Upload
others
View
10
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
BİR DiNDARLIK ÖLÇEGİ (Sosyoloji'de Yöntem Uzerine Bir Tartışma)
Doç.Dr.Kayhan MUTLU*
ODTÜ, Sosyoloji Bölümü
Du çalışmada, bir insanın dindarlığını ve dini değerlerle ilgili olumlu veya olumsuz olmasını veya diğer bir ifade ile dini inançların, zayıf veya kuwetli olmasının; sosyolojik anlamda objektif olarak nasıl ölçülebileceğini ıartışmaktayım. Bu noktada ayrıca belirtmcliyimlci, bu çalışmamda esas olarak ülkemiz dışındaki sosyologların yaptıkları araştırmaları ele aldım.
Dindarlık konusu ile ilgili literatürO uluslararası
düzeyde ele aldığımızda muhtelif araştırmacıların
geliştirmiş olduğu dindarlık (re ligiosity) ölçelelerinin mevcut olduğunu görilrüz. Bu gibi ölçele geliştirmeye yönelik çalışmaların temelinde, "bir Sosyaloğun
milmkan olduğu kadar Icendi kişisel-subjektif değerleri dışmda kalmaya çalışarak, objektif ölçiltler içerisinde, meselenin özüne veya o meseledeki gerçeğe yönelik, bilgi üretimine katkıda bulunabilmesi" varsayımı vardır.
Ülkemizde pek göremediğim ve özellikle gelişmiş ülkelerde · gördilğüm bu pozitivist, müsbet bilim anlayışının, ve araştırma alışkanlığının illicemizde de yerleşmesinin tarafsız ve gerçekci Sosyolojik bilgi üretiminde önemli payı olacağına inanmaktayım.
Ülkemiz sosyoloji literatürü içerisinde dindarlık ile ilgili geliştirilmiş ölçekler vardır (Fırat,1977;
Taplamacıoğlu, 1%2). Fakat, bu ölçelcierin müsbet bilimsel anlamda oldukça eksik taraflarının olduğu
kanısındayım. Tabii ki, bu araştırmacıların yapmış
olduğu çalışmaların tümünü birden burda eleştir
miyorum. Bu noktayı da ayrıca burada belirtmekte yarar var. Şüphesiz, ölçek: geliştirmenin belirli gilvenirlik ve geçerlik testleri gibi bilimsel yöntemleri bulunmaktadır (Selltiz, 1959) ve bu kurallara uyulmadan bir araştırmacının herhangibir ölçele geliştirmiş olması mevzubahis olamaz. Örnek olarak Sayın Fırat ile Sayın Taplamacıoğlu'nun yapmış oldulclan çalışmalan ele
alırsak bu çalışmalarda sözü edilen dindarlık ölçelelerinin madde analizi, ve güvenirlik testi gibi analizlerinin olmadığını ve ayrıca anket verme yöntemi olarale insanların özel değerlerine yönelik anketlerde tatbile edilmesi gereken "bir defada gruba uygulanarale anket verme>> (group-administered questionaire) yönteminin yapılmadığı görülür. Okuyucuya daha sonra bu yöntem ile nasıl veri toplandığı açıkca anlatılacalctır.
Genel olarak halk, dini inançları ve değerleri
gözeterek birbirini değerlendirir ve dini kültürün ortaya koyduğu ibadetler (namaz, oruç, Kur'an okuma vs.) esasına göre dindarlık tanımlan yapar. Fakat bu gibi yaklaşımların gözleme dayalı kişisel yorumların ötesinde objektif bir gerçeği ifade edip etmı!diği konusu, aydınlığa çıkmamış olur. Ve, mesele bir bilinmeziiiete kalır. Buna benzer şekilde İslam ile ilgili olarale yapılan araştırmalarda da çok defa yazarın Icendi inancını belirten nitelikteki varsayımların tartışıldığını görilrüz. Burada ifade etmeye çalıştığım fikir, Ülkemizdeki yayınlara bakarak, çok çeşitli ve zengin örneklerle gösterilebilir. Ancak, rastgele bir örnekle konuyu ele alırsak, örneğin; «Son yıllarda oruç tutanların sayısının arttığı>> gibi yazarın sadece Icendi kişisel inancına ve tahminine göre doğru olduğu varsayılan verileri ele alıp, bu esaslar içerisinde «İslama olan bağlılığın Türkiye'de arttığı'nı» tartışmak subjektif bir çalışmadır, ve bir ölçilde spekillasyon yapmaktır.
Böylesi çalışmalar en azından; oruç tutma ile isıama bağlılık arasında otomatik bir ilişki kurarken, «Hiç bir insan davranışının arkasında tek bir neden yoktur ve. bir insan davranışını~ ötesinde o davranışın insandan insana değlşen nedenleri, motivasyonları, inançları vardır.,.
gibi bilimsel değeri olan ve zengin bir literatürO (Kiesler,
*Malatya dogumlu ve 1961 Malatya Lisesi mezunu.1965 yılında Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesini bitirdikten sonra Amerika'da 1970'de University of Califomia'da Master ve 1976 yılında U tah S ta te University de Doktora derecesini almıştır. 1976 yılından beri Orta Dogu Teknik Üniversitesi So.syoloji Bölümünde ötretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Bir Dindarlık 6/çegi_ (Sosyoloji'de Yöntem Üzerine Bir Tartışma)!Doç.Dr.Kayhan MUTLU 195
Tablo- I
Dindarlık Ölç~i
Maddeler
Olumlu maddeler (Positive ltems):
1. .'\.Ilah gerçekten mevcuttur 2. Kıyamet günü vardır
Madde Analizi (Madde, Toplam Puan) Peosson's koreelasyon katsayılan
0.84 0.89
3. Kuran, Allahın emirlerini iletir 0.78 4. Günlük hayatta, her türlü
karanmı Kuranda belirtilen esaslara göre veririm 0.85
5. Ölümden sonra hayat vardır 0.84 6. Mahşer günü herkes Allah'a
hesap verecektir. 0.92
7. Din, gerçeti ve güzelliti aramadır. 0.54
8. Cennet ve cehennem vardır 0.92
Olumsuz Maddeler (Negative ltems): 1. İ badetin faydası yalnız
psikolojiktir 0.75 2. .Cennet ve cehennem diye
bir yer yoktur 0.80 3. Allah ve tabiat aynı manayı
ifade eder 0.41 4. Dini konular ile ilgilenmem 0.75 5. Allaha inanmayan bir insan
bile günlük hayatta mutlu ve huzurlu bir insan olabilir 0.68
6. Dini konulan tartışmamak gerekir. 0.13
ete. 1969; Deutscher, 1973) olan bilgileri göz ardı etmektedirler. Ayrıca sade bir vatandaş anlayışı ile fakat akademik pozisyonlarını kullanarak sadece kişinin kendi gözlemi ve bu gözlemi ile ilgili yorumu esasına dayanan varsayımların kullanılarak tartışıldığı, fakat bu varsayımların gerçek olup olmadığının ele alınmadığı bir spekülatif sosyoloji de böylece ortaya çık.m2k.tadır.
Şüphesiz «din» ve «dindarlık.» gibi kavramların birbirinden farklı anlamda tanımları vardır. Çeşitli
düşünürler ve din mensupları, sosyologlar, antropologlar, ve psikologlar, hem kendi aralarında, ve hem birbirinden ayrı olarak, bu kavramları tanımlarlar. Bu çalışmada ise yalnızca ölçeksel tanımlar (operational defınitions) ele alındı. Uluslararası sosyoloji literaıüründe, kendi çalışmalarımın sınırları içerisinde dikkatimi çeken, ve bireylerin dindarlık. veya dini değerlere bağlılık derecelerini, tamemen kabul, red etme, ve tamamen red etme (strongly Agree-Agree-DisagreeStrongJy Disagree; Likert format) arasında ifade edecek şekilde düzenlenmiş ölçeklerden yararlanarak SÖZ
konusu ölçeğimi geliştirdim (Faullıner and DeJong
1966; King, 1967; King and Hunt, 1969; Rutney and Midleton, 1961; Westie, 1953; Brown, 1962). Bu ölçelcIerden aldığım maddeleri (item) İngilizce'den, Türkçe'ye çevirdim ve dolayısıyla çeviriden ötürü anlamlarda meydana gelebilecek. değişmeleri ve bu maddelerin ülkemiz lcütürel ve sosyolojik yapısı içerisindeki bilimsel geçerliğini, madde analizi (item analysis) ve güvenirlik testi (reliability test) yaparak (Nie, 1975) bu Olçeğin billimsel anlamını ve ciddiyetini açıklamaya çalıştım.
Tablo l'de görülen bu ölçek için güvenirlik katsayısı (Internal Consistency; Cronbach's Alpha) cx = 0.94 elde edilmiştir. Bu bulgu, bu maddelerin aynı anlamagelen hep aynı bir boyutu Olçtüğünü çok kuwetli ve belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır. Madde analizi sonuçları kuwetli ve çok kuwetli diye yorumlayabileceğimiz
neticeleri göstermiştir. Tablo 1 'deki sonuçlar ölçekteki madde puanı ile ölçek toplam puan arasındaki korrelasyon k.at sayılarının yüksek değerleri ifade ettiğini
göstermektedir. Diğer bir ifade ile bu rakamlar istatistiksel anlamda da kuwetli ve çok kuwetli ilişki olduğunu
ı fade etmektedir. Bu aşamada bu dış ülkelerde kullanılan böylesi dindarlık Olçck.lerinin ülkemiz koşullannda da anlamlı sonuçlar verdiğini ayrıca ifade etmekte yarar vardır. Bu noktayı da ayrıca hatırda tuımamızda yarar vardır kanısındayım.
Ayrıca belirtilmesi gereken Onemli bir nokta, bu verilerin toplanmasında , tek bir defada grup ortamı
içerisinde anketin bireylere verilmesidir (group-administered questionnaire). Böyle bir uygulama yapmanın en belirgin nedeni; dındarlık. gibi hassas bir konuda sorulan sorulara bireyin herhangi bir sosyalpsikolojik baskı hıssetmeden, kendi hissettiği gibi, ve kendi düşündüğü gibi anket sorularına cevap vermesini sağlamaktır. Diğer bir ifade ile bireyin bu konudaki kendi gerçeğini kendini hür ve bağımsız hissederek ankete yansıtması için gereken ortamın sağlandığı ve bunun sonucu olarak. gerçeğin yansıtılmasının
kolaylaştırıldığı varsayımını yerine getirme burada söz konusu edilmektedir (Selltiz, 1 959). Takdir edilir ki böyle hassas (Tablo 1) soruları 40 veya 50 veya daha kalabalık. gruplar içerisinde cevaplandırma, bireylerde «bu sorulara vereceğim cevapları, ben'den başka
birisinin bilebilmesi imkansız>> düşüncesinin ve duygusunun oluşmasını sağlayacaktır. Böyle bir duygu ve düşüncenin de; o insanın, böyle dindar olup olmama gibi , en azından toplumsal çevre için önemi olan has&ıs konularda, kendi gerçek duygularını ve düşüncelerini
ankette belirlebilmesindeki önemi inkar edilemez. Ayrıca dindarlık. ölçeği maddeleri ankette ard arda değil, fakat bir çok diğer başka ölçele maddeleri ile
karıştırılarak uygulanmıştır. Dindarlık ölçeği mad-
196
Tablo- II
lik Korrelasyonlar (N= 536)
De~şkenler ı 2 3 4 5 6 l.Yerleşim alanı 1.00
l.Şehir
2.Kırsal alan 2.Kendinizi iyi bir
müslüman olarak gö rüyormusunuz ~.04 1.00
l.Evet 2.Hayır
3.Cinsiycı 0.24 0.06 1.00 !.Kız
2.Erkek 4.Üniversiıe kaçıncı sını f 0.28 -0.15 0.08 1.00
l.Bınnci sınıf
2.İkinci sınıf 3. Üçüncü sınıf 4.0ördüncü sınıf
5.Ailcsindeki birey sayısı (oldugu gibi kodlandı) 0.44 -0.09 0.23 0.28 1.00 6.Ailelerin gelir
duru:nu 0.41 0.02 0.34 0.27 0.39 1.00 ı. 100.00011..
fazla 2. 80-IOO.JOOTI.. 3. 60-80.00011.. 4. 60.000 TI. az
?.Dindarlık (dindar-lık ölçegine göre) 0.33- 0.44 0.19 0.35 0.28 0.30
delerinın her biri arasına yaklaşık 4-5 adet dindarlık ile hiç ılgisi olmayan başka ölçek maddesi konmasının ve ayrıca bıreye bu ankete cevap verirken cevaplama silresinde fazla bir zaman verilmemesinin amacı, bireyin anket sorulan üzerinde uzun uzun düşünmesini
önlcmektir. Bu şekilde o insanın, bu anket sorularına cevap verirken, anket sorularındalti ölçelesel gerçek amacın ne olabileceğinin bireyden mümkün olduğu
kadar saklanabilmesi sağlanmış olacaktır. Bu nokta özellikle bu gibi değer yargıları ile ilgili hassas konular için geliştirilmiş veya geliştiriirnek istenen ölçeklerio uygulanmasında, o ölçeğin geçerliğini korumada direk etkisi mevzu bahis olan bir husustur. Takdir edilir lti, eğer birey örneğin bu ankette verdiği cevaplar ile ne kadar dindar veya ne kadar dindar olmadığının araştırıldığını hisseder olsaydı, bellti kendi gerçek konumunu değil de, kendine göre olması gerekeni ankette işaretieyebilir
olacaktı. Bu gibi cevaplar ise bu ölçeğin geçerliğini azaıtacak veya hiç geçerlik olmayacaktı (Selltiz; 1959 veya 1976). Bu noktada şunu ayrıca belirtmekte yarar var, bireyin bir konuda gerçekten ne düşündüğünü ve hisset-
lsldmi Araştımıalar Cilt:3, Sayı:4, Ekim 1989
tiğini bilebilme amacı için geliştirilen ölçek, bir bireyin bir konuda ne düşündüğünü bilme amacına yönelik bir anket sorusu veya sorulan dizisi değildir. Bu iki konu arasında çok fark vardır. Diğer bir· ifade ile burada kanaat (opinion) ile gerçek tutum (attitude) arasındalti farkı okuyucuya iletmektc yarar var diye dUşOnüyorum. Bu fark, uluslararası sosyoloji literatüründe çok önemsenir ve ciddiye alınır. Aksi takdirde insanların sosyal meselelerimiz ile ilgili konularda anh·~ sorusuna muhatap olduklan koşullara ve ortarr 5~r:: ..ll) !.-rneyi uygun buduklan ifadelerini elde ;tmı:ı oluruz. Ama, onların gerçekten o konutar hakkınca ııı; düşündüklerıni
elde edememiş oluruz.
Daha önce belirttii'ı~ gıbi, ıilk.cmizde dindarlığı ölçtüğünü varsayan ( 1~\.:!-ıcrin uygulanmasında,
yukarıda mevzubahis edii ·n ve bir ölçeğin bilimsel değerini ifade edecek husus'nu uymakta, gereken hassasiyet hiç gösterilmemiştir.
Tablo 1 'de görille n madde analizi sonuçlan bazı
ılginç sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Mesela, «Allah gerçekten mevcuttur» maddesini kabul etme ile, o bıreyin dindarlığı arasında çok kuvvetli bir ilişlti söz konusudur. Bu madde ile, o lıireyin dindarlık ölçeğinde elde ettiği toplam puan arasında, 0,84 Pearson korrelasyon katsayısı elde edilmiştir. Bu sonuç burada kullanılan ölçek esas kabul edildiğinde bir bireyin Allah inancına sahip olması ile Kur'an, Ahiret günü, Cennetin ve Cehennemin varlığı gibi temel inançlara karşı olumlu ve inançlı olması arasında kuvvetli bir bağ olduğunu göstermektedir.
Tablo ı 'de görülen ölçek maddelerini dikkleale alarak bu öiçeğe göre, ölçeksel anlamda dindariık ile neyin ifade edildiği sorusunu ele alırsak, «kıyamet
gününe ve Kur'anın Allah'ın emirlerini açıkladığına vt.. Kur'an'da belirtildiği şeltilde hayatın yaşanınası gereğine, ve ibadet ederek ruhen huzura kavuşulacağına, ve ölümden sonra bir hayat olduğuna, ve Cennet ve Cehennemin varlığına ve dini değerlerin
insanı gerçeğe ve güzelliğe götürdUğüne» bireyin bunların tOmüne inanmasının dindar olması anlamını ve bunları red etmenin ise hiç dindar olmadığını ifade ettiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Diğer bir ifade ile bir birey yukarıda sözü edilen esaslara yönelik değerleri ne kadar çok kabul ediyorsa ltişi o kadar çok dindar, ve ne kadar şiddetlereddediyorsao kadar az dindar, sonucu sosyolojik anlamda ortaya çıkmaktadır.
Bu geliştirdiğim ölçeğe Namaz kılma, Kur'an okuma, Hacca gitme ve dini yayınlan izleme gibi konulan kapsayan maddelerin ilave edilmesinin daha hassas bir şekilde Ulkemiz koşullarına göre dindarlığı ölçmede yararlı olabileceği dUşUnUlebilir. Gelecekte bu konuda
Bir Dindarlık Ölçegi (Sosyoloji'de Yöntem Üzerine Bir Tartışma)!Doç.Dr.Kayhan MUTLU 197
Tablo- III
Çoklu Regresyon Analizi (N= 536) Dindarlık Bagimh Dqişken
Degişkenler Be ta Standart Standart Rlı Hata Be ta
Kendinizi iyi bir müslüman· olarak görüyormusunuz -16.50 1.51 -MO 0.19
!.Evet 2.Hayır
Yerleşim alanı 1.90 0.52 0.15 0.29 !.Şehir
2.Kırsal
Üniversite kaçıncı sınıf 2.65 0.52 0.20 0.33
!.Birinci sınıf 2.İkinci sınıf 3. Üçüncü sınıf 4.0ördüncü sınıf
Ailenin gelir durumu 1.26 0.42 0.13 0.36
ı. 100.000 1L ı azla 2. 80-100.000 1L arası 3. 60-80.000 1L arası 4. 60.000 1L az
Cinsiyet 3.87 1.36 0.11 0.37 l.Kız
2. Erkek Ailedeki birey sayısı 0.34 0.31 0.05 0.37 (oldu~ gibi kodlandı)
yapılacak: çalışmalann bu dindarlık ölçeğinin geliştiril
mesinde ve dindarlığın daha hassas olarak: ölçülmesinde yararlı olacağı inancındayım.
Fakat ölçek geliştirirken güvenirlik ve geçerlik: meselelerinde çok: dikkatli olmak: gerekir (Selltiz, 1959). Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli nokta yalnızca olaylara veya fiiliere bakarak gözlem yolu ile yorumlar yapmanın, gerçeği ifade etmemesidir. Örneğin namaz k:.ılma ve/Veya oruç tutma vetveya dini eserleri okuma ve/veya İslami dergi ve gazete sayısının artışı ile İslama inanma vetveya islami uyanış artıyor gibi varsayımlan geliştirme mantıklı olabilir. Ancak bunların
bilimsel anlamda doğruluğu kanıtlanmamıştır. Bu §ekilde ilişkiler geliştirmenin bir varsayımdan başka
bir§eY alamıyacağını açıkça ifade eden zengin bir sosyoloji literatUrU olduğunu hiç unutmamak gerekir (Kiesler, 1969; Deutscher, 1973). Bu aşamada üzerinde durduğum fikir §Oyle ömeklendirilebilir. Sırf kilo verme, veya çevreye hoş görünmek için, veya çevreden takdir ve sempati toplamak için, veya çevrenin saygınlığını kazanmak için, veya maddi bir menfaal için bazı insanlar namaz kılıyor olabilirler. Ama bu gibi amaçlarla namaz
kılma burada SOzü edilen ölçek anlamında dindar olma değildir.
Bu araştırmada geli§tirdiğim dindarlık: ölçeğine göre bireylerin dindarlığı ile bu bireylerin sosyal ve ekonomik Ozellikleri arasındaki ilişkiler (fablo 2), ve aynca dindarlık bağımlı değişken ve diğerleri bağımsız değişken nedensellik modeli ile; dindarlık konusunu ele aldım. Diğer bir ifade ile hangi sosyolojik değişkenler dindarlığı etkileyebiliyor sorusunu ele alma amacıyla,
çoklu regresyon analizleri yaptım (fablo 3). Dindarlık bakımından daha dindar olan insaniann §ehir değil fakat köy kökenli olduklannı (beta= 15; r=33) ve bu dindar bireylerin daha kalabalık aile kökenli olduklannı (r=28) ve aile gelir düzeylerinin ortanın altında (beta = 13; r=30) olduklannı bu sonuçlar göstermektedir. Aynca Üniversite öğrencilerinin birinci sınıfta değil de son sınıfa geldiklerinde daha çok dindar oldukları, bu araştırmanın sonucuna göre ortaya çıkmaktadır
(Beta=20; r=35).
Tablo 2 ve 3'de görülen önemlı sonuçlardan birı
bu araştırmadaki bireylerin kendilerini dindar olarak tanımlamaları ile dindarlık ölçeğine göre dindar olmaları arasında kuwetli bir ilişkinin olmasıdır. Bu ara§tırmada bireylere «Kendinizi iyi Bir Milslüman Olarak Görüyormusunuz?,. sorusu sorulmu~tur ve bu bireylerin bu soruya Evet-Hayır diye verdikleri cevap sonuçları ile dindarlık ölçeğinden elde edilen toplam sonuçlar arasında (r=-44 ve Beta=-40) kuwetli istatistiksel ilişkiler
olduğunu görmekteyiz. Diğer bir ifade ile objektif olarak ölçek ile ortaya çıkan dindar olma veya dindar olmama ile bireyin kendi kendini herşeyden bağımsız olarak dindar görmesi veya görmemesi sonuçları birbirlerine ters düşmemektedir.
Bu araştırmada aynca ifade eımeğe çalı§llğım ve bu dindarlık ölçeğinin geliştiritmesini vesile ederek okuyucuya iletmek: istediğim ve bana göre oldukça önemli görUien mesele "Sosyolojik Olayların Tanımlanmasında Yalnız Mantık ve Rasyonelliğin o olayı olduğu gibi gerçekçi bir yaklaşımla araştırıp ortaya koymaya yetmediğidir». Aslında Sosyoloji bağımsız bir bilim dalı
olarak ortaya çıktığından beri, ki bir yüzyılı aşkın· bir zamandır, bir sosyaloğun ne kadar objektif ve ne kadar kendi değer yargıianna göre olaylan gözlemleyip ifade edebildiği meselesi tartışılmaktadır. Ve sonuç olarak bir sosyaloğun tümüyle objektif olması imkansız olsa l':!v yine de yaptığı çalışmalarda gerçeği bulması veya bulunmasına yardımcı olabilmesi için tek yolun, elinden geldiği ıtadar objekti( olmaya çalışması olduğu ortaya açık bir §ekilde çıkmıştır. Bu inanç ve görüş uluslararası sosyoloji geleneği içerisinde kabul edilmekte ve gerçekleştirilmelt-
198
tedir. Bu noktada okuyucuya özellikle; örneğin, «American Sociological Review>> gibi dergileri izlemesini
öneriri m.
Yukarıda belirtilen objektif düşünce ve gelenek içerisinde ve bu anlayış ile böylesi ölçekierin yalnızca dindarlık olayı için değil diğer sosyolojik olaylar için de Ülk.emiz Sosyoloji Lite~atüründe yer almaŞJ bizlerin toplumsal gerçekleri daha net ve daha iyi anlamamı:w bOyilk ölçüde yardım edecektir. 13u aynı zamanda gelişmenin ve ileri gitmenin de temelidir.
Burada ifade etmeye çalı~tığım görüş şu örnekler ilc de destcklenebilir. Örnek 1: Sadece düşünerek, mantık yolu ile bir insan; parmağını ateşe sokar ise «ateş parmağını yakar» gerçeğini bilebilirmiydi: (Varsayalım
ki, ateş ilc insan arasında 30 metre gibi bir mesafe var.) Örnek 2: Oır havalanında önce yolcuların dinlenme salonunda Coca-Cola içtiğini, daha sonra uçağa bindiklerini ve havalanan uçağın düştüğünil gözleyerek izlesek; şımdi bu gözlcmc ve böyle gözlem yolu ilc elde ettiğimiz verilere dayamıralc, uçağın dilşmesine yolcuların uçak havalanmadan önce Coca-Cola içmeleri neden olmuştur sonucunu çıkarabilirmiyiz!!! Sanırım bu Ornekler sosyolojide bilimsel çalışmaların yapılma gereğini ve sadece gözlemlere dayanan kişisel ama mantıksal yorumların «gerçeği» ifade edemeyceğini çarpıcı bir şekilde
ifade etmektedirler. Tabiatı ile bu Ornekleri değerlendirirken, konu ile ilgili mevcut yanlış veya yetersiz bilgiler nedeniyle ortaya çıkacak mantık hatalarını, okuyucunun mevzu bahis ederek düşünmesi gerekir. Bu şekilde ikinci örneği ele alırsak halihazır genel bilgilerimiz içerisinde öyle bir gözlemden öyle bir sonuç çıkarma, bizlere mantıksız ve gillilnç gelecektir. Fakat ya böyle bir gözlemden öyle bir sonuç çıkarmanın gülilnç olduğunu bizlere gosteren, o konu ile ilgili gerçek bilgiler elde mevcut olmasaydı ne olacaktı? diye düşünelim. Göreceğiz ki yukarıdaki örnekte söz konusu uçağın düşmesi ile ilgili gerçek bilgiler yani meseleyi o şekilde ele almanın
gülünçlüğünil belirten bilgiler, pozitivist, mOsbel bilimsel yöntem anlayışıyla yapılan ölçme ve araştırma
yaklaşımlarıyla ortaya çıkmıştır.
Bu araştırmada sözü edilen ve geliştirilmiş olan dindarlık ölçeğine göre bir insana dındar diyebiliriz ve bu sonuç Sosyaloğun kendi kişisel yorumu değildir, objektif ölçekle toplanan verilerin sonucudur. Ancak, bu ölçek mükemmel bir ölçek değildir ve bunun sonucu olarak devamlı bu yönde çalışmalar yapılmasına ihtiyaç vardır. Ama, bu ölçek mükemmel bir ölçek değil diyerek böylesi ölçekler geliştirerek sosyolojik olayları
çal_ışabilme gayretlerine de karşı çıkma yerine; destek vermenin, ülkemiz sosyolojisinin gelişmesinde büyük katkısı olacağı kesindir. Örneğin, dindarlık olayını görünüşteki
İsliimi Araştinnalar Cilt:3, Sayı:4, Ekim 1989
şekli, bilgi ve verilere göre yorum yaparak değerlendirme, spek:Oiasyonun ötesinde değeri olmayan çalışmalar ortaya çıkarabilirken, bilimsel bir mahiyeti olan bir ölçek ile çok daha objektif yorumlar ortaya çıkarma söz konusudur. Aynı şekilde, örneğin, bir fizikçi havanın ağırlığı var diyorsa ve bu bir gerçek ise bunun nedeni kullanılan yöntemdir, yani bir ölçme esasına göre burada spekülasyonların olmadığını görürüz. Aynı şekilde bir sosyoloğurı, örneğin bir bireye dindar demesinde de spekülasyon yoktur, veya çok çok az vardır diyebiliriz, eğer elimizde bir dindarlık ölçeği olursa. Burada açıkca belirtmeliyim ki eğer o ölçek; ölçek geliştirme yöntemlerini ihlal etmeksizin geliştirilmişse (Sel lt z, 1959) ve o ölçek kullanılırkep ölçek kullanma esaslarına göre gereken tatbik edilmişse, bu söz konusu varsayım geçerli olabilir.
Ayrıca bu çalışmada Sosyolojik çalışmalarımııda dış ülkelerde, çalışılan konu ne ise, o konu ile ilgili yapılmış çalışmaları göz ardı etmemek gereğinide vurgulamak isterim. Görüldüğü gibi bu çalışmada daha önceleri diğer ülkelerde geliştirilmiş dindarlık ölçekleri esas alınmış ve bu ölçekierin kendi ülkemizde de kullanılmasının uygun olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
Yeniden dünyayı keşfetme anlayışı gibi bir ifade ile sanki diğer ülkelerde elde edilen sosyolojik bilginin ülkemiz sosyal ve kültürel şartlarında hiç bir yararı alamıyacağını farz etmek bir hatadır ve bir aşırılıktır. Bu çalışmaları ihmal eden bir Sosyolojiyi ülkemizde geliştirmenin Icendi içine kapalı ve dış dünyadan kopuk: bir Sosyoloji olmasından başka bir şey olamayacağının bilincinde olmak gerekir. Bu nedenle örneğin ülkemiz koşullarında görülen köyden şehire göç, veya Müslümanlık:ta ve ülkemiz kültür yapısı içerisinde kadın, ve aile yapımız gibi daha bir çok konu, yani sosyolojik: olan her konu, sadece u lkemiz sosyologlarının o konulardaki çalışmaları ile sınırlı olmamalıdır. Aynı konuları
Icendi ülkelerinde de çatışmış olan sosyologların da bulgularını ifade eden dünya literatürO içerisinde konular ele alınmalı ve ilgili literütürün boyutları içerisinde konular çalışılmalıdır.
Yukarıda ifade edilen şekilde sosyolojik konuların ele alınması sosyal meselelerimiz ile ilgili çalışmaların okuyucuya daha zengin bir bilgi ile iletilmesini sağlayacaktır. Ayrıca konuların bu şekilde ele alınması ülkemiz sosyaloğlannın yurtdışındaki meslektaşları ile olan iletişimlerinin daha bir yoğunluk: kazanmasını temin edebilecektir.
Bu arada sosyolojik olayiann rakamlara
dönüştürülmesi,ıin ve sayı cinsinden ifade edilmesinin kendine özgü kurallan olduğu daima göz önünde tutulmalıdır ve bu kurallan ihlal etmeden veriler toplanmalıdtr. Araştırmacının kendine göre · rakamtar toplayarak; .ıben böyle buldum,. derken topladığı veriterin govenilirliğinf (reliability) ve geçerliliğini
Bir Dindarlık Ölçegi (Sosyo/oji'de Yöntem Üzerine Bir Tartışma)!Doç.Dr.Kayhan MUTLU 199
(validity) açık bir §ekilde ele alması ve ortaya çıkan değerlendirmeleri ve sonuçları okuyucuya iletmesi şanur.
Yoksa, yanlış §ekilde toplanmış veya elde edilmi§ rakamlar ile mOsbel bilim yaklaşımı, gerçeği saptıncı sonuçlar
ortaya çıkanr. MOsbet bilimin sosyolojide uygulamasının ciddi kurallan vardır, bu kurallara uyulmadan mOsbel bilim adı altında çatışmalar yapma hiç şüphesiz tanımı çok zor durumlar ortaya çıkarabilir.
BIBLIYOGRAFYA
1. Btown, LB.A Study of Religious Beliefs. British JOurnal of Psychology. 1962, 53, 259-272.
2. Deulscher, lrwin. What we Say, What we Do. SCOtt, t•oresman and Company lllinois, 1973.
3. Glock, C. and Stark, R Religion and Society in Tension. Chicago: Rand Mc Nally, 1965.
4. Faulkner, j . and De Jong, G. Religiosity: An Empirical Analysis. Social Forces, 1966, 45, 246-254.5.
5. Fırat, Erd$n, Üniversite ö~ncilerinde Allah inancı ve Din Duygusu. Ankara Üniversitesi , İlahiyat Fakültesi, 1977. (Yaymlanmamış Doktora Tezi).
6. Kiesler, A C. Attitude Change: A Critical Analysis of Theorelical Approach - John Wiley and Sons, Ine., New York, 1969.
7. King, M. and Hunl, R Measuring the Religious Variable. Journal for the Scintific Study of Religion, 1969, 8.
8. King M. Measuring the Religous Variable: Nine Proposed Dimensions. Journal for the Scientific Study of Religion. 1967, 6, 173-190.
9. Putney, S. and Middleton, R Dimensions and Correlates of Religious ldeologies, Social Forces, 1961, 39, 285-290.
10. Nie, N. H., ele., SPSS. Mc Graw-Hill Book Company, New York, 1975.
11. Selltiz, Oaire. ele., Research Methods in Social Relations. Holt, Rinehart and Winston, New York, 1959.
12. Taplamacıo~u. Mehmet Ilahiyat Fakültesi Dergisi, 1952, 141-151.
TARİH ve TOPLUM
• D. :'lle hnwt DOGA~'ın On yıldır üzerinde titizlikle çalıştığı sahte mesele-sahte çözüm çemberinin kırılarak, toplum yapımızın tarihi yönelişinin arandığı mükemmel bir kitap oldu " Tarih H Toplu m .. . • Bu kitap bir yerde Türk-İslam toplumunun bir sosyal yapısı analizini oluşturmakla birlikte batılılaşma tarihinin de bilimsel \'erilerle en geniş biçimde ele alınışını ortaya koydu.
R EH BER YAYINCILIK Fevzı Çakmak Sk 13 '2 KızılayiANKARA
Tel 229 00 39