'ı) desteklediği bir konsorsiyum olan Anadolu Demiryolu şirketi hattı 1893de Ankara'ya 1896da Konya'ya ulaştırmıştı.1902 de hattın Bağdat'a ulaştırılması için Osmanlı yönetimi ile Alman bankaları arasında bir anlaşma yapıldı. Osmanlı-Alman yakınlaşmasının örneği Alman imparatoru II. Wilhelm'in Abdulhamid'i İstanbul'da iki kez ziyareti ve Sultan Ahmet meydanında yaptırdığı Alman çeşmesidir.

O dönem Osmanlıların merkezden uzak bölgelerden vergi toplamak, ticareti geliştirmek, asker sevketmek için ihtiyaç duydukları demiryolu hattı için Almanlar da Osmanlılar için uygun bir aday olarak görülmüşlerdir. İngilizlerin sömürgeci kimlikleri,Karabağ meselesinde ve Kıbrıs’ın kaybedilmesinde rol oynamaları, demiryolu ihalesinde yanlış kişileri devreye sokmaları, ordu yapılanmasında Alman subayların söz sahibi olmaları demiryolu inşaatının Almanlara verilmesi ile sonuçlanmıştır.

Page 4: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

Alman Çeşmesi-Sultanahmet-Istanbul

Page 5: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

6- Tren yolu ile ilgili olarak yapılan anlaşmaya göre tren yolunun her iki tarafındaki 20 km. lik alan içindeki maden işletmeciliği de bankalara bırakılıyordu. Musul civarındaki petrole yönelik olduğu düşünülen bu anlaşma İngilizleri çok rahatsız etti. Ancak başlangıçte seslerini çıkarmadılar. Demiryolu ayrıca Süveyş kanalı,Mısır ve Hindistan gibi İngilizler için çok değerli bölgeler üzerinde de bir tehdit oluşturuyordu. 7-İngilizler, Almanların gelişmesinden rahatsız olan Ruslar ile anlaşarak tren yolunun geçtiği Balkan ülkelerini örgütleyerek Bulgarların öncülüğünde Balkan liginin kurulmasını sağladı. 1912-1913 de Balkan savaşları çıktı. Amaç bölgenin destabilize edilmesi ve ulaşımı engellemekti. Netekim müttefikler tarafında savaşa giren Sırbistan savaş sırasında Berlin İstanbul hattının çalışmasını bir dönem engellemiş ve cephane sevkiyatını aksatmıştır.

8-Almanların Osmanlı üzerindeki etkilerinden Ruslar da boğazlar nedeni ile rahatsız olmuşlardı. Ruslar bu bölgede zayıf veya kendi yandaşları olan bir ülke istiyorlardı.

Page 6: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

9-Tren hattının durdurulması için İngiliz. Fransız .Alman .Avusturya Macaristan ve Italyan temsilcilerin elinde yönetilmekte olan Düyun-u umumiye devreye girdi. Tren yolunu finanse etmek amacı ile Osmanlıların gümrük vergilerine zam yapmasını İngiliz temsilciler engellemeye başladılar. 1903-1911 arasındaki dönemde bu engelleme devam etti. Nitekim hattın Nusaybin’e ulaşması 1918 yılında olmuştur. Almanlar Bagdat'tan sonra güneye Basra körfezine kadar ilerletilmesi düşünülen hattın Bağdat'tan sonraki kısmını yapmama garantisi verdiler. Bu gelişme aslında İngilizlerin bir savaş taktiği idi. Hattın gecikmesi sonucu güney cephesine mühimmat sevkiyatı bu nedenle aksamıştır. Yapımı savaş sırasında devam etmesi nedeniyle Yıldırım ordularına gönderilmek üzere Haydarpaşa’da bekletilen cephane ve petrol 11 Eylül 1917 de sebebi bilinmeyen bir nedenle patlamıştır.

Konya-Eski Bağdat oteli 10-İngiliz basınında tren yolu ile ilgili alyhte bir kampanya başlatılmasında ortadoğuda çalışan İngiliz şirketlerinin bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Örneğin Fırat nehrinde gemi taşımacılığı yapan Lynch Brothers çok etkili olmuştur. 11- Almanların bu aşırı gelişmesi karşısında İngiltere-Fransa ve Rusya aralarında anlaşmalar yaptılar. Etrafının kuşatıldığını düşünen Almanya Avusturya-Macaristan imparatorluğu ile anlaşması Balkanlar üzerinde büyük emelleri olan Rusların büyük tepkisini çekti. İpler daha da gerildi. Bu kamplaşmalar savaşın uzamasına ve çok masraflı bir hale gelmesine neden olmuştur. 12-1912 de Üsküdar’lı bir Ermeni olan ve Osmanlılara finans konusunda danışmanlık yapan Calouste Gulbenkian ın önderliğinde Turkish Oil Company (TPC) kuruldu. Ortakları Deutsche Bank-Royal Dutch Shell ve National Bank of Turkey idi. National Bank of Turkey bir İngiliz Osmanlı şirketi olup %30 payı Gulbenkian’ın idi. Şirketin amacı Mezopotomya petrollerini işlemekti. İngilizler şirketteki hisselerini Anglo-Persian Oil Company (APOC) e devretmek istediler. APOC sonradan BP olmuştur. Ancak şirket bir operasyon yapamadan savaş çıktı.

Page 7: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

Calouste Gulbenkian 13-Savaş sırasında 1916 da Fransa-İngiltere ve Rusya arasında gizli bir anlaşma yapıldı. Sykes - Picot anlaşması olarak bilinen bu anlaşma Rusyadaki devrim ile açığa çıktı. İngilizler ile Fransızların ortadoğu üzerindeki planları deşifre olmuş oldu. Bu anlaşmada Kuzey Irak ve Suriye ile Güneydoğu anadolu Fransızlara, Güney Irak İngilizlere, Istanbul Ruslara bırakılıyordu. Oysa İngiliz ve Fransızlar Araplara bağımsızlık vaad ederek Osmanlılara karşı ayaklandırmışlardı. Savaş sonrasında İngilizler verdikleri sözü tutmadılar. Kuzey Irak’ı kendileri işgal ettiler.

Page 8: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

14-Birinci Dünya Savaşı sırasında dünyanın en zengin insanı Standard Oil’in sahibi Rockefeller idi. Rockefeller Standard Oil’i 1870 yılında kurmuştu. 1911 yılına kadar bir kartel haline gelen şirket Amerika petrollerinin çıkartılması ve rafine edilmesinde tekel haline geldiğinden mahkeme kararı ile parçalanarak bugünkü Sonoco, Mobil, Amoco, Chevron, Exxon doğmuştur. Rockefeller Fortune dergisine göre halen dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanıdır. Serveti Amerikan gayrisafi milli hasılasının 1/65 idir. Halen dünyanın en zengin insanları arasında gösterilen Bill Gates ile kıyaslandığında Rockefeller’in yaklaşık 3 misli bir serveti olduğu söylenebilir. 1. Dünya savaşı sırarasında yaşanan petrol krizi ile petrolün önemi anlaşılmıştı. İngiliz Savaş Sekreteri Hankey ‘ petrol İngiltere için hayati önem taşımaktadır ve Mezopotamya petrolleri birinci derecede bir savaş hedefidir’ demişti. İngilizler Rockefeller’in sahibi olduğu Standard Oil şirketine bir rakip oluşturmak amacı ile sonradan BP olacak olan APOC u kurmuşlardır. Lord Curzon petrolün önemini ‘artık bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir’ diyerek anlatmıştı.

John D Rockefeller 15-Savaş sırasında 1915’de İngilizler Basra’dan çıkartma yaptılar. Bagdat’a doğru ilerlemeye başlayan İngiliz odusu Bağdat’a 25 mil kala durduruldu. İngilizler Kut el Amara’ya kadar geri çekildiler ve Osmanlı ordusu tarafından kuşatıldılar. Osmanlı ordusu 13 000 askeri esir aldı. Onları kurtarmaya gelen İngiliz ordusu da 30 000 kayıp vererek geri çekildi. Bu başarıyı sağlayan Halil Paşa Enver Paşa’nın amcası idi. Bu başarılardan sonra kendisine Kut soyadı verilmiştir. Kut el Amara savaşı 1. Dünya savaşının en önemli savaşlarından birisidir. Bu başarısızlıklar İngiltere’de büyük infial yaratmış bölgedeki komutanların görevden alınması ile sonuçlanmıştır.

Page 9: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

1916 Aralık’ta büyük bir kısmının Hintlilerin oluşturduğu 166 000 kişilik bir ordu ile İngilizler Osmanlı kuşatmasını aşarak ikinci Kut savaşını kazanarak Osmanlı ordusunu Bağdat’a kadar sürdü. 11 Mart’ta İngilizler Bağdat’a girdi.

1917 İngiliz ordusu Bağdat’ta 16- 30 Ekim Mondoros mütarekesinden yani savaşın resmen sona ermesinden iki gün sonra ,1 kasım 1918’de İngiliz birlikleri mütarekeye aykırı olarak Musul yönünde ilerlediler. Komutan aldığı emir doğrultusunda petrol bölgesine girmek

Page 10: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

istiyorlardı. Musul Garnizon komutanı Halil paşa bir süre karşı koydu ancak İstanbul’dan gelen bir emirle 14 Kasım’da Musul’u İngilizlere bıraktı.

Halil Paşa-Kut el Amara’da 17-Mezopotamya petrol alanları savaştan sonra Fransız ve İngilizler arasında çok büyük bir sürtüşme yaşanmasına neden oldu. Versailles barış görüşmelerinde görgü tanıklarına göre Fransa başbakanı Clemencau ile İngiliz meslektaşı Lloyd George görüşmeler sırasında birbirlerine girdiler. Onları ayırmak ABD başkanı Wilson’a düşmüştü.

The political wrangling became intense. At one point Wilson had to step between Lloyd George and Clemenceau to prevent a fist fight. At another time Wilson threatened to leave the conference. Orlando did leave for a time.

The real aims and methods of the British and French are aptly illustrated by this conversation which took place on December 4, 1918, between Lloyd George, Prime Minister of Britain, and Georges Clemenceau, President of France. The conversation, as reported by the secretary to the British cabinet, Maurice Hankey, shows the confident tone of imperialist diplomatic dealings of the day.

"When they were alone, Clemenceau said, 'Well, what are we to discuss?' 'Mesopotamia and Palestine,' replied Lloyd George. 'Tell me what you want,' asked Clemenceau. 'I want Mosul,' said Lloyd George. 'You shall have it,' said Clemenceau. 'Anything else?' 'Yes, I want Jerusalem too,' continued Lloyd George. 'You shall have it,' said Clemenceau."

18-İngilizler TPC (Turkish Petroleum Company) deki hisselerini öne sürerek ve Osmanlı ile Almanların yenilmelerine dayanarak bölgedeki petrolün tamamen kendilerine ait olduğunu savundular. Fransız ve Amerikalılar da petrolden pay almak için İngiltere üzerinde büyük bir baskı oluşturmaya başladılar. Bu baskıya dayanamayan İngilizler adı IPC (Iraq Petroleum Company) olarak değiştirilen şirkette

Page 11: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

Amerikalılara %23.75, Fransızlara %23.75 ve Gulbenkian’a %5 hisse vererek aslan payını (%47.5) kendileri aldılar. Gulbenkian bu nedenel ‘Mr. Five percent’ olarak anılmaya başlandı ve bu hisse kendisini dünyanın en zengin insanlarından biri yaptı.

Gulbenkian Müzesi-Lizbon, Portekiz 19-Mondros mütarekesine aykırı olarak işgal edilen Musul’da yerel halk bağımsızlık sözü verildiğinden İngiliz ordusunu büyük bir sevinçle karşıladı. Ancak işgal başlayınca 1920 de bu sevinç toplu bir direnişe dönüştü. Dönemin sömürge sekreteri olan Winston Churchill’in önerisi ile isyanı bastırmak için yerel halka karşı kimyasal silah kullanıldı. Bir çok kimyasal silah böylece ilk kez bu bölgede denenmiş oldu. Olay İngiltere’de eleştiri nedeni olunca Churchill ‘ilkel bir kabile ile ilgili olarak bu hassasiyetin sebebini anlayamıyorum. Ben ilkel kabileler üzerinde gaz kullanılması taraftarıyım’ diyerek tarihe geçmiştir. Sir Arthur Harris (Bombacı Arthur) da’ Kürtler ve Araplar gerçek bombardımanın ne olduğunu artık öğrendiler, 45 dakika içinde bir köyü tamamen ortadan kaldırıp nüfusunun üçte birini öldürebiliyoruz. Kabilelerin hiçbir savunma imkanı olmaması işimizi kolaylaştırıyor’ diyerek memnuniyetini ifade etmiştir. 20-Musul ve Kerkük’te bunlar yaşanırken İngilizler Yunanlılara batı Anadolu’yu vaad ederek kendi işlerini kolaylaştırmış oldular. İngilizler aslında bu savaş sırasında Yunanlılara da vaad ettikleri yardımı yapmadılar. 21-İngilizlerin oldu bittisine karşın Musul’un kağıt üzerindeki belirsizliği devam ediyordu. Lozan konferansları sırasında Musul üzerinde bir anlaşmaya varılamadı. İki konferans arasında Ankara hükümeti Musul petrollerini işletme hakkını Amerikalı Chester şirketine verdi. Bu İngiliz ve Fransızların büyük tepkisini çekti. Ancak bu şirket de daha sonradan finansman sorunları nedeni ile işten vaz geçti. Lozan’da konunun İngilizler ile TC hükümeti arasında görüşülmesine, burada bir anlaşma sağlanamaz ise Milletler Cemiyetine (MC) bırakılmasına karar verildi. Beklendiği üzre konu MC ye gitti. 1926 da yapılan anlaşma ile Brüksel hattı denilen sınır ile TC-Irak sınırı belirlenmiş oldu. Musul Irak topraklarında kaldı.

Page 12: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

22- Irak hükümeti TPC nin petrol arama ruhsatını 75 yıllığına onayladı. Irak petrolleri böylece 75 yıl süre ile hiçbir rekabet olmaksızın adı sonradan IPC ye değiştirilerek ancak Irak halkına hiçbir faydası olmaksızın bu tröst tarafından işletildi. 1972 de Irak hükümeti kendi petrol kaynaklarından daha çok faydalanabilmek için IPC yi millileştirdi.

TPC-Turk Petrol Şirketi’nin pay dağılımları Irak’da Musul’dan sonra Kerkük’de de petrol bulundu. Bu durum petrol şirketleri arasında rekabete yol açıyordu. Bölgede daha bir çok zengin petrol yataklarının varlığı ortaya çıktıkça bölgede olası bir kaosu önlemek için yeni bir yapılanma gerekmişti. 1928 yılında ünlü ‘Kırmızı Hat Anlaşması’ (Red Line Agreement) yapıldı. Belçika, Ostend’de Gulbenkian ve TPC ortakları toplandılar. Gubenkian aşağıda gösterilen harita üzerinde Kuveyt’i dışarıda bırakarak kalın bir kırmızı kalem ile eski Osmanlı topraklarını çizerek bölgede büyük bir petrol kartelini oluşturacak temeli attı. Bölgenin tamamında petrol işleme hakları TPCnin kontrolünde olacaktı. TPC nin bugünkü karşılığı olan şirketler BP-Royal Dutch Shell-Exxon Mobil ve Elf-Total dir. Anlaşma 30 yıl süre ile yürürlükte kaldıktan sonra Amerikalılar tarafından delindi.

Red Line Agreement

Page 13: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

Sonuç: 1911 yılında W. Churchill’in İngiliz donanmasının kömürden petrole dönüştürülmesi kararından 8 yıl sonra petrol kaynaklarına kavuşan Birleşik Krallık, bu oyunda en büyük kazancı elde eden oyuncu olmuştur. Amerika ve Hollanda da pek bir riske girmeden bölgede büyük çıkarlar elde etmişlerdir. Almanlar uzun, pahalı ve zahmetli bir yoldan büyük ödüle ulaşmak isterken kaybedenler tarafında yer almıştır. Türkler ellerindekini kaybederek en zararlı ülke konumunda yer almışlar ancak modern bir cumhuriyete kavuşarak teselli bulmuşlardır. Yunanlılar emperyalist ülkelerin petrole kavuşmasına yardımcı olarak kullanılmışlar ve amaçlarına da ulaşamayarak kaybedenler saflarında yerlerini almışlardır. Fransızlar ABD nin yardımı ile İngilizler tarafından verilene razı olmak durumunda kalmışlar ancak İngilizlerin aslan payını almasına seyirci kalmışlardır. İngilizlerin insan hakları, bağımsızlık, özgürlük eşitlik ilkelerini kullanarak kışkırttıkları Araplar ve Kürtler de kullanılmışlar, kendi topraklarındaki kaynaklardan mahrum kalmak bir yana yaklaşık bir asır sürecek ve halen de sürmekte olan huzursuzluk ve savaş ortamında yaşamak zorunda kalmışlardır. Aslında büyük bir felaketle sonuçlanacak olan 2. Dünya savaşına zemin hazırlaması bakımından Avrupa için de benzer bir durum söz konusudur. Açgözlü emperyalizmin böl, düşman et ve yönet yöntemlerini ustaca kullandığında insanlığın başına ne gibi felaketler getirebileceğini göstermesi bakımından 1. Dünya savaşı ibretlik ve çok dersler çıkartılacak bir süreçtir. SONSÖZ: Tarih tekerrürdür.

Sudan, Oil, and the Darfur Crisis

Are the U.S. and Britain seeking a pretext for intervention in order to take advantage of Sudan's oil?

Darfur- “I could hear the women crying for help, but there was no one to help them.”

Page 14: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler

China Invests Heavily In Sudan's Oil Industry

Beijing Supplies Arms Used on Villagers By Peter S. Goodman Washington Post Foreign Service Thursday, December 23, 2004; Page A01

LEAL, Sudan -- On this parched and dusty African plain, China's largest energy company is pumping crude oil, sending it 1,000 miles upcountry through a Chinese-made pipeline to the Red Sea, where tankers wait to ferry it to China's industrial cities. Chinese laborers based in a camp of prefabricated sheds work the wells and lay highways across the flats to make way for heavy machinery.

Characterising the Darfur war as 'Arabs' versus 'Africans' obscures the reality. Darfur's Arabs are black, indigenous, African and Muslim - just like Darfur's non-Arabs . . . Until recently, Darfurians used the term 'Arab' in its ancient sense of 'bedouin'. These Arabic-speaking nomads are distinct from the inheritors of the Arab culture of the Nile and the Fertile Crescent.

'Arabism' in Darfur is a political ideology, recently imported, after Colonel Gadaffi nurtured dreams of an 'Arab belt' across Africa, and recruited Chadian Arabs, Darfurians and west African Tuaregs to spearhead his invasion of Chad in the 1980s. He failed, but the legacy of arms, militia organisation and Arab supremacist ideology lives on. (The Observer, July 25, 2004)

Sudan's 40 million population is 70% Sunni Muslim, 25% indigenous beliefs, and 5% Christian. Sudan's African Muslims killing African Muslims in tribal warfare is tragic, but cannot correctly be described as genocide - the systematic destruction by the government of Sudan of a national, racial, ethnic, or religious group.

Tensions in Darfur, in western Sudan, have existed since the 1970s. Forced by drought and scarce resources, the nomadic cattle herders in the north ventured into lands populated by the more settled communities in the south.

Page 15: Birinci Dünya Savaşı Gerçek Sebepler