50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 148 1 Haziran 2008 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] www.yuruyus.com Say›:148 [email protected] I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmak AKP P Polisi Devrimcileri S Sindirmek Dincileri G Gelifltirmek ‹çin O Operasyon Yap›yor... “Komutan Manuel Marulanda Velez, “Komutan Manuel Marulanda Velez, Halk ‹çin Ölmek Sonsuzlu¤a Dek Yaflamakt›r! Önünde Zafere Ant ‹çiyoruz!” Kolombiyal› devrimciler komutanlar›n› sonsuzlu¤a u¤urlad›

BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 148

1 Haziran 2008

Fiyat›: 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

www.yuruyus.com Say›:148 [email protected] 1133000055 -- 77994444

BÜYÜK SUÇ:

Amerika’yaKarfl› Olmak

AKP PPolisi Devrimcileri SSindirmekDincileri GGelifltirmek

‹çin OOperasyonYap›yor...

“Komutan Manuel Marulanda Velez, “Komutan Manuel Marulanda Velez, Halk ‹çin Ölmek Sonsuzlu¤a Dek Yaflamakt›r!

Önünde Zafere Ant ‹çiyoruz!”

Kolombiyal› devrimciler komutanlar›n› sonsuzlu¤a u¤urlad›

Page 2: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

1974 Sivas Zara do¤umluydu. Köylü bir aileninçocu¤u olarak çal›flarak büyüdü. 1993’te devrimmücadelesine kat›ld›. Mahalli alanlarda çeflitligörevler üstlendi. 9 Haziran 1997’de ‹stanbulGaziosmanpafla’da helikopter deste¤indeki yüzlercepolis taraf›ndan kuflat›ld›, tafl›d›¤› s›fata yarafl›r fle-kilde son nefesine kadar direnerek flehit düfltü.SSüülleeyymmaann ÖÖRRSS

11 Haziran 1980’de fa-flist bir oda¤› da¤›tmakiçin eylem haz›rl›¤› ya-

parken jandarmalar tara-f›ndan katledildi. ‹stanbulEyüp-Y›ld›ztabya’da, fa-flist teröre karfl› mücade-

le ekiplerinden birininmensubuydu.

KKeemmaall CCAAMMEEKKAANN

1977 Sivas Divri¤ido¤umluydu. Daha14 yafl›ndayken ifl-kencehanelerle ta-n›flt›. Faflizmi tan›d›.1992’de mücadele-ye kat›ld›. Kuryeolarak bafllayan ge-

liflim süreci, h›zla onu farkl› görevlere götürdü.9 Haziran 1995’te DYP ‹stanbul ‹l Merke-zi’ne karfl› gerçeklefltirilen eylemin ard›ndanmilitanlar›n geri çekilifli s›ras›nda ç›kan çat›fl-mada, Sibel Yalç›n, sokak sokak direnerek di-¤er yoldafllar›n›n geri çekilmesini sa¤lad›. “Sizbizim teslim oldu¤umuzu nerde gördünüz”sözlerini tarihe miras b›rakarak flehit düfltü.

SSiibbeell YYAALLÇÇIINN

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz6 HHaziran-12 HHaziran

Sabah›n 55’inde eevler bas›larak ggözalt›na aal›nd›lar. Hepsi öö¤renci 228 ggençti; iiflkencehanelere ttafl›nd›lar.

Evleri, yyurtlar› aarand›.Suçlar›, bbir ‘karikatür sergisi’ açmakt›.

Ama“Ortak DDüflman AAmerika’d›r”

demifllerdi bbu ssergide. Büyük ssuçlar› bbundand›.

Madem kki bbu ssuçu iifllemifllerdi;Onlara aart›k hher fley mmübaht›.

‹flkencelerhapislikler

okuldan aat›lmalar...onlar› bbekleyecekti.

Onlar, sindirilmeliydiler.

Devrimciler olmamal›yd› bbu üülkede!Sabah›n bbeflinde bbüyük ooperasyon

iflte bbunun iiçindi!

KKööyyüünn YYii¤¤iiddiiHaziran'›n s›ca¤› var. Taa tepede günefl par--l›yor. ‹stanbul flehrinin bir yerinde ki ba¤r›n--da, kurflunlar boflal›yor bir gencin üstüne. Yi--¤it delikanl› Süleyman Örs, bir haziran günüumudun ad›n› yazmaya bafll›yor duvara ka--n›yla. Ama tamamlayam›yor. Onu henüzu¤urlamadan, yaz›yor yoldafl›, yar›m kalm›flyaz›n›n son harflerini...

Üniversiteler kapanm›fl, Anadolu’dan gelenö¤renciler evlerine dönmek üzere yola koyul--mufllar. Tatil yapma imkan› olanlar tatil yapa--cak, çal›flmas› gerekenler çal›flacaklar. Bir demücadele etmek isteyenler var. Onlar hiçbiryere gitmeyecekler...

Morgun önünde sevenleri de Süleyman'› bek--liyorlard›. Süleyman Sivasl›'yd›. Sivas'taki kö--yünün mezar›na gömülecekti. Morgun önün--deki otobüsün içine, sevdas›n› seçenler s›ray--la koltuklara oturdular. Otobüs koyuldu yola.Uzun bir yol, saatlerce sürecek bir yolculuk.

Uzaktan da olsa, cam›n ard›ndan da olsagörülecek çok yer var. Duyulacak çok sesvar. Sabah günefli do¤arken horoz sesle--ri duyulacak yol kenarlar›ndan. Arkada

tabut içinde Süleyman'›n cans›z bedeni. Düfl--müfl, sevdas›n›n yoluna.

Sevda ayn› sevdad›r, yüre¤imizin içinden ta--flan. Kim daha çok ister yarine kavuflmay›,odur düflen önce.

Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler.Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk al--m›yor. O nefesini vermifl di¤erlerine. Yolunuzunlu¤unun da bir sebebi var elbet.

Otobüs ilerliyor. Üniversite ö¤rencileri kol--tuklar›nda, diken üstündeler adeta. Arkadabir halk kurtulufl savaflç›s› yat›yor. Onu sonyolculu¤una tafl›mak görevi var önlerinde...

Ve flafak vakti; günefl do¤uyor da¤lar›n›nüzerine. Sivas da¤lar› ›fl›yor, serin rüzgarlar--la. Otobüstekilerden uyan›k olan›, di¤er arka--dafllar›na sesleniyor: "Uyan›n arkadafllar, ba--k›n Sivas da¤lar›, da¤lar›m›za bak›n!"

Bak›yorlar uykulu gözlerle yol boyunca. Bir--den gözlerine çarp›yor. K›raç bir tepenin üze--rine tafllarla yaz›lm›fl bir yaz›; "flehitler ölmez,

vatan bölünmez".

Arkada Süleyman, d›flar›da bu yaz›. Arkadafl›--n› kaybetmenin ac›s› kapl›yor o an otobüstekibir genç k›z›. Köyün giriflinde bir kimlik sor--ma iflkencesi. Korku salmak amaçlar›. Kimlik--ler al›n›yor, bir süre günefl alt›nda bekliyorlar.Süleyman otobüste. Bekliyor o da. Eve var›l›--yor. Kap›da annesi ve köy kad›nlar›... Hepsisiyahlara bürünmüfl, bafllar›nda siyah puflular.Hepsi yafll›. Köyde genç kalmam›fl, kimi kur--tulufl kavgas›nda, kimi mezarl›kta ve ço¤u dagöç, sürgün yollar›nda, yaflam›n içinde kay--bolmufl. Köyün en yi¤idi geliyor evine. Yafll›kad›nlar›n k›nal› beyaz saçlar› al›nlar›ndan tafl--m›fl. Kapan›yorlar Süleyman'›n kefenlenmiflbedeninin üzerine. Yüzü aç›l›yor Süleyman’›n.Bir genç k›z; üniversite e¤itimini, gelece¤ini,aile ba¤lar›n›, geçmiflini koymufl bir kenaragözleri Süleyman'da tak›l› kalm›fl. Tutamad›¤›gözyafllar›, dökülüyor toprak evin zeminine.Eve giriyor. Süleyman'›n ablas›n›n a¤›tlar için--de ilk sözü "kardeflim ölmedi".

Do¤ruydu söyledi¤i; Süleyman halk›n›n kur-tuluflu için ölümsüzlük ›rma¤›na kat›lm›flt›...

Tarih yazanlar

Ölüm orucu flehidi Faruk Kad›o¤lu, Ka--

ranfiller Kültür Merkezi’nde düzenlenen tö--

renle an›ld›. 24 May›s günü ailesi taraf›ndan

verilen anma yeme¤inde Faruk Kad›o¤lu’

nun yaflam›, direnifli anlat›larak devrim flehit--

lerinin unutulmayaca¤› dile getirildi. Anma--

da bir konuflma yapan Necdet Dernek, Faruk

Kad›o¤lu’nun 9 May›s 2005’te Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde

12. Ölüm Orucu Ekibi’nde yer ald›¤›n› direniflinin 17. gününde bu--

lundu¤u hücrede bedenini tutuflturarak ölümsüzleflti¤ini söyledi.

“fiehitlere vefa borcumuz var, onlar›n çizdi¤i yoldan devam edece--

¤iz” diyen Dernek’in ard›ndan ailesi ad›naY›lmaz Kad›o¤lu da Fa--

ruk’u anlatan bir konuflma yapt›. Anmada fliirler okundu, türküler

söylendi. 150 kiflinin kat›ld›¤› anma verilen yemekle sona erdi.

Ölüm Orucu flehidi U¤ur Türkmen,

Mersin'in Yenice ‹lçesi’nde flehit olmas›n›n 7.

y›l›nda an›ld›. Anma töreninde önce 25 May›s

günü, tahliye olduktan sonra direniflini sürdü-

rerek flehit düfltü¤ü evinde, ailesi taraf›ndan

bir yemek verildi. Daha sonra ailesi, yoldafllar› ve sevenleri mezar›

bafl›na giderek karanfiller b›rakt›. Anmada haz›r bulunan ablas›

Sevtap Türkmen, U¤ur'un özgeçmiflini ve devrimci kiflili¤ini

anlatt›. Ard›ndan çok sevdi¤i halk türküleri söylendi. Okunan fliir-

ler ve söylenen marfllar›n ard›ndan "Devrim fiehitleri Ölüms-

üzdür", "Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez", "U¤ur Türkmen

Ölümsüzdür" sloganlar›n›n at›lmas›yla anma sona erdi.

Faruk Kad›o¤lu An›ld›

U¤ur Türkmen An›ld›

Page 3: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Y›ld›rma ve gözda¤› siyaseti 44

Dinci AKP’nin dinci polisinin sindirmeoperasyonlar› 66

AKP polisinin yöntemleri: ‘K›z›n›z devrimcilerle gezmesin, yoksa...’ 1100

GGeennççlliikk:: Kafkas Üniversitesi fienlikleri’nde ö¤rencilere sald›r› 1122

Yarg› kimin denetiminde olacak? 1133

D›fl mihraklar›n bitmeyen komplolar› 1144

Nepal’de devrim! Taht bir yana kral bir yana... 1166

Adalet Bakan›’n›n sözüne ra¤menhapishaneler cephesinde de¤iflen bir fley yok 1199

AKP’nin yeni ‘Kürt’manevras›; GAP eylem plan› 2222

Bin imza bir yanl›fl 2266

‘Vatandafl Hassasiyeti’ Devleti 2299

Marulanda Velez halklar›nmücadelesinde yaflayacak! 3355

1 May›s ve Taksim Paneli: Taksim adalet istemenin ad›d›r 3366

EEmmeekk:: Ek Ders Hakt›r Gasp Edilemez! 3377

SU’daki eflitsizlik ve adaletsizlik! 3388

Onlar› ideolojilerinden kopartamazs›n›z! 4400

Munzur Vadisi do¤al sit alan› ilan edilsin 4433

Biliyorlard›r, görüyorlard›r demeden›srarla gerçe¤i anlatmal›y›z 4444

Anneleri öldüren kültür 5500

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 3300Birlik - 2

BBiillggii 3344Parti

HHaaff››zzaa 4466‹TÜ fienli¤i

SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 2255Sorun ekonomik mi

DDee¤¤iinnmmeelleerr 4488fians kader k›smet

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5511

TTAAYYAADD’’ll›› AAiilleelleerrHHAAYYDD‹‹KKOOLLKKOOLLAA

GGEECCEESS‹‹TTaarriihh:: 15 HaziranYYeerr:: Sar›yerPSAKD CemeviBahçesi Armutlu‹stanbulSSaaaatt:: 18.00-22.00

HHaattaayy TTeemmeellHHaakkllaarr

AANNMMAA

HHaazziirraann’’ddaaÖÖllmmeekk ZZoorr

TTaarriihh:: 8 HaziranYYeerr:: Yayla Dü¤ünSalonu ÇayBahçesi HarbiyeHATAYSSaaaatt:: 19.00

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBULTelefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Bask›: Ezgi Matbaac›l›k-Sanayi Cad.Altay Sokak No:10 Çobançeflme/Yenibosna / ‹ST. Tel: 0 212 452 23 02

Da¤›t›m: Turkuvaz Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Dikmen TemelHaklar 2. GelenekselDDeevvrriimmcciiSSaannaattçç››llaarr››mm››zz››AAnnmmaa EEttkkiinnllii¤¤ii8 HaziranMahzun-i fierifPark›-ANKARA

DemirtaflKültür ve

Sanat Derne¤iAç›l›fl›

TTaarriihh:: 1Haziran 2008YYeerr:: TurunçluMah. 78031.sok. No: 52,

Demirtafl

SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 2200AKP’nin ilkesi sözü tutmamak m›?

Page 4: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Sivas Emniyet Müdür-lü¤ü o gün sabah teyak-

kuz halindeydi. Özel timlermaskelerini takm›fl, a¤›r si-lahlar›yla donanm›fllard›.Büyük operasyon yapa-caklard›. Ayn› anda, onlarca ev ku-flat›lacak, içindekiler etkisizlefltiri-lecekti... AKP’nin dinci polisi, sa-dece Sivas’ta de¤il, birçok yerdeaylard›r bu büyük operasyonu sür-dürüyor. Operasyonlar›n hemenhepsi ayn›; gözalt›na al›nanlar de-mokratik örgütlenmelerde, eylem-lerde yer alan, adreslerine resmi ku-rumlar›n her an ulaflabilece¤i, evle-rinde, iflyerlerinde ya da okullar›ndaher an bulabilecekleri kifliler, Irakiflgalcilerini, ‹srailli katilleri arat-mayan operasyon biçimleriyle saba-ha karfl› yap›lan bask›nlarla gözalt›-na al›n›yor... Sonras› iflkenceler, tu-tuklamalar, hapishanelerde iflkence-ler, hücreler... Aylard›r ülkemizdeböyle bir faflist terör estiriliyor.

‹lginç ve bir o kadar da ö¤reticidir;ülkemizin demokrasiyi, hak ve

özgürlükleri savundu¤unu iddiaeden birçok kesimi, bunlar› adetagörmezden geliyor. Türban yasa¤›karfl›s›nda demokrat kesilenler de,‹lhan Selçuklar’›n gözalt›na al›nma-s› karfl›s›nda insan haklar› savunu-culu¤u damar› kabaranlar da, zu-lüm, yasakç›l›k ve iflkencecilik ba-k›m›ndan bunlardan hiç geri kalma-yan ve asl›nda bunlar› fersah fersahda geride b›rakan bu terörü, yyookk ssaa--yy››yyoorrllaarr.. Düzeniçi kesimlerin de-mokrasiyi, hak ve özgürlükleri sa-dece kendileri için istedi¤inin bun-dan ala kan›t› m› olur?

Bu faflist terör, en k›sa ve kabahaliyle haklar ve özgürlüker

mücadelesinde flu veya bu dü-zeyde yeralm›fl, devrimci veyadevrimci olmaya yönelen ke-simleri ssiinnddiirrmmeekk,, yy››lldd››rrmmaakk,,ve bunlar arac›l›¤›yla da örgütlü,mücadele eden tüm kesimlereggöözzddaa¤¤›› vermektir. Halka “teröroperasyonu” gibi sunulan buoperasyonlar›n temelindekiamaç budur. Bu operasyonlar›nhedefi olmak için art›k bu ülke-

de, silahl› mücadeleye kat›lmak,fliddet eylemi yapmak gibi fleylergerekmiyor; mesela Sivas’ta oldu¤ugibi bir karikatür sergisi açmak ve-ya Ankara’da oldu¤u gibi bir anma-ya kat›lmak, 8 Mart’a kat›lmak,Adana’da oldu¤u gibi bir devrimci-yi anmak, bir devrimcinin resminitafl›mak, bir ilerici yay›n organ›n›,veya Mahir Çayan’›n kitab›n› oku-mak, bunlar yeterlidir. Türkiye’nindemokrasi aç›s›ndan nereden nereyegeldi¤ini görmek için, ka¤›t üzerin-deki uyum yasalar›na de¤il, bu so-mut gerçeklere bak›lmal›d›r. Bunla-r›n bir ço¤u, bu pervas›zl›¤›yla ön-ceki hiçbir faflist iktidar dönemindegörülmeyen uygulamalard›r. SSiinn--ddiirrmmee,, yy››lldd››rrmmaa vvee ggöözzddaa¤¤›› mmeekkaa--nniizzmmaass››,, AKP iktidar›nda daha sis-temli bir flekilde kullan›lmaktad›r.

Bask›nlar, gözalt›lar, tutuklama-lar, dava açmalar, tam bir per-

vas›zl›k ve hukuksuzluk içinde de-vam ediyor. Gözalt›lar karfl›s›ndagenellikle “suçu yoksa yarg› b›ra-k›r” denir. O kadar basit ve düz de-¤il. E¤er bir demagoji söz konusude¤ilse, bunu söylemek ssaaffddiilllliikkttiirr..Çünkü bu ülkede, tutuklama olmasabile, gözalt› sürecinin kendisi birsindirme ve y›ld›rma arac›d›r. Gö-zalt› süreci fiziki ve psikolojik ifl-kence boyutuyla, hayat›n di¤eralanlar›na tafl›nan tehdit ve gözda-¤›yla, sindirme ve y›ld›rma politika-s›nda bazen hapishanelerden bileöncelikli yer tutar.

Aç›lan davalar da ayn› flekildessiinnddiirrmmee vvee yy››lldd››rrmmaa amac›y-

la sürdürülür. Hakimler, savc›lar,“dava dosyas›”ndaki “suç” ne olur-sa olsun, e¤er bir san›k, devrimcilikyapmayaca¤›n› duruflmada bir fle-kilde ifade etmiflse, onu ödüllendir-mekte gecikmezler. Dosyas›ndaonun aleyhine delil bile olsa, pekalaonu tahliye edebilir; buna karfl›nduruflmalarda devrimi ve devrimci-li¤i savunan biri karfl›s›nda, hakk›n-da onu suçlayacak, tutuklulu¤unusürdürecek bir belge, kan›t yoksabile, her duruflmada “tutuklulu¤u-nun devam›na...” karar›n› verebilir-ler. Örneklerine çok s›k rastlanan buuygulaman›n da gösterdi¤i gibi,yarg› da bu noktada hukukun uygu-lay›c›s› olarak de¤il, yy››lldd››rrmmaa,, ssiinn--ddiirrmmee mmeekkaanniizzmmaass››nn››nn bbiirr ppaarrççaa--ss›› olarak görev yapmaktad›r.

Yarg›, devrimcilere karfl› iflteböyle çal›fl›r. Ülkemiz s›k s›k

“yarg› skandallar›”n›n gündemegeldi¤i bir ülkedir. Yarg›n›n iktidar-lara ba¤›ml›l›¤› ortaya ç›kar; yarg›-n›n M‹T’çilerin talepleriyle kararlarverdi¤i ortaya ç›kar. Bir baflka vesi-le, yarg›n›n hukukun de¤il MGK ta-limatlar›n›n uygulay›c›s› oldu¤unugösterir; sonuçta yarg›n›n düzeninçeflitli güçlerine iliflkin ald›¤› karar-lar tart›flma konusu olur; ama ayn›yarg›n›n ddeevvrriimmcciilleerree iilliiflflkkiinn vveerr--ddii¤¤ii kkaarraarrllaarr hiç gündeme bile gel-mez. Tart›fl›lmaz. Kimse, onlar›n daasl›nda gayri meflru oldu¤u gerçe¤i-

ni dile getirmez.

Bak›n bugünlerde ayn› fley“dinleme” konusunda tek-

rar yaflan›yor. ‹ki hafta önce birAnayasa Mahkemesi üyesinindinlenmesiyle gündeme gelentart›flma, flimdi de CHP GenelMerkezi’nin dinlenmifl olmas›vesilesiyle sürüyor. Ama tart›fl-mada zziihhnniiyyeett aayynn››,, ttaarrtt››flflmmaa--nn››nn iiççeerrii¤¤ii aayynn››.. Düzen güçleri

4 GÜNDEM 1 HHaziran 22008

Y›ld›rma ve Gözda¤›Siyaseti

Türkiye’nin demokrasi aç›s›ndan nereden nereye

geldi¤ini görmek için, ka¤›tüzerindeki uyum yasalar›nade¤il, bu somut gerçeklere

bak›lmal›d›r.

Page 5: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

birbirini dinledi¤i için ç›k›yor tart›fl-ma. Ayn› güçler, ayn› flekillerdedevrimcileri, demokratik kurumlar›dinledi¤inde kimse bunu “sorun”yapm›yor. Çünkü tüm düzen, dev-rimci, demokratik güçleri kuflat-makta, bo¤mak istemekte, sindir-mekte hemfikirdir ve bu hemfikirli-¤i hiçbir fley bozmuyor. Oligarfli içiçeliflkiler yumuflad›kça, ittifaklar›pekifltikçe, halk güçlerine karfl› sal-d›r›lar da daha art›yor.

AKP, emperyalizme ve oligarfli-ye, ç›karlar›n›z› en iyi ben sa-

vunur, sistemin istikrar›n› en iyi bensa¤lar›m diyor. Bu yaln›zca ekono-mik politikalarla s›n›rl› bir tav›r dade¤ildir. AKP her alanda, bu aradahalk›n mücadelesinin bast›r›lmas›ve sindirilmesinde de uygulad›¤› fa-flist terörle, katliamc›l›kla, yasakç›-l›kla, “benden iyisini mi bula-caks›n›z” demifl olmaktad›radeta. AKP’nin son 1 May›s sal-d›r›s› bunun sonucudur. KuzeyIrak’a yönelik olarak süreklilefl-tirilen operasyonlar bunun so-nucudur. Keza, art›k AKP’ninpolisi taraf›ndan süreklilefltiri-len devrimcilere yönelik bas-k›n-gözalt›-tutuklama terörü vekomplolar› da yine bu politika-n›n ifadesidir.

Emperyalizmin ve iflbirlikçi-lerinin susturulmufl bir halk,

sindirilmifl ve düzenin çizdi¤i s›n›r-lar içinde hareket etmeyi kabul et-mifl bir muhalefet istedikleri kimseiçin s›r de¤ildir ve AKP, tüm faflist,gerici yöntemlerle bunu sa¤lamayaçal›fl›yor. AKP’nin “milli irade” ta-n›m›ndaki çarp›kl›k, sadece yüzde47’yle kendini milli irade yerinekoymas›nda de¤il, esas›nda iktidar›milli iradeyle özdefllefltirip, iikkttiiddaarrdd››flfl››nnddaakkii ttüümm kkeessiimmlleerriinn ssuussttuu--rruullmmaass›› üzerine flekillenmektedir.Bu nedenle, devrimci muhalefetekarfl› aç›k bir terörizm uygularken,düzeniçi muhalefete de elbette ayn›düzeyde ve biçimde olmasa da, ta-hammülsüzdür.

Fakat elbette, AKP’nin ve o gele-ne¤in ssooll ddüüflflmmaannll››¤¤››,, tarihsel

olarak baflka hiçbir fleyle karfl›laflt›-

r›lamaz. AKP’lilerin Kanl› Pazar-lar’dan gelen, “anti-komünizmle”flekillenmifl beyinlerinin sol düfl-manl›¤›n›, söyledikleri her sözde,her davran›fllar›nda görebilirsiniz.Ortama, yerine göre, “politika gere-¤i” bunu ne kadar gizlemeye çal›-fl›rlarsa çal›fls›nlar, mutlaka aç›k ve-rirler, o düflmanl›¤› kusarlar bir fle-kilde. Tayyip Erdo¤an, gerçek an-lamda solcular›n bu ülkede hiç ikti-dara gelmedi¤ini bile bile, ülkemiz-de ne kadar olumsuzluk, kötülük,yetersizlik varsa, bunu kürsülerden“bu solcular var ya bu solcular” di-ye hayk›rarak, bu düflmanca üslu-buyla sola maleder. AKP gericili¤i-nin gözünde, solun flu veya bu fleklidiye bir ayr›m da yoktur; o gericili-¤in gözünde komünist de, sosyalistde, devrimci de, sosyal demokrat dabirdir; çünkü hheeppssii ssoollccuudduurr ve on-

lar tüm solculara düflmand›r.

AKP’nin polisi de bu çerçevedeflekilleniyor. AKP’nin polisinin

de derdi yasa, hukuk de¤ildir, “top-lumun huzuru” hiç de¤ildir, onunda tek derdi ssoolluu yyookkeettmmeekk,, yyookkee--ddiilleemmiiyyoorrssaa,, eettkkiissiizzlleeflflttiirrmmeekk,, tektek devrimcileri, demokratlar›, de-mokratik kkuurruummllaarr›› ssiinnddiirrmmeekk vey›ld›rmak, hhaallkkttaann tteeccrriitt eettmmeekkttiirr..Devrimcileri sindirmek ve etkisiz-lefltirmek, ttüümm ttoopplluummuunn ddiinncciilleeflfl--ttiirriillmmeessiinniinn önünü açmak için deflartt›r. 12 Eylül cuntas›n› izleyendönemde de böyle olmufltur; dev-rimciler etkisizlefltirildi¤i ölçüde,tarikatlar›n önü aç›lm›flt›r. Fakat necunta, ne de sonraki iktidarlar dev-rimcileri yoketmeyi ve etkisizlefltir-meyi baflaramad›¤› için bu savafl de-vam ediyor.

Bu sol düflmanl›¤› nedenledir ki,AKP iktidara geldi¤inde,

1960’lar›n sonlar›ndan beri devrim-cilere karfl› uygulanan imha ve sin-dirme politikas›n› benimsemekte,40 y›ll›k faflist terörü daha da pekifl-tirerek sürdürmekte hiç zorluk çek-memifltir.

AKP hükümeti ve onun dinci po-lisi, devrimcilerin taban olufl-

turmas›n›, kitleselleflmesini önle-mek için, hukuku ayaklar alt›na al-makta, de¤il en genel anlamda hakve özgürlükleri, kendi yasalar›n› bi-le çi¤nemekte bir mahzur görmü-yor. Biz söyledi¤imizde inanmayanveya kuflkuyla bakanlar için, inan-makta hiç zorluk çekmeyecekleribir kurumun raporundan aktaral›m;Bak›n, Uluslararas› Af Örgütü, sonyay›nlad›¤› y›ll›k raporunda AKP

iktidar›n›n icraatlar›n› flu sat›rbafllar›yla de¤erlendiriyor: Tür-kiye’de fliddet artt›... ‹flkence vekötü muamele artt›... ‹fade öz-gürlü¤ü k›s›tlamalar› devamediyor... ‹nsan haklar› ihlallericezas›z kal›yor... Güvenlik güç-lerinin sorumlulu¤u hakk›ndayeterli araflt›rma yap›lm›yor...Çünkü bunlar art›k gizlenemezve bir yan›yla da pek gizlenme-ye çal›fl›lmayan uygulamalarhalindedir. 1 May›s 2007 ve2008 terörü bile bunu göster-

meye yeter. AKP, ç›kard›¤› AB’yeuyum yasalar›yla, “Ergenekon ope-rasyonu” gibi birkaç manevraylademokrasiden, hukuktan yana birgörünüm veriyor. Bunlarla en az›n-dan küçük-burjuva kesimler nezdin-de prestij kazan›yor. Ve bu prestijinarkas›na gizlenerek faflist terörünüsürdürüyor.

Hep söylüyoruz, yine tekrar ede-ce¤iz; Türkiye devrimci hare-

keti, neredeyse tüm tarihi boyuncabask›larla, yasaklarla faflist terörle,devlet kuflatmas›yla yaflam›flt›r.Hiçbir iktidar bugüne kadar bunlar-dan arzulad›¤› sonucu, yani bir bü-tün olarak hareketi y›ld›rma sindir-me sonucunu elde edememifltir.AKP de edemeyecektir. AKP de ge-lip geçecek, biz s›n›flar mücadele-sinde varolmaya devam edece¤iz.

Say›: 148 5GÜNDEM

Devrimcileri sindirmek ve etkisizlefltirmek, tüm

toplumun dincilefltirilmesininönünü açmak için de flartt›r.12 Eylül cuntas›n› izleyen

dönemde de böyle olmufltur..

Page 6: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

6 AKP’N‹N POL‹S‹ 1 HHaziran 22008

Star Gazetesi’nin 26 May›s’takibir haberinin bafll›¤›: ““SSiivvaass''ttaaDDHHKKPP//CC ooppeerraassyyoonnuu:: 3300 ggöözzaalltt››””fleklinde idi.

Nedir bu büyük operasyonun ne-deni? 25 Mart’ta, Sivas GençlikDerne¤i Giriflimi ö¤rencilerininE¤itim-Sen binas›nda açt›klar› kari-katür sergisidir.

Bir karikatür sergisinden sözediyoruz. AKP iktidar› bir karikatürsergisinden dolay›, 23 May›s’ta sa-baha karfl› 05.00’te evleri, yurtlar›bast›rd›, 28 ö¤renciyi gözalt›na al-d›rd›, dosyaya gizlilik karar› konu-larak, 24 saat ö¤rencileri kimseylegörüfltürmedi, ailelerine bile hakla-r›nda bilgi vermedi. 12 ö¤renci erte-si gün emniyetten, geri kalan 16 ö¤-renciden 12’si savc›l›ktan ve 4’üise, önce örgüt yöneticili¤i ve üye-likten sevkedildikleri mahkemedenserbest b›rak›ld›lar. Fakat savc›l›¤›nitiraz› üzerine tekrar gözalt›na al›-nan EEllbbiill ÇÇ››nnaarr,, ‹‹bbrraahhiimm KKaarraattaaflfl,,MMuussttaaffaa DDoo¤¤aann ve ‹‹llkkeerr EEkkiizziissiimmllii öö¤¤rreenncciilleerr bu sefer mahkemetaraf›ndan ttuuttuukkllaanndd››llaarr..

AKP iktidar›, devrimcilere yö-nelik yasalar› hiçe sayarak, tama-men yasal demokratik çal›flmalar›gerekçe göstererek, tutuklama poli-tikas›n› süreklilefltirmifltir.

Bu politika Adana’da uyguland›.10 Aral›k 2007’de Ankara’da Kev-ser M›rzak isimli devrimcinin polistaraf›ndan katledilmesini protestoettikleri için, demokratik kitle ör-gütlerinde çal›flan veya yöneticiolan insanlar›n evleri bas›ld› ve ön-ce 7 kifli, sonra farkl› tarihlerde ikikiflinin daha eklenmesi ile ttooppllaamm 99kkiiflflii ttuuttuukkllaanndd››..

Gerekçe oligarflinin bir devrim-ciyi katletmesini protesto etmekti.

Bu insanlar halen tutuklular.

Ortada suç yok. Tersine, tutukla-nanlar, polisin s›rf devrimci oldu¤uiçin Kevser M›rzak’› katletme suçu-nu ifllemesine karfl› aç›klama yap›-yor ve adalet istiyorlar.

Oligarfli diyor ki; ““AAll››nn ssiizzeeaaddaalleett”” ve tutukluyor.

Yasa, hukuk, kural yok.

Yine Kevser M›rzak’›n cenazesi-ne kat›ld›klar› için, Ankara’da da 14devrimci 8 Ocak tarihinde evleri ba-s›larak gözalt›na al›nm›fl ve 12’si tu-tuklanm›flt›.

Hukuksuzluk, keyfilik sürdü. Busefer 8 Mart mitingine kat›ld›klar›ve flehit kad›n devrimcilerin resim-lerini tafl›d›klar› için yine Ankara’da28 Mart’ta 9 kifli tutukland›lar.

‹lk defa m›, devrimcilerin cena-zelerine kat›l›n›yor, ilk defa m› dev-rimcilerin resimleri mitinglerde ta-fl›n›yor. HAYIR. Bunu engelleyenbir yasa m› var? HAYIR.

Fakat, Türkiye’de oligarflinin is-tedi¤inde, devrimcileri istedi¤i gibisuçlayabilece¤i esneklikte yasalarher zaman var.

ÖÖRRGGÜÜTT PPRROOPPAAGGAANNDDAASSIIYYAAPPMMAAKK,, ÖÖRRGGÜÜTT ÜÜYYEESS‹‹ OOLL--MMAAKK,, SSUUÇÇ VVEE SSUUÇÇLLUUYYUU ÖÖVV--MMEEKK,, YYAASSAADDIIfifiII ÖÖRRGGÜÜTTEE YYAARR--DDIIMM VVEE YYAATTAAKKLLIIKK EETTMMEEKK....

Liste uzuyor, oligarfli bunlardanistedi¤ini istedi¤i zaman devreyesokuyor ve gözalt›na al›yor, tutuk-luyor. Devrimcilik yapmayacaks›-n›z, hak ve özgürlük istemeyeceksi-niz, devrimcileri sahiplenmeyecek-siniz diyor.

Ne yapacaks›n? Kimi sahiplene-ceksin? Dincilik yapacaks›n. Tekserbest olan fley dincilik. Bunun d›-fl›nda her fley suç. Ve elbette, dinci

Dinci AKP’nin DinciPolisinin SindirmeOperasyonlar›

SSiivvaass’’ttaa DDeevvlleett TTeerröörrüü::BBÜÜYYÜÜKK SSUUÇÇ;; AAMMEERR‹‹--KKAA’’YYAA KKAARRfifiII OOLLMMAAKK??!!

** SSiivvaass GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii GGiirrii--flfliimmii öö¤¤rreenncciilleerrii 1155 MMaarrtt’’ttaaSSiivvaass EE¤¤iittiimm--SSeenn bbiinnaass››nnddaabbiirr kkaarriikkaattüürrsseerrggiissii ddüüzzeennlleeddii

** PPoolliiss,, sseerrggiiyyii eennggeelllleemmeekkiiççiinn EE¤¤iittiimm--SSeenn’’lliilleerrii tteehhddiitteettmmeekk ddaahhiill hheerr yyöönntteemmiiddeenneeddii,, sseerrggiiyyii eennggeelllleemmeeyyii bbaaflflaarraammaadd››.. FFaakkaatt bbooflfldduurrmmaadd››,, bbüüyyüükk ooppeerraassyyoonnppllaann›› hhaazz››rrllaadd››.. VVEE::

** 2233 MMaayy››ss’’ttaa sseerrggii ggeerreekkççee ggöösstteerriilleerreekk ggeecceeyyaarr››ss›› eevv vvee yyuurrtt bbaasskk››nnllaarr›› yyaapp››lldd››

** 2288 öö¤¤rreennccii ggöözzaalltt››nnaa aall››nndd››

** DDoossyyaayyaa ggiizzlliilliikk kkaarraarr››aall››nnaarraakk,, 2244 ssaaaatt aaiilleelleerriinneebbiillggii vveerriillmmeeddii,, kkiimmsseeyylleeggöörrüüflflttüürrüüllmmeeddiilleerr

** 44’’üü hhaakkkk››nnddaa öörrggüütt yyöönneettii--cciillii¤¤ii vvee üüyyeellii¤¤iinnddeenn ttuuttuukkllaa--mmaa iisstteennddii..

** VVEE 44 ÖÖ⁄⁄RREENNCC‹‹ TTUUTTUUKKLLAANNDDII

** TTEEKK VVEE BBÜÜYYÜÜKK DDEELL‹‹LL::AAMMEERR‹‹KKAA’’YYAA KKAARRfifiIIKKAARR‹‹KKAATTÜÜRR SSEERRGG‹‹SS‹‹!!

PPOOLL‹‹SS‹‹NN BBUU YYAAPPTTIIKK--LLAARRII YYAASSAALL MMII?? BBUUÜÜLLKKEEDDEE YYAASSAA HHUUKKUUKKVVAARR MMII??

Page 7: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

AKP’nin efendisi Amerika’ya karfl›da olmayacaks›n.

‹flte, bu politika bu sefer Ameri-ka’ya karfl› sergi açan gençli¤e yö-nelik olarak Sivas’ta uygulan›yor.

AKP’nin polisi önce 25 Mart’tayap›lan karikatür sergisini engelle-meye çal›fl›yor. Ö¤renciler karikatürsergisini E¤itim-Sen binas›nda aç-mak istiyorlar. Polis ö¤retmeni teh-dit ediyor, karikatür sergisine yervermemelerini istiyor. Ö¤retmentehdite boyun e¤miyor. Karikatürsergisini bu yöntemle engellemeyibaflaram›yor. Ama, AKP’nin polisibunu baflaramad› diye pes edecekde¤il, iki ay plan yap›l›yor ve bu bü-yük operasyon bafllat›l›yor.

Polis operasyonda öyle bir havayaratmaya çal›fl›yor ki, operasyonuduyan herkes, tüm gençlik, karikatürsergisi açmaktan da, böylesi yerlere,derneklere gitmekten de korksun.

Gece yar›s› Gencay Gürsoy’ugözalt›na alan mant›k, burada da ay-n›s›n› yap›yor. Amaç yine ayn›d›r.Korku yaratmak, sindirmek ve ikti-darlar›na boyun e¤dirmek.

Gençlik Federasyonu yapt›¤›aç›klamada polisin keyfi gözalt›operasyonunu anlatt›: ““SSaabbaahh››nn55’’iinn ddee eevvlleerr bbaass››llaarraakk hhiiççbbiirr ggee--rreekkççee ggöösstteerriillmmeeddeenn hheeppssii öö¤¤rreenncciioollaann 2288 aarrkkaaddaaflfl››mm››zz ggöözzaalltt››nnaa

aall››nnmm››flfl,, eevvlleerrii vvee yyuurrttllaarr›› aarraannmm››flflkkiittaappllaarr››nnaa vvee bbaazz›› eeflflyyaallaarr››nnaa eellkkoonnuullmmuuflflttuurr..””

Gözalt› operasyonunun Türki-ye’nin büyük silahl› güçlerine yöne-lik bir operasyon edas›yla yap›lmas›-n›n yan›nda, gözalt› süresince 24 saatboyunca kimseye bilgi verilmemeside bu imaj› pekifltirmek içindi. Gö-zalt›ndaki ö¤rencilerin aileleri ve ar-kadafllar› ancak gözalt›na al›nanlar-dan 12 kiflinin bir gün sonra serbestb›rak›lmas› ile bilgi sahibi olabildiler.

AKP’nin polisi aç›klasa da bil-sek; bu gizlilik karar›n›n gerekçesinedir? Büyük suçun büyük delillerikarikatürler mi karart›lacakt›?

Gençlik Federasyonu’nun ikincigün yapt›¤› aç›klamaya göre; gözal-t›na al›nanlar ““öörrggüüttee ttaabbaann oolluuflfl--ttuurrmmaa vvee öörrggüüttee yyaarrdd››mm vvee yyaattaakk--ll››kk””la suçlan›yorlard›. Bu suçlama-n›n belgesi, delili nedir? KKAARR‹‹KKAA--TTÜÜRR SSEERRGG‹‹SS‹‹!!

YYaassaa YYookk,, HHuukkuukk YYookk,, KKeeyyffiiyyeett VVaa rrYasalar ne ifle yar›yor?

Karikatür sergisi açmay› yasak-layan bir yasa yoktur. Sergi yasal-d›r. Fakat, sergi açanlar gözalt›naal›n›yor, örgüt üyesi, örgüt yönetici-si olmaktan yarg›lan›yorlar.

Bu ülkede dernek kurmak, dergiç›karmak, demokratik kitle gösteri-lerine kat›lmak yasald›r. Fakat bunla-r› yapanlar, salt bunlar› yapt›klar› içingeceyar›s› evleri bas›labilir, tutukla-nabilir, y›llarca hapis yatabilirler. Veüstelik delil olarak da, bu yasal der-neklerde örgütlenmek gösterilir.

Bu ülkede pikni¤e gitmek diyebir suç tan›m› yoktur. Fakat, yasaldemokratik kitle örgütlerinin pik-nikleri örgüt pikni¤i ilan edilip, ka-t›lanlar, örgütleyenler gözalt›na al›-nabilir, tutuklanabilirler.

Ve tüm bunlar› içeren çok say›dadava dosyas› mahkemelerde bulu-nabilir. Burjuva bas›n›n pek de ilgi-sini çekmeyen bu uygulamalar, ül-kemizdeki demokrasi dedikleri yö-netim tarz›n›n, nas›l bir demokrasioldu¤unun, göstergesidir.

Bunlar yaflan›rken, bu ülkededemokratik haklar›n oldu¤undannas›l söz edilebilir ki?

Aç›k olan, düzenin ifline gelme-yen durumlarda demokratik hak hu-kuk tan›nmad›¤›d›r.

AKP iktidar›, Amerika’ya karfl›karikatür sergisini engelleyemesede karikatür sergisi açman›n ne de-mek oldu¤unu gösterdi!

Say›: 148 7AKP’N‹N POL‹S‹

Son aylarda dernekleri bas›lan,yöneticileri yasal bas›n aç›klamas›nakat›ld›¤› gerekçesiyle gözalt›na al›n›ptutuklanan üyeleri için Ankara Genç-lik Derne¤i 24 May›s’ta yaz›l› bir

aç›klama yapt›.

Her f›rsatta de-mokrasi ve hukuknutuklar› atanAKP ve polisinindemokrasiden ne

anlad›¤›n›; valili¤in izniyle aç›lm›fl,emniyet ve valilik taraf›ndan denet-lenen yasal derneklerin, yasad›fl›gösterildildi¤inin belirtildi¤i aç›kla-mada flunlara yer verildi: “Egemen-

ler düflünen, sorgulayan ve hakk›n›arayan bir gençlik istememektedir.Onlar istiyorlar ki bizler bireyci,bencil, sorgulamayan kifliler olal›m.Ancak böyle bir gençlikle, ülkemizidaha kolay emperyalizme satar, ege-menliklerini sürdürebilirler. Fakatbizler düzenin istedi¤i tipte bir genç-lik olmayaca¤›z, her koflulda müca-delemize devam edece¤iz” denildi.

DDeerrnneekk kkuurrmmaakk,, üüyyee oollmmaakk,,eeyylleemmlleerriinnee kkaatt››llmmaakk,, ppiikknniikkyyaappmmaakk,, sseerrggii aaççmmaakk,, yyaassaall

bbiillddiirrii ddaa¤¤››ttmmaakk,, ggöösstteerriiyyaappmmaakk,, mmiittiinngg ddüüzzeennlleemmeekkyyaa ddaa kkaatt››llmmaakk,, bbaass››nn aaçç››kkllaa--mmaass›› yyaappmmaakk,, ttüürrkküü ssööyyllee--mmeekk,, yyaassaall ddeerrggii çç››kkaarrmmaakk,,ddeerrggii ookkuurruu oollmmaakk,, ddeerrggii

ddaa¤¤››tt››mm›› yyaappmmaakk;;YYAASSAALLAARRDDAA SSUUÇÇ MMUU??

HHAAYYIIRR!! AAmmaa ttüümm bbuunnllaarrmmaahhkkeemmeelleerrddee

ÖÖRRGGÜÜTT ÜÜYYEELL‹‹⁄⁄‹‹NN‹‹NNDDEELL‹‹LL‹‹DD‹‹RR!!

Ankara Gençlik Derne¤i: Her Koflulda MücadelemizeDevam Edece¤iz

Page 8: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

8 AKP’N‹N POL‹S‹ 1 HHaziran 22008

OOppeerraassyyoonnddaa AAss››ll NNeeddeenn;;EEmmppeerryyaalliizzmmee SSaaddaakkaatt,,DDeevvrriimmcciilleerree DDüüflflmmaannll››kkAKP’nin polisinin bu gözalt›lar

için aç›klayabilece¤i bir neden yok-tur. Onun için örgüt üyeli¤i, örgütyöneticili¤i gibi gerekçeler uyduru-yor. Fakat, bu uydurma gerekçeleribir kenara b›rak›rsak, bu sergideAKP iktidar›n› harekete geçiren ikigerçek neden vard›r;

BBiirriinncciissii,, sseerrggii AAmmeerriikkaa’’yyaakkaarrflfl››dd››rr.. Bu ülke topraklar›ndakitüm anti-emperyalist damarlar› ku-rutma yemini etmifl iflbirlikçiler için

bu durum elle tutulur bir nedendir.

‹‹kkiinncciissii;; sseerrggiiyyii aaççaann ddeevvrriimmccii--lleerrddiirr.. Beyinleri anti-komünizmleyo¤rulmufl iktidar için bu da yeterlibir nedendir.

‹ki temel neden, komünizm düfl-manl›¤› ve emperyalizme sadakat,AKP iktidar›n›n niteli¤ini ve kiminiktidar› oldu¤unu da göstermektedir.

AAmmeerriikkaa’’yyaa kkaarrflfl›› oollmmaayyaaccaakk--ss››nn,, ddeevvrriimmccii oollmmaayyaaccaakkss››nn!! PPeekkiiggeennççllii¤¤iinn nnee oollmmaass››nn›› iissttiiyyoorrAAKKPP?? ‹‹flflbbiirrlliikkççii vvee ddiinnccii oollaaccaakk--ss››nn.. TTüümm ççaabbaallaarr›› bbuunnuunn iiççiinnddiirr..SSaaddeeccee SSiivvaass’’ttaa ddee¤¤iill,, üüllkkeenniinn hheerr

yyeerriinnddee ssaalldd››rr››llaarr››nn››nn yyüüccee aammaacc››bbuudduurr..

Gençlik Federasyonu aç›klama-s›nda da, operasyonun örgüt üyeli¤iile ilgisinin olmad›¤› vurgulanarak;““GGöözzaalltt››nnaa aall››nnaann kkiiflfliilleerr GGeennççlliikkFFeeddeerraassyyoonnuu ççaall››flflmmaass›› yyaappaann kkiiflflii--lleerr vvee oonnllaarr››nn aarrkkaaddaaflflllaarr››dd››rr.. HHeepp--ssii öö¤¤rreenncciiddiirr vvee SSiivvaass ggiibbii kküüççüükkbbiirr yyeerrddee ssüürreekkllii ggöözz öönnüünnddee bbuulluu--nnaann,, ddeevvrriimmccii--ddeemmookkrraatt oolldduukkllaarr››ddaa hheerrkkeess ttaarraaff››nnddaann bbiilliinneenn kkiiflflii--lleerrddiirr.. GGöözzaalltt››nnddaa oollmmaallaarr››nn››nn aass››llnneeddeennii ddee ddeevvrriimmccii--ddeemmookkrraatt ooll--mmaallaarr››dd››rr” denildi.

11 Nisan’da Ankara’da düzenle-nen ““KK››zz››llddeerree’’ddeenn BBuuggüünnee BBaa--¤¤››mmss››zzll››kk vvee DDeemmookkrraassii YYoolluunnddaaYYüürrüüyyüüflflüümmüüzz SSüürrüüyyoorr”” adl› yasalgece gerekçe gösterilerek sabah06.00-07.00 civar›nda Orkun Huylu,Bahtiyar Do¤ruyol, ‹smail CengizMumcu, Ali Sinan Ça¤lar, Sad›kfienbaba, Saim Balkaya, Onur Y›l-d›z, Celal Elmac›, Hasan Karap›narve Özge K›rm›z›tafl 27 May›s’ta gö-zalt›na al›nd›.

Yine evler sabaha karfl› ve silah-larla bas›ld›. Evlerin bu flekilde bas›l-mas› ve insanlar›n gözalt›na al›nma-s›n›n gerekçesi, geceye kat›lman›nyan›nda, ““AAnnkkaarraa''ddaa aass››llaann kkiimmiippaannkkaarrttllaarr›› bbuu kkiiflfliilleerriinn aassmm››flfl oollaabbii--lleeccee¤¤ii ttaahhmmiinnii..””

‹nsanlar›n gözalt›na al›nmas› içingerekçe gösterilen pankartlar illegalörgüt pankartlar› de¤il, gözalt›na al›-nan kiflilerin bu pankartlar› ast›¤›nailiflkin bir bilgi, belge de yok. Nevar? PPoolliissiinn ttaahhmmiinnii!!

“Tahmin” üzerine sabaha karfl›bask›nlarla böyle bir operasyonyapan polisin bilgileri kesin olsa aca-ba ne yapacakt›?

Gözalt›lara iliflkin 28 May›s’ta biraç›klama yapan Gençlik Federasyo-nu da polisin keyfi bask›lar›na vurguyapt›. Aç›klamada flöyle dendi; ““AAnn--

kkaarraa GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii ççaall››flflaannllaarr››kkeeyyffii oollaarraakk ggöözzaalltt››nnaa aall››nn››yyoorr,, aaiillee--lleerriinnee ggiiddiilliipp ddeerrnneekk yyaassaadd››flfl›› ggöössttee--rriillmmeeyyee ççaall››flfl››ll››yyoorr,, ddeerrnnee¤¤ee ggeelliipp ggii--ddeenn iinnssaannllaarraa aajjaannll››kk tteekklliiff eeddiilliiyyoorr,,ççaall››flflaannllaarr›› kkeeyyffii oollaarraakk ddeemmookkrraattiikkeeyylleemmlleerree kkaatt››lldd››kkllaarr›› iiççiinn ttuuttuukkllaa--nn››yyoorrllaarr.. AAiilleelleerree ddeerrnnee¤¤iimmiizz yyaassaa--dd››flfl›› iillaann eeddiilliipp bbaassmmaallaarr›› iiççiinn ppoolliissttaarraaff››nnddaann yyöönnlleennddiirriilliiyyoorrllaarr.. DDeerr--nneekkttee ggiizzllii iiflfllleerr ççeevvrriillddii¤¤ii ssööyylleennee--rreekk aaiilleelleerr iillee ddeerrnneekk ççaall››flflaannllaarr››kkaarrflfl›› kkaarrflfl››yyaa ggeettiirrmmeeyyee ççaall››flfl››ll››yyoorr..””

‹flte AKP polisinin yasad›fl›l›¤›,keyfiyeti. Kuflkusuz bu AKP iktida-r›n›n politikalar›d›r.

Polisin ev bask›nlar› ayr›ca Anka-ra Temel Haklar üyeleri taraf›ndanda 28 May›s’ta Yüksel Caddesi’ndeyap›lan eylemle protesto edildi.Eylemde, ““AAnnkkaarraa PPoolliissii NNeeyyiinn PPee--flfliinnddee DDeemmookkrraattiikk EEyylleemmlleerree KKaa--tt››llmmaakk SSuuçç mmuu”” pankart› aç›larak,““GGöözzaalltt››llaarr SSeerrbbeesstt BB››rraakk››llss››nn””,,““KKaahhrroollssuunn FFaaflfliizzmm YYaaflflaass››nn MMüüccaa--ddeelleemmiizz””,, ““GGöözzaalltt››llaarr TTuuttuukkllaammaallaarrBBaasskk››llaarr BBiizzii YY››lldd››rraammaazz”” sloganlar›at›ld›.

Eylemde yap›lan aç›klamada,““AAnnkkaarraa’’ ddaa bbaass››nn aaçç››kkllaammaallaarr››nnaakkaatt››llaann,, kkaattlliiaammllaarr›› pprrootteessttoo eeddeenn,,mmeezzaarr zziiyyaarreett eeddeenn,, ddüünnyyaa eemmeekkççiikkaadd››nnllaarr ggüünnüü iiççiinn ddüüzzeennlleenneenn mmii--

ttiinnggee kkaatt››llaann,, ddeevvrriimmccii--ddeemmookkrraatt kkii--flfliilleerr AAKKPP ppoolliissiinniinn ssaalldd››rr››ss››nnaa uu¤¤--rruuyyoorr.. ÖÖyyllee kkii AAnnkkaarraa ppoolliissii hhaakkllaa--rr››nn›› kkuullllaannaann iinnssaannllaarr›› ggöözzaalltt››nnaa aall--mmaayy››,, eevvlleerrii bbaassmmaayy›› rruuttiinnlleeflflttiirrddii””denildi.

66 DDeevvrriimmccii TTuuttuukkllaanndd››Devrimciler, 29 May›s’ta

savc›l›¤a ç›kar›l›rken bu ülkede herzaman hak ve özgürlükler mücadele-sini sürdürenler Adliye önündeydi-ler. “Ankara Polisi Neyin Peflinde?Demokratik Eylemlere Kat›lmak Suçmu?” pankart› aç›larak yap›laneylemde “ülkemizde art›k bas›naç›klamas› yapmak, katliamlar› pro-testo etmek, devrimcilerin mezaranmalar›na kat›lmak polisin terörünemaruz kalmak demektir” sözlerineyer verildi. Ebru Gürler taraf›ndanyap›lan aç›klamada demokratik vemeflru haklar›n›n kullan›m›n›n engel-lenemeyece¤i ifade edildi.

Mahkemeye ç›kar›lan devrimci-lerden Bahtiyar Do¤ruyol, ‹smailCengiz Mumcu, Ali Sinan Ça¤lar,Sad›k fienbaba, Hasan Karap›nar,Celal Elmac› tutuklan›rken OrkunHuylu, Saim Balkaya, Onur Y›ld›zserbest b›rak›ld›. Özge K›rm›z›tafl isesavc›l›ktan serbest b›rak›ld›.

Ankara’da ‘Tahmin’ ÜzerineSilahl› Ev Bask›nlar› ve Tutuklama

Page 9: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

GGeennççlliikk DDüüzzeenniinn ‹‹flflkkeennccee TTeezzggaahh››nnddaa::““AAmmeerriikkaa’’yyaa bbiiaatt eeddiinn!!””Ülkemizdeki en büyük suç, Ame-

rika’ya karfl› olmakt›r. Ülkemizdekiiktidarlar›n en büyük görevi, halk›ama özellikle de gençli¤i Ameri-ka’ya biat ettirmeye çal›flmakt›r.

Gençlik ba¤›ms›zl›kç›d›r. Genç-lik demokrasiden yanad›r. Ülkemi-zin Amerikan postallar› alt›nda ol-mas›na, ilk tepki gösterenlerin için-de gençlik vard›r. Geçmiflten günü-müze gençli¤in devrim saflar›naak›fl›nda bu özellikleri belirleyiciolmufltur.

Oligarfli ise tersine iflbirlikçi vefaflizmin uygulay›c›s›d›r. Ba¤›ms›z-l›k ve demokrasinin düflman›d›r.

Gençlikle çat›flmas› bu zeminler-dedir. Her türlü yöntemi kullanarak,gençli¤e dayat›yor: Amerika’ya bi-at edin, efendilerimize biat edin!

Biat edin! Biat etmek, boyun e¤-mek oligarflinin efendileri karfl›s›n-daki kültürü, pozisyonudur. Onlar›ngörevi, efendiye biat etmek ve biatettirmektir.

Hay›r gençlik biat etmez, genç-lik tüm iflkence tezgahlar›ndan bafl›dik olarak ç›kmas›n› bilir. ‹flkencetezgahlar›ndan bafl› dik ç›kman›ngöstergesi, Amerika’ya biat ettirile-memifl olmakt›r.

Bunlar nedir ki!

Gençlik Amerika’ya karfl› bu ül-kedeki onurlu kavgan›n her alan›n-dad›r.

AKP’nin en büyük yemini, ülke-mizdeki herkesi Amerika’ya askerhaline getirmek midir? Bu Amerikaseverli¤in, polisin bir karikatür ser-gisine bile tahammül edememesininnedeni olmal›d›r.

AKP’nin Amerikan iflbirlikçili-¤ini biliyoruz. Fakat, bu ülkenin ik-tidarlar› ony›llard›r Amerika’n›n ifl-birlikçisidir, fakat biz Amerika’yakarfl› böylesine sad›k, Amerika’yakarfl› bir karikatüre bile tahammülüolmayan bir iktidar hat›rlam›yoruz.

GGeennççlliikk FFeeddeerraassyyoonnuu::““BBiizz ddüüzzeenniinn iisstteeddii¤¤ii ggeennçç--

lliikk oollmmaayyaaccaa¤¤››zz..””AKP iktidar› diyor ki, Ameri-

ka’ya karfl› olursan›z, gözalt›naal›nma, tutuklanma, örgüt üyeli¤iile yarg›lanma bedelini göze alacak-s›n›z. Kimbilir, mahkemenin ilerle-yen aflamalar›nda, bir karikatür ser-gisi, a¤›r hapis cezalar›n›n da gerek-çesi olabilir.

Gençlik Federasyonu 28 Ma-y›s’ta 4 arkadafllar›n›n komplo iletutuklanmas›n› protesto ederek tutu-klamalar›n serbest b›rak›lmas›n›istedi. Aç›klamada flunlar ifade edil-di:

““BBuunnccaa yy››llll››kk ttaarriihhiimmiizzddee bbiizz

mmüüccaaddeellee eettttiikk,, oonnllaarr mmüüccaaddeelleemmii--zzii bbiittiirrmmeekk iiççiinn bbiizzii ggöözzaalltt››nnaa aalldd››--llaarr,, iiflflkkeenncceelleerrddeenn ggeeççiirrddiilleerr,, kkaatt--lleettttiilleerr.. AAmmaa bbaaflflaarraammaadd››llaarr.. GGeennçç--llii¤¤iinn mmüüccaaddeelleessiinnii bbiittiirreemmeeddiilleerr..YYiinnee bbiittiirreemmeeyyeecceekklleerr.. BBiizz ddüüzzeenniinniisstteeddii¤¤ii ggeennççlliikk oollmmaayyaaccaa¤¤››zz.. HHeerrkkooflfluullddaa hhaakkll›› vvee mmeeflflrruu mmüüccaaddeellee--mmiizzii ssüürrddüürreeccee¤¤iizz..””

KKoommppllooyyaa PPrrootteessttoo

Yaflanan komployu protesto et-mek için 29 May›s’ta Sivas meyda-n›nda Sivas Gençlik Derne¤i Girifli-mi bir gösteri yapt›.

60 ö¤rencinin kat›ld›¤› eylemdeyap›lan aç›klamay› Adil Erezenokudu. Aç›klamada gençli¤in okul-lar›ndaki ve ülkelerindeki sorunlarakarfl› duyarl› gençler olmamas›,yoz, düflünmeyen, üretmeyen sade-ce itaat eden, hatta islamc›, flükre-den bireyler olmas›n›n istendi¤inibelirterek buna uymayanlar içinkomplonun haz›r oldu¤u belirtildi.

Say›: 148 9AKP’N‹N POL‹S‹

Adana’da devrimcilere yönelik bask›larsürüyor. Devrim flehitlerinin an›lmas›na, dün-yan›n gözleri önünde gerçeklefltirilen bir kat-liam›n protesto edilmesine dahi tahammüledemeyen Adana’n›n polisi, 25 May›s günüAnkara’da infaz edilen Kevser M›rzak ile il-gili yap›lan aç›klamaya kat›ld›¤› gerekçesiylefiakirpafla Temel Haklar üyesi Emrah Eski-bal’› gözalt›na ald›. Eskibal’›n 26 May›s gü-nü ç›kar›ld›¤› mahkeme taraf›ndan tutuklana-rak Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’ne götürül-dü¤ü ö¤renildi.

8 Mart mitingine kat›ld›klar›gerekçesi ile Ankara’da tutukla-nan 9 devrimci için bafllat›lankampanya devam ediyor. 23May›s günü Tuzluçay›r mey-danda “8 Mart Mitingi’ne Ka-t›lmak Suç Mu? TutuklananlarSerbest B›rak›ls›n!” pankart›aç›larak yap›lan eylemde tutuk-lanan devrimcilerin serbest b›-rak›lmas› istendi. Ayfle Arapgir-li taraf›ndan yap›lan aç›klama-

da “Açl›¤a, yoksullu¤a vebask›lara karfl› durabilme-nin yolu birlikte mücadeleetmekten geçiyor.

Ekme¤in olmad›¤› yerde,adalette yoktur. Ekmek müca-delesi hak ve özgürlüklerdenba¤›ms›z de¤ildir” sözlerineyer verildi. “Keyfi Tutuklama-lara Son, Halk›z Hakl›y›z Ka-zanaca¤›z” sloganlar›n›n at›ld›-¤› eylemde hukuksuz bir biçim-de tutuklananlara sahip ç›kmakiçin 20 Haziran’daki duruflma-ya kat›l›m ça¤r›s› yap›ld›.

““99 ‹‹nnssaann NNeeddeennTTuuttuukkllaanndd››??””

Adana’da Keyfi Tutuklamalar Sürüyor

SSiivvaass

Page 10: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

10 AKP’N‹N POL‹S‹ 1 HHaziran 22008

Bu ülke nas›l yönetiliyor? Yasa-larla m›? Hay›r! Oligarflinin ç›karla-r› gerektirdi¤inde, yasalar devreyegirer, yine oligarflinin ç›karlar› ter-sini gerektirdi¤inde, yasalar bir ke-nara b›rak›l›r, keyfilik yasalar›n ye-rini al›r. Her türlü yasad›fl›l›k, hal-k›n düzene karfl› mücadelesini bas-t›rman›n arac› olarak devreye soku-lur.

Peki bu ülkenin polisinin ifli ne-dir? Ülkenin huzurunu, halk›n gü-venli¤ini sa¤lamak m›? Hay›r! Ter-sine polisin as›l ifli, ülkemizdekidevrimci mücadeleyi her yöntemikullanarak engellemektir. Bunu ya-parken halk› tedirgin etmek, korkuyaratmak, sindirmektir. Deyim ye-rindeyse, halk›n kendini güvendehissetmemesi ve huzursuz olmas›için elinden geleni yapmakt›r.

Tüm bunlar› yaparken en temelamac›: Devrimcilik olmas›n, dev-rim olmas›nd›r.

Devrimi engellemenin, devrim-cili¤i engellemenin yolu sadece ille-gal çal›flmalara, yaflad›fl›l›¤a karfl›savaflmak de¤ildir, onun kadarönemli olan, demokratik hak ve öz-gürlük mücadelesinin engellenme-sidir.

Bu kafa, herkese illegal örgütüyesi gözüyle bakar, kitle örgütleri-ni, demokratik mücadele yürütenkesimleri illegal örgütlerin uzant›la-r› diye de¤erlendirir. Dahas›, illegal

örgütlerle ba¤lant›s›n›nolmas›n›n da bir önemiyoktur. Devletten yanade¤ilse, düzene karfl›ise tehlikelidir. Onungözünde hak ve özgür-lük isteyen her düflün-ce, örgüt ve eylem dev-let düflmanl›¤›d›r. Vemutlaka engellenmeli-dir.

Engellemek için ya-sa, hukuk tan›maya ge-rek yoktur. Dahas› ya-sa ve hukuk içinde ka-

larak, devrimci mücadelenin engel-lenemeyece¤ini düflünür. EmniyetMüdürlüklerindeki iflkenceci polis-lerin ünlü sözlerindendir; ““BBuurraaddaayyaassaa yyookk,, hhuukkuukk yyookk,, bbuurraaddaa yyaa--ssaallaarr bbiizziizz””

Ve özellikle devrimcilere karfl›savaflta, polisi engelleyen hiçbir ya-sa yoktur, her türlü yasad›fl›l›k ser-besttir.

PPoolliissiinn yyaassaadd››flfl›› yyöönntteemmlleerrii::** AAnnnneeyyee ggiiddiiyyoorr ddiiyyoorr kkii;; ““kk››--

zz››nn››zz ddeevvrriimmcciilleerrllee ggeezziiyyoorr,, ggeezzmmee--ssiinn.. YYookkssaa,, ssiizzii iiflfltteenn aatttt››rr››rr››zz..””

Devrimcilerle gezmek diye birsuç türü yok. Fakat bunun önemi deyok. Polis devrimcilerle gezmesiniistemiyorsa, gezmeyecek. Yoksa,polis iflten att›r›r. O devlettir ve dev-letin her türlü olana¤›n›, mekaniz-mas›n› halka karfl› kullanmak ser-besttir. Yasalara göre, tehdit diye birsuç tan›m› vard›r. Yani polisin yap-t›¤› yasalara göre suçtur, fakat, o bi-lir ki, kendisine karfl› bu yasalar›nbir hükmü yoktur. Sözde bu ülkeninyasalar›na uyulmas›n› sa¤lamaklagörevli, gücünü yasalardan alan po-lis, kendisi yasad›fl› durumdad›r.

Fakat, ülkemizde polisi ba¤la-yan bir yasa olmad›¤› için, polisinsuçlar›n›n karfl›l›¤›nda düzeninmahkemelerinde bir ceza da veril-

mez.

** AAiilleelleerree ggiiddiipp ddiiyyoorr kkii;; ““OO¤¤--lluunnuuzzuunn--kk››zz››nn››zz››nn yyaassaadd››flfl›› öörrggüütt--lleerrllee iilliiflflkkiissii vvaarr.. BBaakk››nn eelliimmiizzddeeppiikknniikkttee ççeekkiillmmiiflfl rreessiimmlleerrii vvaarr..””

Ya da örne¤in, bir konserde, ya-sal bir derne¤e giderken, demokra-tik bir eylemde, bir mitingde çekil-mifl resim... farketmez, hepsi polisingözünde yasad›fl› örgüt üyeli¤iningöstergesidir.

Pikni¤e kat›lmak örgüt üyeli¤i-nin delili mi, suç mu? Yok. Ama bu-nun bir önemi de yok, çünkü polisiçin önemli olan yap›lan›n yasalolup olmamas› de¤ildir, önemli olanyap›lan düzene mi hizmet ediyor,yoksa düzene karfl› m›d›r? Düzenekarfl› ise, her türlü yasad›fl›l›¤› kul-lanarak engellemeye çal›fl›yor.

** DDeerrnneekklleerrii yyaassaadd››flfl›› ggiibbii ggööss--tteerriiyyoorr..

Polisin gözünde demokratik kit-le örgütü yoktur. Bu derneklerin ya-sal olmas› polisi ilgilendirmiyor.

Yasal olarak bir fley yapamazsa,gidiyor derneklere gelen kiflilerinailelerine, çocu¤unuzun gitti¤i budernekler, yasad›fl› yerler diye yalansöylüyor. Aileleri kand›r›yor, yapa-bilirse bir aileden imza al›p, gidiyorkendisi derneklere operasyon dü-zenliyor. Aç›klamas› ““ddeerrnneekktteezzoorrllaa ttuuttuullaann bbiirriinnii kkuurrttaarrmmaakkiiççiinn”” fleklinde oluyor.

Olmazsa, aileleri derneklere kar-fl› k›flk›rt›yor.

** ‹‹nnssaannllaarr›› ggöözzaalltt››nnaa aall››yyoorr,, bbuuddeerrnnee¤¤ee ggiittmmeeyyeecceekkssiinn ddiiyyoorr..

Dernek üyelerini gözalt›na al›-yor. ‹flkence yap›yor. Derne¤e git-memesi için zorluyor. Yapabilirse,zorla ya da çeflitli vaatlerle, iflbirlik-çilefltiriyor, ajanlaflt›r›yor. Dernekçal›flmalar› hakk›nda kendisine bilgivermelerini istiyor.

AKP Polisinin Yöntemleri‘K›z›n›z DDevrimcilerle GGezmesin, YYoksa...’

Page 11: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Demokratik kurumlar üzerindekurdu¤u bu bask› yöntemleriyle, in-sanlar›n derneklere, kitle örgütleri-ne gitmekten çekinmesini, uzakdurmas›n› sa¤lamaya çal›fl›yor. Bukurumlara giden, çal›flma yürüteninsanlar›n kafalar›ndaki meflrulu¤uy›kmaya çal›fl›yor.

** KKiiflfliillii¤¤ii zzaayy››ff bbiirr kkiiflfliiyyii ggöözzaall--tt››nnaa aall››yyoorr,, yyüüzzddeenn ffaazzllaa kkiiflfliinniinniissmmiinnii ss››rraallaadd››¤¤›› bbeellggeelleerree iimmzzaaaatttt››rraarraakk,, ddeerrnneekk ççaall››flflaannllaarr››,, ddeevv--rriimmcciilleerr hhaakkkk››nnddaa kkoommpplloollaarr kkuu--rruuyyoorr.. Bu belgelere dayanarak in-sanlar› tutuklat›yor. Öyle ki, ortayakomik tablolar ç›k›yor. Bir kifli birdefa gördü¤ü 50-60 kifliyi isimleriy-le teflhis edebiliyor. Fakat bu ifade-lere dayanarak polis insanlar› tutuk-lat›yor ve y›llarca yat›r›yor. Belge-lerin sahteli¤inin önemi yok, bir ko-medi olan bu belgelerle insanlar tu-tuklanabiliyor. Devrimcilerin bir ikiy›l da olsa bu hukuk komedileriylehapishanede tutulmas›n› kar olarakgörüyor.

** ‹‹nnssaannllaarr››nn ppeeflfliinnee ttaakk››llmmaakk,,ggöösstteerreerreekk,, bbeellllii eeddeerreekk aadd››mmaadd››mm aaddeettaa ttaacciizz eeddeerreekk ttaakkiipp eett--mmeekk..

Amaç, insanlar› korkutmak vesindirmek. Örgütlenmesini, hak ara-ma mücadelesi içinde yer almas›n›nönüne geçmek.

Sak›n kimse, bu düzene karfl›mücadele etmeye kalkmas›n. Müca-dele etmenin bir bedeli var ve poli-sin yasad›fl›l›¤›n›n s›n›r› yok. Veril-mek istenen mesaj bu.

** SSaahhttee bbeellggeelleerr ddüüzzeennlleeyyeerreekk,,ttuuttuukkllaattmmaakk..

Polisin yasal dernek çal›flanla-r›ndan illegal örgüt yaratma yön-temlerinden birisi de sahte belgedüzenlemektir. Nas›l olsa mahke-melerde, belgelerin sahteli¤inin birönemi yok. Polis tutuklay›n diyor,mahkemeler tutukluyor.

Polis de, bu yöntemi demokratikçal›flmay› engellemenin temel yön-temlerinden birisi olarak kullan›yor.

Binlerce sayfal›k sahte belgelerhaz›rl›yor. ‹nternetten topluyor, der-gi sayfalar›n› dosyaya dolduruyor,kendisi illegal yaz›flma düzenliyor.Binlerce sayfay› mahkemenin önü-ne y›¤›yor.

Binlerce sayfan›n incelenmesibile aylar› buluyor. Bu arada, tutuk-latt›¤› devrimciler y›llarca içerideyat›yor.

Belgelerin sahteli¤i ›spatlanabi-lirse, dahas› ›spatlar mahkeme tara-f›ndan da asgari düzeyde bir hukukuygulanarak dikkate al›nsa bile y›l-larca tutuklu kalmaya yetiyor.

Ki, yarg› ço¤unlukla polisle ifl-birli¤i içinde hareket etti¤i için, sah-te belgelerle a¤›r hapis cezalar› al-mak da mümkün olmaktad›r.

** DDeemmookkrraattiikk ççaall››flflmmaa yyüürrüütteenniinnssaannllaarr›› ggöözzaalltt››nnaa aall››pp ttuuttuukkllaatt--mmaakk..

Bu da, tutuklatma yöntemi ola-rak polisin s›k kulland›¤› yöntem-lerden birisidir. Dergi, bildiri da¤›-tan, afifl yap›flt›ran, kitle çal›flmas›yapan devrimciler zorla bir bahanebulunup, keyfi olarak gözalt›na al›-n›r. Gözalt› s›ras›nda iflkence yapanpolistir, devrimcilerin yapt›¤› keyfigözalt›na karfl› direnmektir. Fakat,önemi yok, polis tutanak tutar ““ppoo--lliissee mmuukkaavveemmeett””,, ““mmeemmuurruunn ggöö--rreevviinnii yyaappmmaass››nnaa eennggeell oollmmaakk””..Oligarflinin mahkemelerinde tutuk-lanmak için fazlas›yla yeterli bir ne-dendir.

** PPoolliissiinn eenn öönneemmllii yyöönntteemmllee--rriinnddeenn bbiirriissii iissee,, SSiivvaass’’ttaa,, AAddaa--nnaa’’ddaa,, AAnnkkaarraa’’ddaa oolldduu¤¤uu ggiibbii,, ddee--mmookkrraattiikk kkuurruummllaarraa,, eevvlleerree,, öö¤¤--rreennccii yyuurrttllaarr››nnaa uuzzuunn nnaammlluulluu ssii--llaahhllaarrllaa,, ççeelliikk yyeelleekklleerr,, kkaasskkllaarrllaa,,ççookk ssaayy››ddaa ppoolliiss eeflflllii¤¤iinnddee ooppeerraass--yyoonn yyaappmmaakktt››rr..

Asl›nda bu operasyonlar, dernekçal›flanlar›na oldu¤undan daha faz-la, halka yönelik yap›lan operas-yonlard›r. Bas›na, TV’lere servisedilen bu operasyonlarla, halka,““bbuu ddeerrnneekklleerree,, ddeevvrriimmcciilleerriinn yyaa--nn››nnaa ssaakk››nn ggeellmmeeyyiinn,, bbaakk››nn bbuurraa--

llaarr bbööyyllee bbaass››llaann yyeerrlleerrddiirr”” denir.

Var m› bunlar›n yasalarda yeri?

Hay›r, tamamen yasad›fl›d›r. Pe-ki, bu yasad›fl›l›klar y›lda bir defarastlanan türden olaylar m›d›r? O dade¤il, tersine polisin temel çal›flmayöntemidir.

Do¤al olarak, bundan ç›kacaksonuç, tüm bunlar›n devletin politi-kas› olarak gündeme getirildi¤idir.Bu nedenle de, aleni olarak günde-me gelen polisin bu yöntemlerineiliflkin bir soruflturma aç›lmas› bilesözkonusu de¤ildir.

Suç duyurular› etkisizdir. Mah-kemeler, savc›lar suç duyurular›n›görmezden gelirler.

Mahkeme duruflmalar›nda dev-rimcilerin, polisin yasad›fl›l›klar›n›belgelemelerinin bir önemi olmaz.Yasad›fl› olan polistir, tutuklanandevrimciler. Çünkü, mahkemeler depolisin yasad›fl›l›ktaki suç ortaklar›-d›r.

Polisin bu yöntemleri kulland›¤›bir ülkede, örgütlenme özgürlü¤ü-nün, gösteri ve eylem yapma hakla-r›n›n, bas›n yay›n özgürlü¤ünün de-¤il ülkemizdeki biçimi, en mükem-melinin var olmas›n›n bile bir anla-m› olmayacakt›r.

Çünkü, gerçekte, bu yasalar yok-tur. Tüm halk görmektedir ki, düze-nin gözünde, örgütlenmek, eylemyapmak, basit de olsa hak ve özgür-lük demek suçtur.

Yasalar, düzenin ç›karlar› içinkullan›labilir, ama düzenin ç›karla-r›na hizmet etmeyen yerde, yasalarauymaya da gerek yok. Bir kenarda,““ddeemmookkrraassii vviittrriinniinniinn ssüüssüü”” ola-rak durabilir, polis zorla, tehditle,iflkenceyle, terörle hak ve özgürlükmücadelesine karfl› savaflabilir.

Say›: 148 11AKP’N‹N POL‹S‹

Page 12: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

12 FAfi‹ST SALDIRILAR 1 HHaziran 22008

23 May›s’ta sivil polis ve faflistö¤rencilerin kuflatmas› alt›nda yap›l-maya çal›fl›lan flenlikte kitap stand›açmak dahi yasaklan›rken Kars Kaf-kas Üniversitesi Ö¤renci Derne¤iüyeleri bask›lar› ve yasaklar› oturmaeylemi yaparak protesto ettiler. Ö¤-renciler protesto s›ras›nda çevredetoplanan bir grup faflistin sald›r›s›nau¤rad›lar. Bu sald›r›n›n ard›ndan dev-

reye giren sivil polis de bir ö¤renciyitartaklad›. Ö¤renciye sahip ç›kanGençlik Dernekli Dilek Aslan'a dasald›ran sivil polis Aslan’› yerlerdesürükledi.

Yaflanan sald›r›lar›n ard›ndan rek-tör Abamüslüm Güven'le konuflanGençlik Dernekli ö¤renciler Rektöre“Bu ö¤renci flenli¤i mi? Neden bukadar sivil var? Siz kurt iflareti ya-panlara destek veriyor musunuz?” di-ye sordular. Rektör ise sald›rganlarasahip ç›kmaya devam ederek “Ben

buraday›m biryere gitmedim,seni nas›l döv-müfller hiç dö-vülmüfle benze-

miyorsun. Siz zafer iflareti yaparsan›zonlar da sald›r›r” dedi. Bu aç›klama-dan adeta cesaret alana faflistler busefer Gençlik Federasyonlu SinanGürbüz’e de sald›rd›lar. Rektörlük vepolisler ise müdahale etmeyerek sa-dece olaylar› izledi.

Gençlik Federasyonu 24 May›sgünü yapt›¤› yaz›l› aç›klamayla KarsKafkas Üniversitesi’nde ö¤renci flen-li¤inde, ö¤rencilerin sald›r›ya u¤ra-mas›n› protesto etti.

KKaaffkkaass ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeeÖÖ¤¤rreenncciilleerree SSaalldd››rr››

Son dönemlerde devrimci demokrat

ö¤rencilere yönelik faflist sald›r›lar,gözalt›lar, tutuklamalar ve sorufltur-malar art›yor.

28 May›s günü Eskiflehir AnadoluÜniversitesi yönetimi de bu sald›r›laraek olarak bir soruflturma bafllatt›. 26

May›s günü Rektörlü¤eça¤r›lan ve aralar›nda 3 Es-kiflehir Gençlik Derne¤iüyesinin de oldu¤u birçok

ö¤renci bahar flenliklerinde u¤rad›kla-r› sald›r›lar› protesto etti¤i için hakla-r›nda soruflturma aç›ld›¤›n› ö¤rendiler.“Çeteler D›flar› Bilim ‹çeri” slogan› at-t›¤› gerekçesiyle bir ö¤renciye sorufl-turman›n aç›lmas› üniversite yöneti-minin de düflünce yap›s›n› ortaya ko-yuyor.

Malatya’da Gençlik Federasyonu,Dö-Der, DGH, YDG ve LÖB taraf›n-dan 24 May›s günü “E¤itim Sorunuve ÖSS Ç›kmaz›” konulu panel dü-zenlendi. Malatya PSAKD’de yap›-lan panelde ö¤renci sorunlar› tart›fl›l-d›.

E¤itimin tan›t›m›n› yaparak ko-nuflmas›na bafllayan E¤itim-Sen Ma-latya Eski fiube Baflkan› Erdo¤anCanpolat ülkemizde e¤itim sistemiy-le egemenlerin dini ve flovenizmi dekullanarak liseleri, üniversiteleri ikti-darlar›n arka bahçeleri haline getir-

meyi amaçlad›klar›n› belirtti. ÖSS’yehaz›rlanan dershane ö¤rencisi KemalUzun ise liselerde ve dersanelerdee¤itimin sorunundan ve ÖSS’nin ö¤-renciler üzerinde nas›l bir bask› olufl-turdu¤undan bahsetti.

Üniversitelerde anti-bilimsel vefloven bir e¤itimin verildi¤ine iflareteden ‹nönü Üniversitesi ö¤rencisi H›-d›r Gürz de YÖK’ün ve üniversitele-rin kapitalizme uygun gençlik yetifl-tirmeye çal›flt›klar›n› ifade etti. 55 ki-flinin kat›ld›¤› panel, halk için, bilim-sel, paras›z, herkesin yeteneklerineve isteklerine göre yönlendirildi¤i,yarat›c› ve gelifltirici, üretimle ba¤-lant›l› olan ve üretimde yer alan, ana-dilde, demokratik bir e¤itim sistemiiçin mücadele ça¤r›s›yla sona erdi.

Malatya’da E¤itiminSorunlar› Tart›fl›ld›

Eskiflehir Anadolu Üniver-sitesi’nde 22 May›s’ta 500 ki-fliyle yap›lan eylemin ard›n-dan, devrimci demokrat ö¤-renciler 23 May›s’ta da Ana-dolu Üniversitesi KYK Yurduönünde toplan›p son günlerdeEskiflehir’de yaflanan faflistsald›r›lar› protesto ettiler.

21 May›s’ta faflist ö¤renci-lerin verdikleri ifadeler do¤-rultusunda gözalt›na al›n›p tu-tuklanan Hasan Akman’›nserbest b›rak›lmas›n› isteyen40 ö¤renci yurt önünden ye-mekhaneye kadar bir yürüyüflgerçeklefltirdi. Yürüyüfl s›ra-s›nda “Faflizme Karfl› OmuzOmuza, Yaflas›n DevrimciDayan›flma, Gözalt›lar Tutuk-lamalar Bask›lar Bizi Y›ld›ra-maz” sloganlar› atan kitle“Tutuklanan Hasan AkmanSerbest B›rak›ls›n” pankart›n›açt›lar. Eylem yemekhaneönünde bas›n aç›klamas›n›nokunmas›, faflist sad›r›lar› bo-fla ç›karmak için mücadelenindevam edece¤i vurgusuyla so-na erdi.

Faflist Sald›r›lara Protesto

“Çeteler D›flar› Bilim ‹çeri”Slogan›na Soruflturma!

Page 13: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Oligarfli içi çat›flma, AKP ileyarg› aras›nda karfl›l›kl› bildiriler veaç›klamalarla sürüyor.

Kimi burjuva bas›n, Yarg›tayBaflkan›’n›n ““ggeerrggiinnlliikk iisstteemmiiyyoo--rruuzz”” sözlerini, öne ç›kararak çat›fl-man›n yumuflad›¤› fleklinde yorum-lasa da, bu oligarfli aç›s›ndan bir te-menni olmaktan öteye geçmedi.Karfl›l›kl› aç›klamalar ve suçlamalarsürdü.

Sürdü, çünkü çat›flma yarg›n›nfonksiyonu çat›flmas› ile s›n›rl› de-¤il, oligarfli içi iktidar çat›flmas›d›r.Ve görünen o ki; henüz bu çat›flmaçeflitli biçimlerde artarak azalarakdevam edecektir.

Uzlaflt›rma görüntüsüyle devre-ye girerek Yarg›tay Baflkan› HasanGerçeker ile görüflen, Cumhurbafl-kan› Abdullah Gül’ün görüflmesin-den de, bir sonuç ç›kmad›.

Yarg›tay ve Yarg›tay’a yapt›¤›aç›klama ile destek veren Dan›fltay,çat›flmada ““yyaarrgg››nn››nn bbaa¤¤››mmss››zzll››¤¤››””söylemine sar›l›yorlar.

Yarg›tay 21 May›s’taki aç›kla-mas›nda AKP’yi ““yyüürrüüttmmeeyyee yyaann--ddaaflfl,, oonnuu kkoorruuyyuupp kkoollllaayyaann vvee oonnuunnttaarraaff››nnddaann ddeenneettlleenneenn bbiirr yyaarrgg››nn››nnoolluuflflttuurruullmmaass››nn››nn aammaaççllaanndd››¤¤››”fleklinde suçluyordu.

Bu suçlamaya Dan›fltay bir bildi-ri ile; ““uulluussllaarraarraass›› ççeevvrreelleerriinn ddeekkaatt››ll››mm››yyllaa yyaarrgg›› oorrggaannllaarr››nn›› yyöönn--lleennddiirrmmee vvee eettkkii aalltt››nnaa aallmmaa ggiirrii--flfliimmlleerriinnii ddoo¤¤rruu bbuullmmuuyyoorruuzz..”” di-yerek kat›ld›.

AKP iktidar› ise, sanki kendileri,t›pk› AAKKPP’’nniinn YYÖÖKK’’üü,, AAKKPP’’nniinnppoolliissii,, AAKKPP’’nniinn mmeeddyyaass›› gibi, yar-g›y› da AAKKPP’’nniinn yyaarrgg››ss›› haline ge-tirmeye çal›flm›yormufl gibi, yarg›-n›n siyasi konularda taraf olmama-s› gerekti¤i söylemine sar›l›yor.

Tayyip Erdo¤an bu çerçevede;““yyaarrgg›› flfluunnuu ççookk iiyyii tteessppiitt eettmmeelliiyy--ddii:: ‘‘BBeenniimm ggöörreevv aallaann››mm bbeelllliiddiirr..

BBeenniimm,, ggöörreevv aallaann››mm››nn dd››flfl››nnaa çç››kk--mmaammaamm ggeerreekkiirr......’’”” aç›klamas›yapt›. AKP Genel Baflkan VekiliDengir Mir Mehmet F›rat ise, Yar-g›tay ve Dan›fltay’›n tarafs›zl›¤›n›ve ba¤›ms›zl›¤›n› yitirdi¤ini söyle-di.

Görünürde, herkes yarg›n›n ba-¤›ms›zl›¤›n› savunuyor. Gerçekteher iki kesim de yarg›y› kendi dene-timi alt›na almak istiyor. Ki, oligar-flinin iktidar›nda, burjuva anlamda-ki ““yyaassaammaa,, yyüürrüüttmmee,, yyaarrgg›› eerrkkllee--rriinniinn aayyrr››ll››¤¤››”” ilkesine hiç uyulma-m›flt›r zaten. Yarg› her zaman, oli-garflinin hizmetinde bir yarg›d›r, herzaman da böyle kullan›lm›flt›r.

Dahas› bu bizzat yarg› üyeleritaraf›ndan söylenmifltir.

Ülkemizdeki yarg›;

HHuukkuukkttaa,, hheerr flfleeyyddeenn öönnccee ddeevv--lleett ggeelliirr......

‹‹nnssaann hhaakkllaarr›› ddeevvlleett aaçç››ss››nnddaanntteehhddiitt oolluuflflttuurraabbiilliirr......

DDeevvlleettiinn çç››kkaarrllaarr›› iillee hhuukkuukkkkaarrflfl›› kkaarrflfl››yyaa ggeellddii¤¤iinnddee ddeevvlleettiitteerrcciihh eeddeerriimm......

DDeevvlleettee kkaarrflfl›› iiflfllleenneenn ssuuççllaarrllaaddeevvlleett ggöörreevvlliilleerrii ttaarraaff››nnddaann iiflfl--lleennmmiiflfl ssuuççllaarraa kkaarrflfl›› yyaarrgg››nn››nnyyaakkllaaflfl››mm›› aaçç››ss››nnddaann ffaarrkkll››ll››kkllaarroollmmaass›› ddoo¤¤aalldd››rr......

diyen bir yarg›d›r. Elbette ki, bukafa yap›s› ne ba¤›ms›zd›r, ne de ta-rafs›zd›r.

Bugüne kadar, oligarfli içi güçle-rin yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤›, tarafs›zl›-¤›n› tart›flmalar› da söz konusu de-¤ildir. Ne zaman ki, iç çat›flmalar›n-da yarg›n›n kullan›lmas› söz konusuolmufltur, yarg›n›n tarafs›zl›¤›, ba-¤›ms›zl›¤› söylemine sar›l›yorlar.

Fakat örne¤in, bu yarg› halendevrimcileri ““ddeevvlleetttteenn yyaannaa ttaarraaffoollaarraakk””,, keyfi gerekçelerle tutuklu-yor, y›llarca hapishanelerde yat›r›-yor. Belge yokken, delil yokkena¤›r hapis cezalar› veriyor. Komplo-

lar kuruyor.

Bunlar ne AKP taraf›ndan ne deyarg›n›n ba¤›ms›zl›¤› söylemine sa-r›lan yarg› üyeleri taraf›ndan günde-me getirilip tart›fl›lm›yor.

Çünkü, hepsi de yarg›n›n ba¤›m-s›z ve tarafs›z olamayaca¤› düflün-cesindedirler. Sorun yarg›n›n kimintaraf›nda olaca¤›nda ç›k›yor.

Yine bu noktada da her iki ke-sim, yarg›n›n halk ve oligarfli saflafl-mas›nda, oligarfliden yana taraf ola-ca¤›nda hemfikirler. Kavga ise, oli-garfli içi saflaflmada yarg› hangi ke-simin yarg›s› olacak kavgas› fleklin-de sürmektedir.

AAKKPP ddee,, kkiittlleelleerree yyaannss››ttmmaayyaaççaall››flfltt››¤¤››nn››nn aakkssiinnee,, bbuu kkaavvggaaddaa nneeddeemmookkrraatttt››rr vvee nnee ddee mmaa¤¤dduurr dduu--rruummuunnddaadd››rr..

Dengir Mir F›rat Yarg›tay bildi-risinden sonra yapt›¤› aç›klamada;““BBiizzee ddüüflfleenn ddeemmookkrraassii vvee ssiiyyaasseettiissaavvuunnmmaakktt››rr,, ggüünnüü ggeellddii¤¤iinnddee bbuuggüünnlleerriinn ffaattuurraass››nn›› mmiilllleettiimmiizz bbiirrii--lleerriinnee kkeesseecceekkttiirr”” diyor.

Kuflkusuz, oligarfli içi iktidar ça-t›flmas›nda, AKP’nin veya di¤er ke-simin birbirlerine karfl› kulland›kla-r› malzemeler halk için önemsizdir.

Fakat, AKP’nin kendisine z›rhyapmaya çal›flt›¤› demokratl›k vema¤durluk rolü böyle de¤ildir. Çün-kü bu rol, as›l olarak kitleleri aldat-may› amaçlamakta, iktidar çat›flma-s›nda halk kitlelerini ve de¤iflik ke-simleri kendine yedeklemek içinkullan›lmaktad›r.

AKP, demokrasi isteyen, y›llar-d›r bask›c› devletin zulmü alt›ndayaflamak durumunda b›rak›lan halk-tan, bu bask› ayg›t›na karfl› kendisi-ni desteklemelerini istiyor. Oysa,AKP iktidar› bu bask› ayg›t›n›n d›-fl›nda de¤ildir. Tersine bask› ayg›t›-n›n bafl›nda ve halka karfl› kullanandurumundad›r.

Say›: 148 13YARGI

Yarg› KiminDenetiminde Olacak?

Page 14: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

14 DIfi M‹HRAK 1 HHaziran 22008

Önce; tersanesinde peflpefle iflçile-rin katledildi¤i bir armatör söylemifl,ama pek kimse ciddiye almam›flt›.

Peflpefle ifl cinayetlerinin ifllendi-¤i Desan Tersanesi’nin patronlar›n-dan Cengiz Kaptano¤lu, “ölümlerinifl kazas› de¤il M‹T’lik, polislik olayoldu¤unu” savunarak, k›rk y›ll›k“d›fl mihrak”lar demagojisine s›¤›n-m›flt›. Üstelik Kaptano¤lu, "Emni-yet Müdürü her fleyi biliyor" diyeçok iddial› bir laf da etmiflti. Herfleyi bilip de aç›klamayan bir Emni-yet Müdürü’ne bu aç›klamada yö-neltilmifl a¤›r itham da, belki onunda d›fl mihraklar›n uzant›s› oldu¤uiddias› da demecin kendisi gibi pekkaale al›nmad›.

Ama birkaç gün sonra, ayn› id-dia Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ba-kan› taraf›ndan da dile getirildi.

Sanayi ve Ticaret Bakan› ZaferÇa¤layan, Türkiye'nin tersanecilik-te dünya sekizincisi yatç›l›kta iseüçüncü oldu¤unu belirterek flöyledevam ediyordu: "Acaba Türk gemive yat sanayisi dd››flfl mmiihhrraakkllaarr›› rraa--hhaattss››zz m› etti, araflt›r›lmas› laz›m...Baflkalar›n›n provokasyonu da varm›, diye bas›n mensuplar›na diyo-rum ki olay›n bu boyutuna bak›n."

‹nsan böyle bir de¤erlendirmeyiduyunca, ilk akla gelecek olan, busözlerin sahibinin ak›l sa¤l›¤› aç›-s›ndan bir sorunu olup olmad›¤›d›r.

Çünkü akl› bafl›nda, mant›kl› bi-rinin bu de¤erlendirmeyi yapmas›pek mümkün de¤ildir. Fakat ege-

men s›n›flarda belli olaylar›n ve ge-liflmelerin sorumlulu¤unu ““dd››flflmmiihhrraakkllaarraa”” y›kmak, kendi mant›-¤› içinde bir aç›klamas› olan olayla-r› provokasyon veya komplo diyeaç›klamak, bir al›flkanl›k ve bir yyöö--nneettiimm ttaarrzz››’d›r.

Bu yöntem o kadar aya¤a düfltüki, art›k mafyac›lar, fahifleler, “ifl”üstünde yakalanan soyguncular,hepsinin ilk tepkisi “bunlar komp-lo” olmaya bafllad›.. ‹nkar›n, so-rumlulu¤u reddetmenin en kolay vekestirme yoluydu çünkü...

Eski BBir Klifle:“Y›k›c›-bölücü ve irticai unsur-

lar ile gelece¤imizi ipotek alt›na al-maya çal›flan d›fl mihraklar›n, insanhaklar› ihlallerine yönelik münferitolaylar›, demokratik-laik cumhuri-yetimizin bir zafiyeti gibi gösterme-leri dikkatlerden kaçmamaktad›r. ”

Yukar›da aktard›¤›m›z bu ““kkllii--flflee””, 2000 y›l›n›n jandarma komuta-n› Rasim Betir’e ait; ama kime aitoldu¤u önemli de de¤il; çünkü buklifleyi, tüm generallerin, tüm burju-va politikac›lar›n a¤z›ndan defalar-ca ve defalarca duymufltur Türkiye.

Bir yyöönneettiimm ttaarrzz›› olarak iki ne-denle baflvurulmufltur bu demago-jiye.

“So¤uk Rus ay›s›n›n s›cak Akde-niz’e aç›lma emelleri” vard›. Bununiçin ne komplolar kurmufltu Sovyet-ler! “Tüm komünistler Mosko-va’dan yönetiliyordu”, “demir per-de ülkelerinden finanse ediliyor-lar”d›... “D›fl mihrakl› güçler, dev-leti milleti bölmeye çal›fl›yor”du...

Türkiye halk›, yar›m as›r› aflk›nsüre dinledi bunlar›.

Sosyalist sistem y›k›lmadan, ye-ni dünya düzeni ve ard›ndan Ameri-kan imparatorlu¤u ilan edilmedenönce, bu söylemler s›k kullan›l›rd›.

fiimdilerde her ne kadar d›fl mih-raklarla içli-d›fll› olman›n, mesela

Avrupa Birli¤i’ne girip Amerika’ylastratejik müttefik olman›n yararlar›-n› anlatmak için seferber olsalar da,uluslararas› ekonomik, siyasi, aske-ri kurulufllarla tam manas›yla iiççllii--dd››flflll›› olsalar da, hala “d›fl mihrak”demagojisinden vazgeçmifl de¤iller.

D›fl mihrak, kabaca, baflka ülke-leri merkeze koyup, kendini oonnllaarraaggöörree yyöönnlleennddiirrmmee,, yani bbaaflflkkaaggüüççlleerr ttaarraaff››nnddaann yyöönneettiillmmee anla-m›na geliyor.

Bugünkü Türkiye gerçe¤i, ttaammttaamm››nnaa bu tan›ma uyan bir durum-dad›r. “Ülkemizin iç ve d›fl politika-s›, ekonomisi, her fleyi neye göre dü-zenleniyor?” sorusuna, herkesinaç›kça verece¤i tek bir cevap var:ABD ve AB emperyalistlerine göre.

Anayasa’daki de¤iflikliklerdenTCK’ya kadar yasalardaki tüm yenidüzenlemeler neden yap›ld›?

AB emperyalizmi istedi¤i için!

Tahkim yasas›, turizmi tevflikyasas›, SSGSS... kim için ç›kar›ld›bunlar?

Emperyalist tekeller için!

ABD’yle Ortado¤u’da ayn› ide-alleri paylafl›yoruz diyen kim?

AKP mi, Genelkurmay m›, yok-sa devrimciler mi?

Cevap, AKP ve Genelkurmay ol-du¤una göre, kim d›fl mihrakl›?

Ülkemiz bir tar›m ülkesiyken,tar›m›n da öldürüldü¤ü bir ülke ha-line getirilmesini kimler istiyor?

IMF, AB, ABD!..

Türkiye halklar›, Filistin ve Irakhalklar›yla dayan›flma içindeykenkim iflgalci ABD’yle, ‹srail’le iflbir-li¤i içinde?

AKP ve Genelkurmay!

Ekonomi kimin denetiminde?

IMF’nin!

Ordu kimin denetiminde?

NATO’nun!HHeerr flfleeyy bbuu kkaaddaarr aaçç››kkkkeenn,, “d›fl

D›fl Mihraklar›n Bitmeyen Komplolar›

“Ülkenin ttoplumsal ssorunlardankurtuluflu iiçin, kendi eemekçi hhalkla-

r›na dayanan ppolitikalar de¤il, em-peryalizmin yyani ‘d›fl mmihraklar›n’sömürgecilik politikalar›na ddayan-

ma gelene¤i burjuvazinindir.”(Hakl›y›z Kazanaca¤›z, syf. 216)

Page 15: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

mihrakl›” bir devlet yap›s› ve “d›flmihrakl›” oldu¤una hiçbir kuflku b›-rakmayan bir hükümet iflbafl›ndaiken, baflkalar›n› d›fl mihrakl› ol-makla suçlamaktan, vatan milletsöylemlerinden yine de vazgeçilmi-yor. “Vatan, millet, milliyetçilik,muhafazakarl›k” diye diye AB’yegiriliyor, ABD’yle ssttrraatteejjiikk iittttiiffaakk--llaarr kuruluyor, ‹srail’le Ortado¤ucang›l›nda kol kola giriliyor...

‘D›fl MMihrak’ De¤iflik;Amaç AAyn› KKal›r!Her türlü muhalefeti “d›fl mih-

rak”l› olmakla suçlayarak terörizeetmekten vazgeçmeyen egemen s›-n›flar, d›fl mihrakl› olan›n kendilerioldu¤unu, kuflkusuz yine en iyi ken-dileri biliyorlar. Fakat buna ra¤men,“d›fl mihraklar” söylemi, “komp-lo” iddialar›, halk›n mücadelesinesald›r›n›n hala ve yine en önemliunsurlar›ndan biri olmaya devamediyor. Oligarflinin her kesimi em-peryalizmle bu kadar iç içe geçmifl-ken bunun devam etmesi garip, çe-liflkili, ama böyle.

Bir mahallede y›k›mlara karfl›eylem mi var, mutlaka o mahalle

halk›n›, baflka yerlerden gelen kifli-ler k›flk›rt›yordur... Bir memur eyle-mi mi var, “memurlar dikkatli ol-sunlar aralar›na baflkalar› kar›flm›fl-t›r”... “‹flçiler, malum gruplar›n k›fl-k›rtmalar›na kanmas›nlar” denirmesela 1 May›slar’da...

Ama bu söylemlerde yine de es-kiye göre bir fark var. Eskiden k›fl-k›rt›c›n›n “kökü”, mutlaka Rus-ya’ya ba¤lan›rd›. fiimdi böyle bir“mihrak” da gösteremedikleri için,k›flk›rt›c›lar›n, provokatörlerin ki-min ad›na k›flk›rtt›klar›, kim olduk-lar›, hatta nereden geldikleri de pekbelli de¤ildir. Baflka bir ülkenin aja-n› olabilir, baflka bir mahalleden,baflka bir flehirden de gelmifl olabi-lirler.. veya hiçbir yerden..

Emperyalizme göbe¤inden vebeyninden ba¤l› bir oligarflik yap›,iktidar›n› sürdürmek için her zaman““hhaayyaallii dd››flfl ddüüflflmmaannllaarr”” yaratm›flt›r.Her zaman “Türkiye’yi bölüp par-çalamak isteyen, zay›f düflürüp yut-mak için f›rsat kollayan d›fl mihrak-lar” vard›r. Kim olabilir bunlar; el-bette tüm ülkeler!

Çünkü zaten Türkiye’nin dörtyan› “düflman devletlerle” çeviril-mifltir. “Komünist” Sovyetler Birli-

¤i, “komünist” Bulgaristan, Do¤uAlmanya “d›fl mihraklar” içinde ilks›ralarda say›l›rd›. Yunanistan daezeli “d›fl mihrak”lardan biridir.Sonra “Ermeni terörüne destek ve-ren”, “komünistlere, bölücülere ku-cak açan” iddias›yla Fransa, ‹ngil-tere, Almanya, Hollanda, ‹sveç... gi-bi Avrupa devletleri eklendi bunla-ra. Hatta “havadan PKK’ye silah veyiyecek atan ABD helikopterleri”söylemleriyle ABD de “d›fl mihrak-lar”dan biri oldu.

Millet, devletiyle birlikte bumihraklara karfl› “birlik ve bütünlükiçinde” olmal›yd›. .. D›fl mihrak, ifltebu söylemin aç›kça gösterdi¤i gibi,halk›n oligarfliye, “kendi devletine”karfl› mücadelesini engelleyebilme-nin de bir arac› oldu ony›llard›r.

D›fl mihraklar bu kadar çok çe-flitli olabilir; ama d›fl mihrak dema-gojisine baflvurulmas›nda amaç hepayn› kalmaktad›r: Amaç, oligarflininzulmünün, yoksullu¤un, iflsizli¤in,kazalar›n, beceriksizliklerin sorum-lular›n› gizlemek, halk›n mücadele-sini engellemektir. Göz göre göreyaflanan tersane cinayetlerinde bilebu demagojiye baflvuranlar, baflkanelerde baflvurmazlar ki!

Say›: 148 15DIfi M‹HRAK

Emekli-Sen üyeleri Tuzla’da yaflanankatliamlara da sessiz kalmad›lar. 23 Ma-y›s ö¤le saatlerinde G‹S-B‹R T›p Merke-zi önünde bir araya gelen Emekli-Senüyeleri burada ““TTuuzzllaa’’ddaa ÖÖllüümmlleerrii ‹‹flflççii--lleerr DDuurrdduurraaccaakk,, TTeerrssaanneelleerrddee KKaattllii--aammllaarraa SSoonn,, SSoorruummlluullaarr YYaarrgg››llaannss››nn””yaz›l› pankartlar› açarak “Katil G‹SB‹RHesap Verecek” sloganlar›yla en son ikiiflçinin yaflam›n› yitirdi¤i SSeellaahh TTeerrssaannee--ssii’’nnee do¤ru yürüyüfle geçtiler.

Tersane önünde bir aç›klama yapanEmekli-Sen Beyo¤lu fib. Baflkan› HasanKaflk›r, patronlar›n kar h›rs› ve tafleronluksisteminin ›srarla sürdürülmesi nedeniyle“bir hafta içinde üç iflçi arkadafl›m›z› da-ha yitirdik” derken, hükümetin tersanekapatarak, göstermelik komisyonlar ku-

rarak tepkileri yumuflatmaya, sorunu ge-çifltirmeye çal›flt›¤›na vurgu yapt›.

Tersane içinde bulunan iflçilerdenbaz›lar› Emekli-Sen’in eylemini izle-mek için kap›ya yöneldiklerinde güven-lik elemanlar› taraf›ndan engellendiler.Selah Tersanesi’nin kapat›lmas› nede-niyle iflsiz kalarak d›flar›da bekleyen on-larca iflçi de polis taraf›ndan kap› önün-den uzaklaflt›r›ld›.

Emekli-Sen üyeleri ölümlerin durdu-rulmas›, kurals›z çal›flman›n önlenmesive iflçilerin hakl› taleplerinin karfl›lan-mas› amac›yla tersane iflçilerinin 16 Ha-ziran’da yapaca¤› grevi destekle-yeceklerini belirterek, herkesi Tuzla’dayaflanan vahfleti k›namaya ve dayan›fl-may› yükseltmeye ça¤›rd›lar.

Emekli-Sen’liler Tuzla’da ‹flçi Cinayetlerini Protesto Etti

‘Tuzla’da Ölümleri ‹flçiler Durduracak!’Maden oca¤›nda ifl

kazas›: 1 ölü

Zonguldak Kilimli’de Kara-don semtindeki Türkiye Taflkö-mürü Kurumu’na ba¤l› bir ma-den oca¤›nda meydana gelen iflkazas›nda, 1 iflçi öldü.

‹kinci ocakta çal›flt›¤› s›radatavan k›sm›ndan bafl›na tafl dü-flen bir çocuk babas› maden ifl-çisi Necati Kirli (29), orada ya-flam›n› yitirdi.

Sanayi Bakan› hakl›ysa, bukaza da, Türkiye’nin madenci-likteki baflar›lar›n› çekemeyend›fl mihraklar›n ifli olmas›n!?

BBuu ddaa bbiirrKKOOMMPPLLOOOOllmmaass››nn??!!

Page 16: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

28 May›s 2008, dünya halklar›-n›n tarihine bir zafer günü olarakgeçti. 28 May›s’ta Nepal’de, 223399yy››llll››kk monarfliye son verildi.

Hat›rlanaca¤› gibi, geçen ay, 10Nisan’da Nepal’de seçimler yap›l-m›fl ve seçimler Nepal KomünistPartisi (Maoist)’in ezici bir zaferiy-le sonuçlanm›flt›. 601 üyeli meclisteNKP(M) 220 sandalye kazanm›flt›.Buna ba¤l› olarak da oluflturulacakhükümette ve Kurucu MeclisteNKP(M)’lilerin a¤›rl›¤› sözkonusu.

Kurucu Meclis 28 May›s’ta 239y›ll›k monarfli rejimini feshederekddeemmookkrraattiikk vvee ffeeddeerraall ccuummhhuurriiyyee--ttii ilan ederken, geçici hükümet deKral Gyanendra’ya saray› terk etme-si için 15 gün süre verdi¤ini aç›klad›.

Nepal’in yoksul halk›, geçenhafta sokaklarda, meydanlarda mo-narflinin y›k›l›fl›n› ve cumhuriyetinkuruluflunu kutlayan gösteriler yap-t›. Halk, ony›llard›r belki ilk kezgerçek bir sevinç yafl›yordu.

10 y›l süren iç savafl sürecindemonarfliyi devirmek amac›yla geril-la mücadelesi veren NKP(M)’nin li-deri Prachanda, bu sevinci “Bu Ne-pal halk›n›n 1950’lerden beri verdi-¤i mücadelenin sonuca ulaflt›¤› tari-hi bir gün” diye yorumluyordu.

Nepal’de gerçekleflen bbuurrjjuuvvaaddeemmookkrraattiikk mmuuhhtteevvaall›› bir devrim-dir. Sosyo ekonomik yap›n›n büyükölçüde ffeeooddaalliizzmm taraf›ndan belir-lendi¤i bir ülke olarak Nepal’dedevrim süreci gerek askeri, gereksede politik anlamda klasik halk sava-fl› anlay›fl›na uygun olarak seyret-mektedir. Bu anlamda da mücadeleburjuva demokratik devrimle bitmiflolmayacak, mücadelenin yeni biraflamas› bafllayacakt›r; ki esas ola-rak o mücadele de bafllam›flt›r. Dev-

rimin sosyalist bir devrime yönelipyönelmeyece¤i, yönelecekse bununnas›l bir süreçte gerçekleflece¤i güç-ler dengesine ve NKP(M)’nin önü-müzdeki dönem politikalar›na ba¤l›olarak flekillenecektir.

Ancak bugünden kesin olarakbelli olan fludur ki, Nepal’deki dev-rim, ilerici, devrimci bir ad›md›r;emperyalizme ve dünya çap›nda ge-ricili¤e vurulmufl bir darbedir. ‹fltebu yönüyle de, Türkiyeli devrimci-ler olarak Nepal devrimini selaml›-yor, bu devrimci ad›ma önderlikeden, bu u¤urda bedeller ödeyip fle-hitler veren Nepalli devrimcilerikutluyoruz.

Devrimler ça¤›nday›z hala!Nepal, dünyan›n en yoksul ülke-

lerinden biridir. 23 milyonluk birnüfusa sahipti ve bu nüfusun dayüzde 85’i k›rsal alanda yafl›yordu.Budizm’in yayg›n oldu¤u ülkede,20 civar›nda farkl› milliyet var. Buyoksul ve geri tablonun kuflku yokki en önemli nedenlerinden biri ise,Nepal’in hala mmoonnaarrflfliinniinn hhüükküümmssüürrddüü¤¤üü bir ülke olmas›yd›. 5-10y›l öncesine kadar dünyada pek debilinmeyen Nepal, son y›llarda önceKrall›k saray›ndaki cinayetlerle,ama sonra da da¤lar›nda mücadeleeden gerillalarla tan›nd›.

Nepal Komünist Partisi (Maoist)önderli¤indeki mücadele, son y›l-larda h›zl› ve sistemli bir geliflmegösterdi. Emperyalizmin ““ddeevvrriimm--lleerr ççaa¤¤›› kkaappaanndd››”” dedi¤i bir dö-nemde, Nepal halk›, dünya halklar›-na gerilla savafl› temelinde büyüyenbir devrim arma¤an etti.

Sosyalist Bloktaki çözülme vekarfl›-devrimler, emperyalizm içinsosyalizm umuduna, devrimlerekarfl› büyük bir karfl› propagandazemini yaratm›flt›.

Kapitalizmin alternatifsiz oldu-¤u, burjuva demokrasisinin en iyisistem oldu¤unun kan›tland›¤› ve

bu anlamda devrimler ça¤›n›n dakapand›¤› propagandalar› yo¤unolarak yap›l›rken, say›s›z ülkede si-lahl› mücadele veren birçok gerillahareketi bu havan›n etkisi alt›nda“bar›fl anlaflmalar›” yapt›, kimilerisilah b›rakt›lar. Bu geliflme, “dev-rimler döneminin kapand›¤›” pro-pagandas›na güç verdi. Burjuva ide-olojisinin tahakkümü pekiflti; zatendevrimlere gerek de yoktu; burjuvademokrasisi bütün sorunlar› çöze-cek yegane yönetim biçimiydi.

Bu görüfller, ideolojik kuflatmaalt›nda, “yenilgi” bask›lanmas› or-tam›ndaki küçük-burjuva kesimler-den, reformist soldan da destek bu-larak yay›ld›, halklara benimsetil-meye çal›fl›ld›.

Fakat “küreselleflme” ça¤› efsa-nesi bir bak›ma çabuk çöktü; bar›flve refah›n egemen olaca¤› varsay›-lan dünyay› yoksulluk, zulüm, aleniemperyalist askeri sald›r›lar doldur-mufltu. Burjuvazinin propagandas›gerilerken, elveda proletarya, sos-yalizm öldü, devrimler ça¤› kapand›söylemlerinin etkisi de azald›. NNee--ppaall’ddeekkii hhaallkk ssaavvaaflfl››,, iflte tam budönemde yükselen mücadelelerdenbiridir. Karfl›-devrim rüzgarlar› he-nüz çeflitli kesimleri etkisi alt›ndatutarken, Nepal’de 13 fiubat1996’da HHaallkk SSaavvaaflfl›› bafllat›ld›. Si-lahl› mücadele tercihi, bu aç›dan osüreçteki emperyalist karfl›-devrimrüzgarlar›n›n karfl›s›na dikilen birtutum da olmufltu.

Gerilla savafl›n›n geliflimi:1951’de, 1990’da bask›lara,

yoksullu¤a ve özellikle krall›¤a kar-fl› büyük çapl› ayaklanmalar olduNepal’de. Bu ayaklanmalar›n da et-kisiyle yar› parlamenter bir yap›yageçildi; fakat bu geliflmeler, halk›nlehine köklü de¤iflimleri sa¤lamad›.Tam tersine, krall›k kendini güçlen-dirdi. Prachanda’n›n de¤erlendir-mesiyle “devletin karakteri özünde

16 NEPAL 1 HHaziran 22008

NNeeppaall’’ddee DDeevvrriimm!!taht bir yana kral bir yana...taht bir yana kral bir yana...

NNKKPP ((MM)) öönnddeerrllii¤¤iinnddeekkii ggeerriillllaassaavvaaflfl››yyllaa bbiirr mmoonnaarrflflii ttaarriihhiinn

ççööppllüü¤¤üünnee ggöönnddeerriillddii

Page 17: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

feodal ve otokratik kald›.”‹flte bu ayaklanmalar›n sonuçsuz-

lu¤u sonras›nda geliflen süreçteNKP(M) yeralt›na çekildi, yeni birmücadele sürecine geçildi ve yukar›-da belirtti¤imiz gibi gerilla savafl›bafllat›ld›. ‹deolojisini ‘Marksizm-Leninizm-Maoizm’, temel hedefiniise ‘sosyalizm ve komünizm’ olarakifade eden NKP(M), yyaarr››--ffeeooddaall yyaa--rr››--ssöömmüürrggee bir ülkede, Halk Savafl›-n›, Mao’nun belirledi¤i flekilde, ülkekoflullar›na uyarlayarak gelifltirdi.

Savafl›n bafllamas›ndan sonra k›sasüre içinde ciddi bir güç haline gelenNKP(M), 26 Aral›k 2000 tarihinde,ayn› ideolojik zemindeki NKP(Ma-flal) ile birleflerek daha da güçlen-di. En genel hatlar›yla 2001 y›l›na ka-darki süreç, gerilla savafl›n›n düzeniy›pratt›¤›, savafl›n halk kitleleri içindedeste¤inin büyüdü¤ü bir süreç oldu.

2001 y›l›na gelindi¤inde, Nepaldevleti askeri operasyonlarla yokedemedi¤i gerillayla görüflmeleryapmay› kabul etmek zorunda kal-d›. Elbette bu, halk savafl›n›n geldi-¤i aflamas›ndaki bir sonuçtu.

Ancak rejimin as›l hedefi elbettekendi ömrünü uzatmak, yapabilirsedevrimi ve gerilla savafl›n› tasfiyeetmekti. 2001 y›l›nda yaflanan dörtayl›k ateflkes ve görüflmelerin so-nuçsuz kalmas›n›n ard›ndan, gerillamücadelesi tekrar bafllad›.

Bu süreç, gerillan›n hem kitlesel,hem askeri bak›mdan daha güçlen-di¤i bir dönem oldu. Gerilla güçlerimerkezilefltirildi, devletin askerigüçlerine karfl› gerilla eylemleri yo-¤unlaflt›. Gerilla art›k daha büyükbirlikler halinde hareket ediyor, as-keri garnizonlar gibi büyük hedefle-re yöneliyordu.

Halk›n mücadelesi bu flekildegeliflirken hükümet yeniden büyükbir sald›r›ya geçti. OOllaa¤¤aannüüssttüü hhaallilan edildi. Köylülerin deste¤inikesmeye yönelik kkööyy yyaakkmmaallaarr,,kkaattlliiaammllaarr,, tteeccaavvüüzzlleerr yo¤unlafl-t›. Evet, tüm bunlar sadece 4-5 y›lönce yaflan›yordu Nepal’de. Fakat,bu sald›r› kampanyas› da gerillay›zay›flatmay› baflaramad›; tam tersi-ne gerilla daha da güçlendi, halk›n

deste¤i artt›.

Nepal hükümeti de 2001’deAmerika’da meydana gelen 1111 EEyyllüüllsald›r›lar›n›, dünyadaki bütün gerici,bask›c› iktidarlar gibi, kendi terörünümeflrulaflt›rmak için kullanmaya ça-l›flt›; terör demagojisiyle, El Kaide,NKP(M) paralellikleri kurarak em-peryalizmin deste¤ini daha fazla ar-kas›na alarak sald›r›lar›n› art›rd›.

Tüm bunlara ra¤men k›rlarda birkez atefl tutuflmufl ve milyonlarcayoksul, ezilen Nepalli devrimin sa-f›na kat›lm›flt›. Kral Gyanendra birkez daha ateflkefl ça¤r›s› yapmak zo-runda kald›. Devrimi tasfiye etmekiçin askeri, siyasi her türlü yolu de-niyordu egemen s›n›flar. 2003 y›l›n-daki bu bar›fl ve ateflkefl görüflmele-rinde de demokratik talepler redde-dilirken, üçüncü tur görüflmelerinyap›ld›¤› s›rada kraliyet ordusunun21 silahs›z NKP(M) kadrosunu kat-letmesi, görüflmelerin de bitifli anla-m›na geliyordu. NKP(M) ateflkesibitirdi¤ini aç›klayarak yeniden as-keri eylemlerini yo¤unlaflt›rd›.

2004 A¤ustos bafl›nda baflkentKatmandu gerilla güçleri taraf›ndankuflat›ld›. Baflkente her türlü ekono-mik, askeri sevkiyat›n da engellen-di¤i ve günlerce süren kuflatma, Ne-pal’deki halk savafl›nda önemli biraflaman›n da iflaretiydi. Baflkente gi-den yollar gerillalar›n denetimin-deydi. Yine bu günlerde Nepal’dekibüyük tekellerin ülkeyi terk etmesiiçin bir bildiri yay›nland›. ‹flçi sen-dikalar›n›n da destekledi¤i bu ça¤r›sonucunda 40’tan fazla tekel ülkeyiterk etti. Gücünü ortaya koyan vekraliyetin acizli¤ini çarp›c› bir fle-kilde kitlelere gösteren gerillan›npolitik etkisi bu süreçten itibaren gi-derek daha da artacakt›.

2005-2006’da pefl-pefle yap›lan genelgrevlere büyük kat›-l›m sa¤lanmas›, geril-lan›n ça¤r›s›yla yap›-lan kitle gösterilerindeonbinlerin, baflkentteyüzbinden fazla insa-n›n kat›lmas› bu etki-nin bir sonucuydu.

Mao’nun Halk Savafl› teorisineuygun olarak, uzun süreli halk sava-fl›n› üç aflamada ele alan NKP(M),31 A¤ustos 2004 tarihinde yapt›¤›aç›klama ile, savafl›n yeni bir afla-maya girdi¤ini ilan etti. NKP(M)Baflkan› Prachanda imzal› bildiride‘‘SSttrraatteejjiikk DDeennggee’’ aflamas›n›n sonaerdi¤i duyuruldu.

Süreç, daha sonra, gerillan›n ül-kedeki di¤er demokratik güçlerleortak bir birlik oluflturmas›, genelgrevlerle krall›¤›n iyice y›prat›lma-s›, iktidar›n oluflturulan bu ittifak ta-raf›ndan devral›nmas› üzerineNKP(M)’nin de siyasi sürece dahilolmas› fleklinde geliflti. Bu süreçteNKP((M) genel olarak belirleyicigüç durumunda oldu. Nihayetindeyaz›m›z›n bafl›nda sözünü etti¤imizgeliflmelerin yaflanmas›yla monarfliy›k›ld›, cumhuriyet kuruldu ve dev-rim yeni bir aflamaya geçti.

Nepal devrimi emperyalizmekarfl› kazan›lm›fl bir zaferdirEmperyalizm, bu savaflta, son

ana kadar kokuflmufl kraliyet rejimi-nin destekçisiydi.

“ABD’nin Bush yönetimi, [Ne-pal yönetimine] para, silah ve e¤i-tim sunmasayd›, halk aras›nda soy-k›r›m, ya¤malama ve ›rza tecavüz-den kötü bir flöhrete sahip olan kra-liyet ordusu, geçti¤imiz y›l Halk›nBa¤›ms›zl›k Ordusu taraf›ndan ye-nilgiye u¤rat›lacakt›.”

Prachanda, Kas›m 2003’te birAmerikal› gazeteciye verdi¤i de-meçte, emperyalist deste¤in krall›krejimi ve devrim aç›s›ndan anlam›n›bu sözlerle ifade ediyordu.

Hat›rlanacakt›r; sözü edilen dö-nemde, 2002 Ocak’›nda ABD D›-

Say›: 148 17NEPAL

Türkiyeli ddevrim-ciler olarak NNepaldevrimini sselaml›-yor, bbu ddevrimciad›ma öönderlikeden, bbu uu¤urdabedeller ödeyipflehitler veren NNe-palli ddevrimcilerikutluyoruz.

Page 18: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

fliflleri Bakan› Colin Powell de, Pa-kistan ve Afganistan’›n ard›ndanNepal’e gitmifl ve krall›¤› destekle-diklerini aç›klam›flt›. Powell bu zi-yaretin nedenini flu sözlerle ifade et-miflti: “Nepal'e, sald›r›ya u¤rayanddeemmookkrraassiissiinnee destek verdi¤imizigöstermek için gidiyoruz. MMaaooccuullaa--rraa kkaarrflfl›› ne tür bir iflbirli¤i yapaca-¤›m›z› görüflece¤iz. Çünkü biz ggeerriill--llaallaarr›› vvee aayyaakkllaannmmaallaarr›› sseevvmmee--yyiizz......” (Cumhuriyet 19 Ocak 2002)

Amerika’n›n sevmedi¤i gerilla-lar flimdi ikidarda ve Amerika’n›nçok sevdi¤i, utanmadan “demokra-si” diye adland›rd›¤› monarflinintemsilcileri ise, saraylar›ndan ko-vuldular. Powell’in sözleri veABD’nin deste¤i bile, tek bafl›naNepal’deki devrimci ad›m›n, em-peryalizme karfl› da bir zafer oldu-¤unu göstermeye yeter.

Powell’in ziyaretinin ard›ndanNepal Baflbakan› da Amerika veAvrupa turuna, gerillaya karfl› yar-d›m görüflmeleri yapmaya ç›km›flt›.Amerika ve ‹ngiltere, o zaman 4400mmiillyyoonn ddoollaarrll››kk yard›m›n›n yan›s›-ra, çok say›da askeri uzman da gön-derdiler Nepal’e. (29 May›s 2003,

The Guardian)

Ama ifle yaramad›.

Nepal’in katliamc›, feodal reji-mini “demokrasi” diye adland›r›p,“demokrasiye yard›ma koflan” sa-dece Amerika da de¤ildi. 2002’deBBeellççiikkaa’’nn››nn Nepal devlet güçlerinegizli silah sat›fl› yapt›¤› ortaya ç›k-m›flt› örne¤in. “Demokrat Avru-pa”n›n ggeerriiccii kkrraalliiyyeettee verdi¤i budestek Belçika kamuoyunda tart›fl-ma konusu oldu¤unda, Belçika D›-fliflleri Bakan› Louis Michel, Ne-pal’deki feodal ortaça¤ rejimini flusözlerle tan›ml›yordu: “ GGeerriillllaayyaakkaarrflfl›› mücadele etmek zorunda olanço¤ulcu demokrasili bir ülke”.

Emperyalizmin ifline geldi¤inde,ç›karlar› gerektirdi¤inde ister faflist,ister krall›k olsun, nas›l destekledi¤i-nin aç›k bir örne¤idir Nepal. Fakathalklar bir kez aya¤a kalkm›flsa, birgerilla bozk›r› tutuflturmuflsa, orada-ki gericili¤i art›k hiçbir emperyalist“d›fl güç” kurtaramaz. Tarih Ne-pal’de bunu bir kez daha gösterdi.

Devrim bitmifl de¤il!NKP(M) yönetici kadrolar›ndan

Baburam Bharattai, devrimin mo-

narfliyi y›k›p cumhuriyeti ilan etti¤ibu aflamas›n› flu sözlerle de¤erlendi-riyor:

"Devrim hala devam ediyor. Se-çimler devrimimizin bir parças›yd›-lar. Devrim sadece silahl› mücadelede¤ildir. Devrim, toplumsal ekono-mik yap›n›n h›zl› ve radikal bir fle-kilde de¤iflmesidir, bu silahl› da, si-lahs›z da olabilir. Bu seçimler, feo-dal monarflinin y›k›lmas› için devri-min bir parças›n› teflkil ediyordu.E¤er Halk Savafl›'n› bafllat›p devletizay›flatmam›fl ve halk› güçlendir-meseydik, monarflinin y›k›lma ko-flullar› tek bafl›na seçimlerle olufl-mazd›. Sonuçta, seçimlere kat›lmakiçin silahlar› terk etti¤imiz do¤rude¤ildir. Bu devrimde silahlar› da,seçimleri de kulland›k. ... Devrimi-miz bu eflsiz biçimiyle tamamland›."

‹ktidar› devralan yoksul halk›ntemsilcileriyle öteki kesimlerin ara-s›nda k›ran k›rana bir mücadelebekliyor Nepal’i.

Dünya halklar› ve devrimcileri,bu savaflta, “dünyan›n zirvesi”ndehalklara bir zafer kazand›ran, bu-günkü devrimci ad›m› atan Nepallidevrimcilerin yan›nda olacaklar.

18 NEPAL 1 HHaziran 22008

‹‹ssvviiççrree:: ““YYaa öö¤¤rreenn,, yyaatteerrkk eett””...... ‹sviçre’de

faflist parti SVP, Alman-ca bilmeyen okul ça¤›n-daki göçmen çocuklar›ndil kurslar›na gönderil-mesini öngören bir ta-sar› haz›rlad›. Tasar›ya

göre dil ö¤renmeyen çocuklar ss››nn››rrdd››flfl›› eeddiilleecceekk..

Çocuklara iyi derecede Almanca bilme, bilmeyenle-re de yo¤un dil kurslar›na kat›lma flart› getiriliyor. Aksidurumda çocuklar okullara al›nmayacak ve oturumlar›iptal edilecek.

HHoollllaannddaa:: GGööççmmeennlleerree flfliiddddeett vvee aaflflaa¤¤››llaammaa...Göçmenlere yönelik resmi bask›lar, Avrupa’n›n

hemen tüm ülkelerini sarm›fl bulunuyor. Son olarak

Hollanda’da göçmen kamplar› üzerine yap›lan biraraflt›rma da bunun yeni göstergelerini ortaya koydu.

Araflt›rma, Hollanda’daki gözalt› merkezlerinde s›-n›rd›fl› edilmeyi bekleyen kaçak göçmenlerin kötü mu-amelelere maruz b›rak›ld›klar›n› gösteriyor.

Bu kamplarda göçmenlere karfl› gardiyanlartaraf›ndan “fliddet kullan›ld›¤›, afla¤›lama gibi yöntem-lere baflvuruldu¤u, hücre cezalar› uyguland›¤›”anlafl›l›yor. Kuflku yok ki, bütün bunlar, iktidar›n bilgi-si dahilinde gerçeklefliyor.

BBeellççiikkaa:: IIrrkkçç››llaarraa PPoolliiss HHooflflggöörrüüssüü...... Belçika’n›nbaflkenti Brüksel’in Anderlecht semtinde Ander-

lecht futbol kulübünün ›rkç› taraftarlar›yla ço¤unlu¤uFasl› Kuzey Afrikal›lar aras›nda ç›kan çat›flmalarda,20’den fazla kifli yaraland›. 194 kifli gözalt›na al›nd›.

Fakat ilginç olan, bölgedeki bankalar›n, ma¤azala-r›n, tahrip edildi¤i çat›flmalarda, sald›rgan taraf ›rkç›larolmas›na ra¤men, gözalt›na al›nan 119944 kkiiflfliiddeenn 119933’’üüKKuuzzeeyy AAffrriikkaall››llaarr oldu. Bu durumun tepki yaratmas›üzerine polis kendisini “afl›r› sa¤c› beyazlar›n daha de-neyimli olduklar›, bu nedenle kaçmay› baflard›klar›”gerekçesiyle savundu.

Irkç›l›k bir a¤ gibi Avrupa’y› sar›yor

Page 19: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Say›: 148 19TECR‹T

Adalet Bakan› M. Ali fiahin, çokde¤il, bir ay önce, 19 Nisan’da Av.Behiç Aflc› ve demokratik kurumla-r›n temsilcileriyle yapt›¤› görüflme-de, 10 saatlik sohbet hakk›n› düzen-leyen genelgenin uygulanmas›ndasorunlar yafland›¤›n› kabul ederek,"22 Ocak 2007 tarihli bu genelgeyiuygulamak istiyoruz. Harfiyen uy-gulama konusunda Adalet Bakan›olarak ben iflin takipçisi olaca¤›m.E¤er herhangi bir kurum bir taah-hüt alt›na girmiflse, o taahhüdün ge-reklerini yasal s›n›rlar içerisindeyerine getirmelidir. ” demiflti.

O günden bu yana genelgenin il-gili maddesi hala uygulanmaya bafl-lanmad›.

Bakan söz vermeye devam edi-yor, fakat, uygulama hala ortada yok.

Adalet BBakan› BBu KKez Do¤r udan TTutsaklara Söz VVerdiAdalet Bakan›, geçti¤imiz gün-

lerde BBoolluu FF TTiippii’nde DHKP-C da-vas›ndan Nurettin Erenler ile görüfl-tü. Görüflmeyi, tutsaklar›n mektup-lar›ndan al›nt›yla aktar›yoruz:

BBaakkaann:: Sohbete ç›k›yor musu-nuz? Sorunlar›n›z var m›?

NNuurreettttiinn:: Hay›r; sohbete ç›km›-yoruz. Nedeni ise 22 Ocak genelge-sinin uygulanmak istenmemesi.‹darenin tavr›ndan çok bakanl›¤›n›-z›n tasarrufuyla ilgili bir sorun var.

BBaakkaann:: ‹flte ben Bakan'›m.Onun için sizi dinlemeye geldim.

NNuurreettttiinn: ‹yi. Burada sohbet üçsaat ve ç›km›yoruz. Ama genelgetam uygulan›rsa ç›kar›z.

BBaakkaann:: ‹lla 10 saat mi olmal›, 8saat olmaz m›? (Gülerek sorulan birsoru bu)

NNuurreettttiinn:: Sorun 8-10 saat soru-nu de¤il. Önemli olan genelgenin

tam uygulanmak istenmemesidir.Niyet sorunu yani..

BBaakkaann:: Niyetimiz iyi. Sizi din-leyip bu sorunu çözmeye çal›fl›yo-rum. Yeni personel al›yoruz bu ifliçin, yeni alanlar aç›lmas› için tali-mat verdim."

*Bolu F Tipi’nden sonra, 25 Ma-

y›s Pazar günü Tekirda¤ 1 No’lu FTipi’ne giden Adalet Bakan›,DHKP-C Davas› tutsaklar›ndanFikret Akar’la görüfltü. 20 dakikasüren görüflmede Bakan›n yan›nda2 Tekirda¤ Milletvekili, baro baflka-n›, vali ve savc› yer al›yordu. Gö-rüflme ana hatlar›yla flöyle geliflti:

BBaakkaann,, “sohbete ç›k›n, genelge10 saat demiyor, 1100 ssaaaattee kkaaddaarr di-yor” fleklinde bir görüfl ileri sürdü.

FFiikkrreett AAkkaarr ise, “bunun kamu-oyuna 10 saat olarak aktar›ld›¤›n›,hatta 2200 ssaaaatt ssöözzüünnüünn vveerriillddii¤¤iinnii””hat›rlat›yor Bakan’a.

BBaakkaann,, ““devlette devaml›l›kesast›r... Genelge uygulanacakt›r,hiç flüphe olmas›n, koflullar›n ol-

gunlaflmas› gerekir” diyor.

FFiikkrreett AAkkaarr,, “aradan geçen 1.5y›ll›k süre koflullar›n olgunlaflmas›için yeterli süredir” cevab›n› veri-yor Bakan’a.

BBaakkaann tekrar “genelge uygula-nacak” diye cevap veriyor.

Tutsaklar Anlat›yor:AKP iktidar›n›n en iyi bildi¤i

yöntemlerden biri de sorunlar› yoksaymak, inkar etmektir.

Halk›n karfl›s›nda s›k›flt›kça tec-rit sorununun varl›¤› inkar edilse de,tutsaklar›n yaflad›klar› sorunun de-vam etti¤ini gösteriyor. Adalet Ba-kanl›¤›’n›n en yak›n›ndaki hapisha-neden, Sincan Hapishane Kampü-sü’nden tutsaklar›n mektuplar›, bizehapishaneleri, tecrit sorununu unut-mamam›z gerekti¤ini hat›rlat›yor

tekrar.

*

MMeelleekk SSeerriinn

SSiinnccaann KKaadd››nn HHaappiisshhaanneessii

Ceza furyas› h›z kesmeden de-vam ediyor. Meryem Özsö¤üt 25Mart’ta mahkeme dönüflü aasskkeerrllee-rriinn kk››flflkk››rrttmmaass››yyllaa adlilerin sald›r›-s›na u¤rad›. Ama ne oldu? Mer-yem’e 2 ay ziyaretten men cezas›verdiler.

28 Mart’ta tutuklanan 5 arkadaflaonursuz aramay›, ç›plak aramay›kabul etmedikleri için hücre cezas›ve ziyaret cezas› verildi. GGeenneellggeeuuyygguullaannmmaadd››¤¤›› ggiibbii, ziyaret saatle-rimizi de 50-40 dakikaya indirdiler.Biz aflt›kça duvarlar›, biz bütünlefl-tirdikçe d›flar›yla içeriyi ve ço¤alt-t›kça yaflam›, onlar böyle acizaneyöntemlerle oyal›yorlar kendilerini.Ama her ne hikmetse, kamuoyunakarfl› yapt›klar›n› savunam›yorlar.Çünkü yapt›klar›, vicdana, ahlakauymad›¤› gibi, kendi hukuklar›na,demokrasilerine de uymuyor. Ve ya-

Tecrit SSürüyorGenelge Uygulanm›yor!

Adalet Bakan›’n›n Sözüne Ra¤menHapishaneler Cephesinde De¤iflen Bir fiey Yok

Page 20: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

z›yorum son cümle olarak, bal›kbafltan kokuyor...

*

GGüüllttaaçç HHaarrmmaanncc››::

SSiinnccaann KKaadd››nn HHaappiisshhaanneessii

Biz çok iyiyiz. Yaflad›¤›m›z oncaolumsuzlu¤a ra¤men moralimiz çokyüksek. Bizim ülkemizde adaletböyle iflliyor, yaflayarak, görerekö¤reniyoruz. ‹lk tutuklanmam›z.BBiirr mmiimmaarr,, iikkii öö¤¤rreettmmeenn,, bbiirr hhuu-kkuukk öö¤¤rreenncciissii vvee bbeenn...... Ben gazete-cilik bölümü mezunuyum. Üç y›ld›rTelekom’da çal›fl›yorum... Pay›m›-za düflen bedelleri ödeyece¤iz. Hemde en onurlusundan. Böyle komplo-larla bizi y›ld›rabileceklerini san›-yorlar. Bu ülkede özgürlük ve adaletvar diye bas bas ba¤›ranlar nerede-ler merak ediyor insan.

*

DDiiddeemm AAkkmmaann

SSiinnccaann KKaadd››nn HHaappiisshhaanneessii

Sa¤l›¤›m›z-s›hhatimiz iyi. ‹dare-nin her türlü oyunlar›na ve hiçbirihtiyac›m›z› karfl›lamamas›na ra¤-men iyiyiz. GGiirriiflflttee oonnuurrssuuzzccaa aarraa-mmaayyaa kkaallkktt››llaarr vvee üüssttüünnee ddiissiipplliinnssoorruuflflttuurrmmaass›› aaçç››pp bana, Alev fia-hin’e, Ezgi fiahin’e 7 günlük hücre,Funda Tosun’a 2 ayl›k görüfl cezas›verildi. Uzun bir süre ikinci battani-yelerimizi vermediler, mutfak aç-mad›lar, t›kal› tuvaleti kullanmayazorlad›lar. Hatta bir kalemimiz var-d›, uzun bir süre nöbetlefle yazd›k.fiimdi de sandalye vermiyorlar,kantinden almam›z için zorluyorlar.“Müflteri”yiz ya; her fleyi paraylasat›n alaca¤›z!

*

RRaabbbbeennaa HHaanneeddaarr

SSiinnccaann FF TTiippii

Buradaki koflullar önceki mek-tupta aktard›¤›mdan farkl› de¤il.D‹SK, KESK, TTB Baflkanlar›,ÇHD Genel Sekreteri ve Av. BehiçAflc›’n›n Adalet Bakan› ile yapt›¤›görüflmeyi, 1,5 y›ld›r uygulat›lma-yan “sohbet genelgesi” için yine““hhaarrffiiyyeenn uuyygguullaannaaccaakk”” sözü ve-rildi¤ini bas›ndan takip ettik. Henüzburada verilen bu sözü do¤rulayan

bir geliflme olmad›. Yani genelge buhafta da uygulanmad›. Yar›n yenibir haftaya giriyoruz. Bakal›m neyapacaklar, görece¤iz.

... V›zGelir’in 100. say›s›n› gön-deriyorum. Elbette yine sansürlü.2008/75 say›l› karar› ile bu defa daderginin 38 sayfas› hakk›nda ““‹‹MM-HHAASSIINNAA”” karar› al›nm›fl.

Ülkemizde Gençlik GelecektirDergisi’nin 17. say›s› da “E¤itimKurulu”nun karar›yla keyfi olarakyasaklan›p verilmedi. YYüürr üüyyüüflfl

Dergisi’nin 142 ve 144. say›lar› içinde “E¤itim Kurulu”nun karar›ylayasak karar› al›narak bizlere veril-medi.

Sansür karar› için de, yasak kara-r› için de ileri sürülen suçlamalar,hemen hemen ayn›. Ama bu “suç”la-r›n hangi dergide, hangi yaz›da, han-gi çizimde nas›l ifllendi¤ine dair tekkelime aç›klama yok, yap›lm›yor.Keyfilik, hak hukuk tan›mazl›k, öy-lesine boyutlu ki, mevcut yasalar, buyasalarca yetkili k›l›nan mahkeme-

20 TECR‹T 1 HHaziran 22008

Adalet Bakan› fiahin, 19 Ni-san’da yapt›¤› görüflmede, 10 saat-lik sohbet hakk›n›n uygulanmas›ylailgili ssöözzlleerr vermiflti.

Genelge meselesini k›saca hat›r-layal›m; tecrite karfl› içeride ve d›-flar›da tam 7 y›l süren ve 122 flehitverilen bir direnifl sürdürülüyordu.‹çeride ve d›flar›da üç direniflçi (biravukat, bir anne, bir tutsak) daha

ölüm s›n›r›ndayd›. Bu noktada Ada-let Bakanl›¤› yeni bir genelge ya-y›nlayarak tecritte k›smi bir gedikaçmay› kabul etmek zorunda kald›.

Genelgenin bir maddesindett rreeddmmaannaa bbaa¤¤ll›› oollmmaakkss››zz››nn 1100 ssaa--aattlliikk ssoohhbbeett hhaakkkk››”” ttaann››mmaass››, 7y›ld›r süren ölüm orucu direniflininsonucuydu ve direnifl, 22 Ocak2007’de yürürlü¤e giren genelgeninbu maddesi üzerine bitirilmiflti.

Fakat o günden beri sözkonusuhak uygulanm›yor.

Son olarak Adalet Bakan› M. Alifiahin, aç›k bir söz verdi. Fakat söz

hala yerine gelmifl de¤il.

M. Ali fiahin, niye sözverdi, niye uygulam›yor,aç›klamal›d›r. Sözündenmi döndü, sözünü uygula-mas›n› engelleyen ““bbaaflflkkaaggüüççlleerr”” mi var, aç›klama-

l›d›r... Bilmek herkesin hakk›d›r.“Sen komünistlerin neler yapt›¤›n›ve yapabilece¤ini bilmezsin” diyebrifing mi verdiler fiahin’e? Ülke-mizde burjuva politikac›lar›n›n bü-rokrasinin bu tür “ayd›nlatma” biri-fingleri üzerine görüfl de¤ifltirdi¤i-nin örne¤i çoktur. Benzer bir durummu sözkonusudur?

M. Ali fiahin, ya verdi¤i sözütutmal›, ya da sözünü tutmamas›n›nnedenini aç›klamal›d›r.

SSiiyyaasseett vveerrddii¤¤ii ssöözzüü ttuuttmmaammaakkmm››dd››rr?? AKP’liler belli ki böylekavr›yorlar siyaseti. Bu yüzden ko-lay söz veriyor, sözlerini kolay çi¤-niyorlar. Fakat befl vakit ahlaktan,dürüstlükten söz edip bunu yapmakda bir baflka riyakarl›kt›r.

Bak›n bu sayfalarda sadece birk›sm›n› aktard›¤›m›z mektuplara.Hapishanelerde pp rroovvookkaassyyoonn vvaarr..‹‹flflkkeennccee vvaarr.. YYaassaakk vvaarr.. SSaannssüürrvvaarr...... Bakan’›n bunlardan haberdarolmamas› düflünülemez. Haberdarde¤ilse, durum daha da vahimdir.

Bir bakan sözünü tutmuyor veyatutam›yorsa, yapaca¤› tek fley istifaetmektir.

M. Ali fiahin’e son olarak birAzerbaycan atasözünü hat›rlat›yo-ruz; der ki o atasözü: ““AAtt öözzüünnddeenn,,kkiiflflii ssöözzüünnddeenn ttaann››nn››rr..””

Siyasette

‹LKE

AAKKPP’’nniinn iillkkeessiivveerrddii¤¤ii ssöözzüü

ttuuttmmaammaakk mm››??

Page 21: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Say›: 148 21TECR‹T

lerin kararlar› (elbette bizlerin lehi-ne olan) bile kaale al›nm›yor.

... Ama bu keyfiliklere boyune¤meyece¤iz. Hak hukuk tan›maz-l›klardan, ›srarla koyulaflt›r›lan tec-ritten y›lmayaca¤›z. ‹radelerini k›r-d›¤›m›z gibi, bu ›srarlar›n› da k›ra-cak ve tecriti mutlaka ortadan kal-d›rtaca¤›m›zdan hiç kuflkumuz yok.

*

KKeemmaall DDeelleenn

TTeekkiirrddaa¤¤ 11 NNoo’lluu FF TTiippii

Yazd›¤›m›z mektuplar imha edi-liyor. Dedi¤in gibi, do¤ru söyleyenidokuz köyden kovarlar. Ama biz dediyoruz ki yaflas›n onuncu köy....Düzenleme olacak diye laflar dola-fl›yor. Zaten Adalet Bakan› söz ver-di, genelgeyi uygulayaca¤›m diye.Bekliyoruz bakal›m ne olacak?

*

SSeevvggii SSaayymmaazz

UUflflaakk EE TTiippii

Mektup ‘cezalar›’ sürüyor.

*

EEssaatt ÜÜççkkaann

KK››rr››kkkkaallee FF TTiippii

Dün ilk sohbet toplant›s›na ç›k-t›m. Ama zannedersem sadece 2 sa-at. fiayet öyleyse önümüzdeki haftamüdüre ç›k›p konuflaca¤›m. 45/1genelgesi uygulans›n diye... Selamve sevgiler.

*

BBeekkiirr fifiiimmflfleekk

EEddiirrnnee FF TTiippii

Bakanl›k genelgenin uygulana-ca¤›na söz verdi. Ama yine haftada6 saat diyorlar. Genelge için sözverdiler ve tutacaklar. Baflka yoluyok.

*

Devlet faflist olabilir, gerici ola-bilir, iktidar islamc› olabilir; ama“söz” diye bir fley vard›r. O devle-tin, iktidar›n ciddiyeti, o sözlerlebelli olur. Sözlerini tutmayan dev-letler, ççüürr üümmeekkttee oollaann devletlerdir.Tutsaklar, tutsak yak›nlar›, demok-ratik kitle örgütleri, sözün takipçisiolmaya devam edecekler.

Yukar›daki kutuda aktard›klar›-m›z, 19 Aral›k 2000’de ÜmraniyeHapishanesi’nde, 5 tutsa¤›n katle-dildi¤i operasyonun “hhaarreekkaatt ppllaa--nn››””d›r.

Bu plan, Üsküdar 2. A¤›r CezaMahkemesi’ne 267 jandarman›nyarg›land›¤› ve 26 May›s’ta durufl-malar›na devam edilen davaya ilifl-kin, ‹stanbul ‹l Jandarma Komutan-l›¤›’nca gönderilmifltir.

““ÖÖzzeell MMüüddaahhaallee PPllaann››””ndakullan›lan kavramlar, ““KKaarrflfl›› GGüüçç--lleerr””,, ““DDoosstt KKuuvvvveettlleerr”” ve ““HHaarree--kkaatt PPllaann››”” fleklindedir.

19 Aral›k 2000 tarihinden bugüne, oligarflinin bu katliam› düfl-man kuvvetlere yönelik bir savaflplan› olarak tasarlad›¤›n›, düflmankuvvetlerin halk kurtulufl mücade-lesinde tutsak düflmüfl olan, halk›ntemsilcileri devrimciler oldu¤unu,oligarflinin amac›n›n bu ““ddüüflflmmaannkkuuvvvveettlleerrii”” katliamla, F Tipi ha-pishanelerde uygulayaca¤› tecritleteslim almak oldu¤unu, bu katliam-la, halka karfl› savafl›nda çeflitli so-nuçlar elde etmeyi amaçlad›¤›n›yazm›flt›k.

Oligarflinin sözcüleri, bu ger-

çekleri ›srarla inkar etmifl, soru-nun hapishanelerde düzen sa¤la-ma sorunu oldu¤unu söylemifl-lerdi.

O günden bu güne geliflmeler,bizim söylediklerimizi kan›tlad›.Bu gerçekler; oligarflinin planla-yarak, tasarlayarak katliam yap-t›¤›, yap›lan operasyon haz›rl›k-lar›n›n da katliam plan› çerçeve-sinde yürütüldü¤ü gerçe¤iydi.

Oligarflinin ordusu, silahlar›-n›, bombalar›n›, helikopterlerini,vinçlerini ve çeflitli silahlar› kat-liam plan›na uygun olarak seç-miflti.

Sözkonusu ““ÖÖzzeell MMüüddaahhaalleePPllaann››”” da, oligarflinin bir savafl

plan›yla haz›rland›¤›n›n belgesidir.

Ve bu savafl plan›n›n, politik he-defleri de belki baflka belgelerde,belki baflka bir zaman a盤a ç›ka-cakt›r. Fakat, politik hedeflerininde, plan dahilinde oldu¤u gerçektir.

Oligarfli bu katliamla, tutsaklar›F Tipi hapishanelere götürmeninötesinde, politik hedefler belirle-mifl, bu hedeflere ulaflmak için kat-liam yapm›flt›r.

O süreçte, soruna bu savafl ger-çe¤ini görmeyerek, salt bir hapis-hane düzeni fleklinde bakanlar ya-n›lm›fllard›. Oligarflinin, F Tipi vetecrit ›srar›n› anlamam›fllard›.

‹flte, bu belge ayn› zamanda onuda anlatmaktad›r. Oligarfli, F Tipihapishanelerde tecrit uygularken,bunu da halka karfl› savafl›n›n birmevzisi olarak görmektedir. Bununiçin, 122 devrimciyi katlederek,tecrit uygulamas›n› kabul ettirmekiçin diretmifltir.

Ve bu harekat plan› devrimcile-rin direniflinin anlam›n› ve büyük-lü¤ünü de göstermektedir. 122 dev-rimcinin bedenleri, oligarflinin hal-k›n kurtulufl umudunu teslim almasald›r›s›n›n karfl›s›na dikilmifltir.

Ümraniye CCezaeviÖzel MMüdahale PPlan›:

Karfl› ggüçler: Ümraniye E TipiCezaevi’ndeki toplam 836 tutukluve hükümlü

Dost kkuvvetler: Yard›mc› jan-darma birlikleri

Harekat pplan›: Ça¤r›laraolumlu karfl›l›k verilmemesi duru-munda, destek grubu tavanlar› veduvarlar› delerek, emirle, içeriyegaz bombalar› at›lacak...

Son aflamada, mukavemet, den-ge prensibine uygun silah kullan-mak suretiyle k›r›lacakt›r...

BU B‹R SAVAfi!BU B‹R SAVAfi!

Page 22: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

22 KÜRT SORUNU 1 HHaziran 2008

Oligarflinin Kürt sorununda çö-züm ad›na aç›klad›klar› “Güneydo-¤u paketleri” bitmiyor. Bitmiyor,çünkü, çözüm diye gündeme getiri-len paketlerin hiçbiri sorunu çözme-ye hizmet etmiyor.

AKP taraf›ndan aç›klanan sonçözüm paketine ““GGAAPP EEyylleemm PPllaa--nn››”” ad› verildi. Aç›klananlar içindeyeni ö¤renilen bir fley yok. Çünkübu plan zaten iki ay önce Ameri-ka’da aç›klanm›flt›.

Tayyip Erdo¤an, ““GGAAPP EEyylleemmPPllaann››””nn››,, yan›nda Adalet, Sa¤l›k,Maliye, Ekonomi, Tar›m ve Ormanbakanlar›n›n da içinde bulundu¤u12 bakanla birlikte, 27 May›s’ta Di-yarbak›r’da bir kez daha anlatm›floldu.

Bir spor salonunda az say›da birkitleye konuflan Erdo¤an’›n anlatt›-¤› plan›n özeti, 14.5 milyar YTL(yaklafl›k 12 Milyar Dolar)’l›k eko-nomik yat›r›md›r.

TTaayyyyiipp EErrddoo¤¤aann’’››nn aaçç››kkllaadd››¤¤››ppaakkeettttee flfluunnllaarr yyeerr aall››yyoorr::

** KKiiflflii bbaaflfl››nnaa mmiillllii ggeelliirr yyüüzzddee220099 aarrttaaccaakk,, iiflflssiizzlliikk vvee ggööçç ssoorruunn--llaarr›› ççöözzüülleecceekk..

** 22001122 yy››ll››nnaa kkaaddaarr,, 11..6600 bbiinnmmeettrreekkaarreelliikk aallaann ssuullaannaaccaakk..

** 33..88 mmiillyyoonn kkiiflfliiyyee iiflfl iimmkkaann››ssaa¤¤llaannaaccaakk..

** OOkkuull öönncceessii ee¤¤iittiimmddee yyüüzzddee5500 ookkuullllaaflflmmaa oorraann›› yyaakkaallaannaaccaakk,,iillkköö¤¤rreettiimmee ddeevvaamm eettmmeeyyeenn öö¤¤--rreennccii kkaallmmaayyaaccaakk..

** 2222 bbiinn 446600 öö¤¤rreenncciilliikk iillaavveekkaappaassiittee yyaarraatt››llaaccaakk vvee 666677 öö¤¤rree--ttiimm eelleemmaann›› iihhttiiyyaacc›› kkaarrflfl››llaannaaccaakk..

** GGAAPP iiddaarreessii bbaaflflkkaannll››¤¤›› bbööll--ggeeyyee ttaaflfl››nnaaccaakk..

** TTRRTT’’nniinn bbiirr kkaannaall›› ssüürreekklliibbööllggeeddeekkii ddiilllleerrddee yyaayy››nn yyaappaaccaakk.

Di¤er yandan ise, “Tek Millet,Tek Dil, Tek Bayrak” sloganlar›yla,terör söylemleriyle Kürt halk›n›nulusal taleplerine yönelik katliampolitikalar›n›n devam edece¤ini an-latm›fl oldu.

Bunlar›n toplam›ndan ortaya ç›-

kan sonuç, AKP’nin Kürt sorununaçözüm politikalar›nda bir de¤iflikli-¤in olmad›¤›d›r. AKP iktidar›n›npolitikas› mevcut durumda “KKüürrttssoorruunnuu yyookkttuurr,, yyookkssuulllluukk ssoorruunnuuvvaarrdd››rr,, tteerröörr ssoorruunnuu vvaarrdd››rr..”” söy-lemi üzerine bina edilmekedir. Pa-ket de bu nedenle, yoksullu¤a ilifl-kin vaatler ve ““HHeeppiimmiizz aayynn›› mmiillllee--ttiizz”” içeri¤indedir.

KKüürrtt hhaallkk››nn››nn iihhttiiyyaaççllaarr››iiççiinn ddee¤¤iill,, oolliiggaarrflfliinniinniihhttiiyyaaççllaarr›› iiççiinn yyaatt››rr››mm

GAP’a (Güneydo¤u AnadoluProjesi) 1144..55 mmiillyyaarr YYTTLL ay›rd›k-lar›n› anlatan Erdo¤an, temelleri1977’de at›lan GAP’›n geçen 31y›ll›k süre içinde neden bitirilmedi-¤ini anlatmad›. Oysa, yap›lan plan-lara göre GAP, tüm boyutlar›yla2006 y›l›nda bitirilmifl olacakt›. Bubile oligarflinin Kürt halk›na ve böl-geye verdi¤i önemin ve de¤erin birgöstergesidir. GAP’a ayr›lan kay-

AKP’nin Yeni ‘Kürt’ Manevras›;

GAP Eylem Plan›

Burjuva bas›nda, Tayyip Erdo-¤an’›n Kürt sorununa çözüm içinpaket aç›klad›¤› abart›larak verili-yor. Sanki Tayyip Erdo¤an çok yenifleyler söylüyor.

Oysa, bu paketin içindekiler özolarak Mart 2008 bafllar›nda, yinebizzat Tayyip Erdo¤an taraf›ndan,NNeeww YYoorrkk TTiimmeess Gazetesi’ne aç›k-lanm›flt›. Ve bunlar dergimizin 16Mart tarihli 143. say›s›nda haber ya-p›lm›flt›.

Ne diyordu Tayyip Erdo¤an;

““-- ÖÖnnüümmüüzzddeekkii 55 yy››ll iiççiinnddee bbööll--ggeeyyee 1111--1122 mmiillyyaarr ddoollaarrll››kk yyaatt››rr››mmyyaapp››llaaccaakk..

-- BBuu ppaarraayyllaa iikkii bbaarraajj,, ssuullaammaakkaannaallllaarr›› ssiisstteemmii vvee yyoollllaarr yyaapp››llaa--ccaakk..

-- SSuurriiyyee ss››nn››rr››nnddaakkii mmaayy››nnll›› aarraa--zziilleerr tteemmiizzlleenneecceekk..

-- KKüürrttççee TTVV kkaannaall›› aaçç››llaaccaakk.. BBuukkaannaall hheemm ““ttaamm ggüünn”” KKüürrttççee yyaayy››nnyyaappaaccaakk,, hheemm AArraappççaa vvee FFaarrssççaa ddaayyaayy››nnllaayyaaccaakk..””

Peki bugün aç›klad›-¤› yeni bir fley var m›?Bunlar yeni mi ö¤renili-yor? Ki Tayyip Erdo¤anzaten New York Ti-mes’a yapt›¤› aç›klama-da, “ekonomik sorun-larla bo¤uflan bölgedeki

genç nüfusun PKK saflar›na kat›l-mas›n› engelleme amac› tafl›yanpprroojjee ppllaann››nn››nn iikkii aayy iiççiinnddee tamam-lanaca¤›n›” da söylüyordu.

Dolay›s›yla yeni ö¤renilen birfley yok, iki ay öncesinden böyle birplan aç›klanaca¤› ve içeri¤i belliydi.AKP ayn› plan› yeni bir fleymifl gibiaç›kl›yor, yeniden yeniden “Kürtsorununda statükolar de¤iflecek, ez-berler bozulacak!” diye reklam›yap›l›yor.

Tayyip Erdo¤an Bu Çözüm Paketini:27 May›s’tan Önce Mart 2008’deDiyarbak›r’dan Önce Amerika’da Aç›klam›flt›

Page 23: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

naklar›, her dönem, Kürt halk›n›nde¤il, oligarflinin ç›karlar›, ihtiyaç-lar› belirlemifltir.

Örne¤in AKP iktidar›n›n son üçy›l›nda GAP’a yap›lan yat›r›m;

22000055’’ttee 2200 ttrriillyyoonn lliirraa

22000066’’ddaa 2255 ttrriillyyoonn lliirraa

22000077’’ddee 2244 ttrriillyyoonn lliirraadd››rr..

GAP Kürt sorununun çözümprojesi idi ise, (ki Kürt halk›n›n ta-leplerinin karfl›s›na, çözüm diyegündeme getirilmiflti) AKP iktidar›,demek ki, yat›r›mlar› durma nokta-s›na getirerek son üç y›ld›r Kürt so-rununa çözümden oldukça uzaklafl-m›fl!

Daha önceki y›llarda da, miktarbugün ayr›ld›¤› ifade edilen 14.5milyar YTL ile k›yaslanamayacakkadar azd›r. Rakamlar flöyledir;

2004 fiyatlar›yla GAP’a yap›lanyat›r›mlar:

11999988’’ddee 11..33 kkaattrriillyyoonn lliirraa

11999999’’ddaa 11 kkaattrriillyyoonn lliirraa

22000000’’ddee 11..55 kkaattrriillyyoonn lliirraa

22000011’’ddee 668899 ttrriillyyoonn lliirraa

22000022’’ddee 884499 ttrriillyyoonn lliirraa

22000033’’ttee 881155 ttrriillyyoonn lliirraa

22000044’’ttee 881188 ttrriillyyoonn lliirraa

Peki bugün ne oldu da, birden 5y›l için 14.5 katrilyon lira ayr›lmas›öngörüldü.

Projeye bugün daha fazla kay-nak ayr›lmas›n›n alt›nda hem Kürtsorunu çerçevesinde siyasal neden-ler, hem de do¤algaz ve petrol fiyat-lar›ndaki art›fl›n ortaya ç›kard›¤›

enerji sorununa çözüm üretme ihti-yac› vard›r. GAP’›n h›zland›r›lmas›-n›n, bölgede yap›m› süren barajlaraek olarak Cizre ve Silvan’da iki ba-raj yap›m› daha planlanmas›n›n ne-deni budur.

Tekellerin, düzenin ihtiyaçlar›belirleyici olsa da, AKP iktidar›bunlar› yaparken, ayn› zamanda bu-nu Kürt halk›n› düzene çekmenin veoylar›n› alman›n malzemesi olarakda kullanmak istiyor.

Fakat, Erdo¤an’›n ““ttaarriihh ddee¤¤iiflfl--ttiirreecceekk,, ttaarriihhee bbiirr yyeennii ddöönneemmiinnbbaaflflllaanngg››cc›› oollaaccaakk öönneemmllii ssoonnuuççllaarrüürreetteecceekk...... kkuurrttuulluuflfl pprroojjeelleerrii”” diyesundu¤u projenin Kürt halk›n›n ya-k›c› yoksulluk sorununa yak›n va-dede, flu ya da bu düzeyde çözümlergetirmesi de sözkonusu de¤ildir.2012 y›l›na kadar yat›r›mlar›n bit-mesi, sonra yat›r›mlar›n ifl imkanla-r› yaratmas› beklenecek, bölge halk›bu ifl imkanlar›ndan yararlanarak,açl›k sorununa çözüm bulacak!

AKP’nin projeleri, NasrettinHoca’n›n “yaz gelsin, çal›lar bit-sin...” hikayesindeki kadar gerçek-çidir. Bu aç›klama, daha çok vaat-lerle Kürt halk›n›n karn›n› doyur-maya çal›flma aç›klamas› olarak yo-rumlanabilir.

Tayyip Erdo¤an’a göre, bugünekadar bölgede yat›r›m yap›lmamas›-n›n sorumlusu da, ulusal talepleriiçin mücadele eden Kürt halk›yd›.Erdo¤an flöyle dedi; ““TTeerröörrüünn kkeenn--ddiissii iiççiinn ggüüvveennlliikkssiizz bbiirr zzeemmiinn oolluuflfl--ttuurrdduu¤¤uu bbuu aallaannaa yyaatt››rr››mmcc›› ggiirrmmii--

yyoorr””.. Bu ayn› zamanda, e¤er ekono-mik sorunlar›n›z›n çözülmesini isti-yorsan›z, ulusal talepli mücadeleyidesteklemeyin, karfl› ç›k›n anlam›nada gelmektedir.

Ama bu söylemde, tüm katliamayg›tlar›yla bölgeye giren devletin,niye yat›r›m yapmad›¤›n›n cevab›yoktur. Sanki, ekonomik ve sosyalsorunlar›n› çözmek, özel yat›r›mc›-n›n iflidir.

OOlliiggaarrflfliinniinn ÇÇöözzüümmssüüzzllüükk PPaakkeettlleerrii

Oligarflinin partilerinin Kürt so-rununa iliflkin çözüm paketleri fur-yas›n› ilk bafllatan 1990 Nisan’›ndaaç›klad›¤› ""GGüünneeyyddoo¤¤uu RRaappoorruu""ile SHP olmufltu. Daha sonra,SHP’yi baflka partiler ve kurumlarizledi.

1993’te Tansu Çiller baflbakanolunca o da hemen bir "ekonomikkalk›nma program›" haz›rlayarak,bir koflu Güneydo¤u’ya gitti. Onunpaketinde, o tarih itibariyle 5 trilyonliral›k bir yat›r›m vard›, yetmedisonra yat›r›m miktar› 15 trilyona ç›-kar›ld›.

95 Temmuz’unda Çiller bu sefer""GGüünneeyyddoo¤¤uu OOnnaarr››mm PPrroojjeessii""niaç›klad›. Bu sefer de bölgeye 25trilyonluk kaynak aktar›lacakt›.

Sonuç; daha fazla açl›k, yoksul-luk, bask› ve terör oldu.

Bunu 96 Mart’›nda yap›lan ““DDii--yyaarrbbaakk››rr çç››kkaarrmmaass››”” izledi.

Bu sefer Mesut Y›lmaz Diyarba-

Say›: 148 23KÜRT SORUNU

Tayyip Erdo¤an Diyarbak›r’dane demiflti:

TTBBMMMM’’ddee bbuuggüünn ggöörrüüflflmmeelleerriibbaaflflllaayyaann,, TTRRTT YYaassaa TTaassaarr››ss›› iilleeTTRRTT’’nniinn bbiirr kkaannaall›› ssüürreekkllii bbööllggee-ddeekkii ddiilllleerrddee yyaayy››nn yyaappaaccaakk.

Fakat, mecliste görüflmeleri ya-p›lan yasa tasar›s› içinde buna ilifl-kin bir madde yeralmad›. Dahas›,böyle bir maddeden haberdar olanAKP’li bir bakan, milletvekili de

yoktu.DTP’li milletvekillerinin soru-

lar› karfl›s›nda AKP’nin TRT ile il-gilenen bakan› Mehmet Ayd›n’›nverdi¤i cevaba bak›n: ““BBiillggii oollmmaa-ddaann kkoonnuuflflmmaa dduurruummuunnaa aassllaa ssüü-rrüükklleennmmeemm..””

Bu tablo nas›l aç›klanabilir, bil-gi yok, haz›rl›k yok, belge yok,AKP’nin TRT ile ilgilenen bakan›dahil, bakanlar›n, milletvekillerinin

haberi yok, fakat Tayyip Erdo¤anDiyarbak›r’da yapt›¤› konuflmadabol keseden vaad ediyor.. Üstelik,Tayyip Erdo¤an Kürtçe TV kanal›aç›laca¤›n› 2 ay önce New York Ti-mes’da da söylemifl.

Baflbakan’›n bu kadar köfleli birflekilde söyledi¤i bile, ayn› günMecliste yalanlan›yorsa, bu Baflba-kan’›n öteki va›atleri nas›l ciddiyeal›nabilir ki!

Yalanc›n›n Mumu Yats›ya Kadar Bile Yanmad›!

Page 24: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

24 KÜRT SORUNU 1 HHaziran 2008

k›r’da ““KKüürrtt ssoorruunnuunnaa ççöözzüümm””paketini aç›klad›. Fakat, çözüm pa-ketinin daha ilk cümlesi; “1- TTeerröörrttaammaammeenn eezziillmmeeddeenn,, eekkoonnoommiiccaannllaannmmaaddaann,, ssoossyyaall vvee kküüllttüürreellaaçç››ddaann bbiirr aadd››mm aatt››llaammaazz......”” ilebafll›yordu.

1996’da Refah Partisi-DYP koa-lisyon hükümeti kuruldu. Gazeteler“RP'den Güneydo¤uya çözüm pa-keti” diye haber yapt›lar fakat arka-s› gelmedi.

1997’de önce TÜS‹AD’›n ““DDee--mmookkrraattiikklleeflflmmee PPeerrssppeekkttiifflleerrii”” ra-poru aç›kland›. Kürtçe konuflmaserbestli¤i içeriyordu. Aç›kland› verafa kald›r›ld›.

1997 Haziran’›nda AANNAASSOOLL--DDhükümetinin ilk ifllerinden biri debaflbakan yard›mc›s› eflli¤inde birheyeti bölgeye göndermek oldu.Bölgeye giden Ecevit’in vaatleriiçinde, OHAL’in kald›r›lmas›, top-rak reformu, köye geri dönüfl sa¤la-naca¤›, büyük ekonomik, sosyal ya-t›r›mlar ve kültürel reformlarla““bbööllggeenniinn mmaakkuuss ttaalliihhii”” de¤ifltiri-lece¤i vard›.

1997 Eylül’ünde Mesut Y›lmazve Bülent Ecevit 19 bakan ile birlik-te ""GGüünneeyyddoo¤¤uu''ddaa uuyygguullaannaaccaakkoollaann TTeeflflvviikk PPaakkeettii""ni açmak içinSiirt'e gittiler.

Sonuç: Yine daha çok yoksulluk,daha çok iflsizlik, daha çok bask› vedaha fazla terör oldu.

Bunlar›n d›fl›nda da irili ufakl›aç›klanan paketlerin toplam say›s›18’dir. Fakat tüm paketlerin ortaközelli¤i, Kürt sorununa çözüm getir-memesi, sorunu ekonomik diye de-¤erlendirmesi, terör söylemini sür-

dürmesi, Kürt halk›na ulusal taleple-rinden vazgeçmeyi dayatmas›d›r.

AAKKPP’’nniinn ÇÇöözzüümm PPaakkeettiinnddeeSSoorruunnuunn ÖÖzzüü YYookk

AKP iktidar›n›n Kürt sorununabir çözümünün olmad›¤› bugünekadar ki politikalar›yla zaten ortadaidi. Tayyip Erdo¤an’›n Diyarba-k›r’daki konuflmalar›nda, bu neden-le bugüne kadar ne yapt›klar›na ilifl-kin bir anlat›m yoktu.

Evet, her fley vard› fakat Kürtsorunu yoktu. Sayabildi¤i tek fley,TRT bünyesinde haftada birer saatKürtçe ve de¤iflik dillerde yap›lana¤›rl›kla flovenist içerikli yay›n ol-du. Bunun yan›na en fazla, belli dö-nemlerde da¤›tt›klar› sadakalar› daekleyebilirdi. Fakat bunlar›n Kürtsorununun çözümü ile ba¤lant›s›kurulamaz.

Di¤er yandan, Kürt sorununailiflkin yapt›klar› da vard›r ve unutu-lamaz. Ki, bunun özünü Tayyip Er-do¤an’›n ““TTeekk MMiilllleett,, TTeekk DDiill,, TTeekkBBaayyrraakk”” ve ““kkaadd››nn ddaa oollssaa,, ççooccuukkddaa oollssaa tteerröörrüünn mmaaflflaass›› oollaannllaarraaggüüvveennlliikk ggüüççlleerriimmiizz ggeerreekkeennii yyaappaa--ccaakktt››rr”” söylemi oluflturmufltur.AKP iktidar› Kürt halk›na ““TTeekk DDiill,,TTeekk MMiilllleett,, TTeekk BBaayyrraakk”” söylemi-ni kabul ettirmek için, kad›n çocukdemeden o günden günümüze katli-am politikas› sürdürmüfltür.

28 Mart 2006’da, çat›flmalardaölen gerillalar›n cenaze törenlerineyönelik Diyarbak›r’da bafllat›lansald›r›larda, 3 yafl›ndaki Fatih Te-kin’den, 6 yafl›ndaki Enes’e ve 78yafl›ndaki Halil Sö¤üt’e kadar 12

insan›m›z katledilmiflti. O tarihtengünümüze AKP’nin katliamc› poli-tikas› aral›ks›z olarak, Türkiye s›-n›rlar› içinde de, s›n›r ötesinde dekatliamlar biçiminde sürüyor ve ar-t›k AKP iktidar› bölgede, Kürt soru-nunu çözmek isteyen de¤il, eellii kkaann--ll›› bbiirr iikkttiiddaarr olarak biliniyor.

Kuflkusuz AKP iktidar›, hiç birzaman Kürt sorununu çözmek iste-yen bir iktidar olmam›flt›, fakat,Kürt milliyetçili¤inin de, AKP’ninpolitikalar›n› teflhir etmemesi nede-niyle, AKP kendisini sorunu çöz-mek isteyen bir parti gibi sunmay›ve katliam politikalar›n›n faturas›n›Genelkurmay’a kesmeyi baflarm›flt›.San›lm›flt› ki, sald›r›lar AKP d›fl›ndave AKP’ye ra¤men gelifliyor. AKPsorunu çözmek istiyor, fakat Genel-kurmay engel oluyor.

Bugün art›k AKP’nin bölgedekieski imaj› yerini katliamc› bir iktidarimaj›na b›rakm›flt›r. Kürt halk›na yö-nelik katliam politikas›n›n arkas›n-da, Genelkurmay kadar AKP’nin deoldu¤u daha genifl kesimler taraf›n-dan alg›lanabilmektedir.

Tayyip Erdo¤an’›n aç›klad›¤›yeni pakette de bu yan›yla yeni birfley yoktur. ““TTeekk ddiill,, tteekk bbaayyrraakk,,tteekk vvaattaann”” söylemi; ““BBiizzii bbiirrlleeflflttii--rreenn TTüürrkkiiyyee CCuummhhuurriiyyeettii vvaattaann--ddaaflflll››¤¤››dd››rr.. HHeeppiimmiizz aayynn›› mmiilllleettiizz..AAyynn›› CCuummhhuurriiyyeettiinn hhüürr vvee eeflfliitt vvaa--ttaannddaaflflllaarr››yy››zz..”” sözleriyle sürdürü-lüyor.

Kürt halk›n›n ulusal talepleriiçin mücadelesi “terör” diye tan›m-lanarak ““TTeerröörree kkaarrflfl›› ttooppyyeekküünn bbiirrmmüüccaaddeellee yyüürrüüttüüyyoorruuzz”” söylemitekrarlan›yor.

fiemdinli’de Umut Kitabevi’nibombalad›¤› s›rada halk taraf›ndansuçüstü yakaland›¤› halde, en üstdüzeyde, bugünün Genelkurmaybaflkan› Yaflar Büyükan›t taraf›ndan“iyi çocuktur” denilerek sahipleni-lip, mahkemeden serbest b›rakt›r›-lan Tanju Çavufl, 21 May›s’ta gasp

ve tasarlayarak adam öldürme suç-lar›ndan tutukland›.

Kontrgerillan›n katillerinin hertürlü pis iflin içinden ç›kmas›, ola-¤an bir durumdur. Kontrac›lar,““ddeevvlleett iiççiinn”” kurflun s›karken, dev-let de onlar›n kiflisel ç›karlar› için

ufak tefek ifller yapmalar›na gözyumar, mekanizma ony›llard›r böy-le çal›fl›r. “‹yi çocuk”un paflas› Bü-yükan›t, çocuklar›n›n son gasp vecinayetine iliflkin de bir aç›klamayapmal›d›r; hala tan›r›m iyi çocukdiyor mu, yoksa, kamuoyunu ya-n›ltt›¤› için özür mü dileyecek?

‘‹yi Çocuk’ fiimdi De Gasp ve Cinayetten Tutukland›

Page 25: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Say›: 148 25SORUN/ÇÖZÜM

Oligarflinin de¤iflmeyenKürt sorunu çözüm paketi,ekonomik paketlerdir. Çünkü,oligarfliye göre, Kürt sorunuasl›nda yoktur, ortada halk›nekonomik sorunlar› vard›r.

Bölgenin özelliklerindenkaynakl› yat›r›meksikli¤i vard›r,geçmifl iktidarla-r›n bölgeyi ihmaletmesi vard›r, “ifla d am l a r › n › n ”bölgeye yat›r›myapmamas› var-d›r.

Ve bölgenin ekonomik yok-sunluklar›n› kullanan ““tteerröörröörrggüüttüü”” vard›r. Bu söylem y›l-lard›r de¤iflmemifltir. Bu dü-flünce tarz› ile hareket edenoligarfli, Kürt sorununun çö-zümü ad›na say›s›z ekonomikpaket aç›klam›fl, fakat tüm

aç›klanan paketler, hayata ge-çirme giriflimi bile olmadanrafa kald›r›lm›flt›r.

Çünkü, paketleri aç›klayan-lar da biliyorlar ki, sorununesas› ekonomik de¤ildir. Eko-nomik sorun, ülkemizin her

taraf›nda vard›r. Bu yan›yla,Kürt halk›n›n yaflad›¤› bölge-lerde de ve daha yo¤un var-d›r.

Fakat, Kürt sorunu, Kürthalk›n›n yok say›lmas›, kimli-¤inin, dilinin, kültürünün ya-saklanmas›, asimilasyona tabi

tutulmas› ve nihayetinde ken-di kaderini tayin etmesininzorla engellenmesi sorunudur.

Ve eminiz ki, bunu da oli-garfli bilmektedir. Yaflad›klar›her çözümsüzlük, sorunun te-melini inkar ederek, Kürt hal-k›n›n sorunun çözümüne ilifl-kin taleplerini ortadan kald›-ramayacaklar›n› da ö¤retmek-tedir.

Fakat, oligarflinin sorunuda, bu gerçekleribildi¤i halde soru-na çözüm ürete-memesindedir.

Bu nedenledirki, AKP iktidar›,bir kez daha eko-nomik paketlerle

ortaya ç›k›yor veKürt halk›n› bununla kand›r-maya çal›fl›yor.

Kürt halk›n› kand›r›p kan-d›ramayaca¤› bir yana, AKPiktidar› sorunu salt ekonomikyat›r›mlarla çözebilece¤inekendisinin inand›¤› da flüphe-lidir!

SSoorruunnEEkkoonnoommiikk MMii??

Sorunlar // ÇÇözümler

Düzen partileribirbirleriyle, Kürt hal-k›n›n oylar›n› avlamayar›fl›ndalar.

Tayyip Erdo-¤an’dan sonra, CHP

Genel Baflkan› Deniz Baykal da, 4-5 Haziran’da fianl›urfa ve Diyarba-k›r’a “ç›kartma yapacak”m›fl.

fianl›urfa'da ““ttaarr››mm vvee ççiiffttççii””kurultay› yap›lacak, çiftçilerin borç-lar›n›n ertelenmesi istenecek, ard›n-dan da Diyarbak›r'da Merkez Yöne-tim Kurulu (MYK) toplanacakm›fl.

Peki Baykal Kürt halk›na ne söy-leyecek? Kürt sorununun çözümüneiliflkin ne söyleyece¤i bilinmiyor,ama biz geçmiflte neler söyledi¤inibiliyoruz.

Örne¤in Baykal, Mart 2006 so-nundaki Diyarbak›r’daki sald›r›lar-

da 12 kiflinin ölmesi olaylar›na ilifl-kin AKP iktidar›n› elefltiriyordu. Fa-kat elefltirisi, katliama iliflkin de¤il-di, tersine katliam›n s›n›rl› olmas›nailiflkindi. Halk›n üzerine sapan s›kanbir polis resmine iliflkin “niye sapankullan›yor” diye silah kullanmad›¤›için elefltiriyordu. Oysa, 15 kifli kur-flunlarla ölmüfl, çok say›da kurflunlayaralanan insan hastanelerdeydi.

Yine Erdo¤an’›n ““KKüürrtt ssoorruunnuuddaahhaa ffaazzllaa ddeemmookkrraassii iillee ççöözzüüllee--cceekkttiirr”” demagojisini hat›rlatarak,““hhaayyddii ddaahhaa ffaazzllaa ddeemmookkrraassiiyyii ggee--ttiirr ççöözz bbaakkaall››mm”” diyordu.

Baykal, bu söylemini yak›n za-mana kadar da sürdürdü. Sonra,Kürt sorununun çözümü için, yeniaç›l›mlar yapmaktan söz etti, ortayabir yeni aç›l›m ç›kmad›.

Baykal’›n bugün de söyleyebile-ce¤i bir fley yoktur. CHP, Kürt soru-

nuna çözüm ad›nayalan vaatlerde bilebulunamayacak ka-dar flovenizmin etkisi

alt›na girmifl durumdad›r.

Fakat, elbette Baykal’›n partisive Baykal da ekonomik paketler ko-nusunda deneyimlidir.

Örne¤in, 22 fiubat 2007’dekiCHP MYK toplant›s›nda, son y›llar-da Do¤u ve Güneydo¤u’da oy kay-bettiklerine dikkat çekerek, bu tab-lonun de¤ifltirilmesini istemifl, bu-nun için bölgenin ekonomik kalk›n-mas›na yönelik önemli aç›klamalaryapacaklar›n› söylemiflti. Güneydo-¤u’ya ekonomik paketle bir “bar›flköprüsü” kuracaklard›.

Halktan oy almaya ihtiyaç duy-dukça, bar›fl köprüleri kurarlar. Fa-kat, bu köprülerden onlara oy akarm›, oras›n› bilmiyoruz, ama Bay-kal’›n amac›n›n Kürt sorununa çö-züm üretmek de¤il, oy avc›l›¤› yap-mak oldu¤undan eminiz.

Baykal Da Do¤u Seferinde

Page 26: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Ulusal sorunlar›n burjuvazininönderli¤inde çözülmesi dönemiçoktan kapanm›flt›r. Buna paralelolarak ulusal sorunlar› emperyaliz-min himayesinde çözüme kavufltur-may› ummak da, uluslar›n kendi ka-derini tayin hakk›ndan vazgeçmekleözdefltir. Çünkü, 20. ve 21. yüzy›lda,emperyalizmin himayesindeki tümçözümler, halklar›n talep ve ç›karla-r›na göre de¤il, emperyalizmin ç›-karlar›na göre flekillenir. Ulusal so-runlara Kuzey Irak ve Kosova’dagetirilen “çözümler”, bunun son ör-nekleridir.

Ulusal sorunun çözümü, ça¤›-m›zda, emperyalizmin himayesi veicazetini kabul etmek bir yana, aaçç››kk--ççaa vvee kkeessiinn oollaarraakk eemmppeerryyaalliizzmmeekkaarrflfl›› olmay› gerektirir. Emperyaliz-me karfl› olmayan, sosyal kurtulufluhedeflemeyen hiçbir hareket, ulusalsorunun çözümünü sa¤layamaz.

Peki ne sa¤lar?

Evet, bu soruyu herkes sormal›.Ama en baflta da geçen hafta emper-yalist ülkelerin gazetelerine Kürt so-rununa iliflkin ilan verenler sormal›.

BBiinn KKüürrtt ayd›n ve siyasetçisi,geçen hafta International Herald Tri-bune ve Le Monde adl› gazetelere“1000 imzal›” bir ilan verdiler.

““TTüürrkkiiyyee’’ddeekkii KKüürrtt SSoorruunnuu--nnuunn BBaarr››flflçç››ll YYoollllaarrddaann ÇÇöözzüümmüü‹‹ççiinn ÇÇaa¤¤rr››”” bafll›kl› tam sayfal›kilanda, DTP milletvekillerinin,DTP’li belediye baflkanlar›, ayd›nlar,baz› demokratik kitle örgütü temsil-cilerinin imzalar› yer al›yordu.

Sözü edilen gazeteler, Amerikave Avrupa’da yay›nlanan gazeteler-dir. Bundan da anlafl›laca¤› üzereilan›n bafll›¤›ndaki “ça¤r›”, emper-yalistlere yönelik bir ça¤r›yd›.

Peki nas›l bir ça¤r› yap›l›yorduemperyalistlere?

Ayr›nt›lar›na da bakaca¤›z fakatbafltan belirtelim ki, ilan, aç›kça eemm--ppeerryyaalliissttlleerrii mmüüddaahhaalleeyyee ça¤›ran

bir iland›r ve onaylanamaz. ‹landa,yyaannll››flfl bbiirr aaddrreess,, yyaannll››flfl bbiirr ççaa¤¤rr››,,vvee yyaannll››flfl bbiirr ppoolliittiikkaa sözkonusu-dur.

EEmmppeerryyaalliizzmm KKüürrtt ssoorruunnuunnddaanneeyyii iisstteerr,, nneeyyii iisstteemmeezz?? EEmmppeerryyaa--lliizzmmiinn ççöözzüümmüünnüünn ss››nn››rrllaarr›› nneerree--yyee kkaaddaarrdd››rr?? ‹lan›n politik anlam›-n› yerli yerine oturtabilmek, ilan›ndemokratik anlamda bir rolününolup olamayaca¤›n› görmek için busorular›n cevaplanmas› gerekir.

Sorular› cevaplamak için de ilan-daki ayr›nt›lara bakal›m:

Hakl›l›k ve yanl›fll›k bir aradaMetin, “Afla¤›da imzas› bulunan

bizler, Kürt oldu¤umuzu, atalar›m›-z›n topraklar›nda Kürt olman›nonuru ile yaflamak ve kendi kültürü-müzü özgürce ifade ederek kabulgörmek istedi¤imizi ilan ederiz.”

Hakl›, meflru, demokratik bir ta-lep; kimsenin bu talebe söyleyece¤ibir söz yoktur.

‹lan metninin devam›nda, cum-huriyet tarihi boyunca Kürt kimli¤i-ne yönelik inkar politikalar› uygu-land›¤›, Kürt dilinin kullan›lmas›n›nengellendi¤i, hala “inkarc›l›k ve as-keri yöntemlerin” sürdürüldü¤ü be-lirtiliyor. Ki bu gerçeklere de söyle-necek bir fley yoktur.

Bunlar›n devam›nda ise, oligar-flinin inkar politikas›n›n “art›k bbööll--ggeesseell iissttiikkrraarr›› tteehhddiitt eeddeenn bbiirr ddüü--zzeeyyee geldi¤i” belirtiliyor. ‹flte bura-da ilan›n amac› kendini göstermeyebafll›yor.

Bölgesel istikrar nedir, kiminkayg›s›d›r? Biliyoruz ki, bu kayg›da, kavram da Amerikan ve Avrupaemperyalizmine aittir. Ve ilan sahip-leri onlara ait bu kavram ve kayg›y›kullanarak, “bak›n Türkiye sizin ç›-karlar›n›z› da zedeliyor” diyerek,emperyalistlerin deste¤ini almay›hedeflemektedirler.

‹lan, ülke içindeki Kürt ulusalmücadelesinden de, demokrasi mü-cadelesinden de uummuudduu kkeessmmeenniinniillaann›› gibidir. Metinde, k›saca, çoksay›da yazar, düflünür ve ayd›n Kürtsorununun çözümü için çaba harc›-yor, ancak sonuç alam›yor... bundansonra da bir sonuç al›namayacak de-nilerek “giriflimlerin bafllat›lmas›”isteniyor. Ve ilk büyük yanl›fl buradayap›l›yor.

Sorun kimin sorunu?‹landan bir bölümle devam edi-

yoruz: “20. Yüzy›l boyunca büyükhaks›zl›klara u¤rayan Kürt halk›n›nyaflad›¤› insanl›k dram›n›n tarihi so-rumlulu¤unu tafl›yan AAvvrruuppaa üüllkkeellee--rriinnddeenn vvee AABBDD’’ddeenn ... bar›flç›l çö-züm sürecinin zemininin haz›rlan-mas›na katk›da bulunmak için ‹rlan-da, Bask, Katalan ve Kosova sorun-lar›n›n çözümünde deneyim kazan-m›fl Say›n Tony Blair, Marti Ahtisaa-ri, Felipe González ve Bernard Ko-uchner gibi deneyimli devlet adam-lar›n›n Kürt sorununun çözümündearabulucu olarak ggöörreevvlleennddiirrmmeellee--rriinnii istiyoruz.”

““ÖÖrrnneekk”” gösterilen çözümlerde, ““öönneerriilleenn”” arabulucular da, eemm--ppeerryyaalliisstt ssiisstteemm iiççiiddiirr..

Arabuluculuk istenenler kimlerbak›n: ‹‹nnggiilliizz eemmppeerryyaalliizzmmiinniinn es-ki Baflbakan›, Irak’›n iflgalindeBBuusshh’’uunn bbaaflfl yyaarrdd››mmcc››ss›› Tony Bla-ir, ‹spanya Baflbakanl›¤› dönemindeeemmppeerryyaalliisstt vvee mmiilllliiyyeettççii politika-lara ba¤l›l›¤› aç›kça görülmüfl FelipeGonzález... Bunlar›n d›fl›nda burju-vazinin ç›karlar›n› savundu¤una hiçkuflku bulunmayan eski FinlandiyaCumhurbaflkan› Marti Ahtisaari,Fransa D›fliflleri Bakan› Bernard Ko-uchner...

Bu isimler, “‹rlanda, Bask, Ka-talan ve Kosova sorunlar›n›n çözü-münde deneyim kazanm›fl” kifliler-mifl. Peki bu sorunlar nas›l, kimin

26 ‹LAN 1 HHaziran 2008

B‹N ‹MZA B‹R YANLIfi

�EEmmppeerryyaalliizzmmee yyaapp››llaann ‘‘ççöözzüünn’’ ddaavveettiinnddeeKKüürrtt ssoorruunnuunnaa ççöözzüümm yyookkttuurr..

�EEmmppeerryyaalliizzmmee ‘‘ççöözzüünn’’ ddaavveettii yyaappmmaakkttaa,,yyuurrttsseevveerrlliikk,, ddeemmookkrraattll››kk yyookkttuurr..

Page 27: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

ç›karlar› do¤rultusunda çözüldü?..

Biliniyor ki, sözü edilen yerlerdebir çözümden ziyade, ya “hak k›r›n-t›lar› karfl›s›nda uzlaflmalar” sözkonusudur ya da BASK’ta oldu¤ugibi çözümsüzlük sürmektedir. Ko-sova örne¤ini ise, ulusal sorun konu-sunda örnek olarak anmak bile, ulus-lar›n kendi kaderini tayin hakk›nakarfl› bir aymazl›k ve sayg›s›zl›kt›r.

Aktard›¤›m›z bölümün sonundagörülece¤i gibi, bir de bu isimleribile eemmppeerryyaalliizzmmiinn ““ggöörreevvlleennddiirr--mmeessii”” isteniyor; peki nnee hhaakkllaa,,hhaannggii yyeettkkiiyyllee yapacak emperya-lizm bu görevlendirmeyi?

Emperyalist müdahale hiçbir gerekçeyle meflrulaflt›r›lamaz

Türkiye’nin “Avrupa Birli¤i’neüyelik sürecinde bir ülke” oldu¤ubelirtilerek, bu nedenle Kürt sorunu-nun ““uulluussllaarraarraass›› bbiirr ssoorruunn”” oldu-¤u düflüncesi ortaya konuluyor. As-l›nda biliyoruz ki, “yeni dünya dü-zeni”ni kabul etme politikas›na ba¤-l› olarak emperyalizmin bölgedekiher türlü müdahalesine “bir fley de-meyen” anlay›fl, AB üyeli¤inden ba-¤›ms›z olarak da emperyalizmin hertürlü soruna müdahalesini meflrugörmektedir.

Bu bak›fl aç›s›, Kürt milliyetçihareketinden Mahmut fiakar’›n,sözkonusu ilan üzerine yazd›¤›“1000 ‹mza” bafll›kl› yaz›da kendinidaha aç›k gösteriyor:

“Türkiye’nin de aralar›nda bu-lunduklar› ülkeler, yyeennii uulluussllaarraarraass››dduurruummaa kkeennddiilleerriinnii uuyyaarrllaayyaammaa--dd››kkllaarr›› için bir taraftan her fleyleriy-le uluslararas› güçlerin eteklerineyap›fl›rken, di¤er taraftan Saddamrejiminin ak›betine u¤ramaktan kor-kunç bir endifle duymaktad›rlar.

... Kürtler istemeseler de bu so-runa uulluussllaarraarraass›› ggüüççlleerr mmüüddaahhiilloollaaccaakkllaarrdd››rr.. Bunun her iki halkada faydas› olmayaca¤›na inan›yo-rum, ama çözümsüzlü¤ün varaca¤›nokta kaç›n›lmaz olarak buras›d›r. ”(27 May›s 2008, Özgür Politika)

fiakar’›n söyledikleri asl›nda ye-ni fleyler de¤il. Irak’›n iflgalinin ar-

d›ndan Kürt milliyetçi hareket safla-r›nda benzeri görüfller s›kça dile ge-tirildi; özeti, ABD, Ortado¤u ülkele-rine demokratikleflmeyi dayat›yor,demokratikleflmeyen Saddam gibidevrilir... Hani baz› durumlar için“biz bunun neresini düzeltelim” de-nilir ya; yukar›daki görüfl de iflte tamböyle bir görüfltür. Ne ABD’nin de-mokrasiyi dayatt›¤› vard›r, ne deIrak, Saddam’›n “diktatörlü¤ü” ne-deniyle iflgal edilmifltir. Dolay›s›yla,bütün öncülleri yanl›fl olan birinin,Türkiye üzerine söylediklerinin deyanl›fl olaca¤› bafltan bellidir.

Bu teoriler, emperyalizm de¤ifltidüflünceleriyle flekillenmiflti. Öca-lan, ‹mral›’da gelifltirdi¤i teorilerde“Uluslar›n kaderlerini tayin hakk›ilkesi'nin art›k geçerlili¤ini yitirdi-¤ini... görmeliydik... Birçok ülkedebenzer sorunlar›n belki de yüzy›l-lardan sonra bu yönlü yumuflamay-la çözüldü¤ü ve Avrupa demokratiksisteminin bunun örnekleriyle doluoldu¤u aç›kt›r.” diyordu.

Emperyalizm de¤iflti düflünceleriüzerine flekillenen ve emperyalizmdünya prati¤iyle ddee¤¤iiflflmmeeddii¤¤iinnii tek-rar tekrar göstermesine ra¤men halabu teorilerde ›srar edenler, hakl› vedemokratik bir konumdan emperya-lizmi müdahale etmeye ça¤›ran Bar-zani-Talabani çizgisine savruluyor-lar.

‹lan, iflte bu yüzden demokratikbir talep dile getirmenin, inkarc›l›¤›teflhir etmenin d›fl›na ç›k›p, emper-yalist müdahaleye davetiye ç›kara-

rak demokratl›¤›n, yurtseverli¤in ded›fl›na düflüyor.

Ça¤r›lar emperyalistlere de¤il,halklara olmal›!

Daha önce dedi¤imiz gibi;“ABD’ye, AB’ye, NATO’ya “Kürtsorununu çözün” ça¤r›lar› temelin-de gelifltirilen milliyetçi politikalarda iflas etmifltir. Bu politikalar›n if-las› kaç›n›lmazd›; çünkü emperya-lizm konusunda, dünya konjonktürükonusunda yanl›fl teori ve analizle-rin ürünüydü.” (Kürt Sorunu Nas›lÇözülür, syf. 23)

‹lan, bu yanl›fll›kta ›srardanbaflka bir fley de¤ildir. Yaz›m›za bafl-larken, emperyalizme karfl› olmayanbir hareket, ulusal sorunun çözü-münde “ne sa¤layabilir?” diye sor-mufltuk. fiöyle de sorabiliriz: Binimza sahipleri, bu ilandaki tüm is-tekleri gerçekleflti¤i takdirde ne eldeedebilirler?

Elde edebilecekleri, baz› hak k›-r›nt›lar› karfl›l›¤›nda bir halk›n ulu-sal kurtulufl mücadesinin ttaassffiiyyeeedilmesidir. Baflka bir fley de¤il.

‹landa, Türkiye’ye “genel af”ilan etme ça¤r›s› yaparken, PKK’ninde silahlar› b›rakmas› gerekti¤i be-lirtiliyor. Böylece “o taraf bunuyaps›n, flu taraf da flunu yaps›n”fleklindeki burjuvazinin genellikleolumlu karfl›lad›¤› söylem de kulla-n›lm›fl. Fakat bunlar›n yine de em-peryalizmi ve oligarfliyi ad›m atma-ya ikna edece¤i beklentisi yanl›fl bir

Say›: 148 27‹LAN

‹lan dda TeröristTürkiye Cumhuriyeti D›fliflleri Ba-

kanl›¤›, ilana “sert” tepki göstermifl.D›fliflleri ilana iliflkin olarak “imzac›-lar aras›nda teröristler var, ba¤›ms›zSTK'lar yok. Amaç belli” demifl.

D›fliflleri yüzsüzce, ilanda “Türki-ye'ye iliflkin yanl› ve gerçek d›fl› ifade-lere yer verildi¤ini” iddia ediyor. ‹nkarm›, asimilasyon mu, Kürt diline yasakm›, nedir gerçek d›fl› olan? D›fliflleri on-y›llard›r sürdürülen nakarat› tekrarla-y›p “Türkiye'de özgürlüklerin daha da

gelifltirilmesi amac›yla sürdürülen re-formlar›n önündeki en önemli engelinterör örgütü oldu¤u” söyleniyor.

“Terör örgütü” olmasayd›, zatençoktan Kürt halk›na tüm ulusal haklar›-n› tan›m›fl olacaklard›!!!

D›fliflleri Bakanl›¤›, ayr›ca imzac›la-r› 'Türkiye'de meflru ve yasal zemindedemokratik faaliyetler yürütmek yerineterörist söylem ve taktikleri tercih edenmarjinal grup' olarak nitelendiriyor.Demek ki art›k gazetelere ilan vermekde “terörist taktikler” aras›na giriyor!

Page 28: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

beklentidir. Hasan Cemal’in dile ge-tirdi¤i gibi gibi, bu ça¤r› yap›lmas›-na ra¤men, ilan sahipleri, “ça¤r›da,PKK elefltirisi yok. Bu bir yanl›fl.”diye elefltirilmeye devam edilecek-lerdir. Çünkü hep söyleyegeldi¤imizgibi, burjuvazi her geri ad›m, hervazgeçifl sonras›nda yyeenniilleerriinnii talepedecektir.

Oysa Kürt yurtseverli¤inin, Kürthalk›n›n ulusal talepleri konusundadik ve tavizsiz durmas› gerekir.UKKTH’den vazgeçmemesi gere-kir. UKKTH’yi gerçeklefltirebilecekkoflullar› yaratabilmek için de, ççaa¤¤--rr››llaarr››nn›› eemmppeerryyaalliissttlleerree ddee¤¤iill,, bafl-ta Türk halk› olmak üzere halklarayapmas› gerekir.

“Kürt sorunu yok, sorun ekono-miktir” diyenlerin, “Kürt sorunu

de¤il, terör sorunu var...” diyenle-rin, “hiçbir sorun yok, d›fl güçler ka-r›flt›r›yorlar...” diyenlerin karfl›s›na,emperyalizme müdahale daveti ya-pan ilanlarla ç›k›lamaz.

Bu ilan bize en baflta Barzani’ninIrak’›n iflgalinin ilk günlerindeAmerikan gazetelerine verdi¤i“Kürt halk›, kalplerini Amerika’ya,bölgelerini de Amerikan kuvvetleri-ne açt›” fleklindeki ilan› hat›rlatt›.Emperyalist arabuluculu¤a, müda-haleye davet için verilen bir ilan›,zihniyet olarak böyle ilanlar›n takipetmemesi için hiçbir neden yoktur.

Kürt sorununda üüçç aayyrr›› zzeemmiinnddeeüüçç aayyrr›› ttaavv››rr izliyoruz. BBiirriinncciissii;;Kürt milliyetçileri Le Monde’ye birilan vererek, emperyalistlere ççöözzüü--mmee mmüüddaahhiill oollmmaallaarr›› ça¤r›s› yap›-

yorlar. Burjuvazinin sad›k politika-c›lar›n› arabulucu olarak önerdiler.‹‹kkiinncciissii:: AKP, “GAP Eylem Plan›-n›” aç›klad›; Özal’dan, Çiller’denberi defalarca aç›klanan “Güneydo-¤u paketleri”nin bir yenisiyle klasikpolitika sürdürülüyor. ÜÜççüünnccüüssüü;; 1Haziran mitinginde sadece ““oolliiggaarr--flfliiyyllee bbaarr››flfl”” ça¤r›s›n› yükselten,devrimin, halk iktidar›n›n ve halkiktidar›nda UKKTH’nin sözünü et-meyen bir politika ortaya konuluyor.ÜÜççüünnddee ddee Kürt sorununa çözümyoktur.

Çözümün muhtevas›, hak k›r›nt›-lar›na indirgenemez. Çözüm,UKKTH’dir. Bu ise, koflullar› dev-rimle ve devrimci halk iktidar›ylaoluflacak bir çözümdür. Ortak örgüt-lenme, ortak mücadele iflte bununiçin zorunludur.

28 ‹LAN 1 HHaziran 2008

Kürt milliyetçili¤inin Amerika veAvrupa’y› müdahaleye ça¤›ran yak-lafl›m›, bir baflka reformist cephe-den, Birgün’de Hakan Tahmaz tara-f›ndan da flöyle teorilefltiriliyor:

“Kürt sorununun çözümünde içdinamiklerin etki gücünün zay›f kal-d›¤› gerçe¤i, 1000 Kürt’ü böylesi biröneri yapmaya itti. .... Kürt sorunun-da yaflanan t›kan›kl›¤›, pat durumu-nu ve çözümsüzlü¤ü... aflacak bir du-rum en az›ndan flu anda yok... ‹lansahipleri, bu nedenle iç dinamikle-rin... yeterli olmad›¤›n› belirttiktensonra bu öneriyi yap›yorlar. ... ...sol, emek güçleri, toplumsal muha-lefet güçlerinin oldukça c›l›z oldu¤ukoflullarda arabulucu önerisini an-lamak gerekir.” (25 May›s 2008)

Bu gerekçe, BBaarrzzaanniilleerr’’iinn,, TTaa--llaabbaanniilleerr’’iinn Amerikan iflgalcili¤iy-le iflbirli¤i yapmas›nda en çok kul-land›¤› gerekçedir.

Bu gerekçe, Barzani-Talabani ifl-birlikçili¤ini meflru ve mazur göster-mek için ülkemiz solunun belli ke-simleri taraf›ndan da en fazla baflvu-

rulmufl olan gerekçedir.

Ve bu gerekçe, demokrat de¤il-dir. Anti-emperyalist de¤ildir. Sos-yalist hiç de¤ildir. Bu, emperyaliz-min yeni dünya düzenine boyun e¤-mifl bir politikan›n ifadesidir.

Bu bak›fl aç›s›, kendini flu sat›r-larda daha aç›k gösteriyor zaten:“Kald› ki 21. yüzy›lda hiç bir ülkeyeait yaln›zca iç sorun diye bir sorunkalmad›. Nas›l TCK’n›n 301. mad-desi sorunu ya da sendikal yasaklarsorunu art›k yaln›zca iç sorunumuzde¤ilse, Kürt sorunu da de¤ildir.”

Demokrasiyi emperyalizmdenbekleyen zihniyetin ulusal sorundakiçözümü da bu kadar olacakt›r. 1000imzal› ilan›, burjuvazinin ideologla-r›n›n 1990’lar›n bafl›ndan beri sa-vundu¤u bir söyleme sar›larak savu-nuyor ÖDP’li Tahmaz.

Tahmaz’a göre, “ tart›flmas› gere-ken ve karfl› ç›kmas› gereken esaskonu, dd››flfl aakkttöörrlleerriinn eettkkiilleerriinniinn iiççee--rrii¤¤ii olmal›” imifl. Yani ABD ve AB,iyi, do¤ru, halklar›n ç›karlar›na mü-dahalelerde bulunursa, o zaman bir

fley dememek gerekir. Peki, ABD veAB, iyi, do¤ru, halklar›n ç›karlar›namüdahalelerde bulunabilir mi derse-niz; Tahmaz’›n cevab› “eevveett”, dev-rimcilerin, Marksist-Leninistler’incevab› ise “hhaayy››r”d›r.

Ona göre “bu sorun bizim soru-numuz, yabanc›lara ne oluyor” yada yabanc› parma¤›-emperyalistparma¤› mant›¤›yla davranmakmevcut durumun devam›n› istemek-tir.”

Demek ki, mevcut durumun de-vam›yla emperyalist ellerin müdaha-lesi d›fl›nda bir seçenek yok.

ÖDP de, görülen odur ki, Kürtsorununda gele gele BBaarrzzaannii--TTaallaa--bbaannii ççiizzggiissiinnee gelmifltir. Demokra-siyi AB’ye, Kürt sorununun çözü-münü de emperyalist arabulucularahavale etmifl, ba¤›ms›zl›k ve devrimdiye de bir sorunu yok; bu durumdageriye bir soru daha kal›yor: De-mokrasi için, ba¤›ms›zl›k için, Kürtsorunu için mücadele etmeyecekse,hepsini birilerine havale etmiflse, pe-ki öyleyse ÖDP niye var?

Kürt milliyetçili¤ine, emperyalist müdahalecili¤e

ÖDP Reformizminden TAM DESTEK!

Page 29: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Hat›rlanacakt›r, 27 Nisan’daAdapazar›’nda DTP’lilere yönelikbir linç sald›r›s› gerçeklefltirilmifl,arkas›ndan ‹çiflleri Bakanl›¤›, olayailiflkin bir inceleme bafllatm›flt›.

‹çiflleri Bakanl›¤›’na ba¤l› mü-fettifller incelemelerini tamamlad›ve rapor haline getirdiler. Müfettifl-ler raporlar›nda, linç sald›r›s›n› de-¤il, linç sald›r›s›na maruz kalanlar›suçlad›, linci sahiplendi. Dolay›s›ylarapor, AKP’nin linç sald›r›s›n› sa-hiplendi¤inin resmidir.

RRaappoorr;; LLiinnçç SSaalldd››rr››ss››MMeeflflrr uudduurr DDiiyyoorrDDeenniiyyoorr kkii;; ““SSaakkaarryyaa hhaallkk››

ddeevvlleettiinn bbööllüünnmmeezzllii¤¤iinnee aayykk››rr›› hhaa-rreekkeettlleerree ttaahhaammmmüüll eeddeemmee-mmiiflfl!!””tir. Çünkü Sakarya; Karadenizve Trakya’dan göç almaktad›r, bu il-lerden gelenler, ““ddiinnii vvee ddeevvlleettççiidduuyygguullaarr››nnaa bbaa¤¤ll››””,, ““bbööllüüccüüllüükk””konusunda hassasiyeti olan yap›da-d›r. Ayr›ca Karadeniz halk›n›n, “ça-buk parlama” gibi bir özelli¤i devard›r.

Müfettifllere göre, linç sald›r›s›-n›n devlet nezdinde makul ve anla-fl›labilir bir nedeni var. Bu makulneden, ““ddeevvlleettiinnee bbaa¤¤ll›› vvaattaannddaaflfl››nnhhaassssaassiiyyeettii””dir. Devlet, bu linç sal-d›r›lar›n› engellemekle yükümlü de-¤il. Dolay›s›yla, herkes kendisinivatandafl hassasiyetine göre ayarla-mal›d›r.

Bir devletin bunlar› söylemesikomiktir, ama söyleniyor. Gerçek-ten yasalarla yönetilen bir devlet,yasad›fl› olan›, yani linç sald›r›s›n›engellemekle, yasal ve izinli bir et-kinli¤in güvenli¤ini almakla görev-lidir. Bu görevini yerine getirir. Buyap›lmad›ysa, görevlendirilen mü-fettifl bunun nedenlerini soruflturur.

Ama öyle olmuyor. Linç sald›r›-s›n› sahiplenip, tehdit unsuru olarakkullan›yor. Validen izinli etkinli¤in““öönneemmllii ttaahhrriikk uunnssuurruu”” oldu¤unusöyleyerek, bu tür toplant›lara izinverilmemesini istiyor. Rapora göre,demokratik, devrimci kurumlar›nyasal çal›flmalar›, ““vvaattaannddaaflfl hhaassssaa-ssiiyyeettii”” gerekçesiyle yasaklanabilir.

YYaassaa yyookk,, hhuukkuukk yyookk,, onun ye-rine, yasalarla tan›mlanamayan, öl-çüsü, kural›, hukuku olmayan bir““vvaattaannddaaflfl hhaassssaassiiyyeettii”” var.. O za-man, AKP iktidar› anayasan›n 2.maddesindeki TTüürrkkiiyyee CCuummhhuurrii-yyeettii bbiirr hhuukkuukk ddeevvlleettiiddiirr,, söylemi-ni de de¤ifltirip, yerine TTüürrkkiiyyeeCCuummhhuurriiyyeettii vvaattaannddaaflfl hhaassssaassiiyyeettiiddeevvlleettiiddiirr yazmal›d›r. Yazmal›larki, halk da anayasaya bakarak nas›lbir devlette yaflad›¤›n› görebilsin.

DDeenniiyyoorr kkii;; ““DDTTPP’’nniinn...... ttoopplluu-mmuu ggeerreecceekk ööllççüüssüüzz ttuuttuumm vvee ddaavv-rr aann››flflllaarrddaann kkaaçç››nnmmaass››”” gerekiyor.

Müfettifllere göre; DTP’nin yap-t›¤›n›n yasal olup olmad›¤› önemlide¤il, dahas› sözkonusu toplant›dayap›lanlar da önemli de¤il, rapordaDTP’nin genel politikalar› de¤erlen-dirme konusu yap›l›yor. Müfettifladeta linç sald›r›s›n› araflt›rmaya de-¤il, DTP’ye yönelik rapor haz›rla-maya gitmifl.

Ortal›kta, gördü¤ü Kürt’ten, dev-rimci demokrattan tahrik olan,““hhaassssaass vvaattaannddaaflflllaarr”” dolafl›yor vebunlar için DTP’nin varl›¤› da bir““ttaahhrriikk uunnssuurruu”” oluyor.

Bakanl›k müfettiflleri, linç güru-hundan ibaret bir toplum tan›m› ya-p›yor ve herkes kendisini linç güru-hunun tahrik olma ölçülerine göreayarlayacak diyor. De¤ilse, toplumugermifl oluyor, ““ööllççüüssüüzz ttuuttuumm””içine girmifl oluyor. Ölçü, linç güru-

hunun hassasiyeti.

Peki, müfettifl raporu-nun tavsiyelerine uyma-yan ilericiler, devrimciler,demokratlar, demokratikkitle örgütleri, ne olacak-lar? Rapora göre, linç sal-d›r›lar›na maruz kalacak-lar, devlet de, linç sald›r›-lar›n› örgütleyen ve kat›-lanlar› de¤il, sald›r›ya u¤-

rayanlar› suçlayacak.

RRaappoorr,, LLiinnçç SSaalldd››rr››ss››nn››nnDDeevvlleett PPoolliittiikkaass›› OOlldduu¤¤uunnuu SSööyyllüüyyoorr2005 Nisan’›nda, Trabzon’da F

Tipi hapishanelerle ilgili yasal bildi-ri da¤›tan TAYAD’l›lara yöneliklinç sald›r›s› gerçeklefltirilmifl ve de-vam›nda baflbakan›ndan, valilerekadar yap›lan aç›klamalarda, sald›r›““vvaattaannddaaflfl hhaassssaassiiyyeettii”” ad›na dev-let taraf›ndan sahiplenilip, meflrugörülmüfltü. Adapazar›’nda yaflanansald›r› için müfettifl raporuna yaz›-lanlarda da kelimesi kelimesine yineayn›s› söyleniyor.

Bu durum da gösteriyor ki, linçsald›r›lar›, kimilerinin iddia etti¤igibi yerel yöneticilerin eksik davra-n›fllar› sonucunda de¤il, ddeevvlleett ppoollii-ttiikkaass›› olarak gündeme geliyor. Tümlinç sald›r›lar›n›n arkas›nda da, dev-letin bu sahiplenmesi ve bir flekildeörgütlemesi vard›r. Bu gerçek, mü-fettifl raporu ile de belgelenmifltir.

Say›: 148 29L‹NÇ

‘VatandaflHassasiyeti’Devleti

Linç güruhu, 25 May›s’ta daAyd›n’›n Kuyucak ‹lçesi'nde “ha-rekete geçti.” Kürt kökenli ö¤-rencilere sald›ran faflistlerin ge-rekçesi, “PKK lehine slogan at-mak”t›.

Sald›ranlardan bir kifli b›çaklayaraland›. Polis, her zamankigibi, linç güruhu yapaca¤›n›yapt›ktan sonra ortaya ç›kt›...

Linç Güruhu Ayd›n’da

Page 30: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Sevgili Yürüyüfl okurlar›merhaba. Geçen hafta bafllad›¤›-m›z “birlik” konusundaki sohbe-timize devam ediyoruz. Bu haftaa¤›rl›kl› olarak birlik konusun-daki yanl›fl, çarp›k anlay›fllar› elealal›m diyoruz. Bu yanl›fll›k veçarp›kl›klar› ele al›rken, birlikle-rin nas›l olmas› gerekti¤ini deortaya koymufl oluyoruz. ‹lk sö-zü Özlem’e veriyoruz.

ÖÖzzlleemm:: Birlik konusundakitemel sapmalardan biri, birli¤i,lleeggaalliizzmm vvee yyaassaallcc››ll››¤¤aa hhaappsseett--mmeekkttiirr.. Bu dar görüfllülük, ken-dini hem birliklerin kimlerdenoluflaca¤› sorununda, hem de obirliklerin mücadele anlay›flla-r›nda kendini göstermektedir.

Burada kastedilen elbette ya-sal bir partinin, sendikan›n ille-gal bir örgütle bir birlik içindebiraraya gelmesi de¤ildir. Kas-tetti¤imiz, oligarflinin terör de-magojisinin, hatta bizzat oligar-flinin yapt›¤› s›n›fland›rmalar›n,flunlar terör örgütlerinin yan örgüt-leridir denilerek oluflturulan katego-rilerin etkisi alt›nda kalarak birliksorununda adeta karfl›s›ndaki meflru,legal kurumlardan “resmi belge”,“tüzel kiflilik” arar hale gelinmesi-dir.

Bu kendini mesela ““bbiizz ttaaflfl aattaann--llaarrllaa bbiirrlliikk oollmmaayy››zz”” fleklinde de gös-terebilmektedir. Burada yap›lan ay-r›m, tam da yukar›da sözünü etti¤i-miz oligarflinin s›n›fland›rmalar›n›netkisi alt›nda yap›lan bir ayr›md›r.

Reformist çevreler, birli¤i esasolarak yasal partiler ve yine refor-mizmin yönetimindeki odalar, sen-dikalar çerçevesinde düflünmekte,solun di¤er kesimleriyle ise, ancaktek tek eylemlerde yanyana gelebi-len bir anlay›fl sergilemektedirler.

Reformizmin ittifak›n›n belirle-yici karakteristi¤i parlamenter ha-yallerdir. Siyasi arenada legal partiolarak yer alanlar›n parlamenter ha-yaller kurmalar› elbette “haklar›”d›r.Ama e¤er kendilerini devrimci, de-mokrat, sosyalist, komünist olarakadland›r›yorlarsa, hem solla iliflki-ler, hem mücadele gündemleri aç›-

s›ndan baz› zorunluluklar› ve so-rumluluklar› var demektir. Mesela,zaman zaman ön plana ç›kan ““ddeevv--rriimmcciilleerrddeenn uuzzaakk dduurrmmaa”” takti¤i-nin, bu s›fatlara, bu zorunluluk vesorumluluklara denk düflmedi¤i,tam tersine oligarflinin manevra ala-n›n› geniflletti¤i aç›kt›r.

Bu noktadaki bir di¤er çarp›kl›kise, “yasal partiler, odalar, sendika-lar” çerçevesinde oluflturulan birlik-lerin, kendini “tüm sol” ad›na konu-flabilen bir güç gibi sunmas›d›r. Da-has› solun di¤er kesimlerine de bu“tüzel kiflili¤i” olan birliklere tabiolman›n dayat›lmas›d›r.

Oligarflinin sola karfl› uygulad›¤›tecrit politikas›n›n en önemli yanla-r›ndan biri, devrimci, demokrat, ile-rici güçleri birbirinden uzaklaflt›r-makt›r. “Terör” demagojisiyle, çe-flitli bask› ve yasak manevralar›yla,neye icazet verip neye vermeyece-¤ini gösterdi¤i sald›r›larla bu konu-da çeflitli kesimleri yönlendirmeyeçal›fl›r.

MMaazzlluumm:: Ben biraz daha solungeneline dair yanlarla devam ede-yim. Birlik konusundaki çarp›k an-lay›fllar›n baflta gelen kaynaklar›

aras›nda flflaabblloonnccuulluukk vvee ssuubbjjeekk--ttiivviizzmm vard›r.. Kimi gruplar, eri-me, sürüklenme gibi kayg›larlaveya gündemdeki birliklerin kla-sik cephe flablonlar›na uymama-mas› –“Cephe ancak K›z›l Siyasi‹ktidarlar koflullar›nda örgütle-nebilir”– gibi gerekçelerle bir-liklerin d›fl›nda kalmay› tercihedebilmektedirler. Subjektif yak-lafl›mlar›n bir di¤er biçimi de,birliklere siyasal, tarihsel birmisyonla de¤il, propagandif biraraç olarak bakmak, dolay›s›ylaeemmeekk hhaarrccaammaaddaann,, ssoorruummlluu--lluukk yyüükklleennmmeeddeenn birlikleri ba-sit bir reklam arac› gibi kullan-mak istemektir. Daha bafltanhem içinde yer al›p, hem de onuönemsememe fleklindeki yakla-fl›mlarla s›k karfl›lafl›lm›flt›r. Na-s›l olsa fazla bir hükmü olmaya-ca¤› düflünülerek, program›na,iflleyifline önem verilmez, bir anönce olup bitsin denilir; sözko-nusu birlikte, örgüt olarak ne ka-

dar “önemli” oldu¤unu kan›tlam›fl,ne kadar “birlikçi” oldu¤unu göster-mifl olacakt›r. Gerisi de önemli de-¤ildir.

Solda hemen her dönem güçlübir birlik özlemi olmufl, bu anlamdada ““bbiirrlliikktteenn yyaannaa”” görünmek dehemen her dönem en önemli iissttiiss--mmaarr konular›ndan biri olmufltur.Birçok kesim, sürekli birlik istiyorgörünmeyi bir politika haline getir-mifltir. Fakat birlik somut bir öneriolarak önlerine geldi¤inde as›l ni-yetler a盤a ç›kar; emek gerektiren,ilkeli, kurall›, risk ve sorumluluküstlenmeyi gerektiren birliklerdenhep uzak dururlar.

Nitekim bu anlay›fllar›n, birlikle-ri deyim yerindeyse ““ rreekkllaamm”” yan›-n› öne ç›kararak ele alman›n sonu-cunda, bugüne kadar birlik, cephekonusunda halka yanl›fl umutlar ve-ren birçok aç›klama yap›lm›fl vebunlar›n gere¤i de yerine getirilme-mifltir. “Direnifl cephesi gündem-de”, “Halk cephesi kuruluyor”,“halklar›n birli¤i sa¤land›”... gibiduyurular, ne yaz›k ki solun “sözü-nü tutmama” hanesinde kalm›flt›r.

Subjektivizm kendini zaman za-

30 TEOR‹ 1 HHaziran 2008

Birli¤eyaklafl›mdakiyanl›fll›klar,çarp›kl›klar

Konu: Birlik - 2

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 31: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

man rreekkaabbeettççiilliikk fleklinde de göste-rir. Bunun sonucudur ki, süreç aç›-s›ndan do¤rulu¤u yerindeli¤i tart›-fl›lmaz kimi birlik önerileri de reka-betçili¤in, alt› bofl öncülük komp-lekslerinin kurban› olmakta, yaflamflans› bulamamaktad›r.

Birliklerden kaç›fl›n bir gerekçe-si de, “di¤erlerinin” etkili olaca¤›n-dan duyulan korkudur. “Di¤erleri”nereden bak›ld›¤›na ba¤l› olarak de-¤iflebilmektedir. Ama kabaca refor-mistler devrimcilerin etkin olmas›n-dan korkarken, baz› siyasi hareket-ler de tersinden “reformistler”in butür birliklerde ço¤unluk olaca¤›n-dan hareketle, birliklere karfl› ç›ka-bilmektedirler.

Bu kayg› ve korkular, ideolojikanlamda kendine güvensizli¤in te-zahürleridir.

ÖÖzzlleemm:: Birlik konusunda birbaflka zaafl› bak›fl aç›s›, birliklerinancak ggüüççssüüzzllüükk durumlar›nda aklagelmesidir. Kuflkusuz bunun da an-lafl›labilir bir nedeni vard›r, ama bu,güçsüzleflildi¤inde birlik yanl›s›, bi-raz geliflince birlikleri da¤›tan birtarza dönüfltü¤ünde, burada halk›nmücadelesini gelifltirme sorumlulu-¤uyla birlikleri savunma de¤il, tersi-ne, sadece birlikleri kkuullllaannmmaa var-d›r.

Elbette birliklerde, ittifaklardaher siyasi hareket, kendini güçlen-dirmeye de çal›flacakt›r. Bundaanormal bir fley yoktur. Bu, müca-delenin ve bir siyasi hareket olma-n›n do¤as›na uygun oland›r. Amabu, emek harcamadan baflkas›n›neme¤inin üstünde bir fley elde etme-ye dönüflürse, orada bbiirrlliikk iissttiiss--mmaarrcc››ll››¤¤›› diyebilece¤imiz bir anla-y›fl vard›r. Birli¤i, baflkalar›n›n gücüüzerinden politika yapman›n birarac› olarak gören bir anlay›fl, bir-likleri gelifltirmez elbette. Bu anla-y›fl, kendini “ortak” yap›lan eylem-lere “en alt düzeyde” kat›l›m göster-mek, birli¤in iflleri için emek harca-mamak gibi flekillerde gösterir.

Böyle bir istismarc›l›k ise, karfl›-l›kl› güveni yok ederek, birli¤in te-mellerini çürütür.

Çeflitli siyasi hareketlerin –kibunlar›n bafl›nda Kürt milliyetçili¤igelir– solla iliflkilerini “kullanma”mant›¤›yla flekillendirmesi, keza özolarak bundan hiç farkl› olmayacakflekilde baz› sol kesimlerin de Kürtmilliyetçili¤i ile birlikleri, ““bbiirr ggüücceeyyaassllaannmmaakk”” zihniyetiyle ele almas›,birlik pratiklerinde s›k s›k karfl›m›zaç›kan bir olgudur. Kullanma-kulla-n›lma zihniyeti, solun iliflkilerinden,birlik prati¤inden tamamen silinme-lidir. Bu, halk güçlerinin karakterineuygun olmayan bir yaklafl›md›r. Vezaten bugüne kadar ne Kürt milli-yetçili¤i solu kullanmaktan bir güçkazanm›fl, ne de Kürt milliyetçili¤i-ne yaslanma hesab› yapanlar, builiflki içinde güçlenmifllerdir. S›n›f-lar mücadelesinde kullanarak, ken-dini kulland›rarak kimse gerçek an-lamda siyasal güç kazanamaz. Ba-zen güç kazanm›fl gibi görünebilirama bu da geçicidir ve politik olarakgetirdi¤inden daha fazlas›n› götürür.

Bu zihniyet mahkum edilmedi-¤inde, kendini en s›radan güç, ey-lem birliklerinde bile gösterebil-mektedir. fiu flu kadar kitle getirirdiye, politik taleplere konuyla ilgi-siz ekler-yamalar yap›lmaya kalk›-l›r, veya gerekli elefltiriler yap›l-maz... Birlik ad›na bu kadar s›¤ veucuz yaklafl›mlar kabul edilemez.Böylesine bir pragmatizmle de za-ten ne mücadele gelifltirilebilir, nebirlikler büyütülebilir.

Pragmatizm, birlik ad›na, Türki-ye solunun ideolojik zemininin tah-rif edilmesine bile göz yummay› be-raberinde getirmifltir. Sosyalizmesald›r›lara, burjuva demokrasisineve emperyalizme övgülere, böyle

bir pragmatizmle dolayl› biçimdeortak olunabilmifltir... fiimdi prag-matizmle bu kadar zedelenmifl, bo-zulmufl bir birlikten mücadeleye vesol güçlere nas›l bir yarar gelebilirki?

KKeemmaall:: Mesela, bir birlik için-de dahi, birli¤i de¤il, kendi imzas›n›öne ç›kartmaya çal›flan yaklafl›mlar,solun yabanc›s› de¤ildir. Veya birlikçat›s› alt›nda yap›lan eylemlere kat›-l›mda gönülsüzlük ve s›n›rl›l›k yay-g›n davran›fllardan biridir. Solda bir-lik konusundaki çarp›k yanl›fl yakla-fl›mlar› ele alaca¤›z dedik ama hep-sini s›ralamak da mümkün de¤il sa-n›r›m. fiimdi bu noktada denilecek-tir ki, bu kesimlerin hem bu kadareksik, yanl›fl bak›fl aç›lar› var, hembunlarla birlikler yap›l›yor. Gereklegal partiler, gerekse de birlik soru-nunda flablonculuk ve subjektivizmiaflamayan kesimler, zaman zamançeflitli birlikler içinde yer de al›yor-lar; ama bunlar ya çok gelip geçici,ya çok dar bir konuya veya tekil bireyleme iliflkin olan biraraya gelifl-lerdir ve solun ihtiyac› olan birlikle-re denk düflmekten uzakt›r. Bizimbu noktalardaki elefltirilerimiz,mevcut zay›fl›klar›n ve zaaflar›nafl›larak dahi ileri birliklerin yolunuaçabilmektir.

Birlik anlay›fl› ve prati¤inde bukadar çok çarp›kl›k ve zaaf oldu¤uiçindir ki, ülkemizde birlikler kur-mak gerçekten büyük bir emek vesab›r gerektiren bir ifltir. Bu emek vesabr› göstermekten geri durmayaca-¤›z elbette. Bu bizim devrimci so-rumlulu¤umuzun, önderlik misyo-numuzun gere¤idir. Biz, daha öncede çeflitli vesilelerle üzerinde durdu-¤umuz gibi, birlik yapmay› birbirinielefltirmeme fleklinde anlam›yoruz.‹ttifak içinde de elefltiri ve özelefltiriolmal›d›r, ki, o birlik daha ileri gö-türülebilsin. Halk›n denetimine ka-pal›, kendi içinde de “elefltirisiz”birlikler, hem do¤ru de¤ildir, hemde uzun süre yaflayamazlar zaten.

Birlikler, siyasal amaçlar› olanoluflumlard›r. Madem birlik yap›yo-ruz, o halde birbirimizi elefltirme-meliyiz yaklafl›m› ise özünde feodal

Say›: 148 31TEOR‹

Birli¤i, baflka-lar›n›n gücüüzerinden po-litika yapma-

n›n bir arac› olarak gö-ren bir anlay›fl, birliklerigelifltirmez... Böyle biristismarc›l›k, karfl›l›kl›güveni yok ederek, birli-¤in temellerini çürütür.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 32: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

bir yaklafl›mdan baflka bir fley de¤il-dir ve birlikle hedefledi¤imiz siya-sal amaçlar›m›za ulaflmam›za engelolan bir yaklafl›m tarz›d›r.

ÖÖzzlleemm:: San›r›m birlikleri ta-mamlayan bir konuya daha de¤in-sek iyi olacak. Kuflku yok ki, bircepheyi, gerçek anlamda tüm ezilens›n›f ve katmanlar›n birli¤i olarakörgütlemek, sadece “solun birli¤i”anlay›fl›yla de¤il, gerçek anlamdattaabbaann öörrggüüttlleennmmeelleerrii üzerinde ba-flar›labilir.

Sohbetimizin ilk bölümünde Ke-mal arkadafl demiflti ki, “Birliklerdevrimci, demokrat, yurtsever, ileri-ci güçleri birlefltirmenin yan›s›ra,örgütsüz, sendikas›z, hatta düzenpartilerinin, dincili¤in, milliyetçili-¤in etkisi alt›ndaki kesimler için bi-le çekim merkezi olabilecek bir an-lay›flla düflünülmelidir. ”

Bunun için gerekli olan araçlarçerçevesinde birliklerin Anadolu’yayayg›nlaflt›r›lmas›ndan, yerel birim-lerinin oluflturulmas›ndan söz edil-miflti. Fakat bunu en güçlü bir bi-çimde gerçeklefltirebilecek olan kufl-kusuz taban örgütlenmeleridir. Vehalk›n en genifl kesimlerinin müca-dele içindeki birli¤inin sa¤lanaca¤›yerler de bu tarz örgütlenmelerdir.

Bu örgütlenmeler nas›l örgütlen-melerdir, denilecek olursa, ülkemiz-de verilebilecek en uygun örnek,Meclisler tarz›ndaki örgütlenmeler-dir. Halk meclisleri, iflçi meclisleri,ö¤renci meclisleri gibi... Bu tip ör-gütlenmede, her kesimden insanlar,kendi ekonomik, siyasi, kültürel,yaflamsal sorunlar›n›n çözümü içinbiraraya gelir, birlikte mücadeleederler. Bu örgütlenme geliflti¤i, ka-l›c›laflt›¤› ölçüde, siyasal bilinçlen-dirmenin bir okulu oldu¤u kadar,halk›n tüm yaflamsal sorunlar›n›nçözüm merkezi, halk›n dayan›flma-s›n›n, sorunlar› paylaflmas›n›n arac›haline gelirler.

Bu tür örgütlenmeler, ayn› za-manda halk›n söz ve karar hakk›n›kendi koflullar› içinde kullanmas›n›,iradesini ortaya ç›karmas›n› müm-kün k›larlar. Çok çeflitli kesimleri de

iflte bu zeminde birlefltirirler.

Ne yaz›k ki bu tür taban örgütlen-meleri, ülkemiz solunun yabanc› veuzak durdu¤u örgütlenmelerdir. So-lun meclisler karfl›s›ndaki tavr› dabunun bir tezahürüydü. Üstelik bu“kitleler”den çok sözedilerken ya-p›lmaktad›r. Kitlelerden bu kaç›fl,kitle iradesinden bu korku afl›ld›¤›ölçüde, taban örgütlenmeleri gelene-¤i ve prati¤i geliflti¤i ölçüde, müca-dele içinde en genifl kesimlerin birli-¤ini somutlayan bir örnek olarak so-lun her kesiminin birlik anlay›fl›n› daetkileyecek, de¤ifltirecektir.

MMaazzlluumm:: Birlikte mücadeleyigelifltirmenin asgari koflullar›ndanbiri de bbeennmmeerrkkeezzcciillii¤¤iinn terk edil-mesidir. Çünkü, bu anlay›fl nesnelolarak birlik zeminini ortadan kald›-ran veya iyice daraltan bir anlay›flt›r.Faflizmin halka ve sola karfl› sald›r›-lar›n› bütünlü¤ü içinde ele almaz.

Faflizmin sald›r›lar›n› kendisinihedefleyip hedeflememesine görede¤erlendirir. Sald›r›lar› “bu silahl›mücadeleyi savunan sola yönelik”,“bu devletle falan siyasi hareketindüellosu”, “bu islamc›lara karfl›...”diye ayr›flt›rarak, buna ba¤l› olarakda benmerkezci bir mücadele hatt›gelifltirilir. Son olarak hapishanelerkatliamlar› ve tecrit, bunun tipik birörne¤iydi. Faflizmin bu kapsaml›sald›r›s›n› solun çeflitli kesimlerikkeennddii dd››flflllaarr››nnddaa görebildiler.

Öte yandan benmerkezcili¤in birbaflka biçimi olarak “Kürt sorunu-

nu” her fleyin merkezine koyup di-¤erlerini yok saymak veya demok-ratik talepleri bafla al›p ba¤›ms›zl›¤›yok saymak veya tersi, bütün bu vebenzeri yaklafl›mlar nesnel olarakbirlik zeminlerini daralt›c›d›r.

Halk›n sorunlar›na, mücadelegündemlerine böyle bir dar görüfllü-lükle yaklafl›lmas›n›n sonucunda,hak ve özgürlükler sorunu, meselasadece “KKüürrttlleerriinn hhaakk vvee öözzggüürrllüükk--lleerrii” veya “rreeffoorrmmiissttlleerriinn hhaakk vveeöözzggüürrllüükklleerrii” veya sadece ““aayydd››nn--llaarr››nn hhaakk vvee öözzggüürrllüükklleerrii”” fleklindedaralmaya u¤rar.

Bu daraltma içinde, sol, “kendi”sorunlar›n› ön plana koyan bir mu-halefet imaj› verirken, kitlelerin so-runlar›n› da en genifl anlamda sahip-lenememifl olmaktad›r. “Kürt soru-nu baflta olmak üzere” diye ifadeedilen politikalar›n, talep olarak“bar›fl”› bafla koyan yaklafl›mlar›nbirlik aç›s›ndan solu da, halk›n tümkesimlerini de kapsay›c›s› bir özelli-¤inin olmad›¤›, tam tersine bafltandaraltan bir ifllevi gördü¤ü politikolarak aç›kt›r. Talepler ve sorunlarböyle ele al›nd›¤›nda, orada geniflbir cephe yarat›lamayaca¤›, bir halkhareketi gelifltirilemeyece¤i aç›kt›r.E¤er solun ve halk›n tüm kesimleri-ni kapsayacak bir birlik hedeflene-cekse, sorunlarda, taleplerde, müca-dele gündemlerinde de buna denkdüflecek flekilde genifl ve kapsay›c›davranmak gerekti¤i aç›kt›r.

Oligarflinin solu “en tehlikeli-ler”den bafllayarak kategorilere ay›-r›p ona göre sald›r›s›n› öncelikle“en tehlikeliler”e yöneltti¤i ve onla-r› tecrit etmek istedi¤i bir s›r de¤il-dir. Ama bu solun di¤er kesimleri-nin “sald›r› bize yönelik de¤il” diyedüflünmesini hakl› ve do¤ru göster-mez. Bu, kesinlikle yanl›fl bir dü-flüncedir. Oligarfli, solun öteki ke-simlerine de mutlaka sald›racakt›r.Nitekim öyle olmaktad›r. Sorun esasolarak bir ““ss››rraallaammaa vvee zzaammaannllaa--mmaa”” meselesidir. Solun çeflitli ke-simlerinin onca tarihsel tecrübeyera¤men bunu görmemesi, sadece birsiyasi körlüktür.

Düzenin çizdi¤i icazet s›n›rlar›n›

32 TEOR‹ 1 HHaziran 2008

Birlikte müca-deleyi gelifltir-menin koflulla-r›ndan biri de

benmerkezcili¤in terkedil-mesidir. E¤er solun ve hal-k›n tüm kesimlerini kapsa-yacak bir birlik hedeflene-cekse, sorunlarda, talepler-de, mücadele gündemle-rinde de buna denk düfle-cek flekilde genifl ve kap-say›c› davranmak gerekti-¤i aç›kt›r.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 33: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

aflmamak için, oligarflinin sald›r› ih-timali olan durumlarda sald›r›n›nhedefi olmamak için, oligarflinin fluveya bu kesimleri tecrit politikas›nado¤rudan veya dolayl› verilen des-tekler, düzenin terörizm, marjinal-lik, olay ç›karmak istemek gibi de-magojilerini güçlendirirken, müca-deleyi ve birlikleri zay›flat›r. Buyaklafl›m pekifltikçe, hak ve özgür-lükler bile, oligarflinin çizdi¤i s›n›r-lar içinde ele al›nmaya bafllan›p,mesela devrimcilerin haklar› ve öz-gürlükleri, o “insan haklar›” kavra-m›n›n içinde görülmemeye bafllan›r.Elbette mücadelenin ve politikan›nzemini bu kadar subjektiflefltikçe,zemin bu kadar oligarfli taraf›ndanbelirlenir oldukça, orada haklar veözgürlükler için birlikte mücadelezemini de ortadan kalkar. Faflizmekarfl› birli¤in zemini ortadan kalkar.

Düzeniçi düflünmenin sonucun-da, aman flu grup platformda olma-s›n, bunlarla meydanlarda yanyanagelmeyelim, aman flu konuyu gün-demimize almayal›m fleklinde orta-ya ç›kan tutumlar, birli¤e, mücade-leye zarar vermektedir. Halk güçleribir yan›yla da iflte bu anlay›fllar so-nucunda bölünüp parçalanmaktad›r.

ÖÖzzlleemm:: Bugün somut durumaç›s›ndan gözönünde bulunduraca-¤›m›z fludur; oligarfli, halka karfl› engenifl anlamda birlik içindedir. Ken-di aralar›ndaki tüm ayr›l›k ve çelifl-kilere ra¤men, bunu yapabilmekte-dirler. Bunu yapabildikleri ölçüdede halk› politik, ideolojik olarak ku-flatmakta, yönlendirebilmekte dahaetkilidirler. Halk güçlerinin da¤›n›k-l›¤› nedeniyle ise, bu oyun bozula-mamaktad›r. fiunda hemen herkeshemfikirdir: Oligarflinin sald›rganl›-¤›nda, pervas›zl›¤›nda, halk güçleri-nin da¤›n›k yap›s›n›n da önemli birrolü vard›r. Bu ayn› zamanda, birlikihtiyac›n› güncel bir ihtiyaç halinegetiren nedenlerden de biridir.

Sürecin ihtiyac› olarak, en az›n-dan ve bafllang›ç olarak halk›n ör-gütlü kesimlerini faflizmin karfl›s›n-da birleflik bir güç haline getirmekistiyorsak, buna uygun biçimler bu-lunur.

KKeemmaall:: Bugün birlik olam›-yorsak, birli¤in biçiminde anlafla-mad›¤›m›z için birlik olmuyor de¤i-liz. Birli¤in muhtevas›nda anlafla-mamak da de¤il biraraya gelmemiziengelleyen. Hay›r, en baflta birçokkesimde ““bbiirrlliikk yyaappmmaa iirraaddeessii””yoktur.

Oportünizm cephesinde bu “ka-rar vermeme” halinin nedeni a¤›r-l›kl› olarak rekabetçilik ve subjekti-vizm iken, reformizm cephesindeise bunun nedeni, birlik konusundakiminle ne yap›laca¤› konusundakipolitik yalpalamalar›d›r.

Öyle ki Kürt milliyetçi hareke-tinden ÖDP’ye kadar bu çevrelerde,“solla m› ittifak, çeflitli burjuva güç-lerle mi ittifak?” sorusu gündemde-dir; bu soru esas olarak seçime en-deksli düflünmenin sonucudur. De-¤ilse, mücadelenin her alan›nda, heran›nda yanlar›nda bulabileceklerielbette sadece sol güçlerdir. Ülke-mizde ne “Güneydo¤u’ya operas-yonlar”a, ne IMF’nin ekonomik pa-ketlerine karfl› mücadelede, ne anti-emperyalist mücadelede yeralan ve-ya alabilecek burjuva güçler yoktur.

Solu, kendi deyimleriyle “iikkiinncciilliittttiiffaakkllaarr››nn iikkiinncciill hhaallkkaass››” olaraktan›mlayan Kürt milliyetçi anlay›fl›nyaklafl›m›, asl›nda hemen tüm refor-mistleri de ifade etmektedir. Biryandan düzen içinde bir yer edine-bilmek için farkl› aray›fllar› sürdüre-ceksin, bir yandan da solla “dirsektemas›n›”... Reformizm esas olarakbu konumdad›r. Solla ba¤lar›n› ta-

mamen de kesememekte, (çünkü ozaman kelimenin tam anlam›yla or-tada kalmaktalar), ama gerçek an-lamda bir birlik oluflturmaya da ya-naflmamaktad›rlar. (Reformist solunbir yandan icazetçi hesaplar›yladevrimcilerden uzak durma, amaayn› zamanda dirsek temas›n› da ke-sememe yalpalamas›n›n en somutörneklerinden biri 1 May›s pratikle-ridir. Reformizm zaman olmufl,MGK’n›n, polisin yönlendirmele-riyle devrimcileri 1 May›slar’dand›fltalamaya yönelik politikalar›ndo¤rudan dolayl› orta¤› olmufl, bafl-ka zamanlarda da devrimcilerle bir-likte davranabilmifltir. ‹kisinin so-nuçlar›, asl›nda birlik ve mücadelepolitikas›n›n nas›l olmas› gerekti¤i-ne dair de tüm sola tarihsel derslervermektedir.)

Birlik oluflturma fleklinde bir ira-de ortaya konuldu¤unda biçime vemuhtevaya iliflkin ayr›l›klar›, farkl›-l›klar› aflmak; aflam›yorsak bile, as-gari müflterekte nerede birleflebili-yorsak, o noktada birlik oluflturmakmümkündür.

Kat›lan tüm güçlerin sorunlar›n›,taleplerini asgari düzeyde içeren,tüm güçlerin dinamiklerini hareketegeçirebilecek, herkesin kendisini veiradesini asgari düzeyde görebilece-¤i yap›lanmalar olmal›d›r cephe tü-rü birlikler. Ortaya bir birlik iradesikonuldu¤unda, bu birliklerin nas›ladland›r›laca¤›, nas›l kurumlaflt›r›-laca¤› en kolay halledilebilecek so-runlard›r. Bunun için yasall›¤›n vemeflrulu¤un çok çeflitli biçimlerikullan›labilir; ne yaz›k ki sol aç›s›n-dan flu gerçek henüz de¤iflmek de-¤ildir: “ZZoorr oollaann bbiirraarraayyaa ggeellmmeenniinnbbiiççiimmiinnii bbuullmmaakk ddee¤¤iill,, bbiirraarraayyaaggeellmmeeyyee kkaarraarr vveerrmmeekkttiirr..””

Birlik konusuna devam edece¤i-miz sohbetimizin önümüzdeki haf-taki bölümünde de dünyadan ve ül-kemizden birlik konusundaki çeflitliörnekler üzerinde duraca¤›z. Hafta-ya buluflmak üzere flimdilik hoflça-kal›n.

Say›: 148 33TEOR‹

Bugün birlikolam›yorsak,birli¤in biçi-minde anla-

flamad›¤›m›z için birlikolmuyor de¤iliz. Birli¤inmuhtevas›nda anlafla-mamak da de¤il bir ara-ya gelmemizi engelle-yen. Hay›r, en baflta birçok kesimde ““bbiirrlliikkyyaappmmaa iirraaddeessii”” yoktur.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 34: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Düzen partilerinin ve bazen deonlardan etkilenen kimi reformistpartilerin dilinde, ““ttüümm ttoopplluummuunnppaarrttiissii”” olma söylemini duyar›z.

Oysa s›n›fl› bir toplumda parti,tüm toplumun partisi olamaz. Oancak bir s›n›f›n partisidir. Ve, par-ti, s›n›flar›n iktidar mücadelesininarac›d›r. S›n›flar›n olmayaca¤› birtoplumda ise, zaten parti de olma-yacakt›r.

PPaarrttii,, Frans›zca ““ppaarrttiiee”” ((kk››--ss››mm)) kökeninden gelen bir kelime-dir. ‹ngilizce’de de ““yyaann,, ttaarraaff”” an-lam›na gelen ““PPaarrtt”” kelimesi, ayn›içerikte kullan›lmaktad›r.

Kelime kökeninin de ifade etti¤igibi ppaarrttii;; tarafs›z, tüm s›n›flaraayn› uzakl›kta bir örgüt de¤il, tersi-ne bir s›n›ftan yana taraf olmaktanismini alan, bir s›n›f› temsil edenbir örgüttür. Parti savunucusu vetaraftarlar›na da PPaarrttiizzaann denir.

Parti, sözlük anlam›yla; ““bbiirr ssii--yyaassaall ddüüflflüünnccee ççeevvrreessiinnddee bbiirrllee--flfleennlleerriinn vvee üüllkkeelleerriinnii bbuu ddüüflflüünn--cceeyyee ggöörree yyöönneettmmeekk iisstteeyyeennlleerriinnmmeeyyddaannaa ggeettiirrddiikklleerrii ssiiyyaassaall ttoopp--lluulluukk””tur. Yani, parti bir s›n›f›n ik-tidar olmak ve iktidar mücadelesiyürütmek amac›yla kurdu¤u;program›n›, tüzü¤ünü, örgütlenmeve çal›flma tarz›n›, stratejik ve tak-tik politikalar›n› buna göre flekil-lendiren bir örgüttür. Partiler, buözellikleriyle, di¤er örgüt biçimle-rinden ayr›l›rlar.

Lenin, bu iktidar mücadelesiniflöyle ifade eder; ““SS››nn››ffll›› bbiirr ttoopp--lluummddaa ddüüflflmmaann ss››nn››ffllaarr aarraass››nnddaa--kkii ssaavvaaflfl››mm ggeelliiflflmmeessiinniinn bbeelliirrlliibbiirr aaflflaammaass››nnddaa ssiiyyaassaall bbiirr ssaavvaa--flfl››mm dduurruummuunnaa ddöönnüüflflmmeekk zzoorruunn--ddaadd››rr.. SS››nn››ffllaarr››nn ssiiyyaassaall ssaavvaaflfl››--mm››nn››nn eenn aannllaammll››,, eenn ggeenniiflfl vveeaaçç››kk ddiillee ggeettiirriilliiflflii ppaarrttiilleerriinn ssaavvaa--flfl››mm››dd››rr”” (Lenin Yap›tlar, c. X, s.79)

Fakat, bir örgüt ismini partikoymakla, keza mükemmel birparti program›, tüzü¤ü yazmakla,çal›flma tarz›, örgüt anlay›fl›, stra-teji belirlemekle, parti niteli¤ineulaflm›fl olmaz. Bir örgüt bu nite-liklere ancak, bir mücadele süreciiçinde ulaflabilir.

Kapitalist toplumda bu iktidarsavafl›, as›l olarak kapitalist toplu-mun temel s›n›flar› olan burjuvazive proletarya, dolay›s›yla onlar›npartileri aras›nda yürür.

Fakat, bir s›n›f›n ç›karlar›n› eniyi kendisinin temsil etti¤i iddias›n›tafl›yan birden fazla parti olabilir.

Ki, burjuvazi, partilerin bir s›n›-f›n temsilcisi oldu¤u gerçe¤ini giz-lemek için de, burjuva demokrasi-lerinde birbirinden farkl› olmayanbirden fazla burjuva partisine ihti-yaç duyar. Bu partiler, kendilerinebirbirinden farkl› düflüncelerin sa-vunucusu imifl gibi bir görüntüvermeye de çal›fl›rlar. Bu durum,sözkonusu partilerin hepsinin deburjuva ideolojisi ile hareket edenve burjuvazinin ç›karlar›n›n savu-nucusu partiler oldu¤u gerçe¤inide¤ifltirmez.

Proletarya partisi ise, proletar-ya ideolojisinin savunucusu, dola-y›s›yla Marksist-Leninist bir partiolmak durumundad›r.

Bir partinin nas›l bir parti vehangi s›n›f›n ç›karlar›n›n temsilcisioldu¤unu; hangi ideolojiyi savun-du¤una, kadro ve örgütlenme an-lay›fl›na, çal›flma tarz›, stratejik vetaktik politikalar›na bakarak de-¤erlendirebiliriz. Bunlara bakarak,bir partinin burjuvazinin mi prole-taryan›n m› ç›karlar›n›n savunucu-su oldu¤unu, proletaryan›n ç›kar-lar›n› savunma iddias›nda ise,bunda ne kadar samimi ve tutarl›oldu¤unu anlayabiliriz.

Marks, bu konuda flöyle der;““BBiirr iinnssaann››,, kkeennddiissii iiççiinn nnee ddüü--flflüünnddüü¤¤üü vvee nnee ssööyylleeddii¤¤iiyyllee ddee--¤¤iill,, oo iinnssaann››nn aassll››nnddaa nnee oolldduu¤¤uuvvee nnee yyaapptt››¤¤››yyllaa aayy››rrddeeddeerriizz.. PPaarr--ttiilleerrii ddee aaddllaarr››,, kkeennddiilleerrii iiççiinn ssööyy--

lleeddiikklleerrii vvee ggöösstteerrmmeelliikk aammaaççllaa--rr››yyllaa ddee¤¤iill,, ggeerrççeekk ss››nn››ffssaall yyaapp››--llaarr›› vvee çç››kkaarrllaarr››yyllaa aayy››rrddeettmmeellii--yyiizz”” (Marks-Engels, Seçilmifl Ya-p›tlar C.1. s:421)

Marksist Leninist bir partininözellikleri nedir, nas›l olmal›d›r?

Stalin, Leninizmin ‹lkeleri kita-b›nda, Marksist-Leninist partininözelliklerini flöyle s›ralar:

““11.. PPaarrttii,, iiflflççii ss››nn››ff››nn››nn öönnccüümmüüffrreezzeessiiddiirr...... pprroolleettaarryyaann››nn ssaa--vvaaflfl kkuurrmmaayy hheeyyeettiiddiirr..

22.. PPaarrttii,, iiflflççii ss››nn››ff››nn››nn öörrggüüttllüümmüüffrreezzeessiiddiirr

33.. PPaarrttii,, pprroolleettaarryyaann››nn ss››nn››ff öörr--ggüüttüünnüünn eenn yyüükksseekk vvee ggeelliiflflmmiiflflbbiiççiimmiiddiirr..

44.. PPaarrttii,, pprroolleettaarryyaa iikkttiiddaarr››nn››nnââlleettiiddiirr..

55.. PPaarrttii,, hhiizziipplleerriinn vvaarrll››¤¤›› iilleebbaa¤¤ddaaflflmmaayyaann bbiirr iirraaddee bbiirrllii¤¤iiddiirr..

66.. PPaarrttii,, pprroolleettaarryyaayy›› hheerr ttüürrllüüooppoorrttüünniisstt öö¤¤eelleerrddeenn aarr››ttaann bbiirrggüüççttüürr..””

Yine, proletaryan›n partisi, ka-pitalist düzende proletaryan›n ç›-karlar›n›n savunusunu, düzeninyasalar›yla, burjuvazinin parla-mentosuna girmekle s›n›rlayan birparti de¤ildir. ‹çinde bulunulan ko-flullara göre, proletaryan›n ç›karla-r›n› en iyi hangi biçimlerle savuna-bilecekse, o biçimlere göre, kadro-laflma, örgütlenme ve mücadeleanlay›fl›n› belirler.

Bu biçimler, illegal ve legal ör-gütlenme ve mücadele biçimleri-nin her ikisini de içerir. Ve her ikibiçim de, duruma ve koflullara gö-re kullan›labilir. Temel nokta, ken-di meflrulu¤una, düzenin yasalar›-na göre de¤il, proletaryan›n ç›kar-lar›na göre belirlemesidir.

Proletarya partisinin fonksiyo-nu, proletaryan›n iktidar› ele geçir-mesiyle son bulmaz. Çünkü, s›n›f-lar var olmaya devam etti¤i süre-ce, proletarya iktidarda olsa da,s›n›flar mücadelesi sürecektir.Dolay›s›yla proletarya, bu müca-deleyi de, partisinin önderli¤indeyürütecektir. Ta ki, s›n›flar›n orta-dan kalkt›¤› toplum biçimine ka-dar...

B‹LG‹

PART‹

Page 35: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Dünya halklar›n›n emperyalizme ve iflbirlikçilerekarfl› s›n›fsal ve ulusal temelde sürdürdü¤ü halk kurtu-lufl savafllar›n›n önderlerinden biriydi Manuel Marulan-

da Velez. Kolombiya Devrimci Silahl› Güçleri’nin(FARC) kurucusu, önderiydi.

Sosyalizm hedefiyle silahl› mücadeleyi bu kadaruzun süre kesintisiz sürdüren, dünyadaki say›s›z altüst olufllar›, karfl›-devrimci rüzgarlara karfl›n, nestratejisinden ne hedefinden vazgeçmeyen bir dev-rimci önder olarak, dünya halklar›n›n kalbinde vetarihte özel bir yeri haketti¤i muhakkakt›r. Yoldaflla-r› taraf›ndan yap›lan aç›klamada belirtildi¤i gibi,“6600 yy››ll bbooyyuunnccaa kkeessiinnttiissiizz bbiirr flfleekkiillddee ssiillaahhll›› mmüü--ccaaddeelleeyyii ssüürrddüürreenn” ender önderlerden biridir yer-yüzünde.

Marulanda Velez, 78 yafl›ndayd›. Kelimenin tamanlam›yla devrime adanm›fl bir ömürdü onunki. FARCkomutanlar›ndan Timoleon Jimenez taraf›ndan yap›lanaç›klamada, Marulanda Velez’in 26 Mart'ta kalp krizinedeniyle, yoldafllar›n›n kollar›nda öldü¤ü belirtildi.

Velez, 13 May›s 1930'da, Kolombiya'n›n Quindíobölgesinde bir köylü ailesinin çocu¤u olarak dünyayageldi. Gerilla hayat› oldukça genç yafl›nda bafllad› Ve-lez’in. 1188 yyaaflfl››nnddaa,, on dört kuzeniyle birlikte da¤laraç›kt› ve Liberal Parti’ye destek olan bir gerilla birimikurdu.

1948’den 1958’e kadar, on y›ll›k iç savafl boyuncaMuhafazakar Parti’ye ba¤l› unsurlarla mücadele etti.

1950’lerde Bogota’da polis taraf›ndan öldürülenManuel Marulanda Velez adl› bir komünistin ad›n› ald›.

Sonra Komünist Parti saflar›na geçti.

1964 May›s’›nda Kolombiya Devrimci Silahl› Güç-leri yani bugün daha yayg›n bilinen ad›yla FARC’›n ku-rulufluna önderlik yapt›. O günden bu yana, bu tarihselmisyonunu sürdürdü.

Yoldafllar› aras›ndaki ad›, "Tirofijo" idi; “att›¤›n› vu-ran” demekti bu kelime. Ama kuflku yok ki, onun as›lözelli¤i siyasal ve askeri anlamda, emperyalizme ve oli-garfliye darbeler vurmas›yd›; anti-emperyalist, anti-oli-garflik bir mücadelenin ve siyasi hareketin kurucusu,önderi olmas›yd›. Bugün FARC’›n 16-17 bin aras›ndagerillas› oldu¤u belirtiliyor.

Emperyalizm ve Kolombiya oligarflisi MarulandaVelez’in ölümünü büyük bir sevinçle karfl›lad›lar. Ko-mutan Marulanda’n›n ölümünü ne kadar büyük birflevkle istediklerinin kan›t›, bugüne dek 17 kez onunhakk›nda “öldü” flaiyas› ç›karmalar›ndan da belliydi. Okadar ki flimdi de Kolombiya devleti, Marulanda’n›n ce-sedine 2.7 milyon dolar verece¤ini aç›klad›. Genelkur-may Baflkan› Mario Montoya, “fiüphesiz, bizim için biramaç oldu. Bu cesedin teflhis edilmesi bizim için önem-li olacak” diyordu yapt›¤› aç›klamada. Gerçekte bu söz-ler, Kolombiya oligarflisinin, Amerika’n›n o kadar des-te¤ine ra¤men siyasi, askeri olarak altedemedikleri birdevrimci önder karfl›s›ndaki çaresizlikleridir. Tarihflimdiden Marulanda’n›n ad›n› onur ve gurur sayfalar›nakaydederek onu ölümsüzlefltirmifltir.

Say›: 148 35MARULANDA

“Manuel Marulanda Velez, insanl›k için ör-nek bir önderdi. 60 y›l boyunca kesintisiz bir fle-kilde silahl› mücadeleyi sürdürdü. Tehlikeli vegüç çat›flmalardan, büyük askeri imha operas-yonlar›ndan sa¤ olarak kurtuldu....

Böyle büyük bir önderimiz oldu¤u için gururduyuyoruz. Onurla, sayg›yla, büyük bir törenleu¤urlad›k... Binlerce FARC'l› ve Bolivarist mi-lisler sayg›lar›n› ifade etti.

Onun aleyhinde yürütülen çirkin medya sal-d›r›lar›na ra¤men milyonlarca Kolombiyal› vetüm dünyada milyonlarca insan onu sevdi, onade¤er verdi...

Tarihte, efli görülmemifl bir flekilde devrimciörgütlenmeye karfl› yürütülen en büyük gerici,kontrgerilla sald›r›lar›na karfl› görevimizi sürdü-rece¤iz. Kabul etti¤imiz plan›m›zla yolumuzadevam edece¤iz ve bu sald›r›lar›n üstesinden ge-lece¤imize inan›yoruz.

Savafla ara vermiyor, mücadelemize devamediyoruz.

Komutan Manuel Marulanda Velez, Halk ‹çinÖlmek Sonsuzlu¤a Dek Yaflamakt›r! Vatan›nmihrap önünde Zafere ant içiyoruz!"

Kolombiya da¤lar›ndan FARC-EPMay›s 2008

Marulanda VelezHalklar›n Mücadelesinde

Yaflayacak!

Page 36: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Devrimci ‹flçi Hareketi Bilgi Üni-versitesi Kufltepe Kampüsü’nde 25 Ma-y›s günü “1 May›s ve Taksim” ad›yla birpanel düzenledi. Panelde Taksim’inemekçiler için önemi, 1 May›s 2008’inde¤erlendirilmesi ve ç›kar›lacak derslertart›fl›ld›.

fifiaaii rr vveess ee nn dd ii kk aa cc ››HHaassaann BBiibbeerrArjantin’dekikay›p analar›-n›n, Türki-ye’de Cumar-tesi Analar›’-

n›n ve TAYAD’l› Aileler’in Abdi ‹pekçieylemiyle alanlar› nas›l kazand›klar›n›örnekleyerek iflçi s›n›f› için de Taksimönemli oldu¤unu belirtti.

AArrtt›› ‹‹vv-mmee DDeerrggiissiiYYaayy››nn KKuurr uu-lluu üüyyeessii vveeOO rrmmaann MMüü-hh ee nn dd ii ss iiMMeehhmmeett GGöö-

ççeebbee ise 1977 katliam›n› hat›rlatarakbafllad›¤› konuflmas›nda “emekçilerin 1May›s’› o alanda kutlama istekleri enmeflru istektir” sözlerine yer verdi. Gö-çebe ezilenlerin taleplerinin her zamanegemen s›n›flar›n ç›karlar›yla çat›flt›¤›n›vurgulad›.

EE ¤¤ ii tt ii mm --SSeenn 88 NNoolluufifiuubbee yyöönneettii-mmiinnddeenn BBeerrii-vvaann DDoo¤¤aannise “77 katli-am›n›n hesa-

b›n› sormak gerekiyor. Gasbedilen biraland›r Taksim. ‹ktidar için de halk içinde halk›n devrime yürüyüflünü durdur-maya yöneliktir bu bask›lar” sözleriyle

düflünceleri-ni paylaflt›.

Her y›l 1May›s geldi-¤inde devle-tin provokas-yon olacak,

olay ç›kacak dedi¤ini belirten DD‹‹SSKKYYöönneettiimm KKuurr uulluu ÜÜyyeessii ‹‹ssmmaaiill YYuurrttssee-vveenn 2008’in kazan›m›yla 2009 1 Ma-y›s’›nda da adalet isteyen, hukuk iste-yen taleplerimizle yürümek zorunday›zdedi.

AKP’yi yalanc›l›kla suçlayan ssaannaatt-çç›› BBiillggeessuu EErreennuuss, “Yalanc›” isimli flar-k›y› tüm dinleyicilerin söylemesini iste-di. Erenus’un konfederasyonlar›n tutu-munu elefltirerek “biz bu haldeysek bi-raz da onlar›n kendilerine olan güven-sizliklerinden kaynakl›d›r” sözleri alk›fl-larla karfl›land›. Erenus “1 May›s’ta 1dakikal›k düflünme duruflu öneriyorum‹flçi s›n›f› olmasayd› acaba ne olurdu”diye düflünülsün” dedi. Erenus’un “dev-rime inan›yorum. Bu ülke devrime la-y›kt›r” sözleri alk›fllarla karfl›land›.

Taksim’in emekçiler için meflru ol-du¤unu söyleyerek konuflmas›na baflla-yan EEyyüüpp BBaaflfl,, Taksim tart›flmalar› ve 1May›s’›n nas›l örgütlendi¤ini açarkenbaflta KESK olmak üzere sendikalar›nsözlerinde durmad›¤›n›, geri ad›m att›k-lar›n›, iktidar›n sald›r›lar› karfl›s›nda 1May›s Taksim kararl›l›¤›ndan uzaklafl-t›klar›n› anlatt›. Konfederasyonlar eyle-mi bitirirken devrimciler yan sokaktagaz yiyor, gözalt›na al›n›yordu. Meflru-lu¤umuzla bana kurflun atana, gaz atana

biz tafl ataca¤›z dedik. 1 May›s günü taflatt›k biz. 1 May›s günü tafl atmak çokmeflrudur” sözleri alk›fllarla karfl›land›.

Neden Tak-sim sorusunun“Neden Taksimde¤il?” soru-suyla birliktesorulmas› ge-rekti¤inin alt›n›çizen EE¤¤iittiimmSSeenn 11 NNoo’lluufifiuubbee BBaaflflkkaann›› YYuunnuuss ÖÖzzttüürrkk, 1 Ma-y›s’›n tarihsel özünü anlatarak konufl-mas›na bafllad›. Öztürk elefltirilere ceva-ben sendikalar›n 1 May›s’taki tutumla-r›nda kötü niyetli olmad›klar›n›, biroyun olmad›¤›n› ancak devlet konusun-daki yanl›fl ideolojik düflüncelerdenkaynakl› olarak geri davrand›klar›n› ifa-de etti.

DDeevv rr ii mm ccii‹‹flflççii HHaarreekkee-ttii’’nnddeenn SSaadd››kkEE rroo¤¤lluu iktida-r›n Taksim’iemekçilere ya-saklama gerek-çelerinin ikna edici olmad›¤›n› belirte-rek “Taksim’de ›srar etmek Anaya-sa’ya, yasalara baflkald›r›d›r” denildi¤i-ni bu yasada emekçilerin iradesi olma-d›¤›n› söyledi. Ero¤lu, devlet devlet ola-rak üzerine düfleni yapt›, peki biz yap-t›k m›? diye sordu. Öztürk’ün konuflma-s›na at›fta bulunan Ero¤lu sendikac›la-r›n yanl›fl tutumlar›n›n ard›nda devletgerçe¤inin yanl›fl kavran›fl›yla birliktedüzen içi tercihlerinde oldu¤unu söyle-di.

310 kiflinin kat›ld›¤› panelde dinle-yiciler de düflüncelerini dile getirdi.

Halk güçlerinin birleflti¤inde kendimefllu¤una inand›¤›nda ve ›srar etti¤in-de nas›l bir güç haline geldi¤ini ortayaç›kt›¤› belirtilen konuflmalarda devrimcianlay›fla sahip olundu¤unda kazan›labi-lece¤i ortaya konuldu.

36 1 MAYIS VE TAKS‹M 1 HHaziran 22008

1 May›s ve Taksim Paneli: TAKS‹M ADALET ‹STEMEN‹N ADIDIR

“Burda oolan bbiteni AAvru-pa’ya, AAvrupa BBirli¤i’ne flflika-yet eetmeyin. fifiikayetlerimizi iifl-çi ss›n›f›na yyapal›m. KKendimizeyapal›m. SSendikac›lar›n AAB’yeflikayet eedece¤iz ddemesi beniüzdü. BBiz kkendimize ggüvenebi-lirsek ççok ggüçlü ooluruz.”

(Bilgesu Erenus)

“O hesab›n ssorulmas›ndankorkuyorlar. OO yyolun aaç›lma-s›ndan kkorkuyorlar. BBize mmar-jinal ddiyenler halk›n kkarfl›s›n-da bbinlerce ppolisi yy›¤anlard›r.”

(Eyüp Bafl)

“Adalet iistemeye-lim iistiyorlar. TTaksimadalet iistemenin aad›-d›r.”

(Sad›k Ero¤lu)

“Katliamlara kkarfl›ç›k›ld›¤› iiçin TTaksim’esahip çç›k›l›yor. TTak-sim’i iistemek ppolitikve aahlaki bbir sorun-dur.”

(Yunus Öztürk)

“Ça¤dafl ssendika-c›l›kla, ssivil ttoplumlakendilerini iifadeedenler düzen iiçi ççö-züm aarayanlard›r.”

(Hasan Biber)

“Orda çç›k›p oo kkat-liam›n hhesab›n› ssora-ca¤›z ddedi¤inizde ddev-let çç›ld›r›yor.”

(Mehmet Göçebe)

“Taksim yasa¤›devrimci ggüçlerin bbi-raraya ggelmesindenduyulan kkorkudur.”

(‹smail Yurtseven)

“1 MMay›s iiflçi ss›n›-f›n›n ttüm ttaleplerinikucaklayan bir gün-dür.”

(Berivan Do¤an)

Page 37: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Say›: 148 37EMEK

Ek DDers HHakt›rGasbedilemez!

Antalya E¤itim-Sen fiubesi üyeleri23 May›s’ta “Ek Ders Ücretime Do-kunma” pankart› açarak ek dersleringeri al›nmak istenmesini protesto etti-ler.

Antalya Defterdarl›k önünde top-lanan sendika üyeleri ve yöneticileriAntalya ‹l Milli E¤itim Müdürlü¤ü’netepkilerini dile getirdiler. NurettinSönmez’in yapt›¤› aç›klamada “Hü-kümet ve Milli E¤itim Bakanl›¤›, e¤i-tim emekçilerinin kazan›lm›fl haklar›-n› gasbetmekte s›n›r tan›m›yor. Ba-kanlar Kurulunun yeni karar› ile sevkalan e¤itim emekçilerinin ek ders üc-retlerini gasbeden düzenlemeye geridönüldü” denilerek hükümetin ek dersücretleriyle ilgili gaspç› tutumlar› tefl-hir edildi.

���

‹stihdam PaketiDert Paketidir

Uzun zamand›r gündemde yerinialan “‹stihdam paketi” olarak bilinenkanun tasar›s› 16 May›s’ta TBMM’ndekabul edilerek kanunlaflt› ve Resmi Ga-zete’de yay›nlanarak yürürlü¤e girecek.

Kanunla ilgili yaz›l› bir aç›klamayapan Tekstil ‹flçileri Yard›mlaflma VeDayan›flma Derne¤i, düzenlemeyi “‹s-tihdam Paketi De¤il Dert Paketi” olaraknitelendirdi. ‹stihdam paketinde iflçile-rin lehine olabilecek çal›flma flartlar›naiyilefltirme getirecek bir maddenin ol-mad›¤›na dikkat çekildi¤i aç›klamada“patrona göre angarya iflçiye göre zo-runluluk ve ihtiyaç olan hemen hemenbütün yükümlülükten patronlar kurtulu-yor” denildi. SSGSS Yasas›, k›dem taz-minat› ve istihdam paketleriyle iflçilerinhaklar›n›n tek tek ellerinden al›nd›¤›nade¤inilen aç›klamada sald›r› yasalar›nakarfl› ç›kman›n gereklili¤i vurgulanarak“Buna karfl› olmak iflçilik bilinci falande¤il insanl›k borcudur. Buna karfl› ol-mak çocuklar›m›za karfl› sorumlulu¤u-muzdur” sözlerine yer verildi.

Büro Emekçileri Sendikas› üye-leri “Eflit ‹fle Eflit Ücret” talebiyle6 Haziran’da Ankara’da bir eylemyaparak taleplerini dile getirmeyehaz›rlan›yor.

28 May›s günü ‹stanbul’daki ‹s-tanbul Defterdarl›¤› önünde bas›naç›klamas› yapan BES’liler Anka-ra’da Maliye Bakanl›¤› önünde ya-pacaklar› eyleme destek ça¤r›s› ya-parken AKP’nin politikalar›n› daelefltirdiler.

“Eflit ‹fle Eflit Ücret ‹çin 6 Hazi-ran’da Ankara’day›z, PerformansÜcreti De¤il, ‹nsanca Yaflanan Üc-reti ‹stiyoruz, Çal›flanlar Aras›ndaAyr›mc›l›¤› Körükleyen Uygula-malar Son Bulsun” dövizleriyle ta-leplerini dile getiren BES üyeleriad›na ‹stanbul 2 No’lu fiube Baflka-

n› Nevin Kaplanbir aç›klama ya-parak hükümetinuygulad›¤› poli-tikalarla kamuhizmeti de¤il

“kar” ve “piyasa de¤erleri” insande¤il, müflteri-mükellef odakl› birçal›flma yaflam› öngörülerek, kö-lelik koflullar›n›n dayalt›ld›¤›n›belirtti. Eyleme 100 kifli kat›ld›.

���

BES üyeleri Ankara’daki sen-dika genel merkezlerinde de ya-flanan sorunlarla ilgili 22 Ma-y›s’ta bir bas›n toplant›s› gerçek-

lefltirdi. Genel Baflkan Osman Bi-çer’in okudu¤u aç›klamada yeni-den yap›land›rma ad› alt›nda ortayakonulan tüm yasal düzenlemelerinhalk›n gelece¤ini karartt›¤› ifadeedildi.

‹fade özgürlü¤ünün k›s›tland›-¤›na vurgu yapan Biçer, son dö-nemlerde temel insan haklar›na yö-nelik ihlallerin artt›¤›n›, SES MYKÜyesi Meryem Özsö¤üt ve TÜM-T‹S yöneticilerinin hala tutuklu bu-lundu¤unu kaydetti.

BES üyelerinin “Eflit ‹fle EflitÜcret” talebiyle 6 Haziran günüMaliye Bakanl›¤›’na taleplerini ile-teceklerini söyleyen Biçer tüm de-mokratik kitle örgütlerini eylemekat›lmaya ça¤›rd›.

BBEESS’’lliilleerr YYaaflflaadd››kkllaarr››SSoorruunnllaarraa DDiikkkkaatt ÇÇeekkttii!!

D‹SK Genel Baflkan› SüleymanÇelebi Sendikalar Yasas› ve Toplu ‹flSözleflmesi Grev ve Lokavt Kanun-lar›nda De¤ifliklik yap›lmas›na ilifl-kin kanun teklifini 27 May›s günüD‹SK Genel merkezi’nde yapt›¤›bas›n toplant›s›yla de¤erlendirdi.

Sendikalar ve Toplu SözleflmeYasa Teklifinin sendikal özgürlükle-rin gereklerini karfl›lamad›¤›n› dilegetiren Çelebi “Anayasa de¤iflikli¤i-ne ra¤men; hala belge-bilgi eksikli-

¤ine dayal› olarak sendika kapatma-y› öngören; ‹flkollar›n› uluslararas›objektif standartlara göre de¤il, sen-dika ve konfederasyonlar›n özneldurumlar›na göre belirleyen; sendi-kal hak ve özgürlüklerin kullan›lma-s›n› engelleyen barajlar› koruyan;toplu Sözleflme hakk›n›; tüm iflçile-rin kullanabilece¤i bir hak olarak ta-n›mlamayan, Y›llar süren yetkiuyuflmazl›klar›na çözüm getirme-yen; genel grev, hak grevi dahil bü-tün grev engellerini ve yasaklar›n›,grev ertelemelerini, zorunlu tahkimikoruyan bir yasa reform olarak nite-lendirilemez” diyerek yasa tasar›s›-na karfl› mücadelelerine devam ede-ceklerini ifade etti.

Sendika Yasas›Grev Yasaklar›n›Koruyor

Page 38: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Afla¤›daki haber bafll›klar›, 2008y›l›n›n may›s ay›n›n sadece üç gü-nünün gazetelerinden al›nm›flt›r:

** KKuurraakkll››kk ççiiffttççiiyyii ddee,, hhaayyvvaann--cc››yy›› ddaa vvuurrdduu..

Diyarbak›r’›n Bismil ve Ç›nar il-çelerinde ekili alanlar›n yüzde 90’›kurakl›ktan zarar gördü. Hayvanc›-l›kla u¤raflanlar, Do¤u Anadolu’da-ki meral›k alanlara göç etmeye bafl-lad›.

** BBaarraajjllaarrddaakkii doluluk oran›yüzde 39’a geriledi.

** ÇÇaannkk››rr››''ddaa kurakl›k alarm›;Çank›r› Ziraat Odas› Yönetim Ku-rulu Baflkan› Nejat Gamzeli, arpa vebu¤day tarlalar›n›n küresel ›s›nmanedeniyle kurudu¤unu belirterek,kurakl›¤›n göçe sebep olabilece¤inisöyledi.

** KKuurraakkll››kk ssaannttrraallllaarr›› ddaa vur-du... Hidroelektrik santrallar›nda sumiktar›n›n azald›¤›, bunun da elekt-rik üretiminde düflüfle neden olaca¤›belirtildi.

** ÇÇuukkuurroovvaa''ddaa kkuurraakkll››kk biçer-dövercileri vurdu...

Çorum'un ‹skilip ‹lçesi’ndenMersin'in Tarsus ‹lçesi’ne gelen ve25 gündür siftah dahi yapamad›kla-r›n› belirten biçerdöverciler, ceple-rindeki paran›n tükendi¤ini, periflandurumda olduklar›n› söylediler.

** SSiillvvaann''ddaa kkuurraakkll››kk ggööççüü bafl-lad›... Güneydo¤u'da yaflanan yer vegöl kurakl›¤›ndan dolay› bölgedebirçok çiftçi ma¤dur olurken, çiftçi-ler, zararlar›n› karfl›lamak için bat›illerine çal›flmaya gittiler.

SSoorruunnuunn cciiddddiiyyeettiiAAKKPP’’nniinn cciiddddiiyyeettssiizzllii¤¤iiYukar›da s›ralanan haberler üze-

rinde fazlaca yorum yapmaya gerekyok. Kurakl›k, yaln›zca ekonomikolarak de¤il, ekonomik, sosyal, kül-türel her aç›dan büyük sorunlar ya-

ratan bir sorun. Kurakl›k, sadeceköylüleri de¤il, tüm toplumu etkile-yen bir sorun ayn› zamanda.

Ve iflte gazetelerde yukar›dakihaberlerle ayn› günde bir haber da-ha vard›:

““ÇÇiiffttççiilleerree mmüüjjddee””;;

Evet, aynen böyle yaz›yordubafll›klarda. Tar›m ve Köyiflleri Ba-kan› Mehdi Eker, kurakl›ktan etkile-nen çiftçilerin borçlar›n›n faizsizolarak 1 y›l ertelenece¤ini... aç›kla-m›flt›.

Oysa sorun bunun ötesinde.

Kurakl›k sorunu, çiftçi borçlar›-n›n “faizsiz olarak 1 y›l ertelenme-siyle” çözülecek bir sorun de¤ildir.‹ktidar, sorunun esas›n› tart›flmak-tan kaç›yor.

AKP’nin sorundan kaç›fl› da,ciddiyetsizli¤i de yeni de¤il.

Tarih 2 fiubat 2007’ydi.

Çevre ve Orman Bakan› OsmanPepe, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-kan› Hilmi Güler ve Tar›m Köyiflle-ri Bakan› Mehdi Eker, halk›n karfl›-s›na geçip kelimesi kelimesine flöy-le demifllerdi:

""TTüürrkkiiyyee''ddee flfluu aannddaa bbiirr kkuurraakk--ll››kk tteehhlliikkeessii yyookk.. KKuurraakkll››kk eeyylleemmppllaann›› hhaazz››rrll››yyoorruuzz.. AAnnccaakk bbuu bbuu--ggüünn iiççiinn ddee¤¤iill 2255 yy››ll ssoonnrraass›› iiççiinn......""

‹flte AKP’li bakanlar›n bir y›l ön-ceki aç›klamas› ve iflte bir y›l sonragiderek artan kurakl›k haberleri.

AKP’nin nas›l bir iktidar oldu-¤unu, halka nas›l yalan söyledi¤inianlatan bundan daha aç›k bir örnekbulunamaz san›r›z.

“Kurakl›k tehlikesi yok” diyerekalenen yalana baflvuruyorlar... Dün-yada ve ülkemizde, sorun çok bü-yük ve vahim boyutlardad›r. Ve el-bette sorunun kayna¤›nda yine em-peryalistlerin iflbirlikçileriyle birlik-te gerçeklefltirdi¤i ya¤ma ve talanvar..

GGeelliirr ddaa¤¤››ll››mm››nnddaakkii ttaabblloonneeyyssee,, ssuu’’ddaa ddaa oo!!Yeryüzünün yyüüzzddee 7700’i su ile

kapl›. Ancak göller, nehirler, yeralt›sular›, buzullar gibi tatl› su kaynak-lar›, dünyada bulunan tüm suyun sa-dece yüzde 2.5’unu oluflturuyor.

Bu yüzde 2.5’luk su ise, vahflikapitalizmin sonucunda gerekti¤iflekilde temiz ve verimli kullan›la-m›yor.

SSoonnuuçç:: Dünyam›zda 22..66 mmiillyyaarrkkiiflflii,, hijyen için gerekli suyu bula-m›yor. 1.2 milyar insan güvenli iç-me suyundan yoksun. Temiz sudanyoksun toplam 3.8 milyar insan›ndünyan›n yoksullar› oldu¤unu be-lirtmek gereksiz elbette.

HHeerr yy››ll kirli sular›n yol açt›¤›hastal›klardan 22..22 mmiillyyoonn iinnssaannölüyor.

HHeerr ggüünn 3 bin 900 çocuk, kirlisu yüzünden ölüyor, ayn› nedenleher 8 saniyede bir bebek can veri-yor.

2.4 milyar insan›n su ar›tma tesi-si yok. Dünya nüfusunun yüzde 40’›su s›k›nt›s› çekiyor.

Burada belirtilen milyonlar›n,milyarlar›n da elbette hep yyookkssuullllaarroldu¤u belli. Adaletsizlik buradasomutlafl›yor: Suyu kirletenler zzeenn--ggiinnlleerr,, temiz su bulamayanlar iseyyookkssuullllaarr......

Devam ediyoruz SSUU’’ddaakkii ada-letsizli¤in tablosuna. Bak›n, dünya-da kullan›lan suyun yüzde 85’inidünya nüfusunun sadece yüzde12’si tüketiyor. (Aynen ggeelliirr ddaa¤¤››ll››--mm››nnddaakkii ggiibbii bir bozuk piramit desu’da sözkonusu.) Bu yüzde 12’nintamam›na yak›n›n›n emperyalist ül-kelerde oturan nüfus oldu¤unu tah-min etmek zor de¤il elbette.

ABD’de ortalama su kullan›m›ggüünnddee 557755 lliittrree.. Bu rakam Avru-pa’da ggüünnddee 220000--330000 litre iken, sö-mürge, yeni sömürge ülkelerde ya-flayan halklar›n beflte biri, “insanhakk›” olarak kabul edilen günde enaz 2200 lliittrree ssuuyyuu bbuullaamm››yyoorr..

Bilimsel hesaplamalarda 2032’de dünya nüfusunun yar›s›n›n içe-

38 SU/ ADALETS‹ZL‹K 1 HHaziran 22008

S U’daki eflitsizlik ve adaletsizlik!

Page 39: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

cek su bulamayaca¤› öngörüsü ya-p›l›yor. Bu nüfusun hangi ülkelerinnüfusu olaca¤›n› tahmin etmek dezor de¤il.

DDüünnyyaamm››zz›› ““››ss››ttaann”” eemmppeerryyaalliisstt ddüüzzeennBugün birçok bilimsel araflt›r-

mada “iklim de¤iflikli¤i, kurakl›k,erezyon, biyoçeflitlilik kayb›, g›dagüvenli¤i, susuzluk”, 21. yüzy›l›nen önemli tehlikeleri aras›nda say›-l›yor.

Kurakl›k ve su s›k›nt›s› daha bu-günden dünyan›n en önemli sorun-lar›ndan biri haline geldi. “Küresel›s›nma” kavram›n›, “kurakl›k tehli-kesi”ne dair aç›klamalar› s›k s›k du-yuyoruz bu s›ralar.

Bakal›m nas›l ›s›n›yor dünya:

Dünyan›n atmosfere yak›n yüze-yinin ortalama s›cakl›¤› son yüzy›l-da 00..77 ile 11..55 derece aras›nda art›flgösterdi. Is›nmaya petrol ve kömürgibi yak›tlardan ç›kan gazlarla di¤ersanayi ve at›k gazlar› neden oluyor.

Da¤larda görülen buzullar ve karörtüsü azal›yor. (ülkemizde CiloDa¤lar›’nda 2200 bbiinn yy››llll››kk buzullareriyor mesela.)

Buzullar›n tamam› yüzy›l›n ikin-ci yar›s›nda eriyecek. Bu durum ik-lim de¤ifliklikleri ve tropikal f›rt›na-lar›n yo¤unlu¤unda art›fla nedenolacak. Dünya tar›m alanlar›n›nyüzde 70’i de ççöölllleeflflmmee tteehhlliikkeessii al-t›nda bulunuyor.

Küresel ›s›nma nedeniyle bitki-lerin yüzde 10’unun nesli tükenmetehlikesi alt›nda bulunuyor.

2050’lerde, vahfli yaflam›n yüzde15 ile 37’si yok olma tehlikesiylekarfl› karfl›ya olacak. Önlem al›n-mazsa, bir milyon hayvan türününnesli tükenebilir.

Dünya 22 ddeerreeccee ddaahhaa ››ss››nndd››¤¤››nn--ddaa ssuu ss››kk››nntt››ss›› bbaaflflllaayyaaccaakk..

‹nsanl›¤› do¤rudan ilgilendirende iflte bu sonuç.

Peki kim bu ›s›nman›n sorumlu-su? Daha çok kar elde etmek içinhiçbir önlem almayan kkaappiittaalliissttlleerr--ddeenn ddaahhaa ffaazzllaa kkiimm zzaarraarr vveerreebbii--

lliirr ddoo¤¤aayyaa??.... “Kurakl›k gelecek”diye güya toplumu uyaranlar, “ta-sarruf yap›n” diye ça¤r›larda bulu-nanlar de¤il mi as›l sorumlular?

Dünyay› yaflan›lmaz hale getir-mifllerdir ve flimdi de ikiyüzlüce yi-ne onlar bu durumdan flikayetçi gö-rünmektedirler.

Evet ikiyüzlüdürler; su kaynak-lar›m›z› kurutan onlar; milyonlarcainsan› susuzlu¤a mahkum eden on-lar; k›s›tl› su kaynaklar›n› kendileriiçin yeni bir kkaazzaannçç kkaapp››ss››nnaa çevi-ren de onlar ve hiçbir zaman su s›-k›nt›s› çekmeyen de yine onlar..

DDoo¤¤aann››nn yyaa¤¤mmaass›› vvee ttaallaann››nnddaa dduurr dduurraakk yyookk!!Ülkemizde kullan›labilen su

miktar›, y›ll›k çekilebilen 12.2 kilo-metreküp yeralt› suyu ve y›ll›k tü-ketilebilen 95 kilometreküp yerüstüsuyu olmak üzere 107.2 kilometre-küptür.

Kullan›m amaçlar›na göre suyunyüzde 74’ü sulama, yüzde 16’s› iç-me kullanma, yüzde 10’u ise endüstriyel kullan›m suyu olarak de¤er-lendiriliyor.

Dünya ortalamas› 7 bin metre-küp olan kifli bafl›na tatl› su oran›,Türkiye için 11443300 mmeettrreekküüpp..

Durumun her geçen gün kötüyegitti¤i de ortada. Peki ülkemizde neoluyor:

‹flte bir örnek; geçen hafta mec-listen geçen TTuurriizzmm TTeeflflvviikk YYaassaa--ss››’yla bafllang›çta en az 110000 bbiinnhheekkttaarr aallaann,, oorrmmaann oollmmaa öözzeellllii¤¤ii--nnii kkaayybbeeddeecceekk...... Bir yanda çölle-flen Anadolu, bir yanda çölleflmeyiteflvik eden yeni yasalar...

Ülkemiz çöllefliyor. Bu bilimselaraflt›rmalara bile gerek kalmaks›-z›n ç›plak gözle görülür bir olgu bu.Rakamlar ortada: 6655 ggööllüünn yyaarr››ss››kurudu... Türkiye’de 20. yüzy›l bo-yunca 1 milyon 300 bin hektarl›kgöl ve sulak alan kurutularak kay-bedildi... ÜÜsstteelliikk kurutmaya, boz-maya devam ediliyor.

26 May›s günkü gazetelerde birhaber daha vard›: ““BBuurrdduurr ggööllüünn--ddeekkii aaflfl››rr›› kkiirrlliilliikk nedeniyle sadece

bu göle özgü bir bal›k olan binlerce“Burduricus” türü bal›k ölerek k›y›-ya vurdu. Göle, 18 y›ldan beri Bur-dur’un kanalizasyon at›klar›, 12 y›l-dan bu yana da sanayi bölgesininkimyasal at›klar› at›l›yor. Çok de¤il,30 y›l önce insanlar›n yüzebildi¤ibir yer olan gölün, art›k k›y›s›ndabile durulam›yor.”

3300 yy››ll öönnccee yyüüzzüülleebbiilleenn.... Mimkoyun bu rakama.

Gerçekte bu, kurutulan onlarcagöl, kirletilen onlarca ›rmak içinsöylenebilecek bir cümle..

3300 yy››ll öönnccee....

Milat, 11998800’dir.

Milat, emperyalizm ve iflbirlik-çilerinin planlar›n›n pervas›zca ha-kim k›l›nmas›d›r. 24 Ocak Kararla-r›, 12 Eylül Cuntas›, ANAP iktidar›,bu sürecin halkalar›d›r. Bu 30 y›l,emperyalist ya¤ma ve talan›n dünyaçap›nda en pervas›z dönemidir.

Uygulanan emperyalist politika-larla dünyam›z ve ülkemiz çölleflti-riliyor. Su kaynaklar›m›z kurutulu-yor. Bir bilim adam›n›n (mühendisOrhan Akalp) makalesinde flöyledeniyor: “Biz bencil ve fl›mar›k in-sano¤lu, hiç düflünmeden yirmi mil-yon y›ld›r depolanm›fl fosil enerjiyi,yüz y›ldan k›sa zamanda, neredeysebitirecek flekilde harcad›k. Hem debunu medeniyet göstergesi sayarak.fiimdi a¤lamaya bafllad›k. Yaz›lan-lardan ve dünyada üst üste yay›nla-nan raporlardan anlafl›ld›¤›na göre,su konusunda da çok a¤layaca¤›z.”

Emperyalizm ça¤›, ayn› zaman-da bir ya¤ma ve talan ça¤›d›r.

‹nsanl›¤›n su s›k›nt›s› çekece¤ibir kurakl›k var gündemde. Emper-yalistler ekonomik krizlerde, savafl-larda oldu¤u gibi, faturay› yoksulhalklara ödetmek isteyecekler, bunahiç flüphe yok. Buna izin vermeme-liyiz. Açl›¤›n, yoksullu¤un, susuz-lu¤un olmad›¤› bir ülkede yaflamakhakk›m›zd›r; bu hakk› emperyalis-tlerin insaf›na, icazetine s›¤›narakkazanamay›z. E¤er onlara kal›rsak,yukar›daki rakamlar, gerçekleraç›kt›r; bizi bir damla suya hasretb›rak›rlar..

Say›: 148 39SU/ ADALETS‹ZL‹K

Page 40: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

40 NAZIM 1 HHaziran 22008

fiair Naz›m Hikmet’in flairli¤ininbüyüklü¤ü, ustal›¤› konusunda kim-senin itiraz› yoktur. Olamaz da. Fa-kat kimileri, onun bu özelli¤iyleonun ideolojisini bilinçli, sistemlibir flekilde birbirinden koparmak is-ter. Baflka bir Naz›m tablosu çizer-ler bize. Hiç kuflku yok, y›llard›r ol-du¤u gibi, bu ölüm y›ldönümündede tan›k olaca¤›z böylesi yaz›lara veanlat›mlara.

““BBüüyyüükk flflaaiirr NNaazz››mm””,, ssoossyyaalliissttiiddeeoolloojjiissiinnddeenn kkooppaarr››llaammaazz;; Ha-yat›n çeflitli alanlar›ndaki devrimcikadrolar›, önderleri, örnek insanlar›,ideolojisinden koparmak, burjuva,küçük-burjuva çevrelerde adeta birmodaya dönüfltürüldü. Tarihsel kifli-likleri de, “kendi kabul edebilecek-leri” kal›plara sokmaya çal›fl›yorlar.Yak›n zamanda bunun bir örne¤ineDeniz Gezmifller nezdinde bir kezdaha tan›k olduk. NNaazz››mm ddaa y›llar-d›r evlilikleri veya birkaç fliir ve ya-z›s›ndan hareketle burjuva ve kü-çük-burjuva çevrelerce bir kal›basokulmaya çal›fl›l›yor; oysa o Na-z›m ki, ne evliliklerine, ne “Na-z›m’›n kad›nlar›”na, ne “Stalin elefl-tirisine” indirgenemeyecek bir flair-dir. Çünkü kendisi der ki, ‘‘‹‹yyii bbiirrssaannaattkkaarr››mm vvee bbuunnuu hheerr flfleeyyddeenn öönn--

ccee iiddeeoolloojjiimmee bboorrççlluuyyuumm..’’

Solun de¤erlerine sald›rmak, ode¤erleri afl›nd›rmak, törpülemek,bbuurrjjuuvvaazziinniinn ddüünnyyaass››nnddaa ssoollccuu--lluukk yyaappaannllaarr››nn de¤iflmez tutumuhaline gelmifl durumda. Silahl› mü-cadele temelinde bir mücadele stra-tejisini savunan, bunu hayata geçir-mek için tamamen askeri niteliktebir örgütlenmenin kurulufluna ön-derlik etmifl bir devrimcinin “kim-seyi vurmam›flt›” diye kiflili¤inden,siyasi düflüncelerinden kopar›lmas›-na, son nefesine kadar sosyalizmiyazm›fl bir flairin bir “aflk flairi” gibisunulmas›na, kendini sol olarak

gösteren kimileri ortak olsa da, bu-topraklar›n devrimcileri buna aslaizin vermeyecekler.

Düflünün ki, hapishanelerde oli-garflinin politikalar›n›n en önemliamaçlar›ndan biri, devrimcileri ssii--yyaassii kkiimmlliikklleerriinnddeenn,, iinnaannççllaarr››nn--ddaann kkooppaarrmmaakk de¤il miydi?

““SSooyyuunn ddeeddii ddüüflflmmaann iinnaannççllaa--rr››nnddaann”” diye ifade edilen zihniyet-le, Cheler’i, Denizler’i, Naz›mlar’›ideolojilerinden kopar›p onlar› yenibir kal›ba sokmaya çal›flanlar›n yap-t›¤› aras›nda ne fark var?

KKoommüünniisstt oolldduumm!!Kavgan›n ozan›yd› o. Çünkü

hem kavgay› yazm›flt›, hem hayat› okavgan›n içinde geçmiflti. Dizele-rinde sosyalizmi savunman›n bede-lini, yaflam›n›n her döneminde öde-di. Hala da bedel ödemeye devametti¤ini söyleyebiliriz; çünkü her nekadar art›k gericiler, faflistler bileonu reddedemese de, o hala pekalayasaklanabilmekte, hala “sak›ncal›”görülmektedir..

Naz›m’›n fliirlerini anlamak vede¤erlendirmek, salt ““eeddeebbii”” bir iflolamaz. Onu ö¤renmek, anlamak,sadece onun “kiflisel yaflam öykü-

sü”ne de indirgenemez. Onun dü-flüncesini, ideolojisini, yaflam›nayön veren büyük hhüürrrriiyyeett ddaavvaass››nn››anlamadan onun edebiyat› da anla-fl›lmaz.

“Benim kuvvetim : bu büyük dünyada yaln›z olma-

makl›¤›md›r. Dünya ve insanlar› yüre¤imde s›rilmimde muamma de¤ildirler.

Ben kurtar›p kellemi nida ve sual iflaretlerinden,

büyük kavgada aç›k ve endiflesiz

girdim saf›ma.”

Hayat›na bakarsak, ordu ve za-man›n yönetici çevresinden bir aile-nin çocu¤udur. Babas›, dedesi, za-man›n “ayd›nlar›” olarak da nitelen-dirilebilir. Bu yüzden çocuklu¤undaedebiyatla, sanatla tan›flma imkan›bulmufltur. Aile çevresini bir fliirin-de flöyle anlat›r:

... Babamyüksek memur s›n›f›nda,

paflazadeymifl kendisi, Ben s›n›f de¤ifltirip komünist oldum.

l. Paylafl›m Savafl› y›llar›nda,emperyalistler ülkemizi iflgal ettik-leri zaman, 17-18 yafllar›ndaki Na-z›m Hikmet, fliirlerinde yurtseverlikhayk›rmaktad›r. Ulusal KurtuluflSavafl› Anadolu'yu sard›kça, iflgalalt›ndaki ‹stanbul'da bulunan birçokilerici küçük burjuva ayd›n ve gençsubaylar, savafl›n sürdü¤ü Anado-lu’ya geçmektedir.

Naz›m da üç arkadafl›yla beraberAnkara'ya gitmeye karar verir.l92l’de, Kuvayi Milliye’ye silah gö-türen bir kaçakç›yla anlaflarak yolaç›karlar... ‹lk duraklar› ‹nebolu’dur.Burada, Ankara'dan izin bekledikle-ri l5 gün, Naz›m Hikmet'in önündeyeni bir dünyan›n aç›ld›¤› günlerdir.‹lk defa topra¤› iflleyen Anadoluköylüsünü görür. ‹lk defa yaratanellerin hünerlerinin ve gücünün far-k›na var›r. Ve sosyalist düflüncelerleilk defa burada karfl›lafl›r. ‹lk durakolan ‹nebolu, Ankara'dan izin iste-yen baflka insanlarla doludur. Bun-lar›n aras›nda Almanya'dan gelengenç ö¤renciler de vard›r. Bu gençgrup SSppaarrttaakkiissttlleerr’’ddeennddii.. Genç

‘‹‹yyii bbiirr ssaannaattkkaarr››mm vveebbuunnuu hheerr flfleeyyddeenn öönncceeiiddeeoolloojjiimmee bboorrççlluuyyuumm..’’

oonnllaarrıı iiddeeoolloojjiilleerriinnddeenn

kkooppaarrttaammaazzssıınnıızz!!

Page 41: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Say›: 148 41NAZIM

Naz›m, bu ö¤rencilerden sosyalizmiö¤renir. Sosyalizme ilgisi ve hay-ranl›¤› daha o gündendir. Bu hay-ranl›k büyüyerek devam edecektir.

1920’lerin bafl›nda Frans›z dev-rimi ve sosyalizmi ö¤renmek içinönce Almanya’ya gitmeye niyetle-nir; ama o s›ra ö¤retmenlik yapt›¤›Bolu’da, bu düflüncesini açt›¤› A¤›rCeza Mahkemesi Baflkan Ziya Hil-mi, Naz›m’a flöyle der: "Komflu-muzda Frans›z ihtilalinden dahabüyük bir ihtilal oluyor. Almanya'yagidece¤imize gelin hep birlikte Sov-yetler Birli¤i’ne gidelim."

Ve giderler.

Bolflevik partililerle, Sovyetflairleriyle tan›fl›r orada. S›n›flar sa-vafl›yla yeni pencereler aç›l›r önün-de. Onun flairane ruhu, iflte oradaMarksizm-Leninizm’in bilgeli¤iyledolmaya bafllar. Eflsiz fliirlerinin alt-yap›s› sosyalizmin inflas›ndan bes-lenecektir art›k.

KKaavvggaayyaa ddaavveett vvee DDaavveettii kkaabbûûll......Naz›m, tekrar Türkiye’ye döner

ve fakat art›k savundu¤u düflünce-ler, ülkesinde art›k bitmez tüken-mez bask›larla karfl› karfl›ya kalma-s›n›n da nedeni olacakt›r.

Vars›n olsun der; y›lmaz, dön-mez yolundan. Çünkü temeli sa¤-lamd›r. Kendi deyimiyle yolunu s›-n›f savafl› çizmifltir zaten:

“Burjuvazikavgaya davet etti biziDavetleri kabûlümüzdür.”

fiiirleri evrenseldir Naz›m’›n..Tüm insanl›¤› kavgaya ça¤›r›r. Her-hangi bir kavga de¤ildir onun ki;ssöömmüürrüünnüünn oollmmaadd››¤¤›› bir dünyan›nkavgas›d›r.

Böyle oldu¤u için de ülkesindeyasakl› bir flair olur. Ülkesinde öz-gürce yaflayamaz ama ülkesinin ha-pishaneleri aç›kt›r ona; 13 y›l›n› ge-çirir hapishanelerde. Ülkesindekison kitab› ““fifieeyyhh BBeeddrreeddddiinn DDeessttaa--nn››””, 1936’da yay›nlan›r. 1938’dedüzmece bir davayla tutuklan›p yar-g›lan›r.

fiiirlerinin ve yaz›lar›n›n tek bir

sat›r› bile yay›nlanmaz sonraki oy›llarda. De¤il fliirlerini yay›nla-mak, bir kopyas›n› ç›kar›p yan›ndatafl›mak bile yasak ve dahi büyüksuçtur. O ülkesinden, halk›ndan,tafltan, topraktan, denizden, akarsu-dan, kufltan, her fleyden tecrit edil-mifltir. Ama hayattan ve davas›ndantecrit edilememifltir. Kuflat›lm›fll›¤›-n›n tam tersi oranda tan›n›r ve sevi-lir. Demir kap›lar ard›ndan büyükbir halk ve vatan sevgisiyle yanartutuflur ve üretmeye devam eder.

“Memleketimden insan manza-ralar›” adl› eserinde ülkemizinbirçok bölgesinden kad›n› erke¤i,çocu¤u genci yafll›s›yla her meslek-ten insanlar vard›r. Tek ortak yanla-r›, ayn› s›n›ftan yani ezilenlerden ol-malar›d›r. Ve onlar, ülkenin ço¤un-lu¤unu olufltururlar. Naz›m bir avuçaz›nl›¤›n de¤il, iflte onlar›n flairidir.

Sömürücü gerici iktidar›n tümgayreti, Naz›m’› unutturmak ve yoketmektir. Fakat Naz›m ideolojisiyledirenir. Ne hakk›nda aç›lan davalar,ne karalamalar, onun direniflini afla-maz.

HHeeyy sseerrsseemm bbaayyaannSadece hapishane y›llar›nda de-

¤il, hayat›n›n her döneminde birçokkaralamalara, suçlamalara maruzkalm›flt›r.

Onun fliirinin gücüyle baflede-meyenler “fliiri iyi ama ideoloji-si...” derler. 1970’lerin Mahirler’i,Denizler’i, ‹bolar’› için “ideallerigüzeldi ama, stratejileri...” dedikle-

ri gibi...

Yazar Halide Edip Ad›var’›n,Naz›m’› “ideolojisiyle birlikte fliiride bitti” diye elefltirmesi, elefltirir-ken yine de “fliirini iyi, ideolojisinikötü buldu¤unu” söylemesi üzerineNaz›m ona flu cevab› verir:

“... Sonra ve belki hepsinden ön-ce ‘ideoloji’ meselesine güldüm.Hey sersem bayan, dedim, ben dahide¤ilim, fakat iyi bir sanatkar›m vebunu her fleyden önce ideolojimeborçluyum. E¤er sizin iyi sanatkar-lar›n›z yoksa, ideolojinizin bugünart›k iyi sanatkara muhteva olama-yacak kadar tefessüh (bozulma, çü-rüme) etmifl olmas›ndan gelir.”

Bask›lar, yasaklar, a¤›r cezalartehdidi alt›nda Sovyetler Birli¤i’negidifli, “vatan hainli¤i” ile suçlan-mas›na gerekçe yap›l›r. “TarihiMoskof düflmanl›¤›”, bu defa daNaz›m’› ve sosyalizmi gözden dü-flürmek için kullan›l›r. Oysa o dün-yan›n en özgün, en duyarl›, en cofl-kulu vvaattaann flfliiiirrlleerriinnii yazan flair ola-rak da ünlenecektir.

fiiirleri, onlarca dile çevrilir vefakat, en sevdi¤i dil olan Türkçe’deyasakt›r. fiöyle der:

“Dünyan›n en iyi insanlar›ndanolan Türk halk›n› ve dünyan›n engüzel dillerinden biri ve belki de enbaflta gelenlerinden olan Türk dili-nin yabanc› diyarlarda tan›nmas›navesile olabilmek, ömrünün en büyüksevinci ve flerefi olur. Bir köylü top-ra¤›n› ve öküzünü, bir marangoztahtas›n› ve rendesini nas›l severse,ben de Türk dilini öyle seviyorum.”

Naz›m Hikmet, 1950’de hapis-haneden ç›kt›. 1951’de ise vatan-dafll›ktan ç›kar›ld›. 1959’da yazd›¤›dizelerle, onu vatandafll›ktan ç›ka-ran hükümetin baflbakan› olan Ad-nan Menderes’e flöyle seslendi:

“Türk diliyle gülünüp Türk diliyle a¤›tlar yak›ld›kça,

Adnan Bey, ben an›laca¤›m,

an›ld›kça Türk diliyle size ssöövvüüflflüümm.Tarlalar›m›za girmifl de¤il

sizin gibisi yyaabbaann ddoommuuzzuunnuunn. fiehrimiz görmüfl de¤il

Page 42: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

42 NAZIM 1 HHaziran 22008

yang›n›n ssiizzddeenn kkaannll››ss››nn››. Bir ad›n›z var, Adnan Bey,

ad›m›za benzeyen. Dilimiz kuruyor

dilimizi konufltu¤unuz için. BBiitttteenn,, aaççll››kkttaann,, ss››ttmmaaddaann bbeetteerrssiinniizz.

Naz›m bir daha memleketine dö-nemeden 3 Haziran 1963’te Mosko-va’da dünyaya gözlerini yumdu.

Türkiye halk› onun fliirleriyleancak ölümünden sonra daha yay-g›n olarak tan›fl›p buluflabildi. YÖNDergisi, 1965’te Naz›m’›n fliirleriniyay›nlad›. Ancak bunun bedeli dekapatma cezas› ve farkl› bask›larlaödendi.

Ölümünden sonra da düzeninona karfl› düflmanl›¤› sürdü. Hattazaman zaman bu düflmanl›k daha daartt›. Çünkü o düflüncelerini aç›kçasavunan bir komünistti, bir partili,örgütlü bir flairdi. Düzenin ona düfl-manl›¤›, komünizme düflmanl›¤›n›nbir tezahürüydü.

UNESCO, 2002 y›l›n› Naz›mHikmet Y›l› ilan etti¤inde bile, oli-

garfli Naz›m tahammülsüzlü¤ünüsürdürdü. Gerici faflist burjuva poli-tikac›lar›n tüm riyakar aç›klamalar›-na ra¤men, düzenin Naz›m düflman-l›¤›nda hiçbir de¤ifliklik yoktur.

““AArrtt››kk NNaazz››mm öözzggüürr,, aarrtt››kk NNaa--zz››mm’’››nn flfliiiirrlleerrii öözzggüürr......”” demek debir yan›lsama ve yan›ltmacad›r.

Bunun bir yan›ltmaca oldu¤ununkan›t› yine bu sözleri söyleyen kü-çük-burjuvalard›r. Küçük-burjuvaayd›nlar, düzenin Naz›m düflmanl›-¤›yla, yani asl›nda komünizm düfl-manl›¤›yla “çat›flmadan/tak›flma-dan” Naz›m üzerine yazabilmek için“Naz›m’›n kad›nlar›n›” anlat›yorlarbol bol. ““RRoommaannttiikk kkoommüünniisstt””inkomünistli¤i d›fl›nda her fleyi yaz›-yorlar. Art›k Naz›m özgürse, bu çar-p›tma, bu kaç›fl, bu korku niye?

Oysa, Naz›m bir komünisttir vekomünistler aras›ndaki iliflkiyi –Na-z›m’›n sosyalist inflaya dair elefltiri-leri de buna dahildir– hiçbir küçük-burjuva anlayamaz da, yorumlaya-maz da. O elefltirilerin sahibi olanNaz›m, “Stalin benim için çok mü-

himdir. Gözümün ›fl›¤›, fikirleriminkayna¤›d›r” sözlerini de söyleyen-dir oysa... Bu yüzden küçük-burju-va ayd›nlar›n bu konuda yaz›p söy-ledikleri, basit ve ucuz bir karalamaolmaktan öteye geçmez. Ve böyleoldu¤u için de “komünist Naz›m”aaç›lmayan burjuva bas›n-yay›n›nsayfalar› ve ekranlar›, “romantikNaz›m”a, ya da “Naz›m’›n kad›nla-r›”na cömertçe aç›l›r.

Kimileri, çizdikleri hayali“romantik” tablosu üzerinden Na-z›m’›n asl›nda bir dönemden sonra“siyasetten uzak durmaya çal›flt›¤›-n›” yaz›p, onu siyasi kimli¤indensoyundurulmufl bir sanatç› olarakresmetmeye bile cüret ediyorlar.

Naz›m flu dizeleriyle, kendi ta-rihsel yerini pek güzel anlatmakta-d›r oysa:

““BBaannaa yyeetteerryyiirrmmiinnccii aass››rrddaa

oolldduu¤¤uumm ssaaffttaa oollmmaakk bbiizziimm ttaarraaffttaa oollmmaakk

vvee ddöövvüüflflmmeekk yyeennii bbiirr ââlleemm

Meclis Adalet Komis-yonu’nun gündeminde

AB’ye uyum çerçevesindegündeme getirilen ““KKiiflfliisseell

VVeerriilleerriinn KKoorruunnmmaass›› KKaannuunn TTaa--ssaarr››ss››”” var.

Tasar›n›n ad›, ““KKiiflfliisseell VVeerriilleerriinnKKoorruunnmmaass››”” olsa da içeri¤i tersinekiflisel verilerin, M‹T’e, polise vejandarmaya verilmesini içeriyor.

Tasar›ya göre; kkiiflfliinniinn aadd››,, ssooyyaa--dd››,, ddoo¤¤uumm ttaarriihhii,, ddoo¤¤uumm yyeerrii,, ttee--lleeffoonn nnuummaarraass››,, mmoottoorrlluu ttaaflfl››tt ppllaa--kkaass››,, ssoossyyaall ggüüvveennlliikk nnuummaarraass››,,ppaassaappoorrtt nnuummaarraass››,, öözzggeeççmmiiflfl,, rree--ssiimm,, ggöörrüünnttüü vvee sseess kkaayy››ttllaarr››,, ppaarr--mmaakk iizzlleerrii,, ggeenneettiikk bbiillggiilleerrii yyaann››nn--ddaa,, kkiiflfliinniinn aakkllii,, ffiizziikkii,, kküüllttüürreell,,eekkoonnoommiikk vvee ssoossyyaall öözzeelllliikklleerrii kkii--flfliisseell vveerriilleerr oollaarraakk ddeevvlleett ttaarraaff››nn--ddaann ttooppllaannaarraakk,, MM‹‹TT’’iinn,, ppoolliissiinn,,jjaannddaarrmmaann››nn eemmrriinnee ssuunnuullaaccaakk..

Meclis Adalet Komisyonu’nda

tasar›n›n gündeme gelmesi üzerine,M‹T, jandarma ve emniyet müdür-lü¤ünden yetkililer, meclise koflarakbu bilgilere eriflim ve dosyalamayetkisi istediler.

Sözkonusu talep komisyondatart›flma yaratt› ve tasar› tekrar gö-rüflülmek üzere ertelendi.

Oligarflinin kulland›¤› yöntem-lerden birisi de, bask› politikalar›-n›n, ““AABB’’yyee uuyyuumm”” dendi¤inde ki-mi kesimler için ““aakkaann ssuullaarr dduurr--dduu¤¤uunnddaann”” dolay›, ““ddeemmookkrraattiikk--lleeflflmmee”” ve ““AABB’’yyee uuyyuumm”” çerçeve-sinde gündeme getirilmesidir.

Oysa, halk›n ç›karlar›n› düflünenbir devlet, böylesi bilgileri hemenhalk› fifllemek için kullanmak yeri-ne halk›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamakiçin kullanmay› düflünür.

Fakat, oligarflik düzende bu sözkonusu de¤ildir. Oligarflik düzen, enufak olana¤› halk› nas›l daha fazla

bask› alt›nda, denetim alt›nda tuta-r›m diye kullanmak ister.

Ülkemizde M‹T’in, polisin, jan-darman›n halka karfl› savafllar›ndazaten s›n›rs›z yetkileri vard›r. Buyetkiler içinde, halka yönelik iste-dikleri gibi fiflleme yapma yetkiside var. Fakat, ne kadar yetkileri ol-sa da, o kadarla yetinemiyorlar. Da-ha fazlas›n›, daha fazlas›n› istiyor-lar. ‹stiyorlar ki, kendilerinden ha-bersiz kimse k›m›ldayamas›n.

Tüm halk› en ince ayr›nt›lar›nakadar fiflleme talepleri kabul edildi-¤inde yine yeni taleplerle ortaya ç›-kacaklard›r.

Fakat flu da gerçektir ki; herkesififlleseler de, en s›k› denetimlerikursalar da, hiçbir yol, halka düfl-man bir devletin kendini halka karfl›güvende hissetmesini sa¤lamayayetmiyor.

DNA’lara Kadar Fiflleme Tasar›s›

Page 43: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Say›: 148 43HABER

Almanya'n›n Berlin Kenti’nde dergi-

mizin da¤›t›m› sürüyor. 24 May›sgünü pazar yerinde, caddelerde, sokaklardaYürüyüfl’ü halka ulaflt›ran okurlar›m›z ül-

kemizde, dünyam›zda Amerika’n›n, Avru-

pa’n›n ve iflbirlikçilerinin yapt›¤› somürü-

yü, zulmü, adaletsizlikleri ve halklar›n dire-

nifllerini anlatan okurlar›m›z 25 dergininda¤›t›m›n› gerçeklefltirdiler.

Yürüyüfl Dergisi’nin 146. say›s› An-

talya’n›n meydanlar›nda ve gece-

kondu mahallelerinde 24-25 May›s tarihle-

rinde halka ulaflt›r›ld›. Antalya’n›n K›flla-

han Meydan› ve Gebizli Mahallesi’ndegerçeklefltirilen dergi da¤›t›mlar›nda 37dergi sat›l›rken halka AKP’nin halk düfl-

man› politikalar› teflhir edildi.

Ba¤›ms›zl›k veDemokrasi ‹çin

YÜRÜYORUZ

TMMOB: Alev fiahinSerbest B›rak›lmald›r

TMMOB Yönetim Kurulu Baflkan›Mehmet So¤anc›, AAnnkkaarr aa'da 8 Mart DünyaEmekçi Kad›nlar Günü’nde düzenlenen mi-tinge kat›ld›¤› gerekçesiyle tutuklanan Mi-mar Alev fiahin'e destek olan ve hukuksuz-ca tutuklanmas›n› protesto eden yaz›l› biraç›klama yay›nlad›.

27 May›s’ta "Mimar Alev fiahin SerbestB›rak›lmal›d›r" bafll›¤›yla yay›nlanan aç›kla-mada AKP iktidar›n›n, emekçi kesimlere yö-nelik bask› ve y›ld›rma politikalar› 22 Tem-muz seçimleri sonras› gözle görülür bir fle-kilde artt›¤›na dikkat çekildi. Aç›klamada“Mimarlar Odas› Ankara fiubesi'nde sekreteryard›mc›s› olarak görev yapan, ifl ve adresibelli olan üyemizin, gece bask›n› ile evdenal›nmas›, uzun ve y›prat›c› bir gözalt› süre-cinden sonra somut bir delil olmaks›z›n 8Mart etkinli¤ine kat›ld›¤› için tutuklanmas›ve geçen 2 ayl›k süreye karfl›n halen yarg›karfl›s›na ç›kar›lmamas› kabul edilemez birdurumdur” sözlerine yer verildi.

Munzur VVadisiDo¤al SSit AAlan›‹lan EEdilsin

Munzur Vadisi üzerinde ya-p›lacak barajlar›n engellenmesiamac›yla Dersim ‹HD Temsilci-si Av. Bar›fl Y›ld›r›m taraf›ndanKültür ve Turizm Bakanl›¤›’nayap›lan Munzur Vadisi’nin Do-¤al Sit Alan› ilan edilmesi talebi-

nin reddedilmesi protesto edildi.

TUDEF, ESP, EMEP, DTP,Tunceli Barosu, DHP, Partizan,KESK, D‹SK üyelerinin 24 Ma-y›s günü, Ana Fatma Mevkindeyapt›klar› aç›klamada konuflanAv. Bar›fl Y›ld›r›m Dersim’in in-sans›zlaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n›kaydetti. Dersim Belediye Bafl-kan› Songül Erol Abdil’in de ka-t›ld›¤› eylemde “Munzur VadisiMilli Park› Do¤al Sit(Tabii) Ala-n› ‹lan Edilsin” pankart› aç›ld›.

Eylemin örgütleyicileri için-de Dersim Temel Haklar da yeralacakken DTP ve EMEP’indevrimcilerin iradesini yok say-mas› kendilerini dayatmas› ne-deniyle örgütleyiciler aras›ndayer almayarak eyleme destekverdi.

Hatay TemelHaklar, 19 May›sgünü Antakya-Sümerler’de bu--lunan Star Hal›Sahas›’nda futbolturnuvas› düzen--

ledi. 4 tak›m›n kat›ld›¤› ve 1 haf--ta süren turnuva 25 May›s günüfinale kalan K›z›ldere ve Armut--lu Gençlik aras›nda oynananmaçta, K›z›ldere tak›m› birincili--¤i ald›. Final maç›n›n ard›ndankazanan tak›ma plaket, ikinci

olan Armutlu Gençlik tak›m›namadalya verildi. Plaket ve ma--dalya töreninden önce Hatay Te--mel Haklar Derne¤i ad›na ‹bra--him Arslanhan bir konuflma ya--parak “Bu turnuvan›n yap›lma--s›ndaki amac›m›z; yozlaflman›nbu kadar yo¤un oldu¤u bir süreç--te birlikte bir fleylerin yap›labile--ce¤ini göstermek, futbol yaln›zcakar amaçl› bir oyun de¤ildir, bir--lik, beraberlik ve kardefllikamaçl› olan bir spordur” diyerekkat›lan tak›mlara teflekkür etti.

PSAKD Sultanbeyli fiubesi,dört y›ll›k mücadelesi sonundadi¤er ibadethaneler gibi ücretsizsu alma hakk›n› kazand›.

Sultanbeyli Cemevi, cami, ki-lise ve havralar›n yararland›¤›ücretsiz su kullanma hakk›na, 4y›l süren yaz›flmalar›n sonundakavuflmufl oldu. Birkaç kez

“müslümanlar ›nibadethaneleri ca-midir” denilerekred cevab› almas›nara¤men çabalar›n›

sürdüren PSAKD Sultanbeylifiubesi, Türkiye'de ilk kez bedel-siz su kullan›m hakk›n› ald›. PirSultan Abdal Kültür Derne¤iBaflkan› Fevzi Gümüfl konuylailgili “cemevi yasal olarak iba-dethane tan›nmad›¤› için tart›fl-malar yaflan›yor. Bu yöndeki gi-riflimlerimizi sürdürece¤iz” dedi.

Sultanbeyli Cemevi’neBedelsiz Su Hakk› Tan›nd›

HHaattaayy’’ddaa YYoozzllaaflflmmaayyaa KKaarrflfl››BBiirrlliikk vvee DDaayyaann››flflmmaa TTuurrnnuuvvaass››

Page 44: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

44 PROPAGANDA 1 HHaziran 22008

Devrimci mücadelenin temelyanlar›ndan birisi, kitle çal›flmas›;kitle çal›flmas›n›n temel özellikle-rinden birisi ise, kitleleri bilinçlen-dirmektir.

Kitle çal›flmas›, yani kitleleri ka-zanma mücadelesi, devrim ile dü-zen aras›ndaki temel çat›flma nokta-lar›ndan birisini oluflturur.

Düzen, kitleleri, sistem içindetutmak ister. Bunu baflarmak için,elindeki çeflitli maddi olanaklar› vebask› ayg›t›n› kullanmakla yetin-mez, ayn› zamanda kitlelere mevcutdüzeni benimsetmek için yayg›n birideolojik kültürel çal›flma yürütür.‹deolojik, kültürel ve siyasal faali-yetleri için de yo¤un bir propagan-daya baflvurur.

Do¤ald›r ki, düzen gerçeklerianlatarak, kitleleri düzene ikna ede-mez. Emperyalizme ba¤›ml›l›¤›, sö-mürü ve talan›, düzenin her taraf›nasinmifl olan adaletsizlikleri, yoksul-lu¤un, açl›¤›n, ölümlerin hep yok-sullar› bulmas›n›n gerçek nedenleri-ni anlatamaz.

Fakat, düzen b›kmadan kitlelerinbilinçlerini yalan propagandaylaesir almaya çal›fl›r. Kitlelere neyinas›l sunacakt›r, nas›l kand›racakt›r,kitlelerin de¤er yarg›lar› nelerdir,nas›l daha kolay kand›r›labilir, iknaedilebilir? Bunlar ve daha birçokayr›nt› hesaplanarak, kitlelere yap›-lacak propaganda flekillendirilir.

Denilebilir ki, düzenin yalanpropagandas› y›llar içinde kitleleringözünde de inand›r›c›l›¤›n› yitirmifl-tir. Kuflkusuz böyle bir yan vard›r,fakat di¤er yandan kitlelerin önemlibir bölümünün, halen düzenin pro-pagandalar›n›n etkisi alt›nda oldu¤uda gerçektir. Elbette bunun birçoknedeni vard›r.

Kitleleri devrim saflar›na kazan-mak için, baflka biçimlerin yan›ndadevrimci propaganday› da daha et-

kili kullanmak ve kitleleri ad›mad›m düzenin propagandas›n›n etki-si alt›ndan kurtarmak durumunda-y›z.

Kuflkusuz bu bilinen ve dolay›-s›yla tekrar söylenmesi bile gerek-siz bir görevdir. Bu bilinen görevi-mizi, yeterince yerine getiremedi¤i-miz bir gerçektir. Dolay›s›yla, üze-rinde durmay› gerektiren noktalar-dan birisi, bu noktadaki eksikliklerve nedenleri olmal›d›r.

‘‘KKiittlleelleerr BBiilliiyyoorrdduurr’’DDüüflflüünncceessii

Propaganda çal›flmalar›m›z› za-y›flatan, yüzeysellefltiren, hatta kit-lelere yeterince gitmemizi engelle-yen nedenlerden birisi, ülkemizdeyaflanan gerçekleri kitlelerin de gör-dü¤ü ve bildi¤i düflüncesidir. San›-r›z ki, biz nas›l yorumluyorsak, kit-leler de öyle yorumlayabilirler, biznas›l alg›l›yorsak kitleler de öyle al-g›layabilirler.

Bu yanl›fl düflünce, kitlelerin du-rumunu da do¤ru tahlil edemeye-cek, onlar›n çeliflkilerini, kafalar›n-daki sorular›, sorunlar›, özlemleriyeterince kavrayamayacakt›r.

Evet, kitleler birçok fleyi kendiyaflam ve deneyimleriyle görebilir-ler. Fakat, gerçe¤in bir yan› bu iken,kitlelerin geliflmeleri, yaflananlar›,

bir devrimcinin yo-¤unlu¤uyla, bak›fl aç›-s›yla takip edemeye-ce¤i de gerçe¤in di¤erbir yan›n› oluflturur.

Kitlelerin yaflanangeliflmeleri yorumla-

y›fl›nda, alg›lay›fl›nda birçok faktörrol oynar. Duyarl›l›klar›, duyars›z-l›klar› örgütlü bir devrimcinin ölçü-leriyle de¤erlendirilemez.

Dolay›s›yla bu durum, devrimci-lere ““nnaass››ll oollssaa bbiilliinniiyyoorrdduurr””,,““nnaass››ll oollssaa hheerrkkeess ggöörrüüyyoorr”” deme-den en basit gerçekleri bile, devrim-ci bak›fl aç›s›yla yorumlayarak kit-lelere tafl›ma sorumlulu¤u yükler.

Peki, neden kitleler biliyordurdiye düflünürüz? Bu düflünce bizdenas›l oluflmaktad›r?

Aç›kt›r ki, bu düflüncede kitlele-rin yaflam›n›n içinde olmama, dola-y›s›yla düflüncelerine, davran›fllar›-na vak›f olmama vard›r. Bunun ensomut nedeni kitlelerden uzak ol-makla ya da s›n›rl› daha politik birkitle ile muhatap olmakla aç›klana-bilir.

Kimi zaman, devrimcilerin yo-¤un oldu¤u mahallelerdeki kitlele-rin politikleflmifl kitleler oldu¤unu,dolay›s›yla gerçekleri de bildi¤inidüflünürüz. Kimi kesimlerin dergi-mizi okudu¤unu, gerçekleri bildi¤i-ni düflünürüz. Oysa, en kaba haliyledüzenin kimi niteliklerini bilmek,tüm gerçekleri biliyor olmak veburjuvazinin propagandalar›ndanetkilenmemek için yeterli de¤ildir.Ya da, bu durumdaki kitleler düze-nin etkisinin d›fl›nda ve tüm gelifl-meleri do¤ru bir bak›fl aç›s›yla alg›-l›yor, yorumluyor demek de¤ildir.

Bizim gündemlerine s›n›rl› birzamanda girebildi¤imiz, kimi yer-lerde gündemlerine hiç giremedi¤i-miz kitleler, her gün sistematik birflekilde düzenin propagandas›namaruz kalmaktad›r. Dünyaya ve ül-kemize iliflkin günlük geliflmeleridüzenin bas›n yay›n organlar›ndanve onlar›n yorumlar›yla izlemekte,kültürel g›dalar›n› yine önemlioranda düzenden almaktad›rlar. Da-ha somut söylemek gerekirse, bizim

Biliyorlard›r, görüyorlard›r demedenIsrarla Gerçe¤i Anlatmal›y›z

Propagandam›z› zzay›fla-tan, yyüzeysellefltiren, hhat-ta kkitlelere yyeterince ggit-

memezi eengelleyen nneden-lerden bbirisi, üülkemizde

yaflanan ggerçekleri kkitlele-rin dde ggördü¤ü vve bbildi¤idüflüncesidir. SSan›r›z kki,biz nnas›l yyorumluyorsak,

kitleler dde ööyle yyorumlaya-bilirler, ööyle aalg›layabilirler.

Page 45: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

günde yar›m saat birlikte olabildi¤i-miz kitleler kalan 23.5 saatte düzen-ledir. Bunlar kitlelerin düflünce flek-lini etkilemektedir.

Ki, devrimcilerle flu ya da bu dü-zeyde iliflkisi olan kesimler bile, bü-yük oranda düzenin propagandas›-n›n etkisi alt›nda kalabilmekte, ora-dan beslenebilmektedir. Bu duru-mun bir nedeni düzenin propagandaolanaklar›, bir nedeni ise devrimci-lerin bu konudaki yetersizlikleridir.

Elbette, düzen demek illa da, ik-tidar partisi demek de de¤ildir, kit-lelerin bir bölümü, sorunlar›n›nmevcut iktidardan kaynakland›¤›n›görürler, fakat çözüm olarak birbaflka düzen partisine umut ba¤la-yabilirler. Ya da tersi olabilir, sorun-lar›n kayna¤›n› mevcut iktidar de¤ilde geçmiflteki iktidar partileri ola-rak görürler. Sonuçta, düflünce dün-yalar› düzen içinde dönüp durur.

Keza, kimi kesimler devrimcimücadeleden etkilenseler bile, dev-rimci mücadeleyi zay›f gördükleriiçin, düzeniçi kesimlerden birisineyedeklenir ve giderek o kesiminpropagandalar›ndan, politikalar›n-dan daha fazla etkilenmeye bafllar.

Yine, bir flekilde politik zeminle-re, derneklere tafl›yabildi¤imiz ke-simlerin, art›k bir daha düzenin po-litik etkisi alt›na girmeyece¤ini,her fleyi bilen insanlar durumunageldiklerini varsaymak da baflka biryanl›fl düflüncedir. Bu bak›fl aç›s›,propaganday› süreklilefltirmeyece¤iiçin, bir flekilde düzenden kopmuflkiflilerin, tekrar düzenin ideolojiketkisi alt›na girmesine seyirci kal›r.

‹‹ddeeoolloojjiimmiizziinn GGüüccüünneeKKiittlleelleerriinn DDee¤¤iiflfleebbiilliirrllii¤¤iinnee‹‹nnaannmmaall››yy››zz

Kitlelere gerçekleri tafl›maktanbizi al›koyan nedenlerden birisi de,devrimci propagandan›n kitlelerdeyarataca¤› etkiye yeterince inanma-makt›r.

Bu düflünce bir yan›yla devrimcidüflüncenin gücünü yeterince kavra-mamaktan kaynaklan›r.

Elbette, kitlelerin düflünceleri bir

toplumsal yap› içinde ve uzun y›llar-da oluflmufltur. Dolay›s›yla, bir ç›r-p›da de¤iflmesi sözkonusu de¤ildir.Fakat, bir ç›rp›da de¤iflmesinin söz-konusu olmamas›, hiç de¤iflmeyece-¤i anlam›na gelmez. Tersine, kitlele-rin düzene güvenlerini sarsan, kafa-lar›nda say›s›z soru iflareti oluflmas›-na neden olan geliflmeler de yaflan-maktad›r. Bu durum, kitlelerin de-¤iflme zeminini de güçlendirir.

Biz de, propagandam›zla kitlele-rin yaflad›klar› olumsuzluklar› do¤-ru bir flekilde yorumlamalar›nda,gerçekleri görmelerinde etkili olma-y› baflard›¤›m›zda, kitlelerin bilinç-lenme ve düzenden kopufl süreci da-ha fazla h›zlanm›fl olacakt›r.

Önemli olan, düzenin etkisinde-ki kitlelerin düflüncelerini, düzenekarfl› ç›kan düflüncelere çevirmek,zaten düzene karfl› belli yarg›larasahip olan kitleleri ise, düzenin de-¤iflebilece¤ine, bunun örgütlü birmücadele ile baflar›labilece¤ine ik-na etmektir.

Elbette bu kaba bir propagandaile yap›lamaz. Bir ç›rp›da, tüm so-runlar›n düzenden kaynakland›¤›n›söylemekle baflar›lamaz. Evet, tümsorunlar›n kayna¤› bu düzendir, fa-kat, bunun alg›lanabilmesini sa¤la-mak, düzenin halk›n günlük yafla-m›nda say›s›z soruna nas›l neden ol-du¤unu gösterebilmek, sab›rl›, ka-rarl›, sistemli bir kitle çal›flmas› vekesintisiz yo¤un bir devrimci pro-paganday› gerektirir.

Kitleleri ikna edici, düzenin ya-lanlar›ndan koparacak bir propa-ganda gelifltirememek, kitlelerdebekledi¤imiz de¤iflimi görmemek

sonucunu yaratacak, bu da ““hhaallkkbbiizzii aannllaamm››yyoorr”” düflüncesini ortayaç›karacakt›r. Oysa, biz yeterince veanlafl›l›r bir flekilde anlatmad›¤›m›z-da elbette anlafl›lmak da mümkünolmaz. Tersinden, etkili ve ›srarl› birpropaganda kitleler taraf›ndan mut-laka anlafl›lacakt›r.

AAjjiittaassyyoonn PPrrooppaaggaannddaa MMüüccaaddeelleenniinn BBiirr CCeepphheessiiddiirr

Kitleler üzerinde gerçeklerle,yalan›n, devrimci ideolojiyle düze-nin ideolojisinin savafl›m› sürekli-dir. Bu savafl›n a¤›rl›kl› bir bölümü,ajitasyon propaganda dedi¤imizalanda sürer. ““AAjjiittaassyyoonn--pprrooppaaggaann--ddaa iiddeeoolloojjiikk mmüüccaaddeelleenniinn aass››ll mmeevv--zziissii oollaarraakk bbaaflflll›› bbaaflfl››nnaa öözzeell bbiirröönneemm ttaaflfl››rr..””

Böyle düflünen bir devrimci, busavafl alan›nda düflman›n alan›n›mümkün oldu¤unca daraltmay›, si-lahlar›n› etkisizlefltirmeyi, kendicephesini güçlendirmeyi, daha etki-li silahlar edinmeyi düflünecektir.

Bu alan›n temel silah› kuflkusuzki, yaflam›n içindeki gerçeklerdir.Fakat bu gerçekleri ulaflt›rabilece¤i-miz kitlelere iliflkin B‹LG‹ sahibiolmak durumunday›z. Kitlelerin çe-flitli kesimlerinin düflünce dünyas›-n›, çeliflkilerini, geliflmeleri nas›l al-g›lay›p nas›l yorumlad›¤›n›, neler-den nas›l etkilendi¤ini, düzenin na-s›l ve hangi düzeyde etkiledi¤ini vebaflka say›s›z ayr›nt›y› bilmek, kit-lelere neyi nas›l anlatabilece¤imizitespit etmemize yarayacak, bizi so-yutluktan kurtaracakt›r.

Keza, soruna bir mücadele cep-hesi olarak yaklaflmak, kendi teorike¤itimimizi de, bu cephede müca-deleyi yürütebilecek ciddiyetle elealmam›z› getirecektir. Teorik e¤iti-mi, kitleleri etkileyecek, kitlelerinkafalar›ndaki sorulara, yaflamlar›n-daki çeliflkilere, günlük yalan vegerçekler sorular›na cevap verecekflekilde somut hale getirmemizi sa¤-layacakt›r. De¤ilse, e¤itim kitlelerinsorunlar›ndan ve yaflam›ndan kopuksoyut hale gelir ve bu flekilde edini-len teorinin mücadelede bir iflleviolamaz.

Say›: 148 45PROPAGANDA

Kitleleri iikna eedici, ddü-zenin yyalanlar›ndan kkopa-racak bbir ppropaganda gge-lifltirememek, kkitlelerde

bekledi¤imiz dde¤iflimi ggör-memek ssonucunu yyarata-cak, bbu dda ““hhaallkk bbiizzii aann--llaamm››yyoorr”” düflüncesini oor-taya çç›karacakt›r. OOysa,biz yyeterince vve aanlafl›l›rbir flflekilde aanlatmad›¤›-

m›zda eelbette aanlafl›lmakda mmümkün oolmaz.

Page 46: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Geçti¤imiz haftalar içinde bir-çok üniversitede alternatif flenlikleryap›ld›. Bu vesileyle bu tür flenlikle-rin iillkklleerriinnddeenn ve en kapsaml›lar›n-dan biri olan 1. Türkiye Üniversite -Akademi-Yüksek Okullar HalkOyunlar› fienli¤i’ni k›saca anlatmakistiyoruz.

19-20 Nisan 1980’de düzenlen-miflti flenlik. Sonraki y›llarda k›saca‹TÜ fienli¤i diye de an›lan, ‹TÜSpor Kulübü’ne ba¤l› HBT (HalkBilimleri Toplulu¤u) taraf›ndan dü-zenlenen bu flenlik, unutulmamal›ki, faflistlerle k›ran k›rana bir müca-delenin sürdü¤ü koflullarda düzen-lenmiflti. Bu vesileyle belirtmek is-teriz ki, bu tarz kültürel faaliyetler,devrimci gençlik için s›radan faali-yetler de¤il, burjuvaziyle ideolojik,kültürel alanda sürdürülen kavga-n›n, halk de¤erlerini koruyup gelifl-tirmenin bir parças› olarak son dere-ce önemlidir. Bu faaliyetlere verilenönemi de, dönemi anlatan Gençlik -1 kitab›n›n flu sat›rlar›nda görmekmümkün:

“Bafl›ndan beri mücadelenin heralanda örgütlenmesi gerekti¤i anla-y›fl›yla hareket eden ‹stanbul Dev-rimci Gençli¤i, 1978-79’lara kadarsürecin özelli¤i gere¤i sosyal-kültü-rel konulara yeterince e¤ilemez.Gerçi bu durum hiçbir fleyin yap›l-mad›¤› anlam›na gelmez kuflkusuz.1974’lerden beri baflta genifl ö¤ren-ci kitlesinin kat›ld›¤› “Gece” ve“fienlik”ler olmak üzere folklor,müzik, foto¤raflar, grafik, karikatür(bu konuda bir de DAT-DER ad›ylaDevrimci Amatör Tiyatrocular Der-ne¤i örgütlenme deneyi vard›r), çe-viri, spor, çeflitli sergiler, ders notla-r› basma vb. gibi oldukça çeflitlisosyal-kültürel etkinlikler her okul-da, her birimde gündeme getirilmifl-tir. ...

Hemen her okulda Mediko-Sos-yal veya benzeri kurumlar içinderesmi bir faaliyet biçiminde yürü-tülen bu çal›flmalar, Dev-Genç’in

müdahale etmesiyle okulkitlesine mal olur ve yoz-kozmopolit ve gerici çer-çeveden ç›kart›l›p, tutarl›ve ciddi hale dönüfltürülür.

... Dev-Genç’in bu konuyla merkeziolarak ilgilenmesiyle bu çal›flmala-r›n dar, birkaç kifli veya grup çerçe-vesine hitap eden yap›lar› parçala-n›p, tüm kitlelerin kat›l›m›na aç›l›r.... 12 Eylül’e do¤ru gelinirken“DDEEVV--GGEENNÇÇ KKÜÜLLTTÜÜRR KKOOLLLLAA--RRII” fleklinde merkezilefltirilen buçal›flmalar, gerek okul içinde, gerekokul d›fl›ndaki faaliyetleriyle birçoksomut çal›flmay› sonuçlan-d›rm›flt›r. Bu sonuçlardanen önemlisi ise gerçeklefl-tirilen “Üniversiteler Aras›Folklor fienli¤i”dir.

HHEvet, kitapta da belirtil-

di¤i gibi, kapsam› ve poli-tik, kültürel anlam› itiba-riyle bu önemi tafl›yan birflenliktir.

11998800 y›l›n›n May›say›nda yay›nlanan TTaavv››rrDDeerrggiissii’’nniinn 5. say›s›ndaaktar›ld›¤›na göre, Türkiyeçap›ndaki bu flenli¤e, 2222yüksek ö¤renim kurumuve 22 konuk topluluk kat›l-m›flt›r.

‹ki gün süren flenlik,Türkiye çap›nda üniversi-teler aras›nda birlik ve da-yan›flmay› güçlendirenad›mlardan biri olarak ge-nifl bir sempati yaratm›flt›r.

fienli¤in organizasyonuna dairbaz› notlar› da aktaral›m:

- Tüm üniversite ve yüksekokullara flenli¤e kat›l›m formlar› ilebirlikte tan›t›c› mektuplar yolland›

- Kat›lacak ekiplerin flenlik süre-since kalaca¤› yer ve yemek soru-nunun çözümü için rektörlüklerle,Kredi-Yurtlar Kurumu ile, yurt mü-dürlükleriyle görüflüldü; ücretsizyat›lacak yer ve yemek sorunu çö-züldü. AAttaattüürrkk ÖÖ¤¤rreennccii SSiitteessiiekiplere tahsis edildi, binlerce kifli-nin yemek sorunu ise yine Dev-

Genç’in kendi olanaklar›yla çözül-dü.

- Çeflitli fabrika ve kurulufllarlaanlafl›l›p, flenli¤in amblemi kibritkutular›na, mendillere, eflarp vb.fleylere bast›r›ld›.

- Biletler, esas olarak okullara vebaflta gecekondular olmak üzeremahallelere da¤›t›ld›.

- Çeflitli üniversite rektörlükleri-ne, konuyla ilgili tan›nm›fl araflt›r-mac› ve uzmanlara, sanatç› ve ay-d›nlara davetiye gönderildi.

- fienli¤e gelen her ekip için so-

runlar›yla ilgilenecek, yard›mc› ola-cak biri k›z, biri erkek, ikifler kiflilikrehber gruplar› oluflturuldu.

- fienli¤e kat›lan ekiplere, ‹stan-bul’un tarihi-kültürel merkezlerinikapsayan geziler düzenlendi.

- fienlik öncesi çeflitli bas›n-ya-y›n organlar› ve TRT nezdinde giri-flimler yap›larak flenli¤in amac›,içeri¤i vb. konularda söylefliler, ta-n›t›c› yay›nlar gündeme getirildi(fienlik sonras› tertip komitesindenbir arkadafl TV’de flenli¤i, amaçlar›-n›, sonuçlar›n› anlatt›, flenlikten gö-

46 TAR‹H 1 HHaziran 22008

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

‹TÜ fienli¤i19 Nisan 1980, Spor ve Sergi Saray›

Page 47: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

rüntüler yay›nland›).- fienlik yerine (Spor ve Sergi Sara-

y›) çevre bölgelerden gelifl-gidifl içinbelediyeden otobüs tahsisi yap›ld›.

HHDa¤›t›lan broflürlerde flenli¤in

amaçlar› flöyle aç›klan›yordu: «Halkbilimi çal›flmalar›na sahip ç›karak,bu çal›flmalara bilimsellik kazand›r-mak için tart›flma ortam› yaratmak.Halk bilimi arac›l›¤›yla geçmifl kültürmiras›n›n olumlu ö¤elerini gün ›fl›¤›-na ç›kararak, ça¤dafl kültüre katk›s›n›sa¤lamak. Tüm yüksek ö¤renim kuru-mu topluluklar› aras›ndaki iliflkilerigelifltirmek. Sorunlar›n›n ortak ola-rak ve etkin biçimde duyurulmas›n›sa¤lamak. Halk bilimini her türlüyozlaflt›rmalardan ar›nd›r›p, flovenduygular›n sömürüsüne alet olmak-tan kurtararak halk yarar›na ifller birduruma getirmek. »

HHBinlerce kifli, iki gün boyunca,

Anadolu’nun dört bir yan›ndan halkoyunlar›n› izlediler. Kürt, Çerkez Kaf-kas, Türk halk oyunlar› oynand›, il ilyerel folklor gösterileri yap›ld›... Bin-lerce kiflinin kat›ld›¤› halaylar kurul-du. Güzel bir organizasyon, dopdolubir salon ve gençli¤in s›n›rs›z enerjisi,coflkusu, dayan›flmas› vard›. fienlik, 3.gün ‹stanbul Tabip Odas›’nda ayd›nla-r›n, folklor gruplar›n›n kat›ld›¤› birpanelle sonland›r›ld›. Ayd›nlar ve flen-li¤e kat›lan topluluklar, panelin so-nunda aç›klanan ortak bildiride önle-rine flu hedefi koymufllard›:

«Bugüne de¤in egemen s›n›flar ta-raf›ndan yozlaflt›r›larak, flovenist

duygular›n körüklenmesine alet edi-len halk›m›z›n kültür miras›na sahipç›kaca¤›z. fienlik arac›l›¤›yla sa¤la-nan iliflkilerimizi, gelifltirip, bu yoz-laflt›rmalara, hedef sapt›r›c›l›¤a or-tak olarak ve daha etkin bir biçimdekarfl› ç›kacak yap›lanmay› olufltur-mak hedefimizdir.”

12 Eylül’ün gelmesiyle, gelenek-sellefltirilmesi düflünülen flenli¤inikincisi yap›lamad›. Fakat konulanhheeddeeff,, geçerlili¤ini hep koruyacakt›.Daha o zaman tespit edilmifl oldu¤ugibi, “bu flenlik bir kere yap›lm›fl ol-mas›na karfl›n, Dev-Genç’in KültürKollar› için çok zengin bir deney ol-mufltur.”

Kültür Kollar›’n›n o dönemde tümyapt›¤› bu flenlikle s›n›rl› de¤ildi kufl-kusuz. ‹.Ü. Mediko Sosyal bünyesin-de ‹.Ü. Kültür fienli¤i düzenlenmiflti.Yine Dev-Genç Kültür Kollar› bün-yesinde, ‹stanbul Belediyesi’yle ve‹.Ü. Senatosu’yla iliflkiye geçilerek,Spor fienli¤i yap›ld›. Bu tür geniflçapl› flenlikler Dev-Genç Kültür Kol-lar›’n›n faaliyetlerinde ileriye dönükilk basamaklar› oluflturdu. Bunlar›nd›fl›nda foto¤raf, karikatür sergileri,halk müzi¤i konserleri, tiyatro göste-rileri, çeflitli kültür ve dayan›flma ge-celeri gibi birçok sosyal-kültürel fa-aliyetin de düzenleyicisiydi Dev-Genç Kültür Kollar›.

K›sa sürede oluflturulan iflte buzengin deney, günümüze kadar tafl›n-m›flt›r. Gençli¤in Nisan eylemleriylestatükolar› k›r›fl›n›n ard›ndan gerçek-lefltirilen ‹TÜ fienli¤i de bunun ve el-bette gelene¤in kesintisizli¤inin so-mut göstergelerinden biriydi. 1122 HHaa--zziirraann 11998877'de ‹TÜ ö¤rencileri yöneti-min düzenledi¤i program› protestoederek alternatif flenlik düzenledi.Rektörlük program›n›n sürdü¤ü ala-n›n karfl›s›nda toplanan 1500 ö¤renci,coflkulu bir flenlikle hem alternatifiniyaratt›, hem gelene¤ini sürdürdü.‹TÜ'lüler, Dev-Genç’liler önderli¤in-de bu miras› yaflat›p, flenlik gelenek-lerini kesintisiz sürdüreceklerdi...Gençlik ggeelleecceekkttiirr ve ancak, bu flen-likler bir kez daha göstermiflti ki; ge-lece¤in temsilcisi gençlik, kendi ttaarrii--hhii mmiirraass››yyllaa güçlüdür.

Say›: 1148 47TAR‹H

KK››ssaa TTaarriihh11 HHaazziirraann

-- 77 HHaazziirraann

2 HHaazziirraann 1991 Bursa'da Türk-‹fl'in dü-

zenledi¤i “Haks›zl›klaraHay›r Mitingi”ne 100 binkifli kat›ld›. Türk-‹fl polisiflbirli¤iyle 200 devrimciiflçi ve genç gözalt›naal›nd›. 1100 kifli tutukland›.

33 HHaazziirraann 11999955

Geleneksel ‹TÜ fienli¤i-ne polis sald›rd›. 3300 Ö¤-renci gözalt›na al›nd›.

3 HHaazziirraann 11999955

Hükümetle Türk-‹fl ara-s›nda yap›lan anlaflma so-nucu Köy Hizmetlerindeçal›flan 34 bin iflçinin iflle-rine son verildi.

33 HHaazziirraann 11999955

Tüm Haber-Sen, Yarg›taykarar›yla kapat›ld›.

44 HHaazziirraann 11999955

EEllbbiissttaann''ddaa polislerin ikikad›na tecavüz etmesikarfl›s›nda ayaklanan halk,onlarca polis arac›n› yakt›,Kaymakaml›k, Karakol,Çevik Kuvvet binas› taflve molotoflarla tahripedildi.

66 HHaazziirraann 11999955

Memurlar hükümetin sen-dikalaflmaya yönelik sal-d›r›lar›n› protesto için is-tanbul, Ankara, Trabzon,Zonguldak, Adana'da yü-rüyüfller gerçeklefltirdiler.

66--99 HHaazziirraann 119999

Mamak’ta y›k›mlara karfl›yürüyüfl yap›ld›.

19 Nisan 1980, Spor ve Sergi Saray›

Page 48: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

48 DE⁄‹NMELER 1 HHaziran 22008

BAM TELİ çizgiler

TSK’da Vukuat Varfiemdinli’den tan›d›¤›m›z Tanju

Çavufl, bu defa da ggaasspp vvee cciinnaayyeetttteenn tu-tuklanm›fl.

Allah Allah, nas›l yapm›fl acaba böyle bir fleyi?Halbuki, iyi çocuktu,

tan›yanlar da vard›!.

Kuzey Irak’› bile “BBBBGG eevvii” gibi gözetledi¤iniiddia eden “iyi çocuk”un babalar›, kendi evlerininiçini pek gözetleyemiyorlar anlafl›lan..

Baksan›za, art›k her mafya çetesinde, hatta fu-hufl, kumar ifllerinde bile subaylar, assubaylar ç›-k›yor mutlaka, TSK içindeki sap›kl›k, yolsuzlukhaberleri de birbirini izliyor... Genelkurmay ma-dem kendi ordusuna vak›f de¤il, bizce en iyisiTSK’ya iliflkin de Amerika’dan ““iissttiihhbbaarraatt ddeess--ttee¤¤ii”” als›n, öyle de¤il mi!

Hiç umutsuz olma ey vatan-dafl; sana da ç›kabillir.. Hattamutlaka ç›kar demek. Çünkü,

Bu devlet vatandafllar›na okadar çok flans tan›-yor ki, biri tutmasaöteki tutar mutlaka;bak›n flu memlekete,her Allah’›n günü,bir baflka flans kap›s›aç›l›yor önünüze.

Pazartesi: On Nu-mara

Çarflamba: fians Topu

Perflembe: Süper Loto

Cumartesi: Say›sal Loto

Pazar: Spor Toto

Cumartasi Pazar: Spor Loto

Haftan›n 7 günü: ‹ddaa

Haftada 7 gün: Kaz› Kazan

Ayda üç kez: Milli Piyango

‹ki günde bir:At Yar›fllar›...

Bitti mi? Ha-y›r, düzen size“flans” tan›maktao kadar ›srarl› ki,diyelim ki bun-lardan size bir

fley ç›kmad›;

Televizyonlardaki “flans ka-p›lar›” ne güne duruyor:

Var M›s›n, Yok Musun,fiansa Bak, Düello, Çark›felek,

Rus Ruleti, fiansYolu, fians Ka-p›y› Çal›nca...

Eh art›k bi-rinden birini ka-zan›p köfleyi dö-nün gayri, dev-letiniz daha neyaps›n, size bu

kadar flans tan›yor..

Eskiden ne kadar az gelifl-mifl bir ülkeymifliz; bir spor to-toyla bir milli piyango vard›..Nereden nereye... Yukar›dakitabloya bak›nca ne kadar gelifl-ti¤imiz, nas›l ça¤ atlad›¤›m›zdaha aç›k ve seçik olarak görü-lüyor.

değin elerm

Şans KKader KKısmet

Çingenelerin GGözüyle Kentsel Dönüflüm:““BBiizz ççeekkttiikk cceeffaayy››,, zzeennggiinnlleerr ssüürrssüünn sseeffaayy››””““BBiizz bbuurraaddaann ssüürrggüünn eeddiilliiyyoorruuzz ssüürrggüünn;; bbuu bbiirr

ssooyykk››rr››mm..””““BBuu pprroojjee aayyrr››mmcc››dd››rr.. BBuu pprroojjee bbiizzii bbiizzee ddüüflfl--

mmaann eeddiiyyoorr..””

Sulukule halk›n›n geçti¤imiz günlerde bir tele-vizyon kanal›n›n semtin y›k›lmas›yla ilgili düzenle-di¤i programda “kentsel dönüflüm projesine” getir-di¤i yorumlardan baz›lar› iflte böyleydi.

‹zafilikBush,

“ Irak'taki ABD ordu-sunun zaman› gelmedençekilmesinin 'felaket'olaca¤›n›” söylemifl.

Kelimelerin görünür-de tek bir anlam› var amaiflte, nereden bakt›¤›n›zaba¤l› olarak o anlamlartümüyle farkl› gelebili-yor.

Bush, felaket diyorIrak’tan çekilmeye.

Oysa halk›n gözün-den as›l felaket BushIrak’a gindi¤inde meyda-na gelmiflti.

Page 49: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

Say›: 148 49DE⁄‹NMELER

AAtteeflflii bbeesslleeddiikkççee,,

ddaahhaa ççookk yyaannaarr..ZZaalliimmii

ddeesstteekklleeddiikkççee,,ddaahhaa ççookk

eezziiyyeett eeddeerr..

Roger Bacon

Herkesi kkendi ggibi... Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin: “Hakimlere si--

yaset yapmas›nlar diye yüzde 40 zam yapt›k.”Bir bakan, hem de ülkenin adalet bakan›, ülkesinin

hakimlerini “sat›l›k” san›yor...

Dilimizde buna dair güzel bir söz vard›r; ““hheerrkkeessiikkeennddiissii ggiibbii ssaannmmaakk”” diye... Durum tam da böyle olsagerek..

““Türkiye’nin temel problemi, Avrupaianlamda bir muhalefetinin olmamas›d›r.”(Cemil Çiçek)

Demek kki nneymifl?!

Dolarc› RRecep“Kapatma davas› yüzünden 25 milyar dolar kaçt›”. Adama bak›n. Demokratik hakk›n› bile milyar dolar-lar üzerinden savunuyor. Onun için çok demokrasi,çok milyar dolar demek.

Atma RRecep““33..88 mmiillyyoonn kkiiflfliiyyee iiflfl iimmkkaann›› ssaa¤¤llaayyaaccaa¤¤››zz””

(Tayyip Erdo¤an)

Kene iistilasıKenelerle ilgili garip haberler ç›k›yor gazetelerde.

‹flte onlar›n en garibi:

““YYaarrgg››ttaayy’’ddaa kkeennee iissttiillaass››..””

Hadi çay›rl›k, çimenlik bir yere kadar anlafl›labilir,ya bu?.. Belki de bir gariplik yok. Belki de keneler,gerçek kenelerin nerelerde oldu¤unu keflfedipAnkara’ya do¤ru yürüyüfle geçtiler....

Bas›ndan:Bir ba¤›ml›l›k hhikayesi:

Bunun son örne¤i Il›su Baraj›. Bu baraj›n “resmi”öyküsü 12 y›l önce bafllam›flt›. Türkiye’nin ikincibüyük baraj› için Avrupa ülkelerinden oluflan birkonsorsiyum 1.2 milyar euro’luk kredi verecekti.Tam 12 y›l boyunca kredinin flartlar›n›n oluflmas›için yüzlerce toplant› yap›ld›. Sonunda kas›may›nda kredi onayland›. Ancak AB ülkelerinin “parad›fl›nda” baz› flartlar› vard›. Bunlar› 153 maddehalinde toplay›p Türkiye’ye verdiler.

Türkiye hepsine “tamam” dedi. Ama tam “Türk ifli”yap›ld›. “Tamam” dendi¤i halde “Nas›l olsa kredigelmeye bafllad›, bunlar› yapar›z” alaturkal›¤›nagirildi. Durumu gören AB ülkeleri de “pat” diyekrediyi durdurdu. “Ya flartlar› yerine getir ya dapara yok, üstelik flu ana kadar verdiklerimizi de gerial›r›z” dedi.

fiimdi AKP’li bürokratlar telafl içinde. Çünkü kredigeri çekilirse baraj yap›lamayaca¤› gibi flu anakadar yap›lan harcamalar nas›l geri verilecek vebunun hesab›n› kim ödeyecek?

Diyece¤im AKP, AB flartlar›na uyumu sadece laftagösteriyor. Uygulamaya gelince böyle bir hassasiye-ti olmad›¤› anlafl›l›yor.

(Aktaran, Can Atakl›, 26 May›s 2008, Vatan)

Halk› aafla¤›layan ddinci kkafaDiyanet, internet sitesinde dini sorulara bak›n necevaplar veriyor:

- Flört etmek zziinnaa......

- Bir kad›n›n bir erkekle yaln›z kalmas› ggüünnaahh

- Kad›nlar›n d›flar›da koku sürmesi eeddeeppssiizzlliikk

- Kad›n›n yan›nda nikâh düflmeyen bir erkek olma-dan yaln›z yolculuk yapmas› günah.

Sonuç: Asl›nda Diyanet’e göre, halk›n büyük birço¤unlu¤u, edepsiz, günahkar, zinac›...

Bütün halk› aahhllaakkss››zz gören bir Diyanet var yani buülkede... Ve en garibi de, bu diyanet, bu halk›n ver-gisinden en büyük pay› alan kurumlardan biri...

Halk›n paras›yla halka hakaret ediyor; tümsömürücü düzen kurumlar› gibi...

Halk› edepsiz, günahkar ilan eden Diyanet, ülkede-ki en büyük edepsizlikler, mesela iktidar tayfas›n›naleni ya¤malar›, soygunlar› karfl›s›nda niye bunlargünah, bunlar›n dinde yeri yok diye fetvalar ver-miyor? Veremiyor mu yoksa?

Diyanetin ne yap›p yapmayaca¤›n› “aallllaahhkkoorrkkuussuu” de¤il, ““iikkttiiddaarr kkoorrkkuussuu”” mu belirliyor?

Page 50: BÜYÜK SUÇ: Amerika’ya Karfl› Olmakyuruyus.biz/pdf/pdf/148.pdf · 2008-05-31 · Yolculuk sürüyor. Uykuya dalm›fl bedenler. Soluklar duyuluyor sadece. Bir kifli soluk

50 ANNELER 1 HHaziran 22008

Olay 24 Ma-y›s’ta Zongul-dak’ta yafland›.

16 yafl›ndakiY.B. isimli gençbir k›z, sevgili-

siyle bir olup, annesini b›çaklayaraköldürdü ve cesedi tinerle yakt›lar.Bu genç k›z ve sevgilisi, bunun üze-rine “mutlu bir yuva” kurmay› ha-yal etmifl olmal›lar.

Bu nas›l bir ahlak, nas›l bir kül-tür? Nas›l ortaya ç›k›yor böylesi ör-nekler?

Ki, Mart ay›n›n son haftas›ndabirer gün arayla, Ankara ve Kon-ya’da birer genç k›z ve Bursa’da birbaflka genç, annelerini keserek, b›-çaklayarak öldürmüfllerdi. Diyarba-k›r’›n Ba¤lar ilçesinde bir kifli anne-sini keserle öldürdü. Sonuçta ben-zer baflka olaylarla birlikte, dört ayiçinde, annelerin çocuklar› taraf›n-dan b›çaklanarak ya da kesilerek öl-dürüldü¤ü sseekkiizz cciinnaayyeett yafland›.

Yaflananlar sadece çocuklar›nannelerine yönelik cinayetleri de¤il,örne¤in Samsun’da da bir anne ikiyafl›ndaki çocu¤unu bo¤az›n› kese-rek öldürdü...

Kimisi annesinin k›smetini en-gelledi¤ini düflünerek annesine öf-kelenmiflti, kimisi, çocu¤unun sü-rekli a¤lamas›ndan dolay› öfkeyekap›lm›flt›.

Gerekçeler s›radan gibi görünsede, bu sonuçlar› yaratan nedenler s›-radan ya da kiflisel de¤il.

Geçmifl y›llarda, suç oranlar›n›nen yüksek oldu¤u zamanlarda bile,anneye babaya yönelik suçlar›n sa-y›s› azd›r. Bugün bu oran nedir bile-miyoruz, fakat, ne kadar yayg›n ol-du¤u bir yana, bu örnekleri ortayaç›karan bir zeminin oldu¤u ortada.Ve bu zemin, içinde yaflad›¤›m›z ka-pitalist düzenden ba¤›ms›z de¤ildir.

PPoommppaallaannaann DDee¤¤eerr:: BBeenncciilllliikk16 yafl›ndaki genç k›z, bir sevgi-

li buluyor, annesinin iliflkiye karfl›

ç›kmas› üzerine, ak›llar›na gelen an-neyi öldürmek ve engeli ortadankald›rmak. Sevgilisiyle birlikte ol-mas›n›n önündeki engel ortadankalks›n da, annesini öldürmüfl ol-mak umurunda de¤il.

Yaflamda, en önemli duygunun“ben” duygusu oldu¤una inanan vemutlaka “ben” duygusunu tatminetmeye göre flekillenmifl bir kültür.

Bir kiflilik kültür kendi kendineoluflmaz. Yaflamdan beslenir. O za-man 16 yafl›ndaki genç k›z› ya dabunun gibi örnekleri anlamak içinyaflama bakmak gerekir.

Ki, içinde yaflad›¤›m›z kapitalistsistem zaten ““bbeenn”” üzerine kurulu-dur ve tüm topluma bu kültürü pom-palar. Çocuk yafltan itibaren, sistem-li olarak ben duygusu k›flk›rt›l›r, kö-rüklenir. ‹stenir ki, genç beyinler““bbeenn””den baflka bir fley düflünmesin.

Kime ne oldu¤u umurunda ol-mayacak, sen kendini düflünecek-sin. Dünya yak›lsa, sen dönüp bak-mayacak, ç›karlar›na göre davrana-caks›n. De¤er yarg›lar›n› buna görebelirleyeceksin.

‹nsanlar ölüyormufl, sen yafl›yor-san önemsizdir. Neden öldüklerinibile merak etmeyeceksin. Hiçbirfley olmuyormufl gibi, e¤lenmeyebakacaks›n, günlerini daha iyi ge-çirmenin yollar›n› bulmaya çal›fla-caks›n. Kendini herhangi bir de¤eryarg›s› ile s›n›rland›rmayacaks›n.Kapitalizmin de¤ersizliklerine ken-dini sonuna kadar açacaks›n. S›n›r-s›z tüketeceksin. Daha fazla tüket-mek için ne de¤er, ne ahlak, ne ku-ral tan›yacaks›n.

Elbise de¤ifltirir gibi sevgili de-

¤ifltireceksin. Sevmeyeceksin, se-vilmeyeceksin, bir eflya gibi kullan-maya, kendi “ben”ini tatmin etmeyebakacaks›n...

Burjuvazinin propagandas› böy-le flekillenir ve kiflilerin özentilerini,be¤enilerini, de¤er yarg›lar›n› flekil-lendirmede etkili olur.

SS››rraaddaann BBiirr EEyylleemm::ÖÖllddüürrmmeekkKapitalist düzende öldürmek s›-

radanlaflt›r›lm›flt›r.Burjuvazinin propagandas›nda,

fliddet karfl›tl›¤›na da, fliddeti özen-dirmeye de yer vard›r. Bu propagan-da da, halk›n düzene karfl› fliddetimahkum edilirken, di¤er yandanfilmlerden, haber programlar›na,atari oyunlar›na kadar, bencil ç›kar-lar için fliddet ve öldürmek s›radan-laflt›r›l›r ve hatta özendirilir.

Bencil, tatminsiz kifliliklerin, öf-keleri düzenin ç›karlar› veya düzenihedeflemeyecek flekilde yönlendiri-lir. Bu kültürün sonucunda, ““bbeenn””duygusunu tatmin etmek için, öl-dürmek de s›radan bir eylem halinegelir.

Y.B.’ler bu kültürün etkisi alt›n-da yetiflen, yoksulluk ve olanaks›z-l›klar nedeniyle de ““bbeenn”” duygular›tatmin edilemeyen gençlerdir.

Say›lar› bugün flu ya da bu ka-dard›r. Fakat, onlar›n eylemleri biruyar›d›r, bir gerçe¤in, tehlikenin al-t›n›n çizilmesidir. Bu gerçek, ço-cuklar›m›z›, gençlerimizi koruma-m›z gereken en büyük tehlikeyigösterir.

Tehlikeyi görmek için, Y.B.’le-rin kifliliklerinin, farkl› bir yerde de-¤il, hepimizin çocuklar›n›n yetiflti¤iortamlarda, flekillendi¤ini düflün-mek yeterlidir. Elbette, bu demekde¤ildir ki, bu ortamlarda yetiflentüm çocuklar bir Y.B. olacakt›r.

Fakat, bu demektir ki, bu ortam-da yetiflen çocuklar›m›z için önlemal›nmad›¤›nda, korunmad›¤›nda birY.B. olma riski vard›r.

Anneleri Öldüren KültürBBiirr yyaannddaann ppoommppaallaannaann

kkaappiittaalliizzmmiinn ddee¤¤eerrlleerrii,, bbiirryyaannddaann aaççll››kk,, iiflflssiizzlliikk,, ççaarree--

ssiizzlliikk;; mmuuttssuuzz,, ddeepprreessyyoonnddaa,,ppssiikkoolloojjiikk ssoorruunnlluu,, bbuunnaall››mmll››vvee ““aannnneessiinnii yyaa ddaa ççooccuu¤¤uu--nnuu bbiillee ggöözzüünnüü kk››rrppmmaaddaannkkeesseebbiilleenn”” kkiiflfliilleerr yyaarraatt››yyoorr..

OO bbiirr aannnnee kkaattiillii oolldduu¤¤uukkaaddaarr,, kkeennddiissii ddee bbiirr

kkuurrbbaann!!