Upload
others
View
11
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
FABAD Farın. Bil. Der. 14, 393. 405, 1988
F ABAD J. Pharm. Sci. 14, 393. 405, 1988
cı.B- Doymamış Ketonların
Antineoplastik Aktivitesi
Erçin ERCİYAS (*)
ÖZe,t : Siklik ve asiklik ,., (3-doymamış ketonların antineoplastik aktiviteleni öz·etlendi ve ilaç tasarlamada kimi kullanımları verildi. Ayrıca, bu bileşiklJerin kıimyasal, biyokimyasal ve fizikokimyasal özellikleri ile antineoplastik aktiviteleri arasındaki ilişkiler belirtildi.
ANTINEOPLASTIC ACTIVITY OF a, (3-UNSATURATED KETONES
Summary : Antineoplastic activity of cyclıic and acylic a., S-unsaturated ketones is summarized and some uses in drug design are given. in additıion, some relationships betwıeen chemical, biocheınical and physico,chemical properties of these compounds and theiI antineoplastıic activity are outlined.
SİKLİK KETONLAR
Uzun süredir kinon (1-4) ve seskiterpen lakton (5-8) yapısındaki
siklıik a, ~-doymamış ketonların sitotoksik ve antitümör aktivitel1eri bilinmektedir. Sıitotoksik seskiterpen laktonlarda etilenik grup :ekzo. sikliktir (8). a-metilen-y-lakton yapJJsının aktivite için gerekli olduğu
ve a~konumunda m·etilen grubu
bulunmayan bileşikle11de etkinin
10-100 kez daha azaldığı ·saptanmıştır (7). Bir başka çalışmada (6). antineoplastJik etkili doğal bir seski· terpen Iakton olan helenalinin a, S· doymamış keton grubundaki olcfi· nik bağının selektif indirgenmesi
ile oluşan 2,3~dihidrohelenalinde ak
tivitenin 46 kez daha azaldığı be
lirlenmiştir. Diğer bıir seskiterp~n
lakton olan elefantopinin (formül 1)
indirgenme ürünleri di ve tetra,
(') E.Ü. Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Kimya Anabılim Dalı Bornova ~ lzmi!i.
393
b:idroel,efantopinler inaktif bulun
muş ve siklopentenon halkası içe
ren monofonksiyonel ·seskiterpen
lerde yeterli :aktivite saptanama
mıştır (9). Bu araştırmada, sütotok
sisite için ge:rekliliği kanıtlanan
a-metilen-y-lakton yapısındaki a.,·
metHene komşu karbonda ·bulunan
hidroksil ya da O"açil grupları, si
totoksis·iteyi artıran gruplar şek
linde tanımlanmışhr. Elafantopjnin
tiyol katım bıileşiklerine ait NMR
bulgulan inc~lendiğinde, ikinci sis
tein molekülünün endosiklik doy-
o o
o
mamış laktan yerine, doymamış es
ter yan zincirine katıldığı .görülmüş
ve bis (sistein) katım ürününün
inaktif olması, endosiklik cı, p-doy
mamış laktan yapıs,ının sitotoksisi
teye katkıda bulunmadığını ka
nıtlamıştır (10). Ayrıca, cı-metilen
y-laktonların sistein ile hızlı etki
leşmesine vıe dayanıklı katım ürün
leri vern1esine karşın, endosiklik
x, ~-doymamış-y-laktonlar sistein
ile yavaş tepkimeye girmekte ve
katım ürünleni dayanıksız olmakta·
dır (11).
CH 1 1
--OCOC = CH2
Formül 1 : Elefantopin
Biyoaktif grup saptandıktan
sonra, yapısal yönden doğal kaynak·
lı seskiterpen laktonlara b:enzeyen
a-metilen-y-butirolaktonlar sentez
edilmiş ve bu gruptan 5-iyodo-N
metilizatin spiro metilen lakton
molekülü P-388 lenfositik lösemide,
9KB :karsinomada ve ayrıca anti
funga! taramada aktif bulunmuş
tur (12).
394
Seskiterpen laktonlarda belirtil
diği gibi, sistJein ve diğer nükleofil
ler siklik ve asiklik konjuge olefi
nik ketonlara Michael tipi katım
yaparlar ve bu katım ürünlerinin
sıitotoksik aktivitesi prekürsör kar
bonilenlerden daha düşüktür (10,13).
Örneğin, helenaliınin Michael tipi
amin katım bileşiği, ana molekül
den 5-10 kez -Oaha az etkilidir (6).
Biyolojik sistemde önemli nük
leofilik merkezler olan amin ve tiyol gruplarının bulunduğu sistein molekülü ile a-metilen-y-laktonla,..
rın vercllkler.İ! tepkim·eler incelene
rek ·konjuge k:arıbon:ilen yapıya karşı ıen tepkin nükleofilik grubun ti
yol grubu olduğu (10), tiyollerin
amino gruplarından 280 kez daha hızlı tepkimeye girdıikleri (14) ve
bileşiklerin in vivo birincil hedef
lerini tiyollerin oluşturduğu (15)
kanıtlanmıştır. Konjuge doymamış
ketonların tiy:ollere karşı amin ve
diğer nükleofillerden daha duyar ol
ması nedeni He bu bileşikler nük· leik asitlerin tiyol dışı işlevsel
grupları ile etkileşmesinden kaynaklanan karsinojenik ve mutaje
nik etkileri göstermezler (16). Ay
rıca, mitozdan hemen önce ve mi toz sırasında tıiyol miktarı çok yük
sek olduğu için (17), bileşikler normal dokulardan ·daha hızlı büyüyen
tümoral dokulara karşı seçici tok
sisite gösterebilirler. Sitotoksisite bileşik-tiyol tepkimesi sonucunda
oluştuğuna göre, tiyol katım oranı
sitotoksisite yönünden bir parametre olarak değerlendirıilebil.ir.
Özetle, oı, ~-doymanuş ketonlar
hücre nükleofiHerini alkillemek sureti ile biyoaktivite gösterirler ve
bu bileşiklerin tiyol alkilatörleri şeklinde tanımlanmaları yerin. oluı·.
Alkilasyonun başlıca konumu
DNA molekülünün N.-7 guanin azo.
tudur ve alkıillenmiş guanindeki
N-1 azotunun asitliğinin artmasına
bağlı olarak iyonlaşma da artaca-
ğı için, d.yonize durumdaki alkillen
'!niş guanin iki hidrojen bağı yapmak suretiyle timin ile bir baz çı;f i
oluşturur {18). Aynı çalışmada be
liritldiğine göre, alkilasyonda DNA
molekülündeki li.kinci en tepkin
konum adenin N-3 atomudur, fakat
bu konumdan alkHasyon toplam aliklasyonun sadece ·0;0 10 u kadaır~
dır.
Kinonlann ise, in vıivo olarak
önce hidrokinona indirgendikleri,
hidrokinonlann aktif kinon m·etid
ara ürünlerine dönüştükten sonra DNA ve di~er biyolojik maddelerle
etkileşerek biyoaktivite gösterdikleri
öne sürülmekteclir (Şema 1) (1). Yaniı kinonlar, kinon metid prekür
sörleridir. Yapılan bir araştırma~
da (3), alkilleyici yan zincir taşıyan
benzokinon türevleri b:iyoredüksi
yondan sonra adenokarsinoma 755 e karşı inhribitör aktivite göstermişler ve deney hayvanlarının yaşam sürelerini büyük ölçüde uzatmış~
lardır. Ancak denenen bileşik1erin
alkilleyici yan zincir taşımaları nedeniyle, biyoredüktif aktivasyona
uğramadan, doğrudan SN2 tepki
mesi ile etki göstermeleri mümkün
dür. Benzokinon halkasının tin vivo
indirgenmesi işleminin biyolojik ak
tivite i1çin gJerekliHğini kanıtlayan
bir başka çalışma da mitomisinler
üzemnde yapılmıştır (19). Naftoki
nonların etki şekillelii de benzokinonlarla aymdır (1). Bu araştırma
da, naftokinonlann neoplastik hüc
relerde DNA, RNA sentezleri ile sı·
ğır kalbi mitokondrial NADH-oksi
daz ve sü:ksıinoksidaz enzim sistem-
395
o
R 1 x)CHıX 1 ..!:!..
Rı C H2X
OH
R1l)CH1X 1 ~
R ,,;: CH 2X l
o R10CH 2
R,YCH 2 l o
o OH
2 /3 /,,ONA veya dL§er
OH biyolojik korrıponen\ler
R10CH2\
J ,,; ONA R2
CH1 /
OH
Şema l Kinon Grubu Bileşiklerin in vivo · Etki Mekanizması
lerini inhib:e ·ettiklerıi gösterilmiş,
ancak enzim inhibisyonu ile etki
mekanizmaları arasında korelasyon
kurulamamıştır.
Daha sonra yapılan bir araştır·
rnada (2), benze ve naftokinonların
mitokondrial elektron taşınım zin·
cirinde yer alan elektronlara karşı
koenzim 0 10 kompetitörü gibi dav
randığı, bunun sonucunda inhibitör
kinonların dihidrokinonlara, dihid
rokinonların da kendiliğinden ki
non metid ara ürünlerine dönüştüğü
ve ibu ara ürünlerin aJkillemeyi ger-
9ekleştıirdiği bildirilmiştir. Bilindiği
gibi, mitokondrilerde oksidatif fos
forilasyon, yağ asidi ve .Sitrik asit
siklusları ile iyon taşınımlan gibi
önemli biyokimyasal olaylar ger
çekleşir. Normal hücrelerde solu
num oksıi.datif fosforilasyonla ilgili
dir. Bu işlem ·substratların dehid
rogenazlar tarafından :indirgenmesi
sırasında açığa çıkan elektronların
396
flavoproteinler ya da bir NAD-fla
voprotein vasıtasıyla koenzim 'Üıo a
transferi, daha sonra elektronların
koenzim 0 10 tarafından moleküler
oksijene aktarılması ve su oluşumu
şeklinde özetlenebilir (20). Elek·
tronlar için iyi .ibir reseptör görevıi
yapan a, ~-doymamış ·ketonların
mitokondrial inhibisyonu b ve c1
sitokromlar arasındaki elektron ta
şınım zincirini bloke etmek sure
tiyle gerçekleştirdiği saptanmış
tır (21). Buna göre, mitokondııial
elektron taşınımındaki lezyonlara
bağlı mitokondrial solunum inhibis
yonu ile antineoplastik aktivite
arasında bir bağlantı olabilir ve bu
iki biyolojik parametre arasında
ko:r;elasyon kurmaya yönelik Heri
araştırmalara gereksinim vardır.
Öte yandan, kinonlann biyoak·
tiviteleri ile canlı hücrenin redoks
potansiyeli arasında bir ilişlcinin
varlığı saptanmıştır (22, 23). Bu
yüzden indirgenmeyen kinon türev
leninin iyi birer alkilleyicl. olduk
ları ileri sürülemez ve indirgenme
özellikleri in vitro saptanamayan
kinonları antikanser bileşikler sı
n1fında değerlendirmek doitru de
ğildir. Tümör hücrelerinin oksido.
redüksiyon potansiyelleri normal
doku hücrelerıinden daha azdır (24).
Bu nedenle kinonlarla yapılacak
tedavide normal ve kanserli doku
lar arasında terapötik farklılıklar
beklenmelidir.
ASİKLİK KET01'.1LAR
KJinonlar ve seskiterpen 1akton
lar gibi bir çok siklik konjuge doy.
ınamış ketonun değişik ıtümör sis
temlerine karşı yüksek düzeyde ak
tiviteleri saptandıktan sGnra, daha
f1'eksibli.l moleküller olan asildik
a, ~-doymamış ketonların antineo
plastik aktivitele-ri üzeninde siste
matik araştırmalar yoğunlaştırıl
mıştır. Hidroksişalkonların incelen
diği bir çalışmada (25), molekül
deki monohidroksibenziliden kı5m1-
nın orto hidroksıibenziliden şeklin
de olduğu izomerinin hücre büyü
ınesini diğer iki izomerden daha
iyi kontrol ettiği bulunn1uştur. 60
Furfuriliden aseton türevi bileşiğin
antineoplastıik aktiviteleri Ehrlich
tümörüne karşı denenmiş ve furfu
riliden asetonun deney hayvanları
nın yaşam sürelerini yaklaşık 0ıo 17
oranında uzattığı gösterilnıiştir (26).
FurH halkasının tetrahiclrofuril ve
3-siklohekzenil halkaları He değişti
rilmesi sonucu etkinin korunduğu,
fakat tiyenil ve fenil gibi izosterik
halka değişimlerinde etkinin azaldı
ğı saptanmıştır.
Sübstitüent olarak 2-kinolil, 3~
piridil, 2-furil, 2-tiyenil gibi lıete
rosiklik halkalar içeren kromon ve
2-hidroksiakrıilofenonlar sentez edil~
miş ve 6-kloro-2-(2-kinolil) kromo·
nun Sarkoma 180'e karşı diğer 2-(2·
kinolil) kron1011larla karşılaştırıla
mayacak ölçüde yüksek aktivite ta
şıdığı gösterilmiştir (27). Molekül
dcki klor aton1unun biyoktivite üze
rindeki etkisi araştırılmış ve furıil
dışında diğer klorlu akrilofcnonla
r1n tümör ağırlığında yaptığı azalt
n1alar değerlendirilerek klor varlığı
ile antikanser aktivite aras1nda bir
ilişli. olabileceği öne sürülmüştür.
İ!,AÇ TASARLAMADA
KUU,ANIMLARI
Tü1n biyolojik aktivıite göste
ren bileşiklerde olduğu gibi, hücre
nükleofillcrinc karşı kimyasal tep
kinlikleri kanıtlanan ve belirli öl~
çüde antineoplastik etkileri sapta
n::~n cc ~-doymam1ş ketonların da
etki yörelerine yeterli oranda ta
şınn1aları gerekir. Yapı-etki ilişkisi
çalışmalarında sık kullanılan para
n1etrcler karşılaştırıldığında, reg·
resyon analizi, biyoak.tivite korelas·
yonunda log P (oktanol-su) değeri
nin çalışılan di~er parametreler
d·en daha önen1li olduğunu ,göster
miştıir (28). İyi bir alkrilleme için
ınolekülde hidrofil/hidrofob bölge
let arasında özel bir denge bulun.
malıdır. a.,, ~-Doymamış ketonlarla
yapılan bir araştırmada hidrofilik/
hidrofobik özelliklerin biyoaktivite-
397
yi değiş!Jirdiği belıirlenmiş (29) ve
seskiterpen laktonlarda lipofilite
ile sitotoksisite arasında kesin bir
ilişki olduğu saptanmıştır (9). Lipoi
dal pentadesil yan zinciri taşıyan
ve taşımayan kı:inon türevlerinde li
pofilliğin biyoaktiviteyi olumsuz
yönde etkilediği belirlenmiştir (2).
Molekülde konjuge lcarbonil~en
yapısı bulunmasına karşın, sudaki
çözünürlükleri az olduğu için, kon
juge stiril ketonların L-1210 lenfoid
lösem\1 ve P-388 lenfositik lösemiye
karşı inaktif oldukları saptanmış
ve bu bileşiklerin Mannich bazları.
P-388 taramasında deney hayvan
larının yaşam süresini 0ıo 25 oranın
da artmıştır (30, 31). 1-Fenil-1,3-un
dekadien-5-on analogları üz.erinde
yapılan bir araştırmada (32), sade
ce 2-s~nnamiliden-6-dimetilam·lnoıne
tilsiklohekzanon Mannich bazı P-388
lenfo~d löseınide ve KB kültür sis
teminde yüksek aktivite göstermiş
tir. Sonuç olarak, Ivlannich bazları
nın molekülün hidrofilUğini artır
mak suretilye aktiviteye katkıda
bulundukları söylenebilir.
Ayrıca, Mannich bazlarının
doğrudan hücre nükleofilleri ile
etıkileşerek antıineoplastik aktivite
gösterdikleri bilinn1ektedir (33-36).
Mannich bazlarının temel 'etki
G>
-Ol? © X C-CH2-CH2-N(CH) ~
© l
mekanizması, bileşiklerin etki yö
relerine taşındıktan sonra, B-elimi
nasyonla, karşılık geldikleri, a, ~
doyınamış ketonları verm~k sure
tiyle biyoaktiv~tc oluşturdukları
şeklinde özetl::nebilir (37-41). Bu
rada. dean1inasyon oranının optimal
alınası antikanser aktivite yönün
den önemlidir. Eğer deaminasyon
çok hızlı ise fazla n1iktarda oluşa
cak o:, B-doyınaınış ketonun bir
kısmı kanserli hücrelerle etküeşe
meden atılır, dc.aminasyon çok ya
·vaş ise ıistenen oranda nükleofilik
atağın
rekli
gerçekleşebilmesi için ge
olan a:, B-doymam1ş keton
miktarı yetersiz kalır.
Deaminasyon oranı :ile Ham
mett cr değerıi arasında bir -ilişki
vardır ( 42). 1-Aril-3-dimetilamino-1-
propanon metobron1ürlerıin pH 5.9
ve 20°C de ~-eliminasyon tepkime
sine ait rho değeri + 1.00 dir ve
Hammett değeri rho değerine ya-.
kındır ( + 1.00 ± 0.09). Bu bulgu
aromatik halkada elektron çekici
grupların bulunmasının tepkime
oranını iyileştireceğini gösterir.
Aromatik halkadaki elektron çekıici
sübstitüentler molekülün karbonil
ve onyum .grupları arasındaki dipol
dipol '.itmesini ortadan kaldırır (Şe
ma 2). Bu araştırma sonucunda za-
Şema 2 : Elektronaçekici Substitüentler Taşıyan Aromatik Bileşiklerde
Dipol-Dipol İtmesinin Ortadan Kalkması
398
yıf asit ortamda katerner amonyum
bromürlerinin borunmalarının
Hammett değeri ile ilıişkili olduğu
le rho değerinin aromatıik halka
sübstitüsyonundan ·etkilendiği açık
lanmıştır. Ayrıca, bu bileşiklerde
amonyum grubunun kuvvetli pozi
tif indüktif etkisinin [N+(CH3) 3
grubuna ait Taft o' değeııi 1.90 (43)]
metilene komşu karbonu nükleofi
lik atak ıiçin daha duyarlı yaptığını
belirtmek gerekir (37).
Hammett değerinin antikans:er
aktivitedeki önemini aydınlatmak
amacı ile yapılan bir başka araştır.
mada (44), Hammett değeri + 0,60
ile - 0.37 aralığında olan çekirdek
substituentl~ri seçilmiştir. Ham
mett değeri, sırasıyla, 0.00, 0.27, 0.60
olan sübstitüentler içeren bileşikler,
Haınmett değeri -0.17, -0.37 ve -0.27
olan eJ;ektron verici sübstitüentler
taşıyan bileşiklerden daha fazla an
tilösemik aktivite göstermişlerdir.
Yani kimyasal tepkinlik ile antilö
semik aktivite arasında bir kore
lasyon vardır. Nükleofil-stiril ke
ton tepkimesinde tepkinlik oranı
halkada iki klor atomu taşıyan ve
böylece halkaya bağlı birinci kar
bonu ı5 + yapan 4-dimetilaminome
til-1-fenil-1-nonen-3-on türevlerinde
araştırılmış ve orta konumunda/
konumlarında bıir ya da iki klor
atomu taşıyan moleküllerde nük
leofilin moleküle yaklaşması sterik
olarak engellendıiği için tepkinliğin
azaldığı saptanmıştır (30). 3,4-,2,4-,
2,6- sırasında nükleofil-bi1eşik tep
kinlik oranının azalmasına bağlı
olarak antilösemik aktivite de ayn1
düz·ende aza1mış ve 3,4 ile 2,4-dik·
loro türevleri antineoplastik aktivi
te yönünden ümit verici bulunmuş
tur.
Daha önce kinon türevi bıileşik
lerde belirtildiği gibi, konjuge stiri!
kıetonl'arın Mannich bazlarının da
mitokondrial fonksiyonu (45, 46) ve
protein biyosentezini ( 47) inhibe
ettiklerıi saptanmıştıı. Konjuge sti
ril ketonlar üzerinde yapılan bir
araştırmada (46), p-dirnetilamino
metiyodür türevi dışında diğer bi
leşiklerin mitokondrial fonksiyonu
inhibe etmedikleri, oysa bunların
Mannich bazlarının mıitokondrial
solunumu inhibe ederek büyümeyi
yavaşlattıkları gösterilmiştir.
·Mannich bazlarının antikanser
aktivitedeki önemi belirlendikten
sonra, ikinci b:ir dialkilamıinome
til grubunun biyolojik aktiviteyi ar
tırabileceği düşünülmüştür. Bu
durumda karbonile komşu metin
protonu, bir dialkilaminometil gnı
bu ıiçeren moleküllerdeki metilen
protonuna göre daha asıit olacağı
için bis-Mannich bazlarının elimi.
nasyona uğrama eğilimleri fazladır.
Ayrıca, bu bileşiklerde ilk dearni
nasyondan sonra oluşan olefin,
nükleofillerle daha kolay tepkime
ye girer ve ikinci amıin kaybı nük
leofıiller için yeni bir atak merkezi
oluşturur (Şema 3) (37). Ek olccrnk
molekülün hidrofilUğini artıran
ikinci bir amin hiü.roklorür fonks~
yonunun antineoplastik aktiviteyi
de artırması beklenmelidir.
399
D-,.....-CH 2 N(CH3)ı
Rı C-CH .2H8r
" ' 1 Rı O CH2N(CH31
4 CH 2 R -o-C-CV HSCH2CH20n
l il \.
Rı - O CHıN(CH 1 ) 1
Şema 3 Bis-Mannich Bazlarının Biyomiınetik Triyollerle Etki Mekanizması
Sentez edilen 3-dimetilamino-1-
aril~l-propanon hidrobromürler ve·
3-dimetilarnıino-2-dimetilaminometil-
1-aril-1-propaGon dihidrobrornürler
P-388 lenfatik lösemide ümit verici
bulunmuş ve aynı halka sübstitü
entleri taşıyan ınoleküllerden ıikin
ci ,grup bil0şikler, birinci grup bi
leşiklere göre 100 kez daha güçlü
mitokondrial solunum inhibisyonu
yapmıştır (37). Ayrıca, ikinci gn1p
bileşiklerin suJu ortan1da daha faz
la bozunarak daha fazla aktif kon
juge ·,enonlan verebilmeleri aktivite
üstünlüklerini açıklar.
İlaç tasarlama çalışmalarında
moleküllerin seçiai etki gösterme,
!erini sağlamak için kanserli ve
normal doku hücreleri arasında
saptanan kimi biyokimyasal farklı
lıklar şu şekilde özetlenebilir :
a) Malignant hücreler normal
doku hücre1erine göre daha asit
olup, tümöral dokuda ortalama pH
değeri 6.5 olarak kabul edilmekte
dir '(48). Buna göre, Mannich haz
larında olduğu gibi, asitlik ortam
da sitotoksik bileşiklere dönüşebi-
400
len bir önilaç normal dokuda tok
sisite oluşturamazken, tüınör hüc
relerine karşı seçici lctalite göste
ı:~bilir.
b) a, ~-Doymamış ketonlara
karşı normal karaciğer dokusunda
ıizole edilen mi tokondrilerin tümö
r al hücrelerdEn- rizole -edilen mito
kondrilere göre daha az duyar oldu
ğu ve n1itokondrial solunlim ıinhi
bisyonunun pH azaldıkça arttığı
saptanmıştır (13). Mitrokondrial so
lunum inhibisyonu tarripon çözelti
pH sının ve sıcaklığının değişme
sinden etkilenmiştir (37). Örn-eğin,
37°C de solunum inhibe ve stin1ü 1e
olurken, 20°C de sadece inhibis'yon
gerçekleşmiştir,
c) Daha önce belirtildiği gibi,
kanser hücresinin redoks potansi
yeli normal hücrelerden -daha kü
çüktür (24).
Tün1ör hücre pH sinın normal
hücre pli sından daha düşük ol-
111ası nedeniyle bis-Mannich bazla.
rının malignant dokuda :ilk deami
nasyonu sonucu protonlann1ış bir
azot oluşacaktır. Michael katım
ürünü, karbonil ve pozitif yüklü azot gibi iki elektron çekici .gnıp
tarafından stabilize edilecek ve böylece hücre nükleofillerinin atak
oranı çoğalacaktır. Gerçekten, ·aııti·
neoplastik aktivrite yönünden ün1it verici -bir bih:şik olan 3-dimet,,ilami
no:2-dimetilaminometil-1-( 4-metoksifenil)-1-propanon hidroklorürün bis
Mannich bazı hazırlanmış ve P-388
leajatik lösemi1i farelerin yaşam
sürelerini uzattıkları saptann1ış
tır (49).
Normal ve kans·erli hücrelerin pH farkından yararlanılarak, bis, Mannich bazları dışında, yapılan
iki moleküler modifikasyon çalış
ması_ şu şekilde özet_Lenebilir .;
a) Tümöral dokuda aktif .konj.uge .karbonilenlere dönüşecek kon~ juge ,stiril ketonların ketal, yarı
kctal ve ditiyoketallerıi hazırlanmış,
ancak hazırlanan bileşiklerden hiçbiri dikkate değer antikanser aktivite göstennemiştir (31). Antineo~
plastik etki yokluğu bu bileşiklerin
asit ve nötral ortamlarda dayanık· lılıklarına ve ana moleküllerin ıinak
tif olmalarına bağlanabileceği gibi, prekürsör x, {3-doyrrı amış ketonla
rın etkisizlıiğinden de kaynaklanabilir.
b) Asit ortamda hidrolize uğ rayabi!Jen Schiff bazları da antineo
plastik aktivite gösterebıilir (50).
KAYNAKLAR
!. Lin, A.J., Pardini, R.S., Cosby, L.A., Lillis, B.J., Shansky C.W.,
Sartorelli, A.C., «Potential Biio-
reductive Alkylating Agents. 2.
Antitwnor Effects and Biocheınical Studies of Naphtlıoqui~
none Derivatives)), J. Med. C!>"m., 16, 1268-71, 1973.
2. Lin, A.J., Pardıini, R.S., Lillis,
B .J ., Sartorelli, A.C., «Potential Bioreductive Alkylating Agents.
4. Inlıibiting of Coenzyme Q
Enzyme Systems by Lipoida!
Benzoquinone and Naphtho· quinone Derivatives», !ibid., 17, 668-71, 1974.
3. Lin, A.J., Cosby, L.A., Shansky,
C.W., Sartore!Ll, A.C., «Potential Bioreductive Agents. L Benzoquinone Derivatives)),
ibid., 15, 1247-52, 1972.
4. Dııiscoll, J.S., Dudeck, L., Con
,gleton, G., Geran, R.I., «Potıen
tial CNS Antiturnor Agents VI. Aziridinylbenzoquinones III>}, J. Pharm. Sel., 68, 185-8, 1979.
5. Hartwell, J.L., Abbott, B.J., «An· tineoplastıic Principles in Plants:
Recent Developments in the Field>), Garattini, S., Goldin, A., Havvking, F., Kopin, I.J., (ed)., Advan. l'hannacol. Che
mother., London, New York,
Academic Press, 7, 117-209, 1969.
6. Lee, K~H., Furukawa, H., Huang, E-S., {{Antitumor Agents. 3, Syn~
thesis and Cytotoxic Activity of
Hclenalin Amine Adducts and
Related Derivatıives>ı, J. Med. Chem., 15, 609-11, 1972.
'/. Gonzales, AcG., Darias, V., Alon
so, G., Estevez, E., «Th:e Cyt~
static Activity of the Chlorohy-
401
ssopifolins, Chlorinated Ses
quiterpene Lactones from Cen
taureaı>, Planta .Med.., 40, 179-
84, 1980.
8. Jewers, K., Manchanda, A.H.,
Rose, H.M, Ellis, G.P. (ed),
West, G.B. (ed), Progress in
Medicinal Chemistry, London,
North-Holland Publishing Com
pany Ltd., 28, 1973.
9. Kupchan, S.M., Eakin, M.A.,
Thomas, A.M., «Tumor Inhibi
tors. 69. Structur.e-Cytotoxicity
Relationships among the Ses
quiterpene Lactonesıı, J. Med.
Chem., 14, 1147-52, 1971.
10. Kupchan, S.M, Fessler, D.C.,
Eakin, M.A., Giacobbe, T.J.,
«Reactions of Alpha Methylene
Lactone Tumor Inhibitors with
Model Biological Nucleophiles»,
Science, 168, 376-8, 1970.
1 !. Kupchan, S.M., Giacobbe, T.J.,
Krull, I.S., Thomas, A.M., Eakin,
M.A., Fe·ssler, D.·C., «Reaction
of Endocyclic -x, ~-Unsaturated y-Lactones with Thiols», J. Org.
Chem., 35, 3539-43, 1970.
12. Heindel, N.D., Minatel!i, J.A.,
o:o:Synthesis and Antıibacterial
and Antİ'cancer Evaluations of
a-Methylene-y-butyrolactones», J.
Pharm. Sci., 70, 84-86, 1981.
13. Dimmock, J.R., Hamon N.W.,
Chow, E.W.K., Kırkpatrick, D.L.,
Smith, L.M., Prior, M.G., ((Eva
luation of some Conjugated
S tyry 1 Ketones and Re la ted
Compounds as Inhibitors of
Mitochondrial Function, Muta-
402
gens and General Pharınacolo
gical Agents>>, Can. J. Pharm.
Sci., 15, 84-8, 1980.
14. Friedman, M., Cavins, J.F., Wall,
J.S., •Relative Nucleoplrilric Re
activiti,es of Amino Groups and
·Merkaptide Ions in Addition
Reactions with a, ~-Unsaturated Compounds», J. Am. Chem.
Soc., 87, 3672-82, 1965.
15. Ross, WJ.C., Blologlcal Alkyia
ting Agents~ London, Butter~
worth and Co., Chap. 3, 1962.
16. Dlmmock, J.R., Shyam, K., Ha
man, N.W., Patil, S.A., Smith,
P.J., «Bis·Mannich bases of Sty
ryl ketones as antilıeukemıic
agents», Neoplasma, 32, 85-91,
1985.
17. Emmelot, P., «The Molecular
Basıis of Cancer Chemotherapy»,
Ariens, E.J. (ed.), Molecular
Pharnıacology, The Mode of
Action of Biologically Active
Compounds», New York, Lon
<lon, Academic Press, 2, 100,
1964.
18. Brookes, P., Lawley, P.D., <Alky
lating Agıents», Bıit, Med.. Bull.1
20, 91-5, 1964.
19. Schwartz, H.S., Sodergren, J.E.,
Philips, F.S., «Mytomycin C:
Chemical and Biological Stu
dies on Alkylation», Science,
142, 1181-3, 1963.
20 Lehninger, A.L., Biochemistry,
Ne\V York, Worth Puiblishers,
379, 1970.
21. Haman, N.W., Kirkpatrick, D.L.,
Chow, E.W.K., Dimmock, J.R.,
«Effect of 4-Dimethylamino... me thyl-1-(3-hydroxyphenyl)-1-non:en-3-one Hydrochloride and Related Compounds on Respi
ration in Rat Llver Mitochondria>), J. Pharm. Sci.p 71, 25-9, 1982_
22. Kinosbita, S., Uzu, K., Nakano, K., Shimizu, M., Takahasbi, T., Matsui, M., ..:Mitomycin Derivatives. J. Preparation of Mi
tosane and Mi tos ene Compounds and Their Biological Ac
tivitiesı>, J. Med. Chem., 14, 103-
9, 1971.
23_ Kinoshita, S., Uzu, K., Nakano, K., Takahashi, T., «lVIitoınycin
Dcrivative~. 2. Deriva.tives of
Decarbamoylmitosane ıand De. carbamoylmitos,ene», ibid., 14,
109-12, 1971.
24. Cater, D.B., Pbillips, A.l'., «Measurement of Electrode Potentials in Living and Dead Tis
sues., Nature, 174, 121-3, 1954. 25. Kabiev, 0.K., Vennenichev,
S.M., «Kıinetics of the Antineo
plastic Effect of Chalcones on Ehrlich's Ascitic Sarcoma», lzv. Akad. Nauk. Kaz. SSR. Ser. .B!ol., 9, 72-5, 1971. Ref: C.A. 75, 4709lu, 1971.
26. Fw-sı, A., Cutting, W.C., Dreisbacia, R.H., •Effect of Furfura
lacetone and Related Cornpo
unds on Ehrlich Ascites Tumor», Stanforıd Med. Bull., 12, 190-4, 1954.
27. Donnelly D., Geoghegan, R., O'
Brien, C., Philbin, E., Wheeler, T.S., «Synthesis of Heterocyc-
lic-Snbstituted Chromones and Relatıed Compounds as Poten~
tial Anticancer Agents», 1. :Med.
Chem., 8, 872-5, 1965. 28. Leo, A., Hansch, C., Church, C.,
«Comparison of Parameters Currently Used in the Study of Structure-Actıivity Relation· ships», lbid., 12, 766-71, 1%9.
29. Burger, A., e:Drug Design and Development. A Realistic App
raisal>, lbid., 21, 1-4, 1975. 30. Dimmock, J.R., Taylor, W.G.,
«Evaluation of Nuclear-Substi
tured Styryl Ketones and Rela
ted Compounds for Antitumor and Cytotoxic Properties)>, J. Pharm. Sel., 64, 241-8, 1975_
31- Dimmock, J.R., Smith, LM.,
«Synthesis and Evaluation of Ketals, Hemitlıioketal.:ı;, and Dithioketals of Conjugated StyA
ryl Ketones Princirpzı.lly for Anlineoplastic Activity», ibid.1
69, 575-80, !980.
32. Dimmock, J.R., Baker, G.R, Sutherland, R.G., «Evaluation of 1-Pheny!-1,3-Undecadien'5-one and Rclated Compounds for AntiJ]eoplastic and Cytotoxic Activity», Can. J. Pharm. Sci., 10, 53-9, 1975.
33. Schoenenberger, H., Bastug, T., Bindl, L., Adam, A., ,Adam, D., Petter, A., Z1ıvez, W., ({Actıion
Mechanism of AntimITcrobial s~Amino Ketones», Pharm. Ac
ta Helv., 44, 691, 714, 1969. 34. Werner. V."v.V., Jungstand, W.,
Gutsche, W., «Zusammenhange Zw:ischen der Chemischen St-
403
ruktur von Mannich-Basen mit
und ohne Stickstofflostgrup
pen und ihrer Cytostatischen
Wirksan1keit auf das Ehrlich
Asaites-Carcinom der W·eıisen
Maus», A:rzn.e:im. -Forsclı. (Drug
Res.), 20, 246·9, 1970.
35. :f\Aaysinger, D., Ban, J., Movrin,
M., <('Effects of Isatin N-Man
nich Bases on HeLa Cells)>,
An:ııelm. -Forsch (Drug Res.),
30, 932-5, 1980.
36. Bundgaard, H., «Formaldehyde
Prodrugs as Potential Antitu
mor Agents», Arch. Phann.
Chemi Sel., 9, 133-6, 1981.
37 Dimmock, J.R., Shyarn, K., Ha·
mon, ·N.W., Logan, B.M., Rag
havan, S.K., Harwood, D.J.,
Smith, P.J., «Evaluation of So
me Mannich Bases Derived
fron1 Substituted Acetopheno
nes Against p.333 Lympho.cytic
Leukemia and on Respiration
ıin Isolated Rat Liver Mitoc
hondria», J. Pharm. Sci., 72,
887-94, 1983.
38. Gordon, P.N., Johnston, J.D.,
English, A.R., «Beta-Aminoke
toDJes as Anti-Infective Agents>ı,
Antim.icrob. Agents Chemother.,
5, 165·7, 1965.
39. Carey, F.A., Sundberg, R.J., Ad-
vanced Organic Ch.enıistry.
Part B: Reaction and Synthesis,
New York, Plenum, 44-46. 1977.
40. Blicke, F.F., Adams, R. (ed.),
O:rgaııic Reactioııs, Nevv York,
Wiley, l, 303, l 942.
41. Mollica, J.A., Smüh, J.B., Nu·
nes, I.M., Govan, H.K., <(Kine-
404
tics of thc Decomposition of a
~1annich Baseıı, J. Pharm. Sci.
59, 1770-4, 1970.
42. Dimmock, J.R., Shyam, K.,
Smith, PJ., «D·ccomposition of
1-Aryl-3-dimethylamino-1-propa
none Methobromides under
VVeakly Acidic Conditions)>,
Pharmaı.le, 39, 467-70, 1984.
43. VJibcr, K.B., Physical-Organi.c
Che.ıı.-ıllstry, New York, Wiley,
410, 1964.
44. Dimock, J.R., Raghavan, S.K.,
Logan, B.M., Bigam, G.E., «An
tileukemic Evaluation of some
Mannich Bases Derived from
2-aryliden-1,3-diketonesı>, Eur. J.
Med. Chem .. Ch!m. Ther., 18,
248-54, 1983.
45. Haman, N.W., Bassendowski,
D.L., V/ıight, D.E., Dimmock,
J.R., Noble, L.M., «Effect of
Antineoplastic and Cytotoxic
Manruich Bases Derived from
Conjugated Styryl Ketones on
Mitochondrial Respiration in
Rat Liver Cells», J. Phar. Sci.,
67, 1539-42, 1978.
46. Dimmock, J.R., Hamon, N.W.,
Hindmarsh, K.W., Mills, D.G.,
Negrave, L.E., Rank, G.H., Ro
bertson, A.J., «Evaluation of
J\.1annich Bases and Related
Conıpounds as Inhibitors of
Mitochondrial Function in Ye
ast and Inhibitıion of Blood
Platelet Aggr:egation, Blood Clot
ting, and In Vitro Metabolism
of S·Dimethylamino+phenyl-1·
penten-3-one Hydrochlocide»,
ibid., 65, 482-8, 1976.
47. Nyathi, C.B., Gupta, V.S., Dim· mock, J.R., «Evaluation of 1-(3,4-Dichlorophenyl)-4-dimethylaminomethyl-l-nonen-3-one Hyd· rochloride Effect on Nucleic Acid and Protein Syntheses Using Murıine Leukemia L-1210 Cells», ibid., 68, 1383-6, 1979.
48. Abel, G., Connors, TA., God· dard, P., Hoellinger, H., Nam, N-H., Pichat, L., Ross, W.C.J., Wilman, D.E.V., •Cytotoxic Su!• phonaınides Desıgned for Se·
lective Deposition in Malignant
Tissue», Eur. J, Cancer, 11, 787-
93, 1975.
49. Dimmock, J.R., Shyam, K., Logan, B.M., Smith, P.J., Cross, B.M., «Syntheses and Evalµatdon of Some Mannich Bases Derived from Acetophenones Against P-388 Lympocytic Leukemia and Toxicological Assessment of 3-Dimethylamino-2-dimethylaminomethyl-1-(4-methoxyphen·
yl)-1-Propanone Hydrochlorlde in Rats», J. Pharm. Sci., 73, 471-7, 1984.
50. Btlllman, J.H., Koehler, F., May, R., •N-Substituted-2-amıino-2-
methyl-1-propanols as Potential Antitumor Agents»1 ibid., 58, 767-9, 1969.
405