bougle - what is sociology

Embed Size (px)

DESCRIPTION

one of the first sociology textbooks

Citation preview

  • Sosyoloji Nedir?1*

    Clestin Bougl

    zetleyerek eviren: smail Suphi

    evrimyaz: Aynur Erdoan MerakllarnaBir ehir olsun Efkara laykyla tespit edebilmek [belirgin hale getirebil-

    mek] iin bu ehrin ismini de Saint-Pol koyalm Farz edelim ki, bu ehrin ahalisi meyanna [arasna] ben de dahilim, sosyoloji ilmini tecrbe etmek isti-yorum. Bakalm; Saint-Pol benim, yahut herhangi bir sosyoloun nazarna ne gibi hususat [hususlar, zellikleri] arz edecek?

    imdi sizinle bu ehrin btn mahallatn [mahallerini, yerlerini], muhiti-ni dolaalm, ahalisini konualm. Evvela bu memleket ahalisinin hemen hepsi ayn familya efrad imi gibi, tekellm ederken [konuurken] mtenasiben [oranl bir ekilde] kelimeleri uzatarak, yayarak sylediklerini greceiz.

    Ahaliden birka kii ile mukalamt- amikaya [derin konumalara] dalsak bu karabeti [yaknl] yalnz ifadelerinde deil hislerinde de bulacaz. Me-sela: Hepsi, mdavimi bulunduklar byk kubbeli, muhteem, mzeyyen [ssl] ibadethanelerine... berrak, leziz sularyla ruhlarna kayi [ferahlk] veren nehirlerine... yazn gnein hararet-i edidesinden [iddetli scandan] muhafazaya yarayan hyabanlarna [glgeliklerine] kar ayn his-si takdiri... komular bulunan dier bir ehir ahalisine kar ayn his-si rekabeti... payi-taht iskan eden [bakentte oturan] vatandalarna kar hrmet veya nefretin ayn imtiza- garbi manzurumuz olur [tuhaf karmn grrz]...

    Haricen hepsini grdk ya, biraz da zenginleri ile evlerinde sohbet ede-lim Saint-Polde namdar [naml, nl] familyalardan birini ziyarete gide-1 Bu bahis en ziyade C[lestin] Bouglden iktibas edilmitir.* Bu evrimyaz stanbul niversitesi Bilimsel Aratrma Projeleri Komisyonu tarafndan desteklenen Trkiyede Sosyolojinin Harf Devrimi ncesi Kaynaklar balkl proje (Proje No: 12050) kapsamnda hazrlanmtr.smail Suphinin Sosyoloji Nedir? balkl bu metni 1325-1328 [1909-1912] yllar arasnda Hsn ve iirde be blm halinde yaymlanmtr: C. I, Say: 1, 1325 [1909], s. 13-14; Say: 2, 1325 [1909], s. 14; Say: 3, 1325 [1909], s. 8-9; Say: 4, 1325 [1909], s. 12-14; Say: 6, 16 Austos 1326 24 aban 1328 Pazartesi [1910-1912], s. 44-46. Metin, Bouglnin 1907 tarihli Quest-ce que la sociologie? (Paris, Felix Alcan) kitabnn ilk blmnn zetlenerek yaplm serbest bir evirisi niteliindedir. Kitabn tamam bilahare Mustafa Suphi tarafndan tercme edilerek yaymlanmtr: Clestin Bougl, lmi itimai nedir: Hayat- itimaiyenin safahat ve ekal-i muhtelifesini terih eder, ev. Mustafa Suphi, stanbul: Mrettibn-i Osmaniyye Matbaas, 1328 [1912] (kitabn kapan ekte bulabilirsiniz). Mustafa Suphinin bu tercmesinin bana ilave ettii fadenin [nsz] (s. 3-5) Hulki Aktun tarafndan eskiyazdan aktarlm hali iin bkz. Trkiye Defteri, Say 9, Temmuz 1974, s. 2-5.

    Bougl, C. (1909-1912/2014). Sosyoloji nedir?, smail Suphi (ev.), A. Erdoan (evrimyaz). Sosyoloji Dergisi, 3. Dizi, 28. Say, 2014/1, s.323-334

  • Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say324

    lim... Bu tercihin neden ileri geldiini mi soruyorsunuz?.. Peki syleyelim: nsan; nfuz- manevi iktisap etmek iin mutlaka ya gayet kuvvetli veya olduka zengin olmaldr.

    Nfuz- manevi hiras [korku, ekingenlik], hrmet, takdir gibi hisleri ihtiva eder. Tarihte pek byk nam brakm olan skender-i Kebirin [Byk skenderin] kazand nfuz- manevi familyas efradna ayn his-si takdir ve hrmetin ifasn telkin etmitir. te yine bu nfuz- manevi deil midir ki, sanat hakknda pek de kati efkar serdedemeyen Aristonun nazariyat ve mtalaatn cerhe cesaret edenleri tekfire saik olmutur. Prestij, hakikat-i hal-de bir fikrin, bir ahsn zihnimiz zerine icra ettii hkmden baka bir ey deildir.

    Melekat- tenkidiyenin [eletiri yeteneklerinin], his-si itirazn iptali hep bunun sayesindedir. hretin, namn, servetin bahettii nfuz- manevi gibidir. Tarih-i sanat ve edebiyatta bile bu prestij hkm srer. Bu, o kadar zi-iktidardr [iktidar sahibidir, gldr] ki, muasrlar [adalar] tarafndan his-si takdire nail olan bir airin iirlerini hibir kalem tenkide cesaret edemez. Yunanistan liselerinde senelerce okunan, ezberlenen, fakat yazk ki, ne demek istedii pek de anlalmayan Homerin iirlerine edilen rabet, mutlaka, o lise messesesinin genlere gnde iki saat ahlak talim eden, akl- ders veren Aris-tonun gsterdii itibardan neet etse gerek

    Mzehhep madenlerin [yaldzl metallerin], byk unvanlarn, muaa [aal, parlak, gsterili] niformann ruh- avamda oynad rol pek byk-tr. En hain, en metin bir sosyalistin kalbinde bir dk veya marki daima kck bir hiss-i hirasn [ekinme duygusunun] tevelldne [domasna] bais [sebep] olmutur. Byk bir nam tahtnda icra edilen dolandrclk daha kolaydr. Zengin bir tccar, birok eya-y nefiseye [kymetli eyaya] malik bir maaza sahibi; byk unvanlarn, mzeyyen [ssl] niformalarn sahte, riyakar [ikiyzl] szlerine, dolaplarna daha abuk kaplr. Nfuz- manevi ashab[nn] [sahiplerinin], istibdatlarn [basklarn], zulmlerini tezyit ettik-e [artrdka] hkmlerinin de kuvvetlendii grlr. Buna tarih, o mnadi-i ananat [rivayetleri, gelenekleri aktaran tellal] daima ahittir.

    ... imdi sebeb-i rhan [ncelikli sebebi] anlayabildiniz, renebildiniz ya? Biz yine bahsimize gelelim.

    Bu ehrin, Saint-Poln kibar meclislerinde mkalemenin [konumann] damdan ardaa gidiinde! ayn fikirler hakknda ayn itikat ve hiras... ayn teferruata kar ayn merak ve tecesss tenasb-i kelam [sz uyumunu]

    * Metin burada Daha bitmedi notuyla sona ermekte, bir sonraki sayda Sosyoloji nedir? bal ve Merakllarna dendikten sonra Mabad alt balyla metnin devamna yer verilmektedir.

  • Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912] 325

    teabh-i istikrah [tiksinti veren benzerlii] ayn mahallerde ayn tereddt ve skutlar [sessizlikleri] greceiz.

    te: imdiye kadar tesadf ettiimiz pek sath [yzeysel] lakin pek aikar olan bu hususat- tahire [nezih zellikler] Saint-Pol ehri sekenesine hasl [sa-kinlerinin, oturanlarnn yaad] hadisat- ruhiyedendir.

    imdi ehrimizin, Saint-Poln ahalisini dier ehir sekenelerinden tefrik eden [ayran] hutut- mtereke mecmuasn [ortak izgiler toplamn] tet-kike balayalm:

    Saint-Pol heyet-i itimaiyesini ayn fikir, ayn histe ittihat ettiren [birle-tiren] ahval- mteabih [benzer haller] kadar yekdierinden ayran ihtilafat [ihtilaflar, anlamazlklar] da bize ayan- tetkik ve mtalaa [aratrmaya ve incelemeye deer] zeminler hazrlayacaktr.

    Yine ayn gnde, leden sonra, herkes iinin banda iken ehrin arla-rn, pazarlarn, imalathanelerini gezelim; sokakta gelen geen zevat [zatlar, kiileri] tefti edelim: te elleri alya bulanm eski, kirli nlkl iki adam Bunlar amele. Mavi pantolonunda krmz izgileri belli, bakr dmeli, beyaz eldivenli, ayn zamanda biraz haylaz, mtekebbir [kibirli, byklenen] tavrl bir ahs Ben ona asker diyeceim. Sonra tede silindir apkal, st ba temiz bir efendi, salon adam; yanndaki refikasna [arkadana] pes seda [hafif ses] ile bir eyler anlatan sakit [sessiz] tavrl, siyah elbiseli iki kadn... Bunlarn kyafetleri, gam-gin [gaml], soluk ehreleri bana iki abide [ibadetle megul olan, zahit kadn] olduklarn ifham etti [anlatt]. Sonra; pr tehalk [hevesle] yolun kumlar stnde iki bklm, anide[n] nazarlardan kaybolan bir bay-sklist [bisiklet ofr]; aralarnda refiklerinden [arkadalarndan] birinin tad kadife bayrak altnda bakr madenlerin vaveylalaryla [feryatlaryla] muhitin skununu [sessizliini] ihlal eden bir sr grltc efrat [fertler, kiiler] Bunlar da algc...

    te sokak ortasnda karmakark bir halde grdm hemerilerime ver-diim sfatlar: algc, baysklist [bisiklet ofr], rahibe, salon adam, asker, amele [ii] Peki bunlar neyi ifham ediyorlar [anlatyorlar]? imdi onu da anlayalm: Ben Saint-Pol ahalisi arasnda byle kk cemiyetler tesis etmekle herkesin kendi mesleine, snfna, mensup olduu zmreye nazaran farklar ayrdm. Onlarda manzur olan [grlen] say [alma], harekat [hareketler], lezaiz [lezzetler] ve icraat tamamyla mterektir [ortaktr]. Yani bir algc, bana kendi gibi birok adam toplayp bir musiki cemiyeti tekil iin dier efradn da ayn his ile mtehassis [duygulanm] olmas lazm.

    Fakat: Bizim Saint-Poln dar muhitinde tesadf ettiimiz bu cemiyet-ler ancak onun heyet-i mecmuasnn [btn heyetlerinin] birkan havidir * Burada Mabadi [devam] var notuyla metin sona ermekte, bir sonraki sayda Sosyoloji nedir? bal dendikten sonra Mabadi alt balyla metnin devamna yer verilmektedir.

  • Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say326

    [kapsar]. Binaenaleyh [buna binaen, dayanarak] biz tasnifi kolaylatmak iin kestirme yoldan gidiyoruz. Bu suretle snflara munkasim [blnm] ehas [ahslar, kiiler] bu snflarn yalnz numuneleri gibi telakki edilmeyecei ve askerlik yahut baysiklist [bisikleti] snfnn, bir ahsn evsaf- sairesini [dier zelliklerini] de gideremeyecei bedihi [apak] Onlar; yalnz bir daire-i itimaiyeye deil, belki, birkana dahil olurlar. Bir kimse baysiklist [bisiklet-i] veya algc olduu gibi ayn zamanda salon adam da olabilir. Hatta asker olanlarn insanlktan kmadklar da oktan beri anlalmtr. Bir ahsn yal-nz bir cemiyete intisab pek nadir hallerdendir.*

    Eer tufana [Nuh Tufanna] kadar kacak [gidecek] olursak o zaman bir kabile efradndan [fertlerinden, yelerinden] olan bir adamn, yalnz kendi kabilesi azasndan baka bir ey olmayanna belki tesadf edilebilir! Lakin efrat [fertler, kiiler]; saika-i medeniyetle [medeniyet sebebiyle] mensup olduklar uubat teksire [ubeleri oaltmaya] mecburdurlar. Hatta yle zannedilebilir ki insan ne kadar meden olursa, intisap ettii mahallat da [mahaller, yerler de] o kadar artar. Bizim salon adammz mdavim-i sadk olduu [sadakatle devam ettii] ibadethanesinden katibi bulunduu ticaretgahna reisi bu-lunduu ailesinden neferi olduu orduya kadar birok cemiyetlere girmitir.

    Bu nazra-i seri [hzl bak] bize adad- mtenahiye [snrl sayda oluu] ile beraber ayn zamanda cemiyetlerin tenevvuat- la-tahsasn [saysz eitleri olduunu] irae eder [gsterir]. Bir lokanta yahut bir gazinoda toplanan m-terilerin tekil ettikleri cemiyetlere mabih [benzeyen], muvakkitleri [geici olanlar] olduu gibi mdavim-i sadklar [sadakatle devam edenleri] her vakit birletiren mabetlerden daha eski ve daha asr-dideleri [yzyl grmleri, es-kileri] de vardr.

    Saint-Pol algclarnn tekil ettikleri cemiyetlerin kkleri nasl varsa yksek, karl dalarn sarp kayalarn trmanarak engin denizlerin mtehevvir [fkeli] dalgalarnn sath- bi-kararnda [kararsz yzeyinde] yuvarlanarak ge-len amele sunufu [snflar]...

    Ashab- fen [doa bilimcileri] yahut heveskaran- ulumu [bilim heves-karlarn] birletiren byk cemiyetler, darus-snaalar [tersaneler, fabrikalar, mhendislik faklteleri], mektepler, medreseler var Cesim [cesametli, ko-caman] veya sair [kk] Sabit veya seyyal [akc] daireler teekkl ettii gibi bir anda cihan barut dumanlaryla boan daireler, ybis [kuru] elleriyle yaptrlan ta daireler muharip [sava] dost hayetiyle [korkusuyla] d-klen demir daireler, airlerin nermin [yumuak] elleriyle tezyin edilen [ssle-nen] iekten daireler Bu revabt- itimaiyenin [toplumsal balarn] hepsi, enzarmzda [baklarmzda] en mtenevvi tezahrat iksa edeceklerdir [eitli * Metin burada sona ermekte, bir sonraki sayda Sosyoloji nedir? bal altnda metnin devamna yer verilmektedir.

  • Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912] 327

    tezahrlere, grnlere brneceklerdir]. Bu tezahrat- mtenevviaya [e-itli tezahrlere] ramen hangi havas-s mtereke [ortak zellikler] vastasyla ulum- itimaiyenin mevzular bsbtn msavidirler [eittirler]?

    Evvelemirde [ilk olarak] bunu temyiz [ayrt] etmek lazmdr. Mahede ettiimiz muhtelif cemiyat numunelerini fark ve temyizden emin olmak iin, her yerde ve her zaman bir arada bulunan ehasn bir cemiyet tekil edip edemeyeceini anlayalm.

    Bu hususun bilinmesi ehasn tecemmularndaki [kiilerin bir araya geli-lerindeki] uruta [artlara] tabidir. Herkesin bildii cemaat bir sr ehasn bir noktada toplanmasdr. Halbuki bizim nokta-i nazarmz [bak amz] baka Bir cemaat- ruhiyenin [manevi cemaatin] secayasn [seciyelerini, huylarn, karakterlerini] iktisap eden [edinen] bir sr efradn [fertlerin] itti-hatlar [birlemeleri] yalnz tesadfi deildir.

    Bir posta arabasnda, bir tramvayda, bir imendifer yahut vapurda biri di-erinin yannda oturmu bir cemiyetin juktapoje (sic., juxtapos) [yan yana, bir arada, birleik] olduunu iddia ederseniz pek yanltr. Hibir vakit bu itima bir encmen, bir cemiyet tekil etmi saylamaz. Bir gazinoya* her gn devam eden mterilerin tekil ettikleri cemiyet numuneleri de by-ledir. Meer ki bu itima, ehasn halet-i ruhiyelerinde itirak- efkar [fikir ortakl] ve itirak- hissiyat [duygu ortakl] gibi tebeddlat [deiimler] husule getirebilsin [ortaya karabilsin]... Bir cemaat tekil edebilmek iin ahsiyet-i mdrike zail olarak efradn hissiyat ve efkar bir noktada mnde-mi bulunmal Vehleten [bir anda] tahadds eden [gerekleen] bir vaka, bir tabanca namlusunun souk, mfteris [frsat] parlts; bir aheng-i mun-tazamaya tabi seri darbelerle kalbin halecanna, ayn nokta zerine efkar sevk etmeye vasta olur. Bundan teekkl eden bir vcut cemaat husule getirir. Hadisat- cedide, ehasn vasta-i mnasebeti olan itirak fikir ve taakkulu [dncesi] meydana karr.

    Fenn-i vezaifl-aza [anatomi] mtehassslarndan [uzmanlarndan] mu-allim-i muhterem Claude Bernard; anasr fizyolojiye ne vakit birleirse, bu anasr- mteferrikada kabil-i takdir olamayan havassn tezahr ettii anla-lyor, diyor...

    Bir cemaat-i ruhiyenin gsterdii en aikar bir hal onu tekil eden ehasn kendilerini hal-i cemaate eviren fiil-i yegane yardmla ef al, harekat, hissi-yat ve inkar- mnferidelerinde baka trl icra ettiren, gtren, dndren bir nevi ruh- mtereke malikiyetleridir. Efkar ve hissiyattan bazlar ancak efradn hal-i cemaatte bulunduklar zaman fiiliyata tahavvl edebilir. Bir ruh- mterek iinde ehasn kabiliyet-i akliyeleri mahvolarak gayri mtecanisi [he-terojen olan] mtecanise [homojene] dner.

  • Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say328

    Bizim yukarda zikrettiimiz salon adam redingotunun usul vechile kat [katlanmas], kendi ihata-i fikrine gre deil, mesleine tabi olduu alemin usulne tevfikendir [uygundur]. Yine asker dediimiz ahsn yolda tesadf ettii bir ainasn ciddi bir revi ile selamlamas, admlarn daha geni, sert atmas, mensubu olduu orduya, cemaate hsn-i itaatinden baka bir ey de-ildir.

    Biz onun ruhunu aratracak olursak katiyen bu hlt [halleri] bulamayz. Nitekim istibdal [tebdil, deiim] olup memleketine gittii andan itibaren yine kyl hayatn yaar. Yine hemerilerini taklit beliyyesinden kendisi-ni kurtaramaz. Rahibe ismiyle tandmz sakit tavrl iki kadnn gamnak ehreleri, siyah elbiseleri ve revi-i mtevazaneleri zerine, intisap ettikleri cemiyetlerin tesirat- azimesi aikardr. Bu halat, hi phe yok ki gayr-i ira-didir. Eer beer her hareketini, her fiilini dnerek mevki-i tatbike koymak emeline dseydi bugn beerden baka bir nam ile tevsimi [adlandrlmay] iktiza ederdi itikadndaym.* Tarz- harekatmzn ekserisi bylece kendi taak-kulatmza tabi olmaktan ziyade mensubu bulunduumuz, cemiyete tabi-dir. Btn amal-i umumiye ve hususiyemizde hep ona mnkadz. Ayn bir nehir yatanda ihtiyarsz srklenen kum paralar gibi. Sokakta bir seyr-i seri ile getiklerini grdmz mehull-isim cemaat arasndaki amele, algc, rahibe, salon adam, baysiklist [bisikleti] yahut askerlerden hibiri bu mesleklere suluk etmeselerdi katiyen bugnk hareketlerindeki ahvale tesadf edemeyecektik. Onlar daima bugnk tarz- telebbsn, dncenin, reviin haricinde bulunacaklar, baka trl giyinecekler, baka tarzda dnecekler, baka vaziyette gezineceklerdi.

    imdi, bu ehasn secaya-y dahiliye ve hariciyelerini izah iin dier ehas ile tezat tekil ettikleri hususat hakknda baz mnasebat taharrisine mecbur kalyorum. Bir familya veya bir ordu, bir kulp veyahut mabetten bahsedi-lince ehasa verilen isimlerin tebeddlat vastasyla hakayk- zatiyelerini bu mnasebat ile ispata alacam.

    ... Bir tesir-i muvakkat veya bir tesir-i payidar olsun, muhabbet veya nefret, inkyat [boyun eme] veya taklit; hemhesti-i ehas nerede ve miktarlar ne kadar az olursa olsun yine birtakm hadisat- cedide meydana getirirler. Ve bu hadisat katiyen bu cemiyeti tekil eden efradn mevcudiyetine mtevakkf-tr. Terakmat- rsiye-i batnyenin bnye-i dimaiye zerinde brakt izler tefekkrde, tahassste, hatta gaye-i hayaliyede bile husule getirdii ihtilafat- amika, gayri mtecanis, fakat mtesaviyd-derecat ehas zerinde teark-i menafi kavi olsa da yine kendisini gsterir. Sosyoloji iin vasi bir zemin-i

    * Metin burada sona ermekte, iki sonraki sayda Sosyoloji nedir? bal altnda metnin devamna yer verilmektedir.

  • Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912] 329

    tetkik ve tetebbu olan hususat- mezkreyi [zikredilen, anlan hususlar] ayr bir bahiste mtalaa edeceiz.

    ... Biz imdi mnhasran bir cemiyeti ele alalm. phesiz ki ehas ha-ri, cemiyetler cemaat deil, cemaat cemiyetleri husule getirir. Salon adam bulunmayan salon var m? Askerleri kaldrrsak kla mevcut olur mu? badethaneler pek tabiidir ki mdavim-i sadklar tarafndan meydana gelmilerdir. Tarik-i tasavvuf gibi, mahal-li edebler, mekteb-i felsefler de bu kadroya dahil. Haddizatnda bir cemiyet aramak phesiz ki bir hayal-i hamdan baka bir ey deildir. Belki ehas- muhtelife ile mal-a-mal [dopdolu] bir gazino bu hususta bir misal olarak irae edilebilir. Fakat hi bir vakit bu sosyoloji nokta-i nazarndan bir cemiyet olduu musaddak deildir. nk bu efraddan hibiri umumun hissiyatna, ef aline, harekatna, hatta amali-ne itirake yeltenmez. Ayn meslek, ayn cemiyet efradnda bir halet-i hissi-ye-i mtereke vardr. Ordu askeriyle beraber ordudur. Her sene istibdal olan [deien] efradn yerini yenileri doldurur, bu teceddt hibir vakit ordunun kavanini [kanunlar] zerine kk bir tesir bile icra edemez. O yine secayas-n [seciyelerini], bizzat fikrini muhafaza eder. Kla kavanininin, sakinlerinin ef al-i akliyeleri zerine brakt tesir, efradn yrylerine, hatta suret-i te-kellmlerine kadar huunet baheder.

    Beyhude yere hibir tarafta salon tesis edilmez. Bunun vcut ve adem-i vcudu da messis ve mdavimlerinin adem-i mevcudiyetine deil belki konvansiyonellerine merbuttur. Vaizler, zahidler, hadiler, btn samin lr, fakat mabet bakidir. Demek ki, ehas deimekle cemiyetler de tahav-vl etmiyorlar. Yeter ki kavanin payidar ve la-yetegayyer olsun.

    Statlerin granit, mermer, veyahut tahtadan olduuna ehemmiyet ver-meden taksim, tavsif edildii gibi ehasn da ihtilafat- zatiyelerinden sarf na-zar ederek onlar yekdierine balayan mnasebat taksim, tavsif ve tatbik de ekl-i itimailerini bize bildirecektir. Bu suretle gayri muayyen efrat arasnda enva aratrmak lazmdr. Bu taharri ile daha harici, ve yeknazarda pek sathi birok secayann sebepleri bulunabilir.

    Mademki btn cemiyet arasndaki irtibatlar bir mnasebete tabidir, ib-tida-y emirde bu irtibatlar bir had-di intizam altna almaya mecbur deil miyiz? Byk ve kk cemiyetler arasndaki mbayenet azdr. Fakat bu m-bayenetin klletine aldanlarak; bir siyaset-i milli, bir siyaset-i beledye benze-tilerek ne byk hata-y nazra, ve bizzat sehv-i amelilere yol almtr. Deil milel-i muhtelifede, hatta ayn millet efrad arasnda bile temaylat, istidad, miza gibi eylere bir ehemmiyet-i mahsusa vermek mecburiyetindeyiz. Bn-ye-i dimaiye-i mevruse, itikadat, teslim, terbiye, tarz- taayyu uzun mddet bir arada bulunular bunlar zerinde bir tesir-i payidar husule getirdii halde yine birok hadisat- mhimmeden ayr bulunurlar. Hadisat- siyasiye ve ta-

  • Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say330

    rihiyenin hepsi hissiyat zerinde muhtelif iltivat tevlit ederler [dalgalanma-lar doururlar]. Heyet-i mecmuada zekann deil hayat- karyenin hkm nafizdir. ... Ehasn mmknat- itimaiyeleri oaltlarak mnasebat- iti-maiyeleri arasndaki irtibatlar tezyid edilmitir. Binaenaleyh bu mesele-i ke-miyet zatidir.

    Bir kavmi tekil eden muhtelif ehas, zmre-i ruhban, heyet-i udul [ada-let], frka-i siyasiye, burjuvalar, aileler, mekatib, ticarethaneler, devair-i m-teaddide gibi heyet-i itimaiye resen birok icraatta bulanabilirler. Evet, kendi daire-i mahdutlar iinde mfekkire-i zatiyeleriyle icra-y amel ediyorlarm gibi. Daha byk hadiselerde ise byle deil. O zaman da bunlarn btn msaedat- zatiyelerinin hakimi, milliyet-i umumiyeyi gsteren hkmettir. Bir kavmin cemiyat- muhtelifesi arasnda mevcut ihtilafat- hissiye, ve fikriye o kavim efradn hlt- hususiyede ayr bulundurur. Mmkn deil bunlar bir teceddd mnhasran meydana getiremezler.*

    Mesele-i zamana gelince: mnasebat- itimaiye hususunda zamann hi-bir tesiri olmadn iddia etmek doru deildir. Zaman; azim bir amil-i m-essirdir. Hakikati meydana karan, efsaneleri tahrip eden zamandr.

    Goethenin dedii gibi hata ahsa, hakikat mnhasran zamana aittir. Zaman yalnz hadisat- tabiiyede deil, hadisat- itimaiyede de nafiz roller icra eder. Tekvin-i itiyadat ve itikadat [alkanlk ve inanlarn ortaya kma-s] hep zaman iledir. tminanat- avamn [halkn gveninin] bulduu zemini hazrlayan zaman; taazzuvat- itimaiye ve siyasiyeyi tekil eder. Zaman ile te-vellt ve teselsl eden hadisat yine syul- asarn dest-i tahribinde fena bulur. Uzviyat nasl saniyelerin, aylarn yed-i teshirinde ise cemiyat da ayn tesirden masun kalamaz. Astronomlar mevcudat- semaviyenin hep asrlarn eyadi-i tahakkmnde olduunu iddia ediyorlar. Kk kum paralarnn, bir gn ahikalar meydana getirmesi zamann muavenetine arz- iftikar ettii gibi, bir brkan [yanarda] da indifan yine zamana borlu olduunu arzyyun ispat ediyorlar. Muhit, tesadfat, vekayi hep avamil-i umumiyeden zama-nn telakkiyat- itimaiyesini gsterirler. Metotlar, intizamlar btn zaman sayesinde halat- tezebzbden kurtulurlar. Protestanlar, Jansenistler mezheple-rini kabul ettirebilmek iin zamana arz- ihtiya etmilerdir. Vicdanlarda kk-leen itminanat ve itikadatn mahv ve inkrazn tehiyye eden yine zamandr. Ahlakyyun, hadisat- fiiliyenin tekvin ettii izlerin gnler, seneler yardmyla itiyadata [alkanlklara] kalb olduunu [dntn] sylyorlar. Alemde usul-i idarelerin, nizamlarn, hatta kavanin-i esasiyenin [anayasalarn] hibiri bir anda teekkl ve teesss edecek kadar kuvveti haiz olamamtr. Bir tarz- idare-i siyasiye ve itimaiyenin teesss daima asrlara muhtatr.

    ***

  • Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912] 331

    Bir saat zarfnda bir tabldot etrafnda toplanan cemiyet azalar arasndaki irtibat daima sath ve zayftr. Halbuki, bunun yerine dier bir payidar, esasl cemiyet bulunduunu farz edersek tabii mesele deitii kadar kesb-i ehem-miyet eder. Payidar cemiyetler kendi azalarnn kollar arasnda doduu gibi yine onlarla yaar ve lr. Auguste Comteun dedii gibi bir cemiyet yaa-yanlarla lenler arasnda metin bir rabtadr. Orada llerle diriler beraber yaarlar. Byle cemiyetlerin zaman ile tahassul eden metin balar kolaylkla kopmaz, nk onu dokuyan eyadi-i asardr.

    Bir het- itimaiyenin [toplumsal heyetler toplamnn] ihtiva ettii ana-srdaki ihtilaf ve tefavt byk berahiyeti haiz deildir, nk; bu pek aikar-dr ki mnasebat- itimaiye; azalarn ayn rk; ayn millet, ayn sanat erba-bndan olduklarna, veyahut muhtelif rk, muhtelif sanat erbab ve muhasm millet bulunduklarna nazaran ekal-i muhtelife alrlar.

    Btn ehas Karn- Vustada [Orta ada] olduu gibi muhtelif esnaf cemiyetlerine irtibat kabilinden, tamamen bir heyete mi merbutturlar? Yoksa faaliyet-i hayatiyelerinin bir ksmyla bir kulpte aza imi gibi mi heyt- iti-maiye [toplumsal gruplar] ile mnasebetleri vardr? Bunlar aratrld gibi, bir amelenin fabrikasnda mteekkil cemiyet ile ailesi arasndaki mnasebt [ilikileri] ve vasat/vatan [?] ile tekil ettii byk ve kk cemiyet numune-leri mevzu bahis olabilir. Bu heyet-i itimaiyenin intihabatta ahalinin bir araya toplanmas kabilinden gayri mretteb veyahut bir asker alay gibi taazzuv- itimaiye ve tekilat var mdr? Sonra bu taazzuv ve tekilatta bir mafevklik veyahut madnluk mevcut mudur? Yoksa maddi midir? te bu hususat umu-miyetle mnasebat- itimaiyenin kemiyet ve keyfiyetini tekil eder.

    Heyet-i itimaiyeyi, nazari olarak, tebyin iin mutlaka o cemiyetin kk ya byk, umumi ya hususi; muvakkat yahut payidar, mtecanis veyahut gayri mtecanis2 olduu teemml edilir. Sonra tekilat- hususiyenin mev-cudiyeti, taazzuvatnn msavat esasna m, yoksa silsile-i meratip kaidesi-ne mi mstenit bulunduu hatra getirilir. Ve ondan sonra o cemiyet tetkike balanr. Binaenaleyh bize burada saydmz cemiyet numunelerinden baka ekilde birtakm heyt- itimaiye [toplumsal heyetler] de gsterilebilir. Lakin mecmua-i nebatiyeye nispetle daha muhtelit, daha kesir ekali haiz bir alem hakknda imdiye kadar tadad ettiimiz ekali bize heyt- itimaiye hakknda bir fikir vermeye kafidir.

    2 Cemaat-i mtecanise: muhtelif muhit-i itimaiyeye mensup zevattan mteekkil olduklar halde aralarnda yalnz din tahsil veyahut sanat gibi bir rabta ile merbut olan furuk- zmre-i askeriye, ruhbaAn gibi hemen ayn muhit iinde terbiye grm ve ayn meslee salik kimsele-ri ve baz menafi ile birlemi efrad mesela zrra ve tccarlar tekil eder. Gayri mtecanis olanlar ise heyt- udul ve sokaklarda dolaan halk ile parlamentolardan ibarettir.

  • Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say332

    EK: lmi timai Nedir? balkl kitabn kapann evrimyazs, Osman-lcas ve Franszcas

    Mustafa SuphiLM- TMA

    Nedir?..

    Hayat- timaiyenin Safahat ve Ekal-i Muhtelifesini Terih Eder

    Mellifi: Sorbonne Darlfnunu Felsefe Muallimi

    Mtercimi:[Clestin] Bougl

    Mustafa Suphi

    Tb ve Niri:BRAHM HLM

    Ktphane-i slam ve Asker

    Dersaadet [stanbul]Ktphane-i slam ve Asker brahim Hilmi

    46 Babali Caddesi 461328 [1912]

    Mrettibn-i Osmaniyye Matbaas

  • Bougl / Sosyoloji nedir? [1909-1912] 333

  • Sosyoloji Dergisi, 2014/1, 3. Dizi, 28. Say334