EVYAP SABUN, YAĞ, GLİSERİN SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’NİN İÇ İLETİŞİM YAYINIDIR OCAK 2017 SAYI 44

90’lNCl YlLDA, DAHA GÜÇLÜ BİR EVYAP’A DOĞRU…

3

DEĞERLI EVYAP DOSTLARIMIZ,

vyap Dünyası dergimizin 44’üncü sayısında siz değerli Evyaplıları selamlı-yoruz.

2017 yılı Evyap için 90’ıncı yılını yaşaması nedeniyle ayrı bir anlam taşı-yor. 90’ıncı yılımızda, 100 yıllık bir şirket olmaya daha da yakınız. Mehmed Evyap’ın da Abant’taki yıl sonu değerlendirme toplantısında belirttiği gibi, “90’ıncı yıldan başlayarak 100’üncü yılımıza en güçlü şekilde girebilmek için çalışmalarımıza devam etmeliyiz. 100’üncü yılında güçlü bir Evyap için güç-lü markalar, esnek ve verimli tedarik zinciri, çevik yönetim yapısı gerekiyor. 90’ıncı yılımız olan 2017’de mevcut koşulları göz önüne alarak gerçekçi planlar ve hedeflerle ilerleyeceğiz.”

90’ıncı yılımızın bu ilk sayısında dergimizde Doğan Cüceloğlu ile gerçekleş-tirdiğimiz özel bir röportaja yer veriyoruz. Doğan Cüceloğlu, yazdıklarıyla ve anlattıklarıyla Türkiye’nin dört bir yanındaki farklı yaşamlara ışık tutmaya ve her yaştan insana yol arkadaşlığı yapmaya devam ediyor. Son olarak “Geliştiren Anne-Baba” kitabıyla ses getiren ve Abant’ta gerçekleştirdi-ğimiz yıl sonu değerlendirme buluşmamızda da bizleri yalnız bırakmayan Doğan Cüceloğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajı keyifle okuyacağınızı umuyoruz.

Evyap Dünyası dergimizin bu sayısında Evyap’ta 50 yılı geride bırakmayı başaran emektar ve kıymetli üyemiz Şehriban Cakovalı’dan Ruanda’da Evy Baby markamızı pazarın bir numarası yapan distribütörümüze, tedarikçi-lerimizden Modern Ambalaj’ın Genel Müdürü Mesut Koyuncu’dan Ar-Ge’de koku uzmanı olarak çalışan Sameer Pathan söyleşimize zengin bir içerikle karşınızdayız.

Gelecek sayımızda buluşmak üzere, tüm Evyaplılara sağlık ve başarı dilek-lerimizi iletiyoruz.

Evyap Dünyası Yayın Kurulu

DİLEĞİMİZ HEM CUMHURİYETİMİZİN HEM DE ŞİRKETİMİZİN 100’ÜNCÜ YILLARINA ÜLKE VE ŞİRKET OLARAK KUVVETLİ GİRMEKTİR.

4 5

OCAK 2017 SAYI 44

GÜNDEM MEHMED EVYAP ..........................................................................................................................6BULUŞMA 2017 YILINA HAZIRIZ... ..........................................................................................................8İÇİMİZDEN BİRİ ŞEHRIBAN CAKOVALI ............................................................................................10MARKALARIMIZ DURU NATURAL OLIVE AILESI ........................................................................13RÖPORTAJ DOĞAN CÜCELOĞLU ..........................................................................................................14KAMPANYA DURU KAZANDIRMAYA DEVAM EDIYOR… ..........................................................18BİZDEN SAMEER PATHAN .........................................................................................................................20İŞ ORTAĞIMIZ RUANDA DISTRIBÜTÖRÜMÜZ ERI RWANDA ..................................................22ÜRETİM ARKO CLASSIC YAĞLI KREM ..................................................................................................24TEDARİKÇİLERİMİZ MESUT KOYUNCU............................................................................................26TEDARİKÇİLERİMİZ KENAN ŞIŞMAN’I SAYGIYLA ANIYORUZ ..............................................28EVYAPPORT HABERLER ........................................................................................................................30ÇAT KAPI AHMET AK ...................................................................................................................................32KISA KISA EVYAP DÜNYASINDAN HABERLER ..............................................................................34TÜKETİCİ KÖŞESİ YAŞADILAR, PAYLAŞTILAR ...............................................................................39KİŞİSEL GELİŞİM HEDEFLERE ULAŞMANIN YOLLARI ...............................................................40AİLEM VE BEN ÇOCUKLAR SPOR YAPMALI, AMA HANGISI? .................................................42SAĞLIK SAĞLIKLI YAŞAM IÇIN HEMEN HAREKETE GEÇIN! .....................................................44GEZİ ISTANBUL’UN HAFTASONU KEŞFEDILECEK KÖYLERI ......................................................46AJANDA .............................................................................................................................................................48SUMMARY .........................................................................................................................................................50BAKIŞ AÇISI EVYAP FOTOĞRAFÇILIK KULÜBÜ .............................................................................62

EVYAP SABUN, YAĞ, GLİSERİN SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Sahibi Gül Yıldız

Genel Yayın Yönetmeni Elif Sözer Dumlu

Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Meltem Subaşı

Yönetim Yeri Nidakule, Merdivenköy Bora Sokak No.1

Göztepe Kadıköy İstanbulwww.evyap.com.tr

Yayın Kurulu Elif Sözer Dumlu, Meltem Subaşı,

Çiğdem Karadeniz, Ülkü Karaosmanoğlu, Çiğdem Ezilmez

YapımGravital Dijital İletişim Danışmanlığı A.Ş.Fulya Mahallesi, Mevlüt Pehlivan Sokak, Yılmaz İş Merkezi No: 26 Kat: 2 34394 Fulya / İstanbul Tel: (0212) 337 51 00

Yayın DirektörüÜlkü Karaosmanoğlu

Editör Çiğdem Ezilmez

Kreatif Direktör Metin Özkan

Sanat Yönetmeni Ahmet Akgül

Fotoğraf Hakan Ezilmez

Baskı Bilnet Matbaacılık ve Ambalaj San. A.Ş.

Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cad. No: 16 Ümraniye / İSTANBUL

Tel: 444 44 03

Yerel, süreli, 3 aylık yayın

Evyap Dünyası’nın içerik ve tasarımı Gravital Dijital

İletişim Danışmanlığı A.Ş.’ye ait olup, Fikir ve Sanat

Eserleri Yasası kapsamında esas olarak koruma

altındadır. İçerik ve tasarım, kaynak gösterilse dahi

hak sahiplerinin yazılı izni olmadan ticari amaçlarla

kullanılamaz.

BULUŞMA8

ÜRETİM24

MARKALARIMIZ13

RÖPORTAJ14

AİLEM VE BEN42

GEZİ46

6 7

MEHMED EVYAP

90’INCI YILDA, DAHA GÜÇLÜ BİR EVYAP’A DOĞRU…

Sevgili arkadaşlar,Geride bıraktığımız 2016 yılı Türkiye’de ve dünyada sürprizler yılı oldu. ABD’nin yeni başkanının Donald Trump olması, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması, Fenerbahçe’nin yılı kupasız kapatması () ilk akla gelen sürprizler... Bölgemize baktığımız zaman siyasi ve ekonomik sıkıntla-rı, terör olaylarını ve devalüasyonları görüyoruz.

Hiç şüphesiz Türkiye’de 2016 yılına damgasını vuran olay 15 Temmuz’da yaşandı. Ülkemizde “artık olmaz, olamaz” dediğimiz bir şey oldu; millet olarak çok büyük bir ihanet yaşadık. 250 tane şehit verdik, hepsine Allah rahmet eylesin. Ülkemiz ve milletimiz daha önce defalarca olduğu gibi, yine bu sıkıntılı dönemleri atlatacak ve inşallah çok güzel yarınlara ilerle-yecektir.

PAZARLARA GENEL BAKIŞTürkiye pazarında son dönemde benim en belirgin olarak gözlemlediğim iki gelişme vardı. Birincisi perakende sektöründeki konsolidasyonun de-vam etmesi. Migros’un Kipa’yı satın alması bu kapsamdaki en büyük işlem oldu. Yerel zincirler tarafındaysa, en önemli hareket Onur Marketler’in Bursa Şaypa’yı devralması oldu. Diğer yandan bir başka gelişme hane hal-kına ürünlerimizi sunan perakende sektöründe kimi oyuncuların değişen finansal koşullar nedeniyle daha sıkı finansman politikası uygulayıp stok ve çeşit azaltmaları oldu. Bunlar ve benzeri gelişmeler tüm müşterilere sunduğumuz hizmet seviye-sinin yükselmesini ve müşterilerimizle ticari partner olarak geliştirilmesini bir kez daha vurguluyor. Ancak bu şekilde 2017’de hem pazar payı artışı

hem de verimlileşme sağlarız. Pazar payı demişken 2016’nın sahadaki en memnuniyet verici gelişme-lerinden biri hem Katı Sabun hem de Kişisel Temizlik pazar payında son çeyrekte ciro pazar payı liderliğine ulaşmış olmamız. Pazar payı datası aldı-ğımız tüm dönemler içinde ilk defa ciro liderliğini almış olduk. Rusya’da resesyon sürecinin devam ettiğini gördük ancak 2017’ye iyim-serlikle giriyoruz. Petrol fiyatlarının biraz toparlanması Ruble’nin de biraz güçlenmesini sağladı. Pazarda iş yapan herkes en zor dönemin geride kaldığına inanıyor. Bizim organizasyonumuzda dengeli ve verimli şekilde gelişmeye devam ediyor. 2017’de Rusya’da odak alanlarımız en iyi raf satış noktası uygulamaları, marka yatırımları ve verimlilik olacak. Ukrayna’da bu dönemin en önemli projesi bayi konsolidasyonu. Çalışma hayatım boyunca şahit olduğum en keskin konsolidasyon projesidir. Tah-minlerime göre iyi gittiğini söylemem lazım. Satış noktası uygulamaları ve marka yatırımlarımız da devam ediyor.

Mısır’da ülke tarihinde ilk kez olmak üzere serbest dalgalı kur uygulanıyor. Bir önceki dönem yaşanan çift kur herkesi çok yordu. Dalgalı kura geçiş-teyse, devalüasyon umulandan çok yüksek yaşandı. Bu ortamda ithalatçı olduğumuz Bebek Bezi pazarında geri adım attık ancak katı sabunda ka-rarlı olmaya devam ediyoruz. Evyap Malezya çok yoğun bir dönemden geçiyor. Son 12 aydır devamlı olarak üretim kaydırması yapıldı. Zaman zaman sıkıntılar çekildi. Ancak son altı aydır, merkezden giden kıdemli yöneticilerin ve fabrika çalışanları-mızın da katkısıyla istediğimiz noktalara verimlilikte ve kalitede çok yakınız. Oleokimya sektöründe de Evyap’ın müşteri portföyü her gün genişliyor.

BİR ÇALIŞMA ARKADAŞINIZ, BİR KARDEŞİNİZ OLARAK…Kiminizin beş aylık, kiminizin 15 yıllık çalışma arkadaşı ve bir kardeşi ola-rak bugün ve gelecekle ilgili düşüncelerimi paylaşmak isterim. 2010-2015 arasında hep beraber çok emek vererek yatırımlar yaptığımız fikirlerin, projelerin geri dönüşlerini almak için biraz daha sabır ve gayret göster-memiz gerekiyor. Pazarlarda koşullar beş yıl önceki gibi değil ancak şartlar ne olursa olsun elimizden gelenin en iyisini yapmaya, gülümsemeye ve mücadeleye devam etmemiz lazım. Karşılaştığımız zorluklar yokmuş gibi davranmanın bir faydası yok. Yapma-mız gereken şey -benim de son dönemde yapmaya çalıştığım- durumu kabullenmek ve kabullendikten sonra pozitif enerjiyle hayata ve işe dört elle sarılarak elden gelenin en iyisini yapmak. Büyük resme “Ben neyi farklı yapabilirim?” diye bakabilmek...

EVYAP 90 YAŞINDAPeki bundan sonrası için ne istiyoruz? 2017 yılı Evyap için özel bir sene. Evyap’ın 90’ıncı yaşını hep birlikte idrak edeceğiz. 90’ıncı yıldan başlayarak 100’üncü yılımıza en güçlü şekilde girebilmek için çalışmalarımıza devam etmeliyiz. 100’üncü yılında güçlü bir Evyap için güçlü markalar, esnek ve verimli tedarik zinciri, çevik yönetim yapısı gerekiyor. 90’ıncı yılımız olan 2017’de mevcut koşulları göz önüne alarak gerçekçi planlar ve hedeflerle ilerleyeceğiz.

Tam da bu noktada, 90’dan 100’e ilk adımları atarken, kurucumuz Meh-met Rıfat Evyap’ın manevi miras diyebileceğim kendi Arapça el yazısıyla yazdığı notunu paylaşmak isterim:

1. Topluma karşı sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğumuzu, bu bor-cumuzu en iyi ve en kaliteli ürünleri, en iyi fiyata sunarak yerine ge-tirelim. 2. Bunu yapabilmek için her dönemde, o dönemin en iyi teknolojisini kullanmak gerekir. 3. Elde ettiğimiz kazançla vergimizi ve zekatımızı eksiksiz ödeyelim ve hayır işleri yapalım.

Evet kurucumuz bunları söylemiş ve aradan 90 yıl geçmiş. 90 yıl önce onun yanında eşiyle beraber çıktığı bu yolda şimdi 3 bin 800 kişiyiz. Şirketler kurumlar belli aşama ve büyüklükleri geçtikten sonra içinden çık-tıkları ülkenin ve toplumun değeri olur. Evyap ve Evyap gibi şirketler böyle kurumlardır. Her birimiz Evyap’ı en sağlıklı ve en güçlü şekliyle ve her koşula uyum sağlayarak yeni hedeflere taşıma konusunda kararlı olmalıyız. Bunun tek yolu ailelerimiz, kendimiz, şirketimiz ve ülkemiz için çalışmaktır. Dileğimiz hem Cumhuriyetimizin hem de şirketimizin 100’üncü yıllarına ülke ve şirket olarak kuvvetli girmektir. Son olarak, her zamanki gibi siz değerli çalışma arkadaşlarımın her birinize gönülden inandığımı ve güvendiğimi bilmenizi isterim.

GÜNDEM

EVYAP 100’ÜNCÜ YIL VİZYONU• Markaları kuvvetli• Müşteriye yakın ve etkin• Liderlerini kendi yetiştiren• Uluslararası organizasyonu oturmuş• Ürün performansında lider• Ana faaliyet dışındaki işlerden ve kullanılmayan varlıklardan arınmış• Temel değerlerine bağlı

8 9

BULUŞMA

Evyap yöneticileri ve ekipleri, 26-27 Aralık 2016 tarihlerinde Abant'ta bir araya gelerek yıllık değerlendirme toplantılarını gerçek-leştirdi. Aynı günün akşamında ise 2017 yılına birlikte "merhaba" derken, yeni yıla umut dolu bir başlangıç yaptı. Abant buluşmasına tüm departmanlar katılım sağladı. Departman toplantılarında çeşitli konular üzerine fikirlerini paylaşan Evyap çalışanları, Mehmed Evyap’ın gerçekleştirdiği konuşmayı ise dikkatle takip etti.Yıl sonu değerlendirmesi yapan Mehmed Evyap, 2016 yılının sürprizlerin senesini olduğunu ve ülkemize de bunun yansımaları olduğunu aktardı. Dış pazarlarımızda 2010 ve 2013 yıllarında hızlı büyüyen Rusya’nın son iki senesinde resesyon nedeniyle olum-suz etkilerinden söz eden Mehmed Evyap, bir emtiaya bağlı olmanın bazı zorlukları da beraberinde getirdiğinin altını çizdi. Evyap, Mısır’da zorlu geçen 2016 yılının ardından gerçekleşen devalüasyonun pazarı etkilediğine değinirken, ülkemizde ise 2016 yılında

gerçekleşen üzücü olayların piyasalara olumsuz etkilerini paylaştı. Daha iyi bir lider olmanın anahtarının daha iyi ve daha mutlu bir insan olmaktan geçtiğini ifade eden Meh-med Evyap, “Karşılaştığımız zorluklarda yapmamız gere-ken durumu kabullenmek, sindirmektir ve pozitif enerjiyle işe ve hayata dört elle sarılarak elinden gelenin en iyisini yapmaktır. Sıkıntılı ve zor giden işlerde bizim dışımızda gerçekleşen faktörleri görmemiz gerekir. Biz neyi farklı ya-pabiliriz, ona bakacağız. Yapmamız gereken herkesin ken-di işini iyi yaparak sağlayabileceği en iyi katkıyı vermesidir.” dedi ve konuşmasını 2017 yılının herkese sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi dilekleriyle sonlandırdı. Mehmed Bey’in konuşmasının ardından tüm ekibin bu-luştuğu gala yemeğinde Evyaplılar senenin yorgunluğunu geride bıraktı. Ertesi gün sabah yürüyüşüyle güne başlayan ekip, konuk konuşmacı Doğan Cüceloğlu’nun güzel soh-beti ve değerli anlatımlarıyla dolu paylaşımlarını dinlerken, özellikle aile ve çocuk eğitimi ile ilgili sorularına Doğan Cüceloğlu’ndan yanıt bulma fırsatı yakaladı.

EVYAP EKİPLERİ 26-27 ARALIK 2016’DA ABANT’TA GERÇEKLEŞEN YIL SONU DEĞERLENDİRMESİNDE BULUŞTU. MEHMED EVYAP’IN ÖNEMLİ MESAJLARLA DOLU KONUŞMASININ YANI SIRA DOĞAN CÜCELOĞLU’NUN HOŞ SOHBETİNİ DİNLEME FIRSATI YAKALADI.

2017 YILINA

HAZIRIZ

10 11

ŞEHRİBAN CAKOVALI

ŞEHRİBAN CAKOVALI; EVYAP’TA ÇALIŞAN BABASI BAYRAM USTA’YI FABRİKAYA ZİYARETE GELDİĞİNDE HACI MEHMET RIFAT EVYAP İLE KARŞILAŞMASI VE SOHBETİ KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ. BUGÜN, EVYAP’TA 50’NCİ YILINI DOLDURMANIN MUTLULUĞUNU, HEYECANINI VE HAKLI GURURUNU YAŞIYOR.

Şehriban Hanım, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1955 yılında Kosova’da dünyaya geldim. Ailemiz Koso-valı ve halen orada akrabalarımız yaşıyor. 1959 yılında İstanbul’a göçtük ve o yıldan bu yana İstanbul’dayız. Rah-metli annem ev hanımıydı, rahmetli babamsa Evyap’ta 14 yıl çalıştıktan sonra emekli olarak bir nevi bayrağı bana devretti. Beş kardeşli geniş bir ailenin ikinci çocuğuyum.

İş yaşamına Evyap ile mi adım attınız? Aslında Evyap’ta çalışmaya başlamam, iş hayatından ziya-de küçük bir çocuğun hayata ilk adımı olarak değerlen-dirilebilir. İlkokulu bitirdiğim yıl ortaokul için para birik-tirmeye heves etmiştim ve babama konuyu açmak için fabrikaya gitmeye karar vermiştim. Bir gün evimize 10 dakika uzaklıktaki fabrikaya heyecanla gittim ve kapıdaki görevliye “Bayram Usta’yı görmeye geldim” dedim. Gö-revli çağırmaya gittiğinde bir üst kattaki rahmetli Hacı Mehmet Rıfat Evyap beni görüp, merak edip yanına çağırdı. Kime geldiğimi sordu ve Bayram Usta’nın kızı olduğumu öğrenince daha da meraklanıp niye görmek istediğimi de sordu. Çocuk cesaretiyle çalışmak istediği-mi söyledim ve o da “Daha çok küçüksün, ne iş yapabi-lirsin ki?” dedi. Ne iş olursa yapabileceğimi söyleyince de gülümsediğini hatırlıyorum. 12 yaşında bir kız çocuğunun bu çalışmaya hevesli hali belli ki hoşuna gitmişti. Son-ra Hacı Amca, babamı fabrikada görüp kızın ne yapıyor

“EVYAP’A VE SABUNA HAYATIMI SEVEREK ADADIM”

diye sormuş ve babam da sizden haber bekliyor deyince, “Gelsin bakalım” demiş. İşte bu izinle benim 50 yıllık Evyap serüvenim de başlamış olu-yordu. İlk görevim, sadece yaz tatili süresince üretilen sabunları sayıp kaydetmekti.

TÜM SÜREÇLERİ HAZMEDEREK ÖĞRENDİMOrtaokula gitme zamanınız geldiğinde ne yaptınız?Ortaokul için çok uzaktaki Hasköy Ortaokulu’na gitmem gerekince ve babam da oraya vasıta olmadığı için beni gönderemeyince; geçici yaz-lık iş benim için adeta hayatın ta kendisi oldu. Sonra krem üretimde elle kutu dolumu ve daha sonra laborantlık derken o yaşlarda bir çocuğun aklına getiremeyeceği sorumlulukları alıp sürekli Evyap’ta çalışmaya başladım. İki yıl laboratuvar-da çalıştıktan sonra, rahmetli Hacı Amca okulu-ma devam etmem gerektiğini söyleyerek; beni elimden tutup okula yazdırmaya götürdü. Kayıt yapıldı ve büyük hevesle kitaplar, defterler alın-dı. Ancak kaderin cilvesi, yine uzaktaki Hasköy Ortaokulu’na kaydım yapılmıştı. Bu sefer kendim çalışıp, sadece sınavlara girerek okulu bitirmeye azmettim. Gündüz fabrikada, geceleri de evde derslere çalışarak iki yılda ortaokulu bitirdim. Lise için heveslenirken bu kez fabrikada işler çok yo-ğunlaştığı için tercihimi Evyap’tan ve çalışmaktan yana kullanmam gerektiğini hissettim.

Tercihinizi Evyap’tan yana kullanmak ha-yatınızı nasıl değiştirdi?Bu kararım, sabunun kimyasından başlayarak tüm üretim süreçlerini hazmederek öğrenmeme fırsat verdiği için bir nevi iş hayatımın da yön-lendiricisi oldu. Yıllar içerisinde sorumluluklarım arttı, Ayazağa inşaatı başlayınca da sabun üretim bir nevi benim omuzlarıma sorumluluk olarak yüklendi. Ne mutlu ki tüm sorumlulukların üste-sinden gelerek; bana bu fırsatı veren başta Hacı Mehmet Rıfat Evyap olmak üzere tüm Evyap ai-lesinin güvenine layık olabildim. Bu vesileyle rah-metli Mehmet Rıfat Evyap, Fikret Evyap ve Fethi Evyap’a şükranlarımı iletmek isterim. Onların destekleri, cesaretlendirmeleri ve babacan yak-laşımları olmasaydı küçük bir kız çocuğu bu zorlu şartlara dayanıp, sonrasında filizlenip 50 yıllık bir çalışan olarak bugünlere ulaşamazdı. Bunun ya-nında rahmetli Hacı Hedise Evyap, Nimet Evyap, rahmetli Mürüvvet Evyap, Nebahat Evyap ve Se-lime Evyap’a da kendimi bir çalışan gibi değil, bir evlat, bir kardeş gibi hissederek çalışmamı sağ-layan yakınlıkları için teşekkür etmem gerekiyor. Dönüp geriye bakınca çok büyük bir ailenin bir ferdi olarak geçen bu 50 yılı mutluluk, gurur ve güzelliklerle hatırlıyorum. Allah herkese bu şekil-

de bir çalışma hayatı nasip etsin. Bana bu gururu yaşamamda desteği olan tüm çalışma arkadaşlarıma da teşekkür ederim. Zira ortada bir başarı varsa, kişisel değil ekip halinde kazanılmış başarılardır. Evyap’ı bugünlere getiren de bu aile ortamı, çalışanların birbirine ve şirketlerine olan bağlılıklarıdır.

TECRÜBE, EN BÜYÜK SERMAYELERDEN BİRİSizce Evyap sizin tanıklık ettiğiniz 50 yıl içerisinde nasıl bir değişim yaşadı?Bu 50 yıl süresince sadece insanlar değil, fabrikalar, Türkiye, dünya ve elbette Evyap da çok değişti ve gelişti. Küçük bir aile işletmesinden, dünya devi bir şirket oluşuna tanıklık ettim. Teknolojik ilerleme iş yapış şeklimize yansıdı, büyümenin sonucu olarak Türkiye’ye sığamadık; Mısır ve Malezya’ya gidip oralarda üretime başladık. Sadece sabun üreten Evyap, artık kozmetik, hijyen ve oleokimya ürünleri üreten; liman işletmesi olan büyük bir şirket. Bu büyük değişim ve gelişimle birlikte ilk göz ağrımız sabun ve kaliteye olan bağlılığımız hep önemini korudu. Temennim gelecekte de bu ivmenin artarak devam etmesidir.

Bugün bulunduğunuz görevi ve sorumluluklarınızı kısaca özetler misiniz? Şu anda Sabun ile ilgili olarak yapılan Ar-Ge çalışmalarına ve Tuzla Sabun Üretimi’ne ihtiyacı olan tüm desteğin verilmesinden sorumluyum. Özellikle Malezya’da sabun üretmeye başladıktan sonra, Türkiye’deki birikimin oraya da aktarılması sadece benim değil, tüm ekibimizin birinci önceliği duru-munda. 2016 yılında bu konuda da mesaimizin büyük kısmını harcadık ve sevinerek gözlemliyorum ki artık Malezya’da da belli aşamalar kaydedilmeye başlandı.

Tecrübelerin iş yaşamına katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?Tecrübe uzun yıllar boyunca ve emek sarf ederek insanların, şirketlerin kazandıkları en büyük ser-mayelerinden birisidir. Bu sermayenin doğru kullanılması ve aktarılması durumunda nesiller boyunca

İÇİMİZDEN BİRİ

12 13

Geçtiğimiz yıl Mart, Nisan ve Mayıs aylarında “Banyo Keyfinin En Doğal Hali” sloganıyla marka iletişimi yapılan “Duru Natural Olive” serisinin artık duş jelleri de var. Bu lansmanla, lider kişisel temizlik markası Duru, kozmetik ürünlerde gide-rek yaygınlaşan “doğallık” trendi doğrultusunda tüketicilerin zeytinyağı gibi doğal bileşenler içeren ürünlere yönelik artan taleplerine daha iyi cevap verebiliyor. Yeni Duru Natural Olive Duş Jelleri, içerdiği zeytinyağı ve doğal çiçek özleri ile cildi nazikçe temizliyor. Ayrıca, içerdi-ği gliserinle cildin nem dengesini korumaya da yardımcı oluyor. Papatya ve hanımeli olmak üzere iki çeşidi olan Natural Olive Duş Jelleri, Ağustos ayı itibariyle Türkiye pazarında tüketicilerin beğenisine sunuldu. Bu ürünler; do-ğallığın simgesi olan yeşil renkleri, içerdiği saf zeytinyağı özleri ve hoş çiçeksi kokularıyla, kişi-sel temizlik ürünlerinde doğallığı arayan tüke-ticilerin de öncelikli tercihleri arasın-da yerini aldı.

DURU NATURAL OLIVE AİLESİNİN ŞİMDİ DUŞ JELLERİ DE VAR

MARKALARIMIZ

artarak daha da büyük değerler oluşturması mümkündür. Bu se-beple tecrübeyi iş hayatında hammadde, enerji gibi ana unsurlardan birisi olarak görüyorum.

BİR SERÜVENİN PARÇASI OLMA MUTLULUĞUEvyap’ın hayatınızdaki yerini tek bir cümleyle özetlemenizi istesek… Evyap’a ve sabuna hayatımı severek adadım.

Evyap’ta 50 yılı geride bırakmak nasıl duygular uyandırıyor? Bu kadar başarılı olmuş, büyümüş ve binlerce kişiye ekmek kapısı olmuş bir Evyap’ta 50 yıl çalışmış olmak insana ancak gurur verir. Bu serüvenin bir parçası olmaktan da geriye dönüp bakınca çok mutluyum.

Evyap’taki 50 yılınızı düşündüğünüzde, unutmadığınız han-gi anınız aklınızda canlanıyor, anlatır mısınız?Elbette bu kadar uzun sürede birçok anı birikiyor. Beni en çok mut-lu eden anılar hep ilk defa üretip daha sonra raflarda gördüğüm ürünlerimizle ilgili olmuştur.

MÜTEŞEKKİRİM50 yıl süresince sizin Evyap’a kıymetli hizmetlerde bulun-duğunuz, pek çok şey kattığınız bir gerçek. Peki Evyap size neler kattı?İkinci bir aile, sevdiğim bir meslek, çok değerli insanlarla tanışma ve çalışma fırsatı, dünyanın birçok ülkesini görmek, bu ülkelerden farklı firmalar, farklı teknolojiler, farklı kültürler tanıma fırsatı ve rahat bir yaşam sürmemi sağlayacak imkânlar.

50. yılınızda Mehmed Evyap ve Ayşe Evyap başta olmak üzere birçok çalışma arkadaşınız sizin yanınızdaydı. Üze-rinde 50 yazan pastadaki mumları üflerken neler dilediniz? O gün yaşadığınız duygular nelerdi?O gün benim yanımda olanların birçoğu ben Evyap’ta işe başladı-ğımda daha hayatta değillerdi. Bir insanın bunu hayal bile edebil-mesi çok zorken, benim bunu yaşamış olmam kelimelerle tarifi zor olan bir mutluluk elbette. Mehmed Bey’e de, Ayşe Hanım’a da, tüm çalışma arkadaşlarıma da bu çok özel günde yanımda oldukları için müteşekkirim. O anda Evyap için uzun ve başarılı bir gelecek, tüm çalışma arkadaşlarım için de benimki gibi uzun ve mutlu bir çalışma hayatı diledim.

ŞEHRİBAN CAKOVALI’DAN GENÇ EVYAP ÇALIŞANLARINA 5 TAVSİYE1. Evyap çok kıymetli bir okuldur ve eğer isterseniz, iyi

çalışırsanız burada çok şey öğrenebilirsiniz.

2. Kaliteden asla taviz vermeyin, her zaman zor beğenen olun.

3. Kendinize ve çalışma arkadaşlarınıza saygı duyun, başarılı

bir iş hayatının bir sırrı da başarılı ekipler kurabilmek ve o

ekiplerin bir üyesi olabilmektir.

4. Şeffaf ve dürüst olun.

5. İşinizi mutlaka severek yapın, sevmeden yapılan bir işte

başarılı olmak mümkün değildir.

İÇİMİZDEN BİRİ

14 15

Anne-babalık öğrenilebilir mi?“Oğlumu doktor yapacağım, mühendis yapacağım. Dil, din, topluma bakış açısından benim gözlüğümün aynısını giyecek ve ona baktığım zaman ‘Oh, bizim aileden biri işte’ diye-ceğim.” İşte yanlış burada başlıyor. Çocuğuna baktığınızda şöyle demelisiniz: “Bildiğim bir şey varsa, burada çok büyük bir potansiyel var. Muz mu, elma mı, portakal mı bilmiyoruz fakat çok yakında başlayacak ipucu vermeye.” Hakikaten böyle de olur. Çocuk büyürken başlarsın görmeye. Kimi vardır bir yaprağı eline alır, inceler, inceler, soru sorar, ince-ler. Kimi harekete çok düşkündür; o zaman o çocuğa ileride hareket etmek, faal olmak zevk verir.

Çocuk dans etmeyi seviyor diye hemen dans kursuna yazdırmak mı lazım? Aileler hemen o ilgi alanının pe-şinden gitmeli mi?Meslekler çok sık değişiyor. Çocukları mesleğe değil, alan-lara yöneltmeli. Bazen konuşmalarımda elime birer meşe palamudu ve çakıl taşı alıp anlatıyorum. Potansiyelin farkın-da olmayan biri için ikisi de nesnedir. Ama potansiyel kav-ramını biliyorsa, burada gür bir meşe ağacı olduğunun ama çakıl taşının üretme kabiliyetinin olmadığının farkındadır. Gür bir meşe ağacı, elimdeki meşe palamudu gibi milyon-larca meşe palamudu verebilir. Onun için elimdeki meşe palamudu tüm Türkiye’nin potansiyelidir. Peki çocuğunuza baktığınızda şunu görebiliyor musunuz? Bu çocuk öyle bir şey söyleyebilir, yapabilir, keşfedebilir ki tüm dünyanın akışı-

nı değiştirebilir. Bu yüzden anne, baba ve öğretmen olarak görevimiz aynen bir çiftçi gibi yapmaktır.

ÇİFTÇİ OLMAK, ELMA AĞACI VE ÇOCUK Çocuğa bir çiftçi gibi mi yaklaşmalı?Çiftçi elma ağacının armut vermesini istemez. Elma ağacını, olabileceği en iyi elma ağacı olsun diye izler: Hangi toprağa, nasıl bir bakıma ve budamaya, ne zaman suya ihtiyacı var? Çocuğa da aynen öyle bakacaksın, önce tanımaya çalışacak-sın. Ama bir adım geriye gidiyorum. O çocuğu tanımak için kendinizi tanımalısınız. İnsanın kendi özünü; korkularını, kay-gılarını, özlemlerini dibine kadar anlamadan bir başka insanın halinden anlaması mümkün değil.

Son kitabınız Geliştiren Anne-Baba’da ebeveynlere doğrudan seslenirken, toplumla ilgili mesajlarınızı neden fısıldar gibi söylüyorsunuz?Tebrik ederim. Kesinlikle öyle yapıyorum. İnsanların top-lumdan topluma değişen sosyal yönleri vardır. Bir de hangi toplumdan olursa olsun insanın değişmeyen evrensel bir yönü var ve ben buna “can” diyorum. Şimdi bu iki doğa insanın iki yönü; yaşayacak. İki insan birbirinin farkına vardığı anda iletişim başlıyor. Bu anda bizim davranışımıza yön ve-recek olan ne? Tarihsel açıdan hep dıştan bir güç yön ver-miş ve bu dıştan güç meselesi de korku kültürüne gidiyor. Yani “Elalem ne der; annem, babam, patronum, kanun ne der?” diye bir kendini kontrol etme durumu oluyor. Bir şey

“HAYATIN ANLAMI SENİN GÖZLERİNE HESAP VERMENDEN GELİR”

DOĞAN CÜCELOĞLU BİLDİĞİNİZ GİBİ. YAZDIKLARIYLA VE ANLATTIKLARIYLA TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAKİ FARKLI YAŞAMLARA IŞIK TUTMAYA VE HER YAŞTAN İNSANA YOL ARKADAŞLIĞI YAPMAYA DEVAM EDİYOR. BİZ DE SON KİTABI “GELİŞTİREN ANNE-BABA”YI VE EVYAP ABANT BULUŞMASINDAKİ KONUKLUĞUNU BAHANE EDEREK, TÜM EVYAP ÇALIŞANLARI İÇİN SAMİMİ MESAJLARLA DOLU BİR DOĞAN CÜCELOĞLU RÖPORTAJI YAPTIK.

DOĞAN CÜCELOĞLU:

yapmadan otoritenin gözünün içine bakarsınız. İşte korku kültürü bu “dış tanıklık”a önem verir.

Korku kültüründen uzaklaşmanın yolu ne-dir?Bireyin keşfiyle toplumlar büyük bir riske girdi ve dedi ki “Sen önemlisin, senin aklın var ve aklının gücüyle toplumun geleceğine yön verebilirsin.” Bu yaklaşıma sahip toplumlar, aileler, anne babalar da çocuklarını yetiştirirken “iç tanık” kavramını koyu-yor. Aynada gözüne hesap veriyor musun? Ken-dine saygın var mı? Bu hayatın anlamı senin kendi gözlerine hesap vermenden gelir. İç tanıklığın ifa-de edilişinde de değerler ortaya çıkıyor.

HAYAT ŞİMDİ, BURADA YAŞANIRPeki gelişen birey ve gelişen birer anne baba olmak için hangi değerlerle ilerlemeli?Hayat şimdi, burada yaşanır; gerçek bu! Şimdi, bu-rada farkındalığınız oluşuyor. Şimdi, burada hayata anlam veriyoruz ve şimdi, burası akıp gidiyor. Şim-di, burada yaptığınız seçimlerin ve neyi, nasıl algı-ladığınızın farkında mısınız? Çünkü “şimdi, burada” yaptığınız seçimler bir gelecek yaratıyor. Gelecek pat diye kendiliğinden oluşmuyor. Komşunla asan-sörde karşılaştın diyelim. Günaydın diyecek misin? Günaydın dediğinde başka, demediğinde başka bir komşuluk oluşmaya başlıyor.

Biraz yaşama kabiliyeti meselesi?Herkes farkında olduğu kadar yaşar. Yaradan insa-nı öyle yaratmış ki, muhteşem! Üç buçuk yaşındaki çocuk karmaşık olan dil gramerini almış, özümse-miş ve kullanıyor mesela. Doğumdan sadece altı saat sonra bebek biliyor; güvende miyim, kabul ediliyor muyum? Akıl almaz bir şey bu.

Geliştiren anne-baba olmak için geliştiren insan olmak gerekiyor… Kesinlikle. Zaten çocukların bizim hayatımıza ver-diği en büyük hediye budur. İyi anne-baba olmak istiyorsak, çok şey öğrenmemiz lazım. Hemen kı-zıveriyorsanız, bu öfkenin nereden geldiğine bakıp

RÖPORTAJ

16 17

RÖPORTAJ

estiği gibi oynarsak bu toplum kolay kolay öfkeden kurtulamaz. Bir de “Evlenmeden Önce Okunacak Kitap” diye bir kitap yaza-cağım. Görüyorum ki, ilişkilerde “Gel birbi-rimizi keşfedelim” demeyi unutabiliyoruz.

Evlenmeden önce okunulması gere-kenleri yazacağınız yeni kitapta ka-dın-erkek ilişkilerine nasıl bakacak-sınız?10 bin yıl öncesini düşünün. Erkek arka-daşlarıyla ava çıkıyordu. Erkeğin genetik yapısı avlanmaya çok müsait: Sessiz kala-biliyor, pusu kurabiliyor, konuşmadan öyle bakabiliyor, zamanını bulunca ok gibi fırla-yıp avı yakalayabiliyor, işbirliği yapabiliyor, ekip kurabiliyor, komutan olabiliyor, emir veriyor ve avı getiriyor. Kapıyı açıp içeri girdiğinde kadın “Şükürler olsun kahrama-nım geldi” diyor. Erkek öyle yaratılmış ki, karısının gözündeki şükür duygusu onun için dünyanın en büyük ödülü. Adamın işi bitti, gidiyor, artık evi yönetme işi kadına kalmış vaziyette, ta ki yeni bir ava çıkana kadar.

İlişkilerde doğal olan erkek yaklaşımı bu mudur?Adamın aklına o olmadığında kadının ne yaptığını sormak gelmiyor, genlerinde yok. Başka erkeklerle bir araya geldiğinde de orada o nasıl yaptı, nasıl atladı gibi davra-nış ve eylemle ilgili konuşmalar var. Şimdi erkeklerin buluşup sporla ilgili konuşması gibi. Ama kadın beyin yapısı öyle gelişmiş ki, ilişki kurma becerisi var. Komşu edini-yor, oturmaya gidiyor, konuşuyor, dedi-kodu yapıyor falan. Eşi avdan dönemezse ona kucak açacak bir ortamı var.

Şimdi kadın-erkek ilişkisi nasıl?Erkek ava gider gibi işe gidiyor, kadın da işe gidiyor. Kadın erkek gibi çalışmak du-rumunda. Konuşma imkânı pek bulamıyor. Eve geldiğinde eşiyle konuşmak, anlatmak, gözlemlerini paylaşmak istiyor. Ama adam sorun çözmeye programlı. Kadın anlatır-ken üçüncü dakikada sözünü kesiyor; öyle demeseydin, şunu yapsaydın diye. Kadının konuşma, ilişki kurma ihtiyacı engelleniyor ve mutsuzlaşıyor. Erkeğin bunun farkına varması, o genetik yapının üzerine başka bir gözlük koyması lazım: “Karımın konuş-maya ihtiyacı var ve ben onun en yakın dostuyum, dinleyeceğim. İçimden çözüm önermek gelecek ama dinleyeceğim” de-mesi lazım. Bu gözlük takılınca her şey baş-ka olur. Tersi, iki kişilik yalnızlık…

yüzleşmeli, dinleyen insan olma yönünde gelişmelisiniz. Çocukla ilgili neyin günah, neyin sevap olduğu apaçık belli. Anne baba ol-manın vebali var, hakkını vermek lazım. İşe anne baba olarak birey meselesini keşfederek başlamalı…

Yeni nesil, daha farklı bir anne-baba portresi var mı sizce?Hepimiz çocuğumuz okulda başarılı olsun, istediği mesleği yapmak için en iyi üniversiteye girsin istiyoruz. Bir başarı kavramı daha var aslında: Evlilik ve aile başarısı. Başka bir yerden bakıp kendimize soralım: Bu yaşamda ben var mıyım, bu benim yaşamım mı? Haya-tınızda bundan daha önemli bir soru yok. Eğer “Ben maçı tribün-lerden seyretmedim ki! Gol attık, gol yedik, kar yağdı, yağmur yağ-dı ama hep sahadaydım şükürler olsun; yaşadım ve güçlüydüm.” diyorsanız bunun adı yaşam başarısıdır. Eğer çocuğunuzun yaşam başarısını elinden alıyorsanız yazıklar olsun size.

Çocuğa yaşam başarısı nasıl öğretilir?Anlatmazsın, öğretmezsin, örnek olursun. Bu kendin olma cesa-retidir. Şimdi, burada kendisi olabilen anne ve baba coşkulu bir şekilde varoluşunu yaşadığında, çocuğuna da kendi olma imkânı verir. Bunun ilk yolu ailede “gerçeğe saygı”dan geçer. Bu bir bilim insanı tavrıdır. İkincisi “sevgi”. Sonra empati, halden anlamak, işbir-liği, kişisel bütünlük gelir. O zaman özümüz ne derse sözümüz onu der, davranışımız da onu yapar. Böyle bir ailede elma ağacı en iyi ortamı bulmuş demektir. Bir anne-baba çocuklarının gözlerindeki ışıltıyı kaybettirmeden büyütebilmişse, helal olsun, ne yapmışlarsa doğru yapmışlar!

Yeni kitabınıza başladınız mı?Bu aralar “Geliştiren Öğretmen” kitabı üzerinde çalışıyorum. Türkiye’de iki ortam çok önemli: Sağlıklı aile ve sağlıklı sınıf orta-mı. Bu iki ortamı halledebilirsek Türkiye yavaş yavaş nefes almaya başlar. Ama aile ortamıyla ilgilenmezsek, sınıf ortamıyla aklımıza

Doğan Cüceloğlu’na “Bugün yeniden baba olsanız, nasıl bir baba olurdunuz?” diye sorduk. Işte madde madde babalık manifestosu…

• Bugün baba olsam o çocuğu kucağıma alıp baktığım zaman müthiş bir şükür duygusu içinde olurum ve o şükür duygusunu asla bırakmazdım. • Allahıma söz verirdim: “Bana verdiğin bu hediyenin hakkını vereceğim. Ben Doğan olarak anlamlı bir yaşamı oluştururken baba olma bilincini de kaybetmeyeceğim ve benim çocuğum kendi yaşam yolculuğunu oluştururken ona sürekli baba olarak koçluk yapacağım, hep sohbet edeceğim.”• Çocuğumu hiçbir zaman yargılamazdım. • Anlamaya çalışır, o anlayış içinde etkileşimi götürürdüm. • Güven duyulacak biri olduğumu bilmesini sağlardım. • Küçük bir çocukken sırf istedi diye istediği her şeyi yapmasına izin vermezdim. Yavaş yavaş aklı başına geldikçe ona özgürlük ve izin verirdim. • Tehlikesiz hatalar yapmasına izin verirdim. Hatasıyla ilgili benimle konuşmasına her zaman açık olurdum. Böylelikle yaşamın en büyük okul olduğunun farkına varır, her zaman yanında konuşabileceği birisi olduğunu da bilirdi. • Özellikle utanmamasına özen gösterirdim. • “Aynada gözlerine rahat bakabiliyor musun, o zaman mesele yok. Senin esas zenginliğin orada.” derdim.

BUGÜN YENİDEN BABA OLSAYDIM…

“EVYAP’IN ABANT’TAKİ TOPLANTISINDA ÇOK GÜZEL İNSANLARLA

TANIŞTIM. BENİM İÇİN BİR ZENGİNLİKTİ,

DİNLEME KALİTESİ ÇOK YÜKSEKTİ.”

ABANT KONUŞMASININ

ARDINDAN

18 19

Lider kişisel temizlik markası Duru, tüketicilere yılbaşı döneminde kazandıran bir kampanya sundu. 

DURU KAZANDIRIYORDuru Kazandırıyor kampanyası şöyle ilerledi: Gratis mağazalarından 4 Kasım 2016-5 Ocak 2017 tarihleri arasında alınan her Duru Duş Jeli ile bir adet Jeep Renegade kazanmak için çekilişe katılım hakkı verildi. Söz konusu tarihlerde Gratis mağazalarından Duru Duş Jeli ürünlerinden satın alanlara kasalarda verilen fiş/fatura üzerinde bu-lunan şifre ad, soyadı, GSM numarası, adres, fiş/fatura numarası ve

tarih bilgileri ile birlikte www.durukazandiriyor.com internet sitesin-deki ilgili alana girenler çekilişe katıldı.

ÖDÜL JEEP RENEGADEGeçtiğimiz Şubat ayında Milli Piyango İdaresi’nin gözetiminde yapılan çekilişle büyük ödülün kazananı belirlendi. Çekilişte Jeep Renegade 1.4 Mair2 140 Hp MT Longitude S1 2016 kazanan talihli İstanbul Ataşehir’den Musa Can Kaplan oldu. Musa Can Kaplan’a ödülü, Duru Marka ile Satış ve Ticari Pazarlama ekiplerinin yanı sıra Gratis ekibinin de katıldığı küçük bir organizasyonla teslim edildi.

KAMPANYA

DURU KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYORDURU İLE BANYO KEYFİNE, YENİ YILDA BİR DE JEEP KEYFİ KATILDI. GRATİS İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN İŞBİRLİĞİYLE DÜZENLENEN KAMPANYANIN TALİHLİSİ İSTANBUL’DAN MUSA CAN KAPLAN OLDU.

20 21

BİZDEN

SAMEER PATHAN KİMDİR?• 20 Şubat 1981’de Hindistan’ın

Mumbai kentinde doğdu.

• Rahmetli babası Zaheer Pathan

bir şefti. Annesi Jahanara ise

bankacı…

• Hindistan’da, Mumbai

yakınlarında küçük bir sahil şehri

olan Uran’da büyüdü.

• Eğitim hayatı boyunca hep parlak

bir öğrenci oldu. En sevdiği dersler

her zaman matematik ve fen oldu.

• Mumbai Üniversitesi’nde kimya

alanında eğitim gördü ve yüksek

şeref derecesiyle mezun oldu

(2001).

• Yüksek lisansını analitik

ve teknik kimya alanlarında

tamamladı (2003).

• İngilizce öğretmeni olan eşi

Samira ile 2005’te evlendi. Meher

adında bir kız çocuğu babası.

TÜRKLER TAZE,

YUMUŞAK, LİMONSU

KOKULARI SEVİYOR”

Ar-Ge Merkezi’nde bir “koku uzmanı” neler yapar? Tüketicilerimize Evyap ürünleriyle en iyi kokunun sağlanmasını temin etmek için çalışır. Bir diğer amacımız da aromanın hedef pazara uygun olmasını sağlamak. Tüketiciler ürünlerimizi beğenmeli ve benimseme-liler.

Bir koku uzmanından beklenen mesleki özellikler nelerdir?Koku uzmanlığı için insanın mükemmel duyusal değerlendirme bece-rileri, doğal ve sentetik koku bileşenleri hakkında bilgisi olmalı. Tüke-ticileri, trendleri ve pazarı da derinlemesine anlamalı. Ayrıca sabır ve işe tutkuyla bağlılık şart. Tüm koku yelpazesini öğrenmeye kendinizi adamanız ve yüzlerce bileşenin kokularını aklınızda tutabilme yetene-ğini geliştirmeniz de önemlidir. Koku uzmanı olmak için bir diplomaya ihtiyacınız yok. Ancak kimya alanında eğitim almak, parfümlerde kul-lanılan kimyasal ve doğal bileşenleri daha iyi anlamaya yardımcı olur.

Sizden Hindistan, Dubai ve Türkiye’nin sevdiği kokuları karşı-laştırmanızı istesek... Hindistan’da bahçemizde büyüyen çiçeklerin farklı kokularını algıladı-ğım bir hayatım vardı. Evimizdeki kadınların kullandığı yasemin ve gül çiçekleri aklıma gelir. Hintliler genellikle klasik kokuları sever. Dubai’de yaşayanlarsa koku konusunda son derece tutkulu ve bu tutkularıy-la hava atabilme lüksüne de sahip. Kadınların aynı anda iki ya da üç parfümü birden kullanmaları sıradan bir durumdur. Mukallat ve tütsü aromaları aklımı başımdan aldı. Yakın zaman önce Türkiye’ye geldim. Türklerin genellikle yumuşak ve taze, limonsu kokuları sevdiğini fark ettim. Daha doğal ve hafif kokuları, yasemin, müge çiçeği ve lavanta gibi taze çiçekleri seviyorlar. Ayrıca hafif oryantal dokunuşlar içeren, birazcık vanilyalı ve çam gibi odunsu tınılar ve silhat da tercih ediliyor. Tazelik bağlamında elma, portakal, greyfurt ve limon da son derece sevilen kokular arasında. Ama daha keşfedecek çok şey var...

Sizce bir ürünün kokusu tüketici tercihlerini nasıl etkiliyor?Tüketici ürünü koklamadan almaz. Parfüm bir nevi ifade tarzıdır. Belirli bir koku o anki ruh halinizi ve enerjinizi yansıtır. Koku enerjinizi daha da vurgular ve size güven verir. İşte bu kokuların mistik tarafıdır; onları bu denli güçlü yapan da budur. Koku vücut şampuanından kozmetik ürünlerine, parfümlerden cilt bakımına kadar her kategorideki ürünün ruhunda yer alır ve tüketicinin alım kararında en önemli rol oynar.

Kokusu açısından bakıldığında en beğendiğiniz Evyap ürünü hangisi? Fresh Sensation Floral Infusion banyo sabunu Evyap’ta en beğendiğim ürün. Itır, lavanta ve silhat gibi taze çiçek dokunuşlarının burunda etki-leyici bir yayılım sağlaması ve her aşamada güçlü performansıyla dikkat çekiyor. Bir güzellik konsepti olması bağlamında bu kokunun karakteri, kalbinde yatan yoğun çiçek aromaları ve uzun süre kalıcı kehribar ze-mini ile tanımlanabilir. Bu ise ürünü çok daha parfümsü ve sofistike bir hale getiriyor. Kokulara tutkuyla bağlı biri olarak bu söylediğim parfüm niteliklerini içeren ürünler beni en çok cezbedenler.

Evyap gibi köklü bir Türk şirketinde çalışmak nasıl bir dene-yim? Bu denli köklü bir kurumda çalışmak bana moral veriyor. Çeşitli parfüm branşlarıyla da tanışabildiğim için deneyim zenginliği yaşamamı sağlayan Evyap’ın bir parçası olmak büyük heyecan veriyor. Şirket, çalışanlarına ve müşterilerine odaklı bir yapıda. Evyap, çalışanlarının yenilikçi ve ya-ratıcı olmasına fırsat tanıyor.

Kariyeriniz Hindistan’dan Dubai’ye, oradan da Türkiye’ye nasıl uzandı?Analitik kimya alanında yüksek lisans yaptıktan sonra bir buçuk yıl Glenmark Pharmaceuticals’ta çalıştım. Birleşik Arap Emirlikleri’nde Sharjah’ta Swiss Arabian Perfumes firmasına geçtim. Dubai çok etkileyici bir kent ve parfüm sektörünün esanslı dünyasına uçmak benim tutkuma yeni bir hedef sağladı. Ayrıca 10 yılı aşkın Mane ve Firmenich gibi uluslararası parfüm evlerin-de çalışma şansı yakaladım. Kokulara tutkuyla bağlıyım; farklı esansları koklamadan duramıyo-rum ve bu tutku da beni dünyanın çeşitli sahillerine götürdü.

Kokular tutkunuz ve sevdiği işi yapan şanslı insanlardansınız…Çok az sayıda insan tutkusuyla ilgili meslek edinebilme şansını yakalar ve ben de o nadir şanslı insanlardan biriyim. İtiraf etmeliyim ki, kokuları fark etme ve ayırt etme konusunda doğuştan bir yeteneğim var ve bu yetenek kariyerimde bana çok yardımcı oldu. Allah’ın inayetiyle par-füm sektöründe kendime bir yer buldum ve bunun için her gün şükrediyorum. 

Kariyeriniz açısından Evyap’da görev almak nasıl bir anlam taşıyor?Evyap, Türkiye’nin en büyük, dünyanın da en büyük sabun üreticilerinden biri. Böyle bir şirketle çalışmak gerçekten bir ayrıcalık. Ürün portföyü son derece çeşitli ve büyük. Gururla söyleyebilirim ki, Evyap ürünleri maliyet, kalite ve sürdürülebilirlik açısından müşteri ihtiyaç-larını karşılama bağlamında en avantajlı kombinasyona sahip. Uzun vadede kendimi Evyap’ta çalışırken görebiliyorum. Evyap’la kalite ve güven gibi bazı temel değerleri paylaştığımızı his-sediyorum. Gerçekten de işverenime en iyi şekilde hizmet verebilmek için bunları daha üst düzeye taşımak isterim.

Ailenizle İstanbul’u nasıl keşfediyorsunuz?İstanbul’a ailemle birlikte Nisan 2016’da geldim. Ailem güzel manzara-sından ötürü Tuzla’yı gezmeyi seviyor. Azamet ve güzelliğinden ötürü Sultanahmet Camisi’ne de hayranım. Hafta sonlarımı kızıma ayırıyorum. Kızım benim küçük mutluluk kelebeğim. Gün batımı İstanbul ufkunda çok güzel görünüyor, her fırsatta Boğaz turuna çıkıyoruz. Türk mutfağı bugüne kadar tanıştığım en sağlıklı mutfak. Adana ve iskender kebap kadar lezzetli ve hoş bir yemekle karşılaşmadım; ne kadar yesem bık-mam sanıyorum.

Sizin ve ailenizin kullanmayı en sevdiğiniz Evyap ürünleri han-gileri?Eşim Evyap Klasik kremi ve Zeytinyağlı Nature’s Treasure duş jelini çok seviyor. Bense Fresh Sensations banyo sabununu ve tahrişi önleyen tıraş jelini kullanmayı seviyorum.

HİNDİSTAN DOĞUMLU SAMEER PATHAN,

MESLEĞİNE TUTKUYLA BAĞLI BİR KOKU UZMANI…

2016’DA ÇALIŞMAYA BAŞLADIĞI EVYAP’IN

BİR PARÇASI OLMAKTAN DUYDUĞU HEYECANI

İSE HER FIRSATTA DİLE GETİRİYOR.

SAMEER PATHAN:

22 23

İŞ ORTAĞIMIZ

EVYAP’IN RUANDA’DAKİ DİSTRİBÜTÖRÜ ERI RWANDA, EVY BABY’İ RUANDA’DA PAZAR LİDERİ YAPMAYI BAŞARDI. DERGİMİZİN YENİ SAYISINDA ERI RWANDA’YA LİDERLİK YAPAN FESSEHA TEAME’Yİ KONUK EDİYORUZ.

Öncelikle sizleri tanımak isteriz. Bize kısaca hayat hikâyelerinizden bah-seder misiniz?1969 yılında Eritre’de doğdum ve işle ilgili her şeyi aile şirketinde öğrenerek büyü-düm. 1992’de Etiyopya Addis Ababa’ya giderek ithalat ve dağıtım yapan kendi şir-ketimi kurdum. Orada iyi işler yapıyorken iki ülke Eritre ve Etiyopya arasında bir sa-vaş başladı ve 1998’de ülkeyi terk etmek zorunda kalarak Ruanda’ya geri döndüm.

Şirketiniz Eri Rwanda hakkında bilgi verir misiniz? Eri Rwanda 1998’de kuruldu. Genel mal ithalatı ve dağıtımı yapıyoruz: Gıda madde-leri, kırtasiye malzemeleri, tüketim malları, deterjanlar ve sıhhi ürünler, elektrikli ve zirai ürünler. Şu anda, Ruanda’nın başkenti Kigali’de faaliyet gösterdiğimiz ülkedeki en büyük ithalatçı ve distribütörlerden biriyiz. Çoğu işçi veya mavi yakalı olan 140 civarında çalışanımız bulunmakta.

Evy Baby’nin Ruanda’da pazar lideri ürün olmasının ardındaki başarı hikâyesini anlatır mısınız?Başlangıçta diğer büyük markalarla rekabet etmek zorundaydık. Ancak ürünün fiyat ve kalite açısından oldukça iyi olması nedeniyle, müşteriler yavaş yavaş tanımaya ve satın almaya başladı. Aynı zamanda ürünlerin fiyatlarına göre çok kaliteli ve değerli olduğunu fark etti. Geçmiş yıllarda sadece bu da değil, ulusal ve özel televizyon ve radyo kanallarında aylarca reklamımız yayınlandı. Bu, Evy Baby’nin her ailenin evinde bir yer sahibi olmasına yardımcı oldu. Ve yıllar sonra hacmimizi artırmaya başladık. Şu anda çocuk bezi ve mendil konusunda ülkedeki pazar liderlerinden biri olduğu-muzu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ruanda’da Evy Baby marka çocuk bezleri ile ilgili anne ve babalardan al-dığınız yorumları nasıl özetlersiniz?Ebeveynler Evy Baby markasının yıllarca kalitesini değiştirmeyen, güvenilir ve kaliteli bir ürün olduğunu söylüyor.

GÜVEN, ANLAYIŞ VE SAYGIEvyap ile iş ortaklığınız nasıl başladı? 2006 yılının sonlarına doğru Dubai’den az miktarda ithalat yapmaya başladık. Müş-teriler ürünlerimize ilgi göstermeye başladığında üreticiyi, yani Evyap şirketini araştı-rarak ihracat departmanında çalışan biriyle tanıştık. Bu ihracat sorumlusu bizi hayal

“EVY BABY RUANDA’DA

BİR NUMARA”

kırıklığına uğratmadı; gerçekten çok yardımcı ve çok iyi bir iş ortağı oldu. Buraya gelmeseydik bugün ol-duğumuz yerde olmazdık diyebilirim.

Evyap’la yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Ruanda’da Evy Baby markasının distribütörüyüz. Evy Baby, ülkemizde en hızlı satılan, bir numaralı bebek bezi. Diğer yandan, Evy Baby ıslak mendil işi de iyi gidiyor. Hem bebek bezi hem de ıslak mendil işimiz birbirini tamamlıyor. Ayrıca iyi satış rakam-larına sahip… Şu anda Evyap’ın Emotion&Blade deodorant markalarıyla Ruanda pazarına girmeye çalışıyoruz. Genel olarak burada bulunan deodo-rantların çoğu, Dubai bölgesi üzerinden yüksek bir fiyat ve düşük kalitede ihraç ediliyor. Ancak müşte-riler uzun süredir bu markalara aşina oldukları için yıllardır bu markalar burada. Deodorant pazarına yeni girdik ve Ruanda pazarında fırsatı değerlendir-mek istiyoruz. Çünkü biz de bir pazar potansiyeli olduğunu düşünüyoruz.

Evyap ile iş ortaklığınızın uzun süreli olması-nı nelere bağlıyorsunuz? İnanıyorum ki, iş yerinde karşılıklı anlayış yoksa plan-ladığınız yere ulaşamazsınız. Özetle, uzun vadeli or-taklığımızın karşılıklı anlayış ve saygıya dayalı olarak kurulduğunu söyleyebilirim.

Evyap’la iş ortaklığı siz ve şirketiniz için nasıl bir anlam ifade ediyor?Ortaklık gerçekten bizim için çok şey ifade ediyor. Birbirimiz arasında tam bir güven ve anlayış oldu-ğunu, hatta artık iş ortaklığından dostluğa geçtiğini ifade edebilirim.

Evyap ile çalışmanın size sağladığı avantaj-lar neler oldu?Şu anda aldığımız makul mali yararlar dışında, port-föyümüzü genişletmek ve önümüzdeki yıllarda mali yararlarımızı artırmak için umutluyuz. Bunun nede-ni, Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biriyle çalıştı-ğımıza inanmamız. Sadece bu da değil, Evyap ayrıca Afrika’da Mısır’da ve Malezya’da da var. Uygun böl-gelerden bir şirketle ilgilenmek bizim yararımıza…

Evyap’tan beklentileriniz ve gelecekle ilgili düşünceleriniz nelerdir?Evyap’ın ürünlerin kalitesini yakından takip etmesi-ni ve kontrol etmesini bekliyoruz. Müşterilerin bu ürünlerin kalitesi konusunda mutlu olduklarını bili-yorsunuz. Bu nedenle, kalite konusunda hayal kırık-lığına uğratmamalıyız. Sadece bu da değil; Evyap’ın ürünlerimizi güçlendirmek ve diğer markalar için güçlü bir şekilde mücadele etmek adına reklam ve promosyonlarda bize destek vermesini bekliyoruz.

Özellikle geçen yıl tanıttığımız yeni ürünler üzerin-de.

TÜRKİYE NAZİK VE CÖMERT İNSANLARIN ÜLKESİDaha önce Türkiye’ye geldiniz mi? Evet, Türkiye’ye birkaç kez geldik. Çok nazik ve cö-mert insanlara sahip olduğunuzu söyleyebiliriz.

Türkiye ile ilgili izlenimleriniz, sizi etkileyen şeyler neler oldu?Bizi en çok etkileyen, iş ortakları tarafından evlerine davet edilmekti. Başka ülkelerdeki diğer ortaklardan hiçbir zaman bu tür bir nezaketle karşılaşmazsınız. Türkiye sadece çok zengin tarihi mekanlara sahip değil, aynı zamanda bunların sayısı da çok fazla. İs-tanbul çok güzel bir şehir ve çok ilginç bir yerde bulunuyor. Şehrin, Boğaz aracılığıyla Karadeniz’e sadece bir geçit ile iki kıta arasında bulunmasına şaşırdım.

Şirketinizin 2017 yılı hedefleri hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Sahip olduğumuz mevcut ürünlere ek olarak 2017 yılında da yeni ürünlerin reklamını yapmak ve tanıt-mak için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Her zamanki gibi, pazardaki mevcut Evy Baby ürünleri-nin hacmini artırmaya çalışacağız.

24 25

ÜRETİM

Arko Classic Yağlı Krem’in Türk toplumu tarafından böylesine beğenilmesinde içeriğindeki etken mad-deler nedeniyle günlük hayatın getirdiği ve cildimizi olumsuz etkileyen birçok etkene karşı cildi koruması, besleyici ve onarıcı etkisiyle tüketicilerin beklentilerini karşılaması etkili oldu. Dergimizin bu sayısında Arko Classic Yağlı Krem 20 cc’nin üretim hattını ziyaret ettik. Kremin nasıl üre-tildiğine tanıklık ettik: Önce Planlama bölümü tarafından açılan sipariş koduna göre tartım ekibi üretimi yapılacak bulk’ın hammadde tartımlarını SAP sistemini de kullanarak hazırlıyor. Tartımı hazırlanmış bulk tamamen paslanmaz çelik malzemeden yapılmış mikserlere reçetesinde ve talimatlarında belirtilen sırayla alınarak üretiliyor. Üretimi yapılan bulk’ın kalite kontrol laboratuvarı tarafından spektlere uygunluğu kont-rol ediliyor. Uygunluk onayı verilen bulk yine tamamen paslanmaz çelikten imal edilmiş transfer hatları ile dolum ve kutulama makinesine transfer ediliyor. Bu arada lamine tüp üretim makinelerinde ürünün doldurulacağı lamine tüplerin üretimleri gerçekleşiyor. Hazırlanan tüplere bulk tamamen el değmeden dolduruluyor ve kutulanıyor. Kutulanan ürünlerden 12 adedi personeller tarafından düzinelik kutulara yerleştiriliyor. Her 24 düzine kutu yine çalışanlar tarafından kolilere alınarak paletlere diziliyor. Paletlenen ürünlere üretim miktar teyitleri verilerek SAP sisteminde stok oluşması sağlanıyor ve mamul depoya transfer ediliyor. Arko Classic Yağlı Krem üretiminde hat üzerinde vardiyada beş personel görev alıyor. Üç vardiya düzeninde çalışıyor. 2016 yılında 8 milyon adet üretilen Arko Classic Yağlı Krem için 2017 üretim hedefi ise yaklaşık 9 milyon adet.

CİHAN AHMET ERTEKİN / KOZMETİK ÜRETİM YÖNETİCİSİCihan Ahmet Ertekin, 1993 yılında katıldığı Evyap’ta 24 yıldır görev alıyor. “30 Kasım 2015’te gerçek anlamda iş hayatına adım attığım ilk şirket olan Evyap’ta emeklilik heyecanını da tattım.” diyen Cihan Bey, Evyap’ı tek kelimeyle “Ailem” olarak tanımlıyor.Cihan Bey, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu. Eşi Yelda Hanım ile de Evyap’ta tanışmış. Biri 20 yaşında, üniversitede çocuk gelişimi eğitimi alan ve diğeri 12 yaşında orta öğretimde eğitimine devam eden iki kız çocuğu sahibi. Evyap’ın hemen hemen tüm ürünlerini ailece kullanıyorlar. Şu an üretiminin başında bulunduğu Arko Classic Krem ile henüz 17 yaşında, bir güneş yanığı vesilesiyle tanıştığını belirtiyor. Kremi kullandıktan 15-20 dakika sonra yaşadığı rahatlamanın bir tüketici olarak kremin vazgeçilmezleri arasında yer almasını sağlamış. Askerde her zaman cebinde taşıdığı Arko yağlı kremi evinde her zaman bulundurduğu Evyap ürünleri arasında sayıyor.

ŞERİFE ZÜMRÜT29 yaşındayım. Kastamonu doğumluyum. Evliyim; bir ve beş yaşında iki çocuğum var. 10 yıldır Evyap’ta çalışıyorum. Evyap, sosyal hakları daha iyi olan bir şirket. Ekibimizde herkes özverili ve yaptığı işin bilincinde… Hedefim kendimi geliştirerek şirkette çalışmaya devam etmek.

YUSUF ÖZTÜRK33 yaşındayım, Üsküdar doğumluyum. Aslen Ardahanlıyım ve lise mezunuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. İki yıldır çalıştığım Evyap, oldukça sıcakkanlı, aktif ve çalışanlarına verdiği sosyal hakları iyi olan bir şirket. Ekibimiz birbirini iyi tanıyan, destek olan, özverili kişilerden oluşuyor. İyi bir makine operatörü veya teknisyen olma hedefim var. Evyap benim için nasip olursa emekli olana kadar çalışabileceğim bir şirket.

SABİHA TUNCEL41 yaşındayım, Şanlıurfalıyım. 20 yıldır Evyap’ta görev alıyorum. Türkiye’nin sayılı şirketlerinden birinde çalıştığım için gurur duyuyor ve severek çalışıyorum. Ekibimiz birbirini iyi tanıyan, uyumlu kişilerden oluşuyor. Evyap benim için hem okul hem aile gibidir.

RABİA ERDEMAslen Siirtliyim, 23 yaşındayım. Evyap’ta yaklaşık üç yıldır çalışıyorum. Benim için Evyap’ta çalışmanın avantajlı yanları, büyük bir şirket olması, aidiyet duygusu, sürekli gelişime açık ve yenilikçi olması nedeniyle kendimi geliştirmeme yardımcı olması. Ekibimiz hızlı ve seri çalışan, aile gibi birbirine bağlı kişilerden oluşuyor. Amacım kendimi geliştirerek vardiya amirliği gibi görevlere gelebilmek. Evyap benim için ikinci bir aile ortamı gibi.

TÜRKİYE'DE NEREDEYSE HER EVE

GİRMEYİ BAŞARAN, ADI GİBİ KLASİKLEŞMİŞ

ARKO CLASSIC YAĞLI KREM'İN ÜRETİM HATTINI ZİYARET

ETTİK.

ÜRETİMİ SON HIZ DEVAM EDİYORARKO CLASSIC YAĞLI KREM

26 27

“EVYAP BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR REFERANS”

TEDARİKÇİLERİMİZ

MESUT KOYUNCU, EVYAP’IN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİNDEN VE YILDA 525 BİN TON OLUKLU MUKAVVA AMBALAJ ÜRETİM KAPASİTESİYLE TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK OLUKLU MUKAVVA ÜRETİMİNE İMZA ATAN MODERN AMBALAJ’IN GENEL MÜDÜRÜ… AYNI ZAMANDA OLUKLU MUKAVVA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (OMÜD) YÖNETİM KURULU BAŞKANI.

seviyorum. Eve giderken işini, işe giderken evini özleyenlerdenim.

Dokuz yıl boyunca Modern Ambalaj’da hangi yeniliklere imza attınız?Yaklaşık 4 kat büyüdük. Sektörde beşinci sıradan birinciliğe yükseldik. İlk kez 2011 yılında ISO 500 sıralamasında 412’nci olarak yer aldık ve sıralamada en son 2015 yılında 185’inci olduk. Yine bu süreçte mev-cut Çorlu ve Manisa fabrikalarımızın yanı sıra Kayseri fabrikamızda da üretime başladık. 2012’de Gebze, 2014’te Eskişehir fabrikamızı devreye aldık. Yine 2014’te Çorlu fabrikamıza ikinci oluklu hattını kurduk. 2016 yılında ise mevcut Manisa fabrikamızı, kapasitesini de artırarak yeniden inşa ettik. Bu yılın ilk çeyreğinde ilk yurtdışı yatırı-mımızı Selanik’te devreye alacağız. Mevcut fabrikalarımızda kapasite artırımı dâhil yatırımlarımızın tutarı 200 milyon dolara yaklaştı. Çalı-şan sayımız 3 kat arttı. Evyap gibi kurumsal müşterilerin ya tek ya da en büyük tedarikçisi konumuna geldik. Oluklu mukavvada kalitelerin gramajla belirlenmesi yerine dayanıklılık esasına göre belirlenmesin-de öncü rol oynadık.

“Mamul değil hizmet üretiyoruz’’ sloganınızın ana mesajı nedir?Esasında bizim ürettiğimiz ambalaj, birkaç sektör hariç, içine konul-duğu ürünün toplam maliyetinin yüzde 1 veya 3’ünü oluşturuyor. Ambalajın termini ve uygun kalitede tedariki çok daha önemli. Am-balajlamadan ürünü sevk etmenizin mümkün olmadığı sektörlerde ambalajın termin edilememesi üretimin durmasına, beraberinde cid-di sıkıntılara neden oluyor. Zamanında tedarik edilememe riskine karşı ambalaj ürününü stokladığınızdaysa, depolama alanlarına ihtiyaç duyuluyor ve ciddi maliyet yükü oluşuyor. Biz müşterilerimizin ürün-lerini ambalajlama, dolayısıyla muhafaza ve uygun koşullarda nakliye ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Artık iç koli olarak da kullanılan ürünlerimizi market reyonları sunumu için de tasarlıyoruz. Gerçekten de biz bu işi bir hizmet işi olarak düşünüyoruz.

Modern Ambalaj’ın 2017 hedefleri nelerdir?Yıllık 525 bin ton ile Türkiye’nin en büyük kapasitesine sahip oluklu mukavva üreticisiyiz. 2017 yılında kapasite kullanım oranımızı yüzde 80’lerin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Yunanistan fabrikamızla bir-likte bölgesel düzeyde de güç olmak istiyoruz. Bunun için Balkanlar başta olmak üzere Avrupa’da yatırım olanakları değerlendiriyoruz. Türkiye’de de pazar liderliğimizi pekiştirecek her türlü fırsata açığız. 2019 yılında yurtiçi satışlarımızın 500 bin tonu aşması yeni hedefimiz.

GÜVENE DAYANAN YENİLİKÇİ BİR İŞ ORTAKLIĞIModern Ambalaj ile Evyap’ın iş ortaklığı nasıl başladı ve ge-lişti? Uzun yıllar tedarikçisi olabilmek adına çok uğraştık. Sekiz yıldan faz-la süredir Evyap’ın tedarikçisiyiz. Evyap’a girişimizle birlikte öncelikle güven oluşturmaya çalıştık. Bunu başardığımızı düşünüyorum. Şu an tek tedarikçi olarak çalışıyoruz. Başta Sayın Ayşe Evyap olmak üzere herkesten büyük destek gördük. İlk spekt esaslı çalışmaları Evyap’la birlikte yaptık. Gereksiz gramajlı koli kullanımının önüne geçerek ambalaj maliyetlerini birlikte düşürdük. Termin sürelerini kısaltmaya çalıştık. Evyap depolarında mümkün olduğunca az oluklu mukavva olsun istiyoruz. Hatta hiç olmasın…

Mesut Bey, hayat hikâyenizi kısaca paylaşabilir misi-niz?Kastamonu’nun Küre ilçesinde 1970 yılında doğdum. Annem ev hanımı, babam esnaftı. İkisi de rahmetli oldular. Üç kar-deşiz. Küçük bir ilçede doğmuş olmamıza rağmen üçümüz de üniversite eğitimi gördük. Ben ilkokulu Küre’de, ortao-kulu eski bir köy enstitüsü olan Kastamonu Göl Öğretmen Lisesi’nde, liseyi Ankara Maliye Okulu’nda okudum. Akabinde Gazi Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü’nü bitirdim. İş yaşamım içinde de ABD’de işletme yönetimi üzerine master yaptım.

İş yaşamınızda kilometre taşlarınız neler oldu? Üniversite sonrası başvurduğum Maliye Bakanlığı Hesap Uz-manlığı sınavlarını birincilikle kazandım ve 1992 yılında hesap uzmanı oldum. Meslek hayatım boyunca bu unvanı büyük bir onurla taşıdım. Yurtdışı eğitimi dönüşü, 2015 yılında memu-riyetten ayrılarak Eren Holding’e Holding Denetim ve Mali İşler Koordinatörü olarak katıldım. Ekim 2008’den beri de hem Modern Ambalaj Genel Müdürü hem de holdingin kâğıt ambalaj grubu şirketlerinin yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorum.

HEDEF ADAMIYIMKendinizi nasıl bir lider, yönetici ve çalışma arkadaşı olarak tanımlıyorsunuz? Çok hırslı olduğum kesin. Hedef adamıyım diyebilirim. Önümde bir hedef varsa oraya ulaşacağız demektir. Tabii bu hem benim hem de ekip arkadaşlarım için yorucu oluyor. Takipçi olduğumu da söylemeliyim. Esnaf ruhuyla çalışmayı seviyorum. Her şeyden öte işimi ve çalışma arkadaşlarımı çok

Evyap ile iş ortaklığınızı nasıl tanımlıyorsunuz?Uygun bir tabirse Evyap bizim kalemiz. Biz bu kalede, dün olduğu gibi bu-gün de başarılı olmak zorundayız. Evyap’ın oluklu mukavva hizmet ihtiyacını sıfır toleransla çözmeliyiz. Evyap bizim için büyük bir referans.

Evyap’la yürüttüğünüz iş ortaklığının şirketinize kazandırdığı avantajlar neler oldu?Kalite bazında spekt esaslı çalışmaları bu denli büyük boyutta ilk kez Evyap’la yaptık. Buradan edindiğimiz tecrübeleri diğer firmalarda da kullandık. Evyap kalite çalışmaları bizim için bir doktora tezi gibiydi. Çok tecrübe kazandık. Çok şey öğrendik. Hâlâ da karşılıklı maliyetlerimizi düşürücü, kazan-kazan esaslı çalışmalara devam ediyoruz. Mesela bir ortak palet kullanımı proje-miz var. Bu proje ile her iki şirketin palet kullanımını ve palet maliyetlerimizi düşüreceğiz. Öğrenmeye devam ediyoruz….

Sizin ve ailenizin favori Evyap marka ve ürünleri nelerdir?Hiç şüphesiz ilk marka Arko. Arko bir markadan ziyade, ilgili ürünün adı haline gelmiş. El kremi değil Arko. Eğer Arko ise güvenebilirsiniz… Sabun denildiğinde de akla Duru geliyor. El sabunu denildiğindeyse Fax… Allah bağışlarsa bir oğlum bir de kızım var. Evy Baby ile büyüdüler. Yeni dö-nemde meşhur olanlar da var: Activex. Çok başarılı bir çalışma, başarılı bir ürün… Dileğim bu markaların hiç kaybolmaması, unutulmaması. Özellikle Arko… O her şeyiyle bizim markamız, bir Türk o….

MESUT KOYUNCU:

28 29

SAYGIYLA ANIYORUZ

görüyorum.” ifadelerini kullanmıştı. İstanbul Lisesi’nden mezun olduktan sonra 17 yaşında gece üniversitesinde işletme okumaya başladı. Bu yıllarda babasının bir gün bana “Yarın sabah işe başlayacaksın.” Sözleri üzerine Hassan Group’taki kariyerine de ilk gerçek adımı atmış oldu.

ÇOCUK BEZİNDE ÖNEMLİ TEDARİKÇİLERİ ARASINDAYDIKenan Şişman, dergimizde yayımlanan söyleşisinde Evyap ile çalışmaya başlama hikâyelerini şöyle aktarmıştı: ’Evyap’a çocuk bezi sektörüne girdiğinden beri yarı ma-mul tedarik ediyoruz. Evyap’la ilişkimize ilk önce Telasis fabrikamızda ürettiğimiz çocuk bezinin en üst kısmında kullanılan “topsheet” tedarik ederek başladık. Evyap, Pelsan’a kurulduğu 2007 yılından beri destek veriyor. Dört yıldan beri Pelsan’a bir-likte devam eden işbirliğimizi 2012 itibariyle Merkas’la daha da güçlendirmeyi ümit ediyoruz.”

Yıllarca Hassan Group’a başkanlık yapan Kenan Şişman, iş dünyasının önde gelen ve örnek gösterilen isimleri arasında yer almayı başardı. Geride bıraktığımız 2016 yılının 30 Ekim günü vefatıyla sevenlerini üzüntüye boğan Kenan Şişman, babası Hasan Şişman’dan aldığı bayrağı bu kez kardeşlerine ve oğullarına bıraktı. Fethi Evyap’ın İstanbul Erkek Lisesi’nden sınıf arkadaşı da olan Kenan Şişman, Evyap Dünyası dergimizin 2012 tarihli 25’inci sayısında da sayfalarımıza konuk olmuştu. “Türkiye’de dokunmamış kumaşın uzmanı: Hassan Group” başlıklı söyleşisinde, Evyap ile 2004 yılından beri Evy Baby için sağladıkları tedarik üzerinden kurulan iş birlikteliğini “Evyap sektörünün bir numarasıdır. Evyap’la çalışmak bizi mutlu ediyor.” diye yorumlamıştı. BİR GÜN BABASI ARADI VE…Türkiye’de ilk kez nefes alabilen polietilen film ve Acquisition Distribution Layer (ADL) üretimini gerçekleştiren Hassan Group, kurucusu Hasan Şişman’ın küçük bir atölyesinde faaliyete başladı. Bu küçük atölyede pamuk vatka üretiliyordu. Hasan Şişman’ın liderliğinde kısa zamanda kayda değer gelişme gösteren şirket, yıllar içerisinde büyük bir grup şirketle-rine dönüştü. Hasan Şişman’ın 1996 yılında vefat etmesinin ardından grubun başkanlık koltuğuna Kenan Şişman oturdu. Kenan Şişman, küçük yaşlardan itibaren fabrikada zaman geçirdi. İlkokula giderken hafta sonları ve yaz tatillerinde fabri-kada çalıştığı günlerle ilgili “Hep fabrikada çalışırdım. Tatillerde çalıştığım için isyan ederdim. Ama şimdi bunun faydalarını

TEDARİKÇİLERİMİZ

EVYAP SEKTÖRÜNÜN BİR NUMARASIDIR. EVYAP’LA ÇALIŞMAK BİZİ MUTLU EDİYOR.”

EVYAP OLARAK, BAŞLICA TEDARİKÇİLERİMİZDEN HASSAN GROUP’UN BAŞKANI KENAN ŞİŞMAN’I SAYGIYLA ANIYORUZ.

KENAN ŞİŞMAN’I

“EVYAP ILE IŞ VE DOSTLUK ILIŞKIMIZ BAŞKADIR”Fethi Evyap ile okul arkadaşı olan Kenan Şişman, “Evyap ile iş ve dostluk ilişkimiz başkadır. Fethi Evyap, İstanbul Lisesi’nden sınıf arkadaşımdır. Kendisiyle orta son sınıfa kadar birlikte okuduk. Yıllardır dostluğumuzu sürdürüyoruz. Fethi Bey ile bir sohbetimizi hiç unutmam… Yıllar önce Fethi Bey günde 500 kilo sabun ürettiklerini söylemişti. Biz de o tarihte günde 500 kilo omuz vatkası üretiyorduk. Bugün ise sadece bir makinemiz saatte 2 ton vatka üretiyor. Aynı şekilde Evyap’ın üretimi de büyük ölçüde arttı. Bunlar, teknolojiye paralel olarak Hassan ve Evyap’ın gelişimini gösteriyor. Evyap sektörünün bir numarasıdır. Evyap’la çalışmak bizi mutlu ediyor.” demişti.

30 31

EVYAPPORT

EVYAPPORT’UN 2016 yılında yayına başlayan kurumsal dergisinin ismi, Evyapport çalışanlarından gelen 119 farklı öneri arasından seçildi. İçeriğinde sektörden, limandan haberler ve gelişmelerin yanı sıra faydalı bilgilerin yer aldığı derginin isminin “Limandan Bakış” olmasına Yayın Kurulu tarafından karar verildi. Evyapport’un kurumsal dergisi için “Limandan Bakış” ismini öneren çalışanlar arasında Sevgi Gökbayrak (Çay Servis Görevlisi), Osman Gümüş (Saha Operatörü-RTG), Murat Özkarataş (Müşteri Hizmetleri Sorumlusu) yer aldı. Dergiye ismini veren Evyapport çalışanları ödüllendirildi.

ÇALIŞAN Temsilcisi seçimleri 2-4 Kasım 2016 tarihleri arasında gerçekleşen bir dizi çalışma neticesinde gerçekleştirildi. 10 Çalışan Temsilcisi adayı için toplamda 339 oy kullanılırken, Çalışan temsilcisi seçilen çalışanlar şu şekilde sıralandı: Sinan Yücel, Erdem Gün, Ersin Zobar, Gürkan Müfettişoğlu ve Kenan Umut.

TÜRKIYE'DE Deniz Temiz Derneği (TURMEPA)’nin ortaklaşa düzenlediği Uluslararası Kıyı Temizleme Etkinliği, 15 Ekim 2016’da Körfez Tütünçiftlik - Derince Sahili’nde Kocaeli Liman Başkanı Murat Müftüoğlu, Deniz Ticaret Odası yetkilileri, Evyapport çalışanları ve ailelerinin yanı sıra Kocaeli Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Barbaros Deniz Elçileri Topluluğu öğrencileriyle birlikte tamamlandı.Yaklaşık yarım saat süren temizleme etkinliğinin sonunda hem sahilde 1 kg metal, 1 kg plastik, 1 kg kâğıt, 500 gr cam, 1.1 kg izmarit toplanarak hem de Evyapport dalgıç ekibimizin denizden çıkardığı atıklarla çevre kirliliğini önlemede bir farkındalık adımı atıldı.

EVYAPPORT DERGİSİNE İSMİNİ ÇALIŞANLAR VERDİ

5 ÇALIŞAN TEMSİLCİSİEL BİRLİĞİYLE TERTEMİZ KIYILAR

EVYAPPORT’UN 2016 yılını değerlendirdiği ve 2017 hedeflerini belirlediği Hedef Gözden Geçirme Toplantısı’nı 24 Aralık 2016 tarihinde Wellborn Luxury Otel’de gerçekleştirdi. Yoğun gündeme sahip toplantının ardından bir çekiliş düzenlendi. Çekiliş sonucunda Ayşe Kürkçü, Merve Tahiroğlu, Duygu Işık Behrem, Özkan Yüksel, Alptuğ Tural, Birol Çerdik, Özlem Sarıkaya, Dursun Uzunlar ve Mukadder Üregen Wellborn Luxury Hotel’de spa, açık büfe kahvaltı ve brunch hediyelerinden birini kazandı.Toplantı sonrasında Mehmed Evyap’ın konuşmasını dikkatle dinleyen yaklaşık Evyapport 400 çalışanı yıl sonu yemeğinde gönüllerince eğlenme imkânı buldu. Yıl sonu yemeği sonrası yapılan çekilişte ise Ahmet Can Eröz, Adil Kartal, Emre Yılmaz, Nezih Karabay, Nazmi Çelik, Mehmet Eroğlu, Ali Keskin, Bayram Taşdemir, Gürkan Müfettişoğlu, Salih Gür, Eşref Cilali, Aydın Acartürk, Erkan Durmaz, Fatih Kökduman, Alper Yüre, Ercan Turan, Ufuk Cankurt, Elif Boğaz, Salih Şahan ve Emrah Çimen spa, açık büfe kahvaltı ve brunch hediyelerinden birini kazandı.

EVYAPPORT 2017 HEDEFLERINE HAZIRDENİZ KİRLİLİĞİ TATBİKATI

5312 SAYILI Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Kimyasallarla Kirlenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde altı ayda bir gerçekleştirilen tatbikatın birincisi 27 Eylül 2016 tarihinde Seagull firmasının desteğiyle gerçekleştirildi. Tatbikatın senaryosu, üç numaralı rıhtımda bulunan geminin güvertesinde hidrolik devrelerin patlamasıyla denize bir miktar hidrolik yağ dökülmesiydi. Senaryoya göre EVYAPPORT-1 acil müdahale teknesi üzerindeki tamburdan 150 metre çit tipi bariyer serilerek kirliliğin kontrol altına alınması ve skimmer yardımıyla toplanması, ayrıca karşı rıhtıma da deniz ve hava durumuna göre herhangi bir kirlilik yayılımına önlem amaçlı bir miktar sorbent bariyer serilmesiyle dökülme kontrol altına alındı. Masa başı tatbikatı, bildirim tatbikatı, kirliliğe müdahale, zarar ve tazmin olarak dört aşamayı içeren tatbikat programı, Seagull yetkilileriyle birlikte yapılan kapanış toplantısıyla başarıyla tamamlandı.

SAKARYA NEHRI’NDE ETKILEYICI DALIŞDENIZYILDIZI Sosyal Sorumluluk ve Etkinlik Kulübü’ne bağlı Spor

Kulübü’nün dalgıç ekibi (Adil Kartal, Naşit Öner ve Hasan Algül), görsel şöleniyle ünlü Sakarya Nehri’nin kaynağında dalış yaptı. 824 kilometre uzunluğundaki nehrin akmaya başladığı Sakaryabaşı mevkiinde bulunan kaynağa 29 Ekim’de dalış yapan dalgıçlar gördükleri manzara karşısında büyülendiklerini ifade etti.

LIMANIN KÜÇÜK ZIYARETÇILERI EVYAPPORT limanı, 1 Kasım 2016’da Mimar Sinan

İlköğretim Okulu 2’nci sınıf öğrencilerini ağırladı. Görevli veliler ve öğretmenleri eşliğinde limanı ziyaret eden öğrenciler, tanıtım filmi izledikten sonra birbirinden ilginç sorularla beğeni topladı. Ardından planlama ofisine giderek Evyapport limanını genel açıdan görme fırsatı yakaladılar.

KAHVALTI BULUŞMASIEVYAPPORT’UN geleneksel kahvaltı etkinliğinin yedincisi 1 Ekim 2016

tarihinde Maşukiye’de, toplam 1.440 kişinin katılımıyla düzenlendi. Çocukların eğlenip ailelerin tanışma imkânı bulduğu kahvaltı organizasyonu farklı etkinliklerle dolu dolu geçti.

32 33

Ahmet Ak, aslen Giresunlu. 27 yıldır Evyap’ta görev alan emek-tar çalışanlardan biri. Evyap’tan önce İstanbul’a geldikten sonra inşaat eldivenleri üreten bir firmada kısa süreli çalıştı ve ardından askere gitti. Vatani görevini denizci olarak önce acemi birliğinde İskenderun’da, ardından Gölcük’te yerine getirdi. Askerlik hiz-metinin tamamlanmasıyla İstanbul’a geri döndü ve 25 gün sonra iş başvurusu yaptığı Evyap’ta çalışmaya başladı. Evyap’ın Ayaza-ğa’daki tesislerinde Sabun Üretim bölümünde görev aldı. Ev-yap’taki ilk yılının sonunda, Ayazağa’daki komşularının kızları Şe-rife Hanım’la evlendi. Ahmet Bey ve Şerife Hanım’ın iki çocukları oldu. Her iki çocukları da eğitimlerinin ardından hayata atıldı. Kızları Şeyda bugün evlilik hazırlıkları yapıyor ve iş yaşamında in-san kaynakları alanında bir kariyer hayal ediyor. Oğulları Cengiz ise üniversite eğitimini dondurdu, vatani hizmetini tamamladı ve şu an bir metal fabrikasında çalışıyor. Ak ailesinin Darıca’daki evlerine konuk olduk. Sohbetimiz bo-yunca misafirperver, güler yüzlü, samimi Ak ailesinin Evyap’a olan sevgisine ve bağlılıklarına tanıklık ettik.

Ahmet Bey, dile kolay 27 yıldır Evyap’ta çalışıyorsunuz. Evyap’ta geçirdiğiniz uzun çalışma hayatınızı nasıl de-ğerlendiriyorsunuz? Askerlik dönüşü bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine Evyap’a git-tim, başvuru formu doldurdum, bir hafta sonra çağrıldım. Tarihi hiç unutmuyorum; 1990 yılının altıncı ayının 11’inci günüydü. O günden beri Sabun Üretim’de çalışıyorum. Ayazağa’da çalışmak, Ayazağa’nın ortamını yaşamak bambaşka bir deneyimdi. Çok şeyler yaşadık, çok şeyler öğrendik, bugünlere geldik… Tuzla’ya geçişte karar vermek zorlu oldu. Evimiz vardı Ayazağa’da, tüm yakınlarımız, akrabalarımız orada yaşıyordu. Ailemi karşıma al-dım, sordum, uzun uzun konuştuk. Ailece Tuzla’ya gelmeye ka-rar verdik. Darıca’ya taşındık. Darıca’yı çok sevdik. Emekli olduk-tan sonra da burada yaşamaya devam etmek istiyoruz.

HER ZAMAN DÜRÜST OLDUMEmekliliği bugünden planlıyor musunuz?Emekliliğime 13 ayım kaldı. Evyap’tan nasıl ayrılacağım bilemi-yorum, çok üzülüyorum. İnanın gönülden bir bağlılık bu. Evyap benim kendi evim gibi oldu, hayatımın değişmez bir parçası. Ev-liliğim dahil hayatımın tüm önemli anlarında Evyap’taydım. Bazen düşünüyorum, duygulanıyorum, ayrılma günüm geldiğinde arka-daşlarımla ve yöneticilerimle vedalaşmak için bir hafta beklerim diye düşünüyorum. Önce çıkar eve gelirim, biraz kendimi topar-lar öyle gider vedalaşırım. Biliyorum tabii, bizim geçmişten gelen güçlü arkadaşlıklarımız var. Aile olarak görüştüğümüz arkadaşla-rımız var. Yine de o günü düşünmek bile bana çok zor geliyor.

Evyap’ın hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız?Ben hayata Evyap’ta başladım. 22 yaşındaydım. Bekarken girdim, tek-tim, evlendim, dört kişi olduk. Evimiz oldu, oğlumuz askere gitti, geldi; kızımızın yakında düğünü olacak. Demek istediğim, Evyap’ta ekmek ka-zandık, bunları yaşayabildik. Evyap’ta hayatımız mutlu geçti. Askerden geldikten 25 gün sonra burada çalışmaya başladığımda ilk maaşım 140 liraydı. Vasıfsız elemandık. 27 yıl boyunca verilen tüm görevlere her zaman saygı duydum, her zaman dürüst oldum.

EVYAP’TA GÜVENDE HİSSEDERSİNİZÇalışma hayatında mutluluğu yaşamışsınız… Arkadaşlık ortamı çok önemli. Evyap’ta aile gibi yaşadık, şimdi genç arkadaşlarımıza da Evyap’ın bu kültürünü aktarmaya çalışıyoruz. Çalış-ma ortamında moral çok kıymetlidir diye düşünürüm. Çalışanda moral olursa, iş insanı hiçbir zaman yormaz. Beyin olarak bitiksen her iş yorar. Ben de mutlu, moralli oldum. Evyap ailem gibi. Evyap ailesine çok şey borçluyuz, Allah yanlarında olsun; çok ekmeğini yedik. Ne mutlu bana ki bu zamana kadar geldik. Şükredecek çok şeyim var.

Evyap’ta çalışmanın avantajları neler oldu?İşinizi severek, dürüst şekilde yaparsanız yolunuz açık oluyor. Evyap, çalışanın gözünde çok iyi bir şirket. Hiç hak yemez, işçisine sahip çıkar. Sigortalarımız zamanında ödenir, maaşımız eksiksiz yatar. Evimizde Ev-yap ürünleri kullanırız. Hepsinden önemlisi kendinizi Evyap’ta güvende hissedersiniz.

ÇAT KAPI

SABUN ÜRETİM’DE GÖREV ALAN AHMET AK, 27 YILDIR EVYAP’TA ÇALIŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYOR. “EVLİLİĞİM DAHİL HAYATIMIN TÜM ÖNEMLİ ANLARINDA EVYAP’TAYDIM” DİYEN AHMET BEY VE AİLESİNİN DARICA’DAKİ EVLERİNE KONUK OLDUK VE KEYİFLİ BİR PAZAR SOHBETİ YAPTIK.

“EVYAP’TA ÇALIŞMA ORTAMINDA MORALİN NE KADAR KIYMETLİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİK. ÇALIŞANDA MORAL OLURSA, İŞ

İNSANI HİÇBİR ZAMAN YORMAZ.”

“EVYAP’TA HAYATIMIZ

MUTLU GEÇTİ”

34 35

EVYAP çalışanları ve ailelerini eğlence ve müzik dolu bir atmosferde buluşturan Evyap Aile Şenliği’nde birbirinden keyifli saatler yaşandı. Şenlik etkinliği çerçevesinde, Evyap’ın Tuzla’daki tesislerinin çalışanları, aileleri ile birlikte 20 Kasım 2016 tarihinde Bostancı Gösteri Merkezi’nde bir araya geldi. Yaklaşık bin kişinin katılım sağladığı Evyap Aile Etkinliği’nde Ayşe Evyap ve Bekir Arıcak Evyap çalışanlarına hitaben birer konuşma yaptı. Hediye çekilişinin gerçekleştirildiği anlarda ise heyecan doruktaydı. Çocuklar, fuaye alanında süper kahramanlarla dolu yüz boyama, şekilli balon şişirme, sihirbaz gösterisi gibi etkinliklerle hoş vakit geçirdi. Organizasyonun en eğlenceli zamanı ise ünlü sanatçı Kubat’ın sahne aldığı konserde yaşandı. Kubat’ın seslendirdiği türkülere hep bir ağızdan katılan Evyap çalışanları ve aileleri unutulmaz bir gün yaşadı.

EVYAP AİLE ŞENLİĞİ’NDE BULUŞTUK

KISA KISA

36 37

KISA KISA

DURU Fresh Sensations Şeffaf Duş Sabunu reklam kampanyası yeniden yayınlanmaya başladı. Sabunun temizliğini, duş jelinin muhteşem kokusu ve arındırıcı taneciklerle buluşturan Duru Fresh

Sensations Şeffaf Duş Sabunu reklam filmi tekrar yayınında da ilgi görmeye devam ediyor.

HER 10 KADINDAN 9’UNUN TERCİHİReklam filminde, özellikle her 10 kadından dokuzunun Duru Fresh Sensations Şeffaf Duş Sabunu beğendiğine de vurgu yapılıyor. Reklam filmi ATV, Show TV, Star, Fox TV, TV8, TRT, Kanal 7 gibi ana kanalların yanı sıra KralPop, Powertürk, Beyaz, beIN Gurme, Planet Gurme, Planet Türk gibi hedef kitlenin yoğun olarak tükettiği müzik, yemek ve sinema içerikli tematik kanallarda yayımlanıyor. Aynı zamanda televizyon kanallarında alt bant ve dijital mecra yayınlarıyla da desteklenen Duru Fresh Sensations Şeffaf Duş Sabunu reklam kampanyasına ek olarak tüm perakende noktalarının etkili mecralarında da aynı konseptli görsel, stant, teşhir ve satışı teşvik eden malzemelerle iletişimimizi destekleniyor.

ŞEFFAF DUŞ SABUNU YENIDEN REKLAM YILDIZI

DURU FRESH SENSATIONS ŞEFFAF DUŞ SABUNU

REKLAM KAMPANYASI YENİDEN YAYINDA…

TÜRKİYE’NİN BİR NUMARALI TIRAŞ BAKIM MARKASI ARKO MEN’İN YENİ REKLAM KAMPANYASINDA “TIRAŞ OL, TAHRİŞ OLMA” MESAJI VERİLİYOR.

TIRAŞ OL, TAHRİŞ OLMA!

TÜRKIYE’NIN bir numaralı tıraş bakım markası Arko Men yeni reklam kampanyasıyla konuşulmaya devam ediyor. Kampanyanın yıldızı ise tahrişsiz tıraş keyfi için geliştirilen Arko Men Tahriş Karşıtı Tıraş Köpüğü.Reklam filmi ATV, Show TV, Star, Fox TV, TV8, TRT, Kanal 7 gibi ana kanalların yanı sıra A Spor, NTVSpor, TRT Spor, FB TV, BJK TV, GS TV, National Geographic, İz TV, Discovery Channel, Beyaz TV gibi hedef kitlenin yoğun olarak tükettiği spor, belgesel içerikli tematik  kanallarda yayınlanıyor.Bu yılın Şubat ayında tüketicilerin beğenisine sunulan reklam kampanyasının sloganı “Tıraş ol, tahriş olma!”, reklam filminin yanı sıra sosyal medyada da ilgi gördü. Aloe vera içeren özel formülüyle cilt ve tıraş bıçağı arasında ekstra kaygan bir tabaka oluşturan yeni Arko Men Tahriş Karşıtı Tıraş Köpüğü sayesinde tahriş hissine son veriliyor.

ARKO MEN, yılın en etkili ve yaratıcı pazarlama iletişimi projelerinin ödüllendirildiği Felis Ödül Töreni’nde “markalı içerik ve eğlence” dalında Euro 2016 Mimik Projesi ile “sosyal medya” kategorisi birincilik ödülü aldı.Arko Men’e ödül kazandıran projeyi merak edenler onedio.com sitesinde yayımlanan “Milli maç izlerken hepimizin verdiği 10 tepki” başlıklı bölümü tıklayabilir.

ARKO MEN PROJESINE ANLAMLI ÖDÜL

38 39

KISA KISA TÜKETİCİ KÖŞESİ

BİZ ÜRETİYORUZ; ONLAR YAŞIYOR VE PAYLAŞIYORDERGİMİZİN BU SAYISINDA DA TÜKETİCİLERİMİZİN DENEYİMLERİNİ VE BEKLENTİLERİNİ AKTARDIĞI GÖRÜŞLERİ SİZLERLE PAYLAŞIYORUZ. BİRÇOK MÜŞTERİMİZİN EVYAP MARKALARININ PAZARDA FARK YARATAN ÜRÜNLERİNİ YILLARDIR KULLANDIĞINI GÖRÜYOR, SAMİMİYETLE AKTARDIKLARI YENİ ÜRÜNLERE DAİR FİKİRLERİNİ DE OLDUKÇA ÖNEMSİYORUZ.

Evyap Fotoğraf Kulübü’nün ilk fotoğraf yarışmasında dereceye girenler için düzenlenen ödül töreninde Ayşe Evyap çalışanları yalnız bırakmadı. Ayşe Evyap, yarışmanın birinci, ikinci ve üçüncü olmayı başaran fotoğraflarına imza atan Evyap çalışanlarını bizzat tebrik etti. Bilindiği gibi, Evyap Fotoğraf Kulübü’nün ilk fotoğraf yarışmasının teması “Evyap ürünleri ve tüketici ilişkisi” olarak açıklanmıştı. Pek çok fotoğraf arasında ise birinciliğe Ece Gülşah Veran, ikinciliğe Gökhan Işıkol ve üçüncülüğe ise Mustafa Berber layık görülmüştü.

ILK FOTOĞRAF YARIŞMASININ ILK ÖDÜLLERI

BU KEZ ŞANLIURFA’DAKİ KÖY OKULLARININ YANINDAYDIK

EVYAP çalışanlarının inisiyatifiyle hayata geçen ve 2010 yılından bu yana aralıksız devam eden köy ilkokullarına yönelik faaliyetler geçtiğimiz aylarda da devam etti. Anadolu’nun farklı illerine bağlı köy okullarında eğitim gören küçük öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırlanan giyecek, temizlik ve kırtasiye malzemeleri, yine bizzat Evyap’ın gönüllü çalışanları tarafından teslim ediliyor.

Bu kez Evyap çalışanlarının yardımları Şanlıurfa’nın Suruç, Harran ve Akçakale ilçelerinde bulunan ilkokullara ulaştı. Çocukların mutluluğuna tanık oldukça, Evyap’ın duyarlı ve gönüllü çalışanlarının yardım çalışmaları daha da hızlanıyor.

ARKO SAYESİNDE ÇOK İDDİA KAZANDIMHer defasında tıraş kremimi “bitti” diyerek atmaya çalışan eşimle iddiaya girerek, en az yedi tıraş daha olup sayısız iddialar kazandığım için kimyagerlerinize teşekkürü borç bilirim.

BU ÜRÜNÜ KULLANDIM VE VAZGEÇEMİYORUMDuru’nun arındırıcı duş sabununu kullandığım günden beri vazgeçemiyorum. Duru Fresh Duş Sabunu’nu bizlere kazandırdığınız için teşekkür ediyorum.

İÇİ SEVGİ VE MUTLULUK DOLU PAKETSevgili Evyap ailesi, az önce firmanızdan içi sevgi ve mutluluk dolu bir hediye paketi aldım. Gerçekten çok mutlu oldum. Nezaketiniz ve ilginiz için çok teşekkür eder, hepinizin 2017 yılını en içten dileklerimle kutlarım. Her şey gönlünüzce olsun.

İLGİ VE ÇABA İÇİN TEŞEKKÜRLEREvyap ürünleri ile ilgili yaşadığım sıkıntı üzerine görüşme yaptığım arkadaşların ilgi ve alâkalarından çok memnun kaldım. Yaşadığım olumsuzluğun giderilmesi için gösterdikleri çabadan dolayı teşekkür ederim.

TEŞEKKÜRLER EVY BABYÜç çocuk sahibiyim, dördüncüsü de yolda… Üç çocuğumda da Evy Baby kullandım. Özellikle kokusunu ve dokusunu çok beğendiğim Evy Baby ürününüzü bu kez dünyaya gelecek bebeğimde kullanacağım. Teşekkürler Evy Baby.

BİZİ YİNE YANILTMADINIZTüm aile Duru Natural Olive kullanıyorduk ve gayet memnunduk. 10 gün kadar önce market alışverişimizde Duru Fresh Sensations Okyanus Esintisi ve Çiçek Tazeliği ürünlerinizi gördük ve denedik. Evyap’ın diğer ürünlerinde olduğu gibi bizi yine yanıltmadığınız için teşekkür ederiz. Gerçekten çok güzel bir ürün…

ARKO HEP HAYATIMIZDAYDIÇocukluğumda babamı tıraş olurken izlerdim. Babam Arko’nun tıraş köpüklerinden kullanırdı. Annemse kış günlerinde ellerimizi yumuşatmak ve cildimizi korumak için Arko Yağlı Krem kullanırdı. Arko hep hayatımızdaydı ve ben Arko’nun Evyap markası olduğunu yıllar sonra öğrendim. Şu an 33 yaşındayım ve her seferinde ailemin içerisinde olan Evyap’a teşekkürlerimi bir borç bilirim. 2017 yılında yeni ürünlerinizle hayatımızda yeni bir anlam daha kazanmanız dileğiyle.

BLADE İÇİN TEŞEKKÜRLERDuru sabunlarınız, duş jelleriniz ve en son eşimle aldığım Blade parfümünüzden çok memnun kaldım. Herkese tavsiye ediyorum.

40 41

KİŞİSEL GELİŞİM

HEDEF BELLİ AMA NEREDEN BAŞLAMALI?İSTER İŞ YAŞAMINIZLA İLGİ OLSUN İSTER KİŞİSEL OLSUN HEDEFLERİNİZE ODAKLANMANIZI KOLAYLAŞTIRACAK ÖNERİLER…

Herkesin bir hedefi vardır. Daha sağlıklı bir yaşam, daha başarılı bir kariyer, daha mutlu bir aile hayatı diye başlayan isteklere göre belirlenir hedefler. Daha başarılı bir kariyer isteğiniz varsa, “Daha başarılı bir kariyer için kendimi nasıl geliştirmem, çalışma prensibimde ve iş yapış şeklimde hangi yönlerimi farklılaştırmam lazım?” sorusuna verdiğiniz yanıt hedefinizin ta kendisidir. Peki hedeflere ulaşmak mı, he-defleri gerçekleştirmek için planlama yapmak mı daha kolaydır? Hangi hedefe ulaşmak için nereden başlamalı, nasıl yol almalı, nelerin farkına var-malı, neler yapmalı? Başlangıç yapmak kadar, aynı coşkuyla ilerlemeyi başarmak da ayrı bir konu. İşte tüm bu adımlarda asla kaybetmemek gereken bir şey var; odaklanmak. Mesela iş yerinde belirlenen üç aylık, altı aylık ve bir yıllık hedeflerinizi neticelendirmek için bir iş planınız olmalı. Aynı şekilde kişisel hedefleriniz için de bir eylem listeniz bulunuyordur.

NASIL BİR GELECEK İSTİYORUM?İnsanlar iş ve kişisel yaşamlarını etkileyecek hedefleri genellikle yıl ya da ay başla-rında alıyor. Yeni yıl başlangıcında alınan kararların yüzde 80’inin uygulanamadığıyla ilgili araştırmalar olduğunu biliyor muydunuz? Nedenleri incelendiğinde, heyecan uyandıran hedefler belirlenip adım adım ilerlenmeye başlandığında, aradan ge-çen sadece birkaç haftalık zamanda aynı heyecanın kalmadığı gözlemleniyor. Her pazartesi rejime başlayıp ikinci haftada bahaneler üretip vazgeçmek gibi… Ama bu durumu küçüklü büyüklü tüm hedeflerinizde yaşıyorsanız ortada bir sorun olduğunu düşünmenin zamanı gelmiş demektir. Bunun açıklaması çok basittir: He-deflerinize uzun süreli odaklanamadığınız için ilerleme sağlayamıyor olabilirsiniz. Peki bu sorunu yaşayan pek çok insandan biriyseniz, hedeflerinize odaklanmanın ve aynı heyecanı uzun süreli korumanın yollarını merak ediyor olabilirsiniz. İşin sırrı öncelikli üç hedef belirlemekte. Hedeflerinin farkında olmayanlar neyi, neden başarmak istediğini netleştiremez. Söz konusu kişisel bir hedefse kendinize sorun: Nasıl bir gelecek istiyorum?

GERÇEKÇİ HEDEFLER BELİRLEYİNÜç ana hedefinizi belirlediniz. Kalemi, kâğıdı elinize alın ve yazın. Harekete geçmeden yazdığınız üç he-defe bakıp şu sorunun yanıtına gönül rahatlığıyla evet cevabını verip veremediğinizi test edin: “Hedeflerim potansiyelime, sahip olduğum kaynaklara ve koşullara uygun mu?” Bir çırpıda evet diyebiliyorsanız, şimdi üç hedefinizi parçalara ayırın. Örneğin üç aylık satış he-definize ulaşmak için önce ilk ayı, ilk haftayı, hatta bir günü planlayın ve ne yapabileceğinizi gözden geçirin. Büyük hedefe yürürken gerçekleştirdiğiniz her küçük parça hedefte kendinizi tebrik etmeyi de unutmayın. Kritik noktalardan biri de B planı yapmak. Böylece işler yolunda gitmemesi veya sizin sınırlarınız dışında kalan bir belirsizlik haline hazırlıklı olursunuz. Bu da motivasyonunuzu kaybetmenizi engeller. B planı ka-rarlılığın da bir göstergesidir. Aynı zamanda insan zih-ni, belirsiz hedeflere zor, net hedeflere rahat odakla-nıyor. Çünkü, net hedefler zihinde canlandırılabiliyor. Odaklanmayı canlı tutmanın bir yolu da zamanı ve enerjiyi dengeli ve doğru bir şekilde kullanmak…

BAZI HEDEFLER TEK KİŞİLİK OLMUYORBazı hedeflerin tek bir kişinin elinde olmadığı da bir gerçek. Özellikle iş ortamında şirketlerin belirlediği hedefler için bu durum geçerli. Bir ekibe verilen ana hedefe göre tüm takımın aynı odaklanma kabiliyetiyle ilerlemeyi başarması her zaman kolay olmayabiliyor. Bu nedenle takım çalışması devreye giriyor ve hem kişisel hem ekip hedefleri birbirini tamamlayan bir yapbozun parçalarına dönüşebiliyor. O zaman kişisel hedeflere ulaşmak için takip edilen yol haritasında birlikte hareket etmenin ve başarmanın zorlu olduğu kadar keyifli yanlarını da yaşamak kişilere uzun vade-de büyük kazançlar sağlayabiliyor. Sonuçta rota belli: Hedefi belirle, olanaklarını kontrol et, ikna ol, planla, parçalara böl, adım adım ilerle, başardıkça tebrik ve takdir etmeyi unutma.

42 43

AİLEM VE BEN

SAĞLIKLI OLMAK VE SAĞLIKLI KALMAK İÇİN SPOR YAPMANIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR. BU NEDENLE ÇOCUKLARA SPOR ALIŞKANLIĞINI ERKEN YAŞTA KAZANDIRMAK, HAYAT DİSİPLİNİ VE MUTLU BİR YAŞAMIN ANAHTARINI SUNMAKTAN FARKSIZ.

Jimnastik: 4 - 6 yaş

Yüzme: 5 - 6 yaş

Tenis: 7 - 8 yaş

Basketbol: 9 - 10 yaş

Voleybol: 10 - 12 yaş

Su Topu: 10 - 12 yaş

Hentbol: 10 -12 yaş

Atletizm: 10 - 16 yaş

Kürek: 11 -14 yaş

Okçuluk: 12 -14 yaş

Futbol: 12 - 14 yaş

Boks: 13 -15 yaş

HANGİ YAŞA, HANGİ SPOR DALI?

ÇOCUKLAR SPOR YAPMALI,AMA HANGİSİ?

Sporun yaşı yoktur ama yaşa göre spor vardır. Hele ki söz konusu çocuklar-sa… Çocukların spor yapmaya teşvik edilmesi bugün birçok anne-babanın sıcak konularından biri. Aynı zamanda çocuk gelişimi uzmanlarının da tavsiye ettiği çocukların spor yapması konusu için doğru adım atmak önem taşıyor. Amaç çocuğun profesyonel bir sporcu olarak yetişmesi değil (tabii özel bir söz konusu değilse). Peki çocuklar hangi yaşta, hangi sporu yapmalılar? Hangi spor çocuklara nasıl bir fayda sağlar?

ÇOCUĞUM HANGİ SPORU YAPMALI?Ailelerin ve çocukların spor tercihlerinde günlük yaşamlarında ve televizyon-da, gazetelerde, dergilerde daha sık karşılarına çıkan spor dallarına yöneldikleri söyleniyor. Haliyle en revaçta spor tercihleri futbol, basketbol, voleybol olu-yor. Ancak uzmanlar bu popüler spor dallarının ilerleyen yaşlarda yapmaya çok da uygun olamayabileceğine dikkat çekiyor. Çocuklar için spor dalı kararı verirken ilgi duyması kadar çocuğun cinsiyeti ve fizyolojik gelişimine uygunluğu da önemli. Aynı zamanda her çocuğun fiziki ve zihinsel gelişiminin farklı oluşu düşünülerek, fizyolojik yaşına göre bir spora yönlendirilmesinde de fayda var.İşte yaşa göre spor dalı önerileri…2-3 yaş: Bu yaş grubundaki çocuklar sadece koşma, yakalama, zıplama gibi temel hareketleri yapabilir. Haliyle bu yaşta bir çocuk için spor tercihi yap-maktansa, koşma, yakalama, zıplama gibi aktiviteleri içeren oyunları oynatmak gerekiyor. 4–6 yaş: Jimnastik ve yüzme tavsiye ediliyor. Aynı zamanda ip atlama, sek sek gibi oyunlar veya üç tekerlekli bisiklete binmesi de uygun. 7–10 yaş: Bu yaşlarda spor seçenekleri artıyor. Jimnastik, yüzme, atletizm, fut-bol, basketbol, voleybol, hentbol, bisiklet, tenis gibi sporlar için doğru zaman. Asıl amaç, çocukların el-göz ve hareket koordinasyonunu geliştirmek.10 yaş sonrası: Artık çocuklar hangi sporda daha iyi hissediyorsa o alanda devam edebilir. İlaveten kürek de tavsiye ediliyor. Birkaç yıl sonra da karate gibi daha çok kuvvet gerektiren sporlara başlanabiliyor. Esneklik, kuvvet, da-yanıklılık, denge ve koordinasyon geliştirecek antrenmanlar bu yaşlarda ileride daha sağlıklı bir birey olmak için son derece faydalı.

SPOR YAPAN ÇOCUK İÇİN BESLENMEÇocuk ve ailesi doğru beslenme alışkanlıkları konu-sunda bilinçli olmalı. Spor yapan çocuğun beslenme-si mutlaka dikkat edilecek konuların başında geliyor. Egzersizden en erken bir saat önce hafif bir yemek yenmesi öneriliyor. Aç ve tok olmak performansı olumsuz etkiliyor. Kuruyemiş, peynirli bir tost uygun olabilir. Egzersiz sırasında ve sonrasında bol su tüket-mek gerekiyor. Sonrasında meyve, kompleks karbon-hidratlar tercih edilebilir. Şekerli besinler ve trans yağlı yiyecekler sporcu beslenmesinde yer almamalı. Pro-teinli yiyecekler ve süt ürünleri de düzenli spor yapan çocukların tüketmeleri gereken ana besin grubu.

SPOR YAPMANIN ÇOCUKLAR İÇİN 10 FAYDASI1) Bedenin esnek hale gelmesini sağlar.2) Fiziksel ve zihinsel olarak disiplin ve sorumluluk duygusu kazandırır.3) Temel becerilerin geliştirilmesi, dayanıklılık, denge, el-göz koordinasyonu

ve çabukluk kazanımları sonucu motor yetenekleri geliştirir.4) Takım çalışması kabiliyetini geliştirir.5) Özgüven kazandırır.6) Konsantrasyon gücü sağlar.7) Sosyalleşmesine olumlu etkisi olur.8) Obezitenin önüne geçer.9) Doğru nefes alıp vermeyi kolaylaştırır.10) Ruhsal gelişimine katkı sağlar.

44 45

SAĞLIK

Sağlıklı yaşam hepimizin isteği; ancak çoğu zaman bunu erteliyoruz… Hep bir sonraki güne bırakılan “sağlıklı yaşam” dileği, sonunda yıl boyunca hayata geçme-miş oluyor. Peki, bu kadar çok bahsedilen “sağlıklı yaşam” nedir? Nasıl sağlıklı bir yaşama sahip olabiliriz? Sağlıklı yaşam; kendimizi fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak iyi hissetme halidir. Bu tür bir yaşamda dengeli beslenmek, bünyeyi stresten ve olumsuz duygulardan arındırmak, sosyalleşmek gibi birçok davranışın bir araya gelmesiyle oluşur. İşte sağlıklı bir yaşamın ipuçları…

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN HEMEN HAREKETE GEÇİN!

SAĞLIKLI YAŞAM DÜŞÜNÜLDÜĞÜ KADAR ZOR DEĞİL! HAYATINIZDA BİRKAÇ KÜÇÜK DEĞİŞİKLİK YAPARAK, DOĞRU ALIŞKANLIKLAR KAZANABİLİR

VE SAĞLIKLI BİR YAŞAM SÜREBİLİRSİNİZ...

Doğru nefes alınDoğru bir nefes hayatınızda birçok şeyi değiştirebilir.  Meditasyonun da temeli olan nefesi verimli kullanarak kısa sürede hayatınızda güzel değişimler yapabilirsiniz. Düzenli bir şe-kilde meditasyon yaparak, olumsuz duygu ve düşünceleri hayatınızdan çıkartarak, daha huzurlu ve stressiz bir yaşam sürebilirsiniz. Pozitif düşünmek; bağışıklık sisteminizi güç-lendirir ve düzenli bir uyku uyumanızı da sağlar.

Doğada daha çok vakit geçirinBüyük şehirde yaşamak bir süre sonra insanlarla doğanın iletişimini yok ediyor. Artık in-sanlar daha fazla evin içinde vakit geçirir bir hâle geliyor. Ancak her şeyin şifası doğada… Bu sebeple mümkün olduğunca doğada vakit geçirin. Ormanda yürüyüşe çıkın, piknik yapın ya da bir hafta sonu çadırınızı alıp güzel bir yerde kamp yapın.  

Beslenmenize dikkat edinBelki bu sıkça duyduğunuz bir cüm-le ama sağlıksız gıdaları şimdi ha-yatınızdan çıkarın! Sürekli bir diyet halinde olmaktansa sağlıklı yaşam felsefesini benimseyin. Mesela; her gün yediğiniz sağlıksız yiyecekleri not ederek, bir sonraki hafta bu yiye-ceklerin bir kısmını yememeyi hedef olarak belirleyin. Bu şekilde bağım-lısı olduğunuz sağlıksız yiyecekleri hayatınızdan bir anda değil, yavaş yavaş çıkartabilirsiniz. Doğal ve den-geli beslenmeyi, gün içinde bol bol su içmeyi unutmayın! Spora hayatınızda yer açın

Yediklerinize dikkat etseniz de, spor yapmadığınız sürece hep bir şeyler eksik olacaktır. Eğer büyük spor salonları-na gitmekten hoşlanmıyor ya da vaktiniz yoksa, evde de sevdiğiniz bir sporu yapabilirsiniz. Mesela; Her gün ya da haftada bir iki gün en az 30 dakika yürüyüş yapabilirsiniz. Diğer yandan internette yoga, pilates ya da farklı egzer-sizler konusunda eğitim veren videolar bulunuyor, bunları izleyerek evde de spor yapabilirsiniz. Ancak bu videolarda-ki hareketleri yaparken dikkatli olmanız gerekir, özellikle de rahatsızlığı olan kişilerin doktor onayı sonrasında spor yapmasında fayda var.

Doktor kontrollerinizi ihmal etmeyinDoktora gitmek için hasta olmayı beklemeyin! Bazı hastalıklar hiçbir belirti vermeden ve kendini hisset-tirmeden ilerleyebilir. Bu sebeple mümkünse en azın-dan yılda iki defa doktor kontrolünden geçin. Kilonuzu, tansiyonunuzu ve diğer kan değerlerinizi en azından 6 ayda bir ölçtürün. Kronik bir rahatsızlığınız varsa asla doktorunuzun tavsiyelerinin dışına çıkmayın. Mola vermeyi bilin

İş hayatınızda kazandığınız başarılar hem özgüveninizi destekleyecek hem de ken-dinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Ancak unutmayın başarılı bir kariyerin sırrı da özel yaşamında mutlu olmaktan geçer. Eğer özel hayatınızda mutlu değil-seniz, işyerinizde de başarılı olamazsınız. Bu sebeple iş ve özel hayat dengenizi ku-run, hayatınızda keyifli molalar vererek, daha verimli başlangıçlar yapın.

ZİHNİNİZİ AKTİF TUTUN Eski zamanlarda atalarımızın dediği gibi “İşlemeyen demir paslanır”... Beyninizi

sürekli çalıştırarak, özellikle yaşlılık döneminde karşılaşma olasılığı yüksek

hastalıklardan korunabilirsiniz. Nasıl bedeninizin dinç olabilmek için egzersize

ihtiyacı varsa, beyninizin de aktif olabilmesi için egzersizlere ihtiyacı var.

Her gün gazete okumak, bulmaca çözmek, satranç oynamak, sudoku çözmek gibi

alışkanlıklarla beyninizi dinç tutabilirsiniz:

46 47

birkaç güzel balıkçı lokantasından birinde ziyafet çekmemek olmaz. Ayrı-ca iki piknik alanı da güzel zamanlar vaad ediyor. Kule Dibi Piknik Alanı ve Dere Boyu Piknik Alanı. Poyrazköy’deki gözetleme kulesini mutlaka görmelisiniz. 1778 yılında Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa tarafından Fransız mimar Baron de Tott'a yaptırılmış. 

İNECEĞİZ KÖYÜÇatalca’nın en eski köylerinden biri olan İneceğiz, ormanın arasında yer alıyor. İneceğiz’i ziyaret edenlerin ilgisini çekecek ilk yer, köyün hemen girişindeki mağaralar… Milattan Önce 5 bin 500 yıl öncesine dayandıkları söyleniyor. Ama İneceğiz’i esas meşhur eden yönü, Yeşilçam filmlerine pek çok kez ev sahipliği yapmış olması. Kemal Sunal ve Şener Şen’in rol aldığı Davaro, Cüneyt Arkın’ın Malkoçoğlu ya da Ayhan Işık filmleri…

PAŞAMANDIRABeykoz’un Paşamandıra Köyü mesire yerleri, üç hoş deresi ve meralarıyla seyirlik bir köy. Adını, Osmanlı zamanında köyün sahibi olan Abraham Paşa’nın bu arazisinin Osmanlı hazinesine geçmesinden sonra köyde ku-rulan mandıradan alıyor. Paşamandıra’yı ziyaret edenler aynı zamanda arı-cılıkla da uğraşan bu köyden bal almayı unutmamalı.

RUMELİFENERİ"İstanbul'un en eski balıkçı köyü."Böyle denilmesi elbette tesadüf değil! Türkiye’nin en büyük ba-lıkçılarının burada olması ve en verimli liman sayılmasının yanı sıra hâlâ köyün yüzde 50’sinin geçim kaynağı balıkçılık. Öyle ki Rumelifeneri Köyü’ne “Balıkçılık Üniversitesi” ve “Balıkçılar Okulu” da deniliyor. Durum böyle olunca, hani derler ya “ye-rinde güzel” diye, balığın da en tazesi burada karşınıza çıkıyor.

REŞADİYEReşadiye Köyü, Çekmeköy ilçesi sınırlarında… Doğası oldukça zengin. Çeşit çeşit meyvenin yetiştirildiği köyün favori meyvesi ise kiraz. Hatta her yıl düzenlenen bir kiraz festivali bile var. Reşadiye’yi ziyaret edeceklerin karalahana, köye özel bir mayasız ekmek olan “pita” ve “gelibey” isimli pidelerin tadına bakmasını öneririz.

GEZİ

HAFTASONU KÖY HAVASI ALMAK

İSTEYENLER BİLİYOR Kİ, BU ŞEHRİ FARKLI

KEŞİFLERLE YAŞANIR HALE

GETİRMENİN ZAMANI GELDİ DE

GEÇİYOR BİLE...

Kış aylarını soğuk havaların hâkim olduğu günlerle geçirenler açık hava etkinliklerine hasret kalıyor. Haf-tasonları stres atmak, doğada vakit geçirmek isteyenler için İstanbul’un keşfedilecek köylerini mercek altına aldık. Bahar aylarıyla birlikte çiçek açan ağaçlar arasında bol oksijen dolu bir hafta sonu tercihi için size İstanbul’un dört köyüne günübirlik seyahatler öneriyoruz. Peki bu köylerde sizi neler bekliyor? İşte yanıtları…

GARİPÇEBoğaz’ın Karadeniz girişine hâkim kuş bakışı manzarası, iyot kokan havası ve enfes kahvaltı-balık ziyafet-leriyle Garipçe, özellikle hafta sonlarının vazgeçilmez lokasyonlarından biri... Garipçe, Sarıyer’in sekiz kö-yünden biri. Rumelikavağı ile Rumelifeneri arasında kalıyor. Küçük bir vadi ve koyda kurulan Garipçe’nin sol tarafı, Garipçe Burnu, Bağlaraltı ve Papazburnu, sağ tarafı gibi kayalıklarla kaplı. Garipçe Köyü’nün 550 yıllık Cenevizlilerden kalma Gözetleme Kulesi ise en yüksek noktada yer alıyor. Köyün içindeki caminin yanındaki patikadan tırmanarak ulaşabildiğiniz kule, Boğaz’ın girişine hâkim manzarasıyla panoramik bir bakış açısı sunuyor. Büyükliman’da hâlâ ayakta duran hamam, kilise ve yarı sağlam kale duvarı ile ev yıkın-tılarını göz atıp, şifa olduğu söylenen çeşmelerinden su içebilirsiniz. O halde bu pazar günü havanın yağ-murlu olmasına aldırış etmeksizin kendinize Boğaz’ın neşesi bol balıkçı köyünde bir ziyafet hediye edin.

POYRAZKÖYİstanbul Anadolu Yakası’nda Karadeniz’e doğru Anadolu Kavağı’ndan sonra gelen Poyrazköy bir balıkçı köyü. Kalabalıktan uzak ve sakin bir haftasonu için ideal bir adres. Poyrazköy’ü ziyaret edip de buradaki

KEŞFEDİLECEK KÖYLERİhaftasonu

İSTANBUL’UNGaripçe

İnceğiz Köyü

Rumelifeneri

Paşamandıra

Poyrazköy

48 49

AJANDA

Turkish Airlines Euroleague mücadelesinde Fenerbahçe, Ülker Sports Arena’da FC Barcelona Lassa’yı konuk ediyor. Fenerbahçe’yi bu önemli basketbol karşılaşmasında yalnız bırakmak istemiyorsanız Ülker Sports Arena’daki karşılaşmanın tarihi 6 Nisan ve saat 20:45.

Müzik sahnesinin efsanevi grubu Mazhar-Fuat-Özkan (MFÖ), 28 Nisan

akşamı Bostancı Gösteri Merkezi’nde... Saat 21:00’da başlayacak konserde MFÖ’nün

her biri klasikleşmiş şarkılarına katılmak ve üçlünün canlı performansına tanıklık etmek

isteyenler biletlerini şimdiden alabilir.

FENERBAHÇE FC BARCELONA LASSA

NEREYE DE GİDİYOR LAN BU GEMİ?

FARUK YALÇIN HAYVANAT BAHÇESİ

VE BOTANİK PARKI

MFÖ KONSERİDESTEKLE

SEYRET

KATILFantastik Hikayeler Makinesi 23 Nisan’da İş Sanat Kültür Merkezi’nde... Fantastik Hikayeler Makinesi, minik izleyicileri, uçağın mucidi Wright Kardeşler’den Hezarfen Ahmet Çelebi’ye, sinemanın mucidi Lumiere Kardeşler’den taş devrine uzanan eşsiz bir masal yolculuğuna çıkarıyor. Can Yılmaz’ın yazıp Serdar Biliş’in yönettiği bu tatlı ve macera dolu müzikli masal yolculuğu, çocuklara unutamayacakları bir deneyim yaşatacak. Oyuncular arasında Ata Berk Mutlu, Tuba Ünsal, İbrahim Selim, Sercan Badur, Yeliz Kuvancı, Hayal Köseoğlu yer alıyor.

Sevginizi okyanuslarda yüzen rengarenk bir balıkla anlatmak istemez miydiniz? Üstelik bu balık sevdiğinizle aynı adı taşıyacak… İstanbul’da bulunan dünyanın en büyük beşinci akvaryumu SEA LIFE, Avrupa’nın ilk ve tek dijital akvaryumunda farklı bir deneyim için sizleri bekliyor. 10 Nisan’a kadar süren etkinlik ile ilgili detaylı bilgi için www.visitsealife.com/istanbul adresini ziyaret edebilirsiniz.

Ferhan Şensoy’un yazıp yönettiği yeni oyunu “Nereye de Gidiyor Lan Bu Gemi?” Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde 10 Nisan’da saat 20:30’da sahnelenecek. Ülkemizin nereye gittiğine ayna tutan bu oyunda Ferhan Şensoy, Ali Çatalbaş, Serap Günaydın, Pınar Alsan, Elif Durdu, Müjgan Ferhan Şensoy ve Derya Şensoy rol alıyor.

Açık Hava Gurme Lezzetler Festivali “GurmeFest-İstanbul”, Türkiye’nin en geniş kapsamlı gastronomi festivali olarak 11-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında baharın coşkusuyla birlikte 20 bin üzerinde yeme-içme, keyif ve eğlence tutkunlarını Event Garden’ın bahçelerinde buluşturuyor.Dört gün sürecek festival boyunca tadımlar, piknikler, davetler, sunumlar yapılacak, mutfak sırları paylaşılacak, klasik lezzetlerimiz hatırlanacak ve yeni lezzetler tanıtılacak, ustalar eşliğinde yemekler yapılacak, özel içecekler hazırlanacak, uzman konuk, akademisyenler ve usta şeflerin liderliğinde söyleyişi, panel ve demonstrasyonlar düzenlenecek.

FANTASTİK HİKÂYELER MAKİNESİ

SENİ OKYANUSLAR KADAR SEVİYORUM!

GURME FEST

1990 yılında kurulmaya başlanıp, 1993 yılında halka açılan Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı, Türkiye’nin en önemli iki ili olan İstanbul

ve Kocaeli’ne eşit uzaklıkta ve ortalama bir saatlik sürede ulaşılabilecek, havası temiz ve yeşili bol bir bölge olan Darıca’da yer alıyor. Hafta sonları için farklı

bir gezi programı yapmak isteyecekler için iyi bir seçeneğe benziyor.“Doğa ve çevreyle dost, hayvan ve bitkileri seven, koruyan bir dünya”

vizyonuyla ziyaretçisine hizmet veren Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı; 18 yılı aşkın bir süredir, EAZA –Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve

Akvaryumlar Birliği tam üyesi olan ilk hayvanat bahçesi.

İZLE

GİT

ALKIŞLA

KEŞFET

50 51

MEHMED EVYAP

TOWARDS AN EVER STRONGER EVYAP ON OUR 90TH YEAR...

My dear friends,The year 2016 we just passed was one of surprises in Turkey as well as worldwide. Donald Trump being elected as the President of the US, the UK voting to leave the European Union, Fenerbahçe completing the year without any cups () are but a few of these surprises... A glance at our region reveals political and economic problems, acts of terror, and devaluation of currencies.

Undoubtedly, what left its mark on Turkey in 2016 was the coup attempt of July 15th. Something we thought “was behind Turkey; was no longer possible” occurred, and our nation witnessed true betrayal. We had 250 martyrs; may God rest their souls. Our country and nation will succeed in leaving this turmoil behind, as we always did, and will, God willing, proceed to a much better future.

GENERAL OUTLOOK ON THE MARKETSThere are two developments I came to discern recently in Turkish mar-ket: The first is the continuing consolidation in the retail industry. The acquisition of Kipa by Migros was the most important development in this context. On the local chains side of business, on the other hand, the takeover of Bursa Şaypa by Onur Marketler was striking. On the other hand, certain players in the retail sector channeling our products to households, adopted ever tighter financing policies, limiting inventories and product selection due to changing financial circumstances. These and similar developments once again emphasize the need to in-crease the level of service we offer to all our clients, and the develop-ment of relationships with our customers, as trading partners. This is the only way to increase both our market share and productivity in 2017. On the matter of market share, I would like to note one of the happi-

est developments in the field in 2016; namely the achievement of taking the market lead in turnover figures in the last quarter of the year, for both Soap Bar and Personal Hygiene markets. We achieved the lead in turnover figures for the first time ever since we began collecting market share data. We saw that recession still reins in Russia; however, we are optimistic about 2017. Some strengthening of oil prices helped Rouble’s position a tad. Anyone doing business in the market believes that the worst is behind us. Our organization continues to grow in a balanced and effec-tive manner. In 2017, in Russia, we will be focusing in good shelve-outlet practices, brand investments, and efficiency. In Ukraine, on the other hand, the most important project for this pe-riod is about dealer consolidation. It is the most clear-cut consolidation project I came across through my career. I should note that I expect it to proceed as expected. Outlet practices and investments into our brands are also in progress. For the first time in the history of the country, Egypt is implementing a re-gime of freely floating exchange rates. The use of two distinct exchange rates in the period we left behind was truly tiring for all involved. In the transition to the freely floating exchange rates, however, the devaluation surpassed all expectations. Against this background, we took a step back in the Diaper market, where we operated as an importer; but we main-tain our persistence in soap bars. Evyap Malaysia is going through a very busy period. The past 12 months saw continuous transfers of production lines. At times, we had some dif-ficulties. However, particularly in the last six months, we came ever closer to our targets for productivity and quality with the help of our senior executives and plant staff appointed from the headquarters. Evyap’s cus-tomer portfolio is growing day by day in the oleochemicals sector as well.

AS ONE OF YOUR COLLEAGUES... AS A BROTHER OF YOURS...I would like to share my opinion on current developments and the fu-ture, as a brother, or as a colleague of yours, for five months for some, for 15 years for others. We need to put up some more patience and efforts to get the fruits of the ideas and projects we had put in place through extensive efforts of all of us, in the period 2010-2015. The pic-ture of the markets is not similar to the one we had five years ago. But regardless of the circumstances, we need to continue doing our best, smiling, and fighting with problems. Pretending not to have any challenges is of no use. What we need to do –what I have been trying to do recently– is to accept the state of affairs, and after that acceptance phase, try to do one’s best by holding on to our life and work with positive energy and true dedication. The ability to view the larger picture thinking “What can I do differently?”...

EVYAP IS NOW 90 YEARS OLDWhat do we expect from the future? 2017 will be a special year for Evyap. We will be celebrating the 90th year of Evyap together. Starting on our 90th year, we should continue our work so as to reach our cen-tennial in the strongest possible position. For a strong Evyap in its 100th year, we need solid brands, a flexible and efficient supply chain, and an agile management structure. In 2017, our 90th year, we will proceed with realistic plans and objec-tives, taking into account the current state of affairs. At this junction, as we take our first steps from 90 to 100, I would like to share with you the handwritten note our founder Mehmet Rıfat Evyap wrote in the Arabic script –a memento I deem a precious part of our spiritual legacy:

1. We are responsible before the society. We should fulfill that re-

sponsibility, and pay our debt to the society, by offering the best and highest quality products at the best price point. 2. To be able to do that, we always need to use the best technology available at the time. 3. We should pay our taxes and alms in full, and we should engage in charity, with the earnings we generate.

Yes, these are the words of our founder. Now, we have 90 years behind us. On this road he took with his wife on his side 90 years ago, we are now venturing forth as a family of 3,800. After passing through certain size thresholds and stages, corporations and organizations evolve into values for the country and the society which gave birth to them. Evyap and firms like Evyap are embodiments of such values. Each and every one of us should be determined to take Evyap to ever further achievement objectives, by maintaining its healthi-est and strongest form, adapting to any circumstance which may arise. The only way to do so is to work four our families, ourselves, our firm, and our country. We wish to welcome the 100th year of our Republic as well as our firm as strongly as possible. Finally, as always, I would like to note my sincere belief and trust in you, our valuable colleagues.

VISION FOR THE 100TH YEAR OF EVYAP• Strong brands• Close to and effective with the customers• A school to raise its own leaders• A well-established international organization• Leader in terms of product performance• Free from the burdens of non-core operations and idle assets• Devoted to its fundamental values

SUMMARY

52 53

SUMMARY

Can parenthood be taught?“I will grow my son into a doctor, or an engineer. He will wear my very glasses in terms of language, religion, and social outlook, and whenever I look at him, I will be able to think ‘here’s a true member of our family’.” That is how we begin to go wrong. Whenever you look at your child, you should think the following: “I just know that there is huge potential here. I don’t know its type. I don’t know if he will grow into an apple, or a banana, or an orange. But he well surely start to show signs soon.” That is really how it happens. You start to see those signs as the child grows. Some would take a leaf and study it in detail; ask questions and analyze the leaf. Some, in turn, would be very active. In such cases the child would get to love the delights activity and mobility. A child can say, do, or discover something that can change the world itself. That is why, as parents or teachers, we need to work like a farmer.

ACTING LIKE A FARMER; APPLE TREE AND THE CHILD Should we approach the child like a farmer?The farmer does not want an apple tree to bear pears. He wants the apple tree to grow into the best apple tree pos-sible: He tries to see which kind of soil the tree needs, the care and pruning required, the times it needs water... That is exactly what you should do with the child; you should first get to know it. But now I take one step back. To be able to recognize the child, you should first recognize your-self. One cannot get to understand another human being

without first thoroughly understanding one’s own essence, fears, concerns, and longings.

But which values should we adopt in order to be-come growing individuals, growing parents?Life is supposed to be lived here and now. That is a fact! Here and now your awareness grows. Here and now we ascribe meaning to life, and here and now flows. Are you aware of the choices you make here and now, and the objects and details of your perception? For, the choices you make “here and now” create a future. The future does not come into existence on its own. Assume that you met your neighbor on the elevator. Will you say good morning? A different neighborhood relationship stems from the case of a “good morning”, and another one from lack thereof.

You need to be a developing person in order to be-come a developing parent... Definitely. Indeed, that is the greatest gift our children give us. If we want to be good parents, we need to learn much. If you are quick in temper, you should think about the source of that anger; you should face it, and try and grow into a ‘listening’ person.

How to teach success in life to the child?You cannot teach or tell it. You can just serve as an exam-ple. That is the courage to be yourself. Parents who can be themselves here and now allow the child to be herself as well, celebrating existence with joy. The first road to

“ALLOW YOUR CHILDREN TO BE THEMSELVES”

DOĞAN CÜCELOĞLU AS YOU HAVE GUESSED, CONTINUES TO SHED LIGHT ON DIFFERENT LIVES FROM ALL AROUND TURKEY, AND TO PROVIDE COMPANY ON THE JOURNEYS OF PEOPLE OF ALL AGES, WITH HIS TALES AND WRITINGS. WE INTERVIEWED DOĞAN CÜCELOĞLU, CONVEYING HIS SINCERE MESSAGES FOR ALL EVYAP EMPLOYEES, ON THE OCCASION OF HIS VISIT TO EVYAP’S ABANT MEETING, AND HIS LATEST BOOK “DEVELOPING PARENTS”.

DOĞAN CÜCELOĞLU:

that end lies through “respect for truth” in the family. That is how a scientist would behave. The second one is through “love”. It is followed by empathy, sympathy, cooperation, and personal integrity. Then, one could be true to herself, and reflect her words in her behaviors. In such a family, the apple tree would find the most fertile grounds. If a parent was able to make their chil-dren grow without losing that spark in their eyes, they should be celebrated for true success!

We asked Doğan Cüceloğlu “what kind of a dad would you be, if you had another child today?” Here’s his fatherhood manifest; point by point...

• Assuming that I had another child today, I would feel an overwhelming feeling of gratitude as I hold her in my arms, and would hold onto that feeling for my dear life. • I would promise to God: “I will make it good for this present you gave me. As Doğan, I will maintain my awareness for parenthood in terms of creating a meaningful life, and I will always coach my child as she develops her own journey of life. I will always be a conversation partner for her.”• I would never judge my child. • I would only try to understand her, and maintain the interaction in the context of that understanding. • I would make her understand that I can be trusted. • I would not let her do whatever she wanted as a child. I would gradually grant her freedom and liberty as she grew more mature. • I would let her do some safer mistakes. I would always maintain an open channel of communications with her. These would allow her to realize that I am the greatest school of life, and someone she can always talk to. • I would take care not to make her shy away. • “If you can comfortably look in your own eyes on the mirror, you should not have any problems. That is what makes you stronger” I’d tell her.

IF I HAD ANOTHER CHILD TODAY...

54

SUMMARY

“Duru Natural Olive” series introduced last March, April and May with the slogan “The Most Natural Form of Shower Delights”, now include shower gels as well. The launch enables the leading personal hygiene products brand Duru respond to the ever grow-ing consumer demand for products containing natural components such as olive oil, in line with the ever more popular trend for “natural” in cosmetics prod-ucts. The new Duru Natural Olive Shower Gels are able to clean the skin tenderly, thanks to the olive oil and natural flower essences included in the formula. Furthermore, the glycerin contents help maintain the moisture balance of the skin. Offered in two varieties, daisy and honeysuckle, Natural Olive Shower Gels were offered to Turkish consumers as of Au-gust. The products quickly took their place among the first choices of the consumers who seek the natural in personal hy-giene products, thanks to the pure olive oil essences and pleasant flowery scents of them, not to mention the green color which reflects a sense of natural.

DURU NATURAL OLIVE FAMILY NOW INCLUDES SHOWER GELS AS WELL

56 57

SUMMARY

WHO IS SAMEER PATHAN?• Sameer was born in Mumbai,

India, on 20 February, 1981.

• Zaheer Pathan, his deceased

father, was a chef. His mother

Jahanara, on the other hand, was a

banker...

• He grew up in Uran, a small beach

town near Mumbai, India.

• He had always been a top student

through his education. Maths and

sciences were always his favorite

courses.

• He received a degree in chemistry

from the University of Mumbai, and

graduated with high honors (2001).

• His M.S. was in analytical and

technical chemistry (2003).

• In 2005, he married with his

English language teacher wife,

Samira. He is the father of a girl

named Meher.

"TURKS LOVE

FRESH, SOFT, AND

CITRUSY SCENTS"

What does your job as a "scent specialist" at the R&D Center entail? A scent specialist works hard to ensure the supply of the best scent to our consumers, through Evyap products. Another objective is to ensure that the aroma matches the target audience. We hope that consumers like and em-brace our products.

Which professional qualifications are expected of a scent specialist?For one to get a career as a scent specialist, he should have perfect sensual assessment skills, and a command of natural and synthetic components of scents. He should also have a deep insight into the consumers, trends, and the market. Furthermore, patience and passion about the job are also musts. It is crucial for you to dedicate yourself to learning the whole gamut of scents, and to be able to keep the scents of hundreds of components in mind. You do not need a certificate or diploma for work as a scent specialist. However, some training in chemistry would provide a better grasp of the chemical and natural components used in perfumes.

If we asked you to provide a comparative assessment of the scents India, Dubai and Turkey loves... In India, my life gave me the opportunity to discern various scents of the flowers growing in our garden. The jasmines and roses used by the ladies of the house are the first ones I recall. Indians usually love classical scents. The inhabitants of Dubai, on the other hand, are extremely passionate about scents, and they have the luxury to boast about that passion. It is not unusual for women to wear two or three perfumes at a time. Warbler and incense aromas literally blew my mind. My life in Turkey is a recent development. But I noticed that Turks usually like soft and fresh, somewhat citrusy scents. They have a preference for more natural and lighter scents, and fresh flowers such as jasmines, lilies, and lavenders. Furthermore, small touches of vanilla and pine giving a woody feel, and patchouli, offering light oriental notes are preferred. In terms of freshness, apples, oranges, grapefruits and lemons are among the favorites. But there is still too much to discover...

How does the scent of a product affect consumer preferences?The consumers do not buy a product without smelling it first. Scent is a form of expression. A specific scent would reflect your current mood and energy. The scent would emphasize your energy further, and would instill confidence in you. This is the mystical side of the scents; that is what makes them strong. The scent lies in the heart of all product categories, from shower gel to cos-metics, from perfumes to skin care; it plays a decisive role in shaping the purchase decision on part of the consumer.

Which Evyap product you like most in terms of its scent? Fresh Sensation Floral Infusion body soap is the product I like most at Evyap. Fresh touches of flowers such as geranium, lavender and patchouli lead to an impressive dispersion on the nose, and perform strongly at all stages, to make the product stand out. The character of the scent, as a concept of beauty, can be defined with reference to the intensive flower aromas lying in its heart, and its long-lasting amber foundations. This, in turn, renders the product a much more perfume-like and sophisticated one. As someone passionate about scents, these products which exhibit the characteristics of perfumes, are the ones which attract me most.

What kind of experience is it, to work at an established Turkish firm like Evyap? Working at such an established institution gives me the moral boost I need. Being a part of Evyap, enabling me to enjoy a wealth of experiences, as I am able to get acquainted with various branches of perfumes, is truly exciting for

Your career began in India, followed by work in Dubai and Turkey. How did that journey happen?After I had my masters degree in analytical chemistry, I worked for one and a half year at Glenmark Pharmaceuticals. Then I proceeded to Swiss Arabian Perfumes in Sharjah, United Arab Emirates. Dubai is a most impressive city, and a flight to the essence filled world of the perfume industry gave a new target for my passion. I got the chance to work at international perfume houses such as Mane and Firmenich, for more than 10 years. I am passionate about scents; I cannot stop smelling different essences, and that very passion took me to various shores of the world.

You are passionate about scents and you are one of the lucky people who get to work in what he loves...Very few people get the chance to work in a profession associated with one's passion, and I am one of those lucky few. I must confess that I have a natural talent in noticing and discerning scents; that talent helped my career immensely. Thank God, I found my place in the perfume industry, and everyday I voice my gratitude for that opportunity. 

What did working at Evyap mean for your career?Evyap is a huge soap producer; the largest in Turkey, one of the largest in the world. It is a true privilege to work in such a firm. The product portfolio is extremely extensive and diversified. I can proudly say that Evyap's products offer the most advantageous combination in terms of meeting the customers' cost, quality, and sustainability needs. I can imagine myself working with Evyap in the long run. I feel that Evyap and I share some fundamental values such as quality and trust. I re-ally want to take these to an upper level, in order to serve my employer to the best of my ability.

me. The firm is focused on its employees and its customers. Evyap allows its employees to be innovative and creative.

How do you explore Istanbul with your family?I came to Istanbul with my family, in April 2016. My family loves to wander around in Tuzla, due to the scenic looks it offers. I am also in awe of Sultan-ahmet Mosque, due to its grandiose and beauty. In the weekends, I spend time with my daughter. My daughter is my little angel of joy. The sunset on the horizon of Istanbul is a magnificent sight. We take Bosphorus tours on every occasion we get. Turkish cuisine is the healthiest cuisine I have came across to date. I have never tasted a food as delicious and enjoyable as Adana and Iskender kebap. I guess would never get too much of them.

What are the Evyap products you and your family love most?The wifey loves Evyap classic cream and Nature's Treasure shower gel with olive oil. I, in turn, love Fresh Sensations soap bar and the shaving gel to prevent irritation.

INDIAN BORN SAMEER PATHAN IS A PASSIONATE

SCENT SPECIALIST... HE MISSES NO OPPORTUNITY TO

VOICE HIS EXCITEMENT IN BEING A PART OF EVYAP, A

FAMILY HE JOINED IN 2016.

SAMEER PATHAN:

58 59

SUMMARY

ERI RWANDA, EVYAP’S DISTRIBUTOR IN RWANDA, MANAGED TO MAKE EVY BABY MARKET LEADER IN RWANDA. IN THIS ISSUE OF OUR JOURNAL, WE ARE PROUD TO HAVE FESSEHA TEAME WHO LEADS ERI RWANDA, AS OUR GUEST.

Could you please tell us a bit about the story of your life?I am Eritrean and I was born in 1969 in Eritrea and grew up learning in my parent’s business. In 1992 I went to Addis Abbaba, Ethiopia and founded my own company which deals importation and distribution. While I was doing good business there, a war has brock between the two countries of Eritrea and Ethiopia and I had to leave the country in 1998 and came to Rwanda.

Can you provide us some information about your firm, Eri Rwanda? We Eri-Rwanda are founded in 1998. We import and distribute general merchandise like: Foodstuff, Stationery, consumer goods, detergents & sani-tary items, electrical & agricultural. We are one of the biggest importers and distributors in the country which we are only working in the capital city of Kigali/Rwanda for the moment. We have around 140 employees in which most of them are manpower or laborers.

Can you tell us the success story, that is Evy Baby's market leader-ship in Rwanda?At the beginning, we had to fight with the other big brands. But the fact that the product is good in quality and fair in pricing, the customers slowly by slowly started to pick and they realized that the products are very good quality and worth to buy relative their prices. Not only this in the past years, we had a continues advertisement for many months on the national TV and other private TV’s and radios. This helped Evy Baby to be very familiar in every family’s house. And then year after year we started to increase our volume. Now we can say that we are one of the market leaders in the country in diapers and wipes.

What can be said to summarize the comments parents provide about Evy Baby diapers in Rwanda?Parent’s say Evy Baby brand is a reliable and good quality product that did not changed its quality for many years.

How did your partnership with Evyap began? Towards end of 2006, we started importing in small quantity from Dubai.

“EVY BABY TOPS THE CHARTS IN RWANDA”

When the customers start to pick, we searched the producer which is EVYAP company in inter-net and we met with someone who was working in export department. That export responsible, didn’t disappointed us and rather he was really cooperative and a very good business relationship partner. I can say that without here we wouldn’t be here today.

Can you tell us a bit about the business you have with Evyap? We are the distributor or the Evy Baby brand in Rwanda. Evy Baby is the number 1 best moving diaper in this country also. On the other hand, we have Evy Baby wet wipes business which is mov-ing good also. Both our diaper and wet wipe busi-ness are supplementary for each other and they have good sales also. Right now, we’re trying to access to Rwandan market with Evyap’s deodor-ant brands with Emotion&Blade. Generally, most of the deodorants here are exported from Dubai area with a high price&low quality, but they are here for many years so the customers are famil-iar with these brands for a long time. So the deo-dorant business is just started a couple of months ago and we would like to seize to opportunity in Rwanda market. Because we also think there is a market potential.

What is the foundation of your long-term partnership with Evyap? I believe that, in business if there is no mutual un-derstanding, you can’t reach where you planned. So, in short, I can say that our long-time partner-ship is founded based on this mutual understand-ing and respect.

What does partnership with Evyap mean for you and your firm?The partnership is really a lot for us. We can say that there is a complete trust and understanding between each other. Now I can say that it goes from business partnership to friendship.

What were the advantages of working with Evyap, from your point of view?Beyond the fair financial benefits that we are get-ting right now, we are very hopeful to expand our portfolio and thereby increase the financial benefits in the coming years. This is because we believe that we are working with one of the big-gest companies in Turkey in this sector of sanitary and other products. Not only this, Evyap is also in Africa (Egypt) and I think in Malaysia. This is a benefit for us to deal with one company but from the convenient regions.

What are your expectations from Evy-ap? What do you think about the fu-ture?We expect Evyap to closely follow and con-trol the quality of the products. You know customers are happy about the quality of these products. So, we should not disap-point them once the quality is changed. Not only this we expect Evyap to continue supporting us on advertisements and pro-motions to strengthen our products and fight strongly for the other brands. Specially on the new products that we introduced last year.

Have you ever visited Turkey before?Yes, we did several times and we can wit-ness that you have a very kind and generous people. What impressed us most is, we have been invited by the business relationship partners to their house that you never get such kindness from other partners of other countries. Turkey has also not only very rich historical sites but also, they are very many. Istanbul is a very beautiful city and located in a very interesting location. I am surprised the city is located in two continents having with the only passaged gate to the black sea via Bosphorus sea.

60 61

SUMMARYSUMMARY

ŞEHRİBAN CAKOVALI

WHEN ŞEHRİBAN CAKOVALI PAID A VISIT TO HER FATHER BAYRAM USTA, WHO WORKED AT THAT TIME AT EVYAP, SHE MET HACI MEHMET RIFAT EVYAP, AND HAD A LIFE-CHANGING CONVERSATION. TODAY, SHE IS DELIGHTED, EXCITED, AND JUSTIFIABLY PROUD TO HAVE LEFT 50 YEARS BEHIND AT EVYAP.

What kind of transformation did Evyap go through in the 50 years you personally witnessed?In that time frame of 50 years, everything did change and transform, from people to plants, from Turkey to the wider world, and of course, to Evyap. I witnessed the latter to grow from a small family establishment to a global giant. The developments in technology found their reflection on how we operate. Our growth took us beyond the confines of Turkey, and took ventures and began production in Egypt and Malaysia. Evyap grew from just a soap producer to a huge firm manu-facturing and selling cosmetics, hygiene products, and oleochemicals, which owns its own port. Still, this over-whelming change and development took place against a background whereby soap, our first love, and quality, had always occupied the prime spot. I only wish for this pace of growth to increase further in the future.

Could you please provide a brief summary of your current position and responsibilities? Currently I am responsible with providing all the sup-port required for R&D work on soap, as well as soap production in Tuzla. The first priority for me and our whole team is to convey the experience Turkey accu-mulated over the decades, to Malaysia, after the com-mencement of soap production there. We spent most

“I GLADLY DEDICATED MY LIFE TO EVYAP

AND TO SOAP”

of our time at work in year 2016 to this issue. I am glad to observe certain milestones being reached in Malaysia as well.

What do you think about the contributions experiences make in terms of business life?Experience is one of the most important ele-ments of capital people and corporations ac-cumulate through long years, by expending substantial efforts and time. Correct use and conveyance of this capital element paves the way for generating ever larger value through genera-tions. That is why I consider experience as one of the primary elements of work life, along with others such as raw materials and energy.

THE JOY OF BEING PART OF AN AD-VENTUREIf I asked you to summarize Evyap’s place in your life in a single sentence... I gladly devoted my life to Evyap and soap. Hav-ing worked for 50 years at Evyap, a monument of success and growth providing bread and but-ter to thousands, would only make one proud. Looking back, I only feel happiness for being a part of this adventure.

It is an undeniable fact that you have pro-vided invaluable services, and contributed immensely to Evyap through these 50 years. What did Evyap contribute to you, in turn?A second family, a job I love, the opportunity to meet and work with most valuable people, the opportunity to see numerous countries and to work with many firms from those countries, on different technologies, all the while getting to know different cultures, not to mention the means to provide me a comfortable life...

In your 50th year celebration, many of your colleagues, including but not limited to Me-hmed Evyap and Ayşe Evyap were by your side. What did you wish for when blowing the candles on the cake with the numbers 50 on it? What did you feel on that day?Many of the people who were by my side on that day were not even born yet when I took up my job at Evyap. This is not an easy thing to im-agine for many; it is a form of happiness hard to describe, having been personally achieved this. I am grateful to Mr. Mehmed , Mrs. Ayşe , and all my colleagues for being with me on that very special day. At that moment, I wished a long and successful future for Evyap, and a satisfying and extended career for all my colleagues, like the one I happily had.

5 PIECES OF ADVICE FOR YOUNG EMPLOYEES OF EVYAP1. Evyap is a truly precious school, and you can learn so much if you are

willing and if you work hard.

2. Never make concessions on quality; always be someone hard to

please.

3. Be respectful of yourself and your colleagues; the secret to a successful

career is through the ability to set up and be a part of successful teams.

4. Be transparent and honest.

5. Love what you do. It is not possible to achieve success in a business

you don’t love.

62

BASAR ÖZKAN - KIDEMLİ ELEKTRİK MÜHENDİSİ

FERHAT PAMUKCU - TEKNİK DEPO AMİRİ

BAKIŞ AÇISI