13
BÜTÜN YÖNLERiYLE ERZURUMLU iBRAHiM HAKKI HAZRETLERi SEMPOZYUMU (16·18 KASIM 2011 ERZURUM) BiLDiRiLER EDiTÖR ocç.oR. CENGIZ GÜNDQGDU ERZURUM 2012

BÜTÜN YÖNLERiYLE ERZURUMLU iBRAHiM HAKKI HAZRETLERi …isamveri.org/pdfdrg/D220243/2012/2012_OZDENHO.pdf · her şey aşbn ışıgtndan meydana gdmişıır. Ey aşk· ı pak, ciimleye

  • Upload
    others

  • View
    19

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

BÜTÜN YÖNLERiYLE

ERZURUMLU iBRAHiM HAKKI HAZRETLERi

SEMPOZYUMU (16·18 KASIM 2011 ERZURUM)

BiLDiRiLER

EDiTÖR

ocç.oR. CENGIZ GÜNDQGDU

ERZURUM 2012

IJir .Aşk .Adn1111 Olartık ÜZIIrililt/ll l/Jrnltillt }{nkh

Jlrpf. Dr. 11. ÖtHer Ö:ti/(1( Aratürk OnifJnfittsi Ilahiyat Fakülıtsi

Giriş

Evn:nde her JCY aşklllll bit p;ıy alınıJor. Her v:arlık aşkın eseridir. İnsan hayswı<b d• aşkın önemli bir yai vardır. H2)~ıımmn her ıuu aşkb şekiiieıür. Aşkb ~ aşkla büyürüz. Ou}-gu dünyamızın en önemlı

yansıması obıı aşk, edebiy:uımw:lan unaurnın, p;riınizden musilriınue, dinsel h2)'2nmızdıtn cirud baystıını2ll k2d2c yııpmımızın her salh:ısın:ı cıJd eder"" şekillend.ınt.

İbrııhim Hokkı Emırumi de Aşk bem evvel oldH bem ahir ~brarum Hakkı, 1997: 78)

dizesiyle aşkın, v:arlıj!ın başı ve sonu oldugunu kabul etmektedir. Bu kad•r kudretli bir duygu olmasına, ins:ınlı~ başlangıcından bu yana

tanınmasına ve felsefeden sonata kadnr insanın uj!raş alanlannın konusu olmasına ragrnen, yine de aşk hakkında her şeyi bildi~mlzi söyleyemeyiz. Bu koclar çok ilgilenildiği hnlde, ıaşıdıj!ı yorum zenginliğinden dot.)ll aşkı anlamak ve anlatmak zordur. Bununla bidikte herkesin, aşk hakkında söylcyebilece#i bir şeyler de yok de#ildir.

Bu bildiri çerçevesinde Enurumlu İbrahim Haklo'nın aşk hakkındaki d~üncdaiıUıı bir kısmını ak12rmays ça!ışacaj!ız.

ı . Ajlon Tanımlanaınulılı Aşk, günümüzde oldugu gıbi, geçmişte de iiurindc eo ını. durulan

ka\"raltllanlao biriydi. Aşk, dilımize Arapçadan geçmiş olmakla birlikte artık wn olarak Türkçeleşmiş olup 'w tirulu bir şclulde sevmek' anlamıoda tlSvir edilen bir duygudur. Bir duygu olması dolayısıyiJı d• aşk, tıınımt.namaz. Ouygulıuum olarak oş k, bir ysşom sorunu oiJırak duygul.ann, esıeı.iğin ve şürin ilgi alorundac:lır, bundon dolayı d• .şkın hem olgusal olar.ık, hem de kavramsol olarak bir tonıınlaın2$! yopılama:ı.(Biondel, 2003: ll; Özden, 2007: 15-18) Aşk'ın uınımlanamaılıj!ı, Türk-İslom kültürüniln abidc şalısiycderinden biri olan Yunus Emrc'nin dilinde

Aşka ranışık sığmaz, tkgmt can g6§.t ağmaz, Pnvane/qin oda yanmayan ~ıl: mıdıtr?Cfunus Emrc, 1986: 21)

dizelerinde ihdcsini bu1muşrur. Çünkü aşk. bir duygudur. Ou~gular da ancak tcc:rilbelcde bilinir.

EıxwumJu İbnhım Hakkı da 'Aşknamc' adlı şiirinde

Aşk. bi.pb ıt bi·brfoı olmut Vasfı aşk bi.Ji.s.in olmıq. (lbrahım Hakla, 1997: TT)

diulerinde aşk' ın, yıızıbımz ,.., anbıılarnu oldugunu bclimrek, duygulanrı )"'Z1)'11 oım olarak akllUllamayaağıru ,.., lus!edrldigi gibi onbulama~ aşkın ancak ve sııdccc du}-guyt. anlaşdabileceWni. anlomak ıçin söze gerek bulunrnııdıj!ını ifade etmektedir.

Aşk wumlaoamayan bır duygu olsa da bu, onun hakkında ~ıimlemc ppılamayacı~tı, konuşubmayacıığı onbmına gelımmcktcdir. Aşk ~ıimlemderindcn en önemlisi, onun bir s:ınn~ıp bcnzetilmcsi<Ur. Sarm~ık nasılag:ıcı sanp s:u-malarsa aşk da insnnı benzer şekilde ıuıup, sarıp sarmalayan bir duygudur.

2. En.urumlu lbrahim Hakkı'nın Aşk2 Bakı§l İbralum Hakkı Erzunımi, Div:ıo'ıodıı bucn ön=li ş=lenn şiirlerinden yola

çıhrak yenı nusralar oluşrurmUJ> bazen nazlıeler yazmq. bazen de wıwnen kendınc: özgü olan orijinal Jiirlcr inşa etmiştir. Diwn'ının "Hihinime" başhgıru aaşıyan Gazeliyyit bölümünün ilk şiirinde bunu

Pes ehlu/Lth ketamın ct m' edip haddirnce nazm etdim Ki bazı tercüme bazı naztre eykdim inl4- (İbrahim H akla: 1997: 137)

dizeleriyle ıf.ıde eden İbrahim Hakkı, eserlerinde ~ka önemh bir yer ayıı-nuşur. Mıırifeuıiım'nin ilgili bölümlerinde ~lda ilgilı dü üncelerini anlam~ gibi, Dn='ıruo dıı neredeyse ıamamıru ~ka ayırııo Etzurumlu fbrahim Hııklo, Dıvıın'ıru aşlon bır ürünü ola.rıtk yazdığım ifade eımekıedir.

ILthi 'lk1.f[ılt$kın yazdı çün lf"Jkınla bu ed na Ilahi-name nam ik kabül n bıtnu ey Mn;ta Sana hamdil senJ o/sım ki wrrlin gönlüme as/<m s&m olsun sana kim ~h-ı paki aşiu/ır mtıhza

Gaul divam oldu hikmeı·i ehlullah andan CJtn lçiip hamr-ı muhabbet buldu hoş ünsiyeı-i ma na

Ilahi sm IN diwnı enis-i JX.; asi< n kim RümU%-ılnzmnden ti.trk olsun 4rif ü JanJ Bu whdnnamenin ıenha bu mısra oldu tarihi Ilahiname-i Hakkı enis-i tilık-ı şeyJa. (İbrıthim Hak~ı: ı 997: 137) fbrahim Hııklu'ya göre "aşk, kalbin perdesini açan"(lbmhim Hııklu, 1997: 73)

bir duygudut. Bu duygunun, hem Tann'dan insıına ve insıından Tıınn'ya olmıık üzere ilahi hem de insandıın insana şeklinde beşeri )'ÖnÜ bulunmııkaıdır. Ibeahim Hakkı Eaurumi'nın escı:lcri inoelc:nclıAinde ~kın bu iki boyurunu dıı ele aJc1ıgı görülmektedır. Bildirimizde, Tann'dan insana ve insandıın Tann'ya dogru olan ilahi ~k konusu üzerinde aynnıılı olarak durıteak, beşeri aşka ise sadroe işaret eımekle yeıinec~z.

A. llahi Aşk İbrahim Hakkı Erzurum!, ~ka yüce bir anlam yiildemektedir.lıahi 2Jida aınışan

insııo. aruk ~kın himayesi alanda olup oodarı aynimak istem= Bunu Aşkname'sinde

A1k m !time lti in.iyet ~ Cümle balık anı himJytt ~- (İbrıthim Hııklu, 1997: 73) mısralanyla belirımekte, aşkın insan ıarafından kabul görüp de gönlüne

girmesinden itibaren bütün evrenin o insana bic gül bahçesinden farkının bul~nı

Aık wuıkbUI-i admı olmlql/ıtr Giıl ii gül-ur-ı almı olmlql/MT. {lbraıuın Hakkı, 1997: 73)

beyideriyle ifade etmektedir_ Şu kadar var ki a,k, kiminlc ıanışsa onu perişan eder ama yine de aşkı radan

kişi aşkwı vıızgeçcmez.

Aık diw~ eykr imam MalnJ rtln-gafleı vii nisy.im

Aık, sayyad·ı mıng-ı imandır Dahi dnıti-ı her pn-4Jndır. (İbrahim llakkı, 1997: 73)

beyiderinde lbrahlm Hakkı Erzurum!, bunu anlntmaktadır. Erzurumlu İbrahim Hakkı'ya göre aşk, Tann'nın bir lurfu, llakk'ın dosdanna

hidareti, iıuycu ve armıı.ğ.ırudır. Ona göre aşk, muhabberin son dCt'CCCSidir, hakikatin kendisidir, bu nccknk işık, bu hakikatten aynlmamalc için dua eder. Aşk, oıu göre bir rudrudur. Nas~ içiciye müptda obn ondan aynlamazsa, aşka işık obn da aşka müpteladır, onun sarboşudur, aşk için canını verebilecek kadar vurgundur. Aşk, insana yücelik verir. Aşk, göruü donatır. Obıahim Hnkkı, 1993:841 vd.)

ibrahim Hakkı, aşka gazellerinde felsefi bir derinlik kazandırmışnr. işte o nusralardan bir kaçı:

Ey ll/k, sm Hak ki(isın kılma bizi smdm ciida Htm n~ım, hem nisfin ey nUş-dar 11 mn-baba Ey ask, smtkn sarbo$um smsiz meltJI ü na hotum Senden nice ben ser-leetim kim has u can verdim sana

Smsin kamu hakk hnnan fo 11 mıtradım her zaman Smdm ı rat mrıe bir an her emrine verdim nz.a Ey ask·ı sfrin çiin ıan- smsin rmic-ı her hiinn­Sendm olur can muıeber, sendm bulur izz ü a'/a

Ey ask, pür tmin ü eman smsin kamu dilde niban Htm cümle yüztim sm 'ayan ayinelerdir webine Dil smdm abadan olur hem Gü/sen·i banddn olur Cın biiibiil-i na14n olıtr, eyin- sana mMIJ ii sma Çü n akl ftkr·i gayr erin-ey Hakkt ol aklı gider Ta vermesin ka/be keder, dilher/e dil bulsun safo. (İbnıhim Hakkı, 1997: 152) Eczurumlu ibr:ohlm Hakkı, bu gıtzelinde aşkı yüce bir makam olarak kabul

ederek aşktw başka bir d<>Aru bulunmadıj!ını, bu yüzden de aşktan ayn kabıwn2yxaj!ını belirunektedıc. Aşkın insanı kendınden geçiren bir duygu oldııguna. aşkı olın:ayıanın üzgün ve mahzun kaldığııu işaret eden lbralum Hakkı, aşk utruna nice caniann ve başiann verildij!ini söylemektedir. Aşktan unk olmamak için, aşkın her isteAine boyun ~Aini belirterek her güzel şeyin aşkla varlık buldu~u, insanın aşkt2D dolayı itibar gördii~nü ve biiyüklük ve yüceliğini aşka borçlu olduAunu ifade etmektedir. O na göre gönül de aşk ile donanrıukta, gülen bir gül bahçesine

döonıdctcdir. Aşb diişc:n insan, ıığla)'2ll bülbüle ~erek bülbülün güle methiyeler düuliigii gibi aşka methiydcr söylemcltıedır. Aşk ins2nııı :ıltlını b21ından 2lıp göıürmdttedir.

lşıe ibrthim Hakkı En:urumi'ye gore bu aşk, Tanaya duyulan aşitur ve bu aşkla ıııruşan insan, gönlünden düoyc:vi olAn her şeyi atıp aşka u:slim olur.

Hakkı reh·i Hudaya hiida aşk·ı pakdır Gel aşka w's·~lam ala ıabii'l·hiida. Qbrahim Hakkı, 1997: 7 138) Şimdi onun aşka hangi boyutlanyla b•kııgtnı inedemeye çalışalım:

a. ~k ve Varlık Erzururnlu İbrthim Hakkı'ya göre aşk, varlıgın ber safhasında görülmekte,

varlıgın kayn:ıgınd:t aşk bulunmaktııdır. Çünlı:ü =lık, aşk ile sübut bulmuşrur. Alk im is 3/muk her 1U' w r ~ Ciimk urrata sirayet eylmıq. (İbrthim Hakkı, ı 997: 3 ı 3)

Oldu smdm ciimleye '.wn ii gıyas Buldu senden mb-ı gaybi inbi'as

Askdan hayy eıdin qyayı 'ay3n Geh ziikAr etdin hiiveyda geh inas. {lbrthim Hakkı, 1997: 195)

Askdır asi ii fer' ii c/id 11 wcM Apwan o/dı~ JtiiJI.j şey m~ftd. (lbrthim Halda, ı997: 78) Aşk ber fe)'in b2Şiangıodır. Her şey aJkla başlar ve aşkb son bulUL Çünkü aşk,

.,dj ve ebedıdiL Varlı~n :wnan içinde btr b2Şiangıa ve sonu )'Ok:nır.

Ask, brilti·i LJyaJJ olmlif Sıfotı ciimle ber·kemdl olmlif (İbrthim Hakkı, ı997: 77)

Ask, lNm evvel o/dı~ hem ahir Cümleden bdıın oldu hmı zJhir. (lbrııhim Hakkı, ı997: 78)

Ask zatına lNm nihayet yok Sıfotırw dahi bU/ayet yok. (İbrthim Hakkı, ı997: 71)

ınısr.ılannd2 bdirtilcligi üuıe aşbn bir ~angıcı ve sonu yoknır, BaşlAngıç aşk olduğu için, var olanluın var olm:t ııedenleri de aşkıır. Çünkü

her şey aşbn ışıgtndan meydana gdmişıır.

Ey aşk· ı pak, ciimleye sen oldı~n ibtida . Altm seninle buldu fliicM eydern·i Huda. (lbrabim Hakkı, ı997: ı38)

Aıkdır bil ki miicid·i qya Cümle nurı~ndım oldı~Lır peyda (İbrthim Hakkı, ı 997: 77) Bütün bu nedenlerden dolayı her şeyin aJkla bir ilgisi vardlr, hattı

A1kdır aşk ciimle bi'ı·tahkik Hakki, hakdır bu sinler a tasdik. {lbrthim Halda, ı 997: 78) diukrinde belirtildiği gibi her şey aşkıır, bunu lllSclik etınekteo b2Şka çare de

ı'Oimır. Ancak bu bır sırdtr. Çünkü aşk, Allııh'ın öz ouru ve rahmetıdır.

AJ}u/ır diUk sırr·ı sübhani Rııhmn ü nıir·i bass-ı Ynd.ini

Asitdır nur u mmM-ı mwr Hem odur sırr u ma'den·i emir. (İbr:ıhim Hakkı, 1997: 76) Tüm bu ifadelerden anla~ılaagı üzere bizatihi aşkın kendisi olan Tann, vıır~w

ıtıe)ı:bıu getirince ~k, aşikir lule gdınişıit. Aşkın bizzat kendlıi olan Tann'nın vıırbjp bir sır olmakwı çıkarıp ona ıılgtbnabilirlik nıtc:ligi katn111<ıoın sebebi, gören gö•Jeno buncbn hikmd çıkan:ruılan içindir. ibralıim Hakkı Enurumi, bu dii1iloccsini bir ayede de giiçlendırmekıedir.

Atlt mahftyken Jtikar oldu Cümle canlar ana (ikar oldu

Alk çiin pn-ckden bi nin g&i Şi r-i Mr ana ubıin gndi

Atk asann eylemq izhar Fe'tebiru minhu ya Z1!1Ji'l~bsar. (tbrnhim Hakkı, 1997: 73; 1brahirn H~tkkı'nın

bu son mısradaki ifiodeyi, ~laşr Suresi'nin 2. ayetinden iktibas ederek yorumlamış olabilecegini düşünmektt)~m. Ayetin asb, "fe'tebiru yi uli1-ebsir"dır)

Bu dizeieıden öyle anl~ıbyor ki nrlı!lın özil ~k idi. Bu ö~ yani Tann, kendi özilııden dı~r vıırlıkbn yaraunca, meydana gc:len bütün wrlıklar kendi özleri obn aşka boyun c~lezdir. Aşk gizli olmaktan çıkıp da ~ikir olunca yaranlmış olan vıırlıklıtr, Yarotıcılannı ondan aldıklan ~k ilc bilmeye ve ııınımaya başlamışlardır.

b. AJk ve Bilgi Aşk. vıırbgın menbast oldu~ gibi bilginın de ka)~dır. E.rzurumlu İbrahim

Hakkı, bunu

Asit çün ayn·ı sel.stbil olmus Her gönültk ana sebil olm us

Ask, ttftir·i sırr·ı Kur'flndır Cümle m ülkü anınla asandır Alk, mıjiJh.ı hn-foruh olm us Munis·i akl u ka/b u nlh olm us. {lbrnhım Hakkı, 1997: 76)

dizeleriyle açıklamaktadır. Çünkü aşk, her bilginın C>Areticisidir. Her türlü bilgı ondan neş'et eder. Aşkı ö~enenlerin kıılpleıi de bu baş C>Areticioin bilgileriyle aydınlanır. O, bu dii1ilncesini,

Alk, üsıad ü ptr·i her fmdir K4/b-i ~ mınla nifmdir. (İbrahım Hakkı, 1997: 75)

bcytinde ifade eder. Aşkın, yanıTann'nın bılgısı hem kendı özunu bi.lmcyi, hem de kendi özilıarafından bilinmeyi; hem kendini vıısf cım~, hem de kendisi lllJ'26ndan vıısıOanmayı gerektirir. Çünkü Islam düşüncesinde Tann hem irif'tir bem ma'rôftur. Yarü hem bizatihi bilgi bem her şeyi bilen hem de bütün wrlıklıtr 12rafından ve Jcı:ndisl S ıanfından bılınendir. Y ıne İslam dilşüocesiııde gerek ibrü Sina gibı 6Jozofhr, gerekse i

.!

Yunus Em re gibi mu(jlsavvıOar Tattn')'laşk, oşık ve maşük olarak, akıl, :ikil ve makıli olıırok nitelemektcdlrlcr. Nitekim İbrahim Hakkı Erzurwni de

AJk hmı arif oldt~ hmı ma 'mf Kmdi hem vasıf oldt~ hem mwsuf. Qbrıılum Hakkı, 1997: 77) beyriyle Tann'nın bızz:u aşk, bilgi"" bılınen olduğunu aobıınakıadır. Aşkın, Tıınn'do bılgi ,.e vıı.rlık ile ayru şey olduğunu kılbul eden Etzurumlu

lbrahım Hakkı, bu aşkın bir sooucu oho yantılmışların en üstünü konumundolU iosMda ise: aşk ile bilginın f:trklılaşnğıru kabul ctmeJ<tedic. Daha doArusu insan, alallı bir vıırlık o larak yaratıldı,!\1 için akıl, çoğu zaman aşkın önüne geçmiştir. Başka bir if11dcyle insan aklı duygulanna tercih etmiştir. Çünkü insan, düşünen bir vıırlıktıt. İbrahim Hakkı bunu veciı bir tarzda şu beyille anlatm:ıktadır:

Ask bir hot mivedir Irim lübb il kıtn alk 11 alrl Askı briun, alrlı zahir ~km iş bir prnk-dar. Qbrahim H akicı, 1997: 62) Fakat bazen akılla anlaşılamayıtcak duruml:trla k:trşıiaşılmakt:tdır. Böyle

dururrıluda :tklın bir kenara bırakılıp aşkın öne geçirilmesini isteyen İbrahim Hakkı, bunu şöyle if:ıde etmektedir:

Çü akl o/dt~ zahir, bu a1k o/dt~ britın Ko bariçı~ akil sm, oiQ~ka tLihil. (İbrahim Hakkı, 1997: 7 1) Eger aşk, aklın omya koyduğu kesin dc:Wler gibi delillerle kcndıni aÇtk bir

şekilde gösteıebilseydi, insandaki her tÜrlü vebm.i ve hayali ortadan kaldınp bütün bılgılen açık bir şekilde elde etmesini sağbrdı. İbrahim Haklcı Erzurum.i, bu düşüncesini şu nusralarla anlanr:

Akl burhanı gibi ger hüsn·i 41k olsa 'ayan . Perfie.i whm il lxryal il zannı ~ler uir ü mar. (Ibralıim Haklo, 1997: 62) Aslında Ibralıim Hakkı Erzurum.i'ye göre ilim ve itfanın kayn:ıılı da, İslam'ın

sını da inancın, güulligin ve iyiliAin menbat do aşktıt.

Ask, lr.Jn.ı u/lim 11 irfondır Nllr·ı her f1!1tn ii can·ı ber-dndır Ask, manmd·i erganun olmıq Hep t~lllm içre zufoniln olmut Atk mvar·ı akl u lmandır Sırr·ı lsl!ım u hiisn ii ihsandır. (İbralum Haklu, 1997: 75) Hatt:t aşk, insana en degerli ilimleıi ~ yc:tcnej!inc de uhiptıt.

Ehnnm·i ilm, ilm·i dildir am tıskdan ögmı . Ki pfr·i ask, mnzin anlamakdır Hill'ın ihsanı. (Ibrahim Haklcı, 1997: 59) Bu anlıı.nlarılan göre insanda biri aşk eligeri de akıl olıın iki bilgi kaynağı veyıt

bilgi elde etme yeten~ bulunmaktadır. Hatta lbrohim Hakkı Enurumi, aklın bile kaynagtnı aşktan aJdıgıru

Çil sensin alrl·ı kiill ~ Q~k·ı a'/4 ~ Ultllliin Tt.husun, trWha ma'nJ. (İbrahim Hol:la, 1997: 140)

dizeleriyle ifade etmektedir. İbmhlrn Hakkı, aşkı en yüce vurlık olarak kabul etôği bu ifııdelerinde tümel aklın kaynağının da aşk olduğunu belirterek aşkın, varlık mertebeleri içerisinde yec alan akıll:uıı rub verdi~, ruhlarm da yine aşkla manevileşô~ anLırmaktadır.

Anlaşılan o ki Emırumlu İbrahim Hakkı, aşkı akla tercih eden bir anlayış Ottaya koymaktadır. O, bir şiirinde aşkın akıldan üstün oldu~nu, aşkın yanında aklın yalandan ibaret kaldığını

Aşk, sultan-ı alem-i candır Aşk indindeakl nadandır. (tbmbim Hakkı, 1997: 222)

beyôyle ifade ede~ken, bu tavrını çok net bir şekilde bir şiirine müstakil olarak konu etınişti.r.

Aklı akile büdim, aşkı dinlin u seıx/4 Aşkın demiyle kıldım derdine hoş müdaya

-'!ki oldu pür cefekkür, aşk oldu pür cahayyür Ak il kılar cedebbür ~işık eder ceWJ

Akl oldu pür cekellüf, aşk oldu pür-cee/liif Akil çeker reessüf, t1lık eder cevel/a Akl iseinadı ister, atık meadı ister Akl iccihJdı ister aşık refik· i a'la

Sen tişık-ı vedıld ol asi· ı ziyan u süd ol Sermaye-i ş~thfid ol bahr ol dahi musaffii

Sen can·ı cümle cansın mahfi dahi a'yansın Hem maden-i emansın Ja-cism ü candır illa

Kftsatü kıillü hizbin' mest ecd i cümle halkı. Mesc eıdi Hakktcanın cevhid-i Hakk Teala. (İbr:thim Hakkı, t 997: 1 67) Bu dizelerinde o, "aklı daha tedbirli, düşünce üreten, sorumluluk kabul eden,

mukayeseler ve çıkarımlar yap:uıık her şeyin ilk sebeplerine ulaşmak isteyen bir oraşurmacı olarak görürken, aşkı daha delişmen, ama ayru zamanda daha u~rnlu, munis ve dost yüzlü ol:uıık görüp bilgiden üstün bir konuma geti.rmektedir."(Ozden, 2007: 54)

İnsan aşk ile bilgi sahibi oldu~ gibi, bu bilgisini eylemlerine de aksettirmeli, kişiliğini aşk ilc olgunlaşw-malıdır. Ç(iokü evrenin varlık kazanmasından turun da bir sanat eserinin ortaya konulmasına kadar her şey, aşk ve sevgi ile olur. Erzurumlu ihrahim Hakkı bunu,

Çünki bahr-i aşkdır Hakkt muhit·i can ü dil Cümle ondandır bed ü n ik ü sual ü hem cevab. (İbmbim Hakkı, 1997: 177) mısralannda dile getirmekte~. O, b'! dizelerde şunu demek istemektedir:

Çünkü c:ı.n ve gönül muhiti bir aşk denizi~. Iyi ve kötü her şey aşk ile olur, yani aşk olmazsa körülük olur. Her soru ve aranan ct\'llbı da aşktan kaynakLırur.

Erzurumlu İbmbim Hakkı, aşkı aıdan insanın kendinden geçtiğini, amk aşktın -'O

i

başka bir şey düşünemeyecegini, aşkın insanın hürriyetini elinden :ılabilecek kadar güçlü olduğunu belirtmektedir.

Ajk, dlvJne eyler insanı Mahv eder gafleti '1/Ü nisyanı

Aşk, SttJYad·ı murg·ı insandır Dahi cima'·z her per4ttndzr. (İbrahim HJakkı, 1997: 73) Bununla birlikte aşk, ayru zamanda insanı koruyup koUayan bir güçtür. Çünkü

aşk her kime dost olursa Yüce Varlığa ulaşuran bir yol olur.

Aşk her kime 4finalık eder Zit·ı ma~uka rehnümalzk eder. (İbrahim Hakkı, 1997: 74) Aşk ile hareket eden insan, samimi olduğu için bütün işlerinde kolaylık bulur.

Aşk, her kime ki inayeı eder . Cümk halde anı himayet eder. (Ibrahim Hakkı, 1997: 73) Görülüyor ki İbrahim Hakkı Erzurumi, aşkın insaru hem perişan edebileceğini,

hem de yüceltip mudu edebilecegini kabul eun"ktedir. Ahiakın amacı da insaru mutsuzluktan uzaklaştınp muduluğa ulaşarmakor.

c. Aşk ve Estetik Bağlamında Gönül Erzurumlu İbrahim Hakkı'ı:un, aşkıı yaklaşımı, estetik boyududur. Estetik,

duyumlada alakalı olup güzellik duygusunun işlendigi bir alandır. Bu duyuıniann maddi boyudu ol:ullarııuıı yanında manevi boyudu olanlan da vardır. Kanaatimce aşkın manevi boyurlu duyumlada ilgili olan kısmı, başkıı biçbir edebiyar ve felsefede msdanrnayan 'göniil'le ilintilidlr

Öncelikle aşkın güzellikle olan bağuıdan söı: euikıen sonra aşkın asıl escetik arılamıru bulduğu gönül konusuna deginmek istiyorum.

Erzurumlu Ihrahim Hakkı, aşkın güzel bir duygu olduğunu ve aşkın her şeyden önce aşka yani kendi güzelligine rutkulu olduğunu belirtmektedir.

Aşk kendiyle aşk-baz olmıq . Kendi hiunüne pür-niyaz olmıq. (Lbrahim Hakkı, 1997: 78) Erzurumlu İbrahim Hakkı'ya göre aşk, insarun ruhsal yapısının da bedeninin

de güzelliğinin kaynağıdır.

Aşk, Jyine-i cemal olmuş Sırr-ı esrar-ı zü'l-alat olmı1ş. (İbrahim Hakkı, 1997: 77) Haım. Erzurum lu İbrııhim Hakkı'ya göre aşk, imarun ışığı, islam'ın sım ve

güzelli~dlr (lbrahim Hakkı, 1997: 75); insan, ibadederindeki 7.t:vk ve lezzeti de aşk sayesinde ıaımaktadır.

Afk hace-z hak!kaı oldu zekat Tepıe dillerde oldu ab-ı hayat

Aşkdır kzı:et·i sıyam il namaz Her dem eyler 6züne naz il niyaz. (İbrahim Hakkı, 1997: 77) !.şte insanda aşkın na.zını çeken, onu a~ayıın, göniildür. Gönlün ışığını veren,

onu aydınlatan da yine aşkı:ır.

Aşk, dil nurudur hem ateş-i şevk Kim ki dşık değil o bulmadı zevk

Aşk, canın tabib-i hazıkıdır Gdht ma 'tük H gahl asıkıdır

Aşk, dil çeln-esinde oldu muktm Kim ki dşıkdır ana yokdur bim(kcrrku)

Aşk, m ihrab-ı can u dildir hem Kıble-i cism ab H gildir hem Ask, dil halwtinde canJndır Bilmeyen halk içinde c(lyandır. {İbrahim Hakkı, 1997: 74) Eı:zurumlu İbrahim Hakkı, aşkı ruhun ıabibi o larak görmekt4!<Ür. Aşkın ikrunet

ettiği makrun, gönül evidir. Gönül rabona kurulana artık ko~ku yoktur. Aşk, sevgiliyle gönül balvetinde baş b•şa olduğu zornon onun muduluğuna de~er biçilemez.

Ask, hursüi ü mJh-ı tabandır Gül ü mü/dür o bağ u bostandır

Aşk, dil tabıı üzre sulcandır Misl-i müruz biz ol Süleymandır

Aşk, sulcanı haniiman bilmez Olmuş azatk nam H ,Jn bilmez. (İbrahim Hokkı, 1997: 75) Aşk gönül tahonda sulr:ınlık eder, bu bakımdan aşkı olmayon gönül, gönül

sayılmaz. Gönlü şenlencliren aşknr. Ama gönle giren aşkı anlamlandu-an da gönüldür, Dola}'sıyla da birbirlerini gerektirirleL Bu konuda Yunus Eınre, her şeyin aşk ile anlam kazandıgını belintikten sonra şöyle der:

Işidün ey yarenler, aşk bir güneşe benzer Askı olmayangönü~ misal-itaşa benzer. (YunusEınre, 1986: 47)

Kuru ağacı niderler, kesip oda yakarlar Herkimdşıkolmadı, benzerkuru ağaca. (Yunus Emre, 1986: 186) İbrahim Hakkı da tıpkı Yunus Eınre gibi düşünmekte, insan gönlünün aşkla

canlandı~nı, aşkı olmayon gönlün ınatemli bir eve benzediğini beijrunektedir:

Olsa mahrum gönül aşkran ol meyyiıtir Sanma onu gönül ol hane-i matemdir bil. (İbrahim Hakkı, 1997: 221) Gönül aşktan uzak olursa o, ölü sayılır. O, aruk gönül değil, bir maıem evidir. Yıne İbrahim Hakkı bir başka beyrinde şöyle der:

Gönül ki aşk ile hayydır o mevci görmez hiç Hemise ars-ı Hiıd,idıro hane-i ma'mür.Qbrahiın Hakkı, 1997: 27S) Aşkla dolu gönül her an diridir, ölüm nedir hiç görmez, hiç ölmez. Gönül,

imar edilmiş bir ev gıbi~ir. Görüldü~ gibi fbrahim Hakkı da tıpkı Yunus Emre gibi bir aşk ve gönül

adamıdır. O, gönlü anlambilmeye hiçbir şeyin yeterli olmadı~ru ''vasf edemem gönül ~

~

seni" redilli gazelınde ifade eımekıedir. Çünkil gönül, her ıiıdü kemnli kendınde bulunducan, her güzelin cemnlirlin kaynağı olan, cihanın as~ nı baondıran yüce bir mekıindır. O bu ıürinden gönle fÖYie seslenmekıcdir.

VasfılisJn sminlftlirwsf ftkmem göniil seni Nuık u beyan sminlftlir wf edemem gönül smi

Her hıinerin kemalisin her gıizelin cemalisin Hüsn ik an seninlftlir wsf ftkmem gönül sm i

Bilmerli kimsi! cer;/xrin aleme ıoldu ke.Jserin Zevk-i cm.in sminktlir wsf ftkmem gönül seni

Asl-ı cihansın ey gönül wsla mekdnsın ey gönül Ketm ii mekan seninledir wsf edemem gönül seni Hükmiintk Hakki bendftlir C<inı seninle zindetlir CiimluihJn seninledir wsf ftkmem gönül seni (İbrahim Halda, ı 997: 50 ı) Gönül ve aşka bu derece önem veren lbrahim Haklo Eaurumi, aşkı

içseUcşı:Umiş, gönül dünyası.nda bizzaı yaşadıklnrıru şüre veya düz yazıya akcnrmışur. öm+ "Vasf-ı !fal" adıyla ıoazdıjp bir şürinde

Gın illerinı/m gelm4ern Fani mekanı neykrem Ol millke meylim salmısam Ben bu rilJdnı neylerem.

Düny.rya geldim gitmeye Ilm ile bilme ymneye Ask ile an(ı) seyrmneye Ben in ii anı neylernn

Askm lfJrabm içmişem Dil gü/serı i ne - Ülml Ben wrlıgı'::ır geçmişem Nam ii niftinı neykrem. {lbrahirn Hakkı, ı 997: 82)

dizeleriyle Yunus Emre'yi haıırlatmakı:adır. Yunus Emre de bır şiirinde

Beni somıa bana bende Jegülvm Süretüm bof yürürıondan içeru. (Yunus Emre. ı 986: 222) ckmchedir. Bu ilci abiele Jaluıyeıimiz de asıl kişiliklcrinı aşktıo buldukbnru ıfade

eımekıedir:ler.

Görülüyor ki E.r~urumlu ibrahim Hakkı, aşka yüce bir anlam yüklemektc ve ilahi boyurunu öne çıkarmaktndır. Ancak aşkın bir de insani boyuru vardır ve insan melek değildir.

B. Beşeri A~k Eaurumlu i b<ıthim H :tk kı, llahi aşkın yanında beşeri olan yani insanın ıns:tna

du~-du~ aşkı da kabul eder. Bu konu, bu bildirinin sırurlannı aşacak kadar derinUklidir.

MüsWol bır incc:lemc,i ,., başlı başııu ele olınll\2)1 gcrekıimıc:kredir. Bu balmncbn buradıı sade« koouı·• dıkbt çcJcmcyi 2m2ÇI2m2ktıoıız.

lkşen ll}k, doğ:ıl bir durum olm cinseUı& de içcrditi için buoa tensel a~k da diycbihri>. Butun C\'ren n:ısılll}k ile yor2ulmışso, evrendeki vorhklor da o~kla can bulurlor. O, her ~in ll}kla hay:ıt buldu~ kanaatindcdir. Çünkü evrende neye bakılsa onun oşkla cıınlandığı görülebilir. Çiçcklere sevgiyle bakıldı~ açar, nefret ile balainn çiçekler solnrlnr. Çocuklar, aşkın ürünüdürler. Anneler çocuklnnnı nşkl:ı ve sevgiyle büyütürler. Zıı kutuplıın bir arııya getiren, birbirine çeken aş kur.

"Sultin ı hüsne, p:idişih·ı aş ko bendeıi•" sözünü adetıo diline ıespıh ermış olan (Rcçnak~lu, 2011: 233) Erzurumlu ibr2him flllkkı. bu aşk ıle baıtlandıJıı eşierine olan ~gisını de~ zamanlarda onlara yazdıl\1 rnekruplarda dıle getırmı~ur. Bu mekrupbnb aşianı ılltllf ederken ku~b.ndıp;ı ıfadclcr, asb. bayağı dq\jl, son dereec b.ıif \'e SC\'i)·eh so>lcrdcn oluşoulaıadır. lbrahım llakkı Erzurumi'nın bu mcktuplortııda ııım anlornıı·b. bır aşk esrcıiği onay" konulmuştur.

ibr2hım llakkı Erzurumi, lstonbul'do ılımle ugr:ışırkcn çok özlediğı cşı Fırdcvs Hanun'o yo>dıAı mcknıpra duygulıınnı ~(jyle dile getirmiştir:

"izzctli, hürmedi, mubabbeıli, hakikatli, fcEkotli, baurlı, gönüllü, asıllı, usullü, akıllı , hünerli, yakışıkh, güzel huylu, tınlı dilli, uzun boylu, ince belli, kı l ayıpsız horunum, helalim Firdevs Harun huzuruna: llcnim nazlı yarim, benim yar-ı gonı· güs:inm, benım şcnliğim. şöhretim, Sc\'digim, keyfim. benim canım Pirdevs'iml Nc,ii)'OI'$Un? Ne ışliyorsun? Ne keyiftesin, ne fıkirdesin, ne halde.ın, ne demdwn? Berum gü>dım, gonp gönlünü neyle c,·liyorsun? Okuyor musun, nakış mı ışhyorsun, oynuyor musun, gulü)"Or musun?

Bcnım gonlum senin h•)'alinle «:glcruyor. Sen nicc:sin? Keşke sı7ı geursem bu vibyetleri seyreıursem, 7.ınt sensiz canım rııhot ol•mıyor. Benim güzd kc,-fım, senden aynlm•k ne çetin ahvıılmiş bilmczdim. llok Tcala göniil hoşlugu ile, bir dohı dünya gözü ilc görüşmek müy~ser eylesin. /\mı n.

Firdevs, Firdevsl O saçlıton seveyim. Firdev:s, Firdev5l O boşın scvcyim, o kn~ın seveyim, o giizün seve}~m. i\ zalim Firdcvs, ayıpsız çnnın evim. Sakın benden küsmeye<in kı gönlum sıkılmasın. Kusurb.nmı affet, ahiret hakkını heW eyle~K2pıruo hükmesıni gördukçe göniildcn çıkorma)-asın."(Çdebioğlu, 1988: 47-48)

Erzurumlu lbrahırn Hakkı'run eşi l'oımo Horurn':a )-:udığı mekrubuodan bır bölüm ıse şO)Icdır.

"Ve ızuılı, hünnetli, mubabbetlı, hokıkııtlı, batırb gönüllü, asıllı, usullü, okıllı, :ıbırli, gü7el huı·lu, m ılı dılh, h20ım yapıb., gulcç yü:dü, alçakgönüllü, dm~ım. ehlım, bdalim Foumo Honım huzuruna.

Derun i ttiiden ve can u gönülden selamlar ve dualar edip mübarek hatınn su:ıl ederi.z ve Huda'nın birliğine emaneı verirb.

Benim yilr-ı gılnm, gom-gü.~iinm, be rum aklı m, fıkı:iın, benim cıınım hanım! Neyüyorsun? Ne işliyorsun? Ne keyifıesin, ne haldesin, ne demdesin? Benim

yükümü çeken, benim haunrnı sayan, benim aıeşlroe yanan. bu aynbk saruı tez de@ mi)-di? Seb.meı kurruldun mu? All:ıh emekler uyi etmesin. Beıı ısterdım kı scrun bu hi>..metinde bulunayun, ama rakdir bö)ie ımış. Şımdi bir sc:bmct habenn mujdcsuu bekh)"Orum. 1 lak Tııili bir dahı dünyıı gö>u ıle görüşmek müy~ser eder mi? Bir

görsen la IUS~ lll YU olmuşum ... şimdi isııınbui'un SU}'U ve ruav:ısı ban:ı h~ gc:ldi. Öyle ki g.a)eı şişman kışı oldwn. I<Mdeşin n dapn prumdıı ıapf upkbr (çocuklar) gibi görünürler, öylece bilesin .... "(Çckbioglu, 1988: 49)

Sonuç Ertıırumlu lbrnhim Hakkı, ıışkı maddi ve manevi büıün yönleriyle incelemiş

ve edebi mrzd~ ele aldıgı 2şk konu.sundn yer yer psikolojik, zamnn ınmıın felsefi mhliller yapmaktıın kaçmınamıştır. l n~anın manevi oçıdan olgunloşıp insan-ı kamil haline gelebılnıesı için aşkın ı:nnnevi bo)"' runu kavraması. anlaması ve içselleştirmesi gerekıigıtu vurgulıuruş obn Enurumlu lbrahim Hakkı, bu yolda en önemlı ,-llmanm, gönül oldu~ na özellıkle işaret eımışıır. Ancak msanın sadece ruhran ibareı bır varlık olın:ıdıglnı çok ı)i bilen i:bnhlm llakkı, ~ maııevi ıışko boA!ı lalmakla ınsanın, onu ins:ın )"Opıın )-önlerinden biri olan maddı yonünün eksik lalacagını da görmüş ve insanda d~ bır duygu obn karşı onse olan ılgınin bir yonsıma.ı olon ıensd aşkın önemine de vurgu yapmıŞOL

Her hnlük:irda aşkın önemini kavrnrruş bir şahsiyet olan ibmhim llakkı, mm bir aşk adamıdır. Bildicimizi onun aşkın önemini vurgulayon ve aşka davet eden bir beyıiyle ıanıanıloyolım.

"Aşkı bul, ıışk ilc o~ aşk ile tol ey llakkl ller şeyin v:ıır bedeli bulmadılAr ıışka bedcl"(ibnhlm Hakkı. 1997: 374).

Kaynaklar Blondcl, Enc (2003). Aşk. Çev: Es.ra Özdoğ:ı.n. lswıbul: Yapt Kredi Yayıolan.

Çcleb~lu, Amil (1988). Erzurumlu lbrnhim Hakkı. Ankara: Külıur Bakaolıgı Yayınlıuı.

Erzurumlu lbrahim Hakkı (1997). Divan. Yaytna h:ız.: Numnn Külekçi-Turgut Karnbey. Er1.urum: i\mıürk Oniversiıcsi YayıruilO.

Erıurumlu ihrahim Hakkı (1993). Marifeıname. Açıklnm:ıJnrln Yayma lla.mlayan: M. Faruk Meyan. lsmnbul: Bedir Yayıoevi ..

Özden, ll . Ömer (2001). Aşk Fclsdesi-Türk ve Batı Duşuncesinden Örneklerle. lsranbul: An S:ınaı Yapnbn.

RcvnakoAiu, Cem:a!eddio S. (201 1). Erzurumlu lbrnhım Hakkı ve Manfetn:imes.ı. Yayına hazttl:t)"Onbr: b~ ~u-llasanSe.·ıJ, branbul: lık llarf Y:ıy&ruan.

Yunus Emre (19B6). Divan. 1 fuırlnyan: Faruk Kadri Timurı:ış, Ank:ıra: Külıür ve Turizm Bakaruıgı Ya)•nlan.