Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Faz II Klinik Testler
Geliştirme fazının bu aşamasında klinik çabalar başlatılır. Biyolojik sıvılardaki ilaç analizleri bu fazda ikifarklı role sahiptir:
1. Hâlihazırda gönüllülerde görülen ilacın kinetik tablosunun hastalardaki biyolojik etkininbelirlenmesine rehber olmak üzere desteklemenin gerekli olmasıdır. Kinetikler özellikle böbrek vekaraciğer yetmezliği durumunda, hiper- veya hipotansiyon durumunda hastalık halindenetkilenebilir ve bu gönüllülerdeki dozlarla karşılaştırıldığında hastalardaki dozun yeniden gözdengeçirilmesini gerekir. Bunun bir örneği yaşlı populasyonda kullanıldığı durumdur. Böylepopulasyonlarda metabolizma daha değişkendir. Fentiazac’ın (antinflamatuvar veantiromatizmal) sağlıklı genç gönüllülerdeki kinetiklerinin aynı olduğu kabul edildiği takdirdeyaşlılarda beklenmeyen birikmeye yol açar.
2. Faz II klinik çalışmalarda analizlerin ikinci rolü compliance (uyunç) için testlerdir. Bazı durumlardabu, hayvan toksisite çalışmalarında tarif edilen durumlara analog düşünülebilir. Burada test ilacınamaruz kalmamış hayvanla ilgilenilir. Ancak klinik çalışmalarda ilgilenilen konu ilacın gerçekten tarifedildiği şekilde hasta tarafından alınıp alınmadığıdır. Bu, tıpta büyük bir problem olabilir. Hastalargenelde doktor direktiflerine çok fazla motive edilmedikçe uymazlar. Bir ilacın placeboya göreüstünlüğü gerçek olabilir ancak çalışmalardaki hastaların büyük bir kısmı ilacı almazsa veyaçalışmada niyetlenenden farklı şekilde ilaç alırsa beklenen etki farkları gözlenmeyecektir.Doğrudan uygulanabilen yol kan numuneleri almak ve bunları ilaç için analiz etmektir. Ancak buuygun değildir. Daha kullanışlı bir yaklaşım her bir ziyarette hastadan idrar numunesini istemek yada teminini sağlamaktır.
2
Farmakodinamikler
İlaçların organizmaya ne yaptığı ile ilgilenir.
Bütün klinik çalışmaları sağlayan başarılı bir ilaç geliştirildiğinde sonrakiaşama olan insan gönüllü ve hastalarda etkili plazma düzeyleriniilişkilendirme çalışmalarının başlatılmasıdır.
İlacın etkili olduğunun kanıtlanması (araştırmanın sürdürülmesini haklı kılarve) istenen etkileri elde etmek için gerekli düzeylerin anlaşılması, dahaduyarlı formülasyon dizaynı ve doz ayarlanması gerektirir. Bu durumözellikle uygun plazma derişimlerini sağlamak ve belirli bir zamansürecinde etkin düzeylere ulaşmak için gerekli olduğu düşünülen toksiketkilere yakın büyük dozlardan kaçınmak için uzatılmış salım (sustainedrelease) formülasyonun dizaynında çok yararlıdır. Kısa süreli yüksekderişimlerden kaçınmanın dışında uygun şekilde dizayn edilmiş sustainedreleased form vücudun ilaca daha az maruziyetine ve dolayısıyla dahagüvenli bir medikasyona neden olacaktır.
Bu yüzden, biyolojik sıvılarda ilaçların analizi ile ilgili çalışmalar derişim-etkiilişkisinin kurulmasında ve optimal performansa ulaşmak için dozajformunun izlenmesinde anahtar bir faktördür.
3
Çeşitli amaçlarla biyolojik sıvılarda ilaç
analizinde yöntemler için gerekli koşular
Amaç Spesifiklik Duyarlılık Kesinlik Doğruluk Hız
Adli Toksikoloji Az az az az orta
Aşırı doz orta az az az yüksek
İlaç İzleme orta orta az az Yüksek
Farmakoloji Yüksek Orta Orta Orta Az
Toksikoloji Az Orta Az Az Orta
Faz I Orta Yüksek orta Orta Orta
Metabolizma Yüksek Orta Orta orta Az
Farmakokinetik yüksek Yüksek Yüksek Orta Yüksek
Formülasyon
Geliştirme
orta Yüksek Orta Orta Yüksek
Faz II Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek
Farmakodinamik Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Orta
Farmakogenetik Yüksek Az Orta Orta Az
Compliance
(Uyunç)
Az Orta Az Az orta
4
Önemli
Farmakokinetik, Faz II ve Farmakodinamik amaçlı
çalışmalarda biyolojik sıvılarda ilaç analizi için
kullanılacak yöntemlerin yüksek düzeyde spesifik,
duyarlı, kesin, doğru ve hızlı olması gerekir.
5
Biyolojik Sıvılar
İlaç analizi bir numunede “ne” ve “ne kadar”
sorularına cevap bulmak için ölçüm yapmaktan
oluşur.
Biyolojik sıvılar basit karışımlar değildir.
Karışımdaki bir çok farklı bileşen birbiri ile reaksiyon
verebilir.
6
Biyolojik Sıvılar
Sonuçta bazı girişim olayları meydana gelebilir.
Yanıt yüksek çıkabilir
Yanıt maskelenebilir.
Degredasyon (pH faktörleri, enzimler) ile gerçek
değerlerden farklı sonuçlar ortaya çıkabilir.
7
Biyolojik Sıvılar
En çok analiz edilen biyolojik sıvılar kan, plazma
(veya serum) ve idrardır.
Plazma veya serumun hazırlanması kolaydır ve bir
çok analizde girişim yapan bileşenlerin azaldığı bir
ortam sağlar ve analiz yapılabilir.
Tüm kan nadiren çalışılır. (Küçük deney hayvanları
ve adli toksikoloji çalışmaları dışında)
8
Biyolojik Sıvılar
Safra, ter, anne sütü ve tükrük daha az analiz edilen
sıvılardır.
Tükrük, kandaki derişimi doğru olarak yansıtan ve
noninvasive bir teknikle sağlanabilen bir sıvıdır.
Spinal sıvı hedef organ olan beyne yakın
konumundan dolayı merkezi sinir sistemine etki eden
ilaçlar için analiz edilir.
9
Sıvılar Beyin-Omurilik Sıvısı
Gözyaşı
Ter
Tükrük
İdrar
Safra
Karışık Plazma
Serum
Kan
Feces
Katılar Beyin
Kalp, böbrek, akciğer
Karaciğer, kas
Kemik
Biyolojik numunelerin analizi zorlaştırma dereceleri ile ilişkili olan
akıcılık sıralaması
10
Katı ve yarı katı haldeki numunelerin akıcılığını
artırmak için mekanik işlemler uygulanır.
Mekanik işlemler örneği istenmeyen biçimde
değişikliğe uğratabilir. Bazen numunedeki ilaç
derişiminin değişmesine yol açar, bazen de
numunenin işlenmesini daha güçleştirirler. Bu etkiler,
Sıcaklık etkisi, metal kelat oluşumu, konjugat hidrolizi
Köpürme, emülsiyon oluşumu ve kırmızı hücrelerin
patlaması
11
Ortamların Özellikleri
Çok az analitik yöntem biyolojik bir örnekteki ilaç
miktarının sonucunu doğrudan verir.
Biyolojik örneklerde en önemli sorun ilacı endojen
materyalden olabildiğince ayırmaktır.
Endojen materyalin akıcılık derecesi ile analiz
edilecek numunenin çalışılmasındaki kolaylık doğru
orantılıdır. BOS en kolay çalışılan materyaldir.
12
Sıvılar Beyin-Omurilik Sıvısı
Gözyaşı
Ter
Tükrük
İdrar
Safra
Karışık Plazma
Serum
Kan
Feces
Katılar Beyin
Kalp, böbrek, akciğer
Karaciğer, kas
Kemik
Biyolojik numunelerin analizi zorlaştırma dereceleri ile ilişkili olan
akıcılık sıralaması
13
Katı ve yarı katı haldeki numunelerin akıcılığını
artırmak için mekanik işlemler uygulanır.
Mekanik işlemler örneği istenmeyen biçimde
değişikliğe uğratabilir. Bazen numunedeki ilaç
derişiminin değişmesine yol açar, bazen de
numunenin işlenmesini daha güçleştirirler. Bu etkiler,
Sıcaklık etkisi, metal kelat oluşumu, konjugat hidrolizi
Köpürme, emülsiyon oluşumu ve kırmızı hücrelerin
patlaması
14
Ekstraksiyondan önce biyolojik örneğin parçalanması için
uygulanan işlemler
Karakteristik Homojenizatör Bıçaklı Doğrayıcı Diğer
Potter Teflon-cam Waringblender
Virtis-sorvall Sonikasyon Kimyasal
Mekanizma Doğrama Doğrama Kesme/Doğrama
Cut/shear titreşim Hidroliz
Soğutma kolayca kolayca yok kolayca belki Normalde değil
Hız değişkenliği
devamlı devamlı Basamaklı/devamlı
devamlı - -
Metalbulaşma
olmaz Az seviyede
ciddi ciddi Azseviyede
olmaz
Köpürme hafif hafif orta orta orta ciddi
kararlılık zayıf zayıf iyi iyi iyi iyi
Sınırlamalar Sert doku Sert doku Kap boyutu
En az Örnek tipi Zor koşullar
Güvenlik zayıf vasat iyi mükemmel iyi vasat
15
Çözücü ekstraksiyonundan önce biyolojik numuneleri
hazırlamak için kullanılan sulu çözeltilerin karakteristikleri
Çözücü Üstünlükleri Sınırlamaları
Distile su Bağıl olarak iyi bir çözücü
Doku bileşenlerine zarar vermez.
Final pH 7.0 dolayındadır.
İyonizasyon derecesi değişebilir.
Enzimleri denature etmez.
Final pH doku tipi ile değişebilir.
Seyreltik asit
(< 0.5 N)
Bağıl olarak iyi bir çözücü
Bir çok enzimi denature eder.
Final pH < 7.0
Köpürme minimal
Önemli ölçüde protein denaturasyonu
Bileşikler aside duyarlı olabilir.
Kuvvetli asit
(> 0.5 N)
İyi çözücü
Bütün enzimleri denature eder.
Proteinleri çöktürür.
Final pH < 4.0
Pıhtılaşma ve agregasyon oluşabilir.
Bileşikler aside duyarlı olabilir.
Doku bileşenleri tahrip olabilir.
Seyreltik alkali
(< 0.5 N)
Bağıl olarak iyi çözücü
Bir çok enzimi denature eder.
Final pH > 7.0
Önemli miktarda protein denaturasyonu
Bileşikler bazik ortama duyarlı olabilir
Köpürmeye (sabun) neden olabilir.
Kuvvetli bazik
(> 0.5 N)
Bağıl olarak iyi bir çözücü
Bütün enzimleri denature eder.
Proteinleri çöktürür.
Final pH > 10.0
Pıhtılaşma ve aggregasyon oluşabilir.
Bileşikler baza duyarlı olabilir.
Doku bileşenleri tahrip olabilir.
Köpürme genellikle ciddi bir sorundur
19
Sulu çözeltideki ilacın organik çözücüye
ekstraksiyonundaki kolaylık kullanılan organik
çözücüye bağlıdır.
Ekstraksiyonun amacı istenmeyen girişim yapan
materyalin geride bırakılması ve ilacı olabildiğince
çekip almaktır.
Ekstraksiyon, bu amaçla kullanılan çözücünün
polaritesinin ve/veya sulu fazın pH sının ayarlandığı
basamakların bir kombinasyonu ile yapılır.
20
Biyolojik sıvılardan ilaçların ekstraksiyonu için kullanılan
çözücülerin polaritesi ve ilgili diğer özellikleri
Çözücü UV limit Kaynama
Noktası
Dielektrik
sabiti
n-hegzan 210 69 En az polar 1.890
siklohegzan 210 81 2.023
Karbon tetraklorür 265 77 2.238
Benzen 280 80 2.284
Toluen 285 111 2.438
Di-isopropil eter 220 68 3.88
Dietil eter 220 35 4.355
Amil asetat 285 149
Kloroform 245 61 4.806
Diklorometan 235 40 9.08
1,2-dikloroetan 230 83 10.65
Metil-isobutilketon 330 116
Etil asetat 260 77 6.02
n-butanol 215 118 En polar 17.8
21
KAN
Kan en kompleks biyolojik sıvıdır.
Bireyden ya da hayvandan alınan kan:
çözünmüş (solubilize) proteinler,
disolve yağ ve katılar ve
süspande hücreleri içeren
tamponlanmış temiz bir sıvıdan ibarettir.
Major bileşenler olan kırmızı kan hücreleri veya
eritrositler esas sıvıdan veya plazmadan basit bir
santrüfüjle ayrılabilir.
22
KAN
Ancak kan dikkatli işlenmezse hücreler patlayabilir
ve istenmeyen bileşenlerin ayrılması daha zor hale
gelir.
Örneğin eritrositlerden salınan demir iyonları bazı
analitlerle kelat yaparak sulu fazda yapılacak
ekstraksiyonun verimini etkiler.
23
KAN
Hücrelerin patlamasının nedenleri
Isıtmak
Dondurmak
Karıştırmak gibi mekanik yollar
En yaygın neden ise suyun ilavesi. Bu durum hücreyi
çevreleyen sıvının iyonik şiddetinde değişime yol açar,
osmoz meydana gelir, hücreler şişer ve patlar.
Kan numunelerinin hacmini değiştirmek gerektiğinde
izotonik tuz çözeltisi kullanılır.
24
KAN
Eğer kan antikoagülan ajanlar katılmaksızın
bekletiliyorsa kırmızı hücreler sonunda pıhtılaşacak
ve sonuç sıvı (serum) aktarılabilecektir.
Serum pek çok bakımdan plazma ile aynıdır, ancak
pıhtılaşma olayına yol açan faktörleri içermez.
25
KAN
Antikoagülanların eklenmesi ile plazma hazırlanırsa,
bu faktörler plazmada kalır. Serum ve plazma analiz
edildiği zaman anlaşılması zor farklara yol açabilir.
Kan genellikle doğrudan ekstrakte edilmez. Bunun
yerine plazma veya serum hazırlanır ve ardından bu
sıvılar ile çalışılır.
Kan doğrudan ekstre edilirse yukarıda söz edilen
kırmızı hücrelerin patlamasını en az düzeye indirmek
için dikkat gerekir.
26