24
BİYOLOJİ FELSEFESİNE GİRİŞ DENEMESİ Teoman Duralı BİYOLOJİ FELSEFESİNİN KONUCA SINIRLARI, TANIMI, ANA DALLARI Canlı olaylar ile süreçleri konu alan dallı budaklı biyoloji bili- mine —daha doğrusu, bilimlerine— ilişkin 'salt deney alanını aşan' sorunları, bu bilimin felsefesi ele alır. Adından da anlaşılacağı üze- re biyoloji felsefesi, yalnızca bir çeşit (teorik) doğa bilimi olmayıp aynı zamanda felsefenin de koludur. Böylece o, araştırma yöntemleri İle çalışma üsluplarından kimisini felsefeden, kimisini de canlılar, dolayısıyla, deneysel doğa bilimlerinden devşirir. Şu halde bu ko- nuyla uğraşacak kimse, ilkin canlılar bilimi adıyla özetlenen öbeğin çatısı altında bulunan tek tek bilimlerin temel işleyişlerini, araştı- rılma yöntemlerini yakından tanımak; felsefenin, özellikle de bir bütün olarak bunun tarihî gelişmesi ile mantık denilen kolunu esaslı surette —meslekten— bilmek zorundadır. Öyleyse biyoloji felsefecisi, denel (eksperimental) biyolog ol- madığı gibi, genel felsefeci de değildir. O, öncelikle felsefenin teorik, öyleki zaman zaman spekulativ akılyürütme tutumuyla, biyolog- ların deney verilerini geniş bir bağlamda dile getirmekle yüküm- lüdür. Ama her 'deney verisi', nasıl olsa tasarlanıp hazırlanmış bir deneyin 'yorum'u olduğu düşünülürse, biyoloji felsefesinde yapıla- nın, bu dar kapsamlı, kısıtlı 'yorum'a değişik açılardan bakarak 'o'nu enine boyuna yeniden 'değerlendirmekken öte bir iş olmadığı kav- ranılır. Felsefe A r . F . 11

Bi̇yoloji̇ Felsefesi̇ni̇n Konuca Sinirlari Tanimi Ana Dallari

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Teoman Duralı

Citation preview

  • BYOLOJ FELSEFESNE GR DENEMES

    Teoman Dural

    BYOLOJ FELSEFESNN KONUCA SINIRLARI, TANIMI, ANA DALLARI

    Canl olaylar ile sreleri konu alan dall budakl biyoloji bi l i mine daha dorusu, bilimlerine ilikin 'salt deney alann aan' sorunlar, bu bil imin felsefesi ele alr. Adndan da anlalaca zere biyoloji felsefesi, yalnzca bir eit (teorik) doa bil imi olmayp ayn zamanda felsefenin de koludur. Bylece o, aratrma yntemleri le alma sluplarndan kimisini felsefeden, kimisini de canllar, dolaysyla, deneysel doa bilimlerinden devirir. u halde bu konuyla uraacak kimse, i lk in canllar bilimi adyla zetlenen bein ats altnda bulunan tek tek bilimlerin temel ileyilerini, aratrlma yntemlerini yakndan tanmak; felsefenin, zellikle de bir btn olarak bunun tarih gelimesi ile mantk denilen kolunu esasl surette meslekten bilmek zorundadr.

    yleyse biyoloji felsefecisi, denel (eksperimental) biyolog olmad gibi, genel felsefeci de deildir. O, ncelikle felsefenin teorik, yleki zaman zaman spekulativ aklyrtme tutumuyla, biyologlarn deney verilerini geni bir balamda dile getirmekle ykmldr. Ama her 'deney verisi', nasl olsa tasarlanp hazrlanm bir deneyin 'yorum'u olduu dnlrse, biyoloji felsefesinde yaplann, bu dar kapsaml, kstl 'yorum'a deiik alardan bakarak 'o'nu enine boyuna yeniden 'deerlendirmekken te bir i olmad kavranlr.

    Felsefe A r . F . 11

  • 162

    u var k i , biyoloji felsefesinin ii, denel biyolojinin kendi deney verilerine ilikin sunduu dar kapsaml ifadeleri mantka irdeleyip analiz bunlar arasnda yine mantka balar kurarak sentez kuatc teor ik aklamalara ulamaktan ibaret deildir. Bunun yannda, deney verilerinin dile getirilii stne giriilmi aiklamlar, biyolojinin dnda kalan alanlarda kullanlan ifadelerle i lg i ierisine sokarak pek geni kuatmh anlatmlara bavurmak da; biyolojideki deney ile teorik gelimelerin, zellikle insan hayatn nasl, nereye dek etkileyebileceklerine yahut etkilemeleri gerektiine dair tahminler yrtp belirlemelerde bulunmak da, biyoloji felsefesinin grev alanna girmektedir. mdi, denel biyolojiden de genel felsefeden de farkl bir aratrma kolu olan biyoloji felsefesi, bellibal anadal halinde incelenebilir her anadal ise, kendi ierisinde yine belli sayda birtakm ikincil dallara ayrlabil ir :

    1) TEORK BYOLOJ

    a) B i y o l o j i n i n B i l i m T e o r i s i ; b) B i y o m a t e m a t i k .

    2) BYOLOJ TARH

    a) B i y o f e l s e f e T a r i h i : i - Metabiyoloji Tarihi ;

    i i - Parabiyoloji Tar ihi ;

    b) B i y o l o j i B i l i m l e r i n i n T a r i h i .

    3) BYOLOJ AHLKI (BYOETlK)

    a) Canllar bilimine bal deiik kollarn ortaya koyduklar veriler ile biyolojinin dnda kalan alanlarn sunduklar veriler arasnda balar kurularak canllarn, zellikle de insanlarn, gerek birey davran biliminde olduu g ib i gerekse toplu haldeki sosyo-biylojide olduu g ib i yaaylarnn, ayrca evreyle olan alverilerinin evre biliminde olduu g ib i dzenlice ele alnd alan;

  • .163

    b) T p A h l k (deontoloji) ...bkz Ekte izim 1.

    Biyoloji felsefesinin geni bir kesimini oluturan teorik biyoloji, biyoloji teorieilerinin kimisince felsefeyle uzak yakn ilgisi iliii bulunmayan balbana bir alma sahas olarak tantlmaktadr. Yine baka teoricilerse, teorik biyolojiyi, biyoloji felsefesiyle anlamda kabul etmektedirler. Buradan- da biyoloji felsefesi ile teorik biyoloji terimlerinin tanmnda bile tam bir griibirliinin henz salanamam olduu ortaya kyor.

    Sz edilen i k i terimin sallantya, duraksamaya yer vermeme-cesine belirlenmi olmamasi tesadf eseri saylmamaldr. Seike belirlenmemilik, canllar biliminin nasl olsa genel niteliidir. Sz konusu bilimin, daha dorusu, bilimler beinin snrlar henz belirgince ortaya karlm deildir. Snrdan kasdedilen ise, canllar bil iminin balanabilecei, dayanabilecei bu bilime has bir aksiyomlar sistemi ile inceleme yntemidir. Geri szn ettiimiz bilimin konusu, CANLIdr. Ancak, bir varla yahut srece nereden sonra 'canl' demee balayabiliriz? Hangi olaylara, hangi srelere, hangi nitel ile nicel durumlara bakarak 'u canldr, bu canl deildir' demek hakkn kendimizde bulabiliriz?

    Bir blk bilim felsefecisi (epistemolog), 'canl* diye balbana bir olayn bulunmad, bunun, deiik trden bir fizik-kimya olay yahut sreci olduunu ileri srmektedir. Bir baka blk de, 'canl' denilen olaylar ile srelerin zgn olduklar, bundan dolay da bunlar ele alan bi l im olarak biyolojinin, her ne kadar fizik-kimya bilimleriyle kesien birtakm yreleri varsa da, zerk saylmas gerektii kansndadr. Bir n iin ikinci gr benimsemi olalm. Buna gre, 'canl' kavram altnda derlenmi belli birtakm olaylar ile srelerden sz aabiliriz. Ne var ki.'canl'y seike snrlayp tanmlama baardmz kansna vardmz gn bile, canllar bi l imini fizik-kimya gibi bel balanabilir bir deneysel (empirik) doa bi l imi olduunu iln etmemiz yine de vazgeilmez bir arta dayanacak : Canllar bilimine konu olan balca olaylarn yahut srelerin tekrarlanabilir^ daha ak. bir deyile, her dem deneylenebilir cinsten olmalar gerekir. Canllar bil iminin konusu olan olaylarn nemli bir kesimi oysa, her dem deneylenebilir cinsten deildir.

  • 164

    u son sylenenlerden balca i k i sonu kmaktadr : 1) Sergiledikleri belli birtakm nitelikler yznden fizik-kimya

    bilimlerinin konusuna girmeyen, seike snrlayamadmz, bununla birl ikte 'canl' diye ar kuatc bir kavram altnda kullanmaktan da gayr kar yol bulamadmz olaylarn varln inkr edemiyoruz.

    2) Bata gelen zellii, hep tekrarlanamayan, deneylenemeyen bu olaylar konu alan canllar bil imi, genellikle teki deneysel doa bilimlerinden ayrlr. Bu sebepten canllar biliminin, br doa bilimlerinden azok deiik bir aksiyom sistemi ile aratrma-inceleme yntemine sahip bulunmas aka ortaya kmaktadr.

    te btn bu ve buna bal baka birsr teorik sorunla, 'canl' dediimiz varlklar yahut olaylar konu alan uzmanlar, yni denel biyologlar elbette dorudan uramazlar. Ne var k i bu nemli dm zlmedike denel biyolojinin sunduu sonularn teori seviyesinde verimlendirilmeleri hayal olarak kalacak. 'Canl'y gerekli lde belirleyemedike de insan olarak kendimizi doru dzgn anlamamzn sz konusu olup olmayaca ise tartmaya ak bir sorudur.

    I I

    BR TEORK ARATIRMA A L A N I OLARAK BYOLOJ' FELSEFESNN NCELED BALICA SORUNLAR

    Her ne kadar, teorik fizikte grlen Isaac Neoton'un

    -> Gm t ,m 2 r -r2 (F = -)

    2 r x -r 3 1*1 r 2

    eklindeki ekim yasas gibi, olabilir btn evrenlerde geerli saylabilecek genilikte yasalar vcuda getirmesi uygulamada imkn-szsa da, biyoloji felsefesinin anadallarmdan t e o r i k b i y o l o j i nin ncelikle 'canl'y, bundan baka, btn bellibal biyoloji kavramlarn kuatc, ayn zamanda da ak seik tanmlarla belirlemesi

  • 165

    bata gelen devidir. Byle bir devle ykml-bulunan teorik b i yoloji, inceledii sorunlar asndan da sorunlar irdeleyii bakmndan da i k i blm halinde ele alnabilir1.

    Teorik biyoloji i lk anlamda, Luckoig von Bertdlanffy'nn belirlemesi uyarnca, canllar bil iminin mantka ileyiini ye yntemini inceler. Biyoloji bilgisinin temellerini aratrr. Bundan tr genel biyolojiyle olduu kadar genel mantkla ve bil im felsefesiyle de sk skya i l int i l idir . Gerek teleolojinin, gerek olay - teori bantsnn gerekse deneyin, biyoloji iin ifade ettikleri deer ile anlam eidinden mantka irdelenmei bekleyen sorunlar, biyolojiyi, kendi aratrma tarzlarn dzenlemek asndan yakndan ilgilendirirler. Eletirel ve yntemli aklay, arabuk oluturuluvermi derme atma varsaymlarn yol atklar yanlmalara kar en salam gvencedir2.

    Genel izgilerini bylece belirttikten sonra, imdi de bilim teorisi (epistemoloji) olarak teorik biyolojinin grevleri ile ileyiine biraz daha ayrntl tarzda bakmakta yarar var.

    1) Biyolojinin bilim teoricisi (epistemolog'u) bir kere, olup bitenlerle dorudan ilgilenmez. Dile getirdikleri, deney yahut gzlem verisi olaylar, fenomenler olmayp bunlara dair denel bilimcinin bi l dirdiklerinin analizidir. B i l im teoricisi, u halde, deneycinin yapm olduu tesbitler stne analitik bir aklamada bulunur. Bu sebeple deneycinin szn ettii deney verisinin, deneye konu olan olayla gereklik tabanyla uyuup uyumadn, teknik deyimle, madd yanlmalarn (material fallacies) bulunup bulunmadn biyolojinin bil im teoricisi ounlukla denetleyemez. O, yalnzca deney verisinin nasl dile getirildiine, dolaysyla, bunda ncl (1er) ile varg (1ar) arasnda aykrlk, eliki, kartlk trnden biimsel yaml-malarn (formal fallacies) varolup olmadna bakarak deerlendirmeye giriebilir.

    Yukarda sz edilen yanlma trlerinden birincisine rnek :

    evrenin ar kirlenmesi, doal biyolo j ik dengenin bozulmasna yol aar. Burada deniz kirlenmemitir. Bu, suyun saydam

    1 Burada biyoloji felsefesine ilikin gsterilen btn blmlemeler ile altblmlemeler,

    birer teldif niteliini tamaktadrlar. Ayn ey, tanmlarn birou iinde sz konusudur.

    2 Bkz . Ludw ig von Bertalanffy : An Introduction to Theoretical Biology, s. 5.

  • 66

    grnnden bellidir. yleyse burada denizin doal dengesi de bozulmamtr3.

    rnek diye sunulmu olan nermenin geerlik derecesini biyolojinin bil im teoricisi smayamaz. Bunu yapmak iin deneye bavurmak gerekir. Yalnz, sz konusu nermenin, biimsel ynden yanltc olduunu ne srebilir. Doal dengenin bozulmas ne demektir? Bunun ls tesbit olunmumudur? Olunmusa, nedir? Sz edilen denizin doal dengesinin bozulmam olduu, suyunun saydam gzkmesine balanmaktadr. Oysa doal denge ile saydam yahut gzel grn arasnda ne trden balarn bulunduu belirtilmemit i r . yleyse eldeki nerme, yeterince inandrc, aydnlatc grlemez. stelik byle bir nermenin geerlik derecesi de llemez. Belli biimsel deerlendirmelerden yoksun bir nermenin deneye koulabilmesi iin onun i lk elde tek tek terimlerinin olabildiince biimselletirilerek tanmlanmalar gerekir.

    Biimsel yanlmalarla, tek, tek deneylere ilikin dar kapsaml ifadelerden ok, birsr deney ile gzlem verisini 'harmanlayan' varsaym, yasa, teori gibi kuatc nermelerde karlalabilir. Szgelii, geolojik aratrma verileri, ortamda olagelmi kkl deiikliklerin, hayat ortadan kaldrmam olduklarn gstermektedirler; yleyse insann da-, u sralarda ortam alabildiine deitirmesi, olaan bir gidi olup yeryznde hayatn sregitmesini tehdit etmemektedir4 nermesi, i lk bakta dzgn gzkmekle birlikte, temelde yanltcdr. ncl durumdaki nermenin dile getirdii olay aklayan kural, varg niteliini tayan ikinci nerme iin geerli grlemez. nsann yol at, ok zgl (spesifik) trden bir deiikliktir de ondan. u halde bir kurala hudutlarn aacak kertede geerliin yklenmee kalklmas rnekte yalnzca doal deiiklikler iin sz konusu olabilecek bir kuraln, insann yol at deiiklikleri de aklamak zere kullanlmas g ibi, mantk yanlmalarndan bir i durumundaki 'acele genelleme'ye (accidens conversio) sebeb olur.

    2) Biyolojinin bil im teoricisi, canl denilen varlklar aratran tek tek bilimlerin yahut bi l im kollarnn zel ile genel ileyile-

    3 W .J . van der Steen : Inleiding tot de Wijsbegeerte van de Biologie, s : 21. 4 W .J . van der Steen : A.g.e., s : 24.

  • 167

    r in i inceleyerek bu bilimler beine en uygun decek aklama ile tanm tarzlarnn neler olabileceini tesbit etmee urar,

    3) te biyolojinin bi l im teoricisi, tesbit ettii aklama ile tanm tarzlar uyarnca, denel biyologun ortaya koyduu deney verisini en ince ayrntlarna dek gzden geirip aklar : Analiz; bunun ardndan da sz konusu ayrntlar, benzer deney verilerini oluturan unsurlarla karlatrarak tanmlar : Sentez. Bylece meydana getirdii aklamalar ile tanmlamalar denel biyolojinin hizmetine sunar. Daha nce yaplm tanmlarysa, yukarda belirtilmi olduu zere, mantk asndan yeniden gzden geirip denetler.

    Aslnda denel biyolog ile biyolojinin bil im teoricisi arasnda keskin bir ayrm izgisini her zaman kolayca ekmee imkn yoktur. Bunun da en arpc rnei Charles Darwin'm bilim yaantsdr. Darwin, gerek denel gerekse teorik aratrmalarnn sonucunda canllar aklayacak nedensellie dayal bir ifade tarzn benimsemitir. Bu yoldan ilerleyerek giritii gzlemleri aklam; aklad gzlemlerde nemli grd kimi unsurlar tanmlayarak yaama kavgas (the struggle for life), en glnn yaa-yakalmas (the survival of the fittest), evrim sreci (evolu-tionary process) gibi bellibal birtakm belirlemelere yahut kurallara ulamtr. Belirlemeler arasnda balantlar araclyla da bugn birok biyologun teori diye benimsedii nl evrim varsaymn meydana getirmitir.

    Geri canllarla i lg i l i bilimlerin ar derecede uzmanlklara blnp karmaklamalar sonucunda gnmzde Jean Lamarck, Charles Darwin, Hugo De Vries, Jvian Hiuxley eidinden hem denel, hem teorik biyolojide e ustalkta at srebilecek dehalara rastlamak htimali epey azalmtr artk. Bununla birlikte, bugn denel biyolog, biyolojinin bilim teorisinden tamamyla habersiz olsa dah, biyolojinin bil im teoricisi, yukarda deinildii zere, genel biyoloj in in ileyiinden anlamal, bu arada tek tek biyoloji bilimlerinde i gren denel biyologlarn sunduklar deney verilerini teori dzleminde deerlendirebilecek durumda olmaldr.

    Biyolojinin bi l im teoricisinin, yntem asndan dkm kabaca sunulmu olan, u grevi arasnda, ikincisi en nemli yeri tutar. Nitekim yntem ile grev sralamalar rtmemektedir. Biyolojinin bi l im teoricisinden ncelikle beklenen canl bilimlerinin kullanabilecei aklama ile tanmlama modellerini kotarmas; ayrca var-

  • 168

    saym, yasa ile teori oluturmann artlarn belirlemesidir. Ancak bunlar yapabilmesi, yntem sralamasnda i lk basama oluturan denel biyologun sunduu denel verisine ilikin tasvirin analizini baarmasna baldr. Elde ak seik aklama ile tanmlama modeller i ; ayrca varsaym, yasa ile teori kurmann gvenilir artlar bulunuyorsa, denel biyologun kendisi de girimi olduu deneylerin verilerinden kalkarak yasa, giderek teori vcuda getirebilir; yahut da giriecei deneylere srama tahtas oluturabilecek varsaymlar tasarlayabilir. Daha akas : Dkm sunulan basamaklardan birincisi ile ikincisi teoricinin tekelinde bulunmakla birlikte, nc basama o, ou kere denel biyologla, zellikle de teorik biyolojinin biyomatematik kesiminde alan aratrmacyla paylar.

    kinci anlamyla teorik biyoloji, denel biyolojiyle, teorik fiziin, denel fizikle kurduu balarn benzerini oluturan bir doa bil imi saylr. Bylece teorik biyoloji, genel biyolojinin deiik yrelerinde aratrlan 'gelime', 'metabolisma', 'davran', 'reme', 'kaltm' eidinden canl olaylarna dair ayr ayr teorilerin yan sra, eninde sonunda canllk dediimiz grnmlerin tmn kapsayacak bir teorinin de* kurulduu merci olmaldr5. Bu grevleri yerine getirirken de teorik biyoloji, teorik fiziin 's teorisi'nde yahut 'k teo-risi'nde grld gibi, biimsel bir dile bavurmaldr.

    Bi l im tar ih i boyunca hangi biimsel dile en ok gvenebiliriz - sorusu gncelletiinde, akla geliveren i lk cevap, MATEMATK ol

    mutur. Btn mantk sistemleri gibi matematik de, aklyrtme dzeninin ifadesi olmakla birlikte, aa yukar bin yldr ilene ilene uygulamalara ilikin sorunlarn hemen hepsine rahatlkla koulabilmi byl anahtar grnmndedir. Matematik, fizik nermeleri tekanlaml tarzda dile getirmek baarsyla, insanolunun bugne dein bulmu olduu btn br bildirime aralarna kar eriilmez bir stnlk kazanmtr. Hani nerdeyse, ierike nice samasapan olursa olsun, matematik sembollerle rlmse, bir nermenin, i lk bakta sayg ile gven uyandrd grlr.

    Bugn eitli matematik aklama tarzlar var. Bunlardan bir i , sorunumuza uymuyorsa, bir bakas uyabilir. te sz konusu gr-

    * Canll eksiksizce dile getirebilecek bir teorinin kurulmasnn sz konusu olup ol mayaca, bu almada daha nce tartlmtr - b k z : s : 3.

    5 B k z : Ludw ig von Bertalanffy : A.g.e., s : 5.

  • 169

    ten kalkanlar, biyolojinin de matematikletirilmesinde cidd engellerle karlalmayacan savunmaktadrlar. Matematik biyolojinin teknik adyla lbiyornatemati''in ba savunucularndan Nichlas Rashevsky'ye baklrsa, biyolojideki ilkeler, her ne denli fizik i l kelerden karrmlanamazlarsa da, bu, biyolojiye konu olan olaylarn, temelde, fizik olaylarla ayn zellikleri paylamadklar anlamna gelmez0. Bu durumda madem fizik, matematii stn bir baaryla konularna uygulayagelmi, yleyse biyoloji de, kaynan fizik, zellikle mikrofizik evrende bulan sreleri fiziin biimsel dil inden yararlanarak nermeletirebilir. Belki klsik mekaniin dayand matematik tr kimi biyoloji srelerini dile getirmee yatkn olmayabilir. Ama elde ihtimaller hesab, istatistik karmlar (statistical inferences) hesab, kmeler teorisi (set theory) gibi mantk-matematik eitleri var. Gerekten de amzda dar anlamda mantk ile matematiin gittike btnlemeleri, her eyden nce biyolojinin, dolaysyla, onun birer kolu olduklar k imi bi l im teoricilerince savunulmaa balanan psikoloji ile sosyolojinin ilerine yarayacaa benzer. Nitekim mantk-matematik yntemlerinin, canl bilimlerindeki en r ac uygulanlarna, ncelikle nevroloji ile endokrinolojide incelenen sreleri aklamakta kendisine bol bol bavurulan kibernetikte tank olmaktayz.

    Ancak, David L. Hull'un da iaret ettii zere, biyoloji nermelerinin biimselletirilmesi, yarar yannda birtakm sakncalar da birl ikte getirir. Bunlardan bir i , biimsel bir di l i kullanacak teorik biyologun ncelikle biyomatematikinin, denel biyologla balant kuramamas tehlikesidir. Biyoloji, bellibal aratrma yreleri iin belirli birtakm biimsel dilleri 'resm'letiremedii srece, bu ifade tarzlarn renmek zorunlunu duymayacak denel biyolog, teorik biyologun, biimsel tarzda bildirdiklerinden bir ey anlamayacaktr. Biyoloji nermelerinin biimselletirilmesiyle doabilecek ikinci bir saknca, genellikle positivist-emprist tutumlarda grlen, 'analiz'in, artk zorunlu bir ara olmaktan karlp bahbama ama klnmasdr7. Bu durumu 'analiz iin analiz* yahut 'analiz'in 'put'latrlmas diye de niteleyebiliriz. Halbuki hedef, dakike y-

    6 B k z : Nicholas R a s h e v s k y : A Uni f ied Approach to Physics, Biology and Sociology, s : 179.

    7 B k z : Dav id L . H u l l : *What Philosophy of Biology is not?, s : 173.

  • 170

    rtlecek bir analiz ileminin sonunda dzgnce kurulmu bir senteze ulamak olmaldr. Mantka kavi, ayaklar da gereklik dnyasna basan bir sentez, bizi gvenilir yeni nermelere, yeni aklamalara gtrr. Yeni aklamalar da, varolanlarn kimisini dlayan kimisiniyse ieren daha deiik tanmlarn oluturulmasna frsat hazrlar. Bylece gerek mantn gerekse gereklik dnyasnn isterlerini karlayabilen yeni aklamalar ile bunlardan kalklarak meydana getirilen tanmlar, bilimde yaratcl, genilemeyi, yaylmay, ilerlemeyi, derinlemeyi ifade ederler.

    I I I

    BYOLOJ FELSEFESNDE ELE AL INAN BALICA SORUNLARIN TARH SEYRNE KISA BR BAKI

    Aklama ile tanmlama modelleri, teki deneysel doa bil imleri gibi, canllar bil iminin de vazgeemeyecei aletlerdendirler. Bun-larsz bil imin ilemeyecei ortadadr. Olaylar dnyas, genel olarak bilginin, zel olarak da bilimin 'hammadde' anbardr. Aklama-tanmlama taslaklanysa, bu 'hammaddeler'in ilendikleri merciler olarak grlebilirler8.

    Canllar biliminin, zellikle de onun bilim teorisinin bata gelen sorunu aklama tarzdr. Ta Aristoteles'ten bugne dein biyolojide aklamann, neden-etki bants uyarnca m yoksa gaye esasna gre mi dzenlenmesi gerektii sorusu bir trl tatmin edici ekilde cevaplandrlamamtr. Bu soru'nun kayna, bir bakma biyolojiye konu olan 'canl' kavram altnda irdelenen srelerin etrefilliinde, 'ele avuca smay'larnda aranmaldr. Biyokimya ile biyofizik alanlarnn dnda, biyolojiye konu olan srelerin hibiri , (x) ( A x > B x ) 9 eklinde tmellii dile getiren mantk formlne tam anlamyla uymamaktadr.

    8 K r z : lmmanue l K a n t : Kritik der reinen Vernnft (B167).

    9 Yukardaki formlde geen 'x' genegeer deer tamaktadr; 'x', 'A'nn zelliiyse, "B'nin de zelliidir -bkz,: C a r l G . H e m p e l : "Explanat ion and Prediction by Covering L a w s * , s : 108.

  • 171

    Biyolojinin tersine fizik, X I . ile X V I . yzyllar arasnda yaam Ebu Hasan ibn-ul-Heysem, mer Hayyam, Nasvruddin Tust, Ulu Bey, Ali Kuu gibi r ac bilginlerin nclnde bir yandan matematik di l i , beri yandan da neden-etki bantsn, aklama tarz olarak benimsemee koyularak kaynakland felsefeden git gide uzaklamtr. X V I . ile X V I I . yzyllarda Galileo Galilei, Nicolas Gopernicus, Johannes Kepler gibi kalburst bil imciler de, matematik di l i , nedensel aklama tarz ile deney yntemini doa olaylarna daha dakike uygulamak yoluyla fizii rnek bil im kertesine ykseltmilerdir. Halbuki biyoloji, bu baary daha uzun sre gsteremeyecek, canllar felsefesi olmaktan teye geemeyecekti. Ancak, X V I I . yzylda Ren Descartes, biraz da insan akln olaanst yceltmek tutkusuyla olacak, insann bedeninden balayarak teki btn canllar makine olarak kabul etmesi1", bu arada fizikte stn baarlara szgelii Newton mekanii tank olunmas, canllar felsefesinde metabiyoloji altdahnda incelenen mekanism denilen rn bagstermesine yol amtr.

    Mekanist, kendisine konu olan canlya ilikin sreleri, tpk fiziki gibi, neden - etki bants erevesinde aklama denemit i r . Buna karglk, X V I I I . yzyln sonlarna doru, ama zellikle X IX . yzyln i lk eyreinde mekanist aklaya tepki eklinde doan vitalist akm, fizikd, fiziktesi aklamalara kaymtr. Sz konusu aklama tarznn zndeyse Aristoteles 1 1 ile onun dnce yolunu Ortaa boyunca izlemi olanlarca 1 2 pek rabet grm bulunan gayeci aklama tarz yatmaktadr.

    ite canllar felsefesinin, yleki canllar bil iminin tam anlamyla stesinden gelememi olduu grlen MEKANSM - VlTALSM kartl da, bunlardan tremi fizikalism, indirgemeceilik (reduksi-

    10 Bkz . : Ren Descartes : Metot zerine Konuma, V . Blm (20-25). 11 Aristoteles, G A Y E kavramn Fizik (Physika : B24) adl eserinde bir eyin,

    baka bir ey uruna olmasn eklinde tanmlamaktadr. Szgelimi der, yrye kmaktaki gaye (to telos) salkl kalmaktr.

    12 Ortaan en keskin dnrlerinden Eu AU ibn Sina, 'gayeliii'i yle belirler : . . . cisimler arasnda belir l i bir 'sevgi' bat bulunur. Bundan dolay da birbirlerini e

    kerler ... Baka b i r deyile, her cisim, kendisini 'seven' c ismin hedefidir, menzidir. Ancak , btn cisimlerin ortak gayesi, 'Sevgili'ye ('Ma'k', daha akas, ' Zorunlu Varhg ' a ( 'V-cib el-Vucd') erimektir. >Dninme-i Al-nin. ngilizce evirisi: Metaphysics, 54. satr, sayfa : 100.

  • 172

    yonism), organismacik, evrimcilik (evolusiyonism), sistem retisi, panpsiism eidinden akmlar da, biyolojinin, salam, tutarl, inandrc bir aklama tarzn gelitirememi olmasna balanabilir.

    Biyokimya, biyofizik, genetik gibi, biyolojinin temel seviyelerine ilikin kollar da nedensel aklama tarzyla pekl verimli sonular retebilmektedir. Nitekim gnmzde bunlarn en gzde biyoloji kollar olmalar da buradan geliyor. u var k i sz konusu seviyenin tesinde kalan biyoloji kollarnda ilerin derhal atalla-t grlyor. Daha fizik-kimya bilimleriyle sk balar bulunan fizyoloji dah hep salt nedensel aklamalarla i grmeyebilir. Bu sylenene k tutmas bakmndan 'gz'n nasl aklandna yahut aklanabileceine bakalm : 'Gz, deiik hayvan trlerinde n belli dalga boylarn yakalayp baka birtakm organlarn da dolayl dolaysz katklaryla hayvana evresi hakknda belirli bir tasavvur salayan cihazdr*.

    Sz edilen, barnda hem nedensel hem de gayeU unsurlar barndran bir aklamaya, yleki, tanma rnektir.

    'Gz'n aklammda da belirdii zere, canl olaylarna yahut ileyilerine ilikin aklamalarda, en azndan, 'gayemsi' ifadelerden, biyolojinin k imi bil im teoricileri ne denli kar karlarsa ksnlar13, kamlamyor. Bunlar, 'doatesi' bir gcn koyduu hedefe ynelik bir sreci anlatmazlar. Sadece herhangi bir canlnn ilerliini, diriliini salayan en basidinden en karmana dek tek tek paralarn yerine getirmesi beklenen grevleri bildirirler. te Jacques Monod, biyolojide bu tr grevbildirir (fonksiyonel) nitel ikl i aklamalar EREKL (TELEOLOJK) yerine EREKBLMSEL (TELEONOMK) terimiyle belirlemekten yanadr11. Erekbilimselin (teleonomik'in) kart olarak allagelmi erekli (teleolojik) anlayla 'gz' aklamaa kalkarsak, yle dememiz gerekir : (Doatesi bir g) Gz' birtakm hayvan trlerine zellikle de insan-

    13 K r z : Ernest N a g e l : Teleological Explanations and Teleological Systems, sayfa lar : 07 i le 108.

    14 Jacques Monod, cardlar evreninde tank olduumuz belir l i ynde tutarb,. yapc tarzda giden olaylar i le sreleri, bi l im tarihindeki astroloji - astronomi kartlm rnekse-yerek, birtakm bilimd yahut bimtesi anlamlarla ykl bulunan teleoloji (ereklilik) yerine, teleononi (erekbilim) terimiyle belirlemei yelemitir B k z : Le Hasard et la Ncessit, s : 59.

  • 173

    lara evrelerini tanyabilmeleri N vermitir (armaan etmitir) .

    Biyolojide aklamalar, ister tasvirci-tmevarmc (deskriptiv-induktiv)., dolaysyla, ihtimaci (probabilistik) t ister tmdengelimci-kuralkoyucu (deduktiv-nomolojik) olsun, btnyle ele alndklarnda hem nedenselliin (kausalite) hem de gayeliliin (finaiite) artlarn azok karladklar grln. Ama biyolojide nedensel ile erekbilimsel anlamda gayeli aklamalarn yannda zamanbil-diren (kronolojik), biimbildirir (morfolojik), karlatrmal (komparativ) , istatistik ile yapsal (struktural) aklamalarla da sk sk karlalr Bkz : Ekte izim 2.

    Aratrlan konuya gre sz edilen aklama trlerinden ya biriyle, ya birkayla ya da ard arda gelmek suretiyle hepsiyle i grlr. Yzylmzda canllarla i lg i l i almalarn, hl i k i temel anlaya dile getirildiklerine tank oluyoruz. Bunlardan 'alabildi-ine-genelleyici-sentezci'15 teorilerde ayr trdeki aklamalarn birbirlerinden mantk sras halinde skn etmeleriyle elde edilen GENETK AIKLAMAdr 1 0. ncelikle biyolojiye has byle bir aklamadan eldeki teorinin kapsamna girebilecek yeni durumlarla karlaldka baka aklama (lar) tretilebileceinden, genetik aklama, ounlukla tamamlanmam nerme zincirlerinden meydana gelir. 'Alabildiine-genelleyici-sentezci' nerme silsilelerinin tersini sergileyen 'salt analizci' anlaya uygun ekilde meydana getirilmi nermelereyse tamamlanm gzyle baklabilir.

    'Alabildiine-genelleyici-sentez' teorilerin iledikleri biyoloji sreleri, mikrofizik srelerin btnlemesi sonucunda. meydana geldikleri kabul olunmaktadr. Mikrofizik srelerin btnlemesiyle ortaya kan, zellikleri bakmndan da kendilerine kaynaklk etmi olanlarla iliii kesilmi biyolojik sreleri, bu nedenle fizik kkenli yasalarn yan sra biyolojiye has yasalar da belirlemektedir -Bkz : Ekte izim 3. te biyolojide genetik aklamalar, deiik trden nerme zincirlerinin tutarl ibirlii sonucunda kurulabilirler. B i rb i r in i tamamlayan birka genetik aklamadan da anlaml bir

    15 B k z : Teoman Dura l : ada. Dncede Canl Sorununa likin Teme l Bi l imsel Alanlar , s : 107.

    16 D k k a t : Genetik aklama lerimi, kaltsal ile deiken srelerin bil imi demek olan 'genetik'le kartrlmamaldr B k z : W.J . van der S t e c n : A.g.e., s : 94.

  • 174

    btn olan SSTEMK TANIM ortaya kar. Deiik tarzlarda dile getirilmi aklama arkaplnarna dayanlarak oluturulmu biyoloji tanmlar bu kere de biyolojiye has okynl yasalar meydana get ir ir ler . Biyolojik teorinin temelinde u halde OKYNLU-YASA-L I L I K (polinomi) 1 7 yatar.

    Biyolojiye ilikin bilim teorisinin uras, aratrma verilerinin hangi aklama tarzlaryla, aklama trleriyle dile getirilebileceklerinden ibaret deildir. Ayrca aklamalarda kullanlan kavramlarn nasl tanmlanmalar gerektii de onun sorunlar arasndadr. Biyoloji, bu ihtiyac XX. yzyln i lk eyreine dein gndelik dille karlamtr. Ne var k i , fiziin yardmyla fen ilerledike yeni aralar, canllarn aratrlmasnda uygulamaya konulmu, dolaysyla da, deney verileri arttka artmtr. Ufuk genileyip nceleri farkna varlmam varlk alanlarna nfuz edildike, yeni bulgular adlandrmak gerei domutur. Ortaya koyulan bu yeni sreleri, bu yeni nesneleri allagelmi gndelik dilde kullanlan kavramlarla donatmak, trl karklklara, sallantlara, insanbiimci (antropomorf) okanlamllklara yol amtr. mdi biyolojinin de, saygdeer, gvenilir bir bil im haline gelmesinin, fizik gibi dil ini tek-anlaml sembollerle pekitirmesiyle, baka bir deyile, biimselletir-mesiyle salanabilecei savunulmaa balanmtr. Bu da ite, biyolo j i tarihinin drdnc evresini oluturur :

    Birincisi, daha ok tmdengelimli-kuralkoyucu Ortaa;

    kincisi, gzleme dayal tmevarml-tasvirci aa yukar XV. ile XLX. yzllar aras;

    ncs, i lk in analizin ar bast, ama XIX. yzyln ikinci yarsyla birlikte sentezin de gittike nem kazand dnem;

    Drdncsyse, biyoloji dilinin biimselletirilmesi gereinin 1910'lardan beri gittike daha sk vurguland dnemdir : Bu dnemle birl ikte biyoloji, i k i ana aklyrtme biimini, tmevartmh-tasvirci-analizcilik ile tmdengelimli-aklamal-sentezcilii barnda btnletirip zmsemek abasndadr.

    17 B k z : Bernhard Rensch : Polynomistic Determination of Biological Processes, s ; 245.

  • 175

    I V

    BR AHLK GR OLARAK BYOLOJ FELSEFES

    Burada u noktann artk iyice aklk kazand ne srlebilir :

    Biyoloji felsefesi, canllar bilimine konu olan olaylar ile sreleri tuta,rl bir btnlk halinde derleyip toparlamann yannda, biyolojinin dndaki bilimler, din ile sanat gibi kltr kurumlarn da hesaba katar. Bu da doaldr. nk biyolojinin, zellikle de onun felsefesinin madem asl amac insan yaamasn bir btn olarak grp aklamaktr, yleyse insann dir im (biyotik) taban kadar onun yapp ettiklerini de gz nne almak zorundadr. nsan, ' i k i dnyal' bir varlktr : O, bir yanda kendisinin oluturmad Doann, br yandaysa kendi kurduu kltr ortamnn rndr. Gerekten de Conrad Hal Waddington'nn dedii gibi, ahlk deerlerini yaratmakla insan, yepyeni bir evrim eidinin boandrcs ile srekleyicisi olmutur. Bu srete nceki kuaktan bir sonrakine aktarlan kltr deerleri sz konusudur. te br canllar ile insan arasndaki esasl fark, doal soyaekinin yan sra insann kltr kaltmna da malik olmasnda yatmaktadr. Bu ikinci zelliinden tr insan, Aristoteles, zon politikon (toplum kuran hayvan) 1 8, Waddington ise, ethical animal (ahlk oluturan hayvan) 1 9 deyimleriyle dile getirmilerdir.

    Temelde canl olan insann eylemlerini dzenleyen kuralkoyu-cu (normativ) yahut tasvir eden tas virci (deskriptiv) AHLKn (etik), ilkelerini canll dikkate alarak tesbit etmesi gerektii aktr. Ne yazk k i bu nokta bugne dein zellikle Bat dnce geleneinde nemli lde ihmale uramtr. te b i y o l o j i A h l k (biyoetik), canl varlk olarak insann, doal evresini eylemleriyle yapma (sun') ortama dntrmesini, te yandan

    18 B k z : Aristoteles Ton Peri T a Zia Historian (Hayvanlar zerine Aratrmalar) 488a/10 .

    19 B k z : Conrad H a l Waddington: sThe Importance of Biological Ways of Thought" , s : 99.

  • 176

    da bu eylemlerin dourduu sonular kh toptan, kh tek tek ele alan bir biyoloji felsefesi anadandr.

    Yeni biyolojinin douu, bir bakma insann, canl olma zelliini tekrar kefetmesi sonucunu yaratm olduu rahata sylenebilir. Buradan da kavramlaryla, ilkeleriyle, uygulamaya dnk kural-koyuculuuyla biyolojiden kaynaklanan zgn bir ahlk anlay, yleki dnyagr ortaya kmtr. Sz konusu biyoloji tabanna dayal ahlk anlay ile dnyagrnn anahtar kavramysa EVRMdir. Btn canl (biyoloji) bilimlerinin esasn oluturan bu kavramn ierdii anlam, ne klsik fizik geleneinde ifadesini bulan 'hareket'tir ne de beeri bilimlerin, evresinde dnp dolatklar 'tarihlik'tir. 'Hareket', dtan gelen bir itmeyle nesnenin yer deitirmesidir. Olduka karanlk, kaypak bir kavram olan 'tarih-lik'le de 'gemi'ten 'gemi (1er)' nerede balar, nerede biter, oras da pek belli deildir* lu n'a dein sregelmi olaylar silsilesinin artabrakt ' tor tu ' kasdedir. 'Tarihlik', bilimce gvenilir ekilde gerekelenemeyecek tmel ile t ikel 'bilin' yahut 'irade', 'hrlk' trnden dnceleri barndrr. Buna karlk 'evrim', aslnda yalnzca canllar evrenindeki 'mekanik srec'e iaret eden kavramdr. Ancak bu 'mekanik sre', 'hareket'te olduu gibi yalnzca d etkenlerce belirlenmez. Canl bireyin kendi i (genetik) dzeninde beliriveren nceden kestirilemez olaylar, canlnn bulunduu ortamla uyuup uyumamalarna gre, ya yaarlk reme deeri kazanrlar ya da yi t ip giderler. te, pek ksaca, biyolojik evrimin ileyii byledir. Biyolojik evrim anlamndaki 'sre'te aslnda 'hrlk', 'irade', 'bilin' eidinden dnceler aranmamal. Bunlar, evrim kavramna onun anlamca geniletilmesiyle katlmlardr. Zamanla Herbert Spencer, Teihard de Ghardin, Henri Bergson gibi dnrlerin indinde 'evrim', cisimleri, canllar, bu arada sosyo-biyolojik bir varlk olarak insan da kucaklayan bir 'evrensel gelime sreci'ni dile getirir kavram hline gelmitir.

    Buraya dek kaba izgileriyle aktarlm olan genel felsef ekirdeinin yannda, biyoloji ahlknn, TIP AHLKI (deontoloji), DAVRANI BLM (etoloji), EVREBLM (ekoloji), SOSYOB-YOLOJ (yahut biyososyoloji) gibi dallar yahut aratrma alanlar vardr. Bunlarn her b i r i , kendi aralarndaki etkilemelerin yan sra, hiyoloji ahlk denilen anadalm dnda kalan kesimlerle de

  • 177

    balantldr. Nitekim tp ahlk, geni apta bir yandan biyokimya ile genetie eilirken, beri yandan da gerek bellibal ilkelerini gerekse kavram yapsn genel felsefenin bir kolu olan ahlktan ekip karr.

    imdi burada, yurdumuzda ad yeni anlan, dnyadaysa, henz 'tescil' edilmee balanan BYOLOJ FELSEFES'nin, tanm, boyutlar ve boumlar ana izgileriyle tantlmaa allmtr. Bu almada zikredilmi olan her anadalm, balbama bir uzmanlk demek olduu dnlrse, dall budakl bir aratrmalar-incelemeler alan olarak biyoloji felsefesinin, bil im lemi iin ifade ettii anlam ile nem daha seike anlalr. Ancak, son blmde belirtildii zere, onun, salt bi l imin ve bil im felsefesinin tesinde, insan hayatnn tm ke bucaklarna seslenebildii, asl hatrdan uzak tutulmamas gereken noktadr. Bu nedenle Amerika Birleik Devletleri ile Kanada bata gelmek zere, biyoloji felsefesi, bilim ile felsefe aratrmalarnn youn ekilde yrtld Federal Almanya ile Demokratik Almanyada, Avusturya, svire, Britanya, Felemenk, Fransa, Polonya, Sovyetler Birlii, Hindistan, talya ile ispanyolca konuulan kimi lkelerde git gide i lginin oda olmak yolundadr. ou kere saydmz lkelerin kimisinde biyoloji felsefesi bir btn olarak ele alnmamsa bile, en azndan, onun ana-dallarndan bir ikisi arlk kazanmtr. Bu tercihin, ounlukla belirli kltr, toplum ile bilim gelenekleriyle balantl olarak yapld grlyor. Szgelii, ngilizce konuulan lkelerde genellikle stnde durulan biyolojinin bi l im teorisiyken, Almanca konuulan lkeler ile Hindistanda daha ok biyofelsefe ar basmaktadr. Fransa ile Polonyada biyolojinin biimsel bir ifade tarzna kavuturulmas nemsenirken, Sovyetler Birliinde Amerika Birleik Devletlerinde de biyolojinin bil im teorisinin yan sra biyolo j i kollarnn (bilimlerinin) sunduklar verilerin yol atklar ve aabilecekleri ahlk ile toplum sorunlar inceleme konusu yaplmaktadr. Doal olarak bu, fazlasyla kabataslak bir tasvir olmakla birlikte, yine de biyoloji felsefesinin, tarih-toplum-bilim dzlem ile dzenleri uyarnca, nasl trl trl i lgi evrelerine seslenebildii-nin ve seslenebileceinin ak bir kantn sunmaktadr.

    Biyoloji felsefesi, Trkiyede hangi tarzda, hangi biimde geliecei hakknda imdiden elbette hibir ey sylenemez. Ancak, e-

    Felsefe Ar . F . 12

  • 178

    itli uzmanlklara ayrlsa k i , ayrlmaldr da, bunlar arasndaki dolayl dolaysz balar gzden rak tutulmamaldr. Sonu olarak, bu almada esas belirtilmek istenen, bir btn halinde gelitirilecek biyoloji felsefesinin, Trk dnce hayatnda yeni nemli SENTEZlere ulalmasnda hatr saylr katklarda bulunabilecei inancdr.

  • CD O

    . O p J

    O * M w CQ

    Cd iI

    g O

    4

    'S 3 ^ CD

    "S O

    O

    M

    CQ

    EH h-1 -a O

    O

    CQ

    I H

    t

    O

    H

    iI -o O

    O *

    M

    sis O Q M PQ H

    + H i - s

    o 1 t

    >-s t

    q

  • 180

    E K I I

    SEVYELERN SIRA DZEN TAKSONOMIK S IN IFLAMA BRMLER

    AIKLAMA T A R Z L A R I

    T E M E L TANECKLER

    l A T O M L A R

    BLEKLER

    O R G A N C I K L A R

    HCRELER D O K U L A R O R G A N L A R

    O R G A N I S M A L A R

    T O P L U L U K !. Popatio]

    O R G A N SSTEMLER

    C A N L I L A R KMES [Communitas]

    C A N L I L A R KUAI I BiomJ

    C A N L I L A R CORAFYASI KUAI L R e g i o ]

    C A N L I L A R E V R E N [Bioaphaera]

    TRLER [Species]

    CNSLER [Generaj

    FAMLYALAR

    T A K I M L A R [Ordo]

    S I N I F L A R [Class]

    ALTFLUMLAR

    FLUMLAR

    >-* ra a

    S . " 1

    K g . f

    K g

    ? a

    A L E M L E R (Rgna)

    izim 2 : Varlklarn sradiizeni ile buna tekabl eden aklama tarzlar.

  • iroicxaisa

    0 1( H

    -l

    at O

    Dav

    ran:

    (e

    tol

    Dav

    ran:

    (e

    tol

    BE

    E

    R

    BL

    MLE

    R.

    Sos

    yobi

    loji

    ev

    rebi

    lim,

    (ekol

    oji)

    Sis

    tem

    atik

    , Te

    kson

    omi,

    Fiz

    yolo

    ji,

    Mor

    folo

    ji.

    1

    Gen

    etik

    , iy

    okim

    ya.

    Em

    briy

    oloj

    i, B

    iyof

    ijik,

    Bi

    :H B

    LM

    LE

    R

    Evr

    im

    bilim

    i, [e

    volu

    syon

    )

    Em

    briy

    oloj

    i, B

    iyof

    ijik,

    Bi

    Pale

    onto

    lo;

    Can

    llar

    C

    ora

    fyas

    Pale

    onto

    lo;

    Can

    llar

    C

    ora

    fyas

    HM

    H IH

    d M

    a rH fH >b

    ( D

    O 'S

    CD

    o l-(

    M

    C O

    a r - l N

    -t

    O

  • K A Y N A K L A R

    ARSTOTELES : FZK (.PHYSIKA), Yunanca - Almanca; Wilhelm Engeimann "Verlag, Leipzig, 1854.

    ARSTOTELES : HISTORIA ANIMALIUM (TN PERI TA ZIA HI3TORIN), Yunanca - ngilizce ; 'Loeb', W. Heinemann, London, 1965.

    BERTALANFFY, Ludwig von : AN INTRODUCTION TO THEORETICAL BIOLOGY Modern Theories of Development ; Harper, New York, 1962.

    DESCARTES, Ren : METOT ZERNE KONUMA, Trkesi : Mehmet Karasan; M.E.B., istanbul, 1967.

    DURALI , Teoman : ADA DNCEDE CANLI SORUNUNA LKN TEMEL BLMSEL ALANLAR, Felsefe A rk i -vide, sayfalar : 107-155, say : 21 ; .. Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul, 1978.

    HEMPEL, Carl G. : EXPLANATION AND PREDICTION BY COVERING LAWS, Phosophy of Science de, sayfalar : 107-133, I . cilt (1961-1962), derleyici : Bernard Baumrn; University of Delaware, Interscience Publishers, New York, 1963.

    HULL, David L. : WHAT PHILOSOPHY OF BIOLOGY IS NOT, Synthesede, sayfalar : 157-184, 20. cilt, 1969.

    BN SNA, Ebu Ali* : METAPHYSICS (DNNME- AL ' ) , ngilizcesi : Parwiz Morowedge; Persian Heritage Series no : 13, Columbia University Press, New York, 1973.

    KANT, Immanuel : KRITIK DER REINEN VERNUNFT ; Insel Verlag, Leipzig, 1933.

    MONOD, Jacques : LE HASARD ET LA NECESSITE Essai sur la Philosophie Naturelle de la Biologie Moderne; Seuil, Paris, 1970.

  • 184

    NAGEL, Ernest : TELEOLOGICAL EXPLANATIONS AND TE-LEOLOGICAL SYSTEMS*, Readings in the Philosophy of Sciencede, sayfalar : 106-118; Printice-Hall, Englewood Cliffs (derleyici : Baruch A, Brody), New Jersey, 1970.

    RASHEVSKY, Nicholas : A UNIFIED APPROACH TO PHYSICS, BIOLOGY AND SOCIOLOGY, Foundations of Mathe-matical Biologyde, sayf alar : 177-190, I I I . ci lt ; Academic Press, New York, 1973.

    RENSCH, Bernhard : POLYNOMISTIC DETERMINATION OF BIOLOGICAL PROCESSES*, Studies in the Philosophy of Biologyde, derleyici : Theodesius Dobzhansky, sayfalar : 242-255; University of California Press, Berkley, Los Angeles /California, 1974.

    STEEN, W.J. van der : INLEIDING TOT DE WIJSBEGEERTE V A N DE BIOLOGIE, Oostheoek's Uitgeversmaatschappij B.V., Utrecht, 1973.

    WADDINGTON, Conrad Hal : THE IMPORTANCE OF BIOLOGI-CAL WAYS OF THOUGHT*, The Place of Value in a World of Factsde, sayfalar : 95-103; Almquist och Wiksell Forlag, Stockholm, 1970.