4
b. DavGd ei-Kummi, Ca'fer b. Muhammed Kavleveyh, Hüseyin b. Ha- san b. Muhammed b. Babeveyh, Selame b. Muhammed b. Abbas b. Ömer b. Abbas ve Harun b. Musa et-Tellakberi en On birinci imamla on ikinci gay- bet-i döneminde sefirler devrini idrak eden Babeveyeh, safhalardan bir dönemde bir taraftan imamlardan gelen rivayetleri toplarken taraftan top- lumun meselelerini çözmeye Kaynaklar, onun önemli merkezlerinden Kum'un gelen ha- dis ve alimlerinden biri kaydeder. Ancak Babeveyh'in hadis- birbirinden gör- memek gerekir. Zira o dönemde henüz Babe- veyh re'y ve ictihada yer vermeden sade- ce rivayetler çerçevesinde göre imamlar- dan nakledilen sözler de hadis da Babeveyh, derleme faaliyetlerine etmekle zamanda isnadla ilgili kurallar da Sad u k Men 1ô. '1-fa- ]fih'in mukaddimesinde kay- zikrederken özellikle da ismini Öte yandan bölgede- ki alimlerle imarnet konusunda lar yapan Babeveyh'in Muhammed b. Mukatil er-Razi ile münazara ve·daha sonra talebe- Ieri kitap haline Eserleri. Babeveyh'in çok eser belirtilmektedir. dim, eserlerinden hiçbirinin verme- mekle birlikte SadOk'tan nak- len onun kitap ZOO do- kaydeder (el-Fihrist, s. 291 ). Günümüze intikal eden bu eserlerden yirmi kaynaklar- da zikredilir ll, 89-90; Ebu Ca 'fe r et-TGs!, el-Fihrist, s. 123) . 1. Kitô.bü't-Tev- (Aga Büzürg-i Tahran!, e?-Zerfa, IV, 480). 2. mine'1- Müellifin günümüze kadar gelen en önemli eseri olup imarnet ve gaybet konusunu ele Yirmi iki bab halinde seksen yedi hadisten eser- de Hz. Adem'den itibaren her peygambe- rin bir vasisi yeryüzünün hiçbir zaman hüccetsiz ResGl-i Ek- rem'den sonra soyundan gelenlerin onun vasisi olarak görev belirtildik- ten sonra Hz. Ali'den sekizin- ci imam kabul edilen Ali ima- metiyle ilgili rivayetler Kendisi on ikinci imam Muhammed el-Mehdi dö- nemine kadar halde eserde di- imamlarla ilgili rivayetlerin bulunma- dikkat çekicidir. Bu husus, imam sa- on iki ile he- nüz yeterince kay- olabilir. Nitekim bu doldurmak eserin di- imamlarla ilgili rivayetler "el-Müsted- rek li'l-imame eserin sonuna (s . 98- 142). el-Mehdi tara- eserin (Kum 1985) bir Muhammed ei-Hü- seyni ( Beyrut I 98 7) . 3. Kitô.bü 'i'. ana ilgili olarak imamlardan nakledilen riva- yetlerin yer ve hayli hacimli belirtilen eserin bir özel bir kütüphanede (Aga Büzürg-i Tahran!, e?-Zerfa, XIII, 46-4 7). 4. Kitô.bü 't-Tefsir. Müellif bilgi ve- ren bütün kaynaklarda bahsedil- mektedir.· Babeveyh'in kaynaklarda geçen eserleri de Kitô.bü '1- Kitô.bü'1-Ce- nô.'iz, Kitô.bü Kitô.bü'n-Nisô.' ve'1-vildô.n, Kitô.bü Kitô.bü Kitô.bü Ki- tô.bü '1-Mi'rô.c, Kitô.bü Kitô.- : Ebü'I-Hasan Babeveyh. el-imame ve't- Kum 1985, önsöz, s. 25- 28; Babeveyh ei-Kummi, Men la Beyrut 1401/1981, 1, 5; a.mlf .. Ke- malü 'd-din ve temamü 'n-ni'me Ali Ekber el-Gaffarl), Kum 1405, ll, 502-503; dim. el-Fihrist, Kahire 1348, s. 291; er- Rica/ M. Cevad en-Nainl), Beyrut 1408/ 1988, ll, 89-90; Ebu Ca'fer et- Tu el-Fihrist, Beyrut 1403/ 1983, s. 123;a.mlf .• Kitabü'l-Gay- be ibilduilah Ahmed Kum 1411, s. 308-309, 320, 402-403; Nurullah et-Tüsteri, Mecalisü'l-mü'minin, Tahran 1365 453-454; Ravzatü' l- cennat, Kum 1391 , IV, 273-280; Aga Büzürg-i Tahrani, Ta- Ali N·aki el-Münzevl), Beyrut 1390/]971, s. 185; a.mlf., e?-Zeri"a ila te- Beyrut 1403/1983, I, 382; ll, 341, 351; IV, 241,275, 480; V, 149; XIII, 46-47; XV, 58, 138; XVII, 69; XXI, 226; XXII, 268; XXIII, 52, 123, 188, 235; Hasan es-Sadr. Te'sisü Beyrut 1401/1981, s. 331 ; Muhammed b. Ali ei- Erdebili ei-Hairi. Cami'u'r-ruvat, Beyrut 1403/ 1983, I, 574-575; Abbas el-Küna Beyrut 1983, I, 222; M. el-Haki- mi, Beyrut 1403/1983, s. 372-378; Kays Al-i Kays, el-lraniyyün, lll, 65-73; Muhammed Asaf Fik- ret. Babeveyh", lll, 61-62; "Tefsirü ibn Babeveyh", DMT, ll, 497;Hasan "Ba- beveyh", islam, Tahran 1990, 98-100. fAl . .. ILYAS UzüM iBN BABEVEYH, SadOk 1 BABEVEYH, Sadfik 1 ( L Ebu Ca'fer Muhammed b. Alt b. el-Hüseyn b. Musa b. Babeveyh ei-Kumm'i (ö. 381!991) benimsenen dört hadis ikincisinin hadis ve alimi. _j tarihi kesin olarak bilinmemek- le birlikte ikinci sefir Muhammed b. Os- ölümünden sonra ve Hüseyin b. Ruh'un sefaretinin ilk devresinde 305 (917-18) Kum 'da dünyaya kuwetle muhtemeldir (Ke- malü'd-din ve tamamü'n-ni'me, Il, 502). Daha çok SadOk ve un- ile " es-SadGku'I- ewel" diye ve devrinin önemli alim- Ierinden biri Ebü'I-Hasan Ba- beveyh'tir. bir be- göre kendisi gaib dua- bereketiyle (bk. BA- BEVEYH, Ebü'I-Hasan) . Bu telakki ye bir inanç haline gel- Babeveyh'in ve çok ilim aile çevresi etkili oldu. Kum'da Muham- med b. Hasan b. Ahmed el-Velid, Hamza b. Muhammed b. Ahmed gibi önemli alim- lerden ders ve onlardan hadis da ilimleri Devrin uyarak ilmi seyahatlere (339/950-51) Rey'de Ebü'I-Hasan Muham- med b. Ahmed ei-Esedl, Ya'küb b. Yusuf, Ahmed b. Muhammed b. Sakr ve Ebu Ali b. Abdürabbih er-Razl'den hadis dinledi ve onlara hadis nakletti. 352 (963) da Horasan'a gitti, ve ziyaret ettikten sonra geçti. Burada Ebu Muhammed Hasan b. Yahya ei-Haseni, Ebü'I-Hasan Ali b. Sabit ed-Devalibi, Muhammed b. ömer ei-Ha- ve b. Harun gibi alimleriyle olarak hadis rivayetinde bulun- du. 354'te (965) hacca gitmek üzere dat'tan KGfe'ye Hicaz'a eda ettikten sonra yolu üzerindeki Feyd'de bir süre kalarak Ebu Ali Ahmed b. Ebu Ca'fer el -Beyhaki'- den hadis dinledi. olmak üzere Horasan beldelerini ziyaret etmesi sebebiy- le ve Ebu Ca'fer et-TGsl gibi hur alimleri 345

İBN BABEVEYH, Şeyh Sadfik - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · memek gerekir. Zira o dönemde Şia fıkhı henüz gelişmemiş olduğundan İbn Babe ... Fıkhın ana konularıyla

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İBN BABEVEYH, Şeyh Sadfik - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · memek gerekir. Zira o dönemde Şia fıkhı henüz gelişmemiş olduğundan İbn Babe ... Fıkhın ana konularıyla

b. DavGd ei-Kummi, Ebü'I-Kasım Ca'fer b. Muhammed Kavleveyh, Hüseyin b. Ha­san b. Muhammed b. Babeveyh, Selame b. Muhammed b. İsmail. Abbas b. Ömer b. Abbas ve Harun b. Musa et-Tellakberi en meşhurlarıdır.

On birinci imamla on ikinci imarnın gay­bet-i suğra döneminde yaşayıp sefirler devrini idrak eden İbn Babeveyeh, İsna­şeriyye'nin çeşitli safhalardan geçtiği bir dönemde bir taraftan imamlardan gelen rivayetleri toplarken diğer taraftan top­lumun fıkhi meselelerini çözmeye çalış­mıştır. Kaynaklar, onun Şia'nın önemli merkezlerinden Kum'un başta gelen ha­dis ve fıkıh alimlerinden biri olduğunu kaydeder. Ancak İbn Babeveyh'in hadis­çiliğiyle fıkıhçılığını birbirinden ayrı gör­memek gerekir. Zira o dönemde Şia fıkhı henüz gelişmemiş olduğundan İbn Babe­veyh re'y ve ictihada yer vermeden sade­ce rivayetler çerçevesinde fıkıh çalışma­ları yapmıştır. Şii anlayışa göre imamlar­dan nakledilen sözler de hadis kapsamın­da değerlendirildiğinden İbn Babeveyh, bunların derleme faaliyetlerine iştirak etmekle kalmayıp aynı zamanda isnadla ilgili bazı kurallar da belirlemiştir. Oğlu Şeyh Sad u k Men 1ô. yaJ:ıc;lurühü '1-fa­]fih'in mukaddimesinde faydalandığı kay­nakları zikrederken özellikle babasının da ismini anmaktadır. Öte yandan bölgede­ki alimlerle imarnet konusunda tartışma­lar yapan İbn Babeveyh'in Muhammed b. Mukatil er-Razi ile yaptığı münazara meşhur olmuş ve· daha sonra bazı talebe­Ieri tarafından kitap haline getirilmiştir.

Eserleri. İbn Babeveyh'in çok sayıda eser yazdığı belirtilmektedir. İbnü'n-Ne­dim, eserlerinden hiçbirinin adını verme­mekle birlikte oğlu Şeyh SadOk'tan nak­len onun yazdığı kitap sayısının ZOO do­layında olduğunu kaydeder (el-Fihrist, s. 291 ). Günümüze birkaçı intikal eden bu eserlerden yirmi kadarının adı kaynaklar­da zikredilir (Necaşl, ll, 89-90; Ebu Ca 'fer et-TGs!, el-Fihrist, s. 123) . 1. Kitô.bü't-Tev­J:ıid (Aga Büzürg-i Tahran!, e?-Zerfa, IV, 480). 2. e1-İmô.me ve 't-tebşıra mine'1-J:ıayre . Müellifin günümüze kadar gelen en önemli eseri olup imarnet ve gaybet konusunu ele almaktadır. Yirmi iki bab halinde seksen yedi hadisten oluşan eser­de Hz. Adem'den itibaren her peygambe­rin bir vasisi olduğu , yeryüzünün hiçbir zaman hüccetsiz kalmayacağı. ResGl-i Ek­rem'den sonra soyundan gelenlerin onun vasisi olarak görev yapacağı belirtildik­ten sonra Hz. Ali'den başlayarak sekizin­ci imam kabul edilen Ali er-Rıza'nın ima­metiyle ilgili rivayetler sıralanır. Kendisi

on ikinci imam Muhammed el-Mehdi dö­nemine kadar yaşadığı halde eserde di­ğer imamlarla ilgili rivayetlerin bulunma­yışı dikkat çekicidir. Bu husus, imam sa­yısını on iki ile sınırlayan düşüncenin he­nüz yeterince olgunlaşmamasından kay­naklanmış olabilir. Nitekim bu boşluğu doldurmak amacıyla eserin neşrinde di­ğer imamlarla ilgili rivayetler "el-Müsted­rek li'l-imame ve't-tebşıra mine'l-l:ıayre" adıyla eserin sonuna eklenmiştir (s . 98-142) . Medresetü'I-İmam el-Mehdi tara­fından yayımlanan eserin (Kum 1985) bir başka neşrini Muhammed Rıza ei-Hü­seyni gerçekleştirmiştir ( Beyrut I 98 7) . 3. Kitô.bü 'ş-Şerô. 'i'. Fıkhın ana konularıyla ilgili olarak imamlardan nakledilen riva­yetlerin yer aldığı ve hayli hacimli olduğu belirtilen eserin bir kısmı Kazımiyye'deki özel bir kütüphanede bulunmaktadır (Aga Büzürg-i Tahran!, e?-Zerfa, XIII, 46-4 7). 4. Kitô.bü 't-Tefsir. Müellif hakkında bilgi ve­ren bütün kaynaklarda adından bahsedil­mektedir. ·

İbn Babeveyh'in kaynaklarda adı geçen diğer bazı eserleri de şunlardır: Kitô.bü '1-Vuc;lıJ.', Kitô.bü'ş-Şa1ô.t, Kitô.bü'1-Ce­nô.'iz, Kitô.bü '1 -İ{J.vô.n, Kitô.bü'n-Nisô.' ve'1-vildô.n, Kitô.bü 'n-Nikô.J:ı, Kitô.bü Menô.siki'1-J:ıac, Kitô.bü '1-Mevô.riş, Ki­tô.bü '1-Mi'rô.c, Kitô.bü '1-Mantı]f, Kitô.­bü't-Tıb.

BİBLİYOGRAFYA :

Ebü'I-Hasan İbn Babeveyh. el-imame ve't­tebşıra mine 'l-/:ıayre, Kum 1985, önsöz, s. 25-28; İbn Babeveyh ei-Kummi, Men la yaf:ıçluru­hü '1-fa~lh, Beyrut 1401/1981, 1, 5; a.mlf .. Ke­malü 'd-din ve temamü 'n-ni'me (nşr. Ali Ekber el-Gaffarl), Kum 1405, ll, 502-503; İbnü 'n-Ne­dim. el-Fihrist, Kahire 1348, s . 291; Necaşl. er­Rica/ (n ş r. M. Cevad en-Nainl), Beyrut 1408/ 1988, ll, 89-90; Ebu Ca'fer et-Tu sı. el-Fihrist, Beyrut 1403/ 1983, s. 123;a.mlf .• Kitabü'l-Gay­be (nşr. ibilduilah Tahra nı-Ali Ahmed Nas ı h). Kum 1411, s. 308-309, 320, 402-403; N urullah et-Tüsteri, Mecalisü'l-mü'minin, Tahran 1365 hş., ı, 453-454; Hansarı. Ravzatü 'l-cennat, Kum 1391 , IV, 273-280; Aga Büzürg-i Tahrani, Ta­ba~atü a'lami'ş-Şi'a (n ş r. Ali N·aki el-Münzevl), Beyrut 1390/]971, s. 185; a.mlf., e?-Zeri"a ila te­şani{i'ş-Şi'a, Beyrut 1403/1983, I, 382; ll, 341, 351; IV, 241,275, 480; V, 149; XIII , 46-47; XV, 58, 138; XVII , 69; XXI, 226; XXII, 268; XXIII , 52, 123, 188, 235; Hasan es-Sadr. Te'sisü 'ş-Şi'a, Beyrut 1401/1981 , s. 331 ; Muhammed b. Ali ei­Erdebili ei-Hairi. Cami'u'r-ruvat, Beyrut 1403/ 1983, I, 574-575; Abbas ei-Kummı. el-Küna ve'l-el~ab, Beyrut 1983, I, 222; M. Rıza el-Haki­mi, Tarif:ıu 'l-'ulema' 'abre'l-'uşüri'l-muf:ıtelife, Beyrut 1403/1983, s. 372-378; Kays Al-i Kays, el-lraniyyün, lll, 65-73; Muhammed Asaf Fik­ret. " İbn Babeveyh " , DMBİ, lll , 61-62; "Tefsirü ibn Babeveyh", DMT, ll, 497;Hasan Tarmı. "Ba­beveyh", Danişname- i Cihan-ı islam, Tahran 1990, ı , 98-100. fAl . ..

~ ILYAS UzüM

iBN BABEVEYH, Şeyh SadOk

1 İBN BABEVEYH, Şeyh Sadfik 1

( ~}1~ ı,)!f J3~ ~)

L

Ebu Ca'fer Muhammed b. Alt b. el-Hüseyn b. Musa

b. Babeveyh ei-Kumm'i (ö. 381!991)

İmamiyye Ş'iası'nca benimsenen dört hadis kitabından

ikincisinin yazarı, hadis ve fıkıh alimi.

_j

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemek­le birlikte ikinci sefir Muhammed b. Os­man' ın ölümünden sonra ve Hüseyin b. Ruh'un sefaretinin ilk devresinde 305 (917-18) yılı civarında Kum'da dünyaya gelmiş olması kuwetle muhtemeldir (Ke­malü'd-din ve tamamü'n-ni'me, Il, 502). Daha çok Şeyh SadOk ve İmadüddin un­vanları ile tanınır. Babası, "es-SadGku'I­ewel" diye anılan ve devrinin önemli alim­Ierinden biri sayılan Ebü'I-Hasan İbn Ba­beveyh'tir. Hakkındaki bir menkıbede be­lirtildiğine göre kendisi gaib imarnın dua­sının bereketiyle doğmuştur (bk. İBN BA­

BEVEYH, Ebü'I-Hasan) . Bu telakki İmamiy­ye arasında yaygın bir inanç haline gel­miştir.

İbn Babeveyh'in yetişmesinde babası ve çok sayıda ilim adamı yetiştiren aile çevresi etkili oldu. Ayrıca Kum'da Muham­med b. Hasan b. Ahmed el-Velid, Hamza b. Muhammed b. Ahmed gibi önemli alim­lerden ders aldı ve onlardan hadis yanın­da diğer İslami ilimleri öğrendi. Devrin geleneğine uyarak ilmi seyahatlere çıktı (339/950-51) Rey'de Ebü'I-Hasan Muham­med b. Ahmed ei-Esedl, Ya'küb b. Yusuf, Ahmed b. Muhammed b. Sakr ve Ebu Ali b. Abdürabbih er-Razl'den hadis dinledi ve onlara hadis nakletti. 352 (963) yılın­da Horasan'a gitti, Meşhed ve Nişabur'u

ziyaret ettikten sonra aynı yıl Bağdat'a geçti. Burada Ebu Muhammed Hasan b. Yahya ei-Haseni, Ebü'I-Hasan Ali b. Sabit ed-Devalibi, Muhammed b. ömer ei-Ha­fız ve İbrahim b. Harun gibi Şii alimleriyle karşılıklı olarak hadis rivayetinde bulun­du. 354'te (965) hacca gitmek üzere Bağ­dat'tan ayrıldı, KGfe'ye uğrayarak Hicaz'a ulaştı. Haccını eda ettikten sonra dönüş yolu üzerindeki Feyd'de bir süre kalarak Ebu Ali Ahmed b. Ebu Ca'fer el-Beyhaki'­den hadis dinledi.

Başta Nişabur olmak üzere Horasan beldelerini sık sık ziyaret etmesi sebebiy­le Necaşi ve Ebu Ca'fer et-TGsl gibi meş­hur Şii alimleri tarafından İsnaaşeriyye'-

345

Page 2: İBN BABEVEYH, Şeyh Sadfik - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · memek gerekir. Zira o dönemde Şia fıkhı henüz gelişmemiş olduğundan İbn Babe ... Fıkhın ana konularıyla

İBN BABEVEYH, Şeyh SadOk

nin Horasan'daki yıldızı olarak kabul edi­len İbn Babeveyh, bununla yetinmeyerek Maveraünnehir'e kadar uzanan bir seya­hate çıktı. Rey alimleriyle kurduğu te­maslar sonucunda Büveyhl Hükümdan Rüknüddevle'nin sarayına davet edilerek Rey'de yerleşti. Bir taraftan Şla'nın gö­rüşleri konusunda Büveyhl hükümdarı­nın sorularını cevaplandırırken diğer ta­raftan öğrenci yetiştirme ve eser yazma faaliyetlerini sürdürdü. Böylece ulema ve halk nezdinde büyük bir itibar kazandı. Kardeşi Hüseyin b. Ali. yeğeni Hasan b. Hüseyin. Necaşl'nin babası Ali b. Ali b. Ah­med. Ebü'l-Kasım Ali b. Muhammed. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ubeydullah el-Gada­irl, Muhammed b. Süleyman el-Hamra­nl. Ali b. Hasan el-Hüzl ve Muhammed b. Ahmed b. Ali b. Şazan el-Kumml onun ye­tiştirdiği çok sayıdaki öğrenciden bazıla­rıd ır. İbn Babeveyh Rey'de vefat etti ve Abdülazlm el-Haseni'nin kabrinin yakının­da defnedildi. Daha sonra üzerine kubbeli bir türbeyapılan kabri günümüzde bir ziyaret mahallidir.

Küleynl'den sonra İmamiyye'nin en önemli alimlerinden biri olarak kabul edi­len İbn Babeveyh daha önceki Ahbarller'­den ve özellikle Küleynl'den farklı bir yol takip etmiştir. Gaybet döneminin uzama­sıyla birlikte gerek Şla bünyesinden ge­rekse dışarıdan gelen itiraz ve tenkitlere cevap vermiş. aklı müstakil bir delil kabul etmemişse de bazı akli izahlarda bulun­maktan uzak durmamıştır. Muhalif fır­kalardan İsmailiyye ve Zeydiyye'den ge­len tenkitleri cevaplandırırken imametin gerekliliği. peygamberlerle imamların masumiyeti ve gaybet konusundaki akli yorumları oldukça dikkat çekicidir (mese­la bk. a.g.e., ı. 28-40). Onun bütün bu özel­likleri yanında akıldan çok nassa ağırlık verdiği bilinmektedir.

Şii kelamında Nevbahtller'le başlayan Mu'tezill tesiriere karşı çıkış hareketinin başında yer alan İbn Babeveyh, Mu'tezi­le'yi tenkit ederken bu ilimle uğraşanlar aleyhinde nakledilen haberlere dayanmış­tır. Bununla birlikte kelam konularında akla dayalı çözümlere kısmen yer vermiş olması sebebiyle kendisinden sonra Şeyh Müfid'le sistemleşecek olanakli kelamın oluşmasını hızlandırdığı söylenebilir. Onun bu özelliğinin biraz da tarihi zaruretler­den ortaya çıktığı düşünülmelidir. Zira Şii alimleri artık sadece imamlardan gelen haberlere dayanmakla meselelerin çözü­lemeyeceğini görmeye başlamışlardı .

346

İbn Babeveyh'in genellikle Ca'fer es-Sa­dık'a nisbet edilen rivayetlere dayandır­dığı kelam! görüşleri şöyle özetlenebilir: Zat! ve fiili kısırnlara ayrılan ilahi sıfatiar­dan ikinci kısma girenler hadistir. N asiar­da Allah'a nisbet edilen "vech" din. "cenb" itaat. "yed" kudret anlamına gelir. Levh ve kalem ise iki melek demektir. Kullara ait fiiller Allah tarafından yaratılmakla birlikte bu insanların fiilierinde mecbur olmasını gerektirmez. Bu sebeple cebr de tefvlz de yoktur. Kur'an Allah tarafın­dan yaratılıp Hz. Peygamber' e indirilmiş­tir ve ayetleri insanların ellerinde bulunan mushafta olduğu kadardır. fazla veya ek­sikdeğildir. Kur'an'da, "Ey iman edenler!" diye geçen bütün ayetlerle sadece Hz. Ali kastedilir. Cennete işaret eden her ayet neb!ye, imarnlara ve taraftariarına ait müjdeleri ifade eder. Nebllerin sayısı 124.000 olup her birinin bir vasisi vardır. ResGl-i Ekrem'in vasisi ve müslümanların imamı Hz. Ali ve Hz. Hüseyin neslinden gelen torunlarıdır. Meleklerden üstün olan imamlar her türlü günahtan korun­muştur. Onların masum olduklarını inkar eden kendilerini tanımamış ve dolayı­sıyla küfre girmiştir. Nasla tayin edilen imamların sözü Allah ' ın sözü gibidir. on­lara itaat veya isyan etmek Allah'a itaat veya isyan statüsüne girer. Zira onlar Al­lah adına ve O'ndan gelen vahiyle konu­şurlar. On ikinci imam Mehdi el-Muntazar zuhur edinceye kadar muhaliflere karşı takıyye yapmak vaciptir. Takıyyeyi terke­den İmamiyye mezhebinden ve dinden çıkmış sayılır. Rec'at hak olmakla birlikte tenasüh batı Idır. Ka birde sorulacak so­rulardan biri de imarnın kim olduğudur. Ahirette peygamberlerle imamların hesa­bı Allah, ümmetierin hesabı imamlar ta­rafından görülecektir. İmamiyye'ye men­sup olanlara ise günahları sorulmayacak­tır. İbn Babeveyh'e göre İmamiyye'ye mu­halefet eden bütün gruplar ahirette ebe­dl felaket ve hüsran içinde bulunacak. ka­firlerle aynı akıbeti paylaşacaklardır (Ri­sa letü'l-i'tikadati'l-imamiyye, tür.yer.).

İbn Babeveyh Allah ' ın görülmesi. va'd ve vald, peygamberlerle imamların şefa­ati. rec'at ve beda gibi konularda İmam! rasyonalistlerle aynı görüşleri paylaşma­sına rağmen Hz. Peygamber'in namazda yanılabileceği konusu yanında insanlara has ihtiyar! fiilierin yaratılmış olmasını. Allah'a karşı işlenen isyan fiilierinin O'nun kader ve kazası ile olduğunu belirtmekle akılcı ekaiden ayrılmıştır. Ayrıca IV. (X.)

yüzyılın sonlarına kadar Kur'an-ı Kerim'in tahrif edildiği ne inanan birçok İmam! ali­me karşı müslümanların elinde bulunan nüshanın tahriften uzak ve tam olduğu­nu savunması (a.g.e., s. 98-103) onu diğer Ahbarller'den ayıran önemli bir özelliktir. İmamiyye'nin itikad! görüşlerinin kökleş­mesinde önemli bir rol üstlenen İbn Ba­beveyh'in bilhassa imarnet anlayışına, bu­na bağlı olarak ahirette imamların ve on­ların taraftarlarının durumuna ilişkin fi­kirleri. tamamen Şii rivayetlerine dayan­makta olup bunları kesin nakli delillerle temellendirememiştir. İmamiyye'ye mu­halif olan müslümanlara tekfire varan bir nazarla bakması da İslami ölçülere uyma­yan bir mezhep taassubu olarak değer­lendirilmelidir.

Eserleri. Kaynaklarda İbn Babeveyh'e nisbet edilen eserlerin sayısı 300'ü aş­maktadır. Bunlardan zamanımıza ulaşan­ların bir kısmı şunlardır : 1. Men lfı yaJ:ı­çluruhü'l-fa~ih. Fıkıh bablarına göre dü­zenlenen sünen tarzında bir eser olup İmamiyye Şlası'nca "el-kütübü'l-erbaa" (el-usOiü 'l-erbaa) adı verilen muteber hadis kitaplarının ikincisidir. İbn Babeveyh'e asıl şöhretini kazandıran eser, müellifin Belh yöresinde Ni'me adıyla bilinen dostu Ebu Abdullah Muhammed b. Hasan Ni'metul­lah'ın isteği üzerine telif edilmiş ve Ebu Bekir Zekeriyya er-Raii'nin Men lfı yaJ:ı­çluruhü't-tabib adlı eserinden esinlene­rek adlandırılmıştır. Hz. Peygamber ve Ehl-i beyt'e mensup imarnlara atfedilen 6000 civarında rivayeti ihtiva eden ve çok sayıda yazması bulunan eser (Kays Al-i Kays. III , ı 5 3) birkaç defa yayımlanmıştır (Leknev 1307; [baskı yeri yok]. ı 324; Tah­ran-Bombay 1325). Eser ayrıca Hasan ei­Harsan tarafından açıklayıcı dipnotları ek­lenerek neşredilmiştir (Beyrut ı 401/ı 981; daha geniş bilgi için b k KÜTÜB-i ERBAA). Z. Me'fıni'l-a]].bfır. Hz. Peygamber'in, imamların ve Ehl-i beyt'in isimleri, lakap­ları ve bunların anlamları. tevhid, adi, kürsl, levh, kalem. sırat vb. terimleri ri­vayet yoluyla açıklayan bir eser olup Mu­hammed ei-Kumml ('Tahran ı 3 ı 0), Hasan ei-Harsan (Necef 1972) ve Ali Ekber el­Gaffar'i (Tahran 1379/1959; Beyrut ı 399/ 1979. ı 41 0/1990) tarafından yayımlan­mıştır. 3. Risfıle tü '1-i'ti]fadfıt (Kitabü '1-i'tikadat). İbn Babeveyh'in en çok tanı­nan. çeşitli dillere çevrilen ve şerhedilen eseridir. İmamiyye'nin itikadl düşüncele­rini ilk defa derli toplu bir şekilde ele alıp işleyen kitap tevhid. teklif. kulların fiille-

Page 3: İBN BABEVEYH, Şeyh Sadfik - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · memek gerekir. Zira o dönemde Şia fıkhı henüz gelişmemiş olduğundan İbn Babe ... Fıkhın ana konularıyla

._il.;.ı-!'l.)i~lıJG~,~~~IJ..ıu<~Jd' ,\t.;.ı.; . ...:,ı..ı-:ı:'!:ii1J!;)\J:>.iı<.iı>IJGU:::.I14J.jfc.ıi{.'I'J4

. < .. ~lc.JJ~-ö~..,..Jf.l\:->~\j~\~1.;..~,

~lc.ı>5il.(i,~. '3o~,.-~~ı~t;(l;>.')ll,~ı..;.Aıı___.ı_,ı . ~ ' . ~ ~ ·

..:..l:..oı..--:-;-'~\~Jiı.,_,.LI;J.;:..f.ı1ıljl~ A:J;~JI;\.;,Al\pi~._;,QIJ~Fi!·.>c"'''w;tl ' .J~~f.:'-"''-'~~·~ı...u,.ı_,~Jtıı.) ~J.:.~J:...ı,_,81~):<-!"~-'-'~~.J:>-..I_, 'ÜIMf'::_..;,_,j,i.J.._;.;~_,_,_,tıı;J~~'i

":>>!~':"<.9"-"'<.Y~U'~<J'~.;;;..;ı..ıı,~y ~q:_;,~~ ........ ~.,.>l:..ı:i;,~~.,.;;.ıU>•

~~~~1-_,~..:.ıf-:0ı$';;~pı~Jı;, ~..y>J:.),i).~.ı;;.:&-J:.·;,..(O\~'t.toÔ

fsdJt.:iıı~_;.s-~.J:->.><..:iıiJ.:YI~'-!_\I'J--f! <liih....J&.ıl\;.q~.s ... ~:i....,GJ.ti~~ )w~ı..~J>fc':......;Uı~~._js.ııj,)Jı;pıA;l<­QC-o~ll\;, ~iS'>-'-''Jl~'.lJ,wı.~~

J<>'>i.:fq'~~~~~~pı~ , ~J~~j;\_;,;)I:C)~~~~J\~

'fil~~\;l>p\.,.ı.~-'!1~_/ji;f,--~:.ı;,. .

.~1_,~\..JJ\.A>_.;ı'ı.;.,-o.,.ı..:.ı.;..ı;~..u.l

;._t._v.IAll'4_ö\d1..;,:.4a.I.:.I;JGu--oi,Y

.,:b:.;A:.;\IIJ_;;JIJI.;l:..~L.;,JJliı>oyl~~

~;r.,-iıı'~~'JoJGJ\1-'rJ.'!i~:;.~ı ~·~~ı.ı~~~J~cıı;~;'r'~~,ı::.ı, ~Jı;&.·~\;\:!I.Q;u<i:=-.1-':f:.~Jjll_v!;;ı ' ı.:;,G,Iı~].....sm e> <l;)ll./ıs,;~l.kl.s;- !

IJ;j<.ı~~.(iıiC:,~_;,.oiiıl~.ı.l.;J.;JGpt.J< J\.Üı.,)~~r,Jiy:~I~~;IJ~IJI.;,~l.o~l ~/1-"'~J~I(\..~Ij\,..l:,ı:.\..e~c.ıi(I:..~IJ~

<S>•>'t~ı.ııı.Yt'.ı)-\ı.lı.l~l~ıp~~~~ ;;Jı.l;fı;ıJı;pı~~~"~~..,...UI':"Ib<. fl-li>olo~pııJ~'I'~;ı,.~ıjı.,.;.;ı;..u;-- • .:.t.üı'~c.!"':""~;;lics.w e>f!io>cıtt.~ _JLo;..~.,..;.G.·LliÖ)-ll.._,.l<o\iıl~,.,;_p<li:.; ~;;,ı<- · -...~<. · -· b.ulbL,ı ' ı;JI:;_._,..:,. . ~~- <P"'-f. ~

ibn Babeveyh'in Men la yat:ı<;Juruhü '1-

.\iıi-;UJI<>".c.uJic.J"_;,_,.(fJoJI>fYÜ.(.):.~ ­~;ı_,~...ıtı~;~~l{J:>J~IJı;.(,pı~

. {a/s:ih adil eserinin

ri. irade, kaza, kader. vahiy, Kur'an, ima­met. takıyye, rec'at gibi Şia'nın itikadl esaslarını ihtiva etmektedir. Şeyh Müfıd bu esere Taşl].il].u'l-i'ti~ad (Şerf:ıu 'aka'i­di'ş-Şadük) adıyla bir şerh yazmıştır. Mü­fid eserinde Ah bari olan hocasının görüş­lerini bazan tashih, bazan da şerhetmiş­tir. İbn Veli ei-Kazvini. Seyyid Muhammed Mehdi ei-MGsevi ve Seyyid Ni'metullah b. Abdullah el-MGsevi de bu esere birer şerh yazmışlardır (geniş bilgi için bk. Kays Al-i Kays , lll. ı 54- ı 56) . Eseri Abdullah b. Hüseyin Rüstem Dar!, Ali b. Hüseyin ez­Zevarl. Mirza Ali Müderris, Ebü'I-Feth Hü­

seynl ve Şemseddin Muhammed Estera­badi Farsça'ya. İ'caz Hüseyin Hediyye-i Ca'feriyye adıyla Urduca'ya (Delhi 1347).

A. A. A. Fyzee A Shiite Creed (Oxford ı 942) ve The Creed of Jbn Babawayh (Journal of Bombay University, XII 1 ı 9431. s. 70-86) adıyla İngilizce'ye ve Ethem Ru­hi Fığlah açıklayıcı notlar ilavesiyle Risa­Jetü'l-i'tikadfıti'l-İmômiyye adıyla Türk­

çe'ye (Ankara ı 978) çevirmiştir. 4. et-Tev­l).id. Şii itikadıyla ilgili olarak Risaletü'l­i'ti~adôt'ta ileri sürdüğü fikirler dolayı­sıyla Mu'tezile kelamcılarının şiddetli hü­cumlarına maruz kalan İbn Babeveyh ön­

ceki eserini tamamlayıcı mahiyette olmak

üzere. ayrıca İmamiyye'nin teşbih ve tec­slme inandığı şeklindeki iddiaların tutar­

sızlığını ortaya koymak amacıyla bu kita­

bı kaleme almıştır. Eser. özellikle Şii alim­lerinin tevhide dair yorumlarını ortaya ko­yan bir çalışmadır. Bombay baskısından

- ,, iki sayfası (Süleymaniye Ktp. , Harput, nr. 159)

( ı 32 ı) sonra eserin biri Muhammed ei­Halili (Necef ı 386/ ı 966). diğeri Haşim ei­Hüseyni et-Tahrani (Beyrut ı 387/1967) tarafından yapılan iki ilmi neşri bulun­maktadır. et-Tevl].id Muhammed Said b. Muhammed Müfıd ei-Kummi, Muham­med Ali Naibüssadare ve Seyyid Ni'me­tullah b. Abdullah ei-MGsevi ei-Cezairi ta­rafından Arapça, Molla Muhammed Ba­kır Sebzevari tarafından da Farsça olarak şerhedilmiştir. Eser ayrıca Esrar-ı Tev­l).id ya Şerl]. ve Terceme-i Tevl].id adıyla Farsça'ya çevrilmiştir. s. Kemalü'd-din ve tamômü'n-ni'me (lkmalü'd-dTn ue it­mamü'n-ni'me). İmamiyye'nin gaib on ikinci imamı Mehdi ei-Muntazar'ın mut­laka ortaya çıkıp dünyayı ıslah edeceği­ne dair inancı ispat etmek için başta Hz. Peygamber' e ve imarnlara atfedilen riva­

yetlere dayanılarak yazılmış olan eserin İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde bir nüshası mevcuttur (nr. 3298). Tahran'da ( ı 30 ı ) litografik baskısı yapılan eser David Heinrich Müller tarafından Heidelberg'de

(ı 90 ı) neşredilmiştir. Necef baskısından (ı 970) sonra ilmi bir neşrini Ali Ekber ei­

Gaffari gerçekleştirmiştir (Kum ı 405 ). 6. el-Hidfıye. Akaid ve fıkha dair bir çalış­madır. Müessesetü'l-matbGati'd-diniyye

tarafından Kitôbü'l-Mu~ni' ile birleş­tirilerek yayımlanan eseri (Tahran ı 377/

ı958) daha sonra Ayetullah ei-Mar'aşl neşretmiştir (Beyrut ı993) . 7. Kitôbü'l­Mu~ni'. Klasik tarzda yazılmış bir fıkıh kitabıdır. Ayetullah el-Mar'aşi tarafından

iBN BABEVEYH, Seyh SadOk

el-Cevômi'u '1-fı~hiyye içinde el-Hi­

dôye ile birlikte yayımlanmıştır (Beyrut ı 993). 8. 'İlelü 'ş-şerô'i' ve'l-al).kôm. Di­

ni kaynaklarda geçen isim ve terimierin

manalarını , ilahi buyrukların illet ve hik­

metlerini rivayetlere dayanarak açıklayan

bir eserdir. Kitabın Me'ôni'l-a]]bôr'la bir

arada yapılan taşbaskılarının yanında

(Tahran ı 289. ı 30 ı) ilmi neşri müellifi ta­nıtan bir mukaddimeyle birlikte Seyyid Muhammed Sadık BahrüluiGm tarafın­

dan gerçekleştirilmiştir (Necef ı 382/ı 963, ı385/1966) . 9. Me'U.nü'l-men~ülfıt ii şerl).i şüruti'ş-şalôt. Eserin iki nüshası Antalya İl Halk Kütüphanesi'nde mevcut­tur (nr. 2642, 2782) . 10. Şevfıbü'l-a'môl

ve 'i~abü '1-a'mfıl. Emredilen arnelierin sevabını. yasaklanan davranışların ceza­

sını çeşitli rivayetlere dayanarak açıklayan eseri Hasan el-Harsan (Necef ı 972) ve Hü­seyin ei-A'Iemi ( Beyrut ı 4 ı 0/ ı 989) neş­

retmiştir. 11. Kitabü'l-ljişôl. İyi ve kötü olan ahlaki davranışlara ilişkin bir çalış­

madır. Çeşitli baskılarından sonra (mese­la Tahran ı 3 02, ı 304, ı 3 ı ı ; ı893) ilmi ne­şirleri Hasan el-Harsan (Necef ı 391/ı 97ı)

ve Ali Ekber ei-Gaffari (Tahran ı 389/ı 969; Kum ı 403/ı983; Beyrut ı990) tarafından gerçekleştirilmiştir. 12. Muşôde~atü'l­i]]vfın . Arkadaşlar arasında uyulması ge­reken ahlaki görevlerle ilgili rivayetlerden oluşmaktadır. Eser dipnotlar eklenerek Hüseyin Ali MahfGz tarafından yayımian­mış (Bağdat ı 976, ı 977). ayrıca Ali N efi si tarafından Farsça'ya çevrilmiştir (Tahran ı 325 hş . ) . 13. Fezfı'ilü'l-eşhüri'ş-şelfışe.

Receb, şaban ve ramazan aylarının fazi­letine dair rivayetleri ihtiva eden eseri O u­lam Rıza İrfaniyyat yayımiarnıştır (Necef ı 976) 14. Emôli'ş-şadu~ (Mecalis, Ar­tu'l-mecalis). Ali b. Hüseyin Zeynelabi­din 'in hitabete dair sözleriyle başlayan, her biri "meclis" adıyla anılan doksan ye­di bölümden ibaret bir eserdir. Bir nüsha­sı Millet Kütüphanesi'nde bulunan eser

(Ali Emir! Efendi, nr. ı 908) Hasan el-Har­san'ın bir mukaddimesiyle yayımlanmış­

tır (Necef ı 389/ı970). 15. 'Uyunü a]]bô­ri'r-Rızô. Sekizinci imam Ali er-Rıza'nın

hayatını anlatan ve sözlerini ihtiva eden eser. çeşitli baskılarıyanında(Tahran ı275, ı 287, ı 3 ı 7) Seyyid Mehdi ei-Hüseyni el­

Lah Gri (Kum ı 377/ı956) ve Hasan el-Har­san (Necef ı390/ı970) tarafından yayım­

lanmıştır (İbn Babeveyh'in yayımlanma­

mış çok sayıdaki çal ı şmaları ile yukarıda zikredilen eserlerinin listesi, yazmalarının

bulunduğu kütüphaneler. şerh ve tercü-

347

Page 4: İBN BABEVEYH, Şeyh Sadfik - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · memek gerekir. Zira o dönemde Şia fıkhı henüz gelişmemiş olduğundan İbn Babe ... Fıkhın ana konularıyla

iBN BABEVEYH, Şeyh SadOk

meleri hakkında geniş bilgi için bk. Kays Al -i Kays, III , 129-1 84) .

BİBLİYOGRAFYA :

ibn Babeveyh ei-Kummi. Risaletü '1-i'til!:ada­ti'l-imamiyye (tre. Ethem Ruhi Fığlalı). Ankara 1978, tür. yer.; a.mlf., Kemalü 'd-din ve tama­mü'n-ni'me(nşr. Ali Ekber el-Gaffiirl). Kum 1405, ı , 1-2, 28-40, 259; ll, 502; a.mlf., Men la yal:ı­çiuruhü'l-fakih (n şr. Hasan el-Harsan). Beyrut 1981, neşredenin girişi, s. ba-elif-ha; ibnü'n-Ne­dim, el-Fihrist (Teceddüd). s. 246; Ebü Ca'fer et­Tüsi, el-Fihrist, Beyrut 1403/1983, s. 188-190; a.mlf., Kitabü '1-Caybe (nşr. ibilduilah Tahrani­Ali Ahmed Nasih). Kum 1411 , s. 320-324 , 363-365, 393-395; Hatib, Tarrtı u Bagdad, lll , 89; Ze­hebi, A'lamü'n-nübela', XVI, 303-304; Hür ei­Amili. Emelü '1-'amil ( n şr. Ah med ei-Hüseynl). Bağdad 1385/ 1965, ll , 383-384;-Abdullah Efen­di el-isfahani. Riyazü 'l-'ulema', Kum 1401, V, 119-1 22; Hansari, Ravtatü'l-cennat (n ş r. Ese­dullah ismai liyyan). Kum 1390/1970, VI, 132; Nürullah et-Tüsteri, Mecalisü'l-mü'minfn, Tah­ran 1325 hş., 1, 454-463; Bahrülulüm-i Tabatabai, Ricalü 's-Seyyid Ba/:ıri'l-'ulCım: el-Feua'idü'r-ri­caliyye(nş [ M. Sildık Bahrülu!Om- Hüseyin Bah­rüluiOm), Tahran 1363 hş. , lll, 292-301;Tebrizi. Reyf:ıanetü 'l-edeb, lll , 434-440; Brockelmann, GAL, 1, 200-201; Suppl., ı, 321-322; Hasan es­Sadr, Te'şfşü 'ş-Şf'a, Beyrut 1981, s. 262; Abbas ei-Kummi. el-Küna ve 'l-elkab, Beyrut 1983, 1, 221-222; Muhammed Rıza el-Hakimi, Tarfi)u'l­'ulema', Beyrut 1983, s. 479-484;Aii el-Fazı! en­Necefi, Mu'cemü mü'elli{l'ş-Şf'a, Kum 1405, s. 325; Kays Al-i Kays. el-franiyyCın, lll, 129-184; S. Waheed Akhtar. Early Shi'ite lmamiyyah Think­ers, New Delhi 1988, s. 39-75; A'yanü 'ş-Şf'a, X, 24-25; A. A. A. Fyzee, "lbn Babawayh (ı)", Ef2 (İng . ). lll, 726-727; Etan Kohlberg. " Ibn Baba­vayhi", ER, VI, 558-559; Ahmed Paketçi, "İbn Biibeveyh", DMBi, lll, 63-66.

r

L

r

L

Iii . MUSTAFA Öz

İBN BABÜYE

(bk~ İBN BABEVEYH).

İBN BACCE (~41)!1)

Ebu Bekr Muhammed b. Yahya b. es-Saiğ b. Bacce et-Tüdbi

ei-Endelüsl es-Sarakustl (ö. 533/ 1139)

Batı İslam dünyasında yetişen ilk müslüman filozof.

_j

ı

_j

Endülüs'ün kuzeyindeki Sarakusta (Sa­

ragossa) şehrinde muhtemelen 470'te (1077) dünyaya geldi. Doğum tarihiyle il­

gili son araştırmalar. onun genç yaşta öl­düğünü kabul eden İbn Ebu Usaybia gibi

· bazı klasik müelliflerin yanıldığını ortaya koymaktadır (MevsQ'atü '1-J:ıaçiarati '1-İsla­miyye, s. 149) . İbnü's-Saiğ olarak da ta-

348

nınan İbn Bacce Batı literatüründe ge­nellikle Avempace diye anılır. V. (Xl.) yüz­yılın ilk çeyreğine kadar Sarakusta şehri­

nin idareciliğini yapan Arap asıllı Tücibi­

ler'e mensup olması dışında ailesi hakkın­da bilgi yoktur.

Gençlik yılları ilim ve felsefeye özel bir

ihtimam gösteren Hudiler Devleti'nin yö­

netimindeki Sarakusta'da geçti. Hayatı­nın bu dönemi hakkında çok az şey bilin­

mekle beraber önemli bir eğitim ve kül­tür merkezi olan bu bölgede iyi bir tahsil

gördüğü söylenebilir. Döneminin önde ge­

len ilim adamlarından İbnü 's-Sid ei-Ba­talyevsi ile aralarında geçen ilmi tartış­

m ayla ilgili bir belge (Hüseyin MCınis, s. 60) onun erken yaşlardaki ilmi donanımı­

nı ortaya koymaktadır. Tahsil hayatı hak­

kında daha aydınlatıcı bilgiler Ebu Ca'fer Yusuf b. Hasdal'ye yazdığı bir mektubun­

da yer alır. İbn Bacce bu mektubunda sı­rasıyla müzik, astronomi ve mantıkla uğ­

raştığını. daha sonra da tabiatilmine geç­

tiğini yazar (Ve min Kelamihi ma ba'aşe bihi, s. 77). Ayrıca İbn Ebu Usaybia, İbn Bacce'nin Kur'an' ı ezberlediğini kaydet­mektedir ki bu onun tahsil hayatına İsla­mi ilimlerle başladığını gösterir. İbn Sac­

ce öğrenimine VI. (XII.) yüzyılın başların­da İşbiliye'de (Sevilla) devam etti; burada ilmi ve felsefi konularda belli bir yetkin­

liğe ulaştı. Arkadaşı ve öğrencisi Ebü'I­Hasan İbnü'l-imarri'a yazdığı bir mektup­ta Abdurrahman b. Seyyid el-Mühendis'­ten geometri okuyan iki kişiden biri oldu­

ğunu ve onun görüşlerine birtakım ilave­

lerde bulunduğunu belirtmesi (Ve ketebe raçiiyallahü 'anhü ilfi'I-Vezir, s. 88) dışın­

da hocaları hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. İbn Bacce'nin, dönemin tabip ve

astronomları arasında yer alan Ebu Ca'­

fer Yusuf b. Hasdal ile yakın dostluk kur­duğu da kaydedilmektedir.

Sarakusta'nın Mui-abıtlar'ın eline geç­

mesi üzerine buraya vali tayin edilen İbn Tifelvit ile ibn Bacce arasında oluşan dost­luk İbn Bacce'ye vezirlik yolunu açtı. İbn Tifelvit'in ölümüne kadar süren bu müna­sebeti İbn Bacce kısmen bugüne ulaşan şiirlerinde ortaya koydu. Vezirliği sırasın­

da İbn Tifelvit ile Sarakusta'nın sabık H G­di Emlri İmadüddevle Abdülmelik arasın­dakiara buluculuk girişimi birkaç ay ha­pis yatmasına sebep oldu. ibn Bacce'nin bu hapis hayatı , Renan'ın Afrikalı Leon'a dayanarak bildirdiğine göre İbn Rüşd'ün babasının girişimleriyle son buldu.

İbn Bacce. ya İbn Tifelvit'in 511'deki

(1117) ölümünden sonra veya Sarakus-

ta'nın 512'de (1118) hıristiyanlar tarafın­dan istila edilmesi üzerine bir daha dön­

ınediği sanılan doğum yerinden ayrıldı.

Belensiye'ye (Valencia) geçip Şatıbe'ye (Je­

vita) vardığında muhtemelen zındıklık it­

hamıyla Ebu İshak İbrahim b. Yusuf b.

Taşfin tarafından hapse atıldı. Ne kadar

hapis yattığı bilinmemekle birlikte bu ha­

pis hayatı esnasında geometri çalıştığını

kendisi söylemektedir (a.g.e., s. 88). İbn Bacce'nin Mağrib seyahatinin bu ikinci

hapis olayından sonra başladığı sanılmak­

tadır. Bir kısım rivayetler, onun ikinci ha­

pis döneminden sonra Mağrib'de saraya

intisap ederek uzun yıllar vezirlik ve saray

tabipliği yaptığını bildi rm ektedir. Makka­

ri'nin naklettiği bir rivayete göre ibn Sac­

ce burada Yahya b. Yusuf b. Taşfin'e yirmi

yıl kadar vezirlik yapmıştır ( l'leff:ıu 't-tib, VII, 28); ancak eldeki bilgiler bu rakamın

abartılı olduğunu göstermektedir. Öte

yandan İttişô.lü'l-'a~l bi'l-insô.n adlı ese­rinin istanbul nüshasında yer alan bir kay­

da göre (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud

Efendi , nr. 5683/3, vr. 103b) İbn Bacce, İb­nü'I-İmam'a hitaben kavga ve gürültü­

den uzaklaşmak amacıyla Vehran'a git­

mek istediğini, orada birtakım eksiklikle­

ri bulunan bu eserini gözden geçireceğini belirtmektedir. İbn TUfeyl'in de söz konu­

su ettiği bu olayın tarihi bilinmemekte­

dir. Bu seyahat onun Sarakusta'dan ay­

rılmasını takip eden yıllarda olabileceği gibi Mağrib'deki ikinci vezirliği dönemin­

de de olabilir. İbn Bacce. 530 (1136) yılın­da İşbiliye'de vezirlik görevinde bulundu­

ğu tahmin edilen ibnü'I-İmam ile bir ara­

da oldu ve muhtemelen bu sırada bazı

eserlerini tamamladı.

Çeşitli dönemlerde hocalık da yapan ibn Bacce'nin öğrencisi olarak zikredilenlerin

başında bir ilim ve devlet adamı olan İb­nü'I-İmam yer almaktadır. ibn Bacce'nin

eserleri onun istinsahı ile günümüze ulaş­

mıştır. Ayrıca İbn Bacce bazı risalelerini

ona hitaben kaleme almıştır. ibn Bacce'­

den müzik ve felsefe tahsil eden öğrenci­

ler arasında isimleri bilinen diğer kişiler

Ebü'I-Hasan İbn Cu di, İshak b. Şem'Gn el­

Yahudi ei-Kurtubi, Ebu Amr b. Hımare ve

Ebu Osman b. Ali b. Osman el-Ensari'dir.

İbn Hallikan'ın Vefeyô.t'ında (VII, 134)

ibn Tufeyl'in İbn Bacce'den ders gördüğü­nü ifade eden bir rivayet yer almaktaysa da İbn Tufeyl onunla karşılaşmadığını bil­dirmektedir (fjay b. Ya~?an, s. 62). İbn Ebu Usaybia, İbn Bacce'nin öğrencileri arasında İbn Rüşd'ü de zikretmektedir.