7
J3utRri

İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİ

~ay.nm :ı.oıı

d~oz.yumu

J3utRri ~tabı

Page 2: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

İbrahim Ten.nuri Sempozyumu

"Nİ'ME 'L-CEYŞ'DEN

KAY SERİ' Yİ TENVİR EDEN

A Ş I K- I iLAHI İ B RA H İ M TE N N ÜR i Prof. Dr. Mustafa Uzun514

Şehirde Sarrafzade ler olarak tanınan Sarraf Hüseyin Efendi 'nin oğlu olarak Sivas'ta dünyaya geldi. Adı İbrahim, lakabı Tennfui'dir. Doğum tarihi belli değildir. Annesi A.masyalı olduğundan Bursalı Mehmed Tahir onun Amasya' da doğduğunu söylerse de (Osmanlı Müellifleri, I, 49), Lamii (Nefehat, s. 688), Taşköprüzclde ($akdyık,s. 232) ve Enis! (Menakıb, s. 107) gibi daha eski kaynaklarda Sivas'ta doğduğu kaydedilmektedir.

İbrahim TennUri Sivas'ta aile çevresinde başladığı öğreniınin~ Konya'da devam etti. Burada Müderris San Yakub Efendi'den icazet aldıktan ve hocası vefat ettikten sonra 842/1438 yılında Kayseri'ye giderek bir süre Huand (Hunda) Hatun Medresesi'nde müderrislik yaptı. Enis! onun Şafii olduğunu, medresenin vaktiyesinde müderrislerin Hanefi mezhebinden olmasının şart koşulduğunu öğrenince müderrisliği bıraktığını aktarır

(Menakıbı Akşemseddin, s. 107-108). Ancak aynı zamanda manzum bir ilmihal olan Tennuri'nin Giilzar-z Ma 'nevf'sinin incelenmesinden, onun Şafii oluduğuna dair bir bilgi elde edilemediğmden, Enis i 'nin bu rivayetini ihtiyatla karşılamak ve hadiseyi benzeri pek çok örnekte olduğu gibi, ulemanın tasavvufa yönelmesine vesile olarak aktanlan menkıbevi

bilgilerden biri olarak kabul etmek daha uygun görünmektedir.

Bu yıllarda tasavvufa yönelen İbrahim Efendi, kendisine manevi ilimleri öğretecek bir mürşid aramaya başladı. Önceleri Safeviyye tarikatının merkezi olan Erdebil Tekkesi 'ne ··gitmeye niyetlenmişken Akşemseddin'in şöhretini duyunca o ·zaman Beypazan'nda bulunan Akşeyh'e yöneldi. Kendisini Göynük'te ziyaret etti, ona intisab ederek aervişi oldu. Akşemseddin' in Hamza eş-Şam!, Abdücrahim Karahisari, İskilipli Muslihuddin Hallfe gibi sonralan halifesi de olan talebeleriyle birlikte halvete girdi; seyrü sülı1künü kısa zamanda tamamladı. Enis!; İbrahim TennUri'nin "Karaman oğlUkavgası" zuhur ettiği sırada hilafet aldığını kaydeder. Menakıb-z Akşemseddin'i neşreden Ali İhsan Yurd ise

514 Marmara Ün. ilahiyat Fak., Türk İslam edebiyatı Anabilim Dalı Ö~etim Üyesi

291

Page 3: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

onun seyr ü sülı1künü 847-848 (1444-1445) yıllan arasında tamamlamış olabileceği görüşündedir (Akşemseddin, s. CIII).

İbrahim Tennüd, Akşemseddin ile beraber İstanbul'un Fethine katıldığı kabul edilen ve bu sebeple Hz. Peygamber tarafından "~'mel­ceyş/mubarek ordunun fetihle müjdelenmiş askerlerinden" olmakla Şeretlenmiş isimlerdendir.

AJnca Gülzdr-i Ma 'nevi isimli eserini fetihten üç ay önce II. Mehmed'e ithaf ve takdim ettiğinden dolayı caize olarak, kendisi ve eyladının vergilerden -· muaf olacağına • dair bir fermanla mükafatlandınlmıştır:

Hilafet aldıktan sonra Akşemseddin'in emriyle tekrar Kayseri'ye dönerek irşad faaliyetine başlayan İbrahim Tennürl burada uzun yıl~ar hizmet ettijcten sonra 887 (1482} yılı sonbaharmda vefat etmiştir. Vefatına, ''Kabri, daima· meleklerin ziyaret edip komikladığı mubarek biİ yer olsun" manasma gelen Farsça bir dua mısraı şeklinde tanzim edilmiş ;,Şüd hemişe merkad-i vey menzil-i ruhaniyan" mücevher tarih olarak düşürülmüştür.

Türbesi, Kayseri'de eski adıyla Emir Sultan, günümüzdeki ismiyle Cumhuriyet Malıailesi 'nde halk arasında "Ş ılı camii" diye anılan Şeyh Camii 'nin batı tarafındadır. Şehirdeki Selçuklu kümbetlerinin benzeri özellikler taşıyan ~a.pı;üzerindeki üç satırlık Arapça kitabeye göre 88911484 yılında Fatih Sultan Mehmed'in oğlu ll. Bayezid zamanında yaptmlmıştır (Mehmed Çayırdağ, s. 544-545). Türbenin Tennuri'nin halifesi, Şeyhulislam Ebussud . Ef~ndi 'nin babası İskilipli Şeyh Muhyiddin Muhammed Y avsi tarafından, Şeyhin vefatından iki yıl sonra Sultan II. Bayezid'in desteğiyle yaptınldığı anlaşılmaktadır.

Etrafında zamanla bir hazire oluşan altıgen planlı ve tek katlı yapının üstü içten kubbe, dıştan altıgen külalı ile örtülüdür. Kuzey cephesinde üzerinde kitabe bulunan kapısı, yanına cami yapıldıktan sonra pencere haline getirilerek kapatılmıştır. İçinde üzerinde kitabe veya mezar taşı bulunmayan İbralıim Tennuri ve iki eviadına ait, birbiriiıe bitişik üç ahşap sanduka bulunan türbeye günümüzde camiin içinden, doğu duvarmda açılan bir kapıdan girilm~ktedir.

Türbeye bitişik olan camiin XVI. yüzyılda Tennüd evladından Şeyh Abdurrahman Efendi tarafından inşa ertirildiği oğlu Abdüssamed Efendi tarafından düzenlenen 1 O 14 tarihli vakfıyesinden anlaşıldığı gibi, camiin

292

Page 4: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

içinden türbeye açılan kapı da bu hususu desteklemektedir. Ahşap direkli, ahşap tavanlı camiin üzeri vaktiyle toprak örtülüyken sonraki tamirlerde kiremit çatıyla kapatılınıştır. Kapı üzerindeki Türkçe kitabeye göre, bu uygulamanın 1309'dak.i tamirde yapılmış olması muhtemeldir.

Camiin kuzey-doğu köŞesinde, külahı dahil kesme taşla inşa edilmiş, gövdesi sekiz köşeli minaresi bulunmaktadır. Avlu rluvannın kuzey-batı köşesindeki taş çeşme ise sonraki bir tainir sırasında ilave edilmiştir.

İbrahim Tennfui Bayramiyye-Şemsiyye tarikatının· Tennfuiyye şubesinin kurucusudur. Tarikat, oğulları Ali, Lutfullalı ve Kasım tarafından Kayseri ve civannda deyam ·ettirildikten sonra, XVI. yiizy?.lda Şeyhülislam Ebüssuud Efendi 'nin babası İskilipli Şeyh Muhyiddin Muhammed Y av si tarafından İstanbul'da temsil edilmiştir. Şeyh Kasım'ın halifesi Mecdüddin Isa'nın oğlu ve müridi İlyas Saruhanl'ye (İbn Isa) Tennfiriyye'nin İseviyye şubesi nisbet edilirse de bu şubenin devariı etmediği kabul edilmektedir.

Mürşidi Akşemseddin gibi İbrahim Tennuri'nin de hem ruhl hem bedeni hastalıklan tedavi ettiği nakledilmektedir. Ayrıca tennur/tandır

kelimesinden gelen Tennfui lakabını, bir ara içine düştüğü "kabz" halinden kurtulmak için şeyhinin himmetiyle geliştirdiği ve onun tavsiyesiyle bağlıianna uyguladığı bir usulden aldığı kabul edilmektedir. Buna göre, kabza düşenleri sıcak bir tandıra (tennfu) oturtup terietirken bir taraftan da bol su içirmek suretiyle tedavi ediyordu. Gerek menakıbname metninde yer alan "kabz ve bast'' kelimelerinden gerekse Akşemseddin'in, "Bu adeti terkeyleme ve dervişlere dahi ettir" şeklindeki emri üzerine bunu dervişlerine de uygulamasından, bu usulün manevi sıkıntıların giderilmesi için tatbik edildiği manası daha ağır basmaktaysa da, aynı zamanda kabızlık hastalığına tutulmuş olanların durumunu anlatan bir rahatsızlık gibi anlaşılmasından hareketle, bu illete uğrayanların bir tandır üzerinde terletilmek suretiyle şifaya kavuşturulması şeklinde de anlaşıldığını

söylemek mümkündür. Bu durum İbrahim Tennun'nin de tabipliğine hamledilmiş ve Şeyhi Akşemseddin gibi tıp ilmiyle de meşgul olduğunun ileri sürülmesine yol açmıştır. Ancak bu bilgilerin tıp tarihi uzmanlan tarafından araştırılması gereğine işaret etmekte fayda vardır.

Akşemseddin'in İbrahim Tennfui'ye haifesi sıfatıyla büyük değer verdiği ve kendisine başvuran bazı talipleri ona gönderdiği bilinmektedir. Bunu, Akşemseddin'in vefatından sonra devrin önde gelen

293

Page 5: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

\ İbrahim Tennuri Sempozyumu

edebiyatçılarından olan küçük oğlu Hamdullah Harndi de rüyasında

babasından aldığı bir işaretle Kayseri'ye giderek İbrahim Tennfui'nin yanında seyrü sülfikünü tamamlamış olması da desteklemektedir.

Şiirle de meşgul olan İbrahim Tennfui, Yfinus Emre tarzındaki manzumelerinde "Aşık" malılasını kullanmıştır. Bu manzumelerinden birkaçı ilahi şeklinde bestelenmiştir. Mevlid merasimlerinde kaside olarak da okunan, "Kahrın da hoş lutfun da hoş" nakaratlı ilahisi günümüzde de sevilerek icra edilmektedir. Tennur'i'nin, Yunus'un "Hak bir gönül verdi bana 1 Ha demeden hayran olur 1 Bir dem gelir şad! bulur 1 Bir dem gelir giryan olur'' dörtlüğüyle başlayan güftesinin sonuna ekiediği beş kıta ile tamamladığı şiir günümüz b~stekarlarından Ahmet Hatiboğlu tarafından ilahi olarak bestelenmiştir.

Eserleri:

1. Giilzlirı Ma'nevf. En!sl'nin bildirdiğine göre Akşemseddin'in komşularından birinin torunu kendisine mürid olmak istemiş, şeyh bu sırada hayli yaşlı olduğundan onu Kayseri'ye İbrahim Tennfui'ye göndermişti.

Tennfui: "-' .... . "İrişe himmeti tuta elimiz

Hak'a doğru_ vara andan yolumuz ....

Nice !dm Mmmet oldu bize ey yar

Gönül billbillüne açıldı gülzar"

Tennfui de mısralarında işaret ettiği üzere Akşemseddin'in himınetiyle yazmaya başladığı mesnevisinin ilk cüzlerini huzuruna varan bu yeni dervişin eline vererek keramet göstermişti.

Aruzun "me:ffillün me:ffiilün feülün" vezniyle kaleme alınan kitap Yazıcıoğlu'nun Muhammediyye'si tarzında tertip edilmiş olup, hatimedeki:

"Sekiz yüz elli yedisinde ey yar

Safer nısfında hatm oldu bu gii.ftar"

beytinden anlaşıldığına göre 857/1453'te tamamlanmıştır.

"Keremden Hak tea!a kıldı yari

Ki beş bin kırk iki beyt oldu va rı"

294

..

Page 6: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

1

İbrahim Tennuri Sempozyumu

mısralannda bizzat kendisi tarafından belirtildiğine göre 5142 beyit hacmin d edir.

"Beyan oldu ne kim varsa temômet

Okuyanlar bulalar istikamet"

mısralan ise eserin okuyucularm dini ve tasavvufi hayatlan için rehber niteliğine işaret etmektedir.

Abdest, namaz, zekat, oruç gibi ibadetle~ dini ve tasavvufi manalarmı açıklandığı, bunlarla ilgili ayet ve hadisler nakledilerek yorumlan yapılmış olan ~ser bu yönüyle manzum bir ilmihal özelliğine de sahiptir. İlk defa Ali Rıza Karabulut ve Ramazan Yıldız tarafından Giilzarı Ma'nevf ve İbrahim Tenniiri adıyla neşredilen (Ankara 1978) eser üzerine Semiha Kiraz (Şeyh İbrahim Teniıurf ve Giilzar~ı Manevi, İnceleme, Metin, Tıpkıbasım, 1991, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve Meheddin İspir (İbrahim Tennuri-Giilzar İnceleme, Metin, 1998, Erzurum Atatürk Üniversitesi,), birer yüksek lisans çalışması hazırlamış; Mustafa Fidan ise bir doktora çalışması (İbrahim Tennurf, Giilzarı Manevi İnceleme, Metin, . Sözlük, 1995, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) yapmıştır.

2. Gülşen-i Niyaz. Müellifın, İbrahim malılasının kullamldığı yaklaşık 2500 beyit ihtiva eden gayri mürettep divamdır (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3791). Eser, Rasim Deniz ve Ali Rıza Karabulut tarafından Şeyh İbrôhim Tennı/rf Divanı Gülşen-i Niyaz 'dan Seçmeler adıyla yayımlanmıştır (Kayseri 1983).

BİBLİYOGRAFYA Enis!, Menakıb-ı Akşemseddin (Ali İhsan Yurd, Fatih Sultan Mehmed Jl.anzn Hocası Akşemseddin: Hayatı ve Eserleri içinde), İstanbul 1972, s. 107-116, 138-139; L~mil, Nefehôt Tercümesi, s. 688-690; Taşköprizade, eş-Şeka 'ik, s. 232-234; Mecd1, Şekaik Tercümesi, s. 247-248; Keşfü'z-zunun, II, 1504; San Abdullah Ef~ndi, Semerôtü'l-fuôd, İstanbul 1288, s. 145; Haıirizade, Tibyôn, I, vr. 1 73b; Hüseyin Vassaf, Sefinetü'l-evliyô, II, 265; Bursalı Mehrned Tahir, Osmanlı Müellifleri, I, 49; Ahmed Nazif, Kayseri Meşhurları (nşr. Meserret Diriöz - Haydar Ali Diriöz), Kayseri 1991, s. 13-17; Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Şairleri, İstanbul 1936, I, 122-127; Vasfi Mahir Kocatürk, Tekke Şiiri Antolojisi,

295

0 ı

Page 7: İBRAHiM TENNURİ/KAYSERİisamveri.org › pdfdrg › D229727 › 2011 › 2011_UZUNM.pdf · İbrahim Tennuri Sempozyumu Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri,

İbrahim Tennuri Sempozyumu

Ankara 1968, s. 115-1 18; Abdullah Satoğlu, Kayseri Şairleri, Ankara 1970, s. 26-30; Ali İlısan Yurd, Fatih Sultan Mehmed Hanzn Hocası Akşemseddin: Hayatı ve Eserleri, İstanbul 1972, giriş, s. CI-CV; Cahid Baltacı, XV-XVI. Asırlarda Osmanlı Medrese/eri, İstanbul 1976, s. 248-249; Ali Rıza Karabulut-Ramazan Yıldız, Gülzar-ı Ma 'nevf ve İbrahim Tennıiri, Ankara 1978, s. 7-73; aynca bk. tür. yer.; Abdullah Uçman, "İbrahim Tennfui", Büyük Türk Klasikleri, İstanbul 1986, m, 42-44; Müjgan Cumbur, "İbrahim Tennürl'nin Aşık Mahlaslı Şiirleri", Erciyes Yöresi Folklor, Halk Edebiyatı ve Etnoğrafya Sempozyumu, Kayseri 1991, s. 47-54; M. İlyas Subaşı, Kçryseri'nin Manevf Mimar/arı, Ankara 1995, s. 160-168; Emir Kalkan, Kayseri Şairleri, Kayseri 1996, s. 11-13; M. Fatili Köksal, Kayserili Divan Şairleri, Kayseri 1998, s. 37-52; Mustafa Fidan İbrahim Tennurf, Hayatı ve Eserleri, Kayseri 2005; Ali Rıza Önder, "Şeyh İbrahim Tennfui", Erciyes (Kayseri Halkevi Dergisi), V/64, Kayseri 1946, s. 37-38; Mehmet Çayırdağ, "Şeyh İbrahim Tennuri Eviadına Ait Şecere (Sofra) Bulundu", Erciyes, III/25, Kayseri 1980, s. 1-3; a.mlf., ''Kayseri' de Kitabelerinden XV ve XVI. Yüzyıllarda Yapıldığı Anlaşılan Osmanlı Yapıları", Vakıflar Dergisi XIII, Ankara 1981, s. 544-545; a.mlf., "Şeyh İbrahim Tennuri'nin Yaşadığı Devir", a.e., VftJı (1983), s. 7-11; Abdülbili Gölpınarlı, "İbrahim Tennfui", TA, XX, 10; "İbrahim Tennuri", TDEA, IV, 331; Zelıra Öztürk, "Hamdullah Hamdi", DİA, XV, 452. Mustafa Uzun, "İbrahim Tennfui", DİA, XXI, 365. . .

• 296