15
J3utRri

İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİ

~ay.nm :ı.oıı

d~oz.yumu

J3utRri ~tabı

Page 2: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tenn4Ii Sempozyumu

3. Oturum 5. Bildiri

MENAKIB-I AKŞEMSEDDİN'DE KAYSERİLİ İBRAHiM TENNÜRİ

Mustafa GÜNEŞ372

Dini, tasavvufi, tarihi, iktisadi, siyasi ve sosyal her türlü toplumsal birikimden beslenerek tasavvuf önderi bilge bir kişi veya kişilerin hayatlan ekseninde kaleme alınan Menakıpnam eler, herhangi bir mutasavvıf ve dervişlerinin kendi yaşadığı dönemde yazılabileceği gibi onun ölümünden yüzyıllar sonra da yazılabilir.373 •

Türk destan geleneği ile ortak özellikler taşıyan Menakıpnamelerin konusu, genellikle yaşadıklan zaman ve mekan belli olan gerçek kişilerdir. Menakıpname türünde kaleme alınan kitaplar, masal ve efsaneden oldukça farklı özelliklere sahip olup sıradan edebi eserler olmak yerine kutsal metinler olarak kabul edilir.374

Menakıp kitaplan başlangıçta sadece belli tarikat pirleri.için yazılmıştır. Bu tür eserlerin muhtevaları, zamanla ilgili tarikat içinde önemli yere sahip şeyhleri, · tarikatın silsilesinde bulunan diğer sufileri ve şeybin halifeleriyle ailelerini de içine alacak şekilde genişletilmiştir.375

Konumuz olan Menalab-ı Akşemseddin, Akşemseddin'in öğretileriyle

beslenen, onun soyundan gelen ve ayw yolun yolcusu olan Emir Hüseyin Enisi tarafindan kaleme alınmıştır. Eser, Akşemseddin, ailesi ve hocası, halifeleri ve diğer mutasavvıflar hakkında da önemli bilgilerin yer aldığı bir biyografik kaynak olarak kabul edilir.

Menakıpnamelerde, genellikle başlangıçta belli bir bilge etrafinda gelişen hadiseler dile getifilmekle birlikte zamanla farklı tasavvuf çevrelerinde bulunan velilerin menkıbelerine de yer verildiği görülür. Bu tür eserlerde, herhangi bir şeyh ve temsilcilerini, kronolojik olarak sıralayan silsilenamelere de rastlanır.376

XVI. yüzyılda Emir Hüseyin Enisi tarafindan kaleme alınan Menakıb-ı Akşemseddin'de, Anadolu'yu aydınlatan gönül mimarlarından Somuncu Baba'nın öğrencisi Ankaralı Hacı Bayram-ı Veli, Kayserili İbrahim Tennfui ve mürşidi Akşemseddin'in hayatı, seyr ü suluku, eserleri, dervişleri yanında diğer büyük mutasavvıf şaiİler hakkında da önemli bilgiler bulunmaktadır.

372 Yrd. Doç. Dr., Dumlupmar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tıirk Dili ve Edebiyatı Böliimıi, KÜTAHYA 373 Haluk Gökalp, "Eski Tiirk Edebiyatmda Tür ve Şekil Bilgisi - Eski Tiirk Edebiyatında Edebi Türler", Mehmet Aça vd., Başlangıçtan Günümüze Türk Edebiyatında Tür ve Şekil Bilgisi, İstanbul2009, s. 34l.a 374 Ahmet Yaşar Ocak, "Evliya Menakıpnamelen'" Türk Edebiyatı Tarihi, C. I, Editörler: Talat Sait Halman, Osman Horata, Yakup Çelik, Nurettin Demir, Mehmet Kalpaklı, Ramazan Korkmaz, M. Öcal Oguz, İstanbul 2007, s. 607; Haşim Şabin, "Menôkıbnôme" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. XXIX, Ankara 2004, s. 112. 375 Şahin, a.g.e., a.g. mad., s. I 12. 376 Gökalp, a.g.m., s. 341; Ayru özellik, MenaJab-ı Akşemseddin'de mevcuttur.

221

Page 3: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

BildirimiZde, öncelikle ilgili Mernakıpname ışığında kısaca Şeyh

Akşemseddin'in hayat hikayesine daha sonra da halifesi Kayserili İbrahim Tennuri'nin seyr ü suhlku ve kerametleri ile ilgili bazı aniatılara yer verilecektir.

Başta Menakıb-ı· Akşemseddin ve diğer kaynaklara göre Akşemseddin (Muhammed bin Hamza), h. 792 m. 1389/1390 yılında Şam'da doğdu. Asıl adı Şemseddin bin Hamza olup Akşeyh ve Akşemseddin adlanyla tanındı. Muhammed Sühreverdi'nin torunlanndan Şamlı Şeyh Şere:fiiddin Hamza'nın oğludur. Aınasyalı Hüseyin Hüsameddin Efendi'nin Amasya Tarihi adlı eserinde, annesinin Osmancıklı olduğu belirtilir.377

· Soyu Hz. Ebu bekir' e kadar ulaşan Akşemseddin, yedi yaşında iken babasıyla birlikte Anadolu'ya gelerek o zaman Amasya'ya günümüzde de Samsun'a bağlı olan Kavak ilçesine yer[eşti. Akşemseddin'in babası Şeyh

Hamza'nın mezan burada bulunmaktadır.378

Akşemseddin, yedi yaşında Kur'an'ı ezberledi. İyi bir tahsil gördükten sonra Osmancık Medresesi'nde müderris oldu. Bitkisel tedavi ve mikroorganizma konulannda iyi bir tıp bilgisine sahip olduğu da bilinir. İlın-i batın (tasavvuf) aşkıyla kendisine bir mürşit bulmak üzere Fars ve Maveraünnehir bölgelerini gezdiği ve gönül dünyasını aydınlatacak mürşid-i kamil bilgeyi bulamadan geri döndüğü rivayet edilir.379

Akşemseddin, kendisine rehberlik yapacak bilge kişiyi titizlikle aramaya devam ederken bazı tavsiyeler üzerine önce Hacı Bayram-ı Veli'ye intisap etmeyi düşündüyse de ht~ndan vazgeçerek şöhreti Anadolu'ya kadar yayılmış bulunan Zeynüddin el-Hawaf'i'ye intisap etmek için Halep'e gitti.

Bir gece rüyasında, boynuna takılmış olan zincirin bir ucunun Anadolu'da Şeyhü'r-Rum (Ana~olu şeyhlerinin üstadı) lakabıyla da tanınan Hacı Bayram-ı Veli'nin elinde oldl,lğumi görünce Ankara'ya döndü.380 Bazı kaynaklarda başka bir arayışa girmeden doğrudan Hacı Bayram-ı Veli'ye bağlandığı belirtilir.

Hacı Bayram-ı Veli tarafından kurulan Bayramilik, Osmanlı toplumunda her seviyede insana hitap ederek onların gönül dünyasını aydınlattı. Bayramilik, Anadolu birliğinin kuruluşuna hizmet ederek özellikle geniş halk kitleleri, yönetici kadro ve diğer Anadolu sufileri üzerinde de oldukça etkili olan önemli bir tasavvuf okulu olarak dikkatleri çekti.

İntisap tarihi kesin belli olmayan Akşemseddin, sıkı bir riyazet ve

377Eınir Hüseyin En'is'i, Meniiiab-ı Akşemseddin, Süleymaniye Kiitiiplıanesi, Hacı Mahmud Efendi Bölümü, nu. 4666 (29 varak), 102a, b; Bursalı Melımed Tahir Efendi, Osmanlı Miiellifleri, C. I, 1299- 1915, Sadeleştirerek yayıma hazırlayanlar: A. Fikri Yavuz, İsmail Özen, C. I, İstanbul. 1972, s. 27-28 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri ve Ahmed Remzi Akyürek Mitahü'l-Kütüb ve Esiimi-i Müellif'm Fihristi, Yayıma hazırlayanlar: Mustafa Tatcı-Cemal Kurnaz, Ankara 2000, C. I, s. 12.; Orhan F. Köprülü-Mustafa Uzun, "Akşemseddin ", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.II, İstanbul, 1989, s. 299-300; Ethem Cebecioğlu, "Akşemseddin'de Bazr Tasawuji Kavranılar-.F', Ankara Üniversitesi. ilahiyat Fakültesi Dergisi, C. 42, s. 78. 378 Enis 'i, a.g.e., 1 02b 379 a.g.e., 103b. 380 a.g.e., 103b.

• 222

Page 4: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

mücahededen sonra kendisini çok takdir eden şeyhi Hacı Bayram-ı Veli'den kısa zamanda hilafet görevini aldı . Hocasının vefatından sonra onun tasavvufi düşünce ve öğretilerinin yorumlannı yaparak (Şemsiyye) sistemleştirdi.381

XVU. yüzyıl mutasavvıf şairlerinden . Aziz Mahmud Hüdayi'nin öncülüğünde gelişen Celvetiliğin de XV. yüzyılda Hacı Bayram-ı Veli tarafından kurulan Bayramilik silsilesinin devamı ve bir çeşit yorumu olduğu şeklinde bazı görüşler ileri sürülür. 382

Akşemseddin, Beypazan'na giderek mescit ve değirmen inşa ettirdi. Burada balkın aşırı rağbet gösterip etrafına toplanması üzerine Çorum'abağlı olan İskilip kazasında Kusdağı (Kösedağı) civarında ve Kazan'dan uzak bir yerleşim birimi olan Evlek Köyü 'ne göç etti. Bir süre sonra benzer sebeplerden dolayı buradan da aynlarak Göynük'e yerleşti. AkŞemseddin, Göynük'te bulunduğu yıllarda, çocuk ve dervişlerinin terbiyesiyle meşgul oldu. Daha önce hizmet verdiği yerlerde olduğu gibi memleketinde Göynük'te de mescid ve değirmen yaptırdı.383

Hacı Bayram-ı Veli'nin kurmuş olduğu tasavvuf okulu ve öğretileri,

vefatından sonra öğrencisi Akşemseddin tarafından Anadolu coğrafyasında özellikle Göynük, Beypazan ve İskilip çevrelerinde devam ettirildi.

Akşemseddin, bir mutasavvıf olmakla birlikte yaşadığı dönemin siyasi, idari ve sosyal hayatı üzerinde de oldukça etkili olan bir isim olarak dikkatleri üzerinde topladı .. · Il. Murad'la olan münasebetlerinde daima Sultanın yanında bulunan oğlu Il. Mebmed'le tamştı ve tahta çıktıktan sonra da onunla görüşmeye devam etti.

Halifelerinden Abdurrahim'in anlattığına göre önce Il. Murad'ın kazaskeri Süleyman Çelebi'yi daha sonra .da Fatih'in kızlarından birini tedavi etti. Yaptığı önemli hizmetin karşılığı olarak Beypazan 'nda pirinç tarlalan kendisine hibe edildi.384

Akşemseddin, İstanbul kuşatmasınin en sıkıntılı zamanlannda sabredip gayret gösterilmesi gerektiğini belirterek sultan ve ordusuna her yönüyle destek oldu. Manevi alemden aldığı işaret ve yaptığı inandıncı telkinlerle fetbin gerçekleşmesinde etkili oldu. Fetihten sonra kendisine verilen mal ve mülkü kabul etmedi; İstanbul'da bir süre Zeyrek Camii'nde kaldıktan sonra Gelibolu üzerinden Göynük'e gelerek tasavvufi dünyanın derinliklerine yöneldi ve gönül imanyla meşgul oldu.385

İslam ordulannın daha önceki kuşatmalarından birinde şehit düşen Hz.

381 Orban F. Köpıülü-Mustafa Uzun, "Akşemseddin ", Türkiye Diyanet Vakfı İslam.Ansiklopedisi, C. II, İstanbul, 1989, s. 300. 382 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, İstanbul 2006, s. 222; Murat Çolak, Sıtkı Emetullah Hanım Divanı (inceleme- Metin), Duınlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, Yrd. Doç. Dr. Atilla Batur danışmanlığında yapılan Yüksek Lisans Tezi, Kütabya 2010, s. 30. 383 Enis i, a.g.e., 1 05a. 384 a.g.e.,l05b, 106a. 38s Köpıülü-Uzun, a.g.m; a .g.e., s. 300; Enisl, 106 b.

223

Page 5: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud, Hendek, Hayber savaşlanyla Mekke'nin fethinde de bulunan ünlü sahabe Ebu Eyyilb el-Ensan Halid Bin Zeyd'in386 kabrini Sultan'ın isteği üzerine Akşemseddin keşfetti.387

Kabrin keşfinden sonra 1458 yılında şu anda mevcut olan cami inşa edildi. Fatih Sultan Mehmed, fetihten sonra taç ve tahtı terk edip şeyhe bağlanmak

istedi. Akşemseddin, buna razı olmadı. ·sultanın Göynük'te yaptırmak istediği cami ve tekkeyi de kabul etmedi. Burada, yalnız bir çeşme yapılmasına izin verdi.388

Hayatının son yıllanın Göynük'te geçiren Akşemseddin, Menakıbname'ye göre 863 (1459) Rebiülahirinin sonunda burada vefat etti. Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptınlınış olan Göynük'teki kubbeli türbe günümüzde yoğun olarak ziyaret edilınektedir. Göynük'te, her yıl Mayıs ayının son pazar gününde Akşemseddin'i anma töreni ve zaman zaman da Akşemseddin konulu bilgi şöleni düzenlenmektedir.

Kaynaklarda farklı vefat tarihleri verilmekle birlikte Menakıpnamede belirtilen H.863 tarihi, türbe kapısı üzerinde bulunan kitabede de yer almaktadır. Türbe, şeybin vefatından beş yıl kadar sonra yapılmış olup sandukası üzerindeki yazı da oğullanndan Mehmed Sadullah'a.aittir. Oğullanndan Mehmed Sadullah ve Nurullah da bu türbede yatmaktadır.389

Akşemseddin'in Sadullah, Fazlullah, Nfuullah, Emrullah, Nasrullah, Nürülhüda ve Hamdullah Harndi adlı yedi oğlu olmuştur. Bunlardan ilim ehli bir kişi olan küçük oğlu Hamdullah Hamili (ö. 909/15031) aynı zamanda devrinin önde gelen şairleri-'arasında yer almıştır. Daha sonra tasavvufi eğitimini Kayserili İbrahim Tennfui'ı:rin. gözetiminde tamalayan Hamdullah Hamdi, Türk edebiyatının önde gelen hamse şairlerinden birisidir.390

Akşemseddin'in . .. kurduğu · Bayramiyye'nin Şemsiyye (Bayramiyye-i Şemsiyye) kolu kendisinden sonra Göynük'te oğlu Fazlullah, Kayseri'de İbrahim TennUri (ö. 1482) İskilip'te Attaroğlu Muslihuddin, Ankara ve civannda da Hamza e'ş-Şami tarafindan devam ettirildiği bi1inir.391

386 Eyüp Sultan Camii içinde bir levhada yazılı olan şu beyitte, insanlık onuruna hizmet ve dünyaya daha aydınlık bir gelecek sunmak için Suriye, Filistin, Mısır, Kıbns ve Anadolu (İstanbul) seferlerinde katılarak o zamanın Kostantiniyye surlannın önünde şehit düşen Hz.Peygamberin yakın dostu Ebu Eyyfib el-Ensan Halid Bin Zeyd'in İstanbul halkı için büyük bir nimet ve bereket olduğu şöyle ifade edilir: Yetişmez mi bu şehrin halkına bu nimet-i Bari 1 H abib-i Ekrem 'in yarı Ebô Eyyıibe'l- Ensarf. 387 Enis! a.g.e., lll b, ll2a, b; Abdullah Uçman, "XV. Yüzyıl Tekke Şiiri" Büyük Türk KlasiklerL C. m, İstanbul, 1986, s. 26. . 388 Enis!, a.g.e., 112b. 389 a.g.e., I23a 390 Şeyhin oğlu ve Kayserili İbrahim TennUri'nin öğrencisi olan Hamdullah Hamdi, Yusuf u Züleyha mesnevisinin sebeb-i telif bölümünde babası Akşemseddin ile ilgili olarak şu beyitleri söyler: Adem oldur ki mevte kıtdir olur/ Aneılayın kirnesne nadir olur. "İnsan odur ki ölümüne dahi lıiikmeder. Ölüm zamamm, kendisi tayin eder. Omm gibi bir kimse nadir bulımur." Dedi sanırsın am ölmüşdür 1 Canına cismi merkad olmışdur. "Onu, ölmüş zannedersin. Halbuki omm cisnıi, camna mezar olmuştur." (Enisi, a.g.e., 108a.) 391 Köprülü- Uzun., a.g.m; a.g.e., s. 301.

224

Page 6: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tenntl!i Sempozyumu

Akşemseddin'in başta Risiiletü'n-nfuiyye ve Hall-i Müşkilat (Şerh-i Akval-i Hacı Paşa) olmak üzere tasavvufla ilgili olarak kaleme aldığı eserlerinin önemli bir kısmı Arapça olup tıp ilmi ile ilgili olarak kaleme aldığı Maddetü'l-hayat adlı eseri Türkçe'dir.392 Akşemseddin'in otuz sekiz Türkçe şiiri, imla özellikleri ve açıklamalı sözlüğü ile birlikte yayım1anınıştır.393

Meoakıb-ı Akşemseddin'de, ünlü mutasavvıf Akşemseddin'in yanısıra başta halifeleri İbrahim TennUri olmak üzere Somuncu Baba gibi diğer bazı meşhur mutasavvıflar hakkında da bilgiler yer almaktadır.

Akşemseddin'in halifelerinden olan İbrahim Tennurl, tabiayatıyla Bayramiliğin Şemsiyye koluna mensup bir bilgedir. Bayramilik, Hacı Bayram-ı Veli'den sonra Şemsiyye, Melamiyye ve daha sonralan da (XVII. yüzyıl)

Celvetiyye olmak üzere üç kol balinde yoluna devam etmiştir.394

Şemsiyye-i Bayramiyye, Akşemseddin'den sonra Tennuriyye adıyla Kayseri'de halifesi İbrahim Tennuri ve oğullan (Ali ve Kasım) tarafından devam ettirilmiştir. Ayrıca Akşemseddin'in küçük oğlu II. Bayeztd devri şairi Hamdullah Harndi'nin de Kayseri'de İbrahim TennUri'den ders ve ilham alarak yetiştiği bilinir. 395

İbrahim Tennfui, on yaşında babasını kaybederek mutsuz bir çocukluk devresi geçiren Hamdullah Harndi'ye şeyhinin bir emaneti olarak bakıp onu iyi bir şekilde yetiştirmiştir. Kayserili İbrahim Tennfui'nin, böylesine önemli bir görevi üstlenmiş olması büyük bir hizmet ve hatta hocasına karşı olan vefa borcunun yerine getirilmesi olarak değerlendirilebilir.

Divan, Ahmediyye, Leyla vü Mecnfin, Kıyafet-name, Yusuf u Züleyha ve Tuhfetü'l-uşşak. adlı beş mesnevisi (hamse) ile Türk edebiyatı tarihinde önemli bir yere sahip olan Hamdullah Harndi'nin aynı zamanda iyi bir tasavvuf, astronomi ve musiki kültürüne de sahip olduğu var sayılmaktadır. Onun, Bursa'da Çelebi Sultan Mehmed Medresesi'nde Molla Hayali'nin ilim halkasında bulunduğu sırada

gördüğü bir rüya üzerine babasının halifesi oian Kayserili İbrahim TennUri'ye mürit olduğu bilinir.396

Kayserili İbrahim TennUri hakkında çeşitli kaynaklarda verilen bilgiler, bazı istisnalar dışında büyük ölçüde Menakıb-ı Akşemseddin'de verilen bilgilerle örtüşür. Bu bilgiler şu şekilde özetlenebilir: XV. yüzyılın büyük sufilerinden (ö. 1482), aslen Sivaslı olup Sarraf Hüseyin Efendi'nin oğludur. İlköğrenimini

392 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri ve Ahmed Remzi Akyürek Mütlihü ' l-Kütüb ve Eslimi-i Müellifin Fihristi, C I, s. 13. 393 Kemal Eraslan, "Akşemseddin'in Dini Tasavvufi Şiir/ert' Türk Dili, C. XL VIII, nu. 394, Ekim 1984. (TDAY Selleten 1984, Ankara 1987). 394 Mehmet Fatih Çankaya, İbrahim Tenmiri'nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvufi Düşüncesi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitiisü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı-Tasavvuf Bilim Dalı, Doç. Dr. Alim Yıldız danışmanlığında yapılan Yüksek Lisans Tezi, Sivas 2009, s.2l. 395 Eıılsi, a.g.e., s.22 396 Ahmet Atilla Şentürk- Ahmet Karta!, Üniversiteler Için Eski Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul 2007, s. 146.

225

Page 7: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

Sivas'ta yaptıktan sonra Konya'da zahiri ilimler okumuş ve ardından Kayseri Hunad Hatun Mederesesi'nde müderris olmuştur. Hacı Bayram-ı Veli halifelerinden Akşemseddin'e intisap ederek onun gözetim ve denetiminde seyr ü sülı1kunu tamamladıktan sonra Kayseri 'ye dönmüştür. Hocasının tavsiyesi ile Tandır fınnına girip teriediği ve müritlerini de bu şekilde tedavi ettiği için kendisine TennUri lakabı verilmiştir. Hamdi Çelebi'den başka Şeyhülislam Ebusuud Efendi'nin babası Şeyh Yavsi Mulıiddin Efendi gibi meşhur halifeleri vardır. Gülşen-i Niyaz adlı divanında İbrahim, Bayram.l müntesipleri tarafından makbul götülen 5140 beyitlik Gülzar-ı Ma'nevl adlı mesnevisinde Aşık mahlasıoı kullanır. Şiirlerinde Yunusça bir eda, samimi ve yerli bir üslup dikkati çeker. Arapça ve Farsça kelimeler kullanınakla birlikte dili oldukça yalıodır.397

· Akşemseddin-zade Hamdullah Harndi'nin hocası Kayserili İbrahim TennUri'nin "Kah rm da hoş lutflm da hoş" nakaratlı bazı mecmularda yer alan Yunus Eınre tarzında söylediği aşağıdaki manzumesi/98 Türk tasavvuf edebiyatıoın unutulmaz rrusralan içinde yer alır:

Cana ce!a kıl ya Ve!a399

Kalırın da boş lutfun da boş Ya derd gönder yahud deva Kahrun da hoş lutfun da hoş

Hoşdur bana senden gelen Ya hil'at4~uyabud kefen Ya taze gül yahud diken Kahrun da hoş lutfun da hoş

Gelse Celal40r-ünden ce!a Yahut Cemal402ünden vefli İkisi de cana sara Kahrun da hoş lutfun da hoş

Ger bağ u ger bustan ola Ger bend ü ger zindan ola

397 Ömür Ceylan, "Tasavvufi Edebiyat (Anadolu Sahası)" Türk Dünyası Ortak Kitabı Türk Dünyası Edebiyat Tarihi. C. IV, Ankara 2004, s. 179. 398 Benzer şiir ve mısralar, başta Yunus Emre ve Eşrefoğlu Rilm! olmak üzere diğer mutasavvıf şairlerin şiirleri içinde de yer alır: "Cana ceja kıl ya vefô senden lıem o/hoş lıenı bu lıoş 1 Yô derdün gönder ya deva senden lıem o/hoş lıenı bu hoş 1 Hoşdur bana senden gelen ya lıil'atdiir ya/ıud kefen 1 Ya ttize giil ya/ıud diken senden hem ol /ıoş lıem bu hoş." Mustafa Güneş, İznikli Eşrefoğlu Rfuni'nirı Hayatı-Eserleri ve Divanı, İstanbul, 2006, s. 275. 399 Vermiş olduğu sözü mutlaka yerine getiren ve getirecek olan yüce Yaratıcı. 400 Yüksek makam sahiplerinin beğenip takdir ettikleri kimselere giydirdikleri süslü ve değerli elbise. 401 His ve duygularla idrak edilemeyecek kadar sonsuz derecede büyük, hiddetli ve hışım sahibi olan yüce Yaratıcı. 402 Sonsuz derecede güzellik, lutufve ilisan sahibi olan yüce Yaratıcı.

226

Page 8: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tenn~ Sempozyumu

Ger vasl u ger hicran ola Kahrun da hoş lutfun da hoş

Ey Padişah-ı Lemyezel Zat-ı ebed Hayy-ı Ezel Ey Lutfı bol kalın güzel Kahrun da hoş lutftın da hoş

Ağladursan zaıi zaıi Verilisen Cennet ü Hfui Layık görür isen nan Kahrun da hoş lutfun da hoş

Gerek ağlat gerek güldür Gerek dirgür403 gerek öldür Bu aşık (Tennılrf) hem sana kuldur Kahrun da hoş lutfun da hoş404

Bayramiyye, Eşrefiyye, Şemsiyye ve Tennı1riyye gibi tasawufi ekollerin Anadolu'da gelişip yayılmasında bu tür şiirlerin oldukça etkili olduğu söylenebilir. Çünkü tasavvufi hayatta başta şiir ve musiki olmak üzere insana manevi enerji veren güzel sanatların ayrı ve önemli bir yeri vardır. Anadolu' da tasawufun yayılıp insanlar üzerinde olmasında daima şiir sanatının en etkili araçlardan birisi olduğu bilinir.

XVI. yüzyılda oldukça sade bir dil ve açık bir üslupla sohbet havası içinde yazılan Menilib-ı Akşemseddin405 adlı eserde, dini-tasawufi Türk edebiyatının büyük şairi, Anadolu'nun en önemli ruh mimarlanndan birisi ve Türk dilini çok iyi kullanan Yunus Emre'nin takipçisi olan Kayserili İbrahim Tennfiri ile ilgili kısımların günümüz Türkiye Türkçesine çevirisi şöyledir:

Rivayet olunur ki Akşemseddin'in Göynük'te tacir bir komşusu vardı. O pazarcının üç oğlu ve bir kızı vardı. O kimse, bir gün şeybin müsait olduğu bir vakitte, dua ve himmet için çocuklarını, onun huzuruna getirdi. Şeyh, ·çocuklara bakarak manevi alemden aldığı bir işaretleşöyle dedi: "Büyük olan ticaret yapsın;

403 Hayat ve can verme. ., 404 Mustafa Demirel, Gülzar-ı Ma'nevi, Giriş-İnceleme-Metin-Sözlük-Tıpkıbasım, İstanbul 2005, s. XXIX; Mahir İz, Tasavvuf, İstanbull997, s. 22. 405 Menilib-ı alilerine dair yazılan resiiilinden Emir Hüseyininki matbu Eyyübi mUezzin Abdurrezzak Efendininki gayr-i matbudur. Mehadim-i alilerinden Sadullah, Fazlullah, Emrullah, Hamdullah Efendilerden en küçükleri olan Hamdullah Efendi, irfan ve eş'anyla edebiyat-ı Osmiin.iyye ilieminde temyiz eden zevatdandır. Hillefii-yı kirfunlannm En meşhfirlan sabıku'z-zikr Hamza Baba ile Nazım­ı Gülzar, Kayseriyye'de medfıin İbrahim Tennuri ve niizım-ı Vahdetname, Afyonkarahisan'nda Abdurrahim Efendi Hazretleridir. (Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri ve Ahmed Remzi Akyürek Miftabü'l-Kütüb ve Esaıni-i Müell.llın Fihristi, C. I, s. 13-14)

227

Page 9: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tehnuri Sempozyumu

iki küçükler de okusun." Ticarete giden zengin oldu. Hindistan'da ticaret sırasında vefat etti. Okuyanlardan birisi, alim, kamil ve erdemli bir kişi oldu.406

Mevlana Muharrem Halife adlı saygıya değer bu şahsiyet, Göynük'ten Bursa'ya göç ederek Orhan Camii'nde kırk yıl imamlık yaptı. Onun küçük oğlu Mevlana Seferşah, müspet ilim tahsili yaptı.

Kelam ve felsefe ilimleriyle ilgili düşünce ve görüşlerini ifade eden eserler yazdı. Zamanının en büyük bilginlerinden birisi olmasına rağmen İslam dininin temel esaslarına aykın bazı düşünce ve görüşlere eserlerinde yer verdi. Dokuz arkadaşıyla birlikte meyhaneye gidip şarap içti ve dini-tasavvufi konularla da alay etti. Mevlana Seferşah ve arkadaşları, yeniçeri askerlerinin verdikleri bir testi şarabı içerek sarhoş oldular. Bu vaziyette, içlerinden birisi şu beyti söyledi:

Aceb mest eyledi bizi şu kurkafdan gelen karkaf Tağıldı asker-i gussa hücılından anun saf saf (Yeniçeri/erin verdiği şarapla mest olup nasıl kendimizden geçtik. Gam

askeri olan üzüntü ve kede1~ üzerimize hücum etmeden saf saf dağılıp gitti.) Bu beyitte /ao·kaf (kuru, zayıf ve çelimsiz), yeniçeriye, karkof da şaraba işaret etmektedir.

Mevlana Seferşah ve arkadaşlarının içine düştükleri durum, insanlar arasında yayıldı. Mevlana Seferşab, daha soma yaptığı büyük batayı anladı. Fatih Sultan Mehmed'den korkup Arap diyarında, mukaddes beldelerdeki veli ve peygamber mezarlarını ziyaret ederek hidayet yolunu buldu. Kutsal belde ve mekanlarda, marlevi kirlerden arınarak Anadolu'ya geri döndü. Akşemseddin'in huzuruna gelerek llmelyaldn, aynelyaldn ve hakkalyakin mertebelerini aşarak tahkiki imana sahip olmak istedi.

Yaşlı olan.Akşemseddin, Mevlana Seferşah'ı Kayseri'de bulunan halifesi Şeyh İbrahim'e gönClerdi, Akşemseddin, Kayseri'deki halifesi Şeyh İbrahim'den, çeşitli ilmi konularla birlikte ve onlann tasnifini içeren çok yönlü bir eser telif etmesini istedi. Mevlana Seferşab, Ankara 'ya uğrayarak şeyh e, bir yüzü yün, bir yüzü de pamuk olan ve iki yüzü de kullanılabilicek bir kaftan diktirdi.407

Akşemseddin'in Şeyh İbrahim'den telif etmesinin istediği kitabın da hakiki ve mecazi (zahiri ve haki.ld) olmak üZere iki manalı ve sanatlı bir üslupta kaleme alınması gerekiyordu. Mevlana Seferşah'ın gönlünden şöyle geçti: "Şeyh İbrahim, veli bir kimse ise şeyh'in buyurduğu kitap yazma meselesi ile hediye kafianın iki yüzü arasında bağlantı kurup, kimin tarafından hangi amaçla kendisine gönderildiğini anlar." Şeyh İbrahim, bu durumu daha önceden anlamıştı. Mevlana Seferşah, Kayseri'ye vardığı zaman Şeyh İbrahim, Akşemsedin'in buyurduğu şekilde kaleme aldığı birkaç bölümden oluşan kitabını kendisine verdi. Seferşah, şeybin bu kerametini görünce ona sadakatle bağlandı. Şeyh İbrahim, o kitaba Giilztir adını verdi. Kitabın başında bulunan şu beyit, Mevlana Seferşahın, Akşemseddin tarafından irşat için Şeyh İbrahim'e gönderildiğine işaret eder:

406 Enisi, a.g.e., ı ı3a. 407 a.g.e., ı 13b-l ı 4a.

228

Page 10: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennw-i Sempozyumu

Dimiş ol bir azize burun ona ver Sana 'ilm-i ledünnl k.ıla telcrar

Mevlana Seferşah, Kayseri'de tasavvufi eğitimini tamamladı. Tasavvuf ilmiyle ilgili Ziydfetii 'l-ihwin bi-matla-ı ilmi '1-irfdn adlı bir kitap telif etti. Kadı ve müderris oldu. Kabr-i şerifleri Karaman diyannda bulunan Elmalı kazasındadır. Zilcredilen tüccann üç oğlunun balleri bu şekilde ele alınmış oldu. 408

Aynı şekilde Şeyh, tüccann kızına da çocuklarıyla birlikte himmet (manevi yardım) etti. Yüce Allah, ona uzun ömür, bol nasip, kısmet ve dört oğul verdi. Bunların bir kısmı doksan, bir kısmı da yüz yaşında vefat ederek uzun bir hayata mazhar oldular. Ortanca oğlunun adı Pir Ahmed Çelebi olup bu menkıbeleri bir araya toplayan fakir Hüseyin Enisi'nin annesinin babasıdır.

Şeyh İbrahim bin Sarraf Hüseyin (Rahmetiillahi aleyh): Sivasta doğdu. Konya'da, Mevlana Sarı . Yakup adlı bir bilgenin yanında ilim tahsili yaptı. Mevlana San Yakup vefat ettikten sonra Kayseri Hön.adi Hatun Medresesi 'nde müderris oldu. Şafi mezhebine mensup olması sebebiyle bu medreseden ayrıldı.409

Medresenin vakfiyesinde, hoca ve talebeDin hanefi mezhebine mensup kişiler olması gerektiği şeklindeki bir ifadeyi görünce, müderris olarak görev yaptığı bu medreseden kendi rızasıyla ayrıldı. Daha sonra ilahi aşk yolunda ilerleme duygusu ağır bastı. Kur'an sesi veya güzel bir ses duyduğu zaman hemen içinde derin bir aşk ateşi alevlenirdi. Bu ilahi ses ve içinden gelen duygunun etkisiyle kendinden geçerdi.

Erdebil'e gitmeye niyet ettiği sırada Akşemseddin'in ününü duydu. Bir merkebe binerek Beypazarı'nda bulunan Akşemseddin'in yanına gitti. O günlerde Şeyh Göynük'e gitmişti. Şeybin gelmesini sabırla bekledi. Akşemseddin geldiği zaman, başına toplanan halk, ona tıpla ilgili çeşitli sorular sordu. Halk dağıldıktan sonra Şeyh İbrahim, Akşemseddin ile konuşmak istedi. Akşemseddin: "Kimse kalbin manevi hastalığı ile ilgili bir soru sormaz; çok tehlikeli olan kalbi ve ruhi rahatsızlıklannı söyleyen bir kimse yok mu?" dedi ve daha sonra beni (Şeyh İbrahim) tanımak istedi. Şeyh İbrahim: "Kayseri' de müderris olduğunu ve içindeki derde derman aradığını" şeybe söyledi. .

Akşeyh ona şöyle dedi: "Bize ne bediye getirdin?" Şeyh İbrahim, çok fakir olduğu için utanıp bir hediye alaÖ:ıadığını söyleyince Akşeyh, İbrahim Efendi 'ye şöyle dedi: "Ey derviş! Biz senden dünyalık armağan istemiyoruz. 410 Biz, manevi alemlerdeki ballerden bahsediyoruz; o konulardaki hediyeler, bizim için çok daha önemlidir." Derviş İbrahim şeybeşöyle cevap verdi: "Sultanım! Ben, yüzü kara bir kimseyim, bir faziletim yoktur." Akşeyh, İbrahim Efendi'den manevi hayatın başlangıcı olan halvete girip ve geceyi ihya etmesini istedi. Derviş İbrahim, halvetiyle ilgili şunları söyler: "O gece, dört yüz rüya gördüm. Beni sabah

408 a.g.e., ı ı 4b. 409 a.g.e., 115a; (Medresenin vakıf senediode, öğretim görevlisi ve öğrencilerin Hanefi olma şartının bulunduğu bilinir). 410 a.g.e., ı20b.

229

Page 11: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

narnazına çağırdılar. Rüyalarunın hepsini yazdım. Gördüğüm rüyaları, bütün ayrıntılanyla hatırladım. Daha önce bende unutkanlık hastalığı vardı. Şeyhin bereketiyle sağlam hafizaya sahip oldum. 87. geceye (Berat gecesi) kadar halvet ve manevi dirilişe devam ettim." ·

Şeyh Şami (Hamza): Anadolu'da, K,eskin adlı Karye'de yatar. Mısırlıoğlu Abdürrahim: Afyonkarahisar'da yatar. Vahdet-name adlı eseri

vardır.

Şeyh Muslihüddin (Attaroğlu) İskHip'te yatar . . Bahsi geçen bu şahıslarm hepsi halvet ve riyazetle memur olmuşlardır.

Bana her gün kuşluk vaktinde bir çanak çorba, bir ekmek ve bir testi su veriliyordu. Hepsini yiyip içerdim. Bir gün, gönlüme şöyle bir fikir geldi: "Bu . tasavvuf anlayışımn, hayvanİ yaşayıştan farkı yoktur. Böyle seyr ü süluk olur mu? Şeyh'in hizmetçileri gelince yemekleri kabul etmedim, alıp gittiler: O gün çok üzüldüm ve o gece, hiç rüya göremedim." 411

Akşeyh, bana şöyle dedi: "Verilen görev dışında başka yollara sapman, iyi niyetle bile olsa hiç doğru değildir. Yapılan vazifeyi yeterli görmeyip kendi başına başka tasaruflarda bulunmak tasavvufi terbiyeye uymaz. Bu, şeytanın aldatmasıdır. Senin manevi rehberin, fıtratım bilerek seni gözetim ve denetim altında tutar. Senin tabi olduğun yolun gerekleri budur; diğerlerinin daha farklı olabilir. O gün, iki ekmek ve bir tas un çorbası verdiler. Yukarıda zikri geçen 87. gecede, "Bir tabak etli pilav olsa da yesem" dedim. Akla gelerıı. bu düşünceden uzaklaşmak istememe rağmen başanlı -q,.lamadım."

Akşamdrursonra şeybin yanından bir kişi gelerek: "Şeyh seni istiyor." dedi. Şeyh'in huzuruna vardım; beni yanına davet etti ve elime bir tabak pilav verdi. "İsteğin geçer mi?" dedi. Ben de pilavı yedim. Daha sonra "Halvetten çık." diye bana izin verdi. \( akti gelince de bana hilafet görevi verdi.

Şeyh İbrahim, kendisine bağlanan dervişleri başlangıçta gündüz çalıştım, ardından geceyi ihya etmelerini isterdi. Bu şekilde, manevi fethin(iç huzurun) gerçekleşeceğine inanırdı. Ardından halvete sokardı. Gündüz çalışarak nefis mücadelesi yapma adab ve erkamnı Şeyh İbrahim ortaya koydu.

· Rivayet olunur ki Şeyh İbrahim, Akşemseddin Hazretleri halvette iken onun izniyle irşat görevini yerine getirirken kabız hastalığına yakalanmış. Her türlü mücadele ve tedaviye rağmen bir türlü iyileşmemiş. Bunun üzerine hemen Akşeyh'i ziyaret edip derdine derman bulmak istemiş. O zaman Akşeyh, İskilip yakınlannda bulunan Ev lük isimli köyde yaşıyordu.412

O zamanda Karamanoğlu kavgası vardı. Şeyh İbrahim Tokat'tan dolaşarak İskilip-Evlük Köyü'ne gitmek istedi. Dolaştığı yerlerde, birbirine benzer şekilde bazı rüyalar gördü: Akşeyh, önü dikilmiş cübbe giymiş, başındaki tacın altına da makreme örterek yaptığı tandırın üzerine oturmuş. Müritlerine de kabızdan kurtulmak için "Siz de bu şekilde yapın." diyerek tedavi şeklini öğretiyormuş . Şeyh

411 a.g.e., 12la. 412 a.g.e., 121 b.

230

Page 12: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

İbrahim, hemen bulunduğu yerde hizmetinde bulunan Hoca Ahmet Dede'ye bir tandır kazdırarak içine ateş yaktırmış ve rüyada gördüğü şekilde tandıra oturarak ter dökmüş. Hemen rahatsızlığından kurtulup ferahlarnış, açılmış ve sağlığına kavuşmuş bir vaziyette şeybin huzuruna çıkarak başından geçen olaylan anlatmış. Akşeyh, buyurur ki: "Bu adeti, hiç terk etme. Dervişler de rahatsız olduklan zaman aynı şekilde bu tedaviyi uyguladıklannda kabz hali biter bast hali başlar. Şeyh İbrahim, hicretin 887. senesinde bir güz mevsiminin salı gecesinde vefat etti. Mübarek kabirieri Kayseri'dedir.

Akşemseddin'in bir oğlu da Hamdullah olup Ham~i Çelebi adıyla bilinir.413

853 tarihinde doğup 909'da vefat etti. Mevlana Abdurrahman Cami: 898 tarihinde vefat etti. Göynük'te, Sinan Halife adında takkecilik yapan bir derviş vardı. Kuran'ı

tecvitle okuyabilen bir kimseydi. Uzun yıllar Harndi Çelebi'nin hizmetinde bulundu. Sinan Halife, şöyle anlatır: "Bir gün, keçe giysili bir derviş geldi. Harndi'nin evi bu mudur? dedi. "Budur." dedik. "Vann haber ·verin." dedi. Haber . verdik. Merhum Harndi Çelebi geldi. Bu dervişi gördü, kucaklaştılar, üç gün üç gece sohbet ettiler. Derviş gittikten sonra "Bu derviş kimdir?" diye sorduk. ''Kardeşim Mevlana Abdurrahman Cami'dir." dedi. "Anadolu'ya gelmeden mektuplaşırdık. Başka bir surete bürünerek seyyah bir derviş gibi gezmek için Anadolu'ya gelmiş. Beni Bursa'da buldu. Oradan İstanbul'a gitti. Ben de Bursa'dan Göynük'e geldim. İstanbul'dan · Göynük'e gelebileceğini bana söylemişti. Buradan tekrar Horasan diyanna döndü. Buralara gelip gittiğini de kimseye söylemedi. Yalnız Sultan Beyazıd Mehmed Han, 414

Molla Cami (ks)'ye çok defa mektup gönderip onu Anadolu'ya davet etmişti. Saygın bir kişi olan Cami ve her konuğu için bin altın vaadinde de bulunmuştu. Molla Cami, Horasan Sultanı Hüseyin Baykara 'yı bırakıp buralara gelemedi. Hüseyin Baykara, kadir kıyınet bilen b~e bir sultan idi. Güzel hasletler sahibi bir oğlu da vardı. O asırda ve geçmiş asırlarda, onun bir benzeri gelmemişti. Molla Cami (ks) Hazrederinden ders okudu. Cami hazretlerinin tasnif, şiir ve diğer özelliklerini bilen kamil insanlar, Cami'nin derecesini daha iyi bilirler.

Hikaye edilir ki Harndi Çelebi, annesinin karnındayken Şeyh Akşemseddin mübarek elini üzerine koyup "benim şair oğlum", diyerek okşardı. Akşemseddin vefat ettiği zaman Harndi Çelebi henüz on yaşinda idi. Her türlü ilim ve bilgiyi tahsil edip en üst düzeyde bir bilgin oldu. Hatta musikl iliminde de oldukça ileri bir seviyeye çıkmıştı.

Bursa'da Murad Han İbn-i Yıldırım Han medresesinde, Mevlana Hayali gibi bazı büyük hocalara yardımcılık yapabilecek bir düzeyde idi.415

Harndi Çelebi de burada hocalık yaptı. Çok ilmi sohbet ve mücadeleler yaptı. Zab.i.ri ilimleri tabsilden sonra babası Akşemseddin'i rüyasında gördü. Babası

413 a.g.e., 122a. 4 14 a.g.e., 127b. 4 15 a.g.e., 128a.

231

Page 13: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

kendisine şöyle seslendi: "Ey Hamdil Bundan .sonra ahiret hazırlığı yap, sülfrk ehli olan sufilerin mürşidi Şeyh İbrahim'e kendi iradenle teslim ol." Harndi uyandığı zaman yüreğini aşk ateşiyle yanar buldu.

Hamdi, Kayseri'de bulunan Şeyh İbrahim'e gitme hazırlığı içinde idi. Bu sırada Şeyh İbrahim Bursa'ya geldi ve Harndi'ye şöyle dedi: "Seni bana gönderen, beni de sana gönderdi. Şimdi sen, benden önce Kayseri ye git." Şeyh İbrahim de Harndi'nin arkasından Kayseri şehrine vardı. Hamdi, Kayseri'de şeyh'in müridi olup istediğini elde etmiş oldu. Harndi Çelebi, tefsirle ilgili olarak Mecalisü't­te:ffisir adlı iki ciltlik bir eser ortaya çıkardı. Bu eserin içinde, Harndi Çelebi'ye ait yazı ve araştırmalar da mevcuttur.

Ahmediyye, Kıssa-ı Yusuf (as), Kıssa-ı Mecnfin ve Leyla adlı manzum eserleri meşhurdur. Tasavvuf ilmiyle ilgili çeşitli eserlerden derleyerek bir araya getirmiş olduğu risalede gözlerin görmediği ve kulakların işitınediği çeşitli ilginç konulara yer vermiştir. Fıkıh ilmiyle ilgili kaleme almış olduğu derleme eserinde de konuyla ilgili önemli meseleleri yazrnıştır.416

Manzum olarak kaleme aldığı Mfinisü'l-Uşşak adlı kitabı ve Kıyafetnamesi vardır. Kaside ve diğer şiirlerinden oluşan tertipli bir divanı mevcuttur. Merhumun menkıbe ve kerametleri pek çoktur. Onlarla ilgili olarak başlı başına bir kitap yazılsa uygun olur. Harndi Çelebi'nin oğlu Muhammed Zeynüddin Çelebi, 896 tarihinde doğdu. Sahip olduğu derin ilim, vehbi olup çalışma ve gayretle elde edilebilecek cinsten bir ilim değildi. Tabiatı gereği, bilinmeyen çeşitli konular onun malumu olmu-ştu.

Arapça ve diğer ilimlerde, özellikle sözlük ilminde de bir benzeri yoktu. Farsça ile ilgili hüner ve bilgileri, ifadesi mümkün olmayacak ölçüde ileri bir düzeyde idi. İyi bir hattat olup ~el ve kusursuz yazısıyla, Allah kelamı olan Kur'an-ı Kerim'in tamamını, başcim sona on dört günde yazmıştır. Kazasker olan merhum Kadiri Efendi, merhuma "Kitab-ı Kactihan" isimli bir kitap yazdırdı. Tam olarak anlayamadığı veya net bir anlam çıkaramadığı konuları yazmış; ele alınan konuyu iyice anlama derecesine çıkınca da yazma işine son vermiştir. Zenginleri beğenınez, kadıları da sevınezdi. Fakirlerle dostluğu vardı. Bir kimsenin babası Hamdi, . ecdadı Akşemseddin, Şeyh ŞiMbaddin Suhreverdi ve Ebubekir-i Sıddik olursa onun özelliklerini anlatmaya kimin gücü yeter?41 7

SONUÇ Menakıpname türündeki eserler, genellikle belli bir zaman, mekan ve

çevrede yaşayan velilerin hayatları çerçevesinde kaleme alındıkları için Türk edebiyatın ana biyografik kaynakları arsında yer alır. XVI. yüzyılda sade bir dille kaleme alınmış olan Menakıb-ı Akşemseddin'de, Şeyh İbrahim TennUri'nin hayatı, tasavvufi görüşleri ve çevresinde bulunan dostları, her kesimden insan (tasavvuf

416 a.g.e., 128b. 417 a.g.e., 129a.

232

Page 14: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Seropozyumu

erbabı, şair, ilim insanı, asker ve devlet adamı vb.) ve özellikle Anadolu insanının gönül dünyasını aydınlatan tasavvuf önderleri hakkında bilgiler yer alır.

Tarafımızdan günümüz Türkçesine çevrilen eserde önemli mutasavvıf ve şairler hakkında verilen bilgilerin diğer bazı tarihi, biyografik ve bibliyografik kaynaklada geniş ölçüde örtüştüğü söylenebilir. Menilib-ı Akşemseddin, şeyhin en önemli halifelerinden biri olan Kayserili İbrahim Tennun ve müritleriyle ilgili olarak dinl, tasavvufi, edebi vb. konularda bilgiler ihtiva etmesi açısından da aynca önem arzeder. ·

Menilib-ı Akşemseddin'de, Hacı Bayram-ı Veli etki ve öğretilerinin Akşemseddin'in hayatında olduğu gibi vefatından sonra da başta Göynük, Ankara, Beypazarı, iskitip ve Kayseri gibi şehirlerde gelişimini sürdürdüğü belirtilir.

Kayserili İbrahim Tennun, hocası Akşemseddin tarafından kurulan Şemsiyye . ekolünü yeni sistem ve yorumlara tabi tutarak kendi adıyla anılan Tennfuiyye okulunu Kayseri'de kurdu.

Menakıb-ı Akşemseddin'de belirtildiği üzere . Kayserili İbrahim TennUri'nin hocasının manevi rehberliğinde o günün şartlannda manevi hastalıkların yanında önemli sayılabilecek bazı maddi hastalıkları da tedavi ettiği de bilinir.

Kayserili İbrahim Tennun'nin alim ve mutasavvıflığının yanında araştırılması gereken diğer önemli bir yönü de şüphesiz şairliğidir. Onun, mutasavvıf bir şair olarak Türk edeblyatının ünlü hamse şairlerinden Hamdullah Harndi'yi yetiştirmiş olması da ayrıca üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.

Bilindiği gibi şiir, ilim yanında aynı zamanda daha çok bir ilham işidir. Tasavvufun da aynı şekilde daha çok bir ilham ve gönül yolu olduğu söylenebilir. Dolasıyla Kayserili İbrahim Tennun'nin başta ilim olmak üzere ilham ve gönül dünyasının ürünü olan eser(ler)inin yeni yorum ve araştırmalara tabi tutulması büyük önem arzetmektedir. Kayserili İbrahim Tennuri, bundan sonra da fıkri ve edebi bakımlardan araştırılarak Türk kültiliii ve edebiyatındaki seçkin yerini almış olacaktır.

Kaynaklar ADIVAR Abdülhak Adnan, Osmanlı Türklerinde ilim, İstanbul 2000. AKTAN Bilal-GÜNEŞ Mustafa, Men~Uob-ı Akşemseddin İstanbul 20 ı 1. BANARLI Nihad Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, C. I, İstanbul 197 ı. Bursalı Mehmed Tahir Efendi, Osmanlı Müellifleri, C. I, Sadeleştirerek yayıma

hazırlayanlar: A. Fikri Yavuz, İsmail Özen, İstanbul 1972. ---------, Osmanlı Müellifleri ve Ahmed Reınzi Aleyürek Mitahü'l- Kütüb ve

Esami-i Müelli.f'ın Fihristi, C.I, Yayıma hazırlayanlar: Mustafa Tatcı, Cemal Kurnaz, Ankara 2000.

CEBECİOGLU Ethem, Hacı Bayram Veli ve Tasavvuf Anlayışı, Ankara 1994. -----------, "Akşemseddin 'de Bazı Tasavvufi Kavramlar-I", Ankara Üniversitesi.

İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 42.

233

Page 15: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org/pdfdrg/D229727/2011/2011_GUNESM.pdf · 2015-09-08 · İbrahim Tennuri Sempozyumu Peygamberin vahiy katibi ve yakın koruması, Bedir, Uhud,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

CEYLAN Ömür, "Tasavvufi Edebiyat (Anadolu Sahası)" Türk Dünyası Ortak Kitabı Türk Dünyası Edebiyat Tarihi C. IV, Ankara 2004.

ÇANKAYA Mehmed Fatih, İbrahim Tennurf'nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvu.fi Düşüncesi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı'nda Doç. Dr. Alim Yıldız danışmanlığında yapılan yüksek lisans tezi, Sivas 2009.

ÇOLAK Murat, Sıtkı Emetullah Hanım Divanı (İnceleme- M etin), Durninpınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim

·Dalı, Yrd. Doç. Dr. Atilla Batıır danışmanlığında yapılan Yüksek lisans Tezi, Kütahya 2010.

DEMiREL Mustafa Gülzar-ı Ma'nevi Giriş-İnceleme-Metin-Sözlük-Tıpkıbasım, İstanbul2005 .

ERASLAN Kemal, "Akşemseddin 'in Dinf Tasavvufi Şiir/eri" Tür k Dili, C. XL VIII, nu.394, Ekim 1984. (TDA Y lBelleten 1984, Ankara 1 987).

ENİSİ Emir Hüseyin, Mencilab-ı Akşemseddfn, Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmud Efendi Bölümü, nu. 4666.

GÖLPINARLı Abdülbaki, MeHimilik ve M elamiler, İstanbul 1931. GÜNEŞ Mustafa, İznikli Eşrefoğlu Rumi' nin Hayatı-Eserleri ve Divanı, İstanbul, 2006. İZ Mahir, Tasavvuf, İstanbul 1997. KARA Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar Ta rihi, İstanbul 2006. KÖPRÜLÜ Orhan F.-UZUN, Mustafa, "Akşemseddin",Türkiye Diyanet Vakfı

İslam .A'iısiklopedisi, C. II, İstanbul1989. OCAK Ahmet Yaşar "Evliya Menalapnameleri" Türk Edebiyatı T arihi, C. I,

Editörler:.Jalat.Sait Hamlan-Osman Horata-Yakup Çelik-Nurettin Demir­Mehmet Katpaklı-Ramazan Korkmaz-M. Öcal Oğuz, İstanbul 2007.

ŞAHİN Haşim, "Meniilabniime" T ürkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. XXIX, s. 113-114, Ankara 2004.

ŞENTÜRK Ahmet Atilla.-KARTAL, Ahmet, Üniversiteler İçin Eski T ür k Edebiyatı Tarihi, İstanbul 2007. ·

UÇMAN Abdullah, "XV. Yüzyıl Tekke Şiiri-Akşemseddin", Büyük Türk Klasikleri, C. m, İstanbul1986.

YURD Ali İhsan, Fatih Sultan Mehmed Han'ın Hocası Seyh Akşemseddin: Hayatı ve Eserleri, İstanbul1972.

---------, Akşemseddin Hayatı, Eserleri, Haz., Mustafa Kaçalin, İstanbul 1994.

234